e-bülten - 2008 Mart - Nisan
Transkript
e-bülten - 2008 Mart - Nisan
BENİMYUVAM E-BÜLTENİ SAYI:1 (MART-NİSAN/2008) İÇİNDEKİLER SAYFA:1 GRUBUMUZ & e-BİLGİ SAYFA:2 GÖNÜLLÜLÜK NEDİR? SAYFA:3 BAHÇELİEVLER ÇOCUK YUVASI ZİYARETLERİ SAYFA:4 FATİH ÇOCUK YUVASI ZİYARETLERİ SAYFA: 5 YAKACIK ÇOCUK YUVASI ZİYARETLERİ SAYFA: 6 KÜÇÜKKUYU SEVGİ EVLERİ ZİYARETİ SAYFA:7 KÜLTÜR-SANAT SAYFA:8 ÇOCUKLARIMIZDAN & BENİMYUVAM’DAN SAYFA:9 KATKIDA BULUNANLAR BENİMYUVAM E-BÜLTENİ SAYI:1 (MART-NİSAN/2008) GRUBUMUZ & e-BİLGİ 2004 yılı başında aynı amaç için yola çıkan bir avuç gönüllüyüz BİZ. Yüreği sevgi, kucağı şefkat dolu gönüllüleriz BİZ.. Herkese bir şans tanınması gerektiğine inanan gönüllüleriz BİZ. Mucizelere inanan, yüreği çocuk gönüllüleriz BİZ. Yardım etmenin bir sanat olduğunu düşünen gönüllüleriz BİZ. Kimlik kaygısı olmayan gönüllüleriz BİZ. 2003 yılında bir dost sohbetinde karar verdik çocuklarımız için gönüllü olmaya. O yıl anneliği öğrenirken, yuvalardaki çocuklarımızın hikâyeleri daha bir acıttı içimizi. Ve onlar için sadece haberleri okuyan, birkaç saniye üzülüp sonra unutanlardan olmak istemediğimize karar verdik. Önce evlerimize yakın yuvalarımızı seçtik ve kurum müdürlerimize başvurduk. Uzun görüşmelerden sonra ne yapabiliriz ve nasıl yapabiliriz öğrendik. Kurum çalışanlarınca bizlere verilen eğitimlerden geçtik ve her yuvamızın gönüllü kadrosunu oluşturduk. Şu anda İstanbul’da ; Bahçelievler Şeyh Zaid Çocuk Yuvası Fatih Çocuk Yuvası Yakacık H.Abbas Çocuk Yuvası 0 - 12 yaş 7 - 12 yaş 7 - 12 yaş Çanakkale ‘de Hamiyet – Feridun Sözen Sevgi Evleri 2 - 13 yaş gruplarında çocuklarımızın barındığı yuvalarımızı aksatmaksızın ziyaret etmekteyiz. Ziyaretlerimizde ders çalışıyor, film seyrediyor, sohbet ediyor, bulmaca çözüyor, resim yapıyor, oyunlar oynuyoruz. Bazen yuva dışında tiyatro, sinema, cevre gezileri gibi kültürel aktiviteler düzenliyoruz. Her yuvamızın grubumuz adına sorumlusu arkadaşlarımız yuvalarımız ile aramızdaki irtibatı sağlamaktadır. Sosyal etkinlik, sağlık, eğitim konularında yuva sorumlularına destek veren yardımcı arkadaşlarımız ile birlikte aktif çalışan bir ekibimiz bulunmaktadır. Grubumuz her geçen gün yeni katılımcılar ile büyütmekte ve her geçen gün bir çocuğumuza daha; gönüllü ağabey ya da abla kazandırmaktayız. Amacımız geleceğimiz olan çocuklarımıza gücümüz yettiğince şans tanımak, yarınlara daha sağlam hazırlanmalarına destek olmaktır ve bir denizyıldızını daha mavi sulara kavuşturmaktır. Yaşadıkları yerlerde bizim için çok önemli. Bu sebeple zaman zaman sponsor aracılığı ile evlerimizde tamirler yapıyoruz, kütüphaneler, bilgisayar odaları veya yatakhanelerimizi güzelleştiriyoruz. Özellikle şirketlerimizin sosyal etkinlik için ayırdığı bütçelerine projeler üreterek kurumlar ile gönüllüler arasında köprüyü oluşturuyoruz. Zaman içinde yaşları dolduğu için yetiştirme yurtlarına giden çocuklarımız ile de irtibatımızı kesmeyerek onların yanında olmaya özen gösteriyoruz. Sosyal Hizmetler Kurumu Müdürleri ve Yuva Müdürlerimiz ile tam bir işbirliği halinde ve uyum içinde çalışmaktayız ve bu çalışmalarımızı ömrümüz yettiğince devam ettirmeyi arzu ediyoruz. Aşağıdaki konu başlıklarının üzerine tıklayarak, çocuklar ve koruma altındaki yavrularımızı ilgilendiren hukuki bilgileri edinebilirsiniz: • Dünyadaki tüm medeni ülkeler tarafından kabul edilmiş ÇOCUK HAKLARI BİLDİRGESİ • Evlat edinme üzerine yeni karar EŞİN İZNİ OLMADAN EVLAT EDİNİLEMEZ Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, eşin onayı alınmadan evlat edinilemeyeceğine karar verdi. Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği kararı bozan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi verdiği kararda şu görüşleri dile getirdi: "Dosyada mevcut nüfus kaydında, evlat edinmek istenilen davalının evli olduğu görülmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 313. maddesinin ikinci fıkrasında 'evli bir kimse ancak eşinin rızasıyla evlat edinilebilir' hükmü yer almaktadır. Mahkemece, davalının eşinin rızası alınmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur." • Türkiye’de yaygınlaştırılması gereken KORUYUCU AİLELİK üzerine düzenlemeler S:1 BENİMYUVAM E-BÜLTENİ SAYI:1 (MART-NİSAN/2008) GÖNÜLLÜLÜK NEDİR? Gönüllülük; kucağına 3’er 5’er çocuk almaya çalışıp; yüreğinde taşıdığın bıdıklarının sayısını unutmaktır. – FUNDA Gönüllülük; çocuğa, kardeşini getirebilirim dediğinde ablanın yüzünde açan güllere, gözündeki ışığa sevinmek, ama yuva yönetimi kardeşini göndermediği için O’na ne söyleyeceğini bilememektir, vicdan azabından ölmektir. – NEVİN Gönüllülük; bazen akıntının yardımıyla hızlı hızlı, mutlu mutlu yüzerken, bir anda koca nehrin ortasındaki (neden ve kim tarafında konduğu anlaşılmayan) koca bir kayaya dan diye toslamaktır. – LALE Gönüllülük; yürek işidir, içine girmeyince anlaşılmaz. Bir bakış bir öpüş için verilir tüm emek. Bir gülüş tüm acılı nağmeleri sevgi dolu ezgilere çevirmesidir. – SULTAN Gönüllülük; evdeki buzdolabında yer kalmayacak kadar çocukların resimlerini yapıştırmaktır, işyerindeki mantar panoyu çocukların resimleri ile donatmaktır, odana ilk girenlerin şaşkın bakışlarına aldırmadan. – ADNAN Gönüllülük; duygularına hakim olmaktır. Güçlü olup gücünle mutlu olmaktır. – ARZU Gönüllülük; sımsıkı sarılan bir çocuğun zamanı durdurması, küçük bir kucaklaşmanın bile saatlerce sürdüğünü hissetmektir. – ATİLLA Gönüllülük; bir çocuğun gülümsemesini karşılıksız sevmek demektir. – CEYDA görebilmek için Gönüllülük; belinin tutulacağını bile bile bıdıkları kucaklayıp ilerlemekte olan dans trenine yetiştirmeye çalışmaktır. – DEMET Gönüllülük; arife günü sabaha karşı yola düşüp, bayram boyunca şehir şehir dolaşıp çocuklarımızla bayramlaşmaktır. – DİDEM Gönüllülük; ibadet etmek gibidir, insan nasıl dua edince ruhu huzur bulursa, bu kutsal amaçta da gönüllü huzur bulur ve toplumumuzda göz ardı edilen bir değer yaratır. – DERYA Gönüllülük; paradan başka bir şeyin önemli sayılmadığı, insanların yalnızca kendini düşündüğü bu dünyada, kendilerini düşünme şansları hiç verilmemiş kuzularımıza onları düşünen, seven birilerinin olduğunu hissettirmektir. – DOĞAN Gönüllülük; kendi kanından olmayanları kalbinin en güzel köşesine oturtabilmektir. – EBRU Gönüllülük; ruhumuzu saflığa, iyileştirmektir, onarmaktır. – EMRE çocukluğa yaslayıp Gönüllülük; değerdir, sevgidir, karşındaki minicik bir çocuğa saygı duymaktır. – ESRA Gönüllülük; gönüllü olan paylaşmasıdır. – FİKRİ kişinin, gönlünden bir Gönüllülük; şiirdir: Turgut Uyar’ın ‘Ah, yağmur başlayacak’ cümlesi ile çocukların kılına zarar gelmesin diye endişelenmek, Oğuz Atay‘ın ‘Bat dünya bat’ çığlığı ile meleklerin karşılaştıklarına sinirlenmek, İsmet Özel‘in ‘Bileyim hangi suyun sakasıyım Ya Rabbelalemin, tütmesi gereken ocak nerede?’ dizelerindeki ocağın, çocuklardan uzak olamayacağını idrak etmektir. – HİLAL Gönüllülük; adı üzerinde gönülden gelen koşulsuz sevgi şelalesidir. İnsanı güzelleştirir, büyütür, tek vücut yapar milyon kişi de olsanız. – İLKNUR Gönüllülük; baba olmada babalık duygusunu yaşamaktır. – LEVENT Gönüllülük; her yeni tanıştığın insanı (o kişide o ışığı gördüysen tabi ki) gönüllü yapmaya çalışmak veya acaba çocuklar için bir şey yapmak ister mi diye araştırıp durmaktır. – MELTEM Gönüllülük; bu hayatta neden var olduğunun bilincinde olarak yaşamaktır. – MURAT Gönüllülük; içten gelen bir şeydir kimse onu frenleyemez. – NALAN Gönüllük; dünü, bugünü, yarını gözlerinde görmektir. – NESLİHAN küçücük bir çocuğun Gönüllülük; yüreğini minik ellere bırakmaktır. – NİHAN Gönüllülük; küçük hüzünlü bir suratın, gülerken çiçeğe dönüştüğünü görmektir. – NUR Gönüllülük; NURHAN tanıdık bir yüz olmayı açan bir başarabilmektir. – Gönüllülük; yaz, kış, yağmur, çamur demeden neyle karşılaşacağını bilmeden yollara dökülmektir. – NURHAYAT Gönüllülük; çocukların gülümsemesini ve sevincini görmek istemektir. – NURSEL Gönüllülük; farkında olmadan her konuşmayı bir şekilde çocuklara ve gönüllüğe getirmektir. – ÖZLEM BİRGİÇ Gönüllülük; hastayken bile hastalığına değil de ziyarete gidemediğin için üzülmek ve kahrolmaktır. – ÖZLEM DÜZGÜN Gönüllü; kendi kendisini motive etme yeteneğine sahip, başarmayı, öğrenmeyi ve paylaşmayı ilke edinmiş, iyi ve doğru olduğuna inandığı bir amaç uğruna çalışan, emeğinin karşılığını yarını yakalayarak; alacağını bilen, nitelikleri olan, altın yakalı profesyoneldir. – SERDAL Gönüllülük; güzel bir yolculuğun ortasında, otobüsten düşen ayakkabıyı hep bir ağızdan şarkılar söyleyerek aramaktır. – SEVİL şeyler Gönüllülük; bağlanmaktır. Hem de belki de ne bundan önce ne de bundan sonra hiçbir kimseye veya nesneye bağlanamayacağın kadar sımsıkı bağlanmaktadır. – GÖKHAN Gönüllülük; her evde annelerin yüzünde tatlı bir tebessüm görünce, çocuklar adına mutlu olmaktır. – GÜLCAN Gönüllülük; sözlerini bilmediğin bir şarkıyı onlar için bulup öğrenmektir. – GÜLŞEN Gönüllülük; çocuklarımız bir ayak sesi duyup kapıya koştuklarında, onlara “Gelenler Benimyuvam’dır” umudunu ve heyecanını yaşatmaktır. – SİNAN Gönüllülük; çözümlerde sorun aramaktan ziyade, sorunlarda çözüm aramaktır. – TAMER Gönüllülük; tam da hayatta bundan böyle zevk alacak bir şey kalmadı derken, gülen güzel gözlerden, sıcacık kucaklaşmalardan ayrılamamaktır. – YASEMEN S:2 BENİMYUVAM E-BÜLTENİ SAYI:1 (MART-NİSAN/2008) BAHÇELİEVLER ÇOCUK YUVASI ZİYARETLERİ Kimi gönüllünün 2 haftalık kiminin ise 4 haftalık özlemi ile 12 Nisan 2008 tarihinde bahar gibi cıvıl cıvıl bir ziyaret için daha 3 Numaralı Ev’deydik. Gönüllülerimizden Gülseren İlemin’in getirdiği ‘Winnie the Pooh’ kitapları ile eksik resimler tamamlandı, çiçekler yaprak sayılarına göre yapraklarına kavuştu, ev eşyaları çıkartmalar ile olması gereken yerlerine yapıştırıldı, üçgen-kare-daire-dikdörtgen uçurtmalar kendi şekillerine göre yer buldu. Işıl ışıl parlayan güneşe kapılarak; Ayça Ablamızın getirdiği Mickey Mouse (Miki Fare) ve Minnie Mouse (Mini Fare) maskeleri ile kendimizi oyun parkında bulduk. Ziyaretimizin sonunda bir kez daha yüreklerimizi çocuklarımıza bırakarak, iki hafta sonrası için hayal kurar olduk. Suçiçeği ve kızamık gibi bulaşıcı çocuk hastalıkları sebebiyle yaklaşık iki aylığına sağlık tedbirleri alınan Bahçelievler Çocuk Yuvası’ndaki 3 Numaralı Ev’e hasretimiz, 15 Mart 2008 tarihli vuslat ile son buldu. Ardımızda bıraktığımız kış ve hastalık dönemlerine inat; çocuklarımız, yuva anneleri ve bizler eşliğinde bahçedeki oyun parkında baharın tadını çıkardı. Çocuk gelişimine dair hazırladığımız faaliyetlere alışmış, marifetli yavrucaklarımız; park dönüşünde resim yapma isteği ile masalarına oturdular. Günün sonunda birbirinden güzel renklere sahip resimlerini, çiçek çıkartmaları ile tamamladılar ve ziyaretlerimizin olmazsa olmazı İstiklal Marşı’nı hep bir ağızdan okudular. Bu renk cümbüşü içinde minnacık ellerini sallayarak