Taşıyorum - ss tüm motorlu taşıyıcılar kooperatifleri merkez birliği
Transkript
Taşıyorum - ss tüm motorlu taşıyıcılar kooperatifleri merkez birliği
editörden EYLÜL 2011 YIL: 10 SAYI: 99 hanifiogus@tasiyorum.com İÇİNDEKİLER S Cemil OK: Birlikten Kuvvet Doğar 2 Devlet BAHÇELİ: Bahçeli’nin kamyoncularla keyifli sohbeti. 3 Hakan BAYMAN: Liderliği sürdürmek için çalışmalarımız devam edecek. 7 Fevzi APAYDIN: Kamyoncu esnafı zor günler geçiriyor. 12 Canip ASLAN: ÜDY-DER’in doğuşu yorum 26 Av. Barbaros ASLAN: Kooperatif denetçileri hakkında M. Hanifi Oğus 30 evgili taşıyıcı esnafı, Kabul edilen ve yürürlüğü giren teşvik paketi esnaf ve sanatkarları kapsamıyordu. Ancak hem işveren ve vergi mükellefi sayısının artmasının, hem de işsizliğin azalmasının teşviki için 5362 sayılı Kanun kapsamında olup yeni faaliyete başlayan esnaf ve sanatkarlar 5 yıl süreyle gelir ve katma değer vergisinden muaf tutulmalıdır. Karayolu taşımacılığında da “ÖTV” kalksın Deniz ve hava taşımacılığında olduğu gibi karayolu taşımacılığında faaliyette bulunanlara da ekonomide canlılığın sağlanması için akaryakıttan ÖTV alınmamalıdır. Bireysellik güç kaybettirir S.S. Tüm Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifleri Merkez Birliği olarak bireysel çalışmanın taşımacıların tek başına mücadele etmesinin zor olduğunu vurguluyoruz. Birleşme kaçınılmazdır. Kurumsal şirketler bireysel kamyoncular karşısında her zaman güçlüdür. Maaşı belli olmayan bir sektörün elemanları evlerine ekmek götürmek için, çocuklarının okul masrafını karşılamak için verilen taşıma fiyatına razı gelirken kurumsal şirketler önünde bir kez daha ezildiği de göz önünde... Çağımız artık örgütlenme ve kurumlaşma çağıdır. Bireysel kamyoncuların yaşam alanları daralmıştır. Bireysel kamyoncuların örgütlenmeleri gereklidir. Taşıyıcı enflasyonu yüzde 80 Türkiye’de taşımacılığın yüzde 90’ı karayoluyla yapılırken, taşımacılık yapanların yüzde 80’i de bireysel kamyoncu. Bireyselliğin bu rakama ulaşmasındaki asıl sebebi ise sektörün kendisine ait belli bir yasasının olmamasıdır. Lojistik merkezlerinin biran önce oluşturulması gereklidir. M. Hanifi OĞUS İmtiyaz Sahibi: S.S. Tüm Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifleri Merkez Birliği adına Cemil OK Yayın Kurulu Başkanı: İhsan TEMEL Genel Koordinatör ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: M. Hanifi OĞUS hanifiogus@tasiyorum.com Danışma Kurulu: Tevfik Şarkkaya, İlker Eroğlu, Rıza Atak, Hüseyin Koçan, Hüseyin Erhan, Fahrettin Baru, Veysel Sarı, Cemal Özdal, Mustafa Bolel, Gıyasettin Argüç, Celil Anık, Orhan Yılmaz Merkez: G. Mustafa Kemal Bulvarı, Esetel Apt. No: 18/16, Kızılay - ANKARA İdare Yeri: Barbaros Bulvarı, No: 13/A, Beşiktaş / İSTANBUL Tel: (0212) 261 23 12 - (0212) 236 41 18 İlan Rezervasyon: Aslı DİDARİ 0533.356 11 01 - 0212 570 87 03 Yayına Hazırlık: AVRASYA YAYINCILIK haber@tasiyorum.com Kartaltepe Mah. Limon Çiçeği Sok. Ak Apt. No: 20/8 İncirli - Bakırköy / İSTANBUL Tel: (0212) 570 87 03 - 466 21 39 Fax: (0212) 543 12 54 info@avrasyayayincilik.com Halkla İlişkiler: Özlem KARATAŞ Haber: İrem AKTAŞ ERCANLAR Tasarım, Ofset Hazırlık: Gökçe AVSEVEN Baskı: Aylık, Sektörel Yayın S.S. Tüm Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifleri Merkez Birliği düzenleyeceği seminerde sorunlarını tartışacak BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR Ülkemiz taşımacılığında faaliyet gösteren araç sayısı AB’nin toplam araç sayısına ulaşmaktadır. Yük - eşya taşımacılığının yüzde 50 dolaylarında atıl kapasite bulunmakta ve aşırı yüklemeler de atıl kapasiteyi daha da arttırmaktadır. Mesleğe girişi disiplin altına alacak ve her isteyenin kolayca mesleğe girişini önlemek ve zaman içinde de mevcut atıl kapasiteyi makul seviyeye çekmek için yeni politikalar geliştirilememiştir. Ne yazık ki, halkın mağduriyeti bir avuç üretim firmasının menfaatlerine feda edilmiştir. 02 D eğerli esnaf arkadaşlarım, yeniden birlikte olmanın mutluluğu ile hepinizi sevgiyle selamlarım… Günümüzde taşımacılık, taşımacılığın sistemler arasında organize edildiği ve ulusal kurumlarla işbirliği yaptığı bölgesel ve bölgelerarası hatta uluslararası organizasyonların yapıldığı bir sektör olarak karşımızda durmaktadır. Bu genel tespitten sonra ülkemiz taşımacılığının yapısına baktığımızda, taşımacılık şirketler, kooperatifler ve bireysel taşımacılar tarafından yapıldığını görüyoruz. Ülkemiz taşımacılığında faaliyet gösteren araç sayısı AB’nin toplam araç sayısına ulaşmaktadır. Yük-eşya taşımacılığının yüzde 50 dolaylarında atıl kapasite bulunmakta ve aşırı yüklemeler de atıl kapasiteyi daha da arttırmaktadır. Mesleğe girişi disiplin altına alacak ve her isteyenin kolayca mesleğe girişini önlemek ve zaman içinde de mevcut atıl kapasiteyi makul seviyeye çekmek için yeni politikalar geliştirilememiştir. Ne yazık ki, halkın mağduriyeti bir avuç üretim firmasının menfaatlerine feda edilmiştir. Her kamyoncu gizli bir vergi rekortmenidir Değerli meslektaşlarım; taşıyıcı esnafı, Türk ekonomisine katkılarından dolayı ülkemizin gizli kahramanlarıdır. Her kamyoncu benim nezdimde birer vergi rekortmenidir. Bir kamyoncunun bir ay içinde mazota en az 6-7.000 TL para veriyor. Bunun yüzde 60’sını ise devlete verilen vergi oluşturuyor. Bir başka deyişle ayda 4-5, yılda ise 60 bin TL devlete veriyoruz. İşte bu nedenle kamyoncu vergi rekortmenidir diyoruz. Bütün bunlara rağmen, bizler de sabrederek, sektörümüzü önümüzdeki süreçte derleyip toplayarak gelişmiş ülkelerdeki taşıma normlarına erişeceğimize inanıyorum. Aynı zamanda ilgili bakanlıklar ve genel müdürlüklerin değerli çalışanlarıyla beraber eksiklerimizi tespit edip doğru bir çerçevede değerlendiriyoruz ve sonra bu yapımızı pekiştirip rayına oturtacağımızdan hiç şüphe duymuyorum. Zaten Sayın Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım ile gerçekleştirdiğimiz görüşme de bu çabalarımızın bir göstergesidir. Önümüzde ki yıllarda esnafımızı güzel günler beklediğine inanmak istiyoruz ve bütün çabamız da bunun için. Tabi ki istek ve beklentilerimize kavuşabilmemiz için bizlere de iş düşüyor. Haklarımıza kavuşabilmemiz için çıktığımız bu yolda en büyük gücümüz birlikteliktir. Bir toplumun çağdaşlığı günümüzde örgütlülüğüne bağlıdır. Sosyal ile toplumsal kesimleri, toplumun yaptırımları karşısında hak ve menfaatleri korur ve müdafaa ederken ekonomik örgütlülük de ekonomik kesimlerin toplum içindeki ekonomik mücadelelerinin bir sonucudur. Birliktelikler, bireylerin bir araya gelerek kendi dışındaki ekonomik rakiplerine karşı güç olma güdüsünün bir ürünüdür. Günümüz dünyasında hiçbir ekonomik birikim, kuruluş ve ülke kendi başına ve dünyadan soyut olamamaktadır. Bu düzen içerisinde bizlerde tek başımıza duramayız. Taşıma sektörünün birer elemanı olan biz kamyoncuların bu düzen içerisinde birlikte durup haklarımızı birlikte kararlaştırarak tek ses olarak iletmemiz ayakta durabilmemiz için birinci şarttır. Kooperatif şeklinde kurumlarımızın bu gerekleri yerine getirerek taşımacılıkta belirleyici durma gelmemiz bizim amacımızdır. Atalarımızın belirttiği gibi; “Bir elin nesi var iki elin sesi var.” Seminer sektörümüzü kucaklayacak Sevgili meslektaşlarım, bir diğer önemli konuya gelecek olursak 17-20 Kasım tarihleri arasında Antalya Kemer’de bulunan Grand Haber Hotel’de taşıma sektörünün sorunlarının tartışılacağı bir seminer düzenleyeceğiz. Sorunlarımızın duyurulması ve çözümü için çok büyük önem taşıyan seminere Sayın Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım konuşmacı olarak teşrif edecekler. Ayrıca Ulaştırma Bakanlığı’dan ilgili yetkililer ile Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan uzmanlar da seminerimizde bir araya gelecek. İşte tam bu noktada birlik olmanın önemi ortaya çıkıyor ve siz sevgili meslektaşlarımdan seminere gerekli katılımı göstermenizi rica ediyorum. Hepinize bol kazançlar dilerim… Yolunuz açık olsun… Cemil OK Merkez Birliği Genel Başkanı Taşıyorum BAHÇELİ’DEN KAMYONCULARA M SICAK İLETİŞİM HP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Denizli programı dönüşü Afyonkarahisar’da kamyoncuların konakladığı bir tesiste sürücülerle yaptığı sohbet, internette tıklanma rekoru kırdı. Ciddi duruşu ve tavırlarıyla bilinen Bahçeli’nin kamyoncularla sohbeti sırasında cebindeki tesbihi çıkartıp, ‘şoförler gibi poz verelim’ diye espri yapması, yüzük ve gres yağı ile kamyoncularla ilgili film sohbeti yaparken hem güldü, hem de güldürdü. MHP Lideri Bahçeli, partisinin üç günlük Denizli programının ardından Ankara’ya dönüş yolunda, Afyonkarahisar’da kamyoncuların konaklayarak dinlendiği bir tesiste mola vermişti. Yanında partilileri olduğu halde, kamyon şoförlerinin oturduğu masaya geçerek burada bulunan şoförlerle uzun uzun sohbet ettiği video görüntüleri, sosyal paylaşım sitelerinde yayınlanmaya başladı. Kamyoncuların hayatı film olur Bahçeli, burada kamyon şoförlerine, her alanda dizi yapıldığını belirterek, neden bir kamyoncu dizi filmi yapılmadığını, kamyon şoförlerinin hayatının her anının ayrı bir dizi konusu olduğunu söyledi. Kamyon şoförü ise, “Oscar bile alırız başkanım” deyince, Bahçeli; “Sen Oscar’ı nereden biliyorsun” diye espriyle sordu. Kamyoncunun; “Ara sıra televizyon da izliyoruz, Antalya’da her yıl veriliyor, sanırım” sözlerine Bahçeli; “Antalya’da Altın Portakal var. Bizim Adana’da da Altın Koza var, iki gün önce bitti. Ben bir tek Ayhan Işık ve Türkan Şoray’ın oynadığı ‘Otobüs Yolcuları’ adlı filmi var, onu hatırlıyorum” diyerek, filmi anlattı. Kamyon şoförlerinin içinde bulunduğu sorunları da dinleyen Bahçeli, İstanbul’da araba vapurlarında kamyon şoförlerinin boğazdan karşıdan karşıya geçerken yukarıdaki iskeleye çıkıp çay içmeleri sırasındaki diyaloglarını da espriyle anlattı. Bahçeli, şoförlerin “Üstümde 12 ton vardı, Hereke yokuşunu çıkarken akisi kırdık, sohbetlerini dahi dizi yapabilirsin” sözleri tesiste bulunan şoför ve partililerin gülmelerine neden oldu. Bahçeli’nin sohbet sırasında; “Yağların içindeki en güzel yağ gres yağı, bununla bilyeleri şöyle bir yağlarsın” sözlerine kamyon şoförü; “Siz de mi şoförsünüz yoksa başkanım” diye karşılık vermesine, Bahçeli, “Hem de nasıl” diye gülerek cevap verdi. Bahçeli, kamyon şoförlerinin ellerini üstübü ile sildiğini hatırlatırken, kamyoncular, bunun kendilerinin havlusu olduğunu söyledi. Bahçeli ise; “Hala üstübü varsa, dünyada demek ki hiçbir şey değişmemiş” dedi. Hediye yüzüğü kabul etmedi Esprili sohbetler sırasında Bahçeli, bir ara masadaki diğer kamyoncunun yüzüğüne bakmak istedi. Yüzüğü eline alarak inceleyen Bahçeli’ye kamyoncu yüzüğü armağan etmek isteyince, Bahçeli; “Olmaz, benim de var yüzüğüm, kendi yüzüğümü göstermek için senin yüzüğünü görmeyi bahane ettim” diyerek, cebinden çıkardığı yüzüğü takarak şoföre gösterdi. Bahçeli’den kamyoncu pozu Kahkahalarla süren sohbetin ardından MHP Lideri Bahçeli, daha sonra bir kamyoncunun koluna girerek kamyon parkına kadar birlikte yürüdü. Şoförlerle birlikte kamyonların önüne gelen Bahçeli; “Tespih çıkarmadan olmaz” diyerek, cebindeki tespihi çıkartarak kamyon önünde şoförlerle birlikte poz verdi. 