vıtalog - eylül 2015
Transkript
vıtalog - eylül 2015
eylül bülteni Vita-season eylül bülteni Kışa Hazırlıksız Yakalanmayın! Soğuk kış aylarında zayıflayan bağışıklık sistemimiz desteğe ihtiyaç duyuyor. Soğuk Pres çörek otu yağı ile bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve vücut direncini artırmaya destek olmak mümkün. Bağışıklık sistemi, vücudu hastalıklara karşı koruyan, bakteri, virüs ve yabancı hücreleri tanıyıp onları yok eden işleyişlerin tümüdür. Bağışıklık sisteminin desteklenmesi ve güçlendirilmesi, hastalıklara karşı direnç kazanmak ve soğuk algınlığı ve gripten etkilenme olasılığını azaltmak için çok önemli rol oynuyor. Tekrarlayan ya da kronik enfeksiyonlar sadece bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda ortaya çıkıyor. Zayıf bir bağışıklık sistemi enfeksiyona yol açarken, enfeksiyon bağışıklık sisteminde hasara neden oluyor ve bu da vücut direncini daha da zayıflatıyor. Bu soğuk havalarda kapalı ve kalabalık ortamlarda daha fazla vakit geçirdiğimiz için hastalığa yakalanma ve enfeksiyon kapma risklerimiz daha da artıyor. Salgın hastalıklar konusunda özellikle dikkat etmemiz gereken bu dönemlerde vücudumuzun bağışıklığı güçlü değil ise tehlike çanları bizim için çalıyor. Bazı besin destekleri, bağışıklık sistemi üzerinde olumlu katkılar sağlıyor. Bu desteklerin başında da Soğuk Pres Çörek Otu Yağı geliyor. eylül bülteni Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma Uygulama Merkezi ARGEFAR Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ulvi Zeybek, Soğuk Pres yöntemiyle elde edilen çörek otu yağının kış aylarında en büyük destekçimiz olduğunu belirtiyor: “Günümüzde çörek otu tohumları ve yağı üzerinde yapılmış çok sayıda klinik çalışma bulunuyor. Tarihte de en çok kullanılan ve değer verilen tohumlar arasında çörek otu yer almaktadır. Vücudumuz tarafından üretilmeyen ve dışarıdan alınması gereken esansiyel yağ asitleri içeriği açısından zengin olan çörek otu yağı, bağışıklık sistemini güçlendirmeye destek sağlıyor. Yapılan klinik çalışmalar sonucu, çörek otu yağının alerjik hastalıkların tedavisinde kullanımının olumlu etkileri olabileceği belirtilirken, sindirimin rahatlatılmasına da destek olarak kullanılabileceği ortaya çıkıyor. Elde edilen araştırmaların sonuçları çörek otu yağı kullanımının; • burun tıkanıklığı, • burun kaşıntısı, • burun akıntısı ve hapşırma ataklarını da azaltabileceğini gösteriyor. Ayrıca bazı çalışmalar çörek otu yağının açlık kan şekeri, total kolesterol ve LDL düzeylerinin düşmesine de yardımcı olduğunu gösteriyor.” Vita-pharmacy eylül bülteni Eczaneyi Benleştirmek Her eczane özeldir. Her eczane sahibini yansıtır. Sizi yansıtan bir eczane ortaya çıkarmak çok kolay değil elbette. Eczanenin sahibini yansıtan bir eczanede renkler, ışık ve hatta fiyat etiketleri bile danışanların eczaneyi hatırlamaları için önemlidir. Bunun olabilmesi için de danışanların duygularını harekete geçirecek düzenlemeler yapılabilir. İlk izlenim önemlidir: Bu anlamda dikkat edilmesi gereken noktalar aydınlatma ve raf yerleşimleridir. Danışanlar rahat ortamlarda daha fazla zaman