bizleri yolcu ettiler. Çanakkale-Küçükkuyu Sevgi Evleri yolculuğu ile çakışan 29 Mart 2008 tarihli 3 Numaralı Ev ziyaretimiz, İstanbul’da bulunan gönüllülerimiz tarafından gerçekleştirildi. Her ziyaret başında değişmeden tekrar edilen zıplama ve yakalama oyunlarının ardından, gönüllülerimizden Nevin Özbayazıtoğlu’ nun Küçükkuyu’ ya gitmeden önce hazırladığı alçıdan oyuncaklar, beklenenden çok daha dikkatli bir şekilde suluboyalar ile boyandı. Böylece meleklerimiz el becerilerini ve hayal güçlerini ne kadar geliştirdiklerini, faaliyetler sırasında nasıl titiz ve dikkatli olduklarını bir kere daha kanıtlamış oldular. Sabahın uykusu derin uykudur demeden, 26 Nisan 2008 sabahı da 3 Numaralı Ev ziyaretimiz için çocuklarımızın yanındaydık. Meleklerimiz, gelişmiş el becerilerinde ve hayvan sevgilerinde bir adım daha katetmek üzere; gönüllülerimizden Özlem Birgiç ve Hilal Çetin’in hazırladığı kelebek şablonlarını kestiler, kanatları hayallerindeki renklere göre boyadılar, yapıştırdılar ve birbirinden güzel kelebeklerini alkışlar eşliğinde panolarına astılar. Bu buluşmamızda, çocuklarımız, artık neredeyse ezberledikleri İstiklal Marşı’nı, hem ziyaret başında hem ziyaret sonunda olmak üzere iki defa okudular. Yavrucaklarımızın reflekslerini biraz daha hızlandırmak için hep beraber yastık yakalamaca oynayarak, Nisan ayının son ziyaretini tamamladık. S:3 BENİMYUVAM E-BÜLTENİ SAYI:1 (MART-NİSAN/2008) FATİH ÇOCUK YUVASI ZİYARETLERİ 1 Mart Cumartesi, güzel havanın ve baharın eşliğinde çocuklarımız ile birlikte bahçede Banu Ablanın önderliğinde pasta yapıldı. Aşçı şapkaları ile komik görüntüler ortaya çıkaran çocuklarımız, güzel pastanın tadının yanı sıra, pasta savaşı yapmayı da unutmadılar. Ziyarete ilk kez katılan gönüllü Eray Koçak “çocukların, yüreklerine ulaşabilmiş olmanın kendisini çok duygulandırdığını ve o gün parlayan güneşin, aslında yüreklerin ışıltısı” olduğunu dile getirerek, oldukça keyifli bir hafta sonunun yaşandığını paylaşmış oldu. 12 Nisan Cumartesi günü güneşin sıcaklığından çok çocukların sımsıcak kucaklamaları içimizi ısıtmıştı. Bahçede yuvaya yeni katılan Batuhan ve de Muhammed’in de katıldığı güzel muhabbet sonrasında futbol turnuva maçından dönen çocuklarımız ile aktivitesi bol oyunlar oynandı. Yeteneklerin ortaya çıkarılması amacıyla yapılan bu keyifli yarışma içinde pinpon topu, çuval, halka ve voleybol oyunları oynandı. Komik görüntülerin de yer aldığı bu keyifli ziyaret ile hem baharı selamladık, hem de güzel bir Nisan gününü, 15 gün sonrasında yine bir arada olmak dileğiyle tadı damağımızda bitirdik. Bir sonraki ziyaret tarihi ise 15 Mart Cumartesi’ydi. Saatler 14.00’ü gösterdiğinde oynanabilecek en güzel ve en keyifli oyunların paylaşıldığı bugünde, yakartop hiç bu kadar keyifli olmamıştı. Sonrasında Sultan Lostar arkadaşımızın hazırladığı yılbaşı partisinin görüntüleri müzik eşliğinde izlendi. Gönüllü Arzu Sarı’nın da dediği gibi “çocukların garip pozlarından oluşan bir CD hazırlığının hiç fena olmayacağı” görüşü sanırım bir sonraki faaliyetlerdeki yerini alacak. Çoğu arkadaşların Küçükkuyu ziyaretinde olması vesilesi ile az sayıda gönüllümüzün katıldığı 29 Mart Cumartesi günkü yuva ziyaretimiz belkide gönüllülüğün ve cocuklara olan sevginin en güzel örneğini göstermişti, Geride kalan arkadaşlarımız ziyaret programını aksatmadan o gün, keyifli bir gün geçirmiş, gönüllü Gökhan Cörüt’ün ve yuvamızın marifetli erkeklerinin yaptığı pudingli pastanın tadı o günün de tadlanmasına vesile olmuştu. 