vıı. uluslararası sosyal bilimler eğitimi kongresi
Transkript
vıı. uluslararası sosyal bilimler eğitimi kongresi
VII. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER EĞİTİMİ KONGRESİ 8-10 Mayıs 2015 Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir. © Pegem Akademi Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan. Hizm. Tic. Ltd. Şti.ne aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı; mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik, kayıt ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz. Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır. Okuyucularımızın bandrolü olmayan kitaplar hakkında yayınevimize bilgi vermesini ve bandrolsüz yayınları satın almamasını diliyoruz. 1. Baskı: Mayıs 2015, Ankara Yayın-Proje Yönetmeni: Ayşegül Eroğlu Dizgi-Grafik Tasarım: Selda Tunç Kapak Tasarımı: Gürsel Avcı Baskı: Ayrıntı Basım Yayın ve Matbaacılık Ltd. Şti İvedik Organize Sanayi 28. Cadde 770. Sokak No: 105/A Yenimahalle/ANKARA (0312-394 55 90) Yayıncı Sertifika No: 14749 Matbaa Sertifika No: 13987 Karanfil 2 Sokak No: 45 Kızılay / ANKARA Yayınevi 0312 430 67 50 - 430 67 51 Yayınevi Belgeç: 0312 435 44 60 Dağıtım: 0312 434 54 24 - 434 54 08 Dağıtım Belgeç: 0312 431 37 38 Hazırlık Kursları: 0312 419 05 60 İnternet: www.pegem.net E-ileti: pegem@pegem.net KONGRE DÜZENLEME KURULU KONGRE ONUR KURULU Prof. Dr. Nabi AVCI (Milli Eğitim Bakanı) Prof. Dr. Filiz KILIÇ (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü) KONGRE DANIŞMA KURULU Doç. Dr. Yusuf TEKİN (MEB Müsteşarı) Doç. Dr. Ali YILMAZ (MEB Öğretmen Yet. ve Geliştirme Gn. Md.) Prof. Dr. Mehmet D. ERDEM (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı( Prof. Dr. Mustafa SAFRAN (Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi) Prof. Dr. Cemil ÖZTÜRK (Marmara Ün. Atatürk Eğitim Fakültesi) Prof. Dr. Mustafa ERGÜN (Afyonkocatepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi) Prof. Dr. Akif AKKUŞ (Hasan Kalyoncu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı) KONGRE YÜRÜTME KURULU Prof. Dr. Mehmet D. ERDEM (Başkan) (NHBVÜ. Eğitim Fakültesi Dekanı) Nalan DEMİR (Başkan Yard.) (MEB Öğr.Yet. ve Gel. Gn.Md. Daire Bşk.) Yaşar YENİÇERİOĞLU (MEB Koord.) (MEB Öğr.Yet. ve Gel. Gn.Md.Eğitim Uzmanı) Osman ŞİMŞEK MEB (Nevşehir İl Milli Eğitim Müdürü) Doç. Dr. Ali MEYDAN (Üye) (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi) Doç. Dr. Abdulkadir UZUNÖZ (Üye) (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Barış ÇİFTÇİ (Üye) (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Mahmut POLAT (Üye) (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Mustafa TAHİROĞLU (Üye) (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi) Yrd. Doç. Dr. Gökçe İŞÇİTÜRK (Üye) (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi) İlyas UĞURLU (Üye) (MEB Nevşehir İl Milli Eğitim Md.Şb.Müdürü) KONGRE SEKRETERYASI Yrd. Doç. Dr. Barış ÇİFTÇİ (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi) Yaşar YENİÇERİOĞLU (MEB Öğr.Yet. ve Gel. Gn.Md.Eğitim Uzmanı) İlyas UĞURLU MEB (Nevşehir İl Milli Eğitim Md.Şb.Müdürü) Ahmet DURMAZ (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi) Serhat YAŞAR (Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi) VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir BİLİM KURULU ÜYELERİ Prof. Dr. Abdullah SOYKAN Balıkesir Üniversitesi Prof. Dr. Akif AKKUŞ Hasan Kalyoncu Üniversitesi Prof. Dr. Ali Murat SÜNBÜL Necmettin Erbakan Üniversitesi Prof. Dr. Anke UHLENWINKEL Humboldt-Universität zu Berlin-GERMANY Prof. Dr. Asuman Seda SARACALOĞLU Adnan Menderes Üniversitesi Prof. Dr. Ayfer KOCABAŞ Dokuz Eylül Üniversitesi Prof. Dr. Ayşe BALCI KARABOĞA Mersin Üniversitesi Prof. Dr. Ayşe ÇAKIR İLHAN Ankara Üniversitesi Prof. Dr. Battal ASLAN Hakkâri Üniversitesi Prof. Dr. Bülent ÇUKUROVA Çukurova Üniversitesi Prof. Dr. Cemil ÖZTÜRK Marmara Üniversitesi Prof. Dr. Coşkun BAYRAK Anadolu Üniversitesi Prof. Dr. Danuta PIRÓG Pedagogical University of Kraków, POLAND Prof. Dr. Dean SMART University of West England-Bristol Prof. Dr. Dursun DİLEK Sinop Üniversitesi Prof. Dr. Elsa Maria Teixeira PACHECO University of Porto /PORTUGAL Prof. Dr. Firdevs GÜNEŞ Bartın Üniversitesi Prof. Dr. Hakkı YAZICI Afyon Kocatepe Üniversitesi Prof. Dr. Halil İbrahim YALIN Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Harun TEPE Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. Hasan BAHAR Selçuk Üniversitesi Prof. Dr. Hayati AKYOL Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Ian Plipps Edge Hill University-Liverpool. Prof. Dr. İhsan BULUT Atatürk Üniversitesi Prof. Dr. İhsan ÇİÇEK Ankara Üniversitesi Prof. Dr. İlyas GÖKHAN Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Prof. Dr. İsa KORKMAZ Necmettin Erbakan Üniversitesi Prof. Dr. İsmet ÇETİN Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Joseph Stoltman West Michigan University USA Prof. Dr. Maria Eliza DULAMĂ Babeş-Bolyai University /ROMANIA Prof. Dr. Mehmet GÜLTEKİN Anadolu Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet İPÇİOĞLU Necmettin Erbakan Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet KIRBIYIK Necmettin Erbakan Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet KURT Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet Nuri GÖMLEKSİZ Fırat Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet TEKİN İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Murat ÖZBAY Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Mustafa CİN Giresun Üniversitesi Prof. Dr. Mustafa SAFRAN Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Mustafa SAĞLAM Anadolu Üniversitesi iv VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir Prof. Dr. Nuri YAVUZ Gaziantep Üniversitesi Prof. Dr. Oana-RAMONA ILOVAN Babeş-Bolyai University /ROMANIA Prof. Dr. Osman GÜMÜŞÇÜ Çankırı Üniversitesi Prof. Dr. Ramazan ARI Selçuk Üniversitesi Prof. Dr. Ramazan ÖZEY Marmara Üniversitesi Prof. Dr. Ramazan SEVER Giresun Üniversitesi Prof. Dr. Regina SUBOTKEVİČİENĖ Lithuanian University of Educational Sciences, LITHUANIA Prof. Dr. Saulius STANAITIS Lithuanian University of Educational Sciences, LITHUANIA Prof. Dr. Selma YEL Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Şefik YAŞAR Anadolu Üniversitesi Prof. Dr. Tahsin AKTAŞ Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Prof. Dr. Taşkıner KETENCİ Mersin Üniversitesi Prof. Dr. Uğur DOĞAN Ankara Üniversitesi Prof. Dr. Ünal İBRET Kastamonu Üniversitesi Prof. Dr. Ünsal BEKDEMİR Giresun Üniversitesi Prof. Dr. Yashuyiki NISHIWAKI Yokohama National University, JAPAN Prof. Dr. Yaşar ERJEM Mersin Üniversitesi Prof. Dr. Yılmaz ARI Balıkesir Üniversitesi Prof. Dr. Yücel GELİŞLİ Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Takayuki ZENİMOTO Doç. Dr. A. Figen ERSOY Anadolu Üniversitesi Doç. Dr. Adem SEZER Uşak Üniversitesi Doç. Dr. Adnan BOYACI Anadolu Üniversitesi Doç. Dr. Ahmet DOĞANAY Çukurova Üniversitesi Doç. Dr. Ahmet ŞİMŞEK Sakarya Üniversitesi Doç. Dr. Ali ERSOY Anadolu Üniversitesi Doç. Dr. Ali YILMAZ Marmara Üniversitesi Doç. Dr. Ayfer ŞAHİN Ahi Evran Üniversitesi Doç. Dr. Ayhan AKIŞ Akdeniz Üniversitesi Doç. Dr. Ayşe Mentiş TAŞ Necmettin Erbakan Üniversitesi Doç. Dr. Ayşegül ŞEYİHOĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi Doç. Dr. Bahri ATA Gazi Üniversitesi Doç. Dr. Barış TAŞ Çankırı Karatekin Üniversitesi Doç. Dr. Bayram TAY Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Doç. Dr. Bekir BULUÇ Gazi Üniversitesi Doç. Dr. Burçin TÜRKCAN Anadolu Üniversitesi Doç. Dr. Cengiz DÖNMEZ Gazi Üniversitesi Doç. Dr. Cevdet KIRPIK Erciyes Üniversitesi Doç. Dr. Çavuş ŞAHİN Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Doç. Dr. Çiğdem KAN Fırat Üniversitesi Doç. Dr. Duran AYDINÖZÜ Kastamonu Üniversitesi 5 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir Doç. Dr. Emre ÜNAL Niğde Üniversitesi Doç. Dr. Erdoğan KAYA Anadolu Üniversitesi Doç. Dr. Eren YÜRÜDÜR Gaziosmanpaşa Üniversitesi Doç. Dr. Eyüp ARTVİNLİ Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Doç. Dr. Fatih AYDIN Karabük Üniversitesi Doç. Dr. Hakan Koç Cumhuriyet Üniversitesi Doç. Dr. Halil İbrahim SAĞLAM Sakarya Üniversitesi Doç. Dr. Halil TOKCAN Niğde Üniversitesi Doç. Dr. Handan DEVECİ Anadolu Üniversitesi Doç. Dr. Hasan ÇUKUR 9 Eylül Üniversitesi Doç. Dr. Hasan KARA Pamukkale Üniversitesi Doç. Dr. Hasan YILMAZ Necmettin Erbakan Üniversitesi Doç. Dr. Hüseyin KAYA Süleyman Demirel Üniversitesi Doç. Dr. Kadir KARATEKİN Kastamonu Üniversitesi Doç. Dr. Kadir ULUSOY Mersin Üniversitesi Doç. Dr. Kamil İŞERİ Niğde Üniversitesi Doç. Dr. Kaya YILMAZ Marmara Üniversitesi Doç. Dr. Kasım YILDIRIM Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Doç. Dr. Kenan ARIBAŞ Aksaray Üniversitesi Doç. Dr. Kubilay YAZICI Niğde Üniversitesi Doç. Dr. Mehmet TURAN Fırat Üniversitesi Doç. Dr. Mehmet ÜNLÜ Marmara Üniversitesi Doç. Dr. Melih APA Mersin Üniversitesi Doç. Dr. Meral GÜVEN Anadolu Üniversitesi Doç. Dr. Muhammet KOÇAK Gazi Üniversitesi Doç. Dr. Mustafa ERTÜRK Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Doç. Dr. Mustafa ERTÜRK Muğla Üniversitesi Doç. Dr. Münevver CAN YAŞAR Afyon Kocatepe Üniversitesi Doç. Dr. Namık Kemal ŞAHMAZ Mersin Üniversitesi Doç. Dr. Nazlı GÖKÇE Anadolu Üniversitesi Doç. Dr. Necati TOMAL Ondokuz Mayıs Üniversitesi Doç. Dr. Nevzat GÜMÜŞ 9 Eylül Üniversitesi Doç. Dr. Oğuzhan KILDAN Kastamonu Üniversitesi Doç. Dr. Oktay Cem ADIGÜZEL Anadolu Üniversitesi Doç. Dr. Perihan ÜNÜVAR M. Akif Ersoy Üniversitesi Doç. Dr. Sabahattin ÇİFTÇİ Necmettin Erbakan Üniversitesi Doç. Dr. Sabri SİDEKLİ Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Doç. Dr. Salih Zeki GENÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Doç. Dr. Selahattin AVŞAROĞLU Necmettin Erbakan Üniversitesi Doç. Dr. Serkan ŞEN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Doç. Dr. Seyfi KENAN Marmara Üniversitesi vi VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir Doç. Dr. Ş. Dilek BELET Anadolu Üniversitesi Doç. Dr. Taner ALTUN Karadeniz Teknik Üniversitesi Doç. Dr. Turan TEMUR Dumlupınar Üniversitesi Doç. Dr. Turhan ÇETİN Gazi Üniversitesi Doç. Dr. Ufuk KARAKUŞ Gazi Üniversitesi Doç. Dr. Ünal ARMAĞAN Karabük Üniversitesi Doç. Dr. Yavuz AKBAŞ Karadeniz Teknik Üniversitesi Doç. Dr. Yavuz ERİŞEN Yıldız Teknik Üniversitesi Doç. Dr. Yılmaz GEÇİT Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Adnan Doğan BULDUR Necmettin Erbakan Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet ÇAKIROĞLU Aksaray Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet ERTEK İstanbul Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet KATILMIŞ Marmara Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Ali Ekber GÜLERSOY 9 Eylül Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Alpaslan GÖZLER Erciyes Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Aysun ERGİNER Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Ayşe Ülkü KAN Fırat Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Ayten KİRİŞ AVAROĞULLARI Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Bekir KOCADAŞ Adıyaman Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Bülent AKSOY Gazi Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Ebru GENÇTÜRK Karadeniz Teknik Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Emin Erdem KAYA Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Emine Zehra TURAN Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Eren ŞENOL Giresun Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Ergin ERGİNER Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Erol KOÇOĞLU Dicle Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Fatma ÜNAL Bartın Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Gözde İNAL KIZILTEPE Adnan Menderes Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Gülmisal EMİROĞLU Necmettin Erbakan Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Hüseyin KILIÇ Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin ANILAN Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin KÖKSAL Gazi Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin SARAÇOĞLU Giresun Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin SÖNMEZ Mersin Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim COŞKUN Trakya Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim SARI Dumlupınar Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Kamil UYGUN Uşak Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Kemalettin DENİZ Gazi Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali ÇAKIR Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet ÖNGER Mersin Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet ŞAHİN Yıldız Teknik Üniversitesi 7 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir Yrd. Doç. Dr. Meral ÖREN Anadolu Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Mesut GÜN Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Muhammet AVAROĞULLARI Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Muhammet BAŞTUĞ Niğde Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Murat ÇALIŞOĞLU Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Murat ŞENGÜL Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Murat TANRIKULU Çankırı Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa GİRGİN Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa KARATAŞ Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Necati BOZKURT Mustafa Kemal Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Nilgün DAĞ Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Nuri ŞİMŞEKLER Selçuk Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Onur Alp KAYABAŞ Aksaray Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Osman DÜLGER Düzce Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Ö. Faruk SÖNMEZ Gaziosmanpaşa Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Özden TAŞĞIN Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Perihan ŞARA Uşak Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Recep BOZYİĞİT Necmettin Erbakan Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Serdar DERMAN Gaziantep Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Serdarhan Musa TAŞKAYA Mersin Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Seyit EMİROĞLU Necmettin Erbakan Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Süleyman Erkam SULAK Bartın Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Süleyman KARATAŞ Akdeniz Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Şenay GÜNGÖR Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Tahsin YILDIRIM Aksaray Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Temel TOPAL Giresun Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Tuğba SELANİK AY Afyon Kocatepe Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Vedat AKTEPE Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Yasin ÖZKARA Akdeniz Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Yunus GÜNİNDİ Aksaray Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Zafer TANGÜLÜ Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Zübeyir SALTUKLU Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Zühal DİNÇ ALTUN Karadeniz Teknik Üniversitesi viii İÇİNDEKİLER Kurullar ........................................................................................................................................................v PROGRAM Kongre Programı ................................................................................................................................................. 3 BİLDİRİ ÖZETLERİ Siyasi Tarih Eğitiminde Annales Okulu ve Yöntemi ................................................................................................. 25 Düş Ekmeği Romanında Varoluşçu Eleştirel Gerçekçi Unsurlar ........................................................................ 25 İlkokul Öğrencileri İçin Finansal Bilinç Eğitimi (Kahramanmaraş Örneği) ......................................................... 26 Küreselleşmenin Kültürel Yaşam Üzerindeki Etkilerine İlişkin Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Algıları ............. 26 Sosyal Bilgiler Dersinde Bir Materyal Olarak Gazete Kullanımı ........................................................................ 27 Geçmişten Günümüze Sanat Eğitiminin Geçirdiği Süreç ................................................................................... 27 Sivil Birey Özalgı Ölçeğinin Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması............................................................................. 28 Ortaokul Sosyal Bilgiler Dersi Coğrafya Konularının Öğretimine İlişkin Algı Sorunları ...................................... 28 Ortaöğretim Öğrencilerinin Dindarlık Düzeylerinin Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi (Burdur İli Örneği) ......................................................................................................................... 29 Öğretmen Adaylarının Gözünden Kendilerine Uygulanan Sınıf Yönetimi ve Sınıflardaki Tutum Ve Davranışlar ......... 29 Erasmus Öğrenci Öğrenim Hareketliliği Programına Katılan Gaziosmanpaşa Üniversitesi Öğrencilerinin Memnuniyet Düzeylerinin Belirlenmesi ..................................................................................... 30 Eğitimde Kentlilik Bilinci ve Kültür Öğrenimi ..................................................................................................... 30 Tutku Ölçeği’nin Türkçe Formu’nun Geçerlik Ve Güvenirliği .............................................................................. 33 Özerk İşlevsellik Ölçeği Türkçe Formu’nun Geçerlik Ve Güvenirliği.................................................................... 34 Dürüstlük Ölçeği’nin Türkçe Formu’nun Geçerlik Ve Güvenirliği ....................................................................... 34 Zimbardo Zaman Perspektifi Ölçeği’nin Türkçe Formu’nun Geçerlik ve Güvenirliği .......................................... 35 Sosyoloji Dersi Öğretim Programının Eleştirel Düşünme ve Yaratıcı Düşünme Becerilerini Kazandırmadaki Etkililiğinin Belirlenmesi (Reyhanlı Örneği).......................................................... 35 Öğretmen Yeterlik Ölçeğinin Geliştirilmesi ........................................................................................................ 37 Atık Nesnenin Sanat Eğitiminde Kullanılması ................................................................................................... 38 Üstün Zekalı ve Yetenekli Öğrencilerin Deyimleri Resimleme Algısı .................................................................. 39 Sosyal Bilgiler Öğrenimine ve Öğretimine İlişkin Öğrenci Görüşleri .................................................................. 39 Disiplinler Arası (İnterdisipliner ve Plüridisipliner) Eğitim Programlarının Günümüz Sosyoloji Bilim Dalına Katkısı ............................................................................................................................ 40 Proje Merkezli Program Modeli Uygulaması-Külürüel Kod:paradoks Sanat Projesi ......................................... 40 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir Okulöncesi Dönemde Çocuğu Olan Babaların Çocuklarının Eğitimlerine Katılım Düzeylerinin Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi ..................................................................................... 41 Tarih Öğretisinde Sosyolojinin Yeri .................................................................................................................................41 Değerler Eğitiminde Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri .......................................................................... 42 7. Sınıf Öğrencilerinin Evliya Çelebi ve Seyahatnamesi’ne İlişkin Algılarının İncelenmesi .................................. 43 Bir Eğitim Kurumu Olarak Bauhaus’un Günümüz Görsel Tasarım Anlayışına Getirileri ..................................... 43 Ses Temelli Okuma Yazma Öğretim Yöntemine İlişkin Araştırma Sonuçlarının İncelenmesi .............................. 44 Balkan Dillerinde Kullanılan “Türkçe’den Gelen Kelimeler” Terminolojisi İle İlgili Sorunlar................................ 45 Liselerimizde Yazılı Anlatım Çalışmalarında Dikkat Edilecek Hususlar ............................................................... 46 Tarih Dersi Öğretim Programı ve Ders Kitaplarında Değerler Eğitimi ................................................................ 48 Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları ve Coğrafya Alan Bilgi Düzeyleri............................................................................................................................. 48 Türkiye’deki Eğitim Politikasına Genel Bir Bakış (1920-1930) ............................................................................ 49 Sivas İli ve Çevresinde Arıcılık Faaliyetleri .......................................................................................................... 49 Examining Creative Drama Class With Community Of Practice ........................................................................ 50 Historical Development Of Algebraic Thinking And Implications For Algebra In Primary and Elementary Schools ....................................................................................................................... 51 Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Yapılandırmacı Yaklaşıma Yönelik Görüşlerinin İncelenmesi .................. 52 Orhun Yazıtlarının Sosyal Bilgiler Öğretim Programında Yer Alan Değerler Çerçevesinde İncelenmesi ............. 53 Tahripçilik (Vandalizm) Ölçeği: Geliştirmesi, Geçerliği, Güvenirliği .................................................................... 53 Sosyal Etkileşim Kaygısı ile Mutluluk Arasındaki İlişki: Yalnızlığın Aracı Rolü .................................................... 54 Uzun Evlilikler: Bir Yastıkta Kırk Yıl ..................................................................................................................................55 İlkokul Sosyal Bilgiler Programında Yaratıcı Düşünme Becerisinin Yeri.....................................................................56 Mimarlık Tasarım Eğitiminde Yaratıcılık Yeteneğinin Önemi ve Değerlendirilmesi ............................................ 57 Türkçe Dersi Öğretmen Kılavuz Kitaplarındaki Kitap Tavsiye Sisteminin İncelenmesi ........................................ 57 Sosyal Bilgiler 5. ve 6. Sınıf Ders Kitaplarında Harita Kullanımı ......................................................................... 58 Coğrafya Eğitiminde Çizgi Roman Kullanımı ve Örnek Bir İnceleme: Göçün Mekânsal Etkileri ......................... 58 Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Öğrencilerinin Coğrafya Alanına Yönelik Öz-Yeterliklerinin İncelenmesi ............... 59 Sözel Öğretmen Yakınlığının Öğrencilerin Güdülenmelerine ve Öğretmenlerinin Yakınlık Derecesini Değerlendirmelerine Etkisi .................................................................................................. 59 Çanakkale İlinde Zeytincilik Faaliyeti ................................................................................................................. 60 Özel Yeteneklilerde Sosyal Bilgiler Eğitimi .......................................................................................................... 60 Anaokulu Öğrencilerinde Trafik Algısı ................................................................................................................ 61 Cognitive and Discourse Analysis: Kyrgyz Ethnocultural Concept ‘Kuda’ (Kinshiptermfor In-Laws) .................. 61 Eğitsel Mekanlara Dayalı Öğrenme Ortamları................................................................................................... 62 Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi Dersinde Karikatür Kullanımının Öğrencilerin Akademik Başarı ve Tutumuna Etkisi ................................................................................................................. 62 10 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir Sınıf Öğretmenlerinin Şiir Öğretimine İlişkin Uygulamaları .............................................................................. 63 Main Challenges For Romanian Teacher Education In Geography: The Status Of Geography and Of Geography Teachers ................................................................................................................. 63 Pre-Service Teacher Education In Geography. Focus On Romania .................................................................... 64 Sosyal Bilgiler Dersinde Google Earth Yazılımının Öğrenci Başarısına Etkisi ..................................................... 64 Siyah-Beyaz Fotoğraflarla Karadeniz Ereğli-Sözlü Tarih Çalışmasının Yerel Tarih ve Kültür Dersi (Seçmeli) Kapsamında Değerlendirilmesi ...................................................................................... 65 Okul Öncesi Eğitimde Dans ile Öğretim Üzerine Bir Araştırma ......................................................................... 65 Özel Okul Öğretmenlerinin Eğitimde Teknoloji Kullanımına İlişkin Tutum ve Düşünceleri (Samsun İli Örneği) ............................................................................................................................................ 66 4. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersinde Tarihi Roman Kullanımının Öğrenci Başarısına Etkisi ...................................... 66 11. Sınıf Coğrafya Ders Kitabının Şekil ve İçerik Yönüyle İncelenmesi ............................................................... 67 6. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi “İpek Yolunda Türkler” Ünitesinde Kavram Bulmacalarının Başarıya Etkisi ................................................................................................................................................... 67 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarında Ders Programındaki Kavramların Yer Alma Durumu ......................... 67 Ortaokul 8. Sınıf Öğrencilerinin Doğal Afet ve Afet Eğitimi Kavramını Anlama Düzeyleri ................................ 68 Tarihî Olayların Öğretiminde Zaman, Mekan ve Tarihî Coğrafya İntibakı Meselesine Bir Örnek: 838 Yılı Halife Mutasım’ın Anadolu Seferi Güzergâhı....................................................................... 68 Türkçe Eğitimi ve Öğretiminde Bulmaca Oyunları ............................................................................................. 69 Türkiye’de Deprem Eğitimi Araştırmaları: Bir İçerik Analizi ............................................................................... 69 “Jeolojik Cetvel” Konusunu Dans İle Zenginleştirilmiş Yaratıcı Drama ile Nasıl Öğretebiliriz? .......................... 70 Sosyal Bilgiler Dersinde Sorunlar ve Çözüm Yollarına İlişkin Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Görüşleri............ 70 Anasınıfına Devam Eden Çocuklar İçin Bir Müze Gezisi Örneği ......................................................................... 71 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenlerinin İslam Dini Dışındaki Dinlerin Öğretimi İle İlgili Düşünce ve Tutumları ........................................................................................................................... 72 Ortaokul Öğrencilerinin Sosyal Bilgiler Dersinde Yer Alan “Ekonomi” Kavramlarını Anlama Düzeyleri ............ 73 Hayat Bilgisi Dersi Öğretim Programında ve Ders Kitaplarında Somut Olmayan Kültürel Mirasın Yerinin İncelenmesi .............................................................................................................................. 73 Eğitim Fakültelerindeki Mevcut Durum ve Hayalerdeki Eğitim Fakültesi (Afyon Kocatepe Üniversitesi Örneği) ............................................................................................................... 76 Sosyal Alanlar Eğitiminde Edebi Metin Olarak Türküler: Avanoslu Halk Ozanı Selahattin Küçükdağ Örneği .............. 76 Ebeveyn Rol Yapısı ile Ailelerin Eğitim Öğretim Çalışmalarına Katılım Düzeyleri Arasındaki İlişki .................... 77 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı ve Ders Kitabındaki Milli ve Evrensel Değerlerin İncelenmesi .......... 78 Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Mesleki Kaygı Düzeylerinin İncelenmesi ................................................ 78 1925-28 Yılları Arasında Talim ve Terbiye Kurulu Kararlarının Sosyal Bilimler Açısından Değerlendirilmesi .......... 79 Sosyal Bilgiler Dersi Kavram Yanılgılarının Ortaokul 7. Sınıf Öğrenci Karikatürlerinde İncelemesi ................... 79 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersinde İşbirlikli Öğrenme Yönteminin Öğrencilerin Akademik Başarıları ve Demokratik Tutumlarına Etkisi ..................................................................................................................... 80 Dış Mekân Özellikleri Açısından İlkokullar ........................................................................................................ 81 xi VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Medya Okuryazarlık Düzeylerinin Belirlenmesi ...................................... 82 Sınıf ve Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dallarında Öğrenim Gören Öğretmen Adaylarının Olumsuz Değerlendirilme Korkuları ................................................................................................................... 82 Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Ders Çalışma Yaklaşımlarının Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi ....................................................................................................................................... 83 Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Öğrenmeye ve Araştırmaya Yönelik Tutumları Arasındaki İlişki Durumu .................................................................................................................................... 83 Ulusal Televizyon Kanallarında Çocuk Hakları Farkındalığının Belirlenmesi ...................................................... 84 Üstün Zekâlı Öğrencilerin Tarih Dersi Algısı:elazığ Örneği ................................................................................. 84 Öğretmen Adaylarının Öğrenme Öz-Yeterlik Düzeylerinin İncelenmesi ............................................................. 85 Öğretim Elemanları ve Öğrencilerin Bakış Açılarından Sosyoloji Eğitiminin Sorunları: Karşılaştırmalı Sosyolojik Bir Araştırma ............................................................................................................. 85 Sosyal Bilgiler Öğretmenlerine Göre Değerler Eğitimi Kim Tarafından ve Nasıl Verilmelidir? ........................... 86 Hizmet-Öncesi Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Öğretim Teknolojileri Algıları ve Öğretim Teknolojilerine Yaklaşımları: Nitel Bir Çalışma .................................................................................................. 86 Yaratıcı Drama, Facebook ve Karikatürün Birlikte Kullanılması ile Yapılan Çevre Eğitimine İlişkin Ortaokul Öğrencilerinin Görüşleri ............................................................................................ 87 Çevre Eğitiminde Yaratıcı Drama, Facebook ve Karikatür Kullanımına İlişkin Etkisi Kanıtlanmış Etkinlik Örnekleri............................................................................................................................ 87 Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Programında Öğrenim Gören Öğrencilerin Doğal Çevrenin Kirlenmesine İlişkin Değer Yargıları .................................................................................................... 88 Sosyal Bilgiler Dersinde Kelime İlişkilendirme Testi Yoluyla Değer ve Kavram Analizi ....................................... 88 8. Sınıf Öğrencilerinin Bazı Değerlere Yönelik Algısal Değişimlerinin İncelenmesi............................................. 90 Sınıf Öğretmeni Adaylarının Sınıf Öğretmenliği Alan Sınavına Yönelik Algıları: Bir Metaforik Çalışma ............. 90 Fen Liselerinde Verilen Performans Görevlerinin Öğrenci Görüşleri Açısından Değerlendirilmesi (Bartın İli Örneği) .................................................................................................................. 91 Öğretmenlerin Mesleki Etik İlkelerine İlişkin Görüşleri: Nitel Bir Çalışma .......................................................... 92 Sınıf Öğretmeni Adaylarının Öğretmenlik Uygulamasına İlişkin Algıları: Bir Metaforik Çalışma....................... 92 Bilsem’in Küçük Filozofları ................................................................................................................................. 93 Kazak Hanlığı’nın Kuruluşu ve Kazakların İlk Hanları Kerey ve Canıbek ............................................................ 94 Ortaokul Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Öğretim Teknolojilerine Yönelik Tutumları: Nicel Bir Çalışma ............... 94 Sosyal Medya’nın Sosyal Bilgiler Öğretimi Üzerindeki Olumlu Etkisi ................................................................. 95 Ortaokul 7. Sınıf Öğrencilerinin Dinlediğini Anlama Düzeyine Dinleme Öncesi ve Dinleme Sonrası Verilen Soruların Etkisi ............................................................................................................ 95 Üstün Zekâlı Öğrencilerin Barış Kavramına Yönelik Metaforik Algıları (Elazığ Bilim ve Sanat Merkezi Örneği) .............................................................................................................. 96 Değer Eğitiminde Farklı Yöntemler ve Etkililiği .................................................................................................. 96 Ortaokul 7. Sınıf Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersinde Değişim ve Sürekliliği Algılama Beceri Düzeylerinin İncelenmesi ......................................................................................................... 97 Öğretmenlerin Dijital Okuryazarlık Kavramına İlişkin Metaforlarının İncelenmesi ........................................... 97 12 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir Kültürel Değerlerin Aktarımında Bir İmkân Olarak Çizgi Filmler ....................................................................... 98 Değerler Eğitiminde Liberal ve Cemaatçı Paradigmalar ................................................................................... 98 Fakülte Üst Yönetiminde Görev Yapan Yöneticilerin (Dekan ve Dekan Yardımcıları) Kalite Liderliği ve Duygusal Zekâ Düzeyleri Arasındaki İlişkinin Akademik Personel Görüşlerine Göre İncelenmesi........ 99 Malatya Halkevinde Milli Gün ve Haftaların Kutlanması Etkinlikleri (1932-1951).......................................... 100 Halkevleri Gösterit(Temsil) Şubesince Sergilenen Gösterilerin Günümüz Sosyal Bilgiler Öğretim Teknikleriyle İlişkilendirilmesi ........................................................................................................... 101 Halkevlerinin Halk Eğitimi Çalışmaları (1932-1951)........................................................................................ 101 Öğretmen Adaylarının Kültürlerarası Duyarlılık Düzeyleri ile Çatışma Çözme Becerileri Arasındaki İlişki ...... 102 Hayat Bilgisi Dersinde Kavram Öğretimi ve Kavram Öğretiminde Kullanılabilecek Teknikler Üzerine Kuramsal Bir Çalışma ......................................................................................................... 102 Erdemlere Dayalı Değer Eğitimi ...................................................................................................................... 103 Cumhuriyetten Günümüze Ortaöğretim Felsefe Dersi Öğretim Programlarında Türk Düşüncesi Ve Yeni Bir Ünite Teklifi: “Türk Düşüncesi”.............................................................................. 103 Sosyal Bilgiler Ders Müfredatında Madde Bağımlılığı: Doküman İnceleme .................................................... 104 Felsefe ve Bilim Tarihi Öğretiminde Materyal Kullanımı ................................................................................. 104 Sınıf Öğretmeni Adaylarının Kültürlerarası Duyarlılık Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforların İncelenmesi .......................................................................................................... 105 Kırsal Yurttaşlık: İmkan Ve İmkansızlıklar ....................................................................................................... 106 Kıbrıs’ta Tarihî-Belgesel Oyuna Bir Örnek: Sevil Emirzade Ve Con Rifat Adlı Eseri .......................................... 107 Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Öğretim Teknolojileri Kullanımına İlişkin Alt Yapılarının ve Yeterlik Algılarının İncelenmesi: Nicel Bir Çalışma ............................................................... 107 Hizmet-İçi Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Öğretim Teknolojileri Algıları ve Öğretim Teknolojilerinin Öğretimde Kullanılmasına İlişkin Görüşleri: Nicel Bir Çalışma ................................. 108 İmam Hatip Ortaokulunda Öğrencisi Bulunan Velilerin Okul Tercih Nedenlerine Yönelik Görüşleri ................ 108 Coğrafya Eğitiminde Belgesellerin Kullanımı ve Derslere Uygunluğu ............................................................. 109 Değerler mi Beceriler mi: Tarih Öğretiminin Amaçlarına İlişkin Tarih Öğretmen Adaylarının Görüşleri ......... 109 Coğrafya Eğitiminde Ülke Bayraklarının Kullanımı Ve Derslere Uygunluğu .................................................... 110 The Age Of Creativity The Connection Between Creative Knowledge Transfer and Deep Learning On The Information Processing............................................................................................... 110 Ortaokul 8. Sınıf Öğrencilerinin Değer Kaynaklarının Öğrenci Görüşlerine Göre İncelenmesi ........................ 111 İlkokul 4.Sınıf Öğrencilerinin Sosyal Bilgiler Dersine Yönelik Tutumu İle Empatik Eğilim Düzeyi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi ................................................................................................ 111 Ortaokul Öğretmenlerinin Değerler Eğitiminde Kullandıkları Yöntem ve Materyallerin Belirlenmesi............. 112 Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Eğitim Alanında Yapılan Araştırmaları Takip Etme ve Uygulama Düzeyleri: Tokat – Yozgat ve Ağrı Örneği ....................................................................................... 112 Harid Fedai’nin Koza Adlı Eserinde Divan ve Halk Şiirinin İzleri....................................................................... 113 Eğitim Fakültesi Öğrencilerinin Sosyoloji Dersine İlişkin Algıları ..................................................................... 113 Müzikte Kurumlaşma, Batılılaşma ve Eğitim: Kadının Müzik Alanındaki İstihdamına Karşılaştırmalı Bir Bakış .................................................................................................................................. 114 xiii VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir Okul Öncesi Öğretmen Adaylarının Duyu Eğitimine İlişkin Algısının Değerlendirilmesi ................................... 114 İlkokul 4. Sınıf Öğrencilerinin Resimle Aile Algısı ............................................................................................. 115 Elearning And 3D - How To Dissolve The Barrier Between Real and Virtual .................................................... 115 İlkokul Birinci Sınıf Görsel Sanatlar Öğretim Programının 6-7 Yaş Aralığındaki Çocukların Gelişimsel Özelliklerine Göre İncelenmesi ...................................................................................... 116 İlkokul 4. Sınıf Öğrencileri Duygusal Zekalarının Annenin Eğitim ve Çalışma Durumları Bakımından İncelenmesi .................................................................................................................................. 116 İlkokul Hayat Bilgisi Dersi Ders ve Öğrenci Çalışma Kitaplarının Öğretmen Görüşlerine Göre Değerlendirilmesi .................................................................................................................................... 117 Cumhuriyet Tarihi Derslerinde Ermeni Konusunun İşlenişi Üzerine Düşünceler ............................................... 117 Sınıf Öğretmenlerinin Çevre Bilinci Geliştirmede Kullandıkları Yöntem ve Teknikler ....................................... 118 Görme Engelli Çocuklara Sahip Anne-Babaların Kaygı Düzeylerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi ..................................................................................................................................... 119 1961 ve 1982 Anayasalarının Demokrasi Sentezi ve Yeni Anayasa Taslağında İstenen Yenilikçi Yaklaşımlar ............................................................................................................................ 119 Sosyal Bilgiler Öğretiminde, Sosyal Ağların Kullanımı (Rize Örneği) ................................................................ 120 Ülkü Mecmuasına Göre Köy Eğitimi (1933-1950) ............................................................................................ 120 Üniversite Öğrencilerinin Algılarına Göre, Doğal Afetler Eğitiminde Medyanın Etkileri .................................. 121 Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Ders Anlatımında Yerel Tarihe Verdikleri Önem (Rize Örneği) ....................... 121 Bağımsız Azerbaycanda Tarih Eğitiminin Sorunları ......................................................................................... 122 Türk Müziği Çokseslendirme Dersinde Öğrencilerin Eşlikleme Stillerinin Belirlenmesi .................................... 122 Türk Müzik Kültüründe Etkileşim Ve Geleneksel Türk Müziği Kuramı Açısından Bizans İlahi Geleneği ............ 123 Özel Gereksinimli Çocuğa Sahip Anne-Babaların Kaygı Durumlarına Göre Umutsuzluk Düzeylerinin İncelenmesi ................................................................................................................................. 123 Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Çevreye Yönelik Sorumlu Davranışları .................................................. 124 Veli Görüşlerine Göre Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmen Yeterlilikleri. ..................................................... 124 The Secondary School Students Perspectives On Values ................................................................................. 125 Çocukların Örnek Aldıkları Kahramanların Değerlerinin Sosyal Bilgiler Programında Yer Alan Değerlerle Karşılaştırılması ................................................................................................................ 125 Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Ölçme ve Değerlendirme Genel Yeterlik Algıları ................................... 126 5. Sınıf Örencilerinin Yaratıcı Yazma Çalışmaları ............................................................................................. 126 T.C. İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük Dersinde Hazırlanan Yaratıcı Yazma Çalışmalarının İncelenmesi .............. 127 Tarih Eğitiminde Arkeoloji ve İnterdisipiliner Özelliği ...................................................................................... 127 Kaynaştırma Sınıflarındaki Özel Gereksinimli Öğrencilerin Görsel, İşitsel ve Kinestetik Öğrenme Stillerinin Öğretmen Görüşleri Açısından Değerlendirilmesi ............................................................ 128 Giresun Kentinde “Kale - Zeytinlik Mahallesi - Müze” Parkurunun Lise Coğrafya Öğretiminde Kullanılabilirliği ........................................................................................................................... 128 Yüksek Öğretimde Felsefe Eğitimi ................................................................................................................... 129 Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Bilişim Etiğine İlişkin Algıları: Bir Metafor Çözümlemesi ...................... 129 14 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersindeki Saygı ve Bilimsellik Değerine İlişkin İlişkin Algıları: Metafor Analizi .................................................................................................................................. 130 Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Medeniyet Kavramına Yönelik Algısı .................................................... 131 Ortaokul Öğrencilerinin Yardımseverlik Değerine Yönelik Algılarının Resimler Yoluyla İncelenmesi ............... 131 Kırgız Türkçesinde Deyimleri Öğretme Yöntemleri Üzerine ............................................................................. 132 Lise Coğrafya Ders Kitaplarının Öğretmen Görüşleri Doğrultusunda Değerlendirilmesi................................. 132 Türkçe Ders Kitaplarında (1-4. Sınıf) Yer Alan Masalların Öğretim Programları ve İçerik Açısından İncelenmesi ........................................................................................................................... 133 Ortaokul Türkçe Çalışma Kitaplarındaki Etkinliklerin Metin Yapısı Unsurları Açısından İncelenmesi .............. 133 Öğretmen Adaylarının Konuşma Kaygılarının İncelenmesi ............................................................................. 134 Okul Öncesi Eğitim Kurumlarında Duyuşsal Nitelikli Uygulamaların Değerlendirilmesi.................................. 134 Etkin Dinleme Eğitiminin Dinlediğini ve Okuduğunu Anlama Üzerine Etkisi ................................................... 135 Semantik Farklılığa Göre Öğretmen Adaylarının GDO’ya Yükledikleri Duygusal Anlam Değerlerinin İncelenmesi: Nevşehir H.B.V. Üniversitesi Eğitim Fakültesi Örneği ............................................. 135 Hayat Bilgisi 1, 2 ve 3. Sınıf İlköğretim Programı ile Ders Kitaplarının Yer Temelli Eğitim Açısından Değerlendirilmesi ............................................................................................... 136 Ailede Değerler Eğitimi Konusunda Öğretmen Görüşleri ................................................................................ 136 2014 ve 2015 Teog T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Sorularının ve Ders Kitabının MEB Programına Göre Analizi ve Karşılaştırılması .................................................................................................. 137 Öz Yönetimli Öğrenmeye Dayalı İngilizce Öğretiminin Öğrencilerin Motivasyonlarına ve Tutumlarına Etkisi ........................................................................................................................................... 137 Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Proje Algılarının İncelenmesi ............................................................... 138 Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının “100. Yılda Çanakkale” Kavramına İlişkin Görüşleri ............................. 138 İlkokul ve Ortaokul Öğrencilerinin Politik Bilgi Düzeylerinin Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma ................. 139 Coğrafya ve Sosyal Bilgiler Öğretiminde Sınıf Dışı Okul Ortamlarının Kullanılma Durumları .......................... 139 Güzel Atlar Ülkesinin Turizm Yıldızı: At Biniciliği .............................................................................................. 140 Teacher Views On English Language Teaching Coursebooks In Turkey ..................................................................140 Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Bilişüstü Öğrenme Stratejilerinin Belirlenmesi..................................... 141 Mesleki ve Teknik Eğitim Öğrencilerinin Bütünsel ve Yenilikçi Düşünme Stillerinin İncelenmesi ..................... 141 Yükseköğretimde Okuyan Öğrencilerin Kalıplaşmış Düşüncelerinin Akademik Başarıya Etkisinin Değerlendirilmesi .............................................................................................................................. 141 Sosyoloji Eğitimi .............................................................................................................................................. 142 Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğrenen B1 Düzeyindeki Gürcü Öğrencilerin Yazma Hataları ............................... 142 9. Sınıf Öğrencilerinin 2005 Coğrafya Öğretim Programı Öncesi ve Sonrasında Nem Kavramını Anlama Düzeyi....................................................................................................................... 143 Cognitive And Discourse Analysis: Kyrgyz Ethnocultural Concept ‘Kuda’ (Kinship Term For İn-Laws) .............................................................................................................................. 143 Öğretim Elemanlarının Yabancılara Türkçe Öğretiminde Kullanılan Materyaller Hakkındaki Görüşleri ....................................................................................................................................... 144 xv VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir Ortaokul Öğrencilerinin Sosyal Bilgiler Dersindeki Yapılandırmacı Öğrenme Ortamına İlişkin Görüşleri ................................................................................................................................ 145 Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Küresel Vatandaşlık Tutum Düzeylerinin Farklı Değişkenler Açısından İncelenmesi ........................................................................................................ 145 Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Drama Yöntemini Kullanmaya Yönelik Öz Yeterlilikleri ..................................................................................................................................... 146 Arcs Motivasyon Modeli’nin İlkokul 4. Sınıf Öğrencilerinin Sosyal Bilgiler Dersine Yönelik Motivasyonlarına Etkisi ....................................................................................................................... 147 Öğrencilerin Bazı Değerlerinin Senaryo Temelli Ölçülmesi .............................................................................. 147 Bilgisayar Oyunlarının Ortaokul Öğrencilerinin Şiddet Eğilimlerine Etkileri ..................................................... 148 Fabian Marcaccio’nun, ‘Rasta-Man’ İsimli Çalışmasıyla, Sanat Yapıtı Okuma Eğitimi Sürecinin İşleyişi ............................................................................................................................................... 148 Ergenlerde Anne Baba Tutumları ile Şiddet Eğilimi Arasındaki İlişki ................................................................ 149 Bir Nicel İçerik Analizi: Osmanlıca Tartışmaları................................................................................................ 150 Nizami’nin Hüsrev ü Şirin, Ali Şir Nevai’nin Ferhad ü Şirin, Fuzuli’nin Leyla Vü Mecnun Eserleri Üzerinden Aşkın Merhaleleri ............................................................................................................... 150 16 PROGRAM VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir VII. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER EĞİTİMİ KONGRESİ 8 - 10 MAYIS 2015 NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ KONGRE PROGRAMI 8 Mayıs Cuma, 2015 08.00 - 10.00 Kongre Kayıt 09.00 - 10.00 Açılış Kokteyli 10.00 - 12.00 Açılış Müzik Dinletisi Açılış Konuşmaları Panel 12.00 - 13.00 Öğle Yemeği 13.30 - 14.45 I. OTURUM 14.45 - 15.00 Çay - Kahve Arası 15.00 - 15.45 Konferans: Prof. Dr. Veysel SÖNMEZ 15.45 - 16.00 Çay - Kahve Arası 16.00 - 17.15 II. OTURUM 17.15 - 17.30 Çay - Kahve Arası 17.30 - 18.45 20.00 III. OTURUM Akşam Yemeği ve Türk Gecesi 3 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir 9 Mayıs Cumartesi, 2015 09.00 - 10.15 I. OTURUM 10.15 - 10.30 Çay - Kahve Arası 10.45 - 12.00 II. OTURUM 12.00 - 12.15 Çay - Kahve Arası 12.15 - 13.30 III. OTURUM 13.30 - 14.30 Öğle Yemeği 14.30 - 15.45 IV.OTURUM 15.45 - 16.00 Çay - Kahve Arası 16.00 - 17.15 V.OTURUM 17.15 - 17.30 Çay - Kahve Arası 17.30 - 18.30 19.30 Değerlendirme ve Kapanış Akşam Yemeği 10 Mayıs Pazar, 2015 Sosyal Program 09.00 4 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir 8 MAYIS 2015 CUMA I. OTURUM: 13.30 - 14.45 SALON 1 Oturum Başkanı: Mustafa SAFRAN Tekin ÇELİKKAYA Sosyal Bilgiler Öğrenimine ve Öğretimine İlişkin Öğrenci Görüşleri Erol KOÇOĞLU Hasan AYDEMİR Ali ÖRÜ Küreselleşmenin Kültürel Yaşam Üzerindeki Etkilerine İlişkin Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Algıları Ayşe TOSUN Hatice KARA Zafer TANGÜLÜ Ortaokul 7. Sınıf Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersinde Değişim ve Sürekliliği Algılama Beceri Düzeylerinin İncelenmesi Çiğdem KAN Çocukların Örnek Aldıkları Kahramanların Değerlerinin Sosyal Bilgiler Programında Yer Alan Değerlerle Karşılaştırılması Asım ÇOBAN Selami KARACA Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Küresel Vatandaşlık Tutum Düzeylerinin Farklı Değişkenler Açısından İncelenmesi SALON 2 Oturum Başkanı: Mehmet Dursun ERDEM Saliha BARATALI Fabian Marcaccıo’nun, ‘Rasta-Man’ İsimli Çalışmasıyla, Sanat Yapıtı Okuma Eğitimi Sürecinin İşleyişi Gürsel YURTSEVEN Onur KAHYA Müzikte Kurumlaşma, Batılılaşma ve Eğitim: Kadının Müzik Alanındaki İstihdamına Karşılaştırmalı Bir Bakış Mustafa DİĞLER Geçmişten Günümüze Sanat Eğitiminin Geçirdiği Süreç Mustafa Cevat ATALAY Arzu SÖNMEZ Esra DELİCAN Emine YURTERİ Hüseyin MERTOL Ortaokul Öğrencilerinin Yardımseverlik Değerine Yönelik Algılarının Resimler Yoluyla İncelenmesi Üstün Zekalı ve Yetenekli Öğrencilerin Deyimleri Resimleme Algısı SALON 3 Oturum Başkanı: Akif AKKUŞ Ayşe Işıl GEL İsmail TAŞLI Ortaokul Sosyal Bilgiler Dersi Coğrafya Konularının Öğretimine İlişkin Algı Sorunları Tahsin YILDIRIM Enes TARIM Kenan ARIBAŞ 11. Sınıf Coğrafya Ders Kitabının Şekil ve İçerik Yönüyle İncelenmesi Taner ÇİFÇİ Yurdal DİKMENLİ Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları ve Coğrafya Alan Bilgi Düzeyleri Ali Ekber GÜLERSOY Coğrafya Eğitiminde Çizgi Roman Kullanımı ve Örnek Bir İnceleme: Göçün Berkay TÜRKAL Mekânsal Etkileri Oana-Ramona ILOVAN Main Challenges For Romanian Teacher Education in Geography: The Status Of Geography and Of Geography Teachers 5 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SALON 4 Oturum Başkanı: Mustafa ERGÜN Bağdagül MUSA Türkçe Eğitimi ve Öğretiminde Bulmaca Oyunları Derya ÖZCAN Perihan ŞARA Türkçe Ders Kitaplarında (1-4. Sınıf) Yer Alan Masalların Öğretim Programları ve İçerik Açısından İncelenmesi ÖMER KEMİKSİZ S. Erkam SULAK H. Basri KANSIZOĞLU Ortaokul Türkçe Çalışma Kitaplarındaki Etkinliklerin Metin Yapısı Unsurları Açısından İncelenmesi Nilgün ORUN ADIGÜZEL Cumhuriyet Tarihi Derslerinde Ermeni Konusunun İşlenişi Üzerine Düşünceler KÜBRA ŞENGÜL Öğretim Elemanlarının Yabancılara Türkçe Öğretiminde Kullanılan Materyaller Hakkındaki Görüşleri SALON 5 Oturum Başkanı: Cengiz DÖNMEZ Yusuf KESKİN Tarih Dersi Öğretim Programı ve Ders Kitaplarında Değerler Eğitimi Barış KAYA Şinasi SÖNMEZ Siyah-Beyaz Fotoğraflarla Karadeniz Ereğli-Sözlü Tarih Çalışmasının Yerel Tarih ve Kültür Dersi (seçmeli) Kapsamında Değerlendirilmesi Banu BOĞAZLIYAN Ahmet KATILMIŞ Sosyal Bilgiler Öğretmenlerine Göre Değerler Eğitimi Kim Tarafından ve Nasıl Verilmelidir? Halil TOKCAN Hacer OĞUZ Sıdıka YİTER Yasemin KESMECİ Hasan KARAKUŞ 6. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi “İpek Yolunda Türkler” Ünitesinde Kavram Bulmacalarının Başarıya Etkisi Hasan AKYOL Güray KIRPIK Tarihî Olayların Öğretiminde Zaman, Mekan ve Tarihî Coğrafya İntibakı Meselesine Bir Örnek: 838 Yılı Halife Mutasım’ın Anadolu Seferi Güzergâhı 14.45 - 15.00 Çay - Kahve Arası 15.00 - 15.45 Konferans: Prof. Dr. Veysel SÖNMEZ 15.45 - 16.00 Çay - Kahve Arası 6 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir II. OTURUM: 16.00 - 17.15 Oturum Başkanı: Selahattin AVŞAROĞLU Selahattin AVŞAROĞLU Görme Engelli Çocuklara Sahip Anne-Babaların Kaygı Düzeylerinin Bazı İsmet ÇAVDAR Değişkenler Açısından İncelenmesi* SALON 1 Ayşe GİLİK Özel Gereksinimli Çocuğa Sahip Anne-Babaların Kaygı Durumlarına Göre Selahattin AVŞAROĞLU Umutsuzluk Düzeylerinin İncelenmesi* Ali Murat SÜNBÜL Serdal DENİZ Kaynaştırma Sınıflarındaki Özel Gereksinimli Öğrencilerin Görsel, İşitsel ve Kinestetik Öğrenme Stillerinin Öğretmen Görüşleri Açısından Değerlendirilmesi Erşah KAYAPINAR Oğuzhan YAVUZ İbrahim KOÇ Özel Yeteneklilerde Sosyal Bilgiler Eğitimi Nurten SARGIN Hacer TOR İsmail SEÇER Selim GÜNDOĞAN Ergenlerde Anne Baba Tutumları ile Şiddet Eğilimi Arasındaki İlişki Seval TOPCU Nurefza GÜLEÇ Üstün Zekâlı Öğrencilerin Tarih Dersi Algısı:e Lazığ Örneği SALON 2 Oturum Başkanı: Necati TOMAL Eren ŞENOL Necati TOMAL Giresun Kentinde “Kale - Zeytinlik Mahallesi - Müze” Parkurunun Lise Coğrafya Öğretiminde Kullanılabilirliği Akif AKKUŞ Ali MEYDAN Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının “100. Yılda Çanakkale” Kavramına İlişkin Görüşleri Osman ÇEPNİ Fatih AYDIN Coğrafya VeSosyal Bilgiler Öğretiminde Sınıf Dışı Okul Ortamlarının Kullanılma Durumları Şenay GÜNGÖR Güzel Atlar Ülkesinin Turizm Yıldızı: At Biniciliği Necati TOMAL Eren ŞENOL Lise Coğrafya Ders Kitaplarının Öğretmen Görüşleri Doğrultusunda Değerlendirilmesi SALON 3 Oturum Başkanı: Gökçe Becit İŞÇİTÜRK Kaya YILMAZ Yakup AYAYDIN Ortaokul Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Öğretim Teknolojilerine Yönelik Tutumları: Nicel Bir Çalışma Emrah AKMAN Ahmet ÜSTÜN Özel Okul Öğretmenlerinin Eğitimde Teknoloji Kullanımına İlişkin Tutum ve Düşünceleri (Samsun İli Örneği) Uğur POLAT Maksut ÖNLEN Eser İRŞİ Selda ARSLAN Ortaokul Öğretmenlerinin Değerler Eğitiminde Kullandıkları Yöntem ve Materyallerin Belirlenmesi Erol KOÇOĞLU Ali ÖRÜ Ramazan KOÇ Sosyal Bilgiler Dersinde Bir Materyal Olarak Gazete Kullanımı Kaya YILMAZ Yakup AYAYDIN Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Öğretim Teknolojileri Kullanımına İlişkin Alt Yapılarının ve Yeterlik Algılarının İncelenmesi: Nicel Bir Çalışma 7 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SALON 4 Oturum Başkanı: Menderes ÜNAL Abdurrahman BORAN Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenlerinin İslam Dini Dışındaki Dinlerin Öğretimi İle İlgili Düşünce ve Tutumları Mehmet Ali ÇAKIR Elif Özcan AKBULUT Ortaöğretim Öğrencilerinin Dindarlık Düzeylerinin Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi (Burdur İli Örneği) Hasan Güner BERKANT İmam Hatip Ortaokulunda Öğrencisi Bulunan Velilerin Okul Tercih Halil TANIR Nedenlerine Yönelik Görüşleri Murat TUNCER Menderes ÜNAL Yükseköğretimde Okuyan Öğrencilerin Kalıplaşmış Düşüncelerinin Akademik Başarıya Etkisinin Değerlendirilmesi Emine Zehra TURAN Veli Görüşlerine Göre Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmen Yeterlilikleri. SALON 5 Oturum Başkanı: Tahsin YILDIRIM Hamza YAKAR Tekin ÇELİKKAYA Ramazan ŞARLAYAN Öğrencilerin Sosyal Bilgiler Dersindeki Saygı ve Bilimsellik Değerine İlişkin İlişkin Algıları: Metafor Analizi Tahsin YILDIRIM Ünal ŞİMŞEK Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Öğrencilerinin Coğrafya Alanına Yönelik ÖzYeterliklerinin İncelenmesi Arcan AYDEMİR Özlem ULU KALIN 8. Sınıf Öğrencilerinin Bazı Değerlere Yönelik Algısal Değişimlerinin İncelenmesi Ebru AY Nihal BALOĞLU UĞURLU Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Bilişüstü Öğrenme Stratejilerinin Belirlenmesi Halil TOKCAN Yasemin KESMECİ Hasan KARAKUŞ Sıdıka YİTER Hacer OĞUZ 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarında Ders Programındaki Kavramların Yer Alma Durumu 17.15 - 17.30 Çay - Kahve Arası 8 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir III. OTURUM: 17.30-18.45 Oturum Başkanı: Kubilay YAZICI SALON 1 Cengiz DÖNMEZ Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Ders Çalışma Yaklaşımlarının Çeşitli Kubilay YAZICI Değişkenler Açısından İncelenmesi Gamze Maviş DEMİREZ Salih USLU Kubilay YAZICI Mehmet ÇETİN Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Medya Okuryazarlık Düzeylerinin Belirlenmesi Kubilay YAZICI Salih USLU Fatma EŞMEKAYA Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Araştırmaya Yönelik Tutumları Özcan ÇÖKÜN Salih USLU Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Öğrenme Öz-Yeterlik Düzeylerinin İncelenmesi Gülsüm Gonca YILMAZ Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Şiddet Eğilimleri ve Değişkenler Barış ÇİFTÇİ Açısından İncelenmesi SALON 2 Oturum Başkanı: EMRE ÜNAL Emre ÜNAL Soner ARIK Bahar UZUN Sınıf ve Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dallarında Öğrenim Gören Öğretmen Adaylarının Olumsuz Değerlendirilme Korkuları Mustafa TAHİROĞLU Arcs Motivasyon Modeli’nin İlkokul 4. Sınıf Öğrencilerinin Sosyal Bilgiler Dersine Yönelik Motivasyonlarına Etkisi Sevilay ÖZER Ülkü Mecmuasına Göre Köy Eğitimi (1933-1950) Melek BABA Yücel ÖKSÜZ Sınıf Öğretmeni Adaylarının Kültürlerarası Duyarlılık Kavramına İlişkin Geliştirdikleri Metaforların İncelenmesi Derya GİRGİN SARIDAŞ Sınıf Öğretmeni Adaylarının Sınıf Öğretmenliği Alan Sınavına Yönelik Çavuş ŞAHİN Algıları: Bir Metaforik Çalışma Serdar ARCAGÖK SALON 3 Oturum Başkanı: Rasim ÖZYÜREK Rasim ÖZYÜREK Liselerimizde Yazılı Anlatım Çalışmalarında Dikkat Edilecek Hususlar Turhan KAYA “Sosyal Alanlar Eğitiminde Edebi Metin Olarak Türküler: Avanoslu Halk Ozanı Selahattin Küçükdağ Örneği” Aksaamaı OMURALIEVA Kırgız Türkçesinde Deyimleri Öğretme Yöntemleri Üzerine Lındıta XHANARI (LATIFI) Balkan Dillerinde Kullanılan “Türkçe’den Gelen Kelımeler” Terminolojisi ile İlgili Sorunlar Pınar ÇAKIR Düş Ekmeği Romanında Varoluşçu Eleştirel Gerçekçi Unsurlar 9 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SALON 4 Oturum Başkanı: Rüştü YEŞİL Rüştü YEŞİL Sivil Birey Özalgı Ölçeğinin Geçerlik Ve Güvenirlik Çalışması Özlem ULU KALIN Arcan AYDEMİR Eğitsel Mekanlara Dayalı Öğrenme Ortamları Menderes ÜNAL Banu SEÇKİN ÜNAL Mesleki ve Teknik Eğitim Öğrencilerinin Bütünsel Ve Yenilikçi Düşünme Stillerinin İncelenmesi Ali ÜNSAL Öğretmen Yeterlik Ölçeğinin Geliştirilmesi Zeynep EREN Nermin ÖZTOP Mehmet Şaban AKGÜL Erasmus Öğrenci Öğrenim Hareketliliği Programına Katılan Gaziosmanpaşa Üniversitesi Öğrencilerinin Memnuniyet Düzeylerinin Belirlenmesi SALON 5 Oturum Başkanı: Ömer Faruk SÖNMEZ Erşah KAYAPINAR İbrahim KOÇ Oğuzhan YAVUZ Anaokulu Öğrencilerinde Trafik Algısı Kadriye BAYRAM Semantik Farklılığa Göre Öğretmen Adaylarının GDO’ya Yükledikleri Duygusal Anlam Değerlerinin İncelenmesi: Nevşehir H.B.V. Üniversitesi Eğitim Fakültesi Örneği Nezahat Hamiden KARACA Tuğçe AKYOL Anasınıfına Devam Eden Çocuklar İçin Bir Müze Gezisi Örneği Betül Fatma ŞENOL Münevver CAN YAŞAR Ömer Faruk SÖNMEZ Yasin GÖKBULUT Özkan SAPSAĞLAM Ulusal Televizyon Kanallarında Çocuk Hakları Farkındalığının Belirlenmesi Perihan Tuğba ŞEKER Ailede Değerler Eğitimi Konusunda Öğretmen Görüşleri 20.00 Akşam Yemeği ve Türk Gecesi 10 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir 9 MAYIS 2015 CUMARTESİ I. OTURUM: 09.00 - 10.15 SALON 1 Oturum Başkanı: Tuğba SELANİK AY Canan İPEK Ejder AKHANCA Rein ÖZBİLGİN Zeynep YAĞIZKURT Tino REGGİO Eğitimde Kentlilik Bilinci ve Kültür Öğrenimi Ensar YILDIZ Sevim GÜVEN Dış Mekân Özellikleri Açısından İlkokullar Aydan USTAOĞLU ÇELİK Orhun Yazıtlarının Sosyal Bilgiler Öğretim Programında Yer Alan Değerler Çerçevesinde İncelenmesi Ayça KARTAL İlkokul Sosyal Bilgiler Programında Yaratıcı Düşünme Becerisinin Yeri Kaya Tuncer ÇAĞLAYAN Cennet KARAKUŞ Hayat Bilgisi Dersi Öğretim Programında ve Ders Kitaplarında Somut Kaya Tuncer ÇAĞLAYAN Olmayan Kültürel Mirasın Yerinin İncelenmesi SALON 2 Oturum Başkanı: Osman DÜLGER Ömer KEMİKSİZ Barış KÜÇÜK Türkçe Dersi Öğretmen Kılavuz Kitaplarındaki Kitap Tavsiye Sisteminin İncelenmesi Ayşe Nur KILIÇ Behçet ALTUNTAŞ Ortaokul 7. Sınıf Öğrencilerinin Dinlediğini Anlama Düzeyine Dinleme Öncesi ve Dinleme Sonrası Verilen Soruların Etkisi Osman DÜLGER Teacher Views On English Language Teaching Coursebooks in Turkey Mehmet TUNCER Kültürel Değerlerin Aktarımında Bir İmkân Olarak Çizgi Filmler Tahir GÜR Sefa YILDIRIM Mustafa Murat ÇAY Bir Nicel İçerik Analizi: Osmanlıca Tartışmaları Emin ONUŞ Kıbrıs’ta Tarihî-Belgesel Oyuna Bir Örnek: Sevil Emirzade ve Con Rifat Adlı Eseri SALON 3 Oturum Başkanı: Asım YAPICI Mehmet Ali ÇAKIR Üniversite Öğrencileri İçin Mesleki Karar Envanteri Geliştirilmesi Ahmet AKIN Ümran AKIN Abdullah YALNIZ Lale ŞENTÜRK Fatih USTA Tutku Ölçeği’nin Türkçe Formu’nun Geçerlik ve Güvenirliği Şadiye KORKMAZ M. Oğuz KUTLU Asım YAPICI The Secondary School Students Perspectives On Values Ahmet DURMAZ Ahmet KATILMIŞ Ortaokul 8. Sınıf Öğrencilerinin Değer Kaynaklarının Öğrenci Görüşlerine Göre İncelenmesi Habil Vilmos VASS The Age Of Creativity The Connection Between Creative Knowledge Transfer and Deep Learning On The Information Processing 11 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SALON 4 Oturum Başkanı: Muhammet AVAROĞULLARI Ceren ÇEVİK KANSU Yücel ÖKSÜZ Kerem COŞKUN İlkokul 4. Sınıf Öğrencilerinin Sosyal Bilgiler Dersine Yönelik Tutumu İle Empatik Eğilim Düzeyi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi Vedat AKTEPE Huriye ŞAHİN Songül GÖKCU Zehra ŞAHİN İlkokul Hayat Bilgisi Dersi Ders ve Öğrenci Çalışma Kitaplarının Öğretmen Görüşlerine Göre Değerlendirilmesi Nihal YILDIZ Ayşe MENTİŞ TAŞ Hayat Bilgisi 1, 2 ve 3. Sınıf İlköğretim Programı İle Ders Kitaplarının Yer Temelli Eğitim Açısından Değerlendirilmesi Derya SÖNMEZ İlkokul Öğrencileri İçin Finansal Bilinç Eğitimi (K.maraş Örneği) Pınar GÜNER Tuğba UYGUN Historical Development Of Algebraic Thinking And Implications For Algebra İn Primary and Elementary Schools SALON 5 Oturum Başkanı: Perihan ŞARA Burcu GEZER ŞEN Okul Öncesi Öğretmen Adaylarının Duyu Eğitimine İlişkin Algısının Değerlendirilmesi Suphi ÖZSÜER Anne Baba Tutumlarının Okul Öncesi Öğretmen Adayları Tarafından İncelenmesi Mustafa YAŞAR Öğretmen Adaylarının Gözünden Kendilerine Uygulanan Sınıf Yönetimi ve Sınıflardaki Tutum ve Davranışlar Songül GİREN Muhammed ÖZTÜRK Nilperen ÖZCAN KOÇAK Okulöncesi Dönemde Çocuğu Olan Babaların Çocuklarının Eğitimlerine Katılım Düzeylerinin Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi Demet ÖZCAN Perihan ŞARA Perihan Tuğba ŞEKER Okul Öncesi Eğitim Kurumlarında Duyuşsal Nitelikli Uygulamaların Değerlendirilmesi 10.15 - 10.30 Çay - Kahve Arası 12 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir II. OTURUM: 10.45 - 12.00 SALON 1 Oturum Başkanı: Ufuk KARAKUŞ Ayşe TOSUN Zafer TANGÜLÜ Nermin AFA Hatice KARA Sosyal Bilgiler Dersi Kavram Yanılgılarının Ortaokul 7. Sınıf Öğrenci Karikatürlerinde İncelemesi Özlem USLU Harun ŞAHİN 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersinde İşbirlikli Öğrenme Yönteminin Öğrencilerin Akademik Başarıları ve Demokratik Tutumlarına Etkisi Mehmet ORAN Kamil UYGUN Muhammet AVAROĞULLARI Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Mesleki Kaygı Düzeylerinin İncelenmesi M. Ahmet TOKDEMİR Güray KIRPIK 1925-28 Yılları Arasında Talim ve Terbiye Kurulu Kararlarının Sosyal Bilimler Açısından Değerlendirilmesi Arcan AYDEMİR Ufuk KARAKUŞ Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Programında Öğrenim Gören Öğrencilerin Doğal Çevrenin Kirlenmesine İlişkin Değer Yargıları Oturum Başkanı: Mustafa CİN SALON 2 Zeliha İŞYAR İlhan TURAN Ferhat ALATAŞ Sosyal Bilgiler Öğretiminde, Sosyal Ağların Kullanımı (Rize Örneği) Hüseyin KARA Şerif Ali DEĞİRMENÇAY Türkiye’de Deprem Eğitimi Araştırmaları: Bir İçerik Analizi Mustafa CİN Seda ÖNGER Ufuk KARAKUŞ Ortaokul 8. Sınıf Öğrencilerinin Doğal Afet ve Afet Eğitimi Kavramını Anlama Düzeyleri Eliza Maria DULAMA Pre-Service Teacher Education in Geography. Focus On Romania Mustafa CİN Mualla ÖĞÜTVEREN Fatih KARTAL Hakan KOÇ Sosyal Bilgiler Dersinde Google Earth Yazılımının Öğrenci Başarısına Etkisi Sivas İli ve Çevresinde Arıcılık Faaliyetleri SALON 3 Oturum Başkanı: Yücel ÖKSÜZ Melek BABA Yücel ÖKSÜZ Öğretmen Adaylarının Kültürlerarası Duyarlılık Düzeyleri İle Çatışma Çözme Becerileri Arasındaki İlişki Eyüp ARTVİNLİ Z. Melis DEMİR Sınıf Öğretmenlerinin Çevre Bilinci Geliştirmede Kullandıkları Yöntem ve Teknikler MehmetNuriGÖMLEKSİZ Ortaokul Öğrencilerinin Sosyal Bilgiler Dersindeki Yapılandırmacı Öğrenme Hasan Hüseyin KILINÇ Ortamına İlişkin Görüşleri Ahmet AKIN Ümran AKIN Kafiye ERTÜRK Abdullah YALNIZ İbrahim DEMİRCİ Özerk İşlevsellik Ölçeği Türkçe Formu’nun Geçerlik ve Güvenirliği Aida KASİEVA Cognıtıve and Dıscourse Analysıs: Kyrgyz Ethnocultural Concept ‘Kuda’ (Kinship Term For İn-Laws) 13 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir Oturum Başkanı: Sedat YAZICI Hakan ARSLAN Sedat YAZICI Kırsal Yurttaşlık: İmkan ve İmkansızlıklar Kemal DİL SALON 4 Ali ÜNSAL Yasin DEMİR Mustafa KUTLU Yaşar ERJEM Pınar GÜNER Tuğba UYGUN Emine ASAN Sosyoloji Dersi Öğretim Programının Eleştirel Düşünme ve Yaratıcı Düşünme Becerilerini Kazandırmadaki Etkililiğinin Belirlenmesi (Reyhanlı Örneği) Sosyal Etkileşim Kaygısı ile Mutluluk Arasındaki İlişki: Yalnızlığın Aracı Rolü Öğretim Elemanları ve Öğrencilerin Bakış Açılarından Sosyoloji Eğitiminin Sorunları: Karşılaştırmalı Sosyolojik Bir Araştırma Examining Creative Drama Class With Community Of Practice Disiplinler Arası (İnterdisipliner ve Plüridisipliner) Eğitim Programlarının Günümüz Sosyoloji Bilim Dalina Katkısı Oturum Başkanı: Turhan ÇETİN Ayşegül ÇELİK Turhan ÇETİN 7. Sınıf Öğrencilerinin Evliya Çelebi ve Seyahatnamesi’ne İlişkin Algılarının İncelenmesi Ramazan BULUT Hakkı YAZICI Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Çevreye Yönelik Sorumlu Davranışları SALON 5 Nuray KURDEDE FİDAN Ayfer ŞAHİN Yurdal DİKMENLİ Kaya YILMAZ Yakup AYAYDIN Nazım KURUCA Mustafa TURN Gökhan HAMZAÇEBİ Nafız KÖSE Bilgisayar Oyunlarının Ortaokul Öğrencilerinin Şiddet Eğilimlerine Etkileri Hizmet-Öncesi Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Öğretim Teknolojileri Algıları ve Öğretim Teknolojilerinin Öğretimde Kullanılmasına İlişkin Görüşleri: Nitel Bir Çalışma 4. