TC ĠSTANBUL SAVCILIĞI`NA 16.08.2013 TC
Transkript
TC ĠSTANBUL SAVCILIĞI`NA 16.08.2013 TC
T.C. ĠSTANBUL SAVCILIĞI’NA 16.08.2013 T.C. İstanbul Anadolu Savcılığı‟na vermiş olduğum şikâyet dilekçesi nedeniyle ve sanıkların özel şirketlerin çalışanlarından ve onların yakınlarından oluşan, toplumu kışkırtan kalabalık bir kitle olmaları, çok sayıda siyasi topluluk ile ilgili resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com „daki siyasi içerikli yazılarım ve iharlarım nedeniyle kesintisiz olarak taciz ediliyorum, maddi ve manevi olarak zarara uğruyorum. Sanık taraftarları tarfından evsiz ve işsiz kalacak kadar maddi zarara uğradım, kanıt sunmamı ve haklarımı savunmamı engeleyecek şekilde beni taciz ederek davacı olma hürriyetimi gasp eden iş yerlerinden şikâyetçi ve davacıyım. Tacizcilerin bir kısmının fotoğraf ve video görüntülerini ekteki dijital kayıt belleğinde sunuyorum . Dün gece Kadıköy Güven Otel‟de kaldım ve 40TL ücret ödedim, yaklaşık 20TL de masrafım oldu, öğle saatlerinde Kadıköy Starbucks isimli kahve ürünleri satan yerde aşağıdaki metni tamamlamaya çalıştım, çünkü bilgisayarım için kullanacak elektriğe ihtiyacım vardı.Ancak çalışanların tacizleri ve sanıkların lehine olan iftiracı söylemleri nedeniyle adliyenize çalışma saatleri içinde ulaşamadım. Pazartesi günü başvurabileceğim için ve bu tacizler her yerde kesintisiz olark devam ettiği için 3 gün kaybettim ve şu an sadece 40 TL kadar param kaldı. Evimde elektrik borçlarım nedeniyle kesilmiş durumda, sosyal yardım vakıflarından yardım alma haklarımı bitirmiş durumdayım, su faturası ve kira için param yok. Ekte sunduğum dijital bellekteki video görüntüleri ve fotoğraflarında eşgallerini ve adresini ortaya koyduğum, daha geniş bir ek ifadede açık adreslerini vereceğim iş yerlerinden şikâyetçi ve davacıyım, davacı olma hürriyetimi beden sağlığıma ve maddi imkânlarıma zarar vererek gasp etmekle suçluyorum, gereğinin yapılmasını arz ederim. Açık kimlik ve adres bilgilerim, konunun ayrıntılı anlatımı aşağıda bulunan ve tamamlayamamış olduğum yazıda mevcut. Saygılarımla, T.C. ĠSTANBUL BAġSAVCILIĞI’NA 1 16.08.2013 Ben Fikret oğlu Seviye‟den olma Cevat ÇalıĢkan , T.C. Kimlik Numaram 15055262556, Siteler Yolu Sokak Altmışlar Sitesi Tunca Apt. No: 20/A (Bahçe Katı) Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul adresinde ikamet ediyorum, telefon numaram 0 537 057 68 68 (eski telefon numaram 0 539 576 03 35) , e- posta adresim insaat@hotmail.com ( ve cevat@hotmail.com , cevatproje@gmail.com) , sosyal medya paylaşım profillerim www.facebook.com/djevatali ve www.facebook.com/cevatali , resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com (ve www.cevatca.wordpress.com) , 2010 yılı Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunuyum, inşaat mühendisiyim ve İnşaat Mühendisleri Odası Sicil Kayıt Numaram : 85497. Aşağıda haklarında bilgi vermiş olduğum ve kanıtlar sunmuş olduğum soruşturmaların takipsizsizlik kararlarına itirazımın ilgili ağır ceza mahkemesine gönderilmesi için gereğinin yapılmasını arz ederim. Daha fazla kanıt ve bilgi vermem için süre verilmesini arz ederim. Tüm telefon hatlarımın (daha önce kullanmış olduğum ve kapanmış olan Turkcell hatlarım dahil) , resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ve diğer internet profillerim, e-posta adreslerimin 5 yıl öncesine kadar incelenemesini arz ederim. İfadelerimi vermiş olduğum savcılıklarda cumhuriyet savcılarının etkisi ve baskısı altında, adliye personelinin ithamlarla, tacizlerle, tehtidlerle, hakaretlerle ve düşmanlıklarını belli ederek yarattığı dikkatsizlik ve yaptığı dolandırıcılık sonucunda vermiş olduğumu, ifadelerin eksik ve yoruma açık ( kendi yorumları ile dolandırıcılık yapmak için adliye özel güvenlik şirketi elemanları ve taşeron firmaların çalışanları beni taciz etti) olduğunu beyan ediyorum, hukuk eğitimi almamış olduğum için ifadelerdeki bazı kelime ve ifadeleri ifadeyi alan Cumhuriyet Savcısının asaletine güvenerek onayladım. Yaptığım başvurularda adliye personeli ve özel güvenlik şirketi alehime olan eksik ifade vermemi ve Soruşturma No: 2013/83855 ile ilgili ek ifade vermemi engellediler, beni savsaklayarak maddi imkânlarımı yok ettiler, sanıkların beni çalışamaz durumda tutacak şekilde kesintisiz taciz etmesini kolaylaştırdılar. Soruşturma No: 2013 / 98392‟nin takipsizlik kararını elden tebliği edilemeyeceğini söyleyerek beni yanıltmaya ve savsaklamaya çalışan savcılık kalemi bayan memuru görürsem tanıyabileceğim ve adını bilmediğim bir bayan. Yeni şikâyet dilekçeleri vererek şikâyetin bütünlüğünü bozmama neden oldular. Hukuk eğitimim olmadığı için, çalışma hakkımı gasp ettikleri için avukat tutacak param olmadı, bu konuyla ilgili bilgisizliğimden faydalandılar ve birden fazla şikâyet dilekçesi vermeme neden oldular. Bu şikâyet dilekçeleri ektedir. Böylece dava açma ehliyetimi gasp etmeye teşebbüs ettiler, “muhtelif, türlü türlü v.b. “ gibi daha önce hiç kullanmamış olduğum kelimelerin ifadelerimde yer alması için izin vermeme ve sanıkların sayısını eksik söylmeme neden olarak, aşırı ısrarlardan sonra ve yorgunluk yarattıktan sonra ifade alarak şikâyetlerime şüphe düşürdüler, beni zan altında bıraktılar. Can güvenliğimin sağlanması ve gereğinin yapılmasını arz ederim. 2 Haklarında şikâyette bulunmuş olduğum sanıkların ( Savcılık Soruşturma Numaraları : 2013/ 8878, 2013/98392, 2013/83855, 2013/78622 ve 2013/75904; BİMER Başvuru Numaraları – Tarihleri : 341966 – 08.04.2013 , 348563 – 10.04.2013, 385373 – 25.04.2013, 407556 – 04.05.2013, 424748- 10.05.2013, 463579 – 26.05.2013, 473579 – 30.05.2013, 585612 – 14.05.2013 ve 394635 – 29.04.2013. İkamet ettiğim ve çalıştığım adreslerden telefon hatlarım 0 537 057 68 68 ve 0 539 576 03 35 ile Organize Suçlar Şubesi, Mali Şube ve Terörle Mücadele İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve ilçelerdeki şubeleri ile yapmış olduğum küfürlü kavgalar sonucunda göndermiş olduğum uyarı niteliğindeki ihbarlar da var. ) beni organize bir şekilde maddi ve manevi olarak yıpratıp haklarımı gasp etmelerinin nedeni resmi internet sitemde kanıtlara dayandırıdığım ve iftira ile suçlamayamayacakları, dava açamayacakları suçlamalar ve İEM‟ne yapmış olduğum ihbarlardır. Sanıklar ikamet ettiğim adreste beni her günün 24 saati boyunca sözlü şiddet ile taciz ve tehtid ederek uyumamı , çalışmamı engellediler. Savcılığa kendileri hakkında şikâyet dilekçesi verdiğimde canıma ve malıma olan saldırılarını kendi atmış oldukları iftiralara ve işkence sayılacak düzeyde, günlerce sinirlerimi ve sabrımı yıprattıktan sonra gasp ettikleri küfürlere dayandırdılar. İnşaat mühendisiyim ancak değil mühendislik çalışması yapmak, ruh ve beden sağlığımı zor koruyacak kadar çok tehtid ve taciz ediliyordum, namusum ve şerefimle ilgili ithamlarla beni taciz eden komşular ve Tepe Özel Güvenlik Şirketi özel güvenlik elemanları ( Ted Rönesans Koleji İnşaatı Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul) sanıklar ve taraftarları beni küfür etmem için kışkırtıyor, bu küfürleri can güvenliğimi tehtid etmek için mesnet olarak kullanıyordular. İkamet etmekte olduğum bölgede görevli Küçükyalı Polis Merkezi ( Tel : 0 216 417 22 45) polis memurları görevlerini yapmayarak ve sanıklara “ispatlama adı altında rahatsız etme” izni vererek beni kesintisiz taciz edip tehtid eden, para karşılığında beni delirtip tımarhaneye kapatacaklarını söyleyen kendilerini tanımadığım ve görmediğim sitedeki komşuların maddi ve manevi saldırısına suç ortağı oldular. Benden önce aynı bahçe katı dairesinde yaşamış olan bir gazeteciye de aynı şeyi yaptıklarını, açlıktan öldürdüklerini söyleyen komşular (Kendilerini tanımıyorum, üst katlardan ve yan binalardan günün 24 saati, 3 saatten fazla uyumamı engelleyecek şekilde kesintisiz taciz ederek çalışma hürriyetimi ve sağlığımı gasp ediyorlar) dava açmamı engellemek için elektriğimi bile kestirdiler, bulunduğum bölgede tüm kafe , kahvehane ve lokantaları “topluca ceza veriyoruz “ diyerek beni taciz ve tehtid etmeleri için kışkırttılar. Taciz eden işyerlerinin fotoğraflarını kanıt olarak ekteki dijital bilgi deposunda sunuyorum . İstenmesi halinde görevli soruşturmacılara daha geniş bilgi veririm. Kanıtlarımı yok etmek için resmi internet sitem ve e-posta adreslerime müdahale edenlerden , giriş şifrelerimi çalıp yazmış olduğum yazıları değiştiren ve silenlerden şikâyetçi ve davacıyım, emniyet müdürlüğünün ilgili şubesinin sanıkların kimliklerini tespit etmesini arz ederim. O yazılarda siyasi partilerde yöneticilik yapmış olan ve kamu kurumlarında görevli, kamu ihalesi müteahhit firma yönetici ve çalışanı sanıklar hakkında vermiş olduğum bilgilerin ihbar sayılmasını, kamu davası açılması 3 halinde şahitliğimin kabul edilmesini ve bunların kimlik ve adres bilgilerini benden ayrıntılı olarak almanızı arz ederim. Takipsizlik kararına itirazım şu başlıklardan oluşuyor: I. Takipsizlik kararına itirazım olan soruşturmlar. II. İtirazlarımın gerekçeleri III. Ekler 1. T.C. Adalet Bakanlığı Özel Kalem Dilekçe Bürosu ve Ceza İşleri Genel Müdürlüğü‟ne göndermiş olduğum dilekçenin içeriği. IV. Kanıtlar : Dijital bilgi depoları ( 1 adet 1TB ve 1 adet 500GB kapasiteli bilgi deposu) I. Takipsizlik kararına itirazım olan soruĢturmlar: SoruĢturma No: 2013 / 78622 : İEM Sultangazi ve Maltepe İlçe Emniyet Müdürlü hakkında soruşturma. SoruĢturma No : 2013 / 98392 : Beni İstabul sınırları içinde görevli oldukları her yerde ve T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi‟nde tehtid ve taciz eden özel güvenlik şirketleri (T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi‟nde görevli özel güvenlik şirketi, Tepe Özel Güvenlik Şirketi ve Akdeniz Özel Güvenlik Şirketi, soruşturma kapsamına alınması gereken Bilge Özel Güvenlik Şirketi ve beni her