VOB`da kurumsal yatırımcı İlgİsİ yükselİyOr
Transkript
VOB`da kurumsal yatırımcı İlgİsİ yükselİyOr
YIL: 5 SAYI: 22 OCAK 2012 GECELİK REPO VOB’A GELİYOR VOB Mart ayında gecelik repo piyasası sözleşmesini yürürlüğe sokuyor... ALP KELER Ak Portföy Genel Müdürü, yatırım fonlarının vadeli piyasaya bakışını anlattı... VOB’DA ATILIM YILI OLACAK Gedik Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Topaç’tan yatırımcılara tavsiyeler... YILIN GOLÜNÜ DOLAR ATTI Dört büyükler geçen yıl toplamda 55 milyon lira kur zararı yazdı. Kulüplerin taşıdığı kur riski, performans gelirlerinin yarısına mal oldu... Vaidyalingam Hariharan CEO SMX Gaureng Desai COO DGCX David Kucera CEO PXE Iris Weidinger CFO EEX Lamon Rutten CEO MCX India YÖNETİM KURULU BAŞKANI’NIN MESAJI KURDA KORUNMANIN ÖNE ÇIKTIĞI BİR YIL OLACAK IŞINSU KESTELLİ VOB Yönetim Kurulu Başkanı Türkiye, 2011 yılını çok hızlı geçirdi. Son çeyrekteki yavaşlamaya rağmen 2011 yılını yüzde 8’in üzerinde bir büyüme ile tamamladığımız tahmin ediliyor. Orta Vadeli Program’ın 2012 yılı büyüme hedefi yüzde 4. Ancak IMF gibi bazı kurumlar, yüksek cari açığımızı ve AB’deki daralmayı göz önüne alarak Türkiye için yüzde 2 civarı bir büyüme öngörüyorlar. IMF dünya ekonomisi için yüzde 4 olan büyüme tahminini yüzde 3.3’e çekti. Euro bölgesinde bu yıl 0.5 küçülme bekleniyor. Özellikle Avrupa Birliği’nde şu anda yaşanandan daha derin bir kırılma olmazsa, 2012’de yüzde 4 büyümenin yakalanabileceğini düşünüyorum. 2012’ye ait temel riskin, ABD ve Fransa gibi ülkelerde başkanlık seçimleri nedeniyle ertelenebilecek adımlar olacağını öngörüyorum. Türkiye’de mali disiplin sürdükçe enflasyonda kalıcı bir sıçrama yaşamayız. Merkez Bankası’nın piyasanın önünde yürüyen adımlarının fiyat istikrarı için güvence olduğunu düşünüyorum. Mevcut şartlar altında Türkiye ekonomisinin bu dönemi sert fren yaparak değil, yumuşak inişle tamamlayacağını söylemek mümkün. Türkiye dalgalı kur sistemiyle yoluna devam ediyor. Geçen yıl döviz sepetindeki yüzde 23’lük değer artışı pek çok kurum ve şirkete kur zararı yazdırdı. Merkez Bankası 2012’yi, Türk Lirası’nın değerleneceği bir yıl olarak öngörüyor. Türk girişimcisinin her ihtimalde kur riskinden korunma ihtiyacı olduğu ortada. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası 4 Şubat 2012’de 8’inci yaşına girmiş olacak. 2011 yılı bizim için atmaya hazırlandığımız önemli adımların testini yaptığımız bir yıl oldu. Opsiyonlar ve diğer yeni kontratlar için dizayn ettiğimiz yeni yazılımımızı test ettik. 2010’da 432 milyar TL olan işlem hacmimiz bu yıl yüzde 2 civarında artış gösterdi. Ancak işlem miktarımız yüzde 16 arttığı için dünya türev borsaları arasındaki yerimizi koruduğumuzu düşünüyoruz. VOB’un 2012 yılı performansını, opsiyonlara başlama tarihimiz belirleyecek. Opsiyonlara başladıktan sonraki bir yıl içinde işlem hacmimizin 1 trilyon liraya çıkması sürpriz olmaz. Türev piyasaların reel sektörle entegrasyonu için 2011’de başladığımız elektrik ve canlı hayvan vadeli kontratları çok önemli deneyim oldu. Bu yıl lisanslı depoculuk şirketi ELİDAŞ’ın aktif olarak devreye girmesi ve ilgili kesimlerin ilgi göstermesi halinde vadeli pamuk kontratlarının canlanacağını ümit ediyoruz. İşlem hacminde yerli yatırımcıların yüzde 85 civarı payla yabancılara üstünlüğü sürse de VOB, Turkdex markasıyla yurt dışında neredeyse içeridekinden daha çok tanınıyor. Hedefimiz, Türk reel sektörünün ihtiyaçlarına uygun kontratlarla ekonominin sağlıklı gelişmesine destek vermek ve bunu yaparken orta vadede dünyanın ilk 10 türev borsası arasına girmeyi zorlamak. Bu hedeflere ilerlerken ekonomi yönetiminden sermaye piyasalarını büyütücü etki yapacak piyasa dostu düzenlemeler beklediğimizin altını çizmek isterim. Herkese iyi bir yıl diliyorum… OCAK 2012 | VOBJEKTİF 3 İÇİNDEKİLER 10 MF Global nasıl battı? ABD’li aracı kurum MF Global’ın batışı, Singapur’da düzenlenen FIA toplantısının en öne çıkan konularının başında geldi. 12 4 büyüklere kur şoku Türk futbol kulüpleri kurda risk yönetimini yapamamanın bedelini ağır ödedi. 18 Röportaj: Bu sıra bize fazla Sanko Menkul Genel Müdür Yardımcısı Aytun Bilgin’den vadeli piyasaya ilişkin çarpıcı açıklamalar... 10 32 28 Röportaj: ALP KELER Ak Portföy Genel Müdürü, yatırım fonları ve kurumsal yatırımcıların VOB kullanımını anlattı. 12 32 ‘Gecelik repo’ geliyor VOB’da gecelik repo vadeli sözleşmesi geliyor. 44 Röportaj: ERHAN TOPAÇ Gedik Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı, ödünç piyasası, döviz ve faiz sözleşmelerinin nasıl hareketlenebileceğini anlattı. . 52 Röportaj: AYŞEN ZAMANPUR Silk&Cashmere markasının kurucusu, hem ithalat hem ihracatta kur yönetimini nasıl yaptıklarını anlattı. 52 SAYI: 22- OCAK 2012 SAHİBİ YÖNETİM YERİ TEMSİLCİ Çetin Ali Dönmez Akdeniz Caddesi Birsel İş Merkezi No: 14 K: 6 Alsancak 35210 İZMİR Tel: 0232 481 10 81 Faks: 0232 445 61 85 www.vob.org.tr e-posta: vob@vob.org.tr SORUMLU MÜDÜR TASARIM-İÇERİK-REKLAM MAHİYETİ SEM YAYINCILIK Büyükdere Caddesi Öztürk Sokak Akabe İş Merkezi No: 1/A Mecidiyeköy/İstanbul Tel: 0212 347 32 30 YAYIN TÜRÜ GRAFİK VE BASIM YERİ Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası A.Ş. Şamil Demirkan İktisadi konular Yerel Süreli Yayın 4 VOBJEKTİF | OCAK 2012 Türk Medya Kampüs Davutpaşa Caddesi No:34 Topkapı/İstanbul VOB GENEL MÜDÜRÜ’NÜN MESAJI ÇAĞIRIN GELELİM... ÇETİN ALİ DÖNMEZ VOB Genel Müdürü Değerli Vobjektif Okurları 2011 yılı kolay bir yıl olmadı, 2010 yılında 2011’i planlarken düşündüğümüz bazı olumlu gelişmeler maalesef gerçekleşmedi. İşlem hacmimizde beklentilerimizin altında bir toplam hacim seviyesi oluştu, neredeyse 2010 yılı ile aynı seviyelerde bir işlem hacmine ulaştık. Planladığımız bir diğer konu yeni yazılımı devreye almak idi, maalesef 2011 yılı içinde bunu da gerçekleştiremedik. Yazılım projemiz gerçekten büyük ve kapsamlı bir proje ama yine de 2011 yılı içinde yeni yazılıma geçmeyi planlamıştık, olmadı, bizler VOB olarak elimizden geleni yaptık, ancak yazılımı satın aldığımız yabancı firmanın performansı bizi 2011 yılında sistemi kullanabilecek bir seviyeye taşıyamadı. Kötümser de olmaya gerek yok, geldiğimiz nokta itibarıyla son derece olumlu yönde ilerlemiş durumdayız, yeni alım satım sistemimiz test ortamında artık kullanılabiliyor, bundan sonrası tabir yerindeyse biraz kalibrasyon. Sermaye piyasamızda son derece önemli bir adım olacak bu gelişmeye az kaldı, biraz sabır istiyoruz sizlerden. Diğer taraftan hakkımızı da fazla yemeyelim, 2011 yılı içinde olumlu gelişmeler de oldu. Bunların başında 2010 yılının son günlerinde piyasaya sunduğumuz Euro/Dolar çapraz kur vadeli işlem sözleşmesi ile dolar bazında ve ons üzerinden işlem imkanı veren Dolar/Ons altın vadeli işlem sözleşmesi geliyor. Bu sözleşmelerde likidite büyük oranda sağlanmış durumda, bundan sonrası daha da iyi olacak diye düşünüyorum. Mevcut TL/Dolar ve TL/Euro vadeli işlem sözleşmelerindeki işlem hacmimizde de 2011 yılında önemli artış kaydettik. Günlük ortalama işlem hacmimiz bu sözleşmelerde 2010 yılı seviyesinin iki katı düzeyinde gerçekleşiyor artık. Döviz sözleşmelerinde işlem hacmimizin artışında BSMV’nin kaldırılmasının da önemli etkisi olduğu açık. Buradan Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’na da piyasa dostu bu uygulama dolayısıyla teşekkürlerimi iletiyorum. Bir taraftan opsiyon sözleşmelerinin de işlem göreceği yeni alım satım platformumuz üzerinde testlere devam ederken diğer taraftan önemli bir başka proje üzerinde de epey mesafe almış durumdayız. Yatırımcılar tarafından foreks işlemleri olarak da bilinen kaldıraçlı işlemlerin VOB bünyesinde yapılması için hazırlıklarımızı son safhaya getirdik diyebilirim. Piyasada kontrolsüz bir şekilde yatırımcılara pazarlanan muhtelif kaldıraçlı işlem platformları Sermaye Piyasası Kurulu tarafından düzenleme kapsamına alındı ve şu an denetim altında diyebiliriz. Ancak piyasanın parçalı yapısı, yatırımcı mağduriyetlerinin ve şikayetlerinin devam etmesi bizleri de harekete geçirdi, birkaç ay içinde VOB kaldıraçlı alım satım platformunu devreye almayı planlıyoruz. Bu platform sayesinde yatırımcılar likidite sağlayıcılardan alınan en iyi alış ve en iyi satış kotasyonları üzerinden ve aracı kurumlar vasıtasıyla onlara sunulan alış ve satış kotasyonları üzerinden işlem yapabilecekler. Beklentimiz borsamızda gerçekleşecek kaldıraçlı işlemlerin işlem hacminin şu anki günlük işlem hacmimize eşdeğer bir hacme ulaşacağı yönünde. Borçlanma piyasasındaki gelişmelerden hareketle gecelik faiz oranlarına dayalı vadeli işlem sözleşmeleri üzerinde de çalıştık, bu sözleşmeleri de muhtemelen Mart 2012 gibi açmayı planlıyoruz. Merkez Bankası’nın kısaca borç alma ve borç verme oranları arasındaki açıklık anlamına gelen faiz koridorunu genişletmesinden sonra gecelik faiz oranlarındaki oynaklık arttı. Artan oynaklık hem fonlama ihtiyacı olan bankalar açısından, hem de fon fazlası olup bunu gecelik piyasada değerlendirenler açısından riskleri arttırmış durumda. Bu nedenle açmayı planladığımız gecelik faiz oranına dayalı vadeli işlem sözleşmelerinin piyasa tarafından olumlu karşılanmasını ve önemli işlem hacmine ulaşmasını bekliyoruz. Bu sayımızda gecelik faiz oranına dayalı vadeli işlem sözleşmelerini detaylı ve anlaşılabilir şekilde anlatan güzel bir çalışmayı da bulacağınızı şimdiden buradan müjdeleyeyim. Yılın henüz başındayız, bu yıla dair gerek işlem hacmi, gerek yeni sözleşmeler, gerekse yeni alım satım sistemimiz konusunda güzel ve büyük umutlarımız var, bunları gerçekleştirmek için bizler VOB ailesi olarak gücümüz yettiğince çalışacağız. Ancak ne yaparsak yapalım asıl önemlisi yatırımcı tabanını genişletmek, yatırımcı olmazsa işlem hacmi olmaz çünkü. VOB, bir borsa olması nedeniyle yatırımcılara doğrudan pazarlama yapmak yerine, üyeleri vasıtasıyla yerli ve yabancı yatırımcılara ulaşmayı hedefliyor, stratejisini bu yönde oluşturmuş durumda. Benim VOB’un Genel Müdürü olarak üyelerimizden en önemli isteğim satış ve pazarlama faaliyetlerinde VOB’u daha fazla ön plana almaları, mümkün olduğunca bilgilenmiş yeni yatırımcı kitlesini sermaye piyasalarımıza kazandırmaları. Bu yönde yapılan her türlü girişimin arkasında VOB’un desteğinin olacağını buradan bir defa daha ifade etmek istiyorum. Türkiye’nin veya dünyanın herhangi bir şehrinde mevcut ve potansiyel yatırımcılara dönük yapılacak her türlü toplantı konferans tanıtım vb. aktivitelerde bizim de yer almamızı isterlerse bizler koşa koşa geliriz. Birlikte el ele piyasalarımızı canlandırmamız likiditemizi arttırmamız gerekiyor, Türkiye’nin yüksek büyüme hızına ulaşmasının, rekabet gücünü arttırmasının anahtarının sermaye piyasalarının gelişmesi, büyümesi olduğunun bir defa daha altını çiziyorum ve üyelerimize “çağırın, gelelim, size destek verelim” diyorum. Sevgi ve saygılarımla. OCAK 2012 | VOBJEKTİF 5 DÜNYADAN FX PİYASASINA ABU DABİ DAMGASI CME, MF GLOBAL’IN İŞLEMLERİNİ SADECE POZİSYON KAPATACAK ŞEKİLDE SINIRLADI Yeni bir duyuru gelene kadar CME Finansal Komitesi 975 no’lu kural uyarınca, MF Global’ın tüm müşterileri için işlemlerini sadece pozisyon kapatacak şekilde sınırladı. Bunun yanında CME Grubu MF Global’a ait bütün işlem ayrıcalıklarını da kaldırdı. Buna göre MF Global tarafından garanti edilen hiçbir broker ve yatırımcı işlem salonuna giremeyecek. Alınan kararların MF Global’ın finansal koşulları nedeniyle alındığı belirtildi. CME’nin Takas Kurumu transferleri müşterinin talep etmeleri durumunda son uzlaşma fiyatı üzerinden gerçekleştirecek. Bu tür pozisyonları transfer eden şirket bu pozsiyonları yeniden teminatlandıracak. Pozisyonlarını kapatmak isteyen yatırımcıların MF Global ile temasa geçmeleri gerektiği belirtildi. Forex İşlemlerİ Yükselİşte: ADS Abu Dabi merkezli forex ve emtia işlem platformu sunan ADS Menkul Kıymetler altı ay içinde Orta Doğu’da yatırımcıların dikkatini çeken likit ve dinamik bir FX piyasası oluşturdu. ADS 6 VOBJEKTİF | OCAK 2012 Menkul Kıymetler Satış Yetkilisi Claus Nouveau-Nikolajsen’e göre piyasada artan volatilite nedeniyle yatırımcılar tahvil ve gayrimenkul gibi geleneksel yatırım araçları yerine forex işlemlerini tercih ediyor. Aynı yetkili yüksek volatilitenin neredeyse kural gibi işlediği forex piyasasında belirli tipteki yatırımcıların bu volatiliteyi kâra dönüştürmeyi başardığını söyledi. Nikolajsen, işleme başladıkları tarihten itibaren forex piyasasındaki yatırımcı sayısının ve çeşitliliğinin arttığını belirten yetkili ekonomik belirsizliğinin ve döviz kurlarındaki belirsizliğin forex piyasalarında hızla artan bir büyüme yarattığının ve bu piyasada günlük işlem hacminin 4 trilyon dolara yaklaştığının altını çizdi. Özellikle Euro/Dolar paritesinin geçen birkaç haftada işlem hacminin oldukça yükseldiğini ve 2008 yılından bu yana en yüksek işlem hacmine ulaştığını aktardı. Dolardaki değer kaybının bölgede iş alemi tarafından yakından takip edildiğini, geçen yıllarda görece istikrarlı olan dolar kurunun günümüzdeki volatilite nedeniyle karmaşık bir döviz kuru yönetimi gerektirdiğini forex piyasasının da bunun bir parçası olduğunu söyledi. ADS Menkul Kıymetler piyasanın ihtiyaçlarına göre bir işlem platformu kurduklarını bu şekilde hem döviz kuru yönetimine hem de volatiliteden kâr etmek isteyen yatırımcılara fırsat sağladıklarını belirtirken dünyanın en büyük likidite sağlayıcılarıyla çalışarak müşterilerine en iyi kotasyonu vermeye çalıştıklarını belirtti. Forex piyasası büyüdükçe Birleşik Arap Emirlikleri’nin bölgede önemli bir merkez haline geldiğini söyleyen şirket yetkilisi, bölgenin forex piyasasının gelişmesi için gerekli pazar ve alt yapıya sahip olduğunu belirtti. Bölgede gelişmekte olan piyasalarının paritelerinin de ilgi gördüğünü ve uluslararası ticaretin arttığı için döviz kuru yönetiminin de öne çıktığını söyledi. ABD’de Swap İşlemlerİ artık CFTC’ye Raporlanacak Uzun süredir beklenen swapların raporlanması ile ilgili düzenlemeler ABD’deki türev piyasaların düzenleyici otoritesi olan CFTC tarafından uygulanmaya başlandı. Onaylanan yeni düzenlemeler ile birlikte yatırım şirketlerine yaptıkları swap işlemlerini CFTC’ye raporlama zorunluluğu getirildi. Böylelikle denetleyici otoritenin ilk defa swap piyasalarıyla ilgili detaylı bilgi sahibi olacağı düşünülüyor. LME de Satın Alınıyor 134 yaşında olan London Metal Exchange (LME), Aralık ayı itibariyle borsayı satın alabilecek potansiyelde olan kurumlara satın alma tekliflerini toplamak üzere başvuruda bulunacak. Buna göre gelen teklifler Şubat ayında değerlendirmeye alınıp olası bir satın alma üzerine karar verilecek. Japon Borsaları Bİrleşİyor Dünyada bir çok borsanın birleşme kararları açıkladığı bir dönemde, bir diğer birleşme haberi Japonya’dan geldi. Buna göre Japonya’da faaliyet gösteren Tokyo Stock Exchange ve Osaka Stock Exchange birleşme kararı aldı. İki borsa halihazırda Japonya’nın en büyük iki borsası konumunda. Birleşme gerçekleşirse oluşacak yeni borsanın, NYSE ve Nasdaq borsalarından sonra dünyanın en büyük üçüncü borsası olması bekleniyor. NYSE EURONEXT VE DEUTSCHE BOERSE BİRLEŞMESİNDE DÖNÜM NOKTASI! 2011 yılının Aralık ayı sonunda uzun zamandır gündemde olan NYSEEuronext ve DeutscheBörse birleşmesine Amerikan Adalet Bürosu onay verdi. Bu gelişme birleşme hazırlıkları tarihinde önemli bir dönüm noktası oldu. Amerikan düzenleyici otoritelerin onay vermesi ile birlikte gözler Avrupa’ya çevrildi. Avrupa Komisyonu’ndan gelen açıklamalar ise olası bir birleşmeye Avrupa tarafında olumsuz bakıldığı yönünde. DeutscheBörse’den gelen açıklamalara göre Avrupa Komisyonu’ndan onay çıkmaması halinde iki borsa arası işbirliği çalışmalarının devam edeceği anlaşılıyor. FIA’DA GÖREV DEĞİŞİKLİĞİ 1982 yılından itibaren Futures Industry Association’da (FIA) başkanlık görevini yürüten John Damgard başkanlık görevinden ayrılıyor. FIA yaptığı resmi bir açıklama ile Walter Lukken’in FIA’nın yeni başkanı olacağını duyurdu. Lukken gerek finans sektörünün önemli özel kurumlarında gerekse önemli devlet görevlerinde üst yönetici olarak yer aldı. ARJANTİN BORSALARI BİRLEŞEREK LATİN AMERİKA’DA GÜÇ OLUŞTURMAYI PLANLIYOR! Arjantin’in birleşmeye karar vermiş olan iki büyük borsası, ülkenin içindeki diğer 3 borsayı da kendi bünyesi altına toplamaya karar verdi. Borsaların hedefi Latin Amerika’nın en büyük üçüncü ekonomisinde bir güç birliği oluşturabilmek. Arjantin borsalarının birleşme süreci gelişmekte olan ekonomilerine daha fazla yabancı ilgisi çekebilmeyi, ayrıca spot ve türev piyasayı tek çatıda birleştirebilmeyi amaçlıyor. GÜNEY AFRİKA BORSASI LONDRA BAZLI ALIM SATIM MERKEZİNİ İŞLEME AÇTI! London Stock Exchange (LSE)’nin teknik alt yapısını kullanan Güney Afrika Borsası (JSE), LSE’ye bağımlılığını ortadan kaldırabilmek için İngiltere bazlı teknoloji şirketi Fitnetix ile anlaşmaya vararak Londra alım satım merkezini devreye aldı. Fitnetix Avrupa yatırımcılarının JSE’ye ait verilerine ulaşabilmesini ve Güney Afrika Borsası’nda işlem görmekte olan hisse senetlerine ilişkin ürünlerde işlem yapabilmesini sağlayacak. AMERİKA’DA FİNANSAL ARAŞTIRMA OFİSİ KURULUYOR! ABD finansal araştırma konusunda yeni bir ofis kuruyor. Office Of Financial Research’ün (OFR görevi, piyasa verilerini inceleyerek Amerikan politikalarını oluşturan gruba olası finansal krizleri önlemelerine ilişkin destek sağlamak. OFR Dodd- Frank yasasının bir getirisi olarak görülüyor. 