bankacılık sektörünün geleceğine ilişkin beklentiler
Transkript
bankacılık sektörünün geleceğine ilişkin beklentiler
B Ý L Ý M S E L Y A Y I N O R G A N I TMSF yýl:6 sayý:25 Ocak - Þubat - Mart 2011 TASARRUF MEVDUATI SÝGORTA FONU BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN GELECEÐÝNE ÝLÝÞKÝN BEKLENTÝLER Egemen EROÐLU, Sayfa 23te BANKA ÇÖZÜMLEME FONLARI BÝR DÖNÜÞÜM HÝKAYESÝ Sayfa 10da Sayfa 6da Yasemin ÞENOL Doðan Sami AKÇÝÇEK KÖPRÜ BANKA UYGULAMASI Defne ÜSTÜNSOY Sayfa 33te TEMEL PARAMETRELER SÝGORTA VE RÝSK ÝZLEME DAÝRE BAÞKANLIÐI Eylül 2009 1,485 2,168 2,416 *Serbest Piyasa FAÝZ ORANLARI (%) 30.09.2010 31.12.2009 30.09.2009 Gecelik 6,25 6,5 7,25 Mevduat Faizleri* 8,19 ** 8,29 8,84 TRLIBOR (O/N) 6,68 6,5 7,25 Kaynak: TCMB / TBB *Sektör Ortalamasý/1 aylýk **31.07.2010 BORSA ENDEKSÝ ÝMKB Sýnai Mali Kaynak: ÝMKB Eylül 2010 65.774 48.926 102.174 Aralýk 2009 52.825 37.899 79.763 YATIRIM ARAÇLARININ GETÝRÝLERÝ Son Deðer 1 ay öncesine (12.10.2010) göre (%) ÝMKB Dolar Altýn (TL/gr)61,81 Altýn (Usd/Ons) DÝBS Endeksi (3 aylýk)* DÝBS Endeksi (12 aylýk)* Kaynak: ÝMKB,Reuters Eylül 2009 47.910 35.238 72.436 1 yýl öncesine göre (%) 69.675 1,419 3,0 1.348 1.232,25 11,9 -0,5 24,9 8,4 0,5 49,6 -0,5 34,4 8,0 1.329,01 0,6 9,1 *ÝMKB DIBS performans endeksi GSYÝH 2010 (2.çeyrek) 2009 (2.çeyrek) 2009 (yýllýk) GSYÝH (milyon TL) 268.495 229.326 952.635 GSYIH (Büyüme)* %10,3 -%7.6 -%4,7 Kaynak: TÜÝK *Büyüme oranlarý sabit fiyatlarla ve çeyrek dönemlere aittir. Avrupa Hesaplamalar Sistemine (ESA95) göre hazýrlanan yeni seri ÝÞGÜCÜ VERÝLERÝ(%) Haziran2010 Aralýk 2009 Haziran 2009 Ýstihdam Oraný* 44,7 41,2 42,5 Ýþsizlik Oraný 10,5 14 13 Kaynak: TÜÝK *Ýstihdam/15 ve daha yukarý yaþtaki nüfus ÖDEMELER DENGESÝ ÖZET (BÝRÝKÝMLÝ) (milyon USD) Aðustos 2010 Aralýk 2009 Aðustos 2009 Cari Ýþlemler Hesabý -33.645 -14.042 -15.663 Dýþ Ticaret Dengesi -42.192 -24.856 -26.136 Toplam Ýhracat 117.530 109.646 112.128 Toplam Ýthalat -159.722 -134.491 -138.264 Ýhracat/Ýthalat %73,58 %81,5 %81,1 Kaynak: TCMB (Veriler bir sonraki ayýn 2 inci haftasý açýklanmaktadýr.) MERKEZÝ YÖNETÝM BORÇ VERÝLERÝ (milyar USD) Aðustos 2010 Aralýk 2009 Aðustos 2009 Ýç Borç Stoku 229,2 219,2 211,7 Dýþ Borç Stoku 76,3 74,1 73,4 Toplam 305,5 293,3 285,1 Kaynak: Hazine Müsteþarlýðý Temmuz 2009 215.458 268.219 52.761 440 BANKACILIK SEKTÖRÜ VERÝLERÝ ÞUBE ve PERSONEL SAYILARI (Aðustos 2010) Mevduat Katýlým Kalkýnma ve Bank. Bank. Yatýrým Bank. Banka sayýsý 32 4 Yurtiçi Þube 9.167 592 41 Yurtdýþý Þube 61 2 1 Yurtiçi Personel 170.695 12.387 5.390 Yurtdýþý Personel 593 7 2 BÝLANÇO BÜYÜKLÜKLERÝ (Aðustos 2010) Mevduat Katýlým Kalkýnma ve milyon YTL Bank. Bank. Yatýrým Bank. Toplam Aktifler Toplam Krediler Konut Kredileri Kredi Kartlarý Takipteki Alacaklar Menkul Kýymet Mevduat/Kat.Fon Özkaynak Toplam Bilanço Dýþý Ýþlemler -Gayrinakdi Kredi ve Yükümlülükler -Taahhütler YPNGP* Toplam 13 9.800 64 188.472 602 Toplam 838.737 422.462 51.016 41.298 2.929 266.847 537.229 104.831 732.741 38.611 26.968 2.913 838 359 1.474 29.275 5.169 126.190 28.341 14.481 57 66 3.806 13.237 21.506 905.739 436.911 53.986 42.136 3.454 272.128 566.503 123.237 880.137 122.802 20.346 8.221 151.369 609.939 2.121 105.844 66 13.285 60 728.768 2.247 MEVDUAT VE KATILIM FONU milyon TL Aðustos 2010 MEVDUAT HESABI 537.229 Dth oraný %31 29.275 KATILIM FONU %36,5 Dth oraný 566.503 TOPLAM Dth oraný %31,4 milyon TL 49 Temmuz 2007 Aralýk 2009 487.907 539.570 %33,5 %30 26.711 28.710 %37 %35 514.618 568.279 %33,7 %36 Aðustos 2010 Temmuz 2010 Aralýk 2009 Sigorta kapsamýndaki mevduat 136.290 135.717 129.002 Dth oraný %22,64 %22,48 %24,49 9.366 Sigorta kapsamýndaki katýlým fonu 10.411 10.329 Dth oraný %23,36 %22,70 %23,64 TOPLAM 146.701 146.223 138.388 Dth oraný %22,69 %22,49 %24,43 *Mudiler her bir bankada ayrý ayrý sayýlmýþtýr. BANKACILIK SEKTÖRÜ SERMAYE YETERLÝLÝK ORANI (%) % Aðustos 2010 Temmuz 2010 Aralýk 2009 18,07 18,05 Mevduat Bankalarý 19,12 14,48 15,38 Katýlým Bankalarý 15,34 61,31 60,20 Kalk. ve Yat.Ban. 60,31 19,33 19,34 Bankacýlýk Sektörü 20,47 Kaynak: BDDK SÝGORTA PRÝM TAHSÝLATLARI Milyon TL Haziran 2010 Mevduat Bankalarý 172.892 Katýlým Bankalarý 16.606 TOPLAM 189.498 2009 693.829 46.117 739.936 Haziran 2009 170.889 12.350 183.249 TMSF - Büyükdere Cad. No:143 Esentepe Ýstanbul Tel: (212) 340 22 00 Faks: (212) 288 53 35 www.tmsf.org.tr Bilgi ve Önerileriniz için: Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi e-mail:srid@tmsf.org.tr Tel: (212) 340 10 57 Kurum içinde baþvuru kaynaðý olarak kullanýlmak üzere derlenmiþ bilgilerden oluþur. Resmi baðlayýcýlýðý yoktur. NOTLAR Bankacýlýk sektörü aktif büyüklüðü Nisan 2008 tarihi itibariyle 629,9 milyar YTL seviyesindedir. Toplam aktiflerin %51,6sýný krediler, %28,3ünü menkul deðerler cüzdaný oluþturmaktadýr. Toplam mevduat / katýlým fonu büyüklüðü 395,4 milyar YTL seviyesindedir. Mevduat / katýlým fonunun %35,7si YP, %64,3si TP mevduat / katýlým fonlarýndan oluþmaktadýr. Aralýk 2009 1,497 2,148 2,428 Aralýk 2009 215.060 267.275 -52.215 986 Kaynak: BDDK DÖVÝZ KURU GELÝÞMELERÝ* Eylül 2010 USD 1,447 EURO 1,975 GBP 2,316 Kaynak: REUTERS KONSOLÝDE BÜTÇE (BÝRÝKÝMLÝ) (milyon TL) Temmuz 2010 Gelirler 236.794 Harcamalar 286.981 Bütçe Dengesi 50.187 Faiz Dýþý Denge 2.578 Kaynak: Maliye Bakanlýðý *Yabancý Para Net Genel Pozisyonu- FÝYATLAR GENEL DÜZEYÝNDEKÝ GELÝÞMELER (%) (Eylül) Aylýk 12 aylýk ortalama* Önceki yýlýn ayný ayýna göre ÜFE 0,51 6,89 8,91 TÜFE 1,23 8,16 9,24 Kaynak: TÜÝK (Veriler bir sonraki ayýn ilk haftasý açýklanmaktadýr.) (*Cari ay dahil 12 ay ortalamasýnýn, bir önceki 12 aya oraný) Kaynak: BDDK milyon USD GENEL EKONOMÝK VERÝLER ÝÇÝNDEKÝLER B Ý L Ý M S E L Y A Y I N O R G A N I TMSF yýl:6 sayý:25 Ocak - Þubat - Mart 2011 TASARRUF MEVDUATI SÝGORTA FONU BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN GELECEÐÝNE ÝLÝÞKÝN BEKLENTÝLER 2. EDÝTÖRDEN Dr. Yusuf ADIGÜZEL 3. YENÝ FÝNANSAL DÜZEN Þakir Ercan GÜL Egemen EROÐLU, Sayfa 23te 6. BÝR DÖNÜÞÜM HÝKAYESÝ Kaynak Kullanan Kurumdan Kaynak Saðlayan Kuruma; TMSF Doðan Sami AKÇÝÇEK 10. BANKA ÇÖZÜMLEME FONLARI Yasemin ÞENOL 14. KURTARMA ve ÇÖZÜMLEME PLANLARI Burcu GÜR BANKA ÇÖZÜMLEME FONLARI BÝR DÖNÜÞÜM HÝKAYESÝ Sayfa 10da Sayfa 6da Yasemin ÞENOL Doðan Sami AKÇÝÇEK KÖPRÜ BANKA UYGULAMASI Defne ÜSTÜNSOY Sayfa 33te 19. KRÝZ DÖNEMLERÝNDE FÝNANSAL GÜVENLÝK AÐLARI ve MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMLERÝ Erol ORTABAÐ 23. SICAK PARAYA KARÞI ALINAN ÖNLEMLER ve BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN GELECEÐÝNE ÝLÝÞKÝN BEKLENTÝLER Egemen EROÐLU 28. SÝSTEMÝK ÖNEMÝ HAÝZ FÝNANSAL KURULUÞLAR ve ALINABÝLECEK TEDBÝRLERE ÝLÝÞKÝN ÖNERÝLER Evrim APAN CEYLAN 33. KÖPRÜ BANKA UYGULAMASI Defne ÜSTÜNSOY 38. KREDÝ RÝSKÝ TRANSFERÝ (Credit Risk Transfer-CRT) Elif ARIPINAR 44. SWOT ANALÝZÝ Muhlis TURAN 47. KÝTAP Kamil OÐUZ 48. DÜNYADAN HABERLER Fatih DENÝZ : H. Bayram Babacan : Dr. Yusuf Adýgüzel Sorumlu Yazýiþleri Müdürü : Kamil Oðuz Danýþma Kurulu : Doç. Dr. Cüneyt Koyuncu - Dumlupýnar Üniversitesi, Doç. Dr. Fuat ErdaL - Adnan Menderes Üniversitesi, Y A Y I N Yayýn Yönetmeni Prof. Dr. Halil Seyidoðlu - Doðuþ Üniversitesi, Doç.Dr. Muhsin Kar - Kahramanmaraþ Sütçü Ýmam Üniversitesi, Doç. Dr. Rahmi B Ý L Ý M S E L O R G A N I TMSF Adýna Sahibi Doç. Dr. Yusuf Bayraktutan - Kocaeli Üniversitesi, Prof. Dr. Zekai Özdemir - Ýstanbul Üniversitesi, Dr. A. Kadir Tuna - Ýstanbul Deniz Özbay - Marmara Üniversitesi, Doç. Dr. Rasim Yýlmaz - Trakya Üniversitesi, Prof. Dr. Recep Tarý - Kocaeli Üniversitesi, Dr. Ýlyas Karabýyýk - Selçuk Üniversitesi, Prof. Dr. Sabri Orman - Ýstanbul Ticaret Üniversitesi, Doç. Dr. Selahattin Bekmez - Muðla Üniversitesi, Üniversitesi, Dr. Bekir Gövdere Süleyman Demirel Üniversitesi Yayýn Kurulu : Dr. Rýdvan Çabukel, Zülfükar Kamberoðlu, Turan Korkmaz, Haluk Ersoy, Ahmet Yýlmaz, Ali Göçer, Ýsmail Güler Yayýn Türü : Yerel Süreli Yayýn Periodu : 3 Aylýk - Ocak - Þubat - Mart 2011 Görsel Tasarým : 1111 Adam Yapým & Tanýtým Adres : Büyükdere C. No:143 34394 Esentepe/ istanbul E-posta : koguz@tmsf.org.tr Tel : 0 212 340 16 11 Faks : 0 212 288 53 35 Baský : Yöm Basým Baský Tel : 0 212 671 16 17 TMSF Çatý Basýn ve Halkla iliþkiler Müdürlüðü tarafýndan hazýrlanmaktadýr. Telif haklarý TMSF'ye aittir. Yazýlarýn sorumluluðu yazarlarýna aittir. TMSF EDÝTÖRDEN Merhaba TMSF özerk bir kurum olarak 8. yýlýna girdi. Oldukça kýsa sayýlabilecek bu süre içerisinde Türkiye ve dünya ölçeðinde önemli baþarýlara imza attý. Geçen 7 yýlda 20 milyar dolara yakýn tahsilat saðlanýrken, geçtiðimiz yýl kurumumuz Dünya Mevduat Sigortacýlarý Birliði (IADI) tarafýndan Dünyada Yýlýn Mevduat Sigortacýsý seçildi. Türkiye kamuoyu ve bankacýlýk sektörü ise TMSFyi, çok kýsa bir sürede hazineden kaynak kullanarak batan bankalardaki mevduat sahiplerine ödeme yapan bir kurumdan, hazineye kaynak aktarmaya baþlayan bir kuruma dönüþmesini yakýndan takip ediyor. 2011 yýlýnýn Ocak ayýnda yapýlan ödemelerle TMSFnin Hazineye yaptýðý geri ödeme miktarý 10 milyar dolarý aþmýþ bulunuyor. Kamu alacaklarýnýn en hýzlý þekilde geri kazanmayý hedefleyen TMSF, 10 milyar TLlik rezervi ile kamu kaynaðýný kullanan deðil, kamuya ve bankacýlýk sektörüne kaynak saðlayan bir kurum haline dönüþmüþtür. Bu sayýda kapaðýmýza taþýdýðýmýz bu konuyu Finansman Dairesi Baþkaný Doðan Sami Akçiçek ve yine Finansman Dairesi Uzmanlarýndan Asuman Abakay karþýlaþtýrmalý olarak rakamsal verilerle ortaya koyuyorlar. Dr. Yusuf Adýgüzel Yayýn Yönetmeni TMSF Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müdürü 2 Baþkanýmýz Sayýn Þakir Ercan Gül 8-9 Ocak tarihlerinde Active Academy tarafýndan düzenlenen 8. Uluslararasý Finans Zirvesinde bir konuþma yaptý. Baþkanýmýz konuþmasýnda, 2008 yýlýnda patlak veren ve halen devam etmekte olan küresel kriz ile ilgili yapýlan tartýþmalarda en fazla dile getirilen ifadelerden biri olan Yeni Finansal Düzeni deðerlendirdi. Sayýn Gülün bu konuþmasýnýn esas alýnarak hazýrlanan yazýyý dergimizin ilk makalesi olarak dikkatlerinize sunuyoruz. Ayrýca, Yasemin Þenolun kaleme aldýðý Banka Çözümleme Fonlarý, Burcu Gürün kaleme aldýðý Kurtarma ve Çözümleme Planlarý ve Egemen Eroðlunun kaleme aldýðý Sýcak Paraya Karþý Alýnan Önlemler bu sayýmýzda yer alan inceleme ve makalelerden bir kaçý. Bunlarý ve daha fazlasýný bulabileceðiniz dergimizin hazýrlanmasýnda katký saðlayan tüm akademisyen ve araþtýrmacý arkadaþlara teþekkür ediyor, önümüzdeki sayýlarda da katkýlarýný bekliyoruz. Gelecek sayýmýzda buluþmak üzere... TMSF YENÝ FÝNANSAL DÜZEN* 2008 sonbaharýnda patlak veren küresel krizin halen devam ettiðini görmekteyiz. En son Ýrlandada yaþanan sorunlar, baþta Avrupa olmak üzere dünyada krizin bir süre daha konuþulacaðýna iþaret ediyor. Krizin baþlangýcýndan bu yana bir çok þey konuþuldu ve tartýþýldý. Yapýlan tartýþmalarda yeni bir finansal düzen ya da yeni bir finansal mimari en çok telaffuz edilen ifadeler arasýnda yer aldý. Yeni bir finansal düzen ya da finansal mimari arayýþýnda birçok ulusal ve uluslararasý çalýþmalar baþlatýldý, çalýþmalarýn bir kýsmý sonuçlandýrýldý, bir kýsmý ise hala devam ediyor. Bu konudaki çalýþmalar uluslararasý alanda IMF, Dünya Bankasý, Finansal Ýstikrar Kurulu (FSB) ile Basel Bankacýlýk Denetim Komitesi (B CB S) bünyesinde yoðunlaþmaktadýr. Diðer taraftan krizin sýnýr ötesine taþýnan boyutu ve finansal hizmetlerin yapýsý gereði Avrupa Birliðinde (AB) önemli çalýþmalar yapýlmaktadýr. Söz konusu çalýþmalarda düzenleme, denetleme, kriz yönetimi ve çözümleme faaliyetlerinin etkinleþtirilmesine odaklanýldýðý görülmektedir. Ayrýca, globalleþen finansal sistemin söz konusu çalýþmalarýn yönünü ve içeriðini önemli ölçüde etkilediðini görüyoruz. Nitekim, özellikle uluslararasý finansal faaliyetleri ya da sýnýr ötesi faaliyette bulunan büyük bankalarý (SIFI) düzenleme, denetleme ve çözümleme yetki ve sorumluluklarýnýn kimde olacaðý konularý geniþ katýlýmlý bir uluslararasý mutabakatý gerektirmektedir. Temel Prensipler ve Metodoloji Finansal alanda tüm bu geliþmeler yaþanýrken finansal güvenlik aðýnýn önemli bir parçasý olan mevduat sigortacýlýðýný ve dolayýsýyla da TMSFyi ilgilendiren alanlarda da çeþitli çalýþmalar yapýlmaktadýr. Gerçekten de, küresel kriz mevduat sigortacýlýðýnýn önemini tüm dünyada bir kez daha ortaya koydu. (Yangýn olduðunda itfaiyenin varlýðý toplum tarafýndan algýlanýr.) Bu nedenle, Avrupa Mevduat Sigortacýlarý Birliði, IMF, Dünya Bankasý ve Avrupa Komisyonunun da katýmýyla, Basel Bankacýlýk Denetim Komitesi (BCBS) ve Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði (IADI) tarafýndan bütün dünya ülkelerine referans olacak Etkin Mevduat Sigortacýlýðý için Temel Prensipler ve uygulama metodolojisi yayýnlanmýþtýr. Söz konusu Temel Prensiplerde; ahlaki riskin azaltýlmasý, çözümleme süreçlerinin etkinleþtirilmesi, fonlama, sýnýr ötesi faaliyetler ve kamuoyu farkýndalýðý gibi hususlar da dahil olmak üzere mevduat sigortacýlýðýný ilgilendiren konularda 18 adet prensip bulunmaktadýr. Temel Prensipler ve uygulama metodolojisi, mevduat sigorta sistemlerinin kurulmasýnda ya da reforme edilmesinde dikkate alýnmasý gereken temel ölçütleri belirlemektedir. Bu amaçla, söz konusu standartlar Hindistan, Meksika ve Çek Cumhuriyetinde uygulandýktan sonra revize edilerek son hali verilmiþtir. Bundan sonra G-20 tarafýndan tematik gözden geçirmeye yönelik kararlar alýnmasý beklenmektedir. Temel prensiplerin oluþturulmasýna çalýþmalarý ile katký saðlayan TMSF, söz konusu prensiplere büyük ölçüde uyumlu durumdadýr. AB Direktifleri Mevduat Sigortacýlýðýna iliþkin önemli geliþmelerin yaþandýðý diðer bir alan ise Avrupa Birliðidir (AB). Türkiyenin ABye aday bir ülke olmasý nedeniyle, ABde mevduat sigortacýlýðý alanýnda yaþanan geliþmeleri TMSF olarak yakýndan takip ediyoruz. Ayrýca, TMSF olarak Avrupa Mevduat Sigortacýlarý Birliði (EFDI) bünyesinde yapýlan çalýþmalarda aktif görevler almaktayýz. ABde en son Temmuz 2010 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafýndan mevduat sigortacýlýðýna iliþkin yeni bir Direktif Tasarýsý hazýrlanmýþtýr. Direktif Tasarýsýnýn temel nedeni: 94/19/EC sayýlý direktif ile çerçevesi çizilmiþ olan Avrupa Mevduat Sigorta Sistemlerinin mevduat sahiplerinin güvenini temin etme ve finansal istikrara katký saðlama hedeflerini ekonomik stres dönemlerinde tutturamadýklarýnýn ortaya çýkmasýdýr. Mevduat sigortacýlýðýna iliþkin 70i aþkýn hususta politika revizyonuna gidilmesini ele alan Tasarýda 7 temel husus öncelikli önem taþýmaktadýr. Bunlardan ilki sigortalý mevduatýn kapsam ve tutarýna iliþkin yapýlan revizyondur. Günümüze kadar uygulanan minimum harmonizasyon politikasý, AB ülkelerinin sigortalý mevduat kapsam ve tutarlarýnda farklýlýklara, dolayýsýyla da finansal Þakir Ercan GÜL TMSF Baþkaný *8-9 Aralýk 2010 Active Academy 8. Uluslararasý Finans Zirvesi Konuþmasý 3 TMSF ABde, finansal kriz yönetimi, büyük finansal kuruluþlar, çözümleme fonlarýnýn kullanýmý, özel bir banka tasfiye rejiminin oluþturulmasý ve harmonize edilmesi konusunda direktif çalýþmalarý ile birlikte bankalarýn yaþam vasiyetlerini (living will) hazýrlamasý, faaliyetlerinin sýnýrlandýrýlmasý, köprü banka, yeni denetim otoritelerinin (Avrupa Bankacýlýk Otoritesi (EBA), Avrupa Birliði Menkul Kýymetler ve Piyasalar Otoritesi (ESMA)) kurulmasý çalýþmalarý devam etmektedir. kurumlar arasýnda rekabet tahrifi ve mevduat akýþlarýna yol açmýþtýr. Bu duruma çözüm getirmeyi amaçlayan yeni Direktif Tasarýsý maksimum harmonizasyonu öngörmekte, gerçek ve tüzel kiþileri kapsayan mevduat sigortasýný 100.000 Euro olarak bütün ülkelerde sabitlemektedir. Türkiyede ise uzun bir süredir sigortalý mevduat tanýmý gerçek kiþilerle, sigortalý mevduat tutarý ise 50.000 TL ile sýnýrlýdýr. Sigortalý mevduatýn kapsamýnýn geniþletilmesine yönelik taslak Kanun deðiþikliði büyük ölçüde tamamlanmýþtýr. Ancak, ABdeki taslak çalýþmalarýn sonuçlanmasýna baðlý olarak ilave deðiþiklikler yapýlabilecektir. Mevduat sigorta tutarýnýn 100.000 EUR karþýlýðý 200.000 TLye yükseltilmesi ise topping-up sözleþmelerinden kaynaklanan sorunlarýn bir sonucu olup aslýnda geliþmekte olan AB ülkeleri için de bu tutarýn yüksek olduðunu düþünüyoruz. Þu anda, 50.000 TL garanti düzeyi düþük olmakla birlikte mevcut veriler ve analizler 100.000 TLye çýkartmanýn daha uygun olacaðýný göstermektedir. Bu konuda, AB müktesebatýna tam uyumun üyelikle birlikte saðlanmasýnýn uygun olacaðýný düþünüyoruz. Diðer taraftan, global krizle birlikte mudilere yapýlan ödemelerde yaþanan gecikmelerin büyük sakýncalar yarattýðý ve krizin diðer bankalara sirayet edebileceði tecrübe edilmiþtir. Bu nedenle, AB Direktifi mevcut bankacýlýk sektörünün alt yapýsýný ve düzenlemelerini dikkate alarak en fazla 30 gün içinde ödemeyi öngörmüþtür. Ancak, yeni tasarýda ödeme süresinin 7 güne indirilmesi düþünülmektedir. TMSFnin ödemeye karar verme konusunda yetkisinin ve kaynaðýnýn olmasý ve bankacýlýk sistemi alt yapýsýnýn BDDKnýn düzenlemeleri ile çok ileri seviyeye taþýnmýþ olmasý hususlarý AB düzenlemelerine uyumlu olmamýza imkan saðlayacaktýr. Direktif Tasarýsýnda ayrýca, sýnýr ötesi bankacýlýkta mevduat ödemeleri için merkez-ev sahibi (homehost) iliþkileri yeniden tanýmlanmýþtýr. Bu kapsamda, mevduat ödemelerinin ev sahibi (host) ülke tarafýndan yapýlmasý ve merkez (home) ülkeye rücu edilmesi politikasý benimsenmektedir. Öte yandan, mudi bilgilendirmenin etkinleþtirilmesi, tasarýda yer alan önemli hususlardan bir diðeridir. Tasarý, duyuru, reklam, afiþ, bilgi dokümanlarý ve hesap sözleþmesi ile tam bilgilendirmeyi öngörmektedir. Yaþanan krizler TMSFnin varlýðý ve bilinirliliðini üst seviyeye taþýmýþtýr ve bilgilendirmeye dair düzenleme ve uygulamalarýmýz mevcuttur. Bunlarý daha ileri seviyeye taþýyarak mevduat sahiplerinin tam 1 Kaynak: IMF, 2010, WP/10/236 4 bilgilendirilmesini saðlayacak ilave çalýþmalar düþünülmektedir. Direktif Tasarýsý, mevduat sigortacýlýðýnda fonlamaya iliþkin hususlarda da önemli ölçüde revizyonlara ve harmonizasyona gidilmesini öngörmektetir. Söz konusu Tasarýda, sigorta prim sisteminin ex-ante ve riske dayalý olmasýnýn yerindeliði vurgulanmakta, zaman içinde geçilebilecek standart bir prim tarifesi kaleme alýnmaktadýr. TMSFce uygulanan mevcut prim sistemi öngürülen þekilde ex-ante ve riske dayalý olup þartlara baðlý olarak dinamik bir yapýda revize edilmesi planlanmaktadýr. Tasarýda, Mevduat Sigorta Fonunun sekördeki toplam sigortaya tabi veya sigortalý mevduata oraný olarak tanýmlanan Fon Rasyosuna da yer verilmektedir. Ayrýca, mevduat sigorta ödemelerinde ve bankanýn devrinde kullanýlacak fonlarýn ayrýþtýrýlmasýna yönelik hükümler bulunmaktadýr. Bu alandaki TMSF uygulamalarýnýn kendi içinde tutarlý ve Tasarýnýn amaçlarýný karþýlar nitelikte olduðu düþünülmekte olup TMSFnin Fon Rasyosu, t a s a r ý d a ö n g ö r ü l e n l e r i n ü z e r i n d e d i r. Diðer taraftan ABde, finansal kriz yönetimi, batmayacak kadar büyük finansal kuruluþlar, çözümleme fonlarýnýn kullanýmý, özel bir banka tasfiye rejiminin oluþturulmasý ve harmonize edilmesi konusunda direktif çalýþmalarý ayrýca yürütülmektedir. Bankalarýn yaþam vasiyetlerini (living will) hazýrlamasý, faaliyetlerinin sýnýrlandýrýlmasý, köprü banka, yeni denetim otoritelerinin (Avrupa Bankacýlýk Otoritesi (EBA), Avrupa Birliði Menkul Kýymetler ve Piyasalar Otoritesi (ESMA)) kurulmasý çalýþmalarý devam etmektedir. Sistemik Öneme Sahip Finansal Kuruluþlar Mevduat sigortacýlýðýný ilgilendiren önemli çalýþmalardan biri de FSB bünyesinde yürütülen Sistemik Öneme Sahip Finansal Kuruluþlar (SIFI) ile ilgili çalýþmalardýr. Global kriz ülkelerin daha etkili kriz yönetim mekanizmalarýna sahip olmalarý gerektiðinin yaný sýra sýnýr ötesi faaliyetleri bulunan büyük ölçekli bankalarýn çözümlenmesinde de önemli sorunlarýn bulunduðunu ortaya koymuþtur. Globalleþme, uluslararasý faaliyetlerde bulunan ve SIFI olarak adlandýrýlan kuruluþlarýn sayýsýný ve büyüklüðünü artýrmýþ, ülkelerin finansal sistemlerinin birbirine baðlýlýk derecelerini yükseltmiþtir. Örneðin, geliþmiþ ülkelere ait büyük bankalarýn uluslararasý alacaklarý toplamý 2000 yýlýnda 7 trilyon USDnin altýnda iken, 2008 yýlýnda 26 trilyon USDye yükselmiþtir1. SIFIlerin bir çok TMSF ülkeye yayýlmýþ, geniþ çaplý ve karmaþýk faaliyet yapýlarý küresel kriz sýrasýnda ve sonrasýnda söz konusu kuruluþlara müdahale edilmesi konusunda birçok sorunu beraberinde getirmiþtir. Bu nedenle, global kriz sonrasýnda FSB bünyesinde SIFIler ile ilgili çalýþmalar baþlatýlmýþtýr. Söz konusu çalýþmalarda amaçlanan; (i) Yerel ve global bazdaki SIFIlerin risklerinin azaltýlmasý (batma olasýlýklarýnýn düþürülmesi) ve (ii) SIFIlerin batmalarý durumunda ise olumsuz etkilerinin azaltýlmasý suretiyle kriz esnasýnda finansal istikrarýn bozulmasýnýn, vergi mükelleflerine baþvurulmasýnýn ve böylece ahlaki tehlikenin önüne geçmektir. Bu konuda uluslararasý geliþmeler yakýndan takip edilmektedir. Buna ilave olarak, SIFIlerin çözümlenme kapasitelerinin artýrýlmasýna yönelik çalýþmalar da yürütülmektedir. Bu konudaki çalýþmalar; (i) Etkin çözümleme rejimlerine sahip olunmasý (ii) Sýnýr ötesi iþbirliði için bir çerçeve oluþturulmasý ve (iii) SIFIlerin her an çözümlenebilmesini saðlayacak iyileþtirme ve çözümleme planlarýnýn hazýr bulundurulmasý baþlýklarý altýnda sürdürülmektedir. Ayrýca, SIFI denetimlerinin etkinliðinin ve yoðunluðunun artýrýlmasý ise çalýþma yapýlan baþka bir alaný oluþturmaktadýr. Sonuç olarak, birçok ezberi bozup birçok düþünceyi deðiþtiren küresel kriz bir yandan yaþanmaya devam ederken, diðer yandan da gelecek yýllarda benzer krizlerin tekrar yaþanmamasý için neler yapýlmasý ve yeni normalin nasýl olmasý gerektiðine iliþkin tartýþmalar uluslararasý platformlarda bütün hýzýyla sürmektedir. Bu noktada TMSF olarak, mevduat sigortacýlýðýný ilgilendiren konular ile ilgili geliþmeleri dikkatle izlemekte ve yeni normalde nerede olacaðýmýzý þimdiden öngörmeye çalýþmaktayýz. Birçok ezberi bozup birçok düþünceyi deðiþtiren küresel kriz bir yandan yaþanmaya devam ederken, diðer yandan da gelecek yýllarda benzer krizlerin tekrar yaþanmamasý için neler yapýlmasý ve yeni normalin nasýl olmasý gerektiðine iliþkin tartýþmalar uluslararasý platformlarda bütün hýzýyla sürmektedir. 5 ÝNCELEME BÝR DÖNÜÞÜM HÝKAYESÝ Kaynak Kullanan Kurumdan Kaynak Saðlayan Kuruma; TMSF Ülkemiz bankacýlýk sisteminde gerek 1994 yýlýnda yaþanan sorunlar gerekse 1998 ve izleyen yýllarda yaþanan ekonomik krizler sonucunda sistemdeki 25 banka yükümlülüklerini yerine getiremez duruma düþmüþ, sistemin sigortasý konumundaki Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu da (Fon-TMSF) bu aþamada devreye girerek kendisine verilen görevler çerçevesinde bankalarýn zararlarýný karþýlamak durumunda kalmýþtýr. Ülkemiz bankacýlýk sisteminde gerek 1994 yýlýnda yaþanan sorunlar gerekse 1998 ve izleyen yýllarda yaþanan ekonomik krizler sonucunda sistemdeki 25 banka yükümlülüklerini yerine getiremez duruma düþmüþ, sistemin sigortasý konumundaki Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu da (Fon-TMSF) bu aþamada devreye girerek kendisine verilen görevler çerçevesinde bankalarýn zararlarýný karþýlamak durumunda kalmýþtýr. Bankacýlýk sektörünün toplam aktiflerinin yaklaþýk % 34ünü (43,6 milyar USD) oluþturan bu bankalarýn TMSF tarafýndan devralýnmasý sonucunda, söz konusu bankalara aktarýlan kaynaklar için TMSFnin birikimleri yeterli olmamýþ, Hazine Müsteþarlýðýndan (Hazine) ikrazen Devlet Ýç Borçlanma Senedi (DÝBS) almak zorunda kalýnmýþtýr. Fon kendisine devredilen bankalarýn rehabilite edilmesi, satýlmasý veya tasfiyesi için ihtiyaç duyulan kaynaklarýn 4,2 milyar USDlik kýsmýný kendi kaynaklarýndan, 25,9 milyar USDlik kýsmýný ise Hazine Müsteþarlýðýndan borçlanmak suretiyle karþýlamýþ ve bu krizin tarihi maliyeti yaklaþýk 30 milyar USD düzeyine ulaþmýþtýr. Sözkonusu borçlanmalar karþýlýðýnda elde edilen varlýklar borçlarýn geri ödenmesini karþýlamayýnca faiz yükleri ve anapara taksitleri Tablo 1de görüleceði gibi Fonun bilançosunu ve özkaynaklarýný olumsuz yönde etkilemiþ ve finansal sisteme mali anlamda da güven veren bir kurum olma algýsýný zedelemeye baþlamýþtýr. 