gittiğim yerde organize suç örgütü gibi tehtid ve taciz eden, zaman ve maddi imkân zararına uğratan özel güvenlik şirketleri ve onların yakınları, destekçileri ) hakkında soruşturma. II. Ġtirazlarımın gerekçeleri : 1. Görevli cumhuriyet savcıları açıkça tehtid ve taciz altında olduğumu, bu tehtid ve tacizlerin sağlığıma zarar verdiğini (onların huzuruna çıktığımda yorgunluktan ayakta zor duruyordum) ve işsiz kalmama neden olduğunu biliyordu, sağlığıma zarar verenleri ve çalışma hürriyetimi tehtid edenleri engellemediler. Adaleti savsaklayarak soruşturmalarda takipsizlik kararı vermek için zemin hazırladılar. Görevli Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker soruşturma dosyasını bir hafta kadar savsakladıktan sonra 20 günlük yıllık izine çıktı, Soruşturma No: 2013/ 78622 nin kararı bana 7 Ağustos 2013 tarihinde elden tebliği edildi, 11 Haziran 2013 tarihinde başvurmuştum. Soruşturma No: 2013 / 98392 bana 12 Ağustos 2013 tarihinde tebliği edildi (savcılık kalemi memuru bayan elden tebliği edilmez diye yalan konuşmasına rağmen ısrarla elden tebliği aldım kararı) ve şikâyet dilekçemi 24 Temmuz 2013 tarihinde vermiştim. Savcının izinde olması ve sanık özel güvenlik şirketlerinin beni sistematik olarak yıpratması ve karalaması, görevli oldukları mekânlarda süreki manevi saldırılara uğramam nedeniyle Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker‟in yıllık izinden geri dönmesini bekleyemedim ve Soruşturma No: 2013 / 98392 numaralı 4 şikâyetimi yaptım. İki soruşturma da Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker‟e verilmişti. İkisinde de takipsizlik kararı verdi ancak kararın bana tebliği edildiği tarihe kadar yalan konuşan ve sanıklarla suç ortaklığı yapan Küçükyalı Polis Merkezi ve 155 ihbar ve şikâyet hattını aradığımda gelen polis memurları beni can güvenliğimi tehlikeye atacak kadar canıma ve malıma saldıran, beni tehtidle ve cebirle “MHP ceza verdi” diyerek akıl hastanesine kapatmaya teşebbüs ettiler. Tüm saldırılara ve gasp için uguladıkları taciz ve tehtidlere rağmen akıl hastanesine gitmeye razı olmadığım için bana akıl hastasına uygun dış görünüş, profesyonel başarısızlık, ekonomik yetesizlk ve sağlık durumu yaratmak için Sultangazi‟de ikamet eden ailemin adresinde ( Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No: 18/2 Sultagazi İstanbul) başlayarak ve kesintisiz olarak devam ederek şu an ikamet ettiğim adreste ruh ve beden sağlığıma acımasızca saldırdılar, toplumu kışkırtmak için ve aşağılık ithamlarda ve hakaretlerde bulundular. Savcılığa verdiğim dilekçeler her zaman tehtid ve baskı altıdna hazırlanmış, adliye içinde beni stres içinde tutarak haklarımı korumamı engellediler. Amaçları kendileri hakkında adam kaçırma ve tımarhanede iĢkence yaptırma suçlamalarımı resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com „da ve sosyal paylaşım sitesi facebook‟ta yayınlamış olan Tepe Özel Güvenlik Şirketi (Adres:Kore Şehitleri Cad. Yüzbaşı Kaya Aldoğan Sok. No:9 Zincirlikuyu/Esentepe/Şişli İSTANBUL Telefon:+90 (212) 267 23 98 Faks:+90 (212) 267 53 64) ile ilgili maduriyetime bağlı tazminat hakkımı gasp etmek. 1999 yıllarından itibaren Yıldız Teknik Üniversitemdeki öğrencilik yıllarımda (1995 – 2010) başlayan YTÜ‟de görevli bu özel güvenlik şirketinin iftira ve dolandırıcılıkla, YTÜ medikosunda görevli psikiyatri uzmanları ve psikologlarının düşmanca koydukları yalan teşhisler ve devamında tehtid ve baskı altında, beni şantaj altında bırakarak yazdıkları sevkler vasıtasıyla Tepe Özel Güvenlik Şirketi defalarca öğrenim hakkımı ve özgürlüğümü gasp etti. İstenilmesi halinde şahısları açık kimliği, eşgalleri ve ikamet/çalışma adresleri hakkında geniş bilgi verebilirim. Bana bunlar ile ilgili soru sorulmadı. 2. Kesintisiz taciz ve tehtid altıda sadece sağlığımı korumaya çalıştım, daha somut bilgi ve kanıt sunamadım, tüm ekonomik imkânlarımı kaybettiğim gibi borçlarım nedeniyle mahkûm olacak ve evsiz kalacak duruma geldim. Evimde elektrik yok, su iki üç gün içinde kesilecek ve kiramı ödeyecek param yok. Tüm malvarlığım 35 Türk Lirası kadar ve bankalara, farklı kuruşlara on bin liraya yakın borcum var. Aylarca beni yıpratan sanıklar 3 aydır işsiz olmamı beni karalayarak ve ikamet ettiğim adreste sözlü tacizler ile uyumamı engelleyerek sağladılar. Bana “jigolo, pornocu, devlet düĢmanı, devletten tazminat isteyen Ģerefsiz ( suçlamalarımda sanık olan özel güvenlik Ģirketlerinden ve inĢaat firmalarından tazminat talep edeceğim) , baĢörtülü kıza küfür eden jigolo (beni günlerce ve saatlerce baĢörtülü kıza sulanıyor Ģeklinde itham ettiler ve saatlerce tesettürlü kadınların tacizi altında kaldıktan sonra tesettürlü kadınlara ihtiyacım olmadığımı , istediğim zaman fotomodel escort ile cinsel iliĢkiye girdiğimi ikamet ettiğim sitenin bekçilerinden biri olan ve adı 5 Mustafa olan sanıklardan birine söyledim, kendisi bir iki saat sonra kapıma gelerek Koralp Attık adında birine mektup geldiğini, o olup olmadığımı sorarak tehtid etti. Genellikle deli saçması kelime oyunları ve davranıĢlar ile tehtid ettiler beni.), elini sinkaf eden mühendis, devlet dümanı, polis düĢmanı ..v.b.” gibi iftiraları kendileri atarak bu iftiralara dayalı olarak gittiğim her yerde ( ikamet ettiğim adres, yemek yediğim yerler, toplu ulaşım araçları, oteller..v.b.) beni şikâyet dilekçesi yazamayacak ve dikkatimi dağıtacak şekilde taciz ettiler, bu taciz ve tehtidler ile dolaylı olarak haklarımı gasp ettiler. Bu durumu bilen İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcıları beni bu durumdan kurtarmadı, gaspa izin verdiler. Maddi ve manevi olarak zarar gördüm, hukuki ehliyetime ve dava açma ehliyetime iftira atmak için zemin hazılardılar. 3. Bu soruşturmalar T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi‟nde açıldı ancak görevli cumhuriyet savcıları ve adliye personeli değişik şekillerde taraf olduklarını ve beni dolandırdıklarını belli ettiler. Eğer gerekli duyulursa bunları açık şekilde anlatabilirim, Gereği görüldüğünde konuyla ilgili ifade vermeyi , kamu davası açılması halinde şahitlik yapmayı arz ediyorum. a) Kanıt : T.C. İstanbul Adliyesi‟nin güvenlik kamerası görüntüleri ve ekte kanıt olarak bulunan dijital bilgi depolarında bulunan fotoğraf ve video görüntüleri ( Taciz edildiğim mekânların ve tacizcilerin eşgallerini ortaya koyuyorlar). Gerekçe : Adliyenin özel güvenlik şirketi beni sürekli takip altında tutuyor, adliye çalışanlarını bana iftira atmaları için kullanıyordu, sözlü olarak taciz ediyor, kendi kendine söyleniyormuş gibi davranan özel güvenlik şirketi elemanları bu konuşma yöntemini kullanarak beni tehtid ve taciz ediyordu, kışkırtıyordu. Daha sonra tavırlarını değiştirerek aralarında benim hakkımda neşeli konuşmalar yapıyormuş gibi davranmaya başladılar. Böyle konuşmaları ve davranışları dikkate almama onlar neden oldu. Bunu adliye sınırları dışında bu yöntemi kullanarak açıkça tehtid eden ve ithamlarda bulunan yüzlerce yandaşlarının tacizleri ile bu yönteme alıştırarak başardılar. Soruşturma No: 2013/ 83855 ile ilgili başvurumda ilgili müracaat savcısına başvurmadan önce ve ifade verirken sözlü tacizler ve tehtidler ile beni stres içine sokup ifademde eksik olan kısımlara itiraz etmeme neden oldular, kanıtım yok diyerek (İftira davası açılacağı için iftira attıklarını sanıkların bana bağırarak söylemesinden biliyordum, bağırarak bana bunu söylediklerini ispatlayamazdım ancak iftira olduğunu ispatlamam tamamen kolay idi. Soruşturmaların açılmasını savsaklayarak takipsizlik yaratacak şekilde canıma ve malıma, çalışma hürriyetime saldırdılar. Beni sokakta evsiz kalacak hale getirdiler. b) Başbakanlık İletişim Merkezi‟ne yapmış olduğum bir başvurunun sonucunda Adalet Bakanlığı‟nın açmış olduğu bir soruşturma da aynı adliye tarafından yapılmış, o soruşturmada şikâyet etmiş olduğum Cumhuriyet Savcıları hakkındaki 1999 senesine kadar uzanan iddialarım araştırılmış ve bana herhangi bir bilgi verilmemişti. Soruşturma sonucunun o adliye tarafından T.C. Adalet Bakanlığı‟na gönderildiğini bir 6 hafta önce öğrendim. O soruşturmada ve ayrıca bu takipsizliğe itiraz dilekçemin konusu olan soruşturmaların ek ifade ve kanıları arasında olan resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com ve sosyal paylaşım sitesi facebook ( www. facebook.com/cevatali ) profilimdeki yazılarda da açıkça yıllar önce T.C. Adalet Bakanlığı‟na göndermiş olduğum dilekçe sonucunda ifademi alan T.C. Sultanahmet Cumhuriyet Başsavcısı Vekilinin beni tehtid ederek ve baskı altına alarak tamamen boş ve anlamsız, şikâyetimi tam olarak yansıtmayan bir ifade aldığını ve böylece tüm gençlik yıllarımı ve sağlığımı gasp ettiği yazıyordu. c) İki soruşturmaya takipsizlik kararı vermiş olan Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker‟in savcılık kalemi görevlisini soruşturma dosyamdan hiçbir evrakın eksilmemesi için uyarıda bulunmuştum, geçmiş yıllarda T.C. Şişli Adliyesi‟ndeki bir şikâyetimle ilgili dosya arşivden çalınmış, ben kendi rızam dışında polis memurları tarafından akıl hastanesine götürülüp orada tehtid ve baskı altında bırakılmıştım, maddi ve manevi zarara uğramıştım. Eğitim hayatım zarar görmüş ve üniversitedeki inşaat mühendisliği eğitimim 15 seneyi bulmuştu. Sözkonusu suçlama savcılık kaleminde görevli ve beni tehtid eden, sözlü şiddet uygulayan bayan memurlarlar ile ilgili idi. Bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgiler resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com „da mevcuttu ve faili meçhul cinayetlerin savcılıklardaki evrakların ve şikâyet dilekçelerinin dosyalardan çalınması ile meydana geliyor diye bir iddiam vardı, bu iddia çok sayıdaki devlet memurunun bana düşman olmasına neden olmuştu. Bu konuyla ilgili daha ayrıntılı yazıları da bu internet sitesinde yayınladığım için çok