MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
Transkript
MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp
06.09.2010 10:52 Page 1 BAÞLARKEN MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:52 Page 2 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N 1983 2 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:52 Page 3 Kendini Gerçekleþtirmiþ Bir Ýnsan Olarak Mehmet Turgut Dr. Turhan YÖRÜKÂN (TÜRK YURDU) Aðustos 2006 M ehmet Turgut'un kiþilik yapýsýný incelerken kullanacaðýmýz kendini gerçekleþtirme (self-actualization) kavramý, ilk defa Kurt Golstein tarafýndan Der aufbau des organismus (1934), sonradan 1939 yýlýnda Ýngilizce'ye The Organism adýyla çevrilmiþ olan kitabýnda kullanýlmýþtýr. Bu kavramý kiþilik psikolojisinin temel kavramlarýndan biri hâline getirenler ise On Becoming a Person (1961) ve Carl Rogers on Personal Power (1977) adlý kitaplarýyla Carl Ransom Rogers ile aþaðýda görüleceði üzere, Abraham Maslow olmuþtur. Kendini gerçekleþtirme, bir kimsenin "olabileceðini olmasý" için sahip olduðu eðilimi veya arzuyu ifade etmektedir. Rogers, kendini gerçekleþtirme kavramýnýn yanýnda veya onun yerine bazý hâllerde kiþisel büyüme veya geliþme kavramýný da kullanmaktadýr. Ona göre açlýk, cinsellik, güvenlik ve baþarý sâikleri (güdüleri), tek bir nihaî sâik olan kiþisel büyümenin farklý veçhelerini oluþturmakta ve doðal bir nitelik olarak, canlý organizmanýn genetik karakterini belirleyen, büyümeyi, ilerlemeyi saðlayan sâiktir. Maslow da Rogers gibi, konuya çok daha fazla bir katkýda bulunarak, Motivation and Personality (1954,1970,1987), Toward a Psychology of Being (1962) ve The Farther Reaches of Human Nature (1971) adlý kitaplarýyla, organizmanýn, kendisini koruyan, kendisini yönlendiren, kendisini idare eden ve doðuþtan sahip olunan organismic bir deðerlendirme sürecine, bedenî bir bilgeliðe sahip olduðuna inanmaktadýr. Maslow'a göre insanýn içinde bulunan bu eðilim, zayýf veya kuvvetli olarak, var olmakta devam etmekte ve sürekli bir þekilde gerçekleþmek, ortaya çýkmak için bir baskýda bulunmaktadýr. Bu da benliðin kendini kuvveden fiile çýkarmasý, insanýn kendi kendisini gerçekleþtirmesi için bir zemin oluþturmaktadýr. 3 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:52 Page 4 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Bize göre bu sâiktir ki, Mehmet Turgut'un kiþilik yapýsýný anlamamýza yardýmcý olacaktýr. Bu sâiktir ki, Mehmet Turgut'u yönlendirmiþ, zor þartlar altýnda gerçekleþmiþ bir öðrenim hayatýna raðmen, "adam olacak çocuk" konumuna yükseltmiþ, fýrsatlarý deðerlendirmesine vesile olmuþtur. Yine bu sâiktir ki 1975 yýlýnda bir enfarktüs, 1982 yýlýnda geç kalýndýðý zaman tehlikeli olabilecek bir kolon ameliyatý, 2002 yýlýnda bir by-pass ve kalp anevrizmasý ameliyatý geçirmesine, 2008 yýlýnda yapýlmýþ olan bir operasyonla göðsünde bir kalp pili taþýmasýna raðmen, onu yýlmaz ve yorulmaz bir insan hâline getirmiþtir. Bu rahatsýzlýklarýnýn bir kýsmýný aktif politikanýn içerisinde iken, hattâ bakanlýk yaparken geçirdiði hâlde, yapmak istediklerini, hayatýný hiçe sayarcasýna yapmaya devam etmiþtir. Ne var ki son on gün içerisinde geçirdiði bir akciðer enfeksiyonuna yenik düþerek ve masasýnýn üzerinde baskýya hazýrlamaya çalýþtýðý iki yeni kitap býrakarak, 01.07.2009 tarihinde hayatýný kaybetmiþtir. Þimdi, Ankara Gölbaþý Mezarlýðý'nda 1 ada, 278 parseldeki kabrinde yatmakta ve sevenlerini üzüntüye boðmaktadýr. Abraham Maslow'a göre, temel ihtiyaçlar, baþka bir ifadeyle temel sâikler, en basit veya ilkel olandan en geliþmiþ ve karmaþýk olana doðru bir hiyerarþik düzen içerisinde bulunurlar. Bir önceki ihtiyaç tatmin edilmedikçe, diðerleri kendilerini ön plâna çýkarmazlar. Bu hiyerarþik düzen içerisinde en temelde bulunan biyolojik ihtiyaçlarý sýrasýyla güvenlik, baþkalarýyla iliþki kurma, sevme ve sevilme gibi ihtiyaçlarý bünyesinde toplayan ait olma ve sevme ihtiyacý ile insanýn kendisini sevmesi, kendisini yeterli, iþinin ehli, kabiliyetli ve etkili bulmasýný saðlayan kendine-güven ihtiyacý takip eder. Holistik görüþlerinin yanýnda hümanist bir kiþilik görüþü de benimsemiþ olan Maslow'a göre bu hiyerarþik düzenin en üst tabakasýný oluþturan temel ihtiyaç, kendini gerçekleþtirme ihtiyacýdýr; bu, insanýn kendisini, saklý güçlerini, potansiyellerini geliþtirmesi, kuvveden fiile çýkarmasý ihtiyacýdýr. Kendi kendisini gerçekleþtiren bir insan, kendisinin, kendi güçlerinin farkýnda olan, kendisini tanýyýp onu olduðu gibi kabul eden, sosyal olarak tepki göstermesini bilen, yaratýcý, spontane davranýþlarda bulunan, yerine göre açýk olan, tavýr olarak meydan okumasýný bilen, mücadeleci bir insandýr. Bu baðlamda olmak üzere, Mehmet Turgut, parlâmenterlerimiz arasýnda, dik durmasýný bilen, gazetelerde manþet olmuþ "Benim adým Mehmet Turgut" sözü ile üstün karakter özelliði göstermiþ olan; 4 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 5 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N bakan olarak binlerce insana iþ imkâný saðlamýþ olmanýn yanýnda, yaptýklarýndan daha önemli bir özellik olarak, uydu olmamýþ, gerektiðinde direnmesini, tavýr koymasýný bilmiþ bir politikacýdýr. Maslow, kendini gerçekleþtirme kavramýnýn içeriðini belirlemek için iki temel araþtýrma yapmýþtýr. Biyografik yazýlara dayanarak Abraham Lincoln, Thomas Jefferson, George Washington. Eleanor Roosvelt, Martin Luther King, Malcolm X, Spinoza, Albert Schweitzer, Albert Einstein, Jane Addams, William James, Aldous Huxley, Pablo Casals, Aldai Stevenson, Camille Pissaro gibi pek çok ünlü insanýn davranýþ kalýplarýný ince bir araþtýrmaya tâbi tutmuþtur. Maslow, ünlü kiþiler arasýndan bir seçme yaparken, seçtiði kimselerin herhangi bir nevrotik eðilime, psikotik bir kiþilik yapýsýna veya psikoza mâruz kalmamýþ olmasýna dikkat etmiþ, bu kimselerin kendilerini gerçekleþtirmek açýsýndan nasýl bir çaba sarf etmiþ olduklarýna önem vermiþtir. Bu þahýslarýn hayatlarýný geniþ ve derinlemesine bir incelemeye tâbi tuttuktan sonra, elde ettiði sonuçlara dayanarak belirlediði kiþilik özelliklerini 3000 kolej öðrencisi üzerinde deneyerek, kendi kendisini gerçekleþtirmiþ olanlarla olmayanlar üzerinde Roschach Testi, Murray'ýn Thematic Apperception Testi, Serbest Çaðrýþým Tekniði gibi psikolojik teknikler uygulamanýn yanýnda, derinlemesine mülâkatlar da yaparak, bu kimselerin kendi kendilerini geliþtirme konusunda ne derece baþarý gösterdiklerini ortaya koyan bir temel karakteristikler envanteri ortaya koymuþtur. Mehmet Turgut'un bu temel karakteristiklerin hemen hepsine sahip bir insan olduðunu görmekteyiz. Mehmet Turgut, göreceðimiz üzere, Maslow'un inceleme yaptýðý kimselerde gördüðü biçimde, ben merkezli, kendine yönelik bir insan olmaktan çok, karþýlaþtýðý problemlere yönelik bir insan olmuþtur. Hatýrlayamayacak kadar küçük yaþta kaybettiði annesine yöneltebileceði sevgisini baþkalarýna, genelde bu ülkenin insanlarýna yöneltmiþ, onlar için çalýþmýþtýr. Güçlü bir sosyal duygu geliþtirmiþtir. Bu temel yönelme ile de hayatýnýn Misyonunu, geniþ sosyal problemlerin çözümüne adamýþtýr. Ýnsanlarla aynîleþmiþ; onlarýn duygu ve düþüncelerine yakýn olmaya çalýþmýþtýr; onlarýn acýlarýný paylaþmýþtýr. Eþi Türkân Turgut'a, Adalet Partisi Kadýn Kollarý Genel Sekreteri olarak çalýþmýþ bir kimse olan Ediz Terim imzasýyla gönderilen bir taziye mektubunda ifade edildiði þekilde, herkesin "kale gibi arkasýnda duran", baþlarý sýkýþtýðý zaman yardýmlarýna koþan bir insan olmuþtur. Mehmet Turgut hem sevmiþ hem de sevilmeyi istemiþ bir kimsedir. Nitekim, yukarda sözü geçen 5 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 6 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N o ünlü kiþiler gibi, insanlar tarafýndan sevilsin istemiþtir. Para peþinde koþmadan ülkesini sevmiþ, ülkesinin insanlarýndan olmuþ; ülkesine ve insanlarýna yabancýlaþmamýþtýr. *** Bir köylü ailenin çocuðu olarak 1929 yýlýnda dünyaya gelmiþ olan Mehmet Turgut, yakýn bir köyde bulunan 3 sýnýflý bir okulda okuduktan sonra, orta ve lise tahsilini birtakým sýnavlar kazanarak, iftihar listelerine girerek ve parasýz yatýlý bir öðrenci olarak; üniversite öðrenimini, Sümerbank'tan kazandýðý bir burs ile mecburî hizmet yüklenerek tamamlamýþtýr. Sýnavýný kazandýðý Ýstanbul Teknik Üniversitesi'ne kaydýný yaptýrmak üzere geldiði zaman, Ergun Göze'nin H.O.Tercüman'da, 15.05.2005 tarihinde yayýmladýðý bir sohbet yazýsýnda ifâde ettiði üzere, kendisininki gibi, parasýz yatýlý öðrencilerin giydiði kýsalmýþ pantolonundan dolayý yakýnlýk duyduðu bir insanla, Ýdris Yamantürk'le tanýþmýþ ve onunla olan arkadaþlýðýný da ölünceye kadar sürdürmüþtür. Yamantürk'le birlikte milliyetçi derneklerde görev almýþ, kendi özel iþini kurmuþ, daha sonra da iþ yerini kapatarak siyasî hayata atýlmýþtýr. Doðup büyüdüðü yerleri, köyünü, ora insanlarýný hiç unutmamýþtýr. Dört dönem milletvekili olmuþ, üç defa da bakanlýk yapmýþtýr. Siyaseti býraktýktan sonra, Türkiye Ýþ Bankasý da dahil olmak üzere, bazý kuruluþlarýn yönetim kurulu baþkaný olarak çalýþmýþtýr. Pek çok kimsenin gösteremeyeceði bir çaba harcayarak, teknik bir adam, bir makine yüksek mühendisi olmasýna raðmen, sosyo-ekonomik konularda kendisini yetiþtirmiþ, Türkiye Yazarlar Birliði "Yýlýn Yazarý Ödülü" ile "Millî Kültür Hizmet ve Þeref Armaðaný" kazanmýþ kitaplarý da dâhil olmak üzere, 24 kitap yazmýþtýr. Böylece kendi potansiyelini gerçekleþtirmiþ nâdir insanlardan biri olmuþtur. Bütün bunlarý, Kurt Lewin ve arkaþlarýnýn kimlik psikolojisine kazandýrdýklarý bir yaklaþým olarak ümit seviyesi ve baþarý seviyesi arasýnda herhangi bir uyumsuzluk yaþamadan gerçekleþtirmiþtir. Mehmet Turgut, 1960 - 1962 yýllarý arasýnda çeþitli yayýn organlarýnda yayýmladýðý yazýlarýndan bir seçme yaparak Dostluða Dair (1966) adýyla küçük bir kitap yayýmlamýþ; "politikanýn eþiðinde" kendi temel yönelmesini belirleyen bu küçük kitabýn "Önsöz"ünde ileri sürdüðü "Fikirlerin büyük ekseriyetinin, bugün de ve hattâ yarýn da söylenebilecek fikirler olduðuna" iþaret ederek, 17.03. 1961 tarihinde yayýmladýðý "Politikada Cesaret ve Karakter" adlý yazýsýnda, 6 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 7 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N insanýn "Baskýlardan kurtulup cesaret ve metanetle doðru bulduðu, kabul ettiði bir fikri ve inandýðý bir davayý savunmasý hakikaten zordur ve büyüklük ister. Bilgi ister, samimiyet ve fedakârlýk ister. Ayrýca, politikada cesaretin devamlý, insicamlý ve hakikî bir cesaret olabilmesi için baþka bir vasýfla, baþka bir ruhî hasletle birlikte bulunmasý icap eder. Bu vasýf, saðlam karakterli olmaktýr… Cesaret, karakter adý verilen ve insanýn manevî varlýðýný teþkil eden dürüstlük, ciddiyet, iman saðlamlýðý, samimiyet, azim ve sebat gibi ruhî vasýflara çok sýký bir biçimde baðlýdýr", demektedir. "Türkiye'mizde, politik hayatýmýzda hakikî cesaret gösterecek, susma ve konuþma anlarýný iyi tayin edecek ve zamanýnda göstereceði örnek bir hareketle tarihin seyrini rahatça deðiþtirebilecek insanlara" ihtiyaç olduðunu söyleyerek, Batý tarihinin böylesine cesur ve kritik anlarda en doðru hareketi yapmýþ insanlarla dolu olduðuna iþaret etmektedir (ss.17-19). Mehmet Turgut, 19.04.1961 tarihli "Sevmek ve Sevmemek" adlý yazýsýnda, "Nerede sevgi, nerede tolerans, nerede merhamet varsa, orada dostluk, huzur ve saadet vardýr. Bir cemiyette saadet ve huzurun ilk þartý, fertler ve zümreler arasýnda sevgi, müsamaha ve adâlet duygusunun yerleþmesidir. Kin, nefret ve intikam hislerinden ancak felâketler doðar" diyerek, "Ýnsanlarýmýzý sevelim… Kalplerimizi bizim gibi düþünmeyenlere de açmasýný bilelim. Ýnsanlarýn bir kýsmýna karþý duyulan sevgi, bizi bencilliðe ve kýskançlýða götürmesin"; 10.Kasým 1961 tarihli "Politika ve Yalan" yazýsýnda "Hiç þüphe yok ki politikada yalan ve yalancýnýn memlekete verdiði zarar, cemiyette herhangi bir ferdin verdiði zarardan binlerce defa daha büyüktür" (s.27) demekte, 1971 yýlýnda yayýmlanmýþ olan Türkiye'nin Geleceði adlý kitabýnda "Politika ve Cesaret" ve "Politika ve Yalan" bölümlerinde, bugün için de mânidar olabilecek açýklamalar yapmaktadýr. 16.08.1961 tarihinde yazdýðý "Onlar" adlý yazýsýnda ise "Dün yerlerde yuvarlanarak ölçüsüzce övdüðüne, bugün gayet yüksekten bakarak insafsýzca söven" yandaþlardan bahsederken "Her fikir için kiralýk kalemler, her istikamete karþý yanar-döner vicdanlar, her devir için satýlýk þahsiyetler onlarýn arasýnda. Her parti, her teþekkül ve her zihniyet için kuvvetli olduðu müddetçe meddahlýk onlarda…" (s.49) diyerek, bugün, her zamandan daha çok örneklerine rastladýðýmýz "onlar" için de bir þeyler söyleme ihtiyacýný duymuþtur. Mehmet Turgut, 23.08.1961 tarihli "En Önemli Mesele" adlý yazýsýnda, bugün için çok büyük önemi bulunan bir uyarýda bulunarak, 7 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 8 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Türkiye'nin temelleri atýlýrken dikkat edilecek hususlarýn baþýnda, istikbalde milletimizin birtakým kin, nefret ve düþman gruplar hâlinde parçalara bölünmesini önlemek olduðunu söylemektedir (s.56). Bu sözleriyle Maslow'un ünlü kiþileri gibi henüz 33 yaþýndayken bile fikirleri olgunlaþmýþ bir ahlâk reformcusu, bir sosyal felsefeci gibi düþünmüþ ve hareket etmiþtir. Halktan gelmiþ ve halký unutmamýþ olan bu insan, bütün hayatý boyunca, söylediklerine, yazdýklarýna ve icraatýna baðlý kalmýþ; düþüncelerini ve eylemlerini kiþiliðinin bir parçasý hâline getirmiþtir. Gün yüzüne çýkardýðý kiþiliðini, baðlý kaldýðý bu fikirlerin ýþýðýnda þekillendirmiþtir. Mehmet Turgut'un Türkiye'nin Geleceði adlý kitabýný tanýtmak için Hasan Pulur'un 13.12.1983 tarihinde yazdýðý bir yazýda ifade ettiði üzere, "Bazý politikacýlar vardýr ki biz onlarý Millet Partililere benzetiriz, 1950 yýllarýnýn Millet Partililerine… Sadýk Aldoðan gibi, Fuat Arna gibi, Saadet Kaçar gibi… Bunlar inanç insanlarýdýr, politikada en önemli þartlardan ve vasýtalardan biri olduðu söylenen esneklik, bunlarda yoktur. Bu insanlar, inançlarýndan ne pahasýna olursa olsun, hiç fedakârlýk yapmazlar. Böyle inanmýþlardýr, böyle gideceklerdir. Ýnandýklarýný, doðruluðuna inandýklarýný mutlaka söyleyeceklerdir… Ne zamana, ne de zemine bakmadan söyleyeceklerdir. Ýþte Mehmet Turgut da bize göre bu politikacýlardan biridir. Türkiye'nin Geleceði’ni bu duygular içinde okuduk", demektedir. Muammer Yaþar, Yeni Asýr’da, 24.12.1981 tarihinde yazdýðý bir yazýda Mehmet Turgut'un, hiçbir zaman iç siyasî geliþmeler karþýsýnda inandýðý ilkelerden taviz vermek istemediðini söylemektedir. Kenan Kurt'un Sabah’da 28.12.1981 tarihinde yazdýðý bir yazýda ifade ettiði üzere, Bakan'ýn odasýna gelip ondan taviz koparmak isteyenlere de Mehmet Turgut'un cevabý "hayýr" olmuþtur, demektedir. Adý da böylece "Olmaz Mehmet"e çýkmýþtýr. Murat Cemal, Yeni Tanin’de 26.12.1981 yýlýnda yazdýðý bir yazýda, yazýsýný þu satýrlarla sonlandýrmaktadýr: "Mehmet Turgut'u tanýyanlar, bu kiþinin, hayatýnýn hiçbir safhasýnda, inancýnýn dýþýnda dostlarýna yardýmcý olmayacaðýný ve olmadýðýný iyi bilirler", demektedir. Þemsi Kuseyri, Yeni Asýr Gazetesi’nde, 28.12.1981 tarihinde yazdýðý bir yazýda, hissî ya da politik yönden, karþýtlarý ile yandaþlarýnýn birleþtiði husus, "Genç devlet adamýnýn dürüst, kendi felsefesiyle icraatýnda tutarlý olmasý idi. Bu yüzden Mehmet Turgut samimî muarýzlarý arasýnda da saygý gördü", demektedir. 8 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 9 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Ödüllü Japon Mucizesi ve Türkiye (2001) adlý kitabý ile Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si (2005) adlý kitabýnda ayrýntýlý olarak ele aldýðý bir konu olarak, Osmanlý Ýmparatorluðu'nu yýkýp parçalayan güçlerin, bugün daha iyi imkânlarla, daha deðiþik metotlarla ve yeni ve deðiþik hesaplarla ve yandaþlarýyla karþýmýza çýktýklarýndan, fýrsat kollamakta olduklarýndan endiþe ederek, herkesi dikkatli olmaya davet etmektedir. Ayrýca süre gelen kutuplaþmalardan, suiistimallerden, yandaþ kayýrmalarýndan þikâyet etmektedir. Atatürk'ün "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözünün yanlýþ ve kasýtlý yorumlanmasýna tepki göstererek, Atatürk'ün bu sözle, 20. Yüzyýlýn baþýnda, 20. Yüzyýlýn üniter devletlerindeki vatandaþlýk kavramýný dile getirdiðini söyleyerek, "Türkiyelilik" sözünün birtakým mantýk oyunlarýyla ülkenin bütünlüðüne yönelik daðýtýcý bir söylem olduðuna iþaret etmektedir. Etnik grup sayýlarýný hatalý bir þekilde arttýrarak bir beka problemiyle ülkeyi karþý karþýya getirenlerin amaçlarýnýn incelenmesi gerektiðine dikkati çekmektedir. Türkiye'nin Geleceði ve Bask Modeli (1994), ''Doðu Raporu'' (1996) gibi kitaplarýnýn yanýnda, diðer yazýlarýnda ve bazý parti baþkanlarýna ve gazete köþe yazarlarýna gönderdiði yazýlarda, Kürt probleminin nasýl hem ülke, hem Kürt vatandaþlarýmýzýn aleyhine kullanýlmak istendiðini anlatmaya çalýþmýþtýr. Güngör Mengi, Vatan Gazetesi'nde, 05.07.2009 tarihinde yazdýðý, "Turgut'un Hesabý" baþlýðýný koyduðu ve "Cumhuriyetin seçkin devlet adamlarýndan birini kaybettik" diye devam ettiði yazýsýnda, Mehmet Turgut'un "Ülkeyi yönetenlerin ufuksuzluk ve dirayet noksanlýðý yüzünden bölücülerde, gerçekçi olmayan tehlikeli hayaller ve beklentiler" yarattýðýna iþaret etmiþ olmasýný doðru bulmakta ve yapýlan politik hatalara dikkat çekmektedir. Avni Özgürel'in, Mehmet Turgut'un ölümü münasebetiyle Radikal'de 05.07.2009 tarihinde yazmýþ olduðu bir yazýda belirtmiþ olduðu gibi, onun nasýl öze yönelik bir milliyetçilik yapmýþ olduðuna iþaret etmektedir. Özgürel, "Altmýþlarýn ikinci yarýsýnda Hamdullah Suphi Tanrýöver'in baþkanlýðýný yaptýðý Türk Ocaklarý'nda baþlayan dernekçilik maceramýn bana kazandýrdýðý 'aðabeyler' halkasýnýn yüzük taþýydý Mehmet Turgut. Sanayi Bakanýydý tanýdýðýmda… On beþ günde bir, cumartesi veya pazara denk getirip biz yeni yetme milliyetçilerle bir araya gelip sohbet ederdi. Ne baþkalarý gibi harcýâlem, antikomünizm nutku, ne sulusepken hamaset dinledim ondan. Türkiye'nin kalkýnma meselesi, genç kuþaðýn halký tanýmasý zarureti, eðitim… Derdi 9 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 10 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N buydu", demektedir. Anlaþýlacaðý üzere, Mehmet Turgut, icraatýyla, konuþmalarýyla, hiç þüphe götürmeyecek þekilde, Maslow'un ünlü devlet adamlarý kadar milliyetçidir, bu ülke için özveri ile ve kendisini hasta edecek derecede çalýþmýþtýr. Çocukluðundan bu yana yaþadýðý zor þartlara raðmen, ülkesinden memnundur, onunla barýþýktýr ve onu bilinçli bir þekilde sevmektedir. Özgürel'in belirttiði þekilde, hem etrafýna telkinlerde bulunmuþ, hem de uygulamalarýyla örnek olmuþtur Mehmet Turgut. Kendini gerçekleþtirmiþ insanlarýn sahip olduðu bir özellik olarak araç ve amaçlar arasýnda belirgin bir ayýrým yaparak çoðunlukla amaçlara ulaþtýran araçlarý kullanmayý tercih etmiþtir; bu bakýmdan hýzlý ve pratiktir ve bireysel tavýr olarak da oldukça fazla denebilecek bir yaratýcýlýða sahiptir. Mehmet Turgut'un Türkiye'nin Geleceði, özellikle de Japon Mucizesi ve Türkiye, Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si adlý kitaplarýyla Türkiye Nasýl Kalkýnýr (2007) adlý son kitabý, sürekli bir þekilde, Türk toplumunun neden geri kaldýðý konusunun bir tahlilini yaparak, içinde bulunduðumuz gerilikten kurtulmanýn yolunun neler olabileceðini, araç ve amaç konularýný iþlemektedir. Bir teknik adam olarak gözlemlerine ve uygulamalarýna ek olarak, sosyal ilimler alanýnda yayýmlanmýþ binlerce kitaptan oluþan kitaplýðýndan da yararlanarak çözüm yollarý üretmiþtir. Kitaplýðýnda bulunan her tarafý çizilmiþ ve notlandýrýlmýþ bu ihtisas kitaplarýný okuyarak deðerlendirmek ve onlardan sosyo-ekonomik politika kararlarý çýkarmak, ancak kendisini yetiþtirmiþ, kendisini yetiþtirmeye, gerçekleþtirmeye adamýþ bir insanýn harcý olmak gerekir. Yaratýcý bir insan olarak, özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlýklarý yaptýðý dönemlerde, daha önce yazdýðým yazýlarda belirttiðim üzere, sayýp dökmenin bir hayli yer tutacaðý yatýrýmlara imza atmýþtýr. Çimento sýkýntýsýnýn giderilmesinde, inþaat demirinin karaborsadan kurtarýlmasýnda, üretiminin arttýrýlarak þeker ithalâtýnýn önlenmesinde, otomotiv, özellikle de otomobil sanayinin kurulmasýnda ve Bursa'da binlerce kiþiye iþ imkâný saðlanmasýnda, otomotiv sektörünün tâli problemlerinin halledilmesinde, daha da önemli olarak küçük sanayi sitelerinin ve organize sanayi bölgelerinin kurulup yaygýnlaþtýrýlmasýnda, bu suretle sanayi kuruluþlarýnýn memleket sathýna yayýlmasýnda, genel bir ifade ile söyleyecek olursak, sanayi sektörü kalkýnma hýzýnýn % 12 üzerine çýkmasýnda ve yýllarca ayný seviyede kalmasýnda, ithal mallarýn 10 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 11 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N tamir ve bakýmýný saðlayan garanti belge uygulamasýnýn hayata geçirilmesinde büyük emeði geçmiþ bir insandýr. Mehmet Turgut'un Türkiye'nin kalkýnmasýndan bahseden, çözüm yollarý gösteren kitaplarýndan bahsettiðim ve Türkiye Günlüðü dergisi (Bahar 2006) ile Mehmet Turgut'un Türkiye Nasýl Kalkýnýr (2007) adlý kitabýnýn baþýna koyduðum "Entelektüel Bir Politikacý Olarak Mehmet Turgut" adlý yazýlarýmda dile getirdiðim hususlarý burada tekrar sergilemeye çalýþmayacaðým. Burada Mehmet Turgut'un Japonya, Osmanlý Ýmparatorluðu ve Türkiye arasýnda yaptýðý karþýlaþtýrmalarda beliren ve Maslow'un kendini gerçekleþtiren kiþilerde tekrar tekrar görünür hâle geldiðini söylediði, "Gelenekçilik" denen bir kiþilik özelliðine sahip olmasýndan bahsetmek istiyorum. Mehmet Turgut, aradýðý gelenekçiliði Japon kültür hayatýnda bulmuþtur. Bu, ona göre "modernleþme" ye aykýrý bir yaklaþým deðildir. Bu sebeple "çýkýþ yolu" ararken, "kalkýnma" yerine "Batýlýlaþma" politikasýnýn yanlýþlýðýna ýsrarla iþaret etmiþtir. Dýþ güçlerin yönlendirmesiyle alýnacak politik kararlarýn bizleri bir hedefsizliðe sürükleyeceðini ýsrarla dile getirmiþtir. Yazdýklarýný, Batý'ya ve Batýlýlara düþman olalým, Batý'ya arkamýzý dönelim diye yazmamýþ; Japonya gibi millî deðerlerimizi koruyarak kalkýnalým istemiþtir. Israrla ve özenle Türk kültürünün özünü teþkil eden tarih, dil, sanat, din, örf ve âdetlere sahip çýkmýþ, korunmasý gerekli olanlarý korumaya yönelik faaliyetleri desteklemiþ, bütün gücüyle bu yönde çalýþmýþ ve çalýþacak olanlara destek olmuþtur. Türk Hereke Halý ve Dokuma Fabrikasý'ný, uzun ihmaller sonucu çökmek üzere olan Yýldýz Seramik Fabrikasý'ný yeniden çalýþýr hâle getirmiþ; kullanýlan motiflerin tekrar varlýk kazanmasýný saðlamýþtýr. Bugün bu tesisler tekrar ihmale uðramýþ olsa da Türk Millî Sanatýný dünyaya tanýtmada önderlik etmiþtir. Mehmet Turgut, parlâmenterlik dönemi insanlarýnýn "iyi" ve "kötü" diyebileceðimiz yanlarýný ele alan Siyasetten Portreler, Siyasetten Sahneler (1991) ve Siyasetten Kesitler (1993) adý ile üç kitap yayýnlamýþtýr. Bu kitaplarýnda, pek çok insanýn gizli kalmýþ birtakým yönlerini isimlerini zikretmeden açýklamaya çalýþmýþtýr. Ne var ki bu tarz yazýlmýþ kitaplarda anlatýlan olaylar dolayýsýyla söz konusu edilen insanlar, gündemde olduklarý ve unutulmadýklarý zaman bilinmektedir. Ben, Mehmet Turgut'un kibarlýk etmeyip daha açýk olmasýný isterdim. Çeþitli baskýlarý bulunan ve Türkiye Yazarlar Birliði'nin "Yýlýn Yazarý" ödülüne lâyýk gördüðü Siyasetten Sahneler 11 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 12 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N adlý kitabýnda Mehmet Turgut, yalan-dolan ile halký kandýrmaya yönelik davranýþlara sahip kiþiler hakkýnda son derece küçültücü, çözdükçe çözülmeye devam eden birtakým olaylarý ve kiþilerarasý iliþkileri sergilemeye çalýþmýþtýr. Mehmet Barlas, Sabah Gazetesinde 24.03.1990 tarihinde yazdýðý bir yazýda, Siyasetten Portrelerden bahsederken, isimler zikredilmemekle birlikte, bazý þahýslarý tanýyýp isimlerini vererek, bu kitabýn, "Ýbret dolu sayfalardan oluþmuþ bir çalýþma" olduðunu söylemektedir. Bazý kimseler onu "acýmasýz" bir insan olarak niteleyebilir. Pek çok iþe yaramaz, zamanýnda iþinin baþýnda bulunmayan bürokratý ikâz etmiþ veya iþine son vermiþtir. Dürüst, çalýþkan ve ehil kimseleri ise her ne pahasýna olursa olsun korumuþ ve kollamýþtýr. Birlikte çalýþtýðý insanlardan önce iþinin baþýnda bulunan bu insan, gazetelere manþet olan birtakým denetimler de yapmýþtýr. Ýstanbul Sirkeci'deki Sümerbank binasýna ve Ereðli Demir Çelik Fabrikalarýna yaptýðý baskýnlar sonunda uyguladýðý disiplin cezalarý uzun bir süre hafýzalardan silinmemiþtir. Mehmet Turgut acýmasýz bir insan mýdýr? Hayýr. Daha önce onun ne derece üstün bir sosyal duyguya sahip olduðundan bahsetmiþtik. O da her kendini gerçekleþtirmiþ insan gibi disiplinlidir. Ona iþinde sert, ahbaplýðýnda çok tatlý olan bir insan demek yerinde olur. Mehmet Turgut, amacýna ulaþabilmek, ülkesine istediði þekilde faydalý olabilmek için kendisine baðlý personel üzerinde sýký bir denetim uygulamýþtýr. Bunu, kendi kiþiliði ve deðerler sistemi ile tutarlý olmak için yapmýþtýr. Bu yazýmýzda, Mehmet Turgut'un doðrudan doðruya ve dolaylý bir þekilde bilinen ve sezilen kiþilik özelliklerini, karþýlaþtýrmalý bir metot izleyerek ve teorik bir zemine oturtarak belirginleþtirmeye çalýþtýk. Bu kýymetli devlet adamýný deðerlendirmekte ne derece baþarýlý olduðumu bilmiyorum. Umarým baþarýlý olmuþumdur. 12 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 13 Entelektüel Bir Politikacý Olarak Mehmet Turgut'un Türkiye'nin Kalkýnmasý Üzerine Yazdýklarý Dr. Turhan YÖRÜKÂN (TÜRKÝYE GÜNLÜÐÜ) Bahar 2006 M ehmet Turgut, kendisinin bir vesile ile ifâde ettiði üzere, Kilis'in Gökmusa köyünde, toprak damlý, toprak tabanlý, taþ duvarlý, yemeklerin ocakta piþtiði, aydýnlatmanýn gaz lâmbasýyla yapýldýðý, camsýz pencereli bir evde doðmuþtur. Yaþadýðý köyde ilkokul bulunmadýðý için, kendi köyüne en yakýn köy olan Lohan köyündeki üç yýllýk okula gitmiþtir. Okul, tek öðretmenli, üç sýnýfýn bir arada ders gördüðü bir okuldur ve Mehmet Turgut, Gökmusa köyünden bu okula, yaðmurda, çamurda, dere tepe aþarak giden üç çocuktan biridir. Yaþadýðý köy hayatý, bugün sadece Güney Doðu'da deðil, Türkiye'nin pek çok yerinde, Ankara'da bile rastladýðýmýz kerpiç duvarlý, toprak damlý, okulsuz dað köylerinde sýk sýk gözlemlediðimiz bir manzaradýr. Bu bakýmdan, Avrupa Birliði'nin sadece Güney Doðu'da görmek istediði geliþmemiþliði, bütün Orta ve Doðu Anadolu'da görmek mümkündür. Mehmet Turgut, bu yüzden Avrupa Birliði'nin yanlý tutumuna, ön plâna çýkarmaya çalýþtýðý ayrýmcýlýða ve buna âlet olan politikacýlara ve sözüm ona aydýn kesime karþý tepkilidir. Bu tepkisini, yeri düþtükçe hemen bütün kitap ve yazýlarýnda dile getirmiþtir. Mehmet Turgut, Lohan köyündeki üç sýnýflý okulu iki yýlda bitirdikten sonra, ilkokulun dördüncü ve beþinci sýnýflarýyla ortaokulu Kilis'te bir akrabasýnýn yanýnda okuyarak; lise öðrenimini ise Diyarbakýr'da ve Yozgat'ta devlet bursu kazanarak ve iftihar listelerine geçerek tamamlamýþtýr. Ýstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliði Bölümü'nü, Sümerbank bursuyla ve mecburî hizmet yüklenerek bitirmiþtir. 1958 yýlýnda serbest iþ hayatýna atýlýncaya kadar, önce Sümerbank Malatya Mensucat Fabrikasý'nda, daha sonra da EÝE Ýdaresi Genel Müdürlüðü'nde çalýþmýþtýr. Bu devlet görevleri sýrasýnda ve daha sonraki serbest iþ hayatý döneminde edindiði tecrübeler, milletvekili ve bakan olarak, Türkiye'nin kalkýnma problemleri konusunda kendisine bir yol haritasý çizmek bakýmýndan yardýmcý 13 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 14 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N olmuþtur. Belli bir hedefe ulaþmak, Türkiye'nin kalkýnmasýnda söz sahibi olmak için politikaya atýlmak gerektiðine karar verip, iþ yerini kapatarak Adalet Partisi kurucu üyeleri arasýna katýlmýþtýr. Bu partiden, gidiþlerini beðenmediði ve bunu çeþitli vesilelerle dile getirdiði için Süleyman Demirel ve yandaþlarý tarafýndan, ayný düþünce sahibi olan çok sayýdaki arkadaþýyla birlikte ihraç edilmiþ, daha sonra ise Demokratik Parti'nin kurucularý arasýna katýlmýþtýr. Bir devre Afyonkarahisar, üç devre Bursa milletvekilliði yapmýþ olan Mehmet Turgut'un Türkiye'nin kalkýnma politikalarýna fiilen yaptýðý katký, Þubat 1964-1965 devresinde Suat Hayri Ürgüplü Kabinesi'nde Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný olarak görev yapmaya baþlamasýyla gerçekleþme yoluna girmiþtir. Süleyman Demirel Kabinesinde 1965-1969 yýllarý arasýnda, dört yýl Sanayi Bakaný; 1977 yýlýnda bir müddet politikadan ayrýldýktan sonra da, 1981-1983 yýllarý arasýnda Bülent Ulusu Kabinesi'nde Sanayi ve Teknoloji Bakaný olarak görev yapmýþtýr. Özellikle sanayi bakanlýklarý döneminde, sayýp dökmenin bir hayli yer tutacaðý önemli yatýrýmlara imza atmýþtýr… 14 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 15 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut, makale ve röportajlarýnýn dýþýnda 22 kitap yayýmlamýþtýr. Su Türbinleri, Türkiye'nin Enerji Problemi, Kalkýnma ve Beþ Yýllýk Plân, Türkiye'nin Geleceði, Çýkýþ Yolu, Tüsiad Raporlarý ve Türkiye Ekonomisi ve bu yazýmýzda kýsaca tanýtmaya çalýþacaðýmýz son iki kitabý, Türkiye Ýþ Bankasý Kültür Yayýnlarý arasýnda 2001 yýlýnda çýkmýþ olan Japon Mucizesi ve Türkiye (ki, Türkiye Millî Kültür Vakfý tarafýndan "Millî Kültür Þeref Armaðaný" ile ödüllendirilmiþtir) adlý kitabý ile Dün,Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si (Ýstanbul; Boðaziçi Yayýnlarý, 2005) adlý kitabý, Türkiye'nin kalkýnma problemleri ile ilgili eserleridir. Siyasetten Portreler, Siyasetten Sahneler (Türkiye Yazarlar Birliði tarafýndan 1991 yýlý "Yýlýn Yazarý" ödülüne lâyýk görülmüþtür), Gap'ýn Sahipleri, Türkiye Gerçeði ve BASK Modeli ile Döne Döne Düþünmek ve Doðu Raporu adlý kitaplarý ise, yalanlarýn, politik hile ve tutarsýzlýklarýn dile getirildiði; Kýbrýs ve Kürt Problemi, Avrupa Birliði ve benzeri konularda, sonuçlarý düþünülmeden söylenmiþ ve basiretsizlik örneði olarak, Atatürk'ün deyimiyle "Dalâlet, hattâ hýyanet" içersinde olmayý içerecek kadar vahim olan politik kararlarýn ve dil sürçmelerinin gözler önüne serilmesiyle ilgili kitaplardýr... 15 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 16 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut, bugün köþesine çekilmiþ olmakla birlikte, büyük bir heyecanla ve inançla, kuvvetli millî duygularla, yine ülkesinin ilerlemesi için faydalý olacaðýna inandýðý, genelde ve sonuçta milliyetçi olan görüþlerini kaleme almaya devam etmektedir. Kýsaca tanýtmaya çalýþacaðýmýz ve edindiði zengin tecrübelerini aktardýðý son kitabý, ülkemizin satýþa çýktýðý bu dönemde, aklýmýzý baþýmýza toplamamýz için önemli ip uçlarý vermekte; uyarýlarda bulunmaktadýr. Mehmet Turgut, "Batý'yý tanýmadan, Batý'nýn ve Batýlýlarýn bulunduklarý yere nasýl ve neden geldiðini araþtýrýp öðrenmeden ve kendi deðerlerimizden þüphe ederek tatbikine giriþtiðimiz yanlýþ Batýlýlaþma politikasýnýn" bizi getirmiþ olduðu noktayý, yayýmladýðý son iki kitabý olan Japon Mucizesi ve Türkiye ile Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si adlý kitaplarýnda çok ayrýntýlý bir þekilde ele alýp incelemektedir. Birinci kitabý, büyük boy 585 sahife, ikinci kitabý ise, gene büyük boy XIX-1046 sahifedir. Birinci kitabýnda Japonlarýn ne yolla ilerlediklerinin bir tahlilini yaparken, bizim neden geri kaldýðýmýzýn bir sunuþunu da yapmakta; ikinci kitabýnda ise, içinde bulunduðumuz gerilikten kurtulmanýn yollarýnýn neler 16 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 17 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N olabileceðini vermeyi amaçlamaktadýr. Bu teþhis ve tedavi yollarýnýn geçerliliðini de, okuduðu toplam olarak 32 sahife tutan bir kaynakça ile dört dönem milletvekilliði, üç defa bakanlýk yaparken gösterdiði duyarlýlýk ve baþarý ile özel sektörde çalýþýrken ve yönetim kurulu baþkanlýklarý yaparken edindiði geniþ tecrübeye dayandýrmaktadýr. Japonlarýn benimsemediði bir davranýþ þekline iþaret ederek, bir ülke , "Her þeyi Batý'dan alýp Batý hayranlýðý içersinde kendi kendisini kaybederse aþaðýlýk duygusundan kurtulabilir mi? Kendi kimliðinden þüphe eder duruma gelmez mi, kendisine olan güven duygusunu kaybetmez mi?" diye sormakta; Atatürk'ün ölümünden hemen sonra bu büyük liderin fikirlerinden uzaklaþtýkça kalkýnma yerine Batýlýlaþma sloganýyla kiþiliksiz bir politika uyguladýðýmýza, hâlâ uygulamaya çalýþtýðýmýza iþaret etmektedir. Ona göre, bu badireden kurtulabilmek için atýlacak ilk adým, toplumun millî kültürünü meydana getiren temel unsurlarý tanýmak, sevmek, benimsemek ve bunlardan faydalanmayý prensip edinmek; ikinci adým, eðitim ve öðretim sistemini millî kültür temeli üzerine oturtmak; üçüncü adým ise, geleceðe giden yolda, ilmi rehber ve teknolojiyi metot olarak kabul etmek olmalýdýr. Yani Mehmet Turgut'a göre yeni bir kalkýnma modeline ihtiyaç vardýr. Nitekim, Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si adlý kitabýnýn Önsöz'ünde, kitabýný yazma amacýnýn "Geleceðin güçlü Türkiye'sinin millî ve çaðdaþ deðerler ýþýðýnda ele alýnýp yaratýlabileceðine inanmak ve inandýrmak", olduðunu söylemektedir. Mehmet Turgut, bu son eserinde, Türk kavramý ile ilgili tartýþmalara deðinirken, "Mozaik kültür uydurmasý ve Türkiyelilik veya Türkiyeli olma saptýrmasý gibi kavram ve iddialara sahip olmak nerede ise moda oldu… Telâffuzu bile güç olan þu Türkiyelilik kavramýna bir bakalým. 'Ne mutlu Türküm diyene' sözü veya kavramýyla Atatürk daha 20.yüzyýlýn baþýnda, kimlik bakýmýndan en saðlam, en doðru ve en önemli kavram olan millî aidiyeti ferdî iradeye dayandýrmakla en akýlcý ve saðlam yolu bulmamýþ mý? Bu, 21.yüzyýlda ve daha sonraki yýllarda da yeri ve deðeri olacak ve kullanýlacak bir mânâ taþýmýyor mu? Bu toplayýcý kavramý bir yana atýp birtakým daðýtýcý mantýk oyunlarýnýn üzerinde durup arkasýndan nelerin çýkabileceðini neden düþünmüyoruz?" (s.955) diyen Mehmet Turgut, "Ne mutlu Türküm diyene" sözünün, yanlýþ ve kasýtlý olarak tefsir edilmekte olduðuna iþaret etmektedir. Ona göre, bu sözde Türklerin dýþýndaki gruplarýn, özellikle Kürtlerin varlýðýný inkâr deðil, memlekette baþka gruplarýn da var olduðunun kabulü vardýr. 17 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 18 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N "Atatürk , bu sözüyle 20.yüzyýlýn baþýnda, 20.yüzyýlýn üniter devletlerindeki vatandaþlýk kavramýný açýklamak istemiþtir ki, bu doðrudur. Tatbikatta da öyle olmuþtur" (s.992), demektedir. Biz de, Mehmet Turgut'un bu yerinde yorumlamasýný birkaç örnekle takviye edecek olursak, diyebiliriz ki, Fransýz kendisine Fransalý; Ýspanyol, Ýspanyalý; Ýtalyan, Ýtalyalý; Alman, Almanyalý; ve Japon, Japonyalý demeye kalkmýyor. Japonya'nýn dýþýndaki ülkelerin hepsi Avrupa Birliði ülkeleridir ve içlerinde pek çok etnik grup barýndýrmalarýna raðmen, hiç kimse onlarýn bu millî kimliklerine dil uzatmaya kalkmamaktadýr. Bu yazýmýzda, Mehmet Turgut'un söz konusu ettiðimiz iki kitabýnýn içindekileri, bölüm bölüm tanýtma cihetine gitmeyeceðiz. Toplam olarak 1650 sahife tutan bu kapsamlý kitaplarý söz konusu tarzda bir tanýtmaya tâbi tutmak, yoðun ve hacimli bir yazý yazmayý gerektirecektir. Bu kitaplarýn her bölümü tarihî, sosyolojik, ekonomik ve çeþitli ilmî bulgulara dayanýlarak alýnmýþ politik kararlarla zenginleþtirilmiþtir. Ýstanbul Teknik Üniversitesi'nden bir makine yüksek mühendisi olarak, yani bir teknik adam olarak mezun olmasýna raðmen kendisini geliþtirmiþ ve yenilemiþ olan Mehmet Turgut, kullandýðý kaynaklardan da anlaþýlacaðý üzere, tarih, sosyoloji ve ekonomi ile ilgili kitaplarý, usta bir sosyal ilim adamý gibi deðerlendirmiþ ve düþünce sistemi içersinde belli yerlere oturtmayý baþarmýþtýr. Gerek Japon Mucizesi ve Türkiye adlý, gerekse Dün, bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si adlý kitabýnda, bugün Türkiye'nin fikir hayatýnda sözü geçen þöhretlere karþý yönelttiði eleþtiriler ve ortaya koyduðu bakýþ açýsý, onun teknik adamlýðý, politikacýlýðý yanýnda sosyal ilimlere olan vukufunun da bir kanýtýdýr. Ýkinci kitabýnýn Geleceðin Güçlü Türkiye'si adlý son bölümünü okumak, yazarýmýzýn baþarý derecesini ölçme bakýmýndan bir karþýlaþtýrma yapma imkâný verecektir. Mehmet Turgut'a göre, Osmanlý Ýmparatorluðu'nun son dönemleri ve Türkiye için söz konusu olduðu üzere Batý, istismar eden veya tahakküme kalkan bir güç olarak, toplumlarýn hayatlarýný, çalýþmalarýný, tarihlerini deðiþtirerek, geleceðini saptýrarak onlara kendi isteði doðrultusunda bir yön vermiþ ve vermeye devam etmektedir. Hâkim güçler tarafýndan unutturulan, deðiþtirilen, aþaðýlaþtýrýlan tarih þuurunda doðrular ortadan kaldýrýlmýþ; deðiþikliklerin çoðu uydurma temeller üzerine oturtulmuþ, bunun sonunda da bu toplumlar kendilerine güven hissini yitirmiþ, aþaðýlýk kompleksi içersine sürüklenmiþlerdir. Kültürleri yozlaþmýþ; önce fertlerin, sonra da 18 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 19 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N toplumun kimliði hakkýnda þüpheler uyandýrýlmýþtýr. Geçen 250-300 yýllýk devrede, uyguladýklarý ve hak olarak saydýklarý yöntemlerle, köle ticaretinin ustasý, korkunç ve tiksindirici sömürgeci zihniyetin mucidi ve tatbikatçýsý olmuþlardýr. Siyahlarý köleleþtirmiþler; Amerikan Yerlileri'nin neslini kurutmuþlar; Doðulu toplumlarý afyon müptelasý hâline getirmiþler; soykýrým uygulamýþlar; insanlarý göçe ve din deðiþtirmeye zorlamýþlardýr. Bugün de bu eski tutumlarýndan, hem de insan haklarý kisvesi altýnda, vazgeçmiþ deðillerdir. Mehmet Turgut'un kitaplarýnda, Batý'nýn geri kalmýþ ve geliþmekte olan ülkelere uyguladýðý bu aþaðýlayýcý ve istismar edici politikanýn çeþitli örneklerini bulmaktayýz. Bu bakýmdan, onun Japon Mucizesi ve Türkiye adlý kitabýný dikkatle incelemekte, Japonlarýn Japonluklarýný ve kendilerine olan saygýlarýný yitirmeden nasýl küresel bir güç hâline geldiklerini ve diðer Uzak Doðu ülkelerine örneklik ettiklerini gözlemekte fayda vardýr. Ona göre Japonlar, Batý'yý iyi okumuþlardýr; kendilerini Batýlýlarýn gözüyle deðil, kendi gözleriyle görmeye çalýþmýþlardýr. Batý'nýn kalkýnýrken yaptýklarýný öðrenmiþler, sonra da onlarý geçmeye çalýþmýþlardýr. Türkler olarak bizler ise, imparatorluðumuzu kaybetmemize raðmen, geriye dönüp bundan kendimize ders çýkarmayý becerememiþizdir. "Ne kendimizi, ne de Batý'yý anlamada baþarýlý olamadýk. Kendimize yabancýlaþmadan Batý'dan neyi alýp deðiþtireceðimizi bilemedik", demektedir. Yazarýmýz, Japon Mucizesi ve Türkiye adlý ödüllü kitabýnda, iki ülkenin geliþme politikalarýnýn uygulanmaya baþladýðý hemen hemen ayný dönemden bu yana, bizim neden yerimizde saydýðýmýzýn acýklý öyküsünü çok ayrýntýlý bir þekilde gözlerimizin önüne sermektedir. Mehmet Turgut, Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si adlý kitabýnýn "Önsöz"ünde, kitaplarýnda yazdýklarý için, "Bunlarý Batý'ya ve Batýlýlara düþman olalým ve Batý'ya arkamýzý dönelim diye yazmýyorum", demektedir. Ona göre, kalkýnma yerine Batýlýlaþma politikasý, bizi bugünkü çýkmazlarýn içine sürüklemiþtir. Batý'yý doðru anlamanýn, meselâ, Avrupa Birliði'ne girmenin ne getirip ne götüreceðini bilmenin gerekliliðine iþaret eden Mehmet Turgut, eðitim ve öðretim sistemimizin yanlýþ temeller üzerine oturtulmuþ ve hedefsiz olduðunu vurgulamakta ve dýþ güçlerin yönlendirmesiyle bu tutumun bizi parçalanmaya götüreceðinden endiþe etmektedir. Nitekim, kendilerine "Ýnternational" demelerine raðmen, bir zamanlarýn kültür otarþisi uygulayan komünist ülkeler bile, bütünlüklerini koruyabilmek için "milliyetçi" olmuþlardýr; bu fikirden bir nebze uza19 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 20 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N klaþmak bile, onlarýn parçalanmalarý için yeterli olmuþtur. Bugün de, istisnasýz her ülke, açýkça söylememekle birlikte milliyetçidir; kendi ülkesinin bütünlüðünü ve menfaatlerini koruma peþindedir. Öyle ki, bu fikre sahip olarak yaþamak, o ülkelerin âdetâ varlýk sebebini oluþturmaktadýr. Bu baðlamda Mehmet Turgut da, ülkesinin bütünlüðü ve refahý için çalýþmakta olan bir insandýr ve yazdýklarýna bu açýdan bakmak gerekir. Mehmet Turgut'un kitaplarýný anlamaya yardýmcý olacak kiþilik oluþmasýna kýsaca iþaret ederek, genel havasýný vermeye çalýþtýðýmýz Japon Mucizesi ve Türkiye ve Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si adlý kitaplarý, hacimli ve yüklü kitaplar olmalarý sebebiyle peþ peþe okunmasý güç kitaplardýr. Ancak, akýcý bir üslûpla yazýlmýþ olan bu kitaplarý, düþündürücü ve dikkatle okunmaya deðer bulduðumuzu gönül rahatlýðý ile söyleyebiliriz. Mehmet Turgut, bu kitaplarýnda, icrâ mevkiinde edindiði, Türkiye'nin gerçekleri açýsýndan kazandýðý zengin tecrübesini, kapsamlý bibliyografik bilgisiyle yoðurarak, üzerinde titizlikle durmamýz gereken birtakým çözüm yollarý önermektedir. Belki, daha da önemli bir husus olarak, bu iki kitabýyla, aktif siyasetten çekilmiþ, teknoloji üretmekten, yatýrým yapmaktan ve teknik bir adam olmaktan vazgeçmiþ olsa bile, bu kitaplarýyla eski heyecanýný koruyan bir insan olarak, bu heyecanýný genç nesillere geçirmek istemiþtir. Mehmet Turgut'un söz konusu iki kitabýnda ileri sürdüðü çeþitli görüþleri ifade etme tarzý hakkýnda bir fikir vermek amacýyla kitaplarýndan alacaðýmýz sýnýrlý sayýda metinle, özellikle, önem verdiði bir konu olarak eðitim ve öðretim aðýrlýklý kýsa metinlerle tamamlamaya çalýþalým. "Japonya'da bu eski ve yeni çatýþmasýnda çok önemli bir tezat görülmekte idi. Bu tezadýn üzerinde durmakta fayda görmekteyiz. Çünkü ayný problemler ve ayný hâdiseler Türkiye'de de görülmüþtür. Ve hâlâ bütün þiddeti ile devam etme temayülündedir; Japonya'daki duruma göre, Amerikalýlara dost olan politik organlar, politik makamlarý iþgal edenler ve idarenin eðitim otoriteleri, Amerikan öncesi eðitime dönmek istedikleri için, gerici olarak vasýflandýrýlýyorlardý; Mac Arthur eðitim sisteminin devamýný isteyenler ise, içlerinde komünistler, isyancýlar, Ýmparator'u tahkir edenler ve eski öðretmenlere her türlü hakareti reva görenler olduðu hâlde, ilerici olarak görülüyor ve öyle isimlendiriliyordu. Anarþinin, huzursuzluðun ve karýþýklýðýn vasýtasý hâline gelen bu sonuncular, ilerici oluyor ve eðitim reformunun Amerikalýlar tarafýndan yapýlmýþ olduðunu 20 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 21 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N unutarak bir taraftan bu reformu müdafaa ediyor, diðer taraftan da sokaklarda, "Yankee go home" diye baðýrýyorlardý." (Japon Mucizesi ve Türkiye, s.206). "Muhafazakâr veya eski eðitim sistemine dönmek isteyenler, yani milliyetçiler, sistemdeki bütün bozukluklarý, Amerikalýlarýn eðitim ve öðretim sistemine getirdikleri ve Japon kültürüne yabancý olan prensiplerde buluyorlardý. Bu prensipler, Japon kültürüne yabancý olan prensipler, Japon kültürü ile olduðu kadar, bu kültürün bir parçasý olan Japon örf ve âdetleri ile de çatýþma hâlinde idi. Ýmparator'un küçümsenmesi, polis kuvvetlerine karþý saygýnýn azalmasý, eski vatanperverlik ve disiplin ruhunun azalmasý, bu çatýþmanýn sadece görüntüleri idi. Japonya'da istikrar çok önemli bir hâdise idi. Japonlar tarihleri boyunca devlette istikrarý esas almýþlardý. Ýmparator'un þahsýnda saygý gösterilmesi gereken otorite, devlet idi. Bu bakýmdan, Ýmparator'un tahkir edilmesi basit hâdise deðildi, çok önemli idi ve pek çok þeyi yýkmakta idi. Buna asla müsamaha edilmemesi gerekirdi. Millî eðitim sisteminin buna meydan vermesi, gelecek için çok büyük kötülükler saklýyordu; anarþiye, iç savaþa ve devleti yýkmaya kadar gidebilecek kötülükler. Bütün bunlar düþünülerek eðitim ve öðretimde savaþ öncesine dönüldü veya reformun getirdiði ve sebep olduðu çatlaklar kapatýlarak, yaralarýn sarýlmasýna gidildi." (Japon Mucizesi ve Türkiye, s.207) "Japon karakter ve þahsiyetinin özünü veya temelini Japonluk ruhunun teþkil ettiðini birçok kere tekrar etmiþ bulunuyoruz. Japonluk ruhu ise, Japon tarihini iyi bilmek ve ona saygý duymak, Japon kültürünü iyi bilmek ve onu benimsemek, Japon dilini iyi bilmek ve onu güzel konuþmak ve hem bunlara, hem de Japon insanýna saygýlý olmaktýr. Japonlar daima geçmiþlerine bütünüyle büyük deðer verirler, öyle ki, Japonya'da faziletli ve adil olabilme, bir insanýn hem ecdadýný, hem de çaðdaþlarýný içine alan geniþ ve karþýlýklý borçluluk münasebetlerinde kendi yerini idrak etme derecesine baðlýdýr. Bu anlayýþa göre, tarih olan her þey saygýya deðer olarak kabul edilir. Tarihe saygý son derece önemli ve tarih þuuru son derece yüksektir. Onlar için Meiji devri ne ise ve ne kadar tarih ise, Tokugava devri de odur ve o kadar tarihtir ve her ikisine de saygý duyulur. Adalarýn tarihini teþkil eden her devre önemlidir. Tokugava ve Meiji dönemleri gibi, Tokugava'dan önceki devir ile Meiji'den sonraki devir arasýnda da bir fark kabul edilmez ve hepsine saygý duyulur. Japonlarýn tarih þuurunu çok iyi anlayan ve çok doðru olarak tespit eden, meþhur Fransýz yazar ve devlet adamý André Malraux 21 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 22 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N þöyle demektedir: 'Japonlar çok doðru ve haklý olarak, tarihini unutan bir milletin çökeceðine ve gururlarýný kaybeden toplumlarýn mutlaka yýkýlacaðýna inanýrlar' ". (Japon Mucizesi ve Türkiye, s.243.) "Evet, geriye dönüp bütün geçmiþi yeni baþtan düþünüp bir vicdan muhasebesi yaparak, Meiji devri ve Ýkinci Dünya Savaþý sonrasý Japonya'nýn yaptýklarýný da göz önüne alarak silkinip kendimize gelme, millet ve devlet olarak ilelebed yaþama azmi ile dünyadaki müstesna yerimizi en kýsa zamanda alma kararýný verme noktasýndayýz. Millî ve manevî deðerlerimize, daha açýðý, millî kimliðimiz ve öz karakterimize sarýlýp ayaða kalkmanýn ve millî gücümüzü bütün ihtiþamý ile ortaya koymanýn zamanýdýr. Millî Mücadele'de ilk defa saðlanmýþ olan millet-devlet birliði ve millet-ordu birleþmesi yeniden ve en kýsa zamanda mutlaka saðlanmalýdýr. Bu birlik ve birleþme, kaynaþýp bütünleþme hâline gelmeli ve daha da ileri götürülerek, eðitim ve öðretimde, özellikle de terbiyede aile-okul-mabet ve kýþla arasýndaki kopukluklar, her yönü ile giderilmeli ve bütün terbiye müesseseleri arasýnda gerekli denge saðlanmalýdýr. Bunlarýn hepsinin, geçmiþimiz, zamanýmýz ve geleceðimiz göz önüne alýnarak, millî deðerlerimiz, millî ideallerimiz ve millî iddialarýmýz bir potada kaynatýlýp oluþturularak, yeni ve her þeyi ile millî bir eðitim politikasý ve tatbikatý sayesinde yapýlabileceðine inanmaktayýz. Milletimizin düþünce, yaþayýþ ve çalýþma bakýmýndan, yepyeni bir inanç, birlik duygusu, çalýþma azmi, heyecan ve gayretin içine sokulmasýna, belli ve millî hedeflere yöneltilmesine ihtiyaç vardýr ve bunun her an mümkün olduðuna da inanmaktayýz."(Japon Mucizesi ve Türkiye, ss.577-578.) "Eðitim ve öðretimin bu temel hedefe ulaþabilmesi için, gençlerimize, milletimizin, memleketimizin geçmiþi, bugünü ve geleceði arasýnda köprü kurmak veya köprü olmak þuurunun kazandýrýlmasý gerekir. Aksi takdirde hem fertlerin, hem toplumun kimliksiz, kiþiliksiz ve daðýnýk bir yýðýn hâline gelmesi önlenemez. Toplum, ortak deðerlerden mahrum bir kuru kalabalýk olur, fert ise içgüdüleri ile hareket eden þuursuz bir canlý… Özellikle globalleþmeye ve devletlerarasý siyasî ve ekonomik birlik veya topluluklara karþý kültürüne sarýlýp sahip olmak ve coðrafyasýný korumak bugünün devletlerinin temel prensipleri hâline gelmiþtir. Çünkü, bir devletin, kültürüne sahip olup ona dayanmadan geliþip güçlenmesi ve sýnýrlarýný kontrol altýnda tutup 22 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 23 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N coðrafyasýna hâkim olmadan var olmasý mümkün deðildir." (Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si,s.928.) "Bugün Türk toplumunda olmayan ve toplumun fertleri arasýnda çok az bulunan bir histir güven hissi. Biz yýllardan beri devletle millet arasýnda, iktidarlarla millî kuruluþlar arasýnda, toplumun deðiþik gruplarýyla ve fertlerinin birbiri arasýndaki güven hissini kaybettik. Kalkýnmamýzda, bunalýmlarýmýzda, huzursuzluðumuz ve iç çatýþmalarýmýzda bunun rolü büyüktür, problemlerimizi çözecek devlet adamlarýnýn yetiþmemesinde, yetiþenlerin politikada tutunamamasýnda bunun rolü önemlidir. Demokratik sistemde sýk sýk görülen kesintiler, koalisyonlarýn istikrarsýz siyasî ve ekonomik politikalarý, ekonomik krizler, hýzlý enflasyon, çarpýk þehirleþme, ahlâkî ve kültürel þoklar ve toplumun hemen bütün kademelerinde yaþanan bunalýmlar, bu hissin erimesini, bazý konularda ortadan kalkmasýný âdeta körüklemiþtir. Bugün aileler, yakýn akrabalar ve uzun yýllarda kurulan dostluklar arasýnda bile güven hissi büyük sarsýntý geçirmektedir. Ýnsanlarýn birbirine, hattâ en yakýnlarýna karþý saygý, sevgi, itimat ve sadakat gibi hisleri erozyona uðramýþ bulunuyor. Yani, herkes topluma, devlete, millî 23 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:53 Page 24 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N kuruluþlara ve birbirine karþý güvensizlik içinde. Bu durumda fertler hemen hemen yalnýz kalmýþ, her þeyi tek baþýna düþünmeye, kendi içinde müzakere etmeye, anlaþmaya ve dava etmeye itilmiþ veya mahkûm edilmiþ durumda. Bu suretle de deðiþik kademelerdeki gruplar ve pek çok fert, bulanýk bir psikolojik þoka sürüklenmiþ bulunuyor." (Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si, s.942.) "Bugün Türkiye'de düþünenler elbette yok deðil, ama düþünmesi gerekenler, devlet adamlarý, aydýnlar, bürokratlar, üniversite ve medya mensuplarý düþünmeme krizi içinde bulunmaktadýrlar. Bu kriz ise ciddiyetsizlik, bilgisizlik ve neme lâzýmcýlýk zihniyetinin oluþmasýný saðlamaktadýr. Unutmayalým, dünyada düþünebilme ve her konuyu ciddî bir þekilde muhakeme edebilme sonucunda meydana gelen deðiþme, geliþme, globalleþme ve ekip çalýþmasý, etik temel prensipler hâline gelmiþtir. Bu, yeni de deðildir. Meselâ, yüzlerce yýl önce Martin Luther, bu prensiplere sahip olan kimseleri, milletlerin zenginliði olarak görmüþ ve þöyle demiþtir: 'Bir ülkenin zenginliði, ne gelirlerinin bolluðuna, ne savunma araçlarýnýn gücüne, ne de umumî binalarýnýn güzelliðine baðlýdýr. Bir ülkenin zenginliðini teþkil eden þey, okumuþ, yetiþmiþ, düþünen ve karakter sahibi insanlarýnýn sayýsýdýr. Ülkenin gerçek yararý, baþlýca gücü ve hakikî zenginliði bundadýr.' " (Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiyesi, s.956.) "Bize göre, bütün bunlar göstermektedir ki, her konuda olduðu gibi kalkýnmamýzý da AB'ye göre deðerlendirmek ve AB'ye giriþimize baðlamak son derece yanlýþtýr. AB'ye girsek de girmesek de Türkiye'nin problemlerini Türk milleti ve Türk devlet adamlarý çözecektir. AB'nin bizi varlýða boðacaðý, herkesi zengin edeceði, herkesin iþ bulup çoluk çocuðunun geleceðinin garantiye baðlanacaðý iddialarý yanlýþ, hattâ yalandýr. Bunlarý kabul etmek ve kalkýnmamýzý, AB'ye girmeyecekmiþ gibi düþünmek mecburiyetindeyiz." (Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiyesi, s.1022.) 