2008 yýlýna kadar yaklaþýk (-)60 milyar TL özkaynak düzeyine kadar varan, bir anlamda batmýþ durumda gözüken Fon, 2008 yýlýnda Hazineye olan borçlarýnýn terkin edilmesiyle birlikte pozitif bir özkaynaða kavuþmuþtur. Tablo 1: Yýllar itibarýyla TMSFnin özkaynaklarýndaki deðiþim Kaynak: TMSF III. Strateji Zirvesi- Finansman Daire Baþkanlýðý Sunumu Doðan Sami AKÇÝÇEK Daire Baþkaný Finansman Dairesi 6 ÝNCELEME Fon, bankalara aktarmýþ olduðu kamu kaynaklarýnýn en hýzlý þekilde geri kazanýmý amacýyla kendisine hedefler koymuþ ve yýllar itibarýyla bu konuda önemli baþarýlar saðlamýþtýr. Tablo 2de de görüleceði gibi 30 Eylül 2010 tarihi itibarýyla 19,5 milyar USD düzeyinde bulunan Fonun brüt çözümleme gelirlerinden 10 milyar USDsi ikrazen borçlanma karþýlýðýnda Hazineye, 5,3 milyar USDsi ise kanuni düzenlemeler gereði baþta Maliye Bakanlýðý ve Hazine olmak üzere yine kamu kurumlarýna aktarýlarak 15 milyar USD geri kazandýrýlmýþtýr. Diðer bir ifadeyle sistemik krizin maliyetinin (tarihi maliyetlerle ve faiz yükü hariç) geri kazaným oraný; çözümleme gelirleri dikkate alýndýðýnda % 64e, kamuya aktarýlan kaynaklar dikkate alýndýðýnda ise % 50ye ulaþmýþ bulunmaktadýr. Bununla birlikte, Fon Hazineye olan borçlarýnýn terkin edilmesinden sonra da kendisine devredilen bankalarýn kamuya olan maliyetini en aza indirmek amacýyla, çözümleme faaliyetlerini halen devam ettirmektedir (Tablo: 2). Fon, bankalara aktarmýþ olduðu kamu kaynaklarýnýn en hýzlý þekilde geri kazanýmý amacýyla kendisine hedefler koymuþ ve yýllar itibarýyla bu konuda önemli baþarýlar saðlamýþtýr. Tablo 2: Çözümleme Geliri ve Hazine Ödemeleri Kaynak: TMSF III. Strateji Zirvesi- Finansman Daire Baþkanlýðý Sunumu TMSFnin sistemik kriz ile birlikte yönetim ve denetimi kendisine devredilen bankalarýn çözümleme faaliyetlerini sürdürürken, diðer taraftan esas varoluþ gerekçesi olan bankacýlýk sektöründeki tasarruf sahiplerinin mevduat ve katýlým fonlarýný ahlaki riski artýrmayacak tutarlarda sigorta altýna almak ve sektöre güven vermek görevlerini sürdürebilmesi için yeterli mali güce sahip olmasýnýn gerektiði açýktýr. Fonun bu kapsamda yürütmekte olduðu faaliyetleri mevduat sigortacýlýðý faaliyeti olarak adlandýrýlmaktadýr. Fon, mevduat sigortacýsý olarak; bankacýlýk sektöründe mevduat sigortacýlýðýna iliþkin politikalarýn belirlenmesi ve gerekli düzenlemelerin yapýlmasý, risklerin ölçülmesi ve yönetilmesi, sektör ve bankalarýn riskinin izlenmesi görevlerini yürütürken bu faaliyetler için gerekli kaynaðý Bankacýlýk Kanununda belirtilen gelirleri tahsil ederek elde etmekte ve bir rezerv oluþturmaktadýr. Eylül 2010 dönemi itibarýyla Fonun mevduat sigortacýlýðý amacýyla bulundurduðu rezervi 7.729 milyon TLdir (5.346 milyon USD). Ayný dönem itibarýyla, bankacýlýk sektöründe faaliyet gösteren 32 mevduat bankasý ve 4 katýlým bankasý nezdinde toplam 573 milyar TL tutarýnda mevduat ve katýlým fonu bulunmaktadýr. Bu tutarýn % 25,85i sigorta kapsamýnda olup, sigortalý mevduat ve katýlým fonlarýnýn tutarý 148 milyar TL seviyesindedir. Fon rasyosu olarak da adlandýrabileceðimiz, rezervin toplam sigortalý mevduat ve katýlým fonuna oraný Eylül sonu itibarýyla % 5,22 seviyesine ulaþmasýyla TMSF, finansal sistemin mali açýdan da güçlü bir kurumu durumuna gelmiþtir (Tablo: 3). 7 ÝNCELEME TMSF, varlýklarýný deðerlendirirken fon yönetiminin temel prensiplerini uygulayarak faiz, likidite, kredi ve vade risklerini göz önünde bulundurmaktadýr. Tablo 3: Yýllar itibarýyla Fon rasyosunun geliþimi Kaynak: TMSF Sigorta Risk Ýzleme Daire Baþkanlýðý ve Finansman Daire Baþkanlýðý verileri TMSF, varlýklarýný deðerlendirirken fon yönetiminin temel prensiplerini uygulayarak faiz, likidite, kredi ve vade risklerini göz önünde bulundurmaktadýr. Rezervinin daðýlýmýnda ise tercihini bankalar ve Hazinenin ihraç etmiþ olduðu yatýrým araçlarýnda kullanmaktadýr. 2004 yýlýna kadar çözümleme faaliyetlerinde yaklaþýk 30 milyar USD düzeyinde kamu kaynaðý kullanan Fonun, 2004 yýlýndan itibaren çözümleme gelirleri dýþýndaki mevduat sigortacýlýðý gelirlerinden elde ettiði nakit ve menkul kýymet niteliðindeki finansal varlýk tutarýnýn Aralýk 2010 itibarýyla 8,3 milyar TLye (5,4 milyar USD) ulaþtýðý ve finansal sektördeki en büyük likiditeye sahip kurumlardan biri olduðu gözlenmektedir (Tablo: 4). Bu tutara halihazýrda çözümleme süreci devam eden faaliyetlere iliþkin 1,6 milyar TL (1 milyar USD) çözümleme rezervi de dahil edildiði zaman Fon rezervi 9,9 milyar TL (6,4 milyar USD) gibi bir büyüklüðe ulaþmaktadýr. Tablo 4: 2004 30.09.2010 dönemi mevduat sigortacýlýðý faaliyet rezervi Kaynak: TMSF IV. Strateji Zirvesi- Finansman Daire Baþkanlýðý Sunumu 8 ÝNCELEME Fon, 2007 yýlýndan itibaren hem finansal gelirlerini artýrmak hem de yatýrým risklerini azaltmak amacýyla mevduat sigortacýlýðý kapsamýnda bulundurduðu rezervinin bir kýsmýný Hazinenin iç borçlanma senetlerinde deðerlendirmeye baþlamýþ olup yýllar itibarýyla rezervindeki DÝBS oranýný artýrmýþtýr (Tablo: 5). 2007 yýlý itibarýyla mevduat sigortacýlýðý rezervindeki DÝBS oraný % 17 iken Eylül 2010 itibarýyla % 55 seviyesine ulaþmýþtýr. Bu oran Aralýk ayýnda % 59 seviyesine kadar yükselmiþtir. Fon, rezervindeki menkul kýymet oranýný 2011 yýlý sonuna kadar % 70e çýkarmayý hedeflemektedir. Mevduat sigortacýlýðý rezervinin 2011 yýlýnda yaklaþýk 9,5 milyar TLye (6,1 milyar USD) ulaþmasý beklenen Fonun, 2011 yýlsonu itibarýyla rezervindeki Hazine borçlanma senedi tutarýnýn yaklaþýk olarak 6,7 milyar TL (4,3 milyar USD) seviyesinde olacaðý tahmin edilmektedir. TMSF 9,9 milyar TLlik rezervi ile kamu kaynaðý kullanan deðil, kamuya ve bankacýlýk sektörüne kaynak saðlayan bir kurum haline dönüþmüþtür. Tablo 5: Mevduat sigortacýlýðý rezervinin yýllar itibarýyla kredi riskine göre daðýlýmý Kaynak: Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu IV. Strateji Zirvesi- Finansman Daire Baþkanlýðý Sunumu Kaynaklar 1-TMSFye devredilen bankalarýn aktif büyüklükleri (TMSF Raf Temizliði Projesiwww.raftemizligi.com) 2-TMSFye devredilen bankalar listesi (TMSF Raf Temizliði Projesiwww.raftemizligi.com) 3-Çözümleme faaliyetleri 2010 yýlý mali hedefleri ve gerçekleþmeleri tablosu (TMSF 2010 Yýlý Üçüncü Üç Aylýk Raporu-www.tmsf.org.tr) 4-Çözümleme gelirlerinin daðýlýmý tablosu (TMSF 2010 Yýlý Üçüncü Üç Aylýk Raporu-www.tmsf.org.tr) 5-TMSF diðer kurum/kuruluþ ödemeleri (TMSF 2010 Yýlý Üçüncü Üç Aylýk Raporu-www.tmsf.org.tr) Ayrýca, Fon 2010 yýlýnda, menkul kýymet portföyündeki yatýrým araçlarýný çeþitlendirme yoluna gitmiþ, sabit getirili DÝBSlerin yaný sýra deðiþken getirili DÝBS ve Devlet Dýþ Borçlanma Senedi (DDBS) alýmý yaparak faiz riskini azaltmayý ve vadeyi uzatarak da faiz gelirlerini artýrmayý hedeflemiþtir. Bu iþlemlerin sonucunda, Eylül 2010 itibarýyla Fonun menkul kýymet portföyü 2.246 milyon TL tutarýnda sabit getirili (% 53), 2.003 milyon TL tutarýnda deðiþken getirili (% 47) DÝBSlerden oluþmuþtur. Fon, Hazinenin Kasým ayýnda gerçekleþtirdiði 2011 yýlý için önfinansman niteliðindeki Euro cinsinden Eurobond ihracýndan da 30 milyon EUR nominal deðerli Eurobond alýmý yaparak ilk kez DDBSyi portföyüne ilave etmiþtir. Fonun mevduat sigortacýlýðý ve çözümleme rezervi kapsamýnda bankalarda deðerlendirdiði mevduat tutarýnýn toplamý yaklaþýk 5 milyar TL seviyesinde olup, bu tutar bankacýlýk sektöründeki toplam 617 milyar TL olan mevduat tutarýnýn ve 532 milyar TL olan kredi büyüklüðünün yaklaþýk % 1ine karþýlýk gelmektedir. Fonun Hazinenin ihraç ettiði menkul kýymetlerde deðerlendirdiði yatýrým tutarý ise 4,9 milyar TL seviyesinde olup, bu tutar 465 milyar TL olan Merkezi Yönetim Borç Stokunun yaklaþýk % 1ine, 350 milyar TL olan Ýç Borçlanmanýn ise % 1,4üne karþýlýk gelmektedir. Bu ifadelerden Fonun, bankacýlýk sektörüne kaynak saðlayan 100 mevduat sahibinden biri olduðu, yine Hazineye iç borçlanma esas alýndýðýnda 70, toplam borçlanma esas alýndýðýnda ise kaynak saðlayan 100 yatýrýmcýdan biri olduðu anlaþýlmaktadýr. Sonuç olarak, TMSF artýk 9,9 milyar TLlik rezervi ile kamu kaynaðý kullanan deðil, kamuya ve bankacýlýk sektörüne kaynak saðlayan bir Kurum haline dönüþmüþtür. 6-TMSF Banka çözümleme faaliyetleri geri kazaným oranlarý (TMSF 2010 Yýlý Üçüncü Üç Aylýk Raporu-www.tmsf.org.tr) 7-Sigorta kapsamýndaki mevduat ve katýlým fonlarýnýn geliþimi ( TMSF 2010 Üçüncü Üç Aylýk Raporuwww.tmsf.org.tr) 8-30.09.2010 itibarýyla Fon rezervinin daðýlýmý ( TMSF 2010 Üçüncü Üç Aylýk Raporuwww.tmsf.org.tr) 9-30.12.2010 itibarýyla Fon rezervinin daðýlýmý (TMSF Finansman Daire Baþkanlýðý Haftalýk Finansal Veriler Raporu30.12.2010) 10-Bankacýlýk sektörü istatistiksel veriler (TMSF Sigorta ve Risk Ýzleme Daire Baþkanlýðý Haftalýk Sunumu07.01.2011) 11-Merkezi yönetim toplam borç stokunun döviz-faiz yapýsý (T.C. Baþbakanlýk Hazine MüsteþarlýðýAralýk 2010-www.hazine.gov.tr) 9 ARAÞTIRMA BANKA ÇÖZÜMLEME FONLARI Sorunlu banka çözümleme iþlemlerine iliþkin düzenlemelerde dünya genelinde ortak unsur mevduat sigortasýdýr. Ancak yaþanan kriz mevduat sigorta fonlarýnýn sistemik bir krizi çözümlemede yetersiz olduðunu da göstermiþtir. Sistemik kriz durumunda otoriteler bankalarý kurtarmak için likidite desteði, banka yükümlülükleri üzerindeki garantinin geniþletilmesi, sermaye desteði, sorunlu varlýklarýn alýnmasý, devletleþtirme gibi sýra dýþý önlemler almaktadýr. 1.Giriþ Kriz süresince AB ülkeleri de dahil olmak üzere birçok ülke yüksek düzeyde kamusal fonu finansal sektöre aktarmýþtýr. Bu durum vergi mükelleflerine ve gelecek jenerasyonlara aðýr bir ekonomik yük yüklemiþtir. IMF tarafýndan yapýlan hesaplamaya göre doðrudan saðlanan destek G20 ülkelerinin GDPlerinin %2.8i düzeyindedir. Eylül 2009da gerçekleþtirilen G 20 zirvesinde vergi mükelleflerinin parasýnýn bir daha bu konuda harcanmamasý konusunda açýk bir politik mesaj verilmiþtir. Sistemik öneme sahip kuruluþlarýn vergi ödeyicilere maliyet yüklemeden ve finansal istikrarý riske etmeden batýþýna izin vermeye yönelik düzenlemeler yapýlmasý gerektiði konusunda görüþbirliði oluþmuþtur. Sistemik krizlere yönelik birinci en iyi çözüm (first best) yapýlan düzenlemeler ve sýký denetimlerle kriz olasýlýðýný düþürmektir. Bununla birlikte ne kadar etkin bir þekilde düzenlense de sistemik finansal krizlerin döngüsel bir þekilde tekrar eden olaylar olduðu gözlenmektedir. Bu nedenle ikinci en iyi çözüm olarak bankalarýn ekonomik ve sosyal maliyeti minimize ederek çözümlenmesi için etkin çözümleme araçlarý ve bu araçlarýn finansmaný gündeme gelmektedir. Sorunlu banka çözümleme iþlemlerine iliþkin düzenlemelerde dünya genelinde ortak unsur mevduat sigortasýdýr. Ancak yaþanan kriz mevduat sigorta fonlarýnýn sistemik bir krizi çözümlemede yetersiz olduðunu da göstermiþtir. Sistemik kriz durumunda otoriteler bankalarý kurtarmak için likidite desteði, banka yükümlülükleri üzerindeki garantinin geniþletilmesi, sermaye desteði, sorunlu Yasemin ÞENOL Fon Uzman Yrd. Varlýk Yönetimi Dairesi varlýklarýn alýnmasý, devletleþtirme gibi sýra dýþý önlemler almaktadýr. Bu uygulamalar çözümleme maliyetini oldukça yükseltmekte ve sorunlu bankayý destekleyerek rekabeti bozucu etki oluþturmakta veya sistemde etkin olarak çalýþan bankalarý kapalý bir þekilde cezalandýrarak ahlaki tehlikeye yol açmaktadýr. Bu nedenle söz konusu maliyete çevre politikalarýndan bilinen kirleten öder prensibi (polluter pay) gereðince ilgili finansal kuruluþlarýn katlanmasý ve bir çözümleme fonunun oluþturulmasý gerektiði görüþü benimsenmiþtir. Söz konusu finansman açýðýný gidermek için farklý yaklaþýmlar geliþtirilmiþtir. Bu çalýþmada gelecekteki olasý krizlere yönelik finansman açýðýný gidermek için geliþtirilen öneriler incelenmiþtir. 2. Banka Çözümleme Fonu- Mevduat Sigorta Fonu Mevduat Sigorta Fonu daha çok problemli kuruluþun sýkýntýlarýnýn diðer kuruluþlara yayýlmasýný önler. Çoðu mevduat sigorta fonunun mevcut düzeyi bir çok finansal kuruluþun batmasý veya sistemik açýdan önemli büyük bir kuruluþun batýþýný finanse edecek düzeyde deðildir. Ayrýca kriz sürecinde bankacýlýk sektörü ciddi sýkýntý yaþayanlar dahil birçok ülkede fon dengesi bozulmamýþtýr. Bu gözlem mevduat sigorta fonlarýnýn bu ülkelerde þoklarý giderme gücüne sahip olmadýðýný göstermiþtir1. AB dahil bir çok ülkede mevduat sigorta fonunun kullaným miktarý sigortalý mevduatýn ödenmesi durumunda gerekli olan fon miktarýný geçmemek üzere sýnýrlandýrýlmýþtýr. Yaþanan finansal kriz mevduat sigorta fonlarýnýn sistemik kriz durumunda yetersiz 1 Sebastian Schich, Byoung-Hwan Kim Systemic Financial Crises: How to Fun Resolution, OECD Journal:Financial Market Trends, Aralýk, 2010, s.8 10 ARAÞTIRMA olduðunu göstermiþtir ve sözkonusu finansman açýðýný gidermek amacýyla banka çözümleme fonlarýnýn oluþturulmasý gündeme gelmiþtir. Banka çözümleme fonlarý ve mevduat sigorta fonlarý ortak yönleri olmakla birlikte farklý amaçlar taþýmaktadýr. Mevduat sigorta fonlarý sorunlu hale gelen kuruluþun tasfiyesi ve sigortalý mevduatýn ödenmesi aþamasýnda kullanýlacaktýr. Banka çözümleme fonlarý ise varlýk ve yükümlülüklerin kýsmen veya tamamen transferi, köprü banka uygulamasý, iyi bankakötü banka uygulamasý gibi çözümleme araçlarýnýn finansmanýnda kullanýlacaktýr. Ancak bu ayrým çok net olmayýp bazý ülkelerde zaman içinde iki fonun birleþtirilmesi beklenmektedir. Ayrýca, finansal sistemin çözümlenmesinin sigortalý mevduata dayalý olarak fonlanmasý küçük ve uzmanlaþmýþ mevduat kabul eden kuruluþlarý, karmaþýk bilanço yapýsýna sahip ve sistemik açýdan daha önemli uluslararasý kuruluþlar lehine adil olmayan bir þekilde cezalandýrmaktýr2. 3. Banka Çözümleme Fonu- Ahlaki Tehlike Banka Çözümleme Fonu oluþturulmasýna yönelik en önemli eleþtiri krizde uygulanan istisnai politikalarýn bir yetkiye dönüþtürülmesi ve bankalarýn kurtarýlacaðý beklentisi yaratarak ahlaki tehlikeye neden olacaðý yönündedir. Ancak fonun batýþa karþý bir sigorta veya kurtarma fonu olmadýðý bankanýn finansal istikrara zarar vermeden kurallý ve düzenli bir þekilde batýþýna olanak saðlamaya yönelik olduðu vurgulanmaktadýr. Ayrýca mevcut durum bankalarý devletin kurtaracaðý beklentisi oluþturarak ahlaki tehlikeye yol açmaktadýr. Piyasa için kuruluþun kurtarýlmak yerine kurallý bir biçimde iflasýna olanak saðlanacaðý ve hissedarlarýn ve kreditörlerin zarara ilk katlananlar olacaðýna iliþkin bir belirlilik oluþturulmasý tam aksine ahlaki tehlikeyi düþürecektir. IMFin de önerdiði gibi banka çözümleme fonlarý finansal istikrar ve kriz çözümleme düzenlemelerini bir parçasý olarak düþünülmelidir. Diðer düzenlemelerle birlikte deðerlendirildiðinde en iyi çözüm olarak daha sýký denetim ve düzenlemelerle batýþ olasýlýðýný düþürmek amaçlanmakta baþarýlý olunamazsa ikinci en iyi çözüm olarak etkin çözümleme araçlarý ve fonun kullanýmý gündeme gelmektedir. 4.Fonun Kapsamý Kuruluþ Saðlýklý Problemin Belirlenmesi Kuruluþ Ýyileþtirilemezse Banka Çözümleme Fonunun Kullanýmý Mevduat Sigorta Fonunun Kullanýmý Risk Deðerlendirmesi, Düzeltme iyileþtirme hazýrlýðý ve çözümleme planlarý Erken müdahale & kurtarma planý Çözümleme araçlarýnýn fonlanmasý: köprü banka, iyi banka/kötü banka; varlýklarýn transferi ve ilgili yönetimsel maliyetler Batan kuruluþun kýsmen veya tamamen likidasyonu, tasfiyesi Önleme Erken Müdahale Çözümleme Likidizasyon Banka Çözümleme Fonu oluþturulmasýna yönelik en önemli eleþtiri krizde uygulanan istisnai politikalarýn bir yetkiye dönüþtürülmesi ve bankalarýn kurtarýlacaðý beklentisi yaratarak ahlaki tehlikeye neden olacaðý yönündedir. * Communication From The Commision to the European Parliament, The Council, The European Economic and Social Committee and The European Central Bank Bank Resolution Fund, 26.05.2010, Brrussels,s.5 Finansal sistemin aktif oyuncularý olmalarýna raðmen yatýým fonu ve sigorta þirketleri gibi diðer finansal kuruluþlar bankalardan farklý özelliklere sahip olduklarýndan þu aþamada uygulama kapsamýnda alýnmasý düþünülmemektedir. Banka çözümleme fonlarý, köprü banka, iyi banka-kötü banka, satýnalma ve üstlenme çözümleme yöntemlerinin uygulanmasý ve bunlara iliþkin maliyetlerin finansmanýnda kullanýlacaktýr. 5.Banka Çözümleme Fonunun Finansmaný Finansman düzenlemelerine iliþkin tartýþýlan konular arasýnda gerekli fon miktarýnýn belirlenmesi, fonun ex-ante veya ex-post katkýlarla oluþturulmasý, fon oluþturulmasýnýn konjonktürel etkileri ve katkýlara esas teþkil edecek parametrenin belirlenmesi yer almaktadýr. Finansman düzenlemelerinin iki temel amacýndan biri olasý krizler için gerekli miktarda fonu toplamak diðeri ise çözümleme maliyetini içselleþtirmektir. Gerekli fon miktarýnýn belirlenmesi sistemik krizlerin tekrar olasýlýðýnýn ve þiddetinin hesaplanmasýnýn güçlüðünden dolayý zor olacaktýr. Bu durum karþýsýnda exante katkýlarla oluþturulmasý düþünülen fonun gerektiðinde ex-post olarak desteklenmesi düþünülmektedir. Ekonomideki dalgalanmalarý þiddetlendirerek ekonominin istikrarýný bozucu etki yaratma potansiyeline sahip uygulamalar (procyclical) konjonktür yanlý politika; ekonomideki dalgalanmalarý hafifleten uygulamalar ise konjonktür karþýtý (countercyclical) politika olarak tanýmlanýr. Buna göre konjonktür karþýtý bir pirim uygulamasý, ekonomi iyi durumdayken 11 ARAÞTIRMA Bazý ülkeler özel fonlarýn oluþturulmasý amacýyla bankalar üzerine pirim uygulamasý kararýný almýþ ve gerekli düzenlemeleri yapmýþtýr. Ancak bu fonlarýn amacý, özellikleri ve finansal etkileri farklýlaþmaktadýr. yüksek pirim alýnarak ekonominin ýsýnmasýnýn önlenmesini, ekonomi sýkýntýdayken ise daha düþük pirim alýnarak ekonominin canlanmasýný saðlayacaktýr. Ex-post fon uygulamasý ise tam aksi yönde etki oluþturacak zaten sýkýntýda olan ekonomide kriz sonrasý yeni yükümlülükler getirmek ekonomiyi daha da zayýflatacaktýr. Ayrýca böyle bir uygulama krizin nedeni olmayan, makul bir þekilde yönetilen ve saðlýklý olan bankalarý batan kuruluþlar yerine cezalandýrmak olacaktýr. Finansman düzenlemelerine iliþkin bir diðer konu katkýlara esas teþkil edebilecek parametrenin belirlenmesine iliþkindir. Bu konuda üç temel parametre dikkatli bir þekilde deðerlendirilmektedir3. 1- Banka varlýklarý: Bankanýn batýþ olasýlýðý ve riski açýsýndan iyi bir göstergedir. Çözümlemede gerekli olabilecek fon miktarýný dolaylý olarak gösterir. Bununla birlikte mevcut durumda banka varlýklarý risk aðýrlýklý sermaye yükümlülüklerinin belirlenmesine konu olmaktadýr. Bu nedenle varlýða dayalý yeni bir yükümlülük getirmek ek sermaye yükümlülüðü getirecektir. Bu konuda sermaye yeterliliðine iliþkin devam etmekte olan çalýþmalar gözönünde bulundurulmalýdýr. 2-Banka yükümlülükleri: Banka çözümleme maliyeti belli yükümlülükleri karþýlama ihtiyacýndan kaynaklandýðýndan çözümleme için gerekli fon miktarýnýn en iyi göstergesi olarak kabul edilmektedir. Ancak banka riskini göstermede yetersizdir. 3-Banka karý ve bonuslar: Bankanýn büyüklüðünün göstergesi olarak kar ve ödenen bonuslar kullanýlabilir. Bunlar ayrýca kirleten ö d e r p r e n s i b i n i d a h a i y i y a n s ý t ý r. Çözümlemenin maliyeti ve batýþ olasýlýðý konusunda fikir vermez. 6.Alternatif Bir Öneri Pigou Vergisi Hükümetler vergi uygulamalarýnda verginin nötr olmasý yani ekonomik birimlerin kararlarýný etkilememesini temel ölçüt olarak alýrlar. Ancak bazý durumlarda arzulanmayan iþlemler üzerine yükümlülük getirilerek verginin nötr olmasý ilkesinden uzaklaþýlabilmektedir. Negatif dýþsallýklar gibi piyasa baþarýsýzlýklarýný, vergilerle içselleþtirmek suretiyle düzeltmeyi hedefleyen bu tür vergiler Pigou vergisi olarak (Arthur Cecil Pigouya ithafen) isimlendirilir. Sistemik risk vergisi büyüklüðü, baðlantýlarý ve iþlerinin özelliði nedeniyle bütün finansal sistem için istikrarsýzlýk kaynaðý olma potansiyeli taþýyan finansal kuruluþlara uygulanmalýdýr. Böyle bir uygulama sistemik riskin düþürülmesi yanýnda içselleþtirilmesini de saðlayacaktýr. Bu tür bir vergi FDIC tarafýndan uygulanmýþtýr 4 . Arzulanmayan finansal iþlemlerden vergi alýnmasýna yönelik öneriler arasýnda verginin spekülatif finansal iþlemlere uygulanmasý yeralmaktadýr. Ancak bu tür vergiler sadece finansal krize neden olan iþlemleri etkilemeyecek ayný zamanda ekonomi açýsýndan önemli finansal iþlemleri de etkileyecektir. Örneðin ayný iþlem hedging amaçlý olabileceði gibi spekülatif de olabilecektir. Bu ikisi arasýnda ayrým yapmak oldukça zordur. Ayrýca, bu tür bir verginin baþarýsý global olarak uygulanmasýna baðlýdýr ve bu konuda henüz uluslararasý bir konsensus oluþmamýþtýr5. Bir diðer düzeltici vergi önerisi Ýngilterede geliþtirilen banka bonus ödemelerine vergi uygulanmasýdýr. Verginin amacý belli bir düzeyin üzerindeki bonus ödemelerinde bankalarýn sermaye pozisyonlarýný düþünmesini ve risk deðerlendirmesi yapmasýný teþvik etmektir. Bonus vergisi uygulamasý ayrýca Fransa ve Ýtalyada benimsenmiþtir6. 7.Fon Oluþturmaya Yönelik Giriþimler Bazý ülkeler özel fonlarýn oluþturulmasý amacýyla bankalar üzerine pirim uygulamasý kararýný almýþ ve gerekli düzenlemeleri yapmýþtýr. Ancak bu fonlarýn amacý, özellikleri ve finansal etkileri farklýlaþmaktadýr. Almanyada Ekim 2010da banka yeniden yapýlandýrma, kurallý çözümleme ve yeniden yapýlandýrma fonunun oluþturulmasýna iliþkin yasa parlementodan geçmiþtir. Yasanýn amacý sistemik öneme sahip kuruluþlar dahil bankalarýn finansal istikrarda bozulmaya neden olmadan çözümlenmesini saðlamaktýr. Özel çözümleme araçlarýnýn finanse edilmesine yönelik olarak ödenecek sistemik pirim önerileri hazýrlanmaktadýr. Pirimin oluþturulmasýnýn detaylarý, fonun büyüklüðü, fonun yatýrýlma ve kullanýlma þekli hala geliþtirilmektedir. Ýsveçte 2009 yýlýnda kuruluþun yükümlülüklerinin 0.036 sý oranýnda uygulanacak yýllýk bir pirim ile banka istikrar fonu oluþturulmuþtur. Ex-ante fonun amacý Ýsveç 3 Communication From The Commision to the European Parliament, The Council, The European Economic and Social Committee and The European Central Bank Bank Resolution Fund, 26.05.2010, Brrussels,s.8 4 Schich, Kim, a.g.e., s.19 5 Schich, Kim, a.g.e., s.20 6 Schich, Kim, a.g.e., s.20 12 ARAÞTIRMA Finansal Sisteminin sistemik bir krizle karþýlaþmasý durumunda uygulayacaðý önlemleri finanse etmektir. 15 yýl içinde fonun büyüklüðünün GDPnin %2,5una ulaþmasý tasarlanmaktadýr. Fon Ulusal Borç Ofisi tarafýndan yönetilecektir. Fonun 2011 yýlý içinde mevduat sigorta fonu ile birleþmesi beklenmektedir. AB, Ekim 2010da yayýnladýðý tebliðde Avrupa Çözümleme Çerçevesinin en önemli amacýnýn sorunlu kuruluþun türü ve büyüklüðü farketmeksizin vergi mükelleflerine maliyet yüklemeden ve finansal istikrarý riske etmeden batýþýna izin vermek olduðunu belirtmiþtir. Sözkonusu çözümleme çeçevesinin bir parçasý olan banka çözümleme fonlarý, çözümleme araçlarýnýn maliyetinin kirleten öderprensibine dayalý olarak finansal sektör tarafýndan karþýlanmasýný amaçlamaktadýr. Mevduat sigorta fonunda olduðu gibi her bir çözümleme fonu ayný üye ülkeden lisanslý tüm kuruluþlardan ex-ante pirimlerle oluþturulacaktýr ancak gerektiðinde ex-post fonlama ile desteklenecektir. Fon çözümleme araçlarýnýn finansmanýnda kullanýlacaktýr. Çözümleme maliyetinin iyi bir yansýtýcýsý olan yükümlülükler üzerinden alýnmasý planlanmaktadýr. Kýsa vadede ulusal uygulamalarýn koordineli bir þekilde uygulanmasý zamanla tek AB Çözümleme fonuna dönüþtürülmesi hedeflenmektedir. IMF son kriz deneyimine dayalý olarak çözümleme fonlarý için GDPnin yaklaþýk %2- 4ü oranýnda hedef rasyonun yeterli olacaðýný belirtmiþtir. 8.Sonuç 2007-2009 finansal krizi çok büyük ölçüde devlet desteði ile çözümlenmiþ ve ulusal borçlarý önemli ölçüde artýrmýþtýr. Mevduat sigorta fonlarýnýn sistemik krizleri çözümlemede yetersiz olduðunu göstermiþtir. Sözkonusu finansman açýðýný gidermek amacýyla banka çözümleme fonlarýnýn oluþturulmasý gündeme gelmiþtir. Banka çözümleme fonlarýnýn amacý olasý krizler için yeterli miktarda fon oluþturmak ve finansal krizin maliyetini içselleþtirmektir. Finansal sektörün katkýlarýyla oluþturulacak olan fon, bankalarý kurtarmayý deðil bankalarýn kurallý bir þekilde batýþýný saðlayan özel çözümleme araçlarýný finanse etmeye yönelik olacaktýr. Çözümleme fonu oluþturulmasýna yönelik uluslararasý ortak yaklaþýmlar belirlemek düzenleme arbitrajýný, rekabette bozulmayý ve çifte vergilendirme durumunu sýnýrlandýracaktýr ve sýnýr ötesi faaliyet gösteren bankalarý olumlu yönde etkileyecektir. Bu kapsamda, ülkemizin hem üyelik sürecinde bulunduðu Avrupa Birliði açýsýndan hem de global düzenlemelere uyum açýsýndan konuyu deðerlendirmesi gerekmektedir. AB, Ekim 2010da yayýnladýðý tebliðde Avrupa Çözümleme Çerçevesinin en önemli amacýnýn sorunlu kuruluþun türü ve büyüklüðü farketmeksizin vergi mükelleflerine maliyet yüklemeden ve finansal istikrarý riske etmeden batýþýna izin vermek olduðunu belirtmiþtir. *Düzenleme arbitrajý (regulatory arbitrage): Bir kuruluþun yatýrým yapacaðý ülkeyi belirlerken vergisel ve yasal düzenlemeler açýsýndan daha düþük maliyetli olaný tercih etmesidir. Kaynaklar 1.Schich, Sebastian, Kim, Byoung-Hwan, Systemic Financial Crises: How to Fund Resolution, OECD JournalFinancial Market Trends, December, 2010 2. Communication From The Commision to the European Parliament, The Council, The European Economic and Social Committee and The European Central Bank Bank Resolution Fund, 26.05.2010, Brrussels 3. Communication From The Commision to the European Parliament, The Council, The European Economic and Social Committee and The Commýttee Of The Regions and The European Central Bank An EU Framework for Crisis Management in the Financial Sector, 20.10.2010, Brussels The regions and The European Central Bank Bank Resolution Fund, 26.05.2010, Brrussels,20.10.2010 4.http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=IP/10/1353&format=HTML&aged=0&langua ge=EN&guiLanguage=en 5.http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=MEMO/10/506&format=HTML&aged=0&lan guage=EN&guiLanguage=en 6.http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=IP/10/610&format=HTML&aged=0&languag e=EN&guiLanguage=en 7.http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=IP/10/610&format=HTML&aged=0&languag e=EN&guiLanguage=en 8.http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=MEMO/10/214&format=HTML&aged=0&lan guage=EN&guiLanguage=en 9. http://www.voxeu.org/index.php?q=node/4487 13 GÜNCEL KURTARMA VE ÇÖZÜMLEME PLANLARI Küresel finansal kriz sonrasý otoriteler tarafýndan gelecekte sistem çapýnda finansal krizleri engellemeye yönelik atýlacak adýmlar, alýnacak aksiyonlar tartýþýlmaya baþlanmýþtýr. Krizleri engellemeye yönelik çeþitli öneriler bulunmakla birlikte otoritelerin kapsamlý çözüm yaklaþýmlarý içerisinde mutlaka yer almasý konusunda uzlaþtýklarý ilk konu, finansal kuruluþlarýn Kurtarma ve Çözümleme Planlarý (Living Will/Recovery and Resolution PlansRRP) hazýrlamasýdýr. 