röportaj - Arma Elektropanc
Transkript
röportaj - Arma Elektropanc
Röportaj / Nafiz Kerim Kotan Seyyahname / Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat Proje / Çırağan Palace Kempinski İstanbul > editörden Necmi YILDIZ Müdür Satın Alma & Lojistik Departmanı Tahinci Holding’e bağlı Nida İnşaat tarafınan Ataşehir’de yapımına başlanan Palladium Tower, son üç ay içinde teknik müteahhitliğini üstlendiğimiz işlerden olup LEED Gold adayı prestijli bir projedir. Öte yandan Moskova White Garden, Kazan Airport Terminal Binası ve Konya Algida Dondurma Fabrikası Projelerinde sona yaklaşmış bulunuyoruz. Bu sayımızda Imtech ortaklığımızda bize danışmanlık ve aracılık yapan Pragma Kurumsal Hizmetler’in ortaklarından Sn. Nafiz Kerim KOTAN’ın tempolu iş ve yaşam öyküsünü okuyabilirsiniz. Dergimize güçlü kalemiye destek veren genç arkadaşımız Barış KARADAĞ, verdiği sağlık mücadelesini kazanarak tekrar aramıza döndü ve Çırağan Kempinski Hotel Renovasyonu işimizi anlattığı yazısı ile ilerleyen sayfalarda. Global Bakış köşemizde bu sayıda bir konuk yazar ağırlıyoruz. Kırgız çalışanımız Eltai Toktobekuulu, ülkesinin Enerji Sektöründeki yatırım imkanlarını bizlerle paylaşıyor. Seyyahname’de ise Sibirya Bölgesi Projelerimizden sorumlu koordinatörümüz Faruk VURAL, Rusya’nın en soğuk bölgelerinden Yamal’a seyahat macerası ile birlikte yörenin kültürel ve tarihsel özelliklerini anlatıyor. Yerel halkın fotoğraflara yansımış mutluluğu içinizi ısıtacak. Yelken Dünyası’nda ise “Yelkenlileri Konuşturan Objektifler” konulu yeni bir yazı dizisine başladık. İlk konuğumuz ise, yazarımız Eser İNCE’nin “sıra dışı ve Avrupai bir fotoğrafçı” sıfatıyla bize tanıttığı Kaan Verdioğlu. Verdioğlu’nun objektifinin rüzgarla ve yelkenlerle dansı sizi alıp götürecek. Son sözü Edebi Köşe’den bir alıntıyla Can Baba’ya bırakıyorum: “Ömür dediğin üç gündür, dün geldi geçti yarın meçhuldür... O halde ömür dediğin bir gündür, o da bugündür.” Kalın sağlıcakla... 1 Nisan - Mayıs - Haziran Imtech ortaklığımızın 1. yılını doldurduğumuz bu günlerde, teknik müteahhitlik alanında lider firma olma iddiamızı teslim ettiğimiz ve yeni aldığımız işlerle ispatlıyoruz. içindekiler 8 Kapak Fotoğrafı: Çırağan Palace Kempinski İstanbul Dergi Adı: AE Magazin İmtiyaz Sahibi AE Arma-Elektropanç adına Demir Özkaya Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni ve Yazı İşleri Müdürü Necmi Yıldız Yayın Kurulu Necmi Yıldız, Burak Kızılhan, Turgay Ertan, Merve Çıkrıkçıoğlu, Burcu Kızılhan Yönetim Yeri Fulya Mah. Vefa Deresi Sok. No.11 34394 Şişli / İSTANBUL T: +90 212 275 54 84 (pbx) • F: +90 212 274 06 41 info@arma-elektropanc.com.tr Proje / Çırağan Palace Kempinski İstanbul Barış Karadağ Rusya Federasyonu Temsilcisi Suat Önder Yıldız T: +7 495 775 01 49 info@arma-elektropanc.ru Birleşik Arap Emirlikleri Temsilcisi Yavuz Güvener T: +971 2 628 22 40 info@arma-elektropanc.ae Görsel Yönetmen Atakan Naçar Basım İkon Yay. ve Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Çoban Çeşme Cad. No:14 Kağıthane / İSTANBUL T: 0212 294 23 31 • F: 0212 294 46 32 Nisan - Mayıs - Haziran Yayın Türü Yerel süreli yayın. Üç ayda bir yayınlanır. Basım Tarihi Haziran 2013 2 26 Röportaj / Nafiz Kerim Kotan Burcu Kızılhan 36 18 Global Bakış / Kırgızistan Eltai Toktobekuulu Teknoloji / Hidronik Balanslama - 2 Çağdaş Bölücek 40 38 Hukuk Penceresi Merve Çıkrıkçıoğlu 48 Edebi Köşe / Ömür dediğin... 1 Başlarken / Editör Necmi Yıldız 4 Kısa Kısa 8 Proje / Çırağan Palace Kempinski İstanbul Barış Karadağ 18Global Bakış / Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke - Kırgızistan Eltai Toktobekuulu 26Röportaj / Nafiz Kerim Kotan Burcu Kızılhan 36Teknoloji / Hidronik Balanslama - 2 Seyyahname / Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat - Faruk Vural 50 Yelken Dünyası / Yelkenlileri Konuşturan Objektifler! - Eser İnce 40Seyyahname / Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat Faruk Vural 48Edebi Köşe / Ömür dediğin... 50Yelken Dünyası / Yelkenlileri Konuşturan Objektifler! Eser İnce 58Basında Biz 62 AE Ailesi’nden 38Hukuk Penceresi / 6098 Sayılı Borçlar Kanunu Uyarınca Kefalet Sözleşmeleri Merve Çıkrıkçıoğlu 3 Nisan - Mayıs - Haziran Çağdaş Bölücek » kısa kısa AE Arma-Elektropanç, Palladium Tower’ın Teknik Müteahhitliğini Yapacak! AE Arma-Elektropanç; inşaat dünyasında ses getiren projelerine bir yenisini ekliyor. AE Arma-Elektropanç; ana müteahhitliğini Tahincioğlu Holding’e bağlı Nida İnşaat’ın üstlendiği ve İstanbul’un Ataşehir ilçesinde yükselecek Palladium Tower’ın tüm elektromekanik (MEP) işlerine imzasını atacak. Gün ışığıyla aydınlatılan yüksek tavanları ve işçiliği ile fark yaratacak Palladium Tower, bittiğinde 180 m yüksekliğe ve 99.784 m2 inşaat alanına sahip olacak. Yapımında en modern teknolojilerin kullanılacağı dev bina; deprem, sel gibi doğal afetlere karşı sağlam ve dayanıklı yapısı, elektronik ve hassas güvenlik sistemleriyle de tüm risklere karşı modern güvenlik anlayışını sakinleri ile buluşturacak. Binanın 2014’ün son çeyreğine doğru kapılarını açması hedefleniyor. Yeşili Gökyüzü İle Buluşturacak! Nisan - Mayıs - Haziran İnsan odağında tasarlanan Palladium Tower’da yeşil alanlara binanın giriş bölümünden itibaren geniş yer ayrılacak. Palladium Tower, ABD Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından geliştirilmiş çevre dostu bina değerlendirme sistemi olan LEED “Leadership in Energy and Environmental Design” sertifikasına sahip olacak. LEED değerlendirme sisteminin üst seviyelerinden olan Gold’a uygun olarak tasarlanıp inşa edilecek gökdelen, AE Arma-Elektropanç’ın bu güne kadar üstlendiği 6’ıncı yeşil bina projesi olacak. 4 kısa kısa « Avrupa’nın Zirvesinde İşler Hızlandı AE Arma-Elektropanç’ın teknik müteahhitliğini yaptığı; inşası devam eden ve tamamlandığında Avrupa’nın en yüksek ikinci binası olacak olan Plot 16A Oko Çok Amaçlı Kompleks ile Avrupa’nın hali hazırda en yüksek binası olan Mercury City Tower’da işlere hız verildi. Ant Yapı’nın ana müteahhitliğini yaptığı; Moskova’nın gözbebeği bu iki yapıdan biri olan Plot 16A Oko Çok Amaçlı Kompleks, 49 ve 85 katlı 2 blok ile toplamda 300 bin m2 inşaat alanından oluşurken, ana müteahhiltiğini Rasen İnşaat’ın yaptığı diğer gözbebeği Mercury City Tower ise 170 bin m2 inşaat alanı ve 70 kattan oluşuyor. Plot 16A Oko Çok Amaçlı Kompleks Mercury City Tower 5 Nisan - Mayıs - Haziran AE Arma-Elektropanç; Plot 16A Oko Çok Amaçlı Kompleks’te elektrik, elektronik ve mekanik (MEP) işlerini sürdürürken, Mercury City Tower’da ise, elektrik ve elektronik işlerini başarılı bir şekilde devam ettirmekte. » kısa kısa ETMD’nin Yeni Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Vahit Tuncer Özekli Seçildi ETMD ( Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği ) Genel Kurul’u sonrası yapılan ilk Yönetim Kurulu Toplantısında Yönetim Kurulu Başkanlığına AE Arma-Elektropanç firmasının Endüstriyel İşler Departmanı Müdürü, V. Tuncer Özekli seçilmiştir. Yönetim Kurulu Toplantısı sonrasında oluşan görev dağılımı aşağıdadır: Yönetim Kurulu Asıl Üyeler : Yönetim Kurulu Başkanı : Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı : Vahit Tuncer Özekli (AE Arma-Elektropanç) Alp Arslan Ok (EAE) Genel Sekreter : Doğan Alkan (Elektropanç) Sayman : Fikret Eraslan (ERA Elektronik) Üyeler : Nisan - Mayıs - Haziran Atilla Karadağ (Karadağ Elektronik), Ertan Özdemir (ABB), Etem Bakaç (Prysmian), Prof. Dr. Galip Cansever (YTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi), Hayri Kartopu (EEC), Murat Karayılmaz (Bilge Mühendislik) ve Tülay Kanıt (Cedetaş). 6 kısa kısa « Hasan Ali Gül, CFO Day 2013’e Katıldı CFO Day 2013 özel davetlisi olarak Hollanda’ya giden Hasan Ali Gül, AE Arma-Elektropanç / Imtech Türkiye adına 2 günlük kongreye katıldı. Her yıl yapılan bu kongrede, Hollanda´nın ilk 100 şirketinin CFO ve CEO’ ları katılıyor. Bu seneki kongrenin genel konusu “The Road to Excellence / Mükemmelliğe Doğru” idi. Kongrenin ilk günü Hasan Ali Gül’ün katıldığı seminerin konusu: “Mükemmel Avrupa, Euro Para Birimi Olarak Daha Ne Kadar Süre Ayakta Kalmayı Başarır” idi. Tartışmayı New York Üniversitesinen Prof. Heleen Mees yönetirken; akşam yemeğinde, Den Haag Belediye Başkanı CFO’ lara konuşma yaptı. 2. günde yer alan konular ise şu şekildeydi: • • • IBM dünyada CEO’lar ile ilgili bir araştırma yapmış ve bu araştırma sonuçlarını burada açıkladı: Neden Şirketin Biri Daha Başarılı ve Diğeri Başarısız ? Fokker Technologies: Negatif Cash Flow´u olan Fokker, Nasıl Bunu Pozitife Çevirdi? De Groene Zaak: Yeni Ekonomide Nasıl İş Yapılır? 7 Nisan - Mayıs - Haziran Hasan Ali Gül yukarıdaki seminerlere katılırken; kongrede toplam 26 değişik konu üzerinde tartışıldı. » proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul Barış Karadağ Şantiye Şefi Proje Yönetim Departmanı Çırağan Palace Kempinski İstanbul Çırağan Sarayı 17. yüzyılda Kazancıoğlu Bahçeleri adı ile anılırdı. 17 ve 18. yüzyıllarda yine aynı yerinde yani Beşiktaş ile Ortaköy arasındaki yolda sahil yolunu süsleyen inanılmaz güzel bir mimari tasarım ile İstanbul’un bir süsüydü. İçerisinde muazzam güzellikte bahçeleri bulunmaktaydı. Nisan - Mayıs - Haziran Çırağan Sarayı yıllar boyunca çeşitli aşklara tanıklık etmiş, birçok tarihi içinde yaşatmış yegâne saraylarımızdan biridir. Dönemin padişahı olan III. Ahmet burayı Veziri İbrahim Paşa’ya hediye etmiştir. Bu dönemde özellikle Çırağan şenlikleri burada sıklıkla düzenlenmiştir. Çırağan ismi Farsçada ışık anlamına geliyor. Dolayısıyla bu ışık saçan şenlikler, eğlenceler dolayısıyla Kazancıoğlu Bahçeleri adı artık 8 yavaş yavaş yerini Çırağan ismine bırakmıştır. Çırağan Sarayı daha sonra Abdülmecit tarafından 1857 tarihinde yıktırılmıştır. Abdülmecid’in burayı yıktırma sebebi ise batı mimarisine olan ilgisidir. Çırağan Sarayı’nı batı mimarisine benzetmek istemiştir. Ancak Abdülmecid beklenmedik bir şekilde 1863 yılında vefat edince bu hayal maalesef yarım kalmıştır. Uzun bir süre saray inşaatı boynunu bükerek yarım bir şekilde beklemiştir. Daha sonraki yıllarda, yani 1871’de Abdülaziz Çırağan Sarayı inşaatını tamamlatmıştır. Fakat Abdülmecit’in hayali olan batı mimarisi ile değil, tamamen doğu mimarisi ile Çırağan Sarayı inşa edilmiştir. Kuzey Afrika İslam Mimarisi özellikle uygulanmıştır. Çırağan Sarayı’nın inşaatına sahil bölümü için 400 bin Osmanlı lirası harcandığı biliniyor. Ayrıca saray inşaatı için ise 2,5 milyon altın harcandığı bilinmektedir. Cumhuriyet’in ilanından sonraki yıllarda yani 1930 yılında Çırağan Sarayı Beşiktaş Futbol Kulübü tarafından futbol sahası olarak bir süre kullanılmıştır. Çırağan Sarayı en son 1987 yılında otel olarak kullanılma amacıyla 1990 yılında Çırağan Sarayı Oteli ismi ile hizmete başlamıştır. 1992 yılında ise resmen Çırağan Sarayı’nda konaklama hizmeti başlamıştır. proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul « Mevcut Sistemler Orta Gerilim Sistemi Çırağan Sarayı’nda 1990’da devreye alınmış olan orta gerilim sisteminde 2 adet OG odası bulunmaktadır. 1. Odada BEDAŞ tarafı için kullanılırken diğer oda müşteri ihtiyaçları için kullanılmaktaydı Pano odasında OG Panoları ile beraber alçak gerilim ana dağıtım panoları da bulunmaktaydı. AE Arma-Elektropanç’ın kapsamında olan oda müşteri kısmında olan odadır. 1 Giriş Hücresi, 1 Ölçü hücresi ve 3 adet Trafo çıkış hücresi olmak üzere 5 gözden oluşmaktadır. AEG marka olan OG hücrelerinde yağlı tip kesiciler kullanılmıştı. Sadece TR2 kesicisi işletme esnasında arızalandığı için vakum kesici olarak değiştirilmiştir. Alçak Gerilim Dağıtım Sistemi Jeneratör Sistemi AG Dağıtım sisteminde 2 Adet 1000 kVA jeneratör bulunuyordu bu iki jeneratör senkron olarak çalışmakta ve enerji kesintisi olduğu takdirde ayrı ayrı bütün ATS panolarını beslemekteydi. Jeneratörlerin soğutma sistemi radyatör sistemiyle yapılmakta ve çok fazla hacim kaplamaktaydı. Jeneratörlerin bulunduğu odada % ton kapasitesinde yakıt tankı bulunmaktaydı ve ayrıca başka bir mahalde olan 10 tonluk kapasiteli bir yakıt tankından pompa vasıtasıyla mahalde bulunan yakıt tankına yakıt azaldıkça takviyesi yapılmaktaydı. Kojenerasyon Sistemi 1358 kW enerji kaynağı olan kojenerasyon santralı 2002 yılında devreye alınmış ve dönemine göre üstün özellikleri olan bir sistem kullanılmıştır. Günümüzde dahi birçok dağıtım sistemine kıyasla daha akıllı ve daha verimlidir. Sadece enerji kaynağı olarak değil aynı zamanda enerji otomasyon sistemini de bünyesinde içeren koje- nerasyon santralı Transformatörler ile senkron olarak hem büyük oranda enerji tasarrufu sağlamakta hem de tesisin sıcak su ve soğutma ihtiyacını karşılamaktadır. Alçak gerilim dağıtım sisteminin Remote - Local (Uzak - Yakın) konumunda seçimi local olarak yaptığımızda sistemi manuel olarak kontrol ederken, remote seçildiğinde bütün kontrol KOJEN Kontrol panosuna geçmekteydi. Bütün AG Trafo şalterlerini, kuplaj şalterlerini senaryoya göre kumanda etmekte, genelde 2 No’lu transformatör ile senkron olurken 2 No’lu transformatör bakıma alındığında yada herhangi bir şekilde OFF konumuna geçtiğinde transformatör 1 veya 3 ile de senkron olabilmekteydi. Orta gerilim panosuna konulan trans- 9 Nisan - Mayıs - Haziran Çırağan Sarayı ve Çırağan Otelinde alçak gerilim dağıtım sistemi karışık olduğu kadar bir o kadar da o günün şartlarına göre başarılı tasarlanmıştır. Dağıtım sistemi önemli yükler ve önemsiz yükler olarak ikiye ayrılmıştır. Söz konusu Çırağan Sarayı gibi Türkiye için oldukça önemli bir tesis olunca sizin de tahmin edebileceğiniz gibi önemli yükler önemsizlere oranla çok daha fazladır. 5 Yıldızlı bir otel olan Çırağan Palace Kempinski de enerji kesilmesi nerdeyse imkânsıza yakın olarak öngörülmektedir ve gerçekte de enerji kesintisi hemen hemen hiç yaşanmamaktadır. 3 Adet 2500 kVA transformatör, 1 adet Kojenerasyon güç kaynağı devamlı olarak çalışır vaziyettedir. ATS ( Automatic Transfer Switch) panolarının dağıtım sisteminde önemli bir yeri vardı. 