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersinde Tarihi Roman Kullanımının Öğrenci Başarısına Etkisi Okul Öncesi Eğitimde Dans İle Öğretim Üzerine Bir Araştırma 12.00 - 12.15 Çay - Kahve Arası 14 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir III. OTURUM: 12.15 - 13.30 SALON 1 Oturum Başkanı: Yılmaz GEÇİT Muhammet BAŞTUĞ Bahattin ERKUŞ Ses Temelli Okuma Yazma Öğretim Yöntemine İlişkin Araştırma Sonuçlarının İncelenmesi Nuray KURTDEDE FİDAN Tuğba SELANİK AY Eğitim Fakültelerindeki Mevcut Durum ve Hayalerdeki Eğitim Fakültesi (Afyon Kocatepe Üniversitesi Örneği) Elif GÜVEN Yücel ÖKSÜZ Adem İCİ Öğretmenlerin Dijital Okuryazarlık Kavramına İlişkin Metaforlarının İncelenmesi Yılmaz GEÇİT Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Yapılandırmacı Yaklaşıma Yönelik Görüşlerinin İncelenmes Vedat AKTEPE Emine CEPHECİ Şifa PALAZ Sefa IRMAK Hayat Bilgisi Dersinde Kavram Öğretimi ve Kavram Öğretiminde Kullanılabilecek Teknikler Üzerine Kuramsal Bir Çalışma SALON 2 Oturum Başkanı: Nil DUBAN Ferhat ALATAŞ İlhan TURAN Zeliha İŞYAR Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Ders Anlatımında Yerel Tarihe Verdikleri Önem (Rize Örneği) Cavid KASİMOV Bağımsız Azerbaycanda Tarih Eğitiminin Sorunları Nil DUBAN Aydın YILMAZ Gülsüm ALTINSOY Selcen BALCI Burcu GÜL T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersinde Hazırlanan Yaratıcı Yazma Çalışmalarının İncelenmesi Mesut AYDIN Halkevleri Gösteri (Temsil) Şubesince Sergilenen Gösterilerin Günümüz Recep DÜNDAR Sosyal Bilgiler Öğretim Teknikleriyle İlişkilendirilmesi ŞengülKORKUTÇOBAN Adem KARA Tarih Öğretisinde Sosyolojinin Yeri SALON 3 Oturum Başkanı: ASLI YAZICI Aslı YAZICI Erdemlere Dayalı Değer Eğitimi Gülizar IŞIK Nida GÜLER Bilsem’in Küçük Filozofları Faruk MANAV Cumhuriyetten Günümüze Ortaöğretim Felsefe Dersi Öğretim Programlarında Türk Düşüncesi ve Yeni Bir Ünite Teklifi: “Türk Düşüncesi” Murat ÖNER Sedat YAZICI Felsefe ve Bilim Tarihi Öğretiminde Materyal Kullanımı Yasin DEMİR Emine DURMUŞ Uzun Evlilikler: Bir Yastıkta Kırk Yıl 15 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir Oturum Başkanı: Yavuz AKBAŞ SALON 4 Berker BULUT Etkin Dinleme Eğitiminin Dinlediğini ve Okuduğunu Anlama Üzerine Etkisi Nuri KARASAKALOĞLU Yavuz AKBAŞ 9. Sınıf Öğrencilerinin 2005 Coğrafya Öğretim Programı Öncesi ve Sonrasında Nem Kavramını Anlama Düzeyi Muhammet AVAROĞULLARI Kamil UYGUN Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Medeniyet Kavramına Yönelik Algısı Melek TOSUN İlhan TURAN Üniversite Öğrencilerinin Algılarına Göre, Doğal Afetler Eğitiminde Medyanın Etkileri Selda ARSLAN Maksut ÖNLEN Eser İRŞİ Uğur POLAT Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Eğitim Alanında Yapılan Araştırmaları Takip Etme ve Uygulama Düzeyleri: Tokat – Yozgat ve Ağrı Örneği SALON 5 Oturum Başkanı: İsa KORKMAZ Havva Duygu YASA Elif ÇUHADAR İrem ALTAÇ Aşkın KARADUMAN Fen Liselerinde Verilen Performans Görevlerinin Öğrenci Görüşleri Açısından Değerlendirilmesi (Bartın İli Örneği) Derya GİRGİN SARIDAŞ Çavuş ŞAHİN Yasemin ABALI ÖZTÜRK Sınıf Öğretmeni Adaylarının Öğretmenlik Uygulamasına İlişkin Algıları: Bir Metaforik Çalışma Anıl Kadir ERANIL Barış ERİÇOK Fakülte Üst Yönetiminde Görev Yapan Yöneticilerin ( Dekan Ve Dekan Yardımcıları) Kalite Liderliği ve Duygusal Zekâ Düzeyleri Arasındaki İlişkinin Akademik Personel Görüşlerine Göre İncelenmesi Mesut AYDIN Fatih KAYA Ülkü ULUKAYA Malatya Halkevinde Milli Gün ve Haftaların Kutlanması Etkinlikleri (1932-1951) Kerem COŞKUN Yücel ÖKSÜZ İlkokul 4.Sınıf Öğrencileri Duygusal Zekalarının Annenin Eğitim ve Çalışma Durumları Bakımından İncelenmesi İsa KORKMAZ Öğrencilerin Bazı Değerlerinin Senaryo Temelli Ölçülmesi 13.30 - 14.30 Öğle Yemeği 16 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir IV. OTURUM: 14.30 - 15.45 SALON 1 Oturum Başkanı: Sibel AKGÜN M. Ahmet TOKDEMİR Değerler Mi Beceriler Mi: Tarih Öğretiminin Amaçlarına İlişkin Tarih Öğretmen Adaylarının Görüşleri Hasan BAHAR Tarih Eğitiminde Arkeoloji ve İnterdisipliner Özelliği Sibel AKGÜN Siyasi Tarih Eğitiminde Annales Okulu ve Yöntemi Bekir YILDIZ S. Musa TAŞKAYA Sınıf Öğretmenlerinin Şiir Öğretimine Yönelik Uygulamaları Hakkı YAPICI Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Drama Yöntemini Kullanmaya Yönelik Öz Yeterlilikleri SALON 2 Oturum Başkanı: Kamil UYGUN Sedat YAZICI Değerler Eğitiminde Liberal ve Cemaatçı Paradigmalar Mehmet KILIÇ Ayşenur ÖZYER Bülent OMCA Değer Eğitiminde Farklı Yöntemler ve Etkililiği Kamil UYGUN Barış ÇİFTÇİ Aslı ALTIN 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı ve Ders Kitabındaki Milli ve Evrensel Değerlerin İncelenmesi Emine ALTUNAY ŞAM Değerler Eğitiminde Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Tolga Bahadır ŞİMŞEK 1961 Ve1982 Anayasalarının Demokrasi Sentezi ve Yeni Anayasa Taslağında İstenen Yenilikçi Yaklaşımlar SALON 3 Oturum Başkanı: Taşkıner KETENCİ Taşkıner KETENCİ Cengiz Mesut TOSUN Yüksek Öğretimde Felsefe Eğitimi Ali Murat SÜNBÜL Ahmet ÖZCAN Öz Yönetimli Öğrenmeye Dayalı İngilizce Öğretiminin Öğrencilerin Motivasyonlarına ve Tutumlarına Etkisi Hasan YAVUZER Sosyoloji Eğitimi Mediha GÜNER Mehmet GÜLTEKİN Ebeveyn Rol Yapısı ile Ailelerin Eğitim Öğretim Çalışmalarına Katılım Düzeyleri Arasındaki İlişki Elif ÇUHADAR Havva Duygu YASA İrem ALTAÇ Aşkın KARADUMAN Şaban ŞEN Öğretmenlerin Mesleki Etik İlkelerine İlişkin Görüşleri : Nitel Bir Çalışma Ahmet AKIN Kafiye ERTÜRK Abdullah YALNIZ Ümran AKIN İbrahim DEMİRCİ Zimbardo Zaman Perspektifi Ölçeği’nin Türkçe Formu’nun Geçerlik ve Güvenirliği 17 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir Oturum Başkanı: Sabri SİDEKLİ Yavuz Akbaş Miraç Aydın Hatice MEMİŞOĞLU Gözde KÖYLÜ SALON 4 ÖMER FARUK SÖNMEZ Yasin GÖKBULUT Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Proje Algılarının İncelenmesi Sosyal Bilgiler Dersinde Sorunlar ve Çözüm Yollarına İlişkin Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Görüşleri Ortaokul Öğrencilerinin Sosyal Bilgiler Dersinde Yer Alan “Ekonomi” Kavramlarını Anlama Düzeyleri Mehmet ORAN Kamil UYGUN Muhammet AVAROĞULLARI Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Mesleki Kaygı Düzeylerinin İncelenmesi Kudret AYKIRI Sabri SİDEKLİ Zafer TANGÜLÜ Çevre Eğitiminde Yaratıcı Drama, Facebook ve Karikatür Kullanımına İlişkin Etkisi Kanıtlanmış Etkinlik Örnekleri Yıldıray AYDIN SALON 5 Oturum Başkanı: C. Arzu AYTEKİN C.Arzu Aytekin Proje Merkezli Program Modeli Uygulaması-Külürüel Kod:paradoks Sanat Projesi Elvan KANMAZ Bir Eğitim Kurumu Olarak Bauhaus’un Günümüz Görsel Tasarım Anlayışına Getirileri Firdevs SAĞLAM Turan ENGİNOĞLU Meral COŞKUN Atık Nesnenin Sanat Eğitiminde Kullanılması M.Emin KAYSERİLİ İlkokul Birinci Sınıf Görsel Sanatlar Öğretim Programının 6-7 Yaş Aralığındaki Çocukların Gelişimsel Özelliklerine Göre İncelenmesi Masoumeh KHANZADEH Mimarlık Tasarım Eğitiminde Yaratıcılık Yeteneğinin Önemi ve Değerlendirilmesi 15.45 - 16.00 Çay - Kahve Arası 18 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir V. OTURUM: 16.00 - 17.15 SALON 1 Oturum Başkanı: Mehmet GÜLTEKİN Kudret AYKIRI Sabri SİDEKLİ Zafer TANGÜLÜ Yıldıray AYDIN Yaratıcı Drama, Facebook ve Karikatürün Birlikte Kullanılması İle Yapılan Çevre Eğitimine İlişkin Ortaokul Öğrencilerinin Görüşleri Mehmet GÜLTEKİN Işıl GÜLTEKİN Ecmel YAŞAR Zeynep KILIÇ Sosyal Bilgiler Dersinde Kelime İlişkilendirme Testi Yoluyla Değer ve Kavram Analizi Nil DUBAN Aysun ÇAKIR Zehra BUTEKİN Zehra SAMSA Bünyamin ERÇOBAN 5. Sınıf Örencilerinin Yaratıcı Yazma Çalışmaları Mehmet Tamer KAYA Barış ÇİFTÇİ Abdullah GÖKDEMİR İskender DAŞDEMİR Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Ölçme ve Değerlendirme Genel Yeterlik Algıları Genç Osman İLHAN Şahin ORUÇ Pedagojik Formasyon Eğitimi Programında Öğrenim Görmekte Olan Öğrencilerin Bu Programa Yönelik Bilgi ve Görüşleri Burcu GEZER ŞEN Eğitim Fakültesi Öğrencilerinin Sosyoloji Dersine İlişkin Algıları SALON 2 Oturum Başkanı: Zafer TANGÜLÜ Gökçe Becit İŞÇİTÜRK Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Bilişim Etiğine İlişkin Algıları: Bir Metafor Çözümlemesi Hüseyin SARAÇOĞLU Coğrafya Eğitiminde Belgesellerin Kullanımı ve Derslere Uygunluğu Kaya YILMAZ Yakup AYAYDIN Hizmet-İçi Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Öğretim Teknolojileri Algıları ve Öğretim Teknolojilerinin Öğretimde Kullanılmasına İlişkin Görüşleri: Nicel Bir Çalışma Erol KOÇOĞLU Ali ÖRÜ Ramazan KOÇ Sosyal Bilgiler Dersinde Bir Materyal Olarak Gazete Kullanımı Kamil UYGUN Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi Dersinde Karikatür Kullanımının Servet Suna ÜZTEMUR Öğrencilerin Akademik Başarı ve Tutumuna Etkisi 19 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SALON 3 Oturum Başkanı: İlhan TURAN Bilal PEKTEZEL Sosyal Medya’nın Sosyal Bilgiler Öğretimi Üzerindeki Olumlu Etkisi Seval TOPCU Efsa ÇELİK Üstün Zekâlı Öğrencilerin Barış Kavramına Yönelik Metaforik Algıları (Elazığ Bilim ve Sanat Merkezi Örneği) Ülkü ULUKAYA Mesut AYDIN Fatih KAYA Halkevlerinin Halk Eğitimi Çalışmaları (1932-1951) Ahmet DURMAZ Özgür YILDIZ Türkiye’deki Eğitim Politikasına Genel Bir Bakış (1920-1930) Nilgün DAĞ Barış ÇİFTÇİ İlkokul ve Ortaokul Öğrencilerinin Politik Bilgi Düzeylerinin Belirlenmesine Yönelik Bir Araştırma SALON 4 Oturum Başkanı: ALİ KORKUT ULUDAĞ Ali Korkut ULUDAĞ Türk Müziği Çok Seslendirme Dersinde Öğrencilerin Eşlikleme Stillerinin Belirlenmesi Ahmet FEYZİ Türk Müzik Kültüründe Etkileşim ve Geleneksel Türk Müziği Kuramı Açısından Bizans İlahi Geleneği Azat AKTAŞ “Jeolojik Cetvel” Konusunu Dans İle Zenginleştirilmiş Yaratıcı Drama İle İsmet Selim YILMAZ Nasıl Öğretebiliriz? Neşe KORKMAZ DUMAN Adem İCİ Yücel ÖKSÜZ Elif GÜVEN İlkokul 4. Sınıf Öğrencilerinin Resimle Aile Algısı Hüseyin SARAÇOĞLU Coğrafya Eğitiminde Ülke Bayraklarının Kullanımı ve Derslere Uygunluğu SALON 5 Oturum Başkanı: Ünsal BEKDEMİR Mustafa ASLAN Sözel Öğretmen Yakınlığının Öğrencilerin Güdülenmelerine ve Öğretmenlerinin Yakınlık Derecesini Değerlendirmelerine Etkisi. Ahmet AKIN Abdullah YALNIZ Ümran AKIN Fethi ŞUA Dürüstlük Ölçeği’nin Türkçe Formu’nun Geçerlik ve Güvenirliği Mehmet Emin KALGI Ramin ALİYEV Tahripçilik (Vandalizm) Ölçeği: Geliştirmesi, Geçerliği, Güvenirliği Ünal ŞİMŞEK Hanife GURNAZ Sosyal Bilgiler Ders Müfredatında Madde Bağımlılığı: Doküman İnceleme Seda YOKSULABAKAN Suat POLAT Ünsal BEKDEMİR Sosyal Bilgiler 5. ve 6. Sınıf Ders Kitaplarında Harita Kullanımı 20 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir Oturum Başkanı: Halil TOKCAN Mehmet Dursun ERDEM Mesut GÜN Betül KARATEKE Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğrenen B1 Düzeyindeki Gürcü Öğrencilerin Yazma Hataları SALON 6 Hamza SALDUZ Ömer KEMİKSİZ Süleyman Erkam SULAK Öğretmen Adaylarının Konuşma Kaygılarının İncelenmesi Ahmet ÜNGÜDER Harid Fedai’nin Koza Adlı Eserinde Divan ve Halk Şiirinin İzleri Sibel ÜST ERDEM Nizami’nin Hüsrev ü Şirin, Ali Şir Nevai’nin Ferhad ü Şirin, Fuzuli’nin Leyla vü Mecnun Eserleri Üzerinden Aşkın Merhaleleri Laziza NURPEIIS Kazak Hanlığı’nın Kuruluşu ve Kazakların İlk Hanları Kerey ve Canıbek Rüştü ILGAR Çanakkale İlinde Zeytincilik Faaliyeti 17.15 - 17.30 Çay - Kahve Arası 17.30 - 18.30 Değerlendirme ve Kapanış 19.30 Akşam Yemeği 21 BİLDİRİ ÖZETLERİ VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SİYASİ TARİH EĞİTİMİNDE ANNALES OKULU VE YÖNTEMİ Sibel AKGÜN Siyasi Tarih dersi bugün birçok üniversitenin Uluslararası İlişkiler ve sosyal bilimler bölümlerinde okutulan bir derstir. Bu ders temel olarak geçmişte devletlerin birbiri ile olan ilişkilerinin tarihini ele almaktadır. Bunun dışında ders saatinin elverdiği ölçüde ülkelerin tarihini incelemektedir. Tarih disiplinin bir alt kolu olan Siyasi Tarih ve bu kolun okutulduğu derste, tarih yöntemi ve eğitimi konusunda yaşanan sorunları yaşamaktadır. Siyasi Tarih dersinde devletlerin birbiri ile olan ilişkilerinin tarihi ele alınırken genellikle savaş ve anlaşmalar ağırlıklı bir eğitim- öğretim yöntemi ile konu ele alınmaktadır. Ayrıca ders saatinin kısıtlı olmasından dolayı devletlerin iç gelişmelerine çok az yer verilebilmektedir. Çalışmada Sosyal bilimlerin 1920 sonrası en çok konuşulmuş ve tartışılmış olan, günümüzde de geçerliliğini devam ettiren Fransız Annnales Okulu’nun Siyasi Tarih dersine olabilecek katkıları ele alınacaktır. Bu okul ile hem Siyasi tarih dersinin sadece savaş tarihi dışında ele alınması konusunda hem de devletlerin iç gelişmelerinin detaylı bir biçimde aktarılmasında yararları da ortaya konacaktır. Annales Okulu tarihin çok katmanlı bir biçimde sadece siyasi değil ekonomik- toplumsal- kültürel ve coğrafi olarak incelenmesi yöntemi ile karşılaştırmalı metotlarla daha iyi kavranabileceğini belirtmektedir. Bu tarih yönteminin kullanılması ve yaygınlaşması ile birlikte lisans düzeyinde de Siyasi Tarih dersinin daha etkin bir biçimde aktarılması mümkün olabilecektir. Çalışmada Annales Okulunun Türkiye’deki temsilcilerinden Ömer Lütfi Barkan, Halil İnalcık, Mustafa Akdağ gibi temsilcilerinin çalışmaları da kullanılarak, bu yöntemin Siyasi Tarih eğitimine katkıları ortaya konmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Tarih, Siyasi Tarih, Tarih Yöntemi, Siyasi Tarih Eğitimi, Annales Okulu DÜŞ EKMEĞİ ROMANINDA VAROLUŞÇU ELEŞTİREL GERÇEKÇİ UNSURLAR Pınar ÇAKIR 1923 yılında doğan ve bir Cumhuriyet aydını olan Oktay Akbal, geçmiş ile gelecek arasında gidip gelen ve hatıralara dayanan bir romancıdır. O, hikâye ve romanlarında küçük insanın, toplum içerisinde ‘var olabilme’ sorunsalı üzerinde durmuştur. Yazarın 1983 yılında yazdığı “Düş Ekmeği” adlı roman, 1940’larda yani II. Dünya Savaşı yıllarında İstanbul’da geçmektedir. Çünkü o yıllarda yaşanan savaş, tüm dünyayı etkilediği gibi Türkiye’yi de etkilemiştir. Yalnızlık, iç sıkıntısı, andan şikâyet, otoriteye karşı gelme, parasızlık, ulaşılamayan aşklar gibi temler, romanda konu olarak işlenmiştir. Romanda eleştirel gerçekçi unsurlara geçmeden önce, kuramın temelini oluşturan Realizm akımından bahsedilmesi gerekmektedir. Realizmin, zaman içinde ve ülkelere göre farklı yorumlanıp uygulanmasından kaynaklanan birtakım alt gruplandırmaları yapılmıştır. Bunlar eleştirel gerçekçilik ve toplumcu gerçekçilik olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Toplumcu gerçekçilik, ancak sosyalist bir toplumda uygulanabilecek bir yöntem iken, eleştirel gerçekçilik hem sosyalist olmayan toplumlarda hem de sosyalist toplumların başlangıç dönemlerinde kullanılmakta olan bir yöntemdir. Yazar ve eser bağlamında, edebi metin çözümlemesinin hedeflendiği bu çalışmada, kuramsal bilgilerden yola çıkılarak olay örgüsü/ konu, kişiler, anlatıcı, zaman, mekân, kişiler gibi yapı unsurları; siyasal, psikolojik ve sosyolojik yahut sınıfsal varoluş bakımından incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Varoluşçuluk, Realizm, Eleştirel Gerçekçilik, Oktay Akbal, Roman. 25 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir İLKOKUL ÖĞRENCİLERİ İÇİN FİNANSAL BİLİNÇ EĞİTİMİ (K.MARAŞ ÖRNEĞİ) Derya SÖNMEZ Finansal bilinç eğitimi insanların üretici, tüketici, birikimci, yatırımcı ve sorumlu bir vatandaş olarak rollerini yapmalarına olanak sağlayan becerilere sahip olmalarını gerektirir. Bu beceriler; karar verme, ekonomik akıl yürütme, problem çözme, gerçek yaşam durumlarını analiz etme ve temel ekonomi kavramlarını, ilkelerini anlama ve uygulama becerileridir (Darvin, 2006; Staubs, 2007). Bunun içindir ki günümüzde parayı doğru kullanma ve paranın yönetimi konusu önemlilik kazanmaktadır. Toplumumuzda kişilerin kazanması gereken bir beceri de parayı iyi kullanabilmektir. Bu beceri ve bu beceriyi kullanmak için gerekli olan bilgi çocukluk döneminde şekillenmektedir (Abramovitch, Freedman ve Pliner, 1991). Çocuklar da genellikle tüketici olarak ekonomiye yönelik pek çok aktivitenin içinde yer aldığından dolayı çocuklara yönelik finansal bilinç eğitimlerinin verilmesini gerekli kılmaktadır. Bu nedenle K.Maraş Baydemirli Boybeyli İlkokulunda 50 öğrenciye finansal bilinç eğitimi verilmiştir. Eğitimin sonuçları betimsel analiz yoluyla yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler: finansal bilinç, ilkokul öğrencileri, tüketici, para yönetimi. KÜRESELLEŞMENİN KÜLTÜREL YAŞAM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNE İLİŞKİN SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLERİNİN ALGILARI Erol KOÇOĞLU, Hasan AYDEMİR, Ali ÖRÜ Küreselleşme kavramı, akademik çevrelerde en çok tartışılan kavramların başında gelmektedir. Akademik çevreler tarafından küreselleşmenin ne olduğu, küreselleşmeyi ortaya çıkaran sebepler ve küreselleşme sürecinin sonuçları, küreselleşmenin olumlu ve olumsuz yönleri de farklı düşünce kalıplarıyla ele alınarak açıklanmaktadır. Bu bağlamda küreselleşme kavramı ve küreselleşme sürecine ilişkin birçok tanım ve açıklama yapılmıştır. Günlük hayatta insan yaşamı üzerinde her alanda etkisini hissettiren küreselleşmenin, bireyin değer algısına dayalı olarak şekillenen kültürel yaşamı üzerinde de belirgin bir etkisi olduğu söylenebilir. Küreselleşmenin kültürel yaşam üzerindeki etkilerine ilişkin sosyal bilgiler öğretmenlerinin algılarını belirlemeyi amaçlayan araştırmada, nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada, görüşme tekniklerinden yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Bu teknikle elde edilen öğretmen görüşleri içerik ve betimsel analize tabi tutularak alt temalara ayrılarak; frekans değerleri ile beraber tablolaştırılmıştır. Çalışmada küreselleşmenin, kültürel yaşam üzerindeki etkilerine ilişkin öğretmen görüşlerine doğrudan alıntılar da yapılmıştır. Çalışma grubunu oluşturan sosyal bilgiler öğretmenlerinden elde edilen verilerde, küreselleşmenin kültürel yaşam üzerindeki etkilerine ilişkin çalışma grubu üyelerinin farklılaştıkları ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, kültürel yaşam, sosyal bilgiler, öğretmen. 26 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE BİR MATERYAL OLARAK GAZETE KULLANIMI Erol KOÇOĞLU, Ali ÖRÜ, Ramazan KOÇ Sosyal bilgiler, birbirinden farklı disiplinlerden oluşan bir çalışma alanı olmakla birlikte geniş alan tasarımı temelinde oluşturulmuştur. Bundan dolayı içerisinde gerek kazanım gerekse içeriksel yönden farklılıklara sıklıkla rastlanılmaktadır. Sosyal bilgiler içerisinde yer alan bu kazanımların öğrenciye aktarılmasında ve öğrencinin kavramasında birçok problemle karşılaşılmaktadır. Bu problemlerin ortadan kaldırılması için gerek Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilgili birimler gerekse dersin öğretmeni bir takım tedbirler almaktadır. Bu tedbirlerin başında öğrencinin daha çok duyusunu öğrenme ortamına dahîl eden materyal kullanımıdır. Kullanılan materyallerin öğrenciye görelilik ve hedefe görelilik ilkeleri başta olmak üzere özel öğretim ilkelerine dayalı olarak hazırlanıp kullanılması öğrenme sürecinde öğrencinin aktif olmasını sağlayabilir. Kullanılabilecek materyallerden biri de gazetelerdir. Gazetelerin aktüalite ilkesi doğrultusunda kullanılması öğrenci başarısını nasıl etkileyeceği, bu çalışmayla ortaya konulmaya çalışılmıştır. Sosyal bilgiler dersinde bir materyal olarak gazete kullanımına ilişkin sosyal bilgiler öğretmenlerinin algılarını belirlemeyi amaçlayan araştırmada, nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmada, görüşme tekniklerinden yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Bu teknikle elde edilen öğretmen görüşleri içerik ve betimsel analize tabi tutularak alt temalara ayrılarak; frekans değerleri ile beraber tablolaştırılmıştır. Anahtar Kelimeler: Gazete, materyal, sosyal bilgiler, öğretmen. GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE SANAT EĞİTİMİNİN GEÇİRDİĞİ SÜREÇ Mustafa DİĞLER, Mustafa Cevat ATALAY Bu bildirinin amacı, Görsel Sanatlar Eğitimi Tarihi (1880-2014) boyunca uygulamada olan Görsel Sanatlar Eğitimi Programları ve bunların uygulamadaki yansımaları ile Görsel Sanatlar Eğitimi’nin bu süreç içindeki gelişimi ve uygulama yöntemlerinin değişimini etkileyen faktörleri ortaya koymaktır. Cumhuriyetimiz, geçmişindeki altı asırlık bir devletin maddî ve manevî deneyimlerinden yararlanarak çok sağlam temellere oturtulmuştur. Bu durum, devletin kuruluşundan günümüze birlik ve beraberliğe verdiği önemden, çağdaş uygarlıklar düzeyi ve ötesi hedeflere odaklanmasından, tüm insanların barış ve refahı adına seçmiş olduğu tam demokrasi yolundan ve diğer ülkelerle barış üzerine temellendirdiği ilkelerden de anlaşılmaktadır. Çağdaş dünyada sanat eğitimi, artık hükümetlerden öte devletin bir politikası olarak desteklenmektedir. Çünkü sanat eğitimi, genel eğitim içinde önemli bir yere sahiptir. Milletlerin tarihine bakıldığında da yine bu gerçek fark edilecektir. Bu nedenle günümüz insanının “ömür boyu” eğitime gereksinimini belirtirken, sanat eğitimini bu eğitimin odağında düşünmek durumundayız. Aksi takdirde hayat damarlarından biri kopmuş olan bir milletin ne denli yaşayabileceği kuşkuludur. Görsel Sanatlar Eğitimi birçok köklü evreden geçmiş, bir İmparatorluğun çöküşüne, bir Cumhuriyetin doğuşuna, demokrasideki gelgitlere tanıklık etmiştir. Bu sosyal ve kültürel hareketlerin yansıması olarak değişim gösteren Görsel Sanatlar Eğitimindeki gelişmeleri anlatabilmek için bu değişimlere paralel olarak bildirinin sınırlılıkları içinde; Cumhuriyet öncesi dönem, Cumhuriyet Dönemi, 1938 ve sonrası uygulanan yöntemsel yaklaşımlar ve nihayet 21. Yüzyıl eşiği gibi ana başlıklarını ele alacağız. Anahtar Kelimeler: Görsel sanatlar, sanat eğitimi, sanat 27 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SİVİL BİREY ÖZALGI ÖLÇEĞİNİN GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI Rüştü YEŞİL 21. Yüzyılı karakterize eden ve öne çıkan temel kavramlardan biri sivillik ya da sivilleşme olmuştur. Sivil birey, sivil toplum, sivil toplum kuruluşu, sivil anayasa gibi kavramlar şeklinde sivillik, her geçen gün ülkemizde de daha fazla tartışılmaktadır. Sivil bireyler yetiştirmek, eğitim kurumlarının bir amacı haline gelmiştir. Bu araştırmanın amacı, bireyin kendisinin sivillik düzeyini belirlemesine katkı sağlayabilecek bir özalgı ölçeği oluşturmaktır. Araştırma betimsel nitelikte nicel bir çalışmadır. Tarama modelinde yürütülmüştür. Araştırmanın çalışma evrenini AEÜ Eğitim Fakültesinde öğrenim gören öğrenciler/öğretmen adayları oluşturmaktadır. Örneklem ise, eğitim fakültesinin farklı bölümlerinde öğrenim gören 148 öğrenci oluşturmaktadır. Öğrencilerin 106’sı kız, 42’si erkektir. Literatür taraması ve öğretmen adaylarına yöneltilen açık uçlu bir soruya verilen cevaplardan yola çıkarak sivil bireyin özellikleri tespit edilmiş ve madde havuzu oluşturulmuştur. Alan uzmanı ve dil uzmanlarına yaptırılan inceleme sonunda bireyin kendini değerlendirmesini sağlayacak şekilde yapılandırılmış cümle ve seçeneklerden oluşan 37 maddelik bir taslak ölçek oluşturulmuştur. 148 öğrenci üzerinde yapılan taslak ölçek uygulama sonunda toplanan veriler üzerinde açımlayıcı faktör analizi yapılıp madde-toplam korelasyon katsayıları hesaplanarak geçerlik analizleri; Cronbach alpha içtutarlık katsayıları hesaplanarak güvenirlik analizi yapılmıştır. Aynı öğrenci grubu üzerinde ikinci bir uygulama daha yapılarak ölçek maddelerin kararlı ölçümler yapabilme özelliği incelenecektir. Yapılan analizler sonunda Sivil Birey Özalgı Ölçeği’nin (SBÖA) KMO değeri 0,795; Bartlett’s testi değeri 1157,185; p<0,000 olarak belirlenmiştir. Yapılan faktör analizi sonunda 27 maddelik dört alt faktörden oluşan bir ölçek yapısı ortaya çıkmıştır. Madde toplam korelasyon katsayılarının p<0,000 düzeyinde anlamlı ilişkilere sahip oldukları; güvenirlik katsayısının ise Cronbach katsayısı 0,842 olduğu belirlenmiştir. Kararlılık katsayısı hesaplanması ise ilerleyen dönemde yapılacaktır. Sonuç olarak SBÖA Ölçeği 27 maddeden ve dört faktörden oluşan geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Sivil birey, özalgı, ölçek, geçerlik, güvenirlik ORTAOKUL SOSYAL BİLGİLER DERSİ COĞRAFYA KONULARININ ÖĞRETİMİNE İLİŞKİN ALGI SORUNLARI Ayşe Işıl GEL, İsmail TAŞLI Sosyal Bilgiler dersinde, özellikle coğrafya konularında birçok terim ve kavram bulunmakta ve sınırlı zamanda öğrencilerin bu kavramları öğrenmeleri beklenmektedir.2005-2006 eğitim–öğretim yılında uygulamaya konulan yapılandırmacı eğitim yaklaşımına göre öğretmen, terim ve kavramları öğrenciye direkt olarak sunmaz; kavram ve terimlere ilişkin çeşitli örnekler vererek, öğrencilere öğrenme yolunda rehberlik eder. Bu araştırmanın amacı, öğrencilerin coğrafya konularını öğrenirken en çok yapılandırmacı yaklaşıma uygun yöntemleri mi, yoksa geleneksel öğrenme yöntemlerini mi seçtiklerini belirleyerek, öğrencilerin zihnindeki coğrafya algısını saptamaya çalışmaktır. Bu amaç doğrultusunda rastgele seçilmiş 30 tane 5. sınıf, 30 tane 6. sınıf ve 30 tane 7. sınıf olmak üzere toplam 90 tane ortaokul öğrencisine, “Coğrafya konuları nasıl öğrenilir?” ve “Bu kanıya nasıl vardınız?” soruları yöneltilmiş ve coğrafya konularının nasıl öğrenildiğine dair genel algı ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Coğrafya Öğretimi, Coğrafya Algısı, Ezberci Öğretim. 28 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN DİNDARLIK DÜZEYLERİNİN ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ (BURDUR İLİ ÖRNEĞİ) Mehmet Ali ÇAKIR, Elif ÖZCAN AKBULUT Bu araştırmanın amacı, ortaöğretim düzeyi gençlerin dindarlık düzeylerinin sınıf , cinsiyet, ailelerinin ekonomik durumu, yaşadıkları çevre ile ilgili bilgiler, dini bilgileri nerden edindikleri ve dindarlık bakımından kendilerini nasıl değerlendirdikleri değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını incelemektir. Araştırmanın örneklemini 2014-2015 eğitim öğretim yılında Burdur ilinde öğrenim gören 231 lise öğrencisi oluşturmaktadır. Bu çalışmada, veri toplama araçları olarak araştırmacı tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu” ile Veysel Uysal tarafından 1995 yılında geliştirilen İslamî Dindarlık Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma verileri Mann Whitney-U ve Kruskal Wallis-H testi kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma bulgularına göre ortaöğretim öğrencilerinin dindarlık düzeylerinin cinsiyet, sınıf düzeyi ve dindarlık bakımından kendilerini nasıl değerlendirdikleri değişkenlerine göre farklılık göstermiştir. Bulgular cinsiyet açısından ele alındığında kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre dindarlık düzeylerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Sınıf düzeyi dikkate alındığında en yüksek dindarlık düzeyine 11.sınıflar sahipken, 11.sınıfları sırasıyla 9.sınıflar, 10.sınıflar ve 12.sınıfların izlediği görülmektedir. Parametrik olmayan çoklu karşılaştırma test sonuçları, 12.sınıf ve 9. Sınıfların dindarlık düzeyleri arasındaki farkın istatistiksel olarak manidar olduğu tespit edilmiştir. Son olarak dindarlık bakımından kendilerini nasıl değerlendirdikleri açısından ele alındığında ortaöğretim öğrencilerinin dindarlık düzeylerinin kendilerini değerlendirmeleri arasındaki fark anlamlı bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: dindarlık düzeyi, ortaöğretim öğrencileri, ekonomik durum, cinsiyet, çevre ÖĞRETMEN ADAYLARININ GÖZÜNDEN KENDİLERİNE UYGULANAN SINIF YÖNETİMİ VE SINIFLARDAKİ TUTUM VE DAVRANIŞLAR Mustafa YAŞAR Sınıf yönetimi söz konusu olduğunda genellikle odak noktası sınıfın öğretmeni ve onun eğitimsel ya da davranışsal amaçları olmaktadır. Öğretmen adaylarının, bilgi kaynağı olarak gördükleri ve kendilerine model aldıkları öğretim elemanlarından nasıl bir yönetim bekledikleri ve sınıf içerisinde kendilerine ve sınıf arkadaşlarına yönelik uygun gördükleri tutum ve davranışları neler olduğu nadir sorulan sorulardandır. Deneyimin ve model almanın öğrenme üzerindeki kalıcı etkileri düşünüldüğünde, öğretmen adaylarının deneyimlerinin ve sahip oldukları inançların incelenmesinin öğretmen eğitimine katkısı büyük olacaktır. Bu araştırmada öğretmen adaylarının üniversite ortamındaki sınıf içi deneyimleri ve ideal sınıf yönetimine yönelik inançlarını belirlemek amaçlanmıştır. Bu amaçla, gönüllülük esasına göre ve uygun örneklem şeklinde okul öncesi öğretmenliği ana bilim dalında okuyan her sınıf düzeyinden beş erkek ve beş kadın olmak üzere 10, toplamda 40 öğretmen adayı seçilmiştir. Veri toplama yöntemi olarak görüşme seçilmiş ve sorular önceden hazırlanarak yarı yapılandırılmış bir yapıda görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşme soruları olarak Cothran, Kulinha ve Garrahy (2003)’nin araştırmalarında kullandığı sorular temel alınmıştır. Toplanan veriler sürekli karşılaştırma yöntemi (Glaser & Strauss, 1967) ile analiz edilecek ve and analitik tümevarım yöntemi ile ortak temalar ortaya çıkarılacaktır (LeCompte & Preissle, 1993). Şu anda veri toplama ve analizi süreci devam etmektedir. Anahtar Kelimeler: Öğretmen Eğitimi, Sınıf Yönetimi, Okul Öncesi 29 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ERASMUS ÖĞRENCİ ÖĞRENİM HAREKETLİLİĞİ PROGRAMINA KATILAN GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN MEMNUNİYET DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ Zeynep EREN, Nermin ÖZTOP, Mehmet Şaban AKGÜL Bu araştırmayla Erasmus Öğrenci Öğrenim Hareketliliği Programı’na katılan Gaziosmanpaşa Üniversitesi öğrencilerin memnuniyet düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma betimsel tarama modeline uygun olarak yapılmıştır. Araştırma verilerinin toplanmasında nicel veri toplama yöntemlerinden anket tekniği kullanılmıştır. Anket formu 31 maddeden ve dört boyuttan oluşturulmuştur. 2013–2014 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde Mayıs ayında yapılan çalışmanın evrenini Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nde eğitim gören ve Erasmus öğrenci değişim programı ile yurt dışına gidip-dönen öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi Gaziosmanpaşa Üniversitesi`nde eğitim alan ve programla ilgili tecrübeleri çok yeni olan öğrenciler arasından ölçüt örnekleme yoluyla seçilmiş olan 38 öğrencidir. Araştırmaya katılan öğrencilerin Erasmus Öğrenci Öğrenim Hareketliliği Programı’na yönelik görüşlerinin olumlu olduğu ve memnuniyet düzeylerinin genel olarak orta ve yüksek düzeyde olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Özellikle maddi imkânlara ve akademik olanaklara yönelik memnuniyet düzeyleri diğer iki boyuta göre yüksek çıkmıştır. Ayrıca kız öğrencilerin sadece “Akademik olanaklardan memnuniyet” boyutuna ilişkin düşüncelerinin erkek öğrencilere göre anlamlı olarak farklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Bologna süreci, AB eğitim programları, Erasmus EĞİTİMDE KENTLİLİK BİLİNCİ VE KÜLTÜR ÖĞRENİMİ Canan İPEK, Ejder AKHANCA, Rein ÖZBİLGİN, Zeynep YAĞIZKURT, Tino REGGİO 1. Kısa özet: “Eğitimde Kentlilik Bilinci ve Kültür Öğrenimi” konusu çeşitli önemli platformlarda gündeme getirilen bir başlıktır. Bu doğrultuda örgün eğitim program ve müfredatları içine kültür eğitiminin yerleştirilmesi ve uygulanması önem arz etmektedir. Kentin tarihsel ve kültürel birikiminin yarının büyükleri olacak bugünün küçüklerine aktarılması kültürel miras bilincinin yaratılmasında ve bu yolla kente aidiyet duygusunun oluşturulmasında önemli katkılar sağlamaktadır. Aidiyet duygusunu güçlendirmenin en geçerli yollarından biri tarihtir. Kentlilik bilincini erken yaşta kazandırmak üzere kurguladığımız çalışmayla öğrencilerimizin yerel ve çevresel farkındalıklarını, kültürel çeşitlilik ve hoşgörü duygularını geliştirmede önemli kazanımlar elde ettik. Disiplinler arası bütünlük sağlayarak, okul dışı araştırma gezileriyle, öğrencilerimizin hazırlayıp sahnelediği tiyatro gösterisiyle, işbirlikli çalışma örnekleriyle derslerin nasıl daha ilgi çekici, anlamlı ve gerçek hayatta işe yarar beceriler kazanmaya yönelik bir öğretim etkinliğine dönüştürülebileceğini yapılan “yerel tarih” çalışmasıyla örneklemek istedik. Siz de bizimle birlikte gizemli bir tarihi yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? 2. Uygulamayı geliştirme gerekçelerimiz: PARŞÖMENİN KENTİ : PERGAMON/BERGAMA Dün-bugün-gelecek arasında ilişki kurmayı hedef alan Tarih bilim dalının doğru bilinç oluşturmadaki rolü tartışmasızdır. Ancak günümüzde Tarih öğretiminin karşılaştığı temel problem öğrenciyi doğrudan ezber tehlikesiyle karşı karşıya bırakmasıdır. Bu sorunun çözümüne yönelik bir öneri ortaya koymak amacıyla bu projemizi hayata geçirdik. Öğrenmenin sadece sınıf ortamında olmadığı, yaşam boyu kesintisiz devam eden bir süreç olduğu bilinci ve öğrencilerin öğretim sürecine olabildiğince çok duyu organıyla dahil edilmesi gerekliliğinden yola çıktık. Öğrencilerin, geçmişe dair bilgiler hakkında merak ve ilgilerini uyandırmak istedik. Ayrıca derslerin nasıl daha ilgi çekici, anlamlı ve gerçek hayatta işe yarar beceriler kazanmaya yönelik bir öğretim etkinliğine dönüştürülebileceğini yapılan “yerel tarih” 30 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir çalışmasıyla örneklemek istedik. Projemizi tamamlamaya başladığımız dönemde Bergama ilçesi, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girerek dünyanın 999. mirası oldu. Böylece yaptığımız çalışma, güncel bir olayla da çok daha anlamlı hale büründü. 3. Gerekçelerimiz ışığında geliştirdiğimiz uygulama ile neyi amaçladık? Yaptığımız bu çalışma ile ; - yakın çevresini tanıyan - tarihi mirasımıza ve kültürel değerlerine sahip çıkan, koruyan, bu değerlerini yaşatan -farklı sanat dallarına karşı ilgi duyan -işbirliği gerektiren projelerde rol alabilen -entelektüel becerilere sahip olan -neden sonuç ilişkisi kurabilen -çok boyutlu düşünebilen -araştırma yapan -tartışan ve sorgulayan bireyler yetiştirmeyi hedefledik. 4. Bu amaçlar çerçevesinde geliştirilen uygulama nedir? Kişilerin öncelikle kendi bölgesiyle ilgili tarihi olayları merak etmesi çok doğaldır. Yerel tarih çalışmaları öğrencilerin önce yakınındakileri bilmesi ve sonra bunları genele yaymasında kolaylık sağladığından İzmir’in ilçelerinden biri olan Bergama’nın tarihi ve kültürel değerleri üzerine çalışma gerçekleştirdik. Bu çalışmayı gerçekleştirirken tarihsel düşünme becerilerini geliştirme, tarihsel empati kurma , değişim ve sürekliliği kavrama, birinci elden kaynakların incelenmesi, soru sorma ve problem çözme gibi noktaları göz önünde bulundurduk. Kültürel, yerel ve ulusal gelişmeleri kapsayan dünyadaki ilerleme ve gelişmelerin zaman içerisindeki serüvenini anlama konusunda öğrencilerimize rehberlik ettik. Bu serüven parşömenin bulunuş hikayesi ile başlayan ve beraberinde parşömenin ilk ortaya çıkış yeri olan Bergama’nın tarihi ve kültürel değerlerinin araştırılması, yapılan gezilerle doğrudan çeşitli bilgilere ulaşılması sağlandı. Yapılan gezilerle Bergama’nın tarihi ve arkeolojik özellikleri, bölgede yaşamış uygarlıklar, eserler ve kalıntılarla ilgili bilgiler aktarıldı. Tarihi ören yerleri, müze, mermer işleme ve süs eşyaları atölyesi, parşömen atölyesi ziyaret edildi. Akropol ve Asklepıon Örenyerlerinde geçmişte yaşamış insanların yaşantıları, eylemleri ve yaşadıkları tarihsel dönemin özelliklerini belirten çeşitli dramatizasyonların öğrencilerimizce gerçekleştirilmesiyle de öğrencilerimizde, geçmişe geçmişteki insanların gözüyle bakabilme becerisini geliştirmeye çalıştık. Okulumuzdaki tüm ortaokul öğrencilerine sunulan, parşömenin yapım aşamalarını gösteren videolu sunum, öğrencilerimiz tarafından hazırlanıp sahnelenen parşömenin bulunuş hikayesinin anlatıldığı tiyatro’nun sahnelenmesi projemizin diğer aşamaları arasında yer alıyor.Öğrencilerimiz, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ülkemizin tarihi ve kültürel değerlerinden oluşan bir pano hazırladılar. Panoda özellikle Bergama’ya yer vererek yaptığımız tüm çalışmaların fotoğrafları bu panoda sergilendi. Sunumumuz esnasında tiyatro gösterimizden çeşitli bölümler ve araştırma gezi görüntülerinden oluşan bir video konuklara izlettirilecektir. 5. Hedef grubun yaş aralığı, cinsiyet özellikleri: Projemiz 5.sınıf(10-11 yaş), kız ve erkek öğrencilerinin katılımı ile gerçekleştirildi. 6. Uygulama adımları: Bergama yani antik çağdaki adıyla Pergamon, yalnızca olağanüstü mimarisi ve bu mimariyle bütünleşmiş sanat eserleriyle değil, aynı zamanda yeryüzünün kültür birikimini sahiplenmesiyle de çağının en önemli kentleri arasında yer alıyor. Bergama’ya ait önemli kültürel ve tarihi değerlerden en önemlisi parşömendir. Projemizi uygula sürecinde öncelikle öğrencilerimizin Bergama ve parşömen hakkında ön bilgilerini ortaya çıkarmak amaçlı çeşitli bilgi, kavram ve fotoğraflardan oluşan görseller gösterdik. Ve bir fikir taraması yaptık. Öğrencilerimizin kafalarında çok sayıda soru işaretleri oluşturarak, öğrencilerimizin araştırma yapmaları ve araştırma sonuçlarını sınıfta paylaşmalarını istedik. Daha sonra Bergama’ya yaptığımız gezi ile önemli tarihi mekanları ziyaret ettik. Akropol, Kızıl Kilise, Asklepion gibi alanlara yapılan gezilerde öğrenciler Bergama’nın dünyaca ünlü tarihini keşfetme olanağını buldular. Doğal bir yamaca, özelliği hiç bozulmadan kurulmuş Akropol’un dünyanın en dik amfi tiyatrolarından biri olduğu bilgisi öğrencileri şaşırttı. Akropol’ün en görkemli eseri Zeus Sunağı’nın 144 yıl önce Alman kazı ekibi tarafından Berlin’e götürüldüğünü öğrenen Piri Reisliler, tarihi miraslarımızı korumamız ve onlara sahip çıkmamız gerektiğinin önemini bir kez daha kavradılar. Kültür elçileri olan öğrencilerimizle , M.Ö. 4. yüzyıla uzanan geçmişiyle su sesi ve telkin yoluyla psikoterapik tedavinin uygulandığı ilk hastane olarak bilinen Asklepıon Örenyeri’ni ziyaret ettik. Bu merkezde yer alan tiyatronun rol ile tedavi amaçlı kullanıldığı gibi ilginç bilgileri dikkatle dinleyen öğrenciler tüm detayları not etmeye özen gösterdi. Bergama Müzesi ziyaret edilerek, öğrenciler arkeolojik buluntular hakkında bilgi alma imkanı buldular. Her öğrenci en beğendiği objenin resmini çizdi. Öğrenciler, müzenin Bergama yaşam kültürüne özgü bölümünü gezerken heyecanlarını gizleyemediler. Gezi esnasında yöreye özgü önemli tarihi bilgiler aktarılarak Bergama’nın tarihi ve kültürel öneminin öğrencilerimiz tarafından kavranmasını amaçladık. Öğrencilerimiz şahıs ve yaşadıkları devir hakkında bilinenlerden yola 31 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir çıkarak bu ören yerlerinde yaratıcı drama etkinlikleri gerçekleştirdiler. Gezimiz duraklarından birisi bir parşömen atölyesiydi. Parşömen atölyesinde Sayın Macit Gönlügür parşömenin Bergama’da nasıl keşfedildiğini anlattı. Atölyede parşömen kağıdı üzerine yapılmış eserler öğrencilerin kentlerinin önemini bir kez daha hissetmelerini sağladı. Bu atölyede parşömenin tanıtımı yapılarak, çeşitli broşürler dağıttık öğrencilerimize. Ayrıca özel olarak getirtilen kaligraf parşömen üzerine kaligrafi sanatıyla öğrencilerimizin istekleri doğrultusunda çeşitli yazılar yazdı. Gezi dönüşü öğrencilerimizin geziden neler öğrendiklerini ve ne hissettiklerini öğrendiğimiz materyaller olan çeşitli metinler, resimler, kısa dörtlüklerden oluşan şiirler ve gezi fotoğraflarından oluşan bir pano hazırladık. Sonrasında öğrencilerimiz parşömenin bulunuş hikayesini anlatan tiyatro metni yazmaya başladılar. Bu süreçte okulumuzun görsel sanatlar öğretmenleri ile işbirliği yaparak İskenderiye ve Bergama Kütüphanelerinin bu kıyasıya yarışının anlatılacağı tiyatronun dekorunu öğretmenler ve öğrenciler birlikte tasarladık. Bir grup öğrenciyle Bergama’ya gidip parşömenin yapım aşamalarını yerinde gözlemledik. Sonrasında Bergama’nın tarihi, kültürel değerleri ve parşömenle ilgili bilgilerin yer aldığı sunum ve tiyatrodan oluşan bir etkinlik programı hazırladık. Bu program doğrultusunda öğrencilerimiz Bergama’ya ait önemli tarihi anekdotlar, yöreye ait kültürel özellikler, parşömenin yapılışının ve parşömene dair ilginç bilgilerin yer aldığı bir video hazırlayıp diğer ortaokul öğrencilerine sundular. Hazırlanan etkinlik programı çerçevesinde tiyatro oyunumuzda sahnelendi ve büyük beğeni topladı. 7. Öğrencilerin aktif katılımını nasıl sağladık? Öğrencilerimiz projemizin her aşamasında farklı bakış açılarıyla projeyi yönlendiren taraf oldular. Hazırlık sürecindeki önerileri, dekor hazırlama sürecine katkı sağlamaları, uygulamaya koymaya başladığımız süreçteki ekip çalışmalarıyla gerçekleştirdikleri yaratıcı drama ve tiyatro projemize büyük renk kattı. Tiyatro için metin, müzik, görüntü oluşturanlar büyük bir hevesle çalışan öğrencilerimiz oldu. Sonrasında tüm bu çalışmaların değerlendirildiği kompozisyon, resim ve şiirler. Tümü yaratıcı, öğrenmeye ve yeniliğe hep açık olan öğrencilerimiz tarafından gerçekleştirildi. 8. Kurumlarla işbirliği: Projemiz kapsamında Bergama’da Parşömen Atölyesi bulunan Sayın Macit Gönlügür ile işbirliği yaptık. 9. Uygulamanın yaratıcı yönü: Projemiz, kültürel miras bilincinin yaratılmasında ve bu yolla kente aidiyet duygusunun oluşturulmasında önemli katkılar sağlayacak bir “yerel tarih” çalışması örneğidir. Öğrencilerimiz bu çalışma ile birer kültür elçisi olma vazifesini üstlenerek “Eğitimde Kentlilik Bilinci ve Kültür Öğrenimi” konusu kapsamında örnek bir çalışma gerçekleştirdiler. Bir kentin tarihi ne kadar iyi bilinirse, ne denli yaygın paylaşılabilirse ve ne kadar erken yaşta öğrenilirse o denli yüksek bir kentlilik bilincinden söz edilebilir. Öyleyse, “Kent Tarihi’nin” çocukluk eğitiminin içinde yer alması kentlilik bilincinin inşa edilmesi konusunda atılabilecek en doğru adımlardan biri olacaktır. Projemiz bu amaca hizmet eden bir çalışma olmuştur. 10.Uygulamanın etkisini değerlendirmek için yürüttüğümüz çalışmalar (Hedef grupta gelişmeler): Projemizi uygulama sürecinde öncelikle öğrencilerimizin Bergama ve parşömen hakkında ön bilgilerini ortaya çıkarmak amaçlı çeşitli bilgi, kavram ve fotoğraflardan oluşan görseller gösterdik. Ve bir fikir taraması yaptık. Sınıf içerisinde tek düze bir ders işleyişi yerine “Yaparak yaşayarak öğrenme” ilkesi doğrultusunda hazırladığımız projemizle öğrencilerin çeşitli olgu, beceri, değer ve kavramları öğrenmelerini kolaylaştırdık. Öğrencilerimiz tarihi kişileri ve olayları daha fazla merak etmeye ve öğrenmeye başladılar. Öğrenmeler somutlaştırılarak, bilginin kalıcılığı arttırıldı.Yapılan gezi ve etkinlikler sonrası öğrencilerimizin düşünce ve duygularını yansıtabileceği çeşitli kompozisyonlar, şiirler ve resimler ortaya çıktı ve bu çalışmaları gezi fotoğraflarının da bulunduğu bir panoda sergiledik. Anahtar Kelimeler: Eğitimde kentlilik bilinci, Eğitimde kültür öğrenimi, Tarihi ve kültürel mirasımızı yaşatalım, Kent tarihi, Yerel tarih çalışması, Parşömenin Kenti : Pergamon/Bergama, Disiplinler arası çalışma örneği, Yaparak yaşayarak öğrenme 32 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir TUTKU ÖLÇEĞİ’NİN TÜRKÇE FORMU’NUN GEÇERLİK VE GÜVENİRLİĞİ Ahmet AKIN, Ümran AKIN, Abdullah YALNIZ, Lale ŞENTÜRK, Fatih USTA Araştırmanın amacı: Tutku motivasyonu etkileyen, iyi olmayı artıran ve günlük yaşama anlam katan bir duygu durumudur. Bununla birlikte tutku, olumsuz duygulara yol açabilir ve bireyin başarıya sağlıklı ve işlevsel biçimde ulaşmasını önleyebilir. Bu nedenle uyumlu veya takıntılı tutku bireyin yaşamında önemli bir rol oynamaktadır. Bu araştırmanın amacı Tutku Ölçeği’ni (Orgambídez-Ramos, Borrego-Alés, & Gonçalves, 2014) Türkçeye uyarlamak ve ölçeğin geçerlik ve güvenirlik analizlerini yapmaktır. Araştırmanın yöntemi: Araştırma yaşları 22 ile 54 arasında değişen 112 öğretmen üzerinde yürütülmüştür. Katılımcıların 63’ü erkek, 49’u kadındır. İlk aşamada ölçeğin İngilizce formu ölçek iyi düzeyde İngilizce bilen 4 öğretim üyesi tarafından önce Türkçeye çevrilmiş, daha sonra ise Türkçe formlar tekrar İngilizceye çevrilerek iki formun tutarlılığı dil ve gramer açısından incelenmiş ve denemelik Türkçe form elde edilmiştir. İkinci aşamada, Türkçe form psikolojik danışmanlık ve rehberlik ve ölçme değerlendirme anabilim dallarında görev yapan 3 öğretim üyesi tarafından tartışılmış ve son düzenlemeler yapılarak ölçek uygulamaya hazır hale getirilmiştir. Araştırmada ölçeğin geçerlik çalışmaları olarak yapı geçerliği kapsamında doğrulayıcı faktör analizi uygulanmıştır. Ölçeğin güvenirliği için iç-tutarlılık ve düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları incelenmiştir. Analizler LISREL 8.54 ve SPSS 17.0 ile yapılmıştır. Bulgular ve yorum: Yapı geçerliği için uygulanan doğrulayıcı faktör analizi sonucunda iki boyutlu (uyumlu tutku ve takıntılı tutku) ve 14 maddeden oluşan modelin iyi uyum verdiği bulunmuştur (x²= 110.40, sd= 71, RMSEA= .071, NNFI= .93, CFI=.95, IFI=.95, IFI=.95, SRMR=.073). Ölçeğin faktör yükleri .20 ile .96 arasında sıralanmaktadır. Ölçeğin iç tutarlılık güvenirlik katsayıları uyumlu tutku alt ölçeği için .86, takıntılı tutku alt ölçeği için .88 olarak bulunmuştur. Ölçeğin düzeltilmiş madde toplam korelasyonları .26 ile .81 arasında sıralanmaktadır. Bu sonuçlara göre Tutku Ölçeği’nin Türkçe formunun geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu söylenebilir. Bununla birlikte ölçeğin test-tekrar test güvenirliği ile uyum geçerliğini inceleyecek araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Tutku, geçerlik, güvenirlik 33 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ÖZERK İŞLEVSELLİK ÖLÇEĞİ TÜRKÇE FORMU’NUN GEÇERLİK VE GÜVENİRLİĞİ Ahmet AKIN, Ümran AKIN, Kafiye ERTÜRK, Abdullah YALNIZ, İbrahim DEMİRCİ Araştırmanın amacı: Psikolojide yapılan çalışmaların büyük bir çoğunluğu bireyin davranışlarının özerk ve kendi seçimlerine dayalı gerçekleşmesinin veya birey tarafından düzenlenmesinin çok sayıda psikolojik sağlık göstergesini yordadığı görülmüştür. Bu nedenle özerklik veya diğer bir deyişle otonom işlevsellik bireyin yaşamında önemli bir rol oynamaktadır. Bu araştırmanın amacı Özerk İşlevsellik Ölçeği’ni (Weinstein, Przybylski, & Ryan, 2012) Türkçeye uyarlamak ve ölçeğin geçerlik ve güvenirlik analizlerini yapmaktır. Araştırmanın yöntemi: Araştırma yaşları 25 ile 50 arasında değişen 171 öğretmen üzerinde yürütülmüştür. Katılımcıların 90’i erkek, 81’i kadındır. İlk aşamada ölçeğin İngilizce formu ölçek iyi düzeyde İngilizce bilen 5 öğretim üyesi tarafından önce Türkçeye çevrilmiş, daha sonra ise Türkçe formlar tekrar İngilizceye çevrilerek iki formun tutarlılığı dil ve gramer açısından incelenmiş ve denemelik Türkçe form elde edilmiştir. İkinci aşamada, Türkçe form psikolojik danışmanlık ve rehberlik ve ölçme değerlendirme anabilim dallarında görev yapan 5 öğretim üyesi tarafından tartışılmış vesondüzenlemeler yapılarak ölçek uygulamaya hazır hale getirilmiştir. Araştırmada ölçeğin geçerlik çalışmaları olarak yapı geçerliği kapsamında doğrulayıcı faktör analizi uygulanmıştır. Ölçeğin güvenirliği için iç-tutarlılık ve düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları incelenmiştir. Analizler LISREL 8.54 ve SPSS 17.0 ile yapılmıştır. Bulgular ve yorum: Yapı geçerliği için uygulanan doğrulayıcı faktör analizi sonucunda üç boyutlu (öz-tutarlılık, dışsal etkiye duyarlılık ve ilgi) ve 15 maddeden oluşan modelin iyi uyum verdiği bulunmuştur (x²= 154.55, sd= 84, RMSEA= .070, CFI=.91, IFI=.91, SRMR=.082). Ölçeğin faktör yükleri .35 ile .86 arasında sıralanmaktadır. Ölçeğin iç tutarlılık güvenirlik katsayıları öz-tutarlılık alt ölçeği için .79, dışsal etkiye duyarlılık alt ölçeği için .76, ilgi alt ölçeği için .83 ve ölçeğin bütünü için .72 olarak bulunmuştur. Ölçeğin düzeltilmiş madde toplam korelasyonları .42 ile .70 arasında sıralanmaktadır. Bu sonuçlara göre Özerk İşlevsellik Ölçeği’nin Türkçe formunun geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu söylenebilir. Bununla birlikte ölçeğin testtekrar test güvenirliği ile uyum geçerliğini inceleyecek araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Özerk İşlevsellik, geçerlik, güvenirlik DÜRÜSTLÜK ÖLÇEĞİ’NİN TÜRKÇE FORMU’NUN GEÇERLİK VE GÜVENİRLİĞİ Ahmet AKIN, Abdullah YALNIZ, Ümran AKIN, Fethi ŞUA Araştırmanın amacı: Dürüstlük, doğruları ve gerçekleri söylemek; samimi, güvenilir ve sadakatli olmak anlamına gelir. Kişilerarası ilişkilerde dürüst olmayan davranış ve tutumlar sergilemek, bireylerin kaliteli iletişim kurmalarını engelleyebilmektedir. Bu nedenle bireyin dürüst davranması bireysel ve sosyal yaşamında daha işlevsel ve sağlıklı olmasına katkı sağlamaktadır. Bu araştırmanın amacı Dürüstlük Ölçeği’ni (Orgambídez-Ramos, Borrego-Alés, & Gonçalves, 2014) Türkçeye uyarlamak ve ölçeğin geçerlik ve güvenirlik analizlerini yapmaktır. Araştırmanın yöntemi: Araştırma 139’u kız ve 174’ü erkek toplam 313 üniversite öğrencisinden edilen veriler üzerinde yürütülmüştür. İlk aşamada ölçeğin İngilizce formu ölçek iyi düzeyde İngilizce bilen 5 öğretim üyesi tarafından önce Türkçeye çevrilmiş, daha sonra ise Türkçe formlar tekrar İngilizceye çevrilerek iki formun tutarlılığı dil ve gramer açısından incelenmiş ve denemelik Türkçe form elde edilmiştir. İkinci aşamada, Türkçe form psikolojik danışmanlık ve rehberlik ve ölçme değerlendirme anabilim dallarında görev yapan 3 öğretim üyesi tarafından tartışılmış ve son düzenlemeler yapılarak ölçek uygulamaya hazır hale getirilmiştir. Araştırmada ölçeğin geçerlik çalışmaları olarak yapı geçerliği kapsamında doğrulayıcı faktör analizi uygulanmıştır. Ölçeğin güvenirliği için iç-tutarlılık ve düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları incelenmiştir. Analizler LISREL 8.54 ve SPSS 17.0 ile yapılmıştır. Bulgular ve yorum: Yapı geçerliği için uygulanan doğrulayıcı faktör analizi sonucunda tek boyutlu ve 8 maddeden oluşan modelin iyi uyum verdiği bulunmuştur (x²= 24.50, sd=,15, p=0.05, RMSEA= .046, NFI= .97, CFI= .99, IFI= .99, RFI= .94, GFI= .98, AGFI= .95, SRMR= .037). Ölçeğin faktör yükleri .11 ile .83 arasında sıralanmaktadır. Ölçeğin iç tutarlılık güvenirlik katsayısı .63 olarak bulunmuştur. Ölçeğin düzeltilmiş madde toplam korelasyonları .12 ile .51 arasında sıralanmaktadır. Bu sonuçlara göre Dürüstlük Ölçeği’nin Türkçe formunun geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu söylenebilir. Bununla birlikte güvenirlik katsayısı .70 ölçütüne göre biraz düşük bulunmuştur. Yine iki maddenin madde toplam korelasyon katsayıları .30 ölçütüne göre düşüktür. ölçeğin test-tekrar test güvenirliği ile uyum geçerliğini inceleyecek araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Dürüstlük, geçerlik, güvenirlik 34 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ZİMBARDO ZAMAN PERSPEKTİFİ ÖLÇEĞİ’NİN TÜRKÇE FORMU’NUN GEÇERLİK VE GÜVENİRLİĞİ Ahmet AKIN, Kafiye ERTÜRK, Abdullah YALNIZ, Ümran AKIN, İbrahim DEMİRCİ Araştırmanın amacı: Bu araştırmanın amacı Zimbardo Zaman Perspektifi Ölçeği’ni (Zhang, Howell, & Bowerman, 2013) Türkçeye uyarlamak ve ölçeğin geçerlik ve güvenirlik analizlerini yapmaktır. Araştırmanın yöntemi: Araştırma yaşları 25 ile 50 arasında değişen 171 öğretmen üzerinde yürütülmüştür. Katılımcıların 90’i erkek, 81’i kadındır. İlk aşamada ölçeğin İngilizce formu ölçek iyi düzeyde İngilizce bilen 6 öğretim üyesi tarafından önce Türkçeye çevrilmiş, daha sonra ise Türkçe formlar tekrar İngilizceye çevrilerek iki formun tutarlılığı dil ve gramer açısından incelenmiş ve denemelik Türkçe form elde edilmiştir. İkinci aşamada, Türkçe form psikolojik danışmanlık ve rehberlik ve ölçme değerlendirme anabilim dallarında görev yapan 4 öğretim üyesi tarafından tartışılmış ve son düzenlemeler yapılarak ölçek uygulamaya hazır hale getirilmiştir. Araştırmada ölçeğin geçerlik çalışmaları olarak yapı geçerliği kapsamında doğrulayıcı faktör analizi uygulanmıştır. Ölçeğin güvenirliği için iç-tutarlılık ve düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları incelenmiştir. Analizler LISREL 8.54 ve SPSS 17.0 ile yapılmıştır. Bulgular ve yorum: Yapı geçerliği için uygulanan doğrulayıcı faktör analizi sonucunda beş boyutlu (olumsuz geçmiş, olumlu geçmiş, şu anki kadercilik, şu anki hazcılık, gelecek) ve 15 maddeden oluşan modelin iyi uyum verdiği bulunmuştur (x²= 106.58, sd= 77, RMSEA= .048, CFI=.94, IFI=.95, GFI=.92, SRMR=.065). Ölçeğin faktör yükleri .45 ile .95 arasında sıralanmaktadır. Ölçeğin iç tutarlılık güvenirlik katsayıları alt boyutlar için sırasıyla .82, .69, .57, .76, .42, ölçeğin bütünü için .74 olarak bulunmuştur. Ölçeğin düzeltilmiş madde toplam korelasyonları .21 ile .82 arasında sıralanmaktadır. Bu sonuçlara göre Zimbardo Zaman Perspektifi Ölçeği’nin Türkçe formunun geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu söylenebilir. Bununla birlikte ölçeğin test-tekrar test güvenirliği ile uyum geçerliğini inceleyecek araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Zaman Perspektifi, geçerlik, güvenirlik SOSYOLOJİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ ELEŞTİREL DÜŞÜNME VE YARATICI DÜŞÜNME BECERİLERİNİ KAZANDIRMADAKİ ETKİLİLİĞİNİN BELİRLENMESİ (REYHANLI ÖRNEĞİ) Ali ÜNSAL Eğitim, toplumsal bir kurumdur. Eğitimin niteliğinin belirleyicisi eğitim programlarıdır. Uygulanan programların eksiklikleri giderildikçe, toplumdaki ve bilim alanındaki değişmelere göre yeniden düzenlendikçe; yani geliştirildikçe eğitimin niteliğinin de artması beklenir. Eğitim sistemi toplumsal gelişmeyi sağlayacak bireyler yetiştirirken, bu değişmelerden etkilenerek gerek toplumun gerekse çağın ihtiyaçlarına cevap verebilmelidir (Türkoğlu, 2004: 29). Dünyada yaşanan değişimi lehine çevirmek isteyen ülkeler eğitim sis-temlerini de bu doğrultuda yenilemek ve bu yenileşmeyi eğitim faaliyetlerine yansıtmakla yükümlüdürler. Dünyadaki hızlı değişim bireysel ve toplum-sal anlamda beklentileri de yükseltmektedir. Artık bireylerin temel düşünme biçimlerine ve temel biliş-sel becerilere sahip olmaları; eğitimin ise bu özelliklere sahip bireylerin ilgi, istek ve ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olması önemli bir gerekliliktir. Eğitim etkinliklerinin ve sonuçlarının belirleyicisi, eğitimin ana ekseni konumundaki öğretim programlarıdır. Ülke genelinde uygulanmaya başlanan yeni ortaöğretim programları ile öğrencilere kazandırılması hedeflenen bazı temel beceriler bulunmaktadır. Eğitimde kalitenin hedeflendiği, ortaöğretim 11.ve 12.sınıflarda uygulanan yeni programın etkililiğinin belirlenmesi yapılacak program geliştirme çalışmaları için önem taşımaktadır. Bu sebeple öğrencilerin uygulama hakkındaki görüşlerine gereksinim vardır. Bu çalışma ile eğitim sistemimizde ortaöğretimde yaşanan değişim 35 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir sürecinin etkililiğinin öğrenciler açısından belirlenmesi amaçlanmıştır; Sosyoloji Dersi Öğretim Programı ile kazandırılması öngörülen becerilerden eleştirel düşünme ve yaratıcı düşünme becerileri bu çalışmada ele alınmış ve öğrencilerin görüşleri doğrultusunda değerlendirmeler yapılmıştır. Düşünme, bazı sebepler karşısında iç dengesi bozulan bireyin kendisini rahatsız hissetmesi sonucu ve bu halden kurtulabilmek için gerçekleşen zihinsel süreçtir. Eleştirel düşünme ve yaratıcı düşünme genel-de birlikte anılmaktadır. Yaratıcı düşünme yeni bir fikri ya da tasarımı ortaya çıkarmak olarak kabul edilirken, eleştirel düşünme ise bütün bunların değerlendirilmesi ve sorgulanmasını karşılamaktadır Farklı amaçları olan farklı düşünme biçimleri bulunmaktadır. Yaratıcı düşünme yenilik arayan, sorunlara farklı çözüm yolları getirebilen buluşçu ve bireyin kendisine özgü düşünme biçimidir. Buradan hareketle yaratıcı düşüncenin en önemli özelliğinin farklılık olduğu söylenebilir. Bu araştırma ile Sosyoloji Öğretim Programında eleştirel düşünme ve yaratıcı düşünme becerilerini kazandırmadaki etkililiği belirlenmeye çalışılmıştır. Yöntem: Betimsel nitelikteki bu araştırmanın evrenini, 2013–2014 eğitim-öğretim yılında ortaöğretim öğretim programlarının uygulandığı Reyhanlı ilçesinde yer alan beş pilot okulda öğrenim gören 323, 11.ve 12.sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Evrenin tamamına ulaşılmaya çalışılmıştır. Ancak ölçeğin uygulandığı esnada çeşitli nedenlerle derse gelmeyen öğrencilere ulaşılamadığından bir kısım öğrenci araştırma kapsamı dışında kalmıştır ve 144 ölçek uygulanmıştır. Ulaşılan 144 öğrencinin işaretlemiş olduğu ölçeklerin uygun olmayanları değerlendirme dışında bırakılmıştır. Değerlendirmeye alınan ölçek sayısı 133 tür. Araştırma ölçeği hazırlanırken konuyla ilgili literatür incelenmiş ve bir madde havuzu oluşturulmuştur. Bu doğrultuda son şekli verilen ölçek geçerlik ve güvenirlik analizleri için Reyhanlı pilot uygulamanın yapıldığı beş okulun her birinden belirlenen sınıflara uygulanmıştır. Öğrenciler belirlenirken tek bir okuldan öğrenci seçimine gidilmemiştir. Ön analiz işlemlerinde 144 öğrencinin görüşleri alınmıştır. Ölçekte bulunan seçenekler ‘etkili’, ‘az etkili’ ve ‘etkisiz’ biçiminde sıralanmıştır. Faktör analizi sonucunda faktör yükü 30’un altında kalan maddeler ölçekten çıkarılmıştır ve 29 maddenin işler durumda olduğu görülmüştür. Verilerin analizinde aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri kullanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin Öğretim Programının eleştirel düşünme becerisini kazandırmasına ilişkin görüşlerinin toplam puan ortalaması 2,52 olarak saptanmıştır. Eleştirel düşünme becerisine ilişkin bulgular bütün olarak değerlendirildiğinde; öğrenciler programın kendilerine bu beceriye kazandırmada etkili buldukları söylenebilir. Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımının esas alındığı ve öğrenci merkezli öğretimin amaçlandığı yeni ortaöğretim programı ile öğrencilerde geliştirilmesi istenen bir diğer beceri de yaratıcı düşünmedir. Öğrencilerin SÖP’ün yaratıcı düşünme becerisini kazandırmada etkililik düzeyine ilişkin toplam puan ortalaması 2,49’dur. Yaratıcı düşünme becerisine ilişkin bulgular bütün olarak değerlendirildiğinde, öğrencilerin SÖP’ü kendilerine bu beceriyi kazandırmada etkili buldukları ifade edilebilir. SONUÇ VE TARTIŞMA: Araştırmayla ulaşılan sonuçlara dayanarak şu öneriler geliştirilmiştir: a) Araştırma ile eleştirel ve yaratıcı düşünme becerilerinin öğrencilere kazandırılması yönünde olumlu sonuçlara ulaşılmıştır. Bunu, çalışmanın yürütüldüğü okulların ilçe merkezinde bulunan pilot okulları oluşuna ve programın özenle uygulanışına bağlamak mümkündür. Bu nedenle benzer çalışmalar farklı yerleşim yerlerinde ve farklı sosyoekonomik çevrelerde bulunan okullarda da yürütülmelidir. Böylece programın uygulanmasında yaşanan olası sorunlu durumlar daha belirgin biçimde ortaya konabilecektir. b) SÖP uygulaması yapılan okullarda hedeflenen becerilerin ne ölçüde kazandırıldığı ortaya konmalıdır. c) Sosyoloji dersi öğretim programının eleştirel ve yaratıcı düşünme becerilerinin geliştirilmesinde ne ölçüde etkili olduğuna ilişkin nitel ve deneysel çalışmalar yapılmalıdır. d) Benzer becerilerin kazandırılmasında, Sosyoloji dersi dışında, diğer derslerin de etkisi üzerinde nicel, nitel ve deneysel çalışmalar yapılmalıdır. Böylece yenilenen ortaöğretim programı ile hedeflenen becerilerin program genelinde ne ölçüde kazandırıldığı daha derinlemesine ve farklı boyutlarıyla ortaya konmuş olacaktır. e) Mevcut çalışma öğrenci görüşlerine dayalı olarak yürütülmüştür. Benzer çalışmaların öğretmen görüşlerine dayalı olarak yapılmasında yarar bulunmaktadır. Anahtar Kelimeler: Beceri, Eleştirel Düşünme, Sosyoloji Dersi Öğretim Programı, Yaratıcı Düşünme 36 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ÖĞRETMEN YETERLİK ÖLÇEĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ Ali ÜNSAL Eğitimin yürütülmesinde temel işleve sahip öğretmenlerin gelişmelerle tutarlı bir şekilde yetiştirilmesi sorununun birçok araştırmaya konu olduğu gözlenmektedir. Artık öğretmen eğitiminde zamanla değişen ve çeşitlenen yeterliliklerin varlığı iyiden iyiye kendini hissettirmektedir. Öğretmenin kişisel özellikleri, öğrenme etkinliklerinin yöneticisi olarak yeterliliği, öğrenme sürecini izleme ve ders vermedeki yeterliliği, özgeçmişi, öğrenci ve diğer bireylerle ilişkileri sınıftaki başarısını etkiler. İçinde bulunduğumuz çağda nitelikli insan yetiştirmek çok önemli hale gelmiştir. Bu yetiştirme çabası içerisinde en önemli görev tabi ki öğretmene düşmektedir. Bu araştırmada “Öğretmen Yeterlik Ölçeği”nin Türkçe’ye uyarlama güvenirlik ve geçerlik çalışması yapılmış ve ölçeğin güvenirlik katsayısı 0,74 olarak bulunmuştur. Öğretmen Yeterlik ölçeğinin orijinal İngilizce metni önce Türkçe’ye çevrilmiş daha sonra geçerlik açısından faktör analizi, güvenirlik açısından da ölçeğin iç tutarlığı incelenmiştir. Bu çalışmanın ikinci boyutunda ise öğretmenlerin yeterliklerine ilişkin bulgular survey yöntemle gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın ölçeği, Hatay İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı 12 ilköğretim okulundaki 227’si bayan ve 182 erkek olmak üzere toplam 409 öğretmene uygulanmıştır. Araştırmada öğretmenlerin cinsiyeti, mesleki kıdemi, branşı, çalıştığı okul düzeyi ve öğretmenlerin çalıştığı okulun bulunduğu yerleşim yeri bağımsız değişkenleri açısından öğretmenlik yeterlik algıları incelenmiştir. Ölçeğin geliştirilmesi sürecinde ölçeğin içerisindeki maddeler için aritmetik ortalama ve standart sapmaları hesaplanmış, madde kalan ve madde toplam analizleri gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın sonucunda, öğretmenlerin cinsiyeti, kıdemi, çalıştığı okul düzeyi ve görev yaptığı okulun bulunduğu yerleşim yeri açısından anlamlı bir fark bulunmuştur. Öğretmenlerin branşı açısından ise anlamlı bir fark bulunmamıştır. Amaç: Bu araştırmada “Öğretmen Yeterlik Ölçeği”nin Türkçe’ye uyarlama güvenirlik ve geçerliliğini ortaya koymaktır. Yöntem: Öğretmen Yeterlik ölçeğinin orijinal İngilizce metni önce Türkçe’ye çevrilmiş daha sonra geçerlik açısından faktör analizi, güvenirlik açısından da ölçeğin iç tutarlığı incelenmiştir. Bu çalışmanın ikinci boyutunda ise öğretmenlerin yeterliklerine ilişkin bulgular survey yöntemle gerçekleştirilmiştir. a)Örneklem:Bu araştırmanın evrenini Hatay İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı ilköğretim okullarındaki öğretmenler oluşturmaktadır. Bu amaçla, Hatay ilinde bulunan 12 ilköğretim okulundan 309 öğretmen örnekleme atanmıştır. Araştırma kapsamındaki öğretmenlerin 227’si erkek 182’si bayandır. b)Veri Analiz Teknikleri: Ölçeğin geliştirilmesi sürecinde ölçeğin içerisindeki maddeler için aritmetik ortalama ve standart sapmaları hesaplanmış, madde kalan ve madde toplam analizleri gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Öğretmen yeterliği ölçeği Eğitim Programları ve Öğretim Alanından iki uzmana verilmiş, araştırmacıyla birlikte herkesin ayrı ayrı Türkçe formunu oluşturmaları istenmiştir. Elde edilen bu çevirilerin maddeleri karşılaştırılmış ve aynı çeviriye sahip maddeler belirlenmiştir. Bu maddelere, çevirilerinde fikir birliği sağlanamayan maddelerin farklı çevirileri de katılmış ve çeviri bu haliyle İngilizce bölümünden iki öğretim elemanına verilerek, İngilizceye çevirtilmiştir. Ölçek son halini almadan önce İngilizce ve Türkçe tüm formlar ölçme değerlendirme uzmanları ve araştırmacı tarafından incelenmiş ve çeviriler arasında büyük bir tutarlılık olduğu görülmüştür. Ölçek geliştirme sürecinde, ortalama, standart sapma, ranjı ve çarpıklık katsayıları belirlemiştir. Ölçeğin içerisindeki maddeler için aritmetik ortalama ve standart sapmaları hesaplanmış, madde kalan ve madde toplam analizleri yapılmıştır. Faktör analizi, değişkenler arasındaki korelasyonların, gözlenemeyen ortak faktörlerden kaynaklandığı varsayımına dayanmaktadır. Analiz, değişkenler arasındaki sapmaların daha az sayıdaki ortak faktörler tarafından açıklanması amacıyla geliştirilir. Analizde çoğunlukla korelasyon matrisi kullanılmakta, değişkenler arasındaki korelasyonların yüksek olması durumunda, faktör sayısı az olmakta ve toplam varyansın daha büyük bir ortak bölümü açıklanabilmektedir. Yapı geçerliliği için faktör analizi tekniği kullanılmıştır. Sonuç ve Tartışma: Bu çalışmada öğretmen yeterliği ölçeği Türkçe’ye uyarlanmış ve ilköğretim düzeyinde derslere giren öğretmenlerin yeterlilikleri cinsiyet, mesleki kıdem, yerleşim yeri ve okul düzeyi gibi değişkenler açısından incelenmiştir. Araştırma bulgularına dayanarak 10 ifadelik ölçeğin Türkçe formunun dil eşdeğerliliğine sahip, güvenilir ve geçerli bir ölçek olduğu söylenebilir. Bundan sonra yapılacak çalışmalar için, farklı örneklemler üzerinden ölçeğin içsel tutarlılığının geliştirilmesi ve geçerliliğinin sınanması önerilmektedir. 