1-Giriþ Küresel finansal kriz sonrasý otoriteler tarafýndan gelecekte sistem çapýnda finansal krizleri engellemeye yönelik atýlacak adýmlar, alýnacak aksiyonlar tartýþýlmaya baþlanmýþtýr. Krizleri engellemeye yönelik çeþitli öneriler bulunmakla birlikte otoritelerin kapsamlý çözüm yaklaþýmlarý içerisinde mutlaka yer almasý konusunda uzlaþtýklarý ilk konu, finansal kuruluþlarýn Kurtarma ve Çözümleme Planlarý (Living Will/Recovery and Resolution Plans-RRP) hazýrlamasýdýr. Kurtarma ve çözümleme planý kavramý ilk olarak 2009 yýlý ortalarýnda Finansal Ýstikrar Forumu (Financial Stability Forum-FSF) -þimdiki adýyla Finansal Ýstikrar Kurulu (Financial Stability Board-FSB)- tarafýndan hazýrlanan ve ilgili otoritelerce finansal kuruluþlarýn beklenmedik durumlarda plan ve prosedürlerini oluþturmalarýnýn desteklenmesi ve bu planlarýn doðruluðu ve uygunluðunun düzenli olarak gözden geçirilmesi gerekliliðini vurgulayan Sýnýr - Ötesi Ýþbirliði ve Kriz Yönetimi için Prensipler1 dokümanýnda yer almýþtýr. G-20 Liderleri tarafýndan sistemik öneme sahip finansal kuruluþlara (SIFI) iliþkin sorunlarý deðerlendirecek çalýþmalarý yapmak ve önlemler ortaya koymakla görevlendirilen FSBnin bu kapsamda hazýrladýðý Reducing The Moral Hazard Posed By Systemically Ýmportant Financial Ýnstitutions FSB Recommendations and Timeline baþlýklý doküman, Kasým 2010da Güney Korenin baþkenti Seulde yapýlan zirvede onaylanmýþtýr. Dokümanda, küresel bazda faaliyet gösteren sistemik öneme sahip kuruluþlarýn (Global SIFI/G-SIFI) kaynak ülkelerinin uluslararasý müdahale ve çözümleme planlarýný G-SIFIlar için zorunlu hale getirmeleri ve Sýnýr Ötesi Kriz Yönetim Gruplarý bünyesinde, Burcu Gür Fon Uzmaný Varlýk Yönetimi Dairesi kriz sýrasýnda yapýlacak iþbirliðine dair finansal kuruluþ bazýnda anlaþmalar hazýrlamalarý hususu da yer almýþtýr. Söz konusu anlaþmalarýn Küresel SIFIlar için kuruluþ bazýnda 2011 sonuna kadar tamamlanmasý öngörülmektedir. Bu çalýþmada, kurtarma ve çözümleme planlarýnýn tanýmý, planlarda yer almasý gereken hususlar ve uluslararasý platformlarda ne þekilde d e ð e r l e n d i r i l d i ð i ö z e t l e n m e k t e d i r. 2-Kurtarma ve Çözümleme Planlarýnýn Tanýmý Kurtarma ve çözümleme olmak üzere iki aþamadan oluþan bu planlarda; kurtarma planý ile finansal kuruluþun ekonomik faaliyetine devam ederken karþýlaþtýðý olaðanüstü stres durumunda alýnacak aksiyonlarýn düzenlenmesi, çözümleme planý ile kuruluþun baþarýsýzlýðý söz konusu olduðunda, çözümleme sürecinin finansal sistemi etkilemeyecek þekilde ve minimum maliyet ile yönetilmesi amaçlanmaktadýr. Finansal stres durumlarýnda bankalardan bu duruma karþý alabileceði önlemler ve bu durumdan kurtulmak için alýnacak aksiyonlarý deðerlendirerek hazýrlýklý olunmasý amacýyla kurtarma planlarý hazýrlamasý istenmektedir. Kýsacasý, bankalarýn ekonomik fonksiyonlarýný yerine getirmesi için gerekli olan likidite ve sermayenin devamlýlýðýný saðlamak amacýyla bankalar tarafýndan neler yapýlmalýdýr sorusuna finansal kuruluþ bazýnda cevap aranmaktadýr. Çözümleme planýyla ise çözümleme uygulanmasý gerektiðinde, otoritelerin uygulanacak çözümleme metodunu seçmesini saðlamak üzere gerekli olan bilgileri bankalarýn en kýsa sürede temin etmelerini saðlayacak planýn yapýlmasý istenmektedir. Belli bir yere kadar bu planlar, otoritelerce uygulanmasý 1 Report and recommendations of the Cross-border Bank Resolution Group - final paper 14 GÜNCEL daha uygun olabilecek yöntemlerin belirlenmesi ve bu yöntemlerin uygulanmasýnda varsa engel olan unsurlarýn gerek banka gerek otorite nezdinde gerekirse yeni kanuni düzenlemeler ile kaldýrýlmasýnýn saðlanmasýna imkân verecektir. Kurtarma ve çözümleme planlarýnýn, sistemde problemli tek bir banka bulunduðunda uygulanmasýnýn sistemik bir kriz dönemine kýyasla daha kolay ve baþarýlý olacaðý aþikardýr. Bu planlar, bankaya özel problemlerin çözümlenmesi ve tek bir bankanýn batma ihtimalinin diðerleri üzerindeki etkisini azaltmada daha etkili olabilir. Ancak piyasada oluþan genel bir kriz durumunda bu planlarýn tek baþlarýna etkili olma ihtimali düþüktür. Bu nedenle, krizlerin engellenmesine yönelik getirilen tedbirlere iliþkin öneriler birbirini tamamlayýcý unsurlar olarak deðerlendirilmeli ve uygulanmalýdýr. 2-a) Kurtarma Planlarý Bir kurtarma planýnýn hazýrlanmasý, kontrolü ve güncel tutulmasý bankanýn inisiyatifinde olabileceði gibi, denetim otoriteleri tarafýndan bankanýn bu planlarý problemlere doðrudan ve acilen cevap verecek þekilde hazýrlandýðýnýn kontrolü de yapýlmalýdýr. Kurtarma planlarý; sermaye planlamasý, likidite planlamasý, bulaþma riskine karþý alýnacak önlemlerin planlanmasý ve banka yönetiminin kurtarma sürecinde risklerin azaltýlmasýna yönelik alacaðý aksiyonlara dair bilgileri içerecek þekilde hazýrlanmalýdýr. Kurtarma planlarý ile kabul edilmiþ stres senaryolarý dahilinde alýnacak önlemler yetersiz kaldýðýnda, bankanýn nasýl yeterli sermaye ve likidite saðlayacaðý sorgulanmakta, yani B Planý olarak bankanýn ikinci çýkýþ yolunu hazýrlamasý istenmektedir. Bir kurtarma planýnda, bankanýn finansal anlamda yeterliliðini saðlayacak büyüklükte çözüm getiren ve makul bir zaman dilimi içerisinde uygulanabilir birden çok seçenek bulunmalý ve uygulama sýrasýnda güveni saðlamak ve korumak için paydaþlar ve kamuoyu ile iletiþim yollarý belirlenmiþ olmalýdýr. Bu kapsamda, kurtarma planýnda yeni sermaye ihracý, faaliyet gösterdiði bazý iþ alanlarýnýn devri veya iþtiraklerin satýþý hatta bankanýn satýlmasý gibi, bankanýn normal dönemlerde almak istemeyeceði önlem ve aksiyonlarýn yer almasý mecburi tutulabilir. Faaliyet gösterilen hangi iþ alanlarýndan çýkýlacaðý ve/veya hangi varlýklarýn satýlacaðýnýn belirlenmesi, Ýþtirak ve varlýk satýþýna iliþkin kýsýtlarýn belirlenmesi ve gelecekte yapýlabilecek satýþlarda bu engellerin ne þekilde kaldýrýlabileceðinin belirlenmesi, Ýþ alanlarýna iliþkin risklerin kaldýrýlmasýnda atýlacak adýmlarýn belirlenmesi, Likidite ve sermaye güçlendirme planlarý hazýrlanmasý, Bir kurtarma planýnda, bankanýn finansal anlamda yeterliliðini saðlayacak büyüklükte çözüm getiren ve makul bir zaman dilimi içerisinde uygulanabilir birden çok seçenek bulunmalý ve uygulama sýrasýnda güveni saðlamak ve korumak için paydaþlar ve kamuoyu ile iletiþim yollarý belirlenmiþ olmalýdýr. Diðer kriz senaryolarýna yönelik alýnacak aksiyonlarýn belirlenmesi. 2-b) Çözümleme Planlarý Çözümleme planlarý iki temel amaca hizmet etmelidir; 1- Çözümlemenin otoriteler açýsýndan doðrudan ve daha az maliyetli bir hale getirilmesi ve çözümlemeye her zaman hazýrlýklý olunmasýnýn saðlanmasý, 2- Çözümlemek için çok karmaþýk durumu ile uðraþabilecek þekilde yapýlmasý gereken yapýsal deðiþikliklerin ortaya konulmasýnýn saðlanmasý. Kurtarma planlarý finansal kuruluþ tarafýndan oluþturulup uygulanýrken, çözümleme planlarý otoriteler tarafýndan uygulanmak üzere hazýrlanýr. Çözümleme planlarýnda finansal kuruluþ tarafýndan yapýlmasý gereken; çözümleme otoritelerinin kullanma yetkisi bulunan çözümleme metotlarý arasýnda bir seçim yapabilmek amacýyla ihtiyaç duyacaðý bilgilerin, otoritenin müdahalesi gerektiði noktada kýsa sürede eriþilebilir ve hazýr olmasýna yönelik hazýrlýklarýn yapýlmasýný saðlamaktýr. Bu doðrultuda, kuruluþlar bir çözümleme planýnýn uygulanabilmesi için gerekli olan bilgileri/verileri ve çözümlemede karþýlaþýlabilecek problem ve hususlarý ortaya koymalýdýrlar. Bu bilgiler ýþýðýnda ilgili otoriteler kanun ve düzenlemeler ile kendilerine verilen yetkiler çerçevesinde uygulanabilecek çözümleme yöntemini belirlemek üzere deðerlendirme yapabileceklerdir. Çözümleme planlarý oluþturulurken otorite ve/veya finansal kuruluþlar tarafýndan alýnacak ana aksiyonlara aþaðýda yer verilmiþtir; Kurtarma planlarý hazýrlanýrken alýnacak ana aksiyonlara aþaðýda yer verilmiþtir; Finansal gruplarýn/finansal holding þirketlerinin yapýsýnýn açýkça ortaya konulmasý (yasal kuruluþ, faaliyet alanlarý, IT, insan kaynaklarý, vb.), Kurtarma planlarýnýn ne zaman aktive edileceðinin belirlenmesi, Etkin bir çözümlemenin önünde bulunan kýsýtlar/engeller ve bunlarýn nasýl aþýlabileceði 15 GÜNCEL Kurtarma planlarýnda kuruluþlarýn ciddi bir stres durumuna nasýl cevap vereceði ve yönetim tarafýndan alýnacak aksiyonlarýn adýmlanarak planlarda yer almasý istenmektedir. Tanýmlanan her bir aksiyon için, karar ve yürütme sürecinin, hangi koþullarda uygulanabileceðinin, gerekli olan bilgilerin ve tüm yasal, finansal ve operasyonel kýsýt ve zorluklarýn ortaya konulmasý gereklidir. (kuruluþun yasal yapýsý, sýnýr ötesi veri temini, personel), Her bir iþ alaný için detaylý çözümleme planý hazýrlanmasý, Mudi tazmini için alýnmasý gereken aksiyonlarýn belirlenmesi, Piyasa ve ödeme altyapýsýna potansiyel etkinin belirlenmesi. 3-Ulusal ve Uluslararasý Platformlarda Ku r t a r m a v e Ç ö z ü m l e m e P l a n ý Yaklaþýmlarý Son yaþanan kriz sürecinde ülkeler, özellikle SIFIlarýn krizi aþabilmeleri ve finansal istikrarýn saðlanmasý amacýyla çeþitli tedbirler uygulamýþlar, bu kapsamda saðlanan desteklerin tüm maliyeti kamu kaynaklarýndan karþýlanmýþtýr. Uygulanan tedbirler, saðlanan destekler neticesinde oluþan yüksek maliyetin kamu, diðer bir deyiþle vergi ödeyenlerce üstlenilmesine neden olmuþ ve piyasa disiplini bozulmuþtur. Finansal sistemdeki bir kuruluþun sorun yaþamasý durumunda, piyasa disiplinine zarar verilmeyerek kamu fonlarý dýþýndaki kaynaklarla söz konusu sorunun zamanýnda çözülmesine imkân saðlanmasý ve sistemik þoklarýn olumsuz etkilerinin önüne geçilmesi amacýyla bazý ülkelerde (Ýngiltere, ABD) finansal reformlar yapýlmýþtýr. Bu reformlar içerisinde, kurtarma ve çözümleme planlarýnýn ne þekilde yer aldýðýna aþaðýda kýsaca deðinilmektedir. 3-a) Birleþik Krallýk (UK) Reformunda Kurtarma ve Çözümleme Planý 2010un Nisan ayýnda kabul edilen Finansal Hizmetler Kanunu ile Finansal Hizmetler Otoritesi (Financial Services Authority-FSA), banka ve yatýrým þirketlerinin kurtarma ve çözümleme planlarýnýn hazýrlanmasý ve bunlarýn güncel tutulmasýna yönelik düzenlemeler yapmakla görevlendirilmiþtir. 8 Haziranda yürürlüðe giren bu hüküm ile kurtarma ve çözümleme planlarýnýn yeterliliðinin deðerlendirilmesi ve revizyonunu talep etme yetkisi de FSAya verilmiþtir. Ayrýca FSA bu kurallarý belirlerken, ilgili uluslararasý standartlarý ve gelecekte oluþturulabilecek Avrupa Birliði yasal düzenlemelerini de dikkate alacaktýr. FSAnýn bu çerçevede yaptýðý deðerlendirmeler ile kurtarma ve çözümleme planlarýna iliþkin görüþlerine aþaðýda yer verilmektedir: Kurtarma Planlarý: Kurtarma planlarýnda kuruluþlarýn ciddi bir stres durumuna nasýl cevap vereceði ve yönetim tarafýndan alýnacak aksiyonlarýn adýmlanarak planlarda yer almasý istenmektedir. Tanýmlanan her bir aksiyon için, 16 karar ve yürütme sürecinin, hangi koþullarda uygulanabileceðinin, gerekli olan bilgilerin ve tüm yasal, finansal ve operasyonel kýsýt ve zorluklarýn ortaya konulmasý gereklidir. FSA tarafýndan kurtarma planýnda yer almasý gereken hususlar; 1- Sermaye iyileþtirme planý, 2- Likidite iyileþtirme planý, 3- Bulaþma kontrol planý, 4- Kuruluþu kurtarma sürecini desteklemek üzere risklerin azaltýlmasýna yönelik yönetimin alacaðý aksiyonlara dair bilgiler olarak belirlenmiþtir. Ayrýca kurtarma planlarýnda önerilen seçenekler belirlenirken; 1- Makul bir sürede uygulanabilir olmasý (altý aydan uzun olmamalý), 2- Kuruluþun ekonomik varlýðýný devam ettirmesine yetecek büyüklükte maddi bir etki saðlamasý, 3- Çeþitlilik arz etmesi, 4- Hissedar, kreditörler, mudiler, merkez bankasý, denetim otoritesi gibi ana paydaþlar tarafýndan kabul edilebilir olmasý dikkate alýnmasý gereken kriterler olarak belirlenmiþtir. Çözümleme Planlarý: Ýngilterede otoriteler problemli finansal kuruluþlar hakkýnda alýnacak aksiyonlarý uygun bulunan çözümleme yöntemi çerçevesinde belirler. Halihazýrda, 2009da yürürlüðe giren Özel Çözümleme Rejimi (Special Resolution Regime-SRR) ile mevduat kabul eden finansal kuruluþlarýn varlýk ve yükümlülüklerinin kýsmen köprü banka veya özel sektör alýcýlarýna transferi, bütün banka varlýk ve yükümlülüklerinin transferi ve geçici kamu mülkiyeti çözümleme seçenekleri olarak belirlenmiþtir. Diðer (mevduat toplamayan) finansal kuruluþlar ise genel tasfiye rejimine tabidir. Bu bilgiler ýþýðýnda FSA açýsýndan çözümleme planlarý ele alýndýðýnda, bu planlarýn kuruluþ tarafýndan temin edilecek bilgiye odaklandýðý görülmektedir. Bu çerçevede, uygun olan çözümleme seçeneklerine baðlý olarak, mümkün olabilecek en kýsa sürede sanal veri inceleme odasý hazýrlanmasý en iyi alternatif olarak görülmektedir. Talep edilen bilgiler aþaðýdaki hususlarý içermelidir; 1- Grup içerisindeki finansal, personele ve mülklere iliþkin baðlantýlar temelinde grubun yasal yapýsý, GÜNCEL 2- Bu iliþkilerin kesilmesi durumunda devamlýlýk düzenlemeleri , 3- Çözümleme yöntemlerinin uygulanmasýnda yasal, finansal veya operasyonel engeller, 4- Kuruluþun baðlantýlý olduðu piyasa ve ödeme altyapýsýnýn belirlenmesi ve düzenli bir çýkýþ için planlama, 5- Müþteri varlýklarýnýn ayrýþtýrýlmasýna iliþkin bilgi ve üçüncü taraflara aktarýlabileceklere yönelik prosedürlerin oluþturulmasý, 6- Kuruluþun mevduat tabanýna iliþkin bilgiler (içerisinde sigortalý ve sigortasýz mevduat ayrýmý, vade yapýsý ve hesaplara iliþkin kayýt ve þartlar yer almalýdýr). 3-b) ABD Reformunda Kurtarma ve Çözümleme Planý Temmuz 2010da yasalaþan Dodd-Frank Wall Street Reformu ve Tüketici Koruma Kanunu ABD finansal denetim çerçevesinde federal düzeyde tüm denetim otoritelerini ve ülkenin finansal sektörünün tüm alanlarýný etkileyecek deðiþiklikler getirmiþtir. Söz konusu kanunda, SIFIlar tarafýndan kurtarma ve çözümleme planlarý hazýrlanmasý hususu yer almýþtýr. Ayrýca kanun ile, Merkez Bankasý Kurulu (Federal Reserve Board-Fed) ve Federal Mevduat Sigorta Kurumuna (Federal Deposit Insurance Corporation-FDIC) SIFIlarýn hýzlý ve düzenli bir çözümleme planý sunmalarýný saðlayýcý düzenlemeler çýkarmasý için yetkiler verilmiþ ve ilgili düzenlemelerin 18 ay içerisinde tamamlanmasý istenmiþtir. Tüm kurtarma ve çözümleme planlarý; 1- Diðer finansal kuruluþlardaki kredi riskinin boyutunu, 2- Diðer finansal kuruluþlarýn planýn hazýrlandýðý kuruluþtaki kredi risklerini, 3- Ortaklýk yapýsýnýn, varlýk ve yükümlülüklerin ve sözleþme yükümlülüklerinin tüm ayrýntýlarýný, 4- Çeþitli menkul deðerlerle baðlantýlý verilmiþ karþýlýklý garantileri, önemli karþý taraflarýn listesini ve teminatlarýn belirlenmesi sürecini içermelidir. Ayrýca, bu planlarýn periyodik olarak güncellenmesi ve yýlda en az bir kere gözden geçirilmek üzere Fed ve FDICye sunulmasý gerekmektedir. Bu kapsamda, herhangi bir iflas durumunda kuruluþlarýn hýzla çözümlenerek sistemden çýkarýlmasýnýn saðlanmasý hedeflenmektedir. 3-c) Küresel Yaklaþýmlar Ülke bazýnda yapýlan çalýþma ve reform giriþimlerinin yaný sýra, küresel krizi takip eden dönemde çeþitli uluslararasý platformlarda finansal sektörün reformuna yönelik birçok çalýþma baþlatýlmýþtýr. G-20 Liderleri, Finansal Ýstikrar Kurulunu (FSB), SIFIlara iliþkin söz konusu sorunlarý deðerlendirecek çalýþmalarý yapmak ve önlemler ortaya koymakla görevlendirmiþtir. SIFIlardan kaynaklanan risklerin kýsýtlanmasý konusu FSB-Düzenleme ve Denetime Ýliþkin Ýþbirliði Daimi Komitesinin yaný sýra Basel Bankacýlýk Gözetim Komitesi (Basel Committee on Banking SupervisionBCBS) ve Uluslararasý Para Fonu (International Monetary Fund-IMF) olmak üzere iki ayrý platformda daha ele alýnmaktadýr. FSB, SIFIlardan kaynaklanacak suistimal riskini ele alarak uluslararasý politika reformlarý geliþtirmekte, BCBS altýnda çalýþan Makro Riskleri Azaltýcý Politikalar Çalýþma Grubu (Macro Prudential Working Group-MPG) ise sistemik öneme sahip finansal kuruluþlarýn ayrýþtýrýlmasý ve bunlara iliþkin sermaye, likidite ve benzeri düzenleyici tedbir önerileri üzerinde çalýþmaktadýr. Yapýlan çalýþmalar kapsamýnda en önemli ve kabul gören tedbir daha yoðun ve kapsamlý denetim yapýlmasý olup bu çerçevede uluslararasý kabul görecek genel prensipler oluþturulmuþtur. Ayrýca çalýþmalar çerçevesinde her ülkenin, banka ve banka dýþý finansal kuruluþlarýn çözümlemesine yönelik sistemler oluþturmasý, bu sistemlerin sýnýr ötesi çözümlemelere imkân veren bir yapýda, yani küresel bazda uyumlaþtýrýlmýþ olmasý ve ülkelerin kuruluþa özgü kurtarma ve çözümleme planlarýnýn hazýrlanmasý alýnacak baþlýca tedbirler olarak sýralanmaktadýr. Bu deðerlendirmeler kapsamýnda FSB tarafýndan politika önerilerini içeren taslak bir doküman yayýmlanmýþtýr2. Doküman, sorun yaþayan SIFIlarýn, mümkün olduðunca kamu kaynaklarýna baþvurulmadan çözümlenmesine yönelik tavsiyeleri içermektedir. Tüm bu çalýþmalarda asýl amaç; finansal kuruluþun sorun yaþamasý durumunda vergi mükelleflerine herhangi bir maliyet yaratmadan, piyasa disiplinine zarar vermeden, herhangi yayýlma riskine ve piyasalarda güven kaybýna ve baþta kredi mekanizmasý olmak üzere önemli bir ekonomik faaliyetin aksamasýna yol açmadan, sorun yaþayan finansal kuruluþun kurtarýlmasý ve/veya çözümlenmesidir. Tüm bu çalýþmalarda asýl amaç; finansal kuruluþun sorun yaþamasý durumunda vergi mükelleflerine herhangi bir maliyet yaratmadan, piyasa disiplinine zarar vermeden, herhangi yayýlma riskine ve piyasalarda güven kaybýna ve baþta kredi mekanizmasý olmak üzere önemli bir ekonomik faaliyetin 2 Making SIFI Resolution a Viable Option, 10 Eylül 2010 17 GÜNCEL Özellikle sýnýr ötesi finansal kuruluþlarýn çözümlenmesinde ülkelerin farklý yasal zeminleri nedeniyle ortaya çýkabilecek problemlerin aþýlmasý ve karmaþýk yapýdaki kuruluþlarýn çözümlenmesini basitleþtirmek açýsýndan kuruluþa özgü hazýrlanan kurtarma ve çözümleme planlarý finansal sistemin korunmasýnda önemli bir rol üstlenmektedir. aksamasýna yol açmadan, sorun yaþayan finansal kuruluþun kurtarýlmasý ve/veya çözümlenmesidir. Bu amaç doðrultusunda her ülkenin banka ve banka dýþý finansal kuruluþlarýný içeren kapsamlý ve etkili çözümleme sistemlerinin olmasý, bu sistemlerin sýnýr ötesi çözümlere imkân verebilecek þekilde küresel bazda uyumlaþtýrýlmalarý, sistemik öneme sahip her bir kuruluþun kendine özgü kurtarma ve çözümleme planýnýn olmasý ve bu planlarýn denetim otoritelerince düzenli gözden geçirilmesi gerektiði ile kullanýlan kredilerin belirli þartlar altýnda hisse senedine dönüþtürülmesi suretiyle sorun yaþayan SIFIya kamu kaynaklarýna baþvurulmadan sermaye desteði saðlamasýna imkân verecek yöntemlerin gözden geçirilmesi ve araþtýrýlmasý gerektiði ortaya konulmaktadýr. Bu çerçevede, problemli kuruluþlarýn sistematik olarak çözümlenebilmesine yönelik politikalar geliþtirmek ve krize önceden hazýrlýklý olunmasý, acil durum planlamasý ve ilgili otoriteler arasý iþbirliði ve bilgi paylaþýmý konularýný incelemek üzere, Sýnýr Ötesi Kriz Yönetimi Çalýþma Grubu çalýþmalarýný sürdürmektedir. Söz konusu çalýþma grubu, büyük finansal kuruluþlarýn mevcut ulusal mevzuatlar çerçevesinde nasýl çözümlenebileceðini ve farklý ulusal mevzuatlarýn birbirleriyle etkileþimini deðerlendirmektedir. Ayrýca, önemli finansal kuruluþlar için merkez ve ev sahibi ülkelerin ilgili otoritelerinden oluþan kriz yönetim gruplarý kurulmuþtur. Kriz yönetim gruplarý, uzun süredir faaliyet gösteren ve büyük finansal kuruluþlarýn ilgili otoritelerinden oluþan denetim gruplarýndan farklýdýr. Bu gruplar, büyük finansal kuruluþlarýn merkez ve önemli ev sahibi ülke otoritelerinden oluþmakta ve kuruluþa özgü kurtarma ve çözümleme planlarýnýn hazýrlanmasý üzerinde çalýþmaktadýr. Son olarak, Eylül 2010da gerçekleþtirilen FSB toplantýsý sonrasýnda ortaya konan tavsiyelerin G-SIFIlar ve yerel SIFIlar þeklinde bir ayrýma gitmesi ve G-SIFIlarýn diðerlerinden ayrýþtýrýlýp, zarar karþýlama kapasitesinin ilk etapta özellikle G-SIFIlar için arttýrýlmasýný öngörmesi sonucu, tavsiyelerin ilk etapta G-SIFIlara uygulanmasý üzerine çalýþmalar yoðunlaþmýþtýr3. 4-Sonuç Bankalar açýsýndan kurtarma planlarýnýn oluþturulmasý ve uygulanmasý çözümleme planlarýna kýyasla daha kolaydýr. Çünkü halihazýrda bankalarýn saðlýklý risk yönetimi çerçevesinde bu tarz planlarý yapmasý gerekmektedir. Çözümleme planlarýnýn oluþturulmasý ise zorlayýcý bir süreç olacaktýr. Oysa finansal sistemin korunmasýnda çözümleme planlarý önemli bir savunma mekanizmasý olarak yerini almalýdýr. Bu planlarýn oluþturulmasý süreci dahi, sistemde yer almasý gereken düzenlemelerin belirlenmesi ve finansal kuruluþlarýn kendi uygulama ve yapýlarýný geliþtirici bir uyarýcý olmasý açýsýndan faydalý olacaktýr. Tüm bankalarýn gerektiðinde kurtarýlmayarak çözümlenebilir olmasýnýn saðlanmasý piyasa disiplinini koruyacak ve batamayacak/batýrýlamayacak kadar büyük banka algýsý ortadan kalkacaktýr. Sonuç olarak, özellikle sýnýr ötesi finansal kuruluþlarýn çözümlenmesinde ülkelerin farklý yasal zeminleri nedeniyle ortaya çýkabilecek problemlerin aþýlmasý ve karmaþýk yapýdaki kuruluþlarýn çözümlenmesini basitleþtirmek açýsýndan kuruluþa özgü hazýrlanan kurtarma ve çözümleme planlarý finansal sistemin korunmasýnda önemli bir rol üstlenmektedir. 3 FSB SIFI tavsiyelerinin 20 Ekim 2010da yayýmlanan en son þeklinde bu görev 43. Maddede þu þekilde ifade edilmektedir: 43. FSB ve ulusal otoriteler, BCBS, CGFS, CPSS, IOSCO ve IAISe danýþarak ve sayýsal-niteliksel göstergelere dayanarak, 2011 yýlý ortasýna kadar tavsiyelerin uygulanacaðý G-SIFIlarý belirleyeceklerdir. Kaynaklar 1. Speech by Thomas F. Huertas, Director, Banking Sector, FSA and Vice Chairman, CEBS, 12.02.2010 2. Financial Stability Board, Reducing the moral hazard posed by systemically important financial institutions FSB Recommendations and Time Lines 20.10.2010 3. Basel Committee on Banking Supervision:Report and Recommendations of the Cross-Border Bank Resolution Group, March 2010 4. Emilios Avgouleas, Charles Goodhart, Dirk Schoenmaker, Living Wills as a Catalyst for Action, February 2010 5. Deloitte, Positionning for a new financial landscape Rolling out a recovery and resolution plan, 2010 6. FSB, Cross Border Crisis Management Working Group, Making SIFI Resolution a Viable Option, 10.09.2010 18 MAKALE KRÝZ DÖNEMLERÝNDE FÝNANSAL GÜVENLÝK AÐLARI VE MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMLERÝ Finansal kriz (bizim kültürümüzde) güzel kadýn gibidir, tanýmlanmasý zordur fakat karþýlaþýnca anlarsýnýz. * C. P. Kindleberger, Cinnet, Panik ve Çöküþ, s.9. Ekonomi ve finans dünyasýnýn bir mekanizmaya sahip olduðunu kabul ettiðimizde, mekanizmanýn iþleyiþinde meydana gelebilecek aksamalarýn etkisinin nasýl azaltýlabileceði sorusunun da cevabýný vermemiz gerekecektir. Sigorta gerekli midir? Gelecekte meydana gelebilecek olumsuzluklarýn etkisini en aza indirgemek için; Evet gereklidir. Denize düþen yýlana sarýlýr. Bu söz genel olarak ele alýndýðýnda tümüyle doðru bir gerçeðe iþaret etmektedir. Gerek insan tarafýndan gerekse doðal olarak meydana gelen, ancak insanlýðý ister dolaylý isterse doðrudan doðruya ilgilendirsin, olumsuz geliþmelere karþý önlem almak son derece doðal bir eylemdir. Gelecekte meydana gelebilecek olumsuzluklarý minimuma indirgeme arzusu, bu kapsamda olmak üzere, çeþitli yöntemlerin geliþtirilmesine yol açmýþtýr. Elektrik/ elektronik araçlarda sigorta uygulamasý bunun ilk iyi örneklerinden birisidir. Voltaj dalgalanmalarýnda sigorta devreyi kesmekte, söz konusu elektrik/elektronik aracý böylelikle korunmaktadýr. Sistem yaklaþýmý konuyu açýklamak için seçilebilecek yararlý bir yaklaþýmdýr. Ekonomi ve finans dünyasý en nihayetinde bir sisteme sahiptir. Bu sistem veya mekanizma yaklaþýmý, Isaac Newton tarafýndan temeli atýlan ve daha sonra takipçileri tarafýndan geliþtirilen ve kendi içinde son derece tutarlý bir yaklaþýmdýr (Newtonun Newtonculukla iliþkisi olmadýðý gibi Marxýn da Marxizm ile bir ilgisi yoktur1.). Ekonomi ve finans dünyasýnýn da bir mekanizmaya sahip olduðunu kabul ettiðimizde, mekanizmanýn iþleyiþinde meydana gelebilecek aksamalarýn etkisinin nasýl azaltýlabileceði sorusunun da cevabýný vermemiz gerekecektir. Sigorta gerekli midir? Gelecekte meydana gelebilecek olumsuzluklarýn etkisini en aza indirgemek için gereklidir. Bu noktada Arthur C. Clarken Büyük Av (Bkz. Ek) adlý kýsa öyküsünü hatýrlamak yararlý olabilir. Finansal güvenlik aðlarýný, bu açýklamalarýn çerçevesinden bakýldýðýnda finansal sistemde ortaya çýkabilecek olumsuzluklarý gidermek üzere kurulan çeþitli mekanizmalar olarak adlandýrmak mümkündür. Finansal Güvenlik Aðý veya Aðlarý,, her bir piyasa kolunu denetleyen ve düzenleyen kurum ve kuruluþlardan oluþur. Söz konusu kurumlarýn birbirleri ile iliþkileri aþaðýdaki gösterimde olduðu gibidir2. Mevduat Sigortasý Basiretli Düzenleme ve Denetleme Son Kredi Mercii Kaynak: OECD Yukarýda yer alan þema, hem ulusal bazda, hem de uluslararasý bazda geçerli bir þemadýr. Ulusal ölçekte örneðin son kredi mercii (lender of last resort) söz konusu ülkenin merkez bankasý olurken, global ölçekte bu mercii IMF olmaktadýr. Daha önce Finansal Ýstikrar Forumu (Financial Stability Forum- FSF) olan ve dönüþüm geçirerek G-20nin desteðini arkasýna alan Finansal Ýstikrar Kurulu (Financial Stability Board- FSB), diðer alanlarý düzenleyen ve daha sonra da denetleyecek bir kurum haline gelmiþtir. Global kriz sonrasý hem ulusal ölçekte, hem de global ölçekte daha önce belirtilen mekanizmanýn aksaklýklarýný gidermek üzere önemli düzenlemeler yapýldýðý görülmektedir. Ülkeler finansal güvenlik aðýnda yer alan denetim otoritelerini gözden geçirmektedirler. Dünyanýn özellikle teknoloji ve diðer unsurlarýn yardýmýyla global hale gelmesi nedeniyle söz konusu düzenleme ve denetleme otoritelerinin global bazda olmasý zorunlu hale gelmiþtir. Bununla birlikte bazý ara sýnýflar da mevcuttur. 