türkiye inşaat sektörü büyümeye devam ediyor
Transkript
türkiye inşaat sektörü büyümeye devam ediyor
nterpost YIL: 2014 / SAYI 01 İnterfiks Yapı Kimyasalları İnşaat San. ve Tic. A.Ş. kurumsal gazetesidir. 3 ayda bir yayınlanır. Satılamaz interpost@interfiks.com.tr Adres: FSM Cad. Liscon İş Merkezi No: 7 Kat: 2 Kavacık - Beykoz Türkiye’nin inşaat malzemeleri ihracatı 22 milyar doları aşarken, yıllık uluslararası yeni iş tutarı, 30 milyar dolar eşiğini aştı... T ÜRKİYE inşaat sektöründen, dünyanın en büyük 250 müteahhitlik şirketi arasından 38’i Türk firması. Bu bakımdan Çin’den sonra ikinci sırada yer alan Türkiye, yurtdışı müteahhitlik hizmetleri; ekonomiye döviz girdisi, yurt dışında istihdam imkanları, teknoloji transferi ve bazı sanayi sektörlerimizin dünyaya açılması konularında ülkemize büyük katkı İnterfiks Yapı Kimyasalları, 2014 EKODesign Konferansı’nda Devamı Sayfa 2’de sağlıyor. Müteahhitler Birliği Başkanı Emin Sazak’ın, aktardığı şu bilgilere göre Türkiye’nin inşaat malzemeleri ihracatı da 2013’te 22 milyar dolara ulaşmış durumda. 1 yılda yeni proje sayısı 374, Müteahhitlerin 1972-2013 döneminde faaliyet gösterdiği ülke sayısı 103, yurtdışındaki projelerin sayısı 7 bin 371’e ve bu projelerin toplam tutarı da 274.1 milyar dolar. SEKTÖREL BAKIŞ TÜRKİYE İNŞAAT SEKTÖRÜ BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR 25 Hüseyin BİLMAÇ İnterfiks Yapı Kimyasalları A.Ş. İcra Kurulu Başkanı İnterfiks Yapı Kimyasalları ailesi olarak 25. kuruluş yıl dönümümüzü kutluyor olmanın gururunu yaşarken, sektör adına gelişimin ve paylaşımın artarak devamına katkıda bulunabilmek hedefiyle hazırladığımız kurumsal gazetemizin ilk sayısını da sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. yıldır sürdürdüğü istikrarlı çalışmalarıyla günümüzde Türkiye başta olmak üzere 22 ülkede, teknik ve uzman kadrosuyla birlikte önemli projelerde, 100’ e yakın ürünü ile sektöre hizmet vermiş ve aranılan bir marka olmayı başarmış olan İnterfiks’e bu yolculuğu süresince güvenen ve destek veren siz değerli iş ortaklarımıza teşekkür ederiz. Coğrafi açıdan dünya için büyük jeopolitik önemi olan ülkemiz aynı zamanda genç nüfusuyla da dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Sanayisi hızla gelişen Türkiye’mizde; lokomotif olmanın ötesinde, yüzde 20 istihdamı da sağlayan inşaat sektöründeki tüm paydaşlarımız ile birlikte ülkemiz geleceğine katkıda bulunuyor olmaktan gurur duyuyoruz. Ülkemiz adına, daha nice güzel yıllar ve nice büyük projelere hep birlikte imza atmak dileğiyle... Devamı Sayfa 6’da Kentsel Dönüşümde 2014 Hedefleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kentsel dönüşümde 2014 hedeflerini açıkladı. Ç evre Ve Şehircilik Bakanlığı, bu yıl kentsel dönüşüm kapsamında evi yıkılanlara, yeni ev sahibi olmaları için toplam 1 milyar liralık kredi desteği verecek. Devamı Sayfa 6’da Devamı Sayfa 4’de Gül Yapı Esenyurt’a İmzasını GülPark Yaşam İle Atıyor Devamı Sayfa 3’de Kültürlerin ve Dinlerin Buluşma Noktası! Devamı Sayfa 11’de Binalarda Su Yalıtımı Zorunlu Devamı Sayfa 7’de İnterfiks Yapı Kimyasalları, 2014 EKODesign Konferansı’nda… / sayfa 2’de Gayrimenkul Sektörüne Yabancı Yatırımcı Atağı Devamı Sayfa 10’da 2 nterpost EkoDesign NİSAN 2014 İnterfiks Yapı Kimyasalları, 2014 EKODesign Konferansı’nda… İnterfiks Yapı Kimyasalları; kuruluşunun 25 yılı kapsamında bir dizi etkinliğe de imza atıyor. konomik kalkınmanın, doğal varlıkları ve çevreyi tahrip etmeden gerçekleşmesi gerekliliğini yönetim anlayışının temel ve değişmez unsurlarından biri olarak kabul eden İnterfiks Yapı Kimyasalları; ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için çalışmalarına devam ediyor. Gelecek kuşaklara daha iyi bir dünya bırakabilmek için üzerine düşen görevlerin bilinci ile toplumun ve çevrenin sürdürülebilir gelişimine katkı sunmayı amaç edinen İnterfiks Yapı Kimyasalları; kuruluşunun 25 yılı kapsamında bir dizi etkinliğe de imza atıyor. E Bu etkinlikler çerçevesinde İnterfiks; 15 Nisan 2014 tarihinde gerçekleşecek olan; katılımcılığın ön planda olduğu, çevreye zararı en aza indirilmiş ürünlerin üretildiği, ortak yaşam alanlarının korunduğu ve tasarlandığı kentlere sahip olabilmek için “şeffaflık’’ kavramının çevre, ekonomi ve toplum boyutlarıyla ele alınacağı EKODesign konferansının ana sponsorları arasında yerini aldı. Öte yandan, ormanların toprak erozyonunu azaltıcı, hatta tamamen engelleyici etkilerini önemseyerek Tema Vakfı öncülüğünde Manisa’nın Salihli Köyü’nde; tedarik edilen her ton malzeme karşılığında müşterileri adına fidan bağışında bulunarak bir orman projesini de hayata geçiren İnterfiks; daha güzel bir dünya için sadece korunmanın yeterli olmayacağına, birlikte çoğaltarak geliştirmek gerekliliğine inanıyor. Tasarımın Yeşil Zirvesi: EKODesign Konferansı E KODesign Konferansı, bu yıl 15 Nisan 2014 Salı günü 09:00-17:30 saatleri arasında İnterfiks, UPM ProFi – ETAP Dış Ticaret ve Vaillant ana sponsorluğunda YEM’in Fulya’daki merkezinde gerçekleşecek. EKODesign Konferansı 2014, her yıl olduğu gibi bu yıl da yapı malzemesi, gayrimenkul, mimarlık ve planlama alanlarının üst düzey yetkililerinin yanı sıra kamu ve sivil toplum örgütlerini de buluşturacak. EKODesign, 7. yılında “Yeşili Unutun Rengimiz Şeffaf!’’ başlığı altında, Tasarımın Yeşil Zirvesi olarak yoluna devam ediyor. EKODesign Konfaransı ile ilgili konferans yetkililerinden bilgi aldık.. 2014 EKODesign Konferansı hakkında kısa bir bilgi verir misiniz? EKODesign, 7. yılında “Yeşili Unutun Rengimiz Şeffaf!’’ başlığı altında; her şeyin “yeşil’’, “çevre dostu’’, “enerji verimli’’, “sürdürülebilir’’, “ekolojik’’ sıfatlarıyla nitelendirildiği ve bu kavramların bulanıklaştırıldığı günümüzde katılımcılığın ön planda olduğu, çevreye zararı en aza indirilmiş ürünlerin üretildiği, ortak yaşam alanlarının korunduğu ve tasarlandığı kentlere sahip olabilmek için “şeffaflık’’ kavramını çevre, ekonomi ve toplum boyutlarıyla ele alacak. Bu yıla kadar, 1500’ü aşkın izleyici ile Türkiye’den ve Dünya’dan kendi alanlarında uzman, farklı disiplinlerden 68 konuşmacıyı Yapı Endüstri Merkezi’nde (YEM) buluşturan EKODesign Konferansı, bu yıl 15 Nisan 2014 Salı günü 09:00-17:30 saatleri arasında İnterfiks, UPM ProFi – ETAP Dış Ticaret ve Vaillant ana sponsorluğunda YEM’in Fulya’daki merkezinde gerçekleşecek. EKODesign Konferansı 2014, her yıl olduğu gibi bu yıl da yapı malzemesi, gayrimenkul, mimarlık ve planlama alanlarının üst düzey yetkililerinin yanı sıra kamu ve sivil toplum örgütlerini de buluşturacak. Bu konferansın fikri nasıl doğdu? Konferansın amacı ve hedeflerinden bahsedebilir misiniz? Değişen iklim koşulları ve diğer faktörler, günümüzde mimarlığın da kendisine yeni yollar çizmesine yol açıyor. Bu yollar içerisinde en çok umut vereni, çevreyi ve ekolojik dengeleri koruyarak onlardan yararlanma ilkeleri üzerine kurulu ekolojik mimari. YEM, 2008 yılında başlattığı EKODesign konferans serisiyle, bu alana sürdürdüğü yoğun çalışmalarını, konunun ilgilileriyle ve kamuoyuyla paylaşıyor. Bu konferans serisi, mimarlıkta ekoloji ve sürdürülebilirliği ön planda tutan projelerin tartışılmasını ve Türkiye mimarlık ortamında ekolojik yaklaşımların açık bir gündeminin yaratılmasını hedefliyor. EKODesign, mimarlık alanındaki ekolojik uygulamalara dikkat çekmek; mimarlık ve kentsel ölçekte ekolojik uygulamalar ve sürdürülebilirliği ön planda tutan güncel projeleri tartışarak yasal düzenlemelerin önünü açacak, Türkiye mimarlık ortamında ekolojik yaklaşımlara yönelik duyarlılık oluşturacak bir ortam ve kitlesel farkındalık yaratmak için düzenlenen tam günlük bir toplantıdır. YEM her yıl düzenlediği EKODesign Konferansları ile ülkemizde az sayıda olan Yeşil Bina uygulamalarının nitelik ve niceliğinin artması, kentlerin, bölgelerin, binaların tasarımında ekolojik tasarım ölçütlerinin uygulanmasını hedefliyor. YEM ayrıca bu alanda düzenlediği etkinlikleri, ürettiği yayınlarla da destekleyerek ülkemizde yeşil yapılaşma ve tasarıma ilişkin bir gündem yaratmayı hedefliyor. Bu kapsamda, EKODesign’ın düzenlendiği her Nisan ayında YAPI dergisi tarafından yayına hazırlanan “Yapıda Ekoloji” eki, bu alanda kalıcı bir kaynak oluşturulmasına katkıda bulunuyor. Geçtiğimiz yıllar boyunca birçok farklı konuyu ele alarak bütünleşik yaklaşım kavramını benimseyen, tam da bu nedenle Yapı’nın Yeşil Buluşması olarak başlayıp Tasarımın Yeşil Zirvesi olarak yoluna devam eden EKODesign, farklı ölçek ve uzmanlık alanlarıyla “sürdürülebilirlik” temasını fiziksel çevrenin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla sektör paydaşlarına sunmaya devam ediyor. Kentten ürüne, farklı bina tipolojilerine, tasarım, iletişim ve iş modelleri kapsamında birbirinden beslenen farklı disiplinleri bir araya getiriyor. EKODesign, her yıl Türkiye ve dünyadan önemli mimar, mühendis, tasarımcı, planlamacı, gayrimenkul ve enerji uzmanı ile yerel yönetici ve ekonomistlerin yanı sıra Türkiye’nin yeşil binalar konusunda vizyonunu belirleyen kurumların temsilcilerini de konuşmacı olarak ağırlıyor. EKODesign Konferansları düzenlendiği ilk günden bu yana Türkiye’de bu alanda önemli ge- lişmeler yaşandı. EKODesign Konferansları bu alanda düşünen ve üreten girişimci kitlenin en önemli buluşma platformu olarak hizmet veriyor EKODesign Konferansı 2014’ün ajandasında neler var? EKODesign 2014 kapsamında; kentsel strateji, yatırım, şehir planlama, mimarlık ve peyzaj uzmanları, ortak yaşam alanlarının korunması ve tasarlanması konusundaki deneyimlerini aktaracaklar. EKODesign 2014 için bir araya gelecek uzmanlar, “Şeffaflık kavramını yerel yönetimlerin çevre dostu yaklaşımlarında / ‘yeşil girişimlerinde’ görebiliyor muyuz?”, “Geliştiriciler ve yatırımcılar kentsel büyüme ve gelişmede anahtar olabilecek yeşil yenileme, ‘green retrofitting’ kavramını ‘şeffaflık’ ve ‘katılımcı politikalar’ çerçevesinde ele alabilirler mi?”, “Bina ölçeğinden mahalleye ve kentsel tasarıma kadar çevreci politikaları, şeffaf ve katılımcı yaklaşımla nasıl harekete geçiririz?, “Enerji altyapıları ve sürdürülebilir kentsel planlama uzlaşamaz mı?”, “Şirket yönetimi ve iş modellerinde şeffaflık için yeşil doğru strateji mi?” gibi sorulara yanıt arayacak. Konferansta neler bekliyorsunuz? 7 yıldır sürdürdüğü istikrarlı iletişim ve paylaşım ortamını sektör paydaşlarına sunarak toplumun ve fiziksel çevrenin sürdürülebilir gelişimine katkı sunmayı devam ettirmeyi ve katılımcıların, konuşmacıların ve ulusal basının yenilikçi yaklaşımlara açık daha katılımcı politikaları desteklediği bir “yeşil” gündemin konuşulmasını hedefliyoruz. Bu yıl 7.’si düzenlenen konferansı önceki yıllara göre değerlendirir misiniz? İlgi nasıl ve konferans sizin beklentilerinizi karşılıyor mu? Bu soruya konferans bitiminde yanıt verebiliriz. Ancak ön kayıt olarak değerlendirirsek, ilginin yoğun olduğunu ve katılımın nitelikli ve yüksek olacağını söyleyebiliriz. nterpost Röportaj NİSAN 2014 3 Gül Yapı Esenyurt’a İmzasını GülPark Yaşam İle Atıyor İnterfiks ile 9 yıldır birlikte birçok projede çalışmış Gülyapı Proje Koordinatörü Süleyman Karslıoğlu ile hem marka üzerine hem de Gül Yapı’nın şu an sürdürdüğü GülPark Yaşam Toplu Konut Projesi üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Öncelikle GülPark Yaşam projesi hakkında biraz bilgi alabilir miyiz? Burası bir toplu konut projesi... 564 tane dairemiz var. 1+0’dan başlayan 1+1, 2+1, 3+1 daireler ve 6 bloktan oluşan, ayrıca 65 tane de cadde dükkanı olan bir proje burası. İçinde bulunduğumuz Esenyurt bölgesinin standartlarının daha üzerinde bir proje olmasını planladık. Projemize rağbet var, güzel bir proje oldu, insanlar da sevdiler. 