newsletter
Transkript
newsletter
DAAD Information Center Ankara, Ausgabe 05 | Dezember 2010 newsletter >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>> Über uns Hakkımızda Themen Über uns Seite 1 Liebe Leser, Değerli okuyucular, Seite 2 es ist uns eine Freude, Ihnen den letzten Newsletter des DAAD IC Ankara in diesem Jahr praesentieren zu dürfen. Das wichtigste Ereignis in den bilateralen Wissenschafts– und Kulturbeziehungen war sicher die die Grundsteinlegung der Deutsch-Türkischen Universitaet durch Praesident Abdullah Gül und Bundespraesident Christian Wulff im vergangenen Oktober in Istanbul. Eigens zu diesem bedeutsamen Anlass waren auch die neue Praesidentin des DAAD, Prof. Dr.-Ing. Dr. Sabine Kunst, die Generalsekretaerin des DAAD, Dr. Dorothea Rüland und die Bundesbildungsministerin Annette Schavan sowie die Praesidentin des deutschen Hochschulkonsortiums, Prof. Dr. Rita Süssmuth angereist. Von türkischer Seite nahmen der Praesident des türkischen Hochschulrates, Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, die Bildungsministerin Nimet Çubukçu sowie zahlreiche Vertreter des türkischen Hochschulkonsortiums an den Feierlichkeiten teil. Auch das 10-jaehrige Bestehen des DAAD IC Ankara fiel in diesen Herbst! Size DAAD IC Ankara’nın bu yılki son haber bütenini sunabilmekten mutluluk duyarız. Personalia Aktuelles Seite 3 Unsere Stipendiaten Berichten Seite 6 Vergangene Veranstaltungen Seite 8 Landeskundliches Seite 22 Konular Hakkımızda Sayfa 1 Yeni personel Sayfa 2 Güncel Haberler Sayfa 3 Bursiyerlerimiz anlatıyor Sayfa 6 Son etkinlikler Sayfa 8 Almanya yurtbilgisi Sayfa 22 Impressum Herausgeber/Yayımlayan: DAAD IC Ankara Verantwortlich i.S.d.P/ Sorumlu Kişi: Frau Dr. Nilgün Yüce Redaktion/redaksiyon: Dr. Nilgün Yüce Ahmet Dalgıçoğlu Inga Zempel Gamze Dayı Anne Rölz Schon jetzt ein frohes neues Jahr und viel Spass beim Lesen wünschen wir Ihnen! İkili bilimsel ve kültürel ilişkilerdeki en önemli konu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Federal Almanya Başkanı Christian Wulff tarafından geçtiğimiz ekimde İstanbul’da Türk-Alman Üniversitesi’nin temelinin atılması olmuştur. Bu önemli etkinlik için DAAD’nin yeni başkanı Prof. Dr.-Ing. Dr. Sabine Kunst, DAAD’nin yeni Genelsekreteri Dr. Dorothea Rüland, Alman Eğitim Bakanı Annette Schavan ve Alman Yüksekokul Konsoryum Başkanı Prof. Dr. Rita Süssmuth de gelmişti. Türk tarafında YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukço ve çok sayıda Türk Yükesekokul Konsorsiyum üyeleri de katılmıştır. Geçtiğimiz sonbaharda DAAD Bilgi ve Danışma Merkezi’nin 10. yıl dönümünü de kutladık! Yeni yılınızı şimdiden kutlar, size eğlenceli okumalar dileriz! Kontakt/İletişim: DAAD IC Ankara Bulvar Palas İş Merkezi B Blok No. 96—97 Atatürk Bulvarı 141 TR06640 Bakanlıklar/Ankara Tel.: 00 90 312 419 3554 Fax: 00 90 312 419 35 68 E-Mail: daad.ankara@daad.de http://ic.daad.de/ ankara Dr. Nilgün Yüce Neşe Özdıker Ahmet Dalgıçoğlu Inga Zempel newsletter >>>>>> Seite 2 Ausgabe 05 | 2010 Personalia Inga Zempel kulturweit-Freiwillige im DAAD IC Ankara Naechster Bewerbungstermin für ein kurzes Forschungsstipendium des DAAD: 15.03.2011 Bewerbungen bitte beim Kulturreferat der deutschen Botschaft in Ankara einreichen! Bewerbungen um ein Masterstipendium des DAAD in Zusammenarbeit mit der Türkischen Erziehungsstiftung: 31.03.2011 Bewerbungen bitte an die Türkische Erziehungsstiftung in Istanbul richten! Für weitere Informationen: DAAD kısa araştırma bursları için son başvuru tarihi:15.03.2011 Başvurularınızı lütfen Ankara‘daki Almanya Büyükelçiliği‘nin kültür bölümüne gönderiniz! DAAD‘nin TEV ile ortak verdiği master bursu için son başvuru tarihi: 31.03.2011 Başvurularınızı lütfen Istanbul‘daki Türk Eğitim Vakfı‘na gönderiniz! Ohne große Sprachkenntnissen aber mit umso größeren Erwartungen bin ich Ende Oktober nach einer viel zu langen Verzögerung endlich in Ankara angekommen. Bis Ende August 2011 werde ich dem DAAD Informationszentrum tatkräftig zur Seite stehen. Diesen Sommer habe ich mein dreijähriges Jura-Studium an der Technischen Universität Dresden abgeschlossen. Da ich mich während des Studiums auf internationales Recht spezialisiert habe, war ein Auslandsjahr für mich ein Muss. Deshalb habe ich mich für eine Bewerbung bei „kulturweit“, das neue Freiwilligen-programm des Auswärtigen Amtes in Kooperation mit der deutschen UNESCO Kommisssion, entschieden. Durch „kulturweit“ bin ich schließlich zum DAAD IC in Ankara gekommen. Seit etwa 2 Monaten bin ich jetzt in Ankara und ich kann zumindest schon sagen, dass der Spruch, das Schönste an Ankara sei die Autobahn nach Istanbul, auf keinen Fall zutrifft. Ich freue mich auf weitere spannende Monate in der Tükei und am IC. Yeni personel Inga Zempel DAAD IC Ankara‘da „kulturweit“ gönüllüsü Uzun bir gecikmenin ardından, çok fazla dil becerim olmasa da, çok büyük beklentilerle, ekimin sonuna doğru, nihayet geldim Ankara’ya. Ağustos 2011’in sonuna kadar, ‘DAAD Bilgi Merkezi’ ne aktif olarak destek olacağım. Bu yaz, Dresden Teknik Üniversitesi'nde üç yıllık hukuk eğitimini tamamladım. Uluslarası Hukuk konusundaki araştırmalarda uzmanlaştığım esnada, yurtdışında bir yıl geçirmem gerekliydi. Bu nedenle Dışişleri Bakanlığı’nın yeni Gönüllü Programı olan, ‘Kulturweit”a başvuruda bulundum. Alman UNESCO Komisyonu ile işbirliği içinde karar verildi. Sonunda ‘Kulturweit’ sayesinde ‘Ankara DAAD Bilgi Merkezi’ne geldim. Yaklaşık 2 aydır Ankara’dayım ve en azından Ankara ilgili en iyi şeyin, İstanbul karayolu olduğu yargısının, kesinlikle doğru olmadığını söyleyebilirm. Türkiye’de ve Bilgi Merkezi’nde, bundan sonraki heyecan verici aylar için çok sevinçliyim. newsletter >>>>>> Seite 3 Ausgabe 05 | 2010 Aktuelles Güncel Haberler Grundsteinlegung der DeutschTürkischen Universität in Istanbul İstanbul‘da Türk-Alman Üniversitesi‘nin temel taşının konulması Auftaktveranstaltung des DAAD und des türkischen Hochschulrats / Empfang für türkische DAAD-Alumni und Partner DAAD ve YÖK’ün açılış etkinliği / DAAD’nin Türk Alumnileri ve partnerler için resepsiyon TAU’nun, ilk etapta 5000 öğrencisi olup ağırlıklı olarak Die DTU soll zu einer international führenden Forschungsmühen-dislik eğitimi veren, ekonomik çevrelerle işbirliği Universität mit zunächst yapan ve aynı zamanda 5.000 Studierenden kültürel alanda değiş tokuş heranwachsen, die için bir platform niteliği ihren Schwerpunkt in taşıyan lider bir araştırma den Ingenieursüniversitesi olması düşüwissenschaften hat und nülmektedir. Alman yüksekintensiv mit der okul konsorsyumun başWirtschaft kooperiert, kanı olan Prof. Dr. Rita aber auch eine Süssmuth’un açıklaması Plattform für den şöyle: “Bizim için önemli bir kulturellen Austausch hedef, hem Avrupai hem sein soll. "Ein wichtiges de uluslar arası açıdan Anliegen", so die karşılıklı olarak kültürel Präsidentin des anlayıştır.” 26 üyeden deutschen Hochschuloluşan Alman yüksekokul konsortiums, Prof. Dr. konsorsyumu akademik işleyişe, öğretime ve TAU’da Christian Wulff und Abdullah Gül Rita Süssmuth, "ist uns Almanca’nın öğretilmesne yönelik katkılar sağlıyor. das wechselseitige Kulturverstehen im europäischen und Almanya’nın bu işbirliğe yaptığı katkı Federal Eğitim ve internationalen Kontext." Das Deutsche Araştırma Bakanlığı (BMBF) tarafından verilmektedir. 2006 Hochschulkonsortium aus 26 Mitgliedshochschulen leistet yılının ortalarından bu yana, yükseköğretim alanında ikili Beiträge zum akademischen Betrieb, zur Lehre und zur işbirliğinin görünür bir elit projesi olarak bir Türk-Alman Vermittlung der deutschen Sprache an der DTU. Der Üniversitesi’nin kuruluşu üzerine yoğun tartışmalar süredeutsche Kooperationsgelmiştir. Bu proje için beitrag kommt aus hem Türk hem Alman Mitteln des Bundeshükümeti tarafından desministeriums für Bildung teklenen ve uzun yıllara und Forschung (BMBF). dayanan çabalar bu yılın Bereits seit Mitte 2006 nisan ayında TBMM’de gab es intensive kuruluş kanunun kabul Diskussionen über eine edilmesi ile sonuca Deutsch-Türkische ulaşmıştır. Universität als sichtbares Leuchtturmprojekt der bilateralen Hochschulkooperation. Das langjährige Engagement für dieses Projekt, das soAbdullah Gül und Gattin, Anette Schavan, Nimet Çubukçu, Christian Wulff und Gattin wohl von der tür-kischen als auch von der deutschen Regierungsebene unterstützt wird, wurde im April diesen Jahres mit der Verabschiedung des Gründungsgesetzes im türkischen Parlament festgeschrieben. newsletter >>>>>> Seite 4 Ausgabe 05 | 2010 Zu den Begrüßungsvorträgen des DAADYÖK Symposiums am 22. Oktober ab 10.00 Uhr in der Universität Istanbul waren Journalisten herzlich eingeladen. Dort sprachen neben der Bundesbildungsministerin Annette Schavan und ihrer türkischen Amtskollegin Erziehungsministerin Nimet Çubukçu der Präsident des türkischen Hochschulrats, Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan sowie die DAAD-Präsidentin Prof. Dr.-Ing. Dr. Sabine Kunst. Im Anschluss an die Eröffnung veranstaltete der DAAD am 23. Oktober 2010 von 10.00 bis 13.00 Uhr ein Alumnitreffen im Deutschen Generalkonsulat Istanbul, zu dem zahlreiche DAAD-Alumni und Kooperationspartner kamen. Kontakt: Beate Schindler-Kovats, DAAD 22 ekimde saat 10.00’dan itibaren İstanbul Üniversitesi’nde yapılan DAAD-YÖK sempozyumundaki açılış konuşmalarına gezeteciler de davet edilmişti. Federal Eğitim Bakanı Annette Schavan’ın yanı sıra Türk meslektaşı, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan ve DAAD Başkanı Prof. Dr.