sayıda devlet memurunun düşmanlığı oluşmuştu. SoruĢturmalarda yer alan ve Ģikâyetçi olduğum adli vakaların açıklaması: 12 Nisan 2011 tarihinde bir inşaat firmaları grubunun ortak ofisinde ( Gerçek sahibinin Sultangazi Belediye Meclis Üyesi Halûk Bozkurt‟un (Tel No: 0 533 682 21 64 ) şahıs firması Artun Mimarlık İnşaat , o dönemde iziniz çalışan ve her birinin değeri 15 bin TL olan 120 dosyasının işlemlerini Aka Yapı Denetimi Ltd. Şti. ( www.akayapidenetimi.com) üzerinden gösteren ve sahibi Harun Hasan Öge (Tel No: 0 533 320 93 88) olan ( gerçekte ortak olmayan, resmi işlemler için ortak olarak gösterilmiş olan inşaat mühendisi Kemal Çetiner (Tel: 0 533 371 83 46) ve bir başka firmanın sahibi vardı) olan Pramit Yapı Denetimi Ltd. Şti. aynı ofiste idi. Ofisin adresi Cebeci Mahallesi S Caddesi No: 1 Kat : 5 Sultangazi İstanbul idi.) işe girdim. Meslek hayatıma yeni başlamış olduğum için suçlar işlediklerini ve yasadışı şekilde büyük paralar kazandıklarını geç anladım ve devamında beni tehtid ederek çalışmaya devam etmemi sağladılar, söz verdikleri ücreti ödemediler. Bana asgari işçi ücreti ödediler. Siyasetle ve dinle ilgili baskılar ve istismarlar uygulayarak beni önce nitelikli şekilde dolandırdılar, devamında mafya tehtidi ile çalıtırmaya devam ettiler. Ancak ben Sultangazi Belediyesi‟nde kendilerinden rüşvet alarak onlar için yasadışı şekilde görevini kullanan (görürsem tanıyabileceğim ve işledikleri suçları anlatabileceğim) devlet memurlarında korkuyordum. Vergi kaçırma ve imza sahteciliği yapan firma çalışanlarının ( İbrahim Öge (Harun Hasan Öge‟nin kardeşi ve şirketin Sultangazi 7 Belediyesi‟ndeki “iş takibi” adı altındaki rüşvet trafiğinde önemli rol oynayan radyo sunucusu ve Atatürkçüler hakkındaki ithamlarına bağlı din sömürüsü yapmakla bilinen lise mezunu, Tel : 0 537 527 75 49) ve Emine Toklucu ( Lise mezunu tekniker, Tel : 0 538 304 74 32) suçlarına şahit olarak çalışmaya devam ediyordum (gereği görülmesi halinde benim eserim olan ve 33 tane inşaa edilmiş binaya ait olan statik proje tasarımlarımın ayrıntılı bilgilerini, belediyedeki pafta/ada / parsel numaralarını ve projelerin dijital kayıtlarını sunabilirim) ve benden 2002 yılında yapılmış olan bir Süleymancılar Cemaati 4 bloktan oluşan Sultangazi İlçesi Sanko Sanayi Merkezi‟nin yakınındaki (videoları ve resimleri ekteki dijital bilgi depolarında bulunan ) şeriat merkezi binasının sahte projesini istediklerinde bu binanın depreme dayanıksız olduğunu tespit ettim ve can güvenliğini tehtid etmemek için 30 Ocak 2012 tarihinde onları kandırarak kendilerinden kaçtım. 9 Şubat 2012 tarihinde beni arayıp “sağda solda fazla konuşma” diyerek tehtid etmeleri ve çok ağır hakaretler savurmaları nedeniyle internet ortamında durumu soyal paylaşım sitesi facebook profilim www.facebook.com/cevatali „de anlattım. Durumu işverenlerimin üyesi/ görevlisi oldukları inanç gruplarına ( CHP, Süleymancılar Cemaati,...) anlattım ve kanıtları sundum. CHP 3. Bölge Milletvekili Mustafa Ataş ( Tel : 0 532 549 39 13) ile konuşarak CHP İstanbul İl Yönetimi Binası‟nda (Taksim Şişhane Beyoğlu İstanbul) uygun gördükleri bilgisayara kanıtları ve suçlarla ilgili açıklamaların dijital kopyelerini koydum . CHP İstanbul il yönetimi sorunu çözmek yerine bana iş vererek kendi şantajı altına almaya teşebbüs etti. Kabul etmediğim için beni maddi ve manevi olarak yok etmeye, mühendislik yetkimi gasp etmeye teşebbüs etti. Sultangazi CHP İlçe Sekreteri Fevzi Çoban beni değişik şekillerde itham ederek, çok kritik zamanlarda ( G.O.P. 2. Asliye Ceza Mahkemesinde açmış olduğum Soruşturma No: 2008 / 1222 davanın karar duruşmasından önceki akşam) beni tutuklatacak şekilde kışkırtacak alay dolu ithamlarda bulunarak tehtid etmesiyle CHP‟den davacı olmaya karar verdim ve bu kararımı İstanbul İl Örgütüne ve Ankara‟daki genel merkezine telefonla bildirdim. 2610 TL civarındaki borcu nedenilye kapanmış olan telefon hattım 0 539 576 03 35‟in satın aldığım tarihten itibaren incelenmesin arz ederim. CHP yandaşları eğitim kurumları (Bilişim Eğitim Dershanesi Bakırköy Şubesi Ebuzziya Cad. No:37 Bakırköy / İstanbul Telefon: 0212 570 18 80 (Pbx) Faks: 0212 466 08 90 e-Posta: bilisim@bilisimegitim.com) , ticari kurumlarda (ekte kanıt olarak sunmuş olduğum dijital kayıtlarda bu işletmelerin fotoğrafları ve videoları mevcut) , işe girdiğim firmalarda (MPI Mühendislik Proje İnşaat Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti. Çilekli Cad. Sedir Sk. No:8 3.Levent / 34330 Beşiktaş İSTANBUL Tel : (+90 212) 282 72 07(pbx) Faks: (+90 212) 283 59 29 E-posta : mpi@mpi.com.tr web adresi : www.mpi.com.t , Fema ĠnĢaat ve Ticaret A.ġ. Adres : Süleyman Nazif Sokak 10 / 2 Çankaya / Ankara Telefon : +90 312 441 27 73 Faks : +90 312 441 35 57 E-Posta : info@femainsaat.com.tr – İSKİ Genel Müdürlüğü İkinci Binası İnşaatı Şantiyesi Kâğıthane İstanbul , Soğancıoğlu ĠnĢaat Adres : Mehmet Akif Caddesi Denge İş Merkezi No : 22 Kat : 5 Daire : 11 Merter / İstanbul Telefon : 0212 424 28 28 (pbx) 0212 424 28 29 Faks : 0212 592 66 26 E-Mail : 8 sogancioglu@sogancioglu.com.tr , info@sogancioglu.com.tr ve Astas Alçı Dekorasyon Ltd. ġti. Showroom / Atölye: Sanayi M. Sultan Selim C. Aybike S. Cihat İş Merk. No: 22 4.Levent / İstanbul Telefon : +90 212 281 29 17 - 270 10 43 E-Posta : astas@astas.com.tr – Aydınevler Mahallesi Siteler Yolu Sokak Ted Rönesans Koleji Şantiyesi ( Müteahhit firma Rönesans Holding‟e bağlı Rönesans İnşaat) ) haksız yere işten çıkarıldım ve iş göremez iftirasına mesnet oluşturacak olayları ailem (Nüfus dairesi aile kayıt bildirgesi ektedir) , komşularım ve önceki işverenlerim suni olarak yarattı. Yaklaşık iki yıl boyunca ikamet etmiş olduğum adreslerde ( Cebeci Mahallesi 2540 Sok. No: 18/2 Sultangazi İstanbul ve Altmışlar Sitesi Tunca Apt. No: 20/A Siteler Yolu Sokak Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul , Maltepe Otel Bağdat Caddesi Maltepe İstanbul , Murat Otel Gaziosmanpaşa Meydanı, G.O.P. Adliyesinin tam karşsında idi ve farklı yere taşındı) yoğun bir gürültü ve tacizler altında, tehtid edilere ve namusuma şerefime iftiralar atan şahıslar tarafından kesintisiz yıpratıldım. Yaklaşık iki yıl boyunca CHP taraftarları ve haklarında internet sitemde yazılar yazmış olduğum MHP taraftarları ve Sultangazi Belediyesi‟ndeki rüşvet trafiğini ve şahit olduğum yolsuzlukları ihbar etmiş olduğum için AKP taraftarları tarafından karalandım, malûlen emekli edilecek şekilde tüm çalışma haklarımı iftiralar ve aşırı yorgunluk yaratarak (çalıştığım ve ikamet etmiş olduğum adreslerde ) gasp ettiler. Bu siyasi partilerin İl ve İlçe merkezleri, Ankara‟daki genel merkezleri ile 0 539 576 03 35 numaralı hattımla yapmış olduğum uyarıları ve onların tehtid ve ithamları sonucunda yapmış olduğumuz kaba sözlerle dolu tartışmaları telefon hattımı inceleyerek kanıt olarak kabul etmenizi arz ederim. . Beni müşteki iken sanık durumuna düşürmek için terörist nitelik taşıyan eylemlerde bulundular, beden ve ruh sağlığıma saldırdılar ve kısa sürede yaşlandırdılar. Kesintisiz olarak stres içinde yaşatarak hafızamı zayıflatmaya çalıştılar. Bütün bu durumları internet ortamında yazıyordum, eskiden aramda düşmanlık olan şahıslar ve adam kaçırma, gasp, işkence ile suçladığım devlet memurları hakkındaki iddialarım hayatımı tehlikeye soktu. BİMER ve Savcılıklarda açtırmış olduğum İçişleri Bakanlığıı ve Adalet Bakanlığı soruşturmaları nedeniyle çok sayıda devlet memuru sanıklara ( Adresleri ve kimlik bilgileri açık olan işveren firmaların yöneticileri ve çalışanları , özel güvenlik şirketi elemanları (görürsem tanıyabileceğim şahıslar) , belediyelerin ve adliyelerin personeli olan memurlar ve diğer sanıklar) beni savsaklayarak ve yanıltarak destek verdi. Eylül 2012 tarihinde İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar şubesine başvurduğumda 2000-2001 senesinde bir komiser ile ilgili şikâyetimle ilgili “şikâyetçi değilim” şeklinde ifadeyi baskıyla, zorla ve eğlenerek almış olan polis memuru karşıma çıktı.(Tarih 8,9 veya 10 Eylül 2013 idi. İEM „nün İl Yönetim Binası Vatan Caddesi İstanbul‟daki çok sayıdaki ziyaretimin kayıtları girişlerimde yapılmıştı). Kendisi ve bana yıllar kaybettirenler ile ilgili şikâyetlerimin ve hukuki mücadelemin hiç bir zaman bitmeyeceğini söyledim. Proje tasarımı yaparak sadece 250-400TL civarında resmi işlem kuruluş masrafı olan bir şahıs firması kuracağımı ve bu şahıs firmasının kurulu 9 kurallarına ismimin bir kısmını içermesi gereketiğini, kuracağım firmanın adının Cevatça ( İngilizce, Bulgarca , Rusça ve diğer diller gibi Cevat‟ın diliyle , tarzıyla ve anlayışıyla Cevatça) İnşaat olacağını söyledim. Beni Organize Suçlar Şubesi‟ne (altındaki kata ) göndererek konuyu oraya anlatmamı istediler. İhbar ve şikâyetlerimi anlatırken akla mantığa uygun olmayacak “lâiklik neden önemli, neden Cumhuriyetçisin” gibi cevabı açık olan soruları ısrarla ve gereksiz şekilde sorarak duyarlı olmamı istismar ederek sinirlenmeme (şeriatçı işverenimin beni tehtid etmesi ve uzun süre şeriatçı tacizcilerin yıpratmasına maruz kalmam, namusuma ve şerefime ithamlarda bulunmaları beni doldurmuştu) ve sert konuşmalar yapmama neden oldular. Bir haftadan kısa bir süre içinde 4 aylık hastane kontrollerinden birine (14 Eylül 2013) gittim ve o hastane kontrollerine tehtidle, MHP taraftarı Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlisi polis memurlarının defalarca yalan, suni vaka yaratarak, yakınlarımın bana kasıtlı olarak saldırmasıyla (önceki vakalarla ailemi suç ortağı sıfatları ile tehtid ediyor ve şantaj altında tutuyordular) beni kaçırması tehtidine bağlı olarak gidiyorum. Hastanede tedavi adı altında baskıyla ihtiyacım olmayan tıbbi müdahalelere maruz kalmama neden olan yukarıda sözünü ettiğim, şikâyetçi olmuş olduğum, kendisi hakkında “şikâyetçi değilim” şeklindeki ifadeyi cebren aldırtan komiser yardımcısı, Mali Suçlar Şubesi‟nde karşıma çıkan polis memuru ve YTÜ‟de görevli ( beni kaçırıp bu suça ortak olan) Tepe Özel Güvenlik Şirketi idi. O kontrolde Dr. Erhan adındaki psikiyatri uzmanı benim tüm proje firması kurma çalışmalarımı ( o proje firmasını kursaydım aylık net gelirim 5-8 bin TL civarında olacaktı) durdurmamı sağlayacak şekilde işsiz ve iş göremez diye itham edip hukuki ehliyetimi gasp etmeye teşebbüs etti, Malûlen emekli olmayı kabul etmedim. Bana antipsikotik ilâç yazarak akli dengemin bozuk olmadığını ancak bozulabileceğini , korumaya aldığını söyleyerek iftira attı. Odadan çıktığımda annemle konuşup annemi ağlatacak şekilde tehtid etti ve internette yazmış olduğum yazıları kaldırmazsam kötü şeyler olacağını söyledi. Beni senelerdir tehtid ettikleri için 18 Eylül 2012‟de tüm eğitim ve projecilik yapma hazırlıklarımı bırakarak İSKİ Genel Müdürlüğü İkinci Binası İnşaatı projesinde müteahhit firma Fema İnşaat Tic. ve A.