37 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir Geliştirilen bu ölçek öğretmenlerin tüm rol, yeterlik, performans ve düşüncelerini ölçen bir envanter değildir. Aracın ölçtüğü değişken yalnızca öğretmenin bir bütün olarak kendi yeterliğini nasıl algıladığıdır. Bu çalışmanın ikinci boyutunda gerçekleştirilen araştırma sonucu, cinsiyet, mesleki kıdem, çalışılan okulun bulunduğu yerleşim yeri ve okul düzeyleri açısından öğretmen yeterlikleri arasında anlamlı farklar bulunmuştur. Özelde bu farklılıklara bakıldığında: araştırmanın birinci bağımsız değişkeni olan cinsiyet değişkeni açısından erkek öğretmenler ile bayan öğretmenlerin yeterlik puan ortalamalarında anlamlı bir fark bulunmuştur. Bu sonuca göre bayan öğretmenlerin kendilerini erkek öğretmenlere göre daha yeterli buldukları sonucu ortaya çıkmıştır. Yeterlik algısı, tamamen kişinin kendi algısının ürünü olan bir durum olduğundan, özellikle bayan öğretmenler ile erkek öğretmenlerin yeterlik algısını etkileyebilecek özellikler olan, sosyal becerileri, bireyin kullandığı başa çıkma stratejileri gibi faktörler bu sonuçta etkili olmuş olabilir. Özellikle öğretmenlerin kişiler arası ilişkiler hakkındaki yeterlilik düşüncesi meslekleri açısından çok önemlidir. Kişiler arası ilişkilerde kişinin kendisini yeterli görmesinde etkili olabilecek sosyal beceri ile ilgili araştırmalar incelendiğinde bayanların erkeklerden daha yüksek düzeyde sosyal davranışları sergiledikleri görülmüştür. Bu sonuçlar bu araştırmanın bulgularını desteklemektedir. Anahtar Kelimeler: öğretmen yeterliği, öğretmen yeterlik ölçeği, Yeterlik ATIK NESNENİN SANAT EĞİTİMİNDE KULLANILMASI Firdevs SAĞLAM, Turan ENGİNOĞLU Bir maddenin kullanıldıktan sonra işe yaramayan kısmı olarak bilinen atık günümüz dünyasında önemli bir yere sahiptir. Çağın getirileri, doğal kaynakların hızla tüketilmesi, ek kaynak ihtiyacının doğması gibi unsurlar bu nesnenin ön plana çıkmasına neden olmuştur. Sanayiden gündelik hayata kadar birçok alanda kullanılan atık nesne 1960’lı yıllar itibariyle ise sanat alanında kullanılmaya başlamıştır. İlk olarak kübizm sanat akımı ile kullanılan bu nesne zamanla eğitimde de yer bulmuştur. Yaratıcılık özelliğinin geliştiği ders olan sanat eğitimi kapsamında bu nesne ile oluşturulan uygulamalar çocuğun bu objelerle ilişki içine girmesi, bunları kullanarak yeni bir şeyler üretmesi ve sonuç olarak bunlarla ilgili farkındalığın artması bakımından önemli bir yer tutmaktadır. Bu çalışmada sanat nesnesi olarak atık nesne, bunun sanat eğitimindeki yeri, birey ve toplum için önemi üzerinde durulmuştur. Çalışmanın amacı atık nesnenin sanat eğitimi ile kullanılmasının çocuklar üzerinde oluşturduğu etkileri ve kazanımları incelemektir. Araştırma kuramsal olup, yerli ve yabancı kaynaklar taranmış, edinilen bulgular yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Atık nesne, sanat eğitimi, yaratıcılık, üç boyut 38 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ÜSTÜN ZEKALI VE YETENEKLİ ÖĞRENCİLERİN DEYİMLERİ RESİMLEME ALGISI Emine Yurteri, Hüseyin MERTOL Bu çalışmada Bilim ve Sanat Merkezlerinde 10-12 yaş grubundaki öğrencilerin deyim algısının incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla veri toplamak için internet ve kütüphaneler kullanılmıştır. Ayrıca Bilim ve Sanat Merkezlerine devam eden 71 öğrenci çalışmanın örneklemini oluşturmuştur. Öğrenciler 10-12 yaş aralığında ve 5-7. Sınıf düzeyindedir. İstanbul Bilim ve Sanat Merkezi’nden 7 öğrenci, Samsun Bilim ve Sanat Merkezi’nden 7 öğrenci, Konya Bilim ve Sanat Merkezi’nden 13 öğrenci, Isparta Bilim ve Sanat Merkezi’nden 5 öğrenci, Gümüşhane Bilim ve Sanat Merkezi’nden 10 öğrenci, Malatya Bilim ve Sanat Merkezi’nden 29 öğrenci araştırmaya katılmıştır. Öğrencilerden Türk Dil Kurumu Atasözleri ve Deyimler Sözlüğündeki kendi istedikleri bir deyimi seçmeleri istenmiştir. Öğrencilerden seçtikleri deyimi kendi anladıkları anlama göre resmetmeleri beklenmiştir. Elde edilen resimler bir araya getirilmiş, öğrencilerin deyimleri gerçek anlamına göre mi yoksa mecaz anlamına göre mi resmettikleri tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda Bilim ve Sanat Merkezlerine devam eden 71 öğrenciden 54’ü deyimlerin kelime anlamını kullanarak deyimleri resmetmiştir. Deyimleri resmetmesi istenen öğrencilerin 6’sı deyimleri mecaz anlamına uygun olarak çizmiştir. Örneklem öğrencilerinden 11 tanesi deyimleri hem gerçek hem mecaz anlamına göre resmetmiştir.Örneklem içerisindeki öğrencilerden 6 tanesinin deyimleri soyut olarak, 54 ‘ünün somut olarak, 11 tanesinin ise hem soyut hem de somut olarak ifade ettiği görülmüştür. Yapılan gözlemler sonucu Bilim Sanat Merkezine devam eden öğrencilerin %15,5’i deyimleri hem gerçek hem mecaz anlamı ile yansıtmış, %8,5’i mecaz anlamına uygun, %76’sı ise gerçek anlamı ile ifade etmiştir. Anahtar Kelimeler: Algı, Deyimler, Üstün Zeka SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENİMİNE VE ÖĞRETİMİNE İLİŞKİN ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ Tekin ÇELİKKAYA Öğrencilerin Sosyal Bilgiler öğretmenlerinden beklentileri oldukça farklı ve geniştir. Öğ-rencilere toplumsal yaşamda gerekli olan bilgi ve becerileri kazandırmayı amaçlayan Sosyal Bilgiler öğretmenleri ve sosyal bilgiler dersi programının içeriği bu beklentilere cevap vere-bilecek niteliklere sahip olmalıdır. Sosyal Bilgiler Programı’nın öğrenme-öğretme süreci boyutunun kurumsal olarak etkin bir şekilde uygulanabilmesi için sürecin özneleri olan öğ-renciler tarafından değerlendirilmesi, bu değerlendirmelere göre de gerekli düzenlemelerin yapılması önem arz etmektedir. Araştırmada verilerinin toplanması amacıyla, nitel araştırma desenlerinden olgubilim (fenomenoloji) deseni kullanılmıştır. Bu araştırmada da Ortaokul 5., 6. ve 7.sınıf öğrencilerinin Sosyal Bilgiler dersininin öğrenimine ve öğretimine ilişkin görüşlerinin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Araştırma grubu 2012- 2013 öğretim yılında Kırşehir il merkezindeki öğretmenlik uygulaması dersinin yapıldığı 15 ortaokul arasından gönüllülük esası dikkate alınarak 5.,6. ve 7.sınıflardan toplam 43 öğrenciden oluşmaktadır. Sonuçta, öğrencilerin, sosyal bilgiler dersinde en çok keyif aldıkları etkinlikler sınıflara göre farklılık göstermektedir. 5.sınıflar gezi çalışmalarından, 6.sınıflar harita çalışmalarından ve 7.sınıflar ise en çok soru-cevap etkinliğinden keyif almaktadırlar. Öğrencilerin, Sosyal bilgiler dersinde kolay öğrendikleri konular sınıflara göre farklılık gösterirken bunların gerekçeleri benzerlik gös-termektedir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler Öğrenimi ve Öğretimi, Etkili sosyal bilgiler öğrenimi 39 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir DİSİPLİNLER ARASI (İNTERDİSİPLİNER VE PLÜRİDİSİPLİNER) EĞİTİM PROGRAMLARININ GÜNÜMÜZ SOSYOLOJİ BİLİM DALINA KATKISI Emine ASAN Günümüzde, sosyoloji bölümü yükselen bir bilim dalı ve görünürlüğü her geçen gün artan bir daldır. Günümüz sosyolojisinin disiplinler arası çalışmalara yöneldiği görünmektedir. Fransa sosyoloji eğitim enstitülerinde ve fakültelerinde bu gelişimler yer almaktadır. Eski bir tarihe dayanan fransız sosyolojisinin, son zalmanlarda, çağdaş sosyolojisinde, gittikçe interdisipliner, yani disiplinler arası çalısmalar yer almaktadır. Tarih, Antropoloji, etnoloji, simge etüdleri, felsefe, psikoloji ve edebiyat alanlarından gelen teoriler, sosyoloji alanını tamamlamaktadır. Günümüz sosyolojisi artık tek alanlı bir bölüm değildir, eğitim programlarında farklı disiplinlerin eğitilmesi görünmektedir. Ayrıca Uzun yıllar boyunca fransa sosyolojisini tanımlayan tek teorik tutumluğu gittikçe kalkmaktadır. Örneğin bazı büyük sosyologların temsil ettiği teorilerin birleşebileceği gittikçe kabul bulmaktadır. (Levi-stauss’un strüktüralizimi, Weber’in kavrayıcılık sosyolojisi, Durkheim’in determinizim teorisi, Bourdieu’nun habitus kavram teorisi,...) Bunun yanı sıra günümüz eğitim programlarında olağanlık felsefesi, antropolojiyi ve tarihi içeren bir sosyoloji alanın ilerlediği görünmektedir. Ayrıca tek yöntemli araştırma metodlarının eksik olduğu anlamıstır. Bir araştırmanın eksizsiz olmasını gerektiren (nitel ve nikel analiz metodlarının tümü) yöntemin tüm metodların çapraz bir şekilde kulanmalarının yararlı olduğu anlaşılmıştır. Ayni ankette gözetme, anket ve görüşme metodlarının kulanılması, ve çapraz bir analizin yapılması her bakış alanından bir konunun icelenmesi somut ve eksiksiz sonuçlar yaratmaktadır. Bunun yanı sıra etimoloji ve simge incelemelerinin olması, araştırmalara ayrıca kavramsal bir katkı oluşturmaktadır. Anahtar Kelimeler: Disiplinler arası, çapraz analiz yöntemleri, sosyoloji eğitimi PROJE MERKEZLİ PROGRAM MODELİ UYGULAMASI-KÜLÜRÜEL KOD:PARADOKS SANAT PROJESİ C. Arzu AYTEKİN Bu araştırmada, Sanat Eğitiminde Proje Merkezli Program Modeline dayalı, Lisans Programı, Resim Anasanat Atölye dersi uygulaması, Kültürel Kod: Paradoks kavramı çıkışlı, canlı resim performansı ve grup sanat projesi incelenmektedir. Sanat Projesi’nde uygulamada ilk olarak, proje fikri oluşturularak ve bu fikri en iyi biçimde modelleyerek ya da planlayarak atölye çalışmalarına başlanmıştır. Projede yeralacak tüm öğrencilere, proje yürütücüsü öğretim elemanı tarafından, önceden tüm planlama ve işlem basamakları, temel faaliyetler ve de kavram çıkışlı grup uygulamalarına ilişkin ön bilgiler sunulmuştur. Atölyede, temel resim malzemeleri ile proje tasarımı, ilk aşama taslak çizimleri yaptırılmıştır. Kültürel Kod: Paradoks başlıklı, Sanat Projesi, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi, Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı, Resim Anasanat Atölye dersi kapsamında, bir dönem içerisinde, 3. sınıf düzeyinde atölyede öğrenim gören, dokuz öğrenci ile birlikte, 2013-14 Öğretim Yılı, Bahar Dönemi’nde gerçekleştirilmiştir. Proje işlem basamakları düzenli olarak fotoğraflanarak kaydedilmiştir. Proje sonucunda oluşturulan eser (ürün) sürekli olarak, Eğitim Fakültesi Kampüsü içerisinde sergilenmektedir. Uygulama öğrencilerin, proje merkezli program modeline dayalı sanat eğitimi kapsamında, proje ile ilgili verilen temel bilgilerle, kavram çıkışlı, canlı performansa dayalı grup sanat projesinde, disiplinlerarası sanatsal bir işi, iyi bir planlama ve işlem sonucu pratikte de oluşturabileceklerini ortaya koymuştur. Anahtar Kelimeler: Kültürel Kod, Paradoks,Performans, Resim,Sanat Eğitimi, Proje Modeli 40 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir OKULÖNCESİ DÖNEMDE ÇOCUĞU OLAN BABALARIN ÇOCUKLARININ EĞİTİMLERİNE KATILIM DÜZEYLERİNİN ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ Songül GİREN, Muhammed ÖZTÜRK, Nilperen ÖZCAN KOÇAK, Demet ÖZCAN Bu araştırmanın amacı, okul öncesi dönemde çocuğu olan babaların, çocuklarının eğitim sürecine katılımlarının çeşitli değişkenler açısından incelenmesidir. Araştırmanın evrenini Aksaray il Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı anaokulları ve anasınıfları oluşturmaktadır. Çalışma grubunu ise tesadüfî örnekleme yöntemiyle belirlenen Hacı Ömer Usluer ve Vali Ferit Ünal anaokulu ile Karacaören İlkokulu ve 125. Yıl anasınıfına devam eden 3-6 yaş grubu çocukların babaları oluşturmaktadır. Veri toplama sürecinde 253 babaya ulaşılmıştır. Araştırmada; babalar ve çocukları ile ilgili bilgilerden oluşan “Kişisel Bilgi Formu” ve Hawkins ve arkadaşları (2002) tarafından geliştirilen “Baba Katılım Ölçeği” (Inventory of Father Invelvoment) kullanılmıştır. “Baba Katılım Ölçeği”nin Türkçeye uyarlaması Ünlü (2010) tarafından yapılmıştır. Araştırmanın verileri SPSS 18.0 paket programında uygun teknikler kullanılarak analiz edilecektir. Analiz sonuçları literatürdeki bilgiler ışığında tartışılarak araştırmacıların dikkatine sunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Okulöncesi eğitim, baba katılımı, baba katılım ölçeği TARİH ÖĞRETİSİNDE SOSYOLOJİNİN YERİ Adem KARA Tarihi sadece olaylar bütünü olarak algılamak ve değerlendirmek büyük bir yanılgı olacaktır. Tarihte olaylardan çok olgular üzerinde durulması gerekliliği ortadadır. Yaşanmış ve tarihe mal olmuş olayların salt bir şekilde sıralanarak öğretiminin hiçbir fayda sağlamayacağı da ortadadır. Bu şekilde bir öğretinin hedef kitle de yarattığı memnuniyetsizlikte ortadadır. Ezberci bir tarih anlayışından uzaklaşmak adına diğer bilimlerle kurulan ilişkilerin önemi gün geçtikçe daha da belirginleşmektedir. Bilimlerin bağımsız birer alan olarak ortaya çıkmaları ve her disiplinin kendi prensipleri ile ortaya koymaya çalıştığı bulgulardan istifade edilerek yapılacak yorumların daha sağlıklı olacağı kesindir. Tarih bilimi içinde sosyoloji önemli istifadeler sunmaktadır. Olayların olgularını ortaya koyma sürecinde toplumların, en küçük yapı taşı olan aileden başlayarak değişen hususiyetlerini algılamak değerlendirmelerimizde isabet yüzdemizi artıracaktır. Olayların kuru bir şekilde anlatılmasının yarattığı hoşnutsuzluğu ortadan kaldıracağı gibi ezberci tarih algısını da yok edecektir. Olayın geçtiği toplumun hususiyetlerinin belirlenmesi ve o çerçevede yapılacak değerlendirmelerin özellikle bizim gibi pek çok kültürel, sosyal ve etnik zenginliğin ifadesi noktasında sosyoloji bilminin sağlayacağı katkı ile yazılacak tarih çalışmalarının kıymetide önemli olacaktır. Çalışmamız, Tarih eğitiminde Sosyolojinin yerini ve önemini algılatmaya yönelik bir çaba içinde olacaktır. Anahtar Kelimeler: Tarih, Eğitim, Sosyoloji, Toplum, Bilim 41 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir DEĞERLER EĞİTİMİNDE KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Emine ALTUNAY ŞAM Değerler Eğitiminde Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Değerler bir sosyal grup veya toplumun kendi varlık, birlik, işleyiş ve devamını sağlamak ve sürdürmek için üyelerinin çoğunluğu tarafından doğru ve gerekli oldukları kabul edilen ortak düşünce, amaç, temel ahlaki ilke ya da inançlardır. (Yeşil, Aydın, 2007). Değerler; davranışları yönlendiren birer güdüdürler. Değerler pek çok alanda toplumsal hayatı düzenleyen hedeflerdir. Bu hedefler toplum bireyleri tarafından ortaklaşa kabul gören ve davranışa dönüştürülmesi beklenen belirleyici ilkelerdir. Toplumsal değerler toplumları birbirinden farklılaştırırken, evrensel değerler tüm insanlığı birleştiricidir. Değerler eğitimi yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Aile eğitimi, din eğitimi, çevre, kitle iletişim araçları değerler eğitiminde ve davranışa dönüştürülmesinde önemli olmakla birlikte en önemli görev ve sorumluluk kurumsal eğitim sisteminin payına düşmektedir. Okullarda, başta sosyal bilgiler dersi olmak üzere çeşitli derslerin müfredatı konuyla da ilişkilendirilerek değer kazanımlarına yer vermektedir. Öğretmenler bu konuda önemli bir role sahiptir. Öğretmenlerin kullandıkları yöntem ve tekniklerle müfredatla ilişkilendirilen değerleri davranışa dönüştürme konusunda deneyimli ve kararlı olmaları gerekir. Öğrencilerin bilişsel ve duyuşsal değer becerilerini pekiştirmeleri için okul ve ailenin desteğini de almaları gerekir. Bu çalışma, değerler eğitiminin önemine dikkat çekmek amacıyla yapılmıştır. Bireylerin değerleri içselleştirmiş olması ve davranışa dönüştürebilmesi o toplumun varlığı, düzeni ve bekası için önemli ve gereklidir. Toplumu toplum yapan değerlerin aktarılamaması önemsenmemesi, benimsenmemesi toplumsal yozlaşmayı beraberinde getirir ki bu da çöküşün en önemli sinyallerinden biridir. Zira medeniyetlerin çöküşü sadece büyük savaşlar yıkıcı doğal felaketlerle sınırlı değildir. Toplumlardaki değerlerin çöküşü ile meydana gelen sosyal çözülme yok olmanın en birinci amillerinden biridir. Yirminci yüzyıldan itibaren bilim ve teknolojideki baş döndürücü gelişmeler ve değişim, bu değişimlerin ortaya çıkardığı birtakım olumsuzluklar toplumları ciddi bir şekilde etkilemektedir. Bugün gelişen ve değişen dünyada, hızla artan sosyal problemler, şiddet olayları, cinayet, terör, intihar, hırsızlık, uyuşturucu, hoşgörüsüzlük, sorumsuzluk, saygısızlık gibi olumsuz durumlardan hem toplumlar hem de genç nesil etkilenmektedir. Dünyada ve ülkemizde sıklıkla tanık olduğumuz bu problemler günümüz insanlığının ciddi bir şekilde değer erozyonu ile karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Bunun nedeni büyük ölçüde toplum bireylerinde çocukluk döneminden itibaren gerek formal gerekse informal düzeyde yerleştirmeye çalıştığımız ahlaki ve toplumsal standartları inşa etmekte karşılaştığımız güçlüklerdir. Diğer bir ifadeyle istenilen hedefe ulaşılamamaktadır. Araştırmada değerler eğitimindeki başarısızlığı, dayandırdığımız toplumsal sorunlarla ilişkilendirirken, bunun nedenleri de deneysel araştırmaların bulgularıyla değerlendirmeye çalışılacak ve etkili bir değerler eğitimi için çözüm önerileri sunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Değerler eğitimi, sosyal bilgiler dersi, öğretmen, toplumsal sorunlar, çözüm 42 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir 7. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN EVLİYA ÇELEBİ VE SEYAHATNAMESİ’NE İLİŞKİN ALGILARININ İNCELENMESİ Turhan ÇETİN, Ayşegül ÇELİK Araştırma, Sosyal Bilgiler 7. Sınıf öğretim programında yer alan, Türk Tarihinde Yolculuk ünitesinin kazanımları içerisinde bulunan Seyahatnamelerden Hareketle Türk Kültürüne ait unsurları örneklendirir, kazanımından yola çıkarak 7. sınıf öğrencilerinin Evliya Çelebi ve Seyahatnamesi’ni nasıl algıladıklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, 7. Sınıf öğrencilerinin Evliya Çelebi ve Seyahatnamesi’ne ilişkin geliştirdikleri metaforlar ve açık uçlu algı soruları incelenmiştir. Bu araştırma nitel araştırma deseninin tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubu; Türkiye İstatistik Kurumu’nun sosyoekonomik düzey (SED) verileri göz önünde bulundurularak, 2014-2015 eğitim-öğretim yılı güz döneminde Ankara ili merkez ilçelerinden üst, orta ve alt SED’esahip üç ortaokulda çalışmaya katılan 235 (118 kız-117 erkek) 7. Sınıf öğrencisinden oluşmaktadır. Öğrencilerden elde edilen verilerin çözümlenmesinde ve yorumlanmasında nitel araştırmada yer alan içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Yapılan araştırma sonucunda; araştırmaya katılan 118 kız öğrenciden 99 geçerli metafor, 117 erkek öğrenciden ise 78 geçerli metafor, ortak özellikleri dikkate alınarak farklı kavramsal kategori altında toplanmıştır. Yine öğrencilerin algılarını ölçmek için kullanılan, 5 adet açık uçlu algı sorularını ise, 118 kız ve 117 erkek öğrenci cevaplandırmıştır. Bunlardan her bir soru ayrı ayrı içerik analizine tabi tutularak çözümlenmiş ve yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Evliya Çelebi, Seyahatname, Metafor, Algı. BİR EĞİTİM KURUMU OLARAK BAUHAUS’UN GÜNÜMÜZ GÖRSEL TASARIM ANLAYIŞINA GETİRİLERİ Elvan KANMAZ 20. yüzyıla gelene dek savunulan akademik sanat eğitimi anlayışı, dönemin siyasi ve ekonomik şartları altında, Almanya’nın Weimar kentinde kurulan Bauhaus ile değişmeye başlamıştır. Akademizmi savunan gelenekselci okulların aksine, yenilikçi bir anlayışla eğitim hayatına başlayan Bauhaus, içinde bulunulan yüzyılı ve sonrasını derinden etkilemiştir. Bu kısa ömürlü okulun dünyayı bu kadar etkilemesinin nedenleri arasında; Endüstri Devrimi sonrası başlayan 20. yüzyıl çağdaş insanının nasıl eğitilmesi gerektiği sorunsalına verdiği cevap ve multidisipliner bir anlayış ile günün tasarım sorunlarını çözeceğine olan inancı vardır. Zanaatla ve sanatla uğraşan kişileri aynı yapıda usta-çırak ilişkisi içerisinde buluşturan Bauhaus, günümüz okul sisteminin de temellerini atmıştır. Kendine görev edindiği farklı eğitim sistemi, tüm dünyadaki okul yapılarına ilham kaynağı olduğu gibi, ülkemizden gönderilen eğitimciler tarafından yerinde gidip incelenmiş ve model olarak günümüz eğitim kurumlarına temel olarak konumlandırılmıştır. Okulun görsel tasarım anlayışına getirdiği yenilikler, günümüzün anlamlandırılması açısından oldukça önemlidir. Bildirinin ana eksenini Bauhaus’un tasarım anlayışının örnekler yoluyla incelenmesi oluşturmaktadır. Ayrıca sonuç kısmında tespit edilen yeniliklere maddeler halinde yer verilecektir. Araştırmanın yöntemi; literatür taraması, grafik tasarım incelemesi olarak belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Bauhaus, sanat eğitimi, zanaat, multidisipliner eğitim 43 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SES TEMELLİ OKUMA YAZMA ÖĞRETİM YÖNTEMİNE İLİŞKİN ARAŞTIRMA SONUÇLARININ İNCELENMESİ Muhammet BAŞTUĞ, Bahattin ERKUŞ Nitelikli bir okuma yazma eğitiminin bireyin hayatındaki önemi tartışılmazdır. Okuma yazma eğitiminin niteliği de süreçte yer alan öğretmen, fiziki şartlar, kullanılan yöntem, hazırbulunuşluk gibi değişkenlere bağlıdır. Öğrencinin doğru, hızlı ve anlayarak okuması konusunda en önemli değişkenlerden biri de okuma yazma eğitiminde kullanılan yöntemdir. Bu çalışmada 2005-2014 yılları arasında ses temelli yılları arasında ses temelli cümle yöntemine ilişkin yapılan çalışmaların sonuçlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma nitel araştırma yönteminde yer alan desenlerden durum çalışmasına bağlı olarak yürütülmüştür. Çalışma sonucunda ses temelli cümle yönteminin, okumaya geçiş süresi açısından olumlu; bitişik eğik yazı ve okuduğunu anlama açısından olumsuz olduğu bulgularına rastlanmıştır. Okuma hızına ilişkin araştırma sonuçlarında ise olumlu ve olumsuz bulgular birbirine yakın çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: İlk okuma yazma öğretimi, Ses Temelli Cümle Yöntemi 44 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir BALKAN DİLLERİNDE KULLANILAN“TÜRKÇE’DEN GELEN KELİMELER” TERMİNOLOJİSİ İLE İLGİLİ SORUNLAR Lındıta XHANARI (LATIFI) Çalışmamızda Türkçe’nin etkisi olduğu dillerinde kullanılan terminolojideki “Türkçe’den gelen kelimeler” ifadesinivegerçeğedahayakınolanbirterminolojiiledeğişmesiningerekliliğiniaçıklamayaçalışacağız.Elealacağımız konular şunlardır: 1. “Orientalizm (orientalism, orientalisme)” teriminin “turkizm (turkism, turquisme)” terimi ile değişmesinin gerekliliği. 2. “Arkaizm (archaism, archaisme)” ve “barbarizm (barbarism, barbarisme)” terimlerinin “historizm (historism)” terimi ile değişmesinin gerekliliği. Şahsen Arnavutça ve diğer Balkan dillerindeki (Boşnakça, Hırvatça, Sırpça, Makedonca, Romenca, Bulgarca ve Yunanca) Türkçe sözcüklerinin incelenmesiyle 20 yıldır ilgileniyorum. Bu yıllar boyunca ve özellikle son yıllarda Balkan Dillerindeki Orta Türkizmalar Sözlüğünü hazırlarken, Türkçe’den gelen sözcüklerin adlandırılmasıyla ilgili yanlış terminolojinin kullanıldığını farkettim. Hatta yanlış olan bu terminoloji kötü niyetle bu şekilde kullanılmaktadır. Türkçeden gelen sözcüklerin yanlış adlandırılması, ve en kötüsü pejoratif anlamsal renkler atarak kötü niyetli bir terminoloji ile adlandırılması, hem bu dillerin dilbilimsel gerçeğini deviriyor hem de Osmanlı İmparatorluğu egemenliği altında yaklaşık 500 yıl bir süre için birlikte yaşayan halkların psikolojik durumlarını olumsuz olarak etkilemektedir. Dolayısıyla, Türkçe’den gelen sözcükler hakkındaki yanlış terminolojinin kullanımı, birlikte yaşanmış tarihinin anlatımına yanlış beyanlar getirmektedir. Bu şekilde birlikte yaşadığımız o ortak tarih, son bulmayı bilmeyen düşmanlık ve savaşlar tarihine dönüşmektedir. Türkçe 5 asırdır Balkan dilleri sözlüğünün zenginleşmesine katkı sağlayan en önemli kaynaklardan biri olmuştur. Birkaç Balkan dilbilimcileri, bu sözcüklerin çoğunun farsça ve arapçadan geldiğini açıklayarak onlar için “orientalizma” terimini kullanıyorlar. İlk bakışta böyle bir terimin kullanımı çok normal olarak görünmektedir. Çünkü Türkçe aslında bu sözcüklerin bir kısmını Arapça ve Farsça’dan almıştır. Ama bu sözcüklerin Balkan dillerine giriş dönemini ve böyle bir terimin seçilmiş nedenini detaylı bir şekilde incelemeye kalkarsak, böyle bir terimin hem yanlış olduğunu hem de kötü niyetli bir teim olduğundan emin oluruz. Bu konuyla ilgili iki soru sorarak kendi açımızdan açıklamaya çalışacağız. 1. “Orientalizma” (orientalism, orientalisme) teriminin kullanımı neden yanlıştır? 2. Türkçe’den gelen sözcükleri için “orientalizma” terimi hangi amaçla kullanılmaktadır? 3. Neden “arkaizm (archaism, archaisme)” ve “barbarizm (barbarism, barbarisme)” terimlerinin “historizm (historism)” terimi ile değişmesi gerekir? Balkan Dillerindeki Ortak Turkizmalar Sözlüğü çalışması esnasında turkizmalarla ilgili birçok Balkan dil bilimcinin çalışmasını araştırma ve değerlendirme fırsatına sahip olduk. Maalesef, turkizmaların bir kısmına yapılmış tanımlama ve etiketlemelerin tamamen yanlış ve dil kullanımının dışında olduğunu tespit ettik. Bu durumda önemli sayıda Balkan dillerine girmiş turkizmların arasında “arkaizm (archaism, archaisme)” teriminin ve daha da kötü biçimde “barbarizm (barbarism, barbarisme)” teriminin kullanımı ile, karşı karşıya gelmiş olduk. Bildiğimiz gibi arkaizm kelimesi Yunanca’dan gelmektedir “áoxatos” ve anlamı “eski” dir. Arkaizmalar genellikle eski kelimeler olarak ya da eski kelime olmasından dolayı kullanımdan düşmüş veya düşmekte olan, sözlüğün aktif sınıfından, pasif sınıfına geçerek, yavaş yavaş tamamen kaybolmaya yüz tutmuş olarak tanımlanmıştır. “Barbarizm” teriminden ise gereksiz, çirkin, yerel dili bozan kelimeler anlaşılır ve dolayısıyla bunların tamamen kaybolmasına dek çaba sarf etmek gerekmektedir. Bu terimin kullanımı bu dillerdeki turkizmaların yok olmasını hedeflemektedir. “Historizma” terimi ile adlandırılması gereken bu kelimeler nitelendirmiş oldukları konu ve anlamları yok olmasına rağmen asırlardır dilde yer almaya devam etmektedirler. Dönemin renklerini, olayların geliştiği ortamını, kahramanların çağını anlatmak için kullanılmaktadırlar. “Arkaizma” ve “Barbarizma” olarak adlandırılan bu sözcükler ve anlamalarının belli bir dönemde solup, Türkçe’den aldıkları dillerin köşelerinde sokulmuş gibi gözükse de, taşıdıkları anlamlarla her anda güçlü bir dilsel potansiyeline sahip oldukları için, patlayarak vazgeçilmez hale dönüşürler. Bu sebepten dolayı sayısı nispeten fazla olan bu kelime grubu “historizma “ olarak adlandırılmaya hak ediyorlar. Sonuç olarak, Türk türkolojisi, Türkçeden alınan sözcüklerin adlandırılması konusunda Balkan ülkelerin dilbilimlerince kullanılan bilimsel terminolojisinin değiştirme imkanlarına sahiptir. Türk türkolojisi, Türkçenin diğer dillere yüzyıllardır ilettiği sözlük zenginliğini yansıtacak ve Türkçeye değer kılacak bir terminolojinin konulmasına etkilemek zorundadır. Anahtar Kelimeler: Türkçe, Historizm, Orientalizm, Turkizm, Arkaizm 45 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir LİSELERİMİZDE YAZILI ANLATIM ÇALIŞMALARINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR Rasim ÖZYÜREK Liselerde öğrencilere düşündüklerini, duyduklarını, görüp yaşadıklarını tam ve eksiksiz olarak anlatma alışkanlığını kazandırmak biz edebiyat öğretmenlerinin en önemli görevleri arasındadır. Öğrencilerinize doğru yazmayı öğretmemiz gerekir. Başta cümleyi oluşturan öğelerin yerli yerinde cümle içinde yer alması gerekir. Öğrencilerimize doğru yazı kavramını göstermek önem arzeden bir konudur.Bunları öğrencilere öğretmemizde yarar görüyoruz. Öğrencilerimize bu konuları derslerin başlamasında ögretilmelidir.Bunu büyük bir zevkle öğrencierimize öğretmeliyiz. Kompozisyonlarda özellikle açıklık, anlaşılırlık kadar doğru ve iyi yazının süsten uzak olması da aranılan özelliklerdendir. Yazılı kompozisyonlarda her sözcüğün bir işlevi olduğunu, gereksiz ve doldurma sözcüklerin anlatımın soluğunu tıkayacağını öğrencilerimize daima göstermeliyiz. Öğrencilerin yazı yazmaya özen göstermeleri biz edebiyat öğretmenleri tarafından daima istenmelidir Bu önem verilmesi gereken bir etkinliktir. Bunu öğrencilere sezdirmeliyiz.. Öğrencilerinizin yazılarını kendi kendilerine düzeltmelerini istemede yarar var. Bir yazı belirli açılardan öğrenciler tarafından okunursa daha iyi olur. Öğrencilerinizin yazmış oldukları kompozisyonlarını düzeltme biz edebiyat öğretmenleri için en güç işlerdendir.Bilindiği gibi öğrencilerinizin konuşmaları, yazıları onların kişiliğini yansıtan bir ayna gibidir.Edebiyat öğretmeni olarak yerinde olmayan, yanlış bir düzeltme ya da yönlendirme gelişme durumunda olan bir zihni bir duyarlığı dondurur.1. Öğrencinin gelişmesini engeller. 2.Yerinde ve doğru yapılan bir düzeltme ve yönlendirme de düşünce ve duyarlığın gelişip serpilmesine olanak sağlar: Öğrencilerin yazmış oldukları kompozisyonlara bir çeki düzen vermede yarar var.Şimdi kâğıt düzenine göre öğrencilerimizin uyması gereken kurallara bir göz atalım. Öğrencilerimizin yazmış oldukları kompozisyonlarda öğrencilerimize soracağımız sorular üzerinde duralım. .Öğrenciler yazılı kâğıdında üst, alt, sol, ve boşluklarını yeterli ölçüde boşluk bırakmadıklarını görüyoruz. Acaba öğrenciler kompozisyonlarında boşluklar bırakmış mı? bı 1. Üst boşluk 5,6 cm., alt ve sağ boşluk 1.5, 2 cm, sol boşluk 2.5, 3 cm kadar bırakmış mı? 2. Yazıya bir başlık koymuş mu? Başlığı başlık kurallarına göre hazırlamış mı? Başlık kısa, ilgi çekici ve konuya uygun olmalıdır. Başlıklar büyük harfle yazılmalıdır. Veya her sözcüğün ilk harfi büyük yazılmalıdır. Ancak ve, ile durumundaki bağlaçlar küçük harfle başlamalıdır. 3. Öğrenciniz paragraf başlarını içerden ve tümünde eşit boşluk bırakarak başlatmış mı? 4. Kompozisyonu yazan öğrenciniz kendiyle ilgili bilgileri (Ad, soyadı, okul, öğrenci numarası, sınıf vb.) kâğıdın uygun olan yerine yazmış mı? 5. Öğrenciniz düzgün ve okunaklı bir yazı yazmış mı? Şimdi konuya ve İçeriğe Yönelik Sorular soralım. 1.Öğrenci konuyu sınırlandırmış mı? Konu açık seçik bir biçimde anlaşılmış mı? 2. Yazının başlığı ile konu arasında bir kan bağı var mı?Bir ilişkiyi görebiliiyor muyuz? 3. Konuyu belirli bir amaç cümlesine( ana düşünce) bağlamış mı Amaç cümlesi yazının neresinde yer almış? Bu açık ve belirgin mi? 4.Ana düşünce yani amaç cümlesi yardımcı düşüncelerle geliştirilmiş mi? 5.Öğrencinin yazılı kâğıdında söylediği ifade ettiği veya savunmaya çalıştığı düşüncenin ilginç bir yanı var mı? Yoksa herkesçe bilinen orta malı düşünceler mi? 6.Öğrenciniz düşüncelerini inandırıcı kılmış mı, bunu açıklayıp geliştirmek için düşünceyi geliştirme yollarından tanımlama, örneklendirme, karşılaştırma, alıntı yapma, ve tanık gösterme, nesnel verileri kullanmış mı? Plana Yönelik Sorular: 1. Öğrenciler yazılı kompozisyonlarında anlatmak istediklerini ilgi ve önem derecesine göre sıralamış mı? 2. Bir düşünceden ötekine doğal ve mantıksal bir akış içinde geçmiş mi?Düşünceleri arasında doğal bir bağlantı kurmuş mu? 3.Her paragrafın bir düşünce birimi olduğu gerçeğini göz önünde bulundurmuş mu? Her düşünceyi bir paragraf içinde geliştirmiş mi?Bir paragrafa birden çok düşünce geliştirmeden kaçınmış mı? Dil ve Anlatıma Yönelik Sorular: 1.Giriş paragrafının diğer paragraflara göre daha değişik bir işlevi olduğu gerçeğini yazıya yazarken hatırlamış mı? Giriş paragrafında okuyucunun ilgisini çekecek ve konuyu çarpıcı bir biçimde ortaya koyacak yollara başvurmuş mu? Girişte okuyucunun ilgisini çekecek bir atasözü, bir özdeyiş ya da fıkradan yararlanarak konuya girmiş mi? 2.Konu dışına çıkmaktan kaçınmış mı? 3. Cümleler açık ve anlaşılır bir nitelik taşıyor mu? 4. Gereksiz sözcükler kullanmış mı? 5. Yazıda dil ve anlatım yönünden bir bütünlük taşıyor mu? Cümlelerinde eylemleri kip yönünden anlatmayı istediği doğrultuda biçimlendirmiş mi? 6.Hangi anlatım biçimini seçmiş? Açıklama, tartışma, öyküleme, betimleme bunlardan hangisini seçmiş. Bu uygun mu? 7.Kullanımdan düşmüş eskimiş 46 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir sözcüklere yazılı çalışmalarında yer vermiş mi? 8.Konuya göre sözcükleri seçebilmiş mi? Noktalama Yazıma Yönelik Sorular: 1. Öğrenciniz noktalama işaretlerini yerli yerinde kullanmış mı? 2. Deyimleri, terimleri, ikilemeleri kuralına uygun biçimde yazabilmiş mi? 3. Özel adları yazım kurallarına uygun bir biçimde yazmış mı? 4.Bitişik yazılması gerekli bileşik sözcükleri bitişik yazmış mı? 5.Soru eki mi, mu,mü,mısınız, müsünüz, dahi anlamında kullanılan de, da eklerini ki’leri ayrı yazmış mı? 6.Sözcüklerin yazımında sessiz benzeşmesi kuralına bağlı kalmış mı? ÖZ ELEŞTİRİ YAPMA ALIŞKANLIĞINI OLUŞTURMA Öğrencilerinizin yazıkları kompozisyonlar üzerinde onları değişik açılardan düşündürünüz. Onlarda öz eleştiri yapma alışkanlığını kazandırın. 45 dakikalık bir edebiyat veya Türkçe dersinde 30 dakikasını önceden öğrencilerle planladığınız, üzerinde konuştuğunuz bir konunun yazılmasına ayırınız. 15 dakikalık bir süreyi de denetleme ve düzeltme sorularının bir bölüğünü kullanmaya ayırın. Bunu sürekli yapın.. Öğrenciler kendi yazılarına karşı eleştirel bir bakış açısı geliştirmelerine çalışmalıyız. ÖĞRETMENİN DÜZELTMESİ: Öğretmen öğrencilerinin yaptıkları yazım yanlışlarını göstermekle öğrencilerinin anlatım güçlerinin gelişeceğini bilmelidir.. Öğrencilerinin yaptıkları yazım yanlışlarını asla sergilemeyin. Bu yarardan çok zarar getirir( Sınıfta isim vererek) Onların umutlarını kırmayınız. Eğer bunu yaparsanız çocuk kendine güvenini azaltır. Yazma istekleri iyice azalır. Bazı edebiyat öğretmenleri yuvarlak cümlelerle öğrencileri uyarıyorlar Konuyu anlamamışsın! Bu söz inandırıcı değil. Düşünceleri geliştirememişsin. Biçime özen göstermemişsin. Sözcükleri yerli yerinde kullanmıyorsun. Bu yönlendirici eleştiriler pek de etkili olmuyor. Bunu için değişik yollar izlenmelidir. YÜZYÜZE DÜZELTME Sınıfta öğrenci sayınız sınırlı ise yazılı kompozisyonlarda düzeltme yüz yüze yapılmalıdır. Öğretmen olarak öğrencinin kağıdını yüz yüze okursunuz. Öğrencinin yaptığı yanlışları birlikte görürsünüz. ORTAK YANLIŞLARI GÖSTERME: Kalabalık sınıflar, ders yüklerinin fazla olması, zamanın sınırlı oluşu yüz yüze düzeltmeyi güçleştiriyor. Kompozisyonlardaki ortak yanlışları belirlemek lâzım bunlar üzerinde konuşmada yarar var. Her türlü düzeltmenin amacı, benzer bir yanlışlığa öğrencinin bir daha düşmemesini sağlar. Yazılı anlatım çalışmalarında yapılan yanlışlar nedeniyle birlikte öğrencilerinize buldurtma en etkili yoldur. Okullarımızda özel işaret ve açıklamalarla yanlışları daima göstermeliyiz.Öğrencilerimizin ana dillerini kullanabilme becerilerini yansıtan en iyi göstergedir. Kompozisyon kâğıtlarına baktığımız zaman öğrencilerimizin ana dillerini kullanabilme becerilerini yansıtan en iyi göstergedir. Biz edebiyat öğretmenleri kompozisyon kağıtlarına yalnız biçim, yalnız içerik ya da yalnız anlatım açısından bakmak doğru değildir.Aklınızdan çıkarmayın kağıt bir bütün olarak düşünülmeli. Bir bütün olarak değerlendirilmeli. Yanlışın doğru biçimi öğretmenden görmesi doğru değil. Öğrenci kendi yanlışını kendisinin düzeltmesi çok önemlidir. Öğrenciler etkin olmalılar. Etkin olmazlarsa öğrenemezler.Öğretmen olarak sizler öğretim etkinliğine öğrencilerinizin katılımını sağlayınız. Özellikle okullarımızda öğrencilerin yazmış oldukları kompozisyon kağıtları öğretmenler tarafından değerlendirirken yapılan yanlışlar düzeltilmelidir. Bunları aşağıya çıkardık Aç.d.. Açık değil.Ne anlattığın açık saçık belli değil. Anlaşılmıyor. Bzk. Bozuk cümle, öğeleri yönünden ya da sözcüklerin kullanımı bakımından bozuk. Yer.d Yerinde değil. Seçtiğin sözcük, deyim, terim,düşünce,benzetme yerinde değil. Krşk: Karışık.Cümlenin başıyla sonu arasında bir bağlantı yok.öğeler iyi kullanılmamış. Trsz Tutarsız. Söylenebilenler mantığa aykırı Bask:Basmakalıp. orta malı, klişe, bir tazeliği olmayan söz ve düşünce Ab.a :Abartılı anlatım. Yin: yineleme sürekli bir biçimde tekrarlanan sözcük Yaz.y: Yazım yanlışı yazım kurallarına aykırı yazılan Baş.svm:Baştan savma gelişigüzel özensiz anlatım Bil: Bilinen. Çok belli., herkesçe bilinen şeylerin anlatımını gösterir Kur.a:Kuru anlatım. Etkisiz, cansız, Ağr.baş.olm.Ağırbaşlı olmayan, anlatımda senli benlilik var. Bu kısaltmalar öğrencilerle birlikte belirlenmelidir. Uygulama sınıfta dışardan getirilmiş bir kompozisyon kâğıdı hep birlikte incelenmeli yanlışlar bulunmalı. Sonra düzeltmeler yapılmalıdır. Anahtar Kelimeler: eğitim, öğretim 47 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir TARİH DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI VE DERS KİTAPLARINDA DEĞERLER EĞİTİMİ Yusuf KESKİN Ülkemizde, 2005 yılından itibaren ilköğretim ve orta öğretim programları kademeli bir şekilde yenilenmiştir. Yenilenen öğretim programları ile Türk eğitim sisteminde “yapılandırmacı” model benimsenmiştir. 2007 yılında hazırlanan orta öğretim Tarih dersi programı da bunlardan biridir. İlköğretim düzeyinde hazırlanan programların büyük çoğunluğunda değerler eğitimine yer verildiği görülmektedir. Bu derslerden en önemlileri Sosyal Bilgiler, Türkçe, Hayat Bilgisi ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisidir. İlköğretim düzeyindeki programlarda çok önem verilen değerler eğitimine, orta öğretim düzeyindeki öğretim programı ve ders kitaplarında ne oranda yer verildiğini tespit etmek önem arz etmektedir. Zira Tarih dersi, ilköğretim düzeyinde değer eğitimini çok önemli gören sosyal bilgiler dersinin devamı niteliğindedir. Bu nedenle araştırmada, yeni anlayışa uygun olarak hazırlanan 2007 tarihli orta öğretim tarih dersi öğretim programında ve bu program uyarınca hazırlanan ders kitaplarında değerler eğitimine ne oranda yer verildiğini tespit etmek amaçlanmıştır. Bu nedenle araştırmada, nitel araştırma yöntemleri içinde yer alan doküman analizi (belgesel tarama) tekniği kullanılmıştır. Araştırma sonunda, 2007 tarihli Tarih dersi öğretim programının genel amaçlar ve açıklamalar kısmında birçok değere (kültürel mirasa duyarlılık, milli bilinç, hoşgörü, vatanseverlik, çalışkanlık vb.) yer verildiği ve bu değerlerin 2005 tarihli ilköğretim Sosyal Bilgiler dersi öğretim programıyla paralellik gösterdiği tespit edilmiştir. Tarih programında sınıflar düzeyinde yer verilen ünitelendirilmiş yıllık planlar incelendiğinde, girişte yer alan bu değerlerin ünitelendirilmiş yıllık planlara yansıtılamadığı görülmüştür. Ayrıca, bu program uyarınca MEB tarafından hazırlanan 9, 10 ve 11. sınıf Tarih ders kitaplarında programda vurgu yapılan değerlere gerektiği kadar yer verilmediği görülmüştür. Tarih ders kitaplarında değerlerin ancak dolaylı olarak ve sınırlı bir şekilde yer aldığı tespit edilmiştir. AnahtarKelimeler: Değerler Eğitimi, TarihDersi Öğretim Programı, TarihDers Kitapları, Tarihve Değerler Eğitimi SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE İLİŞKİN TUTUMLARI VE COĞRAFYA ALAN BİLGİ DÜZEYLERİ Taner ÇİFÇİ, Yurdal DİKMENLİ Öğretmenlik mesleğinin yerine getirilebilmesi için öğretmenlik mesleğine yönelik olumlu bir tutuma ve bu mesleğe ait alan bilgisine ihtiyaç bulunmaktadır. Çünkü mesleğe yönelik tutumun düşük veya olumsuz olması mesleğin hakkıyla yerine getirilmesini güçleştireceği bir gerçektir. Bu araştırmanın amacı sosyal bilgiler öğretmenliği anabilim dalında öğrenim görmekte olan öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine yönelik tutumları ile coğrafya alan bilgi düzeylerinin çeşitli değişkenler açısından nasıl etkilendiğidir. Araştırmada, bu amaç doğrultusunda öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine yönelik tutum puanları ve coğrafya alan bilgi düzeyleri, mezun oldukları üniversite, sınıf düzeyi ve cinsiyete göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde farklılaşıp farklılaşmadığı ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Bu çalışma, betimsel bir araştırma niteliğinde olup; tarama modelinde yürütülmüştür. Araştırmanın çalışma grubu Ahi Evran ve Cumhuriyet Üniversitelerinde Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda öğrenim gören 457 öğretmen adayından oluşmaktadır. Araştırma kapsamında öğrencilerin öğretmenlik mesleğine karşı tutumlarını belirlemek amacıyla Öğretmenlik Mesleğine Yönelik Tutum Ölçeği; coğrafya alan bilgi düzeylerini belirlemek amacıyla ise Coğrafya Alan Bilgisi Testi kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS 15 paket programına girilerek üzerinde istatistiksel işlemler yapılmıştır. Bu çerçevede öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine yönelik tutumları ve alan bilgi düzeyleri frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, t testi, Anova ve Pearson r korelasyon analizleri kullanılarak incelenmiştir. Araştırma sonuçları arasında öğretmen adaylarının öğretmenlik mesleğine yönelik tutumlarının düşük olduğu, öğretmenlik mesleğine karşı tutum ve coğrafya alan bilgi düzeyi arasında hiçbir düzeyde anlamlı ilişki olmadığı ve sosyal bilgiler öğretmen adaylarının coğrafya alan bilgi düzeylerinin orta seviyede olduğu bulgularına ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Coğrafya, Öğretmenlik Mesleğine Yönelik Tutum,Coğrafya Alan Bilgi Düzeyi, Öğretmen Adayları. 48 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir TÜRKİYE’DEKİ EĞİTİM POLİTİKASINA GENEL BİR BAKIŞ (1920-1930) Özgür YILDIZ, Ahmet DURMAZ 1920-1930 arası dönem yeni bir devletin filizlendiği ve temellerinin atıldığı bir dönemdir. Bu dönemde devletin temel dinamiğini oluşturan eğitim konusuna özel önem verilmiştir. 1920-1930 yılları arasında da Türk Eğitiminde meydana gelen inkılâplar ve eğitim adına yapılmış olan çalışmalar Cumhuriyetin temellerinin atılmasında özel öneme sahiptir. Bu çalışmada Mustafa Kemal Atatürk ve Milli Eğitim Bakanları’nın eğitim ile ilgili görüşleri, tetkik eserler ve dönemin basını kaynak olarak kullanılarak aydınlatılmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Türkiye, Eğitim, Cumhuriyet, İnkılâp, Mustafa Kemal Atatürk SİVAS İLİ VE ÇEVRESİNDE ARICILIK FAALİYETLERİ Hakan KOÇ, Fatih KARTAL Bu çalışmada Sivas ilinin bal üretim potansiyeli ve bunda etkili olan faktörler araştırılacaktır. Sivas ili jeolojik, jeomorfolojik, klimatik ve florastik özellikleri ilin arıcılık faaliyetine olumlu katkılar sağlamaktadır. Bu çalışmada Sivas ili genelin yürütülen arıcılığın yapısı ve faaliyeti ana hatlarıyla değerlendirilecek ve yöre insanına ne gibi faydalar sağladığı araştırılacaktır. Araştırmada Sivas’taki bal üretiminin yıllar itibariyle gösterdiği seyir ve ülke genelindeki bal üretiminin yüzde kaçını karşıladığına dair veriler toplanıp CBS yöntemiyle haritalandırılmıştır. Ayrıca il genelinde bu faaliyetin nerelerde yoğunlaştığı ve yoğunlaşmasındaki etmenler ortaya konulacaktır. Araştırma nitel ve nicel yöntemlerle yürütülecektir. Veriler görüşme, saha ve doküman inceleme yöntemleriyle analiz edilecektir. Araştırmanın bulguları ve yorumları ayrıca sonuç ve önerileri verilerin analizinden sonra belirtilecektir. Anahtar Kelimeler: Sivas, bal üretimi, kovan sayısı 49 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir EXAMINING CREATIVE DRAMA CLASS WITH COMMUNITY OF PRACTICE Pınar GÜNER, Tuğba UYGUN Lave and Wenger’s (1991) definition of a community of practice as “a set of relations among persons, activity, and world, over time and in relation with other tangential and overlapping communities of practice” (98). Communities of practice are ‘groups of people informally bound together by shared expertise and a passion for a joint enterprise” (Wenger and Snyder 2000, 139). A community of practice consists of three dimensions introduced by Wenger (1998). First dimension, Joint Enterprise, the members` collective understanding of what their community about constitutes the relations of mutual accountability among members. Second, Mutual Engagement, members of a community establish norms and relations of mutuality by interacting with one and another. Third, Shared Repertoire, common resources such as language, routine, stories, symbols and tools are produced in communities of practice. (Wenger, 2000). With the help of the creative drama individuals work with the others collaboratively to design how they present the drama and determine their roles related to a particular topic. In this process they interact with each other, learn different perspectives, engage in activities, perform dramas, use their creativity, consider freely and produce mutual outcomes by applying their previous knowledge and experiences. Teacher can ask students questions to share their opinions, encourage them to evaluate the process, incorporate all members into community. Therefore, it seems that all dimensions of a community of practice are included in this community and they are dependent with each other. The aim of this study is to explore how a community of practice forms in creative drama based classrooms for pre-service teachers in early childhood education department and to examine the formed community in terms of three dimensions of communities of practice (CoP), joint enterprise, mutual engagement and shared repertoire. Sophomore preservice teachers (n=55) attending the early childhood education departments at a university in 2014-2015 participated in this study. Data were collected through observations in the classes for four weeks and interviews with voulteer students. The data collected were analyzed using communities practice framework. This study represents that the courses of drama include the elements that define a community of practice, as proposed by Wenger (1998). It also illustrates the detail of the dimensions defining a community of practice. In this respect, this study provides beneficial information explaining how Wenger’s dimensions manifests themselves in the drama courses and how these dimensions help understanding learning. In other words, the study provides information about the existence of a community of practice and the process including it in the drama courses. Keywords: Community of practice, creative drama, mutual engagement, joint enterprise, shared repertoire 50 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir HISTORICAL DEVELOPMENT OF ALGEBRAIC THINKING AND IMPLICATIONS FOR ALGEBRA IN PRIMARY AND ELEMENTARY SCHOOLS Pınar GÜNER, Tuğba UYGUN Algebra is important in expressions with symbols and making the extensions in numbers beyond the whole numbers in order to solve equations, analyzing functional relations, and determining the structure of the representational system including expressions and relations. Furthermore, algebra is much more than the set of facts and techniques. It is a way of thinking (Lew, 2004). The students have difficulty to improve this thinking. By examining the development of algebraic thinking in the history, beneficial implications can be made to improve students’ algebraic thinking. It is clear that using the history of mathematics in school curricula is beneficial to provide a humanistic side of the subject and to enhance learners’ motivation (Charalambous, Panaoura, & Philippou, 2009; NCTM, 1998). The processes that the mathematicians followed in the history might provide opportunities for teachers and preservice teachers to enhance their understanding of the content they expect to teach (Charalambous, Panaoura, & Philippou, 2009). For this theoretical study, it is better to start with the history of proportional reasoning necessary thinking ability for algebraic thinking. Based on the analysis of documents, there are four stages explaining the development of algebraic thinking. They are Mesopotamian proportional reasoning, generalized arithmetic, universal computational algebra and abstract algebra. Proportional thinking is also beneficial to understand algebra effectively. The history represents the importance of proportional thinking as a prerequisite for algebra. Moreover, it is important to provide the student learning and understanding of algebraic language by attaining the meaning of them successfully. It can be suggested that the history of symbols in algebra such as rhetoric, syncopated and symbolic can be followed in the classrooms so that explaining development of this topic with the help of examples based on history may increase meaningful understanding and leaning and facilitate to make connections related to algebra in school mathematics. Keywords: Algebra, algebraic thinking, history of mathematics, primary and elementary education 51 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ YAPILANDIRMACI YAKLAŞIMA YÖNELİK GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİ Yılmaz GEÇİT 2005 yılı sonrasında eğitimin literatürümüzde sıklıkla kullanmaya başladığımız kavramlardan biri de yapılandırmacı veya yapılandırmacı yaklaşım kavramlarıdır. Öğrenme ortamlarında öğretmen merkezli anlayış yerine öğretmen rehberlik anlayışını getiren, çeşitli etkinliklerle öğretim sürecine öğrenciyi daha fazla çekmeye çalışan, öğrenenin ön bilgileriyle yeni bilgiler arasında bağ kuran ve bu şekilde öğrencinin anlamı yapısallaştırmasını hedefleyen bu anlayış esasında çeşitli eleştirilere de maruz kalmıştır. En sert eleştirinin bizzat program uygulayıcıları olan öğretmenlerin bir kısmından gelmesi de oldukça dikkat çekicidir. Çünkü bu anlayışla yetişmeyen ve dolaysıyla öğrenci ve etkinlik merkezli yaklaşımlara mesafeli duran eğitimcilerin direnişleri, yapılandırmacı anlayışının bütünüyle uygulanmasına ve zemin bulmasına da önemli ölçüde engel teşkil etmiştir. Bu bağlamda öğretmenlerin, öğretmen adaylarının hatta öğrencilerin bu yaklaşıma yönelik görüşlerinin bilinmesi ve görüşlerin hangi değişkenler arasında ve ne ölçüde değişimler gösterdiğinin belirlenmesi eğitim programlarının uygulama başarı açısından önemli görülmektedir. Bu çalışmada Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalından 161 öğrencinin yapılandırmacı yaklaşıma yönelik görüşleri çeşitli değişkenler açısından analiz edilmiştir. Veri toplama aracı olarak Evrekli ve diğ. (2009) tarafından geliştirilen 19 maddelik ölçek sosyal bilgilere uyarlanmış ve ön uygulamada güvenirlik katsayısı ölçeğin geneli için .93 (Cronbach’s Alpha) olarak belirlenmiştir. Cinsiyet, sınıf, mezun olunan lise türü ile annebaba eğitim durumları ve ailenin aylık gelir değişkenleri SPSS 16 paket programında t testi ve anova ile analiz edilmiştir. Bu analizler sonucunda cinsiyet, anne-baba eğitim durumları ile aile aylık gelirlerinin öğrencilerin yapılandırmacı yaklaşıma yönelik tutumları üzerinde etkili olmadığı ancak diğer 2 değişkenle yapılandırmacı yaklaşıma yönelik tutum arasında anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Sınıf değişkeni açısından toplam tutum puanları arasından anlamlı bir farklılık görülmektedir. Bu farklara bakıldığında, toplam tutum puanda 4. sınıf lehine olmak üzere 4. sınıflar ile 1. sınıflar arasında anlamlı bir farklılık görülmektedir. Mezun olunan lise değişkeni açısından da toplam tutum puanlarında anlamlı bir farklılık görülmektedir. Toplam puanda hem genel liseler ile Anadolu liseleri arasında hem de diğer liseler ile (meslek liseleri, sosyal bilimler liseleri, sağlık ve imam hatip liseleri gibi) Anadolu liseleri arasında istatistiksel farklılıklar görülmektedir. Sonuç olarak genel liseler ile diğer lise mezunlarının Anadolu liselerinden mezunlara göre yapılandırmacı yaklaşıma daha pozitif baktıkları, öte yanda da sınıf düzeyi artıkça bu yaklaşıma yönelik olumlu tutumun geliştiği de belirlenen önemli bulgular arasında görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Sosyal bilgiler eğitimi, öğretmen adaylarının görüşleri, yapılandırmacı yaklaşım. 52 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ORHUN YAZITLARININ SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİM PROGRAMINDA YER ALAN DEĞERLER ÇERÇEVESİNDE İNCELENMESİ Aydan USTAOĞLU ÇELİK İnsanın hayat karşısında duruşunu şekillendiren temel etken sahip olduğu değerlerdir. Bu açıdan, eğitim kurumlarında bilişsel eğitim yanında duyuşsal alana hitap eden doğru davranış, yaşayış ve inanış biçimlerinin planlı bir değer eğitimi yoluyla kazandırılması önemlidir. Değerlerin oluşmasında ve gelecek nesillere aktarımında birtakımeserlerönemligörevlerüstlenmektedir. Bubağlamda Türktarihininvekültürününenönemlieserlerinden biri olan Orhun Yazıtlarının gelecek nesillerin istenilen değerlere sahip bireyler olarak yetiştirilmeleri noktasında iyi bir kaynak niteliği taşıdığı görülmektedir. Bu doğrultuda araştırmanın temel amacı, Orhun Yazıtlarında yer alan değerleri belirlemektir. Araştırmanın problemini “Orhun Yazıtlarında hangi değerlere yer verilmektedir?” sorusu oluşturmaktadır. Nitel araştırma yaklaşımının benimsendiği araştırmada doküman incelemesi tekniği kapsamında, Orhun Yazıtlarında yer alan ifadeler içerik analizi yoluyla çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda Orhun Yazıtlarında aile birliği, adil olma, barış, bağımsızlık, bilimsellik, çalışkanlık, duyarlılık, dürüstlük, sanat/ estetik, saygı, sevgi, sorumluluk ve vatanseverlik değerlerinin yer aldığı görülmüştür. Bu bulgulara dayalı olarak, Orhun Yazıtlarında yer alan değerlerin, sosyal bilgiler öğretim programında yer alan ve kazandırılması istenilen birtakım değerlerle örtüştüğü görülmüştür. Araştırma sonuçlarına dayalı olarak, sosyal bilgiler derslerinde değer eğitimi etkinliklerinde Orhun Yazıtlarından yararlanılabileceği söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Orhun Yazıtları, Sosyal Bilgiler, Değer, Değer Eğitimi. TAHRİPÇİLİK (VANDALİZM) ÖLÇEĞİ: GELİŞTİRMESİ, GEÇERLİĞİ, GÜVENİRLİĞİ Mehmet Emin KALGI, Ramin ALİYEV Bu araştırmacının amacı, tahripçi davranışlarında bulunan bireylerin, tahripçilik (vandalist) düzeylerini belirlemeye yönelik bir ölçek geliştirmektir. Araştırmanın örneklemini devlet okullarının genel liselerinde okuyan 600 lise-1 öğrencisi oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilmiş “Tahripçilik (Vandalizm) Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmada maddelerin; ortalamaları, standart sapmaları ve cronbach-alpha değerleri hesaplanmıştır. Ayrıca yapılan açımlayıcı faktör analizi sonucunda beş (5) faktörlü bir ölçek elde edilmiştir. Tahripçilik (Vandalizm) ölçeğini oluşturan maddelerin açımlayıcı faktör analizinde madde toplam korelasyonları .410 ile .836 aralığında, maddelerin faktör yükleri ise .489 ile .813 arasında değişmektedir. Araştırma ölçeğin güvenirlik düzeyi hesaplanmış ve tüm ölçeğin iç tutarlılık katsayısı (cronbach-alpha) .969 olarak bulunmuştur. Anketteki her bir ifade 5’li Likert tipi derecelendirme yapılmış ve ölçeğe en düşük 1(hiçbir zaman), en yüksek 5 (her zaman) puan verilerek hesaplanmıştır. Buna göre 37 maddelik vandalizm (tahripçilik) ölçeğinde bir kişinin alabileceği en düşük puan 37, en yüksek puan ise 185’dir. Kişi ölçekte ne kadar yüksek puan alırsa o kadar vandalist (tahripçilik) davranışında bulunuyor demektir. Anahtar Kelimeler:Vandalizm, Tahripçilik. 53 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL ETKİLEŞİM KAYGISI İLE MUTLULUK ARASINDAKİ İLİŞKİ: YALNIZLIĞIN ARACI ROLÜ Yasin DEMİR, Mustafa KUTLU Araştırmalarda sosyal etkileşim kaygısı yüksek bireylerin kendilerini yalnız hissettiği (Caplan, 2007, s. 234; Fernandez, Levinson ve Rodebaugh, 2012, s. 710), kendini yalnız hisseden bireylerin de kendini mutsuz hissettiği (Yılmaz ve Altınok, 2009, s. 456) saptanmıştır. Farklı bir araştırmada Sluis ve Boschen (2014, s. 475) etkileşim kaygısının bireyin hem iş yaşamını hem de sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyerek onu yalnızlaştırdığını, yalnızlaşan bireyin ise mutsuzlaştığını vurgulamaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, sosyal etkileşim kaygısının hem yalnızlıkla hem de mutlulukla ilişkili olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, sosyal etkileşim kaygısı ile mutluluk arasındaki ilişki göz önünde bulundurulduğunda, yalnızlığın sosyal etkileşim kaygısı ile mutluluk ilişkisi üzerinde aracı rolünün olabileceği düşünülebilir. Diğer bir ifadeyle, sosyal etkileşim kaygısı yaşayan bireylerin daha fazla yalnızlık duygusu yaşayacakları, dolayısıyla da daha çok mutsuzluk yaşayacakları düşünülmektedir. Bu araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinde sosyal etkileşim kaygısı ile mutluluk arasındaki ilişkide yalnızlığın aracı rolünü incelemektir. Bu araştırma, Fırat Üniversitesi’nde çeşitli fakültelerde öğrenim gören üniversite öğrencilerinin sosyal etkileşim kaygısı ile mutluluk düzeyleri arasındaki ilişkide yalnızlığın aracı etkisinin incelenmesini yönelik tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. Araştırmanın çalışma grubu, Fırat Üniversitesi’nde farklı fakültelerde (Eğitim Fakültesi, İnsani ve Sosyal Bilimler Fakültesi, İlahiyat Fakültesi ve Teknoloji Fakültesi) öğrenim gören 594 üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Öğrencilerinin 324’ü (%54,5) kadın, 270’i (%45,5) erkektir. Yaşları 17-35 (Ort, s. 20.97, ss= 1,987) arasında değişmektedir. Araştırmaya katılan öğrencilerin 107’si (%18) 1. sınıf, 151’i (%25.4) 2. sınıf, 284’ü (%47.8) 3. sınıf ve 52’si (%8.8) 4. sınıfta öğrenim görmektedirler. Ölçekler çalışmaya katılmaya gönüllü olan üniversite öğrencilerine öğrenim gördükleri dersliklerde uygulanmıştır. Ölçeklerin uygulanması yaklaşık 25-30 dk. sürmüştür. Aracılık rolünün test edilmesine ilişkin son işlem olarak hiyerarşik regresyon analizi yapılmıştır. Hiyerarşik regresyon analizinin birinci aşamasında yalnızca sosyal etkileşim kaygısının mutluluk üzerindeki etkisi incelenmiş ve sosyal etkileşim kaygısının mutluluğun %9’unu açıkladığı görülmüş ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Hiyerarşik regresyon analizinin ikinci aşamasında yalnızlık analize dâhil edildiğinde sosyal etkileşim kaygısının mutluluk üzerindeki etkisinin azaldığı görülmüştür. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre; üniversite öğrencilerinde sosyal etkileşim kaygısı ile mutluluk arasındaki ilişkide yalnızlığın kısmi aracılık ettiği saptanmıştır. Bu sonuçlara göre sosyal etkileşim kaygısı ile mutluluk arasındaki ilişki yalnızlık ile kısmi olarak açıklanabilir. Bu sonuç, sosyal etkileşim kaygısının bireyleri yalnızlaştırdığı, yalnızlaşan bireylerin ise mutsuzlaştığını göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Etkileşim Kaygısı, Yalnızlık, Mutluluk, Aracılık Etkisi, Üniversite Öğrencisi. 54 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir UZUN EVLİLİKLER: BİR YASTIKTA KIRK YIL Yasin DEMİR, Emine DURMUŞ Bu araştırmada, evlilikleri uzun yıllar devam eden bireylerin evlilik ve evlilik ilişkilerine yönelik değerlendirmelerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Ortalama 42 yıldır aynı kişi ile evli olan ve mutlu bir evlilik sürdürdüklerini ifade eden çiftlerin evlilik ve evlilik ilişkilerine ilişkin değerlendirmeler incelenmiştir. Çalışmanın sonuçlarınınülkemizde gittikçe yaygınlaşanaile ve evlilik terapileri alanı içinkatkılar sağlayacağıdüşünülmektedir. Aile danışmanlığı konusunda çalışan alan uzmanları ve evlilik öncesi ya da evlilik sürecinde sunulan aile ve evlilik danışmanlığı eğitimlerine içerik oluşturulmasında çalışma sonuçları katkı sunacaktır. Evlilik ilişkisini uzun yıllar boyunca yaşayan, sürdüren bireylerin kendi anlatımlarıyla bu yaşantının ayrıntılarının değerlendirilmesinin de önemli katkılar getireceği beklenmektedir. Araştırmanın katılımcıları Elazığ il merkezinde yaşayan ve 30 yıl ve üzeri süre evli olan bireyler oluşturmaktadır. Çalışma grubu seçilirken, katılımcıların en az 30 yıl evli olmaları, bu evliliği aynı eşle sürdürüyor olmaları, her iki eşin hala yaşıyor olması ve evliliklerini mutlu ve iyi bir evlilik olarak değerlendiriyor olmaları koşullarını karşılaması beklenmiştir. Çalışma 6’sı kadın ve 6’sı erkek olmak üzere toplam 12 katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Evlenme yaşı kadınlarda ortalama 17.6 iken, erkeklerde bu ortalama 23.3 ‘e kadar yükselmiştir. Kadınların çoğunluğunun evliliğinin aile isteği ile gerçekleşmesine rağmen, erkeklerin hemen hepsinin görücü usulü ile evlendiği görülmektedir. Eğitim düzeyleri açısından incelendiğinden kadınların (zorunlu olan ilkokul hariç) okula gitmediği görülürken, erkeklerin ise, ilkokuldan üniversiteye farklı eğitim kademelerinden mezun oldukları görülmektedir. Bu çalışmanın verileri yarı yapılandırılmış görüşme yoluyla elde edilmiş ve analizler nitel olarak çözümlenmiştir. Katılımcıların evliliği, daha çok yuva kurmak, ana-baba olmak, sevdiğiyle hayatı paylaşmak, mutluluk ve kader olarak algıladığı; evliliklerinde yaşanan problemlerin daha çok iletişim, ekonomik problemler, iş ve meslek sorunları ile çocuklara dair yaşanan problemlerden kaynaklandığını ifade ettikleri; bu problemleri küsmeyerek ve sorunları büyütmeyerek çözdükleri görülmüştür. Ayrıca katılımcılara “Evliliğinizin uzun sürmesinin sırrı nedir?” denildiğinde verdikleri cevapların en fazla birbirimize ve ailelerimize saygı duyma, mutluluğu eşimizde arama ve evimize bağlı olma şeklinde yanıtlamışlardır. Bunlarla birlikte katılımcıların evlilikte istendik kişilik özelliklerine sahip olmanın da önemi oluğunu vurgulamışlardır. Sonuç olarak; evliliğe ilişkin algıların, evlilikten beklentilerin evliliklerin uzun sürmesinde önemli bir faktör olduğu, evliliği uzun yıllar devam eden bireylerin evliliklerini yuva kurmak, sevdiğinle bir ömür yaşamak gibi gelip geçici olmayan düşünceler ve istekler şeklinde algıladıkları görülmektedir. Araştırmada uzun süre evli olan bireylerin de evliliklerinde birtakım problemler yaşadıkları ancak bu problemlere ilişkin sorun çözme becerileri geliştirdikleri, karşılaştıkları problemleri çözme eğiliminde olmalarının evliliklerinin uzun sürmesine katkı sağladığı görülmüştür. Ayrıca evlilikte eşlerin birbirlerine karşı saygılı olmalarının ve mutluluğu eşlerine aramalarının evliliklerinin uzun sürmesine katkı sağladığı ve olumlu kişilik özelliklerine sahip olmanın çiftleri bir arada tutan önemli özellikler olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Evlilik, Aile, Evlilikte Eş Rolü, Uzun Evlilikler. 55 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir İLKOKUL SOSYAL BİLGİLER PROGRAMINDA YARATICI DÜŞÜNME BECERİSİNİN YERİ Ayça KARTAL, Kaya Tuncer ÇAĞLAYAN, Cennet KARAKUŞ Sosyal bilgiler, sosyal ve insanla ilgili diğer bilimlerin içerik ve yöntemlerinden yararlanarak insanın fiziksel ve sosyal çevresiyle etkileşimini zaman boyutu içinde disiplinlerarası bir yaklaşımla ele alan ve küreselleşen bir dünyada yaşamla ilgili temel demokratik değerlerle donatılmış, düşünen ve beceri sahibi demokratik vatandaşlar yetiştirmeyi amaçlayan bir çalışma alanıdır (Doğanay, 2005). Ülkemizde sosyal bilgiler ve sosyal bilgiler kapsamına giren derslere ilişkin çalışmalar Cumhuriyet döneminde 1924, 1926, 1936, 1948, 1968, 1998 ve 2005 yıllarında yapılmıştır. Özellikle 2005 sosyal bilgiler öğretim programı 21. yüzyıla uygun ulusal ve çağdaş bilgi, beceri ve değerlerle donanmış insan tipi yetiştirmeyi isteyen vizyonu, yapılandırmacılığı temel alan yaklaşımı, kavram, beceri ve değeri önemseyişi, disiplinlerarası anlayış çerçevesinde öğrenme alanları, ünite ve kazanım çerçevesinde örgütlenişi, Atatürkçülük konuları, okul içi ve okul dışı uygulamalar, ölçme değerlendirme ve ilişkilendirmeler bağlamında getirmiş olduğu yenilikler gereğince ayrı bir önem taşımaktadır (MEB, 2005). 2005 sosyal bilgiler öğretim programının ilköğretim 4 - 8. sınıf düzeyinde diğer derslerle birlikte ilk 9 beceriyi kazandırmanın yanında, kendine özgü 6 beceriyi kazandırmayı da amaçlamaktadır. Bu beceriler , “Eleştirel Düşünme Becerisi, Yaratıcı Düşünme Becerisi, İletişim Becerisi, Araştırma Becerisi, Problem Çözme Becerisi, Karar Verme Becerisi, Bilgi Teknolojilerini Kullanma Becerisi, Girişimcilik Becerisi, Türkçe’yi Doğru, Güzel ve Etkili Kullanma Becerisi, Gözlem Becerisi, Mekânı Algılama Becerisi, Zaman ve Kronolojiyi Algılama Becerisi, Değişim ve Sürekliliği Algılama Becerisi, Sosyal Katılım Becerisi, Empati Becerisi” olarak belirtilmektedir. Bu becerilerden “yaratıcı düşünme becerisi”, çağımızın yetiştirmeyi hedeflediği insan profilinin sahip olması gereken önemli becerilerinden biridir. Çünkü değişimin temelinde yenilikler vardır ve bu yeniliklerin toplumun farklı kesimlerine uygulanabilmesi, toplumun çağa ayak uydurabilmesi, ortaya çıkabilecek sorunlara farklı bakış açılarıyla yaklaşılabilmesi için yaratıcı bireylere ihtiyaç duyulmaktadır. Nitekim yaratıcılık var olan fikirlerin bir araya getirilmesi, değiştirilmesi ve bunların sentezlenmesi ile yeni fikirlerin ortaya çıkarılmasını temel alır. Yaratıcılığın bir süreci içinde barındırdığı düşünülürse; bu süreçte yaratıcı bireyin bir soruna çözüm bulma yönünde çaba harcaması söz konusudur ve bu çabalarındaki kademeli değişiklikler ve iyileştirmelerle fikir ve çözümlerini değiştirerek geliştirmeleri söz konusudur. Dolayısıyla Sosyal Bilgiler dersi gibi toplumda yetiştirilecek bireylerin sahip olması gereken özellikleri belirleyecek bir dersin öğretiminde yaratıcı düşünme becerisinin geliştirilmesinin önemi büyüktür. Bu sebeple 2005 İlkokul Sosyal Bilgiler öğretim programında yer alan “yaratıcı düşünme becerisi”nin tema, ünite ve kazanımlara göre dağılımı incelenmiş, ders kitaplarındaki etkinliklerde “yaratıcı düşünme becerisi” ile ilişkili etkinlik ve çalışmalar nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi ile incelenmiştir. Araştırmada doküman olarak Millî Eğitim Bakanlığı tarafından geliştirilen İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programları kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler içerik analiziyle çözümlenmektedir. Araştırmanın analiz süreci devam ettiğinden, sonuçlara ilişkin bilgiler daha sonradan paylaşılacaktır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler Eğitimi, İlköğretim, Yaratıcı Düşünme Becerisi. 56 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir MİMARLIK TASARIM EĞİTİMİNDE YARATICILIK YETENEĞİNİN ÖNEMİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ Masoumeh KHANZADEH Eğitim alanında mimari tasarım eğitimi ve sanat eğitimi gündemdeki konu olmanın yanı sıra; ilgi çekici ve tartışmaya açık bir şekilde çeşitli değişkenlerden etkilenmektedir. Bu etkenler; tasarımcı kimliği ve becerisini kazanmak adına sanat eğitiminin öneminin bu konuyla ilgilenenlerce talep edilmesini sağlamaktır. Bu nedenle günümüzde tasarım eğitimi sisteminin tekrar gözden geçirilerek yenilenmesi gerekmektedir. Mimari ürün olarak tasarım süreci farklı aşamalardan oluşan bir sistemdir. Bu aşamalardan sonucu olan mimari ürünü; tasarımcının bilgi birikimi, tecrübesi ve yaratıcılık tekenlerin oranlı bir şekilde ilgilidir. Yaratıcı tasarım ilkeleri, kavrama zekası, bellek ve yaratıcılıktır. Ürünün şekillenmesi sırasında bu ilkeler farklı oranlarda rol almaktadır. Yaratıcı tasarımda temel yaklaşım ve düşünce, yeni fikir ortaya çıkarmak, kavrama sürecin doğru olmasi ve ürünün yer aldığı çevre ve bağlam odaklı bir süreçtir. Rasyonel bakışın(mantığın) yanı sıra eşzamanlı yaratıcılık ve görsel algı geliştirilmesinde bu süreci daha verimli sonuçlandıracaktır. Bu yazının ana sorusu şu olmalıdır; mimarlık öğrencileri tasarım derslerinde yaratıcılık yeteneklerini nasıl geliştirebilirler? Bu ancak araştırma sürecinde çeşitli yöntemlerle incelenerek açığa çıkabilir. Yaratıcılığı geliştirmek için değişik yöntemler mevcuttur. Fikirlerimizin genel çerçevesini oluşturan ve Eğitim Psikolojisinin desteklediği bu yöntemlerden biride, diğer bilgi ve tecrübelerden yararlanmak ve bilgi aktarım yöntemleri kullanarak geliştirmektir. Ortak atölyeleri kullanan Öğretim Üyeleri ve üst sınıf mimarlık öğrencilerinin arasındaki bilgi paylaşımı, mimarlık tasarım eğitimine en uygun olarak, farklı yöntemlerin incelenmesi sonucu önerilmiştir. Anahtar Kelimeler: Mimarlık, Tasarım Süreci, Bellek, Yaratıcılık, Kavrama Zekâsı. TÜRKÇE DERSİ ÖĞRETMEN KILAVUZ KİTAPLARINDAKİ KİTAP TAVSİYE SİSTEMİNİN İNCELENMESİ Barış KÜÇÜK, Ömer Kemiksiz Okuma, ilkortaya çıktığı günden bu yana önemi gittikçe artanbir kavramdır. Kavram, önceleri sadece harflerden oluşan kodları çözmeyi ifade edecek anlamda kullanılmaktaydı. Ancak son yıllarda kavramın çerçevesinin gitgide genişlediğini görmekteyiz. Okuma, eğitimin her alanı için etkili bir araçtır. Özellikle ana dili eğitimi çerçevesinde okuma becerilerinin geliştirilmesi başlıca amaçlar arasında yer almaktadır. Okuma becerisinin gelişmesi için öğrencilerin çok sayıda ve değişik niteliklerdeki metinlerle karşılaşması önemlidir. Öğrencilerin bu farklı tür ve nitelikteki kendileri için uygun olacak metinlerle karşılaşmasında öğretmenlerin rolü büyüktür. Çok sayıda metinin üretildiği günümüzde öğrencinin okuma becerisi geliştirecek, okuma alışkanlığı kazanmasını sağlayacak metinlerle muhatap olmasında öğrenciler için önemli bir rol model olduğu düşünülen öğretmenlerin tavsiyeleri ve yönlendirmelerinin etkili olduğu söylenebilir. Bu amaçla öğretmenlerin doğru tavsiyelerde bulunması amacıyla öğretmen kılavuz kitaplarında tema başlarında öğretmenlerin öğrencilere tavsiye etmesi için birçok kitap ismi yer almaktadır. Öğrencilerin işlenen temalarla ve bu temalardaki metinlerle uyumlu edebi eserlerle tanıştırılmaları derslerin işleniş sürecini daha verimli kılmak adına önem arz etmektedir. Bu açıdan düşünüldüğünde ana dili derslerinde yapılacak kitap tavsiyelerinin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Nitel araştırma temele dayalı doküman analizi yönteminin kullanılacağı bu çalışmada, kılavuz kitaplarda yer alan tavsiye kitapların detaylı incelenmesi, çeşitli temalara göre analizlerinin yapılması ve çeşitli değişkenler açısından karşılaştırmaların yapılması söz konusu olacaktır. Bu şekilde kitaplarda yer alan tavsiye sisteminin ana hatları ortaya çıkarılarak yorumlanması amaçlanmaktadır. Çalışmada hem Millî Eğitim Bakanlığı hem de özel yayınevleri tarafından ilkokul ve ortaokullar için hazırlanan Türkçe dersi öğretmen kılavuz kitapları incelemeye alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Türkçe Dersi, Öğretmen Kılavuz Kitabı, Okuma Alışkanlığı, Kitap Tavsiyesi. 