8 adet ATS panosu bulunmaktaydı ve herhangi bir ATS panosunda enerji kesintisi olduğu takdirde 2 adet 1000 kVA jeneratör otomatik olarak devreye girerek enerjisi kesilen ATS panosunun yüklerini jeneratörden beslemekteydi. » proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul ducer sayesinde yük paylaşımı yapmakta, alabileceği maksimum yüke yakın (%98) kapasitede çalışmaktaydı. Kojenerasyon Santralı Nedir? Kojenerasyon kısaca, enerjinin hem elektrik hem de ısı formlarında aynı sistemden beraberce üretilmesidir. Bu birliktelik, iki enerji formunun da tek tek kendi başlarına ayrı yerlerde üretilmesinden daha ekonomik neticeler oluşturmaktadır. Basit çevrimde çalışan, yani sadece elektrik üreten bir gaz türbini ya da motoru kullandığı enerjinin %30-40 kadarını elektriğe çevirebilir. Bu sistemin kojenerasyon şeklinde kullanılması halinde sistemden dışarıya atılacak olan ısı enerjisinin büyük bir bölümü de kullanılabilir enerjiye dönüştürülerek toplam enerji girişinin % 70-90 arasında değerlendirilmesi sağlanabilir. Bu tekniğe “birleşik ısıgüç sistemleri” ya da kısaca “kojenerasyon” diyoruz. Her iki enerji formumun ayrı ayrı eşdeğer miktarlarda üretilmesi için gerekli birincil enerji miktarının bunların kojenerasyonla üretilmesi durumunda tasarruf %42 seviyesinde gerçekleşmektedir. Dolayısı ile kojenerasyon sisteminin çevreye en önemli katkılarından biri de burada ortaya çıkmaktadır. Büyük eneji tasarrufu yanında atık emisyonları da aynı oranda azalmaktadır. Ülkemizde henüz üzerinde çok durulmayan bu husus, sistemin özellikle Avrupa ülkelerinde yaygın teşvik görmesinin ana sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. • • • Yüksek verimlilik Kesintisiz Enerji Daha Temiz bir Çevre Nisan - Mayıs - Haziran Bugüne kadar yüksek ısı ve elektrik enerjisi ihtiyaçları olan Turistik Tesis sahipleri (Oteller); şebekeden bağımsız ve kaliteli enerji temini için kendi kojenerasyon santrallerini kendileri kurmak ve işletmek zorunda kalmışlardı. Bu konuda İstanbul ve Ankara otelle- 10 ri (Çırağan, Swiss Otel, Movenpick, Conrad, vb) diğer şehirlere göre daha önce davranarak bu sisteme geçtiler. Kojenerasyon santralı sayesinde üretilecek elektrik enerjisinin kalitesi tam randımanda ve en üst seviyede temiz enerji olacaktır. Elektrik kesintilerinden kaynaklanan sıkıntılar ortadan kalkacak, jeneratör yakıt gideri, otelin bakım onarım masrafları minimuma inecektir. veya mevcut kazan-soğutma sistemleri hep stand by kullanılarak maksimum konfor her an için hazır bulundurulacaktır. Santraller 7x24 şebeke ile senkron paralel konumda olup, bakım-onarım, arıza ve günlük operasyon çerçevesinde süratle şebekeye bağlanacak Orta Gerilim Sistemi Yeni Sistemler AE Arma-Elektropanç önderliğinde tasarlanan ve AE Arma-Elektropanç tarafından uygulanan sistemi kısaca özetlersek; AE Arma-Elektropanç’ın kapsamında OG elektrik işleri içinde 5 hücreden proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul « Orta gerilim hücreleri metal-clad, arabalı, şartnamede belirtilen teknik özelliklere ve tek hat şemalarına uygun olarak, 3 fazlı, bara ve mesnet izolatörleri, geçit izolatörleri, dış bağlantılar için OG kablo bağlantı düzenekleri, vakum kesicileri, topraklama ayırıcıları, akım ve gerilim trafoları, koruma kumanda ölçü cihazları ve bunlar arasında yapılan ara bağlantıları, topraklama sistemi, kilitleme düzenleri ve diğer yardımcı malzemelerin montaj ve bağlantıları yapılarak, fabrika montajlı ve rutin testleri yapılmış olarak komple ünite olarak devreye alınmış ve teslim edilmiştir. Hücrelerde kullanılan kesiciler 36kV, 25 kA, 1250A Vakumlu tiptir. Hücrelerde 3 faz aşırı akım ve toprak koruma rölesi kullanılmıştır. Ayrıca tesise yedek olarak 1 Adet kesicili araba verilmiştir. Transformatörler için her sargının sıcaklığı PTC rölelerle ayrı ayrı ölçülmekte, aşırı ısınmaya karşı alarm ve trip özellikleri bulunan modüllerle transformatörün ısıya karşı korunması sağlanmıştır. Gerilimin 34,5 kV olduğu sistemde kullanılan devre kesiciler kendi sınıfları dâhilindeki tüm akımları devre- ye sokmak veya devreden çıkarmakta olup: düşük endüktif ve kapasitif yük akımlarından yüksek kısa devre akımına kadar enerji sistemi içinde oluşabilecek toprak arızaları, faz karşıtlığı ve benzeri tüm arıza koşullarında bu işlevlerini yerine getirecek özelliktedir. Siemens’in hava izoleli şalt panosu AE Arma-Elektropanç tarafından temin edilmiş ve başarılı bir şekilde devreye alınmıştır. Kullanılan şalt panosu, IEC 62271-200 gereğince dahili tip kullanım için test edilmiştir. Siemens’in hava izoleli şalt panosu maksimum personel güvenliği ve işletme kolaylığını sağladığı gibi bunlara ek olarak; • • • • • Yaşama ve güvenliğe önem verir Tasarruf sağlar Verimliliği arttırır Güven sağlar Çevreyi korur Teknik Özellikleri (Katalog Değerleri) • • • • • • • • 36 kV’a kadar gerilim kapasitesi 31,5 kA’e kadar akım kapasitesi IEC 62271-200 standardına uygun tip testli, LSC2B-PM tipi Hava, bir yalıtım maddesi olarak, her zaman, her yerde bulunabilir Kesici ve topraklama şalterinin kısa devre açma-kapama tip testleri pano içinde yapılmıştır Arabalı vakum kesici Bağlantı bölmesinde primer sigortalı ayrılabilir gerilim trafoları Kolay işletim ve bakım • • • Akıllı mekanik kilitleme sistemi ile maksimum işletme emniyeti Yüksek kalite standardında bileşenlerin kullanımı 10 yıldan uzun bakım aralığı OG kabloları 1x95/16 mm2 YE3SV (2xSY) 36 kV yer altı kablosu olarak temin edilmiş olup trafolar ile OG müşteri panosu ve ana OG panosu ile müşteri OG panosu arasında tarafımızca çekilmiş ve başarıyla enerjilendirilmiştir. Bu işlemler esnasında Çırağan Sarayı’nda enerji kesintisi manevralar haricinde olmamış, enerji ihtiyacı jeneratörlerden ve kojenerasyon santralinden karşılanmıştır. Orta gerilim hücrelerinin işletmek için en büyük avantajı can ve mal güvenliğini sağlaması, kullanıcıya hata yapma şansı bırakmamasıdır. Alçak Gerilim Dağıtım Sistemi Dağıtım Panoları; Alçak gerilim dağıtım sisteminde TR1, TR2, TR3, senkronizasyon güç panosu ve UPS ana dağıtım panoları Formu 4b olmak üzere Schneider’ın Blockset serisi olarak seçilmiş, montajı ve devreye alması bizzat AE Arma-Elektropanç’ın saha ekibi tarafından yapılmıştır. TR1,TR2 ve TR3 dağıtım panoları kuplaj şalterleriyle bir birlerine baralar ile bağlıdır. Toplamda 19 göz olan ana dağıtım panosu eşine az rastlanır bir mühendislikle tasarlanmıştır. 3 Transformatör, 3 Jeneratör ve 11 Nisan - Mayıs - Haziran oluşan OG panelinin devreye alınması bulunmaktadır. 1 adet giriş hücresi, 1 adet ölçü hücresi ve 3 adet trafo çıkış hücresi bulunmaktadır. Dijital tip koruma röleleri ile sistemin korunması sağlanmaktadır. » proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul 1 Kojenerasyon santralı olmak üzere 7 enerji kaynağı olan panonun kontrolü SCADA sistemi, Kojenerasyon kontrol panosu ve Jeneratör senkronizasyon kumanda panosuyla birlikte ortak olarak yapılmaktadır. Jeneratör ile Transformatör şalterleri arasında mekanik kilitleme, Kojen şalteriyle, jeneratör şalterleri arasında elektriksel kilitleme mevcuttur. Blokset panoları maksimum güvenlik ve güvenilirlik için tasarlanmış esnek ve modüler bir sistemdir ve Schneider Electric bileşenleri için özel olarak tasarlanmıştır. Koruma ve kontrol alanında üstün özelliklere sahip olan ana dağıtım panosu geniş kapsamlı termal artış etkilerini ve kısa devre direncini garanti eden onaylı IEC60439-1 ile uyumludur. Panoda bulunan bütün şalterler çekmeceli tip olarak kullanılmış, şalter değişikliği esnasında herhangi bir kablo bağlantısını sökmeden şalterleri kolayca değiştirebilme imkanı sağlanmıştır. Nisan - Mayıs - Haziran Otel kısmına ait ana elektrik odasında 12 bulunan bütün panolar Schneider’ın Prisma serisi panolar ile değiştirilmiş ve devreye alınmıştır. Daha önce emergency ve normal olarak ayrılmış panolar, jeneratörlerin gücünün 4000 kVA’ya çıkmasıyla ortadan kalkmış, bütün panolar jeneratörden beslenebilecek duruma gelmiştir. Ayrıca daha önce ana panodan beslenen Chiller grupları, kazan dairesi ve birkaç mekanik pano yeni oluşturulmuş olan Boiler MDB adında yine Schneider’ın Prisma serisine ait panoda toplanmış, bu pano da ana panodan 3000A Busbar ile beslenmiştir. FORM 4b Nedir? Baraların fonksiyonel ünitelerden ve tüm fonksiyonel ünitelerin çıkış iletkenlerinin klemensleri dahil birbirinden ayrılmasıdır. Çıkış iletkenlerinin klemensleri fonksiyonel ünite ile aynı bölmede değil korunmalı bir alanda veya ayrı kapalı bir bölmededir. Busbar Dağıtım Sistemi Daha önce transformatörler ile ana pano arasında açık baralar ile sağlanan enerji iletimi kompakt tip, EAE’nin KX serisi olan busbarlar ile yapılmıştır. Tesisin önemli bir yükünü oluşturan Otel kısmının ana dağıtımın panosunun mevcut besleme kabloları yedek olarak kullanılıp, ana beslemesi 4000A Busbar olarak tarafımızca montajı yapılıp, devreye alınmıştır. Otel odasında sadece şebeke için değil, UPS’ten beslenen yükler içinde UPS ana dağıtım panosundan Otel UPS panosuna 800A busbar montajı yapılmıştır. Ana mekanik güç panosu olan boiler panosu da yeniden tasarlandığı gibi 3200A Busbar ile beslenmiştir. Jeneratörlerin senkron güç panosundan ana panoya gelen hatlarda busbar olarak tasarlanmış ve uygulanmıştır. SCADA Sistemi Bu projede enerji otomasyonun amacı tesiste bulunan 3 adet transformatör, 3 adet jeneratör ve 1 adet kojenerasyonun optimum şekilde kullanılarak tesisin enerji kesintilerinden en az etkilenecek şekilde çalışmasını sağlamaktır. Ayrıca tesisin tüm elekt- proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul « Bu amaçla 3 adet Schneider-Electric M340 serisi PLC kullanılmıştır. Bu PLC’ler ana dağıtım, jeneratör ve otel dağıtım odasında bulunmaktadır. Dağıtım panolarında bulunan şalterlerin izlenmesi ve kumandası için gerekli olan kablolar bu panolara gelmektedir. Bu kablolar vasıtasıyla şalterlerin pozisyonları izlenebilir ve kumanda edilebilirler. Panolar üzerinde enerji analizörleri bulunmaktadır. Bu enerji analizörleri de SCADA ekranından takip edilmek için PLC ile okunurlar. Tesisteki enerji analizörleri MODBUS-RTU protokolü ile haberleşmektedir. Enerji analizörlerini okumak için PLC panoları içerisinde MODBUS-RTU/MODBUS-TCP gateway’ler bulunmaktadır. PLC’ler arası haberleşme MODBUS/ TCP’dir. Ana dağıtım PLC panosu ile Otel Dağıtım PLC panosu arası mesafe uzun olduğu için fiber optik kablo kullanılmıştır. PLC panoları içerisinde fiber-optik ethernet switch’ler bulun- maktadır. Sistemi takip etmek için kullanılacak olan PC operatör odasındadır ve bu PC ethernet kablosu ile Otel dağıtım PLC panosuna bağlanmıştır. SCADA yazılımı olarak Schneider-Electric ürünü olan Vijeo Citect v7.3 kullanılmıştır. Dağıtım panolarında bulunan şalterlerin durumları SCADA ekranı üzerinde takip edilebilir ve motorlu olan şalterler yetkili personel tarafından açılıp kapatılabilir. Ayrıca enerji analizörlerinde okunan akım, gerlim, güç, frekans, güç faktörü enerji değerleri bilgisayarın veri tabanına kayıt edilir, online ve geriye dönük olarak grafiksel olarak takip edilebilir. Kayıt edilen enerji değerleri kullanılarak tesisin farklı noktalarına ait enerji tüketim değerleri günlük olarak raporlanabilir. alarm geldiğinde alarm çubuğundan görsel olarak ve sesli olarak takip edilebilir. SCADA ekranı üzerinden sistem otomatik ve manuel seçimi yapılır. Sistem otomatikte iken trafo, jeneratör ve kuplaj şalterleri önceden belirlenmiş olan senaryolara göre kontrol edilir. Senaryoya dahil olmayan şalterlerin kumanda edilebilmesi için, eğer varsa kumanda anahtarının UZAK konumda olması yeterlidir. Senaryo dahilindeki şalterlerin SCADA ekranından kumanda edilebilmesi için sistemin manuel’e alınması gerekir. Manuel veya otomatik olarak PLC’nin ilgili şalterleri kumanda edebilmesi için kumanda anahtarları UZAK konumda olmalıdır. UZAK konumda olmayan şalterin PLC’den kumandası mümkün değildir. UPS Sistemi Tüm tesis tek bir ekrandan takip edilebildiği gibi her pano için ayrı bir SCADA sayfası bulunmaktadır. Üst tarafta menü çubuğu ve altta alarm çubuğu bulunmaktadır. Tüm sayfalarda bunlar görünmektedir. Herhangi bir Tesiste daha önce tek bir ana UPS paneli bulunmamaktaydı. Ana dağıtım odasının yanında oluşturulan yeni bir mahale Emerson Marka Trinergy Serisi, 800 kVA Kesintisiz Güç Kaynağı 13 Nisan - Mayıs - Haziran rik alt yapısı bir bilgisayar üzerinden takip edilerek arızalara en kısa sürede müdahale edilmesi sağlanır. » proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul Sistemi kurulmuştur. Ayrıca sistem istenildiği takdirde 1200 kVA’yı destekleyecek alt yapıda kurulmuştur. Kullanılan akü grubu tamamen bakımsız kuru tip şeklindedir. 800 KVA gücü olan Online UPS, 200 KVA’ lık dilimler halinde çalışan ihtiyaca göre eş yaşlandırma ve devre dışı bırakma özelliği olan, herhangi bir arıza halinde, by -pass enerjisini iletebilen, tüm akım gerilim gibi değişik bilgileri scada üzerinden iletebilen modüler bir yapıdadır. Nisan - Mayıs - Haziran UPS ana dağıtım panosu Schneider’ın Blokset serisinden imal ettirilmiş olup çift transformatörden beslenmektedir. Ayrıca otel kısmına ait ana elektrik odasında bulunan UPS dağıtım panosu, UPS ana dağıtım panosundan 14 800A busbar ile beslenmektedir. Ayrıca Saray tarafı için yine tarafımızca UPS dağıtım panosu temin edilmiş ve tali UPS panolarıyla dağıtım sistemi kurulmuştur. Mekanik sistemlere ait UPS’ ten beslenmesi gereken yükler içinde farklı bir dağıtım panosu tesis edilmiştir. Jeneratör Sistemi Mevcut iki adet (2x1000kVa) zemin kotunun altında bulunmakta olup, jeneratörlerde hava atış davlumbaz ve kanal bina içi yer kaybına sebep olmaktaydı. Hava alış atış miktarını düşürmek ve ses izolasyonunu daha verimli ve bina içinde bulunan alandan daha fazla faydalanabilmek için mevcut jeneratörlerin üzerinde bulu- nan radyatörler söküldü. Bu söküm ve radyatör değişimi işlemi esnasında harici konteynerli 1 adet 1000kVA lık jeneratör kiralanarak mevcut jeneratörlerle senkron edildi. Radyatör değişikliği esnasında kesintisiz enerji için 3 değişik kombinasyonda eski senkron güç panosunda yeni senkronizasyon kumanda panosuyla testi yapılmıştır. Radyatörler söküldü ve bunların yerine ısı eşanjörü montajı yapıldı. Jeneratör motoru tarafından dışarıya atılması gereken ısı eşanjör, su sirkülasyon pompa ve ses seviyesi düşük olan ve servis alanına monte edilmiş harici radyatör tarafından PLC kontrolünde yeni senkronizasyon panosu tarafından yapılmaktadır. Ayrıca ses izolasyon kabini içerisinde olan jene- proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul « Mevcut jeneratörlerin (2x1000kVA) kapasitesi CPK için yeterli olmaması sebebiyle, ilave olarak yine eşanjörlü remote radyatörlü 2000kVA lık P2000E model FG Wilson jeneratör sisteme yeni senkron güç panosunu besleyerek devreye alındı. Bina yükleri kademeli olarak yeni senkron güç panosuna aktarılması sonrasında mevcutta bulunan jeneratörle yeni jeneratörler senkron edilerek, toplam 4000kVA kapasiteli jeneratöre sahip olmuştur. Bu işlemlerin binada mevcut yüklerde kesintisiz yapılabilmesi için 5 farklı senkronizasyon olmak üzere, yük aktarımı hariç 6 adet jeneratör devreye alma operasyonu yapılmıştır. 