Ş. de inşaat mühendisi olarak işe başladım. Firma çalışanlarının ( Leyla Ünal Öztürk Tel: 0 536 327 57 67, Mecit Özkal Tel : 0 507 755 74 29, Muzaffer Şakar Tel : 0 555 995 58 52, 0 533 414 02 21, Tanju (Harita Mühendisi ve soyadını hatırlamıyorum) Tel : 0 537 776 91 65 , Ali Kumsar Tel : 0 536 478 29 56, ve diğer çalışanlar , yöneticiler) aşırı baskı ve hakaretlerine maruz kaldım. Son derece uyumlu ve çalışkan olmama rağmen firma çalışanları dolandırıcı olan önceki işverenlerime destek çıktıklarını söyleyip yüzüme konuşmadan firmanın ofisindeki yan odalardan ve koridordan sözlü taciz ve tehtidler (beni kürt mafyasına vereceklerini, öldürteceklerini) ile rahatsız ederek verimli çalışmamı engellediler. Çok fazla iş verip bu işleri onların emriyle yapmadığımı iddia ederek iftira attılar, bana verilen basit işleri yapamayan mühendis olduğumu iddia ettiler. O günlerde ailemle ikamet etmekte olduğum adreste komşuların bir yıla yakın zamandır süren gürültülü hayatları açık tehtid ve tacizlere dönüştü. BBeni açıkça tehtid ve taciz ediyordular, gürültüyü kasıtlı 10 olarak yaptıklarını koydular ortaya ve beni 10 yıl yıprattıkların söyleyerek tehtid etmeye başladılar. Ben bu 10 yıl yıpratma tacizine anlam veremedim ve amaçlarını kavrayamadım. Tüm düşmanlarım adına beni tehtid ediyordu tüm komşularım. Biri hariç diğer komşuları (yan binalardaki, arka binalardaki, altımdaki katta) tanımıyordum. Az uykuyla ağır iş yükü altında, yüzüme konuşmadan laf atma ve inkâr etme şeklinde alçak ithamlarda ve hakaretlerde bulunarak, beni tehtid ederek sert davranışlarda ve uyarılarda bulunmama neden oldular. Çok aşağılık ithamlara izin verdiğimi iddia ederek sert konuşarak uyarılarda bulunmama neden oldular. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü‟ne ihbarlarda bulunuyordum ancak orada kamu ihalesi dolandırıcılığı olduğuna inandırmıştılar beni, bu durum çok büyük ihtimalle doğru idi. İhalenin gerçek sahibi önemli müteahhit Ferit Rızvanoğlu oraya gizlice geliyor, projenin gerçek müteahhiti olduğunu bilen çok fazla kişi yoktu, üniversitede öğretmenim olan İSKİ Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Demir de sadece İSKİ Genel Müdürlüğü sınırları içindeki ihaleyi biliyordu, Sultangazi Belediyesi İnşaatı ihalesinin de Ferit Rızvanoğlu‟na ait olduğunu bilmiyordu. İki ihaleye aynı anda hizmet ediyordum. Çok sayıda paravan şirket kurduklarını ve kamu ihalesi dolandırıcılığı yaptıklarını söyleyip beni “gammaz” diye öldürmekle tehtid ediyordular. Bana referans vererek orada işe alınmama neden olan Sultangazi Belediyesi Proje Müdürlüğü Müdürü Ahmet Çakan (Tel: 0 549 392 92 35) ve Sultangazi Belediyesi Meclis Üyesi , Belediye Başkanı Danışmanı Hayrettin Gürses‟e ( Tel : 0 532 275 06 90) şikâyetlerimi ve orada uğradığım saldırıları anlatıyordum. Onlar şahidimdi ancak onların da sanıklardan yana taraf olduklarını tahmin edemedim ve şahitsiz kaldım. Onlar yardım etmeyince Ulusal Parti‟de il başkanı olarak görevli Özgür Billur ( Tel : 0 533 413 61 17) ve Bakırköy İlçe Başkan Hasan Fırat ( Tel : 0 534 521 49 42) ile görüşmeye ve kendime şahit yaratmaya çalıştım. İnternette yapmış olduğum araştırmada Ferit Bey diye tanıttıkları ve ihalenin gerçek sahibi olduğun söyledikleri şahsın Ferit Rızvanoğlu olduğunu ve Kamu İhalesi Komisyonu tarafından soruşturulduğunu öğrenmem üzeren firma yöneticileri bana açıkça düşman oldular. Ferit Rızvanoğlu emrindeki bir grup teknik eleman (Hüseyin Karadeniz Tel : 0 531 933 93 21) ve yöneticiyi ( Muzaffer Şakar Tel : 0 533 414 02 21 , 0 555 995 58 52 ; Hüseyin Ceylan Tel : 0 532 297 07 54) onların üzerine kamu ihaleleri almak için kullanıyordu, almış oldukları çok sayıdaki kamu ihalesinin Ferit Rızvanoğlu ile alâkası resmi işlemlerde gösterilmemişti. İşten ayrılmam halinde akıl hastanesi tehtidi altında kalacaktım ve hastane çalışıp çalışmama durumuna bağlı teşhis koymakla tehtid ediyordu. Şantiye çalışanları açıkça şiddet yorumları yapıp ve tehtidler savurarak karşıma hiç bir şey yapmamış gibi davranarak geçip tepki alıyordular. Bütün bu olayları İEM‟ne ihbar ve şikâyet ediyordum ancak ilgili şubeler bana düşman idi. Firma çalışanları da “polis istediği için yaptık” şeklinde laf atarak beni tehtid ediyordular ancak o dönemde İstanbul polisinin düşmanlığını kavrayamamıştım. Polisin bana düşmanlığı Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü‟nde görevli polis memurlarından ibaret sanıyordum. Firma çalışanları ve yöneticileri çok uzun zaman boyunca beni taciz 11 ve tehtid ederek kamusal alanda kavga çıkarıp, şahitsiz bırakarak tutuklatma ve hukuki ehliyetimi iftira atarak gasp etmekle tehtid ettiler. 30 Ocak 2013 tarihinde işten çıktım. Şubat 2013 eğitim çalışmaları yaptım çünkü iki yıla yakın süredir yıpratılacak şekilde ağır iş yükü ve yoğun stres, tehtidler altında çalışmıştım. Tekrar proje tasarım işine girmeye çalıştım. Sertifika programına girmiş olduğum Bilişim Eğitim Dershanesi Bakırköy Şubesi‟nde çalışanlar bana iftiralar ve hakaretler savurmaya, derslerde kavgalar ve tartışmalar çıkarmaya başladılar. Fema İnşaat ve Tic. A. Ş. ile iletişim içinde kalarak Microsoft Project bilgisayar yazılımı sertifika programına girmek için bilgi almam için uğraşmama neden oldular. Eğitim danışmanı Gizem Öne (Kızlık Soyadı) her aradığımda rahatsız olmuş gibi davranıyordu ve bana eksik, çelişkili bilgi veriyordu, bazen de hiç bilgi vermiyordu. İşverenlerim sertifika programına gitmem için izin verip vermemek için kararsızmış gibi davranıyordu. Gizem Öne‟nin bu kadar abartılı şekilde rahatsız olmuş gibi davranmasını anlamıyordum, dershaneye eğitim için gittiğimde taciz, iftira, hakaret ve ithamlara maruz kaldım. Gizem Öne bana alt kattan laf atarak kendilerinden şikâyetçi olamamam için beni yıprattıklarını söyledi. O dönemde açmış olduğum adam yaralama davasının karar duruşması yaklaşıyordu ve ailemle komşuların tacizleri ve tehtidleri acımasız hale gelmişti, polise başvuramıyordum. Ağustos 2012 tarihinde AutoCAD sertifika programı eğitmenini tekniker Murat Gündoğar beni sözlü olarak taciz etmeye, öğrencileri beni karalayarak kışkırtmaya ve hakaret etmeye, bir şey söylediğim zaman bana kendisine hakaret etmiş adam muamelesi yapmaya, kavga çıkarmak için zemin hazırlamaya çalışıyordu. 14 Eylül tarihinde Dr. Erhan bir tekniker ile ilgili şikâyet olduğunu söyleyip bunu beni malûlen emekli etmek için kullanmaya çalıştı. Hangi tekniker olduğunu söylemedi, daha önce ilk işverenimin çok sayıda kişiyle ve yöneticilerin bir kısmı ilişkiye giren tekniker/teknisyen bayandan (Eminet Toklucu , Tel : 0 538 304 74 32) tehtidler almıştım. Çok sayıda taciz ve tehtide maruz kaldığım için tüm olayları İEM‟e elektronik posta ve telefonla şikâyet ediyordum, İEM‟nün bu adli vakada taraf olduğunu bilmiyordum.Hiç bir şikâyetim ve ihbarım dikkate alınmadığı için asılsız ve mantıksız ihbar/şikâyet yapan şahıs olarak zan altında kalmamı sağlamaya çalıştılar. Dış görünüşüm çok bozuldu, çok şişmanladım, cildim bozuldu, evim cehenneme dönüşmüştü, komşular sağlığımı bozacak şekilde tehtid ve taciz etmeye devam ediyordular. Çok sayıda cinsel konuşmayla hormonlarımı etkiliyordular. Ailemin sürekli inkâr edip durumun normal olduğunu söylemesi nedeniyle her şeyi ailemin yüzüne vurdum. Annem ve babam tazminat talebim büyük olduğu için mahkeme için yalan savunma amaçlı iftira attıklarını söyleyip beni sürekli tehtid edip aile içi şiddet iftirası atmak için değişik şekillerde kışkırttılar. BİMER‟e 8 Nisan 2013 tarihli 341966 Numaralı başvurum sonucunda T.C. Adalet Bakanlığı bakanlığınız ve T.C. İçişleri Bakanlığı soruşturmalar açtı. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı‟na başvurarak beni tehtid eden ve meslek hayatıma zarar veren, çalıştığım ve eğitim gördüğüm yerlerde 12 zarar görmeme neden olan işverenlerimden şikâyetçi oldum. Ekte kopyesini göndermiş olduğum Fezleke‟yi Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü‟ne teslim edemedim çünkü hakkında soruşturma açtırmıştım. Yukarıda BİMER başvuru numaralarını vermiş olduğum içişleri bakanlık soruşturmaları sanık Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü‟ne yaptırıldı ve iddialar soyut bulundu. Bu süre içinde daha fazla yıpratıldım. 