2007-2009 krizi sonrasında, düzenleyicilerin krizleri tahmin etme ve önlemede eksiklikleri olduğu konusu gündeme gelmişti. OCAK 2012 | VOBJEKTİF 7 DOSYA Asya’da VOB’a büyük İlgİ 7’ncisi düzenlenen Asya Türev Piyasalar Konferansı’nda katılımcılar Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’na büyük ilgi gösterdi. VOB Genel Müdür Yardımcısı Güzin Sarıoğlu konferansta bir sunum gerçekleştirirken, VOB standı da büyük ilgi gördü. T 8 VOBJEKTİF | OCAK 2012 he Futures Industry Association (FIA) tarafından son 7 yıldır düzenlenen “FIA Asia Derivatives Conference” (Konferans) 29 Kasım-01 Aralık 2011 tarihlerinde Singapur’da gerçekleştirildi. FIA tarafından Asya’ya özel olarak düzenlenen Konferans boyunca VOB bir stant açarak kendisini tanıttı. Toplam 900 kişinin ziyaret ettiği fuar ziyaretçileri arasında, aracı kurumların ve vadeli işlem borsalarının çalışanları ve yöneticileri, çeşitli yatırım fonlarının yöneticileri, şirketlerin hazine bölümleri sorumluları, aracı kuruluşlar, bireysel yatırımcılar, teknoloji şirketleri çalışanları, basın mensupları, hukuk firmalarının yetkilileri, bireysel yatırımcılar gibi farklı mesleklerden kişiler yer aldı. Konferansta toplam 25 firma tanıtıcı stant açtı. Bu firmalar arasında vadeli işlem borsaları, aracı kurumlar ve teknoloji şirketleri, eğitim ve danışmanlık şirketleri yer almıştır. Standımıza uğrayan katılımcılar tarafından özellikle Asya ve Amerika’da yerleşik yatırımcılar VOB’a nasıl ulaşılabileceği, üyelik koşulları, yeni alım satım sistemin ne zaman hayata geçeceği, VOB’da sunulan ürün yelpazesi konularında sorular yönelttiler. Etkinlik süresince türev piyasalardaki güncel gelişmeleri konu alan konferanslar düzenlendi. Konferanslarda tartışılan konular arasında, “Dodd-Frank Yasası” ve “MiFID”in yatırımcılara, aracılara ve takas merkezlerine etkileri; tezgah üstü piyasalara getirilecek olan yenilikler konusunda takas merkezleri ve takas üyelerinin ne gibi hazırlıklar gerçekleştirdikleri; bu piyasalarda işlem görmesi planlanan yeni ürünler ve bu işlemlerin takası konusunda Asya tarafında görülen gelişmeler; emtia fiyatlarındaki volatilite yer aldı. Konferans’da ayrıca “Asia Update” başlığı altında Singapur, Avustralya, Hong Kong, Japonya, Kore, Çin, Hindistan, Tayvan, Malezya, Tayland ve Türkiye vadeli borsalarında yaşanan gelişmelere yer verilen paneller düzenlendi. Tayvan, Malezya, Tayland, Türkiye vadeli piyasalarındaki gelişmelere ilişkin panelde, VOB Genel Müdür Yardımcısı Güzin Sarıoğlu, VOB’un yapısı, yeni ürünler ve borsa alt yapısına ilişkin yeni projeler hakkında bir sunum gerçekleştirmiş ve katılımcıların sorularını cevaplandırdı. Konferansın en dikkat çekici panelleri ve bu panellerde tartışılan konuları şunlar oldu: • Goldman Sachs Vadeli Piyasalar Grup Başkanı Paul Davis’in yönettiği “Global Exchange Perspective” başlıklı panele, CME, NYSE ve SGX gibi dünyanın önemli Borsalarının CEO’ları ve üst düzey yöneticileri konuşmacı olarak katıldı. • NYSE Başkan Yardımcısı ve Türev Piyasalar Başkanı Garry Jones; bazı işbirliği anlaşmaları yoluyla ve yeni ürünlerle organik büyüme hedeflerini gerçekleştirmeyi amaçladıklarını ayrıca birleşme ve satın almalarla inorganik büyümeyi de amaçladıklarını ifade etti. Özellikle Avrupa’da gerçekleşecek olan satın alma ve birleşme projelerinde “MiFID” gibi düzenlemelerin ve başta rekabet kurumu olmak üzere düzenleyici otoritelerin birleşen borsaların hissedarları ile iş ortakları arasındaki çıkar dengesine ilişkin görüşlerinin büyüme projelerinin hızını ve sonucunu etkileyeceğini, ayrıca bu dengeyi sağlamanın kendileri açısından da önemli olduğunu belirtti. Jones ayrıca, Lehman ve MF Global vakalarının swap ve tezgah üstü ürünleri için global risk yönetiminin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini, global risk yoğunlaşmasını, global riskleri ve teminatları yönetmenin bir maliyet gerektirdiğini ve bu maliyete katlanmanın önemli olduğunu sözlerine ekledi. • Panellerde, CME Grubu CEO’su Craig Donohue da inorganik büyüme ile ilgili olarak her zaman fırsatları değerlendirebileceklerini, ancak organik büyümeye de odaklandıklarını ve bu anlamda “Dodd-Frank” düzenlemeleri ile birlikte hayata geçen swap takası ve swap platformu projelerinin heyecan verici olduğu dile getirdi. konferansın öne çıkan konuları arasında dodd-frank yasası ve MF GLOBAL’IN BATIŞI YER ALDI. • SGX CEO’su Magnus Bocker ise, NYSE ve NASDAQ ile yapmış oldukları ürün ve teknoloji bazında işbirliklerinin, kendilerinin de ürün geliştirmeleri açısından son derece önemli olduğunu, yeterli çeşitlilikte ürünü olmayan bir yapı altında rekabet etmenin de bir anlamının olmayacağını vurguladı. • “Getting Ready for OTC Clearing” başlıklı panelde dünyanın ve Asya bölgesinin önde gelen türev borsalarının yöneticileri tezgahüstü ürünlerin merkezi takasının yapılması ile ilgili proje ve hazırlıkları hakkında bilgi verdi. CME Grubu Takas İşlemleri Başkanı Kim Taylor, özellikle enerji piyasası tezgahüstü ürünleri, CDS ve faiz swaplarının takası ile ilgilendiklerini ve OTC takasını başlattıkları günden bu yana 150 milyon sözleşmenin takasının yapıldığını aktardı. Taylor, ayrıca takas çözümleri geliştirirken Asya zaman dilimlerini dikkate almaya çalıştıklarını belirtti. • London Clearing House Clearnet Grup Başkanı Alberto Pravettoni ise, değişik piyasalar için değişik CCP’lerin (Merkezi Karşı Taraf) ekonomik olmadığını, takas kurumlarının alt yapıların konsolide edilmesine yönelik işbirliklerini geliştirmeleri gerektiğini dinleyicilere aktardı. Yüksek frekanslı işlemlerin (HFT) tartışıldığı “Changing The Nature of Markets” başlıklı panel öncesinde, Sydney Üniversitesi Finans Profosörü Alex Frino HFT’nin piyasa likiditesine ve oynaklığına ilişkin akademik araştırmalarının sonuçlarını katılımcılarla paylaştı. Frino sunumunda özetle ilk HFT işlemlerinin 2003 yılında NYSE’nin gerekli alt yapıyı sunması ile gözlemlendiğini, değişik borsalardaki kapsamlı akademik araştırmalarını ise 2005 ve 2010 yılı arasındaki verilerle gerçekleştirdiklerini belirtti. Çalışmalarında esasen Make/Take Oranı adını verdikleri bir parametreyi ölçtüklerini, bu oranın 1’in üzerinde olduğu sonuçlarda HFT’lerin likiditeye olumlu etki ettiğini veri olarak kabul ettiklerini, yine volatilite çalışmalarında bu oranın 1’in üzerinde olması durumunda HFT’lerin volatiliteyi arttırdığını kabul ettiklerini aktardı. Frino ayrıca değişik borsalara ilişkin kaleme aldıkları çalışmaların isimlerini dinleyici ile paylaştı. OCAK 2012 | VOBJEKTİF 9 DOSYA ÖLÇÜSÜZ RİSK BİR DEVİ BATIRDI: MF GLOBAL VE REFCO’NUN GAZABI ! Şamİl DEMİRKAN VOB Eğitim ve Tanıtım Müdürü sdemirkan@vob.org.tr Aracı kurum MF Global’ın batışı, borsalarda denetim ve gözetim eksikliği konusunda önemli bir dönüm noktası oldu. Hemen hemen tüm borsalar, bu tür iflasların önceden öngörülerek önlenmesi için önlem alma hazırlığına girişti... S 10 VOBJEKTİF | OCAK 2012 ingapur’da 7’ncisi düzenlenen FIA ASIA Türev Piyasalar Konferansı’nın açılış kokteylinde NYSE EURONEXT Global Türev Piyasalar Başkanı Garry Jones ve FIA Başkanı John Damgard’ın hararetli sohbetini merhaba demek için bozduğuma biraz da pişman olmuştum, zira sohbet o kadar koyu olmalıydı ki beni gördüklerine şaşırmış gibi bir halleri vardı. Hemen ardından sıcak sohbetlerine beni de kattıklarında anladım ki geldiğimde türev piyasalarda da faaliyette bulunan MF Global’ın iflasının başta CME, NYMEX ve ICE olmak üzere büyük türev borsalara olan yansımalarını tartışıyorlardı. Sonraki günlerde de gördüğüm kadarıyla konferans aralarında konuşulan önemli noktaların başında bu konu geliyordu. 2005’te iflas eden Refco Grubu’nun türev operasyonlarını 323 milyon dolara satın alarak en önemli atağını yapan grup, 2007’de Man Financial olan ismini halka arzından hemen sonra MF Global olarak değiştirerek, birleşme ve satın almalarla faaliyetlerini global alana yaydı. MF Global’ı sona yaklaştıran sürecin eski bir Goldman Sachs yöneticisi olan Jon Corzino’nun şirketin CEO’su olmasıyla başladığı söyleniyor. Başlangıçta MF Global için her şey iyi gidiyordu. Geleneksel faaliyeti olan müşteri işlemlerine aracılık artık şirkete yetmiyordu ve kendi portföyü adına işlem yapmanın, artık belirli bir doygunluk seviyesine ulaşmış aracılık faaliyetleri yanında şirkete yeni bir soluk Jon Corzino getireceği düşünülüyordu. Şubat 2011’de Amerikan Merkez Bankası, şirkete kamu borçlanma kağıtlarında “primary dealer” yetkisi verdi. Bu yetki sonrasında şirket kendi portföyü adına yüksek oranda risk almaya başladı, bu risk alma iştahını biraz da CEO’larının Washington DC’deki politik geleceğine olan güven tetikliyordu. Bu iştahın en büyük kanıtı olarak, Şirketin nispeten küçük Avrupa Birliği ülkelerine özellikle de İspanya ve İtalya’nın borçlanma kağıtlarına yönelik 6 milyar doların üzerindeki yatırımını gösterebiliriz. Mayıs 2011’de şirket bu yatırımların detaylarını kamuya açıklarken hiçbir endişe verici sinyal vermedi: Yatırımlara düşük riskle yüksek getiri vaat ediyordu. İlk ciddi sarsıntı Eylül 2011 de Amerikan Finansal Düzenleyici Örgütü FINRA’nın şirkete sermaye artırımı uyarısı ile başladı. Ardından, Ekim ayında Moody’s ve Fitch tarafından, sermaye yapısı gerekçe gösterilerek, rating notunun düşürülmesi ile devam etti. MF’in üçüncü çeyrek ara mali tablolarında zarar açıklaması ise işin tuzu biberi oldu ve çözülme başladı. Ekim ayı sonunda borsalar ve bankalar MF Global ile gerçekleştirdikleri işlemlerini durdurdular. Başlangıçta şirketin satılacağı veya kurtarılacağı konusunda herkes hemfikirdi ancak Ekim ayı sonuna gelindiğinde, şirketin sözde şirket fonlarından ayrı tutulan 700 milyon dolar tutarındaki müşteri fonlarının yok olduğu anlaşılınca bu ihtimal ortadan kalktı. 31 Ekim 2011 tarihinde şirket resmen iflas başvurusunda bulundu. Aynı gün New York Merkez Bankası şirketi “primary dealer” işlemlerinden men etti. Mali sektör firmalarının risklerini azaltmalarının istendiği bir dönemde MF Global’ın 1’e 40 oranında bir kaldıraç kullandığı iflas dilekçesinde açığa çıktı. Primary Dealer yetkisi olan bir kurumun bu denli düşük bir sermaye ile bu kadar yüksek bir portföye sahip olması, New York Merkez Bankası’nın devamlı olarak işlem yaptığı bankaları seçme kriteri ile ilgili soru işaretlerini gündeme getirdi. MF Global Holding ve MF Global Finance şirketinin iflas başvuruları ile ilişkili olarak, ilgili müflis şirketlerin müşterilerinin yalnızca CME Group, NYMEX ve ICE gibi türev borsa gruplarındaki pozisyonlarını kapatıcı işlem yapabilecekleri, emirlerinin gerçekleşmesinin ilgili borsaların takas merkezlerince garanti edildiği MF Global’ın web sitesinde duyuruldu. Singapur’da FIA ASIA konferansındaydık ama herkes, Roma, Madrid, Washington, New York kentlerini içine alan bir hikayenin trajik sonunu konuşuyordu. Ünlü ingiliz yazar Charles Dickens yaşasa idi bu trajedyanın adını “Dört Şehrin Hikayesi” mi yoksa “ MF Global’ın Büyük Umutları” mı koyardı çok çok merak ediyorum. Ama bir yandan da bu hikayeye “Refco’nun Gazabı” adını koymak yanlış olmaz diye düşünüyorum. Ne dersiniz ? OCAK 2012 | VOBJEKTİF 11 DOSYA 12 VOBJEKTİF | OCAK 2012 4 büyükler bİr yılın emeğİnİ kura feda ettİ Ne şike soruşturması, ne naklen yayın polemiği. Futbolun dört büyüklerine en büyük darbeyi kur vurdu. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un kurdaki hareketlilikten yedikleri darbe, Süper Lig’de bir yıl boyunca elde ettikleri performans gelirinin yarısını alıp götürdü. D ÖZGE GÜNEŞ ünyanın en sevilen sporu olan futbol artık son derece büyük bir endüstri. Milyarlarca dolarlık piyasa değerlerine sahip futbol kulüpleri, yine her yıl milyarlarca dolarlık transfer bütçelerine imza atıyor. Manchester United, Chelsea, Real Madrid, Barcelona, İnter, Manchester City gibi kulüpler, elde ettikleri gelirlerin yanı sıra transfer bütçeleri ve pazarlama yöntemleriyle de dikkat çekiyor. Roman Abramowitz’in Chelsea kulübünü satın almasıyla başlayan “paralı yönetici” dönemi transfer rakamlarının inanılmaz boyutlara ulaşmasını, kulüp bütçelerinin ise iyi yönetimden uzaklaşmasını beraberinde getirdi. Chelsea’ye koyduğu parayla onlarca milyon dolarlık transferlere imza atan Abramowitz, kulübün yapısını sonrasında kurumsallaşmaya dönüştürdü. Ancak bu kez Körfez sermayesinin başı çektiği bir grup çeşitli futbol kulüplerine yatırım yapmaya başladı. Örneğin uzun yıllar Manchester United kulübünün gölgesinde kalan aynı şehrin takımı Manchester City, Körfez sermayesine geçtikten sonra “her yılın en flaş ismini paraya bakmadan transfer etmek” üzerine bir strateji kurdu. Bu durum, futbolcu bonservis bedellerini adeta patlatırken, dünyanın en iyi 20 futbol liginin değerlendirmeye alındığı transfer piyasasında oluşan rakam 5 milyar euroya kadar ulaştı. Bu rakamın 2 milyar 629 milyon dolarlık kısmı gider, 2 milyar 322 milyon euroluk kısmı ise gelir kaleminden oluştu. Tavanda oluşan bu yüksek transfer borsası, Türkiye gibi gelişen ülkelerin futbol ligleri üzerinde de ister istemez negatif etki yarattı. Futbolcuların bonservis bedelleri üzerinde oluşan yüksek bedeller, süperstar seviyesinin hemen altındaki futbolcu fiyatlarını da yukarı çekti. Yabancı futbolcuların Türkiye’ye gelme karşılığında istediği “futbolun merkezinden uzaklaşma primi” de bu nedenle ister istemez yükseldi. Avrupa’nın büyük kulüplerinde forma giymiş yıldız futbolcuların Türkiye pazarına geliş fiyatları yaş ve devamlılığa bağlı olmak üzere 5-13 milyon euro arasında değişiyor. Örneğin Beşiktaş Ricardo Quaresma’yı 7 milyon OCAK 2012 | VOBJEKTİF 13 DOSYA euroluk bir bonservis ücretiyle alırken, Fenerbahçe Fransa’nın Lille takımından transfer ettiği Moussa Saw için 13 milyon euroluk bir bonservis bedelini gözden çıkarmak zorunda kaldı. Harcama konusunda Avrupa’nın önde gelen ülkeleriyle yarışan Türkiye, makroekonomide olduğu gibi futbol ekonomisinde de ciddi bir cari açık sorunuyla karşı karşıya. Yurtdışından yoğun şekilde oyuncu alımı yapan Türk takımları, yurtdışına oyuncu satışı konusunda aynı başarıyı gösteremiyor. Bu durum sadece bonservis bedelleri değil, aynı zamanda futbolculara ödenen paralar konusunda da Türk kulüplerinin sıkıntı yaşamasına neden oluyor. Yapılan araştırmalara göre, Türk futbolu transferden sadece 29.5 milyon euro satış geliri elde ederek en gelişmiş 20 lig arasında sadece 17’nci olabildi. Türk takımlarının transfere harcadığı toplam para ise 112 milyon euroya çıktı. Türkiye bu anlamda en çok para harcayan 7’nci ülke oldu. Gelir gider dengesizliği nedeniyle yıllardan bu yana sıkıntı yaşayan Türk futbolu, 2013 yılında devreye girecek UEFA kriterleri nedeniyle daha da büyük bir sorun ile karşı karşıya kalma aşamasında. Bundan böyle geliri kadar transfer harcaması yapabilecek olan kulüpler, yöneticilerinden de katkı alamayacak. Ayrıca Türkiye’de hükümetin yapmayı planladığı yeni yasal düzenlemeyle futbol kulüpleri artık Dernekler Yasası yerine Kulüpler Yasası’na tabi olacak. Bu da yönetim açısından Türk kulüplerine önemli ölçüde bütçelerini toparlama zorunluluğu getirecek. Türk futbol kulüpleri açısından gelir ve gider arasındaki dengesizliğe, bir de kambiyo tarafında oluşan dengesizlik ekleniyor. Dolayısıyla zaten bütçe tutturma konusunda büyük sorunlar yaşayan kulüpler, elde ettikleri gelirin ciddi bir bölümünü de kurdaki oynaklıklar nedeniyle kaybediyor. Gelirlerinin naklen yayın geliri haricindeki kalemleri Türk lirası olan, ancak yabancı sınırlamasının kalkmasının da ardından transfer gideri ve sporcu ödemelerinin önemli bir bölümü döviz olan Türk kulüpleri, ciddi bir açık 14 VOBJEKTİF | OCAK 2012 Zararda İlk dörtteyİz Dört Büyükler, her yıl gelir-gider hesaplarında yaklaşık 130 milyon lira açık veriyor. 2010-2011 sezonu bilançolarına göre 750 milyon lira kısa vadeli borçları var. 400 milyon lira uzun vadeli borçları var. Borçların 375 milyon lirası bankalara; 155 milyon lirası ticari borç; 50 milyon lirası vergi borcu; 300 milyon liranın üzerinde ise kulüplerin yönetimlerine borçları bulunuyor. Bonservis borcu ve oyunculara olan borçlar ise yaklaşık 140 milyon lira. Türkiye; transferde en çok zarar eden ülkeler sıralamasında Azerbaycan, Ukrayna ve Danimarka’dan sonra 4. sırada yer aldı. pozisyonun üzerinde oturuyor. Geçen yıl dolar bazında yüzde 20, yarım euro+yarım dolardan oluşan sepet bazında ise yüzde 17 değer kaybeden Türk lirası, bu nedenle Türk kulüpleri için ciddi bir darbe oldu. Dört büyük kulübün 31 Ağustos 2011 tarihli faaliyet raporlarına göre yapılan değerlendirmede, toplam kur zararının 55.2 milyon liraya kadar yükseldiği görülüyor. 31 Ağustos 2010 ile 31 Ağustos 2011 tarihleri arasında kur farkından en büyük zararı gören futbol kulübü, Galatasaray oldu. Şirketin 31 Ağustos 2011 bilançosunda yazdığı toplam zarar 27.3 milyon lira oldu. Beşiktaş ise aynı şekilde gelir ve gideri arasındaki farklılık ve banka kredileri nedeniyle bilançosunda toplam 20.3 milyon liralık kur farkı zararı yazmak zorunda kaldı. Bu dönemde Trabzonspor’un kur farkı zararı 6.4 milyon lira olurken, Fenerbahçe’nin kambiyo zararı 1.1 milyon lira olarak gerçekleşti. Yılın özellikle son çeyreğinde Türk lirasının yaşadığı değer kaybı dikkate alındığında kayıplar daha da kabarmış oldu. Dolayısıyla yılsonu bilançolarında bu rakamların daha da üzerine çıkan bir kur kaybı ile karşı karşıya kalınmış olacak. Oluşan bu tablo, kulüplerin kur yönetiminde ne kadar başarısız olduklarının da net bir şekilde göstergesini yansıttı. Geleceğe yönelik kur riskini yönetme güçlüğü çeken Galatasaray ve Beşiktaş, oynadıkları maçlardan elde ettikleri performans gelirinin neredeyse yarısını kura feda ettiler. Galatasaray geçen sezon Federasyon’un performans havuzundan 40.1 milyon TL gelir elde etmişti. Bu gelirin 27.3 milyon liralık bölümü, kur farkı nedeniyle erimiş oldu. Keza Beşiktaş da 40.1 milyon liralık performans gelirinin yarısını kura Türkİye harcamada 7’ncİ sırada Harcama konusunda Avrupa’nın önde gelen ülkeleriyle yarışan Türkiye, buna karşın futbolcu pazarlama konusunda her zaman olduğu gibi bu sezon da büyük sıkıntı yaşadı. 