2 Adet 1000 kVA jeneratöre sahip olan tesise 1 adet 2000 kVA jeneratör eklenerek, tesisteki bütün yükler jeneratörden beslenebilecek duruma getirilmiştir. 3 jeneratör senkron çalışarak eş yaşlandırma ve yükün durumuna göre devreye girip, devreden çıkma senaryosuna göre çalıştırılmaktadır. Jeneratör sistemi içerisinde Jeneratör Senkron Kumanda Panosu bulunmaktadır. PLC donanımına sahip olan panoda her jeneratörün bilgilerini ve kumandasını takip ve kontrol edebilmek için hepsi için ayrı ayrı touch screen bulunmaktadır. Ayrıca 4. bir touch sc- reen ile jeneratörlere ait bütün sistemi takip edebiliyorsunuz. Jeneratör sistemi deyince tabi ki çoğumuzun aklına Jeneratörler, Senkron güç panosu ve senkron kumanda panosu gelmektedir. Oysa Çırağan Sarayı’nda kurmuş olduğumuz sistemde jeneratörlerin soğutulması klasik radyatör sistemiyle değil Heat Exchanger ile yapılmaktadır. Soğuk su heat exchanger’dan geçerek jeneratörü soğutmakta, ısınan su sirkülasyon pompalarıyla Zemin katta bulunan Dry Cooler’lara gönderiliyor. Dry Cooler’larda soğutulan su tekrar jenaratörleri soğutmak için kullanılıyor. Jeneratörlerin soğutma sistemindeki bu revizyonun amacı tesiste daha önceden bulunan 1000 kVA je- 15 Nisan - Mayıs - Haziran ratörlerin yaydığı ısı, hava atış ısısına bağlı olarak hava debisi frekans konvertörleri aracılığıyla fan hız kontrolleri yapılarak günümüz teknolojisine uygun şekilde yapılmıştır. » proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul neratörler için de hem yerden tasarruf etmek hem de sistemi günümüz teknolojine uyarlamaktı. Ayrıca havalandırma sistemi de Axial fanlar ile ortamın ihtiyacına göre frekans konvertörleri vasıtasıyla hızı ayarlanarak sağlanmaktadır. Mevcut yakıt tankı kapasitesi 5 ton olan yeni yakıt tankıyla değiştirilmiştir. Ayrıca her 3 jeneratör içinde ses izolasyonu için özel kabin montajı yapılmıştır. Nisan - Mayıs - Haziran Jeneratörler ile ilgili çalışma yapılırken tesiste devamlı 2000 kVA emergency kaynak olması amacıyla 1000 kVA mobil jeneratör kiralandı. 1. jeneratör söküldüğünde, Mobil Jeneratör ile 2. jeneratör senkron edilerek mevcut sistem beslendi. Daha sonra 1. Jeneratörün yeni plandaki yerinin hazırlıkları yapıldı.( Kaide, havalandırma şaftı vb.) 1. Jeneratör yeni yerine kaydırıldı, uzak radyatör için bağlantıları yapıldı, elektriksel tesisatları yapıldı, devreye alındı ve Mobil jene- 16 ratör ile senkron edilerek tesisin 2000 kVA’lık yükünü besledi. 2. jeneratörün yeni yeri hazırlandı ve 2. jeneratör devreye alınarak 1. jeneratör ile senkron edildi. 1. ve 2. jeneratörün kaydırılmasıyla boşalan yere yeni alınan 2000 kVA gücü olan 3. jeneratör montaj edildi. Bu çalışma esasında Çırağan Sarayı’ndaki jeneratör gücü her zaman 2000 kVA olarak sağlandı. Bu güç 3 jeneratörün sisteme dahil olmasıyla 4000 kVA olmuştur. Kablo Transferleri Hakkında Kısaca Çırağan Sarayındaki ana panoların iyileştirme işinin en önemli kısmı yüklerin yeni kurulan ana panolara enerji kesintisini minimum seviyede tutarak yapılmasıdır. Örneğin OG panolarının devreye alınması esnasında jeneratörden beslenen yükler jeneratörden beslenmiş, jeneratörden beslenmeyen yükler ise Kojenerasyon santralinden beslenmiştir. Böylelikle OG panolarını devreye alırken tesis- teki enerji kesintisi birkaç dakikayı geçmemiştir. 3 transformatörü, 3 jJeneratörü ve 1 kojenerasyon santralini farklı varyasyonlar ile farklı zamanlarda çalıştırarak bu kadar önemli bir tesisin böyle önemli iş kalemlerinde enerji kesintisini hiç hissetmemesi hedeflenmiştir ve başarıyla sağlanmıştır. Önce 1 transformatör ve 2000 kVA jeneratör tarafından beslenen yeni ana panoya karşılayabileceği yük kadar kablo transferi yapılmıştır. Daha sonra 1 Transformatör ve 1000 kVA yeni ana panoya bağlanmış, yüklerin transferine devam edilmiştir. Son transformatör ve kojen ana panoya bağlanmış, senkron edilerek devreye alınmıştır. Sistemde lokal olarak enerji kesintileri yapılmıştır. Örneğin otelin bir kısmını besleyen panonun besleme kablosu gün içerisinde 2 saat içinde enerji kesintisi yapılarak yeni panoya ta- proje : Çırağan Palace Kempinski İstanbul « Diğer Elektrik Tesisatları Kapsamımızda olan mahallerin diğer sistemleri de A’dan Z’ye değiştirilmiştir. Aşağıda bu sistemlerin neler olduğu başlıklar altında belirtilmiştir. • • • • • Aydınlatma Sistemi Yangın İhbar Sistemi Acil Aydınlatma Sistemi Döşeme altı aydınlatma sistemi Topraklama sistemi Mekanik İşler Ana pano odasına, orta gerilim odasına, trafo odalarına, UPS odasına emiş ve taze hava için havalandırma siste- mi kurulmuştur. Ayrıca yine bu odaların soğutulması için VRV Sistemi kurulmuş ve devreye alınmıştır. VRV sistemi hem mahallerde bulunan termostatlardan kontrol edilebildiği gibi, istenildiği takdirde ana kumanda sistemiyle uzaktan sadece tek bir noktadan kontrol edilebilmektedir. Elektrik tesisatının olduğu mahallerde, sistemde devamlı su olmayan sadece yangın anında kontrol sistemiyle yönetilen bir sprink sistemi kurulmuştur. Ayrıca UPS odasında Gazlı söndürme sistemi, Jeneratör yakıt tankının olduğu odaya ise köpüklü söndürme sistemi tesis edilmiştir. İnce İşler Elektrik odalarının rehabilitasyon projesinde sadece elektrik ve mekanik tesisatlar değil, bu tesisatların gereği olan ince işler revizyonları da firmamız tarafından yapılmıştır. Mimari revizyonlar dolayısıyla oluşan duvarlar, yangın zonlarına uygun olarak yangın senaryosu gereğince ilgili kapıların değiştirilmesi, yükseltilmiş döşemenin güçlendirilmesi ve döşemenin son yerleşimlere göre revize edilmesi, yangın geçişlerinin yangın durdurucu malzemelerle kapatılması vb. işler firmamız tarafından yaptırılmıştır. 2. Etap İşleri Çırağan Sarayı Kempinski Otel’de orta gerilim panolarının, jeneratörlerin ve alçak gerilim dağıtım panolarının rehabilitasyon işlerinin ardından 2. Etap olarak tali elektrik panolarının (UPS panoları, kat dağıtım panoları, besleme panoları) yenilenmesi ve mümkünse kablolarının değiştirilmesi yine AE Arma-Elektropanç kapsamındadır. Toplamda 196 adet pano imal ettirilmiş ve montajı, bağlantıları ve devreye alınması tarafımızca yapılacaktır. Barış Karadağ Şantiye Şefi Proje Yönetim Departmanı 17 Nisan - Mayıs - Haziran şınmıştır. Bu şekilde birer birer bütün yükler yeni panoya aktarılmıştır. Kablo çekilebilecek güzergâhlar için ise alev yaymaz, halogen free kablolar çekilmiş, yeni pano tarafı bağlanmış, enerji kesintisiyle beraber yük tarafı da bağlanarak enerjilendirilmiştir. » global bakış : Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke - Kırgızistan Eltai Toktobekuulu Satın Alma ve Personel Sorumlusu Noyabirks Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke Nisan - Mayıs - Haziran Kırgızistan 18 global bakış : Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke - Kırgızistan « Kırgızistan`nın başkenti Bişkek şehridir. Yüzölçümü 198 bin metre kare olup nüfüsü 5 miliyondur. Kuzeyde Kazakistan, güney-doğuda Çin Halk Cumhuriyeti, batıda Özbekistan, güney-badıda Tajikistan ile sınırlıdır. Toprakların yüzde yetmişinden fazlası dağlık olup, dünyada denizlere en uzak ülke konumundadır. Kırgızistan nüfüsunun çoğunluğunu oluşturan kırgızların tarihi geçmişi 2 bin sene öncesine dayanmaktadır. Tarih sahnesinde değişik dönemlerde kendi devletlerini kurmuştur. Şimdiki Tanrı Dağlarının eteklerinde 80 den fazla değişik toplum ve topluluklar bir çatı altında Kırgızistan devleti altında yaşamaktadırlar. Şimdiki Kırgızistan”ın bulunduğu yer - farklı kültürlerin yaşadığı, değişik devletlerin kurulduğu ve İpek yolunun bazı kollarının geçtiği topraklardır. Burada önemle belirtmeden geçemeyeceğim husus, Orta Asya”daki ilk Türk devletleri buralarda kurulumuş ve kalıcı devlet geleneği temelleri atılmıştır. Türk şehirciliğinin en iyi örnekleri şehir kalıntıları günümüze kadar ulaşmış durumda. İpek Yolu güzergahında bulunması, farklı toplulukların geçmişte yaşamış ve yaşamakta olma- sı Kırgızistan”ın kültür zenginliğinin temelini oluşturmaktadır. Ekonomi Kırgızistan doğal kaynakları açısından sengin konumdadır. Bunlar altın, bakır, uranyum gibi maden yatakları ve su, kömür gibi enerji kaynaklarıdır. Özellikle Sovyetler zamanında kurulmuş olan barajlar ve elektrik santralleri komşu ülkeler ile olan ilişkilerde bir belirleyici faktör olmaktadır, hatta siyasi araç halini bile almış durumdadır. Kırgızistan SSCB”nin dağılmasıyla hemen arkasından bağımsızlığını ilan ederek, serbest ekonomiye 19 Nisan - Mayıs - Haziran Genel Bakış » global bakış : Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke - Kırgızistan 2009 yılında inşaat sektöründeki ana sermayeye yapılan yatırımların yapısındaki iç yatırımlardan finansman grubunda %38’lik ölçüde artış olmuştur. İç yatırımların yapısındaki sıralama halk kaynakları, kuruluş ve şirket kaynakları ve Devlet bütçesi şeklinde olmuştur. Nisan - Mayıs - Haziran geçiş kararını almıştı. İlk olarak kendi milli para “som“ tedavüle sokmuş ve devletin elinde olan üretim dağıtım hizmet v.s.bunun gibi kurum ve kuruluşları çoğunluğunu özelleştirerek serbest ekonomi olma yolunda önemli adımlar atmıştır. Orta Asya’da dağlık bir bölgede yer alan Kırgızistan’ın ekonomisinin temelini tarım, tekstil, ve doğal kaynaklar, özellikle su elektr enerjisi üretimini oluşturmaktadır. Madencilik ve metalurji, Kırgızistan’ın en önemli sanayi sektörüdür. Sektör, Kırgızistan’ın sanayi üretiminin yarıya yakınını gerçekleştirmektedir. Bu alanda özellikle altın sanayi önemli bir ağırlığa sahiptir. Kırgızistan, altın rezervinin dışında kömür, mermer, civa, bakır, uranyum, molibden, gümüş ve antimuan yatakları ile seramik sanayiinde kullanılan bazı mineral kaynaklara sahiptir. Bunların yanısıra ülkede zengin tungsten ve kalay yatakları bulunmaktadır. Bu alandaki en önemli alt sektör, altın çıkarma ve işleme sektörüdür.Sanayi sektöründe en önemli faaliyet gıda işleme alanında görülmektedir. Gıda işleme sektörü aynı zamanda en cazip yabancı yatırım alanlarındandır. Kırgızistan’ın sanayi politikası özellikle ülkedeki yün, pamuk ve ipek üretimi- 20 ne dayalı olarak hafif sanayi (özellikle giyim ve tekstil) sektörüne yönelik bir eğilim arz etmekte ve BDT ülkeler arasında ilk sıradadır. Tarım sektörü, Kırgızistan ekonomisinde önemli bir ağırlığa sahiptir. Kırgızistan Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra tarım üretimini artırmayı başarabilmiş olan tek ülkedir. İnşaat sektörü Bişkek Ticaret Müşavirliğimizin Kırgız Merkez Bankası verilerine yer verdiği raporunda Turizm sektörü hükümet ekonomi politikalarinda her zaman öncelek tanınan sektörlerdendir. Tanrı Dağları, güneyde Çin Cumhuriyetinin Taklamakan çölü, kuzeyde Kazakistan”ın uçsuz bucaksız stepleri, batıda Özbekistan ve Türkmenistanın vaha ve çöllerinin arasında kalması, ayrı bir güzellik ile ayrıcalık katar ve Kırgızistan”ın turizm sektörünün gelişmesini sağlamaktadır. Orta Asya”nın incisi olarak bilinen Isık-Köl ile sayıları binlere ulaşan irili-ufaklı göller, yaz-kış zirvelerinden kar gitmeyen dağlar, yaylalar, dünyada eşi benzeri olmayan Arslanbap, Kara-Alma gibi ceviz ve meyve ormanları seyahların, gezginlerin ve turistlerin uğrak yerleridir. Ulaştırma ve telekomünikasyon: Ülkenin dağlık coğrafi yapısı nedeni ile demiryolu taşımacılığı yerine karayolu taşımacılığı gelişmiştir. Dolayısıyla, Kırgızistan’da yalnızca 370 km’lik bir demiryolu ağı vardır. Uluslararası nitelikte olmamakla birlikte, ulaşım ağı Bişkek etrafında yoğunlaşmıştır. Diğer yandan ülkenin demiryolu ağının geliştirilmesi için çalışmalar yürü- tülmektedir. Gündemdeki en önemli proje olan Çin-Kırgızistan-Özbekistan demiryolunun hayata geçirilmesi genel olarak ülkenin ekonomik kalkınmasına da önemli katkılar sağlayacaktır. İletişim alanında devlet kuruluşu olan Kyrgyztelecom tekel konumundadır. Bu şirketin yaklaşık %80 oranında özelleştirilmesi gündemdedir. Mobil telefon operatörü olarak toplam 5 firma faaliyet göstermekte olup, kullanıcı sayısı toplam yaklaşık 4,3 milyondur (nüfusun %78’i). İnternet kullanımı hızla yaygınlaşmakta olup 2010 itibariyle yaklaşık 750 bin seviyesine ulaştığı değerlendirilmektedir. Bankacılık ve finans: Kırgız bankacılık sistemi 1998 yılındaki Rusya krizinden ağır biçimde etkilenmiştir ve bugün toparlanma süreci içerisinde- dir. Kriz sonrasında Kırgızistan Merkez Bankası’nın ticari bankalar için sermaye miktarını artırma zorunluluğu getirmesi bazı bankaların kapanmasına yol açmıştır. Bişkek Ticaret Müşavirliği raporuna göre 2007 yılı itibariyle Kırgızistan’da 22 ticari banka, 233 mikrokredi şirketi ve mikrokredi acentası, 272 kredi birliği ve 318 döviz bürosu faaliyet göstermektedir. 2007 yılında bankacılık kapsamında özellikle ödeme sisteminde belli reformlara gidilmiştir. 