103 bin metrekare toplam inşaat alanına sahip, zemin + 6, zemin + 8, zemin + 11, zemin + 26 katlı bloklarımız var. Bu blokların içerisinde sosyal tesis bulunuyor ve 1800 metrekarelik bir alanı kapsıyor. Spor merkezi, saunası, açık ve kapalı havuzu var. Bu arada projede iki tane büyük açık havuz var ancak çok yeşil alan yok. Arsa çok büyük olmadığı için biraz da emsaller büyük olduğu için buralarda arsa fazla kul- lanılıyor. Bunun dışında burası E5 otoyoluna çok yakın olması sebebiyle tercih edilen bir proje oldu. Çünkü burada otomobile binmeden metrobüsle veya yakın gelecekte metroyla (durak hemen 200 metre ileride) ulaşım rahat. Projenin yeri, biçimi, şekli beğeniliyor. Mimari çözümler olarak da gayet iyi çözümler çıktı aslında, mimarımız Süleyman Uskılıç optimum şeyleri yakaladı. Daire boyutlarında olsun, tasarımıyla olsun, gayet rahat ve güzel daireler ortaya çıktı. Yapılan işi biz de sevdik, severek de inşa ediyoruz. İnterfiks ile 9 yıldır birlikte birçok çalışmanız olduğunu biliyoruz. Biraz bu çalışmalardan bahseder misiniz? İnterfiks ile 2005 yılında ilk olarak Mis İstanbul Evleri’yle başladık. Bir Toki toplu konut projesiydi. İnterfiks’le orada tanıştık ve uygulamaya başladık. O zamandan beri de devam ediyoruz. Şu anda İnterfiks’le bu benim dördüncü büyük projem. Grubun içerisinde ise bu şekilde sanıyorum 40 proje oldu. Büyük konsept projelerde mesela Otoport ve Skyport projelerinde birlikte çalıştık. Kardeş şirketlerde de İnterfiks ürünlerini performansından dolayı tercih ediyoruz ve şu anda 40 kadar projede İnterfiks kullanıyoruz. Bu arada şunu da söylemek gerekiyor; biz İnterfiks malzemesinin performansından çok memnunuz. Bu malzeme daha önce hiç bilinmiyordu ama birçok emsal ürüne göre daha performanslı bir malzeme. Biz netice aldık ve alıyoruz. Hiçbir sıkıntı yaşamıyoruz. Biz işcilik hatası yapmazsak malzeme işini yapıyor. Süleyman Karslıoğlu Gülyapı Proje Koordinatörü “İnterfiks ile az iş yapıyorsun ve yeterli performansı alıyorsun. Bundan daha iyi bir şey olamaz.” Hangi ürünleri kullanıyorsunuz? Avantajlarından bahsedebilir misiniz? iz Hyfix’i kullanıyoruz. Hyfix Expan’ı, Polisülfitlerini ve Epobondları kullanıyoruz. En büyük avantajları ki bunların ilki çok ekonomik bir malzeme, ikincisi ise çok kolay uygulanabilen malzeme olmaları. Uygulandıktan sonra da sorunsuz bir malzeme olduğunu söyleyebilirim. Başka ürünlerde bu söz konusu değil, onları koruma altına almanız gerekebiliyor. Ancak İnterfiks malzemeleri uygula bırak şeklinde. Üzerine taş, kaya mı dolduruyorsun, delinmiş mi gibi bir derdi hiç yok. Bir şantiyeci için çok kolay ve dertsiz bir malzeme. Bir sefer uyguladınız mı, ondan sonra o iş bitiyor bir daha düşünmüyorsunuz, unutuyorsunuz. Koruma yapmıyorsunuz, herhangi bir özen göstermenize de gerek yok. Şunu söyleyebilirim biz malzemeyi uyguluyoruz ertesi günde üstüne dolgu yapıyoruz. Bir de şöyle birşey var; istediğiniz dolgu malzemesiyle doldurabiliyorsunuz. Özel kum kullanacaksınız gibi bir durum yok. Her izolasyon malzemesinde olduğu gibi B en önemli şey yüzey hazırlığı. Bunu güzel yaparsanız uygulamayı da doğru bir insanla yaparsanız hiçbir problem yaşamazsınız. Biz yaşamadık bugüne kadar iyi gidiyor. Diğer malzemelere göre avantajı bu, yani uygulamadan sonrası çok önemli, mesela benim oraya köpük koymam lazım, tuğla duvar örmem lazım, zaman kaybetmem lazım, para harcamam lazım ama ben bunların hiçbirini yapmıyorum. Gelecek projelerinizden bahsedebilir misiniz? Aslında ben bundan sonra hangi projede olursam o projede temel perde izolasyonlarını İnterfiks’le yapacağım. Başka bir malzeme düşünmüyorum. İnterfiks’in rakipleri de var ama, biz artık dost olduk. Artık uzun bir işbirliği yoluna girdik gidiyoruz, şu anda birbirimizden memnunuz. Önümüzde daha çok projeler var. Gül Yapı bu civarın en büyük gruplarından bir tanesi, burada en çok işi yapan grup biziz. Her ne kadar biz çok fazla medyatik değilsek de metrekare bazında birçok medyatik grup bize yetişemez. Yalıtım malzemelerinin önemi hakkında bilgi verebilir misiniz? İmalatlarımızın içerisinde de bunun çok önemi var. Eğer siz buna gerekli önemi vermezseniz o iki gün sonra gelir sizin suratınıza şamar olarak patlar. Oradan bir yerden bir su kaçağı, su yalıtımını konuşuyoruz ama sadece su yalıtımı değil, su yalıtımı, ısı yalıtımı, ses yalıtımı bunların hepsi ayrı ayrı inşaatın görünmeyen kalemleridir. Siz bunları belki çok hissetmezsiniz ama o sizin dolaylı olarak konforunuzu ve cebinizi etkiler, eksik gösterdiğiniz ihtimamı sizden daha sonra fazlasıyla alır. Biz baştan onun için gerekli özeni azami biçimde gösteriyoruz. Bu özeni göstermezseniz bunun çözümleri çok pahalıya mal oluyor. Biz hakkımızda kötü reklam olmasın diye projelerimizde çözümleri baştan düşünüp maliyetine bakmadan en iyisini yapmaya çalıyoruz Yeraltına girdiğinizde su izolasyon u çok önem kazanıyor. Su izolasyonu hem içinde yaşayanların konforunu arttırıyor, hem de yapının ömrünü uzatıyor. Yani betonarmenin içine siz suyu işletmezseniz demir de çürümüyor, betonu da sağlam kalıyor. Demir çürüyünce genleşiyor, betonu patlatıyor. Diyorlar ya deprem olsa İstanbul’daki evler dayanıklı değil diye bunun nedeni hep izolasyon eksikliğinden kaynaklanıyor. İzolasyon olmazsa olmazdır, mutlaka ve mutlaka yüzde yüz önem gerektirir. 4 Sektör NİSAN 2014 nterpost Türkiye İnşaat Sektörü Büyümeye Devam Ediyor Türkiye inşaat sektörü bütün hızıyla büyümeye devam ediyor. Dünya liginde ilk 250’de 38 Türk şirketi yer alıyor. T ürkiye’nin inşaat malzemeleri ihracatı inşaat malzemeleri ihracatımız ise 22 milyar doları aştı. Yıllık uluslararası yeni iş tutarı, 30 milyar dolar eşiğini aştı ve 31.3 milyar dolara ulaştı. Türkiye inşaat sektöründen, dünyanın en büyük 250 müteahhitlik şirketi arasından 38’i Türk firması. Bu bakımdan Çin’den sonra ikinci sırada yer alan Türkiye, yurtdışı müteahhitlik hizmetleri; ekonomiye döviz girdisi, yurt dışında istihdam imkanları, teknoloji transferi ve bazı sanayi sektörlerimizin dünyaya açılması konularında ülkemize büyük katkı sağlıyor. Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Emin Sazak’ın, aktardığı şu bilgilere göre Türkiye’nin inşaat malzemeleri ihracatı da 2013’te 22 milyar dolara ulaşmış durumda. 1 yılda üstlendiğimiz yeni proje sayısı 374, Türk müteahhitlerin 1972-2013 döneminde faaliyet gösterdiği ülke sayısı 103, yurtdışında üstlenmiş oldukları projelerin sayısı 7 bin 371’e ve bu projelerin toplam tutarı da 274.1 milyar dolar. “22 milyar dolarlık inşaat malzemesi ihracatı yaptık” T ÜRKİYE İnşaat Malzemeleri Sanayicileri Derneği (İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Yetişener de, inşaat malzemeleri sanayinin, katma değeri yüksek üretim yaptığını belirterek; “İnşaat malzemeleri üretiminin Türkiye toplam sanayi içindeki payı yüzde 10. İmalat sektörü içindeki payı ise yüzde 17’ye yakın. Derneğin, temsil ettiği firmalar 1.5 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Çimento, demir-çelik, seramik, yalıtım, yapı kimyasalları, cam, doğal taş, sağlık gereçleri, tesisat malzemeleri, ısıtma-soğutma cihazları gibi pek çok önemli alt sektörün temsilcisiyiz. İnşaat malzemeleri ülkemiz için çok stratejik bir sektör. Çünkü inşaat sektöründe dünya çapında iddialıyız. 