-Ing. Dr. Sabine Kunst da birer konuşma yapmışlardır. Akabinde DAAD tarafından 23 ekim 2010 tarihinde saat 10.00— 13.00 arasında Almanya Başkonsolosluğu’nda, çok sayıda DAAD bursiyerinin ve işbirliği yapılan partnerlerin katıldığı bir Alumni buluşması yapılmıştır. Detaylı bilgi için: Beate Schindler-Kovats, DAAD E-Mail: schindler-kovats@daad.de Unten: Die Leiterin des DAAD IC Istanbul, Dr. Isabell Aydan Risch, Die Leiterin der Gruppe Internationale Projekte, Beate Schindler-Kovats, und die neue Generalsekretärin des DAAD, Dr. Dorothea Rüland (rechts im Bild). Aşağıda: DAAD Istanbul müdürü Dr. Isabell Aydan Risch, DAAD’nin Uluslararsı Projeleri Bölüm Başkanı Beate Schindler-Kovats ve DAAD’nin yeni Genelsekreteri Dorothea Rüland (sağda) Oben: Die Präsidentin des DAAD, Prof. Dr.-Ing. Dr. Sabine Kunst (rechts im Bild), mit hochrangigen Vertretern der türkischen Erziehungsstiftung TEV beim Alumni-Empfang im deutschen General-konsulat in Istanbul am 23.10.2010. Yukarıda: DAAD’nin Başkanı Sayın Prof. Dr.-Ing. Dr. Sabine Kunst (resimde sağda) ve Türk Eğitim Vakfı’nın üst düzey temsilcileri 23.10.2010’da Istanbul’daki Alman Başkonsolosluğu’nda DAAD newsletter >>>>>> Seite 5 Prof. Dr. Rita Süssmuth bei ihrer Ansprache an die DAADAlumni am 23.10.2010 im detschen Generalkonsulat in Istanbul. Sayın Prof. Dr. Rita Süssmuth 23.10.2010’da DAAD Alumnileri’ne hitaben Istanbul’daki Alman Başkonsolos-luğu’nda kouşurken. Beim DAAD-YÖK 22.10.2010, DAAD- Symposium am YÖK sempozyumunda: 22.10.2010: Hacettepe Prof. Dr. Nuran Özyer von Üniversitesi’nden Prof. der Hacettepe Universität Dr. Nuran Özyer ve in Ankara mit dem neu Türk-Alman ernannten Üniversites’nin yeni Gründungsrektor der görevlendirilen kuruluş Deutsch-Türkischen rektörü Sayın Prof. Dr. Universität, Prof. Dr. Ziya Ziya Şanal (resimde Şanal (rechts im Bild). sağda). DAAD IC Ankara müdürü Dr. Nilgün Yüce, Almanya Büyükelçiliği Kültür Ataşesi Sayın Petra Kochendörfer ve YÖK temsilcisi Sayın Prof. DR. Atilla Eriş (sağda). Die Leiterin des DAAD IC Ankara, Dr. Nilgün Yüce, die Kulrureferntin der deutschen Botschaft, Petra Kochendörfer, und der Vertreter des türkischen Hochschulrates, Prof. Dr. Atilla Eriş (rechts). newsletter >>>>>> Unsere Stipendiaten berichten Seite 6 Bursiyerlerimiz anlatıyor Çiğdem Gül, Atatürk Üniversitesi Erzurum Çiğdem Gül, Atatürk Üniversität Erzurum Erzurum Atatürk Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyorum.Şu an üçüncü sınıftayım. 2010 yılında 3-26 Ağustos ayında Yüksekokul Bremen'de düzenlenen yaz kursuna katıldım.Bu yaz kursuna gitmemde DAAD'ın verdiği bursun önemi benim için çok büyüktür. Çünkü düşünüyorum da DAAD'ın verdiği bu burs olmasaydı Almanya'ya kendi imkanlarımla gidemezdim.Almanya'ya gitmem benim için ulaşılması zor bir hayal olarak kalabilirdi.Aslında bu bursa başvurduğumda o kadar da umutlu değildim.Ama içimde yine de küçük bir umut vardı. Ama şunu da biliyordum ki Alman Dili ve Edebiyatı okuyan bir öğrenci olarak mutlaka Almanya'ya gitmeliydim.Alman kültürünü yakından yaşayıp görmeliydim. Ich studiere Germanistik an der Atatürk Universität in Erzurum. Im Moment bin ich im 5. Semester. Vom 3.26.8.2010 habe ich an einem Hochschulsommerkurs an der Hochschule Bremen teilgenommen. Dabei war es von grosser Bedeutung für mch, dass mir dies mit einem Hochschulsommerkursstipendium des DAAD ermöglicht wurde. Denn ohne dieses Stipendium waere es mir nicht möglich gewesen, an einem solchen Kurs in Deutschland teilzunehmen. Nach Deutschland zu gehen waere für mich ein schwer erreichbarer Traum geblieben. Als ich mich für das Stipendium bewarb, hatte ich eigentlich nicht viel Zuversicht. Dennoch war eine kleine Hoffnung in mir. Aber es war mir auch klar, dass ich als Germanistikstudentin unbedingt einmal nach Deutschland gehen und die deutsche Kultur kennen lernen musste. Und das wichtigste war, dass ich die Sprache, die ich studierte, sehr gut lernen und sprechen musste. Jetzt empfinde ich das Glück und den Stolz, meine Traeume verwirklicht zu haben. Dieser Sprachkurs war für mich eine schöne Gelegenheit, meine mündlichen Fertigkeiten im Deutschen zu entwickeln. Dieser Monat hat wirklich viel dazu beigetragen, meine Fragen bezüglich der Deutschen zu Teilnehmer des Hochschulsommerkurses in Bremen Bremen’deki yaz kursu katılımcıları beantworten. Ich habe in dieser Zeit nur En önemlisi de okuduğum bölümün dilini en iyi şekilde Deutsch gesprochen. Ich habe viele Kursteilnehmer auch öğrenmeli ve konuşmalıydım.Şu an bu hayallerimi gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu ve gururunu anderen Laendern in Bremen kennengelernt. Sie kamen yaşıyorum.Almanca konuşmam için bu dil kursu benim için aus Aegypten, Tunesien, Algerien, Russland, Tschechien güzel bir fırsattı.Bir aylık süre Almanlar hakkındaki sorularımı und Frankreich. In den Stunden habe ic viel über die cevaplamamda gerçekten çok etkili oldu.Bu süre içerisinde Kulturen dieser Laender erfahren. Ich kann für mich sagen, sürekli Almanca konuştum.Yüksekokul Bremen'de çeşitli ülkelerden gelen birçok arkadaşla tanıştım. dass die Kursstunden sehr unterhaltsam und gut waren. Denn die Themen, die wir durchnahmen, erforderten es, Kimi Mısır'dan,kimi Tunus'dan,kimi Cezayir'den, kimi dass wir Deutsch sprachen. Wir hatten von morgens neun Rusya'dan,kimi Çekoslavakya'dan,kimi Fransa'dan gelmişti.Derslerde bu ülkelerin kültürlerini öğrenmeye Uhr bis nachmittags 14.30 Uhr Unterricht. Neben dem çalıştım.Kendi adıma söyleyebilirim ki derslerim çok eğlenceli Unterricht gab es Seminare zu verschiedenen Themen, an ve güzel geçti.Çünkü işlediğimiz konular Almanca denen ich teilnahm. Es gab Seminare zur Wirtschaft und konuşmamızı sağlayan konulardı.Sabah dokuzdan iki buçuğa Geschichte Bremens, zur Handelspolitik der EU, zu kadar derslerimiz olurdu.Derslerin dışında çeşitli seminerlerde Stdienmöglichkeiten an der Hochschule Bremen sowie vardı.Derslerden sonra bu seminerlere de katıldım. Deutschland und Europa im globalen Wettbewerb. Meinen Seminerlerin konuları şöyleydi:Bremen'in ekonomisi ve tarihi, ersten Tag in Deutschland werde ich nie vergessen. Am 1. Avrupa Birliği'nin ticaret politikası,Yüksekokul Bremen'de August stieg ich nachts um ein Uhr aus dem Flugzeug und öğrenim görmek,globalleşen rekabette Almanya ve Avrupa. Almanya'daki ilk günümü hiç unutamıyorum.Üç Ağustos gece wartete bis halb fünf Uhr am Flughafen. Dann fuhr ich mit birde uçaktan indim.Saat beş buçuğa kadar hava alanında dem Zug zum Bahnhof von Hannover. Da kaufte ich mir bekledim.Sonra trene binip Hannover istasyonuna eine Fahrkarte und fuhr weiter nach Bremen. Und geçtim.Ordan da bilet alıp Bremen istasyonuna gittim.Daha schliesslich fand ich die Hochschule Bremen mit Hilfe der sonra da Yüksekokul Bremen'in okulu bulmamız için verdiği Informationen, die ich vorab bekommen hatte. bilgilerle Yüksekokul Bremen'i buldum. newsletter >>>>>> Ich hatte Glück, denn die Menschen, die ich fragte, waren sehr hilfbereit. Ich tat den ersten Schritt in die Hochschule. Mein Herz klopfte wie wild. Ich war aufgeregt, denn ich würde die Kursleiter und die anderen teilnehmer kennen lernen. Sie waren alle wirklich sehr nett. Am ersten Tag fand eine Einstufungsprüfung statt. Es wurden drei Klassen gebildet. Ich war in der besten Klasse. Als unsere Lehrer die Klassen bekannt gaben, war ich sehr glücklich. Die Leiterin der Sprachschule, Uta Kadmani, war sehr liebenswürdig und hilfsbereit uns gegenüber. Sie half uns bei allen Problemen. Die Ausflüge und Unternehmungen, die ausserhalb der Kurszeiten angeboten wurden, waren alle sehr interessant.Z.B. machten wir am ersten Tag eine Stadtrallye in Bremen in drei Gruppen. Bei der Willkommensparty am Abend tanzten wir alle wie verrückt. Auf dieser Party waren ausser den Sprachkursteilnehmern auch Teil-nehmer der Jura– und Wirtschaftskurse. Ich lernte sie ebenfalls kennen. Wir gingen auch einmal zum Bowling. Wir organisierten Discobesuche. Und Karaoke-Abende. In Gruppen fuhren wir nach Hamburg. Wir nahmen teil an der Exkursion zu den Autowerken in Wolfsburg. Aber was mich am glücklichsten gemacht hat war das gemeinsame Kochen von Gerichten aus der deutschen Küche mit meinen Kurskameraden. Alle unsere Gerichte hatten Kartoffeln als Zutat. Aber mehr als das Kochen hat mir das nette Zusammensein mit meinen Freunden und das staendige Deutschsprechen etwas bedeutet. Ich habe Fotos von allen schönen Momenten gemacht. Wenn ich sie jetzt anschaue, erinnere ich mich an die Zeit mit meinen Freunden und an die Tage, die ich sehr vermisse. Waehrend des Kurses wohnte ich in der Wohnung einer Familie. Ich hatte zwei Mitbewohner aus der Ukraine. Jeder hatte ein eigenes Zimmer. In der Wohnung gab es alles, was wir brauchten. Ich hatte mich sehr gefreut, als ich hörte, dass ich mit zwei anderen zusammen wohnen würde. Denn ich würde mit ihnen stets Deutsch sprechen. Es waere wirklich langweilig gewesen, in der Wohnung alleine zu sein. Meine Mitbewohner und ich unternahmen sehr viel zusammen. Wir kauften gemeinsam ein, wir aßen gemeinsam, wir entdeckten gemeinsam die Stadt Bremen. Deshalb habe ich immer noch viel Kontakt zu ihnen. Glauben Sie mir, ich hatte gar keine Lust, aus Deutschland zurückzukehren. Denn ich weiss, dass ich noch viel lernen muss. Deshalb hoffe ich, wieder an einem solchen Kurs teilnehmen zu können. Um mir dies zu ermöglichen, werde ich mein Bestes geben. Seite 7 Çok şanslıydım.