PDF SAYI 15 - Hayat Online
Transkript
PDF SAYI 15 - Hayat Online
15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 1 Almanya Anayasayı Koruma Dairesi Bakanı Heinz Fromm: “IGMG; hareket kurallarının temelinin Kur’an olduu noktasından yola çıkıyor” 18. Avrupa Kur’an-ı Kerim Yarıması Osnabrück ’te Yapıldı IGMG 18. Avrupa Kur’an-ı Kerim Tilavet Yarıması programı gönülleri coturdu ATB Avrupa Türk slam Birlii 17. Büyük Kurultayını Yaptı Geleneksel ATB 17. Gönül Birlii öleni, Mainz/Nackenheim’da gerçekletirildi. nsanlık Tarihinin En Büyük Devrimcileri Mahmut AKAR Dosya Sayfa 9’da O HAYATIN GÜNEDR Sebahattin UÇAR Dosya Sayfa 25’te Övülmü örnek insan: Hz. Muhammed (s.a.v) Mustafa MULLAOLU Dosya Sayfa 7’de Selam sana ey Sevgili!.. En Sevgili!.. Ahmet ÖZDEN Dosya Sayfa 5’te Halimizi sual edenlere... Ekrem KIZILTA Dosya Sayfa 17’de Alem O’na Muhtaç Fikret EKN Dosya Sayfa 15’te 1 Deneme, 1 Debriyaj, 2 vites 16 Di 1 Kadın ve Dedem M.Salih AYDIN Dosya Sayfa 23’te Peygamberlerin sıfat ve hususiyetleri Mahmut TOPTA Dosya Sayfa 11’de Ya Resulallah: Cenab-ı Allah Merhametinin büyüklüünün bir göstergesi olarak Seni Alemlere Rahmet olarak gönderdi 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 2 ’da a p u r v A e v a y n a m l A a Çok Yakınd 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 3 Hayat HASBHAL Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN 3 Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 EDTÖR’DEN nsani hassasiyetler insani hasletler!.. Sevgili dostlar! 15. say›m›zla yine sizlerle beraberiz. (Son dönemde yaflanan geliflmeler hem bulundu¤umuz ülkede ve hem de dünyada hiç de güzel geliflmeler de¤il. Gün geçtikçe insanlar›n birbirlerine sayg›lar› azalmakta. Bunun üzerine bir de politik beklentilerin k›flk›rtmas›yla toplum biraz daha gerilmektedir. Son dönemde Almanya`da yaflanan Vicdan Testi uygulamalar› ülke sath›ndaki tüm eyaletlerde uygulanaca¤a benziyor. Prensip olarak resmi makamlar›n ülke güvenli¤i ile alakal› yapm›fl olduklar› çal›flmalar› destekliyoruz. Ama bu çal›flmalar› yaparken galiba elma ile armutlar› birbirine kar›flt›r›yorlar. E¤er siz bu toplumda yaflayan insanlar› rencide edecek flekilde testlere tabi tutarsan›z o zaman toplumdaki huzur ortam›n› germifl olursunuz.) Geçen say›m›zdaki yaz›m›zda bu sat›rlar› yazm›flt›k. Bu yaz›n›n üzerinden çok geçmeden Almanya`daki tüm eyaletler tek tip bir vatandafll›k yasas› üzerinde anlaflt›lar. Hay›rl› olur inflallah diyoruz! Yine geçen say›lar›m›zda yaz›lar› yay›nlanan kardefllerimizin tesbitleri bir bir ortaya ç›kmaktad›r. Sevgili Ayd›n Ersoy kardeflimizin Türkiye`deki ekonomik gidiflatla ilgili tesbitleri 2006 May›s ay›n›n içerisinde ortaya ç›kt›. Yine birileri tavflana bak derken mal› götürmekte, ama vatandafl yine sefaletle u¤raflmakta. Galiba bunda vatandafl›n da biraz suçu var. Kardeflim sen seçim zaman› geldi¤inde iflin ehli ve liyakat sahibi insanlar dururken, yok efendim boyu posu, yok efendim kafl› gözü diye sunulan insanlar› seçip bafl›na getirirsen olaca¤› da budur. Bu say›m›zda; Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) ile alakal› özel bir dosya haz›rlad›k. Hz. Muhammed (s.a.v)i de¤iflik yönlerden inceleyen bu yaz›lar› ilgi ile okuyaca¤›n›z kanaatindeyiz. ‹slami hassasiyete sahip yazarlar›n kaleme ald›klar› bu yaz›lar Peygamberimizle ilgili bilgilerinize farkl› bir bak›fl aç›s› getire¤ine inan›yoruz. Mahmut Aflkar Bey`in uzun ama doyurucu yaz›s›n› ilgiyle okuyaca¤›n›z› umuyoruz. Yine Mehmet Emin Ay Bey`in Peygambe- rimiz ve çocuklar ile alakal› bir nevi pedagojik formasyon içerikli yaz›y› okuman›z› tavsiye ederiz. Ahmet Cemil Ertunç Bey`in uzun ama bir okadar da doyurucu ve farkli bir bak›fl aç›s› sundu¤u yaz›s›n› mutlaka okuman›z› tavsiye ediyoruz. Son dönemlerde Almanya`da ve de özellikle Hessen Eyaletinde; resmi belgelerde kullan›lan foto¤raflarla alakal› s›k›nt›lar yaflanmaktad›r. Özellikle baflörtüsünün örtünme flekli ile alakal› olarak baz› resmi makamlar zorluklar ç›karmak istemekteler. Tabiki bu uygulamalar›n bir k›sm› keyfi uygulamalardan kaynaklanmaktad›r. Alman Anayasas›ndaki haklardan baz›lar› keyfi uygulamalar ile engellenmektedir. Hessen Eyaletinde özellikle müslüman han›mlara baflörtüsüz resim getirmeleri konusunda hiçbir kanuni dayana¤› olmayan isteklerde bulunulmakta ve hatta oturum konusunda da s›k›nt›lar ç›kart›lmaktad›r. Yine bu say›m›zda özellikle bu mesele ile alakal› hem bilgi verici ve hem de kanuni haklar›n tan›m› noktas›ndan Bekir Altafl Bey`in doyurucu bir yaz›s›n› bulacaks›n›z. Havalar›n ›s›nmas› ile birlikte Almanya`da bulunan tüm sivil toplum örgütleri kongreler ve büyük salon programlar› yapmaktalar. Bu programlardan baz›lar›na kat›lma flans›n› elde ettik. Burada baz›lar›n› sizlerle paylaflmak istiyorum. ‹lk olarak Nisan ay›n›n dokuzunda Mevlit Kandili Gecesine denk gelen Hessen ‹slam Federasyonunun organize etti¤i “Alemlere Rahmet Hz. Muhammed ve Maide-i Kur`an” program›na kat›ld›k. Yaklafl›k 3500 kiflinin kat›ld›¤› program bizleri gerçekten büyüledi. Bu program› düzenleyenleri tebrik etmek isteriz. ‹kinci olarak Avrupa Türk ‹slam Birli¤i AT‹B`in 17. Kurultay›na kat›ld›k. Kardefllerimiz gerçekten çok güzel bir organizasyon yapm›fllar. Özellikle program›n bir bölümünde Manisa`dan gelen misafirlerin asl›na uygun biçimde geleneksel olarak da¤›tt›klar› mesir macunu ikram› manzaras› bizleri oldukça neflelendirdi. Yine D‹T‹B`e ba¤l› olarak faaliyetlerini sürdüren Friedberg Ayasofya Camiinde yap›lan Kutlu Do¤um Haftas› etkinliklerine kat›ld›k. Yukar›da bahsetti¤imiz bu programlarla ilgili haberleri sayfalar›m›zda bulabilirsiniz. Yine Avrupa`n›n en büyük sivil toplum örgütlerinden biri olan IGMG; ‹slam Toplumu Milli Görüfl Teflkilatlar›n›n 4 Haziran 2006 tarihinde Belçika`da düzenleyece¤i Kardefllik ve Dayan›flma Gününe kat›lman›z› tavsiye ediyoruz. Son olarak gazetemizin de organizesine yard›mc› olaca¤› bir prodüksiyon çal›flmas› hakk›nda bilgi vermek istiyorum. Ünlü yönetmen Mesut Uçakan Bey`in son yap›m› “Anne Yada Leyla” filmi inflallah Haziran 2006 tarihi itibariyle öncelikle Almanya`da gösterime girecektir. Biz gazete olarak bu filmin Hessen`de gösterimine katk›da bulunaca¤›m›z› belirtmek isteriz. Biz filmi Türkiye`de seyrettik ve kanaatimiz oldukça olumlu yöndedir. Bu filmi ailenizle birlikte seyretmenizi tavsiye ederiz. Belki çevrenizdeki cemiyetlerde yap›labilecek organizelerle hepberaberce seyretmek daha da güzel olabilir ne dersiniz. Bu vesile ile Cenab-› Allah çal›flmalar›m›z› bereketlendirsin, fluurland›rs›n. Çal›flmak bizden, baflar› Allah`tand›r. Allah`a emanet olun. Hessen Hayat Ayl›k Ücretsiz Gazete Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 Sahibi ve Genel Yay›n Yönetmeni: Sinan AKTÜRK Yay›n Kurulu: Dr. Yusuf Ifl›k, ‹brahim Gümüflo¤lu, Mahmut Aflkar, Sinan Aktürk, M. Salih Ayd›n, ‹hsan Güler, Saim Ayas, Mustafa Kasalak Merkez: Königsbergerstr. 16 · D-61169 Friedberg Tel: 06031-162411 · Fax: 06031-738644 · E-mail: info@hessenhayat.de Gazetemizde ç›kan yaz›lar›n ve reklamlar›n içeri¤inden sorumlu de¤iliz. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 4 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 5 DOSYA 5 Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 Selam sana ey Sevgili!.. En Sevgili!.. Ahmet ÖZDEN a.ozden@web.de evgiler, kalb âlemlerinin durumlarına göre derece derecedir. Kimi durgun, kimi de ça¤layanlar misâli coflkundur. Durgun olanlar, sevgiliye vuslat yollarını aflamaz. O yollardaki yorgunlu¤a ve çilelere katlanamaz. Ancak coflkun bir sevgi ile sevenler, da¤ları ve taflları aflan ırmaklar gibi nice mesafeleri katedip vuslat deryâsına ulaflmaya muvaffak olurlar. Bu bakımdan sevgilerin en makbûlü, gönülleri diri tutacak coflkunluktaki muhabbetlerdir. Böylesi sevdâ, nûru hiç sönmeyen bir günefl gibidir. Onun için gelin, Resulullah’ı (s.a.v.) gönüllerimize hakim kılmanın yollarını arayalım; herfleyimizle, onu anarken, yaflaran gözlerimizle tekrar davet edelim, kalb sarayımıza O yüce Sultanı. ‹slam inancına göre Hz. Peygamber'e iman etmek farzdır. ‹manın da flartlarından bir flarttır. Hz. Peygamber'i sevmek de, her mü'min için en gerekli taatlerden biridir. Zira Allah O’nu sevmifl ve Habibim, yani Sevgilim demifltir. Peygamberimiz de, "Sizden birinize ben, kendi nefsinden, annesinden, babasından, çocuklarından ve bütün insanlardan daha sevimli olmadı¤ım müddetçe tam iman etmifl sayılmaz," buyurmufltur. Bu sevgi, bir insanda gerçekleflmezse, o insan gerçek mü'min olamaz, buyurmufllardır. Nitekim, Abdullah b. Hiflâm, Hz. Ömer (r.a.)'ın bir gün Peygamber (s.a.v.)'e flöyle dedi¤ini rivayet etmifltir: "Ey Allah'ın Rasülü sen bana, nefsim hâriç her fleyden daha fazla sevimlisin". Hz. Peygamber (s.a.v.) ise O'na "Hayır ey Ömer, nefsim elinde olan Allah'a yemin olsun ki; sen beni, nefsinden de daha fazla sevmedikçe gerçek iman etmifl olamazsın" buyurmufltur. Hz. Ömer (r.a.)'da O'na; "vallâhi flimdi sen bana nefsimden de daha fazla sevimlisin" dedi¤inde, Hz. Peygamber (s.a.v.); "‹flte flimdi imanın kemâle ermifltir ey Ömer" demifltir. S Hiç flüphesiz ki; Allah sevgisinden sonra sevgiye en lâyık olan Hz. Muhammed (s.a.v.)'dir. Zîrâ Yüce Allah bir ayet-i kerimede Hz. Peygamber (s.a.v)'e hitâben flöyle buyurmaktadır: "(Ey habibim!) De ki: E¤er Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı ba¤ıfllasın. Allah son derece ba¤ıfllayıcı ve esirgeyicidir." (Al-i ‹mrân, 3/31) ‹bn Kesir flöyle der: Bu ayet-i kerimenin hükmü, peygamberin yolunda olmadı¤ı halde Allahı sevdi¤ini iddia eden herkese flamildir. Çünkü o, bütün söz ve fiillerinde Muhammedî fleriata uymadıkça bu iddiasında yalancıdır. (Muhtasar-ı ‹bn Kesir,1/227) Bu ayeti celileden anlıyoruz ki Allah’ı sevmenin flartı ve yolu Peygamberi sevmekten geçiyor. Allah’ı (c.c.) sevmek ve O’na ulaflmak için Peygamberin sünnetine uyarak, ahlakıyla ahlaklanmalıyız ki O’nun sevgisiyle Allah’a ulaflalım ve O’nu sevelim. Hz. Muhammed (s.a.v.) sevgisiyle ilgili O’nun kutlu arkadaflları olan sahabe-i kiramdan günümüze kadar çok ibretli misaller ve sahneler mevcuttur. Hicretten kısa bir müddet önce Peygamberimiz (s.a.v.): "Hicret için bana izin verildi" diye buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir sordu: Anambabam sana feda olsun! Ben de seninle birlikte olacak mıyım? Rasûlullah (s.a.v.) ’’Evet’’, dedi. Ebu Bekir-i Sıddîk, bu yolculu¤u kuflatacak korku ve tehlikeleri bilmeyen birisi de¤ildi. Fakat bu durum onun sevgili dostu Rasûl-i Ekrem ile birlikte arkadafllık arzusunu etkilemedi ya da azaltmadı. Allah Rasûlü kendisine iste¤inin olumlu karflılandı¤ını bildirince, böyle bir mutlulu¤a nâil olmanın sevinciyle a¤lamaya baflladı. Aifle (r.anhâ) der ki: “Babamın a¤ladı¤ını gördüm. Ben ise kimsenin sevinçten a¤layaca¤ını o zamana kadar bilmiyordum." (Fethu'l-Bârî, VII, 235;) Enes b. Malik (r.a.): "Rasûlullah (s.a.v.) ile Ebu Bekir'in Medine'ye girdikleri günden daha nurlu, daha güzel ve daha mutlu hiçbir gün asla görmedim."(Müsned 1/155) Berâ b. zib (r.a.) da Medinelilerin Rasûl-i Ekrem'in yanlarına geliflleri dolayısıyla duydukları sevinci flöyle dile getirmektedir: "Medinelilerin Rasûlullah (s.a.v.)’e duydukları sevinci baflka hiçbir sebep dolayısıyla duyduklarını görmedim."(Buharî VII, 260) Mekke’nin fethi günü Ensar’ı bir telafl almıfltı. Kendi aralarında konufluyorlardı. Allah’ın Rasûlü, Kâbe’nin bulundu¤u ve do¤up büyüdü- ¤ü Mekke’den daha ayrılmaz, burada kalacak, kendi flehrine ra¤bet edecek ve kendi afliretine flefkat ve merhamette bulunacaktır, diye endifle ve üzüntülerini dile getiriyorlardı. Allah'ın Rasûlü: Ebu Hureyre’ye, "Bana ensardan olmayan kimse gelmesin" dedi. Sonra da: "Safa'da sizinle görüflmek üzere (geliniz)" diye buyurdu. Ebu Hureyre (r.a.) dedi ki: Derken vahiy geldi. Rasûlullah (s.a.v.): "Ey ensar toplulu¤u" diye buyurdu. Onlar: Buyur, ey Allah'ın Rasûlü, dediler. Peygamber: "Artık bu adam kendi flehrine ra¤bet edecektir" dediniz. Ensar: Evet böyle oldu, dediler. Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: "Asla! flüphesiz ki ben Allah'ın kulu ve Rasûlüyüm. Allah'a ve sizin diyarınıza hicret ettim. Ben ancak sizin yanınızda yaflayaca¤ım ve ancak sizin yanınızda ölece¤im." Ensar a¤layarak ve flöyle diyerek ona yöneldiler: Allah'a yemin ederiz. Söyledi¤imiz o sözleri sadece Allah'ı ve Rasûlünü kaybetmek istemeyi¤imizden dolayı söyledik. Rasûlullah (s.a.v.) flöyle buyurdu: "Gerçekten Allah da, Rasûlü de sizin do¤ru söyledi¤inizi biliyor ve sizin mazeretinizi kabul ediyor." (Müslim, III, 1405) Sevgisinde gerçekten samimi olan birisini daha görüyoruz. Bu kifli kendisinin ve sevgili Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)'in ölümünü hatırlıyor, kendisi de cennete girecek olsa dahi, Allah Rasûlünün di¤er peygamberlerle birlikte olaca¤ından mertebesinin yüksekli¤i dolayısıyla onun güzel yüzünü cennette görememekten korkuyor. ‹mam Taberânî bu sevenin kıssasını Hz Aifle-i Sıddika (r.anh.)’dan flu sözleriyle rivayet etmektedir. Bir adam Peygamber (s.a.v.) 'e gelip: "Ey Allah'ın Rasûlü dedi. fiüphesiz ki sen benim için kendi öz canımdan da çocuklarımdan da daha sevgilisin. Ben evde bulunurken seni hatırlıyorum, gelip seni görmeden edemiyorum. Benim de ölece¤imi, senin de ölece¤ini hatırlayınca biliyorum ki sen cennete girece¤in vakit, di¤er peygamberlerle birlikte yükseklerdesin. Ben ise cennete girecek olsam dahi, seni göremeyece¤imden korkuyorum." Peygamber (s.a.v.) ona cevap vermedi. Nihayet Cebrail (a.s.): "Kim Allah'a ve Rasûle itaat ederse, iflte onlar Allah'ın kendilerine nimetler verdi¤i peygamberler, sıddıklar, flehidler ve salihlerle birliktedirler..." (en-Nisa, 4/69) âyetini indirdi." Hz. Ebu Bekir’in, Efendimizin vefat edece¤ini anladı¤ında a¤ladı¤ını ve yine Rasulullahın vefatından sonra her aklına geliflinde hasretle göz yaflı döktü¤ünü görüyoruz. Hz. Ömer’in vefatı esnasında o¤- lunu Hz. Aifle’ye göndererek Resulullahın yanına defnedilmesi için müsaade istemesi ve kabir de bile ayrı kalmaya tahammülünün olmadı¤ını götermesi bakımından oldukça manidardır. Alemlerin yaratılıflından günümüze, günümüzden de kıyamete kadar devam edecek olan bu sevgi selinin daha binlercesine rastlamak mümkün. 1960’lı yıllarda ‹stanbulda ömrünün son yıllarını yaflayan Kutlu Peygambere aflık Yaman Dede, Fındıklı’dan Taksime do¤ru giderken bir mescidin duvarına halsiz bir vaziyette yaslanmıfl, mecalsiz, baflı yana düflmüfl vaziyette a¤lamaktadır. Oradan geçen bir talebesi koflar yanına hocam hastamısın, neyin var? diye sorar. Yaman Dede zayıf ve titrek sesle: Hayır evladım bir fleyim yok der. Rasulullah aklıma geldi¤i zaman kendimi kaybediyorum. Ayakta duracak mecalim kalmıyor. Ya bir yere yaslanmam gerekiyor, yahut da oturmam icap ediyor... ‹flte böylesine Peygamber aflı¤ı bu dede ça¤layan misali coflarken... Gül açmaz, ça¤layan akmaz, ilâhi nurun olmazsa Söner âlem, nefes kalmaz, felek manzurun olmazsa Firak a¤lar, visâl a¤lar, ezel mesturun olmazsa Cemalinle ferah-nâk et ki yandım yâ Rasulallah Yine O’nun aflkıyla yanıp tutuflan ve O’nun nurlu beldesinde yaflayıp O’nun beldesinde O’nun hasretiyle Sevgilisine kavuflan Merhum Ali Ulvi Kurucu ne zaman Rasulullahın ismini ansa göz yafllarına hakim olamaz a¤lardı. O da Peygambere olan aflk ve hasretini flöyle dile getirir. Ruhum sana âflık, sana hayrandır Efendim, Bir ben de¤il, âlem sana hayrandır Efendim. Do¤ kalbime bir lahzacık ey Nuru dilârâ, Nurun ki, gönül derdime dermândır Efendim. Derdimendim yâ Rasulallah, devâ ol derdime, Destigir ol, yâ Habiballah, bu âsi mücrime!.. Sen flefâat kanı varken, yalvarayım ben kime?.. Ben Rasül-i Kibriyanın, bülbül-ü nâlânıyım, Mücrimim gerçi, cemâl-i Mustafâ hayrânıyım. Da¤ların, taflların, a¤açların ve kuflların canlı-cansız bütün varlıkların O’na olan sevgi ve hasretlerini yazmakla bitiremeyiz. En iyisi sözlerimizi flöyle bir dua ile noktalayalım. Yâ Rabbî! Sana ve Habîb-i Ekrem'e sevgi mekânı olan gönüllerimize coflkun bir muhabbet ihsan eyle. Aflk-ı Peygamberî ile a¤layan aflıklarla birlikte cümlemizi haflreyle!.. Amîn!.. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr 6 Seite 6 CEMYET HABERLER Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN IGMG Hessen Bölgesi Hanau Gençlik Tekilatı Bakanı Yakup Yavuz’a muhteem veda programı 994-2002 y›llar› aras›nda ve 2005-2006 döneminde IGMG Hessen Bölgesi Hanau Gençlik Teflkilat› Baflkanl›¤›n› yürüten Yakup Yavuz´a yönetim kurulu arkadafllar› taraf›ndan gençlik teflkilat› baflkanl›¤›n›n sona ermesinden dolay› bir veda program› haz›rland›. Programda yönetim kurulu arkadafllar› yan› s›ra, IGMG Hanau Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyeleri, Hanau Yabanc›lar Meclisi baflkan›, daha önceki dönemde beraber görev yapm›fl oldu¤u arkadafllar› ve tan›d›k çevresinden yaklafl›k 80 kifli kat›ld›. Program akflam namaz›na müteakiben aç›l›fl Kur’an-› Kerimi ile bafllad›. Sunuculu¤unu Mustafa Kasalak´›n yapt›¤› program daha sonra Y›lmaz Yavuz´un aç›l›fl konuflmas› ile 1 devam etti. Y›lmaz Yavuz´dan sonra IGMG Hanau Cemiyeti ‹rflad Baflkan› ve ‹mam› Saadettin Ar›c›o¤lu, ‹slam Toplumu Milli Görüfl Gençlik Teflkilat› E¤itim Baflkan› Hikmet Atak selamlama konuflmalar› yapt›lar. Ard›ndan IGMG Hanau Cemiyeti Gençlik Teflkilat›n›n yapm›fl olduklar› çal›flmalar sinevizyon eflli¤inde kat›l›mc›lara sunuldu. Sinevizyon sonras›nda kat›lan gençler taraf›ndan çeflitli ilahiler söylendi, yar›flmalar yap›ld› ve sunucu Mustafa Kasalak´›n f›kralar›yla program sürdü. Yakup Yavuz´un Gençlik Teflkilat› Baflkanl›¤› döneminde ekibiyle yapm›fl olduklar› çal›flmalar sinevizyon eflli¤inde izlenildi. Daha sonra Gençlik Teflkilat› Baflkan Yard›mc›s› bir selamlama konuflmas› ya- parak, Yakup Yavuz´un yapm›fl oldu¤u çal›flmalardan dolay› teflekkür etti ve yönetim kurulu üyeleri ile alm›fl olduklar› hediye ve plaketi Yakup Yavuz´a takdim etti. Cengiz fieker´in 30 dakikal›k güzel bir skeç ve CNS-Show sunmas› kat›l›mc›lar taraf›ndan be¤eni toplad›. Ard›ndan da kat›l›mc›lara gençlik teflkilat› yönetim kurulu üyeleri taraf›ndan organize edilen yemek ve çi¤ köfte ziyafeti sunuldu. Yaklafl›k 3 saat süren program yemek duas› ile son buldu. MAH’tan yardım yamuru anau-K›sa ad› MAH olan, Muslimische Arbeitskreis Hanau örnek bir çal›flma daha yaparak hay›rl› hizmetlere vesile oldu. Hanau flehir pazar›nda açt›¤› standtan elde edilen gelire cemiyetlerin katk›s›n› da ilave ederek güzel bir hizmete öncü oldu. Toplanan yard›mlar›n 7160 Euro´sunu IHH´ya ve 600,-Euro´sunu da Hanau Kad›nlar Evi´ne ba¤›flta bulundu. Konu ile ilgili olarak gazetemize aç›klamada bulunan MAH Bflk. Behlül Y›lmaz, “Geçen y›llarda oldu¤u gibi 2005 y›l› sonunda da bir kampanya bafllatarak toplanan yard›mlar› ihtiyaç sahiplerine ulaflt›rman›n mutlulu¤unu hep birlikte yaflad›k.” dedi. Yard›mlar› IHH ad›na Adem Bark, Hanau Kad›nlar Evi ad›na da Margit Denne ald›. Dernek temsilcileri bu yard›mlardan dolay› çok duyguland›klar›n› söylediler ve yard›mseverleri bu hareketlerinden dolay› tebrik ettiler. H Hanau slam Cemiyeti Gençlii’nden Eitim Ev Sohbetleri ANAU-Hanau ‹slam Cemiyeti Gençli¤inin Egitim ev Sohbetleri faaliyetleri sürüyor. Hanau Cemiyeti Gençli¤i Üyesi Murat Ç›nar´›n geçti¤imiz günlerde bir futbol müsabakas› s›ras›nda aya¤›ndan hafif bir sakatl›k geçirmiflti. Hanau gençleri üyelerini evinde ziyaret ederek hem ev sohbeti yapt›lar, hem de geçmifl olsun dile¤inde bulundular. Ziyaretten dolay› memnuniyetini dile getiren Murat Ç›nar, iyileflir iyileflmez gençlik faaliyet lerine kald›¤› yerden devam edece¤ini ifade ederek arkadafllar›na teflekkür etti. H 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 7 DOSYA Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 7 Övülmü örnek insan: Hz. Muhammed (s.a.v) Mustafa Mullaolu Avrupa Fıkıh ve lmi Aratırmalar Konseyi ve slam Toplumu Milli Görü Din leri Yüksek Kurulu üyesi mostafa68@gmx.at elimelerimiz O’nu anlatmaya yetmez. Dolayısıyla onu bize ve bütün âlemlere rahmet olarak gönderen Allah Teala, habibi, peygamberler silsilesinin son halkası Muhammed Mustafa’yı nasıl tanıtmıfl birlikte takip edelim. Allah (cc) O’(s.a.v) nun aklını övmüfl ve tarif etmifltir: "Arkadaflınız (dostunuz) ne sapmıfl ne de yanılmıfltır."1 "(O) Asla heva ve hevesten konuflmaz."2 "O’nun kalbi hiç yalan söylemedi ve görmedi."3 "Gözü kaymadı ve sınırı aflmadı (aflırı gitmedi)"4 Allah (c.c.) O’nun (s.a.v) ashabını da övdü ve flöyle tanıttı: "Allah onlardan razı oldu. Onlar da Allah’tan."5 Allah (c.c.) O’nun ümmetini ise flöyle tanımladı: "Siz insanlar arasında çıkarılmıfl en hayırlı ümmetsiniz, iyilikleri emreder, kötülüklerden sakındırır ve Allah’a inanırsınız."6 Allah (c.c.) O’nun insanlara örnek kiflili¤ini de flöyle tarif etmifltir: "Andolsun ki, Rasûlullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuflmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir."7 "Ve muhakkak ki, sen en üstün ahlak (ve karektere) sahipsin."8 Rasulullah (s.a.v.) kendisini tanıtıyor Rasulullah (s.a.v) de kendisini tanıtırken flöyle buyurmufltur: "Yüce Allah, ‹brahimo¤ullarından, ‹smail’i seçti. ‹smailo¤ullarından, Kinaneo¤ullarını seçti. Kinaeneo¤ullarından, Kureyfli seçti. Kureyflten, Haflimo¤ullarını seçti. Haflimo¤ullarından da beni seçti."9 "Ben, atam ‹brahim’in duasıyım! ‹sa’nın kavmine, gelece¤ini müjdeledi¤i peygamberim! Annemin de rüyasıyım ki, annem bana hamile oldu¤u zaman rüyasında, K fiam köflklerini, kendisine aydınlatan bir nurun kendisinden çıktı¤ını görmüfltü. Zaten, peygamberlerin anneleri, böyle rüya görürler."10 Sahabe-i Kiram Rasulullah’ı (s.a.v.) anlatıyor: Rasulullah’ın ahlakı Kur’an idi. Said b. Hiflam anlatıyor: Müminlerin annesi Hz. Aifle’ye: "Bana Rasulullah’ın ahlakından bahseder misin?’’ dedim. Hz. Aifle (r.a): "Kur’anı okuyor musun?’’ dedi. "Okumaz olur muyum" dedim. O zaman Hz. Aifle (r.a): "Rasulullah’ın ahlakı Kur’an’ın muhtevasını tatbikten ibarettir,’’ dedi.11 Huccet-l ‹slam ‹mam Gazalî ‹hya’sında Rasulullah efendimizi anlatırken flöyle diyor: Peygamberimiz (s.a.v), devamlı surette Allah’u Teala’dan kendisini güzel edep ve yüksek ahlak hasletleriyle süslemesini ister ve flu lafızlarla dua ederdi: "Allah’ım! Yaradılıflımı (fiziki yapımı) ve ahlakımı güzellefltir."12 "Allah’ım! Yaratılıflımı güzellefltirdi¤in gibi, ahlakımı da güzellefltir."13 "Allah’ım! Beni ahlakın kötü hasletlerinden uzaklafltır."14 "Allah’ım! Ahlakın kötüsünden sana sı¤ınırım."15 Gazalî flöyle devam eder: O’nun ahlakı flu ilahî emirlerin canlanmıfl flekilleriydi: "Kolaylık yolunu tut, affet, güzel olanı emret ve cahillerden yüz çevir."16 "Onları affet ve hoflgör. Muhakkak ki, Allah iyilik edenleri sever."17 "En güzel olan tepkiyle karflılık ver."17 "Baflına gelene sabret."18 "Zannın ço¤undan sakının. Tecessüs etmeyin, birbirinizi gıybet etmeyin..."19 "Allah adaleti, iyilik etmeyi, akrabaya yardımı emreder, hayasızlı¤ı, çirkin iflleri ve zulmü nehyeder.."20 Efendimiz, Kur’anın razı oldu¤una razı olur, Kur’anın razı olmadı¤ına razı olmazdı. ‹nsanların en do¤ru sözlüsüydü. Ahde vefa gösterir, davranıfllarında yumuflak, sosyal iliflkilerinde flahsiyetli, haya duygusuna en çok sahip olandı. Gözlerini korurdu. Bakıflları düflünce, sözleri hikmet, gözleri ibret ve düflüncesi zikirdi. Lanetçi de¤il, kötülü¤e kötülükle karflılık vermezdi. Ba¤ıfllayıcı ve affedici bir tutum içindeydi. ‹steyeni geri çevirmezdi. Sert ve katı kalpli de¤ildi. Konuflanın sözlerini kesmezdi (e¤er konuflan kifli haksızlık yapmıyorsa). Konuflanı yalancılıkla suçlamaz, yemin etmeye zorlamazdı. Komflusuna iyi davranır ve ikramda bulunurdu, komflusu gayri müslim de olsa. Misafirine bizzat hizmette ve ikramda bulunurdu, gayrimüslim de olsa misafiri. Allah rızası üzere geçmeyen bir anı olmazdı. ‹ki fleyden biri tercih ettirildi¤inde kolay olanı seçerdi, günah olmayan fleyler oldukça. Muhtacın ihtiyacını karflılamayı sever, mazluma yardım ederdi. Ashabını çok sever ve onlarla istiflare ederdi. Hasta olanı ziyaret eder, görünmez olanı arattırır, ça¤ıttırırdı. Hakk konusunda, güçlü ve zayıf, onun yanında eflit idi. Vefat edene dualarda bulunurdu. Özür dileyenin özürünü kabul ederdi. Konuflmasını tane tane yapardı, birisi konuflmasını kelime kelime saymaya çalıflsa sayabilirdi. Bazen flaka da ederdi, ancak haktan baflkasını söylemezdi. Yafllı genç demeden herkese güzel muamelede bulunurdu. Çocuklara ayrıca flefkatle muamelede bulunur, iltifat ederdi. Öyle ki, onun döneminde çocuk yaflta olanlar, büyüdüklerinde, mutlaka Rasulullah’la olan unutamadıkları çok tatlı bir hatıraları vardı ve onun hakkında hayırdan baflka bir fley hatırlamazlardı. ‹nsanların en merhametlisi, en cömerdi, en cesuru ve ahlaklısı idi. Ashabına ikramı çok severdi, yeri dar olanın yerini geniflletirdi. Karflılafltı¤ı kifliye ilk selam veren o olurdu. E¤er musafahalaflmıfl ise, karflıdaki elini çekene kadar kendisi çekmezdi. ‹nsanların en mütevazi olanıydı. Bir topluma girdi¤inde meclisin bitti¤i yere otururdu ve emrederdi. Mecliste kendisi için aya¤a kalkanlardan rahatsız olurdu. ‹nsanların sevmedi¤i fleylerden sakınırdı. Hastayı ziyaret eder, miskinleri severdi. Onların meclisine katılır, cenazelerine ifltirak ederdi. Fakiri hor görmezdi. Hiçbir yemekte kusur bulmazdı. Sa¤ eliyle yer ve içerdi. Baflında besmele çeker, sonunda ise, El-Hamdülillah derdi. Giyiminde kuflamında, ashabından farklı giymezdi. Hatta birisi dıflardan geldi¤inde, "hanginiz Muhammed" demek zorunda kalırdı. Sabır konusunda en sabırlıları idi. Yapılacak bir iflte kendisi de yardımcı olurdu. Ashabının hüzünleriyle hüzünlenir, sevinçleriyle de sevinirdi. ‹flte böyle bir Peygamberin sevgi- sini Allah (cc) kendine sevgi olarak kabul etmifl, ona tabi olmayı, kendine tabi olmak saymıfl ve flöyle buyurmufltur: "(Habibim) De ki! E¤er Allah’ı seviyorsanız bana tabi olun ki, Allah sizi sevsin ve günahlarını ba¤ıfllasın. Allah ba¤ıfllayıcı ve merhamet sahibidir."21 Peygamberlik görevi tamamlanıp, Rafikul-Alaya intikal edece¤i sırada, âlemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.v) ashabıyla vedalaflıyor ve flöyle helallaflıyordu: "Nihayet ben de, bir insanım. Aranızdan bazı kimselerin hakları bana geçmifl olabilir. Ben kimin tenine dokunmufl isem, iflte tenim, o da dokunsun, ödeflsin. Ben kimin sırtına kamçı vurmuflsam, iflte sırtım, o da benim sırtıma vursun, benden öcünü alsın. Ben kimin namusuna ve flerefine dil uzatmıflsam, iflte namus ve flerefim, o da gelsin ve benden öcünü alsın. Ben hangi kiflinin malından ne almıflsam, iflte malım, o da gelsin alsın. ‹yi biliniz ki: Benim katımda, sizin en önde geleniniz, en sevgili olanınız, varsa hakkını benden alan veya hakkını bana helal eden kiflidir ki, Rabbıma, onun sayesinde helallaflmıfl olarak, gönül hofllu¤u ve rahatlı¤ı ile kavuflaca¤ımdır."22 Es-Salatu ves-Selamu aleyke ya Habiballah. Kaynaklar: 1 Necm suresi ayet:2. 2 Necm suresi ayet:3 3 Necm suresi ayet:11. 4 Beyyine suresi ayet:8. 5 El-Enam suresi ayet:110. 6 Ahzab suresi ayet:21. 7 Kalem suresi ayet:4. 8 ‹bni Sa’d Tabakat. Ahmed b. Hanbel Müsned. Müslim sahihinde ve Tirmizi sünenin de rivayet etmifllerdir. ‹slam Tarihi. Asım Köksal. 9 ‹bni Sa’d Tabakat. Ahmed b. Hanbel Müsned. Ve Tabari Tefsirinde. A.G.E. 10 Müslim, el-Bidaye. Ahmed b. Hanbel, Müsnet. Haytüs-Sahabe, Kandehlevi. 11 Ahmed b. Hanbel müsned. ‹mam Gazali ‹hya. 12 Ahmed b. Hanbel. ‹bnu Hibban. A.G.E. 13 Tirmizi. Hakim. A.g.e. 14 Tirmizi.a.g.e. 15 Araf suresi ayet:199. 16 Maide suresi ayet:13. 17 Fussilet suresi ayet:34. 18 Lokman suresi ayet:17. 19 Hucurat suresi ayet:12. 20 Nahl suresi ayet:90. 21 En’am suresi ayet: 22 ‹bni ‹shak. Tabari. ‹bnil- Esir. ‹slam Tarihi, Asım Köksal. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 8 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir ETKNLK HABER 8 HESSEN Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 IGMG Hessen Bölgesi Gençlik Tekilatı’ndan Elsenfeld Bürgerzentrum’da “Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (sav)” Programı M. Ö. Kutlu-ELSENFELD ›sa ad› IGMG olan, ‹slam Toplumu Milli Görüfl Hessen Gençlik Teflkilat›´n›n düzenledi¤i Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (sav)” adl› pro¤ram Elsenfeld Bürgerzentrum´da gerçekleflti. Pro¤ram Abdurrahman Sadien´in Sinevizyon´dan okudu¤u Kur´an-› Kerimle bafllad›. Elsenfeld çevresinden özel davetlilerin de bulundu¤u bu güzel pro¤ramda yap›lan konuflmalarda Peygamberimiz taraf›ndan insanl›¤a verilen mesajlar, sunucular taraf›ndan almancaya tercüme edildi. Sunucular I. M. Köse ve B. M. Güzel konuflmalar› Almancaya çevirerek yaflad›¤›m›z bu topluma biz müslümanlar›n entegre oldu¤unun en güzel delinini göstermifl olduklar›n› ifade ederek pro¤rama baflland›. Aç›l›fl konuflmas›nda Hessen Bölge Gençlik Bflk. Hakan Bayhan bu pro¤ram› yapmaktaki birinci amac›m›z Peygamberimiz Muhammed (sav)´e yap›lan hakaretlerden yola ç›karak ona sevgimizi en iyi flekilde nas›l gösterebiliriz sorusuna cevap arad›klar›n› ve Sünnetine sar›larak ve güzel bir pro¤ram yaparak cevab›n› BYK´da istiflare ederek karar alarak bu pro¤ram› ter- K tiplediklerini ifade etti. Ayr›ca Dünyaya mal olmufl ilim adamlar›n›n (Bismarck, Goethe) Peygamberimiz (sav) hakk›nda söyledikleri güzel sözlerden bahseden Bayhan, daha sonra, bu günde kendilerini yaln›z b›rakmayan Belediye baflkanlar›na, Kiliselerden gelen dini önderlere, Polis teflkilat›na, Landratsamt´tan gelen baflkana da çok teflekkür etderek flöyle dedi; “Bizi bizden tan›y›n bizlerin kafas›n›n arkas›nda hiç bir yanl›fl fley yok, ne düflünüyorsak, kafam›zda ne varsa hepsini sizlerle kamuoyuyla paylafl›yoruz; her zaman teflkilat olarak bütün yanl›fllar›n karfl›s›nda olaca¤›m›z› taahhüt ediyoruz.” dedi. Ard›ndan Hessen Bölge Baflkan› Mehmet Atefl de nefis bir konuflma yaparak kat›l›mc›lara duygulu anlar yaflatt›. Atefl; Müslümanlar›n ‘Beni mallar›n›zdan ve ailelerinizden daha çok sevmedikçe gerçekten iman etmifl olamazs›n›z’ Hadisi fierifini kendilerine örnek ald›klar›n› ifade etti. Affetmenin timsali olan Peygamber Efendimizin de dedi¤i gibi 'Onlar ne yapt›klar›n› bilmiyorlar ya Rab' sözünün ne kadar do¤ru oldu¤unu gösterircesine iki cihan serveri Hz. Muhammed Mustafa sav´e hakaret edilen flu günlerde böylecesine bar›flc›l bir pro¤ram›n ne kadar önemli oldu¤unu belirttiler. Ayr›ca Türkiye´de 100 binlerin ve hatta ‹stanbulda 1,5 milyon insan›n hiç bir olay olmaks›z›n Peygamberimize sevgilerini gösterdikleri muhteflem pro¤ramlar›n Avrupa bas›n›nda yer verilmedi¤inden dolay› Hessen BölgeBaflkan› Mehmet Atefl, üzüntülerini bilhassa belirtti. Böyle bir güzel amaç için bir araya gelen ve hiç bir zamanda inand›¤› fleylerden asla taviz vermeyen biz Milli Görüflçülerin yapt›¤›m›z ve yapaca¤›m›z bu gibi pro¤ramlarda yaflad›¤›m›z topluma her zaman fayda sa¤lad›klar›n› ve daima iyiden, do¤rudan, güzelden ve adaletten yana olduklar›n› söylediler. Ayr›ca davetliler aras›nda bulunan Kaymakam Vekili: Herr Eck, Komflu Belediye Kleinwallstadt Baflkan› Herr Köhler ve Yrd. Herr Seufert ve Kilise Rahipleri Herr Ammersbach ve Herr Meyer sahneye ça¤›r›larak kendilerine birer buket çiçek takdim edildi. Duygu ve düflüncelerini anlatmak için kendilerine mikrofon uzat›ld›. Pro¤ramda Elsenfeldden ve Hanau´dan gelen küçük k›z kardefllerimiz okuduklar› ilahi ve fliirlerle misafirlere unutulmaz anlar yaflatt›lar. Daha sonra Hollanda´dan pro¤rama kat›lan, yapt›¤› seminerlerle büyük ilgi toplayan Hasan Koç güzel bir fon müzi¤i eflli¤inde davetlileri Asr-› Saadet dönemine götürdü. Peygamber Efendimizin hayat›n› k›sa ama çok güzel bir flekilde anlatan Hasan Koç izleyenlere duygulu anlar yaflatt›. Alemlare Rahmet Hz. Muhammed sav´in insanl›¤a örnek olan hayat›ndan bahsedilirken misafirlerin gözlerinin doldu¤u ve kimi misafirin Peygamber sevgisinden hüngür hüngür a¤lad›¤› gözlerden kaçmad›. Hasan Koç´un ard›ndan sahneyi Bölge Gençli¤inin güzide Kãrî´leri ald›. Muhammed Faruk (IrakBavyera´dan), Bünyamin Akda¤ (Türkiye-Herborn gençli¤imizden) ve Abdelkereem El Hamdaoui (West üyelerimizden) muhteflem sesleriyle kuduklar› eflsiz kitab›m›z Kur´an-› Kerim tilaveti gönülleri adeta coflturdu. Gecenin yar›s›na kadar okunan Kur´an-› Kerim dinleyicilerin yorgunluklar›n› silip att›. Pro¤ram yap›lan toplu dua ve ç›k›flta da¤›t›lan güllerle sona erdi. Bölge Gençlik Bflk. Hakan Bayhan, bu pro¤ram›n yap›lmas›nda eme¤i geçen komisyon baflkan› A. Kutlucan ve komisyon üyelerine, sunuculara, Elsenfeld gençli¤ine, Cemiyet baflkan› ve ekibine, Hocaefendilere, Kad›n Kollar›´na, GOB elemanlar›na, olarak teflekkürü bir borç biliriz.” dedi. Hessen Bölgesi Aschaffenburg ubesi Gençlii Turnuvada Bulutu Abdullah Toklu/Aschaffenburg Aschaffenburg-IGMG Hessen Bölgesi Aschaffenburg fiubesi Gençlik Teflkilat›n›n her sene geleneksel olarak düzenledi¤i Bilardo Turnuvas› yine genifl bir kat›l›mla güzel bir atmosfer içersinde gerçekleflti. Bu seneki turnuvada, her y›l ayr› tarihlerde düzenlenen satranç turnuvas›n›n da bilardo turnuvas› ile ayn› günde yap›lmas› bu y›l›n bir yenili¤i oldu. Hem satranç hem de bilardo oynayan gençler, güzel ve uzun bir gün geçirdiler. Turnuvadan önce her zaman oldu¤u gibi aç›l›fl Kur´an-› Kerimi, ard›ndan selamlama konuflmalar› ve kurallar›n aç›klanmas› ile birlikte turnuvaya geçildi. Geçti¤imiz y›llarda dereceye giren gençlerin de kat›ld›¤› turnuva iyi ve dostane bir mücadele ile sona erdi. fiampiyon olanlara çeflitli hediyeler takdim edildi. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 9 DOSYA Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 9 nsanlık Tarihinin En Büyük Devrimcileri Mahmut AKAR ATB Genel Sekreteri ir iddiamı burada yinelemek istiyorum: Eli az veya çok kalem tutan, a¤zı az veya çok laf yapanlar için dünyanın en kolay ve sık baflvurulan metotlarından birisi; bir nesneyi veya özneyi övmek veyahutta yermektir. Bir insanı samimi olarak be¤eniyor veya takdir ediyorsanız, tabiatıyla onu metheder, iyi ve do¤ru olan taraflarını tasdik ederek, onunla aynı fleyleri paylafltı¤ınızı dile getirirsiniz. Bazen de bu yola, pek samimiyet kokmayan, siyaseten baflvuranlara flahit olursunuz. Bir insandan veya toplumdan bir takım beklentileri olanlar var ise, kiflinin nefsini okflayan, toplumun da duymak istedi¤i, hofluna giden, çıkarlarını gözeten sözlü veya fiilî tavırlar takınarak dostluklarını sergilemeye çalıflırlar. Bu durum, siyaset meydanında at oynatanlarda daha sık görüldü¤ü gibi, sosyal hayatın di¤er sahalarında da hergün karflılafltı¤ımız tiksinti verici hâllerdir. Her insanın kendine göre inancı vardır. "‹nanmıyorum" diyen insan da inançsızlı¤a inanır ki, onun kendisi de inanmaktır. Benim de hayatımı anlamlı kılan, fikriyatımın kayna_ı, özü, mayası; ‹slâm’dır. Miras olarak devraldı¤ım bu inancın seviyesini yükseltmek de benim vazifemdir. Bilgim, tecrübem arttıkça, düflünerek, okuyarak, inceleyerek ve irdeleyerek ufkum geniflletikçe, bu konuda diyeceklerimin, sizlerle paylaflacaklarımın, yerine göre sorgulayacaklarım ve gerekirse yakasına yapıflacaklarımın sayısı da artıyor. Hesabımız sadece Allah’adır Kardeflim de olsa, yaratılıflım gere¤i samimi olmayanları sevemedim, sevmek de istemedim. Ama bu özellikleriyle varlıklarını kabullendim. Benimle aynı inancı, dünya görüflünü paylaflmayan, fakat sami- B mi ve dürüst olanları da o ölçüler içerisinde sevdim ve takdir ettim. En fazla bana tiksinti verenlerin baflında insanların ma¤duriyetlerini, iyi niyetlerini ve ulvî duygularını istismar edenlerdir. Hele nutuk halkçılı¤ından, milliyetçili¤inden ve dindarlı¤ından bu millet çok çekti¤i ve kandırıldı¤ı için milletim adına bunlarla kavgalıyımdır. Aynı ülkenin insanları arasında farklı siyasî görüfllerin olması, iflin tabiatına aykırı de¤ildir. Aynı dine mensup insanların, ister aynı ister de¤iflik millettlerden olsunlar, müflterek noktası dindir. ‹nsanların dinî vecibelerini yerine getirirken teferruatta farklılıklar sergilemeleri de iflin tabiatına aykırı de¤ildir ve bu hususta da itirazımız sözkonusu olamaz. Fakat, dinin özünde tahribata gidilir, istismar edilir, çarpıtılarak baflka mecralara çekilirse, "haksızlıklar karflısında susan, dilsiz kör fleytan" olmak durumuna düflmemek için do¤rularımı haykırmak, sizin gibi benim de en tabiî hakkımdır. Hele hele ‹slâm’ın karflısında olanların ortaya koydu¤u siyasî, sosyal ve entellektüel mücadelenin fersah fersah gerilerinde kalan, statükocu, istismarcı, nakilci ve gelenekçi, kalite ve kapasiteden yoksun bir "‹slâmcılık"la tatmin olmak, teselli bulmak; müslümanlara ve dolayısıyla ‹slâm’a yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisidir. Bunun ızdırabını duyan, mesuliyetini taflıyan herkes, akıntıya kürek sallamadan, dürüstçe ve cesurane tavrını ortaya koymalıdır. Bizim de bu noktada hesabımız sadece Allah’adır. Bir insan niçin sevilir? Ben de sizler gibi zaman zaman kendime "bir insan niçin sevilir" sorusunu yöneltmiflimdir. Hele bu insan, insan-ı kâmil, yani Allah’ın elçisi ise... Bu sefer sevginin kordinatları tamamıyla de¤iflir, de¤iflmesi de lazım! Çünkü bu insan; sıradan birisi de¤ildir ve siz O’nu (bu ça¤ın insanı olartak) gıyabında seviyorsunuz. Basit sözcüklerle izah etmek gerekirse; O, bize karanlıklardan aydınlı¤a, kötülüklerden iyili¤e giden yolda rehberlik etti¤i, hem bu dünyamız hem ahiretimiz için iyilikler tavsiyesinde bulunurken; Resuller dıflında hiçbir insanın tahammül edemeyece¤i meflakketlere gö¤üs gererek, insanlara örnek oldu¤u için ve Allah rızası için severiz. E¤er bu basit tarife itrazınız yoksa; biz bütün Peygamberleri bu ve benzeri özelliklerinden dolayı, yani mukaddes misyonları ve örnek icra- atları sebebiyle severiz. Bu sevginin bedeli ise; biz insanlar için Onların dediklerini ve yaptıklarını günlük hayatımızda uygulamaktır. ‹lk insan ve ilk Peygamber Hz. Adem (a.s)’dan son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v)’e kadar gelmifl geçmifl tüm Elçilerin tam yanında, tam karflısında ve iki ara bir derede kalarak pozisyonu tam netlik kazanmayan insanlar olagelmifltir. ‹slâm Peygamberi’ni de tüm müslümanların içinde sevenler, sevdi¤ini zanneden ve iddia edenler mevcuttur. Bu sınıflandırmaların teferruatına burada girmeden, genel de¤erlendirmemizi yapmaya çalıflarak, kararı size bırakaca¤ız. Önce bildi¤iniz bir fıkra: Sefil ve periflan halde birisi yol kenarında a¤larken, fırından ekmek aldıktan sonra evine do¤ru giden adamın dikkatini çeker. Gözleri yafllı adama sorar; hemflehrim niye a¤lıyorsun, derdin nedir? A¤layan adam; günlerdir mideme bir lokma ekmek girmedi, açlıktan a¤lıyorum, der. Bunun üzerine yufka yürekli(!) adam da onun yanıbaflına çömelir ve bafllar bu garibanla hüngür hüngür a¤lamaya. Yol kenarında çömelmifl vaziyette a¤laflan bu iki insan manzarası, bir müddet sonra onların yanından geçmek üzere olan bir baflkasının dikkatini çeker. O da bunlara yaklaflarak, niçin a¤lafltıklarını sorar. Gariban adam, açlıktan a¤ladı¤ını söyler. Kuca¤ında ekme¤i oldu¤u halde onunla beraber a¤layan da; bu fakirin yürek dayanmaz hâline a¤lıyorum deyince; üçüncü adam iyice flaflırır: Madem açlıktan periflan olmufl adamın hâline acıyorsun, oturup onunla a¤layaca¤ına, kuca¤ındaki ekmekten ona versene!... ‹kinci adamın verdi¤i cevap: Yooo arkadafl, ekme¤i parayla aldım, onu vermem. Fakat a¤lamak bedavadır. Birilerini methetmek de onun ızdırabına a¤lamak kadar bedavadır. Hele o birileri Hz. Peygamber ve O’nun Ehl-i Beyti ise, mevlitler ve mersiyeler Onlara duyulan sevginin ve ızdırabın bedeli olamaz! Günümüz müslümanının üzerindeki ilahî mesuliyet, Peygamber hakkı buna müsade etmez! Bu bedel, Onların gitti¤i yolda gidilerek ödenirken, sevginin ve sadakatın sulandırılmamıflı da böylece perçinlenmifl olur. Statüko Dinine Karflı ‹slâm "Bütün dinlerin etkisini, insanın mutlulu¤u ve geliflimi açısından ayrı ayrı ele alıp inceleyecek olursak, Hz. Muhammet’in peygamberli¤i kadar ileri, bilinçli ve güçlü bir pey- gamberli¤in olmadı¤ını görece¤iz. Günümüzde ise, Hz. Muhammed’in peygamberli¤i kadar ters tanıtılmıfl ve tamamen farklı bir kalıba sokulmufl bir peygamberlik de olmadı¤ını görece¤iz.(1)". ‹lk çıkıfl flekli tahrif edilerek aslından eser kalmayan ‹slam öncesi dinlere karflı, Hz. Peygamber’in her icraatı kayıtlar altına alınmıfl ve ondan daha önemlisi, Kuran-ı Kerim’in ilk günkü orijinallı¤ına zerre kadar flüpheye mahal verecek bir durumun sözkonusu olamayaca¤ı da ortadadır. Merhum fieriati, yukarıdaki tesbitinin gerekçelerini "küfr", "fiirk" ve "putperestlik" terimleri üzerinde durarak izaha çalıflmaktadır: "Küfr’ün sözlük anlamı örtmektir. ...... Fakat bu ‘küfr’ün anlamı, dinin gerçe¤inin dinsizlikle örtülmesi demek de¤ildir, aksine, bir din anlayıflının, bir din gerçe¤inin baflka bir din ile örtülmüfl veya örttürülmüfl olmasıdır. ‘fiirk’in anlamı da ‘tanrısızlık’ demek de¤ildir... Putperestlik flirkin özel bir biçimidir, flirk ile efl anlamlı de¤ildir.(2)". Dine Karflı Din kitabının ilerleyen sayfalarında fieriati, "flirk dini; yorumlayan, kılıf uyduran ve yasallafltıran, uyuflturan, duraklatan, sınırlayan, halkın yaflayıfl tarzına ilgisiz kalan din demektir." diyerek konuyu tam anlaflılır noktaya getirirken, "flirk dinin koruyucusu cehalettir" ve "flirk dini tarih boyunca statükoyu korumufl" gibi tesbitleriyle günümüzde din adına cerayan eden menfî olaylara da ıflık tutmufltur. Baflka bir ifadeyle; Hz. Peygamber’in niçin ters tanıtıldı¤ı ve farklı bir kalıba sokuldu¤u konusunda bize yardımcı olmaktadır. Allah’ın Son Elçisi’nin Veda Hutbesi’nin bir yerinde, "Cahiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıfltır. Kaldırdı¤ım ilk kan davası Abdulmüttalib’in torunu (amcamzadem) Rabiya’nın davasıdır." dedi¤ini bilmifl, duymufl veya okumufl olmamıza ra¤men, hâlâ dinle bütünlefltirdi¤imiz bu töremizi ‹slâm’la ba¤dafltıranların, "Ya Muhammed seni çok seviyoruz" diyenlerin sevgisi ciddi manada flüphe götürür. "Kutlu Do¤um Haftası" münasebetiyle, mütevazi bir sohbetimizde dinleyicilere; rivayete göre Efendimiz Hz. Peygamber, kızı Hz. Fatima eve girdi¤inde O’na saygısından dolayı aya¤a kalkarmıfl, flimdi kız babası olan sizleri vicdanî ve imanî muhasebeye, Peygamberini çok ama çok seven ve her hareketini örnek alan sizleri, Peygamber sevginiz ve sadakatınızla baflbafla 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr 10 bırakıyorum, dedim. Atalarından miras kalan törelerini dinlefltirenlerin suratına tokat gibi inen, "Onlara: Allah’ın indirdi¤ine uyun, denildi¤i zaman onlar, ‘Hayır! Biz atalarımızı üzerinde buldu¤umuz yola uyarız’ dediler. Ya ataları birfley anlamamıfl, do¤ruyu da bulamamıfl idiyseler?(3)", meâlindeki yeti de dikkatinize sunmak isteriz. Peygamber döneminde Kureyfl’in üstünlü¤ünü ve ticarette baflarısını Kabe’deki putlara ba¤layan ve bu yüzden Peygamberle açıkça pazarlı¤a giriflenler, atalarından devraldıkları bir töreyi de yaflatmak istiyorlardı(4). Fakat daha ilk halifeler döneminde ‹slam’ı kabullenmelerine ra¤men Arap kabilecili¤inden gelen ruh galebe çalmakta, Kuran hükümleri ve Peygamber sünneti törelerin gölgesinde kalmaktaydı. Bu ruh, bilhassa halifelerin flehadetinde belirleyici rol oynamaktadır. Statükonun (betonlaflmıfl kabile gelene¤i, cehalet, istismar ve küfrün) ‹slâm tarihinde ilk ortaya çıkıflı ise Emeviler dönemine rastlar. Bu durum daha sonra, ‹slam tarihine "dinin kurumsallaflması" olarak geçer. Sıffıyn Savaflı’nda mızrakların baflına Kuran-ı Kerim takılması, yine ‹slam tarihinde benzerine az rastlanır bir din istismarının en belirgin örne¤idir. O gün bu gündür, Pakistan’dan Irak’a kadar birçok ülkede Ümmet-i Muhammed birbirlerinin kanını dökme¤e devam etmektedirler. "flu halde bu din tarih boyunca sürekli olarak toplumlarda ve çeflitli dönemlerde bir itiraz olarak statüko dinine karflı çıkmıfl, hak peygamberler vasıtası ile tebli¤ edilmifltir.(5)". Burada ‹slâm öncesi Arap gelene¤inin mayasını oluflturan statükoyla, Hz. Resulullah çizgisinin temsilcileri karflı karflıyadır. Günümüze Dönelim Bundan gayet eminim ki, bazıları bizi de kafasındaki mezhep/tarikat flablonlarının birine oturtmaya gayret edecektir. Dar kafaların sı¤ görüfllerine sı¤mayacak kadar derin ve engin olan Tevhid dini adına üzülüyorum, yoksa kendi adıma de¤il. Statükocunun rahatsızlı¤ı, çok fluurlu müslüman olmasından de¤il, tabularının sarsılmasından, arafltırma zahmetinden ve beynine nakfledilen din flablonunun çatlamasından korktu¤u içindir. Tepkide hareket noktaları ise, biz atalarımızdan böyle görmedik ve duymadık, türündendir. Kuran-ı Kerim diliyle onlar; "Hayır, dediler. Biz atalarımızı böyle yaparlarken bulduk.(6)". Peygamber sevgisi, O’nun icra- Seite 10 DOSYA Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 atlarını anlamak, kabullenmek ve tatbik etmekle kendini ifade eder, inandırıcılık kazanır. Mesela, camiyi sadece namaz kılınan bir mekan oarak gören günümüz müslümanına, Asr-ı Saadet döneminde mescidler; -yabancı heyetleri kabul ve müzakere salonu ve hatta gayr-i müslümlerin ibadet edebilecekleri mekan olarak, -savafl sırasında hastane olarak, -devletin misafirhanesi olarak, -bir sanat ve kültür merkezi olarak, -spor salonu olarak, -Folklor oynanan yer olarak, kullanılıyordu(7) desek, inanmakta ve kabullenmekte zorlanmazlar mı? Zorlanırlar! O halde bu dillerden düflmeyen sevgiyi hangi kategoride de¤erlendirece¤iz? Cami ifllevli¤ini asgariye indirgeyen, Peygamber’e uymaktan ziyade Peygamber’i kendine uydurmaya yeltenen bu çarpıtılmıfl müslüman panaromasının müsebbibi kimlerdir? Herfleyden önce o toplumun aydınları ve idarecileridir. Bunların en baflında da din adına bir adım ileriye çıkanlardır. Mümin insanların kalbini Allah’ın evi olarak görürken, insanı ön plana çıkaran insan merkezli bir din anlayıflından, mabedi "eflref-i mahlukat"tan daha kutsallafltıran bir din anlayıflında israr edenlerdir. fiimdi aktaraca¤ımız iktibasın Diyanet’in yayın organlarının birinde yer alması ve konunun bir ilahiyatçı tarafından ele alınmıfl olması hem iflimizi kolaylafltırdı ve hem de özelefltirilerinden dolayı memnunluk duyduk: "‹lmini ö¤ünme ve gösterifl için bir alet ve süs gibi kullanmak isteyen sırmalı ülemanın memlekette yaptı¤ı zararı hiçbir sahtekâr ve hiçbir dolandırıcı yapamaz.(8)" Hemen ilave edelim ki, ço¤unlu¤u bu tarifin dıflında olan; görevinin fluurunda, onu hakkıyla yerine getirme¤e azamî gayret gösteren hocalarımız, her türlü takdir ve saygıya layık insanlardır. Müslümanların bugünkü umumî manzarasını gözönünde bulundurdu¤umuzda, önümüze de¤iflik insan tiplemeleri çıkmaktadır. Bunlardan birisi; "Gelirsin mescide amma.../ Nice meyhaneden sonra" diye tamamlanan ve günah alanlarında dolaflıp dolaflıp da sonunda Mescid’e sı¤ınan kifliler için söylenmifl bu halk deyifli, Türkiye’nin ve Türkiye aydınlarının durumuna çok uyuyor.(9)" Di¤erini de gelin Erzurum flivesiyle Aflık Reyhanî’nin a¤zından dinleyelim: "‹lk gün geldi¤imde Bahnhof’da galdım Sonra Gasthaus’da bir avrat buldum Yirmibefl yıl orda bofla gocaldım fiimdi çarem bitti namaz gılirem"(10) Böyle cemaata göre mi hoca, yoksa yukarıdaki hoca tiplemesine göre mi cemaat, varın kararı siz verin!.. Bir de cami cemaati olarak, ekseriyatı Cuma’dan Cuma’ya camiyi dolduran; yafla ayak basmaz, kuruya dokunmaz kitleyi gözönünde bulundurursanız; genel manzaramız daha da berraklaflmıfl olur. Karanlıklara bir nur gibi do¤an Peygamber’in ümmeti; hedefinden saptırılmaya, aslî görüntüsünden çarpıtılmaya, de¤iflmez ilahî nasları tahrip edilme¤e u¤raflılan bir dinin mensupları olarak, ilmî seviyeyi beyinlerinin zonklama pahasına yükseltmek, toplumun ufkunu açmak mecburiyetindedirler. Peygamber sevgisine nail olabilmek için önce riyakârlar, "ata dini"nden vazgeçemeyenler, din pazarlayıcıları ve cehalet bertaraf edilmelidir. Ve insanlık tarihinin en büyük devrimcileri Marksist terminolojiden tanıdı¤ımız "devrim" kelimesi de, onların anlı-flanlı devrimcileri de bizim kastetti¤imiz ve insanlık tarihinin gerçek devrimcilerinin yaptıklarının yanında bahis konusu bile edilemeyecek kadar önemsiz ve siliktirler. Sadece Hz. ‹brahim’in Nemrut’a, Hz. Musa’nın Firavun’a, Hz. ‹sa’nın ‹srailo¤ulları’na ve Nebiler Zincirin Son Halkası olan Hz. Muhammet (s.a.v)’in içerde Ebu Sufyanlara ve Ebu Cehillere, dıflarıda ise Roma, Pers, Habefl ve Mısır Krallıklarına karflı verdi¤i mücadeleyi zikretmek yeter. Her gelen Nebi, mevcut sosyal, siyasî ve dinî sistemi, ondan da çetini, insanların beynindeki kemikleflmifl zihniyeti paramparça ederek, yepyeni bir ilahî nizamın mücadelesini vermifllerdir. Bunları gerçeklefltirirken, az veya çok baflarılı olmaları, bu özelliklerine gölge düflürmez. Konumuzun baflından beri bu geliflmelere atıfta bulunan örnekler verme¤e gayret ettik. En büyük devrim; insan beyninde vuku bulan zihniyet de¤iflikli¤i ve inanç dünyasındaki dokunulmazların yerle bir edilmesidir. Hz. Peygamber, 23 senelik Nebilik döneminde ilk önce beyinlerde mukaddes bir ihtilali gerçeklefltirdikten sonra, befler hayatının her zerresine müdahele ederek, ondört asırdan be- Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN ri tesir sahası giderek büyüyen ve tüm insanlı¤ı kucaklamayı hedefleyen bir ilahi devrimin lideridir. Putperestlerin, atefle tapanların, Hz. Musa’nın ve bilâhare Hz. ‹sa’nın elçili¤ini yaptıkları hedefinden saptırılmıfl dinin güçlü taraftarları (Bizans, ‹ran, Habeflistan Krallıkları) arasında, Tevhid dininin kök salması, bu krallıkların sonunu getirme¤e yetecekti. Demek ki, "....Peygamberler, tarih boyunca devrim öncüleri olan bu zatlar, inancımıza göre Adem (A.S)’den, bugünkü insan neslinin bafllangıcından Hâtem (S.A)’e kadar, ‹brahimî dinin son tecellisi olan, özel anlamı ile ‹slâm’a kadar gelirler."(11) Hz. Peygamber, diri diri topra¤a gömülen kadına, bir eflya gibi pazarlarda köle olarak satılan her cinsiyetten insana hiçbir medeniyete nasip olmayan güzellikte ve seviyede, fleref ve haysiyetini kazandırarak özgürlü¤üne kavufltururken, Kabe’deki putları ayaklar altına alıp parçalarken, cahiliye devrinin adetlerini geçersiz sayarken; tarihin kaydetti¤i en büyük devrimin altına imzasını atıyordu. "....bir baflka Georg Bush, 1830’da yazdı¤ı ‘The Life of Mohammed’ kitabında, Hıristiyanlık da dahil, hiçbir devrim Muhammed’in bildirdi¤i nizamın do¤uflu, geliflmesi, ilerlemesi kadar medeni dünyada büyük de¤iflikliklere neden olmamıfltır, diyor."(12) Asırlar öncesi bafllayan ve günümüzde de devam eden, devrimci/inkilâpçı ‹slâm anlayıflının yerine, teslimiyetçi ve özgüveni sarsılmıfl bir din anlayıflı gelmifltir. Bu özelli¤ini kaybeden müslüman, günümüzün ilmî/teknolojik geliflmelerine ayak uydurmada zorlanırken, teselliyi "Canım sana feda ya Resulallah!"larda aramaktadır. Halbu ki Resulallah ondan, ‘do¤ru yolun yolcusu’ olarak inandıklarını icraata dökmekten öte bir talepde bulunmamaktadır. 1: Dr. Ali fieriati 2: Dr. Ali fieriatı, Dine Karflı Din 3: Bakara, 170 4, 5: Dr. Ali fieriatı a.g.e, s.55 6: fiuara, 74 7: Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Türkiye’de ‹slamlaflma ve Önündeki Engeller, s.31-32 8: Diyanet ‹lmi Dergi, cilt 41, sayı 3, Dr. Mevlüt Erten’in Kur’an’da Bilgi-Amel ‹liflkisi bafllıklı yazısında, Hilmi Ziya Ülken, Aflk Ahlakı, Ankar a 1971, s.236’dan alıntı. 9. Ahmet Taflgetiren, Rahmet Toplumu, s. 138 10. Aflık Reyhânî, Mızrabın Istırabı Aflık Reyhani Hayatı ve fiiirleri, Ozan Yusuf Polato¤lu 11. Dr. Ali fieriati, a.g.e 12. Abdullah Murado¤lu, Yeni fiafak (2.3.06) 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 11 DOSYA Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 11 Peygamberlerin sıfat ve hususiyetleri Mahmut TOPTA mahmuttoptas@gmail.com eygamberler, örnek insandırlar. Rahman ve Rahim olan Rabb’imiz, merhametinden insanlık tarihini de ilk peygamber olan Hz. demle bafllatmıfltır. Dili, yazısı, kitabı, efli olan bir peygamberle. Hep iyiyi, güzeli ve helal olanı isteyen Ruh ve hep kötülü¤ü, haramı, bozgunculu¤u isteyen nefisle donatmıfl insanı ve insanın iç dünyasını dünyanın en genifl harp meydanlarından daha genifl kılmıfl. Nefsin tahripkâr gücüne ne fleytan'ın, ne Neron'un ne Cengiz’in orduları eriflebilmifltir. fieytan bile, nefsin karflısında el pençe divan durmaktadır. Çünkü ordular harp meydanlarında vuruflur. Ev kapılarının dıflında kalır. Nefis ise bizimle beraber çarflıda dolaflır, iflyerinde hain bakıfllarla avını arar, camide hep camii dıflını hayal eder, yatakta binlerce soygunu tezgâhlar. Topla, tüfekle, süngüyle onun üzerine varılamaz. Mayın söker gibi sökülüp atılamaz ve çiçek tohumu eker gibi iman ekilemez. Onun için Rabb’imiz "Dinde zorlama yoktur," buyurmufl. (K.Kerim, Bakara 2/256) Ten, topraktan yaratıldı¤ı için yedi¤i içti¤i ve giydi¤i gıdalar topraktan gelmektedir. Can, Rabb’imizden geldi¤i için gıdası toprakta bitmez. Onun gıdası peygamberler aracılı¤ı ile Rabb’imizden gelir. Onun için Rabbimiz insanlık tarihini bir doktorla de¤il bir peygamberle bafllatmıfltır. ‹nsan hastalanınca doktora ihtiyacı oluyor. Ama insanlık her an peygamber e¤itim ve ö¤retimine muhtaçtır. Günümüz insanı bu ihtiyacı biraz daha fazla hissetmektedir. Ancak, gıdasızlıktan zafiyet hastalı¤ına yakalanan bir hastanın önüne fazla gıdalı yiyecekler getirildi¤inde ondan yüz çevirdi¤i gibi akıl, fikir, kültür za'fiyetine yakalananlar peygamberimizin talimatından yüz çevirmektedirler. Tarih içinde Hz. dem’den peygamber efendimize kadar sayısı bizce meçhul olan yüz binlerce peygamber gönderilmifltir. Rabb’im ise, her toplulu¤a peygamber gönderdi¤ini haber vermifltir. (Nahl 16/36, Ra'd 7) Bu ayet-i kerimelerden anladı¤ımıza göre dünyanın her neresinde olursa olsun insan toplulu¤unun P oldu¤u yere ya bir peygamber, veya peygamber elçisi mutlaka gönderilmifltir. Günümüzde en vahflî kabile hayatı yaflayan topluluklarla en medenî kabul edilen topluluklar üzerinde çeflitli yönlerden yapılan arafltırmalarda birçok ortak tarafları bulunmakta. Bütün bunlar da insanların kayna¤ının aynı oldu¤unu ve zaman içinde birbirinden kopmalar meydana geldi¤ini ortaya koymaktadır. En vahflî insanları medenîlefltiren, kız çocuklarını diri diri topra¤a gömebilen insanları bir hayvanın aya¤ının kırılmasından üzülecek hale getiren; Peygamberlerin ortak özellikleri ise flöyledir: 1- ‹nsanları, insanlara itaat ve ibadet etmekten kurtarıp Allah'a itatta hürriyeti bulmalarını sa¤lama (Enbiya 21/25) 2- ‹nsanları, insanlara ibadete zorlayan fleytan’la dostluk kuran ve Allah'a itaatta hürriyeti engelleyenlerle mücadele etmek. (Nisa 4/60, 76, Nahl 16/36) 3- Emir, yasak ve haberlerinde kendiliklerinden konuflmayıp Allah'ın emir yasak ve haberlerini duyurmakla, insanları kendilerine de¤il Allah'a ibadete ça¤ırmak. (Necm 53/2, Yunus 10/15) 4- Yapmıfl oldukları peygamberlik, devlet baflkanlı¤ı, komutanlık, hâkimlik, muallimlik, doktorluk ve di¤er görevleri karflılı¤ında insanlardan ücret istememek. (Hud 11/51) 5- Tebli¤ ettikleri emir ve yasaklara, önce kendileri, en güzel flekilde uyarak güzel bir örnek olmak. (Ahzab 33/21) 6- Müjdeci olmaları. Allah'ın adaletine sarılıp yeryüzünden zulmü kaldıranlara dünyada saadeti, (Nur 24/55) ahirette cenneti (Tevbe 9/72) müjdelemeleri. 7- Allah'tan baflkasına tapınmaktan (Nahl 16/36) içkiden, (Maide 5/90) kumardan, (Maide 5/90) zinadan, (‹sra 17/32) yalandan, (Hac 22/30) iftiradan, (En'am 6/137) bozgunculuktan, (Maide 5/64) Allah'a karflı gelmekten, (Al-i ‹mran 3/36) cehennem ateflinden ve cehenneme sevk eden her türlü davranıfllardan insanları sakındırmak. Gönüller arasındaki sevgilerin görünmez ba¤ı olan Selâm, peygamber talimatındandır. (Buharî, ‹man 20) Büyüklere saygı, küçüklere sevgi (Tirmizî, Birr 15) mazluma yardım zalimin zulmünü engellemek, (Buharî, Mezalim 4) açları doyurmak, tokları doyurmaya teflvik etmek peygamber talimatındandır. Peygamberlerin sıfatları 1- Sıdk: Özü ve sözü do¤ru olmak. Peygamberler hayatlarında hiçbir kimseye yalan söylememifllerdir. Hz. ‹brahim'in kendi hanımı için "Bu benim kız kardeflimdir" (Buharî, Enbiya 8) demesi de sıdkını zedelememifltir. Çünkü hanımı onun din kardeflidir. 2- Emanet: Kendisine emanet edilen söz ve malı koruyan, onlara hıyanet etmeyendir. Öncelikle Allah kelâmına karflı emindirler. Allah'tan geldi¤i flekliyle bir harf eksiltmeden, bir harf ilave etmeden insanlara ulafltırmıfllar. Devletlerarası anlaflmalara riayet etmifller, en katı düflmanları bile onların do¤ruluk ve güvenilirli¤ini onaylamıfllardır. 3- Fetanet: Harikulade bir zekâya ve uyanıklı¤a sahip olmak. Tebli¤ yapaca¤ı kiflilerin kültür seviyelerini bilip onların akılları oranında anlatmak, harp yapaca¤ı kifliler, güçlerini, silahlarını ve harp meydanının yapısını iyi bilip iyi de¤erlendirip iyi bir flekilde yönetmek. Davalı ile davacının delillerini iyi de¤erlendirip Kur'an’a uygun hüküm vermek. Devlet baflkanlarına gönderdi¤i mektuplarda onların batıl dinî inanıfllarını da nazarı itibara alarak sevdirici, çekici üslup kullanmak. En güzel kelâm olan Allah kelâmını ezberlemek, unutmamak ve ashabına tebli¤ etmek için tam bir akıl gerekir. 4- ‹smet: Allah'ın kendilerini büyük günah ifllemekten koruması. Allah tarafından gönderilen emir ve yasakların nasıl uygulanaca¤ını ilk önce kendi hayatlarında gösteren ve en güzel örnek olan peygamberlerin getirdikleri emir ve yasaklara uymamaları düflünülemez. O sözlerinde, davranıfllarında en güzel örnek olmufltur. En güzel örne¤inde günahlardan uzak olması gerekir. Tarihin flahit oldu¤u dâhi insanlar da yetiflmifltir. Ancak her dâhinin zayıf tarafları, dâhili¤ine yakıflmayan davranıflları olmufltur. Peygamberler ise Rabb’i tarafından korundukları için büyük günahlardan uzak olmufllardır. limlerimizin birço¤una göre peygamberlik verilmeden önce de büyük günahlardan korunmufllardır. 5- Tebli¤: Allah'tan gelen emir, yasak, tavsiye ve haberleri insanlara eksiksiz, fazlasız, oldu¤u gibi ulafltırmak. Kelimeleri e¤ip bükmeden, düflmanlara flirin görünme gayesiyle kendinden bir fley katmadan tebli¤ etmek. Rasûl ile Nebî’nin farkı Nebi: Haber veren veya yükselen mânâlarına gelir. Istılah (terim) olarak: Allah'ın kulları arasından bir kuluna vahiy yoluyla seçip yükseltti¤i kiflidir. Rasûl ise, Nebîlerinden birini insanlara fleriatı tebli¤ için gönderdi¤i kiflidir. Her Rasûl, Nebîdir. Her Nebî, Rasûl de¤ildir. Rahmet Peygamberi Allah, bütün imamlarımızdan, müezzinlerimizden ve cemaatimizden razı olsun. Her namazın arkasında okudukları "Vemâ erselnâke illâ rahmeten lil alemîn" ayetini bize ezberlettiler. Manası: "Biz, Seni ancak, âlemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiya 107) Yaratılan her fleye rahmettir O. Getirdi¤i Kur’an’a göre yaflayana hayat, denizlerdeki balıklara, havadaki kuflla- ra, karadaki bütün canlı ve cansızlara rahmettir. Tertemiz olarak yaratılan her çocu¤un bu temiz fıtratını korumak için örnek olarak gönderilen rahmet peygamberimiz ve di¤er peygamberlerimiz, toplumdaki bozulmayı düzeltmifller ve hem tabiata, hem insanlara rahmet olmufllar. Su, ölü toprakları diriltti¤i gibi, Kur’an ayetleri de ölü ruhları diriltir. Gökyüzünden ya¤an ya¤murlar, yaflarken gül ile diken, bülbül ile akrep arasında ayırım yapmadan ya¤dı¤ı ve hepsine rahmet oldu¤u gibi, Kur’an ayetleri de Mü’min ve Kafir üzerine ya¤arsa her ikisine de rahmet olur. Rahmet yanmaz, rahmet de¤iflime u¤ramaz. Rahmet peygamberinin rahmet ümmeti, gam yükünü, günah yükünü, imansızların maddi manevi baskılarını "Allah var, keder yok", "Hasbünallah ve ni’mel vekil" haplarıyla üzerinden atar. Bir anda milyarlar kazansa gönül grafi¤inin ibresi yukarı do¤ru yükselmez. Milyarlar kaybetse gönül grafi¤inin ibresi afla¤ı do¤ru düflmez. Her iki halde de düzenli hareket eder. Malına el koysalar "imtihan sorularımı azalttılar" diye sevinir. Dövseler "Günahlarımı çırparak döküyorlar" diye sevinir. O, bütün hücreleriyle, benli¤iyle Rabbinin rızasına kilitlenir. "Karıncanın gönlünü kazanırsam Süleyman’a (a.s) layık olurum, bir köpe¤e su verirsem Ashabı kehfe arkadafl olurum. Bir deveye yem verirsem Salih aleyhisselamla beraber olurum. Bir kediyi okflarsam Ebu Hüreyre (R.A) ile olurum. Bütün insanlara Rabbimin rahmeti olan ayetleri rahmet gibi ya¤dırır gönüllerinde iman çiçekleri açtırırsam peygamberime komflu olurum" diye her adımı atı¤ında, her bakıflında Rabb’ine ra¤bet eder. Hiçbir zorluk onu yolundan alıkoyamaz. Yolu denize u¤rasa Musa gibi geçer. Hapishaneye u¤rasa Yusuf gibi orayı medreseye çevirir. Atefle atsalar ‹brahim’in gülistanına dönüflür. Her bir zorluk için iki kolaylık oldu¤unu bilir. Olayların zor tarafını kolaya çevirir. Gözünün önüne olumsuzlukları dikmez. Gönlü hep olumlu ve kolaylıklar sergiler. ‹flini bitirirse ibadete kalkar. ‹badetini bitirirse Kur’an okumaya geçer. Kur’an’dan okuyaca¤ını bitirince kendi alanıyla ilgili eserleri takip eder. Onu bitirince dost yüzünü görmeye gider, yakınları ziyaret eder, yani yorulmaz. Bir iflten yorulursa bir baflka ifle giriflerek dinlenir. Alemlere (yaratılan her fleye) rahmet olarak gönderilen rahmet peygamberinin ümmeti de rahmettir. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr 12 Seite 12 ETKNLK HABER Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN IGMG Hessen Gençlii Wesel’de eitimde M. Ö. Kutlu - Wesel. essen Gençlik Teflkilatının 2. sini düzenlemifl oldu¤u 2 günlük Orta Ö¤retim yatılı e¤itim semineri Wesel’de çok yüksek bir katılımla gerçekleflti. Hessen Gençlik Teflkilatı Orta Ö¤retim biriminin kiralamıfl oldu¤u iki tane büyük otobüsle rahat bir seyahatle Cumartesi günü ö¤le saatlerinde Wesel´e ulaflan genç kardefllerimizin hotele kayıtlarının ve hotele yerlefltirilme ifllemlerinin yapılmasının ardından kılınan ö¤le namazı ile yatılı seminere start verildi. Ö¤le namazına müteakip IGMG Hessen birincisi tarafından okunan açılıfl Kur’an-ı Kerimi yer al- H dı. Pro¤rama katılan genç kardefllerimizin yoklaması yapıldıktan sonra Hessen Gençlik Teflkilatı baflkanı Hakan Bayhan kısa bir açılıfl konuflması yaptı. Daha sonra uzun ve yorucu yolculu¤un ardından karınları zil çalan genç kardefllerimize ö¤le yeme¤i verildi. Ö¤le yeme¤inin ardından gençler 12-15 ve 16-20 yafl gruplarına göre ikiye ayrıldılar. Her iki grubta da yapılan derslerin çok faydalı oldu¤u görüldü. Her iki grubta da paralel olarak ifllenen derslerde: Namaz, T.I.E.S, Niçin okumak zorundayız, ve Almanya’nın Okul sistemi gibi konular ifllendi. Bir ilk olarak da genç kardefllerimize Fatih Güler tarafından her insan›n bilmesi gereken profesyo- nel bir ‹lk Yardım Kursu verildi. Yatsı namazının ardından serbest bölüme geçildi. Gençlerin daha çok Sportif faaliyetlerle meflgul oldu¤u bu bölümde Futbol, Yüzme (ve Sauna), Bowling, Voleybol ve Masa Tennisi gibi oyunlar yapıldı. Bu faaliyetlerden yorgun düflen gençler ertesi günkü güzel pro¤ramda dinç olabilmek için odalarına gidip güzel bir uyku çektiler. Pazar Günü Sabah namazı ve Zikir ile bafllayan pro¤ram yine dopdolu bir gündemle devam etti. Daha sonra gençlerin iki gün boyunca edindikleri bilgileri sınamak için bir bilgi yarıflması yapıldı. Yarıflmanın ardından bir konuflma yapan Hakan Bayhan Milli Görüflün her türlü insana kucak açtı¤ını, Milli Görüflçüler olarak Mazlumlara her zaman destek olduklarını ve her zaman mazlumların yanında olacaklarını ifade ettiler. Daha sonra Dilek Temenni bölümüne geçildi. Bu bölümde genç kardefllerimizin istek ve arzularına cevap verilmeye çalıflıldı. Ö¤le yeme¤inin ardından geçirdikleri muhteflem iki günün ardından evlerinin yolunu tutan gençlerin mutlulukları gözlerinden okunuyordu. Pro¤ramda eme¤i geçen kardefllerimize, özelliklede Orta Ö¤retim Baflkanımıza ve Seminer veren hatiplerimiz IGMG Hessen Gençlik Teflkilatı olarak teflekkür ediyoruz. DTB HERBORN’DA KUTLU DOUM ETKNLKLER DITIB Herborn Merkez Camii nin Kutlu Do¤um Etkinlikleri çerçevesinde Peygamber Sevgisi’ni tatmak için düzenledi¤i ‘Güllerin Efendisi Anma Günü’ne ilgi büyüktü. ‹T‹B Herborn Merkez Camii Din Görevlisi Ahmet KOCAA⁄A’nın takdim etti¤i program Çocuk korosunun okutmufl oldu¤u ‹stiklal Marflı ile baflladı. Akabinde Almanya Ezan Okuma 1.si ‹sa AKDA⁄ Kur’an-ı Kerim tilaveti okudu ve Havva TUTKOPAR Mealini katılımcılara sundu. Sahneye gelen Yasin KOÇAK Kur’an Hakkında Batılı Aydınlardan Bazı Sözleri aktardı. Misafirlere Dernek Baflkanı Kahraman SARGIN teflekkür ederken, kendisinden önce Dernek Baflkanlı¤ını yürüten Ramazan VURAL ve Ali Rıza UÇAK’a hizmetlerin- D den dolayı plaket takdim edip güzel bir vefa örne¤i sergiledi. Bu jestten sonra Fatma ARIKAN ve Ayflegül AKfi‹T isimli iki genç kız ‘Kırk Yaflındasın’ ve ‘Sen Yoktun Sultanım’ isimli fliirleri ile izleyicilere duygulu anlar yaflattılar. Hz. Resul Hakkında Batılı Aydınlardan Bazı Sözleri güzel sunumu ile Elvan DO⁄ANER katılımcılar ile paylafltı. Yo¤un programlarından dolayı ‘Güllerin Efendisi Anma Günü’ne katılamayan Frankfurt Din Hizmetleri Ateflesi Galip AKIN ve Herborn Yabancılar Meclisi Bafl- kanı Halid ERDEM‹R’in göndermifl oldukları tebrik mesajları ile katıldılar. Komflu derneklerin baflkan ve Din Görevlilerinin ifltirak etti¤i Anma Günü’nde Nidda Din Görevlisi Zeki fiENGÜL ‘Bülbül Kasidesi’ ile renk kattı. Programa günün hatibi olarak katılan E¤itimci–‹lahiyatçı ve D‹T‹B Yönetim Kurulu Üyesi ‹smail ZENG‹N ‘Peygamber Sevgisi’ konulu doyumsuz bir sunuflta bulunarak izleyicilerin büyük bir teveccühünü kazandı. Bu duygu yüklü konuflmanın ardından kürsüye gelen Breiden- bach Din Görevlisi Vahdettin GÜZEL bütün katılımcılar adına bu unutulmaz programı tertip eden Herborn Derne¤i Yönetim Kurulu Üyelerine, Din Görevlisine ve programa katkısı olan herkese flükranlarını arz etti. Program Bünyamin AKDA⁄’ın okumufl oldu¤u Kur’an-ı Kerim ve Herborn Merkez Cami inde sabah namazından önce okunan Hatm-i fierifin Duası Dillenburg Yeni Camii Din Görevlisi fievket KARACA tarafından yapılarak nihayete erdi. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 13 Hayat BLGLENDRME Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 13 Almanya’da kimlik belgelerinde baörtüsü üslüman bayanların verdikleri baflörtülü foto¤raflardan dolayı, resmî makamların kimlik belgesi vermeyi ve baflvuruda bulunan bayanın yabancı olması durumunda oturumunun uzatılmasını reddetmeleri sıkça yaflanılır bir sorun olmufltur. Bunun sebebi ise, konuyla ilgili düzenlemelerde verilecek foto¤rafın belli ölçülerde ve baflın açık olması gerekti¤inin yazılı olmasıdır. Bu düzenlemenin amacı, kimlik sahibinin kolayca tanınabilmesi ve belirlenebilmesidir. Yalnız resmi daireler istisnaî durumlarda izin vermekle mükelleftir.1 Bahsi geçen istisnaî durumun kimler için geçerli oldu¤u da yine yönetmeliklerde belirtilmifltir2. Burada Müslüman bayanların baflörtülü foto¤raf verebilecekleri özellikle belirtilmemifl olması malesef yanlıfl uygulamalara sebebiyet vermektedir. Konuyla ilgili mahkeme kararlarında, dini inançlarından dolayı baflını örten bayanların foto¤raflarını baflı kapalı olarak verebilecekleri açıkca belirtilmifl3 olmasına ra¤men, kanaatimizce bilgi eksikli¤inden kaynaklanan yanlıfl uygulamalar nedeniyle Müslüman bayanlar pratikte sorunlarla karflılaflabilmektedirler. M Bekir ALTA baltas@igmg.de Son dönemlerde ise bu sorunun baflka bir boyutu ile daha karflılaflmaktayız. Bazı resmî daireler, baflörtüsünün dinî gerekçelerini de¤erlendirme çabası içerisine girmifllerdir. Yasal yetkilerini aflıp, dinî açıdan zorunlu mudur, de¤il midir gibi de¤erlendirmelerde bulunmaktadırlar. Alman Anayası ve Anayasa Mahkemesi’nin din özgürlü¤üyle ilgili içtihadına göre, mahkemeler ve devlet kurumları herhangi bir dini vecibe hakkında yorum ve de¤erlendirme yapma yetkisine sahip de¤ildirler.4 Yani Kur’an-ı Kerim’de baflörtüsünü farz kılan bir ayet-i kerimenin olup olmaması davanın seyri için ölçü de¤ildir Kifli, bireysel olarak baflörtüsünü dini bir vecibe olarak telakki ediyorsa, daire bunu bu flekilde kabul etmek mecburiyetindedir 5 . Kassel Yüksek ‹dare Mahkemesi, 2004 yılında vermifl oldu¤u kararda, bazı resmi dairelerce zorunlu görülen, islami bir kurum tarafından baflörtüsünün farziyet teflkil etti¤ine dair bir belgenin, baflvuruyla birlikte sunulması gereklili¤ini dahi reddetmifltir.6 Ayrıca, 1 Kasım 2005 tarihinde hüviyet belgelerini düzenleyen kanunun yeniden düzenlenmesi, birçok resmî dairede baflörtüsünün istisnaî bir durum teflkil edip etmedi¤i hususunda, aslında hukuken oldukça net olan durum ile ilgili flüphe ve yanılgıya sebebiyet vermektedir. Bundan dolayı Almanya ‹slam Konseyi’nin (Islamrat für die BRD) baflvurusu üzerine sözkonusu sorunlar, eyalet içiflleri bakanlıkları ve Federal ‹çiflleri Bakanlı¤ı tarafından de¤erlendirilmeye alınmıfltır. ‹çiflleri Bakanlı¤ı tarafından yayınlanan "Foto Mustertafel für Personaldokumente" adındaki örnekte de görülece¤i gibi, baflörtüsünün istisnaî bir durum oldu¤u hususunda herhangi bir uygulama de¤iflikli¤i sözkonusu de¤ildir. Resmi daire ile bu konu hakkında bir anlaflmazlık sözkonusu oldu¤unda, ilk olarak ilgili memur ile yukarıda anlatılan ve dipnotlarda belirtilen kanunlar ve mahkeme kararlarınca sabit olan hukuki durum ifade edilmelidir. Daire’nin bölüm baflkanını (Abteilungsleiter) da bu görüflmelere dahil etmenizi tavsiye ediyoruz. Tüm çabalarınıza ra¤men sorununuzun çözülmemesi durumunda ise, yazılı olarak itiraz etmek durumundasınız. Dairenin itirazı kabul etmemesi halinde yargı yolu açılmıfltır. Genifl bilgi için ‹slam Toplumu Millî Görüfl, Hukuk Bürosu ile irtibata geçebilirsiniz. 1 § 4 PassG iVm. § 3 Satz 3 der Verordnung zur Bestimmung der Muster der Reisepässe der Bundesrepublik (vom 2. Januar 1988; BGBl. I S. 2/ ber. S. 935). 2 Allgemeine Verwaltungsvorschrift zur Durchführung des Passgesetzes (PassVwV) 6.2.3.1 Satz 2 zu § 6 PassG. 3 VG Wiesbaden, Urt. v. 10.07.1984, Az: VI/ 1 E 596/82; VG Berlin, Urt. v. 18.01.1989, Az: 1 A 146/87; 4 BVerfGE 33, 23 ff., BVerfGE 35, 366 ff. 5 BVerfGE, 24.09.2003, Az: 2 BvR 1436/02. 6 VGH Kassel, Beschl. v. 28.05.2004, Az:7 TG 448/04; VG Kassel 3G 1916/03. ‹rtibat: IGMG Rechtsabteilung, Merheimerstr. 229, 50733 Köln Tel: 0221/942240-0 Fax: 0221/9422040-119 eMail: recht@igmg.de Hanau Gençlik Tekilatı’nın düzenledii Futbol Turnuvası’nda dostluk kazandı GMG Hessen Bölgesi Hanau Gençlik Teflkilat›n›n düzenlemifl oldu¤u futbol turnuvas›na 12 tak›m kat›ld›. Yap›lan çetin mücadeleler sonucu tak›mlardan öne ç›kan tak›mlar flunlar oldu: I 1.li¤i Hattersheim 2. li¤i Türkische Samba-Hanau 3. lü¤ü ise Hilal Spor-Hanau ald›lar. Son derece güzel, seviyeli geçen müsabakalarda en centilmen tak›m Gelnhausen fiubesi tak›m› seçildi IGMG Hessen Bölge Baflkan› Mehmet Atefl´in de takip etti¤i turnuvada dostluk kazand›. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr 14 Seite 14 ETKNLK HABER Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN slam Toplumu Millî Görü Gençlik Tekilatı darecileri Hagen’de bulutu slam Toplumu Millî Görüfl Gençlik Teflkilatı ‹dareciler Günü, Almanya’nın Hagen kentinde yapıldı. Toplantıya teflkilata ba¤lı 29 bölgeden 1500 Gençlik Teflkilatı idarecisi katıldı. Sunuculu¤unu Halit Erdemir’in yaptı¤ı program Bekir Tanrıkulu’nun okudu¤u Kuran-ı Kerim tilaveti ile baflladı. Gençlik Teflkilatı ‹dareciler Günü’nde teftifl kurulunun hazırladı¤ı rapora göre baflarılı olan bölge ve flubelere ödülleri verilirken, teflkilatta hizmette bulunan eski idarecilere de teflekkür plaketi verildi. Gençlik Teflkilatı ‹dareciler Günü’nde ayrıca bu yıl ilk defa yapılan ve Gençlik Teflkilatı’nın faaliyet ve hizmetlerini basına aktarmakta baflarılı olan gençlik teflkilatı üyelerine ‘Malik Akbafl Basın ödülleri’ verildi. Baflarılı flubeler derecelendirmesinde birincili¤i Güney Bavyera Bölgesi’nden Ingolstadt alırken, ikincili¤i, Avusturya-1 bölgesi’nden Puchheim, üçüncülü¤ü, Berlin Bölgesi’nden Wedding-1, dördüncülü¤ü, Düsseldorf Bölgesi’nden Krefeld ve beflincili¤i de Kuzey Ruhr Bölgesi’nden Bielefeld teflkilatları elde ettiler. Baflarılı bölgeler derecelendirmesinde birincili¤i Düsseldorf Bölgesi, ikincili¤i, Kuzey Ruhr Bölgesi, üçüncülü¤ü ise Berlin Bölgesi kazandı. Malik Akbafl Basın ödüllerini de, Freiburg Bölge Gençlik Teflkilatı eski baflkanlarından Ali Atik ile Hamburg’dan Ali Eken ile Vehbi Özbek aldı. IGMG Gençlik Teflkilatı hizmet birimlerinin yaptı¤ı hizmet ve faaliyetleri içeren bir CD’nin sunuldu¤u programda, bu birimler ayrı ayrı tanıtıldı. Gençlik ‹dareciler Günü programında, T.C. 54. Hükümet Baflbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın daha önceden kayıt edilmifl mesajı da sunulurken, IGMG Genel Baflkanı Yavuz Çelik Karahan’ın mesajı da okundu. IGMG Genel Sekreteri O¤uz Üçüncü ile IGMG Gençlik Teflkilatı ‹ Baflkanı Mesut Gülbahar ise birer konuflma yaptı. Prof. Dr. Necmettin Erbakan gençlere flu tavsiyelerde bulundu: "Zamanınızı bofla geçmeyin; vaktin kıymetini bilin. Gençlik önemlidir, çünkü gençlik istikbalimizdir. ‹nanç, herfleyin temelini teflkil eder ve gençler olarak sa¤lam bir imana sahip olunmalıdır. ‹nsanların hayrı ve saadeti için, tüm gücünüzle çalıflın. Her nefesin hesabının verilece¤ini bilerek, hayır yolunda çalıflın. Ömrünüzün sonuna kadar insanlı¤a hizmete devam edin." IGMG Genel Baflkanı Yavuz Çelik Karahan rahatsızlı¤ı nedeniyle programa katılamadı. Ancak, Karahan Gençlik ‹dareciler Günü’ne bir mesaj gönderdi. Karahan mesajında, "Yeryüzünde adaletsizli¤in, iflgallerin ve zulmün hüküm sürdü¤ü"nü, Avrupa’da ise, "Anayasaların, hukukun, özgürlük ve insan haklarının ihlal edildi¤i bir dönem" yaflandı¤ını ifade etti ve böyle bir ortamda IGMG Gençlik Teflkilatının, dünyada iyinin, güzelin, do¤runun, adil olanın, huzur ve barıflın hâkim olabilmesi için çalıflmasının hertürlü takdirin üstünde oldu¤unu söyledi. Karahan, gençlere, çalıflma ve hizmetlerine herkesi ortak etme ça¤rısında da bulundu ve "Onun için çevrenizdeki insanların bir flekilde ‹slam davasına hizmette iflin bir ucundan tutmasını sa¤layınız ve buna göre hareket ediniz," tavsiyesinde bulundu. "Emrolundu¤unuz gibi dosdo¤ru olun, aflırılı¤a gitmeyin" ayet-i kerimesi ile sevgili peygamberimizin "Müslüman, yafladı¤ı toplumda, elinden, dilinden emin olunan insandır," buyru¤unu hatırlatan Yavuz Çelik Karahan, gençlerin vahiy kültürü ıflı¤ında, insanların gönüllerine hitap etmelerini istedi. Karahan sözlerini flöy- le bitirdi: "Sevgili gençler; Gençli¤inizi, sıhhatinizi, zamanınızı, malınızı ve hayatınızı Allah (cc) için kullanınız." IGMG Gençlik ‹dareciler Günü’nde, Sosyal Hizmetler Baflkanlı¤ı tarafından hazırlanan ve dünyanın çeflitli ülke ve bölgelerinde gerçeklefltirilen Kurban Kampanyasını tanıtan bir CD de gösterildi. Bu gösteriden sonra, IGMG Genel Sekreteri O¤uz Üçüncü gençlere bir konuflma yaptı. Üçüncü, teflkilatta hizmetlerin devamlı oldu¤unu ve bugünün gençlerinin yarının idarecileri olaca¤ını belirtti¤i konuflmasında gençlerin okul dönemlerinde baflarılı olması ve iyi bir e¤itim almıfl vasıflı insanlar olmaları gerekti¤ini söyledi. Avrupa’da son zamanlarda yaflanan olayları de¤erlendiren O¤uz Üçüncü, dünyada nefret ve kinin, yaygınlık kazandı¤ını, dünyada terör ve fliddetin durmasını isteyenlerin, Millî Görüfl yolundan gitmesi gerekti¤ini bildirdi. Üçüncü, "Çünkü Millî Görüfl’te kin ve nefret yoktur. Nitekim savafl ve kavga yerine sevgi ve barıfl, insanlara afla¤ılamak yerine, onlara yardım ve insanları sevmek vardır," dedi. Üçüncü, Müslüman gençlerin, inandıkları dine mensubiyetleri dolayısıyla toplum tarafından dıfllanmalarının da kabul edilemez oldu¤unu, ancak buna ra¤men Müslüman gençlerin, Müslüman kimliklerini her ne surette olursa olsun toplumsal iliflkilerinde ortaya koymaları gerekti¤ini söyledi ve konuflmasına flöyle devam etti: "Teflkilat olarak insanların ihtiyacı olan çeflitli e¤itim alanlarında da hizmetler verece¤iz. Her türlü savafl ve kargaflanın yaflandı¤ı dünyamızda Müslümanların derdiyle dertlenmek ve tüm insanlı¤a yardım etmek de bi- zim görevimizdir." Daha sonra ise IGMG Gençlik Teflkilatı Baflkanı Mesut Gülbahar bir konuflma yaptı. Gençleri yaptıkları çalıflmalardan dolayı kutlayan Mesut Gülbahar, "içinde yafladı¤ımız toplumla, gerek siyasî gerek idarî makamlarla diyalo¤u sa¤lama görevinin Avrupa’nın tarihini, dilini ve kültürünü tanıyan gençlere" düfltü¤ünü söyledigi konuflmasında ayrıca "Men arafe nefsehu fekad arefe Rabbehu", yani, "Kim kendini bilirse, Rabb’ini bilir" öz deyiflini hatırlattı ve gençlerin bunun için, evvela kendi dinini, tarihini, dilini, kültürünü bilmek zorunda oldu¤una iflaret etti. "Batı’yı bilmeliyiz, çünkü Batı’da yaflıyoruz; Do¤u’yu bilmeliyiz, çünkü Do¤u’dan geliyoruz," diyen Mesut Gülbahar, problemlerin çözümünde görev almayanların problemin bir parçası olaca¤ına dikkat çekti. Gülbahar konu_masında daha sonra flunları söyledi: "Hayatta engel ve zorluklardan çok daha berbat birfley daha var ! Bombofl oturmak, miskin miskin dolaflmak ve ümmetin baflına bela olmak." IGMG Genel Merkez hatiplerinden Mustafa Mollao¤lu da toplantıda bir konuflma yaparak Peygamber Efendimizin hayatından örnekler anlattı. Mollao¤lu, gençlerin Avrupa’da ‹slamî de¤erlere sahip çıkmaları gerekti¤ini, fakat içinde yafladıkları toplumlarla da, en güzel bir flekilde diyalog içinde olması gerekti¤ine vurgu yaptı. IGMG Gençlik ‹dareciler Günü, Bekir Tanrıkulu’nun okudu¤u Kur’an-ı Kerim’in ardından, Avusturya 1 Gençlik Baflkanı Yasin Tecer’in tüm ümmet için yaptı¤ı dua ile sona erdi. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Hayat Seite 15 DOSYA Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN 15 Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 Alem O’na Muhtaç Fikret EKIN ATB Genel Bakanı "Sen olmasan Ya Muhammed, Alemleri yaratmazdım." Üç süper gücün arasına sıkıflmıfl bir yarımada... Batısında, bugün Batı’nın karnı flifl ve çıplak çocuklar görüntüleriyle tanıttı¤ı ve tanıdı¤ı, aç ve çaresiz insanların ülkesi olan, Etiyopya olarak bildi¤imiz ülkenin, o günkü muhteflem ‹mparatorlu¤u Habeflistan; do¤u ve kuzeydo¤usunda asırlardan süzülüp gelen, bugünkü ‹ran’ın temeli Pers ‹mparatorlu¤u ve kuzeyinde, malum Roma-Bizans ‹mparatorlu¤u... Ortada kabile kavgalarına ev sahipli¤i yapan, parçalanmıfl bir ülke, Arap Yarımadası, bugünkü ismiyle Suudi Arabistan. Ça¤, tüm dünya için karanlık bir ça¤, Ortaça¤... Putperest ve çok tanrılı topluluklar, atefle tapanlar ve dejenere edilmifl ilahi dinlerin oluflturdu¤u karmafla içinde, kölelik en ilkel biçimiyle hüküm sürerken, kadının insan olup-olmadı¤ı tartıflmaları, fuhfliyatın bir sanayi haline getirilifli, tefecili¤in bugünkü banka sisteminin temellerini oluflturu¤u, kardefl kavgalarının, sadece belli ellerde toplanmıfl, silah tüccarlarına yaradı¤ı bir co¤rafyada, Mekke adeta modern dünyanın serbest ticaret bölgesi rolünün öncülerinden olma durumunda, her üç süper gücün de zımmı anlaflması çerçevesinde varlı¤ını devam ettiriyor. Silah tüccarı ve bugünün kozmetik devlerini andıran mücevherat tüccarı Medine’li iki kardefl kabile, Medine’li di¤er iki kardefl kabilenin adeta günü birlik sürtüflme ve savafllarının üzerine ilave edilen di¤er Hicaz sakinlerindeki kabile kavgalarıyla semirdikçe semirmifl, biriktirdikleri sermayelerle, dünyanın serbest ticaret bölgesi konumundaki Mekke’de, açtıkları banka flubeleri mahiyetindeki tefecilik evlerinden de paraya para kazandırmaktalar. Dahası kredi vermek için kefalet ve ipotek olarak aldıkları kızları, Mekke’nin her tarafını saran "beyaz bayraklı" evlerde borcun tamamı ödeninceye kadar, yafl ve durumuna göre pazarlayarak yeni bir "kazanç" kapısını insanlı¤ın ayıpları arasına katmaktalar; kadın ticareti... Güçlü olanın haklı oldu¤u, zalim bir dünya... Faizin evler yıktı¤ı, sermayenin belli ellerde toplandı¤ı adaletsiz bir düzen. ‹nsanların derilerinin rengine, ırk ve cinslerine göre ayrımcılı¤a tabii tutuldu¤u, hain bir sistem. Kız çocuklarının diri diri topra¤a gömüldü¤ü, insan haysiyetine aykırı fiiliyatın ve fuhfliyatın normallefltirildi¤i bir toplum... Birilerinin silah ve mücevherat satabilmesi için, birbirlerinin gırtla¤ına sarılmıfl vahfli bir ortam. Ve bu ortamın tam ortasına do¤an bir "GÜNEfi"... O Günefl’in getirdi¤i ıflıklarla aydınlanan, ıflıkları ça¤ımıza kadar devam eden insan merkezli, insanı kadın-erkek ayırmadan, insan oldu¤u için Allah’ın yeryüzündeki halifesi saymıfl bir anlayıflın do¤uflu... ‹nanılmaz bir karanlık, dayanılmaz iflkenceler, iftira ve yalanlara karflı tevilsiz-tavizsiz bir durufl... Ça¤ının hiç bir hastalı¤ına bulaflmadan, o ça¤ın içinde var olabilmenin getirdi¤i bir flahsiyet ve O flahsiyetin flahsiyetli tavırlarıyla düflmanlarına dahi kabul ettirdi¤i güvenirlilik: Muhammed-ül Emin. Güvenilen; kendisinden, elinden ve dilinden kimsenin zarar görmedi¤i, görmeyece¤i, emin olunan insan... Muhammed-ül Emin’in, akıllara durgunluk veren kısa bir zaman içinde, tek baflına çıktı¤ı yolda, aldı¤ı mesafe: ‹nsan onuruna ve fıtratına ters düflen, ters düfltü¤ü hemen hemen aklı baflında her insanın kabul etti¤i tüm soysuzlukların bir bir ortadan kaldırılıflı... Kan davası kaldırılmıfltır... Faiz ve tefecilik yasaklanmıfltır... ‹çki, kumar, zina, fuhufl gibi her türlü insan fleref ve haysiyetine aykırı olan; insan ve toplum sa¤lı¤ına zarar veren; aile hayatını ve dolayısıyla toplum ve dolayısıyla insanlık huzurunu bozucu olan, her fleyin ortadan bir bir kaldırılı¤ı... Yasaklanıflı demiyorum, e¤itimle, kabul ettirilerek, terk ettirilifli... Hem de sadece 23 yıl gibi kısa bir zaman diliminde... Yani modern ve medeni oldu¤unu iddia edenlerin 21. yüzyılda dahi hala baflaramadıklarını; fliddet, ceza usulle- DTB’DE SALIK KONFERANSI Köln D‹T‹B Genel Merkezi’nde yafllılara yönelik sa¤lık konferansları serisi "Erken Bunama ve Parkinson Hastalı¤ı" ile baflladı. Orta ve ileri yafllardaki vatandaflların büyük ilgi gösterdi¤i konferansa Rheinische Klini¤inden Dr. Johannes Johansen ve Dr. Asiye Timur konuflmacı olarak katıldı. çılıfl konuflmasını D‹T‹B E¤itim ve Kültür Müdürü Iflık U¤urlu’nun yaptı¤ı konferansta, U¤urlu: "D‹T‹B çocuklar ve gençlere önem verdi¤i kadar, bu topmunun saygıya de¤er yetiflkinlerin ve yafllılarının meselelerine de ilgi duymaktadır ve önem vermektedir. Yafllılarımızın yardıma ihtiyaç duydukları sa¤lık konusunda bilgilenmelerine yardımcı olmak öncelikli hedefimizdir. Bu vesileyle D‹T‹B E¤itim ve Kültür Müdürlü¤ü periyodik olarak her iki haftada bir Köln Merkezinde yafllılara yönelik dok- A torlar ve hemflireler gözetiminde cuma günleri 11.00-13.00 saatleri arasında ücretsiz danıflmanlık hizmetleri vermektedir. Hangi dinden ve hangi millettten olursa olsun bu toplumda yaflayan bütün yafllıların bu hizmetlerden yararlanmalarını beklemekteyiz„ dedi. Rheinische Klini¤inden Dr. Johannes Johansen ve Dr. Asiye Timur "Erken Bunama ve Parkinson Hastalı¤ı" kdnulu konferansta yaptıkları açılmalarda: "insanların ileri yafllarda yaflayabilece¤i unutkanlık, erken bunama ve parkinson hastalıklarının sebebleri, so- nuçları ve bu hastalıklardan korunma çareleri anlatıldı. Dünyanın ünlü sporcularından olan boksör Muhammed Ali’nin de yakalandı¤ı parkinson hastalı¤ı, genellikle beyinde hareket sistemini düzen- riyle de¤il; insanca, kabul ettirerek ve hazmettirerek, ikna ederek kaldırabilmek... Köleli¤in yerle bir edilifli... Ki dünyanın bir çok yerinde, modern verziyonlarıyla da olsa , kölelik, hala bu Günefl’ten nasiplenmeyenlerce, devam ettirilmektedir, o ayrı bir dert... ‹nsanlı¤ın bafl belası ırkçılı¤ın, sömürgecili¤in, gücün hakimiyetine dayalı adaletsizli¤in yerle yeksan edilifli... Velhasıl Hakka dayalı, hukuka dayalı, insan onur ve flerefine uygun, parçaları bütüne; bütünü parçalara düflman kılmayan, dayanıflmacı ve yarıflmacı ideal bir dünya düzeninin tesis edilifli: Asr-ı Saadet... Batının ve tüm dünyanın Ortaça¤ karanlı¤ını yafladı¤ı bir dönemde Asrı Saadet... Ve bugün, o Günefl’in do¤du¤u günleri hiç de aratmayacak bir dünyada, insanlar kurtuluflu bekliyorlar... Bugün de tıpkı, o günler gibi.. Sadece beyaz bayraklı evlerin yerini neon lambalı evler, tefecilerin yerini resmi müesseseler, kabileceli¤in yerini gurup taasubu, köleli¤in yerini ikinci-üçüncü sınıf muamelesi gören zayıf ve güçsüz topluluklar, milletler, devletler; topra¤a diri diri gömülen kız çocuklarının yerini, doyumsuz kapitalistlerin elleriyle pazarlanan her yafltan kız ve erkek çocukları; bilek gücünün yerini teknolojik güç almıfl görünüyor. Gerisi bildik hikaye... Ve insanlık bir kurtarıcı bekliyor... Tüm dünya, Alem O’na Muhtaç, bu kesin!.. O’nu anmakla olmaz, O’nu anlamak olmalı gayesi, hedefi herkesin... leyen bölümün, fonksiyonlarını yapamamasından kaynaklanmaktadır. Hastalık belirtileri olarak, olması gerekenden daha yavafl hareket etme, kas kasılmaları, konuflamama, hareket edememe, yemek yiyememe ve mutlaka bir baflkasının yardımına ihtiyaç duyulacak flekilde kendisini hissettirmektedir. Erken teflhis, her hastalıkta oldu¤u gibi bunda da çok önemlidir. Hastalı¤ın tedavisi gibi ilerlemesini durdurmak mümkündür" dedi. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 16 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir ETKNLK HABER 16 HESSEN Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 ATB’de Fikret Ekin Yeniden Genel Bakan Avrupa Türk-‹slam Birli¤i (AT‹B) 17. Genel Kurulunda Fikret Ekin ittifakla yeniden Genel Baflkanlı¤a seçildi. ¤ırlıklı Almanya olmak üzere, Avrupa’nın di¤er ülkelerindeki delegelerin de ifltirakiyle gerçeklefltirilen 17. Genel Kurul, AT‹BDarmstadt Türk-‹slam Merkezi konferans salonunda yapıldı. Ev sahibi sıfatıyla Darmstadt Dernek Baflkanı ‹lhami Ertürk’ün selamlama konuflmasından sonra, divan heyetinin teflekkülü için verilen teklifte, AT‹B eski genel baflkan yardımcılarından Durmufl Yıldırım divan baflkanlı¤ına seçildi. Fikret Ekin’in açılıfl konuflmasından sonra, faaliyet raporu Genel Sekreter Mahmut Aflkar ve muhasebe raporu Genel Muhasip Mehmet Sever tarafından okunarak delegelerin görüfllerine sunuldu. Raporlar üzerinde görüflmeler A tamamlandıktan sonra oylamaya geçildi ve her iki rapor da delegeler tarafından onaylandı. Divan baflkanlı¤ına tek genel baflkan adayı olarak Fikret Ekin teklif edildikten sonra, tüzük gere¤i, önce genel baflkan adayının seçimi yapıldı ve genel baflkanlı¤a Fikret Ekin ittifakla yeniden seçildi. 19. Faaliyet Dönemi AT‹B Genel Baflkanı olarak seçildikten sonra yaptı¤ı teflekkür konuflmasında Fikret Ekin özet olarak flöyle dedi: Batı Avrupa Türk azınlıgı, zorlaflan flartlar karflısında bir taraftan kendi kültürel kimli¤ini muhafaza ederken, di¤er taraftan birlikte yafladı¤ı yerli toplumlarla barıfl ve huzur içinde yaflamalıdır. Zaten buradaki insanımız bunlardan baflka gayeler de taflımamaktadır. Fakat son birkaç yıldan beri karflı karflıya oldu¤umuz dayatmalardan da anlaflılaca¤ı gibi, herkes bizim gibi samimi ve iyi niyetli de¤ildir. AT‹B, meselelere hiçbir zaman alt kimlikle yaklaflmamıfl, Türk üst kimli¤imizle tüm vatandafllarımızı kucaklarken, di¤er insanları da Allah’ın kulları olarak görmüflüzdür. Bunu kendisine fliar edinen AT‹B’e flahsımı Genel Baflkan olarak tekrar seçmenizden dolayı hepinize sonsuz teflekkürler ediyorum. Daha sonra, 17. Genel Kurul üyelikleri için verilen teklifler oylanarak afla¤ıdaki isimler (alfabetik sıraya göre) seçilerek kesinleflti. Abdullah Uzun, Abdurrahman Kol, Ali Gölcük, Ali Kemal Akıl, Cafer Tekin, Do¤an Aktafl, Halime Banaz-Aksoy, Hanefi fiimflek, Hasan Ça¤lar, Hülya Akbul-Çakır, ‹mam Cengiz, ‹mdat Baflöz, Kamuran Dönmez, Kerim Parlakçı, Köksal Akçay, Mahmut Aflkar, Mahmut Yılmaz, Mehmet Çubukçu, Mehmet Bafl, Mehmet Çelebi, Mehmet Sever, Nevzat Akbulut, Nihat Murat, Nihat Kablan, O¤uzhan Erkmen, Ramazan Çakır, Ramazan Özdemir, Selahattin Saygın, fierif Çalıflkan, Yakup Tufan, Yasin Yücel, Yusuf Karakufl, Yusuf Güçlü, Zeynel Besleney. ATB Derneklerinde Kutlu Doum Etkinlikleri llah’ın Son Elçisi ve befleriyata Örnek ‹nsan, Hz. Peygamber (s.a.v)’in dünyaya teflrifleri münasebetiyle gelenekleflen Kutlu Do¤um Haftası, AT‹B üye derneklerinde de seri konferanslar fleklinde devam etmektedir. Hz. Peygamber’i klasik bir anmadan öte, O’nu anlamaya yönelik etkinliklere gösterilen ilgi, biraz da "Karikatür Krizi" gibi Batı’dan gelen menfi, yakıflıksız, çirkin ve önyargılı hadiselere karflı müslümanların sa¤lam duruflunun bir göstergesidir. Bu çerçevede AT‹B camiasında gerçeklefltirilen aydınlatıcı faaliyetlere peyder pey yer vermeye devam edece¤iz. ‹flte bunlardan bazıları: Wuppertal’da "Alemlere Rahmet Olarak Gönderilen" Anıldı AT‹B-Wuppertal Türk Kültür ve E¤itim Merkezi’nin din görevlisi Emekli Müftü Seyfettin Taflkın, Alemlere Rahmet Olarak Gönderilen Hz. Peygamber’in yaflantısından, hangi zorluklar içinde verdi¤i mücadeleden, yerine göre bir aile reisi, yerine göre de bir devlet baflkanı olarak insanlarla ve di¤er inançlardan olanlara karflı sergiledi¤i örnek tavırlarından misaller A vererek anlattı. Dernek baflkanı Tibyan Taflkın’la birlikte yönetim kurulu üyelerinden Yücel Adım, Murat Uslu, Yavuz Seller, Hacı Mertaslan’ın da hazır bulundu¤u sohbete disiplin kurulu üyesi Mustafa Acar, Mustafa Adafl ve Yunus Çaltekin ve AT‹B-GYK üyesi Mahmut Yılmaz da ifltirak etti. Kadın Kolları’nın hazırladıgı ikramlarla sona eren Kutlu Dogum sohbetinden vatandafllar memnun olarak ayrıldılar. Herrenberg’de Mevlid Kandili AT‹B-Herrenberg teflkilatında Peygamber Efendimizin do¤umuna atfen çocuklardan oluflan ilahi korosu birbirinden güzel mevlidler ve ilahiler okuyarak, büyüklerini kendilerine hayran bıraktılar. Baden-Württemberg Bölge Baflkanı Dursun Çavufl da yaptı¤ı kısa açılıfl konuflmasında; gönlü çocuk sevgisi ve flefkatiyle dolu Peygamber Efendimizin bu özelli¤i, çocuk babası olan bizler için her zaman örnek teflkil etmeli, kendi huzuru için evlat sevgisinden mahrum bırakılmak istenen günümüz insanı ancak kendisinden sonraki nesillerinin varlı¤ıyla mutlulu¤u yakalayabilir, dedi. Köln’de Kutlu Do¤um Sohbeti AT‹B-Köln E¤itim ve Kültür Merkezi’nde Genel Sekreter Mahmut Aflkar ve AT‹B-Ahmed Yesevi Camii ‹mamı Zeynel Besleney’in konuflmacı olarak ifltirak ettikleri bir anma toplantısı düzenlendi. Dernek Baflkanı Mustafa Özkan’ın kısa selamlamasından ve konuflmacıları takdiminden sonra söz alan ‹lahiyatçı Zeynel Besleney, "Alemlere Rahmet olarak gönderilen Hz.Peygamber’in hadislerinden iktibaslar yaparak ve Kuran-ı Kerim’de Allah Resûlu’ndan nasıl zikredildi¤ini âyetlere dayanarak anlattı ve insanlı¤ın kurtuluflu Hz. Muhammed (s.a.v)’i anlamakla mümkündür, dedi. Mahmut Aflkar da, "Resûlullah’la ilgili duyduklarımız ve okuduklarımızı nefsimizde ve günlük hayatımızda uygalamazsak, O’nun ümmetinden bir fert olarak inandırıcılı¤ımızı yitiririz. Ço¤u zaman, ‹slâm’ın kabul etmedi¤i törelerimizi sanki dinden bir parçaymıfl gibi algılamamız, bizleri sıkıntıya sokarken, çarpıtılmıfl bir müslüman manzarası sergilememize de zemin hazırlamaktadır. ‹slam, hayatından içinden bir dindir, dolayısıyla, günlük hayatımızda her müslüman bu dini layıkıyla temsil edebilmenin mücadelesini vermelidir" dedi. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 17 Hayat ÖZEL KÖE Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN 17 Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 Halimizi sual edenlere... Ekrem KIZILTA ürkiye’de her zaman oldu¤u gibi ilginç geliflmeler ve bu arada bu geliflmeleri temel alıyormufl gibi gözüken gündem oluflturma gayretleri sürüyor. Sözgelimi Cumharbaflkanı A. Necdet Sezer, Harp Akademilerinde yaptı¤ı konuflmada ‘irtica’ hususunda çeflitli sözler söylüyor ve irticanın devlete nüfuz etmeye çalıfltı¤ını ileri sürüyor. Medyanın tamamı konuyu gündemin ana maddesi haline getirmek için elinden geleni yapıyor ve milletimizin inançları hedef tahtasına oturtuluyor. Tabii ki bu durumda atıfl serbest... Hükümet yetkilileri, Sn. Cumhurbaflkanının ya da aynı konuda benzer fikre sahip olanların, ellerinde bir T delil varsa kendilerine ulafltırmalarını, böylelikle hukuki olarak üzerlerine düfleni yapacaklarını söylüyor... Kimse delil filan göndermiyor tabii ve konu burada çatallaflıyor. Delil gelmeyince, meselenin kapanması gerekir diye düflünüyorsanız yanılıyorsunuz, çünkü bu sözleri sarfedenlere göre, zaten akla gelebilecek hemen her fley irtica. Onların bakıflı açısından mürteci sayılabilmek için, kimli¤inizle ilgili bazı emareler taflıyor olmanız bile yeter sebep... Mürteci avı... Gazeteler ve televizyonlar hemen mürteci avına çıkıyorlar ve mesela bir ilkokulun duvarlarına, Kutlu Do¤um Haftası sebebiyle asılan Peygamber Efendimizin bazı hadisi fleriflerini bile irtica olarak yaftalıyorlar. Okuttu¤u ö¤rencileri, din dersinde, ne oldu¤unu görsünler diye camiye götüren ö¤retmene dünyayı dar etmek için bütün mekanizmalar birden harekete geçiyor. Bu arada gazetelerin köflelerine yuvalanmıfl bazı insanlar ahkam kesmeye bafllayıp, hızlarını alamayınca da din alimli¤ine soyunuyor ve akılları durduracak kadar cehalet dolu fetvalar(!) vermeye bafllıyorlar. Aslında kaale alınmaması gereken bu saçmalıklar, hayatımızı yakından ilgilendiriyor olmasa, okuyup okuyup gülmek ve ‘cahillili¤in bu mertebesi çalıflma olmadan kazanılmaz’ demek için ideal. Dinimizle ilgili cehaletleri paçalarından süzülen zevat, en ufak bir arafltırma-soruflturma ihtiyacı bile hissetmeden, kendi kafalarında bulunan abuk sabuk fleyleri yazıyor, çiziyor ve konufluyorlar. ‹çlerinden birisi flöyle yazıyor mesela: "Müslümanlı¤ın, kutsal bir dinin, kafaya örtülecek bir bez parçasına indirgenmesi her fleyden önce ayıptır, Allah indinde günahtır. Müslümanlık bu de¤il. Dinimizin hiçbir yerinde, hiçbir emir ve kuralında "Saç tellerinizi göstermeyin" diye bir hüküm yok. Varsa göstersinler. Gösteremezler. Tartıflılması gereken konu budur. Hanımların örtülerini gö¤üslerine kadar indirmesi gerekti¤i, ayrı bir olaydır. O yılların ilkel, pislik ve ahlaksızlık içindeki Arabistan'ında cıbıl dolaflan, gö¤sü ba¤rı açık kadınlar için getirilen bir emirdir." (Emin Çölaflan, Hürriyet, 4 Mayıs 2006) Bekri Mustafa örne¤i... Okuyor, yutkunuyorsunuz. Çünkü meydan okunan bir havada yazılmıfl bu yazıyla ilgili olarak, bu zata gönderece¤iniz hiçbir bilgiyi onun anlayabilmesinin mümkün olmadı¤ını tecrübe ile biliyorsunuz. Adam, zannını din biliyor ve yafladı¤ının din adına kabul edilmesini istiyor... Kabul edilmesi bir yana, herkes tarafından uygulanmasını da istiyor... Fıkra bu ya, Osmanlı’nın son dönemlerinin meflhur simalarından Bekri Mustafa, çakırkeyf bir halde Ayasofya’nın önünden geçerken, musallada bekleyen bir cenazeye namaz kıldırması için hoca bekleyenler, kıyafetine bakarak apar-topar onu öne geçirirler ve çar-naçar cenaze namazını kıldırır. Ancak Bekri Mustafa cenaze namazını kıldırdıktan sonra mevtanın kula¤ına e¤ilerek birfleyler söyler. Cemaatten birisi merak ederek, ne söyledi¤ini ö¤renmek ister. Bekri Mustafa, ‘ne olacak, öbür dünyada bu dünyayı sual eden olursa, Bekri Mustafa Ayasofya’da imam oldu de, gerisini onlar anlar dedim’ cevabını verir... Türkiye’nin halinden sual edenlere, ‘dinimizin d’sini bile bilmeyenler din alimi olmaya heves eyleyip fetvalar vermeye baflladılar’ demek, durumu anlatmak için yeterli olacak galiba... IGMG Hanau Cemiyeti’nde Görev Deiiklii ‹slam Toplumu Milli Görüfl Hessen Bölgesi Hanau fiubesi ola¤an genel kurulunu yaparak yeni yönetim kurulunu seçti. Hanau-A. fiimsek gle namaz›na müteakiben Cemiyet ‹mam› ve ‹rflad Bflk. Sadettin Ar›c›o¤lu´nun okumufl oldu¤u aç›l›fl Kur´an-› Kerimi ile bafllayan pro¤ram, yap›lan yoklama ile devam etti. Üyelerin büyük bölümünün kat›l›m› ile gerçeklefltirilen Genel Kurul, divan heyeti seçimi ile sürdürüldü. Divan heyetine Bölge Yönetim Kurulundan Cengiz fiahbaz ve Nihat Cesur, Gelnhausen Cemiyet Baflkan› Y›lmaz Ar›bafl ve Hanau Yabanc›lar Meclisi Baflkan› Muharrem Ça¤layan teklif edilerek onayland›. Cemiyet Bflk. Hasan fiimflek bir konuflma yaparak; “Bugüne kadar çeflitli çal›flmalar yapt›k. Bundan dolay› yönetim kurulu arkadafllar›ma, siz üyelerimize ve cemaat›m›ze can-u gönülden teflekkür ediyorum” dedi. Ard›ndan faaliyet raporunun okunmas› ve son 3 y›lda yap›lan çal›flmalar cemaate sunuldu. Hemen ard›ndan muhasebe Ö raporu sinevizyon eflli¤inde gösterilerek okundu. Eski yönetim kurulunun ibraz›ndan sonra, yeni yönetim kurulu için teklifler al›nd›. Sadece bir teklifin gelmesi sonucunda oylamaya gidildi ve yaklafl›k üyelerin tamam›n›n deste¤ini alarak yeni yönetim kurulu, Y›lmaz Yavuz baflkanl›¤›nda seçildi. Cemaatin huzurunda eski baflkan Hasan fiimsek yeni seçilen baflkan Y›lmaz Yavuz´a cemiyetin anahtar›n› teslim ederek yeni yönetim kuruluna baflar›lar diledi. Yeni Yönetim Kurulu Baflkan› Y›lmaz Yavuz da üyelere güvenlerinden ve bu göreve kendilerini uygun gördükleri için teflekkür etti. Kapan›fl Kur´an-› Kerim´i okundu. Cemiyetin kat›l›mc›lara ikram› ile pro¤ram sona erdi. Yeni Yönetim Kuruluna seçilenler ve görev da- ¤›l›mlar›: Y›lmaz Yavuz (Yönetim Kurulu Bflk.), Arslan Ilg›n (Yönetim Kurulu Bflk. Yrd. ve Teflkilatlanma Bflk.), Bahri ‹lkhan (Yönetim Kurulu Bflk. Yrd. ve Teftifl Bflk.), Hasan Çal›flkan (Yönetim Kurulu Bflk. Yrd. ve Tan›tma Bflk.), Davut Yavuz (Sekreter), Talip Kuzhan (Muhasip), Hakk› Taflç› (Sosyal ‹fller Bflk.), Bahattin Erdem (Ticari ‹fller Bflk.), Sadettin Ar›c›o¤lu (‹rflad Bflk.), Ercan Civ (Çevre Düzenleme ve Kütüphane Sorumlusu), Tevfik Y›lmaz (Lokanta, Kütüphane ve Hastane ziyaretleri Sorumlusu), Murat Kalkan (E¤itim Bflk.), Necati Bölge (Hastane ziyaretler Sorumlusu), Yüksel Boran (‹nflaat ‹fller Bflk.), Ümit Köse (‹nflaat ‹fller Bflk. Yrd.), Hasan Emir (MAH ve Yabanc›lar Meclisi Sorumlusu), Fatih Çilingir (‹dari ‹fller Bflk.) 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 18 18 ETKNLK HABER Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN KÖLN’DE DNLERN ORTAK DUASI ‹flsizli¤e ve iflsizlerin sorunlarına dikkat çekmek için dinler ortak dualar yaptılar. Dini cemaatler çalıflma dairesinde iflsizlik yarasına parmak bastı. Köln Çalıflma Ajansı (Agentur für Arbeit)’nda yapılan basın toplantısı ile program baflladı. asın Toplantısına: Federal Çalıflma Ajansı Köln Genel Müdürlü¤ü Genel Baflkanı Peters Welters, Diyanet ‹flleri Türk ‹slam Birli¤i Dinler Arası Diyalog Koordinatörü Rafet Öztürk, Köln Çalıflma ‹flbirli¤i Genel Müdürü (ARGE) Josef Ludwig, Katolik ‹flçi Hareketi Köln fiehir Teflkilatı Dini Lideri Johannes Krautkrämer, Protestan Köln ve Bölge Kilise Teflkilatı Dr. Martin Bock,Katolik ‹flçi Hareketi Köln Baflkanı Hildegard Lülsdorf, Katolik ‹flçi Hareketi Köln Sekreteri Donatus Vinzenz Weinert, Federal Çalıflma Ajansı Köln Genel Müdürlü¤ü Basın Sözcüsü Wolfgan van Oyen katıldı. Toplantının açılıfl ve selamla konuflmasını yapan Federal Çalıflma Ajansı Köln Genel Müdürlü¤ü Genel Baflkanı Peters Welters konuflmasında özetle: "‹flsizlik özellikle de uzun süreli iflsizlik insanların kendi içlerine çekilmelerine ve toplumdan kopmalarına sebep olmaktadır. Bu durum çok çeflitli sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu durumda insanlar kendi flahsi durumlarına ve psikloljilerine göre bireysel hizmekler ihtiyaç duymaktadırlar. ‹flte bu içine kapanan insanlara sosyal ve kültürel konularda hizmet sunan dini kurulufllar olarak yardım ediyorsunuz. Onlara birlikte olma ve hareket etme imkanlar vererek destekliyorsunuz. Onlara sundu¤unuz e¤itim ve meflgaleler sunuyorsunuz. Bizler Türk ve Müslüman teflkilatlarla iliflkiler halindeyiz. Bilhassa D‹T‹B’in aramızda yer alması bizi ayrı memnun etti. Özellikle gençlere ve onların ailelerine Türk dernekler ve dini cemaatleriyle ulaflıyoruz. Bunlar bilglendirme toplantıları yapıyorlar. Velileri bilgilendiriyorlar. Görüyorsunuz bizler dini cemaatlerin yapmıfl oldukları bu faaliyetleri takdir ediyoruz. Bununla birlikle onlarla meslek edindirme, bilgilendirme ve destekleme konusunda ortak çalıflmalara ve onları desteklemeye de hazırız" dedi. Köln Çalıflma ‹flbirli¤i Genel Müdürü Josef Ludwig: "Ben burada bu problemimizin di¤er boyutunu Köln Çalıflma ‹flbirli¤i perspektivinden ortaya koymak istiyorum: 140.000 insan Köln kentinde Harz 4 diye bilinen ‹flsizlik parası 2 den istifade etmektedir. Bu da Köln’de yaflayan insanların % 11,5 ine tekabül etmektedir. ‹flsizlik son yılların en büyük toplumsal ve politik sorundur. Bu önümüzdeki yıllarda da devam edecektir. Bu problemi ortak olarak çözemezmez gerekir. Bunun için birlikte hareket edece¤iz. Ancak bilgilendirme ve hizmet konusunda biz elimizden geleni yapıyoruz. Bu yo¤un iflsizlikten elbette dini cemaatlerde yardımda bulunacaklardır. Bu konularda tedbirleri almak için dini cemaatlerle iletiflim halinde olaca¤ız" dedi. B Diyanet ‹flleri Türk ‹slam Birli¤i (D‹T‹B) Dinler Arası Diyalog Koordinatörü Rafet Öztürk: "‹flsizlikten en çok etkilenen göçmenler olmufllardır. Bu durum onların yaflamlarını zorlafltırmıfltır. D‹T‹B yaptı¤ı faaliyetlerle kamu tüzel kiflili¤ine haiz bir bir dini kurulufltur. Diyanet ‹flleri Türk ‹slam Birli¤i 1984 yılında kurulmufl ve kurulmasından itibaren sadece üyelerine de¤il, bütün insalara hizmetler sunmufltur. Sosyal, kültürel ve dini konulara aktif çalıflmalar yapmaktadır. Konunun önemini ve getirece¤i sorunları çok iyi anlayan D‹T‹B ve 875 derne¤i dil ve meslek edinme kursları, sosyal ve kültürel faaliyetleriyle insanların ifl bulmalarına ve uyumlarına katkı sa¤lamak için elinden gelen tüm gayretleri göstermifltir. Dil bilmek e¤itim almayı ve meslek edinmeyi kolaylafltıraca¤ını bilen D‹T‹B; etnik ve din kimli¤i ne olursa olsun tüm insanlar istifadelerine kurslar sunmufltur. 2004 yılında Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Uyum Sorumlusu Dr. Klaus Lefringhausen ile NRW’de, 2005 yılında Otto-Benecke Vakfı ile Hessen eyaletinde orta projeler yaptık. Bu projelerle D‹T‹B imamları her iki eyaletteki ifl yerlerini ziyaret ederek buralardaki çalıflma ve meslek edinme konusunda bilgiler aldılar ve bu bilgileri camilere gelen cemaatleine ilettiler. D‹T‹B üyelerini dil ö¤renme, e¤itim, meslek ve ifl edinme konularında hem desteklemekte hemde onları motive etmek için elinden geleni yapmaktadır. Bu alanda da hem di¤er dini cemaatlerle hemde devletin kurumlarıyla ortak çalıflmaya devam edecek ve hangi etnik kökene ve hangi dine mensup olursa olsun insanlara hizmet etmekten yorulmayacaktır" dedi. Öztürk sözlerini: "‹slam dini insanların günlük hayatlarını çalıflarak kendilerinin kazanmalarını emretmifltir. Kur-an’ı Kerim’in Necm suresinin 39. ayeti flu flekildedir: ‘Bilsin ki insan için kendi çalıflmasından baflka bir fley yoktur’ Bu ayet insanların her konuda çalıflmalarını tavsiye etmektedir. Halka hizmet hakka hizmettir" tamamladı. Öztürk Federal Çalıflma Ajansı Köln Genel Müdürlü¤ü Genel Baflkanı Peters Welters ve Köln Çalıflma ‹flbirli¤i Genel Müdürü (ARGE) Josef Ludwig’e, bu projenin bir aya¤ının D‹T‹B’de yapılması teklif etti. Protestan Köln ve Bölge Kilise Teflkilatı Dr. Martin Bock: "‹branice de ifl ile ibadet aynı kelimelerdir. Bundan dolayıda her iki durumda birbiriyle çok ilgilidir. ‹badet ve ifl insan olmanın gere¤idir. Bundan dolayı bu proje de bulunmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu faaliyet bir flenlik de¤il, bu iflsizlik yarasına parmak basmaktır. Çalıflmak insanlar için bir haktır. Kiliseler de ve manastırlarda ortakça çalıflılmıfl ve birlikte ibadet edilmifltir. ‘Uçmak nasıl kufllara has ise, çalıflmakta insana hastır (Martin Luther)’ demifltir. Protestan kilisesi ve di¤er kurumlar Köln de iflsizlik sebebiyle zor durumda olan insanlara yardımcı olmaya gayret göstermektedir"dedi. Katolik ‹flçi Hareketi Köln Baflkanı Hildegard Lülsdorf: "Bu toplantı ifl için kırmızı ip projesinin ikinci adımıdır. Bu toplantıyı Fedaral ‹fl Ajansı’da dinler ortak olarak dua edecekler. Hıristiyan ve Müslümanlar bu konuda ilk kez ortak bir faaliyet düzenliyorlar. Bizler çok yüksek oranlara ulaflan iflsizlik konusuna ilgileri çekmek istiyoruz. Bu durum; toplumsal iflsizlik etikilenen insanlar, onların aile fertleri ve akrabalarının omuzlarında çok a¤ır bir yüktür. Toplumun tüm birimleri bundan etkilenmifllerdir. Bir çok insanın gelecek endifleleri artmıfl ve gelece¤e güvenle bakamamaktadırlar" dedi. Basın toplantısı sonrası, Federal Çalıflma Ajansı Diyanet ‹flleri Türk ‹slam Birli¤i (D‹T‹B) Köln Çalıflma ‹flbirli¤i Genel Müdürl¤ü (ARGE), Katolik ‹flçi Hareketi Köln fiehir Teflkilatı, Protestan Köln ve Bölge Kilisesi Teflkilatı, Katolik ‹flçi Hareketi Köln Baflkanlı¤ı, Katolik ‹flçi Hareketi Köln Sekreterli¤i ortak temennilerini: "‹fl toplumsal hayatın temellerini oluflturur. ‹nsanların ço¤unlu¤u bu duruma aldırıfl etmiyor ve bu durumu görmemezlikten geliyor. Aslında iflsizlik insanların günlük hayatını ilgilendiriyor. Normal karflılanmamalı. Hiç bir flekilde toplum çalıflanlar ve çalıflmayanlar, ifl sahibi ve iflsizler gibi kutuplara ayrılmamalı. Bundan dolayı biz buradayız. Sesimizi yükseltiyor ve deste¤imizi göstermek istiyoruz. ‹flsizlikle ortaya çıkan bu toplumsal yaraya parmak basıyoruz. Sorumlulara dualar gönderiyoruz. Burada iflsiz kalanlara, ailelerine ve konuyla ilgilenen tüm insanlara topluca dualar ediyoruz. Biz dualarımızla güç topluyor ve ümit kazanıyoruz. Birlikte ortak dualarla; bu toplumda yaflanabilir ve sevinç duyulacak bir ortamda yaflama yolunu bulabiliriz. Bu projeyi yapanlar amacı ümid ve umut mesajları vermektir. Bizler kendi becerilerini kullanmak, gelifltirmek ve bu yolda çalıflmak istiyenleri cesaretlendirmek istiyoruz. Bizler ifl bulmada yardımcı olan herkese en güzel kelimeleri bulmaları için cesaret vermek istiyoruz. ‹flsizler hergün endifleler, sıkıntılar ve ümitsizliklerle karflı karflıyalar. Bu dua ve burada yapılan etkinlik ile Federal ‹fl Ajansı’nın umutla ifl temini konusunda bir merkez oldu¤unu ortaya koymak istedik" fleklinde açıkladılar. D‹T‹B Tassavvuf Musikisi Saz Heyeti ve Katolik ‹flçi Hareketi Köln Sekreteri Donatus Vinzenz Weinert’in gitarla seslendirdi¤i eserlere katılımcılar büyük bir ilgiyle takip ettiler. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 19 DOSYA Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 19 18. Avrupa Kur’an Kerim Tilavet Yarıması programı gönülleri coturdu Dünyaca ünlü Kârilerin ve sanatçı Erkan Mutlu’nun da ifltirak etti¤i yarıflmada heyecan doruktaydı u yıl ‹slam Toplumu Millî Görüfl (IGMG) tarafından 18.’si düzenlenen Avrupa Kur’an-ı Kerim Tilavet Yarıflması’nın finalleri, Osnabrück’te gerçeklefltirildi. Binlerce Müslüman, yarıflmayı heyecan ve yo¤un bir manevî duyguyla izledi. ‹slam Peygamberi Hazreti Muhammed’in do¤umunun Nisan ayına tevafuk etmesi münasebetiyle Alemlere Rahmet Hazret-i Muhammed’in de anıldı¤ı programla birlikte gerçeklefltirilen yarıflmaya dünyanın çeflitli yerlerinden ünlü hafızlar da katılarak Kur’an tilavet ettiler. Final Yarıflması daha önce elemelerde 10–13 ve 14–18 yafl gruplarında birinci olanlar arasında yapıldı. Marmara Üniversitesi ‹lahiyat Fakültesi Ö¤retim üyesi Doç. Dr. Nihat Temel’in jüri baflkanlı¤ını yaptı¤ı yarıflmanın di¤er üyeleri IGMG ‹rflad Baflkan Yardımcısı Hulusi Ünye, Hamburg Bölgesi ‹rflad Baflkanı Cemal Polat, Belçika Bölgesi ‹rflad Baflkanı Abdulhalim ‹nam ve ‹ran’lı kâri Ahmed Abulkasimı’den olufltu. Jürinin yaptı¤ı de¤erlendirmenin neticesinde 10-13 Yafl gurubunda, Ruhr A Bölgesinden Enes Çiçek birinci, Rhein Saar Bölgesinden Mücahid Akargöl ikinci, Schwaben Bölgesinden Asfiya Mahmud üçüncü ve Kuzey Ruhr Bölgesinden Yunus Emre Çiftçi dördüncü oldu. 14–18 Yafl gurubunda finale kalanlar arasında yapılan yarıflma neticesinde, ise Berlin Bölgesinden Sezai Çakan birinci, Schwaben Bölgesinden Abdulkerim Erdo¤an ikinci, Rhein Saar Bölgesinden Abdulkadir Akargöl üçüncü ve Köln Bölgesinden Macid Bozkurt dördüncü oldu. Coflkulu bir manevi atmosferin yo- B ¤un bir flekilde yaflandı¤ı yarıflmayı 3000’i aflkın seyircinin yanısıra, Almanya ve Avrupa’nın Müslüman kurum ve kurulufl temsilcileri de izledi. Almanya ‹slam Konseyi Baflkan› Ali Kızılkaya, Almanya Müslümanları Merkez Konseyi Baflkanı Ayub Köhler, T.C. Berlin Büyükelçili¤i Din Müflaviri Rıdvan Çakır adına D‹T‹B Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Dayıo¤lu, Avrupa Türk ‹slam Birli¤i Genel Baflkanı Fikret Ekin ve IGMG eski Baflkanvekili Dr. Yusuf Iflık misafir olarak katıldılar. Yarıflmanın sonunda Türkiye`den programa ifltirak eden Tasavvuf Musikisi sanatçısı Erkan Mutlu ilahiler okurken akabinde, dünyaca ünlü hafızlardan Mısırlı Mehdi Necati, ‹ranlı Ahmed Abulkasımı ile yine Mısırdan Mahmut Tablavi okudukları Kur’an-ı Kerimlerle gönülleri coflturdular. Program çerçevesinde IGMG ‹rflad Baflkanı Ali Bozkurt, Jüri Baflkanı Doç. Dr. Nihat Temel de birer konuflma yaparak, Müslümanlar açısından Kur’an Peygamberinin yolundan gitmenin önemine vurgu yaptılar. IGMG ‹rflad Baflkanı Ali Bozkurt, Kur’an-ı Kerim’in, Alemlere Rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimizin en büyük mucizesi oldu¤unu, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in, "Sizin hayırlınız, Kur’an’ı ö¤renen ve ö¤retenlerinizdir" buyurdu¤unu hatırlattı. Bozkurt, ‹sra Suresinin 9. ayetinde: "flüphesiz ki bu Kur’an en do¤ru yola iletir; iyi davranıfllarda bulunan mü’minlere, kendileri için büyük bir mükafat oldu¤unu müjdeler," ifadesini de hatırlatan Bozkurt flöyle dedi: "Bizler IGMG olarak, maddi ve manevi tehlikelere maruz kalmamaya ve bu yafladı¤ımız topraklarda bulu- nan neslimizi, Peygamber Sevgisi ve Kur’an ahlakı ile yetifltirmeye gayret ediyoruz. Bu cihetle, üzerimizdeki mes’uliyetin ve bu mes’uliyetin yükledi¤i vazifemizin idrakindeyiz. Bütün çalıflmalarımızı da, bu idrakle yapmaktayız, yapmaya da devam edece¤iz" Jüri baflkanlı¤ı yapan Doç. Dr. Nihat Temel de, Kur’ın ö¤renme ve okumanın önemine iflaret etti¤i konuflmasına, "ezberlenebilen, okunması ile, ö¤renilmesi ile ibadet oldu¤u gibi, kendisi ile de Namaz gibi ibadetlerin yerine getirildi¤i Kur’an’ın nesilden nesile ezberlenerek aktarılması"nın da Kur’an’ın önemli bir özelli¤i oldu¤unu söyledi. Almanya ‹slam Konseyi Baflkan› Ali Kızılkaya Müslümanlar olarak kendi de¤erlerimize sahip çıkmanın önemine de¤indi¤i konuflmasında, günümüz dünyasında insanlı¤ın kutsallarına saldırmanın sıradan hale geldi¤ini, önce karikatür kriziyle Müslümanların rencide edildi¤ini, flimdi ise Hristiyanların kutsalları ile alay edildi¤ini söyledi. MTV televizyonun Popetown adlı bir seri bafllatmak istedi¤ini, Hristiyanların kutsalları ile alay içeren bu serinin yayınlanmayaca¤ının açıklanmasına ra¤men, bu tür davranıflları kınadı¤ını bildiren Almanya ‹slam Konseyi Baflkanı Ali Kızılkaya, Peygamberimize karflı yapılan karikatürlü hakarete Avrupalı Müslümanlar olarak, Müslümana yakıflır bir tepki verildi¤ini vurguladı. Kızılkaya flunları söyledi: "flimdi de Hrıstiyanlara karflı yapılan bu son olayı da kınıyoruz. Buna ra¤men, biz düflünce ve basın özgürlü¤ünün kısıtlanmasını istemiyoruz. Basın ve düflünce özgürlü¤ünden vazgeçilemez. Ama özgürlüklerin, hakareti ve afla¤ılamayı göstermesi de beklenemez. Biz nasıl ki, Peygamber efendimize kar;ı yapılan bu hakarete sessiz kalamazdık, kalmadık da. Nasıl ki, tepkimizi, infialimizi, açıklamalarımızla, yazılarımızla ve konuflmalarımızla ortaya koyduk, bu son hakarete de sessiz kalmayaca¤ız, protestomuzu ortaya koyaca¤ız." Kur’an-ı Kerim Tilavet yarıflması ve peygamberimizi anma programında IGMG Genel Baflkanı Yavuz Çelik Karahan da bir konuflma yaptı. Karahan konuflmasında, Avrupa’da Kur’an-ı Kerim’i ö¤renen, okuyan ve hıfzeden gençlerin sayısının artaca¤ını söyledi ve bu yarıflmaya gelen çocukları e¤iten, ö¤reten hocaları ile, cemiyet ve ebeveynlerini tebrik etti. Müslümanların Kur’an ve Sünnet’i iyi anlamaları gerekti¤ine iflaret eden Karahan "IGMG olarak bizim temel özelli¤imiz Kur’an ve Sünnet’e ba¤lılı¤ımızdır. Bu toplumlardaki yerimizi de bu özelli¤imizle alaca¤ız" dedi. Peygamberimizin bir barıfl peygamberi oldu¤unu, Müslümanların da onun getirdi¤i dine göre hareket etmesinin zorunlu oldu¤unu söyleyan IGMG Genel Baflkanı Yavuz Çelik Karahan, bunun için de Peygamber efendimizin, "Müslüman, elinden ve dilinden di¤er insanların emin oldu¤u kimsedir" buyru¤una hatırlattı ve flöyle dedi: "Müslümanlar olarak bize düflen, bu buyuk do¤rultusunda hareket etmektir. ‹çinde yafladı¤ımız toplumların bizden emin bir flekilde yaflamaları için üzerimize düfleni yapmak zorundayız." Program, dereceye girenlerin açıklanması ve ödüllerin da¤ıtılması ile son buldu. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 20 Hessen slam Federasyonundan unutulmayacak bir program “Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (s.a.v) ve Maide-i Kur’an” IFH’dan Muhteem Program IFH Hessen ‹slam Federasyonu taraf›ndan organize edilen “Alemlere Rahmet Hz. Muhammed (s.a.v) ve Maide-i Kur’an” Program› Kultur- Und Kongresszentrum Jahrhunderthalle Salonunda 3200 kiflilik muhteflem bir toplulu¤unun kat›l›m›yla yap›ld› FH Hessen ‹slam Federasyonu taraf›ndan organize edilen “Kur`an Ziyafeti” Program› Kultur- Und Kongresszentrum Jahrhunderthalle Salonunda 3200 kiflilik muhteflem bir toplulu¤unun kat›l›m›yla yap›ld›. Program Hessen Bölgesi Kur`an-› Kerim okuma birincisi Yahya F›rat`›n okudu¤u Kur`an-› Kerimle bafllad›. Program›n girifl sunuculu¤unu IFH Baflkan Yard›mc›s› Cengiz fiahbaz yapt›. ‹lk olarak mikrofona IFH Hessen ‹slam Federasyonu Genel Baflkan› ve ayn› zamanda IGMG Hessen Bölge Baflkan› olan Mehmet Atefl geldi. Atefl konuflmas›nda: böyle programlar›n önemine de¤indi. Kur`an`›n kendi mucizesini bir daha gösterdi¤ini ve de¤iflik cemaatlere mensup insanlar›n programa ifltirak etmesinin bunun delili oldu¤unu belirtti. Bu tür programlar›n özellikle Almanya`da entegrasyona katk›s›n›n çok olaca¤›n› söyleyen Atefl; program›n gerçekleflmesinde eme¤i geçenlere ve Alman resmi makamlar›na teflekkürlerini iletti. IFH Hessen ‹slam Federasyonu Genel Baflkan› Mehmet Atefl`in konuflmas›ndan sonra; akflam namaz› için bir mola verildi. Akflam namaz› molas›ndan sonra program›n as›l sunucusu olan Ali Börek bir selamlama konuflmas› yapt›. Bu selamlama konuflmas›ndan sonra mikrofona IGMG ‹slam Toplumu Milli Görüfl Teflkilatlar› Genel Baflkan› Yavuz Çelik Karahan geldi. Yavuz Çelik Karahan program›n önemine binaen güzel bir konuflma yapt›. Yavuz Çelik Karahan`›n konuflmas›ndan sonra program›n özel misafirleri olan dünyaca ünlü karîler teker teker sahneye davet edil- I diler. Karîlerin daveti s›ras›nda salonda bulunan izleyiciler aras›nda çok hofl hareketlenmeler dikkati çekti. Her karînin geliflinde bir alk›fl tufan› salonu inletti. Programa dünyaca ünlü karîler; M›s›rdan Dr. Ahmed Nuayna, Türkiye`den Doç. Dr. Fatih Çollak, Güney Afrika`dan Abdurrahman Sadien ve Almanya`dan Adem Hendek misafir olarak kat›ld›lar. Program sunucusu Ali Börek karîleri mikrofona davet etmeden önce her biri hakk›nda k›sa bilgilendirmelerde bulundu. Mikrofona ilk olarak Almanya`dan Adem Hendek hocaefendi geldi. Adem Hendek icras›n› gerçeklefltirirken salondaki izleyicilerde duygu seli oluflumu h›zlanmaya bafllad›. Adem Hendek hocan›n Kur`an ziyafeti bitti¤inde salonda bulunanlar›n gözp›narlar›ndan yafllar damlamaya bafllam›flt› bile. Program›n davetlilerinden Güney Afrika`dan Abdurrahman Sadien mikrofona geldi¤inde salonda bir alk›fl tufan› koptu. Bu heyecan Sadienin Kur`an Ziyafetini sundu¤u s›rada had safhaya ulaflt›. Her ayetin bitiminde salonda bulunan izleyicilerin pekço¤u tekbirler ve salavatlar getirmeye bafllad›lar. Sadienin ziyafeti sona erdi¤inde tüm salonda bulunanlar gözyaslar›n› tutam›yorlard›. Abdurrahman Sadienden sonra mikrofona Türkiye`den Doç. Dr. Fatih Çollak geldi. Salonda bulunanlar›n ço¤u taraf›ndan oldukça iyi tan›nan Doçent çollak muhteflem bir Kur`an Ziyafeti verdi. Özellikle Doçent Çollak de¤iflik makamlardaki okuyufluyla salonda bulunanlari adeta mest etti. Program›n son misafiri olan M›s›rl› ünlü Haf›z Dr. Ahmet Nuayna mikrofona tekbirlerle ve salavatlarla geldi. Nuayna rahats›z olmas›na ra¤men programa kat›lm›flt›. Dünyaca ünlü üstad Ahmed Nuayna icras›na bafllad›¤›nda salonda tatl› bir sessizlik hakimdi. Ne zamanki Nuayna yavafl yavafl ›s›nmaya bafllay›p da icras›n›n üst seviyesine eriflince salonda bulunanlarda bir duygu seli oluflmaya bafllad›. Dr. Ahmed Nuayna 45 dakikal›k nefis bir Kur`an Ziyafeti vererek salonda bulunanlar› adeta kendinden geçirdi. Karîlerin Kur`an Ziyafetleri sona erdi¤inde salonda bulunanlar›n istisnas›z tamam› kendinden geçmifl olman›n verdi¤i hazla gülümsüyorlard›. Kur`an Ziyafetinin icras›ndan sonra tekrar mikrofona IFH Hessen ‹slam Federasyonu ve ayn› zamanda IGMG Hessen Bölge Baflkan› olan Mehmet Atefl geldi. Atefl; program›n manevi atmosferinden çok etkilendi¤ini ve bu tür programlar›n yeniden yap›lmas›n›n gereklili¤ini dile getirdi. Salonda bulunanlara bu programin yeniden yap›l›p yap›lmamas› konusunda teklifte bulundu. Salonda bulunan tüm seyirciler aya¤a kalkarak ve alk›fllayarak bu programin yeniden yap›lmas›n› istediklerini belirttiler. Program sonunda IGMG ‹slam Toplumu Milli Görüfl Teflkilatlar› Genel Baflkan› Yavuz Çelik Karahan ve IFH Hessen ‹slam Federasyonu Genel Baflkan› Mehmet Atefl karîlere çiçek ve hediye takdiminde bulundular. Program Güney Afrikal› Dünyaca ünlü Karî Abdurrahman Sadienin sürpriz olarak okudu¤u yats› ezan› ile sona erdi. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 21 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr 22 ■ Geleneksel AT‹B Kurultaylarından 17. Gönül Birli¤i fiöleni, Avrupanın dört bir yanından gelen insanların kucaklafltı¤ı, dertleflti¤i ve dertlerinin dile getirildi¤i Mainz/Nackenheim’da gerçeklefltirildi. Güzel bir 6 Mayıs gününün sabahından itibaren, son hazırlıkların tamamlanması için görevlilerin kurultay salonunda kofluflturdukları saatlerde uzaklardan gelecekler de otobüsler, arabalar veya trenlerle yollara koyulmufllardı. Nihayet fiölen saati yaklaflıyor; Kurultay salonuna girmeden önce insanlar birbirlerine hâl-hatır soruyor, ayaküstü hasret gideriyor ve daha sonra yerlerini alıyorlardı. Bir tarafta dönerler çevriliyor, bir tarafta kadınların hazırladıkları birbirinden leziz yiyecekler misafirlere sunuluyorken, bir baflka köflede kitaplar okuyucusuna ve kitap kıymeti bilenlere takdim ediliyordu. Tahminlerin üzerinde bir katılımın olması ise, yöneticilere ayrı bir mutluluk vermekteydi. Nitekim, salonun içindeki insan sayısı kadar dıflarıda ve koridorlarda gezinen insan vardı. Genç yeteneklerin türküleri ve ilahilerinden sonra, protokol heyetinin salondaki yerini almasıyla birlikte AT‹B 17. Büyük Kurultayı, önce Kuran-ı Kerim ve ardından Türkiye ve Almanya’nın millî marfllarının okunmasının ardından resmen bafllıyor. AT‹B Gençlik Kolları Baflkanı Harun Kılıç ve Hilal Polat’ın sunuculu¤unu Türkçe ve Almanca olarak yaptıkları program, Ozan Yusuf Polato¤lu’nun "Kurultay fiiiri"ni okumasından sonra, ev sahibi sıfatıyla Nackenheim Belediye Baflkanı Bardo Kraus Almanca olarak yaptı¤ı selamlama konuflmasında, böylesi bir toplantıya ev sahipli¤i yapmaktan memnuniyetini dile getirdi ve Türklerle Almanların tarihden gelen dostluklarına vurgu yaptı. AT‹B’in Gönül Birli¤i fiölenine mazaret bildirerek ifltirak edemeyenlerin dıflında bizzat katılan kurulufl temsilcileri flunlardı: Almanya Merkez Müslümanlar Konseyi Baflkanı Dr. Ayyub Köhler, ‹slam Konseyi Baflkanı Ali Kızılkaya, ‹s- Seite 22 ETKNLK HABER Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 Bir Kurultay Böyle Geçti lam Toplumu Milli Görüfl Genel Baflkan Yardımcısı Ali Bozkurt, Cem Vakfı Avrupa Koordinatörü Aliflan Hızlı, Avrupa Türk Kültür Dernekleri Genel Baflkanı Recep Yıldırım, ‹slam Kültür Merkezi Temsilcisi Osman Bölükbafl, Avrupa Türk Caferiler Birli¤i Genel Baflkanı Mehmet Irmak, T‹DAF Genel Baflkanı Ahmet Yenice, Hür-Türk Genel Baflkanı Hasan Tekin, Avrupa Ehlibeyt Federasyonu Genel Baflkanı Fuat Mansuro¤lu, Hessen ‹slam Toplumu Baflkanı Ramazan Kuruyüz, Kuzey Ren Vestfalya Uyum Bakanlı¤ı Müstefları Thomas Kufen, Almanya Kiliseler Birli¤i Çalıflma Grubu Proje Sorumlusu Katrin Kuhla ve T.C. Mainz Baflkonsolosu Berin Makbule Tulun. Bunlardan baflka, Türkiye’den kurultay için kalkıp gelen AT‹B dostları, gönüldafllar... Yeniden AT‹B Genel Baflkanlı¤ına seçilen Fikret Ekin, böylesi muhteflem bir manzara karflısında kurultay konuflmasına bafllıyor. Bilhassa son günlerde Alman medyası ve devlet/hükümet yetkilililerinin a¤zından düflmeyen "uyum", "töre cinayetleri", "zorla evlilik", "dil meselesi" ve ‹slamcı terörist" gibi kavramlara konuflmasında yer vererek açıklık getiren AT‹B Genel Baflkanının konuflmasından kısa pasajlar veriyoruz, konuflmanın tamamını ATIB internet sayfas›nda okuyabilirsiniz. "....Biz AT‹B olarak, kuruldu¤umuz yıllardan itibaren, içinde yafladı¤ımız toplumla uyum içerisinde, kalıcı ve eflit haklara sahip bir yapılanmayı seslendirmifliz. ...Sadece seslendirmekle kalmamıfl, bunun gereklerini de ortaya atmıfl, gere¤ini de yerine getirmek için, azami gayret etmifliz. ...Mesela bugün gelinen noktada birileri Türkleri, yani bizleri "uyumsuzluk"la suçlarken, kendilerinin bu konudaki yanlıfl ve eksikliklerini, tüm uyarılarımıza ra¤men, görmemezlikten gel- meye devam ederek, "yarım do¤ru"yu dillendirmektedirler. ....Kimli¤in ve kiflili¤in için Anadilini koru; gelece¤in ve toplum huzuru için de içinde bulundu¤un ülkenin dilini en iyi flekilde ö¤ren ve hatta gücün ve imkanın yetiyorsa, baflka dillerde ö¤ren. Danimarka’da bafllatılan "Karikatür Krizi"ne, son günlerin geçer akçesi olan "zorla evlilik" konusuna, "Namus cinayeti" tartıflmalarına bir de bu gözle bakalım isterseniz... ....Hangi akıl ve vicdan sahibi insan "ça¤ı için düflünülemez olan insanı, hukuki düzenlemeleri gerçeklefltiren, adalet ve saadet Peygamberini "terörist" olarak gösterebilir? 