20 ülke arasında 17. sırada yer alan Türkiye’nin transfer gelirlerinde geride bıraktığı ülkeler ise sırasıyla Polonya, Avusturya ve Yunanistan oldu. Transferden en çok gelir elde eden ülkeler ise İtalya, İngiltere ve İspanya oldu. Transfere en çok para harcayan ülke 700 milyon euro’luk rakamla İngiltere olurken, listede İtalya ikinci, İspanya ise üçüncü sırada yer aldı. Türkiye ise transfere harcadığı 112 milyon euro’ya yakın bir rakam harcadı. Transfer harcamalarında ilk 3’ün dışında Türkiye’yi geçen ülkeler ise Almanya, Rusya ve Fransa oldu. kurban etti. Oysa futbol kulüpleri yıllık giderlerini dikkate alarak kur yönetimini vadeli piyasaları kullanarak hedge edebilselerdi, böyle bir kayıpla karşı karşıya kalmadan kurtulma şansına sahip olacaktı. Kur konusundaki en başarılı yönetimi ise Fenerbahçe kulübünün gösterdiği dikkat çekti. 2010-2011 sezonu Süper Lig naklen yayın gelirleri (mln TL) GALATASARAY Finansal Gelirler 31 Ağustos 2011 31 Ağustos 2010 2.074.267 13.640.603 Fenerbahçe 64.1 Kur farkı gelirleri 45.113 10.641.343 Trabzonspor 49.875 Finansal Giderler (31.317.407) (12.129.071) Kur farkı gideri (27.293.529) (7.785.725) Bursaspor 36.650 Gaziantepspor 31.850 Beşiktaş 40.325 FENERBAHÇE 31 Ağustos 2011 31 Ağustos 2010 Finansal Gelirler 417.274 1.667.410 Kayserispor 25.475 Kambiyo karları 76.203 723.371 Eskişehirspor 23.225 Finansal Giderler (1.275.102) (100.811) Kambiyo zararları (1.177.753) (52.028) Galatasaray 40.1 Karabükspor 22.1 Manisaspor 21.350 İstanbul Belediye 21.350 Antalyaspor 22.1 Ankaragücü 21.725 Gençlerbirliği 21.350 Sivasspor 19.850 BEŞİKTAŞ 31 Ağustos 2011 31 Ağustos 2010 Finansal Gelirler 2.251.965 1.764.317 Kambiyo karları 1.808.930 818.849 Finansal Giderler (25.444.970) (4.589.158) Kambiyo zararları(-) (20.324.628) (1.078.067) TRABZONSPOR 31 Ağustos 2011 31 Ağustos 2010 Finansal Gelirler 1.756.642 4.437.655 Bucaspor 17.6 Kambiyo karları 1.207.626 868.478 Finansal Giderler (8.498.233) (1.702.245) Konyaspor 17.6 Kambiyo zararları (6.458.403) (117.788) Kasımpaşa 16.850 Lig naklen yayın gelirleri (mln TL) OCAK 2012 | VOBJEKTİF 15 DOSYA Kulüpler ne dedİ? VOBJEKTİF, Türkiye’nin dört büyük kulübüne, kur konusunda risk yönetimini nasıl yaptkılarını sordu. TRABZONSPOR Trabzonspor da kulüpler arasında yüksek sınırlı zararı yazanlar arasında yer alıyor. Kulüpten VOBJEKTİF’e yapılan açıklamada, “Borçlanmalarımızdaki kurlarla gelir kalemlerimizdeki kurları dengeli tutuyoruz. Yani ne kadar Euro ve dolar borcumuz var ise yaklaşık o kadar Euro ve dolar alacağımız oluyor. Böylelikle son derece dengeli gidiyoruz ve kur riskini minimize ediyoruz. Böylelikle de ekstra bir önlem almamıza gerek kalmıyor.” BEŞİKTAŞ Beşiktaş kulübü, kur riskinin yönetimi konusunda VOBJEKTİF’in sorusuna şu yanıtı verdi: “Şirketimiz döviz cinsinden borçlarının ve alacaklarının TL’ye çevriminde kullanılan kur oranlarının değişimi nedeniyle, kur riskine maruz kalıyor. Bu risk yabancı para pozisyon analizi ile izleniyor. Dövizli banka kredileri nedeniyle borçlu bulunan meblağların TL’ye çevrilmesinden dolayı kur değişikliklerinden doğan döviz kuru riskine de maruz kalmaktayız. Bu riski minimize etmek amaçlı olarak kredilerin teminatı olarak verilen temlik, senet, v.s. gibi teminatlarda kredi döviz cinsinden tutuluyor. Şirket yönetimi bilanço kalemlerinden doğan kur riskini en aza indirmek amacı ile atıl nakit varlığını kısmi yabancı paralı yatırımlarda değerlendirme ya da dövizli mevduat tutma yöntemini politika olarak benimsemiş durumda. Şirketimiz yabancı para cinsinden aktif ve pasiflerini dengeleyerek kur riskini yönetiyor.” Bu haberde yer vermek üzere görüş almak istediğimiz Galatasaray kulübü yönetimi ise bu tür konularda görüş vermediklerini ifade etti. 16 VOBJEKTİF | OCAK 2012 FENERBAHÇE Fenerbahçe, kur yönetimi konusunda dört büyüklerin arasında en başarılı olan kulüp. Kambiyo zararı en düşük seviyede kalan kulüp olan Fenerbahçe, VOBJEKTİF’in kur yönetimi konusundaki sorusuna yanıt olarak Faaliyet Raporu’nda yer alan dip notları gösterdi. Dipnotlarda şirketin türev ürün kullanmadığı, ancak kur riskine doğrudan maruz kaldığı ifadeleri yer alıyor. Ancak buna karşın şirket 2008 yılında aldığı karar ile şu unsurları faaliyete geçirmiş durumda: “Şirket Yönetim Kurulu’nun 24 Ekim 2008 tarihinde aldığı karar ile döviz kurlarında yasanan aşırı hareketlilik dikkate alınarak FBSK’ye sağlanan finansmanın Ekim ayından geçerli olmak üzere aşağıdaki şartlar çerçevesinde 12 aylık ortalama iş günü kurlarına göre hesaplanacak ABD Doları’na endeksli olarak değerlendirilmesine karar verilmiştir.” 1. Kullanılan/kullandırılacak finansman tutarı mevcut uygulama paralelinde dövize endeksli olarak devam edecektir. 2. Finansman tutarı, her ayın son is günü hesaplanan, son 12 ayın iş günlerinin ortalama TCMB döviz alış kurlarının aritmetik ortalaması ile bulunan kurdan endekslenecektir. 3. Madde 2’de belirtilen ortalama kur ile ABD Doları’na endekslenecek bu tutara yıllık Libor + % 2 faiz uygulanacaktır. 4. Faiz hesaplama yöntemi olarak adatlandırma metodu uygulanacaktır. 5. Finansman tutarına ay içindeki borç/ alacak hareketlerinin endekslenmesinde önceki ayın son işgünü Madde 2’de hesaplanan kur kullanılacaktır. 6. Bu protokole dayalı olarak Fenerbahçe Sportif Hizmetler Sanayi ve Ticaret A.S. tarafından kesilecek faiz faturaları aylık olarak düzenlenecek, faturanın kesildiği ay için Madde 2’de hesaplanan ortalama kur kullanılacaktır. 7. Taraflar kapatılmış borcun tekrar kullanılması gündeme geldiği takdirde yeniden borçlanılacak tutarın Türk Lirası ve/veya ABD Doları olması hakkını saklı tutmaktadır. 8. Türk Lirası cinsinden borçlanıldığı takdirde faiz hesaplamasında TCMB reeskont faiz oranı kullanılacaktır. KONUK YAZAR YAVUZ SEMERCİ Kutsal İttİfak V OB ile Fed (Amerikan Merkez Bankası) arasında kozmik bir ilişki olduğunu düşünüyorum. Deyin ki işadamısınız. Yatırım yapacaksınız... Şirket satın alacaksınız... Borç ödeyeceksiniz... Hangisiyse. Ticari kredi alacaksınız. Bir bakıyorsunuz yıllık maliyetine yüzde 17-18. Kura bakıyorsunuz 1.87. Sağa sola soruyorsunuz, faiz artacak, düşmesi mümkün değil diyorlar. Kura bakıyorsunuz, “Merkez Bankası bile sıkıştı, 2 lirayı görecek. Bundan sonra gevşemesi sınırlı olur” diyorlar. Vaktiniz de yok ise gidiyorsunuz, krediyi alıyorsunuz. Sonra sakallının biri çıkıyor. Hım hım konuşarak “Ben talimatı verdim bizim matbaadaki çocuklar biraz daha çalışacak” diyor. Amanın demeye kalmadan her şey değişiyor. Kur 1.75. Faiz tek hane. Siz aldığınızda 17-18 olan kredi faizi düşmüş 15’lere. Borsa uçuşta. Şirketiniz küçükse işiniz zor. Bir atımlık kurşununuz var. Doğru zamanda atamadığınız zaman sermayeyi kediye yüklüyorsunuz. Şirketiniz büyükse daha zor. Bir yıl boyunca binlerce, onbinlerce kişi çalıştırıyorsunuz, kur riskini yönetemediğiniz için para kuş gibi uçup gidiyor. Yılın sonunda bilançoya kocaman yazıyorsunuz; operasyonel kar 100 lira. Kambiyo zararı 120 lira. Ne anladım ben bu işten. O sakallı kim derseniz, Ben Bernanke diyorlar adına. Matbaayı vermişler eline, kafasına estikçe basıyor da basıyor parayı. Koskoca Benjamin Franklin’e babasının oğlu muamelesi yapıyor. İki kere bastı parayı üçüncüye hazırlanıyor. Dördüncüyü basar mı basmaz mı bilmem. O böyle kafasına göre hareket ettiği müddetçe işadamlarının VOB’a gitmekten başka çaresi yok gibi geliyor bana. Bu da kutsal ittifak teorimi güçlendiriyor. VOB Genel Müdürü Çetin Ali Dönmez ile Ben Bernanke arasında bir kutsal ittifak olduğunu düşünüyorum. Bence Bernanke’yi o yönlendiriyor. İşleri bu kadar karıştırdıkça insanı Çetin Bey’e mahkum kılıyor. Bu işin peşini bırakmamaya kararlıyım. Araştırmaya devam edeceğim... OCAK 2012 | VOBJEKTİF 17 RÖPORTAJ Aytun Bİlgİn Bu büyüklüğe bu sıra bİze fazla Sanko Menkul Değerler, VOB işlem hacminde ilk üçte. Genel Müdür Yardımcısı Aytun Bilgin, sıralamadaki yerlerini kendi başarıları kadar diğer kurumların komisyonlardan anlatım stratejisine kadar yaptığını savunduğu hatalara bağlıyor. VOB’un gelişimi konusunda da önemli öneriler sıralıyor. S CEREN DİLEKÇİ 18 VOBJEKTİF | OCAK 2012 anko Menkul Değerler, VOB işlem hacminde gösterdiği yüksek performans ile göz dolduruyor. İşlem hacmi sıralamasında, pek çok büyük kurumu ardında bırakan Sanko Menkul Değerler, yıllardır bulunduğu ilk üçteki konumunu koruyor. Sanko Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı Aytun Bilgin ile yatırımcıları, VOB’da işlem görmeye başlayan türev ürünler ile sözleşmeleri ve yapılması gerekenleri konuştuk. VOB’da bugün gelinen işlem hacmini nasıl değerlendiriyorsunuz? VOB’da ilk açıldığı günden bugüne kadar hep işlem hacminde ilk sıralarda yer aldık. Son iki yıldır da ikinci sıradayız. Bunun böyle olmaması gerekiyordu. İrtibat bürosu, şubesi, dağıtım kanalları olmamış bir kurum nasıl oluyor da bir sürü bankanın arasında iki senedir ikinci oluyor? Bizim büyüklüğümüze göre bizim sıramızın bu olmaması lazım. Biz iyi olduğumuz için bu sıradayız ama demek ki piyasada da bir yanlış var. Büyümesi gereken bir piyasada dağıtım kanalları anlamında bizim büyüklüğümüzdeki bir kurumun bu noktada olmaması lazım. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası, olabileceği, hak ettiği yere hala gelmedi, gelemiyor. Çünkü piyasa oyuncuları yanlış tanıtım, yanlış pazarlama teknikleri kullanıyor. Eksikliklerden söz ettiniz, bunlara örnek verebilir misiniz? Piyasa çalışanlarının vizyonunun değişmesi lazım. Piyasa bu konuda yetersiz. Yeni açılan elektrik kontratlarını insanlara yeterince anlatıp anlatmadığımızdan emin değilim. Bu ülkenin en büyük riski döviz üzerinde olduğu halde insanlar döviz piyasasına çekilemedi. Demek ki bir şeyi yanlış anlatıyoruz veya anlatamıyoruz. Söylemin değişmesi ve yeni söylemin ne olması gerektiğinin piyasa tarafından bir daha düşünülmesi lazım. Fotoğraflar: Celal Yıldız OCAK 2012 | VOBJEKTİF 19 RÖPORTAJ Aytun Bİlgİn VOB’da yatırımcılar pozisyon alırken hangi unsurları öne çıkarıyorlar? Yatırımcılar VOB’u hep bir hedge mekanizması, riskin azaltılması, korunması olarak algılıyor. Riski koruyan kısım aslında işlem hacminin yüzde 3’ü, yüzde 5’idir. Bunlar da zaten riskten korunmasını bilen profesyonellerdir. VOB’u anlatan piyasa yanlış yerden anlatıyor. Türkiye’deki en büyük sorun tasarruf açığı olması. Uzun yıllardır Türkiye’de tasarruf edecek gelir düzeyini yakalayamamışız. Sermaye açığı da var. Ama bunlardan daha fazla bilgi ve eğitim açığı oluştu. Bilgiye ulaşmak, kullanmak çok kolay. Bunu kullanacak insan sayısı da arttı. VOB burada nerede yer almalı? Tasarruf ve sermaye açığı, sermayesi olmayan ama bilgisi ve risk alma kabiliyeti olan insanların hiçbir zaman sermayesi olan insanları yakalayamamasını getirir. VOB’un bireysel bazda yatırımcı profiline baktığınızda ne görüyorsunuz? VOB, sermaye yetersizliği olan özellikle bireysel yatırımcılara, riske olan alakalarıyla bağlı olarak daha muhafazakâr davranan yatırımcıyı yakalama imkânı sunuyor. Sermaye açısından aşağıdan gelen insanların zenginleşme, sermayeye ulaşma talebini ortaya koyuyor. VOB, risk alma iştahı veya becerisi olan insanlara diğer sermayesi ondan fazla olan insanlarla eşit gelir elde etme veya onun sermayesine ulaşma imkânı tanıyor, bu umudu veriyor. Riske girersin, girmezsin. Bu, yatırımcının tercihidir. Bırak yatırımcı bu tercihi yapsın. Biz yıllarca insanlara bu şansı vermedik. Yatırımcıların kaldıraç oranlarına bakışı nasıl? Dünyada özellikle foreks işlemleri başladıktan sonra kaldıraç oranı konusundaki tartışma hemen hemen bitti. Yurtdışında forekste 1’e 300, 1’e 400 kaldıraçlar var. Kaldıraç oranı yaklaşık olarak VOB’da 1’e 10 diyelim ki. Bunun 1’e 10 olması, yatırımcının da muhakkak 1’e 10’un tümünü kullanması değildir. Yatırımcı kendi beklentisine göre, istediği oranı kullanabilir. Ama bizde yıllardır tam yapılmayan şeylerden biri de bu. Piyasadaki aracı kurumların ‘’piyasa yukarı çıkacak, aşağı düşecek’’ten önce anlatması gereken şey, o yatırımcının 20 VOBJEKTİF | OCAK 2012 BAŞLANGIÇTA PİYASA MÜŞTERİDEN ÇOK YÜKSEK KOMİSYON İSTEDİ. ŞİMDİ HERKES BİZİM OLDUĞUMUZ SEVİYEYE İNDİ. gelir düzeyi, getiri beklentisi, sermaye büyüklüğü gibi birçok faktörü de içine koyarak karşısındaki yatırımcının ne kadarlık risk alması gerektiğine yönelik tahminde bulunması. Sektörde herkes ne olacağını bilseydi zaten kimse çalışmazdı, herkes zengin olur evine giderdi. Yatırımcıya ‘’Bugün piyasa ne olacak” değil “Bugün ne kadar risk almalıyımı’’ anlatmak lazım. Yürütmüş olduğunuz kontrat başına 1 lira kampanyanız, işlem hacminin artışında etkisi oldu mu? Biz piyasaya hem teknik hem de personel anlamında yatırım yaparken, bu işe personelimizin yüzde 60’ını, 70’ini ayırdık. Personelimizin çoğunluğu 10 yıldan uzun süre bu piyasada çalışmış ve vadeli piyasalar konusunda uzmanlaşmış insanlar. Birçok kurum bu konuda eleman ayırmayı, özel birim kurmayı bile gerçekleştirmemişti. Biz şu anda VOB konusunda en gelişmiş trade platformlarından birini kendi argemizle gerçekleştirdik. Hemen hemen hiçbir kurum buraya yönelmedi. Bundan sonra VOB’la ilişkimiz daha derinleşerek devam edecek çünkü yeni kontratlar gelecek, birçok yeni kontrat çalışmaya başlayacak. Türkiye’de foreks piyasaları gelişecek ve VOB belki bu konuda başka bir çalışma yapacak. O zaman biz VOB ile çok daha verimli bir şekilde çalışacağız. Önümüzdeki dönem sermaye piyasası kanunu, ticaret kanunuyla, yeni enstrümanların gelmesiyle piyasalara çok fazla inanıyoruz. Biz bu piyasanın içinde hep kuvvetli bir aktör olarak duracağız. Aracı kurumlarda komisyon oranları son derece düşük hale geldi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? VOB ilk açıldığında piyasa müşteriden alınacak komisyon hesabını yanlış yaptı ve çok yüksek komisyonlarla bu işe başladı. Yüksek komisyonlarla bu işin yürüyemeyeceğini ilk etapta hesaplayamadı. O zaman biz komisyon indirimi vs. yapmadık, bütün piyasa bizi yanlış anladı. O zaman dediler ki ‘Komisyonlar şu kadardı, Sanko düşük komisyonla piyasaya girdi’. Hayır, biz piyasaya düşük komisyonla girmedik, bizim uyguladığımız komisyon oranı olması gereken, doğru, finansal mühendislikle hesaplanmış oranlardı. Piyasa hiçbir hesap yapmadan bu oranları ortaya koyduğu için bizim verdiğimiz oran sanki düşük bir oranmış gibi oldu. 2-3 sene geçtikten sonra tüm piyasa bizim uyguladığımız komisyon oranı civarında bir komisyon oranı uygulamasına geldi. Bütün piyasanın ortalaması bizim ilk başta uyguladığımız piyasa ortalamasına yakındır. Opsiyonlar konusunda atılması gereken adımlar nelerdir? Opsiyonları özlemle bekliyoruz. VOB açıldığında da başta insanlar uzak durdu. Belli bir yere geldikten sonra insanlar bunu görecek. İhtiyaç olan ürünü ortaya koyuyorsanız o ürünün alıcısı mutlaka gelir. Opsiyonları öncelikle çok doğru şekilde piyasa çalışanlarına anlatılması lazım. Başlarda VOB işlemleri konusunda kalifiye eleman yoktu. Piyasa çalışanlarının gerçekten doygun yeterli şekilde eğitilmesi lazım ki onların ne anlama geldiğini yatırımcıya doğru şekilde anlatabilsinler. İlk adımda yanlış başladığı zaman onu sonra yerine koymak çok zor oluyor. Bunu VOB da aracı kurumlar da kendi içinde yapmalı. Bir de teknik altyapı çok önemli. Teknik altyapıya eksik girdiğiniz zaman onu sonradan yerine koymak çok zor oluyor çünkü yatırımcı bir kere bir yanlışlık gördükten sonra aynı yere geri dönmesi çok zor oluyor. Onun için ilk başladığında teknik yapının hem VOB hem de aracı kuruluşlar nezdinde yeterli olması lazım. VOB’da bugün gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Finansal piyasalarda bir ürün ilk gününde tutmuyorsa yürümez. VOB, ilk açıldığı günlerde piyasanın yeterli ilgiyi göstermemesi nedeniyle belki 1-2 yılını kaybetti. Olabilecek yere birkaç sene farkla geliyoruz. Şimdi o açığı kapatmak için yapmamız gereken çok şey var. Regülatörlerimizin de borsalarımızın da çok daha hızlı olması lazım. Zaten bizim piyasamızda uzun yıllar gelen bir atalet var. Sistem neyse böyle gidiyor. Onu değiştirmek, yenileştirmek için piyasa yeterli gayreti gösteremiyor. Regülatörler buna öncülük etmeli, piyasa bir yeri çekip götürmeli. Tüm dünyada finansal maliyetlerin düşürülüp düşürülmemesi, sermayenin hareketi gibi tartışmalar yapılıyor. Türkiye’deki finansal işlemlerdeki maliyetler konusunda regülatörlerin yeniden oturup değerlendirmesi lazım. VOB 30 dışında diğer endeks kontratlarında işlem hacminin düşük kalmasını neye bağlıyorsunuz? İMKB 30 dışında çok büyük işlem hacmine sahip diğer endeks kontratları yok. Burada yapılabilecek birkaç şey var. Regülatörlerin yapabileceği bir şey var. İşlem görmeyen vadelerdeki maliyetleri azaltarak teşvik edebilir. İkinci yöntem daha uzun vadeli. Buradaki yatırımcı sayısını, işlem miktarını, derinliği çok daha yukarılara taşımalısınız ki o zaman diğer kontratlarda arbitraj imkanı doğduğu için yani bir vadede alıp diğer vadede satmadan doğacak bir ticaret oluşacaktır. O işlem hacmini kendi kendine arttıracaktır ama bu daha uzun vadede oluşacak bir imkan. Zaten bütün dünyada esas işlem hacmi yakın vadede olur, uzun vadelerdeki işlem hacimleri hep düşüktür. En yakın vade dışındaki kontratlardaki işlem miktarı bizde dünyaya göre biraz daha az. Kısa vadeli olarak yapılacak şey, buradaki finansal yükün regülatörler tarafından indirilmesi ve bunun teşvik edilmesi olabilir. İkincisi uzun vadede buradaki yatırımcı sayısının ve işlem miktarının daha da derinleşmesini ve diğer vadelerle en yakın vade arasında oluşacak arbitraj imkânlarından dolayı piyasanın kendi kendine bu işlem hacmini arttırmasını beklemek. Yatırım fonları ve bireysel emeklilik fonlarının VOB’u kullanımı konusunda ne gibi teşvikler sunulabilir? Türkiye’de bireysel emeklilik fonları miktarı, portföyleri çok gelişiyor. Bunlarla görüşülüp ortak ne gibi enstrümanlar çıkabilir, ne yapılabilir onun düşünülmesi lazım. Çünkü burada çok ciddi miktarda tasarruf miktarı oluştu. Türkiye’deki bireysel emeklilik fonları ile VOB arasında nasıl bir çalışma yapılabilir, nasıl bir enstrüman geliştirilebilir belki yepyeni bir enstrüman da doğabilir. Bu kaynağın sermaye piyasalarında yeterince