24 06.09.2010 10:54 Page 25 Birlikte Yaþanan Bir Hayattan Kesitler KISIM I MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N 26 Page 26 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 27 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut'u Kaybetmenin Acýsýyla Türkân TURGUT 13.07.2009 Güç geldi bu ayrýlýk bana, hem de çok güç. Demek kader denen þey buymuþ! Hiç düþünmemiþtim sonbaharý, kýþý, Hep böyle sürüp gidecek sanmýþtým baharý, yazý, Gerçekler ise acý veriyor insana. Hazin ama, posta kutusu bomboþ artýk. Biliyorum, o açmaya yetiþemediðim Telefonlar da giderek çalmaz olacak. Kapý zili þaþýrýp kalacak suskunluðuna ve Siyah deri koltuk boþ kaldýðýna yanacak, Televizyon ise hüznünü yaþayacak O eski coþkulu evimizin. Seyrine doyamadýðýmýz orkide de Döktü bütün çiçeklerini. Yazýk ki çalýþma masasý sessiz ve Ümitsiz bir bekleyiþte, Kitaplar da mahzun duruyor yerlerinde. Yarým kalmýþ yazýlar, çizilerek okunan kitaplar Hüzün veriyor insana. 27 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 28 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Ve birlikte yürüdüðümüz yollarda Ne neþ'e var, ne coþku, ne de sevinç; Yokluðunun sesi duyuluyor etrafta. Artýk geleceðe atýlan adýmlar suskun! Sanki dünya durdu, ümitler bitti, Mutluluk nerelere gitti? Güvendi bize güç veren, ümit veren Sevgiydi yolumuzu þenlendiren, Ve saygý besliyordu birliðimizi. Nasýl oldu da düzen bozuldu birden! Üzgünüm, hüzünlüyüm. Teselli nedir bilmiyor gönlüm Ve mânâsýz geliyor günler, geceler, Gözlerimden akan yaþlarýn dýþýnda. 28 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 29 Mehmet Turgut'un Köyünde Kýrk Gün Türkân TURGUT A nlatacaklarým, tarihçi Faruk Sümer'in Oðuzlar (Türkmenler, 1992, ss.145-146) adlý kitabýnda bahsettiði Musabeyli kazasýna yerleþtirilmiþ 500 çadýrlýk Türkmen boyundan bir grup olarak, geniþ ailesiyle birlikte bölgeye yerleþmiþ bulunan gök (mavi) gözlü, Musa adlý bir Türkmen'in, bir büyük büyük dedenin adýyla anýlan Gökmusa köyü ile evliliðimizin ilk seyahati olarak bu köye yaptýðým yolculuk ve köyünden hiç kopmamýþ olan Mehmet Turgut'un burayla ilgili olarak anlattýðý, benim de bu köyde kýrk gün boyunca yaþadýðým olaylarla ilgili olacaktýr. Nasýl olmuþtu, nasýl karar vermiþtik hatýrlamýyorum ama, günün birinde kendimi köye gitme hazýrlýðý içinde buluvermiþtim. Aslýnda merak da etmiyor deðildim. Çünkü o köy Mehmet Turgut'u temelde eðiten, yetiþtiren, karakterinin özünü belirleyen bir çevreydi, dolayýsýyla önemliydi. Aza kanaati, tok gözlülüðü, fedakârlýðý, memleketi için canýný seve seve vermeðe hazýr olmayý orada öðrenmiþti, aldýðý böyle bir ilk eðitim sonucu olarak da, ileriki yýllarda kafasý hep köy problemleri ile hep memleket meseleleri ile meþgul olacak, hep hal çareleri arayacaktý. Günü geldiðinde gücü yettiðinde bazen fabrika kurulmasýný saðlayacak, bazen köylere su getirilmesine, okul veya yol yapýlmasýna önayak olacaktý. Kitaplarýnda da bu sevda dile getirilecek, hep "Türkiye'nin Geleceði" konu edilecek, hep "Çýkýþ Yolu" aranacak ve daima "Geleceðin Güçlü Türkiye'si" hayal edilecekti. Ayrýca memleket meseleleri üzerinde "Döne Döne Düþünmek" gerektiði vurgulanacak, "Dostluða Dair" düþünceler ele alýnacaktý. Mehmet Turgut köyünden bahsederken yüzü aydýnlanýr, keyiflenir, konuþtukça konuþurdu; yaz tatillerinde köye gittiðini, bazen orakla ekin biçtiðini, ekin demetlerini eþeðin sýrtýna yüklerken hayvanýn ona yaptýðý oyunu, ekin demetini üzerine tam yüklerken kaçýverdiðini anlatýr, durumu görenlerin gülüþtüklerinden, ileri geri konuþtuklarýndan da söz ederdi. Bu iþlerin dýþýnda harman dövdüðünü, zaman zaman sýcaktan bunaldýðýný, hayvanlarý sürerken arada sýrada bir baþka dövende - orada dövene cercer deniyor - har29 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 30 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N man döven, güzel gözlü çapkýn bakýþlý bir köylü kýzý ile bakýþtýklarýný, beni kýskandýrýrcasýna anlatýrdý. Yýllar geçmiþ olduðu hâlde hâlâ o gözleri, o aný hatýrladýðýna göre çok etkilenmiþ olmalýydý ve ben bu olayý hýnzýrlýk edercesine parmaðýma dolamýþtým; o masum bakýþý, o etkileniþi nasýl olduysa aðzýndan kaçýrdýðýna onu yazýk ki piþman etmiþtim. Mehmet Turgut, bu gibi aðýr, zaman zaman da zevkli iþlerin yaný sýra evlerinin altýndaki bir odada amca çocuklarýyla birlikte dokuma tezgâhlarýnda kumaþ dokuduðundan da söz ederdi. Yaptýðý bu iþten gurur duyar ve bana keyifle anlatmaya çalýþýrdý. Daha sonraki bir dönemde, Sanayi Bakaný olarak eline imkân geçtiðinde, daha doðrusu yaz tatillerinde yaþadýðý bu tecrübenin bir bakýma unutulmaz hatýralarýnýn ýþýðýnda, Osmanlý'dan kalan bir geleneðin devamý olan, halý, ipek perdelik, döþemelik kumaþ dokuyan Hereke, Ýpek ve Halý Fabrikasý'ný geliþtirmek üzere ele almýþ, böylece köyünde yaþamýþ olduðu o tecrübe ve heyecan dolu günleri, bakanlýðý sýrasýnda hayata geçirmiþti. Onun en büyük mutluluðu köyünden bahsetmekti. Her þeyi unuturdu köyü söz konusu olunca. Zeytinlikleri, evlerde hazýrlanan, tarlalarda ayran eþliðinde yenen, içi çökelekli veya cevizli üzümlü sýkma adýndaki yiyecekleri anlatýrdý. Fýstýk aðaçlarýndan, onlarýn bakýmýndan söz ederdi. Yarýya kadar topraða gömülen, býçaðý vurunca ikiye ayrýlýveren, son derece lezzetli karpuzlarýn kuzu gibi yattýðý tarlalardan, lezzetli üzüm veren baðlardan, koca kazanlarda kaynatýlarak elde edilen pekmezden, cevizli sucuk, muska ve pestillerden söz ederdi. Zeytinyaðý çýkarýlan, iptidaî fabrikalar diyebileceðimiz "mahsere"leri gözlerimde canlandýrmaya çalýþýr, küfelerle, çuvallarla taþýnan zeytinlerin buralarda sýkýlmak üzere sýra beklerken kýzýþtýðýný, küflendiðini, elde edilen yaðýn acýdýðýný üzülerek anlatýr, sonraki günlerde ise köylünün daha modern imkânlarla temiz, lezzetli zeytinyaðý elde edebildiðine, mallarýný daha iyi fiyatlarla satabildiðine þükreder ve sevinirdi. Halbuki bir zamanlar, ilk veya ortaokul talebesiyken, büyük amcasýyla birlikte akþam hava kararýnca yola çýkýp, sabah namazýnda ulaþabildikleri Antep Hali'ne 15-20 deve yükü kavun karpuz götürdüklerinde, satýlan kavun karpuzun parasýyla ancak devecinin ve haldeki kabzýmalýn parasýný ödeyebildiklerini, amcasýnýn üzgün ve mahzun, malý satan kabzýmala; "Hiç olmazsa, þu çocuða bir ekmek arasý helva yedireyim, 25 kuruþ da bana kalsýn" dediðini, köylünün malýnýn hiç para etmediðini, o zamanlar arkadaþlarýyla damdan aþaðýya, bayýra doðru kavun 30 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 31 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N karpuz atma yarýþý yaptýklarýný, bazen gülerek bazen hüzünlenerek anlatýrdý. O artýk kavun karpuz atma yarýþý yapan, eþeðin sýrtýna bir ekin demetini yüklemek gücünden mahrum olan, zayýf naif bir ortaokul veya lise talebesi deðildi, tam tersine pek çok zorluðu geride býrakmýþ, ideallerine kavuþmuþ ve yüksek makine mühendisi olmuþtu. Daha sonralarý da öðrenme, yenilenme ve geliþme arzularýný hep canlý tutmuþ, biri yattýðý yastýðýn altýnda, diðeri masasýnda veya en kolay ulaþabileceði bir yerde durmak üzere, haftada birkaç kitap okuma alýþkanlýðýný edinmiþti. Çok hýzlý okuyan biriydi, okuduklarýný da, beni þaþýrtýrcasýna o güçlü hafýzasýna sanki nakþediyordu. Yýllar geçse de, nerede ne okuduðunu hemen hatýrlar ve kütüphanesinde elini attýðý anda aradýðý kitabý buluverirdi. Zamanýný asla israf etmemiþ, hem kendisi hem de çevresi için verimli, faydalý bir ömür sürmenin yaný sýra prensiplerinden, inandýklarýndan da asla taviz vermemiþti. Köyünün okulunu ve ilerde anlatacaðým o çamurlu, engebeli toprak yolunu, Afrin çayý üzerindeki köprüyle birlikte yaptýrabilecek güce, mevkie ulaþtýðýnda ise, bu iþleri büyük bir heyecan içinde baþarmýþ, ayrýca kendi imkânlarýyla sevgili köyünü camisiz býrakmamýþ, böylece iç dünyasý huzura kavuþmuþtu. Köy onun gurur kaynaðýydý. Kimse köye köylüye lâf söyleyemezdi, aksi takdirde bir kartal oluverirdi. Kiminle tanýþýrsa tanýþsýn, kiminle görüþürse görüþsün, Kilis'e baðlý Gökmusa köyü hemen ortaya atýlýr, köy ve problemleri mutlaka söz konusu edilirdi. Köyünü öyle anlatýrdý ki, yýllar önce Ýstanbul Teknik Üniversitesi'ne kaydedilirken birbirlerini ilk defa gören, tanýþýp canciðer arkadaþ olan ve ileriki yýllarda isim yapmýþ ve Mehmet Turgut için, "O, Gökmusa köyünden Meclisin önüne gelmiþ bir ibret dersidir" diyen önemli iþ adamlarýndan Sayýn Ýdris Yamantürk, esprili bir þekilde bana hitaben, "Anlattýðý köy zannedersin ki Paris, Londra yengeciðim. Ne yani, bildiðimiz köylerden biri bu mübarek yer" diye, dolaylý bir þekilde Mehmet Turgut'a takýlýrdý. Onun gözünde bütün köyler, köylüler mübârekti. Onlarýn geçim derdi, yolu, suyu, okulu ve saðlýk meseleleri hiç aklýndan çýkmadý; bu meseleler devamlý kafasýný kurcaladý. Evliliðimizden ancak üç dört sene sonra beni köyüne götürebilmiþ, köylüleriyle tanýþtýrabilmiþti. O sýralarda serbest hayata yeni atýlmýþ ve çok çalýþýyordu; zaman onun için gerçekten kýymetliydi. Ben de Ankara Atatürk Erkek Lisesi'nde Ýngilizce öðretmeni olarak görev yapýyordum, yaz tatilinden istifade ederek bu yolculuðu gerçekleþtirecektik. 31 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 32 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Evvelâ uçakla Elâzýð'a, çünkü orada iþi vardý, sonra da Antep'e gitmiþtik. O, yoðun iþ sebebiyle köye gitmeden hemen geri dönecekti, ben Antep'te kayýnpederimin evinde misafir olarak kalacaktým ve pek çok kimseyle tanýþmýþ olacaktým. Böylece ilk haftayý Antep'te, ikinci haftayý ise köye gidip köylülerle geçirecek, insanlarý tanýyacak ve köy hayatýný yaþamýþ olacaktým. Bu durum tabiî olarak bende merak uyandýrýyor ve heyecanýmý kamçýlýyordu. Mehmet Turgut'un beni Antep'te býrakýp geri döndüðü günün gecesi gençler saz çalarak bana güzel bir müzik ziyafeti çekmiþlerdi; hem çalýyor hem söylüyorlardý. Ýçlerindeki on-on bir yaþlarýnda olan bir çocuk ise o kadar içten ve coþkulu çalýp söylüyordu ki, gözlerim yaþarmýþtý. Onlar benim yalnýzlýk duygusuna kapýlmamam, garipsememem için ellerinden geleni yapýyordu. Beni ise hislendiren onlarýn sarf ettikleri bu içten gelen gayretti. Birkaç kiþi hariç, hemen hemen herkesi ilk defa görüyor ve aramýzda bir sýcaklýðýn oluþmasý için gayret gösteriyordum. Zannederim onlar da benden memnun kalmýþtý. Boþ zamanlarýmda, hediye olarak götürdüðüm kumaþlardan onlara elbiseler de dikiyordum. Artýk köye gitme zamaný gelmiþti. Geri kalan bir haftayý da Mehmet'in dilinden düþürmediði Gökmusa Köyünde geçirecektim, sonra da o gelecek ve köy hatýralarýyla dolu olarak Ankara'ya dönecektik. Kapýya bir otomobil geldi, köye gidecek olanlar, baþta ben, kayýnpederim, eþi ve bir amca çocuðu, içine doluþtuk ve yola koyulduk. Memnun mesut köy yoluna geldiðimizde büyük bir þaþkýnlýk yaþadým, çünkü o yolda arabanýn gitmesine imkân yoktu; eðri büðrü, engebeli, ancak yayalarýn gidebileceði cinsten bir yoldu bu köy yolu. Araba yola devam etmeye çalýþýyordu. Ama, bir saða bir sola yatýyor ve devrileceðinden korkuyordum. "Ýnelim, yürüyelim" dedim; köye gelinini bir özel araba içinde götürmeyi plânlayan kayýnpederim bu fikre pek sýcak bakmadý. Sonunda, büyük zorluk ve tehlikeler atlatarak, içi irili ufaklý taþlarla dolu, suyu azalmýþ, geniþçe bir dere kenarýna geldik. Acemi olduðu kesin olan þoför, hiç düþünmeden arabayý dereye sürdü. Birkaç metre gidebilmiþtik ki, arabanýn arkasýndan "küt" diye bir ses geldi; benzin deposu delinmiþ ve akan benzin dere sularýna karýþmýþ, arabamýz da ancak derenin karþý kýyýsýna geçebilmiþti. Çaresizlik içinde kalmýþtýk. Arabaya, sürücüsüne acýmýþtým ama, ne yalan söyleyeyim, saðýmýzýn solumuzun kýrýlýp yaralanma tehlikesini atlatmýþ olmaktan dolayý sevinmiþtim. Þimdi köye kadar yürüyecektik, yolumuz ise oldukça uzun32 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 33 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N du. Kayýnpederim bu iþe çok üzüldü. Ama, ben mutlu idim ve uçarcasýna köye doðru yürüyordum. Köy engebeli bir arazi üzerine kurulmuþ, tipik bir Anadolu köyüydü. Yollar, avlular yer yer sanki kaldýrým taþlarýyla döþenmiþ gibiydi. Pek çok Anadolu köyünde görüldüðü þekilde, irili ufaklý evler birbirine yakýn olarak inþa edilmiþti. Köy içinde göze hitap eden, çarpýcý cinsten aðaç, çiçek v.s. pek yoktu ama, çevre, zeytinlikler ve baðlarla çevriliydi; ceviz ve incir aðaçlarý da göze çarpýyordu. Kýþýn suyu bol, coþkuyla akan ve baharda çevresini yeþile boyayan, yazýn ise azalan suyunu köylülerin tarlalarýna çektiði ve Mehmet'in bir zamanlar arkadaþlarýyla birlikte içine girip çamurlu sularýnda yüzmeye çalýþtýðý, iki köyün sýnýrlarýný belirleyen Afrin çayý, ayrýca kekliklerin uçuþtuðu, susuzluðunu giderdiði, gençlerin ise keklik avlama fýrsatýný yakaladýklarý Keklik Pýnarý o bölgeye renk ve canlýlýk katýyordu. Köyü tanýdýkça Mehmet'in zaman zaman bana anlattýðý pek çok þeye þahit oluyordum. Kýþýn normal olarak yavaþ seyreden, koþuþturmadan uzak olan köydeki hayat, yazýn fazlasýyla hýzlý akýyordu ve pek çok iþin yaný sýra baðlardan toplanan üzümler kurutuluyor, pekmez yapýlýyor veya Mehmet'in severek yediði, bölgenin meþhur sucuðuna, muskasýna, pestiline dönüyordu; bazen de Kilis Þarap Fabrikasýna gönderiliyordu. Sonbahar ise genelde köylerde düðünlerin yapýldýðý, halaylarýn çekildiði mevsimdir. Ve ben bu köyde, þans eseri olarak, gözüne sürmesini çekmiþ, altýnýný, gümüþünü takmýþ, göz kamaþtýran bindallýsýný sýrtýna geçirmiþ olan, keyifli, neþeli köy kadýnlarýnýn da iþtirâk ettiði, davullu zurnalý ve halaylý bir köy düðününe de þahit olacaktým; bu vesileyle Mehmet'in köy havalarýný duyduðu, özellikle davul zurna eþliðinde çekilen halaylarý gördüðü zaman ki, heyecanýný hatýrlayacak ve ona hâk verecektim. Misafir kalacaðým ev, üç amcadan ortanca olanýn eviydi. Alt katta büyük bir oda vardý, burada devamlý yanan ocakta yemek piþiyor, ekmek piþiriliyordu; çoðu zaman yemek de burada yeniyor ve sohbete dalýnýyordu. Üst katta büyük bir sofa ve oda vardý. Esas sohbet köþesi orasýydý. Yatacaðým yatak da hazýrdý ve çarþaflar ilk defa benim için kullanýlacaktý. Ýnsanlar beni oturtacak yer bulamýyordu. Sevgi ve saygý seli içinde kendimden geçmiþ olduðum bir sýrada, sohbet ettiðimiz 33 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 34 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N sofaya, saçý baþý ak pak olmuþ, yaþlý bir adam giriverdi. Saðdan soldan konuþulduktan sonra, karýsýndan söz açýlýnca, "Ölecek, bekliyorum, akþama sabaha göçer" dedi. Bu sözler karþýsýnda hem korkmuþ, hem de çok þaþýrmýþtým. Ne diyordu bu adam? Kendi kendime karýsýnýn hastalýðýnýn ne olduðunu düþünürken, ev sahibem, evin mutlak hâkimi, çekip çevireni Yeter Yenge, bana hitaben, "Gelin! Hep beraber hastayý bir görüp gelelim" deyiverdi. Nutkum tutulmuþtu. Ya sâri bir hastalýksa diye düþündüm. Anneciðimin sözleri aklýma geldi ve onun yanýma koyduðu soðuk algýnlýðýna iyi gelen sülfamitlere, sýtma tedavisinde kullanýlan kinine güvenerek ve de Allah'a sýðýnarak, ölmek üzere olan hastayý ziyarete gittim. Hastayý bir odada ararken, merdivenle çýktýðýmýz bir damda, göðsü baðrý rüzgâra karþý açýk olarak, yatakta yatarken buldum. Þaþkýnlýktan ne yapacaðýmý þaþýrmýþtým. Elimi alnýna koyduðum zaman ateþten yandýðýný fark ettim. Hemen damdan inmesini, içerde yatmasýný söyleyerek eve geri döndüm ve annemin yanýma koyduðu sülfamitlerden ve kininlerden bir miktar alarak, hastanýn yanýna koþtum. Bu ilâçlarýn ona iyi geleceðini düþünüyordum; çünkü hasta birkaç gün önce, pek çok köy hanýmýnýn yaptýðý gibi, yýkanacak çamaþýrlarý, kabýný kacaðýný bir hayvana yükleyerek, oldukça uzakta bulunan, üstü açýk, etrafý duvarlarla çevrili "Don Ocaðý" denilen yere, su baþýna gitmiþ, orada hem çamaþýr yýkamýþ, hem yýkanmýþ, kaplarýný da su ile doldurarak her þeyi hayvana yükleyip, yürüyerek evine dönmüþtü. Bu hikâyeyi duyar duymaz hastalýðýnýn soðuk algýnlýðý olduðu kararýna varmýþtým; sonralarý, baþta Mehmet'in devamlý hasretini çektiði, 23 yaþýnda, gencecik, tüberkülozdan ölen sevgili annesi olmak üzere, birçok kadýnýn ayný þekilde, o üstü açýk Don Ocaðý'ndan dönerken üþütüp zatürree, sonra da Tüberkülozdan öldüðünü öðrenecektim. Soðuk algýnlýðýndan ateþlendiði þeklindeki kanaatim kuvvetlendikten sonra, evvelâ annemin yaptýðý gibi, yedi sekiz kinini (alkol yoktu) ispirtoda ezip erittim ve hastanýn bütün vücuduna, özellikle eklem yerlerine sürdüm, sonra da sülfamiti içirdim, "Dört saat sonra yine geleceðim ve ikinci ilâcý içireceðim" dedim. Ýçmeme ihtimâli çok kuvvetli olduðu için de ilâcý hastaya teslim etmiyordum. Dört saat sonra Yeter Yenge ile hastanýn evine tekrar gittik. Evde karýsýnýn ölümünü bekleyen yaþlý koca oturuyordu; ortalýkta dolaþan bir de genç haným vardý. Hasta hâlâ ateþliydi ve devamlý inliyordu. Kocasý ise, "Ah bu inleme yok mu, beni öldürüyor" diye þikâyet ediyor, hasta ise umursamazcasýna, hiç kaidesini bozmuyordu; iniltiler muntazam aralýklarla düþen su damlalarý gibi kocasýnýn beyninde yankýlanýyordu. 34 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 35 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Etrafta dolaþan, kýzlarý olduðunu düþündüðüm genç hanýmýn en dikkat çeken yaný saçlarýydý. Gümüþ simlerle örülmüþ, mavi boncuklarla birbirine baðlanmýþ, belki on beþ, belki yirmi ince örgülü saç, beline kadar uzanýyordu. Hýzlý hýzlý hareket ederken saçlarý beline vuruyor ve onu cazibeli hâle sokuyordu. Dört saat sonra mutlaka içirmesi gereken ilâcý ona uzatýrken, gözüm, ortasýnda kalýn bir direk bulunan, çadýr tipli, tek göz odadan ibaret olan evin diðer köþesindeki yataða takýldý. Hastaya veda ederken ve ilâcýný mutlaka içmesi gerektiðini söylerken, o fasýlasýz inliyordu. Dýþarý çýktýðýmýzda kýzlarý olduðunu sandýðým genç kadýnýn hastanýn kumasý olduðunu öðrenecek ve þaþkýnlýktan dilim tutulacaktý. Zavallý hastanýn muntazam aralýklarla inleyiþi kulaklarýmda çýnlýyor, iki metre ilerdeki yatakta yatacak olan genç kadýnla yaþlý kocasýný huzursuz eden inleyiþlerini içimden alkýþlýyordum. O gece hastanýn içinde bulunduðu þartlarý gözlerimin önünde canlandýrýrken, ayrýca faydalý olabildim mi diye düþünürken uyuyup kalmýþým. Sabah erkenden ilâç saatini geçirmeden kalktým ve yine Yeter Yenge ile yola koyulduk. Gittiðimde hastanýn ateþi biraz düþmüþtü ama, kendisi hem ayný tempoyla inliyor, hem de çok hasta olduðunu söylüyordu. Üzülmüþtüm. Ýlâcýný içirdikten sonra kocasýna, "Bu ilâçlarla biraz olsun iyileþmesi gerekirdi. Ýyileþmediðine göre hemen bir hastaneye götürün" dedim. Biz Yeter Yenge ile birlikte, üzgün eve döndük. Benim yapabileceðim baþka bir þey yoktu. Oturmuþ pencereden yola bakýyordum; hastaya faydalý olamadým diye biraz caným sýkýlmýþtý. Birden gözlerime inanamadým, aradan henüz iki üç saat bile geçmemiþti ki, kaldýðým eve doðru gelen bir yolcu vardý yolda ve o benim iyileþtirmeye çalýþtýðým hastaydý. Hastane lâfýný duyar duymaz canlanývermiþ olmalýydý. Eve girdi, bana yaklaþtý, mütebessim, "Sað ol gelin, beni iyileþtirdin" dedi ve teþekkür olarak da, beli baðlý, büzgülü entarisinin göðüs kýsmýna doldurduðu sucuk, muska, pestil, nar, ceviz, badem, kýsaca evde bulabildiði yenebilecek cinsten bir kýsým yiyeceði, o terli göðsünden bir bir çýkarýp ortaya koydu. Daha ben, "Buyurun" demeden, çocuklar hepsini kapýþýverdi. Ben de hatýr için bir iki ceviz kýrýp yiyebilmiþtim. Köyde yaþadýðým olaylarý anlatýrken Mehmet büyük bir zevkle dinlerdi, hele kumalardan ve yaþlý kocalardan kýzgýnlýkla bahsederken, ileri geri konuþurken, çok nadir duyduðum kahkahalarýndan birini atýverir ve ýþýldayan gözlerle "Yaz bunlarý yaz" derdi. Bilmem ki onu etkileyen, keyiflendiren bu olaylar baþkalarýný 35 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 36 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N nasýl etkiler, ne ifâde eder. Ama ben þimdi onun sözlerini bir vasiyetmiþ gibi kabul ediyor ve hatýrladýðým kadarýyla köyde yaþadýðým ve unutamadýðým bazý olaylarý kýsa da olsa yazmaya çalýþýyorum. Nedense köyde bana yürümek yasaktý. Adým Ýstanbullu Gelin'di ve bir yerden bir baþka yere giderken mutlaka ata binmem gerekiyordu. Ben ise o güne kadar hiç ata binmemiþtim, düþüp bir yerimi kýrmaktan korkuyordum. Herkes sabah erkenden tarlalara, özellikle zeytin toplamaya gidiyordu, ben ise evde Yeter Yenge ile kalýyor, ekmek yapýp piþirirken, yemek yaparken onu seyrediyordum. Bir de okuma yazma bilmeyen birkaç gence okuma yazma öðretmiþtim ki, beni gördükleri zaman hâlâ teþekkür etmektedirler; yazýk ki kýzlardan bu konuda hiç talep gelmemiþti. Bir gün kayýnpederime, "Baba beni yediriyor, içiriyorsun, sonra da yürümeme müsaade etmiyorsun, kilo alýyorum, oðlunuz beni beðenmeyecek" dedim. Ýri yarý, alýmlý bir hanýmý olan kayýnpederim; "Get!" dedi. "O ne anlar kadýn kýsmýndan". Bu söz beni olduðu kadar, anlattýðým zaman Mehmet'i de çok güldürmüþtü. Günler geçiyordu... 15 gün, 20 gün, 25 gün geçti, ne gelen vardý, ne de bir haber; Mehmet Turgut ortalýkta yoktu. Merak ediyordum, ailemin de beni merak ettiðini düþünüyordum. Zaman zaman kafam kýzýyor, onu beklemeden çekip gideyim diyordum, fakat beni oturtacak yer bulamayan, rahat etmem, memnun olmam için ellerinden geleni yapan o güzel insanlara kýyamýyordum. Mehmet'i köylüler bekliyordu, ben bekliyordum, o gelince kuzular kesilecek, þenlik yapýlacaktý. Öyle bir an geldi ki, ben artýk onu, geliþini, gidiþini düþünmez olmuþ, köye, köylülere iyice alýþmýþtým ve yolunu gözlemiyordum; kayýnpederimin de hoþgörüsüne sýðýnarak, onlarla beraber tarlalara gidiyor, dostlar alýþveriþte görsün kabilinden zeytin topluyordum. Fakat kýrk gün sonra, Mehmet'in beni alýp götürmek üzere Antep'e geri geldiði ilk gün, yemeyip içmeyip hemen, "Baban Ýstanbullu Gelin'e zeytin toplatmýþ" diye dedikodu yapanlar olacaktý. Meðer kayýnpederim baþýna geleceði biliyormuþ da beni ondan evde tutuyor, yürütmüyor, iþ yaptýrmýyormuþ. Zeytin toplamak için yaptýðýmýz bu gidiþ geliþlerde orta yaþlý bir hanýmýn devamlý beni gözlediðini, yaklaþmak istediðini, daha doðrusu bana bir þeyler söylemeye çalýþtýðýný fark ettim. Hemen yanýna gittim ve derdini anlamaya çalýþtým. Evli kýzýnýn yüzünü leke basmýþ, bir ilâç bilip bilmediðimi öðrenmek istiyordu. Kýzýný getirmesini, onu görmek istediðimi söyledim. Çok zayýftý, sararýp solmuþ bir 36 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 37 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N çehreyle ve kucaðýndaki çelimsiz bir oðlan çocuðuyla çýktý geldi zavallý kýzcaðýz. Ona iyi beslenmesini, özellikle köyde çok bol olan pekmez yemesini tavsiye ettim. Aklýmca kilo alýrsa cildi daha parlak ve þeffaf olacaktý; "Yumurtayý sütü de unutma" dedim. Ayrýca o zaman adýný bildiðim tek leke ilâcý, Çil Fazýl Ýlâcý idi. Antep'e giden bir þahsa rica ettim, ondan bir kutu aldýrdým; ilâcý vermek için Yeter Yenge ile birlikte evlerine gittiðim zaman ise gözlerime inanamadým. O evde de bir baþka genç kadýn etrafta koþuþturup duruyordu. Esmer, al yanaklý, taþý sýksa suyunu çýkaracak cinsten bir genç kadýndý gördüðüm haným. Benim o gördüðüm, sararýp solmuþ genç kadýnýn kocasý, karþý köylerin birinden kaçýrmýþtý onu ve kuma olarak getirmiþti bu eve; dolayýsýyla dünyasý kararmýþ, kendisinden geçmiþ, bir deri bir kemik hâle gelmiþti zavallý kýzcaðýz. Bu ve benzeri olaylarýn dýþýnda beni çok üzen bir baþka olay da, bir kadýnýn dünyaya getirdiði beþ çocuðun da, daha bebekken ishal olup ölmesiydi. Þimdi elindeki altý aylýk olan altýncý çocuk da ishal olmuþtu, ne yapacaðýný bilmiyordu. Ben ise, yazýk ki annemden, saðdan soldan duyduklarýmla ancak ona yardýmcý olmaya çalýþýyordum. Pirinci piþirip hafif tuzlu ve þekerli olarak suyunu içirmesini, özellikle de çocuðu susuz býrakmamasýný, içeceði suyu kaynatmasýný tavsiye ettim. O tam tersini yapýyormuþ o güne kadar; sonra o çocuðun ölmediðini öðrenecek ve çok sevinecektim. Köylerimizin, köylülerimizin, özellikle köy kadýnlarýnýn kaderi bu mu, böyle mi olacaktý diye düþünüp hüzünlenecektim. Benden, büyüklerinden gördüðü, saðdan soldan duyduðu kadarýyla faydalý olmaya çalýþan, biraz aklýný kullanabilen benden medet umuyordu insancýklar. Simsiyah Kazan Karasý (kazanýn dýþýnda biriken is) sürülmüþ olan, yara bere içindeki oðlan çocuðunun acýyla bakan gözlerini ise hâlâ unutamadým. Onun için iþe yarar ümidiyle yaralarý yýkamak üzere Oksijenli Su, sonra da yaraya sürülecek olan Dermojen adýndaki bir merhemi aldýrmýþtým ama, çocuðun iyileþip iyileþmediðini bilmiyorum. Bütün bu anlattýðým insanlar kadersiz kimselerdi. Ýleriki günlerde kâh hüzünlenir, kâh gülerdik Mehmet'le konuþurken bu konularý. Köyde günler gelip geçiyor ve Mehmet'ten hâlâ ne bir ses, ne bir nefes geliyordu. Artýk köyleri gezmeye karar vermiþtim. Ýlk gideceðim köy, büyük görümcemin köyüydü; uzak olduðunu ve ata binmek zorunda olduðumu söylüyorlardý. Biraz bozulmuþtum ama, onlara boyun eðdim. Ýyi huylu bir at getirdiler, bir de þalvar geçirdim ayaðýma; binek taþýna basarak ata bindim. Görümcem ve eþi (Allah 37 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 38 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N rahmet eylesin) muhafýz olarak iki yanýmda gidiyorlardý, düþecek olursam beni, mümkün olursa tabiî, tutacaklardý. Adý Karataþ olan, uçsuz bucaksýz, kayalýk bir arazinin ortasýndan gidiyorduk. Sanki gökten kafa büyüklüðünde taþ yaðmýþtý etrafa; düþtüðüm takdirde ne kafam kalýrdý, ne kolum ne de bacaðým. Bir müddet muhafýzlarla yola devam ettim. En çok þaþýrdýðým, nasýl oluyordu da hayvan bu kayalýk arazide basacak bir yer bulabiliyordu; hiç zorluk çekmiyor, týkýr týkýr yürüyebiliyordu. Yolun yarýsýna gelince, daha rahat edebileceðimi söyleyerek dizginleri elime verdiler ve ben ilk defa, kendi kendime o kayalýk arazide, dizginler elimde ama, göstermemeye çalýþtýðým korkular içinde ata binmiþ oldum. Bu köyde de çok güzel geçti günler; adetâ bir düðün havasý esiyordu etrafta. Ýnsanlar pek bakýmlý, keyifli ve yakýþýklýydý. Yalnýz kümesten her gün birer birer, baðýra çaðýra yakalanarak tencereye giren tavuklar intizar etmiþ olmalýlar ki, uzun zaman bir daha o köye gidemedim. Yaz bitiminde korkular içinde gelip geçtiðim o uçsuz bucaksýz taþlýk arazinin bahar mevsimindeki hikâyesini duyduðum zaman ise, þaþkýnlýðýmý gizleyememiþtim; çünkü o taþlýk arazi, köylünün "Daða çýkmak" olarak deðerlendirdiði, hemen hemen her mevsim - kar yaðdýðý zamanlar hariç - hayvanýný otlamaya çýkardýðý, özellikle baharda, bol yaðmur yaðdýðý zamanlarda, diz boyu yoncayla kaplanan, yer yer çiðdemlerle, zerrinlerle renklenen, kuzukulaðý, pazý gibi ot çeþitleriyle insanlarýn mutfaðýna hizmet eden, bölge halkýnýn ise zaman zaman ve yer yer taþýný temizleyip toprak elde ettiði bir yayla olduðunu öðrenecektim. Tam kýrk gün geçmiþti ki, Mehmet'in baba köyüne geldiði haberini bir amcaoðlu getirdi. Evvelâ, "Gitmiyorum, benim rahatým iyi bu köyde" diyerek çalým atmaya kalktým, sonra da kuzu kuzu ayný ata binip Gökmusa köyüne, o taþlý yayladan geçerek gittim. Artýk rahatlýkla ata binebiliyordum. Gittiðimde Mehmet, gözleri ýþýl ýþýl köylülerinin arasýnda oturuyordu. Herkes memnundu. Kendilerinden biri, ilk defa okumuþ ve yüksek makine mühendisi olarak köyüne gelmiþti ve kimse onun ileriki yýllarda, kendileri de dâhil, sayýsýz insana iþ sahasý açabilecek bir devlet adamý olabileceðini aklýndan bile geçiremiyordu. Hâlbuki o, ileriki hayatýnda, köyde karþýlaþtýðý problemleri ülkesinin problemleri olarak görecek ve politik hayata atýldýðý zaman eline geçen fýrsatlarý hep bu problemleri çözmek için deðerlendirecek ve memleket çapýnda yaþanan sýkýntýlarý gidermeye çalýþacaktý. Köye döndüðümde, onun hemþehrileri arasýnda, gözleri ýþýl ýþýl, memnun mesut oturduðunu görünce, ilk olarak içimden sitem etmek 38 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 39 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N geldi ama, kýyamadým; o kadar mutluydu ki. Onun için kuzular kesilmiþ, yemekler yapýlmýþtý; bir düðün havasý esiyordu etrafta. Bana, "Attan niye indin gelin! Kayýnpederinden bir þey isteyecektin" dediler. Böyle bir âdetin olduðunu daha önce söylemedikleri için bir hayli sitem ettim. Daha sonra da baðýþlanan bir dut aðacýný bir þey sanýp attan iniveren bir gelinin hikâyesini gülerek dinleyecektim. Saatler ilerlerken yeni bir köy yolculuðunun hazýrlýðý yapýlýyordu; Mehmet'in ninesini ziyarete gidecektik. Artýk ata binmekten ürkmüyordum. Bir ara Mehmet beni bir kenara çekti ve þunlarý söyledi; "Dikkat et! Ata binerken düþersen milât olur; 'Çocuk gelinin düþtüðü gün doðdu' veya 'Gelin düþmeden önce doðdu' gibi." Bu sözden sonra ya düþersem diye içimi daha büyük bir korku kapladý. Düþüp saðýmýn solumun kýrýlmasýný düþünmüyordum da milât olmaktan çekiniyordum. Yine ayný at, o sakin hayvancýk beni Mehmet'in ninesinin köyüne kazasýz belâsýz ulaþtýrdý, oradan da arabalara binebileceðimiz bir baþka köye taþýdý. Ankara'ya döndüðümüzde sitemlerle karþýlandýysak da, yakýnlarýmýz gördüklerimizle, yaþadýklarýmýzla keyiflenmekte gecikmediler. Ýþinin çokluðu ve haberleþme vasýtalarýnýn kýsýtlý olmasý yaný sýra Mehmet'in beni 40 gün aramama sebeplerinden biri de, "Karýsýný arýyor" dedirtmemek içinmiþ. Bunu duyduðum zaman þaþkýnlýktan ne yapacaðýmý, ne söyleyeceðimi bilemedim ve sonra, askere gidip de köye yolladýðý mektupta, ahýrdaki sarý ineðe kadar herkesin hatýrýný sorup soruþturan, karýsýna bir selâm dahi yollayamayan askerciðin çaresizliði geldi aklýma. Mehmet de o köyün insanýydý, onlarýn arasýndan çýkmýþtý, elbette ayný düþünce kalýbý içinde olacaktý. Ne köyünü, ne köylülüðünü, ne de akrabalarýný unuttu. Aklý hep onlarla meþguldü, elinden geldiði kadar hemen hemen hepsine yardýmcý oldu, birlik ve beraberlik içinde yaþamalarýný saðlamaya çalýþtý. Çocuklarýný okutabilecekleri imkânlarý hazýrladý onlara ve genç nesil þimdi mühendis, doktor, avukat, bankacý, sigortacý, öðretmen, polis v.s. olarak memlekete hizmet etmektedir. Cennetin en güzel köþesinden, yaptýklarýný, yetiþtirdiklerini, bizleri seyrettiðine inanmak istiyorum. Nur içinde yatsýn. 39 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 40 Mehmet Turgut'un Yaptýðý Dýþ Seyahatler Türkân TURGUT B u yazý serisinde ikinci olarak ele alacaðým konu, Mehmet Turgut'un yaptýðý dýþ seyahatlerdir. O, bu seyahatlerde bazen çok duygulanýr, bu duygu ve heyecan içinde, memlekete döndüðünde gecikmeden kâðýda kaleme sarýlýr, durmadan, dinlenmeden duygularýný, düþüncelerini, edindiði intibalarý yazardý. Bu tip seyahatlerinden biri de, Baþbakan Süleyman Demirel baþkanlýðýnda, heyet hâlinde yapýlmýþ olan Rusya gezisi, özellikle Çarlýk Rusya'sýnýn yýllar boyunca soyduðu, Sovyetler Birliði'nin de geri kalanlarý sömürdüðü Taþkent'e yapýlan ziyaretti. Genel olarak, yaptýðý seyahatlerde gördüklerini, yaþadýklarýný memleketimiz þartlarýyla karþýlaþtýrýr, kimi zaman keyiflenir, kimi zaman da üzüntüye kapýlýrdý. Sanayi Bakaný olarak iþtirak ettiði bu seyahatte Moskova, Leningrad, Kiev, Taþkent, Semerkant ve Bakü gibi büyük þehirleri gezmiþler, çeþitli intibalarla memlekete dönmüþlerdi. Fakat Mehmet Turgut'un en çok etkilenmiþ olduðu þehir Taþkent olmalýydý ki, döndüðünde hiç vakit kaybetmeden, seyahati boyunca küçük bir deftere yazmýþ olduðu notlardan da istifade ederek, Taþkent'e Doðru adlý kitabýný, bir hafta gibi kýsa bir zaman içinde yazývermiþti. Mehmet Turgut seyahatten döndüðünde his ve heyecan içindeydi. Gördüklerini, duyduklarýný anlattý, anlattý, esas olan hisleriydi. Konuþurken duygu yüklü kelimeler aðzýndan çýkýyordu. Taþkent diyor, Taþkent halký diyor, ellerinde çiçeklerle ve Türk bayraklarýyla misafirlerini hava alanýnda karþýlayan Taþkentlilerden, onlarýn heyecanýndan, kendi duygularýndan, o asýrlar sonrasý özlem dolu kucaklaþmadan söz ediyordu. Zaman zaman hüzünlendiklerinden, sefâlet içinde olduklarýndan, zenginlikleri olduðu hâlde sömürülüþlerinden bahsediyordu. Düþünce ve duygularla o kadar doluydu ki, hemen bir köþeye çekilip, dýþ dünya ile ilgisini kesip bu seyahat boyunca yaþadýðý duygularý, acý tatlý ne hissettiyse, ne yaþadýysa, bir baþka ifâde ile o hasret dolu kucaklaþmayý hemen yazmak istiyordu. 40 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 41 Gerçekten de kendisini kimsenin bulamayacaðý bir mekânda, özellikle Taþkent'te, o heyecan dolu, o coþkulu saatlerin geçtiði Taþkent'te yaþadýklarýný, gördüklerini bir hafta içinde, yerinden hiç kalkmadan, yazdý yazdý ve sonunda Taþkent'e Doðru adlý, his dolu, yer yer acý dolu, zaman zaman da güzelliklerin aktarýldýðý bir hatýra kitabý baskýya hazýr oldu. Bu kitap öyle güçlü duygularýn mahsulüdür ki, o günlerde sayfalara dökülen satýrlar, hiçbir deðiþikliðe uðramadan, olduðu gibi matbaaya gitmiþ ve kýsa zaman içinde basýlarak insanlarýn istifadesine, beðenisine sunulmuþ, fazlasýyla ilgi görmüþtür; hakkýnda methiyeler yazýlmýþ ve tekrar tekrar basýlmýþtýr. Kitabý kim okuduysa Mehmet Turgut kadar duygulanmýþ, hislenmiþ, sanki Taþkent'te uçaktan inildiði zamanki karþýlama törenini yaþamýþ, o halkýn Türk'e olan özlemini hissetmiþ, sömürülen bir memleket insanýnýn ruh hâlini yaþayarak, yazarýn satýrlarý arasýnda onlarýn 41 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 42 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N mahzunluðuna, kimsesizliðine, sömürülüþlerine þâhit olmuþtur. Mehmet Turgut gördüklerini, yaþadýklarýný o kadar canlý anlatmýþ, o kadar güzel mânâlandýrmýþtý ki, onun baktýðýný iyi gören, meseleleri iyi bilen bir kimse olduðu kanaati, kitabý okuyan pek çok kimsede yaygýnlaþmýþtý ve pek çok kimse onun aydýn bir Türk milliyetçisi olduðunda hem fikirdi. Onda demokrasiye olan inanç, insan sevgisi, Türklük þuuru güçlüydü, yazdýklarýnda bu duygularý hissedebilir, gözünüzden yaþlar boþanabilir. Mehmet Turgut da kitabýnýn önsözünde, heyecanla yazdýðý, en çok sevdiði, her okuyuþta ayný heyecaný duyduðu bölümün Taþkent bahsi olduðunu söylemektedir, zaman zaman onun da gözlerinin dolduðuna þahit olmuþumdur. Taþkent'e Doðru adlý kitabýn yazýldýðý 29 Kasým 1969 yýlýndan bu yana geçen bunca zamana raðmen Mehmet Turgut adýnýn duyulmasýyla Taþkent'e Doðru adlý kitabýn hatýrlanmasý onu çok memnun ediyordu. Bir gün Memorial Hastanesi doktorlarýndan Nöroloji Prof. Naci Karaaðaç'a muayene için baþ vurduðumuzda doktorun, "Siz Taþkent'e Doðru adlý kitabýn yazarý Mehmet Turgut musunuz? Ben o kitabý talebeyken okumuþ ve çok beðenmiþtim, hâlâ kütüphanemde durmakta. Bir iki hafta sonra Taþkent'e gideceðim, tekrar okumak için çýkarýp masama koydum. Çok güzel bir kitaptý" þeklindeki sözleri Mehmet Turgut'u hem þaþýrtmýþ hem de gerçekten çok memnun etmiþti. Kýrk yýl gibi bir zaman sonra dahi kitap hâlâ aranýyor ve okunuyordu. Bu durumdan o kadar memnun olmuþtu ki, muayene sýrasýnda saðlýk þikâyetlerini bile unutmuþ, doktorla kitap üzerinde konuþmaya dalmýþtý. Ayný durum, son hastalýðý sebebiyle Memorial Hastahanesine yatmadan hemen hemen bir ay önce, kalbine takýlan pil kontrolü yaný sýra, genel bir dahili kontrolden de geçmek düþüncesiyle gittiði ve çok sevdiði, ayný zamanda güvendiði, memleket meselelerine karþý olan duyarlýlýðýný takdir ettiði Memorial Hastahanesi doktorlarýndan sayýn Doç. Dr. Kâni Gemici'yle de, daha önce hediye ettiði Japon Mucizesi ve Türkiye adlý kitabý üzerinde öyle tatlý bir sohbet koyultmuþlardý ki, Mehmet Turgut yine kendisini, þikâyetlerini unutmuþ ve doktorun yanýndan memnun mesut, sýkýntýlarýný dile getirmeden ayrýlmýþtý. Önemli seyahatlerinden bir diðeri de iþ adamlarýyla birlikte yaptýðý Japonya seyahatiydi. Japonya hakkýnda yazýlmýþ olan kitaplarý okumuþ, özellikle Amerikalý Kültür Antropoloðu Ruth Benedict'in yazmýþ olduðu, birinci baskýsý 1965 yýlýnda yapýlmýþ olan, benim Türkçe'ye çevirdiðim (Türkiye Ýþ Bankasý Kültür Yayýnlarý, 3.baský, 42 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 43 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N 1994) ve Japon kültür örneklerini veren The Chrysanthemum and the Sword (Kýlýç ve Krizantem) adlý eseri okuduktan sonra Japonya'yý ve Japonlarý daha fazla merak eder olmuþtu. Batý'nýn da Japonya'yý merak ettiðini, ilgilendiðini, Amerika'nýn ise onu tek rakip olarak gördüðünü biliyordu. Gidip görmek ona çok þey kazandýracak, oradaki çalýþma temposuna, araþtýrma azmine, idealizmine þahit olacaktý. Japonlar, bir milletin var olabilmesi için ilmin, teknolojinin ve ekonominin önemini biliyor, millî tarih, millî kültür, millî terbiye ve ruh ile de manevî yanlarýný destekliyordu. Bu hususlar ise Mehmet Turgut'u çekiyor, fazlasýyla ilgilendiriyordu. Mehmet Turgut Japonya seyahatinden duygu ve düþüncelerle dolu olarak dönmüþtü. Onlar Batý'dan tekniði almýþlar, millî deðerlerle de hayatlarýný yoðurmuþlardý. Heyecan içinde Japon Mucizesi ve Türkiye adlý kitabýný yazmaya baþladý. Bu kitapta, Japonya ile Türkiye'yi tarih boyunca karþýlaþtýrýyor, Japon ve Türk halký üzerinde duruyordu; büyük emek ve gayret sonunda, beðenilen, deðerlendirilen önemli bir kitap ortaya çýktý. Birgün Mehmet Turgut'la birlikte gittiðimiz bir kokteylde karþýlaþtýðýmýz Ýstanbul Japon Konsolosunun sözleri de bizleri etkilemiþti. Konsolos, konsolosluk duvarlarýna asýlan Türk ve Japon köylüsünün resimlerinden bahsediyor, iki halk arasýndaki benzerliklerden söz ediyordu: "Ýki halkta da kadýn çocuðunu sýrtýnda taþýr, erkeðinin arkasýndan yürür, evin reisine, büyüðüne saygýda kusur etmez, kayýnvalide iki toplumda da söz sahibidir, iki toplumda da yer yataðýnda yatýlýr ve eve girerken ayakkabýlar çýkarýlýr. Bunlarýn dýþýnda Japoncada 'su', 'yer', 'gök' gibi Türkçe kelimeler vardýr. Kýsaca siz ve biz ayný kökten gelen, fakat birimiz doðuya, diðerimiz batýya gittiðimiz ve deðiþik dinleri kabul ettiðimiz için birbirimizden ayrý düþmüþüz. Biz Japonlar olarak bu konuya önem veriyor ve araþtýrma yapýyoruz ama, sizlerde hiçbir hareket yok," diyordu; konsolosun sözlerinde biraz da sitem vardý. Bu sözleri duyduðumuz zaman tuhaf bir mutluluk duyduðumuzu hatýrlýyorum ve konsolosun sözlerini, bizde de bir araþtýrma yapýlýr ümidiyle pek çok yerde tekrarlamýþýzdýr. Japon devlet adamlarý, teknikte ne kadar geri kaldýklarýný, 18.yüzyýlda Batýlý tüccarlarýn buharlý gemilerle ve ateþli silâhlarla donanýmlý olarak limanlarýna gelip ticaret yapmak istedikleri, Japonlarýn ise onlarý geliþmemiþ silâh ve gemilerle baþarýsýz bir þek43 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 44 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N ilde kovmaya çalýþtýklarý zaman anlamýþlardý. Bu durumu hazmetmek Japonlar için kolay deðildi, onlarýn Japonluk ruhu ve samurai gururu incinmiþ, yaralanmýþtý. Özellikle Meiji Devri devlet adamlarý bu konu üzerinde durmuþ ve Prens Ýto, Japonya'nýn önünde duran problemleri tartýþmak üzere, Markiz Kido'yu 1880'lerde Ýngiliz sosyolog ve filozofu Herbert Spencer'e göndermiþ, Spencerde Japon örf ve âdetlerine baðlý kalarak sanayide, ekonomide ve teknolojide ilerleme saðlanmasý fikrini ileri sürmüþtü. Meiji devlet adamlarý bu fikri benimsemiþ ve bu yolda ilerlemiþlerdi. Bu dönemde pek çok Meiji devlet adamý, millî baþarý uðruna mallarýný satýp devlet adýna yatýrýmlar yapmýþtý. Mehmet Turgut bu konu üzerinde hayranlýkla ve takdir hisleriyle durmuþ ve örnek olur düþüncesiyle, bu husus üzerinde fikir yürütmüþtü. Japonlar, Japonluk ruhunu ve samurai gururunu körü körüne okþamak yerine, en kýsa zaman içinde, devamlý olarak Batý'ya, Batý örf ve âdetlerini, modasýný, kýsaca yaþayýþ tarzýný öðrenmek için deðil de, ekonomisini ve teknolojisini, ilmî çalýþmalarýný öðrenmek için çok sayýda insan yollamýþ ve bu insanlar yeterince çalýþýp bilgi edindikten sonra, memleketlerine kesinlikle geri dönmüþ ve Japonluk ruhu ve samurai gururu uðruna görüp öðrendikleri her þeyi, yine bu uðurda vatanlarýnda çalýþýp Japonya'nýn ilerlemesine yardýmcý olmuþlardýr. Ýkinci Dünya Savaþý sonrasýnda da Japonlar zedelenen Japonluk ruhunu ve kýrýlan samurai gururunu mutlaka tamir etmek gerektiðini biliyordu; bunun için de savaþmak yerine ekonomide ve teknolojide Amerika'yý geçmeyi hedeflemiþlerdi; bu konuda mutlaka baþarýlý olmalýydýlar, samurai gururu bunu gerektiriyordu. Adý, Yaþlý Gök Gürültüsü mânâsýna gelen dev Honda firmasýnýn sahibi de, Mehmet Turgut'a yaptýðý resmî bir ziyarette: "Amerika ekonomik bakýmdan bizden üstün ve teknolojide bizden ileri idi. Bu sayede de savaþta bizi yendi ve bizim samurai gururumuz büyük yara aldý. Ancak Japonluk ruhu ve samurai gururu hayatýmýzda büyük rol oynar. Bir þeye karar verdik mi Japonluk ruhu ve samurai gururu imdadýmýza yetiþir ve gücümüz kat kat artar; biz Amerika'yý mutlaka geçeceðiz, inanýn buna," þeklinde konuþmuþtu ve Mehmet Turgut, "Zaman geçmiþ, 1980'lerin baþlarýndan itibaren Japonya ekonomi ve teknoloji ile ilgili hususlarda, kalkýnmýþ memleketler arasýnda ön saflarda yer almýþtý," demektedir Japon Mucizesi ve Türkiye adlý kitabýnda ve ona göre Japonlar, Japonluk ruhu ve samu44 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 45 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N rai gururunu tatmin yolunda zirvelere ulaþmýþlardýr. Mehmet Turgut'un yaptýðý dýþ seyahatlerinden bir diðeri de, iþ adamlarýyla birlikte gittiði Güney Kore idi. Bu seyahatten biraz durgun dönmüþtü. Bunca olay, karýþýklýk yaþamýþ olan Kore'de gördüðü geliþme onu bir hayli düþündürüyordu. Batý'nýn Doðu'dan korkmasý boþuna deðildi; Batý, Çin'den, Japonya'dan ve Kore'den korkuyordu. Bir münevver Alman hanýmefendisinin üzüntü içinde söylediði gibi, Batý gençliði dejenere olmuþ, tembelleþmiþ ve uyuþmuþtu. Hâlbuki Doðu'daki gençlik yeni uyanmýþ, büyük bir açlýk içinde önüne geleni yutmaya çalýþýyordu. Kore de Japonya'yý, Çin'i örnek almýþtý; çalýþýyor, didiniyor, kendisini kabul ettirmeye, millî duygularý güçlendirmeye çalýþýyordu. Bu çalýþma, didinme sonrasý olsa gerek, bugün Güney Kore sokaklarýnda dolaþan sayýsýz yerli araba arasýnda tek tük yabancý malý olan arabaya rastlanmaktadýr. Bunun yaný sýra bütün dünya bugün Kore elektronik sanayiinin hâkimiyeti altýna girmiþtir. Kore heyetiyle bir görüþme... 45 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 46 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Pakistan Cumhurbaþkaný Ziya Ül-Hak’la... Bu seyahati ile ilgili fazla bir þey anlattýðýný pek hatýrlamýyorum ama, 1982 yýlýnda Pakistan'da yapýlan Ýslâm ülkeleri sanayi bakanlarý toplantýsý ile ilgili ufak bir hatýrasý önemliydi. Bu toplantýya, Türkiye Sanayi Bakaný ve arkadaþlarýyla birlikte Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti'nin Sanayi Bakaný ve beraberindeki arkadaþý da davetli olarak iþtirak etmiþti. Konferans baþlamýþ, bütün Ýslâm devletleri delegeleri yerlerini almýþtý. Bir aralýk Filistin delegesi kürsüye çýkýp, Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti'nin dünya devletleri tarafýndan tanýnmamýþ olmasý sebebiyle, konferansa iþtirak eden delegesinin salonu terk etmesini istemiþti. Bu istek, bu fütursuzca takýlan tavýr zamanýn Sanayi Bakaný olarak orada bulunan Mehmet Turgut'a, þüphesiz ekibine de çok aðýr gelmiþ olacaktý ki, Mehmet Turgut, ekibiyle birlikte derhal ayaða kalkarak, kürsüye yürümüþ ve "Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti delegesi salonu terk ederse, Türkiye Cumhuriyeti Devleti temsilcileri olan bizler de derhal salonu terk ederiz" diyerek, kürsüden söylenen söz için özür dilenmesini istemiþti. Bu istek kabul edildikten sonra ancak Türk heyeti sakinleþtirilebilmiþ ve toplantýya devam edilebilmiþti. Mehmet Turgut'un kürsüde yaptýðý bu konuþma, ekibinin ve kendisinin takýndýðý bu tavýr, ciddî ve vatansever bir Türk politikacýsýna ve ekibine yakýþan, yerinde ve örnek alýnacak bir davranýþtý. 46 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 47 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut bu olayý anlatýrken, "Bir Ýslâm ülkesi delegesi bu sözleri söyledi, böyle bir talepte bulundu" diye hayýflanýrdý. Bu olay onun içini yakmýþtý ve Pakistan seyahati ile ilgili olarak bu olayýn dýþýnda baþka hiçbir þey anlatmamýþtý. Türklerin ve diðer Ýslâm ülkelerinin Filistin'in baðýmsýzlýðý için mücadele verdiði ve ona destek olduðu bir dönemde, Filistin delegesinin takýndýðý bu olumsuz tavýr, gerçekten vahim bir dýþlama, gerçeði söylemek gerekirse, bir satýlmýþlýk örneðiydi. Mehmet Turgut dýþ ülkelere yaptýðý seyahatleri de gezmek görmek, gönül eylemek için yapmamýþtýr, o, oralardan memleketine hep ne götürebilir, bu seyahatlerden milletçe nasýl faydalanýlabilir diye düþünmüþ ve bu düþüncenin etkisi ile edindiði intibalarý kitap hâline getirmiþ, fikir yürütmüþtür. Yabancý olsun yerli olsun, tarih daima ona ibret levhalarý sergilemiþ ve onlardan milletçe ders almak yoluna zevkle ve heyecanla girmiþtir. Zaman olmuþ Amerikan tarihine, Jefferson'a uzanmýþ, zaman olmuþ Japonya'ya, Meiji devrine ve o devrin devlet adamlarýna el atmýþ, bazen de Avrupa'ya, Rusya'ya uzanmýþ, çoðu zaman da, pek çok konuda Türk tarihine baþvurmuþtur. Yazmayý plânladýðý, günlük olaylardan da ilham aldýðý konular üzerinde çalýþýrken Mehmet Turgut hep heyecanlanmýþ, saati, yemeði, uyumayý, dinlenmeyi unutmuþ, devamlý yazmýþ ve zaman içinde yazdýðý sayfalar dolusu bir kitap elinde, odasýndan çýkarak beni þaþýrtmýþtýr. Son yazdýðý kitabý ise ne zaman yazýp tamamladýðýný hatýrlayamýyorum desem yeridir. Bu kitabýn konusu ile ilgili olarak o kadar dolu ve konsantre olmuþtu ki, son noktayý koyduktan sonra ancak saðlýðýný kaybetmeye baþladýðýnýn biraz olsun farkýna varmýþ ve "Bir doktora gitsem iyi olacak" demiþti ama, yine durmamýþ, millî meseleler üzerine, özellikle "Kürt Problemi" üzerine yazýlar yazmýþ ve yazdýklarýný parti baþkanlarýna ve yazarlara, ölümünden bir ay kadar önce, bir yardýmý dokunur ümidi ile yollamýþ, dolayýsýyla saðlýðý ile ilgili olarak zaman kaybetmiþti; sonunda ise ne o ne de ben, ne olduðunu anlayamadan, o acý sonu yaþadýk. O, her zaman yazdýklarý ile bütünleþir, kendinden geçerdi. Hastanede yatarken bile son kitabý üzerinde çalýþmayý plânlamýþtý. Þimdi içim acý çýðlýklarla dolu olarak onu hasretle anýyorum ve düþüncelerinin, temennilerinin yaþayacaðýna inanarak teselli buluyorum. 