1 Immanuel Wallerstein, Tarihsel Kapitalizm, Çev. Necmiye Alpay, Metis Yay., Beþinci Basým, Kasým 2009, Ýstanbul, s. 8. 2 Sebastian Schich, Financial Turbulence: Some Lessons Regarding Deposit Insurance, OECD 2008, Erol ORTABAÐ Fon Uzmaný Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi 19 MAKALE Son geliþmeler, denetim otorilerine yapmýþ olduklarý hukuksal düzenlemeleri gözden geçirme fýrsatý saðlamaktadýr. Bu fýrsat sadece finansal piyasalar için deðil, ayný zamanda güvenlik aðý konusu için de geçerlidir. Bu ara sýnýflarýn en baþýnda, bölgesel finansal güvenlik aðý kurum ve kuruluþlarý yer almaktadýr. Diðer önemli bir sýnýf Ýslami merkezli denetim ve denetleyici otoritelerdir. Global ve bölgesel ölçek dikkate alýndýðýnda, finansal güvenlik aðý kurum ve kuruluþlarýnýn sayýsýnýn fazla olmayacaðý ve birbirleri ile gerçekten iyi bir iletiþim kurduklarýnda dünya ölçeðinde bir denetim ve düzenlemeden söz etmek mümkün olacaktýr. Gerçekte de nihai hedef bu olmalýdýr. FÝNANSAL GÜVENLÝK AÐINDA TMSFNÝN KONUMU Güçlü ve Saðlýklý Bankacýlýk Sistemi FÝNANSAL ÝSTÝKRAR Tasarruf Sahiplerinin Güveninin Temini ve Haklarýnýn Korunmasý FÝNANSAL GÜVENLÝK AÐI Düzenleme ve Denetleme (BDDK) Likidite Ýhtiyaçlarýnýn Giderilmesi (TCMB) Kamu Kaynaðý Saðlanmasý (Hazine) Mevduat Sigortacýlýðý Sistemi (TMSF) Türkiyede finansal güvenlik aðý sistemini oluþturan ana kuruluþlar yukarýda gösterilmiþtir. 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunun 72. maddesine göre finansal sistemin bütününe sirayet edebilecek ölçüde olumsuz bir geliþmenin ortaya çýkmasý ve bu durumun BDDKnýn koordinasyonunda TMSF, Hazine Müsteþarlýðý ve Merkez Bankasýnca müþtereken tespiti halinde, alýnacak olaðanüstü tedbirleri belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkili olup ilgili bütün kurum ve kuruluþlar belirlenen olaðanüstü tedbirleri derhal uygulamakla yetkili ve sorumludurlar. Ayrýca yine Kanunun 99 ve 100üncü maddelerinde yer alan Finansal Sektör Komisyonu ve Eþ Güdüm Komitesi faaliyetleri de bu kapsamda deðerlendirilmelidir. Finansal güvenlik aðlarý temel olarak finansal sistemin istikrarýnýn sürdürülmesini hedef alýr. Finansal sistemde ortaya çýkan herhangi bir aksama, finansal güvenlik aðlarýnda yer alan kurum ve kuruluþlarý harekete geçirerek önlem almaya zorlar. Bu tür önlemler lokal ölçekte olabileceði gibi global bazda da olabilir. Global bazda alýnacak önlemler günümüzde oldukça ciddi bir þekilde irdelenmektedir. Ancak bu konuda yapýlmasý gereken birçok þey vardýr ve bunlarýn gerçekleþtirilmesi de zaman alacaktýr. Önlemlerin ya da diðer bir anlatýmla düzenlemelerin þiddetinin ayarlanmasý, düzenleyicilerin karþýlaþtýðý en önemli sorunlardan bir tanesidir. Düzenleyicilerin baþarýlý olmasý, finansal sistem içinde yer alan oyuncularla sistem arasýnda saðladýklarý dengede yatmaktadýr. Ancak geleceðin tahmin edilmesinin sanýldýðýnýn aksine çok daha zor olduðunun farkýna varýlmýþtýr. Newtoncu ilkeleri taçlandýran Laplaceçý görüþ günümüzde geçerliliðini yitirmiþtir3. Moliérein Hastalýk Hastasýndaki doktoru gibi söyleyebiliriz: Her þey mümkündür, her þey olabilir. Gelecekteki olaylarý tahmin etmek istiyorsak, geleneksel yöntemleri terk etmemiz gerçeði önümüzde durmaktadýr. Bohr bu konuda þöyle demektedir: Tahmin zor bir þeydir, özellikle de geleceði4. Son geliþmeler, denetim otorilerine yapmýþ olduklarý hukuksal düzenlemeleri gözden geçirme fýrsatý saðlamaktadýr. Bu fýrsat sadece finansal piyasalar için deðil, ayný zamanda güvenlik aðý konusu için de geçerlidir. Ancak güvenlik aðýnda mevduat sigortasý, ayrýcalýklý bir yere sahiptir. Örneðin, mevduat sigortasý olmayan veya sýnýrlý bir mevduat garantisine sahip olan ülkelerde güvenlik aðýnýn etkin bir þekilde iþleyip iþlemediði sorgulanýr. Eðer mevduat sigortasý var ise bu sefer de bunun kapsamý ve garanti limitleri tartýþma konularýný oluþturur. Kaynak: http://www.sanfranciscosentinel.com/wpcontent/uploads/2009/04/safety-net-1.jpg Mevduat sigortasý uygulamalarýnda tartýþýlan bir baþka önemli konu ahlaki bozulmadýr (moral hazard). Kindleberger5, Bana göre buradaki ikilem þudur: Eðer piyasalar önceden bonkör bir yardýmýn geleceðini bilirlerse, daha az etkin çalýþýp daha sýk týkanmaya baþlarlar. ve Nükleer enerji santrallerinin kontrol odalarýnda da karþýlaþýlan bir sorun olarak, bankanýn kötü yönetimini olay gerçekleþmeden 3 Laplace Þeytaný, Kaos ve Kelebek Etkisi, http://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/psikoloji/deneme.htm#laplace 4 H.Peitgen-H.Jürgens and D.Saupe, Chaos and Fractals: New Frontiers of Science, Springer-Verlag,1992. 5 Kindleberger, a.g.e., s.10. 20 MAKALE denetlemek zor, yolsuzluklarý denetlemek daha da zordur. Yükseliþ zamanýnda düzenleme ve denetimdeki karýþýklýk, yükseliþ yavaþladýðýnda göze batacak tehlikeli noktalarý oluþturur. O zaman tasfiye, erteleme, teminat verme, kefil olma, devralma veya son kredi merciine bel baðlama gibi tartýþmalar baþlar.6 demektedir. Buradaki asýl sorun kime yardým edilip edilmeyeceðinin7 belirlenmesidir. Mevduat sigortasý, bir yandan bankalar için genel bir güven mekanizmasý oluþturup finansal sistemin daha iyi bir þekilde çalýþmasýný saðlarken, diðer yandan bazý bankalarýn basiretsiz risk davranýþlarýnda bulunmalarýný artýrabilir. Herþeye raðmen mevduat sigorta sistemi iki þeye hizmet eder: 1.Bankacýlýk sisteminin istikrarý, 2. Banka iflaslarýnda mevduat sahiplerinin kayýplarýnýn önlenmesi. Mevduat sigorta sistemi daha önce belirtildiði gibi finansal güvenlik aðýnýn önemli bir parçasýdýr. Diðer parçalarý, basiretli düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile kredi kuruluþlarýdýr. Bu parçalarýn birbirleri ile olan iliþkileri oldukça karýþýktýr. Ancak yeterli olmayan veya garanti limitinin yüksek olduðu sistemler ahlaki çöküntüye sebep olabilmektedir. Bir mevduat sigorta sistemi için diðer önemli soru, kriz yönetiminde oynayacaðý rolün geniþliðidir. Bir sistemde ilgili finansal kuruluþ kapatýlýr ve ödemelere baþlanabilir. Diðer bir sistemde ise mevduat sigortacýsýnýn yetkileri geniþletilerek çözümleme faaliyetlerinde bulunmasý saðlanabilir. Her ne þekilde olursa olsun, kriz yönetiminde rol alan kuruluþlarýn bilgi paylaþýmý ve sorumluluklarýnýn farklý olmasý esastýr. Bu faaliyet ayný zamanda uluslararasý düzeyde de olmalýdýr. Banka çözümleme faaliyetlerinde en temel sorun hýzdýr. Zamanýnda ve hýzlý bir þekilde yapýlan çözümleme faaliyeti sistemik istikrarýn ve genel güvenin tekrar kurulmasýnda etkin bir rol oynar. Global krizin sürdüðü günümüzde mevduat sigortacýlýðý konusunda finansal güvenlik ðýnýn yanýnda, üç temel konu daha önem kazanmaktadýr: Her ne þekilde olursa olsun, kriz yönetiminde rol alan kuruluþlarýn bilgi paylaþýmý ve sorumluluklarýnýn farklý olmasý esastýr. Bu faaliyet ayný zamanda uluslararasý düzeyde de olmalýdýr. 1.Mevduatlara uygulanan sigortanýn limit ve kapsamý 2.Finansal kuruluþun iflasýndan sonra uygulanacak süreçte ödemelerin hýzý 3.Konu hakkýnda kamu bilincinin artýrýlmasý. Kriz yönetimleri direkt olarak finansal güvenlik aðý ile iliþkilidir. Günümüzde yaþanan krize baktýðýmýzda mevduat sigortacýsýnýn kriz yönetiminde oynadýðý rol gittikçe artmaktadýr. Sistemik krizlerde genel olarak verilecek tam garantinin geçici olarak uygulanmasý tavsiye edilmektedir. Ýyi bir mevduat sigorta sistemi ise, acil eylem planýna sahip, düþük koruma limitleri olan ve ödemeleri hýzlý bir þekilde gerçekleþtiren sistem olarak tanýmlanmaktadýr. Zamanýnda görmezden gelinen hatalar, artýk görülmek zorunda kalýnmýþtýr. Bunun maliyeti ise oldukça aðýrdýr. Meydana gelecek yeni finansal sistemde mevduat sigortacýsýnýn kendini daha fazla görev ve sorumlulukla özellikle çözümleme faaliyetleri açýsýndanbulmasý kaçýnýlmazdýr. Süreç bu noktaya doðru gitmektedir. Söz konusu düzenlemeler eninde sonunda toplumun/toplumlarýn refahýný artýrmayý hedeflemektedir. Global bazda ise bu hedef anlamýný yitirmekte, Wallerstein de haklý olarak Kapitalistler, ayak deðirmeninde daha da hýzlý koþmak için gitgide daha hýzlý koþan beyaz fareye benziyor.8 demekte ve Bu süreç içinde kuþkusuz bazý insanlar iyi yaþýyor, ama diðerleri yoksul; peki, iyi yaþayanlar ne kadar ve nereye kadar iyi yaþayacak? diye sormaktadýr. 6 Kindleberger, a.g.e., s.225. 7 Kindleberger, a.g.e., s.304. 8 Wallerstein, a.g.e, s.36. Kaynaklar 1. Sebastian Schich, Financial Turbulence: Some Lessons Regarding Deposit Insurance, OECD 2008. 2. Güven Delice, Adem Doðan, Meral Uzun, Finansal Regülasyon ve Piyasa Disiplini, C.Ü. Ýktisadi ve Ýdari Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayý 1, s.101-130. 3. Immanuel Wallerstein, Tarihsel Kapitalizm, Çev. Necmiye Alpay, Metis Yay., Beþinci Basým, Ýstanbul, Kasým 2009. 4. C.P. Kindleberger, Cinnet, Panik ve Çöküþ, Çev. Halil Tunalý, Ýstanbul Bilgi Üniversitesi Yayýnlarý, Ýkinci baský, Ýstanbul, Ekim 2008. 5. Can Pamir, Tarihte Ýlk Bankacýlýk Krizi, Para Dergisi, s.7. 6. Dirk J. Bezemer, No One Saw This Coming: Understanding Financial Crisis Through Accounting Models, 16 June 2009, MPRA Paper No.15892, s.1-51. 21 MAKALE 7. Paul Krugman, How Did Economists Get It So Wrong?, The New York Times, September 2 , 2009. 8. David Colander-Hans Föllner-Armin Haas-Michael Goldberg-Katarina Juselius-Alan Kirman-Thomas Lux-Brigitte Sloth, The Financial Crisis and Systemic Failure of Academic Economics, Univ. of Copenhagen Dept. of Economics Discussion Paper No. 09-03, 9 March 2009, s.1-17, http://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=1355882 9. http://dailybail.com/home/must-see-citizen-journalists-ask-bernanke-about-nassim-taleb.html 10. Benoit B.Mandelbrot-Richard L.Hudson, Finans Piyasalarýnda (saklý) Düzen, Çev. Mete Hüner, Güncel Yayýncýlýk, Haziran 2005. 11. Justin Fox, Why didnt people in finance pay attention to Benoit Mandelbrot?, http://blogs.reuters.com/justinfox/2010/10/18/why-didn%E2%80%99t-peoplein-finance-pay-attention-to-benoit-mandelbrot/ 12. Mandelbrot, Why 'efficient markets' collapse, http://video.ft.com/v/63078298001/Why-efficient-markets-collapse-Mandelbrot 13. Thomas Levenson, Even a genius get suckered, Wed 29 2009, http://www.cnn.com/2009/POLITICS/07/29/levenson.finance.regulation/index.html 14. Erik S. Reinert, The Financial Crisis and Economic Theory, Desa Working Paper No.88, December 2009, Res Publica Notat 1-2010, ST/ESA/2009/DWP/88, s.130. 15. James K. Galbraith, How the Economists Got It Wrong, The American Prospect Vol. 11, No.7, February 14, 2000, s.1-4. 16. Brian Keeley, Time for new rules?, From Crisis to Recovery Draft Chapter, OECD Insights 2010, s.1-13. 17. Kevin T. Jackson, The Scandal Beneath The Financial Crisis: Getting A View From A Moral-Cultural Mental Model, Harvard Journal of Law and Policy, Vol.33 No.2, s.735-778. 18. Charles W. Calomiris-Gary Gorton, The Origins of Banking Panics: Models, Facts, and Bank Regulation, http://www.nber.org/chapters/c11484. 19. Joseph E.Stiglitz, Symposium on Bubbles, Journal of Economic Perspectives, Volume 4, Number 2, Spring 1990, s.13- 18. 20. Robert J. Shiller, From Efficient Markets Theory to Behavioral Finance, Journal of Economic Perspectives, Volume 17, Number 1, Winter 2003, s.83- 104. 21. Michele Fratianni, Financial Crises, Safety Nets and Regulation, Mofir Working Paper N.5, October 2008, s.1-40. 22. Peter M.Garber, Famous First Bubbles, Journal of Economic Perspectives, Volume 4, Issue 2, Spring 1990, s.35-54. 23. Werner Bonefeld, GLOBALISATION: CRISIS OF REGULATION OR CRISIS OF CAPITAL?, http://www.rcci.net/globalizacion/2002/fg255.htm 24. G.J.Santoni, The Great Bull Markets 1924-29 and 1982-87: Speculative Bubbles or Economic Fundamentals?, Federal Reserve Bank Of St.Louis, November 1987, s.16-30. 25. Douglas E.French, Early Speculative Bubbles and Increases in the Supply of Money, Second Edition, Ludwig von Mises Institute, 2009, s.1-11. 26. Caroline Thomas, The South Sea Bubble, Student Economic Review, University of Dublin, 2003, Vol 17, s.17-37. 27. Maurice Obstfeld-Kenneth Rogoff, Ruling Out Divergent Speculative Bubbles, Journal of Monetary Economics 17 (1986), s. 349-362. 28. Gerard Caprio, Jr. Daniela Klingebiel, Bank Insolvencies: Cross-country Experince, Worldbank Policy Research Working Paper 1620, July 1996, s.1-60. 29. Hyman P.Minsky, The Financial Instability Hypothesis, Working Paper No.74, May 1992, The Jerome Levy Economics Institute of Bard College, s.1-10. 30. George A.Akerlof-Robert J.Shiller, Hayvansal Güdüler, Çev. Neþenur Domaniç-Levent Konyar, Scala Yayýncýlýk, Ocak 2010, Ýstanbul, s.114-125. 31. Fernand Braudel, Maddi Uygarlýk-Dünyanýn Zamaný, Çev. Mehmet Ali Kýlýçbay, Ýmge Kitabevi Yayýnlarý, Cilt3, Ýstanbul, Ýkinci Basým, Nisan 2004, s.58-72. 32. Dani Rodrik, One Economics Many Recipes, Princeton University Press, First paperback printing 2009, s.237-242. 33. Arthur C.Clarke, Büyük Av, Bilim Dergisi, Ocak 1983. 34. Waleed El-Ansary, The Quantum Enigma and Islamic Sciences of Nature: Implications for Islamic Theory, 6th International Conference on Islamic Economics and Finance, Jakarta, Indonesia, November 2006, s.143-175. 35. Luca Lambertini, Quantum Mechanics and Mathematical Economics are Isomorphic, Feb 29 2000, www2.dse.unibo.it/wp/370.pdf. 36. Willliam T.Ganley, Institutional Economics and Neoclassicism in the Early Twentieth Century: The Role of Physics, Journal of Economic Issues, Vol. XXIV, No.2, June 1995, s.397-406. 37. Siegfried G.Karsten, Quantum Theory and Social Economics: The Holistic Approach of Modern Physics Serves Better Than Newtons Mechanics in Approaching Reality , The American Journal of Economics and Sociology, Volume 49, October 1990, Number 4, s.385-400. 38. Emmanuel Haven, Elemantary Quantum Mechanical Principles and Social Science: Is There A Connection?, Romanian Journal of Economic Forecasting, 1/2008, s.41-58. 39. Stefan Baumgärtner, Thermodynamic Models, J. Proops and P. Safonov (eds), Modelling in Ecological Economics, Cheltenham, UK, and Northampton, MA, USA: Edward Elgar, 2004, s.102-129. 40. Goerge Soros, Finansal Piyasalar Ýçin Yeni Paradigma, Çev. Coþkun Üçüncü, Ýnkýlap Yayýnevi, Eylül 2010, s.52. 41. J.P. Bouchaud, Economics Needs A Scientific Revolution, Real-World Economics Review, Issue No.48, December 2008, s.291-292. 42. A.N. Panchenkov, Econophysics and Financial-Economic Monitoring, http://arxiv.org/ftp/arxiv/papers/0707/0707.3490.pdf. 43. Paul Ormerod, Econophysics and the Social Sciences: Challenges and Opportunities, http://www.paulormerod.com/pdf/scienceandculturejune2010.pdf. 44. Laplace Þeytaný, Kaos ve Kelebek Etkisi, http://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/psikoloji/deneme.htm#laplace 45. J. Orlin Grabbe, Chaos and Fractals in Financial Markets, http://www.orlingrabbe.com/chaos_index.htm 46. H.Peitgen-H.Jürgens and D.Saupe, Chaos and Fractals: New Frontiers of Science, Springer-Verlag,1992. 22 ÝNCELEME SICAK PARAYA KARÞI ALINAN ÖNLEMLER ve BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN GELECEÐÝNE ÝLÝÞKÝN BEKLENTÝLER Dünya finans sisteminde deðiþen koþullar ve küresel düzenleyici otoritelerin sistemdeki riskler ile söz konusu risklerin önlenmesi ve giderilmesine yoðunlaþmasý, Türkiyedeki ilgili otoriteleri de harekete geçirmekte, Türkiyeye özel koþullar da göz önünde bulundurularak risklerin öngörülmesi ve önlenmesine çalýþýlmaktadýr. 2008 yýlýnda baþlayan, 2009 ve 2010 yýllarýnda etkisini sürdüren küresel mali kriz ve bu krize karþý alýnan önlemler, sermaye hareketlerinde serbestlik esasýna dayalý Türk finansal sistemini de büyük ölçüde etkilemektedir. Dünya finans sisteminde deðiþen koþullar ve küresel düzenleyici otoritelerin sistemdeki riskler ile söz konusu risklerin önlenmesi ve giderilmesine yoðunlaþmasý, Türkiyedeki ilgili otoriteleri de harekete geçirmekte, Türkiyeye özel koþullar da göz önünde bulundurularak risklerin öngörülmesi ve önlenmesine çalýþýlmaktadýr. Bu çalýþmada, küresel kriz sonrasý cari açýða iliþkin geliþmeler, yetkili kurumlarca cari açýðýn doðurduðu sýcak para riskine karþý alýnan önlemler ve söz konusu önlemlerin bankacýlýk sektörüne yansýmalarý ile bankacýlýk sektörüne iliþkin beklentilere yer verilecektir. Sýcak Para ve Türkiyede Sýcak Paraya Karþý Alýnan Önlemler 3- Cari Ýþlemler Dengesi: Dýþ ticaret dengesi ve görünmeyenler dengesinin toplamý olup pozitif ise cari fazla, negatif ise cari açýk söz konusudur. 4- Net Hata ve Noksan:3 Ölçüm hatalarý ve tablodaki verilerin eksik veya fazla derlenmesinden kaynaklanmaktadýr. 5- Sermaye Hesabý: Kâr, faiz gibi kazançlar elde etmek amacýyla ekonomiye giren sermaye ile ayný amaçlarla ekonomiden çýkan sermaye arasýndaki farktýr. Sermaye hesabý üç ana kategoriden oluþur 4: Doðrudan yabancý sermaye yatýrýmlarý, portföy yatýrýmlarý ve diðer yatýrýmlar. 6- TCMB Döviz Rezervleri: Ödemeler dengesi raporunda, incelenen dönemde TCMBnin döviz rezervlerindeki deðiþimin incelendiði kalem, döviz rezervleri kalemidir. Bu kalemde (-) iþaret bankanýn döviz rezervinin arttýðýný, (+) iþaret ise azaldýðýný göstermektedir. Ödemeler Dengesi Sýcak Para Bir ekonomide tüm yerleþiklerin, diðer ekonomilerde yerleþik kiþilerle, belirli bir dönemdeki tüm ekonomik iliþkilerini gösteren rapor ödemeler dengesidir 1 . Ödemeler dengesinin ana kalemleri aþaðýdaki gibidir: Sýcak para, beklenen getiri oranlarý ve risklerdeki deðiþimlere hýzlý tepki veren sermaye akýmlarý þeklinde tanýmlanmaktadýr. 5 Bu tanýma göre sýcak para, ödemeler dengesinde sermaye hesabýnda yer alan portföy yatýrýmlarýný (yabancýlarýn yurtiçindeki hisse senedi ve DÝBS alým/satýmlarýný), sermaye hesabýnda yer alan diðer yatýrýmlar içindeki kýsa vadeli sermaye akýmlarýný (bankalarýn yurt dýþýnda kullandýrdýklarý kýsa vadeli krediler, yurt içinde yerleþik bankalarýn ve bankacýlýk dýþý özel sektörün yurt dýþýndan kullandýklarý kýsa vadeli krediler ve yabancýlarýn yurt içinde yerleþik bankalarda tuttuklarý kýsa vadeli mevduatlardaki deðiþim) ve net hata noksaný etkilemektedir.6 1- Dýþ Ticaret Dengesi: Dýþarýya yapýlan mal satýþlarý (ihracat) ile dýþarýdan yapýlan mal alýmlarý (ithalat) arasýndaki fark olup pozitif ise dýþ ticaret fazlasý, negatif ise dýþ ticaret açýðý söz konusudur. 2- Görünmeyenler Dengesi:2 Gümrüklerde iþlem bazýnda izlenmeyen, ancak döviz hareketi halinde kaydedilen hizmetler, yatýrým gelirleri ve transferler (karþýlýksýz ödemeler) görünmeyenler dengesini oluþturmaktadýr. 1 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasý, Ödemeler Dengesi Ýstatistikleri Taným ve Türkiye Uygulamasý, s. 1 2 AKAT, A. S. (2004), Ödemeler Dengesi Yazýlarý, s. 3 3 ÇIPLAK, U. (2005), Ödemeler Dengesinde Net Hata ve Noksan Kalemi Üzerine Bir Deðerlendirme, s. 1 4 AKAT, A. S., a.g.m, s. 7 5 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasý (2005), Para Politikasý Raporu 2005/1, 2005, s.28 6 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasý (2005), Para Politikasý Raporu 2005/1, 2005, s.29 Egemen EROÐLU Fon Uzman Yrd. Varlýk Yönetimi Dairesi 23 ÝNCELEME ABDde baþlayan küresel ekonomik kriz, ilk dönemlerde ortaya çýkan endiþelerle dünya ticaret hacmini ciddi biçimde daraltmýþtýr. Dýþ ticaret hacmindeki küresel daralma Türkiyeye de yansýmýþ ve Türkiyenin de dýþ ticaret hacmi daralmýþ, buna baðlý olarak cari açýðý da azalmýþtýr. Sýcak Para ve Türkiye Geliþmekte olan ülkeler sýnýfýnda yer alan Türkiyede dýþ ticaret açýðýndan kaynaklanan cari iþlemler açýðý kronik hale gelmiþtir. Türkiyede ekonomik yapý, büyüme için cari açýðý zorunlu kýlmakta; cari açýða katlanýlmaksýzýn ekonomi büyüyememektedir. Özellikle Türkiye gibi geliþmekte olan ülkelerde cari açýk, doðrudan yabancý yatýrýmlar ya da uzun vadeli kredilerle büyük ölçüde finanse edilememekte ve finansal risk oluþturan sýcak para ile kapatýlmaktadýr. Güncel Geliþmeler ABDde baþlayan küresel ekonomik kriz, ilk dönemlerde ortaya çýkan endiþelerle dünya ticaret hacmini ciddi biçimde daraltmýþtýr. Dýþ ticaret hacmindeki küresel daralma Türkiyeye de yansýmýþ ve Türkiyenin de dýþ ticaret hacmi daralmýþ, buna baðlý olarak cari açýðý da azalmýþtýr. Cari açýk ve doðrudan yatýrýmlarýn milyar $ olarak sol eksende, doðrudan yatýrýmlarýn cari açýðý karþýlama oranýnýn yüzde olarak sað eksende belirtildiði aþaðýdaki grafikten, 2003 yýlý Temmuz ayýndan, 2008 yýlý Aðustos ayýna kadar cari açýðýn sürekli yükseldiði görülmektedir. 2008 yýlý Aðustos ayýndan itibaren küresel krizin etkisiyle azalmaya baþlayan cari açýk, 2009 yýlý sonunda 14 milyar $ seviyesine kadar gerilemiþtir. geliþimdir. Cari açýðýn yýllýk birikimli tutarýnýn 49,2 milyar $ ile en yüksek düzeye ulaþtýðý 2008 yýlý Aðustos döneminde %40 seviyelerine inen doðrudan yatýrýmlarýn cari açýðý karþýlama oraný, cari açýðýn azalmasý ile 2009 yýlýnýn genelinde yükselmiþtir. 2009 yýl sonu itibariyle %70 seviyelerine kadar yükselen söz konusu oran, 2010 yýlý baþýndan itibaren yükseliþ gösteren cari açýkla birlikte ciddi azalýþ göstererek 2010 yýlý son çeyreðinde %15 seviyelerine kadar gerilemiþtir. Cari açýk sürekli yükselirken doðrudan yatýrýmlarýn 5 milyar $ düzeyinde sabit kalmasý sonucu, cari açýðýn finansman kompozisyonunda doðrudan yatýrýmýn payý 2009 yýlý sonundan itibaren hýzla azalarak %70 seviyesinden 2010 yýlý sonu itibariyle %15 seviyesine kadar gerilemiþtir. Cari açýðýn finansmanýnda doðrudan yatýrýmýn payýndaki gerileme ise finansman kalitesinin düþtüðüne, finansal riskin ise arttýðýna iþaret etmektedir. Son küresel krizde geliþmiþ ülkelerin risklerinin büyük ölçüde açýða çýkmasý tüm dünyada güvensizlik yaratýrken, sýký ekonomi politikalarý ve görece azalan riskleriyle geliþmekte olan ülkeler, yüksek getiri imkânlarýyla küresel sermayenin güvenilir limanlarý haline gelmiþtir. ABDde baþlayan kriz Avrupa ülkelerine yayýlýrken, finans sektörünün sýkýntýlarýnýn giderilmesi amacýyla baþlatýlan ve trilyon dolarlarla ifade edilen kurtarma paketleri, geliþmiþ ülkelerin geliþmekte olan ülkelere sermaye ihracý yöntemi haline gelmiþtir. Kurtarma paketleri olarak adlandýrýlan ve özünde geniþletici para politikalarý olan politikalar Türkiyenin dýþ ticaret hacminin ve dolayýsýyla cari açýðýnýn artmasýna neden olurken; küresel sermayenin uzun vadeli yatýrýmlar yerine kýsa vadeli ve görece yüksek getirili yatýrýmlarý, dolayýsýyla da geliþmekte olan ülkelerde kýsa vadeli yatýrýmlarý tercih etmesi nedeniyle açýðýn finansmaný da sýcak para ile saðlanmýþtýr.Yukarýdaki grafikte sýcak Türkiyede Cari Açýk ve Doðrudan Yatýrýmlar7 2010 yýlý baþýndan itibaren yeniden ve büyük bir hýzla artmaya baþlayan cari açýðýn 2010 yýlý Kasým ayý itibariyle 12 aylýk birikimli tutarý 44,9 milyar $ seviyesine kadar yükselmiþ olup yýl sonu beklentisi 47 milyar $ düzeyindedir8. Ekonomik toparlanmanýn sürmesi halinde cari açýðýn 2011 yýlýnýn ilk aylarýnda 50 milyar $ý geçmesi beklenmektedir9. Yukarýdaki grafikte dikkat çekici bir diðer nokta, doðrudan yatýrýmlarýn cari açýðý karþýlama oranýndaki Türkiyede Sýcak Para Hacmi10 7 Cari açýk, http://www.aksam.com.tr/cari-acik-703y.html 8 Cari açýðýn yüzde 85'i sýcak parayla finanse ediliyor. Bütçe ise KDV ve ÖTV gibi dolaylý vergilerle, http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1036298 9 Cari açýk, http://www.aksam.com.tr/cari-acik-703y.html 10 Sýcak Para Yine Sahnede, http://www.dunyabulteni.net/index.php?aType=haber&ArticleID=131614 24 ÝNCELEME para stokunu oluþturan ÝMKB, devlet iç borçlanma senetleri ve mevduat tutarlarýnýn 2007 yýlý sonunda 2010 yýlý Eylül ayýna kadar geçen süredeki geliþimi yer almaktadýr. 2007 yýlý sonunda 107,1 milyar $ seviyesinde olan sýcak para stoku, krizin etkilerinin hissedilmeye baþlandýðý 2008 yýlý boyunca azalmýþ, 2008 yýlý sonunda 53,5 milyar $ seviyesine kadar gerilemiþtir. 