Medea
Transkript
Medea
• • • • • • • • • • • • --- Medeia Mitosu Olaylar Örgüsü + Euripides ve Seneca’nın Medeia’sı Medeia’nın İfade Ettikleri Oyunlar Hakkında 3 Oyun (Mediha+, Medeia , Kurban) Olaylar Örgüsü Mitostan Farkları Oyunların Dramatik Yapısı Kişiler Yazarların Üslupları Hangi Amaçla Değiştirildiği Oyunların Karşılaştırmaları MEDEİA MİTOSU VE TÜRK YAZININDAN ÜÇ OYUN İNCELEMESİ Medeia Mitosu Argonaut’lar serüvenini ve Medeia mitosunu tüm olarak İ.Ö. 3. yy.da yaşayan Rodoslu Apollonios anlatmıştır. Bu konuyu önce Dor şairi Pindaros, daha sonra da Apollodoros işlemiştir. Mitos kısaca şöyledir: İason babasının tahtını ele geçiren amcası Pelias’tan tahtı geri almak isteyince Pelias ondan Kolkhis’teki Altın Post’u kendisine getirmesini ister. Bunun üzerine de İason adamlarıyla Argos adlı bir ustanın yaptığı “hızlı” anlamına gelen Argo adlı gemiye binerek postun peşine düşer. Altın Post’lu Koç, Phriksos ve kardeşi Helle’yi Karadeniz üzerinden Kolkhis’e sırtında taşımış, sonraları Phriksos bu koçu Zeus’a kurban ederek postunu da Kolkhis Kralı Aietes’e armağan etmiştir. Aietes de bu postu Ares’e adanmış bir korulukta saklamaktadır. Gemilerinin adından dolayı Argonaut’lar olarak anılmaya başlanan adamları ve İason, yazının konusu kapsamına girmeyen maceralı bir yolculuktan sonra Kolkhis’e varıp kralın karşısına çıktıklarında, kralın kızı Medeia, İason’u görür ve ona aşık olur. İason kraldan postu istediğinde ise kral karşısına bazı şartlar sürer. Bir ejderin öldürülmesi, tunç ayaklı iki boğanın boyunduruğa koşulup ejderden sökülen dişlerin toprağa ekilmesi bu şartların kapsamındadır. Medeia bu istekleri çaresiz kabul eden İason’un yanına gelerek aşkına karşılık vermesi halinde ona yardım edeceğini söyler. Sonra da ona büyülü bir merhem hazırlar. Büyülü merhemin etkisiyle İason görevleri yerine getirmeye başarır ama kral yine de postu ona vermeyi kabul etmez. Gemiyi yakmaya ve Argonaut’ları öldürmeye çalışsa da kızı Medeia daha hızlı davranarak İason’la işbirliği yapmış ve postu alıp Argo gemisine kaçmışlardır. Yola çıkan gemiyi takip etmek zorlaşsın diye Medeia korkunç bir çareye başvurarak gemiye getirdiği kardeşi Apsyrtos’u kesip doğrar ve parçalarını yol boyunca serperek Aietes’le adamlarını yavaşlatır. Yine yazının kapsamına girmeyen maceralı bir dönüş yolculuğundan sonra postu vermek için Pelias’ın karşısına çıktıklarında İason babasının öldüğü haberini alır, üstelik Pelias da tahtı teslim etmeye yanaşmaz. Medeia Pelias’ın kızlarına bir oyun oynayarak onlara babalarını gençleştirebileceklerini söyler. Bir koyunu keser ve kaynayan kazana atar, kazandan körpe bir kuzunun çıktığını gösterir. Buna inanan kızlar babalarını öldürür ve dirilmediğini görüp çıldırırlar. İason’la Medeia da yurtlarından kovulurlar. Korinthos’ta kral Kreon onları iyi karşılar bir süre alıkoyduktan sonra Medeia’yı uzaklaştırmak ister. İason da sürekli suçlar işlemiş karısından sıkılmış olacak ki Kreon’un kızı Kreusa ile evlenmek üzere Medeia’yı boşamaya ve onu geri göndermeye karar verir. Medeia ise ömrünün en korkunç suçunu işler; Kreusa’ya evlenme hediyesi olarak bir elbise gönderir, kız onu giyer giymez yanmaya başlar, daha sonra da İason’dan olan iki oğlunu boğar ve babalarına çocukların ölülerini gösterir. Daha sonra atası Helios’un kendisine gönderdiği bir uçan arabayla Atina’ya gider, orada Aigeus onunla evlenirse kendisine çocuk doğuracağını söyler. Daha sonra işlediği bazı suçlardan dolayı Atina’dan da sürülür. Rivayete göre sonraları Kolkhis’e dönmüş ve babası Aietes’le barışmıştır. Euripides ve Seneca’nın Medeia’sı EURİPİDES-MEDEİA Euripides oyununu mitosun Yunan karasında geçen kısmında sözü edilen bütün karakterleriyle ve onu pek az değiştirerek almıştır. Bunlara ek olarak oyunda Sütnine ve Lala adlı oyun kişileri de vardır. Seneca’nın Medeia’sı ile karşılaştırıldığında buradaki sütninenin görevi daha azdır. Oyunda Kreon çocuklarıyla birlikte Medeia’yı uzaklaştırmak ister ve onlara ertesi güne kadar bir süre tanır. Medeia ise Kralı, kızını ve İason’u öldürmeye karar verir. Daha sonra sahneye giren İason, kralın kızı ile olan evliliğini çocuklarının ve Medeia’nın geleceğini sağlama almak için planladığını söyler. İason’un sahneden ayrılmasından sonra Medeia sahneye gelen Aigeus’a kendisine yardım ederse onunla evlenebileceğini ve ona çocuk doğurabileceğini söyler. Aigeus yardım etmeyi kabul ederek sahneden ayrılır. Medeia artık cinayet işlemeyi kafasına koymuştur, hatta İason’u öldürmekten vazgeçerek şiddetini çocuklarına yöneltir. Oyun boyunca Medeia’nın tarafında gördüğümüz koro ona şiddete başvurmamasını, bu meselenin farklı yollardan da çözülebileceğini öğütlese de Medeia bundan vazgeçmeyecektir. Yanına gelen İason’dan az önceki davranışı için özür diler ve kralın kızına hediye olarak elbiselerinden birini gönderdiğini söyler. İason’dan da çocukları yanına almasını ister. Aslında Medeia içten içe bu ayrılıktan sonra çocuklarının hayatlarının artık altüst olacağını düşünmektedir. Medeia yalnız kaldığında önce içeri gelen Lala’dan çocuklarının kral tarafından kabul gördüğünü öğrenir, daha sonra ise sahneye gelen ulak Medeia’nın verdiği hediyeyle önce kızının sonra da kralın feci şekilde can verdiğini anlatır. Bunları öğrenmesinin ardından Medeia çocuklarını öldürür. İason büyük bir hiddetle sahneye gelir ve Medeia’yı lanetler. Aralarındaki çatışmada sürekli birbirlerini suçlarlar. Sonunda Medeia kanatlı arabaya binerek uzaklaşır. SENECA-MEDEİA Oyun başladığında Medeia yalnızdır ve konuşmaktadır. Kendi kendine cinayetle geldiği bu evi cinayetle terk etmesi için telkinler vermektedir. Koronun ise Medeia’nın yanında olduğu görülür. Tanrılara Medeia’nın