Sintra - Dünya Kazan Biz Kepçe
Transkript
Sintra - Dünya Kazan Biz Kepçe
Seyahat | Travel Story Sintra Portekiz’in romantizmi Tren Lizbon’dan ayrılıp 40 dakikalık yolculuğunu Sintra’da sonlandırdığında, şehrin kenar mahalleri yerlerini tepelere ve sık ormanlara bırakıyor. Volkanik yapıdaki Sintra Dağı’nın eteklerine kurulmuş olan kasaba, o büyüleyici 19. Yüzyıl havasıyla sizi karşılıyor YAZI - WORDS / FOTOĞRAFLAR - PHOTOS: XavIer ALLARD S intra ve çevresi, ‘Sintra-Cascais Doğal Parkı’nın bir parçası. Kasaba, 1995 yılında benzersiz özellikleriyle UNESCO’nun ‘Dünya Mirası’ listesine alınmış. Sintra’nın nefes kesen doğal güzelliği ile sayısız tarihi binası bir araya gelince, UNESCO kasabayı özel bir kategori olan ‘Kültürel Peyzaj’ şemsiyesi altına almış. UNESCO’nun kendisine verdiği statü, Lizbon’a ve birçok sahil kasabasına yakın konumuyla Sintra bugün, Portekiz’in önemli turistik merkezlerinden biri. Burayı ‘Muhteşem Eden’ olarak tanımlayan Lord Byron gibi edebiyatçıların övgülerine mazhar olan kasaba, geçmişten bugüne Avrupa aristokrasinin de rağbet ettiği bir sayfiye alanı. A ndowed with luxuriant vegetation, Sintra and its surroundings are part of the ‘Sintra-Cascais Natural Park’. Sintra’s unique characteristics led UNESCO to classify it as a ‘World Heritage Site’ in 1995. The organisation even created a special category, that of a ‘Cultural Landscape’, taking into account both its stunning natural beauty and its numerous historical buildings. Sintra has become one of Portugal’s major tourist attractions thanks to its UNESCO status and also to its location so close to both Lisbon and a number of coastal resorts. This town, praised by writers and poets, such as Lord Byron who called it a ‘Glorious Eden’, has been a summer resort for the European aristocracy throughout the ages. 1 | Jetlife | Ağustos-August 2013 Romantic Portugal: Sintra As the train from Lisbon ends its 40-minute ride to Sintra, the landscape becomes hilly, while the suburbs give way to thick forests. At the end of the rails stands the volcanic mountain, on the slopes of which the little town was built, welcoming you with its captivating romantic atmosphere straight out of the 19th Century. Ağustos-August 2013 | Jetlife | 2 Seyahat | Travel Story ADINI ‘AY TANRIÇASI’DAN ALIYOR Sintra’nın Roma döneminde aya tapınma bölgelerinden biri olduğu düşünülüyor. İsmi de Romalıların ay tanrıçası ‘Cynthia’dan geliyor. Ortaçağ’da Araplar tarafından işgal edilen bölgede bulunan kalenin kalıntıları, Mağribiler döneminin simgesi olarak varlığını sürdürüyor. 12. Yüzyıl’da Portekiz’in ilk kralı Dom Afonso Henriques, bu kaleyi fethediyor. Halefleri de sayfiye ‘ev’lerini Sintra ve çevresinde inşa etmeye başlıyor. Kasabadaki saraylar gerçekten görkemli. Kasaba popülaritesini ve ününü biraz da bu saraylara borçlu. MUHTEŞEM ORTAÇAĞ SARAYI Sintra’nın eski merkezine yaklaştığınızda gördüğünüz ilk bina, iki devasa konik bacasıyla ‘Palácio Nacional de Sintra’. Bu bina Portekiz’deki ‘en iyi korunmuş Ortaçağ sarayı’ olma özelliğine sahip. Bu binanın kökenlerinin Mağribi dönemine dayandığına inanılıyor. Binanın devasa bacalarını gören biri, zamanında bu sarayda ne büyüklükte ziyafetler verildiğini düşünmeden edemiyor. Bacalardan daha da ilginci, bu kraliyet sarayının birçok odasını süsleyen ‘azulejos’ denilen muhteşem seramik karolar. Bu karolar arasında, 14 ila 18. yüzyıllar arasında döşenmiş olanlar mevcut ve aralarında Mağribi geometrik motiflere sahip ‘Mudéjar Azulejos’lar da var. Portekiz tarihinin çeşitli 3 | Jetlife | Ağustos-August 2013 Sintra treni Lizbon ve Sintra arasında her 15 dakikada bir tren kalkıyor. Lizbon’dan Entrecampos ya da Sete Rios istasyonlarından kalkan trenle Sintra’ya gidişdönüş yalnızca €4. Sintra by rail Train services run every 15 minutes between Sintra and Lisbon from the Sete Rios and Entrecampos train stations, a return ticket costs just 4. ITS NAME COMES FROM THE ‘GODDESS OF THE MOON’ Sintra is believed to have been