Çünkü adresi sorduğum kişiler gerçekten çok yardımcı oldular.Okula ilk girişimdi.Kalbim küt küt atıyordu.Heyecanlıydım. Çünkü yeni hocalarımla ve arkadaşlarımla tanışacaktım.Hepsi gerçekten çok iyilerdi.İlk gün seviye belirleme sınavı yapıldı.Üç sınıfımız vardı.Ben en iyi sınıftaydım. Öğretmenlerimizce sınıflarımız açıklandığında çok mutlu olmuştum.Okulun müdüresi Uta Kadmani bize karşı çok nazik ve yardımseverdi. Problem yaşadığımız bütün konularda bize yardımcı oldu.Gittiğim okulda derslerin dışında okulun düzenlemiş olduğu geziler ve etkinliklerin hepsi birbirinden güzeldi.Örneğin Bremen'deki ilk günümüzde üç grup olarak şehir turu yaptık. Akşam buluşma partisinde çılgınlar gibi dans ettik.Bu partide katıldığım dil kursu dışında hukuk ve ekonomi kurslarında olan öğrenciler de vardı.Bu kurstaki arkadaşlarla da tanıştım.Bunun dışında bowling oynamaya gittik. Disko turları düzenledik.Karaoke gecesi yaptık.Gruplar halinde Hamburg'a gittik.Wolfsburg'taki araba şehrine yapılan geziye katıldık.Ama beni en çok mutlu eden etkinlik Alman mutfağında arkadaşlarımla birlikte yaptığımız güzel yemeklerdi.Yemeklerimizin hepsi patatesten oluşuyordu.Ama benim için önemli olan yemekten ziyade arkadaşlarımla güzel vakit geçirmem ve sürekli Almanca konuşmamdı.Yaşadığım tüm güzel anıların fotoğrafını da çektim.Şimdi durup baktığımda arkadaşlarımla yaşadığım ve özlediğim günler aklıma geliyor. Kursa katıldığım süre içerisinde bir ailenin evinde kaldım.İki ev arkadaşımda vardı.İkisi de Ukraynalıydı.Herkesin ayrı odası vardı.Ev içerisinde ihtiyaç duyabileceğimiz herşey tedarik edilmişti.Aslında iki arkadaşla evde kalacağımı öğrendiğimde çok sevinmiştim.Çünkü onlarla sürekli Almanca konuşabilecektim. O evde yalnız kalmak gerçekten sıkıcı olurdu.Ev arkadaşlarımla çoğu şeyi beraber yaptık.Beraber alışverişe gittik,beraber yemek yedik,beraber Bremen'in altını üstüne getirdik.Bu sayede onlarla hala görüşebiliyorum. Almanya'dan dönerken inanın hiç gelmek istemedim.Çünkü biliyorum ki öğrenmem gereken daha çok şey var.Bunun için umuyorum ki bunun gibi bir kursa daha katılabilirim.Bunun için elimden geleni yapmaya çalışacağım. Çiğdem Gül Çiğdem Gül newsletter >>>>>> Seite 8 Ausgabe 05 | 2010 Vergangene Veranstaltungen Im Rahmen der Kampagne “Deutsch—Sprache der Ideen” lud der DAAD am 3. Februar 2010 zum Auftakt einer Alumni-Vortragsreihe ein. Prof. Dr. Michael Hofmann vom Fachbereich Interkulturelle Germanistik der Universitaet Paderborn hielt im Goethe Institut einen Vortrag zum Thema: „Romantische Rebellion. Feridun Zaimoğlu und die Tradition der Romantik“. Es erschienen zahlreiche Alumni, Wisssenschaftler und vor allem auch Nachwuchswissenschaftler aller deutschsprachiger Abteilungen in Ankara. Der literaturwissenschaftliche Vortrag von Prof. Dr. Hofmann, der sich insgesamt eine Woche in Ankara aufhielt und Gespraeche an den Universitaeten Ankara, Hacettepe, METU und Gazi führte, stiess auf grosses Interesse. Die fachlichen Gespraeche konnten im Anschluss an den Vortrag bei einem Empfang fortgeführt werden. Son Etkinlikler “Almanca—Fikirlerin Dili” kampanyası çerçevesinde DAAD 3 şubat 2010 tarihinde bir Alumni—sunum dizisinin başlangıcına davet etti. Paderborn Üniversitesi kültürler arası Germanistik bölümünden Prof. Dr. Michael Hofmann Goethe Enstitüsü’nde “Romatik baş kaldırı. Feridun Zaimoğlu ve Romantizm çağının geleneği” adlı bir tebliğ sundu. Çok sayıda Ankaralı Alumniler, bilim adamları ve tüm Almanca bölümlerinden genç araştırıcılar da etkinliğe katıldı. Ankara’da toplam bir hafta kalan ve Ankara , Gazi, Hacettepe ve ODTÜ Üniversiteleri’nde temaslarda bulunan Prof. Dr. Hofmann’ın edebiyat bilimi ağırlıklı sunumu büyük ilgi gördü. Sunumdan sonra yapılan resepsiyonda blimsel sohbetlere devam edilebildi. Prof. Dr. Hofmann am 3.2.2010 im Goethe Institut newsletter >>>>>> Seite 9 Am 4. Februar 2010 bot Inga Pohlmeier, wissenschaftliche Assıstentin bei Prof. Dr. Hofmann an der Universitaet Paderbornn, einen Workshop zum Thema “Interkulturelle deutschtürkische Literatur und Filme als Gegenstand im Deutschunterricht” an. Es waren ausgewaehlte Multiplikatoren und Alumni aus den deutschsprachigen Abteilungen in Ankara anwesend, die sehr angeregt über die Inhalte diskutierten. Die Veranstaltung stiess insgesamt auf so grosses Interesse, dass Frau Pohlmeier am 20. und 21. Mai 2010 erneut nach Ankara kam und drei Workshops an den Universitaeten Ankara, Hacettepe und METU zum Thema “Schreiben im interkulturellen Kontext anbot. 4 şubat 2010 tarihinde, Paderborn Üniversitesi’nde Prof. Dr. Hofmann’ın asistanı olan Inga Pohlmeier “Kültürler arası Türk-Alman edebiyatının ve filmlerin Almanca eğitiminde kullanımı” konulu bir workshop yaptı. Ankara’daki Almanca bölümlerinden seçkin bilim insanları ve Alumniler bu etkinliğe katıldı ve konu ile ilgili oldukça canlı sohbetlerde bulundular. Etkinliğe ilgi o denli büyüktü ki Sayın Pohlmeier 20— 21 mayıs 2010 tarihinde tekrar Ankara’ya gelerek Ankara, Hacettepe ve ODTÜ Üniversiteleri’nde “Kültürler arası bağlamda yazma” adlı üç workshop daha gerçekleştirdi. Inga Pohlmeier, MA, beim Workshop am 4.2.2010 Vom 15.-20.2.2010 besuchte Iris Fischer, MA, Erasmuskoordinatorin und wissenschaftliche Mitarbeiterin des Fachbereichs DaF an der TU Chemnitz, die türkische Hauptstadt und führte Kooperationsgespraeche an der DaFAbteilung der Hacettepe Universitaet und am Fachbereich Germanistik der Universitaet Ankara. Dort hielt sie am 18.2.2010 im Rahmen einer Alumnivortragsreihe im Rahmen der Kampagne “Deutsch—Sprache der Ideen” einen Vortrag zum Thema “Didaktisierungsmöglichkeiten des Deutschen als Fachsprache”. Neben Alumni aus den deutschsprachigen Abteilungen nahmen auch zahlreiche Studierende an der Veranstaltung teil. Insgesamt folgten ca. 120 mit grossem Interesse den Ausführungen von Frau Fischer. Chemnitz Teknik Üniversite’de Erasmus Koordinatörü ve akademik personel olan Irıs Fischer. MA, 15-20 şubat 2010 tarihlerinde Türkiye’nin başkentini ziyaret etti ve Hacettepe ile Ankara Üniversiteleri’nde bulunan Almanca Öğretmenliği ve Alman Dili ve edebiyatı bölümlerinde işbirliğine yönelik temaslarda bulundu. Ankara Üniversitesi’nde 18 şubat 2010 tarihinde, “Almanca—Fikirlerin Dili” kampanyası çerçevesinde “Almanca’yı meslek dili olarak öğretmeye yönelik yöntemler” konulu bir tebliğ sundu. Almanca bölümlerdeki Alumniler’in yanı sıra çok sayıda lisans öğrencisi de sunumu dinledi. Toplam 120 kişi Sayın Fischer’in açıklamalarını ilgiyle izledi. newsletter >>>>>> Seite 10 Ausgabe 05 | 2010 Vergangene Veranstaltungen Son etkinlikler „Deutsch– Sprache der Ideen“ „Almanca – Fikirlerin dili” Ankara, 1. April 2010. Im Rahmen der Kampagne des Auswaertigen Amtes „Deutsch – Sprache der Ideen“ fand am 1. April 2010 ein weiterer Vortrag, ebenfalls im Goethe-Institut, statt. Prof. Dr. Ernst Apeltauer von der Universitaet Flensburg sprach zum Thema „Frühkindliche Prof. Dr. Ernst Apeltauer Sprachförderung am Beispiel des Kieler Modells“. Prof. Dr. Apeltauer ist Direktor der Abteilung Deutsch als Fremdsprache an der Universität Flensburg und beschäftigt sich u.a. mit dem Erwerb von Zweit- und Drittsprachen sowie interkultureller Kommunikation und Erziehung. Ein weiterer Forschungsschwerpunkt umfasst die zweisprachige Entwicklung bei Vor- und Grundschulkindern. Dış İşleri Bakanlığı’nın “Almanca – Fikirlerin dili” isimli kampanyası çerçevesinde 1 Nisan 2010 tarihinde, yine Ankara’daki Goethe Enstitüsü’nde bir seminer düzenlendi. Flensburg Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ernst Apeltauer “Kiel Modeli örneği üzerinde çocukların erken yaşta dil konusunda desteklenmesi” hakkında konuştu. Prof. Dr. Ernst Apeltauer Flensburg Üniversitesi, Yabancı dil olarak Alman Bölümünün (DaF) başkanı, üzerinde çalıştığı konular arasında ikinci ve üçüncü dilin edinimi ile kültürler arası iletişi ve dil eğitimi bulunmaktadır. Prof. Apeltauer stellte im Vortrag das von ihm entwickelte Kieler Modell vor. Nachdem in einem Kindergarten ausschließlich Kinder mit Migrationshintergrund angemeldet wurden, die fast keine Deutschkenntnisse besaßen, gab das Jugendamt der Stadt Kiel 2002 den Anstoß zu einem Modellversuch, der die türkischen Kinder durch wissenschaftlich begleitete Sprachförderung auf den späteren deutschsprachigen Schulunterricht vorbereiten sollte. Der Schwerpunkt des Kieler Modells liegt auf der Förderung der Literalität, um die allgemeine Textkompetenz, Wortschatzgröße und Ausdrucksfähigkeit zu verbessern. Durch Erzählen und Vorlesen sollen den Kindern positive Erfahrungen vermittelt werden, die sie zum raschen Erlernen der Zweitsprache Deutsch anregen. Die Erstsprache steht jedoch mindestens genauso im Fokus des Modells, da die Kinder in ihrer Muttersprache meist schneller und differenzierter verstehen können. Die