03 G ETiS LOJiSTiK’E 40 ADET MAN TGS WW übretaş A.Ş.’nin kara ve deniz nakliyesindeki çözüm ortağı olan Etis Lojistik filosunu 40 adet MAN TGS WW 19.400 çekici ile güçlendirdi. Araçlar, MAN Ankara Akyurt tesislerinde gerçekleşen teslimat töreni ile Etis Lojistik Genel Müdürü Ahmet Koç’a teslim edildi. Etis Lojistik tarafından gerçekleştirilen dev yatırım ile ilgili düzenlenen teslimat törenine, MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. İstanbul Şubesi Satış Direktörü Aydın Yumrukçal, MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. İstanbul Şubesi Satış Müdürü İbrahim Altun, MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. Pazarlama Müdürü Kürşad Söylemezoğlu, Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı İlhami Teke, Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürü Abdullah Kutlu, Türkiye Finans Katılım Bankası Genel Müdürü Veysel Derya Gürerk, Gübre Fabrikaları T.A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Koca, Negmar Denizcilik Yatırım A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Koç, İstanbullines Denizcilik Yatırım A.Ş. Genel Müdürü Süleyman Pektaş ve Etis Lojistik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Koç katıldı. Teslimat töreninde konuşan MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. İstanbul Şubesi Satış Direktörü Aydın Yumrukçal, Etis Lojistik ile gerçekleşen işbirliğinin uzun yıllar devam edeceğine inandığını ifade etti. MAN TGS WW 19.400 çekicilerin kullanım kolaylığının yanında birçok avantajı da müşterilerine sunduğunu belirten Yumrukçal; “MAN TGS WW 19.400 çekicilerimiz faydalı yük miktarını artırarak, kısa sürede daha çok yük taşınmasını mümkün kılıyor. Dolayısı ile kullanıcılar hem yakıttan, hem zamandan hem de enerjiden tasarruf ediyorlar” dedi. Müşteri memnuniyeti ve zamanında teslimat ilkelerinin kendileri için son derece önemli olduğunu söyleyen Etis Lojistik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Koç ise; “Şirket olarak daima en iyi hizmeti sunmayı hedeflemekteyiz.” PLASTNAK FİLOSUNA 1 DAF VE TIRSAN İLE GENİŞLETTİ 996 yılından bu yana Uluslararası Nakliye sektöründe faaliyet gösteren Plastnak filosuna 5 takım DAF CF85.460 ve Tırsan Semi-treyler aracı kattı. DAF-Tırsan Samandıra tesislerinde düzenlenen tören ile firma son alımları ile birlikte filosundaki araç sayısını 40 çekici ve 50 semi-treylere çıkarttı. Plastnak A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Çakmak, teslimat töreni esnasında Tırsan ve DAF’ı tercih etme nedenlerini şöyle açıkladı: “Aslında bu alımımızı büyük bir dönüşüm projesinin bir etabı olarak değerlendirmek gerekir. 10 yıl önce aldı- 04 ğımız bir stratejik karar neticesinde filomuzu büyütüyor ve tamamını DAF ve Tırsan ürünlerinden oluşturuyoruz. DAF dünya arenasında kendini ispat etmiş sağlamlığı ve güvenilirliği ile ön plana çıkan bir araç. Bu denli kaliteli bir çekici de ancak Tırsan kalitesinde bir semi-treyler tamamlayabiliyor. Uzun yıllardır sürdürdüğümüz yakın ilişki de biz Tırsan’ı bir araç satıcısından öte bir stratejik çözüm ortağı olarak görüyoruz. Tırsan’ın yerli bir marka olarak öncelikle kendi pazarında ve bunun ötesinde Avrupa’da da gösterdiği başarılardan gurur duyuyoruz.” F ANADOLU ISUZU’DAN ERZURUM’A TESLİMAT ilolarını Anadolu Isuzu’nun N serisi kamyonları ve D Max’leri ile güçlendiren Erzurumlu sektör liderleri araçlarını Anadolu Isuzu Erzurum Bayii Sönmezler Otomotiv’in iftar yemeğinde teslim aldı. 17 adet N Serisi kamyon/kamyonet, 6 adet D-Max ve 1 adet Turkuaz tesliminde konuşan Anadolu Isuzu Satış Müdürü Efe Yazıcı; “2010 yılının zor şartlarına rağmen ‘şampiyon’ lakaplı N Serisi araçlar ile 5-16 Ton segmentinde yılı lider kapattık ve 2011 yılında da pazar liderliğini kimseye kaptırmayacağız” dedi. Satışı gerçekleştiren Sönmezler Otomotiv’in Genel Müdürü Yunus Sönmez de bir konuşma yaptı. Konuşmasına satış ve satış sonrası hizmetleriyle 5 Yıldızlı Servis olduklarına dikkat çekerek başlayan Yunus Sönmez şunları söyledi; “Isuzu modelleri; düşük yakıt tüketimleri, uygun satış sonrası giderleri, uzun bakım aralıklarının yanı sıra kaliteli, konforlu özellikleri ile toplu taşımacılık sektörünün öncelikli tercih edilen markası haline gelmiştir. 5 yıldızlı Sönmezler Otomotiv olarak satış sonrası hizmetlerimizle müşterilerimize dört dörtlük hizmet vermeye devam edeceğiz.” Anadolu Isuzu Satış Müdürü Efe Yazıcı, Bölge Satış Şefi Atakan Gürler, Otobüs Satış Şefi Onur Çetinkaya ve Sönmezler Otomotiv Genel Müdürü Yunus Sönmez’in ev sahipliğini O POLONYA’NIN İLK KENTLERİ HİZMETE HAZIR tokar’ın 12 metrelik tasarım ödüllü Kent 290LF otobüsleri Polonya’nın Tarnow şehrinde kullanılacak. Sipariş edilen 8 adet KENT, şehiriçinde yolcu taşımacılığı yapacak. Tarnow Belediyesi’nin Gran firması aracılığıyla Otokar’dan sipariş ettiği otobüsler aynı zamanda Polonya’nın ilk KENT’leri olacak. Otokar, geçtiğimiz aylarda Polonya’nın Przemysl şehrinde kullanılmak üzere 12 adet DORUK LE ihracatı da gerçekleştirmişti. Konuyla ilgili açıklama yapan Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, Kent LF’nin modern şehiriçi toplu taşımacılık ihtiyaç- 06 yaptığı törene; Erzurum Otobüsçüler Derneği Başkanı Hamza Özkan, Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Lütfü Yücelik, İş Bankası Erzurum Şube Müdürü Erkan Cebe, Yapı Kredi Bankası Erzurum Şube Müdürü Harun Altun ile Kuveyt Türk Katılım Bankası Erzurum Şube Müdürü Özkan Özdemir katıldı. ları gözetilerek tasarlandığını belirterek; “Kent LF, kısa sürede Türkiye ve Avrupa’da birçok belediye tarafından benimsendi ve kullanılmaya başlandı. Düşük işletme giderleri, yolcu taşıma kapasitesi, çevreciliği ve engelli yolcu taşıma kabiliyeti ile kamu hizmeti için ideal bir araç olan ve tüm tasarımı Türk mühendisleri tarafından yapılan Kent LF, aynı zamanda tasarım ödülü sahibi. Avrupa’nın önemli şehirlerinin caddelerinde artık yalnızca Türkiye’de üretilen değil, aynı zamanda Türkiye’de tasarlanan, Türk mühendislerinin el emeği olan araçların boy gösteriyor olması da bizim için ayrıca gurur verici” diye konuştu. Taşıyorum M DÜŞÜK HAVA BASINCI YÜKSEK RİSKTİR ichelin, düzenlediği test sürüşü aktivitesiyle düşük lastik basıncının tehlikelerine dikkat çekti. Düzenlenen test sürüşü aktivitesiyle; katılımcılar, düşük lastik basıncının negatif etkilerini karşılaştırmalı olarak deneme fırsatı buldu. Michelin, ‘Lastikte Doğru Hava Basıncı’ aktiviteleriyle uzun yıllardır ciddi bir karayolu problemine işaret ediyor. Sadece Türkiye’de değil, 2003-2010 yılları arasında, 28’i Avrupa ülkesi olmak üzere 36 ülkede gerçekleştirilen araştırmalar sonucu, üç sürücüden ikisinin trafikte gerekli havaya sahip olmayan lastiklerle seyrettikleri ortaya çıktı. Michelin’in “düşük hava basıncı yüksek risktir” sloganıyla düzenlediği test sürüşü, İstanbul Park Pisti’nde hazırlanan özel parkurda, eğitmenler eşliğinde gerçekleştirildi. Katılımcılar, birbirinin aynı özelliklerdeki iki otomobili hem doğru hava basınçlı lastiklerle hem de hava basıncı yüzde 25 düşürülmüş lastiklerle kullanma fırsatı buldu. Slalomda ağırlık transferi, ıslak-kuru zeminde viraj dönme ve frenaj kabiliyetlerinin sınandığı test sonucunda tüm katılımcılar, düşük hava basınçlı lastiklerin otomobilin güvenli sürüş kabiliyetine ne derecede negatif etki ettiği konusunda fikir birliğine vardı. Michelin’in “Lastikte Doğru Hava Basıncı Test Sürüşü” keyifli aktivitelerle de desteklendi. Hazırlanan parkurda zamana karşı bir yarış yapan katılımcılar, sürüş yeteneklerini de güvenli bir şekilde sınama fırsatı buldu. Fransız markanın 2011 yılında Dünya Ralli Şampiyonası’na dönüşünü simgeleyen co-drive etkinliği ise gerçek bir şova dönüştü. Şampiyon pilot Fatih Kara’nın Michelin lastikli Fiat Palio Super 1600’ünün sağ koltuğunda co-pilot’luk yapan katılımcılar, unutamayacağı anlar yaşadı. BRİSA YARIYIL FİNANSAL SONUÇLARI AÇIKLANDI D ünyanın en büyük lastik üreticisi Bridgestone ve Sabancı Holding ortaklığıyla faaliyet gösteren Brisa 2011 ilk yarıyıl finansal sonuçlarını açıkladı. Haziran 2011 döneminde geçen yılın aynı dönemine göre cirosunu yüzde 39 oranında artırarak 603 milyon 815 bin TL net satış geliri elde etti. Brisa’nın net kârı ise yine geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29 artışla 27 milyon 240 bin TL’ye ulaştı. Brisa öte yandan geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 38 artışla 215 milyon 47 bin TL’lik ihracat gerçekleştirdi. Şirketin, 2011’in ilk yarısına ait finansal verilerine ilişkin olarak bugün Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamanın ardından Brisa Genel Müdürü Hakan Bayman sonuçları değerlendirdi. Bayman yaptığı değerlendirmede; “2011’in ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre gözle görülür bir büyüme sağladık. İhracatımızdaki artışla global marka olma yolundaki hedeflerimizde emin adımlarla ilerlediğimizi görüyoruz. Bu sonuçlardan oldukça memnunuz” dedi. Hakan Bayman sözlerine şöyle devam etti; “Son dönemde ekonomik iklimde çalkantılar kendini gösterse de yılın ikinci yarısında da ilk 6 aylık satış performansımızı artırarak sürdürmeyi hedefliyoruz. Bu hedeflerimiz karşısında küresel ekonomik koşulların sertleşme olasılığı bulunsa da, Brisa olarak paydaşlarımıza ve Türk ekonomisine değer üretme gücümüzdeki istikrar için almış olduğumuz önlemleri tavizsiz bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz. Yenileme pazarındaki liderliğimizi sürdürme yönündeki çalışmalarımız tüm hızıyla sürecek.” 07 Brisa Genel Müdürü Hakan Bayman M MEDETOĞULLARI’NA TAZE KAN edetoğulları Uluslararası Taşımacılık ve Nakliyat teslim aldığı yeni Volvo FH16 700Bg 6x4 Euro5 çekici ile Medetoğulları, yatırımlarına devam ediyor. 