a site of moon worshipping in Roman times and its name comes from ‘Cynthia’, the Roman goddess of the moon. The region was occupied in the Middle Ages by the Arabs, with the Moorish castle remaining as evidence. In the 12th Century, however, Dom Afonso Henriques, the first King of Portugal, captured the castle. His successors also began to build their ‘houses’ in and around Sintra. Sintra’s castles are also particularly magnificent, and it is to them that the town owes a certain amount of its popularity and fame. A WONDERFUL MEDIEVAL PALACE With its two colossal conical chimneys, the ‘Palácio Nacional de Sintra’ is the first building one notices when approaching the old town of Sintra. It is the best preserved medieval palace in Portugal and its origins are thought to date back to the Moorish era. Its chimneys were meant to keep the kitchens free from smoke, and one can only imagine the kind of banquets held at the courts that required such massive chimneys. Even more interesting than the chimneys are the magnificent ceramic tiles or ‘azulejos’ that decorate the many rooms of the royal palace. There are tiles from the 14th to the 18th Century, including some authentic ‘Mudéjar Azulejos’ with Moorish geometric motifs. Closely linked to Seyahat | Travel Story 1) Xxxxxxx xxxx xxxxxx xxxx 2) Xxxxxxx xxxx xxxxxx xxxx 3) Xxxxxxx xxxx xxxxxx xxxx İlham kaynağı 19. Yüzyıl’da Sintra, ‘mükemmel bir romantik kasaba’ydı ve Lord Byron, William Beckford ve Robert Southey gibi yabancı sanatçılar için bir ilham ve tefekkür kaynağı haline gelmişti. A source of inspiration In the 19th Century, Sintra was the “romantic town par excellence” and became a source of inspiration and meditation for many foreign artists such as Lord Byron, William Beckford or Robert Southey. 5 dönemleriyle ilişkilendirilen bu saray, günümüzde bir müze ve konser salonu olarak kullanılıyor, ayrıca özel davet ve etkinliklere hizmet veriyor. several episodes of Portugal’s history, this palace now serves as a museum and concert hall, and is also used for official receptions and events. PERİ MASALLARINDAKİ GİBİ A FAIRY-TALE ATMOSPHERE On top of the hill above the town stands the ‘Pena National Palace’, a palace that appears to be straight out of a fairytale and the main attraction in Sintra. King Ferdinand built the palace in the 19th Century as an extravagant summer residence to escape the heat of coastal Lisbon. A paved road leads to its entrance, which can be reached by an exerting 40-minute walk from the foot of the hill; though tiring, the walk through the lush forest is a pleasure that is worth the effort. The palace has everything that is needed for a fairy-tale castle: a drawbridge, turrets, ramparts, battlements, domes, gargoyles; all washed in an array of pastel colours. It displays a number of architectural styles: Neo-Gothic, Neo-Manueline, Islamic and Neo-Renaissance. The interior is richly decorated in the late Victorian and Edwardian styles. King Ferdinand II was an educated man with great artistic sensitivity and he called in talented engineers and architects to design his palace. He also ordered the gardens around to be planted with tree ferns, giant redwoods, camellias and other plants from distant lands. ‘Pena National Palace’, kasabanın en tepesine yerleşmiş, masalsı güzelliğe sahip bir saray ve Sintra’nın en görülesi yapısı. Bu saray 19. Yüzyıl’da Kral Ferdinand II tarafından Lizbon’un sıcağından kaçmak için yazlık olarak inşa edilmiş. Tepenin eteklerinden yukarı uzanan yoldan, 40 dakikalık bir yürüyüşle sarayın girişine ulaşılabiliyor. Bu yol, her ne kadar yorucu olsa da sık dokulu ormanın içinden yaptığınız yürüyüş, harcadığınız çabaya değiyor. Saray, peri masallarında anlatılan bir şatodan bekleyeceğiniz her şeye sahip: hepsi farklı pastel renklere bürünmüş kuleler, surlar, mazgallar, kubbeler, aslanağızları ve asma köprü. Yapı, Neo-Gotik, Neo-Manueline, İslami ve Neo-Rönesans olmak üzere, farklı mimari üslupların