26 Nisan Cumartesi, kimi zaman futbol turnuvasında, kimi zamanda hafta sonu nedeniyle ailesinin yanına gidenler olduğundan, çocuklarımızın hepsini bir arada görmek mümkün olmuyordu. Bugün ise hepsini birarada gördüğümüz çocuklar ile oldukça güzel saatler yaşandı. Öncelikle Lale Aydoğmuş’un getirdiği doğanın en güzel hediyesi olan çiçekler, isimler konularak rengarenk saksılara dikildi. Sonrasında havanın serin olmasıyla birlikte içeriye geçilerek birbirinden güzel hareketli şarkıların eşliğinde danslar edildi, halaylar çekildi. Anında görüntü şov yapılarak çocuklarımızın keyifli görüntülerinin ve yeteneklerinin ortaya çıktığı bu yarışma sonrasında ziyaretimizi sımsıcak kucaklaşmalar ile bitirdik. S:4 BENİMYUVAM E-BÜLTENİ SAYI:1 (MART-NİSAN/2008) YAKACIK YUVASI ZİYARETLERİ 8 Mart Cumartesi; Büyük Kızlar Grubu Dünya Kadınlar Günü sebebi ile Bahadır ağabeylerinin hazırladığı Dünya Medeniyetleri ve Kadın konulu dia gösterisini izlerken, Küçük Prensesler aşçı başı Özlem Ablaları ile mutfakta çörekten simide hamurdan harikalar yarattılar. Küçük Erkekler Grubu ise Atilla ağabeylerinin önderliğinde kendi el emekleri ile baharın habercileri olan uğur böceklerinin maketlerini yaptılar. Orta Erkekler Grubu da Sunay Akın’ın hayalini ve gerçeğini yaşattığı Oyuncak Müzesi’ni gezip kukla gösterisini seyrettiler. Büyük Erkekler Grubumuzda kartingte hem sürüş tekniklerini geliştirdiler hem de kıyasıya bir yarış ortaya çıkararak izleyicilere oldukça heyecanlı ve hareketli görüntüler sergilediler. Çocukların gülen gözleri ve sımsıcak sarılmaları ile 15 gün sonrasına sözleştik 5 Nisan Cumartesi Keyifli bir ziyaret günü daha gelmiş, çocuklarımız yapılacak faaliyetlere çoktan hazırlanmıştı. Öncelikle Küçük Kızlarımız ve Erkeklerimiz AKM’de güzel bir müzikal çocuk oyunu olan, ‘’Sihirbaz Oz’’da keyifli vakit geçirirken, oyun bittikten sonra da hep beraber Beyoğlu’nda hem yemek yediler hem de izledikleri oyun hakkında sohbet ettiler. Büyük Kızlarımız ise İstanbul Modern Müzesi’nde yepyeni bir İstanbul kentini, yaptıkları maketler ile şekillendirmiş, sonrasında Beyoğlu’nda Küçük Çocuklarımız ile bir araya gelerek hep beraber bu güzel günün izlenimlerini paylaştılar. Yuvada kalan Orta ve Büyük Erkekler Grubu ise marifetli yönlerini göstererek, birbirinden lezzetli pastalar yaptılar. 19 Nisan Cumartesi, Tüm çocuklar Lions Kulübü’nün davetlisi olarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Pendik Kızılay Tesisleri’nde kutladı. Güzel yürekli yetkililerin ikramları ile birlikte, kendileri için hazırlanan sürpriz sihirbaz gösterilerini de seyreden çocukların aldıkları keyif, ışıl ışıl parlayan gözlerinden herkese yansıyordu. Orta Erkekler Grubu’ndaki 15 beyefendi ise ağabey ve ablalarıyla birlikte, İstanbul Modern Müzesi’nde faaliyete katıldılar. Bu güzel ziyaret ve faaliyet sonrası Galata’da balık ekmek yiyip, oldukça keyifli bir gezinin ilk adımlarını atan gençlerimiz, sonrasında da Gülhane’ye giderek, ‘’Ben Bir Ceviz Ağacıyım Gülhane Parkında’’ sözlerinden de yola çıkarak kimi zaman yürüyüş parkurunda, kimi zaman da yeşil çimenlerin üzerinde yaşadıkları anın güzelliğini fotoğraf makinelerinin karelerine yansıtırken güzel ve yorucu bir İstanbul gezisini de tamamladılar. 