11 Nisan 2013 tarihinde Gaziosmanpaş Cumhuriyet Savcılığı 2. Asliye Ceza Mahkemesi‟nde açmış olduğum Soruşturma No: 2008/1222 dosya numaralı adam yaralama davasını kazandım. Duruşmadan önce sanıklardan biri kendi kendine söylenerek tehtidler savurdu, kişilik bozukluğu olan bu şahıs Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü polis memurlarının yasadışı korumasındaydı ve kendisine açılmış tüm davalarda kanıt yetersizliği nedeniyle tutuksuz yargılanan bir psikopattı ( diğer davalarında müştekiler kaçırılıp kafalarına taşla vurularak yaralanmaktan, bir de resmi kayıtlara geçmeyen ve beni öldüresiye dövdükleri tarihlerde ikamet ettiğim apartmanda esnaf olan bir şahsın bıçaklarla yüzünü parçalamaları suçları vardı) ve açıkça sanıklarla suç ortağı olan annem duruşmaya benim isteğim dışında geldi, duruşmada aramızda bir husumet yokmuş gibi davranıp duruşma sona erdiğinde beni adliyeden 3-5 iri gövdeli polis memuru ile kaçırmaya teşebbüs etti. Hazırlık savcısına durumu anlatıp kurtuldum. Gaziosmanpaşa Murat Otel‟de yaşamaya ve iş aramaya devam ettim. Duruşmadan önceki geceyi otelde geçirmiştim, gece otele yerleşen müşteriler beni sabaha kadar gürültü ile rahatsız etti, duruşma için sabah otelden çıkarken uyukluyordum. Çıkış kapısının yerini şaşıracak kadar kötü durumdaydım. Duruşmadan önce sanık ve adliye çalışanları süreki etrafımda dolaşıp anlam veremediğim davranışlar sergilediler. Bir 2. Asliye Ceza Mahkemesi Kalemi memuru bayan önümden geçerek durdu ve kendisini gösterdi (kendisini tanımam, adını bilmem) ve daha sonra kısa boylu ve orta kilolu, esmer ve orta yaşlı bir adam karşıma durarak “erkek gibi davrandın” dedi ancak kendisi ile muhattap olmadım , cevap vermedim. YTÜ – İnşaat Fakültesi‟nde görevli Doç. Dr. Zafer Kütüğ (Tel : 0 532 230 33 48) ile tüm bilgileri paylaşmıştım, tüm olaylar sırasında kendisini arayarak düzenli bilgi vermiştim. Beni Esenyurt‟ta çalışmaları olan müteahhit Sait Kutlu (Tel : 0 532 454 88 76) ile tanıştırdı. İşKur vasıtasıyla başvurduğum Soğancıoğlu İnşaat Alçı ve Dekorsyon Ltd. Şti. yöneticisi Fikret Elâgöz, Doç. Dr. Zafer Kütüğ ile aynı gün arayarak ivedi olarak iş görüşmesine çağırdı ve beni işe alacağını söyledi. Duruşmadan önceki günlerde de duruşmadan sonra otelin çevresindeki esnafı kışkırtan şahıslar dolaşıyordu. Duruşmadan önce CHP Sultangazi İlçe Teşkilâtı ile işverenimin tehtid ve hakaretlerine destek vermesi, devamında bu düşmanlığı başka bir olaya bağlama hedefi ile niyetli olmadığım bir gün iftar yemeğine Sultangazi CHP İlçe Sekreteri Fevzi Çoban tarafından çağırıp yemekteki parti üyelerinin ( üç Bulgaristan göçmeni genç) anama hakaret edecek şekilde benimle eğlenmesini ayarlamıştılar. Buradan küfürlü tartışma ile ayrılmıştım. Öğretmenim ve Fikret Elâgöz‟ün beni aradığı gün Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı‟nda konu ile ilgili dava açmak üzereydim. Beni duruşmadan önce 13 iftira atarak boş gezer ve ailesinin bakımına muhtaç göstermek için profesyonel ve özel hayatımı yok etmiştiler. Beni bana ömür boyu para vermemiş babamın verdiği 20TL haşlık ile yaşayan bakıma muhtaç şahıs olarak göstermeye çalıştılar. Her ay düzenli ödediğim taksitlerimi ödeyemeyecek duruma getirdiler beni. Maddi endişeler ile hemen istedikleri adreslere gittim. Aydınevler Mahallesi Maltepe İstanbul‟daki Ted Rönesans Koleji şantiyesine ince işlerden sorumlu taşeron firma Soğancıoğlu İnşaat Alçı ve Dekorasyon Ltd. Şti.‟nde görevli inşaat mühendisi olarak getirildim. Taşeron firma ve müteahhit firma çalışanları açık şekilde olmasa da aralarında konuşma şeklinde ve uzaktan bağırarak “faşist, inşaat mühendisleri odasına destek çıkıyoruz, şantiyede çalışmanı Bakırköy istedi, kürt kadının namusu için seni öldüreceğim ....v.b.” sloganlar atarak düşmanlıklarını belli ettiler. Bana yoğun baskı uygulayıp tepki almaya çalışıyordular. Çelişkili emirler verip şantiye şefim olan ve Fikret Elâgöz‟ün yeğeni olan Emre Üstün ( Tel : 0 530 541 96 33, kendisini bu telefondan arayan ve kimliğini bilmediğim bir şahsın kendisine “Cevat Çalışkan bizi tehtid ediyor “ şeklinde tavır sergilemesini istediğine şahit oldum, aralarındaki konuşmaya kulak misafiri oldum) ile koordineli olarak tüm çalışmalarımı başarısız kıldılar , emrimdeki kalfalar ( Kasım Ada Tel : 0 532 483 40 82 – Komünist olmadığım için ve mühendis geliri ile yaşadığım yüksek hayat standardı nedeniyle bana düşmanlı vardı, bu düşmanlığını belli ediyordu. Hasan Kafla (Soyadını bilmiyorum) Tel : 0 541 436 83 36) uyumsuz davranıyor , hiçbir emrimi ya da müdahalemi kabul etmeden başlarına buyruk davranıp kasıtlı olarak çalışmalarımı baltalıyor, sistematik olarak işverenim Baki Soğancıoğlu‟na beni şikâyet ediyodurlar. Bir süre sonra beni iş göremez iftirası ile işten çıkarmaya ve müteahhit firma teknik ofis elemanları ve kontrol şefleri ( Selçuk Tunç Tel : 0 533 646 94 11 e-posta : selcuk.tunc@ronesans.com, Nurdan Eğilmez Şapçı e-posta : nurdan.egilmezer@ronesans.com , Meltem Köksal e-posta : meltem.koksal@ronesans.com , Can Gökçe Tel : 0 533 775 71 24) siyasi nedenler ile bana düşman için ( İMO İstanbul Şubesinde (Adres: Kemankeş Mah. Mumhane Cad. No : 21 Karaköy Beyoğlu İstanbul, Telefon 1: +90 212 2932000 Faks: +90 212 2320912 , o tarihte bu meslek odası Harbiye Şişli İstanbul‟da bulunuyordu ) görevli Şube Sekreteri Rezzan Bulut ve kontrol mühendisleri Şirin Hanım (Soyadını bilmiyorum) ve Hasan Ünal, CHP Kılıçdaroğlu yönetimini destekledikleri için ve işverenim Halûk Bozkurt bu siyasi akımda belediye meclis üyesi olduğu için kendisinin suçlarını görmezden gelmekle suçluyordum, kendileri beni 22-24 Şubat 2013 Enerji Kimlik Belgesi Sertifika Kursunda laf atarak ve sonra inkârcı davranışlar sergileyerek tehtid etmiştiler ) baskısını bahane sayarak iftira atan işverenim Fikret Elâgöz ile tartıştım, işten çıkarılışımın gerekçesini ve kesin kararını vermesini bekledim. Şantiyedeki bazı işçiler (yemekhane görevlisi ve ince işler şefi Selçuk Tunç) hiçbir sebep yokken kavga çıkarmaya ve kendilerini tehtid ettirmeye çalıştılar. Yemekhanede çalışan işçi “annesi istedi” diyerek tüm şantiyeyi kışkırttı ve benimle eğlenmeye 14 başlayınca caydırıcı olması açısından kendisini tehtid ettim, kötü örnek olması halinde şantiyede mühendis olarak otoritemi kaybedecektim ancak kendisine herhangi bir zarar vermedim. Aslında “hiçbir şey yapamaz “ diyerek benimle eğlendikleri için kışkırtmaya gelerek dolandırıldım. Selçuk Tunç sürekli uyumsuz davranarak ve Şantiye Şefim Emre Üstün ile ortak çalışarak çalışma programıma müdahale etti ve iş verimimi düşürdüler. Bazı görevlerimi geç yerine getirdim, eksik bilgi verdikleri için tüm işleri baştan yapmak zorunda kaldım. Ben bana iftira atarak işten çıkardıkları için kesin kararlarını bildirmeleri için beklerken onlar benim hakkımda ruh hastası raporu çıkarmışlar , buna destek veren asayiş şube polis memurları ile yüzyüze görüşerek yasadışı bir işlem yapmalarını engelledim ancak bu yasadışı işlemi yasalmış gibi göstermek ve dava açmamı engellemek için ikamet ettiğim sitedeki komşuları ve çalışanları ( Site bekçileri Hüseyin Kartaltaş ve Mustafa, sitenin bahçıvanı orta yaşlı erkek, sitenin bakkalındaki aile) kiralamışlar ve bana işkence sayılacak düzeyde taciz ve sözlü şiddet uyguladılar. O şantiyede görevli özel güvenlik şirketi beni öğrencilik yıllarımda kaçıran ve kendisi ile ilgili şikâyetlerimi yaklaşık iki yıldır sanal ortamda dile getirdiğim ve yukarıda kendisinden söz ettiğim Tepe Özel Güvenlik Şirketi idi . Şantiyede görevli özel güvenlik elemanlarından sadece biri destek veriyordu şantiyedeki müteahhit ve taşeron firmaların sözlü taciz ve sözlü şiddetine, şantiye sınırları içinde adli vaka ayarlamaya çalışıyordular. Kürt kökenli bir özel güvenlik görevlisi “kürtler hakkında kötü şeyler yazma” diye bağırıyordu , İSG Uzmanı İbrahim Bey “internette faşist slogan “ diye bağırıyordu. Resmi internet sitem milliyetçi anlayışa uygun yazları içerdiği için ve daha önce başıma gelen her türlü olayı ayrıntılı olarak içerdiği için oradan benimle ilgili geniş bilgiye sahip olmuştular ve o sitede onların alehine bir şey yazıp bana saldırmaları için bahane yaratmak amacıyla her türlü baskı ve uyumsuzluğu sergiliyor, çalışma verimimi düşürüyor ve kışkırtıyordular. Daha sonra özel güvenlik şirketi müdür ve diğer özel güvenlik şirketi elemanları da düşmanlıklarını açıkça belli ettiler. Şehirdeki tüm özel güvenlik şirketlerini kışkırttılar, her gittiğim kamusal alanda veya özel sektöre ait işyerlerinde (Tramvay ve Metrobüslerde, Çağlayan Adliyesi ve İSKİ Genel Müdürlüğü‟nde Akdeniz Özel Güvenlik, Metroda Bilge Özel Güvenlik, YTÜ ve çalıştığım şantiyede Tepe Özel Güvenlik ) özel güvenlik şirketi elemanları bana sözlü tacizde bulunuyordu. Müteahhit firma ve şantiye şefim Emre Üstün çelişkili, eksik ve gerçekleştirilmesi imkânsız emirler vererek beni iş için yetersiz iftirası ile işten çıkardılar. Kesin kararı bildirmeleri için bekledim. Firma merkez ofisinden ayrılmdan önce firma yöneticisi Fikret Elâgöz‟e küfürlü şekilde uyarıda bulundum ve küfürlü tepki koydum ortaya çünkü beni gizlice tehtid etmiştiler. Bana yapılan saldırıları milliyetçi olmama ve komünist olmamama bağlı göstermişlerdi. Fikret Elâgöz benimle telefonda (telefon numaram 0 539 576 03 35 ve 5 yıl öncesine kadar tüm telefon konuşmalarımın incelenmesine izin veriyorum ve incelenmeleri için arz ediyorum) konuşurken telefonu kapatmadan önce “iş bulamazsın faşist” şeklinde tehtidler savuruyordu. İşten çıkarırken düşman oldukları internet sitem www.cevatcaliskan.com 15 „dan rahatsız olduklarını söylediler, beni telefonla arayan annem de o internet sitesini kapatmazsam aç kalacağımı söyledi. Birkaç gün ekmek ve suyla yaşadım, sosyal yardım için başvurdum, bana borç veren arkadaşlarım ve Doç. Dr. Zafer Kütüğ‟nün vermiş olduğu 100TL ile hayatta kaldım. İki defa almış olduğum sosyal yardım ile iş aradım. Bulunduğum adreste yola park edilen araçlar ve daha sonra komşular, devamında tüm Aydınevler Mahallesi ve Maltepe ilçesi halkı sapıkça tehtid etmeye başladı. “Devletten tazminat isteyen şerefsiz “ diyerek ve “işverene hakaret” gibi plânlanmış iftiralar ile bana aylarca maddi ve manevi saldırıları düzenlediler, siyasi nedenler ile bana düşman olan ve sanıkların destekçisi olan şahısların maddi / manevi saldırılarına maruz kaldım. Yaklaşık iki senedir