2013 yılında 22 milyar dolar ihracat yaptık. Dünya ihracat sıralamasında 5’inci sıradayız.” dedi. Derneğin yayınladığı yılın son aylık inşaat sektörü de- “İnşaat malzemeleri üretiminin Türkiye toplam sanayi içindeki payı yüzde 10. İmalat sektörü içindeki payı ise yüzde 17’ye yakın.” ğerlendirme raporunda, inşaat sektörünün büyüme rakamları, yapı ruhsatları ve kullanım izinleri, konut satışları ve inşaat malzemesi sektörüne ilişkin dış ticaret verileri ele alındığı raporda bu dönemde inşaat sektörünün büyüme hızında yavaşlama yaşansa da çift haneli gelişimin devam ettiği görüldüğü belirtiliyor. Rapora göre; inşaat sektöründe üçüncü çeyrekte kaydedilen büyüme yüzde 10,6 olarak gerçekleşirken, mevsimselliğin ve baz etkisinin bir sonucu olarak geçen dönemlere göre daha sınırlı bir gelişim gösteren sektörde çift haneli büyümenin sürmesi olumlu bir gelişme olarak vurgulanıyor. Bu büyümede sektörün kaynaklarının akılcı kullanarak mevcut projeleri sonuçlandırmaya odaklanmasının etkili olduğu belirtilen raporda; inşaat sektörünün büyüklüğünde ise çeyreklik bazda cari fiyatlarla dikkat çekilen 10 milyar TL’nin artık çok geride kaldığı görülüyor. 3. çeyrekte sektörün büyüklüğü ise 15,03 milyar TL düzeyine ulaşmış durumda… nterpost Proje Han Çadırı’na Türk İmzası Kazakistan’ın başkenti Astana’da yapımına 2006 yılında başlanan ve dünyanın en büyük çadırı olma niteliğine sahip olan KHAN SHATYR - Han Çadırı’nın yapımında İnterfiks ürünleri de kullanıldı. H YFIX; Kazakistan’ın başkenti Astana’da yapımına 2006 yılında başlanan ve dünyanın en büyük çadırı olma niteliğine sahip olan KHAN SHATYR Han Çadırı’nın su izolasyonunda gösterdiği büyük performans ile de bu gücünü kanıtladı. Dünyanın en yüksek köprüsü olan Millau Viyadüğü Fransa, Hong Kong Uluslarası Havalimanı ve Reichstag’ın restorasyonu gibi dünyaca tanınmış sayısız mimarlık projesine imzasını attan İngiliz mimar Lord Norman Foster tarafından dizayn edilen ve yaklaşık 2.5 yılda tamamlan KHAN SHATYR - Han Çadırı Orta Asya’nın en büyük alışveriş ve eğlence merkezi çadır formunda. 150 metre yüksekliğinde inşa edildi. 400 ton çelik halat kullanıldı. Toplam 123 bin metrekare inşaat alanına sahip 9 bin metrekare eğlence alanı bulunuyor. Toplam kiralanabilir alan 40 bin metrekare,160 adet lüks mağaza yer alıyor. HYFIX ile sorunsuz su yalıtımı Yaz- kış sıcaklık farkının 7080 dereceleri bulduğu, dünyanın en soğuk 2.başkenti olan Astana’da bataklık bir arazi üzerine kurulan ve dünyanın en yüksek 4.çelik yapısı olma özelliğini taşıyan Han Çadırı, hizmete açıldığından bu yana su yalıtımı konusunda teknik bir sorun yaşanmayarak HYFIX’in gücünü bir kez daha ispatladı. Projenin 60 bin metrekarelik temel alanında ve direk halatlarının bağlandığı 40bin metrekarelik perde alanında zorlu hava şartlarında uygulanan HYFIX Kimyasal Su Yalıtım Sistemleri; eksiz olma özelliği, yırtılmazlığı ve su geçirimsizlik değerleri ile korozyona karşı da en etkin ve en garantili çözümü sunuyor. NİSAN 2014 5 1989 yılında Türk i y e ’d e k i inşaat sektöründe yapı kimyasalları alanında yeni ürünlerin geliştirilmesi ve üretilmesine öncü olmak, geliştirdiği nitelikli, çevre dostu ürünleri ile sektörde kalitenin sürekliliİnterfiks yapı Kimyasalları A.Ş. ğinin korunmasına katkıda İcra Kurulu Başkanı bulunmak ve bu ürünlerin doğru kullanılması konusunda sistematik çözümler üretmek misyonu ile çıktığımız yolda siz değerli iş ortaklarımızla birlikte büyüyor ve sektör gelişimi için çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Tüm alt ve üst yapılarda yapının ekonomik ömrünün uzatılması, tasarruf sağlanması ve yaşam konforunun artırılması amacına yönelik olarak özellikle ısı, su, ses ve yangın yalıtımı uygulamaları inşaat sektörünün gelişmesine ve büyümesine paralel olarak gelişiyor ancak daha kat edilmesi gereken epey yolumuzun olduğuna inanıyoruz. Türkiye’de hala konut ihtiyacının bulunması, yükselen hayat standartlarına bağlı olarak kaliteli yapılara duyulan ihtiyaç ve mevcut yapı stoklarında güçlendirme ihtiyacı yalıtım sektörünün potansiyelinin ne kadar büyük olduğunu da kanıtlıyor. Ekonomik büyüklüğü yaklaşık 2 milyar dolara ulaşan yalıtım sektörünün 2013 yılında, içerisinde yer aldığı inşaat sektöründen daha iyi bir büyüme performansı göstermiş olduğunu söyleyebiliriz. Bu büyümeye oranla su yalıtımında ise beklenilen gelişimleri sağlayamadığımız görebiliyoruz. Su yalıtımında gerçekleşen uygulamanın 140 Milyon m2 de kaldığını, aslında yapılması gerekenin ise bunun en az iki hatta üç katı olduğunu söylemek mümkün. Isı yalıtımından sonra, 2013 yılı son çeyreğinde devreye aldığı ve öncelikle kamu binalarından başlamak kaydıyla su yalıtımını da zorunlu hale getirme kararının, sektöre büyük bir canlılık getireceğine inanıyoruz. Yapıların ömrünü uzatan su yalıtımına ilişkin gerekli olan tüm tedbirlerin, inşaatın ilk aşamasından itibaren ele alınacak olması ülkemizde yaşam kalitesinin doğru orantı ile artacak olmasının da müjdecisidir ve sektör için önemli bir gelişmedir. Tüm bu olumlu gelişmelerin yanı sıra, AR-GE’ye, kaliteye ve uluslararası gelişime önem veren, her yıl sermayesinin büyük bir bölümünü markalaşmaya ayıran kurumsal firmaların yaşadıkları sıkıntılarda yok değil. En büyük problem merdiven altı üreticiler. Standartlara uygun olmayan bu ürünlerin maliyet açısından piyasada bilinçsizce tercih ediliyor olması, gerek yapı ömrünün kısa ve kalitesiz oluşuna olumsuz katkısı, gerekse nihai kullanıcı ve sektörümüz adına gerçekten üzüntü verici bir durumdur. Günümüzde dahi nihai tüketicinin konu ile ilgili doğru bilgilere sahip olmamasıdır. Deprem kuşağı üzerinde bulunan ülkemizde su yalıtımı konusu çok daha fazla önem arz etmektedir. Su yalıtımı yapılmamış binalarda korozyon nedeni ile demirlerin kesit kaybına uğraması kaçınılmazdır. Yalıtım bilincinin artırılması ve nihai tüketicinin bilinçlenmesi için sektörün önde gelen firmalar olarak bizlere ve STK’lara büyük görevler düşmektedir. Hüseyin Bilmaç nterpost Kentsel dönüşüm NİSAN 2014 SEKTÖRE BAKIŞ 6 Kentsel Dönüşümde 2014 Hedefleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kentsel dönüşümde 2014 hedeflerini açıkladı. Bu yıl kentsel dönüşüm kapsamında evi yıkılanlara, yeni ev sahibi olmaları için toplam 1 milyar liralık kredi desteği verecek. Ş imdiye kadar 20 bin 889 binada 76 bin 608 konut ve 12 bin 261 iş yeri riskli ilan edilirken, bu çerçevede toplam 55 bin 734 bağımsız birimde yıkım çalışması başlatıldı. Bunlardan, 14 bin 886 iş yeri ve konutun bulunduğu 3 bin 73 yapı yıkıldı. Risk tespiti yapılan binaların yıkım çalışması bu yıl da devam ediyor. Bu yıl 50 bin binanın daha risk tespiti yapılacak. 