kullanılmadığı muhakkak. Türkiye’deki sermaye piyasalarına yeterli pay gelmiyor. Gelmemesinin birçok sebebi var. Türkiye’deki sermaye piyasaları bu portföy büyüklüğü ile iletişim halinde olup, yeni enstrümanları onlar için nasıl sunabilirler ve onlar da hangi enstrümanlardan yararlanmak isterler. Bunu oturup konuşmak da fayda var çünkü Türkiye’nin bütün ihtiyacı tasarruf ve sermaye. Tabii bunlar daha muhafazakar yapıda olmalı. Uzun yıllar insanların biriktirdiği emeklilik paralarıyla ilgili bir şey, kolay kolay riske atamazsınız. Riske atmayı boşverin bunun üzerinde konuşma bile yapamazsınız. Ama yeni enstrümanlar neler olabilir oturup konuşulabilir. Son yapılan opsiyon ve foreks ile çalışmaların, VOB’u çok başka yerlere götürebileceğini düşünüyorum. Kurların oldukça oynak seyrettiği 2011’de döviz kontratlarına olan talebi nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye gibi bütün düşüncesini dövize bağlamış insanları bile döviz piyasasına getiremedik. TL/dolar kontratları bugünkü işlem hacminin 10 katına, 20 katına çıkmalı. Neden çıkmadığını oturup OCAK 2012 | VOBJEKTİF 21 RÖPORTAJ Aytun Bİlgİn konuşup bulalım. Üzülmekten başka bir şey yapamıyorum yıllardır çünkü bunun geniş halk kitlelerine nasıl anlatılacağını, insanların buna nasıl ilgi göstereceğini düşünüyoruz. Artık kurumlar tek başına bu işin altından kalkamayacak çünkü yıllardır uğraşıyoruz, piyasa bir yere varamıyor. Finansal maliyetler mi azaltılır, kurumlar bu yönde teşvik mi edilir bir yöntem bulup yapmamız lazım. Ons altın kontratlarına olan talep ne durumda? Yıllarca altında dünyanın ikinci, üçüncü büyük ithalatçısı olduk. Bütün Türkiye’deki insanların küçüğünün de büyüğünün de altın yatırımı vardır. Her gün gazeteyi açıp cumhuriyet altını kaç olmuş diye takip ederler. VOB’daki altın kontratlarına insanları getiremedik. Dünyanın en çok altın konuşulan ülkelerinden birinde biz altın kontratını işletmekten bahsediyoruz. Burada birimiz yanlış yapıyoruz. Dünyadaki altınla en çok ilgili toplumlardan birinde yaşıyoruz ve şuradaki altın kontratlarında işlem yaptıramıyoruz. Bunu oturup bizim sabahlara kadar tartışmamız lazım. Reel sektörün risk yönetimindeki iştahsızlığını neye bağlıyorsunuz? Aslında reel sektörün risk iştahsızlığından değil, risk iştahından kaynaklanıyor. Türkiye’de uzun yıllar alışkanlığından dolayı ticaret erbabının, sanayicinin, diğerlerinin döviz riskini kapamama, döviz pozisyonu taşıma ve dövizden para kazanma alışkanlığı maalesef devam ediyor, bu kırılmıyor. Bütün dünya ölçeğinde var olan kuruluşlarımız bu konuda ciddi bir şekilde çalışıyorlar. Daha küçük ve orta ölçekli kuruluşların maalesef uzun yıllardır süren alışkanlığı devam ediyor ve ticaretle beraber dövizle ilgili risklerini açık bırakıp oradan da pazara kazanma iştahı bir türlü son bulmadı. Onlara belki şu anlatılabilir, dövizden spekülatif olarak para kazanmak istiyorlarsa düşük bir sermaye ile VOB’da deneyebilirler, ticaretteki ve sanayideki döviz risklerini buradan kapatabilirler. İşlerine döviz risklerini karıştırmasınlar ama dövizle ilgili spekülatif beklentileri varsa da gelsinler onu VOB’da kendileri gerçekleştirsinler. Doların aşağı ya da yukarı gitmesini bekliyorsa buna göre pozisyonunu alsın ama işletmesinin döviz 22 VOBJEKTİF | OCAK 2012 KURUMLAR RİSK YÖNETİMİNİ TEK BAŞINA ANLATMAKTA YETERSİZ KALIYOR. TOPLUCA BİR YÖNTEM BULMAMIZ LAZIM. riskini kapatsın. Paritedeki hareketlilik euro/dolar sözleşmesini etkiler mi? Önümüzdeki aylarda foreks işlemleri devreye girerse, VOB bu konuda çalışır ve piyasa bu konuda genişlerse hareket sağlanabilir. Çünkü herkes orada işlem yapacaktır. Traderlar anlamında söylüyorum. Euro/dolar paritesini dolarla, euroyla işlem yapan buradaki ticaret erbabımıza, sanayicimize anlatmamız lazım. Bunlar maalesef çok vakit aldı. Bu konuda piyasa çok ağır gidiyor, bir şeyleri beceremiyor. Ben bunu, bu konuda yeterli bilgi seviyesine ulaşmış kadroların oluşmamasına bağlıyorum. Veya bunu bir şekilde tüm Türkiye’ye dağıtım kanalı olan büyük kuruluşların bu konuda gerekli ilgiyi göstermemesine bağlıyorum. Yeni açılan elektrik kontratlarının hareketlenmesi için neler yapılabilir? Elektrik sözleşmeleri aslında gerçekten işlemesi gereken bir kontrat ama bu kontratta işlem yapacak yatırımcı sayısı belli. 100-200 elektrik şirketi diyelim, bu kadar dar bir çevre. Aslında bu şirketlerin buraya destek olmaları gerekiyordu. Bu onlar için gerçekten faydalıydı. Biz kurum olarak hemen hemen tüm elektrik şirketlerine ulaştık diyebilirim. Hepsine neler olabileceği konusunda oturduk, mektuplar yazdık. Türkiye’de defalarca elektrik şirketlerinin yöneticileriyle toplantılar yapıldı. Sayıca az olan yatırımcı kitlesini harekete geçiremedik. Onlarda bu konuda bir atalet var. Onların harekete geçmesi lazım. Eğer onlar burayı döndürecek işlemle buranın biraz iş yapılabilir hale gelmesini sağlayabilirlerse spekülatif yatırımcıyı da buraya çekecektir belki de. Hem biz hem de VOB bu konuda çok çalıştık ama piyasaya yeterli ilgiyi uyandıramadık. Bu şirketlerin kendi arasında (ne yapabiliriz, ne gibi avantajlarımız olur) demesi lazım. Muhakkak ki bir pazarın, şeffaflığı, derinliğin olması onların lehine olacak. Onlar bu piyasaya girmeye karar vermeden diğer oyuncular da giremeyecektir. Onlar girdiğinde belki spekülatif amaçlı o piyasayı kullanmak isteyen diğer finansal oyuncular da bu piyasaya girmeye karar verecektir. Elektrik sözleşmelerinde fiyatı belirleyen doğalgaz, petrol ve kur gibi değişkenlere yönelik nasıl alım ya da satım stratejisi geliştirilebilir? Saydıklarınızın hepsi Türkiye’deki pazarlarda fiyatlanan ürünler değil. Bunların hepsi bütün dünyada fiyatlanır. Bu işi yapan insanlar da bu işlemleri yurtdışında esas piyasalarında yapar. Bunlara Türk piyasası ile iş yaptırmak çok zordur. Ama belki petrol, doğalgaz gibi ürünler dünyanın hangi piyasasında en derin işlem görüyorsa, Türkiye’deki kullanıcıları bunlara yaklaştırmak anlamında destek olunabilir. Mesela VOB ile NYSEX arasında bir bağlantı kurarsınız. Buradaki yatırımcı örneğin o ülkedeki petrol işlemlerine çok daha kolay ulaşabilir. O zaman ben VOB’daki ekranımda NYSEX’deki alım satım işlemini gerçekleştirebiliyorsam, operasyonel anlamda çok kolaylaştığı için belki birçok yatırımcı burada işlem yapmayı yeğleyebilir. Bu işlemleri Türkiye’deki piyasalarsa yapamazsınız. O ülkedeki gerçek pazarında yapmak durumundasınız. Küçük orta ölçekli bir sanayiciyi de doğalgaza veya petrole karşı bir şeyler yapmak isterken bu operasyonel faaliyetini kolaylaştırabilmek için VOB’a gelebilir. Yurtdışındaki özellikle emtia piyasalarıyla VOB arasında işbirliği yapılabileceğini ve direkt VOB ekranlarından bu piyasalara emir gönderilebilmesinin sağlanabileceğini düşünüyorum. “İŞLEM SAYISININ ARTIRILMASI GEREKİYOR” ABDÜLKADİR KONUKOĞLU/SANKO HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI Bütün dünya vadeli kontratlara dönüyor. Türkiye’de işlem sayısı hala çok az, istenilen seviyelere ulaşabilmiş değil. Özellikle pamuk işlem borsası çok geride kaldı. İstenen seviyenin yakalanabilmesi için atılması gereken çok adımın olduğunu düşünüyorum. OCAK 2012 | VOBJEKTİF 23 DOSYA KURUMSAL YATIRIMCILAR VOB’A ISINDI Şamİl DEMİRKAN VOB Eğitim ve Tanıtım Müdürü sdemirkan@vob.org.tr Kurumsal yatırımcıların ve fon yöneticilerinin Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nı kullanımları giderek artıyor. Gerek arbitraj gerekse riskten korunma amaçlı işlemlerde fonların vadeli piyasa kullanımlarının artışına yönelik önemli sinyaller var. 4 24 VOBJEKTİF | OCAK 2012 Şubat 2005 tarihinde Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda ilk işlemin yapılmasını takip eden günlerde VOB olarak borsalar için olmazsa olmaz özelliklerinden birisi olan likiditeyi oluşturma çabalarında, mevcut ürünlerimizin potansiyel kullanıcılarının önündeki engelleri ortadan kaldırmak için üzerimize düşen çalışmaları gerçekleştirmek önemli yer tutuyordu. Kurumsal yatırımcıların borsamıza olan ilgisinin artırılması için yurtiçinde ve yurtdışında tanıtım ziyaret ve toplantıları yapıyor, bir yandan da vadeli işlem sözleşmelerinin kurumsal yatırımcılar tarafından kullanımını artıracak düzenlemelerin hayata geçirilmesinde üzerimize düşen görevi yerine getirmeye çalışıyorduk. İşte bu görev kapsamında Sermaye Piyasası Kurulu’na 2005 yılı sonbahar aylarına doğru yatırım fon ve ortaklıklarının VOB’da işlem gören sözleşmelerde işlem yapabilmesini kurallara bağlayan bir öneri getirdik. Bu tarihlerde yatırım fon ve ortaklıklarının türev araçlarını kullanabilmesi ile ilgili olarak genel hükümler içeren bir tebliğ maddesi dışında kapsamlı düzenlemeler yoktu ve bu konuda bir belirsizlik vardı. Seri VII No: 11 Tebliğinin 4’ncü maddesinin iv nolu bendi, yatırım fonlarının portföylerine türev araçları alabilmesi için genel hükümler içeriyordu. Ancak tanımları itibariyle türlerine göre çok değişik risk profillerine sahip olan yatırım fonlarının ne oranda kaldıraç kullanabileceği tamamen belirsizdi. Şöyle bir örnek vermek gerekirse; portföy ağırlığı itibariyle hisse senedi gibi riskli enstrümanların düşük oranda yer aldığı, düşük risk seven yatırımcıların tercih ettiği B Tipi bir fonun, VOB’da işlem gören vadeli işlem sözleşmelerindeki kaldıraç imkanı nedeniyle fon toplam değerinin 8-9 katı oranında pozisyon riski alabilmesi sözkonusuydu. Basiretli bir yönetim gösteren fon yöneticilerinin riskten korunma amacıyla portföylerinde yer alan menkul kıymetlerle yüksek korelasyona sahip vadeli işlem sözleşmelerinde etkin korunma sağlayacak miktarlarda kısa pozisyon alması yürürlükteki mevzuata göre yine mümkündü. Ama, performans arttırmak amacıyla bu sözleşmeleri kullanan OCAK 2012 | VOBJEKTİF 25 DOSYA fonların çok yüksek miktarda risk alabilecek olması bu alanda bazı fonların, türlerinin gerektirdiği risk profilinin üzerinde risk almasına sebep olabilirdi. Açıkçası bu düzenleme önerisi üzerinde çalıştığımız 2005 yılının ikinci altı ayı boyunca günlük işlem hacmimiz 15 milyon TL civarında seyrediyordu ve henüz yatırım fonlarının yatırım veya korunma amacıyla VOB’daki ürünleri kullanabilmesi için gerekli likidite oluşmamıştı. Tüm 2005 yılı işlem hacmi 3 milyar TL olarak geçekleşmişti ki bugün bu işlem hacmi bazen bir günde gerçekleşiyor. Sermaye Piyasası Kurulu 16/12/2005 tarih ve 52/1488 sayılı ilke kararı ile menkul kıymet yatırım fonları ve menkul kıymet yatırım ortaklıklarının, 17/02/2006 tarih ve 8/172 sayılı ilke kararı ile ise emeklilik yatırım fonlarının portföylerine dahil edecekleri vadeli işlem sözleşmelerine ilişkin olarak kapsamlı düzenlemeler getirmiştir. Bu düzenlemeler yatırım fon ve ortaklıkları ile emeklilik yatırım fonlarının türev araçları yatırım ve riskten korunma amacıyla kullanımına ilişkin belirsizlikleri ortadan kaldırdı. Düzenlemelerin hayata geçirilmiş olması vadeli işlem sözleşmelerinin yatırım fon ve ortaklıkları tarafından kullanımını birden bire arttırmadı tabii ki. Bu alanda uzunca bir süre bahsi geçen kurumsal yatırımcılar iç tüzük ve yatırım stratejileri ile ilgili değişiklikler yaptı. Bu süreç zarfında görüştüğümüz bazı fon yöneticilerinin düzenlemelere rağmen çekingen bir tavır içerisinde olduğunu da bizzat gözlemledik. Dergimizin bu sayısı hazırlanana kadar da türev sözleşmelerin yatırım fon ve ortaklıkları tarafından ne oranda kullanıldığına ilişkin kötümser olmayan ama pek de iddialı olmayan değerlendirmelerimiz vardı. Vobjektif dergisinin bu sayısında Ak Portföy Yönetimi A.Ş Genel Müdürü Alp Keler ve Gedik Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Topaç’ın piyasa aktörü olarak ve gözlemlerine dayanarak yapmış oldukları değerlendirmeler bu alanda oldukça önemli mesafe kat edildiğini gösteriyor. Alp Keler’in türev araçları performansı arttırmada, riskten korunmada ve portföy yapılandırmasında kullandıklarını söylemesi, SPK düzenlemelerinin işlevini görmeye başladığını müjdeliyor. Erhan Topaç’ın sunduğu istatistikler her ne kadar yatırım fonları ile birlikte diğer kurumsal yatırımcıları kapsıyorsa da, Türkiye’de 26 VOBJEKTİF | OCAK 2012 yatırım fon ve ortaklıklarının VOB’da işlem gören sözleşmeleri artan oranda kullandığını ortaya çıkarıyor. Yatırım Fon ve Ortaklıkları ve Emeklilik Yatırım Fonlarının Vadeli İşlem Sözleşmelerini Kullanımına İlişkin Düzenlemeler: Yatırım fon ve ortaklıkları ile emeklilik yatırım fonlarının portföylerine dahil edecekleri vadeli işlem sözleşmeleri ile ilgili olarak düzenlemeleri; genel ilkeler, pozisyon limitleri, riskten korunma, raporlama ve kamuyu aydınlatma, değerleme ilkeleri gibi kuralları kapsayan düzenlemleri aşağıda maddeler halinde özetleyebiliriz: 1- Borsalar ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda ve/veya borsa dışında işlem gören vadeli işlem sözleşmeleri, menkul kıymet yatırım fonları ve menkul kıymet yatırım ortaklıkları ile emeklilik yatırım fonlarının portföylerine dahil edilebilecektir, ancak aşağıdaki kural ve limitlere uyulması zorunludur; Vadeli işlem sözleşmesine konu olacak varlıklar döviz, kıymetli madenler, faiz, finansal göstergeler ve sermaye piyasası araçları ile sınırlıdır. Bu varlıklara dayalı vadeli işlem sözleşmeleri nedeniyle maruz kalınacak açık pozisyon miktarının fon toplam değerine/ net aktif değere oranı, yatırım stratejisi bant aralığı uyarınca fon/ortaklık tarafından bu varlığa yapılacak azami yatırım tutarını belirleyen üst limiti aşamayacaktır. Borsa dışında taraf olunan vadeli işlem sözleşmeleri nedeniyle maruz kalınan açık pozisyon miktarı fon toplam değerinin/net aktif değerin %10’unu geçemez. Borsa dışında işlem gören vadeli işlem sözleşmelerinde, sözleşmenin karşı tarafı olan kurumun, bulunduğu ülke yetkili otoritelerince denetim ve gözetime tabi finansal bir kurum (banka, aracı kurum v.b.) olması zorunludur. Borsa dışında taraf olunan vadeli işlem sözleşmelerinin, günlük olarak güvenilir ve doğrulanabilir bir yöntemle değerlemeye tabi tutulması ve bu sözleşmelerin istenildiği an makul değeri üzerinden satılabilir, tasfiye edilebilir veya ters pozisyon alınarak kapatılabilir nitelikte olması gereklidir. 2-Fonun/ortaklığın, yatırım stratejisinden ve karşılaştırma ölçütünden sapmasına yol açacak vadeli işlem sözleşmeleri hiçbir suretle portföye dahil edilemez. 3-Vadeli işlem sözleşmeleri nedeniyle maruz kalınan açık pozisyon miktarı, fon toplam değerini/net aktif değeri (Tablo 1) aşamaz 4- Fon/ortaklık portföylerine dahil edilecek vadeli işlem sözleşmeleri ile ilgili genel ilkelerin, portföye alınacak vadeli işlem sözleşmeleri ile ilgili genel risk yönetim prosedürlerinin, fon kurulu/yönetim kurulu kararı ile yazılı olarak belirlenmesi TABLO 1: FON TOPLAM DEĞERİ HESAPLAMA TABLOSU Hisse Senetleri Miktar Değerleme Fiyatı Piyasa Değeri ABC 100.000 15 1.500.000 DEF 200.000 24 4.800.000 Toplam 6.300.000 DİBS Miktar Değerleme Fiyatı Piyasa Değeri TRT220206T14 20.000 92 1.840.000 TRT050706T10 736.000 87 64.032.000 TRT081106T11 615.000 83 51.045.000 Toplam 116.917.000 İleri Valörlü Alışlar Valör Tarihi Miktar Değerleme Fiyatı Piyasa Değeri TRT070307T11 10.08.2005 500.000 78 39.000.000 TRT070307T11 15.08.2005 200.000 78,5 15.700.000 TRT050706T10 15.08.2005 100.000 88 8.800.000 Toplam gereklidir. 5- Vadeli işlem sözleşmelerinin portföye dahil edilmesine ve portföyden çıkarılmasına yönelik olarak yapılan her işlemde; işlemin gerekçesi, tutarı, vadesi, sözleşmeye konu varlık, maruz kalınan açık pozisyon miktarının fon toplam değerine/ net aktif değere oranı, sözleşmeye hangi amaçla –korunma amaçlı ya da yatırım amaçlı- taraf olunduğu, fonun/ortaklığın risk profili açısından bu sözleşmeye taraf olmanın muhtemel sonuçları, borsa dışı bir sözleşmeye taraf olunması halinde kullanılan değerleme ilkeleri gibi detaylı bilgiler portföy yöneticisi veya ortaklık nezdinde tutulur 6-Değerleme; - Vadeli işlem sözleşmeleri nedeniyle teminat olarak verilen varlıklar portföy tablosundan çıkarılmadan aynı şekilde değerlenmeye devam edilmelidir. - Vadeli işlem sözleşmelerinde değerleme günü itibariyle oluşan kar veya zarar portföy tablosunda yer alan teminatlara eklenir ve düşülür. - Vadeli işlem sözleşmeleri nedeniyle oluşan kar ve zarar teminatlarla ilişkilendirileceği için portföy tablosunda vadeli işlem sözleşmelerinin değeri sıfır olarak gösterilir. - Portföy tablosunda kapatılmamış vadeli işlem sözleşmeleri kısa ve uzun pozisyon başlığı altında gösterilir. 