toplu ulaşım vasıtalarında ve gittiğim her yerde Kürt kökenli ve anayasal düzen düşmanı şeriatçı şahıslar tarafından tehtid ve taciz ediliyordum. Sebebi beni işten iftira ile çıkaran müteahhit firmanın şeriatçı siyaset yapan Ilıcak ailesine ait olmasıdır . Taciz ve tehtidler iş için Maltepe ilçesine gittiğim ve Maltepe Otel‟e yerleştiğim an başladı. Tüm Maltepe halkı açık şekilde kavga çıkarmak için bahane arıyordu. Yıllardır bana yardımcı olmayan, can ve mal güvenliğimi sağlamayan Terörle Mücadele Şubesi, Organize Suçlar Şubesi ve Mali Suçlar Şubesi ile telefonda konuşuyordum, çelişkili davranışlar sergiliyordular. Bazen beni kurtaracak gibi konuşup bazen de açık şekilde düşmanımı destekleyecek şekilde konuşuyordu telefonuma cevap veren görevli komiserler. Bu nedenle küfürlü kavgalar çıkıyordu aramızda. Beni bulunduğum adreslerde iğrenç ithamlar ve tehtidlerle, tacizler ile kışkırtıp küfüre alıştırmışlardı. Bu olaylar başlamadan önce küfür etmeyi çok kötü ve aşağlık bir davranış olarak görüyordum. Beni Maltepe Aydınevler Mahallesindeki adresime getirmeden önce orada atacakları iftiralara mesnet olacak iftiralar atmıştılar ve oraya gitmemi aylar önceden plânlamıştılar. Cinsel durumumu değiştirdiler, hayatımı ve hukuki ehliyetimi tehtid ederek dava duruşmasından önce bekâretimi bozmama neden oldular. Beni önceki yıllardaki gibi toplu iftira ile kaçırıp işkence yapacaklarını, cinsel hayatımı ve özel hayatımı yok edeceklerine inandım. Buna teşebbüs ettiler ama başaramadılar. Ancak bu nedenle 14 Mart 2013 tarihinde pahalı bir escortla (hayat kadını ile ) ilişkiye girerek bekâretimi 37 yaşında bozdum. Cinsel durumumu değiştirdiler ve beni kasıtlı olarak getirdikleri adreste bu cinsel durum değişikliğini iftiralar atmak için kullandılar. 14 Mart 2013 tarihinde tecrübesiz ve heyecanlı olduğum için sonraki aylarda da 6-7 escortla daha birlikte olmuştum. Düşmanlarımın iftira atmak için kullandıkları çirkin, yaşlı, vasat görünüşlü veya genç ama şeriatçı, yobaz kadınlara ihtiyacım yoktu. Ancak daha önceki işyerlerimle ilgili attıkları iftiraları doğru kabul ederek mesnet alıp yeni iftiralar attılar. Bana saldıran Tepe Özel Güvenlik Şirketi‟nin öğrencilik yıllarımda Ülkü Ocakları Misafirhanesi‟nde beraber ikamet ettiğim ülkücü militanlar ve öğrencileri kullanarak bana iftira atarak koydurduğu iftira teşhisi mesnet alarak komşular çalışmamı ve uyumamı engellediler. Beni yorgun düşürecek kadar tehtid ve taciz ettiler. Geceleri silâh sıkarak ve ölüm tehtidleri savurarak uyumamı engellediler, yorgunluktan işe 16 giremedim, para kazanamadım. Evimdeki eşyalar ve kıyafetler zarar gördü, bir kısmı kayboldu. Evim güvenli değildi, Maltepe Küçükyalı Karakolu MHP‟ci site bekçisi ve esnafı ile açık şekilde suç ortaklığı yapıyor, Sultagazi İlçe Emniyet Müdürlüğü‟ne giden içişleri soruşturmasında dolandırıcılık yapmaya çalışıyordular ve başarılı oldular. O soruşturmadaki iddialar soyut bulundu, ifadem bile alınmadı. Bir asayiş polis memurunu (bana davacı olmamam için baskı uygulayan, 2008 yılında açmış olduğum davada sanıklardan rüşvet alarak komiserleri soruşturma yapmamaları kandıran polis memuru) benim babamın arkadaşı sıfatıyla bana şikâyetçi olmamamı söylediği ve benim kabul ettiğimi iddia etmek için bana ömrümde nerdeyse hiç para vermemiş babamı bana bakan kişi olarak gösterip, hiç tanımadığım ve adını bile bilmediğim polis memurunu babamın arkadaşı sıfatıyla saydığımı ve istediklerini yaptığım şeklinde yalan bir iddiaları vardı. Maltepedeki adreste yıpratıldım ve sosyal yardıma muhtaç bırakılınca iddilarına yalan kanıt ayarlamış oldular. Ben bu soruşturmanın sonucunu kabul etmiyorum. Resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com „da yazmış olduğum siyasi ve toplumsal yazılar çok sayıdaki siyasi ve dini grubun bana düşman olmasına neden oldu. Bu internet sitesi defalarca saldırıya uğradı ve siteme saldırı düzenleyenler bazı yazıları, belgeleri, fotoğrafları, videoları silindi. Asıl önemli olan beni madur edenlerin taciz, tehtid, dolandırıcılık, gasp, iftira, hakaret gibi suçlarının ayrıntılı tarifleri, yani suçların nasıl işlendiğini ortaya koyan ayrıntılı açıklamaların silinmesi idi. Siyasi grupların saldırı yöntemlerini teşhir ettiğim için site önem kazandı. Bazı resmi başvurularımda resmi inernet sitem www.cevatcaliskan.com „daki yazılarımın ihbar sayılmasını arz etmiştim. Bu internet sitesinin önemli olmasının bir değer nedeni de buydu. Sitem saldırıya uğradıkça (topluma açık yerlerde dizüstü bilgisayarımı kullandığım için giriş şifresini çalmışlar defalarca) tüm yazıları defalarca baştan yazdım. İnternet sitemde beni tehtid eden şahıslarla ilgili şikâyetlerimi dile getirerek bana olan düşmanlıklarını anlatıyordum, kanıtlarımı ve güvenlik kuvvetlerine yapmış olduğum ihbarları açıklıyor, resmi belgelerin kopyelerini yayınlıyordum, yapmış olduğum ihbarların tam ve orijinal metnini yayınlıyordum. Bu şekilde can güvenliğimi sağlamaya çalışıyordum. Sanıklar arasında siyasi partilerde görev alan eski işverenlerim, polis memurları ve devlet memurları da vardı. İnternet sitem dava edilmedi, beni maddi ve manevi olarak yıpratarak “seni işsiz bırakacağız, internet sitesini kapatmazsan açlıktan öleceksin” tehtidi savurdular ve aylardır işsizim, borçlarım nedeniyle hakkımda resmi işlem yapılacak. Sosyal yardım alarak ancak temel ihtiyaçlarımı karşıladım, ikamet ettiğim adreste işkence boyutunda olan sözlü şiddet ve tacizler nedeniyle normalin üstünde harcamalar yaparak otellere ve lokanta, kafetarya gibi yerlere para harcamak zorunda kaldım, o yerlerde de sözlü taciz ve tehtidler devam etti. Tüm siyasi kavgalar ve düşmanlıklar suni olarak çıkarıldı, siyasi kavga görünümü yaratılarak yaklaşık 13 yıllık bir zaman dilimi içinde defalarca şikâyet etmiş 17 olduğum bazı devlet memurları ile ilgili devam eden şikâyetlerimi engellemek ve haklarımı gasp ettiler. Sözkonusu devlet memurlarından şikâyetçi olmuştum ve haklarımı gasp etmek için beni defalarca kaçırmıştılar, tehtidle baskı altına almıştılar ve benden “şikâyetçi değilim” şeklindeki ifadeleri cebren, kendi iradem dışına almıştılar. Dava açma hakkım gasp edildi, hukuki ehliyetim saldırıya ve iftiraya uğradı. Şikâyetçi olduğum sanıklar kendi siyasi ve ticari çevrelerini kışkırtarak can ve mal güvenliğime, namusuma saldırdılar. Gittiğim her iş yerinde kendi amaçlarına uygun senaryolar ve bu senaryolara dayalı iftiralar attılar, namusuma ve şerefime saldırarark sert konuşmama neden oldular, beni kabadayı diye yanlış tanıtmaya çalıştılar. İEM‟ne karşı vermiş olduğum hukuki savaşı bir kabadayının yasadışı saldırısı olarak göstererek beni karalamaya, beni müşteki iken sanık yapmaya teşebbüs ettiler. Sözkonusu şahıslar arasında CHP, AKP, MHP, BDP üyeleri / sempatizanları ve önemli devlet kurumları çalışanları, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü çalışanları vardı. Sanıkların kalabalık olmasının nedeni sosyal paylaşım internet siteleri ve internet ortamında etkili şekilde Ulusalcı siyaset yapmam ve ülkü ocaklarının, ülkücü devlet memurlarının saldırısına uğramam, sol görüşlü olmamama rağmen sağcı grupları kışkırtmalarıdır. Kendi isteğim dışında yıllar sonra beni siyasi kavgalara sokarak anayasal düzeni savunan açıklamalar yapmaya zorladılar. Siyasi çalışmalarıma uzun yıllarca ara vermiştim. 2008 yılında açmış olduğum adam yaralama davası şikâyetimde polis memurlarının hatırlı kişiler (davamda yalancı şahit olan ve yalancı şahitliği ispatlanmış olan Şenol Erdağı milli sporcu Sinan Şamil Sam‟ın akrabası idi) için şikâyetimi engellemeye çalışmaları, baskı uygulamaları, ihbarlarımı kabul etmemek için şahsi tartışmalar çıkarmaları ve yüzleri kızarmadan hareket etmeleri sonucunda sanal ortamda (sosyal medya paylaşım sitelerinde) bu polis memurları ile ilgili yazılar yazdım. Bu yazılar bir vatandaşın yasal ve belgelere dayalı şikâyetleri iken sanıklar ve taraftarları şikâyetlerimi siyasi kavgaya dönüştürmek için canıma, malıma ve namusuma saldırıp bu saldırıları kabul ettiğimi iddia ederek beni kışkırttılar. Siyasi açıklamalar yapmayı gereksiz buluyordum çünkü 90 yıla yakın süredir değişmeyen ve gizi oy kullanılarak oy sandığından çıkan bir Cumhuriyet Rejimi vardı. En iyi cevap oy kullananların kendi tercihleri doğrultusunda anayasal düzeni 90 senedir yaşatması idi. Espiri ve yorum yeteneğim nedeniyle etkili yorumlarda bulundum ve anayasal düzen düşmanı ( komünist, şeriatçı, etnik terör yanlısı ) grupları kışkırtmış oldum, ancak beni bu davranışa sanıklar zorladı. Anayasal düzene saldıranlara cevap vermemeyi ihanet olarak gördüğüm için onların saygınlığını azaltan açıklamalar yazmak zorunda kaldım, bu açıklamalar gerçeklere dayalı yasal açıklamalar idi. Aptalca ütopyalarla ve tüm dünyayı ele geçireceğini savunan akla, mantığa aykırı siyasi görüşlerle alay ettim. Kanıt olarak ortaya onların 3-5 milyon kişilik gruplardan oluşutuğunu ve Dünya nüfusunun 7 milyar kişiye yakın olduğunu koydum. Bu açıklamalar suç teşkil etmediği için beni önce Maltepe‟deki adresimde öldürmeye teşebbüs ettiler, daha sonra namusumu ve şerefimi karaladılar, maddi 18 gücümü ve profesyonel hayatımı gasp ettiler, hukuki ehliyetime saldırdılar. Bunu beni iki seneye yakın süre ile yeterince uyumamı engelleyecek şekilde taciz ve tehtid ederek, yorgunluk ve sağlık sorunları yaratarak yaptılar. İstanbul‟un her ilçesinde, toplu ulaşım araçlarında, işyeri ve kamu / özel sektör kuruluşlarındaki siyasi saldırılar “devletten şikâyetçi olanı toplumsal mutabakatla topluca yok ediyoruz, öldürüyoruz” sloganı ile öldürmeye teşebbüs etmelerinin nedeni dava açabilmem için gerekli imkânları elde etmemi engellemek idi. Bazı sanıkları senelerce dava edemedim, şikâyet ettim, resmi işlemler savsaklanarak yıpratıldım, soruşturmalara fesat