bütün engelleri yenmesi için dua ederler. Medeia kendisine bütün kötülüklerin Kreon’dan geldiğini düşündüğünden asıl yıkımı yaşaması gerekenin o olduğunu düşünür. Sütnine onu sakinleştirmeye çalışır ve buradan kaçması için ikna etmeye çalışır. Sahneye gelen Kreon, Medeia’yı öldürmeyişinin sebebinin İason olduğunu söyler. Medeia’ya hemen gitmesi gerektiğini söyler. Medeia Kolkhis’ten dönerken Akhai ırkının şanlı gençlerini kurtardığını bu yüzden şimdi kendisine böyle davranılmasının bir haksızlık olduğunu belirtir ve Kreon’dan çocukları için merhamet diler. Kreon ise Medeia’nın çocuklarını kendi evlatları gibi sahipleneceğine söz verir. Kreon’un sahneden ayrılışının ardından Sütnine, Medeia’yı ölçülü olmaya çağırsa da Medeia hiçbir şeyin intikamına engel olamayacağını ima eder. İason sahneye geldiğinde Medeia’ya acır bir haldedir, O’na yalvarak yaklaşır ve gitmesini ister. Medeia ise, kendi işlediği bütün suçların ortağı olarak gördüğü İason’u kendiyle kaçması için ikna etmeye çabalar. Fakat bu uyarlamada İason bu evliliği yapmaya mecburdur; bu oyunda Kreon’un kızıyla olan evliliği bir stratejik ortaklıktır. Medeia çocuklarını da yanına almak için ısrar etse de İason bunu kabul etmez. Sütnine’nin Medeia’nın hazırlıklarını anlatan konuşmasının ardından Medeia Kreusa’yı öldürmek için yaptığı hazırlıkları anlatan uzun bir konuşma yapar. Sonraki sahnede Medeia çocukları aracılığıyla hediyeyi gönderir ve hemen sonra Sütnine gelerek Kreusa’nun felaketini anlatır. Medeia geçirdiği bir bocalamanın ardından oğullarından birini öldürür. Sahneye gelen ve çocukları için merhamet dileyen İason’un gözü önünde ikinci çocuğunu da öldürür ve kaçar. Seneca’nın Medeia’sında Medeia çocuklarını öldürmekte tereddüt etse de onlara Euripides’in Medeia’sı kadar bağlı değildir ve bu uyarlamada Aigeus yoktur. Üç Türk Oyunu ve Mitolojik Kökenleri A-) Yüksel Pazarkaya ve Mediha Yüksel Pazarkaya 1940 yılında İzmir’de doğdu. Yüksek öğrenimini Stuttgart Üniversitesi’nde tamamladı ve kimya mühendisi oldu. Ancak mesleğini sürdürmedi ve aynı üniversitenin edebiyat- tiyatro bölümünde asistan olarak göreve başladı. Bu görevdeyken “Almanya’daki Türk Edebiyatı” konusunda araştırma yaptı. Anadil adlı bir edebiyat dergisi çıkardı. Türk edebiyatının Almanya’da tanıtılmasında hizmetleri oldu. Çeşitli çeviriler yaptı, etkinlikler düzenledi. Kimi şiirlerini de seslendirerek kitap-kaset biçiminde sundu. Eserleri: Aya Uçan Minare, Aynı Gökyüzü-Die Naemliche Erde, Ben Aranıyor, Kemal ile Burak Cennet Ülkesine Yolculuk, Mutluluk Şiirleri, Somut Şiir MEDİHA Yüksel PAZARKAYA, Antik Yunan oyun yazarlarından Euripides’in “Medeia” adli oyunu ile koşutluklar kurarak kaleme aldığı kuma konusunu işlediği Mediha adli oyununda, Almanya’daki Türk işçilerinin ve kadınlarının durumuna dikkat çekmiştir. Oyun Almanya’ya göçerek yeni ve bilmediği bir ortama giren, kaçak yaşayıp, kaçak çalışmak zorunda kalan Türk işçilerinin ve eşlerinin karşı karşıya oldukları tehlikeleri işler. Almanya’da uzun yıllar yaşayan Pazarkaya’nın pek çok konuyu aynı anda ele almak istemesi ve dramatik yapıyı tam olarak kavrayamayışı yüzünden aksak yönleri olan bir oyundur: - Yazar, oyunda açtığı çemberleri kapatmayı unutmuştur. Tercüman’ın ilk perdede Lotto’dan bahsetmesi, kendisine verilen cep saatinin sonunun belirsizliği, Tercüman’ın Mediha’ya olan ilgisinin hiçbir yere bağlanmıyor oluşu, Mediha’nın yaptığı büyünün sonuçsuz kalışı, kapatılması unutulan çemberlerden bazılarıdır. - Ayrıca, polisler tarafından götürülen Mediha’nın nasıl olup da geri döndüğü, Mediha’nın evine Tercüman’ın birdenbire nasıl girebildiği seyirciye açıklanmaz. - Oyunda Antik Yunan korolarına benzeyen kadınlar grubu, oyunun başında her şeyi biliyor gibidir, Mediha’nın neden gelmediğini sorarlar. Oyunun sonunda koronun durumunda ani bir değişim olur; zaman kavramı onların kontrolünden çıkar, bu olayları sanki şimdiki zamanda yaşıyor gibi davranmaya başlarlar. Bu yazarın göz ardı ettiği bir ayrıntıdır. - Oyunun kurgusuyla bağlantısı olmayan ya da çok zayıf olan bir çok gereksiz bölüm vardır. - Oyun yaklaşık üç kriz noktası barındırır. 1. Perde Mekan Kişiler 1. Sahne Kadın Danışman sığınma evi Kadın, 1. Kadın, 2. Kadın, Alman Kadın, Genç Kız 2. Sahne Mediha ve Hasan’ın evi Mediha, Hasan Mitos Mediha: Olay/Durum ve Dramatik Olanaklar - Öykü Durum: Kadınlar toplanmış güncelleştirildiğinden konuşmaktadır. Hepsi erkekler karakterlerin tamamen tarafından ezildiklerini belirtir. değiştiği belirtilmelidir. Medeia’nın durumunun Medeia bir Kafkas Mediha’ya çok uyduğunun prensesiyken Mediha söylenmesi üzerine Danışman köylü bir kadındır. İason Kadın Mediha’nın öyküsünü ise bir tahtın varisi bir anlatır. prensken şimdi Serim: Mediha’nın Hasan’la Almanya’da bir kaçak birlikte olmasına Mediha’nın işçidir. ailesi karşı çıkınca Hasan - Mediha da Hasan da Mediha’yı kaçırmıştır. Korinthos topraklarında Mediha’nın ailesi buna yurtlarından uzakta olan sinirlenerek ikisinin de peşine İason ve Medeia’yı düşünce Hasan ve Mediha çağrıştırır. Gerçi İason İstanbul’a giderler. Ardından yine bir Yunanlıdır. Hasan Mediha’yı yanına daha - Medeia’nın da İason’la sonra aldırmak üzere birlikteliği babasının Almanya’ya kaçak işçi olarak rızası dışındadır. Farklı gider ve bu durumundan olarak Mediha, kurtulmak için bir Alman Medeia’nın yaptığı gibi kadınla evlenmeye karar verir. kaçarken kardeşini Danışman Kadın Alman doğramaz. kadının Hasan’ı elde etmek - Medeia’nın büyücülük istediğini anlamıştır. Bu yeteneği mitosun başından evliliğin gerçekleşmesi için beri vurgulanırken Hasan’ın Mediha ile Mediha oyunda ancak boşanması gerektiğinden sonlara doğru, o da Mediha Almanya’ya getirilir. yetenek değildir, ortaya çıkar. - Mitosta İason’un Kreusa ile evlenme sebebi açık seçik verilmez. Euripides’te İason Medea ve çocuklarının geleceği için evlenmektedir. - Mitosta ve Euripides’te Medeia İason’a bir şey vermez. - Euripides’in Medeia’sı da kocasının evlenmesini istemez. - Mitosta İason’un Kreusa ile evlenme sebebi açık Olay: Mediha Hasan’a kayınvalidesinin hediyesi olan cebeyi verir( cebe: zırh, silah – TDK sözlüğü, oyunda bilezik) Çatışma: Mediha Hasan’ı Alman kadınla yapacağı evlilikten vazgeçirmeye çalışır. Serim: Hasan çocuklarının ve 1. Perde Mekan Kişiler seçik verilmez. Euripides’te İason Medea ve çocuklarının geleceği için evlenmektedir. Mediha’nın geleceği için evlenmeyi düşündüğünü söyler. Mitos Mediha: 3. Sahne Claudia’nın Claudia, evi Hasan -Mitosta ve Euripides’te Kreusa görünmez. 