etkisi altında. İçerisi, Geç Viktoryen ve Edwardyen tarzlarında zengin bir şekilde dekore edilmiş. Eğitimli bir kişi olan ve derin bir sanatsal duyarlılığa sahip Kral Ferdinand II, bu sarayı tasarlamaları için Sintra’ya yetenekli mimar ve mühendisler getirtmiş. Ayrıca bahçelerin çevresine ağaçsı eğrelti otlarının, dev sekoyaların, kamelyaların ve uzak diyarlardan getirilen değişik türlerde bitkilerin dikilmesini emretmiş. | Jetlife | Ağustos-August 2013 HOLIDAY RETREAT FOR A COUNTESS A walk through the park will lead you to the rocky heights of Seyahat | Travel Story KONTES’İN DİNLENME YERİ Doğal parkın içinden yaptığınız yürüyüş, sizi sarayı en iyi şekilde görebileceğiniz kayalıklara götürüyor. Parkın batı köşesinde, Alp dağ evleri tarzında, 1860’lı yıllarda Edla Kontesi için özel dinlenme yeri olarak inşa edilen ‘Countess of Edla Dağ Evi’ bulunuyor. Yine Pena Sarayı’na giden yol üzerinde Dom Afonso Henriques’in 1147 yılında Lizbon’u fethetmesinin ardından ele geçirdiği Mağribi Kalesi’nin kalıntıları da bulunuyor. Kalenin duvarları restore edilmiş ve bugün kasaba ile arkasındaki ovaların panoramik manzarasının tadını çıkararak bu duvarlar üzerinde yürünebiliyor. 19. YÜZYIL’IN RUHUNU YAŞATIYOR Ziyarete değer bir diğer yer de Eski Sintra’ya dört kilometre uzaklıkta yer alan ‘Monserrate Parkı ve Sarayı’. İngiliz milyoner Francis Cook için inşa edilen bu şaşaalı saray ve bahçeleri, 19. Yüzyıl’ın eklektik ruhuna şahitlik ediyor. İngiliz etkisinin yoğun olarak hissedildiği parkta, Portekiz’in en zengin botanik bahçelerinden biri ve saray iç içe geçmiş durumda. Bu parkı keşfetmek için egzotik ağaçların, şelalelerin ve göllerin arasında dolaşabilirsiniz. Monserrate’den dönerken gölleri, mağaraları, kuyuları, pınarları ve çok sayıda enfes yapısıyla yine UNESCO listesinde yer alan bir başka sarayı, ‘Quinta da Regaleira’yı görmeyi ihmal etmeyin. Gotik, Manueline ve Rönesans üsluplarına göndermeler yapan bu yapı, Portekiz’in mitolojik ve ezoterik geleneklerine dair sembollerle dolu. 1) Xxxxxxx xxxx xxxxxx xxxx 2) Xxxxxxx xxxx xxxxxx xxxx the mountain, from where the best views of the palace can be admired. At the western edge of the park is the ‘Chalet of the Countess of Edla’, a charming 1860s building built especially as a retreat for the Countess of Edla and modelled on the style of an Alpine chalet. Also on the way to the Pena Palace you will find the remains of the Moorish Castle, the Arab fortress conquered by Afonso Henriques after he captured Lisbon in 1147. The walls have been restored and today one can wander along the ramparts to enjoy amazing panoramic views of Sintra and the plains beyond. RELIVE THE SPIRIT OF THE 19TH CENTURY Also worth a visit is the ‘Park and Palace of Monserrate’, some four kilometres from old Sintra. This ostentatious palace and its gardens, which were built for English millionaire Francis Cook, are a unique testimony to the eclectic spirit of the 19th Century. In the park, rich with influence from England, the palace blends in with one of Portugal’s richest botanical gardens. Stroll among exotic trees, waterfalls and lakes to discover this unique park. On your way back from Monserrate don’t miss the ‘Quinta da Regaleira’, another UNESCO listed palace, with its luxurious park featuring lakes, grottoes, wells, fountains, and a vast array of exquisite constructions. With multiple references to 7 | Jetlife | Ağustos-August 2013 Seyahat | Travel Story MALİKANEDE KONAKLAMA ŞANSI Sintra, bir gününüzü tamamıyla doldurabilecek güzelliklere sahip ve birçok ziyaretçi Lizbon’dan günübirlik gelmeyi tercih ediyor buraya. Ne var ki kasabanın, halka açık parkları ve yapılarıyla, burayı daha derinlemesine keşfetmek isteyenlere vaat ettiği çok daha fazla sırrı var. Kasabada her bütçeye ve zevke hitap eden, geniş bir yelpazede oteller mevcut. Ayrıca, kasabada bulunan sayfiye evi ve malikanelerin bir kısmı da konaklama hizmeti sunuyor. Portekiz’in geleneksel mutfağının en iyi