İLKÖĞRETİMİMİZİN GELİŞİMİ ve BUGÜN GELİNEN NOKTA GİRİŞ I
Transkript
İLKÖĞRETİMİMİZİN GELİŞİMİ ve BUGÜN GELİNEN NOKTA GİRİŞ I
İLKÖĞRETİMİMİZİN GELİŞİMİ ve BUGÜN GELİNEN NOKTA Ali Rıza ERDEM Pamukkale Üniversitesi. Eğitim Fakültesi, Öğretim Üyesi E-mail: arerdem@pamukkale.edu.tr WEB: http://arerdem.pamukale.edu.tr ÖZET Zorunlu eğitim kademesi olan ilköğretimin amacı toplumdaki "ortak vatandaş tipi” ni yetiştirmektir. Bu açıdan bakıldığında toplumsal faydası diğer öğretim kademelerinden daha fazladır. Selçuklularda olduğu gibi Osmanlılardaki eğitimin ilk basamağı olan sıbyan mekteplerinde her ne kadar dini eğitimin yanında günlük yaşayışın gerektirdiği bilgilere yer veriliyorsa da dünyevi ihtiyaçlarını ön plana alan insan yetiştirme amacı güdülmemiştir. Cumhuriyet dönemi diğer tüm alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da ilklerin ve yeniliklerin olduğu bir dönem olmuştur. Eğitim alanında yapılan yenilikler öncelikle ilköğretim kademesindedir veya ilköğretim kademesini diğer kademelere göre daha fazla etkilemiştir. Uzun süren kesintili/kesintisiz zorunlu ilköğretim tartışmalarından sonra 18 Ağustos 1997 tarihinde meclisin kabul ettiği ve 23084 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 4306 Sayılı Kanun gereği 1997–1998 öğretim yılından itibaren ülke genelinde sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretime geçilmiştir. Toplumdaki "ortak vatandaş tipi” ni yetiştirme amacına yönelik ilköğretimin toplumun devamında önemi büyüktür. Bu nedenle süresinin artırılması kadar niteliğinin de artırılması beklenir. Bunun gerçekleştirilmesi için önce uygulamaya yön verecek ilköğretim mevzuatının, öğretim programlarının ve uygulamaların önce “toplumsal gelişme ve değişmelerin önünde olması, onları belirlemesi ve yön vermesi”; sonra “uygulamalardaki eksiklik ve hatalardan dönüt alınarak sürekli geliştirilmesi” gerekmektedir Anahtar kelimeler Zorunlu eğitim, ortak vatandaş tipi GİRİŞ Zorunlu eğitim kademesi olan ilköğretimin amacı toplumdaki "ortak vatandaş tipi” ni yetiştirmektir. Bu açıdan bakıldığında toplumsal faydası diğer öğretim kademelerinden daha fazladır. Toplumsal faydası diğer öğretim kademelerinden daha fazla olduğundan toplumlar ilköğretim kademesine her zaman ayrı bir önem vermişlerdir. I-OSMANLI DÖNEMİNDE İLKÖĞRETİM Selçuklularda olduğu gibi Osmanlılardaki eğitimin ilk basamağı olan sıbyan mekteplerinde her ne kadar dini eğitimin yanında günlük yaşayışın gerektirdiği bilgilere yer veriliyorsa da dünyevi ihtiyaçlarını ön plana alan insan yetiştirme amacı güdülmemiştir. 1.1-XIX. YÜZYILA KADAR OSMANLIDA İLKÖĞRETİM Osmanlılarda eğitim sisteminin ilk basamağını teşkil eden sıbyan okullarının öğretmenleri birer din adamları, müderrisleri(profesörleri) ise derecelerine göre din bilgini veya devrin matematik ve mantığına çok az aşina olan din adamlarıydı. 1 Buna göre Osmanlı eğitim sisteminin ilk basamağını oluşturan sıbyan okullarının genel özellikleri şunlardı: Eğitimin temel amacı dinidir Yöntem olarak nakilci ve ezbercidir. Kızlara açıktır. Osmanlıca dediğimiz yapay bir dil gelişmiştir. Okul: Sıbyan mektepleri Osmanlı devletinin ilkokullarıdır. Osmanlılar Selçuklulardan ve öteki İslam ülkelerinden mektep, küttap denilen ilköğretim düzeyinde okullar aldılar. Halk arasında bunlara mahalle mektebi, sıbyan mektebi denilmekteydi. Devlet adamları varlıklı kişiler ve vakıflar yoluyla köylerde ve bazı mahallelerde elbirliğiyle kurulurdu, öğretmen ücretini de veliler öderdi 2 Bu okullara öğrencilerin devam zorunluluğu yoktu. Program: Sıbyan mektepleri 3 yıllık bir öğretimle Kur’an okumayı, dini bilgi ve becerileri, birazda okuma ve hesap yapmayı öğreten daha çok cami veya mescit bitişiğinde açılan bir okuldu 3 5–6 yaşındaki kız –erkek her çocuk gidebilirdi. Bu okullarda çocuklara kıraat (okuma), inşa (yazım), amal-ı arbaa (dört işlem matematik) ve ilmihal bilgileri verilirdi. Böylece her Osmanlı vatandaşı ilkokul çağında kendi diliyle okuyup- yazmayı, Kur’an-ı Kerim okumayı ve yeterli ilmihal bilgisini öğrenmiş olurdu.4 Öğretmen: Bu okullarda görev yapacak olanlar için belirli bir okul veya devlet politikası yoktu. Medreselerde biraz okumuş, kendi kendine okuma yazma öğrenmiş davranış olarak ağır başlı kişiler sıbyan mekteplerine muallim olmuşlardır. Bunlar genellikle bitişik caminin de imamıydılar Öğretim Yöntemleri: Öğretim yöntemi olarak ezberci ve nakilci yöntem kullanılırdı. Öğretmen öğrencilerin önünde minder üzerinde bağdaş kurarak otururdu. Toplu öğretim yöntemi daha çok kullanılırdı. Okuma yazma geleneksel heceleme yöntemiyle öğretilirdi. Bazen hocanın yardımcısı (kalfa) veya çalışkan bir öğrenci çocuklara derslerini okutur, onlar da gösterilen kısmı iki yanlarına sallanarak, uğultu içinde tekrar eder dururlardı. Felsefe: Medresenin ilk basamağı olan sıbyan mekteplerindeki felsefe “İslam inançlarına göre birey” yetiştirmekti. “Bir lokma, bir hırkaya razı olan insan tipi “ amaçtı. İyilik ve kötülüğün Allah’tan geldiğine inanıp razı olmalıydı. 