4. Sahne Kadın Danışman sığınma evi Kadın, Diğer Kadınlar, Hasan - Mitosta ve Euripides’te yoktur 5. Sahne Mediha’nın Kadınlar, evi Mediha - Euripides’te koronun Medeia’yı ikna etme çabaların vardır ama o hiçbirini dikkate almaz 6. Sahne Meyhane Tercüman, - Mitosta ve Euripides’te Hasan, yoktur Meyhane Müzikçisi, Konuklar, Seyyar Satıcılar, Gül Satıcısı Olay/Durum ve Dramatik Olanaklar Durum: Claudia telefonda başka bir erkekle flört etmektedir. Olay: Hasan Claudia’ya cebeyi verir. Serim: Cebe hakkında serim. Seyirciye cebenin çok değerli olduğu anlatılır. Çatışma: Claudia Hasan’ı evlilik için ikna etmeye çalışır. Olay: Claudia’nın kur yapmasıyla Hasan gönlünü ona kaptırır. Durum: Hasan ve Danışman Kadın konuşurlar. Serim: Hasan gönlünü Claudia’ya kaptırdığını anlatır. Olay: Danışman Kadın Hasan ile ayrılma konusunu Mediha’ya açacağını söyler. Hasan bu evliliğin sadece bir formalite olduğu konusunda söz verir. İmza atar. Durum: Mediha ve Kadınlar konuşmaktadır. Çatışma: Kadınlar Mediha’yı Hasan’dan ayrılması için ikna etmeye çalışırlar. Önseme: Kadınlar Almanya’nın Mediha’ya iyi gelmeyeceğini söyler. Durum: Hasan ve Tercüman konuşmaktadır. Serim: Tercüman’ın hayat felsefesi hakkında. Tercüman Hasan’ı da kendi gibi yapmak istemektedir. Serim: Tercüman kadınlara nasıl davranılması gerektiği konusunda bilgi veriyor. 1. Perde Mekan Kişiler Mitos 7. Sahne Mediha’nın Hasan, evi Mediha - Mitosta ve Euripides’te yoktur 8. Sahne Aynı Kadınlar, Mediha - Mitosta ve Euripides’te yoktur 9. Sahne Meyhane Tercüman, - Mitosta ve Euripides’te Hasan yoktur 2.Perde 1. Karnaval Sahne Yeri Kadınlar, Mediha, Claudia - Mitosta ve Euripides’te yoktur Mediha: Olay/Durum ve Dramatik Olanaklar Durum: Hasan eve gelir, Mediha’yı cinsel ilişkiye zorlar. Çatışma: Hasan Mediha’ya tecavüz eder. Mediha Hasan gittikten sonra çocukları alıp gitmeyi düşünür. Durum: Kadınlar Mediha’yı evde tecavüz edilmiş bir halde bulurlar. Çatışma: Mediha Türkiye’ye dönmek istediğini söylese de kadınlar bunun doru bir karar olmayacağını söyleyip burada kalması tavsiyesini verirler. Mediha ikna olur. Durum: Hasan ve arkadaşı meyhanede konuşmaktadır. Serim: Hasan yapmayı planladıklarını arkadaşına anlatır. Mediha’yı kuması yapmak istemektedir. Serim: Hasan Claudia’ya verdiği cebenin özelliklerini Tercümana hastalıklı bir şekilde anlatmaya başlar. Cebe bitince cebindeki köstekli saatin özelliklerini aynı konuşmada 6 kere “dede” deyip, kakofoni oluşturmak suretiyle anlatır. Düğüm: İçeri polis girer. Çözüm: Tercüman Hasan’a pasaportunu vererek onu tutuklanmaktan kurtarır. Durum: Kadınlar, Claudia ve Mediha karnavalda eğlenmektedir. Bir köy seyirlik örneği. Claudia yeni gelen baharı, Mediha ise giden kışı temsil eden maskeler takarlar. Oyunun dramatik yapısıyla hiçbir bağlantısı yoktur. 2. Perde Mekan Kişiler 2. Sahne Aynı Polisler, Mediha 3. Sahne Mediha’nın Kadınlar evi 4. Sahne Aynı Kadınlar, Tercüman 5. Sahne Aynı Mediha, Kadınlar, Tercüman 6. Sahne Aynı Mediha Mitos Mediha: Olay/Durum ve Dramatik Olanaklar - Mitosta ve Euripides’te Durum: Polisler gelir ve yoktur Mediha’yı sorgularlar. Kimliksiz olduğu ortaya çıkınca da alıp götürürler. - Mitosta ve Euripides’te Durum: Kadınlar kadın yoktur hakları üzerine son derece didaktik bir konuşmaya dalarlar. Uyku getirici ilaçlardan, gençlikte katıldıkları karnavallardan bahsederler. Oyunun kurgusu ile alakası yoktur. - Mitosta ve Euripides’te Durum: Hasan’ın arkadaşı yoktur Tercüman girer. Burası Mediha’nın evi olmasına karşın nasıl böyle kahveye girer gibi girebilmiştir, bu tartışmaya deymeyecek bir hatadır. - Mitos’ta İason’un nasıl Olay: Polis tarafından davrandığını bilemiyoruz götürülen Mediha odasından ancak Euripides’te İason çıkar. Tercüman Mediha’yı bir arkadaşını göndermez. çok beğenir ama yazar gerisini Dolayısıyla söz konusu getirmeyerek çemberi açık olmayan arkadaşın bırakır.Mediha Tercüman’dan Medeia sulanması da söz Hasan’ı çağırmasını ister. konusu değildir. Medeia Mediha fikrini değiştirmiştir, Euripides’te doğrudan Hasan’ın haklı olduğunu İason’dan özür diler. düşünmektedir. Tabii bu Mediha’nın gerçek düşüncesi değildir. Düğüm: Acaba Mediha’nın planı nedir? -Euripides’te Medeia Çatışma: Mediha yalnızdır. İason’u çağırdığında zaten Yaşadığı iç çatışmada çocuklarını öldürmeyi çocuklarını çok sevdiğini ve kafasına koymuştur. onları babalarına bırakmaya Medeia’nın yaptığı büyü çekindiğini öğreniriz. Mediha Kreusa’yı hedefler, bu aşamada Hasan ve maksadı öldürmektir ve Claudia’yı öldürmeyi seyirci büyünün yapılışını planlamaktadır. Sonra planını görmez. değiştirir Hasan’ı iktidarsız hale getirmek için büyü yapmaya karar verir. Böylece Claudia onu evden atacaktır. Bu arada bu planın daha önce 2. Perde Mekan Kişiler Mitos 7. Sahne Aynı Hasan, Claudia, Mediha -Euripides’te İason ve Kreusa Mediha’yı ziyaret etmezler. Hediyenin verilişi de böyle olmaz. 