Eltern wurden deshalb gezielt in das Projekt einbezogen und diesbezüglich geschult. Das Projekt hatte eine Laufzeit von zweieinhalb Jahren, wobei einige Kinder ein zusätzliches Jahr in der Grundschule wissenschaftlich begleitet wurden. Abschließend konnte festgestellt werden, dass sowohl die Kinder als auch die Eltern mehr Selbstvertrauen entwickelt haben. Nach einer Phase des Einhörens und Eingewöhnens nahm der Wortschatz der Kinder schnell zu und ein bewusster Umgang mit Sprache wurde erlernt. Profesör Apeltauer’ in diğer bir çalışma konusu ise “Ana sınıfı ve ilkokul öğrencilerinde çift dilli gelişim” üzerinde yoğunlaşmıştır. Prof. Apeltauer, katıldığı seminerde kendisi tarafından geliştirilen “Kiel Modeli” ni tanıttı. Kiel kentinde bulunan bir çocuk yuvasında sadece Almanca bilgileri olmayan göçmen çocuklarının kaydedilmesi üzerine Kiel kentinin Gençlik Dairesi 2002 senesinin sonbaharında bir proje başlatıp, Türk çocuklarının bilimsel dil öğrenme desteği ile Almanca olarak yapılan okul eğitimine hazırlanmalarını hedefledi. Kiel Modeli’nin ağırlık noktası, kelime haznesinin (yani kavramlar, kapsam ve anlam) daha karmaşık, söz dizimsel yapıları ve genel metin yeterliği ile ifade becerisini geliştirilmesi amacıyla (iki)taraflı desteklenmesi temeline dayanmaktadır. Anlatım, okuma ve müşterek dikteler ile (çocuklar bakıcıya bir serüvenlerini anlatıyor; bakıcı çocukların gözleri önünde bu anlatılanları kalın bir keçeli kalem ile büyük bir kağıda aktarıyor ve bunu daha sonra duvara asıyor. Bu yazılanlar ilerleyen günlerde sabah etkinliklerinde hatırlatmak ve tekrarlamak amacıyla kullanılıyor) çocuklara olumlu deneyimlerin aktarılması hedefleniyor. Böylece ikinci dil olan Almanca’nın öğrenilmesi ve ifade becerilerinin devamlı olarak geliştirilmesi teşvik edilecek. Çocuklar ana dillerinde çoğu zaman daha hızlı ve ayrım yaparak anlayabildikleri ve bu imkanların da anlam aktarımı amacıyla kullanılması gerektiği için anadil tıpkı ikinci dil gibi modelin odak noktasında bulunmaktadır. Bu nedenle ebeveynler de bilinçli olarak projeye dahil edilmiş ve gerekli eğitime tabi tutulmuşlar. Böylece interaktif olarak okumayı öğrenmişler ve (en sevdikleri metinler) evde çocukları ile birlikte metinleri hazırlayabilmişler. Daha sonra çocukların bazılarını ilkokulda bir yıl süreyle izleme ve bilimsel olarak destekleme imkanı doğmuş. Ve son olarak da gerek çocukların, gerekse ebeveynlerin kendine güven duygularının geliştiği tespit edilmiştir. newsletter >>>>>> Seite 11 Ausgabe 05 | 2010 Dennoch gab es bei den Kindern, die auch noch im ersten Schuljahr begleitet wurden, Wortschatzlücken und Probleme im richtigen Umgang mit der deutschen Grammatik. Dies zeigt, dass Fördermaßnahmen auch in der Grundschule fortgeführt werden sollten. Es nahmen zahlreiche Paedagogen, Wissenschaftler und Studierende der Fachbereiche DaF und Germanistik teil. Nach dem Vortrag gab es bei einem Empfang in der Ausstellungshalle des Goethe-Instituts die Möglichkeit, weitere persönliche Gespräche mit Prof. Apeltauer zu führen. Für weitere Informationen zum Thema: Ahrenholz, Bernt (Hrsg.): Deutsch als Zweitsprache – Voraussetzungen und Konzepte für die Förderung von Kindern und Jugendlichen mit Migrationshintergrund, Freiburg 2007, ISBN 978-3-931240-43-1, 294 Seiten, 24,- Euro Ve son olarak da gerek çocukların, gerekse ebeveynlerin kendine güven duygularının geliştiği tespit edilmiştir. Dinleme ve alışma safhasından sonra çocukların kelime haznelerinin de hızlı bir şekilde geliştiğini ve her iki dili daha bilinçli kullandıkları gözlemlenmiştir. Çocuklar dillerini bilinçli bir şekilde kullanmayı öğrendiler ve (örneğin okuyormuş gibi yaptıklarında) hatasız konuşmaya dikkat ettiler. Hata yaptıklarında da çoğu zaman kendi kendilerine hatalarını düzelttiler. Fakat buna rağmen 1. sınıftaki çocukların kelime haznelerinde ve sözlü (ile yazılı) kullanıma ilişkin eksiklikler vardı (örneğin geçmiş zaman, belirtme sıfatı yapıları, “kamçı kuyruğu” gibi sıra dışı kelime oluşumları) . Bundan yola çıkarak, destek önlemlerinin ilkokulda da devam etmesi gerektiğine inanıyoruz. Sunuma Almanca Öğretmenliği ve Alman Dili ve Edebiyatı bölümlerinden çok sayıda Eğitimci, Bilim adamı ve öğrenci katıldı. Sunumdan sonra da Ankara’daki Goethe Enstitüsü’nün sergi salonunda bir davet verildi. Bu davet sırasında davetliler Prof. Dr. Apeltauer ile sohbet etme imkanı buldular. Prof. Dr. Ernst Apeltauer bei seinem Vortrag im Goethe Institut in Ankara newsletter >>>>>> Aus- Alumni-Vortragsreihe „Deutsch-Sprache der Ideen: Jörg Bücker, M.A. Ankara. 27. Mai 2010. Der Sprachwissenschaftler Jörg Bücker (MA) von der Westfälischen Wilhelms-Universität (WWU) Münster, der im Rahmen einer Erasmus-Dozentur an der Universität Ankara vom 24.-29. Mai 2010 die türkische Hauptstadt besuchte, hielt am 27. Mai auf Einladung des DAAD einen Vortrag über „Entwicklungstendenzen im Gegenwartsdeutschen und Ansätze zu ihrer Erklärung“ in den Räumen des zentral gelegenen Goethe-Institutes. Ein ausgewähltes Publikum von Wissenschaftlern und Lehrkräften des Bereiches Deutsch als Fremdsprache (DaF) der germanistischen Abteilungen der Universitäten in Ankara folgte den interessanten Ausführungen des deutschen Sprachwissenschaftlers, der am Beispiel starker Verben und Diskursmarker zwei wichtige Grundannahmen aktueller Erklärungsansätze bei der Analyse von Entwicklungstendenzen im Gegenwartsdeutschen aufzeigte. Seite 12 Alumniler için sunum „Almanca—Fikirlerin Dili: Jörg Bücker, M.A. Ankara, 27 Mayıs 2010. Ankara Üniversitesi‘nde bir Erasmus misafir doçentliği çerçevesinde 24-29 mayıs 2010 tarihleri arasında Münster‘deki Westfaelische Wilhelms Üniversitesi‘nden (WWU) gelerek Türkiye‘nin başkentini ziyaret eden dilbilimcisi Jörg Bücker (MA), DAAD‘nin daveti üzerine 27 mayısta Alman Kültür Merkezi‘nde „Günümüz Almanca‘daki gelişmeler ve bunları açıklama biçimleri“ konulu bir sunum yapmıştır. Yabancı Dil olarak Almanca (DaF) alanında Almanca bölümlerde görev yapan bilim insanları ve öğretim üyelerinden oluşan seçkin konuklar, Almanca‘daki güçlü fiilleri ve söylem iaretlerini örnek alarak günümüz Almanca‘daki güncel gelişmelerin analizinde iki önemli temel hipotezi açıklayan Alman dilbilimcisinin sunumunu izledi. Daha sonra Sayın Bücker uygulamaya yönelik olarak Münster Üniversitesi‘nin http:// audiolabor.uni-muenster.de/ daf adlı internet sayfasında „Yurtdışı Germanistik için konuşulan Almanca“ başlık altında, Almancayı anadili olarak konuşan Almanların otantik konuşmalarını hem transkript hem de Almanca dersi için işitsel dosya olarak kullanıma sunduğu projesini anlattı. Im Anschluss erläuterte Herr Bücker das praxisorientierte Pilotprojekt „Gesprochenes Deutsch für die Auslandsgermanistik“ des Germanistischen Institutes der WWU Münster, das auf der Internetseite http://audiolabor.unimuenster.de/daf authentische Kommunikationssituationen deutscher MuttersprachlerInnen als Transkripte und Audiodateien für den DaFUnterricht zur Verfügung stellt. Damit soll dem Defizit an Materialien von gesprochenem Böylece yurtdışındaki Almanca Deutsch in der Auslandsgerbölümlerin konuşulan Almanca manistik entgegengewirkt werden. Jörg Bücker, MA, an der Universität Ankara Interessierte Lehrkräfte und Studiealanındaki materyal ihtiyacı karşılanacaktır. İlgi rende können sich einen Zugangscode geben lassen duyan öğretim üyeleri ve öğrenciler bir giriş şifresi temin und Materialien für ihre Veranstaltungen herunterlaedebilir ve ders için materyaller indirebilir. Sayın Bücker şu den. Herr Bücker promoanda „Dil bilgisi ve dilde etkin olma“ konusunda doktora viert zur Zeit zum Thema „Sprachwissen und Sprachhandeln“ und besuchte im Rahmen des von yapmaktadır ve AB tarafından teşvk edilen Erasmus proder Europäischen Union geförderten Erasmusgramı çerçevesinde başkenti ziyaret ederek partner üniverProgrammes die türkische Hauptstadt, um ein einwösite olan Ankara Üniversitesi‘nin Alman Dili ve Edebiyatı chiges Seminar zum Thema „Gesprochenes Deutsch bölümünde bir hafta boyunca „Konuşulan Almanca - metot– Methoden und Untersuchungsgegenstände“ im lar ve araştırma konuları“ adlı bir ders vermiştir. Fachbereich Germanistik der Partneruniversität Ankara zu leiten. Die Veranstaltung war der letzte Teil Bu etkinlik aynı zamanda „Almanca—Fikirlerin Dili“ adlı der DAAD-Alumni-Vortragsreihe zur Kampagne kampanya çerçevesinde „Dilde değişim“ başlıklı ağırlık „Deutsch – Sprache der Ideen“ zum Thema alanında yaz tatilinden önce son etkinlik oldu. „Deutsche Sprache im Wandel“ vor der Sommerpause newsletter >>>>>> Seite 13 Ausgabe 05 | 2010 Vergangene Veranstaltungen Vortrag über Karl May an der Universitaet Ankara Den Abschluss der Alumni-Vortragsreihe “DeutschSprache der Ideen” bildete am 6. Oktober 2010 an der Universitaet Ankara der Vortrag von Dr. Bernd Schneider aus der Zentrale des Goethe Institutes in München. Vor ca. 120 Hörern - Alumni aus den deutschsprachigen Abteilungen, Wissenschaftler, Doktoranden und Studierenden der Fachbereiche Germanistik und DaF - stellte Dr. Schneider das Leben und das Werk des populaeren Schriftstellers Karl May vor. Der äusserst lebendige und anschauliche Vortrag, der auch durch zahlreiche Bilder und Filmausschnitte audiovisuell unterstützt wurde, fand grossen Anklang unter den Hörern, zumal die Son etkinlikler Ankara Üniversitesi’nde Karl May hakkında sunum “Almanca—Fikirlerin Dili” adlı Alumni sunumları dizisinin son sunumunu 6 ekim 2010’da Ankara Üniversitesi’nde Goethe Enstitüsü’nün merkezinde görevli olan Dr. Bernd Schneider’in sunumu oluşturdu. Almanca bölümlerdeki Alumniler, Almanca öğretmenliği ve Alman Dili ve Edebiyatı bölümlerinden bilim insanları, doktora öğrencileri ve lisans öğrencilerden luşan yaklaşık 120 dinleyicinin önünde Dr. Schneider popüler yazar Karl May’ın hayatını ve eserlerini tanıttı. Oldukça canlı ve görsel işitsel medyalarla desteklenen kolay anlaşılır olan bu sunum, özellikle de Türkiye’de Karl May araştırmalarının henüz çok çalışılmamış bir alan olması nedeniyle dinleyicilerin büyük ilgisini çekti. Das Interesse der Alumni war gross. Alumnilerin ilgisi büyüktü. Dr. Bernd Schneider an der Universität Ankara. Dr. Bernd Schneider Ankara Üniversitesi‘nde sunum yaptı. newsletter >>>>>> Seite 14 Ausgabe 05 | 2010 Kolloquium an der Ankara Universität Ankara, 21.