47 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 48 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut'la Hayatýn Ýçinden Türkân TURGUT M ehmet Turgut deðiþik özellikleri olan bir kimseydi; sabahlarý erken kalkar, iþine ayný saatte ve erken giderdi. O kadar dakikti ki, iþ çevresindeki kimseler birbirlerine, "Saatinizi ayarlayabilirsiniz" derdi ve verdiði randevular sabah saat yedi buçuk ile sekizde baþlardý. Bu erkenci tutumuna ayak uydurmada güçlük çeken Özel Kalem'deki sekreter hanýmlar bir gün, samimiyetime güvenerek bana: "Bakan Beyi evde biraz oyalamaya çalýþsanýz. Sabahlarý yetiþmekte çok güçlük 48 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 49 çekiyoruz. Yarým saat olsun geciktirebilirseniz bizim için çok iyi olur," þeklinde bir ricada bulunmuþlardý. Ben de Mehmet Turgut'a sabahlarý biraz olsun oyalayabilmek için ortaya bir jimnastik aleti çýkarmýþ ve âleti kullandýrarak onu oyalamaya çalýþmýþtým. Mehmet Turgut'u oyalamaya çalýþmýþtým ama, her sabah saat altýda kalkan Mehmet Turgut, o âleti kullanabilmek için sabahlarý daha erken kalkmaya baþlamýþ ve iþine yine ayný saatte gitmeye devam etmiþti. Bu durum karþýsýnda sekreter hanýmlardan, baþaramadýðým için özür dilemiþ ve bu iþten benim de zararlý çýktýðýmý sözlerime ilâve ederek, karþýlýklý gülüþmüþtük. Bir gün eve misafir gelmiþti. O gün de Mehmet Turgut yeni bitirmiþ olduðu bir kitabýn önsözünü yazmayý plânlamýþtý. Fakat misafirleri býrakýp odasýna çekilmeyi, yazýsýný orada yazmayý uygun bulmamýþ olacaktý ki, kalemini kâðýdýný alarak, misafirlerin yanýnda ve yemek masasýnda bir þeyler yazmaya baþladý. Tabiî olarak herkes konuþuyordu, televizyon da açýktý; ben ise az çok durumu bildiðim için büyük bir gayretle misafirleri oyalamaya çalýþýyordum. Bir müddet sonra, Mehmet Turgut yazýsýný tamamlamýþ ve sohbete iþtirak etmiþti. "Ne yazdýn Allah aþkýna" diye sorulunca da, biten kitabýnýn önsözünü yazdýðý þaþkýnlýk içinde anlaþýlmýþtý. O kadar konuþma, gülüþme ve ses arasýnda önsöz gibi önemli bir yazýyý yazacak kadar konsantre olmasý herkesi þaþkýna çevirmiþti. Bu þekilde konsantre olma alýþkanlýðý belki de devamlý yatýlý okullarda ve yurtlarda, kalabalýk ve gürültülü mekânlarda çalýþmak zorunda kalmasý sonucu geliþmiþ bir kabiliyet olsa gerekti. Konsantre olduðu zaman gerçekten dýþ dünyaya açýk olan bütün kepenkleri indirir, sadece kendi dünyasý ile baþ baþa kalýrdý. Belki de böyle bir kabiliyeti geliþtirmiþ olmasý sebebiyledir ki, okullarda iftihar listelerine geçmiþ ve Teknik Üniversite gibi zor bir üniversiteyi sene kaybetmeden bitirebilmiþti. Mehmet Turgut ilk bakan olduðu dönemde o kadar idealist bir 49 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 50 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N tutum içine girmiþti ki, benim kýrmýzý plâkalý arabaya hiçbir þekilde binmemi istemiyordu. Aslýnda bu konuda anlaþýyorduk; ben de kendimde devlet malýný kullanma hakkýný göremiyordum. Zamanla bazý zorluklarla karþýlaþmaya baþlamýþtýk. Meselâ eþiyle Türkiye'ye gelen bir misafir bakaný, benim de havaalanýna gidip Mehmet Turgut'la birlikte karþýlamam gerekiyordu ve taksiyle gidiþ geliþler bazý zorluklara sebep oluyordu. Bir seferinde, bir yabancý devlet baþkaný þerefine Meclis'te verilen, smokin ve uzun etek giyilmesi mecburî olan bir yemeðe gidiþimiz hem çok zor, hem de komik olmuþtu. Saðýmýzdan solumuzdan resmî arabalar gelip geçiyor, polis ise taksi içinde oturan bizlere geçme izni vermiyordu. Sonunda kendisini tanýtan ve Meclise zorlukla ulaþabilen Mehmet Turgut ve ben bu gibi resmî yemek ve yerlere giderken o resmî arabayý kullanmak mecburiyetini kabul etmek zorunda kalmýþtýk. Bu anlattýklarým Mehmet Turgut'un iþine baðlýlýðýný, bu konudaki ciddiyetini, devlet malýna karþý gösterdiði hassasiyeti belirtmek açýsýndan önemlidir. Bir de o konsantre olma alýþkanlýðý her zaman beni þaþýrtmýþtýr ve yazmaya konsantre olduðu bir konuyu, bir kitabý, kýsa bir zaman içinde tamamlamadan asla rahat edememiþ, gece gündüz çalýþmýþtýr. Mehmet Turgut, politika hayatý boyunca acý tatlý pek çok olay yaþamýþtýr. Bu olaylardan bazýlarý bizleri ciddî bir þekilde üzmüþ, bazýlarý hüzünlenmemize sebep olmuþ, bir kýsmý ise aklýmýza her geliþinde güldürmüþ, keyiflendirmiþtir. Ýlk olarak üzücü olanlarý, hüzün duyduklarýmýzý bir kenara býrakýp, keyiflendiðimiz olaylardan birini anlatmak istiyorum: Bir gün sabah erkenden, saat altý veya yedi civarýnda, kapý çalýndý. Bu erken saatte çalýnan kapý zilinin sesine oldukça alýþýktým. Seçim bölgesinden olsun, Mehmet Turgut'un kendi memleketinden olsun, iþ için, hastalýk münasebetiyle tedavi için gelenler eksik olmazdý. Kapýyý açtýðým zaman üç kiþiyle karþýlaþtým; Antep'ten geliyorlardý. Biri þu an ismini hatýrlayamadýðým bir köyün muhtarýydý; kayýnpederimin selâmý olduðunu söyledi; yanýndakiler de yardýmcýlarýydý, hemen içeri aldým. Mehmet Turgut'la bir iþlerinin olduðunu öðrenince de, "Yazýk ki Mehmet Turgut seyahatte" dedim. Hâlbuki onlar Mehmet Beyle görüþüp hemen dönmeyi plânlamýþlardý. Görüþüp konuþamayacaklarýný anlayýnca üzüldüler. Üzüntülerini biraz olsun hafifletebilmek için hemen kahvaltý hazýrladým, elimden gelen ikramý yaptým, sonra da dertlerini anlamaya çalýþtým. Bana büyük bir ciddiyetle okuryazar olup 50 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 51 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N olmadýðýmý sordular. "Eh fena deðil, okuryazarým" dedim. "Öyleyse kalemi kâðýdý al gel ve otur" diye komut verdi muhtar. "Siz söyleyin aklýmda tutarým" dediysem de, iþini saðlama almak istercesine, kâðýt kalem almamda ýsrar etti. Dediklerini yaptým ve bana isteklerini dikkatle yazdýrdý: köylerine bir cami yaptýrmýþlar, fakat camiin etrafýný çevirecekleri duvar için çimento kalmamýþ, onu da Mehmet Turgut'tan istiyorlar. Muhtar: "Bu iþi kesin yaptýracaksýn" dedi. "Ben söylerim ama, o bir Antep erkeðidir, kadýn sözüyle hareket etmez; kendisinin bileceði iþ" dedim. Muhtar, "Yok" dedi, "Eðer sen istersen bu iþi mutlaka yaptýrýrsýn. Kadýn erkeðin þeytanýdýr". Çok þaþýrmýþtým ama, çok da beðenmiþtim bu sözü. "Demek sizin hanýmlar birer þeytan ve istediklerini size yaptýrýyorlar" diye karþýlýk verdim; ayrýca bu sözü Mehmet Turgut'a karþý kullanmayý da düþünüyordum. Seyahat dönüþü Mehmet Turgut'a olayý anlatmýþ ve "Kadýn erkeðin þeytanýdýr," ona göre diye gülüþmüþtük. Bir ara bakan hanýmlarýyla röportaj yapan bir gazeteci eve gelmiþti. Politika hayatýmýzda geçen enteresan bir iki olay anlatmamý istemiþti. Ben de muhtarla aramda geçen bu konuþmayý keyifle anlatmýþtým. Ertesi gün yazýlanlarý gazetede gördüðüm zamanki þaþkýnlýðýmý hâlâ unutmuþ deðilim: Yazýnýn büyük puntolarla yazýlmýþ olan baþlýðý þöyleydi: "Sanayi Bakanýnýn hanýmý Türkân Turgut dedi ki: Kadýn erkeðin þeytanýdýr." Bu baþlýðýn altýndaki yazý olayý doðru bir þekilde anlatýyordu ama, baþlýk korkunçtu. Ýnsanlarýn çoðu zaman sadece yazýnýn baþlýðýný okuduðunu da biliyordum. Mehmet Turgut'un bakanlýk yaptýðý dönemlerde, iþ münasebetiyle karþýlaþtýðý, tanýyýp dost olduðu ve takdir hisleriyle andýðý bazý iþ adamlarý vardý. Bunlardan biri, hoþ sohbet, güvenilir ve memleket sever bir iþ adamý olan Vehbi Koç'tu. Onun memleketine ve insanýna olan inancýný, yine onun sözleriyle tekrarlardý Mehmet Turgut: "Türkiye varsa biz de varýz. Buna inanýp kendimize güvenmeliyiz. Yabancýlarýn bizden akýllý olduðunu kabul etmek büyük yanlýþtýr. Onlarýn gücü metotlu çalýþmaktan kaynaklanmaktadýr. Biz de metotlu çalýþmayý prensip edinmeliyiz". Bu sözlerin dýþýnda, Vehbi Koç'un ýsrarla kendi imal ettiði arabaya biniþini, israftan kaçýnýþýný milliyetçilik açýsýndan deðerlendirir ve her fýrsatta örnek davranýþlar olarak anlatýrdý. Hacý Ömer Aða'nýn da ne kadar millî, ne kadar milliyetçi olduðunu onun 51 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 52 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N aðzýndan, aþaðýdaki sözlerle belirtirdi: Amerika'ya giden, orada uzun yýllar kalan, okuyan, Ýngilizce öðrenen bir genci tanýtmaya çalýþan þahsa: "Tamam tamam, anladým," demiþ Hacý Ömer Aða ve devam etmiþ: "Amerika'ya gitmiþ, orada kalmýþ, bunlar önemli deðil. Bizim pamuk çuvallarý da Amerika'ya gidip orada kalýyor. Önemli olan bu gencin orada Türkiye için ne yaptýðý, oradan Türkiye için ne getirdiði ve Türkiye'de ne yapmak istediðidir." Tekstil krallarýndan biri olan, memleketlisi Sami Konukoðlu da zaman zaman onu arar, yaptýklarýndan, yapacaklarýndan söz ederdi. Tekstil iþine ilk defa tezgâhlarýný Antep'teki maðaralara kurarak baþlamýþ, yavaþ yavaþ iþini geliþtirmiþ ve bu sahanýn krallarýndan biri olmuþtu. Mehmet Turgut onun için: "O bir Türkiye sevdalýsýdýr" derdi. Sami Konukoðlu bir konuþmasýnda bu sevdasýný Mehmet Turgut'a þu þekilde anlatmýþtý: "Aðam benim milliyetçilik anlayýþýmda dünyada Türkiye, Türkiye'de Antep vardýr, yani her þeyim önce Türkiye sonra Antep içindir." Turizmci, Özkaymak otobüslerinin sahibi Konyalý Rahim Özkaymak da hedefinin: "Türkiye topraklarý üzerinde yaþamak, çadýrýnýn altýna Konya'yý, þemsiyesinin altýna ise dostlarýný ve akrabalarýný almak", olduðunu söylemiþti. Mehmet Turgut, büyük iþ adamlarý arasýnda bulunan, iþleri, isimleri, itibarlarý, dürüstlükleri ve dostluklarýyla örnek gösterilebilecek Ulusoy kardeþleri de hep takdirle anardý. Kardeþlerden Yýlmaz Ulusoy ile aralarýnda özel bir bað oluþmuþ ve ailece görüþür olmuþtuk. Aðabeyleri Mehmet Ali Ulusoy ise Adalet Partisi'nin kurucularýndandý, ayný zamanda da Samsun Ýl Baþkanýydý. Adalet Partisi Genel Baþkaný Gümüþpala vefat ettiði zaman, para bakýmýndan büyük sýkýntý içerisinde olan partiye, cenaze masraflarýný karþýlamak üzere, Murat Bayrak ile birlikte büyük yardýmlarý olmuþtu. Mehmet Turgut, "Partinin parasý yoktu ama, Genel Baþkanýmýzýn cenaze merasiminden bir gün sonra yapýlan 1964 kýsmî senato seçimlerinde partimiz % 51 nispetinde oy almýþtý" demiþtir. Mehmet Turgut 1964 yýlýnda Suat Hayri Ürgüplü kabinesine Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný olarak girmiþti. Türkiye'de yabancýlarýn petrol aramalarý konusu ile ilgili olan Petrol Kanunu üzerine yaptýðý bir Meclis konuþmasý sonrasý, baþta CHP milletvekili Turhan Fevzioðlu olmak üzere, yandaþ gazeteleriyle birlikte CHP'liler Mehmet Turgut aleyhine "Petrolü satan bakan" yaygarasýyla bir kampanya baþlatmýþ ve üniversite talebeleri, genç avukatlarla birlikte kýþkýrtýlmýþ, kýþkýrtýlan bu gençler bakanlýða yürüyüp bakanlýk kapýsýna siyah çelenkler, avukatlar 52 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 53 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N ise cübbelerini býrakmýþlar, ayrýca bakanýn istifasýný istemiþlerdi. Bir aralýk evimize yürüyecekleri, cam pencere kýracaklarý þayiasý çýkmýþ, korkulu anlar yaþanmýþtý. Ýstanbul'da da temsili olarak Mehmet Turgut'un tabutu yakýlmýþtý. 27 Mayýs Darbesi öncesi ve sonrasý alýþkanlýklarý içerisindeydi bu genç insanlar. Zamanýn Cumhurbaþkaný Cemal Gürsel Paþa'nýn Mehmet Turgut'u çaðýrýp konu ile ilgili bilgi almasý sonucu, radyodan yaptýðý, "Mehmet Turgut vatanperver bir insandýr" þeklindeki cümleyle baþlayan konuþmasý, olaylarý yatýþtýrmýþ, bizi de ferahlatmýþtý. Milliyetçi olan, ülkesinin menfaatlerini her türlü çýkarýn üstünde tutan Mehmet Turgut, bu insafsýz politik davranýþ sonunda o kadar çok üzülmüþtü ki, "Bir gecede saçlarým aðardý" demiþti. Bu olaylar sýrasýnda ve sonrasýnda, Akþam Gazetesi'nin Mehmet Turgut aleyhinde yazýlar yazmasýna raðmen, ayný gazetenin genç muhabirlerinden Sayýn Mustafa Özkan'ýn unutulamaz ilgisini görmüþtük. Bu genç, baþarýlý ve dost canlýsý Mustafa Özkan'la ve onun çeþitli vasýflarla temayüz etmiþ olan sevgili eþi Cevahir Özkan'la dostluðumuz o günlerde baþlamýþ ve aralýksýz devam etmiþtir; onlar bugün de bana özel olarak destek olmaktadýrlar. Bu olup bitenleri burada anlatmamýn sebebi, ileriki yýllarda yaþanan bir baþka olayýn mânâ ve önemini daha açýk bir þekilde ortaya koyabilmek içindir: Yýllar sonraydý, bir konferansa gitmiþtik. Konuþmalarýn bitiminde insanlar salonu terk etmeye hazýrlanýrken genç bir bey kürsüye fýrladý ve dinleyicilere hitaben, özür dileyerek sözlerine baþladý: "Aziz dinleyiciler, ben seneler önce, Mehmet Turgut Bey Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný iken, Bakanlýk önüne siyah çelenk koyanlarýn yanýnda cübbesini býrakan avukatlardaným. Bugün burada, huzurlarýnýzda aldatýlmýþ olduðumu, yanlýþ yaptýðýmý söylüyor, kendilerinden özür diliyorum", dedi ve kürsüden inerek Mehmet Turgut'la, alkýþlar arasýnda el sýkýþýp sarmaþ dolaþ oldular. Mehmet Turgut'un yüzünde beliren o anki þaþkýnlýkla karýþýk mutluluk ifadesini asla unutamam. Mehmet Turgut'un, petrolü sattýðý iddiasýný Meclis kürsüsünden haykýrýrcasýna ileri süren Turhan Fevzioðlu ile de bir hatýrasý vardýr: Yine günler geçmiþ ve Turhan Fevzioðlu ile Meclis koridorunda karþýlaþmýþlardý ve Turhan Fevzioðlu, petrol konusu ile ilgili olarak: "Sana haksýzlýk ettim, özür dilerim", demiþtir. Mehmet Turgut: "Sen bana haksýzlýðý Meclis kürsüsünden yaptýn, özrünü de oradan yapmalýsýn,"deyince, Turhan Fevzioðlu, "Üzülme, kitap yazdým ve orada 53 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 54 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N senden özür diledim," þeklinde cevap vermiþtir. Mehmet Turgut 1964 ve 1969 yýllarý arasýnda bakan olarak yaptýðý görev sýrasýnda, görgüsünün, bilgisinin ve ülke için yaptýklarýnýn bir kanýtý olarak, Türkiye'deki çeþitli kuruluþlarýn verdikleri, bir kýsmý gümüþ tepsiler veya vazolar üzerine yazýlý, bir kýsmý ise madalya þeklindeki teþekkür plâketlerini ve diðer hediyeleri, ayrýca yabancý devlet adamlarý tarafýndan kendisine verilen deðerli armaðanlarý Sanayi Bakanlýðý'nýn demirbaþýna geçirmiþtir. Sanayi Bakanlýðý'nýn demirbaþýna geçirilen, bir baþka ifade ile hediye edilen ve özel bir cam vitrin içinde muhafaza altýna alýnan, yazýk ki, Sanayi Bakanlýðýnýn baþka binaya taþýnmasý sýrasýnda bu armaðanlardan bazý parçalar kaybolmuþtur. Bu 35 parça deðerli eþya arasýnda Suudî Arabistan Kralý'nýn özel olarak yaptýrdýðý ve hediye ettiði sedef muhafazalý bir Kur'ân-ý Kerim, Kuveyt Emir'inin Mehmet Turgut'a hediyesi olan 2 Kg. aðýrlýðýndaki, tamamý gümüþ bir kýlýç, ayrýca Ýran Sanayi Bakaný'nýn hediyesi olan deðerli bir sedef sigara kutusu, Güney Kore Ticaret Bakanýnýn armaðaný olan kristal çan da bulunmaktadýr. 1982 ve 1983 yýllarýnda tekrar Sanayi Bakanlýðýný üstlendiði zaman aldýðý, bugün evimizde muhafaza etmekte olduðumuz plâketler arasýnda ise, Bursa Çimento Fabrikasý Anonim Þirketinin kurulmasýnda ve geliþmesinde gösterdiði büyük ilgi ve yaptýðý yardýmlar anýsýna bir gümüþ plâket, ayrýca "5.000.000 ton çimento istihsalinin gerçekleþmesinde kýymetli katkýlarýnýzýn hatýrasý" ifadesinin yer aldýðý Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliði tarafýndan verilmiþ olan bir baþka plâket bulunmaktadýr. Bunlarýn dýþýnda 14 Aralýk 1982 tarihinde Ýþveren Sendikalarý Konfederasyonu'nun 31. Kuruluþ yýldönümü münasebetiyle düzenlenen, "Doðu ve Güneydoðu Sorununun Sosyo-Ekonomik Etkileri ve Öneriler" konulu paneldeki konuþmasý dolayýsýyla Mehmet Turgut'a bir onur belgesi, "Þükran duygularýyla" sunulmuþtur. Kilis 7 Aralýk Üniversitesi'ne baðýþlamýþ olduðu 6000'den fazla kitaptan oluþan özel kitaplýðý sebebiyle de üniversitenin yolladýðý plâket (2007) onu ayrýca onurlandýrmýþtýr. Sözünü ettiðimiz bu plâketlerin, onur belgelerinin arasýnda Mehmet Turgut'a takdim þekli, yeri ve zamaný bakýmýndan çok farklý olan bir baþka teþekkür belgesi vardýr ki, ondan söz etmekten kendimi alamamaktayým: Mehmet Turgut, Memorial Hastanesinde yapýlan by pass ameliyatý sonrasý, odasýna çýkaralý henüz dört beþ gün olmuþtu ki, Atatürk Oto Sanayi temel atma töreninde Mehmet Turgut'a verilmesi kararlaþtýrýlmýþ ama, bir sebeple gecikmiþ olan bir madalyanýn üç kiþi54 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 55 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut’a sunulan bir plaket lik bir heyet tarafýndan getirildiði ve takdim edilmek istendiði haberi geldi. Biraz þaþýrmýþtýk. Hastane personelinden izin alýnarak, heyet kýsa bir zaman için odaya girdi ve Mehmet Turgut'a geçmiþ olsun dileklerini ilettikten sonra, bir iki güzel cümlecik ile, üzerinde defne dalýnýn çevrelediði kabartma bir Atatürk portresi olan, 14 ayar altýn bir madalyayý, yaptýðý yardým ve gösterdiði ilgiden dolayý teþekkür ederek, Mehmet Turgut'a takdim etti. O aný, o hastane odasýný, Mehmet Turgut'un þaþkýnlýk içindeki mütebessim hâlini, madalyayý getirenlerin bu görevi yerine getirmiþ olmaktan dolayý duyduklarý memnuniyeti, biraz da gecikmenin verdiði mahcubiyeti yeniden hissediyor ve yaþýyorum. Bu plâketlerin, madalyalarýn dýþýnda Mehmet Turgut'a, esnaf ve sanatkârlara gerek kredi açýsýndan, gerek diðer konularda yapmýþ olduðu hizmetlerden dolayý, 6 Haziran 1982 tarihinde Kasým Önadým baþkanlýðýndaki Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliði tarafýndan bir baþka teþekkür belgesi daha verilmiþtir. 55 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:54 Page 56 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Bu tip teþekkür belgelerinin dýþýnda Mehmet Turgut'un Japon Mucizesi ve Türkiye adlý eseri, fikir dalýnda 1985 yýlý Türkiye Millî Kültür Vakfý Armaðanýna lâyýk görülmüþtür. 1991 yýlýnda ise Mehmet Turgut, yine Millî Kültür Vakfý tarafýndan, vakfýn en büyük armaðaný olan, "Türk Millî Kültürüne Hizmet Þeref Armaðaný" ile mükâfatlandýrýlmýþtýr. Siyasetten Sahneler adlý kitabý dolayýsýyla da Türkiye Yazarlar Birliði Mehmet Turgut'u, 1991 yýlýnda, "Yýlýn Yazarý" ödülüne lâyýk görmüþtür. Boþ durmayý hiç sevmeyen, devlet iþleri biter bitmez özele dönen, devamlý okuyup yazan Mehmet Turgut'un þiir zevki de çok üstündü. 1945 tarihinde yazmaya baþladýðý ve cumhuriyetten evvel ve sonraki hemen hemen bütün þairlerden örnekler alýp yazdýðý bir þiir not defteri þu an karþýmda durmakta. Bu kýrmýzý renkli not defterinin kapaðýný açýnca, sayfanýn tam ortasýna inci gibi yazýyla yazýlmýþ, Çavuþoðlu imzalý bir dörtlükle karþýlaþýyor insan. Bu defteri o, zaman zaman açar, çoðunu ezbere bildiði þiirleri sesine verdiði bir ahenkle okurdu, þüphe yok ki, hepsinden etkileniyordu. Aþaðýya aldýðým bu dörtlük onu etkilediði gibi beni de etkilemiþtir: Her seven mes'ut mu, bilmem ama, Sevmeden yaþayan ölmüþ demektir. Hayatýn sýrrýný sordum hocama, Dedi sevmek, sevmek, yine sevmektir. Mehmet Turgut'un Ýstiklâl Marþý'nýn yazýldýðý sayfalarla baþlayan, 140 sayfasý Mehmet Akif Ersoy, Süleyman Nazif, Faruk Nafiz Çamlýbel, Mehmet Emin Yurdakul, Ahmet Haþim ve daha birçoklarýnýn, özellikle Yahya Kemal'in þiirleriyle dolu olan, zaman zaman Divan Þairlerine de yer verilen bu þiir defteri, þüphe yok ki, onun karakterinin oluþmasýnda yardýmcý olmuþ, o þiirlerdeki fikirler onda düþünce kalýbý hâline gelmiþti. Mehmet Turgut büyük bir mutlulukla okuduðu bu þiirleri gençlere de tavsiye eder, biraz da takýlarak, "Sevgililerinize okuyacaðýnýz kaç þiir biliyorsunuz?" diye sorar ve onlarý þiir okumaya, hattâ yazmaya teþvik ederdi. *** Bunca yýl acý ve tatlý olaylarla geldi geçti. Büyük fedakârlýklarla, yorgunluklarla yapýlan çalýþmalar bitti gitti. Hayat nedir diye düþünmekten insan kendisini alamýyor. 56 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 57 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut için hayat, çalýþmak demekti; o dinlenmeyi hiç bilemedi. Son ana kadar çalýþtý. Yine de yarým kalmýþ kitaplar, yarým kalmýþ yazýlar þimdi tamamlanmayý beklemekte. Onun tek serveti, tek destekçisi kendisiydi ve onu hiç acýmadan bolca harcadý ve tüketti. Bu delice tüketiliþten mutluluk duyuyor, çalýþtýðý zaman ancak yaþadýðýný anlýyordu; yorulduðunun farkýna ise ancak son günlerde varabilmiþti. Mehmet Turgut olduðu gibi görünen bir insandý, sevdiðini çok sever, sevmediðini sever gibi yapmazdý. Dostluklar kurmayý, dertlere çare bulmayý sanki prensip edinmiþti. Kaybetmeyi yakýþýksýz bir kazanca tercih ederdi. Yalana, iftiraya dayanamaz, bunlarla müca dele ederdi. Sakin görünüþü altýnda, özellikle millî duygular söz konusu olunca Bir seyahat hatýrasý; eþi Türkân Turgut’la birlikte... 57 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 58 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N birden parlayan bir tarafý vardý; bu hususta bazen gözlerinden yaþ bile akardý. Yazdýðý kitaplarýn hemen hemen hepsi, millî problemlerin hâl çareleriyle doludur. Tarih boyunca Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk büyükleri daima onun gurur ve ilgi kaynaðý olmuþtur. Þu an Mehmet Turgut'un karakteri, yaþadýklarý, baþardýklarý, aldýðý ödüller üzerinde dururken, onlarý düþünürken keþke zamanýnda bütün bu yaþananlarýn tadýný doya Eþi Türkân Turgut ile birlikte doya çýkarabilseydik diye düþünmekten de kendimi alamamaktayým; yaþarken her þey sýradan bir olaymýþ gibi yaþandý ve bitti gitti. Halbuki þimdi üzerinde durup düþündükçe, yaþananlar, baþarýlanlar hiç de öyle sýradan hayat manzaralarý deðilmiþ. Günün þartlarý ve koþuþmalar sebebiyle olsa gerek, yaþanan pek çok güzelliðin, baþarýnýn tadýný çýkaramadýðýmýzý þimdi acý acý hissediyorum. Bugün "keþke"lerle doluyum: Keþke ikimiz de birbirimize olan sevgimizi, saygýmýzý, baðlýlýðýmýzý, özlemimizi ve takdir hislerimizi daha açýk, daha cesurca ve daha sýk, baþka bir zamana býrakmadan, yeterince söyleyebilseydik. Belki günü gelince, içimizde duyacaðýmýz acýlar, özleyiþler, daha doðrusu "keþke"ler daha az hissedilebilir ve belki hayat daha doyumlu, daha kolay yaþanabilir olurdu. 58 06.09.2010 10:55 Page 59 Arkadaþlarýyla birlikte yemek sonrasý... KISIM II MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp Arkadaþlarýnýn ve Dostlarýnýn Anlatýmýyla Mehmet Turgut MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 60 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut sýnýf arkadaþlarý ve eþleriyle birlikte Muammer Karaca tiyatrosunda 60 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 61 Sayýn Mehmet Turgut ile Ýlgili Bir Aný Orhan AÐAOÐLU Ýnþaat Yüksek Mühendisi 959 senesiydi, Diyarbakýr Devlet Su Ýþlerinde 101. Þube Baþ 1 Mühendislik görevini yürütmekteydim. Bölge müdürlüðümüz henüz kendi bina ve tesislerini yapamamýþtý ve kiralýk bir yerde ikâmet etmekteydi. Bu bina ve tesislerin yapýmýna þubemiz görevlendirilmiþti. Ancak bunlarýn kalorifer tesisatý iþinin bir taþeron (ikinci yüklenici) marifeti ile yapýlmasý yöntemi uygun görülmüþtü. Kalorifer tesisatýnýn yapýmýný, en uygun teklifi veren, o sýralarda bu tip iþleri yapan Sayýn Mehmet Turgut yüklendi ve ben Mehmet Turgut'tan, önemini ve ivediliðini belirterek, bu iþin en kýsa sürede yapýlmasý ricasýnda bulunmuþtum. Tüm iþler plânlandýðý gibi yürütülmüþ ve ýsýtma sistemleri düþündüðümüzden de öte, kýsa zamanda tamamlanmýþtý. Tesislerimizde tek bir yüklenici olan Mehmet Turgut'un yaptýðý kalorifer tesisatý iþinin kabul prosedürünün tamamlanmasý gerekti. Kabul heyetinde ben ve iki mühendis arkadaþým vardý. Üçümüz de tesisatýn umulandan da öteye, çabuk, düzgün ve güzel yapýldýðýný söyledik ama, Mehmet Turgut sistemdeki bazý üniteleri, beðenmediðini söyleyerek söktürdü ve yeniden yaptýrdý. Sayýn Mehmet Turgut'un o zamanlar ne ölçüde dürüst bir yüklenici olduðunu belirtmek bakýmýndan bu anýmý ilgililerin takdirine sunuyorum; onun bundan sonraki yaþamýnda da, Sanayi, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlýklarý yaptýðý sýrada da benzeri davranýþlarýna tanýk olduðumu bu vesile ile belirtmeyi bir görev sayýyorum. Bir baþka hususu daha belirtmek isterim: Aslýnda biz Sayýn Mehmet Turgut'a Mehmet Aðabey derdik. Aðabey dememizin esas sebebi ise niþanlým ile birlikte evlilik hazýrlýklarý yaptýðýmýz o niþanlýlýk dönemimizde bizlere maddî yardýmda bulunabileceði teklifini yapmýþ olmasýdýr. Gerçekten o bir aðabey gibi davranmýþ ve bize memnuniyetle karþýladýðýmýz bu teklifi yapmýþtý; dolayýsýyla da oldukça ferahlamýþ ve evlilik hazýrlýklarýmýzý rahat bir þekilde tamamlayabilmiþtik. Günü geldiðinde ona olan maddî borcumuzu ödemiþtik ama, onun o aðabeyliðini unutamadýk; o bizim hep vefakâr aðabeyimiz olarak kaldý. 61 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 62 Sýra Dýþý Bir Devlet Adamý: Mehmet Turgut Bey Yalçýn AMANVERMEZ Bankacý - Maliyeci 1 982 Yýlý Þubat ayýnýn son günleri, Mart ayýnýn baþlarý... Maliye Bakanlýðýnda Gelirler Genel Müdür Yardýmcýsý olarak çalýþýrken, Sanayi ve Ticaret Bakanlýðýndan arandýðýmý ve Sayýn Bakanýn benimle görüþmek istediðini haber aldým. Sayýn Bakanýn özel kalemi beni telefonla arayarak, özel bir konuda görüþmek üzere bakanlýkta beklendiðimi haber verince, randevu günü Ankara Tandoðan Meydaný yakýnlarýndaki bakanlýða gittim. Sanayi ve Ticaret Bakaný, Sayýn Mehmet Turgut Bey idi. Daha önceden tanýþmadýðým Sayýn Bakanýn, eski politikacýlardan olduðunu, 27 Mayýs askeri darbesinden sonra politikaya atýldýðýný, 60lý yýllarýn parlâmentosunda en genç milletvekili olarak bulunduðunu birçok kez çeþitli hükümetlerde bakan olarak görev aldýðýný öðrenmiþtim. Makama kabul edilince, Sayýn Bakan, beni tepeden týrnaða kadar gözleriyle süzdü ve dýþ görünüþümden benim hakkýmda bilgi edinmeye çalýþtý. Oldukça uzun süren bu incelemeden sonra Sayýn Bakan, yer göstererek koltuklarýna geçtiler. Bir süre sessiz bekleyiþle geçti. Aðzýmý açýp tek kelime konuþamamýþtým. Ýlk konuþmayý kendilerinin yapmasýný bekliyordum. Nihayet Sayýn Bakan, çok ciddî bir ifadeyle; kendisine tavsiye edildiðimi ve tavsiye edenlerin de bakan arkadaþlarý Cafer Tayyar Sadýklar ile Ýlhan Evliyaoðlu olduðunu açýkladý. Konu kendi bakanlýðýna baðlý bir bankanýn genel müdürlüðüne tayin meselesi idi. Benim Maliye Müfettiþi kökenli olduðumu öðrendiðini ve kendisinin Maliye Müfettiþlerinin çalýþmalarýný beðendiðini ve muhtelif kabinelerde bu görevden gelen bakanlarla çalýþtýðýný, bu nedenle de kriterlerine uyan birisini söz konusu göreve getirmek istediðini söyledi. Mehmet Turgut Beyle bu þekilde tanýþtým ve akabinde Þekerbank Genel Müdürlüðü görevine tâyin edildim. Þekerbank o tarihlerde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasý Takas Odasý'ndan çýkartýlmýþtý ve çekleri kabul görmüyordu. Daha sonralarý, Sayýn Bakanýmýn da desteði ile Bankayý bunalýmlý durumundan çýkartmýþ ve ataða kaldýr62 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 63 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Bir açýlýþ töreninde Turgut Özal ile birlikte... mýþtýk. Þekerbank, öz kaynaða nazaran en çok kâr elde eden banka sýfatýyla Bankacýlýk Sistemimiz içerisindeki itibarlý yerine kavuþmuþtu. Þekerbank camiasý, sanýyorum bu desteði her zaman hatýrlayacak ve bunu hayýrla yâd edecektir. Yaklaþýk 2 yýla yakýn bir zaman, sayýn bakanýmýn emrinde görev yaptým. Bu süre zarfýnda, Bakanýmýn gösterdiði yakýnlýðý, bizlere ve kurumlarýmýza sahip çýkýþýný, bizlere nasýl kol-kanat gerdiðini ve her þeyi ülke menfaatleri ölçüsünde deðerlendirdiðini, objektif kriterlerden asla vazgeçmediðini yaþayarak gördüm. Sayýn Bakanýmýzýn bir kez bile olumsuz bir talebini ne duyduk, ne de böyle bir taleple muhatap olduk. Bakan olarak bulunduðu makamdan güç alan deðil, bulunduðu makama güç veren bir insandý. Kendisi; çalýþma þekli, mesai anlayýþý, ülke meselelerine bakýþý ve ödün vermez kiþiliði ile emrinde çalýþan biz bürokratlara idol olmuþtur. Þu ana kadar yayýnlanmýþ 22 kitabýný okuduðunuzda; ülke sorunlarýný bu kadar yakýndan takip eden, onlarý gören ve bunlara çözüm öneren bir kimseye nasýl sýkýca baðlanmanýz gerektiðini, onun sadece bir 'devlet adamý' deðil ayný zamanda bir 'devlet gurusu' olduðunu anlardýnýz. Ben þahsen, bu toplumun Mehmet Turgut Beyden yeterince istifâde edemediðine inanýyorum. 63 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 64 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Onca bakanlýðýna, Süleyman Demirel ve Turgut Özal gibi hem baþbakanlýk hem cumhurbaþkanlýðý yapmýþ Türk siyasetinin önde gelen isimlerini siyaset ve idare hayatýna kazandýrmasýna raðmen, Mehmet Turgut Beyin düþündüðü ve hayal ettiði Türkiye'ye ulaþýlamamasýndan hayýflandýðýna inanýyorum. Keþke siyasetten erken ayrýlmasaydý. Keþke lider durumuna gelenler, kendilerini o makamlara getiren fikrî düþünceden ayrýlmasaydýlar, kýsa vadeli baþarýlar için dava arkadaþlarýna sýrt çevirmeseydiler, Türkiye, bugün çok daha iyi þartlarda olabilirdi. Sevgili Bakanýmý tanýmýþ olmak, onun emrinde görev yapmak benim için büyük mutluluktu. Bakanýmý tanýdýðým 1982 yýlýnýn ÞubatMart aylarýndan bu yana 27 sene geçmiþ. Onu, hep makam masasýnýn üzerinde yer alan kitaplar, yanýnda not aldýðý kaðýtlar ve kurþun kalemi ile hatýrlýyorum. Makamýna her gidiþimde, masada yeni bir kitap ve o kitaptan aldýðý notlarý görmek, bir ritüeldi. Her seferinde okuduðu kitabýn ne olduðunu merak eder, ama bir türlü bunu kendisine soramazdým. Belli etmeden kitabýn ismini öðrenir, ilk fýrsatta onu temin eder ve okumaya çalýþýrdým. Bu bende bir alýþkanlýk haline gelerek Mehmet Turgut Beyin kütüphanesinin ne tür kitaplarla dolu olduðuna dair merakýmý ve onun manevî beslenmesini saðlayan kaynaklarý öðrenme duygumu tahrik ederek, onu daha da yakýndan tanýmaya yöneltmiþti. Bugün, o kaynaklarýn bir kýsmýný öðrenmiþ bulunuyorum. Kilis Üniversitesi'ne baðýþladýðý kitaplarýn sayýsý, bendeki listeye göre 6000 civarýndadýr. Bu kitaplarýn, onun manevî dünyasýnýn gýdalarý olduðunu bilmek ve o gýdadan istifade edebilmek için, o kitaplarý okumak, analiz edebilecek fikrî mesaiyi ve dikkati göstermek ve bunlardan faydalý olabilecek fikirleri toplumun istifadesine sunabilmek için Mehmet Turgut Bey gibi çalýþmak gerekiyor. Kilis Üniversitesinin ve ülke ilim adamlarýmýzýn bu kitaplarý irdeleyebileceðini ve yapacaklarý çalýþma ve araþtýrmalar ile Mehmet Turgut Beyin fikrî dünyasýný yeni nesillere aktaracak yayýnlarý yapacaklarýna inanýyorum. Memleketimizin bugün içerisinde olduðu ortam bu ihtiyacýn giderek arttýðýný gösteriyor. 1983 yýlý sonlarýna doðru ülke siyasetinde Anavatan Partisi'nin iktidara gelmesi ile yeni bir hükümet kurulmuþtu. Sayýn Bakanýmýz görevden ayrýlýyordu. Bu nedenle bir yemek düzenlenmiþti. 27 Kasým 1983 pazar günü saat 13.00’de Etimesgut Þeker Fabrikasý'ndaki veda yemeðine Bakanlýðýn üst düzey mensuplarý, baðlý kuruluþlarýn ve iþtiraklerin yöneticileri ile eþleri davetliydiler. 'Devlet Adamý' olma 64 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 65 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N hususiyeti hemen herkes tarafýndan çok iyi bilinen Bakanýmýz, ilkelerine ve prensiplerine çok baðlý biri olduðunu bakanlýktan ayrýlýrken de bizlere göstermiþti. Veda yemeðinin giderlerini bizlerin karþýlamasýna izin vermeyerek tüm masraflarý kendileri karþýlamýþ ve bizleri bu yemek vesilesiyle bir araya toplamýþtý. Mehmet Turgut Beyle, bakanlýktan ayrýldýðý tarihten itibaren 25 seneyi bulan yaþamýnda, görüþmeye devam ettik. Kimi zaman Ankara, kimi zaman Ýstanbul'daki evinde yaptýðýmýz görüþmelerin yaný sýra Sayýn Bakanýmý görev yaptýðým Ereðli Demir ve Çelik, Asil Çelik ve Etibank gibi yerlerde de aðýrlama þerefine nâil oldum. Kendisi ile bir arada bulunmaktan, deðerli sohbetinden ve bizleri irþat eden fikirlerini ve yorumlarýný dinlemekten o kadar mutlu ve gururluydum ki, hissettiklerimi kelimelerle ifâde etmek mümkün deðil. Mehmet Turgut Beyin, Bankacýlýk Düzenlenme ve Denetleme Kurumu tarafýndan atandýðým fona devrolmuþ Ýktisat Bankasý'ndaki görevim sýrasýnda bankaya bizzat gelerek benim tayinimden duyduðu memnuniyeti izhar etmesi ve iftihar ettiðini belirtmesi ise beni çok gururlandýrmýþtý. Sayýn Bakanýmý en son 28 Nisan 2009'da Ýstanbul'daki evinde, ziyaretimizde gördüm. Ziyaretine Tuncer Enginertan ve Ezel Erverdi ile gitmiþtik. Bizleri muhterem eþi, Türkân Hanýmla birlikte karþýladýlar. Her zamanki konuk severlikleri içerisinde bizleri aðýrlarken özellikle Sayýn Bakanýmý çok zinde ve saðlýklý görmüþtüm. Takým elbiseliydi ve kýyafetine uygun çok þýk bir kravat takmýþtý. Bizleri görmekten mutlu olduðu yüz hatlarýndan belliydi. Sohbete baþladýðýmýzda vakur ve aðýrbaþlý ciddî tavrýnýn hiç deðiþmediðini, ülke sorunlarý konusundaki duyarlýlýðýný ve can alýcý noktalarý bulup ortaya çýkarma becerisini kaybetmediðini gördük. Ülkenin geleceðinden kaygýlýydý. Yönetimin meselelere yaklaþýmýndan ve düþünce tarzlarýndan þikâyetçiydi. Üç saat süren bu ziyaretten ayrýlýrken, Sayýn Bakanýma sýkýca sarýlmýþ ve yanaklarýndan öpmüþtüm. Bilmeden vedalaþmýþ gibiydik. Meðer bu, bakanýmý son görüþüm olacakmýþ. Deðerli büyüðümüz Mehmet Turgut Beyi 1 Temmuz 2009 Çarþamba akþamý saat 19.30 sularýnda Ýstanbul'da kaybettik. 3 Temmuz'da Cuma namazýndan sonra Ankara Gölbaþý'nda aile kabristanýnda sonsuzluk âlemine yolcu ettik. Allah gani gani rahmet eylesin. Yattýðý yer cennet olsun. Bu dünyadan bir Mehmet Turgut Bey geldi, geçti… Bir gün, Allah’ýn huzurunda yine bir arada olabileceðimiz düþüncesi tek tesellimiz. 65 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 66 63 Yýllýk Sýnýf Arkadaþým Mehmet Turgut Prof. Dr. Selâhattin ANIK M ehmet Turgut ile 1946 yýlýnda Ýstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesine girdiðim sýrada tanýþtýk. Bu arada, bir sacayaðý gibi üçlü grup hâline gelmemizi saðlayan, Elektrik Fakültesi'ne kaydolan diðer sýnýf arkadaþýmýz Ýdris Yamantürk'tü. Bizim ÝTÜ'ye girdiðimiz sýralarda Makine ve Elektrik Fakültelerine giren öðrenciler derse hemen baþlamaz, deðiþik konularda teknik staj yapar, bu stajdan sonra da, ikinci yarýda teorik derslere baþlardý. Bizler de ayný þartlarda Fakülteye devam etmeye baþlamýþtýk. Stajlarýmýzý bazen üç arkadaþ bir arada ve ayný yerde, bazen de ayrý ayrý müesseselerde yapardýk. Zaman zaman da bir baþka arkadaþýmýz aramýza katýlýr ve birbirimizi çok daha yakýndan tanýma imkânýný elde ederdik; böylece birlikte daha renkli günler geçirirdik. Bazen þakalar yaparak birbirimizi kýzdýrma yarýþýna girer, yapýlan þakaya kýzaný, kýzdýran arkadaþa vermek üzere iki kilo mandalina alma cezasýna çaptýrýrdýk; bazen de hýnzýrlýk edercesine bir arkadaþýmýza memleketinden gelen yiyecekleri, reçel olsun, bal olsun, tereyaðý olsun, paylaþarak dolabýnýn yükünü hafifletirdik. Çoðu zaman da deliler gibi çalýþýr, iyi not alma gayreti içinde olurduk. Bizim, bu üç arkadaþýn okuyabilmemiz için mutlaka bir yerden burs almamýz gerekiyordu; þükürler olsun, Sümerbank bursu üçümüzün de imdâdýna yetiþti ve bizler böylece bu memlekete mühendisler olarak hizmet etmek imkânýný elde edebildik. Üniversiteye baþladýðýmýz zaman üç arkadaþ birlikte, ilk önce Beþiktaþ sýrtlarýndaki bir ahþap evin birinci katýndaki küçük bir odada, pansiyoner olarak, birlikte kaldýk: Odada bavullarýmýzý koyabildiðimiz bir gömme dolap, bir küçük komodin ve bir duvar dibinde Mehmet Turgut'la ayak ayaða yatabildiðimiz iki karyola, karþý duvar dibinde ise Ýdris Yamantürk için bir baþka karyola vardý. Odanýn cumbalý penceresi Beþiktaþ Abbasaða Parký'na bakýyordu. Öðle ve akþam yemeklerini þöyle böyle geçiþtiriyorduk ama, sabahlarý Beþiktaþ'taki Bulgar Sütçü'ye gider, orada kahvaltýlýk olarak önümüze 66 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 67 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut öðrencilik yýllarýnda... ne konursa, süt, beyaz peynir, zeytin yerdik, sonra da kýrk beþ dakikalýk, belki de bir saat süren Dolmabahçe yolunu yürüyerek ÝTÜ'ye giderdik. O zamanlar Dolmabahçe'den yukarýya, Taksim'e doðru çýkan merdivenler yoktu, yokuþ olan toprak bir yol vardý. Her sabah bu yokuþu týrmanýrdýk. Ýkinci dönemde Sümerbank burslarý baðlandýktan sonra ancak biraz ferahlamýþ, Beþiktaþ'taki pansiyonu býrakýp önce Kadýrga Talebe Yurduna, sonra da Beyazýt'taki talebe yurduna geçebilmiþtik. Bizler için bu günlerin hatýrasý çok büyüktür. Hepimiz ailemizden uzaktýk ve birbirimize çok baðlanmýþtýk. Birimizin derdi hepimizindi; acýyý da sevinci de paylaþýrdýk. Gün olurdu olmayacak bir þeye güler, gün olurdu yine olmayacak bir þeye üzülürdük. Yaz tatilleri stajlarla geçerdi. Malatya Bez Fabrikasý'nda geçen staj günlerimiz hem çok faydalý hem de çok güzel geçmiþti, hepimiz enerji ve memleket sevgisiyle dolu olarak, memlekete hizmet için fýrsat bekliyorduk. Nitekim hayata atýldýktan sonra herkes kendi alanýnda unutulmaz hizmetler verdi. Bu ekibin, yani sacayaðýnýn yaptýðý altý haftalýk bir baþka staj da, Mehmet Turgut'un ilerki yýllarda 67 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 68 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N geliþmesi için gayret göstereceði Sümerbank Hereke Fabrikasý'nda geçmiþtir. Bizim zamanýmýzda derslerin kitabý pek yoktu, derste not tutardýk. Bir kere, bir dersten imtihan yapýlacaðý günün gecesinde Mehmet'le birlikte hocanýn notlarýný okuyarak yattýk. Ertesi gün, erken kalkarak notlarý bir kere daha gözden geçirdim. Mehmet bu fýrsatý elde edememiþti. Sabah Bulgar Sütçü'de kahvaltý yaptýktan sonra Üniversite'ye gittik ve sýnava girdik. Ýmtihanda sorulara cevap verirken kâðýdýmý gören Mehmet Turgut problemi yanlýþ çözdüðümü fýsýldadý. Ben ise istifimi bozmadým ve problemi çözmeye devam ettim, çünkü hoca sýnýfta yaptýðý bir problemi sormuþtu ve bütün rakamlar aklýmdaydý. Akþam Beþiktaþ'taki pansiyona dönünce Mehmet Turgut gerçeði öðrenmiþ olacaktý ki, benim problemi çözüþ tarzýmýn doðru, kendisininkinin ise yanlýþ olduðunu, biraz da üzgün olarak, söylemiþti. Sümerbank Hereke Fabrikasý'nda staj yaptýðýmýz sýrada ben yeni niþanlanmýþtým. Fabrikaya giriþ çýkýþlarda ise imza atmak gerekiyordu, ben ise ara sýra niþanlýmý görmek istiyordum. Bu istekle imzamý basitleþtirmiþ S.A. þekline sokarak bu iþi büyük güven duyduðum arkadaþlarýma havale etmiþtim; böylece de ara sýra niþanlýma gidebiliyordum. Hepimiz birbirini seven, güvenen gençlerdik. Hepimiz memlekete hayýrlý iþler yaptýk, bu uðurda seve seve çalýþtýk. Mehmet Turgut yüreði memleket sevgisiyle dolu, vatansever, idealist ve dürüst bir arkadaþýmýzdý. O, bu hislerle dolu olarak politikaya atýlmýþ, büyük gayret sarf etmiþ ve memlekete hizmet ederek ismini unutulmazlar arasýna sokmuþtur. 68 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 69 Rahmetli Mehmet Turgut Kardeþim M. Sadettin BÝLGÝÇ (TÜRK YURDU- Aðustos 2009) Ulaþtýrma ve Millî Savunma Eski Bakaný 1 957 yýlýnda on yýl pratisyen hekimlik yaptýktan sonra Ankara Numune Hastanesinde genel cerrahi ihtisasýna geldiðimde yaþým 35'i geçtiði için ancak fahrî asistanlýk yapabilecektim. Et Balýk Kurumunda tabiplik yapacak ve Türk Ocaðýnýn Ankara þubesinde de idâri görev yapacaktým. Türk Ocaðý Ankara þubesinin daha aktif kültür faaliyetleri yapabilmesi için yoðun bir çalýþmanýn içine girdim. Mehmet Turgut, Ýdris Yamantürk, Ömer Öztürkmen, Galip Erdem, Erhan Löker, Necati Torun, Erdoðan Okçu, Mehmet Satoðlu, Hasan Karahan, Nevzat Yalçýntaþ, Þadi Pehlivanoðlu, Sadi Somuncuoðlu, Mustafa Kafalý, Agâh Oktay Güner, Necmeddin Sefercioðlu, Metin Kumal, Ýbrahim Metin, Yavuz Bülent Bakiler, Rýdvan Çongur, Osman Kiriþoðlu, Vehbi Ünal, Vecihi Öðütcü, Latif Gökçek, Abdullah Savaþçý, Nuri Gürgür ve adýný hatýrlayamadýðým birçok genç arkadaþý ocak çatýsý altýnda bir araya getirdim. Türk Ocaðý 1912 yýlýnda kurulmuþ, Ankara Türk Ocaðý bina inþaatýna 1924 yýlýnda baþlanarak 1928'de bitirilmiþtir. Devletin katkýsý yoktur. 1931 yýlýnda dernekler kapatýlýp halkevleri kurulunca Ocak binasý Halkevi yapýlmýþtýr. 1952 yýlýnda halkevleri kapatýlýp, derneklerin kurulmasýna müsaade edilince Türk Ocaðý Ankara Þubesi eski binasýnda yeniden açýlmýþtý. Fakat imkânsýzlýklardan aktif olamamýþtýr. 1958 yýlýnda Türk Yurdu dergisi çýkarýlabilir hâle geldi. Türk Ocaðý Genel Merkezi Ankara'ya nakledildi. 1959'da ben, Ýdris Yamantürk, Mehmet Turgut, Latif Gökçek, Necati Torun, Necmeddin Sefercioðlu, M. Zeki Sofuoðlu, Vehbi Ünal, Ankara Türk Ocaðý Yönetim Kuruluna seçildik. Bu görevde 27 Mayýs 1960 Askerî müdahalesine kadar görevde kaldýk. 11 Þubat 1961'de AP (Adâlet Partisi) emekli Genel Kurmay Baþkaný Orgeneral Ragýp Gümüþpala ve on arkadaþý tarafýndan kuruldu. Kurucular 18 Þubat 1961'de Genel Ýdare Kurulunu kurdular. 69 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 70 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut ilk genel idare kurulu üyesi oldu. Bu kurul, 15 Ekim 1961 genel seçimlerine partiyi -bütün engellemelere raðmengötürdü. 1961 Seçimlerinde Mehmet Turgut Afyon Milletvekili seçildi. Ben Isparta Milletvekili seçildim. TBMM ve AP Grubunda tekrar bir araya geldik. CHP, 15 Ekim 1961 seçimlerinde beklediði tek parti iktidarýný bulamayýnca 17 Ekim 1961 günü Ulus Gazetesinde þu tebliði neþretti. "Türk milletinin vicdanýndan yükselen emre uyarak milletin direnme hakkýný kullanan Türk Silâhlý Kuvvetlerinin, hiçbir zümre veya siyasî teþekkül lehine olmaksýzýn gerçekleþtirmiþ bulunduðu 27 Mayýs Ýhtilâli’ni, siyasî maksatlarla her ne suretle olursa olsun istismarýna müsaade etmeyeceðimizi kesin olarak beyan ve bu itibarla yýktýðý ve millî vicdanýn mahkûm ettiði DP'yi ve onu temsile ve devam ettirmeye teþebbüs mahiyetindeki her türlü davranýþý þiddetle reddederiz" demek suretiyle askerî müdahaleyi teþvik ettiklerini fiilen ifade etmiþ bulunuyorlar. Eðer bu iddia doðru olsaydý, seçimlerde % 89 iþtirakin % 63'ü CHP karþýsýnda oy kullanmazdý. CHP, bu iddialardan üç gün sonra, silâhlý kuvvetler birliði 16-17 Eylül 1961 günü Anayasayý ihlâlden Baþbakaný ve iki bakaný astýðý hâlde; Referandumdan geçen ve Resmi Gazetede neþredilen 1961 Anayasasý’na raðmen, þu deklarasyonu neþredebilmiþtir. 1. TSK 15 Ekim 1961 günü yapýlmýþ olan seçimlerden sonra gelecek yeni TBMM toplanmadan evvel fiilen duruma müdahale edecektir. 2. Ýhtilâl milletin hakikî ve ehliyetli mümessillerine tevdi edecektir. 3. Bütün siyasî partiler siyasetten men edilecek, seçim neticeleri ile Millî Birlik Komitesi feshedilecektir. 4. Bu kararýn tatbiki 25 Ekim 1961'den sonraki bir güne tehir edilmeyecektir. 5. Ýþ bu zabýt varakasý üç nüsha tanzim edilmiþ ve bütün üyeler tarafýndan imza edilmiþtir. 21-22 Ekim 1961'de gazetelerde neþredilmiþtir. Bu deklarasyona imza koyanlar Genel Kurmay Baþkanlýðý ve kuvvet komutanlýklarýna kadar terfi etmiþlerdir. Cemal Gürsel cumhurbaþkaný seçilmiþ, Ýsmet Ýnönü baþkanlýðýnda birinci koalisyon kurulmuþtur. AP bu koalisyona onbir bakan vermiþtir. Bu hükümet 38 sayýlý Tedbirler Kanununu çýkararak, DP'yi matufiyeti 70 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 71 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N belli olacak þekilde yazý, söz, karikatür, havadis vasýta ile methetmek ve 27 Mayýs devrini tenkit etmek 2 yýldan 5 yýla kadar cezalandýracak, diyen kanun tasarýsý getirip Adâlet Partili ýlýmlýlarla ve CHP desteði ile Meclisten geçirilmiþtir. Mehmet Turgut bu tutumlara genel idare kurulu üyesi olduðu hâlde müfrit, hýþýmlý denilenlerle beraber olduðu için ýlýmlýlardan Saki Zorlu'nun, DP'lilerin akrabalarý ile müfritlerin partiden ihracý isteniyordu. Bu suretle CHP ve millî birlik komitesinden gelen her istek yerine getirilmeli, hak hukuk, demokratik haklar bir tarafa býrakýlmalý idi. Genel Ýdare Kurulu toplantýsýný terk ederek nisabý düþürmüþtük. Fakat bakan olan genel idare kurulu üyeleri, gece toplantýya davet edilerek nisap saðlanmýþtýr. Kuruculardan Tahsin Demiray, Mehmet Yorgancýoðlu, genel kuruldan Ahmet Gürkan, Mehmet Turgut, Gökhan Evliyaoðlu, Mehmet Ali Aytaç Paþa, partiden ihraç edilmiþtir. 30 Kasým 1962'deki AP Birinci Büyük Kongresinde Mehmet Turgut tekrar genel idare kurulu üyesi oldu. 04.06.1964'te Genel Baþkanýmýz Ragýp Gümüþ Pala'nýn vefatý üzerine Celal Bayar'ýn hastalýðý sebebi ile tahliyesinden sonra meydana gelen hâdîseler ve AP' ye vaki saldýrýlardan sonra, "50 yýl daha bu memlekette demokrasi olmaz" diyen ve parti ile fiilen alâkasýný kesen Demirel, 2. Büyük Kongreye kadar genel baþkan vekilliði yapmasýný isteyen arkadaþlar arasýnda yer aldý. Demirel bu görevi kabul etmedi. 20 Kasým 1964'te AP, 2. Büyük Kongresinde Cahit Okurer, Mehmet Turgut, Ýbrahim Tekin, Ekrem Dikmen Demirel yanýnda yer aldýlar. Genel Kongrede Demirel genel baþkan seçildi. Talat Asal, Sadettin Bilgiç, Prof. Osman Turan, Faruk Sükan, Mehmet Turgut, Cevat Önder, Tekin Arýburun, Prof. Aydýn Yalçýn, Ertuðrul Akça, Ýsmail Hakký Tekinel, Ahmet Dallý, Sadýk Perinçek, Seyfi Kurtbek, Ýhsan Gürsan, Vedat Ali Özkan, Ali Bozdoðanoðlu, Cihat Bilgehan, Melâhat Gedik, Kadri Eroðan, Ýsmet Sezgin, Haldun Menteþeoðlu, Genel Ýdare Kuruluna seçildik. Baþkanlýk divaný seçimlerinden önce ýlýmlýlar, yeminliler olarak Demirel'in etrafýnda toplandýlar. Maksat parti yönetimine hâkim olmaktý. Demirel'i destekleyen arkadaþlarý bu durum bir hayli üzdü. Fakat iþ iþten geçmiþti. AP ikinci büyük kongresinde Sadettin Bilgiç genel baþkan seçilirse, AP seçimi kazansa da asker iktidarý vermeyecek iddialarý yine sürdürülüyordu. Bunun üzerine 11 Þubat 1965 71 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 72 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N AP’nin kuruluþ balosu. Sadettin Bilgiç, Mehmet Turgut, Süleyman Demirel, Faruk Sükan ve Þevket Demirel eþleriyle. bütçe oylamasýnda CHP, baðýmsýzlardan destekle azýnlýk hükümetinin düþürülmesini Genel Kurulda görüþerek, karara baðladý. Hükümet düþtü. Senatör Suat Hayri Ürgüplü'nün baþkanlýðýnda AP, YTP, CKMP ve MP' nin Hükümeti kurmasý kararlaþtýrýldý. Yeminliler, Demirel'in baþbakan yardýmcýsý olmak üzere hükümete girmesini istemediler. Bunun Demirel'i yýpratmak olacaðýný iddia ettiler. Bu karma hükümet Baþbakandan çok gelecek baþbakan sayesinde sekiz ay iktidarda kalabilecekti. Çünkü küçük partileri, bakanlarý, müstakbel baþbakana bakacaklardý. Nitekim öyle de oldu. Hükümet genel seçimlere kadar iktidarda kalabildi. Mehmet Turgut, Suat Hayri Ürgüplü hükümetinde Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný oldu.1965 seçimlerinde Bursa milletvekili olan Mehmet Turgut Demirel Baþkanlýðýnda kurulan AP tek parti iktidarýnda, Sanayi Bakaný olarak dört yýl hizmet verdi. 1968 AP genel kongresinde, tekrar genel idare kurulu üyeliðine Mehmet Turgut'la seçildik. 1969 seçimlerinde de Mehmet Turgut Bursa'dan tekrar milletvekili seçildi. Yeminliler partiyi parçalamaya karar ver- 72 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 73 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N miþlerdi. Tüzüðü ve parti programý artýk uygulanmýyordu. Usulsüz fesihler ve ihraçlar yapýlýyordu. Sorgusuz sualsiz genel idare kurulu üyeleri bile ihraç ediliyordu. 8 arkadaþ olarak genel idare kurulundan istifa etmemiz bir anlam taþýmýyordu. Genel Baþkan olarak Demirel'e verilen 72'ler Muhtýrasý da rica sayýldý. 1970 Bütçesinde 1965 Ýsmet Ýnönü bütçesi gibi kýrmýzý oy verileceði, yazýlý ve sözlü olarak Demirel'e ulaþtýrýlmasýna raðmen bu ikazlar küçümseniyordu. 11 Þubat 1970 bütçesinden önce ihraç olunanlarla birlikte 46 oy muhalefetle birlikte verilerek, hükümet istifaya mecbur býrakýldý. Fakat Demirel, Birlik Partisi’nden 8 milletvekilini alarak tekrar hükümeti kurdu. Kýrmýzý oy kullananlara da bir aydan iki yýla kadar deðiþik cezalar verildi. Fakat AP genel baþkaný Süleyman Demirel hakkýnda kurulan soruþturma hazýrlýk komisyonunun görev süresinin uzatýlmasý oylamasýna iþtirak etmediðimiz gerekçe gösterilerek, tetkik ve tahkike gerek görmeden 25 Haziran 1970 ayný gün hakkýmýzda kesin ihraç kararý verildi. 18 Aralýk 1970 Tarihinde Demokratik Partiyi kurduk. Genel seçimler 15 Ekim 1973'te yapýldý. Mehmet Turgut Bursa'dan DP'den milletvekili seçildi. Seçimlerde Adalet Partisi % 29,8 oyla 149, CHP'si %33,3 oyla 185, CGP'si % 5,3 oyla 13, DP % 11,9 oyla 45, MSP %11,7 oyla 48, MHP %3,4 oyla 3, Baðýmsýzlar % 2,8 oyla 6 milletvekili getirdiler. Bu þartlarda AP' de Demirel'siz bir koalisyonun kabul edileceði bildirilmiþ ise de, AP buna razý olamadý. CHP ve MSP, koalisyon hükümetini Ecevit Baþbakanlýðýnda kurdu. Kýbrýs müdahalesi 1974 Haziranýnda gerçekleþti ve bunu Ecevit erken seçime çevirerek tek parti iktidarý olmaya karar verdi. 15 Eylül 1974 bir erken seçim þartý ile DP ile koalisyon kurmak istedi. Bu AP' den alýnan oylarýn CHP'ye teslimi idi ve kabul edilmedi. Ecevit hükümeti kuramadý. Kontenjan senatörü Prof. Sadi Irmak Hükümeti 397 iþtirakin ancak 17 oyunu aldýðý hâlde bütçe çýkarýldý. Fakat güvenoyu almýþ hükümet olmadýðý için Meclis kanun yapamadý. Güvenoyu almýþ hükümet olmadýðý için hükümet murakabe edilemiyordu. Erken genel seçim kararý alýnmýyor ama milletvekilleri maaþ ve yolluklarýný almaya, dýþ gezilerini yapmaya devam ediyorlardý. AP baþkanlýðýnda CGP, MSP, MHP hükümeti kurmaya karar vermiþlerdi. Fakat oylarý yetmiyordu. DP'li arkadaþlar da Demirel Baþkanlýðýnda hükümete girmemekte ýsrar ediyordu. Bu þartlarda 11 arkadaþ DP'den ayrýlarak 1. MC 73 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 74 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Hükümetine 30 Mart 1975'te güvenoyu verdik. Hiçbirimiz hükümete girmedik. 1976 kongresinde AP' ye döndük. En çok oyla AP genel idare kuruluna, Temsilciler meclisinde de en çok oyla genel baþkan yardýmcýlýðýna seçildim. Mehmet Turgut ve bir kýsým DP'li arkadaþla ayrý düþtük. DP, 1977 seçimlerinde yalnýz Faruk Sükan'ý milletvekilli yapabildi. Mehmet Turgut 1977'de seçimlere girmedi. 1980 - 12 Eylül askeri müdahale hükümetinde 23.12.1981'de Sanayi Bakaný oldu. 1983 Seçimlerinde Turgut Özal'ýn ANAP ve Turgut Sunalp Paþanýn CDP' sine girmedi. Kendisini kitap yazmaya baðladý. Türkiye meseleleri üzerinde durdu. 1975'te baþlayan ayrýlýðýmýz 1985'lere kadar sürdü. Ondan sonra Ýstanbul, Ankara ve Yalova'da sýk sýk buluþur ve dertleþirdik. Maalesef 1 Temmuz 2009'da kendisini kaybettik ve 3 Temmuz 2009'da Meclisteki merasimden sonra sýhhî durumum camiye ve mezarlýða gitmeye imkân vermedi. Allah rahmet eylesin. Eþi Türkân Haným kardeþimize de saðlýklý ömür versin. 74 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 75 Faziletli Devlet Adamý Mehmet Turgut Rasim CÝNÝSLÝ (TÜRK YURDU- Aðustos 2009) Eski MTTB Genel Baþkaný, 3. ve 4. Dönem Erzurum Milletvekili T ürk siyaset ve fikir dünyasý deðerli bir evlâdýný kaybetti. Her fani gibi o da Hakk'a yürüdü. Þerefli ve baþarýlý bir ömrün "Hoþ seda"sýný býrakýp gitti. Temiz bir ölümdü. Çok çekmedi. Eskilerin duasý benzeri bir biçimde "Üç gün yatakta, dördüncü gün toprakta" gibi… Soðuk algýnlýðý ve öksürük ile baþlayan hastalýðý için, yaz gününde zatürre denildi. Yatakla toprak arasý 20 gün sürmedi. Sanki Üç Aylarý bekledi. Regaip Kandili'nin idrâk edildiði feyizli günlerde rahmete kavuþtu. Son elli yýllýk siyaset ve fikir hayatýný ilkeli, dürüst ve kaliteli örnek devlet adamý olarak yaþadý. Kafasý ve yüreði devamlý devlet ve millet hizmeti için projelerle dolu idi. Aðýr baþlý, ciddî, samimî ve sade ömrü, yayla pýnarý kadar temiz ve berraktý. Fikir adamýydý. Eserler yazdý. Eserlerinde kendisini deðil, doðrularý savundu. Araþtýrmacýydý. Bilincini kaybettiði ana kadar ülke meselelerine çare ürettiðine þahitlik ettik. Hastaneye yatmadan üç gün önce telefon etti. Oðlum Mustafa Fevzi'yi istedi: "Bilgisayarýný da alsýn gelsin! Unutulmuþ kaynaklardan çýkardýðým rakamlarla, iki mühendis olarak hesaplar yapacaðýz. Konu çok önemli, hayatî ve hassastýr. Doðru sonuca varmamýz lâzým!" demiþti. Son çalýþma, çok verimli olan ömrünün son ürünüydü. Bugün ülkenin gündemini iþgal eden Þark Meselesi ile ilgilidir. Konuya aydýnlýk kazandýracak ciddî bir projektördür. Siyaset ve fikir ortamýný sarsacak önemli bir belgedir. Aðabey Kardeþ Münasebetimiz Vardý 1965 yýlýnda ben MTTB Genel Baþkaný, Mehmet Aðabey Bakan idi. O yýllardan beri aðabey kardeþ beraberliðimiz devam etti. 1969'dan sonra siyaset içinde, parlâmentoda günlerimiz, yýllarýmýz beraber geçti. Þahidiyim ki, Mehmet Turgut Bey çok güçlü bir devlet adamýydý. Gündelik politikalara, polemiklere ve popülariteye tenezzül etmemiþtir. Seviyeyi ve kaliteyi korumuþtur. Kendisini çok iyi yetiþtirmiþ gerçek bir entelektüeldi. Siyasî rakipleri bile Mehmet 75 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 76 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Turgut Bey'in deðerini takdirle ifade etmiþlerdir. Diyebilirim ki, beraber olduðu, yardým ettiði, yol gösterdiði parti mensuplarýndan daha çok, muhalif partilerdeki muhataplarý Mehmet Turgut Bey'i sevip saymýþlardýr. Birçok basýn yayýn kuruluþlarý, köþe yazarlarý kendi düþünce ve siyasî çizgilerine karþý olan Mehmet Turgut Bey'in deðerini kabul ve takdir etmiþlerdir. Mehmet Turgut Bey inançlý bir insandý. Kutsal kabul ettiðimiz üç aylarýn ilk günlerinde Ýstanbul'da vefat etti. Cuma günü Kocatepe Camii'nde devlet ve hükümet erkânýnýn katýldýðý, sevenlerinin oluþturduðu büyük bir cemaatle namazý kýlýndý. Hayatta iken alýp yaptýrdýðý Gölbaþý Mezarlýðý'ndaki kabrine defnedildi. Müslüman bir ailenin mümin evlâdýný gözyaþlarý ve duâlarla uðurladýk. Gaziantep ve Nizip'ten gelen aile mensuplarý, hemþerileri, sevenleri muhterem eþi Türkân Hanýmefendi'ye taziyelerini sundular. Türkân Yenge haklý olarak büyük üzüntü içindeydi. Yaþlý gözlerle, fýtratýnda var olan asalet ve zarafeti ile metin olmaya çalýþýyordu. Teselli zordu. Kaybolan aydýnlýk bir dünya idi. Onurlu, duygulu, saygýlý eþini topraða vermiþti. Ömrünün en deðerli varlýðýný kaybetmiþ, yalnýzlýðýna bürünmüþtü. Mehmed’i ile çileleri bile zevk edinmiþti. Dünya onunla güzeldi. Yüreðine ateþ düþmüþtü. Cesaretimi toplayýp Türkân Yengeye, "Sabýr bugün için lâzýmdýr" diyebildim. "Evet!" dedi "Emir büyük yerden…" Türkân Yenge anlatmýþtý: Adalet Partisi ilk Genel baþkaný Org. Ragýp Gümüþpala rahmetli olmuþ, Adalet Partisine genel baþkan aranýyor. Genel baþkanýn seçileceði kongreden bir gün önce Mehmet Turgut Bey'in mütevazý evinde 40'ý aþkýn milletvekili toplanmýþ, karar verilecek. O güne kadar Genel Baþkan Yardýmcýsý Sadettin Bilgiç (Koca Reis) partiyi badirelerden kurtarmýþ, kongreye kadar getirmiþ. Ýhtimal Bilgiç'ten yana. Süleyman Bey ise Adalet Partisinin taþlandýðý bir gün (27 Mayýs'ýn baskýsý devam ederken) meþhur þapkasýný býrakýp, "Bu ülkede 50 yýl siyaset yapýlmaz!" diyerek Genel 76 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 77 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Sanayi ve Teknoloji Bakaný Mehmet Turgut bir açýlýþ töreninde... Ýdare Kurulu'ndan istifâ etmiþ; fakat kongreden bir gün önce aday olduðunu açýklamýþtý. Ýþte böyle bir ortamda, evde toplanan, seçim sonucunu belirleyecek aðýrlýktaki milletvekilleri, Mehmet Turgut Bey'in de aday olmasý için ýsrar ediyorlardý. Fakat Mehmet Turgut Bey tercihini Süleyman Bey'den yana koydu ve kazanan da Süleyman Bey oldu. Lider Sultasýna Karþýydý Adalet partisi için 1965 seçimleri sonrasý 4 yýl baþarýlý bir dönem sayýlýr. Fakat 1969 seçimlerinden önce ve sonra AP içinde "Yeminliler 77 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 78 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Grubu" oluþturuldu. Bu gurup, ne pahasýna olursa olsun Süleyman Bey'i destekleyeceklerine yemin edenlerdi; partiyi "Tek Adam"a (lidere) teslim etmeyi hedeflemiþlerdi. Ýþte bugüne kadar demokrasimizin sýrtýna kambur gibi oturan "Lider sultasý" böyle baþlamýþtýr. Yeminliler Grubu'na katýlmayan milletvekillerine partinin kapýlarý kapatýlmak istendi. Daha sonra Mehmet Turgut Bey'in de içinde olduðu milliyetçi bildiðimiz Saadettin Bilgiç ve arkadaþlarý hükümet dýþýnda býrakýldý. Her biri, seçim bölgesinin lideri konumundaki milliyetçi gruba mensup milletvekilleri, çeþitli bahanelerle disiplin kuruluna sevk edildi. Birer ikiþer partiden uzaklaþtýrýlma yoluna gidildi. Bu tutumla beraber, o günün siyasî olaylarý ile Baþbakan'ýn kardeþlerine ait yolsuzluk iddialarý partiyi ikiye böldü. Parti içi mücadele hasmâne bir ortama sürüklendi. 