harcarlar. Rahatsız edici olmayan yumuşak ışık kullanılması ve özellikle de dikkat çekilmek istenen alanlara vurgu yapılması önerilmektedir. Renkler de önemlidir. Pastel renkler ve koyu renkler göze ışık yansımasını engelleyerek rahat görmeyi sağlayacaktır. Eczaneyi akılda bırakacak bir konsept ya da detay olması da önemlidir. Başkalarına bahsederken akıllarına gelecek detaylar eczane imajı için önemlidir. Tüm bu noktalar eczanenin danışanın aklında ve hatta bilinç altında nasıl kaldığını belirler. alternatfiler denenebilir. Alternatfilerden bir tanesi mevsim köşeleri yaratmaktır. Değişen mevsimin ihtiyaçlarına göre içeriği değişen bu köşeler sayesinde danışanların her mevsim ilgisi çekilebilir. Yazın ayak bakım ürünleri ya da güneş ürünleri bulunan köşe, kışın immün sistem güçlendiriciler ya da antigribal ürünlerle zenginleşecektir. Ayrıca bu alanlarda danışanlara sürprizler yapmak da o bölgeyi daha cazip kılacaktır. İlkbaharda zayıflama ürünleriyle beraber Eczanede ilgi alanları kilo kontrolü ya da özel yaratmak: Danışanların kampanyalar danışanların bu eczaneye girdiklerinde alanlara uğramadan eczaneden özellikle bakmak isteyecekleri çıkmamasını sağlayacaktır. ilgi alanları yaratmak önemlidir. Bu noktada farklı eylül bülteni Danışanı rahat ettirmek: Danışanlar eczanede daha uzun zaman kalabilmek için rahat etmek isterler. Rahat etmek hem duygusal hem de fiziksel bir durumdur. Eczanenin iç düzeni, rafların kalabalık olmaması, hareket alanlarının olması ve aranılanların kolay bulunması fiziksel rahatlık sağlarken; güleryüzlü çalışanlar, eczacının kolaylıkla iletişim kurulabilir olması ve ilgi görüyor olmaları duygusal rahatlık sağlar. İnsanlar özellikle rahat ettikleri yerleri seçme eğiliminde oldukları için hem fiziksel hem de duygusal rahatlık hisseden danışanlar hem sadık danışan olurlar hem de geldiklerinde daha uzun süreyi eczanede harcarlar. Sürprizler yapmak: Eczaneye sürekli gelen danışanlar için şaşırtmacalar yapmak da ilgiyi arttıran bir uygulamadır. Eczane içinde yer değiştirebilecek ünitelerin olması ya da kategorilerin zaman zaman yer değiştirmesi danışanların farklı zamanlarda farklı ürünleri farketmelerini sağlayacaktır. Bunun yanısıra eczane içinde aktiviteler de hareketliliği artıracaktır. Cilt bakımı ya da makyaj uygulamaları, bitkisel çay tadım günleri ya da uzamnına danışın gibi aktiviteler eczaneyi farklılaştıracak ve sağlık yaşam ürünlerine ilgiyi artıracaktır. Tüm bu noktalar eczanenin büyülüğüne, konumuna, danışan profiline göre değerlendirilerek uygulanabileceklere karar verilecektir. Bu nedenle eczacının kendi eczanesi ile ilgili zaman zaman değerlendirme yapması, bahsi geçen konuları göz önünde tutarak değişim kararları vermesi eczaneyi hem dinamik tutacak hem de danışan iletişimini artıracaktır. Beril Koparal Ayanoğlu Kaynaklar: 1. Your pharmacy space in synchronization with your image. http://www.pharmamanage.gr/en/your_space.asp 2. Amanda Baltazar. Pharmacy Merchandising Strategy. How to best display items in your drugstore to boost sales. http://pharmacy. about.com/od/Operations/a/Drug-Store-Merchandising-Strategy.htm