1400 küsür yıldır, dünyanın gelmifl geçmifl en büyükleri listesinin birinci sırasında yer alabilen bir örnek, önder flahsiyet; bir milyar dörtyüzbin insanın saygı duydu¤u, güvendi¤i bir Peygambere dil uzatmak, hangi iyi niyetin, veya hürriyetin neticesi olabilir? ....Farklılıkları zenginlik sayan, fark- Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN lılıklara saygı duyan, kendi do¤rularıyla baflkalarının do¤rularını aynı teraziye koyan insanlara ihtiyacımız var..." Yukarıda adları geçen kurulufl tamsilcileri de kısa konuflmalarında bu manzaradan ve davet edilmekten duydukları memnuniyetleri dile getirerek, birlik ve beraberlik mesajları verdiler. T‹DAF Eski Genel Baflkanı ve AT‹B Kurucularından ‹hsan Öner’in kendine has üslubuyla yaptı¤ı kısa konuflma ilgiyle dinlendi. AT‹B Kurucu Genel Baflkanı ve fieref Baflkanı M. Serdar Çelebi konuflmasında, bilhassa Müslüman Türkler üzerinde gerek dünya ölçekli ve gerekse Almanya merkezli siyasî manevralara dikkat çekerek, Batı Avrupa’daki Türk varlı¤ının muhafaza edilmesinden kaynaklanan hazımsızlı¤a karflı, birlikte hareketin önemine vurgu yaptı. Gecenin e¤lence flöleni bölümünde Ozan Fedai, Ahmet Baydaro¤lu ve Ozan Yusuf Polato¤lu’nun yanısıra di¤er sanatçılar ve genç yetenekler birbirinden güzel türkü, flarkı, ilahi ve fliirleriyle kurultaya ayrı bir heyecan ve canlılık getirdiler. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 23 Hayat ÖZEL KÖE Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN 23 Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 1 Deneme, 1 Debriyaj, 2 vites 16 Di 1 Kadın ve Dedem M. Salih AYDIN m.salihaydin@t-online.de alat ve selam sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa üzerine olsun. ALLAH’u zül CELAL Bizleri O’nun bize tebli¤ etti¤i sıratı müstekıymden ayırmasın. Ahirette bizleri O’nun flefaatine nail eylesin. Arflın gölgesinde O’nunla birlikte haflr etsin. Önce ALLAH’ın selamı ve bereketi üzerinize ve üzerimize olsun. Sevgi, saygı dileklerimle en hayırlı günler bütün müslüman kardefllerimin üzerine olsun ki iyilikleri bütün insanlıkla paylaflalım. ‹sterimki bizi öldürmeye gelenler bizde dirilsin. Bizim görevimiz baflkaları gibi öldürmek de¤il diriltmektir. Dedikten sonra konumuza gelelim. Uzaklarda birileri bir yerlerde bazı kiflilerle bazı hesap, kitap yapıyormufl. Filan yerde filan kardeflimin kötü duruma düflmesi için plan ve projesini uyguluyormufl. Bizim dostumuz ve kardeflimiz zannetti¤imiz veya dost görünen bazıları da onların yandafllı¤ını yapıyormufl. Mıfllarla mufllarla kendilerince güya sebeb buluyorlar. Hayatları böyle zulme hizmet etmekle devam ediyor. Bu nereye kadar ne zamana kadar sürer sürdürürler. Bütün bunları kendimize sorduktan sonra devam edelim. Din kardefllerimize ne kadar yakınız. Kardefllerimizi suçlayıcı tavır alıyormuyuz. Dinimizi ne kadar cebimizi ne kadar düflünüyoruz. Din kardefllerimize mi yoksa dıflımızdakilere mi bir adım yaklaflıyoruz. Baflkaları bizi öldürmeye geldi¤i halde biz hala onlara bedava avukatlık yapmaya devam mı ediyoruz. Ne tedbirler aldık. Yoksa demekki naylona bakmaya devam ediyoruz. Naylona bakma meselesi flu Karaman’da Alatalı Karasakal namında S bir hoca var. Gençli¤inde bir köye hoca durur. Tabii köylüyü camiiye toplamak için hergün vaazlarını yapar. Fakat millet pür dikkat hocaya bakarlar ama vaazlardan bir fley anlamaz veya dinlemezlermifl. Akıl bali¤ olmaları bir hayli sürmüfl. Tabii birgün hoca köylülere sorar: Ulan keratalar niye önce dinler gibi yapıyor ve dinlemiyordunuz. Köylüler: Hocam hani sen kitap getirdi¤in bir naylon torba vardıya iflte biz ona bakıyorduk. Seni duymuyorduk bile. fiu hoca naylonu bir unutsa da alıp ekme¤imizi içine koysak yumflak, yumflak yesek ne iyi olur diye. Bütün mesele burada. Vesselam. B‹R DEBR‹YAJ ‹K‹ V‹TES ONALTI D‹fi B‹R KADIN VE DEDEM. Zamanın birinde babam iflsiz güçsüz kahvede oyun oynuyor. Tabii rahmetli dedem okula göndermifl. Befl sene okula gitmifl. kendi deyimiyle ö¤retmen de¤iflmifl babam de¤iflmemifl. Sanata göndermifl her gitti¤i yerden kovulmufl ilerde onları da inflaallah yazaca¤ım. Oyunda kaybediyor çay parasını ödemesi lazım. Birden kapı açılıyor ve kasabalı bir a¤a içeri dalıyor. Ve soruyor: -Muavin arayon kimse var mı. Babam hemen aya¤a fırlıyor: Ben varım ama kahveciye borcum var. Babamın niyeti çalıflmak de¤il parayı ödettirip köyde birde yumurta yedikten sonra ertesi gün kaçmak. A¤a parayı ödedikten sonra babama bir çeyrek çemenli ekmek alır kamyonun yanına getirir. O zamanlar otobüs çok az insanların ço¤u kamyonla taflınıyor. Babam befl dakikada kamyonu ‹lisıra, Kasaba, Losda yaygaralarıyla doldurur. Kasabaya varırlar kasaba Kazım Karabekirin anayurdu aynı isimle anılıyor flimdi Karaman’ın bir ilçesi. Evde bafl a¤a anadır ve o¤luna sorar: O¤lum mavin duttunmu. O¤lu: hi ana. Babam o an dama çıkmıfl etrafı seyrediyor. Damdan birden kadının önüne atlar: Burdayım. Kadın: ‹yi gözü açık birine benziyor. Dedikten sonra babama dönerek: Bak bu gızla gidin guyudan su çekip goyunları sulan gelin. Babam kızı görünce sırılsımlak aflık olur tabi kendi kendine. Kadın devam ediyor: ‹flime ya- rarsan gızı saga veririm. Babamın bütün hesapları alt üst olur bir müddet daha kalmaya karar verir. O gün gidip koyunları sular gelirler. Babam hem kızı bana verecekler diye kendi kendine gelin güvey olup hayaller kurarken. Bir taraftan da samanlıkta yatıyor. Kasabalılarda alırsın kızı deyip dalgalarını geçiyorlar. Aradan bir zaman geçtikten sonra babam kamyonu sürmeyi ö¤reniyor kızın sayesinde ehliyetide alıyor. Bir gün a¤a hadi hacarap bu¤dayı yükle Karaman’a ofise yık gel. Babam sevincinden hemen harekete geçer. Kamyonu yükler ve karamana hareket eder. Karaman’da Ofise varınca bekçi Fazıl dayıya yükü teslim ettikten sonra. Evin yolunu tutar. Mahallenin kızlarına bir fors atalım diyede içinden geçirir. Kapının önüne gelince gürültüden dedem dıfları çıkar. Dedem: Kim ulan beni rahatsız eden. Babam: benim baba. Dedem: flöfermi oldun evladım teflekkür ederim. Babam: Evet baba. Tabi zamanın birinde dedem ve babam sinemaya gitmifl. Ev yanmıfl komfluların kurtarabildi¤i yarım yatakta yatıyorlar. ‹çeri girip bafllı ayaklı yatıyorlar. Dedem bakıyorki babam sırılsımlak ıslak babaannem çoktan vefat etmifl ikisi de bekar. Dayanamayıp babamın ayaklarını çenesinin altına alır üflümesin evladım diye. Babam uyur uyumaz rüya görmeye bafllıyor. Kasabalı kız kuyudan su çekiyor. Babam kızı görünce aragazıyla, bir debriyaj, iki vites atınca dedemin alt çene üst çeneye geçiyor. Zavallı adam neye u¤radı¤ını flaflırıyor. Can acısıyla babama vurmaya bafllıyor. Bir taraftanda senin debriyajını da...... vitesini de...... Babam durumun vahim oldu¤unu görünce elbisesini kaptı¤ı gibi gece kasabaya dönüyor. A¤a: Hacarap sana gece gelme gündüz gel demedimmi. Babam: Sorma a¤a deyip olayı anlatıyor. Sabah do¤ru Karaman’a dedemin boyacılık yaptı¤ı yere varıp köfleden bakıyorlar. Dedemin a¤zı flifl ve sarılı 16 difl aldırmıfl periflan bir halde. Oradan geçen Kösenin Cavid soruyor: Ne oldu halla. Dedem: Sorma kardeflim bir ip...... nin flerrine u¤radım. Kösenin Cavid: O kimse gidip dövelim halla. Dedem: Bizim ip.... bizim ip..... Deb- riyaj mıdır vites midir ne karın a¤rısı bir vurdu gökteki yıldızlar yere indi deyince. Kösenin Cavidde durumu anlıyor. Babam ve a¤a duruma üzülerek kasabaya geri dönüyor. Tabii sonra kızı da alamıyor baflka yerde çalıflmaya bafllıyor. Aradan bir zaman geçiyor babam hala dedemin yanına gidemiyor. Sonra kasabadan ayrılıp baflka bir flirkette çalıflmaya bafllıyor. babam bir gün ‹stanbul Unkapanından kamyonla yük alıp Konya garajına geliyorlar. Orda bir Karaman’lıya rastlıyor. Karaman’lı: Hacarap babanın durumu iyi de¤il bisiklete binmifl kızlara ıslık çalıp duruyor der. Babam durumu anlar ve Karaman’lıya dönerek. Bizim ihtiyarın bekarlı¤a veda zamanı ifl yine bize düfltü. Karaman’lı: Valla öyle. Babam çorba içmek için lokantaya do¤ru yönelir. Bakarki bir otobüsün içinde orta yafllı bir kadın gidip geliyor birilerine heyecanlı heyecanlı bir fleyler soruyor. Hemen otobüsün yanına varır ve kadına. Ne arayon ana. Kadın: Topal diflçiyi arıyom beni bofladı getti. Babam: Ana bizde bir diflci var istersen ona götüreyim. Ve böylece otobüsün içinde befl dakikada kadını ikna eder. Karnını da doyurduktan sonra kamyonla Karaman’a götürür. Eve varınca durumu halama söyler. Halam iflini biliyor. hemen kamyonun yanına fırlar kadını karflılarken sanki kırk yıllık anasıymıfl gibi. Anam canım anam hoflgeldin nerelerdeydin sarıldı¤ı gibi içeri alır. Babam hemen dedeme gider. Dedemin yanına varınca elini öper. Dedem uzun zamandır babamı görmedi¤i için hüzünlenip sarılır ve barıflırlar. Babam e¤ilir. Baba bir trafl olsan. Dedem hemen kızarak. Evladım daha gelmeden benim hususi ifllerime ne karıflıyorsun. Babam tekrar e¤ilir kula¤ına. Sana bir hanım getirdim. Dedem: Öylemi teflekkür ederim evladım. Fırlar berbere koflar sinek kaydı tırafl olduktan sonra evin yolunu tutar. Ertesi gün babam: Baba memnun musun yeni annemizden. Dedem hemen lafı yapıfltırır: Gül kokusu gibi evladım gül kokusu gibi. Nasip olursa gelecek yazıya kadar ALLAH’a emanet olun. Selam va dua ile. Limburg’da ilk Genel cra Kurulu Toplantısı Yapıldı • Orhan Kutlucan-Limburg imburg-Geçti¤imiz ay Limburg Cemiyetimizde Limburg Gençlik Teflkilatı fiube Yürütme Kurulu ile Gençlik Teflkilatı Kadın Kolları yürütme kurulunun yüksek bir katılım gerçeklefltirdi¤i Cemiyet idarecileri toplantısının ilki yapıldı. Akflam namazını müteakiben yapılan, açılıfl Kur´an-ı Kerim´i ile bafllayan toplantı yapılan Teflkilat içi E¤itim dersi ile devam etti. E¤itim dersinin ardından Birimlerinin de¤erlendirilmesine geçildi. Bu bölümde ise Gençlik Kolları yöneticileri görevleri- L ni ve yapt›kları faaliyetlerini anlattı. Daha sonra ise önümüzdeki günlerde Limburg Cemiyetinin yapacak oldu¤u faaliyetler hakkında genifl bir istiflare yapıldı. ‹stiflareden çıkan sonuç ise yapılacak tüm faaliyetlerde ve organizasyonlarda birlikte hareket edilmesinin gerekli görülmesiydi. Toplantının son bölümlerinde ise Toplantıya katılan Cemiyet Baflkanı Bilal Can Gençlik Teflkilat›n›n böyle bir toplantı yapmasından duydu¤u sevinci dile getirdi ‹kramlar›n ardından okunan kapanıfl Kur´an-ı Kerim´i ile pro¤ram sona erdi. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Eitimci-Yazar Sebahattin UÇAR Türk Tasavvuf Musıkisi Grup GÛLZÂR Seite 24 IGMG Hessen Bölge Bakanı Mehmet ATE ➥ Maide-i Kur’an ➥ Sakal-ı erif Ziyareti ➥ Piyes ➥ iirler ➥ Sinevizyon Gösterimi 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 25 DOSYA 25 Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 O HAYATIN GÜNEDR Sebahattin UÇAR Eitimci - Yazar ainat büyük bir plan ve programla yaratılmıfltır. Tek yaratıcı güç olan Rabbimiz her fleyi bir ölçü, bir düzen, bir plan ve bir program dahilinde yaratmıfltır. Hiçbir fley sebepsiz ve hikmetsiz yaratılmamıfltır. Kainatta ne varsa her fley ilahi sistemle ifllemektedir. Çünkü Rabbimizin ilmi her fleyi kuflatmıfltır. Kainatı kuflatan ilahi ilim dahilinde bakın her fley nasıl ipe dizilmifl inciler gibi sebep ve hikmetlerle yaratılmıfl: - Her fleye kadir olan Rabbimiz kuvvet ve kudretiyle sonsuz Kainatı yaratmıfl, kainatın içinden dünyayı seçmifl. - Dünyada yerleri yaratmıfl, yerlerden Mekke’yi seçmifl. - Da¤ları yaratmıfl, da¤lardan Nur Da¤ını seçmifl. - Günleri yaratmıfl, günlerin arasından Cuma gününü seçmifl. - Geceleri yaratmıfl, geceler arasından Kadir Gecesini seçmifl. - Ayları yaratmıfl, aralarından Ramazan ayını seçmifl. - Kitaplar ve suhuflar indirmifl, aralarından Kur’an-ı Kerimi seçmifl. - Gezegenleri yaratmıfl, aralarından Günefli seçmifl. - Canlıları yaratmıfl, aralarından insanı seçmifl. - ‹nsanları yaratmıfl, aralarından Peygamberleri seçmifl. - Peygamberleri yaratmıfl, aralarından Günefl misali Hz. Muhammed’i (s.a.v.) seçmifl. Ay ve di¤er dünyamızda görebildi¤imiz ve göremedi¤imiz tüm yıldızlar ıflı¤ını Güneflten alırlar. Güneflin bildi¤imiz bazı özellikleri flunlardır: - Iflık verir. - Isı verir. - Enerji verir. Iflı¤ıyla dünyamız aydınlanır. Isısıyla ısınırız. Enerjisiyle hayatımız güç ve kuvvet bulur. K Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de günefl misali bir kandil oldu nuruyla dünyayı aydınlattı. Onsuz dünya manen kapkaranlıktı. Getirdi¤i mesajla gönüllerimizi ısıttı. Hakka, hakikate, iyiye, do¤ruya, güzele, ilme ve adalete ısıttı. Söylemleriyle, eylemleriyle ve üstün ahlaki özellikleriyle hayatımıza canlı örnek olarak bize maddi ve manevi enerji verdi. Canlılara, cansızlara ve bitkilere ait sırlar nasıl ki Güneflte toplandı aynı flekilde huzur, mutluluk ve manevi sırlarda Peygamber (s.a.v.) Efendimizde toplandı. O bir günefl oldu sadece dünyayı de¤il tüm alemleri aydınlattı. Alemlere rahmet olarak gönderilmesinin anlamı da budur. Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, dünyaya teflrif ettiklerinde kâinatın ufkuna bir günefl gibi do¤mufltu. Onun gelifli ile insanlık fleref, onur, izzet ve haysiyete kavuflmufltu. Onun gelifliyle flu de¤ifliklikler yaflanmıfltır: - Zulmün yerini adalet, - Kuvvetin yerini hak, - Yalanın yerini hakikat, - Cehaletin yerini ilim, - Esaretin yerini hürriyet almıfltır. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz öyle bir zamanda dünyaya gelmifltir ki, tarihçiler o zamanı "cahiliyye devri" olarak adlandırmaktadırlar. O zamanda insanlık âleminin üzerine küfür, dalâlet ve ahlâksızlık kâbus gibi çökmüfltü. ‹flte insanlık böyle bir zamanda bir kurtarıcıya, bir öndere, bir rehbere ihtiyaç duymaktaydı. Kainatın Günefli Efendimiz (s.a.v.) peygamber olarak gönderilmeden önceki insanlı¤ın halini merhum flairimiz Mehmet Akif flöyle nitelendirmektedir: "Sırtlanları geçmiflti befler yırtıcılıkta Diflsiz mi bir insan, onu kardeflleri yerdi." O, dünyaya geldi¤inde insanlık tam bir karanlık içindeydi. ‹flte böyle bir zamanda Hz. Muhammed (sav) insanlı¤ın ufkunu aydınlatmıfl, insanlı¤ı karanlıklardan nura çıkarmıfltır. O insanlı¤ın ufkunu nasıl aydınlatıyordu, insanlı¤ı karanlıklardan nura nasıl çıkarıyordu birlikte görelim: - Güler yüzlü ve tatlı sözlüydü. - O hiç kimseye kötü söz söylemezdi. - Konuflanın sözünü asla kesmezdi. - Sert de¤ildi, yumuflak idi. - Edepli ve hayâlı idi. - ‹nsana insan oldu¤u için de¤er verirdi. - Dostlu¤u daima önde tutardı. - Mütevâzi idi. - Çok vâkarlı idi. - Bofl ve gereksiz konuflmazdı. - Muhatabını candan dinlerdi. - Çocuklara çok ilgi gösterir ve onları çok severdi. - Toplumda de¤eri olan insanlara de¤er verirdi. - Akraba ve komflu haklarına riayet ederdi. - Cömert idi. - Verdi¤i sözde mutlaka dururdu. - Dinlemesini, söylemekten fazla severdi. - Nefsine hâkimdi, - Beyaz giymeyi severdi ve tavsiye ederdi. - Namazı uzatmadan ve yormadan kıldırırdı. - Daima mütebessim idi. - Uyurken mübârek sa¤ elini, mübârek yana¤ının altına koyardı. - Herkesin iste¤ini mümkün olan ölçüde, yerine getirirdi. - ‹lim ve hikmet sahibiydi. - Çok sabırlıydı. - Atılgan ve çok heybetliydi. - Korku nedir bilmezdi ve çok cesurdu. - Efllerine karflı çok anlayıfllı ve nazik idi. - Ne yer, ne içerse hizmetçisine de aynısını yedirir ve içirirdi. - Sofradan daima doymadan, yarı aç kalkardı. - Temizli¤e son derece önem verirdi. - Özel ifllerini kendisi yapardı. - Döfle¤i içi hurma lifi dolu deridendi. - Dünya malına asla ra¤bet göstermezdi. - Ekseri yedi¤i arpa ekme¤i ve hurmaydı. - Kimsenin ayıbını yüzüne vurmazdı, - Çok adildi. - Sosyal adaleti ve kardefllik hukukunu en güzel o uyguladı. - Çalıflmaya, ilim ve irfana teflvikte bulunurdu. - Her zaman Hakk'ın ve haklının yılmaz savunucusuydu. - Zulüm ve sömürünün karflısındaydı. - ‹nsanların faydası için, kendi rahatını terk ederdi. - Hayatı iman ve bütün gücüyle çalıflma olarak görürdü. - Huzur ve mutlulu¤un mimarıydı. - ‹nsan haklarını büyük bir titizlikle savunur ve uygulardı. Böyle bir insan sevilmez mi? Böyle bir peygambere uyulmaz mı? Böyle bir flahsiyet örnek alınmaz mı? Peygamber (s.a.v.) Efendimizi sevmek, ona tabi olmak, onu örnek almak için flunları mutlaka yapmalı- yız: Hz. Peygamber (s.a.v)'i gerçekten seven bir müminde bulunması gereken bazı vasıflar vardır. Bunları flöyle sıralayabiliriz: 1. Hz. Peygamber (s.a.v)'in sünnetine uymalıyız; Nitekim Yüce Allah flöyle buyurmaktadır: "Andolsun ki Allah'ın Rasulünde sizin için, Allah 'a ve ahiret gününe kavuflmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnek vardır." (Al-i ‹mran 3/20). 2. Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimizin sözünü kabul edip, hükmüne razı olmalıyız. ‹flte Rabbimizin buyru¤u: "Hayır; Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaflmazlık hususunda seni hakem kılıp, sonra da verdi¤in hükme karflı, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmifl olamazlar." (24- Nisa 4/65.) 3. Ensanlar arasında O'nun dini olan ‹slam'ı yaymak, tevhid bayra¤ını yükseltmek ve yüceltmek için bütün gücümüzle çalıflmalıyız. 4. ‹yili¤i emretmek, kötülükten sakındırmak, Allah için, kitabı için, Peygamberi için ve bütün Müslümanlar için nasihatte bulunmalıyız. ‹flte ayet: "Siz, insanlar için çıkarılmıfl en hayırlı bir ümmetsiniz. ‹yili¤i emreder, kötülükten sakındırır ve Allah'a iman edersiniz..."(Al-i ‹mran 3/110.) 5. Hz. Peygamber (s.a.v)'in güzel ahlakını örnek almalıyız ve bütün kötü ahlak ve davranıfllardan sakınmalıyız. Çünkü sevgili Peygamberimiz; "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" buyurmaktadır. (Tirmizi, Hüsnü'l-Huluk 8.) 6. Hz. Peygamber (s.a.v)'e saygı ve hürmet göstermeliyiz. Nitekim Rabbimiz buyuruyor ki: "Ey inananlar, seslerinizi, Peygamberin sesinin üstüne çıkarmayın, birbirinizle yüksek sesle konufltu¤unuz gibi onunla da öyle yüksek sesle konuflmayın, yoksa siz farkında olmadan, amelleriniz bofla gider." (Hucurat 49/2.) 7. Hz. Peygamber (s.a.v)'e daima salat ve selamda bulunmalıyız. Zira Yüce Allah bunu bizden istemektedir: "Allah ve melekleri, Peygambere salat etmekte (onun flerefini gözetmeye, flanını yüceltmeye özen göstermekte)dir. Ey inananlar! Siz de O'na salat edin, (O'nun flanını yüceltmeye özen gösterin) içtenlikle selam edin (O'na esenlik dileyin)" (Ahzab 33/56.) ‹flte hayatın günefli olan Peygamber (s.a.v.) Efendimizden enerji, ısı ve ıflık alabilmemizin yolları bunlardır. Ne mutlu o güneflten yararlanabilenlere… 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 26 Hayat Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in yüce ahsiyeti 26 z. Peygamber, özünü Rabb’inin terbiyesinden almıfl büyük bir ahlaka sahipti. Bunu flu ayet-i celile ve hadis-i flerif flöylece tasvir ediyor: "Muhakkak ki sen büyük bir ahlak üzeresin"1. O’nun bu ahlakî üstünlü¤ü sebebiyledir ki, insanlar etrafına toplanmıfl ve arkadaflları tarafından bu kadar sevilen bir baflka lider daha yeryüzüne gelmemifltir. Hz. Peygamber, peygamber olmadan önce de parmakla gösterilen parlak bir ahlak ve flahsiyyete sahipti. Daha o dönemde ismi, "sadiku’l emin" (do¤ru ve güvenilen) lakabıyla beraber anılırdı. Gençlik yıllarında bile Kureyfl gençlerinin alıflkanlık haline getirdi¤i bofl ve çirkin fleylerden uzak kalmıfl ve hiç bir zaman putlara secde etmemiflti. O’nun peygamberli¤ini kabul etmeyenler bile O’nun ahlakının güzelli¤ini, do¤rulu¤unu, emin insan oldu¤unu bir kez bile O’ndan tutarsız bir fleyin sadır olmadı¤ını teslim etmifllerdir. Hz. Peygamber, hem dinî lider H HABER Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 M. Hulusi ÜNYE mhulusiunye@hotmail.com olarak, hem de siyasî lider olarak büyük bir güç ve otoriteye sahip oldu. Fakat sultanlarda ve krallarda olan gurur, kibir ve azamet gibi tavırlar onda hiç bir zaman yer bulamadı. O, yine kendi ifllerini kendisi görüyor, söküklerini dikiyor, koyunlarını sa¤ıyor, hizmetçileri ile beraber yemek yiyordu. Ashabının hem kılavuzu, hem de en yakın dostu idi. Onların yanına vardı¤ı zaman, ayakta karflılamalarına razı olmuyor, kendisine özel bir yer ayrılmasını beklemiyor; nerede boflluk varsa oraya oturuyor ve içlerinden her hangi biri imifl gibi onlarla sohbet ediyordu. Ashabıyla flakalaflıyor, onların çocuklarıyla oynuyor ve çocukları bine¤inin terkisine ve kuca¤ına alıyordu. Hiç bir ayırım yapmadan gelen her davete katılıyor, yine, ayırım yapmadan hasta oldu¤unu iflitti¤i herkesin aya¤ına giderek ziyarette bulunuyordu. O, sadece Müslümanlara hoflgörülü de¤il, Müslüman olmayanlara da bilhassa Ehl-i Kitaba karflı da son derece hoflgörü ile muamelede bulunurdu. Onların da davetine katılır, onları da davet ederdi. Necran’dan gelen Hrıstiyan heyeti, mescidinde kabul etmifl ve heyetin baflındaki din adamının altına da kendi hırkasını yayarak onlara ikram etmek istemiflti. Dünyayı önemsemez ve ihtiyacı olsa bile baflkalarını kendi nefsine tercih ederdi. Yarın için bir fley biriktirmeyi düflünmezdi. Efendimiz (as), parlak bir zekâya, derin bir düflünceye ve süratli bir intikal (anlayıfl) kabiliyetine sahipti. Bazen büyük problemlerle karflı karflıya gelir fakat hiçbirinin karflısında acze düflmezdi. O, tertemiz bir hayat yaflamıfl, hayatında kapalı ve flaibeli bir an bile olmamıfltır. Getirmifl oldu¤u tevhid inancından zerre kadar taviz vermemifl, daha önce kimi peygamberlerin baflına gelen peygamberi ilahlafltırma yollarını tümüyle kapatmıfl, “Alemlere rahmet olma"sına ra¤men hep "kul-peygamber" ismiyle anılmayı yefllemifltir. O, hayır ve iyilikte, affetmek ve ba¤ıfllamakta da örne¤imiz olmufltu. En güçlü oldu¤u gün, cezalanmayı en çok hakedenleri affetme büyüklü¤ünü O, göstermiflti. Bu gün insanlık, Peygamberimiz (as)'ın bu yönüne bile uygun bir hayat sürmek istese birçok problemi kökünden çözebilir. Çünkü fliddete fliddetle karflılık vermeme konusunda son derece duyarlıklı olan Peygamberimiz (as), sevgi ve merhametle kazanılamayan kalplerin zor ve güç kullanılarak elde tutulamayacı¤ı gerçe¤ini insanlara ö¤retmiflti. ‹nsanlar arasında adaletle muamele ederek bir baflka açıdan zulüm ve haksızlıkları yok etmiflti. Bundan dolayıdır ki, zayıflar, O'nun yanında güçlü, güçlüler, nazarında zayıf idi. Bir iyilik yapacaksa evvela en zayıf ve en muhtaçlardan bafllardı. O’nun flefaat-ı uzmasını (en büyük flefaatını) Rabbimizden niyaz ediyoruz. Kalem Suresi: 4 IGMG Hessen Bölgesi Darmstadt ubesi’nde Ostern Tatil Kursları baarılı geçti FUL’dan Elenceli Kahvaltı Hanau/Hessen-K›sa ad› FUL-Freizeit und Lernzentrum-Hanau ‹slam Cemiyeti bünyesinde ve Kad›n Kollar› Gençli¤i öncülü¤ünde kurulan Ev ödevlerine ve okul derslerine yard›m kursu geçtigimiz günlerde Kurs ö¤rencileri ve e¤itmenleri ile kahvalt› düzenledi. 1. Bölüm FUL ö¤rencileri ile kahvalt›, 2. bölüm ise veliler ile yap›lan toplant›dan oluflmaktayd›. Kahvalt›n›n ard›ndan hikayeler ve sohbetin de yap›ld›¤› günde ö¤renciler tatil sebebiyle tam bir e¤lenme ortam› buldular. Sohbetin ard›ndan ise Lang›rt, Billardo ve çeflitli oyunlar oynama imkan› bulan ö¤renciler FUL`dan memnuniyetlerini dile ge- tirdiler. 2. bölüme geçildiginde ise veliler ile çocuklar›n›n genel de¤erlendirmesini yapan Selma Y›lmaz, ço¤u ö¤rencilerin FUL`a kay›t olduktan sonra notlar›n›n düzelmesinin kendilerini FUL ekibi olarak mutlu etti¤ini dile getirdi. Hedeflerinin zorlaflan flartlarda çocuklara hem kaliteli hem de uygun bir kurs sunmak oldu¤unu ifade eden Y›lmaz velilerin de memnun oldu¤unu duymak FUL ekibini güçlendirdi¤ini ve do¤ru yolda ilerlediklerinin göstergesi oldu¤unu belirtti. Toplant›n›n ard›ndan ise Paskalya tatilden sonra tekrar görüflmek üzere veda edildi. Darmstadt-K›sa ad› IGMG olan ‹slam Toplumu Milli Görüfl Hessen Bölgesi Darmstadt fiubesi, Ostern Tatili nedeniyle düzenledi¤i de¤erlendirme kursu baflart›yla sona erdi. 55 erkek ve 35 k›z ö¤rencinin e¤itim gördü¤ü kursun sona ermesi dolas›yla ö¤rencilerin haz›rlam›fl oldu¤u pro¤rama velilerin ilgisi yo¤un oldu. Kur´an-› Kerim okunufluyla bafllayan pro¤ramda cemiyet ‹mam-hatibi Ali Hoca taraf›ndan bir selamlama konuflmas› yap›ld›. Velilerin çocuklar›n› camide hem de Alman okullar›nda takip etmelerini ö¤retmenleriyle diyolog içerisinde olmalar›n› tavsiye etti. Daha sonra ö¤- rencilerin okudu¤u Kur´an-› Kerim tilaveti, ilahiler ve bizzat kurs ö¤rencileri taraf›ndan sahneye konan “Küçük Alim” adl› piyes veliler taraf›ndan ilgiyle izlendi. Pro¤ram sonlar›na do¤ru bir k›z ö¤renci taraf›ndan okunan “Sen yoktun” adl› fliirle bir erkek ö¤renci taraf›ndan okunan “Seccaden kumlard›” fliiri duygulu anlar›n yaflanmas›na vesile oldu. fiube Baflkanvekili yapm›fl oldu¤u de¤erlendirmede ö¤rencileri tebrik ederek, velilerin hocalarla diyalog içerisinde olmalar›n› ve ö¤rencilere bu hususta örnek olmalar› gerekti¤ini belirtti. Daha sonra toplu olarak dua ile pro¤ram sona erdi. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 27 DOSYA Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 27 PEYGAMBERMZ (s.a.v) VE MUTLU ÇAIN ÇOCUKLARI evgili Peygamberimiz (sav) ’in, peygamberlik dıflındaki insanî yönünün en çok dikkat çekici örneklerini, çocuklarla olan iliflkilerinde bulabilmekteyiz. Çünkü O, sıradan bir insandan öte, adeta "çocuklarla çocuklaflabilen", bunu mükemmel bir flekilde baflarabilen ve di¤er insanlara da tavsiye eden müstesna bir flahsiyettir. O’nun çocuklara yaklaflımındaki bu farklılık bile, bafllı baflına incelenmesi gereken bir özellik arz etmektedir. O, her yönüyle incelenmeye de¤er güzelliklerle dolu hayatında, çocuklara müstesna bir yer ayıran bir baba, bir dede ve ça¤ındaki tüm çocukların sevgisini kazanmıfl bir çocuk e¤itimcisidir. Afla¤ıdaki satırlar Asr-ı Saadet adı verilen, insanların barıfl ve huzur içinde yafladı¤ı mutluluk ça¤ında, Sevgili Peygamberimiz (sav)’in, çocuklarla olan iliflkilerine dair hatıraları ihtiva etmektedir. Aradan ça¤lar geçse de, yaflanılan hatıraların ne denli etkileyici ve anlamlı oldu¤u, okuyucunun takdirine bırakılmıfltır. Ancak flunu hemen ifade etmeliyiz ki, her bir hatıra, aynı zamanda bir terbiyevî (e¤itsel=pedagojik) de¤eri de haizdir. Dolayısıyla, aktarılan hadiselere, sadece yaflanmıfl birer "hatıra" olarak de¤il, Asr-ı Saadet’ten günümüze yansıyan mesajlar olarak bakmak da gerekecektir. Medine’de Çocuklarla ‹lk Karflılaflma Yıl 622... Uzun ve yorucu yolculu¤un iki yorgun ismi, Hz. Muhammed (sav) ve Hz. Ebu Bekir (ra), günler sonra nihayet Seniyyetü’l-Vedâ tepelerinde, kendilerini karflılamaya gelen Medineli Müslümanlara ulaflmıfllardı. Onları karflılamaya gelenler içinde kızlı-erkekli, en güzel elbiselerini giyinmifl, ellerindeki defleri büyük bir coflkuyla çalarak, "Ay Do¤du Üzerimize" adlı mutluluk flarkısını okuyan Medineli çocuklar da vardı. ‹flte tam bu sırada, Sevgili Peygamberimiz (sav), çocuklara de¤er verdi¤ini, onları önemsedi¤ini en açık bir biçimde ortaya koymak ve bunu insanlara da bildirmek için, yanlarına kadar gelerek flöyle sordu: - "Beni seviyor musunuz?" Çocuklar hep bir a›ızdan: - "Evet çok seviyoruz Yâ Resulallah!" cevabını verdiler. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz (sav) de onlara, - "Kalbimde olanı bilen Allah’a andolsun ki ben de sizi seviyorum." müjdesini verdi. Bu müjde öylesine güçlü, öylesine kuflatıcı bir sevgi halesine dönüfltü ki, tüm Asr-ı Saadet’e flâmil oldu ve tüm çocukları kapsayıp, kuflattı. Artık çocuklar mutluy- S Prof. Dr. Mehmet Emin AY du; çünkü onlara de¤er veren, onları önemseyen ve seven; sevilmelerini ve görüp-gözetilmelerini isteyen bir "peygamberleri" vardı... Peygamberimiz’in Gözüyle Çocuk ‹nsan, yaratılıflı gere¤i, de¤er verdi¤i ve önemsedi¤i fleyler karflısında daha hassas davranmaya meyillidir. Önem verildi¤i ve de¤erli bulundu¤u için, aynı zamanda bir tafl olan mücevherler, kutularda saklanırken, sıradan tafllar ise herhangi bir korunmaya tâbi tutulmazlar. Nice mücevherler de vardır ki, kadrini bilmeyenlerin elinde zâyi olup giderler. ‹flte bunun gibi, sırf "insan" olma vasfından dolayı, "de¤erli" olan çocuklar da aslında önemsenmeye ve de¤erli bulunmaya layık iken, birtakım sebeplerle, insanlar onlara gereken önemi göstermemifl ve hak etti¤i de¤eri vermemifl ve bu durum, göz ardı edilen bir konu olarak tarih içinde tekerrür edegelmifltir. Oysa Sevgili Peygamberimiz (sav)’in, kız olsun, erkek olsun çocu¤u önemsedi¤ini ve onu de¤erli buldu¤unu görmekteyiz. Bir hadisinde, "E¤er süt emen çocuklar, beli bükük yafllılar, otlayan hayvanlar olmasaydı, üzerinize azab sel gibi inerdi." buyurarak, azâb-ı ilâhi’ye engel unsurlardan ilkinin, "sabîler" (süt emme ça¤ındaki bebekler) oldu¤una dikkat çekmifltir. O’nun, çocuklarla olan bütün iliflkilerinde, çocukları önemsedi¤ini ve onlara de¤er verdi¤ini hissetmek mümkündür. Afla¤ıda örneklerini sunaca¤ımız anekdotların hepsini, bu önem verme ve de¤erli bulmanın birer tezahürü olarak görebiliriz. Ama önce Peygamberimiz nazarında kız çocuklarının de¤erine bir nebze olsun de¤inmek istiyoruz. Kız Çocuklarına Verilen De¤er Bazı toplumlarda öteden beri o¤lan çocu¤u kızdan üstün tutulmufltur. Ancak bu duygu, cahiliye dönemi Araplarında biraz daha fliddetli bir flekilde hüküm sürmekteydi . Öyle ki, kızlarını diri diri kumlara gömecek bir flekil alan ve gittikçe yaygınlaflan bu mefl’um davranıfl, adeta meflru görülmeye bafllanmıfltı. Sevgili Peygamberimiz (sav), Kur’ân-ı Kerim’deki ayetler do¤rultusunda, gönderildi¤i toplumda cari olan kızerkek ayırımını kesinlikle yasaklayarak, bu konuda insanlar arasında oluflmufl "erkek çocu¤u üstün tutma" gelene¤ini ortadan kaldırmaya gayret etmiflti. Kısa bir süre sonra insanlar, kız olsun erkek olsun, evladını, "Allah’ın bir ba¤ıflı ve arma¤anı" olarak görme mertebesine ulaflmıfllardı. Bunda gerek Sevgili Peygamberimiz (sav)’in bizzat kendi kızlarına karflı davranıflları, gerekse bu konudaki tavsiye ve emir mahiyetindeki hadislerinin de önemli rolü olmufltu. Sözgelimi, "E¤er ben birisini üstün tutacak olsaydım, kızları üstün tutardım." buyuran Sevgili Peygamberimiz (sav), sefere çıkarken, en son, kızı Fatıma (ranha) ile vedalaflır, dönünce de ilk olarak ona u¤rardı. Konuyla ilgili birçok hadisinde, ortak anlamıyla Sevgili Peygamberimiz (sav), flöyle buyuruyordu: "Kimin üç (veya iki veya bir) kızı (veya kızkardefli) olur da onlara iyi muamelede bulunur, o¤lan çocuklarını bunlara tercih etmez ve e¤itimlerini en güzel flekilde yerine getirirse, Allah onları kendisi için cehenneme karflı bir perde kılar ve onu cennetine koyar." fiimdi ise, çocuk için ebeveyn sevgisinin önemine ve Peygamberimizin çocuklara karflı gösterdi¤i sevgi ve ilginin muhtelif örneklerine yer verelim. Çocuklara Gösterdi¤i Sevgi ve ‹lginin Örnekleri Çocuklara karflı gösterilen sevgi için çocuk psikolojisi uzmanları "büyüme vitamini" nitelemesinde bulunmaktadırlar. Çünkü yapılan arafltırma ve incelemeler sonucunda, çocuk için sa¤lanan her türlü fiziksel ortamın, gösterilen özenin, hiçbir zaman sevginin yerini tutmadı¤ı anlaflılmıfltır. Çocuk yetifltirme yurtlarındaki çocukların, fiziksel anlamda her türlü ihtiyacı karflılanmasına ra¤men, onlarda görülen fiziksel ve ruhsal gerili¤in, ebeveyn sevgisini hissedememe oldu¤u, artık bilinen bir gerçektir. Öte yandan, çocu¤un sosyalleflmesi açısından da, gördü¤ü sevginin büyük bir rolü vardır. Bu realiteler göz önünde tutuldu¤unda, Sevgili Peygamberimiz (sav)’in çocuklara karflı gösterdi¤i sevginin ve ilginin, onlar açısından ne denli önemli oldu¤u aflikârdır. Afla¤ıda örneklerini verece¤imiz çeflitli sevgi ifadeleri, bir babanın, bir dedenin, en tabii, en yalın flekliyle evladına sunabilece¤i saf sevginin tezahürleridir. Biz bunları, konunun daha iyi anlaflılabilmesi amacıyla birtakım alt bafllıklarla sunmak istiyoruz. *Kucaklamak: ‹nsanların birbirinden etkileflimi konusunda son zamanlarda yapılan arafltırmalar, fiziksel temasın, son derece etkileyici oldu¤unu ortaya koymufltur. Hatırlanaca¤ı üzere, ilk vahiy geldi¤i sırada, Hz. Cebrail de Sevgili Peygamberimiz (sav)’i sıkı sıkıya kucaklamıfltı. Bu hâdise, kucaklamanın manevî boyutunun da söz konusu oldu¤unu ortaya koymaktadır. fiurası bir gerçektir ki, çocukluk dönemi içinde duygusal anlamda henüz geliflmekte olan bir yapıya sahip olan çocuklar, belki de en çok sevgiye muhtaçtırlar. Onların bu ihtiyacının yeterli bir flekilde giderilmesi ise, öncelikle ebeveynin görevidir. Bu konuda Sevgili Peygamberimiz (sav)’in hayatından pek çok örnek aktarabiliriz. fiimdi bunlara yer vermek istiyoruz: Hz. Enes anlatıyor: "Ailesine karflı Peygamberimiz (sav)’den daha flefkatli hiç kimseyi görmedim. O¤lu ‹brahim’in, Medine’nin kenar mahallelerinden birinde oturan bir sütannesi vardı. Bu sütannenin kocası demircilik yapmaktaydı. Her gün çocu¤u görmek için oraya giden Peygamberimiz (sav), varınca duman dolu eve girer, çocu¤unu kucaklayarak ba¤rına basar, koklar ve öperdi." Bir çok sahabinin rivayetine konu oldu¤u üzere Peygamberimiz (sav), torunları Hasan ve Hüseyin’i, bazen yanlarına bizzat giderek, bazen de yanına ça¤ırtarak, kucaklar ve ba¤rına basarak öperdi. O, bu davranıflı sadece kendi çocuklarına de¤il, bütün çocuklara da göstermekteydi. ‹bn Rebîa b. el-Hâris anlatıyor: "Babam beni, Abbas da o¤lu Fadl’ı, Peygamberimiz (sav)’in yanına gönderdi. Huzuruna girdi¤imiz zaman bizi sa¤ına ve soluna oturttu ve sonra öylesine sıkıca kucakladı ki, O’ndan daha kuvvetlisini görmemifltik." *Dua Etmek: Çocukların büyüklerinden duyacakları hayır duanın, onların sevildi¤ine bir iflaret olaca¤ını ifade etmeliyiz. Bu, onları hem psikolojik anlamda güçlü kılmakta hem de sevildiklerini düflünmelerine vesile olmaktadır. "Babanın evladı için duasının, kabul edilen (müstecâb) dualardan oldu¤unu" ifade ederek bunu etrafına da tavsiye buyuran Peygamberimiz, kendisine getirilen çocuklara çeflitli vesilelerle hayır dualarda bulunmufltur. fiimdi bunun örneklerini sunmak istiyoruz. Abdullah et-Temîmî’nin kızı Cemre anlatıyor: "Babam beni Peygamberimiz (sav)’e götürdü ve benim için hayır duada bulunmasını taleb etti. Bunun üzerine Peygamberimiz (sav), beni kuca¤ına oturttu ve sonra elini baflımın üzerine koyarak bana hayır duada bulundu." Amr b. Hureys anlatıyor: "Annem beni Peygamberimiz (sav)’in yanına götürdü. Peygamberimiz (sav) baflımı okflayıp bol rızka kavuflmam için bana dua etti." *Öpmek: Fiziksel temasın bir tü- 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 28 DOSYA 28 rü olan öpmek, Sevgili Peygamberimiz (sav)’in sık sık baflvurdu¤u bir sevgi ifadesidir. Gerek kendi kızı Hz. Fatıma’yı, gerekse torunları Hasan ve Hüseyin’i öptüflünü belirten kaynaklar, bize O’nun, aynı zamanda bunu tavsiye etti¤ini de ortaya koymaktadır. fiu telkini oldukça dikkat çekicidir: "Çocuklarınızı çok öpün. Zira her bir öpücük için size cennette bir derece verilir..." Yaflanan flu hadise ise çok anlamlıdır. Torunu Hasan’ı (veya Hüseyin) öperken gören Akra b. Hâbis isimli kifli, tahmin etmedi¤i bu davranıflı yadırgamıfl ve flöyle demiflti: ‘Do¤rusu benim on çocu¤um var. Ama hiçbirini öpmedim’. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz (sav) ona flu anlamlı uyarıda bulunmufltu: ‘fiefkatli-merhametli olmayana merhamet edilmez.’ Özellikle Anadolu’nun bazı yörelerinde, flımarırlar endiflesiyle veya büyüklere saygısızlık olur düflüncesiyle, çocuklarını öpmeyen ebeveynlerin bu davranıfllarının, Sevgili Peygamberimiz (sav)’in tatbikatıyla uyuflmadı¤ını, burada yeri gelmiflken ifade etmek istiyoruz. *Baflını okflamak: Fiziksel temasın bir baflka flekli olan okflamak, çocukların kendilerini güvende hissetmeleri ve sevildiklerini bilmeleri açısından önem taflımaktadır. Her ço- Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 cuk, baflının veya yana¤ının okflanmasından dolayı büyük bir sevinç duyar. Onlardaki bu duygunun altında yatan gerçek, ilgi görme ve sevilme arzusudur. Sevgili Peygamberimiz (sav)’in, bu duygunun tatmini hususunda çok hassas davrandı¤ını ve çocukların bafllarını ve yanaklarını okflamak suretiyle onları son derece sevindirdi¤ini müflahede etmekteyiz. Tavsiyeleri ve uygulamaları bu yönde olan Sevgili Peygamberimiz (sav)’in hayatından flimdi bazı örnekler aktarmak istiyoruz: Yusuf b. Abdullah anlatıyor: "Peygamberimiz (sav) önce bana Yusuf ismini verdi. Sonra kuca¤ına oturttu ve baflımı okfladı." Câbir b. Semüre ise flu hatırasını aktarmaktadır: "Peygamberimiz (sav) ile birlikte ö¤le namazını kıldım. Namazdan sonra evine gitmek üzere mescidden ayrıldı. Ben de onu takip ettim. Derken karflısına iki çocuk çıktı. Peygamberimiz (sav) onların her birinin yanaklarını okfladı. Bu arada benim de yanaklarımı okfladı." *Gö¤sünde Uyutmak: Fiziksel temasın, iletiflimde oldu¤u kadar, sevginin ifadesinde de önemli oldu¤unu söyleyebiliriz. Sevgili Peygamberimiz (sav)’in, torunları Hasan ve Hüseyin’in ayaklarını kendi ayaklarının üzerine koyarak gö¤süne çıkardı¤ını, böylece onları oynattı¤ını ve sevindirdi¤ini görmekteyiz. Yine Sevgili Peygamberimiz (sav)’in onları gö¤sünde uyuttu¤unu aktaran rivayetlere de rastlamaktayız. Burada, bebeklerin ve çocukların gö¤üs üzerinde uyutulmasının, Sevgili Peygamberimiz (sav)’in bir sünneti oldu¤unu ifade etmek istiyoruz. Öte yandan bu uygulamanın, ana rahminde annenin kalp sesine alıflmıfl olan çocu¤un, babanın gö¤sünde uyurken de aynı sesi ve ritmi duymak suretiyle sükunet bulmasına vesile olaca¤ını da söyleyebiliriz. *fiakalaflmak: Çocukların dünyasında gerçek dıflı fleyler önemli bir yer tutar. Hayal dünyası oldukça zengin olan çocuklar için flakalaflmanın oldukça önem arz etti¤i bilinmektedir. fiakalaflma, aslında bir bakıma, çocukla çocuklaflmadır; ki onun istedi¤i de budur. Sevgili Peygamberimiz (sav)’in bu konuda da oldukça cömert davrandı¤ını görmekteyiz. Hz. Enes’in ifadesiyle "O, çocuklarla flakalaflma konusunda insanların en önde olanıdır." Nitekim konuyla ilgili rivayetlerde, O’nun, gerek kendi torunları Hasan ve Hüseyin’e gerekse di¤er çocuklara, ölçülü ve anlamlı, aynı zamanda hikmetli ve ibretli flakalar yaptı¤ı müflahede edilmektedir. fiimdi bunlardan bir örnek aktarmak istiyoruz. Hz. Enes anlatıyor: "Kardeflimin Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN oynadı¤ı küçük bir serçesi vardı. Sevgili Peygamberimiz (sav) bize geldi¤inde kardeflimle ilgilenir ve hatırını sorardı. O, kardeflime latife ederek, flöyle hitap ediyordu: ‘Yâ Ebâ Umeyr! Mâ feale’n-Nu¤ayr? (Ey Umeyr’in babası. Küçük serçen ne âlemde, ne yapıyor?)" Burada Sevgili Peygamberimiz (sav)’in, Enes’in kardefline "Ey Umeyr’in babası" diye hitap etmesini, flakalaflırken aynı zamanda onu onurlandırmak ve -tabiri câiz ise"büyük adam yerine koymak" fleklinde de anlayabiliriz. Öte yandan, Sevgili Peygamberimiz (sav)’in bu hitabını, kafiyeli bir flekilde yaptı¤ı da göze çarpmaktadır. Peygamberimiz (sav)’le birlikte yafladı¤ı olayları, hafızasında taze bir hatıra olarak saklayan pek çok sahabi, bunları bizlere aktarırken, aynı zamanda terbiyevî özelli¤i olan birçok prensibe de ulaflmamıza imkân sa¤lamıfllardır. Asr-ı Saadet’te yaflanan hatıraların, çocuklar için okunması ve dinlenmesi zevkli birer öykü olarak düflünülmesi de mümkündür. Özellikle çocukluk yıllarının 6-12 yaflları arasındaki dönemlerinde bu hatıraların, çocuklar için e¤itici-ö¤retici yönünün de bulundu¤unu söyleyebiliriz. IGMG Hessen Gençlik Tekilatı ubelerarası Bilgi Yarıması anau-Hessen Gençlik Teflkilatı E¤itim Baflkanlı¤ının düzenlemifl oldu¤u fiubeler arası Bilgi yarıflmasının Bölge Finali 26 Mart´06 tarihinde Ö¤le namazına müteakip Hanau ‹slam Cemiyeti´nde çok güzel bir atmosferde gerçekleflti. Yarıflmaya geçilmeden önce yaptı¤ı konuflmada yarıflmaya katılan gençlere seslenen Hessen Bölge Gençlik Teflkilatı Baflkanı Hakan Bayhan, böyle güzel bir pro¤ram için biraraya gelinmesinden dolayı çok mutlu oldu¤unu, ilim ö¤renmenin farz oldu¤u dinimizin bu emrini yerine getirmekten gurur duydu¤unu ifade ederek yarıflmaya katılmak için Hessen bölgesinin çeflitli flubelerinden gelen tüm yarıflmacılara teflekkür ederek baflarılar diledi. Bölge Finali 12-17 ve 18-25 olmak üzere iki yafl grubu arasında gerçeklefltirildi…Yarıflmadan önce Hessen Gençlik Teflkilatı E¤itim Baflkanı A. Kadir Çalıflkan katılımcılara H yarıflma kurallarından bahsetti ve yarıflmacı arkadafllara baflarılar diledi. Yaklaflık 30 dakika süre tanınan yarıflmada katılan gençlerin heyecanları gözlerinden okunuyordu. Yarıflmanın ardından tekrar bir araya gelen genç yar›flmac›lara Bölge Gençlik Baflkanı bazı önemli nasihatlarda bulundu. Yarıflmda dereceye girenler E¤itim Baflkanı A. Kadir Çalıflkan tarfından açıklandı. 18-25 Yafl grubunda: 1. Orhan Kutlucan/Limburg, 2. Zübeyir Kutlucan/Limburg, 3. M. Ali Olafl/Hanau. 12-17 Yafl grubunda: 1. M. Resul Satıcı/Franfurt Höchst, 2. Osman Kutluan/Limburg, 3. Cengiz fieker/Hanau. Dereceye giren yar›flmac›lar 14 Mayıs tarihinde Hessen bölgesi adına Kerpen´de Avrupa Finali elemelerine katılacaklardır. Gençlere katılaçakları Avrupa Fınali elemelerinde baflarılar diliyoruz. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 29 DOSYA 29 Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 ÇOCUKLARI ÇOK SEVEN PEYGAMBER merika’da Alabama Üniversitesi’nde tanıfltı¤ım, Japon asıllı, Müslüman bir din psikolojisi ö¤retim üyesi ile sohbet ederken neden ve nasıl ‹slamiyet’i seçti¤ini sormufltum. "Peygamberimiz (sav)’in hayatını okuduktan sonra içimde ‹slamiyet’e karflı bir sıcaklık do¤du..." diye baflladı¤ı konuflmasına flöyle devam etmiflti: "Efendimiz (sav)’in (Our Lord) hayatını merak etmem de flöyle oldu: Müslümanların iman esaslarını sıralayan ‘amentü’nün ‹ngilizce çevirisini okurken son cümlesinde bir fley dikkatimi çekti: ‘‹man ederim ki Muhammed Allah’ın kulu ve Rasûlü’dür.’ Kendi kendime dedim ki: ‘Kul olan, yani insan olan bir peygamber, hayatın her alanında ümmetine rehber ve örnek olabilir. Di¤er dinlerin peygamberleri ve kurucuları o dine inananlar tarafından o kadar yüceltiliyor ki insan olarak onlara yetiflmemiz ve onları örnek almamız çok zor. Mesela Hz. ‹sa’yı o kadar yüceltiyorlar ki Allah’ın yanı baflına oturtuyorlar. ‹nsan olarak onu kendime örnek almam çok zor." Sordum: "Peygamberimiz (sav)’in insan olarak en çok hangi özellikleri dikkatinizi çekti?" Tebessüm etti. "Bütün özellikleri mükemmel (perfect)," dedi. "Hayatın her alanında örnek alınacak bir insan. Bizler ö¤retim üyesiyiz, yani ö¤retmeniz. Ö¤retmen olarak ondan ö¤renece¤imiz çok fley var. ‹yi bir ö¤retmen olmanın ilk flartı çocukları sevmek ve onlara de¤er vermektir. Peygamberimiz (sav)’in kuflu ölen bir çocu¤u ziyaret etti¤ini, taziyede bulunup üzüntüsünü paylafltı¤ını okudu¤um zaman çok duygulanmıfltım. Sokakta ve yolda rastladı¤ı çocuklara selam verir, hatırlarını sorarmıfl. Efendimiz (sav)’i, torunları Hasan ve Hüseyin’i iki omzuna almıfl giderken gören Hz. Ömer: "Bindi¤iniz binek ne kıymetli binek!" deyince; Efendimiz (sav) "Binicileri de kıymetlidir." der. Namaz sırasında torunları gelip Efendimiz (sav)’in sırtına tırmanır, boynuna sarılırmıfl. Efendimiz (sav) müdahale etmez, hatta düflmesin diye bir eliyle tutarmıfl." Heyecanla devam etti. "Görevli olarak geldi¤i karanlık ça¤ı ve içinde yafladı¤ı bedevî toplumu hesaba katmadan Efendimiz (sav)’in ö¤retmen (muallim) olarak kıymetini taktir edemeyiz. Çocukların adam yerine konmadı¤ı, büyüklerin yanında çocuk sevmenin ayıp sayıldı¤ı, kız çocuklarının utanç vesilesi kabul edildi¤i, bir erke¤e "kız babası" demenin a¤ır hakaret sayıldı¤ı, bu hakarete u¤ramamak için babaların yeni do¤an kız çocuklarını gizlice topra¤a gömüp ölüme terk etti¤i bedevi bir topluma Efendimiz (sav), çocukları sevmeyi ve aralarında ayırım yapmamayı ö¤retiyor. Kızı Fâtıma kendisini ziyarete gelince aya¤a kalkıyor, yer veriyor, iltifat ediyor. Bu, içinde yafladı¤ı toplum için, büyük bir devrimdir." Merhamet Etmeyene A Ali ÇANKIRILI Merhamet Edilmez Japon ö¤retim üyesini dinlerken çok duygulanmıfltım. Ö¤rencilerine Efendimiz (sav)’den bahsederken, "Çocukları Çok Seven Peygamber" diyormufl. Evet, o gerçekten çocukları çok seven bir peygamberdi. Efendimiz (sav)’i çocuk severken gören birkaç bedevi hayretlerini gizleyemeyip sorarlar: ‘Siz çocuklarınızı öper misiniz?’ Efendimiz, ‘Evet’ deyince; ‘Vallahi biz çocuklarımızı hiç öpmeyiz.’ derler. Efendimiz çok üzülür ve flöyle der: ‘Allah sizden merhamet duygusunu çıkarmıfl ise Ben ne yapabilirim.’ Baflka bir gün Peygamberimiz (sav)’i çocuk öperken gören bir baba flaflırır: ‘Benim on çocu¤um var, birini bile öpmedim.’ der. Efendimiz: ‘Merhamet etmeyene merhamet edilmez.’ diyerek ona nasihat eder. Çocuklarım küçükken, bir akflam ailece yafllı bir komflumuzu ziyarete gitmifltik. Vakit biraz ilerleyince ev sahibi, yafllı amca, "Ben yatsı namazını kılaca¤ım, vakit gecikince zor oluyor, istersen sen de gel." dedi. Birlikte yan odaya geçtik. Yafllı amca, seccadesini ve tespihini bana verdi. "Sen sünnete baflla ben geliyorum." dedi. Sanırım baflka odadan kendisi için seccade ve tespih alacaktı. Sünnetin ilk rekatında secdeye vardı¤ım sırada, dört yaflındaki kızım, alıflık oldu¤u üzere, gelip sırtıma çıktı, boynuma sarıldı. Birlikte secde yaptık. Sırtımda oldu¤u ve kollarıyla boynumdan tuttu¤u halde ikinci rekata kalktık. Yafllı ev sahibi odaya girip bizi böyle görünce çok kızdı. Kartal gibi üzerimize atıldı. Kızımı yakaladı¤ı gibi sırtımdan kopardı. Kızım neye u¤radı¤ını flaflırmıfl, a¤lamaklı bir sesle, "Biz babamla namaz kılıyoruz, dede!" dedi. Yafllı amca: "Böyle namaz mı olur, git annenin yanına!" diyerek kızımı odadan dıfları çıkardı, kapıyı kapattı. Sıra bana gelmiflti. Sesini yükselterek: "Bu namaz olmadı, kalk yeniden kıl!" dedi. Ben yafllı amcanın sözlerine aldırmadan namazıma devam ettim. Selam verdikten sonra: "Amca, dedim, neden çocu¤u korkuttun? Peygamberimiz (sav)’in namazını bozmayan bir fley neden benim namazımı bozsun?" Yafllı amca ne demek istedi¤imi anlamamıfltı. Japon ö¤retim üyesinin de yukarıda sözünü etti¤i gibi, Efendimiz (sav)’in namazda iken torunlarının sırtına çıkmasına izin verdi¤ini, hatta düflmesin diye eliyle tuttu¤unu, bazen secdeyi uzattı¤ını anlattım. Hacı amcanın aklı yatmamıfltı: "Ben hocalardan böyle bir fley duymadım, nerden uyduruyorsun?" dedi. Camide güldükleri, birbirini azıttıkları, sesli konufltukları için çocuklara kızan, ba¤ıran, kulaklarını çeken ve bazen de camiden dıfları atan yafllı insanlar vardır. Bu insanlar, çocukları camiye ve namaza karflı so¤uttuklarının, flu- ur altlarında derin izler bıraktıklarının farkında de¤ildir. Camiye küsmüfl bazı aydınlarımızın çocukluk hatıralarını okudu¤umuzda bir yafllının bu tür olumsuz davranıflları oldu¤unu görüyoruz. Ramazanlarda, uzun sürmesine ra¤men, teravih namazları çocuklar için bir çeflit arkadafllarıyla buluflma vesilesidir. Rahat davranabilmek için arka saflara geçer, birbirlerine dokunur, kıkırdar, birbirlerini güldürürler. Hemen hepimizin çocukluk hatıraları içinde yaramazlık yaptı¤ımız teravih namazları vardır. Geçen sene ramazanda arka saflarda yaramazlık yaptıkları için çocuklara kızan yafllı bir amcaya, daha yumuflak olmasını söyledi¤imde bana da ba¤ırmıfl, ders verir gibi flöyle demiflti: "Böyle yapıp çocukları flımartıyorsunuz! Büyüklere saygıları olmayınca, iflte böyle Allah’a da saygıları olmaz! Peygamberimizin: ‘Mescitlerinizi çocuklardan, mecnunlardan ve serkefllerden koruyun.’ dedi¤ini duymadın mı?" Amcaya peygamberimiz zamanında ve peygamberimizin imametinde çocukların arka saflarda namaz kıldıklarını, bu sebeple hadisin çocukların mescide sokulmaması fleklinde anlaflılamayaca¤ını, namazların dıflında mescitlere girip oyun oynamamaları ve kirletmemeleri için söylendi¤ini anlatmaya çalıflmıfltım. Sevgi, fiefkat, Güzel Söz ve Nasihat Dayaktan Daha Etkilidir Kiflilik oluflumunda çocukluk yılları çok önemlidir. Sevgi, flefkat, yardımlaflma gibi insani duygular ancak mutlu bir aile ortamında yaflanarak kazanılmaktadır. Çocuklu¤unda korunmamıfl, fliddete maruz kalmıfl, de¤er verilmemifl, sevgi ve flefkat görmemifl, dini terbiye almamıfl kimselerin sonradan bu duyguları kazanması çok zordur. Okuyucum oldu¤unu söyleyen bir baba, e-mail adresime gönderdi¤i mektupta, çocuklarından yakınıyor; flöyle diyordu: "Ben çocuklu¤umda hiç babama karflı geldi¤imi, sözünden çıktı¤ımı hatırlamıyorum. Bu yaflımda bile babama saygıda kusur etmem. Ellerinizden öper, biri sekiz, öbürü on bir yaflında iki o¤lum var. ‹kisini de elimden geldi¤ince iyi terbiye etmeye çalıfltım. Kur’an okumayı, namaz kılmayı ö¤rettim. Ancak büyü¤ü namazında tembellik yapıyor, bazen kılmadı¤ı halde kıldı¤ını söylüyor. Birlikte cemaatle kılaca¤ımız zaman gönülsüz davranıyor. Acele etmesini, bizi bekletmemesini söyledi¤im zaman karflılık veriyor. Küçü¤ü de ondan etkileniyor. Namaz konusunda tembellik yapmanın ve yalan söylemenin büyük günah oldu¤unu söylüyorum, ama bir ifle yaramıyor. Bir hadiste peygamberimizin, "Yedi yaflına kadar çocuklarınızı namaza alıfltırın, on yaflında kılmazlarsa dövün." dedi¤ini duydum. Dövmenin flekli nasıl olacak? Beni bu konuda aydınlatır mısınız?" Okuyucuma sevgi, flefkat ve güzel sözün dayaktan daya etkili oldu¤unu; daya¤ın en son çare olması gerekti¤ini, bunun da sopayla ve sert bir cisimle de¤il, ancak çıplak elle ve yüzüne vurmamak flartıyla bir iki flaplaktan ibaret olaca¤ını, bununla birlikte bazı alimlerin "Bulu¤a erinceye kadar çocuktan kalem kaldırılmıfltır." hadisiyle dayak emrinin kaldırıldı¤ını iddia ettiklerini, bu konuda en güzel örne¤in yine Peygamberimiz (sav)’in kendisi oldu¤unu, çocuklu¤u Efendimize hizmet etmekle geçen Enes (ra)’in çocukluk hatıralarından örnekler vererek anlatmaya çalıfltım. Enes (r.a) anlatıyor: "Hz. Peygamber Medine’ye geldi¤i vakit ben sekiz yaflında idim. Annem elimden tutarak Rasûlullah (sav)’a götürdü. ‘Ya Rasûlullah! Ensar’dan herkes sana bir hediye veriyor. Benim flu o¤lumdan baflka sana hediye edebilece¤im bir fleye sahip de¤ilim. Bunu al, istedi¤in hususta sana hizmet etsin.’ dedi. Bundan sonra ben on yıl Rasûlullah (sav)’a hizmet ettim. Bu müddet sırasında beni ne dövdü, ne hakaret etti, ne azarladı, ne de bir defacık surat astı. Bana ilk tavsiyesi: ‘Sırrımı kimseye iffla etme.’ oldu. Annem ve Rasûlullah (sav)’ın zevceleri bazen benden sırrını sorarlardı ama ben onlara söylemezdim. Rasûlullah (sav)’ın sırrını asla kimseye söylemedim." Enes, "Bir keresinde bana flu nasihatte bulundu." diyerek bafllayan nakillerinde, Efendimiz farklı zamanlarda flu nasihatlerde bulunmufltur: "O¤ulcu¤um! Abdestini tam al, ta ki hafaza melekleri seni sevsin ve ömrün uzatılsın. Ey O¤ulcu¤um! Elinden geldi¤ince abdestli ol, zira kim abdestli iken ölürse ona flehitlik (sevabı) verilir. Elinden geldikçe namazı bırakma, zira bu taktirde melekler sana rahmet okurlar. Ey o¤ulcu¤um! Duayı çok yap, zira dua muhakkak kaza ve belaları bertaraf eder. Ey o¤ulcu¤um! Evinden çıktı¤ın zaman ehli kıbleden gördü¤ün herkese selam ver, böylece ma¤firet görmüfl olarak eve dönersin. Kendi evine girdi¤in zaman da kendine ve ev halkına selam ver. ‹slam büyüklerine karflı saygılı, küçüklerine karflı flefkatli ol. Ey o¤ulcu¤um! Kimseye karflı kalbinde kötülük tutmadan sabahlamaya ve akflamlamaya çalıfl. Zira bunda muvaffak olabilirsen, hesabını çok kolay verirsin. Ey o¤ulcu¤um! Bu vasiyetimi tutarsan hiçbir fley sana ölümden daha sevgili olmaz. Ey o¤ulcu¤um! ‹flte bunlar Benim sünnetimdir. Kim sünnetimi ihya ederse, Beni ihya etmifl olur. Beni ihya eden de cennette benimle beraberdir." Ebu Hureyre’nin nakillerinde Hazreti Hasan, Hüseyin ve ‹bnu Abbas’tan da buna benzer çocukluk hatıraları oldu¤unu görüyoruz. Allah bizleri Rasûli Ekrem Efendimiz (sav)’in sünnetini ihya edenlerden ve cennette ona arkadafl olanlardan etsin. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 30 30 GEZI NOTLARI Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Hessen Bölgesi Kadın Kolları Gençlii’nden Tarihe Yolculuk AVRUPA’NIN NCS BOSNA GEZS emyeflil Nehirleri, arnavut kaldırımı ile bir masal flehrini andıran di¤er yandan delik-deflik evleri ve binlerce flehidi ile ölüler flehri BOSNA´da idik!... Osmanlı seferleri baflladı¤ında kapılarını açan Boflnak halkı bugün de bize aynı sıcaklık ile kapılarını açtı... Bosna´daki ilk ziyaretimiz Balkanların bilge Kralı flehitlerin babası Aliya ‹zzetbegoviç´di. Bosna-Hersek Müslümanlarının lideri ve bütün dünya Müslümanlarının sevgisini kazanmıfl olan fikir ve siyaset adamı Aliya ‹zzetbegoviç, 78 yaflında vefat etti. Yüce Allah'tan kendisine rahmet ve ma¤firet diliyoruz. Allah mekanını cennet eylesin. (Amin) Genç yafllarından itibaren Bosna Müslümanlarının davalarına ve de¤erlerine önem veren ‹zzetbegoviç zor zamanların adamıydı. Ama yafladı¤ı dönemlerin flartlarına yenilmemeye, bilakis a¤ır ve zor flartları yenerek davasına, de¤erlerine ba¤lı kalmaya çalıfltı. Onu farklı kılan en önemli özelliklerden biri buydu. Ça¤ımızda lider konumunda olanların birço¤u belli bir noktaya geldikten sonra kendilerini kuflatan hakim flartlara yenilmekte, kendilerini oraya taflıyan de¤erlerini, davalarını unutmaktadırlar. fiehitlikde dolafltı¤ımızda yatanların % 90´nin 17-20-25 yafllarında gençlerin oldu¤unu gördük... Ruhlarına birer fatiha gönderdikten sonra flefaatlarını umarak flehitlikden ayrıldık... Daha sonra Aflıklar Çeflmesi dedikleri di¤er ismi ile Sebil olan çeflmenin yanına gittiktik duyumlara göre bu çeflmeden bir kere içen Bosna´dan ayrılamaz imifl. C›v›l c›v›l kumrular›n›n oldu¤u Eyüp Sultan´ı andıran bu alandan sonra ise Osmanlı zamanından kalma carflıları andıran Baflcarflıya girifl yaptık. Baflcarsı tek katlı ahflap dükkanlardan müteflekkil. Ço¤unlukla el sanatı ürünlerin satıldı¤ı Baflcarflı dükkanlarına “Selamünaleyküm” ile karflılanıp “Allah´a emanet” diye u¤urlanıyoruz... Gazi Hüsrev Begova Camii, Baflçarflı’nın, hatta Bosna’daki Müslümanlar’ın kalbi gibi. Herkes, her yerden oraya do¤ru kofluyor. Özellikle namaz saatlerinde cami avlusu dolu dolu. Her yafltan kadın-erkek ve çocukların kaynafltı¤ı bir mekan. Bizlerin en çok dikkatini çeken ve sevindiren baflörtüsüz hanımların çantalarından eflarplarını çıkartıp safta yer almaları idi. Bosna’ya dıflardan gelen herkese burada rastlayabilirsiniz. Begova Camii´nde 400 yıldan beri aralıksız hergün bir hatim yapılmaktadır. Savafl zamanında ise 48 bomba ile hedef almıfl. Gezimizin ikinci günki dura¤› Poçitel. Yemyeflil bir yamaca kurulmufl, tepeden tırna¤a bir Osmanlı köyü. Kalesi, camisi, medresesi, tafl merdiveni, herfley çok güzel. Sonra Blagey Tekkesi Sarı Saltuk Baba´nın huzurundayız. Bembeyaz duvarı, cumbalı camları ile Buna nehrinin üzerinde bulunan tekke o günkü dervifllerin hatırasını bugüne kadar taflıyor. Da¤ büyüklü¤ündeki bir kayanın içinden do¤an ırma¤ın suyu ise buz gibi. Duvarlarında “Hu” yazılarının buludu¤u bu tekkede Bosanka Kahvesini yudumlamak da ayrı bir zevk. Bosna tam bir dondurulmufl Osmanlı'dır. Türkiye'de unutulmufl bazı hususiyetler orada devam etmektedir. Mesela kahve içme adabı. Bosnalılar kahveyi kulpsuz fincanda içiyor. Neden? Diye sordu¤umuzda Kulplu fincanda Hıristiyanlar içer. Baba o¤ul kutsal ruh deyip Y üç parmakla tutarlar. Biz o yüzden kulpsuz fincanı özellikle tercih ederiz ve ‹slam'ın flartı befl deyip, fincanı avucumuza alırız. Sonraki ziyaret yerimiz Mostar; Neretva nehrinin k›y›s›nda, Ahsap evlerinin dar sokaklar› ve tafl köprülerinin bulundu¤u flehir. Mostar'da, Kanuni Sultan Süleyman'ın fermanı üzerine 1557-1566 yılları arasında infla edilen ve 1993 yılındaki savafl sırasında aflırı milliyetçi Hırvat milislerin topçu atefliyle yıkılan tarihi ''Stari Most-Mostar Köprüsü'', ustalarca aslına uygun olarak yeniden infla edilmifl. Birleflmifl milletlerin öncülü¤ünde toplanıp Mostar´da hiç bir dini simgenin bulunmayaca¤ı kararını aldıkaları gece Sırplar gece da¤a haç diktiler... Gezimizin üçüncü günü ise ilk dura¤ımız Ahmeci Köyü. Bu köydeki müslüman halkı savafl zamanında bir camide toplayıp toplu flekilde yakmıfllar, yakılanlar adına yapılan anıtta aynı aileden dedelerin babaların küçücük bebeklerin flehit edildi¤ini gördük. Yolumuza devam ederken , bembeyaz mermer taflları ile uzaktan biz de buradayız diyen flehitlerle dolu flehitlikleri görüyoruz. Rehberimiz bir konuya özellikle dikkatimizi çekiyor “Bu sırplar müslümanların dirisini öldüremedi¤inde müslüman mezarlı¤ına gidip ölülerimizi çıkarıp iflkence ediyorlardı, yine eskiden kalma osmanlının da bulundu¤u bir kabristanı yıkıp park ve umumi tuvalet haline getiriyorlar.’’ Rabbim onlarını islah etsin bizlere de duyarlılık versin.... Sonraki dura¤ımız Travnik; Osmanlı´da bir çok Vezir bu flehirden çıkmıfl, on dokuz Vezirin türbe ve mezarları bu flehirde bulunuyor. Travnik’in meflhur tarihi kalesinden seyrettik bir de Travnik’i, doyumsuz bir görüntüydü. Ardından Kızların ve erkeklerin ilim aldıkları yatılı bir medreseye gittik. Son derece temiz ve teknolojinin en yeni ürünlerinin bulundu¤u bu medrese genç boflnak kardefllerimiz ile dolu. Yine bu medresede Fatih Sultan Mehmet´in fermanı da okuma fırsatı bulduk. O günün akflamı ise bize Bosna´da ev sahipli¤i yapan Miladı Müslümanı (Genç Müslümanlar) Teflkilatının Baflkanı Ömer Behmen ile görüflme fırsatı bulabildik. Mıladi Müslümanı 1939 yılında kuruldu.Kurucular arasında Aliye ‹zzetbegaviç´inde oldu¤u ve ülke çapında islami uyanıflın altında Genc Müslümanların yıllarca süren calıflmalrı yatmaktdadır. Bu hareketin tüm üyeleri gösterdikleri fedakarlıklarla Bosna-Hersk´deki müslüman nüfusun yok edilmesine izin vermediler. Genç Müslümanlar üyelerinin tamamına yakını hayatlarının büyük bölümlerini hapislerde geçirdiler. fiuanki Baflkan olan Ömer Behmen ise Dünyada politik suçtan dolayı en fazla ceza alan üçüncü kiflidir. Ömer Behmen bize “Türk vilayeti olan Bosna´ya hoflgeldiniz” diye sohbetine baflladı. Ömer Behmen “En büyük amacımız Bosna´da sa¤lam bireyler yetifltirmek. Biz kifliler üzerinde duruyoruz. Aynı zamanda onların bir halkaya ait olduklarını, en ufak bir fleyde bu ideolojiden halkadan kopmamalarını verdi¤imiz e¤itimle sa¤lıyoruz. Dört temel prensibimiz var Cemaat, Edep, fiura, Amel. Dervifller çok güzel, zikir sayesinde Allah ile olan ba¤larını koruyorlar ama etraflarına faydaları yok. Biz elle ortaya birfleyler koyabilen cemaat istiyoruz. Gece isteyen ibadetini yapacak ama gündüzleri di¤er müslümanlar ile çalıflacak. Bizlerden beklentileri ne diye sordu¤umuzda ise; “Rakamlarda nufus olarak çok az görünüyoruz, bu da bizi güçsüz olarak gösteriyor oysa Bosna´dan olan boflnaklardan ziyade boflnaklar Türkiye´de yaflıyor hiç olmazsa bu kardefllerimizin çifte vatandafllık yapıp Boflnak vatandafllıklarını da kullanmalarını istıyoruz. Ayrıca topraklarımız Sırplar, Hırvatlar ve Amerikalılar tarafından ucuz bir fiyata Boflnaklardan satın alınıyor. Bunları onların de¤il sizin almanızı istiyoruz, savafltan çıktık halkın paraya ihtiyacı var, sizden ricam gitti¤iniz yerde imkanı olanlara lütfen söyleyin topraklarımızı onların yerine müslüman kardefllerimiz satın alsın.’’ dedi. ardından savafl zamanında zulüm görmüs üç bacımız ile görüfltük. O kardefllerimizi dinledikten sonra tüylerimiz ürperdi ve Allah´ın ayetlerindeki ikazlar› hat›rlad›k, bubun canlı örne¤ini gördük, dinledik. Aynı sırada ders gören okul arkadaflları, yan komfluları tarafından iflkencelere u¤ramıfllar. Bu kardefllerimize sabır dileyip anlattıklarından ders cıkarıp yanlarından yüreklerimiz yaralı bir flekilde ayrıldık. Dördüncü ve son günümüzde ise Saraybosna flehrinin dıfl dünyayla ba¤lantısını sa¤layan tek yol olan Tünele gittik. Dört ayda ve büyük bir gizlilikle açılan 800 metrelik tünel Sarajbosna´nın kurtalmasında büyük bir rolu var. Tünel Kolar ailesinin evinin altına yapılm›fl. Evin sahibesi teyzemiz ise halen orada, bizleri kucaklıyor sarılıyor tıpkı savafl zamanında Boflnak askerlerini teselli edip su da¤ıttı¤› gibi elini öpüp, teyzemizin yanından ayrılıyoruz. Sonra yine otobüsümüz ile Saraybosna´ya yol alıyoruz yol boyunca, Sırp kurflunlarına hedef olmufl binalardaki izleri, yakılmıfl harabeye dönmüfl bazı binaları, yüzlerce kurflunun isabet etti¤i delik deflik duvarları gördükçe Boflnak halkının nasıl bir savafl yafladı¤ını anlamaya çalıflıyorsunuz. Sonra yine Moric handa bulunan Mladı Müslümanın klubüne gidiyoruz. Burada bize kardefllerimiz Boflnak Kahvesi ve Boflnak Böre¤i ikram ettiler, ardından ise rehberimiz olan aynı zamanda Mıladı Müslümanının Genel Sekreteri Almedina hanım “Bugüne kadar ben anlattım, flimdi sizi dinleyece¤im” diyerek sözü bize veriyor. Grubumuz olarak bu iflkencenin ve zulmün insan olanın nasıl yapabildi¤ini hala aklımızın almadı¤ını söylüyor “Bu ne kin böyle” diyoruz, “Dinen zaten kardefldik ama gelince tekrar kardeflli¤imizin pekiflti¤ini hissettik ve burada olup bitenleri di¤er genç kardefllerimize duyaraca¤ız bu bizim vazifemiz” dedik. Almedına hanım ise "Savafl zamanında ve sonrasında Milli Görüfl Teflkilatının büyük yardımlarını gördük. Bizler aynı kökten geliyoruz. Türk devletinin bu denli duyarsızlı¤ını bizi üzüyor.” ardınan ise flöyle ekliyor “Milli Görüfl iyiki var’’. Bu Mazlum ama onurlu kardefllerimiz için kardefllik hukuku neyi gerektiriyorsa onu yapmalıyız. Dört günlük bir beraberlikten sonra hem Bosna´dan hem de rehberimiz ve tercümanım›zdan ayrılmak bize zor geldi. Gözyaflları ile bir dahaki zamanlarda görüflmek duası ile ayrıldık...Bu gezimizin Bosna tarafındaki organizede bize yardımcı olan Genel Merkezden Edin Salkoviç beye, bize ev sahipli¤i yapan Bosnayı adım adım tanıtan Almedına hanıma ve tercümanımız Hilal´a sonsuz teflekkürlerimizi sunarız. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 31 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN DOSYA 31 Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) , "lemlere rahmet olarak gönderilmiflti" (Enbiya Suresi:107) O'nun geldi¤i dönemde, bugün içinde yafladı¤ımız dünyanın flahit oldu¤u vahfletin tıpkısı hükmünü sürdürüyordu. Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav), insanlı¤ın, inanç, ibadet, ahlak, ilim vs. de¤erlerinin yozlafltı¤ı ve adeta dünyanın flirazesinden çıktı¤ı bir dönemde gönderildi. Nerdeyse, topyekün insanlık yaratılıfl gayesinden sapmıfl, aklı selimden uzaklaflmıfl, nefsinin ve flehvanî isteklerinin tatmininden baflka bir fley düflünemez hale gelmiflti. ‹nsanlı¤ı yüceltecek gerçek iman esaslarından uzak, adî ve baya¤ı fleylere inanıyor ve ibadet ediyordu. Yegâne adalet terazisi "güce" ayarlanmıfl; kim güç kaynaklarını elinde bulunduruyorsa, haksız da olsa, haklı olan o, oluyordu. ‹dareler, zorbaların elinde, ekonomi tefeci ve faizcilerin kontrolünde, mutlu azınlık semirirken, mutsuz ço¤unluk sefaletin her çeflidini tatmakla meflgul, aile hayatı felç olmufl; fuhufl ise artmıfltı. ‹nsanlı¤ın temel hakları; inanma, ibadet etme, yaflama, mal-mülk sahibi olma, ırz ve namusuna sahip çıkma, neslini muhafaza altına alma gibi hakları korunamıyordu. O Resul-ü zi-flan Efendimiz, en büyük inkılâbı, insanların, bozulmufl ve yozlaflmıfl, inanç ve o inanç etrafında oluflmufl ibadet, ahlak ve ictima-i iliflkileri alanında gerçeklefltirmifltir. Yaratılıfl gayesi "Allah'ı tanımak ve O'na ibadet etmek" (Zariyat Suresi: 56) olan insanlar, Allah'ı bırakmıfllar, adî ve baya¤ı fleylere tapar hale gelmifller, batıl olan bu inançlarının etrafında oluflturdukları bir takım asılsız fleylerle meflgul olmaya bafllamıfllardı. Kimileri yozlafltırılmıfl bir Allah inancına sahip olurken; bir kısmı, aya, günefle, yıldıza, tafla, topra¤a, atefle, suya vs. maddi olan fleyleri büyük görerek onlara tapınmaya bafllamıfllardı. ‹flte böyle bir dönemde gönderilen Peygamber efendimiz, insanların sadece Allah'a inanmalarını, O'na kulluk etmelerini, O'nun koydu¤u kurallara ve ibadet esaslarına göre ibadet etmelerinin do¤ru oldu¤unun talimini yapmıfl; Allah ile kulları arasında hiçbir aracının olamayaca¤ı gerçe¤ini yeniden ö¤retmifl ve evvela kendi kabilesinin putlarını kırmıfl; putlar etrafında oluflturulmufl olan batıl inanç, ibadet ve hurafeleri tarihe gömmüfltü. (‹sra Suresi: 81) O güne kadar insanlar arasında oluflturulmufl olan sınıf, cins, renk ve ırk ayırımları ortadan kaldırılmıfltır ki, ondört asır öncesinden Efendimiz (as) tarafından gerçeklefltirilen bu inkılâp, ancak yirminci asrın bafllarında kimi ülkeler tarafından fark edilmifl ve sanki yeni bir fley keflfedilmifl gibi insanlı¤a takdim edilmifltir. Mekke’yi fethederek Ka'be'yi bütün putlardan temizleyen Peygamberimiz, aslen köle olan ve Habeflistanlı zenci bir Müslüman Bilal'i Ka'be'nin damına çıkartarak, Ka'be'de ilk ezanı okutmak suretiyle, bütün insanlı¤a "insanlar arasında, insanların etnik kökenleri, cinsiyet ve renk farklılıkları gibi hususlar göz önünde tutularak, ayrımcılık yapılmaması gerekti¤i" mesajını vermifltir. O gün yaptı¤ı ilk konuflmasında da bunları flu flekilde ifade buyurmufllardır: "Allah'tan baflka ilah yoktur. Allah'ın efli ve orta¤ı da yoktur. Allah vaadini do¤rulayarak, kulu Hz. Muhammed'i zafere ulafltırdı. Cahiliye döneminden kalma bütün çirkinlikler ve kan davaları ayaklarımın altındadır. O Ey Kureyfl, Allah, sizden cahiliye kibrini, baba ve dedelerle övünme gururunu ortadan kaldırdı. ‹nsanlar Adem (as)'dan, Adem (as) da topraktan yaratılmıfltır." (Irk üstünlü¤ü söz konusu olamaz). "Ey insanlar! Muhakkak ki, Biz sizi bir erkek ile difliden yarattık ve sizleri flubelere ve kabilelere ayırdık ki birbirinizi tanıyasınız. fiüphe yok ki, sizin Allah katında en mükerrem olanınız en ziyâde müttakî olanınızdır. Muhakkak ki Allah Teâlâ alîmdir, habîrdir." (Hucurat Suresi: 13) (Tabakat, Ibn Sa'd) ‹nsanların kendi düflüncelerini korkmadan ve bir baskı altında hissetmeden ifade etmeleri son derece önemli bir insan hakkıdır. Bu hakkı en çarpıcı bir flekilde insanlı¤a en genifl manasıyla ö¤reten yine Efendimiz (as) olmufltur. ‹slam’a ve Müslümanlara hakaret ve zulmetmifl olmaları sebebiyle bazı insanlar savafl suçlusu olarak ilan edilmifllerdi. Bunların içinde Ebu Sufyan (ra)'in efli Utbe Kızı Hind (ra) da vardı. Mekke fethedildi¤i gün Hind de peygamberimizin huzuruna gelmifl ve ba¤ıfllananlardan olmufltu. Belki de tarihin en ilginç diyalogu bir muzaffer komutan olan Peygamberimiz'le daha henüz affedildi¤i bile belli olmayan, hem de bir kadın olan Hind (ra) arasında cereyan etmiflti. Suçlu bir kadın olmasına ra¤men fethin komutanına karflı çekinmeden fikirlerini ifade etme hürriyeti O’na Efendimiz (as) tarafından sa¤lanmıfltı. Bu konuflmanın bir yerinde Peygamber Efendimiz (as), "Çocuklarınızı öldürmeyeceksiniz" diye emretti¤inde; Hind (ra), "Biz çocuklarımızı küçükken kollarımızda besledik, büyüttük, büyüyünce sen, onları Bedir’de öldürdün" diye mukabelede bulundu. Orada hazır bulunan Hz. Ömer bütün celadet ve haflmetine ra¤men bu sözü garip görerek yüksek sesle güldü. (‹bn ‹shak, ‹bn Cerir) Hiç bir tutarı olmayan esir birinin, böyle bir suçlamayı yöneltece¤i galip bir komutan, acaba nasıl bir mukabelede bulunurdu? Hem öyle bir devir ki, kadınların sadece flehvet aracı olarak kullanıldı¤ı, hiçbir insanî haklarının olmadı¤ı, belki insan muamelesine bile layık görülmedi¤i bir dünyada bu tutum ne büyük bir devrimdir. O'nun (as) en büyük inkılâplarından birisi de, "din hürriyeti"ni tanımıfl olmasıdır. Zorla, baskıyla, hiç bir insanın inancını de¤ifltirmeye çalıflmamıfl ve bu hususta insanlı¤ın yegâne önderi ve örne¤i olmufltur. Hakkı ve do¤ruyu anlatmıfl, insanların da kabul etmeleri için de davetlerde bulunmufl; ama asla fiilî ve fikrî baskı metotlarıyla insanların kanaatlerini de¤ifltirme yoluna gitmemifltir. Mücadelesi hep "fikirlerini ifade etmek isteyen insanların önüne engel olan insanların bu despotluklarına son verme" mücadelesi olmufltur. Onun için de sık sık ashabına (ça¤ında beraber yaflayan arkadaflları) ve sonradan gelecek ümmetlerine tavsiyesi, Müslümanlarla aynı ülkede yaflayan di¤er din mensuplarına saygı ve hürmette kusur etmemeleri ve onların haklarına riayet etmeleri fleklinde olmufltur. Kur'anı Kerim ve Hadis-i fierifler bu hakkın korunmasıyla alakalı örneklerle doludur. "Dinde zorlama yoktur. Çünkü do¤ru yol, sapıklıktan apaçık bir flekilde ayırdedilir hale gelmifltir". (Bakara Suresi: 256) "Sen insanları mümin oluncaya dek zorlayıp duracak mısın?" (Yunus Suresi: 99) Robertson, "fiarlken'in Tarihi" adlı eserinde flöyle der: "Kendi dinlerine karflı hamaseti ve di¤er dinlere karflı da hoflgörüyü bir arada bulunduranlar yalnız Müslümanlardır. Dinlerini yaymak amacıyla kılıç kuflanmakla birlikte, dinlerini kabul etmeyenlere, kendi dinlerinin ö¤retilerine ba¤lanmak hürriyetini verenler yalnız onlardır." (Hadaratü'l Arap, shf. 128’deki dipnot) ‹nsanlı¤ın en önemli hakların birincisi, yaflama ve mülkiyet sahibi olma hürriyetidir. En genifl manası ile insano¤lunun bu do¤ufltan gelen hakların yeniden inflaatçısı ve takipçisi Efendimiz (as) olmufltur. Daha peygamberlik kendisine verilmeden önce gençlik yıllarında bu iki hakkın korunması için oluflturulan ve adına "Hılfu'l- Fudul" cemiyeti denilen organize içerisinde yer almıfl; hatta Peygamberli¤i günlerinde bile bu teflkilatı flöylece övmüfltür: "Abdullah b. Cüd'an'ın evinde, bana kırmızı tüylü develerim olmasından daha kıymetli olan bir teflkilatlanma sözleflmesine katıldım ki, bu gün bile böyle bir teflkilata girmeye davet edilsem yine evet derdim. Bu teflkilatın adı Hılfu'l Fudul idi." O, rahmet peygamberiydi, getirdi¤i fleyler de aynen rahmetti. "Siz yeryüzündekilere merhamet ediniz ki, göktekiler de size merhamet etsin" buyururdu. Sadece insanlara karflı de¤il, bütün hayvanat ve nebatata (canlılar ve bitkiler) karflı bile rahmet hisleri ile dolu idi. Hz. Enes b. Malik (ra) anlatıyor: "On sene boyunca Allah'ın Resulüne hizmet ettim. Bir defa bile bana "öf" demedi. Yaptı¤ım bir fley için, niçin yaptın? Terketti¤im bir fley için de niye terkettin? diye sormadı." (Muslim) "Bir Müslüman bir a¤aç diker veya ziraatçılık yapar da ondan bir kufl, bir insan veya bir hayvan nasiplenirse, bu o ziraat sahibi için sadaka olur" buyurmufltur. (Müslim) fiahsı için hiç kimseden intikam almadı. Güçlü iken affetme yolunu tercih etti. En güzel insani sıfatlar O'nda mevcuttu. Hilim, cesaret, adalet, iffet, cömertlik gibi üstün vasıflar O'nda kemalini bulmufltu. Konuflmaları, gülmeleri ölçülü idi. Ço¤unlukla mütebessimdi. Yemesi, içmesi ve giyinmesi tertipli ve düzenli; tekellüfsüz ve gösteriflten uzak; tertemizdi. Hata yapanların mazeretlerini kabul eder ve flöyle derdi: "Allah, kardeflim Musa'ya rahmet eylesin. Benim karflılafltı¤ım fleylerden daha beterleriyle karflılafltı da sabretti." (Buhari, Müslim) Cömertli¤i ve cesareti emsalsiz idi. O'nun Vahiy Okulu e¤itim ve terbiye rahlesinden feyzini almıfl, ilim beldesi, amcasının o¤lu, damadı ve raflid halifesi Hz. Ali (ra) efendimizin O’nu bize flöyle anlatıyor: "Eli en açık, gönlü en genifl, ifadeleri en düzgün, sözüne en sadık, tabiatı en yumuflak, geçinilmesi en kolay insandı. Kendisini ilk görene bir heybet telkin ederdi. Sohbetinde bulunan O'nu severdi. O'nu anlatan "önce ve sonra O'nun benzerini görmedim" derdi. Kendisinden istenen bir fleyi varsa mutlaka verir, yoksa arafltırır, bulur ve verirdi. Bir defasında adamın birine, iki da¤ arasını tutacak kadar koyun verdi. Adam kabilesine döndü ve onlara: "Müslüman olunuz. Zira Muhammed fakir olmaktan korkmayan bir insanın verdi¤i gibi veriyor" dedi. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 32 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir DOSYA 32 HESSEN Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 Rahmet Resûlü’ne vefa Nureddin YILDIZ ize, kendi içinizden öyle bir peygamber geldi ki, sizin sıkıntıya düflmeniz O’nun a¤ırına gider; O, size son derece düflkün; O, müminlere karflı flefkatli ve merhametlidir. (Tövbe, 128) Peygamber aleyhisselamın bildirdi¤i her fleyi do¤rulamak: Elindeki Kur’an ile cinlere ve insanlara gönderildi¤ini, getirdi¤i din olan ‹slam’ın son din oldu¤unu do¤rulamak… Kendisine itaat, verdi¤i hükümlere teslimiyet, Sünnetine uymak, aykırı olan ne varsa reddetmek… O’nu ana-baba, can dâhil her fleyden daha fazla sevmek… Bu sevmeyi do¤rulayacak bir saygıya, dininin yayılmasına çalıflmaya, Müslümanlar arasında sünnetinin canlı kalmasına gayret… Akıl der ki: Yarınki umut için bugün vefa gerek: Çetin günün flefaat umudu Peygamber aleyhisselam efendimiz için… Sevgi iddiamızın ispatı için… O’nun mirasını gelecek kuflaklara aktarmak için… Bir müminin gücü ve imkânları oranında neler yapabilece¤ini göstermek için… S nureddinyildiz@hotmail.com ‹slam ve ‹man ile flereflenme nimetinin karflılı¤ında O’na vefa gerek. Vefa 1: O’nu, Kur’an’ın tanıttı¤ı gibi tanıyıp iman etmek; düflmanlarının O’nun hakkında ortaya attı¤ı iftiralara itibar etmemek. O’nun Allah’ın yarattıkları arasında en de¤erlisi oldu¤una, peygamberlerinin sonuncusu oldu¤una inanmak. Rabb’inden bildirdiklerinde ma’sum oldu¤una, risalet görevini en mükemmel flekilde yaptı¤ına, mucizeler sahibi oldu¤una, en büyük mucizesinin de KUR’AN oldu¤una kesin iman etmek. Vefa 2 "Kifli sevdi¤i ile beraberdir." O’nu, sevmeyi, bütün sevgilerin önüne koymak, bize cennetin yolunu göstermekle yapmıfl oldu¤u iyili¤in kıymetini takdir edip minnettarlı¤ımızı göstermek. O’nu sevmenin Allah Teala’yı sevmek, O’na yaklaflmanın Allah Teala’ya yaklaflmak oldu¤unun fluuruna varmak. O’nun bize canlarımızdan daha yakın, bize bizden daha flefkatli oldu¤unu bilmek. Sevdi¤ini sevmek, sevmedi¤ini sevmemek, O’na yakın olanı yakın, uzak olanı da uzak bilmek. Vefa 3: O’na karflı saygımızı kâ¤ıtlarda yazılı ve dillerde tekrar edilen fliir mısraları fleklinde de¤il, sada- Ffm-West Üyeleri Toplandı GMG Hessen Frankfurt-West Teflkilatında gerçeklefltirilen üyeler toplantısı Kuran’ı-Kerim Tilavetiyle baflladı. Teflkilat birimleri flimdiye kadar yapmıfl oldukları faaliyetleri özet olarak anlattılar. Bölge Yürütme Kurulundan katılan Frankfurt-West fiubesi sorumlusu C. Pekdemir selamlama konuflmasın›n ard›ndan bir sürpriz yaparak küçük bir devir-teslim gerçeklefltirildi. Frankfurt-West Teflkilatında en son baflkanlık yapmıfl olan Mehmet Balbal’a aktüel Teflkilat Baflkanı ‹. Ünsal bir hediye takdim etti ve flimdiye kadar I yapmıfl oldu¤u tüm hizmetlerden dolayı teflekkür etti. Bu arada tevafuken bulunan Bölge Gençlik Baflkanı (Frankfurt-West Teflkilatının ilk baflkanı) Hakan Bayhan da baflar› dile¤inde bulundu. fiube Baflkanı ‹. Ünsal ise konuflmasında a¤ırlıklı olarak yeni Hacc’dan dönmesi hasebiyle kutsal topraklardan bahsetti ve buralara mutlaka Avrupa’da yaflayan her müslümanın gitmesi gerekti¤ini önemle vurguladı. Toplantının sonunda ise flube tarafından hazırlanmıfl olan ziyafete geçilerek toplantıya icabet eden üyelere teflekkür edildi. kat ve uygulama fleklinde ispat etmek, Sünnetini O’nun kendisi gibi görmek; O’nun huzurunda yüksek sesle konuflmadı¤ımız gibi Sünnetinin karflısına da teslimiyetin ve uygulamanın dıflında bir fleyle dikilmemek. O sa¤ iken, mübarek vücuduna zarar gelmesin diye, sahabelerin etrafında etten kemikten sur ördükleri gibi flimdi, O’nun Sünnetini korumak, o u¤urda her ne gerekiyorsa ona katlanmak, gerekeni feda etmeye hazır olmak. Vefa 4: Salât ve selamın en kısa flekli: O’na salât selam getirmek: Her anıldı¤ında, Ezandan sonra, Cuma günü… O’na salât selam getirmeyi, üzerimizdeki hakkının en küçük ifadesi, flefaatinin bir aracısı olarak görmek. Herhangi bir bidate destek olarak Sünnetine köstek olmaktan fliddetle sakınmak. O’na ait bir Sünnet gördü¤ümüzde içten bir sevinçle sevinmek. Sünnetini yaflatmada hiç kimse kalmasa bile, yaflatacak tek müminin biz oldu¤unu hissederek çalıflmak, çalı- flana bu gayretle destek olmak. Ne kadar Sünnete göre yafladı¤ımızın testini sık sık yapmak. O’na uymayı, Sünnetini yaflatmayı rahmetin ve ma¤firetin bir sebebi olarak görmek. O’nun Sünneti ile haz duymak. Vefa 5: O’nun kabrini ziyaret de¤il, kabrinde O’nu ziyaret etmek seviyesinde bir anlayıflla yaflamak, kabr-i flerifinin önünde O’na selam vermeyi nasip etmesini Allah’tan dilemek, nasip olunca da, O’nu ziyaretin edebine riayet etmek. Vefa 6: O’nun mirası olan ilmi ö¤retip yayan, Sünnetini yaflatan âlimlere saygılı olup, destek olmak. Vefa 7: Çocuklarımızı O’nun sevgisi ve O’nun izinden gitme, O’nu yegâne önder bilme fluuru ile yetifltirme, bu hedefi de tatbik ederek ilk örnek olma. Bunun için de evde Siret veya hadis okunan bir ders halkası oluflturmak. Çocukları salâvat okumaya alıfltırmak, teflvik etmek. Yetime destek olmak, yemek yedirmek ile ilgili hadisin uygulaması olarak harçlıklarını biriktirmelerini ve daha sonra onu bir yetime vermelerini sa¤lamak gibi... Camilerde çocuklara Kur’an ezberletildi¤i gibi hadislerin de metinleri ve tercümeleri ile beraber ezberletilmesini sa¤lamak. Peygamber aleyhisselam efendimizin hayatının ne anlama geldi¤ini vurgulayarak çocuklara aktarmak. Ffm-West’te Hayatü’s Sahabe Sohbetleri Frankfurt-FrankfurtWest Teflkilatında Hayatu’s Sahabe Sohbetleri geleneksel hale gelen Cumartesi Sohbetleri Frankfurt-West Teflkilatı´nda mutad bir flekilde devam etmekte. Bu sohbetlerde cemaati fluurlandırıcı konular seçilerek ifllenmekte. De¤iflik hatiplerin geldi¤i haftasonu pro¤ramlarda flimdilerde mübarek sahabelerin hayatlarından demetler sunuluyor. Yahya Ni¤devi’nin anlatımıyla gerçeklefltirilen sohbetler çok be¤eni toplad›. Toplumda di¤er sahabelere nazaran daha az tanınan Hz. Amr bin Cemuh, Hz. Süheyl ve Hz. ‹krime gibi sahabelerin hayatları dinleyenleri fevkalade etkiledi, dinleyenler bunlardan kendilerine ders çıkarttıklarını ifade ediyorlar. Hayatu’s Sahabe derslerine talep üzerine önümüzdeki haftalarda da devam edilecek. Ffm-West Tekilatı Hastane ziyaretlerinde Frankfurt-Frankfurt-West Teflkilatı taraf›ndan düzenli bir flekilde gerçeklefltirilen hastane ziyaretinlerine bir yeni dizi ziyaretler de eklenerek toplam ziyaret sayısı 70’nin üzerine çıkmıfl bulunuyor ve bunların sayısı her hafta mutad bir flekilde artmakta. Bu ziyaretlerini ziyaret komisyonu ile gerçeklefltiren Frankfurt-West Teflkilatı çok be¤eni toplamakta. Bu ziyaretlerden sorumlu olan Tanıtma Baflkanı yapmıfl oldukları ziyaretlerden çok olumlu izlenimler ald›klar›n› ifade etti... “Bu ziyaretlerle müslüman kardefllerimizin kötü günlerinde yanlarında olarak dertlerini paylaflmıfl oluyoruz. Bundan da flifa bekleyen hastalar çok memnun kalıyorlar. Di¤er taraftan da onlar için beklenmedik bir sürpriz oluyor.” diyerek bu ziyaretlerin önemine vurgu yaptı. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 33 Hayat DOSYA Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN ahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla alemlere rahmet, kendisinde Allah (cc)’ı çokça zikredenler için güzel örnekler bulunan, umum kainatı nurlandıran bir kandil olarak gönderilen, insanlı¤ın efendisi Hz Muhammed Efendimiz (sav)’i anlatmak, ona karflı olan saygı ve sevgimizi ifade etmek, bizler için çok zor olsa gerektir. Gelin onu kendi mübarek sözlerindeki incelikleriyle anlamaya ve tanımaya çalıflalım: - Amellerin en üstünü, Allah (cc) için sevmek, Allah (cc) çin nefret etmektir. (Ebû Dâvud) - Gizli sadaka, Allah (cc)’ın gazabını söndürür. Sıla-i rahim, ömrü artırır. ‹yilik yapmak insanı kötü âkıbetten korur. (Râmûz el-Hadis) - ‹flin baflı ‹slam, dire¤i namaz, zirvesi cihattır. (Tirmizi) - Bir kimse öfkeliyken iki kifli arasında hüküm vermesin. (Buhari) - Allah (cc)’ın öyle kulları vardır ki, onlar insanları yüzlerinden tanırlar. (Taberâni) - Allah (cc), dünyada bir kulun ayıbını örterse, kıyamet gününde de Allah (cc), mutlaka onun ayıp ve kusurunu örter. (Müslim) - Her insan hata yapar. Hata edenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir. (Tirmizi) - Ümmetimin flerlileri, çok konuflan, düflüncesizce konuflan ve âzametle konuflanlardır. Ümmetimin hayırlıları ise, ahlakça en güzel olanlarıdır. (Râmûz el-Hadis) - Ey kalpleri evirip çeviren! Kalbimi dinin üzerinde sabit kıl! (Tirmizi) - Mü’min, kusur bulucu, lânet edici, azgın ve hayâsız olamaz. (Tirmizi) - Üç fley imadandır: Darlıkta sadaka vermek, herkese selamı yaymak, insafı gözetmek. (Bezzâr) - Akrabayı yoklamak, malı ço¤altır, ailede de muhabbeti artırır, ömrü uzatır. (Râmûz el-Hadis) - Sadaka, Rabbin öfkesini sön- R Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 SENDE SEN TANIMAK… dürür ve kötü ölüme engel olur.(Razin) - Kıyamet gününde bana en yakın olacak kifli, Bana en çok salavat getirendir. (Tirmizi) - Sizden öncekilerin helâk olmalarının sebebi flu idi: Seçkin biri suç iflledi mi ona dokunmazlardı, güçsüzleri suç iflledi mi hemen cezalandırırlardı. (Buhari) - Allah’ım! Cüzzamdan, sedef hastalı¤ından, delilikten ve hastalıkların kötüsünden sana sı¤ınırım. (Ebû Davûd) - Allah’ım! Kötü ahlaklardan, kötü ifllerden ve kötü arzulardan sana sı¤ınırım. (Tirmizi) - Allah’ım! Ben nefsime çok zulmettim. Günahları ancak sen ba¤ıfllarsın. Rahmetinle beni ba¤ıflla! Bana merhamet eyle! Çünkü sen Gafûr ve Rahîmsin. (Buhari) - Ben peygamber olmadan önce Mekke’de bana selam verdi¤ini bildi¤im bir tafl vardı. O taflı flimdi de tanırım. (Tirmizi) - ‹ki ses dünya ve ahirette mel’undur: Nimette çalgı, musibette feryat. (Râmûz el-Hadis) - Cömertin yeme¤ini yemek devadır. Cimrinin yeme¤i ise derttir. (Râmûz el-Hadis) - Ashabıma sövüp sayanları gördü¤ünüz vakit: ‘Allah, flerrinize lanet etsin!’deyin. (Tirmizi) - Yeme¤in temizli¤i (helâl kazanç), yeme¤i, dini ve rızkı artırır. (Râmûz el-Hadis) - Evlerinizde namaz kılın ve onları kabir haline getirmeyin. Benim evimi de bayram yeri edinmeyin. Bana salat-u selam getirin. Muhakkak sizin selamınız nerede olursa olsun, bana ulaflır. (Râmûz el-Hadis) - Halka içecek da¤ıtan acele etmez. Ancak hepsi içtikten sonra kendisi içer. (Ebu Davût) - Altın ve gümüfl kaplardan iç- meyin, ipek ve atlas dahi giymeyin, çünkü bunlar, dünya da gayr-i Müslimler için, ahirette de sizin içindir. (Ebu Davûd) - Sen, güzel ve hofl konuflmaya, selamı bol vermeye ve yemek yedirmeye devam et. (Râmûz el-Hadis) - Bir kiflinin yemeyi iki kifliye, iki kiflinin ki dört kifliye, dört kiflinin ki de sekiz kifliye yeter. (Müslim) - Bir adama günah cihetinden, her iflitti¤ini baflkasına söylemesi kâfidir. (Râmûz el-Hadis) - Elbiselerinizi giydi¤iniz zaman ve abdest aldı¤ınız vakit, sa¤dan bafllayın. (Sünen sahipleri) - Kiminin keremi dini, mürüvveti aklı ve asaleti de ahlakıdır.(Ramûz) - Ne mutlu ‹sa (as) indikten sonraki hayata… Gö¤e rahmet için, arza da yeflertmek için müsaade edilir. Tafl üzerine tohum ekilse biter, insanlar arasında kin ve çekememezlik olmaz. Hatta bir adam bir aslana rastlasa aslan ona dokunmaz. Yılana bassa yılan onu sokmaz. (Râmûz el-Hadis) - Olumlu tutum ve davranıfl ve ölçülü olmak, peygamberli¤in yirmi beflte biridir. (Ebu Davud) - Kalbinde zerre kadar kibirlik bulunan kimse cennete giremeyecektir. Adamın biri: Ey Allah’ın Rasûlü! ‹nsan elbisesinin ve ayakkabılarının güzel olmasını arzu eder (bu kibirlik midir?) dedi. Peygamber (sav): Hayır Allah, güzeldir ve güzelli¤i sever; kibir, kendini yüksek görerek, Hakk’ı inkar etmek ve onu söyleyene karflı koymaktır, dedi. (Tirmizi) - Münafık’ın üç âlameti vardır: Konufltu¤u vakit yalan söyler; vaat etti¤i vakit sözünden döner; kendisine bir fley emanet edildi¤inde de hıyanet eder. (Ebu Davud) - Hiddet, fleytandandır. fieytan 33 da ateflten yaratılmıfltır. Atefl ise, ancak su ile söndürülür. Bunun için sizden biriniz hiddetlendi mi abdest alsın. (Ebu Davud) - Yatsı namazından önce yatıp uyumaktan da, ondan sonra oturup konuflmaktan da nehyederdi. (Tirmizi) - Muhakkak ki mü’min, ahlakının güzelli¤i sebebiyle gündüzleri oruç tutan ve geceleri de Allah’a ibadetle geçirmifl kimsenin derecesine ulaflır. (Ebu Davud) - Kim, bir kimseye zarar verirse, Allah da ona zarar verir. Kim, bir kimseye fliddetle muamele ederse, Allah da onun azabını fliddetlendirir. (Tirmizi) - Bir mü’mine zarar veren veya ona hile yapan kimse mel’undur. (Tirmizi) - Kimse Bana, ashabım hakkında bir fley gelip söylemesin, çünkü ben karflınıza gönlüm temiz ve salim olarak çıkmayı arzu ediyorum. (Ebu Davud) - Cennete ne insanların arasına fesat sokan, ne ihsanda bulundu¤u kimsenin baflına kakan, ne de cimrilik gösteren kimse girecektir. (Tirmizi) - Her ümmetin bir fitnesi vardır. Benim ümmetimin de fitnesi dünya malıdır. (Tirmizi) - Dünyada malı çok olanlar, kıyamet gününde sevabı az olanlardır. Ancak Allah’ın kendisine mal verip, onu hayırla hasenata sarf edenler müstesnadır. (Buhari) - Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse ya hayır söylesin ya da sussun. (Tirmizi) - ‹nsanlara derecelerine göre muamele ediniz. (Müslim) Habibini öven Rabbimiz: "Muhakkak ki Allah ve melekleri, O peygambere salat ederler. Ey iman edenler! (Siz de) O’na salât edin ve (O’na) teslimiyetle selam verin." (Ahzab 56) Hamdolsun Alemlerin Rabbi olan Allah’a. CDU içerisindeki DTF ülke genelinde imamların kayıt altına alınmasını istiyor Alman-Türk Forumu (DTF) Yönetim Kurulu Baflkanı Bülent Arslan Almanya’daki imamların Alman toplumunun kültürü ve tarihi hakkında da vaaz vermelerini istiyor H ristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) içerisindeki Alman-Türk Forumu (DTF), Almanya’daki tüm imamların kayıt altına alınmasını talep etti. Ayrıca DTF Baflkanı Bülent Arslan, camilerde düzenli olarak yapılan vaazlarda "entegrasyon yanlısı mesajlar" verilmesi yönünde ‹slami organizasyonlar ve hükümet arasında bir anlaflma ya- pılması gerekti¤ini ifade etti. Arslan’ın görüflüne göre, imamlar için ülke genelinde hazırlanacak bir kayıt defteri, flimdiye kadar bofla çıkan entegrasyon politikasına yeni bir hareket getirecek. Öte yandan kayıtlarda bulunan imamların ülke politikasındaki sorunlar ve problemler hakkında düzenli olarak e¤itilmesi gerekiyor. Arslan’ın böyle bir anlaflma ile camilerde imamların örne¤in Alman toplumunun kültürel ve tarihi konularında da vaaz vermelerini sa¤lamayı amaçladı¤ı belirtildi. Di¤er yandan DTF Baflkan Yardımcısı Thomas Kufen’de, "‹mamlar ‹slam toplumu içerisinde etkili kiflilerdir. Devlet bunlardan daha çok entegrasyon amaçlı faydalanmalıdır" fleklinde konufltu. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 34 SPORTF ETKNLK 34 Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Orta Almanya’nın en büyüü UMUT-CITY SPOR Atatürk Kupas› Frankfurt Baflkonsolosluk Bölgesi final maç›nda TSV Wiesbaden’i ma¤lup eden UMUT CITY bölge flampiyonu oldu. Murat Erbay - Frankfurt ainz Baflkonsolosluk Bölgesi final maç›nda ise Ransbach-Baumbach Türkiyemspor´u 3-1 ma¤lup eden Mainz Barbarasspor flampiyon oldu. Baflkonsolos Berin Tulun´un elinden flampiyonluk kupas›n› alan Barbarosspor, Orta Almanya flampiyonas› için Frankfurt Baflkonsolosluk Bölgesi birincisi Umut Cityspor ve Karlsuhe Baflkonsolosluk Bölgesi flampiyonu Buchen Türkspor´la mücadele M etti. Baflkonsolos Güldere de izledi Rüzgarl› ve fliddetli ya¤an ya¤mur alt›nda oynanan karfl›laflmalar› Baflkonsolos Salih Güldere bafltan sona izledi. ‹lk maçta Buchen Türkspor u 3-0 yenen UmutCity spor büyük avantaj yakalad›. ‹kinci macta ise Barbarosspor rakibi BuchenTürkspor’a flans tan›mad› ve yine ayn› skorla 3-0 maç› alarak fi- nale kald›. Final maç›nda Umut City Spor büyük baflar› göstererek 3-0 lik skorla Barnarossporu eledi ve Orta Almanya flampiyonu olarak bu y›l Stutgart’ta düzenlenecek olan Finallere kat›lma hakk› elde etti. Kupa ve para ödüllerini Baflkonsolos Tulun verdi Frankfurt Baflkonsolosu S.B. Güldere turnuvan›n flampiyonu UmutCityspor´a flampiyonluk kupas› ödü- lünü verdi. Güldere ayr›ca ikinci olan Barbarosspor´a ikincilik kupas› ödülünü verirken, turnuvan›n üçüncüsü olan BuchenTürkSpor üçüncülük kupas›n› ald›. Onlarca seyrcinin izledi¤i turnuvada, maç aralar›nda yap›lan Penalt› yar›flmas›nda, Barbarosspor Klübü MuratBaflkan› Muhiddin Çelik 6 at›flta 6 yaparak 1. olurken, Baflkonsolos S.Bo¤aç Güldere 6 at›flta 4 gol ile 2. oldular ve birer ödül de onlar haketti- IGMG Hessen Gençlik Tekilatı’ndan Kardelik Turnuvası M.Ö. Kutlu/Stadtallendorf IGMG Hessen Gençlik Teflkilatı´nın Kuzey fiubeler arasında düzenlemifl oldu¤u Futbol Turnuvası Stadtallendorf flehrinin “Bärenbachhalle” salonunda güzel bir atmosferde gerçekleflti. Saat 09:30’da açılıfl›n›n Kur´an-› Kerim okunufluyla bafllayan ve 12 takımın katıldı¤ı turnuva çok güzel ve son derece heyecanlı ve çekiflmeli geçti. Verilen namaz molasında Hessen Bölge Gençlik Teflkilatı Bflk. Hakan Bayhan tunuvaya katılan gençlere yaptı¤ı konufl- masında bir araya gelifl sebebinin kesinlikle kardefllik ba¤larını güçlendirmek oldu¤unu söyledi ve gençlerin birbirlerine karflı dostça mücadele etmelerini tavsiye etti. Turnuva saat 16:30´lara kadar devam etti. Turnuvada dereceye giren takımlar: 1. Stadtallendorf I. 2. Limburg II. 3. Hattersheim III. fleklinde sıralandı. Turnuvanın en önemli kupası olan centilmen, Edep ve kardefllik kupasına Stadtallendorf III takımı gençleri layık görüldü. 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 35 DOSYA 35 Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 YANLI PEYGAMBER TASAVVURUNUN GÜNCEL AÇILIMLARI smindeki vurgu her ne kadar özel bir haftaya olsa bile, neredeyse tüm Nisan ayını kapsayan ve di¤er aylarda rastlanmayan daha çok duygu yo¤unluklu bir döneme daha tanık olduk. Televizyon ekranları; sinema, dü¤ün, konferans salonları; gazeteler, dergiler, vakıflar, dernekler ve hatta evler Resulüllah(s)’a olan övgülerle, duygusal sahnelerin a¤ırlıkta oldu¤u konuflmalarla, ilahilerle, naatlarla, yazılarla dolup tafltı. 