72 milletvekili isteklerini AP Genel Merkez'i ve Genel Baþkaný'na bir mektupla bildirdi. Yazýlý belge hâline getirdiðimiz sýkýntýlarýmýzý umursayan olmadý. 72 milletvekilinin müracaatý çiðnendi, yok sayýldý. Bu gidiþi durdurmak, lider sultasýný engellemek için Demirel Hükümeti'nin bütçe görüþmeleri (1970) sýrasýnda düþürülmesi çare olarak teklif edildi. Kararýmýz her birimiz için politikaya veda etmek demekti. Teklif hakkýnda konuþmak üzere Konyalýlar Lokali'nde toplanýldý. Toplantý baþlamadan önce bir þart koþuldu: "Alýnacak karara mutlaka uyacak arkadaþlar toplantýya katýlsýnlar. Uymayacaklar ise toplantýya katýlmak zorunda deðillerdir." Þarta baðlý kalmak istemeyenler ayrýldýlar. Biz, 41 kiþi kaldýk. Akþamýn altýsýndan sabahýn altýsýna kadar devam eden müzakerelerin sonunda, 39 arkadaþ, "Bütçeye ret oyu verelim" dedi. Ben þahsen çekimser kalmak fikrindeydim. Mehmet Turgut Bey ise "Bütçeyi reddetmeyelim, müspet oy kullanalým" görüþünü savundu. Böylece "ret verelim" diyen arkadaþlarýn görüþü, ortak karar olar kabul edildi. Mehmet Aðabey, alýnan karara uyduðu gibi 41'ler hareketinin bütün karar ve çalýþmalarýna sonuna kadar baðlý kaldý. Bu izahatý þunun için yaptým: Mehmet Turgut Bey, saðlam karakterli insandý. Mücadelesini yýlmadan, sonuna kadar götüren, çalýþkan, faziletli ve ahlâklý bir kiþiydi. Arkadaþlarýný yarý yolda býrakmadý. 41'ler Hareketi ve Demokratik Parti davasýný bir fazilet mücadelesi olarak kabul etmiþti. O kadar ki''Mümkün olsa bu arkadaþ grubu birbirinin mirasçýsý olmalýdýr!" demiþtir. DP'nin Ankara ve Anadolu ekibini vefâtýna kadar terk etmedi. Ýlkeli siyasetçilere örnek oldu. 78 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 79 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Uyumamak Ýçin Yaptýklarý! Sevgili dostum, Nuri Gürgür Bey, benden Mehmet Aðabey için yazý istediðinde tereddüt geçirmiþtim… Çünkü Mehmet Turgut Bey'in engin dünyasýný özetlemek, þahidi olduðum güzellikleri ifade etmek kolay iþ deðildi. Çareyi Türkan Yenge'yi telefonla aramakta buldum. Hem hatýrýný sormak, hem kabri baþýnda çocukluðu ile ilgili duyduðum hatýranýn doðru olup olmadýðýný öðrenmek istedim. Kabri baþýnda hatýralar anlatýlýrken Kilis'ten gelen bir akrabasý þunlarý söylemiþti: "Mehmet Bey, annesini erken yaþta kaybetmiþ. Çocukluðunda çok çalýþkanmýþ. Geceleri ödev yaparken uyumamak için duvara çaktýðý bir çiviye baðladýðý ipin diðer ucunu saçlarýna baðlarmýþ. Uykusu geldiðinde baþý öne doðru düþtüðü zaman ip saçýný çeker, böylece uyanýr, ders çalýþmaya devam edermiþ." Anlatýlanýn doðru olup olmadýðýný Türkân Yenge'ye sordum. Þunlarý söyledi: Böyle bir olayý Mehmet bana anlatmadý. Ancak þunlarý biliyorum: O yýllarda köyünde okul olmadýðý için, okulun bulunduðu köye bir buçuk saatte gider, bir buçuk saatte dönermiþ… Tek öðretmen ilkokulun beþ sýnýfýna birden ders verirmiþ. Ancak Mehmet Bey, dört ve beþinci sýnýflarý Kilis'te okumuþ; ilkokuldan burada mezun olmuþ. Okumaya çok hevesli olduðu için sýnavlarý kazanarak ortaokul ve liseyi "leyli meccani" bitirmiþ. Mehmet bildiðim kadar sürekli takdir (iftihar) belgesi almýþ. O yýllarda üç yýl üst üste takdir alan öðrencilerin resimlerinin bulunduðu albümlerden birkaç tanesi hâlâ kütüphanemizdedir. Bu da eðitim hayatýnda çok hýrslý ve baþarýlý olduðunu göstermektedir. Eþim çok iradeliydi. Hafýzasý çok kuvvetliydi. 10 yýl önce okuduðu bir kitaptan 10 yýl sonra nasýl faydalanacaðýný bilirdi. Ailesine düþkündü. Örf ve âdetlerine baðlýydý. Köy kültürünü yani Anadolu kültürünü kaybetmemiþti. Bunun anlamý ise büyüðe saygý, küçüðe sevgi, geleneklerine baðlýlýk þeklinde özetlenebilir. Prensiplerinin ihlâline izin vermezdi. Hattâ bunlarýn ihlâl edilmesi durumunda zaman zaman sertleþirdi. Sevdiðini delicesine; canýndan verircesine severdi. Sevgisini içinde saklar, göstermezdi. Ýlgilenmiyormuþ gibi durduðu insanlarý bile el altýndan takip ederdi. Kendisi çok vefalýydý. Vefasýzlýk gördüðü kimselere dahi vefa gösterdiðine çok þahit olmuþumdur. Gençlik yýllarýnda üniversitede iken Türk Ocaklarý, Milliyetçiler 79 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 80 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Derneði gibi derneklerde görev aldýðý, Mücadele Dergisi'nde yazýlar yazdýðý malûmdur. Durmadan çalýþýrdý. Yazmayý ve okumayý seven insandý. Yazdýklarýnýn, memlekete ve millete fayda saðlayacaðýna inanýrdý. Ýlgililere çalýþmalarýný gönderir, doðru olduðuna inandýðý fikirlerinin hayata geçirilebileceðini umardý. Son kitabý, Demokrat Parti'nin uðradýðý haksýzlýklar ve 27 Mayýs zulmü üzerineydi. Bitirdi ama yayýmlayamadý. Yayým iþini sizinle birlikte yapacaktý. Söz Söylemesini Beklerdik Son iki yýl boyunca her ay, aileler arasý yemekli toplantýlarýmýz olurdu. Sohbet ederdik. Yemek sonrasýnda memleket meselelerini konuþurduk. Hepimiz sözün Mehmet Turgut Bey'e gelmesini beklerdik. Sözleri tecrübenin, bilginin, birikimin önünde idi. Ýnandýrýcý ve özetlemiþ olurdu. Benzeri toplantýlar Filizî Köþk'te eski siyaset arkadaþlarýnýn katýlmasýyla gerçekleþirdi. Orada da beklenen söz Mehmet Turgut Bey'e aitti. Eþi ve hayat arkadaþý Türkân Hanýmefendi ile ahenkli mutluluklarý vardý. Türkân Haným kültürlü, eli kalem tutan, lisan bilen aydýn bir hanýmefendidir. Ýngilizceden Türkçeye çevirdiði ve yayýnlanan kitaplarý vardýr. Beyinin yazdýðý kitaplarýn ilk eleþtirisini de yine Türkân Yenge yaparmýþ. Nitekim Mehmet Aðabey zaman zaman Türkân Yengeye döner düþüncelerini sorardý. Mehmet Turgut, uzun siyasî hayatýnda bakanlýk görevlerinde bulundu. Devletin büyük imkânlarýný kullandý. Yönetim hayatýnda Hak'tan, hakikatten, doðrudan ayrýlmadý. Keyfiliði hiç kullanmadý. Türk sanayiine büyük hizmetleri olmuþtur. Otomotiv sanayii onunla baþlamýþtýr. Sanayimizin bugüne geliþinde Mehmet Turgut Bey'in katkýsý çok büyüktür. Devlet hizmetini "emanet" duygusu ile uyguladý. Bu örnek vatan evlâdýna Cenabý Allah'tan rahmet diler, Türkân Yenge baþta olmak üzere, akraba, yakýnlarý, sevenleri ve aziz milletimize baþ saðlýðý dilerim. Mehmet Turgut siyasetini, hizmet anlayýþýný genç politikacýlarýn deðerlendirmesini salýk veririm. 80 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 81 Mehmet Turgut Ýçin Abdulkerim DOÐRU Sanayi ve Ticaret Eski Bakaný ''Güneþi sabah vakti deðil de akþam vakti överler'' MACAR ATASÖZÜ M ehmet Turgut'u yâd ederken kalbime düþtü. Öyle bir güneþti o, hararetinden insanlarýn rahatsýz olmadýðý, ancak ýþýðýndan faydalandýðý kalplere inþirah veren bir güneþ. Þahsiyeti, tevazuunda saklanmýþtý onun. Daha talebe sýralarýnda iken, yurt sevgisi ile tutuþmuþ bir kalp gözü ile görebildiðini, biz ancak elli yýl sonra görebildik. Bizlere çok güvenir, bu kadronun bir an evvel, millet hizmetine girmesi için çýrpýnýr dururdu. Biz ise bunu bir hayal zannederdik. Gerçi bunu açýktan açýða söylemezdi ama, o hissederdi. O da bize bundan duyduðu acýyý söylemezdi. Ancak ayný iklimin insanlarý olduðumuz için, biz de onu anlardýk. Kendisine en yakýn olanlar bile onu anlamazken, derdini kime açabilirdi! Þairin, ''Ya baþým olmasaydý, ya dünyaya gelmeseydim'' þeklinde hissettiði bir hayattý sanki Mehmet Turgut'un hayatý. Onu biz anlamadýk. Ama onu yaratan anlamýþtý. Ancak ona kavuþunca, bizden dolayý duyduðu acýnýn son bulduðundan eminim. Hayattayken baþkalarýna sunduðu gönül ferahlýðýna onun da ancak, bu vuslatla kavuþabildiðine inanýyorum. Aramýzdayken ona karþý yapamadýðýmýz vazifemizi heyhat þimdi, o bizden ayrýldýktan sonra her namazda ve sair zamanlar dualarýmýzla yapmaya çalýþýyoruz. Ýnþallah kabul olur da, Kýyamet de bu defa sevinç içinde bir araya geliriz. 81 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 82 Devlet Adamý Mehmet Turgut Tuncer ENGÝNERTAN Hukukçu B ir hayatýn romanýný birkaç dakikaya sýðdýrmak mümkün deðildir, fakat bir hayatýn rüyasýný birkaç dakikada görebilmek mümkündür. Merhum Mehmet Turgut'un hâtýrasý huzurunda birkaç dakikanýzý böyle bir rüyaya hasretmek istiyorum. Merhum Hâmi Tezkan ile birlikte, Ankara, Gaziosmanpaþa'daki evinde Mehmet Turgut'u ziyaret ettik, tanýþtým (1977). Daha sonra da, vefatýna kadar münasebetlerimiz devam etti. Çok mutluyum ki, kendisini tanýmak, sohbetlerinde bulunmak imkânýný buldum. Mehmet Turgut benzerlerine pek az rastlanan bir devlet adamý, devlet adamlýðý yanýnda, memleketi ve dünyayý yakýndan tanýyan, okuyan, düþünen ve yazan bir fikir adamýydý. Mehmet Turgut, Gaziantep ilinin, Kilis ilçesine baðlý, Gökmusa köyünde doðdu (02 Mart 1929). Ýlkokulu üç yýl köyünde okudu. Kilis'deki Kemaliye Ýlkokulundan ve Yozgat Lisesinden mezun oldu. Sümerbank Genel Müdürlüðünden burs alarak okuduðu Ýstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesinden mezun oldu (1951). Sümerbank'ýn Malatya Mensucat Fabrikasýnda makine mühendisi (1951-1953) ve Elektrik Ýþleri Etüt Ýdaresi Genel Müdürlüðünde proje mühendisi (1954-1956) olarak çalýþtý. Ankara Üniversitesi Ýlâhiyat Fakültesi profesörlerinden Yusuf Ziya Yörükhan'ýn kýzý, Ýngilizce öðretmeni Türkân hanýmla evlendi (15 Kasým 1955). Yedek subaylýk görevini yaptý (1956-1957). Askerlik hizmetinden sonra serbest çalýþmaya baþladý. Ankara'da inþaat ve tesisat malzemeleri satan bir iþyeri, bu iþ devam ederken yine Ankara'da proje çizim bürosu açtý. 27 Mayýs askerî müdahalesinden sonra kurulan Adalet 82 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 83 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Baþbakan Ulusu ile birlikte... Partisinin (11 Þubat 1961) kurucularý arasýnda yer aldý. Merkez Karar Kuruluna ve teþkilâttan sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýlýðýna seçildi. Partiyi teþkilâtlandýrmak için büyük gayret gösterdi. Adalet Partisinden Afyon Milletvekili seçildi (15 Ekim 1961). Suat Hayri Ürgüplü'nün kurduðu, Adalet Partisi, Yeni Türkiye Partisi, Millet Partisi ve Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisinden meydana gelen koalisyon hükûmetinde Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný (20 Þubat 1965-27 Ekim 1965) olarak görev yaptý. Adalet Partisinden Bursa milletvekili seçildi (10 Ekim 1965). I. Süleyman Demirel hükümetinde Sanayi Bakaný (27 Ekim 1965-03 Kasým 1969) olarak görev yaptý. Adalet Partisinden Bursa Milletvekili seçildi (18 Nisan 1969). Mehmet Turgut dahil, 72 milletvekili Süleyman Demirel'e muhtýra verdi (19 Ocak 1970). Mehmet Turgut, Yüksel Menderes, Talât Asal, Sadettin Bilgiç, Faruk Sükan ve Cihat Bilgehan ile birlikte Adalet Partisi Genel Ýdare Kurulu üyeliðinden "Demirel'le demokrasi olmaz" diyerek istifâ ettiler (04 Þubat 1970). Mehmet Turgut dahil, Adalet Partili 41 milletvekili bütçeye red 83 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 84 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N oyu verdi. 214 kabul oyuna karþýlýk 224 red oyu verilmesi üzerine bütçe reddedildi (11 Þubat 1970). Baþbakan Süleyman Demirel, bütçenin reddedilmesi üzerine istifâ etti (25 Þubat 1970). Mehmet Turgut dahil 46 milletvekili Adalet Partisinden ihraç edildi (25 Haziran 1970). Adalet Partisi milletvekili Ferruh Bozbeyli Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýndan istifâ etti (19 Ekim 1970). Kurucularý arasýnda Mehmet Turgut'un da bulunduðu, 40 senatör ve milletvekili, 3 general ve 2 profesörün yer aldýðý, Ferruh Bozbeyli'nin Genel Baþkanlýðýnda, Demokratik Parti kuruldu (18 Aralýk 1970). Mehmet Turgut Demokratik Partiden Bursa milletvekili seçildi (14 Ekim 1973). Demokratik Parti bu seçimlerde %11,9 oy aldý ve 45 milletvekili çýkardý. Sadettin Bilgiç önderliðinde 9 Demokratik Parti milletvekili kurulacak Milliyetçi Cephe Hükümetini desteklemek üzere Partilerinden istifâ ettiler (28 Mart 1975). Mehmet Turgut, en yakýn arkadaþlarýndan bazýlarýnýn da, hükümeti desteklemek üzere partiden istifâ etmelerine çok üzüldü. Parti siyasetinden vakur bir þekilde çekildi. Demokratik Parti Dördüncü Büyük Kongresinde kendisini fesh etti (04 Mayýs 1980). 12 Eylül 1980 askerî müdahalesinden sonra kurulan Bülent Ulusu hükümetinde Sanayi ve Teknoloji Bakaný (23 Aralýk 1981-13 Aralýk 1983) olarak görev yaptý. Merhum Turgut Özal'ýn Anavatan Partisine kurucu olmasýný ýsrarla teklif etmesine raðmen teklifi kabul etmedi. Türkiye Ýþ Bankasýnda Yönetim Kurulu Baþkaný (Nisan 1987Mayýs 1990) ve Merkez Sigorta Anonim Þirketinde Yönetim Kurulu Baþkaný (18 Mayýs 1990-14 Ekim 1994) olarak görev yaptý. Mehmet Turgut'un siyasetten çekilmesine sebep olan olayý anlatan Ferruh Bozbeyli'nin kitabýndan bazý bölümler: "… Biz grubu topladýk. Milliyetçi Cephe Hükümeti'ne girecek 84 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 85 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N miyiz, girmeyecek miyiz, onu tartýþýyoruz. (1) "… Bizim parti grubu 44 kiþiydi. Bir arkadaþýmýz ölmüþtü. Bir kiþi de partiden ayrýlmýþtý. 42 kiþiydik, kalanlardan 22 kiþi Milliyetçi Cephe'ye girmeyelim diye oy verdi. Yirmi kiþi de girelim diye oy kullandý. Þimdi bir þeye dikkatinizi çekmek isterim. Girmeyelim diye oy veren yedi kiþi, ertesi gün istifa ettiler. Ýstifa gerekçelerinde de 'Milliyetçi Cephe'ye girmemize mâni olduklarý için istifâ ettik' dediler. "… - Ama gidenlerin yedisi… Onlarýn yedisi girmeyelim diye oy verdi. Sadettin Bilgiç de baþta. Girmeyelim diye el kaldýrdýlar. Ertesi gün de girelim diye el kaldýran iki kiþi girmeyelim diye el kaldýran yedi kiþiyle beraber oldu ve dokuz kiþi istifâ ettiler. Bir de gerekçelerini Milliyetçi Cephe'ye girmemek olarak açýkladýlar. Ýþe bakýn hem girmeyelim diye oy veriyorlar, hem de Milliyetçi Cephe'ye girmediðimiz için istifâ ettik diye açýklama yapýyorlar. Böyle iþ olur mu? - Kimlerdi bu isimler? Sadettin Bilgiç baþý çekiyordu. Giresun milletvekili Ethem Kýlýçoðlu'na dedim ki, 'Ya Ethem, sen bu adamla arada bir akþam raký içersin. Sadettin Bilgiç senin ahbabýn, masa arkadaþýn. Git de bir sor bakalým. Bu adam elini kaldýrýp da girmeyelim diye oy vermek yerine girelim diye oy verseydi, on beþ kiþi girmeyelim diyecekti. Yirmi yedi kiþi de girelim diye oy verecekti. Dedikleri olacaktý. Ve biz her þeye raðmen koalisyon hükümetine girmiþ olacaktýk. Karar böyle çýkacaktý. Niye böyle bir oyun yapýldý? Bunu öðren.' dedim. Bana Ethem Kýlýçoðlu'nun Sadettin Bilgiç'ten aktardýðý aynen þudur: 'Þimdi ben millî savunma bakaný oluyorum. Bozbeyli'nin dediði gibi yapsaydým, Bozbeyli bana bakanlýk mý verecekti?' demiþ." (2) Sadettin Bilgiç, II. Milliyetçi Cephe Hükümetinde de Millî Savunma Bakaný (21 Temmuz 1977-05 Ocak 1978) oldu. Ýþte, bu da bir siyaset ve siyasetçi… Mehmet Turgut velud (çok yazan) bir yazardý. Ýlk kitabý olan Su Türbinleri ve Santral Binalarý adlý kitabýný 1954 yýlýnda yayýmladý. Yayýmlanmýþ, toplam 5000 sayfa civarýnda, 22 kitabý var. Merhum Hâmi Tezkan'ýn sahibi ve mesul müdürü, Gökhan Evliyaoðlu'nun umumî neþriyat müdürü olduðu, merhum Ali Fuad Baþgil, merhum Peyami Safa ve merhum Nurettin Topçu'nun yazarlarý arasýnda bulunduðu, 05 Ocak 1961 tarihinde yayýmlanmaya 85 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 86 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N baþlayan, Adalet Partisinin kuruluþuna destek veren, Düþünen Adam dergisinde 4. sayýdan itibaren yazmaya baþladý. Genellikle köyünden tanýdýðý köy ve köylü meseleleri hakkýnda yazýyordu. "Köylü ve Profesörler" baþlýklý yazýsýnda þöyle diyor: "… Býrakýn efendiler býrakýn. Sizler fildiþi kulelerinizden çýkmayýn ama, köylüye de iftira etmeyin. Onun hakkýnda tasarrufa kalkmayýn. Eðer böyle bir iddianýz olursa, evvelâ onu tanýyýn, sonra sevmesini öðrenin. Profesörlük baþka þey, köylüyü, halký sevmek baþka þey…" (3) Eþi Türkân Turgut' da, Düþünen Adam dergisinin 9. sayýsýndan itibaren kadýn konularýnda yazmaya baþladý. Mehmet Turgut'un, 22. ve son kitabý "Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiyesi (Türkiye problemlerinin çözüm yollarý) adýný taþýyor. Kitap 2 cilt, 1046 sayfa. Kitapta 611 dip notu ve kaynakçada 560 eser adý var. Kitapta bir de ithaf yazýsý bulunmaktadýr: "Beni her zaman destekleyen, her an ve her türlü þartlar altýnda yardýmlarýný esirgemeyen, beni canýndan daha çok sevdiðine ve beraberliðimizin tacý olduðuna inandýðým deðerli eþim sevgili Türkân'a…" (4) Kitap âdeta Mehmet Turgut'un vasiyetnamesi gibi. Kitap bugün dikkate alýnmasý gereken tesbitler ve düþüncelerle dolu. Kitaptan bazý bölümler: "… Kim ne derse desin, aydýnlarýmýz ve politikacýlarýmýz gelecekten ne beklerse beklesin, Türkiye'miz bugün bir dar boðazdadýr ve Türk toplumu büyük bir bunalým içindedir. Bu kitabýn sayfalarýnda bunlarýn hepsi ve her yönüyle dile getirildi. Ayrýca, Türkiye'nin ve Türk toplumunun karþý karþýya kaldýðý problemleri çözmek, dar boðazlarý aþmak ve bunalýmlarý ortadan kaldýrmak için yapýlmasý gerekenlerin de üzerinde duruldu. Yani, geleceðin güçlü Türkiye'sini meydana getirme ve toplumumuzu insanlýðýn büyük yürüyüþü olarak kabul edilen bilgi toplumuna doðru koþanlar arasýna ulaþtýrma yollarý gözden geçirildi." (5) "...Oryantalistlerin ileri sürdüðü iddialar gözden geçirildiði ve 86 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 87 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N yazdýklarý kitaplar baþtan sona okunduðu zaman üç hedefe ulaþýlmak istendiði açýk olarak ortaya çýkmaktadýr: 1- Türkiye Cumhuriyeti'nin millet olarak bünyesinin yapay ve yapýsýnýn gevþek olduðu, 2- Bu yapý üzerinde oynanýrsa bu devletin parçalanmasý veya geliþme ve güçlenmesinin durdurulmasý mümkün olabilir. Bu da, bazý etnik ve kültürel azýnlýk gruplarý yaratýlarak yapýlmalýdýr. 3- Bu azýnlýk gruplarýna, Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlarý içinde birinci sýraya aday olmak üzere de, Kürt veya Alevî vatandaþlarýný ele almak gerekir.” (6) " Özetlersek, bugün Türkiye'de bizim bir millî kültürümüz vardýr ve bunun yaný sýra mahallî kültürler de vardýr. Bunlarý aklý baþýnda bir kimse inkâr edemez. Ancak, yine aklý baþýnda bir kimse, yukarýda özetlemeye çalýþtýðým … ortaya atýlan, kültürümüzün mozaik bir kültür olduðu safsatasýný da kabul etmez. Neyleyelim ki, bunu kabul edenler vardýr ve bunlar her kademeden ve sýnýftan birtakým kimselerdir. Ýþte bunlarýn çok tanýnmýþ olanlardan tipik bazý örnekler: Bunlardan biri, hem de bugünün Baþbakaný, dünün Ýstanbul Belediye Baþkaný, önceki günün Refah Partisi Ýstanbul Ýl Baþkaný, yani, çok önemli mevkilerde bulunmuþ ve bulunmakta devam eden bir kimse, Recep Tayyip Erdoðan. Son derece önemli olan millî kültür konusunda þöyle diyor: ‘Türkiye Cumhuriyeti 1923'ten bu yana sürekli gerileyiþ içindedir. Türkiye'nin 70 yýllýk tarihi boþa harcanmýþ bir zamandýr. Türkiye'de 27 etnik grup yaþamakta. Bunlarýn varlýklarýnýn tanýnmasý gerekir. 'Türkiye Türklerindir' gibi tezler yanlýþtýr.’ Bu iddialarýn ileri sürüldüðü röportajda bugünün baþbakaný, Türk diyemiyor ve Türkiyeli demeye çalýþýyor; aynen bugünkü Millî Eðitim Bakanýnýn Türk sözünden hoþlanmayýp Türkiyeli demeyi telkin ettiði gibi. Bugünün Baþbakaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn kalkýnma (ilerleme), tarih ve etnik grup anlayýþý, yani millî kültür anlayýþý bu. Türk olmayý veya Türküm demeyi, Müslüman olmaya veya Müslümaným demeye engel olarak kabul eden bir zihniyet. Neresinden baksanýz yanlýþ, neye göre mukayese etseniz mantýksýz. Bu baþbakan ve benzerleri Türkiye'nin eðitim ve öðretim sisteminin ürünüdür…" (7) 2004 yýlýnda yazýlan bu satýrlar, âdeta bugün yazýlmýþ gibi… 87 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 88 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Merhum Hâmi Tezkan, Mart 1982 baþýnda bir gün: - Mehmet Turgut sana Þeker Sigorta Anonim Þirketinin Genel Müdürlüðünü teklif edecek, dedi. - Benim sigortacýlýk tatbikatým yok, dedim. - O seni tanýyor. Ýyi bir hukukçu, orada iyi bir hukukçuya ihtiyaç var, bu görevi yapabilir, dedi. Mehmet Turgut, birkaç gün sonra, beni Bakanlýða çaðýrdý. Teklifini söyledi. Bir an tereddüt ettim. "Yaparsýn yaparsýn" dedi. Düþünüyorum: Ben olsam bu teklifi yapabilir miydim? Tereddütlüyüm… Þeker Sigorta Anonim Þirketinde Genel Müdürlük (Mart 1982Aralýk 1984) görevi yaptým. Görev süremde þirketin prim istihsâli ve kârý arttý. Eðer baþarýsýz olsaydým, biliyorum ki, baþarýsýzlýk ona mal edilecek, aleyhinde kullanýlacaktý. Bir gün kendisini Bakanlýkta ziyaret ettiðimde Þirket iþleri hakkýnda bilgi verdim (1982). Sigorta iþlerini yýllardýr Þeker Sigorta Anonim Þirketine veren büyük bir yabancý þirketin genel müdürü ziyaretime gelerek: - Bundan sonra iþlerimizi Þark Sigorta Türk Anonim Þirketine vereceðiz, dedi. Sebebini sordum. - Öyle uygun gördük, dedi. Ben bu durumu Mehmet Turgut'a anlatýnca, özel kalemine, Vehbi Koç'u baðlamalarýný istedi. Merhum Vehbi Koç, Þark Sigorta Türk Anonim Þirketinin büyük ortaðý Koç Holding Anonim Þirketinin sahibiydi. Telefon baðlandý. Hâl hatýr sormadan sonra: - Vehbi Bey hayrola Þark Sigortanýn durumu iyi deðil mi? Þeker Sigortanýn iþlerini alýyorlarmýþ, oranýn hâkim hissesi devlet kuruluþlarýna ait. Seninkiler bu iþten vazgeçsinler, dedi. Devletin menfaati söz konusu olunca hiçbir þey onu durduramazadý… Ertesi gün Þeker Sigorta Genel Müdür Yardýmcýsý, bana telefon etti. 88 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 89 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N - Yabancý þirketin genel müdürü telefon etti. “Ýþlerimizi size vermeye devam edeceðiz,” dediðini söyledi. *** Ankara'da bir yedek parça deposu yanmýþtý. Hasar ihbarýný aldýktan hemen sonra, eþ-dost telefon ederek, sigorta bedelinin acilen ödenmesini rica ettiler (1982). Merhum Mehmet Turgut o günlerde beni aradý: - Bir orgeneral bana telefon etti. Ankara'daki yedek parça deposundaki sigorta bedelinin hemen ödenmesini rica etti. Ben de þirketin Genel Müdürü güvendiðim bir arkadaþým, merak etmeyin gereðini yapar, dedim." dedi. Genel Müdür Yardýmcýsý ile beraber Ankara'ya gittik. Hâdise yerinde incelemeler yaptýk. Durumu þüpheli gördük. Ýstanbul Teknik Üniversitesi profesörlerinden rapor aldýk. Raporda sigorta bedelinin ödenemeyeceði, gerekçesi ile ifade ediliyordu. Sigortalýya sigorta bedelini ödemedik. Durumu Mehmet Turgut'a bildirdim. Onun beni ikaz ettiði tek konu bu olmuþtu. Gerçeði öðrendikten sonra, bu konu üzerinde hiç durmadý. Ülkemizde, az da olsa, böyle þahsiyet sahibi devlet adamlarý vardý. *** Son yýllarda kalbi tekliyor, ýstýrap çekiyordu. Manevî yaralarýna maddî acýlar da eklenmiþti. Kalp ameliyatý oldu. Mehmet Turgut'u son defa, 28 Nisan 2009'da, Ýstanbul'daki evinde, Ezel Erverdi ve Yalçýn Amanvermez ile birlikte ziyaret ettik. Sýhhatli görünüyordu. Her zamanki gibi, memleket meseleleri hakkýnda düþüncelerini dinledik, sohbet ettik. Ülkenin içinde bulunduðu durumdan endiþeliydi. Kitaplarýný Kilis Üniversitesine baðýþladýðýný söyledi. Herhâlde veda zamanýnýn geldiðini düþünüyordu… 89 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 90 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N 01 Temmuz 2009 Çarþamba günü Ýstanbul'da vefat etti. Vefat ettiðini haber alýnca, nisyan ile malûliyeti tescil edilmiþ hafýza-ý beþeri düþünerek Namýk Kemal'in bir beytini hatýrladým: Ölürsem görmeden millette ümit ettiðim feyzi, Yazýlsýn seng-i kabrimde vatan mahzun, ben mahzun. 03 Temmuz 2009 Cuma günü Kocatepe Camiinde kýlýnan cenaze namazýndan sonra, Gölbaþý kabristanýna defnettik. Cenaze imamý musallada cemaatten helâllik istedi. Halbuki, þahsen, benim onda hiçbir hakkým yoktu, onun ise bende hakký vardýr. Allah gani gani rahmet eylesin. Mekâný cennet olsun. 1- Ferruh Bozbeyli, Hazýrlayanlar: Ýhsan Daðý, Fatih Uður, Yalnýz Demokrat, I. Baský, Ýstanbul, Timaþ Yayýnlarý, Haziran 2009, s. 371. 2- Ferruh Bozbeyli, a.g.e., s. 372-373. 3- Mehmet Turgut, "Köylü ve Profesörler", Düþünen Adam, 10 Mart 1961, sayý 10, s. 23. 4- Mehmet Turgut, Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiyesi, (Türkiye problemlerinin çözüm yollarý), I. Baský, Ýstanbul, Boðaziçi Yayýnlarý, Cilt I, Temmuz 2005, s. XI. 5- Mehmet Turgut, a.g.e., s. XIX. 6- Mehmet Turgut, a.g.e., s. 175. 7- Mehmet Turgut, a.g.e, Cilt II, s. 886. 90 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 91 Mehmet Turgut'un Ardýndan… Mehmet Fazlý EMANETOÐLU Makine Yüksek Mühendisi ýl 1968'in ilkbaharý. Ýstanbul'da özel sektörde iyi bir ücretle Y çalýþýyorum. Rahmetli babam bir sabah arayarak, ''Yeni hükümet deðerli elemanlarý göreve davet ediyormuþ. Ethem Kýlýçoðlu (o tarihte Giresun milletvekili) seni istiyor ne dersin'' dedi. Ben de, özel sektörde bana verilen maaþýn yarýsýný bile devlet bana vermez diye düþünerek, ''Hayýr teþekkür ederim'' dedim. Kýsa bir süre sonra Ethem Bey beni arayarak, ''Sana güvenerek bakana söz verdim. MKE Etimesgut'taki dokuma fabrikasýna seni müdür yapacak, gel görüþ'' dedi. Ben de Ethem Beyi kýramayarak buluþup bakan beyin huzuruna çýktýk. O günü hiç unutmam. Makamýna girer girmez bir iki adým atmýþtým ki, bakanýn sesi top gibi gürledi; ''Bozüyük Seramik Fabrikasýna müdür olacaksýn, oradaki rezaleti halledeceksin!''dedi. Kime kýzdýðýný, ne olduðunu anlamadan, konuþmama da fýrsat vermeden Sümerbank ve Emlâk Kredi Bankasý Genel Müdürlerine talimat vererek tayinimin yapýlmasýný hemen emretti. Üç gün içinde toparlanarak, hemen Bozüyük'ün yolunu tutum. Mehmet Turgut âdeta büyülemiþti beni. Karþýmda benden daha milliyetçi, benden daha vatansever, geleceði benden daha iyi gören koca bir daða toslamýþým meðer… Mehmet Turgut hayatý boyunca hep doðru olmuþ, hep doðruyu söylemiþ ve hep doðruyu yapmaya çalýþmýþtýr. Yýllarca münasebetlerimiz aðabey-kardeþ olarak devam etmiþtir. Kendileri ile çalýþan mesai arkadaþlarýna en ufak þaibe gelmesini hoþ karþýlamazdý. Yalnýz bana deðil, bütün arkadaþlarýna görevdeyken de, sonrasýnda da ölene kadar sahip çýkmýþtýr. Allah nur içinde yatýrsýn. Özellikle belirtmek istediðim bir nokta var ki, emeklilik döneminde yaptýðýmýz sohbetlerde bütün ilkelerimizin örtüþtüðünü ve ilkelerimizin ayný olduðunu memnuniyetle tespit ettim. Benim idolümdü. Aðabeyimdi. Çocuklarým da benden duyduklarýyla Mehmet Turgut'a olan saygý, sevgi ve hayranlýklarýný her zaman dile getirirler. Onun güvenine lâyýk olmaya çalýþtým, lâyýk olmaya da çalýþacaðým. Minnet ve þükran borcumuz ebedîdir. Bize çok þey öðretti, çok þey verdi. Hakkýný helâl et Sayýn Bakaným, muhterem aðabeyim, nurlarda yat, mekânýn cennet olsun. 91 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 92 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Bir Ýdealisti Uðurlarken Ali Nailî ERDEM (TÜRK YURDU- Aðustos 2009) Sanayi, Çalýþma ve Millî Eðitim Eski Bakaný “Hayata beraber baþladýðýmýz Dostlarla da yollar ayrýldý bir bir. Gittikçe artýyor yalnýzlýðýmýz” mýsralarýnýn ýstýrabýný yüreklerinde duymayanlar var mýdýr bilmiyorum? Sevgili Mehmet Turgut benim dünyamýn unutulmaz dostuydu. Bir büyük idealist, bir vatanperver, bir Türkiye sevdalýsý, bir Türklük aþýðý, inançlarýyla yürüyen bir mücahit olmasý yanýnda muhteþem bir kültür adamý. 21 Ekim 1961 akþamý baþlayan beraberliðimiz her türlü fitneye ve fesada karþýn ölümsüz sürmüþtür. 1965 seçimleri sonrasý kurulan hükümette Sanayi Bakaný olarak halef selef olmuþtuk. Harika bir Sanayi Bakanlýðý yapmýþ olup yerli imalâtýn ivme kazanmasýnda, otomotiv sanayiin bugünkü boyutlara ulaþmasýnda en büyük payýn sahibi odur. Lâf yerine iþ üreten bir politikacý olarak çalýþmayý imân hâline getirmiþti. Özel yaþamýnda esprilere açýk olan tabiatý ülke sorunlarý karþýsýnda ciddîleþir, boþa geçecek bir dakikanýn olmadýðýný karþýsýndakilere hissettirirdi. Doðruluðun ve dürüstlüðün dýþýnda bir yol bilmemiþtir. Çabuk öfkelenir, yüzü morarýr, gözleri çakmak çakmak olurdu. Yalanýn düþmaný, hýrsýzýn takipçiliðinden hiç vazgeçmemiþ bir siyaset adamý olarak hakkýn savunuculuðunu yorulmadan sürdüren Turgut, örnek bir politikacý ve devlet adamýdýr. 92 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 93 Bütün ideali, Türk düþüncesini iktidar kýlmak ve kendi öz deðerlerimiz içinde yozlaþmadan çaðdaþlaþmaktý. Zengin ve demokrat bir Türkiye… Türkçülüðün göz kamaþtýran hâllerini çaðýn evrensel deðerleriyle bütünleþtirip gururla seyredilecek bir vatanýn inþasýný kitaplarýnýn konusu yapmýþtýr. Düþünen araþtýran ve sorgulayan bir karakterin sahibi olarak þapka çýkarýlan bir Türk vatandaþýný, dünyanýn bütününde görmek tutkusuyla yaþamýný noktaladý. Bir unutulmaz dostu kaybetmenin derin acýsý içindeyim. Tesellim, kalkýnan, geliþen ve çaðdaþlaþan Türkiye'nin imarýnda sonsuza dek yaþayacak eserlerinin olmasýdýr. Yerinin dolacaðýný pek sanmýyorum. Atatürk ilke ve inkýlâplarýndan ödün vermeden, daha iyiye, daha güzele þevkle yürüyen sevgili dostumu rahmetle anýyorum. Mekâný Cennet olsun. 93 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 94 Mehmet Turgut Sadece Bir Siyasetçi Deðildi… Dr. Metin ERÝÞ B iz nasýl toplum olduk? Yahut soruyu baþka türlü mü sormalýyým? Bizi nasýl bir topluluk hâline getirmeye çalýþýyorlar? Geçen hafta yaþadýðým ''acý'' bir olay bana bu sorularý tekrar sorgulamamýz gerektiðini düþündürdü. Anlý þanlý medyamýzýn görsel ve yazýlý varlýklarýnda Michael Jackson'la ilgili havâdislerin hemen her haber diliminde veya baþ sayfada þu veya bu muhtevasý ile verilmesini kimileri tabiî bulabilir. Ama bir diðer taraftan ''kültür emperyalizminin'' varmýþ olduðu boyutlarý göstermesi bakýmýndan da ibret verici bulmak mümkündür. Belki benim bakýþ açýmý, bazýlarýmýz günümüzün deðerlerini anlamamak olarak da deðerlendireceklerdir ama, þurasý da bir gerçektir: Deðer hükümlerinin lime lime ayrýþtýðý maddeleþen bir ortamda doðrularýn yanlýþlar içinde kaybolmasý kaçýnýlmaz olmaktadýr. Böylece ülkenin gerçek deðerleriyle magazinleþtirilen gerçek yapý, kaotik bir kargaþa içinde ikincinin lehine þekillenmektedir. Hadi bütün bu geliþmeleri ''küresel kültürsüzleþtirmenin'' tabiî bir sonucu olarak kabul edelim ama, olay bir iç çürümenin yansýmasý hâlinde bu dereceye düþebilir miydi? Tekrar düþündüm…Sadece bir büyük devlet adamý olma vasfýnda kalmayarak, sosyo-kültürel hayatýmýzýn pek çok yönüne damgasýný vurmuþ bir ismin vefat haberini verme seviyesini bile yakalayamayan ülkemiz iletiþim araçlarýnýn, ilmî ve sosyo-kültürel geliþmelerin ülkeler arasýndaki yarýþmasýnda acaba insanýmýza ne verebildiðini veya verebileceðini dikkatle irdelememiz gerekmez mi? Öyle bir basýn ki, sanatkârlýðý bile tartýþmaya açýk, bugünlerde bir program yapan bir hanýmýn annelerinin vefatýný ve cenaze törenini naklen, evet naklen yayýnlayan TV kanallarýmýzýn, ömrünün büyük bölümünü ülkesine siyasetten veya bilgi daðarcýðýndakileri eserlerine yansýtarak hizmet eden bir “Türk Münevveri”ne takýndýðý duyarsýzlýðý görünce, insan çöken yapýnýn neresinden þikâyet edeceðine þaþýrýp kalýyor. Konu sadece iletiþim araçlarýmýzdaki kültürsüzleþmeyle sýnýrlý kalýyor olsa, belki bunun tedavisi için düþünürlerimizden, aydýnlarýmýzdan istimdat(yardým istemek) istenebilir. Fakat 94 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 95 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N mesele bununla da sýnýrlý deðil. Asýl acý olan, insanýmýzýn, yüzyýllardýr toplumumuzun temel deðerlerinden olan birine, ''vefâ'' duygusuna giderek yabancýlaþmakta oluþudur. Bütün bunlar, bir büyük Türk münevveri olan Mehmet Turgut'un vefatýnýn ardýndan bir kere daha, ýstýrap içinde düþündüm. Çünkü Mehmet Turgut, kimileri tarafýndan hiç tanýnmamýþ olabilir. Ama hiç deðilse belli bir kesimin, vefa duygusuyla ona sahip çýkarak, medyanýn her yönden harekete geçmesi ve bu büyük insaný anlatmalarý, onun örnek kiþiliðinden alýnacak dersler olduðunu vurgulamalarý gerekmez miydi? Ýþte beni asýl yaralayan bu olmuþtur. Muhafazakâr olduðunu söyleyen veya milliyetçiliði kimselere býrakmayan, yahut millî deðerlerin savunucusu olduðunu belirten kesim bile, tam bir kör ve saðýrý oynarken acaba kendi kendime,''Bunun sýrrý bir talimata mý baðlýdýr, yahut da milletin kök deðerlerine baðlý sandýðýmýz kesimler de artýk tam anlamýyla madde dünyasýnýn esiri mi olmuþlardýr?'' Tam bunlarý düþünüyordum ki, deðerli dostum, sevdiðim genç gazeteci kardeþlerimden biri beni arayarak bir büyük gazetenin Genel Yayýn Yönetmenine Mehmet Turgut Beyin vefatýný ve medyanýn duyarsýzlýðýný aktardýðýnda aldýðý cevabý dile getirecekti. Bu doðrusu ibret alýnacak bir tespitti. ''Konuyla ilgileneceðim ama bu kadar namuslu, dürüst ve deðerli bir siyasetçi ve düþünürün medyamýzda yer almamasý beni þaþýrtmaz. Zira medyamýz için tam tersi deðerler reyting getirici kabul edilenlerdir.'' Bu cevaba doðrusu hiç þaþmadým. Çünkü 1950'li yýllardan beri takip ettiðim, istisnalar dýþýnda hep buydu yaþayýp gördüklerim! Tanýdýðým Mehmet Turgut gerçekten, ''Türk siyasî hayatýnda onun kadar ''mir malýna'' hassasiyetle el sürmekten uzak duran insanýmýzýn sayýsý azdýr ve giderek de azalmaktadýr.'' dediðimde, onu tanýyan pek çok kimsenin bunu teyit edeceðinden þüphem yoktur. Üstelik o, 1961'de baþladýðý siyaset hayatýnda 1965-1969 yýllarý arasýnda dünyalýðýn en çok istismar edilebileceði Enerji ve Tabiî kaynaklar ile Sanayi Bakanlýðý yapmýþtýr. Ve aradan zaman geçtikten sonra Ulusu Hükümetinde yeniden Sanayi ve Teknoloji Bakaný olarak devlet ve millet hizmetinde bulunmuþtur. Hem de her dönemde fazilet timsâli olarak, hem iktidar, hem de muhalefet mensuplarýnýn saygýsýný kazanan bir fert olma hüviyetinden bile bir nebze uzaklaþmamayý baþararak… Böylesi bir kiþiyi, hadi bazý kiþi ve kesimlerin özel istisnasý ile siyaseten tanýmazlýktan gelmek mümkündür diyelim; peki ya onun en az devlet adamlýðý kadar, hattâ ondan da ileri düþen, yazan bir “Türk Münevveri” olmasýný nasýl 95 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 96 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Dostlarýyla bir iftar masasý sonrasýnda... görmezden gelebilirsiniz? Özellikle de 300-500 kelimeyle düþüncelerini dönüp dolaþýp baþka kalýplara sokarak anlatanlarýn her gün arz-ý endam ettiði bir habercilik anlayýþýnda düþüncelerini, deðerlendirmelerini ve araþtýrmalarýný binlerce sayfaya dökmüþ bir münevverimizi nasýl olur da bilmezden, görmezden gelebilirsiniz? Bütün bu sorularý boþuna dile getirdiðimi biliyorum. Çünkü Mehmet Turgut muhafazakâr, milliyetçi, vatanperver, dürüst ve çalýþkan, üstelik nadirleþmeye baþlayan bir Türk evlâdýydý. Devletine yýllarca hizmet eden Mehmet Turgut, emekli olmuþ ama köþesine çekilmemiþtir. Okuyor, okuduklarýný hazmediyor, araþtýrýyor ve tecrübesiyle birleþtirerek kamuoyunun dikkatlerine sunacak bir çabayla kitaplaþtýrýyordu. Henüz siyasetin dýþýndayken sahiplendiði yazma tutkusunun ilk meyvesi, 1954 yýlýnda daha çok mesleðinin bir yansýmasý olan Su Türbinleri ve Santral Binalarýdýr. Ýlerleyen yýllar içinde, bulunduðu siyasî hayatýnda bir sebep-sonuç iliþkisi olarak, 1964 yýlýnda Kalkýnma ve Beþ Yýllýk Plân konusunu kaleme alacaktýr. Bu arada özellikle siyaset dünyasýnýn vefasýzlýklarý hususunda ilk tespitlerini yapacak ve 1966 yýlýnda Dostluða Dair baþlýðý altýnda dostluk konusundaki deðerlendirmelerini dile getirecektir. Rusya henüz SSCB iken, Orta Asya Türk dünyasýna yaptýðý bir gezi sonrasý, 1969 yýlýnda Taþkent'e Doðru baþlýðý altýnda nefis bir seyahatname yazacaktýr. Sonrasýnda ise, hep yüreðindeki bir titreme 96 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 97 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N unsuru olan Türkiye'si ile düþüncelerini, deðerlendirmelerini Türkiye'nin Geleceði (1971), Çýkýþ Yolu (1980) adlý çalýþmalarýyla sadece gündemi takip etmekle kalmadýðýný, Türkiye'si için yol güzergâhý da vermeye çalýþtýðýný ortaya koyan kitaplar yazacaktýr. Ve artýk siyaset defterini geride býrakan Mehmet Turgut, ifadelendirdiðim gibi; '' O zaten siyasetçi olmasýnýn dýþýnda baþkaca kimliklerle de doludur. Mükemmel bir mütefekkir, ayný zamanda iyi bir araþtýrmacý yazardýr. Yazý hayatýný gýpta edilecek bir Türkçe ve üslûp güzelliðiyle fikrî çalýþmalarýna ve araþtýrmalarýna yansýtmýþtýr. Mehmet Turgut Türk aydýnýnýn ve okuyucusunun herhalde büyük bir talihidir.'' Ben böyle düþünüyorum. Mehmet Turgut gözlemlerini yapýyor, düþünüyor, okuyor, tartýþýyor, araþtýrýyor ve birikimlerini de deðerlendirerek düþüncelerini kaleme alýyordu. Ýþte 1985 yýlýndan günümüze yayýmladýðý eserlerin isimleri. ''Japon Mucizesi ve Türkiye, Siyasetten Portreler, Siyasetten Sahneler, TÜSÝAD Raporu ve Türkiye, Döne Döne Düþünmek, Siyasetten Kesitler, Türkiye Gerçeði ve Bask Modeli, GAP'ýn Sahipleri, Doðu Sorunu Üzerine, Osmanlý'da Devlet, Ekonomi ve Batýlýlaþmadaki Yanlýþlar, Baþkanlýk Sistemi, Ordu ve Demokrasi, 18 Nisan 1999 ve 3 Kasým Seçimlerinin Deðerlendirilmesi, Hatýra Nev'inden Notlar, Dünü Bugünü Ýle Geleceðin Güçlü Türkiye'si (2 cilt). Hemen büyük çoðunluðu Boðaziçi Yayýnevince yayýmlanmýþ, binlerce sayfayý bulan emek dolu bu çalýþmalarýn, kendilerine aydýn sýfatý takanlarca sanýrým Mehmet Aðabeyin dediði gibi; ''Döne döne okumalarýndan vazgeçtik, kendilerini döne döne vicdan muhasebesine tutmalarý gerekir.'' Son görüþmemiz, sanýrým Nisan aylarýnýn baþlarýydý. Emirleri üzerine Boðaziçi Yayýnevinde bir araya gelmiþtik. Türkiye'nin içinde bulunduðu durumu tartýþmaya açmýþlar ve bizlerin konu üzerine neler yapabileceðimizi konuþmuþtuk. Düþünceleri, týpký yýllar önce gerçekleþtirilen büyük çaplý toplantýlarla geleceðe ýþýk tutacak, hattâ geleceðin nesillerine önderlik yapacak ufuk çalýþmalarýn yapýlmasý yönündeydi. Böyle bir çalýþmada kendisine ne düþerse yapmaya hazýr olduklarýný beyân ediyorlar ve bir sonraki hafta gerçekleþtirmeye karar verdiðimiz toplantýda kendilerine ihtiyacýmýz olup olmadýðýný soruyorlardý. O gün toplantýda hazýr olanlardan Ergun Göze, Ömer Aksu, Ahmet Çelik ve ben, kendilerini fazla yormak istemediðimizi, aksakalýmýz olarak kendilerini rahatsýz etmemizin gereði olmadýðýný dile getirmiþtik. Keþke aksini söylemiþ olsaydýk. Hiç deðilse bir kere daha görüþme þansý yakalamýþ olurdum… Sonra bir vesile ile bana dönmüþ, beni kardeþi mesabesinde sevdiðini, vermiþ olduðum özel bilgilerden memnun 97 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 98 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N olduðunu ve inþallah sonbaharda bütün kötülüklerin geride kalmýþ ve iyi günlere yelken açmýþ durumda buluþmamýzý ümit ettiðini, dertlerimin kendisinin de derdi olduðunu bilmemi söyleyecekti. Fakat beklenmeyen gerçekleþecek, deðerli aðabeyim gitmeyi çok istediði Yalova' ya dahî gitmeden rahatsýzlanacaktý… Çeþitli hastahanelerde konulamayan veya geciken teþhis son yattýklarý hastahanede vefatýndan birkaç gün önce belirlense de ''gel'' emri veçhiyle 1 Temmuz 2009 günü Hakk'ýn rahmetine doðru yürüyecekti. Bütün hayatý boyunca Mehmet Aðabeyin yar-ý gârý olmanýn dýþýnda onun edip-yazar gözlemciliði görevini de deruhte eden Türkân Hanýmefendiyle hastanede dertleþirken öðrenecektim ki, Mehmet Turgut'un son görüþmemizde bahsettikleri kitap çalýþmalarýnýn müsveddeleri hastahaneye gelmiþti ama, rahatsýzlýðýn seyri bir türlü bununla meþgul olmaya fýrsat vermemiþti. Ankara'da Gölbaþý'nda edebî istirahatgâhýna tevdi ettiðimiz rahmetli Mehmet Turgut Aðabeyimin vefatý ile bir kere daha ne yazýk ortaya çýkansa ''vefâsýz insanlar topluluðu'' hâline dönüþmekte olan insan yapýmýzýn acýsýný, onu topraða verirken hiç deðilse kendisini gerçek sevenlerle beraber olmakla, gönlümce, kýsmen telâfi ediyordum. Fakat yine de Türk Petrol Vakfý gibi bir istisnanýn onlara deðer kazandýrmýþ olduðunun farkýnda bulunmayan bazý S.T.K yöntemlerinin herhâlde kendilerini örf ve âdetlerimizin temel unsurlarýndan biri olan ''vefâ'' konusunu bir kere daha gözden geçirmelerini temenni etmenin doðru olacaðýný, boþuna da olsa, düþünüyordum. Bu kurumlar neyse ama, bir de Mehmet Turgut Beyin 3 yýl boyunca Yönetim Kurulu Baþkanlýðý yaptýðý Ýþ Bankasýnýn ve siyasetçilerin vurdum duymazlýðý vardý ki, iþte bu bir þeyi daha açýklýyordu. Gündemde popülizm veya gösteri yoksa vefâya ne gerek vardý ki!… Her þeye raðmen sevgili ve aziz Mehmet Turgut büyüðümüz, seni Hakkýna teslim ederken hiç deðilse gerçek dostlarýn, senin hep onlara olduðun gibi, bütün gönülleriyle, olabilen varlýklarý ve de her zaman dualarýyla senin yanýndaydýlar ve olmaya da devam edeceklerdir. 98 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 99 Büyük Kayýp Mehmet Turgut Yýlmaz GÜNGÖR Makina Yüksek Mühendisi B üyük devlet adamlarýndan biri olarak deðerlendirdiðim Mehmet Turgut'u kaybetmiþ olmanýn acýsýyla, aþaðýdaki satýrlarda onu biraz olsun anlatmak istiyorum: Mehmet Turgut'u, 1949 yýlýnýn son aylarýnda, ÝTÜ Makine Fakültesi'ne kaydolduktan, Türkiye'nin muhtelif þehirlerinden gelen sýnýf arkadaþlarýmýzla tanýþtýktan ve karakterlerimizin birbirine uyumlu olanlarýyla yakýn arkadaþlýk kurduktan sonra, aðabeylerimizi tanýmaya, onlarýn fakülteye ve Ýstanbul'a intibak etmek konusundaki tavsiyelerini almaya baþladýðýmýz sýralarda tanýmaya baþladým. 1950 yýlý baþlarýnda yapýlan Makine Fakültesi Talebe Cemiyeti Kongresi'ne katýldýðýmda, toplantýda yaptýðý konuþmada düþünce ve davranýþlarýný takdirle karþýladý ðým Mehmet Turgut ile tanýþmak fýrsatýný buldum. Üniversite yýllarý, onunla Makina Fakültesi Talebe Cemiyeti, ÝTÜ Talebe Birliði, Türkiye Millî Talebe Federasyonu'nun genel kurul ve diðer faa liyet alanlarýnda yaptýðýmýz iþbirliði ve mücadelelerle devam etti. ÝTÜ'den mezun olduktan sonra atýldýðý iþ hayatýnda, konulara yukarýdan bakabilen, gerektiði hâllerde gayet güzel araþtýrma ve analiz yapabilen bir yapýya sahip olan Makine Yüksek Mühendisi Mehmet Turgut ile, Türkiye'nin sanayide mutlak olarak bir atýlým Açýlýþ töreninde konuþma yaparken 99 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 100 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N yapmasý, süratle yerli imalâtýn artýrýlmasý konusundaki düþüncelerde hemfikir olduðumuzu bir kere daha anlamýþ oldum. Her türlü maddî fedakârlýðý yaparak baþladýðý siyasî hayatta, Adalet Partisi'nin kurucularý arasýnda yer alan Mehmet Turgut'un 1965 yýlý ortalarýnda Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlýðý döneminde, Bakanlýk üst kademesinde heyecanla baþladýðým görev sýrasýnda, kendisinin dürüstlük abidesi, yaptýðý incelemesinde doðru bulduðu memleket kalkýnmasý ile ilgili adýmlarýndaki cesareti, ýsrarcý tutumu, iþleri sonuna kadar takip ve neticelendirme vasýflarý ve mütevazi davranýþlarýna her zaman þahit oldum. O kadar gösteriþten uzak davranýþlara sahipti ki, iþ seyahatlerinde valilerin il hududunda karþýlama ve il çýkýþýnda uðurlamalarýný doðru bulmadýðýndan bunlarýn yapýlmasýna mâni olmak istiyor ve haber vermeden seyahatlerini yapýyordu. Gayesi, herkesin zamanýný iyi kullanýp iþinde baþarýlý olmasýydý. Önce Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlýðý'nda, bilâhare Sanayi Bakanlýðý'nda sürdürdüðü görevleri döneminde, özellikle Türkiye'nin millî yeraltý kaynaklarýnýn deðerlendirilmesi, sanayide önce ithal ikâmesi ve bilâhare yerli üretime geçiþ yolunda gerekli her türlü mevzuat deðiþiklikleri ve özel sektörün teþvik edilmesi politikasýnýn ýsrarla takip ve tatbikinde çok baþarýlý adýmlar attýðýna þahit oldum. Otomotiv endüstrisinde, çimento ve kimya sektöründe özel sektörün atýlým yapmaya baþlamasý ve devamýnda Sn. Mehmet Turgut'un üstün baþarýsýný minnetle anmaktayým. O, memleket menfaati söz konusu olduðu en zor dönemlerde bile, hiçbir siyasî menfaat düþünmeden görev alarak büyük fedakârlýk göstermiþtir. Onun bakan olarak görev yüklendiði, benim de bürokrat olarak çalýþtýðým günlerde o, iktidar partisinden gelebilecek her türlü baskýlara karþý koyar ve devlet mekanizmasýnýn huzur içinde çalýþmasýný saðlardý. Kilis'te doðup, Anadolu'nun baðrýnda yetiþip ÝTÜ'yü bitirdikten sonra devlet bürokrasisinde, siyaset dünyasýnýn en üst kademelerinde yaptýðý fedakâr çalýþmalar dýþýnda, Ýþ Bankasý Yönetim Kurulu Baþkanlýðý'nda, daha sonraki dönemlerde de baþka müesseselerde de sorumluluk yüklenmiþtir. O, hayatý boyunca hiçbir zaman istirahata çekilmemiþ, saðlýk problemlerine raðmen, edindiði tecrübelere ve gözlemlere dayanarak sürekli yazýp, mevcut ve gelecek nesillere býraktýðý onlarca kitapla, memleketimizin gurur abidelerinden biri ve birçok insanýn gölgesinde serinlediði ulu bir çýnardýr. Mekâný cennet olsun. 100 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:55 Page 101 Mehmet Turgut'un Ardýndan… Sibel GÜRAN Özel Sekreter Ç alýþma hayatýmýn on bir yýlýný paylaþtýðým Sayýn Mehmet Turgut Beyefendi, kalbi, vatan ve millet sevgisiyle dolu ve her türlü meziyetleri barýndýran kiþiliði ile ülkemizin yetiþtirdiði nâdir devlet adamý ve aydýn olarak Cumhuriyet Tarihinde yerini almýþtýr. Þahsen ailesini tanýmak, çalýþma hayatýmda birlikte olmak benim için herkese nasip olmayan bir þans ve onurdur. Kendisini her zaman saygý ve rahmetle anacaðým. 101 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 102 Mehmet Turgut'la Sohbet Ergun GÖZE Araþtýrmacý-Yazar E ski Sanayi ve Ticaret Bakaný Mehmet Turgut'un geçen günkü buluþmamýzda anlattýklarýndan bazýlarýný okuyucularýmla paylaþmak isterim. Bir tarih yapraðý olduðu kadar, bir ibret buketidir de… En yakýn arkadaþý Ýdris Yamantürk ile (Güriþ Holdinglerinin sahibi) Ýstanbul Teknik Üniversitesinde nasýl tanýþtýklarýný þöyle bir teþbihle anlatýyor: ''1946'da liseyi bitirip Ýstanbul Teknik Üniversitesine girdiðimiz zaman biz, Ýdris ile pantolonlarýmýzdan birbirimizi tanýdýk. Çünkü o zamanlar leyli meccanî denen bizim gibi parasýz yatýlý okuyanlara her sene bir lâcivert ceket, bir de pantolon verirlerdi. Fakat çok kalitesiz bir kumaþtandý ve yaðmur yedi mi, on santim kýsalýr, ayaklarýmýz açýkta kalýrdý. Ama biz mecburduk. Baktým onun pantolonu da leylî meccanî, yani talebelere verilen cinstendi, böylece tanýþtýk. Ama sonra Sanayi Bakaný olunca parasýz yatý102 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 103 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N lýlara daha iyi kalite bir kumaþtan pantolonlar yapýlsýn diye emir verdim. O iþi hallettim. Nasýl rahatladým…'' Maksadým bir eski bakanýn icraatýný anlatmak deðil. Zaten ona sütunum yetmez…Bu anlattýðým da, iþin biraz duygusal, fakat o günleri ve daha birçok þeyi anlatan bir tarafý.. Aziz dostum Mehmet Turgut kalp krizi geçirir. Hastanede yatmaktadýr. Eski milletvekili arkadaþlarýndan Sait Sina Yücesoy da meclis dýþýnda kaldýðý için hastanede doktorluk yapmaktadýr. Her gün de eski arkadaþýný ziyaret edip dertleþmektedir. Bir gün duvardaki kalp röntgenine bakar ve der ki; – Yahu, þu kadarcýk et parçasýna bu vataný sýðdýracaðým diye uðraþtýn durdun. Ýþte sýðmadý, patladý, biraz rahatla. Kendine acý! 1972 senesinin Kýbrýs çýkarmasý günleri, Mehmet Turgut da, ''Nasýl rahatlarým bu þartlarda''deyince, arkadaþý Dr. Yücesoy þunlarý söylüyor: – Bak, bu memleketin topraklarýnda yüz binlerce þehit, on binlerce evliya yatýyor. Bu milleti onlarýn yüzü suyu hürmetine Allah koruyor, kolluyor. Yoksa baþka türlü mü sanýyordun? Ýþte þu Kýbrýs çýkarmasý bunun en büyük delili…Nixon Türk düþmanýydý. Yardýmcýsý Agnew de Rum'un gözü ve ondan daha çok Türk düþmanýydý. Bir vergi yolsuzluðu onun siyasî hayatýna son verdi. Watergate skandalý da Nixon'u siyasî haritadan sildi. Yerine Ford geldi. Eðer Nixon veya Agnew olsaydý bu çýkarmaya muhakkak müdahale eder, bize mâni olurdu.Ford'a gelince, o Türkiye'nin yerini haritada bile bilmez ve bulamaz. Türk Kýbrýs'a çýkarma yapýyor dediklerinde meseleyi gözünün önüne getirememiþ ve anlamamýþ, böyle olunca da çýkarlarsa çýksýnlar demiþtir. Böylece kimse bize mâni olamadý. 103 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 104 Sayýn Mehmet Turgut Kâmran ÝNAN (TÜRK YURDU- Aðustos 2009) Devlet Eski Bakaný ramýzdan ayrýlan Mehmet Turgut, vatanýmýzýn yetiþtirdiði müstesna büyük bir insandý. Kendilerini, meziyetlerini A yakýndan tanýdým, sohbetlerinde bulundum. Kýymetli bir devlet adamý idi. Dürüstlük ve ciddiyetten hiç taviz vermedi. Devlet menfaatini her þeyin üstünde tutmasý, siyasî oyunlarýn uzaðýnda kalmasý bazý çevrelerce yadýrgandý. Kelimenin asil anlamýnda bir milliyetçiydi. Milli meseleleri araþtýrýr, inceler, çözümler, geliþtirir, kitaplar yazardý. Verdiði büyük hizmetlere, býraktýðý eserlere raðmen, gösteriþten kaçan, mütevazý bir kimliði vardý. Sýra dýþý bir insandý. Ýnanmadýðý, tabiatýna uymayan bazý siyasî uygulamalara karþý çýktý, muhalefet etmekten geri çekinmedi. Hiçbir zaman, hiçbir þart altýnda bükülmedi, boyun eðmedi; yolu kesilmek istendi, teslim olmadý. Sadece bakan deðil, gören bir bakandý; sakatlýklara göz yummadý, geçit vermedi, siyasette, pek de aranmayan, dürüstlüðün sembolü olmuþtu. Dürüst olduðu için de rahatsýz edici idi; bu yönüyle yalnýz adamdý; ancak yalnýzlýktan korkmuyordu, aksine korkutuyordu. Vatanýmýzýn Mehmet Turgut gibi evlatlarý bakýmýndan zengin olmasýný isterdim; asýl servet, zenginlik budur. Türkiye'nin buna ihtiyacý vardýr. Hoþa gitmek için deðil; hakikatleri söylemek için konuþurdu. Her görüþmemizde kendilerinden yeni þeyler öðrendim. Yaþýtýmdý, dostluðu mesafeli, ancak samimi ve ciddi idi. Dostluðu, benim için, bir zenginlikti; aramýzdan ayrýlmasý ile fakirleþtim. Ýsim ve eserler býrakarak gitti. Yalnýz kendisi, ailesi için deðil, vatan ve devlet için yaþadý. Bir çýnardý, çýnar gibi ayakta öldü. Sayýn Mehmet Turgut'u anlamak için yakýndan tanýmak gerekiyordu. Saygý, güven ilham ederdi. Kalbi Türkiye için atýyordu, Türkiye için acý çekiyordu. Emeli, Türkiye'nin kalkýnmasý, büyümesi, refahýn yaygýn hale gelmesiydi; bunu düþünüyor, bunun için çalýþýyordu. Devletin otorite ve onuru konusunda son derece hassastý. Kendileri daima rahmet, muhabbet ve hürmetle anýlacaktýr. Ben kýymetli bir dost, milletimiz müstesna bir evladýný kaybetti. Türkiye'nin Mehmet Turgut'lara ihtiyacý var. 104 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 105 Mehmet Turgut’u Anarken Ümran-Ertuðrul KUMCUOÐLU Bankacý- Aydýn Millet Vekili, Avrupa Konseyi Üyesi S evgili Türkân Haným, Sevgili Bakanýmýz Mehmet Turgut Beyi tanýmýþ olmaktan hep mutluluk duyduk. Hem Ýþ Bankasýnda hem de Sanayi Bakanlýðý sýrasýnda yakýn çalýþma olanaðý bulma þansýný elde etmiþtim. Bu nedenle de kendimi þanslý addediyorum. Beyefendiye Tanrýdan rahmet dilerken size de baþsaðlýðý dileklerimizi sunuyoruz. Sevgi ve saygýlarýmýzla… 105 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 106 Mehmet Turgut'un Ardýndan… Rahmi M. KOÇ Sanayici-Ýþ Adamý R ahmetli Mehmet Turgut Beyi Otosan, ilk Türk arabasý olan Anadol'u çýkardýðýmýz zaman, aracýn hangi fiyata satýlacaðý konusunda yaptýðýmýz müzakerelerde Sanayi Bakanýyken tanýdým. O vakit bize çok katý davrandý. Hiç unutmam " Bu araba Türkiye'nin her tarafýnda 26.800 liradan satýlacak" dedi. Ýzocam fabrikasýný açtýk, bir baktýk ki, Mehmet Bey cam pamuðunu liberasyon kotasýna almýþ, yani her isteyen istediði kadar ithâl edebilecek. Arçelik'te üretilen buzdolaplarýnýn kompresörlerinin parçalarý dýþarýdan geliyordu ve biz burada montajýný yapýyorduk. Mehmet Bey kompresörü yerli olarak imâl etmemiz hususunda bize baský yaptý. Velhasýl o dönem kendisiyle yýldýzýmýz bir türlü barýþmadý. Diðer taraftan Vehbi Koç ile çok kuvvetli bir diyaloglarý vardý ve birbirilerini çok severlerdi. Ýçten içe Vehbi Bey, onun ýsrarlarýný makûl ve uzun vadede faydalý buluyordu. Nitekim Anadol'u o fiyattan satmaya baþladýk, yetiþtiremedik. Fabrikamýz üç vardiya çalýþmaya baþladý. Cam pamuðu üretiminde ithâl pamukla gayet güzel rekabet ettik ve güçlendik. Kompresörü, küçük bir mil hariç yerli üretmeyi becerdik, sonra da Mehmet Bey ile aziz ahbap olduk. Politikadan ayrýldýktan sonra da dostluðumuz devam etti. Özlediði zaman telefon eder, bir araya gelirdik. Allah rahmet eylesin, Türk Sanayiine katkýsý çok büyüktür. Onun ýsrarý ve inadý olmasaydý, belki biz bu baþarýlarýmýza ancak daha ileriki bir tarihte kavuþabilirdik. 