2007 yılı itibariyle banka mevduatları 535,5 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Dış ticaret yapısının Kırgızistan’ın çevre ülkeler odaklı olduğu görülmektedir. Özellikle ihracat söz konusu çevre ülkelerdeki ekonomik koşullara bağlı olarak değişim gösterebilmektedir. Fakat son yıllarda İsviçre’ye olan altın ihracatı, İsviçreyi Kırgızistan’ın ihracatında ilk sıraya yerleştirmiştir. Kırgız Cumhuriyeti 1998 yılında Dünya Ticaret Örgütüne katılarak Orta Asya Cumhuriyetlerinde bu üyeliği gerçekleştiren ilk ülke olmuştur. Kırgızistan, Rusya Federasyonu, Kazakistan, Belarus ve Tacikistan’ı da içine alan Avrasya Ekonomik Topluluğu’nun da bir üyesidir. Kırgızistan temelde liberal bir ekonomi ve ticaret politikası benimsemektedir. Kırgızistan ticaret yapısının bölgesel ağırlıklı olması bölge içerisindeki ikili veya ayrıcalıklı ticaret anlaşmalarını önemli kılmaktadır. Nitekim ülkeye gelen yabancı yatırımcıların büyük bölümü bölgeyi hedef olarak algılamaktadır. Halihazırda Rusya, Belarus ve Kazakistan’ın oluşturmuş oldukları Gümrük Birliğine Kırgızistan’ın girmesine Hükümet tarafından sıcak bakıldığı izlenmekte olup, yakın gelecekte üyelik konusunda görüşmele- 21 Nisan - Mayıs - Haziran global bakış : Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke - Kırgızistan « rin yapılabileceği düşünülmektedir. Altın ve diğer madenlerin Kırgızistan ekonomisindeki önemi anlaşılmaktadır. Ülkenin tekstil ihracatı ise ağırlıklı olarak Rusya’ya gönderilen konfeksiyon ürünlerinden oluşmaktadır. Nisan - Mayıs - Haziran Enerji Sektörü 22 Kırgız Cumhuriyetinde sınırlı miktarda petrol ve doğal gaz rezervi bulunmaktadır. Yılda 80 bin ton petrol elde edilebilmekte olup, bu iç talebin ancak % 12’sini karşılamaktadır. Bu yüzden elektr enerji üretimi - Kırgızistan’ın en önemli eknomi sektörü olup, stratejik öncelik sırasında ilk sırada yer almaktadır. Bu sektöre verilen önem her ne kadar hükümetler değişse bile aynen kalmaktadır. Enerji sektöründe elektrik enerjisi üretimi ağırlıklı olarak hidroelektrik santrallerinden üretilmekte. Tanrı Dağlarındaki buzulların çok olması ve erimesiyle hidro enerji alanında önemli bir potansiyel oluşmakta ve bu potansiyelin halihazırda %10’u kullanı- global bakış : Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke - Kırgızistan « Kambar-Ata 2 Santral inşaası nehir üzerine 30 milyar kWh elektrik enerjisi üretecek 22 adet hidroelektrik santrali inşa edilmesi mümkündür. Elektrik enerjisinin temel kaynağı olarak görülen hidroelektrik santrallerinden en büyük beşi “Toktogul” (1200 MW), “Kurp-Say” (800 MW), “Taş-Kömür” (450 MW), “Şamaldı-Say” (240 MW) ve “Üç-Korgon”dur (180 MW). Bunların tamamı Narın nehrinin alt bölümünde yer almakta ve Toktogul sistemini oluşturmaktadırlar. Narın nehrinin yukarı kısmında Atbaşı ko- lunda da “Atbaşı” Santrali (40 MW) faaliyet göstermektedir. Toplam 40 MW kurulu kapasiteye sahip diğer küçük çaplı 10 hidroelektrik santrali Çüy vadisinde yer almaktadır. Enerji üretimi Bişkek ve Oş şehirlerinde buluna termik santrellerinden de üretilmektedir. Bu santraller elektrik temini yanısıra merkezi ısıtma hizmeti vermektedirler. Bişkek termik santrali kurulu kapasitesi 678 MW olup, kömür, petrol ve doğal gaz kullanmaktadır. Oş santrali ise 50 MW kurulu kapasiteye sahip olup, petrol ve doğal gaz kullanmaktadır. Bu santrallerde kullanılan yakıt komşu ülkelerden ithal edilmektedir.Sonuçta Kırgız enerji sistemi halihazırda 16’sı hidroelektrik santrali, 2’si termik santral olmak üzere 18 santralden oluşmaktadır. Kırgızistan enerji sektörü hem üretim hem de ihracat açısından gelişme potansiyelinin oldukça yüksektir. Ülke hidroelektrik kaynaklarının genişliği bakımından Rusya ve Tacikistan’ın ardından BDT ülkeleri arasında üçüncü sırada yer almaktadır. Yıllık 55 bin gigawatt saatlik bir potansiyel oluştuğu tahmin edilmektedir. Bu potansiyelin yılda yalnızca 3 Gigawatt saatlik bölümünün kullanıldığı, ayrıca Çin ve Güney Asya pazarları göz önüne alındığında, sektördeki büyük potansiyel açığa çıkmaktadır. Kırgızistanın en büyük problem olarak niteleyeceğimz durum, enerji üretimi ve tüketimi dengesizliğidir. Bu dengesizliğin temelinde joğrafi ve siyasi nedenler yatmaktadır. Elektr enerjisi üretiminin büyük kısmı güneyde gerçekleştirilmekte olup, tüketim ekseriyetle küzeyde olmaktadır. Güneyden kuzeye enerji nakili Sovyetler dönemi gerçekleştirilen Orta Asya Birleşik Enerji sistemine göre komşu ülkelerin sınırlarından geçerek gerçekleştirmektedir. Elektrik iletim hatları genelde 110, 220 ve 500 kV’lık hatlardan oluşmaktadır. Birleşik sistemdeki elektr enerjisi hattı 500 kV’lik hatlarla iletilmektedir. Sovyetler birliğinin 23 Nisan - Mayıs - Haziran labilmektedir. Bunun nedeni yeterli yatırım olmaması, mevcut altyapının yetersiz olmasıdır. Kırgızistan, BDT ülkeleri arasında Rusya ve Tacikistan’dan sonra en zengin su kaynaklarına sahip üçüncü ülkedir. Ülkenin hidro enerji potansiyeli 142,5 milyar kWh seviyesindedir. Tek başına Narın nehrinin hidroelektrik enerji potansiyeli 56,9 milyar kWh olarak ölçülmektedir. » global bakış : Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke - Kırgızistan Nisan - Mayıs - Haziran dağılmasıyla ülkeler arasında enerji üretim-nakil-tüketimde problemler siyasi anlaşmazlıklara neden ola gelmektedir. Nitekim devletin hidroelektrik santralleri ve yüksek gerilim havai hatlarını kurma hususunda yabancı yatırımdan faydalanacak şekilde çeşitli çalışmaları ve projeleri gündemdedir. Öncelikle “Kambar-Ata 1” ve “Kambar-Ata 2” santrallerinin kurulması ve özelleştirerek faaliyete sokulması projesi gündemdedir. Bu projelerin gerçekleştirilmesi kararının alınması Orta Asya”daki siyasi dengeleri değiştirecek hale gelmiştir. Özellikle Özbekistan ve Kazakistan 24 ısrarla karşı durmaktadır. Adı geçen santrallerin yapılmasına Rusya ve Çin gibi ülkeler ile görüşmeler yapılmış. Rusya bu projeye katılacağını açık belirmiştir. 2013 yılı itibariyle projeye başlayacağını ilan etmişti. “Datka-Kemin” yüksek gerilim havai hattı projesi başlamış durumda, proje başlangıç tutarı yaklaşık 390 milyon dolar olarak hesaplanmıştır. 2010 yılı 12 ocak ayında Çin ile anlaşma sağlanmış ve bu projeye Çin hükümeti düşük faizli kredi vereceğini ilan etmiştir. İnşaasında ise “Tibian Elektrin Kompani” (TBEA) firmasi çalışmakta- dır. Bunun devamı olarak Datka-Aygültaş yüksek gerilim havai hattı gündemdedir. Bu hatt ile Kırgızistan Afganistan ve Pakistana enerji ihracatı yapmak projesi geliştirilmiştir. Proje Dünya Bankası tarafından desteklenmekte olup, 600 kilometre uzunluğunda enerji nakil hattı inşası öngörülmektedir. Enerji nakil hatlarının kurulması sonucu Kırgızistan’ın elektrik ihracatının etkin hale getirilmesi ve böylece mevcut hidroelektrik santral projelerinin yatırımcılar açısından çekiciliğinin artması beklenmektedir. Yatırımcıları ilgisini çekmek bakımından 2013 yılı 14 ocakta hükümetin sunduğu ve mejilisin onayladığı “Kırgız Cumhuriyetinin 2013-2017 yılları dönemi için sürdürebilir gelişmesi stratejisi” dikkate değerdir. Bu stratejide sosyal, güvenlik ve ekonomik öncellikler sırasıyla belirtilmiş, özellikle enerji sektörüne olan önem üzerinde durulmuştur. Aşağıdaki tabloda anlaşıldığı gibi enerji sektöründe 15 proje ismi belirtilerek beklenen yatırım tutarı yaklaşık 7 milyar 232 milyon dolar olarak hesaplanmış. şurada belirtemede yarar vardır, dünya bankası yatırımcılara cazip ülke sıralamasına göre Kırgızistan Orta Asya ülkeler arasında birinci sırada yer almaktadır. global bakış : Enerji Sektöründe Yatırımcılar İçin Cazip Ülke - Kırgızistan « Enerji sektöründeki 2013-2017 yılları arası öngörülen yatırım projeleri Proje Adı Öngörülen Proje Tutarı (Milyon $) Proje süresi 1 “Datka-Kemin” yüksek gerilim havai hattı projesi (500Kw) 389,795 2012-2015 2 “Datka”yüksek gerilim havai hattı santralı modernizasyonu 208 2013 3 “Yukarı Narın nehri baraj sistemi” inşaası 412 2013-2019 4 “Kambar-Ata 2” barajındaki ikinci elektrik santralin işletilmesi 131 2014-2016 5 “Kambar-Ata1” santralinin inşaası 3400 2013-2022 6 “Kara-Keçe termik santralinin” inşaası 2300 2013-2018 7 “At-Başı” elektrik santralinin rekonstrüksiyonu 18,9 2013-2017 8 Enerji sektörü reabilitasyon çalışmaları 55 2013-2017 9 Bişkek Termik santralinin reabilitasyonu 150 2013-2015 10 Küçük ölçekli santrallerin geliştirme çalışmaları 49,3 2013-2017 11 Enerji sektörü geliştirme çalışması-EKOKKS* sistemine geçme projesi 44,8 2013-2018 12 Enerji sektöründe şeffaflığı geliştirme ve enerji azaltma projesi 15 2013-2018 13 Dağıtım şirketlerinin reabilitasyonu 15 2013-2016 14 Bişkek ve Oş şehirlerindeki enerji dağıtımını iyileştirme projesi 23,08 2013-2015 15 Bişkek`teki Ak-Ordo semtinde yüksek gerilim havai hattını(110 kw) çekme projesi 5 2013-2015 kayıplarini Toplam Proje Tutarı En son haberlerer göre, 08.05.2013 tarihinde Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin daha önce yapılmasına katılacağını bildiren “Kambar-Ata 1” santrali projesi anlaşmasını onaylayan kanuna imza atmıştır. Bununla birlikte bu kanuna göre Yukari Narın Hidrosantraller Sistemindeki “Akbulun”, “Narın-1”, “Narın-2”, “Narın-3” santrallerinin inşaatını katılımı da söz konusudur. Daha önce belirttiğimiz gibi “Datka-Kemin” yüksek gerilim havai hattını Çin asıllı firmalar yamaktadır. Santrallerin inşaatında Rusya’yı görmekteyiz, enerji ihracatı ise Pakistan, 7231,875 Afganistan ve Çin gözükmektedir. Buradan elektr enerjisi üretiminde Rusya, iletiminde Çin ve tüketimde ise Pakistan olarak çıkarım yaparız, peki Kırgızistan’a en yakın ülke Türkiye nerede sorusu doğar? Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 10.04.2013 tarihinde Kırgızistan’ı ziyaret etmiş durumda. Cumhurbaşkanı bu ziyareti sırasında konuşmasında “Su akar, Türk bakar” gibi olmayın değimini kullanmış ve Kırgızistan’ın enerji seköründeki çalışmalarına önem vererek bu projeleri desteklemiştir. Ancak Kırgızistan enerji sektörüne yatırım konusunda herhangi bir girişim ve planların olmadığını gördük. Yatırımcıları çekmek için hukuki ye yapısal reformları yapmış olması iki ülke arasındaki tarihi kültürel bağları göz önünde bulundursak Türkiye’li yatırımcılar için enerji sektörüne yatırım yapmaları fevkaalede cazibeli diyebiliriz. Eltai Toktobekuulu Satın Alma ve Personel Sorumlusu Noyabirks 25 Nisan - Mayıs - Haziran No » röportaj : Nafiz Kerim Kotan Burcu Kızılhan Müdür Halkla İlişkiler Departmanı Nafiz Kerim Kotan Pragma Kurumsal Finansman Yönetici Ortağı Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz? Nisan - Mayıs - Haziran 1973 İstanbul doğumluyum. Lise öğrenimimi Şişli Terakki Lisesi’nde tamamladıktan sonra Amerika’da Lehigh University’den Makina Mühendisliğinde lisans ve akabinde Amerika’da Cornell University’den MBA yüksek lisansımı aldım. İş hayatına atıldığımdan beri yani yaklaşık 15 senedir yatırım bankacılığı yapıyorum. Pragma öncesi profesyonel hayatımda Republic National Bank of New York, Global Menkul Değerler, ABN AMRO Bank ve Standard Bank’ta çalıştım. 2001-2008 yılları arası ABN AMRO’daydım ve buradan ayrılırken M&A Bölüm Başkan Yardımcısı idim. 2008-2010 yılları arasında da Standard Bank’ta M&A’den sorumlu Eş-Başkan olarak çalıştım. 2010 yılının ortasında artık kendi işimi yapmanın zamanının geldiğine karar vererek Pragma’ya katıldım. Başarıyla tamamladığım M&A işleri açısından 2001 yılından beri Türkiye’ye 12 milyar ABD Dolarının üzerinde yabancı sermaye girişine aracılık etmiş ekiplerin içinde bulundum. Pragma öncesi dönemdeki bu işlerden bazıları; 26 • Limak - GMR - Malaysia Airports Konsorsiyumuna Sabiha Gökçen havaalanıyla ilgili yap-işlet-devret haklarının alınmasıyla ilgili danışmanlık (2.28 milyar €), • Oger Telecom’a Türk Telekom’da %55 hisse almasıyla ilgili danışmanlık (6.5 milyar $), • Koç Holding’in Demirdöküm’deki hisselerinin satışında satıcıya danışmanlık (283 mln $), • Fransız Auchon hipermarket zincirinin Enka’nın Rusya’daki perakende zincir operasyonlarını satın almasında alıcıya danışmanlık, röportaj : Nafiz Kerim Kotan « Sürecin gidişatına ve değişebilecek durumlara bağlı olarak ivedi bir şekilde farklı yaklaşımlar uygulayabiliyoruz. ortaklık işlemi ile ilgili 4 milyar dolarlık işlem gerçekleştiren Pragma Kurumsal Finansman’da işin sahibi ve başında olan Yönetici Direktörlerdensiniz. Genç yaşınıza rağmen elde ettiğiniz bu başarınızı neye borçlusunuz? Yönetici Direktörler olarak bizlerin ve bir aile olarak Pragma’nın başarısının altında yaptığımız işi çok uzun senelerdir ve çok severek yapıyor olmamız; her üzerinde çalıştığımız projede günbegün müşterilerimizle birebir ilgilenmemiz; müşterilerimiz için her anlamda azami faydanın elde edilmesi ve nihayetinde satış/ortaklık süreçlerinin başarı ile sonuçlanması için en yüksek hassasiyet ile çalışmamız yatıyor. Her üzerinde çalıştığımız projeye ilgili sektörde bilgi ve tecrübe sahibi Yönetici Direktör’ün liderliğinde oluşturulan deneyimli uzmanlar bakar. Geçmişten günümüze amacımız, müşterilerimize eksiksiz hizmet sunmak; tek bir hisse satış, satın alma, ortaklık veya birleşme işlemine odaklanmak yerine, müşterilerimizle uzun vadeli ilişkiler kurarak onların ve şirketlerinin hayatı boyunca stratejik danışman ve ortak olarak hareket etmektir. duğu 3.8GW gaz çevrim santrallarındaki %60 hissesinin satışında satıcıya danışmanlık (1.2 milyar $), • Doğuş Grubu’nun Tansaş’taki hisselerinin satışında satıcıya danışmanlık (407 milyon $) ve işimin gereği; GYIAD, Endeavor Danışma Kurulu, Taba/AmCham Derneği ve Frontier Strategy Advisors üyesiyim. Son 5 yılda; 46 şirket satışı, alımı ve Pragma, 46 işlem ile Türkiye’de yurtdışı ile ortaklık/satın alma işlemlerinde yerli ve yabancı kurumlar arasında Türkiye’nin lider yatırım bankacılığı 27 Nisan - Mayıs - Haziran • Sabancı Grubu’nun kimya işlerini La Seda’ya satmasında alıcıya danışmanlık (320 milyon €), • LukOil’in Akpet’i satın almasında alıcıya danışmanlık (500 milyon $) • Sabancı’ya Avusturyalı Verbund’la enerji alanında 5.5 milyar Dolarlık yatırım yapma amacıyla kurduğu münhasır ortaklıkta Sabancı’ya danışmanlık, • Intergen’in Enka’yla beraber kur- Pragma olarak, sıradan ve basmakalıp bir ortaklık süreci yönetimi yaklaşımının aksine, sürecin gidişatına ve değişebilecek durumlara bağlı olarak ivedi bir şekilde farklı yaklaşımlar uygulayabiliyoruz. Bu esnekliğimiz de hiçbir zaman net olmayan yaklaşımlara ve havada kalan önerilere de yol açmaz ve müşterilerimize gerçek anlamda “bağımsız” danışmanlık vermekten bizi alıkoymamıştır. » röportaj : Nafiz Kerim Kotan yük çimento üreticilerinden CRH; Avrupa’nın en büyük elektrik şirketlerinden CEZ Group; madencilik sektöründe dünyanın en büyük kuruluşlarından Anglo American; Avusturyalı ambalaj firması Duropack; Dubai merkezli liman operatörü DP World; Alman Çelik üreticisi ThyssenKrupp; ve Cray Valley, Constantia, Inchcape, ITW, Marionnaud, SGS, Reynaers, Mars ve Gulf DTH Showtime gibi onlarca büyük yabancı oyuncu bulunmaktadır. Birleşmeler, satın almalar, ortaklıklar vb. sağlayan başarılı bir firmanın Yönetici Direktörü olarak, en son hangi firmaların birleşmesini sağladınız? Nisan - Mayıs - Haziran Pragma olarak 2012 yılında sizin güzide şirketiniz için yaptığımız işe ek olarak diğer yaptığımız işleri şöyle sıralayabiliriz; firmasıdır. Geçmiş tecrübelerimizin ışığında, bir ortaklık sürecinin baştan sona yürütülmesindeki deneyimimizin yanı sıra sürecin çeşitli kısımlarında ortaya çıkabilecek özel durumlar ve sorunları önceden öngörebilecek ve önlemler alabilecek tecrübe ve yetkinlikteyiz. Ortaklık süreci ile ilgili müşterilerimizin amaç ve hedeflerini en iyi şekilde belirleyerek, gerekli ve doğru yaklaşımları uygulayan ekibimiz, ortaklık sürecinin müşteri- 28 lerimizin hedef ve isteklerine birebir cevap verecek şekilde sonuçlanması için gayret sarf eder. Pragma, Türkiye’nin kendi konularında önde gelen Akkök, Borusan, Boyner, Doğan, Tekfen, Yırcalı Grubu, Yaşar ve AE Arma-Elektropanç gibi gruplarına ve birçok uluslararası firmaya danışmanlık yapmış veya halen yapmaktadır. Birlikte çalışılan firmalar arasında; Avrupa’nın en bü- • STFA’nın Res Grup’tan 120 MW Evrencik RES projesinin %50 hissesini satın almasında Res Grup’a danışmanlık • Türkiye’nin en büyük özel emeklilik fonu OYAK’ın, Türkiye’nin lider PVC stabilizatörleri üreticisi Akdeniz Kimya’nın %100 hissesini satın almasında OYAK’a danışmanlık • Sibel RES Elektrik Üretim A.