22 Mart Cumartesi, Büyük Kızlar ve Büyük Erkekler Grubu, Moto Show’08 Fuarı’nda, çok beğendikleri ve merak ettikleri birçok motosiklet modelini yakından görme fırsatı buldular. Çocuklarımızın fuardan aldıkları keyif, hem gözlerinden, hem de resim çektirirken verdikleri ilginç görüntülerinden anlaşılıyordu. Küçük Kızlar ve Küçük Erkekler Gruplarımız gittikleri tiyatroda “İçimdeki Aslan” adlı çocuk oyununu seyrettiler. Orta Erkekler Grubu da Meltem ablalarının önderliğinde geçen ziyarette oyuncak müzesinde gördükleri ve çok beğendikleri, şimşir kaşıktan birbirinden renkli kuklalar yaparak gönüllü ağabey ve ablalarına keyifli bir gösteri hazırlayıp sundular. S:5 BENİMYUVAM E-BÜLTENİ SAYI:1 (MART-NİSAN/2008) KÜÇÜKKUYU SEVGİ EVLERİ ZİYARETİ 28 Mart 2008 akşamı Küçükkuyu’daki çocuklarımıza kavuşmanın hayali ile yola çıktık. Tüm yolculuk boyunca pek de uyuyamayarak, gözümüz açık rüyalara daldık. Sabah çocukların yanına koşacağımız vakte kalan zamanı hesaplayanlar, öğleden sonrası için beraberce yapılacak faaliyet hazırlıklarını tamamlamaya çalışanlar, ilk Küçükkuyu yolculuğu olduğu için heyecandan donup kalanlar… Hepimiz, kelimelerle ifadesi farklı olsa bile aynı amaç için 29 Mart 2008 sabahı, Küçükkuyu Sevgi Evleri’nin kapısına varmıştık. Önceki ziyaretlere katılanlar, koşarak kendilerini bekleyen yavrularımızın evlerine vardılar. Harikalar Diyarı’mıza ilk defa girenler ise; ayaklarının götürdüğü evlerin kapısını çalarak gönüllerinde taht kuracak yeni melekleri ile tanıştılar. Öğlene kadar, minik oyunlar, sabah sporları ve kucaklaşmalar arasında çocuklarla hasret giderildi. Bazı evde yoga yapıldı, bazı evde kutu kutu pense halkaları oluşturuldu, bazısın da ata binme sporu üzerine ilk adımlar atıldı. Farklı farklı oyunlardan, sporlardan hep aynı sesler yükseliyordu: Çocuklarımızın o doyulmaz gülücükleri! Öğle vakti geldiğinde, yavrularımızı öğle yemekleri ve rüyalarıyla baş başa bıraktık. Onlar yemeklerini yiyip, uykularını alana kadar bizler öğleden sonra birlikte yapacağımız faaliyetlerin hazırlıklarına koyulduk. Saat 3 olduğunda bu kez eğitici öğretici aktivitelerle evlerindeki misafirliğimize kaldığımız yerden devam ettik. Bazı evlerde el işi kâğıdından kelebekler, ağaçlar yapıldı, sulu boyalar ile alçılar boyandı, çıkartmalı yap-bozlar tamamlandı. Okul çağındaki çocuklarımızın evlerinde ise mutfak becerilerini sergilemek üzere meyve salataları yapıldı, tahta kaşıktan farklı karakterlerde kuklalar tasarlandı ve o kuklalar ile gösteriler sergilendi. Ellerindeki sanat eserlerini daha hızlı bitiren çocuklarımız ise kalan vakitte bahar havasını almak için bahçeye çıktılar. Bazen bahçede kendilerinden daha çocuk gördükleri abla ve ağabeylerine bakıp bakıp bakıp güldüler. Bazen de bahar ile yaş farkı kalmayan bahçede kendilerini çimlere attılar. Günün sonunda ertesi sabah yine onların yanında olacağımızı anlatarak dinlenmeye çekildik. 30 Mart 2008 sabahı erkenden çocukların kapısındaydık. Vedalaşma vakti gelmişti. Bir daha geleceğimize dair sözler alındı. Hüzün vardı avuçlarda ama biliyorduk ki; ilk fırsatta biz onların yanına varmak için yine bir otobüse doluşup kapılarını çalacaktık. S:6 BENİMYUVAM E-BÜLTENİ SAYI:1 (MART-NİSAN/2008) KÜLTÜR-SANAT ŞATOM BENİM ÜZGÜN YURDUM (Yetiştirme Yurdu Anıları) – ALİM YAVUZ / Timaş Yayınları Çocukluğunu Giresun Yetiştirme Yurdu’nda geçirdikten sonra Sosyal Hizmet Uzmanı olarak görev yapmış Alim Yavuz’un ‘Şatom Benim Üzgün Yurdum’ adlı kitabı için kendi ağzından yazılmış yorumu, kulağa küpe yapılabilecek paragraflar arasındadır: “Bu kitap bir teşekkürdür. Ailesi dağıldıktan sonra, geleceğe dair hayalleri 'iyi bir çoban olmak'tan öteye gitmeyen bir çocuğun, 'Sosyal Hizmetler'in şefkatli öpücüğüyle 'kurbağalıktan prensliğe' terfi etmesine teşekkürdür. Bu kitap bir ispattır. Yetiştirme yurtlarının duvarları arasına sıkışan ve yaşadıkları olumsuz tecrübelerle yılgınlığa kapılarak, 'Bizden ne köy olur, ne kasaba' yanılgısına düşen kader arkadaşlarıma, azmedip çalışınca neler olabileceğini gösteren bir ispattır.” Kitap; yazarın