106 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 107 Eylemle Somutlaþmýþ Fazilet Hasan KORKMAZCAN TPB Genel Baþkaný G ökmusa Köyü Mehmet Turgut'u tanýyan veya onun eserlerini okuyan herkese aþîna gelir. Gökmusa Köyü Mehmet Turgut'un yazdýðý kitaplarda ýsrarla arka kapaktaki biyografinin baþýnda ikinci bir imza gibi yerini almýþtýr. Mehmet Turgut, özgeçmiþini zenginleþtiren, her biri toplumda saygýyla anýlan unvanlarýndan önce, doðduðu ve ilkokulun üçüncü sýnýfýna kadar okuduðu Gökmusa Köyü'nü kartvizit özetlerine taþýmýþtýr. Bu durum, öncelikle, Mehmet Turgut'un köyüne ve köklerine sevgisini ve vefâsýný göstermektedir. Ancak dikkatimizi sadece bu sevgi ve vefa motifi doyurmamaktadýr. Gökmusa-Mehmet Turgut köprüsü, baþka bazý olgularý da deðerlendirmemizde bizi uygun bir düzlüðe ulaþtýrmaktadýr. Mehmet Turgut bilinci, karakteri, kiþiliði ve onun deðerler dünyasý ilk olarak, ufku gökyüzüyle bir bakýmlýk mesafede bütünleþen bu köyde mayalanmýþtýr. Bu maya o kadar saðlamdýr ki, her gün sekiz yaþýndaki çocuðu okul yolunda üç saat yaya yürütür, genç bir mühendisi Anadolu bozkýrlarýna koþturur, genç bir aydýný 27 Mayýs darbesinin karþýsýna diker, genç bir siyasetçiye Türk Demokrasisi'nin yeniden kuruluþunda çok belirleyici sorumluluklar yükler. Türkiye'nin 50'li yýllarýna kadar, yani, vatan sathýnda kimliksiz gettolarýn kent adý altýnda yýðýnlara barýnaklýk etmelerinden önce köyler vardý. Binlerce köy, binlerce Gökmusa, binlerce insanlýk okulu, binlerce deðerler okulu, binlerce karakter ve fazilet inþâcýsý çevre vardý. Bunlar uzak Asya bozkýr kurultaylarýnda ve obalarýnda binlerce yýl önce oluþmuþ insanlýk deðerlerinin, Ýslâm meþalesiyle aydýnlanmýþ coþkularýn "göz aydýnlýðý çocuklarýmýza" aþýlandýðý fazilet bahçeleriydi. Selçuklulardan beri Anadolu köyleri, bu topraklarda bozkýr obalarýnýn ruhunu yeniden filizlendirmiþtir. Çin, Hint, Sasani, Roma 107 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 108 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N kültürleri karþýsýnda özgün kimliðini, adalet ve fazilet anlayýþýna dayanan etik, siyaset ve yönetim ilkelerini bu ruhla yaþatmýþtýr. Özeti, "insanlýða karþý sorumluluk" olan bu ruh, çevre kültürlerin gönüllü katýlýmýný saðlayarak zenginleþmiþtir. Yabancý kalýplarla düþünenlerin tarif ettiði köy bizim köyümüz, köylü bizim köylümüz deðildir. Onlar derebeyinin arazisiyle köyü, topraða çakýlý serfle köylüyü karýþtýrma yanlýþlýðýna düþmektedirler. Mehmet Turgut, ilk deðerler eðitimini ve mücadele azmini doðaçlama olarak kazandýktan sonra, bunu kiþiliðinin ve ömrünün ayrýlmaz bir parçasý olarak korudu. Onun için milletimiz Mehmet Turgut'u faziletin eylemli konumu ve eylemin faziletli durumunu gösteren bir þahsiyet olarak belleðine kaydetmiþtir. Gökmusa, kendini insanlýktan sorumlu sayan bireylerin köylerinden biri olduðunu Mehmet Turgut gibi bir þahsiyete beþiklik ederek göstermiþtir. Mehmet Turgut'u 1965'te Ýstanbul'da tanýdým. Hukuk Fakültesi öðrencisiydim. O sýralarda Mehmet Emin Alpkan, Sait Bilgiç, Ömer Öztürmen ve Ergun Göze'nin yayýnladýðý Sabah Gazetesi'nde de haber þefi olarak çalýþýyordum.Adalet Partisi'nde henüz 1970 ayrýþmasý olmamýþtý. Yeni iktidarýn önde gelenlerini yakýndan tanýdým. Dönemin siyasetçileriyle röportajlar yaptým. Cumhurbaþkaný Cemal Gürsel'le son mülâkatý, Celâl Bayar'la cezaevinden çýktýktan sonra ilk mülâkatý ben yaptým. Demirel'le, iki aylýk baþbakan iken Güniz Sokak'taki evinde yaptýðým geniþ bir söyleþiyi yayýnladým. Cevdet Sunay'ýn Cumhurbaþkaný olarak Ýstanbul'a ilk geliþinde Yalova'dan yola çýkan Halaskâr yatýna alýnan tek gazeteci bendim. Ancak, Mehmet Turgut'la Ýstanbul Sanayi Odasý'ndaki toplantýdaki çok kýsa karþýlaþmamýz bambaþka bir atmosferde geçmiþti. Bu, gazetecisiyasetçi karþýlaþmasý deðildi. Benim yönümden bu karþýlaþma milliyetçi, muhafazakâr, antiemperyalist, antikomünist, antimilitarist, antikapitalist ve demokrat bir siyasetçi aðabeyimi þahsen yakýndan görmekti. O güne kadar zaten kendisini gýyabýnda en az Sait Bilgiç, Ýsa Yusuf Alptekin, Nevzat Yalçýntaþ ölçüsünde, bir aradaymýþ gibi izliyordum. Bizim Ýstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde cemiyet seçimlerini 27 Mayýsçýlara karþý kazanarak baþlattýðýmýz gençlik hareketi solun karþýsýndaki bütün siyasî çevrelerle doðal bir eylem birliði doðurmuþtu. Mehmet Turgut o günlerde bu dünyanýn önde gelen simge aktörlerinden biriydi. Bunalýmlý ve çalkantýlý siyasî ortamda uzaktan bir aðabeye duyu108 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 109 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Cumhurbaþkaný Celâl Bayarla... lan sempatiyle izlediðim Mehmet Turgut'la Ýstanbul Sanayi Odasý'ndaki karþýlaþmamýzýn üstünden kýrk dört yýl geçmiþ. Bu kýrk dört yýlýn tamamý siyasî tarihimizin tanýklýk ettiði bir zaman dilimidir. Onun için birlikte içinde bulunduðumuz siyasî olaylarý, onun tanýk olduðumuz baþarýlarýný, dinlediðimiz ve okuduðumuz eserlerini, giriþimde bulunup tamamlayamadýðýmýz projeleri burada zikretmeyeceðim. Ancak, Mehmet Turgut'un anýldýðý bir yazýda mutlaka bulunmasý gereken bazý deðerlendirmelere yer vermek istiyorum. Mehmet Turgut bir düþünür, siyasetçi olarak tanýnýyor. Geleceðin araþtýrmacýlarý, her iki alanda da, onun sadece günü deðil, tarih bilinciyle geleceði kavrayan dünyasýna tanýklýk edeceklerdir. Optik deðerlere dayanmayan siyaseti zulüm kabul eden anlayýþýn uygulanabilirliðini hayatýyla kanýtlamýþ bir devlet adamý olarak yeni kuþaklara ilham verecektir. 19. yüzyýl Amerikan toplumunda dürüstlük çizgisinden taviz vermedikleri için seçim yarýþýný kaybeden siyasetçiler 20. yüzyýlýn ikinci yarýsýnda J.F.Kennedy tarafýndan Fazilet Mücadelesi'nin meþaleleri hâline getirildi. Amerikan toplumunun bir nebze aydýnlýk yüzü varsa, onu hâlâ fazilet mücadelesinin kahramanlarý temsil etmektedir. 109 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 110 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut aramýzdan sonsuzluk âlemine geçinceye kadar hem fazilet yolunun her alanda ebediliðin en kestirme yolu olduðuna inanmýþ ve bu inancýný siyasette eylem ýrmaðýna dönüþtürmüþ, hem de büyük bir iyimserlikle herkese bu yolu tavsiye etmek için bütün fýrsatlarý deðerlendirmekten geri durmamýþtýr. Bugün Türk milletine miras býraktýðý hatýralarý ve eserleriyle ayný uyarý eylemlerini sürdürmeye devam ediyor. Atalarýmýzýn uzak coðrafyalardan ve tarihin derinliklerinden Gökmusa Köyü'ne taþýdýklarý coþkulu bilgelik, Mehmet Turgut'un eserlerinde bilgi, teknik, metod, öneri, proje, vizyon, felsefe, inanç ve eylem olarak yazýya dökülmüþtür. Bu eserlerdeki yazýlar okuyana sadece kuru bilgi vermez, heyecan ve coþku verir. Týpký geleneksel destansý edebiyatýmýz gibi. Taþkent'e Doðru, bizim kuþaðýmýzda Cengiz Daðcý ve Cengiz Aytmatov'un þiir tadýndaki romanlarý ve Zeynep Hanlarova'nýn Türkiye konserleri kadar coþku doðurmuþtur. Mehmet Turgut'un ihtilâl tasvirleri, toplumlarýn anarþi dönemlerinde uðradýðý dehþeti, tsunami kavramýný bilmediðimiz dönemlerde okuyucularýna yansýtmýþtýr. Yazýlarýnda ortaya koyduðu çarpýcý derinlik, Mehmet Turgut'un sanatçýlýk boyutunu da göstermektedir. Yalnýz kaðýt üstünde faziletli, bilge, düþünür ve sanatçý olmak birer deðerdir. Bunlarýn hepsi olmak çok büyük mazhariyettir. Ancak bütün bunlarý siyaset dünyasýnýn sýðlaþtýrýcý ortamýnda eylemleriyle hayata geçirmek Mehmet Turgut'un harcý olmuþtur. O hiçbir maðlubiyeti Sard Kralý Krezus gibi "Ah Solon! Solon!" diyerek piþmanlýkla karþýlamamýþtýr. O, her zaferin geçici olduðuna; ilke, fazilet ve sorumluluk duygusunu yaþatmanýn kalýcý olduðuna inanan bir tevazu çýnarýydý. O, Gökmusa ruhuyla mayalanmýþ bir yüreðe sahipti. Bu satýrlarý yazarken nedense hep Gökmusa, Gökbayrak (Doðu Türkistan bayraðý), Göktürkler, Kendi Gök Kubbemiz, Ýsmet Tümtürk, Ýsa Yusuf Alptekin, Sait Bilgiç, Osman Turan, Mehmet Emin Alpkan ve Ergun Göze aný penceremizin camlarýný aydýnlatýyorlar. Belki Mehmet Turgut'u tanýdýðým dönemde bir üniversite öðrencisi olarak düþünce çevremde bulunanlarý zihnim çaðýrdýðý için. Belki de þu anda hepsi de sonsuzluk âleminde birbirlerine kavuþtuklarý için. 110 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 111 Mehmet Turgut'un Ardýndan… Aydýn MENDERES E. Milletvekili M ehmet Turgut'u kaybettik. Allah rahmet eylesin. Eþi Muhterem Türkân Turgut hanýmefendiye Cenab-ý Hak'tan baþsaðlýðý diliyorum. Hayatým boyunca pek çok devlet adamý, siyasetçi, cumhurbaþkaný, baþbakan, bakan, lider ve genel baþkan tanýdým. Rahmetli Mehmet Turgut hepsinden farklýydý. Bir kere prensip sahibi bir insandý. Prensiplerinden hiçbir zaman taviz vermemiþtir. Son derece de dürüst bir insandý. Böyle olanlara eskiden namus-u mücessem denirdi. Tam da bu sýfata uygun bir insandý. Okur-yazar bir siyasetçiydi. Siyasetçilerde pek az rastlanmasýna raðmen ciddî bir entelektüeldi. Derinliði olan insandý. Kendini beðendirmeye çalýþmak tutkusundan azâde, anlaþýlmamaktan ve yalnýz kalmaktan hiç çekinmeyen, kendi fikir ve inanç dünyasýyla tam bir bütünlük oluþturmuþ ve bu ülkeye çok hizmet etmiþ bir devlet adamýydý. Her zaman için devletine, milletine ve vatanýna sadýk bir insan olarak yaþadý. Bakanlýðý: 1965 Martýnda kurulan rahmetli Suat Hayri Ürgüplü'nün baþbakan ve Süleyman Demirel'in baþbakan yardýmcýsý olduðu çok partili koalisyon hükümetinde Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanýydý. 1965 Ekiminde AP tek baþýna iktidar olunca Sanayi ve Teknoloji Bakanlýðýna getirildi. 36 yaþýnda Türkiye ölçülerine göre erken sayýlacak bir yaþta bakan olmuþtu. Son derece dirayetli ve baþarýlý bir bakanlýk yaptý. Oyak- Renault ve Fiat-Tofaþ'ýn Bursa'da kurulmalarý onun eseridir. Dilerim ki, Bursalýlar bunu unutmasýnlar ve onun ismini Bursa'nýn çok önemli bir tesisine versinler. Gururlu ve vakur insandý. 1965 þartlarýnda hükümet olmak da çok zordu. 27 Mayýs'ýn ve askerin gölgesi iktidarýn ve devletin üzerindeydi. 1965 þartlarýnda Mehmet Turgut gayet cesur bir bakanlýk yaptý. Bakanlýðýna kimseyi karýþtýrmadý. Hükümetin 1967 Kýbrýs krizinde askerî müdahale kararý almasýnda etkili oldu. Bir de 1981-1983 arasý Bülent Ulusu 111 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 112 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N hükümetinde ikinci bir Sanayi Bakanlýðý dönemi oldu. 1983'ten sonra ise devlet hizmetine ve siyasete dönmedi. Ortak Anýlar: 60'lý yýllarda yeni üniversite öðrencisiydim. Siyasete de çok meraklýydým. Büyük aðabeyim de 1965'te AP'den Aydýn milletvekili olmuþtu. Mehmet Turgut'un ismi hep olumlu bir þekilde kulaklarýmýza geliyordu. Kendisini ilk görüþüm 1964'te Talat Asal'ýn (Eski milletvekili ve bakan) oðlu Ferda'nýn evdeki sünnet düðününde oldu. Daha sonraki karþýlaþmamýz 1970'te Demokratik Partinin kuruluþu ile gerçekleþti. 1973 yýlýnda bu partinin Altýndað Kongresinde benim konuþmamý izlemiþ, ilgisini çekmiþ. Ondan sonra âdeta bir aðabeykardeþ iliþkisi içerisinde, yakýn bir dostluðumuz oldu. 1973 Eylül ayýnýn ortalarýnda beni aradý: ''Aydýn hazýrlan Bursa'ya gideceðiz, ilçeleri dolaþacaðýz. Benim Bursa'ya yatýrýmým bu olacak'' dedi. Kendisi ile birlikte 2,5 gün içerisinde Bursa'nýn iki ilçesi hariç hepsini gezdik. Mahçup tabiatlý bir insandý. Kendi reklâmýný yapmamýþ ve yaptýrmamýþtý. Gittiðimiz yerlerde, “Ben bir selâm vereceðim. Aydýn sen konuþ”, diyordu. 1973 seçimlerinden sonra çalkantýlý bir dönem yaþandý. Kendisi kalp krizi geçirmiþti. Partiden uzak kalýþý da önemli bir boþluk meydana getirmiþti. Sonunda DP'den ayrýlanlar ve birinci MC hükümetine oy verenler oldu. O, partiden ayrýlmadý. Rahmetli Turgut 77'de aday olmadý. Ýstanbul'a yerleþti. Ankara'ya geldikçe beni arar, Çayhane sokaktaki evinde benimle uzun uzun görüþürdü. Fikir sahibi insandý. Konuþtuðundan çok karþýsýndakini dinlerdi. Ben de ne zaman Ýstanbul'a gitsem mutlaka ziyaretine giderdim. Kitaplarý: Kitaplar yazdý, yayýnevi kurdu, kitaplar çevirtti. Kendisini bu yönüyle DP'nin önde gelen isimlerinden Samet Aðaoðlu'na benzetirdim. Kendisine de söylemiþ ve bu onun çok hoþuna gitmiþti. Baþbakan Demirel ile 1967'de Rusya gezisine katýldý. Gezi anýlarýný Taþkent'e Doðru kitabýnda topladý. Gerçek bir milliyetçiydi. Bu kitap ona büyük bir prestij kazandýrdý. 112 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 113 Deðerli Arkadaþým Mehmet Turgut Ýle Olan Çalýþmalarýmýz Turhan ONUR Yüksek Elektrik Mühendisi M ehmet Turgut Bey ile 1946 yýlý sonbaharýnda. Ýstanbul Teknik Üniversitesine (Ý.T.Ü) kabul edilip, birinci yarýyýlda sanayide ve Erkek Sanat Enstitülerinde (bugünkü meslek liseleri) staj yaptýk. 1947 baþýnda Üniversitede derslere baþladýk. Makine ve Elektrik Fakültelerinde 1. ve 2. sýnýfta ayný dersleri beraber aldýk. Makine ve elektrik mühendis adaylarý olarak Mart 1947'de tanýþtýk, kaynaþtýk. 2009 yýlýnda da arkadaþlýðýmýz en samimi ortamda devam etti ve edecek. 1950-51 yýllarýnda Talebe Cemiyeti’ndeki baþarýlý çalýþmalarýmýz sonunda Teknik Üniversite Talebe Birliði'nde baþkan Ýdris Yamantürk (Rize), baþkan yardýmcýsý Mehmet Turgut (Gaziantep) ve ben genel sekreter Turhan Onur (Çanakkale) olarak birlikte çalýþtýk. Üniversitemizde bütün yurt sathýndan gelen, Kýbrýs'dan, Batý Trakya'dan, çeþitli ýrk, din ve mezheplerden samimi arkadaþlarýmýzla milli birliðimizin güzel bir örneðini verdik. Mesleki öðrenimimizin yanýnda yurt sorunlarý ve geleceði ile ilgileniyorduk. Ben Kazdaðlarý'nýn kuzeyindeki bir nahiye ilkokulunda okudum. Ýki köylü arkadaþým Köy Enstitüsünde okuyup öðretmen oldu. Öðrencilerini yetiþtirmekte baþarýlý olduklarý kadar köylülere duvar örme, sýva, dülgerlik, marangozluk, soðuk demircilik ve tarýmda yardýmcýydýlar. Ben bu nedenle Köy Enstitülerini beðenirken, Mehmet Turgut o yýllardaki siyasi olaylarýn etkisiyle farklý düþünüyordu. Devlet bursuyla eðitim aldýðýmýz için, mezuniyetten sonra Mehmet Turgut Sümerbank'ta, ben Ýller Bankasý'nda göreve baþladýk. Mecburi hizmet sonrasý, o önce serbest iþ hayatýna sonra da siyasî hayata atýldý. Milletvekili, Enerji Bakaný, Sanayi Bakaný, 1980’den sonra tekrar Sanayi ve Teknoloji Bakaný oldu. Siyasi hayattaki baþarýsý ile Türkiye sanayisinin geliþmesinde önemli katkýlarda bulundu. 113 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 114 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Baþarýsýnýn temel sebebi: Türkiye'yi ve insanlarýmýzý iyi tanýmasý, ileriyi düþünüp geleceði görmesi, dürüst ve den geli olmasý, siyasette vatandaþý aldatmaya teþebbüs etmemesi ve cesaretli gayretleridir. Benim de içinde bulunup, þâhit ol duðum bir iki örnek olay anlatmak istiyorum: 1967 yýlýnýn temmuz ayýnda Ýller Bankasý'ndan ayrýlýp, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu'da, (MKEK), saMehmet Turgut bir temel atma töreninde... týn alma, satýþ ve ya týrýmlardan sorumlu genel müdür yardýmcýsý olmamý istemesinden sonra; 1- MKEK’nin ürünlerini ihraç etmemizi istemesi; özellikle savunma sanayi ürünlerinin ihracatý için Maliye-Sanayi-Dýþ Ýþleri ve Milli Savunma Bakanlýklarý arasýnda mutabakatý organize etmesi, yurtdýþý seyehatler ve temaslarýmýzdaki destekleriyle Türkiye'den ilk kez kayda deðer ihracat yapmamýzý saðladý. 2- Bakanlýðý süresinde OYAK RENAULT ve TOFAÞ otomobil fabrikalarýnýn kurulmasýný saðladý. Ayrýca, Mehmet Turgut Bey, 1968 yýlýnda kendi organizasyonu ile, benden FIAT' ýn Ýtalya ve Yugoslavya'daki fabrikalarýný ziyaret ederek, inceleme raporu vermemi daha sonra da kurulan baþkanlýðýný Vehbi Koç'un yaptýðý, TOFAÞ Yönetim Kurulu ve Ýcrâ Komitesi üyesi olarak yatýrýmýn hýzlandýrýlmasýna yardýmcý olmamý istedi . Bu iki otomobil fabrikasý otobüs, kamyon, ticari araç, traktör fab114 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 115 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N rikalarý ile otomotiv yan sanayinin kurulmasý Ülkemizi Avrupa'nýn sayýlý otomotiv sanayi ülkesi haline getirdi. Teknolojik yatýrýmlarla beraber AR-GE ye de (Araþtýrma Geliþtirme) önem verilmeye baþlanmýþ oldu. 1982 yýlýnda ERDEMÝR Ereðli Demir ve Çelik Fabrikalarýnýn genel müdürlük görevine çaðýrdý. ERDEMÝR in 1980'de hazýrlanan 5.000.000 ton nihai yassý çelik kapasitesini esas alan master planý uygulamamýzý istedi ve bu doðrultuda tüm çalýþmalarý destekledi. 1983 yýlýnda Sanayi-Maliye Bakanlýklarý ve Devlet Planlama Teþkilatý DPT nin en üst düzeydeki müsteþar, baþkan hatta bizzat bakanlarý, üniversite ve sanayimizin üst düzey ilgilileriyle Ereðli'de yapýlan iki tam günlük çalýþma sonunda Kapasite Artýrma ve Modernizasyon KAM projelerinin baþlatýlmasý kararý alýndý. Bu karar ile 1.600.000.000 ABD Dolarlýk 16 ayrý yatýrým ünitesi ile o yýllarda 1.500.00 ton olan nihai ürün kapasitesinin 3.000.000 tona yüseltilmesi saðlanmýþ oldu. Bugün ERDEMÝR’in Ereðli Fabrikasý 4.000.000 ton üretimi geçmiþtir. ERDEMIR ikinci soðuk haddehane projesi, KAM 'ýn en önemli ünitesi idi. Bu yatýrýmýn engellenmesi için Ýtalya ve Fransa'nýn devlete ait demir-çelik fabrikalarý genel müdürlerinin, büyük baskýlarý ile karþýlaþtýk. Bu günlerde Mehmet Turgut ve Turgut Özal yatýrýmýn devamý için bize tam destek ve cesaret verdiler. Erdemir Avrupa'da büyüklük, teknoloji ve ürün kalitesi ile rekabet gücü önemli bir kuruluþtu Bu baþarýda Mehmet Turgut ve Turgut Özal'ýn imzalarý vardýr. ERDEMÝR’deki görevim süresince, iþletmede ve yatýrýmlarda, personel alýmý, çýkarýlmasý ve çalýþtýrýlmalarýnda, satýþ fiyatlarýný tespiti konularýnda tam yetkili olarak, her türlü satýn alma ve yatýrým tercihleri ve sözleþmeler konularýnda hem Mehmet Turgut hem de Turgut Özal hiçbir telkin ve müdahalede bulunmadýlar. Bilhassa siyasîlerden gelen müdahaleleri görev sürem boyunca önlediler. Bu yaklaþýmlarýndan ötürü þükranlarýmý sunarým. Mehmet Turgut alýþýlmýþ ve klasik siyasetçilikten çok uzak, oy avcýlýðý yapmayan, her kararýnda ileriye bakan ve gören, çalýþkan, inceleyen, bilgi ve vicdanýnda deðerlendirerek hiçbir þeyden korkmadan uygulayan siyasetçi olmak adýna kýymetli bir örnektir. 115 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 116 Acý Gerçek Fahrettin ÖZÇELÝK Yüksek Makine Mühendisi 2 Temmuz'du, Telefon çaldý, Tanýdýk bir ses, tedirgin, Handan'ý soruyordu uzaklardan; Bana bir þey demedi, diyemedi. Ýçime bir ateþ düþüverdi birden. Sadriye'nindi bizi arayan ses. Handan keyifliydi telefona koþarken, Ama birden ürkütücü oluverdi sesi, Ben de donup kalmýþtým meraktan. Korkmuþtum, bekliyordum, konuþmalarýn sonucunu, Eþim aðlamaklý soruyordu, ne zaman, nasýl diye, Ve inanmak istemiyordu duyduðu sözlere. Az sonra anlaþýldý, devrilmiþti çýnar. Ve o, can dostumuzdu, can kardeþimizdi; Korkunç bir acý çöküvermiþti içime. Ülkesine, milletine, sevdiklerine Adamýþtý canýný o vefakâr insan, Sayýlý devlet adamlarýndandý aramýzdan ayrýlan. Yarýn protokoller, gözyaþlarý, tantanalarla Uðurlanacak Mehmet Turgut eller üstünde Ve soðuk topraklar sarýp sarmalayacak bedenini 116 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 117 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Ama inanýyorum, eserleri ýsýtacak. Aydýnlatacak o soðuk ve ýþýksýz kabrini . Ve de ulaþtýracak onu sonsuzluða . Dostlar, boynu bükük kalan dostlar Her an anacak onu özleyerek Ve teselliyi gurur duyarak Bulacaklar onunla. Ne diyeyim, kadere küsmek, Ya da ondan kaçmak ne mümkün! Mehmet Turgut’un sýnýf arkadaþlarý ile birlikte çektirdiði son resim 117 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 118 Mehmet Turgut'un Ardýndan… Mustafa ÖZKAN Gazeteci- Ýþadamý M ehmet Turgut yiðit bir Anadolu çocuðuydu… Mehmet Turgut gerçek bir milliyetçiydi… Mehmet Turgut Türk siyasetinin dürüstlük abîdesiydi… Mehmet Turgut devlet adamlýðýnýn örnek ismiydi… Mehmet Turgut Türk sanayinin kilometre taþlarýndan biriydi. Eðer bugün Bursa bir sanayi þehri olmuþsa, Bursalýlar bunu efsaneleþmiþ Sanayi Bakaný Mehmet Turgut'a borçludur… Mehmet Turgut iyi bir gözlemci, büyük bir düþünür ve arkasýnda eserler býrakmýþ aydýn bir siyasetçiydi… Mehmet Turgut haksýzlýklara isyan eden, doðrularýn yanýnda yer alan, arkadaþlýðýna doyum olmayan, eþi bulunmaz bir kara gün dostuydu… Mehmet Turgut'un daha çok meziyetleri vardýr… Onlar yazmakla bitmez. Ama ben size þunu söyleyeyim: Mehmet Turgut nesli tükenmiþ, çocuklarýmýza örnek gösterilecek, dürüst ve haysiyetli bir devlet ve siyaset adamýydý… Kýsacasý adam gibi adamdý Mehmet Turgut… O'nu tanýdýðýmda genç bir gazeteciydim. O, 27 Mayýs 1960 ihtilâlinden sonra siyasete girmiþ ve Adalet Partisi'nin kurucularý arasýnda yer almýþtý. O, Ragýp Gümüþpala'nýn ölümünden sonra, ismi Türkiye sathýnda bir rüzgar gibi esip, dalga dalga yayýlan ve milletin umudu hâline gelen Sayýn Süleyman Demirel'in en yakýn dostlarýndan biriydi… Mehmet Turgut, Demokrat Parti'nin efsaneleþmiþ Devlet Su Ýþleri Genel Müdürü Demirel'in Adalet Partisi'nin baþýna geçmesi ve bu görevi kabul etmesi için çok uðraþ vermiþtir. Adalet Partisi'nin 118 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 119 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N olaðanüstü kongresinden önce Nazmiye - Süleyman Demirel ve Türkân - Mehmet Turgut çiftleri birlikte Mersin'e gitmiþler, Toros Otel'inde baþ baþa deðerlendirme yapmýþlar ve bu seyahatten sonra Demirel Genel Baþkan adaylýðýný açýklamýþtýr. Ýsmet Ýnönü koalisyon hükümetinin güvenoyu alamayarak düþürülmesinden sonra kurulan Suat Hayri Ürgüplü kabinesindeki en genç bakan Mehmet Turgut'tu. Turgutlar, Mustafa Özkan ve eþi Cevahir Özkanla birlikte Mehmet Turgut'un Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlýðý birçok kesimi rahatsýz etmiþti. Petrol tröstleri ile CHP O'nun politikalarýna karþý çýkmýþ, bir kýsým basýný da yanlarýna alarak O'nu âdeta hedef tahtasý hâline getirmiþ, bakanlýðýn kapýsýna siyah çelenk koymuþlar, yýpratmak için her yolu denemiþlerdi… Mehmet Turgut ise tüm bu iftiralara karþý dik durmasýný bilmiþ, inançlarýndan hiçbir ödün vermemiþ, mücadeleye sonuna kadar yýlmadan devam etmiþti. 1965 seçimlerinden sonra kurulan 1. Süleyman Demirel 119 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 120 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Kabinesinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlýðý'na kaydýrýlan Mehmet Turgut'lara röportaja gitmiþtim. Kavaklýdere'de Fatma Aliye Sokak'ta mütevazý bir dairede oturuyorlardý. Zarif eþi Türkân Turgut, kahvelerimizi yudumlarken "Ýþte petrolü satan bakanýn evi" diye basýna, muhalefete serzeniþte bulundu. Yayýnlar, söylemler ve bakanlýk kapýsýna býrakýlan siyah çelenkler kendilerini çok üzmüþtü… Türkân Turgut, alamýyordu… "Siyaset bu mu?" diye sormaktan kendisini Mehmet Aðabey'in ölümünden iki ay kadar önce eþim Cevahir'le birlikte evine ziyarete gitmiþtik. Çok sýhhatliydi.. Kýsa bir süre sonra O'nu kaybedeceðimizi aklýmýn kenarýndan bile geçirmemiþtim. Sevgili Türkân Turgut'un elinden çýkan nefis börekleri yerken, uzun bir siyaset turu yapmýþtýk. Yazdýðý kitaplardan, yazmayý düþündüðü kitabýndan ve ülkemizin kalkýnmasýndan, ihracatýndan bahsetmiþti. Türkiye'nin müthiþ bir potansiyele sahip olduðunu anlatýrken gençlerin çalýþmalarýna, becerilerine duyduðu hayranlýðý vurguluyordu… Çok sevdiði Bursa'daki sanayi hamlesinin ülkenin her köþesine yayýlmasý hâlinde Büyük Türkiye hayalinin gerçekleþeceðini söylüyordu… Türkân Haným telefonda,"Mehmet Aðabey'in hastanede, bana 'Özkan'a haber ver.' dedi. Ýki gündür ihmâl ettim. Dün gece yoðun bakýma aldýlar," dediðinde beynimden vurulmuþa döndüm. 15 dakika sonra hastanedeydim. Yoðun bakýmdan içeriye girdiðimde âdeta yýkýldým. Benim caným Mehmet Aðabeyimin baþýna bir kask geçirilmiþti ve oksijen veriyorlardý. O güçlü, hiçbir þeye boyun eðmeyen, daima dik durmasýný bilen, kiþiliðinden ve inançlarýndan hiçbir ödün vermeyen Mehmet Turgut acý çekmesine raðmen bizlere belli etmemeye çalýþýyordu... Elini hafif kaldýrdý, son defa selâmlaþýrken, bakýþlarýmýz âdeta birbirine kenetlendi… Bir þeyler söylüyordu…Türkân Hanýmla birlikte anlamaya çalýþtýk… Sesi oksijen kaskýndan dolayý duyulmuyordu... Ýþaretle kaðýt, kalem istedi. Önüne koyduk. "Türkân'cýðým yoðun bakýmda olduðumu kimselere söyleme..." diyordu, çünkü kimsenin üzülmesini, yorulmasýný istemiyordu. Son derece üzgün olan Türkân 120 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 121 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Turgut'a "Bu kaðýdý lütfen saklayýn" dediðimi hatýrlýyorum. Sanýrým O'ndan kalan son hatýra bu yazý oldu… Yoðun bakýmýn kasvetli havasý beni adeta boðuyordu… Kendimi tutamadým ve aðlamaya baþladým… Yataðýnýn ayak ucunda Mehmet Turgut'a vedâ ederken, O'nu son defa gördüðümü ve bir daha asla göremeyeceðimi biliyordum. Ama buna inanmak istemiyordum! O günün gecesinde hastaneye bir kere daha uðradým.. Yoðun bakýmdaki nöbetçi doktorla görüþtüm… Acý gerçeði, bir de onlardan duyunca tüm umutlarým suya düþmüþtü… Ve Mehmet Turgut'u, benim caným aðabeyimi bir gün sonra kaybettik… Bu yalan dünyadan bir yýldýz daha kaymýþtý… Biricik eþi Sayýn Türkân Turgut'a sabýrlar diliyorum… Ateþ düþtüðü yeri yakar. Yaþam bundan böyle en çok onun için zor olacaktýr… Dostlarý, arkadaþlarý ve Türk Milliyetçileri Mehmet Turgut'u asla unutmayacaklardýr... Bu satýrlarý yazarken 1965'lerin Mehmet Turgut'u bütün haþmeti ile dimdik karþýmda duruyor… O sakin bakýþlarýný üzerimde hissediyorum… O hepimizin kalbinde ve hatýralarýnda yaþayacaktýr. O'nu daima ilk tanýdýðým günkü gibi hatýrlayacaðým… O benim canýmdý… O benim gerçek dostumdu… O benim sýrdaþýmdý… Yattýðýn yer cennet olsun sevgili Mehmet Aðabeyciðim… 121 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 122 Bir Mehmet Turgut Vardý... Ediz TERÝM Avukat N e tuhaf... Yazýya baþlarken geçmiþ zaman kipini kullanmak. Daha 15 gün önce telefonda sesini duyduðum,2 Temmuz Perþembe gününe kadar hep kale gibi arkamýzda durduðunu bildiðim, baþýmýz sýkýþtýðýnda telefonunu çaldýrdýðým, Ýstanbul'a gittiðimizde bir büyüðümüz var diye sevinçle ziyaretine uðradýðým, gençlik günlerimizin son þahitlerinden biri... Þimdi yok. Acý bir boþluk var içimde. Annemin babamýn ölümünden sonra onlarýn yerine koyabildiðim nâdir kiþilerden biriydi Mehmet Turgut. Türk Otomotiv Sanayii'nin kurucusu ve ilkeleri uðruna bir döneme imzasýný atmýþ bir dürüst politikacýydý. Kýymetini bildik mi? Hiç sanmýyorum. Televizyonlara bakýn anlarsýnýz. Bugün binlerce kiþinin ekmek yediði bir büyük sektörün gerçek öncülerinden biriydi. Bir sürü politikacý tanýdým ama o, girdiði kabýn þeklini alýveren su damlalarýndan biri deðildi, hiçbir zaman da olmadý. Doðru bildiðini söyledi, kiþiliðinden asla taviz vermedi, inancý ve ilkeleri için setleri yýkan bir sel oldu. Parlak siyah gözleri ile küçük bir dev adamdý o... Hayatýmýzýn en zor anlarýnda; "Þimdi ne yapacaðýz?" diye düþündüðümüzde, yanýmýzda bitiveren, elini uzatan bir gerçek baba idi. Bize ümit verdi, yaþama ve mücadele gücü verdi, onun sayesinde yeniden ayaða kalktýk. Milliyetçi, inançlý, aile birliðine saygýlý, gerçek ailesinin yanýnda bizleri de kollarý ile saran, hakikî bir kara gün dostu idi. Allah indinde, kimin duasýnýn kabul olunacaðý bilinmez ama herhalde Tanrý, bizim gibi kalpten yakaranlarý duyar. Mekânýnýn cennet olduðunu biliyorum, hissediyorum ama yine de duamý ediyorum. Sonsuza kadar ýþýklarla yürü, nurlar içerisinde yat sevgili Mehmet Aðabeyciðim... 122 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 123 Bir Devlet Adamý Göçtü Zeynep ULUANT Yazar M ehmet Turgut'u da kaybettik. Kendisine Mehmet Amca diye hitap edebilmeyi çok isterdim ama neden bilmem bir türlü resmiyeti aradan çýkaramadým. Halbuki o bana birkaç sene evvel Dün Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiye'si adlý kitabýný, "Sevgili yeðenime" diye imzalayýp vermiþ ve her vesileyle benim amcam olduðunu tatlý tatlý hatýrlatmýþtý. Kilis'in Gökmusa köyünde toprak damlý, toprak tavanlý bir evde baþlayan hayat… Köyünde ilkokul bulunmadýðý için en yakýn köy olan Lohan'daki üç yýllýk ilkokulu dere tepe aþarak giden, dört ve beþinci sýnýflarý bir akrabasýnýn yanýnda okuyan, lise öðrenimini devlet bursu kazanarak Yozgat ve Diyarbakýr'da tamamlayan bu tertemiz ve çalýþkan köy çocuðu ÝTÜ Makine Mühendisliði bölümünü Sümerbank bursuyla ve mecbûrî hizmet yüklenerek bitirmiþti. Bir devrin siyâsî hayatýna, dürüstlüðü ve çalýþkanlýðý ile damgasýný vurmuþ bu haysiyetli devlet adamýna o yýllarda uygun görülen "olmaz Mehmet" ünvaný ise en yakýn arkadaþlarýnýn dahî olmayacak isteklerine "hayýr" diyebilen bir politikacý olduðunun iþaretiydi ki günümüzde bu haslete hasret kalmýþ bulunuyoruz. Rahmetli Mehmet Turgut'un lider sultasýna boyun eðmeden, doðru bildiðini yaparak, daha doðrusu partisinin menfaatlerini deðil memleketinin menfaatlerini savunmayý tercih ederek, bugünlerde nesli tükenmiþ, "haysiyetli siyasetçi" örneðini hakkýyla temsil ettiðini rahatlýkla söyleyebiliriz. Yaklaþýk on sene evvel babam vasýtasýyla, hepsi birbirinden deðerli büyüklerimle birlikte tanýma fýrsatý bulduðum Mehmet Turgut'un en çok dikkatimi çeken özelliði, ilerleyen yaþýna raðmen memleket gerçeklerinden uzaklaþmamasý, aktüaliteyi sýký takip ediþi, okumak ve yazmayý hiçbir zaman býrakmayarak birikiminden yeni nesilleri mahrum etmeyiþi olmuþtu. Bir iftar yemeðinde heyecanla "Kýnalý Bacaksýzlar" adlý kitabý okuduðunu ve bizlerin de muhakkak 123 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 124 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N okuyup okutmamýzý sesi titreyerek mukaddes bir vazife yaparcasýna istediðini unutamam. Ne mutlu ona ki geçen yýllar millet ve memleket aþkýndan hiç bir þey götürmemiþ aksine yüreðindeki daðý büyütmüþtü. Periyodik aralýklarla tekrarlanan bu toplantýlar bende kendisinin yaþadýklarý ve bildiklerinden daha çok hislendirmek isteðini uyandýrdý. Onunla muhakkak bir mülâkat yapmalýydým. Böylece Erenköy'deki evlerinde görüþtük. Ýyi ki de yapmýþým. Zira o zaman deðerli hanýmefendisi Türkân Turgut'un eþinin önüne geçmeden nasýl mükemmel bir zevcelik ve ev sahibeliði yaptýðýný daha iyi anladým. Dost meclislerinde hiç ön plana geçmeden en makul ve yerinde sualleri sorabilen, sohbeti tatlý bu kültürlü ve entelektüel haným ayný zamanda Ýngilizceden dilimize kazandýrdýðý mükemmel tercümelerle biliniyordu. Fakat o hiçbir zaman iddia taþýmayan mütevazý duruþuyla eþinin arkasýnda durarak ona destek vermiþ, ustaca donattýðý zevkli sofralarýný dost meclislerine açmýþ, zarâfeti ve güzelliðiyle dört dörtlük bir hayat arkadaþý olmuþtu. Bence Türkân Turgut "Her baþarýlý erkeðin arkasýnda bir kadýn vardýr" sözünün canlý örneklerin dendir ve deðerli eþinin dünya 124 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 125 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N hayatýndaki en büyük þanslarýndan biri olmuþtur. Geç bulup çabuk kaybettiðim sevgili büyüðüm Mehmet Turgut, sözünü ettiðim kitabýnda ,"Bir ülkenin zenginliði, ne gelirlerinin bolluðuna, ne savunma araçlarýnýn gücüne, ne de umûmî binalarýnýn güzelliðine baðlýdýr. Bir ülkenin zenginliðini teþkil eden þey, okumuþ, yetiþmiþ, düþünen ve karakter sahibi insanlarýnýn sayýsýdýr" diyerek þöyle devam etmektedir:" Bize göre bütün bunlar göstermektedir ki, her konuda olduðu gibi kalkýnmamýzý da AB ye göre deðerlendirmek ve AB ye giriþimize baðlamak son derece yanlýþtýr. AB ye girsek de girmesek de Türkiye'nin problemlerini Türk milleti ve Türk devlet adamlarý çözecektir AB nin bizi varlýða boðacaðý iddialarý yanlýþ hattâ yalandýr. Bunlarý kabul etmek ve kalkýnmamýzý , AB ye girmeyecekmiþ gibi düþünmek mecburiyetindeyiz." Ýþte seksen senelik tecrübe ve aklý selimin birkaç cümleyle hülâsâ ettiði memleket gerçekleri… Tamamen kendi gayreti ve devlet bursu ile gerçekleþen parlak bir tahsil hayatýndan sonra yýllarca Enerji ve Sanayi Bakanlýðý yapan Mehmet Turgut'u düþünüyorum. O koltuðu þahsî baþarýsý ile dolduran bu tertemiz köy çocuðunu, her zaman pýrýl pýrýl giyinmiþ, traþ olmuþ, medenî tavrý ve nâsiyesiyle de çok ama çok arayacaðýmý ve özleyeceðimi hissediyorum. Hele günümüzdeki kaht-ý ricâli1, edep ve ciddiyet yoksunluðunu gördükçe "Nur içinde yat Mehmet Turgut, bu millet ve devlet senin gibi namuslu, haysiyetli ve de medenî devlet adamlarýna ne kadar muhtaç …." demeden edemiyorum. 1 Devlet adamý kýtlýðý 125 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 126 Mehmet Turgut Hayatýmda Ýz Býrakan Bir Ýsimdi Yýlmaz ULUSOY Ýþ Adamý 1 961 yýlýnda Adalet Partisi kurucusu ve Genel Baþkan yardýmcýsý olarak politikaya atýlan Mehmet Turgut dört dönem milletvekilliði yaptý. Bu dönemlerde Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný, Sanayi Bakaný,Sanayi ve Teknoloji Bakaný olarak devlete hizmet etti. Mehmet Turgut, sosyal yaþamýnda ve politika yaptýðý zamanlarda hep ilkeli oldu. Hiç taviz vermedi. Türk sanayinin silkinip kalkýnmasýnda kilometre taþlarýndan biriydi. Deðiþik zaman ve ortamlarda dört dönem milletvekili seçilmesi, bakan olarak göreve getirilmesi, ne kadar saygýn bir kiþi olduðunun kanýtýdýr. Çok iyi ve bilge bir dost, sözüne ve kendisine hürmet ettiðim vefalý bir insandý. Ýþim gereði ve geniþ sosyal iliþkilerim sonucu birçok insan tanýdým. Bunlarýn bir kýsmý yaþamýmdan geldi geçti, iz býrakmadý ve isimlerini bile unuttum; bir kýsmý ise, sayýca çok az olmakla beraber, yaþamýmda yer etti, onlarla birçok güzel anýlarý paylaþtým ve onlardan bir þeyler öðrendim. Birbirimizin yaþamýna renk kattýk, derinlik ve anlam kazandýrdýk. Tek birisinin bile yaþama veda etmesi bana tarifi zor bir yalnýzlýk ve acý yaþatýyor... Ýþte Mehmet Turgut bunlardan biriydi. Toplum, insanlara yaþamlarýnda bazý yakýþtýrmalarda bulunur: Bazýlarýna "Aðabey", bazýlarýna "Baba", bazýlarýna "Amca" diye hitap edilir. "Mehmet Aðabeyi" tanýdýðým 1964 yýlýndan sonra yaþamým boyunca o benim aðabeyim olmuþtur. Ýkili konuþmalarýmda hep "Mehmet Aðabey", topluluklarda "Sayýn Bakaným" diye hitap ederdim. Mehmet Aðabey'den çok þey öðrendim. Onun birçok önemli özelliði vardý: Herhangi bir ricaya hayýr dese dahi, muhatabýný ikna etmeye, isteðinin olmamasýna raðmen, onun gönlünü hoþnut etmeye çalýþýr, nedenlerini etraflýca izah eder ve memnun ayrýlmasýný saðlardý. Devlet adamýnýn dik durmasý, prensiplerden asla taviz verilmemesi gerektiðini, önce devletin sonra siyasetin geldiðini onun gibi 126 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 127 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N mümtaz birkaç þahsiyetten öðrendim. Kendisi yaþamýnda, insan olmanýn dört temel esasýný, erdemini, güzelliðini etrafýna yaþattý. Önce okuyan biriydi, hem de çok okurdu, Ýkincisi çalýþkan biriydi, plânlý, programlý çalýþan insandý, Üçüncüsü herkesi seven, insanlarý kýrmayan, nazik biriydi.. Sonuncusu, vermeyi bilen, seven, her þeyini paylaþan, sadece kendi çýkarlarýný deðil, karþýsýndakinin de çýkarlarýný düþünen biriydi. Ama heyhat, koca Mehmet Turgut göçtü gitti... 45 yýllýk bir geçmiþimiz vardý. Ýnanýyorum ki, bu âlemde iyi, doðru ve hayýrlý insan olanlar, öte âlemde de iyiliklerinin karþýlýðýný alacaklardýr. Nur içinde yatsýn rahmetli Aðabeyim... 127 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 128 Yol Arkadaþým Mehmet Turgut Ýdris YAMANTÜRK (TÜRK YURDU- Aðustos 2009) Ýþ Adamý M ehmet Turgut'u 1946 yýlýnýn Aðustos ayýnda ÝTÜ'nün (Ýstanbul Teknik Üniversitesi) giriþ sýnavlarý için ön kayýt yaptýrmak üzere, ÝTÜ'nün Gümüþsuyu'ndaki tarihî binasýnýn boðaza bakan kapýsýnýn içindeki avluda, eski bir masa baþýnda tanýdým. Ýkimiz de taþradan geliyorduk. Mehmet Yozgat Lisesi'nden, ben ise Erzurum Lisesi'nden gelmiþtik. Parasýz yatýlý okumuþ idik. Ýkimizin benzer taraflarý vardý. Köyden geliyorduk, yoksul ve kimsesiz idik. Fakat baþýmýz dikti ve kendimize güveniyorduk. Ayrýca, birlikte olmak bize güç veriyordu. Üniversiteye kaydolduk. Ancak hiç birimizin maddî imkâný Ýstanbul'da kalmaya ve okumaya müsait deðildi. Sümerbank'a burs için baþvurduk ve kabul edildik. Artýk ÝTÜ öðrencisi idik ve Ankara 2. Erkek Sanat Okulu’nda staj yapýyorduk, Mehmet'le daha yakýn olduk ve birbirimizi tanýma fýrsatý bulduk. 128 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 129 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut henüz 17 yaþýnda olmasýna raðmen, kafasý ve kalbi büyüktü. Konuþtuðu konular ve hareketleri, 17 yaþýndaki bir gencin konularý deðildi. Mehmet, bu hâli ile sanki 30-40 yaþlarýnda idi. Ankara'da 16 hafta süren stajdan sonra Ýstanbul'a gittik. 1947'nin Þubat'ýnda ikinci sömestrde teorik derslere baþladýk. Kadýrga Öðrenci Yurdunda kalýyorduk. Nasýl oldu hatýrlamýyorum, 1947 yýlýnda kendimizi Caðaloðlu yokuþunda bir iþ hanýnýn 18-20 metre karelik bir odasýnda bulunan "Türk Kültür Ocaðý"nda bulduk. Kültürel faaliyetlere katýlma yanýnda, arkadaþlýk ve dostluklar edindik. Orada edindiðimiz arkadaþlarýn birçoðu Allah'ýn rahmetine kavuþtu, sað olanlarý saygýyla selâmlýyorum. Türk Kültür Ocaðýna devam ettiðimiz yýllarda Hamdullah Suphi Tanrýöver'e rastladýk. Mehmet, Hamdullah Beyi sorgular gibi idi. "Türk Ocaklarý'ný ne zaman açacaksýnýz?" diye sordu. Aldýðýmýz cevabý yeterli bulunca, teþekkür ederek ayrýldýk. Hepimiz gençtik, bazen oynuyor, bazen þakalaþýyorduk. Mehmet Turgut bir istisna idi. Sakindi, fikirlerini geliþtirerek, ülkemize hizmet aþkýyla yaþadý. Üçüncü seneden itibaren ÝTÜ'de öðrenci hareketlerinin içine girdik ve ÝTÜ'de bizim ekibimizin sözü geçiyordu. Talebe Birliði yönetimine seçtiðimiz kimseler (üç sene), bizi ve bizimle hareket eden arkadaþlarýmýzý tatmin etmemiþti. Büyük bir baský ile bizzat iþin içine girmek zorunda kaldýk. Talebe Birliði yönetimindeki ekibimiz, Mehmet Turgut, Recai Kutan, Haluk Aksüyek, Turhan Onur, Nail Eker ve Ýdris Yamantürk idi. Burada da hepimizi hedefe kilitleyenlerin baþýnda gene Mehmet Turgut vardý. ÝTÜ, kültür faaliyetlerinin de merkezi idi. Tanýnmýþ Türk müziði sanatçýlarý ve Batý müziðinin büyük ustalarý ÝTÜ'de konserler veriyordu. ÝTÜ'de konser vermek bir ayrýcalýk idi ve bunun için hiçbiri para almazdý. Tanýnmýþ aksiyon ve fikir adamlarý bizim davetlimizdi. Verdikleri konferanslar ilgi görüyordu. Bunlardan bazýlarý; Tevfik Ýleri, Prof. Dr. Remzi Oðuz Arýk, Peyami Safa, Y. Mimar Sedat Çetaþ idi. Hayata atýldýktan sonra, o günkü þartlar altýnda, irtibatýmýz koptu. Ancak, 1957'nin ilk çeyreðinde Ankara'da yan yana geldik. Evli idik. Evlerimiz yakýndý. Sýk sýk görüþüyorduk. Türk Ocaklarý, kendi tarihî binasýnda faaliyette, biz de orada idik. Ülkemizin ve insanýmýzýn problemlerini daha açýk görüyorduk. 129 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 130 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Prof. Dr. Osman Turan, Prof. Þevket Raþit Hatipoðlu gibi üstatlarla her hususta açýk seçik görüþebiliyorduk. O gün bugün Türk Ocaklarý iyi bir eðitim merkezi olmaya devam ediyor. O yýllarda iþ hayatýna atýlmýþtýk. Ülkemizi geziyor ve insanlarla temas ediyorduk. Siyaseti dýþardan takip ediyorduk. Bir sabah silâh sesleri ile uyandýk. 27 Mayýs Ýhtilâli olmuþtu. Çok üzgündük. Aradan 15-20 gün geçti. Demokrasiye karþý yapýlan bu hareketi kabullenmek istemiyorduk. Silâh gölgesinde gelenleri sandýkta yenebileceðimizi düþünüyor ve aramýzda bunlarý konuþuyorduk. Haziran 1960 ortalarýnda, DSÝ Genel Müdürlüðü görevini yapmakta olan Süleyman Demirel ile temasýmýz baþladý. Ýhtilâli sandýkta yenme azminde olanlar arasýnda Süleyman Demirel, Dr. Sadettin Bilgiç, Mehmet Turgut, Turgut Özal, Cahit Okurer gibi isimler vardý. Tabiî halkýn kendi aralarýnda olanlarý bilemiyorduk. Partilerin kurulmasýna izin verilince, Emekli Orgeneral Ragýp Gümüþ Pala'nýn liderliðinde bir partinin (Adalet Partisi) kurulmasý düþünülüyordu. Mehmet Turgut söz konusu partinin Genel Ýdare Kuruluna katýlmak için davet edilmiþ ve kendisine üç kiþilik bir kontenjan da ayrýldýðý bildirilmiþti. Mehmet Turgut'un bu daveti kabul edip etmemesini müzakere etmek üzere, Maltepe'de Cahit Okurer Beyin evinde toplandýk. 4-5 saat süren müzakere sonunda 10 çekimser, 10 davetin kabul edilmemesi yolunda rey kullanýldý. Mehmet Turgut ve ben rey kullanmadýk. Toplantýmýz beklenenden fazla sürmüþtü ve Mehmet Turgut'a verilen süre de dolmuþtu. Toplantý daðýldý. Mehmet Turgut ile ben Maltepe'de olan evlerimize gidiyorduk. Koç Öðrenci Yurdu’nun yakýnýna gelmiþtik. Mehmet benim fikrimi sordu ve aramýzda þöyle bir konuþma geçti: " - Ýdris, sen ne diyorsun? - Bu iþin sonunda hapis var, bunu göze alýyor musun? - Bacýna (Eþi Türkân Turgut) bakarsan ölümü bile göze alýyorum dedi. - Taksilerin en öndekine kadar yürüyerek vakit kaybetme. Arkadakine bin ve partiye git. Hayýrlý olsun. dedim. Adalet Partisinin yönü ve kimliði Mehmet Turgut'un bu kararlý 130 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 131 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut Ankara Gaziosmanpaþa’daki evinin bahçesinde kendisinin yetiþtirdiði kiraz aðaçlarýnýn altýnda sýnýf arkadaþlarý ve eþleriyle birlikte... tutumu ile belirlenmiþ oluyordu. Siyasî yön tayininde, Mehmet Turgut âdeta deniz feneri olmuþtu. Cahit Okurer'in evindeki kararsýz lýk, sonradan aktif desteðe dönüþtü. Silâhla ve silâh gölgesinde gelenler seçimlerde yenildiler. Seçimden sonra olanlar, Cahit Okurer beyin evinde karar vermekte zorlananlarý haklý çýkarmýþtý. Seçimi yok saymak isteyen oldu. Bunlara raðmen direnenler, meþruiyetten yana olanlar galip geldiler. Adalet Partisi 1965 yýlýnda iktidar oldu. Mehmet Turgut, Suat Hayri Ürgüplü kabinesinde Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný, Süleyman Demirel Kabinesinde ise Sanayi Bakaný olarak hizmet verdi. 17 yaþýnda iken tanýdýðým Mehmet Turgut 36 yaþýna gelmiþti ve idealizmini devlete taþýma fýrsatý bulmuþtu. O dönemlerde ülkeyi yöneten ekibin tamamý idealist idi, güzel hizmetler yaptýlar. Tercihlerinde ülkenin ve milletin yararýndan baþka bir ölçüleri yoktu. Dürüst kadrolarla çalýþtýlar ve baþarýlý oldular. Adalet Partisinin parçalanmasý ve Demokratik Partinin kuruluþu tecrübesizliðin ürünü olup, ondan sonra yaþadýðýmýz çalkantýlarýn 131 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 132 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N baþlangýcý olmuþtur. Demokratik Parti daðýldýktan sonra Süleyman Demirel ile Mehmet Turgut bizim evde buluþtularsa da Mehmet'i barýþtýrmak hususunda iknâ etmek mümkün olmadý. Mehmet Turgut'un 12 Eylül döneminde kurulan Ulusu Hükümetinde bir süre görev yapmýþ olmasý, onun görüþlerini terk ettiði anlamýna gelmez. Bu hususun yakýn tanýðýyým. Mehmet Turgut'un ÝTÜ'den sonraki hayatýnda çok önemli rol oynayan Muhterem eþi, Türkân Turgut'u anmadan geçemeyeceðim. Onu, iyi bir ailenin evlâdý, iyi yetiþmiþ, müþfik bir insan olarak tanýdýk. Türkân haným, Ankara Üniversitesi Ýngiliz Dili ve Edebiyatý mezunu olmasýna raðmen ikinci plânda kalarak, ömür boyu Mehmet'e destek verdi. Hepimiz Türkân hanýma saygý duyduk ve duymaya da devam ediyoruz. Ebediyete yolcu ettiðimiz Mehmet Turgut, dürüst, çalýþkan bir idealist idi ve her idealist gibi elmas kristallerine benzeyen taraflarý vardý. Ülkemize ve milletimize hizmet aþký ile dolu bir ömür sona erdi. Allah'ýn Rahmeti üzerine olsun. Ýnanýyorum ki, yüzlerce ve belki binlerce Mehmet Turgut ülkemizin ve milletimizin dertlerini omuzlamak üzere yoldadýrlar. Sevgili kardeþim Mehmet, seni anlatmaða benim kalemim yetmez. Mümkün olsa da, kafamda ve kalbimdeki Mehmet Turgut'u bu sayfalara resmedebilsem. 132 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 133 Mehmet Turgut'un Ardýndan… Sebahattin YALINPALA Ulaþtýrma eski Bakaný D ost, düþman herkesin takdirlerini kazanan, hâk ve hakikatten ayrýlmayan, örnek bir vatan evlâdý. Tam bir devlet adamý. Ýnandýklarýný sürekli takip etmiþ ve göreve geldiðinde hemen ekiplerini kurabilmiþtir. Teþkil ettiði gruplarýn, çalýþkanlýklarý, dürüstlük ve baþarýlarý hâlâ anýlmaktadýr. Çalýþma hayatýmýn þekillenmesinde; onun unutulmaz katkýlarýný, mesai arkadaþlarýmýn gönülden yardýmlarýný ömür boyu minnet ve þükranla yâd edeceðim. Yengemizin, bizlerin, sevenlerinin, milletimizin baþý sað olsun. Yaþça küçük, baþça büyük sevgili aðabeyim, huzur içinde yat. Allah'ýn rahmeti üzerinde olsun. Mekânýn cennet olsun. 133 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 134 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Baþbakan Süleyman Demirel’le 134 06.09.2010 10:56 Page 135 Ailesinin Anlatýmýyla Mehmet Turgut KISIM III MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 136 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Okuyup yazmaktan yorulmayan Mehmet Turgut 136 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:56 Page 137 Sevgili Eniþtem Mehmet Turgut'un Ardýndan Prof. Dr. Çimen ATAK T ürkiye'nin yetiþtirdiði büyük devlet adamý, Türkiye sevdalýsý ve bir yazar olan Mehmet Turgut'un milletvekili olarak, bakan olarak bu ülkeye yaptýðý hizmetlerinin pek çok sosyolog, siyaset tarihçisi ve iktisatçý tarafýndan ele alýnýp yazýlacaðýna, eserlerinin yýllar boyunca insanlarý aydýnlatmaya devam edeceðine inanýyorum. Bu sebeple ben onun yaptýðý çalýþmalarý burada ayrýntýlarýyla sayýp dökmeyeceðim; tarihe mâl olmuþ Mehmet Turgut yerine, yorulmak nedir bilmeyen, verici Mehmet Turgut'u, sevgili eniþtemi anlatmaya çalýþacaðým: Hastane odasýndaydýk bana, "Kendimi çok kötü hissediyorum, bu hastaneye yatýþým diðerlerine benzemiyor, galiba öleceðim" dediðinde itiraz etmiþtim. "Hayýr. Böyle bir þeyi düþünme eniþteciðim, iyileþip çýkacaðýnýza inanýyorum" demiþtim. Ancak bu konuþmanýn üzerinden on iki gün geçmiþti ki, o acý gerçekle karþýlaþmýþtým. Karþýlaþmýþtým ama hâlâ inanamýyorum. Her zaman çeþitli konularda fikirlerine baþ vurduðum, baþým sýkýþtýðýnda kendisine koþtuðum, dertlerimi paylaþtýðým eniþtem, ailemizin büyüðüydü. Hepimizin babasýydý. Her zaman bizimle ve ailesinin bütün fertleriyle ilgilenen, verici, sevecen bir insandý. Þimdi hafýzamda, bütün konuþmalarýyla, yaptýklarýyla capcanlý duruyor ve yaþamakta. Onun gibi dürüst ve prensip sahibi bir politikacýyý anlatacak bir sürü aným var. Ancak biri çok özeldir. 1970'li yýllarda eniþtem kalp krizi geçirdikten sonra Ankara'daki evinde dinlenirken, iþ adamý Vehbi Koç eniþtemi ziyarete gelmiþti. O sýralarda 21 yaþýnda ve üniversiteyi yeni bitirmiþtim ve evde eniþtemin dýþýnda bir tek ben vardým. Vehbi Beyi karþýladým ve çalýþma odasýna aldým; kendisiyle eniþtem gelinceye kadar konuþtuk. Vehbi Beyin bana söylediði bir cümleyi hiç unutamýyorum. Vehbi Bey, " Kýzým senin bu eniþten var ya, bana bu kadar zarar veren bir sanayi bakaný olmadý ama, ülkesini bu kadar seven ve ülkesine bu kadar hizmet eden bir baþka kiþi 137 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 138 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N daha tanýmadým. Onun için kendisini ziyarete geldim. O benim çok saygý duyduðum bir devlet adamýdýr" demiþti. Yýllar sonra satýn alýp yerleþtiðimiz yeni evimize geldiði ilk gün eniþtemi en çok ilgilendiren kýsým, çalýþma odamdaki kütüp hanem olmuþtu. Kütüphanemdeki kitaplarý dikkatle inceledi ve "Kýzýna býrakacaðýn en büyük hazine bu" demiþti. Kitap okumayý çok seven, etrafýna da sevdirmeye çalýþan, kitaplarý yutarcasýna okuyup hafýzasýna nakþeden bir politikacýydý. Yaklaþýk 6000 cilt kitap ve dergiyi Kilis 7 Aralýk Üniversitesi'ne baðýþlayacaðýný heyecanla anlatmýþ ve gelecek nesiller için okumanýn öneminden bahsetmiþti. Çok kýsa bir zaman sonra ise bu isteðini gerçekleþtirecekti. Bir gün eniþtemle yaptýðýmýz sohbetler sýrasýnda, lise çaðlarýmdaki sýkýcý tarih derslerimden bahsetmiþtim. Beni dinledikten sonra Osmanlý Tarihi ile ilgili olaylarý anlatmaya baþlamýþ, tarihî konularý o kadar etkileyici bir þekilde anlatmýþtý ki, eve gelince hemen bu konudaki kitaplarý okumaya baþlamýþtým. Bana, "Ýyi bir politikacý ve iyi bir vatandaþ tarihi, özellikle Türk tarihini çok iyi bilmelidir" derdi. Çeþitli zamanlarda anlattýðý tarihî olaylarý dinlerken hep düþünürdüm: Acaba devlet adamý olarak bu kadar baþarýlý olmasý bu tarih bilgisine mi dayanýyordu! Ülkemizdeki siyasî olaylarý hep yakýndan takip eden, devamlý araþtýran ve ülke sorunlarýnýn çözümü üzerinde duran eniþtemin üniversite sýralarýndaki arkadaþlarý ile yaþadýklarýný bize anlatýrken ve bizler anlattýklarýna kahkahalarla gülerken ne kadar espirili olduðunu da düþünmekten kendimi alamýyordum. Bütün olaylarý, kiþileri ve yer isimlerini hatýrlamasý, bir baþka ifadeyle hafýzasýndaki güç bende hep hayranlýk uyandýrmýþtýr. Bursa'da ilk otomotiv sanayinin kurulmasýný ve diðer sanayi kol138 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 139 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut’un kendi elleriyle diktiði ve yetiþtirdiði güller... larýnýn geliþmesini saðlayan bu devlet adamýnýn çiçeklere, özellikle güllere olan ilgisinden, bitkilere olan sevgisinden de bahsetmek isterim. Ýlk gül bakýmý derslerimi Yalova'daki yazlýðýnda ondan almýþtým. Þimdi onun diktiði güllere bakarken ve bu gülleri budarken hep sözleri kulaklarýmda. Yalova'da sabah erkenden yaptýðýmýz yürüyüþlerde, yürüyüþ yollarýnda rastladýðýmýz bütün bitkiler hakkýnda konuþurduk. Bugün doða ile ilgili anlattýklarýný hep hayranlýkla dinlediðimi hatýrlýyorum. 