Ş.’nin %100 hissesinin Boydak Enerji tarafından satın alınması işleminde Satıcı’ya yatırım bankacılığı ve finansal danışmanlık hizmeti • Türkiye’nin finans, kamu ve telekom sektörlerine çözüm sunan önde gelen yazılım şirketi Sigma’nın %99 hissesinin Avrupa’nın en büyük yazılım şirketlerinden Asseco tarafından satın alınmasında Sigma’ya danışmanlık • Türkiye kadın çorabı, iç giyim ve mayo sektörünün açık farkla lider oyuncusu Penti’nin azınlık hisselerinin dünyanın en büyük özel sermaye fonlarından Carlyle’a satışında Penti’ye danışmanlık • Dünyanın önde gelen SAP danışmanlık firması itelligence AG’nin, aynı alanda Türkiye’nin lider firmalarından Elsys ve iş zekası alanında faaliyet gösteren Intelart’ın hisselerinin %60’ını satın almasında, Elsys ve Intelart’a danışmanlık • Türkiye’nin lider vidalı kompresör üreticisi Ekomak Grup’un, dünya- röportaj : Nafiz Kerim Kotan « Tekerleği yeniden keşfetmeye gerek yok. Sektörünüzde müşterilerinizle nasıl tanışıyorsunuz? Siz mi onları, onlar mı sizi buluyorlar? Patronlar sizi diğer danışmanların arasından niye ve nasıl seçiyor? Patronlar son 6-7 senedir zaten şirketlerini satmanın veya ortaklık yapmanın ayrı bir iş olduğunun bilincinde hareket ediyorlar. Ekseriyetle hayatınızda şirketinizi bir kez satıyorsunuz veya bir kere ortaklık yapıyorsunuz. Dolayısıyla bunu kendiniz için en doğru ortakla ve olabildiğince iyi şartlarda yapmak istersiniz. Tekerleği yeniden keşfetmeye gerek yok. Bunu da yapmanın en doğru şekli yola yalnız veya tecrübesiz bir danışman ile çıkmak yerine işin ehli danışmanlarla çalışmak. Dolayısıyla her ne kadar biz doğru satıcı ve alıcıyı bir araya getirmek için halen ciddi bir çaba sarf ediyorsak da şirketini satmayı düşünen ya da ortaklık düşünen bir Türk şirketinin patronunun veya Genel Müdürünün o noktada bizi duymamış olma ihtimali hiç yok denecek kadar az... Pragma ismini daha önce duymamış patron da piyasada biraz güvendiği tanıdığı insanlara konuyla ilgili danışınca bizim ismimizi duyuyor ve bizimle bağlantıya geçiyor. masında bilmem kaçıncıyım, sizin işe de talibim”. Patron da cevap vermiş “İyi güzel de gecen sene sadece bir iş yapmışsınız, son beş senede Türkiye’de yaptığınız iş sayısı da bir elin parmaklarını geçmiyor, üstüne üstlük bu işlerde de sizin bankanın yabancı ekipleri çalışmış, siz çalışmamışsınız?”. Yani bu konuda da artık patronlar seviyesinde ciddi bir bilinçlenme söz konusu. Yabancı yatırım bankalarına ve onların isimlerine eğer arkası dolu değil ise eskiden verildiği kadar prim verilmiyor. Lokal ve güncel tecrübeyle beraber patronla kurduğunuz ilişki ve piyasadaki reputasyonunuz bu işte çok önemli. Çalışacağınız danışmanın kendisinin ve kurumunun son 5 senede Türkiye’de kaç iş yapmış olduğuna ve o kurumda sadece M&A işleriyle kaç kişinin olduğuna bakmak şart. 25 kişilik ekibi olan ve sadece şirket satışı ve ortaklıkları yapan Pragma gibi bir kurumla 5-10 kişilik ekibi olan bir kurumun size ayıracağı ilgi ve göstereceği özenin aynı seviyede olması mümkün değil. Aynı şekilde 15-20 sene tecrübeli işin başında ve işin sahibi yedi Yönetici Direktörün olduğu Pragma ile benzer tecrübeye sahip sadece bir veya iki Yöneticinin olduğu kurumun üst seviyesinde müşterilerine ayıracağı zaman ve göstereceği ilgi aynı olabilir mi? İşin matematiğine ters... Birine güvenip şirketinizi teslim ediyorsanız, işin başından sonuna kadar her telefonda her toplantıda her pazarlıkta yanınızda olabileceğine emin olmanız lazım. Gözünüz gibi bakıp büyüttüğünüz tek şirketinizi emanet edeceğiniz danışmanı seçerken işini bunun bilinci ve sorumluluğuyla yapan danışmanları seçmek lazım. M&A danışmanları veya nam-ı değer yatırım bankacıları ne yaparlar? Mesela bir örnek üzerinden yola çıkarsak, Penti Çorap’ın ortaklık sürecinde daha biz satış süreci için Penti’nin patronlarından, yetkilendirilmemizi almadan onlarla tanışıp konuşmak için sırada bekleyen 10’un üzerinde özel sermaye fonu ve bir o kadar da yetkilendirme isteyen danışman kurum vardı. Piyasada bizim yetkilendirildiğimizin duyulması sonrasında daha kimselere haber vermeden ilgi çığ gibi büyüdü kapıyı çalan fonların sayısı 40’a kadar çıktı. Fonlar da “Eğer bu şirket Pragma gibi bir danışmanla çalışmaya başlıyorsa, bu ortaklık arayışında ciddidir, kaçırmayalım, Daha yeni bir aldığımız işte karşımızda rakip olarak dünya çapında büyük bir yatırım bankasının Türkiye Ofisi var. Bankanın Türk yetkilisi diyor ki “Ben şirket satışlarında dünya sırala- 29 Nisan - Mayıs - Haziran nın önde gelen endüstriyel gruplarından Atlas Copco tarafından satın alınmasında Ekomak Grup’a danışmanlık • YDA-Inso Konsorsiyumu’nun Sağlık Bakanlığı Kamu Özel Ortaklığı Daire Başkanlığı tarafından açılmış olan Konya Karatay Entegre Sağlık Kampüsü ihalesini kazanmasında danışmanlık, 2012 • Türkiye’nin lider mobil ödeme firmalarından Mikro Ödemenin çoğunluk hissesinin Mediterra Capital’a satışında danışmanlık, 2012 » röportaj : Nafiz Kerim Kotan Nisan - Mayıs - Haziran mutlaka bakalım...” diye düşünüyor. Biz konvansiyonel satış süreçlerinin aksine burada farklı bir yaklaşım izleyerek herkesle konuşmadık, bilgi paylaşmadık. Fonları patronlarla beraber ciddi bir elemeden geçirdik. Cebinde parası olan ve “ben çok ilgiliyim, müsaade edin şirketin bilgilerini inceleyeyim...” diyen fonların çoğunun dışarıda kaldığı bir süreç oldu. Sadece 6 fonu daha şirketle ilgi bilgi dahi paylaşmadan ön görüşmeler akabinde seçtik ve sürece davet ettik. Yaklaşık 6 ay gibi rekor bir zamanda gerçekleşen bir ortaklık oldu. Sürecin en başından imzaya kadar fonlar arasında rekabetin en üst seviyede devam ettiği ancak aynı zamanda da fonların kendilerine bizler ve patronlar tarafından adil davranıldığını gördükleri şeffaf bir üç aşamalı açık arttırma süreci oldu. Her yatırımcı adayına sanki birebir görüşmedeymişiz gibi ilgi ve alaka gösterdik. Bu 6 fonda münhasırlık almamalarına rağmen bu yarışta kendi (vergi, mali, pazar, hukuk ve operasyonel) inceleme masrafları için 1 milyon $ üzeri meblağlar harcamayı gözden çıkarıyorlar. Bu büyüklükte bir şirketi, 6 tane oldukça ciddi fonun kıyasıya rekabet ettiği bir süreçte ve fonların ilgisini de son dakikaya kadar koruyarak satmak başlı başına zorlu, hataya ve öğrenme eğrisine müsaade etmeyen bir süreç. Her fonun 5-6 ayrı danışmanlık ekibi var, her fondan aldıkları bilgilerin üzerine sordukları 400-500 ayrı soru geliyor. Bu kapsamda bir işte nerdeyse aynı anda 6 şirket satışı yapıyormuşsunuz gibi emek ve zaman harcıyorsunuz. Değerleme kadar sa- 30 tılan hisse miktarı, yönetim ve diğer ortaklık şart ve koşullarıyla ilgili patronların ve fonların farklı arzuları ve tercihleri var. Aynı zamanda hepsinin kırmızıçizgileri var. Bunları önceden kestirip, her iki tarafta beklentileri rasyonelleştirmek, siyah-beyaz alanları griye çevirebilmek bizim sorumluluğumuzda. Hisse satış ve arzu edilen ortaklık yapısının, farklı alternatiflerin artı ve eksileriyle beraber yatırımcıların muhtemel yaklaşımının müşterinin arzularının da göz önünde bulundurularak oluşturulması gerekiyor. Ben şirketimin %100’ünü satmak istiyorum demeniz satabileceğiniz anlamına gelmez, sizin özel durumunuzdaki bir şirkette belki de %40-60 arası bir hisse satmak mümkün olabilecektir. Veya aynı şekilde azınlık hisse satışında ısrar etmek garanti yatırımcı bulabileceğiniz anlamı taşımaz. Belki de sizin özelinizde %51 satmaya açık olsanız 10 yatırımcı bulacakken %30 için bir yatırımcı zar zor çıkacak ve daha düşük bir değerlemeden çıkacaktır. Ortakların amacını en iyi şekilde anladıktan sonra en doğru süreci tasarlamanız ve her an elinizdeki yeni bilgileri ve reaksiyonları gözden geçirip gerekli iyileştirme ve değişiklikleri yapmaya açık ve hazır olmanız lazım. Çıkabilecek problemleri önceden fark edip, bunlar çıkmadan müdahale edebilmek gerekir. Potansiyel yatırımcıların doğru belir- lenmesi. Çoğunluk almak konusunda ısrarları var mı? Ortakların cebine para koymak konusunda problemleri var mı? Ortalama ne civarda yatırım yapabiliyorlar? İstedikleri Yönetim hakları ve kontrol seviyesi? Kalan paraları ne kadar? Daha önce yatırım yaptıkları sektör ve ülkeler? Türkiye’ye olan ilgileri nasıl? Burada ofisleri var mı? Ne zamandan beri? Ofiste kaç kişi çalışıyor? Burada yatırım yapmış mı? Ne ofisi ne yatırım var ama peki Türk çalışanı var mı? Bu sektöre özel ilgisi var mı? Daha önce katıldığı şirket satış süreçlerinde nasıl hareket etmiş? Devam eden veya çıktığı yatırımlarında performansı nasıl? Yatırım röportaj : Nafiz Kerim Kotan « Bu satış süreçleri aslında patronlar içinde güzel bir flört dönemi. Patron da “Ben bu ortakla hayatımın bir sonraki 3-5 senesini beraber geçirmek istiyor muyum? İş planıyla ve çıkış ile ilgili aynı vizyonu paylaşıyor muyuz? Aramızda nasıl bir kimya var? Bu ortak beni yeni pazarlara yeni müşterilere götürebilir mi? Para haricinde masaya daha başka neler koyabilir?” gibi sorularına cevap bulmaya çalışıyor… Yatırımcılar patronu ve şirketini detaylı bir incelemeye tabi tutarken patron da onları tartıp, bu iş hangi adayla daha iyi ile olur diye bakıyor. Şirket’in iddialı ama gerçekçi bir iş plan hazırlaması, mevcut durumunu ve gelecek potansiyelini iyi anlatılması lazım. Ancak bu şekilde yatırımcılarla en iyi değer müzakere edilebilir. Burada Şirket’in iş planını hazırlamasına yardım etmek ve değerleme çalış- masını yapmakla kalmayıp yatırımcı bu işe nasıl bakar, nasıl değerler, getiri analizine göre ve farklı senaryolarda hangi fiyata kadar çıkabilir çıkamaz bunlara bakıyoruz. Şirket’le ilgili detaylı bilgi ve pazarlama dokümanlarının hazırlanması, şirketin bu işle ilgili diğer danışmanlarının koordinasyonu da tabii ki bizim sorumluluğumuzda. Faaliyetle alakasız operasyonların, gayrimenkullerin, giderlerin vs. belirlenip ayıklanmak üzere önden yapılandırılması ve bağımsız denetimden çıkan finansalların üzerine gerekiyorsa operasyonel karlılığı daha iyi yansıtması adına ayarlamaların yapılması da. 31 Nisan - Mayıs - Haziran yaptığı şirketleri nereden nereye nasıl götürmüş? Değerlemelere yaklaşımı nasıl? Fonu yöneten kişiler sizin patron olarak birebir muhatap olmak isteyeceğiniz kişiler mi? Biz Türkiye’ye farklı seviyelerde ilgisi olduğunu bildiğimiz 140-150 fon için bu analizi her projede yapabilecek güncel bilgiye sahibiz. Aynı şekilde bu analizin benzerini stratejik yatırımcılar için de yapabiliyoruz. AE Arma-Elektropanç & Imtech ortaklığı benim üzerinde çalışmaktan en çok keyif aldığım projeydi. Potansiyel alıcılarla tüm pazarlık görüşmelerine katılarak patronlara destek olur ve hisse ortaklık ve hisse satış anlaşmalarda satan hissedarların ticari pozisyonunun en iyi şekilde pazarlık ederiz. Üzerinde anlaşılan ticari şart ve koşulları kâğıda en doğru şekilde dökmeleri için hukukçuları yönlendiririz. Burada fiyat kadar ödeme koşulları; verilecek beyan ve taahhütler; geçmiş ile ilgili sorumlulukların sınırlandırılması/teminatlandırılması; yönetim ve çıkış haklarının belirlenmesi prensiplerinin de müzakere edilmesi önemlidir. Bizimde, Imtech ile birleşmemizi sağladığınız. Bu birleşme esnasında yaşadığınız zorluklar oldu mu, İşinizin en zor yanları nelerdir? Nisan - Mayıs - Haziran AE Arma-Elektropanç & Imtech ortaklığı benim üzerinde çalışmaktan en çok keyif aldığım projeydi. Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Çok daha büyük ve komplike işler de yaptım çok daha medya ilgisinin odağı olan işler de ve çok daha kısa zamanda kolay biten işler de. Bizim işimiz insan işi... Müteahhitlik işleri genel olarak dünyada pek alınıp satılmaz, hisse ve paranın el değiştirdiği ortaklıklar nadirdir. Sektörün doğası gereği şirketlerin en önemli varlıkları patronlar ve çalışanlardır, üretim işindeki gibi bir fabrika yoktur, perakende işindeki gibi dükkânlar, stok vs. yoktur. Dolayısıyla bu kadar patronlara ve daha sonra çalışanlara bağlı işlerin de ortak alması, satılması vs. zordur. Ama biz Pragma olarak zor işleri daha çok severiz. AE Arma-Elektropanç’ı ve patronların ne yapmak istediğini çok iyi anladık ve potansiyel yatırımcılara çok iyi anlatabildik diye düşünüyorum. Imtech AE’yi hem Türkiye’de hem bölgede 32 röportaj : Nafiz Kerim Kotan « müthiş bir zıplama tahtası olduğunu fark etti, adeta yap-boz’un eksik olan parçası gibi oturdu. Yani, patronların beklentilerini doğru anlamak, patronlara önemli karar vermeleri gereken noktalarda stratejik alternatifleri tüm artı ve eksileriyle önlerine koyup en doğru kararı vermeleri için oradasınız. Danışmanın görevi patron yerine karar almak veya patronun karar alma mekanizmasını yönetip, manipüle etmek değildir. Patronun önüne en doğru platformu koyarak kendi kararını kendisinin almasını sağlamaktır. Bu süreçte özellikle AE’de olduğu üzere çok hissedarlı yapılar da patronların “istikrar”ını koruması bizlere ve birbirlerine projenin başından-sonuna beklentiler açısından aynı çizgide olması çok önemli. AE Arma-Elektropanç’da bu aynen böyle oldu. Kendileriyle çalışmaktan müthiş keyif aldım. En zor günlerimiz de dahi onların sakinliklerini kaybetmemeleri, birbirlerinden ve bizlerden emin olmaları işimizi kolaylaştırdı. Şimdi Yönetim Kurulu Başkanı, Kemal Kızılhan başta olmak üzere hepsiyle ömür boyu sürmesini istediğim güzel bir dostluğumuz var. bal likiditenin getiri için gidecek yer aradığı bir ortamda Türkiye parmakla gösterilen bir kaç ülkeden biri. Pragma olarak buraya ciddi olarak baktığını bildiğimiz ve devamlı diyaloğumuzun olduğu 50 civarında özel sermaye fonunun yanı sıra dünyanın hemen her yerinden her hafta yeni fonların kapımızı çaldığı bir ortam düşünün. Bir de işin stratejik yatırımcı kısmı var. Biliyorsunuz, 2008 yılındaki krizde bilançosunda milyarlarca dolar nakdi olan stratejikler de bütün büyüme planlarını beklemeye almıştı. 