1996 yılında Asim Medetoğlu tarafından kurulan Medetoğulları Uluslararası Taşımacılık, sürekli olarak gelişimini sürdürerek sektörünün önde gelen firmalarından birisi olarak dikkat çekiyor. Medetoğulları, sürekli gelişen lojistik dünyasının ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalarına devam ederek uluslararası standartta Global Lojistik şirketi olarak hizmet veriyor. Medetoğulları Uluslararası Taşımacılık, yeni teslim aldıkları Volvo FH16 700Bg 6x4 çekici ile de kaliteye verdikleri önemi bir kez daha kanıtlıyor. Özellikle uzun yol taşımacılığındaki performansıyla işletmecilerin vazgeçemediği Volvo FH16 700Bg 6x4 çekiciler, kalite, dayanıklılık ve karlılık anlamında fark yaratırken, yakıt verimliliği ve mükemmel sürüş özellikleri ile de Medetoğulları’nın tercihi oluyor. Medetoğulları Taşımacılık adına teslimat törenine katılan Medetoğulları Taşımacılık Genel Müdürü Ömür Medetoğlu, yaptığı açıklamada; “Vizyonlarımız doğrultusunda amaçlarımıza ulaşmamızın en önemli şartlarından biri kaliteli iş ortaklarına sahip olmaktır. Bu nedenle Volvo Kamyon ile işbirliği içinde olmak bizleri her zaman son derece memnun etmiştir” dedi. Volvo Kamyon adına Medetoğulları Uluslararası Taşımacılık’a yeni çekicisini teslim eden Volvo Kamyon Satış Temsilcisi Kayahan Ferizcan ise; “Volvo Kamyon olarak özellikle taşımacılık sektöründe kalitesiyle övgü toplayan Medeto- ğulları gibi saygın bir firmayla çalışmaktan çok mutluyuz. Verimlilik anlamında müşterilerine her zaman daha iyi sonuçları sunmayı hedefleyen Volvo Kamyon’u seçtikleri için kendilerine teşekkür ederiz” dedi. MERCEDES-BENZ TÜRK, T TFF İLE SÖZLEŞMESİNİ UZATTI ürk Milli Futbol Takımları ana sponsorluğunu 1996 yılından bu yana sürdüren Mercedes-Benz Türk, sponsorluk kapsamında özel tasarlanan Milli Takım oto-büsünün yanı sıra, otobüs, otomobil ve hafif ticari araçlardan oluşan bir Mercedes-Benz filosunu Türkiye Futbol Federasyonu’nun hizmetine sunuyor. Sponsorluğunun 15’inci yılında filodaki mevcut araçları yenileyen Mercedes-Benz Türk, sözleşmesini 2014 yılına kadar uzattı. Yapılan törene TFF Başkan-vekili Lutfi Arıboğan, Milli Takımları Teknik Direktörü Guus Hiddink, Fut- 08 bol Fe-derasyonu yetkilileri, A Milli Futbol Takım sporcuları, Mercedes-Benz Türk Di-rektörler Kurulu Başkanı Wolf-Dieter Kurz, Mercedes-Benz Türk Pazarlama ve Satış Direktörü Süer Sülün ve Mercedes-Benz Türk yöneticileri katıldı. Yeni dönemde Türkiye Futbol Federasyonu’nun kullanımına sunulacak 20 adet B-Serisi, 33 adet C-Serisi, 4 adet E-Serisi, 1 adet MLSerisi, 1 adet R-Serisi, 3 adet S-Serisi, 4 adet Vito, 3 adet Viano, 2 adet Sprinter, 2 adet Tourismo ve 1 adet Travego ile filodaki araç sayısı 74’e çıkacak. Taşıyorum S SPASTİK KOLON HASTALIĞI (İRRİTABIL BAĞIRSAK SENDROMU) pastik kolon hastalığı karında kramplar, ağrı, şişkinlik, kabızlık veya isal ile karakterizedir. Hastalık çok fazla rahatsızlık vermesine rağmen bağırsakta kalıcı hasar yapmaz veya kansere dönüşmez. Erişkin nüfusun yaklaşık yüzde 20’sinde spastik kolona uyan semptomlar vardır. Hastaların yarısında semptomlar 35 yaştan önce başlar ve kadınlarda daha sıktır. Sindirim sisteminin hareket bozukluğu ile karakterize nedeni tam belli olmayan bir hastalıktır. Hastalardaki şikayetler • Şişkinlik ve gaz (son 12 ayda en az 12 hafta süreli, sürenin bir parça halinde olması gerekmez) • Büyük abdestte mukus • Kabızlık • İshal, özellikle sabah bir şeyler yedikten sonra • Büyük abdeste çıktıktan sonra boşalmama hissi • Ani tuvalete gitme ihtiyacı • Bağırsak hareketleri ile azalan karın ağrısı Bağırsak dışı şikayetler • Halsizlik, yorgunluk • Eklem ve adale ağrıları • Baş dönmesi • Konsantrasyon bozukluğu, uyku bozukluğu • Atipik göğüs ağrıları • Ağrılı adet görme • Cinsel istek azlığı • İdrar problemleri Spastik kolonla ilişkisi olmayan şikayetler • Kanama • Ateş • Kilo kaybı • Sürekli ağrı Bu yakınmalar mevcutsa spastik kolon dışında bir hastalık vardır. Bağırsağın inflamatuvar hastalıkları, polip veya kanser olabilir. Spastik kolon tanısı nasıl konulur? Spastik kolon hastalığınız olduğunu düşünüyorsanız ilk yapacağınız iş doktora başvurmaktır. Tanıda hikaye ve fizik incelenme önemlidir. Kesin tanı için spesifik bir test yoktur. Tanısal yöntemler başka hastalıkların olmadığını göstermede kullanılır. Kullanılan testler büyük abdest incelemeleri, kan tahlilleri, baryumlu kolon grafisi, sigmoidoskopi ve kolonoskopidir. Sigmoidoskopi ve kolonoskopide doktor ucunda kamera olan bükülebilir bir tü- Prof. Dr. Esin ÜNLÜ Özel 29 Mayıs Hastanesi Gastroenteroloji Bölüm Sorumlusu ple barsağın içini televizyon ekranına benzer bir ekranda direkt görebilir. Test sonuçlarında başka bir hastalığa rastlanmazsa ve şikayetlerde uyumlu ise spastik kolon tanısı konulur. Özellikle spastik kolonla uyumlu olmayan şikayetleri olanlara ve 50 yaş üzerindekilere bu tahliller yapılarak tanı konulmalıdır. Tedavi Spastik kolon hastalığı olan birçok kimse doktora başvurmakta gecikir. Hastaların yaklaşık yüzde 70’i semptomları için tedavi almamaktadır. Spastik kolonun kesin bir tedavisi yoksa da şikayetleri kontrol edebilecek seçenekler vardır. Doktorunuz sizin şikayetleri kontrol edecek en uygun ilaç tedavisini, diyet değişikliklerini ve stresle baş etmenin yollarını önerecektir. Hastanın şikayetinde kabız veya ishalin hangisinin daha fazla olduğuna veya tek biri varsa ona göre kullanılacak ilaçlar değişir. Karın ağrısını azaltmak için spazm giderici ilaçlardan yararlanılır. Kişide stres fazla ise veya depresyon bulguları varsa tedaviye antidepresanlar eklenmesi gerekebilir. Stresle mücadele; • Relaksasyon eğitimleri (örneğin meditasyon) • Yürüme ve yoga gibi düzenli egzersizler • Hayattaki stresli ortamların değiştirilmesi • Yeterli uyku ile sağlanabilir. Diyet değişikliği faydalı mıdır? Bir çok hastada diyete dikkat edilmesi şikayetleri azaltır. Özellikle; • Büyük miktarlarda öğünler • Rafine buğday, arpa, yulaf • Süt ürünleri, alkol, kahve gibi kafeinli içkiler, siyah çay, gazlı içecekler • Ekşili meyveler • Kızartmalar • Kırmızı et • Suni tatlandırıcılar şikayetleri artırır Diyette lif artımı faydalıdır. Köy ekmeği, kabuklu tahıllar (müsli gibi), meyve ve sebzeler liften zengin gıdalardır. Diyetteki lifin ani artırılması şişkinlik yapabilir, bu nedenle diyetteki lif miktarı yavaş yavaş artırılmalıdır. Bu amaçla kavrulmuş kepek veya hazır lifli ürünler de kullanılabilir. Suyun bol tüketilmesi faydalıdır. Yemek küçük porsiyonlar şeklinde ve 3 ana öğüne ilaveten küçük ara öğünler şeklinde olmalıdır. Yağdan fakir, karbonhidrattan ve liften zengin gıdalar daha iyi tolere edilir. Kepekli un ve kahverengi pirinç tercih edilmelidir. 09 1 Taşıyıcıların sorunları için sektörün liderleri Antalya Semineri’nde buluşuyor 7-20 Kasım 2011Antalya Kemer Haber Grand Otel’de yapılacak ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da konuşmacı olarak katılacağı seminere Ulaştırma Bakanlığı’nın ilgili yetkilileri ile Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan uzmanlar da bir araya gelecek. S.S. Tüm Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifleri Merkez Birliği Başkanı Cemil Ok ile başkan vekili, yönetim ve denetim kuruyu üyeleri, bölge birliklerinin başkanları ile Merkez Birliği’ne bağlı tüm üye kooperatiflerin yöneticileri de katılacaklar. Taşıyıcı esnafının sorunlarının dile getirileceği ve çözüm yollarının tartışılacağı seminere katılımın yüksek olacağı ve doyurucu sonuçlar alınacağına dair beklenti yüksek. - Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımında- TAŞIMACILIK SEKTÖRÜ ANTALYA SEMİNERİNDE MASAYA YATIRILIYOR YER: 2011 Antalya Kemer Haber Grand Otel TARİH: 17-20 Kasım 2011 10 Kamyoncu Esnafı Zor Günler Geçiriyor TAŞIMACILIK SEKTÖRÜNÜN ÖNEMİ ARTMASINA RAĞMEN ESNAFIN SORUNLARI ÇÖZÜM BEKLİYOR M otorine sık sık zam yapılması her sektörü etkilediği gibi kamyoncu esnafını da etkilediğini belirten TŞOF Başkanı Fevzi Apaydın, “Sektörün en büyük sıkıntılarından biri motorin paralarıdır. Motorin fiyatlarıyla baş edecek durumumuz kalmadı. Motorin geçen yıldan bu yana yüzde 25 zam yapılırken nakliye fiyatları aynı kalıyor. Yurtiçi eşya taşımacılığı faaliyeti ile uğraşan bir esnafın kamyonu, dört dingilli ise 100 kilometrede ortalama olarak 28 litre, üç dingilli (on tekerlekli) ise 100 kilometrede 24 litre motorin yakmaktadır. Motorinin litre fiyatı 3,72 TL olup, bunun 1,87 TL’si ÖTV ve KDV’dir. Dolayısıyla dört dingilli bir kamyon 100 kilometrede 104 TL, üç dingilli olan ise aynı mesafede 89 TL tutarında motorin yakmaktadır. Ankara’dan İstanbul’a yük taşıyıp geri gelen bir kamyon yaklaşık 1.000 TL tutarında motorin yakar. Ancak, bu 1.000 TL’nin 500 TL’si ÖTV ve KDV’dir. Durmadan artan akaryakıt fiyatları, esnafımızın ödemek zorunda olduğu gelir vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, zorunlu sigorta primleri düşünüldüğünde, sınırlı sermayesine emeğini de katarak çalışan nakliyeci esnafının mesleki faaliyetini sürdürmekte ne kadar zorlandığı aşikardır. Başka ülkelerde ticaret amaçlı kullanılan ucuz motorin imkanı bizde de olmalıdır” diye konuştu. Belge fiyatları belimizi büküyor Her geçen gün üretimin arttığı ülkemizde taşımacılık sektörünün öneminin artığına işaret eden Apaydın, “Karayolunda yüzde 90 yolcu taşımacılığı yapılırken, yük taşımacılığının yüzde 82,84’ü yapılmaktadır. Kayıtlarda 748 bin kamyon gözükmekle beraber 3’te 1’i iş yapabilmektedir. Belge ücretleri gelir sıkıntısı içerisinde bulunan bireysel eşya taşımacılığı yapan ya da yapacak olan Kamyoncu esnafımız için, ödeme gücünün çok üzerindedir. Günümüzde her sektörde yaşanan ekonomik sıkıntı, iş hacminin gittikçe küçülmesi ve büyük firmalarla rekabet gücünü azaltmakta, pek çok maliyet giderleri ve vergi yükü altında boğuşan kamyoncu ve nakliyeci esnafını mağdur etmektedir” dedi. Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın; “Sektörün en büyük sıkıntılarından biri motorin paralarıdır. Motorin fiyatlarıyla baş edecek durumumuz kalmadı” dedi. 12 Taşıyorum Motorine sık sık zam yapılması her sektörü etkilediği gibi kamyoncu esnafını da etkilediğini belirten TŞOF Başkanı Fevzi Apaydın, “Sektörün en büyük sıkıntılarından biri motorin paralarıdır. Motorin fiyatlarıyla baş edecek durumumuz kalmadı. Motorin geçen yıldan bu yana yüzde 25 zam yapılırken nakliye fiyatları aynı kalıyor. Yurtiçi eşya taşımacılığı faaliyeti ile uğraşan bir esnafın kamyonu, dört dingilli ise 100 kilometrede ortalama olarak 28 litre, üç dingilli (on tekerlekli) ise 100 kilometrede 24 litre motorin yakmaktadır. Motorinin litre fiyatı 3,72 TL olup, bunun 1,87 TL’si ÖTV ve KDV’dir. Dolayısıyla dört dingilli bir kamyon 100 kilometrede 104 TL, üç dingilli olan ise aynı mesafede 89 TL tutarında motorin yakmaktadır. Ankara’dan İstanbul’a yük taşıyıp geri gelen bir kamyon yaklaşık 1.000 TL tutarında motorin yakar. Ancak, bu 1.000 TL’nin 500 TL’si ÖTV ve KDV’dir. Durmadan artan akaryakıt fiyatları, esnafımızın ödemek zorunda olduğu gelir vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, zorunlu sigorta primleri düşünüldüğünde, sınırlı sermayesine emeğini de katarak çalışan nakliyeci esnafının mesleki faaliyetini sürdürmekte ne kadar zorlandığı aşikardır. Başka ülkelerde ticaret amaçlı kullanılan ucuz motorin imkanı bizde de olmalıdır” diye konuştu. Belge fiyatları belimizi büküyor Her geçen gün üretimin arttığı ülkemizde taşımacılık sektörünün öneminin artığına işaret eden Apaydın, “Karayolunda yüzde 90 yolcu taşımacılığı yapılırken, yük taşımacılığının yüzde 82,84’ü yapılmaktadır. Kayıtlarda 748 bin kamyon gözükmekle beraber 3’te 1’i iş yapabilmektedir. Belge ücretleri gelir sıkıntısı içerisinde bulunan bireysel eşya taşımacılığı yapan ya da yapacak olan Kamyoncu esnafımız için, ödeme gücünün çok üzerindedir. Günümüzde her sektörde yaşanan ekonomik sıkıntı, iş hacminin gittikçe küçülmesi ve büyük firmalarla rekabet gücünü azaltmakta, pek çok maliyet giderleri ve vergi yükü altında boğuşan kamyoncu ve nakliyeci esnafını mağdur etmektedir” dedi. MOTORİN PARASI, VERGİSİ, SGK PRİMİ, BELGE ÜCRETİ DERKEN CEBİMİZDE PARA KALMIYOR 13 Kamyoncu rolü en güzel Kadir İnanır’a yakıştı YEŞİLÇAM SİNEMASINDA T KAMYONCULAR BOŞROLDE ürk filmlerinin tarihine derin iz bırakan filmlerin başında ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ gelir. Bu filmde uçarı aşkı ile kendisine sevgi ile sahip çıkan iki adamın arasında kalan kadının öyküsü çarpıcı bir biçimde işlenmektedir. Dünyalar güzeli bir köylü genç kızla, İstanbullu kamyoncunun sevdasının masalımsı bir dille anlatıldığı filmin pek çok sahnesinde görülen kamyon bugün filmin sembolü haline gelmiştir. Filmin içinde kamyoncunun ağır çalışma koşulları ve sosyal imkansızlıkları da vurgulanmaktadır. Bu ve yine nerede ise başından sonuna kadar bir tırın üzerinde seyahat eden bir kamyoncu ile bir kadın 14 ve çocuğun gel-gitlerle dolu melodramın yansıtıldığı ‘Amansız Yol’ filminde de yine kamyoncu başroldedir. Kadir İnanır’a sempati arttı Toplumun içinde aktif rol oynayan ve mesleklerinin getirdiği yaşam koşulları ile kendine özgü bir dünyaları olan kamyoncular böylelikle Türk film tarihinde iki önemli filmle arşivlere geçmiş oldular. İki filmde de Kadir İnanır’ın bir kamyoncuyu temsil etmesi de hoş bir tesadüf olarak daima anılacak. Kadir İnanır önceden de kamyoncuların idolü iken bu filmler dolayısı ile kendisine duyulan ilgi ve empatinin daha da arttığı gerçek. Taşıyorum Selvi Boylum Al Yazmalım Yönetmenliğini Atıf Yılmaz’ın yaptığı Selvi Boylum Al Yazmalım’ın başrollerinde Kadir İnanır ve Türkan Şoray oynamıştır. Yapım tarihi 1977 olan film Hatay’ın Erzin ilçesine yakın bir köyde çekilmiştir. Türk sinemasının başyapıtlarından biri olarak sayılmaktadır. Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un 1970 yılında yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanmıştır. Filmin kendi kadar meşhur olan özgün müziğini ise Cahit Berkay bestelemiştir. Konusu şöyledir; kamyon şoförü İlyas (Kadir İnanır), İstanbul’dan Asya’nın (Türkan Şoray) kaldığı köye gelir. Birbirlerine aşık olup evlenirler. Çocuklarının adını Samet koyarlar. İlyas, kamyoncu olduğu için sık sık yollara çıkar ve Asya, Samet’le yalnız kalır. Bir gün yine yola çıkan İlyas, eve dönmez ve Asya’yı bir sekreter ile aldatır. Asya bunu pencerede görür ve İlyas’tan kaçar. İşleri bozulan İlyas, Asya’nın karşısına öyle çıkmak istemez ve bunalıma girerek Asya’yı terk eder. Asya, bu acıya dayanamaz ve oğluyla birlikte yollara düşer. Yolda Cemşit (Ahmet Mekin) adında bir adamla karşılaşırlar. Cemşit onlara kol kanat gerer. Birlikte yaşamaya başlarlar. Bir gün İlyas karşılarına çıkar. Asya şimdi büyük aşkı ve kendisine zor gününde kucak açan Cemşit arasında bir tercih yapmak zorunda kalır. Ve “sevgi emektir” diyerek kendisine ve çocuğuna emek veren Cemşit’i seçer. Amansız Yol Yönetmenliğini Ömer Kavur’un yaptığı 1985 yapımı Amansız Yol’un başrollerini Kadir İnanır ve Zuhal Olcay paylaşmıştır. İstanbul’dan Mardin’e yapılan bir tır yolculuğu etrafında gelişen bir yol filmidir. Filmin yönetmeni Ömer Kavur, Wim Wenders’in çalışmalarından etkilenerek filmi çektiğini ifade etmiştir. Amansız Yol, 1986 yılında İstanbul Sinema Günleri en iyi üç filmden birisi olmuş ve “Sabahat” rolündeki Zuhal Olcay’a Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü getirmiştir. Filmin konusu şöyle gelişmektedir; tevkif edilip hapse mahkum edildiği için uzun yıllar Almanya’da kalan tır şoförü Hasan (Kadir İnanır) çok önceleri İstanbul’da bıraktığı eski sevgilisi Sabahat’ı (Zuhal Olcay) çocukluk arkadaşı Yavuz’la (Yavuzer Çetinkaya) evlenmiş ve ondan bir kız çocuğu edinmiş olarak bulur. Kocasının fahişeliğe ve kirli işlere ittiği Sabahat’la yeniden eski ilişkilerini tazelerler. O arada, bir alacak işi yüzünden haydutlar Yavuz’un peşine düşerler; ailesini tehdit ederler. Böylece izlenenler arasında Yavuz’un karısı da vardır. Hasan küçük Ayşe (Mine Çayıroğlu) ve Sabahat’ı kamyonla güneye kaçırır. Haydutlar yol boyunca onları izler. 15 10 Numara yağlar önemli bölümü düşük viskozitede baz yağ olmak üzere, atık yağlar ile karıştırılmış çeşitli maddeler ve solventler kullanılarak inceltilmiş baz yağlardan oluşuyor. KAMYONUN VE ÇEVRENİN DÜŞMANI 10 NUMARA YAĞ 10 numara yasak dinlemiyor araçlar yıpranıyor, sektör yara alıyor K arayolu taşımasında artan yakıt fiyatlarına yönelik yarattığı bir çözüm olarak kullanılan 10 numara yağ kullanım yasağı gelmesine rağmen halen devam ediyor. Dergimizde bu konuda daha önce merkez birliği yöneticileri ve üye taşıyıcı kooperatif başkanlarının fikirlerine yer vermiştik. Şimdi de sektörün araç üreticisi, ihracatçısı ve yağ segmentindeki markalara 10 numara yakıtın taşıyıcı esnafına yaptığı etkiyi sorduk. Bu sayımızdan itibaren aldığımız yanıt ve yorumları sizlerle paylaşıyoruz. 10 numara yağ, motorin piyasasına tüm ülke çapında birçok farklı marka altında ve çoğunlukla teneke ambalaj içinde yaygın bir biçimde motorine ikame olarak kullanılmak üzere satılan maddelerin geneline verilen isim. Akışkanlığı yüksek olan ve piyasada yer edinen 10 numara yağ günümüzde motorine alternatif olarak sunuluyor ve kullanılıyor. Türkiye’de özellikle 2007 yılının ortalarından itibaren gündeme gelen, büyük bir miktarı düşük viskoziteli baz yağ olan ve içine çeşitli maddeler konarak motorin yerine kullanılan hileli ürünlerin tüketimi kısa sürede yaygınlaşmış durumda. Genellikle 16-18 litrelik tenekelerde veya dökme olarak satılan 10 numara yağın teneke fiyatı 28-35 TL arasında değişiyor. Kırsal motorin ile bir litredeki fiyat farkı 1 TL civarında. Satış miktarları ise satış noktalarına göre değişiyor; kimi merkezlerde günde 10 bin teneke civarında satış yapan yerler bulunuyor. Peki nedir bu 10 numara yağ? 10 Numara yağların araçlara ve çevreye verdiği zararı, bu konuda en sağlıklı bilgi alabileceğimiz firmaların yetkililerine 16 sorduk. Iveco’da sorularımızı Araç Teknik Servis Müdürü Mustafa Er yanıtladı: Mustafa Er/Iveco Araç Teknik Servis Müdürü: Mustafa Er 10 numara yağın içeriğini şu şekilde açıklıyor; “Önemli bölümü düşük viskozitede baz yağ olmak üzere, atık yağlar ile karıştırılmış çeşitli maddeler ve solventler kullanılarak inceltilmiş baz yağlardan oluşmaktadır. Yeni nesil common rail enjeksiyon sistemlerine sahip dizel motorlarda yakıt olarak EN590 standardında, Eurodiesel olarak bilinen motorinin kullanılması gerekmektedir. Hem bütçeye hem çevreye zarar 10 numara yağın bu tip motorlarda yakıt olarak kullanılması veya depoya karıştırılması, düşük viskozitesi nedeniyle enjektör iğnesi ve yuvasının aşınmasına ve enjeksiyon pompasında kaçaklara neden olmakta ve silindirlerdeki yanma olayını bozmaktadır. Motorda yanma sıcaklığı ve basıncı normal değerlerin üzerine çıkmakta, bozulan yanma sonucunda öncelikle motordan çıkan egzoz gazlarının emisyon değerleri yükselmekte ve çevreye zarar vermektedir.” Mustafa Er 10 numara yağ kullanan sürücüleri araçlarında oluşabilecek zararlar için uyardı ve yakıttan ekonomi yapmaya çalışırken araçlarında doğan sorunlar yüzünden ileri vadede daha büyük problemlerle karşılaşacaklarını belirtti. Er sözlerine şöyle devam etti; “10 numara yağı yakıt olarak tercih eden kamyon veya otobüs işletmecileri, çevreye geri dönüşü olmayan zararlar vermektedirler. Motorda ise pahalıya mal olan ağır hasarlar meydana gelmektedir.” Taşıyorum 10 NUMARA DAHA ÇOK NEREDERDE SATILIYOR? - Türkiye’nin her bölgesine yayılmış olan bu faaliyetler özellikle kamyon ve otobüslerin yoğun olarak bulunduğu sanayi siteleri, kamyon/tır garajları ve aşağıda belirtilen yol boylarında yoğunlaşıyor: - Ankara, Konya, Afyon, Aksaray, Pozantı, Adana, Antalya ana yolları. - Samsun, Merzifon, Çarşamba, Terme, Trabzon, Rize, Artvin. - İstanbul, Merzifon, Amasya, Erbaa, Tokat, Erzincan, Sivas. - İzmit, Orhangazi, Hendek, Karacabey, Susurluk, Balıkesir, Pamukova. - İzmir, Torbalı, Aydın, Muğla. - Adana, Şanlıurfa, Gaziantep, Diyarbakır, Van, Erzurum. - Ankara, İstanbul, Adana, Antalya gibi büyükşehir merkezleri. MADENİ YAĞ LİSANSLARINDA YENİ KRİTERLER GETİRİLDİ Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) Resmi Gazete’de yayımlanan düzenlemesine göre; madeni yağ tesislerine kapasite raporları verilirken Odalarca değerlendirme yapılarak, belirlenen yeni kriterler baz alınıyor. Bu kriterlere göre toplamda 100 üzerinden yapılan puanlamada; 10 puan kalite, 30 puan ürün çeşitliliği, 25 puan tesis kapasitesi, 14 puan personel durumu, 21 puan ise laboratuar altyapısı için veriliyor. Buna göre, tesiste çalıştırılan personel sayısı, tesis laboratuarında bulunan analiz cihazları, ihracat miktarları, ambalajların büyüklüğü, gibi çeşitli konularda tesisin kapasitesi arttıkça, tesisin alacağı puan da artıyor. EPDK da Üretim Yetkinlik Puanı’nın madeni yağ lisanslarında şart olarak kabul edilmesinin uygun olacağı ve sektör temsilcilerinden gelen görüşler de dikkate alınarak toplam 100 üzerinden 50 Üretim Yetkinlik Puanı’nın alınmasını bir tesisin madeni yağ lisansı alabilmesi için şart koştu. 10 NUMARA’NIN MOTORDA ZARAR VERDİĞİ PARÇALAR VE OLUŞTURDUĞU HASARLAR: - Enjeksiyon pompası ve enjektörler, - Yanma olayının bozulmasından dolayı enjektör meme uçları, piston tepeleri ve segman yuvalarında karbonlaşma, - Euro4 ve Euro5 motorlu araçlarda Dizel Partikül Filtresi veya SCR katalizöründe tıkanmalar, - Motor yağı kirlenmeden dolayı özelliğini erken kaybettiğinden piston segmanları, segman yuvaları ve gömleklerde aşınmalar, - Turbokompresör yatakları ile ana ve kol yatakları, kam mili yataklarında aşınma, - Yanma odasında meydana gelen aşırı sıcaklıktan dolayı pistonlarda erime şeklinde deformasyon. 