karıştırıldı. T.C. İstanbul Anadolu Savcılığı‟na başvurarak Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü‟nü ikamet ettiğim adreste tehtid edilmeme ve maddi imkânlarımın gasp edilmesine izin vermekle, bulunduğum adreste maddi/manevi olarak yıpratılmam ile ortaya çıkan sonuçların Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü‟nde açılmış olan bir İçişleri Bakanlığı soruşturmasında soruşturma dolandırıcılığı için kullanmakla, bölgede görevli polis memurlarının laf atarak ve hakaret edecek tarzda eğlenerek düşmanlarım tarafından maddi, manevi olarak linç edilmeme destek vermekle, beni bir karakoldan diğerine, bir şubeden diğerine göndererek aylarca savsaklamakla suçladım. Maltepe‟de görevli polis memurları sürekli olarak beni bir karakoldan diğerine, bir şubeden diğerine gönderip tüm zamanımı paramı tüketiyordular. Şehirdeki tüm özel güvenlik şirketi elemanları “özel güvenlik şirketlerinin gücünü gösteriyoruz, hiç kimse özel güvenlik şirketlerinden davacı olamaz” diyerek beni tehtid ve taciz ediyordu. İkamet ettiğim adresin çevresini bu özel güvenlik şirketleri tarafından korunan işyerleri çevrelediği için şahitsiz kalmıştım. Adliyeler ( Anadolu Adliyesi, Çağlayan Adliyesi) de bu özel güvenlik şirketleri tarafından korunduğu için oralarda da tehtid ve baskı altında kalıyordum, hakarete uğruyordum. Bazı geceler sabaha kadar “seni dilenci yapacağız, açlıktan öldüreceğiz “ diye tehtid edip ertesi gün Anadolu Adliyesi‟ne nöbetçi savcılığa gidince giriş kapısında görevli özel güvenlik görevlisi “dilenci” diye laf atıp beni kışkırtıyordu. BİMER (8 Nisan 2013 tarihli 341966 numaralı başvuru) vasıtasıyla açılmış İçişleri Bakanlığı soruşturmasını siyasi nedenler ile İEM Organize Suçlar Şubesi‟ne göndermek yerine sanık Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü‟ne gönderen İstanbul Valiliği Evrak Bürosu Memuru‟nu suçladım. Daha sonra İEM Organize Suçlar Şubesi‟nin bana düşman olduğumu anladım. Şube suçlamalarımı soyut buldu. Sebebi 810 Eylül 2012 tarihleri arasındaki bir tarihte İEM Mali Suçlar Şubesi ve Organize Suçlar Şubesi‟ne başvurmam ve işverenlerimin benim çalışma hakkımı gasp ettiklerini ve beni öldürmekle tehtid ettiklerini, siyasi kışkırtmalar yaptıklarını şikâyet ettiğimde Mali Suçlar Şubesi‟nde karşıma bana düşman olan bir polis memurunun karşıma çıkmasıdır. 2000-2001 yılında Üsküdar Ülkü Ocağı misafirhanesinde ikamet ediyordum ve YTÜ‟de görevli Tepe Özel Güvenlik Şirketi tarafından kaçırılıp kendi isteğim dışında cebirle ruh ve sinir hastalıkları hastanesine kapatıldım, orada vücudumdan çok fazla kan alınarak beni halsiz ve güçsüz düşürüp tehtid ve baskı altına aldılar, eğitim hakkımı ve çalışma hakkımı gasp ettiler. Bu durumu o polis memurunun 19 yüzüne vurdum ve ömür boyu şikâyetimden vazgeçmeyeceğimi söyledim. Açmak üzere olan şahıs firmamın adı “Cevatça İnşaat” idi ve bu şahıs firmasında asla rüşvet verilmeyeceğini söyledim, rüşvetçi ve görevini kötüye kullanan devlet memurlarından nefret ettiğimi dile getirdim. Bu açıklamamı ve internet sitemde rüşvet alan devlet memurları ile toplumu güldürecek şekilde alay etmem nedeniyle rüşvet alan devlet memurları beni dava edemedi, ekonomik ve sosyal yıpratma ile, karalama ile yok etmeye çalıştılar. Bu şikâyetime neden olan eylemlerinin sebeplerinden biri de budur. Ayrıca iftira atarak ve davacı olmamı engellemek için ikamet ettiğim sitedeki komşuları kiralayarak benim maddi durumumu gasp eden, adımı karalayıp beni farklı tanıtan , davadan önce beni yıprattıran işverenim Soğancığolu İnşaat ve müteahhit firmadan şikâyetçi olmuştum. Başvurduğum Cumhuriyet Savcıları‟na şikâyetlerimi açık şekilde anlattım ve kendilerine vermiş olduğum şikâyet dilekçelerini taciz ve tethtid altında yazdığımı, ikamet ettiğim adreste ve ilçedeki işyerlerinde taciz edildiğimi, tehtid edildiğimi ve karalandığımı açıkladım. Buna bağlı olarak can güvenliğim olmadığını ve o dilekçeleri çok hızlı ve dikkatsiz yazdığımı (bilgisayarda klavyeyi on parmak yazarak kullandığımı ve çok hızlı hareket ettiğimi) kendilerine açıkladım. İfadelelerimi imzalayacağım an o kadar yorgun düşmüş oluyordum ki ifadeleri görevli Cumhuriyet Savcısı‟nın emrindeki savcılık kalemi görevlisine yazdırırken dinlememe güvenerek imzalıyordum. Bazı ifadelerimde adres bilgilerim yanlış yazılmış, birinde ise eğitim durumum hakkında yanlış bilgi var. Verdiğim şikâyet dilekçelerimde benim alehime olacak çok büyük ifade hataları vardı ki sanıkları bunları resmi internet sitemde yayınlamam üzerine suçlamalardan kurtulmak için daha çok dolandırıcılık yapmak için farklı saldırılar düzenlediler. İkamet ettiğim adreste günün 24 saati tacizde bulunuyorlar yerine “... bulunuyorum” şeklinde yanlış bir ifade kullanmam üzerine daha önce kim olduklarını ve yönlerini belli etmeden tehtid ve taciz eden komşular beynimi acıtacak şekilde bağırıp sözlü şiddet uyguladıktan sonra onlara küfürlü şekilde uyarılarda bulunmama neden oldular. İkamet etmekte olduğum binanın üst katlarında oturan ve yüzlerini görmediğim, kim olduklarını bilmediğim komşular taciz edildiklerini savunurak şikâyetçi oldular. Bu durumda benim tüm şikâyetlerimi ve resmi başvurularımı savsaklamak için beni süreki bir karakoldan diğerine gönderen, karakola gönderip şikâyetimi dikkate almayan, karakola gittiğimde anlamadığım laflar ederek daha sonra Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü‟ndeki soruşturmadaki yalan iddiayı doğruladığımı, yani babamın arkadaşı olduğunu iddia ettikleri polis memuru ile arkadaş olduğumu iddia ettiler. Sözkonusu sanık polis ve babam benim yasadışı şekilde cebren akıl hastanesine kapatılmamı üstlenip benim buna izin verdiğimi, yani kendi isteğimle gençliğimi ve sağlığımı harcayacak zararlı yan etkileri olan, iş bulmamı ve çalışmamı engelleyen ilâçlar iddia etmiş. Benim ifademe bile başvurulmadı, üzerinden soruşturma yaptıkları metni bana okutup onaylattmadılar. Elektronik ortamda herkes benim iletişim ve kimlik bilgilerimi kullanarak benim adıma asılsız suçlamalarda veya iddialarda bulunabilir. 20 Bulunduğum ilçedeki halk ve çok sayıda tesettürlü kadın beni linç etemeye çalışıyor, her yerde kavga çıkarmaya çalışıyordular. Sokakta 50 metre yürüdüğümde 5-6 kadının tehtidine ve tacizine maruz kalıyordum. Günün 24 saati tehtid ve taciz altında olduğum için çalışamadım. Dişlerim delik deşik (gerekirse diş röntgeni çektirip kanıtlayabilirim) oldu, bedenimi yıprattılar, biyolojik yaşımı ilerlettiler yani ihtiyarlattılar. İftira için kullandıkları şahıslara yakın ve vasat insan dış görünüşü yarattılar. Ayakta duramayacak haldeydim ve yolda sallana sallana gözlerimi açamayacak şekilde yürüyordum. Gözlerimi açmakta zorluk çekiyordum. Beni öldürmekle tehtid ediyordular, “devletten şikâyetçi olduğum için beni topluma öldürttüklerini” söyleyerek maddi ve manevi zarara uğratıyordular, zamanımı çıkardıkları sorunlar için harcamama ve büyük miktarda paralar harcamama neden oldular ve beni bana düşman olan annemin vereceği paraya muhtaç gösterdiler. Annemin ve babamın bana düşman olduklarını ve onlar ile yaşamayacağımı açıkça söylüyordum, kendilerinden şikâyetçi ve davacıydım. Sitedeki komşular ve ikamet ettiğim sitenin çevresini çevrelemiş olan inşaat alanını koruyan (o çevre tamamen izole edilmiş ve şahitsiz bırakıldım) Tepe Özel Güvenlik Şirketi çalışanları geceleri iğrenç ithamlar ve “silâhla vurma, öldürme” tehtidleri ile teslim olup kendi isteğimle tımarhaneye başvurmamı, tazminat ve ceza taleplerinden vazgeçmemi, haklı olduğum için beni yok etmek zorunda olduklarını söylüyerek sözlü şiddetle beni aylarca yıprattılar. İş bulmamı engelleyerek aç bırakacaklarını ve açlıktan öldüreceklerini söyleyip sadece asgari geçimimi sağlayacak kadar para bulmamı ( bazen ailem, bazen de Doç. Dr. Zafer Kütüğ‟nün tanıştırdığı mütehhit Sait Kutlu‟nu iş çevresi ile iş yaparak para temin ediyordum) ve kredi kartı borçlarımı ödememi engelleyerek 14 bin Türk Lirasına yakın aylardır taksitleri ödenmemiş borçlar nedeniyle dava edilmem durumunu yarattılar. Bu tehtid için Tepe Özel Güvenlik Şirketi‟nin (Bilkent Holding‟e bağlı bir şirket olduğu için çok sayıda işyeri sahibi ve dar gelirli saldırgan kendilerinden ödül adı altında para alarak beni taciz edip zabıtlar tutturuyor) göreli olduğu, yani müşterisi olan HSBC Bankasının alacak yönetimi biriminin beni tehtid etmesini , ödeme yapacağım dönemlerde ödemeyi yapmadan bir saat önce arayıp kredibilitemi yok etmek için kavga çıkarıp ödeme yapmamı engellemeye çalışıyordu. Banka görevlileri ödeme gücüm olmadığı zaman baskı uygulayıp tehtid ediyor ve benimle alay ediyordu. Bankanın bazı şubelerinde özel güvenlik elemanları beni tehtid ediyordu. Bunu gizlice beni daha önce aylarca alıştırdıkları yöntemle yapıyordular. Üzerine alınma diye bir psikotik bozukluk belirtisi var ve bunu kasıtlı olarak taciz etmek için maske olarak kullanıp, aylarca açıkça ve sapıkça tehtid ettikten sonra sadece kötü niyetlerini belli edip cevap vermeme neden oldular. Yani birçok mekânda açık şekilde taciz ve tehtid edip, aynı yöntemleri hatırlatıp kritik anlardan sorunlar çıkarıp tepki vermeme neden oldular. Savcılığa başvurduktan sonra Cumhuriyet Savcısı Seyit Peker 20 günlük yıllık izine çıktı, bu süre içinde olayı farklı göstermek için bana cinsel iftiralar attılar, 21 saldırıyı daha önce açıkladıkları gibi para karşılığında değil, cinsel iftralara dayalı aşağalamaya dayalı olarak yaptıklarını iddia etmeye başladılar. 