5 1 Koçer, H. A. (1987) Türkiye’de Modern Eğitimin Doğuşu 1773–1923 Ankara: Uzman Yayınları, No:1, s. 5 Akyüz, Y. (1994) Türk Eğitim Tarihi (Başlangıçtan 1993’e) İstanbul: Kültür Koleji Yayınları 4, s.72 3 Başaran, İ. E. (1988) Eğitim Yönetimi Ankara: Gül yayınevi, s.94 4 Baltacı, C. (1996 ) “Osmanlı Eğitim Sistemi” Yeni Türkiye, 2 (7), 467 5 Koçer , a.g.e., s.5 2 Disiplin: Ana babalar çocuklarını hocaya teslim ederken elini öptürürler “eti senin kemiği benim” derlerdi. Bu sözle hocaya çocuklarını dövebileceğini ifade etmiş olulardı. Dayak eğitimde disiplini sağlamanın en önemli aracıydı. Disiplin falakayla sağlanırdı. Oğlanların tabanlarına, kızların ellerine vurulurdu. Ödüllendirme ise sadece “aferin” sözüydü. 6 1.2-XIX. YÜZYILDA OSMANLIDA İLKÖĞRETİM 19 yüzyılda ilköğretim alanında birçok yenilikler yapılmıştır. 1.2.1-İlköğretim Zorunluluğunun Getirilmesi İlköğretim zorunluluğu ilk defa II. Mahmut döneminde getirilmiştir. 7 II. Mahmut’un 1824 yılında çıkardığı ferman ilköğretimi geniş olarak ele alan ve ilköğretim zorunluluğu getiren ilk resmi belgedir. Bu ferman o zaman kadar devleti ilgilendirmeyen, sadece vakıf yoluyla gelişen ilköğretim bütün halka yaymak ve mecburi yapmak amacını taşıdığından önemli bir yeniliktir. Fakat hiçbir ciddi teşkilatlanma, eğitim araç ve gereçlerinin finansmanı ve öğretmeninin yetiştirilmesi düşünülmediğinden emir sadece kâğıt üzerinde kalmıştır. 1824’te II: Mahmut’un fermanıyla İstanbul’daki sıbyan okulları için konulan “Müslüman çocuklarının okula devam etme “zorunluluğu taşradaki sıbyan okullarına da yayılmak istenmiş ise de başarı sağlanamamıştır. 8 II. Mahmut’un ilköğretimde “her şeyden evvel dini zaruretlerin öğretilmesini” tavsiye etmesi o dönem Osmanlı âleminin Avrupa’daki Frobel, Pestalozzi gibi eğitimcilerin katkısıyla gelişen pedagojiden ve eğitimin karakter geliştirme esasına doğru gitmesinden ne kadar habersiz olduğunu gösterir. 1.2.2- Rüşdiyelerin Açılması Rüşdiye kesintisiz ilköğretim uygulamasının kabulünden önceki ilköğretim kurumlarından ortaokula; bugünkü uygulamaya göre de ilköğretim ikinci kademeye denk gelen bir okuldur. Başlangıçta ortaöğretimin hazırlık basamağı olarak düşünülen rüşdiyeler 1869’da idadilerin orta öğretim basamağı olarak görülmesiyle ilköğretimin içinde kaldı Gerek o dönem açılan askeri okullara öğrenci hazırlamak, gerekse devlete iyi memur yetiştirmek amacıyla “rüşt çağındaki çocukların devam edeceği okul” anlamına gelen rüşdiye okullarının açılmasına 1838 de “Meclis-i Umur-u Nafia” ve “Meclis-i Ahkâm-ı Adliye” ce karar verildi Ayrıca bir kanunla “devlet dairelerine memur olacak olan efendilerin bu mekteplerden mezun olmalarının şart koşulması” kararlaştırılmıştır. 6 Akyüz a.g.e.,s.75 a.g.e.,s.131 8 Başaran, İ.E. (1993) Türkiye Eğitim Sistemi Ankara: Gül Yayınevi, s.76 7 1.2.3-İlköğretimde Yenilik ve Gelişmelerin Başlaması Abdülmecit’in 1845 yılında yayınlattığı Hatt-ı Hümayünle başlar. Bununla eğitim alanında şu tedbirlere başvurulması istenmiştir. 9 Halkın cehaleti giderilmeli Her düzeyde eğitim ele alınmalı Dine uygun olduğu kadar dünya için de eğitim verilmeli Okullar ülkenin uygun olan her yerinde açılmalı Bunları gerçekleştirmek üzere bir Eğitim Geçici Meclisi kuruldu. Bu meclis 1849’da “Genel Meclis” adını aldı Geçici Maarif Meclisinin İlköğretimle İlgili Kararları : “Geçici Maarif Meclis” nin ilköğretimle ilgili aldığı kararlar şunlardır: İlköğretimi verecek sıbyan okulları ıslah etmek, rüşdiye okullarını daha fazla geliştirmek Okulların kitaplarını yazacak, yönetmeliği bulunan bir uzmanlar toplantısı olan “Encümen-i Daniş”i bir kararname ile kurmak Okulların eğitim problemleriyle ilgilenecek “Meclis-i Maarif-i Umumiye”yi kurup faaliyete geçirmek Sıbyan Okullarını Islah Teşebbüsleri: 8 Nisan 1847’de ilk defa düzenlenen “ilkokul program ve yönetmelikleri” yayınlanmıştır. Kemal Efendinin Metakib-i Umumiye Müdürü bulunduğu sırada “Sıbyan Okulu Hocaları Talimatnamesi” olarak Maarif meclisi tarafından hazırlanmış olan bu yönetmelik sıbyan okulları programını düzenlemeye yönelik esaslı bir teşebbüstür. Bu yönetmeliğe göre: 10-11 Falaka şeriatta olmadığı için yasaklanmıştır. Sadece cezalı öğrenciye güler yüz gösterilmez. Fakat velinin izniyle dövülebilir. 7 yaşına basan her çocuk okula devama mecburdur. Daha küçük yaştaki çocukların okula başlatılması anne ve babaların isteğine bırakılmıştır. Mahalle imam ve muhtarları çocukların okula devam edip etmediklerini araştırmaya mecburdurlar. 