57 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL BİLGİLER 5. ve 6. SINIF DERS KİTAPLARINDA HARİTA KULLANIMI Suat POLAT, Ünsal BEKDEMİR Bu çalışmanın amacı, Sosyal Bilgiler 5. ve 6. sınıf ders kitaplarında (Milli Eğitim Bakanlığı “MEB” ve özel yayınevleri tarafından yayınlanan) harita kullanımı incelemektir. Bu amaç çerçevesinde MEB’e bağlı Talim ve Terbiye Kurulu ve özel yayınevleri tarafından hazırlanan 5. ve 6. sınıf ders kitapları içerik analizine tabi tutularak ders kitaplarında kullanılan harita sayıları, türleri ve ünitelere göre dağılımları incelenmiştir. Ayrıca Sosyal Bilgiler Öğretim Programı incelenerek harita becerileri ile ilgili kazanımlar çalışmanın kapsamı içinde belirtilmiştir. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veri toplama yöntemi olarak ise doküman incelemesi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda özel yayınevleri tarafından hazırlanan Sosyal Bilgiler 5. sınıf ders kitabında toplam 12 adet harita, Sosyal Bilgiler 6. sınıf ders kitabında ise 30 adet harita 1 adet kroki ve 4 adet küre kullanıldığı görülmüştür. MEB tarafından hazırlanan Sosyal Bilgiler 5. sınıf ders kitabında toplam 57 adet harita ve 1 adet küre, Sosyal Bilgiler 6. sınıf ders kitabında ise 38 adet harita ve 7 adet küre kullanıldığı görülmüştür. Kullanılan haritaların türlerine, ünitelere göre dağılımına, yeterlilik derecelerine tablolar halinde yer verilmiş olup elde edilen tablolar yorumlanarak sonuçlar çıkarılmıştır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Harita, Ders Kitabı, Öğretim Programı. COĞRAFYA EĞİTİMİNDE ÇİZGİ ROMAN KULLANIMI VE ÖRNEK BİR İNCELEME: GÖÇÜN MEKÂNSAL ETKİLERİ Ali Ekber GÜLERSOY, Berkay TÜRKAL Coğrafya, doğal ve sosyoekonomik mekânsal ilişkilerin sentezi ve bunu algılama çabasıdır. Söz konusu sentezin eğitim-öğretim ayağında ise birçok araç-gereç, yöntem kullanılagelmiştir. Bunlar içerisinde öğrenmeyi ilgi çekici kılacak karikatürler, çizimler, çizgi-romanlar da mevcuttur. Çizgi roman, coğrafya derslerinin ve kitaplarının tekdüzeliğinden sıkılmış öğrencilere yardımcı olabilecektir. Günümüzde dünyada ve özellikle ülkemizde coğrafya eğitiminde çizgi-roman kullanımı yaygın değildir. Ülkemizdeki mevcut çalışmalar (sayısı çok azdır) ise oldukça sığ olup teknik ve anlaşılabilirlik düzeyi düşüktür. Bu çerçevede, coğrafya eğitiminde çizgi roman kullanımının uygun olup olmadığı sorgulanmalı ve bundan hareketle örnek çalışmalar yapılmalıdır. Bu araştırmada sözü edilen gerekçelerle coğrafya eğitiminde çizgi roman kullanımı ele alınacak ve örnek bir ünite (Göçün Mekânsal Etkileri) hazırlanacaktır. Söz konusu örnek ünitenin hazırlanması, çizgi roman kullanımının coğrafya ders kitaplarında yer almasını ve derslerde aktif olarak kullanılmasını hedeflemektedir. Araştırmada betimsel ve örnek olay inceleme yöntemleri kullanılacaktır. Anahtar Kelimeler: Coğrafya Eğitimi, Çizgi Roman Kullanımı, Göçün Mekânsal Etkileri. 58 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ ÖĞRENCİLERİNİN COĞRAFYA ALANINA YÖNELİK ÖZ-YETERLİKLERİNİN İNCELENMESİ Tahsin YILDIRIM, Ünal ŞİMŞEK Sosyal Bilgiler öğretmenliği lisans programı farklı disiplinleri içinde barındıran sarmal yapıda hazırlanmış bir programdır. Bu açıdan bakıldığında sosyal bilgiler öğretmenliği öğrencilerinin farklı disiplinlerle içi içe bir eğitim aldığı görülmektedir. Sosyal yapının mekânla etkileşimi ve bu etkileşimden ortaya çıkan yapının açıklanmasında coğrafyanın önemli bir yeri vardır. Bu sebeple sosyal bilgiler öğretmenliği öğrencilerinin coğrafya alanına yönelik öz-yeterlikleri önem arz etmektedir. Bu araştırmada, Sosyal bilgiler öğretmenliği öğrencilerinin coğrafya alanına yönelik öz yeterliliklerinin farklı değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, Aksaray Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği öğrencileri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma verileri Karadeniz (2005) tarafından geliştirilen 19 maddeden oluşan “Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Coğrafya Alanına İlişkin Öz Yeterlik İnancı” ölçeği ile toplanmıştır. Verilerin analizinde SPSS19 paket programı kullanılmış ve elde edilen verilerin frekans ve yüzde analizi yapılmış ulaşılan bulgular değişkenlere bağlı olarak incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler Eğitimi, Öğretmen Adayı, Coğrafya, Öz-Yeterlik. SÖZEL ÖĞRETMEN YAKINLIĞININ ÖĞRENCİLERİN GÜDÜLENMELERİNE VE ÖĞRETMENLERİNİN YAKINLIK DERECESİNİ DEĞERLENDİRMELERİNE ETKİSİ Mustafa ASLAN Eğitim insani ilişki örüntülerini içeren bir süreçtir. Öğretmen ve öğrenci arasında insani ilişki öğrencide öğretmen ve okulla ilgili olumlu duygular oluşmasına neden olabilir. Bu sayede öğrenci daha öğrenme noktasında daha iyi güdülenebilir. Bu araştırmada dersten önce öğretim görevlisinin öğrencileri tek tek karşılamasının ve selamlamasının öğrencilerin genel motivasyonlarına, öğretmenleri ile kurdukları olumlu ilişki alt motivasyonuna ve öğretmen yakınlığını değerlendirmelerine olan etkisi incelenmiştir. Araştırmaya 54 çocuk gelişimi öğrencisi katılmıştır. Rast gele bir şekilde iki gruba ayrılmış çocuk gelişimi öğrencileri deney ve kontrol gruplarını oluşturmuştur. Öğretim görevlisi deney gruplarına derse girmeden önce tek tek öğrencileri selamlamış onlara hal hatır sormuştur. Yapılan ön test, son test sonucunda gruplar arasında genel motivasyon ve öğretmenle olan olumlu ilişkiler alt testi açısından deney grubunun son test sonuçlarının kontrol grubundan yüksek olduğu fakat bu farkın istatistiksel olarak anlamlı bir noktaya ulaşmadığı görülmüştür. Uygulamanın sonunda öğrencilerin öğretim görevlisini öğretmen yakınlığı açısından değerlendirmeleri istenmiştir. Deney grubunun öğretim görevlisine öğretmen yakınlık ölçeğinden verdiği puan, kontrol grubunun verdiği puandan daha yüksek çıkmıştır. Fakat yine bu fark istatistiksel olarak anlamlı düzeye ulaşmamıştır. Tavan etkisinin sonuçları etkilediğini düşündüğümüz bu çalışmada öğretmen yakınlığını arttırma yönünde ki diğer çalışmalar için yol göstermek amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Öğretmen Yakınlığı, Güdülenme, Çocuk Gelişimi, Öğretmen Öğrenci İlişkisi. 59 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ÇANAKKALE İLİNDE ZEYTİNCİLİK FAALİYETİ Rüştü ILGAR Çanakkale’de zeytinin Oleaeuropeaoleaster (delice) ve Oleaeuropeasativa (ehli) olmak üzere iki türü vardır. Çanakkale de kayıtlara girmiş ilk zeytincilik faaliyeti antik Yunanda ile başlamıştır (Ayvacık ilçesindeki Gargara, Küçükkuyu, Assos). Çanakkale’nin tarımsal faaliyetleri içerisinde zeytincilik önemli bir yere sahip olup toplam 27175 hektar alandan oluşmaktadır. Tarım alanları içerisindeki payı % 8.15 dir. Çanakkale’de çoğu yağlık zeytinlerden oluşan 4.413.357 adet zeytin ağacı bulunmakta ve tür olarak Ayvalık çeşidi türündedir. Ezine ve Ayvacık Çanakkale ilinin zeytincilikte en önemli lokasyonlarıdır. Bu iki ilçe il genelindeki zeytin ağaçlarının %74.27 sini bulundurur. İldeki zeytincilik maliyet ve düşük fiyat politikası nedeniyle oldukça olumsuz etkilenmektedir. Sürme, ot, salgın hastalık, ulaşım güçlüğü çözüm bekleyen ön önemli önceliklerdir. Anahtar Kelimeler: Çanakkale, Zeytin, Zeytincilik, Zeytincilik Sorunları. ÖZEL YETENEKLİLERDE SOSYAL BİLGİLER EĞİTİMİ Erşah KAYAPINAR, Oğuzhan YAVUZ, İbrahim KOÇ Öğrenilen bilgilerin daha anlamlı ve kalıcı olması, öğrencinin daha kolay öğrenmesi ve birçok becerinin gelişmesi için birçok yöntem ve teknik geliştirilmektedir. Bundan dolayı bir öğretmenin öğretimi planlama, materyal geliştirme, öğretim yapma ve öğretimi yönetme kapasitesine sahip olması gerekir. Öğrenme ortamları, her bir öğrenen için hiçbir zaman aynı ve mükemmel değildir. Her bir bireye uygun öğrenme ortamı oluşturulabilmesi için, öğrenme ortamı düzenlenirken öğrencilerin; öğrenme biçimleri, zeka, yetenek, *hazır bulunuşluk düzeyi, bireysel farklılıklar göz önünde bulundurulmalıdır. (Tay-Öcal, 2008) Bu araştırmada özel ve üstün yetenekli olduğu test ve çalışmalarla ortaya konulmuş öğrencilerin Sosyal Bilimler alanındaki ilgi ve yeteneklerini ortaya çıkartabilecek bir takım materyal ve etkinlik tasarımları geliştirilmiştir. Hazırlanan etkinlik, materyal tasarımı ve projelerin MEB, TÜBİTAK gibi kurumların düzenlediği farklı yarışmalarda Türkiye ve bölge 1.likleri gibi dereceleri vardır. Sosyal Bilgiler eğitimi alanında çalışma yapan akademisyenler, ilgili alan öğretmenleri ve bu alanda eğitim alan öğrenciler için alternatif uygulamaların paylaşılmasının yararlı olacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Özel Yetenek, Üstün Zekâ, Materyal, Etkinlik, Tasarım. 60 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ANAOKULU ÖĞRENCİLERİNDE TRAFİK ALGISI Erşah KAYAPINAR, Oğuzhan YAVUZ, İbrahim KOÇ Okul öncesi eğitim; çocuğun doğduğu günden temel eğitime bağlandığı güne kadar geçen 0-6 yaş arasındaki dönemi kapsayan ve çocukların daha sonraki yaşamlarında çok önemli bir yeri olan, bedensel, sosyal, duygusal, zihinsel ve dil gelişimlerinin büyük ölçüde tamamlandığı, bu doğrultuda kişiliğin şekillendiği gelişim ve eğitim süreci olarak tanımlanabilir. Trafikte yaşadığımız problemlerin birçoğunun eğitim eksikliği yüzünden oluştuğu ortadadır. Trafik konusunda, bireyin hayatının her evresinde alacağı eğitim bir şeyler kazandırmakla birlikte, okul öncesi dönemde alacağı bilinçli trafik eğitimi, bireyin trafik kurallarına riayet etmesini bir alışkanlık ve yaşam tarzı olarak görebilmesini sağlayacaktır. Anaokulu Öğrencilerinde Trafik algısı adlı çalışmanın içeriğini Kırşehir Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polis Şube Müdürlüğü koordinesinde uygulanan Trafikte Eğitimli Çocuklar Güvenli Yolculuklar Projesi kapsamında 2013 yılı Ekim ve Kasım aylarında Yusuf Demir Bilim ve Sanat Merkezi öğrencileri gerçekleştirilen “Trafikte Minik Adımlar” adlı proje oluşturmaktadır.Projede amaç Kırşehir 80. Yıl Anaokulu örneğinde Okulöncesi öğrencilerinde trafik bilincini sağlamak, trafik işaretlerinin öğrenilmesinde proje ekibi tarafından hazırlanan trafik kartlarının katkısını ortaya koymak ve trafik konusunda okulöncesi öğrencilerin bilinçli birer vatandaş olarak yetişmelerine katkı sağlamaktır. Proje sonucunda okulöncesi öğrencilerde trafik algısı ve trafik eğitiminde çözüm önerileri sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Okulöncesi, Anaokulu, Trafik, Algı. COGNITIVE and DISCOURSE ANALYSIS: KYRGYZ ETHNOCULTURAL CONCEPT‘KUDA’ (kinshiptermfor in-laws) Aida KASİEVA Summary Cognitive linguistics is recognized as an inter disciplinary science. It covers a number of sciences such as: cognitivep sychology, cognitive linguistics, cognitive anthropology, cognitive sociology, and cognitive literature studies. Almost in everyfield of the Humanities Cognitivistics has acquired a special branch, which is connected with the application of cognitive approachand / orcognitive analysis. As one of the former CIS countries the Kyrgyz Republic acquired its independence after collapse of the former USSR and still considered as a young country. Likewise, the scientificsphere of the country is on the process of its development. Accordingly, works of art, science and literature have only started to be translated from the Kyrgyz language into English. Therefore we have taken steps in analyzing, and criticizing translations by means of cognitive discourse analysis. Thus the present study dealswith attempts to apply cognitive science on translation material. As the key concept for suggested case study, we have selected the Kyrgyz ethno-linguistic kinshipterm ‘kuda’ (kinshipterm for in-law relatives), which is extracted from the historical and literary work (ST) “Barsbek” (Raev, 2012) and its translated version in the TT. The concept is provided with the cognitive analysis. Definite assumptions and recommendations are suggested concerning the methods of their representation in the English language (TL). The study rests on scientific works both of classical American cognitivism and of Russian structural semanticinvestigations, despite the fact that both of them have developed on their own with their own terminologies that have much in common. The cognitive analysis of our study is conducted according to the Russian types of concept typology. Key Words: Conceptualization, Concept Sphere, Mental Processing, Frames, Rational İmages, Associative İmages, Prototypes, Script, Gestalt, İmage Schemas, Tenor, Mode, Field, Register, Core Concepts, Critical Discourse Analysis. 61 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir EĞİTSEL MEKANLARA DAYALI ÖĞRENME ORTAMLARI Özlem ULU KALIN, Arcan AYDEMİR İnsanoğlu var olduğundan bu yana hayatını devam ettirebilmek ve kolaylaştırabilmek için yeni şeyler öğrenmeye, yeni şeyler üretmeye, öğrendiği ve ürettiği şeyleri bir sonraki nesillere çeşitli yöntemlerle aktarmaya çalışmıştır. İnsan doğası gereği tek başına hayatını devam ettiremez; farklı insanlarla etkileşimde bulunup iletişime geçmek zorunda ve zincirin bir halkası olmak durumundadır. Ancak bu şekilde varlığını devam ettirebilir ve kendinden beklenen görevlerini yerine getirebilir. Yazının icadı ile daha bilimsel hale gelen aktarım işleri, taş duvarlardan, hayvan derilerine, taş tabletlerden papirüslere, kağıtlara ve bilgisayara kadar ilerlemiştir. Yazdıklarını kaydeden ve kayıtlarını saklayan insanoğlu, sistemsiz bir şekilde genç nesillere bilgi aktarımında bulunmuş, keşiflerini, icatlarını paylaşmışlardır. İnsanlar doğuştan sahip olduğu yeteneklerini yeni bilgileriyle harmanlamış ve yeni öğrenmeler kazanmıştır. Sistemsiz şekilde yapılan bilgi aktarımı zaman ilerledikçe sistemli hale gelmiş ve kurumsallaştırılmıştır. İstendik davranış değişikliği süreci olarak tanımlanan eğitim, ilk çağ medeniyetlerinde olduğu gibi farkındasızlık durumundan teknoloji/bilişim çağında sistemli, kontrollü ve kurumsal bir hale gelmiştir. Mekan insanın tüm faaliyetlerini gerçekleştirdiği ortamdır. Eğitim anne karnında başlar ve ölünceye kadar devam eder. Bu bağlamda düşünüldüğünde eğitsel mekan aslında insanın yaşadığı her yer olarak düşünülebilir. Birey kendi yaşantıları sonucu yeni öğrenmeler gerçekleştirebilir. Eğitim sistemi içerisinde var olan eğitsel mekanlar okul, sınıf, laboratuvar, dershane, etüt eğitim merkezi, çalışma odası gibi bireyin eğitim işini sistematik olarak aldığı eğitim kurumlarıdır. Bu çalışmanın amacı, eğitsel mekanlarda oluşturulabilecek öğrenme ortamlarını tanımlamak, bu ortamların yararları ve sınırlılıkları ile ilgili bilgi paylaşımında bulunmaktır. Anahtar Kelimeler: Eğitsel Mekan, Öğrenme Ortamı. VATANDAŞLIK VE DEMOKRASİ EĞİTİMİ DERSİNDE KARİKATÜR KULLANIMININ ÖĞRENCİLERİN AKADEMİK BAŞARI VE TUTUMUNA ETKİSİ Kamil UYGUN, Servet SUNA ÜZTEMUR Araştırmanın amacı, Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi dersinde karikatür kullanımının öğrencilerin akademik başarısına ve tutumlarına olan etkisini ortaya koymaktır. Araştırmanın çalışma grubunu, 2014-2015 Öğretim Yılı’nda Manisa ili Merkez Yunus Emre İlçesi’nde Sekiz Eylül Kemal Neşen Dömekeli Ortaokulu’nda okuyan 8-A ve 8-B sınıfı öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırma, eşitlenmemiş kontrol gruplu yarı deneysel çalışmadır. Deneysel işlem sırasında; deney grubuna karikatür kullanılarak öğretim yapılırken kontrol grubuna ise programda öngörülen öğretim verilmiştir. Veri toplama aracı olarak akademik başarı testi ve tutum ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde, frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, t-testi ve çift yönlü varyans analizinden yararlanılmıştır. Bu analizler yapılırken SPSS 22 programı kullanılmıştır. Araştırmanın sonunda, karikatür kullanımının öğrencilerin başarılarını ve tutumlarını anlamlı düzeyde artırdığı ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi, Karikatür, Akademik Başarı, Tutum. 62 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SINIF ÖĞRETMENLERİNİN ŞİİR ÖĞRETİMİNE İLİŞKİN UYGULAMALARI Bekir YILDIZ, Serdarhan Musa TAŞKAYA Türkçe öğretimi anlama yeteneği ve anlatma becerilerinin kazandırılmasıyla gerçekleştirilmektedir. Türkçenin etkinlik alanlarından okuma ve dinleme yeteneğiyle anlama, yazma ve konuşma becerileriyle anlatma alanları gelişmektedir. Türkçe öğretimi, dinleme, okuma, konuşma, yazma becerileriyle bir bütünlük oluşturarak çok yönlü, girişik uygulamalar içeren beceri ve alışkanlıklar alanıdır. Türkçe öğretiminde kullanılan dört temel beceri alanlarının uygulamaya dönük en etkili yazın türlerinden birisi de şiir öğretimidir. Şiir, dili, düşünceyi, estetik duyguyu, yaratıcı bakış açısını geliştirerek daha etkin ve verimli bir öğrenme ve öğretme ortamı sağlar. Bu araştırmanın amacı, sınıf öğretmenlerinin şiir öğretimine ilişkin uygulamalarının neler olduğunu belirlemektir. Araştırma verileri, sınıf öğretmenleriyle görüşme metodu yoluyla elde edilecektir. Bu amaç doğrultusunda araştırmacılarca hazırlanan görüşme formunda üç adet açık uçlu soru yer almaktadır. Görüşme, izin veren öğretmenlerle ses kaydı şeklinde, diğerleri ile araştırmacıların yazıya geçirilmesiyle kaydedilecektir. Verilerin analizinde içerik analizi kullanılacaktır. Araştırmanın katılımcılarını Mersin ilinin üç farklı ilçesindeki (Mezitli, Yenişehir, Erdemli) 16 farklı ilkokulunda görev yapan 28 sınıf öğretmeni oluşturacaktır. Araştırma, nitel araştırma tekniği ile yürütülecektir. Elde edilecek veriler araştırmacılar tarafından ayrı ayrı kodlanacak ve kodların tutarlılık katsayısı hesaplanacaktır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre öğretmenlere ve bakanlığı çeşitli önerilerde bulunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Şiir Öğretimi, Dil, Anlama, Anlatım. MAIN CHALLENGES FOR ROMANIAN TEACHER EDUCATION IN GEOGRAPHY: THE STATUS OF GEOGRAPHY AND OF GEOGRAPHY TEACHERS Oana-Ramona ILOVAN In our research we considered the hypo the sis that some of the main challenges for Romanian teache reducation in Geography were the status of Geography and of Geography teachers. In order to confirmor in firm this hypot he sis we split our research in to two sections. First, were searched the Romanian massmedia during 2014 fore stablishing the role and the status of teachers in the Romanian society. We considered that teachers’ status was one of the main factors that in fluenced undergraduates’ decision to consider a teaching career. Secondly, were searched the status of Geography, as a subject matter, in comparis on to other subject matters, in official documents regulating the number of hours that this should have in the pre-university system (from the primary grades to high school). We considered this another factor that in fluenced undergraduates’ decision to consider a teaching career in Geography. At theend of our research we concluded that the hypo the sis was confirmed and we suggested a series of measures that could improve the teachers’ status in the Romanian society and that of Geography as a subject matter in order to encourage and support pre-service and in-service teacher education in Geography. Key Words: Geography, Mass Media, Official Documents, Teaching Career. 63 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir PRE-SERVICE TEACHER EDUCATION IN GEOGRAPHY. FOCUS ON ROMANIA Eliza Maria DULAMA In this paper we analysed the Romanian legislation that regulated the present pre-service teacher education in Geography. We analysed the two levels that university students have to under go in order to be come teachers: level I for teachers who may teach pupils up to the 10th grade and level II for high school teachers. We analysed the curricul a for the two levels while underlining the role and importance that the Didactics of Geography had during the pre-service teacher education Geography. We compared these curricul a with the old curricul umapplied before signing the Bologna Declaration. Were alised also a SWOT analysis of the present pre-service teacher education and, in the end, wega veseveral examples of students’ and teachers’ opinions about their preservice teacher education in Geography. Key Words: Legislation, Curricula, Didactics Of Geography, Bologna Declaration. SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE GOOGLE EARTH YAZILIMININ ÖĞRENCİ BAŞARISINA ETKİSİ Mustafa CİN, Mualla ÖĞÜTVEREN Google Earth, CBS tabanlı bir yazılım olup içerisinde barındırdığı özellikler nedeni ile sosyal bilgiler dersinin öğretiminde sıklıkla kullanılabilir. Yazılımın öğrenci başarısına etkisi olup olamadığını belirlemek için “coğrafi konum” konusu seçilmiş ve ortaokul 6. sınıflara uygulanmıştır. Giresun ili, Şebinkarahisar ilçesindeki bir okulda okuyan 49 öğrenci araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Araştırma, “öntest-öğretim-sontest” şeklinde tasarlanmıştır. Öğrencilerin öğretim öncesi ve sonrası bilgi düzeylerini ölçmek için dilsiz haritalar kullanılarak 3 soru grubundan oluşan bir ölçme aracı geliştirilmiştir. Öğrenci cevapları sayısallaştırılarak yüzdelik ve frekansları alınmıştır. Veri analizi sonucunda Google Earth programının öğrenci başarısını artırdığı görülmüştür. Araştırmanın sonucunda Google Earth programının kullanımı ile ilgili öğretmenlere tavsiyelerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Google Earth, Coğrafi Konum, Öğretim, Sosyal Bilgiler, Coğrafya. 64 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SİYAH-BEYAZ FOTOĞRAFLARLA KARADENİZ EREĞLİ-SÖZLÜ TARİH ÇALIŞMASININ YEREL TARİH VE KÜLTÜR DERSİ (SEÇMELİ) KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ Barış KAYA, Şinasi SÖNMEZ Siyah-Beyaz Fotoğraflarla Karadeniz Ereğli-Sözlü Tarih Çalışmasının Yerel Tarih ve Kültür Dersi (seçmeli) Kapsamında Değerlendirilmesi Bu sözlü tarih çalışması, Zonguldak İli, Kdz.Ereğli İlçesi hakkında literatürde yeterince sözlü tarih çalışmasının olmamasından kaynaklanan, boşluğun doldurulmasını ve Kdz.Ereğli’nin sözlü tarih alanında da hakkı olan yeri almasını amaçlamaktadır. Çalışmamız sırasında Kdz.Ereğli’nin Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren Türkiye’nin sosyal, ekonomik, siyasi alanlarda yaşadıklarını mikro düzeyde yaşayan bir laboratuarı andırdığını sezinledik, bu da bizim çalışmamız konusunda şevk ve ilgimizi arttıran en önemli faktör oldu. Bu sözlü tarih çalışması, daha önce aynı araştırmacılar tarafından, bir bilimsel araştırma projesi (BAP) olarak yürütülen “Ereğli Halkının Belleğinde Cumhuriyet Bayramları” isimli, yine sözlü tarih çalışması olan projeden büyük oranda esinlenmiş ve 2 yılı aşkın bir süre boyunca Kdz.Ereğli genelinde yapılan araştırmaların bir ürünü olarak ortaya çıkmış bir çalışmadır (Sönmez ve Kaya, 2015). Bu çalışmada siyah beyaz fotoğraflar, Ereğli’de ilk fotoğrafçılık mesleğiyle iç içe geçmiş, Ereğli’nin sosyal tarihini, burada yaşamış kişilerin anıları ile birleştirerek, 1920’lerden başlayıp 1970’li yıllara kadar uzanan zaman diliminde değerlendirilmiştir. Çalışma konularını belli temalar yerine kronolojik bir sıraya koyarak, genellikle on yıllık zaman dilimleri halinde Ereğli’de belli başlı değişimleri söyleşi yaptığımız kişilere anlattırdık. Sosyo-ekonomik değişimlere bağlı olarak nüfus artışı ve buna bağlı gelişmeleri fotoğraflar eşliğinde anlattık. Örneğin şehrin mahallelerinin, yollarının ve sokaklarının artması, çarşı merkezinin genişlemesi, park alanlarının yapılması burada yaşayanlarda unutamayacakları anılar bırakmıştır (Sönmez ve Kaya, 2015:8). 2013-2014 Eğitim-Öğretim yılından beri, İlköğretim Bölümü, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Anabilim Dalında, 3. Sınıflarda seçmeli ders olarak okutulan, “Yerel Tarih ve Kültür Dersi”’nin içeriğini, yayınlanma aşamasına gelen “Siyah-Beyaz Fotoğraflarla Karadeniz Ereğli-Sözlü Tarih Çalışması” adlı eser oluşturmaktadır. Bu çalışmanın Sosyal Bilgiler Öğretimi Programında bulunan; kavram, değer ve becerilerin öğretiminde, yerel tarih ve sözlü tarih çalışmalarının derslerde kullanılması amacına hizmet etmesi ve araştırmacılara bir örnek teşkil etmesi amaçlanmıştır. Kaynak Şinasi SÖNMEZ, Barış KAYA. (2015). Siyah-Beyaz Fotoğraflarla Karadeniz Ereğli-Sözlü Tarih Çalışması, Pegem Akademi, Ankara. (Dizgi aşamasında) Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler Öğretimi, Yerel Tarih, Sözlü Tarih. OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE DANS İLE ÖĞRETİM ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Gökhan HAMZAÇEBİ, Nafız KÖSE Çocukların beden, zihin ve duygu gelişimini ve iyi alışkanlıklar kazanmasını sağlamak okul öncesi eğitimin temel amaçları arasında yer almaktadır. Bu amacı gerçekleştirmek için programda pek çok kazanım mevcuttur. Zengin öğrenme ortamı ve öğretim etkinlikleri ile ders işlemek programda yer alan kazanımları öğretmek için kritik değere sahiptir. Okul öncesi eğitimde oyunla öğretim, öğretmen ve öğrencileri başarıya götüren öğretim etkinliklerinin başında gelir. Zaten oyun temelli öğretim, 2013 yılında oluşturulan eğitim programının temel ilkeleri arasında yer almıştır. Drama etkinlikleri, kukla, pandomin, dans, müzik eşliğinde oynanan oyunlar ve oyuncaklar ile yapılan etkinlikler, okul öncesi eğitimde sıkça kullanılan etkinliklerden bazılarıdır. Okul öncesindeki dans etkinliklerin daha çok yıl sonu gösterilerinde kullanıldığı, buna karşılık kazanımların öğretiminde yeterince kullanılmadığı görülmektedir. Bu çalışma, dans ile öğretimin okul öncesi sınıflarda kullanılmasındaki gerekliliğini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amacı gerçekleştirmek için öncelikle konu ile ilgili literatür analizi yapılmış, daha sonra 10 okul öncesi öğretmeni ile mülakat yapılmıştır. Araştırmanın sonuçları doğrultusunda öğretmenlere ve program geliştiricilere tavsiyelerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Okul Öncesi, Oyun Temelli Öğretim, Müzik, Dans, Ritim. 65 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ÖZEL OKUL ÖĞRETMENLERİNİN EĞİTİMDE TEKNOLOJİ KULLANIMINA İLİŞKİN TUTUM VE DÜŞÜNCELERİ (SAMSUN İLİ ÖRNEĞİ) Emrah AKMAN, Ahmet ÜSTÜN Teknolojinin hızla ilerlemesi ile birlikte toplumlar her geçen gün teknolojiye daha çok ihtiyaç duymakta ve teknolojik gereksinimlerini artırmaktadırlar. Teknolojik araçlar eğitim-öğretimde de kullanılmaktadır. Özellikle internetin bu denli gelişmiş olması hem bilginin çok hızlı yayılmasını hem de sanal eğitim materyallerinin paylaşılmasını sağlamaktadır. Tüm bunlar göz önüne alındığında öğretmenlerin teknolojiye ve teknolojiyi sınıf ortamında kullanmaya yönelik geliştirdikleri tutumun önemi ortaya çıkmaktadır. Bu araştırmanın amacı, Samsun’daki özel okullarda görev yapmakta olan öğretmenlerin öğretimde teknolojiden yararlanılmasına yönelik tutum ve düşüncelerini ortaya çıkartmaktır. Araştırma 2014-2015 eğitim-öğretim yılı içerisinde Samsun’daki özel okullarda görev yapan 30 öğretmen üzerinde gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmada hem nitel hem de nicel araştırma yöntemleri kullanılmış olup, veri toplama aşamasında, Yavuz (2005) tarafından geliştirilen, 5 faktörden ve 19 maddeden oluşan “Teknoloji Tutum Ölçeği” kullanılmış öğretmenlerin eğitimde teknoloji kullanımına yönelik düşüncelerini ortaya çıkarmak amacıyla 6 öğretmen ile yarı yapılandırılmış görüşme yapılmıştır. Araştırma süreci devam ettiğinden sonuçlara henüz ulaşılamamıştır. Sonuçlara ulaşıldığında eklenecektir. Anahtar Kelimeler: Özel Okul, Öğretmen, Teknolojiye Karşı Tutum. 4. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE TARİHİ ROMAN KULLANIMININ ÖĞRENCİ BAŞARISINA ETKİSİ Nazım KURUCA, Mustafa TURN Ülkemizde Sosyal Bilgiler dersine ait öğretim yöntemleri son yıllarda ciddi bir gelişim ve değişim göstermektedir. Yapılan uygulamalarda geleneksel ve daha çok ezbere dayalı bir eğitimin yerine; yapılandırmacı (Constructivist) yani öğrenciyi merkeze alan bir eğitim sistemi uygulanmaya çalışılmaktadır. Sosyal Bilgiler dersinde özellikle tarihî konularının öğretilmesi, davranışçı olarak ifade edilen öğretmen merkezli bir uygulamanın yanında, keşfedici olan ve öğrenciyi merkeze alan bir sisteme doğru götürülmektedir. Tarihi konuların öğretilmesi sadece ders kitabı ya da yardımcı kitaplar sayesinde istenilen başarıya ulaşamamıştır. Günümüzde özellikle ilkokullarda Sosyal Bilgiler dersinin içinde yer alan tarih bölümünün öğretilmesinde ve bilgilerin pekiştirilmesinde daha başka kaynakların kullanılmasına da ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle tarihî romanların ve diğer tarih içerikli edebî eserlerin öğrencilerin tarih alanına ve bu alanın öğrenilmesine ilgilerini ne kadar arttırdığı merak konusudur. Ülkemizdeki üniversitelerde bu ve benzeri dersler için yapılan çalışmalar özellikle ilkokul öğrencilerinin konuları daha iyi öğrenmelerine katkı sağlayacaktır. Bu çalışma, ilkokul 4. sınıfta Sosyal Bilgiler dersinin öğretilmesinde “tarihî romanların” ders kitaplarının yanında yapılandırmacı yaklaşıma uygun bir öğretim materyali olarak kullanılmasının öğrencilerin ders başarıları üzerinde etkisinin olup olmadığına cevap bulmak üzere yapılmıştır. Araştırma Giresun ilindeki iki okulda toplam 70 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Tarihi romanların öğretimdeki etkisini belirlemek amacıyla deney grubu ve kontrol grubu oluşturulmuştur. Deney grubu öğrencilerine tarihi romanlar kullanılarak, kontrol grubu öğrencilerine de geleneksel yöntemler kullanılarak öğretim gerçekleştirilmiştir. Her iki gruba da araştırmacı tarafından hazırlanan başarı testi uygulanmıştır. Elde edilen veriler t-testi kullanılarak analiz edilmiştir. Veri analizi sonucunda deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırma sonucunda program geliştiricilere ve öğretmenlere çeşitli tavsiyelerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Tarihi Roman, Öğretim. 66 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir 11. SINIF COĞRAFYA DERS KİTABININ ŞEKİL VE İÇERİK YÖNÜYLE İNCELENMESİ Tahsin YILDIRIM, Enes TARIM, Kenan ARIBAŞ Türkiye’nin geline yayılmış ders kitaplarının doğru bilgiye sahip ve hassas olması beklenir. Bunun tersi farklı anlamları içerir. Coğrafya ders kitapları hem konu alanı ders kitabı inceleme metotları, hem de entelektüel açıdan sorunludur. Kitaplarda sayısız sorun içinde en acı olanı hatalı bilgilerin varlığıdır. Bu bilgiler etrafında kendini gerçekleştirmeye çalışan öğrencilerin başarısız ve hatalı bilgiler ile donatılması kaçınılmazdır. Bilimsel bilginin sağlıklı kullanılması gereklidir. Bu çalışmada 272 sayfa ve beş bölümden oluşan, 11.Sınıf Coğrafya ders kitabı yazınsal ve görsel açıdan incelenmiştir. Tespit edilen hata ve eksikliklere çeşitli önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Coğrafya Öğretimi, Lise Ders Kitapları,Şekil ve İçerik İnceleme. 6. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİ“İPEK YOLUNDA TÜRKLER” ÜNİTESİNDE KAVRAM BULMACALARININ BAŞARIYA ETKİSİ Halil TOKCAN, Hacer OĞUZ, Sıdıka YİTER, Yasemin KESMECİ, Hasan KARAKUŞ Bu çalışmanın temel amacı 6. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi “İpek Yolunda Türkler” Ünitesinde Kavram Bulmacalarının Başarıya Etkisini ortaya koymaktır. Araştırma öntest-sontest kontrol gruplu deneysel desen (ÖSKD) modelinde tasarlanmıştır. Araştırmaya 2014–2015 öğretim yılının güz döneminde Niğde ili merkezde yer alan orta okula devam eden 6. sınıf öğrencileri katılmıştır. Deney grubundaki öğrencilere kavram bulmacaları yöntemiyle, kontrol grubundaki öğrencilere programın öngördüğü şekilde öğretim yapılmıştır. Öğrencilere program öncesinde ve sonrasında başarı testi öntest-sontest olarak uygulanmıştır. Verilerin analizi için t-testi uygulanmıştır. Yapılan analizlerden elde edilen sonuçlar şunlardır; Öğretim bitiminde hem deney hem de kontrol grubuna uygulanan sontest sonuçlarına göre; deney grubundaki öğrenciler kontrol grubundaki öğrencilere göre daha başarılı olmuştur. Bu sonuç bize kavram bulmacaları ile desteklenerek yapılan öğretimin sadece programa dayalı öğretime göre daha etkili olduğunu göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Kavram Bulmacası, İpek Yolunda Türkler, Kavram. 5. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERS KİTAPLARINDA DERS PROGRAMINDAKİ KAVRAMLARIN YER ALMA DURUMU Halil TOKCAN, Yasemin KESMECİ, Sıdıka YİTER, Hasan KARAKUŞ, Hacer OĞUZ Bu çalışmanın amacı, 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarında Ders Programındaki Kavramların Yer Alma Durumunu tespit etmektir. Çalışmada bu amaçla 5. sınıf sosyal bilgiler programında yer alan kavramlar düzeyleriyle (giriş-geliştirme-pekiştirme) tespit edilmiş, bunların özel yayınevi ve MEB’e bağlı 5. sınıf ders kitaplarında hangi düzeylerde yer aldığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Yapılan incelemede programdaki bazı kavramların kitaplarda belirlenen düzeylerde yer almadığı, bazı kavramların programda yer almasa da ders kitaplarında yer aldığı tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Kavram, Ders Programı. 67 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ORTAOKUL 8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN DOĞAL AFET VE AFET EĞİTİMİ KAVRAMINI ANLAMA DÜZEYLERİ Seda ÖNGER, Ufuk KARAKUŞ Bu araştırma, ortaokul 8. sınıf öğrencilerinin afet ve afet eğitimi kavramı hakkındaki anlama düzeylerini tespit etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışma evrenini Kütahya ili, Simav ilçesi Dört Eylül Ortaokulu 8. Sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırma, 2014-2015 eğitim-öğretim yılında 8. Sınıfta okuyan 28 ortaokul öğrencisi ile yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak, araştırmacılar tarafından geliştirilen açık uçlu sorulardan oluşan yarı yapılandırılmış anket uygulanmıştır. Çalışmanın verileri nitel araştırma teknikleri kullanılarak analiz edilmiştir. Sonuçlar, öğrencilerin doğal afetler ve afet eğitimi hakkında farklı algılara sahip olduklarını göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Afet, Doğal Afet, Afet Eğitimi. TARİHÎ OLAYLARIN ÖĞRETİMİNDE ZAMAN, MEKAN VE TARİHÎ COĞRAFYA İNTİBAKI MESELESİNE BİR ÖRNEK: 838 YILI HALİFE MUTASIM’IN ANADOLU SEFERİ GÜZERGÂHI Hasan AKYOL, Güray KIRPIK Tarihî Olayların Öğretiminde Zaman, Mekan ve Tarihî Coğrafya İntibakı Meselesine Bir Örnek: 838 Yılı Halife Mutasım’ın Anadolu Seferi Güzergâhı Bir medeniyetin gelişip yayılmasında veya dağılıp yok olmasında en önemli rol, zamanın doğal şartlarıdır. Medeniyetler içinde de tarihî olayların gerçekleştiği bir coğrafî mekân vardır. Elverişli iklim şartları, verimli topraklar ve su kaynakları açısından son derece zengin bir coğrafî sahada kurulan bir siyasî oluşumun gelişeceği kesindir. Bu yüzden coğrafî faktörler, insan topluluklarını ve bu toplulukların siyasî, ekonomik, dinî ve kültürel hayatlarını olumlu ya da olumsuz olarak etkilemiştir. Bir şehrin veya bölgenin tarihî süreç içerisinde hak ettiği siyasî veya sosyal mevkii, coğrafî konumundan bağımsız değildir. Tarihçi, olayları içinde bulunduğu mekândan ayrıştırarak aktaramaz. Tarih öğretmenleri ve eğitimcilerinin de Anadolu’nun tarihî olaylarının coğrafyasına hâkim olması gerekmektedir. Bu sahada pekçokmüşkil konu bulunmaktadır. Örneğin Bizans döneminde var olduğu bilinen şehirlerden birçoğu bugün kayıptır. Anadolu coğrafyası üzerinde uzun süreli tarihî mücadeleler yaşanmıştır. Tarihsel süreç içerisinde Roma-Pers, Roma/Bizans-Sasani ve BizansEmevi/Abbasi mücadelelerinin temel amacı, Anadolu hakimiyeti idi. Doğu, Güney veOrta Anadolu şehirleri bu mücadeleler sırasında üslendikleri tampon bölge, uc karakolu görevleriyle İstanbul (Konstantinapol) üzerine sefer düzenleyen İslam ve Türk ordularının güzergahı haline geldiler. Abbasi Halifesi Mu’tasım838 yılında, Anadolu’nun fetih yolları üzerinde kendisine engel teşkil eden Ankara ve Amorium üzerine sefer düzenleyerek kaynakların ifadesiyle bu şehirleri ortadan kaldırdı. Sefer hakkında Arap kaynaklarının verdikleri yol tarifi ve mesafelerden yola çıkılarak Ankara ve Amorium şehirlerinin daha güneyde bir yerde olması ihtimali başta Ramsay olmak üzere, Anadolu coğrafyası hakkında çalışmalar yapan araştırmacılar tarafından dile getirilmektedir. X. yüzyıl coğrafyacısı el-İdrisî’nin Malatya’dan İstanbul’a giden yollar üzerindeki şehirleri listelerken, Ankara’nın güneyinde Larende ile Konya arasında bir Ankara’dan bahsetmesi ve bu Ankara’dan, Mu’tasım’ın 838 yılında ele geçirdiği şehir olarak bahsetmesi de bu iddiayı desteklemektedir. Arap kaynakları ve Bizans kaynakları ışığında Mu’tasım’ın 838 seferinin işlenmesi sonucunda Tarsus’tan İstanbul’a giden askerî yol ve bilhassa Amorium’un lokalizasyonu yapılmış olacaktır. Özellikle IX. yüzyıl Anadolu’sunun en önemli şehirlerinden biri olan Amorium’un konumunun şaibeli oluşu, tarih eğitimi anlamında bir problemdir. Bildirimizde Anadolu’nun tarihî coğrafyasında önemli bir yer teşkil eden Ankara ve Amorium’un lokalizasyonu, Mu’tasım’ın 838 seferi esas alınarak, kaynaklar ışığında ortaya konmaya çalışılacak ve Anadolu tarihî coğrafyası için önemli bir problem teşkil eden bu bahsin tarih eğitimine katkısı değerlendirilecektir. Böylece tarih ders kitaplarına bilgilerin doğru yansımasının önemi ve tarihî coğrafyanın tarihi olayları öğrenmek ve anlamaktaki etkisi konusuna vurgu yapılacaktır. Anahtar Kelimeler: Tarih Eğitimi, Tarihî Mekan, Ankara, Amorium. 68 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir TÜRKÇE EĞİTİMİ VE ÖĞRETİMİNDE BULMACA OYUNLARI Bağdagül MUSA Dil eğitimi veya öğretimi kuru ve katı kurallardan ibaret değildir. Bilindiği üzere dil eğitimi veya öğretiminde kullanılan oyun etkinlikleri, dersi tamamlayıcı nitelik taşıdığı sürece çok önemli ve etkin bir yöntemdir. Zira öğrenci ister ana dilini ister yabancı bir dil öğrensin, ilginç bulduğu ve sevdiği şeyleri daha çabuk, daha iyi öğrenmektedir. Bu sebeple de öğrencinin oyun esnasında öğrendikleri daha kalıcıdır. Türkçe eğitimi veya öğretiminde de eğitsel oyunlardan yararlanmak mümkündür. Dil eğitiminde kullanılan eğitsel oyunların türleri çoktur. Bu tür eğitsel oyunlardan biri de, bulmaca oyunlarıdır. Çok iyi hazırlanmış bulmaca oyunları, dil öğrenme becerilerinin gelişmesinde; dört temel becerinin bütün olarak kazandırılmasında yardımcı rol oynaması açısından çok önemlidir. Söz konusu bildiride Türkçe eğitimi veya öğretiminde kullanılabilecek bulmaca oyunlarının önemi ve bulmacaların türleri ele alınacaktır. Çengel bulmaca, kare bulmaca veya resimli bulmaca gibi bulmaca türleri örneklerle pekiştirilmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Türkçe Eğitimi, Türkçe Öğretimi, Eğitsel Oyunlar, Bulmaca Oyunları, Bulmaca Türleri. TÜRKİYE’DE DEPREM EĞİTİMİ ARAŞTIRMALARI: BİR İÇERİK ANALİZİ Hüseyin KARA, Şerif Ali DEĞİRMENÇAY, Mustafa CİN Bu çalışma, Türkiye’deki deprem eğitimi ile ilgili çalışmalara yeni bir bakış açısı getirebilmek ve farklı fikirler üretmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaç doğrultusunda Türkiye’de yayınlanan akademik çalışmalar içerik analizi yöntemi ile çözümlenmiştir. Araştırmanın kuramsal evreni Türkiye’de yapılmış deprem eğitimi ile ilgili makale ve lisansüstü tezler oluşturmuştur. Güncellik ilkesi dikkate alınarak çalışılabilir evren, son 10 yılı (2004– 2014) yılları arasını kapsamıştır. Araştırmada örneklem seçimine gidilmeyerek çalışılabilir evrenin tamamına ulaşılması hedeflenmiştir. Bulgulara göre, araştırmalarda en fazla çalışılan konuların “deprem bilgi düzeyi ve deprem algıları” olduğu görülmüştür. En az çalışılan konuların ise “öğretim yöntem ve öğretim araçlarının” deprem öğretimindeki etkisinin saptanması olmuştur. Buna karşılık, araştırmaların getirdiği önerilerin pek çoğu öğretim yöntem ve öğretim etkinlikleri üzerine odaklanmıştır. Ağırlıklı olarak betimsel araştırmalara yer verildiği, verilerin çoğunlukla anket ve mülakat yoluyla toplandığı, veri analizinde de yüzdelik, frekans, t-testi ve anova kullanıldığı görülmüştür. Evrenin ve örneklemin genellikle öğrencilerden ve öğretmenlerden seçildiği, yetişkin eğitimi ile ilgili çalışmaların oldukça sınırlı olduğu belirlenmiştir. Elde edilen veriler ışığında deprem eğitimi araştırmalarının mevcut durumu ile ilgili öneriler ve bu konudaki araştırma yönelimlerin neler olması gerektiği üzerinde tavsiyelerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Deprem Eğitimi, Makale, Lisansüstü Tezler, İçerik Analizi. 69 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir “JEOLOJİK CETVEL” KONUSUNU DANS İLE ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ YARATICI DRAMA İLE NASIL ÖĞRETEBİLİRİZ? Azat AKTAŞ, İsmet Selim YILMAZ, Neşe KORKMAZ DUMAN Bu araştırmanın amacı yaratıcı drama tekniğini coğrafya derslerinde kullanmak isteyen eğitimcilere fikir vermek ve onları teşvik etmek amacı ile örnek bir ders planı sunmaktır. Hazırlanan ders planı yapılandırmacı yaklaşıma dayalı 5E öğrenme modeli temele alınarak drama tekniğinin de içerisinde yer aldığı bir şekilde hazırlanmıştır. Konu olarak “Jeolojik Cetvel” konusu seçilmiştir. Planın giriş kısmında bulunan dikkat çekme basamağı orijinal bir dans kareografisi ile zenginleştirilmiştir. Konu seçiminde; öğretmenlerle yapılan mülakatlarda bu konunun öğrenme güçlüğü yaşanılan bir konu olduğu ve ezberlenerek öğrenildiği ortaya çıkmıştır. Amaç jeolojik zamanlar konusunu sevdirerek, eğlendirerek, kalıcı şekilde öğretebilecek bir ders planı hazırlamaktır. Araştırmanın işlem basamaklarında ise öncelikle litaretür taraması yapılmıştır. Konu ile ilgili araştırma yapılmıştır. Daha sonra bir alan uzmanı ve bir drama lideri eşliğinde çalışmaya konu olan ders planı hazırlanmıştır. Daha sonra ders planı diğer alan uzmanlarının da görüşlerine sunularak onayları alınmıştır. Bu şekilde kapsam geçerliliği sağlanmıştır. Çalışmada jeolojik cetvel konusu 9. Sınıf düzeyinde “Doğal Sistemler” öğrenme alanı içerisinde 13. kazanım olarak yer almaktadır. “Jeolojik Cetvel ve Tektonizma” konusuna coğrafya öğretim programında 2 ders saati yer verilmiştir. Yapılan ders planı da bu süre dikkate alınarak hazırlanmıştır. Son olarak ta pilot uygulama mahiyetinde öğretmen adaylarına sunularak gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Coğrafya Öğretimi, Yaratıcı Drama, Jeolojik Cetvel. SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE SORUNLAR VE ÇÖZÜM YOLLARINA İLİŞKİN SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLERİNİN GÖRÜŞLERİ Hatice MEMİŞOĞLU, Gözde KÖYLÜ Sosyal Bilgiler, ilkokul, ortaokullarda iyi ve sorumlu vatandaş yetiştirmek amacıyla sosyal bilimler disiplinlerinden seçilmiş bilgilere dayalı olarak, öğrencilere toplumsal yaşamla ilgili temel bilgi, beceri, tutum ve değerlerin kazandırıldığı bir çalışma alanıdır. Etkili vatandaş yetiştirmede önemli bir ders olan Sosyal Bilgiler dersinde, programda hedeflenen amaçlara ulaşılması, bu alanda karşılaşılan sorunların belirlenmesine ve belirlenen sorunların giderilmesi için eğitim politikalarının geliştirilmesine bağlıdır. Sosyal Bilgiler programında belirtilen amaçların etkili bir şekilde gerçekleştirilmesinde öğretmenlerin büyük bir rolü vardır. Bundan dolayı, dersin uygulayıcısı olan öğretmenlerin karşılaştıkları sorunların ortaya konulması önem taşımaktadır. Bu amaçla, öğretmenlerin ders programlarına, öğretim sürecine, öğrencilerin öğrenme düzeylerine, yöntem ve tekniklere, ders kitaplarına, ölçme ve değerlendirmeye, öğretmenlik meslek alan bilgisi açısından yeterliliklerine, okuldan kaynaklanan sorunlara ve çözüm önerilerini yönelik görüşleri ele alınmıştır. Bu araştırmanın amacı, Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin sosyal bilgiler dersinde sorunlar ve çözüm önerilerine ilişkin görüşlerini ortaya koymaktır. Öğretmenlerin görüşlerinin belirlenmesinde nitel araştırma yaklaşımı kullanılarak veriler toplanmış ve verilerin analizinde içerik analizi tekniğinden yararlanılmıştır. Araştırma kapsamında görüşme formu ile veriler toplanmış olup, çözümleme işlemlerine başlanmıştır. Çalışmada öncelikle öğretmenlerin sorunlar ve çözüm önerilerine ilişkin görüşleri analiz edilecektir. Araştırma sonucunda öğretmenlerin görüşlerinden elde edilen bulgulara dayalı olarak önerilere bulunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Sosyal Bilgiler Öğretmeni, Sorunlar, Çözüm önerileri. 70 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ANASINIFINA DEVAM EDEN ÇOCUKLAR İÇİN BİR MÜZE GEZİSİ ÖRNEĞİ Nezahat HAMİDEN KARACA, Tuğçe AKYOL, Betül Fatma ŞENOL, Münevver CAN YAŞAR Son yıllarda Türkiye’de etkili ve farklı eğitim ortamlarının kullanılması önem kazanmaya başlamıştır. Bu amaçla yapılan farklı eğitim ortamlarından biri olan müzeler, kültürün gelecek kuşaklara aktarıldığı önemli mekânlar arasında yer almaktadır. Müzedeki olanakların eğitim amacıyla kullanıldığı müze eğitiminden, farklı öğretim kademelerinde etkin bir şekilde yararlanılmaktadır. Müze gezileri; müze öncesi, müze sırası ve müze sonrası uygulanan etkinlikler ile bir bütün oluşturmaktadır. Müze gezileri, okul öncesi dönemdeki çocukların zengin ve farklı yaşam deneyimleri kazanmaları, doğrudan somut deneyimlerle öğrenmeleri, kültürel farkındalığın geliştirilmesi gibi konularda önemli katkılar sunmaktadır. Bu düşünceden yola çıkarak, bu araştırmanın amacı müze gezisinin okul öncesi dönemdeki çocukların kültürel farkındalık kazanma süreçlerine etkisinin incelenmesidir. Ayrıca bu araştırma ile okul öncesi dönemde müze gezisinin etkin bir şekilde gerçekleştirilip, yaygınlaştırılmasına katkıda bulunulacağı düşünülmektedir. Araştırma kapsamında nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, Afyonkarahisar ili Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı bir ilkokulun anasınıfına devam etmekte olan dördü kız sekizi erkek olmak üzere toplam 12 çocuk, bir anasınıfı öğretmeni ve üç anne oluşturmuştur. Araştırma kapsamında, müze öncesi, müze sırası ve müze sonrası uygulanan etkinliklerden oluşan bir müze gezisi planı oluşturulup, çalışma grubuna uygulanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak çocuklar, öğretmenler ve ebeveynlerle ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşme formları, fotoğraflar ve video kayıtları kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler içerik analizi yapılarak değerlendirilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular değerlendirme aşamasında olup, sonuçlar kongrede tartışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Okul Öncesi Eğitim, Müze Gezisi, Okul Öncesi Dönemdeki Çocuklar. 71 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLERİNİN İSLAM DİNİ DIŞINDAKİ DİNLERİN ÖĞRETİMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCE VE TUTUMLARI Abdurrahman BORAN Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenlerinin İslam Dini Dışındaki Dinlerin Öğretimi İle İlgili Düşünce ve Tutumları Doç. Dr. Abdurrahman BORAN KSU. Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı boran@ksu.edu.tr GSM: 05357005511 ÖZET Bir toplumda geçerli olan ve devam eden, her türlü ibadet, ayin ve törenlere din adı verilir. Toplumlar, dinsel bakımdan farklılıklar gösterir. Kitle iletişim araçlarının gelişmesi ve yaygın kullanımı, toplumların birbirlerini daha yakından tanımasını ve birbirlerinden etkilenmesini kolaylaştırmıştır. Günümüz toplumları, dinsel farklılıklara karşı farklı yaklaşımlarda bulunmaktadır. Kimileri, dinsel çeşitliliklerin varlığını kabul ederek hoşgörü ve saygı perspektifinden bakarken, kim toplumlar da bu çeşitliliklere daha farklı yaklaşarak, mutlak doğrulara yalnızca kendilerinin sahip olduğu düşüncesindedirler. Böyle toplumlarda kendi içlerine kapanma, fanatik gruplara bölünme, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, hoşgörüsüzlük, nefret söylemleri, etnik köken, başka bir kimliğe dayalı ayrımcılık, klişe algılamalar, karşılıklı şüphe, gerilim ve endişe ortamları oluşarak, azınlıklar günah keçileri haline gelmekte, aşırılık, terörizm ve “öteki”nden, “yabancılar”dan ya da belirli dini kimliklerden nefreti telkin eden gruplar ve siyasi örgütler ortaya çıkarmaktadır. Giderek çeşitlenen ve daha az güvenli hale gelen böyle bir dünyada, sosyal uyumu sağlamak, ayrımcılığı, yoksulluğu, sömürüyü ve çatışmaları önlemek ve etnik, dini, dilsel ve ulusal sınırları aşarak iletişim kurabilmemiz için, farklı dinlerin birbirlerini tanıması ve birbirleri hakkında bilgi sahibi olması günümüzde bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu nedenle farklı dinlerin geçerliliğini kabul edip, diğer dinlere mensup olan insanlarla barış içerisinde yaşamak sorumluluğundan hiçbir toplum kaçınamaz. Ortak değerlerimiz olan insan haklarına, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne saygıyı ilerletmek, gelecekteki çatışmaları önlemek ve politika yönelimleri geliştirmek için, dinler arası diyalogu güçlendirmek, bütün toplumların ortak sorumluluğudur. Bu çalışmanın amacı, din kültürü öğretmenlerinin İslam dini dışındaki dinlerin öğretimi konusundaki görüşlerini tespit etmek ve din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerinin görüşleri doğrultusunda öneriler getirmektir. Bu çalışma, ilişki tarayıcı betimsel tarama modelindedir. Araştırmanın çalışma evrenini 2014-2015 öğretim yılı güz döneminde Kahramanmaraş ilinde görev yapan 401 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni oluşturmaktadır. Çalışma kapsamına evrenin tümü dahil edilmiştir. Veri analizinde frekans dağılımlarına, ortalama değerlerine ve bağımsız değişkenlerin anlamlılık değerlerine bakılmıştır. Bu değerlere bakılırken t-testi ve tek yönlü varyans analizi (anova) istatistik işlemleri yapılmıştır. Gruplar arasındaki farklılıkların belirlenmesi için PostHoc testi uygulanmıştır. Araştırma kapsamına alınan öğretmenlerin, diğer dinler hakkında bilgi sahibi olmanın farklı dinlere mensup olan insanlar arasındaki ilişkileri olumlu yönde etkileyeceği, dünyadaki siyasi, ekonomik ve kültürel olayların değerlendirilmesinde etkili olacağı ve diğer din mensuplarıyla kurulacak diyalogun dünya sorunlarının çözümüne ve dünya barışına katkıda bulunacağı konularına olumlu ve hoşgörülü yaklaştıkları belirlendi. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Derslerinde İslam dini dışındaki dinlerin öğretimi sırasında; o dinlerin tarihsel gelişimleri, inanç sistemleri, ibadet, ayin ve törenleri ve İslam Dini ile karşılaştırılmasına yer verilmesi gerektiği hususları önerildi. Anahtar Kelimeler: Din Dersi Öğretmenleri, Diğer Dinler, Diğer Dinlere Ait İbadetler. 72 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE YER ALAN“EKONOMİ” KAVRAMLARINI ANLAMA DÜZEYLERİ Ömer Faruk SÖNMEZ, Yasin GÖKBULUT Bu araştırma ortaokul öğrencilerinin sosyal bilgiler dersinde yer alan ekonomi kavramlarını anlama düzeylerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Araştırmanın çalışma grubunu 2014-2015 eğitim-öğretim döneminde Tokat merkezde ortaokula devam eden 266 8. sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Öğrencilere araştırmacı tarafından geliştirilen ve 15 sorudan oluşan yarı yapılandırılmış kavram ölçeği uygulanacaktır. Öğrencilerin ölçekte yer alan kavramlara verdikleri cevaplar “anlama”, “sınırlı anlama”, “anlamama”, “cevap verememe” ve “yanlış anlama (kavram yanılgısı)” kategorilerine göre içerik analizine tabi tutulacaktır. Yapılan analiz sonucunda ortaokul öğrencilerinin sosyal bilgiler dersinde yer alan ekonomi kavramlarını daha çok hangi düzeyde ifade etikleri görülecektir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Ekonomi, Kavram. HAYAT BİLGİSİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMINDA VE DERS KİTAPLARINDA SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASIN YERİNİN İNCELENMESİ Cennet KARAKUŞ, Kaya Tuncer ÇAĞLAYAN Doğduğu andan okul sürecine kadar geçen sürede aile ortamında büyüyen birey, okulla karşılaşır. Aileden sonra gelen okul kurumu çocukları hayata hazırlarken informal eğitim yerine formal eğitimden yararlanır. Bektaş (2009, 4)’a göre, Hayat Bilgisi dersi öğrencileri okul ve sınıf aracılığıyla hayata tanıştırılmalarını sağlayan bireyin kendilerini tanıyarak toplumda nasıl bir yer alacağını gösteren formal program dâhilinde düzenlenmiş bir disiplindir. Hayat Bilgisi dersi öğrencilerin hayatlarını inşa etmede, kişilik özelliklerinden tutum ve becerilere kadar tasarlanmış öğrenim hayatının ilk derslerinden birisidir ( Bektaş, 2009, 14). Hayat bilgisi dersinin amacı; öğretmenin rehber olduğu ve öğrencinin aktif rol aldığı derste öğrenmekten keyif alan, kendisiyle, toplumsal çevresiyle ve doğa ile barışık, kendini, milletini, vatanını ve doğayı tanıyan, koruyan ve geliştiren, gündelik yaşamda gereksinim duyulan temel bilgilere, yaşam becerilerine ve çağın gerektirdiği donanıma sahip, değişikliklere uyum sağlayabilen, mutlu bireyler yetiştirmektir (MEB, 2009). Hayat Bilgisi dersinin temelinde sosyal bilimler ve doğa bilimleri yatar. Bu bilimlerin çocukların gelişim dönemlerine uygun olarak gündelik yaşamda da kullanacağı bilgileri içeren bu dersin amacı çocukların yaşamlarında kullanabileceği işlevsel bir ders olmasıdır. Aynı zamanda bu ders diğer kademe derslerin temelini oluşturur ( Baysal, 2006, 3). Hayat bilgisi dersi, toplu öğretim yaklaşımına dayalı olarak oluşturulmuş bir derstir. Toplu öğretim, bir bütün olarak tasarlanmış hayat konularının, bir bütün olarak ele alınmasını öngörür. Ayrıca öğrencilerin duyu organlarıyla fiziksel ve toplumsal çevrelerini inceleyerek, gözlem yapma, yaşama, iş ve deney yöntemleriyle, bilgi, beceri ve daha çok alışkanlık kazanmalarını sağlayan bir öğretim sistemi olarak tanımlanmaktadır (Binbaşıoğlu, 2003:2). Toplu öğretim esasına dayanan Hayat Bilgisi dersi 1924, 1936, 1948, 1968, 1998 ve 2005 ilköğretim programlarında yer almıştır. 2009 yılı programında da aynı adla yer almaktadır. 2009 Hayat Bilgisi Dersi Programı’nda insan, biyolojik, psikolojik, sosyal ve kültürel yönleriyle bir bütün olarak ve değişimin hem öznesi hem de nesnesi olarak ele alınmıştır. Bu noktadan hareketle “birey”, “toplum” ve “doğa” olmak üzere üç ana öğrenme alanı belirlenmiştir. Gerçek yaşamda bu alanlar iç içe olsa da hedeflenen eğitim öğretim ortamının düzenlenmesi amacıyla temalara ayrılmıştır. Hayat bilgisi dersi için özellikle benimsenen toplu öğretim yaklaşımının da bir gereği olarak, bu öğrenme alanlarını aynı anda kuşatabilen üç tema belirlenmiştir. Programda tema adları; “Okul Heyecanım”, 73 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir “Benim Eşsiz Yuvam” ve “Dün, Bugün, Yarın” olarak kararlaştırılmıştır (MEB, 2009). Hayat Bilgisi Dersi Programıyla öğrencilerin öz saygı, öz güven, toplumsallık, sabır, hoşgörü, sevgi, saygı – barış, yardımseverlik, doğruluk, dürüstlük, adalet, yeniliğe açıklık, vatanseverlik, kültürel değerleri koruma ve geliştirme kişisel nitelikleri ve değerleri geliştirmelerine yardımcı olmaktır. Kültürel değerleri koruma ve geliştirmede hedeflenen beceriler ise, öğrencilerin Türk Bayrağı’nı ve İstiklâl Marşı’nı bir değer olarak kabul etmesi, millî ve dini bayramları kutlaması, yaşadığı yerleşim birimini ve ülkesini bir yuva olarak kabul etmesi, cumhuriyetimizi korumak, güçlendirmek ve geliştirmek için çaba göstermesi ve müzeleri ve tarihi mekânları koruma ve geliştirme ele alınmaktadır (MEB, 2009). Hayat bilgisi dersinin kapsamı toplumsal bilimler, sanat, düşünce ve değerler, doğa bilimlerinin kesişim kümesinde yer almaktadır. Bu yüzden bu dersin kapsamı belirlenirken kazandırılacak hedef, davranışlar dikkate alınmalı ve bu olguları temel almalıdır. Bu alanların her birinin hangi ağırlıkta olması gerektiğini eğitimin temel ilkelerinden ‘yakın çevrede ve zamandan uzağa gitme’ esasları belirlemelidir. Çünkü genel hedef, bu dönem çocuklarının ‘ içinde yaşadıkları başat kültürel değerleri tanıyıp, benimseyip yaşama hazırlamak ve 4, 5, 6, 7, 8. Sınıflarda kazanacağı hedef davranışlara temel oluşturmaktır’ (Sönmez 1998, 2). Çocuklar aile içinde kültürel öğelerle karşılaşır. Aileden gelen yaşayış tarzını, duyduğu sözlü kültürü, düğünleri, inanışları, oynadığı çocuk oyunları gibi birçok kültürel öğeyi de beraberinde okula taşır. Hayat Bilgisi dersinin bileşeni olan düşünce ve değerler, doğa bilimleri, sanat ve toplumsal bilimler bir ailenin, toplumun ve milletin kendinden önce getirdiği belleği, birikimi de içine kapsar. Bu birikim ve bellek kültürü meydana getirir. Türk Milli Eğitim Temel Kanunu’nda da Türk milletinin milli, ahlaki, insani ve manevi değerlerini benimseyen, koruyan, geliştiren bilgiyi üreten kullanan yeniliklere açık ve milli bilinci koruyan yurttaşların yetişmesi için her derece ve türdeki ders programlarında kültürümüzün korunup geliştirilmesine sağlayacak eğitimin verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Çulha Özbaş (2014: 745)’a göre kültür bir toplumun hayat tarzının tüm yanlarını kapsamakta, toplumun günlük yaşamından eğitim, yönetim, mimarileri, neyi nasıl düşündükleri, olaylar karşısında nasıl davrandıklarına kadar genişletilebilir. Nasıl ki her birimizin parmak izi bireysel kimliğimizi oluşturuyorsa, kültürde bulunduğu grubun topluluğun parmak izini oluşturur. Bektaş’a göre (1992: 80), kültür varlıkları bilmede ve korumada eğitimin önemini şu şekilde vurgulamaktadır. “Okul eğitiminden başlamalı elbette… Oyuncakla, doğru dürüst güzel resimli çocuk kitaplarıyla, masallarla… Her türlü gereçten her türlü oyundan yararlanarak bu ülkenin insanı olma, şu kentin hemşerisi olma, sahibi olma bilinci aşılamaktan başlamalı… İlkokulun bahçesinde yere çizilen bir çizgiyle bir köşeyi ayırsak, oraya bir yazı koysak, burası müze desek; içine çevreden bulabildiğimiz birkaç taşı ne olduklarını belirtsek, daha o yaştan başlar çocuklar düşünmeye…” Genel olarak kültürel değerleri tanıma, bilme ve onu miras olarak kabul etme kişinin kendi çevresiyle etkileşime girdiği anda başlar. Kültürel değerleri sahiplenmeye dair ilk temeller çocuğun aile içinde büyüklere sorduğu sorular, yakın çevresinden ev, semt, şehirle ilgili sorduğu sorularla, yolda gördüğü heykel ya da bir yapı hakkında sorduğu sorularla çocuğun okul öncesinde kültürel değerlere karşı temellerinin oluşmaya başladığı dönemdir. Okullarda da kültürel miras ile ilişkili disiplinler yer almaktadır. Çocuklar içinde yaşadıkları toplumun yaşam tarzını, değerlerini, düşünceleri hakkında bilgi edinmeye başladığı an kültürel mirasa karşı bilinçlilik eğitiminin başladığı dönemdir (Çulha Özbaş, 2014,746 ). Yirminci yüzyılın sonuna gelindiğinde kültürel miras kapsamı, somut ve somut olmayan kültürel miras şeklinde uluslararası alanda genel olarak kabul görmüştür (Ahmad, 2006: 298). Somut Kültürel miras, tarihi kentler, binalar, arkeolojik sitler, kültürel alanlar (manzaralar) ve kültürel objeler ya da taşınabilir kültürel varlıklar gibi maddi kültürel değerlerin tamamını içerir. Somut Kültürel miras varlıkları bir ok ucu kadar küçük bir varlıktan kent gibi geniş bir varlığa kadar çok çeşitlidir (McKercher ve duCros, 2002: 68). Somut olmayan kültürel miras, coğrafi yere yakından bağlı ve daha az teknolojik karmaşıklığa sahip olan uygulamalı ya da performansa dayalı geleneksel kültür, folklor ya da popüler kültürdür. Başka bir ifade ile somut kültürel miras varlıkları yerler ve objeler gibi bir toplumun maddi kültürünü temsil ediyorken, somut olmayan kültürel miras varlıkları, insanlar, gelenekleri ve ne bildikleri gibi özellikler olan toplumun manevi kültürünü temsil eder (McKercher ve duCros, 2002: 83). Logan (2007), somut olmayan kültürel mirası “cansız nesnelerden ziyade insanlarda anlam bulan miras” olarak tanımlamıştır. UNESCO 2003 yılında, Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözlenmesinde, somut olmayan kültürel mirası; “Somut olmayan 74 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir kültürel miras, toplulukların, grupların ve kimi durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar, gereçler ve kültürel mekânlar, anlamına gelir” şeklinde tanımlamıştır. Somut olmayan kültürel mirasın sınıflandırmasını şu şekilde yapmıştır (UNESCO, 2003: 2): a) Somut olmayan kültürel mirasın aktarılmasında taşıyıcı işlevi gören dille birlikte sözlü gelenekler ve anlatımlar; b) Gösteri sanatları; c) Toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler; d) Doğa ve evrenle ilgili bilgi ve uygulamalar; e) El sanatları geleneği. Öcal’a (2009,6) göre, Türkiye, son dönemlerde çeşitli nedenlerle birçok somut olmayan kültürel mirasını örgün ve yaygın eğitim alanına, kent yaşamına ve medyaya tanıyamamıştır. Bunun sonucu olarak birçok referans kaynağı unutulmuş, onların yerini kitle kültürünün ürettiği örnekler almıştır. Nardaniye Hanım’ın yerini Pamuk Prenses, Köroğlu’nun yerini RobinHood, Kerem ile Aslı’nın yerini Romeo ve Juliet, Boz Atlı Hızır’ın yerini Noel Baba almıştır. Bu durum hem somut olmayan kültürel mirasın yok oluşu hem de kültürel ifade çeşitliğinin kayboluşu olarak görülebilir. Bu örnekler de göstermektedir ki, kültürel ifade çeşitliliğinin korunması, somut olmayan kültürel mirasın yaşatılmasına bağlıdır. İlköğretim kültürel değerlerin farkında olmada ve kültürel değerleri miras olarak kabul etmesi için kültürel miras eğitiminin verildiği ilk basamaktır ( Çulha Özbaş, 2009). Kültürel değerler ailede informal bir şekilde almaya başlar ve bu eğitim okulda formal eğitimle devam eder. Çocuklara sadece maddi kültür öğelerini korumak kadar manevi kültürel öğeleri yani somut olmayan kültür öğelerinin de belli bir düzen ve programda verilmesi gereklidir. Çocuğun kültürel değerleri en iyi kavrayacağı ders ilkokul basamağında Hayat Bilgisi dersidir. Çocuk etrafta gördüğü sanat eserleri ve mimari eserleri gördüğünde, ninesinden duyduğu ninni, deyim gibi sözlü kültürün öğeleriyle karşılaştığında ve ailesinden aldığı değer ve düşüncelerin kendi özünü oluşturduğunda yani bir kişinin, ailenin, toplumun ve milletin kültürel değerleri, mirası ve kimliği oluşması için sistemli, programlı eğitimle ve bu eğitimin disiplinleriyle oluşur. Bu disiplin ilkokul 1,2,3. Sınıfta Hayat Bilgisi dersiyken 4,5,6,7,8. Sınıfta Sosyal Bilgiler dersidir. Sönmez (1998) ‘Hayat Bilgisi dersinin genel amacını çocuğun içinde yaşadığı başat kültürleri tanıyıp, benimseme ve hayata geçirebilmesi’ olarak tanımlamış ve çocukların kültüre karşı farkındalık oluşturulmasına değinmiştir. Araştırmanın amacı ilköğretim 1.,2.,3. Sınıf Hayat Bilgisi Dersi Öğretim Programlarında yer alan kazanımlar, ders ve çalışma kitaplarındaki etkinlikler ve görsellerde yer alan somut olmayan kültürel miras öğelerine ne düzeyde yer verildiğini ortaya koymaktır. Araştırmada nitel araştırma yaklaşımına dayalı doküman incelemesi kullanılmıştır. Doküman olarak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geliştirilen İlköğretim Hayat Bilgiler Dersi Öğretim Programında yer alan kazanımlar kullanılmıştır. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığına ait ders ve çalışma kitaplarındaki etkinlikler, görseller ele alınmıştır. Araştırmanın analiz süreci devam etmektedir. YÖNTEM Araştırma Modeli Araştırmada nitel araştırma yaklaşımına dayalı olarak nitel araştırma yöntemlerinden doküman tarama kullanılmıştır. Nitel araştırmalar araştırmacıyı bağlam ve olguların derinlemesine anlaşılmasını ve betimlemelerin sentezlenmesini sağlayarak ikna edici genellemelere ulaşmayı sağlar ( Büyüköztürk, 2011). Dokümanların incelemesinde var olan anlamları tamamen rakamlarla açıklamak, gözlem ve görüşme yapmak mümkün olmayabilir. Dokuman tarama araştırması amaçlanan olgular hakkında bilgi içeren yazılı dokümanların analizini kapsar ( Yıldırım ve Şimşek, 2008, 188). Araştırmada Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu’nun İlköğretim 1, 2, 3. sınıflar Hayat Bilgisi Öğretim Programı kullanılmıştır. Ayrıca Hayat Bilgisi 1., 2., 3. Sınıf ders ve çalışma kitaplarındaki etkinlik örnekleri, kazanımlar ve görseller incelenerek somut olmayan kültürel miras öğelerinin öğrenme alanlarına göre dağılımını ortaya koymaya çalışılmıştır. Kazanım, etkinlik örnekleri ve görseller UNESCO’nun somut olmayan kültürel miras tanımına göre (sözlü gelenekler, anlatımlar; gösteri sanatları; toplumsal uygulamalar, ritüeller, şölenler; doğa ve evrenle ilgili uygulamalar ve el sanatları gelenekleri) ele alınmıştır. Ölçüt olarak bu beş alandan birisinin kazanım, etkinlikler ve görsellerde yer alması yeterli sayılacaktır. Çalışmalar tamamlanınca uzman görüşüne sunulacaktır. BEKLENEN SONUÇLAR Araştırmanın analiz süreci devam etmekle birlikte, program uygulayıcılarına ve öğrencilerin somut olmayan kültürel mirasa karşı farkındalık oluşturmaları, bu konuda öğretmenlerin uygulamada eğitimlerin nasıl olması gerektiğine ilişkin katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Hayat Bilgisi, Somut Olmayan Kültürel Miras. 75 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir EĞİTİM FAKÜLTELERİNDEKİ MEVCUT DURUM VE HAYALERDEKİ EĞİTİM FAKÜLTESİ (AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ) Nuray KURTDEDE FİDAN, Tuğba SELANİK AY Bu araştırmada sınıf öğretmenliği ana bilim dalı 4. sınıf öğrencilerinin gözüyle Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Eğitim Fakültesi’nin mevcut durumunun değerlendirilmesi ve sınıf öğretmeni adaylarının hayallerindeki eğitim fakültesine ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Sınıf öğretmeni adaylarından AKÜ Eğitim Fakültesini fiziksel olanaklar, akademik boyut, sosyal ve kültürel olanaklar gibi farklı kategorilerde değerlendirmeleri istenmiştir. Bunun yanı sıra sınıf öğretmeni adayları hayallerindeki eğitim fakültelerinin özelliklerine ilişkin görüşlerini ifade etmişlerdir. 