63.500.000 İleri Valörlü Satışlar Valör Tarihi Miktar Değerleme Fiyatı Piyasa Değeri TRT070307T11 15.08.2005 100.000 78,5 7.850.000 TRT050706T10 18.08.2005 300.000 89 26.700.000 TRT081106T11 29.08.2005 500.000 85 42.500.000 Toplam 77.050.000 Fon Portföy Değeri 109.667.000 Nakit 20.000.000 Takas Alacağı 66.000.000 Takas Borcu 55.000.000 Diğer Alacak 1.000.000 Diğer Borç 2.000.000 Fon Toplam Değeri 139.667.000 Vadeli İşlemler Kısa Pozisyon Vade Pozisyon Sayısı Uzlaşma Fiyatı Sözleşme Büyüklüğü İMKB 30 30.09.2005 3 3.000 300 DİBS 91 31.12.2005 2 5.000 200 Uzun Pozisyon Vade Pozisyon Sayısı Uzlaşma Fiyatı Sözleşme Büyüklüğü DİBS 91 30.09.2005 3 4.500 200 DİBS 365 31.12.2005 5 5000 300 Kaynak : Sermaye Piyasası Kurulu’nun 16.12.2005 Tarih ve 52/1488 Sayılı İlke Kararına Ek Tablo OCAK 2012 | VOBJEKTİF 27 RÖPORTAJ ALP KELER vob’dakİ kaldıraç fonlara ekstra katkı sağlıyor Ak Portföy Genel Müdürü Alp Keler, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’ndaki kaldıraç kullanımının yatırım fonlarının getirilerine ekstra katkı sağladığını, fon yöneticileri tarafından yasal sınır çerçevesinde yoğun kullanıldığını söyledi. Y ÖZGE GÜNEŞ 28 VOBJEKTİF | OCAK 2012 atırım ve bireysel emeklilik fonları, gelişmiş piyasaların tümünde büyük önem taşıyan finansal enstrümanlar. Sadece kendi ülkelerinde değil, yurtdışı piyasalarda da aldıkları pozisyonlarla finansal dünyanın şekillenmesinde büyük önem taşıyorlar. Türkiye’de ise gerek yatırım fonları gerekse bireysel emeklilik fonlarıyla ilgili olarak geçmişten bu yana tartışılan birçok nokta var. Bir tarafta vergi konusunda yaşanan eşitsizlikler, diğer tarafta fonların getirilerinin düşük kalması, bu piyasanın büyüyememesinin önündeki engeller olarak dikkat çekti. Ancak yatırım fonlarının bugün geldiği nokta, türev enstrümanların çeşitlenmesinin de etkisiyle daha farklı. Eskiden sadece yükselen piyasada para kazanma şansı olan yatırımcılar, artık düşen piyasadan da para kazanma şansına sahip. Dolayısıyla yatırım fonlarının performansları da yatırımcı nezdinde bu gözle değerlendiriliyor. Ak Portföy Genel Müdürü Alp Keler, yatırım ve bireysel emeklilik fonlarının türev araçları ve VOB’u kullanımı konusunda iyimser. Örneğin şu ana kadar faiz sözleşmelerine ilginin düşük olmasının nedenini derinlik ve likidite eksikliğine bağlıyor. Ancak gerekli düzenlemelerin yapılması halinde birçok kurumsal yatırımcının da bu alana girebileceğine inanıyor. Keler ile yatırım fonlarının VOB kullanımı ve performansı ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Kurumsal yatırımcılar için türev piyasalar son derece önemli. Yatırım fonları Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nı hangi ölçüde kullanıyor? VOB işlemleri fonların yönetiminde oldukça esnek bir yapıya olanak sağlıyor. Fon yöneticileri, gerileyen hisse senetleri fiyatları karşısında VOB’da kısa pozisyon alarak korunma sağlayabilirler. Yükselen hisse senetleri piyasasında ise VOB, kaldıraç etkisiyle fonların getirilerine ekstra katkı yapıyor. VOB’un bir diğer önemli katkısı da portföy yapılandırılmasında sürat kazandırması. VOB, bu avantajlarından dolayı, yasal sınırlar içerisinde fon yöneticileri tarafından etkin olarak kullanılıyor. Fonların döviz cephesinde riskten korunma amaçlı olarak vadeli piyasa kullanımı konusunda ne durumdayız? Hedging mekanizması döviz piyasalarında yaygın olarak kullanılıyor. VOB piyasalarında dövizde işlem yapan oyuncuları genel anlamda endüstriyel ve finansal oyuncular olarak ikiye ayırabiliriz. Endüstriyel oyuncuya örnek olarak bir alüminyum ithalatçısı OCAK 2012 | VOBJEKTİF 29 RÖPORTAJ ALP KELER fonların faİz sözleşmesİne İlgİ göstermeme nedenİ derİnlİk ve lİkİdİtenİn zayıf olması... 3 ay sonrasında teslim alması gereken alüminyumun karşılığını VOB’da dolar alarak sabitlemek isteyebilir. Bu anlamda dolar/TL kurunun yukarı hareket etme riskine karşı kendini korumuş olur. Finansal oyuncular ise dövizdeki hareketlerden kar etmek veya nakit akışlarını ayarlamak amacıyla yaygın olarak VOB’da işlem yapıyor. Vadeli piyasadaki faiz sözleşmelerine ilginin sınırlı kalmasını neye bağlıyorsunuz? Neler yapılırsa hareketlenme sağlanabilir? Fonların faiz sözleşmelerine ilgi göstermemesinin en büyük nedeni bu piyasada yeterli derinlik ve likiditenin oluşmaması. Bono piyasasının en büyük aktörleri olan bankaların bu piyasadaki etkinliklerinin artırılması yönünde gerekli düzenlemeler ve teşvikler yapılıp başarı sağlandığı takdirde, kurumsal yatırımcılar da oluşan bu piyasaya ilgi gösterecek diye düşünüyorum. Fon yöneticilerinin türev araçlarını kullanımına dair paylaşabileceğiniz veriler var mı? Menkul Kıymet Yatırım fonları ve Emeklilik Yatırım fonlarında türev araçların hangi oranda kullanıldığına dair resmi bir veri açıklanmıyor. Piyasa duyumlarımız, türev enstrümanların hem koruma amaçlı hem de getiriyi artırmak için kullanılabildiği yönünde. Ancak bunu somut bir veri olarak ortaya koymak zor. Yatırım fonlarının kaldıraç kullanımı ile ilgili iştah ne ölçüdedir? Yatırım fonlarında kaldıraç kullanımın oranı, fonun risk iştahına göre değişiyor. Risk iştahı ve risk alabilme kapasitesi yüksek olan fonlarda (örneğin serbest fonlar) kaldıraç oranı daha yüksek. Daha az risk iştahına 30 VOBJEKTİF | OCAK 2012 sahip fonlarda kaldıraç kullanımı daha sınırlı. Sektör dağılımı ağırlıklı olarak daha az risk iştihana sahip fonlardan oluştuğu için mevcut limitli kullanıma karşılık serbest fonların sayısının artması kullanımın yaygınlaşmasına fayda sağlayacaktır. Fon getirilerinin yükseltilmesinde türev piyasası kullanımı hangi ölçüde etkili olabilir? Ayı piyasalarında (hisse senedi fiyatlarının gerilediği piyasalar) VOB’da kısa pozisyon alınarak, hisse senedi fiyatlarındaki gerilemelerden yararlanılmaktadır. Bu tarz piyasalarda, yüksek fiyattan sattığınız VOB kontratını, ileride daha düşük fiyattan satın alabilmektesiniz. Aradaki kar da fonun getirisine olumlu yansımaktadır. Boğa piyasalarında (hisse senedi fiyatlarının yükseldiği piyasalar) ise VOB kullanımı kaldıraç etkisi ile fonun getirisini olumlu etkilemektedir. Kaldıraç etkisi, elimizdeki 1 TL nakde karşı, VOB kontratında uzun pozisyon alarak 10 TL’lik hisse senedi pozisyonu alabilmemizdir. Yatırım fonlarında yüzde 10’luk stopajın kaldırılması hangi ölçüde rahatlatıcı olacak? Hisse senedi yatırımlarında bir yıl ve üzeri elde tutulan hisse senetlerinden elde edilen gelirlerde stopaj oranı %0 olarak uygulanıyor. Portföyünde ortalama yüzde 51 ve üzerinde hisse senedi taşıyan ve bir yıl ve üzeri elde tutulan fonlardan elde edilen gelirlerde de stopaj oranı yüzde 0. Yeni yapılması planlanan değişikle, portföyünde ortalama yüzde 75 ve üzerinde hisse senedi taşıyan fonlardan elde edilen gelirlerde de stopaj oranı yüzde 0’a iniyor. Süre kısıtlamasının kaldırılması, yatırım fonlarının cazibesini artıracaktır. Fonların performansı 2011 yılında spesifik bazlı ürünlerin dışında (altın ve eurobond) enflasyon altında kaldı. Bu performans düşününü neye bağlıyorsunuz? 2011 yılı yurtiçinde faizlerin yükseldiği, TL’nin ve hisse senetlerinin değer kaybettiği bir yıl oldu. Yurtdışında ise AB’deki borç krizinin etkisiyle global büyümede çift dip senaryolarının gündeme geldiği, Euro para birliğinin dağılması senaryolarının konuşulduğu bir dönemdi. Bu dönemde fiyat hareketlerinin oldukça dalgalı olması ve TL cinsi varlıkların fiyatlarının gerilemesi, fon getirilerinin enflasyon altında kalmasına neden oldu. Faizlerin yüzde 6,8’den yüzde 11’e yükseldiği ve İMKB’nin yüzde 21 gerilediği bu dönemde getirilerin sınırlı kaldığı görülüyor. Türkiye’de fon endüstrisinin büyümesi için ne yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz? Türkiye ekonomisi tasarruf açığı olan bir ekonomidir. Fiyat istikrarının sağlandığı, potansiyel büyüme hızının yakalandığı, dengeli bir ekonomik büyüme için yurt içi tasarrufların artırılması gerekir. Yurtdışı örneklere baktığımızda, fon endüstrisinin bu anlamda önemli bir politika aracı olduğunu görüyoruz. Fon endüstrisinin büyümesi için yapılması gerekenler fonlar aracılığı ile yapılan tasarrufları özendirmeye yönelik vergi avantajlarıdır. Yurtdışından yapılacak olan portföy yatırımlarının yurt içi fonlar aracılığı ile yapılmasına yönelik düzenlemeler de etkili olabilir. Fon endüstrisinde faaliyet gösteren kurumların, yatırımcıların taleplerine bağlı olarak risk-getiri profillerine uygun ürünleri geliştirip, yatırımcılara sunmaları bir diğer yapılması gereken unsur. Ama hepsinden önemlisi, ülkemizde fiyat istikrarının sağlanıp, faizlerin istikrarlı bir şekilde tek haneli rakamlarda tutulması gerekli. Euro/dolar paritesinde oynaklık tüm hızıyla sürüyor. Bu piyasadaki vadeli sözleşmenin daha fazla işlem hacmi sağlaması için ne yapılmalı? Öncelikle euro/dolar paritesinde son dönemde yaşanan ciddi hareketliliğin Avrupa krizinin nihai bir çözüme ulaştığı algısının piyasalarda yerleşmesine kadar devam etmesini bekleyebiliriz. Son zamanlarda euronun para birimi olarak değer kaybına oynayan makro hedge fonlar euro/ dolar paritesini shortlayarak rekor getiriler sağladılar. Bu yatırımcılar genelde işlemlerini VOB kontratları üzerinden yapıyorlar ve ülkemizde de bu tarz yatırımların zaman içerisinde artmaması için hiçbir sebep yok. Yalnız yatırımcıların dikkat etmesi gereken nokta bu enstrümanın ve risklerinin iyi tanınması ve tabii ki paritedeki hareketin yönünün doğru yönde belirlenmesi. Global piyasalarda şu an rekor oranlarda euro/dolar short kontratlarının olması, paritedeki yukarı yönlü tepki hareketlerin ani ve hızlı bir şekilde gerçekleşme olasılığını artırıyor. Bireysel emeklilik fonlarının gelişimini ve performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye ekonomisinin ihtiyaç duyduğu tasarruflar için en optimal çözüm bireysel emeklilik fonlarıdır. Türkiye’de bireysel emeklilik sistemi, dünyadaki sistemler incelenerek, bu sistemlerin olumlu yönleri alınarak tasarlandı. Uluslararası kurumlar tarafından örnek emeklilik sistemi olarak gösteriliyor. Vatandaşların, zorunlu sosyal güvenlik sistemi yanı sıra, emekliliklerinde ek getiri sağlayan gönüllülük esasına dayalı bir sistemdir. Sistemin hayata geçtiği 2003 yılı sonunda bugüne kadar yaptığı gelişme olumlu. Fakat benzer ülkelerin fon büyüklüğü / GSYİH oranlarına baktığımızda, hala daha gidilecek yol olduğunu söyleyebiliriz. OCAK 2012 | VOBJEKTİF 31 DOSYA GECELİK REPO VADELİ İŞLEM SÖZLEŞMESİ Merkez Bankası’nın uyguladığı faiz koridorunu etkin kullanma stratejisi, gecelik repo işlemlerinin önemini daha da artırdı. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası, yatırımcıları ve kurumları bu anlamda oynaklıktan koruyabilecek yeni bir sözleşmeyi hayata geçiriyor. Kerem Önde Gülce Özgülşenler Karhan Sözleşme Araştırma ve İstatistik Müdürlüğü sozlesme@vob.org.tr F aİz Vadelİ İşlem Sözleşmelerİ Ne İşe Yarar? Faiz oranlarındaki değişiklikler, gerek bireyleri gerekse kurumları olumlu veya olumsuz etkiliyor. Faize dayalı vadeli işlem sözleşmeleri (VİS) dünyada yıllardan beri riskten korunma, yatırım ve arbitraj amacıyla yoğun bir şekilde alınıp satılıyor. Faiz vadeli işlem sözleşmelerinde ileri tarihte alınan veya satılan dayanak varlık devlet tahvili, Gecelik Repo oranları veya piyasa tarafından kabul edilen ya da kullanılan herhangi bir faiz oranı olabiliyor. Faİz Sözleşmelerİnİn Dünya Borsalarındakİ Yerİ 2011 Ocak-Haziran dönemi itibarıyla, dünya genelindeki organize borsalarda işlem gören faiz sözleşmeleri (vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri) adet bazında işlem hacminde, hisse senedi endeks ve hisse senetleri sözleşmelerinden sonra 3. sırada yer alıyor. Ocak-Haziran 2011 döneminde faiz sözleşmelerinin adet cinsinden işlem hacmi bir önceki yılın aynı dönemine göre % 11,6 artarak 1,8 milyar sözleşmeye ulaşmış durumda. 32 VOBJEKTİF | OCAK 2012 OCAK 2012 | VOBJEKTİF 33 DOSYA Tablo 1 Yurt Dışı Borsalarda İşlem Gören VİS ve Opsiyonların Adet Bazında İşlem Hacimleri Sektör Ocak-Haziran 2010 Ocak-Haziran 2011 % Değişim Hisse Senedi Endeksi 3.652.436.829 4.165.573.156 14,0% Hisse Senedi 3.321.680.770 3.525.365.778 6,1% Faiz 1.659.822.751 1.853.103.765 11,6% Döviz 1.239.830.113 1.513.070.121 22,0% Tarım Ürünleri 582.725.097 529.586.361 -9,1% Enerji 358.956.748 416.243.993 16,0% Değerli Olmayan Madenler 305.385.168 190.368.816 -37,7% Değerli Madenler 85.081.442 127.485.550 49,8% Diğerleri 47.711.354 81.739.555 71,3% Toplam 11.253.630.272 12.402.537.095 10,2% Kaynak: Futures Industry Association Grafik 1 Yurt Dışı Borsalarda Vadeli İşem Sözleşmeleri ve Opsiyonların Dayanak Varlık Bazında Dağılımları (Ocak - Haziran 2011) İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda: Tarım Ürünleri %4,3 • Devlet tahvilleri, • Hazine bonoları, • TCMB likidite senetlerinin geri alım vaadi ile satım ve geri satım vaadi ile alımı işlemleri yapılır. Pazarda aynı gün veya ileri başlangıç valörlü işlemler yapılabilir. Hisse Senedi Endeksi %33,6 Döviz %12,20 Enerji %3,40 Değerli Madenler %1,00 Faiz %14,9 Değerli Olmayan Madenler %1,50 Diğerleri %0,7 Hisse Senedi %28,4 İMKB Repo- Ters Repo Pazarının İşleyİş Mekanİzması Kaynak: Futures Industry Association 2011 Ocak-Haziran dönemi itibarıyla, dünya genelindeki organize borsalarda işlem gören faiz sözleşmelerinin, toplam işlem hacmi içindeki payı %15 oldu. VOB’dan Yenİ Bİr Sözleşme Daha: “Gecelİk Repo Vadelİ İşlem Sözleşmesİ” Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda aktif bir faiz vadeli işlem sözleşmesini işleme açabilmek için 2011 yılında yapılan çalışmalar ve piyasa katılımcılarından gelen talepler doğrultusunda, 2012 yılının ilk yarısında “gecelik repo faizi” üzerine bir sözleşmenin işleme açılması planlanıyor. Dayanak varlığı İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’ndaki Gecelik Ağırlıklı Ortalama Basit Faiz oranının aylık ortalaması olacak bu sözleşme, faiz riskinden korunma (hedge) imkanı verirken spekülatörlere de beklentileri doğrultusunda yatırım yapma imkanı sağlayacak. 34 VOBJEKTİF | OCAK 2012 veriyor. Belirli bir süre için menkul kıymetin el değiştirmesine imkan veren pazar vadeli ve spot piyasa arasında menkul kıymet akışkanlığını sağlayarak etkin faiz oluşumuna hizmet ediyor. Bankalararası Repo - Ters Repo Pazarı: Bankaların organize piyasa koşulları içerisinde geri alım vaadiyle satım ve geri satım vaadiyle alım işlemlerini zorunlu karşılık ayırmak zorunda olmadan gerçekleştirmelerinin sağlanması amacıyla oluşturulmuş bir piyasadır. Türkiye’de repo-ters repo işlemleri düzenli olarak İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda yapılıyor. Repo-Ters Repo Pazarı’nın amacı sabit getirili menkul kıymetlerin geri alım vaadi ile satım ve geri satım vaadi ile alımı işlemlerinin organize piyasa koşulları içerisinde güvenli bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak. İMKB’de Yer Alan Repo Pazarları Repo – Ters Repo Pazarı: Dünyadaki sayılı organize repo pazarlarından biri olan Repo-Ters Repo Pazarı sabit getirili menkul kıymetlerin geri alım vaadi ile satım ve geri satım vaadi ile alımını organize piyasa koşulları içinde güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlıyor. Menkul Kıymet Tercihli Repo Pazarı: Organize piyasa içerisinde, tercih edilen menkul kıymetler üzerinde repo yapılmasına ve sonrasında bu menkul kıymetlerin alıcıya teslimine olanak Tutar, repo oranı, başlangıç ve bitiş valörleri ile işlem yapılmak istenen menkul kıymet grubu (repo işlemleri için teslim edilecek, ters repo işlemleri için teslim alınacak) belirtilerek iletilen repo ve ters repo emirleri oran ve zaman önceliğine göre sistemde sıraya konulur. Repo emirleri arasında en yüksek, ters repo emirleri arasında en düşük oranlı olanlar öncelikli sayılır. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası ile İMKB Hisse Senetleri Piyasası’nda uygulanan fiyat ve zaman önceliği kuralı bu piyasada oran ve zaman önceliği olarak uygulanır. Emirlerin büyüklükleri pazar Tablo 2 Repo-Ters Repo Pazarı Emir Büyüklükleri Normal Emirler Pazarı Küçük Emirler Pazarı Minimum 500.000 Minimum 1.000 Kaynak: İMKB Maksimum 10.000.000 Maksimum 499.000 repo oranları aşağıdaki Grafik 3’te görülüyor. Gecelik repo oranları 2010 yılının sonlarına kadar istikrarlı bir seyir izlerken, 2011 yılının başından itibaren dalgalı bir seyir izledi. 2011 yılında ise gecelik repo oranları en yüksek %11,45, en düşük ise %2,35 olarak gerçekleşti. Gecelik faizlerin, Türkiye’de yakın zamana kadar Merkez Bankası’nın politika faizi olarak kullanılması nedeniyle yatırımcılar tarafından oldukça yakından takip edildiği biliniyor. Ayrıca, bankalar ve diğer finans kurumları da Merkez Bankası Para Politikası Kurulu tarafından açıklanan gecelik faizleri yakından takip eder ve belirlenen oranlar İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’ndaki oranları yönlendirir. bazında değişir. Emirler minimum emir büyüklüğü ve katları şeklinde iletilir. Mevcut durumda iletilebilen minimum ve maksimum emir büyüklükleri Tablo 2’deki gibidir: Bunun yanında, pazarda 7 güne kadar ileri başlangıç valörlü emir iletilebilir. Repo bitiş valörü için ise herhangi bir kısıtlama yoktur. Pazara iletilen emirlerde %0,01’lik oran adımı uygulanır. Görüldüğü gibi fiyat adımı olarak kullanılan kavram repo pazarında oran adımı şeklinde kullanılır. İMKB Gecelİk Repo-Ters Repo İşlem Hacmİ 2000 yılından başlayarak yıllar itibariyle İMKB gecelik Repo-Ters Repo işlem hacmi verileri Grafik 2’de görülebilir. 