7–11 yaşları arasındaki ailenin geçimini sağlayan çocuklar din akidelerini öğrenmek üzere her sabah birer saat gelmeye mecburdurlar. Öğrenim süresi 4 yıldır. Ancak 7 yıl devam edebilir. 7 yılın sonunda başaramazsa devamı anne-babanın isteğine bırakılır. Okulları teftiş etmek ve hocalara yol göstermek üzere müfettişler de vardır. Bunlara “Mektep Mu’ini” denir. Öğretmenlere ücret verilecek, hocalar bahşiş ve kömür parası kabul etmeyeceklerdir. Bu talimattaki yeni ve ilerici unsurlar şunlardır.12 Dini bilgilerin yanı sıra yeni derslerin konmuştur. 9 Berker, A. (1945) Türkiye’de İlköğretim Ankara, s.165 Koçer , a.g.e.,s.58-60 11 Akyüz ,a.g.e.,s.140-142 12 Koçer, a.g.e., s.60 10 Metotlu öğretime doğru ilk adımların atılmıştır. Okulların imkân nispetinde tertiplenmek istenmiştir. Öğretimin 4 yıl olarak tespit edilmiştir. Okuma ile yazma aynı önemde tutulmuştur. 1848 Eylülünde “Metakib-i Umumiye Müdürlüğü” “Umumiye Nazırlığı”na çevrilmiştir. Türkçe’de gerekli kitapların çoğaltılmasına çalışmak üzere Darülmaarif binasında “Encümen-i Daniş” kurulmuştur. Bu Osmanlı Devletinde kurulmuş ilk ilim topluluğuydu 13 Islahat Fermanında yer verilmiş olan ilköğretim zorunluluğu 1876 Anayasasında da yer almıştır. Buna göre Osmanlı ülkesindeki tüm milletler okul açma hakkını kazanmaktaydı. Eğitim işleri de Müslim ve gayri Müslim üyelerden oluşan bir karma Meclis-i Maarifçe denetlenecekti. 14 “Metakib-i Umumiye Nezareti” nin adı değiştirilerek “Maarif-i Umumiye Nezareti” olmuş ve başına da Abdurrahman Sami Paşa getirilmiştir. Sıbyan okullarının sayısı II. Meşrutiyet’in sonuna doğru azalmıştır. Bu azalmada iptidaiye okullarının sayısının çoğalmasına etkili olmuştur. Kız Rüşdiyelerin Açılması: 1859’a kadar sıbyan mekteplerinin üstünde kız öğrencilerin devam ettikleri bir müessese yoktu. 1859 yılında kız rüşdiyelerin açılmasına karar verilmiş ve ilk olarak da Sultanahmet'’e bir kız rüşdiyesi açılmıştır. Kız rüşdiyeleri açılınca, Türk toplum hayatına kadın çalışanlar “muallime hanım” olarak girdi 15 İptidai Mekteplerin Açılması: 1862’de sıbyan okullarının yerine yeni “İbtidai Mektepler” kurulmasına karar verildi. 3’er yıllık iki devreden oluşan ve böylece sıbyan-rüşdiye okullarını kapsayan bu 6 yıllık okulların açılmasıyla yenilik girişimleri ilköğretim düzeyine indi 16 İlköğretimi Yayma Gayretleri: Padişah II. Mahmut’un fermanına benzer hatta onu teyid eder diyebileceğimiz ikinci bir ferman 23 Mayıs 1963’de yayınlamıştır. 10 Şubat 1864 yılında da çıkarılan bir nizamnameyle nezaret “genel okullar” ve “özel okullar” dairesi olmak üzere 2 kısma ayrılmıştır. 1868 yılında da Sıbyan okullarına, Rüşdiyelere ve İptidai mekteplere öğretmen yetiştirmek üzere Darülmuallimin-i Sıbyan faaliyete geçirildi. Yine bu yıllarda görev yapa öğretmenleri iş başında yetiştirmek üzere “seyyar öğretmenler” gönderilmiştir. 13 a.g.e.,s.61 Başaran, Eğitim Yönetimi, s.96–98 15 Ortaylı, İ. (1996) “ Maarifin Son 150 Yıldaki Serencamı” Yeni Türkiye, 2 (7), 464 16 Başaran, Eğitim Yönetimi, s.98 14 1.2.4-İlköğretimde Usul-İ Cedit Usul-i Cedit, Tanzimat sonlarından itibaren daha çok ilköğretimde ders araçları ve öğretim yöntemleri alanındaki yenileşmeleri anlatmak için kullanılan terimdir. 17 Usul-i Cedid ders araç-gereçleri konusunda yenileşme, özellikle öğretmenlerin geleneksel öğretim yöntemlerini bırakıp yeni ve etkili öğretim yöntemleri uygulaması demektir. Ayrıca yayınlanan ilk eğitim ve öğretim yöntemi kitapları ve ders araçlarının gelişmesi de usul-i cedit hareketinin kapsamına girer. Selim Sabit Efendinin usul-i cedit hareketinde önemli bir payı vardır. Ancak Selim Sabit Efendinin usul-i cedit çalışmaları da engellerle karşılaşmıştır. Sıbyan mekteplerinde usul-i cedit: Geleneksel sıbyan mekteplerinin yanında usul-i cedit adı adında yeni okullar kurulmaya başlandı. Bu okullarda “usul-i savtiye” denen harflerin seslerine dayanan ve kelimeyi doğrudan okuma yöntemi benimsenmiştir. 1870’de öğrenci sırası, öğretmen masası, harita, yerküre gibi ders araçları bu okullara girmiştir. Rüşdiyelerde usul-i cedit: Sıralar ve haritalar kullanılmaya başlanmış. Öğretimde ezber yerine de yeni metotların uygulanmasına geçilmiştir.18 1847’de İstanbul’da beş adet örnek olarak açılan Rüşdiye’de Mekatib-i Umumiye Müdürü Ahmet Kemal Efendi altı ay kadar kendi yöntemine göre öğretim yapmıştır. Rüşdiyelerde usul-i cedit hareketi, sıbyan mekteplerinkinden daha kolay ve çabuk yayılmıştır. 1.2.5-İlköğretimde Denetimin Başlaması Türk eğitim sisteminde ilköğretim düzeyinde denetim hizmetinin Tanzimat Döneminde başladığı görülmektedir. İlk kez 1846 tarihli “Sıbyan Metakibi Hocaları Efendilere İta Olunacak Talimat “ adlı bir yönetmelikte .”Metakibi Muin” olarak ilkokullar müfettişliğinden söz edilmektedir. Bu dönemde denetim hizmetlerinin “İl Eğitim Kurulları” nın üyeleri tarafından yürütüldüğü görülmektedir. 