8. Sahne Aynı Kadınlar, Mediha - Mitosta ve Euripides’te yoktur 9. Sahne Aynı Hasan, Kadınlar, Mediha - Euripides’in Medeia’sında Medeia bu kadar gecikmeden öldürür çocuklarını ninesi tarafından test edilmiş bir plan olduğu gereksiz bilgisini de ediniriz. Durum: Mediha büyü yapar. Ardından da gelinliğini çıkartıp Claudia’ya kefen olması temennisiyle ona Mediha: Olay/Durum ve Dramatik Olanaklar vermek için, bıçağı da içine koyarak, hazırlar. Düğüm: Acaba şimdi ne olacak? Olay: Mediha boşanmayı kabul ettiğine dair kağıt imzalar.Mediha Claudia’ya gelinliğini hediye eder. Çatışma: Hasan çocukları görmek istediğini söylediğinde Mediha izin vermez. Kriz: Mediha bıçak çekerek Hasan’ın odaya girmesini engellemeye çalışır. Seyirci cinayetin gerçekleşmesini bekler. Çözüm: Mediha odasına kapanır, Hasan ve Claudia giderler. Durum: Kadınlar gelir Mediha içerden çıkar. Olay: Kadınlar Mediha’yı kiliseye götürme ihtiyacı hissederler. Önseme: Mediha çocuklarını öldüreceğini söyler. Çatışma: Mediha çocuklarını öldüreceğini söyleyince kadınlar karşı çıkarlar. Çatışma: Hasan gelir, çocuklarını almak için kapıyı açmak isteyince kadınlar ona engel olur. Kriz: Oyunda kriz tabir uygunsa “yalama” olur. Mediha içerden çocuklarının ölülerini alması için Hasan’ı davet eder ama çocukları yine 10. Sahne Perdenin önü Kadınlar 11. Sahne Kilise Muhterem Peder, Polis, Hasan, Claudia, Kadınlar öldürmez. -Mitosta ve Euripides’te Serim: Kadınlar Hasan’ın yoktur. polisle geldiğini ve Mediha’nın kiliseye götürüldüğünü konuşurlar. -Medeia Euripides’te de Çatışma: Peder, Claudia ve çocuklarını içerde öldürür. Hasan, Mediha ile çatışırlar. Fakat kendinden başka Kriz: Mediha dışarı çıkmayı kimseyle çatışmaz. kabul etmez. Oyunun sonunda ise Doruk: Mediha çocuklarını kaçmayı başarır. öldürür. b) Güngör Dilmen ve Kurban Güngör Dilmen [Kalyoncu] , 1930Tekirdağ'da doğdu. Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi. ABD'de Yale ve Washington Üniversitelerinde eğitim gördü. Dönüşünde Şehir Tiyatroları'nda yönetmenlik görevine başladı. Daha sonra İstanbul Radyosu'nda danışman olarak bulundu. Bir süre yurt dışına giderek İngiltere'de Durkheim Üniversitesi'nde Türkçe derslerine girdi. Dönüşünde Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde öğretim üyesi oldu. Konularını genellikle Türk tarihi ve Antik Yunan efsanelerinden alan eserler yazdı. Eserleri: Canlı Maymun Lokantası, Kuyruklu Masallar, Kurban, Bağdat Hatun, Deli Dumrul Akad'ın Yayı, Ak Tanrılar, Mavi Orman, Aşkımız Aksaray'ın En Büyük Yangını, Hakimiyet-i Milliye Aşevi, Osmanlı Dram Kumpanyası. KURBAN Güngör Dilmen, bu eserin malzemesini mitolojiden almışsa da, oyuna Türk yaşayışının özelliklerini de katarak oyunu günümüze uyarlamıştır. Bu oldukça yol zoru seçen yazar, amacına büyük ölçüde ulaşmıştır; önümüzde bütünlüklü, özgün ve diğer uyarlamalara benzemeyen bir örnek vardır. Oyunun kurgusunun üzerinde büyük bir incelikle duran Dilmen,karakterleri yöreselleştirirken oldukça başarılıdr. Dört ana karakter Zehra, Mahmut, Mirza ve Gülsüm oyunun gelişmesine büyük katkılar sağlar. Bu kişileri gruplayarak inceleyecek olursak karşımıza kadın ve erkek olgusu ve bu olgunun işlenişi çıkar. Oyunda Zehra tipik bir Anadolu köylüsü ve anadır. Sevecen, koruyucu bir annedir. Her iki çocuğunun da üzerlerine titrer. Mahmut’un imam nikahlı karısıdır. Bu yönüyle de yıllardır süregelmiş Anadolu kadınının yazgısını yaşamaktadır; yaşı ilerlemiştir, artık hastalanmya başlamıştır. Kocasını sever ancak onun karşısında eziktir, suskundur. Zehra’nın asıl gücünü oyunun sonunda görürüz. Yasaya, törelere ve haksızlığa baş kaldırır. Üzerine getirilen kumayı kabul etmez. Kendi kararını kendisi vererek finalde hem çocuklarını hem de kendini öldürür. Bu yönüyle Zehra hem ecrensel bir kadının trajedisinin baş kahramaınıdr hem de bir Anadolu kadınının dramını yaşamaktadır. Onun karşısındaki Gülsüm ise Zehra’nın tam zıttı biçimde çizilmiştir. Gençtir, yaşamın başındadır, güzeldir ve bakiredir. Zehra’nın kocası Mahmut, karısını ve çocuklarını seven, onların hakkını gözeten bir koca ve babadır. Karısıyla birlikte çalışıp çabalayarak bu günlere gelmiştir. İyi niyetlidir ancak, Gülsüm’e duyduğu arzunun kurbanı olur. Mirza ise Mahmut’un çalışkanlığının aksine çıkarcıdır. Mahmut’un durumundan faydalanarak koparabildiği en yüksek başlığı ister. Mahmut’u kışkırtır, sürekli kardeşinin güzelliğini, gençliğini ve el değmemişliğini över. Bu aslında Anadolu töresine uymaz. Oyunun aksiyonu da düzgün bir biçimde ilerler. Serimler tek yerde verilmemiş, metnin içine yedirilmiştir. Aksiyon doğru yerlere koyulan çatışmalar, düğümler ve önsemelerle finale doğru aksamadan akar. Yazar metnin kimi yerinde temasına yönelik repliklerle seyircilerine ulaşmayı amaçlar. Ne de olsa, finalde görecekleri kıyım acımasızdır. Oyunda Halime ve Kadınlar Antik yazarların koro ve koro başına denk düşer. Oyunun kimi yerlerinde Zehra’nın kaderine üzülürken kimi yerlerde de bunun yıllardır böyle sürdüğünü, boyun eğmek gerektiğini dile getirirler. Finalde ise iki bölüme ayrılırlar. Halime, aklı başında yaşlı bir kadının öğütlerini tekrarlarken Kadınlar, Zehra’nın acısını anlar ve onu kışkırtırlar. Böylece, hem Anadolu Kadını’nın ezilmişliğini verirler hem de bu yazgıya baş kaldırmaktan geri durmayan kişiler haline gelirler. 