yurt hayatı boyunca, dışarıdakilerin önyargıları ile karşılaşmamak için Yetiştirme Yurdu’nu tanımladığı ‘Şato’ kelimesinden almıştır adını. Yazar, koruma altında olduğu sürece yaşadığı acı/tatlı anılarını eserinde anlatırken, aslında Çocuk Esirgeme Kurumu’nun dün-bugün-yarın üçlemesi ile umut verici bir ışık yaymaktadır. Sade dili ve yalın anlatım tarzı ile oldukça akıcı bir şekilde okunabilen kitap; yuvalarda yaşayan çocuklar için en etkili ve gerekli çözümün, ‘öncelikle toplumca benimsenmek ve birlikte vakitlerini geçirdikleri görevliler ile ast-üst ilişkisi yerine sıcak ilişkiler içinde bulunmak’ olduğu üzerinde durmaktadır. MARC ARYAN İSTANBUL’DA – MARC ARYAN / AMC 1963 yılında başlayan profesyonel müzik hayatında 200 şarkıya imza atan nostaljinin gizli kahramanı Gectigimiz sene yayımlanan ''COLLECTION'' albumuyle müzikseverlerin arşivlerine ilk kez CD formatında giren Marc Aryan'in 2. 'best of' albumu ''Marc Aryan İstanbul'da'' çıktı. 60’lı yıllarda Türkiye’de verdiği konserler ve aile köklerinden gelen Türkiye sempatisi sayesinde türk müzik dinleyicileri ile arasında özel bir bağ oluşan Marc Aryan, Türkiye’de de sevilen pek çok şarkının bestecisi ve yorumcusudur. Albümde 23 şarkı yer alıyor. Bu şarkılardan bazıları; Qu'un Peu D'amour (Alpay'in en sevilen şarkısı Eylül'de Gel'in orjinal versiyonu), Istanbul, Si J'etais Sur, Bête À Manger Du Foin, Ballade, La Chanson Du Vieil Aveugle vb. Ayrıca, albümde Fecri Ebcioğlu sözleriyle, Marc Aryan'in Türkçe seslendirdiiği şarkılara da yer veriliyor. ANESTEZİ Clay (Hayden Christensen) kendisine ailesinden hatırı sayılır derecede miras kalan bir gençtir. Fakat çok zengin olmasına rağmen hiç mutlu değildir. Çünkü kendisine bir kalp nakli gerekmektedir. Bu nakil esnasında da ekibin parasına konmaması için bir terslik olmaması gerekir. Bu kalp naklinin gerçekleşebilmesi için Clay ameliyat masasına yatar. Lakin çok enteresan bir olay olur. Kendisine narkoz verilmesine rağmen kahramanımızın bilinci yerindedir. Olup biten herşeyi hissetmekte, tepki verememektedir. İstatistiklere göre her yıl 700 kişiden birinin başına gelen bu olaya “Anastezik Farkındalık” denilmekte.Clay ‘de bu 700 kişiden biridir artık. Tüm acıyı hissetmekte ama vücut felç durumunda olduğundan bu acıyı kimseye bildirememektedir. Bu esnada Clay’ın eşi Sam (Jessica ALBA) ameliyatla ilgili hayati kararlar vermektedir. Clay ise kendi zihninde bir yolculuğa çıkar. SİHİRBAZ OZ Çocuk müzikali 2 perde. İstanbul Devlet Opera ve Balesi geleceğin bilinçli seyircilerini yetiştirmek için ünlü çocuk masallarının müzikallerini her Cumartesi sabahı genç seyircileriyle buluşturmaya devam ediyor. Sihirbaz Oz da bu oyunlarımızdan biri. Dünya çocuk edebiyatının baş yapıtlarından biri olan Sihirbaz Oz’da, beklenmedik bir biçimde bilmediği bir ülkeye düşen Doroty’nin evine dönmeye çalışırken başına gelenlerin öyküsü. ŞEN ŞAKRAK KABARE (4-16 Yaş Grubu) Çocuklar için hazırlanmış bu kabarede, skeçlerle; yalancılık, temizlik alışkanlıkları, arkadaşlık, yardımlaşma, yetişkinçocuk ilişkileri, çalışkanlık, tembellik, trafik kuralları, özürlülerle ilişkiler, çevre duyarlılığı ve soru sormanın önemi gibi temalar sunuluyor. Bu kabarenin en önemli özelliği, üç yaşından itibaren her çocuğa ve içindeki çocuğu öldürmemiş yetişkinlere hitap etmesidir. Danslar ve şarkılarla zenginleştirilmiş bu kabarede çocuklar, mesajları kendi yaş gruplarına göre oyunun içinden çıkarmaktadır. S:7 BENİMYUVAM E-BÜLTENİ SAYI:1 (MART-NİSAN/2008) ÇOCUKLARIMIZDAN & BENİMYUVAM’DAN II.BENİM YUVAM GRUBU GÖNÜLLÜ EĞİTİMİ 20.04.2008 tarihinde Taksim