2009 yýlý itibariyle 83,4 milyar $a yükselen sýcak para stoku 2010 yýlýnda da artýþýný sürdürmüþ ve Eylül ayý itibariyle 108,2 milyar $ seviyesine yükselmiþtir. Sýcak para stokundaki geliþmeler yukarýdaki verilerle paralellik arz etmekte olup 2009 yýlý baþýndan 2010 yýlý dördüncü çeyreðine kadar sýcak parada yaþanan artýþýn ciddi boyutta olduðu, 2011 yýlýnda sýcak para artýþ hýzýnýn düþürülememesi halinde sýcak paranýn ekonomi için daha ciddi finansal risk doðurabileceði öngörülmektedir. Sýcak Paraya Karþý Alýnabilecek Önlemler Beklenen getiri oranlarý ve risklerdeki deðiþimlere hýzlý tepki veren sermaye akýmlarý olarak tanýmlanan sýcak para, finansal istikrarý tehdit eden bir risktir. Ülkede ortaya çýkabilecek bir sorun, sýcak paranýn hýzla ülkeyi terk ederek dýþ ticaretin finansmanýný sýkýntýya sokabilecektir. Bu sebeple ekonomistler, sýcak paranýn yýkýcý etkilerini bertaraf etmek için çalýþmalar yapmýþlardýr. Bu çalýþmalar içinde en çok yanký uyandýran, Tobin 11 in her döviz deðiþim iþleminde belirli bir oranda vergi alýnmasý önerisi olmuþsa da, uygulamalar sonucunda söz konusu önerinin sýcak paranýn yýkýcý etkilerinin ortadan kaldýrýlmasýnda etkin olmadýðý kanaati yaygýnlaþmýþtýr. Kýsa vadeli sermaye akýmlarýna karþý çeþitli ülkeler, kýsa vadeli yurtdýþý krediler için yüksek zorunlu karþýlýk uygulamasý, doðrudan yabancý yatýrýmlarýn ülkede asgari bir süre kalma zorunluluðu gibi önlemler almýþlardýr. Türkiyede Sýcak Paraya Karþý Alýnan Önlemler Merkez Bankasý Tarafýndan Alýnan Önlemler 16.12.2010 tarihinde yapýlan toplantýdan sonra 28.12.2010 tarihinde yayýmlanan TCMB Para Politikasý Kurulu (PPK) Toplantý Özetinde dýþ talebin zayýf, iç talebinse güçlü olduðunu ve bu durumun cari açýðý artýrýcý yönde etki yaptýðýný belirtmiþtir. Cari açýðýn finansal istikrarý tehdit ettiðini belirten PPK, bu baðlamda kredi artýþýnýn sýnýrlandýrýlmasý için zorunlu karþýlýk oranlarýnýn kapsamýnýn geniþletilerek yükseltileceðini belirterek, banka bilançolarýndaki mevduat-kredi vade uyumsuzluðu ile mevduatlarýn vadelerinin kýsalýðýna dikkat çekerek, zorunlu karþýlýk oranýnýn vade kýsaldýkça yükseltilerek vade uyumsuzluðunun giderilmesi yönünde hareket edileceðini açýklamýþtýr.12 Toplantýnýn ardýndan, 17.12.2010 tarihinde TL mevduatlar için %6 düzeyinde olan zorunlu karþýlýk oraný vadesiz ve 1 aya kadar vadeli mevduatlar için %8; 3 ve 6 aya kadar olan vadeli mevduatlar için %7, 1 yýla kadar vadeli mevduatlar için %6, 1 yýl ve üzeri vadeli mevduatlar için ise %5 oranýnda belirlenmiþtir. Ayrýca vadesiz mevduata uygulanacak azami yýllýk faiz oraný %0,25 olarak belirlenmiþ ve bankalarýn TCMB ile ve birbirleriyle gerçekleþtirdikleri repo iþlemlerinden saðlanan fonlar dýþýnda kalan yurt içi ve yurt dýþý tüm repo iþlemlerinden saðladýklarý fonlar da zorunlu karþýlýða tabi tutularak zorunlu karþýlýk tabaný geniþletilmiþtir. TCMB bu tedbirlerle piyasadan 7,6 milyar TL ve 200 milyon $ çekmiþtir. Ayrýca, döviz tevdiat hesaplarýnýn ve diðer yabancý para yükümlülüklerin de vadelerinin uzamasýný teþvik etmek amacýyla yabancý para yükümlülükler için uygulanan zorunlu karþýlýk oranýnýn önümüzdeki dönemde vade dilimlerine göre farklýlaþtýrýlmasýnýn da söz konusu olabileceði belirtilmiþtir. 13 Beklenen getiri oranlarý ve risklerdeki deðiþimlere hýzlý tepki veren sermaye akýmlarý olarak tanýmlanan sýcak para, finansal istikrarý tehdit eden bir riskdir. Ülkede ortaya çýkabilecek bir sorun, sýcak paranýn hýzla ülkeyi terk ederek dýþ ticaretin finansmanýný sýkýntýya sokabilecektir. Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurulu Tarafýndan Alýnan Önlemler Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), aþýrý kredi geniþlemesinin iç talebi artýrarak cari açýðý tetiklediði gerekçesiyle kredi geniþlemesini yavaþlatacak tedbirler almýþtýr. BDDK Baþkaný Tevfik Bilgin, dünyanýn tüm krizlerinin temel nedeninin büyük çoðunlukla mortgage kredileri olduðunu ve önemli olanýn bir iþ olduktan sonra deðil, baþlamadan önlemini alabilmek olduðunu belirtmiþ; 1 Ocak 2011den geçerli olmak üzere bankalarýn vereceði konut edinme amaçlý kredilerde, kredi tutarýnýn söz konusu gayrimenkul deðerinin %75ini; ticari gayrimenkul alýmý amaçlý kredilerde ise teminata konu olacak gayrimenkul deðerinin %50sini aþmamasý kararý alýnmýþtýr. BDDK iç talebin aþýrý geniþlemesini önlemek için ayrýca, %20 oranýnda bulunan kredi kartý asgari ödeme oranýnýn %40a kadar 11 Tobin tax, http://en.wikipedia.org/wiki/Tobin_tax 12 Para Politikasý Kurulu Toplantý Özetine Ýliþkin Basýn Duyurusu, http://www.tcmb.gov.tr/yeni/duyuru/2010/DUY2010-70.php 13 Zorunlu Karþýlýklara Ýliþkin Basýn Duyurusu, http://www.tcmb.gov.tr/yeni/duyuru/2010/DUY2010-68.htm 25 ÝNCELEME TCMB ve BDDK'nýn, finansal istikrarý tehdit eden cari açýða karþý aldýklarý tedbirler, kredi hacmindeki aþýrý geniþlemenin durdurulmasý ve kýsa vadeli mevduatýn azaltýlarak, mevduatýn vadesinin uzatýlmasýnýn teþvik edilmesini amaçlamaktadýr. yükseltilmesi ve dönem borcunu 3 defa ödeyemeyen kredi kartý sahiplerinin nakit çekme haklarýnýn sonlandýrýlmasý kararý almýþtýr.14 Diðer taraftan BDDK, mevduat vadelerinin kýsa olmasý bankalarýn mevduat-kredi vade uyumsuzluðuna neden olduðundan, 30.09.2010 tarih ve 3875 sayýlý karar ile bankalarýn Türk Lirasý cinsinden tahvil ve bono ihraç edebilmesinin önünü açmýþtýr. Özkaynak, tasarruf mevduatý, aktif büyüklüðü ve sermaye yeterliliði, banka tahvil-bono ihracýnýn sýnýrlarýný belirleyecek olup tahvil-bono ihraç edecek bankanýn sermaye yeterlilik oranýnýn %12den yüksek olmasý þartý getirilmiþtir15. Maliye Bakanlýðý Tarafýndan Alýnan Önlemler Mevcut durumda %10 olan yurt dýþýnda ihraç edilen tahvillerin faizi stopaj oraný, 29.12.2010 tarihinde yayýmlanan Kararname ile vadeye göre azalan oranlý biçimde düzenlenmiþtir. Kararnameye göre16: Vadesi 1 yýla kadar olanlardan elde edilen faizlerden %10, Vadesi 1 yýl ile 3 yýl arasý olanlardan elde edilen faizlerden %7, Vadesi 3 yýl ile 5 yýl arasý olanlardan elde edilen faizlerden %3, Vadesi 5 yýl ve daha uzun olanlardan elde edilen faizlerden %0, Yukarýdaki belirtilenler dýþýnda kalanlar için % 10 oranýnda stopaj uygulanacaktýr. Söz konusu düzenleme ile yurtdýþýnda ihraç edilen tahvillerin vadelerinin uzatýlarak, borç yapýsýnýn finansal istikrarý desteklemesi hedeflenmiþtir. Bakanlar Kurulu Tarafýndan Alýnan Önlemler 28.10.2010 tarihinde Resmi Gazetede yayýmlanarak yürürlüðe giren, 2010/974 sayýlý 25.10.2010 tarihli Bakanlar Kurulu Kararý ile bankalar ve finansman þirketlerince kullandýrýlan tüketici kredilerinde (ticari amaçla kullanýlmamak kaydýyla gerçek kiþilere kullandýrýlan krediler) Kaynak Kullanýmýný Destekleme Fonu (KKDF) kesintisi oraný %10dan % 15e yükseltilmiþtir. Söz konusu karar ile bütçe açýðýnýn daraltýlmasýnýn yaný sýra, tüketici kredilerinin maliyetinin yükseltilerek tüketici kredi talep ve hacminin daraltýlmasý yoluyla iç talebin ve ithalatýn azaltýlmasý hedeflenmiþtir. Ýthalatýn azalmasý cari açýðý azaltacaðýndan, ekonominin sýcak paradan doðan kýrýlganlýðýnýn da azalmasýný saðlayacaktýr. Türkiyede Sýcak Paraya Karþý Alýnan Önlemlerin Bankacýlýk Sektörüne Olasý Yansýmalarý TCMB ve BDDK'nýn, finansal istikrarý tehdit eden cari açýða karþý aldýklarý tedbirler, kredi hacmindeki aþýrý geniþlemenin durdurulmasý ve kýsa vadeli mevduatýn azaltýlarak, mevduatýn vadesinin uzatýlmasýnýn teþvik edilmesini amaçlamaktadýr. Maliye Bakanlýðýnýn aldýðý tedbir ise yurtdýþýna ihraç edilecek tahvillerin maliyetinin düþürülmesi ve söz konusu tahvillerin vadelerinin uzatýlmasý yoluyla yurtdýþýna tahvil ihracý ile borçlanma maliyetlerinin azaltýlmasýný amaçlamaktadýr. Bakanlar Kurulu Kararý ile tüketici kredilerinin KKDF oranýnýn %10dan %15 yükseltilmesi, tüketici kredilerinin azaltýlmasý yoluyla iç talebin kýsýlmasýna yönelik bir tedbirdir. Bankacýlýk sektörü için 2010 yýlý, kârlýlýðýn yüksek olduðu bir yýl olmuþ17, sektörün küresel kriz nedeniyle yüksek oranda ayýrdýðý karþýlýklar da kârlara eklendiðinden18, kârlar beklenenden yüksek seviyede gerçekleþmiþtir. Bankacýlýk sektörünün son yýllardaki yüksek kârlýlýðýnda, mevduat-kredi vade uyumsuzluðu ve düþen faizler de etkili olmuþtur19. Bankacýlýk sektöründe kronikleþen, kredi-mevduat vade uyumsuzluðu neticesinde, faizlerin düþtüðü yakýn dönemler, bankalar için mevduat faizlerini rahatlýkla düþürebildikleri ve vadeleri uzun olduðundan, kredilerin faizlerinin yüksek kaldýðý, böylece kredilerden elde edilen faizler yüksek seviyede kalýrken mevduata ödenen faizlerin azaldýðý ve marjýn geniþlediði dönemler olmuþtur. Kredilerin vadelerinin gelmesi ile yapýlacak yeni kredi anlaþmalarýnýn güncel ve görece düþük faiz oranlarý ile düzenlenecek olmasýnýn, söz konusu marjýn önümüzdeki dönemde daralarak banka kârlýlýklarýný azaltacaðý öngörülmektedir20. Kredi-kaynak vade uyumsuzluðunun giderilmesine yönelik olarak alýnan, uzun vadeli mevduatlarýn zorunlu karþýlýklarýnýn düþürülmesi ve bankalarýn, Türk Lirasý cinsi tahvil bono ihracý yoluyla mevduata oranla uzun vadeli kaynaklara eriþiminin 14 Kredi kartlý hayata fren!, http://haber.gazetevatan.com/borcunu-aksatanin-karti-nakit-cekime-kapanacak/346961/1/Gundem 15 Bankalarýn TL Cinsi Tahvil/Bono Ýhraçlarý Hakkýnda Usul ve Esaslar, http://www.bddk.org.tr/WebSitesi/turkce/Duyurular/Basin_Aciklamalari/8515tahvilbonobasin.pdf 16 Tahvil Ýhracýna Teþvik Saðlayan Kararname Yayýmlandý, http://www.gumruknet.net/dtt/11/Vergi-Sirkuleri-2010-104.aspx 17 Ekim 2010 itibariyle Dönem Net Kârý / Ortalama Özkaynaklar oraný %17,09 seviyesindedir. http://ebulten.bddk.org.tr/aylikbulten/ 18 Saðlam, E. (2010), Mevduat Faizlerinde Artýþ Beklentisi, http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/16630072.asp?yazarid=8&gid=61 19 Özel, S. (2010), Kamu'dan faiz geliri alýnamayacak bir döneme hazýr mýyýz?, http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1068348 20 Özel, S. A.g.m. 26 ÝNCELEME saðlanmasý gibi önlemler de gelecekte bankalarýn bu imkânýný daraltabilecektir. Öte yandan, iç borç stokunun %33ünü saðlayan bankalarýn, tahvil faizlerinin düþmesi nedeniyle oluþan fiyat artýþlarýndan yararlanma imkâný da, faizlerin daha fazla düþmeyeceði öngörülen seviyelere inmesiyle ortadan kalkmaktadýr. Elinde bulundurduðu tahvillerden faiz geliri elde eden bankalar, tahvil faizlerinin en düþük seviyelerine geldiði bu dönemden sonra, kârlýlýklarýný sürdürebilmek için daha yüksek faiz getirisi elde edebilecekleri reel sektöre kredi açmak durumunda kalacaklardýr. Fakat sýcak paranýn yarattýðý riskten ötürü TCMB ve BDDKnýn aldýðý önlemlerle bankalara uygulanan zorunlu karþýlýklar artacak, konut kredileri sýnýrlandýrýlacak ve kredi kartlarýyla yapýlan iþlemlerin hacmi daralacaktýr. Ayrýca tüketici kredilerinde KKDF oranýný %10dan %15e yükselten Bakanlar Kurulu Kararý, tüketici kredilerinin cazibesini azaltacaktýr. Söz konusu önlemler bankacýlýk sektörünün aþýrý büyümesini önleyici nitelikte olup sonuçlarýnýn sektör kârlýlýðýnýn sýnýrlanmasý yönünde olacaðý öngörülmektedir. Bu durumun bankacýlýk sektöründe mevcut þartlarda pek hareketli olmayan rekabeti canlandýracaðý düþünülmektedir. Rekabetin yoðun olacaðý alanýn ise kaynak olacaðý, banka tahvilleri ile uzun vadeli tahviller için getirilen vergi kolaylýðýnýn ise büyük bir etkisinin olmayacaðý, ana kaynaðýn mevduat olmayý sürdüreceði; mevduat konusundaki yoðun rekabetin, mevduat faizlerinin yükselmesine neden olacaðý belirtilmektedir. 2 1 TCMBnin zorunlu karþýlýklarda gerçekleþtirdiði artýþ, bir yandan mevduatýn bankanýn kullanabileceði kýsmýný azaltýrken, diðer yandan mevduatýn maliyetini yükseltecek, böylece banka kârlarý daha da düþebilecektir. Türkiyede bankacýlýk sektörü kârlýlýðýnýn önümüzdeki yýldan itibaren azalacaðý yönündeki öngörüler yoðunluktadýr. Faiz gelirleri ve dolayýsýyla kârlýlýðý düþecek olan bankalarýn söz konusu düþüþleri, komisyon, hizmet ve diðer gelirlerini artýrarak telafi etme çabasýna girmesi beklenmekte ve bu beklenti doðal karþýlanmaktadýr. Sonuç olarak, Türkiyede bankacýlýk sektörü kârlýlýðýnýn önümüzdeki yýldan itibaren azalacaðý yönündeki öngörüler yoðunluktadýr. Faiz gelirleri ve dolayýsýyla kârlýlýðý düþecek olan bankalarýn söz konusu düþüþleri, komisyon, hizmet ve diðer gelirlerini artýrarak telafi etme çabasýna girmesi beklenmekte ve bu beklenti doðal karþýlanmaktadýr22. Ýleri teknoloji ve nitelikli insan emeði ile geliþtirilen ve sürdürülen bankacýlýk faaliyetlerinin kârlardaki azalýþlardan ötürü kesintiye uðramasý, sektörün ekonomideki konumu itibariyle mümkün olmadýðý gibi düzenleyici otorite de buna izin vermeyecektir23. 21 Saðlam, E. A.g.m. 22 Saðlam, E. A.g.m. 23 Özel, S. A.g.m. 27 MAKALE SÝSTEMÝK ÖNEMÝ HAÝZ FÝNANSAL KURULUÞLAR VE ALINABÝLECEK TEDBÝRLERE ÝLÝÞKÝN ÖNERÝLER Son finansal kriz neticesinde sistemik riske ve sistemik önem arzeden finansal kuruluþlara karþý ne gibi tedbirler alýnabileceði, finansal istikrarý saðlamak görevini yürüten uluslararasý kuruluþlarca gerçekleþtirilen faaliyetlerin odak noktasý haline gelmiþtir. Son finansal kriz neticesinde sistemik riske ve sistemik önem arzeden finansal kuruluþlara karþý ne gibi tedbirler alýnabileceði, finansal istikrarý saðlamak görevini yürüten uluslararasý kuruluþlarca gerçekleþtirilen faaliyetlerin odak noktasý haline gelmiþtir. Bugüne kadar izlenen uluslararasý dokümanlardan, konu hakkýnda pek çok çözüm önerisi geliþtirildiði görülmekle birlikte, her bir tedbirin kendine özgü avantajý, dezavantajý ve uygulama zorluðu bulunduðu anlaþýlmaktadýr. Bu nedenle, uluslararasý platformlarda vergi mükelleflerini kayba uðratmadan, ayný zamanda finansal istikrarý koruyan öneriler hakkýnda halihazýrda yoðun bir çalýþma temposu ve tartýþmalar sürmektedir. Sistemik Risk ve Kriterleri: Sistemik kriz, sistemik risk olasýlýðýnýn gerçekleþmesidir. Sistemik risk, finansal sistemin tümünde veya bir kýsmýnda meydana gelen bir aksaklýk neticesinde finansal hizmetlerin bozulmasý ve bu bozulmanýn reel ekonomi için ciddi negatif etkiler yaratma potansiyelidir.1 Gerek piyasalarýn gerekse kuruluþlarýn sistemik önem içerip içermediklerinin belirlenmesinde üç ana kriter göz önünde bulundurulmalýdýr: (i) Büyüklük (Size): Bir birimin finansal sistem için önem arz etme niteliði, genellikle söz konusu birimin saðladýðý finansal hizmetler arttýkça artar; (ii) Ýkame Edilemezlik (Lack of Substitutability): Bir birimin saðladýðý hizmetin aynýsýnýn veya benzerinin, sistem içerisindeki baþka birimler tarafýndan saðlanamadýðý hallerde, hizmetleri ikame edilemeyen birimin sistemik önemi artar; (iii) Ýçsel Baðlantýlýlýk (Interconnectedness): Bireysel iflaslar veya arýzalar, finansal sistem bileþenlerinin arasýndaki doðrudan veya dolaylý baðlantýlar sonucunda bulaþýcý etki yaratarak sistemik riski oluþturabilir.2 Evrim APAN CEYLAN Söz konusu ana kriterlere sistemik önemi artýran bir dizi faktör eþlik edebilir: (a) Kaldýraç (Leverage) Faktörü: Kaldýraç oraný finansal kýrýlganlýðý gösterir. Ayný zamanda, kaldýraç oraný bir kuruluþun krizi sisteme yayma kapasitesini de gösterdiðinden, baðlantýlýlýk kriteri ile iliþkilidir; (b) Likidite Riski ve Büyük Montanlý Vade Uyumsuzluðu (Liquidity Risks and Large Mismatches): Bir kuruluþun likit olmayan varlýklara sahip olmasý, onu likidite ve piyasa riskine açýk hale getirir. Bu durum, söz konusu kuruluþun diðer kuruluþlarýn risklerinin bulunduðu büyük montanlý varlýklarý likidite etmekte zorlanmasý halinde sistemik riski tetikleyebilir. Vade uyumsuzluðunun hangi noktada sistemik risk tehdidi oluþturabileceði, varlýk piyasalarýnýn büyüklüðüne ve açýk pozisyonda bulunan diðer kuruluþlarýn varlýðýna baðlý olarak münferiden deðerlendirilmelidir. Bu nedenle, eðer vade uyumsuzluðu kuruluþun normal iþ planlamasý içerisinde yoðun olarak yer alýyorsa veya vade uyumsuzluðunun bir varlýk tipinde yoðunlaþmasý yüksekse, söz konusu kuruluþ sistemik risk sýnýfýnda deðerlendirilebilir; (c) Karmaþýklýk (Complexity): Birden çok alanda birçok birim ile faaliyet göstermek veya sermaye ve likiditesi merkezden yönetilip sýnýr dýþý faaliyet göstermek veya yeni ve karmaþýk ürünler ile faaliyet göstermek, karmaþýklýk faktörleri olarak deðerlendirilebilir. Söz konusu faaliyetlerin tek baþýna sistemik risk yaratma potansiyelleri çok az olarak düþünülmekle birlikte, büyük ve baðlantýlý bir kuruluþun söz konusu faaliyetlerde bulunmasý þeffaflýðýn bulunmadýðý hallerde asimetrik bilgi sorununu büyüterek sistemik riske yol açabilir.3 Tespit Metodolojisi: Bir kuruluþun sistemik önemi haiz finansal 1 OECD (2010), OECD Journal:Financial Market Trends,Issue 2010/02. 2 FSB/IMF/BIS (2009), Guidance to Assess the Systemic Importance of Financial Institutions, Markets and Instruments: Initial Considerations, http://www.financialstabilityboard.org/publications/r_091107c.pdf 3 FSB/IMF/BIS (2009), a.g.e. Fon Uzmaný Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi 28 MAKALE kuruluþ (systemically important financial institutions, SIFI) olup olmadýðýnýn tespit edilebilmesinde nicel yöntemler kullanýlabileceði gibi, sistemik risk kriterlerine iliþkin çeþitli göstergelere dayalý nitel yöntemler veya að analizi (network analysis), portföy modelleri (portfolio models) ve stress testi ile senaryo analizi gibi sofistike teknikler de kullanýlabilmektedir. Ancak sofistike modeller dahi mikroekonomik perspektife dayandýklarýndan, kriz zamanlarýnda kuyruk riskini (tail risk) ve fiyat korelasyonlarýný doðru tahmin edemeyebilirler; veri setleri kriz dönemlerinden önceki aþýrý büyüme koþullarýndan yanlýþ etkilenebilir; olduðundan daha fazla risk transferi gerçekleþtirildiði tahmin edilebilir; kredi, piyasa ve likidite riskleri arasýndaki etkileþim testlerde gözardý edildiðinden, bu durum yanlýþ sonuçlara yol açabilir, ayrýca kuruluþlarýn karmaþýk yapýsý ve raporlamalarýn homojen olmamasý nedeniyle de saðlýklý sonuçlara ulaþýlamayabilir. 4 Sistemik riskin tespit edilmesindeki zorluklar uygulanan testlerin yalnýzca yukarýda sayýlan eksiklikleri ile de sýnýrlý deðildir. Konu hakkýnda metodoloji kaynaklý eksikliklerin yanýsýra, asimetrik bilgi sorunu da bulunmaktadýr. Yukarýdaki metodolojilerin etkin bir þekilde kullanýlabilmesi ancak yeterli bilginin temin edilmesiyle mümkündür. Ulusal bazda varolan asimetrik bilgi sorunu denetim mekanizmasýyla aþýlabilir olsa da sýnýr ötesi kuruluþlar ve sýnýr ötesi kuruluþlarýn yurt dýþý tarafýndan denetimleri yapýlan yerel þubeler hakkýnda mevcut bilgi eksikliðinin giderilmesi çok güçtür.5 Gündemdeki Öneriler: I-SIFIlarýn Kayýp Karþýlama Kapasitelerinin (Loss Absorbation Capacity) Artýrýlmasý: SIFIlardan kaynaklanan maliyetin vergi mükelleflerine yansýtýlmamasý amacýyla önerilen yaklaþýmlardan bir tanesi, kuruluþlara ex-ante olarak alýnacak sistemik vergi veya harç (systemic taxes or levies) ödeme zorunluluðu getirilmesidir. Toplanan gelirlerin oluþturulacak bir çözümleme fonuna aktarýlmasý veya genel gelirlere kaydedilmesi alternatifleri mevcuttur. Böyle bir vergi veya harç düzenlemesi sabit oranlý deðil, kuruluþlarýn sistemik riske olan katkýlarýna göre ayarlanmalýdýr. Bu konudaki diðer bir yaklaþým ise, SIFIlarýn mevcut düzenlemelerin gerektirdiði sermaye tutarýnýn üzerinde ilave sermaye tutmalarýnýn (capital surcharge) saðlanmasýdýr.6 Bilindiði üzere Basel Komitesi, 12 Eylül 2010 tarihinde mevcut sermaye yeterliliði standartlarýný güçlendirecek önlemler yayýmlamýþtýr. Basel III standartlarýna göre; Tier 1 sermaye yeterlilik rasyosu (common equity tier 1 capital ratio, CET 1) %2den %4,5e çýkarýlmýþtýr. Ayrýca %2,5 oranýnda sermaye koruma tamponu (capital conservation buffer) tutulmasý kararlaþtýrýlmýþtýr. Diðer taraftan, aþýrý kredi geniþlemesinin önüne geçebilmek için %0%2,5 aralýðýnda ülke koþullarýna göre belirlenecek ters döngüsellik tamponu (countercyclical buffer) ilave edilmiþtir. Basel III uygulamalarýna 2013 yýlýnda baþlanmak üzere aþamalý olarak 2019da tam geçiþ öngörülmektedir.7 SIFIlar için, Basel IIIün getirdiði sermaye yeterliliði ve likidite düzenlemelerinin de ötesinde ilave düzenlemeler getirilmesi tartýþýlmaktadýr. Sistemik riskin tespit edilmesindeki zorluklar uygulanan testlerin yalnýzca yukarýda sayýlan eksiklikleri ile de sýnýrlý deðildir. Konu hakkýnda metodoloji kaynaklý eksikliklerin yanýsýra, asimetrik bilgi sorunu da bulunmaktadýr. Gerek ilave sermaye düzenlemeleri, gerekse sistemik vergi ve harçlar, hissedarlarýn kârýný azaltarak sistemik riskin azaltýlmasýnda teþvik mekanizmasý olarak kullanýlabilirler. Ýki uygulama arasýndaki temel fark, ilave sermaye ve likidite düzenlemeleri ile saðlanan ilave kaynaðýn, finansal kuruluþlarýn bilançolarýnda muhafaza edilerek ancak finansal kuruluþlar bazýnda kullanýlabilmesi, sistemik vergi ve harçlarýn ise bir kriz/çözümleme fonunda veya devlet bütçesinde biriktirilmesi ve sistemin tümünü kapsayacak kayýplar için kullanýlabilmesidir. Ayrýca uygulamanýn arbitraj sorunu yaratmamasý açýsýndan, sistemik vergi ve harçlar merkez ülke tarafýndan merkez kuruluþ için toplanýrken söz konusu kuruluþun sýnýrötesi birimlerinin bulunduðu evsahibi ülkeler tarafýndan da ayný fonun ayný oranda toplanmasý gerekmektedir. Bu bakýmdan incelendiðinde sistemik vergi ve harçlar, sýnýr ötesi uygulamalar açýsýndan çok zor bir yöntem olarak öngörülmekle birlikte, sistemik harç veya vergi toplanarak çözümleme fonu oluþturulmasýnýn gelecekteki finansal krizlerin maliyetinin karþýlanmasý açýsýndan çok etkili olabileceði düþünülmektedir.8 4 IMF (2009), Addressing Information Gaps, http://www.imf.org/external/pubs/ft/spn/2009/spn0906.pdf 5 IMF (2009), a.g.e. 6 Lipsky, John (2010) Taking Stock of Financial Sector Reform, Remarks by John Lipsky, First Deputy Managing Director in IMF, http://www.imf.org/external/np/speeches/2010/092710.htm 7 Basel Committee on Banking Supervision (2010), Group of Governors and Heads of Supervision announces higher global minimum capital standards, http://www.bis.org/press/p100912.pdf 8 Lipsky, John (2010),a.g.e. 29 MAKALE Yapýsal tedbirlerden en göze çarpaný Volcker Kuralý olup, söz konusu düzenleme ile bankalarýn, iþtiraklerinin ve banka sahibi holding kuruluþlarýnýn piyasalarda kendi adlarýna ve hesaplarýna, baþka bir deyiþle kendi portföyleri için, kâr etme amaçlý alým-satým yapmalarýnýn (proprietary trading) ve hedge fonlara sponsor olmalarýnýn engellenmesi amacýyla düzenlemeler getirilmesi öngörülmektedir. Hisseye dönüþebilen þartlý sermaye (contingent capital, Cocos) yöntemi uygulamasý ise hibrid sermaye (hybrid capital) kullanýlarak önceden belirlenen koþullarýn oluþmasý halinde, sermaye benzeri borçlanma araçlarýnýn gerektiðinde hisseye dönüþtürülmesidir. Söz konusu koþullarýn hangi hallerde oluþabileceðine iliþkin halihazýrda tartýþmalar mevcut olup dönüþümün yalnýzca piyasa koþullarý gözönüne alýnarak deðil, denetçilerce yapýlan stress testi sonuçlarý da deðerlendirilerek baþlatýlmasý gerektiði öne sürülmektedir. Ancak yine de borçlanma araçlarýnýn hisseye dönüþtürülmesindeki koþullarýn belirlenmesi ve hisseye dönüþebilen þartlý sermaye araçlarýnýn fiyatlanmasý çok karmaþýk konular olduðundan, bu uygulamanýn geliþtirilebilmesi için analitik çalýþmalarýn yapýlmasýna ihtiyaç duyulmaktadýr. Bu nedenle her koþulda, hisseye dönüþebilen þartlý sermaye uygulamasýnýn etkin çözümleme rejimlerinin alternatifi deðil ancak tamamlayýcýsý olabileceði göz ardý edilmemelidir. Nitekim þarta baðlý sermaye araçlarý ancak kredibilitesi yüksek bir çözümleme mekanizmasý içerisinde etkin olabilir.9 Finansal açýdan sýkýntýya düþen kuruluþlarý kamu kaynaklarý ile fonlama yerine (bail-out) bir tür otofinansman (bail-in) sistemi kurulmasý (finansal sýkýntý içerisindeki kuruluþ kamu müdahalesini gerektirecek duruma geldiðinde veya en azýndan resmi olarak iflas açýklamasý yapýlmadan önce, bilançosundaki imtiyazlý alacaklýlar dahil bazý yükümlülüklerinin hisseye dönüþtürülmesi suretiyle söz konusu kuruluþun fonlanmasý) gündemde yoðun olarak tartýþýlan diðer bir alternatiftir. Böylelikle kamu kaynaklarý kullanýlmadan, kuruluþlara kendi kaynaklarý ile finansman imkaný saðlanabilecek ve zor durumdaki kuruluþ tasfiye olmasýna veya iyi banka-kötü banka olarak ayrýþtýrýlmasýna gerek kalmadan faaliyetine devam edebilecektir. Söz konusu yöntemde zor durumdaki kuruluþ, tasfiyeden kamu kaynaklarý ile deðil bizzat kendi kaynaklarý ile kurtulduðundan, bu durum ahlaki tehlikeye de yol açmamýþ olacaktýr. Otofinansman mekanizmasýnýn tetikleyicisi, yani imtiyazlý alacaklýlar dahil yükümlülüklerin hisseye dönüþtürülmesi eylemi kamu müdahalesi noktasýna ulaþýldýðý zaman b a þ l a t ý l m a l ý d ý r. B u þ e k i l d e i þ l e y e n otofinansmanýn baþarýya ulaþabilmesi için bazý koþullarýn varlýðý gereklidir: Öncelikle, kuruluþun hisseye dönüþtürülecek yeterli sermaye benzeri yükümlülüklerinin olmasý gereklidir. Böylelikle, uygulacak iþlem sonrasýnda kuruluþ temiz ve güçlü bir bilançoya sahip olabilecektir. Bu koþullarda, hisseye dönüþtürülecek borçlarýnýn (back-up capital) risk aðýrlýklý varlýklarýnýn (risk weighted assets, RWAs) en azýndan %5ine, ideal olarak ise %10una tekabül etmesi gerekmektedir. Piyasa disiplininin saðlanmasý için alacaklýlarýn alacaklarýnýn hisseye dönüþtürülmesi iþlemi sýraya baðlý olarak uygulanmalýdýr. Hýzlý ve kararlý uygulama, ihtiyaç duyulan diðer bir koþuldur. Örneðin büyük bir SIFI için uygun olan, söz konusu uygulamanýn ilk 36 saat içerisinde tamamlanmasýdýr. Ayný zamanda, bu þekildeki bir otofinansmanýn baþarýya ulaþmasý için iþlem neticesinde ilgili kuruluþun faaliyetlerine devam etmesi, tasfiyeden kurtulmuþ olmasý lazýmdýr.10 II-Yapýsal Tedbirler: Yapýsal tedbirlerden en göze çarpaný Volcker Kuralý olup, söz konusu düzenleme ile bankalarýn, iþtiraklerinin ve banka sahibi holding kuruluþlarýnýn piyasalarda kendi adlarýna ve hesaplarýna, baþka bir deyiþle kendi portföyleri için, kâr etme amaçlý alým-satým yapmalarýnýn (proprietary trading) ve hedge fonlara sponsor olmalarýnýn engellenmesi amacýyla düzenlemeler getirilmesi öngörülmektedir. Volcker Kuralý, ABDde Dodd-Frank Wall-Street Reformu ve Tüketiciyi Koruma Yasasý kapsamýnda diðer bir dizi önlemle birlikte 21 Temmuz 2010 tarihinde uygulamaya konulmuþtur.11 Volcker Kuralýnýn, bankalarýn faaliyetlerinin geleneksel iþlemler ile sýnýrlandýrýlmasý gerektiðini öne süren dar bankacýlýk yaklaþýmý (narrow banking approach) kaynaklý bir tedbir olduðu söylenebilir. Uluslararasý dokümanlarda yer alan dar bankacýlýk yaklaþýmý kaynaklý diðer tedbirler ise, banka faaliyetlerinin sýnýrlandýrýlmasý veya faaliyet tipine göre iþtirakleþme gerçekleþtirilmesi gibi önerilerdir. Ýþtirakleþme (subsidiarisation by country), yani bankalarýn þubeler yerine iþtirakler þeklinde ev sahibi ülkelerde faaliyet göstermeleri, bankalarýn ölçeklerinin merkez ülke kaynaklarýna göre çok büyük olduðu durumlarda tercih edilir. Böylelikle her bir ev sahibi ülke kendi ülkelerindeki banka iþtirakleri hakkýnda þu sorumluluklara sahip olur: (i) yerel 9 Lipsky, John (2010),a.g.e. 10 Huertas, T.F. (2010), The road to better resolution, speech by Thomas F. Huertas at the Euro and Financial Crises Conference, http://www.fsa.gov.uk/pages/Library/Communication/Speeches/2010/0906_th.shtml 11 http://banking.senate.gov/public/_files/070110_Dodd_Frank_Wall_Street_Reform_comprehensive_summary_Final.pdf 30 MAKALE iþtiraklerin batmasýný engelleyecek yeterli sermaye ve likiditeye sahip olmasýnýn saðlanmasý; (ii) vergi mükelleflerinin desteði olmadan yerel mevzuata baðlý çözümleme rejimine tabi olmalarý; (iii) yerel iþtiraklere, milli çýkarlarýn ve sistemik risk tehdidinin zorunlu kýldýðý hallerde, ev sahibi ülkenin vergi mükelleflerince sermaye aktarabilmelerinin saðlanmasý.12 III-FSB (Financial Stability Board, FSB) Tavsiyeleri:13 3 Ekim 1998de G-7 Maliye Bakanlarý ve Merkez Bankasý Baþkanlarý toplantýsýnda uluslararasý finansal istikrarý güçlendirmek amacýyla, iþbirliði ve bilgi paylaþýmýný saðlamak, finansal sistemi etkileyen kýrýlganlýklarý deðerlendirmek ve bu kýrýlganlýklara karþý politika tedbirleri geliþtirmek üzere bir yapý oluþturulmasýna karar verilmiþtir. Bu çerçevede 20 Þubat 1999da FSF (Financial Stability Forum, FSF) kurulmuþtur. Ancak son finansal kriz, uluslararasý finansal istikrar için sadece geliþmiþ ülkelerin iþbirliðinin yeterli olmadýðýný ve FSFin yetkilerinin geniþletilmesi gerektiðini göstermiþtir. Nitekim, 12 Mart 2009da üyelik tabaný G-20 ülkelerinin tümü ile Ýspanya ve Avrupa Komisyonunu da kapsayacak þekilde geniþletilmiþtir. 