örneklerine ise kasabanın her köşesinde rastlamak mümkün. Ortaçağ çok gerilerde kalmış olsa da bu kasabada Kral Henriques’in görkemli ziyafetlerinin izini hâlâ sürebiliyorsunuz. the Gothic, Manueline and Renaissance styles, this property is full of symbols from Portuguese mythological and esoteric traditions. STAY IN A MANOR HOUSE Sintra has enough wonders to fill a whole day with its main attractions, and most visitors choose to take a day trip there. However, the town has much more to offer those who wish to explore in greater depth all of the parks and buildings that are open to the public. The town has a number of hotels to suit a wide range of budgets and tastes, so staying overnight is not a problem. Some of the summer houses and manors in the town also offer accommodation. The best of Portuguese traditional cuisine can be found on every street corner, and while the Middle Ages are long gone, you may still find a taste of King Henriques’s gargantuan feasts there. KONAKLAMA / ACCOMMODATION Hotel Tivoli Palacio de Seteais 18. Yüzyıl’da inşa edilen bina, daha önce Hollanda Konsolosluğu’na ev sahipliği yapmış. Beş yıldızlı ve 30 odalı otel, gösterişli bahçeler ile tablolar, duvar kilimleri ve nadide güzellikteki fresklerle döşenmiş göz alıcı ortak alanlara sahip., Built in the 18th Century, this building was formerly home to the Dutch Consul. The five-star hotel has sumptuous gardens, 30 rooms decorated with the finest furnishings and stunning meeting rooms with paintings, tapestries and frescos of rare beauty. Rua Barbosa do Bocage 10 www.hotelledome.com Lawrence’s Hotel 1764 yılına tarihlenen inşasıyla, İber Yarımadası’nın en eski oteli. Sofistike atmosferiyle bu küçük beş yıldızlı otelin her odası farklı bir konsepte sahip. Odaların kapı numaraları değil, otelin tarihini yansıtacak isimleri bulunuyor. Built in 1764, this small but sophisticated five-star hotel is the oldest hotel of the Iberian Peninsula and each of its rooms has a different concept. The rooms don’t have numbers but are instead given names reflecting their history. Rua Consiglieri Pedroso 38-40 www.lawrenceshotel.com Yemek / Food Saudade Bu kafe-galeri, tren istasyonunun yakınlarında, eskiden peynirli kek imalathanesi olan ilginç ve hoş bir binada yer alıyor. Saudade, Portekiz spesiyallerinden geniş bir seçki sunuyor. Portekiz mutfağını her yönüyle keşfetmek istiyorsanız burada Azorlar ve Madeira Adaları’ndan seçenekler bile bulabiliyorsunuz. This café-gallery close to the train station is located in a charming, quirky building that used to house a cheesecake factory. Saudade offers a wide selection of Portuguese specialities and for those who want to fully explore all aspects of Portuguese cuisine, there are even specialities from the Azores and Madeira. Avenida Dr. Miguel Bombarda, 6 saudadevidaeartedopovoportugues.blogspot.com 9 | Jetlife | Ağustos-August 2013 Tacho Real Eski bir kagir evde bulunan bu güzel restoran, deyim yerindeyse kasabanın tepesinde yer alıyor. Ağırlıklı olarak ustaca hazırlanan balık ve et yemeklerinden oluşan mönünün popüler spesiyalleri, pilavla servis edilen karides soslu balık fileto ve kremalımantarlı biftek. A charming restaurant in an old stone house located in the highest part of the town. The menu mainly features high quality fish and meat dishes, and two popular house specialities are fish fillets with shrimp sauce and rice, and fillet steak with cream sauce and mushrooms. Rua da Ferraria, 4 +351.21 923 5277 Yerel tatlar Parklarda bir yürüyüş yaptıktan sonra bir mola verin ve Sintra’ya özgü, tarçınlı, küçük ve yumuşak peynirli kek ‘Queijadas’ı ya da tarifi 12. Yüzyıl’a uzanan, içi yumurtalı bir malzemeyle dolu hamur tatlısı Travesseiros’u deneyin. After a walk through the parks, take a break and try Sintra’s specialities: ‘Queijadas’, small soft cheesecakes sprinkled with cinnamon, or ‘Travesseiros’, pastry stuffed with a sweet egg mixture, a recipe that dates back to the 12th Century.”