2010 yılından beri de bu stratejiklerin de açılmış iştahlarıyla koşarak masaya geldiklerine şahit oluyoruz. Bugün bizi alıcı tarafta kendilerine Türkiye’de belli sektörlere girmek konusunda münhasır olarak yetkilendirmiş Avrupalı, Ortadoğulu, Uzakdoğulu ve Amerikalı şirketler olduğu gibi satıcı tarafta rol aldığımız süreçlerde fonlarla beraber artan sayıda stratejikleri de görüyoruz. Eğer Türkiye’de bugün bu piyasa “satıcıların piyasası” olarak tanımlanmazsa hangi piyasa tanımlanır kestir- mek zor. Ortak aramak veya satmak için anlaşıp yola çıktığımız neredeyse her şirketle ilgili daha süreç başlamadan kapımızda bekleyen yatırımcıları buluyoruz. Bugün Türkiye’ye bakan yabancı sermaye açısından gerçekten olağanüstü bir dönemin içindeyiz ancak artık herkes bu rüzgârın sonsuza kadar esmeyeceğinin de farkında... 2008’deki kriz ortamından patronların çıkardığı bir ders de eğer patronun bir noktada şirketini satmaya veya şirkete ortak almaya niyet varsa bunu daha da iyi zamanları beklemek yerine pencerenin açık olduğu en doğru dönemde yapmak lazım. Özellikle de tipik bir M&A işinin 1 sene sürdüğünü düşünecek olursak, hızlı davranmak önemli. Eğer “Benim şirketimin karı her sene %20-30 büyüyor, bugün para ihtiyacım da yok, iki sene sonra sattığımda bugün alacağımdan çok daha fazla para geçer elime, niye bugün satayım ki?” diye düşünüp bekliyorsanız yandınız! Bir sonraki global çözülme, kriz veya belki de çöküş 3, 5 veya 10 sene sonra geldiğinde bu sefer çok uzun bir dönem M&A piya- Son yıllarda yabancıların Türkiye ilgisi artmış durumda. Yabancı yatırımcıların gözü daha çok hangi sektörlere odaklanmıştır? Özelleştirmeleri bir kenara koyarsak, 2013 yılı, sağlık, perakende, gıda & içecek, restorancılık, eğlence ve finansal hizmetler sektörlerinin artarak yatırım çekeceği bir yıl olacak. Geçtiğimiz 10 yıllık dönemde bu sektörlerdeki ciddi büyümeye rağmen kişi başı harcamaları GSMH’ya oranla hala düşük. Türkiye’deki genç nüfus oranı çok yüksek. Orta kesimin zenginleşmesi ve daha çok dışarıda gezmesi, eğlenmesi, yemesi, alışveriş yapması vs. söz konusu. Gelişmiş piyasalarda büyümenin yerlerde süründüğü, demografinin bozulduğu ve buna karsı artan glo- 33 Nisan - Mayıs - Haziran Stratejik ortak bulmak isteyen veya şirketini tamamen satıp işini devretmek isteyen kişi veya kurumlara, yabancı ilgisinin yüksek olduğu bu ortam için önerileriniz nelerdir? » röportaj : Nafiz Kerim Kotan sasında yaprak kımıldamayabilir. Yani siz şirketi istediğiniz kadar büyütüp artık satmaya hazır olduğunuzda etrafta alıcı kalmayabilir – en azından size makul gelen fiyat seviyelerinden. Dolayısıyla, patronlara en önemli önerim eğer ortaklık satışla ilgili bir düşünce varsa bunu fazla beklemeden pencere ağzına kadar açıkken hayata geçirmek üzere düğmeye basmaları... Sizin mesleğinizi seçmek isteyen genç arkadaşlara vereceğiniz öğütler nelerdir? Maalesef akademik anlamda çok başarılı olup da yatırım bankacılığının altından kalkamayan kayda değer sayıda insan tanıdım. Bu işte başarılı olabilmek için sağlam bir akademik kariyer, analitik ve disiplinli bakış açısı olmazsa olmaz ama başarıyı da kesinlikle garantilemez. Bu işi sıfırdan başlayarak yapacak olan yeni üniversite mezunlarının zaman zaman çok uzun saatler – hafta sonlarını da içerebilecek şekilde çalışmaya hazır olması lazım. 10-15 tane ayrı projede aynı disiplin ve özveriyle çalışmak şevkinin olması lazım. Fiziksel ve zihinsel baskı altında hem kaliteli hem de zamanında iş çıkarabiliyor olması, devamlı öğrenmeye açık, her hafta her ay yeni bir şirket, yeni bir sektör, yeni bir müşteriyle meşgul olma kapasitesinin olması lazım. İşimizin bir bölümü mali analiz ve şirket değerlemesi olduğu için muhasebesi ve finans geçmişi güçlü olan kişiler daha rahat ediyor. Bütün bunların yanında en önemlisi bu kişinin zamanını mükemmel kullanabiliyor ve proje önceliklerini kısa sürede kendi kendine yönetebiliyor hale geliyor olması lazım. Bu sektörde iş başladıktan 1 hafta, 1 ay hatta 1-2 gün sonra ayrılan insanlar var. Biz beğendiğimiz adaylara elimizden geldiğince dağın ne kadar yüksek olduğunu, denizin ne kadar derin olduğunu bütün açıklığı ve çıplaklığıyla anlatmaya çalışıyoruz. Ancak, Bulwer-Lytton da zamanın da dediği üzere insanın en kolay aldatacağı kişi kendisi. M&A’deki çalışma temposu ve ortamı herkesin kaldırabileceği bir ortam değildir, ancak kaldırabilenler için de bir o kadar keyifli, zorlayıcı ve ödüllüdür; hem manevi hem maddi anlamda. 20’li yaşların başlarında, ortalarında Şirketlerin patronları, CEO’ları ve CFO’ larıyla devamlı bir stratejik diyalog içinde yer almak, birebir onlarla aynı masada fikir alışverişinde bulunmak her sektörde olan bir şey değil. Ben bu işte erken yaşlarda potansiyel olarak maruz kalınabilecek bilgi, tecrübe ve networking imkânın başka hiç bir işte bu kadar yüksek olduğunu düşünmüyorum. Bizim işimizde sukut her zaman altın olmayabiliyor; zaman zaman bilgi ve görüş yetersizliğinin ifadesi olarak da karşımıza çıkabiliyor. Dolayısıyla, Pragma’daki yatırım bankacılarının şirket patronlarının, CEO’ların karşısına oturduğunda gerekli olgunluk ve sofistikasyonda bir sohbeti götürme potansiyelini ve özgüvenini görebilmemiz lazım. Benim birini mülakat ederken kendime sorduğum ilk soru bu kişi benim en büyük rakibim için çalışıyor olsaydı ne hissederdim. Mülakatın en sonunda gene kendi kendime sorduğum bir soru bu kişiyle arabada duran trafikteyim, telefonumun da pili bitmiş, 2 saat geçirmek zorunda kaldım... Ne hissederdim? Nisan - Mayıs - Haziran Adaylarla Pragma’da tüm Yönetici Direktörler mülakat yaparlar. Zaman zaman haftada 6-7 gün, günde 1516 saat beraber çalışılan bir ortamda yeni kişilerin var olan kültür ve ortama uyum gösterebileceğine kimyasının buna müsait olduğuna emin olmak isteriz. Her sene binin üzerinde başvuru olur. Bunları ciddi bir ön elemeye tabii tuttuktan sonra her sene 50-60 civarında adayla mülakat yapıp en beğendiğimiz 2-3 kişiyi alıyoruz. Yeni birini aramıza alırken şöyle dü- 34 röportaj : Nafiz Kerim Kotan « şünmek istiyoruz; elimizde iki adet zar var. Tabii bu zarların düşeş gelmesi en mükemmel sonuç olur. Bu yaptığımız süreç sonunda zarların birini elimizle 6 olarak koyduk. 4 değil 5 değil 6. İkinci zarın ne geleceğini bir sürü faktöre bağlı olarak zaman gösterecek ama arzumuz onun da 6 olması. Pragma’da da bugüne kadar da neredeyse her arkadaşımız için 6 olduğunu gördük. Sosyal hayatında Nafiz Kerim Kotan nasıl biri? Hobileri nelerdir, İş yoğunluğundan; hobilerine, spora, eğlenceye zaman ayırabiliyor mu? gezdiğim yerler o şehrin antikacıların olduğu sokakları olur. Zaten genel olarak eskiye merak var; o yüzden gittiğim şehirlerde bana en çok keyif veren mekânlar o şehrin 300-500 senelik “eski” dokusu, bölgeleri olur. Osmanlı dönemi hisse ve borç senetleri toplarım. Babamla beraber daha ben lisedeyken toplamaya başlamıştık. Kendisi de bana hala arada yeni senetler getirir. Artık ciddi bir koleksiyon oluştu. için ayda 3-4 saat ayırırım. GYİAD ve Taba/AmCham’e de üyeyim ve bunların tüm yemeklerine katılmaya özen gösteririm. Yani anlayacağınız hayat yoğun ve hızlı geçiyor ama yorucu ve zor diyemem; gayet keyifli. Hayat mottonuz nedir? Hayattan keyif alırken aynı zamanda etrafınızdakilere keyif verebilmek. Burcu Kızılhan Endeavor danışma kurulundaki rolüm vesilesiyle girişimcileri desteklemek Müdür Halkla İlişkiler Departmanı Bizim jenerasyonumuz hemen hemen hepsi babalarını bir kısmı da annelerini de neredeyse tüm hayatlarını ve ruhlarını işlerine verirken gördüler, yaşadılar. Büyürken bunun doğru olmadığını da fark etti. Beni yaptığı işi çok seven bir insanım; dolayısıyla biraz şanslıyım da çünkü etrafımda yaptıkları işi sevmeyen hatta bazen nefret eden insanlar da var. Ancak her şeyin iş olmadığını, olmaması gerektiğinin de bilincinde hareket ediyorum. Denge kurmaya çalışıyorum, bunda başarılı mıyım? Zaman gösterecek... Bizim jenerasyon iş ve özel hayat arasında denge kurmaya çabalayan ancak halen çok da bu konuda başarılı olamamış bir jenerasyon. Takip ettiğim klasik müzik ve jazz konserlerini kaçırmamaya çalışırım. Aynı şekilde gene takip ettiğim genç ressamlar ve bazı galerist arkadaşlarım var. Bunların sergilerini kaçırmamaya çalışırım. Ciddi bir antika merakım var. Ayda bir kez mutlaka Horhor’da ve Nişantaşı’nda tanıdığım antikacıları dolaşırım, enterasan ne var diye bakarım. Yurtdışındayken güzel restoranlardan sonra ilk baktığım 35 Nisan - Mayıs - Haziran Her sene arkadaşlarımla 1-2 hafta yurtdışına kayağa giderim, gene yazları da gene yakın arkadaşlarımla 1-2 hafta mavi yolculuk programımız olur. Bunun haricinde gene her sene düzenli olarak kendimi tatildeyken daha mutlu hissettiğim New York, Paris, Londra ve Zurich’e 3-5 günlüğüne atmaya çalışırım. Yalnız yapılan sporlar pek bana göre değil, raket sporlarının hepsiyle aram iyidir, düzenli tenis ve squash oynadığım arkadaşlarım var. » teknoloji : Hidronik Balanslama Çağdaş Bölücek Makine Mühendisi İstanbul Avrupa Yakası Bölge Müdürü Unites Hidronik Balanslama - 2 Nisan - Mayıs - Haziran Değişken debili sistemlerin balanslanması Fark Basınç Kontrolü ve Kombine Sistem olarak iki farklı şekilde yapılır. 36 teknoloji : Hidronik Balanslama « Fark Basınç Kontrolü bağımsız hale getirilmiş olur. • Hassas sıcaklık kontrolü yapılması sağlanır On-off veya oransal sinyaller ile çalışabilecek uygun motor ile kullanılıp bina otomasyon sistemine istenildiği gibi akuple edilebilir. • Devreye alma işlemini kolaylaştırır • Tesisattaki ses seviyesini düşürür. Bir Daire Giriş Kollektörü Üzerinde Sabit ΔP Uygulaması (Sistem Dizaynı) Kombine Sistem Fark basınç kontrol vanaları ayarlanan anma değerinin sabit kalmasını sağlayan, yardımcı enerjiye ihtiyaç duymaksızın, oransal çalışan otomatik ayar vanalarıdır. Bu vanalar merkezi ısıtma ve soğutma sistemlerinde fark basıncını sabit tutmak için kullanılırlar. Anma değerleri 50 ile 300 mbar arasında ayarlanabilir. Kılcal borunun bir tarafı diyaframlı regülatörün dış haznesine, diğer tarafı da gidiş hattına bağlanmalıdır. Sistemdeki fark basıncı yükseldiğinde vana sürgüsü kapatır. Fark basıncı düştüğünde vana sürgüsü açar. Fazla fark basıncı fark basıncı ayar vanası tarafından ayarlanan fark basıncına ulaşılana kadar düşürülür. Fark basınç kontrolü yapmanın avantajları; • Kontrol vanaları üzerinde sabit basınç farkı oluşturur. • Kısmi yüklerde dahil tüm yüklerde sistemde optimum çalışma koşulları sağlanmış olur. Kombine Sistem; balans vanası ve kontrol vanası özelliğini tek bir vanaya yükleyerek, uygulamada kullanılan kombinasyon vanasıyla beraber %100 vana otoritesi sağlayan sistemdir. Kombine Vanalarla 3 özellik tek bir vanada toplanmıştır; (Oransal Kontrollü Kombine Vana) • Kontrol vanası özelliği • Debi dengeleme vanası özelliği • Fark basınç kontrol vana özellikleri Sistemin Avantajları • Balans vanası ve kontrol vanasını ayrı ayrı kullanmak yerine tek bir vana kullanarak, montaj ve işçilik kolaylığı sağlanıp , daha az malzeme kullanılmaktadır. Ve tesisatta daha az yer kaplamaktadır. • Her durumda %100 vana otoritesi sağlanarak hassas sıcaklık kontrolü yapılabilir. (On-off Kontrollü Kombine Vana) Çağdaş Bölücek Makine Mühendisi • Tesisatın her kısmını birbirinden bağımsız çalıştırma imkanı. İstanbul Avrupa Yakası Bölge Müdürü Unites • Sadece terminal ünitelerde kullanılması yeterli olmaktadır. • Tesisatın tüm noktaları birbirinden 37 Nisan - Mayıs - Haziran (Otomatik Balans Vanaları) » hukuk penceresinden : 6098 Sayılı Borçlar Kanunu Uyarınca Kefalet Sözleşmeleri Merve Çıkrıkçıoğlu Avukat Yüksel Karkın Küçük Avukatlık Ortaklığı 6098 Sayılı Borçlar Kanunu Uyarınca Kefalet Sözleşmeleri Değerli Okurlar, Sizlerin de bildiği gibi, 6098 sayılı yeni Borçlar Kanunu 1 Temmuz 2012 itibariyle yürürlüğe girdi. Bu kanun, ticari hayatta reform sayılabilecek önemli değişikliklere yer vermiştir. Bu önemli değişikliklerin başında kefalet sözleşmelerine ilişkin getirilen bazı ciddi düzenlemeler yer almaktadır. Bu doğrultuda kanun, kefalet sözleşmelerine ilişkin şekil şartlarını ciddi şekilde ağırlaştırmıştır. Kefilin; Sorumlu olacağı azami miktarı, Kefalet tarihini ve Müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kendi el yazısıyla belirtmesi, kefaletin geçerlilik şartı haline getirilmiştir. Tüzel kişilerin kefaletinde de, anılan hususların, tüzel kişileri temsile yetkili kişilerce el yazısı ile yazılması gerekecektir. Aynı şekil şartı, sonradan oluşan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler (kefalet tutarının artırımı; birlik- te kefalet halinde kefillerden birinin ibrası, banka tarafından kefaletine son verilmesi ya da kefaletinin hükümsüzlüğüne karar verilmesi; diğer teminatların azaltılması gibi) için de zorunlu tutulmuştur. Eş Rızası Kefaletin geçerlilik şartlarından biri de Kanun’un 584. maddesinde düzenlenmiş olan eş rızası alınması zorunluluğudur. Buna göre, eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilecektir. Bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Bu nedenle kefalet sözleşmesi kurulduktan sonraki bir tarihte eşin icazet vermesi mümkün olamayacaktır. Ancak önemle belirtmek isteriz ki, iş dünyasında tartışılan ‘eş rızası’ uygulaması Meclis’te bir son dakika operasyonuyla esnetildi. ‘İşadamlarını boşanmanın eşiğine getirdi’ diye gayri resmi gerekçelendirilen bu değişiklikle, eş rızası ticari kredilerde kaldırıldı. Buna göre, ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi, ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkâr tarafından mesleki faaliyeti ile ilgili ve tarım kredi kooperatiflerince kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler ve kullanılacak kredilerde eş rızası aranmayacak. Tüketici, konut ve araç gibi kişisel kredilerde ve kefaletlerde eş rızası aranmaya devam edilecek. Eş Rızasını Gerektiren Diğer Haller: Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına hukuk penceresinden : 6098 Sayılı Borçlar Kanunu Uyarınca Kefalet Sözleşmeleri « Kefalet Süresi Bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Kefalet süresinin uzatılması ya da kefaletin yenilenmesi mümkündür. Ancak bunun için, (i) Kefalet sözleşmesi için gerekli olan şekil şartlarına uyulmalı ve (ii) Kefaletin sona ermesine bir (1) yıldan az bir süre kalmış olmalıdır. Sözleşme en fazla 10 yıl için uzatılabilecektir. 10 Yıllık Kefalet Süresi’nin Geçmişe Uygulanması 10 yıllık kefalet süresi, 1 Temmuz’dan önce alınmış gerçek kişi kefaletlere de uygulanacak olup, bu itibarla mevcut kredi sözleşmelerimizde yer alan gerçek kişiler tarafından verilen kefaletler, kefilin imza tarihinden itibaren 10 yıllık sürenin geçmesi halinde, uzatılmadığı ya da yenilenmediği takdirde, geçersiz olacaktır. 