2010 yılında 2,8 trilyon TL olan İMKB gecelik Repo-Ters Repo toplam işlem hacmi, 2011 yılında yaklaşık %7 azalarak 2,6 trilyon TL olarak gerçekleşti. Türkİye Cumhurİyet Merkez Bankası’nın Grafik 2 İMKB Gecelik Repo - Ters Repo İşlem Hacmi (2000-2011) Repo Pazarlarındakİ 2.828.188 Gecelİk Repo Oranları Rolü milyon TL. 3.000.000 2008-2011 yılları arasında İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda oluşan gecelik 2.500.000 2.621.137 TCMB açısından repo işlemi Açık Piyasa İşlemleri (APİ) çerçevesinde, 2.000.000 Grafik 2 İMKB Gecelik Repo - Ters Repo İşlem Hacmi (2000-2011) 1.500.000 2.828.188 2.621.137 1.000.000 3.000.000 milyon TL. 2.500.000 500.000 0 2.000.000 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2010 1.500.000 Kaynak: İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Repo Pazarları Günlük Bülten Verileri 1.000.000 500.000 0 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2010 Kaynak: İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Repo Pazarları Günlük Bülten Verileri 02.11.2011 2.11.2011 02.09.2011 Grafik 4 İMKB’de Oluşan Gecelik Repo Faiz Oranı, TCMB Faiz Koridoru ve TCMB Politika Faizi (%) 2.09.2011 02.07.2011 2.07.2011 02.05.2011 2.05.2011 02.03.2011 2.03.2011 02.01.2011 2.01.2011 02.11.2010 2.11.2010 2.09.2010 02.07.2010 2.07.2010 02.05.2010 2.05.2010 02.03.2010 2.03.2010 02.01.2010 2.01.2010 02.11.2009 2.11.2009 02.09.2009 2.09.2009 02.07.2009 2.07.2009 02.05.2009 2.05.2009 02.03.2009 2.03.2009 02.01.2009 2.01.2009 02.11.2008 2.11.2008 02.09.2008 2.09.2008 02.07.2008 2.07.2008 02.05.2008 2.05.2008 02.03.2008 2.03.2008 2.01.2008 02.01.2008 20 18 16 14 12 10 8 6 3 2008-2011 Yılları Arasında İMKB Gecelik Repo Oranları (%) Grafik 4 2 0 20 18 16 14 12 10 8 Kaynak: 6 İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Verileri Gecelik Repo Faiz Oranları ve İşlem Hacmi Verileri 4 2 0 02.09.2010 Grafik 3 2008-2011 Yılları Arasında İMKB Gecelik Repo Oranları (%) MERKEZ BANKASI KÜRESEL DALGALANMALARA KARŞI FAİZ KORİDORU POLİTİKASINI YÜRÜRLÜĞE SOKTU. piyasaya, işlem vadesi süresince, repoya tabi kıymetler karşılığında geçici olarak para verilmesini, ters repo işlemi ise Açık Piyasa İşlemleri çerçevesinde, piyasadan, işlem vadesi süresince, verilen kıymetler karşılığında geçici olarak para çekilmesini ifade eder. TCMB, Para Politikası Kurulu tarafından açıklanan gecelik borçlanma ve gecelik borç verme faiz oranlarından, Bankalararası Para Piyasası (BPP) ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Repo–Ters Repo Pazarı’nda açık piyasa işlemi gerçekleştirir. İMKB’de oluşan gecelik repo faiz oranlarının, Para Politikası Kurulu tarafından belirlenen faiz oranları ile ilişkisi Grafik 4’te net olarak görülebilir. Özellikle Para Politikası Kurulu tarafından 20 Ekim 2011 tarihinde yapılan toplantı sonucunda gecelik borç verme faiz oranlarının % 9’dan % 12,5’e yükseltilmesi sonucu İMKB’de oluşan gecelik repo faiz oranı hızlı bir yükseliş gösterdi. Merkez Bankası gecelik borç verme faiz oranlarını artırdıktan sonra, haftalık repo faiz oranından yaptığı bir hafta vadeli APİ fonlama miktarını düşürerek bankaların fon ihtiyaçlarını, genişletilmiş bant içinde daha yüksek maliyetli kaynaklardan karşılamaları sağladı. Merkez Bankası tarafından Ekim 2011’den itibaren uygulanan “Parasal Sıkılaştırma” politikası sonucunda haftalık repo ihaleleri ile % 5,75 oranından verilen fonların azaltılması ve Bankalar Arası Para Piyasası’ndan gecelik repo ile piyasa yapıcı bankalara % 12, piyasa yapıcı olmayan bankalara % 12,5’ten verilen fonların artırılması ile sonuçlandı. Grafik 5’te Ekim 2011 tarihinden itibaren piyasaya gerek toplamda gerekse politika faizi ile verilen likiditenin azaldığı görülüyor. Özet olarak Merkez Bankası OCAK 2012 | VOBJEKTİF 35 02.11.20 02.09.20 02.07.20 02.05.20 02.03.20 02.01.20 02.11.20 02.09.20 02.07.20 02.05.20 02.03.20 02.01.20 02.11.20 02.09.20 02.07.20 02.05.20 02.03.20 02.01.20 02.11.20 02.09.20 02.07.20 02.05.20 02.03.20 02.01.20 Grafik 3 2008-2011 YıllarıVerileri Arasında İMKB Gecelik Repo (%) Kaynak: İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Gecelik Repo Faiz Oranları ve İşlem HacmiOranları Verileri DOSYA 13 12 02.11.2011 11 02.09.2011 02.07.2011 02.05.2011 02.03.2011 02.01.2011 02.11.2010 02.09.2010 02.07.2010 02.05.2010 02.03.2010 02.01.2010 02.11.2009 02.09.2009 02.07.2009 02.05.2009 02.03.2009 02.01.2009 02.11.2008 7 02.09.2008 8 02.07.2008 9 02.05.2008 02.01.2008 10 02.03.2008 20 18 16 14 12 Grafik 4 İMKB’de Oluşan Gecelik Repo Faiz Oranı, TCMB Faiz Koridoru ve TCMB Politika Faizi (%) 10 8 13 6 12 4 İMKB’de Oluşan Gecelik TCMB Politika Faizi TCMB Faiz Koridoru 2 11 Repo Faiz Oranı 0 6 İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Verileri Gecelik Repo Faiz Oranları ve İşlem Hacmi Verileri Kaynak: 10 9 8 7 6 5 5 4 4 3 3 2 2 Grafik 1 4 İMKB’de Oluşan Gecelik Repo Faiz Oranı, TCMB Faiz Koridoru ve TCMB Politika Faizi (%) 1 13 0 Kaynak: TCMB, 3 Ocak 2012 tarihli sunum (Ekonomik Görünüm ve Para Politikası) 10 01 /1 2 12 /1 1 11 /1 1 İMKB’de Oluşan Gecelik Repo Faiz Oranı 10 /1 1 09 /1 1 08 /1 1 07 /1 1 06 /1 1 05 /1 1 TCMB Politika Faizi TCMB Faiz Koridoru 11 04 /1 1 03 /1 1 01 /1 1 12 /1 0 11 /1 0 09 /1 0 10 /1 0 12 02 /1 1 0 13 12 11 10 9 9 50 İMKB’de Geelik Ters Repo 40 Bankalararası Para NetAPİ Pİyasası (İnterbank) 30 TCMB bünyesinde faaliyet gösteren 20 Bankalararası Para Piyasası (Interbank), 2 01 /1 1 /1 1 11 12 /1 1 /1 1 08 09 10 /1 1 /1 1 /1 07 06 /1 /1 1 1 bankalar arasındaki rezerv hareketlerini 8 7 teşvik etmek, bankacılık sisteminde kaynakların daha verimli kullanılmasını6 5 sağlamak ve kısa vadede nakit fazlası olup bunu plase etmek isteyen bankalar 4 3 ile kısa vadeli nakit ihtiyacı bulunup bu 2 ihtiyacını uzun dönemli varlıklarını elden 1 çıkarmadan karşılamak isteyen bankaların 0 birbirleriyle karşılaşmasını sağlamak amacıyla kuruldu. Söz konusu piyasada bankalar kendilerine tanınan limitler çerçevesinde, önceden belirlenen vadelerde TL depo alım-satım işlemi gerçekleştirir. TCMB, uygulanan para politikası çerçevesinde bu piyasada da, TCMB faiz oranlarından TL depo borç almak (ters repo) ve borç vermek (repo) suretiyle bir çeşit açık piyasa işlemi gerçekleştirir. 05 04 03 /1 /1 1 1 1 02 /1 /1 1 0 /1 01 10 11 12 /1 0 /1 0 /1 09 0 8 elindeki para politikası araçları ile İMKB 7 Repo-Ters Repo Pazarı’nda oluşan gecelik 6 faiz oranının belirlenmesinde etkin bir rol 5 oynar. Gecelik repo faiz oranları üzerine 4 açılması planlanan vadeli işlem sözleşmesi, 3 piyasanın Merkez Bankası’nın izleyeceği 2 para politikası ile ilgili beklentisini 1 yansıtması nedeniyle piyasa oyuncuları 0 Grafik 5 APİ Aracılığı ile Sağlanan Likidite açısından takip edilecek önemli bir gösterge olmaya aday. VOB’da oluşacak gecelik repo TCMB Diğer Fonlama 80 vadeli işlem sözleşmesi piyasanın Kaynak: TCMB, 3 Ocak 2012 tarihli sunum (Ekonomik Görünüm geleceğe ve Para Politikası) 1 Haftalık Repo (Politika Faizi İle) 70 yönelik gecelik repo oranı beklentilerini 3 Aylık Repo yansıtması açısından Merkez Bankası için 60 de önemli bir BPP’de veri olacak. Gecelik Borçlanma 10 0 Grafik 5 APİ Aracılığı ile Sağlanan Likidite -10 1 /1 12 1 /1 11 1 /1 10 1 /1 09 1 08 /1 1 /1 07 1 /1 06 05 /1 1 1 /1 1 04 03 /1 1 /1 02 1 /1 /1 01 0 12 11 /1 0 /1 10 0 /1 09 /1 0 Repo (Politika Faizi İle) 1 1Haftalık 0 / 07 3 Aylık Repo 08 0 06 /1 0 /1 05 70 0 TCMB Diğer Fonlama 80 -20 60Kaynak: TCMB, 3 Ocak 2012 tarihli sunum (Ekonomik Görünüm ve Para Politikası) BPP’de Gecelik Borçlanma 50 Gecelİk Repo Vadelİ İşlem Sözleşmesİnİn Borsamızda İşlem Görmesİnİn Faydaları Nelerdİr? İşleme açılması planlanan gecelik repo vadeli işlem sözleşmesinin yatırımcılar açısından avantajları şöyle sıralanabilir: • Alternatif bir yatırım aracı olması, • Etkin risk yönetimi, • Fiyat keşfi, • Daha düşük bir ilk yatırımla daha yüksek bir yatırımın getirisinden yararlanma imkanı, • Piyasa tercihlerine uygunluk, • Faiz oranlarının yükselmesinden de kar elde etme olanağı, • VOB ile İMKB Repo-Ters Repo Pazarı işlem saatleri arasındaki farktan dolayı daha geniş bir zaman diliminde işlem yapma imkanı, • Tahvil ve bono piyasasında risk taşıyanlar için çapraz korunma olanağı, • Para Politikası Kararları’na ilişkin beklentilerin alınıp satılabilmesi. İşleme açılması planlanan gecelik repo vadeli işlem sözleşmesiyle NetAPİ 30 Yurt dışı borsalarda işlem gören gecelik repo vadeli işlem sözleşmelerinin işlem gördüğü borsaların isimleri ve kısaltmaları Tablo 3’te yer alıyor. Bu borsalarda işlem gören gecelik repo vadeli işlem sözleşmelerinin sözleşme özellikleri Tablo 3, 4, 5 ve 6’da görülebilir. 2011 yılında CME Fed Funds Rate vadeli işlem sözleşmesinin işlem hacmi yıllık 12.306.131 adet olarak gerçekleşti. Japonya’da ise düşük faiz oranları ve düşük volatilitenin repo vadeli işlem sözleşmelerini olumsuz etkilediği düşünülüyor. Korunma (Hedge) Olanakları İMKB’de Geelik Ters Repo 40 Yurt Dışı Borsalarda İşlem Gören Gecelİk Repo Vadeli İşlem Sözleşmelerİ 20 10 Tablo 3 Gecelik Repo Vadeli İşlem Sözleşmelerinin İşlem Gördüğü Yurt Dışı Borsalar 0 Kaynak: TCMB, 3 Ocak 2012 tarihli sunum (Ekonomik Görünüm ve Para Politikası) 36 VOBJEKTİF | OCAK 2012 /1 1 12 1 /1 11 /1 1 10 /1 1 09 /1 1 08 1 /1 07 /1 1 06 1 /1 05 /1 1 04 /1 03 02 /1 01 /1 12 11 /1 10 09 08 06 05 1 Amerika /1 1 Chicago Mercantile Exchange 1 CME 0 Kanada /1 0 Montreal Exchange /1 0 TMX 0 /1 07 0 -20 Japonya /1 0 Ülke Tokyo Financial Exchange /1 0 Kısaltma Borsa Adı TFX /1 0 -10 Tablo 4 TFX Repo V.İ.S. Özellikleri Sözleşme Büyüklüğü 300.000.000 Japon Yeni Dayanak Varlık Japonya Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantıları (BOJ MPMs) arasındaki zaman diliminde , Japonya Merkez Bankası tarafından açıklanan ortalama gecelik repo faiz oranıdır. Kotasyon Şekli 100 eksi faiz oranı Fiyat Adımı /Değeri 0,005 ¥ 1,250 (¥ 300.000.000 X 0,005% X 30 / 360 = ¥1,250) Günlük Fiyat Hareket Limiti Günlük fiyat hareket limiti bulunmamaktadır. Vade Ayları İlgili aya en yakın 6 vade ayı. Son İşlem Günü Japonya Merkez Bankası’nın ilgili vadedeki Para Politikası Kurulu toplantısının son gününden önceki ikinci iş günüdür. Vade Sonu Son işlem gününü izleyen ilk iş günü (veya ikinci iş günü)dür. Uzlaşma Şekli Nakdi uzlaşma Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı İlgili vade ayında, Japonya Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantıları arasındaki zaman diliminde Japonya Merkez Bankası tarafından açıklanan ortalama gecelik repo faiz oranının 100’den çıkarılmasıyla elde edilen değer, virgülden sonra üç basamak şeklinde yuvarlanır. Kaynak: http://www.tfx.co.jp/en/publication/document/spot_e.pdf Tablo 5 TMX Repo V.İ.S. Özellikleri Sözleşme Büyüklüğü 5.000.000 Kanada Doları Dayanak Varlık 30 günlük ağırlıklı gecelik repo oranı. Kotasyon Şekli 100 eksi faiz oranı Fiyat Adımı /Değeri 0,005=C$20.55 ( 5.000.000 Kanada Doları’nın 30 günlük esasa bağlı olarak faiz oranındaki %1’lik değişimin yarısına bağlı olarak: 5.000.000x 0,005%x30/365) Günlük Fiyat Hareket Limiti Günlük fiyat hareket limiti yoktur. Vade Ayları Mart, Haziran, Eylül, Aralık vadeleri ile 4 adet en yakın aya (Mart, Haziran, Eylül ve Aralık vadeleri dışında) ait sözleşmeler açılır. Son İşlem Günü Sözleşme ayının son iş günü. Uzlaşma Şekli Nakdi uzlaşma Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı Vade ayının son iş gününde, ilgili vade içerisinde oluşan gecelik repo oranlarının aylık ortalaması uzlaşma fiyatı olarak kullanılır. Gecelik repo oranı hesaplaması ve açıklaması Kanada Merkez Bankası tarafından yapılmaktadır. Gecelik repo oranlarının aylık ortalaması, ilgili vade ayında bulunan her gün için açıklanan gecelik repo oranlarının toplamının, ilgili vade ayında bulunan günlere bölünmesi ile (basit aritmetik ortalama ile) hesaplanır. Hafta sonu ve resmi tatil günlerinde bir önceki güne ait gecelik repo faiz oranı kullanılmaktadır. Vade sonu uzlaşma fiyatı son işlem gününü takip eden iş gününde belirlenmektedir. Kaynak: http://www.m-x.ca/produits_taux_int_onx_en.php Tablo 6 CME FED FUNDS RATE V.İ.S. Özellikleri Sözleşme Büyüklüğü 5.000.000 US $ Dayanak Varlık Vade ayında, 5.000.000 $ nominal değerin 30 günlük FED gecelik ödünç alma faizlerinin ortalamasına bağlı olarak hesaplanan bir aylık faize bağlı olarak oluşan faiz değeri. Kotasyon Şekli 100 eksi vade ayı için FED gecelik ödünç alma faizlerinin ortalaması. (Örneğin, %7,25 faiz oranı, 92,75 olarak kote edilir.) Fiyat Adımı/Değeri En yakın vade için minimum fiyat adımı, 1 baz puanın çeyreğidir (0,0025). Sözleşme başına 10,4175 $. Diğer vadeler için bir baz puanın ½ sidir (0,005). Sözleşme başına 20,835 $. (1 baz puan= 0,01) Vade Ayları İlk 24 takvim ayı. Son İşlem Günü Son işlem günü ve vade sonu, vade ayının son iş günüdür. Son işlem gününde, Amerika Merkez saati itibariyle akşamüstü saat 4.00’de işlemler sona erer. Uzlaşma Şekli Nakdi mutabakat. Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı Kontratın son işlem günü, FED gecelik ödünç alma faizlerinin vade ayı için hesaplanan ortalamasının baz puanın (0,01) en yakın 1/10’luk adımına yuvarlanmasıyla vade sonu uzlaşma fiyatı elde edilir. Vade sonu uzlaşması son işlem gününden sonra ilk iş gününde yapılır. FED gecelik ödünç alma faizleri Federal Reserve Bank of New York tarafından hesaplanmakta ve raporlanmaktadır. Kaynak: http://www.cmegroup.com/trading/interest-rates/stir/30-day-federal-fund_contract_specifications.html yatırımcılar gecelik repo oranlarında oluşan dalgalanmaya karşı korunma amaçlı işlem yapabilecek. Söz konusu sözleşmeler spot piyasada oluşan repo oranlarına yönelik risk taşıyanlar için önemli bir korunma aracı olarak kullanılabilecek. Bankalar ve finans kurumları gecelik fon ihtiyacı duymakta ve repo oranlarının yükselmesine yönelik risk taşır. Fonlar, bankalar ve finans kurumları ise fonlarını gecelik repo oranından satar ve repo oranlarının düşmesine yönelik risk barındırır. Bu kurumlardan gecelik fon ihtiyacı duyanlar repo sözleşmesinde uzun pozisyon alarak, spot piyasada karşı karşıya oldukları riskleri yönetebilecek. Fonlarını gecelik repo oranından satan kurumlar ise repo sözleşmesinde kısa pozisyon alarak, spot piyasada karşı karşıya oldukları riskleri yönetebilecek. Korunma amacıyla gecelik repo vadeli işlem sözleşmelerinde işlem yapıldığında gecelik repo oranlarındaki dalgalanmalar gerek kurumlar gerek bireyler için endişe kaynağı olmaktan çıkacak. Yatırım (Spekülasyon) Olanakları Korunma işlemlerinin yanında yatırım olanakları da sağlayan bu sözleşmelerde, gecelik repo oranlarının yükseleceğini ya da düşeceğini bekleyen kişi ya da kurumlar yatırım amaçlı işlem yaparak kazanç elde etme imkanına sahip olacak, böylece bu sözleşmedeki likidite artacak. Spekülatörler yine bu sözleşme ile Merkez Bankası’nın gelecekteki belli bir dönemde genişleyici ya da daraltıcı para politikası izleyeceğine yönelik beklentilerine göre kaldıraçlı işlem yapma imkanı bulacak. Örneğin, Gecelik Repo vadeli işlem sözleşmesi teminatlarının faiz oranlarındaki 300 baz puanlık riske karşılık gelmesi durumunda 100 baz puanlık bir değişim ilgili sözleşmede kaldıraç etkisiyle %33 kar elde etme olanağı sağlayacak. Gecelik Repo Vadelİ İşlem Sözleşmesİ Sözleşme Özellİklerİ (Taslak) Borsamızda işleme açılması planlanan “VOB-Gecelik Repo” vadeli işlem sözleşmesinin sözleşme özelliklerinin Tablo 7’deki gibi olması planlanıyor: OCAK 2012 | VOBJEKTİF 37 DOSYA 38 VOBJEKTİF | OCAK 2012 Tablo 7 VOB-Gecelik Repo V.İ.S. Taslak Sözleşme Özellikleri Sözleşme Büyüklüğü: Sözleşmenin nominal değeri, 3.000.000 TL’dir. Dayanak Varlık: İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda gerçekleşen gecelik ağırlıklı ortalama basit faiz oranının aylık aritmetik ortalamasdır Kotasyon Şekli: Faiz oranı virgülden sonra iki basamak halinde kote edilir. (Ör: 10,01 veya 10,02) Fiyat Adımı/Değeri: 0,01 (Minimum fiyat adımının değeri 25 TL'ye karşılık gelir.) (3.000.000 x (30/360) x (%0,01))= 25 TL Vade Ayları: Yılın bütün ayları. Aynı anda içinde bulunulan ay ve bu aya en yakın iki vade ayına ait sözleşmeler işlem görür. Sözleşmenin Vadesi: Gecelik repo vadeli işlem sözleşmesinin vadesi, her vade ayının son günüdür. Son İşlem Günü: Her vade ayının son iş günüdür. Uzlaşma Şekli: Nakdi Uzlaşma Vade Sonu Uzlaşma Fiyatı: Vade sonu uzlaşma fiyatı, ilgili vade ayında bulunan her gün için İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda gerçekleşen gecelik ağırlıklı ortalama basit faiz oranları toplamının, vade ayında bulunan gün sayısına bölünmesi (aritmetik ortalama) ile hesaplanır. Resmi tatil ve/veya hafta sonu olan günler ile İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda diğer nedenlerden dolayı işlem yapılmadığı ve/veya gecelik ağırlıklı ortalama basit faiz oranlarının belirlenmediği günler için bir önceki iş gününe ait gecelik ağırlıklı ortalama basit faiz oranı geçerlidir. (Örneğin: Cumartesi ve Pazar günleri için Cma gününe ait ağırlıklı ortalama basit faiz oranı uygulanır.) Kaynak: VOB-Araştırma Gecelİk Repo Vadelİ İşlem Sözleşmesİnİ Kullanım Örneklerİ İle Tanıyalım Korunma (Hedge) Amaçlı Bir İşlem »»X Yatırım Fonu Mart ayında 3 milyon TL’lik fonunu İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda değerlendirmeyi, diğer bir deyişle İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’ndan gecelik borç vermeyi (ters repo) planlamaktadır. »»Y Firması ise Mart ayında İMKB RepoTers Repo Pazarı’ndan 3 milyon TL gecelik borç almayı (repo) planlamaktadır. »»Bu durumda X Yatırım Fonu gecelik repo oranlarının düşmesine karşı, Y Firması ise yükselmesine karşı kendisini koruma altına almak istemektedir. »»Buna bağlı olarak, 24 Ocak 2012 tarihinde Gecelik Repo vadeli işlem sözleşmesinin Mart vadesinde %10,01 faiz oranından X Yatırım Fonu 1 adet kısa, Y Firması ise 1 adet uzun pozisyon almıştır. İki kurum da maruz kaldıkları faiz riskine karşı “Gecelik Repo” vadeli işlem sözleşmelerini kullanarak korunma sağlamaktadırlar. »»Uzun ve kısa pozisyona sahip yatırımcıların repo sözleşmeleri sayesinde oluşturdukları korunma mekanizması, aşağıda farklı tarihlerde kar/zarar durumları belirtilerek açıklanmaktadır. »»25 Ocak 2012: Faizlerin artacağı beklentisi nedeniyle 25 Ocak 2012 tarihinde Mart vadeli Gecelik Repo vadeli işlem sözleşmesinin fiyatı 10,01’den 10,02’ye yükselmiştir. »»24 Ocak 2012 tarihinde 10,01’den 1 adet kısa pozisyon alan X Yatırım Fonu: »»(10,01 – 10,02) x 2.500 x 1 = - 25 TL vadeli piyasada zarar eder. »»24 Ocak 2012 tarihinde 10,01’den 1 adet uzun pozisyon alan Y Firması: »»(10,02 – 10,01) x 2.500 x 1 = 25 TL vadeli piyasada kar eder. »»2.500 değri sözleşme çarpanı olarak kullanılmaktadır. (3.000.000x(30/360) x (1/100)=2.500) Sözleşme çarpanına ulaşılırken (30/360) ile çarpılmasının nedeni sözleşmenin aylık olması iken, (1/100) ile çarpılmasının nedeni ise faiz oranlarının % olarak kote edilmesidir. Bir yıl 360 gün, 1 ay 30 gün olarak varsayılmaktadır. »»9 Mart 2012: 9 Mart 2012 tarihinde faizlerin düşeceği beklentisi nedeniyle Mart vadeli Gecelik Repo vadeli işlem sözleşmesinin fiyatı 9,80’e gerilemiştir. »»24 Ocak 2012 tarihinde 10,01’den 1 adet kısa pozisyon alan X Yatırım Fonu: »»(10,01 –9,80) x 2.500 x 1 = 525 TL vadeli piyasada kar eder. »»24 Ocak 2012 tarihinde 10,01’den 1 adet uzun pozisyon alan Y Firması: Fonu ve Y Firması aldıkları pozisyonlarını kapatmamışlardır. 