10 NUMARAYA ZAMLA TEDBİR Maliye Bakanlığı, ciddi bir vergi kaybı ile çevre tahribatına neden olan ve daha çok ağır vasıta kullanıcıları tarafından mazotun alternatifi olarak kullanılan ‘10 numara yağ’da ÖTV’yi yaklaşık üç buçuk katına çıkardı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, söz konusu vergi düzenlemesi ile piyasada ‘10 numara yağ’ adı altında motorin yerine yasa dışı akaryakıt satışı ve kullanımını engellemeyi amaçladıklarını bildirdi. Maliye Bakanı Şimşek, konuya ilişkin yasal olmayan şekilde akaryakıta karıştırılması mümkün olan ve aynı zamanda sanayicilerin üretimlerinde girdi olarak kullandıkları solvent diye adlandırılan mallar ile baz yağ, madeni yağ, yağlama müstahzarı, tiner gibi ürünlerin tüketiminde son yıllarda ciddi artışlar görüldüğünü hatırlattı. Maliye Bakanı Şimşek, bu sorunu önlemek amacıyla yağlama müstahzarlarının normal teslimlerde 0,3000 TL/Kg olan ÖTV tutarını, baz yağ/madeni yağların normal teslimlerindeki vergi tutarlarına paralel olarak 1,0560 TL/kilograma çıkardıklarını bildirdi. AMAÇ YASA DIŞI AKARYAKIT SATIŞI VE KULLANIMINI ÖNLEMEK Söz konusu değişiklik ile piyasada 10 numara yağ adı altında motorin yerine yasa dışı akaryakıt satışı ve kullanımını engellemeyi amaçladıklarını vurgulayan Şimşek, öte yandan bu malların amaç dışı kullanım ve satışını engellemek için yaygın ve yoğun vergi denetimleri artırılacağını kaydetti. HAKSIZ REKABETİN DE ÖNÜNE GEÇTİK Maliye Bakanı Şimşek, vergi kaybının yanı sıra sebep olduğu çevre kirliliği ile kamu sağlığını da ciddi şekilde tehdit eden 10 numaralı yağ sorununa çözüm için yapılan düzenleme ile haksız rekabetin önüne geçtiklerini ifade etti. 17 D DÖVİZ KURLARI ENFLASYONU EN ÇOK BENZİN FİYATLARINDAN VURUYOR öviz kurlarındaki artışın enflasyonu da yükselttiğini belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Enflasyonla mücadelede çok başarılı olduk. Bu emekler boşa gitmesin. Fiyatların kontrol altında tutabilmesi için akaryakıt fiyatlarının dengelenmesi gerekir” dedi. Üretici fiyatları enflasyonu endişe veriyor Üretici fiyatlarında enflasyonun yüzde 11’e kadar çıkmasının endişe verdiğini belirten Palandöken, yaptığı açıklamada “Son on yıldır enflasyonla mücadelede çok önemli yol kat ettik. Bunca emeğin boşa gitmemesi için fiyatların mutlaka kontrol altında tutulması gerekir” diye konuştu. Döviz en çok akaryakıtı vuruyor Döviz kurlarındaki artışın sadece ithal ürünlerin fiyatını etkilemediğini söyleyen Palandöken, “Döviz 18 kurları, enflasyonu en çok akaryakıt fiyatlarından vuruyor. Benzin ve mazotun fiyatı arttıkça hemen hemen tüm ürünlerin fiyatı yükseliyor. Dolayısıyla, akaryakıt fiyatlarının kontrol altına alınması halinde, enflasyon da otomatik olarak kontrol altına alınmış olacak. Petrol fiyatlarının uluslararası piyasada belirlenmesi nedeniyle fiyatlara müdahale edilmesi mümkün değil. Fakat, fiyata müdahale edilemiyorsa vergisine müdahale edilsin. Petrol fiyatları yükseldikçe vergisi azaltılırsa fiyatlar da daima dengede olacaktır” dedi. Vergilerin azaltılması bütçeyi etkilemez Akaryakıt üzerinden alınan vergilerin azaltılmasının bütçeyi çok fazla etkilemeyeceğini de belirten Palandöken, “Fiyatlar azaldıkça akaryakıt talebi artacağından vergi gelirlerinde bir azalma olmayacaktır. Diğer taraftan, torba kanunun bütçeye çok ciddi bir katkısı oldu. Dolayısıyla litrede 15-20 kuruşluk vergi indirimi, bütçede büyük bir açığa neden olmayacaktır. Kaldı ki, enflasyonun kontrol altında tutulması, çok küçük oranlarda bütçe açığı vermekten daha önemli” dedi. Taşıyorum A OPET’TEN EĞİTİME DESTEK karyakıt sektöründe, yarattığı sosyal sorumluluk projeleriyle öne çıkan OPET, İstanbul’un en geniş kentsel sanat ve sosyal sorumluluk projesi olan “Stars of İstanbul”da “Kusursuza Yolculuk” ve “Müşteri Memnuniyetinde Türkiye’nin Yıldızı” olarak iki ayrı temalı dört yıldızıyla parlıyor. OPET’in yıldızları Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanında Kasım ayı sonuna kadar sergilenecek. Sergide, OPET’in koşulsuz müşteri memnuniyeti ve güleryüzlü hizmetini vurgulayan “Kusursuza Yolculuk” konsepti, uzay gemisi formunda bir yıldızla temsil ediliyor. “Stars of İstanbul”da yer alan diğer OPET yıldızı ise OPET’in Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’ne göre akaryakıt sektörünün 5 yıldır değişmeyen liderliğini “kusursuz hizmet için atan kalp” yaklaşımı ile anlatıyor. Proje kapsamında İstanbul’un çeşitli noktalarında sergilenecek olan yıldızlardan her biri, UNICEF Türkiye yararına düzenlenecek müzayedede satışa sunulacak ve 9-14 yaş arası okul dışı kalmış 100 çocuğun hızlandırılmış eğitimle okumasına olanak sağlayacak. S SHELL TEKNOLOJİNİN NABZINI TUTACAK hell’in sektöre yön veren, uluslararası saygın uzmanlarını bir araya getiren Shell Teknoloji Forumu’nun beşinci buluşması Türkiye’de gerçekleşiyor. Bugüne kadar Çin, Rusya, Hindistan ve Avustralya’da düzenlenen Shell Teknoloji Forumu, aynı zamanda Avrupa’daki ilk buluşmasını da gerçekleştirerek. Shell Helix motor yağlarının benzersiz Aktif Temizleme Teknolojisi’ni gözler önüne sermek için şeffaf olarak ve sadece bir adet üretilen Kristal Otomobil’in de sergileneceği foruma, Shell’in küresel çalışmalarına yön veren isimler arasında yer alan Shell Başkan Yardımcısı Selda Günsel de katılacak. Kurtköy Divan Asia’da gerçekleştirilecek olan Shell Teknoloji Forumu’na katılan Shell’in global uzmanları, sektördeki son trendleri, işe özel madeni yağ çözümlerini, otomotiv, madencilik, inşaat, metal ve enerji sektörlerinden katılımcılarla interaktif bir ortamda paylaşacak ve Türk müşterilerinin ihtiyaçlarını yüz yüze dinleyerek, çözüm önerilerini sunacak. Shell Teknoloji Forumu’nun katılımcıları arasında en dikkat çeken isimlerin başında Shell Küresel Ticari Teknoloji Başkan Yardımcısı Selda Günsel geliyor. Günsel, forumun ilk gününde düzenlenecek olan basın toplantısında konuşarak Shell’in devrim niteliğindeki yeniliklerini, gelecek planlarını ve Türkiye pazarına ilişkin projelerini anlatacak. Türkiye’deki enerji sektörü açısından bir ilk niteliğindeki foruma, Shell uzmanları ve yöneticilerinin yanı sıra, otomotiv, enerji, inşaat, metal ve madencilik sektörlerinin önde gelen temsilcileri de katılacak. Forumdaki konu başlıkları arasında, “Binek Araç Teknolojilerinde Son Gelişmeler”, “Ağır Vasıta Motor Teknolojilerinde Son Gelişmeler”, “Gelecekteki Enerji Çözümleri ve Akaryakıt Teknolojileri” yer alıyor. 19 T YENİ KÖRFEZ PİSTİ’NDE MUHTEŞEM AÇILIŞ ürkiye Pist Şampiyonası’nda sezonun en merakla beklenen yarışı 18 Eylül 2011 günü Körfez Pisti’ndeki 1921 metre uzunluğundaki pistte gerçekleştirildi. Sezonun beşinci ayağında yaşanan müthiş mücadeleye Borusan Otomotiv Motorsport ile Ülkü Motorspor arasındaki “Takımlar Savaşı” damgasını vurdu. Hafta sonunun galipleri ise Maxi Grup’da birer yarış galibiyeti alan Borusan Otomotiv Motorsport pilotu Aytaç Biter olurken, Süper Grup’da Borusan Otomotiv Motorsport pilotları İbrahim Okyay ve Kaan Gürgenç galibiyetleri paylaştılar. Kaan Gürgenç Körfez Pisti’nde kazandığı puanlarla beraber 2011 Türkiye Pist Şampiyonası’nda Süper Grup şampiyonluğunu ilan etti. Süper ve Maxi Grup kategorilerinin birlikte start aldığı 20 turluk hafta sonunun ilk yarışında ışıkların sönmesinden önce hareket eden Aytaç Biter’le beraber startın kaybeden bir diğer ismi Kaan Gürgenç oldu. Start anında sol arka köşesinden aldığı ağır hasarla beraber çok sıra kaybetse de yarış içindeki temkinli sürüşüyle iyi bir yükseliş gerçekleştirdi. Türkiye Pist Şampiyonası’nda sezonun beşinci yarışı pilotlar için olduğu kadar otomobiller için de oldukça zorlu geçti. Özellikle ilk viraja sığmak için sıkışan otomobiller sonucunda yaşanan temaslar bütün otomobillerde irili ufaklı hasarlara yol açtı. Bu yarışta kızışması beklenen “Takımlar Savaşı” da beklendiği gibi müthiş bir çekişmeye sahne oldu. Bu yarışın ardından Maxi Grup’ta Aytaç Biter liderliğini korurken, Ümit Ülkü liderin sekiz puan gerisinde yer alıyor. Süper Grup’da ise şampiyonluğunu ilan eden Kaan Gürgenç’i takip eden isim takım arkadaşı İbrahim Okyay… Türkiye Pist Takımlar Şampiyonası’nda ise Borusan Otomotiv Motorsport ve Ülkü Motorspor arasındaki mücadelede düğüm İstanbul Park’ta çözülecek. Son ayak öncesinde puanını 124’e yükselten Borusan Otomotiv Motorsport’u 110 puanlı Ülkü Motorspor izliyor. TPŞ’de sezonun altıncı ve son ayağı 29-30 Ekim tarihlerinde İstanbul Park’ta koşulacak. UNO İSTANBUL SAILING CUP 2011 TAMAMLANDI M armara Yelken Kulübü-UNO’nun organize ettiği, Marmara Denizi’nin en kapsamlı yarışlarından biri olan ve bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen UNO İstanbul Sailing Cup, Marinturk İstanbul City Port ev sahipliğinde tamamlandı. 17 Eylül’de Pendik-Çınarcık rotasında mini inshore ve 18 20 Eylül’de Pendik önünde şamandıra yarışı mücadelesiyle devam eden UNO İstanbul Sailing Cup 2011’de; IRC 1 sınıfında GOBLIN 3, IRC 2 sınıfında OUTLAW, IRC 3 sınıfında TURKCELL ALİZE, IRC 4 sınıfında ise EFES SAILING – ZIG ZAG isimli tekneler yarışları birincilikle tamamladı. Katılımcı tekne sayısı her yıl artan ve üçüncü yılında 17 teknenin mücadelesine sahne olan UNO İstanbul Sailing Cup’ta, tüm tekneler yine bir noktadan hareket etti ve yarışlar boyunca aynı iskelede bağlandı. 18 Eylül Pazar akşam üzeri gerçekleştirilen, ödül töreni ve coşkulu kutlamalarda tüm sınıfların kupalarının dağıtılmasının ardından, UNO İstanbul Sailing Cup 2011 sona erdi ve bir sonraki yıl için geri sayım şimdiden başladı. 2005 yılından bu yana yelken sporuna destek veren UNO, 2008 yılında gerçekleştirilen Marmara Yelken Kulubü - UNO birlikteliğinin ardından yelken sporu ile tanıştırdığı 900 yetişkin ve genç ile, yelken sporunun destekçisi olarak çalışmalarını sürdürmektedir. İlki 2009 yılında yapılan UNO İstanbul Sailing CUP’ a 3 farklı IRC sınıfından 12 tekne katılmış; IRC 1 sınıfındaki klasmanda UNO (Hasip Gençer) , IRC 2 sınıfında Capricorn (Erdoğan Soysal), IRC 3 sınıfında ise Turkcell – Alize (Sinan Sümer) birinci olmuşlardı. 16 teknenin mücadele ettiği ikinci yılda ise; IRC 1 sınıfındaki UNO birinciliği yine göğüslemiş, IRC 2 sınıfında Aggresivo Kahve Dünyası, IRC 3 sınıfında Turkcell - Alize, IRC 4 sınıfında ise XL birinci olmuştu. Taşıyorum 2 KARTİNGDE TÜRK EKİBİNDEN BÜYÜK BAŞARI 010 sezonunda karting branşındaki ilk uluslararası şampiyonluğuna imza atan Türkiye, 2011 sezonunda da şampiyon olarak kartingteki başarılarına bir yenisini daha ek- ledi. Yunanistan’ın Atina şehrindeki Kartodromo Pisti’nde 10-11 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilen 2011 sezonunun dördüncü ve son yarışında Mini kategoride podyumun zirvesine çıkan Yiğit Çetin, şampiyon adayı olarak çıktığı yarış sonunda kazandığı puanlarla beraber, 2011 Güneydoğu Avrupa Karting Bölge Şampiyonası’nda MİNİ kategori şampiyonu oldu. Yiğit sezon boyunca koşulan 16 yarışın sekizinde damalı bayrağın altından ilk sırada geçerek mutlu sona ulaştı. 2010 sezonunda KF3 kategorisinde şampiyon olup bu branşta Türkiye’ye ilk uluslararası şampiyonluğu getiren Kaan Önder’in ardından 2011 sezonunda da Yiğit Çetin unvanı ülkemize getirmeyi başardı. B MİNİ kategorisindeki şampiyonluğun Yiğit Çetin’le beraber en büyük adaylarından olan 11 yaşındaki milli sporcumuz Can Luca Ünsal da sezon boyunca koşulan 16 yarışta iki yarış birinciliği alarak kategorisini Çetin’in ardından ikinci olarak tamamladı. MİNİ kategorisinde gelen şampiyonluğun yanında KF3 ve KF2 kategorilerinde de temsilcilerimiz sezonu ilk üç içerisinde tamamlamayı başardılar. KF3 kategorisinde yarışan Efe Şairoğlu, sezon boyunca aldığı üç yarış galibiyetiyle sezonu ikinci sırada tamamlarken, KF2’deki temsilcimiz Gün Taşdelen sezonu üçüncü olarak noktaladı. Alınan bu sonuçlarla beraber geçen yıl da bu şampiyonada mücadele eden sporcularımız sezonu, geçtiğimiz yıllara kıyasla kafile olarak çok daha başarılı bir şekilde tamamladılar. Bu sezonu, MİNİ kategoride şampiyon olarak tamamlayan Yiğit Çetin, 2010 sezonunda kategorisini beşinci, KF3’te yarışan Efe Şairoğlu dördüncü olmuştu. V1 CHALLENGE FIRTINASI AYDIN’DA ugüne kadar gerçekleştirilen üç yarışı ve her yarışta çıkardığı farklı birinciler ile merak ve heyecanı hep üst seviyede tutmayı başaran V1 Challenge’ın dördüncü ayak yarışı 18 Eylül Pazar günü Aydın’da gerçekleştirilecek. 