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun ile 10 yıllık kefalet sona erme süresi 01.07.2012 den önce olan kefalet sözleşmelerinin yenilenmesi için, Kanun’un yürürlük tarihinden itibaren bir (1) yıllık ek bir süre verilmiştir. Birlikte Kefalet (i) Adi Birlikte Kefalet; Yeni kanun ile herhangi bir değişiklik getirilmemiş olup; kefiller, alacaklının öncelikle esas borçluya başvurmasını, önce rehine başvurmasını ve sorumluluğun kefiller arasında paylaştırılmasını isteme hakkına sahiptir. (ii) Müteselsil Birlikte Kefalet; Alacaklı diğer müteselsil birlikte kefiller hakkında aynı anda takip başlatmadıkça, kefil, sorumluluğun tüm kefiller arasında paylaştırılmasını ve her birinin kendi payı kadar sorumlu olduklarını ileri sürme imkânına sahiptir. Buna göre alacaklının takip ettiği müteselsil kefil, Türkiye’de takip edilebilen diğer birlikte müteselsil kefillerin de takip edilmesini alacaklıdan isteyebilecektir. Aksi durumda kendi payından fazlasını ödenmekten kaçınabilecektir. Bir kefil, bu hakkı, diğer kefillerin kendi paylarını ödemiş veya ayni güvence sağlamış olmaları durumunda da kullanabilir. (Md. 587) Müteselsil Kefillerden Birinin Kefaletinin Sona Ermesi Alacaklının, kefilin aynı alacak için başka kişilerin de kefil olduğunu veya olacağını varsayarak kefalet ettiğini bilmesi veya bilmesi gerekmesi, bu varsayımın sonradan gerçekleşmemesi veya kefillerden birinin alacaklı tarafından kefalet borcundan kurtarılması ya da kefaletinin hükümsüz olduğuna karar verilmesi durumunda kefilin kefalet borcundan kurtulacağını düzenlemiştir. Buna karşılık birlikte kefilin alacaklıya kendi hissesine düşen borcu ödemesi nedeniyle alacaklının kefili borcundan kurtarması halinde bakiye alacağı için diğer birlikte kefillere başvuru hakkı devam edecektir. (Md. 587) Ödemenin Kabulünü İsteme Birlikte kefalet halinde, alacaklı, kefillerden biri tarafından yapılacak kısmi ödemeyi (bu ödeme o kefilin payından az olmamak şartıyla) kabul etmek zorundadır. Kefilin bu önerisini haklı bir sebep olmaksızın reddettiği takdirde, kefil borcundan kurtulacaktır. Şayet bir müteselsil birlikte kefalet söz konusu ise, diğer birlikte müteselsil kefillerin sorumluluğu, borçtan kurtulan kefilin iç ilişkideki pay miktarı kadar azalacaktır. (Md. 593) Özen Gösterme, Rehin ve Borç Senetlerinin Teslimi Alacaklı, elinde bulundurduğu ayni güvenceleri, kefilin rızasını almadan azaltma yoluna giderse, o ayni teminatlardaki azalma oranında, kefilin sorumluluğu da azalacak hatta duruma göre borcundan kurtulacaktır. Bu nedenle alacaklı teminatları azaltmadan önce kefilin rızasını almalı, hatta kefilin eşinin de rızasını almalıdır. (Md.592) Kefilin Rücu Hakkı bu hakları asıl borç muaccel olunca kullanabilir. Kefil aksi kararlaştırılmadıkça rehin hakları ile aynı alacak için sağlanan güvencelerden sadece kefalet anında var olan veya bizzat esas borçlu tarafından sonradan özellikle bu alacak için verilmiş bulunanlara halef olur. (Md.596) Kefilin Feragati Kanundan aksi anlaşılmadıkça kefil, bu bölümde kendisine tanınan haklardan önceden feragat edemeyecektir. Böylece eski Borçlar Kanunu’nda geçerli kabul edilen, kefilin bazı def’ileri kullanmaktan feragat ettiğine ilişkin kayıtlar yeni kanun döneminde geçerli sayılmayacaktır. (Md. 582) Kefaletten Dönme Kefile istisnai olarak kefaletten dönme imkânı sağlanmıştır. Buna göre, i. Gelecekte doğacak bir borca kefalette ii. Borçlunun malî durumu, -Kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra önemli ölçüde bozulmuş veya -Kefilin iyi niyetle varsaydığından çok daha kötü olduğu ortaya çıkmış, asıl borç doğmadan önce kefaletten dönmek mümkündür. (Md 599) Diğer Teminatlara da Uygulanacak Olan Hükümler Kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler, gerçek kişilerce, kişisel güvence verilmesine ilişkin olarak başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere de uygulanacaktır. Bu hükmün kapsamına en başta garanti sözleşmeleri girmektedir. Böylece kefalet yerine garanti sözleşmesi yapmak suretiyle kefaletin koruyucu hükümlerinin etkisinin ortadan kaldırılması önlenmek istenmiştir. Ancak kefalete ilişkin tüm hükümler değil, sadece kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler uygulama alanı bulacaktır. Merve Çıkrıkçıoğlu Yüksel Karkın Küçük Avukatlık Ortaklığı Kefil alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde onun haklarına halef olur. Kefil, 39 Nisan - Mayıs - Haziran sebep olan değişiklikler için de eşin rızası gereklidir. (Md. 584) » seyyahname : Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat Faruk Vural Koordinatör Elektrik İşleri - Rusya Proje Yönetim Departmanı Nisan - Mayıs - Haziran Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat 40 seyyahname : Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat « İstanbul’dan yaklaşık kuş uçuşu 4500 km uzakta bulunan, Rusya’nın Yamal adı verilen kuzey-batı Sibirya bölgesinde, Novy Urengoy, Gubkinsky ve Noyabrsk şehirlerinde 2001 yılından beri Kontek İnşaat ile 45 civarında projeyi tamamlayıp Rusya devlet birimlerine teslim ettik. Bu bölgede Kontek İnşaat ile olan projelerimiz hala devam etmekte. Buralardaki projelerimiz iki adet hastane, iki adet kreş okulu, bir adet sanat okulu (müzisyen okulu) ve bir adet havuz ve spor kompleksi olmak üzere toplam 6 adettir. İstanbul’dan direk Noyabrsk’a uçuş bulunmamaktadır, Moskova aktarmalı gidilebiliyor. İstanbul’dan çıktıktan sonra ikinci günün akşamüstü Noyabrsk’a varabiliyoruz. İstanbul’dan çıkıp Noyabrsk’a varana kadar saatimin zaman dilimini iki defa değiştiriyorum. Türkiye ile Moskova arası saat dilimi +1 saat, Moskova ile Yamal bölgesi arası saat dilimi +2 saat olup toplamda +3 saat zaman farkı oluşmaktadır. Bu fark kış döneminde +4 saat olarak oluşmaktaydı. İstanbul’dan çıkıp Noyabrsk’a vardığımda ve bunun tersi dönüşümde iki defa uçak seyahati, zaman farkı ve hava değişimden dolayı uyku düzensizliği yaşamaktayım, iki gün sonra normal düzene geçebiliyorum, bu yüzden Yamal seyahatlerim iki hafta içi ve bir hafta sonunu kapsamaktadır. Yamal’a gittiğim ilk hafta Noyabrsk şantiyelerini ziyaret ediyorum, o haftanın sonundaki pazar günü Noyabrsk’tan Gubkinsky’ye tren ile geçiyorum, ikinci hafta Gubkinsky şantiyelerini ziyaret ediyorum, hafta sonu İstanbul’a dönüyorum. Noyabrsk’tan Gubkinsky’ye ulaşım kara yolu ve tren ile yapılabiliyor. Sibirya’nın bir ucunda kışın ortalama -35/-40 derece olduğu soğukta kara taşıtı ile seyahat etmek güvenli değil ayrıca kara yolu da düzgün değil, bu yüzden tren ile seyahat etmek daha güvenli, ben de tren ile seyahat ediyorum. Noyabrsk’tan Gubkinsky’ye tren ile gidiş dönüşlerimde yalnız gitmemeye gayret ediyorum, yanımda genelde birisinin olmasına dikkat ediyorum, bu genelde mekanik işlerini yapan Met Mühendisliğin Moskova müdürü Ali Keziban oluyor. Yamal bölgesine gelen trenler Moskova’dan, Saint Petersburg’dan, Kazandan, vb. uzak şehirlerden geldikleri için iki üç gün yol gelmiş oluyorlar, uzun seyahatte Rus insanı içki içmeyi çok seviyor, neticede sarhoş insanlar sataşıyorlar bunlarla uğraşmak gerekebiliyor. Yamal bölgesinde çalışanlar en çok sırasıyla Rus, Ukrayna, Tatar, Nenets (yerli halk), Belarus, Hanti (yerli halk), Azerbaycan, Başkir, Komi (yerli halk), Moldova, Selkup (yerli halk) ülke veya toplumlardan oluşmaktadır, bölgede çok çeşitlilik vardır, çeşitli kültürler vardır, bu halklar kendi ekonomik ve kültürel ihtiyaçlarını gidermek için kendi satış mağazalarını ve restoranlarını oluşturmuşlar, biz Türkler yemeğimizi ya Azerbaycan restoranlarında ya da Dağıstan, Başkir mutfağı olan restoranlarda yiyoruz. Yamal-Nenets bölgesi nerededir ve nasıl bir yerdir? Yamal-Nenets özerk bölgesi dünyanın en büyük ovası olan Rusya Federasyonu içinde Batı Sibirya Ovası’nın kuzeyinde bulunmaktadır, Şaşırtıcı derecede orijinal ve eşsiz kültürün • Kuzey Buz Denizi • Norveç • İsviçre • Finlandiya • Rusya Federasyonu Yamal-Nenetz Özerk Bölgesi Japonya • • Azerbaycan • Moğolistan 41 Nisan - Mayıs - Haziran • Kazakistan » seyyahname : Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat Nisan - Mayıs - Haziran bekçiliğini yapan bir yerdir. Yamal Nenets “dünyanın sonu” anlamına gelir. Kültürel miras tarihi binlerce yıl öncesine gider. Burası Nenets, Hanti, Selkup, Mansi, yerli halkların yaşadığı bir arazidir. Yerli halk yüzlerce yıl önce burada yaşamış atalarının yaşam biçimini değiştirmeden muhafaza etmiştir ve hala ren geyiği gütme, balıkçılık ve kürk tarımı ile uğraşmaktadır. 42 seyyahname : Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat « Burası Rusya Federasyonunun Urallar Federal Bölgesi içinde bulunan Tyumen ili içindedir (Tyumen ili içinde Yamal-Nenets ve Khanty-Mansisysk özerk bölgeleri vardır), buranın başkenti Salehart şehridir. Şehrin 1695 yılında Rus-Kazakları tarafından temeli atılmıştır. Bundan başka önemli kentlerden, Labıtnangi nüfusu 27 bin kişi, Noyabrsk nüfusu 106 bin kişi, Gubkinsky nüfusu yaklaşık 20 bin kişi ve Novy Urengoy nüfusu 101 bin kişidir. Bölgenin kendi bayrağı, simgesi ve milli marşı vardır. Yamal Özerk Bölgesi Bayrağı 43 Nisan - Mayıs - Haziran Yamal Özerk Bölgesi Simgesi » seyyahname : Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat Ural Federal Bölgesi, 12 federal birimden oluşur Nisan - Mayıs - Haziran Bayrak 44 Arma Federal Bölge Başkent 1. Kurgan Oblast Kurgan 2. Sverdlovsk Oblastı Yekaterinburg 3. Tümen Oblastı Tümen 4. Hanti-Mansi Özerk Okrugu Hanti-Mansiysk 5. Çelyabinsk Oblastı Çelyabinsk 6. Yamalo-Nenets Özerk Okrugu Salehard seyyahname : Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat « en son nüfus sayımlarına göre 500 binden fazla halk yaşamakta. Bölgede 1 km kare başına ancak 0,7 kişi düşmektedir. Bölgenin özerk olmasına neden olan yörenin yerlileri genelde kırsal kesimde yaşamaktadırlar. Birleşmiş Milletler Organizasyonun araştırma ve bildirilerine göre dünyadaki kaybolmakta olan halk ve topluluklar listesine girmektedirler. Yaşam koşullarının elverişli olmamasından dolayı, ortalama yaşama süresi çok kısadır, bebek ölüm oranının yüksek olmasına neden olmakta ve büyük kentlere göçleri meydana getirmektedir. Yarı göçebe hayat tarzını asırlardır sürdüren yerliler genellikle hayvancılık yani geyik besleme, avcılık, balıkçılık ve toplayıcılık ile uğraşırlar. Hantılar ile ilgili ilk yazılı bilgiler X asırlardaki Rus ve Arap kaynaklarda geçer. Kendi dilleri ve inançları vardır. Hanti dili Ural dil ailesine ait olup, Finugor grubuna da- hil edilir. Nenetz dili ise Ural dil ailesi içindeki Samodi grubuna girer. Komi halkı çoğunluğu komşu Komi Özerk Cumhiryeti’nde yaşamaktadırlar. Yamal bölgesinde ise kuzey sınırları topraklarında yerleşmişler. Bunların dili diğerleri gibi Ural dil ailesine girer. Sayıları en az olan halk Selkuplardır. En son yapılan nüfus sayımlarına göre sayıları ancak 1700 kişidir. Irk ve dil olarak Ural ailesine mensuplardır. Yerli insanların inaçlari ise animistik olup değişik hayvanları kutsal tutarlar. Ayrıca atalarının ruhları inançları içinde önemli yeri vardır. Milli müzikleri gelişmiştir. Müzik aletlerinden bazılarına örnek verirsek “toorsapl-yuhe” yani yedi telli arp’tır. Bizim kemençeye benzeyen müzik aleti vardır, adı “kugel-yuh”, uda benzeyen “lyutnya” , kanuna benzeyen “nars-yuh” müzik aletlerini kullanmaktadırlar. 45 Nisan - Mayıs - Haziran Coğrafi olarak Rusya’nın kutup bölgesi olarak bilinen kuzey kısmında yer almaktadır. Batı Sibirya ovaları olarak da bilinir ve dünyanın en büyük ovalarındandır. Ural Dağları ile Sibirya bölgesi arasında kalır. Yüzölçümü yaklaşık 770 bin km karedir, kuzeyden güneye uzunluğu 1230 km, batıdan doğuya doğru uzunluğu 1125 km’dir. Kuzey buz denizi ile kıyı olan bölgenin kuzey sınırı Rusya Federasyonu devlet sınır parçasıdır. Ova dağlık ve düzlük olarak ikiye ayrılır. Dağlık kısmı Batı tarafındadır, genelde Ural Dağları’nın doğu etekleri olarak geçmekte. Büyük bir kısmını oluşturan düzlükler ortalama deniz seviyesinden yaklaşık 110 metre yüksekliğindedir. Bundan dolayı bölgenin büyük bir kısmında bataklıklar ve irili ufaklı göller oluşmuştur. İklim koşulları herhangi bir tarımcılık için oldukça elverişsizdir yani tarımcılık hiç yoktur. Kuzey kutbuna yakın olduğu için hava şartları çok zordur. Bölgede » seyyahname : Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat Nisan - Mayıs - Haziran Yörenin coğrafi şartlarının zor olmasına rağmen Rusya’nın hızlı gelişmekte olan bölgeleri arasına girmektedir. Zengin petrol ve doğal gaz yatakları vardır. Bundan dolayı Rusya’nın doğal gaz ocağı ünvanını almıştır. 40 yılda ülkenin önemli doğal gaz üretimi durumuna gelmiş, ilk jeoloji araştırmaları ancak ikinci dünya savaşından sonra yapılabilmiş ve ilk sanayi 46 doğal gaz üretimi 1972 de “Nadimgazprom” daha sonra “Gazpom” tarafından başlamıştır. 1964-1969 yılları arasında dünyadaki en büyük doğal gaz yatakları Urengoy doğal gaz yatağı (5,1 trilyon m3), Yamburg doğal gaz yatağı (3,7 trilyon m3), Zapolyarnoe doğal gaz yatağı (3,1 trilyon m3) bulunmuş. 1987 yı- lında Yamal Özerk Bölgesi 300 milyar m3 doğal gaz üretimini gerçekleştirmiş. Bugünkü hesaplara göre Yamal bölgesi ve civarında tahmini olarak doğal gaz rezervleri 50 trilyon m3’tür. Günümüzde doğal gaz üretimi yapılırken en büyük problem ekolojiye ve yerli halkların yaşam koşullarına zarar vermeden gerçekleştirebilmektir. seyyahname : Noyabrsk ve Gubkinsky Şantiyelerimize Seyahat « Şu anda faaliyette olan doğal gaz ve doğal gaz petrol işleme sahaları sayısı 26’ya ulaşmış durumda. Haritadan anlaşılacağı gibi elde edilen tüm doğal gaz boru hattı ile Rusya Federasyonu batı bölgelerine ve ordan sonra Avrupa ülkelerine nakil edilmektedir. “Yamal Bölgesi ve çevresindeki doğal gaz ve petrol yataklarının araştırma ve işletilmesi programı” Rusya Federasonu Cumhurbaşkanı önerisi ile 2002 yılında Gazprom ve Yamal Özerk Bölgesi Yönetimi ile birlikte kabul edilmiştir. Proje gerçekleşmesi durumda mevcut üretim kapasitesin iki katına çıkarılması hesaplanmıştır. Bunun yanında faaliyette olan doğal gaz boru hattına ek olarak yeni boru hattının döşenmesi projesi vardır. meydana getirmektedir. Bölgenin ve halkın sosyal ve ekonomik ihtiyaçları gün geçtikçe artmaktadır. Rusya Hükümetinin ve yerel idari birimlerin programları çerçevesinde bölgede artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak üzere konut, hastane, spor kompleksi, terminal, okul, kreş gibi inşaatlar yapılmaktadır. Faruk Vural Koordinatör Elektrik İşleri - Rusya Proje Yönetim Departmanı Yamal (Bovanenko Gaz bölgesi)-Uhta doğal gaz boru hattı 1100 km olup 2030 yılında faaliyete geçecektir. Rusya Hükümeti bu projeye “Megaproje-Yamal” adını vermiş durumda. 