650 bin ev ve dükkan yıkılacak Geçen yıl Bakanlar Kurulu kararıyla, 6 bin 931 hektarlık 106 alan riskli ilan edilmişti. 377 bin 167 ev ve dükkanın bulunduğu bu bölgelerde yaşayanların sayısı ise 1 milyon 69 bin 832 kişi olarak belirlenmişti. Bakanlık, bu yıl 100 alanı daha riskli ilan etmeyi planlıyor. 650 bin dükkan ve konutun da riskli ilan edileceği hesaplanırken, bu kapsamdaki yapıların yıkımına da başlanacak. İstanbul’da kiracılara bin 360 lira kira desteği verilecek Kentsel dönüşüm kapsamında evi yıkılan vatandaşlara, yeni ev almaları ya da tutmaları için kredi ve kira desteği verme uygulaması da devam edecek. Bu kapsamda bakanlık, bu yıl 1 milyar liralık kredi sağlayacak. Bankalarla işbirliği halinde verilecek kredi desteğiyle, evi yıkılan vatandaşlara yeni ev almaları için destek olunacak. Riskli yapılardaki hak sahiplerine kira yardımı için de 550 milyon liralık bütçe ayrıldı. Bakanlık, bölgelere göre vatandaşlara 425 ile bin 360 lira arasında değişen oranlarda kira ödemesi yapacak. Kira tutarı, Ankara, İzmir ve İstanbul gibi büyük şehirlerde malikler için aylık 680 kiracılar için de defaten bin 360 lira olacak. Bu yıl kira desteği tutarı, malik ve kiracılar için şöyle: Artvin, Hakkari, Erzincan, Tunceli, Kilis’te 425-850, Çanakkale, Rize, Şırnak, Muş, Düzce’de 480-960 Adıyaman, Sivas, Tokat, Batman’da 535 bin 70 Aydın, Diyarbakır, Antep, Urfa, Van’da 590 bin 180, Antalya, Bursa, Konya’da 640-bin 280, Ankara, İstanbul, İzmir’de 680-bin 360 lira. nterpost Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından kamu yapılarında, inşaatlarda temel ve bodrum katlarında su ve nem yalıtımını zorunlu hale getiren genelge yayınlandı. G enelgede, kontrol ve denetimi altında bulunan kamu binaları projelerinde, yapının yapılacağı arsada su durumu ne olursa olsun, işe ait zemin etüt raporu ve gözlemsel inceleme raporlarına dikkat edilmesi gerektiği belirtildi. Temel altı ve bodrum perde duvarlarında su ve nem yalıtımı yapılırken zemindeki su seviyesi, tipi, derinliğinin ve iklim koşullarının dikkate alınması gerektiği de açıklandı. Hüseyin Bilmaç İNTERVİZYON Binalarda Su Yalıtımı Zorunlu Yalıtım NİSAN 2014 B Mehmet YAMAN İnterfiks Yapı Kimyasalları A.Ş. Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yrd. “İnterfiks; sadece son yıllarda değil, kurulduğu 1989 yılından bu yana ekonomik kalkınmanın, doğal varlıkları ve çevreyi tahrip etmeden gerçekleşmesi gerekliliğini yönetim anlayışının temel ve değişmez unsurlarından biri olarak kabul etti”. aharın kendini hissettirmeye başladığı şu günlerde şirketimizin kuruluşunun 25.yılını kutluyor olmanın verdiği mutluluk ve İnterpost’un bu ilk sayısında sizlerle buluşmanın heyecanı birbirine karışıyor. Bundan böyle her üç ayda bir dünyadan ve Türkiye’den sektörel haberlerin yer alacağı gazetemiz ile karşınızda olacağınız. Dünyada enerji verimliliği kavramının büyük önem kazandığı günümüzde, doğal kaynaklarımızı korumanın ne kadar önemli olduğu artık herkes tarafından biliniyor. Tükettiğimiz besinlerin doğal olmasına gösterdiğimiz özenin yanı sıra hayatımızın her alanında kullandığımız malzemelerin de çevreye saygılı olması için çaba sarf ediyor ve bu konuda hassasiyet gösteriyoruz. Dünya genelinde yaşanan bu sorun çerçevesinde ülke liderleri dahi yaşanan iklim değişikliklerine, tükenen doğal kaynaklara dikkat çekiyor, başta ağır sanayi olmak üzere tüm sektörlerde üreticileri dikkatli olmaya davet ediyor. İşte de tam bu nedenden ötürü İnterfiks; sadece son yıllarda değil, kurulduğu 1989 yılından bu yana ekonomik kalkınmanın, doğal varlıkları ve çevreyi tahrip etmeden gerçekleşmesi gerekliliğini yönetim anlayışının temel ve değişmez unsurlarından biri olarak kabul etti. Yaşam konforunun artırılması amacına yönelik olarak 7 geliştirdiği nitelikli ve çevre dostu ürünleri ile sektörde kalitenin sürekliliğinin korunmasına katkıda bulundu ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için çalışmalarına bu yönde devam etti. Türkiye’ye ilk kez endüstriyel zemin sistemlerini getirerek ilklere imza atan İnterfiks; 1997 yılında ise sektöre sunduğu temel altı yalıtımında kuru serpme ve perde su yalıtımında ise sürme veya betona katkı yöntemleri ile uygulanan ürün grubu HYFIX Kimyasal Su Yalıtım Sistemleri ile su yalıtımı konusunda sektörde yeni bir çağ açtı. Betona işleyerek betonu geçirimsiz hale getirmekte olan, uygulama yapılacak bölgede yüzey hazırlığına gerek kalmadan zamandan ve uygulama maliyetlerinden tasarruf sağlayan HYFIX; yalnızca yüzeyi değil betonun tamamını yalıtarak ömür boyu su izolasyonu sağlıyor. Kuru Serpme uygulama avantajı ile diğer yalıtım uygulamalarına göre çok daha işlevsel olan ve uygulama öncesi astar, uygulama sonrası koruma katmanı gerektirmeyen HYFIX; seneler sonra bile oluşan kılcal çatlakları kendini tamir edebilen reaktif yapısından dolayı kimyasal su yalıtımı konusunda sağladığı % 100 performans ile çevreye saygılı dev projelerin tercihi oluyor. Daha güzel bir dünya için, korumak yetmez… Geliştirmek gerek. 8 nterpost Soru-Cevap NİSAN 2014 Cihat ERSAN İnterfiks Yapı Kimyasalları A.