19 Okulları teftiş eden ve hocalara yol gösteren müfettişlere “Mekteb-i Muin” denmekteydi 20 Maarifi Umumiye Nizamnamesinin 25. Maddesi “Öğretim Kurulu”na denetim yetkisi vermiştir Buna göre “çocukları okutma hususunda liyakat ve ehliyeti görülmeyen, öğrenim usullerini verilen direktif dâhilinde yerine getirmeyen, şube tarafından tebligatı yolunda icra etmeyen ve devamsızlığı görülen öğretmenler şube tarafından hemen azledilirler, meslekten atılırlar, bu çıkarılanlar yerine şubece seçilen öğretmenlerin tayini hususunda şubeler bağlı bulundukları öğretim kuruluna durumu bildirirler. 17 Akyüz ,a.g.e.,s.180 Başgöz, İ. & Wilson, H.E. (1968) Türkiye Cumhuriyetinde Eğitim ve Atatürk Ankara: Dost Yayınları, s.4 19 Aydın, M. (1986) Çağdaş Eğitim Denetimi Ankara, s.137 20 Koçer ,a.g.e., s.60 18 II-CUMHURİYET DÖNEMİNDE İLKÖĞRETİM Cumhuriyet dönemi diğer tüm alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da ilklerin ve yeniliklerin olduğu bir dönem olmuştur. Eğitim alanında yapılan yenilikler öncelikle ilköğretim kademesindedir veya ilköğretim kademesini diğer kademelere göre daha fazla etkilemiştir. 2.1-BİR BÜYÜK EĞİTİMCİ: ATATÜRK Cumhuriyetin ilk yıllarında eğitim alanında yapılan yenilikler, ileriyi görebilen lider Atatürk'ün eğitimimize gerçekçi açıdan bakması, sorunları doğru tespit edip çözüm önerilerini uygulamaya geçirmesinden başka bir şey değildir. Atatürk'e göre eğitimin sorunları ve çözüm önerileri şunlardır: 21 Toplumumuzda yaygın olarak bilgisizlik hâkimdir, kısa zamanda giderilmelidir. Kullanılan eğitim yöntemleri uygun değildir, çağdaş olmalıdır. Çocuk üzerinde aile baskısı vardır, aileler eğitilmelidir. İstikrarlı bir eğitim politikası yoktur, bir eğitim politikası en kısa zamanda oluşturulmalıdır. Eğitimimiz milli değildir, milli olmalıdır. Eğitimimiz bilimsel değildir, bilimsel bulgulara dayanmalıdır. Atatürk ayrıca 1924 yılında John Dewey'e eğitimin sorunları ve çözümleri konusunda 2 ay inceleme yaptırtarak sonuçlarını ve çözüm önerilerini içeren 2 rapor almıştır. Bu Atatürk'ün bilimselliğine, bilimsel tutum ve davranışına, sorunlara bilimsel yaklaşılması inancına iyi bir örnektir.22 2.2-YOKLUK YILLARINDA İLKÖĞRETİM ALANINDAYAPILAN İNKILÂPLAR Cumhuriyetin ilk yılları her alanda yokluk yıllarıdır. Savaştan yeni çıkıldığından madde ve insan kaynağının büyük bir kısmı yitirilmiştir. Ama en önemli kayıp o devirde en çok ihtiyaç duyulan yetişmiş insan gücü (öğretmen, mühendis doktor, subay) Çanakkale'de, Sakarya'da kaybedilmiştir. Savaşın en büyük kaybı budur. Bu kayıp sosyal, ekonomik, kültürel alanlardaki başlatılacak hamleleri geciktirdiği, kısıtladığı gibi eğitim alanında da yeniliklerin gecikmesine, uygulamaların güçlükle yürümesine neden olmuştur. İlköğretim alanında mevzuatta ve uygulamada birçok yeni başlangıçlar yapılması zorunlu iken yetişmiş eğitimci insan gücü kaybı imkânların çok çok ötesinde zorlanmasını gerekli kılmıştır. Fakat her şeye rağmen o dönem şartları göz önüne alındığında ve yapılanlara da bakıldığında yapılabileceğin en iyisi yapılmaya çalışılmıştır diyebiliriz. Bunda 21 Akyüz, a.g.e., s:369 Erdem, A. R. (1993) "John Dewey'in Türkiye Maarifi Hakkındaki Raporu”Ankara: G.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ders Ödevi, s:1 22 Atatürk'ün liderliğinin, sorunları gerçekçi bakmasının, çözüm önerileri üretmesi ve en önemlisi korkusuzca uygulamaya koymasının rolü büyüktür. Sübjektif iradenin bir ürünü ve temeli kültür olan Türkiye Cumhuriyeti'nin %90'ı okuma-yazma bilmiyordu. Bu inkılâplarda eğitim alanında ilköğretimden başlamayı zorunlu kılıyordu. İlköğretim mevzuatında yapılan değişiklikler şunlardır:23 1924 anayasasının 87.maddesinde ilköğretimin zorunlu ve parasız olacağı belirtiliyordu.3 mart 1924 yılında kabul edilen "Tevhid-i Tedrisat"la eğitimde ikilik ortadan kaldırılarak devlet kontrolü sağlanmıştır. Bu kanunla ayrıca "toplu öğretim" esası getirilmiştir.1926'da kabul edilen 789 sayılı maarif teşkilatı kanununun 20 ve 21. maddesine göre maarif eminlikleri kurularak denetimde yetki yerelleştirilmiştir.1928'de "Latin Türk Harfleri" kabul edilerek Türk diline uygun alfabe ve okuma-yazmayı kolaylaştırma sağlanmıştır.1929'da "ilkmektep talimatnamesi" yayımlanmıştır. Mevzuatta yeni rejime uygun olarak düzenlemeler yapılarak uygulamaya yenilik ve yön verilmeye çalışılmıştır. Bu dönemde genel ilkokullara "ilkokul" denmiş ve süresi 5 yıl olarak belirlenmiştir.789 sayılı kanunla da ilkokullar 4 çeşit olarak belirlenmiştir. Halk mektepleri açılarak halka kısa zamanda yeni harflerle okumu -yazma öğretilerek okur-yazar seviyesi yükseltilmeye çalışılmıştır. Bu okuma -yazma seferberlikleri daha sonra da devam etmiştir. 