2 Nisan 2009da FSFin yetkileri ve görev tanýmý geliþtirilerek Finansal Ýstikrar Kurulu (FSB) olarak faaliyetlerine devam etmesi kararlaþtýrýlmýþtýr. Yetkileri geniþletilen FSBnin görev tanýmlarýna, özellikle SIFIlara iliþkin olarak politika tedbirleri ve uluslararasý acil eylem planlarý oluþturmak eklenmiþtir.14 Bu çerçevede, SIFIlara iliþkin politika tedbirlerinin oluþturulmasý hakkýnda süregelen FSB çalýþmalarýndan en kapsamlý ve güncel olaný 11-12 Kasým Seoul Zirvesi neticesinde, G-20 liderleri tarafýndan onaylanan Reducing the moral hazard posed by SIFIs baþlýklý dokümandýr. Bahsi geçen dokümanda, SIFIlardan kaynaklanan ahlaki tehlikenin azaltýlabilmesi için öncelikle her ülkenin sahip olmasý gereken genel politik çerçeveye iliþkin tavsiyelere yer verilmiþtir. Buna göre bir ülkenin gerek GSIFIlarýnýn (global SIFI), gerekse D-SIFI (domestic SIFI)larýnýn için ahlaki tehlikeyi azaltacak, güvenli ve hýzlý iþleyen, finansal istikrarsýzlýða yol açmayacak ve vergi mükelleflerini kayba uðratmayacak þekilde daha fazla kayýp karþýlama kapasitesine sahip olmalarý gerektiði belirtilmektedir. Ayrýca G-SIFIlarýn kurulu bulunduðu merkez ülke otoritelerince G-SIFI risklerinin koordineli bir þekilde ölçülmesinin, uluslararasý acil eylem planlarý imzalanmasýnýn ve mevzuatýn FSB nezdinde kurulacak olan Emsal Deðerlendirme Kurulunun (Peer Review Council) yapacaðý denetimler için uygun hale getirilmesinin önem arz ettiði ifade edilmektedir. SIFI çözümlemesi için getirilen tavsiyeler incelendiðinde öncelikle kapsamlý çözümleme araçlarý ve rejimlerine sahip olunmasý gerektiðinin belirtildiði görülmektedir. SIFIlarýn kayýp karþýlama kapasitelerinin artýrýlmasý, dokümanda yer verilen diðer bir düzenleyici önlemdir. FSB SIFIlarýn Basel-III minimum standartlarýnýn öngördüðünden daha fazla kayýp karþýlama kapasitelerine sahip olmasý gerektiðini belirterek, bu kapasitenin ülke koþullarýna baðlý olarak pek çok alternatifle saðlanabileceðini (ilave sermaye, sermaye benzeri enstrümanlar, borç enstrümanlarý veya otofinansman) belirtmektedir. SIFI çözümlemesi için getirilen tavsiyeler incelendiðinde öncelikle kapsamlý çözümleme araçlarý ve rejimlerine sahip olunmasý gerektiðinin belirtildiði görülmektedir. Buna göre, sermayedarlarýn ve sigortaya tabi olmayan kreditörlerin zararý karþýlamasýný saðlayan politikalarla finansal kuruluþlar hayati ekonomik fonksiyonlarýný devam ettirirken, vergi mükelleflerinin çözümleme desteðinden kaynaklanacak zararý ödemelerini engelleyecek çözümleme rejimi için, tüm ülkeler gerekli yasal reformlarý gerçekleþtirmelidir. Ayný zamanda tüm ülkeler, finansal kuruluþlar üzerinde çözümleme yetkisi bulunan çözümleme otoritelerine sahip olmalý ve bu otoriteler FSBnin Key Attributes of Effective Resolution Regimes baþlýklý dokümaný ve BCBS CBRGnin (Basel Committee on Banking Supervision Cross-border Bank Resolution Group) tavsiyelerinde belirtilen yetki ve araçlara ve finansal kuruluþlarýn ulusal ve uluslararasý aktivitelerine göre çözümleme önlemlerini uyarlama esnekliðine sahip olmalýdýr. SIFI çözümlemesinde gerekli olan ikinci koþul, etkin uluslararasý koordinasyon mekanizmalarý olarak belirtilmiþtir. Buna göre, çözümleme otoritelerinin görev ve yetkileri yabancý çözümleme otoriteleri ile iþbirliðinin gözetilmesini saðlayacak þekilde oluþturulmalýdýr. Çözümleme otoriteleri kanunla uluslararasý alanda iþbirliði ve bilgi paylaþýmý 12 IMF (2010), Resolution of Cross-border banks-A Proposed Framework for Enhanced Coordination, http://www.imf.org/external/np/pp/eng/2010/061110.pdf 13 FSB (2010), Reducing the moral hazard posed by systemically important institutions:FSB Recommendations and Timelines, http://www.financialstabilityboard.org/publications/r_101111a.pdf 14 http://www.financialstabilityboard.org/ 31 MAKALE Özellikle 2001 krizinin ardýndan bankacýlýk sistemimizin yeniden yapýlandýrýlmasý sonucunda ülkemiz daha etkin bir yasal çerçeveye kavuþmuþtur. konusunda yetkilendirilmelidirler. Uluslararasý çözümlemenin adil ve doðru bir þekilde gerçekleþtirilmesine zarar verecek engeller, ulusal mevzuatlardan kaldýrmalý (etkin iþbirliði ve bilgi paylaþýmýnýn bulunmadýðý hallerde kendi insiyatiflerine göre hareket etme haklarý saklýdýr) ve SIFI çözümlemesinde merkez ülke evsahibi ülkede yarattýðý etkiyi dikkate almalýdýr. Bu açýdan bakýldýðýnda, going concern living wills ile RRPlerin hemen hemen ayný iþleve sahip olduðu görülmektedir. FSB, þu aþamada öncelikle G-SIFIler için kuruluþ bazýnda RRP düzenlenmesinin zorunlu hale getirilmesini tavsiye etmektedir. Ayrýca RRPnin bir defaya mahsus düzenlenmesi deðil, sürekli olarak güncellenmesi gerektiði ifade edilmektedir. Ayrýca G-SIFI için merkez ülke ve ev sahibi ülke arasýnda finansal kuruluþlar bazýnda hazýrlanýlacak uluslararasý iþbirliði anlaþmalarýnýn önemine deðinilerek, bu anlaþmalarda amacýn, iþbirliði sürecinin, bir krizin muhtemel her aþamasý için otoritelerin rol ve sorumluluklarýnýn ve olaðan ve kriz zamanlarýndaki bilgi paylaþýmý koþullarýnýn tanýmlanmýþ olmasý gerektiði belirtilmektedir. Söz konusu dokümanda, SIFIlara iliþkin diðer politika tedbirleri; SIFI denetiminin sýkýlaþtýrýlmasý, temel altyapýnýn güçlendirilmesi ve G-SIFIlar için etkin ve tutarlý politikalar izlenmesi olarak sayýlmýþ olup, FSB üyeleri (üye ülke otoriteleri) tarafýndan yapýlmasý gereken adýmlara iliþkin 2011 ve 2012 yýllarýný kapsayan bir uygulama takvimi hazýrlanmýþtýr. Bilindiði üzere daha önceki uluslararasý dokümanlarda, living wills olarak adlandýrýlan planlar finansal bir kuruluþun gerek tasfiye olmasý için gereken planlarý (gone concern living wills), gerekse faaliyetlerine devam etmesi için gereken çözümleme planlarýný (going concern living wills) içermektedir. Kurtarma ve çözümleme planlarý (recovery and resolution plans, RRPs) ise, finansal kuruluþlarýn hýzlý bir þekilde ve kamuya maliyet yaratmadan çözümlenebilmeleri için ex-ante olarak hazýrlanan acil eylem planlarýný ifade etmektedir. Sonuç olarak, özellikle 2001 krizinin ardýndan bankacýlýk sistemimizin yeniden yapýlandýrýlmasý sonucunda ülkemizin daha etkin bir yasal çerçeveye kavuþtuðu bilinmekle birlikte, ilgili otoriteler arasýnda konu hakkýndaki iþbirliði ve koordinasyonun devam ettirilmesinin ve uluslararasý platformlarda sürdürülmekte olan çalýþmalarýn bundan önce olduðu gibi önümüzdeki dönemlerde de yakýndan izlenmesi ve deðerlendirilmesinin önem arz ettiði düþünülmektedir. Referanslar 1-Basel Committee on Banking Supervision (2010), Group of Governors and Heads of Supervision announces higher global minimum capital standards, http://www.bis.org/press/p100912.pdf 2-FSB/IMF/BIS (2009), Guidance to Assess the Systemic Importance of Financial Institutions, Markets and Instruments: Initial Considerations, http://www.financialstabilityboard.org/publications/r_091107c.pdf 3- FSB (2010), Reducing the moral hazard posed by systemically important institutions:FSB Recommendations and Timelines, http://www.financialstabilityboard.org/publications/r_101111a.pdf 4-Huertas, T.F. (2010), The road to better resolution, speech by Thomas F. Huertas at the Euro and Financial Crises Conference, http://www.fsa.gov.uk/pages/Library/Communication/Speeches/2010/0906_th.shtml 5-IMF (2009), Addressing Information Gaps, http://www.imf.org/external/pubs/ft/spn/2009/spn0906.pdf 6-IMF (2010), Resolution of Cross-border banks-A Proposed Framework for Enhanced Coordination, http://www.imf.org/external/np/pp/eng/2010/061110.pdf 7-Lipsky, John (2010) Taking Stock of Financial Sector Reform, Remarks by John Lipsky, First Deputy Managing Director in IMF, http://www.imf.org/external/np/speeches/2010/092710.htm 8-OECD (2010), OECD Journal:Financial Market Trends,Issue 2010/02. 9-http://banking.senate.gov/public/_files/070110_Dodd_Frank_Wall_Street_Reform_comprehensive_sum mary_Final.pdf 10-http://www.financialstabilityboard.org/ 32 ANALÝZ KÖPRÜ BANKA UYGULAMASI Köprü Banka çözümleme yöntemi, mevduat sigortacýsýna bankacýlýk faaliyetlerini kesintiye uðratmadan sorunlu bankayý deðerlemesinde zaman ve esneklik kazandýrýr ve bankanýn deðerinin kaybedilmeden satýþa çýkarýlmasýný saðlar Giriþ Finansal krizlerin, bankacýlýk sistemi üzerinde býraktýðý kötü etki ile baþa çýkabilmek için sorunlu hale gelmiþ büyük ölçekli bankalarýn etkin bir þekilde çözümlenebilmesi finansal güvenlik aðýnýn katýlýmcýlarý için daima önem arz eden konulardýr. Sistemik risk etkisi yaratabilecek bankalarýn iflasý durumunda, tasfiye aþamasýnda yaþanan güçlükler, sigortalý olmayan mevduat sahiplerine yansýyan kayýplar ve sistemdeki diðer bankalara sirayet edecek bulaþýcý etki sistemik etkiye sahip bankalarýn çözümlenmesinde yeni yöntemler geliþtirilmesi ihtiyacýný ortaya çýkarmýþtýr. Köprü Banka(bridge bank) çözümleme yöntemi mali yapýsý bozulan ve yükümlülüklerini yerine getirememe tehlikesiyle karþý karþýya kalan bankalarýn, uygun görülen varlýklarý ile yükümlülüklerinin mevduat sigortacýsý tarafýndan geçici süre ile kurulan bir bankaya aktarýlarak bankanýn faaliyetlerini kesintiye uðratmadan ve deðerini kaybetmeden satýþa çýkarýlmasýný saðlayan bir çözümleme aracýdýr. Mevduat sigortacýsýna etkin çözümlemeye ulaþýlana kadar zaman ve esneklik kazandýrýr. Köprü Banka uygulamasýnda sorunlu bankanýn iyi aktifleri ile uygun görülen yükümlülükleri köprü bankaya aktarýlýrken, kötü aktifler ve diðer yükümlülükler ise sorunlu bankada tasfiye edilmek üzere býrakýlmaktadýr. Köprü Banka yöntemi ilk olarak ABD Mevduat S i g o r t a Ku r u m u ( F D I C ) t a r a f ý n d a n uygulanmýþtýr. FDIC, 1987-1992 yýllarý arasýnda yaþanan finansal krizde sorunlu hale gelen büyük ölçekli bankalara uyguladýðý Açýk Banka Yardýmý (ABY) yönteminin uygulamada yaþanan zorluklarý ve çoðunlukla geri dönmeyen mali yardýmlarýn kamuoyunda yarattýðý olumsuz etkileri dikkate alarak ABY uygulamasýna alternatif olarak, bankanýn eski hissedarlarý ile baðýný koparan ve yapýlan mali yardýmlarýn direkt olarak mevduat sigortacýsýnýn kontrolünde geri kazanýmýný saðlayan Köprü Banka çözümleme yöntemini uygulamaya geçirmiþtir. 1987de yürürlüðe giren Rekabet Eþitliðine Dayalý Bankacýlýk Kanunu (Competitive Equality Banking Act-CEBA) ile FDICye Köprü Banka kurma yetkisi tanýnmýþtýr. Ýlk Köprü Banka uygulamasý 1987 yýlýnda The Capital Bank & Trust Company, Louisianaya uygulanmýþtýr. FDIC, günümüze kadar 117 sorunlu bankayý bu yöntemle çözümlemiþtir. Bu çalýþmada, Köprü Banka uygulamasý, özellikleri, dünyadaki uygulamalarý mevcut yasal çerçeve dahilinde incelenmiþ ve Köprü Banka uygulamasýnýn Fona kazandýrýlmasýnýn sistemik bankacýlýk krizlerinde zamanlýca ve etkin bir çözümleme için Fona katký saðlayacaðý öngörülmüþtür. 1. Köprü Banka Uygulamasý Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði (IADI)nin yayýnladýðý Banka Ýflaslarýnýn çözümlenmesine Ýliþkin Genel Kýlavuz da Köprü Banka; Nihai çözümlemeye ulaþýlana kadar sorunlu bankanýn varlýklarýný devralmak ve yükümlülüklerini üstlenmek üzere mevduat sigortacýsý tarafýndan kurulan ve iþletilen geçici bir banka olarak tanýmlanmaktadýr. Bu yöntemle, sorunlu hale gelen bankanýn iyi varlýklarý ve uygun görülen yükümlülükleri mevduat sigortacýsý tarafýndan yeni kurulan köprü bankaya aktarýlmakta, kötü aktifler ve kalan yükümlülükler ise sorunlu bankada býrakýlarak sorunlu banka tasfiye edilmektedir. Böylece, sorunlu bankanýn eski hakim ortaklarý ile hukuki baðý kesilerek mevduat sigortacýsýnýn yönetiminde ve kontrolünde, iyi aktifler ve sigortalý mevduatý içeren temiz bir banka olarak daha kolay satýlmasý saðlanmaktadýr. Köprü Banka sadece belirli bir süre için mevcut olan geçici bir banka olduðundan belirlenen süre sonunda köprü bankanýn satýþý, diðer bir banka ile birleþme veya tasfiyesi þeklinde sonlandýrýlmaktadýr. Defne ÜSTÜNSOY Fon Uzmaný Varlýk Yönetim Dairesi 33 ANALÝZ Köprü Banka çözümleme metodu, ilk olarak ABDde 19871994 yýllarý arasýnda art arda gelen banka iflaslarýnda uygulanmaya baþlanmýþ ve özellikle karmaþýk yapýda büyük bankalarýn çözümlenmesine saðladýðý katký ile Avrupa, Asya ve Latin Amerika ülkelerinde de kabul gören bir çözümleme metodu olarak yaygýnlaþmýþtýr. 1.1. Niteliði ve Uygulanma Amaçlarý: Köprü Banka nitelik itibariyle bir kamu bankasý olup, mevduat sigortacýsýnýn yönetiminde ve kontrolünde kurulur ve sorunlu bankanýn bankacýlýk faaliyetlerinin devamýný saðlar. Köprü Banka çözümleme yönteminin kullaným amaçlarý aþaðýda sýralanmýþtýr. Çözümleme için zaman kazanmak (Büyük ölçekli, aðýrlýklý olarak sýnýr ötesi faaliyetleri olan kompleks yapýdaki bankalarýn ani olarak sorunlu hale gelmesi durumunda bankanýn deðerlemesi ve muhtemel alýcýlara veri incelemesi için zaman kazandýrýr. ) Bankanýn deðerini korumak (Sorunlu bankanýn kritik bankacýlýk faaliyetlerinin devamý saðlanarak, iyi aktiflerinin köprü bankaya aktarýlmasý ve kötü aktiflerin sorunlu bankada býrakýlmasý ile bankanýn piyasa deðeri korunur, mevduat sigortacýsýnýn yönetiminde operasyonel kayýplarýn kontrol edilmesini saðlanýr.) Finansal sistemde stabilizasyon saðlamak (Bankacýlýk hizmetlerini kesintisiz devam ettirir, mevduat kaçýþý engellenir ve piyasa disiplini saðlanarak sistemik risk oluþmasý önlenir. ) Birden fazla bankanýn çözümlenmesini saðlamak (Sistemik bankacýlýk krizlerinde birden fazla bankanýn iflas etmesi durumunda iflas eden bankalarýn tek bir köprü banka çatýsý altýnda toplanmasý saðlanýr ve operasyon maliyetlerinin minimum seviyeye inmesi saðlanýr.) Hissedarlarýn banka ile hukuksal baðýna son vermek (Mevduat sigortacýsý tarafýndan kurulan ve yönetilen köprü banka ile banka hissedarlarýnýn payý sorunlu bankada býrakýlarak doðabilecek hukuki yükümlülükler önlenir.) Yukarýda belirtilen amaçlardan görüldüðü üzere yöntemin ana hedefi sorunlu bankanýn Köprü banka altýnda bankacýlýk hizmetlerini sürdürmesi ve nihai etkin çözümleme yöntemine ulaþmak için zaman kazanmaktýr. Bu yolla, büyük ölçekli finansal kuruluþlarýn durumu daha detaylý olarak deðerlendirilir, kuruluþun piyasa deðeri (franchise value) ve aktif deðeri korunur, operasyonel riskler kontrol altýnda tutulur ve muhtemel alýcýlara veri inceleme (due-dillingence) için yeterli zaman kazandýrýlmýþ olur. Kamu politikalarý açýsýndan bakýldýðýnda nihai amaç ise, tasarruf sahiplerinin bankacýlýk sistemine duyduðu güveni sürdürmek ve bankacýlýk hizmetlerinin devamýný 34 temin etmek ve iyi aktiflerin saðlýklý bir bankaya aktarýlarak deðerini kaybetmeden bankacýlýk sistemi içinde kalmasýný saðlamaktýr. 1.2. Uygulanma Kriterleri: Köprü Banka çözümleme yönteminin seçiminde aþaðýdaki kriterlerin mevcut olup olmadýðý göz önüne alýnmalýdýr. Cazip piyasa deðerine sahip olmasý ve köprü banka yoluyla bu deðerin korunacaðýnýn öngörülmesi. Bankanýn büyük ölçekli, karmaþýk bir yapý teþkil etmesi. Bankanýn hissedarlarý ile baðýnýn sona erdirilmesinin elzem olmasý. Ani olarak sorunlu hale gelen bankanýn çözümlenmesi için yeterli zaman veya satýþý için alýcý bulunamamasý. Sistemik kriz unsurlarý bulunmasý. 2. Dünya Uygulamalarý Köprü Banka çözümleme metodu, ilk olarak ABDde 1987-1994 yýllarý arasýnda art arda gelen banka iflaslarýnda uygulanmaya baþlanmýþ ve özellikle karmaþýk yapýda büyük bankalarýn çözümlenmesine saðladýðý katký ile Avrupa, Asya ve Latin Amerika ülkelerinde de kabul gören bir çözümleme metodu olarak yaygýnlaþmýþtýr. Asya Bölgesi ülkelerinin Köprü Banka uygulamalarý incelendiðinde, mevduat sigortacýsý tarafýndan uygun bulunan aktiflerin köprü bankaya aktarýldýðý, istenmeyen aktiflerin ise doðrudan Varlýk Yönetim Þirketlerine satýldýðý ve yükümlülüklerden sadece sigortalý mevduatýn üstlenilerek köprü bankaya aktarýldýðý görülmektedir. Sigortasýz mevduat alacaklýlarý iflas masasýna kaydedilmekte ve mevduat sigortacýsý ile zararý paylaþmaktadýr. Köprü Banka uygulamasý Asya ülkelerinde gelecekteki potansiyel banka iflaslarýna karþý hizmet verecek zorunlu bir bileþen olarak görülmektedir. Dünya örneklerinden yola çýkýldýðýnda Köprü Banka uygulamasýnýn ortak hususlarý; Köprü banka kuruluþunda asgari sermaye koyma zorunluluðu bulunmamasý, Köprü banka kuruluþu için düzenleyici otoriteden izin alýnmasý, Köprü bankanýn süresinin ortalama iki yýl ile sýnýrlandýrýlmýþ olmasý ancak bir yýllýk süre uzatým hakký verilmesi, Ýyi aktifler ve sigortalý mevduatýn köprü bankaya aktarýlmasý, ANALÝZ Mevduat sigortacýsýnýn köprü bankaya gerektiðinde mali yardýmda bulunmasý, Köprü bankanýn satýlamamasý durumunda tasfiye edilmesi olarak tespit edilmiþtir. 3. Köprü Bankanýn Bankacýlýk Mevzuatý Açýsýndan Ýncelenmesi Köprü Banka yöntemi bankacýlýk mevzuatý açýsýndan incelendiðinde, 4389 sayýlý Bankacýlýk Kanununun 14 üncü maddesinin 7 inci fýkrasýnda Fona devredilen ve hisseleri Fon tarafýndan devralýnan bankalarýn aktif ve pasiflerinin devredilmesi amacýyla Fon tarafýndan yeni bir banka kurulabileceði açýkça düzenlenmiþ iken, 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununda Fon tarafýndan, banka aktif ve pasiflerinin devri amacýyla bir banka kurulup kurulmayacaðý hususunda bir açýklýk bulunmamaktadýr. Köprü Banka yönteminin uygulanmasýna karar verilmesi durumda, Bankacýlýk Kanunundaki yasal boþluðun giderilmesi için yeni düzenlemeye gidilerek 4389 sayýlý Bankacýlýk Kanununun 14üncü maddesinin (7) numaralý fýkrasýnda yer alan düzenlemeye paralel bir düzenlemenin 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununa e k l e n m e s i n d e y a r a r g ö r ü l m e k t e d i r. 4. Köprü Banka Yönteminin Ülkemizde Uygulanabilirliði Fon kendisine devredilen sorunlu bankayý mevcut yasal çerçeve dahilinde, en geç 9+3 (12) aylýk süre zarfýnda çözümlemesi gerekmektedir. Geçmiþ bankacýlýk krizlerindeki çözümleme deneyimine bakýldýðýnda, bu sürenin etkin çözümleme için yetersiz kaldýðý ve zararlarýn devralýnmasý suretiyle çözümleme gerçekleþtirildiðinden, tüm aktif ve pasifiyle üstlenilen bankanýn çözümleme maliyetinin yüksek kaldýðý görülmüþtür. Öte yandan, Fona devredilen bankalarýn eski hakim ortaklarý tarafýndan geri iadesi için açýlan davalar bankalarýn satýþýna olumsuz etki yapmýþ, uygun alýcýlara ulaþýlmasýný ve satýþa kadar bankanýn deðerinin muhafaza edilmesini güçleþtirmiþtir. Köprü Bankanýn süresi dünya uygulamalarýnda ortalama 2 yýldýr. Fonun çözümleme süresinin yetersiz kalmasý durumunda, Köprü Banka yöntemi mevduat sigortacýsýna çözümleme için ek süre saðlamaktadýr. Diðer taraftan, Köprü Banka uygulamasýnda iyi aktifler ile uygun görülen yükümlülükler köprü bankaya aktarýlarak tüm zararlar devralýnmadýðýndan çözümleme maliyeti mevduat sigortacýsýnýn kontrolünde bulunmaktadýr. Ayrýca, kötü aktifler ile istenmeyen kalemlerin sorunlu bankada býrakýlarak tasfiye edilmesi neticesinde, Fonun önceki çözümleme deneyiminde Birleþik Fon Bankasý A.Þ.ye (BFB)ye devredilen bu kalemlerin yarattýðý maliyet azalmýþ olacaktýr. Diðer önemli bir kazaným ise, Köprü Banka uygulamasý ile bankanýn eski hakim ortaklarý ile hukuki baðý kesileceðinden bankanýn geri iadesine iliþkin muhtemel davalarýn önlenmesidir. Köprü Banka uygulamasýnda öncelikle minimum maliyetli yöntem analizinin yapýlmasý, diðer bir ifadeyle tahmini Köprü Banka uygulamasý maliyeti ile sigortalý mevduat ödemesinden doðacak zararýn karþýlaþtýrýlmasý gerekmektedir. Köprü Banka uygulamasýnda öncelikle minimum maliyetli yöntem analizinin yapýlmasý, diðer bir ifadeyle tahmini Köprü Banka uygulamasý maliyeti ile sigortalý mevduat ödemesinden doðacak zararýn karþýlaþtýrýlmasý gerekmektedir. Bu karþýlaþtýrmada köprü bankanýn satýþýndan beklenen kazanç, sorunlu bankanýn tahmini piyasa deðeri, köprü bankanýn tahmini operasyon maliyetleri (kriterler: sorunlu bankanýn en az 1 yýllýk gelir gider kalemleri + mevduat sigorta kurumuna baðlý oluþan giderler), sigortasýz mevduatýn durumu, üstlenilecek yükümlülükler, köprü banka kurulmadan sorunlu banka satýlýrsa tahmini gelir (kriterler: vadesiz mevduat, þube aðý, pazarlama için gerekli süre vb.) gibi hususlar göz önüne alýnmalýdýr. Ancak, sistemik kriz etkisinin bulunduðu finansal ortamlarda, bankanýn kapatýlmasýnýn finansal piyasalarda paniðe yol açacaðý ve bulaþýcý etki yaratacaðý öngörülmesi durumunda, ABD ve Asya ülkeleri uygulamalarýnda mevduat sigortacýsý tarafýndan minimum maliyetli yöntem analizi yapýlmadan Köprü Banka uygulamasýna karar verildiði görülmektedir. Dünya genelindeki Köprü Banka uygulamalarýna bakýldýðýnda, mevduat sigortacýsýna köprü banka kuruluþunda asgari sermaye koyma zorunluluðu getirilmediði, her ülke bazýnda farklýlýk gösteren izin ve sýnýrlamalardan ari olarak köprü banka kurulmasýna izin verildiði görülmektedir. Kanunlar, finansal sistemin istikrarýný hedefleyen Köprü Banka çözümleme yönteminde mevduat sigortacýsýna muafiyetler tanýmýþtýr. Bu husus, Köprü Banka yönteminin ülkemizde de uygulanmasý durumunda göz önünde bulundurulmasý gerekmektedir. Bu çerçevede, banka kuruluþu ile ilgili izin ve sýnýrlamalardan, banka kuruluþ, devir ve birleþme iþlemlerinde her türlü vergi, resim ve harçtan ve sermaye yeterliliðine iliþkin düzenlemelerden muaf bir köprü banka kurabilme yetkisinin mevduat sigortacýna tanýnmasý gereklidir. Ayrýca, Köprü bankanýn kurulduðundan itibaren nihai hedefi olan satýþýna yönelik bir aksiyon planýnýn h a z ý r l a n m ý þ o l m a s ý g e r e k m e k t e d i r. 35 ANALÝZ Finansal piyasalarýn istikrarýnýn korunmasý, bu piyasalarýn can damarlarý olan bankacýlýk sisteminin deðiþen ve geliþen yapýlara cevap verecek gerekli basiretli bankacýlýk düzenlemelerine ve etkin çözümleme yöntemlerine sahip olmasýný gerektirmektedir. Köprü Banka Uygulamasý Örneði Köprü Banka çözümleme yönteminin uygulanmasý durumunda ihtiyaç duyulan diðer d ü z e n l e m e l e r a þ a ð ý d a b e l i r t i l m i þ t i r. Köprü bankaya devredilen sorunlu aktifler için opsiyonlu satýþ imkaný verilmesi, Köprü bankaya devredilecek sigortalý mevduat dýþýndaki pasiflerin belirlenmesinde, sorunlu banka alacaklýlarý için 2004 sayýlý Kanunda öngörülen alacaklýlar arasýnda garameten paylaþým usulünün uygulanmasý, Köprü bankanýn verilen yasal süre içinde satýþ, aktif-pasif satýþý veya baþka bir banka ile birleþme yöntemleri ile nihai olarak çözümlenmesi, çözümlenemezse faaliyet izninin kaldýrýlarak tasfiye edilmesi, Tasfiyeye giden bankada 1.ve 2. alacaklýlardan sonra gelen alacaklýlar için yeterli miktarda aktif býrakýlmasý Köprü banka geçici bir süre ile kurulan bir bankadýr. Bu sýnýrlý süre mevduat sigortacýsýnýn daimi bir bankaya sahip olmasýnýn getireceði ahlaki tehlike riskini önlemektedir. Bu kapsamda yöntemin ülkemizde uygulanmasý durumunda dünya genelindeki ortalama köprü banka süresi dikkate alýnmalýdýr. 