139 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 140 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Yeni evimizin gezmeyi görmeyi sevdiði küçük bahçesinde satýn alýp diktirdiði gül fidanlarýnýn serpiliþini ve goncalarýn yavaþ yavaþ olgunlaþmasýný seyretmeyi, bizleri bahçe bakýmý konusunda bilgilendirmeyi de çok severdi. Ben de zaman zaman çýlgýnlar gibi açan güllerin, yaðmur yaðar, rüzgâr eser de eniþtem göremeden yapraklarý dökülür diye, geldiðinde göstermek üzere, resimlerini çeker ve yüklediðim bilgisayarda ona gösterirdim; o da mütebbessim, ard arda gelen resimleri zevkle seyrederdi. Hele coþkuyla açmýþ olan bir sarý gülün tam ortasýnda, çiçeðin nektarýný emmekle meþgul olan arýnýn umursamazlýk içinde çekilen fotoðrafý çok hoþuna gitmiþ, bir baþka gün de yaðan yaðmur damlalarýnýn gül yapraklarý üzerindeki pýrýltýlarý onu pek keyiflendirmiþti. Yazýk ki, küçük hobi bahçemizdeki deliler gibi mahsul veren, olgunlaþýnca yemeði planladýðý sýrýk domateslerinin onu çok memnun edecek manzarasýný görmek nasip olmadý ve eniþteme göstermek ümidiyle, yarýsý kýzarmýþ yarýsý yeþil domates salkýmlarýnýn çektiðim resimleri þimdi bana hüzün veriyor. Kader bizlere onu kaybetmek gibi kötü bir oyun oynamasaydý, eminim ki, salkým salkým sarkan domatesler onu çok mutlu edecek ve olgunlaþtýkça onlarý yerken tadýndan söz edecekti; böylece de ciddî konulardan, memleket meselelerini düþünmekten uzaklaþmýþ olacaktý. Þimdi eniþteciðim için çekip bilgisayara yüklediðim domates, biber v.s. fotoðraflarýna bakarken hüzünleniyor, onun tabiatý ne kadar çok sevdiðini düþünürken kadere küsüyorum. Daha önce de söylediðim gibi, kýsa bir zaman önce zevkli anlar geçirmiþtik birlikte bahçede; neden ve nasýl olduðunu anlamadan, yazýk ki en olgun çaðýnda onu kaybettik. Düþünüyorum da biz, yeðenler olarak kendimizi gerçekten þanslý kabul etmeliyiz, çünkü o bize yýllar boyunca kendisinden çok þey verdi. Tabiat sevgisini, insan sevgisini, fedakârlýðý, vefa göstermeyi, birlik ve beraberlik içinde olmayý, politika ile ilgilenmeyi, hepsinden önemlisi de, vatana, millete baðlýlýðý, bayraðýmýza, kanunlarýmýza saygýyý, millî deðerleri önemsemeyi, örfleri, âdetleri yaþamayý ve yaþatmayý onun etkisiyle daha büyük bir inançla benimsedik. Memleketini deli gibi seven, mert bir asker olan sevgili babamýz Sabahattin Çakýn'ýn erken yaþta beklenilmeyen kaybý ile genç beyinlerimizde, karakterlerimizde henüz tam mânâsý ile perçinlenemeyen, güçlendirilemeyen bazý deðerli duygu ve düþüncelerin, bizlerden hiçbir þey esirgemeyen eniþtemiz Mehmet Turgut tarafýndan da beslendiðini, güçlendirildiðini, birçok bakýmdan kardeþlerimle bir140 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 141 Kendisinin dikip yetiþtirdiði ve çok sevdiði çiçekleri... likte çizdiðimiz hayat yolunda ilerlerken, biraz da onun takdirini kazanmak, onu memnun etmek gibi gizli bir duygunun etkisi altýnda kaldýðýmýzý þimdi çok daha kuvvetle hissetmekteyim. O sadece bizleri etkisi altýna alan bir büyüðümüz deðildi, o, hemen hemen gençlerin hepsi ile ilgilenmiþ, köyden, kentten yanýna kim geldiyse onlarý doðruya, güzele yönlendirmeye, birlik beraberlik içinde olmalarý için gayret göstermeye çalýþmýþ, baþarýyý yakalamalarýna yardýmcý olmuþ, istisnasýz bütün yakýnlarýný etkilemiþ ve onlarýn hedeflerine ulaþmasýný saðlamýþtýr. Sevgili babamýzý genç yaþta kaybetmek gibi bir þanssýzlýðý 141 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 142 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N yaþadýktan sonra, ayný binada altlý üstlü oturduðumuz Ankara'nýn Gaziosmanpaþa semtinde, çocukluðumuzun ve gençliðimizin mutlu, unutulmaz anýlarla dolu olarak geçtiði o güzelim bahçeli evde küçüklü büyüklü bütün kardeþler eniþtemizin sýcak ilgisini görmüþ, hepimiz o zamanlar onun anî olarak geçirdiði enfarktüs sebebiyle çok üzülmüþ ve aramýzda çocuk yaþta olanýmýz da dahil, onu rahatsýz etmemek için son derece saygýlý davranmýþ ve hiçbirimizin çýtý çýkmamýþtý; bu davranýþýmýz þüphe yok ki, onu çok sevip saydýðýmýzdan kaynaklanýyordu. O da bizim okullarda veya daha sonraki hayatýmýzda elde ettiðimiz baþarýlar ile daima gurur duymuþ ve bizlere kamçý görevini yapan takdirlerini hiç esirgememiþti. Büyüyüp geliþirken, meslek sahibi olup çalýþma hayatýna baþladýðýmýz zaman bile onun etkisini hisseder, takdirlerini kazanmak gayesiyle, baþarýlý olmak için gayret sarf ederdik. Bu ne demekti? Ona olan güven, saygý, sevgi deðil miydi? Þimdi artýk her þey bitti; o ebedî uykusunda... Baþ ucuna dikilmesi plânlanan güllerin ne kokusunu duyabilecek ne de rengini görebilecek. Güneþi de yaðan yaðmuru da hissedemeyecek ama, þüphesiz bizim ona olan saygýmýzý, sevgimizi, özlemimizi, ihtiyacýmýz olan desteðini aradýðýmýzý hissedecek. Doðan ya da batan gü neþi, yaðan yaðmuru, gölge veren servileri göremese de o daima içimizde yaþayacak. 142 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 143 Mehmet Turgut (1929 - 2009) Okay ATAK Yüksek Makine Mühendisi S n. Mehmet Turgut Eniþtemizi, sevgili eþimi kendisinden istemeye geldiðim 1976 senesinden beri tanýrým. Bence, geçen bu 33 yýlda kendisini tek bir kavramla tarif edebilirim: ''VEFÂ''. Ýnanan, güvenen, neyi neden sevdiðini bilen, eziyete, acýya gönülden katlanmayý göze alan iradeli bir kiþi. Dostluk sevgisini yudumlamýþ, sindirmiþ ve özümsemiþ; davranýþýnýn karþýlýðýnda vefâ duygularý biçiminde tezahür edecek tepkilerin oluþup oluþmayacaðýnýn hesabýný yapmayan biri. Kýsaca, þu veciz sözü çok güzel tarif eden bir fazilet timsali: "Vefâ duyabilen kiþi, kendisine vefâ duyulan kiþinin de önüne geçer". Ruhu þad olsun. Yalova’daki yazlýðýnda... 143 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 144 Eniþtem Mehmet Turgut'la Son Görüþme Papatya Atak DÝNÇER Sanat Yönetmeni E niþtemi anlatmaya kelimelerim yetmiyor. O hep benimle ve içimdeki anýlarýmda yaþayacak. Belki onun için sadece þunu söylemem yeterlidir: Öyle sevecen, sevgi dolu ve olumlu bir insandý ki, onu son defa gördüðümde bana hasta yataðýndan gülümsemeye çalýþmýþ, "Güzel kýzým daima gülümse" diyerek, ýþýldayan, gülen gözlerle, "Ýyisin deðil mi?" diye sormuþtu. Bu sözlerini bir vasiyet olarak kabûl ediyor, hep gülmeye, hayata hep olumlu bir þekilde bakmaya ve mutlu olmaya çalýþacaðýma söz veriyorum. Ruhu Þad Olsun.. 144 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 145 Dayým Mehmet Turgut Nurhan KAUR West L.B. Ýst. Krediler Direktör Yardýmcýsý S ize dayýmý anlatmak istiyorum, yani Mehmet Turgut'u. Ah bir de nereden baþlayacaðýmý bilebilsem! O, Cumhuriyet döneminin çalýþkan, idealist, tuttuðunu koparan Anadolu çocuklarýndan biriydi; o dönemin zor koþullarýnca bilenen azmiyle yoluna devam etmiþ ve ideâlleri için yaþamayý seçmiþti. En büyük ideâli de memleketini geliþmiþ görmekti. Bu amacý doðrultusunda bir þeyler yapabilmek ve diðer ideâlistlerin, özellikle de bu ülkeye her tür katkýyý yapmak isteyenlerin yolunu açabilmek için siyasette aktif olmayý seçti, yani en çetrefilli, en nankör alaný; üstelik, cebinde oylarýyla gezen feodal politikacýlardan biri olmamayý da baþararak. O kadar temiz ve inançlýydý ki, siyasetin kirli tuzaklarý bile onu korkutamadý. Ama dediðimiz gibi, en nankör alandý siyaset. Siz emek emek uðraþýrdýnýz ama; sizden sonra biri gelir taþ üstünde taþ býrakmazdý. Sizin ise tek teselliniz, duyup gördüðünüz takdir cümleleri olurdu. Üstelik onlarýn da ne kadarýnýn samimî olduðunu asla bilemezdiniz. Ama kendine ve amaçlarýna Mehmet Turgut gibi inanan insanlar için sadece, "Ben elimden geleni yaptým" diyebilmek, o iç huzurunu duyabilmek önemliydi. Özetle o, öncü ruha sahip biriydi, toplumlarýn ileriye taþýnmalarýnda bir katký yaratabilmek için ihtiyaç duyulan ama, topluma hiçbir katký saðlamaksýzýn toplumsal þartlarý kendi çýkarlarýna göre oluþturmak isteyen yaðmacýlarca da sürekli devre dýþý býrakýlmaya çalýþýlan biri. Ben, Mehmet Turgut'tan, dayýmdan bahsetmek istiyorum. Önceki yýllarda o, Türk milletinin hizmetkârýyken, benim için sadece uzaktaki bir kahramandý. Gelemezdi, göremezdik ama, onunla ilgili hikâyelerle büyüdük. O yaþlarda detaylar beni pek de etkilemezdi, anlatýlanlarý dinlemek ise güzeldi ve bu kahramanýn benim dayým olmasý daha da güzeldi. Memleketine gelemese de göremesem de o dayý benim dayýmdý. Ama Mehmet Turgut'un benim çevremde bu kadar ünlü olmasýnýn bir nedeni de Türkân Turgut'tu. Evlendiklerinden birkaç yýl sonra dayým onu Gökmusa'ya, kendi köyüne götürüp býrakmýþ ve 40 gün boyunca da, aðýr çalýþma tempo145 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 146 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N sundan olsa gerek, arayýp soramamýþtý. Ve o 40 gün, Türkân Turgut'u köydekilerin gözünde Mehmet Turgut kadar deðerli bir insan yapmýþtý. Türkân Turgut insana duyduðu sevgi, saygý ve vericiliðiyle herkesin gönlünde taht kurmuþtu. Ayrýca o, kýz çocuklarýn okutulmasýnýn bile düþünülemediði o dönemde, üniversite mezunu ve yabancý dil bilen, aile ve toplumsal deðerlere saygýlý bir haným olarak, hem ailelerin kafasýndaki önyargýlarý yok etmiþ, öte yandan çocuklara, özellikle de okumak isteyen gelecek kuþak kýz çocuklarýna çok iyi bir model olmuþtu. Artýk Mehmet Turgut'un hikâyeleri kadar Türkân Turgut'a ait hikâyeler de anlatýlýr olmuþtu. Benim üniversite yýllarýmda, yani 80'li yýllarýn baþýnda, Ankara'da oluþum nedeniyle, dayýmla baþlayan yakýnlaþma, ki onun siyaset sonrasý dönemine denk geliyor, 90'lý yýllarda daha da geliþti ve uzaktaki dayý yakýnlaþmaya baþladý. Tüm sonraki yýllar boyunca memleket meselelerine, bu ülkede olup bitenlere karþý duyduðu ilgi hiç azalmadý. Bir denetçi gibi çalýþtý. Ýlgilenenlere, belki faydasý olur diye fikirlerini aktardý. Bizlere memleket meselelerini, kendi anýlarýyla süsleyip o yumuþacýk ses tonu ve sýcak bakýþlarýyla anlatmasýný çok severdim. Pek çok kez düþünmüþümdür, keþke dayým ile bir televizyon programý yapýlsa ve dayým benzer sohbetler yapsa diye. Eminim çok da izleyeni olurdu. Aslýnda dayým bu yýllarda kitaplarý aracýlýðýyla pek çok aný ve düþüncesini baþkalarýna da aktarmaya çalýþtý. Ama maalesef, kitaplar sohbetler kadar çekici gelmiyor insanlara. Emeklilik diyebileceðim yýllarýnda bile onun kadar çalýþan ve okuyan çok az insan olduðunu düþünüyorum; buna raðmen, bir gün bana, "Ýnsanýn her gün gidebileceði bir iþinin olmasý çok güzel" deyiþini hiç unutmadým. Anlaþýlan yaptýklarý ona az geliyordu. Hayattan zevk almak için seçtiði yolu düþününce, ona hak vermemek mümkün deðildi doðrusu. Bu yýllarda kendisi için yapmak istediði bir þey vardý: Gezmek istiyordu; iyiye gitsin diye bunca zaman emek verdiði ülkesinin, daha önce iþ çokluðundan vakit bulup da göremediði her köþesini görmek ve yaþadýðý þehrin bilmediði güzelliklerini keþfetmek istiyordu. Ben ve eþim gezmeyi sevdiðimiz için bize, "Hafta sonu bir yerlere gidelim" derdi, ama bu arada hayatýmýzýn koþuþturmalý döneminde olduðumuz için, bu isteðini, maalesef yerine getiremedik. Emeklilik döneminde aile içinde öne çýkan bir rolü de aile reisliði idi. Bu yýllar boyunca aile bireylerinin, tüm akraba iliþkilerini 146 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 147 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N kapsayacak þekilde, bir arada ve iyi iliþkiler içinde olmalarý için uðraþtý, hepimizle ayrý ayrý ilgilendi ve hepimizin babasý oldu. Benim Mehmet Turgut'a olan sevgim, bütün bu yýllar boyunca, büyüdü, büyüdü ve o benim gerçek anlamda dayým oldu. Ama eðer yengem Türkân Turgut olmasaydý, bu iliþki bu kadar geliþebilir miydi bilemiyorum? Türkân Turgut, Mehmet Turgut'un ailesi ile ilgili amaçlarýný en az onun kadar sahiplenen biri olmasaydý, bizim dayýmla olan iliþkimizin de ayný lezzette olamayacaðý düþüncesindeyim doðrusu. Her zaman, Mehmet Turgut'un hayattaki en büyük þansýnýn, yanýnda Türkân Haným gibi bir eþ ve arkadaþ olmasý olduðuna inandým. Mehmet Turgut 'un diðer konularda þansý nasýldý diye düþünüyorum zaman zaman? Bazen diyorum ki, o çok þanslýydý, çünkü hayatýný seçtiði idealler doðrultusunda yaþamýþ ve aktif çalýþma yýllarýnda pek çok þey baþarmýþtý; üstelik kitaplarý aracýlýðýyla söylemek istediklerinin kalýcýlýðýný saðlamýþtý. Bir insan þu kýsacýk ömürde daha ne yapabilirdi ki. Bazen de diyorum ki, kendi yaptýklarýnýn baþka çapsýzlar ve kötü niyetlilerce tarumar edildiðini, memleketin önü açýlsýn diye bin bir emekle açtýðý, ya da araladýðý kapýlarýn kapandýðýný veya kapatýlmaya çalýþýldýðýný görmek ona, bizlere gösterdiðinden daha da acý gelmiþ olmalýydý. Eðer böyle hissettiyse, "Ben ne için çok çalýþtým" diye sorgulamýþ mýydý kendisini? Emeklerine yanmýþ mýydý? Benim tanýdýðým Mehmet Turgut sorgulamýþtýr ama, kesinlikle "Keþke yapmasaydým" dememiþtir. Çünkü Mehmet Turgut'un en iyi bildiði þey, doðru bildiðini yapmaktý. O iç tutarlýlýk ki, ona asla "Keþke" dedirtmemiþtir diye düþünüyorum. Aslýnda, "Dayým þanslý mýydý?" sorumun tam bir cevabý da yok. Belli ki hem þanslý, hem þanssýz olaylar, dönemler yaþamýþtý ve bir þanslýlýk hâli varsa eðer, onu da bitmek tükenmek bilmeyen çalýþma azmiyle büyük ölçüde kendisi yaratmýþtý. Bir ideâlden geçtim, pek çok konuda kendi fikri bile olmadan yaþayan sayýsýz insan arasýnda, böylesine yalýn, tutarlý ve her anýný ülkesi için iyi olduðuna inandýðý þeyler yaparak geçiren Mehmet Turgut, büyük bir onuru hak ediyor bence ve ben ülkem için bu topraklarda bu tür insanlardan daha pek çok olduðuna inanmak istiyorum. 147 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 148 Mehmet Turgut'un Ardýndan… Müzeyyen ÖZPINAR Avukat D ünyada sevip saydýðým insanlar içinde belki de ilk sýrada kabul edebileceðim sevgili aðabeyim Mehmet Turgut'un fizik varlýðýnýn aramýzdan ayrýldýðý 01 Temmuz 2009 tarihinin içimde açtýðý yaranýn yýllarca iyileþemeyeceðini her geçen gün daha derinden hissediyorum. Bu tarihi takip eden günlerde, bu ayrýlýþý kabul etmekte oðlum ve ben çok zorlandýk, aklýmýz alýyor ama kalbimiz kabul etmemekte direniyordu. Çünkü hayatlarýmýz o kadar iç içe idi ki, onsuz hayat bizim için oldukça eksik ve yavandý, düþünülmesi bile imkânsýzken, en acý gerçeðimiz olmuþtu. Aðabeyim Mehmet Turgut için bir yazý yazmam gerekince, ilkin korktum. Çünkü, o denli yoðun duygularýmý aktaracak kelimeleri bulabileceðimden kaygýlýydým. Ne yazsam, duygularýmýn derinliðine ulaþamayacaðýmý biliyor ve yazdýklarýmýn içimin sýcaklýðýna denk düþmeyeceðini hissediyordum. Bu hissim devam etmekle birlikte, O'na karþý bir görev bilinciyle bu satýrlarý kaleme almaktayým. Ama okuyan herkesten ricâm; buradaki kelimelerin seçimindeki kifayetsizliði, aðabeyime duyduðum sevgi ve saygýnýn derinliðini bilerek, duygularýmda deðil aktarmaktaki yetersizliðime versinler. Aðabeyimin, kamuya mâl olmuþ kiþiliði, yönetim anlayýþý ve devlet adamlýðý ile ilgili gözettiði ilkeler, tüm yaþamý boyunca herkesin malûmu olmuþ, dürüstlük ve vatanseverlik hasletlerinden ödün vermeyiþi ise dillere destan olmuþtur. O kardeþlerinin dahi zenginleþmemesinden gurur duyacak kadar, devlet menfaatini kiþisel her türlü menfaatin üzerinde tutan, bugün için özlemle anacaðýmýz devlet adamý özelliklerine sahip bir insandý. Gözlerimi kapadýðým zaman aðabeyimle ilgili imaj, devamlý okuyup yazan, ciddî ve çalýþkan bir insan. Devlet adamlýðý ile ilgili görüþlerini bildirirken devlet adamlarýnýn sadece kendisinin dürüst olmasýnýn yetmeyeceðini, aile bireylerinin, arkadaþlarýnýn ve tüm çevresinin dürüst olmasý gerektiðini her plâtformda dile getiren aðabeyimin, bu hususlarda müste148 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 149 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N rih olduðunu düþünüyorum. Ayrýca akrabalarýndan hiç kimsenin onu mahcup edecek bir davranýþ içine girmediði gerçeði ile huzur içinde olduðunun en yakýn þahidi olmaktan gurur duyuyorum. Bütün bunlardan ayrý olarak, ben, O'nu þahsen tanýyan ve tanýmayan herkes tarafýndan bilinen bu özelliklerini deðil, aðabey kimliðini anlatmak istiyorum. Aramýzdaki yaþ farkýnýn fazlalýðý nedeniyle olsa gerek, çocukluk yýllarýmda aramýzdaki mesafeli duruþ, zaman içerisinde çok daha samimî hâle dönüþerek, kardeþliði aþkýn bir þekilde baba-kýz iliþkisi niteliðini kazanmýþtýr. Tabiî bu iliþkinin tesisinde yengemin etkin ve destekleyici, sevgi dolu rolü de azýmsanamaz. 1970-1974 yýllarý arasýndaki A.Ü.Hukuk Fakültesindeki öðrencilik yýllarýmda aðabeyimle yengemin evinde kalmamdan baþlayarak, eþimin bir trafik kazasý sonucu kaybý, küçücük oðlumla Bursa'dan Ankara'ya taþýnmamýzda bizi sevgi ile kucaklayan bu iki kýymetli insana duyduðum sevgiyi hangi kelimelerle anlatabilirim ki! Ýlk gençlik yýllarýmdan itibaren yaþamýmda etkin sevgisini, ilgisini ve desteðini her an hissettiðim, gittikçe daha da yakýnlaþan bir aðabey-kardeþ iliþkisi yaþadýk; o, benim için ve oðlum için her alanda muazzam bir duygusal destek, akýl hocasý, yaþamdaki zorluklara direnmemiz için daima arkamýzda olduðunu bize hissettirmeden güç veren büyük bir manevî güctü Sevgili Aðabeyim, siz bizim için öylesine yeri dolmaz bir varlýktýnýz ki, verdiðiniz tüm güzellikler için binlerce, milyonlarca teþekkür. 149 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 150 Dayým Mehmet Turgut Fýrat ÖZPINAR Metalürji Mühendis, Ýþletmeci M ehmet Turgut'u nereden anlatmaya baþlayacaðýmý gerçekten bilemiyorum. Doðru sözcükleri bulmak, onu tam anlamýyla, bütün yönleriyle anlatmaya çalýþmak beyhûde bir çaba gibi geliyor. Mehmet Turgut benim dayýmdý, ama benim için daha çok bir büyükbaba, yengem de bir büyükanne idi. Küçüklüðüm ile ilgili anlattýðým her anýda mutlaka bir yerleri var. Hattâ benim doðru düzgün hatýrlamadýðým ama, onlarýn aðzýndan dinlediðim ve içime iþlemiþ öyle çok aným var ki; kim olduðumu anlatýrken onlarýn olmadýðý bir hatýramý düþünemiyorum. Yalova'da sabah yürüyüþleri sýrasýnda yaptýðýmýz sohbetleri, bana yüzmeyi öðretmeleri, Side'de yaptýðým taklit ve komiklikleri insanýn içini ýsýtan gülümsemesiyle seyrediþini hiç unutmayacaðým. Sanýrým çok insan çocukluðunu özlem ve mutlulukla hatýrlar. Ama benim çocukluðum, onlarýn tüm varlýklarý ile sevgilerini, ilgilerini, hayata bakýþlarýný, benimle hiç sýnýr tanýmadan paylaþmalarý, beni baðýrlarýna basmalarý sayesinde unutulamayacak kadar güzel geçti. Akrabalýk baðýnýn çok ötesinde hayatýma yön verirken, belki bilinçli, belki bilinçsiz, hep onu örnek almaya çalýþtým. Karþýlaþtýðým zor durumlarda hep o ne yapardý diye düþündüm. Adâleti, dürüstlüðü, ilkeli olmayý ondan öðrendim. Sabýrla, yýlmadan, yorulmadan çalýþmayý, hizmet için yanýp tutuþarak çabalamayý onda gördüm. Onun memleket sevgisini ve bu ülkenin insanlarýna duyduðu derin inancý ömrümün sonuna kadar içimde hissedeceðim. Ama her þeyden daha çok, bu kadar çok insanýn hayatýna dokunup hepsinin hatýrasýnda sýcak duygular býrakabilmiþ olmasýna duyduðum hayranlýk ile onu örnek almaya, ona lâyýk olmaya çalýþacaðým. 150 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 151 Sevgili Dayým Mehmet Turgut Arif POLAT Endüstri Mühendisi Y ýl 1977 Þubat ayý. Dayým o günün kýsýtlý þartlarýnda düzenli olarak telefonla bizler hakkýnda babamdan bilgi alýrdý. Karnemde Ýngilizce dersimin zayýf olduðunu duyunca babama beni Ankara'ya, yanlarýna göndermelerini söylemiþ. Yengem Ýngilizce öðretmeniydi; þubat tatilinde Ankara'da onunla Ýngilizce çalýþacaktýk. Ýlk defa il dýþýna çýkacaktým. Tek baþýma Ankara'ya sevgili dayým ve yengemin yanýna gidecektim. Tarifsiz bir heyecan ve mutluluk içindeydim. Dayým ve yengem beni son derece sýcak karþýladý. O günleri hiç unutamam. Orada geçirdiðim süre içinde bana gösterdikleri sevgi, hoþgörü ve anlayýþla kendimi 15 gün içerisinde deðiþmiþ ve birkaç yaþ olgunlaþmýþ hissettim. Her türlü sorumu dikkatli ve sabýrlý bir þekilde dinler, anlayacaðým þekilde anlatýr ve kaynak kitaplar gösterirlerdi. Yýl 1984 Eylül ayý. Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliði Bölümüne kaydýmý yaptýrdým. Artýk dayýmý daha sýk görecek, onunla daha çok þeyler paylaþacaktým. Dayýmýn evinde hâlâ Arif'in odasý denilen bir odam vardý. Ýstediðim zaman dayýmlarda istediðim zaman yurtta arkadaþlarýmla kalýyordum. Dayýmlarda kaldýðým süre içerisinde onu hiçbir zaman týraþsýz ve pijamayla görmedim. Oldukça erken kalkar, týraþýný olur, sporunu yapar ve kýyafetini deðiþtirirdi. Düzenli ve titiz bir kiþiydi. Dayým hak etmediðimiz bir þeyi vermezdi. Statüsünü çýkarlar doðrultusunda ne kullanýr ne de kullandýrtýrdý. Hiçbir zaman yakýnlarýna imtiyaz tanýmamýþtýr. Bir defasýnda dayýmla ayný anda evden çýktýk. Dayýmýn beni makam arabasýyla güzergâh üzerindeki okuluma býrakacaðýný ümit etmiþtim. Hava soðuktu, öyle ya beni soðukta býrakmaz diye düþünmüþtüm. Dayým cebinden o günün þartlarýnda bana göre büyük parayý çýkardý ve cebime koydu, sonra da taksi çaðýrma düðmesine basarak bana iyi dersler diledi ve gitti. O gün için dayýma biraz kýrýlmýþtým. Ama þimdi daha iyi anlýyorum ki, devletin 151 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 152 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N malý sadece o makam sahibi için tahsis edilmiþtir, yakýnlarý için deðil. Dayýmýn benim derslerimle ilgilenmediðini zannediyordum, halbuki o düzenli olarak dekanlýktan benim hakkýmda bilgi alýyormuþ. Son sýnýfta okulu 4 yýlda bitireceðim için benimle gurur duyduðunu söylemiþti. Ancak, son anda tek dersten dolayý gecikmeli mezun olabildim. Bu duruma dayým üzülmüþtü. Dayýcýðým senden bir kez daha özür diliyorum. Sana lâyýk olamadým. Dayým özel bir insandý. Bizler üzülmeyelim diye 2002 yýlýnda by-pass ve kalp anevrizmasý ameliyatý öncesinde yurt dýþýna uzun bir tatile gideceðini söylemiþti. Ameliyat sonrasý iyileþtikten sonra durumdan haberdar olduk. Son rahatsýzlýðýnda da son ana kadar yine bizlerin üzülmemesi ve iþlerimizi aksatmamamýz için haber verilmesini istememiþ. Yoðun bakýma alýndýðýnda haberdar olduk. Kendisinden çok baþkalarýný düþünürdü. Hiç kimsenin üzülmesini istemezdi. Dayým doðruluktan ve dürüstlükten taviz vermeyen, devletin çýkarlarýný her þeyin üstünde tutan, gerçek bir vatanseverdi. Çalýþmak onun temel ilkesiydi. Her zaman için üretken, düþünen, düþüncelerini paylaþan, eleþtiren, doðrularý arayan ve doðrularý gösteren bir kiþiydi. Birleþtiriciydi, bütünleþtiriciydi. Son on yýl içinde düzenli olarak Gaziantep'e gelir, bütün akrabalarýný evlerinde ziyaret ederdi. Herkesle yakýndan ilgilenir ve sorunlarýný dinlerdi. Son yýllarda kendisi için bu ziyaretler yorucu olmaya baþlamýþtý. Dayýcýðým söyleyelim akrabalar senin ayaðýna gelsin dediðimde, " O zaman ben Mehmet TURGUT olmam" demiþti. Öyle mütevazý, öyle hoþgörülüydü ki, benim dayým adam gibi adamdý. Dayýcýðým seni çok özlüyorum. Senin yokluðun bende çok büyük bir boþluk yarattý. Meðer sen benim için ne kadar deðerliymiþsin. Cennet mekânýn olsun, ruhun þad olsun caným dayýcýðým. 152 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 153 Amcam Mehmet Turgut Saadettin TURGUT Öðretmen "Öldükten sonra unutulmak istemiyorsanýz, ya okunmaya deðer þeyler yazýn ya da yazýlmaya deðer þeyler yapýn." B. FRANKLÝN D eðerli aile büyüðümüz Mehmet Turgut'un 80 yýllýk yaþamýný herhalde en iyi tanýmlayan söz, yukarýdaki söz olsa gerek. Okunmaya deðer þeyler yazarak, yazýlmaya deðer þeyler yaparak geçen dolu dolu bir ömür! Ben Saadettin Turgut, Mehmet Amcamýzýn eðitim hayatýna büyük katkýlar yaptýðý aile bireylerinden sadece bir tanesiyim. Üniversitede Sosyoloji eðitimi aldým. 1994 yýlýnda mezun olduktan sonra Mehmet Amcamýn akademik kariyer yapmalýsýn tavsiyesini dikkate alarak, alanýmda yüksek lisans yaptým. Ancak çalýþtýðým sektörün iþ yoðunluðu nedeniyle bu çalýþmalarýn devamýný getiremedim. Þu anda bir özel eðitim kurumunda eðitim müdürü olarak görev yapmaktayým. Gerek üniversite yýllarýnda, gerekse iþ hayatýna atýldýktan sonra sevgili eþi Türkân yengemizle birlikte ilgisini hiçbir zaman eksik etmedi. En son ziyaretimde, yeni bitirdiði iki ciltlik Dün, Bugün ve Geleceðin Güçlü Türkiyesi isimli kitabýný imzalayarak bana vermiþti. Artýk yorulduðunu, saðlýk durumunun yeni bir kitap yazmaya müsaade etmeyeceðini, bu nedenle kütüphanesindeki bütün kitap larý Kilis Üniversitesine baðýþladýðýný büyük bir mutlulukla ifâde etmiþti.Yazmýþ olduðu son kitabýnýn çok deðerli bilgiler içerdiðini, dikkatli bir þekilde okumam gerektiðini anlatýrken birden sustu ve bana söylediði, "Eðer dünyaya farklý bir siyasî pencereden baksaydým yazdýðým bu eserlerin daha çok reklâmý yapýlýr ve daha geniþ 153 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 154 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N kitlelere ulaþtýrýlýrdý" sözü ince bir sitem olarak hâlâ hafýzamda canlýlýðýný koruyor. Mehmet Turgut, benim için gerçek bir baþarý hikâyesidir, eðitimde fýrsat eþitliðinin olmadýðý, ilkokuldan sonraki eðitim sürecine belli aile çocuklarýnýn devam edebildiði bir dönemde birçok zorluklarý aþarak üniversite eðitimini tamamlamýþtýr. Bu zor koþullarýn üstesinden azimle ve onurla gelmiþ olmasý, yalnýzca aile bireyleri için deðil tüm gençler için eþsiz bir örnek teþkil etmiþtir. Makine mühendisliði eðitimi almýþ olmasýna raðmen, toplumsal meselelerdeki tahlil, tespit ve çözüm önerileriyle çok iyi bir toplum mühendisliði örneði sergilemiþtir. Kýsaca Mehmet Turgut, azim, baþarý, duyarlýlýk, üretkenlik ve ülke sevgisi demektir. Bir gerçek Türk aydýný olarak gelecekte toplum, onun okunmaya deðer þeyler yazdýðýný ve yazýlmaya deðer þeyler yaptýðýný lâyýk olduðu þekilde anlayacaktýr. 154 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 155 Yeri Doldurulamaz Bir Büyüðün Ardýndan... Þahin TURGUT Tekstil Mühendisi Y itirdiðimiz bir büyük insanýn vefatýna aðlama, acýsýný çekme günlerini yaþamaktayýz. Kader dillerimizi baðladý, Yaradan'a teslimiyet içerisindeyiz artýk ve onun geride býraktýðý eserleri yaþatma borcunun omuzlarýmýza yüklendiði bir zamandayýz. "Böyle insanlar ne kadar da güç yetiþir oysa!" diye haklý üzüntüye kapýlanlar, yeni ve uzun bir bekleyiþ içinde olacaklardýr. Yaþadýðý süre içerisinde, bir deðeri ve eserlerini idrak edemeyip sýð sahillerde hayal âlemine kapýlanlar ise, idraksizlik ve gaflet uykularýnda; hâlâ habersizdirler neyi kaybettiklerinden. Ülke topraklarýný karýþ karýþ bilen, dertleriyle dertlenen hakikî vatan evlâtlarýnýn yavaþ yavaþ sahneden çekiliþine þahit olan bizler ise mahzun, biraz da kaygýlýyýz. Soruyorum kendime, bu ve benzeri insanlarýn yeri doldurulabilir mi gerçekten? Yaþadýðý toplumu çok iyi tanýmýþ, onun deðerleriyle her zaman ve en üst düzeyde bütünleþebilmiþ, kalkýnma mücadele ve hamlesini büyük bir ruh ve yüreklilikle ortaya koyabilmiþ olan bu ve benzeri yüce ruhlu insanlarý, yaþadýklarý dönemde yeterince anlayabiliyor ve deðerlendirebiliyor muyuz? Ölüm, yaþam sürecimizin son çizgisinde bir geçiþ merhalesi! Ölen insan bu dünyada kendisine sunulan imkânlarý iyi ve doðru kullanabilmiþ, insanlýðýn faydasýna katký saðlayabilmiþse, ölümsüzlüðün kapýsýný aralayabilmiþ, hem de ölümsüzlük sýrrýna eriþmiþ demektir. Mehmet Turgut Amcamý sizlere tanýtabilecek miyim bilmiyorum; insanlýðýn ufkunda, ötelerde bir yerde, yaþamý ile devlet ve millet hayatýnda önemli yeri olan, hayatýnýn her anýnda faaliyet ve düþünce soluklamýþ bir büyük insaný, meczettiði düþüncelerden, içinde yaþadýðý toplum yararýna ve tüm insanlýðýn ortak deðerleri olabilecek fikirler peteðini oluþturan Mehmet Turgut'u, Devlet ve millet hayatýnda reel deðerlere baðlý, gerçek bir milliyetçi ve vatanperver olarak, her þeyi ile bu topraklarýn ruhunu kavramýþtý o. Zirvelerde bulunmakla baþ dönmesi yaþamamýþ, ufuklardan topluma her fýrsatta muvazene adýna doðru sinyaller vermiþ olan bir saðduyu insanýydý. Ortaya koy155 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 156 duðu eserlerin önemi ve büyüklüðü yanýnda tevazuu her zaman hissedilebilen, yüce gönüllü bir kimseydi o; katký ve çalýþmalarýnýn semeresini hiçbir zaman "þahsî ikbal" ya da "kazaným unsuru" yapmayan, yaptýrmayan bir büyük devlet adamýydý. Bu topraklarý "vatan" yapan ruhun en güçlü timsallerinden biriydi ve bu ülke yararýna çalýþma ve gayretini görüp takdir ettiði kiþilere ilerleme ve gerekli destek yollarýný açmýþ, bizzat destek vermiþ, unutulmaz bir þahsiyetti. Hedefi, Yüce Ata'nýn belirlediði, "Muasýr medeniyet" seviyesine ulaþmaktý. Mehmet Turgut Bey ve onun gibi olanlar, kuru hamasetçilik yerine, dirayet ve realitenin eksenlerinde gerekli çalýþma düzenini kurmuþ, millet adýna yüce hedeflere ruh kazandýrmýþlardýr. Þahsî hesaplar ile siyaset yapan bir kýsým bodur insan, yüce hedefleri gerçekleþtirebilecek ileri görüþlülük ve teþebbüs gayretine sahip olabilir mi diye durup düþünmek de gerekiyor. Yedi ceddini ve siyasî yandaþlarýný iktidar nimetlerinden paydaþ kýlmanýn neredeyse meþrulaþtýðý günümüzde siyasî gücün, müstevlilerin siyasî emelleri ile hemhal olarak "Gaflet, dalâlet ve hattâ hýyanet içinde" olduðu endiþesinin vatanperver gönüllerde hissedilmeye baþlandýðý bu günlerde millet yalnýz, millet mahzun ve millet infial hâlinde! Mehmet Turgut ve benzerlerinin vefatý, sýradan olay ya da herhangi bir kayýp gibi algýlanamaz. 21. Yüzyýl Türk Milleti'nin can damarýdýr bu gibi büyükler ve onlarýn kýymetli eserleri. Eðer devlet teþkilâtýnýn emin ellerde tutulmasý isteniyorsa ve kalkýnmanýn geliþmiþ ülkeler paralelinde gerçekleþmesi bekleniyorsa, uygulamalara yön ve ruh oluþturma bakýmýndan, o ve benzerlerinin fikir ve eserlerini ciddiyetle ele almak lâzýmdýr. Bu kimseler Yüce Türk Milleti'ne lâyýk olmuþ insanlardýr. Bundan dolayýdýr ki, Türk milleti ilelebed var oldukça onlar, Çanakkale Þehitleri gibi, gönüllerde, kurumlarýmýzda yaþatýlacaklardýr. Seksen yýllýk ömrü boyunca doðruluktan ayrýlmadan ve büyük gayret sarf ederek en muteber eserleri vücuda getirdiðine tüm benliðim ile þahitlik etmek isterim. Bu yazdýklarým Mehmet Turgut hakkýndaki samimî düþüncelerimdir ama, özel olarak benim ona bir þükran borcumun olduðunu da burada ifade etmek isterim. Ben, rahmetli babamla kardeþ çocuklarý olan merhum Mehmet Turgut Bey 156 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 157 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Amcamýn maddî ve manevî desteði sayesinde tahsil hayatýný sürdürebilen ve tamamlama mutluluðuna eriþebilen þanslý bir kimseyim. 1981 Eylül'ünde babamýn vefatý ile sarsýldýðýmýz dönemde, benim ve iki kardeþimin tahsilimizi sürdürebilmemiz zora girmiþ idi. Kendileri, bu süreçte ve daha sonraki dönemde tahsilime devam edebilmeme imkân saðladýlar. Lise ve fakülte tahsilimi tamamlayýncaya dek, bu ilgi ve desteklerini aralýksýz vermeye devam etmiþlerdir. 1990 yýlýnda Ege Üniversitesi, Tekstil Mühendisliði Bölümü'nden mezun olmamýn ardýndan kamu hizmetinde ve bürokraside 8 yýl kadar görevde bulundum. 1998 yýlýnda bürokrasideki görevimden istifa ederek, özel sektörde çalýþmaya devam ettim; halen özel bir þirkette iþletme müdürü olarak çalýþmaktayým. Hayat çizgimin, ideallerime ve ülke yararýna uygun olarak þekillenmesinde emek ve ilgilerini eksik etmeyen, esirgemeyen merhum Mehmet Bey Amcama ve çok deðerli yengemiz Türkân Turgut Hanýmefendiye her zaman en derin þükran hisleri ile dolu bulundum. Destekleri, sadece maddî yardýmdan ibaret deðildi. Gerek bayramlarda gerekse okul baþlangýcý dönemlerinde, her zaman ilgilenmeleri ve hâlimi sormuþ olmalarýndan hep büyük sevinç duymuþumdur. Türk Milleti'nin yetiþtirdiði bu kýymetli insanlarýn yakýný olmakla biz kardeþler her zaman onur duyduk. Bu lütfu için de Yaradan'a þükürler olsun! Bir insanýn iyi kalpliliði ve yüce vasýflarýný ifade edebilme adýna, illâ ki vefatý bir vesile olmamalýdýr. Merhum Amcamýzýn bu dünyada kendilerine hayat arkadaþý olarak seçtiði bir Haným Yengemiz de vardýr ki, ondan mutlaka bahsetmek isterim; zira hem Amcam hem Yengem bir bütünü tamamlamak üzere yaratýlmýþ gibidirler. Yengemiz, tevazuu, bilgeliði, yardýmseverlik ve merhametliliði ile bizleri kucaklayan "Annemiz" gibidirler. Her ikisi de üst düzey görev dönemlerinde ve meþguliyetleri arasýnda dahi bizleri hiçbir zaman unutmamýþ, arayýp sormuþ ve gerektiðinde de destek olmuþlardýr. Buradan Yengemize, "Gülen yüzünüz bundan böyle hiç hüzünlenmesin" demek isterim. Deðerli büyüðümüz merhum Mehmet Turgut Amcam için de Allah'tan rahmet diler, minnet duygularý içinde, ruhu þad olsun derim. 157 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 158 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut'a Dair Birkaç Söz Türkân TURGUT M ehmet Turgut güçlü bir iradeye sahip, attýðý adýmý asla geri çekmeyen, ne yaptýðýný ne istediðini bilen, çalýþkan bir insandý. Bu karakteri, daha ilkokul çaðýndan bu yana geliþerek devam etmiþ ve onu hedeflerine ulaþtýrmýþtý. Çok sevdiði ve saydýðý, gerçekten de ileri görüþlü ve uyanýk bir insan olan babasýnýn nasihat kabilinden söylediði "Sigaradan, içkiden ve kötü arkadaþlardan uzak dur" þeklindeki sözlerini hiç unutmamýþ, küçücük yaþta tek baþýna girdiði hayat mücadelesinde bu sözler ona her zaman rehber olmuþtu. Genç yaþta, çocuklarýna doyamadan bu dünyadan göçüp giden anacýðýný biraz olsun hatýrlayamamasý, bir fotoðrafýný dahi görememiþ olmasý onu daima üzmüþ, anasýna sokulan, sarýlan bir kimse karþýsýnda hislendiði ve anne hasreti çektiði daima gözlenmiþ, bu durum ise onu çok hassaslaþtýrmýþtý. Üstesinden gelmeye çalýþtýðý hayat mücadelesinde hemen hemen ilk baþarýsý, Devlet Yatýlý Ýmtihanlarýný kazanmakla baþlamýþ ve lise tahsili boyunca her sene iftihar listesine geçerek, hocalarýnýn gözde talebesi olmuþ, yaz tatilinde köyüne, evine dönemediði günlerde bile okul müdürünün himayesini görmüþtü. Çektiði hiçbir zorluk, hiçbir acýmasýzlýk onu menfî yönde etkilememiþ, bilâkis iyiye, doðruya ulaþmak üzere kamçýlamýþtý. Acý tatlý hatýralarla dolu bir ilk ve orta öðretim hayatýndan sonra, Sümerbank bursunu kazanarak Ýstanbul Teknik Üniversitesi'ndeki yüksek öðretim hayatýný sürdürebilme imkânýný bulabilmiþti. Bu dönemde de zorluklarla karþýlaþmýþsa da, daha önceki dönemde olduðu gibi, hiçbir þey onu yolundan döndürememiþ, ne olursa olsun tahsiline devam etmiþ ve sonunda yüksek makine mühendisi olarak hayata atýlmýþtý. Bu durum onun, ikinci büyük baþarýsýydý. Öðrenim hayatý boyunca pek çok arkadaþ edinmiþ ve bu arkadaþlar hayatýnda ona hep yoldaþ olmuþ, memleket meselelerinin 158 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 159 hâllinde yine birlikte kafa yormuþlar ve bu yolda yine birlikte yürümüþler, aralarýnda geliþtirdikleri sevgi ve saygýyý asla kaybetmemiþlerdi. Dostlarýna ve arkadaþlarýna olan düþkünlüðü, sevgisi insaný þaþýrtacak kadar güçlüydü, arkadaþlarýnýn da ona olan düþkünlüðü onunkinden az deðildi. Böylesine baðlýlýk, sevgi ve saygý sýk rastlanan bir durum olmasa gerek. Hayatýný kafasýnda plânlamýþ olan Mehmet Turgut, ne istediðini, ne yaptýðýný bilen bir insan olarak evliliðini de plânladýðý gibi, hiçbir yardým görmeden tek baþýna gerçekleþtirmiþti. Evlilikten sonraki hayatýnda da, ideallerini gerçekleþtirme yolunda attýðý adýmlarý geri çekmemesi için içten gelen samimî bir destek görmüþtü. Ýlk olarak devlet dairesinden ayrýlýp özel bir büro açmýþ ve burada etrafý silip süpürmek, soba yakmak gibi iþler de dâhil olmak üzere, altý ay gece gündüz tek baþýna çalýþmýþ, baþarý pýrýltýlarýný gördükten sonra ancak, iþini büyütmek gayesiyle, yardýmcýlara baþvurmuþ ve iþ adamý olma yolunda ileri adýmlar atmýþtý. Bütün bu hayat mücadelesi yýllarýnda memleket meselelerini düþünmekten de geri kalmamýþ, bu konularda münakaþa etmekten, yazýp çizmekten uzak durmamýþ, hep bir arayýþ içinde olmuþ, 159 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 160 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Türkiye'nin güvenliði, top yekûn kalkýnmasý, özellikle sanayiin geliþmesi, Türk dili ve musikisinin, Türk örf ve âdetlerinin korunmasý, dinî eðitimin ehil ellerde yapýlmasý gibi konular onun ilgisini çekmiþti. Ýþ hayatýnda, düþünce âleminde ve evliliðinde baþarýlý, sâkin ve mutlu günler geçerken, memlekette meydana gelen 27 Mayýs 1960 Ýhtilâli onu aþýrý derecede etkisi altýna almýþ ve yapýlan haksýzlýklar, atýlan iftiralar, memlekete hizmet ettiklerine inandýðý kimselere yapýlan kötü muamele onu politikaya itmiþti. Gözü hiçbir þey görmezcesine, bin bir emekle yürütmeye çalýþtýðý ve baþarýlý olduðu iþ hayatýndan çýkýp her þeyi tasfiye ederek, sýfýrdan baþlamak üzere, risklerle dolu politik hayata atýlmýþ, yeni kurulmakta olan Adalet Partisi'nin kurucularý arasýna girmiþ ve teþkilât baþkan yardýmcýsý olarak iþe baþlamýþtý; daha sonra da bütün çalýþmalarý bu yönde olacaktý. Hayatý boyunca memleket meseleleriyle ilgili olan, düþünüp yazan Mehmet Turgut artýk bu konuda daha geniþ bir zemin bulmuþtu; hem kalemi daha etkili olacak, hem sözleri Meclis kürsüsünden daha fazla duyulacak, daha da iyisi memleketine, köyüne, kentine fazlasýyla hizmet etme, faydalý olma imkânýný bulacaktý. Artýk bir politikacý olarak düþüncelerini fiiliyat sahasýna sokma zamanýydý. Sanayi sahasýnda yaptýðý pek çok baþarýlý iþ dýþýnda, Sümerbank mamûllerinde olsun, diðer sanayi mamûllerinde olsun, halkýn yüzünü güldürecek ucuzluklar yaptýrmýþ ve taksi þoförleriyle müþteriler arasýndaki ücret konusundaki tartýþmalarý önleyecek taksimetreler imal ettirerek memlekete ferahlýk getirmiþ, vatandaþlara rahat nefes aldýrmýþtý. Bu arada yazdýðý kitaplarda, milletine, devletine, ayrýca millî deðerlere, kültür ve medeniyetine olan inancýný belirtmiþ, tarihine olan baðlýlýðýný dile getirmiþ, memleketin karþý karþýya kaldýðý tehlikeleri ele almýþtý; kitaplarýnda olsun, politik hayatýnda olsun, hattâ günlük hayatýnda olsun hep "Batýlýlaþmadaki Yanlýþlara" temas etmiþ ve doðru olduðuna inandýðý yollarý göstermeye çalýþmýþtý. Mehmet Turgut köþesine çekildiði zaman bile, daha büyük heyecanla ve inançla, daha kuvvetli millî duygularla, yine memleketinin ilerlemesine, vatandaþlarýnýn refahýna faydalý olabilir düþüncesiyle inandýklarýný, düþüncelerini durmadan kaleme almaya devam etmiþ, yazdýklarýný da zor bile olsa yayýmlamaya çalýþmýþtý. Hayatý boyunca milletine, memleketine, devletine ve yakýnlarýna faydalý olmayý prensip edinmiþ bir insan için yapacak baþka bir iþ de olmasa gerekti. 160 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 161 Yazýlý Basýna Yansýyanlar KISIM IV M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 162 Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný olduðu günlerde (1964-1965) 162 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 163 Dostluða Dair AJANS TÜRK 24 Mayýs 1967 M ehmet Turgut geri kalmýþlýðýmýzýn nedenlerini, samimiyetsiz, cesaretsiz, birbirini sevmeyen, tesâdüfen bir araya gelmiþ kadrolarýn beceriksizliðinde arýyor. Kalkýnmanýn hâl þeklinin ise, birbirine dayanan, samimî, bilgili, karakterli, yalaný reddeden grubun iþbaþýna gelmesi ile mümkün olduðunu bildiriyor. Hemen söyleyeyim, Mehmet Turgut'un kitabýndan bahsediyoruz. Kitaptaki 22 yazý, 1961 - 62 döneminde basýnda çýkmýþ makalelerin toplamýdýr ve kendi deyimi ile Mehmet Turgut o tarihte politikanýn eþiðindedir. Yazar, üniversite, basýn, politikacýdan, kýsaca aydýndan þikâyetçidir: “Türkiye'de vicdanýnýn sesini dinleyen gerçek aydýn yoktur. Oysa demokraside cesaret, akýl ve bilgiden önce gelir. Batý tarihi böyleleri ile doluyken bizim tarihimiz inzivaya çekilmiþ küskünler veya büyükelçi unvaný verilmiþ sürgünlerle doludur. Bu manevî deðerler yokluðuna büyük ölçüde partilerin baskýsý sebep olmakta, þereflere yapýlan tecavüzlerden dolayý gerçek aydýnlarýn pek çoðu ortaya çýkmamaktadýr.” Mehmet Turgut'un kalkýnmada þimdiye kadar pek temas edilmeyen ahlâk sorununa da dokunmasý, hattâ temel olarak almasý orjinâldir. Ve üzerinde elbette ki tartýþýlacaktýr. Yazarýn fikirlerini kaleme aldýðý devirler geride kaldý. Mehmet Turgut, politikanýn içinde ve iktidarýn bir bakanýdýr. 163 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 164 Eski Dostlar, Eski Dostlar Mehmet BARLAS (SABAH GAZETESÝ) 24 Mart 1990 E ski Sanayi Bakaný ve þimdi Ýþ Bankasý Yönetim Kurulu Baþkaný olan, Gaziantepli hemþehrimiz Mehmet Turgut'un son kitabý Siyâsetten Portreler çýktý.. Mehmet Turgut, kitapta çizdiði portrelerin sahiplerini, isimleri ile vermiyor. Satýrlarý okurken, "Kim kimdir?"i tahmin etmeye çalýþýyorsunuz. Bazý bölümleri aktarýrken, bunlara iliþkin isim tahminlerimizi de parantez içinde verelim... 1963 Kasým'ýnda tahrik edilmiþ kalabalýklar, Adalet Partisi merkezini basýyor. Mehmet Turgut, bu olay sonrasýnda yer alan bir sahneyi þöyle anlatýyor: "Üç arkadaþ, iri kýyým mühendisin (Demirel olabilir) Kavaklýdere'deki evinin önünde taksiden inerek, zemin kata girdi.. Doktorla (Saadettin Bilgiç olabilir), orta boylu mühendis (Mehmet Turgut olabilir) birer koltuða otururken, iri kýyým mühendis bir kanepenin üzerine çöktü... Epeyce zaman geçtikten sonra, iri kýyým mühendis, beyaz, sarý ve solgun bir yüzle, titreyen, kýsýk ve kekeleyen bir sesle, ‘Bu iþ burada bitmiþtir.. Bu memlekette ve bu þartlar altýnda politika yapýlamaz. Hep beraber politikadan çekilelim. Eðer arkadaþlarým çekilmezse, yollarýmýz ayrýlýyor demektir’ þeklinde konuþtu..." "Kahramanýmýz (Saadettin Bilgiç olabilir), iri ve þiþman gövdesi ile birkaç adým atarak salonun ortasýna doðru geldi. Soðukkanlý, sakin ve aðýr aðýr, tok ve sert bir sesle konuþmaya baþladý. Kavgadan dönmek olamazdý. Kaçmak ise hiç yoktu. Ýstifa etmek, ayrýlmak, çekilip gitmek, kaçmanýn en basiti, fakat en haysiyetsizcesidir." Kahramanýmýzýn ortaya koyduðu fikre uygun karar alýnarak, kavgaya devam için gerekli her þeyi yapmak üzere, hemen o sabahtan itibaren çalýþmalara baþlandý. Bu çalýþmalarla da, parti (Adalet Partisi) kýsa zamanda derlenip toparlandý, geliþti ve iktidar oldu." 164 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 165 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut, bu olaydan 6 yýl sonrasýný da þöyle anlatýyor Siyasetten Portreler kitabýnda: "... Genel Baþkan (o zamanki Baþbakan Demirel olabilir), bakan arkadaþýný (Mehmet Turgut olabilir) evine çaðýrdý. Cebinden bir kaðýt çýkartýp, 'Þunu bir oku' dedi... Bakan, notun Millî Emniyet Teþkilâtýna ait olduðunu hemen anladý. Hayret ve þaþkýnlýkla okudu... Çünkü notta yazýlanlar, Koca Reis'in (Saadettin Bilgiç olabilir) Ýstanbul'daki çalýþmalarý ile ilgilidir. Koca Reis'in, Bayar ile ne zaman görüþtüðü, Mükerrem Sarol'la kimin evinde buluþtuðu, Samet Aðaoðlu ve eski Demokratlarla hangi lokantalarda yemek yediði, özet hâlinde anlatýlmaktadýr... Baþbakan, 'Görüyorsun deðil mi, Koca Reis'in Ýstanbul'da, eski demokratlarla yaptýðýný'diyerek bakandan cevap bekler..." Mehmet Turgut'un kitabý, ibretlerle dolu böyle sayfalardan oluþmuþ bir çalýþma... 165 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 166 Mehmet Turgut Konuþuyor Yavuz DONAT (ERCÜMAN) 10 Ekim 1978 M ehmet Turgut, politikaya Adalet Partisi'nde baþladý. Demirel'in yakýn arkadaþýydý. 41'ler olayý ile Adalet Partisi'nden ayrýldý. DP kurucularý arasýnda yer aldý. 1977 seçimlerinde aday olmadý ve evine çekilip kitap yazmaya baþladý. Bu hükümet (42.hükümet, 3. Ecevit hükümeti) döneminde sýk-sýk yönetim kurulu üyeliði teklifi aldý. Kabul etmedi. Eski Bakan Mehmet Turgut uzun süredir susuyor. Bu suskun politikacýyý iki gün süreyle Vitrin'de konuþturuyoruz... – Sayýn Mehmet Turgut, Ecevit Hükümeti kurulurken ne ummuþtunuz, dokuz ay sonra ne buldunuz? – Hükümet kurulurken çok þey ummamýþtým. Ama iþleri ciddiye alsaydýk hükümetin elinde bazý imkânlar vardý. Özellikle iki büyük imkân vardý. – Nelerdi bu imkânlar? – Birincisi, zaman avansý lâzým. Avans gücü. Bu hükümet yeni yüzler, yeni sesler, eskimiþ, ama yeni sanýlan fikirlerle ortaya çýktý. Vatandaþ bu hükümete, iþleri düzeltebilmesi için bir yýla yakýn zaman avansý verdi. Yapacaðý iþleri ümitle bekledi. Bir iktidar için bu büyük güçtür. Ýkincisi iktidara gelince hükümet, iktidar olma gücüne sahipti. Yani millî müesseseler, Anayasa kuruluþlarý bu hükümetle ayný paraleldeydi. Sadece bu iki imkânla bile birçok þey yapýlabilirdi. Ama olmadý. – Ýmkânlarý kullanmadý sizce. Öyle mi? – Öyle tabiî. Bu imkânlara raðmen, meselâ anarþiye bakalým. Hükümetin göreve geldiði günden daha kötü. Ekonomi daha kötü. Enflâsyon daha þiddetli. Fiyatlar çok daha yüksek. Para deðeri her gün deðiþiyor ve düþüyor. Devalüasyon etkisini kaybetti ve hiçbir faydasý olmadý. Transfer tamamen durdu. Hükümet yeni bir devalüasyona hazýrlanýyor. Yatýrýmlar durmuþtur. Sanayi sektörü 166 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 167 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N kalkýnma hýzý 25 yýlda en düþük seviyeye inmiþtir. – Sayýn Mehmet Turgut, bu hükümetin bu noktaya gelmesinin sebebi nedir? – Üç sebebi var, birincisi CHP'nin uzun yýllar muhalefette kalmasýnýn yarattýðý meselelerdir. CHP normal muhalefet görevi yapmadý. Ýktidar düþmanlýðý yaptý. Hattâ bunu da aþýp devlet düþmanlýðý yaptý. Ýktidar olunca, devlet düþmanlýðý anlayýþýndan kurtulup da hükümet etme anlayýþýna kavuþmadý. Devlet düþmanlýðýna devam etti. Bunun neticesidir ki, iktidardaki beyan ve icraatý ile devlet birimlerinde büyük ölçüde tahribat yaptý. ikinci sebep ise dernekçi bürokratlardýr. – Dernekçi bürokrat ne demektir? – Ýki türlü bürokrat olur. Bunlardan biri çalýþan, bilgili, yaratýcý. Diðeri de tembel, bilgisiz, yaratýcý gücü olmayan. Çalýþkan bürokrat mesleðinde sivrilir gider. Tembeli ise iþ yapmaz, dernekçilikle uðraþýr. Bunlar dernekçilik yaparken, muhalefetteki CHP'yi eylem ve demeçlerle desteklediler. 1977'de çoðu milletvekili oldu bunlarýn. Bir kýsmý bakan yapýldý. Diðerleri de müsteþar veya genel müdür olup devletin kilit kademelerini ele geçirdiler. Böyle bir kadro hükümetin baþarýsýzlýðýnda büyük rol oynadý. – Pekiyi üçüncü sebep nedir Sayýn Turgut? – Dernekçi bürokratlarýn telkini ile Ýkinci Dünya Savaþý sýrasýnda ekonomiye tatbik edilen müdahale metotlarý, bugünkü ekonomiye uygulandý. Bunlarýn neticesi olarak hükümet hem kendisine tanýnan avansý kaybetti, hem de iktidar olma gücünde büyük sarsýntýlar meydana getirdi. – Sayýn Mehmet Turgut, Türkiye'nin bugünkü bunalýma girmesinde politikacýlarýn kusuru var mýdýr? – Þüphesiz. Hem de çok büyük. – Ne gibi kusurlar. – Politikacýlar 1946'dan beri durmadan halkýn haklarýndan bahsetti. Her hakkýn karþýlýðýnda bir de vazifenin bulunduðunu vatandaþa anlatan olmamýþtýr. Bu bakýmdan vatandaþ devamlý hak ister, fakat vazife yapmaz hâle gelmiþtir. – Politikacýlarýn baþka ne gibi kusurlarý oldu? 167 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:57 Page 168 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N – Yine politikacýlarýn yanlýþ tutumu ile 1950'den önce vatandaþýn kafasýndaki Allah korkusu ortadan kalkmýþtýr. 1950'den sonra ise devlet ve kanun vatandaþýn kafasýndan silinmiþtir. 1960'tan sonra ise, devlete alabildiðine yalan sokulmuþtur. – Bütün bunlarýn politikacý üzerinde nasýl bir etkisi olur? – Þöyle bir etkisi oldu. Politikacýnýn kalitesi düþtü. – Örnek verebilir misiniz? – 1946- 1950 arasýnda CHP ve DP’de il baþkanlýðý yapanlarýn listesini çýkar ve kalitelerine bak. Bir de þimdi CHP ve Adalet Partisi'nin il baþkanlarýný çýkar, mukayeseyi yap, kalite farkýný görürsün. – Sayýn Turgut, politikacýnýn kalitesi neden düþüyor? – Bugün memleketimizde baþarýlý politikacý her zaman seçilen politikacýdýr. Artýk parlâmento kürsüsüne çýkmak, memleketin problemlerini ve çözüm yollarýný meclise getirmek önemli deðildir. Bu, baþarýnýn ölçüsü de deðildir. – Ölçü nedir? – Söyledim ya, ölçü yeniden seçilmek, bir daha seçilmek, her devre seçilmektir. Böyle olunca da politikacýnýn gözü, kulaðý ve cüzdaný delegede olmaktadýr. Parlâmento ve halk önünde söylenecek sözün ve yapýlacak iþin deðeri ve faydasý, delege ve lider tarafýndan beðenilmesine baðlýdýr. – Ölçü bu olunca da ciddî çalýþma ve konuþma olmuyor yani. – Elbette, bugün parlâmentodaki konuþmalarýn büyük kýsmý dedikodu, yalan ve küfürlerle dolu olup, bilgisizlik ve demagoji örneðinden öteye gidememektedir. – Politikacýnýn kalitesi nasýl düzelir, parlâmento içi bunalýmdan nasýl çýkýlýr? – Bunalýmdan çýkabilmek, vazifesini vicdanýndan geldiði gibi ve hattâ istikbâlinin yok olacaðýný bilerek yapan, ''Olaylarýn akýþý ne olursa olsun, ben þahsiyetime olan hürmetimi ve lekesiz vicdan muhasebemi mutlaka muhafaza edeceðim'' diyen ve inançlarýna uygun hareket eden politikacýlarla mümkündür. – Sayýn Mehmet Turgut Türkiye'nin meseleleri nasýl halledilebilir? – Türkiye'nin problemlerinin çok kýsa zamanda bir formülle 168 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 169 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N veya sihirli deðnekle hâlledilmesi mümkün deðildir. Ancak bu gidiþe dur demek, daha ölçülü, daha ciddî bir kadro ile memleketin iyi istikamete götürülmesi yolunda gerekli tedbirleri almak mümkündür. Bu da görünürde, liderler dýþýnda bir sað koalisyon ile mümkündür. – Sayýn Turgut liderler dýþýnda sað koalisyon diyorsunuz. Böyle bir hükümette Baþbakan kim olmalýdýr? – Baþbakan ve þahýslarýn kim olduklarý mühim deðildir. Ama bir mühim nokta var. Bu hükümette bürokratlar yer almamalýdýr. – Neden liderlerin dýþýnda? – Mevcut liderler hem tecrübe edinmiþ, hem de eskimiþlerdir. Yeni bir ümit veremezler. Mevcut liderler dýþýnda iþbaþýna gelecek ve milletin büyük çoðunluðu için yeni sesler, yeni yüzler ve yeni fikirler izlenimi verecek bir kadro, pek çok meseleyi halletmese bile, hal yoluna koyabilir. – Mevcut liderleri eleþtiriyorsunuz bu arada….Þimdiki liderler de ''Yeni ses-yeni fikir'' olarak görünemez mi? – Türkiye'deki liderler, dünyadaki çok hýzlý geliþme karþýsýnda, liderler de dahil, her þeyin hýzla eskidiðinin farkýnda deðiller. 1965'ten bu yana Japonya'dan Amerika'ya kadar bütün dünya göz önüne getirildiði zaman hemen hemen bütün parti liderlerinin, bütün baþbakanlarýn en az birkaç defa deðiþtiði görülür. – Deðiþmek insaný yok edebilir. Belki de mesele buradan kaynaklanýyor. – Deðiþmek yok olmak deðildir. Seçimle idare edilen memleketlerde deðiþen insan, kendini yenileyip, çoðu kere iþbaþýna gelir. Bizim demokrasimizin yaþamasý ve geliþmesi için bu kaideyi sýk sýk tatbik etmek gerekir. – Eskime sebebiyle lider deðiþikliðinin zaruretinden söz ediyorsunuz. Eskimenin sebebi nedir? – Meselâ, merhum Baþbakan Menderes'i düþünelim: Rahmetli 15-20 günde bir demeç verirdi. O zaman Türkiye'de 5-6 tane büyük gazete çýkýyordu. Bunlarýn toplam tirajlarý 500 -600 bini bulurdu. Baþbakan'ýn sözleri bunlardan ancak 150 -200 bin adedinde görülürdü. Yani Baþbakan'ýn sözlerinin sadece bu kýsmý ile, on beþ, yirmi günde bir defa olmak üzere, 150 -200 bin insan karþý karþýya 169 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 170 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N gelirdi. Zira bu gazetelerin sadece 2 -3 tanesi merhum Menderes'in demecine yer verirdi. Bu durum biraz az, biraz fazla olmak üzere muhalefet liderleri için de böyle idi. Bugün durum bundan çok farklýdýr ve liderler tekniðin verdiði imkânlarla vatandaþýn her an karþýsýndadýr. – Sayýn Turgut, bu durumun lider eskimesi ve yýpranmasý ile ilgisi nedir? – Söyleyeyim. Bugün Baþbakan veya muhalefet lideri, her gün 35 milyon insanýn karþýsýna çýkmakta... – 45 milyon diyeceksiniz galiba... – Hayýr, hayýr. Çocuklarý çýkaralým. Her gün 35 milyon kiþi radyo ve TV takip ediyor. Liderler bu sayýdaki insanýn karþýsýna çýkmakta ve vatandaþlar gerek muhalefet liderlerinin bazen kravatýna, bazen ceketine, bazen saçýna, bazen gömleðine, bazen konuþmasýna, bazen telâffuzuna, bazen uydurma Türkçesine takýlýyor. Dolayýsýyla da liderler TV'ye her çýkýþta biraz daha yýpranýyor, biraz daha eskiyor. 