18 Eylül Pazar günü saat 12.00’de antrenman turları ile başlayacak yarış 17.00’deki ödül töreni ile son bulacak. VOLKICAR’ların başrolde olduğu V1 Challenge ödüllendirme sistemi ile de motorsporları tarihinde fark yaratıyor. Her yarışta birinci olan pilot 3.000 TL, ikinci olan pilot 2.000 TL ve üçüncü olan pilot da 1.000 TL’lik para ödülünün sahibi oluyor. Bugüne kadar gerçekleştirilen üç yarışın ardından şampiyonadaki durumu değerlendiren Volkan Işık, yarışların çok çekişmeli geçtiğini, her yarışın sürprizlerle dolu olduğunu, yarışın sonuçlarını tahmin etmenin zor olduğunu çünkü her yarışta farklı bir birincinin çıktığını belirtti. Yarışan pilotların araçların performansından çok memnun olduklarını, hem yarışan pilotlar hem de izleyiciler için tadına doyulmaz bir sürüş zevki ve görsel şölen yaşandığını belirten Işık, gelinen noktadan çok memnun olduklarını ve daha iyisi için çalışmaya devam edeceklerini söyledi. 21 V VOLVO’DAN YENİ D5 MOTOR olvo S80, XC70 ve V70’in makyajlı versiyonları, Volvo ürün gamında yeni beş silindirli D5 motoru kullanan ilk araçlar olarak göze çarpıyor. Volvo mühendisleri, D5 motorun gücünü 205 HP’den 215 HP’ye torku ise 420 Nm’den 440 Nm’ye çıkarırken, yakıt tüketimini de yüzde 8 oranında azalttı. Böylelikle, Volvo S80 D5 AWD’nin yakıt tüketimi 6.4 lt/100 km’ye çekilmiş oldu. Volvo Cars Güç Aktarım Sistemleri Başkan Yardımcısı Derek Crabb; “Farklı alanlardaki bütün yenilikler otomobil kullanmayı hem daha keyifli hem de daha ucuz hale getiriyor. Buna küçük adımlarla gelişmenin bilimi de denebilir. Motorlar şimdiden o kadar optimize edildi ki, verimlerini daha da arttıracak küçük detayları belirleyerek tasarlamak çok fazla F YENİ FİAT PANDA İDDİALI GELİYOR iat, bu yıl 64. kez kapılarını açan Uluslararası Frankfurt Otomobil Fuarı’nda, üretimine başlandığı 1980 yılından beri 6.5 milyon adetlik satış rakamına ulaşan Fiat Panda’nın üçüncü neslinin dünya lansmanını gerçekleştirdi. Yeni nesil Fiat Panda büyüyen boyutları, fonksiyonel tasarımı ve çevreci motorlarıyla Frankfurt Fuarı’nda kompakt sınıfın yıldızı oldu. Yeni Fiat Panda, büyüyen boyutlarıyla iç mekanda sınıfının üzerinde geniş yaşam alanı sunarken çok kompakt bir otomobil olmaya devam ediyor. Uzunluğu 365 santimetre (+12 cm), genişliği 164 santimetre (+7 cm) ve yüksekliği 154 santimetre (+1 cm) olan Yeni nesil Fiat Panda, güvenlikten de hiçbir ödün vermeden 5 kişiye kadar konforlu bir seyahat imkanı sunmayı başarıyor. Yeni Fiat Panda’da 4 hava yastığı, BAS (Fren Destek Sistemi) ile tamamlanan ABS, ön gergili ve yük sınırlayıcılı ön emniyet kemerleri, çocuk koltukları için Isofix bağlantıları, arka baş dayamalar ve “Gündüz Farları” gibi birçok güvenlik ekipmanı standart olarak yer alıyor. Pazara 4X4 versiyonuyla birlikte 22 adam-saat harcanmasını gerektiyor” diyor. 2.4 litre D5 turbo dizel motor; sıralı çift-turbo, seramik kızdırma bujileri ve piezo-elektrik yakıt enjektörleriyle, 2008 yılı sonunda Volvo S80 modeli üzerinde piyasaya sunulduğunda, kendi segmentinde en ekonomik yakıt tüketimine sahip güç üniteleri arasındaydı. Ayrıca kendi sınıfının ilk Euro5 motoruydu. Yüksek performanslı D5 motor, ilk kullanılmaya başladığında, 205 HP güç ve 420 Nm maksimum tork değerlerine sahipti. D5 motorun en yeni özelliği, farklı boyuttaki çift turbosuyla daha geniş bir devir aralığında daha fazla güç elde edilmesini sağlaması. Bu konfigürasyon, ani tepkiler verebilmeyi, çabuk ve güçlü bir şekilde hızlanmayı ve devir aralığını yükseltebilmeyi sağlıyor. Motorun diğer bir yeni özelliği ise yakıtın yanma odasına çok hassas olarak dağıtılmasını sağlayan, piezo-elektrik yakıt enjektörleri kullanılan ileri enjeksiyon teknolojisi. Bu özellik, yakıtın etkin yakılması ve düşük emisyon elde edilmesine olanak tanıyor. Aynı zamanda, bu teknoloji ve etkin yanma sistemi, motordan güçlü ve etkileyici bir ses çıkmasını da sağlıyor. 163 HP güç ve 400 Nm tork değerine sahip D3 motor, 2010 yılında Volvo S60 ve V60 modellerinde kullanılmaya başladı. Prensipte 2.4 litrelik versiyonla aynı olan bu motorun daha kısa stroklu olması, silindir hacmini 2.0 litreye düşürüyor. önümüzdeki yıl sunulacak olan Yeni Fiat Panda, sahip olduğu 4 motor farklı motor (85 HP 0.9 TwinAiurbo, 65 HP 0.9 TwinAir, 69 HP 1.2 Fire ve 75 HP 1.3 Multijet II), 3 donanım seviyesi, 10 gövde rengi, 4 iç mekân çeşidi, 2 jant kapağı ve 2 adet 14” ve 15” alaşım jant seçenekleri sayesinde sunduğu 600’ün üzerinde kombinasyonla dikkat çekiyor. Taşıyorum H HONDA JAZZ YENİLENDİ onda’nın Türkiye’de en beğenilen otomobillerinden olan Honda Jazz, yenilenen yüzü ve donanımı ile satışa sunuldu. Yeni Honda Jazz’da da yine birçok iddialı özellik bulunuyor. 2002’den beri Türkiye’de satışa sunulan Jazz’ın yeni versiyonunun da büyük ilgi görmesi bekleniyor. Yeni Jazz’da sunulan özelliklerin arasında ilk göze çarpan CVT (Sürekli Değişken Oranlı) şanzıman, vites değiştirme anında yaşanan sarsıntıları ortadan kaldırarak sürüş konforunu en üst düzeye taşıyor. Yeni Jazz’da Honda’nın gelişmiş CVT şanzıman teknolojisi ilk kez bir tork konvertörü ile birleştirilerek otomatik vites rahatlık ve konforunu manuel şanzımanlara yakın yakıt ekonomisiyle sunuluyor. Aynı zamanda yeni CVT şanzıman, yokuş yukarı kalkışlarda aracın geri kaymasını önleyen yokuş kalkış destek sistemi ile de kullanıcılara kullanım rahatlığı sunuyor. Bu özelliklerin yardımı ile yeni Jazz ekonomi ve konforu aynı anda sunarak, 100 kilometre’de 5.5 litrelik bileşik yakıt tüketimi ile sınıfının ekonomik modelleri arasında yer alıyor. H Honda Jazz’da yenilenen ön farlar, ön ızgara ve ön tampon aracın yeni yüzünü oluştururken, yeni arka tampon tasarımı daha sportif bir görünüm sağlıyor. Arka aydınlatmalar tasarımında yapılan değişikliklerle sunulan güçlü led aydınlatma, her türlü yol ve hava şartında en iyi farkedilebilirliği Jazz’da sunmaya devam ediyor. Fun+ modeline eklenen karartılmış arka camlar, aracın dış görünümünü geliştiren özelliklerden sadece bir tanesi. Üstün güvenlik önlemleriyle Euro NCAP’ten 5 yıldız almayı başaran yeni Honda Jazz’da ABS’nin yanı sıra frenleme performansını ve dengesini sağlamak için Elektronik Fren Gücü Dağıtım Sistemi (EBD) bulunuyor. Ayrıca dönüşlerde, hızlanmalarda ve ani manevralarda sürücünün aracı kontrol etmesine yardımcı olacak Araç Denge Kontrol Sistemi de (VSA) standart donanıma dahil. Ön koltuklarda aktif gergili emniyet kemeri ile aktif kafalıklar, arka koltuklarda oturan yolcuların emniyet kemeri takıp takmadıklarını gösteren güvenlik sistemi de Honda Jazz’ın güvenlik önlemleri arasında yer alıyor. HYUNDAI İ20 TROY İLE DAHA AZ YAKIN yundai İzmit Fabrikası’nda üretilen ve tüm Avrupa’ya sadece Türkiye’den ihraç edilen i20 Troy ve Accent Era’larda, Türkiye pazarı için 2012 model yılı satışları başladı. Bu iki araç arasındaysa, 2012 model yılı ile birlikte yeni teknoloji ve donanımlara kavuşan i20 Troy ön plana çıkıyor. Hyundai’nin daha ekonomik ve daha çevre dostu teknolojisi olan “BlueDrive”, i20 Troy’da da sunulmaya başlıyor. i20 Troy’da “ISG – Idle Stop and Go” olarak adlandırılan akıllı dur-kalk sistemi, artık 90 PS maksimum güç üreten 1.4 litre CRDi dizel motor seçeneğiyle alınabiliyor. Sistem, kısa süreli duraklamalarda ve dur-kalk trafikte motoru durdurarak, zaten düşük olan yakıt tüketimini yüzde 20’ye varan oranda azaltıyor. Bu sayede i20 Troy 1.4 CRDi’ın yakıt tüketimi 100 km’de ortalama 3,7 lt’ye kadar düşüyor. Ayrıca CO2 emisyon değerleri de yüzde 19’a varan oranlarda azaltılırken 1 km’deki ortalama emisyon 98 gram’a kadar düşüyor. Hyundai i20 Troy’daki yenilikler sadece ISG ile sınırlı değil. i20 Troy’un Team ve Mode donanım paketlerinde artık 14 yerine 15 inç jantlar sunuluyor. Ayrıca i20 Troy’un 1.4 benzinli (manuel ve otomatik) ve 1.4 dizel manuel motor seçeneklerinde sunulan Prime donanım paketinin üstüne ilave olarak ses tanıma fonksiyonlu bluetooth, 15 inç alaşım jant, deri direksiyon simidi ve vites topuzu özelliklerini içeren bir paketi de bulunuyor. 23 İ İLK YARDIM lk yardım, hasta ve yaralılara asıl tedavi başlayıncaya veya tedavi ihtiyacı ortadan kalkıncaya kadar yapılan sınırlı müdahalelerdir. Tıp personeli olmayan kişilerce de yapılabilir. İlk yardım genellikle basit, kolay öğrenilen, az sayıda teçhizatla uygulanabilen ama bazen hayat kurtarabilen yöntemlerin kullanılmasına dayanır. Bu yazı dizimizde karşılaştığımız acil durumlarda yapmamız gereken doğru ilk yardım müdahalelerini öğreniyoruz. HASTA VE YARALI TAŞIMA Hasta ya da yaralı taşınmasında genel kurallar: Genel bir kural olarak, hasta ya da yaralının yeri değiştirilmemeli ve dokunulmamalıdır! Olağan üstü bir tehlike söz konusu ise (ortam güvenli değil ise ya da hasta ya da yaralıya temel yaşam desteği yapılması gerekiyor ise) taşıdığı her türlü riske rağmen acil taşıma zorunludur. Taşıma gerektiren durumlarda İlk yardımcı kendi sağlığını asla riske sokmamalıdır. Hasta ya da yaralı taşınırken dikkat edilmesi gereken kurallar: Baş, boyun, gövde ekseni esas alınmalı, ekip çalışması yapılmalıdır. Hasta ya da yaralıya yakın mesafede çalışılmalıdır. Daha uzun ve kuvvetli kas grupları kullanılmalı, sırtın gerginliğini korumak için dizler kalçadan bükülmelidir. Yerden destek alacak şekilde her iki ayak kullanılmalı ve biri diğerinden öne yerleştirilmelidir. Omuzlar leğen kemiği hizasında tutulmalı, ağırlık kaldırırken karın muntazam tutulup, kalça kasılmalı, kal- 24 karken ağırlık kalça kaslarına verilmelidir. Yavaş ve düz adımlarla yürünmeli ani dönme ve bükülmelerden kaçınılmalı hasta ya da yaralı mümkün olduğunca hareket ettirilmemelidir. Araç içindeki hasta ya da yaralıyı araçtan çıkarma: Kaza geçirmiş yaralı bir kişi eğer; olay yeri güvenliği sağlanamıyor (yangın, patlama tehlikesi, vb.) ya da kişinin solunumu yok ise omuriliğine zarar vermeden çıkarılmalıdır. Aksi durumda yaralı kişiler araçtan çıkarılmamalı, olay yeri güvenliği sağlandıktan sonra tıbbi yardım istenerek, tıbbi yardım gelene kadar olay yerinde beklenilmelidir. Hasta ya da yaralının araçtan çıkarılmasında Rentek Manevrası olarak adlandırılan teknikten yararlanılır. Rentek Manevrası uygulama basamakları: Kaza ortamı değerlendirilerek olay yeri güvenlik önlemleri alınır. Hasta ya da yaralının bilinci kontrol edilir, bilinç yok ise aranır. Hasta ya da yaralının solunumu değerlendirilir (Solunum yok ise hasta ya da yaralının araçtan çıkarılmasına karar verilir). Hasta ya da yaralının ayaklarının pedallara sıkışıp sıkışmadığı kontrol edilir. Emniyet kemeri bağlı ise açılır. Hasta ya da yaralının karşı taraftaki eli kemer ya da giysilerine sıkıştırılır. Hasta ya da yaralıya yan tarafından yaklaşılarak, bir eliyle hasta ya da yaralının yakın taraftaki kolu bilekten kavranır, diğer elle çenesi tutularak boynu desteklenir. Baş, boyun, gövde hizası bozulmadan tek hareketle araçtan dışarı çıkarılır Hasta ya da yaralı yavaşça yere veya sedyeye yerleştirilir. Taşıyorum BOĞULMALAR Boğulma; vücuttaki dokulara yeterli oksijen gitmemesi sonucu dokularda bozulma meydana gelmesidir. Boğulmalarda ilk yardım: Boğulma nedeni ortadan kaldırılır, Bilinç kontrolü yapılır, Hava yolu açıklığı sağlanır ve solunumu değerlendirilir, Temel Yaşam Desteği sağlanır, Derhal tıbbi yardım sağlanır. Yaşam bulguları izlenir. DİĞER ACİL DURUMLAR Havale: Adalelerin kontrol edilemeyen kasılmalarıdır. Sinir merkezindeki tahriş sonucu beyinde gerçekleşen elektriksel boşalmalardır. Havalenin Nedenleri; beyinde yaralanma, beyinde enfeksiyon, yüksek ateş, bazı hastalıklar. Ateş nedenli havale herhangi bir hastalık sonucu vücut sıcaklığının 38 C°’nin üzerine çıkmasıyla oluşur. Genellikle 6 ay ve 6 yaş arasındaki çocuklarda rastlanır. İlk yardım olarak; Öncelikle hasta ılık suyla ıslatılmış havlu ya da çarşafa sarılır. Ateş bu yöntemle düşmüyorsa oda sıcaklığında küvete sokulur, duş alması sağlanır. Ateş düşmezse tıbbi yardım istenir. Sara krizi: Hastada var olmayan koku alma, adale kasılması vb. ön haberci denilen belirtiler görülebilir. Bazen hasta bağırır, şiddetli ve ani bir şekilde bilincini kaybederek yığılır. Yoğun ve genel adale kasılması görülür. 