-22. Oktober 2010. Das IC lud im Rahmen der Feierlichkeiten zu seinem 10-jährigen Jubiläum zu einem interessanten Kolloquium an der Ankara Universität ein. Über zwei Tage fanden Vorträge deutscher und türkischer Referenten zum Thema „Deutschland als Studienund Forschungsstandort für den Barbara Frischmuth wissenschaftlichen Nachwuchs innerhalb der deutsch-türkischen Hochschulkooperation“ statt. Speziell junge Doktoranden, aber auch Studenten niederer Semester konnten sich intensiv über das wissenschaftliche Arbeiten in der Deutschen Sprache informieren. Den literarischen Höhepunkt des Kolloquiums bil- Als besonderen Gast konnten wir Dr. Eckart Cuntz, Botschafter der Bundesrepublik Deutschland in der Türkei, begrüßen. Frau Dr. Nilgün Yüce informierte die Gäste über aktuelle Entwicklungen beim DAAD. Frau Dr. Isabell Aydan Risch zeigte Bilder von der Grundsteinlegung der Deutsch-Tükischen Universität am 20. Oktober 2010 in Istanbul. Kulturell abgerundet wurde der Abend durch das Violinenspiel von Tanja Teichert, DAAD Sprachassistentin an der Gazi und an der Ankara Universität Ankara Üniversitesinde Bilimsel Toplantı Ankara, 21.-22 Ekim 2010. IC, 10. yıldönümü kutla-malarının bir parçası olarak, Ankara Üniversitesi'nde ilginç bir bilimsel toplantı düzenledi. İki gün boyunca Alman ve Türk konuşmacılar ‘Yükseköğretimde Türk-Alman işbirliği içinde, genç bilim adamları için bir çalışma ve araştırma alanı olarak Almanya’ konusu ile ilgili sunumlar yaptılar. Özellikle genç doktora öğrencileri ve aynı zamanda düşük dönem öğrencileri Alman dilinde bilimsel çalışmalar hakkında yoğun bir bilgi alabildiler. Ankara’da Avusturya Büyükelçiliği’nde, Barbara Frischmuth tarafından yapılan okuma, bilimsel toplantının edebi zirvesiydi. Avusturya asıllı yazar, 2002 de yayımlanan ‚Entschlüsselung’ adlı romanını okudu. Çay ve elmalı turta ile yapılan resepsiyonun ardından gece hoş bir şekilde sonlandı. Ankara Midas Otel’de Mezunlar Resepsiyonu Barbara Frischmuth im Kreis Ankaraner Germanisten dete die Autorenlesung von Barbara Frischmuth in der östereichischen Botschaft in Ankara. Die aus Österreich stammende Schriftstellerin, die selbst einige Zeit in der Türkei lebte, las aus ihrem 2002 erschienenen Roman „Die Entschlüsselung“. Bei anschließendem Empfang mit Tee und Apfelstrudel fand der Abend einen angenehmen Alumniempfang in Ankara Ankara, 5. November 2010. Im November lud das IC zu einer weiteren Feierlichkeit ein. Das 10- jährige Jubiläum gab Anlass zu einem Empfang im Dachrestaurant des Hotel Midas Ankara. Etwa 100 hochrangige Gäste aus Wissenschaft, Wirtschaft und Kultur kamen am Abend des 5. Novembers im Hotel Midas zusammen. Darunter waren Vertreter des türkischen Außen- und Bildungsministeriums, der TÜBITAK, der türkischen Forschungsgesellschaft, sowie Rektoren verschiedener Universitäten. Ankara 5 Kasım 2010. IC, Kasım’ da yeni bir kutlama düzenledi. 10. yıldönüm, Ankara Midas Otelinin çatı katında bir Resepsiyona vesile oldu. Bilim, ekonomi ve kültür alanında yaklaşık 100 seçkin konuk, Midas Otel’de, 5 Kasım akşamı bir araya geldiler. Bunların arasında Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan, TÜBİTAK’dan, Türk araştırma şirketlerinden temsilciler ve farklı üniversitelerden rektörler vardı. Özel bir konuk olarak, Türkiye Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçisi Dr Eckart Cuntz’u ağırlayabildik. Dr. Nilgün Yüce, konuklara DAAD nin güncel gelişmeleri hakkında bilgiler verdi. Dr Isabell Aydan Risch, 20 Ekim 2010’da İstanbul’da Alman-Türk Üniversitesinin temel atma törenine ait slâyt gösterimi yaptı. Bu kültürel akşam Ankara Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi’nde DAAD dil asistanlığı yapan Tanja Teichert’in Keman dinletisi ile son buldu. Kollegen vom DAAD IC Istanbul und aus Ankara newsletter >>>>>> Seite 15 Ausgabe 05 | 2010 Praktische Internetseiten Pratik Internet adresleri Für Studenten, die in Deutschland studieren möchten, bietet sich www.study-in.de an. Diese Internetseite wird durch den DAAD und das Bundesministerium für Bildung und Forschung (BMBF) gefördert. Interessierte erhalten dort Informationen zu Studienfächern und Hochschulen, Stipendien und Finanzierung und Voraussetzungen für ein Studium in Deutschland. Mit einer Suchmaschine kann nach passenden Studiengängen gesucht werden. Aber es gibt auch nützliche Tipps zum Leben in Deutschland, besonders zu den Themen Wohnen, Kultur und Reisen, sowie zur medizinischen Betreuung. Almanya'da yüksek öğrenim görmek isteyen öğrenciler için www.study-in.de isimli Web adresi faydalı bilgiler sunmaktadır. Bu sayfa, DAAD ve Alman Federal Bilim Bakanlığı (BMBF) tarafından desteklenmektedir. İlgili öğrenciler bu sayfalardan Almanya'daki üniversiteler, bölümler, burslar, destek imkanları ve Almanya'da yüksek öğrenim görmek için gereken şartlar hakkında bilgi alabilirler. Bir arama makinası ile uygun bölüm aratılabilir. Ayrıca Almanya'daki yaşam ile ilgili, özellikle barınma, kültür, seyahat ve sağlık konularında faydalı bilgiler de yer almaktadır. Für Wissenschaftler eignet sich die Seite www.research-in-germany.de, die auf eine Initiative des BMBF zurückgeht. Sie gibt einen Überblick über die deutschen Forschungseinrichtungen, Förderinstitutionen und wichtige Strategien und Initiativen der deutschen Forschungspolitik. Für den Aufenthalt in Deutschland gibt es nützliche Hinweise, beispielsweise für die Arbeitserlaubnis, die Wohnungssuche oder über das Sozialversicherungssystem. Bilim adamları için tasarlanmış sayfanın adresi www.research-in-germany.de dir ve Alman Federal Bilim Bakanlığı'nın (BMBF) bir girişimi olarak hayata geçirilmiştir. Bu sayfada Alman araştırma kurumları, destek kuruluşları ve Alman araştırmacılığının stratejileri ve girişimleri ile ilgili genel bir bakış sunulmaktadır. Bilim adamları bu web sitesinde, Almanya'da bulunacakları süre için örneğin çalışma müsaadesi, barınma ve sosyal güvenlik sistemi gibi konularda faydalı bilgiler bulabilirler. Für beide Zielgruppen ist www.fundingguide.de gedacht. Hierbei handelt es sich um eine Stipendiendatenbank des DAAD. Nach der Eingabe von Fachrichtung, Herkunftsland und Status werden die entsprechenden Förderangebote des DAAD und anderer Organisationen für einen Studien- und Forschungsaufenthalt in Deutschland angezeigt. Her iki hedef grubuna yönelik olan sitenin adresi www.funding-guide.de dir. DAAD tarafından kurulan bu site bir burs veri bankası niteliğindedir. Bölüm, ülke ve egitim durumu ile ilgili bilgiler girildikten sonra DAAD 'nin ve diğer organizasyonların Almanya'da eğitim ve araştırma için sundukları destek imkanları görüntülenmektedir. Für Studierende: www.study-in.de Für Forschende: www.research-ingermany.de Information über Stipendien: www.fundingguide.de Lisans ve yüksek lisans öğrencileri için : www.study-in.de Araştırmacılar için : www.research-in-germany.de Burslar hakkında bilgi : www.fundingguide.de newsletter >>>>>> Seite 16 Ausgabe 05 | 2010 ANZEIGE Master in Finance Join us at Ulm University | The German gateway to your future career Why study Finance in Ulm? In finance research, Ulm is ranked top 2 among German universities Program is very quantitative and practical - makes you stand out from the crowd Beautiful city, lively but safe, top rank in terms of personal well-being. Come and find out why! Why study Finance? Financial crisis has shown: experts are needed urgently Finance is needed not just in banks and insurance but also in industrial and service companies, governments, consultancy. Program structure Two-year program Key areas: Financial Mathematics + Financial Economics + Mathematics Flexibility: you can choose to major in Financial Mathematics or Financial Economics Taught in English. No knowledge of German needed. Key entry requirements Bachelor in Mathematics or Economics or other quantitative discipline More information: www.uni-ulm.de/msc_finance Video about Ulm University: http://www.youtube.com/watch?v=qiBiPp83Fk0 newsletter >>>>>> Seite 17 Ausgabe 05 | 2010 Adressen Office of the Counsellor for British Council and Cultural Affairs, British Embassy Karum İş Merkezi İran Caddesi 21 