47 Nisan - Mayıs - Haziran Kalkınma stratejileri içinde önemli sıralarda olan Yamal Bölgesi her gün daha fazla gelişmektedir. Doğal gaz ve petrol sanayi geliştikçe buradaki kentler büyümekte, buralar dışardan göçleri » edebi köşe : Ömür dediğin... Farkında olmalı insan, kendisinin, hayatın, olayların, gidişatın farkında olmalı. Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen… Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli. Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını fark etmeli. Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu fark etmeli. Henüz bebekken ‘Dünya benim!’ dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu, olurken de aynı avuçların ‘her şeyi bırakıp gidiyorum işte!’ dercesine apaçık kaldığını fark etmeli. Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli. Baskın yeteneğini fark etmeli sonra. Azraillin her an sürpriz yapabileceğini, nasıl yaşarsa öyle öleceğini fark etmeli insan. Hayvanların yolda, kaldırımda, çöplükte ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini fark etmeli. Yaratılmışların en güzeli olduğunu fark etmeli ve ona göre yaşamalı. Gülün hemen dibindeki dikeni, dikenin hemen yanı başındaki gülü fark etmeli. Evinde kedi, köpek beslediği halde çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını fark etmeli. Dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu fark etmeli. Zenginliğin ve bereketin sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini fark etmeli. Annesinden doğarken tertemiz teslim aldığı gırtlağını ve aşırı beslenme yüzünden sarkan göbeğini fark etmeli... Fark etmeliyiz çok geç olmadan… Ömür dediğin üç gündür, dün geldi geçti yarın meçhuldür… Nisan - Mayıs - Haziran O halde ömür dediğin bir gündür,o da bugündür… Can Yücel 48 49 Nisan - Mayıs - Haziran edebi köşe : Ömür dediğin... « » yelken dünyası : Yelkenlileri Konuşturan Objektifler! Eser İnce Skipper Yelkenlileri Konuşturan Nisan - Mayıs - Haziran Objektifler! 50 Kaan Verdioğlu (Bosphorus Cup 2009) yelken dünyası : Yelkenlileri Konuşturan Objektifler! « Konu buraya gelmişken, güzel anılarımızı ölümsüzleştiren fotoğraflar ve bu fotoğrafları çeken usta elleri anlatmadan olmaz diye düşündüm. Hemen irtibat kurup dileğimi onlara ilettim. Sağ olsunlar! O kadar sıcak ve ilgili geri dönüşler yaptılar ki, bu sefer konuyu nasıl işlerim de onları en doğru şekliyle anlatabilirim diye uykularım kaçar oldu! Sizlerden ricam, bu sayfalara göz atarken röportajlarla birlikte yayınlayacağımız fotoğraflara iyice bakın, dönün tekrar bakın, sonra bir kez, bir kez daha bakın! Her seferinde farklı şeyler hissedeceğinize eminim. Yoğun yarıştığımız senelerden 2009 Bosphorus Cup’ da sevgili Kaan VER- DİOĞLU’nun fotoğraflarıyla ilk “ben neler yapıyorum’u!” keşfettim. Boğaz sularında kuşlarla orsa çekmenin tadına vardım. Balonla finish e yaklaşırken, yaşadığımız çaparizi çözmek için verdiğimiz savaş, Kaan’ın sayesinde insanlara sunuldu. Pek çok Bosphorus Cup reklam afişlerinde bu güzel fotoğraf karesiyle yüzleştik! Yerçekimine karşı koyan antrenörümüz Engin SİLİ’nin gönder üzerine maymun tırmanışı, yine bu fotoğraf sayesinde hafızalarımızda yer etti. Amatör ruha can katan profesyonel dokunuşlar bu olsa gerek. İtiraf ediyorum, bu fotoğrafları gördükçe kendimi bir hayli önemli hissettim... Kaan Verdioğlu (Bosphorus Cup 2009) 51 Nisan - Mayıs - Haziran Yelkenin kişiye pek çok şey kazandırdığına dair düşüncelerimi önceki yazılarımda sizlerle paylaşmıştım. Yelken yarışlarına katıldığım zaman zarfında aldığım en büyük haz, kazandığımız kupalarımız oldu elbet. Onlar bir köşede sergilenirken, yaşanılanları anımsamak, o heyecanı tekrar hissetmek için kupalardan daha değerli olan yarış fotoğraf arşivimi karıştırmak, fotoğrafçının gözünden fark edebildiklerim, her seferinde daha bir özel... İnanılmaz kareleri ve samimi yanıtlarıyla sıra dışı ve Avrupai bir fotoğrafçı Nisan - Mayıs - Haziran Kaan Verdioğlu! 52 Kaan: Aslında fotoğraf eğitimi hiç almadım. Boğaziçi Üniversitesi ve Marmara Üniversitelerini bitirdikten sonra kurumsal hayatın pek bana göre olmadığını anlamam çok zamanımı almadı. Ben de risk alıp sevdiğim bir şeyin peşinde koşma kararını verdim. Yelken çekimleri aslında ilk deneyimlerimden denebilir. Boğaziçi yelken takımının 2000 yılında kurulmasıyla birlikte ilk ekibin içinde yer almamla bu serüven start aldı. Sonra zamanla fotoğraflamak yarışmaktan daha fazla keyif vermeye başladı. Fotoğraf tecrübem arttıkça spor ve macera konulu çekimler konusunda uzmanlaşmaya başladım. Birçok dalda lisanslı sporcu olmam sanırım bu konuda bana oldukça faydalı oldu. İşin ruhunu hissedebilmek fotoğraflarınızda sizi ayrıcalıklı kılıyor. Eser: Bu fotoğrafları çekebilmek için sunulan şartlar uygun mu? Kendi imkânlarını kullandığın oluyor mu? Veya tamamen kendi imkânlarınla mı çekim yapıyorsun? Kaan: Maalesef genelde şartlar hiç uygun değil. İlk yıllarda yaşadıklarımı unutmam zor. O yüzden artık çekim öncesi isteklerimi çok dikkatlice karşı tarafa iletiyorum. En önemli şartlarımdan biri çekim botunda benden başka kimsenin çalışmıyor olması. Ama bunun sebebini anlatmak genelde çok sıkıntı verici oluyor, arkanızdan Kaan Verdioğlu (Les Voiles de Saint Tropez/ France/ 2011) 53 Nisan - Mayıs - Haziran Eser: Fotoğrafçılık geçmişinden bahseder misin, yelken ve yarış fotoğrafları çekmeye nasıl ve ne zaman başladın? » yelken dünyası : Yelkenlileri Konuşturan Objektifler! bayağı bir laf ediliyor. Zaman zaman kendi ayarlamalarımı yapmaya çalışıyorum ama genelde olanaklar çok az ve yelken çekimi oldukça zor bir alan. Kullandığım fotoğraf ekipmanı da tahmin edersiniz ki oldukça pahalı ve hassas, bu yüzden bazen çekimi reddettiğim oluyor. Nisan - Mayıs - Haziran Eser: Şüphesiz ki pek çok alanda fo- 54 toğraf çalışmaların var, bu çalışmalar arasında yelken ve yarış fotoğrafçılığını nereye koyarsın? Kaan: Mesleğim gereği mimari, moda, still life gibi çekimler elbette ki yapıyorum. Ancak spor alanında yelken fotoğrafçılığı benim için en özel alanlardan biri. Hem ilk denemelerimin bu alanda olması, hem de içerdiği zor koşullar ve yaratıcı imkânlar beni her zaman tetikliyor. Temelinde aynı konuyu içerse de değişken koşulları ve tahmin edilemez olması her zaman sizi dinamik tutuyor. Eser: Çektiğin fotoğraflar nerelerde yayınlanıyor? Kaan: Genelde hep profesyonel alan- yelken dünyası : Yelkenlileri Konuşturan Objektifler! « da çalıştığım için fotoğraflarımın kullanımı müşterilerin isteklerine göre dağılım gösteriyor. Bir gün bir dergide, başka bir gün billboard üzerinde, bazen de televizyonda rastlamak mümkün. Facebook ve Twitter üzerinden zaman zaman paylaşmayı seviyorum. Web sitem de yakında bitiyor, ismimle arandığı zaman ulaşmak mümkün. Eser: Fotoğrafçılık dışında yaptığın başka bir iş/mesleğin var mı? Kaan: Hayır yok, sadece Boğaziçi Üniversitesinde antrenörlük yapıyor ve spor dersleri veriyorum. Eser: Deniz ve yelkenle aran nasıl? Deniz üstünde olmayı sever misin? Kaan: Deniz ile aram oldukça iyi. Komando bir babanın oğlu olarak 7 yaşından itibaren serbest dalış ve sonrasında aletli dalış yaparak oldukça keyif aldım. Surf ve Kitesurf de yeni ilgi alanlarım. Deniz olmayan bir yerde de yaşamak benim için oldukça zor diye düşünüyorum. Eser: Bu işi yapan tanıdığım en genç fotografçısın, aynı zamanda yurt dışında da çalışmaların olduğunu biliyorum, biraz bahseder misin? Kaan: Maalesef artık o kadar genç olmasam da, başladığım yıllar konusunda haklısınız. Yurt dışında yelken çekimi gerçekten o kadar farklı ki anlatmaya zamanım yetmez. Kısaca bahsetmek gerekirse her şeyden önce bir saygı mevcut. Hem organizasyonu yapanların hem de yelkencilerin ciddi bir tavrı var size karşı. Eğer iyi işler çıkaran biri iseniz peşinizden koşuluyor resmen. Müthiş bütçeler ile çok iyi işler yapmak mümkün. İlk yıllarda beni en çok şaşırtan şey, başka fotoğrafçılara “spor fotoğrafçısı mısınız?” diye sorduğumda, “Hayır yelken yarışı fotoğrafçısıyım” demeleri olmuştu. Bu kadar kategorize olarak bu işlerden çok ciddi sonuçlar alabiliyorlar. Büyük yarışlarda fotoğrafçılara sunulan imkânlar gerçekten çok iyi. Çalışma odaları, hızlı internet, çeşitli amaçlara yönelik özel çekim botları, satış alanları vb. olanaklar çok ciddiye alınıyor. Kaan: Maalesef ülkemizde sanat denince akla hala soyut şeyler geliyor. Hele ki spor gibi alanlarda neredeyse hiç destek yok. Vizyon eksikliği hep dikkat çekiyor. Büyük amaçlarla, ciddi bütçeler ile yapılan birçok etkinlik mevcut. Ama iş bittikten sonra kimsenin elinde hiçbir şey kalmıyor. Catering çok daha önemli maalesef… Hani nerde güzel bir takvim? Nerde güzel bir photobook? Nerde güçlü ilanlar? Görselliğin önemini hala an- Kaan Verdioğlu (Les Voiles de Saint Tropez/ France/ 2011) 55 Nisan - Mayıs - Haziran Eser: Yanılmıyorsam dünyadaki en önemli moda fotografçıları arasında bir Türk var, senin de hedeflerin var mı? Ne yazık ki ülkemizde sanatsal çalışmalar desteklenmiyor, bu desteği alsaydın neleri hayal ederdin? Neleri başarabilirdin? » yelken dünyası : Yelkenlileri Konuşturan Objektifler! layamayan kitleler mevcut piyasayı yönetiyor. Bu laflarıma alınanlar olacaktır tabii, ama gerçekler de ortada. Milyon dolarlık bütçeler ile yapılan işlerin ardından kalan şeyler göremiyorum kendi adıma. “Official Photographer” dediğiniz zaman hala pek anlaşılamaması benim değerlendirme noktam. Nisan - Mayıs - Haziran En ironik şeylerden birisi de kendinizi tanıtırken sadece “Fotoğrafçıyım” diyememek. Fotoğraf Sanatçısıyım demezseniz pek ciddiye alınmıyorsunuz maalesef. Bu bana oldukça komik geliyor. Yapılan işlere bakmak yerine hala sıfatların peşinde koşarak bir yerlere varmaya çalışmak kabul görüyor. 56 İdeallerim var diyemem açıkçası, yaptığım işi çok seviyorum ve o konuda çok iyi olmak benim en çok istediğim şey. Dünyada izlediğim çok başarılı fotoğrafçılara rakip olabilirsem, istediğim yere ulaşmışım demektir. Hayallerimden biri Olimpiyatlarda çalışabilmekti, onu da London 2012 de gerçekleştirebildim ve bu tecrübe bana çok şey kattı diyebilirim. Hedeflerim sonraki bütün olimpiyatlar! Şunu gördüm ki gerekli imkânlar sunulduğunda bizim ülkemizden de çok iyi işler yapan birileri çıkabilir. Ancak bu kültürün oluşması için de toplumun genelinde küçük yaştan itibaren sanatın her dalına karşı bir yönelim yaratmak gerekiyor. Fotoğrafı sanatın tek bir alanı olarak görmek hata olur, İyi fotoğraf çekmek için sanatın her dalından beslenmek ve bunu sürdürmek kaçınılmaz. Umuyorum ki gelişen imkânlar ile çok daha güzel yerlere varabiliriz. Sevgili Kaan Verdioğlu seni tanımak büyük mutluluk, anlatmak ise ayrı bir gurur... Yürüdüğün yolda, istediğin tüm fırsatların seninle olmasını diliyorum. Bizlere bu keyfi yaşattığın için sonsuz teşekkürler, daima pruvan neta, rüzgârın kolayına olsun! Eser İnce Skipper yelken dünyası : Yelkenlileri Konuşturan Objektifler! « Kaan Verdioğlu (Extreme Sailing Haliç/ İstanbul/ 2011) 57 Nisan - Mayıs - Haziran Kaan Verdioğlu (Les Voiles de Saint Tropez/ France/ 2010) Nisan - Mayıs - Haziran » basında biz 58 59 Nisan - Mayıs - Haziran basında biz « Nisan - Mayıs - Haziran » basında biz 60 61 Nisan - Mayıs - Haziran basında biz « » AE Ailesi’nden A. Medih Ertan, İTÜ Günü Etkinliğinde Plaket Aldı Her yıl geleneksel olarak düzenlenen İTÜ Günü etkinliklerinin bu yıl 240.’sı 24-25 Mayıs 2013 tarihlerinde gerçekleştirildi. Düzenlenen etkinlikte AE Arma-Elektropanç Yönetim Kurulu Üyesi A. Medih Ertan’a İTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi dekanı Prof. Dr. Ömer Usta tarafından plaket takdim edildi. AE Arma-Elektropanç, Hollanda Başkonsolosluğu’nun Özel Davetinin Sponsoru Oldu AE Arma-Elektropanç, Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu’nun 30 Nisan’da düzenlediği Ulusal Gün Resepsiyonu’nun sponsoru oldu. Hollanda Eski Kraliçesi Beatrix’in kraliyet tacını Kral Willem-Alexander’a devretmesinin kutlanması amacıyla Hollanda İstanbul Başkonsolosu Onno Kervers ve eşi Sigrid Kerves’in evsahipliğinde düzenlenen özel geceye Türkiye’nin siyaset ve cemiyet hayatından ünlü isimler katıldı. 1980 yılında annesi Juliana’nın tahttan inmesi üzerine kraliyet tacını devralan Kraliçe Beatrix, 75’inci yaşında, tacı oğlu Kral Willem-Alexander’a bıraktı. 45 yaşındaki Kral Willem-Alexander, Arjantinli Maxima Zorreguieta ile evli ve üç çocuk babası. Pilot ve su yönetimi uzmanı olan Kral Willem-Alexander, 3. Willem’in 1890 yılındaki vefatından sonraki ilk Hollanda Kralı oldu. AE Arma-Elektropanç Yönetim Kurulu Üyesi A. Medih Ertan, Yeni Yaşını Kutladı Nisan - Mayıs - Haziran AE Arma-Elektropanç Yönetim Kurulu Üyesi A.Medih Ertan, yeni yaşını kızı Pınar Ertan’ın kendisi için Gayrettepe’deki şirket genel merkezinde düzenlediği sürpriz doğum günü partisiyle kutladı. Şirket yöneticileri ve çalışanlarının da katıldığı kutlamada pastasını kesen A. Medih Ertan “Sürpriz doğum günü kutlamasından dolayı çok mutluyum, hepinize çok teşekkür ederim” dedi. 62 AE Ailesi’nden « İstanbul Merkez ofisimizde çalışan Rusya Elektrik İşleri Koordinatörümüz Sn. Fırat Yıldırım’ın 24 Nisan 2013 Çarşamba günü biricik kızı Ebru Yıldırım dünyaya geldi. Yıldırım ailesini tebrik ediyoruz. Cezayir’de elektrik işlerini yapmakta olduğumuz Büyük Cezayir Cami Projesinde, Elektrik Saha Mühendisi olarak çalışan Ümit Ersoy’un 11 Mayıs 2013 Cumartesi günü biricik oğlu Taha Erol Ersoy dünyaya geldi. Ersoy ailesini tebrik ediyoruz. 63 Nisan - Mayıs - Haziran İstanbul Merkez ofisimizde, İnsan Kaynakları Departmanında çalışan Sn. Cenk Kurt’un 7 Mayıs 2013 Salı günü biricik kızı Irmak Kurt dünyaya geldi. Kurt ailesini tebrik ediyoruz. » AE Ailesi’nden İstanbul Merkez ofisimizde, Mali İşler & Finans Departmanında çalışan Sn. Yaman Algın’ın 9 Mayıs 2013 Perşembe günü biricik kızı Yaren Algın dünyaya geldi. Algın ailesini tebrik ediyoruz. Moskova’da elektrik, elektronik ve mekanik (MEP) işlerini yaptığımız Aquapark Projesinin Depo Şefi Sn. Erhan Kandaz ve Özlem Sevinç çifti dünyaevine girdi. Kendisi ve eşi Özlem Hanım’a AE ailesi olarak bir ömür boyu mutluluklar diliyoruz. Pulkova St. Petersburg Havaalanı Proje Müdürümüz Sn. Erdal Kuloğlu’nun babası, Mehmet Yaşar Kuloğlu Nisan - Mayıs - Haziran vefat etmiştir. Merhuma Allah’tan rahmet kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. 64