Vita-news eylül bülteni İdeal Omega-3 Balık Yağı Şurubu Kriterlerinizi Değiştiriyoruz! • Kaliteli hammadde • Uluslar arası literatür ve klavuz desteği • Saflık • Tat • Koku • EPA ve DHA oranları • Ağır metal içermemesi • Yüksek üretim teknolojisi • CMP standartları • Trigliserit formu Zade Vital® Premium Omega 3 Balık Yağı Şurupları yetişkinlere ve çocuklara özel formülleri ile Türkiye’de ilk ve tek! Dikkat çekecek sunumlar ile Eylül’den itibaren sizlerle.. Vita-fito eylül bülteni Nigella sativa (Çörek Otu) Nigella sativa (çörek otu, çöre otu, karaca, siyah kimyon; blackcummin, schwarzküemmel), Ranunculaceae familyasından olup günümüzde başta Doğu Akdeniz ülkeleri olmak üzere birçok ülkede yaygın olarak yetişen bir bitki türüdür. Türkiye’de 12 Nigella türü yetişmektedir. Bunlardan Nigella sativa L, Nigella damascena ve Nigella arvensis’in tohumları halk ilacı ve baharat olarak yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Tarımı yapılan ve ticareti olan tek tür Nigella sativa L.’dır. İlaç olarak kullanılan kısım tohumlar ve tohumlardan elde edilen yağdır (Resim 1). Nigella sativa tohumları eski Mısır ve Yunanlı hekimler tarafından başağrısı, nasalkonjesyon, diş ağrısı, barsak kurtlarına karşı, adet söktürücü ve laktasyonu artırmak için kullanılmıştır. Nigella sativa tohumları Orta ve Uzak Doğu’da bronşiyal astım, baş ağrısı, dizanteri, enfeksiyon, obesite, sırt ağrısı, hipertansiyon ve gastrointestinal problemler gibi pek çok hastalıkta geleneksel bir ilaç olarak kullanılmaktadır. Egzema gibi cilt hastalıklarında kullanımı ise bütün dünyaca kabul edilmiştir (Ali ve Blunden, 2003). Resim 1. eylül bülteni Nigella sativa’nın bileşimindeki maddelerin çok çeşitli olması ve her birinin terapötik etkinliklerinin farklı olması nedeniyle Nigella sativa pek çok farklı farmakolojik etki göstermektedir. Antioksidan, antiinflamatuvar, antimikrobiyal ve immünomodülatör etkinlikler bunlardan bazılarıdır (Ali ve Blunden, 2003). Nigella sativa (çörek otu) başta Doğu Akdeniz ülkeleri olmak üzere birçok ülkede yaygın olarak yetişen ve hem baharat hem de halk ilacı olarak Dioscorides zamanından beri kullanılan bir bitkidir. Mısır, Sudan, Etiopya, Hindistan, Türkiye ve Suriye’de yetişen Nigella sativa tohumlarından elde edilen sabit yağın kimyasal bileşimi arasında fark olmadığı bildirilmiştir (El-Tahir, 2006). Tüm bu bilgiler bir arada değerlendirildiğinde çörek otu yağı birçok durumda yardımcı tedavide kullanılabilecek, güvenli ve bitkisel kaynaklı bir ajandır. • Bağışıklık sistemini güçlendir. • Alerjik rinit ve astım tedavisine yardımcıdır. • Tip-2 diyabet tedavisini destekler • Kan lipit seviyelerinin düzenlenmesine yardımcıdır. • Gastrointestinal sistemi korur. • Antiinflamatuvar, Analjezik, Antipiretik etki gösterir. • Antiparaziter, Antiviral, Antibakteriyel ve Antifungal etkileri vardır. • Hepatoprotektif, Nefroprotektif, Nöroprotektif etkileri de bulunmaktadır. Vita-socio eylül bülteni Etkinlikler Yeniden “MAMMA MIA!” ile eğlenmeye hazır mısınız? 