1. Perde 1. Sahne Mekan Karacaören Köyü Mahmut’un evi, akşam Kişiler Mahmut, Murat, Zeynep (konuşmaz), Mirza , Zehra Mitos -Mitos’ta İason’un çocuklarına duyduğu sevgi açıklanmaz. Fakat Euripides’te İason’un Kreusa ile evlenmesinin nedenlerinden biri de çocuklarının geleceğini sağlama almaktır. - Mitos’ta ve Euripides’te kurban izleği yoktur. -oyunda Kreon yerine geçebilecek bir karakter yoktur. Kurban Olay/durum ve dramatik olanaklar Serim: Babanın çocuklarını olan sevgisi, Zeynep’in hiç konuşmadığı, Gülsüm’ün eve geleceği, Zehra’nın bunu onaylamadığı anlatılır. Düğüm: Koç(Gülsüm gelince kurban edilecektir) çemberi açılır. Önseme: Hz. İbrahim’in hikayesi oyun içinde oyun olarak baba oğul tarafından oynanır, çocukların öleceklerine dair hazırlık yapılır. 2. sahne Aynı Mahmut, Mirza, Murat, Zeynep, Zehra 3. Sahne Aynı Zehra, Murat, Halime, Kadınlar - Mitos’ta ve Euripides’te Kreusa’nın güzelliğiyle ilgili bir yorum yapılmaz. - İkisinde de başlık parası üzerine bir çatışma yoktur -Mitosta, Medea’nın oğlu her hangi bir düş görmez. - Diğer Medealarda da kadınlar korosu vardır. Ancak, buradaki koro, değişkendir. Önce Mahmut’un kararına sevinirken daha sonra yazgının bozulmayacağını söyleyerek yanlış akıl verdiklerine karar verirler. Serim: Gülsüm’ün güzelliği, iyi ahlakı, hamaratlığı, gençliği övülür, Mahmut’un Zehra’yı da önemsediği anlatılır. Ayrıca Zehra’nın hasta olduğu açıklanır. Bu hastalık sebebiyle Mahmut, Zehra’yı hala hanımın yanına göndermek niyetindedir. Bir başka serim de, Mirza’nın istediklerinin azına kardeşini vermeyeceğidir. Önseme: Yarın gelin gelince kurban adanması gerektiği açıklanır. Bir diğer önseme de Zehra’nın ağzından yapılır; Zehra Gülsüm’ü çocuklarına dokundurtmayacağını söyler. Çatışma: Mahmut’la Mirza, başlık olarak verileceklerin miktarı üzerine tartışırlar, hatta sahnenin sonunda Mahmut, Mirza’yı gönderir. Bir diğer çatışma da Zehra ile Mirza’nın arasındadır; Mirza’yla konuşmaz Zehra. Önseme: Murat, düşünde kötü olduğu anlaşılan bir şeyler görürür, irkilerek Zehra’yı iter: “ Sen miydin Ana? Bir şey sandım...” der. İkinci önseme de, Halime’nin ağzından yapılır: “Bu evin dirliği yıkıldı artık.” Bu sahnede oyuna giren kadınlar, koro işlevindedirler. Düğüm: Gelinlik çemberi açılır: Zehra, Mahmut’la ilk günlerine dönmek için gelinliğini giyer. 4. sahne Mahmut, Halime, Kadınlar Sahnenin ön tarafındaki evin önü, yol üstü - Mitos’ta İason’un kararını değiştirdiği, Kreusa’yla evlenmekten vazgeçtiği bir bölüm yoktur. Önseme: Mahmut, kadınlara “yanlış bir iş yapıyorduk değil mi?” diyerek başına gelecek felaketi sezmiş gibidir. Mahmut, bu sahnede Kadınlar’a kara cadılar diye seslenir. Düğüm: Mahmut, yaptığının yanlış olduğuna, koçun salınmasına karar verir. 5. Sahne Mahmut, Zehra, Murat Evin içi -Mitos’ta İason’un çocuklarına duyduğu sevginin altı çizilmez -Mitosta tarla ya da başlık parası gibi bir tartışma geçmez. -Mitosta, düğün günü bir adak adanacağına dair bir işaret yoktur. -Mitosta İason bir karasızlığından dolayı bir iç çatışma yaşamaz. Serim: Mahmut, Karacaören’in gizlisinin saklısın Halime ve Kadınlar’dan sorulduğunu söyleyerek onların oyundaki yerinin altını çizer ve onlara tekrar kara kuşlar diye hitab eder. Ayrıca, Mahmut, Mirza’yla konuşurken (söz konusu Gülsüm olduğu zaman) başka bir adam haline geldiğini itiraf eder. Bir diğer serim de Mahmut’la Zehra’ın ilk yıllarına, gerdek gecelerine ve Mirza’nın istediği tarlanın nasıl düzenlendiğine dairdir. Düğüm: Gelinlik çemberine bir anıştırma daha yapılır. Mahmut, Zehra’yı gelinliğiyle görünce biraz daha sağlıklı, biraz daha genç göründüğünü söyler. Ancak bu işe yaramayacaktır. Bir başka düğüm de Mahmut kararını değiştirince atılır, Mahmut ve Zehra tartışırlar. Ayrıca, Mahmut yarın koçu keseceklerini, hayvanı yarın dışarı çıkarmamalarını söylerken bıçağını bilemektedir. Geline bir kurban adanacağı kesindir. - bolluk? Çatışma: Mahmut’un Gülsüm’ün sevdası yüzünden Mirza’ya dönüp dönmeyeceği hakkındaki iç çatışması, karasızlığı verilir. ( Mirzaya ikisi de saydırıyor.bu çatışma olur mu?) Önseme: Mahmut, “o köye gitmez olaydım” diyerek sanki başına geleceklerinin sebebini bulup çıkarmış gibidir. Ayrıca, yarın Gülsüm’ün geleceğini kesin olarak söyler Mahmut. Bunun üzerine Zehra, “Koymam onu eve” der. Tam anlamıyla böyle olacaktır. Zehra, uyuklayarak gelen Murat’ın “alnını aalın yazısını silmek ister gibi” oğuşturur. 2. Perde Mekan Kişiler Mitos Kurban Olay/durum ve dramatik olanaklar 1. sahne Evin içi Zehra, Halime, Kadınlar, Gülsüm (konuşmaz), Mahmut, Mirza, Düğün Alayı -Euripides ve Seneca’da düş sahnesi bulunmaz. -Ne mitosta ne de Antik yazarlarda “gelinin alın akı” diye bir kavram yoktur, bu geleneksel bir öğedir. -Mitosta Medea’nın nikahının niteliğine dair bir belirti yoktur, imama nikahı, İslami bir kavramdır. -Mitosta Medea şehirden uzaklaştırılacaktır oyunda ise bu konu, halanın yanına gitmek olarak verilir. -Mitosta ve Antik yazarlarda koro, kadının yazgısına boyun eğmesini öğütlemez. Bu da yöresel bir olgudur. -Euripides’te evlenmesinin sebebini çocuklarının Serim: Halime ve Kadınlar, yüzlerinde maskelerle, mavi ışıkla aydınlanmış sahneye girerler. Bu bir düş sahnesidir. Bunu Halime “ Bu gece bütün kapılar açılır bize.” diyerek daha da belirginleştirir. Daha sonra Halime ve Kadınlar uzunca, uyaklı sözlerle Gülsüm’ün gençliğini, güzelliğini, hamaratlığını överler. Daha sonraki kısımlarda, koro işlevi gören Kadınlar, birden tavır değiştirirler; Halime Zehra’ya “Sen de işitmemeiş ol kızım, ilk günler biraz sabret. Sonra her şey iyiye varır.” der. Kadınlar da “En iyisi alışmak diyerek” bu görüşe katılırlar. Bir diğer serim de Zehra’nın korkuları üzerine yapılır bu düş sahnesinde; hem yatağını, ocağını başka bir kadınla paylaşmaktan, hem hala hanımın yanına gönderilmekten korkuyordur. Önseme: oyunun bu bölümünde, düşün içinde pek çok önseme yapılır. Bu önsemeler genellikle Zehra’ya Gülsüm’ü eve sokarsa başına neler geleceğini anlatır.bu önsemelerin ilki sahnenin başlarında Kadınlar tarafından yapılır: “Bizim kanımız