Rotary Binası’nda gerçekleştirilen eğitimde, • • • • • • İletişim Yuva çocuklarının psikoloji ve iletişim Kurum ve gönüllü ilişkisi Sorunlu çocuklarımız ile iletişim Gönüllü -Çocuk ilişkisinde çocuğun ruhsal durumu Koruyucu aile - Gönüllü aile - Evlat edinme gibi konular işlendi. Bu eğitim de bizlere eşlik eden; Sn. Seyfi Bozçelik (İstanbul İl Müdürü) Sn. Sema Günay (Üsküdar Yuvası-Kuruluş Müdürü) Sn. Şule Güngörün ( Yakacık Yuvası - Kuruluş Müdürü) Sn. İsmail Şeber (Atatürk Kız Yetiştirme Yurdu Sosyal Hizmet Uzmanı) Sn. Zerrin Topçu Bilgen (Üsküdar Yuvası Ruhsal Danışmanlık Projesi ) Sn. Ebru Yılmaz’a ( Artı Psikodrama Danışmanlık Merkezi)’a teşekkürlerimizi sunarız. S:8 BENİMYUVAM E-BÜLTENİ SAYI:1 (MART-NİSAN/2008) KATKIDA BULUNANLAR 08 Mart Cumartesi - Yakacık Yuvası - Orta Erkekler Grubu’nun Oyuncak Müzesi etkinliğini organize eden Sn. Lale Aydoğmuş’a teşekkürler. Yakacık Yuvası - Büyük Kızlar Grubu’na yaptığı Dünya Kadınları konulu dia gösterisi için Sn. Bahadır ERŞIK’e teşekkürler. 08 Mart Cumartesi Yakacık Yuvası - Büyük Erkekler Grubu’nun Karting etkinliğini organize eden Sn.Sultan Lostar’a teşekkürler. 16 Mart Pazar - Yakacık Yuvası - Büyük Erkekler - Orta Erkekler - Büyük Kızlar Grubu’ndaki çocuklarımızın Şişli (İTÜ) Bilim Müzesi Gezisi’ni organize eden Sn.Serdal Çaycı’ya teşekkürler. 22 Mart Cumartesi - Yakacık Ziyareti - Büyük Erkekler ve Kızlar Grubu’ndaki çocuklarımızın MOTOSHOW’08 - Motor Fuarı’na katılımlarını sağlayan Sn. Nurhayat Köseahmetoğlu’na teşekkürler. Yakacık Ziyareti - Küçük Kızlar ve Erkekler Grubu’nun İçimdeki Aslan Çocuk Tiyatrosuna gitmelerini organize eden Sn. Sultan Lostar’a teşekkürler. 05 Nisan Cumartesi - Yakacık Yuvası - Küçük Kızlar ve Erkekler Grubu’ndaki çocuklarımızın Sihirbaz OZ adlı çocuk oyunu biletlerine sponsor olan Sn. Mustafa Çağan’a teşekkürler. Çocukların ulaşımlarında destek olan Sn. Ali Değer’e teşekkürler. Tiyatro sonrası Burger King’de çocuklarımıza yemek organize eden Sn. Sadiye - Tolga Arslan’a teşekkürler. Yakacık Yuvası - Büyük Erkekler Grubu’ndan çocuklarımızla Fenerbahçe taraftar grubu KAF ‘ın davetlisi olarak Fenerbahçe&Kayseri Maçı’nı seyretmek üzere Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda yerimizi aldık. Maç öncesi Kaf Grubu’ndan Aylin Abla ile Fenerium’da klasikleşen forma alışverişimizi yaptık ve Little Cesar Pizza’da keyifli bir yemek yedik. Kaf grubuna ve sevgili Aylin Ablamıza teşekkürler. 05 – 19 Nisan Cumartesi - Yakacık Yuvası Ziyareti - Orta Erkekler ve Büyük Kızlar Grubu’nu İstanbul Modern Müzesi organizasyonu için Sn. Lale Aydoğmuş’a teşekkürler. 12 – 19 Nisan Cumartesi - Yakacık Yuvası'ndan 25 çocuğumuz İTÜ Seramik Atölyesi’ne çalışmalarına katıldılar. Seramik ve heykel sanatçısı hocamız Sn.Sait ADALI’ya ve organizasyonda emeği geçen Sn. Serdal Çaycı’ya teşekkürler. Yakacık Yuvası Kanarya Evi’nin mobilya yenilenmesi ve boyanmasında Fenerbahçe Yönetim Üyelerine, Boya işçiliğininde ve usta temini konusunda ise Koray İnşaat Çalışanlarına ve gönüllülerimizden Sn.Didem Coşkun’a sonsuz teşekkürler ediyoruz. Yakacık Yuvası Oyun Odası için Bal85 Grubu (Beşiktaş Atatürk Lisesi 85 mezunları) tarafından alınan malzemeler 14.04.2008’de yuvamıza teslim edildi. Sn Özlem Birgiç aracılığı ile gerçekleşen bu güzel işbirliğinden dolayı tüm mezunlara sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz. Benimyuvam e-Bülteni hazırlığında emeği geçen gönüllülerimiz: Arzu SARI Atilla ÖZ Ceyda KARPAT Filiz ÖZEN Gökhan CÖRÜT Gülcan LAZIM Hilal ÇETİN Meltem GÜLMEZ Neslihan ALTINEL Nurhayat KÖSEAHMETOĞLU Özlem Düzgün AYRANCI Sinan AVCI S:9