29 Eylül-4 Ekim Zorlu Performans Sanatları Merkezi 20 yıldır 54 milyon kişi tarafından izlenen ve şarkıları her gün binlerce kez farklı yerlerde yayınlanan dünyanın en ünlü müzikali MAMMA MIA!, BKM organizasyonuyla bir kez daha İstanbul’da! ABBA grubunun ölümsüz şarkılarıyla, Sophie’nin düğününden önce babasını bulmaya çalıştığı eğlenceli macerası bir kez daha geliyor! Komik hikayesi ve herkesin bildiği, her seferinde dansa davet eden şarkıları ile dünyanın en ünlü müzikallerinden, MAMMA MIA! yakında yeniden, İstanbul’da! eylül bülteni Kitap Esrarengiz Bahçe Johanna Basford Bir boyama kitabı satış rekorları kırabilir mi? Evet evet, yanlış duymadınız, bir boyama kitabı satış rekorları kırıyor. Ama bu, bildiğiniz boyama kitaplarına benzemiyor. Bu kitap, âdeta mürekkeple kurulmuş bir Esrarengiz Bahçe! Bu kitap, her yaştan sanatkâr için kendini keşfetme imkânı sunan bir hazine sanki. İster çocuk olun, ister yetişkin... Bu kitapta olağanüstü çiçekler ve ilginç bitkilerle dolu, siyah beyaz, büyüleyici bir harikalar diyarı keşfedeceksiniz. Boyanacak resimler, keşfedilecek labirentler, tamamlanacak desenler ve kendi çizimlerinizi yapabileceğiniz pek çok alan bulacaksınız. Kitabın çizeri Johanna Basford kendisini “mürekkebe aşık bir çizer” olarak tanımlıyor. Çizimlerini İskoçya kırsalındaki evini çevreleyen bitki örtüsünden ve canlı yaşamdan ilham alarak yapıyor. İnce ince işlenmiş çalışmaları, yoğun bir el emeğinin ürünü... İlk kitabı Esrarengiz Bahçe 22 farklı ülkede, 1.400.000’den fazla satış yaptı. Kitap, Türkiye’de de çok satanlar raflarında. Üstelik Esrarengiz Bahçe rüzgârı sadece kitap raflarında esmiyor. Kitabı alıp boyayanlar eserlerini sosyal medyada paylaşıyorlar. Birbirlerine boya önerenlerden tutun teknik öğretenlere kadar paylaşımda sınır yok. Kim demiş boyama kitapları yalnız çocuklar için diye! Gelin kendinize bir iyilik yapın: Bir boyama kitabı alın ve renklerin büyülü dünyasına dalın! eylül bülteni Sinema Minyonlar 4 Eylül 2015 Tarih öncesi çağlardan beri kendilerine kötü bir efendi arayışında olan Minyonlar, Dracula’dan, Firavun’a, Napolyon’dan, Dinozorlara kadar birçok kişiye hizmet etmeye çalışsalar da, hepsi birgün yok olmuştur. Hizmet edecek bir efendi bulamayınca Antartika’da kendi hallerinde yaşamaya başlayan minyonların kaderi 1960’lı yıllarda değişir. Çünkü 3 kişilik maceracı bir minyon ekibi, Amerika’ya doğru yola çıkar. Filmin yönetmenliğini Pierre Coffin ve Kyle Balda, senaristliğini Brian Lynch yaptı. Seslendirme kadrosunda ise Sandra Bullock, Jon Hamm, Michael Keaton, Allison Janney, Geoffrey Rush, Steve Carell gibi yıldız oyuncular var. Minyonlar’ın Türkçe seslendirmesini ise Beren Saat ve Kenan Doğulu yaptı. Vita-us eylül bülteni Türkiye’nin 200’üncü, OTC Alanında İlk Ar-Ge Merkezi: Zade® & Zade Vital® & İbn-i Sina Ar-GE Merkezi Helvacızade tarafından 2 yıldır altyapı çalışmaları sürdürülen Zade® & Zade Vital® İbn-i Sina AR&GE Merkezi, Eylül ayında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Eylül ayında Türkiye’nin 200’üncü Ar-Ge Merkezi olarak belgelendirildi. arasında yer alıyor. Ar-Ge’ye yatırım yapmak, teknoloji geliştirmek ve bu teknolojileri ürüne dönüştürmek ülkeleri rekabetçilik sıralamasında üstlere taşıyor. Yenilikçi ilaçlara dünya çapında yılda 120 milyar dolar yatırım yapılıyor ve ülkemiz bu yatırımlardan çok düşük bir pay alabiliyor. 