Ş. Teknik Hizmetler Gn. Md. Yrd. Bir SORU CEVAP KÖŞESİ B HYFIX, TEMEL ALTI SU YALITIMINDA HANGİ HAVA ŞARTLARINDA UYGULANABİLİR? eton dökülebilen her türlü hava şartında, HYFIX serpme sistem uygulaması ile temel altı su yalıtımı yapılabilir. HYFIX, beton dökümünden önce zemine 3kg/ m2 sarfiyatla serpilir. Hava şartlarından dolayı ortam ısısının eksi derecelerde veya çok sıcak havalarda olması yalıtımı etkilemez. Yağmur veya kar yağışı altında da temel betonu dökülebiliyorsa HYFIX serpme sistem ile su yalıtımı yapılabilir. HYFIX, dökülen betonla temas ettiğinde, hidratasyon sırasında çimentodan ortaya çıkan serbest malzemelerle, HYFIX içindeki kimyasallar, katalizör olan su yardımıyla reaksiyona girer. Bu durum, kapiler boşluklarda oluşan nano ölçekte, iğne uçlu, suda çözülmeyen, sert mineraller oluşmasına neden olarak, suyun geçeği boşlukları doldurur. Bu çalışma prensibinden dolayı, HYFIX serpme sistemle, beton dökülebilen her türlü hava şartında temel altı su yalıtımı yapılabilir. H HYFIX KULLANILAN BETONLARDA, SU YALITIM ÖMRÜ NE KADARDIR? YFIX ile su yalıtımı yapılan betonlarda, reaksiyon sonucunda beton yapısı içinde, suda çözünmeyen nano mineraller oluşturma özelliği sayesinde, en küçük kapiler boşlukları dahi doldurarak kompakt, geçirimsiz bir yapı oluşur. Bu nano mineral yapı, beton içinde, kum, mıcır gibi bir agrega oluşturduğundan,, beton yapı taşlarını oluşturan malzemeler gibi beton ömrü boyunca betonda kalırlar ve yalıtıma devam ederler. H HYFIX’İN SAĞLADIĞI FAYDALAR NELERDİR? YFIX, hem zamandan, hem de maliyetten tasarruf sağlayan bir üründür. Klasik membranla yapılan bohçalama sistemine göre çok daha hızlı ve kolay uygulanan, işçilik ve malzeme açısından çok daha maliyeti az, koruma katmanlarına gerek duy- T mayan bir su yalıtım sistemidir. Zaman ve fayda eğrisinde diğer su yalıtım sistemlerine göre çok daha efektiftir. Diğer malzemeler belirli bir süre için su yalıtımı yaparken, HYFIX, reaktif bir ürün olması nedeniyle, beton ömrü boyunca, betonun bir parçası olarak kalıyor. HYFIX ADMIX KATKISI, BETONLARDA BASINÇ MUKAVEMETİ NASIL ETKİLER? ek yüz kalıplı, çimento miktarının yüzde 2’si oranında, HYFIX ADMIX katılarak dökülen betonlarda, su yalıtımının yapılması haricinde, beton mukavemetinde de pozitif yönde artış sağlanır. HYFIX ADMIX toz malzemesi belli oranda su ile karıştırılıp, sıvı halde transmikser’e katılarak tüm betonda homojen karışması sağlanır. Beton içinde, kapiler boşluklarda oluşan nano ölçekte, sert mineraller oluşması ile kompakt beton elde edilir. Ayrıca, hidratasyon sırasında yüzde 35’i oranında reaksiyona giremeyen çimentonun etrafında oluşmuş jel tabakalarını da çözerek, onların da hidrotasyonları sağlanır. Hem bağlayıcılık özelliğinin artması, hem de kompakt beton oluşması nedeni ile, betonun basınç mukavemetinde yaklaşık yüzde 8’i oranında artış sağlanır. HYFIX’ in sağladığı faydalar bununla da sınırlı olmayıp su yalıtımının yanı sıra, beton ömrü boyunca demirleri korozyona karşı koruma altına alır. Ayrıca, betonu sülfat ve klorür ataklarına karşı da koruması ile çok yönlü fayda sağlar. nterpost İş güvenliği NİSAN 2014 İş Sağlığı ve Güvenliği Kavramı T arihte bir hastalığı (kurşun zehirlenmesini), mesleki bir sorun olarak ilk kez Hipokrat tanımladı. Daha sonra Pliny, MS 1. yüzyılda, cıva ve kükürt zehirlenmesinden söz etti. 15. yüzyılın sonlarında artan madencilik faaliyetleri sonrasında meslek hastalıklarıyla ilgili bilgiler de artmaya başladı. 1587’de Paracelsus maden işçileri ve dökümcülerde görülen hastalıklarla ilgili bir makale yazdı. Almanya’daki bir madenci kasabasında hekimlik yapan Georg Bauer Agricola (1494-1553) ise 1526 yılında yayınladığı De Re Metallica adlı yapıtında madencilerde sık görülen kazalar, hastalıklar ve korunma yöntemlerine değindi. 1775 yılında Percival Pott, baca temizliği yapan çocuklarda sonraki yıllarda scrotum kanserinin daha sık görüldüğünü bildirdi. İtalya’da doktorluk yapan ve hekimlere hastalarının ne iş yaptığını sormalarını öğütleyen Bernardo Ramazzini (1633– 1714) 1713 yılında yayınlanan De Morbis Artificum Diatriba (Çalışanların Hastalıkları) adlı yapıtında çeşitli çalışma biçimlerinin sağlık üzerine etkilerini inceleyerek, meslek hastalıklardan korunmak için alınabilecek önlemlerden söz etti. İŞ GÜVENLİĞİ İş sağlığı ve güvenliği, ülkemizde 2003 yılında kabul edilen 4851 sayılı kanunla çok daha yakından tanımaya başladığımız bir kavram. Aslında ülkemizde geçmişi oldukça eskiyken son 10 yıla kadar pratikte çok fazla uygulanmayan veya denetlenmeyen bir durumdu. Öncelikle bu kavramın insanlık tarihindeki yerine bir göz atalım. Ü Hakan ATİK Jeoloji Mühendisi C sınıfı İş Güvenliği Uzmanı lkemizde ise ilk sanayi sayılabilecek ilk oluşum Karadeniz Ereğli ve Zonguldak’taki kömür havzalarının keşfi ve işlenmesiyle ortaya çıkmıştır. Osmanlıların Fransızlarla kömürün çıkarılmasıyla ilgili anlaşma yapmasıyla İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili kurallar yaşadığımız topraklara girmiş oldu. Bu alanda ilk yasal düzenlemeler 1865 Dilaverpaşa Nizannamesi bunun ardından da 1869’da Maaddin Nizannamesi yayınlanmıştır. 1921’de ise savaş hali olan bir ortamda TBMM “Maden İşçilerinin hukukuna ait kanun’’ çıkarılmıştır. 1930’da “Umumi Hıfzıssıhha Kanunu” nun 180. maddesi ile en az elli işçi çalıştıran işyeri sahiplerine hekim bulundurma ve hastaları tedavi etme zorunluluğu getirilmiştir. Konu ile ilgili düzenlemeler 1936 yılında yasalaşan 3008 Sayılı İş Kanunu ile devam etmiş olup 1974 yılında yapılan değişiklikler 2003 yılına kadar gelmiştir. Arada kalan dönemde gelişmeler karşısında yeterli ilerleme sağlanamamıştır. AB’ye girme çabalarının da katkılarıyla 2003 yılında kabul edilen 4857 sayılı İş Kanunu ile iş sağlığı ve güvenliği alanına modern ve gelişmiş ülkelere daha yakın bir yaklaşım getirmeye başlamıştır. 2013 yılında ise 6331 sayılı kanunla İş Sağlığı ve güvenliği kavramı son haline gelmiştir. Günümüzdeki modern yaklaşım olan proaktif yaklaşımın felsefesi herhangi bir olay veya olaylar olmadan önce bunu tahmin edip önceden gereken Şimdi iş sağlığı ve güvenliği önlemleri kavramını biraz açalım alıp ve Bu konuda iki kurum oldukça önemuygulamaktan li. ILO ( International Labour Organizageçiyor. tion- Uluslararası Çalışma Örgütü 1919) ve WHO ( World Health Organization- Dünya Sağlık Örgütü-1948) İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili dünya çapında çalışmalar yapmaktadır. 1950 yılında ILO ve WHO İş sağlığı ve güvenliğini. İşten kaynaklanan tüm risk etmenlerinin kontrol edilerek çalışanların bedensel, akılsal ve sosyal iyilik durumunu korumak, geliştirmek, iyileştirmek ve işin çalışana, çalışanların işlerine uyumlarını sağlamak … olarak tanımlamıştır. İş sağlığı ve güvenliği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yönetilir. ÇSGB tarafından belirlenen iş yerlerinde birbiriyle koordineli çalışan İşyeri hekimleri ve İş Güvenliği uzmanları tarafından yürütülür. Bu uzmanlıklar Ortak Sağlık Güvenlik Birimi adı verilen eğitim kurumlarından belirlenen müfredat ve plan çerçevesinde eğitimlerini alır ve ilgili sınavdan geçer notu aldıklarında lisanlarına sahip olabilirler. İş yeri hekimliği görevi Tıp fakültelerinde Tıp doktoru diplomasına sahip kişiler tarafından yapılabilir. İş Güvenliği uzmanı ise Üniversitelerin Mühendislik, mimarlık veya teknik eğitim fakültelerinden mezun kişiler tarafından OSGB eğitimlerini ve ilgili sınavı geçtikten sonra lisanslarını alınıp çalışmaya başlayabilirler. 