50‟den fazla defa 155 polis ihbar ve şikâyet hattını aradım. Polis ve jandarma görevlileri açıkça taraf tuttular. Topluca soruşturma dolandırıcılığı yapmak için haklarımı gasp ettiler, çalışmamı engellediler, bedenimin zarar görmesine ve profesyonel hayatımın yok olmasına neden oldular. Yaklaşık iki yıldır tek bir bilgisayar veya mühendislik kitabını bitirmeme, hatta doğru dürüst uyumam için zaman bulmama izin vermediler. T.C. İstanbul Anadolu Adliyesi‟nde (Kartal / İstanbul) görevli özel güvenlik şirketi, savcılık kalemi ve diğer bölümlerin çalışanları, polis memurları beni savsaklamak için tehtid ve tacizle o adliyeye defalarca gitmeme neden oldular, adliye sınırları içindeki başvurularımı baskı altına aldılar. Açmış olduğum davaların iftira davası olarak ele alınması için ifademi baskı altında vermeme neden oldular, ifadeden önce ve ifade sırasında koridordan tehtidler savurarak ifademi etkilediler. Benim suçlamalarım ceza davası için idi, beni yıpratarak haklarımı gasp ettiler. Adliye çalışanları Başsavcı vekilleri görüşmemi engellediler. Herkese “MHP‟ci“ diye tanıtıp “MHP‟ye haber verelim, MHP‟ci bizden davacı olamaz” şeklinde tehtidler savurdular. Adliyedeki asansörlerde defalarca tehtid edildim, adliye sınırları içinde adli vaka yaratmaya yönelik tacizler ve tehtidlerde bulundular. Asansörde iri gövdeli şahıslar beni kışkırtıp kavga çıkarmaya çalıştılar, beni tehtid ve taciz ederek benimle eğlendiler. Adliyede görevli polis memurları peşimde dolaşarak benim hakkımda yorumlar yapıyor, adliyedeki kafetaryada yemek yedikten sonra ve adliyeden çıktıktan yarım saat sonra ayaklarım yerden kesiliyor, yere basmakta zorluk çekiyordum. Kasıtlı olarak tüm sanıklara destek veren, tek soruşturma yapılması gerekirken beni 4 soruşturma açtırmaya sevk eden, yapmış olduğum açık ve net suçlamalara rağmen benim adliye içindeki özel güvenlik şirketi elemanı ve çalışanlardan oluşan organize suç örgütü tarafımdan yıpratılmamı ve tehtid edilmemi engellemeyen Cumhuriyet Savcılarından ve hiç bitmeyen tehtid ve tacizler nedeniyle haftasonlarında başvurduğum ve işlem yapmayan Nöbetçi Cumhuriyet Savcılarından şikâyetçiyim. Müşteki olduğum için çok sayıdaki adli vakada yer alan sanıkların beni yıpratması için sanıkları önemli şahıs olarak gösterip benim hakkımda haksız ithamlarda bulunmalarına destek verip soruşturma ve ispatlama adı altında bana günlerce işkence yaptıran ve sanık yakınlarına linç ettiren, toplumu topluca saldırması için kışkırtan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü‟nden şikâyetçiyim. İstanbul sınırları içinde güvenlik kuvvetleri beni açık şekilde yıpratıp haklarımı gasp ettiği için, tüm özel güvenlik şirketlerinin beni tehtid etmesine izin verdiği için can güvenliğimin korunması için bana beden koruması verilmesini, açtığım soruşturmaların ifadelerini tekrar vermem için bana İstanbul Barosundan avukat verilmesini arz ederim. “Aç bırakma” tehtidi savurup her gittiğim iş yerinde tehtid 22 edilmeme ve iftiraya uğramama neden oldukları için, çalışmamı ve iş bulmamı engelledikleri için sanıklardan tazminat talep ediyorum. Tazminat miktarını bilirkişinin tespit etmesini arz ederim. Eğitimime zarar verdikleri için üniversiteden yaklaşık 12 sene geç mezun oldum. Bu süre içinde sistematik olarak baskı ve tehtid altında yaşadım, hakaret ve iftiraya uğradım. Mezun olduktan sonra çalışmamı engellediler, özel ve profesyonel hayatıma iftira atan İEM‟nde görevli polis memurlarından ve devamında haklarımı gasp eden adliye çalışanlarından tazminat talep ediyorum. Yapacağınız soruşturmanın sonuna kadar beslenme, barınma, ulaşım ve iş bulmam için bana terör maduru sıfatıyla sosyal yardım verilmesini arz ederim. Sanıklar ikamet ettiğim adreste yazı yazamayacak rahatsız ettikleri için son üç günü Kadıköy Bağdat Otel‟de geçirdim. Oradaki çalışanlar beni sözlü olarak taciz etti, odamda iken rahatsız etti ve sataşmalara cevap verip kavga etmem için kışkırttılar. Yapmış olduğum başvurular için gereken kantıları toplamamı ve üst kurumlara başvurmamı engellemeyi hedefleyen sanıklar beni kendi evimde ve yemek yediğim her yerde (İstanbul Simit Saraylarının , Hacıoğlu Lahmacun‟un tüm şubelerinde, Burgerking şubelerinde, otellerde ve hatta her markette tehtid ve taciz ediyorlar, hakaretler ile kışkırtıp tutuklanmama neden olacak tepkiler vermeye zorluyorlar ve bunlar kesintisiz olarak günün 24 saati ve her mekânda devam ettiği için dayanılmaz oluyor, bazen sert tepkiler vermek zorunda kalıyorum. Karakollar şikâyetlerimi dikkate almayıp savcılıklara gönderiyorlar, adliyelerde tehtid ve taciz edilerek eksiksiz ifade vermemi engelliyorlar. Şikâyet dilekçelerini yazarken de taciz edildiğim için yanlış ve eksik ifadeler oluyor başvurularımda kullandığım şikâyet dilekçelerinde. Beni uzun süre cinsel ve siyasi tacizlerle yıpratarak savsaklayan sanıklar ( İEM‟ne şikâyet etmiş olduğum sanıklar hakkındaki ihbarların orijinal metinlerini ve tarihlerini resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com „da yayınladım) davacı olma hakkımı gasp ettiler, takipsizlik verilmesine sebep oldukları gibi bu suçları için görevli Cumhuriyet Savcılarını da kışkırtıp destek aldılar, adiye savcılık kalemleri de bu suça iştirak etti. Suçladığım karakolların, Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Ģubelerin, kamu ve özel kuruluĢlarının, adliyelerin güvenlik kameralarındaki görüntülerinin kayıtlarını kanıt olarak gösteriyorum. AçılmıĢ olan soruĢturmaların savcılıktaki dosyalarında daha geniĢ bilgi ve açıklamalar, belge ve kanıtlar bulunuyor. Bu belge ve kantıların bir kısmını ekte gönderiyorum. ġikâyetçi ve davacıyım. Saygılarımla, Altmışlar Sitesi Tunca Apt. No: 20/A Siteler Yolu Sokak Aydınevler Mahallesi T.C. Kimlik No: Maltepe / İstanbul 15055262556 23 0 537 057 68 68 ( 0 539 576 03 35) , insaat@hotmail.com , www.cevatcaliskan.com, www.facebook.com/cevatali , www.facebook.com/djevatali Ekler : 1. Kanıtlar : Dijital kayıt depoları , 2 adet ( Birinin kapasitesi 500GB, diğerinin kapasitesi 1TB ) . Bu dijital kayıt depolarında : Son 5 sene içindeki özel, profesyonel ve sağlık durumumla ( vücut ağırlığımındaki değişikliği tespit için yarıçıplak , şahsi kayıtlar) ilgili video ve fotoğraflar. Suçlamalarımda yer alan sanıklar için son derece somut , hatta olağanüstü derecede ayrıntılı bilgi sunan kayıtlar. İşverenlerim ve iş yerleri ile ilgili görüntüler. İlgili birim bu kanıtları incelerse çok önemli istihbarata ulaşabilir.. Çalışmış olduğum firmalardaki çalışmalarım, o firmalardaki yasadışı işlerin dijital kayıtları ve belgelerin dijital görüntüleri, ihbar sayılacak videolar ve fotoğraflar. Daha ayrıntılı açıklama için ifademin görevli şube tarafından alınmasını arz ederim çünkü bu bilgileri gelişigüzel şekilde kopyalanmış ve karışık şekilde bulunuyor, şahsen bilgi ve tarifler vermem gerekiyor. Beni taciz eden şahısların ve taciz edildiğim mekânların ( kafeler, lokantalar, otobüsler, metrolar, tramvaylar, vapurlar, ..v.b.) eşgallerini ortaya koyan video ve fotoğraflar. Mühendislik çalışmalarım ve eğitim için kullanmış olduğum kopye lisanssız yazılımlar, eğitim videoları ve yazılar. İşverenler, takibi yazılım firmalarının şikâyetine bağlı olduğu için ve bu yazılım şirketlerinin şikâyetçi olmadığını varsayarak kopye yazılım kullanıyordurlar. Beni zor durumlarda bırakarak hayatım ve hukuki ehliyetim tehlikede olduğu için bu suçu üstlenmeye zorladılar. Kanıt adı altında beni başka işyerlerinde çalıştırıp vakalar ayarlayarak dolandırdılar, “kendilerine kanıt” adı altında haklarımı gasp ettiler. Bana kademeli olarak bir iş yerinden çıkıp diğerinde daha çok kopye yazılım kullandırttılar. Can güvenliğim olmadığı için ve İEM‟ne bağlı polis memurları kendileri ile ilgili açılmış soruşturmalada soruşturma dolandırıcılığı yaparak hayatımı tehlikeye sokmuş oldukları için karşı çıkamadım, komik rakamlar karşılığında çalışarak hayatta kalmaya çalıştım. BİMER‟e yapmış olduğum başvurular sonucunda İçişleri Bakanlığı soruşturmalar açmış, bu soruşturmalar sanık ilçe emniyet müdürlüklerinin kendilerine ve suçlamış olduğum İEM şubelerine gönderilmişti. Kendileri hakkında soruşturma yaparak suçlamalarımı soyut bulmuştular . Ben şahsen başvurarak ayrıntılı bilgi, tarif ve hatta kanıt sunmuştum, vermek istediğim bilgi ve kanıtları ısrarla almadılar. Yapmış olduğum tüm ihbarları resmi internet sitem www.cevatcaliskan.com „da yayınlayarak İEM‟nün taraflı ve taraf olduğunu açıkladım. Özel hayatım ve zevklerimle ilgili sanatsal ve siyasi kayıtlar, siyasi çalışmalarım hakkında kanıtlar, ayrıntılı sanal dünya siyasi çalışmalarım ve siyasi grupları bana düşman eden (anayasal düzen taraftarı Atatürkçü, sağ sol kavgasını, sömürüyü ve dinci 24 istismarı red eden ve bölücü değil, barışçı , yapıcı , sağ duyulu ve ütopyaları komik bulan, Atatürk ilkelerini altı oku birbirine düşman etmeden veya birbirinden ayırmadan savunan ) yazılarım ve çalışmalarım. Önemli siyasi şahsiyetler ile ilgili iletişim bilgilerim de mevcut bu kayıtlarda. Ancak bu kayıtlar gelişigüz şekilde kopyalanmış , maddi imkânlarım ve zamanım tükendiği için düzenleme fırsatım olmadı. 2. Sanık iem birimlerinin iletiĢim bilgileri: Gülsuyu Polis Merkezi Adres: Esenkent Mah. Nadire Cad. Ege Sok. No:1 Gülsuyu, Maltepe, İstanbul - Asya 40.9248 29.162947 Tel: +90 216 376 58 77, +90 216 427 73 70 İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Adres: Bağlarbaşı Mh., 34844 Maltepe/İstanbul Telefon:(0216) 458 5200 İstanbul Emniyet Müdürlüğü Adnan Menderes Bulvarı (Vatan Cad.) Hırka-i Şerif Mahallesi No:58 Fatih / İSTANBUL Sultangazi kaymakamlığı Adres: Cebeci Mahallesi 2467 Sokak No: 1 K: 3 Cebeci 2. Ek Hizmet Binası Sultangazi / İSTANBUL Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü Adres : Cebeci Caddesi. 2467 Sok. No:2 Sultangazi/İSTANBUL Telefon : 0212 476 76 14 , Fax: 0212 476 26 61 Maltepe Kaymakamlığı Adres : Cevizli Mah. Orhangazi Caddesi No: 8 Maltepe / İstanbul (Orhangazi Lisesi Karşısı). Telefonlar: 0 216 441 76 76 Faks : 0 216 441 56 66 e-posta: maltepe@istanbul.gov.tr C.Maltepe Kaymakamlığı 25 3. Suçlamalar ve soruĢturmalar ile ilgili evraklar 26