2.3-GELECEĞİN KENTLİ İNSANINI YETİŞTİRME GAYRETLERİ 1930'larda ilköğretim hala sorun olmaya devam etmektedir. Arıkan ve Tonguç zamanında sorunun giderilmesi için "eğitmen" uygulamasına geçilmiştir. Bakan Dr. Reşit Galip halen günümüzde de okutulan" andımız" ı yazmış ve uygulamaya koymuştur. 1940'larda gelecekte kentte yaşayacak "kentli insan" tipini yetiştirecek ve köyü daha yaşanır hale getirecek öğretmen yetiştirilmek istenmiştir. Bu amaçla 17 Nisan 1940'da 3003 sayılı kanunla "köy enstitüleri” kurulmuştur. Köy enstitüleri yurdun dört bir yanında kuruldukları yerin adını alarak açılmışlardır. Bu uygulamayla "coğrafyadan vatana "geçilmek istenmiştir. Bu enstitülerden mezun olacak ve köylerde görev yapacak öğretmenlerin her alanda bilgili ve becerili olması hedeflenmiştir. Eğitimde teori-uygulama dengesi sağlanmıştır. Bu öğretmenler köylerde okulların yapımında köylüyü organize etmiş ve kendileri de bizzat çalışmışlardır. Köyde değişme ve gelişme yaratmada lider konumuna girmişlerdir.24 23 Beşik, Y. (1993) "1923–1933 Yılları Arası İlköğretim Mevzuatı”Ankara: G.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ders Ödevi, s:3 24 Okutucu, S. & Aldemir, G. & Cemaloğlu, N. (1993) "1933–1960 Yılları Arası İlköğretim Mevzuatı" Ankara: G.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ders Ödevi, s:7 Ama uygulamaya çeşitli nedenlerden dolayı devam edilememiştir. Uygulamayı o günün şartlarına göre değerlendirirsek tüm eksikliklerine rağmen ileri, çağdaş ve geleceğe yönelik iyi niyetle yapılmış bir çalışma olarak değerlendirebiliriz. 19 Haziran 1942'de kabul edilen 4274 sayılı "Köy Okulları ve Teşkilatı Kanunu”na göre 5 yıllık kent ve kasaba ilkokullarından köy ilkokullarını ayırarak değişik ad ve öğretim sürelerine göre 6 çeşit ilkokul getirilmiştir 25 Bunlar: Eğitmenli köy okulu, 3 yıl, öğretmenli köy okulu, 5 yıl, öğretmenli ve eğitmenli köy okulu, 5yıl,yatılı ve yatısız köy bölge okulları, İlkokulla 9 yıl, köy ve meslek okulları, İlkokul mezunu ve yetişkinler için 1948 yılında da yeni bir "ilkokul programı" uygulamaya konulmuştur. 1950'lili yıllarda çok partili bir hayata geçildiğinden o yıllar çalkantılı ve tartışmalı yıllar olmuştur. Eğitimin yükünü artık devlet üstlenmiştir. İlköğretim alanında mevzuat ve uygulama açısından herhangi önemli bir değişiklik yapılmamıştı veya yapılamamıştır. 2.4-İLKÖĞRETİMDE PLANLI YILLAR Yeni kabul edilen 1961 anayasasında da ilköğretim zorunlu ve parasız olarak yer almıştır. Bu anayasaya göre her alanda rastlantılara göre değil planlı olarak kalkınabilmek amacıyla "Devlet Planlama Teşkilatı" kurulmuştur. Kalkınma planlarının da 5'er yıllık olarak hazırlanması kararlaştırılmıştır. Böylece eğitimde de planlı dönem başlamıştır. Hedefler, ilkeler ve politikalar 5'er yıllık sürelerle belirlenmeye başlanmıştır. 5 Ocak 1961'de çıkarılan 222 sayılı "ilköğretim ve eğitim kanunu" yla ilköğretim okulları zorunlu ve zorunlu olmayanlar diye ikiye ayrılmıştır. İlkokul zorunlu, okul öncesi ve ortaokul zorunlu yapılmamıştır. Zorunlu öğrenim süresi 7– 14 yaşları olup 8 yıla çıkarılmıştır (5 yıl ilkokulda, 3 yıl tamamlayıcı kurs ve sınıflarda). İlköğretime de "temel eğitim" denmiştir. Ama uygulamada bölge okulları dışında kanun tam uygulanamamıştır. 26 1968 yılında da çerçeve bir "ilkokul programı" hazırlanmış ve uygulamaya konmuştur. Buna göre amaçlar kişisel, insanlık ilişkileri, ekonomik hayat ve toplum hayatı bakımından olmak üzere çok geniş bir açıdan ele alınmıştır. Ayrıca öğretim ilkeleri ve planlar ayrıntılarıyla açıklanmış, uygulamada öğretmene yörelere göre konu çıkarma veya konu ekleme gibi bir esneklik payı bırakmıştır. Bu uygulamada "görelilik "açısından ilköğretimde büyük bir adımdır. 25 Başaran, Türkiye Eğitim Sistemi, s:78 Ecevit, H. (1993)"1960–1973 Dönemi İlköğretim Mevzuatındaki Gelişmeler Ankara: G.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Ders Ödevi, s:1 26 1969 yılında 222 sayılı kanunun 23. maddesine dayanarak "ilköğretim müfettişleri yönetmeliği" çıkarılmıştır. Buna göre müfettişin görevleri teftiş, denetleme, işbaşında yetiştirme, inceleme ve soruşturmadır. Araştırmanın dâhil edilmemesi eksikliktir, çünkü müfettiş daima kendisini yenilemek zorunda olandır. Bu dönemde D.P.T.'nini yapmış olduğu 5 yıllık kalkınma planlarındaki hedeflere ulaşılmaya çalışılmıştır. Ama nedense hedeflerin gerçekleşmesi bir sonraki 5 yıllık planlara kalmıştır. Bu da bize gösteriyor ki planlardaki hedefler gerçekçi değil veya çok uzun süreyi kapsadığından hedefler tam olarak tespit edilememektedir. 