5. Köprü Banka Simülasyonu Köprü banka çözümleme yöntemine iliþkin uygulama sorunlu hale gelen (X) Bankasý örneði ile aþaðýdaki tabloda açýklanmaktadýr. Örneðimizde, sorunlu hale gelen (X) Bankasýnýn Fona devir tarihi itibariyle bilançosu Köprü Banka ve Tasfiye Halinde (X) Bankasý olarak ikiye ayrýlmaktadýr. (X) Bankasýnýn iyi 36 aktifleri ile sigortalý mevduatý ve vergi yükümlülükleri yeni kurulan Köprü bankaya aktarýlmakta, takipteki krediler, kötü aktifler ile sigortasýz mevduat yükümlülüðü ise (X) Bankasýnýn tasfiye masasýnda býrakýlmaktadýr. Bu örnekleme de, sorunlu (X) Bankasýndaki sigortasýz mevduat yükümlülüðünün büyüklüðü dikkate alýnmýþ ve tasfiyeye giden (X) bankasýnda 1. ve 2. alacaklýlarýndan sonra gelen alacaklýlar için yeterli miktarda aktif býrakýlmasýna dikkat edilmiþtir. Köprü Bankaya mevduat sigortacýsý tarafýndan 10.000 bin TL sermaye konulmuþ olup köprü bankanýn satýþý durumunda mevduat sigortacýsýnýn maliyeti olan 10.000 bin TL mevduat sigortacýsý tarafýndan alýnacak kalan satýþ tutarý da tasfiye masasýna aktarýlacaktýr. Özkaynak ihtiyacý alýcý tarafýndan bankaya konulmaktadýr. Ayrýca, örnekte bilanço dýþý yükümlülükler üstlenilmeyerek (X) bankasýnýn tasfiyesine býrakýlmýþ ve hisse devir sözleþmesi kapsamýnda oluþmasý muhtemel riskler önlenmiþtir. Köprü Banka yöntemi uygulanmasý durumunda, yukarýda verilen örneðimizde 1. ve 2. derece alacaklýlarýn haklarý korunarak daha küçük bir bilanço ve temiz aktiflerle Köprü Bankasý kurulmuþ ve bu yöntemle bankanýn satýþý daha cazip hale getirilmiþtir. Sonuç ve Öneriler Finansal piyasalarýn istikrarýnýn korunmasý, bu piyasalarýn can damarlarý olan bankacýlýk sisteminin deðiþen ve geliþen yapýlara cevap verecek gerekli basiretli bankacýlýk ANALÝZ düzenlemelerine ve etkin çözümleme yöntemlerine sahip olmasýný gerektirmektedir. Köprü Banka çözümleme yöntemi, dünya genelinde büyük ölçekli, sistemik risk yaratabilecek yapýdaki bankalara uygulanmakta olup amaç, bankanýn faaliyetlerinin devamý saðlanarak finansal istikrarýnýn korunmasý ve bankanýn deðeri korunarak etkin çözümlenmenin gerçekleþtirilmesidir. Köprü Banka yönteminin, köprü bankanýn kuruluþ aþamasýnda yasal sýnýrlamalardan muaf olarak kurulmasý, operasyonel riskler ve maliyet kontrol edilerek bankanýn piyasa deðeri kaybedilmeden, nihai çözümlemeye ulaþýlmasýnda uygun alýcýlarýn bulunmasýna yönelik bir aksiyon planýnýn hazýrlanmasý ve geçici bir süre için kurulmasý koþuluyla, finansal istikrarýn saðlanmasýnda ve sistemik kriz doðuracak bankalarýn etkin çözümlenmesinde mevduat sigortacýna katký saðlayacaðý öngörülmektedir. Mevcut Bankacýlýk Kanununda, Fonun Köprü Banka kurma yetkisi bulunmamaktadýr. Yöntemin uygulanmasý durumunda Fonun yetkilendirilmesi ihtiyacý bulunmaktadýr. Bu kapsamda, 5411 sayýlý Kanunun 106 ve 107inci maddelerinin, 4389 sayýlý Kanunda tanýnan yetkilere paralel olarak düzenlenmesi ve Fona Köprü Banka kurma yetkisi tanýnmasý gerekmektedir. Köprü Banka çözümleme yöntemi, dünya genelinde büyük ölçekli, sistemik risk yaratabilecek yapýdaki bankalara uygulanmakta olup amaç, bankanýn faaliyetlerinin devamý saðlanarak finansal istikrarýnýn korunmasý ve bankanýn deðeri korunarak etkin çözümlenmenin gerçekleþtirilmesidir. Kaynaklar 1. DEPOSIT INSURANCE CORP. JAPAN, A Guide To The Deposit Insurance System, 2005 2. FDIC (Federal Depposit Insurance Corp.), Managing The Crisis, Washington D.C.,1998 3. FDIC (Federal Depposit Insurance Corp.), Introduction To Bridge Bank Manuel, Washington D.C.,1998 4. FDIC (Federal Depposit Insurance Corp.), An Examination of the Banking Crises of the 1980s and Eearly 1990s, Washinton D.C. 5. IADI, Bridge Bank Schemes in the Asian Region Past Experiences and Perspectives, Asya Bölge Komitesi Toplantýsý, Mart 2007 6. IADI, General Guidance For The Resolution Of Failed Banks, 5 Aralýk 2005 7. IADI, Core Principles For Effective Deposit Insurance Systems, 29 Þubat 2008 8. JOHNSTON Chen, Comment on Receivership and Resolution Taiwan Experince, IADI Asya Bölge toplatýsý, 2007 9. KAUFMAN G. George, Using Efficient Bank Insolvency Resolution to Solve The Deposit Insurance Problem, Federal Reserve Bank Chicago, 2005 10. MAYES G David, Bridge Banks and Too Big To Fail Systemic Risk Exemption, University Of Auckland, New Zeland 11. MISHKIN S. Frederich, Lessons From The Asian Crisis, NBER Working Papers, 12. REIDHILL Jack, DAVISON Lee, WILLIAMS Elizabeth,The History of Bridge Banks in The United States, Federal Deposit Insurance Corporation 13. FEDERAL DEPOSIT INSURANCE ACT, USA, www.fdic.gov.tr 14. DEPOSIT INSURANCE ACT, Central Deposit Insurance Corporation, Taiwan, R.O.C. www.cdic.gov.tw 15. DEPOSIT INSURANCE ACT, Korean Deposit Insurance Corporation, Seul, 37 ARAÞTIRMA KREDÝ RÝSKÝ TRANSFERÝ (Credit Risk Transfer-CRT) Bu çalýþma yazýsýnda esas olarak, Finansal Ýstikrar Kurulu (Financial Stability BoardFSB) tarafýndan hazýrlanan ve Mart 2005 tarihli Credit Risk Transfer adlý raporun güncellenmesini içeren Nisan 2008 tarihli Credit Risk Transfer: Developments from 2005 to 2007 adlý rapor esas alýnmýþtýr. Rapor, 2007 ortalarýnda baþlayan global ekonomik krizin baþlamasýndan sonra hazýrlandýðý için -krizin henüz baþlangýç aþamasýnda olmasý nedeni ile nispeten iyimser yaklaþmakla birlikte- krizin etkilerini de içermektedir. CRT Ürünlerinin Özellikleri Bankalarýn taþýdýðý risklerin içerisinde kredi riski, piyasa riski ve operasyonel risk, en çok üzerlerinde durulan ve sermaye yeterliliði hesaplamalarýnda da kullanýlan risklerdir. Bu risklerden de kredi riski, bankalarýn ilk sýrada deðerlendirdiði risktir. Kredi riski özellikle 2000li senelerde alýnabilir ve satýlabilir bir risk haline gelmiþtir ve kredi riski baðlantýlý bankacýlýk ürünleri oluþmuþtur. Kredi riskinin alýnmasý ve satýlmasý kredi riskini azaltmamýþtýr, sadece transfer etmiþtir. Dolayýsýyla kredi riskinin gerçekleþmesi baþlangýçta bu riski taþýmakta olan kuruluþlarý etkilemiþ olmakla birlikte, devamýnda bankacýlýk sisteminin, finansal sistemin ve ekonominin tamamýný etkiler hale gelmiþtir. Bu çalýþma yazýsýnda, Finansal Ýstikrar Kurulu (Financial Stability Board-FSB) tarafýndan hazýrlanan ve Mart 2005 tarihli Credit Risk Transfer adlý raporun güncellenmesini içeren Nisan 2008 tarihli Credit Risk Transfer: Developments from 2005 to 2007 adlý rapor esas alýnmýþtýr. Rapor, 2007 ortalarýnda baþlayan global ekonomik krizin baþlamasýndan sonra hazýrlandýðý için -krizin henüz baþlangýç aþamasýnda olmasý nedeni ile nispeten iyimser yaklaþmakla birlikte-krizin etkilerini de içermektedir. Bilindiði üzere FSB Þubat 1999da G7 olarak bilinen ülkeler tarafýndan yetkilendirilmiþtir. Nisan 2009da G20 olarak bilinen ülkeler tarafýndan FSBnin yetkileri arttýrýlmýþtýr. FSBnin amacý, ulusal finansal kuruluþlar ve uluslararasý standartlarý belirleyen kuruluþlarýn finansal istikrarý saðlama amaçlý olarak birlikte çalýþmalarýný saðlamaktýr. Elif ARIPINAR Rapor, CRTnin hýzla arttýðý, çoðunlukla karmaþýk ürünlerden oluþtuðu ve global finansal sisteme kesin katkýsý olduðu görüþündedir. Bu Fon Uzmaný Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi 38 þekilde riskin transferi kolaylaþmýþ, risk daha geniþ alana yayýlmýþ ve riskin fiyatlamasý daha nakde çevrilebilir ve þeffaf hale gelmiþtir. Kredi riski transferi için kredi türev ürünleri kullanýlmaktadýr. CRT iþlemleri, varlýða dayalý menkul deðerler (asset based securities-ABS) ve kaldýraçlý krediler (leveraged loans) alanlarýnda önemli hale gelmiþtir. Piyasada teminatlandýrýlmýþ borç yükümlülüklerini (collateralised debt obligations-CDO) esas alan varlýða dayalý menkul deðerlere (ABS CDOs) ve teminatlandýrýlmýþ kredi yükümlülüklerine (collateralised loan obligations-CLOs) yüksek talep olmuþtur. ABS CDOlar ABD alt gelir grubu ipotekle teminatlandýrýlmýþ konut menkul deðerlerine (US subprime residential mortgage-backed securities-RMBS) yönelmiþ, CLOlar ise kurumsal birleþmeler, satýn almalar ve kaldýraçlý satýn almalar için verilmiþ olan kaldýraçlý kredilere yönelmiþlerdir. Bunlarla birlikte çeþitli CRT endeksleri oluþmuþtur. Endeksler yatýrým yapýlabilir kurumsal kredi riski için birçok belli baþlý pazarda (Kuzey Amerika, Avrupa, Asya) yaygýn olarak kullanýlmaktadýr. ABS ve kaldýraçlý kredi piyasalarýnda da ABX ve LCDX adlý endeksler oluþmuþtur. Kurumsal kredi riski endeksleri daha likit olmakla birlikte, belirtilen endeksler de likidite ve fiyatlamada þeffaflýk saðlayarak kredi riskini alýnýp satýlabilir bir varlýk sýnýfý haline getirmiþtir. CRT ürünlerinin karmaþýklýðýnýn arttýðý bilinmektedir. ABS CDOlar teminat havuzlarýnýn varlýða dayalý menkul deðerlerden oluþmasý nedeni ile daha karmaþýk ürünlerdir, her bir teminat havuzunda yüzlerce, binlerce tek kredi bulunmaktadýr. Bununla birlikte CRT ürünlerinin yatýrýmcýlarý daha yaygýn ve global hale gelmiþtir. Serbest fonlar (Hedge funds) da CRT piyasalarýnda önemli bir güç haline gelmiþtir. ARAÞTIRMA Karmaþýk ürünler ve yeni yatýrýmcýlar kredi derecelendirme kuruluþlarý için yeni bir iþ alaný oluþturmuþtur. Yapýlandýrýlmýþ ürünler derecelendirme kuruluþlarýnýn gelirlerinin artan bir bölümünü oluþturmaktadýr. Bütün bunlar 2007 ortasýnda baþlayan ekonomik krizi hazýrlamýþtýr. Yatýrýmcýlar yatýrým yaptýklarý ABS CDO ürünlerinin karmaþýk yapýsýný anlamamýþ, alt gelir grubu ipotek piyasasýnýn risklerini görememiþ ve sadece kredi derecelendirme kuruluþlarýnýn verdikleri notlara dayanarak yatýrým yapmýþlardýr. CRT ürünlerini oluþturanlar da menkul deðer piyasalarýnda bu kadar kolay satýlan bir ürünü incelemeye, alt gelir grubu ipotek piyasasýný deðerlendirmeye gerek görmemiþlerdir. Alt gelir grubu ipotek piyasasý düþen ev fiyatlarýndan etkilenince, yatýrýmcýlar risk aldýklarýnýn farkýna varmýþlardýr. CRT ürünlerinin bir özelliði dilimlere ayrýlmýþ olmalarýdýr. Senior dilimler öncelikli ödenecek dilimler, junior dilimler daha sonra ödenecek dilimlerdir. CRT piyasalarýnda junior dilimlere yatýrým yapanlar zarar ettiklerinde bu durum piyasanýn tamamýný etkilememiþtir. Fakat senior dilimlerde durum bu þekilde deðildir. Senior dilimler, kýsa vadeli ticari kaðýt çýkararak CRT ürünlerine yatýrým yapan -Türkiyede kurumsal karþýlýðý bulunmayan çeþitli yapýlanmadakifinansal kuruluþlarýn elindedir. Bu kuruluþlarýn zorluk yaþamalarý sonucunda, alt gelir grubu ipotek piyasasýnýn yarattýðý zorluklar daha geniþ olarak finansal piyasalara yayýlmýþtýr. Büyük bankalarýn ve menkul deðerler kuruluþlarýnýn risk yönetimi konusundaki hata ve eksikleri krizin yayýlmasýna neden olmuþtur. Bir zorunluluklarý olmadýðý halde bu kuruluþlarýn bazýlarý CRT ürünleri ile ilgili bilanço dýþý iþlemleri bilanço içine almýþ veya bu bilanço dýþý iþlemler için kredi vermiþlerdir. Az sayýda kuruluþ bu iþlemlerin bilanço likiditesini etkilemesine hazýrlýklý olmuþtur. Kriz derinleþtikçe, ABS CDO ürünlerini piyasaya süren kuruluþlar, bu ürünleri piyasaya göre fiyatlamýþ/mark-to-market ve zarar yazmýþlardýr. Bununla birlikte bu ürünler piyasada nakde çevrilebilir olmaktan uzaklaþtýðý için bu ürünlerin deðerlenmesinde de zorluklar yaþanmýþtýr. Alt gelir grubu ipotek piyasasýna yoðun yatýrým yapýlmasý nedeni ile ABS CDO piyasasýnda baðlantý riski (correlation risk) oluþmuþtur. Borçlarýn bu borçlarý garanti eden kuruluþlarda yoðunlaþmasý nedeni ile karþý taraf riski oluþmuþtur. Düzenleyici ve denetleyici kuruluþlarýn CRT piyasalarýnýn çeþitli yönleri ile ilgili görüþleri vardýr; karmaþýklýk, deðerleme, likidite, operasyonal risk, itibar riski ve CRT ürünlerinin artýþýnýn daha geniþ etkileri gibi. Rapor, bu konular ve benzeri konulara da deðinmekte ve tavsiyelerde bulunmaktadýr. CRT piyasalarý ile ilgili olarak, menkul kýymetleþtirmenin geliþmesi, ürün oluþturma ve elden çýkarma iþ modelinin büyük bankalar ve menkul deðerler kuruluþlarý tarafýndan uygulanmasý ile artmýþtýr. Bu þekilde bu kuruluþlar kredi riskini taþýmadan ve uzun süreli fonlama zorunluluðu olmadan bu ürünlerden para kazanabilmektedir. Bu kredi ürünleri bankalar ve menkul deðer kuruluþlarý tarafýndan uzun süreli elde tutmak için riskli bulunurken yatýrýmcýlar tarafýndan yüksek getirilerinden ötürü tercih edilmiþtir. Ýpotekle teminatlandýrýlmýþ ticari emlak menkul deðer piyasalarýnda da menkul kýymetleþtirmenin benzer þekilde geliþtiði belirtilmektedir. Karmaþýk ürünler ve yeni yatýrýmcýlar kredi derecelendirme kuruluþlarý için yeni bir iþ alaný oluþturmuþtur. Yapýlandýrýlmýþ ürünler derecelendirme kuruluþlarýnýn gelirlerinin artan bir bölümünü oluþturmaktadýr. Bütün bunlar 2007 ortasýnda baþlayan ekonomik krizi hazýrlamýþtýr. CRTnin Geleceði Bu raporun hazýrlanma tarihi itibarý ile piyasa tahminlerine göre, yapýlandýrýlmýþ kredi piyasalarýnýn güçlü olmamakla birlikte devam edeceði, bununla birlikte iki katlý menkul deðerleþtirme ürünleri ABS CDOlarýn riske çok duyarlý olmasý, zor yönetilmesi ve derecelendirme kuruluþlarýna baðýmlý olmasý nedeni ile bu ürünlerin piyasasýnýn çok küçüleceði veya yok olacaðý öngörülmektedir. C R T R i s k i n i K i m Ta þ ý m a k t a d ý r ? Yapýlandýrýlmýþ bir CRT iþlemi, örnek olarak bir CDO, bir kredi portföyüne yatýrým yapar ve farklý dereceleri (seniority) olan borç dilimleri piyasaya sürer. Bu dilimlerin risk-getiri özellikleri birbirinden farklýdýr. Bu þekilde ürünler, farklý müþterilere hitap edebilmektedir. Dilimler öncelik özelliklerine göre yüksek dereceli (senior/super-senior), orta dereceli (mezzanine) ve hisse (equity) olarak belirlenmiþtir. Bazý kuruluþlar, bölgesel ve küçük bankalar senior ve super-senior dilimlerin alýcýlarýdýr. Yatýrým bankalarý da bu dilimdeki borçlarýn önemli bir kýsmýný ellerinde tutmaktadýr. Belediye borçlarýný garanti eden kuruluþlarýn, daha fazla risk alarak yüksek getiri hedefleyen kuruluþlar ve yüksek sermaye sahibi kiþiler de bu dilime yatýrým yapmaktadýr. Sigorta kuruluþlarý ve varlýk yöneticileri mezzanine dilimlerin en büyük alýcýlarýdýr. Bununla birlikte hemen hemen tüm alýcýlar belli bir oranda bu dilime yatýrým yapmaktadýrlar. Sigorta kuruluþlarý CRT 39 ARAÞTIRMA Piyasa karýþýklýðýnda bazý kuruluþlar, kanuni bir zorunluluklarý olmadýðý halde, kaynak saðladýklarý bilanço dýþý kuruluþlardan ve para piyasasý fonlarýndan varlýk satýn almýþ veya bu kuruluþlara kredi saðlamýþtýr. Bu iþlemler itibar riski nedeni ile yapýlmýþtýr. Bazý kuruluþlar ise yine itibar riski nedeni ile kaynak saðladýklarý kuruluþlarýn taþýdýklarý riskleri piyasaya açýklamýþlardýr. ürünlerini hisse senetleri ve bono/tahvil piyasalarý ürünlerine tercih etmektedirler. Varlýk yöneticileri, yoðun alým-satým yapan kiþiler (serbest fonlar ve banka adýna alýmsatým masalarý) ve kurumsal yatýrýmcýlar (sigorta þirketleri, emeklilik fonlarý) equity dilimlerinin alýcýlarýdýr ve yatýrýmlarýný çeþitlendirme amacý ile equity dilimlerini almaktadýr. CRT Zararlarýný Kim Taþýmaktadýr? Belirtilen öncelik sýralarýna göre tüm CRT yatýrýmcýlarý zarara uðramýþtýr. Piyasada en çok duyulan zarar tipi, az sayýda büyük bankanýn, menkul deðer kuruluþlarýnýn ve belediye borçlarýný garanti eden kuruluþlarýn senior ve super-senior dilimlerde uðradýðý zarardýr. Bu kuruluþlar, o seneki veya birkaç seneki kazançlarýnýn tamamýný kaybetmiþlerdir. Mezzanine dilimlere yatýrým yapanlar üç aylýk kazançlarýný kaybettiklerini belirtmiþlerdir, equity dilimlere yapanlarýn risklerinin iyi daðýlmýþ veya hedge edilmiþ olduðu varsayýlmaktadýr. ABS CDOlarýn tutarý, esas aldýklarý alt gelir grubu menkul deðerlerinin tutarýndan daha fazla olduðu için, ABS CDOlar nedeni ile uðranýlan zarar da daha yüksek olmuþtur. CRT Riskinin Coðrafi Daðýlýmý Coðrafi olarak CRT tüm dünyaya yayýlmýþtýr. CRT ürünleri çoðunlukla ABD kaynaklý olarak ABD, Avrupa ve Asya pazarýnýn tümüne daðýlmakta, toplam ürünlerin az bir kýsmýný oluþturan Avrupa kaynaklý ürünler de Avrupa ve Asya pazarlarýnda iþlem görmektedir. Bankalar ve Menkul Deðer Kuruluþlarýnýn Risk Yönetiminde Karþýlaþtýklarý Zorluklar Büyük bankalar ve menkul deðer kuruluþlarý CRT ürünleri ile ilgili olarak çeþitli risk yönetimi zorluklarý ile karþýlaþmaktadýr. 2007de baþlayan piyasa karýþýklýðýnda bu zorluklardan bazýlarý hassaslýk olarak ortaya çýkmýþtýr. Piyasa karýþýklýðýnda bazý kuruluþlar, kanuni bir zorunluluklarý olmadýðý halde, kaynak saðladýklarý bilanço dýþý kuruluþlardan ve para piyasasý fonlarýndan varlýk satýn almýþ veya bu kuruluþlara kredi saðlamýþtýr. Bu iþlemler itibar riski nedeni ile yapýlmýþtýr. Bazý kuruluþlar ise yine itibar riski nedeni ile kaynak saðladýklarý kuruluþlarýn taþýdýklarý riskleri piyasaya açýklamýþlardýr. CRT ürünlerinin iþ modeli riski daðýtmak yerine elde tutmak olarak deðiþmek zorunda kalmýþtýr. Daha düþük dereceli ve daha yüksek getirili CRT ürünlerine olan yoðun talep, super-senior dilimlerin bankalarýn elinde kalmasýna neden 40 olmuþtur. Bankalar bu ürünleri ellerinde olduðu þekilde tutmuþ veya hedge etmiþ veya bilanço d ý þ ý k u r u l u þ l a r ý n a t a þ ý m ý þ l a r d ý r. B u uygulamalarýn üçü de ürünlerin risk yönetimi için yeterli olmamýþ, bu ürünler özellikleri nedeni ile risk hesaplamalarýnda yeralmamýþ ve fonlama zorunluluðu devam etmiþtir. CRT ürünlerinin riskini taþýyan kuruluþlarýn, bu ürünlerin karmaþýklýðý, likit olmamasý ve deðerinin ölçülememesi hususlarýný gözönüne almalarý gerekmektedir. CRT ürünlerinin çoðunluðu riskin daðýtýlmýþ olduðu varsayýmý esas alýnarak yapýlandýrýlmýþtýr. Baðlantý (correlation) riskinin ölçülmesi bu nedenle çok önemlidir. Özellikle ABS CDOlarýn öncelikli dilimleri ekonominin tamamýný etkileyen deðiþikliklere baðlantýlý olmaya karþý daha hassastýrlar. CRT ürünlerini garanti eden ve hedge eden kuruluþlar karþý taraf kredi riskini (counterparty credit risk) oluþturmaktadýr. Yatýrýmcýlarýn karþý taraf riskini iyi ölçmeleri ve iyi yönetmeleri gerekmektedir. Piyasa karýþýklýðýnda öncelikli CRT dilimlerinin karþý taraf riski sorgulanýr hale gelmiþtir. CRT Konusunda FSB ve Denetleme Kuruluþlarýnýn Sorularý CRT Ürünleri Ýle Ýlgili Bilgi Eksiklikleri Var mý? Burada incelenmesi gereken üç konu vardýr: CRT ürünleri ile ilgili yatýrýmcýlara ve halka açýk ne kadar bilgi bulunmaktadýr? Yatýrýmcýlar, sadece derecelendirme notuna göre hareket etmek yerine, bu mevcut bilgiyi gerçekten kullanýyorlar mý? CRT piyasalarýnda gerçekleþen brüt ve net risk transfer akýþýnýn þeffaflýðý nedir? Geçtiðimiz senelerde CRT ürünleri ve piyasasý ile ilgili mevcut bilgi oldukça artmýþtýr, sade ürünlerin günlük fiyatlarýný gösteren endeksler oluþturulmuþtur, bazý karmaþýk ürünler üçüncü kuruluþlar tarafýndan deðerlendirilmiþtir. Bunlarla birlikte fiyat þeffaflýðý olmayan karmaþýk CRT iþlemleri de oldukça artmýþtýr. Karmaþýk ürünlerle ilgili bilgi sadece belirli yatýrýmcýlara verilmekte ve günlük bilgi bulunmamaktadýr. Ürünlerin likit olmamasý, finansal kuruluþun alým satým stratejisini açýklamak istememesi ve yapýlan iþlemlerde tahsisli satýþ ve türev olarak iþlem yapýlmasý, dolayýsýyla ürünün kayýtlý bir ürün olmamasý, ürünlerle ilgili gerçek zamanlý bilgi bulunmamasýnýn nedenlerindendir. ARAÞTIRMA Yatýrýmcýlar karmaþýk CRT ürünleri ile ilgili daha fazla, daha düzenli ve devamlý bilgi istemektedir. Bilgi verilmesi durumunda ise yatýrýmcýlarýn çoðunluðu, bu bilgileri anlayacak ve kullanacak becerilere, altyapýya ve kaynaklara sahip deðildir. Sadece temel analiz yapan geliþmiþ yatýrýmcýlar bu bilgileri deðerlendirebildiklerini belirtmektedir. CRT ürünlerinde kredi riski transferi þeffaf deðildir, ürünlerle ilgili bilgi açýklamalarý artmakla birlikte, kredi riskini kimin taþýdýðý her zaman açýk deðildir. Bazen riskin tutarýný belirlemek de zor olmaktadýr. Ýçeriden Bilgi Alýmý Ticareti (Insider Trading) Yapýlmakta mýdýr? Ýçeriden bilgi alýmý ticareti, halka açýk olmayan önemli bir bilginin kötü amaçla kullanýlmasý olup CRT ürünlerinde de bu olabilmektedir. Bu konuda bankalar ve diðer piyasa oyuncularý tarafýndan tedbir alýnmasý gerekmektedir. CRT ürünleri pazarýnda görülen bu tip olumsuzluklarla ile ilgili kaygýlar hisse senedi piyasalarýnda görülenlere benzerdir. Tek bir isimden alacaklý olan CDS iþlemleri özellikle bu konuda en riskli ürünlerdir. Piyasa Altyapýsý Nasýldýr? Piyasa altyapýsý ile ilgili konulardan birincisi, CRT ürünlerinin alým-satým iþlemlerinin onaylanmasýnýn uzun zaman almasý ve bu þekilde onaylanmamýþ iþlemlerin birikmesidir. Bununla birlikte elektronik olarak yapýlan iþlemlerin payý artmaktadýr ve bu iþlem uzlaþma (settlement) sürelerini kýsaltmaktadýr. Uzlaþmalarý zorlaþtýran nedenlerden biri de, piyasada iþlem gören CRT ürünlerinin deðerinin, bu ürünlerin esas aldýðý borçtan çok daha yüksek olmasýdýr. Ýkinci konu, ikincil piyasada iþlem yapýldýðýnda ilk iþlemdeki karþý tarafýn onayýnýn alýnmamasý olup bu konuda da iyileþtirmeler yapýlmaktadýr. CRTlerde kredi sorunu olduðunda, açýk artýrma düzenlenerek ürünlerin elden çýkarýlmasý u y g u l m a s ý d a y a p ý l m a k t a d ý r. B u uygulamalarýn da belgelenmesi ve denenerek belirli bir þekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Denetleyici Kuruluþlarýn Önerileri ? CRT piyasalarýna katýlan finansal kuruluþlarýn üst yönetimleri, bu iþlemleri sürekli takip etmeli ve alýnan risklerin kuruluþun risk yapýsý ile uygunluðunu temin etmelidirler. ? Piyasa katýlýmcýlarýnýn CRT ürünleri ile ilgili olarak kapsamlý kredi analizi yapmalarý gerekmektedir. ? Piyasa katýlýmcýlarýnýn kapsamlý stres testi veya senaryo analizleri çalýþmalarýný risk yönetimi çalýþmalarýna dahil etmeleri gerekmektedir. ? CRT ürünlerinin riski, finansal kuruluþun tüm ilgili birimleri tarafýndan deðerlendirilmelidir. Yatýrýmcýlar karmaþýk CRT ürünleri ile ilgili daha fazla, daha düzenli ve devamlý bilgi istemektedir. Bilgi verilmesi durumunda ise yatýrýmcýlarýn çoðunluðu, bu bilgileri anlayacak ve kullanacak becerilere, altyapýya ve kaynaklara sahip deðildir. ? Piyasa katýlýmcýlarý CRT ürünlerinde yoðunlaþmadan kaçýnmalý ve özellikle aldýklarý likidite riskini dikkatli deðerlendirmelidirler. ? Karmaþýk CRT ürünleri alýþýlmýþ risk yönetimi süreçlerine uymamaktadýr ve baðýmsýz deðerlendirme gerektirmektedir. ? CRT ürünlerinin muhasebeleþtirilmesinin, bu ürünlerin risk yönetimi ile ilgili çalýþmalarýn etkilediði piyasa deðerleri üzerinden yapýlmasý gerekmektedir. ? Piyasa katýlýmcýlarý, CRT ürünlerinin -özellikle likidite riskini gözönüne alarak- risk yönetimi ve fiyatlamalarý ile ilgili doðrulanmýþ bir model oluþturmadan, bu ürünlere kayda deðer bir yatýrým yapmamalýdýr. ? Derecelendirme kuruluþlarý yapýlandýrýlmýþ finansman menkul deðerlerinin derecelendirme notlarýný, diðer ürünlerin derecelendirme notlarýndan farklý olarak belirlemeli, piyasa katýlýmcýlarý yapýlandýrýlmýþ finansman menkul deðerlerini farklý olarak deðerlendirmelidir. ? CRT ürünlerinde karþý taraf riskileri arasýnda olan baðlantýlar gözönüne alýnmalý, ayný karþý tarafa olan riskler toplu olarak, baðlantýlý riskler baðlantý etkileri ile deðerlendirilmelidir. ? Piyasa oyuncularý, CRT iþlemlerini tüm kanuni sorumluluklarýný bilerek gerçekleþtirmelidir. CRT iþlemlerinde olabilecek kanuni riski azaltmak için, piyasa oyuncularýnýn CRT belgelerinin standardizasyonu hususunda çalýþmalara devam etmeleri gerekmektedir. ? Kanuni bir zorunluluk olmadýðý durumlarda da piyasa oyuncularý bilanço dýþýna çýkarmiþ olduklarý kalemleri itibar riski ve diðer nedenlerle bilanço içine geri almaktadýr. Bu nedenle piyasa oyuncularý kanuni risklerini ve itibar risklerini likidite riski içerisinde belirlemeli ve tedbirlerini almalýdýr. ? Halka açýk olmayan önemli bilgilerin uygun olmayan þekilde kullanýmýný önlemek için, piyasa oyuncularýnýn, ilgi alanlarý çatýþmalarýna 41 ARAÞTIRMA FSB tarafýndan hazýrlanan kredi riski transfer raporu, CRT ürünleri ve piyasalarýný oldukça kapsamlý olarak deðerlendiren ve sorunlar ile çözüm önerilerinin üzerinde duran bir çalýþmadýr. Raporun hazýrlanma tarihi sonrasýnda CRT ürünleri ve piyasalarýnda yaþanan sorunlar artmýþ ve global ekonomi bu sorunlardan daha fazla etkilenir hale gelmiþtir. iþaret eden, katý uygunluk kurallarý uygulamaya koymalarý gerekmektedir. ? CRT ürünlerinin alým satým iþlemleri sonucunda deðiþen alacaklý ve borçlular otomatik olarak takip edilebilmelidir. ? CRT iþlemleri yeterli sayýda ve tecrübede çalýþanlar tarafýndan gerçekleþtirilmeli, bilgi iþlem sistemleri, iþlemlerin yapýsýna ve sayýsýna uygun olmalýdýr. ? Piyasa oyuncularý kredi türev ürünlerinin özellikle mahkeme dýþý- kredi çözümleme çalýþmalarýna olan etkilerinin farkýnda olmalýdýrlar. ? Piyasa oyuncularýnýn, CRT varlýklarýn kýsa vadeli borçlarla finanse edilmesi nedeni ile oluþan likidite riskini yönetmeleri gerekmektedir. ? Finansal kuruluþlarýn CRT çalýþmalarý hususunda piyasayý anlamlý bir þekilde bilgilendirmeleri gerekmektedir. ? Denetim kuruluþlarý, yapýlandýrýlmýþ kredi ürünleri - özellikle derecelendirme kuruluþlarýnýn notlarýný esas alan ürünler- için gerekli olan sermaye tutarlarýný deðerlendirmelidir. ? Denetim otoriteleri, finansal kuruluþlarýn CRT çalýþmalarýný yürütebilecek, denetim otoritelerinin de bu çalýþmalarý gözetebilecek kaynak ve tecrübeye sahip olduklarýný temin etmelidirler. CRT Ürünleri ve Piyasalarý ile ilgili görüþler FSB tarafýndan hazýrlanan kredi riski transfer raporu, CRT ürünleri ve piyasalarýný oldukça kapsamlý olarak deðerlendiren ve sorunlar ile çözüm önerilerinin üzerinde duran bir çalýþmadýr. Raporun hazýrlanma tarihi sonrasýnda CRT ürünleri ve piyasalarýnda yaþanan sorunlar artmýþ ve global ekonomi bu sorunlardan daha fazla etkilenir hale gelmiþtir. Sorunlarýn artmasý ile, finansal kuruluþlara, devlet kaynaklarý kullanýlarak yardýmda bulunulmuþ olup bu yardýmlarýn önemli bir bölümü halen devam etmektedir. Bunlara ek olarak, global ekonomik kriz sonucunda bazý ülkeler borçlarýný ödemekte zorlanýr hale gelmiþlerdir. CRT ürünleri ile ilgili sorunlar da halen çözülmüþ deðildir, devam etmektedir. Raporda çeþitli çözüm önerileri olmakla birlikte burada en önemli husus CRT ürünleri ile ilgili çözüm önerilerinin uygulanabilir olup olmadýðýdýr. CRT ürünlerinin piyasa oyuncularý tarafýndan