18 sınıf öğretmeni adayı ile grup görüşmesi biçiminde gerçekleştirilen araştırmada verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme soruları kullanılmıştır. Elde edilen veriler betimsel analiz ile çözümlenmiştir. Bunun yanı sıra elde edilen bulgular öğretmen adaylarının görüşlerinden yapılan doğrudan alıntılar ile desteklenmiştir. Araştırmada, AKÜ Eğitim Fakültesi’nin öğretmen adaylarının hayallerindeki eğitim fakültesinin özelliklerini kısmen karşıladığı; bazı alanlarda ise düzenlemeler yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Eğitim Fakültesi, Sınıf Öğretmeni Adayı, Grup Görüşmesi. SOSYAL ALANLAR EĞİTİMİNDE EDEBİ METİN OLARAK TÜRKÜLER: AVANOSLU HALK OZANI SELAHATTİN KÜÇÜKDAĞ ÖRNEĞİ Turhan KAYA “Sosyal Alanlar “olarak isimlendirilen bilim dalları, geniş bir yelpazeyi içermektedir. Edebi metin olarak türküler; yapı, içerik ve üslup yönüyle incelenmekle birlikte, esas olan ezgidir. Türk toplumunun hayat döngüsünün bütün unsurları, türkü formunda ifade olunmaktadır. Edebi metin olarak türkü güfteleri, bilgilendirici olmanın yanında, icra ortamlarının özelliklerine bağlı olarak da ezgisinde fonetik ve estetik zenginlik taşımaktadır. Sosyal bilimler şemsiyesi altında yer alan bilim dallarında, edebi ürünlerin birçoğu metin olarak kullanılabilmektedir. Avanoslu halk ozanı Selahattin Küçükdağ, yaşadığı dönemde “Anadolu Bülbülü” namıyla sevilerek dinlenmiş, Avanos Belediyesi hakkında basılan bir çalışmayla da 2010 yılında bir kültür etkinliği olarak yeniden gündeme getirmiştir. Bu bildiride; türkü metinlerinin sosyal alandaki işlevini; Selahattin Küçükdağ’ın türkülerinden seçtiğim örnekler üzerinde metin merkezli bir değerlendirme yapmak düşüncesindeyim. Anahtar Kelimeler: Sosyal Alanlar, Edebi Metin, Türküler, Avanoslu Selahattin Küçükdağ 76 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir EBEVEYN ROL YAPISI İLE AİLELERİN EĞİTİM ÖĞRETİM ÇALIŞMALARINA KATILIM DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ Mehmet GÜLTEKİN, Mediha GÜNER Günümüz toplumlarında çocukların eğitimini yalnızca okullarda gerçekleşen bir süreç olarak görmek, eğitim öğretim çalışmalarının etkili ve verimli bir şekilde gerçekleşmesinin en büyük engellerinden biridir. Okullarda gerçekleşen eğitimin ev ortamında ebeveynler tarafından desteklenmesi, ebeveynlerin okuldaki eğitim öğretim çalışmalarına katılmaları ve çocukların hem okul hem ev ortamında devamlı bir şekilde eğitim öğretim sürecinden kopmadan gelişimlerini sürdürmeleri, çocukların başarılı olmalarının temel koşullarıdır. Çünkü öğretme-öğrenme sürecinde okul başarısını artıran etmenleri belirlemeye yönelik olarak gerçekleştirilen araştırmalar, okul başarısı üzerinde ebeveyn katılımının önemli bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Ebeveyn katılımı, etkili ve verimli bir eğitimin gerçekleştirilmesi sürecinde okul, toplum ve ailenin iş birliği olarak tanımlanabilir. Ebeveynler çocuklarının eğitimleriyle ve okullarıyla ilgili olan; okulla ve çocuğunun eğitimiyle ilgili kararlarda etkin rol alan kişilerdir (Epstein, 1995). Eğitim sisteminin en öncelikli amacının temel bilgi ve becerilerin kazandırılması olduğu düşünüldüğünde; özellikle ilköğretim basamağında bu sistemin üç önemli ögesini oluşturan ebeveyn-öğrenci-öğretmen ögelerinin işbirliği içerisinde olmalarının öğrenci başarısını artıracağı açıktır (Özyürek, 1983). Çocuğun eğitime katılmasını motive eden etmenlerin başında ebeveyn rol yapısı gelmektedir. Ebeveyn rolü, çocuk yetiştirme etkinlikleri olarak tanımlanabilir. Eğitimle ilişkilendirildiğinde ise ebeveyn rol yapısı, ebeveynin çocuğunun eğitimine ilişkin ne yapması gerektiğine yönelik inançları ve bu inançlar doğrultusundaki davranış biçimleridir (Hoover-Dempsey ve Sandler, 1995). Ebeveynlerin çocuklarının gelişim özellikleri, çocuklarını etkili şekilde nasıl yetiştirecekleri ve çocuklarının başarılı olması için nasıl yardım edeceklerine ilişkin inançları tarafından belirlenen ebeveyn rol yapısı, ebeveynin eğitime katılımının önemli bir belirleyicisidir (Kaya, 2011). Birçok araştırma (Canbolat, 2001; Çelenk, 2003; Çeviş, 2002; Özçınar, 2003; Özmen ve Kolay, 2003) okullarda yapılan eğitimin başarılı olması ve amaçlarına ulaşabilmesi için ebeveynin ilgi ve yardımının gerekli olduğunu vurgulamakta ve okulda birçok eğitsel çalışmanın, öğrencinin ailesinde ve okul dışındaki çevresinde tamamlandığını dile getirmektedir. Ancak eğitim sistemimizde ebeveynlerin henüz eğitim örgütlerinin etkin birer ortağı haline gelmediği de görülmektedir. Ayrıca ebeveynlerin çocuklarının eğitimine neden katıldıklarını ve bu katılımın çocuğa nasıl olumlu katkı sağladığını açıklayan araştırma sayısı oldukça azdır. Bu araştırmada, bu sorundan yola çıkılarak ebeveynlerin rol yapıları ve bu rol yapılarının eğitime katılımlarını etkileyip etkilemediği ortaya konulacaktır. Bu araştırmanın temel amacı ebeveyn rol yapısı ile ailelerin eğitim öğretim çalışmalarına katılım düzeyleri arasındaki ilişkinin ortaya konmasıdır. Tarama modeli kullanılarak desenlenen araştırmanın çalışma grubunu, 2014- 2015 eğitim-öğretim yılında Eskişehir il merkezinde yer alan farklı sosyoekonomik düzeye sahip 9 ilkokulun birinci ve dördüncü sınıflarında öğrenim görmekte olan toplam 838 öğrenci velisi oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak Başaran ve Koç (2000) tarafından geliştirilen Ebeveyn Rol Yapısı Ölçeği ve Fantuzzo, Tighe ve Childs (2000) tarafından geliştirilen Aile Katılım Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen verilerin çözümlenmesi SPSS 22.0 paket programı kullanılarak bilgisayar ortamında gerçekleştirilecektir. Grubun demografik özelliklerine göre dağılımının belirlenmesinde frekans ve yüzde betimleyici istatistiklerinden yararlanılacaktır. Verilerin çözümlenmesinde verilerin normal dağılıma uygun olması durumunda ebeveyn rol yapısı ve aile katılımının sosyoekonomik düzeye göre farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek için tek faktörlü varyans analizi (ANOVA), sınıf düzeyine göre farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek için ise ilişkisiz örneklemler için t testi kullanılacaktır. Ebeveyn rol yapısı ve aile katılımı arasındaki ilişkinin belirlenmesinde Pearson korelasyon katsayısı kullanılacaktır. Araştırma sonuçlarının eğitime aile katılımı çalışmalarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Araştırmadan elde edilen sonuçlar doğrultusunda ailelere ve öğretmenlere eğitim-öğretim çalışmalarına aile katılımının sağlanması ve ebeveyn rol yapısının güçlendirilmesi ile ilgili önerilerde bulunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Ebeveyn rol yapısı, aile katılımı, okul-aile işbirliği 77 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir 7. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI VE DERS KİTABINDAKİ MİLLİ VE EVRENSEL DEĞERLERİN İNCELENMESİ Kamil UYGUN, Barış ÇİFTÇİ, Aslı ALTIN Ders kitapları, öğretim programlarının kapsam ve çerçevesinde hazırlanan, içeriği programdaki amaçlardan yola çıkarak oluşturulan öğretim gerecidir. Öğretim programlarında ve ders kitaplarında öğrencilere kazandırılmak istenen bilgi, beceri, kavram ve değerler yer almaktadır. Araştırmanın amacı, 7. Sınıf Sosyal Bilgiler dersi öğretim programı ve ders kitabında yer alan milli ve evrensel değerleri incelemektir. Araştırmanın modeli, nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi yoluyla oluşturulmuştur. Araştırmanın verileri, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan Sosyal Bilgiler dersi öğretim programı ve 2014 – 2015 Eğitim Öğretim yılında kullanılan 7. sınıf ders kitabından elde edilmiştir. Veri araçlarından elde edilen veriler, betimsel analiz kullanılarak çözümlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler Dersi, Öğretim Programı, Ders Kitabı, Milli ve Evrensel Değerler. SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ MESLEKİ KAYGI DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ Kamil UYGUN, Mehmet ORAN, Muhammet AVAROĞULLARI Araştırmanın amacı, sosyal bilgiler öğretmen adaylarının mesleki kaygı düzeylerini ortaya çıkarmaktır. Araştırmanın örneklemini, 2014-2015 Öğretim Yılı’nda Uşak Üniversitesi Eğitim Fakültesi ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğrenim gören Sosyal Bilgiler Öğretmenliği programındaki öğretmen adayları oluşturmaktadır. Araştırma, tarama modeli ile yürütülmüştür. Veri toplama aracı olarak, Cabı ve Yalçınalp (2013) tarafından hazırlanan “ Öğretmen Adaylarına Yönelik Mesleki Kaygı Ölçeği” ve araştırmacılar tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Ölçekteki sorular, 5’li Likert tipi ölçek kullanılarak hazırlanmış olup verilerin analizinde SPSS paket programı kullanılmıştır. Veriler, cinsiyet, yetiştikleri yer, ailenin aylık geliri, öğrenim gördüğü üniversite ve sınıf düzeylerine göre analiz edildi. Ölçek sonuçlarının istatistiksel olarak değerlendirilmesinde; veri setine uygun olarak frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma, t testi ve Anova uygulanmıştır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Öğretmen Adayları, Mesleki Kaygı 78 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir 1925-28 YILLARI ARASINDA TALİM VE TERBİYE KURULU KARARLARININ SOSYAL BİLİMLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ M. Ahmet TOKDEMİR, Güray KIRPIK Sosyal bilgiler, sosyal bilim disiplinlerinin öğretimi olarak da tanımlanır. Bir ders içeriği olan sosyal bilgiler sosyal bilim disiplinlerinin tamamından yararlanarak belli temalar etrafında sosyal bilimlerin alanına giren konuların ilköğretim çağındaki çocuklara öğretimidir. Sosyal Bilimler ise; insanların doğa, metafizik güçler ve birbirleri ile olan ilişkilerini ve bu ilişkilerden meydana gelen birikim ve tecrübeyi kullanan ve bunun üzerine zihinsel çalışmalar yürüten disiplinlere denir. Daha kısa bir tanımla: hayatın insanî ve toplumsal yönlerini inceleyen bilim disiplinlerinin toplamına sosyal bilimler denir. Tarih, coğrafya, edebiyat, eğitim bilimleri, ekonomi bilimleri, dil bilimleri, hukuk vb. birçok bilim dalı sosyal bilimler içinde yer alır. Bilindiği gibi sosyal bilgiler dersi ülkemiz öğretim programları arasına 1968 programı ile girmiştir. Bundan önce tarih, coğrafya ve vatandaşlık bilgisi gibi ayrı ayrı sosyal bilim dersleri olarak öğretilen sosyal bilgiler 1968-1985 ve sonrasında 1998’den itibaren sosyal bilimlerden yararlanarak içeriği oluşturulan çok disiplinli bir alan olarak müfredatımızda yerini almıştır. Bu bildiride, sosyal bilgilerin öncülü olarak 1968’e kadar okutulan ve günümüzde sosyal bilgilere kaynaklık eden sosyal bilim disiplinlerine ilişkin olarak 1925-28 yılları arasında Talim ve Terbiye Kurulu’nun aldığı kararlar ele alınmıştır. Bu dönemde başta kabul edilen ders kitapları olmak üzere dil eğitiminden, terbiyeye, din derslerinden felsefeye birçok konuda kararlar alan kurul aldığı bu kararlar ile Cumhuriyet dönemi eğitimine şekil vermiştir. Bildiride tarih, coğrafya ve vatandaşlık başta olmak üzere sosyal bilgilere temel teşkil eden disiplinlere ilişkin alınan kararlardan örnekler kullanılacak, kabul edilen ve reddedilen ders kitaplarına ilişkin tablolar sunulacak, ilgili tarih aralığında sosyal bilimlerin öğretimi ile ilgili dikkat çekilen noktalara vurgu yapılarak, örgün eğitimin yanı sıra yaygın eğitim bağlamında yapılan çalışmalara ilişkin alınan kararlar değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Sosyal Bilimler, Talim ve Terbiye Kurulu Kararları SOSYAL BİLGİLER DERSİ KAVRAM YANILGILARININ ORTAOKUL 7. SINIF ÖĞRENCİ KARİKATÜRLERİNDE İNCELEMESİ Ayşe TOSUN, Zafer TANGÜLÜ, Nermin AFA, Hatice KARA Bu çalışmanın amacı ortaokul 7. sınıf öğrencilerinin sosyal bilgiler dersi “Türk Tarihine Yolculuk” Ünitesinde kavram yanılgılarının neler olduğunu kendi çizdikleri karikatürler aracılığıyla tespit etmektir. Araştırmanın çalışma grubu, 2014-2015 eğitim öğretim yılı bahar döneminde Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı bir ortaokulun 7. sınıfında öğrenim gören 27 Kız 23 erkek olmak üzere toplam 50 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından geliştirilen açık uçlu soru (yapılandırılmamış) ile öğrenci karikatürlerinden yararlanılmıştır. Ölçek sosyal bilgiler programındaki kavram kazanımına uygun şekilde giriş, geliştirme ve pekiştirme olarak üç bölüme ayrılmıştır. Araştırmada derinlemesine bilgi toplamak ve öğrencilerin çizdikleri karikatürü yazılı betimlemeleri için öğrencilere ünitedeki giriş, geliştirme ve pekiştirme düzeyindeki kavramlar verilmiş ve kavramlardan bildiklerini seçerek karikatür çizmeleri istenmiştir. Bulguların analizinde betimsel istatistikten yararlanılmıştır. Elde edilen veriler neticesinde öğrencilerin “Türk Tarihine Yolculuk” ünitesindeki giriş, gelişme ve pekiştirme düzeyindeki bazı kavramlarda yanılgılarının olduğu tespit edilmiştir. Öğrenciler kavramların tanımlamasını doğru yaparken verdikleri örnek ve karikatür çizimlerinde kavram yanılgılarının olduğu anlaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Ortaokul, Kavram Yanılgısı, Karikatür 79 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir 5. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE İŞBİRLİKLİ ÖĞRENME YÖNTEMİNİN ÖĞRENCİLERİN AKADEMİK BAŞARILARI VE DEMOKRATİK TUTUMLARINA ETKİSİ Harun ŞAHİN, Özlem USLU 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersinde İşbirlikli Öğrenme Yönteminin Öğrencilerin Akademik Başarıları ve Demokratik Tutumlarına Etkisi Harun Şahina, Özlem Uslub aYrd. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Burdur harunsahin@mehmetakif.edu.tr bMehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Öğrencisi Burdur ozlem.uslu@mehmetakif.edu.tr Giriş Toplumu oluşturan bireylerin modern çağa ayak uydurmasında gerekliliği kabul görülen demokrasi ve evrensel değerlerin kazandırılması amaçlanan sosyal bilgilerde, bu tutum ve becerileri geleneksel öğretim yöntemleriyle öğrenciye kazandırmak oldukça zor görülmektedir( Avşar ve Alkış, 2007, Schweisfurth 2002, akt. Kayabaşı, 2011). Sosyal bilgiler dersinde öğrencinin kendisi öğrenirken bir yandan da tartışma, fikir alışverişi gibi demokratik birey davranışları sergileyerek, diğer grup üyelerinin öğrenmesine katkıda bulunacağı öğrenme yöntemlerinin uygulanması gerekmektedir (Bilgin, Karaduman, 2005, Açıkgöz 1992). Sosyal bilgiler derslerinin, öğrenciyi aktif hale getirerek verimli bir öğrenme süreci olarak tamamlanmasını sağlayacak yöntemlerden biri İşbirlikli öğrenme yöntemidir. İşbirlikli öğrenme, öğrencilerin kendi ve diğer öğrencilerin öğrenmelerini en yüksek düzeye çıkarmak için birlikte çalışmayı sağlayan küçük grupların öğretimsel kullanımı olarak tanımlanabilir (Johnson, Johnson ve Holubec, 1994, s.3 akt. Saban 2005 s.186). İşbirlikli öğrenme, öğrencilerin çoklu öğrenme ortamları içerisinde kendi öğrenmelerini yapılandırmaları, bireysel farklılıklarına karşılık bulabilmeleri, eksiklerini tamamlama ve bildiklerini daha iyi pekiştirmenin yanı sıra öğretirken öğrenebilmeleri açısından önemli görülmektedir (Ekinci, 2005). Çocuk çocuğa etkileşimde eşit bir alışveriş vardır. Bu eşit alışverişler işbirlikli öğrenme çalışmalarında geleneksel öğretime göre daha fazla teşvik edilmektedir ( McLean, 1992, akt. Açıkgöz ve Baltaoğlu, 2012). Bu araştırma ile 5. Sınıf Sosyal Bilgiler dersi ‘’Adım Adım Türkiye‘’ ünitesinde işbirlikli öğrenme yönteminin, öğrencilerin akademik başarısı ve demokratik tutumlarına etkisinin ve bu etkinin cinsiyet ve anne-babanın eğitim durumlarına göre anlamlı farklılıklar gösterip göstermediğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem Araştırmada ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. (Büyüköztürk, 2007). Araştırmanın verileri 2014-2015 eğitim öğretim yılının birinci yarıyılında Burdur ili merkezinde yer alan Şeker Ortaokulu 5. Sınıfta öğrenim gören deney grubunda 32, kontrol grubunda 32 olmak üzere toplam 64 öğrenciye uygulanan veri toplama araçları ile elde edilmiştir. Veri toplama araçları olarak; araştırmacı tarafından ilgili literatür taraması yapıldıktan sonra alan uzmanlarının görüşleri dikkate alınarak ön hazırlığı yapılan, KR-20 güvenirlik indeksi 0,93, madde ayırt edicilik gücü indeksi 0,64, madde güçlük indeksi 0,57 olarak bulunan 24 maddeden oluşan Sosyal Bilgiler Başarı Testi ile Şahiner (2008) tarafından geliştirilen 22 maddeden oluşan 5’li likert tipi Demokratik Tutum Ölçeği deneysel işlem öncesinde ve sonrasında deney ve kontrol gruplarına uygulanmıştır. Deneysel işlem sırasında ‘’Adım Adım Türkiye’’ ünitesi araştırmanın deney grubunda işbirlikli öğrenme yöntemi tekniklerinden ‘’Birlikte Soralım Birlikte Öğrenelim’’ tekniği, kontrol grubunda ise geleneksel öğretim yöntemi ile işlenmiştir. Elde edilen verilerin analiz edilmesinde SPSS 22.0 paket programından yararlanılarak ANOVA ve t- testi yöntemleri kullanılmıştır. Araştırmada sonuçların anlamlılık düzeyi 0,05 olarak kabul edilmiş ve Aritmetik Ortalama, Standart Sapma, Bağımlı t Testi, Bağımsız t Testi, Yüzde, Frekans ve ANOVA istatistik teknikleri kullanılmıştır. Bulgular Deney ve kontrol grubunda akademik başarı ve demokratik tutum ön test puanlarının istatistiksel ölçümlerinde anlamlı bir farklılık görülmezken, her iki testin son test puanlarında deney grubu lehine anlamlı bir farklılık görülmüştür. Deney ve kontrol grubunda öğrencilerin akademik başarı ve demokratik tutum önson testlerinin istatistiksel ölçümlerinde, cinsiyet açısından bakıldığında anlamlı bir farklılık belirlenmemiştir. Deney ve kontrol grubunda öğrencilerin akademik başarı ve demokratik tutum ön-son testlerinin istatistiksel ölçümlerinde, anne-baba eğitim durumları açısından bakıldığında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Sonuçlar Elde edilen veriler doğrultusunda İşbirlikli öğrenme yönteminin uygulandığı deney grubu ile geleneksel öğretim yönteminin uygulandığı kontrol grubunun akademik başarı ön test puan ortalamalarına göre gruplar arasında anlamlı bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir. Bu da iki grubun konuyla ilgili ön bilgi düzeylerinin birbirine çok 80 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir yakın olduğu anlamına gelmektedir. Deney ve kontrol gruplarının akademik başarı son test puan ortalamaları karşılaştırıldığında anlamlı bir farklılık bulunup farkın deney grubu lehine olması sebebiyle Sosyal bilgiler dersinde işbirlikli öğrenme yönteminin uygulanmasının öğrencilerin akademik başarılarına etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İşbirlikli öğrenme yönteminin uygulandığı deney grubu ile geleneksel öğretim yönteminin uygulandığı kontrol grubunun demokratik tutum ön test puan ortalamalarına göre gruplar arasında anlamlı bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir. Bu bulgulara dayanarak her iki grup öğrencilerinin demokratik tutumlarının birbirine çok yakın düzeyde olduğu sonucu çıkarılmıştır. Grupların son test puan ortalamaları analiz edildiğinde anlamlı bir farlılık bulunmuştur. Bu farklılık son test puan ortalamalarında deney grubu lehine olduğundan Sosyal bilgiler dersinde işbirlikli öğrenme yönteminin uygulanmasının öğrencilerin demokratik tutumlarına anlamlı bir etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. İşbirlikli öğrenme yönteminin uygulandığı deney grubu ile geleneksel öğretim yönteminin uygulandığı kontrol grubunda yapılan ölçüm sonuçlarına göre, öğrencilerin akademik başarıları ve demokratik tutumları cinsiyet ve anne-baba eğitim durumlarına göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir. Anahtar Kelimeler: Sosyal bilgiler, işbirlikli öğrenme, akademik başarı, demokratik tutum. DIŞ MEKÂN ÖZELLİKLERİ AÇISINDAN İLKOKULLAR Sevim GÜVEN, Ensar YILDIZ İnsanın kuşkusuz en temel gereksinimlerinden biri mekândır. Doğanın bilmediği her türlü etkisine karşılık insan korunmak amacıyla ilk olarak barınaklar inşa etmiş, değişen toplumsal ihtiyaçlar ile daha sonra çeşitli mekânlar oluşturmuştur. İnsan ve mekân arasında sosyal, ekonomik, kültürel, fiziksel ve psikolojik boyutta çok farklı şekilde ilişki vardır. Kabul edilmelidir ki insan hayatının en önemli olan ve zamanını en fazla geçirdiği mekânların başında okul gelir. Okul bir toplum için ihtiyaç duyulan insan gücünü hazırlayan kurumdur. Mekân ile insan arasındaki ilişkiye bakılınca da okulun birçok özelliğinin de insan kişiliği, düşüncesi, davranışları ve onun sosyalleşmesine katkısı bulunduğu bir gerçektir. Bir okulun estetik yapısı ve toplumsal cinsiyet ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde dizayn edilmesinin, modern eğitimin temel amacı olan mutlu insan yetiştirmede önemli bir yeri vardır. Eğer okul binası ve bahçesi öğrenci açısından estetik bir duygu oluşturmaz ise eğitimden beklenilen değişim ortaya çıkmayacaktır. Okulun fiziksel durumu, öğrenci sayısı, yönetim yapısı ve çeşitli olanaklardan yoksun oluşu öğrenci davranışları üzerinde etkilidir. Okulun fiziksel özelliklerinin önemi gerçeğinden yola çıkılarak bu çalışmada ilkokulların dış mekan özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Tarama modeli olarak tasarlanan bu araştırmanın çalışma grubunu Tokat merkezde 19, Sivas merkezde 17 devlet ilkokulu oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama yöntemi olarak 2014-2015 Eğitim öğretim yılında Tokat merkezde 19 ve Sivas merkezde 17 devlet ilkokulunun fotoğrafı çekilmiş, okul binası ve bahçeleri incelenmiştir. İncelemede okul binası kat sayısı, okul renkleri, binanın yönü, güvenlik önlemleri, oyun alanı vb. özellikleri açısından okulların durumları değerlendirilmiştir. Araştırma sonunda okul binalarının hem Sivas hem de Tokat’ta çoğunlukla birinci katlarında demir parmaklılarının bulunduğu, iki ve üç katlı binalar şeklinde oldukları, Sivas’taki okulların cephelerinin çoğunlukla güney-doğu, Tokat’taki okulların ise doğu- batı yönünde olduğu ve okul bahçelerinde oyun sahası olarak futbol ve basketbol sahalarının olduğu gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Okul, okul bahçesi, mekan 81 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ MEDYA OKURYAZARLIK DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ Salih USLU, Kubilay YAZICI, Mehmet ÇETİN Bu çalışmanın amacını, sosyal bilgiler öğretmen adaylarının medya okuryazarlık düzeylerini ortaya konması ve çeşitli değişkenlere göre incelenmesi oluşturmaktadır. Araştırma verilerinin, gönüllük esasına göre 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Dicle Üniversitesi ve Niğde Üniversitesi Sosyal Bilgiler Eğitimi Ana Bilim Dallarında öğrenim görmekte olan 600 civarı öğretmen adayından elde edilmesi oluşturmaktadır. Betimsel tarama yönteminin kullanılacağı araştırmada; veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından oluşturulan “Kişisel Bilgi Formu” ile Karaman ve Karataş (2009) tarafından geliştirilmiş olan “Medya Okuryazarlık Düzey Belirleme Ölçeği” kullanılacaktır. Araştırma verileri IBM SPSS 21.0 programı ile analiz edilecektir. Verilerin analizinde bağımsız örneklemler için t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılacaktır. Araştırmanın sonucunda sosyal bilgiler öğretmen adaylarının medya okuryazarlık düzeylerinin ne seviyede olduğunun ve araştırmada kullanılacak bağımsız değişkenlerin sosyal bilgiler öğretmen adaylarının medya okuryazarlık düzeyleri üzerinde etkisinin olup olmadığının olduğunun tespit edilmesi hedeflenmektedir. Anahtar Kelimeler: Medya Okuryazarlığı, Sosyal Bilgiler, Sosyal Bilgiler Öğretmen Adayları. SINIF VE SOSYAL BİLGİLER EĞİTİMİ ANABİLİM DALLARINDA ÖĞRENİM GÖREN ÖĞRETMEN ADAYLARININ OLUMSUZ DEĞERLENDİRİLME KORKULARI Emre ÜNAL, Bahar UZUN, Soner ARIK Bu çalışmanın amacı, sınıf eğitimi ve sosyal bilgiler eğitimi anabilim dallarında öğrenim gören öğretmen adaylarının olumsuz değerlendirilme korkularının çeşitli değişkenlere göre incelenmesidir. Araştırma verileri, 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Niğde Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Sınıf Eğitimi ve Sosyal Bilgiler Eğitimi Ana Bilim Dallarında öğrenim görmekte olan 500 civarı öğretmen adayından elde edilmesi planlanmaktadır. Betimsel tarama yönteminin kullanılacağı araştırmada; veri toplama aracı olarak; Leary (1983) tarafından geliştirilen ve Çetin, Doğan ve Sapmaz (2010) tarafından Türkçe ’ye uyarlanmış hali olan “Olumsuz Değerlendirilme Korkusu Ölçeği” kullanılacaktır. Araştırma verileri IBM SPSS 21.0 programı ile analiz edilecektir. Verilerin analizinde bağımsız örneklemler için t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılacaktır. Araştırmada, sınıf eğitimi ve sosyal bilgiler eğitimi anabilim dallarında öğrenim gören öğretmen adaylarının cinsiyet, kardeş sayısı, mezun oldukları lise türü gibi değişkenlere göre olumsuz değerlendirilme korkusu düzeylerinin tespit edilmesi planlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Olumsuz Değerlendirilme Korkusu, Sınıf Eğitimi, Sosyal Bilgiler Eğitimi, Öğretmen Adayları. 82 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ DERS ÇALIŞMA YAKLAŞIMLARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ Cengiz DÖNMEZ, Kubilay YAZICI, Gamze Maviş DEMİREZ Sosyal bilgiler öğretmen adaylarının ders çalışma yaklaşımlarının çeşitli değişkenlere göre incelenmesinin amaçlandığı bu çalışma, nitel araştırma yöntemine göre desenlenmiştir. Araştırma verilerinin, 2014-2015 eğitimöğretim yılında Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Ana Bilim Dalında 1-4. sınıflarda öğrenim görmekte olan 300 civarı öğretmen adayından elde edilmesi planlanmıştır. Betimsel tarama yönteminin kullanılacağı araştırmada; veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından oluşturulan “Kişisel Bilgi Formu” ve orijinali Biggs, Kember ve Leung (2001) tarafından hazırlanan, Yılmaz ve Orhan (2011) tarafından Türkçeye uyarlanan “Ders Çalışma Yaklaşımı Ölçeği” kullanılacaktır. Araştırma verileri IBM SPSS 21.0 programı ile analiz edilecektir. Verilerin analizinde bağımsız örneklemler için t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılacaktır. Anahtar Kelimeler: Sosyal bilgiler, Sosyal Bilgiler Öğretmen Adayları, Ders Çalışma Yaklaşımı. SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÖĞRENMEYE VE ARAŞTIRMAYA YÖNELİK TUTUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ DURUMU Kubilay YAZICI, Salih USLU, Fatma EŞMEKAYA Bu çalışmada Sosyal Bilgiler öğretmen adaylarının öğrenmeye ilişkin tutumları ile araştırmaya yönelik tutumlarının arasında bir ilişki olup olmadığının ortaya konması amaçlanmaktadır. Çalışmanın bu amacına uygun olarak Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliğinde öğrenim gören öğretmen adaylarına Kara (2010) tarafından geliştirilen “Öğrenmeye İlişkin Tutum Ölçeği” ile Papanastasiou (2005) tarafından geliştirilen, Yapalak ve Ilgaz (2013) tarafından Türkçeye uyarlanan “Araştırmaya Yönelik Tutum Ölçeğini” kullanılacaktır. Bu iki ölçeğin korelasyon kat sayıları SPSS paket programı ile değerlendirilecek araştırma sonucunda ortaya çıkacak sonuçlara göre bu iki tutum arasında bir ilişki olup olmadığı ortaya konacaktır. Ayrıca gerçekleştirilecek olan bu çalışmayla öğretmen adaylarının demografik özelliklerinin öğrenmeye ve araştırmaya yönelik tutumlarına etkisinin olup olmadığı sınanacaktır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Öğretmen Adayları, Öğrenmeye İlişkin Tutum, Araştırmaya Yönelik Tutum 83 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ULUSAL TELEVİZYON KANALLARINDA ÇOCUK HAKLARI FARKINDALIĞININ BELİRLENMESİ Ömer Faruk SÖNMEZ, Yasin GÖKBULUT, Özkan SAPSAĞLAM Çocuk Hakları Sözleşmesi Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 20 Kasım 1989 da kabul edilip, 1995 yılında ülkemizde yürürlüğe girmiştir. Sözleşme son yıllarda ülkemizde çocuk hakları bilinci oluşturmak bağlamında önemli bir referans noktası olmuştur. Bu noktada bilgilendirme, farkındalık ve kamuoyu oluşturma gücü olan görsel medyanın çok önemli bir görevi ve sorumluluğu vardır. Bu araştırma ulusal televizyon kanallarının bu görev ve sorumluluğu ne kadar yerine getirdiklerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Ayrıca ulusal televizyon kanallarında, çocuk haklarının ayrıntılı bir biçimde ele alındığı Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanmış olan “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”’de yer alan çocuk haklarına yer verilme durumu da bu araştırmanın amaçları arasındadır. Betimsel tarama modelinde yürütülecek araştırmanın veri kaynağı medya takip merkezinden temin edilecektir. Son 5 yıl içerisindeki sadece Kasım ayı yayınları analiz edilecektir. Bu araştırma çocukların görsel medyadaki görünürlülüğünün belirlenmesi açısından önemlidir. Anahtar Kelimeler: Çocuk hakları, hak, medya. ÜSTÜN ZEKÂLI ÖĞRENCİLERİN TARİH DERSİ ALGISI:ELAZIĞ ÖRNEĞİ Seval TOPCU, Nurefza GÜLEÇ Araştırmanın amacı, Elazığ Bilim Ve Sanat Merkezine devam eden üstün zekalı öğrencilerin Tarih Dersine yönelik görüşlerini ortaya koymak ve bunları incelemektir. Bu çalışmada öğrencilerin, tarih dersinin işlenişi ve derste neler üzerinde yoğunlaştıkları, tarihin hangi şekilde sunuluşundan keyif aldıkları, gelecek beklentileriyle demokrasi ve tarih öğretimine yönelik görüşleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma 2014-2015 Eğitim öğretim yılında Elazığ Bilim ve Sanat Merkezine devam eden öğrenciler üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma evreni, Elazığ Bilim ve Sanat Merkezi ne devam eden lise öğrencileridir. Araştırmanın örneklemi, kolay ulaşılabilir örnekleme yöntemiyle belirlenmiş olup Elazığ Bilim ve Sanat Merkezine devam eden 40 tane gönüllü lise öğrencisinden oluşturmaktadır. Betimsel tarama türünde olan bu çalışma, nicel araştırma yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri, örneklem grubuna uygulanan 48 soruluk anket vasıtasıyla elde edilmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen verilerin analizi, SPSS 16 istatistik paket programı aracılığıyla frekans ve yüzde dağılımları elde edilerek yapılmıştır. Çalışma bulguları, amaçlar doğrultusunda tanımlanıp yorumlanmış, veriler tablolar halinde sunulmuştur. Araştırma bulgularına göre üstün yetenekli öğrenciler tarih öğretimini, bu günü anlama ve gelecek için hazırlanma şeklinde değerlendirmektedir. Türk tarihini öğrenmenin gerekliliğini de kendi kimliğimi oluşturabilmek, geleneklerimizi, geçmişimizi ve dinimizi öğrenmek, dünü ve bu günü anlayıp yarına bilinçli olarak yönelebilmek şeklinde ifade etmişlerdir. Demokrasi kavramını, kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olmasıyla eşdeğer gören üstün yetenekli öğrenciler ayrıca uygulayıcı ve yöneticilere göre değişebilen bir kavram olduğunu da belirtmişlerdir. Tarihin sunuluş biçiminde, müze, tarihi yer ve tarihsel filmler vasıtasıyla verilmesini tercih edenden üstün yetenekli öğrencilerin tarihi bir sosyalleşme aracı olarak algıladıkları gözlenmektedir. Güvendikleri sunuş şeklini ise müze, tarihi yerler, tarihi belge ve kaynaklar ile televizyon belgeselleri şeklinde ifade etmiştir. Anahtar Kelimeler: Demokrasi, Tarih Bilinci, Tarih öğretimi, Üstün Yetenekli Öğrenci 84 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÖĞRENME ÖZ-YETERLİK DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ Salih USLU, Özcan ÇÖKÜN Bu çalışmanın amacı, Sosyal Bilgiler Öğretmen adaylarının öğrenme öz-yeterlik düzeylerinin çeşitli değişkenlere göre incelenmesidir. Araştırma verilerinin 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Niğde Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Sosyal Bilgiler Eğitimi Ana Bilim Dalında öğrenim görmekte olan 300 civarı öğretmen adayından elde edilmesi planlanmaktadır. Betimsel tarama yönteminin kullanılacağı araştırmada; veri toplama aracı olarak Zimmerman ve Kitsantas (2007) tarafından geliştirilen ve Yamaç ve Ocak (2013) tarafından Türkçe’ye uyarlanmış olan “Öğrenme Öz-yeterliği Ölçeği Türkçe Formu” kullanılacaktır. Araştırma verileri IBM SPSS 21.0 programı ile analiz edilecektir. Verilerin analizinde bağımsız örneklemler için t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılacaktır. Araştırmada sosyal bilgiler eğitimi anabilim dallarında öğrenin gören öğretmen adaylarının demografik değişkenlere göre öğrenme öz-yeterliği düzeylerinin tespitin yapılması planlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Öğrenme Öz-yeterliği, Sosyal Bilgiler Eğitimi, Öğretmen Adayları. ÖĞRETİM ELEMANLARI VE ÖĞRENCİLERİN BAKIŞ AÇILARINDAN SOSYOLOJİ EĞİTİMİNİN SORUNLARI: KARŞILAŞTIRMALI SOSYOLOJİK BİR ARAŞTIRMA Yaşar ERJEM Bu bildirinin konusunu sosyoloji eğitiminin sorunları oluşturur.Araştırma, sosyoloji eğitiminin sorunlarını, üniversite düzeyinde, öğretim elemanları ve öğrencilerin bakış açılarından hareketle karşılaştırmalı olarak inceler.Araştırmada, öğrencilerin sosyo-demografik özellikleri, sosyoloji bölümünü tercih nedenleri, sosyolojiye yönelik tutumları, derslere yönelik ilgileri, öğretim elemanlarına yönelik düşünce ve tutumları, derslerde kullanılan materyal ve yöntemle ilgili düşünceleri, sınavlar ve diğer eğitsel süreçlerle mezun olduktan sonra iş bulma, istihdam gibi konulardaki kaygı ve bakış açıları geniş kapsamlı olarak öğrenilmeye çalışılmıştır.Sosyoloji, sosyoloji eğitimi ve sosyoloji eğitiminin sorunları öğretim elemanlarının bakış açısından, da ayrıntılı olarak belirlenmiştir.Öğrenci ve öğretim elemanlarının sosyoloji ve sosyoloji eğitiminin sorunları konusundaki düşünce ve tutumları karşılaştırılarak, elde edilen bulgulardan hareketle çözüm önerileri geliştirilmiştir.Nicel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilen araştırma Mersin Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Sosyoloji, Sosyoloji Eğitimi, Sosyoloji Eğitiminin Sorunları, Öğrenci, Öğretim Elemanı 85 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLERİNE GÖRE DEĞERLER EĞİTİMİ KİM TARAFINDAN VE NASIL VERİLMELİDİR? Banu BOĞAZLIYAN, Ahmet KATILMIŞ Türkiye’de 2005 yılında İlköğretim Ders Programları yeniden hazırlanmış yenilenen bu programlar beraberinde yeni tartışmaların da başlamasına sebep olmuştur. Bu tartışma alanlarından birini de değerler eğitimi oluşturmuştur. Özellikle 2005 yılından günümüze akademik ve popüler basın aracılığı ile toplumun farklı kesimlerinden insanlar gerek yazarak gerekse sözlü olarak söz konusu tartışmanın gelişmesine katkı yapmışlardır. Bu tartışmalar ülkede değerler eğitimine yönelik çok ciddi bir anlayış ve literatürün de oluşmasını sağlamış durumdadır. Fakat gelinen bu olumlu konuma rağmen Türkiye’de hâlâ değerler eğitiminin nasıl yapılması gerektiği noktasında standartların tam anlamıyla oluştuğunu söyleyemeyiz. “Değerler eğitimi kim tarafından ve nasıl verilecek?” sorusunun tatminkâr bir cevapla kapatılmadığını söyleyebiliriz. Bundan dolayı söz konusu sorunun cevabının kapsamına girecek araştırma sonuçlarına ihtiyaç olduğunu düşüncesi bu çalışmanın yapılmasının temel nedenini oluşturmaktadır. Başka bir anlatımla bu çalışma, değerler eğitiminin kim tarafından ve nasıl verilmesi gerektiği noktasında sosyal bilgiler öğretmenlerinin görüşlerini tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Nitel araştırma yaklaşımına göre gerçekleştirilen araştırmada, katılımcılar amaçlı örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir. Bu çerçevede 2014-2015 eğitim öğretim yılında Sivas İlinde görev yapmakta olan 4’ü kadın 4’ü erkek toplam 8 sosyal bilgiler öğretmeni araştırma katılımcı olarak belirlenmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak uzman görüşü alınarak hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Bu formla elde edilen veriler betimsel analiz yöntemi ile analiz edilmiş bulgular farklılık ve benzerlikler dikkate alınarak kategorileştirilerek sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Sosyal bilgiler, değerler HİZMET-ÖNCESİ SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLERİNİN ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ ALGILARI VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİNE YAKLAŞIMLARI: NİTEL BİR ÇALIŞMA Kaya YILMAZ, Yakup AYAYDIN Bu çalışmada hizmet-öncesi sosyal bilgiler öğretmenlerinin öğretim teknolojileri algıları ve öğretim teknolojilerine yaklaşımları incelenmiştir. Marmara bölgesinde yer alan farklı eğitim fakültelerinde öğrenim gören 10 sosyal bilgiler öğretmen adayı araştırmaya katılımcı olarak seçilmiştir. Verilerin toplanmasında açık uçlu sorulardan oluşan yarı-yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Görüşme formu literatüre taraması ve uzman görüşlerine dayalı olarak geliştirilmiştir. Görüşme formunda öğretmen adaylarının öğretim teknolojileri algıları, öğretimde kullanmak istedikleri öğretim teknolojileri, bu teknolojileri tercih sebepleri ve hangi amaçlar doğrultusunda kullanmak istedikleri ve öğretim teknolojilerinin avantaj ve dezavantajlarına ilişkin görüşleri ele alınmıştır. Görüşmelerden elde edilen verilerin çözümlenmesinde betimsel analiz kullanılmıştır. Betimsel analiz yaklaşımında kod ve kategoriler önceden belirlenmeksizin araştırma verilerine dayalı olarak ortaya çıkarılmakta, bunlar arasında sürekli karşılaştırma yapılarak temalara ve bulgulara ulaşılmaktadır. Verilerin analizi sonucundakatılımcıların öğretim teknolojileri algılarında en çok ‘bilgisayar’, ‘teknolojik araç ve gereçler’ ve ‘projeksiyon’un yer aldığı tespit edilmiştir. Cinsiyetin öğretim teknolojileri algısında etkili olduğu, genel olarak erkek katılımcıların öğretim teknolojileri algılarının kızlarınkinden daha çeşitli olduğu tespit edilmiştir.Katılımcıların sosyal bilgiler dersinin öğretiminde en çok projeksiyon, bilgisayar, akıllı tahta ve videoyu kullanmak istedikleri tespit edilmiştir. Katılımcılara göre öğretim teknolojilerikonuları görselleştirerek somutlaştırmakta, öğrenmeyi kolaylaştırmakta, monotonluğu önleyerek dersi eğlenceli hale getirmekte, derse karşı ilgi ve merak uyandırmakta, böylece etkili ve kalıcı hale öğrenmeye zemin hazırlamaktadır. Katılımcılar, öğretim teknolojilerinin maliyetinin yüksek olması, hazırlanmasınınzaman alması,öğretmeni veöğrencileri hazırcılığa alıştırması, teknik problemler oluşturması, öğretmen-öğrenci arasındaki sosyal ve duygusal ilişkiyi zedelemesi ve okuma-yazma alışkanlığını azaltması gibi bazı dezavantajlardan da bahsetmişlerdir. Araştırma sonuçlarına dayalı olarak sosyal bilgiler öğretiminde teknoloji kullanımına ilişkin öneriler yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Öğretim teknolojisi, Hizmet-öncesi öğretmenler, Sosyal bilgiler öğretimi 86 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir YARATICI DRAMA, FACEBOOK VE KARİKATÜRÜN BİRLİKTE KULLANILMASI İLE YAPILAN ÇEVRE EĞİTİMİNE İLİŞKİN ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN GÖRÜŞLERİ Kudret AYKIRI, Sabri SİDEKLİ, Zafer TANGÜLÜ, Yıldıray AYDIN Çevre eğitimi, başta okullarda olmak üzere günümüzün en önemli eğitim sorunlarından biridir. Okullarda çevre eğitimi verilse de çoğu bilişsel düzeyde kalmaktadır. Oysa çevre eğitiminde bilişsel, duyuşsal ve davranışsal olmak üzere üç boyut vardır. Çevre eğitimini bu üç boyuta ulaştırmak için bu üç boyuta da hitap eden yaratıcı drama yönteminin kullanılması uygun bulunmuştur. Özellikle okul çağındaki kişiler başta olmak üzere yaygın olarak kullanılan Facebook’un doğru kullanıldığında kaynak ve bilgi paylaşımı gibi eğitim-öğretim ortamına katkıları olduğu bilinmektedir. Yaratıcı drama dahilinde yapılan çalışmaların Facebook üzerinde açılan sayfadan paylaşılarak çevre eğitimine katkı sağlaması amaçlanmaktadır. ÇİKO adlı karikatürün kullanılmasının nedeni öğrencilerin ilgisini çekmek ve onları kendilerini birer kahraman gibi hissettirerek güdülemektir. Bu araştırmanın amacı; yaratıcı drama, facebook ve karikatürün bir arada kullanılması ile verilen çevre eğitimine ilişkin ortaokul öğrencilerinin görüşlerini açıklamaktır. Araştırmanın amacı doğrultusunda 6 hafta boyunca yazarlar tarafından ilgili literatür ve alan uzmanlarından destek alınarak hazırlanmış etkinlikler ortaokul öğrencilerine uygulanmış ve uygulanan etkinliklerin ses ve görüntü kayıtları “Çevre Dostu (ÇİKO)” adlı sayfada paylaşılmıştır. Araştırmada veri toplamak için hazırlanmış olan yarı yapılandırılmış görüşme formundan yararlanılmıştır. Bu formun geliştirilmesinde de ilgili literatür ve alan uzmanlarından destek alınmıştır. Verilerin toplanmasında veri kaybının önlenmesi için video ve fotoğraflardan yararlanılmıştır. Araştırmanın yöntemi, nitel araştırma yöntemlerinden biri olan durum çalışmasıdır. Durum çalışması kullanılmasının temel nedeni var olan durumun derinlemesine incelenmesine olanak sağlamış olmasıdır. Toplanan veriler kategorilere ayrıldıktan sonra betimsel analiz yapılmıştır. Araştırmanın sonucunun öğrencilerin çevre eğitimlerine olumlu etki yapması açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Çevre Eğitimi, Yaratıcı Drama, Facebook, Karikatür ÇEVRE EĞİTİMİNDE YARATICI DRAMA, FACEBOOK VE KARİKATÜR KULLANIMINA İLİŞKİN ETKİSİ KANITLANMIŞ ETKİNLİK ÖRNEKLERİ Kudret AYKIRI, Sabri SİDEKLİ, Zafer TANGÜLÜ, Yıldıray AYDIN Çevre eğitimi, günümüzün en önemli eğitim sorunlarından biridir. Çevre eğitiminin bilişsel, duyuşsal ve davranışsal boyutları vardır ve bu üç boyuta da hitap etmek için yaratıcı drama etkinlikleri uygulanabilir. Sadece okulda değil aynı zamanda da internetin olduğu herhangi bir yerde çevre eğitimi ile ilgili bilgi paylaşımı ya da drama etkinliklerinden elde edilen kaynak paylaşımı sağlanabilir. Ve bir karikatür karakter oluşturarak öğrencilerin ilgisi çekilebilir ve onları kendilerini birer kahraman gibi hissettirerek güdülenebilir. Bu çalışmanın amacı; çevre eğitiminde yaratıcı drama, facebook ve karikatür kullanımına ilişkin etkinlik örnekleri sunmaktır. Çalışmanın amacı doğrultusunda ilgili literatür ve alan uzmanlarından destek alınarak altı haftalık etkinlikler hazırlanmış ve ortaokul öğrencilerine altı hafta boyunca uygulanmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin etkinliklere dair olumlu görüş içinde oldukları görülmüştür Araştırmanın sonucu bilimsel çalışma olarak sunulmuştur. Bu etkinliklerin çevre eğitimi vermek isteyen eğitimcilere örnek olması açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Çevre Eğitimi, Yaratıcı Drama, Facebook, Karikatür, Etkinlik Örnekleri 87 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMINDA ÖĞRENİM GÖREN ÖĞRENCİLERİN DOĞAL ÇEVRENİN KİRLENMESİNE İLİŞKİN DEĞER YARGILARI Arcan AYDEMİR, Ufuk KARAKUŞ Araştırmanın temel amacı sosyal bilgiler öğretmenliği programında öğrenim gören öğrencilerin doğal çevrenin kirlenmesine ilişkin değer yargılarını ortaya koymaktır. Bu temel amaç doğrultusunda sosyal bilgiler öğretmenliği programında öğrenim gören öğrencilerin toprak kirliliği, su kirliliği ve hava kirliliği gibi çevre sorunlarına ilişkin görüşleri incelenmişti. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden olan olgu bilim (Fenomenoloji) deseni kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Artvin Çoruh Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Programında yer alan 1. sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Çalışma grubunda 12 kız ve 13 erkek olmak üzere toplam 25 sosyal bilgiler öğretmenliği programına kayıtlı öğrenci yer almaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafında geliştirilen görüşme formu kullanılmıştır. Görüşme formunda Kohlberg’in ahlâki gelişim kuramında ahlaki gelişim evrelerini belirlemek için kullandığı ahlaki ikilemler içeren hikâyelerden esinlenilerek oluşturulmuş iki kurgusal hikâye ve bu hikâyelere ilişkin sorular yer almaktadır. Nitel olarak ele alınan çalışmadan elde edilen veriler betimsel olarak analiz edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre çalışma grubunda yer alan katılımcıların çevre duyarlılığını gösteren görüşlere sahip oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Çevre Kirliliği, Değer Yargılar SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE KELİME İLİŞKİLENDİRME TESTİ YOLUYLA DEĞER VE KAVRAM ANALİZİ Mehmet GÜLTEKİN, Işıl GÜLTEKİN, Ecmel YAŞAR, Zeynep KILIÇ 21. yüzyılda olumlu ya da olumsuz birtakım gelişmeler yaşanmaktadır. Bilim ve teknolojideki gelişmeler bireylere yeni ve işlevsel olanaklar sunarken aynı zamanda yaşanılan doğal afetler, savaşlar, terör olayları, çevre ve nüfus sorunları bireyleri büyük tehlikelerle karşı karşıya bırakmaktadır. Bu bağlamda çağdaş, demokratik ve özgürlükçü bir toplumda eğitim ve öğretim uygulamalarının; bireylerin bu olumsuzlukların üstesinden gelebilmesine, değişen koşulları sorgulayarak uyum sağlamasına, bireylerin çok yönlü olarak gelişmesine, toplumun kalkınmasına ve kültürel açıdan gelişmesine yönelik olması gerekmektedir. Çağdaş bilime ve insan haklarına dayalı, özgürlükçü, demokrat, laik ve ulusal kültür birikimlerinden yararlanarak evrensele ulaşan eğitim ve öğretim uygulamalarında, Sosyal Bilgiler öğretimi önemli ve belirleyici bir rol oynamaktadır. Öğrencilerde, demokratik yapı ve değerlere ilişkin anlayış oluşturmak, düşünme becerileri geliştirmek; insan ilişkileri ve sosyal problemlerle başa çıkmak için gereksinim duydukları bilgileri sağlama, Sosyal Bilgiler dersinin sorumlulukları arasındadır. Çünkü Sosyal Bilgiler bu temel özellik ve becerilerle donanmış bireylerin yetiştirilmesinde ve demokratik toplumun sürekliliğinin sağlanmasında kritik bir role sahiptir. Demokratik topluma etkin katılımı sağlamak için çocukların çeşitli tutumları, kişilik özellikleri, değer sistemleri ve davranış kalıplarını oluşturmada önemli bir işleve sahip olan Sosyal Bilgiler, toplumsal sürekliliği sağlayacak sorumlu yurttaşların yetiştirilmesine hizmet eden önemli derslerden biridir. Nitekim ilköğretim çağındaki çocuklara vatandaşlık bilgisi ve yaşam için gerekli değer, tutum ve davranışların kazandırılması öncelikle Sosyal Bilgiler dersinden beklenmektedir. 2005 Sosyal Bilgiler Öğretim programında “Bireyin toplumsal var oluşunu gerçekleştirebilmesine yardımcı olması amacıyla; tarih, coğrafya, ekonomi, sosyoloji, antropoloji, psikoloji, felsefe, siyaset bilimi ve hukuk gibi sosyal bilimleri ve vatandaşlık bilgisi konularını yansıtan, öğrenme alanlarının bir ünite ya da tema altında 88 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir birleştirilmesini içeren; insanın sosyal ve fiziki çevresiyle etkileşiminin geçmiş, bugün ve gelecek bağlamında incelendiği; toplu öğretim anlayışından hareketle oluşturulmuş bir ilköğretim dersi” olarak tanımlanan Sosyal Bilgiler dersinin temel amacı bilgiyi üretmek ve kullanmak için gerekli beceri, kavram ve değerlerle öğrenciyi donatarak etkin bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yetiştirmek olarak belirtilmektedir. Dolayısıyla Sosyal Bilgiler dersi aracılığı ile çocuk kendisini, içinde yaşadığı toplumu ve dünyayı kendi bakış açısı ile anlamaya çalışır. Bu bağlamda çocuğun dünyası ile içinde yaşadığı gerçek dünya farklı olabilir. Bu farklılık, çocuğun bilişsel yapısı ile ilgili olduğu kadar yanı başındaki çevresinde, yetiştiği toplumda ve dünyada meydana gelen olaylarla da ilgili olabilir. Çocuğun kendi dünyası ile gerçek dünya arasında ilişki kurması için, gerçek dünyada meydan gelen olaylarla etkileşimde bulunmalıdır. Sosyal Bilgiler dersi aracılığı ile öğrenciler gerçek dünya ile etkileşimde bulunur, yanı başındaki çevresinde, yetiştiği toplumda ve dünyada gelen olayları algılayabilir, olayların kendisi, toplumu ve dünyayı nasıl etkileyeceğine ilişkin tahminlerde bulunabilir. Çocuğun gerçek dünya ile bağ kurması, gerçek dünyada meydana gelen olayları analiz edebilmesi, bu olayların olumsuz olanları ile üstesinden gelebilmesi, olaylara anlamlı, demokratik tepkiler vermesi, kendisini, toplumu ve dünyayı olumlu anlamda değiştirmek için çaba harcaması Sosyal Bilgiler dersinde edindiği beceri, kavram ve değerlerle donatılması ile olanaklıdır. Dolayısıyla öğrencilerin bu derste beceri, kavram ve değerleri edinmeleri önemlidir. Sosyal Bilgiler dersinde öğrencilerin beceri, kavram ve değerleri kazanıp kazanmadıkları farklı yöntem ve tekniklerle anlaşılabilir. Bu yöntem ve tekniklerden biri de kelime ilişkilendirme testidir. Kelime ilişkilendirme testi, öğrencinin bilişsel yapısını ve bu yapıdaki kavramlar arasındaki bağları somutlaştıran, uzun dönemli bellekteki kavramlar arsındaki ilişkilerin yeterli ve anlamlı olup olmadığını belirlemeyi sağlayan tekniktir. Kelime ilişkilendirme testi, belli bir sürede bir konuyla ilgili verilen anahtar bir kavramın öğrencinin aklına getirdiği kavramları yazması sürecinden oluşmaktadır. Başka bir deyişle, kelime ilişkilendirme testi ile öğrencilerin kavramla ilgili bilişsel yapısındaki şema somut olarak ortaya çıkmaktadır. Kelime ilişkilendirme testi, öğrencilerin bilişsel yapılarını ortaya koymada, kavram yanılgılarını belirlemede ve kavramsal değişimleri görmede sıklıkla kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı da ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin Sosyal Bilgiler programında yer alan Güç, Yönetim ve Toplum öğrenme alanında İnsanlar ve Yönetim ünitesinde geçen “Bağımsızlık”, “Demokratik tutum”, “Etkin yurttaşlık”, “Çalışkanlık” ve “Sorumluluk” değer ve kavramlarına ilişkin bilişsel yapılarını ve kavram yanılgılarını belirlemektir. Bu bağlamda öğrencilerin Sosyal Bilgiler programında yer alan değer ve kavramlara ilişkin bilişsel yapılarının ortaya çıkarılması öğretmenlere, öğrencilerin bu değer ve kavramlara ilişkin deneyimleri, algıları ve ön bilgileri hakkında ipucu verebilir. Ayrıca bu değer ve kavramlara ilişkin öğrencilerinin kavram yanılgılarının belirlenmesi Sosyal Bilgiler dersini yürüten sınıf öğretmenlerine, dersi nasıl işleyecekleri ve hangi noktalara dikkat etmeleri konusunda yol gösterici olabilir. Dördüncü sınıf öğrencilerinin Sosyal Bilgiler programında yer alan değer ve kavramlara ilişkin bilişsel yapılarını ve kavram yanılgılarını ortaya koymayı amaçlayan bu araştırma tarama modelinde gerçekleştirilecektir. Araştırmaya 2014-2015 eğitim öğretim yılında farklı (alt, orta ve üst) sosyo ekonomik düzeylerde bulunan ilkokullarda öğrenim gören dördüncü sınıf öğrencilerinin katılması planlanmaktadır. Araştırmanın katılımcılarının amaçlı örnekleme türlerinden ölçüt örnekleme ile seçilmesi öngörülmüştür. Bu kapsamda, araştırmada katılacak öğrencilerin dördüncü sınıfta okuyor olmaları ve araştırmaya gönüllü olarak katılması öngörülmektedir. Veri toplama aracı olarak öğrencilerin Sosyal Bilgiler programında yer alan değer ve kavramlara ilişkin bilişsel yapılarını ve kavram yanılgılarını belirlemek için kelime ilişkilendirme testi kullanılacaktır. Kelime ilişkilendirme testinde Sosyal Bilgiler programında yer alan Güç, Yönetim ve Toplum öğrenme alanında İnsanlar ve Yönetim ünitesinde geçen “Bağımsızlık”, “Demokratik tutum”, “Etkin yurttaşlık”, “Çalışkanlık” ve “Sorumluluk” kavram ve değerlere yer verilmesi öngörülmüştür. Hazırlanan veri toplama aracında, her bir kavram ve değerler bir sayfada yer almış ve veri toplama aracının yönerge bölümünde öğrencilere bir örnek sunulmuştur. Verilerin analizinde öğrencilerin kavramlara ilişkin yazdıkları sözcüklerin ayrıntılı olarak incelenmesi ve bu sözcüklerin tekrarlanma sıklıklarını da gösteren bir tablo yapılması, daha sonra frekanslar dikkate alınarak belirlenen kesme noktaları doğrultusunda kavram ağlarının oluşturulması planlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, bilişsel yapı, kelime ilişkilendirme testi 89 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir 8.SINIF ÖĞRENCİLERİNİN BAZI DEĞERLERE YÖNELİK ALGISAL DEĞİŞİMLERİNİN İNCELENMESİ Arcan AYDEMİR, Özlem Ulu KALIN Araştırmanın temel amacı ortaokul 8. sınıf öğrencilerinin bağımsızlık, özgürlük, özgüven ve çağdaşlaşma değerlerine yönelik algısal değişimlerini incelemektir. Bu temel amaç doğrultusunda algısal değişimi gözlemlemek için değer öğretimi yapılmadan önce, ön uygulama ve değer öğretimi yapıldıktan sonra da son uygulama yapılarak hem öğrencilerin bağımsızlık, özgürlük, özgüven ve çağdaşlaşma değerlerine yönelik bilişsel yapıları ortaya konulacak hem de iki uygulama arasındaki veriler karşılaştırılacaktır. Araştırmanın çalışma grubunu 20142015 eğitim-öğretim yılında öğrenimine devam eden 8.sınıf öğrencileri oluşturacaktır. Araştırmada yöntem olarak nitel araştırma yöntemlerinde durum çalışması modeli kullanılacaktır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen kelime ilişkilendirme testi ve yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılacaktır. Elde edilen veriler betimsel ve içerik analizi şeklinde çözümlenecektir. Anahtar Kelimeler: Değerler, Algı Değişimi, Kelime İlişkilendirme Testi SINIF ÖĞRETMENİ ADAYLARININ SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ALAN SINAVINA YÖNELİK ALGILARI: BİR METAFORİK ÇALIŞMA Derya GİRGİN SARIDAŞ, Çavuş ŞAHİN, Serdar ARCAGÖK Bu çalışmanın amacı sınıf öğretmeni adaylarının Sınıf Öğretmenliği Alan Sınavı’na yönelik algılarını metaforlar aracılığıyla belirlemektir. Araştırma verileri 2014-2015 öğretim yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda dördüncü sınıfta öğrenim gören 200 sınıf öğretmeni adayından elde edilmiştir. Araştırma verileri açık uçlu sorulardan oluşan anket formları aracılığıyla toplanmıştır. Araştırma verilerinin analizinde nitel araştırma tekniklerinden biri olan betimsel analiz tekniğinden yararlanılmıştır. Sınıf öğretmeni adayları Sınıf Öğretmenliği Alan Sınavı’na yönelik oluşturdukları metaforlar karmaşık, kapsamlı, gereksiz ve engelleyici sınav temaları altında toplanmıştır. Sınıf öğretmeni adaylarının oluşturdukları metaforlarincelendiğinde Sınıf Öğretmenliği Alan Sınavı’nın birden fazla ve birbirinden farklı metaforlarla açıklandığı ortaya çıkmaktadır. Anahtar Kelimeler: Metafor, Sınıf Öğretmeni Adayı, Sınıf Öğretmenliği Alan Sınavı 90 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir FEN LİSELERİNDE VERİLEN PERFORMANS GÖREVLERİNİN ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ (BARTIN İLİ ÖRNEĞİ) Havva Duygu YASA, Elif ÇUHADAR, İrem ALTAÇ, Aşkın KARADUMAN Fen Liselerinde Verilen Performans Görevlerinin Öğrenci Görüşleri Açısından Değerlendirilmesi (Bartın İli Örneği) Elif Çuhadar: Bilgisayar İşletmeni, Yüksek Lisans Öğrencisi, Bartın Üniversitesi. Havva Duygu Yasa: Öğretmen, Yüksek Lisans Öğrencisi, Bartın Üniversitesi. İrem Altaç: Öğretmen, Yüksek Lisans Öğrencisi, Bartın Üniversitesi. Aşkın Karaduman: Polis Memuru, Yüksek Lisans Öğrencisi, Bartın Üniversitesi. ÖZET Bu çalışmanın amacı, lise öğrencilerinin performans görevlerinin onların sosyal, bilişsel, davranışsal gelişmelerine katkısının olup olmadığını araştırmak, performans görevlerini hazırlamalarında aile, okul, zaman ve materyal temini ile performans görevlerinin öğretmenleri tarafından değerlendirilmesi süreçlerine ilişkin görüşlerini almaktır. Orta öğretim müfredatına yeni konulan performans görevlerinin işlevselliği ölçülerek, öğrencilerin performans görevine bakış açıları araştırılmıştır. Araştırma da hem nicel hem de nitel araştırma yöntemleri birlikte kullanılmıştır. Nicel araştırmada tarama (survey) modeli kullanılmıştır. Nicel veri analizinde çalışmanın evrenini, 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Bartın ili merkezinde bulunan Bartın Hasan Sabri Çavuşoğlu Fen Lisesinde eğitim-öğretim gören toplam 260 öğrenci, örneklemini ise rastgele yöntem ile seçilen 186 öğrenci oluşturmaktadır. Nicel araştırmada elde edilen bulgular anket yöntemiyle toplanmıştır. Anket soruları uzman görüşü alınarak hazırlanmıştır. Verilerin analizinde SPSS 22.0 programı kullanılarak kay kare testi yapılmıştır. Kay kare testi yapılırken sınıf ve cinsiyet değişkenleri göz önünde bulundurulmuştur. Çalışmanın nitel kısmında durum çalışması deseninden yararlanılmıştır. Araştırmanın nitel çalışma grubunu ise 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Bartın ili merkezinde bulunan Bartın Hasan Sabri Çavuşoğlu Fen Lisesinde eğitim-öğretim gören 8 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmanın çalışma grubu kolay ulaşılabilir durum örneklemi yöntemiyle seçilmiştir. Nitel araştırma verilerinin toplanmasında uzman görüşü ile hazırlanmış yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmış ve araştırma aşamasında görüşme tekniğinden yararlanılmıştır. Görüşme sırasında veriler ses kayıt cihazına kaydedilmiş ve içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir. Araştırmada elde edilen bulgular ışığında şu sonuçlara ulaşılmıştır: Öğrenciler performans görevlerine ayırdıkları vakit nedeniyle ders dışı sosyal etkinliklere katılamamaktadırlar. Öğrenciler, performans görevlerini yalnızca not alma aracı olarak görürken sadece dersi anlama ve konuya hâkim olma bakımından ise 9, 10 ile 12. sınıf kız ve erkek öğrencileri performans görevlerinin etkili olduğunu düşünmektedirler. Performans görevleri tüm sınıf ve cinsiyet düzeyinde öğrencilerin genel kültür gelişimine katkı sağlamaktadır. Öğrencilerin performans görevlerinin konularının, öğretmenler tarafından belirlenerek rastgele dağıtıldığı, öğrencilerin konuları kendi ilgi alanlarına göre seçmek istediği, görevlerin yapılması aşamasında öğretmelerinin çok fazla yardımının olmadığı ve değerlendirilmesi sürecinde ise yeterli geri bildirim verilmediği anlaşılmaktadır. Performans görevlerinin hazırlanması sürecinde öğrenciler en çok yabancı dil derslerinin yapılmasında zorlanmakta ve öğretmenlerinden yardım istemektedirler. Performans görevlerini yerine getirirken öğrencilerin materyal temini sıkıntısı çekebildikleri, özellikle internet ağırlıklı bir çalışma yaptıklarından internet kaynağının bazen yetersiz kaldığını, dersleri ile ilgili bazı bilgilere erişim zorlukları çektikleri anlaşılmaktadır. Kaynak olarak en çok internetten yararlanan öğrenciler kimi zaman da kaynak kitaptan yararlanmaktadırlar. Maddi olarak bir yük teşkil etmeyen performans görevlerini yetiştiremeyen öğrencilerin görevlerini ailelerine yaptırmadıkları görülmüştür. Araştırmada öğrencilerin performans görevlerini teslim ettikten sonra öğretmen değerlendirmelerinde yaşadıkları problemler incelendiğinde öğrencilerin genel olarak sıkıntı yaşamadıkları görülmektedir. Ancak öğrencilerin verdikleri görevlerin içerik olarak ayrıntılı incelenmediği ve öğretmenlerinden dönüt alamadıkları, verilen performans görevlerinin kriterlerinin kesin olmamasından kaynaklanan sıkıntılar yaşayabildikleri görülmüştür. Son bir kaç yıldır orta öğretimde önemli bir yere sahip olan performans görevleri ile ilgili araştırmalar artacak yöndedir. Anahtar Kelimeler: Performans, performans görevi, performans değerlendirme. Anahtar Kelimeler: Performans, performans görevi, performans değerlendirme. 91 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ÖĞRETMENLERİN MESLEKİ ETİK İLKELERİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ: NİTEL BİR ÇALIŞMA Elif ÇUHADAR, Havva Duygu YASA, İrem ALTAÇ, Aşkın KARADUMAN, Şaban ŞEN Öğretmen ve etik kavramları birbirlerinden ayrılmaz iki kavramdır. Bu araştırmanın temel amacı, öğretmenlerin mesleki etik ilkelere uygun davranıp davranmadıklarına yönelik düşüncelerini belirlemektir. Bu araştırmada eylem araştırma deseninden yararlanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, Bartın Anadolu Lisesi, Karadeniz Ereğli Uzun Mehmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Tekirdağ Çerkezköy Mesleki Eğitim Merkezi’nde görev yapan 25 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma verilerini elde etmek için görüşme yöntemlerinden standartlaştırılmış açık uçlu görüşme tekniği kullanılmıştır. Görüşme formunda yer alan 11 soru araştırmacılar tarafından alt amaçlara ilişkin hazırlanan çeşitli sorular arasından uzman görüşü alınarak seçilmiştir. Seçilen bu 11 sorunun, önce araştırmacıların çalıştıkları eğitim kurumlarındaki, araştırmaya dahil olmayan öğretmenlere sorularak işlerliği tespit edilmiştir. Veriler Aralık 2014 tarihinde toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler içerik analizi ile yapılmıştır. İçerik analizi 3 aşamada tamamlanmıştır. Birinci aşamada araştırma sorularında yola çıkılarak veri analizi için bir çerçeve oluşturulmuştur. Araştırma sorularına göre verilerin on bir ana tema altında (Profesyonellik İlkesi, Hizmette Sorumluluk, Adalet, Eşitlik, Sağlıklı ve Güvenli Bir Ortamın Sağlanması, Yolsuzluk Yapmamak, Dürüstlük-Doğruluk ve Güven, Tarafsızlık, Mesleğe Bağlılık ve Sürekli Gelişme, Saygı, Kaynakların Etkili Kullanımı) düzenlenmesine karar verilmiştir. İkinci aşamada, bir önceki aşamada belirlenen ana temalara göre veriler okunup sınıflandırılmıştır. Üçüncü aşamada tema ve alt temalara göre veriler tanımlanmış ve gerekli alıntılarla ortaya çıkan bilgiler birbirleri ile ilişkilendirilerek sunulmuştur. Araştırma sonuçlarına göre öğretmenlerin büyük çoğunluğunun mesleki etik ilkelere uygun davranışlar sergiledikleri ve hemen hepsinin kendilerini profesyonel olarak gördükleri anlaşılmıştır. Öğretmenlerin mesleki sorumluluklarının farkında oldukları anlaşılmaktadır. Yolsuzluk ilkesi ile ilgili yapılan araştırmada, öğretmenlerin, özellikle not karşılığı yapılan yolsuzluğu rüşvetle ilişkilendirdiği görülmüş bu şekilde davranmanın hem öğretmenlik mesleğinin onurunu zedelediği hem de etik dışı bir davranış olmadığı bulgusuna varılmıştır. Ayrıca mesleğe yıllarını vermiş öğretmenlerin tecrübelerine yeterli saygı gösterilmediği ve öğretmenlerin birbirlerini yeterince dinlemedikleri belirtilmiştir. Anahtar Kelimeler: Öğretmenlik Mesleği, Mesleki Etik, Etik, Lise. Anahtar Kelimeler: Öğretmenlik Mesleği, Mesleki Etik, Etik, Lise. SINIF ÖĞRETMENİ ADAYLARININ ÖĞRETMENLİK UYGULAMASINA İLİŞKİN ALGILARI: BİR METAFORİK ÇALIŞMA Derya GİRGİN SARIDAŞ, Çavuş ŞAHİN, Yasemin ABALI ÖZTÜRK Bu çalışmanın amacı sınıf öğretmeni adaylarının Öğretmenlik Uygulaması’na yönelik algılarını metaforlar aracılığıyla belirlemektir. Araştırma verileri 2014-2015 öğretim yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda dördüncü sınıfta öğrenim gören 150 sınıf öğretmeni adayından elde edilmiştir. Araştırma verileri açık uçlu sorulardan oluşan anket formları aracılığıyla toplanmıştır. Sınıf öğretmeni adaylarına Öğretmenlik Uygulaması ………………. gibidir. Çünkü; ………………… ifadesinin yer aldığı yarı yapılandırılmış form dağıtılarak yalnızca bir metafor üzerinde yoğunlaşarak düşüncelerini aktarmaları istenmiştir. Araştırma verilerinin analizinde nitel araştırma tekniklerinden biri olan betimsel analiz tekniğinden yararlanılmıştır. Katılımcıların geliştirdikleri metaforlar: (1) kodlama ve ayıklama aşaması, (2) metaforları adlandırma aşaması, (3) kategori oluşturma aşaması, (4) geçerlik ve güvenirliği sağlama aşaması olmak üzere dört aşamada gerçekleştirilmiştir. Sınıf öğretmeni adaylarının Öğretmenlik Uygulamasına yönelik oluşturdukları metaforlar ortak özellikleri bakımından değerlendirilerek 5 farklı kategori altında toplanmıştır. Sınıf öğretmeni adaylarının oluşturdukları metaforlar incelendiğinde Öğretmenlik Uygulaması’nın birden fazla ve birbirinden farklı metaforlarla açıklandığı ortaya çıkmaktadır. Araştırma sonuçlarına bağlı olarak Öğretmenlik Uygulaması’na ilişkin çeşitli önerilerde bulunulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Metafor, Sınıf Öğretmeni Adayı, Öğretmenlik Uygulaması 92 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir BİLSEM’İN KÜÇÜK FİLOZOFLARI Gülizar IŞIK, Nida GÜLER Üstün yetenekli çocukların eğitimi pedagojik açıdan zor olmakla birlikte oldukça önemli bir konudur. Bu çocukların eğitilmesi, yeteneklerinin keşfedilmesi ülkelerin üzerinde durmaları gereken en önemli konulardan bir tanesidir. “Üstün yetenekli” öğrencilerin iki önemli eğitsel ihtiyaçları vardır: Bu ihtiyaçlardan birincisi, zorlayıcı ve motive edici etkinlikler ikincisi ise doğuştan sahip oldukları olağan üstü potansiyellerinin geliştirilmesidir. Bu noktada onlara farklılıklar sunmak anlamında çocuklar için felsefe eğitimi bizlere yol gösterici olmuştur. Bu eğitimde çocuklara küçük yaşlardan itibaren özgür düşünce ortamı sağlanarak küçük gruplarla oluşturulan düşünce atölyelerinde kavramsal boyutta felsefe ile tanışma imkanı sunulmuştur. Çocuklarımıza yaşadıkları dünyayı sorgulayan, hayatlarındaki farklı etkileri bir araya getirip sağlıklı değerlendirmeler yapabilecek bir zihinsel alışkanlık kazandırmak durumundayız, bunu ise düşünce eğitimi ile başarabiliriz. Öğrenciyi merkeze alarak yapılan bu felsefe eğitiminde sokratik yöntem merkezli düşünce eğitimi ile öğrenciler sorumluluklarını yerine getirirlerken özgür düşünce ortamlarında onlara şu özelliklerin kazandırılması amaçlanmıştır: Öğrencinin kendine güvenmesi, kendini motive etmesi, kendini özel ve özgün görmesi, farklılığını düşünce ve eylemde rahatça ortaya koyması… Metin okuma, anlama, sorgulama, tartışma, sonuç çıkarma ve yazma bir bütündür. Çocuklar için felsefe eğitiminin temel işlevi bu sorgulamayı kavramsal boyutta başarmaktır. Ancak bunu çocuklara farklılaştırılmış şekilde sunmak onları sıradanlıktan uzaklaştıracak ve geçirdikleri zamanı anlamlı ve kalıcı hale getirecektir. Bu noktada ise disiplinler arası iş birliğinin önemi ortaya çıkmaktadır. Buradan hareketle bu çalışmada felsefe eğitimi görsel sanatlar alanı ile desteklenerek çocuklara farklı eğitim ortamı sunulması amaçlanmıştır. Elazığ Bilim Ve Sanat Merkezine devam eden öğrencilerden 2014-2015 eğitim öğretim yılı birinci döneminde BYF eğitim sürecindeki 50 öğrenci evren ve örneklemimizi oluşturmuştur. Çalışma nitel özellik taşımakla birlikte uygulamalı çalışma seçilmiş, özgürlük ve mutluluk kavramlarına ilişkin düşünce atölyeleri oluşturulmuş kavramlar üzerinde yapılan tartışmalar sonucunda çocuklardan kavramın kendileri için anlamını yazmaları ve resmetmeleri istenmiştir. Sonuç olarak aynı kavram üzerinde çocukların farklı değerlendirmelerde bulundukları kendilerini ifade etme boyutunda sınırlandırılmayışları onları özgür ve üretken kılarken birlikte geçirdikleri zamandan oldukça zevk aldıkları, özgün ve eleştirel bakış açıları geliştirdikleri gözlemlenmiştir. Duyularla algılama öğrenmenin en önemli bölümünü oluşturur, bu nedenle çocuklara bu yetilerini kullanabilmelerinin öğretilmesi hem sanat eğitimi hem de genel eğitim açısından önemlidir. Her çocuğun duyumlarını kullanma yolları birbirinden farklıdır. Bu farklılıkları ortaya çıkarmada felsefe ve sanat eğitimi ve disiplinler arası işbirliğinin öneminin yadsınamaz bir gerçek olduğu görülmüştür. Bu çalışma ile çocukların felsefe ve sanat eğitiminin birlikteliğinden hoşlanırken farklı fikirlere açık olma,duygu ve düşüncelerini zıt görüşler karşısında ifade edebilme, çelişkileri fark edebilme, duygu ve düşüncelerini sözlü, yazılı ve görsel ifade etme becerileri gelişmiştir. Einstein’ın “Hayal gücü bilgiden önemlidir,” cümlesindeki gibi hayal kurma ve kendilerini ifade etme becerileri bu süreçle beslenmiştir. Anahtar Kelimeler: Felsefe, Sokratik Yöntem, Düşünce ve Sanat Eğitimi 93 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir KAZAK HANLIĞI’NIN KURULUŞU VE KAZAKLARIN İLK HANLARI KEREY VE CANIBEK Laziza NURPEIIS Kazak Hanlığı tarih sahnesine ilk olarak XV asırda ortaya çıktı ve XV, XVI yüzyıllarda komşu devletlerinin karşı karşıya olduğu iç ve dış sorunlarından yararlanarak Hazar Denizi’nin doğusu ile Aral Gölü’nün küzeyinde kalan topraklardan İrtiş Irmağı’nın yukarı kesimlerine ve Altay dağlarının batısına kadar uzanan bölgede Kazak Hanlığı olarak bilinen büyük bir göçebe imparatorluğu kurmuşlardır. 1428-1462 yıllar arasında bu Hanlığın başında Ebulhayr Han bulunuyordu. 1456’da Barak Han’ın oğulları Kerey ve Canibek Ebulhayr’a isyan ederek Jetisu (Yedi su) etrafına göç etmişler, kendi Hanlıklarını ilan etmişler. Kazakların ilk Hanları Kerey ve Canibek’in idaresinde başlangıçta 200 bin kişilik bir Türk topluluğu vardı. Ak Orda’nın devamı olan Kazak Hanlığının 15-17 y.y.’da gerçek manada siyasi, ekonomik, ticari, ilmi rölü büyük olmuştur. Kazakların ayrı bir Hanlık kurmaları tarih bakımından çok önemli bir olaydır. Anahtar Kelimeler: Kazak, Ebulhayr, Kerey, Canibek, özbek, Esenboğa ORTAOKUL SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLERİNİN ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİNE YÖNELİK TUTUMLARI: NİCEL BİR ÇALIŞMA Kaya YILMAZ, Yakup AYAYDIN Bu çalışma ortaokul sosyal bilgiler öğretmenlerinin öğretim teknolojilerine karşı tutumlarını ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın evrenini 2012-2013 öğretim yılında İstanbul iline bağlı ilçelerde yer alan 1156 ortaokulda görev yapan 2828 sosyal bilgiler öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmaya 47 kadın, 53 erkek olmak üzere toplam 100 sosyal bilgiler öğretmeni katılmıştır. Araştırma verileri Likert tipi sorulardan oluşan öğretim teknolojileri tutum anket kullanılarak toplanmıştır. Anket geliştirilirken uzmanların görüş ve geribildirimlerinden yararlanılmış, ön uygulama yapıldıktan sonra güvenirlik testi yapılmıştır. Ön uygulama sonrasında yapılan güvenirlilik analizinde testin güvenirlilik düzeyini düşürdüğü belirlenen maddeler testten çıkarılmıştır. Bu işlem sonucunda anketin güvenirlik düzeyinin arttığı görülmüştür. Elde edilen veriler bilgisayar ortamında SPSS istatistik paket programı kullanılarak çözümlenmiştir. SPSS programında öncelikle betimsel istatistik ile anket maddelerine verilen cevapların yüzde ve frekansları belirlenmiştir. Daha sonra öğretmenlerin anketlere verdikleri cevaplar arasında cinsiyet değişkenine ilişkin anlamlı bir farkın olup olmadığını tespit etmek için t-testi, mesleki kıdem değişkenine ilişkin ise one way anova testi kullanılmıştır. Verilerin analizi sonucunda araştırmaya katılan sosyal bilgiler öğretmenlerinin öğretim teknolojilerine yönelik tutumlarının olumlu olduğu belirlenmiştir. Katılımcıların öğretim teknolojilerinin sosyal bilgiler dersinde kullanılmasına yönelik tutumlarının da oldukça olumlu olduğu belirlenmiştir. Öğretmenlerin günlük işlerinde teknolojiden yararlandıkları, bilgisayar kullanmaktan hoşlandıkları, meslektaşlarıyla teknoloji üzerine konuşmaktan keyif aldıkları, insanları teknolojiyi kullanmaları konusunda özendirdikleri, teknoloji fuarlarına katılmaktan ve teknoloji ile ilgili yayınları izlemekten keyif aldıkları, e-posta kullanımını bir kolaylık olarak düşündükleri, internette araştırma yapmaktan ve teknoloji ile ilgili kitaplar almaktan hoşlandıkları sonuçlarına ulaşılmıştır. Bu sonuçlar, araştırmaya katılan öğretmenlerin hem teknolojiye hem de öğretim teknolojilerinin sosyal bilgiler dersinde kullanılmasına yönelik tutumlarının olumlu olduğunu ortaya koymuştur. Cinsiyet ve mesleki kıdem değişkenlerinin katılımcıların öğretim teknolojilerine karşı tutumlarında anlamlı bir fark oluşturmadığı tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Öğretim teknolojileri, Sosyal bilgiler, Teknoloji Tutum Ölçeği, Öğretmenler 94 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL MEDYA’NIN SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİMİ ÜZERİNDEKİ OLUMLU ETKİSİ Bilal PEKTEZEL Günümüzde sosyal ağ siteleri oldukça artmıştır. Bu durum gün geçtikçe hızla devam etmektedir. Sosyal ağ sitelerinin kullanımı artık vazgeçilmez bir ihtiyaca dönüşmüştür. Birçok sektör bu durumu fırsata dönüştürmüştür. Hatta yalnızca sosyal ağ üzerinden hizmet sunan milyonlarca site oluşmuştur. Eğitim sektörü de bu durumu fırsata dönüştürmüştür. Ülkemizde başta Milli Eğitim Bakanlığı, ÖSYM, Tübitak, YÖK gibi kurumlar olmak üzere birçok yayınevi ve kuruluş sosyal ağını genişletmiştir. Biz eğitimciler de bu gelişmelere kayıtsız kalmadan hedef kitlenin eğitim anlayışının olumlu anlamda yeniden şekillenmesine öncülük etmeliyiz. Eğitim açısından son yıllarda genellikle zararları konuşulan sosyal ağ sitelerinin faydaları üzerinde de durmak gerekir. Bu çalışmada Facebook isimli sitenin eğitim amaçlı kullanılması ve bu kullanım sonucundaki çıktılar üzerinde durulmuştur. Araştırmanın amacı facebook isimli sitenin özellikle Sosyal Bilgiler eğitimi açısından olumlu etkisini saptamaktır. Araştırma’da nicel ve nitel veriler kullanılmıştır. Çıktıları saptama amaçlı yapılan görüşmelerde, uzman görüşüne başvurularak oluşturulan yarı yapılandırılmış açık uçlu sorular kullanılmıştır. Nitel veriler, içerik analizi tekniği ile analiz edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Ağ, Facebook, Yenilikçi Eğitim, Kolay Öğrenme ORTAOKUL 7. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN DİNLEDİĞİNİ ANLAMA DÜZEYİNE DİNLEME ÖNCESİ VE DİNLEME SONRASI VERİLEN SORULARIN ETKİSİ Behçet ALTUNTAŞ, Ayşe Nur KILIÇ Dinleme, konuşan kişinin vermek istediği mesajı, pürüzsüz olarak anlayabilmek ve söz konusu uyarana karşı tepkide bulunabilmek, konuşan ya da sesli okuyan bir kişinin vermek istediği mesajları doğru olarak anlayabilmek, sesleri ve sözleri zihinde yapılandırmak, kulağımıza ulaşan bilgiyi anlamak, bu bilgiye anlam vermek, bu bilgi hakkında ne düşündüğümüz veya hissettiğimize karar vermek olarak tanımlanabilir. Dinleme becerisini geliştirmiş bir insan, düşünce hızını faydalı olarak kullanmayı bilir ve konuşmacının aktardıklarının doğruluğunu, ön yargı taşıyıp taşımadığını, bilgilerin nesnel ya da öznelliğini sorgulamak için yeterli zamana sahip olur. Anlama ise yazının anlamını bulma, üzerine düşünme, nedenlerini araştırma, sonuçlar çıkarma ve değerlendirme biçimidir. Türkçe dersinin temel amaçlarından biri, öğrencinin tam ve doğru anlama yeteneğini geliştirmektir. Bilgi ve düşünceleri anlama, sıralama, sınıflama, ilişki kurma, düzenleme ve değerlendirme yapabilme gibi bireyin akademik düzeyini geliştirmesi açısından da dinleme son derece önemli bir beceridir. Bu çalışmada ortaokul 7.sınıf öğrencilerinin dinlediğini anlama beceri düzeyine dinleme öncesi ve dinleme sonrası verilen soruların etkisini tespit etmek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda Kırşehir merkez İMKB 23 Nisan Ortaokulunda öğrenim gören 22 erkek ve 17 kız toplam 39 kişilik 7.sınıf öğrencisi örneklem alınıp, bu öğrencilere dinlediğini anlama becerileriyle ilgili bir etkinlik uygulanmıştır. Araştırmada karşılaştırmalı model kullanılmıştır. Etkinlikle dinleme öncesi ve dinleme sonrası verilen sorularla dinlediğini anlama beceri düzeyinde anlamlı fark oluşup oluşmadığı incelenmiştir. Çalışmada bilgilendirici ve olaya dayalı metinler kullanılmıştır. Etkinlik sonucunda öğrencilerin dinlediklerini anlama düzeylerinin yüksek olduğu tespit edilmiştir. Kız öğrencilerin başarı düzeylerinin erkek öğrencilere göre yüksek olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Dinleme, Dinlediğini Anlama 95 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ÜSTÜN ZEKÂLI ÖĞRENCİLERİN BARIŞ KAVRAMINA YÖNELİK METAFORİK ALGILARI (ELAZIĞ BİLİM VE SANAT MERKEZİ ÖRNEĞİ) Seval TOPCU, Efsa ÇELİK Bu çalışmanın amacı, Elazığ Bilim ve Sanat Merkezine devam eden üstün yetenekli öğrencilerin barış kavramına ilişkin görüşlerini metaforlar yoluyla belirlemektir. Çalışmada, nitel araştırma desenlerinden “olgubilim ( fenomenoloji) deseni” kullanılmıştır. Çalışma grubunu 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Elazığ Bilim ve Sanat Merkezi’ne devam eden toplam 57 üstün yetenekli öğrenci oluşturmaktadır. Öğrencilere, “Barış” kavramına ilişkin algılarını belirlemek amacıyla, “Barış………………….. gibidir/benzer, çünkü …………………” ifadesinin yer aldığı yarı yapılandırılmış form dağıtılmıştır. Katılımcılardan, yalnızca bir metafor üzerinde yoğunlaşarak, düşüncelerini aktarmaları istenmiştir. Çalışma sonunda elde edilen veriler, içerik analizine uygun olarak çözümlenmiştir. Katılımcılar, barış kavramına ilişkin toplam 51 geçerli metafor üretmiş ve bu metaforlar 6 farklı kavramsal kategori altında toplanmıştır. Çalışma sonucunda katılımcıların, barış kavramını mutluluk, hayat kaynağı ve birlik- bütünlük kavramlarıyla birlikte algıladıkları tespit edilmiştir. Katılımcılar ayrıca barışın yaşamın içinde, önemli ve korunması gerektiğine inandıklarını belirtmişlerdir. Anahtar Kelimeler: Barış, Metafor, Sosyal Bilgiler, Üstün yetenekli öğrenci DEĞER EĞİTİMİNDE FARKLI YÖNTEMLER VE ETKİLİLİĞİ Mehmet KILIÇ, Ayşenur ÖZYER, Bülent OMCA Gençlerimize, çocuklarımıza iyi bir dünya bırakmak önemli olmakla birlikte, en az bunun kadar önemli olan; o dünyaya iyi bir insan bırakmaktır. İyi bir insanda beklenen özelliklerden biri de değerlerle donatılmış bir insan olmasıdır. Ulusoy (2007) değer; bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet, yüksek ve yararlı niteliktir. Değer eğitimi; bilginin yanında öğrencinin kişiliğini iyileştirmesi, geliştirmesi topluma karşı sorumluluklarını öğrenmesini de kapsar. Değerler eğitimi; soyut kavramlardan oluşan bir yapıdır. Bu soyut kavramları, öğrencilerin içselleştirmeleri zordur. Bu yüzden öğretilecek olan değerlerle ilgili etkinlik temelli eğitim yapılmalıdır. Bu çalışmada farklı yöntem ve teknikler kullanılarak değerler eğitiminin içselleştirilmesi amaçlanmıştır. Daha çok dürüstlük değeri üzerinde durularak, dürüstlük değerinin farklı yöntem ve teknikler ( şapka, istasyon, ip, örnek olay, tartışma vb. ) kullanılarak içselleştirilmesi amaçlanmıştır. Değerlerin içselleştirilmesi, bu değerlerin yaşam boyu kalıcı olmasına imkân sağlayacaktır. Anahtar Kelimeler: Değer, değerler eğitimi, yöntem teknik 96 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ORTAOKUL 7. SINIF ÖĞRENCİLERİN SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİĞİ ALGILAMA BECERİ DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ Ayşe TOSUN, Hatice KARA , Zafer TANGÜLÜ Bu çalışma ortaokul 7. sınıf öğrencilerin sosyal bilgiler programı içinde yer alan değişim ve sürekliliği algılama beceri düzeylerini belirlemek amacıyla hazırlanmıştır. Araştırmada nicel araştırma desenlerinden tarama modeli kullanılmıştır. Çalışma grubunun belirlenmesinde basit rastlantısal (tesadüfi) tekniğinden yararlanılmıştır.2014-2015 eğitim öğretim yılı bahar döneminde Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı merkez ortaokulların 7. Sınıfında okuyan toplam 80 öğrenci araştırmaya dahil edilmiştir. Çalışmada 7. Sınıf Sosyal Bilgiler “Türk Tarihine Yolculuk” ve “Zaman İçinde Bilim” ünitesinde kazandırılması amaçlanan değişim ve sürekliliği algılama becerisine ilişkin araştırmacılar tarafından açık uçlu soru ve başarı testi hazırlanmıştır. Hazırlanan soruların kapsam geçerliliğine ilişkin iki sosyal bilgiler öğretmeni ile alanında uzman bir akademisyenin görüşleri alınmış ve önerileri doğrultusunda eksikler giderilmiştir. Araştırmada öğrencilerin sorulara verdikleri cevaplardan elde edilen bulgular SPSS programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Yapılan istatistiksel analizlerde aritmetik ortalama, frekans ve yüzde değerlerinden yararlanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular neticesinde öğrencilerin tarihsel olgu ve yorumları ayırt etme, zaman ve kronolojiyi anlama boyutunda başarılı oldukları görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Ortaokul, Beceri, Değişim ve Süreklilik ÖĞRETMENLERİN DİJİTAL OKURYAZARLIK KAVRAMINA İLİŞKİN METAFORLARININ İNCELENMESİ Elif GÜVEN, Yücel ÖKSÜZ, Adem İCİ Bu çalışmada ilkokul ve ortaokullarda görev yapan öğretmenlerin “dijital okuryazarlık” kavramına ilişkin metaforlarının incelenmesi amaçlanmıştır. 21. Yüzyıl öğrenenin özelliklerinden biri olan dijital okuryazarlık kavramının dijital yerlilerle sürekli etkileşim halinde olan öğretmenler tarafından nasıl algılandığı, dijital okuryazarlık kavramının pratikteki anlamını ortaya çıkarması açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Araştırma nitel araştırma yöntemlerinden tarama modelinde hazırlanmıştır. Araştırmanın örneklemi, amaçlı örnekleme yöntemlerinden biri olan maksimum çeşitlilik esas alınarak seçilmiştir. Buna göre, çalışmanın örneklem grubu Samsun iline bağlı ilkokul ve ortaokullarda görev yapan sınıf ve branş öğretmenleri arasından seçilerek oluşturulmuştur. Veri toplama aracı olarak, açık uçlu bir görüşme formu oluşturulmuştur. Görüşme formunda “Dijital Okuryazarlık ……… gibidir; çünkü …….” cümlesini tamamlamaları istenmiştir. Anahtar Kelimeler: Dijital Okuryazarlık, Öğretmen, Metafor 97 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir KÜLTÜREL DEĞERLERİN AKTARIMINDA BİR İMKÂN OLARAK ÇİZGİ FİLMLER Mehmet TUNCER Sosyo-kültürel değerler toplumda, fertler arasında ortak duygu, düşünce, amaç ve davranış bütünlüğü meydana getiren birleştirici ve kaynaştırıcı faktörlerdir. Bireyler, değerlerin büyük bir kısmını sosyal hayatta aile başta olmak üzere okul gibi sosyal kurumlar vasıtasıyla kazanırlar. Bu bağlamda 20. yüzyıla kadar sözlü ortamda varlığını sürdüren halk kültürü ve edebiyatı verimlerinin pek çoğunun bu yüzyılda televizyon ve sinema gibi farklı elektronik ortamlarda yaşama imkânı bulduğu gerçeğinden hareketle çalışmamızda, yerli üretim çizgi filmlerin birer kültür aktarım aracı olarak hâlihazırda nasıl kullanıldığı / kullanılması gerektiğine temas edilerek temel amacı; Türk Milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren fertleri yetiştirmek olan Türk milli eğitim sisteminde proje olarak uygulanmakta olan ‘Değerler Eğitimi’nde bir imkân olarak görsel yapımların rolü irdelenmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Kültür, Değer, Çizgi Film, Görsel Yapımlar DEĞERLER EĞİTİMİNDE LİBERAL VE CEMAATÇI PARADİGMALAR Sedat YAZICI Karakter ve değerler eğitimi kaçınılmaz olarak belli tartışmalara yol açar. Çünkü, siyasal sistemler ile ilişkili oldukları değerler arasında ontolojik ve epistemik bakımdan kavramsal ve içsel bir bağ vardır. Öğrencilere nasıl bir değer anlayışı ve karakter özellikleri kazandıracağımız; hangi erdem çeşitlerini, hangi temelde, hangi kapsam ve genişlikte vereceğimiz; ideal karakter niteliklerinin siyasal, kültürel, felsefi ve dini anlayışlara göre farklılık gösterdiği durumlarda bu farklılıklar arasında ortak noktayı nasıl bulacağımız; saygı ve otoriteye itaat ile eleştirel düşünme becerileri arasındaki dengeyi nasıl kuracağımız soruları bu tartışmanın merkezinde yer alır. Bu bildirinin amacı, kökeni Kant ve Hegel’e dayanan, son 30-40 yıldır da çağdaş etik ve siyaset felsefesinde iki temel yaklaşım olarak ortaya çıkan liberal ve cemaatçi perspektiflerin değerler eğitimine ilişkin görüşlerini tanıtmak ve analiz etmektir. Bazı klasik liberaller yurttaşlık erdemlerine ihtiyaç duymadan liberal demokrasinin sağlıklı bir şekilde işleyebileceğine inanırken, günümüz liberallerinin çoğu kamusal erdemlerin kaynağı olarak tek başına aileye, piyasaya veya sivil toplum örgütlerine güvenemeyeceğimiz gerçeğinden hareketle değerler ve karakter erdemlerini kazandırmanın en güvenilir ortamının eğitim kurumları olduğunu savunmaktadır. Bu görüşe göre, yurttaşlık erdemleri ve değerleri olmaksızın liberal devletin adil ve özgür bir toplum yaratma girişimi suya düşecek; etkin işleyiş becerisi kazanamayacaktır. Bu nedenle günümüzde bazı liberaller, liberal demokratik toplumların daha kapsamlı, daha zengin, ama daha ince bir yurttaşlık ve değerler eğitimi kavrayışına ve pratiğine ihtiyaç olduğunu savunmaktadırlar. Liberal yaklaşım, devletin toplumda var olan kültürlere yansız ve tarafsız olması gerektiği ilkesinden hareketle değer eğitiminin genel, evrensel ve ince bir anlayış çerçevesinde verilmesi gerektiğini savunurlar. Buna karşın, cemaatçiler, pratikten ve gelenekten yoksun bir ahlak ve adalet anlayışının içi boş bir yükümlülükler tanımlayacağını, bunun felsefi olarak da savunulamaz olduğunu ileri sürerler. Bu anlayışın değerler eğitimine yansımasını göz önünde bulundurduğumuzda, cemaatçi değerler eğitimi anlayışının daha kalın, somut ve gelenekçi bir değer eğitimi anlayışı ortaya koyduğu görülecektir. Liberal paradigma açısından cemaatçi değerler eğitimi anlayışının karşılaşabileceği en önemli sorun, belli bir kültürü ve onun değerlerini empoze eden bir anlayışı yansıtması, bunun da çoğulculuk ve kültürel yansızlık ilkesiyle örtüşmeme noktasındadır. Öte yandan, cemaatçi açıdan liberal değerler eğitiminin sorunu, pratikten, kültürden ve gelenekten kopuk bir değerler eğitimi anlayışının felsefi olarak savunulamaz, eğitimsel açıdan ise işlevsiz olması noktasındadır. Bu bildiride, çağdaş etik, siyaset felsefesi, demokrasi ve insan hakları tartışmalarının merkezinde yer alan bu iki yaklaşımın aslında değerler eğitimi tartışmalarında yer alan iki paradigma olduğu gösterilmeye çalışılarak her iki yaklaşımın olumlu ve olumsuz yanları ABD ve Türkiye bağlamındaki bazı somut örnekler üzerinden tartışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Değerler Eğitimi, liberalizm, cemaatçilik 98 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir FAKÜLTE ÜST YÖNETİMİNDE GÖREV YAPAN YÖNETİCİLERİN ( DEKAN VE DEKAN YARDIMCILARI) KALİTE LİDERLİĞİ VE DUYGUSAL ZEKÂ DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN AKADEMİK PERSONEL GÖRÜŞLERİNE GÖRE İNCELENMESİ Anıl Kadir ERANIL, Barış ERİÇOK Fakülte Üst Yönetiminde Görev Yapan Yöneticilerin (Dekan ve Dekan Yardımcıları) Kalite Liderliği ve Duygusal Zekâ Düzeyleri Arasındaki İlişkinin Akademik Personel Görüşlerine Göre İncelenmesi Problem Durumu Kalite liderliği, sürekli gelişme, müşteri memnuniyeti ve hata yapmama üzerine kurulmuş bir liderlik türüdür. Kalite liderliğine eğitim bünyesinde bakıldığında; eğitim bir bütün halinde düşünülmeli, öğrenci memnuniyetini merkeze alarak hata yapmama üzerine kurulmuş bir liderliktir (Hiçyılmaz, 2013, s. 38). Bundan dolayı fakülte yöneticisi, kalite lideri olarak düşünüldüğünde, fakültesini mükemmelliğe ulaştırmaya çalışan bir lider olarak tanımlanabilir. Çelik (2007, s. 184) kalite liderliğini, sürekli gelişme ve yorulmadan devamlı koşmaya benzetmektedir çünkü koşu yarışında durulduğu zaman rakipler sizi geçer bundan dolayı kalite liderliğinde de durmadan kaliteye koşmak vardır. Bundan dolayı kalite liderinin kaybedecek zamanı yoktur ve mükemmelliğe ulaşma yolunda ilerleyen bir lider olarak tanımlanabilir. Bar-On (2006, s. 3-4) duygusal zekâyı “kişinin çevresinden gelen istek ve baskılarla başarılı şekilde mücadele etmesine yardımcı olacak kişisel, duygusal ve sosyal yeterlikler” şeklinde tanımlamıştır. Buna göre, bireyin duygusal ve sosyal olarak zeki olması, kişinin kendini bilmesi, etkili bir şekilde ifade etmesi, çevresindekilerle iyi ilişkiler içinde olması, onları anlaması ve çevresinden gelen istek, zorlama ve baskılarla başa çıkabilmesi şeklinde ifade edilebilir. İnsana dair sorunlar örgütlerde yöneticilerin karşılaştığı sorunların başında gelmektedir. Bu bağlamda sorun çözme noktasında yer alan yöneticilerin insan ilişkilerinde yetkin kişiler olması beklenmektedir. Goleman (2010, s. 29), insanoğlunun varoluşunu büyük ölçüde duyguların insan ilişkilerindeki gücüne bağlı olduğunu ifade etmektedir. Buna göre yöneticinin de başarıya ulaşması için duygularından haberdar olması gerekmektedir. Gibbs (1995, s. 64), başarısız olan yöneticilerin genelde teknik yetersizlikler nedeniyle değil insan ilişkilerini iyi yürütemedikleri için başarısız olduklarını ifade etmiştir. Bu duruma göre fakülte yöneticilerinin yönetim konusunda yeterli teknik bilgilere sahip olması iyi bir yönetici olacağı anlamına gelemeyebilir. Sonuç olarak fakülte yöneticileri, yönetim becerileri ile birlikte duygusal zekâlarını da etkili bir şekilde kullanarak başarılı bir yönetim sergileyebilirler. Duygusal zekâ ve liderlik arasındaki ilişkiyi inceleyen ve duygusal zekânın organizasyonlarda her kademede uygulanması gerektiğini söyleyen Cooper ve Sawaf ’a (1998, s. 8) göre duygusal zekâ, duyguların gücünü hissetmek, anlamak ve etkili bir şekilde enerji, bilgi, bağlantı ve etki kaynağı olarak uygulamaktır. Buna göre fakülte yöneticilerin fakülteleri etkili bir şekilde yönetilmesi için kalite liderliğinin özelliklerini taşıyabilmenin yanı sıra fakültesinde görev yapan akademik personeller ile duygudaşlık yaparak, kendi duygusal zekâ düzeylerini etkili bir şekilde kullanabilmelidir. Bu sebepten dolayı “Fakülte üst yönetiminde görev yapan yöneticilerin (dekan ve dekan yardımcıları) kalite liderliği ve duygusal zekâ düzeyleri arasındaki ilişkinin akademik personel görüşlerine göre incelenmesi” bu araştırmanın problemini oluşturmaktadır. Araştırmanın Amacı ve Önemi Araştırma ile fakültelerde görev yapan yöneticilerin (dekan ve dekan yardımcıları) kalite liderliği ve duygusal zekâ düzeylerinin akademik personel değerlendirmesi ışığında ortaya çıkarılma amacı güdülmektedir. Bu amaçla, fakültelerde: akademik personellerin yaşadıkları sorunların yöneticileri tarafından çözülme becerilerinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bu sorunların tespitinin hem uygulayıcılar hem de diğer araştırmacılar için faydalı olacağı ve fakültelerin gelişimine katkı sağlayacağına inanılmaktadır. Yöntem Bu araştırma, fakültelerin yönetiminde ortaya çıkan güçlüklerin, fakülte yöneticilerinin (dekan ve dekan yardımcıları) kalite liderliği ve duygusal zekâ düzeyleri açısından yönetim becerisinin saptanmasına yönelik betimsel bir çalışmadır. Araştırma nicel bir araştırma olup, araştırmanın verileri kalite liderliği ve duygusal zekâ ölçekleri ile el edilmektedir. Araştırmanın çalışma grubunu, 2014-2015 eğitim öğretim yılında Nevşehir Hacıbektaş Veli Üniversitesi; Eğitim Fakültesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Turizm Fakültesi ve İlahiyat fakültelerinde görev yapan öğretim üyeleri, öğretim görevlileri, araştırma görevliler ve okutmanlar oluşturmaktadır. Verilerin analizi uygulanan likert tipi ölçekler beşli derecelendirme 99 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir şeklinde hazırlanmıştır. Olumsuzdan olumluya doğru seçeneklere 1, 2, 3, 4, 5 değerleri verilerek analiz için uygun hale getirilmiştir. Ölçek sonuçları 5.00-1.00=4.00 puanlık bir genişliğe dağılmışlardır. Bu genişlik beşe bölünerek ölçeğin kesim noktalarını belirleyen düzeyler bulunmuştur (Köklü, Büyüköztürk ve Çokluk, 2006, s. 41). Betimsel bulgulara ait aritmetik ortalama karşılaştırmalarında esas olmak üzere, ölçeklerdeki beşli dereceleme; Tamamen Katılıyorum : 4,20 – 5,00 Katılıyorum : 3,40 – 4,19 Kısmen Katılıyorum : 2,60 – 3,39 Katılmıyorum : 1,80 – 2,59 Hiç Katılmıyorum : 1,00 – 1,79 şeklinde puanlandırılmıştır. Araştırma süresince toplanan veriler SPSS 13.0 paket programı ile analiz edilmiştir. Yapılan tüm analizlerde anlamlılık düzeyi 0.05 olarak belirlenmiştir. Tartışma, Sonuç ve Öneriler Araştırmanın verileri. Veri toplama süreci sonlandırıldığında veriler, yüzde, frekans, t testi ve Tek Yönlü Varyans Analizi (One Way ANOVA) istatistik teknikleriyle analiz edilerek, ulaşılan bulgular doğrultusunda araştırmanın sonuç ve önerileri sıralanacaktır Anahtar Kelimeler: Kalite Liderliği, Duygusal Zeka, MALATYA HALKEVİNDE MİLLİ GÜN VE HAFTALARIN KUTLANMASI ETKİNLİKLERİ (1932-1951) Mesut AYDIN, Fatih KAYA, Ülkü ULUKAYA Halkevleri, 19 Şubat 1932’de kurulan kültür kurumlarıdır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Halk eğitiminin tamamlayıcı unsurlarından en önemlisi olan bu kurumlar; 1951’e kadar halk eğitimi faaliyetlerini önemli ölçüde yerine getirmiştir. Halkevleri 9 şube şeklinde örgütlenmiştir. Bu şubeler Dil Tarih ve Edebiyat, Güzel Sanatlar, Temsil, Spor, Sosyal Yardım, Halk Dershaneleri ve Kursları, Kütüphane ve Yayın, Köycülük, Müze ve Sergi şubesidir. Bu şubeler marifetiyle vatandaşlar birçok hususta bilgilendirilmiştir. Halkevlerinin en önemli çalışmalarından biri de Milli gün ve haftaların kutlanması yönelik yapılan faaliyetlerdir. Bayramlar Vatandaşlar arasında milli birlik ve beraberliği kuvvetlendirmiş, dayanışma ve yardımlaşma duygularını harekete geçirmiştir. Farklı il ve ilçelerin halkevlerinde aynı coşkuyla kutlanan bu gün ve haftalar Malatya Halkevinde de kutlanmıştır. Kutlamalar da özellikle Dil tarih ve edebiyat şubesi ile Temsil şubesi büyük katkılar sağlamıştır. Malatya halkevinde kutlanan milli gün ve haftalar şunlardır: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Türk Dil Bayramı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramı, Hatay’ın Anavatana İlhakına ilişkin yapılan kutlamalardır. Malatya Halkevinde bu kutlamalar ilişkin yapılacak çalışmanın amacı, Cumhuriyetin ilk yıllarında Malatya halkevinin sosyal ve kültürel alanda yaptığı faaliyetleri ortaya koymaktır. Bu çalışmada araştırma modeli olarak Literatür taraması yapılacaktır. Tarama sonucunda elde edilen bulgular değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Türkiye, Halkevleri, Malatya, Cumhuriyet, Egemenlik 100 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir HALKEVLERİ GÖSTERİT(TEMSİL) ŞUBESİNCE SERGİLENEN GÖSTERİLERİN GÜNÜMÜZ SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİM TEKNİKLERİYLE İLİŞKİLENDİRİLMESİ Mesut AYDIN, Recep DÜNDAR, Şengül KORKUT ÇOBAN Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasından sonra eğitimli Türk vatandaşının yetiştirilmesi için her alanda düzenlemeyegidilmiştir. Siyasal, sosyal, ekonomikkültürel alandabirçokfaaliyetyapılmış, yenibirülkevevatandaş profili oluşturulmaya çalışılmıştır. Aydın Türk halkının yetiştirilmesi için yapılan en önemli çalışmalardan biri de 19 Şubat 1932’de halkevlerinin kurulmasıdır. Birer kültür yuvası olan halkevleri; kapsamlı bir halk eğitimi çalışması başlatmıştır. Dönemin kısıtlı imkânlarıyla ve halkevlerinin etkin faaliyetleriyle vatandaşlara pek çok olanak sunulmuştur. Halkevleri 9 şube şeklinde örgütlenmiştir. Bu şubeler; Dil Tarih ve Edebiyat, Güzel Sanatlar, Temsil, Spor, Sosyal Yardım, Halk Dershaneleri ve Kurslar, Kütüphane ve Yayın, Köycülük, Müze ve Sergi şubesidir. Halkevi şubeleri içerisinde en aktif çalışan şubelerden biride Temsil Şubesidir. Ülkenin farklı yerlerinde kurulan halkevlerinin Temsil Şubesi vatandaşları eğitim, sağlık, politika, ekonomi, kültür alanlarında bilinçlendirmek için bir çok piyes sergilemiştir. CHP Genel Sekreterliği tarafından onaylanan bu piyeslerle( Beyaz Kahraman, Sönmeyen Ateş, Mavi Yıldırım, Özyurt, Çoban, Akın, İnkılap Çocukları, Yarım Osman, Köy Muallimi, Hedef, Mete, Özsoy,Taş Bebek ve Bay Önder vb.….) halk eğitimi faaliyetleri yürütülmüştür. Bugün okullarımızda Sosyal bilgiler dersinde kullanılan “Hikâye-olay canlandırma”, “drama tekniği”, “müzikli gösteri” gibi teknikler; o günlerde belki de adı konmadan halkı bilinçlendirmek ve milli duygularını güçlendirmek için kullanılan önemli malzemeler olmuştur. Yapılacak bu sununun amacı; halkevleri temsil şubelerinin 1932-1951 yılları arasındaki faaliyetleri ve etkinlikleri hakkında bilgi vermek ve “Hikâye-olay canlandırma”, “drama” ve “müzikli gösteri” tekniklerinin o dönemde nasıl kullanıldığını sergileyebilmektir. Araştırmada, nitel araştırma yöntemi olan literatür tarama yöntemi kullanılmıştır. Anahtar Kelimeler: Halkevleri, Temsil Şubesi, Sosyal Bilgiler, müzikli gösteri, Hikaye- olay canlandırma, Drama HALKEVLERİNİN HALK EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI (1932-1951) Ülkü ULUKAYA, Mesut AYDIN, Fatih KAYA Türk Milletinin üstün gayretleriyle başarıya ulaşan Milli Mücadelenin ardından 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmiştir. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte yeni kurulan devlet; ülkeyi ve vatandaşları hak ettiği yere ulaştırmak amacıyla geniş kapsamlı kalkınma faaliyetlerine girişmiştir. Bu faaliyetler kapsamında siyasal, sosyal, ekonomik kültürel alanda pek çok yenilik ve düzenlemeler yapılmıştır. Bu yeni düzen çalışmalarını vatandaşlara benimsetmek ve eğitimli, çağdaş Türk vatandaşlarının yetişmesini sağlamak amacıyla bizzat Atatürk’ün direktifleriyle 19 Şubat 1932’de halkevlerini kurmuştur. Birer kültür yuvası olan halkevleri, Cumhuriyet Döneminde “cehalet” gibi büyük bir sorunu gidermeye çalışmış, halkın yüzde onunun okuma yazma bilmediği bir dönemde, okumayazma seferberliğine yaptığı katkılarla çok önemli ve millî bir görevi yerine getirmiştir. Belki günümüzde bile sağlanamayacak pek çok olanak, o dönemin kısıtlı imkânlarıyla ve halkevleri marifetiyle bireylere sunulmuştur. Halkevleri halk eğitimi faaliyetlerini yürütmek için9 şube şeklinde örgütlenmiştir. Bu şubeler Dil Tarih ve Edebiyat, Güzel Sanatlar, Temsil, Spor, Sosyal Yardım, Halk Dershaneleri ve Kursları, Kütüphane ve Yayın, Köycülük, Müze ve Sergi şubesidir. Vatandaşlar ilgi ve ihtiyaçlarına göre bu şubelerden birine veya birkaçına üye olma imkânına sahip olmuşlardır. Cumhuriyet Döneminde olduğu gibi günümüzde de halk eğitimi faaliyetleri önemini korumaktadır. Hatta geçmişe göre daha da gelişmiş ve çeşitlenmiştir; fakat bu gelişmeye rağmen hâlâ çözüm bekleyen birçok sorun mevcuttur. Halkevleri hususunda yapılacak bu çalışmanın amacı, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde geliştirilen halk eğitim faaliyetlerine katkı sağlamaktır. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden literatür tarama yöntemi kullanılarak, döneme ilişkin veriler incelenip değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Atatürk, Türkiye, Cumhuriyet Dönemi, Halkevleri, Halk eğitimi 101 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ÖĞRETMEN ADAYLARININ KÜLTÜRLERARASI DUYARLILIK DÜZEYLERİ İLE ÇATIŞMA ÇÖZME BECERİLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ Melek BABA, Yücel ÖKSÜZ Bu araştırmanın amacı, öğretmen adaylarının kültürlerarası duyarlılık düzeyleri ile çatışma çözme becerileri arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. İlişkisel tarama modelinde tasarlanan araştırmaya, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü’nün farklı anabilim dallarında öğrenim gören 300 öğretmen adayı katılmıştır. Veriler, Chen ve Stratosta(2000) tarafından geliştirilip Üstün(2011) tarafından Türkçe’ye uyarlanan “Kültürlerarası Duyarlılık Ölçeği” ile Akbalık(2001) tarafından geliştirilen “Çatışma Çözme Ölçeği” yardımıyla toplanmıştır. Elde edilen veriler, bir istatistik paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Analiz süreci devam ettiği için tartışma ve sonuç bölümlerine yer verilememiştir. Analiz süreci devam ettiği için tartışma ve sonuç bölümlerine yer verilememiştir. Araştırma sonuçlarının, kültürlerarası duyarlılık kavramıyla ilişkili olduğu düşünülen birtakım değişkenlerin tespit edilerek kültürlerarası yeterliliklerin geliştirilmesi noktasında araştırmacılara önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Kültürlerarası Duyarlılık, Çatışma Çözme HAYAT BİLGİSİ DERSİNDE KAVRAM ÖĞRETİMİ VE KAVRAM ÖĞRETİMİNDE KULLANILABİLECEK TEKNİKLER ÜZERİNE KURAMSAL BİR ÇALIŞMA Vedat AKTEPE, Emine CEPHECİ, Şifa PALAZ, Sefa IRMAK İnsanlar doğumlarından itibaren kavram öğrenmeye başlarlar. Kavramlar; ortak özellikler taşıyan nesnelerin diğer farklı nesnelerden ayrılması sonucu beynimizin o nesneye vermiş olduğu isim olarak tanımlanabilir. Yani kavramlar varlıkların, nesnelerin insan zihnindeki canlanmasıdır. İnsanlar sürekli yeni kavramlarla karşı karşıya kalırlar. Bu süreç bazen yeni bilgi üretimini sağlarken bazen de var olan bilginin yeni bir şekilde yorumlanmasını sağlayarak hayat boyu sürer. Günümüzde modern yaklaşımlara göre eğitimde temel kavramların öğretilmesinin ve geliştirilmesinin öğrenmeyi kolaylaştıracağı vurgulanmaktadır. Bu nedenle kavramların gelişim sürecinin nasıl olduğunun ve kavramların nasıl öğretilmesi gerektiğinin bilinmesi büyük önem taşımaktadır. Nitekim bireyin kendini ve çevresini tanımasına, çevresine uyum sağlamasına yardımcı olan hayat bilgisi dersinin öğretiminde üzerinde durulması gereken konularının en önemlilerinden birisi de kavram öğretimidir. Kavram öğretiminin daha anlamlı gerçekleşmesi için kullanılabilecek teknikler bulunmaktadır. Kavram öğretiminde kullanılabilecek tekniklerden bazıları; kavram haritaları, kavram ağları, kavram karikatürleri ve kavram bulmacalarıdır. Bu doğrultuda çalışmanın amacı ilköğretim hayat bilgisi dersi programında yer alan kavram öğretimi ve kavram öğretiminde kullanılabilecek teknikler hakkında yapılan kuramsal bir araştırmanın sunulmasıdır. Derinlemesine bilgi ve içeriğe odaklanmayı gerektirdiği düşüncesiyle araştırma yöntemi olarak nitel araştırma yöntemlerinden biri olan “doküman incelemesi” yöntemi kullanılmıştır. Doküman incelemesiyle elde edilen veriler araştırma başlıkları altında analiz edilerek yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Kavram, kavram öğretimi, kavram öğretim teknikleri 102 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ERDEMLERE DAYALI DEĞER EĞİTİMİ Aslı YAZICI Erdemler, değerler eğitiminde merkezi öneme sahip olmasına karşın değerler eğitimi yaklaşımları arasında yer alan geleneksel Ahlâk Eğitimi Yaklaşımı, Değer Açıklaması ve Değer Çözümlemesi Yaklaşımları ile Bilişsel Ahlâki Gelişim Yaklaşımlarının değer eğitiminde erdemelre aynı ölçüde yer vermediği bilinen bir durumdur. Bunlardan geleneksel ahlak eğitimi dışındaki diğer yaklaşımlar 1950-60’lı yılların göreci ahlak anlayışını ya da Kantçı evrensellik düşüncesini yansıtırlar ve erdemlere çok az yer verirler. Bu bildirinin amacı erdeme dayalı bir değerler eğitiminin avantajlarını göstermek, erdemleri ihmal eden bir değer eğitimi anlayışının neleri kaçıracağını tartışmaktır. Bunun için, ahlakta erdem yaklaşımı ve erdemlerin değerler eğitimi açısından özellikleri, özellikle erdemlerin duygu boyutu açısından önemi gösterilecektir. Bildirideki tartışma, Kohlberg’in ahlâki gelişim kuramı üzerinden sürdürülecektir. Bilindiği gibi Kohlberg’in ahlâki gelişim araştırmalarını Kantçı hak etiği temelinde kurgulaması başta erdemler olmak üzere ahlâk alanına giren birçok değeri dışta tutmasına yol açmıştır. Aslında Kohlberg’in bu yaklaşımı doğrudan ahlâk veya değerler eğitimi yürütmek üzere geliştirilmiş bir model değil, daha ziyade ahlâk araştırmaları ile ilgili bir kuramı yansıtır. Kohlberg’in bilişsel gelişim yaklaşımı ile değer belirginleştirme yaklaşımı ahlâk eğitiminde bilişsel olmayan unsurları görmezden gelir. Özellikle duyguların motivasyonel gücü, irade ve irade gücünün etkisi, karakter ve alışkanlıkların önemi bu iki yaklaşımda ihmal edilen unsurlardır. Dahası, ahlâk eğitimi içerikle yakından ilişkilidir. Salt biçimciliğe dayalı bir ahlâk ve değerler eğitiminin başarıya ulaşma şansı görünmemektedir. Ülkemizde gerçekleştirilen ahlaki gelişim çalışmalarında Kohlberg’in zaman içerisinde görüşlerinde meydana gelen değişiklikler pek dikkate alınmaz. Kohlberg, sonraki dönem çalışmalarında gelişim evreli modelinin bilişsel bakımdan ahlâki akıl yürütmeyi yansıtmakla birlikte ikilemlerin ahlâki içeriğini ve evreler içindeki farklılıkları yansıtmadığının farkına vararak kuramına ‘ahlâki tip’ modeli yerleştirmiş; böylece ahlâki yargıların içeriği, kural ve yasaların yapılandırmasına yönelik düşünceler ile ahlâki alana kimlerin dahil edileceği sorunlarını gidermeye çalışmıştır. Kohlberg, son dönem değer eğitimi anlayışında Kantçı yaklaşımdan uzaklaşıp erdemleri de kuramına dahil etmeye çalışmıştır. Bu bildiride, bir yandan erdem kuramının ve yaklaşımının değerler eğitimindeki avantajları gösterilmeye çalışılırken, diğer yandan da Kohlberg üzerinden bu tartışmada varılan sonuçlar gösterilemeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Değerler Eğitimi, Erdemler, Kohlberg CUMHURİYETTEN GÜNÜMÜZE ORTAÖĞRETİM FELSEFE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMLARINDA TÜRK DÜŞÜNCESİ VE YENİ BİR ÜNİTE TEKLİFİ: “TÜRK DÜŞÜNCESİ” Faruk MANAV Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de Cumhuriyetin ilanından sonra uygulanmış olan 1924, 1935, 1957, 1976, 1985, 1993 ve 2009 ortaöğretim felsefe dersi öğretim programlarına bağlı olan içeriklerde Türk düşüncesine yer verilip verilmediğini araştırmaktır. Bu nedenle çalışmada, doküman inceleme yöntemi kullanılarak ilgili yazılı kaynaklar analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda felsefe dersi öğretim programlarının bazılarında Türk düşüncesinin ihmal edildiği ya da olması gerektiği şekilde yer almadığı görülmüştür. Elde edilen bu bulgular sonucunda mevcut 2009 programında Türk düşüncesinin nasıl yer alabileceğine ilişkin bir öneri olarak “Türk Düşüncesi” ünitesi; kazanımları ve kapsamıyla birlikte teklif edilmiştir. Anahtar Kelimeler: 2009 felsefe dersi öğretim programı, felsefe öğretimi, Türk düşüncesi. 103 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL BİLGİLER DERS MÜFREDATINDA MADDE BAĞIMLILIĞI: DOKÜMAN İNCELEME Ünal ŞİMŞEK, Hanife GURNAZ, Seda YOKSULABAKAN Sosyal Bilgiler dersinin tanımına ve temel amaçlarına bakıldığında vatandaşlık aktarımında en yaygın anlayış öğrencilere kültürel mirası aktararak, onların iyi bir vatandaş olmalarını sağlamaktır. Amacımız; iyi vatandaş olma kavramını merkezine alan bu dersin, müfredatta günümüz dünyasının en büyük sorunlarından biri olan madde bağımlılığını ne kadar ele aldığını tespit etmektir. Çalışmamız sosyal bilgiler ders müfredatının, madde kullanılmasını-yayılmasını önlemek veya en aza indirmek bağlamında nasıl bir misyon yüklendiğini ortaya koymak açısından önem arz etmektedir. Sosyal Bilgiler ders müfredatı, nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesiyle analiz edilecek ve bulgular ortaya konulacaktır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler Müfredatı, Madde Bağımlılığı, Doküman inceleme FELSEFE VE BİLİM TARİHİ ÖĞRETİMİNDE MATERYAL KULLANIMI Murat ÖNER, Sedat YAZICI Felsefe eğitiminde materyal kullanımı diğer bilim alanlarıyla kıyaslandığında oldukça sınırlıdır. Bu sınırlılık bazı felsefe eserlerinde birkaç filozof resmi dışında hemen hemen hiç bir görselin yer almamasından da kolayca çıkarılabilir. Ancak, bu sınırlılığa rağmen, felsefe öğretiminde de etkin materyal kullanımı için birçok fırsat vardır: Bir felsefi düşüncenin geliştiği döneme ilişkin haritalar, o dönemin kültürel, siyasi ve dini yapısını anlatan filmler; yine siyasi ideolojiler uğruna ortay çıkan devrim, ayaklanma ve iç savaşları anlatan filmler; çeşitli felsefi diyaloglar; felsefenin bölümlerini gösteren felsefe ağacı; genel olarak toplumun felsefeye bakışını veya çeşitli felsefi problemleri yansıtan kavram haritaları; farklı görüş ve problemleri yansıtan karikatürler; felsefe tarihi kronolojisi; felsefe klasiklerini gösteren sanal veya maket kütüphaneler; konulara dayalı düzenlenen bulmacalar; çeşitli düşünce deneyleri; felsefi dönemleri gösteren Hikmet Binası materyali; bilimler sınıflandırması ya da felsefenin dallarından herhangi birine ait alt bölümleri ve belli başlı felsefi akımları gösteren tablolar felsefe öğretiminde materyal olarak kullanılabilir. Öte yandan, bilimsel düşünmenin mantığını, gelişimini ve yöntemlerini kavratmak; bilimsel düşünmenin aşamalarını göstermek ve bilim felsefesi konularına içerik kazandırmak için Bilim Tarihinden yararlanacağımız oldukça zengin materyal kullanma imkanı mevcuttur. Bunlar arasında yerin yarıçapını ölçmeye yönelik deneyler; Batlamyus cetveli; Kepler Yasalarıyla ilgili simülasyonlar; ışığın hızını ölçmeye yönelik klasik deneyler; İskenderiye Okulu, Ortaçağ İslam Dünyası ve Modern bilim döneminde kullanılan bazı gözlem ve deney araçlarının maketleri veya simülasyonları bilim tarihinde kullanabileceğimiz materyal örnekleridir. Bu bildirinin amacı, yukarıda örneklerini sunduğumuz materyallerden hangi amaçla ve hangi konular çerçevesinde yararlanabileceğimizi göstermek ve bunlarla ilgili eğitimsel kazanımları tespit etmektir. Bilim tarihi materyallerinden ve büyük deney örneklerinden yararlanmak bilimsel düşünmenin gelişimini ve mantığını öğretmesi bakımından son derece önemlidir. Felsefe öğretiminde kullanılabilecek materyaller konusunda ülkemizde ve uluslar arası literatürde yapılmış çalışmaların sayısı oldukça sınırlıdır. Bu bildiriyle amacımız, bu konudaki kuramsal çalışmalara katkı sağlamak, ileride yapılacak uygulamalı çalışmalara kuramsal destek vermektir. Anahtar Kelimeler: Felsefe Öğretimi, Bilim Tarihi, materyal kullanımı 104 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SINIF ÖĞRETMENİ ADAYLARININ KÜLTÜRLERARASI DUYARLILIK KAVRAMINA İLİŞKİN GELİŞTİRDİKLERİ METAFORLARIN İNCELENMESİ Melek BABA, Yücel ÖKSÜZ 20.yüzyılın ikinci yarısından itibaren ulusal ve uluslararası düzeyde yaşanan değişme ve gelişmeler, “kültürlerarası iletişim” kavramını ön plana çıkardığı gibi farklı insanları tanıyan, anlayan ve farklı kültürlerle empati kurabilen bireylere duyulan ihtiyacı da artırmıştır. Bu ihtiyacın bir sonucu olarak ortaya çıkan kültürlerarası duyarlılık, ilgili literatürde “kültürlerarası farklılıkları anlamada, kabul etmede ve takdir etmede kendi motivasyonunu sağlamak için gerekli olan aktif istek” olarak tanımlanmakta ve farklı kültürlerden olan insanların bakış açılarına karşı duyarlı olmayı ifade etmektedir (Bulduk, Tosun ve Ardıç, 2011). Özellikle çatışma, tartışma ve savaşların yoğun olarak yaşandığı son yıllarda toplumlar, mevcut tartışmaları azaltmak ve kültürlerarası duyarlılıkları geliştirmek adına birtakım çalışmalar yürütmektedirler. Bu çalışmaların yürütülmesinde eğitim sistemlerinin en önemli paydaşlarından biri olan öğretmenlere ciddi görevler düşmektedir. Öğretmenlerin farklı kültürlerden olan insanları önemseyen, anlayan ve saygı duyan bireyleri yetiştirebilmeleri ve eğitim ortamlarını bu amaç doğrultusunda düzenleyebilmeleri için her şeyden evvel kültürlerarası duyarlılık düzeylerinin gelişmiş olmaları gerekir. Nitekim bu durum, hizmet öncesi dönemde sunulacak etkinliklerin ve çalışmaların niteliğini büyük oranda etkilemektedir. Bu bağlamda özellikle sınıf öğretmeni adaylarının kültürlerarası duyarlılık kavramına ilişkin algılarının ortaya çıkarılmasının, hizmet öncesi dönemde sunulacak etkinliklerin yeniden yapılandırılması noktasında önem taşıdığı düşünülmektedir. Bu düşünceden hareketle çalışmada, sınıf öğretmeni adaylarının kültürlerarası duyarlılık kavramına ilişkin geliştirdikleri metaforları incelemek amaçlanmıştır. Veriler, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda öğrenim gören öğrenciler arasından maksimum çeşitlilik örneklemesi yoluyla seçilen 200 öğretmen adayından toplanmıştır. Öğretmen adaylarına “Kültürlerarası duyarlılık ………… gibidir. Çünkü ………………………………………….” ifadesinin yer aldığı formlar dağıtılmış ve düşüncelerini ifade etmeleri istenmiştir. Elde edilen veriler, içerik analizi kullanılarak çözümlenmiştir. Analiz süreci devam ettiği için tartışma ve sonuç bölümlerine yer verilememiştir. Anahtar Kelimeler: Kültürlerarası Duyarlılık, Metafor, Sınıf Öğretmeni Adayı 105 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir KIRSAL YURTTAŞLIK: İMKAN VE İMKANSIZLIKLAR Hakan ARSLAN, Sedat YAZICI, Kemal DİL Yurttaş/vatandaş (citizen) sözcüğünün çoğu batı dillerindeki karşılığı etimolojik olarak city (şehir) sözcüğünden gelmesine karşın, kavramın günümüzdeki kullanımı yerel, ulusal ve evrensel boyutları kapsayan bir anlam içermektedir. Bu açıdan, yurttaşlık kavramı hem etimolojik, hem de kavramsal olarak mekana ve gruba göndermede bulunan bir sözcüktür. Günümüzde yurttaşlığın mekansal boyutuyla genişlemesi ve katılımcılık boyutuyla farklılaşması yurttaşlık nitelikleri açısından beklentileri yükseltmiştir. Bu bildirinin genel amacı kırsal Türkiye’de yaşayan yetişkinlerin etkili yurttaşlık nitelik ve davranışlarını belirleyen imkan ve sınırlılıkları araştırmaktır. Yurttaşlık nitelikleri bir toplumun genel beşeri kapitalinde önemli bir yere sahiptir. Kırsal alanda yaşayan yetişkin bir yurttaşın birbirinden oldukça farklı ve genişlikte yurttaşlık hak ve sorumluluğu vardır. Kırsal yurttaş, bu hak ve sorumluluklar kapsamında, her şeyden önce kendi yerel toplumunun, yani köyünün veya mahallesinin, ilçesinin, ilinin veya dahil olduğu büyükşehir belediyesinin, diğer yerel yönetimlerin, merkezi hükümetin, Avrupa Birliğinin ve diğer uluslar arası kurum veya karar verme mekanizmalarının aktif veya pasif bir üyesidir. Yerel yönetimlere katılma ve yerel yönetim hizmetlerinden yararlanma açısından kırsal alanla kentler arasında önemli farklılıklar ve eşitsizlikler vardır. Benzer farklılık veya tez avantaj yerel, ulusal ve uluslararası karar verme mekanizmalarına katılma ve ulaşma açısından da söz konusudur. Avrupa Birliği, yurttaşlık niteliklerini ve katılımcılığını geliştirmek için uzun süredir özel çaba sarf etmekte ve her yıl milyarlarca Euro harcamaktadır. 2013 AB Yurttaşlık Raporu’nun girişinde yer alan “Avrupa entegrasyonunun kalbinde yurttaşlar vardır ve hep öyle olmalıdır” ifadesi bu yaklaşımı açıkça yansıtmaktadır. Ne var ki, kimi eleştirmenlere göre, AB içindeki dilsel, kültürel ve coğrafi farklılıklar AB yurttaşlarının ortak kamusal söyleme ve karar verme süreçlerine katılımını engelleyen önemli bir unsurdur. Etkin ve katılımcı bir yurttaşlık olmaksızın demokratik karar verme süreç ve mekanizmaların yerini teknokratik yönetimlere bırakması kaçınılmaz görünmektedir. Çoğu zaman bu karar verme mekanizmalarının en ucunda yer alan kırsal yurttaşların karar verme süreçlerine etkin katılım göstermesinin önemi gittikçe artmaktadır. Kırsal alan yurttaşlığı, etkili yurttaşlık açısından hem belli avantaj ve tez avantajlar sağlaması, hem de yurttaşlık niteliklerinin belli sosyal gruplar yönüyle araştırılması açısından önemlidir. “Kırsal yurttaşlık” kavramı çok yaygın kullanılmamakla birlikte, uluslararası literatürde yer alan bir kavramdır (Fox, 1990; Woods, 2006; Etnrane-Duran & Diaz, 2004; Neal, & Agyeman, 2006). Cloke, Marsden ve Mooney’in yayınladıkları Handbook of Rural Studies (2006) adlı başvuru kitabında kırsal yurttaşlık yeni kırsal ilişkiler kapsamında incelenmesi gereken bir araştırma gündemi olarak tanımlanmaktadır. Woods’a göre “kırsal yurttaşlık” karmaşık bir kavramdır. Kırsal yurttaşlık, aynı zamanda hem normatif bir strateji ve yorumlama modeli; hem bir araştırma konusu ve açıklayıcı bir kavram; hem de bir güçlendirme kaynağı ve dışlama aracıdır. Ona göre, “yeni eleştirel yurttaşlık siyaseti, kırsal toplumların siyasi ilişkilerini hem içsel güç yapısı ve yönetim sistemleri açısından, hem de devletle, şirketlerle ve kentsel toplumla olan dışsal ilişkiler açısından yeniden yapılandırmaktadır” (2006:465). Woods’un kırsal alandaki etkili yurttaşlık için yapmış olduğu tespitin hemen hemen her ülke için geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Önceki dönemlerde var olan paternalistik kırsal yurttaşlık liderliği bir kaç seçkinin yönetim ve karar verme sürecine etkin katılımına dayanıyordu. Ancak, yeni yönetim biçimleri daha geniş kırsal katılımcıların liderliğini gerektirmektedir. Türkiye açısından düşünüldüğünde, 1924 Köy Kanunu’ndan itibaren köylerin birer yerel yönetim birimi olmasına karşın kırsal alandaki etkin yurttaşlık katılımı muhtar, öğretmen ve köy imamı veya birkaç sınırlı insanın katılımı ile gerçekleşirken bugün yeni yurttaşlık ilişkileri çok daha geniş yurttaş katılımını gerekli kılmaktadır. Bu bildirinin amacı kırsal yurttaşlığın boyutlarını, sınırlılıklarını, avantajlı ve dezavantajlı yönlerini tespit etmek, kırsal alandaki etkin ve katılımcı yurttaşlığın önündeki engelleri araştırmak, bu konuda kadınların yaşadığı çifte dezavantajlık durumunu irdelemek, kırsal yurttaşların karar verme süreçlerini ve liderlik durumlarını ele almaktır. Bu bildiri bu aşamada ağırlıklı olarak kuramsal bir çalışma olmakla birlikte bildiri sonuçları nitel ve nicel bulgulara dayanılarak tespit edilecektir. Anahtar Kelimeler: Kırsal Yurttaşlık, Etkin Yurttaşlık, Kırsal Sosyoloji 106 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir KIBRIS’TA TARİHÎ-BELGESEL OYUNA BİR ÖRNEK: SEVİL EMİRZADE ve CON RİFAT ADLI ESERİ Emin ONUŞ Bir milletin geçmişini merak etmesi, dolayısıyla geleceğini değerlendirebilmesi için tarihsel-belgesel oyunlar önemli bir zemin teşkil eder. Belgesel oyunlar tarihsel malzemeye dayalı oyunlardır. Tarihî oyunlar, tiyatroda bir döneme tanıklık etmemizi sağlarken, belgesel oyunlar ise sadece tanıklık etmez, o dönemin bir takım olaylarına ilişkin verilere dayanır ve kanıtlamaya çalışır. Hülasa belgesel oyunlarda kurmacadan çok gerçekliğe önem verilirken, gerçekler sorgulanır, kanıtlamaya çalışılır ve okur-izleyiciden bir yargıya ulaşması istenir. Kıbrıs Türk Tiyatrosu’nun en önemli tarihi-belgesel oyunlarından biri Sevil Emirzade’nin, Con Rifat (2014) adlı eseridir. Yazar bu eserinde, Kıbrıs’ın İngiliz idaresi altında olduğu dönemi ele alır. Sevil Emirzade, 1930’lu yıllarda İngiliz yönetimine karşı ilk başkaldırıyı yapan Kıbrıs Türkü, Avukat Cengiz-zade Mehmet Rifat Efendi’nin, namı diğer Con Rifat’ın hayatını, İngiliz yönetimine karşı verdiği mücadeleleri ve İngiliz yönetiminin Kıbrıs Türklerine karşı uyguladığı çeşitli baskıları belgelere dayanarak gözler önüne serer. Eserdeki bazı oyun kişileri de Kıbrıs’ta gerçekte yaşamış tarihi şahsiyetlerdir. Bu bildiride Sevil Emirzade’nin Con Rifat (2014) adlı eseri tarihsel-belgesel gerçeklik bağlamında değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Sevil Emirzade, Con Rifat, Tarihi oyun, Belgesel oyun SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ KULLANIMINA İLİŞKİN ALT YAPILARININ VE YETERLİK ALGILARININ İNCELENMESİ: NİCEL BİR ÇALIŞMA Kaya YILMAZ, Yakup AYAYDIN Bu çalışmada hizmet-öncesi sosyal bilgiler öğretmenlerinin sosyal bilgiler dersinde öğretim teknolojilerinin kullanımına yönelik alt yapıları ve yeterlilik algıları incelenmiştir. Katılımcılar, Marmara bölgesinde bulunan A ve B Üniversitelerinin Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Anabilim Dalında öğrenim gören sosyal bilgiler öğretmen adayları arasından seçilmiştir. 59 kadın ve 41 erkek olmak üzere toplam 100 sosyal bilgiler öğretmen adayı araştırmaya katılmıştır. Veri toplama aracı olarak anket kullanılmıştır. Anket geliştirilirken literatür taraması ve uzman görüşlerinden yararlanılmıştır. Toplanan veriler betimsel istatistik ve t-testi ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda öğretmen adaylarının yarısından fazlasının lisans döneminde öğretim teknolojileriyle ilgili aldıkları derslerin verimli geçmediğini, öğretim teknolojileri ile ilgili yeterli eğitimi almadıklarını, öğretim teknolojilerini kullanma konusunda yeterli altyapıya sahip olmadıklarını belirttikleri tespit edilmiştir. Buna rağmen öğretmen adaylarının çoğunun öğretim teknolojilerini kullanabilmek için yeterli bilgiye sahip olduklarını ifade ettikleri belirlenmiştir. Katılımcılar, öğretim teknolojisini kullanırken yaşadıkları güçlüklerin üstesinden gelmek için başkalarından yardım aldıklarını belirtmişlerdir. Öğretmen adaylarına göre, öğretim teknolojileri derslerde amacına uygun kullanıldığında öğrencilere hedef davranışları etkili bir şekilde kazandırabilecek potansiyele sahiptir. Katılımcıların öğretim teknolojilerine ilişkin altyapıları ve algıları arasında üniversite değişkenine göre anlamlı bir farklılık bulunmazken, cinsiyet değişkenine erkek öğretmen adaylarının öğretim teknolojilerine ilişkin yeterlik algılarının kız öğretmen adaylarına göre daha üst düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına dayalı olarak sosyal bilgiler öğretiminde teknoloji kullanımına ilişkin öneriler yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Öğretim teknolojileri, Sosyal bilgiler, Öğretmen adayları, Yeterlik algısı 107 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir HİZMET-İÇİ SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLERİNİN ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ ALGILARI VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİNİN ÖĞRETİMDE KULLANILMASINA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ: NİCEL BİR ÇALIŞMA Kaya YILMAZ, Yakup AYAYDIN Bu çalışma, hizmet-içi sosyal bilgiler öğretmenlerinin öğretim teknolojileri algılarını ve öğretim teknolojilerinin sosyal bilgilerde kullanılmasına ilişkin görüşlerini incelemek amacıyla yapılmıştır. Nicel araştırma yöntemi ile yapılan çalışmada, öğretmenlerin öğretim teknolojileri algılarının ve görüşlerinin cinsiyet ve mesleki kıdem değişkenlerine göre değişip değişmediği de incelenmiştir. Katılımcılar İstanbul’un üç farklı ilçesinde görev yapan sosyal bilgiler öğretmenleri arasından seçilmiştir. Çalışmaya toplam 100 sosyal bilgiler öğretmeni katılmıştır. Verilerin toplanmasında anket kullanılmıştır. Anket, literatür taraması ve uzman görüşlerine dayalı olarak geliştirilmiştir. Toplanan verilerin analizinde t-testi ve ANOVA’dan yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda öğretmenlerin çoğunun öğretim teknolojilerini yalnızca bilgi aktarma aracı olarak değil, derslerde kullanılan her türlü teknolojik araç-gereç olarak algıladıkları belirlenmiştir. Katılımcılar, ders ortamında öğretim teknolojilerinden yararlanılmasının gerekli olduğunu, öğrenme ortamlarının öğretim teknolojilerine göre düzenlenmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Katılımcılar, öğretmenlerin ders planı hazırlarken öğretilecek konunun özelliğini dikkate alarak öğretim teknolojilerinden yararlanmaları gerektiğini de belirtmişlerdir. Öğretmenlerin öğretim teknolojilerini yakından takip etmelerinin ve öğretim teknolojileri ile ilgili seminerlere katılmalarının önemli olduğu da katılımcılar tarafından belirtilmiştir. Katılımcıların öğretim teknolojilerine ilişkin algı ve görüşleri arasında mesleki kıdem değişkenine göre anlamlı bir farklılık bulunmazken, cinsiyet değişkenine göre erkek öğretmenlerin bazı anket maddelerine katılım oranlarının kadın öğretmenlerden daha fazla olduğu belirlenmiştir. Araştırma bulgularına dayalı olarak sosyal bilgiler öğretiminde teknoloji kullanımına ilişkin tartışma ve öneriler yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Sosyal bilgiler, Öğretim teknolojisi, Hizmet-içi öğretmenler, Teknoloji algısı İMAM HATİP ORTAOKULUNDA ÖĞRENCİSİ BULUNAN VELİLERİN OKUL TERCİH NEDENLERİNE YÖNELİK GÖRÜŞLERİ Hasan Güner BERKANT, Murat TUNCER, Halil TANIR Bu araştırmanın amacı imam hatip ortaokulunda öğrencisi bulunan velilerin okul tercih nedenlerine yönelik görüşlerini incelemektir. Araştırmanın örneklemini Kahramanmaraş İli’ndeki bir ortaokulda öğrencisi bulunan 15 veli oluşturmuştur. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden görüşme yöntemi kullanılmış ve veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Elde edilen veriler üzerinde içerik analizi yapılmıştır. Velilerin görüşleri genel olarak incelendiğinde; velilerin okul tercihi yaparken önceliğin imam hatip ortaokulu olmasına dikkat ettikleri ve ulaşım kolaylığı, okulun güvenliği, ekonomik koşullar, meslek koşulları gibi hususları ikinci plana attıkları tespit edilmiştir. Okulda verilen meslek derslerine önem verildiği, dini ve manevi gerekçelerin okul seçiminde en büyük etken olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: İmam Hatip Ortaokulu, Okul Tercihi, Veli Görüşleri 108 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir COĞRAFYA EĞİTİMİNDE BELGESELLERİN KULLANIMI VE DERSLERE UYGUNLUĞU Hüseyin SARAÇOĞLU Günümüz coğrafya eğitiminde görsel malzemelerin kullanımı yadsınamaz. Eskiden beri harita, grafik ve fotoğraf gibi belgeler sık sık kullanılırken artık belgeseller de coğrafyacıların başvuru kaynaklarından birisi olmuştur. Coğrafyanınbirbilim olarak hayatıniçinde yer alması, hem kulağa hem de göze hitap eden dokümanların kullanımını kolaylaştırmıştır. Öğrencilerin her zaman arazide göremedikleri oluşumları, belgesellerde izlemesi, bilgilerin daha kalıcı olmasını sağlamaktadır. Bu çalışmada Coğrafya eğitiminde kullanılabilecek belgesel programları, önce “Yerli Belgeseller” ve “Yabancı Belgeseller” olarak iki gruba ayrılmıştır. Daha sonra bu belgeseller hakkında tanıtıcı bilgiler verilmiştir. Belgesel sayısı çok fazla olmakla birlikte coğrafyayı ilgilendiren, özellikle ülkeleri ve bölgeleri tanıtan belgesellere yer verilmiştir. Yerli belgeseller arasında; Barış Manço’nun çektiği belgeseller, Özlem Tunca ile Dünyayı Geziyorum, Gülhan’ın Galaksi Rehberi, Ayna Programı, Afrika’nın Rengi, Gezelim Görelim, Foto Coğrafya, Coşkun Aral belgeselleri en önemlilerindendir. Yabancı belgeseller arasında ise en önemlisi kuşkusuz National Geographic belgeselleridir. Ayrıca Discovery Channel da sayılabilir. Bildirinin sonunda bu belgesellerin olumlu ve olumsuz yönleri hakkında kısaca bilgi verilecek ve derslere uygunluğu hakkında çıkarımlarda bulunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Coğrafya Eğitimi, Belgeseller, Ülkeler ve Bölgeler, National Geographic DEĞERLER Mİ BECERİLER Mİ: TARİH ÖĞRETİMİNİN AMAÇLARINA İLİŞKİN TARİH ÖĞRETMEN ADAYLARININ GÖRÜŞLERİ M. Ahmet TOKDEMİR Tarih dersi çeşitli amaçlarla okullarda okutulmaktadır. Literatüre bakıldığında tarih öğretiminin amaçlarının disiplin içi ve sosyal amaçlar ya da kimlik aktarımı ve üst düzey düşünme becerilerinin geliştirilmesi gibi çeşitli şekillerde sınıflandırıldığı görülmektedir. Bu sınıflamaların yanı sıra tarih öğretiminin bilişsel, duyuşsal ve psikomotor bağlamda farklı amaçlarından da bahsedilebilir. Ortaöğretim tarih programlarına bakıldığında tarih dersinin genel amaçları bağlamında kimlik ve değer aktarımı ve tarihçi becerilerinin öğrencilere kazandırılmasına yönelik ifadelerin kullanıldığı görülmektedir. Gelinen noktada tarih öğretiminin bilgi aktarımının yanı sıra beceri ve değer aktarımı açısından da amaçları olduğu görülmektedir. Bu çalışmada öğretmen adaylarının tarih öğretiminin amaçlarına yönelik görüşlerine yer verilmiştir. Nitel bir çalışma olarak tasarlanan çalışma öğrencilerin görüşlerini tespit etmeye yönelik olarak iki aşamalı olarak tasarlanmıştır. İkinci aşama birinci aşamadan yaklaşık 2 ay sonra uygulanmıştır. İlk aşamada öğrencilere “ sizce yeni nesillere (öğrencilere) neden tarih öğretilmelidir?” sorusu sorulmuş; yazılı olarak alınan cevapların analizi sonrasında ortaya iki temel kategori çıkmış bu bağlamda da ikinci aşamada aynı öğrencilere “Sizce tarih öğretimi beceriler mi yoksa değerler üzerine yapılandırılmalıdır?” sorusu yöneltilmiştir. Çalışmaya 2014 yılında Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Pedagojik Formasyon Eğitimi kapsamında ders gören Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü mezunu 119 öğrenciden 94’ü katılmıştır. 52’si bayan, 42’si erkek olan katılımcıların Türkiye’nin çeşitli yerlerinden bulunan 30 farklı üniversitenin tarih bölümlerinden mezun olmuştur. Çalışmanın sonucunda öğrencilerin tarih öğretiminde milli kimlik aktarımı ve vatandaşlık bağının güçlendirilmesine yönelik olarak değerler ve duyuşsal amaçları ön plana çıkardıkları, becerilerin ise ikincil derecede değerlendirildiği görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Tarih öğretimi, Değerler, Beceriler 109 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir COĞRAFYA EĞİTİMİNDE ÜLKE BAYRAKLARININ KULLANIMI VE DERSLERE UYGUNLUĞU Hüseyin SARAÇOĞLU Bayraklar, ülkeler için çok büyük anlamlar ifade etmektedirler. Günümüzde olimpiyatlardan, uluslar arası toplantılara kadar çok geniş yelpazede kullanılmaktadırlar. Ülkelerin bağımsızlığını temsil ettiği için kutsaldır. Bir yerin vatan olabilmesi için bayrağının da dalgalanması gerekir. O nedenle uğruna hayatlar verilmektedir. Bayraklar sadece renkli kumaş parçaları değildir. O ülkenin geçmişini, kültürünü, dinini, gelenek ve göreneklerini de içinde barındıran bir çeşit mikroçiplerdir. O nedenle coğrafyacıları da ilgilendirir. Renk ve biçim olarak farklı olsalar da aslında aralarında bir bağlantı vardır. Müslüman ülkelerin bayraklarında genellikle “ay ve yıldız” sembolleri kullanılırken, Hıristiyan ülkelerde dini sembol olarak “hac” kullanılmaktadır. Bu dinin bayraklara yansımasıdır. Lübnan bayrağında sedir ağacı, Kanada bayrağında da akçaağaç yaprağı bulunmaktadır. Bu da bitki örtüsünün bayraklara yansımasıdır. Kosova ve Kıbrıs Rum Kesimi gibi ülkeler bayraklarda ülke haritalarını kullanmaktadırlar. Ortadoğu ülkelerinin (özellikle de Arap ülkelerinin) bayraklarında kullanılan kırmızı, beyaz, siyah ve yeşil renkler, Pan-Arap milliyetçiliğinin renkleridir. Aynı şekilde beyaz, mavi, kırmızı renler ise Pan-Slavizm renkleridir. Rusya ve Balkan ülkelerinin bazılarında da kullanılmaktadır. Bildirinin sonunda bayrakların renklerinden veya biçimlerinden hareket ederek ülke bayrakları hakkında bilgi verilecek, niçin öğrenmeliyiz sorusuna cevap aranacaktır. Anahtar Kelimeler: Coğrafya Eğitimi, Ülke Bayrakları, Ay Yıldız, Pan-Slavizm THE AGE OF CREATİVİTY THE CONNECTİON BETWEEN CREATİVE KNOWLEDGE TRANSFER AND DEEP LEARNİNG ON THE INFORMATİON PROCESSİNG Habil Vilmos VASS “The correlation to lifetime creative accomplishment was more than three times stronger for childhood creativity than childhood IQ.” (Jonathan Plucker) Since 1999, when Sternberg has edited the Handbook of Creativity summarizing the scientific-based, 50-year research results (from the starting point: Guilford, 1950) and trends on the field of creativity (concepts, history of research, different approaches, origins of creativity, the connections between self and environment), 16 years later, in the 21st century creativity has focused on the several parts of our life. For that reason, in the introduction part of my lecture, I would like to take some evidences regarding the Age of Creativity, namely the Arts, the Creative Industry, the Sports, the Psychology and last but not least the Education Science. On the base of the evidences of the Age of Creativity, at the first part of my lecture, I would like to focus on the information processing, as the 20th century life skill (Dewey, 1902, 1938) comparing the challenges on the competency-based education int he 21st century. The main point of the comparative analysis is the connection between creative transfer and deep learning on the base of revised Torrance’s tests. (Fullan, 2014, Kyung Hee Kim, 2010, Plucker, 2013) Under the umbrella of this feasible consistency I would like to stress some stages of the information processing (searching, selecting, constructing, applying). To sum up this part of the lecture I would like to differentiate between the cognitive-, algorythm-based and the affective, attitude-focused creative knowledge transfer, especially focusing on some examples on everyday-life classroom practice. At the second part of my lecture I would like to focus on two-side 4’s on creativity. The first side of the coin has based on Curriculum 21 (Jacobs, 2010), emphasizing the 4 C’s as basics on education (creativity and innovation, critical thinking and problem solving, communication and collaboration). As creativity is one of the most important skills in the early-childhood education, the effectiveness and the quality of the creativity development of the whole-child approach is a dominant factor. The other side of the coin is the different levels of creativity, namely Four C Model from mini-c to Big-C. (Kaufman & Beghetto, 2009, 2013). From the interpretation and the problem solving (mini-c) to the redefinition and new approaches, the overlapped, core item is deep learning, which is based on the dominant psichological modells on creativity: originality and task motivation. (Amabile, 1996; Csíkszentmihályi, 1999) Finally at the end of my lecture I would like to draw some conclusions, summarizing the key dilemmas and questions on the main trends and processes of creativity research and development, especially clarifying the dynamic and inspiring age of creativity. Key words: creative knowledge transfer, creativity, deep learning, information processing 110 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ORTAOKUL 8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN DEĞER KAYNAKLARININ ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİNE GÖRE İNCELENMESİ Ahmet DURMAZ, Ahmet KATILMIŞ Eğitimde temel değerlerin nerede ve nasıl kazandırılacağı önemli bir tartışma alanıdır. Bunun yanında öğrencilerin değerleri nereden kazandığı, başka bir anlatımla öğrencilerin değerleri edindiği kaynakların tespiti de oldukça önemlidir. Çünkü bu tespit okul ve okul dışı faktörlerin değer kazandırma sürecini nasıl etkilediğine yönelik ciddi değerlendirmelerin yapılabilmesine olanak sağlar. Bu bağlamda çalışmada, ortaokul 8. sınıf öğrencilerinin değerleri hangi kaynaklardan edindiklerini öğrenci görüşleri ile ortaya koyabilmek amaçlanmaktadır. Nitel araştırma prosedürlerine uygun olarak gerçekleştirilen bu çalışmanın katılımcıları amaçlı örnekleme yöntemine göre tespit edilmiştir. 2014–2015 eğitim öğretim yılında Nevşehir ilinde bulunan bir ortaokulun 8. sınıfına devam eden 5’i kız ve 5’i erkek olmak üzere toplam 10 öğrenci araştırma katılımcısı olarak tespit edilmiştir. Veri toplama aracı olarak uzman görüşü de alınarak hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde betimsel analiz yöntemi tercih edilmiştir. Analiz neticesinde genel olarak öğrencilerin değerleri aile, okul/sınıf ve çevreden edindikleri, değerlere göre kaynağın değiştiği sonucuna ulaşılmıştır. Ulaşılan bu sonuçlar araştırmada detaylandırılmıştır. Anahtar Kelimeler: ortaokul, 8. sınıf, değer kaynakları, öğrenci görüşleri İLKOKUL 4.SINIF ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL BİLGİLER DERSİNE YÖNELİK TUTUMU İLE EMPATİK EĞİLİM DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ Ceren ÇEVİK KANSU, Yücel ÖKSÜZ, Kerem COŞKUN İlkokul 4.sınıf Öğrencilerinin Sosyal Bilgiler Dersine Yönelik Tutumu ile Empatik Eğilim Düzeyi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi Arş. Gör. Ceren Çevik Kansu, Bayburt Üniversitesi, Eğitim Fakültesi1 Doç. Dr. Yücel Öksüz, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Eğitim Fakültesi2 Arş. Gör. Kerem Coşkun, Artvin Çoruh Üniversitesi, Eğitim Fakültesi3 1cerencevik@bayburt.edu.tr, 2yoksuz@omu.edu.tr, 3keremcoskun@hotmail.com.tr Özet Bu çalışmada, ilkokul 4.sınıf öğrencilerinin sosyal bilgiler dersine yönelik tutumu ve empatik eğilim düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada belirli bir durum incelendiği için özel durum yaklaşımı kullanılmıştır. Araştırma grubunu, kolay ulaşılabilir durum örneklemesi yoluyla ve gönüllülük esasına dayalı olarak seçilen, Bayburt il merkezinde yer alan ilkokullarda öğrenim gören toplam 82 ilkokul 4.sınıf öğrencisi oluşturmaktadır [Kız öğrenci (N=35) ve Erkek öğrenci (N=47)]. Veriler “Sosyal Bilgiler Dersine Yönelik Tutum Ölçeği” ve Kaya ve Siyez (2010) tarafından geliştirilen “KA-Sİ Empatik Eğilim Ölçeği” kullanılarak elde edilmiştir. Ölçeklerden elde edilen veriler bir istatistik paket programı yardımıyla analiz edilmiştir. Daha sonra sosyal bilgiler dersine yönelik tutum ölçeği puanları ve KA-Sİ empatik eğilim ölçek puanları arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre, sosyal bilgiler dersine yönelik tutum düzeyi yüksek olan öğrencilerin empatik eğilim düzeyinin (bilişsel empati ve duygusal empati) de yüksek olduğu tespit edilmiştir. Sınıf ortamında empatik eğilim düzeyi yüksek olan öğrencilerin çoğunlukta olması empatik sınıf algısını ve buna bağlı olarak da okul yaşam kalitesini arttırır. Sınıf düzeyi arttıkça empatik sınıf düzeyine ilişkin algı azalmaktadır. Bu yüzden ilkokul düzeyinde çalışılması ileriki yaş düzeyleri açısından önemlidir. Bu nedenle ilkokul seviyesindeki öğrencilerin yetiştirilmesinde sosyal bilgiler dersine yönelik yapılacak çalışma ve iyileştirmelerin yapılması, empatik eğilim düzeyinin geliştirilmesine dönük gerekli önlemlerin alınması eğitimde verimliliğin arttırılmasına katkı sağlayabilir. Anahtar Sözcükler: Sosyal Bilgiler dersine yönelik tutum, empatik eğilim düzeyi, ilkokul 4.sınıf öğrencisi. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler dersine yönelik tutum, empatik eğilim düzeyi, ilkokul 4.sınıf öğrencisi. 