10-20 saniye kadar nefesi kesilir. Dudaklarda ve yüzde morarma gözlenir. Ardından kısa ve genel adale kasılması, sesli nefes alma, aşırı tükürük salgılanması, altına kaçırma görülebilir. Hasta dilini ısırabilir başını yere çarpıp yaralayabilir. Aşırı kontrolsüz hareketler gözlenebilir. Son aşamada hasta uyanır, şaşkındır, nerede olduğundan habersiz, uykulu hali vardır. Sara krizinde ilk yardım; Olayla ilgili güvenlik önlemleri alınır. Kriz kendi sürecine bırakılır. Hasta bağlanmaya çalışılmaz. Kilitlenmiş çene açılmaya çalışılmaz. Yabancı herhangi bir madde kullanılmaz (soğan, kolonya vb.). Hastanın kendini yaralamamasına dikkat edilir. Etraftaki zarar verebilecek malzemeler uzaklaştırılır. Sıkan giysiler gevşetilir. Kusma karşısında tetikte olunmalıdır. Düşme sonucu yaralanma varsa ilgilenilir. Tıbbi yardım istenir. Kan şekeri düşüklüğü: Herhangi bir nedene bağlı olarak vücutta kan şekeri eksildiği zaman ortaya çıkan durumdur. Kan şekeri düşüklüğü nedenleri; Şeker hastalığına bağlı. Uzun süren egzersizler sonrası. Uzun süre aç kalma sonrası. Mide - bağırsak ameliyatı olmuş kişilerde yemek sonrası. Ani kan şekeri düşme belirtileri; Kan şekeri düşmüş kişide; terleme, hızlı nabız, titreme, yorgunluk, bulantı, aniden acıkma hissi görülür. Kan şekeri yavaş yavaş ve uzun sürede düşerse kişide; baş ağrısı, konuşma güçlüğü, görme bozukluğu, uyuşukluk, kafa karışıklığı, şuur kaybı görülür. Kan şekeri düşüklüğünde ilk yardım: Hastanın genel durumu değerlendirilir. Bilinci yerindeyse; şekerli su verilir. Belirtiler 15 - 20 dakikada geçmiyorsa sağlık kuruluşuna başvurulur. Bilinci kapalı ise; koma pozisyonu verilerek yardım çağrılır. Kan şekeri düşük ya da yüksek olsa da 2 kesme şekerinin alınması hayat kurtarıcı olabilir. PSİKOLOJİK İLK YARDIM Herhangi bir kaza, ani hastalık veya afet durumunun kişilerin üzerinde yarattığı olumsuz etkileri en aza indirgemek ve onların güçlüklerle baş edebilme ve normal yaşamlarını sürdürülebilmelerini sağlamak için; bireylerin, ailelerin ve toplumun psikolojik ve sosyal anlamda güçlendirilmesini amaçlayan müdahalelerdir. Her şeyden önce duygudaşlık (empati) kurun. Hasta ya da yaralıya kendinizi tanıtın ve ilk yardım uygulamaları için izin alın. Hasta ya da yaralı ile göz teması kurun ve yumuşak ve sıcak bir konuşma yapın. Hasta ya da yaralıya duygusal destek verin. Hasta ya da yaralıya önyargılı olmadan arkadaşça yaklaşın. Hasta ya da yaralıya dikkatli bir şekilde olayın ne olduğunu ve ne olacağını açıklayın. Ondan işbirliği desteği isteyin. Hasta ya da yaralıyı dinleyin ve sempatik olun. Eğer gerekliyse pratik bilgilerle yardım desteği verin. Hasta ya da yaralıya sağlık görevlileri olay yerine gelinceye kadar ağızdan yiyecek ya da içecek vermeyin. 25 LOJİSTİK SEKTÖRÜNDEKİ EN SON OLUŞUM ÜST DÜZEY YÖNETİCİLER DERNEĞİ ÜDY-DER’İN DOĞUŞU 4 925 sayılı Karayolu Taşıma Yönetmeliği 25.02.2004 tarihinde yayımlanıp 25.02.2005 tarihinde yürürlüğe girdiğinde sektördeki yasal eksikliği gidermeyi amaçlarken, sektöre girmek isteyen veya sektörde mevcut işletmelerin devam edebilmesi için birtakım kriterleri de beraberinde getirmiştir. Taşımacılık, acentelik ve taşıma işleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yetki belgesi alınabilmesi için taşıma işleri işletmecilerinin mesleki saygınlık, mali yeterlilik ve mesleki yeterliliğe sahip olmaları gerektiğini ortaya koymuştur. Mesleki yeterlilik; mesleğin yapılabilmesi için eğitim, bilgi, beceri ve donanıma sahip olmayı gerektirmektedir. İlk etapta yıllardır bu sektörde çalışan Yönetim Kurulu Üyeleri, imza yetkisine sahip müdürlere müktesep hak olarak yöneticilik belgesi verilmiş ve 03.09.2004 tarihinde yayımlanan yönetmelikle mesleki yeterlilik belgesi alabilmenin koşulları yasal olarak ortaya konulmuştur. Mesleki yeterlik belgesi verecek kurum ve kuruluşlar yetkilendirilmiş ve sektörü ilgilendiren, yetki belgesi almış olan kuruluşların mutlaka bulundurması gereken ÜDY ve ODY yetki belgesi almanın koşulları yasal olarak ortaya konulmuştur. Mesleki ÜDY-ODY eğitimi veren kurumlardan biri olan TUGEM’de eğitim görmüş önceki dönem mezunlarının talepleri ve halen eğitim görmekte olanların istekleri doğrultusunda 2011 yılıyla birlikte tartışmaya açılmış ve 15 gün veya aylık toplantılarda estirilen beyin fırtınalarının gerekli olgunluğa ulaşmasıyla 14.01.2011 tarihinde nihai toplantı yapılmış, kurucu üyeler belirlenmiş ve Tüzük hazırlanarak Dernekler masasına müracaat edilmiş. 08.02.2011 tarihinde de resmi kuruluş işlemleri tamamlanmıştır. Kanuni hak olarak ÜDY (Üst Düzey Yönetici) ve ODY (Orta Düzey Yönetici) yetki belgesi sahiplerinin yanı sıra eğitim verme yetkisi almış olan kurslardan sınava girebilir belgesini alan ve yılda iki defa Ulaştırma Bakanlığının açtığı sınava girerek başarılı olanlardan oluşan yeni ve zorunlu meslek mensupları giderek çoğalmaya başlamıştır. Müktesep hak olarak yetki belgesini alanlarla kurs ve beraberinde sınav sonucu bu hakkı elde edenleri biraraya getirmek, nakliye-lojistik sektöründe istihdam edilmesi zorunlu olan bu meslek grubunun bir çatı altında toplanarak sektöre tanıtımını yapmak, sektörden gelen talepler doğrultusunda gerekli yönlendirme ve bilgilendirmeleri yaparken mesleki bir standardın oluşturulmasına katkı sağlamak öncelikli kuruluş amaçlarımızı oluşturmakta. 26 ÜDY-DER’İN AMAÇLARI Tüm dünyada lojistik sektörü, gelişmelere açık, hedefleri olan ve tüm ekonominin öncelikle taşıyıcı gücüyken bugün aynı zamanda itici gücü olma yolunda önemli adımlar atmaktadır. Günümüz ekonomisinin hakim kuralları açık veya zımni olarak da olsa zaman içinde bir takım değişiklikler ve farklılıklar göstertmektedir. Üretim firmaları için dünün ekonomik koşullarına göre stoklu çalışmak vazgeçilmez kural olarak görülmekteyken, bu günkü ekonomik koşullar stoklu çalışmanın üretim maliyetini olumsuz etkileyen faktörlerin başında göstermektedir. Depo maliyeti, stoktaki malzemenin maliyeti, depo personel maliyeti gibi. Bu gün ise bu maliyetler tamamen ortadan kaldırmak suretiyle çözüm ortağı tedarikçi firma ve lojistik firmalarının oluşturmuş olduğu zincirle süresi içinde gereksinme duyulan ham madde ve malzemelerin üretim sahasına ulaştırılması suretiyle üretim yapılabiliyorsa serbest ekonominin rekabetçi ortamında güçlü olarak ayakta durulabilmektedir. Belli bilgi, eğitim ve birikime sahip olan üst düzey yöneticilerle çalışılması firmanın değişimlere uyum sağlayabilecek esneklikte olmasını sağladığı gibi satranç tahtasında olduğu gibi gelen hamlelere karşı daha bilinçli savunma yapabilecek ve hatta karşı hamle üretebilecek yöneticilerin firmalara kazanımlarını ortaya koymak, referans bilgiler vermek, eğitim seminerleri düzenlemek, üyelerini değişim ve yeniliklerden haberdar etmek, yardım talebinde bulunacak firmaları yönlendirmek. Dün yokken bugün artık birçok üniversitenin Lojistik kürsüsü oluşturduğu göz önünde bulundurularak üniversitelerle bağlantı kurarak bilgi alışverişinde bulunmak. Lojistik sektörü nasıl ki parlayan yıldız sektörlerden biriyse çalışan iş gücünün de sektöre layık bilgi ve beceriye sahip olması konularında üzerine düşeni yerine getirmek suretiyle sosyal sorumluluk bilinciyle hizmet vermek. Kuruluş amacımıza uygun olarak ve kuruluşumuzun üzerinden çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen Beykoz Lojistik Okulunun bahar şenliklerinde standımızı açarak tanıtım yaptık ayrıca Yeditepe Üniversitesi’nin sektörle ilgili panelinde de Taşıyorum ÜDY-DER’İN MİSYONU Lojistik üst düzey yöneticilerini bir araya getirerek sektörü geliştirecek ortak çalışmalar yapmak. ÜDY-DER’İN VİZYONU Lojistik mesleğinin saygınlığına, bilginin ve paylaşımın gücüyle değer katmak. STRATEJİK HEDEFLER - Paylaşım merkezi olmak, - Bilgi merkezi olmak ve sektörün bilinçlenmesini sağlamak, - Sektörün gelişimine yön vermek, - Sektörde kılavuz görevi yapmak, - Sektörün itibarını artırmak, - Sektördeki tüm üst düzey yöneticileri bir araya getirmek, - Sektör ve Üniversiteler arasındaki koordinasyonu sağlamak, ÜDY-DER KURUCU VE İLK YÖNETİM KURULU Yönetim Kurulu Başkanı: Mehmet TANBAŞ (TUGEM kurucu ve başkanı, Eğitimci) Başkan Yardımcısı: Davut KARTAL (Hay-Koop Paz. Müd.) Başkan Yardımcısı: Siret GÜNKARA (Sürat Kargo) Başkan Yardımcısı: Hüseyin ÖZDENER (Reysaş) Genel Sekreter: Aksoy YAVAŞ (Yeditepe Üni. Hukuk Fak. Ar. Gör.) Muhasip: Canip ASLAN (Mali Müşavir) Yönetim Kurulu Üyesi: Ezgi UZEL (Yeditepe Üni. Öğr. Gör.) Yönetim Kurulu Üyesi: Nejla ŞİRİN (Gümrük Müşaviri) Yönetim Kurulu Üyesi: Aydın EROĞLU (Subaşı Gümrükleme Güm. Müş.) Yönetim Kurulu Üyesi: Şaban EROL (Eskort Uluslararası) Yönetim Kurulu Üyesi: Murat KUNDURACI (ÜDY, Eğitimci) ÜDY-DER ÜYELİK ŞARTLARI 1. ÜDY belgesi olmak, 2. ODY belgesi olup Müdür ve üst pozisyonda görev yapmış ve halen yapmakta olanlar, 3. Belgesiz olup tedarik zincirinin hizmet alan kısmında en az bir yıl yönetici (Müdür veya üstü) olarak çalışmış veya çalışmaya devam edenler, 4. Tedarik zincirinde çalışma yapmış akademisyenler, 5. Yukarıdaki kriterler dışında kalan adaylar için üyelik yönetim kurulunun takdirindedir. Paylaştıkça her şey azalırken sevgi ve bilginin çoğalmakta olduğundan hareketle mesleki bilgi birikimleri ve tecrübelerini paylaşmak isteyen katılımcılara gönüllülük esasına göre kurulmuş olan derneğimizin kapıları ardına kadar açık. Sektörde meydana gelen değişim ve yenilikleri , Üniversitelerin sektörle ilgili çalışmalarını, piyasanın sektörden olan beklentilerini görüşmek, konuşmak, tartışmak suretiyle uygulanabilirliğine bakarak üyelerini tüm bu gelişmelerden haberdar edebilmek amacıyla bir araya gelmiş bir Sivil Toplum Kuruluşu olarak başlamış olduğumuz çalışmalarımıza sizlerden gelen istek ve desteklerle her gün biraz daha büyüyüp genişleyerek devam etmekteyiz. Canip ASLAN Mali Müşavir canipaslan@sshay-koop.com.tr 27 DHL EXPRESS D DÜNYA GÖNÜLLÜLER GÜNÜ’NÜ KUTLADI! eutsche Post DHL tarafından her yıl 1-10 Eylül arasında kutlanan “Dünya