15 asır önce gerçekleflen bir do¤um nedeniyle sevinildi, güller da¤ıtıldı; sevgi gözyaflları döküldü; fakat o ‘kutlu do¤um’un sahibinin bedeniyle aramızda olmaması nedeniyle kalpleri derinden burkan hüzünler yaflandı. Dikkat Çekici Bir Süreç! Yaflı son on-on befl yılın ‘kutlu do¤um’ programlarını hatırlamaya ve de¤erlendirmeye müsait olanların fark ettikleri gibi, her yeni yılın Nisan ayı öncekilere oranla daha büyük bir coflkuyla kutlanan bir ‘kutlu do¤um’ haftasına tanıklık ediyor. Özellikle de son üç-befl yılın kutlu do¤um haftalarındaki coflku öncekileriyle kıyaslanmayacak kadar yo¤un. Bir hafta süreyle konferans ve panellerdeki konuflmalardan gül da¤ıtmalara, kan ba¤ıfllarından Resulüllah’a mektup yazmalara, O’nun için en güzel pasta yapma yarıflmalarından O’na yemek masasında bir sandalye ayırma ve masaya çatal-kaflık koyma seremonilerine kadar uzanan çok farklı etkinliklerle Peygamber efendimiz anılıyor, dünyayı teflrifleri kutlanıyor. ‹lgili programlardaki coflkunun her yıl biraz daha artması ise O’na sevgisi ve saygısı olan kitleleri sevindiriyor; kendisini ‹slam’a dâhil veya yakın hissedenleri memnun ediyor. Coflku seli her yanı kuflatıyor ve en önemlisi neredeyse hiç kimse o coflku selinden kafasını çıkarıp ‘ne oluyor’ diye sormuyor, sormayı düflünmüyor. Aksine, a¤zı laf yapan veya eli kalem tutan birçok kifli bu coflku seline daha önce dile getirilmemifl yeni bir ifade veya davranıflla katkıda bulunuyor veya bulunmanın çabasını yürütüyor. Sahi ne oluyor? Ne oldu da Re- ‹ Ahmet Cemil Ertunç sulüllah’ın do¤umuyla ilgili olmak üzere son üç-befl yılda daha önce benzerine rastlanmaz bir sevgi seli, adeta sarhofl eden bir coflku fırtınası hemen herkesi kuflattı? Ne oldu da daha önce iflitilmemifl yeni sıfat ve nitelemeler Resulüllah(s) için yo¤un bir flekilde dile getirilmeye bafllandı? Gerekçesi ne olursa olsun, mevcut gidiflatın nereye do¤ru oldu¤unu, gidiflatın kimler tarafından yönlendirildi¤ini tespit etmek için birilerinin düflünmesi gerekiyor. Özellikle de kuflatıcılı¤ı ve dozajı son üç-befl yılda gittikçe artmasının nedenleri üzerinde hiç de¤ilse birazcık birilerinin kafa yorması gerekiyor. Bu ise, dile getirilen ifade ve inançlarda, birbirinden farklı uygulamalarda e¤er bir yanlıfllık varsa bu yanlıfllı¤ı önlemek, yok e¤er tüm bunlar do¤ru ise bunların devamını sa¤lamak açısından zorunludur. O halde Müslüman olmanın verdi¤i sorumlulukla ve bir makalenin müsaade etti¤i oldukça kısıtlı sınırlar çerçevesinde düflünelim ve soralım: Bu ülkede özellikle de son on yıldır programlı bir flekilde uygulamaya konmufl bulunan ve insanımızı ‹slami geleneksel de¤erlerinden uzaklafltırarak dünyevilefltirme, bencillefltirme, ilkesizlefltirme çabalarının neden oldu¤u de¤erler bofllu¤u ve manevî susuzluk mu ‘kutlu do¤um’u her geçen gün Müslüman kitlelerin zihinlerinde ve gönüllerinde daha da özel bir yere sahip kılmaya baflladı? Varolufl gayesi unutturulmaya, ebedî modeli kaybettirilmeye, de¤erleri tepetaklak edilmeye çalıflılan bu ülke insanları asıl de¤erlerinin nerede oldu¤unu, gerçek sı¤ına¤ının neresi oldu¤unu yafladı¤ı acılarla, çekti¤i manevî susuzluklarla daha do¤ru görmeye baflladı¤ı için mi ‘kutlu do¤um’ daha bir kutlu olmaya baflladı? Topluma takdim edilen ve emir-komuta zinciri içerisinde tutulması emredilen bütün kulplar kırıldı¤ı, hayatın gidiflatını belirleyecek ilkeler çürük çıktı¤ı, kiflili¤in flekilleniflini sa¤layacak bütün mo- deller sıradanlafltı¤ı için kapsamlı ve derinlikli bir ahlakî yozlaflma kaosuna sürüklenmenin etkisiyle insanımız tutulacak en sa¤lam kulpun, en do¤ru ilkelerin, en mükemmel modelin on befl asır öncesinde oldu¤unu tekrar hatırladı da onun için mi ‘kutlu do¤um’ haftasını her yıl tüm geçmifl yıllardakinden daha büyük bir coflkuyla kutlar oldu? E¤er böyleyse, kutlu do¤um haftasındaki kapsamlı ve yo¤un etkinliklerin sebepleri bunlar ve benzerleri ise; kutlu do¤um etkinlikleri ve programları hakikati elde etmenin, ebedî modeli yakından tanımanın bir vesilesi ise; yaflanılan coflkunun nedeni yaflanılan manevî susuzlu¤u gidermenin neden oldu¤u sevinç ise; ne güzel. O zaman daha nice kutlu do¤umlara, daha nice kutlu do¤umlarda gerçekleflen milyonlarca kutlu do¤ufllara demek gerekiyor. Fakat kutlu do¤um haftası etkinliklerinin kuflatıcılı¤ındaki ve duygusallık dozajındaki artıflın nedeni tüm bu saydıklarımız ve benzerleri de¤il de, örne¤in tüm bu gerçekleflenler yüz yılı aflkın süredir insanımızı ‹slami de¤erlerinden koparma veya özel olarak son on yıldır postmodern yöntemlerle ‹slami her fleyi hayattan uzaklafltırma projelerinin bir gere¤iyse; iflte o zaman her fleyi yeniden düflünmek gerekiyor. Veya daha genel bir de¤erlendirmeyle, kitlelerin hofluna giden tüm bu uygulamalar dünya ölçe¤inde gerçekleflen bir projenin parçası ve ça¤dafl bir ‹slam inflası projesinin gere¤iyse; bu durumda biraz olsun düflünebilen, biraz olsun akledebilen, birazcık olsun oyunun dıflına çıkıp gerçe¤i fark edebilenlerin daha çok düflünmeleri, akletmeleri ve tespit ettikleri çerçevesinde en azından seslerinin ulafltı¤ı kadarıyla gerekli uyarıları yapmaları gerekiyor. Bu yazının amacı, ilgili sorular ba¤lamında ‘sürecin sebebi budur’ biçiminde ifade edilebilecek ve her türlü tartıflmaların üzerinde yer aldı¤ı iddiasıyla takdim edilen bir cevap vermek de¤il. Süreçle ilgili ki- flisel bir cevap varsa bunu takdim etmek veya dayatmak amacı taflınılmıyor. Sadece soru sormak ve durumu anlamaya katkı sa¤lamak arzulanıyor. Ama bunu yaparken zihinleri karıfltırmak, kitleleri paranoyakça bir kuflkuya kaptırmak ise hiçbir flekilde arzulanmıyor, istenmiyor. Yaflanan ve hissedilen sevinci, memnuniyeti karamsarlı¤a dönüfltürmek gibi bir niyet kesinlikle söz konusu de¤il, olamaz da. Fakat tüm bunlara ra¤men yaflanan bazı yanlıfllara dikkat çekerek bunların giderilmesini veya düzeltilmesini sa¤lama yönündeki çabalara küçücük de olsa bir katkı sa¤lamak bu satırların yazarını bahtiyar edecektir. Çünkü yaflananlarda göz ardı edilemeyecek ciddi bazı yanlıfllıklar var. Ve maalesef son yıllarda artan fley, söz konusu yanlıfllıkların kapsamının ve dozajının artmasından ibaret. Bu ise son derece planlı bir sürecin uygulamaya konuldu¤u düflüncesine kaynaklık yapıyor; kuflkulara oldukça ciddi bir nitelik kazandırıyor. Sapkın Bir Tasavvur Öncelikle, yaygın ve yo¤un bir flekilde adeta pompalanan peygamber tasavvurunun büyük oranda yanlıfl oldu¤unu belirmek gerekiyor. Bu tasavvurun ne tür bir yanlıfllı¤a sahip oldu¤unu anlamak için iman kapısının anahtarı konumundaki kelime-i tevhidin en kısa biçimiyle ifade etti¤i do¤ru peygamber tasavvurunu dikkate almak tamamen yeterli. Her Müslüman bilir ki kelime-i tevhidin yarısını peygamberin durumu ve duruflunun açıklanması oluflturur. Çünkü iman gömle¤inin ilk dü¤mesi peygamber tasavvuruyla ilgilidir. O bir kez yanlıfl anlaflıldı mı, yanlıfl bir konuma oturtuldu mu gerisi hep yanlıfl gelir. Bu nedenle de do¤ru peygamber tasavvuru imanın anahtarı olan kelime-i tevhidde Allah’ın ilah olarak bir oldu¤u gerçe¤iyle birlikte ifade edilmifltir. Do¤ru peygamber tasavvurunun en kısa ifadesi ise, O’nun bir kul ve elçi oldu¤u gerçe¤idir. Buna göre O bir kuldur ama herhangi bir kul de¤il, insanlar arasından seçilip ilahi bir görevle so- 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr 36 rumlu kılınmıfl elçi olan bir kuldur; O bir elçidir ama ilahi bir varlık de¤il, kul olan bir elçidir. Yine her Müslüman bilir veya bilmek zorundadır ki, hiç kimse kelime-i tevhidin bu yarısına iman etmeden, bu kısa ifadede dile getirilen hakikati kuflkusuz bir flekilde aynıyla kabullenmeden ebedi esenli¤e uzanan yolun yolcusu olamaz. Kutlu do¤um haftası dâhilinde ön plana çıkan yanlıfllı¤a gelince, kelime-i tevhidin Resulüllah’ın kimli¤i ve konumuyla ilgili formülüyle çatıflan ve sahibini iman yolunun yolcusu olmaktan çıkaracak bir yanlıfllı¤ın gittikçe artan bir yo¤unlukla insanların zihinlerine ve dillerine kazındı¤ı görülmektedir. Geçmiflte hemen her zaman bireysel olmufl, bazen de bazı küçük gruplarca benimsenmifl olan Resulüllah’ı kulluktan çıkarıp ilahilefltiren anlayıfl kitlelere mal edilmeye çalıflılmaktadır. Söz konusu yanlıfllık zihinlere ne kadar yerleflti bilinmez ama dillere yaygın bir flekilde yerleflti¤i kesin. Bu, Resulüllah’ın ‘âlemlerin efendisi’, ‘kâinatın efendisi’ olarak nitelendirilmesi, isimlendirilmesi sapkınlı¤ıdır. Hâlbuki yine her mümin bilir ve bilmek zorundadır ki ‘âlemlerin efendisi’, ‘kâinatın efendisi’ Resulüllah veya yaratılmıfllardan herhangi bir kimse de¤il, sadece ve sadece Allah’tır. Bunun dillerdeki kadim ifadesi ise ‘rabbü’l âlemîn’dir. Ama maalesef Resulüllah özellikle belirli kesimlerce sürekli denecek sıklıkta ‘âlemlerin efendisi’, ‘kâinatın efendisi’ olarak takdim edilmekte ve buna itiraz yöneltildi¤inde ise çok kolaylıkla ‘Biz bununla Resulüllah’a olan sevgimizi dile getiriyoruz. O’nun kâinatın yaratıcısı oldu¤unu söylemek istemiyoruz’ savunması yapılmaktadır. Bu savunma dillendirilirken de, Resulüllah’ın aralarından bir elçi olarak seçilip hakikati kendilerine bildirmekle görevlendirildi¤i toplumun flirkinin nedeninin birilerini Allah’ın yaratıcılı¤ına ortak etmek olmadı¤ı, Allah’ın yaratmakta orta¤ı olmadı¤ını müflriklerin de bilip kabul ettikleri, Peygamber ile gerçeklefltirilen tashihin Allah’ın rab sıfatını bazı kimselere verme anlayıflı oldu¤u unutuluyor veya hatırlanmak istenmiyor. Bir mümin tarafından kabul edilmesi mümkün olmayan söz konusu niteleme dile Seite 36 DOSYA Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 getirilirken sözcü¤e yüklenen mana farklı olabilir, yanlıfl bir ifadeye do¤ru mana yükleniyor olabilir. Ama hiç kimsenin bir sözcü¤e herkes tarafından bilinenin dıflında özel anlam yüklemeye hakkı olmadı¤ı da açıktır; üstelik olsa bile bunun bir anlamı ve olumlu manada olmak üzere bir de¤eri yoktur. E¤er sözcü¤e farklı anlam yükleme dinin ilkeleri ile ilgili temel sözcüklerde gerçeklefltiriliyorsa böyle bir hakkın kimseye verilmedi¤i bilinmek zorundadır. Yapılan ifl yanlıfl bile olsa, sıklıkla dile getirildi¤i üzere, niyetlerin iyi oldu¤u bu nedenle kiflilerin sorumluluklarının söz konusu olmayaca¤ı savunması yapılabilir. Oysa kesin ve açıktır ki, iyi niyet yapılan yanlıfl ifli do¤ru kılmaz. Elbette ki ‘ameller niyetlere göredir’, fakat bu ‘ne yaparsanız yapın e¤er niyetiniz iyi ise ifliniz de iyidir’ anlamını dile getiren bir ilke de¤il; ‘iyi ifllerinizde açı¤a çıkabilecek aksaklık veya yanlıfllıklarda niyetinizin ne oldu¤u dikkate alınır’ anlamına gelen bir ilkedir. Yanlıfllıklar, hakikatten sapmalar genellikle ilk anda çok küçüktür. Bu nedenle söz konusu yanlıfllık veya sapma ya hiç fark edilmez ya da fark edenlere söylenecek gerekçeler kolayca bulunabilir. Ancak e¤er önü alınmazsa yanlıfl/sapma büyür ve hakikate yakınlı¤ıyla bile bir ilgisi kalmaz. Hıristiyanlık gelene¤indeki mecazi baba-o¤ul nitelemesinin zamanla ulafltı¤ı anlam bunun önemli tarihsel delillerinden sadece birisidir. Resulüllah’la ilgili olarak yukarıda dile getirdi¤imiz yanlıfl niteleme bu açıdan hakikatten sapma sürecinin önemli bir aflaması olarak anlam kazanmaktadır. Bu yanlıflı kolaylıkla baflka yanlıfllar takip edecektir. Esasen bu gerçekleflmeye de baflladı. Biraz dikkat edenler fark etmifllerdir; daha önceki senelerde rastlanmayan veya varsa da sık dile getirilmedi_i için pek dikkat çekmeyen bir biçimde artık Resulüllah’ın ‘gönüller/kalpler sultanı’ oldu¤u da ifade edilmeye bafllandı. ‹flte bu söz konusu sapma sürecinin yeni bir aflaması olarak anlam kazanmaktadır. Hâlbuki her müminin bildi¤i üzere, gönüllerin hükümranı sadece ve sadece Allah’tır. Kalpleri evirip çeviren, istedi_i istikamete yönelten sadece O’dur. Söz konusu nitelemeye belirli bir zorlamayla ‘gönül tahtımızın eflsiz misafiri’ anlamı yüklen- meye çalıflılıyorsa da bu da en basit ifadesiyle sözcüklerin anlamlarını kaydırmaktan baflka bir fley ifade etmemektedir. ‹lahi hakikatin dile getirilmesi ba¤lamında olmak üzere sözcüklerin anlamlarını kaydırmak ise Kur’an’ın kesinlikle reddetti¤i bir yaklaflımdır. Kur’an’ın bildirdi¤ine göre bu ‹srailo¤ullarının sapmasına neden olan bir davranıfltır. Bu arada, sıklıkla dile getirilen ve yaygınlafltırılan, ‘güllerin efendisi’ gibi nitelemeleri ve bu nitelemeler eflli¤inde dökülen gözyafllarını da dikkate almazlık olmaz. Elbette ki bu tür nitelemeler itikadî bir yanlıfllı¤a sahip de¤il, ama konunun ciddiyetiyle ba¤daflmayacak kadar komik oluflu da kesin. Bunlar, konunun ciddiyetini sulandıran; imanî bir gereklilik olan peygamber sevgisini rotasından çıkaran; sı¤, yapmacık bir sevgiyi peygambere atfeden zihniyetin nitelemeleri olarak anlam kazanmaktadır. Bu, dün tanıdı¤ına ‘senin için ölürüm’ diyecek kadar flıpsevdi olan, sevdi¤ini söyledi¤i kifliyi niçin sevdi¤i konusunda üç cümlelik bilgisi dahi bulunmayan, bu nedenle de ertesi gün bir baflkasını görünce kolaylıkla onun peflinden koflabilen günümüz ‘aflık’larına yakıflan bir tutumdur. Ancak daha da önemlisi bu nitelemeler tevhid hakikatine muhalif di¤er nitelemeleri fark etmeyi önleyen bir zihinsel bulanıklı¤ın unsurları olarak ifllev görmektedirler. Sınır Tanımayan Övgücü Zihniyetin Çarpıklıkları Kutlu do¤um programları dâhilinde konuflmalara ve yazılara yansıyan yanlıfl nitelemelerin daha baflka boyutlara uzanan ve Resulüllah’ın kul olufluyla çeliflen bir yı¤ın örne¤i var. Bu oldukça önemli yanlıfllı¤ın temelinde ise kutsallı¤ı Resulüllah’ın ilahi görevine atfetmek gerekirken, bedenine atfetme anlayıflı var. Bu nedenledir ki örne¤in Resulüllah’ın do¤umu kutsanıp kutlulafltırılıyor; do¤umuna ola¤anüstülükler yüklenip kutsallık dozajı artırılmaya çalıflılıyor. Resulüllah bedeniyle ola¤anüstü bir varlık konumuna oturtulmaya çalıflılıyor. ‹lahî misyon tamamıyla bedenine ait kılınıyor. Bu ba¤lamda olmak üzere, bu senenin Kutlu Do¤um haftası nedeniyle -söylendi¤ine göre- milyonu aflkın basılan ve oldukça ucuz bir fiyata satılan bir dergideki flu rivayet örnek olarak hatırlanabilir: ‘Hz Amine’nin ifadesi ve Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN ehl-i keflfin tasdikiyle do¤du¤unda odanın bir köflesinde secdeye kapanıp flahadet parma¤ını yukarıya kaldırarak: ‘Vah ümmetî! Vâh ümmetî’ dedi’, ‘O’nun yeryüzünü flereflendirmesi; kâinat çapında bir vak’a ve yer-gök adına en büyük bir hadisedir’. Ne aklî ve ne de naklî hiçbir dayana¤ı olmayan bu tür fleyler dile getirilirken, Resulüllah’ın kutlu olan asıl do¤umunun 40 yaflındayken Hıra ma¤arasında gerçekleflti¤i hatırlanmıyor bile. Üstelik esenlik yolunu gösteren ilahi mesaj bile çarpıtılıp, elçi olan bir kulun sadece bedeniyle sınırlandırılabiliyor. Bunun son örne¤i ise, günde yarım milyon satan bir gazetenin yine bu seneki Kutlu Do¤um haftası günlerinde yayınladı¤ı bir yazıda yer aldı. Sayıca önemli bir kitlenin kanaat önderlerinden birisi konumundaki flahsiyetin yazısında ‘Deki: Hak geldi, batık yıkılıp gitti. Çünkü batıl yıkılmaya mahkûmdur’ (‹sra, 17:81) ayeti ile dile getirilen fleyin Resulüllah’ın bedeni oldu¤u ve O’nun annesinden do¤ufluyla batılın yok olmaya baflladı¤ı ifade edildi. ‹nsanlar arasından seçilip insanlara bildirmekle sorumlu kılındı¤ı mutlak do¤ru ilke ve ölçüleri göz ardı edip, peygamberin do¤rudan bedenini kutsayan anlayıflın bu seneki Kutlu Do¤um etkinliklerine yansıyan örnekleri pek çok. Hız kesme kabiliyeti bulunmayan çarpık övgücü zihniyet her geçen gün Resulüllah’ın bedenine daha baflka kutsallıklar veya misyonlar atfetmekle meflgul ve bunu bu sene bir adım daha ileri götürdü. fiimdi bunun güncel örneklerinden birkaçını sunmak istiyorum. Ama öncelikle flunu kesin bir ifadeyle dile getirmem gerekti¤ini düflünüyorum, maksat belirli bir yayın organını veya kesimi elefltirmek veya suçlamak de¤ildir. Yanlıfl ve sapkın peygamber tasavvuruna en iyimser ifadesiyle gafilce katkı sa¤layanlarla polemi¤e girmek, konunun ciddiyetiyle çeliflir. Bu nedenle böylesine ciddi bir konunun polemik konusuna dönüfltürülmesine fırsat vermemek için söz konusu çarpık ve sapkın ifadelerin kayna¤ını vermeyece¤im. Bunların, gittikçe yaygınlaflan peygamber tasavvurundaki yanlıfllıkların sadece bazı örnekleri olarak de¤erlendirilmesi gerekmektedir. Söz konusu yanlıfl inancın ba- 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN zı örnekleri flunlardır: ‘Allah Resûlü, varlı¤ın özü, kainat a¤acının en mükemmel meyvesidir. Kâinat O, en güzel meyve için yaratılmıfltır. Kainatın yaratılıflının esas gayesi O’dur’, ‘Cenab-ı Hak ilk defa Peygamber efendimiz’in (asm) nurunu yarattı ve yokluk fezasına attı. O’nun nurundan arfl, kürsi ve levh-i mahfuz yaratıldı’, ’Kainatın ve kalplerin padiflahı!... Veziri Cebrail olan sultanım!’, ‘Ey nurunun hürmetine alemler yaratılmıfl olan…’, ‘Mücrimim belki, ama Muhammed Mustafa hayranıyım demek ve Efendimiz’e sevgisini haykırmak isteyen bize ümit vermelidir. Zira Peygamber sevgisi bulunan bir kalbi cehennem atefli yakmaz’, ‘flu kâinatın yaradılıfl ve devamındaki maksat ve gayenin sebebi olan…’, ‘Nebilerin imamı’, ‘Efendimiz’in, en büyü¤ü Kur’ân’ı Azîmüflflan olan mucizelerinin sayısı bini geçmifltir.’ Polemiklere fırsat vermemek için bu ifadelerin kaynaklarını vermeyece¤imi belirttim, ama flunu bildirmeyi de zorunlu buluyorum; bu ifadeler kıyıda köflede kalmıfl yayın organlarında de¤il, yarım milyon civarında satan/da¤ıtılan bir derginin ‘kutlu do¤um’ özel sayısındaki yazılardan ve yine aynı miktarda satan bir gazetenin köfle yazılarından seçildi. Bu da yanlıfllı¤ın kitlesel hale geldi¤ini göstermesi açısından son derece önemlidir. Ayrıca iki örnek de milyonların izledi¤i iki ayrı TV kanalından, bu TV kanallarının ‘Kutlu Do¤um’ programındaki sunucuların ellerine tutuflturulan kâ¤ıttan okuduklarından vermek istiyorum: ‘Ehl-i Keflfe mensup birisi rüyasında Ebu Leheb’i görmüfl. Ona ne halde oldu¤unu sormufl. O da cehennemde tahammülü mümkün olmayan bir azapla cezalandırıldı¤ını, azabının sadece pazartesi günleri biraz olsun azaltıldı¤ını ve kendisine o gün bir miktar su verildi¤ini söylemifl. Ehli Keflfe mensup zat bunun sebebini sorunca ‘Muhammed do¤du¤u gün çok sevinmifl ve bir köle azat etmifltim. Muhammed’in do¤umuna sevinmifl olmam nedeniyle azap haftanın bir günü azaltılıyor’ demifl. Ey Müslümanlar iflte Resulüllah’ı sevmenin sonucu bu. Resulüllah sevgisi Ebu Leheb’in bile azabını azaltmaya yetiyor!’, ‘Allah Resulü bir akflam Hz Aifle annemizin dizi- Seite 37 DOSYA Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 ne baflını koyup uzanmıfl. Bir ara Hz Aifle’nin gözyaflı yüzüne düflmüfl. Efendimiz bunun sebebini sormufl. Aifle annemiz demifl ki: ‘Ey Allah’ın Resulü bir aya baktım bir de senin yüzüne. Senin yüzün aydan daha parlak ve güzel. Bu nedenle duygulandım da gözlerimden yafl aktı’. Bunun üzerine Peygamber efendimiz demifl ki: ‘Aifle sen buna neden flaflıyorsun. Bilmez misin ki ay bütün ıflı¤ını benden alıyor. Elbette ki ben ondan parlak olaca¤ım. Yoksa ayı nasıl aydınlatırdım’. Tüm bu ifadelerde dile getirilen inançların yanlıfllı¤ını, saçmalı¤ını ve hatta sapkınlı¤ını elbette ki öncelikle do¤rudan Kur’an’dan hareketle tespit etmek son derece kolay. Konu dâhilinde hiç zorlanmadan birçok ayeti, birçok sahih hadisi pefl pefle sıralamak mümkün. Ama esasında buna bile gerek yok. Söz konusu yanlıfl ifade ve tespitlerin yer aldı¤ı yazıların bizzat kendilerinden nakledece¤im flu ifade ve tespitler dahi hakikatin bizzat o ifadelerin yazarlarınca bilindi¤ini göstermesi açısından önemli ve bu durum bir çok bakımdan son derece ilgi çekicidir: ‘O’nun yolundan gitmemek, O’na benzememeye çalıflmamak, O’nun hal ve hareketlerini birer model olarak almamak, sözlerini hayatta bir esas halinde tatbik etmemek elbette son derece çirkin bir hareket, gayet zararlı bir davranıfl ve akıl almaz bir haldir’, ‘Rabbü’l Alemin olan yüce Allah, Resûl-i Ekrem hakkında ‘Sen en büyük ahlâk üzerindesin’(Kalem 68/4) buyurmakla O’nu methetmifl ve O’nu nazarlara vermifltir. Baflta Hazret-i Aifle olmak üzere sahabe-i kirâm ‘Ahlâkı Kur’an’dan ibarettir’ deyip O’nu, hayatını ve davranıfllarını Kur’an’ın esas ve esrarına göre ayarlayan bir zât olarak tanıyıp tanımlamıfllardır. Öyle ise böyle bir zatın fiil, söz ve davranıflları befler için bir model hükmüne geçmeye lâyık ve müstahaktır’, ‘‹man sadece dil ile söylenen tumturaklı sözler, akıl ve kalp dengesinden mahrum coflkun hisler ve idraksizce eda edilen folklorik ibadetlerden ibaret de¤ildir. ‹man; Allah’a ve Resulüne yürekten ba¤lılık ve bu ba¤lılı¤ın gere¤i olarak onların emirlerine harfiyen riayet etmek demektir. ‹slam’ın birinci ve en önemli flartı, kelime-i tevhid ya da kelime-i flahadet ile ifade edilen Allah’a (celle celaluhû) ve Hz Muhammed (sallallâhu aleyhi ve selem)’in O’nun kulu ve Peygamberi oldu¤una iman etmektir’, ‘Bir elçiyi tanıyıp kabul etmek, onun kendisini de¤il, onu görevlendirip gönderen makamı tanımak ve kabul etmektir.’ Do¤rulu¤una iman etti¤imiz ve dolayısıyla aynen katıldı¤ımız bu tespitler dikkate alındı¤ında, yukarıda örne¤i verilen yanlıfllar ve hatta sapkınlıklar ba¤lamında flu soruları sormak herhalde yerinde olacaktır: Neredeyse risalet hayatının her gününe bir mucize düflen, do¤umunu takip eden dakika içerisinde bile kırk yıl sonra kendisine bildirilmeye bafllanacak hakikatten haberdar olan ve sadece ümmetini düflünen böylesine ‘ilahi’ bir varlık insanlara nasıl örnek olabilir? Kâinatın yaratılıfl ve hatta varlı¤ının devam edifl gayesi O ise, böylesine ilahî bir varlık, özüne yerlefltirilmifl birçok olumsuz özelliklerin ça¤rılarına kulak verebilecek e¤ilimde yaratılmıfl biz kullara nasıl rehber ve model olabilir? Kalpleri bile yönetip kontrol edebilecek bir varlık nasıl olur da kelime-i tevhidde bildirildi¤i flekliyle bir kul olabilir? Ortada ciddi bir yanlıfllık ve belki de bilinçli flekilde oluflturulan derin bir karmafla var. Ortada çarpık bir anlayıfl ve bu anlayıflın gerektirdi¤i öylesine uygulamalar var ki, kitleler tarafından ço¤u zaman bir ibadet formuna sokuldu¤u için hemen her zaman elefltirilmifl geleneksel mevlit kandillerine bile özlem duyulmaya bafllandı. Dile getirilen nitelemeleri, inançları ve kanaatleri birçok bakımdan kabul etmek mümkün de¤il. Bu yanlıfllıkları ve sahip olunan çarpıklıkları ise elbette ki sadece biz tespit ediyor de¤iliz. Bunun baflkaları tarafından da, hatta daha da önemlisi, örnek olarak verdi¤imiz yukarıdaki yanlıfl inanç ve kanaatlerin yer aldı¤ı yayın organının bizzat kendisinde, üstelik o ifadelerin yayınlandı¤ı günkü nüshasında, o yayın organı çevresinde toplanmıfl kesimin kanaat önderi tarafından da dile getirilmifl olması son derece manidardır. fiunları demektedir söz konusu flahsiyet: ‘Mevlid-i flerif kutlamalarının, Hazreti ‹sa’nın viladetinden dolayı yapıldı¤ı söylenen kutlamalara bir reaksiyon olarak ortaya konmasından endifle ediyorum. ‘Sizin paskalya bayramınız, yılbaflınız varsa, bizim de kutlu do¤um haftamız var’ fleklinde bir baya¤ı yaklaflıma girilmesinden korkuyorum… Bizim kültürümüzün temel kaynakları Kitap, Sünnet, icma-i ümmet ve kıyas-ı fukaha gibi esaslardır. Bizim 37 bunlara bakmamız ve bunlarla iflaret edilen yollarda yürümemiz gerekir. Yoksa yapıp ettiklerimiz kendi yakıfltırmalarımız olmaktan öteye geçemez.’ Sorulması Gereken Bazı Sorular Daha dile getirilmesi gereken yı¤ınla yanlıfllık var. Kafaları kurcalayan yı¤ınla soru var. Tüm bunları baflka yazılara bırakarak flimdilik sonuç olarak söylemek gerekirse: Geçen aylarda ‘âlemlere rahmet’ önderimize yönelik bazı saldırılara tanık olduk. Bu, her Müslüman’ın yüre¤ini acıtan ve herhangi bir ahlak ilkesiyle, insani de¤erle ba¤daflmayan son derece adi bir saldırıydı. Söz konusu saldırıya yanlıfl veya do¤ru bir kısım tepkiler verildi. Batı dünyasının, Avrupa Birli¤inin yücelen de¤erler haline dönüfltü¤ü bir zamanda gerçekleflen bu saldırılarla tekrar kendimize döndük ve çoktandır arkamıza attı¤ımız veya unuttu¤umuz kendi de¤erlerimizi tekrar görme ihtiyacı hissettik. Peygamberimizi daha yo¤un anma ihtiyacı da bu ba¤lamda özel bir yere sahip oldu. Kabul etmek gerekir ki bu saldırılar bir-iki karikatüristin giriflimlerinin sonucu de¤ildi. 11 Eylül sonrasında ‹slam’a ve ‹slam dünyasına yönelen planlı-programlı saldırıların bir parçasıydı. Böyle olunca, Resulüllah’ı anmaktan anlamaya geçmeyen yaklaflımlarımız, hatta tamamen yanlıfl anlamaya meyleden gidiflatımız da dikkate alındı¤ında zihinlere saplanan flu sorulara engel olmak mümkün de¤il: ‹slam dünyasına veya Efendimize saldırıyla efendimizi daha yakından tanıma ihtiyacı do¤du. Acaba O’nu nasıl tanımamız gerekti¤inin plan ve programı da aynı mihraklarca mı planlandı ki dikkat çekti¤imiz böylesi saçmalık ve sapkınlıklar kitlelere daha yo¤un bir flekilde pompalanmaya bafllandı? Söz konusu saldırılar, Müslümanlara yeni bir peygamber tasavvuru kazandırmayı amaçlayan bir programın da uygulamaya konuluflunun miladını mı oluflturuyor? E¤er böyle bir program uygulama konulduysa, ülkemizde büyük bir coflkuyla kutlanan Kutlu Do¤um programlarında infla edilen peygamber tasavvuru bu plânın bir parçası mı? En kısa ifadesiyle, tüm bu gerçekleflenler yeni bir ‹slam infla projesinin bir gere¤i mi? Pagan Roma’nın halefi ça¤dafl Batı dünyası Hz ‹sa’ya(s) yaptı¤ını, flimdi de Hz Muhammed’e(s) mi yapmaya çalıflıyor? 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 38 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir BULMACA 38 HESSEN Haziran-Juni 2006 / Cemaziye’l Evvel 1427 ‹slâm ile flereflenmifl olan Osmanl›n›n baflflehri Kederli hal Mevlaya yakar›fl Tungsten’in simgesi Roro’nun ilk hecesi Karadeniz Teknik Üniversitesi fiad’›n ünsüzleri Al›n yaz›s› 4 27 18 26 Halk dilinde kartal 11 Bir kad›n ad› Osmanl›n›n kurucusu 22 Hayati içece¤imiz Askeri merkez Resimdeki Hocam›z›n TV Program› 14 Bir ba¤laç 20 19 Bakü’nün ünlüleri 28 Yazar›n yaz›s›n›n ücreti Bir kad›n ad› Tersi, mevcut olan Bir vahfli hayvan Oksijen’in simgesi Arapça’da bir harf 32 ‹ki Cihan Serveri Sevgili Peygamberimiz Potasyum’un simgesi Vilayet Örne¤in Sodyum’un simgesi 7 Aromal› bir koku Kaplanmam›fl yorgan Alfabemizin son harfi Nikel’in simgesi 31 Yasaklama Nikel’in simgesi Haya duygusu Bir hayret nidas› Rüzgar ile çal›flan bir de¤irmen 33 1 Geçersiz k›lmak, resto Bölüm, k›s›m Bir TV kanal›nda “Dosta Do¤ru” program›n› sunan resimdeki de¤erli Hocam›z Gazetemiz yazarlar›ndan Öbür alem Gerçek olan Türk Mal› Yurtd›fl›ndan gelen mal Oto tekeri Çal›fl›r vaziyette olan Bir müzik aleti 24 Köpek Bir erkek ad› Kiloamper ‹laç Üye ‹stanbul Su ve Kanalizasyon ‹daresi Tersi, sahurda oruca bafllama zaman› Türk Liras› Bütün Doktor Hirdojen’in simgesi 9 Tesir Ç›rak Ticaret evi Gelecek ‹ngilizce’de çay Teba Orduda emir alan Rütbesiz asker Siirt’in bir ilçesi Irak olan Bir çiçek A¤›t’›n ünsüzleri Tersi, hor görme Bir k›ta Tersi, Birleflmifl Milletler Bani’nin ünsüzleri Mevla’dan Uzakl›k gayri her- belirtir fley 23 Fiyat art›fl› Tersi, tayin etme 55 Donuk renkli 10 Tabanca mühimmat› Ayakbast› paras› Bir haber ajans›m›z Harita kitab› Bir flart yap›m eki Kal›n çad›r bezi Zaman› gösteren alet Türk Mal› 30 Baflflehrimiz Metre Ateflleme Yank› Bir yük hayvan› Ça¤dafl geçinen Amerikan Uzay Araflt›rma Kurumu Bir yük hayvan ‹ktidar Bir soru Kuzu sesi Mutlaka anlam›nda Bir say› Bir erkek ad› Tersi, dahi anlam› veren bir ek ‹lave Ak›l’›n ünsüzleri Tersi, ar›zal› olmayan Tarihte bir Türk devleti Ar›n›n bal›n› koydu¤u yer Bir kad›n ad› 52 Irak’ta bir yehir 16 Devletin fiyat s›n›rland›rmas› Kiloamper Yank› Tersi, haza’n›n ünsüzleri Tersi, Peygamberi- Bir tür mizin mü- sinir barek hastal›¤› soyu 41 Canavar düdü¤ü Su 25 Tersi, bir ço¤ul yap›m eki ‹smin lokatif hali 2 8 40 Kelimeyi oluflturan bölümler Dalga geçme 49 Afl›r› yalan söyleme 74 plakal› ilimiz Bir evcil hayvan ‹maml›k makam› Uranyum’un simgesi 13 Baston ‘Gazi’ olan ilimiz Tersi, sinirli ‹ktisat’›n ilk hecesi Aktinyum’un simgesi Bir erkek ad› Manganez’in simgesi Aç›klama Mana’n›n ünsüzleri Bir büyükbafl hayvan Lakin Tersi, yoksul, kimsesiz, tembel 29 ‹lave ‹lave yapma 17 fieref Kapasite Kemiklerin yuvarlak uçlar› Çesur Emek’in ünsüzleri Saz›n ünsüzleri Lahza Kanal Bir tür elifli aleti At›n aya¤›na çak›l›r Türk Standartlar› Enstitüsü 54 Bir kad›n ad› 35 3 36 4 37 5 6 38 7 8 39 9 10 11 12 13 40 41 14 42 43 16 44 21 Kollar›n yana do¤ru aç›l›m› ile bulunan uzunluk Alfabemizin 15. harfi 15 Yükseltinin zirve noktas› Bolu’nun son hecesi 45 42 Alfabemizin 20. harfi Kayma, ya¤ma 2 Üçüncü tekil flah›s 5 15 1 ‹nsan K›r›m’›n ilk hecesi Bir nota 3 48 43 Donuk renkli Sinir Kasa’n›n ünsüzleri Su 34 Kader’in ilk hecesi 6 Türkiye Taflkömürü Kurumu Toprak Mahsulleri Ofisi Duadan sonra denir Bolu’da bir göl Bir kad›n ad› ANAHTAR SÖZCÜK Tersi, tesir Bir müzik aleti Modern Tersi, bir tür zehirli y›lan Yas, keder Maden’in ilk hecesi Sinirli Cihan ‹mparatorlu¤u 46 Hat›rlama 51 Yol Su ve Elektrik kurumu 50 44 Bir meyva Tur Bir evcil hayvan Kir izi Nurani yarat›klar 39 Belirli olan Bir kad›n ad› Su Hükümdar 37 Yönetme sanat› Hayali olaylar Pati’nin ünsüzleri Kova’n›n ünlüleri Karfl›l›k verme, uyma, kabul etme Tersi, bir ba¤laç 35 Sarp kayal›k Defter kenar›na tak›lan metal parça 53 K›rm›z› renk Kürkü de¤erli bir vahfli hayvan Notada duraklama iflareti Küçük bitki örtüsü Bir erkek ad› Genifllik 38 47 Arkas› s›rl› cam Örne¤in Tersi, ahiret Tersi, Arapça’da bir harf Plastik çamafl›r kab› 36 Bulgar paras› Resimdeki Hocam›z›n a¤abeyi olan Gazetemiz yazar› Bir onar›m, eylem, veya operasyon için gerekli olan alet ve edevatlar Ama Tarihi de¤eri olan eflya Rami’nin ünsüzleri 12 Zengin köylü 17 18 19 45 46 20 21 47 22 48 23 24 49 25 26 50 27 28 51 29 30 31 32 52 53 33 54 34 55 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 39 “He mu r nef tlak is ö a ta lüm dac ü akt ›r” e d z ü n ü n ü g . . › . l z › i c y a e En sizinl Sa¤lık sigortaların›n (Krankenkasse) cenaze defin yard›m›n› kald›rd›¤› Almanya’da: • Cenazeler, vefat yerinden al›narak defin edilece¤i yere kadar götürülür. Cenaze nakil masraflar› karflılan›r; bir kiflilik Refakatc› bileti de ödenir. • Fon imkanlar›ndan ücretsiz olarak yararlanabilecek aile fertleri: Kendisi, efli ve 18 yaflın› doldurmam›fl çocuklar›, yafl› kaç olursa olsun kendi geliri olmayan bekar k›z çocuklar›. • Girifl ücreti: Aile bafl› sadece 50,- Euro. • Üyenin, yafl› dolan çocukları ile geliri olan aile fertleri, IGMG Cenaze Fonuna üye olmalar› durumunda kay›t ücreti ödemezler. • Masraf pay› her yıl sonunda ödenir. 2005 yılı masraf pay› 32,20 Euro olarak tesbit edilmifltir. • Üye olmak ve daha genifl bilgi için IGMG flubelerinden, Bölge temsilciliklerimizden, ya da Genel Merkezimizden broflür ve kay›t formu isteyiniz. IGMG CENAZE FONU Boschstr. 61-65, 50171 KERPEN • Tel: 02237 - 656 313, Faks: 02237 - 656 555 Mobil: 0177 - 478 83 34, e-mail: cenazefonu@igmg.de Hesap Numaras›: SEB AG Köln Kontonr.: 162 888 56 06 • BLZ: 370 101 11 Hessen Bölgesi Cenaze Fonu Sorumlusu Hüseyin AVCI Mobil: 0174-5750461 15. sayi sayfalar 28.04.2009 10:26 Uhr Seite 40 • Kültür fiöleni ve di¤er etkinlikler • Sanatsal etkinlikler • Seçkin Davetliler • Misafir Hatip • Çocuklara yönelik e¤lenceler • Kitap Sergisi Yer: Belçika-Hasselt Grenslandhallen · Ethias Arena Bafllama: Pazar · Saat 12:00 www.ethiasarena.be ‹slam Toplumu Millî Görüfl • Boschstr. 61-65 · D-50171 Kerpen Tel.: +49 (0)2237-656 341 • teskilatlanma@igmg.de · www.igmg.de