ağır, bizim kanımız bayat. Yakında seninki de öyle olacak.” Daha onra da Gülsüm’ün ölüsüne bakarak Kadınlar bunu hak ettiğini geleceği olarak gösterir İason. Seneca’da ise bu stratejik bir anlaşmadır. Oyunda ise, Mahmut, Gülsüm’e arzu duymaktadır. söyleyerek başka bir önseme yaparlar. Sahnenin ortalarında Mirza da Mahmut’un Gülsüm’e belediye nikahı kıydıracağını söyler: “Ama yarın sabah Mahmut Eniştem gelsin, nikah defterine bir imza çaksın.” En önemli önseme de yine Kadınlar tarafından Zehra’ya bir öğüt verirken yapılır: “Eve hiç sokmayacaktın O’nu.” Bu düş üzerine Zehra, 3. Perde’de Gülsüm’ü ne pahasına olursa olsun eve sokmama kararı alacaktır. İroni: Bu sahne düş olduğu için pek çok ironiye yer verilmiştir. İlki, Zehra gördüğünün düş olduğunu hissetmesi üzerine Halime tarafından yapılır: “Ne düşü kızım, gerçek.” Daha sonra yine Halime, Gülsüm’ün ölü olduğunu bile bile “Gel aç yeni gelinin yüzünü.” der. Mirza, düğün alayı ile birlikte gelince kardeşinin yüzünün soluk olduğunu görüp sebebini sorar. Bunun üzerine Kadınlar “Ay ışığından.” Diyerek başka bir ironi yaparlar. Sürpriz: Düşün ortalarına doğru, Halime ve Kadınlar’ın öldürdüğü Gülsüm dirilir. Temaya yönelik söyleyişler: bu sahnede Güngör Dilmen, oyunun anlatmak istediklerini çeşitli repliklerle verir. Bunlardan ilki, Mirza’nın repliğindedir: “Eskiden di o, şimdi imam nikahı battal, artık kız tarafının da hakkı hukuku var.” Bir diğerini ise Kadınlar söyler: “Zehra’nın üstüne kuma gelir mi?” Bu sahnede ayrıca kurban izleği bir kere daha işlenir. Ufak bir eğretileme yapılır. Gülsüm’un boynundaki çürükten “kızın boynundaki mosmor gerdanlık” diye bahsedilir. 3. Perde Mekan Kişiler Mitos Kurban Olay/durum ve Dramatik olanaklar 1. Sahne Evin içi, gündüz Halime ve Kadınlar -Antik yazarlarda koro, Medea’nın öfkesini kontrol almaya çalışsa da, duruma alışmasını öğütlemez. -Mitosta Medea, gelinliğine cinayet işlemek için büyü yapar -Antik yazarlarda koro, Medea’ya ne ilk ne son örnek olduğunu söylemezler. Düğüm: Bu sahnede oyunu finale doğru götüren pek çok düğüm vardır. Öncelikle sahne açıldığında Halime havanda kararlılıkla bir şeyler dövmektedir. Halime ve Kadınlar gelip çocukları sorarlar. Zehra, onlara koçu çayıra salmalarını söylemiştir. Böylece zincirleme olaylar başlar. Daha sonra, Mahmut’un kararının değiştiğini söyler Zehra böylece aksiyonun yönü belirlenir: “Değirmenli tarlayı, Kaçibayırı’ndaki tarlayı, atları, davarları, birikmiş paramızı, hepsini hepsini... Ne soruyorsunuz daha?” ayrıca, Zehra, gördüğü düşü unutmamaıştır, bu kararını vermesinde etkili olmuştur: “Gözümü iyice açtınız dün gece düşümde, sağ olun...” Bundan sonra Kadınlar, Zehra’ya bu yeni duruma alışmasının iyi olacağını söylediklerinde, Zehra bir başka düğüm atar: “Bunun alışması olur mu?... Onsuz yapamam ben!” Önseme: Zehra, artık kafasındakileri oturtmaya başlamıştır. Bunun için çocukların bir an önce dönmelerini ister: “Dönsünler artık Murat’la Zeynep...” bir başka önseme de yine Zehra’nın ağzından, Kadınlar ona, bu yasanın erkeklerce böyle kurulduğunu söylediklerinde yapılır: “Başka bir yasa var benim yüreğimde, onu izleyeceğim.” Bunun üzerine Halime de oyunun sonuna ilişkin bir tahminde bulunur: “Bugün bir şeyler olacak öyleyse. Bin, bin yıldır Anadolu kadınının sustuğu çığlık belki senin yüreğinden fışkırır.” Tam anlamıyla böyle olacaktır. İroni: Zehra, bir ara dalgın dalgın söylenir: “Gelin elimi öper, ben de onun saçlarını okşarım.” Halbuki hiç bir zaman böyle bir karara varmaz Zehra. Çember: Gelinlik çemberi kapatılır bu sahnede: “... Büyü tutmadı, nar çiçeği gelinliğim bizi ilk geceye götürmedi, üşüyüp kaldık...” Ayrıca bu sahnede gelin taşı çemberi açılır. Bu, eskiden üzerine kuma getirilen bir kadının acısını anlatan bir öyküdür. Sonunda gelin ve düğün alayı taş kesilmişlerdir. 2. Sahne Aynı Zehra, Halime, Kadınlar, Murat, Zeynep -Mitosta Medea çocuklarını, hayatlarını böyle bir yerde geçirmelerini istemediği için tamamen intikam için öldürür. -Antik yazarlarda, finalden önce Medea ve çocuklarının konuştuğu böyle bir sahne yoktur. Bu sahnede yine kurban izleği vardır. Önseme: Bu sahnede pek çok önseme yapılır. İlki, murat koçu saldıklarını söyleyince Halime’nin ağzından duyulur: “(kendi kendine) Ya düğün kurbanı?” Daha sonra Murat saldıkları koça yrın beni ahrette gözetirsin dediğini söyler, düşündüğü ölüm, çok çabuk gelecektir. Bir diğer önseme de Mahmut’un kararına ilişkindir. Zehra “Gelin, Murat’ından, Zeynep’inden daha mı önemli?” der. Mahmut, bu tutkudan zamanında vazgeçemediği için ikisini de yitirecektir. Ayrıca Zehra, azat edilmiş kurbanlardan bahsederken Murat’ı alnından öper: “ Gece olsun, gündüz olsun, alnında bir yıldız parlar onun. Bu yıldızı görenler korkuyla çekilirler.” Bunun üzerine Murat da bilmeden gerçeğe yönelik bir laf eder: “Bir daha hiç göremeyecek miyim onu?” Zehra onlarla oynamaya başlar ve koçu yansılarken artık açık bir önseme yapar: “Murat, Zeynep, sizi götürmeye geldim. Tanrı babanın bayramına hazır mısınız?” Sahnenin son önsemesinde artık kararlıdır Zehra: “Batası Karacaören’de işiniz yok sizin...” 3. Sahne Evin içi ve yol Halime, Kadınlar - Mitosta ve Antik yazarlarda yapılan düğün hakkında hiçbir serim bulunmaz. Serim: Bu sahnede gelin alayı yaklaşmaktadır. Halime ve Kadınlar, Gülsüm’ün atın üzerindeki görünüşünü, güzelliğini, genç yaşını överler ama yüreğinden de taş diye bahsederler. Önseme: Halime, olacakları iyiden iyiye sezmiştir artık: “İçimde öyle bir inanç var ki kızlar tasvirli kayalarda uyuyan masal bugün gerçekleşebilir... Gerçekleşecektir.” 