D Blok Kat 5 No 430 Kavaklıdere 06700 Ankara www.britishcouncil.org.tr Emine Çarkçıoğlu Education Projekt Manager – Vocational Education & Skills Tel: +90 (0)312 455 3644 Fax: +90 (0)312 455 3636 E-Mail: emine.carkcioglu@britishcouncil. org.tr Kulturmittler in Ankara British Council Das British Council sieht sich als eine Brücke zwischen den Kulturen und möchte auch den Dialog zwischen Menschen verschiedener Herkunft fördern. Das kulturelle Verständnis soll vergrößert werden. Dies soll erreicht werden durch Besuche in und aus Großbritannien und verschiedene Projekte. Es gibt zwei British Council Zweigstellen in der Türkei. Neben Ankara befindet sich ein weiteres Büro in Istanbul. Das British Council ist weltweit in etwa 100 Ländern vertreten. Die Arbeit von British Council Ankara basiert auf Projektarbeit und nicht auf persönlicher Beratung. Es findet keine Vermittlung türkischer Studenten nach Großbritannien statt. Studierende können sich aber im Büro in Istanbul ausführlich beraten lassen. Frau Çarkçıoğlu, mit der wir ein Gespräch führten, ist für das Projekt Skills@Work zuständig, dass von 2007 bis April 2010 lief. Neşe Özdiker, Emine Çarkçıoğlu und Anne Rölz im British Council Dieses Projekt fand in der Region Südosteuropa, der neben der Türkei noch 17 weitere Länder angehören, statt. Ziel war, die Berufskompetenzen von Auszubildenden zu steigern. Mit diese Projekten möchte British Council das Bewusstsein für Berufs-ausbildungen und Unternehmens-führung stärken. Im Allgemeinen soll die Förderung von Berufskompetenzen unterstützt werden, um wirtschaftliches Wachstum und Wettbewerbsfähigkeit zu gewährleisten. Ankara’da Kültürel Kurumlar British Council İngiliz Konseyi, kültürler arası bir köprü olarak görülüyor ve onlar farklı kökenden insanlar arası diyaloga destek olmak istiyorlar. Amaçları, bu kültürel anlayışı yaygınlaştırmaktır. Bu, İngiltere’ye veya İngiltere’den yapılacak olan geziler ve çeşitli projeler sayesinde gerçekleş-tiriliyor. Türkiye’de iki tane ‘İngiliz Konsey Şubesi’ vardır. Ankara’nın yanı sıra, bir başka ofis de İstanbul’da bulunmaktadır. İngiliz Konseyi, dünya çapında yaklaşık 100 ülkede temsil edilmektedir. Ankara İngiliz Konseyi’nin görevi, kişisel danışmaya değil, proje çalışmalarına dayanmaktadır. İngiltere’ye giden Türk öğrencilere aracılık memektedir. Üniversite öğrencileri ancak İstanbul’daki büroda detaylı olarak görüşebilirler. Görüşme yaptığımız Bayan Çarkçıoğlu, 2007 den 2010 Mayıs’ına kadar devam eden, Skills@Work projesinin sorumlusuydu. Bu proje, Türkiye’nin yanı sıra daha 17 ülkenin mensup olduğu Güneydoğu Avrupa bölgesinde gerçekleşti. Amaç, kursiyerlerin mesleki becerilerini artırmaktı. Bu projelerle, İngiliz Konseyi profesyonel eğitim ve kurumsal yönetim bilincinin güçlendirilmesini istiyor. Genel olarak, ekonomik büyüme ve rekabeti garanti etmek için mesleki becerilerin geliştirilmesi desteklenmektedir. newsletter >>>>>> Ausgabe 05 | 2010 Adressen CampusFrance 7. Cadde No. 9 / 7Bahçelievler, Ankara Tel: 0 312 408 82 42 Fax: 0 312 408 82 19 E-Mail: campusfrance.ankara@if turquie.org http:// www.turquie.campusfran ce.org/ Link zu den Stipendien: http:// www.campusfrance.org/ fria1004/bourse/ index_en.html#app=781a &a08f-si=0 CampusFrance CampusFrance präsentiert die französische Hochschullandschaft im Ausland mit über 116 Büros in 88 Ländern. Neben Istanbul befindet sich in Ankara das zweite Büro von CampusFrance in der Türkei. CampusFrance engagiert sich für eine höhere Mobilität der Forschung und Bildung. Die Organisationen vermittelt Partnerschaften zwischen Schulen und Universitäten. CampusFrance bietet eine Vielzahl von Stipendien für ausländische Studierende an. In der Liste werden private und staatliche Stipendien angegeben. Sie können unter dem oben genannten Link findet sich eine Liste der verfügbaren Stipendien. Interessierte erhalten Informationen bei Bildungsmessen oder ganz einfach über die Homepage. CampusFrance CampusFrance 88 ülkede 116’yı aşkın bürosuyla, yurtdışında Fransızca yükseköğretim imkanı sunmaktadır. Türkiye’de, Campus France’ın İstanbul’un yanı sıra, Ankara’da ikinci bir bürosu bulunmaktadır. Campus France yoğun bir araştırma ve eğitim hareketliliği ile ilgilenmektedir. Kuruluşlar, okullar ve üniversiteler arası ortaklıklara aracılık etmektedir. Campus France Yabancı öğrenciler için çok çeşitli burs imkanları sunar. Listede, özel ve devlet bursları verilmektedir. Yukarıdaki linkin altında, mevcut burs listesini bulabilirsiniz. İlgilenenler eğitim fuarından yada anasayfadan kolaylıkla bilgi edinebilirler. Seite 18 Zudem ist CampusFrance regelmäßig an Schulen und Universitäten vertreten. In Zusammenarbeit mit dem Kulturzentrum bietet CampusFrance Sprahkurse an. Frankreich belegt auf der Weltrangliste der Länder mit den meisten ausländischen Studierenden den 3. Platz. Im Studienjahr 2008/ 09 kamen über 2000 türkische Studenten nach Frankreich, davon waren 200 Stipendianten. Wer in Frankreich studieren möchte kann zwischen 83 Hochschulen wählen. Um ein komplettes Studium in Frankreich zu beginnen, gelten die gleichen Voraussetzungen, wie für Deutschland. Man muss die ÖSS-Prüfung für ein vierjähriges Studium bestanden haben und das Fach muss gleich sein. Dahası CampusFrance okullarda ve üniversitelerde düzenli olarak temsil edilmektedir. Kültür merkezi ile işbirliği içinde, Campus France dil kursu imkanı sunmaktadır. Fransa, yabancı öğrencilerin bulunduğu ülkelerin dünya sıralamasında, 3. sırada yer almaktadır. 2008/09 öğretim yılında, 200’ü burslu olmak üzere 2000’i aşkın Türk öğrenci Fransa’ya gelmiştir. Fransa’da okumak isteyen öğrenciler 83 üniversite arasında seçim yapabilirler. Fransa’da tam bir eğitime başlamak için, Almanya’daki mevcut koşullar geçerlidir. 4 yıllık bir eğitim için kişinin, ÖSS sınavını başarıyla geçmesi gerekmektedir ve branşı benzer olmalıdır . newsletter >>>>>> Seite 19 Ausgabe 05 | 2010 Alumnivereine in Ankara Der Begriff „Alumni“ für die Ehemaligen einer Hochschule stammt aus dem Lateinischen und bezeichnet laut Duden ursprünglich einen Zögling oder Schüler einer Lehranstalt. Mit einem Alumni-Verein versuchen schon seit vielen Jahren Hochschulen, Stiftungen und andere Institutionen im englischsprachigen Raum sowie in Europa, den Kontakt zu ihren Ehemaligen aufrecht zu erhalten. Nach diesem Prinzip werden auch türkische Alumni, die einen Teil ihrer Studienzeit in Deutschland absolviert haben, zusammengeführt. Dabei sind neben der jeweiligen Förderinstitution, wie dem DAAD, vor allem die Erfahrungen in Deutschland das verbindende Element zwischen den Alumni. Die Vereine, die nachfolgend vorgestellt werden, möchten aber nicht nur die Mitglieder untereinander vernetzen, sondern auch über eigene Aktivitäten informieren und erhoffen sich von den gemeinsamen Deutschland-Erlebnissen neue Impulse für eine potentielle Zusammenarbeit. Bir üniversitenin eski/önceki öğrencileri/üyeleri anlamında kullanılan “Alumni” kavramı Latince kökenlidir ve “Duden” e göre bir eğitim kurumunun öğrencisi anlamına geliyor. İngilizce konuşulan ülkelerde ve Avrupa’da Üniversiteler, Vakıflar ve diğer Enstitüler uzun yıllardır Alumni-Dernekleri üzerinden eski öğrenciler ile ilişkilerini muhafaza etmeye çalışıyorlar. Bu prensibe göre eğitimlerinin bir kısmını Almanya’da tamamlamış olan Türk Alumnileri de bir araya getiriliyor. Bunun yanında örneğin DAAD gibi destek sağlayan ilgili kurumun yanı sıra özellikle Almanya’da yaşanan deneyimler de Alumnileri bağlayan en önemli unsurlardan birisidir. Aşağıda tanıtılan derneklerin amaçları sadece üyelerin kendi aralarında bir ağ oluşturmalarını sağlamak değil, bunun yanı sıra kendi aktiviteleri hakkında bilgi vermek ve müşterek Almanya deneyimlerinden söz ederek potansiyel iş birlikleri için yeni güdüler oluşturmak da hedeflenenler arasındadır. Der im Jahr 2002 gegründete Verein der DAADStipendiaten in Anatolien arbeitet dar2002 senesinde Anadolu DAAD an, sein bisheriges Alumni-Netzwerk mit Bursiyerleri adı altında kurulan Dernek, şu rund 25 Mitgliedern neu zu beleben und ana kadar oluşturulan ve yaklaşık 25 üyesi weitere Interessenten anzuwerben. bulunan Alumni ağını geliştirmek ve yeni Prof. Dr. Bülent Karasözen, seit 2008 Vorüyeler kazanmak amacıyla faaliyetlerini sitzender des Vereins, gehört selbst zur sürdürmektedir. ersten Generation von DAAD2008’den beri Derneğin Başkanı olan Prof. Stipendiaten und war von 1967 bis 1981 Dr. Bülent Karasözen de DAAD in Deutschland an der TU Berlin tätig. bursiyerlerinin ilk neslidir ve 1967-1981 1982 kehrte er in die Türkei zurück und seneleri arasında Almanya’da, Berlin Teknik lehrt seitdem an der METU. Danach beÜniversitesi’nde görev yapmıştır. 