9 İş sağlığı ve güvenliği, hem çalışanları hem de işverenleri en sağlıklı ve güvenli çalışma ortamını sağlayıp hem zamandan hem de ekonomik olarak tasarruf etmesini sağlar. İş kazalarının büyük ölçüde önüne geçer. Bir işyerinde hem işverenin hem de çalışanların İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili sorumlulukları vardır. Her iki taraf sorumluluklarını bilmek ve bunlara uymak zorundadırlar. Günümüzdeki modern yaklaşım olan proaktif yaklaşımın felsefesi herhangi bir olay veya olaylar olmadan önce bunu tahmin edip önceden gereken önlemleri alıp ve uygulamaktan geçiyor. Bu yaklaşım hem kişilerin daha sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmasını sağlarken işverenlerin de olası bir kazayı da engellediği için hem maddi hem manevi problemlere karşı koruyor. Elbette insan olan her yerde hata olma ihtimali de mevcut, ancak önceden alınan önlemler sayesinde bu ihtimal oldukça düşük kalıyor. Çalışma ve Soyal Güvenlik Bakanlığı’nın belirlediği çalışma alanlarına göre az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olarak üç sınıfa ayrılıyor. Bu sınıflara göre işyerindeki İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri alınma zorunlulukları ve bu hizmeti almak zorunda oldukları zamanlar değişiyor. Spesifik çalışma alanlarında (Örn: Asbestle çalışma v.b) çalışma saatleri de ayarlanabilmektedir. İş kazası istatistiklerini göz attığımızda şöyle bir tabloyla karşılaşıyoruz; Elbette ülkemizde İş Sağlığı ve Güvenliği kavramının henüz oturmadığını çok net olarak söylemeliyiz. Bununla beraber ülkemizde iş kazası bildiriminin de çok doğru olmadığı bilinen bir gerçek. İş kazası bildirimi konusu oldukça önemli bir eksiklik. İşveren ve çalışanların bu konunun önemi ve sonrasında olabilecek daha büyük kazaları engellediği konusunda eğitilmeleri ve İş güvenliği uzmanlarının sayısının artması, bu istatistikleri zaman içerisinde tamamen değiştirecektir. 6331 sayılı İş kanunu çerçevesinde tüm bu sistem yönetilmektedir. Çalışma hayatındaki herkesin bu yasayı bilmesi çalışma hayatının daha sağlıklı ve kolay geçmesini sağlayacaktır. Bu konuda işveren ve çalışanları şeffaf olması bir zorunluluktur. Tarafların şeffaf olması bu sürecin en iyi şekilde yönetilmesini sağlayacaktır. Sağlıklı ve kazasız günler dilerim. 10 nterpost İnterdost NİSAN 2014 Gayrimenkul Sektörüne Yabancı Yatırımcı Atağı Gayrimenkul sektöründe yabancı yatırımcı profili çeşitleniyor. Bu kapsamda da Singapur ve Çin’den gelen yatırımcıların dışında küresel emeklilik fonları da Türkiye’ye yönelmeye başladı. K İNTERDOST üresel Ekonomik Gelişmeler Sonrası Türkiye Gayrimenkul Piyasası’nı’ değerlendiren Cushman& Wakefield Yatırım ve Sermaye Piyasaları Direktörü Didem Erendil Tüzer, Ortadoğulu yatırımcıların ardından küresel emeklilik fonlarının da yüzünü Türkiye’ye çevirdiğini söyledi. Tüzer, küresel emeklilik fonlarının yatırım için Türkiye’deki ekonomik ve siyasi istikrarı beklediğinin altını çizdi. Türkiye gayrimenkul yatırım piyasasındaki son 10 yıllık Avrupalı yatırımcıların hakimiyetinin giderek çeşitlendiğini belirten Tüzer, Ortadoğulu yatırımcı ilgisini, Azerbaycan ve Rusya’nın takip ettiğini ve son olarak Singapur ve Çin başta olmak üzere Asya-Pasifik bölgesindeki devlet fonlarının da Türkiye ile ilgilenmeye başladığını vurguladı. Bunların yanı sıra özellikle 2013 yılında ikinci kredi notu artışını takiben küresel emeklilik fonlarının Türkiye pazarını incelemeye aldıklarını ifade eden Tüzer, “Kuzey Amerika ve Kanada fonları kendi bölgelerinde yatırımların doyuma ulaşması ile Türkiye’yi de içine alan Avrupa bölgesi içerisinde yatırımlarını artırmaya başladı. Bu fonların yakın gelecekte Türkiye için önemli sermaye alternatifleri olacaklarını düşünüyorum” dedi. Bekleme aşamasında Mayıs itibariyle FED’in tahvil alımlarını düşürmesi, son aylardaki politik süreç ve de yaklaşan yerel seçimlerin yarattığı belirsizliğin piyasayı incelemeye alan yabancı yatırımcıları beklemeye zorladığını vurgulayan Didem Erendil Tüzer, Kuzey Amerika ve Kanada bölgesinden emeklilik fonları bu dönemde yatırım kararlarını yavaşlattıklarını duyurdu. Alternatif yatırımlar olacak Konut projelerinin dışında ofis yatırımlarının da artacağının altını çizen Didem Erendil Tüzer, ofisin yanı sıra öğrenci Tüm doğa dostlarına merhaba, zun yıllardır İnterfiks ailesinin bir üyesiyim. Bu ailenin içinde yer almak, keyifle çalışmanın yanı sıra benim için bir büyük ayrıcalık haline geldi. İnterfiks; doğada can bulan tüm canlılara duyduğumuz sevginin, saygının ve yaşadığımız topluma karşı sorumluluklarımızın bilinci ile yaşamın en zayıf halkası olan doğa ve hayvana son derece duyarlı yaklaşımları ile dünyayı daha güzel yarınlara taşımak için çalışan ve bu ko- U Nuray ÇAMCI İnterfiks / Satış Destek Sorumlusu yurtları, yaşlı bakım merkezleri ve kamu-özel işbirlikleri ile devam eden sağlık projeleri gibi alternatif yatırımlara da yabancı ilgisinin arttığını duyurdu. ‘2016’da 5 milyon m2’yi aşacak Ofis pazarına ilişkin değerlendirme yapan Didem Erendil Tüzer, “Hali hazırda yaklaşık 3.3 milyon metrekare A Sınıfı ofis bulunan İstanbul’un ofis arzının 2014 yılı sonuna kadar yaklaşık 1 milyon metrekare daha artacağını belirtti. Tüzer, A sınıfı ofis arzının 2016 sonunda 5 milyon metrekareyi aşmasını beklediklerini iletti. Tüzer, ofis piyasasının 2013 yılında hem geliştiricilerin hem de kullanıcıların en aktif yatırım yaptıkları sektörlerden birisi olduğunun altını çizerek “İstanbul’un jeopolitik konumu, önemli global şehirlere yakınlığı, ekonomik gücü ve büyüme potansiyeli sayesinde yabancı yatırımcıların 2014 yılında da ofis pazarına ilgisi büyük olacaktır” dedi. nularda gerçekten de elini taşın altına sokan nadir firmalardan biri. O yüzden bu ailenin içinde olmak beni mutlu etmekle birlikte gelecek için de umutlandırıyor. Kurucumuz Sayın Gül Yaman’ın liderliğinde tüm firma çalışanlarımızın da katkısıyla, sokaklarda yaşam savaşı veren birçok patili dostumuzun bakımını gerçekleştiriyor, yaşam haklarına duyduğumuz saygı ile onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. İnterfiks merkez ofisimizde ve fabrika bahçemizde bizimle beraber yaşayan birçok can dostumuz var. Tahmin edersiniz ki hepsinin de ayrı hayat hikâyeleri var. Bu sayımızda sadece fotoğraflarını paylaşıyor olduğum dostlarımızın hikayelerini de gelecek sayımız itibariyle İnterpost gazetemizde bana ayrılan bu köşede sizlere anlatıyor olacağım. Terk edilmek tüm canlılara aynı acıyı verir. Can dostlarımıza da yaşam hakkı verelim. Onlarda bizim gibi yaşamayı ve özgür bir dünyada olmayı hak ediyorlar. Gelecek sayıda Paşa’nın hikayesinde buluşmak üzere… nterpost İmtiyaz sahibi: İnterfiks Yapı Kimyasalları İnşaat ve San. A.