4. Sahne Aynı Halime, Kadınlar, Mirza, Mahmut, Gülsüm, Köylüler -Mitosta böyle bir düğün alayı yoktur. Medea evine girip kapıyı açmayacağına dair bir karar almaz. - Mitosta ve Antik yazarlarda böyle bir sahne yoktur. Olaylar çok hızlı gelişir. Düğüm: Oyunu sonuna doğru götüren bu sahnede, krize doğru evrilecek pek çok düğüm vardır. Öncelikle Mahmut ve düğün alayı gelir. Kapının açılması ve koçun kesilmesi gereklidir. Mahmut ağıla gider, koçu bulamaz. Kapı da kilitlidir. Halime’ye danışan Mahmut ve Köylüler bir sonuç alamazlar. Ortam gerilmeye başlamaktadır. Mahmut sinirlenir eve doğru Zehra’ya, Murat’a, Zeynep’e seslenir. Çatışma: Bu beklenmedik durum karşısında Mahmut telaşlanır ve utanır. Köylülerse hoşnutsuz bir şekilde imalı laflar ederler. Mirza bu durumdan hiç hoşlanmamıştır. Mahmut’a baskı yapmaya başlar. Kapının kırılması gerektiği fikrini ortaya atar. İroni: Bu durumdan faydalanarak Mahmut’u iğneleyen Köylüler, Zehra’nın komşuya gitmiş olabileceği kendilerine söylenince alay ederler: “ Kurban da mı komşuya gitmiş?” Önseme: Zehra kapı zorlanınca çaresiz dışarı seslenir. Ancak dışardakiler Zehra’nın durumunda bir tuhaflık olduğunu sezinlemişlerdir. “Bir acayip çıktı sesi.” 5. Sahne Aynı Zehra, Mahmut, Mirza, Köylüler, Muhtar -Bu sahnede Zehra, yasayla ve töreyle çatışmaktadır. Bunlar, geleneksel ögelerdir. Mitosta hiç birisi bulunmaz. -Mitosta ve Antik yazarlarda Muhtar (dolayısıyla muhtarın sebep olduğu töre, kadınlık gururu ikilemi) yoktur. Çatışma: bu noktaya gelindiğinde Zehra, Mahmut’la konuşmaya başlar. Mahmut, Zehra’ya niye kendilerini böyle karşıladıklarını sorar. Zehra, kapıyı açmamaya karalıdır. Düğün alayının geri dönmesini ister, Mahmut, Mirza sinirlenir.bunun üzerine Zehra, çocuklara koçu salmalarını, çocukların da bunu uyguladıklarını söyleyince, dışarıda huzursuzluk ve gerginlik tırmanır. Önseme: Mahmut çocuklara seslenince, Zehra, bağıramamsını, çocukların çaylarına biraz afyon kattığını söyler. Devam eden tartışma üzerine bir köylü, bu ikisinin geçiminin zor olacağını dile getirir. Daha sonra Zehra kapıyı açmayacağını söyler ve açık bir önseme yapar: “İyi düşünen kapımdan çekilip gider.” Muhtar araya girip Zehra’yı yumuşatmaya çalışır ancak Zehra kararlıdır: “Alınyazımız o, düşmanlık. İleri varırsanız...” Mirza sinirlenir ve kapıyı kıracaklarını söyleyince Zehra sert bir karşılık verir: “benim de yapacağım tek şey kalır gelin ayağını eşikten atarken içeri.” Bunun üzerine Mahmut telaşlanır: “Üstüne varmayalım, gözlerinde donuk ir ışık var.” Muhtar, durumun yasaya ve töreye uygun olduğunu anlatmaya devam eder ve Zehra kapıyı açmadığı takdirde olacakları söyler: “...Gel sen elceğizinle aç, yoksa tehdit de etsen biz açmak zorunda kalacağız.” Sahnenin son önsemesini yien bir köylü yapar: “Çocukları bir kurtarabilsek elinden.” Düğüm: Oyunun bu bölümünde Zehra’nın çözüm önerileriyle kararlarında direten Mahmut, Mirza ve Köylülerin ısrarı sürekli çatışır. Bu çatışma pek çok sayıda düğümle adım adım finale doğru gider. İlk olarak Mahmut sabrının taştığını söyleyince Zehra kararlı bir şekilde açmayacağını anlatır. Zehra, Mahmut’un yanındakileri savmasını, tek başına gelmesini ister. Çözüm önerisi budur. Bu öneri, karşı taraftan kabul görmez. Muhtar Gülsüm’ün resmi nikahlı olduğunu söyleyince Zehra yasalara da lanet eder: “İki çocuklu kadının evine zorla girmek için mi kanun çıkarmış hükümet?” daha sonra da net bir şekilde muhtara kararını bildirir; yazgısına boyun eğmeyecektir. Bu kızın üstüne kuma gelmesini kabul etmeyecektir. Eğer diretirlerse “salıverdiğimiz koçun yerine çifte kurban” sunacaktır geline. Artık bu dar evde kendi hükmü geçerlidir. Çatışma, krize doğru evriliyordur. Zehra çözüm önerisini yineler; düğün bozulmalı, herkes evine gitmelidir. Düğün alayı ve Muhtar ayak direr. Zehra, gelinin ölüsünü bile eve almayacağını söyleyince Mirza iyice sinirlenir: “Daha konuşacak mıyız, yürüyün be.” Mahmut yavaş yavaş olacakları sezmeye başlar: “Susmaya başlaması kötüdür onun.” Bu hem oyunda önemli bir düğüm hem de önsemedir. Muhtar töreyi yineler ve erkeğin gücü yettiğince kadın alabileceğini söyler. Zehra yine töreyle çatışır: “Desene asıl bizim birleşmenin bir hükmü yok.” İroni: Zehra, kendi nikahının geçersiz olduğunu fark edince ironik sözler söyler: “...Ve bu kız göğsünü gere gere bu eve girebilir.” Aslında bu düşünceye başından beri karşıdır. 6. Sahne Aynı Zehra, Mahmut, Mirza, Köylüler, Muhtar -Mitosta ve Antik yazarlarda İason ve Medeia arasındaki çatışmalar çocuklar öldükten sonra da devam eder. Sürpriz: Zehra düğün alayını oyuna getirir. Önce kızın güzelliğinin, gençliğinin, kendi düğününün serimini yapar ardından da gelinden oynamasını ister Çatışma: Mirza kardeşinin oynamasına karşı çıkınca Zehra Mahmut’u Mirza’ya karşı kışkırtır: “Kız ağasının buyruğundan çıkıp kocasının buyruğuna girmedi mi daha?” Düğüm: Zehra yeni gelin oynayınca elalemin içinde oynayan kadına çocuklarını emanet edemeyeceğini söyleyerek kapıyı açmayı reddeder. Bunun üzerine Mirza öfkelenir ve kızı vermekten vaz geçer,köyüne dönmeye karar verir. Zehra amacına ulaştığını sanır kısa bir süre. Bu arada zalimleşmekten de çekinmez, kızın köyüne dönmeden önce Mahmut’a kendisini sunmasının bir sakıncası olmadığını söyler. Bunun üzerine Mirza kararını kesinleştirir: “Artık bizim dönüşümüz yok, çocuklar.” Bunu bir adım sonrası krizdir. 