111 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ORTAOKUL ÖĞRETMENLERİNİN DEĞERLER EĞİTİMİNDE KULLANDIKLARI YÖNTEM VE MATERYALLERİN BELİRLENMESİ Uğur POLAT, Maksut ÖNLEN, Eser İRŞİ, Selda ARSLAN Günümüzde insani değerler toplumumuzun genelinde ve buna bağlı olarak eğitim sistemimizde de önemli yer edinmiş bir kavram haline gelmiştir. Bireylere, küçük yaşlardan itibaren kazandırılmak istenen, sorumluluk, paylaşma, sabır, mutluluk, dürüstlük, saygı, sevgi, barış, işbirliği gibi birçok değer vardır. Toplumumuzda ve eğitim kurumlarımızda bu değerlerden bazılarının azaldığı veya yok olduğu dikkati çekmektedir. Bu açıdan değerler, eğitim sürecinde kazandırılması gereken önemli davranışlar arasında yer almaktadır. Değerler eğitiminde genel anlamda Değerleri Telkin Etme, Değerleri Açıklama, Değer Analizi, Ahlaki İkilem Tartışması, Örtük Program yaklaşımları kullanılmaktadır. Değerler eğitimi ile ilgili yaklaşımlar birbirlerinden farklılık göstermektedir. Bundan dolayı değerler eğitiminde amaç, yöntem ve değerlerin tanımı açısından farklılıklar gözlenmektedir. Değerlerin kazandırılmasında çevre, aile, arkadaş ortamı gibi birçok değişken etkili olmaktadır. Okullar değerler eğitiminin merkezi konumundadır. Değerler eğitimi birçok dersin öğretim programında yer almakta ve öğretmenlerden derslerde ünite bazlı olarak bazı değerlerin kazandırılması istenmektedir. Öğretmenler okullarda ders içi veya ders dışı etkinliklerle öğretim programlarının öngördüğü değerler eğitimini gerçekleştirmektedir. Bu araştırmanın amacı; ortaokul öğretmenlerinin değerler eğitiminde kullandıkları yöntem, etkinlik türü ve materyallerin neler olduğunu belirlemektir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış kullanılmıştır. Araştırma kapsamında Tokat, Yozgat ve Ağrı illerinde ortaokullarda görev yapan 50 öğretmenle görüşme gerçekleştirilmiş, elde edilen veriler araştırma ekibiyle birlikte çözümlenmiştir. Buna göre araştırma sonucunda öğretmen cevapları kategorilere ayrılmıştır. Anahtar Kelimeler: Değerler Eğitimi, Ortaokul, Öğretmen SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLERİNİN EĞİTİM ALANINDA YAPILAN ARAŞTIRMALARI TAKİP ETME VE UYGULAMA DÜZEYLERİ: TOKAT – YOZGAT VE AĞRI ÖRNEĞİ Selda ARSLAN, Maksut ÖNLEN, Eser İRŞİ, Uğur POLAT Eğitim alanında yapılan çalışmalar ile uygulayıcı olan öğretmenler arasında kopukluk olduğu bilinen bir gerçekliktir. Eğitimin sahadaki uygulayıcıları olan öğretmenlerin, kendi alanlarında yapılan bilimsel araştırmaları takip ettikleri düzeyde mesleki becerileri ve yeterliliklerinin aratacağı düşünülmektedir. Öğretmenlerin genel olarak eğitim araştırmalarından uzak olduğu ve mevcut eğitim araştırmalarından yeteri kadar faydalanmadıkları gibi konular eğitim araştırmacıları tarafından tartışılmaktadır. Bu çalışmada Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin görüşleri alınarak öğretmenlerin eğitim araştırmalarını takip edebilme durumları, araştırma sonuçlarını anlayabilme ve sınıf uygulamalarında kullanabilme durumlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma nitel araştırma yaklaşımına uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Veriler yarı yapılandırılmış mülakatlar yoluyla elde edilmiştir. Çalışmanın örneklemini Tokat, Yozgat ve Ağrı il, ilçe ve köy okullarında görev yapan 50 Sosyal Bilgiler öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre öğretmenlerin çok azının düzenli olarak eğitim araştırmalarını takip ettikleri ortaya çıkmıştır. Ayrıca kendi alanlarında yapılan eğitim araştırmalarını takip eden öğretmenlerin araştırmaları anlamalarında zorlandıkları ve eğitim sürecinde yeterince kullanamadıkları anlaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Eğitim, Araştırma 112 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir HARİD FEDAİ’NİN KOZA ADLI ESERİNDE DİVAN VE HALK ŞİİRİNİN İZLERİ Ahmet ÜNGÜDER Tanzimat sanatçılarının batıya yönelmesi ve yeni Türk şiirini kurmak istemesi, onlarda Divan şiirini yıkma, çürütme isteğini oluşturmuştur. Ancak estetiği kuvvetli olan ve temelleri doğu kültürüne dayanan Divan şiirini, tam anlamıyla yıkamadıkları gibi, Divan şiirinden kopuk bir şiir anlayışı da ortaya koyamamışlardı. Divan edebiyatının şiir ağırlıklı bir edebiyat türü olması sebebiyle, eski-yeni tartışmalarını da şiir türü üzerinde yoğunlaştırmıştır. Bu tartışmaların; Tanzimat’tan Cumhuriyet’e ve Cumhuriyet sonrasında sürdüğünü görmek mümkündür. Tüm bu tartışmalara rağmen Divan şiiri etkilerinin, biçim ve içerik bakımından modern şiirlere da yansıdığını, hatta günümüze kadar geldiğini görmekteyiz. Bir başka deyişle Türk edebiyatının iki büyük kolu, Divan ve Halk şiiri geleneği, modern şairlerin ana kaynağını teşkil eder. Türk edebiyatının bir uzantısı olan Kıbrıs’ta da Modern şiirde Divan ve Halk şiiri geleneğinin izlerini görmekteyiz. Özellikle Türk edebiyatında geleneği sürdüren, Yahya Kemal Beyatlı’dan etkilenen Kıbrıslı şairler bu yönde çok sayıda şiir yazmışlardır. Bugün adada serbest nazım biçimi kullanmakla beraber, Harid Fedai ve Kubilay Beliğ gibi modern şairlerin eserlerinde aruz geleneğinin devam ettiği görülür. Bu çalışmada, Kıbrıs Türk şairi Harid Fedai’nin, Koza adlı eserinde Divan ve Halk şiirinin izleri değerlendirilmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Divan Şiiri, Halk Şiiri, Harid Fedai, Aruz, Koza. EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN SOSYOLOJİ DERSİNE İLİŞKİN ALGILARI Burcu GEZER ŞEN Sosyoloji, en önemli bilim dallarından biri olmasının yanı sıra, toplumu öğrenmenin temelidir. Sosyoloji öğrenmek; toplumu, toplumları ve kendimizi anlamaktır. Toplumu oluşturan kurumlar ve sosyal sorunlar hakkında bilgi edinerek çözümler üretmemiz kolaylaşır. Sosyoloji, toplumun bütün birimlerinde artan bir hızla gerçekleşen sosyal değişmeyi de yansıtır. Kısaca dünyayı daha iyi algılamak, işleyişini anlamak için sosyoloji öğrenmek önem taşır. Sosyoloji dersi, öğretmen adaylarına toplumsal hayatı ve toplumsal ilişkileri yorumlama konusunda gerekli bilgi ve becerileri kazandırması açısından önemlidir. İyi bir sosyoloji eğitimi almış birey, toplumsal hayat hakkında eleştirel düşünmeyi öğrenir. Sosyolojik hayal gücü insanlara günlük bakışın ötesine geçiş imkanı sağlar. Toplumsal ve kültürel ilişkiler hakkında farkındalığımızı artırır. Duygularımızın keskinleşip, gözlerimizin daha çok açılmasına yardımcı olur. Daha önce görmediğimiz insanlık durumlarını keşfedebiliriz. Bu araştırmada, 2014-2015 öğretim yılında Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde sosyal bilgiler öğretmenliği ve sınıf öğretmenliği öğrenimi gören 130 öğretmen adayının sosyolojiye, sosyoloji dersine, sosyolojik kavram ve kuramları öğrenmeye ilişkin algıları değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamında anket tekniği kullanılmış ve ayrıca öğretmen adaylarının özel öğretim yöntemlerini kullanma becerisi gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Sosyoloji, Sosyoloji Dersi, Eğitim Fakültesi, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği. 113 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir MÜZİKTE KURUMLAŞMA, BATILILAŞMA VE EĞİTİM: KADININ MÜZİK ALANINDAKİ İSTİHDAMINA KARŞILAŞTIRMALI BİR BAKIŞ Gürsel YURTSEVEN, Onur KAHYA TÜİK verilerine göre çalışan nüfusun yaklaşık yüzde yirmi beşi kadınlardan oluşmaktadır. Bu anlamda kadınlar iş yaşamında erkenlerin çok gerisinde kalmaktadırlar. Oysa müzik alanında çarpıcı bir durumla karşı karşıyayız. Özellikle klasik müzik alanındaki istihdama bakıldığında bu tablo daha da belirginleşir. Devlet senfoni orkestralarının kadrolarındaki kadın erkek dağılımına baktığımızda yukarıda sözü edilen TÜİK verilerinden çok farklılaşan bir dağılım görürüz. Bu alanda kadınlar erkeklerden neredeyse öne geçmektedir. Bu karşılaştırmayı yapma noktasına gelmemize ise yıllarca görev yaptığımız başta Güzel Sanatlar Liseleri diğer eğitim kurumlarında erkek öğrencilerin TÜİK verilerindeki oranın tersine yüzde yirmi beş dolaylarında kalmış olmalarıdır. Muhafazakar bir yapıya sahip toplumumuz “davulcuya ve zurnacıya kız vermezken” kızını müzik eğitime verme konusunda oldukça istekli davranmaktadır. Bu metin Türkiye’nin batılılaşma süreciyle bağlantılı olarak müzik ve istihdamın sosyal bilimler penceresinden ele alınmasına çalışacaktır. Anahtar Kelimeler: müzik, kadın, istihdam, eğitim OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ DUYU EĞİTİMİNE İLİŞKİN ALGISININ DEĞERLENDİRİLMESİ Burcu GEZER ŞEN Çocuk için, düşünmeyi öğrenmek bedensel faaliyetlerde bulunmak ve duyu organlarını kullanmakla mümkündür. Duyuların eğitimi sıfır-altı yaş döneminde başlar. Bilgi, beceri ve kavramların kazanılması materyaller kullanılarak sağlanır. Duyu eğitimi ile çocuk, beş duyusunu aktif olarak kullanarak boyutları, ağırlıkları, geometrik cisimleri, sesleri, kokuları, tatları ve farklı yüzeyleri keşfetme olanağı elde eder. Araştırmada, okul öncesi öğretmen adaylarının duyu eğitimine ilişkin algısının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, öğretmen adaylarının duyu eğitimine ilişkin görüşleri ele alınmıştır. Betimsel nitelikli olan bu araştırmada nitel araştırma yöntemlerine başvurulmuş ve nitel durum çalışması deseni kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırmada, 2014 – 2015 öğretim yılında Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğrenim gören okul öncesi öğretmen adaylarından 50’sinin görüşlerine başvurulmuştur. Elde edilen bulgular, öğretmen adaylarının duyu eğitimi tanımlaması içinde çocuğun çok yönlü duyu gelişimine imkan tanıyan, farklı yaş grupları için farklı özelliklere sahip ve eğitim hedeflerine uygun olan eğitim tanımlamasına yer verdiğini ortaya çıkarmıştır. Anahtar Kelimeler: Duyu Eğitimi, Okul Öncesi Eğitim, Öğretmen Adayları, Çocuk Gelişimi. 114 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir İLKOKUL 4. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN RESİMLE AİLE ALGISI Adem İCİ, Yücel ÖKSÜZ, Elif GÜVEN Bu araştırma; 2014-2015 eğitim öğretim yılında 4. Sınıfta okuyan öğrencilerin aile algılarını yaptıkları resimlerle değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmaya 40 öğrenci katılmıştır. Araştırmanın örneklemini Samsun ili Atakum ilçesindeki devlet okulunda eğitim öğretim görmekte olan 4. Sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırma nitel araştırma metotlarına uygun olarak yürütülmüştür. Analizde Maurice Porot tarafından geliştirilen ve psikanalitik verilere dayanan projektif bir resim testi kullanılmıştır. Temel amacı, çocuğun ailesi ile olan çatışmalarını açığa çıkarmaktır. Testin araç gereçleri, kâğıt, kalem, silgi ve boya kalemlerinden oluşmaktadır. Öğrencinin resim çizmesi için uygun ortamlar oluşturulmuş ve “Ailenin resmini çiz” yönergesi verilmiştir. Öğrencinin resmi çizmede zaman kısıtlaması yapılmamıştır. Resim çizdiği sürece öğrenci gözlemlenmiştir. Resme aile bireylerinin çizim sırası belirlenmiştir. Resmi çizdiği sırada öğrencinin konuşmaları, resimli ilgili yorumları, davranışları öğrenciye fark ettirilmeden not alınmıştır. Çocuğa dilediği gibi çalışma özgürlüğü tanınmıştır. Çizim tamamlandıktan sonra öğrenciden resim kağıdında yer alan kişilerin adlandırılması istenmiştir. Anahtar Kelimeler: resim, aile, çocuk resimleri, aile algısı ELEARNİNG AND 3D - HOW TO DİSSOLVE THE BARRİER BETWEEN REAL AND VİRTUAL Ferenc KİSS The 3D objects are mostly presented on a monitor in the elearning environments which provides us only a possibility to look into the virtual space as it could be done through a keyhole or a window. Navigation in these environments usually means to change the position of this window getting new point of view but the viewer remains outside. Although the working immersive virtual spaces have more than two decades of history (Davies, 2002) the elearning systems not exploit the new possibilities. This paper examines some promising methods form the point of view of usability and applicability: virtual presentation and decision support spaces; immersive spaces for modelling; using virtual sensors to measure real life parameters; shortening the learning curve in physical trainings; and as a kind of aggregation of these methods, how to build a new type of education environments by dissolving the barrier between real space and virtual space. All models introduced from the perspective of the teachers/trainers as content providers and learning cycle managers, as well as from the students’ point of view regarding the user experience and the comfort of the use of these technologies. Keywords: elearning, 3D, virtual presentation and decision support space, immersive virtual space, learning curve 115 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir İLKOKUL BİRİNCİ SINIF GÖRSEL SANATLAR ÖĞRETİM PROGRAMININ 6-7 YAŞ ARALIĞINDAKİ ÇOCUKLARIN GELİŞİMSEL ÖZELLİKLERİNE GÖRE İNCELENMESİ Meral COŞKUN, M. Emin KAYSERİLİ Bu çalışmanın amacı, İlkokul 1. Sınıf İlkokul Görsel Sanatlar Öğretimi Programında yer alan kazanımların 6-7 yaş aralığındaki bilişsel gelişim özelliklerine göre incelemektir. Çalışmada nitel araştırıma yöntemlerinden doküman incelemesi yöntemi kullanılmış ve elde edilen veriler içerik analizi ile analiz edilmiştir. Bu amaçla İlkokul 1. Sınıf İlkokul Görsel Sanatlar Öğretimi Programı incelenmiş; elde edilen kodlar kategorilerle ilişkilendirilmiştir. Analiz sürecinde her bir kazanım tema olarak kodlanmış ve bu temalar “Duygusal Öğrenme İçeriği”, “Uygun İçerik”, “Görsel Sanatlar Dersine Uygun Olmayan İçerik”, “Duygusal Öğrenme İçeriği”, Bilişsel Gelişime Uygun Olmayan İçerik”, İşlevsiz İçerik”, “Düzenlenebilir İçerik” kategorilerine ilişkilendirilmiştir. Elde edilen bulgulara dayanarak İlkokul 1. Sınıf Görsel Sanatlar Öğretim Programında, 6-7 yaş aralığındaki çocukların bilişsel gelişimine uygun kazanımların da bulunduğu gibi uygun olmayan kazanımların da yer aldığı; düzeltilmesi, geliştirilmesi ve daha işlevli hale getirilmesi gereken kazanımların yer aldığı tespit edilmiştir. Bu bulgulara dayalı olarak önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: İlkokul 1. Sınıf Öğretimi Programı, 6-7 Yaş Çocuğu İLKOKUL 4.SINIF ÖĞRENCİLERİ DUYGUSAL ZEKALARININ ANNENİN EĞİTİM VE ÇALIŞMA DURUMLARI BAKIMINDAN İNCELENMESİ Kerem COŞKUN, Yücel ÖKSÜZ Bireyin duygularının farkında olabilmesine, uygun şekilde ifade edebilmesine, zor duygular ile başa çıkabilmesine sosyal ilişkilerini geliştirici şekilde kullanabilmesine, motive olabilmesine dönük bir beceriler yapısı olarak tanımlanabilir. Bu çalışmanın amacı ilkokul dördüncü sınıf sınıf öğrencilerinin duygusal zeka düzeyi ile annenin eğitim durumu ve çalışma durumu arasındaki ilişkiyi incelmektir. Çalışmada, korelasyonel araştırma yönteminde desenlenmiştir. Çalışmanın evrenini ilkokul dördüncü sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Ancak bütün ilkokul sınıf öğrencilerine ulaşmanın imkansız oluşu, zaman ve ekonomik zorluklar gibi nedenlerle evreni temsil edebileceği düşünülen örnekleme yöntemlerinden uygun örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Bunun sonucunda Artvin ve Samsun illerinden 221 çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır. On Yaş Duygusal Zeka Ölçeği veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. On Yaş Duygusal Zeka Ölçeği, tek faktörlü yapıdan oluşmakta olup Cronbach Alpha iç tutarlılık katsayısı, .89’dur. On Yaş Duygusal Zeka Ölçeğinin model uyum indeksleri RMSEA= .06, CFI= .97, IFI= .97, RFI= .93, GFI = .93, AGFI= .94, NFI= .95 ve SRMR= .03’tür. . Elde edilen verilerin analizinde , Spearman Brown Sıralama Farkı Korelasyonu ve Regresyon analizi kullanılmıştır. Çalışmada ulaşılan sonuçlar, anne-çocuk etkileşimi ve duygusal zeka gelişimi çerçevesinde ele alınmış, ilgili literatür ışığında tartışılmış ve önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Duygusal Zeka, İlkokul Dördüncü Sınıf Öğrencisi, Anne 116 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir İLKOKUL HAYAT BİLGİSİ DERSİ DERS VE ÖĞRENCİ ÇALIŞMA KİTAPLARININ ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİNE GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ Vedat AKTEPE, Huriye ŞAHİN, Songül GÖKCU, Zehra ŞAHİN Araştırmanın amacı, hayat bilgisi ders ve öğrenci çalışma kitaplarının öğretmen görüşlerine göre değerlendirilmesidir. Araştırma tarama modeline göre yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu toplam 8 ilkokul da görev yapan 105 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak ilkokul 1. 2. ve 3. sınıflarını okutan sınıf öğretmenlerine, hayat bilgisi ders ve çalışma kitaplarına ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla Güven (2010) tarafından geliştirilen anket uygulanmıştır. Araştırmanın sonucuna göre ders kitaplarındaki kavramların öğrenci düzeyine uygun olması, konuların aynı sınıfta okutulan diğer derslerle bağlantılı olması, kazanımların işlenişinde yakından uzağa, basitten karmaşığa, somuttan soyuta giden bir yöntemin izlenmiş olması yönlerinden genellikle “yeterli” ve “kısmen yeterli” bulunmuştur. Çalışma kitaplarında ise, öğrenmeyi kolaylaştırmak amacıyla öğrencinin ilgisini çekecek çeşitli örnekleri bulundurması ve kazanımların özelliğine göre gezi ve gözlemle ilgili yapılacak ön hazırlıklarla ilgili bilgilere yer vermesi konusunda yeterli olduğu sonucuna varılmıştır. Ders ve çalışma kitaplarının öğrencilerin sınıfta aktif rol almasına imkân verecek şekilde düzenlenmesinde genel olarak yetersizlikler olduğu anlaşılmaktadır. Çalışmaların öğrencinin öğrenmesini kolaylaştıracak ve ilgisini çekecek resim, fotoğraf, şekil gibi görsel öğelerle desteklenmesi, sorucevap, çoktan seçmeli, eşleştirme, bireysel ve grup çalışmaları, canlandırma, cümle tamamlama gibi yöntem, teknik ve etkinliklere yer verilmesine ilişkin “kısmen yeterli” olduğu görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Hayat bilgisi, Öğretmen görüşleri, Ders kitabı, Öğrenci çalışma kitabı. CUMHURİYET TARİHİ DERSLERİNDE ERMENİ KONUSUNUN İŞLENİŞİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER Nilgün ORUN ADIGÜZEL Cumhuriyet Tarihi dersleri ilköğretimden itibaren belli bir müfredat içerisinde verilmeye çalışılmakla birlikte bu dersin işleniş ve öğretileri üzerinde yeniden bir yapılanma sürecine ihtiyaç olduğu ortadadır. Hali hazırda bu konuda çalışmalar olmakla birlikte bu çalışmaların tatbik edilmesi noktasında sıkıntılar olduğunu düşünmekteyim. Yapılan çalışmalar, toplanan kurullar ve alınan kararlara rağmen bunların uygulama sahasına sokulması aşamasında bu verimliliği görememekteyiz. Bu çalışmada ders kitaplarında konunun işlenişi ve karşılaşılan sorunlar üzerinde durulmaya ve yapılmış çalışmalara da değinmek suretiyle kendimizce çözüm konusunda düşündüklerimizi ifade etmeye çaba sarf edilecektir. Ders müfredatında Ermeni sorunu ve verilişine değinilerek bu noktada Ermenistan Tarih ders kitaplarında yer alan Türkiye/Türk kavramları paralelinde konuya bir bakış açısı getirilmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Cumhuriyet,Ermeni,Türkiye, Tarih, Eğitim 117 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SINIF ÖĞRETMENLERİNİN ÇEVRE BİLİNCİ GELİŞTİRMEDE KULLANDIKLARI YÖNTEM VE TEKNİKLER Eyüp ARTVİNLİ, Z. Melis DEMİR Çevre, insanlarla birlikte bütün canlı ve cansız varlıklarla; canlı varlıkların her çeşit eylem ve davranışını etkileyen fiziksel, kimyasal, biyolojik ve toplumsal nitelikteki etkenlerin bütünü olarak düşünülmektedir. Çevre içine aldığı canlı ve cansız varlıklarla belli bir düzen içinde var olmaya devam ederken özellikle son yüz yılda artık düzenli işleyemez hale gelmiştir. Bunun sorumlusu bilinçsiz insan davranışları ve izlenen yanlış politikalardır. Bugün biliyoruz ki dünyanın neresinde çevreye yönelik olumsuz bir faaliyet gerçekleştirilse gerçekleştirilsin sonuçtan bütün dünyayı etkilendiğini biliyoruz. 50 yıl öncesine kadar birlikte anılmayan “çevre” ve kirlilik” kelimeleri artık bir bütün olarak algılanmaya başlamıştır. Çevre kirliliğinin ve doğal hayatın mahvedilmesinin sorumlusu kim olursa olsun sonuçlar hepimizi etkilemektedir. Bu sebeple her bireyin doğaya karşı dost davranışlar sergilemesi, “Sadece benim doğaya vereceğim zarardan ne olur ki?” dememesi lazımdır. Buradan yola çıkarak çözümün her bireyin çevre bilincine sahip davranışlar sergilemesi gerektiğini ifade edebiliriz. Çevre bilinci, “yalnızca insanlara değil, tüm yaşam biçimlerine ve enerji tasarrufu, doğal kaynakların kullanımı, tüketimin azaltılması gibi tüm yaşamsal sorunlara karşı ilgi” olarak tanımlanabilir. Çevre bilinci yaşam boyu devam eden bir süreç olmalıdır. İnsanların erken yaşlardan itibaren bu bilinci kazanması ve yaşam boyu devam ettirmesi gerekir. Erken yaşta bu bilincin geliştirilmesinde ise sınıf öğretmenlerine büyük bir görev düşmektedir. Küçük yaşlarda kazandırılacak olan çevreci davranış biçimi gelecekte de aynı davranışların devamının teminatı olarak düşünülebilir ve böylece sınıf öğretmenlerinin sahiplendiği büyük bir sorumluluk olduğunu söyleyebiliriz. Öğrenmenin gerçekleşmesinde öğretmenin benimsediği strateji ve bu stratejiye bağlı olarak seçtiği yöntem ve tekniklerin öğrencilerin bireysel farklılıklarına ve konuya göre en etkili şekilde kullanması beklenir. Bu araştırmada sınıf öğretmenlerinin öğrencilerinin çevre bilinci kazandırmada kullandıkları yöntem ve tekniklerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda şu alt problemler belirlenmiştir: 1.Sınıf öğretmenleri çevre bilinci hakkında neler düşünüyor? 2.Sınıf öğretmenleri öğrencilerinin çevreye karşı davranışları hakkında ne düşünüyor? 3.Sınıf öğretmenleri öğrencilerinin çevre bilinci kazanması için hangi yöntem ve teknikleri kullanıyor? 4.Bu yöntem ve teknikleri kullanma nedenleri nelerdir? 5.Hangi yöntem ve tekniklerin etkili olduğu düşünülüyor? 6. Kullanılan yöntemlerde zorlanılan hususlar var mı? 7.Kullanmayı istedikleri ama kullanamadıkları yöntemler var mı? Varsa bunlar hangi yöntem ve teknikler? Hangi sebeplerden dolayı kullanılamıyor? Araştırmada nitel araştırma yaklaşımı benimsenmiştir. Nitel araştırma; gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi veri toplama araçlarının kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konulmasına yönelik bir sürecin izlendiği araştırma desenidir. Araştırmanın çalışma grubunu Eskişehir il merkezindeki ilkokullarda çalışan 15 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Çalışma grubu kolay ulaşılabilir durum örneklemesi yolu ile belirlenmiştir. Kolay ulaşılabilir durum örneklemesi yönteminde araştırmacı yakın olan ve erişilmesi kolay olan bir durumu seçer. Bu örnekleme yöntemi araştırmaya hız ve pratiklik kazandırır. Araştırma verileri, nitel veri toplama yöntemlerinden biri olan yarı-yapılandırılmış görüşme tekniğiyle toplanmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşmede, katılımcıya önceden belirlenmiş sorular sorulur. Bunun yanı sıra gerekli görülen yerlerde yeni sorular sorulabilir veya bazı soruların sorulmasından vazgeçilebilir. Görüşme formunda kişisel bilgiler ve görüşme soruları yer almaktadır. Soruların anlaşılır olmasına, görüşmenin yapıldığı kişinin görüşlerine saygı duyulmasına dikkat edilmiş, yönlendirmeden kaçınılmıştır. Hazırlanan formun geçerliği için iki alan uzmanının görüşüne başvurulmuştur. Uzmanlardan alınan öneriler doğrultusunda düzeltilen görüşme formuyla iki öğretmen ile pilot görüşme yapılmış ve öğretmenin görüşüyle formda değişiklik yapılmamıştır. Araştırmada yapılan görüşmelerde elde edilen veriler ses kayıt cihazı ile kaydedilip daha sonra kayıt altına alınan veriler düz metine dönüştürülecektir. Araştırmada betimsel analizle veri çözümlemesi yapılacaktır. Betimsel analizde, elde edilen veriler daha önceden belirlenen temalara göre özetlenir ve yorumlanır. Betimsel analizde, görüşülen ya da gözlenen bireylerin görüşlerini çarpıcı bir biçimde yansıtmak amacıyla doğrudan alıntılara sık sık yer verilir. Araştırma sonucunda sınıf öğretmenlerinin çevre bilinci oluşturmada kullandığı yöntem ve teknikler tespit edilerek bu doğrultuda öneriler getirilecektir. Anahtar Kelimeler: Çevre bilinci, yöntemler, sınıf öğretmeni 118 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir GÖRME ENGELLİ ÇOCUKLARA SAHİP ANNE-BABALARIN KAYGI DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ* Selahattin AVŞAROĞLU, İsmet ÇAVDAR Bu araştırma görme engelli çocuğa sahip ailelerin sürekli-durumluk kaygılarının cinsiyet, eğitim durumu, yaşadıkları yer, çocuklarında engelin oluş zamanı, istihdam durumu, ekonomik durumu, ailelerde farklı bir bireyin engelli olup olmaması, yakınlık derecesi değişkenleri incelenmesi için yapılmıştır. Araştırma görme engelli çocuğa sahip anne-babalar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu 162 ebeveyn oluşturmaktadır. 162 ebeveynin 93’ü kadın ve 69’u erkektir. Veriler araştırmacı tarafından hazırlanan “Kişisel Bilgi Formu”, ve “Durumluk-sürekli Kaygı Envanteri” kullanılarak toplanmıştır. Araştırmanın sonucunun değerlendirmesi için değişkenlere bağlı olarak t testi ve tek yönlü varyans analizi testi kullanılmıştır. Varyans analizi sonucunda anlamlı çıkan sonuçlar farklılaşmanın kaynağının belirlenmesinde Tukey testi kullanılarak veriler analiz edilmiştir. Araştırma sonucuna göre cinsiyet (t= 2.375, p<.05) eğitim durumu (F=8.941, p<.001), iş değişkeni (F=3.190, p<.05), aylık gelir (F=8.636, p<.001), başka bir engelin olup olmaması (t= 2.531, p<.05), okul öncesi eğitime devam edip etmemesi (t= -3.460, p<.01), Braille alfabesi (t= -2.237, p<.05), anne babanın yakınlık derecesi (t= 2.857, p<.01) değişkenlerine göre durumluk kaygıda anlamlı farklılıklar, Yer değişkeni (F=2.515, p>.05), oluş zamanı (F=.406, p>.05), diğer kardeşlerin engelli olup olmaması (t= 1.925, p<.05) değişkenlerinde ise anlamlı farklılıkların olmadığı saptanmıştır. Sürekli kaygı puanlarında ise eğitim durumu (F=4.588, p<.01), Yer değişkeni (F=4.350, p<.05), aylık gelir ( F=4.291, p<.01), başka bir engelin olup olmaması (t=3.316, p<.05), okul öncesi eğitimine devam edip etmemesi değişkenine göre (t= -3.235, p<.01), diğer kardeşlerinde engelli olup olmaması (t= 3.191, p<.01) durumlarında anlamlı farklılıklar, Cinsiyet (t= .611, p>.05), oluş zamanı ; F=.426, p>.05 ), iş değişkeni (F=1.432, p>.05), braille alfabesi (t= -1.102, p<.05). anne babanın yakınlık derecesi değişkenlerine göre ise anlamlı farklılığın olmadığı saptanmıştır. *Bu çalışma Doç. Dr. Selahattin Avşaroğlu tarafından yönetilen Yüksek Lisans Tezinden türetilmiştir. Anahtar Kelimeler: Görme Engelli Çocuğa Sahip Aile, Görme Engelli Çocuğa Sahip Ailelerde Kaygı, Görme Engelli Ailelerde Durumluk Kaygı, Sürekli Kaygı. 1961 VE 1982 ANAYASALARININ DEMOKRASİ SENTEZİ VE YENİ ANAYASA TASLAĞINDA İSTENEN YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR Tolga Bahadır ŞİMŞEK 1961 Anayasasının temel hak hürriyetleri arttıran sosyal devlet yapısını getiren ilk anayasa olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Bu dönemde anayasayı hazırlayan asli kurucu iktidar içerisinde siyasi parti üyelerinin yer alması demokrasiye yapılan en önemli vurgulardan biriyken dönem içerisinde var olan fakat anayasanın hazırlanmasında üye çağrılmayan demokrat parti için anti demokratik bir sürecin işlediğini de biliriz. Askeri vesayetin başlangıcı sayılan 1982 anayasasının başlangıcında siyasi partiler ve siyasiler yasaklanmış ülke yönetimi sadece askeri cunta tarafından demokrasiye uygun olmayan bir şekilde yürütülmüştür. Zaman içerisinde değişen süreç demokrasinin en önemli unsuru olan siyasi partilerin yasağının kalkması ve yeni siyasilerin oluşum sürecini görmüştür. Bizim ülke olarak hazırlamak istediğimiz yeni anayasa taslağında demokrasiye katkı sağlayacak kişi hak ve hürriyetlerinin durumu bu yönelik olarak çalışanlara yapılan sosyal güvenlik katkıları yönetim sistemi gibi konular ele alınarak yeni taslakta yasama, yürütme, yargıya ait birikimlerin ne yönde olacağına dair bu konuyla ilgili taraflılık ve tarafsızlık konularını ele alacağız. Anahtar Kelimeler: darbe,siyasi partiler,TRT ve Üniversiteler 119 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİMİNDE, SOSYAL AĞLARIN KULLANIMI (RİZE ÖRNEĞİ) Zeliha İŞYAR, İlhan TURAN, Ferhat ALATAŞ Modern çağın en gelişmiş iletişim araçlarından birisi de sosyal ağlardır. Hayatı kolaylaştıran uygulamaları bize sunan bu araçlar, kullanım kolaylığı ve hızı ile iletişimde önemli bir yer tutmaktadır. Sosyal ağlar üzerinde, istenilen zaman ve mekanda bilgiye ulaşmak ve iletişime geçmenin kolaylığı, eğitmenlere hem kolaylık sağlamakta hem de öğrenciyi motive etmektedir. Bu bildiride sosyal ağların Sosyal Bilgiler öğretiminde kullanılmasının etkileri araştırılmıştır. Bilindiği üzere Sosyal Bilgiler Programı, birçok disiplini kimi zaman ayrı ayrı kimi zamansa bütünleştirerek öğrenciye sunmaktadır. Düz anlatım yönteminin yetersiz kaldığı bu ders, çağın gerektirdiği koşulları takip edip, bilgiyi bu koşullara göre sunma gerekliliği duymaktadır. Günümüzde sıklıkla kullanılan sosyal ağlar ( Facebook, Twitter, Instagram vb. ) Sosyal Bilgiler Dersi içeriğine uygun bir şekilde kullanıldığında öğrenciye büyük yarar sağladığı, ayrıca bilgilerin kalıcı hale gelmesinde etken olduğu görülmektedir. Bu çalışmada, sosyal ağların sosyal bigiler öğretiminde kullanımı ile ilgili öğrencilerin görüşleri ve uygulama olanakları ele alınmıştır. Çalışma nitel ve nicel araştırma teknikleri kullanılarak analiz edilecektir. Rize’de Sosyal bilgiler 7. Sınıftan 150 öğrenci ile yürütülen araştırma uygulama aşamasında olup etkinliklerle sürdürülmektedir. Anahtar Kelimeler: Sosyal ağ, (facebook,twitter,ınstagramvb),sosyal bilgiler öğrenci ÜLKÜ MECMUASINA GÖRE KÖY EĞİTİMİ (1933-1950) Sevilay ÖZER Cumhuriyet’in ilk yıllarında nüfusun büyük bir bölümü köylerde yaşamaktadır. Bu nedenledir ki ülkenin kalkınması köylünün kalkındırılması ile birebir ilişkilendirilmiştir. Köy eğitiminin eksikliklerini gidermek ve gelişimini sağlamak adına hummalı bir çalışma başlatılmıştır. Ancak öğretmen sayısının az olduğu, köylerin küçük ve dağınık bulunduğu bir coğrafyada verilen mücadeleden kısa zaman içerisinde olumlu yanıt almak hiçte kolay değildir. Öğretmen eksikliğini gidermek adına önce “Köy Eğitmenleri Kanunu” ardından da “Köy Enstitüleri Kanunu” yürürlüğe konulmuştur. Bunun yanı sıra kuruluş amacı devrimlerin kökleştirilmesi olan Halkevlerinden yararlanılma yoluna gidilerek, Halkevlerinin 9 şubesinden birisi Köycülük şubesi olarak belirlenmiştir. Söz konusu bu şubeler aracılığı ile köylüye rehberlik etmek vazifesi üstlenilmiştir. Bu dönemde köye ve köylüye olan ilgisi arttığı görülen yazarlar, köylünün sorunlarını yazılarında daha sık işler hale gelmişlerdir. Ankara Halkevi’nin çıkarmış olduğu Ülkü mecmuası başta olmak üzere diğer Halkevlerinin çıkarmış olduğu dergilerde bu durum açıklıkla görülebilmektedir. Bu bildiride 1933-1950 yılları arasında Ülkü mecmuasında yer alan yazılar doğrultusunda köy eğitimi çeşitli yönleriyle ele alınarak kaydedilen gelişmeler ortaya konulmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Ankara Halkevi, Ülkü, Halkodası, Köy Eğitimi 120 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN ALGILARINA GÖRE, DOĞAL AFETLER EĞİTİMİNDE MEDYANIN ETKİLERİ Melek TOSUN, İlhan TURAN Bu araştırmada doğal afetlerin toplumlara yansıtılış biçimi üniversite öğrencilerinin algılarına göre değerlendirilmiştir. Bilindiği gibi doğal afetler insan yaşamı için en büyük tehditlerinden birini oluşturmaktadır. Durum böyle olunca doğal afetler, eğitimin konusu olduğu kadar, bütün insanlığı ilgilendirdiğinden daha doğrusu habersel bir değer taşıdığından dolayı da medya tarafından da sıkça ele alınan bir konudur. Bu bağlamda, öğrenciler sık sık doğal afetlerle ilgili yayın ve haberlerle karşılaşmak da hatta bunu sınıf ortamında, aile ortamında öğretmenleri arkadaşları ve aile yakınları ile paylaşmakta ve tartışmaktadır. Bu nedenle önem derecesi son derece yüksek olan bu çalışmada sınıf öğretmeni,sosyal bilgiler, fen bilgisi ve matematik ana bilim dalı öğrencilerinin doğal afetlerle ilgili haberlere bakış açıları değişik açılardan karşılaştırılmıştır. Bu çalışma 2014- 2015 Öğretim Yılı Bahar Döneminde Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde 300 öğrenci ile yürütülmektedir. Çalışmada kullanılacak veri toplama araçlarının pilot örnekleri tamamlanmış olup, Araştırma uygulama aşamasındadır. Çalışma nicel ve nitel bir çalışma olup, araştırma analizinde SPSS teknikleri kullanılacaktır. Anahtar Kelimeler: Doğal afet eğitimi, medya, öğrenci SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLERİNİN DERS ANLATIMINDA YEREL TARİHE VERDİKLERİ ÖNEM (RİZE ÖRNEĞİ) Ferhat ALATAŞ, İlhan TURAN, Zeliha İŞYAR Bu araştırmada, sosyal bilgiler öğretmenlerinin ders anlatımında, yerel tarih konuları ve ders anlatım süreci içerisinde, yerel tarih yöntem ve tekniklerini kullanma düzeylerini bulmak amacıyla yapılmıştır. Bu çalışmada ilk etapta, yerel tarih nedir? Sorusuna cevap verilmiştir. Diğer aşamalarda ise; yerel tarihin amacı, yerel tarihin ders anlatımında uygulanma yöntem ve teknikleri, sosyal bilgiler dersinde uygulanabilirliği ve sosyal bilgiler öğretmenlerinin yerel tarihe verdikleri önem araştırılmıştır. Bu araştırmada, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde görev yapan 100 sosyal bilgiler öğretmeniyle, 10 sorudan oluşan yarı yapılandırılmış mülakat tekniği kullanılarak çalışma tamamlanmıştır. Çalışmanın sonucunda ise öğretmen adaylarının %80 e yakını ders anlatımında yerel tarih yöntem ve tekniklerini kullandıkları ve ders anlatım sürecinde yerel tarihin sosyal bilgiler dersine önemli yönde katkı sağladığı ve düşüncelerinin olumlu yönde olduğu görülmüştür. Bununla birlikte öğrencilerle yapılan mülakatlar öğrenciler açısından müfredattan kaynaklanan sebeplerle yerel tarih öğretiminin yeterince doyurucu olmadığını göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Yerel tarih, Gezi-gözlem, öğrenci sosyal Bilgiler 121 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir BAĞIMSIZ AZERBAYCANDA TARİH EĞİTİMİNİN SORUNLARI Cavid KASİMOV Azerbaycan 1991.yılında Sovyetler Birliği’nin dağılması sonucunda bağımsızlığına tekrar kavuştu. Tüm alanlarda özellikle de ekonomi ve eğitim alanında yeniden bir yapılanma sürece başladı. Bağımsızlığdan sonra Azerbaycan’ın eğitim sistemi sürekli olarak yenilens ede bazı sorunlar kendi varlığını sürdürmekdedir. Örneyin Tarih eğitimini ele alamak istiyoruz. Tarih eğitimi Sovyetler Birliği döneminde çok önem arz ediyordu. Toplumu kendi istekleri doğrultusunda dizayn etmeye çalışan sovyet yöneticileri lise, üniversite ve başka eğitim kurumlarında tarih eğitimine çok önem veriyorlardı.. Fakat, Sovyet döneminde verilen Tarih eğitimi marksist felsefi düşüncenin etkisi altında olduğundan milli ve dini değerlerden yoksun bir tarih düşüncesi verilmeye çaba gösterilirdi. Doğrudur marksist tarihçiliyin Azerbaycan toplumunu tamamen etikilemedi. 1991. yılında Azerbaycan tekrat bağımsızlığına kavuştukdan sonra Tarih eğitiminde de değişilik yapılmağa başladı. Milidini değerler tarih eğitiminin temelini teşkil etmesine bakmayarak, Azerbaycan tarihçiliyi marksist düşünce sisteminden tamaman kopmamıştır. Sempozyuma sunmağı düşündüyümüz bildiride Azerbaycan tarihçiliyinin temel sorunları ile ilgili bilgi vermeyi amçlıyoruz. Anahtar Kelimeler: Azerbaycan tarihçiliyi, Marksist tarihçilik TÜRK MÜZİĞİ ÇOKSESLENDİRME DERSİNDE ÖĞRENCİLERİN EŞLİKLEME STİLLERİNİN BELİRLENMESİ Ali Korkut ULUDAĞ Bu çalışmanın amacı, Türk Müziği Çokseslendirme dersi için hazırlanan öğretim sistemi sonucunda öğrencilerin eserleri hangi yöntem ve tekniklerle armonize ettiklerini belirlemektir. Çalışma, Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Anabilim Dalı’nda öğrenim gören dördüncü sınıf öğrencileri ile tek gruplu ön test-son test modeli kullanılarak yapılmıştır. Öğretim sistemi, Türk Müziği Çokseslendirme dersi içeriğine uygun olarak hazırlanarak yaklaşık 8 haftalık süreç içerisinde gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak, literatür taraması, ÖEBYBÖ (Öğrencilerin Eşlik Becerilerine Yönelik Başarı Ölçeği) ve uzman görüşü alma formu kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, öğrenciler örnek eser üzerinde eşlikleme çalışması yaparken yoğun olarak modern armoni sistemi içerisinde yer alan akor programlama yöntemini benimsemişlerdir. Bu doğrultuda, öntest ve son test puanları arasındaki farkın son test puanları lehine olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Türk Müziği Çokseslendirme, Eşlik, Öğretim Sistemi 122 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir TÜRK MÜZİK KÜLTÜRÜNDE ETKİLEŞİM VE GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİ KURAMI AÇISINDAN BİZANS İLAHİ GELENEĞİ Ahmet FEYZİ Çok uluslu bir toplum yapısına sahip olan Osmanlı imparatorluğu, ilerleyen tarih süreci içerisinde kültürel kimliğini oluştururken, yaşamını sürdürdüğü bölgelerde sosyal hayat paylaşımında bulunduğu azınlıklarla sürekli etkileşim içerisinde bulunmuştur. Osmanlı toplumunda var olan azınlıklar, kendi kültürel yaşamlarını sürdürürken bulundukları bölgede hâkim olan kültürden de ziyadesiyle etkilenmişlerdir. Müzik sanatı ise zaman içerisinde bu etkileşimin en fazla hissedildiği sanat dalı olarak göze çarpmaktadır. Bu bağlamda; Osmanlı toprakları üzerinde azımsanamayacak düzeyde nüfus yoğunluğuna sahip olan Rumlar ve Karamanlılar (Hristiyan Türkler) imparatorluk kültürü içerisinde etkileşim anlamında etkin rol oynayan azınlık grupları arasında sayılabilir. Bu azınlık guruplar 19. yüzyılın ilk yarısından başlayarak 20.yüzyıl ilk çeyreğine kadar çeşitli yayınlar yapmakla kalmamış, kendi kuramsal sistemlerini açıklarken geleneksel Türk müziği kuramından da faydalanmışlardır. Yaygın olarak Bizans müziği olarak bilinen Greek-Ortodoks ilahi geleneği ise bu etkileşimin en büyük izlerini içerisinde taşıyan müzikal türdür. Osmanlı toplumu içerisinde Ortodoks inancına sahip olan azınlıklara ait bu geleneğe ait dini eserler, müzikal dinamikler açısından tam anlamıyla bir doğu müziği kimliği kazanarak Osmanlı-Türk müziğiyle aynı melodik ifadeleri kullanmıştır. Gerek kullanılan perdesel anlamdaki zenginlik, gerekse geleneksel Türk müziğindeki makamsal yapıyı oluşturan öğeler açısından inceleme altına alındığında, Bizans ilahi geleneğine ait müzikal eserlerin, birbirleriyle olan ilişkileri Osmanlı-Türk toplumu ile azınlıklar arasındaki müzikal etkileşimin önemli örneklerini sergilediği görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Müzik Kültürü, Bizans, İlahi ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUĞA SAHİP ANNE-BABALARIN KAYGI DURUMLARINA GÖRE UMUTSUZLUK DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ* Selahattin AVŞAROĞLU, Ayşe GİLİK Bu araştırmada, özel gereksinimli çocuğu olan anne babaların bazı değişkenler ve kaygı durumlarına göre umutsuzluk düzeyler incelenmiştir. Araştırma grubunu 2014 Kasım-2015 Ocak aylarında Burdur ilinde ulaşılabilinen 351 anne-baba oluşturmaktadır.Araştırmada veri toplama aracı olarak özel gereksinimli çocuğu olan anne babaların kaygı durumları Durumluk-Sürekli Kaygı Ölçeği TX-1 ve TX-2 (Öner ve Le Compte, 1983), umutsuzluk düzeyleri Beck Umutsuzluk Ölçeği (Seber 1991) kullanılarak belirlenmiştir. Verilerin analizinde bağımsız değişkenlerle bağımlı değişkenlerin ilişkisi için F testi ve t testi yapılmıştır. Çıkan farklılığın kaynağına ilişkin Sceheffe Testi uygulanmıştır. Araştırma bulguları belirlenen alt amaçlar doğrultusunda belirlenmiştir. Herhangi bir işte çalışan anne babaların durumluk kaygı puan ortalamaları, çalışmayan anne babalara göre anlamlı düzeyde yüksek olduğu görülürken sürekli kaygıda ise manidar bir farklılığın olmadığı saptanmıştır. Özel gereksinimli çocuğa sahip anne babaların Diğer taraftan sürekli kaygı puan ortalamalarının çocuk sayısına göre farklılaşmadığı, ancak durumluk kaygı puan ortalamalarının ise bir çocuğa sahip anne babalarda iki, üç ve dört çocuğa sahip anne babalara göre anlamlı düzeyde farklılaştığı belirlenmiştir. Araştırmada Bir diğer önemli bulgu ise anne babaların, durumluk ve sürekli kaygılarının gelecekle ilgili duygular, motivasyon kaybı, beklentiler ve umutsuzluk üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğudur. Ayrıca, hesaplanan standart yol katsayılarına göre, sürekli kaygının; motivasyon kaybı, beklentiler ve umutsuzluk üzerinde durumluk kaygıya göre daha etkili olduğu, durumluk kaygının ise gelecekle ilgili duygular üzerinde sürekli kaygıya göre daha etkili olduğu anlaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Özel gereksinimli birey, Anne-Baba, Kaygı, Umutsuzluk, Durumluk Kaygı, Sürekli Kaygı. * Bu makale N.E.Ü Eğitim Bilimleri Enstitüsünde Doç. Dr. Selahattin Avşaroğlu danışmanlığında yürütülen Tezsiz Yüksek Lisans Projesinden türetilerek hazırlanmıştır. 123 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÇEVREYE YÖNELİK SORUMLU DAVRANIŞLARI Hakkı YAZICI, Nuray Kurdede FİDAN, Ramazan BULUT İnsanoğlu yeryüzünde var olduğundan bu yana ihtiyaçlarını karşılayabilmek için doğada var olan kaynakları bilinçsizce tüketmiştir. Sanayi devrimi ile bu tüketim giderek hızla artmış ve bunun sonucunda da çeşitli çevresel sorunlar ortaya çıkmıştır. Hava, su, toprak ve gürültü gibi çevresel kirliliğin giderek artması bireyleri ve kurumları çevreye ilişkin tutum, davranış, ve kararlarında geç de olsa bir farkındalık oluşturmaya zorlamıştır. Bu farkındalıktan hareketle bu çalışmada sosyal bilgiler öğretmen adaylarının çevreye ilişkin sorumlu davranışları ele alınıp incelenmiştir. Araştırma için gerekli olan veriler, Erdoğan (2009) tarafından geliştirilen “Çevreye Yönelik Sorumlu Davranış Ölçeği” ile toplanmıştır. Ölçek; Fiziksel Koruma Davranışı, Tüketim ve Ekonomi, Kişisel ve Genel ikna Davranışı ve Politik Davranış olmak üzere dört alt boyuttan oluşmaktadır. Araştırmanın evrenini Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bilim Dalı, örneklemini ise her sınıf düzeyinden random yoluyla seçilen 1, 2, 3 ve 4. sınıfta öğrenim gören öğretmen adayları oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında elde edilen veriler, bilgisayar ortamında analiz edilerek bulgular ve bulgulara dayalı tartışma ve sonuçlara yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Sosyal bilgiler, Çevre, Çevreye ilişkin sorumlu davranışlar VELİ GÖRÜŞLERİNE GÖRE DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMEN YETERLİLİKLERİ Emine Zehra TURAN Dünyada bilim ve teknoloji başta olmak üzere birçok alanda yaşanan gelişmeler eğitim süreçlerini de etkilemektedir. Daha kaliteli bir eğitim anlayışını benimsemek için ülkeler eğitim programlarında yeterlilik ve standartlaşma çalışmalarına başlamış ve devam etmektedirler. Bu konuda farklı çalışmalar ülkemizde de sürmektedir. Diğer disiplinlerle birlikte Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) öğretmen yetiştirme programı için de yeterlilik çalışmalarına başlanmış ve de devam etmektedir. Nitekim sürekli gündemde olup tartışılan yeterliliklerin başında gelen DKAB öğretmen yeterlilikleri, MEB’in belirlediği öğretmenlik mesleği özel alan yeterlilikleri arasındadır. Ayrıca veliler için, DKAB dersleri çocuklarının kişisel ve ahlaki gelişimi için önemli olan dersler arasında yer almaktadır. Eğitim ve öğretim süreçlerinde öğrenci başarısını etkileyen önemli faktörlerden bir tanesi de okul-aile işbirliğidir. Bu araştırmanın amacı, DKAB öğretmenlerinde bulunması gereken yeterlilikleri velilerin penceresinden belirlemeye çalışıp değerlendirmektir. Velilerin görüşlerinin DKAB öğretmenlerinin kalitesinin arttırılmasında fayda sağlanacağı düşünülmektedir. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden durum çalışması deseni kullanılmıştır. Sosyal medya üzerinden ‘İlkokul 4. ve 5. Sınıf Velileri’ isimli bir çalışma grubu oluşturulmuştur. Çalışma grubu, kendi isteğiyle topluluğa üye olan veliler arasından ölçüt örnekleme yöntemi kullanılarak sadece 4. ve 5. sınıfta çocuğu olan, en az lisans mezunu anne veya babalar arasından seçilmiştir. Veriler internet üzerinden online olarak kişisel bilgiler ve 7 açık uçlu sorudan oluşmuş bir görüşme formu ile toplanmıştır. Toplanan veriler içerik analizi yöntemi kullanılarak çözümlenmiştir. Temalar oluşturup her temanın altına uygun kodlar yazılmış ve böylece yeterlilik listeleri oluşturulmuştur. Bu listeler katılımcılara ikinci kez gönderilerek kendilerine en uygun sıralamayı yapmaları gereksiz gördüklerini elemeleri ve istedikleri düzeltmeleri yapmaları istenmiştir. Sonuç olarak çoğunluğun üzerinde uzlaştığı maddeler öncelik sırasına göre yeniden listelenmiş ve sonuçlar tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: DKAB Öğretmeni, Yeterlilik, Veli Görüşleri, İlkokul. 124 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir THE SECONDARY SCHOOL STUDENTS PERSPECTİVES ON VALUES Şadiye KORKMAZ, M. Oğuz KUTLU, Asım YAPICI This research was aimed to present Turkish students’ perceptions of their attitudes of values and the differences of their values between grades and genders. The participants of this research were 104 students in Adana (Turkey) State Secondary school in 2014-2015 education year. Participants are adolescents attending the 7th and 8th grades of Turkish public (state) secondary school. The participants were administered Rokeach Value Survey (RVS) that was adapted Turkish, validity and reliability were obtained and Chi-Square Test (X2) for Two Variables for the diagnosis of the students attitudes of values. The Chi-Square Test (X2) for Two Variables results revealed 10 items indicated the existence of statistically significant differences between their genders and the attitudes of students values. In addition the research results indicated the existence of statistically significant differences between their grades and the attitudes of students values for two items. Keywords: Rokeach value survey (RVS), values, educational psychology, developmental psychology, moral development psychology ÇOCUKLARIN ÖRNEK ALDIKLARI KAHRAMANLARIN DEĞERLERİNİN SOSYAL BİLGİLER PROGRAMINDA YER ALAN DEĞERLERLE KARŞILAŞTIRILMASI Çiğdem KAN Kahramanların çocukların dünyasında önemli bir yeri vardır. Kendisini kahramanlarla bütünleştiren çocuk, farkında olmadan onların değerlerini de içselleştirir. Bu araştırmanın amacı, ilköğretim okullarında öğrenim gören öğrencilerin örnek aldıkları kahramanları ve onların değerlerini belirlemektir. Bu amaçla Elazığ’da bulunan iki ilköğretim okulunda öğrenim gören 100 öğrenciye ulaşılmıştır. Tarama türünde olan araştırmada nitel araştırma deseninden yararlanılmıştır. Çocukların en çok sevdikleri kahramanların değerleri ile sosyal bilgiler programında kazandırılmaya çalışılan değerler karşılaştırılmıştır. Bu şekilde yapılan araştırmaların azlığı araştırmanın önemini ortaya koymaktadır. Anahtar Kelimeler: sosyal bilgiler, değerler eğitimi 125 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME GENEL YETERLİK ALGILARI Mehmet Tamer KAYA, Barış ÇİFTÇİ, Abdullah GÖKDEMİR, İskender DAŞDEMİR Sosyal Bilgiler öğretmen adaylarının ölçme ve değerlendirme alanına yönelik genel yeterlik algısını belirlemek amacıyla yapılan bu araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini, Afyon Kocatepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler eğitimi üçüncü ve dördüncü sınıf öğretmen adayları oluşturmaktadır. Örnekleme yöntemi olarak “tesadüfî örnekleme yöntemi” seçilmiş ve araştırma 117 öğretmen adayı üzerinde yürütülmüştür. Araştırmada veri toplama aracı olarak Nartgün (2008) tarafından geliştirilen “Öğretmen Adayları İçin Ölçme ve Değerlendirme Genel Yeterlik Algısı Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde betimleyici istatistik teknikleri, bağımsız gruplar t testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Ölçme ve Değerlendirme, Yeterlik Algısı. 5. SINIF ÖRENCİLERİNİN YARATICI YAZMA ÇALIŞMALARI Nil DUBAN, Aysun ÇAKIR, Zehra BUTEKİN, Zehra SAMSA, Bünyamin ERÇOBAN Yaratıcı yazma kişinin bir konudaki duygu ve düşüncelerini, düş gücünü kullanarak özgürce kâğıda dökmesi anlamına gelmektedir. Yaratıcı yazma, düşüncelerdeki doğruluktan daha çok özgünlük ve düş gücüyle karakterize edilmektedir. Yaratıcı yazma; dış dünyayla ilgili yapılan gözlemler sonucunda elde edilen tüm bilgilerin, diğer kişilerden farklı bir biçimde ortaya konmasıdır. Yaratıcı yazma, kökeni dil derslerine dayanmış olmasına rağmen sanat, müzik, matematik, sosyal bilimler, tarih vb. derslerde de etkili olarak kullanılabilmektedir. Bu noktadan hareketle, Sosyal Bilgiler dersi kazanımları çerçevesinde yaratıcı yazma çalışmalarının, hem öğrencilerin yaratıcı düşünmeleri üzerinde etkili olacağı hem de dersi eğlenceli hale getirerek anlamlı öğrenme yaşantısı oluşmasına katkı getireceği düşünülmektedir. Bu araştırmanın amacı 5. Sınıf Sosyal Bilgiler dersi “Bilim, Teknoloji ve Toplum” öğrenme alanı kapsamında gerçekleştirilen yaratıcı yazma çalışmalarında ortaya çıkan ürünleri incelemektir. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman inceleme tekniği kullanılarak yapılan bu araştırmanın örnekleminde amaçlı örnekleme türlerinden tipik durum örneklemesi kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu il merkezinde bulunan orta sosyo-ekonomik düzeydeki bir ortaokulun 5. sınıfında öğrenim gören örencilerin yaptıkları yaratıcı yazma çalışmaları oluşturmaktadır. Öğrencilere bilimsel buluşları anlatan animasyon sessiz olarak izletilmiş ve izledikleri görüntüleri anlatan bir metin yazdırılmıştır. Ayrıca kendilerini benzer çalışmalar yapan bir bilim insanı olarak hayal ederek, yaşanacak olayları anlatan metin yazmaları istenmiştir. Analiz süreci devam etmekte olan çalışmada, öğrencilerin oluşturdukları yaratıcı yazma çalışmalarına ait metinler dokümanlar olarak ele alınmış ve araştırmanın veri setini oluşturmuştur. Araştırmada kullanılan doküman analizi tekniğinde veriler dört aşamada analiz edilmektedir. Bu aşamalar; analize konu olan veriden örneklem seçme, kategorilerin geliştirilmesi, analiz biriminin saptanması ve sayısallaştırmadır. Araştırmadan elde edilen bulguların sunumunda öğrencilerin yaratıcı yazma çalışmalarından örnekler sunulacak ve alan yazındaki diğer araştırma sonuçlarıyla tartışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler Dersi, Yaratıcılık, Yaratıcı Yazma Çalışmaları 126 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİNDE HAZIRLANAN YARATICI YAZMA ÇALIŞMALARININ İNCELENMESİ Nil DUBAN, Aydın YILMAZ, Gülsüm ALTINSOY, Selcen BALCI, Burcu GÜL Yaratıcı yazma, var olan bilgileri, kavramları, olayları, bellekteki sesleri, görüntüleri, hayalleri yeniden kurgulayarak ve birbiriyle ilişkilendirerek ortaya yeni bir yazı koyma etkinliği; kişinin bir konudaki duygu ve düşüncelerini hayal gücünü kullanarak özgürce kâğıda aktarmasıdır. Yaratıcı yazma yaklaşımıyla öğrenciler, temelinde yaratıcılığın desteklendiği, farklı bakış açıları gerektiren yazma etkinlikleriyle, duygularını, düşüncelerini, hayallerini, algılarını, isteklerini yaratıcılıklarıyla zenginleştirip, hem bireysel hem grup etkinlikleriyle zevkli ve keyifli sürecin sonunda bir yazılı anlatım ürünü oluşturmaktadırlar. Öğrencilerin yaratıcı yazma ifadelerinin geliştirilmesinde görsel malzemeler etkili kaynaklardır. Fotoğraf, resim, film, slayt, karikatür gibi materyaller sayesinde öğrenciler görsel zekalarını yazılarına aktarabilmektedirler. Bu nedenle, derslerde görsellerden yararlanmak öğrencilerin yaratıcı yazma çalışmalarına destek vermektedir. Bu araştırmanın amacı, öğrencilerin görsel materyal destekli yaratıcı yazma çalışmalarını incelemektir. Bu amaç doğrultusunda 8. Sınıf T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinde “Ya İstiklal Ya Ölüm” ünitesinde kurtuluş savaşından bir kesit sunan belgesel öğrencilere izletilmiş ve onlardan “M. Kemal Atatürk’ün yerinde olsaydınız siz neler yapardınız?” ve “M. Kemal Atatürk bugün yaşasaydı neler düşünür ve yapardı?” sorularına yanıt veren yaratıcı yazma metinleri oluşturmaları istenmiştir. Böylece görsel malzeme kapsamında belgesel kullanılmış, yaratıcı yazma çalışmaları mekânı, zamanı ve kişileri değiştirme boyutunda yürütülmüştür. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman inceleme tekniği kullanılarak yapılan bu araştırmada amaçlı örnekleme türlerinden tipik durum örneklemesi kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu orta sosyo-ekonomik düzeydeki bir ortaokulun 8. sınıfında öğrenim gören öğrencilerin yaptıkları yaratıcı yazma çalışmaları oluşturmaktadır. Yaratıcı yazma çalışmalarının ürünü olan metinler dokümanlar olarak ele alınmış ve araştırmanın veri setini oluşturmuştur. Doküman analizi süreci işlemekte olan araştırmada veriden örneklem seçme, kategorilerin geliştirilmesi, analiz biriminin saptanması ve sayısallaştırma basamakları izlenmektedir. Araştırmanın bulguları yaratıcı yazma metinlerinden örneklerle desteklenecek, elde edilen sonuçlar tartışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Sosyal bilgiler eğitimi, yaratıcı yazma, T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersi TARİH EĞİTİMİNDE ARKEOLOJİ VE İNTERDİSİPİLİNER ÖZELLİĞİ Hasan BAHAR Ülkemizde son yıllarda sevindirici olan bazı bilim alanlarında kendi içine kapanmış, çalışma alanlarını farklı ve özel gören bir bilim anlayışına rağmen TÜBİTAK’ın Doğa Okulları Projelerinde olduğu gibi farklı bilim alanlarından insanların işbirliği içinde kısa süreli alan çalışmaları olmaktadır. Ancak bu türden çalışmaları okullara taşıyıp müfredatlar içerisine almakta yarar görülmektedir. Dünyada ve ülkemizde çalışma yöntemi ve teknikleri bakımından arkeoloji çalışmaları bu türden interdisipliner çalışmalara örnek teşkil etmektedir. Arkeolojik alanların ve eserlerin tespitinden itibaren başlayan interdisipliner işbirliği; kazı, kazıda bulunan eserlerin restarasyonu, belgelenmesi, tarihlenmesi gibi bütün aşamalarda görülmektedir. Bu bildiride bu aşamalardan söz edilerek arkeolojik çalışmaların diğer sosyal bilim alanlardaki yeri tartışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Tarih, Arkeoloji, Eğitim, Eskiçağ, İnterdisiplin 127 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir KAYNAŞTIRMA SINIFLARINDAKİ ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÖĞRENCİLERİN GÖRSEL, İŞİTSEL VE KİNESTETİK ÖĞRENME STİLLERİNİN ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Ali Murat SÜNBÜL, Serdal DENİZ Türkiye’de özel gereksinimli öğrenciler akranları ile birlikte ya da belirli engel grupları ile ayrı eğitim ortamlarında eğitimlerine devam edebilmektedirler. Birlikte eğitimleri kaynaştırma uygulamaları ile tam zamanlı, yarı zamanlı ve özel eğitim sınıflarında sağlanmaktadır. Alan yazında Kaynaştırma; özel gereksinimli öğrencilerin gerekli destek hizmetleri yardımıyla akranları ile birlikte aynı ortamlarda eğitim görmeleridir (Sucuoğlu ve Kargın, 2004; Sarı, 2004; Eripek, 2007) şeklinde tanımlanmaktadır. Özel gereksinimli öğrenciler engel tür ve dereceleri de dikkate alınarak Rehberlik Araştırma Merkezlerinde yapılan eğitsel değerlendirmeleri sonucu kaynaştırmaya dâhil edilmektedirler. Kaynaştırmaya katılan öğrencilerin farklı engelleri bulunabilmektedir. Sınıflarında farklı engel türlerinden öğrenci bulunan kaynaştırma sınıf öğretmenlerinin, eğitim-öğretim süreçlerinde öğrencilerin görsel, işitsel ve kinestetik öğrenme becerileri önemli olmaktadır. Dolayısıyla bu araştırmanın amacı, kaynaştırma sınıflarındaki özel gereksinimli öğrencilerin görsel, işitsel ve kinestetik öğrenme stillerinin öğretmen görüşleri açısından değerlendirilmesidir. Araştırma Konya ili Meram, Selçuklu, Karatay merkez ilçeleri ilkokul ve ortaokullarında, sınıflarında kaynaştırma öğrencisi bulunan 23 öğretmenle yürütülmüştür. Araştırmada veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanmıştır. Elde edilen veriler içerik analizine göre analiz edilmiştir. Veriler yüzde ve frekanslarla sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Kaynaştırma, özel gereksinimli öğrenciler, görsel işitsel kinestetik öğrenme stilleri. GİRESUN KENTİNDE“KALE - ZEYTİNLİK MAHALLESİ - MÜZE” PARKURUNUN LİSE COĞRAFYA ÖĞRETİMİNDE KULLANILABİLİRLİĞİ Eren ŞENOL, Necati TOMAL Araştırmacıların çoğu eğitim amaçlı gezilerin faydalı olduğu konusunda görüş belirtirler. Ne yazık ki okullarımızda arzu edilmesine rağmen değişik nedenlerden ötürü gezi gözlem metodu öğretmenlerimiz tarafından sıkça uygulanan yöntemlerden biri değildir. Kentler ve çevrelerinde coğrafya öğretimi için amaca uygun, erişilebilir parkur alanları oluşturulursa gezi gözlem tekniği daha yaygın olarak kullanılabilir. Böylelikle sınıflarda öğretilen bilginin daha kalıcı olması sağlanabilir. Bu temel düşünce doğrultusunda bu bildiride önce coğrafya öğretimi için parkur oluşturulmasının gerekliliği, önemi ve parkur oluştururken dikkat edilmesi gereken özellikler belirtilmiştir. Daha sonra Giresun kenti için önerilen “Kale-Zeytinlik Mahallesi-Müze” parkuru tanıtılmıştır. Sonuç kısmında ise bu parkurun kullanımı ile birlikte ulaşılabilecek kazanımlar vurgulanmıştır. Anahtar Kelimeler: Coğrafya Öğretimi, Gezi-Gözlem Metodu, Arazi Çalışması, Parkur, Giresun 128 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir YÜKSEK ÖĞRETİMDE FELSEFE EĞİTİMİ Taşkıner KETENCİ, Cengiz Mesut TOSUN 90’lı yıllara kadar sayıları on civarında felsefe bölümlerinin sayısı bugün ikinci öğretim programlarıyla beraber 77 sayısına kadar ulaşmıştır. Bu 77 bölüm için Yükseköğretim Kurulu’nun belirlediği öğrenci kontenjanı sayısı 5513’tür. Bu sayının yaklaşık yarısını iki üniversitemizdeki Açıköğretim Fakültesi Felsefe Bölümlerine tanınan kontenjanlar (Anadolu Üniversitesi: 2050 ve İstanbul Üniversitesi:513) oluşturmaktadır. Ne varki, bu niceliksel büyüme, ülkemiz felsefecilerinin ne coğrafyamızın ve kültürümüzün binlerce yıldır taşıdığı sorunları, ne de dünyada olup bitenleri genel olarak incelendiği anlamına gelmektedir. Ülkemizde yayınlanan felsefe dergileri akademik yükselme için basamak işlevini yerine getirmektedirler. Ancak bu dergilerde orijinal yayın sayısı son derece sınırlıdır. Dolayısıyla ortada akademisyen ve öğrenci sayıları ile ters orantılı bir durum söz konusudur. Bu tablo içerisinde felsefe bölümlerinin pek çok yapısal sorunu vardır. Hatta en başta “felsefeci” ünvanına hangi koşullarda sahip olunabileceği belirsizdir. Bu bildiri’de, yukarıda çizilen tablo açısından, 3031 Mart 2012 tarihi’nde UNESCO Felsefe İhtisas Komitesi tarafından Mersin Üniversite’sinde gerçekleştirilen Yüksek Öğretimde Felsefe Eğitimi Çalıştayı”nın vardığı sonuçlar ele alınmakta ve değerlendirilmektedir. Anahtar Kelimeler: Felsefe eğitimi, Sosyal Bilimler, Felsefe, Bilim SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ BİLİŞİM ETİĞİNE İLİŞKİN ALGILARI: BİR METAFOR ÇÖZÜMLEMESİ Gökçe BECİT İŞÇİTÜRK Bilişim etiği, bilişim teknolojileri araçlarını kullanırken uyulması gereken kuralları tanımlayan normlar olarak tanımlanmaktadır. Bu normların temel amacı kullanıcıların minimum zarar ve maksimum fayda ile elektronik ortamı kullanmasını güvence altına almaktır (Sevindik, 2011). Bilişim etiği, bilişim alanında hizmet sunanların ve alanların davranışlarını inceleyen bir felsefe dalı olup; etiğin uygulamalı bir alt alanıdır (Türkiye Bilişim Derneği, 2010). Araştırmanın amacı, sosyal bilgiler öğretmen adaylarının bilişim etiğine ilişkin algılarının metaforlar aracılığıyla belirlenmesidir. Bu amaç doğrultusunda öğretmen adaylarından “Benim için bilişim etiği .....’a benzer; çünkü ... .”cümlesinde boş kalan yerleri doldurmaları istenmiştir. Bu şekilde öğretmen adaylarının bilişim etiğine yönelik metaforları belirlenmeye çalışılmıştır. Metaforun konusu ve kaynağı arasındaki ilişki “gibi” kelimesi ile belirlenmeye çalışılmıştır. “Çünkü” ile öğretmen adaylarının metaforlara yükledikleri anlam ve nedeni ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Çalışmada nitel araştırma desenlerinden “olgubilim” kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcıları Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Sosyal Bilgiler Eğitimi Bölümünde öğrenim görmekte olan ve çalışmaya gönüllü olarak katılan 32 öğretmen adayıdır. Araştırmadan elde edilen veriler, nitel veri çözümleme yöntemlerinden içerik analizi tekniği kullanılarak çözümlenmiştir. Anahtar Kelimeler: bilişim, etik, metafor çözümlemesi 129 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ÖĞRENCİLERİN SOSYAL BİLGİLER DERSİNDEKİ SAYGI ve BİLİMSELLİK DEĞERİNE İLİŞKİN İLİŞKİN ALGILARI: METAFOR ANALİZİ Tekin ÇELİKKAYA, Hamza YAKAR, Ramazan ŞARLAYAN Araştırma kapsamında ise belirlenen saygı ve bilimsellik değerleri Sosyal bilgiler öğretim programında 4, 5, 6 ve 7. sınıflardaki tek ortak değerlerdir. Saygı değerine; 4.sınıfta Türk büyüklerine, duygu ve düşüncelere; 5.sınıfta bayrağa ve İstiklal Marşına; 6.sınıfta hak ve özgürlüklere; 7.sınıfta farklılıklara saygı şeklinde yer verilirken; bilimsellik değerine; 4.,6. ve 7.sınıflarda bilimsellik; 5.sınıfta ise akademik dürüstlük şeklinde yer verilmiştir. Bu sebepten dolayı saygı ve bilimsellik değeri seçilmiş ve sınıf düzeyine göre öğrencilerin saygı ve bilimsellik değerine ilişkin algılarının neler olduğu ve bu algıların programdaki değerlerle ne derece uyumlu olduğuna bakılacaktır. Öğrencilerin değerleri nasıl algıladıklarını anlamak için öğrencilerin değerleri neye benzettiklerini ve bunların sebeplerini bilmek önemlidir. Literatür incelendiğinde ilköğretim öğrencilerine yönelik değerlerle ilgili metafor çalışmalarına fazla yer verilmediği görülmektedir. Bu çalışmalardan bazılarında ele alınan konular: İlkokul 4.sınıf öğrencilerinin yardımlaşma değerine yönelik geliştirdikleri metaforların incelenmesi (Bektaş ve Karadağ, 2013), öğrencilerin adalet ve hak kavramlarına ilişkin oluşturdukları metaforların hermeneutik yaklaşımla incelenmesi (Güven ve Soydaş, 2012), ilköğretim öğrencilerinin demokrasi algılarının metaforlar aracılığıyla incelenmesi (Sadık ve Sarı, 2012), ve ilköğretim öğrencilerinin saygı ve hoşgörü kavramlarına ilişkin oluşturdukları metaforların incelenmesi (Güven ve Soydaş, 2011) ve üstün zekâlı ve yetenekli öğrencilerin değer algılarının betimsel bir analizi (Kurnaz, Çiftçi ve Karapazar, 2011) olarak sıralanabilir. Ancak bu çalışmalar arasında sosyal bilgiler programı dikkate alınarak saygı ve bilimsellik değerlerinin (ortak değer olarak) konu edinilmediği görülmektedir. Bu amaçla, öğrencilerin sosyal bilgiler dersindeki saygı ve bilimsellik değerlerine ilişkin geliştirdikleri metaforlar incelenecektir. Bu çalışmanın amacı, öğrencilerin sosyal bilgiler dersindeki saygı ve bilimsellik değerlerine ilişkin geliştirdikleri metaforları incelemektir. Bu amaç doğrultusunda çalışmada; 1. Öğrencilerin sosyal bilgiler dersindeki saygı ve bilimsellik değerlerine ilişkin sahip oldukları metaforlar nelerdir? 2. Öğrencilerin sosyal bilgiler dersindeki saygı ve bilimsellik değerlerine ilişkin ortaya çıkan metaforlar ortak özellikleri bakımından hangi kavramsal kategoriler altında toplanabilir? 3. Ortaya çıkan metaforlar programdaki konularla uyumlu mudur? sorularına cevaplar aranacaktır. Çalışma grubunda yer alan öğrencilerin “Saygı ve Bilimsellik” değerlerine yönelik metaforlar ürettikleri dokümanların çözümlenmesi içerik analizi yöntemi ile yapılmış olup elde edilen bulgular tablolara dönüştürülerek yorumlanmıştır. Bu süreç beş aşamada gerçekleştirilmiştir: 1. Adlandırma Aşaması, 2. Tasnif Etme Aşaması, 3. Kategori Geliştirme Aşaması, 4. Geçerlik ve Güvenirliği Sağlama Aşaması, 5. Nicel veri analizi için verileri SPSS paket programına aktarma aşaması. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler,saygı,bilimsellik, metafor 130 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ MEDENİYET KAVRAMINA YÖNELİK ALGISI Muhammet AVAROĞULLARI, Kamil UYGUN Bu çalışmada Sosyal Bilgiler Eğitiminin içerik olarak yararlandığı Sosyoloji disiplininin temel kavramlarından birisi olan “Uygarlık” kavramına ilişkin sosyal Bilgiler öğretmen adaylarının algıları ele alınmıştır. Uygarlık kavramına ilişkin üzerinde herkesin uzlaştığı kesin bir tanım hala yapılabilmiş değildir. Sosyal Bilgiler Farklı dönem ve mekânlardaki toplumlararası siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik ilişkileri analiz edebilen ve insanlığın bir parçası olduğu bilincini taşıyarak insanlığı ilgilendiren konulara duyarlılık gösteren bireyler yetiştirmeyi amaçlayan sosyal bilgiler eğitimi açısından uygarlık kavramı büyük bir öneme sahiptir. Bu kavramı öğrencilerine kazandıracak olan sosyal bilgiler öğretmen adaylarının kavramı ne şekilde algıladıklarının ortaya çıkarılması bu yüzden önemlidir. Çalışma Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim bölümünde öğrenim gören 47 öğretmen adayının katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Öğretmen adaylarından uygar olduğunu düşündükleri ülkeleri listelemeleri ve bu ülkelerin ortak özelliklerine bakarak kavram biçimlendirmesi yöntemiyle uygarlık kavramına bir tanım oluşturmaları istenmiştir. Çalışma sonuçları öğrencilerin büyük ölçüde sadece batı ülkelerini uygar gördüklerini ve uygarlığı daha çok olumsuz nitelemelerle tanımladıklarını göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Öğretmen adayları, Uygarlık, Kavram biçimlendirme ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN YARDIMSEVERLİK DEĞERİNE YÖNELİK ALGILARININ RESİMLER YOLUYLA İNCELENMESİ Arzu SÖNMEZ, Esra DELİCAN 21. yüzyıl bilgi çağında teknolojik gelişmeler hızla devam ederken bu gelişmeler toplumsal hayatta önemli değişikliklere neden olmaktadır. İlerleyen teknolojik gelişmeler bireyin eğitim, sağlık refah vb. imkânlara daha rahat ulaşabilmesine fırsat sağlarken, bu gelişmeler özellikle toplumsal ve bireysel yalnızlaşmaya neden olabilmektedir. İnsanın yaşamındaki davranışları belirlemesinde sahip olduğu değerler sergilenin davranışın anlamını ve yönünü belirleyen önemli faktörlerden biridir. Yardımseverlik değeri ise toplumda dayanışmanın ve bağlılığın sonucu olarak ortaya çıkmış bir dizi davranışlar bütünüdür. Bir toplumun varlığını sürdürebilmesi, toplum içindeki dayanışmaya dolayısıyla da bireylerin yardımseverlik değerini sergileyerek bunu davranışa dönüştürmelerine bağlıdır (Aktepe, 2010: 66). Yardımseverlik, bireyin herhangi bir karşılık beklemeksizin maddi veya manevi desteğe ihtiyaç duyan kimselere elinden geldiğince destekte bulunması ve bu davranışın neticesinde manevi bir doyum sağlaması olarak ifade edilebilir (Başyiğit, 2014: 60). Değer eğitimi günümüz eğitim programlarında yerini bulurken, öğrencilerin ilköğretim programları genel hedeflerinde belirtilen değerlere ulaşma düzeylerinin tespit edilmesi hem okullarımızın duyuşsal davranışları kazandırmadaki başarısını hem de toplumsal değerler hakkında aydınlatıcı bilgiler sunmaktadır (Akbaş, 2004). Bu araştırmada da ortaokul 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin yardımseverlik değerine yönelik algılarının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda öğrencilerden yardımseverlik konulu bir resim oluşturmaları istenmiştir. Araştırmanın ilk aşamasında öğrencilerle yardımseverlik değeri hakkında tartışılmış, ikinci aşamasında ise bir ders saati süresince yardımseverlik değerini resmetmeleri istenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunun belirlenmesinde uygun örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Örneklemde yer alan öğrencilerin 84’ü yedinci, 97’si sekizinci sınıf öğrencileridir. Araştırma sürecinde elde edilen veriler nitel bir yaklaşımla değerlendirilmiştir. Öğrencilerin yardımseverlik değerine yönelik algılarını belirlemek için resimler incelenerek kodlar oluşturulmakta ve elde edilen kodlar nesne ve eylem olarak sınıflandırılmaktadır. Anahtar Kelimeler: değer, resim, 131 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir KIRGIZ TÜRKÇESİNDE DEYİMLERİ ÖĞRETME YÖNTEMLERİ ÜZERİNE Aksaamaı OMURALIEVA Deyim, genellikle gerçek anlamından az çok ayrı bir anlamı olan, ilgi çekici bir anlatımı bulunan, ifadeyi daha zengin kılan, iki veya daha fazla kelimeden meydana gelen, kalıplaşmış söz topluluklarıdır. Dil bilimi içerisinde deyimler, XX. yüzyılın ikinci yarısından sonra incelenmeye başlanmıştır. Kırgız Türkçesinde deyimler, daha yeni araştırılmaya başlanılmış konulardan biri olup bütün araştırmacı ve bilim adamlarının dikkatini kendi üzerine çekmektedir. Bundan birkaç sene önce Kırgızistan’da deyimler, leksikolojinin bir bölümü olarak ve en önemlisi bir tek 11. sınıflar için sadece 8 saatlik bir ders programı şeklinde okutuluyordu. Daha sonra deyimler, leksikolojinin bir bölümü olmaktan çıkıp dil biliminin ayrı bir dalı olarak araştırılmaya ve öğretilmeye başlanmıştır. Bildiride lisansüstü çalışmalar kapsamında Kırgızistan’da bir ortaokulda yapılan staj süresince göze çarpan önemli sorunlardan ve öğrencilerin deyimlerle ilgili yanlış bilgi ve kullanımlarından söz edilecektir. Staj için özellikle köy okulları tercih edilmiştir. Bunun sebebi köy okullarındaki eğitim sisteminin şehirde bulunan okullara göre daha zayıf olmasıdır. Bu sayede daha iyi sonuç alınacak ve düzenleme daha iyi yapılacaktır. Bildirinin amacı, bu problemlerden yola çıkarak deyimlerin okullarda öğretilme yöntemlerine ve özelliklerine dayanılarak deyimlerin günümüzdeki karşılaştığı sorunlara yönelmek onların okullarda öğretme yöntemleri hakkında öneriler sunmaya çalışmaktır. Ayrıca deyimlerin cümle içinde nasıl kullanıldığı ve kullanılması gerektiği hakkında bildiride örneklerle birlikte öneriler sunulacaktır. Anahtar Kelimeler: Deyimler, Kırgız Türkçesi, Öğretme Yöntemleri LİSE COĞRAFYA DERS KİTAPLARININ ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ DOĞRULTUSUNDA DEĞERLENDİRİLMESİ Necati TOMAL, Eren ŞENOL Ders kitaplarının hem öğrenciler hem de öğretmenler için rehber olması için; kitabın gerek içerik yönünden gerek de şekilsel yönden belli standartlara sahip olması gerekir. liselerimizde kullanılan ders kitaplarımız bu standartlar bağlamında çalışmamızda değerlendirilmeye çalışılmıştır. değerlendirmenin yapılmasında birincil kaynak coğrafya öğretmenlerimizdir. ideal bir coğrafya kitabında bulunması gereken standartlar doğrultusunda coğrafya ders kitaplarımız rehberlik görevini yerine getirebiliyor mu? sorusunun cevabı bu çalışmanın ana amacıdır. bu çalışmanın başka amacı ders kitabı ile ilgili sorunlara somut çözümler getirmektir. coğrafya ders kitabı incelendiğinde pek çok olumlu ve olumsuz özellik ilk aşamada dikkat çeker. mevcut coğrafya kitaplarının görsel materyaller ve etkinlikler açısında zenginliği pek çok coğrafya öğretmeni tarafından olumlu bir durum olarak ifade edilse de; bu materyallerin içerikle uyumu noktasında bazı sorunların olduğu da öğretmenler tarafından belirtilmektedir. coğrafya kitaplarının olumlu ve olumsuz yanlarına ilişkin bir örnek yukarıda verilmeye çalışılmıştır. çalışmamızda bu örnekler çoğaltılmaya ve sorunlara yönelik çözüm önerileri üretilmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Coğrafya ders kitabı, içerik, öğretim programı, öğretim süreçleri 132 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir TÜRKÇE DERS KİTAPLARINDA (1-4. SINIF) YER ALAN MASALLARIN ÖĞRETİM PROGRAMLARI VE İÇERİK AÇISINDAN İNCELENMESİ Derya ÖZCAN, Perihan ŞARA Masallar, toplumların folklorunu ve kültürünü yansıtan en eski halk anlatmaları arasında yer almaktadır. Sözlü gelenek içerisinde yaratılan ve yaşayan bu halk bilgisi ürününde olaylar olağanüstülüklerle süslenerek verilir. Bu olağanüstülükler, masalı dinleyen kişinin kendini masal kahramanın yerine koymasını ve o hayal dünyasında yaşamasını sağlar. Masal dünyası içinde iyilik ve kötülük gibi karşıt kavramların kullanımı ise anlatının sonunda iyilerin ödüllendirilmesi ve kötülerin cezalandırılması şeklinde bir ahlak dersiyle son bularak masalların işlevini hatırlatacak niteliktedir. Yani bu anlatı türünün temel işlevi eğitmektir; bu nedenle masallar, Türkçe eğitimi ve öğretiminde önemli rol oynamaktadır. Bu araştırmanın amacı, masalların Türkçe öğretim programındaki işlevi ve ilkokullarda okutulan Türkçe ders ve çalışma kitaplarına yansımasını incelemektir. Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırma verileri doküman incelemesi yoluyla toplanmıştır. Araştırmanın temel veri kaynağını MEB tarafından 2014-2015 eğitim-öğretim yılında ilkokullarda okutulan 1., 2., 3., 4. sınıf Türkçe ders ve çalışma kitapları ve Türkçe öğretim programı oluşturmaktadır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre ders kitaplarında yer alan masal metinleri, işlevleri ve Türkçe öğretim programları bakımından değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Masal, Türkçe Öğretim Programı, Türkçe Ders ve Çalışma Kitabı ORTAOKUL TÜRKÇE ÇALIŞMA KİTAPLARINDAKİ ETKİNLİKLERİN METİN YAPISI UNSURLARI AÇISINDAN İNCELENMESİ Ömer KEMİKSİZ, Süleyman Erkam SULAK, Hasan Basri KANSIZOĞLU Metinler, Türkçe derslerinin işlenişinde önemli bir yere sahiptir. Bu sebeple derslerde gerçekleştirilecek etkinliklerin temel çıkış noktası olan metinlerin, öğrenciler tarafından iyi anlaşılması önem arz etmektedir. Bu anlaşılabilirliği sağlamak ise metin çözümlemesi çalışmalarıyla mümkündür. Metin çözümleme çalışmalarının ana gayesi ise öğrencilerin zihinsel becerilerinin gelişimine katkı sağlamaktır. Öğrencilerin zihinsel becerilerini geliştirmek için metni anlama, üzerinde düşünme, çıkarımlar yapma, sorgulama, değerlendirme vb. işlemler yapılmalıdır. Anlama; inceleme, seçim yapma, bir karara varma, yorumlama, analiz-sentez yapma ve değerlendirme gibi çeşitli zihinsel etkinlikleri gerektirir. Anlama sürecinde öğrenci ön bilgileri ışığında metinde sunulan yeni bilgileri incelemeli, onlar üzerinde düşünmeli ve zihinde yapılandırmalıdır. Bu nedenle metni anlama çalışmalarına ağırlık verilmelidir. Metni anlama çalışmalarında yapılabilecek etkinliklerden biri metin yapısı unsurlarının öğrencilere öğretilmesidir. Metin yapısı denilince genellikle bir metindeki bilgileri düzenleme biçimi akla gelir. Öğrencinin metin yapısını bilmesi metin yapısını izleyerek okuması zor bir metni daha kolay anlamasını sağlar. Öğrencilere metin yapılarını göstermek için yapılan çalışmalarda metinlerin hangi özellikler taşıdığı, bu özelliklerin nasıl belirleneceğine ilişkin bilgiler verilmelidir. Bu bilgiler ise bir metni tanımak veya bir metinden bilgi almak, kendi bilgileri ile metindeki bilgileri yapılandırmak, bilgileri doğrulamak ve düzenlemek için gerekli temel bilgiler olmalıdır. Öğrencinin edindiği bu bilgileri uygulamada gösterebilmesi için de bu tür çalışmalara ana dili derslerindeki etkinliklerde yer verilmesi faydalı olacaktır. Bu çalışmada ortaokul Türkçe dersi öğrenci çalışma kitaplarında yer alan etkinliklerde metin yapısı unsurları incelenecektir. Çalışmada Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları tarafından hazırlanan 5, 6, 7 ve 8. sınıf Türkçe dersi öğrenci çalışma kitapları ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Türkçe eğitimi, metin yapısı, çalışma kitabı, etkinlik. 133 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ÖĞRETMEN ADAYLARININ KONUŞMA KAYGILARININ İNCELENMESİ Ömer KEMİKSİZ, Süleyman Erkam SULAK İnsan, sosyal bir varlık olmasının gereği olarak içinde yaşadığı toplumdaki diğer kişilerle sürekli iletişim kurmak zorundadır. Bu iletişimin sağlıklı olabilmesi ise çeşitli unsurların işe koşulmasıyla olanaklıdır. Dil becerileri içinde “anlatma” becerilerinden biri olan konuşma, insanlar arası iletişimin temel unsurudur. Ana dili derslerinin hedeflerinden biri de kendini topluluklarda rahat ifade eden, duygu, düşünce ve isteklerini karşı tarafa etkili bir şekilde aktarabilen bireylerin yetişmesini sağlamaktır. Konuşma becerisi ise yapılacak çeşitli uygulamalarla kazandırılabilecek bir beceridir. Bunun için ilköğretimden yükseköğretime uzanan süreçte öğrencilerin sözlü anlatım becerilerinde istenen düzeye gelmeleri ve bu konuda yaşadıkları sıkıntıları en aza indirebilmek için var olan problemleri tespit etmek önemlidir. Konuşma kaygısının bireylerin sözlü anlatım becerilerini olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir. Özellikle topluluk önünde konuşma noktasında öğrenciler çekingen davranmakta ve oturdukları yerden konuşmayı tercih etmektedirler. Bu sorunların belirlenmesi ve giderilmesi açısından öğretmenlere önemli görevler düşmektedir. Öğretmenlik mesleği, konuşma becerisinin en fazla kullanıldığı mesleklerdendir. Bu meslekte başarılı olmak, konuşma becerisinde başarılı olmakla mümkündür. Bu açıdan bakıldığında gelecek nesillerin yetiştirilmesinde önemli görevler üstlenecek öğretmen adaylarının konuşma kaygı düzeylerinin belirlenmesi önem arz etmektedir. Bu düşünceden hareketle 2014-2015 bahar yarıyılında Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenim gören ve “Sözlü Anlatım” dersini alan Türkçe Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği, İlköğretim Matematik Öğretmenliği, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği ve Fen Bilgisi Öğretmenliği bölümlerindeki 1. Sınıf öğrencilerinin konuşma kaygılarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Dil becerileri, öğretmen adayları, konuşma becerisi, konuşma kaygısı. OKUL ÖNCESİ EĞİTİM KURUMLARINDA DUYUŞSAL NİTELİKLİ UYGULAMALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Perihan ŞARA, Perihan Tuğba ŞEKER Araştırma, Uşak ilinde okul öncesi eğitim kurumuna devam eden çocuklara yönelik yapılan uygulamalarda, duyuşsal nitelikli çalışmaların saptanması amacı ile yapılmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi kullanılmıştır. Çalışmaya Uşak ilinde devlete bağlı ve özel bağımsız okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapan 20 öğretmen katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak MEB Okul Öncesi Eğitim Programı Kazanım Değerlendirme Formu kullanılmıştır. Kazanım değerlendirme formunda bulunan duyuşsal nitelikli kazanımlar uzman görüşü alınarak belirlenmiştir. Araştırmanın ikinci aşamasında öğretmenlerin formda bulunan kazanımlardan hangilerini uyguladıkları konusunda yarı yapılandırılmış görüşme formu ile görüşleri alınmıştır. Ayrıca araştırmada uygulama örneklerine yer verilmektedir. Okul öncesi dönem çocuklarına yönelik yapılan çalışmalarda duyuşsal nitelikli kazanımların değerlendirilmesine yönelik araştırmaların sınırlılığı göze çarpmaktadır, bu nedenle araştırmanın alana katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: okul öncesi eğitim, duyuşsal öğrenme 134 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ETKİN DİNLEME EĞİTİMİNİN DİNLEDİĞİNİ VE OKUDUĞUNU ANLAMA ÜZERİNE ETKİSİ Berker BULUT, Nuri KARASAKALOĞLU Bu araştırmada, dördüncü sınıf öğrencilerine verilen etkin dinleme eğitiminin, öğrencilerin dinlediklerini ve okuduklarını anlamaları üzerine etkisi incelenmiştir. Araştırmaya, Aydın il merkezinde bulunan Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı iki devlet okulunda dördüncü sınıfa devam eden 62 deney ve 63 kontrol grubu olmak üzere toplam 125 öğrenci katılmıştır. Araştırmada yarı deneysel deneme modellerinden öntest-sontest kontrol gruplu deneme modeli kullanılmıştır. Araştırmada deney ve kontrol gruplarına, deneysel uygulamalar öncesi araştırmacılar tarafından geliştirilen “Dinlediğini Anlama Testi” ve “Okuduğunu Anlama Testi” uygulanmıştır. Deney grubundaki öğrencilere haftada iki ders saati olmak üzere sekiz hafta süresince etkin dinleme eğitimi verilmiştir. Kontrol grubundaki öğrencilere ise etkin dinleme eğitiminin içeriğini oluşturan materyaller sunulmuş ancak bu materyalleri geleneksel dinleme çalışmaları yaparak haftada iki saatlik uygulamalarla sekiz hafta süresince işlemeleri sağlanmıştır. Uygulamaların sonunda öntest olarak sunulan testler gruplar arasında farklılıkları değerlendirmek amacıyla bu kez sontest olarak verilmiştir. Araştırmada elde edilen bulgular incelendiğinde, etkin dinleme eğitiminin dördüncü sınıf öğrencilerinin dinlediğini ve okuduğunu anlama düzeylerinin gelişimine olumlu yönde katkı sağladığı görülmüştür. Bununla birlikte araştırmadan elde edilen bir diğer sonuç da öğrencilerin dinlediğini anlama başarısının, okuduğunu anlama başarısındaki gelişime ön koşul teşkil ettiği şeklindedir. Anahtar Kelimeler: Etkin Dinleme Eğitimi, Dinlediğini Anlama, Okuduğunu Anlama SEMANTİK FARKLILIĞA GÖRE ÖĞRETMEN ADAYLARININ GDO’YA YÜKLEDİKLERİ DUYGUSAL ANLAM DEĞERLERİNİN İNCELENMESİ: NEVŞEHİR H.B.V. ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖRNEĞİ Kadriye BAYRAM Teknoloji ve genetik bilimine yönelik gelişmelere bağlı olarak günlük yaşantımızdaki önemi giderek artan, tartışmalı ve güncel sosyobilimsel konulardan birisi, “Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO)”dır. GDO’ların hemen hemen her alana uygulanmasının, insan, bitki, hayvan ve çevre üzerine olan uzun vadedeki etkileri kesin olarak bilinmemektedir. Dolayısıyla yaşamımıza etki eden GDO’lara yönelik bireylerin yükledikleri değerler önemlidir. Özellikle bugünün öğretmen adaylarının, ileriki dönemlerde GDO ile ilgili ilk elden farkındalık kazandıracak olmaları göz önüne alındığında, öğretmen adaylarının GDO’ya yükledikleri değerlerin belirlenmesi oldukça önem arz etmektedir. Bu araştırmada, Osgood Semantik Farklılık Ölçeği’ndeki duygusal değerlere göre GDO’ya yönelik semantik farklılık ölçeğinin hazırlanması ve öğretmen adaylarının GDO’ya yükledikleri duygusal anlam değerler açısından olumlu-olumsuz eğilimlerinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Tarama modelinde gerçekleştirilen bu araştırmanın çalışma grubunu, Nevşehir H.B.V. Üniversitesi Eğitim Fakültesinin farklı bölümlerinde öğrenim gören öğretmen adayları oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri iki uçlu sıfat çiftlerinden oluşan GDO’ya yönelik semantik farklılık ölçeği ile elde edilmiştir. Verilerin analizinde ölçeğe ilişkin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı hesaplanarak betimsel istatistik yöntemleri kullanılacaktır. Ayrıca öğretmen adaylarının GDO’ya yükledikleri değerlerin cinsiyet ve kayıtlı oldukları sosyal/fen bölümlerine göre anlamlı farklılık gösterip göstermediğini belirlemek üzere bağımsız gruplar için t-testi uygulanacaktır. Verilerin analizi sonuçlarına göre konuya ilişkin önerilere yer verilecektir. Anahtar Kelimeler: Semantik Farklılık Ölçeği, Öğretmen Adayı, GDO, Duygusal Anlam Değerleri. 135 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir HAYAT BİLGİSİ 1, 2 VE 3. SINIF İLKÖĞRETİM PROGRAMI İLE DERS KİTAPLARININ YER TEMELLİ EĞİTİM AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ Nihal YILDIZ, Ayşe MENTİŞ TAŞ 2005 yılında yenilenen ilköğretim programı ile öğrencinin pasif öğretmenin aktif olduğu sistemden öğrencinin aktif öğretmenin rehber olduğu sisteme geçilmiştir. Bu programla birlikte her çocuğun kazanımları kazanabilmesi için farklı öğretim yöntem ve teknikleri kullanılmaya başlanmıştır ve öğrencilerin öğrendiklerini anlamlandırabilmesi için yaparak yaşayarak öğrenme programda çok önemli bir yer kaplamıştır. Bu noktada yer temelli eğitim de aktif öğrenme yaklaşımlarından birisi olarak programda, ders kitaplarında yerini almıştır. Yer temelli eğitim içinde yaşanılan toplumsal ve doğal çevrenin özel niteliklerinden faydalanılarak meydana getirilen bir eğitim öğretim yaklaşımıdır. Yer temelli eğitimin kültürel çalışmalar, doğa çalışmaları, problem çözme süreçleri, girişimcilik fırsatları ve toplumsal çalışmalar olmak üzere 5 alt boyutu bulunmaktadır. Araştırmanın konusunu, bir durumun tespitini yapmak amacıyla ilkokul 1, 2 ve 3. Sınıf Hayat Bilgisi programı ile ders kitaplarının yer temelli eğitim yaklaşımıyla değerlendirilmesi olarak belirlenmiştir. Bu araştırmanın amacını, İlkokul 1,2 ve 3. Sınıf Hayat Bilgisi programını ve ders kitaplarını yer temelli eğitim yaklaşımın 5 alt boyutunun özelliklerine göre değerlendirilmesi ile program ve kitaplara yansıma düzeylerini belirlemek oluşturmaktadır. Örneklem grubunu, Hayat Bilgisi 1, 2 ve 3. sınıf öğretim programı ve 2014-2015 eğitim-öğretim yılında okutulmakta olan Hayat Bilgisi 1. Sınıf Ders ve Öğrenci Çalışma Kitabı, Hayat Bilgisi 2. Sınıf Ders ve Öğrenci Çalışma Kitabı ile Hayat Bilgisi 3. Sınıf Ders ve Öğrenci Çalışma Kitabı (MEB Yayınları) oluşturmaktadır. Çalışma da nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve veriler doküman incelemesi ile elde edilmiştir. Verilerin analizinde ise nitel araştırma tekniklerinden olan betimsel analiz kullanılmıştır. Dokümanlar yoluyla elde edilen veriler yer temelli eğitimin alt boyutları olan kültürel çalışmalar, doğa çalışmaları, problem çözme süreçleri, girişimcilik fırsatları ve toplumsal çalışmalara göre düzenlenerek tablolar halinde sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Yer Temelli Eğitim, Hayat Bilgisi, İlköğretim Programı, Ders Kitabı AİLEDE DEĞERLER EĞİTİMİ KONUSUNDA ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ Perihan TUĞBA ŞEKER Değerlere ilişkin eğitim bebeğin doğduğu andan itibaren ilk bulunduğu çevre olan ailede başlar. Anne ile bebeğin arasındaki bağ, çocukta güven duygusunun da temellerini atar. Aile içindeki bireyler, en önemlisi de ebeveyn, çocuğun model aldığı ve taklit ettiği, bu yolla da doğru davranışları öğrenmeye çalıştığı kişilerdir. Aile içindeki diğer bireyler de çocuğun değerlere ilişkin deneyimlerini etkilemektedirler. Okul öncesi eğitim ve ilköğretim süreci başladığında da çocuğun değerlerle ilişkin deneyimleri artarak gelişmektedir. Çocuklar değerleri sosyalleşerek öğrenmeye devam etmektedirler . Toplumsal yaşamın düzenli sürmesi için yasalara ihtiyaç olduğu gibi, ortak değerlerin, geleneklerin ve göreneklerin birleştirici gücüne de gereksinim vardır . Değerler eğitimi, çocukların sorumluluklarını taşıyabilecekleri makul seçimler yapabilmelerine imkan sağlayan bilgi, beceri ve yeteneklerinin geliştirilmesini sağlar. Ailede değerler eğitiminin amacı; çocukları kendisi ile barışık ve topluma çeşitli şekillerde katkıda bulunan bireyler olarak yetiştirmek ve çocukların günlük hayatta kendilerini ve diğerlerini etkileyen konularda iyi-kötü ve doğru-yanlış arasında uygun seçimler yaparak hareket etmelerini sağlamaktır. Araştırmanın amacı, ailede değerler eğitimi konusunda, okul öncesi öğretmenlerinin görüşlerinin belirlenmesidir. Araştırmanın çalışma grubunu Uşak ilinde bağımsız anaokullarında görev yapan 10 öğretmen oluşturmaktadır. Değerler eğitimi konusunda öğretmenlerin ebeveynler ile işbirliği içinde olmaları, ebeveynleri aile katılımı çalışmaları ile yönlendirmeleri gerekmektedir. Çalışmada öğretmenlerin bu konudaki görüşlerinin belirlenmesi ve bu amaçla yaptıkları uygulamaların incelenmesi hedeflenmiştir. Araştırma süreci devam etmekte olduğundan, sonuçlar daha sonra paylaşılacaktır. Anahtar Kelimeler: okul öncesi eğitim, değerler eğitimi, aile 136 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir 2014 VE 2015 TEOG T. C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK SORULARININ VE DERS KİTABININ MEB PROGRAMINA GÖRE ANALİZİ VE KARŞILAŞTIRILMASI Azmi ŞENSES TEOG TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük testinde yöneltilen sorular ile ders kitabının içeriği ve ünite soruları nitelik yönünden üst seviyede olmalı, bilgi edinmede ve pekiştirmede son derece iyi hazırlanmış konumda bulunmalıdır. Öğretim programının hedeflediği eğitim ve öğretim amaçlarına ulaşmak için programda istenen özelliklere uymak durumundadır. Bu nedenle ders kitapları, yazılı sınav soruları ve son olarak da TEOG testindeki sorular programdaki hedeflere uygun olarak yapılandırılmalıdır. Araştırmamda 2014 ve 2015 TEOG testlerindeki sorular ve ders kitabındaki ünite soruları programa göre kapsam-geçerlik ve Bloom taksonomisi açısından ele alınmıştır. Araştırmamda doküman analizi metodu kullanılmıştır. Önce ilgili soruların öğretim programına göre kapsam-geçerlik açısından uygunlukları değerlendirilmiş, sonra da Bloom taksonomisi açısından incelemeleri yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda ilgili soruların özellikle de 2015 TEOG sorularının öğretim programına uygun, öğrencileri üst düzeyde yorum yapmaya sevk edici, değerlendirme sınıfında sorular olduğu kanısına varılmıştır. İçerisinde bulunduğumuz bilgi çağında teknoloji olabildiğince hızlı bir şekilde gelişmektedir. Bu nedenle eğitim-öğretim programlarının da çağın gereksinimlerine uygun olarak ele alınmaları, gerekirse değişikliklere gidilmelidir. Bu doğrultuda hazırlanacak TEOG soruları ile ders kitapları da her yönüyle öğrencileri üst düzeyde düşünme ve yoruma sevk etmeli, dolayısıyla da öğrencilerin hayata hazırlanmalarında katkısı olmalıdır. Anahtar Kelimeler: 2014 ve 2015 TEOG, TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, öğretim programı, kapsamgeçerlik, Bloom taksonomisi, ders kitabı. ÖZ YÖNETİMLİ ÖĞRENMEYE DAYALI İNGİLİZCE ÖĞRETİMİNİN ÖĞRENCİLERİN MOTİVASYONLARINA VE TUTUMLARINA ETKİSİ Ali Murat SÜNBÜL, Ahmet ÖZCAN Bu araştırmanın amacı, öz yönetimli öğrenmeye dayalı İngilizce öğretiminin öğrencilerin motivasyonlarına ve tutumlarına etkisini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda iki denence ve bir araştırma sorusu belirlenmiştir. Karma yönteme göre desenlenen bu çalışmada; araştırmanın nicel boyutu için deneysel model, nitel boyutu için ise durum çalışması yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın verileri 2013-2014 öğretim yılında toplanmıştır. Çalışma, 27 kontrol ve 33 deney grubu olmak üzere toplam 60 hemşirelik bölümü öğrencisi ile yürütülmüştür. Deneysel işlem ise haftada üç saat olmak üzere altı haftada toplam 18 saatten oluşmaktadır. Araştırmada öğrencilerin İngilizce dersine yönelik motivasyonlarına etkisini belirlenmesinde “Ders Motivasyon Ölçeği”; öğrencilerin İngilizce dersine yönelik tutumlarına etkisini tespit etmek amacıyla “İngilizce Duyuşsal Alana İlişkin Tutum Ölçeği” ve öz yönetimli öğrenmeye dayalı İngilizce öğretimi hakkında öğrencilerin görüşlerini almak amacıyla “Öğrenci Görüşme Formu” kullanılmıştır. Araştırmanın nicel verilerinin analiz edilmesinde SPSS 18 paket programı kullanılmış, nitel veriler için ise betimsel analiz yapılmıştır. Araştırma bulgularından elde edilen sonuçlar aşağıdaki gibi özetlenebilir: 1. Öz yönetimli öğrenmeye dayalı İngilizce öğretimi öğrencilerin motivasyonunu artırmıştır. 2. Öz yönetimli öğrenmeye dayalı İngilizce öğretimi öğrencilerin olumlu tutum değişiklikleri göstermelerini sağlamıştır. 3. Öz yönetimli öğrenmeye dayalı İngilizce öğretimi yapılan deney grubundaki öğrencilerin görüşlerine göre; a) Öğrencilerin büyük çoğunluğu, uygulanan öğretimden fayda sağlamış ve süreçten memnuniyet duymuşlardır. b) Bazı öğrenciler uygulanan öğretim yöntemine ilişkin direnç göstermiş ve olumsuz görüşler ileri sürmüşlerdir. c) Öğrenciler öz yönetimli öğrenme uygulamalarının daha uzun bir zamana yayılması ve diğer dersleri de kapsaması gerektiğini düşünmektedir. Anahtar Kelimeler: Öz Yönetimli Öğrenme, İngilizce Öğretimi, Motivasyon, Tutum 137 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROJE ALGILARININ İNCELENMESİ Yavuz AKBAŞ, Miraç AYDIN İçinde yaşadığımız yüzyılda 21. yüzyıl becerileri olarak adlandırılan ve bilginin edinilmesi yerine üretilmesini temel alan anlayış ön planda bulunmaktadır. Bu becerilerin kazanılması için önerilen yöntemlerden biri projedir. Ancak öğrencilerin ve özellikle öğretmen adaylarının bu konuda yeterlikleri, deneyimleri ve ortaya koydukları ürünlerin niteliği istenen düzeyde değildir. Bütün bu olumsuz durumların temelinde öğretmen adaylarının proje algısının bulunduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda çalışmanın amacı proje konusunda yeterli deneyime sahip olmayan sosyal bilgiler öğretmen adaylarının sahip oldukları proje algılarını ortaya çıkarmaktır. Çalışmada betimsel nitelikte tarama modeli kullanılmıştır. Sosyal Bilgiler Öğretmenliği programında öğrenim gören 145 öğretmen adayı çalışmanın örneklemini oluşturmaktadır. Üçüncü sınıfta öğrenim gören öğretmen adaylarına bilimsel araştırma yöntemleri dersini almadan hemen önce zihin haritası çizdirilmiş ve açık uçlu anket soruları yöneltilmiştir. Veriler betimsel analiz yoluyla çözümlenerek tablo ve grafikler eşliğinde sunulmuştur. Ortaya çıkan sonuçlar çerçevesinde uygulayıcılara ve araştırmacılara yönelik öneriler yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Proje Tabanlı Öğrenme, Araştırma Projesi, Sosyal Bilgiler, Öğretmen Adayı, Algı, Deneyim SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ “100. YILDA ÇANAKKALE” KAVRAMINA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ Akif AKKUŞ, Ali MEYDAN 100 yıl önce 1915 Şubat ayında, I. Dünya Savaşı’nda İngiliz Deniz Bakanı Winston Churchill başta olmak üzere İngilizlerin ısrarı ile başlayan ve İtilâf kuvvetlerinin Çanakkale Boğazı’nda Türklere yenilerek Aralık 1915’te geri çekilmelerine kadar yaklaşık 9 ay süren Çanakkale savaşları Türk tarihinin dönüm noktalarından biridir. Savaştan 100 yıl sonra ise Çanakkale ruhunu anlamak, anlamlandırmak ve hissetmek geride kalan yıllara göre çok daha önemlidir. Yapılandırmacı yaklaşımın en önemli unsurlarından biri olan kavramlar, olgu, olay ve unsurları açıklamak ve bir düşünceyi somutlaştırmak açısından son derece önemlidir. Kavram benzer nesneleri, insanları, olayları, fikirleri ve süreçleri diğer gruplardan ayırt etmeyi sağladığı gibi, diğer grup, varlık, olay, fikir ve süreçlerle ilişkiler kurmaya da yardım eder. Farklı bilim alanlarında olduğu gibi sosyal bilgiler eğitiminde de anlamını tam idrak edemeden, sınırlarını çizmeden ya da yanlış bir kavramın yerine kullanılan birçok kavram yer alır. Bu kavramların ve bu kavramlarla ilişkili olgu ve olayların zihinlerde zamanında ve etkili bir şekilde yapılandırılması çok sayıda problemin de çözülmesini beraberinde getirir. Bu çalışmada sosyal bilgiler öğretmenliği 1. sınıf öğrencilerinin ‘100. Yılda Çanakkale’ kavramına ilişkin görüşlerinin ortaya konması amaçlanmıştır. Ayrıca Çanakkale Zaferlerinin Türk Tarihi açısından önemi de ortaya konulmaya çalışılmıştır. Araştırmanın örneklemini 2014-2015 öğretim yılında Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği 1. sınıfta okuyan 38 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada nitel araştırma metodolojisi benimsenmiş olup, olgu bilim deseninde yürütülmüştür. Veri toplama aracı araştırmacılar tarafından geliştirilen ve uzman görüşü alınan 6 sorudan oluşan açık uçlu soru formudur. Elde edilen betimsel analiz yöntemiyle incelenmiş, verilen cevaplar doğrultusunda kodlar oluşturulmuştur, oluşan kodlar ilişkilendirilerek, öğrencilerin görüşleri yorumlanmıştır. Sonuç olarak araştırmaya katılan öğrencilerin ‘100. Yılda Çanakkale’ kavramıyla ilgili eksik ya da yanlış bilgi ve görüşlere sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Öğretmen Adayları, 100. Yılda Çanakkale, Öğrenci Görüşleri 138 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir İLKOKUL VE ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN POLİTİK BİLGİ DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA Nilgün DAĞ, Barış ÇİFTÇİ Bu çalışma, iyi bir vatandaş olmak için ihtiyaç duyulan niteliklerden biri olan politik bilgi olgusunu konu almaktadır. Politik bilgi, kişinin politika hakkında hafızasında depolanmış olduğu olgusal bilgi kümesidir. Araştırmada, ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin politik bilgi düzeylerine ilişkin bir durum tespiti yapılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda ilkin araştırmanın amacıyla doğrudan örtüşen ulusal ve uluslararası alandaki birçok araştırma ve eser incelenerek politik bilginin ne olduğu, nasıl ölçüldüğü, neden ihtiyaç ve önem arz ettiği mercek altına alınmış; adından, ulaşılan kaynaklardan sağlanan bilgiler doğrultusunda araştırmacılar tarafından bir ölçme aracı geliştirilmiştir. Bu ölçme aracı, Nevşehir ilinde bulunan sosyo-ekonomik düzey açısından farklılık gösteren üç ilkokulun dördüncü sınıfına ve üç ortaokulun altıncı sınıfına devam etmekte olan 120 öğrenciye uygulanmıştır. Uygulamadan elde edilen verilerin analiz süreci devam etmektedir. Anahtar Kavramlar: Politik eğitim, politik bilgi, politik farkındalık, politik okuryazarlık. COĞRAFYA VE SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETİMİNDE SINIF DIŞI OKUL ORTAMLARININ KULLANILMA DURUMLARI Osman ÇEPNİ, Fatih AYDIN Günümüzde coğrafya ve sosyal bilgiler dersi öğretim programında yapılandırmacı öğrenme yaklaşımının benimsenmesi nedeniyle sınıf içi kadar sınıf dışı okul ortamlarının da önemi artmaya başlamıştır. Bu bağlamda araştırmada, coğrafya ve sosyal bilgiler öğretiminde sınıf dışı okul ortamlarınınkullanılma durumları belirlenmeye çalışılmıştır. Tarama deseninde gerçekleştirilen araştırmaya Ereğli (Zonguldak) İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı ortaokul ve liselerde görev yapan coğrafya ve sosyal bilgiler öğretmenleri katılmıştır. Sınıf dışı okul ortamları açısından farklılık gösterebileceği düşünülerek devlet okulları yanında özel okullardaki öğretmenlere de başvurulmuştur. Verilerinin toplanmasında nitel veri toplama yollarından biri olan yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Veriler, betimsel analiz tekniğinden yararlanılarak çözümlenecektir. Anahtar Kelimeler: Sınıf dışı okul ortamları, coğrafya ve sosyal bilgiler öğretmeni, eğitim-öğretim ortamları 139 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir GÜZEL ATLAR ÜLKESİNİN TURİZM YILDIZI: AT BİNİCİLİĞİ Şenay GÜNGÖR Pers dilinde “Katpatuka (Güzel Atlar Ülkesi)” olarak bilinen Kapadokya’da at çiftlikleri, bölgenin tarihteki anlamına uygun olarak önemli bir dinamik haline gelmiştir. Eşsiz turizm çekiciliklerine sahip olan sahada son yıllarda at çiftliği ve at sayısında önemli bir artış görülmektedir. Nevşehir’de at çiftliklerinin kurulması, 1980’li yılların sonunda Avanos ilçesinde başlamıştır. Son yıllarda ise merkeze bağlı Göreme beldesi ile Ürgüp’ün çeşitli belde ve köylerinde hızlı bir gelişme göstermektedir. Alternatif turizm çeşitlerinden olan ve Güzel Atlar Ülkesi Kapadokya ile tarihsel bir bağı bulunan atlı turizm Nevşehir’de yaygın bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Bölgede motorlu araçla gezilemeyecek eşsiz güzellikteki vadilerin görülmesi için atlı safari turları düzenlenmektedir. Profesyonel rehberler eşliğinde saatlik, günlük veya haftalık olarak düzenlenen atlı turlara ilginin her geçen gün artması, turizm sektöründe atçılığın da önemli bir noktaya ulaştığının göstergesidir. Ayrıca dünyada ilk kez 27 Mart 2015’te Göreme’de yapılan “Atlı Oryantiring” yarışı da Kapadokya ve atlı turizm ilişkisini ön plana çıkarmıştır. Bu çalışmanın amacı, diğer turizm ve spor etkinliklerine göre farklılık gösteren ve bölgede giderek yaygınlaşan atlı turizm faaliyetlerini Kapadokya’nın coğrafi özellikleri çerçevesinde incelemektir. Çalışma nitel araştırma yöntemlerinden Olgubilim deseninde yürütülmüştür. Yerinde gözlem ve görüşme veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Araştırma sonucunda atlı turizm faaliyetleri için yeterli eğitimi almış rehber sayısının azlığı, tur rotalarının sahanın doğal güzelliklerine zarar vermeyecek şekilde belirlenmesinde karşılaşılan sıkıntılar ve taşıma kapasitesi göz önünde bulundurulmadan yapılan çiftlikler dikkat çekmiştir. Anahtar Kelimeler: Nevşehir, At, Atlı Turizm, Atlı Oryantiring TEACHER VIEWS ON ENGLISH LANGUAGE TEACHING COURSEBOOKS IN TURKEY Osman DÜLGER In general terms, developing the most functional instructional materials has always been among the interests of educational specialists and researchers. Consistent with the changing paradigm in learning, designing language learning materials with an understanding that brings the learner into the center has also added to the importance of a course book. Not surprisingly, many language coursebooks are published and the functionality of the books needs to be identified in view of English language curriculums affected by such changes. Thus, an ideal language coursebook is expected to take students’ individual differences into consideration more than it did in the past. While the publishers are expected to provide the most up-to-date course books, the literature on language education presents a great number of studies about developing criteria for coursebook evaluation. Thus, this study aims at finding out teacher views on English Language Teaching Coursebooks used in Turkey, in view of the coursebook evaluation criteria provided in the language learning literature. This study is a descriptive survey study and the study is conducted in Düzce/Turkey during the 2013-2014 educational year to get teacher views on English coursebooks used in Turkish state schools. 118 English language teachers attended the survey to provide views on the language textbooks they use in their classes. The ENGLISH LANGUAGE TEACHING TEXTBOOK CHECKLIST ( Mukundan & Nimehchisalem, 2012) has been used as the instrument of the research to obtain data throughout the study. The obtained data were classified into two main categories as “general attributes” and “teaching-leaning content” where totally 14 subdimensions and 38 items are included. Data analysis consisted of frequency and percentage distributions based on the categories in the scale. Therefore, data were analysed descriptively and teacher responses to the items of the scale were evaluated in terms of frequency levels and percentages. Results of the study indicate findings in favor of the English language coursebooks used in Turkey in some categories while suggesting less favourable results in some categories as well. Keywords: ELT coursebooks, language instruction, coursebook evaluation, language learning materials 140 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ BİLİŞÜSTÜ ÖĞRENME STRATEJİLERİNİN BELİRLENMESİ Ebru AY, Nihal BALOĞLU UĞURLU Bilişüstü kişinin düşünüp, kendi öğrenmelerini belirlemesi, izlemesi ve kendi öğrenme düzenini sürdürmesi ya da öğrenme stratejisini değiştirmeyi öğrenmesidir. Bu araştırmada Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının bilişüstü öğrenme stratejilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümünde öğrenim gören öğrenciler araştırmaya dahil edilmiştir. Araştırmada Gündoğan-Çögenli ve Güven (2014) tarafından geliştirilen “Bilişüstü Öğrenme Stratejilerini Belirleme Ölçeği” veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının planlama, izleme, değerlendirme ve duyuşsal stratejilerden oluşan bilişüstü öğrenme stratejileri belirlenecektir. Anahtar Kelimeler: Bilişüstü Öğrenme Stratejileri, Sosyal Bilgiler, Öğretmen Adayları MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM ÖĞRENCİLERİNİN BÜTÜNSEL VE YENİLİKÇİ DÜŞÜNME STİLLERİNİN İNCELENMESİ Menderes ÜNAL, Banu SEÇKİN ÜNAL Bu çalışmada meslek yüksekokulu, mühendislik ve ziraat fakültelerinde okuyan öğrencilerin düşünme stillerinden bütünsel ve yenilikçi düşünme stillerinin belirlenmesi hedeflenmektedir. Ahi Evran ve Kırıkkale Üniversitelerinde mesleki teknik eğitim alanında öğrenim görmekte olan 160 öğrenci tesadüfi örneklem yolu ile seçilmiştir. Betimsel araştırma niteliğindeki bu çalışmanın verileri, Sternberg ve Wagner (1992) tarafından geliştirilen “Düşünme Stilleri Envanteri”nin Fer (2005) tarafından Türkçeye uyarlanmış, geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılmış olan ölçek aracılığı ile toplanmıştır. Öğrencilerin bütünsel-ayrıntısal ve yenilikçi- tutucu düşünme stilleri ile ilgili maddelerden elde edilen verilerle sınırlı olan çalışmanın son bölümünde veriler bağımsız değişkenlerle karşılaştırmalı olarak incelenerek sonuç ve öneriler oluşturulmuştur. Anahtar Kelimeler: Mesleki ve Teknik Eğitim, Bütünsel düşünme, Yenilikçi düşünme YÜKSEKÖĞRETİMDE OKUYAN ÖĞRENCİLERİN KALIPLAŞMIŞ DÜŞÜNCELERİNİN AKADEMİK BAŞARIYA ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Menderes ÜNAL Yükseköğretimde okuyan öğrencilerin iletişim sürecinde sergilemiş oldukları kalıplaşmış düşüncelerini belirlemeye yönelik olan bu araştırmada betimsel yöntem kullanılmıştır. Bu çalışmada insanların kafasında katılaşmış, çoğunlukla farkında olunmadan taşınan birtakım kesin düşünceler olarak adlandırılan kalıplaşmış düşüncelerin incelenmesi hedeflenmektedir. Ahi Evran Üniversitesinde öğrenim görmekte olan 175 öğrenci rastgele yöntemle seçilerek çalışma grubu oluşturulmuştur. Araştırma verileri araştırmacı tarafından alanyazın, incelenerek geliştirilen “Kalıplaşmış Düşünce Envanteri” aracılığı ile toplanmıştır. Dökmen (1998)’in çalışması çerçevesinde oluşturulan sekiz kategori; Aşırı genelleme, Değiştirme gayreti, Keşkecilik, Kutuplaştırma, Toptancılık, Mutlakacılık, Kişiselleştirme ve Aşırı fedakarlık boyutları bağımsız değişkenlerle karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Öğrencilerin devam ettikler bölüm, cinsiyet ve sınıf değişkeninin yanı sıra akademik başarılarının anlamlı fark oluşturma durumu incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: İletişim, Kalıplaşmış düşünce, Akademik başarı, Yükseköğretim 141 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYOLOJİ EĞİTİMİ Hasan YAVUZER Toplum bilimi anlamında kullanılan Sosyoloji her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Toplumları ve toplumsal kurumları ele alan Sosyoloji, geçmişi olduğu gibi günümüzü ve geleceği de ilgilendiren bir bilim dalıdır. Toplumların ve toplumsal olayların tanınması ve analiz edilmesinde pek çok disipline olduğu gibi Sosyoloji Bilimine de ihtiyaç duyulmaktadır. Ülkemizde, bölgemizde ve dünyada yaşanan değişim ve gelişmeler Sosyoloji Bilimini ve Sosyologları yakından ilgilendirmektedir. Alanında iyi yetişmiş Sosyologlara duyulan ihtiyaç her geçen gün kendisini daha da fazla hissettirmektedir. Bu durum Sosyoloji ve Sosyoloji eğitimine verilen önemi artırmaktadır. Bu çalışmada Sosyoloji eğitimi üzerinde durulacak, bu eğitimde başarılı olmanın yolları gösterilecektir. Ayrıca Sosyolojik bir araştırmada takip edilen metotlar hakkında bilgi verilecek, ülke ve dünya gündemindeki toplumsal olaylar Sosyolojik bir bakış açısıyla değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Sosyoloji, Eğitim, Sosyolog, Toplum, Toplumsal olaylar, YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE ÖĞRENEN B1 DÜZEYİNDEKİ GÜRCÜ ÖĞRENCİLERİN YAZMA HATALARI Mehmet Dursun ERDEM, Mesut GÜN, Betül KARATEKE, Hamza SALDUZ Yazma, duygu, istek ve görüşlerin belli kurallara uygun olarak çeşitli sembollerle anlatılmasıdır (Özbay, 2009). Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde kültür aktarımı ve dil bilgisi ile birlikte dört temel dil becerisinin de kazandırılması hedeflenir. Yabancı dil öğretim sürecinde yazma becerisi genelde en son sıraya bırakılmakta ve üzerinde pek fazla durulmamaktadır. Verilen ödevlerle yazma becerisinin geliştirilmesi sağlanmaktadır (Durmuş. Okur: 2013). Yazılı anlatım becerisi süreç içerisinde gelişir. Süreç içerisinde gelişen yazma becerisi, hataların sıkça yapıldığı bir beceri konumundadır. Öğretim sürecinde karşılaşılan hataların saptanması ve bu hataları çözme yoluna gidilmesi, hem öğretmene yol göstermesi hem de öğrencinin kendi hatalarının farkına varmasını sağlayarak daha etkili bir yazma sürecine katkı sağlar. Ayrıca bu hataların tespit edilmesi gelecekte yapılacak olan hataları da önleyici bir görev üstlenir. Yabancı dil olarak Türkçe öğrenen B1 seviyesindeki Gürcü öğrenciler üzerinde yapılan bu çalışma, 2014-2015 eğitim-öğretim yılı içerisinde Tiflis Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nde Türkçe kurslarına devam eden öğrenciler üzerinde uygulanmıştır. Tarama modelinde yapılan bu çalışmada, öğrencilere yazmak istedikleri kompozisyon konuları sunulmuştur. Öğrencilerin seçtikleri konuyla ilgili kaleme aldıkları kompozisyonlar ses, şekil, içerik, cümle kurulumu ve yazım açısından değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır. Tespit edilen hatalara ilişkin çözüm önerileri sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Yabancılara Türkçe Öğretimi, Yazma Becerisi, Yazma Hataları 142 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir 9. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN 2005 COĞRAFYA ÖĞRETİM PROGRAMI ÖNCESİ ve SONRASINDA NEM KAVRAMINI ANLAMA DÜZEYİ Yavuz AKBAŞ Çalışma 2005 yılında değiştirilen coğrafya öğretim programının, ortaöğretim 9.sınıf öğrencilerinin nem kavramı ilgili kavram yanılgıları üzerinde değişime yol açıp açmadığını tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada betimsel araştırma yöntemlerinden biri olan tarama yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini Trabzon merkez ilçesinde genel bir lisede, farklı tarihlerde öğrenim gören 200 öğrenci oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak, çoğunluğu açık uçlu beş sorudan oluşan yazılı bir test formu kullanılmıştır. Araştırma sonunda öğretim programında yaşanan değişimin, öğrencilerin nem ve neme ait alt kavramları anlama düzeylerinde olumlu yönde değişim olduğu tespit edilmiştir. Ancak araştırılan kavrama ilişkin, anlama güçlüğü ve yanılgıların, farklı öğretim programa göre öğrenim gören öğrencilerde benzer şekilde var olduğu tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına bağlı olarak, nem kavramının öğretimine ve bu kavrama ilişkin kavram yanılgılarının giderilmesine yönelik bazı öneriler sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Coğrafya, Öğretim Programı, Nem, Kavram Yanılgısı COGNITIVE and DISCOURSE ANALYSIS: KYRGYZ ETHNOCULTURAL CONCEPT‘KUDA’ (kinship term for in-laws) Aida KASİEVA Cognitive linguistics is recognized as an interdisciplinary science. It covers a number of sciences such as: cognitive psychology, cognitive linguistics, cognitive anthropology, cognitive sociology, and cognitive literature studies. Almost in every field of the Humanities Cognitivistics has acquired a special branch, which is connected with the application of cognitive approach and/or cognitive analysis. As one of the former CIS countries the Kyrgyz Republic acquired its independence after collapse of the former USSR and still considered as a young country. Likewise, the scientific sphere of the country is on the process of its development. Accordingly, works of art, science and literature have only started to be translated from the Kyrgyz language into English. Therefore we have taken steps in analysing, and criticising translations by means of cognitive discourse analysis. Thus the present study deals with attempts to apply cognitive science on translation material. As the key concept for suggested case study, we have selected the Kyrgyz ethno-linguistic kinship term ‘kuda’ (kinship term for in-law relatives), which is extracted from the historical and literary work (ST) “Barsbek” (Raev, 2012) and its translated version in the TT. The concept is provided with the cognitive analysis. Definite assumptions and recommendations are suggested concerning the methods of their representation in the English language (TL). The study rests on scientific works both of classical American cognitivism and of Russian structural semantic investigations, despite the fact that both of them have developed on their own with their own terminologies that have much in common. The cognitive analysis of our study is conducted according to the Russian types of concept typology. Keywords: conceptualization, concept sphere, mental processing, frames, rational images, associative images, prototypes, script, Gestalt, image schemas, tenor, mode, field, register, core concepts, Critical Discourse Analysis 143 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ÖĞRETİM ELEMANLARININ YABANCILARA TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE KULLANILAN MATERYALLER HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ Kübra ŞENGÜL Yabancı dil öğretiminde öğretim görevlilerinin dil öğrenim sürecini etkili bir şekilde yönlendirmeleri ve öğretimde hedef kazanımı gerçekleştirmeye dönük materyalleri kullanmaları büyük önem taşımaktadır. Bu araştırmanın amacı, öğretim elemanlarının yabancılara Türkçe öğretiminde kullanılan materyaller hakkındaki görüşlerini belirlemektir. Çalışmanın araştırma modeli, çalışma grubu, verilerinin toplanması ve verilerinin analizi hakkında bilgiler verilmiştir. Öğretim elemanlarının yabancılara Türkçe öğretiminde kullanılan materyaller hakkındaki görüşlerini belirlemek amacıyla yapılan bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. “Nitel araştırma, gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı, olguların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma olarak tanımlanabilir” (Yıldırım ve Şimşek, 2008: 39). “Çalışmada desen olarak ise durum çalışması deseni kullanılmıştır. Nitel durum çalışmasının en temel özelliği bir ya da birkaç durumun derinliğine araştırılmasıdır. Yani bir duruma ilişkin etkenler (ortam, bireyler, olaylar, süreçler, vb.) bütüncül bir yaklaşımla araştırılır ve ilgili durumu nasıl etkiledikleri ve ilgili durumdan nasıl etkilendikleri üzerine odaklanılır.” (Yıldırım ve Şimşek, 2008: 77). Öğretim elemanlarının yabancılara Türkçe öğretiminde kullanılan materyaller hakkındaki görüşlerini derinlemesine öğrenmek amaçlandığından durum çalışması deseni çalışmaya en uygun desen olarak düşünülmüştür. Araştırmanın çalışma grubunu, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesinde yabancılara Türkçe öğretiminde deneyimli öğretim görevlileri oluşturmaktadır. Örneklem seçiminde uygun örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Kolay ulaşılabilir durum örneklemesinde araştırmacı kendisine yakın ve erişilmesi kolay olan bir durumu seçer. Bu yöntem araştırmaya hız ve pratiklik kazandırır. Ayrıca bu yöntemin maliyeti de diğer yöntemlere göre daha azdır (Yıldırım ve Şimşek, 2008). Örneklem seçiminde kolay ulaşılabilir durum örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Kolay ulaşılabilir durum örneklemesinde araştırmacı kendisine yakın ve erişilmesi kolay olan bir durumu seçer. Bu yöntem araştırmaya hız ve pratiklik kazandırır. Ayrıca bu yöntemin maliyeti de diğer yöntemlere göre daha azdır (Yıldırım ve Şimşek, 2008). Çalışma grubuna yönelik bilgiler Tablo 1’de gösterilmiştir. Öğretim görevlilerinin görüşlerini belirlemek amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen görüşme formu veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Görüşme formlarının kapsam geçerliğini sağlamak amacıyla iki Türkçe eğitimi uzmanının görüşü alınmıştır. Çalışmanın güvenirliğini sağlamak için veriler üzerinde iki ayrı puanlayıcı kullanılmıştır. Veriler, uzman görüşü ve ön uygulama sonrası son şekli verilip beş sorudan oluşan görüşme formuyla toplanmıştır. Bu çalışmada, verilerin analizinde nitel analiz yöntemlerinden içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. İçerik analizi, herhangi bir metnin ya da belgenin içeriğinin incelenmesi ve sayısal ya da istatistiksel olarak ortaya konulmasında kullanılan bir analiz çeşididir. Belge incelenirken kategoriler oluşturularak sayısal sunumlar yapılır (Ekiz, 2009). Bu kapsamda öğretim görevlilerinin görüşleri kod, kategori ve temalara göre tasnif edilerek içerik analizi yapılmıştır. Elde edilen bulgular tablolar şeklinde sunularak bulguların betimlemesi sağlanmıştır. Ayrıca öğrenci görüşlerinden örnekler sunularak çalışma detaylandırılmıştır. 144 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL BİLGİLER DERSİNDEKİ YAPILANDIRMACI ÖĞRENME ORTAMINA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ Mehmet Nuri GÖMLEKSİZ, Hasan Hüseyin KILINÇ Bu çalışmanın amacı ortaokul öğrencilerinin Sosyal Bilgiler dersindeki yapılandırmacı öğrenme ortamına ilişkin görüşlerini belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda araştırmada Tenenbaum, Naidu, Jegede ve Austin (2001) tarafından geliştirilen ve Fer ve Cırık (2006) tarafından da Türkçeye uyarlanan Yapılandırmacı Öğrenme Ortamı Ölçeği kullanılmıştır. Ölçek 30 madde ve 7 faktörden oluşan 5 li likert tipi bir ölçektir. Araştırmanın evrenini Nevşehir il merkezindeki ortaokullardaki öğrenciler oluşturmaktadır. Örneklem seçiminde tabakalı örnekleme türü kullanılmış ve okulların belirlenmesinde sosyo-ekonomik düzeyleri de dikkate alınmıştır. Buradan hareketle Nevşehir il merkezinden iki üst, iki orta iki de alt sosyo-ekonomik düzeye ait okul belirlenerek toplam 6 okul seçilmiştir. Ölçekten elde edilen veriler SPPS programında analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda öğrencilerin Sosyal bilgiler dersindeki öğrenme ortamını çok yapılandırmacı olarak algıladıkları belirlenmiştir. Cinsiyet değişkeni açısından gruplar arasında anlamlı bir farklılık görülmezken; okulun sosyo-ekonomik düzeyi ve sınıf değişkeni açısından gruplar arasında anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Üst sosyo-ekonomik düzey okullarda öğrenim gören öğrencilerin; orta düzey ve alt düzey okullardaki öğrencilere göre Sosyal Bilgiler dersindeki öğrenme ortamını daha yüksek düzeyde algıladıkları sonucuna ulaşılmıştır. Sınıf değişkeni açısından benzer şekilde 8. Sınıf öğrencilerinin diğer sınıf düzeyindeki öğrencilere göre öğrenme ortamını daha çok yapılandırmacı olarak gördükleri tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, yapılandırmacılık, ortaokul SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMEN ADAYLARININ KÜRESEL VATANDAŞLIK TUTUM DÜZEYLERİNİN FARKLI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ Asım ÇOBAN, Selami KARACA Sosyal Bilgiler öğretmen adaylarının küresel vatandaşlık tutum düzeylerinin farklı değişkenler açısından değişip değişmediğini belirlemek bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Araştırma, tarama modelinde yürütülen betimsel ve nicel bir araştırma niteliği taşımaktadır. Araştırmada verilerin toplanması için araştırmacı tarafından geliştirilen Küresel Vatandaşlık Tutum Ölçeği (r=0,887) kullanılmıştır. Araştırma verileri, Amasya Üniversitesi, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği 1.2.3 ve 4.sınıflarında öğrenim gören 169 öğretmen adayından toplanmıştır. Sosyal bilgiler öğretmen adaylarından toplanan veriler üzerinde frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma değerleri ile bağımsız iki grup karşılaştırmalarında nonparametrik testlerden Mann-Whithney U; çoklu grup karşılaştırmalarında ise Kruskal-WallisH testleri yapılmıştır. Anketlerden elde edilen verilerin yorumlanmasında ise SPSS 18 programı kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; sosyal bilgiler öğretmen adaylarının küresel vatandaşlık tutum düzeyleri yüksek derecede olumlu çıkmıştır. Sosyal bilgiler öğretmen adaylarının küresel vatandaşlık tutum düzeylerinde cinsiyet, sınıf farkı, coğrafi bölge, siyasal olayları takip düzeyi, sivil toplum kuruluşlarına katılım durumu, anne ve baba eğitim durumu değişkenlerine göre anlamlı bir farklılaşma olmadığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Küresel vatandaşlık tutumu, sosyal bilgiler öğretmen adayları. 145 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLERİNİN DRAMA YÖNTEMİNİ KULLANMAYA YÖNELİK ÖZ YETERLİLİKLERİ Hakkı YAPICI Bu çalışma, Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin drama yöntemini kullanmaya yönelik öz yeterliklerini belirlenmeyi ve çeşitli değişkenlere göre değerlendirmeyi amaçlamaktadır.Çalışmanın örneklemi, 20014–2015 eğitim-öğretim yılında Erzurum ve Gümüşhane ilinde görev yapmakta olan 45 (Bayan) ile 60 (Erkek) toplam 105 öğretmenden oluşmaktadır.Araştırma, tarama modeliyle yapılmıştır. Öğretmenlerin cinsiyet, kıdem gibi özelliklerini belirlemek amacıyla kişisel bilgi formları ve drama yöntemini kullanmaya yönelik öz yeterliklerini belirlemek amacıyla da Yaratıcı Drama Yöntemini Kullanmaya Yönelik Öz Yeterlik Ölçeği (YDYKYÖÖ) kullanılmıştır.Elde edilen veriler SPSS 11.5 ile analiz edilmiştir. En kabul gören bir tanıma göre drama; bir sözcüğü, bir kavramı, bir davranışı, bir tümceyi, bir fikri ya da yaşantıyı veya bir olayı, tiyatro tekniklerinden yararlanarak oyun ya da oyunlar geliştirerek öyküleştirmektir. Drama, dram sanatı-tiyatro çerçevesinde özetlenmiş, soyutlanmış eylem durumlarını anlatır (San, 2002: 57).Hayal gücünü, yaratıcılığı ve estetik zevki geliştirme, sosyal ve psikolojik duyarlılık yaratma, sağlıklı iletişim kurabilme, dil becerisi (yazılı ve sözlü) kazandırma, yasam deneyimi kazandırma, zihinsel ve psiko-motor gelişime katkı sağlama, kendine güven duyma ve karar verme ve benzeri birçok açıdan insanın kendisini geliştirmesine ve yasama uyumuna katkı sağladığı için drama eğitim ortamlarında kullanılabilecek etkili bir araç ve kazandırılacak önemli bir beceridir. Öğrencilerin kendileri tarafından, bütün duyu organlarını kullanarak edindikleri yaşantılar en somut yaşantılardır. Bu yaşantıları kazanmanın ve anlamlı öğrenmeyi sağlamanın yollarından birisi de dramadır . Somutlaştırma ya da canlandırma dramanın bireye özel olarak da öğrenciyesunduğu temel ifade yollarıdır. İfade sürecinde ise yaratıcı ve doğaçlama çözümlere gerek duyulur (Maden, 2010: 260). Bu çalışmada Sosyal Bilgiler öğretmenlerinin drama yöntemini kullanmaya yönelik öz yeterliklerinin tespit edilmesi ve çeşitli değişkenlere göre değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Ulaşılan sonuçlardan hareketle; Sosyal Bilgileröğretmeniyetiştirmede drama tekniğine ve uygulamalarına ağırlık verilmesi, öğretmen adaylarının lisansdöneminde daha fazla uygulamalı derse katılması, formal ve informal eğitim kademelerinde drama yönteminin kullanımı için alt yapının uygun hale getirilmesi ve dramakonusunda hizmet içi seminerler yapılması önerilebilir. Önerilerimizin gerçekleşmesi,drama yönteminin Sosyal Bilgileröğretmenlerince benimsenmesini ve öğretimde etkin bir öğretim metodu olarak kullanılmasına katkı sağlayacaktır. 146 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ARCS MOTİVASYON MODELİ’NİN İLKOKUL 4. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL BİLGİLER DERSİNE YÖNELİK MOTİVASYONLARINA ETKİSİ Mustafa TAHİROĞLU Bu araştırmada, ilköğretim 4. sınıf sosyal bilgiler dersinde “ARCS Motivasyon Modeli”nin ilkokul 4. sınıf öğrencilerinin sosyal bilgiler dersine yönelik motivasyonlarına etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, İlkokul 4. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi, Bilim Teknoloji ve Toplum adlı öğrenme alanının öğrenme-öğretme süreci ARCS Motivasyon Modeli’ne uygun bir şekilde yapılandırılarak uygulanmış ve bu uygulamanın öğrencilerin motivasyon düzeylerine etkisi ortaya konulmuştur. Araştırmada ön-test son-test kontrol gruplu deneme modeli kullanılmıştır. Deney gurubu 32, kontrol gurubu ise 30 öğrenciden oluşmuştur. Araştırma verilerinin toplanması için her iki gruba deneysel çalışma sürecinin başında ve sonunda Tahiroğlu ve Aktepe (2015) tarafından geliştirilen “4. ve 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Motivasyon Ölçeği” uygulanmıştır. Verilerin analizinde ilişkisiz örneklemler t-testinden yararlanılmıştır. T-testinin uygulanabilirliği için deneklerin ön-testten aldığı puanların normal dağılıma uygun olup olmadığını ortaya koymak amacıyla normal dağılım (Kolmogorov-Simirnov) testi yapılmış ve bu testin sonucunda p değeri .200 olarak tespit edilmiştir. Bu sonuca göre, ön testteki ölçümlere ilişkin puanlar normal dağılıma uymaktadır (p=.200; p>0,05). Analiz sonucunda deney ve kontrol grubunun son test ölçüm sonuçları incelendiğinde, ARCS Motivasyon Modeli’ne uygun bir şekilde yapılandırılan öğrenme öğretme etkinliklerinin uygulandığı deney grubu lehine anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür [t (60) =4.471, p<.05]. Bu sonuç, öğrenme öğretme süreçlerinin ARCS Motivasyon Modeli’ne uygun bir şekilde yapılandırılmasının öğrencilerin ilgili derse yönelik motivasyonlarını olumlu bir şekilde artıracağını ortaya koymaktadır. Diğer yandan, öğrencilerin motive oldukları zamanlarda, derslere daha çok dikkat ettikleri, ilgi duydukları, ödevlerini yaptıkları ve sınavlar için çalıştıkları bilinmektedir. Bu bağlamda, motivasyonun öğrenme için gerekli olan ön şartlardan biri olduğu düşünülebilir. Yaptığımız bu çalışmanın -öğrenme-öğretme süreçlerinde oldukça önemli bir yere sahip olduğu düşünülen- öğrenci motivasyonlarının artırılmasına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: İlkokul, Sosyal Bilgiler, Motivasyon, ARCS Motivasyon Modeli ÖĞRENCİLERİN BAZI DEĞERLERİNİN SENARYO TEMELLİ ÖLÇÜLMESİ İsa KORKMAZ Bireylerin herhangi bir konuya ilişkin değer yargılarını, tercihlerini ve tutumlarını ölçmede kullanılan yaklaşımlardan biri de senaryo temelli veri toplamadır. Bu çalışmaya toplam 104 eğitim fakültesi sınıf öğretmenliği dördüncü sınıf öğrencisi katılmıştır. Çalışma durum tespitine yönelik olup ve çalışma grubuna altı senaryo verilmiştir. Öğrencilere bu senaryodaki durumla karşılaştıklarında nasıl davranabileceklerini açıklamaları istenmiştir. Katılımcıların davranış tercihleri ve açıklamaları içerik analizi yapılmıştır. Katılımcıların tercihleri en çok tercihten en aza doğru sıralanmıştır. Her bir senaryoda cevaplayıcı herhangi bir ipucu almadan tamamen kendisine ait duygu ve düşüncelerini ifade etmektedir. Bu çalışmaya katılan öğrencilerin kopya çekmeyi çok kötü bir davranış olarak algılamamaktadırlar. Bu çalışmaya katılan öğrencilerin büyük bölümü ailelerinin bilgisi olmadan kazandıkları burs ile ilgili bilgiyi aileleriyle paylaşabileceklerini ifade etmişlerdir. Bu sonuçlar öğrencilerin ailelerine karşı sorumluluk duygusunun güçlü olduğunu göstermiştir. Aynı zamanda senaryo 4’de öğrencilerin bireysel vicdanlarının güçlülüğünü yansıtmaktadır. Bu çalışmaya katılan öğrencilerin doğrudan kendini ilgilendirmeyen konularda toplumun düzeni ve haklının hakkını alması adına tavır almaları anlamlı ve önemlidir. Anahtar Sözcükler: Değer, Senaryo Temelli Değer Ölçümü, Kopya Alma 147 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir BİLGİSAYAR OYUNLARININ ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN ŞİDDET EĞİLİMLERİNE ETKİLERİ Ayfer ŞAHİN, Yurdal DİKMENLİ Bu çalışmanın konusu, bilgisayar oyunlarının ortaokul öğrencilerinin şiddet eğilimlerine etkilerinin araştırılmasıdır. Bu dönemdeki çocukların bilgisayar oyunlarında şiddet içeren oyunları ne kadar tercih ettiği ve bu durumun şiddet tutumlarına etkisi araştırma konusu kapsamındadır. Ailelerin sıkça dile getirdiği bilgisayar oyunlarının çocuklar üzerindeki etkileri eğitim bilimcilerin de düşündükleri ve üzerinde araştırma yaptıkları önemli konulardan birisidir. Çocukların bilgisayar başında harcadığı zaman her geçen gün artmakta ve bilgisayar oyunları ders dışı vakit geçirme etkinliklerinde üst sıralara doğru sürekli yükselmektedir. Günümüz gençliğinin en önemli sorunlarından birisi hiç kuşkusuz ki şiddete olan eğilimleridir. Bu bağlamda, bilgisayar oyunları ile şiddet arasındaki ilişki önemli bir sorun olarak ele alınmalıdır. Çünkü sanallığın bir özdeşim yöntemi olabileceği ve ergenlik döneminin de taklit etme ve model alma bakımından en uygun evre olduğu dikkate alındığında konu daha bir önem arz etmektedir. Araştırmanın evreni, araştırmanın yürütüldüğü Kırşehir’deki ortaokullarda öğrenimlerine devam eden öğrenciler iken; örneklemi aynı ilin bir özel ortaokulunun 5, 6. 7 ve 8. sınıflarına devam eden tüm öğrencileri olarak belirlenmiştir. Araştırmada veriler; 27 soru üzerinden anket yoluyla toplanmış olup, anket soruları üç bölümde yapılandırılmıştır. İlk bölümde katılımcıların demografik özellikleri, ikinci bölümde çalışmaya katılan öğrencilerin bilgisayar oyunlarını oynama sıklık ve alışkanlıkları, dördüncü bölümde ise öğrencilerin şiddet tutumları ve bilgisayar oyunlarının buna etkisine yönelik sorular yer almaktadır. Anket sonuçlarının değerlendirilmesinde SPSS 15 programından yararlanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde yüzde, frekans ve karşılaştırma testleri kullanılmıştır. Karşılaştırmalarda anlamlılık derecesi .05 olarak benimsenmiştir. Anahtar Kelimeler: Oyun, ergenlik dönemi, bilgisayar oyunları, şiddet, şiddet içeren oyun, şiddet eğilimi. FABİAN MARCACCIO’NUN,‘RASTA-MAN’ İSİMLİ ÇALIŞMASIYLA, SANAT YAPITI OKUMA EĞİTİMİ SÜRECİNİN İŞLEYİŞİ Saliha BARATALI Bu çalışma Fabian Marcaccio’nun “Rasta-Man” isimli yapıtının çözümlemesi üzerine gerçekleştirilmiştir. Günümüz sanatında gerçekleştirilen deneysel nitelikli çalışmalar dâhilinde malzeme ve teknik kullanım nitelikleri gözlemlendiğinde önemli bir yere sahiptir. Çalışmanın çözümlemesini gerçekleştirirken eserin yapımına katkı sağlayan sanatsal ifadelere de değinilmektedir. Sanat eserinin okunma sürecinde, izlenmesi gereken yolların nasıl bir disiplin altında sıralanmakta olduğunu bu eser altında incelenmektedir. Bunun yanı sıra sanatçının eseri gerçekleştirirken kullanmış olduğu teknik, üslup ve malzeme kullanımı gibi nitelikler, sanatın ilke ve elemanları doğrultusunda incelenmektedir. Geleneksel resim sanatı kalıplarına karşın, bu eserdeki deneysel ve sıra dışı tavır eserin ayrıcalığını öne çıkarmaktadır. Sanatta resim geleneğinin geçmişinden kopan malzemeler sanata dâhil edilerek, sanatçı tarafından ifade bulmuştur. Farklı materyal ve teknik kullanımları, çalışmalarının temel üslubu yaparak sanatını icra etmektedir. Bu gerçekleştirme bazen bir sergi salonundayken, bazen de açık bir alanda izlenebilmektedir. 148 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir ERGENLERDE ANNE BABA TUTUMLARI İLE ŞİDDET EĞİLİMİ ARASINDAKİ İLİŞKİ Nurten SARGIN, Hacer TOR, İsmail SEÇER, Selim GÜNDOĞAN Ergenlik dönemi çocukluk ile gençlik dönemi arasında yer alan, insan hayatının en stresli ve fırtınalı bir dönemidir. Bu döneme etki eden birçok faktör vardır. Bu faktörlerden birisi de anne baba tutumlarıdır. Anne baba tutumlarının ergenin çeşitli davranışları üzerinde etkileri olduğu bilinmektedir. Bu tutumların yol açtığı davranışlardan birisinin de şiddet eğilimi olduğu düşünülmektedir. Şiddet tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla artmaktadır. Şiddet adeta bir halk sağlığı sorununa dönüşmüş ve çözülmesi gereken en önemli sorunların başında gelmektedir. Yapılan araştırmalarda, şiddeti besleyen önemli faktörler üç noktada toplandığı, bunlardan birincisi aile ve çevre, ikincisi eğitim seviyesi ve üçüncüsü medya olduğu belirtilmektedir. Şiddet ile ilgili çeşitli araştırmalar yapıldığı görülmektedir. Ancak son yıllarda anne baba tutumları ile şiddet eğilimi arasındaki ilişkiyi inceleyen bir araştırmaya rastlanmamıştır. Amaç: Yapılan bu çalışma ile ergenlerde anne baba tutumları ile şiddet eğilimi arasındaki ilişki araştırılmaya çalışılmıştır. Çalışmanın amacı ergenlerde anne baba tutumları ile şiddet eğilimi arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır ve konuyu cinsiyet açısından incelemektir. Yöntem: Araştırma Niğde ilinde 2014- 2015 öğrenim yılında 3 lisede gerçekleştirilmiştir. Örneklem grubu 322 kız, 206 erkek toplam 528 öğrenciden oluşmaktadır. Yaş grupları 14- 18 arasında değişmektedir. Araştırmada ana baba tutumlarını belirlemek için ilk kez Kuzgun (1972) tarafından geliştirilen ancak gereksinim göz önüne alınarak Kuzgun ve Eldeklioğlu (2005) tarafından yeni bir geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılan Ana Baba Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Şiddet eğilimini ölçmek için ise Haskan ve Yıldırım (2012) tarafından geliştirilen Şiddet Eğilim Ölçeği kullanılmıştır. Bu çalışma, ilişkisel tarama modeline dayalı, betimsel bir araştırmadır. İlişkisel tarama modelleri, iki ve daha çok değişken arasında birlikte değişim varlığını ve/veya derecesini belirlemeyi amaçlayan tarama modelleri olarak tanımlanmaktadır (Karasar, 2009). Araştırma verilerinin analizinde SSPS 17 paket programı kullanılmıştır. İstatistik yöntem olarak cinsiyete ilişkin araştırmada t testi ve anne baba tutumları ile şiddet eğilimi arasındaki ilişkiyi belirlemede de korelasyon tekniği uygulanmıştır. Bulgular: Çalışmada cinsiyet açısından elde edilen bulgularda koruyucu, otoriter ve toplam puan anne baba tutumlarında kız katılımcılar lehine, şiddet eğiliminde ise erkek katılımcılar lehine anlamlı sonuçlar elde edilmiştir. Şiddet eğilimi ile demokratik anne baba tutumunda negatif, koruyucu ve otoriter anne baba tutumunda ise pozitif yönlü korelasyon elde edilmiştir. Sonuç: Yapılan bu çalışma sonucuna göre ailelerin kız ergenlerde daha çok demokratik ve koruyucu tutum, erkek ergenlerde otoriter tutum gösterdikleri bulunmuştur. Anne babaların kız çocuklarına ilişkin koruyucu ve demokratik tutum göstermeleri kültürel olarak kabul görmekte ve desteklenmektedir. Erkek ergenlerde şiddet eğilimi yüksek bunmuştur. Tüm canlıların erkek türlerinde şiddet davranışı dişilere göre daha fazla görülmektedir. Genetik olarak erkeklerin saldırgan davranışlara eğilimli olduğu bilinmektedir. Anne babalar erkek çocuk ve ergenlerin gösterdiği şiddet davranışlarını onaylamaktadır ve bu onay, kültürel olarak da desteklenmektedir. Ancak şiddet davranışı ve saldırganlık bilim insanları tarafından onaylanan bir durum değildir. Araştırmanın diğer sonuçlarında demokratik anne baba tutumu arttıkça ergenlerde şiddet eğilimi azalmaktadır. Demokratik tutumla şiddet eğilimi arasında ters yönlü bir ilişki bulunmuştur. Koruyucu ve otoriter tutum arttıkça ise şiddet eğilimi de artmaktadır. Bu sonuçlara göre anne baba eğitimlerine yer verilmeli, bu eğitimlerde demokratik tutum geliştirilmeye çalışılmalıdır. Anne babalarda kız ergenlere yönelik koruyucu ve otoriter tutum da azaltılamaya çalışılmalıdır. Erkek ergenlerin de şiddet eğilimlerinin azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Anahtar Kelimeler: Ergen, anne- baba tutumu, şiddet eğilimi 149 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir BİR NİCEL İÇERİK ANALİZİ: OSMANLICA TARTIŞMALARI Tahir GÜR, Sefa YILDIRIM, Mustafa Murat ÇAY Türkler ilkçağlardan bu yana Göktürk, Uygur, Kril, Arap ve Latin alfabelerini kullanarak Türkçeyi yazılı anlatımda ifade etmiş ve yazılı iletişimde kullanmışlardır.11. yüzyıla kadar olan dönemde kullanılan Göktürk ve Uygur alfabeleri kullanılmıştır. Türklerin Müslüman olmalarıyla birlikte Müslümanlık ve coğrafi yakınlıktan dolayı Arap ve İranlılarla çeşitli alanlardaki ilişkilerden dolayı alfabenin yanında Arapça ve Farsça kelimeler hatta daha üst dilsel yapılar (tamlamalar ve bazı ekler gibi) almışlardır. Ek harfler eklenmiş- Arap harfleriyle yazılan bu Türkçeye Osmanlıca, Osmanlı Türkçesi ve eski Türkçe gibi isimler verilmiştir. Bu alfabe Osmanlı imparatorluğunun yıkılıp, Türkiye cumhuriyetinin kurulmasından sonra yapılan değişiklikle kaldırılmış ve 29 harften oluşan Latin harflerinden oluşan alfabe kabul edilmiştir. bu alfabe ile okuma yazma oranının artırılması ve halkın eğitim seviyesinin yükseltilmesi Yeni devletin eğitim sisteminin en önemli amaçlarından biri olmuştur. Osmanlıca ise arşiv belgelerinin ve eski kaynaklar ve edebi birikimin okunması amacıyla üniversite seviyesinde çeşitli fakültelerde ders olarak okunmaktadır. Ülkemizde eğitimin sorunları ve bunlarla ilgili olarak paydaşların önerileri en kapsamlı şekilde eğitim şuralarında tartışılır. Bu şuranın kararları Milli eğitim bakanlığına tavsiye niteliğinde olup, şura öğretmen, meslek kuruluşları, akademisyen ve bakanlık personelinden oluşur. 6 Aralık 2014 tarihinde yapılan 19. Milli Eğitim Şurasında alınan diğer kararların yanında,” Osmanlıca dersini Anadolu İmam Hatip Liselerinde zorunlu, diğer liselerde seçimli ders olması” şeklindeki tavsiye kararı bu şuranın en çok tartışılan kararı olmuştur. Bu çalışmada bu tarihten itibaren 2 aylık süreçte gazetelerde Osmanlı Türkçesi ile lehte ve aleyhte konumlandıran ikişer gazeteden konu ile ilgili haber, yorum ve köşe yazıları nicel içerik çözümlemesi ile incelenmiştir. Çalışmanın en önemli sonuçları arasında özünde eğitimsel olan konu politik zeminde tartışıldığı ve taraftar oluşturma çabaları içinde işlenmiş olduğu tespit edilmiştir. Bilimsellik ölçütü açısından, her taraf kendi görüşüne uygun fikir, bilgi, kültürel kalıp ve delillerini kullanmıştır. Anahtar Kelimeler: Osmanlıca, dil eğitimi, tarihi dil, içerik analizi NİZAMİ’NİN HÜSREV Ü ŞİRİN, ALİ ŞİR NEVAİ’NİN FERHAD Ü ŞİRİN, FUZULİ’NİN LEYLA VÜ MECNUN ESERLERİ ÜZERİNDEN AŞKIN MERHALELERİ Sibel ÜST ERDEM 12. yüzyıldan başlayarak yeşeren İslami Dönem Türk Edebiyatı, 16. yüzyılda klasikleşerek zirvesine varmış, akabinde Tanzimat dönemiyle birlikte edebiyat anlayışı değişmiş, Klasik Türk Edebiyatı geride bıraktığı bakiyeleri ile Dünya Klasikleri içerisinde önemli bir yer edinmiştir. Doğu edebiyatının estetik eserleri içerisinde Hüsrev, Ferhad ve Mecnun aşkı temsil eden ve aşkın farklı boyutlarda işlendiği üç kahraman olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kahramanların Doğu dünyası edebiyatından Klasik Türk edebiyatına da sızdığı görülmektedir. Bu edebiyat içerisinde Hüsrev, Ferhad ve Mecnun isimleri merkezinde aşkın çeşitli merhalelerinin anlatıldığı kurgu metinler oluşturulmuştur. Türk edebiyatında bu anlamda ilk mesnevi Kutb’un Hüsrev ü Şirin isimli eserinden bu yana bu kahramanlar çok çeşitli kurgu metinlerde kullanılmıştır. Aşk denince akla ilk gelen isimler Hüsrev, Ferhad ve Mecnun olmuştur. Bu isimler gerçeklik bağlamından çıkarak efsanevi bir kişilik kazanmışlar ve edebiyatımızın mazmun ve imgesel değeri olan kelimelere dönüşmüşlerdir. Bu bildirimizde Nizami’nin Hüsrev ü Şirin, Ali Şir Nevai’nin Ferhad ü Şirin, Fuzuli’nin Leyla vü Mecnun eserleri üzerinden aşkın merhaleleri, Hüsrev, Ferhad ve Mecnun kahramanları bağlamında aşkın yolculuğu ve serüveni üzerinde durulacaktır. Anahtar Kelimeler: Hüsrev, Ferhad, Mecnun, Aşk, Divan Edebiyatı, Klasik Türk Edebiyatı 150 VII. Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Kongresi / 8-10 Mayıs / Nevşehir İNSANIN YETİŞTİRİLMESİNDE TARİHİN ROLÜ Prof.Dr. Mustafa Ergün Tarih sadece geçmişi aydınlatmak için yapılmamakta, belki bundan daha ziyade geleceği aydınlatmak için yapılmaktadır. Tarihi, şimdiki ve gelecek kuşaklar açısından bir “eğitici” gibi görebilir miyiz? Tarih, hem tarihçiler tarafından geçmişin yeniden kurulması (anlamlandırılması) hem de bu tarihe göre “kurulan” kişiler ile geleceğin de kurulma çabasıdır “Bugünü kontrol eden geçmişi de kontrol eder. Geçmişi kontrol eden geleceği de kontrol eder”. (G.Orwell,1984). “Geleceği bilmek istiyorsan, geçmişi incele; çünkü gelecek geçmişin içinde gizlidir.” Konfüçyus Tarih geçmişin günümüzden görünüşüdür, tarihi geçmiş her zaman günceldir; dolayısıyla tarihi bilgi ve belgeler günümüz bakış açısıyla yapılandırılır. Bu dünyada sadece insan tarih yapmaktadır. Dünyada soyut düşünebilen, zamanı üç boyutlu olarak algılayan ve bunun bilimini yapan tek canlı insandır. Homeros’tan Tukidides’e Yunan tarihçiler, tarihteki olaylardan gelecek nesiller için ders çıkarmaya, tarihi bir “eğitici” gibi görmeye çalışıyordu. Yunan tarihçilerinden Plutark, seçtiği tarihi kişilerle tarihi olaylar üzerinden okuyucuya ders vermeye çalışır. Ona göre tarih, yeni nesillere güzel örnekler göstermelidir. Tarihteki kötü olaylar kaydedilse bile, bunlardan çıkarılacak dersler de yorumlanmalıdır. Tarih geçmişi ve günümüzü aydınlatır ve bizi daha iyi bir geleceğe hazırlar. Geçmişine güvenmeyen ve geleceğinden korkan insan sadece şimdiki zaman boyutunda yaşamak isteyebilir. İnsan kendini “şimdi”de sıkıştırır. Tarihi ve geleceği olmayan bir insan çıkar karşımıza. En azından iki kez yoksullaştırılmış bir varlık! Sağlıklı insan geçmiş, şimdi ve gelecek boyutları olan bir insandır. Modern çağda sanayiin istediği nitelikli işgücü ve ulus-devletlerin istediği “milli” vatandaş tipi insanlar yetiştirildi. Şimdi de ulus devletlerin oluşumunda, bir ulusun tarihi geçmişi insanların bilincine yerleştirilmeye çalışılıyor. Tabi bunun için ortak bir dil, ortak bir kültür, ortak bir tarih ve ortak bir gelecek oluşturulmaya çalışılıyor. Ulus devletler özellikle kurdukları ilköğretim sistemi vasıtasıyla önce devletin bütün vatandaşlarını ortak bir dilde birleştirdiler, sonra hızla bu dilin üstüne ortak kültürü kurmaya başladılar. İnsanlar artık kendi tarihi-coğrafi ve sosyal gerçekliği üzerinde; kendi masalları, korkuları, ümitleri, gelecek hedefleri doğrultusunda yetiştirileceklerine, küresel güçlerin oluşturduğu sanal bir gerçeklik üzerinde, onların hedefleri doğrultusunda yetiştirilmektedir. Belki bu güçlerin istekleri doğrultusunda gerçekleşecek küresel barış için ulusal ve dini tarihlerin karakterleri bozulacak, “yeni tarih”ler yazılacaktır. Anahtar kelimeler: Tarih, eğitim, tarih eğitimi, ulus devlet 151