Gönüllüler Günü” kapsamında DHL Express Türkiye, 8 Eylül 2011 tarihinde Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (TOFD) bahçesinde tüm günü kapsayan bir etkinlik düzenledi. DHL Express Türkiye Bilgi İşlem Departmanı’nın önderliğinde bu yıl uygulamaya konulan Elektronik Atık Projesi ile toplanan e-atıkların geri dönüşümünden elde edilen gelirle TOFD’deki ihtiyaç sahiplerine akülü tekerli sandalye hediye edilirken, engelliler DHL çalışanlarıyla keyifli bir gün geçirdi. Engellilerin iş yaşamında yer almasına katkıda bulunmak isteyen DHL Express İnsan Kaynakları, etkinliğe katılan engellilere “İş Görüşmesine Hazırlık ve CV Hazırlama Teknikleri“ konusunda bir saat süren bir eğitim verdi. Günün ilerleyen saatlerinde ise TOFD üyesi engelliler ve DHL Express çalışanları geri dönüşüm firması Akademi Çevre tarafından, e-atıkların toplanması ve geri dönüşüm süreci ile ilgili bilgilendirilirken, TOFD bahçesine yerleştirilen küçük bir e-atık konteyneri ile temsili e-atık atma merasimi düzenlendi. Keyifli ve eğlenceli bir ortam içerisinde geçen Dünya Gönüllüler Günü kutlamalarında engelliler ayrıca, DHL Express çalışanlarına TOFD bahçesinde yer alan engelli parkurunu tanıtarak, günlük yaşamda karşılaştıkları sorunlarla ilgili bilgilendirirken, bazı DHL Express çalışanları tekerlekli sandalyelerle bu zorlukları deneyimledi. TNT EKSPRES, ADANA’YI DÜNYAYA TANITIYOR Y urt içinde bölgelere yaptığı yatırımlarla dikkat çeken TNT Ekspres, Adana’nın yurtdışında daha fazla tanıtımının yapılması için Adana Ticaret Odası ile ortak bir işbirliğine imza attı. TNT Ekspres ve Adana Ticaret Odası ortak işbirliğinde gerçekleştirilen projenin ilk etabında Adana’yı tüm dünyaya tanıtmak için özel bir broşür hazırlandı. Adana Bölgesi’ni tüm dünyaya tanıtmak isteyen TNT, yurtdışındaki alıcıların bu bölgeyi yakından incelemeleri için özel olarak hazırlanan kitap ayracı şeklindeki tanıtım broşürünü yapılan gönderiler ile birlikte yollamaları için müşterilerine hediye ederek bölgenin tanıtımına yardımcı olacak. TNT Ekspres, özel olarak hazırladıkları broşür ile birlikte yurtdışındaki müşterilere hem bölgeyi yakından tanıma fırsatı hem de buradan alacakları ürünlerini bölgedeki yatırım imkânları ile birlikte öğrenme şansı sunuyor. Adana’da gerçekleştirilen TNT Ekspres basın buluşmasında, Adanalı bir gazetecinin önerisi ile hayata geçirilen proje, Adana’nın tarihi, doğal güzellikleri, ekonomisi, sanayisi ve lojistik yatırımları gibi tüm özelliklerini dünyaya tanıtmayı amaçlıyor. Kitap ayracı şeklinde hazırlanan tanıtım broşürü sayesinde TNT Ekspres müşterileri, Adana’nın narenciyesinden, Bakü-Ceyhan boru hattına kadar pek çok bilgiyi inceleme fırsatı bulacak. 28 29 Av. BARBAROS ASLAN barbaros.aslan@hotmail.com KOOPERATİF DENETÇİLERİ HAKKINDA 1 163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nda denetçilerle ilgili görev ve sorumluluklar 65, 66, 67 ve 68. maddelerinde düzenlenmiştir. 65. maddesinde; “Denetçiler, genel kurul namına kooperatifin bütün işlem ve hesaplarını tetkik eder” şeklinde genel bir tabir kullanılmıştır. 66. maddesinde ise denetçilerin görevleri ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Buna göre; “Denetçiler, işletme hesabı ile bilançonun defterlerle uygunluk halinde bulunup bulunmadığını, defterlerin düzenli bir surette tutulup tutulmadığını ve işletmenin neticeleriyle mameleki hakkında uyulması gerekli olan hükümlere göre işlem yapılıp yapılmadığını incelemekle, yükümlüdürler. Ortakları şahsen sorumlu veya ek ödeme ile yükümlü olan kooperatiflerde denetçiler, ortaklar listesinin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığını da incelemek zorundadırlar.” 67. maddesine göre; “Denetçiler her yıl yazılı bir raporla beraber tekliflerini genel kurula sunmaya mecburdurlar.” Denetçiler, görevleri çerçevesinde işlerin yürütülmesinde gördükleri noksanlıkları, kanun veya anasözleşmeye aykırı hareketleri bundan sorumlu olanların bağlı bulundukları organa ve gerekli hallerde aynı zamanda genel kurula haber vermekle yükümlüdürler. 68. madde gereğince; denetçiler görevleri sırasında öğrendikleri ve açıklanmasında kooperatifin veya ortakların şahısları için zarar umulan hususları kooperatif ortaklarına ve üçüncü şahıslara açıklayamazlar. Eğer Kooperatifler Kanununda denetçilerin görev ve sorumluluklarını bunlardan ibaret sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Şimdi bu da nereden çıktı derseniz, aynı kanunun 56.maddesine bir göz atalım. Bu maddenin ikinci fıkrasında denetçilere yönetim kurulu üyeleri hakkında hafiyelik yapma mecburiyeti getirilmiştir. 56. Maddenin 1.fıkrasının 2.bendinde, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin aynı türden başka bir kooperatifin yönetim kurulu üyesi olmayacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak ceza maddelerinde bu kurala aykırı hareket eden yönetim kurulu üyeleri için herhangi bir yaptırım bulunmamaktadır. Yani yönetim kurulu üyeleri için bu yasaklama sadece sözde kalmaktadır. Ama sizin denetçisi olduğunuz kooperatifin bir yönetim kurulu üyesi, yönetim kuruluna seçilmeden önce aynı türden başka bir kooperatifin de yönetim kurulu üyesi ise veya sonradan aynı türde başka bir kooperatifin yönetim kurulu üyeliğine seçilmiş ise ve sizin de bundan haberiniz yoksa kendinizi hakim karşısında bulmanız işten bile değil. Yani kooperatifin yönetim kurulu üyesi 56/1.2. maddesine aykırı davranarak suç işlerse, bundan dolayı 30 kendisi hiçbir cezaya muhatap olmaz, onun yerine denetçiler o yönetim kurulu üyesinin bu durumunu araştırmadıkları için yargılanıp, ceza alabilirler. 56.maddenin 2.fıkrasında üyelik şartları denetçiler tarafından araştırılır denilmektedir. İşte bu maddede denetçilere hafiyelik görevi yüklenmiştir. Denetçiler yönetim kurulu üyelerinin gerekli şartları taşıyıp taşımadıklarını araştırmazlarsa, 1163 sayılı kanunun Ek madde 2/3’e göre fiilin önem ve mahiyetine göre bir aydan altı aya kadar hapis ve ellibin liradan beşyüzbin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar. Peki, denetçi yönetim kurulu üyesinin aynı türden başka bir kooperatifin yönetim kurulunda da yer alıp almadığını nasıl araştıracak ve sorumluluktan nasıl kurtulacak? - Birinci seçenek, bu konuda Ticaret Sicili Memurluğundan yazılı olarak bilgi almak olabilir. Ticaret Sicili Memurluğunun size vereceği bilgi o gün itibarıyla olacaktır. Eğer Yönetim kurulu üyesi sizin Ticaret Sicilinden bilgi istediğiniz tarihten sonra başka bir kooperatifin yönetimine seçilmişse ve size haber vermemiş ise bu yöntem pek işe yaramayacaktır. - İkincisi ise kooperatifin genel kurulunu müteakip, seçilen yönetim kurulu üyelerinden, aynı türden başka bir kooperatifin yönetim kurulunda yer almadıklarına ve bu tarihten sonra başka bir kooperatifin yönetim kuruluna seçildikleri takdirde denetçilere bilgi vereceklerine ilişkin yazılı beyan ve taahhüt almaktır. En azından yönetim kurulu üyesi sonradan aynı türde başka bir kooperatifin yönetim kuruluna seçilip de denetçilere haber vermese bile, daha önceden almış olduğu beyan ve taahhüt belgesi denetçiyi cezai sorumluluktan kurtarır. Zira denetçi konuyu araştırmış ve önlemini almış, kanuna göre üyelik şartlarını araştırmış, ancak yönetici tarafından yanıltılmış olur. - Üçüncü seçenek ise 1163 sayılı kanunun 56/2. maddesinin değiştirilerek, yöneticilerin kanuna aykırı hareketlerinden denetçilerin değil, kendilerinin sorumlu olmalarını sağlamaktır. Sormak istediğiniz veya merak ettiğiniz konuları dergimizin e-mail adresine gönderebilirsiniz. Bir başka sayımızda tekrar beraber olmak dileğiyle sağlıklı ve mutlu kalın. Taşıyorum Tespih gibisin. İstersem çekiyorum. İstersem sallıyorum. SEN İSTE BEN KENDİMİ BİLE GEÇERİM. Acı geçicidir, gurur kalıcı. MADEM Kİ GİDECEĞİZ KABİRE, ÖPELİM HABİRE. Yüreğim damperimdir, bir dolar bir boşalır. YÜKSÜZ KAMYON DUVAKSIZ GELİNE BENZER. Sollarsan efsane olursun. ŞİKAYETİNİZİ SADECE BANA SÖYLEYİN. İçi beni dışı yolları yakar. 10 NUMARA GİBİSİN, 5 PARA ETMİYORSUN. Gözlük gibiyim, uzakları yakın ederim. ÇARESİZSEN, SANA ÇARE BENİM. Sabır dedim, o eskidendi dediler. TOHUMA KAÇMAYIP DA KÖK MÜ SALALIM. Direnmeyi bırakırsan tükenirsin. ÖN YARGINI PARÇALA, ÖYLE GEL YANIMA. Etrafta o kadar çok ki karanlık, Herkesin gecesi kendine yeter. ISSIZ ADAM OLMAKTANSA YÜKSÜZ KAMYON OLABİLİRİM. 31 Biraz da gülelim.... Bir erkek kendisine gerekli olan ürünü almak için 1 liralık ürüne 2 lira öder. Bir kadın kendisine gerekmeyen ürünü almak için 2 liralık ürüne 1 lira öder. Bir kadının gelecek endişesi evlenene kadar sürer. Bir erkeğin gelecek endişesi evlenince başlar. Başarılı bir erkek esinin harcayabileceğinden daha fazla geliri olandır. Başarılı bir kadın böyle bir erkeği evliliğe ikna edebilendir. Bir erkekle mutlu olabilmek için onu çok iyi anlamak ve az sevmek gerekir. Bir kadınla mutlu olabilmek için onu çok sevmek ve anlamaya çalışmamak gerekir. Evli erkekler bekar erkeklerden daha uzun yaşar ama daha erken ölmek isterler. Bir kadın kocasının değişeceği inancıyla evlenir ama erkek değişmez. Bir erkek karısının değişmeyeceği inancıyla evlenir ama kadın değişir. Kadın bir tartışmada her zaman son sözü söyler. Bu sözden sonra erkeğin söyleyeceği her şey yeni bir tartışma konusudur. Karıncaya sormuşlar; ‘’Nereye gidiyorsun?’’, ‘’Dostuma’’, demiş. ‘’Bu bacaklarla zor’’ demişler. Karınca; ‘’Olsun, varamasam da yolunda ölürüm’’ demiş. Yolunda ölünecek dostlara... İyinin ne olduğunu anlamak için en dibe inmeli, temizliğin kıymetini bilmek için çamura batmalı giysilerin. Önce sahtekarlığı öğrenmelisin hayat denilen hocandan ki, anlamalısın dürüst kişilerin değerini. Çok umutsuzken aklına gelmeli, senden daha kötü durumdaki insanlar, böylelikle anlarsın durumunun paha piçilmezliğini. Sonra çok kazık yemelisin kişilerden ki güvenmemeyi öğrenebilesin. Sen önce dibe çök, çök ki en tepeye çıkabilesin... Sen bana mı soruyorsun yalnızlığı sever misin diye? Ben ki; ‘Çayı bile iki şekerli içerim, birlikte erisinler diye’. İnsan fırsatların gelmesini bekler, fırsatlarda insanın gelmesini. Fırsatlar bekler, insanlar bekler. Kazanan hep mazeret olur. Susmak kabullenmek değildir, sadece cevaptır anlayabilene. Bil ki kısa cümleler kuruyorsa insan uzun yorgunlukları vardır sadece... Bazen alabileceğin en büyük intikam; affetmektir. Ve bazen karşındakine verebilecek en güzel cevap gülüp geçmektir! Dün canım olan yarın düşmanım olmaz benim... Yaşananların hatırı hep saklı kalır, hatırları hep sorulur, selamları hep alınır. Vicdanla birlikte şeref ararım ben sevdiklerimde... Her zaman doğru değildir elbet seçtiklerim, zaman gelir şerefsizleri de severim. AŞK ARİTMETİĞİ 32 akıllı erkek + akıllı kadın = aşk akıllı erkek + aptal kadın = ilişki aptal erkek + akıllı kadın = evlilik aptal erkek + aptal kadın = hamilelik OFİS ARİTMETİĞİ akıllı patron + akıllı eleman = kar akıllı patron + aptal eleman = üretim aptal patron + akıllı eleman = terfi aptal patron + aptal eleman = fazla mesai