Ş. adına GÜL YAMAN Genel Koordinatör: Hüseyin Bilmaç Yayın Sorumlusu ve Yazı İşleri Müdürü: Mehmet Yaman Editör: Müjgan Çatalkaya Grafik Tasarım: Ünal Akan Yapım: Medicon - ETC Baskı: Bilnet Matbaacılık Biltur Basım Yayın ve Hizmet A.Ş. Tel: 0216 444 44 03 www.bilnet.net.tr İnterfiks Yapı Kimyasalları İnşaat San. ve Tic. A.Ş kurumsal gazetesidir. 3 ayda bir yayınlanır. Satılamaz. İletişim bilgileri: interpost@interfiks.com.tr Adres: FSM Cad. Liscon İş Merkezi, No: 7 Kat: 2 Kavacık - Beykoz nterpost İnterkültürel NİSAN 2014 11 Kültürlerin ve Dinlerin Buluşma Noktası! Sizlere, kıymetini pek bilemediğimiz bu toprakların geçmişinden bahsedeceğim bu köşede… İnsanlık tarihinin başlangıcından beri kültürlerin buluşma alanı olduğunu sıklıkla duyarız ama bunun gerçekte ne anlama geldiğini merak eder miyiz acaba? İNTERKÜLTÜREL A nadolu toprakları, onbinlerce yıllık medeniyet y ü r ü y ü ş ü mü z de en çok aşınan topraklar olmuş. Mağaradan çıkan yarı vahşi ilk insan, medeniyete doğru yürüyüşünde, birçok ilkleri bu topraklarda gerçekleştirmiş: İlk sosyal topluluklar, ilk köy/kent yerleşimi, bilinen en eski tapınaklar, ilk metal işleme, tarımsal üretimin bilinen en eski izleri, ilk para ve daha birçok “ilklerin” Anadolu topraklarında ortaya çıktığını okuyunca şaşırır mısınız acaba? Anaerkil toplum ve çoktanrılı inanç biçimleri Nevali Çori, Aşıklı Höyük, Çatal Höyük gibi merkezlerde olgunlaşmış ve tektanrılı dinlere geçişte en önemli kültürel oluşumlar buralarda ortaya çıkmış; Semavi dinlerdeki ortak hikayelerin birçoğunun, Anadolu’da karşımıza çıkmasına şaşırmamak lazım, örnek mi? Büyük tufanda, kavmini kurtaran ve yaptığı o çok özel gemi ile tüm canlıların soyunu koruyan Nuh peygamber Kuran’a göre Cudi, Tevrat ve İncil e göre ise Ağrı dağına ayak basar… ne ilginç ki her iki dağ da Anadolu’da… Tek tanrılılık inancının ilk müjdecisi sayılan Hazreti İbrahim de Urfalı bir hemşerimizdir… Oğlu İshak’ın soyundan Yahudi’lerin geldiğine ve diğer oğlu İsmail’in ise Arapların atası olduğuna inanılır… Kuran’a göre Allah’a adanmış en eski mabet olan Kâbe’nin temelleri de Urfalı Hz. İbrahim ve İsmail tarafından atılmıştır. Şaşırmaya devam: daha da eskilere gidersek, ilk atalarımız olan Adem ile Havva’nın kovulduğu Eden Bahçesi (cennet) Tevrat’ın Genesis bölümünde dört büyük nehrin aktığı muhteşem verimli bahçeler diye anlatılır ya… bakalım bu nehirler tanıdık geliyor mu? “Eden’den bahçeyi sulayan bir nehir geçti; sonra nehir dörde bölündü. İlkinin adı Pishon’du; topraklarında altının, sakız ağaçlarının, onyx taşının oldu- Mansur KARAKOÇ Profesyonel Turist Rehberi “Sizlere, kıymetini pek bilemediğimiz bu toprakların geçmişinden bahsedeceğim bu köşede… İnsanlık tarihinin başlangıcından beri kültürlerin buluşma alanı olduğunu sıklıkla duyarız ama bunun gerçekte ne anlama geldiğini merak eder miyiz acaba?” ğu Havilah’tan geçti. İkinci nehrin adı Gihon’du, Cush bölgesini sulardı. Üçüncü nehrin adı Tigris’di. Asur’un doğusundan gelirdi. Dördüncü nehrin adı Euphrates’di” Tarihöncesi çağlara ait tüm bilgimizi ve tarihi/kültürel birikimleri altüst eden, 12.000 yıllık dini yapıların bulunduğu Göbeklitepe’nin neden Dicle ve Fırat’ın ortasında olduğuna şaşırmamalıyız. Çok uzağa değil Antakya’ya gidelim. İlk Hıristiyan cemaati/ kilisesinin burada kurulduğunu ve hatta ilk kez Hıristiyan sözcüğünün de burada kullanıldığını İncil yazarları not düşerler… O İnciller’i 4 yazar kaleme almıştır. Bunlardan biri Antakya’da, diğeri Efes’te ve üçüncüsü Fırat kıyısında Rumkale’de yazılmıştır. Aziz Yuhanna, İncilinde Hıristiyan’ların ilk 7 kilisesini anlatır, Vahiy kiliseleri denilen bu çok önemli ilk 7 kilisenin yedisi de Anadolu’dadır; artık duruma alıştık, şaşırmıyoruz galiba… Ötesi mi : bu 7 kiliseyi kuran ve İsa’nın öğretisini dünyaya yayan Aziz Paulus doğma büyüme Tarsuslu hemşerimizdir. Yeri gelmişken Anadolu’nun ilk camisinin, Hatay’da eski bir tapınağın yerine 636 yılında yapılan Habib-i Neccar Cami olduğunu da belirtelim. 8. yy dan itibaren Anadolu’ya yayılan İslam, Türk’lerle birlikte birçok önemli mimari ve kültürel eser bırakır: Diyarbakır Mesudiye medresesi, Niksar, Kayseri, Sivas ve en önemlileri Konya Selçuklu medreseleri… ki bu ilim ve bilim yuvalarında nice önemli alim yetişmiştir. Tasavvuf geleneğinin de bu topraklarda olgunlaşıp derin iz bırakmış olması da şaşırtıcı değildir. Sümerlerin, Hitit ve Asurluların kültürel mirası, ZerdüştBudist gelenekler ile harmanlanmış; Musevilik, Süryanilik, Gnostik Hıristiyanlık ve Sûfi İslâm gibi esoterik felsefeler de topraklarımızda birbiri ardına yeşermiş ve meyve vermiştir… Bunca kadim kültürün yer aldığı topraklarda yaşıyor olmaktan dolayı çok şanslıyız. TEMELİNİZDEKİ GİZLİ GÜÇ... HYFIX Kimyasal Su Yalıtım Sistemleri, toprak altı su yalıtımında betona derinlemesine işleyerek %100 geçirimsizlik sağlar, suyun ve agresif kimyasalların temellerde yol açtığı tüm olumsuzluklara son verir. Son derece verimli, güvenli ve kolay uygulanabilen HYFIX, projenizin uzun ömürlü olmasını sağlayarak yapılarınızın değerini artırır. HYFIX*... 25 yıldır dev projelerin temelinde yatan gizli güç! * HYFIX serpme yöntemiyle geçirimsizlik sağlayan ilk toprak altı su yalıtım malzemesidir. Bilinen klasik uygulamalara göre çok daha ekonomik olan HYFIX, her türlü hava koşullarında güvenle uygulanır. interfiks.com.tr | facebook.com/interfiks “yapıları yaşatır!”