1991 yılından itibaren gıda, 2000’li yıllardan itibaren sağlık alanında Ar-Ge yatırımı gerçekleştiren Helvacızade, Merkez’de yapacağı çalışmalar ile halkımızın sağlık düzeyini yükseltmek, tedavi maliyetlerini düşürmeye destek olmak amacıyla yenilikçi, katma değeri yüksek ve rekabetçi ürünler geliştirmeyi hedefliyor. Türkiye’nin en büyük 500 kurumu arasında yer alan, 127 yıllık köklü bir geçmişe sahip Helvacızade Grubu, üniversite - sanayi işbirlikleri ile üniversite ve sanayinin bilgi ve olanaklarını bir araya getirerek Ar-Ge alanında pek çok İLK’I gerçekleştirmiş bulunuyor. Helvacızade, Türkiye’nin “ilaç ithal eden ülke konumundan ihraç eden ülke konumuna gelmesine destek olmak üzere” 2000’li yıllardan itibaren sağlık alanında da yatırım yapıyor ve ürün Ar-Ge çalışmaları yürütüyor. İlaç endüstrisi, yenilikçi ilaçlar ve katma değeri yüksek ürünler geliştirmek dünya çapında ülkelerin gündemlerindeki en önemli başlıklar eylül bülteni Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma Uygulama Merkezi ARGEFAR ile işbirliği içinde Türkiye’nin ilk besin destekleri markası Zade Vital®’i geliştiren ve üreten Helvacızade, Türkiye’de ilk defa geleneksel bitkisel bir tıbbi ürünün, Sağlık Bakanlığı beşeri tıbbi ürün ruhsatı alması başarısını da yine ülkemiz adına gerçekleştirmiş bulunuyor. Helvacızade dünyada ve Türkiye’de örnek olacak bir Ar-Ge ve Ür-Ge ortamı oluşturmak üzere Zade & Zade Vital İbn-i Sina Ar-Ge Merkezi çalışmalarını iki yıldır sürdürüyor. Dünyada ve Türkiye’de örnek alınacak bir AR&GE ortamı hedeflenen, doğal ürünler başta olmak üzere, besin takviyesi, ilaç ve gıda alanlarında yeni ürün çalışmaları gerçekleştiriliyor. Yüksek teknolojiye sahip cihazlar ile donatılmış merkez laboratuvarlarıyla hizmet veren Ar-Ge Merkezi, 200.000m² alan üzerinde kurulu Zade® ve Zade Vital® Tesisleri içinde bulunuyor. Galenik Laboratuvarı, yaş ve kuru analizlerin yapılacağı fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik analiz laboratuvarlarının yer aldığı Merkez’deki yüksek teknolojik altyapı Japonya, Hollanda, İsviçre, Almanya ve Kore’den gelen cihazlarla sağlanıyor. Zade® & Zade Vital® İbn-i Sina AR&GE Merkezi’nde çalışmalar 5 ayrı birimde yürütülüyor. • Yeni ürün geliştirme birimi • Sistem ve proses geliştirme birimi • AR&GE laboratuvarları birimi • Teknik ve mühendislik birimi • Proje destek birimi Gıda, ilaç, geleneksel bitkisel tıbbi ürünler, aromatik ve sabit yağlar, homeopatik ürünler ve biyoteknolojik ürünler konusunda yeni ürün Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarının yapıldığı Merkez’de; laboratuvar ortamında geliştirilen ürünlerin prototip ve pilot uygulamalarının sağlanabileceği hava ve su kontrollerinin düzenli olarak gerçekleştirildiği, GMP (Good Manufacturing Practices – İyi Üretim Uygulamaları) normlarında ürün denemeleri de yapılabiliyor. Zade® & Zade Vital® İbn-i Sina Ar-Ge Merkezi’nde ilaç, kimya, gıda, yem, tarım, ziraat, veterinerlik, eczacılık, tıp, besin