anlaþýlmasý, sorunlarýn çözümü için yapýlan önerilerden biridir. Bu uygulanmasý oldukça 42 zor olan bir öneridir. Piyasanýn, piyasa oyuncularý tarafýndan anlaþýlmamasý, halihazýrda ürünlerin anlaþýlmasýnýn zorluðundan kaynaklanmaktadýr ve bu düzeltme kararý alýnarak derhal tersine çevrilebilecek bir durum deðildir. Raporda da belirtildiði gibi, CRT ürünlerinin riski konut piyasalarýnýn riski haline gelmiþ, ekonomik ortamýn riskinden etkilenir olmuþtur. Buna ek olarak, CRT ürünlerinin riskini daha da zor deðerlendirilebilir hale getiren, bu ürünlerin senior ve mezzanine gibi dilimlere ayrýlmýþ olmalarý ve çeþitli aracý kuruluþlar tarafýndan garanti edilmiþ olmalarýdýr. Sonuçta farklý dilimlere de ayrýlsa, garanti edilmiþ de olsa CRT ürünlerini alan kuruluþlar konut piyasalarýnýn riskini ve ekonomik ortamýn riskini almýþlardýr. Esas olarak, CRT ürünlerinin risklerinin tam olarak anlaþýlmasý durumunda, CRT alým satým piyasalarýnýn bu þekilde geliþmemiþ olmasý çok mümkündür. Bu anlamda piyasalarýn geliþmiþ olmasýnýn nedenlerinden biri de CRT ürünlerinin risklerinin tam olarak anlaþýlamamýþ olmasýdýr. Baþka bir husus, bankacýlýk ürünlerinin farklý yapýda ürünlerden oluþmasýdýr. Geleneksel bankacýlýk kredi ve mevduat ürünlerinden oluþmakla birlikte, yatýrým bankacýlýðý veya yapýlandýrýlmýþ bankacýlýk ürünleri menkul deðer haline getirilmiþ ürünlerden oluþmaktadýr. Her iki farklý yapýdaki ürünlere de piyasada gereksinim ve yer vardýr, ve biri diðerinin yerini tutmamaktadýr. CRT ürünlerinde yapýlmaya çalýþýlan bir geleneksel bankacýlýk ürününü yapýlandýrýlmýþ bir ürün haline getirmek olmuþtur. Bu nedenle raporda belirtilen CRT ürünlerinin çözümleme zorluðunu önemli ölçüde ortadan kaldýracak bir tedbir bulunmamaktadýr. Piyasa altyapýsýnýn geliþtirilmesi CRT ürünleri ile ilgili sorunlarýn çözümlenmesi için yapýlan baþka bir öneridir. CRT ürünlerinin piyasalarýnýn geliþmesi durumunda, piyasa altyapýsýnýn da geliþmesi mümkündür, fakat CRT ürünlerinin piyasalarýnýn geliþmesi, özellikle bankacýlýk krizinin de etkileri ile mümkün görünmemektedir. CRT ürünlerinin oluþturduðu zarar sadece bu ürünlere yatýrým yapanlarýn uðradýðý zararla sýnýrlý kalmamýþtýr. Güvene dayalý olarak çalýþýlan bankacýlýk alanýnda, bu þekilde zarara uðratan ürünlerin bulunmasý, bankalarýn diðer ürünlerinin ve bankalarýn yetkinliðinin sorgulanmasýna neden olmuþtur. Ek olarak bu ürünleri bulunduran bankalarýn mali ARAÞTIRMA durumlarý bozulmuþ, bu da bankalara olan güveni azaltmýþ ve öncelikle bankalararasý iþlemlerin sonra da tüm bankacýlýk iþlemlerinin azalmasýna neden olmuþtur. Halen devam etmekte olan ekonomik krizin çözümlenmesi, mevcut bankacýlýk sistemi ve finansal sistem içerisinde mümkün görünmemektedir. Piyasalar bu durumu henüz kabul etmemiþ olmakla birlikte, krizin çözümlenmesi ve tekrarlanmamasý daha farklý bir yapý gerektirmektedir. CRT ürünlerinin piyasalarýnýn geliþmesi durumunda, piyasa altyapýsýnýn da geliþmesi mümkündür fakat CRT ürünlerinin piyasalarýnýn geliþmesi, özellikle bankacýlýk krizinin de etkileri ile mümkün görünmemektedir. Kaynaklar Basel Committee on Banking Supervision The Joint Forum Credit Risk Transfer Developments from 2005 to 2007, Consultative Document April 2008 Basel Committee on Banking Supervision The Joint Forum Credit Risk Transfer March 2005 Basel Committee on Banking Supervision The Joint Forum Credit Risk Transfer October 2004 Core Principles for Effective Banking Supervision October 2006 43 GÖRÜÞ SWOT ANALÝZÝ SWOT analizi için kýsaca, kurumun iç ve dýþ durumunun deðerlendirmesini içeren ve yönetim açýsýndan þu an ki konumunu ve gelecek açýsýndan da önünü görebilmeyi, bu baðlamda plân ve proje üretilebilmesi açýsýndan büyük kolaylýk saðlayan stratejik bir yönetim uygulamasý denilebilir. Giriþ : SWOT Analizi, genellikle analistler veya strateji uzmanlarý tarafýndan kullanýlan bir deðerlendirme yöntemidir. Yöntemin esasý deðerlenen birimin(þirket, kurum, kiþi, durum vb.) olumlu ve olumsuz yönleri veya fýrsatlar ve tehditler dikkate alýnarak plan ya da strateji oluþturulmasýna dayanmaktadýr. Bu bakýmdan SWOT Analizi þirketin kurumsal yapýsýnýn bir takým tekniklere tabi tutularak incelenmesi yöntemlerinden de biri olup; bu yöntem vasýtasýyla þirketin piyasadaki yerini ve konumunu, rekabet gücünü, dýþsal tehditleri vb. dikkate alýnarak deðerlendirme yapýlmasý mümkündür. Bir baþka anlatýmla þirketin konumu ve izlenen strateji bakýmýndan baþvurulan SWOT Analizine; þirketin rakipleri karþýsýndaki içsel ve dýþsal durumunun deðerlendirilmesi(otokritik), þirketin organizasyon yapýsý, rakipleri ile karþýlaþtýrýldýðýnda üstün yanlarý ile zayýf yanlarýnýn tespiti, tehditlerin algýlanmasý ve fýrsatlarýn yakalanmasý yolunu açan ve buna göre strateji oluþturulmasýný saðlayan bir yöntem biçimi de denebilir. Bu yöntemle hedeflenen; içinde bulunulan iç ve dýþ etkenler dikkate alýnarak, var olan güçlü yönlerimizden ve fýrsatlardan azami düzeyde yararlanacak, tehditlerin ve zayýf yanlarýmýzýn etkisini en aza indirecek plân ve stratejiyi belirlemektir. SWOT Analizi, sadece güçlü olduðumuz ve büyük fýrsatlarýn yattýðý alanlara odaklanmamýzý saðlamakla kalmayýp, zayýf olduðumuz ve gelecekte bizi bekleyen tehditleri de görmemize yardýmcý olur. 1. Taným : SWOT analizi için kýsaca, kurumun iç ve dýþ durumunun deðerlendirmesini içeren ve yönetim açýsýndan þu an ki konumunu ve Muhlis TURAN Fon Uzmaný Tahsilat Dairesi 44 gelecek açýsýndan da önünü görebilmeyi, bu baðlamda plân ve proje üretilebilmesi açýsýndan büyük kolaylýk saðlayan stratejik bir yönetim uygulamasý denilebilir. 2. Açýklamalar : Ýngilizce alt alta sýralanan kelimelerin baþ harflerinden oluþan SWOT kelimesinin açýlýmý; S - Strength (Þirketin güçlü yönlerinin tespiti) W-Weakness (Þirketin zayýf yönlerinin tespiti) O- Opportunity (Þirketin sahip olduðu fýrsatlarýn tespiti) T- Threat (Þirketin olasý risk ve piyasa tehditlerinin algýlanarak tespiti) þeklindedir. Baþka bir anlatýmla SWOT Analizi, iç ve dýþ faktörler de göz önünde bulundurularak, Kuvvetli yönlerimizin tespiti, Zayýf yönlerimizin ortaya konmasý, Fýrsatlarýn araþtýrýlmasý, Tehditlerin algýlanmasýný içeren bir yöntemdir. 4 kapsamlý bir analiz alanýný ifade etmektedir. S ve W harfleri ile ifade edilen analizin ilk kýsmý, kurumun güçlü ve zayýf yönlerinin (olumluolumsuz iþ akýþý ya da performansýnýn) belirlenmesi/ortaya konmasý kurumun "kendisini" ya da konumunu bilmesi anlamýnda önemli bir edinim ve bilgi saðlar. O ve T harfleri ile belirtilen analizin ikinci bölümü ise, daha çok dýþsal etkileri, piyasadaki oluþumu, kurumun burada olasý fýrsat ve tehditlere karþý "ne yapabileceðinin" bir analizidir. Yani ikinci kýsým, þu aný deðil, gelecekteki olasý geliþmelere yönelik bir durum GÖRÜÞ deðerlendirmesini içerir, bu açýdan biraz daha tahmine ve öznel verilere dayanýr. Bu anlamda SWOT Analizi, 4 kapsamý içeren 2 yönlü (hem iç hem dýþ) bir analiz tekniðidir. önemin verilip verilmediði ya da ne ölçüde verildiði, SWOT Analizinin her iki yönde de kurumsal iþlerliði ortaya koymasý açýsýndan o kuruma büyük olanak saðladýðýný ifade etmiþtik. Fakat bu olanaðýn iyi biçimde deðerlendirilmesi, firmanýn iç yapýsý ve iþ akýþýnýn, çalýþanlarýn durumunun, çevresel ortam ve çalýþma düzeninin, teknoloji düzeyinin, müþteri profilinin, kurum kültürünün, performans deðerlerinin, bilgi akýþýnýn ve diðer tüm unsurlarýn dikkate alýnmasý gerekir. Aksi takdirde, eksik bilgi ve yetersiz verilerle firma için gerçek sonuçlara ulaþýlmasý ve baþarýlý olunmasý güçleþebilecektir. Satýþ, pazarlama, ürün ya da hizmet kalitesi ve verimlilikte düþüþ olup olmadýðý 3. SWOT Analizinde Durum Deðerlemesi: Ýç ve dýþ durum deðerleri : SWOT Analizinde baþarýnýn temeli, doðru soruyu sorup doðru cevabý verebilmekte yatar. Deðerlendirmenin ilk kýsmý olan "mevcut durumun" ya da sürecin güçlü ve zayýf yanlarýnýn belirlenmesinde; deðerlendirilmesi gereken faktörlerin seçimi ve bunlara ait deðerlerin doðru belirlenmesi çok önemlidir. Örneðin herhangi bir firma için, mevcut durum deðerleri þöyle belirlenebilir ve burada belirlenen faktörler analizde sorulacak sorular olarak sýralanýr. Örneðin þirketin veya kurumun güçlü ve olumlu yönlerini belirleme kýsmýnda; Þirket ya da kurumu ileriye taþýyabilecek kapasite ve güçte(vizyon sahibi) kadroya sahip mi? Yeni teknoloji kullanýmýna açýk mý? Kalifiye ve üretken eleman istihdamýna yatkýn mý? Yeni ürün ve stratejiler(innovation) geliþtirebiliyor mu? Rekabete ve dýþa açýk mý? Þirketçe izlenen politikalar buna uygun mu? Kurum kültürümüzde aþýnma ya da eksikliðin söz konusu olup olmadýðý, mu? vb.gibi içsel yapýnýn zayýf ve olumsuz yönlerinin (W bölümü) tespit edilmesine yönelik sorular sýralanabilir. Dýþsal göstergeler ise "O" ile simgelenen potansiyel dýþsal fýrsatlar ve "T" ile simgelenen tehlikelerden/tehditlerden oluþur. Tehlike/Tehditlerle ilgili bu kýsýmlar için deðerlendirmeye alýnabilecek deðerleri þöyle özetleyebiliriz; Fýrsat yaratan deðerler; Rekabetçi ortamda fýrsat yaratan deðerlerin yakalanmasý, Teknolojideki hýzlý deðiþikliklerin takip edilmesi/Teknolojide ve iç-dýþ pazarlarda oluþan deðiþimleri yakalamakta geç kalýnmamasý, Devletin, hükümetin ya da uluslararasý kurumlarýn (AB gibi) politikalarýndaki deðiþiklikler, Ülkedeki ekonomik ve sosyo-kültürel yapýdaki geliþmeler, Olarak çeþitlendirilebilir. Tehdit ve risk yaratan deðerleri ise; Kurum olarak karþýlaþabileceðimiz engellerin neler olduðu, Mevcut ve potansiyel rakiplerimizin ne yapmakta olduklarý, Ürün ve hizmet üretirken, iç ve dýþ sektörde iþ, ürün veya hizmet standartlarýnýn deðiþip deðiþmediði, Durmadan ilerleyen ve deðiþen teknolojinin piyasadaki konumumuzu tehdit edip etmediði, Nakit durumumuzu zora sokacak finansal sorunlarýmýzýn var olup olmadýðý vb. gibi sorular çoðaltýlarak SWOT Analizinin "S" bölümü yani içsel güç ve baþarý durumu analiz edilmiþ olur. þeklinde belirtebiliriz. Benzer þekilde; 4. Sonuç : Kurumsal yapýda stratejik bir hedefleme eksikliðinin var olup olmadýðý, Lider, yönetici ve çalýþanlarýn yetenek ve bilgilerinde bir yetersizliðin söz konusu olup olmadýðý, Ar-Ge (araþtýrma ve geliþtirme)ye gerekli SWOT Analizinde baþarýnýn temeli, doðru soruyu sorup doðru cevabý verebilmekte yatar. Deðerlendirmenin ilk kýsmý olan "mevcut durumun" ya da sürecin güçlü ve zayýf yanlarýnýn belirlenmesinde; deðerlendirilmesi gereken faktörlerin seçimi ve bunlara ait deðerlerin doðru belirlenmesi çok önemlidir. SWOT analizinden beklenen baþarýnýn elde edilmesi; deðerlendirmeden anlamlý ve doðru sonuçlar çýkarýlmasýna, buna baðlý olarak kurumsal yapýnýn iç-dýþ durumunun belirlenmesine; analizde deðerlendirmeye alýnan faktörlerin deðerlerinin baþka analizlerle desteklenmesine baðlýdýr. Çevresel fýrsatlar 45 GÖRÜÞ SWOT analizi özetle, birbirinden baðýmsýz ve farklý analizlerle donatýlan ve desteklenen bir yapýya benzetilebilir. SWOT analizinde deðerlendirilecekse, örneðin müþteri istek ve düþüncelerinin belirlenmesi için "müþteri analizi" yapýlmalýdýr. Analiz sonucunda çýkacak müþteri beklentileri deðerleri, fýrsatlar hanesine yazýlabilmelidir. Benzer þekilde risk ve tehditler deðerlendirilmesi isteniyorsa iç ve dýþ pazarlardaki rekabet yapýsýný ve rakiplerin gücünü belirlemek için "rekabet analizi" mutlaka yapýlmalýdýr, burada çýkan deðerler de tehdit ve riskler bölümüne yazýlabilmelidir. Benzer þekilde piyasa yapýsýný öðrenmek için "pazar analizi", sosyo-ekonomik ve demografik yapýyý belirlemek, devletin ekonomi yönetimi politikalarýný deðerlendirmek için "çevre analizi", kurumun kendi iç durum ve performansýný öðrenmek için "performans analizi", þirketin-kurumun içinde bulunduðu piyasadaki faaliyet alanlarýnýn geniþliði ile ilgili "stratejik seçeneklerin belirlenmesi" gibi çok Kaynakça 1. http://www.soruman.com/swot-analizi 2. vizyon2023.tubitak.gov.tr/ etkinlikler/bilgilendirme 3. www.kobinet.org.tr/haber 4. http://www.kobitek.com/makale. 5. Doç.Dr. Elçin TAÞ Stratejik Yönetim 46 sayýda analiz ve teknikle SWOT analizi için yeterli veri ve bilgi aktarýlmalýdýr. Mali analiz çalýþmasý yapýlýrken, mali analizi yapýlacak þirketin içinde bulunduðu sektörde rakiplerine göre artý veya eksileri, örneðin borç ödeme gücü ya da likidite durumu, aktifin kalitesi, pasifin yapýsý, öz sermaye karlýlýðý vb.hususlar SWOT analizi yoluyla deðerlendirilebilir. SWOT analizi özetle, birbirinden baðýmsýz ve farklý analizlerle donatýlan ve desteklenen bir yapýya benzetilebilir. Swot analizinden net ve kapsamlý sonuçlar elde edebilmek için, çeþitli bilgi ve veri sunan baðýmsýz analizlere de ihtiyaç duyulabilir.Bu gibi analizlere baðlý olarak; daha net sonuçlara ulaþýlacaðý gibi, kurum yöneticilerinin karar almalarýnda da daha net öngörü ve gelecek için daha saðlýklý bir bakýþ açýsý kazandýrýlabilecektir. KÝTAP Ýktisadý Deðiþtirmek Alt Lejant Neoklasik Ýktisada Eleþtirel Bir Yaklaþým Gökmen Tarýk Acar Son küresel krizde bir banka batmamasýna raðmen Türkiye neden krizden bu kadar çok etkilendi? Büyük sermaye Balyoz Operasyonu'ndan sonra neden Türkiye'nin kredi notunun düþürülmesini bekledi? Ergenekon Soruþturmalarýný baltalamak için medya nasýl IMF'yi joker olarak sahaya sürdü? IMF neden hiçbir programýnda Silaha fazla para harcamayýn demiyor? Türkiye'de silah alýmlarý neden denetlenemiyor? Süleyman Yaþar, tarihsel bir perspektif dahilinde Türkiye'deki derin ekonomik yapýlanmanýn þifrelerini çözümlüyor, ekonomi' mahreçli birçok olayýn ve haberin röntgenini çýkarýyor. Bu kitabý okuduðunuzda, Türkiye manzarasýnýn sadece görünenden ibaret olmadýðýný anlayacak, ekonomi haberlerini baþka bir gözle deðerlendirecek ve þu gerçekle tanýþacaksýnýz: Ekonomi, sadece ekonomi deðildir! Ýktisatta temel ve hâkim yaklaþým durumundaki neoklasik iktisat, ortaya çýktýðý andan itibaren kapitalizmin mütemmim cüzü olarak, sistemi tekrar ve tekrar üretiyor. Görünmez bir elin her zaman doðal düzeni saðladýðý, piyasalarý dengeye getireceði, bireysel çýkarlarýný gözeten insanlarýn toplumun refahýný da saðlayacaðý, fiyat mekanizmasýnýn düzgün iþlediði fikri, öteden beri iktisatçýlarýn analizlerine temel oluþturuyor. Oysa iktisadý, çok da gerçekliði olmayan salt matematik veriler üzerinden algýlayan, fizik gibi doða bilimleriyle eþ tutan bu anlayýþ, dünya üzerindeki milyarlarca yoksul, aç, son derece geri koþullarda yaþayan insaný açýklamanýn çok uzaðýnda. 2000lerin baþýnda Fransa'da bir grup iktisat öðrencisinin yayýmladýðý bir bildiriyle baþlayan Post Otistik Ýktisat anlayýþýnýn yarattýðý dalgayla ortaya çýkan, neoklasik iktisadýn bu hastalýklý haline getirilen eleþtiriler çerçevesinde þekillenen kitap, iktisat ders kitaplarýndan baþlayarak, hâkim düþünce sistematiðinde yeni ve matematiðe baðlý olmayan sosyal bir bakýþ öneriyor. Ýktisadýn, sadece para ve matematik formülasyonlar olmadýðýnýn, neoliberalizmin doymak bilmez azgýnlýðýna karþý baþka bir iktisadýn gerekliliðinin altýný çiziyor. Ýktisada farklý bir perspektiften bakmak, iktisatçýlarýn yarattýðý illüzyonlarý kavramak isteyenler için olduðu kadar, iktisat öðrencileri için de önemli bir kaynak. Derin Ekonomi Ekonomi / Politika / Siyaset Süleyman Yaþar Siyaset ve bürokrasideki derin yapýlanmalarýn ekonomiyle ne gibi bir ilgisi var? Küresel kriz bahane edilerek 2009'da neden ve nasýl Türkiye'de ekonomik kriz ve sosyal kargaþa çýkartýlmak istendi? 21. Yüzyýlda Karl Polanyiyi Okumak (Piyasa Ekonomisi) Yazarý: Kaan Aðartan, Ayþe Buðra Polanyinin ilkel ve antik ekonomiler üzerine yapýlmýþ antropolojik araþtýrmalarýn bulgularýndan yararlanarak 19. yüzyýl piyasa ekonomisini karþýlaþtýrmalý tarihsel bir perspektifle ele aldýðý çalýþmalarýnda merkezî sorun bellidir: Toplumun, piyasa mantýðýna siyasi iradeyi baltalayacak þekilde boyun eðmesi. Ancak Polanyi sadece bir akademik figürden ibaret deðildir; siyasi gündemi olan bir araþtýrmacý, karmaþýk bir toplumda bireysel özgürlüðün temeli ile derinden ilgilenen, Marksist olmayan bir sosyalisttir. Polanyi piyasa ekonomisinin kendiliðinden ortaya çýkmýþ bir olgu olmadýðýný, aksine emek, toprak ve parayý meta olarak gösteren birtakým kurumsal deðiþiklikler aracýlýðýyla gerçekleþtirilen bir siyasi proje olduðunu güçlü bir biçimde savunmuþtur. Ýþte bu derleme de söz konusu metalaþma sürecinin günümüzdeki dinamiklerini inceliyor. Piyasa ekonomisinin doðal bir düzen olduðuna dair liberal algýnýn etrafýndaki gizem perdesini daðýtmaya odaklanýyor. Kamil OÐUZ Fon Uzman Yrd. Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müdürlüðü 47 DÜNYADAN HABERLER Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu ile Ukrayna Mevduat Garanti Fonu DGF arasýndaki iþbirliði ve iletiþimin artýrýlmasý amacýyla, iki kurum arasýnda 1 Aralýk 2010da Ýstanbulda üç yýl süreli bir Mutabakat Zaptý imzalanmýþtýr. TMSF- DGF Mutabakat Zaptý Fatih DENÝZ Fon Uzmaný Strateji Geliþtirme Dairesi 48 1 3 Aralýk 2010 tarihleri arasýnda Kurumumuza çalýþma ziyaretinde bulunan Ukrayna Mevduat Garanti Fonu DGF heyetine Kurumumuzun misyonu, yetkileri, tarihi arka planý, temel fonksiyonlarý, idari yapýlanmasý ve geçirdiði dönüþüm, finansal güvenlik aðý, BDDK ile iliþkiler, risk esaslý prim sistemi, risk izleme, raporlama ve analiz, 2001 finansal krizi, müdahale ve çözümleme tecrübesi, yeni çözümleme süreci ve batýk banka eylem planý, Kurumumuzun banka çözümlemesi ile ilgili yetkileri, varlýk yönetimi ve çözümleme yöntemleri, 5411 sayýlý bankacýlýk kanunu, banka hâkim ortaklarý, yöneticileri ve denetçileri ile ilgili sorumluluklarý, TMSF insan kaynaklarý yönetimi, bilgi iþlem sistemleri ile basýn ve halkla iliþkiler gibi konularda bilgiler aktarýlmýþ ve sorulan sorulara cevaplar verilmiþtir. araþtýrmasý, ERC Baþkan ve Baþkan Yardýmcýsýnýn seçilmesi, ERC stratejileri ve IADI hedeflerine katkýlarý ile 2011 yýlýnda yapýlmasý planlanan seminerler gibi konular ele alýnmýþtýr. Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu ile Ukrayna Mevduat Garanti Fonu DGF arasýnda Aralýk 2010da imzalanmýþ olan Mutabakat Zaptý çerçevesinde, 15 17 Þubat 2011 tarihleri arasýnda Ukraynanýn Kiev kentinde Ukrayna Mevduat Garanti Fonu DGF ev sahipliðinde TMSF temsilcileri tarafýndan Mevduat Sigortacýlýðý ve Çözümleme: TMSF Tecrübesi konulu bir Seminer verilecektir. Seminerde finansal güvenlik aðý, risk esaslý prim sistemi, banka çözümleme, batýk banka eylem planý, 5411 sayýlý bankacýlýk kanunu, sorumluluk davalarý gibi konular ele alýnacaktýr. Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði (IADI), Asya - Pasifik Bölgesel Komitesinin (APRC) yýllýk toplantýsý ile Krizlerin Mevduat Sigortacýlarýna Öðrettiði Dersler ve Arz Ettiði Tehlikeler konulu uluslararasý konferans Tayland Mevduat Koruma Ajansý DPA ev sahipliðinde 19 21 Ocak 2011 tarihlerinde Taylandýn Bangkok kentinde gerçekleþtirilmiþtir. Konferansta krizin etkisi ve finansal sistemin istikrara kavuþturulmasý, güvenlik aðý aktörlerinin krizdeki rolü, sorunlu banka çözümlemesinde ülke tecrübeleri, gelecekteki tehlikeler, banka çözümlenmesinde IADI rehberi gibi konular ele alýnmýþtýr. Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði 32. Ýcra Kurulu Toplantýsý ve Daimi Komite Toplantýlarý Ürdün Mevduat Sigorta Kurumu (JODIC) ev sahipliðinde 21 24 Þubat 2011 tarihlerinde Ürdünün Ölü Deniz kentinde gerçekleþtirilecektir. Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði (IADI), Avrupa Bölgesel Komitesinin (ERC) yýllýk toplantýsý 27 29 Ocak 2011 tarihlerinde Çek Cumhuriyetinin Prag kentinde Kurumumuz temsilcilerinin de katýlýmý ile gerçekleþtirilmiþtir. Toplantýda mevduat sigortacýlýðý asli prensipleri için metodoloji geliþtirilmesi, görüþülmesine devam edilen yeni AB Mevduat Sigortacýlýðý Direktif taslaðý ile ilgili durum raporu, mevduat sigortacýlarýnýn karþýlaþtýðý dolandýrýcýlýk eylemleri, geri ödeme süreci ile ilgili IADI Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði (IADI), Latin Amerika Bölgesel Komitesinin (LARC) 8. Yýllýk Toplantýsý Kolombiya Finansal Kurumlar Garanti Fonu (FOGAFIN) ev sahipliðinde 9 11 Mart 2011 tarihlerinde Ko l o m b i y a n ý n C a r t a g e n a k e n t i n d e gerçekleþtirilecektir. TÜRKÝYEDEKÝ TASARRUF MEVDUATI HESAPLARININ SÝGORTALANMASINA ÝLÝÞKÝN SORULAR ve CEVAPLAR Tasarruf Mevduatý ve Katýlým Fonu sigortasý nedir? Tasarruf mevduatý ve katýlým fonu sigortasý, mevduat ve katýlým fonu toplamaya yetkili mevduat ve katýlým bankalarýnýn (kredi kuruluþlarýnýn) Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafýndan faaliyet izinlerinin kaldýrýlmasý durumunda, mevduat ve katýlým fonu hak sahiplerinin maruz kalacaðý kayýplarýn devlet veya bu amaçla kurulmuþ özel bir kurum tarafýndan kýsmen ya da tamamen ödenmesinin garanti edilmesidir. Türkiye'de mevduatýn ve katýlým fonlarýnýn sigortalanmasý yetki ve görevi kamu tüzel kiþiliðini haiz Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu'na (TMSF) aittir. Türkiye'de hangi bankalar mevduat ve katýlým fonu sigorta sistemine dahildir? Türkiye'de faaliyet gösteren, mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili yerli ve yabancý tüm kredi kuruluþlarý ile merkezi yurt dýþýnda bulunan kredi kuruluþlarýnýn Türkiye'deki þubelerinde bulunan mevduat ve katýlým fonlarý sigorta sistemine dahildir. Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta primleri kim tarafýndan ödenir? Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta primleri ilgili kredi kuruluþu tarafýndan TMSF'ye ödenir. Türkiye'de tüm mevduatlar ve katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Türkiye'de faaliyet gösteren bir kredi kuruluþunun yurt içi þubelerinde gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere konu olmayan Yeni Türk Lirasý, döviz ve kýymetli maden cinsinden; a) Tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamýnýn, b) Katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarýn, 50 bin YTL'ye (ellibin YTL) kadar olan kýsmý sigorta kapsamýndadýr. Yurt dýþýnda yaþayan kiþilerin mevduatlarý veya katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Yurt dýþýnda yaþayan yerli ya da yabancý gerçek kiþilere ait yurt içi þubelerde bulunan tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamý, katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarý sigorta kapsamýndadýr. Türkiye'de faaliyet gösteren kredi kuruluþlarýnýn yurt dýþý þubelerinde açýlan mevduat, katýlma ya da özel cari hesaplarý sigorta kapsamýna dahil midir? Bir gerçek kiþinin birden fazla bankada hesabý bulunmakta ise, her bir bankadaki hesap veya hesaplarýnýn, belirtilen limite kadar olan kýsýmlarý (limitler her bir banka için ayrý ayrý geçerli olmak üzere) garanti kapsamýndadýr. Ticari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr? Gerçek veya tüzel kiþiler adýna açýlan ticari iþlemlere konu olan hesaplar (münhasýran çek keþide edilmesi hariç) sigorta kapsamýnda deðildir. Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigortaya tabi midir? Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigorta kapsamýnda deðildir. Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý, yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya katýlým fonu kabul edebilirler mi? Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya katýlým fonu kabul etmeleri, evrak ya da cüzdan bulundurmalarý, personel istihdam etmeleri, bu kuruluþlarýn reklamýný yaptýrmak suretiyle müþterilerini anýlan kuruluþlara yönlendirmeleri, bu ve benzeri yöntemler kullanarak yurt dýþýnda kurulu kuruluþlar adýna mevduat ve katýlým fonu kabul etmeleri yasaktýr.. Mevduat ve katýlým fonu sigortasýna tabi olmayan diðer hesaplar hangileridir? 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu'nun 63 üncü maddesinin üçüncü fýkrasý uyarýnca, 07.11.2006 tarihli ve 26339 sayýlý Resmi Gazete'de yayýnlanan Sigortaya Tabi Mevduat ve Katýlým Fonlarý ile Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair Yönetmeliðin 5 inci maddesi uyarýnca; a) Kredi kuruluþunun hakim ortaklarý ile bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar, b) Kredi kuruluþunun yönetim veya müdürler kurulu baþkan ve üyeleri, genel müdür ve yardýmcýlarý ile bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar, c) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayýlý Türk Ceza Kanunu'nun 282 nci maddesindeki suçtan kaynaklanan malvarlýðý deðerleri kapsamýna giren mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar sigortaya tabi deðildir. Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým araçlarý sigorta kapsamýnda mýdýr? Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým araçlarý TMSF'nin sigorta kapsamýnda deðildir. Serbest bölgelerde kurulu kredi kuruluþlarýnda bulunan mevduat, katýlým ya da özel cari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr? Serbest bölgelerdeki bankacýlýk faaliyetlerinin 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu kapsamýnda bulunmasýndan hareketle, kredi kuruluþlarýnýn serbest bölgelerdeki þubeleri nezdindeki hesaplarý da sigorta kapsamýndadýr. TMSF tarafýndan bankacýlýk faaliyetine devam etmekte olan bir kredi kuruluþundaki mevduat/katýlým fonu ile ilgili olarak sigorta kapsamýnda ödeme yapýlýr mý? TMSF, 5411 sayýlý Kanunun 63 üncü maddesinin altýncý fýkrasý uyarýnca yalnýzca faaliyet izni kaldýrýlan kredi kuruluþlarý nezdinde bulunan ve doðruluðu hiçbir þüpheye yer vermeyecek þekilde kanýtlanan mevduat ve katýlým fonunun sigorta kapsamýndaki kýsmýný öder.