170 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 171 Mehmet Turgut Yavuz DONAT (TERCÜMAN) 25 Mart 1990 S iyasetten Portreler, Mehmet Turgut'un son kitabý. Deneyimli siyaset ve devlet adamý Turgut son 30 yýlda gördüklerini yazmýþ… Yakýndan tanýdýðý isimleri ve isim vermeksizin. Turgut'un kendisine de söyledik. Bazý sempatileri, antipatileri, önyargýlarý kitaba yansýmýþ. Ama o hemen itiraz etti "Nerede, hangisi, kaçýncý sayfa" diye. Kitapla ilgili bir-iki de "Tekniðe dönük" eleþtirimiz olacak. "Önsöz" ü okumak için mutlaka gözlük takmak gerek. Biraz daha iri harf kullanýlamaz mýydý? Hem böyle bir kitapta "Ýçindekiler" bölümü olmaz mý? Neyse bu ayrýntýlar yayýnevinin sorunu.Turgut'la ilgisi yok.Mehmet Turgut'un aþýrý duygusal yapýsý bazý kýrgýnlýklarý aþmasýný engelliyor. Ýsmet Ýnönü'nün oðlu Erdal'a yazdýðý mektuplarda, Metin Toker'in Ýnönü ile ilgili kitaplarýnda bir husus dikkatimizi çeker… Ýnönü'nün kaybetmeyi içine sindirmedeki olgunluðu. Kaybedeceðini bile bile sandýða güle oynaya gidiþi. Kayba giden yollarda paniðe kapýlmayýþý. Siyasette kaybý kabullenmek önemli bir meziyet. Mehmet Turgut'u okurken ayný husus dikkatimizi çekti. Turgut maðlubiyeti kabul etme ahlâkýndan söz ediyor. Buna "Maðlubiyeti kabul etme gücü" diyor. Ya da "Maðlubiyeti kabul etme olgunluðu." Ýktidar ömür boyu sürmez. Günün birinde kaybetmek kaçýnýlmaz. Turgut'u okuyoruz. …Bizim politik hayatýmýzda kaybeden veya kaybetme korkusu içine giren birçok politikacý âdeta bir çocuk þýmarýklýðý ve öfkesi içine girer ve hemen tepinmeye baþlar… Kitaptaki "Kaybetmek ve kaybetmeye adam gibi alýþmak "cümlesinin altýný çizdik. Bize göre gerçekten altý çizilecek bir söz… Turgut'u okumayý sürdürüyoruz: 171 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 172 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N ...Çok þey gördüm politikada. Kazanmayý da kaybetmeyi de yaþadým. Kaybetmenin insanlarý ne hâle getirdiðini, dostluklarý ne þekle soktuðunu, idealizm, inanç, iman, cesaret, irade, ahlâk ve dürüstlük gibi fazilet duygularýný nasýl alabora ettiðini gördüm… Kitabýn özellikle bu bölümünü okumalarýný tüm siyasetçilere tavsiye ederiz. O cilâlý koltuklar, son model makam otomobilleri… Her þey,her þey geçici. Altýný çizdiðimiz bir cümle daha: "Dinlemek politikada büyük bir kabiliyet, hattâ çok az kimsenin sahip olabileceði zor bir sanattýr." Doðru… Mehmet Turgut Adalet Partisi'nin kuruluþ günlerini anlatýyor. Yazdýklarý bugünün siyasetçilerine ya da siyasete yeni girmek isteyenlere bir tür öðüt: …En iptidaî, en pis kasaba otellerinde, han odalarýnda uyuyup uyanacak, hattâ köy odalarýnýn bir köþesinde kalacaksýnýz. Sade ve basit köy yemeklerini, en rahat ölçüler içinde, beðenerek ve iþtahla yiyeceksiniz. Gezilerinizde her çeþit vasýtayý kullanacaksýnýz. Uçakla, trenle, otomobille ve kamyonla gidebilirsiniz. Otomobil ve otobüslerin önünde, arkasýnda, ortasýnda, kamyonlarýn þurasýnda, burasýnda ve üstünde nerede yer bulursanýz orayý beðeneceksiniz. Gittiðiniz her yerde karþýnýza çýkan herkesle konuþacaksýnýz. Ýknaya çalýþacaksýnýz. Bazen yalvaracak, bazen okþayacaksýnýz. Bütün bunlardan sonra kazanmak da var, kaybetmek de. Özellikle kaybetmek önemli, kaybetmek ve kaybetmeye de adam gibi alýþmak... Mehmet Turgut bizim için sadece bir dost deðil, önemli bir siyaset ve devlet adamý. Ciddî, onurlu, dürüst. Ve kaybetmeyi içine sindirebilmiþ. Kitabýndan dolayý kutluyoruz. 172 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 173 Mehmet Turgut'un Rusya Seyahati Notlarý 4. Defa Basýldý Rasim EKÞÝ (TÜRKÝYE) 12 Aðustos 1988 Ý þ Bankasý Yönetim Kurulu Baþkaný Mehmet Turgut'un kitabý, Rusya'daki soydaþlarýmýzý yanýmýza taþýyor. Okurken hüzünleniyor, aðlýyorsunuz. Mehmet Turgut, “Rusya'daki insanlarýn hemen hepsinde yüzler son derece hareketsiz. Bakýþlar aldýrmaz ve donuk” diyor. Sanayi Bakaný olduðu sýrada zamanýn Baþbakaný ve diðer yetkililer ile Sovyetler Birliðini ziyaret eden Mehmet Turgut, gördüklerini, o ülke hakkýndaki bilgileriyle de süsleyerek Türk okuyucusuna Taþkent'e Doðru isimli kitapla sunmuþtu. Üç baskýsý kýsa zamanda biten kitabýn dördüncü baskýsý Boðaziçi Yayýnlarý tarafýndan piyasaya sunuldu. Sovyet rejimini ve Sovyetler'deki soydaþlarýmýzýn durumunu merak edenler, gerçek bir mütefekkirin kaleminden çýkan bu kýymetli eseri okumalýdýr. Türk devlet adamlarý, umumiyetle, hatýra ve seyahat intibalarýný yazmazlar. Edebiyatýmýzda da bu çeþit eserler oldukça azdýr. Halbukî, Evliya Çelebi'nin Seyahatname’si kelimenin tam manâsýyla bir "þaheserdir". Neden bu sahada bu kadar geri veya alâkasýz olduðumuza ise, bir çýrpýda cevap vermek imkânsýzdýr. Bilhassa, dýþa açýlma diye özetlenen son siyasî ve ekonomik yöneliþimiz göstermektedir ki, dünyayý tanýmak ve kendimizi dünyaya tanýtmak mecburiyetindeyiz. Her gün birkaç yetkili, beraberinde çok sayýda gazeteci ve iþ adamý ile birlikte yurt dýþýna gidip gelmektedir. Bu seyahatlere katýlanlardan gazetelere intikal eden ise, sadece, bavullarýn, valizlerin veya çantalarýn sayýlarýdýr. Ama, bugün büyük bir bankanýn Yönetim Kurulu Baþkaný olan, Sanayi Eski Bakaný Mehmet Turgut, bu iki grubun da dýþýndadýr. Sayýn Turgut, Sovyetler'e hem boþ gitmemiþ, hem de boþ gelmemiþtir. Taþkent'e Doðru adýný verdiði gezi notlarýný okuyunca Mehmet Turgut'un dopdolu bir kafa ile Sovyetler Birliði'ne gittiðini, orada gördüklerini gerçek bir Türk münevveri olarak deðerlendirdiðini, sýnýrlarýmýzýn dýþýnda yaþayan soydaþlarýmýzýn bizim için taþýdýðý 173 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 174 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N ehemmiyeti ve komünizmin, bizim soydaþlarýmýz dahil, hiç kimseye müsbet bir þey vermediðini tespit etmiþtir. Taþkent'e Doðru'nun önsözünde, bir sýnýr köyünde doðup büyüdüðünü, yaþlý anneannesinden dinlediði hikâyelerinin çoðunun "Moskof" kelimesi ile birleþtiðini yazan Mehmet Turgut, Sovyet vatandaþlarýnýn genel psikolojik durumlarý hakkýnda þu kanaate vardýðýný yazýyor: "Rusya'da kaldýðýmýz müddetçe gördüðümüz bütün insanlarý göz önüne getirdiðimiz zaman, bu insanlarda, bize belki de diðer milletlere benzemeyen bir hâlin mevcut olduðu hükmüne rahatça varabiliyoruz: Duruþlarý, yürüyüþleri, hemen hemen takýndýklarý bütün tavýrlarý, hareketleri baþka türlü ve deðiþik. Bu insanlarýn hemen hepsinde, yüzler son derece hareketsiz, bakýþlar aldýrmaz ve donuk. Yaptýklarý hareket isteksiz hissini veriyor. Herkesde acayip bir bekleyiþ, acayip bir seyrediþ hâli var. Kimi bekliyor, neyi seyrediyorlar, bu umursamazlýk neden ileri geliyor?'' Mehmet Turgut, bütün bu suallerin cevabýný biliyor ama, kendisi cevap vermiyor. Cevabý, bir müddet önce Batý'ya kaçmýþ olan yazar Valeri Tarsis'in vermesini, o cemiyetin bir ferdi olan eski bir Sovyet vatandaþýnýn konuþmasýný istiyor. Tarsis de kendi görüþünü, kendi kanaat ve tecrübelerini, eserindeki kahramana söyletiyor: ''Kýrk sene süren devamlý korku, harpler, þiddet hareketleri ve güvensizlikten sonra Rusya'da hiç kimsenin normal bir ruh taþýyamayacaðýný anlamýþtý.'' Tarsis þöyle devam ediyor: "Kýrk seneden beri bir inanç yüzünden çile çekmiþ ve babalarý temerküz kamplarýnda kurþuna dizilmiþ veya iþkenceyle ölmüþ zavallýlarýn aklî durumlarýný persükasyon mania ile adlandýrmanýn mânâsýzlýðýný biliyordu.'' Sovyet rejiminin Rus halkýna, Sovyetler Birliði'ndeki bütün milletlere verdiði nimetlerin! derecesini anlamak için bu cümleler yeter herhâlde. 174 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 175 Türkiye'nin Ýçinde Bulunduðu Tehlike ve Geleceði Ergun GÖZE (TERCÜMAN) 6 Eylül 1983 Ý ki gündür Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde bulunan dýþtaki ve içteki düþmanlarýn faaliyetlerini anlatmaktayým. Hoþ her gün yaptýðýmýz budur da diyebiliriz ya, neyse. Tam bahsi açmýþken sýcaðý sýcaðýna Sayýn Mehmet Turgut'un yazmýþ bulunduðu ve Dergah Yayýnevi tarafýndan neþredilen Türkiye'nin Geleceði isimli kitabý çýkageldi. Kitabýn ikinci baskýsýna Sayýn Mehmet Turgut bir ikinci önsöz ekleyerek daha önceki tespitlerinin geçerliðini teyid etmiþ, ümitsizlikle deðil ve fakat hüzünle okuduðum akýlcý ve fakat vatanperverlik ruhu dolu bu önsözü istedim ki, okuyucularým da benimle paylaþsýn. “Bu kitap, yazýlýp basýlalý yýllar oldu. O günden bugüne, köprülerin altýndan çok sular aktý. Memlekette yýkýntýlar, çöküntüler, bunalýmlar birbirini kovaladý. Devlet yýkýlmanýn, vatan parçalanmanýn, millet bir iç savaþýn eþiðinden büyük zorlukla kurtulabildi. Sokaklarý dolduran anarþi, kardeþi kardeþe vurduran ideolojik savaþ, babayý oðuldan ve anayý kýzdan ayýran kavram kargaþasý, ortadan kalkmýþ gibi görünmektedir. Kýsacasý bugün, 12 Eylül 1980 öncesi vasatýndan çok uzaktayýz ve çok iyi noktadayýz. Ancak bu görünüþe, hattâ bir ölçüde bu realiteye aldanmamak gerekir. Çünkü ruhlarý saran anarþi, gelecekte önüne serilecek fýrsatý bekliyor; ideolojik savaþýn kurmaylarý yeni taktikler düþünüyor ve yeni hedefler peþinde, ayrýca, kavram kargaþasýnýn yaratýcýlarýnýn vicdanlarýnda, kin ve intikam duygularý kabardýkça kabarýyor. Hiç þüphe yok ki, bugün devletimiz de vatan ve milletimiz de, 12 Eylül 1980 öncesine nispetle çok deðiþik ve çok baþka bir noktadadýr, ama son derece kaygan ve son derece kritik noktadadýr. Belki de ta-rihimizin en kritik noktalarýndan birinde bulunmaktayýz. Milletimizin hemen her ferdi, kritik anlar psikolojisinin þartlarýný bütün aðýrlýðý ile yaþamaktadýr. Herkes birbirine ve bilhassa inandýðý kimselere soruyor; ne olacak? Memleket nereye gidecek? Geleceði nasýl görüyorsunuz? 175 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 176 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Gerçek þudur ki, herkes büyük endiþenin, aðýr bir sýkýntýnýn ve çýkýþý olmayan bir belirsizliðin içinde. Acaba tekrar 12 Eylül1980 öncesi vasatýna döner miyiz suali, her vatanperverin dudaklarýnýn ucunda. Bunu saklamanýn, bunu baþka türlü düþünmenin, her probleme hâl edilmiþ gözü ile bakmanýn faydasý yok. Hattâ mânâsý ve mantýðý da yok. Çünkü problemler, genel olarak, bütün aðýrlýðý ve büyüklüðü ile hâlâ ortadadýr ve gelecek, memleketimiz için çeþitli sürprizlerle doludur. Üstelik hayatýnda bir saniye olsun devlet felsefesi üzerinde kafa yormamýþ, politika, ekonomi ve sosyoloji, psikoloji, tarih ve bunlarýn millet hayatýndaki rolleri hakkýnda tek satýrlýk bir bilgiden nasibini almamýþ ve dünya þartlarý ile Türkiye realitelerini bir an dahi ortaya döküp deðerlendirme gücüne hiçbir zaman sahip bulunmamýþ kimseler veya kadrolar, devlete talip. Niçin böyle, neden bu duruma geldik. Geçmiþten ve içinde bulunduðumuz þartlardan hiç mi ders almadýk veya almayacaðýz? Bunun cevabýný bulmak veya bu suallere cevap vermek son derece güç. Kanaatim odur ki, memleketimizin içinde bulunduðu þartlar ve milletimizin karþý karþýya kaldýðý bütün tehlikeler, Millî Mücadele yýllarýndakiler kadar büyük, aðýr ve karýþýktýr. Dolayýsýyla hemen her probleme, o yýllar nesillerinin devlet ve vazife anlayýþý, inanç ölçüleri ve ruhuyla bakmak mecburiyetindeyiz. Çünkü bu devir nesillerinin yaþadýðý hayat, karþýlaþtýðý tehlikeler ve içinde bulunduðu imkânsýzlýklar, onlarda öylesine bir devlet felsefesi, öylesine bir vazife þuuru, öylesine bir kurtarma azmi, öylesine bir heyecan ve ruh hâli meydana getirmiþtir ki, bütün bu hususiyetler, o nesillerin kafalarýnda ve gönüllerinde yoðrulup kaynaþarak birleþmiþ ve Millî, Mücadele mucizesini doðurmuþtur. Bir baþka ifade ile, þartlar, tehlikeler ve imkânsýzlýklar ordu-millet birliðini saðlamýþ, bu birlik ise bir yerde yarýlmaz bir cephe, bir yerde yýkýlmaz bir kale, bir yerde de karþýsýnda durulmaz dev bir güç hâline gelmiþtir. Bugünün nesilleri, elbette o günün þartlarýný yaþamamýþ, o günün imkânsýzlýklarý altýnda iradeleri çelikleþmemiþ ve o günün aðýr problemleri ile bugünü mukayese etme gücüne sahip olamamýþ ve olamamaktadýr. Burada, yýkýlmak üzere olan ihtiþamlý bir imparatorluðu kurtarma azim ve inancý, gayret ve telâþý içinde yetiþen bir neslin ruh asaleti ile, geri kalmýþlýk kompleksi içine itilmiþ, ümit ve idealden mahrum olarak yetiþtirilmiþ bir neslin ruh çöküntüsü arasýndaki büyük farký, her yönü ile ve objektif ölçülerle deðerlendirmek gerekir. Ýþte bizim vazifemiz, kendimizin de içinde bulunduðu bugünün nesillerine, bütün bu realiteleri en iyi þekilde anlat176 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 177 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N 12 Eylül sonrasý Sanayi ve Teknoloji Bakaný olarak katýldýðý bir toplantý mak, en doðru örneklerle ortaya koymak ve Millî Mücadele günleri ile zamanýmýz þart ve imkânlarýnýn en realist ölçülere göre deðerlendirmek olmalýdýr. Eðer o nesiller, yokluklar içinde varlýklar ortaya koydularsa, daðýnýklýklardan birlikler meydana getirdilerse, maddî ve mânevî çöküntülerden realist hedefler ve sarsýlmaz idealler ortaya çýkardýlarsa, bunlarýn sýrrýný aramak, bulmak ve açýkça ortaya koymak son derece önemlidir ve her vatanperverin her þeye tercihen üzerinde durmasý gereken bir husustur. Çünkü 12 Eylül 1980 harekâtýndan sonra yapýlmýþ olan bütün ciddî çalýþmalara ve alýnmýþ olan bütün tedbirlere raðmen, ebedî Türk Milleti hâlâ parçalanmakla karþý karþýyadýr, kutsal ve son Türk Devleti hâlâ yýkýlmaya doðru itilmektedir. Ýçerden dýþarýdan, kuzeyden güneyden, doðudan batýdan ve uzaktan yakýndan binlerce þer kuvveti bu yönde vazife almýþtýr ve alabildiðine çalýþmaktadýr. Kimsenin bundan en ufak þüphesi olmasýn. Bu inançla ve bu ölçülerle, Türkiye'nin geleceðine, ordu-millet birliðine ve Millî Mücadeleyi yaratan sýrra dikkat edelim diyoruz. Bu sýrrýn da nesillerin inanýlmaz devlet felsefesinde, idraki aþan vazife þuurunda, dünyalara sýðmayan heyecan kasýrgasýnda ve hayalleri 177 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 178 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N altüst eden ruh hâlinde olduðuna samimiyetle inanýyoruz. Tabiî, ancak bütün bunlara sahip olmakla, kafalarý dolduran ve gönülleri saran birlik ve beraberlik ruhunun þahlanacaðýný, bu suretle de her problemin çözüleceði ve her güçlüðün yenileceði fikrini benimseyelim diyoruz. Kabul edelim ki, bizler kýsmen, bizden sonraki nesiller de tamamen olmak üzere, devlet felsefesinden ve vazife þuurundan nasipli olarak yetiþmedik. Ýnanç ve heyecan yönünden de öyle… Dolayýsý ile bilerek veya bilmeyerek, vataný bölmenin, milleti parçalamanýn ve devleti yýkmanýn ne büyük bir felâket olduðunu anlamýyoruz, belki de anlayamýyoruz. Hattâ 12 Eylül 1980 öncesi, hemen herkes ve hemen her müessese bunun yollarýný aradý; bilerek veya bilmeyerek vataný parçalamanýn, bazen isteyerek, çok defa da âlet olarak, yollarýný aradý. Politikacýsý aradý, partisi aradý, üniversitesi aradý, profesörü ve talebesi aradý, yer yer ve zaman zaman köylüsü ve þehirlisi aradý. Bütün bu arayanlar, çok defa elbirliði ile, zaman zaman yol birliði ile, bazen da hedef birliði ile çalýþýp didinerek, memleketi 12 Eylül 1980 öncesi vasatýna getirdiler. Görünüþe göre bugünkü gidiþ de fazla farklý deðil. Biz, bu kitapta, yýllarca önce memleketin içinde bulunduðu þartlarý ve sürüklenip gideceði tehlikeli noktalarý tespit edip göstermeye çalýþmýþ, memleketin karþýlaþtýðý problemlerin çözülmesi ve sürüklendiði tehlikelerin ortadan kalkmasý için, fikirlerimizi ortaya koymuþtuk. Bu arada memleketin 12 Eylül 1980 öncesi karþýlaþtýðý tehlikelere benzer tehlikeler içine sürüklendiðini de yer yer ifâde etmiþtik. Bugün ikinci baskýsýný yaparken, gene büyük endiþe içindeyiz. Birçok idrâksiz, izansýz, hattâ ahlâksýz insan, el ve gönül birliði ile, açýk ve gizli olarak, bölmenin, parçalamanýn ve yýkmanýn haince gayreti içindedir. Bazýsý, 'Benden sonra tufan' diyen, simsiyah bir vicdanla, bazýsý ' Þu veya bu makama geleyim de gerisi kolay' diyen bulanýk bir þuurla, hattâ bazýsý da 'Ben yoksam, kýyamet kopar' diyen, sapýk bir idrâkle, böylesi bir gayretin içindedir. Bütün bunlarý ve bütün bu tehlikeli gidiþi, bu vatana ecdat ve þehitlerimizin kan baðý ile baðlý olan herkesin, bu milletten olmakla heyecan ve gurur duyan herkesin ve bu devletin bin yýllýk çatýsý altýnda yaþamak için can vermeye, iman dolu bir gönülle yemin eden herkesin bilmesinde sonsuz fayda vardýr. Allah'tan en büyük dileðim fikir ve kanaatlerimizde yanýlmýþ olmam ve geleceðin, Türkiye'miz için güzel, huzurlu ve hamleli günler getirmesidir.” 178 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 179 Ýþ Bankasýnda Devir Teslim Ergun GÖZE (TERCÜMAN) 12 Aðustos 1988 C umhuriyet devrinin ilk millî bankasý olan Ýþ Bankasý’nýn idaresinde bir deðiþiklik ve dolayýsýyla bir ''devir-teslim'' gerçekleþti. Ýþ Bankasý Ýdarî Meclis Baþkaný Ýsmail Rüþtü Aksal emekliye ayrýldý. Yerine eski Sanayi Bakanlarýndan Mehmet Turgut geçti. Ýsmail Rüþtü Aksal, CHP'nin ileri gelenlerinden olmasýna raðmen, hiçbir zaman CHP’nin çalkantýlarýna kendini kaptýrmamýþ bir insandýr. Daha çok bir Ýngiliz lordunu hatýrlatan ''hal ü tavrýyla'' Ýþ Bankasýnýn baþýnda bir prestij unsuru olarak kalmasýný bilmiþtir. Ýsmail Rüþtü Aksal'a halef olan Mehmet Turgut ise, 1960'dan sonra siyasî hayatýmýzda kendini göstermiþ ve bugüne kadar daima, istikameti, dürüstlüðü ve fikrî kapasiteyle mükemmel bir imtihan vermiþ bir devlet adamýdýr. Ýsmail Rüþtü Aksal görünüþ itibariyle Ýngiliz lordlarýný hatýrlatýr demiþtim. Mehmet Turgut ise, her þeyi ile Anadolu topraðý… Vefâsý, tevazuu, direnci, bereketi… Mehmet Turgut'u bu Ýþ Bankasý Yönetim Kurulu Üyelerinin bazýlarýyla... 179 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 180 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N kadar övmenin asýl baþka bir sebebi vardýr. O, Cumhuriyet devri devlet adamlarý arasýnda belki de tek ''okur-yazar'' adamdýr. Kitaplarý olan politikacýdýr, sadece hatýra kitaplarý deðil. Fikrî eserleri ve çalýþmalarý olan, daima dünya ahvâli ve Türkiye'nin geleceðini düþünen bir kafa ve Türkiye'nin sevgisi ile dolu bir yürektir. Bu memleketin müþkil zamanlarýnda iþ baþýna çaðýracaðý nâdir evlâtlarýndan birisidir. Türkiye'nin Geleceði isimli araþtýrmasý, son Japonya seyahatinin meyvesi olan ve Japon misalini büyük bir vukufla tahlil eden kitaplarý onun bu tarafý hakkýnda söylediklerimin hem kaynaðý, hem delilidir. Bugün politikacýlarýmýzýn büyük kýsmý devlet idaresini basit seçim manevralarý ve yurt içi mâli meseleler zaviyesinden görmektedirler. Ayrýca þunu belirteyim, bir defa, mühendislerin politikaya atýlsalar bile, meslekleri icabý, beþerî-fikrî meselelere gereði gibi yanaþmadýklarýný yazmýþtým. Bir mühendis olan Mehmet Turgut bu teþhisin bir istisnasý gibi, peþ peþe kitaplar yazarak ve politikada boðulmayarak, Türk'ün tarihine ve istikbaline sahip çýkmýþ bir insandýr. Bu bakýmdan, Mehmet Turgut'un Ýþ Bankasý Yönetim Kurulu Baþkanlýðý bir kazançtýr. Bankalarýn yönetim kurulu üyeliklerinin bir kýsmý, zaten bu devlete hizmet etmiþ, muayyen bir noktaya gelmiþ insanlara bir favör olarak ayrýlmasý kabul edilmiþ bir usuldür. Ama Mehmet Turgut'un tayini Ýþ Bankasý’na büyük bir enerji ve hamle ruhu aþýlayacak çapta bir tasarruftur. Banka’ya favördür. Ýþ Bankasý hakkýnda da iki kelime söylemek icap eder. Bu banka, Cumhuriyet'in ilk bankasýdýr. Bu banka bir mânâda Kuva-yi Milliye ruhunun eseridir. Kim ne derse desin mayasýnda bu vardýr. Zira sermayesinin büyük kýsmý Hint Müslümanlarýnýn Ýstiklâl Harbinde, Mehmetçik'e yardým olsun diye gönderdikleri paradýr. Bu paralarý, Pakistan'ýn kurucu þâiri Muhammed Ýkbâl ve arkadaþlarý, bayram günlerinde camilerde müminleri coþturan konuþmalardan sonra serdikleri örtülerle toplamýþ ve Ankara'ya göndermiþlerdir.. Bankanýn fiilî sahipleri, kuruluþlar ve personel bu noktayý asla unutmamalýdýrlar. Ayrýca banka þimdi kültür hizmetlerini daha da güçlendirmelidir. Türk dilinin en güzel kullanýþýna dönmelidir. Zira Ýþ Bankasý büyük bankadýr, bilhassa kitle bankasýdýr... Çýkardýðý kitaplarda bir azýnlýðýn argosu olan uydurukçudan mutlaka kurtulmalýdýr. Evet, bu devir teslim millete, bankaya ve taraflara hayýrlý olsun… 180 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 181 Türkiye'nin Geleceði ve Mehmet Turgut Selçuk ÝRDEM “12 Eylül 1980 Harekâtý'ndan sonra yapýlmýþ olan bütün ciddî çalýþmalara ve alýnmýþ olan bütün tedbirlere raðmen, ebedî Türk Vataný hâlâ tehlikededir. Büyük Türk Milleti hâlâ parçalanmakla karþý karþýyadýr. Kutsal ve son Türk Devleti hâlâ yýkýlmaya doðru itilmektedir. Kimsenin bundan en ufak bir þüphesi olmasýn.” Vatanseverlik, gerçekçilik ve açýk sözlü vasýflarýnýn çizdiði politikacý tipinin baþýnda Mehmet Turgut vardýr. Daha doðrusu Mehmet Turgut, Türkiye'de, gerçekçi ve açýk sözlü olarak da devlet ve siyaset adamlýðý yapýlabileceðinin örneðini vermiþtir. Ýþte bu Mehmet Turgut, ikinci baskýsýný yayýnladýðý Türkiye'nin Geleceði kitabýnda, kelimeleri aðzýnda çiðnemeden, hiçbir engelin arkasýna saklanmadan söylemekte, yazmaktadýr. Hayýr, haykýrmaktadýr… ''12 Eylül 1980 öncesi vasatýndan çok uzaktayýz ve çok iyi bir noktadayýz. Ancak, bu görünüþe, hattâ bir ölçüde bu realiteye aldanmamak gerekir. Çünkü ruhlarý saran anarþi, gelecekte önüne serilecek fýrsatý bekliyor; ideolojik savaþýn kurmaylarý yeni taktikler düþünüyor ve yeni hedefler peþinde, ayrýca kavram kargaþasýnýn yaratýcýlarýnýn vicdanlarýnda kin ve intikam duygularý kabardýkça kabarýyor.'' Mehmet Turgut, cümleleriyle sanki kafamýza vuruyor. Ve bir rehavetin aldatýcý rahatlýðýndan bizi uyandýrmak istiyor… ''Hiç þüphe yok ki, 12 Eylül 1980 öncesine nispetle çok deðiþik ve çok baþka bir noktadayýz. Ama son derece kaygan ve kritik noktalardan birinde bulunmaktayýz… Gerçek þudur ki, herkes büyük bir endiþenin, aðýr bir sýkýntýnýn 181 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 182 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N ve çýkýþý olmayan bir belirsizliðin içinde… Acaba tekrar 12 Eylül öncesi vasatýna döner miyiz suali, her vatanperverin dudaklarýnýn ucunda…'' Gerçekçi ve açýk sözlü Mehmet Turgut kötümser mi? Kesinlikle hayýr… Çýkýþ yoluna inanýyor ve gösteriyor. ''Ýdealimizdeki büyük ve güçlü Türkiye, ancak hürriyet içinde, demokratik prensiplere dayanarak, fakat müessir bir devlet ve idarî mekanizmaya sahip olarak ve hýzlý kalkýnmayý baþarmakla meydana gelebilecektir'' Bütün bunlarý yapabilmek için etrafýmýzýn güllük gülistanlýk olmadýðýný o da biliyor. ''Etrafýmýzý basitliðin, bencilliðin ve idealsizliðin sardýðýný ve bu þartlar içinde çalýþmak, bu þartlar içinde mücadele etmek ve bu þartlar içinde netice almak mecburiyetinde olduðumuzu da bilmekteyiz.'' 182 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 183 Gün Iþýðýnda Ahmet KABAKLI (TERCÜMAN) 30 Ekim 1967 M ehmet Turgut, Sanayi Bakanlýðý gibi ismi var cismi yok bir bakanlýða þahsiyet kazandýrmýþtýr; bu makamýn deðeri ancak þimdi anlaþýlmakta; hazýrlýklý bir idare adamýnýn memlekete her yerde faydalý olabileceði gerçeði belirmektedir. Çünkü Turgut, Bakanlýða hazýrlýksýz gelenlerden deðildir. Koltuðuna gelmeden önce bir fikir, ilim ve teknik adamý sýfatýyla kitaplarýný yazmýþ, icraatýný tasarlamýþtýr. Mehmet Turgut, bulunduðu makamda politikacý deðil, bir milliyetçi sýfatýyla hareket etmektedir. Sol, bize bir cehennem teklif ediyor. Dünyadan ve dostlarýmýzdan kopup bin yýllýk düþmanýmýzýn boynuna atýlmak. Ýç ve dýþ sermayeyi ortadan kaldýrýp kafasýz, beyinsiz devlet ýrgatlarý kesilmek. Petrolümüzü ve öbür sanayimizi hep Ruslarýn, Kýzýl Çin'in emrinde çalýþtýrmak.. Ýþte milliyetçi sýfatýyla hareket eden Turgut, her iki tarafa cephe alýyor. Hayýr ne Rusya, ne Amerika, ne Tel Aviv, ne Þam. Dinimiz imanýmýz Türkiye. Ýþte böyle düþünen Mehmet Turgut ve arkadaþlarý, bir ihtar, iki ihtardan sonra ''MONTAJ SANAYÝ TALÝMATI '' ný deðiþtiriyorlar: ''Bu talimata ve ayrýca Sanayi Bakanlýðýnýn konuyla ilgili sirkülerlerine uymayan firmalara bir daha döviz tahsisi yapýlmayacak. Yaptýklarý muamelelere plâka verilmeyecek. Her firma, yedek parça ve parça fiyatlarý listeleri hazýrlayýp Bakanlýða ve müþterilerine verecek. Ayrýca bu firmalar, Türkiye'de yapýlabilen motor aksamýný ithâl edemeyecekler. Fiyatlarda makûl bir miktar indirim yapacaklar.'' Derken bakýyoruz ki, namuslu devlet, ufkumuza ümit daðý gibi yükselmiþtir. Sanayi Bakanlýðýnýn emri yerine getirilip oto lâstiði fiyatlarýnda yüzde on beþ indirim saðlanmýþtýr. Daha sonralarý petrolde çalýþmalar olmakta, yakýtta, makine parçalarýnda, tarým âletlerinde ucuzluk beklenmektedir. 183 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 184 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Turgut, bu milliyetçi tutumu ile pembesinden kan kýrmýzýsýna kadar bütün solu utandýrmýþ, onlarýn yalan ve sahtelik dolu itirazlarýný suratlarýna çarpmýþtýr. Bir zamanlar onun hakkýnda ''Yabancý Þirketlerin Avukatý'' diye tefrika yayýnlarý yapan gazete ve yazarlar, adýný saygýyla anmak zorunda kalmýþlardýr. Petrol vatanperverleri baþlarýný kuma sokmuþ, müsait rüzgâr gözetmektedir. Mehmet Turgut'un tebrike deðecek diðer bir cephesi HALKÇI olmasýdýr. Hakikî halkçý, yani sosyalist seviyesizliðin üstünde. Türkiye'nin neye inandýðýný, neyi sevip istediðini, neden aðladýðýný, iç geçirdiðini bilir. 184 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 185 Mehmet Turgut Yeniden Görevde Þemsi KUSEYRÝ (YENÝ ASIR GAZETESÝ) R ejim ve yönetimi oturmuþ ülkelerde kabine kurulurken veya yeni bir bakan atanýrken, kimlerin göreve getirileceði, siyaset le uðraþanlar tarafýndan daha önce tahmin edilir. Tahminler daha çok gerçeðe yakýn þekilde tehakkuk eder. Son yýllarda Türkiye, Bakanlar Kurulunun teþkilinde o kadar sürprizlerle karþýlaþtý ki, bakanlar kendilerini, kendi camialarýna bile kabul ettiremediler. Oysa, köklü bir yönetime sahip, gelenekleri teþekkül etmiþ devletlerde böyle sürprizler þok tesiri yapar. Bir kimsenin bakan olmasý o kadar kolay deðildir. Baþbakanlýk kadar önemlidir. Bakanlar Kurulu, birincilerin toplandýðý bir kuruldur. Baþbakan bu ''birinciler''in baþýdýr. Baþbakana koordinatör gözüyle bakabiliriz. Kabinede yapýlan son deðiþiklikte, kamuoyunun yakýndan tanýdýðý bir isim Sanayii Bakanlýðýna getirildi, Mehmet Turgut. Mehmet Turgut'un siyasî hayata giriþiyle kabinede Enerji Bakaný olarak görev almasý arasýnda çok kýsa bir süre oldu. 1961 meclisinin yapýsý deðiþikti, özellikle AP kanadýnýn büyük çoðunluðu hem yaþ bakýmýndan genç, hem de politika tecrübeleri az olan kimselerdi. Mehmet Turgut genç olduðu kadar, tavizsiz tutumuyla üzerine þimþekleri çekiyordu. Enerji Bakanlýðýnda þahsiyetini ve dünya görüþünü açýk ve seçik ortaya koydu. Eleþtiriler, þahsýna karþý giriþilen amansýz ithamlar Mehmet Turgut'u daha çok kamçýladý. 1965 seçimlerinden sonra, Mehmet Turgut'u Sanayi Bakanlýðýnda gördük. Bu kez bu bakanlýk onun damgasýný taþýmaya baþladý. Þahsiyeti teþekkül etmiþ, icraatý belli olan kimselerin sevenleri olduðu kadar sevmeyenleri de bulunur. Beðenenleri olduðu gibi beðenmeyenlerinin de olacaðý tabiîdir. Mehmet Turgut böylesine bir devlet adamý oldu. Hissî ya da politik yönden karþýtlarý ile, yandaþlarýnýn birleþtiði de oluyordu. Bu birleþme, genç devlet adamýnýn, dürüst, kendi felsefesiyle icraatýnda tutarlý olmasý idi. Bu yüzden Mehmet Turgut, samimî muarýzlarý arasýnda da saygý gördü. 185 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 186 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Baþbakan Demirel’le bir törende Prensiplerine sadakat ve haysiyetine olan saygýsýný, kendi içinde bulunduðu camiayla ters düþme pahasýna korudu. Kurduðu partiden istifa pahasýna bu manevî deðerlerini muhafaza etti. Mücadelesine baþka bir partide devam etti. Görüþlerini heyecanla savundu, meclis kürsüsünde konuþurken duygulandý. Aðýr bir kalp krizini belki de inançlarýna olan baðlýlýðý sayesinde atlattý. 1977 seçimlerinden sonra, politikadan uzak kaldýðý sanýlýr. Aksine politikayý daha yakýndan takip ediyordu. Okuyor, kitaplar yazýyordu. Geçen yýllar, Mehmet Turgut'u olgunlaþtýrmýþ olabilir. Fakat 1961'de siyasî sahnede görülen Mehmet Turgut'u siyasî felsefesinde ve ekonomik görüþlerinde nasýl tanýdýksa, 1981'in son günlerinde, yani 20 yýl sonraki Mehmet Turgut ayný insan. Devlet yönetimindeki tutumu ise hemen hemen hiç deðiþmemiþ. 186 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 187 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Bülent Ulusu, kabinesine bir usta bakan almýþ bulunuyor. Bu usta bakanýn yeniden göreve davet edilmesi, kendisinden çok þeyler beklendiðini gösterir. Fevkalâde zamanlarda, prensipleri ve tutumu bilinen insanlar göreve davet ediliyor ise, o konuda kendisine insiyatif tanýnacaðýnýn taahhüt edilmiþ olmasý icap eder. Mehmet Turgut þayet böyle bir teminat almýþ ise, çok þanslý bir ortam içinde görev yapacak demektir. Yýllarýn teknotratý, Mehmet Gölhan, onun en yakýn mesai arkadaþý olacaktýr. Bu durumda yeni Sanayi Bakaný teferruata inmek lüzumunu hissetmeyecektir. Ancak, Ulusu Hükümetinin, bugüne kadar yönetimde, özellikle personel tayin ve nakil politikasýyla Mehmet Turgut'un alýþkanlýklarý arasýnda bir çeliþki olduðu gerçeðini de unutmamamýz icap eder. Bir önceki Sanayi Bakanýnýn, Baþbakanlýk veya Devlet Baþkanlýðýna gönderdiði personelle ilgili kararnamelerin bir kýsmý ya geri gönderilmiþ ya da aylarca imza edilmemiþ olduðunu, bakanlýk teþkilâtý biliyordu. Bildiðimiz kadarýyla Mehmet Turgut, kendisine ayak uydurmayan kimseleri hemen deðiþtirir. Bazý KÝT Genel Müdürleri kendi problemlerini Bakanlýk dýþýnda çözmek alýþkanlýðý edinmiþlerdi. Hattâ bazý toplantýlarda bakanlýðý tenkit etme gibi bir tutuma girmiþlerdir. Mehmet Turgut, böyle þeylere tahammül edemez. Mehmet Turgut'un yeniden Sanayi bakanlýðýna getirilmesi, dürüstlüðüyle þöhret yapmýþ bir devlet adamý ve eski politikacý olmasý dolayýsýyla sanayiciler arasýnda olduðu gibi, kamuoyunda da olumlu karþýlandý. Mehmet Turgut icraatýyla eski günlerini tekrar yaþatýr, Baþbakan ve Milli Güvenlik Konseyi tarafýndan da desteklenirse, 1982 yýlýnda Sanayimizde hamle görebiliriz. 187 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 188 Tatvan Faciasý ve Turgut'un Hesabý Güngör MENGÝ (VATAN) 5 Temmuz 2009 D evleti içerdiði politikalarla yoran ve güven iliþkilerini tahrip eden þu son irtica belgesi tartýþmalarý var ya…. O hengâmede devletimizin ne kadar ''harap ve bitap'' duruma düþürüldüðü gerçeðini önümüze koyan ''Tatvan Faciasý'' gündemden teðet geçti. Biliyorsunuz hafta baþýnda Bitlis'in Tatvan ilçesinde Doðu Anadolu Fuarý açýldý. Törende 'Devrim Þehitleri'' diye anýlan bölücü terör örgütü kayýplarý için saygý duruþu çaðrýsý yapýlýnca oradaki DTP milletvekilleri ile DTP'li belediye baþkaný ayaða kalktýlar, Kaymakam ve bazý Bürokratlar ise daha bir yayýlarak oturmaya devam etti. Bu, cüretkâr bir meydan okuma, Türkiye'deki devlet adamý kýlýðýnýn yarattýðý bir durumdur. Son zamanlarda Cumhurbaþkanýndan baþlayarak terör karþýsýnda devlet o kadar çaresiz gösterilmiþtir ki, terör örgütü ve yandaþlarý þantajýn sýnýrlarýný bu kadar ileri götürmüþlerdir. Kýþkýrtan Hayalet Cumhuriyetin seçkin devlet adamlarýndan birini kaybettik. Mehmet Turgut'un bilgi, dürüstlük ve vatan sevgisi ile yücelmiþ ruhu için rahmet diliyorum. Dün onun ölüm haberini aldýðýmda geçen ay bana yaptýðý ziyaretin sebebi olan ''Kürt Sorunu ''ile ilgili çalýþmasýný hatýrladým. Rahmetli Turgut, ülkeyi yönetenlerin ufuksuzluk ve dirayet noksanlýðý yüzünden bölücülerde, gerçekçi olmayan tehlikeli hayaller ve beklentiler uyandýrdýðýný anlatýyordu. Doðrudur. Tatvan ibretli bir kanýttýr. Turgut'a göre önümüzde iki soru bulunuyor: Kaç Kürt var ve bunlarýn kaçý bölünme siyasetlerini destekliyor? 188 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 189 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Kürt vatandaþlarýn sayýsý âdeta ''açýk artýrmaya'' çýkmýþtýr. Yedi milyon olduðunu söyleyen bilimsel araþtýrma da var, on milyon tahmin edenler de… Ahmet Türk'ün ABD Baþkaný Obama'ya verdiði 20 milyon rakamýný doðru saysak bile, bu neyi ispatlar? Cilâlý PKK Yalanlarý Mehmet Turgut 1995 yýlýndan bu yana PKK gündemindeki partilerin seçimlerinde kaç oy aldýklarýna bakmanýn en objektif arama yöntemi olacaðýný söylemiþti. Haklý… PKK kanatlarý altýnda kurulan partilerin, baðýmsýzlar da dâhil, ülke genelinde aldýklarý en yüksek oy 2.1 milyondur. Kürtçe konuþan vatandaþlarýn son seçmen sayýsý 4 milyon 670 bin olduðuna göre nasýl bir tablo çýkýyor? DTP'nin aldýðý oylar, Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzýn yarýsýna bile ulaþmýyor. Kürt kökenliler bir an için, Ahmet Türk'ün dediði gibi, 20 milyon sayýlsa bu kez bölücü tezler tümden çöküyor: Çünkü bu kadar nüfusun seçmen sayýsý 13 milyon olur. DTP bunun sadece 2.1 milyonunu aldýðýna göre, 11 milyon Kürtçe konuþan seçmen nerede duruyor ve bunlar ne istiyor? Cevabý belli: Bu insanlar, ýrkçý PKK'nýn ölüm tehditlerine raðmen teröre ve bölünmeye oy vermiyor. Kürt kimliðine ve kültürünü geliþtirme çabalarýna tabiî saygý göstereceðiz. Ama onu aþan tavizlerin, demokrasiye hizmet deðil, en baþta ülkenin bütünlüðünü isteyen vatandaþlara kötülük ve haksýzlýk olacaðýný unutmayalým… En çok da PKK'ya boyun eðmeyen Kürt kökenli vatandaþlara… 189 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 190 Tarihin Süzgecinden Prof. Dr. Mim Kemal ÖKE (TÜRKÝYE) 31 Mart 1993 S n. Mehmet Turgut, bana nedense Tanzimat Hareketi sýrasýnda Osmanlý'yý uyaran Prens Metternich'in Babýâli nezdindeki þu uyarýlarýný çaðrýþtýrdý: “Ýmparatorluk günden güne zayýflamaktadýr. Niçin saklamalý? Onu bu hâle düþüren sebeplerin baþýnda Avrupalýlaþma zihniyeti gelir. Babýâli'ye tavsiyemiz þudur: Hükümetinizi dinî kanunlarýnýza saygý esasý üzerinde kurunuz. Devlet olarak varlýðýnýzýn temeli, padiþahla Müslüman tebâ arasýndaki en kuvvetli bað, dindir. Zamana uyun, çaðýn ihtiyaçlarýný dikkate alýn, idarenizi düzene sokun, ýslah edin! Ama yerine size hiç de uymayacak olan müesseseleri koymak için eskileri yýkmayýn! Avrupa medeniyetinden sizin kanun ve nizamlarýnýza uymayan kanunlarý almayýn. Batý Kanunlarýnýn temeli Hýristiyanlýktýr. Türk kalýnýz. Tatbik edemeyeceðiniz kanunu çýkarmayýnýz. Hak bellediðiniz yolda ilerleyiniz. Kýsacasý, biz Babýâli'yi kendi idare tarzýnýn tanzim ve ýslahý için giriþtiði teþebbüslerden vazgeçirmek istemiyoruz. Ama Avrupa'yý kendine örnek olarak almamalýdýr. Avrupa'nýn þartlarý baþkadýr, Türkiye'nin baþka. Avrupa'nýn temel kanunlarý, Doðunun örf ve âdetlerine taban tabana zýttýr. Ýthal malý ýslahattan kaçýnýn! Bu gibi ýslahat Müslüman memleketlerini ancak felâkete sürükler. Onlardan hayýr gelmez.'' 'Bizim Metternich'e kulak verin. Özellikle ''düþünmeden döne döne'' bir hâl olan aydýnlarýmýz! 190 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 191 Mehmet Turgut'u Hatýrlamak Avni ÖZGÜREL (RADÝKAL) 5 Temmuz 2009 6 0'larýn ikinci yarýsýnda Hamdullah Suphi Tanrýöver'in baþkanlýðýný yaptýðý Türk Ocaklarýnda baþlayan dernekçilik maceramýn bana kazandýrdýðý ''aðabeyler'' halkasýnýn yüzük taþýydý Mehmet Turgut. Sanayi Bakanýydý tanýdýðýmda. On beþ günde bir, cumartesi ya da pazara denk getirip biz yeni yetme milliyetçilerle bir araya gelir sohbet ederdi. Ne baþkalarý gibi harcýâlem antikominizm nutku, ne sulu sepken hamaset dinledim ondan. Türkiye'nin kalkýnma meselesi, genç kuþaðýn halký tanýmasý zarureti, eðitim.Derdi buydu. Gazeteciliðe baþlayacaðým sene onun yönlendirmesiyle Rüzgarlý Sokak'a giriþimi erteleyip anketör olarak DPT'nin Türk köylerinde Modernleþme Eðilimleri araþtýrmasýna katýldým. Prensipleri olan, siyasetin ideal ve memleket sevgisi dýþýnda bir sebeple yapabileceðini havsalasýna sýðdýrmayan, bu nedenle kurucularýndan olduðu Adalet Partisi'nden ayrýlmakta tereddüt etmeyen kiþiydi. Bugün durup geriye baktýðýmda Türkiye'nin 12 Mart girdabýna çekildiði sürecin baþlangýcýnda, aralarýnda Mehmet Turgut'un da bulunduðu 41 milletvekilinin sergilediði çýkýþ isabetli miydi sorusuna vereceðim cevap “deðildi” olur, ama buna Demirel'in dediðim dedikçi tavrýnýn sebep olduðunu unutmaksýzýn. O günlerde pek çok kiþi gibi ben de Süleyman Demirel'e öfkeliydim. Adalet Partisine vücut veren milliyetçi / muhafazakâr kanadýn tasfiyesine boyun eðmek, içe sindirilir bir þey deðildi. 1969 seçimlerinden sonra kabine listesi bu bakýþla hazýrlanmýþtý. Önce 72 milletvekili ''muhtýra'' niteliðinde bir uyarý mektubu verdi Demirel'e, ardýndan bunlardan 41'i bütçeye ret oyu vererek hükümetin düþmesini saðladý. Mehmet Turgut, Demirel'in yeminlileri karþýsýnda yer alan ''41'ler'' safýndaydý. Yýllar sonra Süleyman Demirel siyasî hayatýndaki en büyük piþmanlýðýnýn AP'den o kopuþu engelleyebilecekken kapý 191 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 192 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N açmak olduðunu söyledi. Mehmet Turgut, Türkiye siyasetinin 1970'ten sonra içine sürüklendiði daðdaðalý yýllarý yaþadýktan sonra aktif politika defterini kapatýp geleceðin siyasetçisine notlar yazmaya koyuldu. Bugünün Türkiye'sinde neyin nasýl yapýlmasý gerektiðinin yaný sýra neyin yapýlmamasý gerektiðini önemseyen, yakýn siyasî tarihimizde neyin neden olduðu sorusunun cevabýný arayan herkesin baþucu kitaplýðý olacak nitelikte olan önerilerini, anýlarýný yazdý. Allah'tan rahmet diliyorum. 192 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 193 Kitaplarýn Dünyasý Atilla ÖZKIRIMLI 29 Aðustos 1989 “Demokratik memleketlerle mukayese edildiði zaman vasat bir Rus vatandaþýnýn hayatý son derece sýkýcýdýr. Hayatý tanzim eden kaideler son derece serttir. Sokakta, alýþveriþ yapýlan yerlerde ve karþýlýklý münasebetlerde nezaket ve saygýlý olmak son derece azdýr. Kýrtasiyecilik, kötü organizasyon ve teþvik yokluðu hayatý sýkýcý bir hâle getirmiþtir.” Mehmet Turgut, Taþkent'e Doðru adlý Rusya gezisi notlarýnda böyle deðerlendiriyor Sovyetler'deki hayatý. Turgut'a göre ekonomik, sosyal ve siyasal alanlarda 1917 devriminden sonraki elli yýl içinde varýlan nokta bir baþarýsýzlýðýn göstergesidir. Bu baþarýsýzlýðýn nedeni de sistemin kendisidir. Mehmet Turgut bakan olarak iki kez, 1967 ve 1982'de gitmiþ Sovyetler Birliði'ne. Moskova, Leningrad, Kiev, Taþkent, Semerkand, Bakü ve Tiflis'i gezmiþ. Ýþte Taþkent'e Doðru MehmetTurgut'un bu gezilerinin ürünü. Edindiði izlenimleri, gözlemlerini belli bir bakýþ açýsýyla aktarýyor. Daha doðrusu, Sovyetler Birliði'ndeki hayatý, siyasal yapýyý ve ekonomik durumu kendi görüþleri doðrultusunda deðerlendiriyor. Bunu da kitabýnýn önsözünde içtenlikle belirtiyor. Sözü þuraya getirmek istiyorum: Mehmet Turgut'un düþüncelerine katýlýp katýlmamak deðil sorun. Katýlýrsýnýz ya da katýlmazsýnýz. Doðru ya da yanlýþ bulursunuz onlarý. Asýl sorun, gerçeðin kavranmasýnda deðiþik düþüncelerin, bakýþ açýlarýnýn gerekli olduðunu kabullenmek ya da kabullenmemek. Bu bir anlamda demokrat olmak ya da olmamak demek çünkü. Sovyetler Birliði'ndeki hayatý, ekonomik ve toplumsal geliþmeleri öven, sistemin eleþtirilecek yanlarýný görmezden gelen kitaplar da yayýmlandý Türkiye'de. Sovyetler Birliði'ni eleþtirmenin sosyalizme ihanet sayýldýðý günler de yaþandý. Peki, nereye geldik bugün? Kitabýnýn bir yerinde, eleþtirilerini sýraladýktan sonra þunlarý söylüyor Mehmet Turgut: "... Her geçen gün biraz daha insanî, biraz daha demokratik yer deðiþtirmeler olacak ve ekonomide daha liberal 193 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 194 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N bir sistem kurulacak mý? Þimdiden bir þey söylemek ve bazý tahminlerde bulunmak zordur. Yaþarsak pek çok þey göreceðimiz muhakkaktýr." Gerçekten de gördük. Gorbaçov açýklýkla dile getirdi : Geçmiþteki yanlýþlarý, sistemdeki týkanmanýn nedenlerini, toplumsal geliþmedeki çarpýklýklarý, Sovyet insanýnýn dünyasýný yoksullaþtýran katýlýklarý. Bununla da yetinmedi, ekonomide, toplumsal hayatta ve yönetimde yapýlmasý gereken deðiþiklikleri sýraladý. Ýki sloganý vardý Gorbaçov'un: Prestroika (yeniden yapýlanma) ve Glastnost (açýklýk). Gorbaçov, Prestroika adlý kitabýnda önce neden bir deðiþime gerek duyulduðunu açýklýyor. Gorbaçov'a göre yetmiþli yýllarýn ikinci yarýsýnda karþýlaþýlan ana gerçek þuydu: Ekonomi týkanmýþ, toplumsal denge bozulmuþ, halkýn ideolojik ve manevî deðerleri aþýnmýþ, göz boyama ve dalkavukluk baþ göstermiþti... En önemlisi, "Týkanma ve demokratik kuruluþlara konulan kýsýtlamalar ile bürokrasi tehlikeli boyutlara" ulaþmýþ ve sosyal ilerleme frenlenmiþti. Bu deðerlendirmenin ardýndan ekonomik ve sosyal politikanýn ilkelerini açýklýyor Gorbaçov. Dýþ politikada silâhsýzlanmaya, bürokrasiyle savaþtan Sovyet uluslarý arasýndaki iliþkileri gerçekleþtirmek istediklerini sýralýyor bir bir. Sovyetler Birliði'nde Prestroika baþarý kazanacak mý? Demokratikleþme ne ölçüde saðlanabilecek? Tam bir Glastnost gerçekleþtirilebilecek mi? Bugünden bu sorularýn yanýtlarýný vermek zor elbette. Yalnýz Gorbaçov'un bir dileði var ki, buna katýlmamak olanaksýz: “Bugünkü dünyanýn bütün çeliþkilerine, içindeki sosyal ve politik sistemlerin çeþitliliðine, uluslarýn deðiþik zamanlardaki deðiþik seçeneklerine raðmen, dünya yine de bir bütündür. Hepimiz dünya denen geminin yolcularýyýz ve onun karaya vurup parçalanmasýna izin vermemeliyiz. Çünkü ikinci bir Nuh'un gemisi olmayacaktýr.” 194 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 195 Türkiye'nin Geleceði Hasan PULUR (MÝLLÝYET) 13 Aralýk 1983 S anayi Bakaný Mehmet Turgut'un Türkiye'nin Geleceði adlý kitabýný okurken düþündüm. Acaba, kaç kiþi bu kitabý okudu? Acaba, kaç politikacý bu kitabý okudu? Acaba, Türkiye'yi daha iyiye, daha güzele götürmek için meydan-ý siyasete atýlan, ya da meydan-ý siyaseti dolduranlardan kaç kiþi bu kitabý okudu? Mehmet Turgut adýný 1961'lerde duymuþtuk. Yine böyle günlerdi, yeni politikacýlar ortaya çýkýyordu. Mehmet Turgut Adalet Partisi'nin kurucularýndandý, partinin ekonomik ve sosyal görüþlerine büyük katkýsý olduðu söyleniyordu. Partinin programýnýn ve seçim beyannamesinin bu bölümlerine Mehmet Turgut'un görüþleri hâkimdi. 1960'lý yýllar, Türkiye'de mühendis politikacýlarýn ortaya çýkýþý ve memleket yönetimine aðýrlýklarýný koyduklarý yýllardýr. Mehmet Turgut da onlardan biriydi, makine mühendisiydi, devlet kadrolarýnda çalýþtýktan sonra politikaya atýlmýþtý. 1970'de Adalet Partisi'ni býrakarak Demokratik Parti'yi kurdu. 1977'de politikadan çekildi ve 12 Eylül'den sonra kurulan Ulusu Hükümeti'ne, Þahap Kocatopçu'nun ayrýlmasýyla Sanayi Bakaný olarak katýldý. Bazý politikacýlar vardýr ki, biz onlarý eski Millet Partililere benzetiriz, 1950'li yýllarýn Millet Partililerine. Sadýk Aldoðan gibi, Fuat Arna gibi, Saadet Kaçar gibi. Bunlar inanaç insanlarýdýr, politikada en önemli þartlardan ve vasýflardan biri olduðu söylenen esneklik, bunlarda yoktur. Bu insanlar, inançlarýndan ne pahasýna olursa olsun, hiç fedakârlýk yapmazlar. Böyle inanmýþlardýr, böyle gideceklerdir. Ýnandýklarýný, doðru olduðuna inandýklarýný mutlaka söyleyeceklerdir. Ama, bu söyledikleri onlarýn baþýný derde sokacakmýþ, eðer bunlarý söylemeseler ikbal, makam, mevki kapýlarý onlara 195 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 196 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N açýlacak, koltuklar ikram edilecektir… Hayýr, onlar, mutlaka bildiklerini, ne zamana, ne de zemine bakmadan söyleyeceklerdir. Ýþte Mehmet Turgut da, bize göre bu politikacýlardan biridir. Türkiye'nin Geleceði’ni bu duygular içinde okuduk. Kitabýn ilk baskýsý 1971'de yapýlmýþ. Ama, aradan 12 yýl geçtikten sonra dediklerinin büyük ölçüde gerçekleþtiðini, siyaset sahnesinde bunca olaya raðmen yine büyük deðiþikler olmadýðýný görünce, Mehmet Turgut, kitabýnýn ikinci baskýsýný yapmýþ. Bakýn kitabýn 1971 baskýsýnýn önsözünde neler diyor; ''Biz, bu kitapta, yýllarca önce memleketin içinde bulunduðu þartlarý ve sürüklenip gideceði tehlikeli noktalarý tespit edip göstermeye çalýþmýþtýk. Memleketin karþýlaþtýðý problemlerin çözülmesi ve sürüklendiði tehlikelerin ortadan kaldýrýlmasý için, fikirlerimizi ortaya koymuþtuk. Bu arada memleketin 12 Eylül 1980 öncesinde karþý karþýya kaldýðý tehlikelere benzer tehlikeler içine sürüklendiðini de yer yer ifade etmiþtik. Bugün ikinci baskýsýný yaparken, gene büyük endiþe içindeyiz. Birçok idraksiz, izansýz, hattâ ahlâksýz insan, el ve gönül birliði ile, açýk ve gizli olarak, bölmenin, parçalamanýn ve yýkmanýn haince gayreti içindedir. Bazýsý, benden sonra tufan diyen simsiyah bir vicdanla, bazýsý, þu veya bu makama geleyim de gerisi kolay diyen bulanýk bir þuurla, hattâ bazýsý da, ben yoksam kýyamet kopar diyen sapýk bir idrakle, böylesi bir gayretin içindedir.'' Mübalaða mý etmiþ diyorsunuz? Abartmýþ mý diyorsunuz? Yoksa Mehmet Turgut da amma abartmýþ mý? Diyorsunuz. Demeyin! Hele gazetelerin birinci sayfalarýný yine dolduran ve kaplayan tablolarý görünce sakýn böyle demeyin. Mehmet Turgut'un görüþlerine tümüyle katýlmasanýz bile, içinizden ''Acaba'' diyerek bir düþünün.. Hele hele, ''Politika ve Yalan''baþlýklý bölümü… Bakalým o bölüm neyi ve kimleri hatýrlatacak. 196 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 197 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N “Bakan ve Baþkan” Hasan PULUR (MÝLLÝYET) 5 Mart 1991 S iyasetten Sahneler’de ''Bakan ve Baþkan'' diye bir sahne var ki, ibret levhâsý … Sahnenin birinci bölümüne, ''Boyalý su'' bölümü de diyebilirsiniz. Mehmet Turgut'a göre taa Menderes'ten beri süren''Boyalý su'' dosyasý, 1961 seçimlerinden sonra kurulan ilk koalisyon hükümetinin önüne gelir, artýk Türkiye'de ''Boyalý su'' yapýlýp satýlacaktýr. CHP-AP hükümetinin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný, önüne gelen kararnameyi okur ve þöyle bir þart ekler: ''Þirket her yýl, bir önceki yýl dýþarýdan ithal ettiði hammadde karþýlýðý ödediði meblâð ile, o yýl içinde yapacaðý kârdan transfer edeceði meblâðýn toplamý kadar bir bedelin karþýlýðý olan dövizi Türkiye'ye getirmek üzere ihraç yapacaktýr.'' Yani dýþarýya giden döviz kadar, içeriye döviz gelecektir. Kararname bu þekilde çýkar. Yýllar geçer. 1968'e gelinir. O günlerin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný, þimdi Sanayi Bakaný'dýr. ''Boyalý su'' yapýp satan þirketin iki teklifi önüne gelir, meyve suyunun Türkiye'de pazarlanmasý ve 1965 kararnamesindeki þartlarýn deðiþtirilmesi. Bakan durumu bir inceletir ki, þirket hammadde getirmek için gerekli dövizi devletten almýþ, binlerce dolar kârýný transfer etmiþ, ama tek kuruþluk ihracat yapýlmamýþtýr. Bakan kestirip atar: ''Þartlarý yerine getirin, yapmanýz gereken ihracatý yapýn, yoksa ilk kararnameyi de iptal ederim.'' Sakýn bu bakaný yabancý sermeye düþmaný, solcu falan sanmayýn. Bakan solcu deðil, saðcýdýr, memleketin yabancý sermaye 197 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 198 ihtiyacý olduðuna da inanýr ama, yabancý sermayenin memleketi istismar etmemesine de o kadar inanýr. Sonra ne mi olur? Araya kimler girmez. Baþbakan'ýn kardeþlerinden ana muhalefet partisinin genel sekreterine kadar. Ve bu bakan 1969 seçiminden sonra, önce hükümet dýþý kalýr, sonra da bir gecede, kurucusu olduðu partiden kapý dýþarý edilir. Aradan on yýldan fazla geçer, bu eski ''Bakan'' ýsrarlarý kýrmayarak bir baþka yerin ''Baþkan'ý'' olur. Sahnenin ikinci bölümünün adý da ''Batýk Kredi'' olabilir. Baþkan borçlarýnýn faizlerini bile ödemeyecek durumda olan bir þirkete, yeni kredi verilmesine karþý çýkar. Sonuç: Uzatmaya ne gerek var, deðiþmez, týpký ''Boyalý su'' bölümünde olduðu gibi ''Bakanlýktan'' sonra ''Baþkanlýktan'' da olur, sahne biter, perde iner. 198 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 199 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Siyasetten Kesitler Hasan PULUR (MÝLLÝYET) 21 Kasým 1992 eþke imkânlarý olsaydý da, DYP kongresine katýlanlar, K Mehmet Turgut'un Siyasetten Kesitler adlý kitabýný okusalardý da, bugün Tansu Çiller'e teslim ettikleri partilerinin geçmiþini öðrenebilselerdi… Siyasetten Kesitler Mehmet Turgut'un Siyasetten Portreler, Siyasetten Sahneler kitaplarýnýn üçüncüsü. 1960'lý yýllarda politikaya girenler, izleyenler, ya da merak saranlar, Mehmet Turgut'u çok iyi tanýrlar. Adalet Partisi kurucusu, Ürgüplü Hükümetinin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný, Demirel Hükümetlerinin Sanayi Bakaný, 1969'daki ''Büyük Kavga''dan sonra Adalet Partisi'nden kopuþ, Demokratik Parti, 1977'de siyasetten ayrýlýþ, 1980 sonrasý Bülent Ulusu hükümetinde Sanayi Bakanlýðý, Ýþ Bankasý Yönetim Kurulu Baþkanlýðý….. Aslýnda bunlarý bir kenara koyup, ''Dürüst, bilgili, inandýðýný sonuna kadar savunan, hak bildiði yolda sonuna kadar giden politikacý'' tanýmý Mehmet Turgut'u anlatmaya yeter. Hem Mehmet Turgut'un bu kitabýný, niçin sadece DYP delegeleri okusun, kitabý politika sahnesine atýlan herkesin, politikaya merak saran herkesin okumasý gerek; okumalýlar ki, bu memlekette ''bazý olaylarý'' öðrensinler ve bu olaylar karþýsýnda ''bazý insanlarýn'' davranýþlarýný bilsinler. Devrin Baþbakaný, beraberinde bazý bakanlarla Doðu gezisine çýkar. Erzurum'a gelinir, yol boyunca Baþbakaný karþýlayan ortaokul ve lise öðrencileri ellerinde pankartlar, ''Tek ders hakký'' istemektedirler. Baþbakan akþam, Erzurum Orduevinde Ankara ile telefonla konuþurken Sanayi Bakaný ve Köy Ýþleri Bakaný, bu çocuklara tek dersten sýnav hakký verilmesini konuþurlar, konuyu Köy Ýþleri Bakaný açmýþ, Sanayi Bakaný da uygun görmüþtür ama, Millî Eðitim Bakaný buna karþýdýr, acaba ne yapsýnlar? 199 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 200 Sanayi Bakaný yakýnlarýnda oturan Hanýmefendiyi iþaret eder. ''Kendilerine söylersek bu iþ çok rahat olur!'' Anlaþýrlar, Köy Ýþleri Bakaný, Hanýmefendiye döner, Mülkiyeliliðin bütün hüneri ve yumuþaklýðý ile konuyu açar, anlatýr. Hanýmefendi de çocuklara bu hakkýn tanýnmasýndan yanadýr: ''Tabiî ya ne olacak? Bunlarýn ana ve babalarýnýn oylarý yok mu? ben þimdi söylerim, siz de bastýrýn'' der. Biraz sonra Baþbakan gelir, keyiflidir, eþiyle bakanlarý gülümser görünce merak eder, ''Ne gülüyorsunuz?'' diye sorar. Bakanlardan önce Hanýmefendi lâfa girer, sorunu anlatýr ve ”Koskoca bir hükümet, bu hakký veremez mi çocuklara?” diye ''Beyefendi'' yi kýzýþtýrýr. Baþbakan þöyle bir düþünür, herhalde aklý, Ege Bölgesinde, her gün ''Tek ders hakký olmaz''diyen Millî Eðitim Bakaný'na takýlmýþtýr, biraz sonra sorunu kafasýnda çözer. ''Bu arkadaþýmýz da Ege'de tek baþýna neler söyleyip duruyor? Bu iþ bakan ve bakanlýk iþi deðildir ki, hükümet iþidir.'' Ve döner özel kalem müdürüne: ''Bana Millî Eðitim Bakanýný bulun!'' Bakan bulunur, Baþbakan telefona gider ve baðýra baðýra, kendi üslubuyla konuþmaya baþlar: ''Tek ders iþi hükümette kararlaþtýrýldý mý? Olmaz öyle þey! Bu bakan iþi deðil, lüzumsuz þeyler söylüyorsun… Onu bunu bilmem, yarýn bir beyanat ver, tek ders hakkýný ilân et'' Köy Ýþleri Bakaný üzgündür: ''Galiba iþi berbat ettik, inþallah Millî Eðitim Bakaný arkadaþýmýz istifa etmez.'' Sanayi Bakaný teselli eder: ''Merak etme istifa etmez, bu iþlerde tecrübelidir, yarýn bir güzel çark eder!'' Ertesi gün Millî Eðitim Bakaný, radyoda bülbül gibi þakýmaktadýr: ''Çocuklarýmýza tek ders hakkýný tanýdýk!'' Memduh Aytür'ün istifasýyla boþalan Devlet Plânlama Müsteþar200 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 201 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N lýðýna Baþbakan kimseyi atayamamaktadýr. Sanayi Bakaný, Baþbakana bir mühendisi tavsiye eder. Bu mühendis Enerji Bakaný Ýbrahim Deriner tarafýndan Elektrik Ýþleri Etüd Dairesi Genel Müdürlüðü'ne, Baþbakana raðmen getirilmeyen, sonunda Baþbakanýn kendisine ''Özel Müþavir'' yaptýðý, þimdi rahmetli olan biridir. Baþbakan bir iki gün düþündükten sonra, Sanayi Bakaný'na düþüncesini söyler: 'Yahu senin geçenlerde söylediðin gibi, bu plânlama iþini arkadaþýmýz yapar. Ben de kanaat getirdim ki, arkadaþýmýz Plânlama Müsteþarlýðýný yapabilecek. Þöyle bir kontrol ettim, ölçtüm, biçtim. Bu iþ olabilir. Yalnýz adam çok lâçka ve lâubalî, tiþörtle daireye geliyor. Kendisine bir çeki düzen vermesi gerekir. Söyle kendisine, üstüne baþýna dikkat etsin, birkaç elbise yaptýrsýn.'' Sanayi Bakaný, mühendis arkadaþýna haberi ulaþtýrýr, hemen yeni elbiseler diktirilip giydirilir, sýkýntýlý olsa da, kravat taktýrýlýr, birkaç gün sonra da DPT Müsteþarlýðý koltuðuna oturtulur; gelecekte daha nice yüce yüce koltuklara oturmak üzere… Mehmet Turgut'un kitabý ''Siyasî bulmaca''; çok az kiþiyi adýyla sanýyla yazmýþ, diðerlerini o günleri yaþayanlar, izleyenler ''A, o mu, þu mu, bu mu?'' diye yakýþtýra yakýþtýra, o günün bakanlarýný hatýrlayarak, ya da Bakanlar Kurulu listelerine bakarak bulabilirler…. Biz öyle yaptýk, çoðunu tanýdýk, çýkardýk. Þimdi çýkardýklarýný yazsaydýn ya diyecekler çýkabilir. Bu hakký kendimizde görmedik,''Mehmet Turgut istese kendi yazardý!'' dedik…. Ama þu kadarýný söyleyelim ki, kitabýn ''Kahramaný'' Sayýn Demirel'dir, Sanayi Bakaný da yazarýn kendisidir. Yakýn siyasî tarihe meraklý olanlar Siyasetten Kesitler’ de çok þey bulacaklardýr. 