7. Sahne Aynı Zehra, Halime, Kadınlar, Mirza, Mahmut, Köylüler, Muhtar 8. Sahne Aynı Zehra, Mahmut, Mirza, Köylüler, Muhtar, Halime, Kadınlar Bu sahnede Halime ve Kadınlar ayrılır. Halime, Zehra’nın öfkesini yatıştırmaya çalışırken sadece Zehra’nın duyduğu Kadınlar, verdiği kararı uygulaması için Zehra’yı kışkırtmaktadırlar. Çatışma: Kadınlar’ın kışkırttığı Zehra kararını verir, gelinin ayağını eşikten attırmayacaktır, attırırsa neler olacağını düşünde görmüştür. Bu düğünü Mahmut’a zehir edecektir. Mirza da bu işi dava edindiklerini, geri adım atmayacaklarını yineler. Önseme: Kararını kesin olarak veren Zehra, inleyerek son kez çocuklarının adını anar: “Murat’ım, Zeynep’im.” Temaya yönelik söyleyişler: Aksiyonun gidişatı belli olmuştur. Zehra, aldığı kararın sebebini bir kez daha anlatır okuyucuya/izleyiciye: “Erkeklik öyle aşağılandı ki Karacaören’de, öyle örneksiz kaldı ki Zeynep’im kadın olmamalı. Murat’ım, kurbanlık koça acıyan Murat’ım erkek olmamalı. Gelişmemiş iki yıldız gibi kalmalı onlar Tanrının mavi bağrında. Kriz: Mahmut Zehra’nın tehditlerine aldırmayarak büyük bir hata yapıp kararını son kez söyler; gelin eve girecektir. Mirza ve Köylüler kapıyı kırmak için öne atılırlar. Zehra karrını uygulamaya koyar. - Mitosta ve Antik Serim: Zehra, çocuklarını öldürüp yazarlarda Medeia bu düğünü zehir edecek, Mahmut’u ölmez. Atasının ölene dek vicdan azabı içinde gönderdiği bir bırakacaktır. Bu noktada yazar, arabayla Atina’ya Zehra’nın yaptıklarının kaçar. acımasızlığını hafifletmek için bir - Mitos’ta ve çılgınlık verir. Uzun tiradında Euripides’te Zehra, bu çılgınlığı serimler: “ Aigeus vardır. tanrı doluyor içime, artık korkum Oyunda ise bu mu var sizden?... Görmüyor karakterin yerine musunuz Tanrının körleri tepeden geçecek kimse ayağa ışık kesildiğimi?...” bulunmaz. Zehra’nın halini gören Mahmut son çabasını gösterir, vaz geçtiğini, düğünün dağılmasını söyler ya artık çok geçtir, kapı kırılmıştır. Zehra, çocukların uyuduğu odaya girmiştir bile. Çember: içeri girenler korku ve dehşetle geri çekilirler, Mahmut yıkılır. Bunun üzerine kadınlar son sözü söylerken gelin taşı çemberini kapatırlar: “kapıda taşan lanetle taş kesildi düğün alayı işte, katıldı gelin ve çevresindeki köylüler esrik.” c) Munis Faik Ozansoy ve Medea Munis Faik Ozansoy , 1911-1975 Cumhuriyet dönemi şair ve yazarlarından olan Munis Faik Ozansoy, Midilli'de doğdu. Şair Faik Ali Ozansoy'un oğludur. AÜ Hukuk Fakültesi'ni bitirdi (1935). Okulu bitirince İş Bankası’nda çalışmaya başladı. Daha sonra Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri oldu. Başbakanlık Müsteşarlığı, UNESCO Daimi Temsilciliği görevlerinde bulundu. İlk şiiri 1930 yılında henüz lise Öğrencisiyken çıktı. Yazdığı şiirler, Şark, Çığır, Millet, Bayrak, Hisar dergilerinde basıldı. Hisar Dergisi çevresine girerek burada başyazılar yazdı. Bir duygu şairi olarak, Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Hamdi Tanpınar'daki şiir zevkini yakalamaya çalıştı. Eserleri: Büyük Mabedin Eşiğinde, Hayal Ettiğim Gibi, Yakarış, Bir Daha, Zaman Saati , Yakınma, Kaybolan Dünya , Düşündüğün Gibi, MEDEA Ozansoy bu oyunda Antik yazarların manzum yazım biçimini korumuş ve olay örgüsünü olduğu gibi mitostan alarak kullanmıştır. Mekan ve kişiler aynıdır. Euripides’in ve Seneca’nın Medeia’sından farklı olarak Ozansoy kişileştirmede başarılı değildir. Medea’nın çocuklarına olan sevgisi yansıtılmaz. Euripides’te olduğu gibi çocuklarını babalarının yanında bırakmanın verdiği endişeyi taşımaz. Maksadı Jazon’a tattırabileceği en büyük acıyı tattırmaktır. Kreusa’ya tül duvak ve altın taç gönderen Medea, Antik yazarlarda elbise ve taç göndermektedir. Ozansoy’un Medea’sında içeri giren Kreon’un adamları Jazon’u tutuklarlar. Oyunun sonunda Medea kaçmaz, balkondan içeri girer. Munis Faik Ozansoy biçimselliğe takılıp kimi sahnelerde uyakların uyumu adına dramatik yapıyı zedelemiştir. Oyunlara Genel Bakış Güngör Dilmen Kurban oyununa mitolojik öğeleri eklemekle kalmamış, yöresel motifleri de kullanarak, manzum biçimi de koruyarak ortaya bütünlüklü yeni bir eser meydana getirmiştir. Oyun hem evrensel hem de yöresel özellikler gösterir. Bu yönüyle hem Türk kadının yazgısını dile getirir hem de tüm dünyadaki kadın sorununa eğilir. Oyunun çetrefilli bir yanı da seyircinin evrensel bir tragedya ve yöresel bir dramı aynı anda izlemesidir. Bu denge olması gerektiği gibi kurulmadığı takdirde istenen etki elde edilemez ve oyunun mesajı tam anlamıyla verilemez. Güngör Dilmen bu eserinde, diğer yazarların aksine, başarılı ve özgün bir oyun ortaya çıkararak uyarlamanın ötesine geçip Türk Tiyatrosuna yeni ufuklar açar. Dramatik kurgu iyi kurulmuştur ve gerilim kesintiye uğramadan finale kadar ulaşır. Seyirciyi içine çekebilir ve toplumsal mesajı iyi yedirilmiştir. Yüksel Pazarkaya ise Mediha oyununu uyarlarken geleneksel motifleri kullanmaz. Oyun mitosun güncelleştirilmesiyle meydana getirilmiştir. Oyuna yerleştirilen ve koro işlevi gören kadınların içinde bir Alman’ın da bulunması durumu evrensel boyuta taşır. Bu tüm kadınların ortak sorunu haline gelir. Oyunun kurgusu Pazarkaya’nın tecrübesizliği sebebiyle boşluklar ve aksaklıklar içerir. Oyunun finali ise başlı başına bir sorundur. Bir çok doruk barındıran oyun, gerilimin tavsamasına yol açarak mesajını tam iletemez. Yazar mitosa bağlı kalmak isteğiyle bir çok yerde kurgunun bütünlüğünden taviz vermiştir. Kişiler karakter özelliği gösterememiş ve çoğu kez durumlarına aykırı düşerek mesajı yazarın ağzından iletmişlerdir. Munis Faik Ozansoy ise bu ikisinden ayrı ele alınmalıdır. Diğer yazarlar gibi mitosu güncele taşımak kaygısı içinde değildir. Antik Yunan yazarlarının yolundan giderek aynı konuyu aynı biçim ve üslupla ele almış, ortaya özgün bir yaratı çıkarmamıştır. Zaten bir şair olan Ozansoy daha çok retorik bir tutum içindedir. Oyunun özünden, vermek istediği mesajdan çok biçimine dahil olan uyaklarla meşgul olmuştur. Buradan hareketle yazarın özgün bir metin ortaya koymak amacında olmadığı nettir. Oyun daha çok opereti andırmaktadır. Eren Buğlalılar & Irmak Bahçeci Tiyatro Dramatik Kuram Yazarlık