2.5-İLKÖĞRETİME SİSTEM AÇISINDAN BAKILMASI VE YENİDEN DÜZENLEME ÇALIŞMALARI 1973 yılında kabul edilen 1739 sayılı "Milli Eğitim Temel Kanunu" ile eğitimimiz sistem yaklaşımıyla ele alınmış ve yeniden düzenlenmiştir. İlköğretimde bu düzenlemeden payını almıştır. Bu kanunla eğitim "örgün" ve "yaygın" olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Ayrıca genel ve özel hedefler, uygulamaya esas olacak 14 ilke getirilmiş ve uygulamaya konulmuştur. İlköğretim bu kanuna göre 6–14 yaşları arasındadır ve zorunludur. Gerek duyulursa yatılı temel eğitim okulları açılır.(1983 yılında 2842 sayılı kanunla yapılan değişiklikle temel eğitim okulu kaldırıldı, ilköğretim okulu getirildi; temel eğitim okullarının adı "ilköğretim okulu" oldu.) İlköğretim zorunlu ve zorunlu olmayanlar diye yine ikiye ayrıldı. Zorunlu olanlar ilkokul–5 yıl, ilköğretim–8 yıl; zorunlu olmayanlar okulöncesi eğitim, yetiştirici kurs ve sınıflar. .27 Bu kanunla tüm öğretmenlere de yükseköğrenim görme zorunluluğu getirilmiştir. İlkokullarda görev yapacak öğretmenleri yetiştirmek için önce 2 yıllık enstitü (daha sonra adı yüksekokul oldu)sonrada bunların süreleri 4 yıla çıkarılarak "eğitim fakülteleri" ne dönüştürülmüştür. Bu olumlu bir gelişme için başlangıçtır. 1980 yılında yapılan 10. Milli Eğitim Şurasında önerilen yeni eğitim sisteminde temel eğitimin görev ve nitelikleri açıkça belirtilmiş; uygulanması hususunda bakanlığa tavsiye kararı alınmıştır. 1982 anayasasında da eğitim hak olup, ilköğretim zorunlu ve parasızdır 1990 yılında uygulamaya konan "İlköğretim Kurumları Teftiş Yönetmeliği " ilköğretim kademesinde görev alacak müfettişlerin seçimi, yetiştirilmesi ve görevlerini belirtmiş, ayrıca ilköğretim ikinci kademesi için "branş müfettişliği" uygulaması getirmiştir. 1992 yılında da yeni "ilköğretim kurumları yönetmeliği” uygulamaya konulmuştur. 27 Saim Yıldız "İlköğretim Mevzuatı 1973-1993"Ankara:G.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ders Ödevi, s:10 2.6. SEKİZ YILLIK KESİNTİSİZ ZORUNLU EĞİTİMİN KABULÜ ve UYGULAMANIN BAŞLATILMASI Uzun süren kesintili/kesintisiz zorunlu ilköğretim tartışmalarından sonra meclisin kabul ettiği 4306 Sayılı“İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Milli Eğitim Temel Kanunu, Çıraklık ve Meslek Eğitim Kanunu, Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 24. 3. 1998 Tarihli ve 3418 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması ve Bazı Kâğıt ve İşlemlerden Eğitime Katkı payı Alınması Hakkında Kanun “ gereği 1997–1998 öğretim yılından itibaren ülke genelinde sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretime geçilmiştir. 2.6.1.-Zorunlu ilköğretimin kesintisiz sekiz yıla çıkarılması 18 Ağustos 1997 tarihinde 23084 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 4306 sayılı yasa ile 28 1. İlköğretim kurumlarının sekiz yıllık okullardan oluşması, bu okullarda zorunlu ilköğretimin kesintisiz yapılması ve bitirenlere “ilköğretim diploması” verilmesi 2. İlköğretimin 7.7.8. sınıf öğrenimini orta öğrenim kurumları bünyesinde yapmakta olan öğrenciler ile çıraklık eğitim merkezlerindeki öğrencilerin eğitimlerini bu kurumlarda tamamlaması ve 1997–1998 öğretim yılı başından itibaren bu sınıflara hiçbir şekilde öğrenci alınmaması 3. Bazı derslerin öğretimini yabancı dille yapan okulların hazırlık sınıflarında başarılı olan öğrencilerle 1997–1998 öğretim yılı başında okumaya hak kazanan öğrencilerin zorunlu ilköğretimlerini bu okullarda tamamlaması 4. Milli eğitim sisteminin öğrencileri ilgi, yeti ve yetenekleri doğrultusunda her bakımdan yöneltmeyi gerçekleştirecek biçimde düzenlenmesi, bu amaçla ortaöğretim kurumlarına eğitim programlarının hedeflerine uygun düşecek şekilde hazırlık sınıflarının konulabilmesi 5. Sekiz yıllık kesintisiz ilköğretim giderlerinde kullanılmak üzere 01.09.1997–31–12–2000 tarihleri arasında bazı işlem ve kâğıtlardan eğitime katkı payının alınması (Kasım 2000 yılında bu kapsamda elde edilen gelir 970,8 trilyon lira olarak gerçekleşmiştir. -Bu paranın 533,6 trilyonu yapı-tesis harcaması olmak üzere 799,3 trilyonu harcanmıştır). 29 6. Yapılan yasal düzenlemelerin hayata geçirebilmesi ve etkili bir biçimde uygulanabilmesi için 4306 sayılı yasayı izleyen günlerde ilköğretimde çağdaş bir eğitim düzeni kurmayı amaçlayan “Eğitimde çağı Yakalama 28 29 MEB (2000) 2001 Yılı Başında Milli Eğitim Ankara, s:41–42 a.g.e., s.58-59 2000 Projesi” uygulamaya konulmuştur. Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretimin yaygınlaştırılabilmesi için planlanan çalışmalar 3 aşamalı olarak ele alınmaktadır 30 Birinci aşama: 1998–1999 öğretim yılı, gereksinmelerinin belirlenmesi (1998 yılı yatırım planlaması) İkinci aşama: 2000–2001 Öğretim yılı başına kadar gereksinmelerinin belirlenmesi (eğitimde çağı yakalama 2000 projesi) Üçüncü aşama: 2001–2010 arasındaki dönem gereksinmelerinin belirlenmesi (eğitim ana planı) Toplumun eğitim düzeyinin yükseltilmesi amacıyla 1997 yılında yürürlüğe konulan 4306 sayılı kanunu ile zorunlu temel eğitimin süresi 8 yıla çıkarılmıştır. Aynı yasayla ihtiyaç duyulan ilave kaynakların sağlanmasına ilişkin düzenlemeler de yapılmıştır. Ayrıca Dünya Bankasından sağlana krediyle “Temel Eğitim Projesi”ne işlerlik kazandırılmıştır. 31 2.6.2.-İlköğretim programının yeniden düzenlenmesi Sekiz yıllık kesintisiz ilköğretimle birlikte ilköğretim okullarında yer alan dersler ve bunların süreleri, ders kitapları yeniden düzenlenmiştir. 1. 1998–1999 öğretim yılında 32 1.2.3. sınıflara “Bireysel ve Toplu Etkinlikler 4.ve 5. sınıflara “yabancı Dil” (İngilizce, Almanca, Fransızca) 6. ve 8. sınıflara “Trafik ve İlk Yardım” 7. ve 8. sınıflara “Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi” 4. sınıftan 8. sınıfa kadar olan sınıflarda “Seçmeli Dersler (2. Yabancı Dil, Bilgisayar, Güzel Konuşma ve yazma, Drama, Tarım, Turizm ve Yerel Sanatlar )” uygulamaya konulmuştur. 6. ve 7. sınıflarda “Milli Tarih” ve Milli Coğrafya” dersleri “Sosyal Bilgiler” dersi adı altında birleştirilmiştir. 2. 1999–2000 öğretim yılında 33 4. –8. sınıflarda yabancı dil İtalyanca 6.-8. sınıflarda ikinci yabancı dil Almanca dersleri uygulamaya konulmuştur. 3. 1999–2000 öğretim yılında okutulacak ders materyalleri, öğrenci, merkezli bir anlayışla, nicelik ve nitelik bakımından Atatürkçü düşünce sistemine dayalı çağdaş, bilimsel bilgi ve beceriler kazandıracak, ezberci eğitim anlayışından uzak aktif öğrenmeyi sağlayacak şekilde hazırlanmıştır. Süleyman Demirel Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi 30 MEB (1997) Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu İlköğretim Ankara: MEB, s:8 DPT (2000) Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001–2005) Ankara, s:81 32 MEB 2001 Yılı Başında Milli Eğitim, s:43–44 33 a.g.e., s:45 31 ile MEB arasında imzalana protokol gereği “İlköğretimde Etkili Öğretme ve Öğrenme Öğretmen El Kitabı” 12 modül halinde hazırlanmıştır. Hazırlanan öğretim materyalleri “Aktif Öğrenme ve Öğretim Materyallerini Kullanım” seminerine katılan 3.000 ilköğretim müfettişine tanıtılmış, ayrıca tüm ilköğretim okullarındaki yönetici ve öğretmenlere ders kitaplarının tanıtımı amacıyla 40.000 adet broşür bastırılarak okullara duyurulmuştur. Ayrıca “İlköğretimde Etkili Öğretme ve Öğrenme Öğretmen El Kitabı” eğitim seti Dünya bankasının uygun görüşü alınarak Türkiye genelindeki her ilköğretim okuluna 2 set olmak üzere dağıtımı planlanmış, dağıtımı ile ilgili teknik şartname hazırlanmış, basımı ihale aşamasındadır.34 4. 2004–2005 öğretim yılında 6 pilot ilde uygulanmaya başlanan yeni ilköğretim programları hazırlanmadan önce:35 Dokuz ülkenin eğitim sistemi ve programları gözden geçirilmiştir. PISA, TIMMS, PIRLS vb uluslar arası araştırmalar sonuçları itibariyle değerlendirilmiştir. 114 akademik tez incelenmiş ve programlar hazırlanırken bulgularından yararlanılmıştır. 37 sivil toplum kuruluşu Başkent Öğretmenevi' ne davet edilerek programlar hakkındaki görüşleri paylaşılmıştır. 25 sivil toplum kuruluşuna resmi yazı yazılarak görüşleri istenmiştir. Toplam 2133 öğretmenin görüşleri programların çeşitli aşamalarında dikkate alınmıştır. Programlar hazırlanırken 697 müfettişin görüşleri programa yansıtılmıştır. 9192 velinin çeşitli programlara ilişkin görüşlerinden yararlanılmıştır. Programlar hazırlanırken öğrencilerin görüşlerine de başvurulmuş ve 26304 öğrencinin görüşleri dikkate alınmıştır. Yeni ilköğretim programlarının tüm yurt çapında uygulanmasına 2005– 2006 öğretim yılından itibaren geçilecektir. 2.6.3.-Temel Eğitim Programı 25 Haziran 1998 günü Dünya Bankasıyla T. C. Hükümeti, arasında “Temel Eğitim Programı İkraz Anlaşması” imzalanmıştır. Anlaşma, programa ilk aşamada 300 milyon dolar kredi sağlamaktadır. Bu miktarın Temel Eğitim Programı hedeflerine ulaşmak için başarıyla kullanılması durumunda, ikinci bir 300 milyon dolar kredi verileceği taahhüt edilmiştir. Temel Eğitim Programının hedeflerine 34 35 a.g.e., s:45-46 MEB Müfredat Geliştirme Süreci http://programlar.meb.gov.tr/index/baskan.htm 15.05.2005 başarıyla ulaşabilmesi için ihtiyaç duyulan kaynak 11,3 milyar dolar olarak belirlenmiştir.36 Bu proje çerçevesinde temel eğitimin kalitesinin artırılması için 1. Temel Eğitim Programı çerçevesinde tüm ülke çapında 4 bin 401 ‘i taşıma merkezli olmak üzere 22. bin 276 kırsal kesim ilköğretim okuluna ve bu okullarda öğrenim gören 2 milyon 993 bin 692 öğrenciye “ harita, yerküre, atlas, matematik seti, fen laboratuarı, fen dolabı ve sınıf kitaplığı, alet çantası ve büro malzemeleri, ansiklopediler, hikâye kitapları ve seri kitaplar, Atatürk serisi, İngilizce sözcükler, Türkçe dil kitapları, okul çantası ve çanta içi araçlar” paketlerinden oluşan öğretim materyalleri sağlanacaktır. 