201 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 202 Haftanýn Sohbeti Þevket RADO 13 Aralýk 1983 B ir politikacýdan bahsederken ''Kendisi basiretli bir adamdýr'' diye söze baþlarsam ne demek istediðimi acaba kaç kiþi anlar, diye acý acý düþünüyorum. Dilimiz hayli zamandýr kurcalanarak öylesine yalýnlaþtý ki, yýllar boyu kullanýlmýþ, her türlü edebiyatta yer tutmuþ, mânâlarý tam olarak belirmiþ nice kelimeyi bugün aramýzda pek az kimse, belki ancak nüfus kaðýtlarý fazlaca eskimiþ olanlar anlayabiliyor. Onun için, ''Basiret uzaðý görmek, olacaklarý önceden sezebilmek, ona göre tedbirli davranmak demektir,'' tarzýnda kýsa bir tarif yapýp bahsimize bir açýklýk getirmeyi lüzumlu sayýyorum. Demokrasimiz, nerede ise kýrkýna merdiven dayamýþ. Bu zaman içinde, nice politikacý, ben diyeyim yüz, siz deyin bin, politika sahnesinde boy gösterdi. Kimini sadece yüzünden, kimini ise yaptýklarýndan tanýr gibi olduk. Ama hiçbirinin nasýl bir politika düþündüðünü, neye inanýp, inanmadýðýný, kendisince neyin doðru neyin yanlýþ olduðunu, vatandaþlarý, devlet adamlarýný, liderleri nasýl görmek istediðini belirten düþüncelerini öðrenmiþ deðiliz. Zaten bunlarýn çoðu, politikada güttükleri hedefe ulaþtýktan sonra, aðýzlarý var, dilleri yok hâle gelmiþlerdir. Okuma yazma bildikleri hâlde okur-yazarlýða, hele yazarlýða hiç iltifat etmedikleri için, kendilerinden bir fikir duymak kimseye nasip olmamýþtýr. Ben, bu yüzler ve binler arasýnda sadece birkaç istisna biliyorum. Bunlardan biri son olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlýðý yapmýþ olan, gazetecilik dolayýsýyla az da olsa kendisiyle tanýþmak fýrsatýný elde edebildiðim Sayýn Mehmet Turgut'tur. Her hâlde bazý fikirlere sahip olduðu için birinci Sanayi Bakanlýðý'nda partisiyle ihtilâfa düþerek hükümetten ayrýlmýþtý. Kendisiyle çok yakýndan tanýþmadýðýmýz için tutumunda hangi derecelerde haklý olduðunu bilmiyorum. Fakat iktidar sandalyesinde oturmaktan vazgeçebildiðine göre, kanaatlerine baðlý olan bir kimsenin yapacaðýný yapmýþ olmalýdýr. 202 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 203 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Aslýnda bir makine mühendisidir Meh met Turgut. 1961' de politikaya girmiþ olmakla beraber bir fikir adamý hüviyeti taþýmakta olduðunu belli eden yayýnlar yapmýþtýr. ''Dostluk'' üzerine yazdýðý kitap onun meslek dýþýnda giriþtiði ilk yayýn faaliyetidir. 1969'da Rusya'ya giden, içinde onun da bulunduðu heyette ben de vardým. Dönüþünde politikacýlar içinde yalnýz o, gördüklerini anlatan ve o türlü devlet idaresi üzerine düþündüklerini söylemekten kendini alamayan tek politikacý olmuþtur. 1971'de yayýnladýðý Türkiye-' nin Geleceði adlý kitabý ise onun politikada iken baþýndan geçenlerle edindiði kanaatleri geniþ ölçüde belirttiði bir düþünce eseri olmuþtur. Zaten bu sohbeti de o kitap dolayýsýyla yapmakta olduðumu söylemek isterim. Sayýn muharrir, ilk baskýsýndan okuduðum o kitabý, geçirdiði son politika denemelerinden edindiði intibalarla hayli zenginleþtirmiþ olarak ikinci defa bastýrmýþtýr. Bana da bir nüsha göndermek zahmetinde bulunduðu için yeniden okuyorum. Bu sefer bilhassa ''Politikada Lider'' bahsi etrafýnda yazdýklarý beni çok ilgilendirdi. Mehmet Turgut, en güçlü lider olarak, hele taþýdýðý yüksek meziyetler bakýmýndan pek de haklý olarak George Washington'u beðenmektedir. Ama politika hayatýnda edindiði tecrübelere daya203 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 204 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N narak kendisinin de bir liderde bulunmasý gereken vasýflar etrafýnda belirmiþ kanaatleri vardýr. Ona göre lider her þeyden önce ekip çalýþmasýna inanmalý, karþý fikirlere tahammül etmesini bilmelidir. Liderin etrafý ve yakýnlarýyla giriþtiði münasebetler çok mühimdir. Hakikî lider, gösteriþi, maddiyatý ve menfaati, lüksü hor gören ve mutlaka dürüst bir insandýr. Daima iyiye dönük, saðlam iradesiyle hislerine maðlup olmayan, ihtiraslarýný yenebilen, vazife aþký kuvvetli, hâdiseler karþýsýnda soðukkanlý olabilen, açýk düþünceli ve mutlaka cesur bir kimse olmalýdýr lider. Bir liderde bulunmasý gerektiðine inandýðý vasýflarý kitabýnda uzun uzun anlatan muharrir, bir yerde bir lider için, en yüksek ve en lüzumlu vasfýn ''sezgi gücü'' olduðunu söylüyor ki, sohbetimize baþlarken ''basiret'' ten söz açýþým, bu bahis üzerinde biraz durmak istediðim içindir. Mehmet Turgut, ''Sezgi olmadan, yani teorik ve pratik gayretlerle geliþip serpilen meziyetler yanýnda, yaradýlýþtan gelen þuuraltý kavrama gücü bulunmadan büyük iþlerin baþarýlmasý, zor problemlerin çözümü mümkün deðildir. Hâlbuki lider bir bakýþta durumu iyice kavrayabilir, ilerisini kestirebilir ve günlük meselelerin üzerine çýkarak geleceði görebilir. Hâdiselerin kýzýþtýðý, her þeyin alt üst olduðu, bütün yollarýn kapandýðý ve ufuklarýn karanlýklara boðulduðu anlarda liderin seziþ kudretine mutlaka ihtiyaç olacaktýr. Lider, ancak büyük bir seziþ gücüyle, gerek kendisinin, gerekse etrafýnýn hareketlerinde gerçek heyecanlarla sahte duygularý, samimî hislerle gülünç yaltaklanmalarý birbirinden ayýrabilir,'' diyor ki, bu düþünceleri lider ve politikacý bahsinde saðlam bir görüþün açýk ifadesi olarak karþýlýyoruz. 204 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 205 Ankara Havasý Rauf TAMER (TERCÜMAN) 2 Aralýk 1983 K itap Fuarý'nda bulunmak üzere Ankara yolundayýz. Bir taþla iki kuþ… Çünkü, ayný zamanda ''Türkiye'nin Geleceði'' ile ilgili önemli günleri takip etme fýrsatýný yakalayacaðýz. Türkiye'nin Geleceði denince, seri rötar anonslarý bitene kadar, þu elimdeki kitaptan bir paragraf aktarmalýyým size… Uçaða hayli vakit olsa gerek… Dinleyin: “Köle ruhlu kimseler için faziletle baþarý ayný þeydir. Onlar için baþarý, zekânýn, ka biliyetin, meziyetin ve üstünlüðün tek iþaretidir. Bun lar her baþarýnýn kapýsýndan uþak ola rak girerler. Baþarý nýn karþýsýnda terbiyeli bir uþaðýn tavýrlarýný takýnýrlar. Kendilerine has usulleri, kendilerine has töreleri ve kendilerine has vazife anlayýþlarý var dýr. Baþarýya ula- Prof. Ýhsan Doðramacý ile... 205 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 206 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N þan ve efendi mevkiine oturan kimse, onlar için büyüklüðün, meziyetin ve faziletin timsalidir. Onun þahsiyeti, metodu ve düþünceleri mühim deðildir. Mühim olan sadece baþarýdýr, baþka þey nazarýitibara alýnmaz. Bir kimse baþardýðý için istidatlýdýr, cesurdur, bilgilidir, tek kelime ile büyüktür. En fenasý baþarýya ulaþan kimsenin de, eðer köle ruhlu ise kendisini böyle görmeye baþlamasýdýr. Esasen etrafý kendisine her saniye, durmadan bunlarý telkin etmektedir. Onun köle ruhu ve açýða çýkma fýrsatý bulunan gururu bu telkinleri kabullenmeye fazlasý ile müsaittir. Çok defa kendisi de bulunduðu noktaya gelirken, sadece baþarýyý düþünmüþtür. Hayatta vicdan, inanç, doðruluk, vefa ve vazife denilen deðerlere hiç aldýrýþ etmeden ilerlemiþtir. Dosdoðru hedefine yönelmiþ, kendi çýkarlarý, kendi hesaplarý dýþýnda hiçbir deðere ehemmiyet vermemiþtir. Daha ilk sivrilmeye baþladýðý an, etrafýn kendisine karþý takýndýðý tavýrlar büyük ölçüde deðiþme yoluna girmiþtir.” Mehmet Turgut'un çizdiði bu tip, ''Türkiye'nin Geleceðini'' çok yönlü düþünenler için asla ihmal edilecek bir faktör deðildir. Ekonomi, politika, siyasî parti, parlâmento, anladýk… Para, kredi, enflasyon, iþsizlik. Hepsini anladýk. Ama, önce insan. Saðlýklý yapý, saðlam karakter. Ve, güzelliklere ulaþabilmekten ziyade güzelliklere lâyýk olabilmek hasleti. Buyurun kitabý siz de okuyun. Türkiye'nin Geleceði’ne ýþýk tutan bütün yollarý. 206 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 207 Siyasetten Portreler TERCÜMAN GAZETESÝ 21 Mart 1990 P arti yöneticisi, milletvekili ve bakan olarak Türk devlet ve siyaset hayatýnda önemli bir yeri bulunan Mehmet Turgut'un son kitabý, yakýn tarihimizi daha yakýndan tanýmak isteyenlerin mutlaka okumalarý gereken, dürüst, sürükleyici ve etkileyici bir eser. 1961 yýlýnda politikaya atýlan ve Adalet Partisi'nin kurucularý arasýnda yer alan Mehmet Turgut, ülke meseleleri üzerinde ciddî bir biçimde kafa yoran ve düþündüklerini yazan, hazmedilmiþ bir kültüre, daha da önemlisi orijinal bir üsluba sahip nadir politikacýlarýmýzdan biridir. Bir devre Afyon, üç devre de Bursa milletvekili olarak parlâmentoda bulunan Turgut, Ürgüplü kabinesinde Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakaný, Demirel kabinesinde Sanayi Bakaný, Ulusu Kabinesinde Sanayi ve Teknoloji Bakaný olarak görev yaptý. Yayýmlanmýþ kitaplarý þunlar: Su Türbinleri ve Santral Binalarý (1954), Kalkýnma ve Beþ Yýllýk Plan (1964), Dostluða Dair (1966), Taþkent'e Doðru (1969),, Türkiye'nin Geleceði (1971), Çýkýþ Yolu (1980), Japon Mucizesi ve Türkiye (1985), Mehmet Turgut'un son kitabý da Siyasetten Portreler adýný taþý yor. Boðaziçi Yayýnlarý arasýndan çýkan kitabýnda Turgut, baþta Süleyman Demirel olmak üzere, siyasî hayatýnda tanýdýðý kiþileri, bir romancý dikkati ve titizliði ile anlatýyor. Okurken, ülkemizin ve milletimizin kaderinde önemli roller oynamýþ politikacýlarýn karakter çizgilerinin büyük bir ustalýkla ortaya konulduðunu görüyor, hayrete düþüyor, seviniyor, üzülüyor, zaman zaman kahroluyorsunuz. Siyasetten Portreler’de anlatýlanlarý bir tanýtma yazýsý çerçevesinde okuyucularýmýza aktarmamýz imkânsýz. Bunun için, kitabýn muhtevasý hakkýnda bir fikir vermesi amacýyla, Mehmet Turgut'un önsözünden bir pasaj aktarmak istiyoruz: “…Bu kitapta baþta lider ve bazý yakýn arkadaþlarý olmak üzere Adalet Partisi adýyla kurulan partinin önce geliþip büyümesinde, sonra iktidar olup deðerli hizmetler yapabilmesinde, daha sonra da 207 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 208 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N parçalanýp daðýlmasýnda, þu veya bu þekilde rol oynayan insanlarýn bazýlarý anlatýlmaya çalýþýlmaktadýr. Burada anlatýlanlar,27 Mayýs 1960 tarihinden itibaren, memleketimizde son derece parlak bir devrin bittiði ve karýþýklýklarý, çapraþýklýklarý, gerilimleri ve geliþmeleri ile yeni bir devir olarak kabul edilen bir geçiþ devrinde cereyan etmiþtir. Bu geçiþ devri çok kritik, çok deðiþik, iniþli-çýkýþlý ve alabildiðine karýþýk bir devirdir…” Mehmet Turgut'un kitabý, yakýn tarihimizi daha yakýndan tanýmak isteyenlerin mutlaka okumalarý gereken dürüst, sürükleyici, etkileyici bir eserdir. 208 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 209 “Kolay Almadýk ki, Kolay Verelim” RÖPORTAJ (TÜRKÝYE GAZETESÝ) 9 Þubat 1992 A dalet Partisi'nin kurucularýndan, Ulusu ve Demirel'in Sanayi Bakaný Mehmet Turgut ''Terör meselesini bir an önce halletmeliyiz'' dedi. Güneydoðu meselesinin 27 Mayýs'la baþladýðýný, ancak köklerinin emperyalist devletlerin baskýsýyla bölgeye''Kürdistan eyaleti'' deme gafletinde bulunan Büyük Reþit Paþa'ya kadar dayandýðýný açýklayan Sanayi Eski Bakaný Mehmet Turgut, ''Terör ve Güneydoðu meselesinin çözülmesinde manevî deðerlere aðýrlýk verilmesinin de büyük rolünün olacaðýna inandýðýný''söyledi. ''Meseleyi ya ver ya kurtul noktasýna getirmemeliyiz'' diyen Turgut ile sohbetimiz þöyle sürdü: – Sayýn Mehmet Turgut, devlet tecrübesi olan bir yöneticisiniz. Size göre, Güneydoðu meselesi ne zaman ve nasýl baþladý? – Bu meselenin baþlangýç noktasýný tam olarak tespit etmek mümkün deðildir. Ancak birkaç röper noktasý tespit etmek mümkündür. Meselâ, Kürdistan kelimesi, Osmanlý idarî yapýsýnda ilk olarak, Batýlý uzmanlarýn telkini ile Mustafa Reþit Paþa zamanýnda yer almýþtýr. Daha önceki yýllarda bu terim vardýr. Ancak sýnýrlarý tam olarak çizilmeyen, belirsiz ve izafî bir terim olarak geçmektedir. Daha çok da Türkiye sýnýrlarýnýn dýþýndaki bölgeler için kullanýlmaktadýr. Tarihte, günümüz Türkiye topraklarý için böyle bir terim katiyen yoktur. Baþka bir röper noktasý, meselâ, Ýngilizlerin Ortadoðu politikalarýnda tatbik ettikleri bir raporda ,'' Ortadoðu'yu ateþlemek için Kürt meselesi en yaðlý bir paçavradýr'' mealinde bir ifade vardýr. Bu iki misalden de anlaþýlmaktadýr ki, meselenin baþlangýç noktasý eskidir ve tam olarak tespit etmek zordur. Bugünkü meselenin baþlangýç noktasýna gelince, bunu tespit etmek ve söylemek daha kolaydýr ve mümkündür. Bu da son yýllarda memleketimizin ve milletimizin karþý karþýya kaldýðý birçok musibetin baþlangýç veya baþlama tarihi olan 27 Mayýs Darbesi'nin tari209 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 210 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N hidir. Yani 27 Mayýs'týr denilebilir. Çünkü 27 Mayýs, devletin iþlemez hâle gelmesi için bir prova olmuþtur. Seçimle gelen iktidarlarýn sokak hareketleri ile kolayca yýkýlabileceðini göstermiþtir. Nitekim, 27 Mayýs' ta, Ankara'daki Kýzýlay Meydaný ile Sýhhiye arasýndaki birkaç yüz metrelik bir mesafede, devletin nasýl tesirsiz kaldýðý ve iktidarýn ne þekilde alaþaðý edildiði ortaya konmuþtur. Baþlama þekline gelince, önce aðalara ve þeyhlere mahsus bir hareket olarak göründü. Sonra geri kalmýþlýk ve fakirlik edebiyatý olarak yayýldý. Daha sonra, bu mesele solculukla birleþtirildi, biraz mezhepçilik, biraz bölgecilik ve biraz da particilik karýþtýrýlarak, bu bölgemizin geri býrakýldýðý, ihmal edildiði ve ayrý bir statüye tâbi tutulduðu iddiasý ileri sürüldü. Bu kervana partilerimiz katýldý, liderlerimiz karýþtý, mânâsýz iddialar ve uydurma raporlarla süslenerek Türkiye gündeminin en büyük ekonomi meselesi hâline getirildi. Bugün ise, ekonomik mesele ile birlikte, politik, sosyal ve kültürel mesele hâline dönüþtü. Türk devleti emperyalist devlet, Doðu ve Güneydoðu bölgemiz de sömürge olarak ifade edilir oldu. Terörle Türkiye'yi bölüp parçalamak noktasýna gelindi. – Bu meselenin çýkýþýnda devletin, yani Türkiye Cumhuriyeti' nin ihmâli var mýdýr? – Bu meselenin, bu noktaya geliþinde Türkiye Cumhuriyeti'nin ihmali vardýr, demek çok zordur. Buna devlet adamlarýmýzýn gafleti demek, belki de daha doðru olacaktýr. Tabiî 27 Mayýs'tan sonraki devlet adamlarýmýzýn gafleti. Meselâ, bu devlet adamlarýmýz tarafýndan 1960'dan sonra, solun yarattýðý vasatta, büyük bir çalýþmanýn içine girdiði ve bu bölgemizi istismar sahasý olarak seçtiði kabul edilmemiþtir. Bu mevzuda, devlet adamlarýmýza yapýlmýþ önemli ikazlar vardýr. Meselâ, mesele ekonomik olmadýðý hâlde, ekonomik bir mesele olarak alýnmýþtýr ve birçok samimî insan tarafýndan da sempati kazanmýþtýr. Meselâ devlet adamlarýmýz ve liderlerimiz bilgi derinliðinden çok ilgi geniþliðine önem verdikleri ve sesli düþünmeyi prensip edindikleri için yarayý durmadan kaþýmýþlardýr. Kürtçe konuþma yasaðý, manasýný ve mantýðýný aþacak þekilde büyütülmüþtür. Bu yasaðýn kaldýrýlmasý reklâm ve propaganda vasýtasý hâline getirilmiþtir. Kürtçe konuþan vatandaþlarýn sayýsý bilgisizce açýk arttýrmaya çýkarýlmýþtýr. Bugün itibariyle dünyada 14-15 milyon Kürtçe konuþan insan varken, sadece Türkiye'mizde 11 milyon Kürtçe konuþan insanýmýzýn olduðu ifade edilmiþtir. Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýz etnik olmadýðý hâlde, etnik gibi düþünülmüþtür. 210 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 211 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N – Kalkýnmakta olan ülkemizin baþýna her dönemde gaileler açan dýþ mihraklarýn Doðu ve Güneydoðu meselesinde de paylarý olduðu görüþüne katýlýyor musunuz? – Buna katýlmamak mümkün deðildir. Batý her zaman Türkiye'nin geliþmesini ve huzur içinde olmasýný istememiþtir. Baþta Ýngiltere, Fransa, Amerika, Rusya ve Almanya olmak üzere, bütün büyük devletler her zaman Ortadoðu ve Balkanlar'da karýþýlýk çýkarmak istemiþlerdir. Bu, Osmanlýlar zamanýnda da böyle idi. Gelecekte de böyle olacaktýr. Hele bunlarýn ileri karakolu durumunda olan Yunanistan, bu mevzularda her zaman baþroldedir, gelecekte de baþrolde olacaktýr. Bu küçük ve kompleksli devlet, 1821'den beri emperyalistlerin bazen eli, bazen kolu, bazen dili, bazen de diþi olarak, Türkiye'nin karþýsýndadýr. Yaralarý kaþýr, yangýnlarý körükler, dili ile vurmaya, diþi ile kemirmeye çalýþýr. Þunu unutmamak gerekir. Siz zayýf olursanýz, siz meselelerinize nasýl eðilmek gerektiðini bilmezseniz, günlük politikayý devlet politikasý ile karýþtýrýrsanýz, iþinize yabancýlarýn karýþacaðýný bilme211 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 212 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N lisiniz. Ama þunu da unutmayalým ki, bizim devlet adamlarýmýz bunlarýn çoðunun idraki içinde deðildir. Fýrsatlar gelir gider, imkânlar azalýr, çoðalýr, biz ise, Yunaný anlamamakta ve görmemezlikten gelmekte direniriz. Bu bakýmdan diyoruz ki, meselenin bugünkü noktaya geliþinde, kendi devlet adamlarýmýzýn ihmalinin rolü çok daha fazladýr. – Devlet tecrübesi olan bir insan olarak Doðu ve Güneydoðu meselesinin hâlli için düþündüðünüz çareler nelerdir? – Bu meselenin tedbirlerini kýsa bir sohbet içinde anlatmak mümkün deðildir. Bu tedbirler hem çok büyük bir çerçeve içinde, hem de çok geniþ bir zaman aralýðýnda ele alýnmalýdýr. Hattâ bunlarýn içinde devlet sýrrý olacak tedbirler, açýkça söyleneceklerden belki de daha fazladýr. Bununla beraber alýnacak tedbirler bakýmýndan çok önemli bir hususa iþaret etmek gerekir. O da, bu mesele ekonomik bir mesele deðildir, bir yatýrým ve kalkýnma meselesi de deðildir. Dolayýsýyla da mesele, uydurma ve akýlsýzca hazýrlanmýþ, hattâ kasýtlý hazýrlanmýþ ''Güneydoðu Raporlarý'' ile, ''Doðu ve Güneydoðu'nun makus talihini yeneceðiz'' iddialarý ile ve ''Ekonomik Pakete'' konacak birkaç teþvik tedbirleri ile çözülemez. – Doðu ve Güneydoðu'daki insanýmýza farklý muamele yapýldýðý iddialarýna katýlýyor musunuz? – Buna katýlmak mümkün deðildir. Bunu ispat edecek delillerin olduðuna da inanmýyorum. Burada bir noktanýn ihmal edildiði ve karýþtýrýldýðý açýktýr. O da, devletin halkla münasebetinin birbirinin eþiti olarak görülmesidir veya öyle gösterilmesidir. Bürokrasi ile halkýmýzýn münasebetleri, elbette iyi deðildir. Geçmiþte de iyi olmamýþtýr. Özellikle de tek parti zamanýnda çok daha kötü idi. Ancak bu durum, yani vatandaþlarýmýzla bürokrasimiz arasýndaki münasebetler, Doðu Anadolu ile Batý Anadolu arasýnda da fazla farklý deðildir. Üstelik halkýmýza iyi gözle bakmayan, kötü muamele eden, hattâ zulmeden bürokratlarýn da Doðu'dan veya Batý'dan geldiði iddia edilemez. Kötü karakterli bürokrat Doðu'ya gitmiþ, kötülük yapmýþ, Batý'ya gelmiþ kötülük yapmýþtýr. Kendisinin Doðu'lu ve Batý'lý olmasý bunda rol oynamamýþtýr. Genel olarak bu böyledir. Devletle bürokratý karýþtýrmak ise, büyük hatadýr veya arkasýnda kasýt vardýr. Bu noktada çok ciddî bir araþtýrma yapýlýrsa görülecektir ki, devletimizin sicili çok temiz çýkacaktýr. Ýsyanlarda bile Türk devleti için Doðu'da ve Batý'da farklý muamele iddiasý ileri sürülemez. Zaten bizim Anadolu tarihimizde ayrýlmak için yapýlan 212 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 213 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N isyan da yoktur. Devletin ayrýlýk gayrýlýk yapmadýðýný göstermek için, meselâ, Genelkurmay baþkanlarýmýzý; Yargýtay baþkanlarýmýzý tetkik ediniz. Göreceksiniz ki, Doðu'dan gelenler diðer bölgelerden daha fazladýr. Devletin ayrýlýk yaptýðý bir memlekette devletin en önemli makamlarýna ayrý olarak görülen insanlar nasýl gelebilir. – Baharda birliklerimize karþý saldýrýya geçeceði söylenen PKK' ya karþý Türkiye Cumhuriyeti olarak ne gibi tedbirler almalýyýz? – Baharda yapýlacak saldýrýya karþý, gerekenlerin hazýrlýðýný devletimiz ve ordumuz yapmýþtýr sanýyorum. Saldýranýn aleyhine olacaktýr ve hadleri bildirilecektir. – Güneydoðu meselemizi Uluslararasý plâtforma çekmek isteyen devletlere karþý nasýl bir dýþ politika takip etmeliyiz? – Terörizmle mücadelede, bizi milletlerarasý plâtforma çekmek isteyenleri beklemeden biz onlarý çekmeliyiz. Biz o kadar kuvvetli ve haklýyýz ki, hepsinin yakasýna yapýþýp gýrtlaðýna sarýlmalýyýz. Bakýn meselâ Paris Anlaþmasý’nda ne var? “Avrupa'da çatýþma, tehdit azalmýþ olmakla birlikte, diðer tehlikeler toplumlarýmýzýn istikrarýný tehdit etmektedir. Taraf devletlerin baðýmsýzlýklarýný, egemen eþitliklerini ya da toprak bütünlüklerini ihlâl eden faaliyetlere karþý demokratik kurumlarý savunmada iþbirliði yapmaya kararlýyýz. Bunlar içinde dýþ baský, zorlama ve yýkýcýlýk gibi faaliyetler de vardýr. Terörizmin her eylemini, metodunu ve tatbikini caniyane olarak tanýmlayarak kayýtsýz þartsýz kýnýyor ve terörizmin hem ikili ve hem de çok taraflý iþbirliði yolu ile yok edilmesi için çalýþmaktaki kararlýlýðýmýzý ifade ediyoruz. Uyuþturucu madde kaçakçýlýðýna karþý mücadelede de yine ortak hareket edeceðiz.” Bu maddede her þey, en açýk þekilde vardýr. Bu maddeye dayanarak, Paris Anlaþmasý’ nýn altýnda imzasý olan her devletin yakasýna yapýþabiliriz. Yeter ki, devletimiz hazýrlýklý, saðlam, kararlý ve basiretli olabilirsin. Ancak, daha kendi milletvekillerine PKK terörizmini lânetleyip takbih (kýnama) ettirmemiþ bir devlet ve onun hükümetleri acaba, bunu yapabilir mi? Orasýný bilmem. – Güneydoðu'da olaylarýn önlenmesi için bölge halkýyla ortak olduðumuz manevî deðerlere aðýrlýk vermemiz gerekmez mi? – Elbette gerekir. Neden gerekmesin? Zaten manevî bakýmdan neyimiz farklý ki? 213 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 214 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N – Terör konusunda ilâve etmek istediðiniz bir husus var mý? – Mesele ortadadýr. Bütün boyutlarý ve önemi ile ortadadýr. En kýsa zamanda da hâlledilmesi gerekir. Zaman devletimizin aleyhine iþlemektedir. Meseleyi ''Ya ver kurtul, ya vur kurtul'' noktasýna getirmeden hâlletmek mecburiyetindeyiz. Bu bölgemizi bin yýl önce hiç kimse bize altýn tasta takdim etmediði için, verip kurtulma imkânýmýz yoktur. Biz bu topraklarý, kan pahasýna, can pahasýna vatan yapmak ve ilelebet sahip olmak üzere aldýk. Kolay almadýk ki, kolay verelim. Kimi kime býrakacaðýz, nereyi kime vereceðiz? Biz bu bölgemizi vermemeye ve burada fark gözetmeden bütün insanlarýmýzý býrakmamaya mahkûmuz, coðrafyamýz bakýmýndan mahkûmuz. Doðulu ve Batýlý demeden millet olarak mahkûmuz. Öyle ise geriye ''Vur kurtul'' kalýyor. Bu, çok ýzdýraplý bir iþ olur. O noktaya gitmeyelim diyorum. – Peki ya ne yapacaðýz? – Bu noktaya henüz gelmedik. Gelmemeliyiz. Gelmemek için de meseleyi en kýsa zamanda ve en seri þekilde halletmeliyiz. Allah milletimizi ve memleketimizi ''Vur, kurtul'' noktasýna getirmesin. Buna dua edelim. 214 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 215 Döne Döne Düþünmek Kültür-Sanat Sayfasý (TÜRKÝYE GAZETESÝ) 5 Mart 1993 S anayi ve Teknoloji eski bakanlarýmýzdan Mehmet Turgut'un Döne Döne Düþünmek adlý kitabýndan bahsetmek istiyoruz. Mehmet Turgut, Boðaziçi Yayýnlarý arasýnda çýkan kitabýnýn birinci bölümünde, 21 Ekim 1991 Genel Seçimleri öncesi ve sonrasýný deðerlendirerek ''Koalisyon Protokolü'' hakkýndaki görüþlerini açýklýyor. Ýkinci bölümde, Doðu ve Güneydoðu'nun kalkýnmasý, Kürt kimliði, terör ve PKK gibi konularý ele alan Mehmet Turgut, '' Türkiye ve Yeni Cumhuriyetler'' baþlýklý üçüncü bölümde de, yeni Türk Cumhuriyetleriyle iliþkiler ve iliþkilerin geleceði hakkýndaki kanaatlerini anlatýyor. Süleyman Demirel'e çok haklý sebeplerle muhalefet eden Mehmet Turgut'un, birinci bölümde, üzerinde hassasiyetle durduðu konulardan biri, Adalet Partisinin 12 Eylül öncesinde tam bir tek adam partisi hâline geldiði, Doðru Yol Partisinin de tek adam partisi Mehmet Turgut ve eþi Türkân Turgut bir konserde 215 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 216 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N olarak kurulmuþ olduðudur. 1991 seçimlerinde alýnan neticeyi baþarý olarak görmenin mümkün olmadýðýný ifade eden Turgut, DYP'nin ve liderinin, övünecek, düðün bayram havasý içinde coþarak durmadan çalýp söyleyecek yerde oturup derin derin düþünmesi gerektiðini söylüyor ve þöyle devam ediyor: ''Batý'da bu duruma gelen bir partinin lideri, önce kendisini gözden geçirir, kendisinde birtakým eksiklikler, kusurlar ve yetersizlikler arar. Hele bizim en büyük partimizin lideri gibi 27 yýldan beri politika sahnesinde ise, mutlaka bir vicdan muhasebesine ihtiyaç olduðuna inanýr. Kendisi bunu yapmýyor ya da yapamýyorsa, baþta partisi ve partilileri olmak üzere, kamuoyunu temsil ettiklerini veya kamuoyunu oluþturduklarýný iddia eden kuruluþlar bunu yapmalý, basýn organlarý, yazarlar ve çizerler bunun üzerine eðilmelidirler. Bunlarýn yapýlmasý, partilerimizin parti olmasýnýn, liderlerimizin lider olabilmesinin ve sistemin demokratik sistem hâline gelmesinin bir gereðidir'' Mehmet Turgut, iki parti dýþýnda, bütün partilerde kadrolarýn donduðunu ve dinamizmin yok olduðunu, devlet bürokrasisinin de büyük bir çözülüþ ve çöküþ içinde olduðunu öne sürerek bugünkü Türkiye hakkýnda epeyce karamsar bir tablo çiziyor. ''Bugün Türkiye'mizde bir mânâda devlet durmuþ, politika kilitlenmiþ ve her þey belirsiz bir durgunluðun içine girmiþtir. Politika topraðý çoraklaþmýþ, partilerimiz yozlaþmýþtýr. Politika arenasý, dedikodusu bol, kýsýr çekiþmelere ve sen -ben kavgalarýna dayalý günlük ve geçici heyecanlarýn sarhoþluðu ile kendinden geçmiþ, dar görüþlü ve maymun iþtahlý insanlarla doludur. Bunlarýn çoðu politik hayatýn týkanýklýðýnýn ne getirip götüreceðinin idraki içinde bile deðildir.'' Sadece DYP'yi ve liderini deðil, SHP ve ANAP'ý da hayli hýrpalayan Mehmet Turgut'un kitabý, tecrübeli bir devlet adamýnýn görüþlerini, tespitlerini, deðerlendirmelerini ihtiva etmesi bakýmýndan mutlaka okunmasý gereken bir kitap. Özellikle politikacýlara ve politika heveslilerine tavsiye ederiz. 216 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 217 Kitaplar Arasýnda Halûk ÞAHÝN Mayýs 1967 “Hakikî dostlukla birbirine baðlanmýþ olan kimseler arasýnda her fert saf, uysal ve mütevazýdýr. Onlarda gurur, kibir, haset ve hile asla yoktur. Fakat her þahýs kendi haysiyet ve kýymetine de müdriktir. Herkes birbirine derin ve sarsýlmaz takdir hisleriyle baðlýdýr. Ancak, hiç kimsenin bu takdir hissini ve bundan doðan yardýma koþma arzusunu istismar etmeye hakký olamaz. Dostlarýn birbirini koruma arzusu, dostlarýn dýþýndan gelen iftira, ihanet, haksýzlýk ve hilelere karþý daima uyanýk ve hazýr tutulur ve bütün silâhlar dostlarýn müdafaasý içindir dostlar arasýnda, ama hakikî dostlar arasýnda guruplaþmalar, hizipleþmeler hiçbir þekilde ve hiçbir zaman olmaz.'' Yukarýdaki pasaj Sayýn Mehmet Turgut'un Dostluða Dair kitabýnýn birinci yazýsýndan alýnmýþtýr. Bugün bir bakanlýk makamý sorumluluðunda olan Sayýn Turgut'un dostluða nasýl ve ne ölçüde deðer verdiði ve onu ne þekilde anladýðý, þüphesiz kitabý tamamen okuduktan sonra vuzuha varýr. Fakat aldýðýmýz kýsýmlar, deðerli hükümet adamýnýn samimiyet ve doðru istikametini göstermektedir. Bir siyaset adamýnýn, hem de bakanlýk yapan bir siyaset adamýnýn siyasette de dostluðu birinci plânda tutmasý, onun teþriî ve icraî davranýþý için büyük itimat telkin eder. 217 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 218 Beklendiði Gibi Oldu Muammer YAÞAR (YENÝ ASIR GAZETESÝ) 24 Aralýk 1981 M ehmet Turgut, bir zamanlarýn politikasýnda dikkatleri üzerine çeken, bakan olarak da, politikacý olarak da hayatýný belirli ilkelere göre düzenlemeye özen gösteren bir kiþi olarak hatýrlanmaktadýr. Eðer son yýllarda adý pek geçmemiþ ise, bu Mehmet Turgut'un zaafýndan deðil, iç siyasî geliþmeler karþýsýnda inandýðý ilkelerden taviz vermemek istemesindendir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlýðý'na Mehmet Turgut'un getirilmesi iyi bir seçimdir. Bu gidenin de deðerini azaltmaz. 218 06.09.2010 10:58 Page 219 Hayatýn Ýçinden KISIM V MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 220 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut'un istek üzerine, kendi el yazýsý ile hazýrlayýp verdiði hayat hikâyesinden birkaç sayfa 220 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 221 Kürt Problemiyle Ýlgili Kýsa Bir Not* M emleketimizde veya Güneydoðu Anadolu'muzda var olduðu iddia edilen son derece önemli problemin bir Kürt problemi mi, yoksa Güneydoðu Anadolu'muzun kalkýnmasý problemi veya bir PKK problemi mi olduðu konusunun aydýnlýða çýkarýlmasý gerekmektedir. Acaba, en geniþ mânâsýyla bu problem bir Kürt problemi midir? Bu konuda iddialý olanlarýn elinde ne ciddî bir bilgi, ne önemli bir vesika, ne de geçmiþ ve gelecekle ilgili yapýlmýþ geniþ bir araþtýrma vardýr; ayrýca problemin çözümünün ne ve nasýl olacaðýný gösteren belli formülleri de bulunmamaktadýr. Hattâ bu kimseler, bu bölgede yaþayan vatandaþlarýn ne kadarýnýn Kürt kökenli olduðunu, daha da önemli olarak, "Ana dilim Kürtçe" diyenlerin gerçek sayýsýný bilmemektedir. Yaptýðýmýz araþtýrmalardan, deðerlendirmelerden saðlanan bilgileri dikkate alarak, Türkiye'de bir Kürt probleminin olduðu hususuna karar vermeden önce þu üç konuda bilgi sahibi olmak gerekmektedir: Türkiye'mizdeki Kürt vatandaþlarýnýn toplam sayýsýnýn ne olduðu, ne kadarýnýn Güneydoðu Anadolu'da yaþadýðýnýn öðrenilmesi, ayrýca bölge halkýnýn kimlerden meydana geldiðinin tespiti. Bu noktada önemli ve zor olan husus, kimlere Kürt dememiz gerektiðine karar vermektir. Bize göre, Kürtlük ve Türklük gibi kavramlar mensubiyet meselesidir. Dolayýsýyla da bu gibi kavramlarý tarif etmek veya tespit etmek mümkün deðildir. Çünkü, bu bütün vatandaþlara Kürt müsün, yoksa Türk müsün, diye sormayý gerektirir. Ayrýca, böyle bir soruya kimin doðru, kimin yanlýþ cevap vereceði de belli deðildir. Bugüne kadar bu konu ile ilgili olarak, ne * Bu yazý Sayýn Mehmet Turgut'un CHP ve MHP genel merkezleri ile Güngör Mengi gibi bazý köþe yazarlarýna, ölümünden bir ay kadar önce, konuya dikkat çekmek üzere yazýp gönderdiði yazýdýr. 221 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 222 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Türkiye'de ne de dünyada tatmin edici bir hesap da yapýlmýþ deðildir. Dolayýsýyla bu konuda herkes kendine göre, özellikle politikacýlar kendi politik anlayýþý yönünde bir rakam söylemektedir. Bu mantýðýn sonucu olarak da, Türkiye'deki Kürt vatandaþlarýmýzýn sayýsý, nerede ise açýk artýrmaya çýkarýlmýþ gibidir. Bu karýþýklýðý önlemek için biz önce, "Ana dilim Kürtçe" diyenlerin tespitini yapmayý düþündük ve bunu araþtýrdýk. Bulduðumuz rakam, Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzýn sayýsýnýn toplam nüfus oranýna göre yüzde 8 ile yüzde 9 arasýnda deðiþtiði yönünde olmuþtur. Bu hesabýn nasýl yapýldýðý ve kaynaðýn ne olduðu Döne Döne Düþünmek,* adýndaki kitabýmýzda vardýr. Son yýllarda, bu bölgemizdeki nüfus artýþýnýn daha yüksek olduðu düþünülerek, bu oranýn yüzde 9 ile 10 civarýnda olabileceðini de kabul ettik. Bu araþtýrmanýn dýþýnda baþka bir araþtýrma daha vardýr. Bu araþtýrmayý yapan Prof Dr. Mehmet Þahingöz'dür. O, yaptýðý bu araþtýrma ile ilgili þu açýklamayý yapmaktadýr: "Türkiye'mizde 61 milyon Türk ve 9 milyon 6320 deðiþik dilleri konuþan Türk vatandaþý vardýr. Bunlarýn daðýlýmý þu þekildedir: Kürtçe konuþanlar; % 8.36, sayýsý 5.852.000 Zazaca konuþanlar; % 0.52, sayýsý 371.000 Çerkezce konuþanlar; % 2.14, sayýsý 1.520.000 Arapça konuþanlar; % 1.63, sayýsý 1.141.000 Lazca konuþanlar; % 1.00, sayýsý 700.000 Bu rakamlara göre Türk kültürünü mozaik kültür olarak görmek sadece bilimi inkâr deðil, insafsýzlýktýr."**. Burada bir hususa daha iþaret etmekte fayda vardýr. O da, bizim hesaplamamýzda Zaza olduklarý söylenen vatandaþlarýmýzýn, yanlýþ olduðunu bile bile, Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýz arasýnda kabul edilmiþ olmasýdýr. Çünkü, Zazaca konuþan vatandaþlarýmýz kendilerini Kürt olarak kabul etmemektedirler. * Mehmet Turgut, Döne Döne Düþünmek, Boðaziçi Yayýnlarý, 1993, ss, 153-341. ** Mehmet Þahingöz, Hürriyet Gazetesi, 2 Haziran 2004, s.23. 222 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 223 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Bir baþka husus, bizim yaptýðýmýz hesaba göre Güneydoðu Anadolu'da yaþayan ve "Ana dilim Kürtçe" diyen vatandaþlarýmýzýn bölgenin toplam nüfusu içindeki oranýnýn yüzde 43 olduðudur. Bu rakam da daha önce iþaret ettiðimiz hesap içinde vardýr. Bu sonuç, bazýlarýnýn zannettiði gibi bölge halkýnýn hepsinin Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýz olduðu iddiasýný yalanlamaktadýr. Meselâ Karadeniz bölgesinde 15.000 kadar Lazca konuþan vatandaþýmýz vardýr. Buna raðmen, bölge halkýna Samsun'dan Artvin'e kadar Laz denilir veya bilmeyenler öyle zanneder… Bu gibi kavram yanlýþlýklarý baþka bölgelerimizde de vardýr. Bu hesaplara göre ve tahminen bütün Türkiye'de 7 milyon kadar Kürtçe konuþan vatandaþýmýz yaþamaktadýr. Halbuki bu 7 milyon Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzýn sadece yüzde 43'ü Güneydoðu Anadolu'muzda yaþar. Geri kalan yüzde 57'si bütün Türkiye'ye daðýlmýþtýr. Bu konuda Ýranlý bir Kürt olan Ýzadî'nin Türkiye'de yaþayan Kürtler için ortaya attýðý rakam, 14 milyondur; yakýn zamanda, "Kan ve Ýnanç, PKK ve Kürt Hareketi" adýnda bir kitap yazan ABD'li Aliza Marcus'un kitabýnda bu rakam 15 milyondur; dahasý Ahmet Türk bu rakamý Obama'ya 20 milyon olarak vermiþtir. Tabiî, bunlarýn hepsi hesapsýz, araþtýrmasýz ve tamamen yalan iddialardýr. Bizim araþtýrmamýza göre, bütün bunlar uydurulmuþ ve âdeta açýk artýrmaya çýkarýlmýþ rakamlardýr. Tabiî, her vatandaþýmýzýn yaþadýðý bölge veya muhite göre, bazý problemleri vardýr ve olacaktýr. Ancak, bütün Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzý bir Kürt problemi içinde görmek yanlýþ olmaktadýr. nasýl gösterebiliriz? Bu mümkün olabilir mi? Üstelik bu problemi nasýl çözeceðiz ve bu vatandaþlarýmýzýn temsilcisi kimdir? Yukarýda söylediklerimizin test edilmesi, deðiþik adlar altýnda, (HDP, DHP, Baðýmsýz ve DTP) 1995, 1999, 2002, 2007 genel seçimlerine ve en son 2009 yerel seçimlerine giren partilerin aldýðý oylarýn mukayesesi ile mümkündür. Hemen þunu söyleyelim, bu partilerin Güneydoðu Anadolu'da 5 seçimde aldýðý oyun ortalamasý yüzde 20.75'dir. Bu oran, bu bölgede yaþayan ve Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzýn seçmen sayýsýnýn yarýsýndan azdýr veya yarýsýna çok yakýndýr. Tabiî bu hesap, Güneydoðu Anadolu'dan, meselâ, DTP'nin, oylarýnýn hepsinin Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzdan alýndýðý varsayýmýna göre hesaplanmýþtýr. Aslýnda bu mümkün deðildir. 223 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 224 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Ayrýca, PKK'nýn kanatlarý altýnda kurulan HDP, DHP ve DTP'nin bütün Türkiye'de aldýðý oylar, müstakiller de dahil, sýra ile 1.171 milyon, 1.482 milyon, 1.955 milyon, 1.835 milyon (müstakil), 2.151 milyondur. Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzýn son seçime göre sahip olduklarý toplam seçmen sayýsý 4.67 milyon olduðuna göre, neresinden bakýlýrsa bakýlsýn, DTP'nin aldýðý oylar, Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzýn oyunun yarýsýnýn da altýndadýr. Dahasý, bu alýnan oylarýn toplam seçmen sayýmlarýna oranlarý yüzde 3,4; yüzde 4,2; yüzde 4,3 ve yüzde 4.4'dür. Yani, hiçbir mânâda DTP Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzý temsil edemez. Bir baþka gerçek, Türkiye'de Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzýn sayýsýnýn iddia edildiði gibi, 14 milyon, 15 milyon ve 20 milyon olamayacaðýný bu seçimlerin ortaya koymuþ olmasýdýr. Bu sayýyý, yani Kürtçe konuþan vatandaþlarýmýzýn sayýsýný meselâ, 14 milyon olarak kabul edelim. Bu kadar milyon nüfusun seçmen sayýsý 9.33 milyon eder. Bunun 2.151 milyonunu DTP aldý diyelim, acaba geri kalan 7.162 milyon seçmen nerededir? Meselâ, 15 milyon olarak ele alalým, bunun seçmen sayýsý 10 milyondur. Bu rakamýn 2.151 milyonu DTP'nin olsa, geriye kalan 7.969 seçmenin oyu nereye gidecek? Meselâ, bu sayýyý Ahmet Türk'ün Obama'ya verdiði rakam olarak 20 milyon olarak alalým. Bu kadar nüfusun seçmen sayýsý 13.33 milyon olur. Bunun, 2.151 milyonu DTP'ye gitsin geri kalan 11.182 milyon seçmeni acaba kim alacaktýr. Bütün bunlar göstermektedir ki, yukarýdaki iddialarýn hepsi safsatadýr ve Türkiye'mizde bir Kürt problemi deðil bir PKK problemi vardýr. Diðerlerinin hepsi PKK'nýn cilâlanmýþ uydurmalarýdýr ve açýk açýk kamuflajdýr. Bu bakýmdan iddia edilen Kürt açýlýmýndan ve Kürt probleminden bir þey çýkmayacaktýr. Bu konu ile ilgili þayet bazý istekler olacaksa bilinmelidir ki arkasýndan mutlaka bir takým siyasî istekler de gelecektir. Yazýk Türkiye'me yazýk! 224 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 225 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut'un Sanayýi Bakanlýðýna hediye ettiði 35 parca armaðanýn bir kýsmý 225 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 226 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut'un 1945 yýlýndan itibaren çeþitli þairlere ait olan þiirleri topladýðý not defteri 226 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:58 Page 227 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Kýrmýzý renkli not defterinin kapaðý açýlýnca, sayfanýn tam ortasýna inci gibi yazýyla yazýlmýþ, Çavuþoðlu imzalý bir dörtlükle karþýlaþýlmaktadýr: Her seven mesut mu, bilmem ama, Sevmeden yaþayan ölmüþ demektir. Hayatýn sýrrýný sordum hocama, Dedi sevmek, sevmek, yine sevmektir. 227 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:59 Page 228 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N 7 Aralýk Kilis Üniversitesine baðýþladýðý 6000 civarýndaki kitaplardan bir bölüm 228 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:59 Page 229 Mehmet Turgut'un, Muþ Þeker Fabrikasý Açýlýþ Konuþmasý… “ Bugün açýlýþýný yaptýðýmýz Muþ Þeker Fabrikasý ve gelecek yýllarda açýlýþýný yapacaðýmýz çeþitli tesislerle, bunlara paralel olarak yürütülen diðer kalkýnma faaliyetleri, Türkiye'miz için son derece önemli olan bir hususu ortaya koymaktadýr. Bu husus, geçmiþ yýllarda bir ara yavaþlayan, hattâ bir müddet önce âdeta duran kalkýnma hamlemizin yeniden harekete geçmesidir. Þüphesiz bu hareketin, daha doðrusu bu hamlenin hedefi memleketimizin topyekûn sanayileþmesi, milletimizin politik, ekonomik ve sosyal geliþmesinin muasýr medeniyet seviyesine eriþmesidir. Büyük Atatürk'ün de istediði bu idi. Bu hedefe ulaþmak için memleketimizin her çeþit maddî imkânlarý vardýr. Milletimizin kabiliyeti, çalýþkanlýðý, iþ yapma arzu ve iradesi binlerce defa tecrübe edilmiþtir. Fertlerimizin müstahsil olabilme kararlýlýðý ve karakter yapýsý ise çok az millete nasip olacak deðerdedir. Bütün bunlar bir arada düþünüldüðü zaman her þeyi ile saðlam ve güçlü millet olduðumuz ortaya çýkar. Burada bütün mesele memleketimizin sahip olduðu imkânlarý, milletimizde var olan güçleri bir araya getirmek ve bir hedefe yöneltmektir. Bu noktada Türk devlet adamlarýna, Türk münevverlerine, Türk teknisyenlerine ve Türk iþçilerine büyük vazifeler düþmektedir. Bir milletin adým adým ve merhale merhale medenî vasýtalarla donatýlmasý kolay deðildir. Hele coðrafyanýn vatan olmasý hiçbir vasatta kolay deðildir. Ama ecdadýmýz bize coðrafyadan, basit toprak parçalarýndan mukaddes ve muhteþem bir vatan býrakmýþtýr. Bu vataný onlara lâyýk olarak ilerletmek bizim vazifemizdir. Fakat bu iþ söylemek kadar kolay deðildir. Bu iþ emek ister, bilgi ister, enerji ister, her þeyin üstünde gönül, tükenmez heyecan ister ve büyük cesaret ister. Kalkýnma dünyanýn hiçbir yerinde kolay olmamýþtýr, elbette bir takým sýkýntýlar olacaktýr. Zorluklar olacaktýr, güçlükler olacaktýr. Bunlarýn hepsinden daha kötü olarak da münevver kadrolarý en çok 229 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:59 Page 230 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Mehmet Turgut bir açýlýþta... korkutan birtakým yanlýþ anlaþýlmalar, yalan ve iftiralar olacaktýr. Türk idarecilerini, Türk teknisyenlerini ve kalkýnmada vazife alan herkesi çalýþmaktan alýkoyacak, onlarýn þevk ve heyecanlarýný kýracak, cesaret ve azimlerini sarsacak, yerli yersiz dedikodular olacaktýr. Þikâyetler, ihbarlar, hattâ mahkemeler olacaktýr. Bunlarý Þeker Þirketi’nde çalýþan arkadaþlarým gayet iyi bilmektedir. Doðunun ýzdýrabýný nefislerinde duymuþlardýr ve duymaktadýrlar. Bunlarla karþýlaþan herkes ve üzülen herkes ses duvarýný aþan jet pilotlarýnýn heyecanýný hatýrlamalýdýr. Nihayet bundan yüzlerce yýl önce þu uçsuz bucaksýz Muþ ovasýnýn baþka bir ucunda, kendilerinden on misli daha büyük bir düþman ordusuna karþý, o zamanki dünyanýn en büyük ordusuna karþý inançla ve imanla saldýran dedelerimizin korkusuzluðunu hatýrlamalýdýr. Bu memlekette iþ yapmak isteyen, memleketin gücüne, þu veya bu þekilde güç katmak isteyen herkes bilmelidir ki, ecdadýmýzýn ruhlarý iþ yapanlarýn yanýndadýr. Milletimizin dualarý iþ yapanlarýn yanýndadýr. Devletimizin adaleti de iþ yapanlarýn yanýndadýr. Bunlardan hiç kimsenin þüphesi olmasýn.'' 230 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:59 Page 231 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Þeker Fabrikasý açýlýþý Mehmet Turgut'un, Ilgýn Þeker Fabrikasý Açýlýþ Konuþmasýndan… S anayi ve Teknoloji Bakaný Mehmet Turgut Ilgýn Þeker Fabrikasýnýn açýlýþýnda yaptýðý konuþmayý þu þekilde sonuçlandýrmaktadýr: " Unutmamak gerekir ki, yükselen her duvar insanlarýmýz için bir sýðýnak, tüten her baca yokluða ve yoksulluða indirilen bir darbe, açýlan her kapý fakirliðe ve iþsizliðe vurulan bir gemdir. Kurulan her fabrika yaþlý nesillere huzur, genç nesillere güven ve heyecan verecek odak noktalarýdýr. Ýktidarlarýn vazifesi böylesine tesisleri vatan sathýna adým adým yaymak ve bunlarý gelecek nesillere vatanýn tapularý olarak býrakmaktýr. Elbette bu vatanýn bize dedelerimizden tapusuz olarak býrakýldýðýný söylemek istemiyorum, bu topraklarýn vatan hâline getirilmesinde binlerce evliyamýzýn manevî gücü ve ruh hasleti, binlerce þehidimizin kaný, yüzlerce yýldan beri gelip geçmiþ nesillerin alýn teri, göz nuru, inanç ve iman gücü, arzu ve aþk ile yap231 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:59 Page 232 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N týðý bin çeþit fedakârlýðý vardýr. Sadece Konya'da gördüðümüz maddî ve manevî eserlerden yüzlerce binlerce vardýr. Bu ülkede bizler de mutlaka yeni tapular býrakmak mecburiyetindeyiz. Onun için diyorum ki, bu tesisler vatanýn tapularýdýr ve vazifemiz bu tapularý mümkün olduðu kadar hýzla çoðaltmaktýr. Sözlerime son verirken, bu güzel ve büyük tesise emeði geçen herkese, gelmiþ geçmiþ iktidarlara, gelmiþ geçmiþ idarecilere, mühendislere, iþçilere, müteahhit ve taþeronlara teþekkür eder, hepinize saygýlar sunarým. Bu güzel ve büyük tesisin Türk Milletine, Konyalýlara ve sevgili Ilgýnlýlara hayýrlý ve uðurlu olmasýný Allah'tan diler, hepinizi saygýyla selâmlarým." 232 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:59 Page 233 CERÝT YAYLASI Mehmet TURGUT 29 Kasým 1961 Cerit Yaylasý adlý yazýya dair: Mehmet Turgut Dostluða Dair adlý kitabýnda yayýmladýðý "Cerit Yaylasý" adlý yazýsýný heyecanla ve duygu seli içinde yazmýþ, her okuyuþta da yaþadýðý o günleri özlemle anmýþ ve zaman zaman gözleri yaþarmýþtýr. Anlattýklarý, 1961 Genel Seçim propagandasý sýrasýnda Afyon milletvekili adayý olarak gittiði Cerit Yaylasý, oradaki Yörük köyü ve köylüleriyle ilgilidir. Köyü ve köylüleri çok sevmiþ, derin düþüncelere dalmýþ, dönüþte de bu yazýyý yazmýþtýr… Mehmet Turgut'un yaþadýðý o heyecan dolu, sevgi dolu anlarýn hatýrasýna 29 Kasým 1961 tarihinde yazmýþ olduðu köy ve köylü ile ilgili olan bu yazýyý, onu her yönüyle andýðýmýz, tanýtmaya çalýþtýðýmýz bu aný kitabýna almayý uygun bulduk. Aslýnda Mehmet Turgut askerliðini de Afyon’da yapmýþ, Afyon’u Afyonlularý çok sevmiþ, unutulmaz hatýralarla dolu olarak askerliðini bitirip geri dönmüþtü. Türkân TURGUT E kip baþý arkadaþýmýz Fevzi bey, "Bugün Cerit Yaylasýna gidilecek" dedi. Mehmet Uysal dostumuz ve Mehmet Göbekli kardeþimizle "Demokrasi" jipine atladýk. Genç bir delikanlý olan þoförümüz, "Üç Mehmet bir araya gelince hayýr vardýr iþimizde" diye konuþtu. Cerit Yaylasý, Dinar'ýn kaza merkezine en uzak olan bir köyü idi. Hiçbirimiz yolu bilmiyorduk. Yol sorarak, iz arayarak, yola benzer ve araba izi bulunan bir yerden tarlalarýn içine saptýk. Aksakallý, nuranî yüzlü, çift süren bir ihtiyardan yolu sorduk. Eli ile iþaretler yaparak ve bir istikameti göstererek yolun nerede olduðunu güya 233 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:59 Page 234 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N tarif etti. Yaðýz çehreli, mert bakýþlý bir oduncuya danýþtýk. "Yanlýþ gelmiþsiniz beyim" dedi ve "Ýlerde köy yoluna çýkacaksýnýz" diye ilâve etti. Sora soruþtura, araya araþtýra, yola deðil ama, gösterilen istikamete devam ettik. Bazen jip bizi kucakladý, bazen de biz jipi omuzladýk. Taþlý, kayalý yamaçlardan indik çýktýk. Çalýlýk bayýrlardan aþtýk, nihayet köyün kendi yoluna, kendi yaptýðý yola ulaþtýk. Mehmet Uysal dostumuz bu yolu, mektebin yapýlmasý ve mektebe kamyonlarýn malzeme taþýmasý için köylünün yaptýðýný, hem de çok kýsa zamanda ve seve seve yaptýðýný anlattý. Köylünün mektebi istemediðini, köylünün çocuðunu mektebe vermediðini yaza yaza bitiremeyen dejenere kalemlerle, solak aðýzlara en güzel cevabý Cerit Yaylasý'nýn halký iþte böyle vermiþti. Zaten köyün ve köylünün verdiði cevaplardan birazcýk ders almasýný bilseydik, memleket meseleleri bugünkü gibi arapsaçýna dönmezdi. Saatlerce yol alan jipimiz nihayet bir tepeyi aþtý. Evvelâ, evlerin bacalarýndan aðýr aðýr yükselen, beyaz, ince ve güç fark edilebilen dumanlar, sonra kiremit çatýlý mektep, daha sonra köyün kendisi göründü. Sanki yolumuzu beklermiþ gibi koþuþan insanlarla, meraklý bakýþlý, irili ufaklý çocuklar etrafýmýzý sardý. Hep beraber alçak tavanlý kahveye girdik. Cerit yaylasý bir Yörük köyü idi. Cerit yaylasýnýn Yörükleri ne kadar cana yakýn, ne kadar samimî, ne kadar içten ve candandý. Bunu anlatmaya imkân yoktur. Gözlerinin ýþýl ýþýl parlayýþýna, yüzlerinin huzurlu, memnun ve tatlý tatlý gülümsemesine raðmen binbir dertleri olduðunu biliyorduk. Ama onlar hiçbir þey istemiyorlardý. "Geldiniz ya, biz memnunuz" diyorlardý. Evet bizim köylümüz sabýrlý, mert ve vefalý köylümüz, bir uðrayýþa bile dünyalar kadar memnun oluyordu. Yeter ki gidenler döndükten sonra onlara küfretmesin, onlarla alay etmesin, onlarýn diline, dinine, örf ve âdetlerine istihfafla bakmasýn, onlarýn hiçbir þeye aklýnýn ermediðini, yobazlýðýný ve medeniyet düþmanlýðýný iddiaya kalkmasýn. Cerit yaylasýnýn Yörükleri, daðlarýn tepesine bir kartal yuvasý gibi köy kurmuþ, ev yapmýþ, çilekeþ insanlar, "Her köyde birer çay içtiniz, bizde ikiþer çay içeceksiniz" diyorlar. Yörükler ikramý o kadar içten yapýyor, ýsrarý o kadar efendice tekrarlýyorlar ki, reddetmek imkânsýz oluyor, hiç olmazsa sularýndan içmeden, yeni çeþmelerinden gürül gürül akan sularýndan içmeden yollamýyorlar. Cerit yaylasý Yörüklerinden, tekrar gelmek üzere söz vererek ayrýlýyoruz. Fakat kalbimiz orada, düþüncelerimiz ve istikbal için hayallerimiz orada, onlarýn ve diðerlerinin arasýnda takýlýp kalýyor. 234 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 06.09.2010 10:59 Page 235 M E H M E T T U R G U T ’ U N A R D I N DA N Dönüþte yolumuz oldukça rahat, artýk jipimiz bizi götürebiliyor. Hattâ içinde düþünebiliyoruz bile. Cerit yaylasý ve diðer köyler, Türkmen Ovasý ve Çöl Ovasý'nýn bütün köyleri gözümün önüne geliyor. Asurlularýn ötesine, çadýr devrine ve çadýr medeniyetine bakýyorum. Anadolu ve Trakya'ya yerleþme maceramýzý düþünüyorum. Birkaç büyük þehrin ve bu þehirlerde her þeyden uzak, her þeye yabancý olan ve milletten uzaklaþmýþ, halkla arasýnda uçurumlar meydana gelmiþ akýl hocasý rolündeki tipleri düþünüyorum. Kovboy pantolonlu delikanlýlarla blucinli kýzlarý, bunlarýn kafalarýndan geçenleri ve hayallerinde canlananlarý düþünüyorum. Cerit yaylasýnýn Yörüklerine ve diðerlerine tekrar kafam takýlýyor. Yörükler, Türkmenler ve bunlarýn çocuklarý, çýplak ayaklý, üstü baþý fakir, fakat pýrýl pýrýl zekâlý Yörük ve Türkmen çocuklarý gözümün önüne geliyor. Diyorum ki, iþte yarýnýn büyük adamlarý, dava adamlarý bunlarýn arasýndan yetiþecektir; bu kara kara gözlü, bu ýþýl ýþýl bakýþlý, bu mert ve asil yüzlü çocuklar arasýndan yetiþecektir. Aslýnda bu milletin meseleleri, bu memleketin asýrlardan beri el sürülmemiþ, kafa yorulmamýþ problemleri, buralardan insanlar yetiþmediði müddetçe olduðu gibi kalmaða mahkûmdur. Konforun periþan ettiði vicdanlar, maymunvarî bir taklitçiliðin aþaðýlýk duygusu kompleksine saplanmýþ beyinler ve bu topraklar üzerinde millî olan, bizim olan ve bizden olan her kýymete istihfafla bakan kafalar bir varlýk olmaktan çýkmýþ ve bir þeyler ortaya koymaktan uzaklaþmýþlardýr. Yeni kýymetlere, yeni enerjilere, yeni zekâlara ve yepyeni bir ruha þiddetle ihtiyaç vardýr. Bütün bu yeniler, milletin ve milleti teþkil eden fertlerin "Demokrasi" potasýnda piþmesinden sonra çýkacaktýr. Bunun aksini düþünenler, millete inanmayanlar, memleketi tanýmayanlar ve yarýnki "Müreffeh Türkiye'nin" yaratýlmasýnda vazife almak cesaretini ve hizmete koþmak heyecanýný kendinde bulamayanlardýr. 235 MHMT TURGUT ANA KTAP.qxp 236 06.09.2010 10:59 Page 236