destekleri, biyoteknoloji, tıbbi aromatik bitkiler ve çevre sektörlerine hizmet veriliyor. Sabancı Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi ve Ege Üniversitesi ile ortak projelerin yürütüldüğü Zade® & Zade Vital® İbn-i Sina Ar-Ge Merkezi ile küresel ölçekte ürün geliştiren ve üreten bir ülke olmamıza büyük katkı sağlanması hedefleniyor. Vita-expert eylül bülteni Alzheimer Günü 21 Eylül 21 Eylül, tüm dünyada Alzheimer Günü olarak anılmaktadır. Alzheimer hastalığı günlük yaşamsal aktivitelerde azalma ve bilişsel yeteneklerde bozulma ile karakterize nöropsikiyatrik, semptomların ve davranış değişikliklerinin eşlik ettiği bir hastalıktır. Demansın en sık görülen tipidir. Alman doktor Alzheimer tarafından ilk kez bir kadın hastasında teşhis edilmiştir. Dr. Alzheimer ilk muayene sırasında bu hastada, ilerleyici zihinsel bozukluklar (hafıza, kavrama, konuşma ve yön bulma bozukluğu), işitsel halüsinasyonlar, hezeyanlar ve belirgin davranış bozuklukları saptamıştır. Daha sonra bu hastayı 1906 yılında ölene kadar yaklaşık 5 yıl boyunca izlemiştir. Hastanın ölümünden sonra yapılan otopside beyinde anormal kümeleşmeler plaklar olarak adlandırılmaktadır ve lif yumakları saptamıştır. Bugün beyindeki bu yumaklar ve plaklar Alzheimer Hastalığının beyinde oluşturduğu ana değişiklikler olarak kabul edilmektedir. Devamı için lütfen tıklayınız. eylül bülteni Dünya sağlık Örgütü’nün öngörüsüne göre Türkiye’de 400 bin Alzheimer hastası olduğunun ve nüfusun yaşlanması ile birlikte bu rakamın 2030’da iki, 2050’de ise üç katına çıkmasının bekleniyor. Hindistan Cevizi Yağı’ndan Alzheimer hastalığına doğal destek olarak yararlanılabilineceğini ileten Prof. Dr. Ulvi Zeybek, hindistan cevizi yağının içerisinde bulunan MCT (Medium Chain Triglyceride/Orta Zincirli Trigliserid)’nin, karaciğerde keton cisimciklerine dönüştüğünü ve bunların da beyinde enerji kaynağı olarak kullanılabildiğini söyledi. Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma Uygulama Merkezi ARGEFAR Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ulvi Zeybek, hindistan cevizi yağının Alzheimer hastalığında potansiyel kullanımı ile ilgili teorinin arkasında, Alzheimer hastalığının patalojisine bakıldığında beyin hücrelerinin glikozu kullanma ve enerji elde edebilme yeteneklerinin zayıflaması ve bu keton cisimciklerinin bu tür hastalarda iyi bir enerji kaynağı olarak kullanılabilinmesinin yattığını vurguladı. Prof. Dr. Ulvi Zeybek hindistan cevizi yağının beslenme bozukluğunda da destekleyici olduğunun altını çizdi. Zade Vital® Soğuk Pres Hindistan Cevizi Yağı, şimdi kapsül formu ile en yaygın demans türü olan Alzheimer hastalığına destek olma amacı ile toplumla buluşuyor. Türkiye’nin ilk besin destekleri markası Zade Vital® tarafından, hindistan cevizi Soğuk Pres yöntemiyle yağa dönüştürülüyor. Bu sayede meyvedeki tüm faydalı vitamin, mineral ve besin öğeleri doğrudan yağa geçiyor. Zade Vital® Soğuk Pres Hindistan Cevizi Yağı Yumuşak Kapsül’ün kullanımı da son derece kolay. Çocuklarda besin desteği olarak 1-2 kapsül, yetişkinlerde ise 2-4 kapsül, sıvı formu ise 1-2 yemek kaşığı kullanılabiliyor.