37 2. İlköğretimde kalitenin artırılması amacıyla hizmet içi eğitim kursları düzenlenmektedir. 3. İlköğretimin kalitesinin artırılması için yürütülmekte olan faaliyetlerden birisi de “bilgi teknolojisinin eğitim programına dâhil edilmesidir. Bu faaliyetler dâhilinde Temel Eğitim Programının ilk aşamasında 80 il ve her ilçede en az ilköğretim okulunda “bilgi teknolojisi sınıfı” kurulması hedeflenmiştir. İlköğretim okullarındaki bilgi teknolojisi sınıflarında bilgisayarlar, yazıcılar, eğitim yazılımları, eğitsel içerikli oyunlar, elektronik referanslar, video, tepegöz ve televizyon, eğitsel içerikli videokaset ve saydamlar, ofis yazılımları, bilgisayar okur-yazarlığı için ofis yazılımları bulunacaktır. 38 4. Temel Eğitim Programı İyileştirme Fonu kapsamında ilköğretim okulları, TEP kendilerine sağlanacak olanaklar dışındaki ihtiyaçlarını proje olarak göndermekte, bunlar değerlendirmeye alınarak uygun bulunması durumunda finansal destek sağlanmaktadır. 5. Temel Eğitim Programı kapsamında MEB’in ilgili birimlerince yürütülen bütün faaliyetlerin projede belirlenen performans göstergeleri doğrultusunda girdi, çıktı, süreç ve etki göstergelerinin izlenmesi, izleme sonuçlarının rapor edilerek ilgili kurum ve kuruluşlara periyodik olarak gönderilmesi program çıktılarının hedeflere ulaşma derecesi bakımından ve istatiksel açıdan yıllık olarak değerlendirilmesi çalışmaları yürütülmektedir. 39 III-SONUÇ Toplumdaki "ortak vatandaş tipi” ni yetiştirme amacına yönelik ilköğretimin toplumun devamında önemi büyüktür. Bu nedenle süresinin artırılması kadar niteliğinin de artırılması beklenir. Bunun gerçekleştirilmesi için önce uygulamaya yön verecek ilköğretim mevzuatının, öğretim programlarının ve uygulamaların önce “toplumsal gelişme ve değişmelerin önünde olması, onları belirlemesi ve yön vermesi”; sonra “uygulamalardaki eksiklik ve hatalardan dönüt alınarak sürekli geliştirilmesi” gerekmektedir. Bunun için sürekli araştırma 36 MEB 2001 Yılı Başında Milli Eğitim, s:73 a.g.e.,S.76 38 a.g.e.,s:78-79 39 a.g.e.,s:79 37 kaçınılmazdır. Daha da önemlisi bunu gerçekleştirecek yeterlikte eğitim işgöreninin yetiştirilmesi, eğitimde görev alması ve toplumu oluşturan bireylerin belli bir seviyeye gelmesi, eğitim konusunda duyarlı olması gerekmektedir. Dün olduğu gibi bugünde ilköğretimin sorunları vardır, yarında olacaktır. Sorunlar çözülecek, değişen ve gelişen şartlara göre daha yeni sorunlar ortaya çıkacaktır. Bu kaçınılmazdır ve bundan korkmamak gerekir. Asıl sorun, ilköğretimdeki sorunları çözecek olan insan gücünü yetiştirmek ve sorunları çözmedeki kararlılıktır. İlköğretimin sorunlarını çözecek insanların yetişmesinde ilköğretimin oluşturduğu temel ve yaptığı katkı çok önemlidir. Kaynaklar 1) 2) 3) 4) 5) 6) Akyüz Y. (1994) Türk Eğitim Tarihi (Başlangıçtan 1993’e) İstanbul: Kültür Koleji yayınları 4 Aydın, M. (1986) Çağdaş Eğitim Denetimi Ankara Baltacı, C. (1996) “Osmanlı Eğitim Sistemi ” Yeni Türkiye, 2 (7), 467 Başaran, İ. E. (1988) Eğitim Yönetimi Ankara: Gül yayınevi _________ (1993) Türkiye Eğitim Sistemi Ankara: Gül Yayınevi Başgöz, İ. & Wilson, H.E. (1968) Türkiye Cumhuriyetinde Eğitim ve Atatürk Ankara: Dost Yayınları 7) Berker, A. (1945) Türkiye’de İlköğretim Ankara 8) Beşik, Y. (1993) "1923–1933 Yılları Arası İlköğretim Mevzuatı”Ankara: G.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ders Ödevi 9) DPT (2000) Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001–2005) Ankara 10) Ecevit, H. (1993) "1960–1973 Dönemi İlköğretim Mevzuatındaki Gelişmeler Ankara: G.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Ders Ödevi 11) Erdem, A. R. (1993)"John Dewey'in Türkiye Maarifi Hakkındaki Raporu” Ankara: G.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Ders Ödevi 12) Koçer, H. A. (1987) Türkiye’de Modern Eğitimin Doğuşu 1773–1923 Ankara: Uzman Yayınları, No:1 13) MEB (2000) 2001 Yılı Başında Milli Eğitim Ankara 14) ____ (1997) Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu İlköğretim Ankara: MEB Yayınları 15) _____ MEB Müfredat Geliştirme Süreci http://programlar.meb.gov.tr/index/baskan.htm 15.05.2005 16) Okutucu, S. & Aldemir, G. & Cemaloğlu, N. (1993) "1933–1960 Yılları Arası İlköğretim Mevzuatı" Ankara: G.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ders Ödevi 17) Ortaylı, İ. (1996) “ Maarifin Son 150 Yıldaki Serencamı” Yeni Türkiye, 2 (7), 464 18) Yıldız, S. (1993) "İlköğretim Mevzuatı 1973–1993" Ankara: G.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ders Ödevi