1982 suchte er mit vom DAAD geförderten Forsenesinde Türkiye’ye geri döndü ve o Prof. Dr. Bülent Karasözen schungsaufenthalten 1996 und 2007 die TU Darmtarihten beri ODTÜ de öğretim görevlisi olarak stadt, sowie bei letzterer Reise die Universität Augsçalışmaktadır. Daha sonra 1996 ve 2007 senelerinde burg und die TU Karlsruhe. Auch im Rahmen des DAAD destekli araştırma gezilerine katılmış ve Programms „Fachbezogene Partnerschaften mit Darmstadt Teknik Üniversitesi’nde bulunmuştur. Son Hochschulen in Entwicklungsländern“ knüpfte er zuseyahatinde de Augsburg Üniversitesi ile Karlsruhe erst 2003-2006 mit der Universität Karlsruhe und Teknik Üniversitesi’nde çalışmalar yapmıştır. durch ein andauerndes Projekt seit 2008 mit der TU “Gelişmekte olan ülkelerdeki üniversiteler ile bölüm Darmstadt Kontakte zu deutschen Akademikern. bazında ortaklıklar” isimli program çerçevesinde Für einen Gedanken- und Ideenaustausch wird nun öncelikle 2003-2006 yılları arasında Karlsruhe zu ersten informellen Treffen eingeladen, damit im Üniversitesi ile ve daha sonra 2008 den günümüze Herbst eine Konferenz zum Thema "Mobilität in der kadar Darmstadt Teknik Üniversitesi ile devam eden Wissenschaft" stattfinden kann. Prof. Karasözen hofft bir proje ile Alman Akademisyenlerle iletişim auf reges Interesse der Deutschland-Alumni und ein kurmuştur. Şimdi fikir ve düşünce alışverişini amaçlayan ve resmi olmayan ilk buluşmaya davet breites Spektrum an Diskussionsthemen. ederek sonbaharda “Bilimde mobilite” konulu bir konferans düzenlenecektir. newsletter >>>>>> Seite 20 Ausgabe 05 | 2010 Für weitere Informationen und Kontaktmöglichkeiten wurde eine Website (http://www.anadoludaad.org.tr) geschaffen, die über Neuigkeiten und bevorstehende Aktivitäten informiert. Profesör Karasözen Almanya Alumnilerinin büyük bir ilgi göstereceklerini ümit ediyor ve tartışma konularının çok yönlü olacağını umuyor. Daha detaylı bilgi ve iletişim için oluşturulan web sayfası (http://www.anadoludaad.org.tr) üzerinden yeni gelişmeler hakkında haberdar olabilir ve yakın tarihli aktivitelerin duyurularına ulaşabilirsiniz. Der Verein für Akademiker mit Studienabschluss in Deutschland (AYÖG) ist eine weitere AlumniEinrichtung mit Sitz in Ankara, die seit 1991 bemüht ist, die deutsch-türkischen Almanya’da bir mezuniyet derecesi elde Beziehungen zu fördern und die bestehenetmiş Akademisyenler Derneği (AYÖG) den Netzwerke auszubauen. Die VorsitzenAnkara merkezli başka bir Alumni de Frau Prof. Dr. Arzu Oğuz initiierte dafür kuruluşudur ve 1991’den beri Türk-Alman mit den 130 Mitgliedern des Vereins Geilişkilerini desteklemek ve mevcut ağı spräche mit Botschaftsangehörigen und geliştirmek adına faaliyetlerini organisierte Vorträge zu aktuellen politisürdürmektedir. Başkan Prof. Dr. Arzu schen Themen (z.B. EU-Mitgliedschaft Oğuz bu amaçla 130 üyesiyle birlikte Elçilik oder internationale Beziehungen), aber çalışanları ile görüşmeler sağladı ve güncel auch kulturelle Veranstaltungen, wie siyasi konularda konferanslar düzenledi Opern- und Theaterbesuche, sowie ge(örneğin AB Üyeliği veya Uluslararası meinsame Reisen. Der Verein pflegt auİlişkiler). Bunun dışında opera ve tiyatro Prof. Dr. Arzu Oğuz ßerdem die historische Freundschaft und die Beziegösterileri ve çeşitli geziler gibi kültürel etkinlikler de hungen der beiden Länder durch gemeinsame Prodüzenlediler. Dernek ayrıca her iki ülke arasındaki jekte deutsch-türkischer Einrichtungen. tarihi dostluğu ve ilişkileri de Türk-Alman Frau Oğuz selbst besuchte 1991 zum ersten Mal kuruluşlarının müşterek projeleri ile sürdürmektedir. Deutschland, um ein Promotionsstudium in Jura aufDernek Başkanı Arzu Hanım ilk defa 1991 senesinde zunehmen. Als Stipendiatin des DAAD, der KonradHukuk alanında Doktorasını yapmak amacıyla Adenauer-Stiftung und des Max-Planck-Institutes hat Almanya’yı ziyaret etti. DAAD, Konrad Adenauer sie damals wie heute durch eine Vielzahl von Vakfı ve Max Planck Enstitüsü’nün bursiyeri olarak o Vorträgen engen Kontakt zu Deutschland bewahrt. zamanlar da, günümüzde olduğu gibi, katıldığı çok AYÖG heißt auch Hochschulabsolventen aus sayıdaki konferanslar ile Almanya ile olan yakın Östereich und der Schweiz herzlich willkommen, bağını muhafaza etmiştir. AYÖG aynı damit die Tätigkeiten auf andere deutschsprachige zamanda Avusturya ve İsviçre’den bir üniversiteden Länder ausgeweitet werden können. diploma almış kişileri de kabul ederek, faaliyetlerini In den nächsten Wochen sind ein Opernbesuch, eine Almanca konuşulan diğer ülkelerde de yaymayı Reise nach Safranbolu und Amasra sowie ein Vortrag hedeflemiştir. Önümüzdeki haftalarda bir opera über Grundgesetzänderungen und Reformen des ziyareti ile Safranbolu ve Amasra’ya bir gezi, ayrıca hukuk alanında Anayasa değişikliği ve reformlar Rechtswesens geplant. konulu bir konferans planlanmıştır. Auch ein Alumni-Verein der Alexander von Humboldt-Stiftung (AvH) befindet sich in Ankara. Dieser Ankara’da ayrıca Alexander von Humboldt wurde 1988 gegründet und zählt zurzeit 86 MitglieVakfı’nın (AvH) bir Alumni Derneği de faaliyet der. Weitere Vereine existieren in Istanbul und Izmir. göstermektedir. Bu dernek 1988 senesinde kurulmuş Seit der Wiederbelebung der Stiftung 1953 in Bonn ve şu an 86 üyeye sahip. Bunun dışında İstanbul ve wurden rund 400 türkische Wissenschaftler gefördert. İzmir’de de bu amaçla faaliyet gösteren dernekler Nach der Wiedervereinigung Deutschlands ging die mevcut. 1953 senesinde Bonn merkezli derneğin Zahl der vergebenen Stipendien in der Türkei jedoch tekrar hayata geçirilmesi ile yaklaşık 400 Türk bilim stark zurück und es werden zurzeit nicht mehr als ein adamı desteklenmiştir. Ancak Almanya’nın birleşmesinden sonra Türkiye için oder zwei Stipendien pro Jahr vergeben. verilen bursların sayısında büyük bir düşüş yaşandı ve şu sıralar yılda sadece 1 veya 2 burs sağlanabilmektedir. newsletter >>>>>> Seite 21 Ausgabe 05 | 2010 Bu nedenle derneğin tek görevi eski bursiyerler ile Der Verein sieht deshalb seine Aufgabe nicht nur ilgili networku ve onların Alman partner bilim adamları darin, das Netzwerk und die Beziehungen der Eheile ilişkilerini sürdürmek değil, aynı zamanda genç maligen sowie deren deutsche Partnerwissenschaftbilim adamlarını AvH Vakfı üzerinden bilgilendirmek ler aufrecht zu erhalten und zu pflegen, sondern auch ve gerektiği durumda başvuru için ihtiyaç duyulan Nachwuchswissenschaftler über die AvH-Stiftung zu proje tasarısı ile ilgili olarak danışmanlık yapmak da informieren und ggf. bei dem für die Bewerbung nötivazifelerinden birisidir. Vakıf tarafından Alexander gen Projektentwurf zu beraten. Auch eine Schriftenvon Humboldt isimli Kurucusu hakkında kitap reihe in Form eines Buches über die Person Alexanşeklinde bir yazı dizisi kaleme alınmış ve ilgili web der von Humboldt wurde vom Verein erstellt und ist sayfasında yayınlanmıştır. auf der Website einsehbar. Die Alumni treffen sich monatlich zu einem gemeinAlumniler her ay birlikte yemek yemek için buluşur samen Essen oder unternehmen Ausflüveya örneğin Mayıs ayında Karadeniz ge, wie z.B. im Mai nach Sinop an die kıyısındaki Sinop’a düzenlenen gezi gibi Schwarzmeerküste. Geplant sind auch çeşitli geziler düzenlerler. monatliche Publikationen, die sowohl Dernek üyelerinin bilimsel makalelerini ve wissenschaftliche Artikel als auch Erfahdeneyimlerini içerecek aylık dergilerin rungs- und Erlebnisberichte der Mitglieyayınlanması da planlama aşamasında. der umfassen. Der Verein zeigt sich u.a. Dernek ayrıca önümüzdeki yıl Prof. Dr. İlhami Kiziroğlu auch für die Organisation des 6. internatiodüzenlenecek olan 6. Uluslar arası Ekoloji ve nalen Symposiums für Ökologie und Umweltthemen Çevre Konuları isimli sempozyumun organizasyonu im nächsten Jahr verantwortlich. Außerdem verfolgt konusunda sorumluluk üstlenmiştir. Ayrıca siyasi man das Ziel, auf politischer Ebene beratend aktiv zu düzeyde danışmanlık yaparak aktif olmak ve werden und unterstützt die Etablierung einer der Türkiye’de Alexander von Humboldt Vakfı’na benzer AvH-Stiftung ähnlichen Institution in der Türkei, verbir Enstitü’nün kurulması da hedefler arasındadır. Bu, gleichbar mit dem Prozess der Schaffung des Yunus Türk kültür ve eğitim politikasının yurt dışında Emre Institutes als Sprachrohr der türkischen Kulturyaygınlaştırılmasını amaçlayan Yunus Emre und Bildungspolitik im Ausland. Enstitüleri ile kıyaslanabilir. Der im letztem November zum Vorsitzenden gewählGeçen sene Kasım ayında Başkanlığa seçilen Prof. te Prof. Dr. İlhami Kiziroğlu promovierte 1976 an der Dr. İlhami Kiziroğlu, 1976 yılında Münih’deki LudwigLudwig-Maximilians-Universität in München, Maximilians-Üniversitesi’nde doktorasını tamamlamış woraufhin er in die Türkei zurückkehrte und seine bis ve ardından Türkiye’ye dönüp Hacettepe heute andauernde Laufbahn als Wissenschaftler und Üniversitesi’nde bu güne dek süren bilim adamı ve Hochschuldozent an der Hacettepe Universität doçentlik kariyerine başlamıştır. 1983 yılında yüksek startete. 1983 erhielt er das hoch dotierte und prestijli ve büyük rağbet gören AvH Vakfı’nın bursunu begehrte Stipendium der AvH-Stiftung, für das er almaya hak kazanmış ve bu nedenle Münih’e geri nach München zurückkehrte, bevor er vom DAAD dönmüş. DAAD bursu almadan önce Almanya’da gefördert an verschiedenen Universitäten in bulunan çeşitli üniversitelerde misafir doçent ve Deutschland als Gastdozent und seit 1988 als 1988’den beri de Profesör olarak görev yapmıştır. Professor tätig wurde. Weiterhin ist er Mitglied in Kendisi halen Türk Alman Kültür İşleri Kurulu Derneği verschiedenen Interessensverbänden und Vereinen, gibi çeşitli birlik ve derneklere üyedir. so z.B. im deutsch-türkischen Kulturbeirat. Anadolu DAAD Bursiyerleri Derneği, AYÖG ve Der Verein der DAAD-Stipendiaten in Anatolien, AYAlexander von Humboldt Vakfı’nin Alumni Derneği, ÖG sowie der Alumni-Verein der AvH-Stiftung haben Alumnileri için tecrübe alışverişini ve ilişkilerin jeweils ein Portal für ihre Ehemaligen geschaffen, das sürdürülmesini mümkün kılan birer portal den Erfahrungsaustausch und die Kontaktpflege eroluşturmuşlar. Tüm kuruluşlar gösterilen büyük möglichen soll. Alle Institutionen freuen sich über reilgiden oldukça memnunlar ve kendilerine ges Interesse und stehen für Fragen gern zur Verfüyöneltilecek soruları memnuniyetle cevaplamaya gung. hazırlar. newsletter >>>>>> Seite 22 Ausgabe 05 | 2010 Landeskunde Yurt bilgisi Woher kommt der Weihnachtsbaum? Noel ağacı nereden geliyor? Die christliche Welt feiert mit Weihnachten, Hristiyan alemi 25 Aralık tarihinde Isa also am 25. 12., das Geburtsfest Jesu. Peygamber’in doğumunu temsil eden Noel Dass die Einführung dieses Termins lange bayramını kutluyor. Bu tarihin bayram olarak Zeit sehr umstritten war, können wir uns kutlanmadan önce uzun bir süre büyük heute nur schwer vorstellen. tartışmalara yol açmış olmasını düşünmek Die Christen feiern zu Weihnachten den bile şaşırtıcıdır. Hristıyanlar bu tarihte Isa’nın Geburtstag Jesu Christi am 25. 12. doğum gününü kutlamaktadırlar, ancak Yeni Allerdings sagen die ersten Texte der Ahit’e (İncil) ait ilk metinlerde doğumdan pek Evangelien nichts über die Geburt. Das bahsedilmiyor. En eski metin olarak bilinen Markusevangelium, das als der älteste ‘Markus Ahit’i’ vaftız ile başlamaktadır. O Text gilt, beginnt mit der Taufe. Im zamanların kültürel merkezi olan Akdeniz Mittelmeerraum, dem kulturellen Zentrum Bölgesi’nde kış gündönümü ile ilgili Bild: Renate Kalloch / pixelio.de der damaligen Welt, wurden Feste zur bayramlar kutlanıyordu. Jül Sezar’ ın takvim Wintersonnenwende gefeiert. Aufgrund eines Fehlers hesaplamasında yaptığı bir hatadan dolayı 25 Aralık in der Kalenderberechnung von Julius Caesar hielt tarihi yılın en kısa günü sanılıyordu. Bu kutlamalara man den 25. Dezember für den kürzesten Tag des gösterilen ilgi o denli büyüktü ki, Romalı piskopos Jahres. Die Attraktion dieser Feste war so groß, dass Liberius da 354 yılında resmi olarak 25 Aralık tarihini der römische Bischof Liberius im Jahre 354 ebenfalls Isa’nın doğum gününü olarak belirlemiştir. Daha das Geburtsfest Christi offiziell auf den 25. Dezember sonra Hiristiyan’lara o gün Isa ile birlikte ışığın legte. Den Anhängern des Christentums wurde dünyaya geldiği söylenmiştir (lux mundi). gesagt, dass an diesem Tag mit Christus das Licht in Hiristiyanlığın doğum kutlaması Roma’dan yayılarak die Welt gekommen sei ( lux mundi ). Von Rom aus yavaş yavaş Fransa’ya ve Almanya’ya kadar verbreitete sich das christliche Geburtsfest sehr ulaşmıştır. Kutlama bu ülkelerde 8. yüzyılda henüz langsam auch nach Frankreich und Deutschland. yaygın değildi. Almanca’daki ‘Weihnachten’ (Noel) Hier ist es im 8. Jahrhundert noch unbekannt. Die tanımlaması ilk defa 12. yüzyılda bir şiirde karşımıza deutsche Bezeichnung „Weihnachten“ taucht çıkıyor ve burada ‘kutsanmış geceler’ den söz erstmals im 12. Jahrhundert in einem Gedicht auf , ediliyor. Burada kast edilen ve Cermen’ler için das von den „geweihten Nächten“ sprach. Gemeint Hristiyanlık öncesi dönemde kutsal olan waren die Mittwinternächte, die für die Germanen in ‘Mittwinternacht’dır (orta kış geceleri). Cermenler, der vorchristlichen Zeit heilig waren.Die Germanen ölülerin bu uzun ve karanlık gecelerde şeytan olarak glaubten, das die Toten in diesen langen und dunklen dünyaya geri geldiklerine inanıyorlardı ve bu nedenle Nächten als Dämonen auf die Erde zurückkehrten şeytanlara karşı korunabilecekleri sihirli unsurlar und suchten daher nach magischen Elementen, die aramaya başladılar. Bazı ağaçların sahip olduğu sivri sie vor den Dämonen schützen könnten.Ein besonder yeşil iğnelerin özellikle güçlü bir sihir taşıdığına starker Zauber ging von den grünen spitzen Nadeln inanıyorlardı. Bu ağaçların doğadan daha güçlü mancher Bäume aus. Man sagte sie hätten oldukları ve kışın dahi yeşil renklerini besondere Kräfte, da sie stärker waren als die Kräfte kaybetmediklerinden özel güçler taşıdıkları inancı çok der Natur und ihre grüne Farbe auch im Winter nicht yaygındı. Halkın inanışına göre kış yeşili ile korunan verloren. Im Volksglauben hatten Dämonen, Hexen, eve şeytanlar, cadılar, hastalıklar ve yıldırım giremiyordu. Bu nedenle insanlar özellikle Noel ve Üç Krankheiten und Blitz keinen Eintritt in das Haus, Evliya Krallar arasındaki dönemde geceleri giriş wenn es durch Wintergrün geschützt war. Deshalb hängten die Menschen besonders in den Nächten kapısının üstüne ve odalara yeşil dallar asılırdı. Evine zwischen Weihnachten und Drei König grüne Zweige yeşil dallar asmayanlar korumasızdı. Günümüz über die Haustür oder auch in Wohnräume. Wer Almanca’sında halen kendini iyi hissetmeyen bir kişi keine grünen Zweige hatte, dem fehlte der Schutz. için, veya bir sorun çözülemediği zaman ‘bir yeşil dala Noch heute sagt man auf Deutsch über jemanden, rastlamamak’ (er kommt auf keinen grünen Zweig) dem es schlecht geht, tabiri kullanılmaktadır. newsletter >>>>>> Seite 23 Ausgabe 05 | 2010 oder wenn man ein Problem nicht lösen kann „er kommt auf keinen grünen Zweig“. Aus dem einfachen Wintergrün entwickelte sich bald ein geschmückter Zweig, danach wurden sogar ganze Bäume aufgestellt, besser aufgehängt, denn am Anfang zeigte die Spitze vom Weihnachtsbaum nach unten! Dieser Brauch war im Süden und Westen Deutschlands verbreitet. Im Norden und Osten Deutschlands zündete man dagegen Lichter und Feuer an, um die bösen Geister zu erschrecken. Mit der Zeit kamen diese Lichter in Form von Kerzen an den Baum. QUELLE: www.sueddeutsche.de Daha sonraları insanlar basit çam dalını süslemeye başladılar, hatta dal yerine ağaç kullanılmaya başlandı. Başlarda noel ağacı baş aşağıya tavana asılırdı! Bu gelenek Almanya’nın güneyinde ve batısında oldukça yaygındı. Kuzey’de ve Doğu’da ise kötü ruhları korkutmak amacıyla ışıklar ve ateşler yakılırdı. Zamanla bu ışıkların yerini ağaçlara yerleştirilen mumlar almıştır. Kaynak : www.sueddeutsche.de Weihnachtsrezept - Zimtsterne Noel Tarifi - Tarçınlı Kurabiye Weihnachtszeit ist Plätzchenzeit. Für viele Familien in Deutschland bedeutet dass, Ausstechförmchen hervorkramen und das Nudelholz entstauben. Das Weihnachtsgebäck gehört zum Fest, wie der Christbaum. Die Plätzchen werden in allen Formen und Farben gebacken. Der Fantasie sind keine Grenzen gesetzt. Allerdings dürfen einige Klassiker aus Omas Backbuch keinesfalls fehlen. So gehören Zimtsterne auf jeden Naschteller. Noel zamanı, kurabiye zamanıdır. Almanya‘da yaşayan birçok aile için bu , kesici kalıpları bulup çıkarmak ve oklavaların tozunu almak anlamına gelir. Tıpkı noel ağacı gibi, noel pastası da bayramın bir parçasıdır. Kurabiyeler tüm şekil ve renklerde pişirilir. Hayal gücü sınır tanımaz. Elbette büyükannenizin yemek kitabından bazı klasikler de eksik edilmez. Bu yüzden, tarçınlı yıldız kurabiye, her kurabiye tabağında bulunmaktadır. İçindekiler: Zutaten: 3 3 Yumurta akı Eiweiß 250 g Puderzucker 400 g Mandeln, gemahlen 250 g Pudra şekeri 400 g Ince öğütülmüş badem 2 çay kaşığı Tarçın 2 TL Zimt Zubereitung: Foto: Stephanie / pixelio.de Das Eiweiß sehr steif schlagen. Den Puderzucker dazugeben. Etwa 6 Esslöffel der Masse entnehmen und kühl stellen . Zimt und Mandeln unter die restliche Masse heben un den Teig ebenfalls kühl stellen (ca. 30 Minuten). Den Teig zwischen Klarsichtfolie ca. 1cm dick ausrollen. Die Sterne mit entsprechenden Förmchen ausstechen und auf mit Backpapier ausgelegte Bleche legen. Zum Schluss werden die Plätzchen sorgfältig mit der gekühlten Eiweißmasse bestrichen. Die Plätzchen bei Umluft 120 Grad oder Gasstufe 1 15 bis 20 Minuten backen (ohne Vorheizen). Kühlen und schmecken lassen! Hazırlanışı: Yumurta akı kuvvetlice çırpılır. Pudra şekeri eklenir. Karışımdan yaklaşık 6 yemek kaşığı kadar alınır ve buzdolabına koyulur. Tarçın ve bademler, kalan karışıma ilave edilir ve hamur aynı şekilde buzdolabına yerleştirilir. (Yaklaşık 30 dk.) Folyo arasında hamur yaklaşık 1 cm kalınlığında açılır. Kalıplarla kurabiyelere şekil verilir ve pişirme kağıdı ile hazırlanmış tepsiye konulur. Son olarak, yumurta akı karışımı, kurabiyelere dikkatlice sürülür. Kurabiyeler 120 derecede ya da 1 numaralı gaz seviyesinde, 15-20 dakika pişirilir (önceden ısıtmadan). Soğuttuktan sonra afiyet olsun! newsletter >>>>>> Seite 24 Ausgabe 05 | 2010 Messeteilnahmen im Frühjahr 2011: Bahar 2011’de fuar katılımlarımız: 23.03.2011 IEFT Ankara 23.03.2011 IEFT Ankara 37.03.2011 IEFT Konya 37.03.2011 IEFT Konya 28.03.2011 IEFT Eskişehir 28.03.2011 IEFT Eskişehir 30.03.2011 Educatürk Ankara 30.03.2011 Educatürk Ankara 31.03.2011 Akare Antalya 31.03.2011 Akare Antalya 05.04. 2011 Akare Ankara 05.04. 2011 Akare Ankara Das DAAD Informationszentrum Ankara DAAD Bilgi ve Danışma Merkezi wünscht Ihnen 2011 yılınızı ein frohes neues Jahr 2011! içtenlikle kutlar! DAAD IC Ankara Bulvar Palas İş Merkezi B Blok No. 96—97 Atatürk Bulvarı 141 TR-06640 Bakanlıklar/Ankara Tel.: 00 90 312 419 3554 Fax: 00 90 312 419 35 68 E-Mail: daad.ankara@daad.de http://ic.daad.de/ankara