30 Mart 2012 tarihinde Mart ayı boyunca İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda gerçekleşen ortalama gecelik repo faizi oranı %12,00382’dir. Böylece sözleşmenin vade sonu uzlaşma fiyatı 12,00 olarak hesaplanır. »»X Yatırım Fonu kısa pozisyonundan ilgili dönem boyunca, »»(10,01 – 12,00) x 2.500 x 1 = 4.975 TL zarar eder. »»X Yatırım Fonu İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda ise Mart ayı boyunca 3 milyon TL’sini ortalama % 12’den gecelik faize yatırmıştır. »» (12/100) x (31/365) x 3.000.000 =30.575 TL »»Eğer X Yatırım Fonu İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda Ocak ayında olan beklenti gibi Mart ayı boyunca 3 milyon TL’sini ortalama % 10,01’den gecelik faize yatırsaydı elde edeceği gelir aşağıdaki gibi olacaktı. »»(10,01/100) x (31/365) x 3.000.000 =25.505 TL »»X Yatırım Fonu’nun gecelik repo faizlerindeki yükseliş nedeniyle elde ettiği ek gelir, 30.575-25.505 = 5.070 TL’dir. Vadeli piyasada ise ilgili pozisyonundan 4.975 TL zarar etmiştir. Böylece X Yatırım Fonu, VOB’da işlem gören gecelik repo vadeli işlem sözleşmesi ile Mart ayında İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda maruz kalacağı faiz oranı riskinden korunmuştur. Y Firması uzun pozisyonundan ilgili dönem boyunca, »»(12,00 – 10,01) x 2.500 x 1 = 4.975 TL kar eder. »»Y Firması İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda Mart ayı boyunca gecelik faizden ortalama % 12’den 3 milyon TL borçlanmıştır. »»(12/100) x (31/365)x3.000.000 =30.575 TL »»(9,80 – 10,01) x 2.500 x 1 = -525 TL vadeli piyasada zarar eder. »»Eğer Y Firması İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda Ocak ayında olan beklenti gibi Mart ayı boyunca ortalama % 10,01 gecelik faizden 3 milyon TL borçlansaydı ödeyeceği faiz aşağıdaki gibi olacaktı. »»30 Mart 2012: Vade sonunda X Yatırım »»(10,01/100)x(31/365)x3.000.000=25.505 TL OCAK 2012 | VOBJEKTİF 39 DOSYA sözleşme fiyatı eksi değer alacağından bu sözleşmede işlem yapma imkanı kalmayacak. “Doğrudan faiz oranı” üzerinden kotasyon ise yatırımcılar için büyük kolaylık sağlayacak. Günlük yaşantımızda faiz haberleri “faiz oranları yükseldi” veya “faiz oranları düştü” şeklinde verilir. Bu durumda Gecelik Repo vadeli işlem sözleşmesinde yatırımcılar herhangi bir matematiksel hesaplama yapmadan beklentileri doğrultusunda doğrudan faiz oranlarının yükselmesi veya düşmesine karşı pozisyon alabilecekler. Bu durumda, doğrudan faiz oranı şeklinde yapılacak kotasyonda, faiz oranlarının düşmesine karşı korunma sağlamak isteyen bir yatırımcının kısa pozisyon, faiz oranlarının yükselmesine karşı korunma sağlamak isteyen bir yatırımcının uzun pozisyon alması gerekir. Diğer yandan, İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda repo oranlarının en düşük % 0,01 olabilmesi nedeniyle Gecelik Repo vadeli işlem sözleşmesinin “faiz oranı” şeklinde kote edilmesi spot piyasa işleyişine paralellik sağlayacak. Dayanak Varlığın Spot Pİyasasını Tanıyalım: Repo Nedİr? Repo (Repurchase Agreement) bir menkul kıymetin işlemin başlangıç valöründe satılıp, bitiş valöründe geri alınmasıdır (Menkul kıymetin geri alma vaadiyle satımı). Ters Repo (Reverse Repurchase Agreement) ise bir menkul kıymetin işlemin başlangıç valöründe alınıp, bitiş valöründe geri satılmasıdır (Menkul kıymetin geri satım vaadiyle alımı). Y Firması’nın gecelik repo faizlerindeki yükseliş nedeniyle ödediği ek faiz 30.57525.505 = 5.070 TL’dir. Vadeli piyasada ise ilgili pozisyonundan 4.975 TL kar etmiştir. Böylece Y Firması, VOB’da işlem gören gecelik repo vadeli işlem sözleşmesi ile Mart ayında İMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda maruz kalacağı faiz oranı riskinden korunmuştur. Spot piyasa ile vadeli piyasa arasında 95 TL’lik fark (5.070 - 4.975) oluşmaktadır. Bu farkın nedeni spot piyasada repo hesaplamalarında Mart ayının 31 gün ve 1 yılın 365 gün olarak kullanılması, vadeli piyasada ise sözleşmenin standartlaştırılması gerekliliği nedeniyle yapılan hesaplamalarda her ayın 30 gün ve 1 yılın 360 gün olduğunun varsayılmasıdır. Piyasa oyuncularının spot ve vadeli piyasa arasında oluşabilecek bu farkları vadeli piyasada alacakları pozisyon sayısını ayarlayarak giderebilecekleri düşünülüyor. Bu Sözleşme Doğrudan Faİz Oranına Daİr İşlem Yapmaya Olanak Sağlıyor! Gecelik Repo vadeli işlem sözleşmesinin doğrudan faiz oranı üzerinden kote edilmesi planlanıyor. Diğer bir ifadeyle, işlem yapmak isteyen yatırımcılar mevcut 40 VOBJEKTİF | OCAK 2012 sözleşme, spot pİyasa ve repo oranı beklentİsİ üzerİne İşlem yapmak İçİn alternatİf oluşturacak. pozisyonlarına veya beklentilerine bağlı olarak doğrudan faiz oranının düşmesine veya yükselmesine karşı pozisyon alacaklar. Yurtdışı örneklerinde Gecelik Repo oranlarına dair vadeli işlem sözleşmeleri “100 eksi faiz oranı” şeklinde kote ediliyor. “100 eksi faiz oranı” şeklinde yapılan kotasyonlarda, sözleşme fiyatı ile faiz oranlarının ters yönlü bir ilişkisi bulunur. Örneğin,“100 eksi faiz oranı” şeklinde yapılan kotasyonlarda faiz oranlarının düşmesine karşı korunma sağlamak isteyen bir yatırımcı uzun pozisyon, faiz oranlarının yükselmesine karşı korunma sağlamak isteyen bir yatırımcı kısa pozisyon almalıdır. Ancak sözleşmenin “100 eksi faiz oranı” şeklinde kote edilmesi ve faiz oranlarının %100’ün üzerine çıkması durumunda Sonuç Piyasa tercihlerine uygun olarak tasarlanan “VOB-Gecelik Repo Vadeli İşlem Sözleşmesi”, ülkemizde gerek spot piyasada oluşan repo oranlarına yönelik risk taşıyanlara gerekse repo oranlarındaki beklentileri üzerine işlem yapmayı amaçlayan yatırımcılara yeni bir alternatif finansal araç olacak. Ayrıca bu sözleşme ülkemiz tahvil ve bono piyasasında işlem gören menkul kıymetlere ait faiz oranı riski taşıyan yatırımcılara çapraz korunma (cross hedge) imkanı sağlayacak. Bu sözleşmeler ile bir yandan etkin risk yönetimi yapılabilecekken, diğer yandan yatırımcılar düşük bir ilk yatırımla daha yüksek bir yatırımın getirisinden faydalanabilecek. Borsamızda gecelik repo vadeli işlem sözleşmelerinin işleme açılmasıyla, gelecekteki repo oranlarına yönelik piyasa beklentilerini yansıtan, piyasa oyuncuları ve Merkez Bankası tarafından yararlanılabilecek bir veri seti oluşacak. Borsamızda işlem görecek olan aktif bir faiz sözleşmesinin başlangıcı olarak görülebilecek gecelik repo vadeli işlem sözleşmesinin işleme açılması ile yeni faiz vadeli işlem sözleşmelerinin de önünün açılması bekleniyor. DOSYA Kaldıraçlı İşlemler NASIL VERGİLENDİRİLECEK ÖZLEM ÖZDEMİR Üye İşleri Müdürü ONUR ÜSTÜNDAĞ Üye İşleri Müdürlüğü Uzman Yardımcısı Sermaye Piyasası Kurulu’nun yeniden düzenlediği forex piyasasındaki kaldıraçlı işlemlerde vergilendirmenin detayları belli oldu. Bu piyasada işlem yapanlar elde ettikleri kâr üzerinden Banka Sigorta Muamele Vergisi ödeyecek B ilindiği üzere, 25.02.2011 tarih ve 27857 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6111 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 155’inci maddesinde yapılan değişiklikle 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 30’uncu maddesine eklenen hüküm çerçevesinde, döviz, mal, kıymetli maden veya Sermaye Piyasası Kurulu tarafından belirlenecek diğer varlıkların kaldıraçlı alım satımı, alım satımına aracılık ve bu işlemlere yönelik hizmetlerin yerine getirilmesi sermaye piyasası faaliyeti olarak düzenlendi. Sermaye Piyasası Kurulu tarafından 27.08.2011 tarih ve 28038 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Seri:V, No:125 sayılı “Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri ve Bu İşlemleri Gerçekleştirebilecek Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ” ile, uygulamada ‘forex’ işlemleri olarak isimlendirilen yatırılan teminat tutarı karşılığında, her türlü döviz, mal, kıymetli maden ve Kurul’ca belirlenecek diğer varlıkların kaldıraçlı olarak elektronik ortamda alım satımı işlemleri düzenlendi ve söz konusu işlemler Sermaye Piyasası Kurulu’nun görev ve yetki alanına dahil edildi. Bu yazıda, Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan, kaldıraçlı alım satım işlemlerinin vergilendirilmesine yönelik düzenlemeleri değerlendirmeye çalıştık. Maliye Bakanlığı tarafından 19.01.2012 tarih ve 28178 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 89 Seri No.lu Gider OCAK 2012 | VOBJEKTİF 41 DOSYA Vergileri, 282 Seri No.lu Gelir Vergisi ve 5 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğlerinde, türev ürünlere ilişkin işlemler ve bu ürünlerden elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine yönelik açıklamalara da yer verildi. Yukarıda belirtilen düzenlemeler arasında yer alan 89 Seri No’lu Gider Vergileri Genel Tebliği ile ülkemiz sermaye piyasalarında ilk kez düzenleme ve denetime tabi tutulan kaldıraçlı alım satım işlemlerinin vergilendirilmesi hakkında açıklamalar getirilmiş olması son derece önem arz ediyor. Gİder Vergİlerİ Genel Teblİğİnİn Getİrdİğİ Düzenlemeler Kaldıraçlı alım satım işlemlerinin vergilendirilmesine ilişkin düzenlemeler 89 Seri No’lu Gider Vergileri Genel Tebliği’nin “F-Kaldıraçlı Alım Satım İşlemlerinin Vergilendirilmesi” başlıklı maddesinde yer alıyor. Bu madde çerçevesinde forex işlemlerinin nitelik itibariyle banka muamele ve hizmetleri kapsamında olduğu kabul edilerek, dayanak varlıktaki fiyat değişimlerinden fiziki alım satım olmaksızın yararlanmayı amaçlaması nedeniyle, kambiyo alım satım işlemi olarak değerlendirilemeyeceği hükme bağlanmış durumda. Bu durumda, Banka ve sigorta şirketleri ve ilgili kanunlarla yetkilendirilmek veya izin verilmek suretiyle 6802 sayılı Kanun’un 28’inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen işlemleri esas iştigal konusu olarak yapan ve banker kapsamında Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) mükellefi olanların forex işlemleri dolayısıyla lehe aldıkları paralar, BSMV’ye tabi tutulacak. Kaldıraçlı alım satım faaliyetinde bulunmak üzere Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yetkilendirilmiş kuruluşlar da banker sıfatıyla BSMV mükellefi olup, kendileri veya başkaları hesabına yaptıkları forex işlemleri dolayısıyla lehe aldıkları paralar üzerinde BSMV ödenecek. Yukarıda yer verilen vergi düzenlemelerini aşağıdaki örnek üzerinden açıklayabiliriz: 42 VOBJEKTİF | OCAK 2012 KALDIRAÇLI İŞLEMDEN ELDE EDİLEN GELİR BEYANA TABİ OLACAK. BU DURUM TEVKİFATA GÖRE DAHA YÜKSEK MALİYET YARATACAK. Örnek: (Z) Bankası A.Ş. (Z Bank), (X) Menkul Değerler A.Ş.’ne (X A.Ş.) 10.000 Euro teminat yatırarak 100:1 kaldıraç oranı ile elektronik forex işlem platformu üzerinden EUR/USD sözleşmesinde aşağıdaki işlemi yapmıştır; Sözleşme Büyüklüğü : 100.000 Euro Sözleşme Adedi : 10 adet EUR/USD kuru : 1,3100 X A.Ş., müşterisi olan Z Bank’dan gelen toplam 1.000.000 Euro’luk alım emrini gerçekleştirebilmek için 1,3098 EUR/ USD kurundan likidite sağlayıcısına aynı büyüklükte alım emri vermiş ve aynı anda müşterisine 1,3100 EUR/USD kurundan satım yapmıştır. Z Bank yukarıdaki işlem sonrasında 1,3090 EUR/USD kurundan 1.000.000 Euro’luk satım emri vererek pozisyonunu kapatmıştır. Z Bank’dan gelen 1,3090 EUR/USD kurundan satım emri üzerine X A.Ş. likidite sağlayıcısına aynı büyüklükte 1,3091 EUR/USD kurundan satım emri vermiştir. Bu işlemler sonucunda işlem taraflarının kar/zarar ve vergilendirme durumları aşağıdaki gibi olacaktır; 1) Müşteri olarak Z Bank yaptığı işlemler dolayısıyla 1.000 Dolar [(1,30901,3100)*100.000*10] zarar etmiştir. Lehe alınan bir bedel söz konusu olmadığı için BSMV matrahı oluşmayacaktır. 2) Yetkili kuruluş olan X A.Ş. ise, müşterisinin alım emri üzerinden 200 Dolar [(1,3100-1,3098)*100.000*10] gelir elde etmiştir. USD/TRY alış kuru 1,7500 olduğu takdirde, lehe kalan tutarın Türk Lirasına çevrilmesi neticesinde bulunan 350 TL üzerinden %5 oranında BSMV hesaplanacaktır. X A.Ş., müşterisinin satım emri üzerinden ise 100 Dolar [(1,3091-1,3090)*100.000*10] gelir elde edecek ve bu tutarın Türk Lirası karşılığı olan 175 TL (USD/TRY alış kurunun değişmediği varsayılmıştır) üzerinden %5 oranında BSMV hesaplanacaktır. 3) Likidite sağlayıcı kurum 1,3098 EUR/USD kuru ile X A.Ş.’ne satış yaparken, 1,3091 EUR/USD kuru ile aynı kurumdan alış yapmış, bu işlemler dolayısıyla 700 Dolar [(1,30981,3091)*100.000*10] kar elde etmiştir. Yukarıdaki örnekte, likidite sağlayıcının mükellefiyet durumu yapılan işlemler dolayısıyla elde edilen gelirlerin vergilendirilmesini farklılaştıracaktır. 89 Seri No’lu Gider Vergileri Tebliği’nde likidite sağlayıcı kurumların vergisel durumlarına ilişkin net bir ifade veya örnek yer almamakla birlikte, anılan kurumların banka veya banker sıfatıyla sisteme dahil olacakları ve kaldıraçlı işlemlerin nitelik itibariyle banka muamele ve hizmetleri kapsamında olduğu dikkate alındığında, işlemler neticesinde lehe kalan tutarların BSMV matrahına dahil edileceği açıktır. Örnekte yer verilen likidite sağlayıcının dar mükellef bir kurum olması halinde, bu kurumların BSMV mükellefi olmamaları nedeniyle yapılan işlemler dolayısıyla lehe kalan para üzerinden BSMV hesaplanmaz. Ancak, Türkiye’de yerleşik bir kurumun likidite sağlayıcı olması halinde ise, yukarıda yapılan işlemler dolayısıyla lehe kalan 700 Doların Türk Lirası karşılığı üzerinden %5 oranında BSMV hesaplanması sonucu ortaya çıkar ki, bu düzenleme yerli kuruluşlar açısından haksız bir rekabet ortamı doğurur. Bu durum piyasalarımızın likiditesini daha çok yabancı kurumların sağlamasına ve işlemlerin yurtdışına kaymasına sebep olabilir. Kaldıraçlı Alım Satım İşlemlerİnİn Gelİr Vergİsİ Karşısındaki Durumu aracı addolunur.” Kaldıraçlı alım satım işlemleri Sermaye Piyasası Kanunu’nun 30’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının (g) bendi çerçevesinde sermaye piyasası faaliyeti olarak sayılmış olmakla birlikte aynı Kanunun 3’üncü maddesinde “Diğer Sermaye Piyasası Araçları”, “Menkul kıymetler dışında kalan ve şartları Kurulca belirlenen evrak” olarak tanımlanmış durumda. Sermaye Piyasası Kanunu’nun yukarıda belirtilen hükümlerine paralel olarak, kaldıraçlı alım satım işlemlerine konu olan ürünler Geçici 67’nci madde kapsamında diğer sermaye piyasası aracı olarak tanımlanmamıştır. Bu çerçevede, söz konusu işlemlerden elde edilecek kazançların beyana tabi tutulacağı Gelir Vergisi Kanununun Geçici 67’nci maddesi kapsamında, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası aracı işlemlerinin tevkif yoluyla vergilendirilmesine ilişkin hususlar belirlenmiş dolup söz konusu maddenin (13) numaralı fıkrasında aşağıdaki hükme yer veriliyor: “Bu maddede geçen menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası aracı ifadesi, özel bir belirleme yapılmadığı sürece Türkiye’de ihraç edilmiş ve Sermaye Piyasası Kurulu’nca kayda alınmış ve/ veya Türkiye’de kurulu menkul kıymet ve vadeli işlem ve opsiyon borsalarında işlem gören menkul kıymetler veya diğer sermaye piyasası araçları ile kayda alınmamış olsa veya menkul kıymet ve vadeli işlem borsalarında işlem görmese dahi Hazinece veya diğer kamu tüzel kişilerince ihraç edilecek her türlü menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracını ifade eder. Bankaların ve aracı kurumların taraf olduğu veya bunlar aracılığıyla yapılan; belirli bir vadede, önceden belirlenen fiyat, miktar ve nitelikte, ekonomik veya finansal göstergeye dayalı olarak düzenlenenler de dahil olmak üzere, para veya sermaye piyasası aracını, malı, kıymetli madeni ve dövizi alma, satma, değiştirme hak ve/veya yükümlülüğünü veren vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri bu madde uygulamasında diğer sermaye piyasası sonucuna ulaşılıyor. Bu durumda yatırımcılar tevkifat usulüne kıyasla daha yüksek bir vergi yükümlülüğü ile karşı karşıya kalacaklar. Yatırım araçlarının önemli bir kısmının tevkif yoluyla vergilendirildiği dikkate alındığında, kaldıraçlı alım satım işlemlerinin de bu kapsama alınmasının sermaye piyasalarının derinliğine olumlu katkı sağlayacağı düşünülüyor. OCAK 2012 | VOBJEKTİF 43 RÖPORTAJ Erhan Topaç Ödünç pİyasası çalışırsa hacİm yüzde 30 artar Gedik Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Topaç, İMKB ödünç piyasasının aktifleştirilmesi halinde VOB’da endeks kontrat hacminin yüzde 30 artacağını öngördü. Topaç, faiz sözleşmeleri için BDDK’nın öncü olması gerektiğini savunurken, bu yılın VOB için atılım yılı olacağını belirtti. G AÇIL SEZEN 44 VOBJEKTİF | OCAK 2012 edik Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Topaç, sermaye piyasalarına en uzun süre hizmet vermiş, piyasayı şekillendirmiş isimlerden biri. Topaç, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın geliştirilmesi, gelecek döneme damga vurması beklenen finansal enstrümanlar ve piyasanın işleyişiyle ilgili sorularımızı yanıtladı. VOB’da bugün gelinen noktayı nasıl buluyorsunuz? Mevcut işlem hacmini nasıl değerlendiriyorsunuz? Dünyada 1985 sonrası başlayan ve 2008’deki küresel krize kadar devam eden büyük gelişim sürecinin en önemli üç temel unsuru; bireysel emeklilik sistemi, teknolojik gelişim ile vadeli işlemler ve opsiyon borsaları oldu. Bireysel emeklilik sistemleri büyüme için gerekli uzun dönemli fonu sağlarken, internet ve teknoloji alanındaki gelişimin sağladığı verimlilik artışı ile vadeli ve opsiyon piyasalarının getirdiği finansal yaratıcılık en önemli itici güç oldu. Türkiye ne yazık ki bu gelişmelere ayak uydurmada yaklaşık 20 yıl geç kaldı ve önemli bir atılım fırsatını kaçırdı. Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası’nın açılması ile ülkemiz sermaye piyasalarında yeni bir dönem açıldı. Yedi yıl gibi kısa bir sürede büyük başarılara imza atan ve sermaye piyasalarının önemli kurumlarından biri haline gelen VOB, krize rağmen gerek işlem hacmi, gerekse yatırımcı sayısı açısından büyümeye devam etti. Ben bu yılın VOB’da atılım yılı olacağına inanıyorum. VOB’un yatırımcı sayısı 72 bin, işlem hacmi 1.74 milyar TL, endeks sözleşmelerinin İMKB işlem hacmine oranı yüzde 65. Aracı kurumların hacmi içindeki payı ise yüzde 16’ya gelmiş durumda. Ürün bazında bakarsak, bu işin yüzde 91’i hala endeks kontratı üzerinde. Kalan yüzde 8’i döviz kontratları, kalanları ise yüzde 1’lerde bulunuyor. Elbette VOB kurulurken temel amaç bu değildi. Finansal ürünler öne çıkmış oldu. Ama bu da mecburiyetten kaynaklandı. Hangi koşullar piyasayı bu noktaya getirdi sizce? Endeks 30 dünyada en çok kullanılan vadeli işlem sözleşmeleriydi. Bunun Fotoğraflar: Celal Yıldız OCAK 2012 | VOBJEKTİF 45 RÖPORTAJ Erhan Topaç olacağı zaten belliydi. Çünkü çok iyi bir spot piyasası var. O nedenle İMKB 30 endeks kontratı arttı. Ancak diğer ürünlerin spot piyasaları ile organize piyasası arasında denge kurulamadı. Çünkü örneğin dövizin ya da faiz piyasasının spotu var. Oralarda maalesef ürün kurgusundan, vergiden, çeşitli nedenlerden kaynaklanan sorunlar oldu. Bu nedenle ancak bir boyutta kaldı. Bu nedenle de VOB’un matematiksel gelişimi matematiksel olarak yavaşladı. Ancak bu yılı ben atılım yılı olarak görüyorum. Yeni yapılanma ile birlikte daha da iyiye gideceğini düşünüyorum. Bu gelişimi engelleyen unsurların neler olduğunu düşünüyorsunuz? Kaldıraç oranının sorun olduğunu düşünüyorum. Örneğin forward işlemler rahatlıkla yapılabilirken kaldıraç oranını 1’e 10’da tutuyorsunuz, çok katı kurallarınız var. Vadeler yakın dönemlerde oluşuyor, işlem hacmi daha tam oluşamamış durumda. O nedenle işlemi VOB’a çekmede sorunlar var. Eğitimlerin artması lazım, yapılıyor elden geldiği kadar ama örneğin reel sektör çekilemedi. Tüm bunları başaracak bir yapılanma lazım. Endeks kontratında da VOB-30 Endeks kontratı ağırlık kazanıyor. Hem İMKB 30-İMKB 100 kontrat farkı sözleşmesi hem de İMKB 100 sözleşmesinde hacimlerin artışı nasıl gerçekleşebilir? İMKB 30’da hem hedge yapabilirsiniz, hem arbitraj hem de spekülasyon yapabilirsiniz. Kontrat farkı sözleşmesinde hedge olmaz. Arbitraj bir miktar olur. Spekülatif olabilir ama orada da işlem hacmi gerekiyor. İMKB 30’da aldık, verdik. O oldukça üzerine işlem hacmi de artıyor. Orada fiktif de olsa işlem yapılmasına izin vermek lazım. Buna da soruşturma vesaire gibi unsurlardan arındırarak bakmak lazım. Piyasa yapıcılığına benzer bir yapı kurmak lazım. Maliyetlerin de biraz aşağı çekilmesi lazım. Maliyetlerin yüksek olduğunu mu düşünüyorsunuz? Maliyet önemli. Borsa payı neredeyse aracı kurumların aldığı payı geçti. Ortalamamızın yarısını onlara veriyoruz. Oysa bu rakam yüksek. İMKB’ye göre 4 katı yüksek, yurtdışına göre 2 katı yüksek. arbitraj daha kolay. İMKB 100 endeks üzerinde operasyon zorluğu var. İşlem hacmi arttıkça diğer kontratlarda da olanaklar çıkar. Ama kolay değil. Bir de bu işi teşvik etmek lazım. Nasıl teşvikler yapılabilir? Önce biraz işlem hacmi yaratılacak. Belki piyasa yapıcısı konulacak, belki eğitimler yapılacak. İlk Takasbank bünyesinde para piyasası kurulduğunda hiç çalışmıyordu. Bizler destek olduk, Nereye inmesi gerekir sizce? Yüz binde iki normal. Dünya normu da oralarda. Bir de destekleyeceksiniz. Belki baştan daha az para almak lazım. İMKB mesela yıllardır bunu destekliyor. Orada yüz binde 1’de borsa payı. Hisse ağırlıklı bakıldığında genel olarak yükselen piyasadan para kazanmayı tercih eden Türk yatırımcısının düşen piyasada para kazanma olanaklarını kullanmaya başladığını düşünüyor musunuz? Düşen piyasadan da para kazanma olanakları kullanılıyor. Ancak çok kısa VOB’da kurumsal yatırımcı İlgİsİ yükselİyor Portföy yönetimi açısından vadeli piyasaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Türev ürünlerin genişlemesi portföy yönetim şirketlerinin fon yönetim performansları açısından nasıl avantajlar sağladı? SPK’nın maruz kalınan açık pozisyon fon toplam değerini aşmamak, benchmark ve fon stratejisiyle uyum sağlamak koşuluyla türev araçların kullanımına izin vermesi hem portföy yönetiminde hem de Kurumsal yatırımcılar arasında (Fonlar, MKYO’lar ve Bireysel emeklilik fonları) türev araç kullanımını artırdı. İlk düzenlemelerde yalnızca korunma amacıyla 46 VOBJEKTİF | OCAK 2012 işlem yapılmasına izin veriliyordu. Şimdi portföyün yapısı bozulmadan varlık dağılımının daha az zahmetli ve daha az maliyetli ayarlanma imkanı ortaya çıktı. Kurumsal yatırımcılar VOB piyasasını 3 amaçla kullanmaktalar: Korunma amacı, yatırım amacı ve arbitraj. Bunlardan en çok kullanılanı korunma amacı olmasına karşın, türlere göre farklılıklar da gösteriyor. Örneğin, emeklilik fonları daha çok korunma amacıyla kısa pozisyon alırken, yatırım fonları stratejisine göre hem korunma hem de yatırım amacını kullanıyor, hedge fonlar (serbest fonlar) ise her türlü amaçla işlem yapıyorlar. İMKB’nin geçen yılın Ocak-Ağustos dönemi için yaptığı çalışma kurumsal yatırımcıların VOB alanındaki ağırlığını ortaya koyuyor. Bu dönemde Kurumsal yatırımcıların toplam işlem hacmi içinde payı % 32, hesap sayısı olarak ise % 3 oldu. Kurumsal yatırımcıların toplam işlem hacmi içindeki dağılımına bakılınca % 53 yerli, % 47 yabancı olarak ayrılıyor. Kurumsal yatırımcıların toplam endeks işlemlerindeki payı % 31, döviz işlemlerindeki payı % 48. Buradan da kurumsal yatırımcıların bilançolarındaki döviz risklerini VOB işlemleri ile yönetme eğiliminde oldukları görülüyor. DÖVİZ SÖZLEŞMESİNDE HACMİN ARTIŞI İÇİN KALDIRAÇ ORANININ ARTIRILMASI GEREK. BU BİR SEFERBERLİĞE DÖNÜŞMELİ. vadeli işlem yapıldığı için oynaklığın fazla olduğu zamanlarda pozisyonlar ters kalabiliyor. Bu da zararlı işlemlere neden oluyor. Bu konuda yatırımcıların zarar durdurma noktalarını belirlemeleri ve uygulamaları hayati önem taşıyor. Döviz sözleşmeleri için neler yapılabilir? En yakın vadeye yoğunlaşan hacim ve ihracatçıların çekilebilmesi için ne düşünülebilir? Kaldıraç. Orada da piyasanın belirli bir promosyonla işlem hacmine kavuşması lazım. Yatırımcının bankayla kendi line’ını kullanarak forward işlem yapıyor. Ayrıca tam kendi vadesine opsiyonunu da yapabiliyor. O yüzden VOB tarafına ilgi eksik kalıyor. Bir de tabii eğitim konusu var. İMKB’de geçen sene faaliyet karları yüzde 20 arttı ama net karlar yüzde 12 düştü. Bunun sebebi işte kur yönetimini bilmemek. Uluslar arası şirketlerin tümünde Hazine bölümü var ama yerli şirketlerinin çok çok azında var. Hazinesi olan şirketler forward işlemler ile kur yönetimini yapıyor, ama diğer şirketler kullanmıyor. Bunlarla ilgili olarak İMKB’nin seferberliği gibi bir seferberlik yapılması lazım. Forward işlemlere nazaran vadeli işlemler nasıl daha cazip hale getirilebilir? İşte maliyet ve işlem hacmi ile. Maliyetleri düşürdüğümüzde işlem hacmi gelirse, kaldıraç oranı da söz konusu olduğu için bir miktar artırılabilir. Ama ne kadar artırabilirsiniz, bilmiyorum. Örneklemek gerekirse; 1 milyon dolar tutarında korunma yaratmak isteyen bir ihracatçı firma, bu korunma için VOB’da yaklaşık 100 bin dolar karşılığı TL ve benzeri bulundurmak zorunda. Oysa aynı firma zaten akreditif ilişkisi olan bankayla iyi ilişkileri sayesinde 100 bin doların onda biri kadar hatta çok daha azı kadar bir teminatla bu işlemi yapabiliyor. Bu durumda firmanın yaptığı işlem bir borsada gerçekleşmediğinden fiyatlar deklare olamıyor ve ve rekabet koşulları saydam hale gelemiyor. Yapılması gereken özellikle korunma amaçlı işlemler için teminat kaldıraçlarının daha yüksek hale getirilmesi diye düşünüyorum. Kaldıraçlı işlemler bu piyasayı nasıl etkileyecek? Kaldıraçlı işlemlerde de yapıyı buna göre kurmak lazım. Kaldıraçlı işlemleri VOB yapmayacaksa, o piyasaya yönelik kontratlar yapılabilir. Otomatik emir kapama olacak. Teminat sistemleri düzgün çalışacak. Kaldıraçlıya benzer bir yapı kurmak lazım. Zaten kaldıraçlı işlemler olacaksa, VOB’daki döviz sözleşmeleriyle uğraşmaya gerek kalmaz, doğrudan kaldıraçlı şekilde yürünebilir. O daha rahat ve kolay bir yol. OCAK 2012 | VOBJEKTİF 47 RÖPORTAJ Erhan Topaç Döviz opsiyon sözleşmeleri geldiğinde piyasa açısından ne değişebilir? Konrat spesifikasyonları henüz bize gelmedi. Ama orada çok iyi kontrat tanımları lazım. Yani İMKB 30 üzerine opsiyonlar tutar ama dövizde tutması için piyasanın benimseyeceği yapı lazım. Fiyatlandırması uygun olacak. Bankalarda yapılanlara uygun olacak. O zaman daha şeffaf olacağı için tutulabilir. uzun vadeli kontratlar da çıkarılabilir. O olursa dünyada işlem hacminin neredeyse yüzde 30’u faizdir. Opsiyonu şu anda yapmanın maliyeti aracılık maliyetleri devreye girdiği için son derece yüksek. Bu avantaj sağlayacak mı? Fiyatlandırması da tabii son derece önemli opsiyonların. Onun fiyatlaması en önemli unsur. Opsiyonlar, hisse vadelileri SPK iznini ve yeniden yapılanmayı bekliyor. Bu sene sermaye piyasaları açısından yeniden yapılanma yılı. İstanbul Finans Merkezi ile ilgili de kararlar verilecek. İMKB’nin özel şirket haline dönüşmesi, yatırımcı seferberliği de söz konusu olacak. VOB’un da bu bağlamda İstanbul ayağı olacak diye düşünüyorum. O çok kolaylaştıracak işleri diye düşünüyorum. Vergi konusunda yapılabilecek neler var? Hangi alanlarda dezavantaj görüyorsunuz? Arbitrajda fiili teslimlerde vergi konusu çözüldü. Dövizde de çözüldü. Ama çoğunda fiziki teslim yok. Örneğin kaldıraçlı işlemlerde BSMV kalıyor. Dünyada yok. Bizde de kalmaması lazım. Piyasa yapıcısı olan aracı kurumlar için vergi de BSMV de kalıyor. Üstelik bu çok da yanlış bir BSMV. Piyasa yapıcısıysan, müşterine karşı pozisyon aldığın için her karlı ürün için ödüyorsunuz. Zararda işlemleriniz de var, ama ondan mahsup edemiyorsunuz. Dolayısıyla çok daha fazla vergi ödeyebilirsiniz. Bu nedenle piyasa yapıcısı belgesi almamıza rağmen white label olarak çalışacağız. Emirleri ileteceğiz, aracı gibi çalışacağız. Orada da yüzde 5 BSMV var. Tahvil ve faiz piyasasına yönelik düzeltmeler yapılması lazım. Aslında bunların tümünü İstanbul Finans Merkezi projesi çerçevesinde en kötü Londra gibi yapmak gerek. Çünkü önümüzdeki en iyi finans merkezi örneği Londra. Yatırımcıyı buraya çekmek için üstün şartlar dışında maliyet olarak daha iyi olmanız lazım. Çünkü bizde öyle bir para yok. Sermayeye sağlanacak iyi şartların başında vergi geliyor. Bir de kendi piyasasına çok fazla müdahale etmeden serbest piyasaysa tam serbest piyasa olması lazım. İMKB ödünç piyasasının çalışmamasının VOB’daki işlem hacmine etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu çok önemi bir nokta. Hisse satıp VOB alarak başlayamıyorsunuz. Zaten bunu yurtdışı kaynaklı bazı şirketler yapabiliyor, onlar da işlem hacminde çok önemli bir pay alıyorlar. Onlar aslında piyasanın yarı karını yiyor arbitrajda. Ödünç piyasası aktifleştirilirse, hisselerin ödünç alınabileceğine emin olunsa veya T+2 ödünçten garantileyebilseniz, VOB’daki işlem hacmi en az yüzde 30 artar. Ödünç alabileceğimi bilirsem İMKB 30’u, VOB’u alarak da başlayabilirim, onu satarım ve hacim daha da artar. Buna yönelik çalışmalar var. Takasbank sözleşmelerle ödünç verebilir. Bu yapılırsa MKK üzerinden endeks kontratlarında işlem hacmi daha da artar. Faiz sözleşmelerinin yeterince ilgi görmemesini neye bağlıyorsunuz? Bence orada büyük bir toplantı yapmaları lazım. BSMV belirsizliği 48 VOBJEKTİF | OCAK 2012 Mart ayında gecelik repo sözleşmesi devreye girecek. Burada nasıl bir tablo oluşabilir? Deneyip görmek lazım. Son dönemde gelen sözleşmelerin çoğu için aynı şey söylenebilir. Ancak bankalar sahip çıkarsa bunların hepsi yürür. var, maliyet var. Çünkü o maliyetler yeterli değil. Faiz gibi marjları düşük olan unsurlar için borsa payları yüksek kalıyor. Ürün tanımları gözden geçirilir, ama bankaların da buna sahip çıkıp adım atmaları lazım. Çünkü bankalarda risk yönetimi için de en önemli unsur bu. BDDK’nın da devreye girip bu işi çözmesi lazım. Banka nasıl üç aylık mevduat toplarken iki senelik kredi verecek? Bunu ancak VOB’da hedge ederek yapabilirsin. BDDK risk tanımlarını da Basel 3 temelinde yeniden yaparsa bankalar risklerini buna göre hesaplar. Böylece burada da işlem hacmi patlar. Tanımlar tam yapılmadığı için vade farkları risk tanımına girmiyor. Biraz BDDK biraz bankaların devreye girip burayı çalıştırmaları lazım. Ürün tanımlarının da üzerinden geçilmesi gerekir. Daha Açığa satış yasakları geçİcİ olmalı Açığa satış işlemlerine yönelik olarak son dönemde Avrupa başta olmak üzere yaşanan yasaklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Açığa satış, hisse senetlerinde likiditeyi ve derinliği artıran bir uygulamadır. Borsaların düştüğü dönemlerde düşüşü hızlandırıcı etkisi nedeni ile açığa satışın sınırlanması ya da yasaklanması yönünde görüşler ortaya çıkıyor. Kriz dönemlerinde yurt dışında bazı ülkeler geçici olarak açığa satışı yasaklamış durumda. Türk sermaye piyasasında açığa satış sıkı kurallara tabi olduğu için etkisi de sınırlı (up tick kuralı ve sahip olunan özkaynağın %70’i-son olarak %40’a indirildi). Kriz dönemlerinde alınan tedbirlerin geçici olması esastır. Ödünç piyasasının etkin çalışması ile açığa satış kuralları esnetilebilir. Genel olarak açığa satışın piyasalara pozitif katkısı vardır. risk içerir. Teorik olarak ortalama getiri volatilitenin yani standart sapmanın altındaysa bu bir oyundur. Hisse senedi son senelerde oyun teorisinin üzerine çıktı. Ama kaldıraç oldu mu bu yüzde 100 oyun teorisine girer. Ne kadar kaybetmeyi göze alıyorsa yatırımcının o kadar parayla girmesi gerekir. Kaldıraç kullanıldığı taktirde çok daha hızlı para kaybetme olasılığı var. TOPTAN PAZAR İLE İLİŞKİSİ SAĞLANIRSA ELEKTRİK SÖZLEŞMELERİNİN ÇOK BÜYÜK İLGİ GÖRMESİNİ BEKLİYORUM. Son gelen elektrik sözleşmeleri için ne düşünüyorsunuz? Enerji konusunda yaratıcı kontratlar yapıp işlem hacmi yaratılabilirse çok başarılı olunabileceğine inanıyorum. Çünkü orada bir de toptan piyasa var. Spotu düzgün yaptırılabilirse, onun vadelisi çok iyi çalışır. Aynı riskler DUY piyasasında da var. Oradan alınıyor, sonra satılıyor. Dönem dönem riskler şirketler için çok artıyor. Enerjiyi aldığınız saate ve güne göre çok değişiyor. Oysa müşteriye belirli saatler için taahhüt veriliyor. Ciddi riskler var. Toptan taraf ile birlikte çalışılması halinde çok daha aktif işlem hacmi sağlanır. Şu anda hacmin eksik kalmasının gerekçesi spotla birlikte çalışmayı sağlamak. Eğitim ve bilgilendirme bacağı konusunda neler yapılabilir? Yatırımcı toplantıları yapılması gerekir. Türkiye’de yatırımcılar ile kurumlar arasında eğitim ve bilgilendirme buluşmaları yapılması şart. SPK 30’uncu yıl konferansında da gördük. İyi bir kurumun en az 10 haftada bir yatırımcı bilgilendirme toplantısı yapılması gerekir deniliyor yurtdışında. Bizde bunlar sıfır. Hem yatırımcı grubu oluşturmak için hem trader oluşturmak için çok eğitim vermek gerekir. Yurtdışında hemen her hafta algoritmic trading, yüksek frekanslı işlemler gibi eğitimler var. Bizde bunlar yok. Yatırımcıların geçmişteki kayıplarını da şeffaf şekilde açıklamak gerekir diye düşünüyorum. Yeni yatırımcı yaratmak lazım. VOB’un gelişimindeki yükseliş hızındaki yavaşlamanın da aşılması mümkün olur diye düşünüyorum. bunun üzerinde kayıplar oluştuğunu görüyoruz. Para kazananlar açısından bakıldığında yabancıların öne çıktığını görüyoruz. Arbitraj ve ters arbitraj işlemlerinden para kazanıyorlar. Açığa alım satım yönünde büyük işlem yaptıkları için ciddi para kazanıyorlar. Aynı şeyi varantlar için de söylemek mümkün. Bireysel yatırımcının işlem iştahında sermaye eksikliği ve kaldıracın hangi ölçüde etkisi var? Hisse senedi kaldıraç olmadan da Kaldıraçlı işlemlerde yetkilendirmeler ve süreç nasıl işliyor? SPK yetkilendirme aşamasında gerekli adımları atıyor. Düzenlemeler yapıldı. Bu arada birçok yabancı şirket bu konuya ilgi gösteriyor. 20 kadar aracı kurum el değiştiriyor. Yabancılar piyasaya giriyor. Rekabet orada da olacak. Bu işte reklam ve tanıtım çok önemli. O tarafta da düzenlemeleri yapmaya çalışıyor SPK. Çok riskli bir ürün. Onlar da yapılacak ama yatırımcıların çok dikkat etmesi gereken bir piyasa. Kaldıraçlı işlemlerin hangilerinin ağırlıklı olarak ilgi görmesini bekliyorsunuz? Euro/dolar gibi görünüyor şu anda. Altın da öyle. Ağırlık öyle. Denemelerimizde de hacim daha çok orada oluşuyor. Zaman zaman bazı ürünler daha da artabiliyor. Örneğin Bireysel yatırımcıların VOB’daki performansını nasıl görüyorsunuz? İşin doğası gereği, yatırımcıların yarısının kaybettiği bir piyasa. Ama OCAK 2012 | VOBJEKTİF 49 RÖPORTAJ Erhan Topaç VOB’ DA İŞLEM YAPARKEN BUNLARI UNUTMAYIN: 1) En önemli konulardan biri yapılan işlemin kaldıraçlı olmasıdır. Kabaca 1 e 10 kaldıraçlı işlem yapıldığını düşündüğümüzde 10.000.TL sözleşme büyüklüğünde 1.000.- TL teminat yeterli olmaktadır. Dayanak varlık fiyatındaki %1’ lik değişim Vadeli işlemler için yatırılan teminatlara % 10 kazanç yada kayıp olarak yansımaktadır. 2) İkinci önemli konu yatırımcıların Vadeli İşlemler hesaplarındaki teminatlarının tümü ile pozisyon açmalarıdır, bu durumda alınan pozisyonun tersi bir gelişme olduğunda zarar edilen tutar toplam teminattan düşülmektedir. Toplam teminatın % 75 oranına gelindiğinde VOB’ taki teminatlandırma gereği açılan pozisyonun devam ettirilmesi için mevcut teminatın başlangıç teminatına yükseltilmesi istenmektedir. Teminat tamamlama isteği yerine getirilemediğinde aradaki fark pozisyon azaltarak kapatılmakta ve mevcut zarar realize edilmektedir. 3) Vadeli İşlem Borsasında varlık fiyatlarının yükseliş ve düşüşlerinde yatırım yapma imkanı vardır, o nedenle pozisyon açılırken daha iyi piyasa ve risk analizi yapılmalıdır. Fiyatlardaki oynaklık VOB teminatlarına yüksek oranda yansımakta bu da yatırımcıların panikle pozisyon değiştirmelerine neden olmaktadır. 4) Vob sözleşmelerinde dikkat edilmesi gereken diğer bir konu varlık fiyatlarının vade tarihi fiyatı üzerinde zaman değeri olmasıdır. Aşırı alım ya da aşırı satım noktasına gelmiş varlık fiyatlarında zaman değeri (vadeye kalan gün faiz farkı) eklendiğinde ortaya çıkan fiyatların bu açıdan da değerlendirilmesi önemlidir. İsviçre frangı gündemdeyse oralarda oluyor veya petrolde alım satımlar olabiliyor. Tüm ürünler var ama öğrenme süreci devam ediyor hem bizim hem yatırımcıların tarafında. Şu anda buralarda epey bir işlem var deniliyor. Ama daha yaygın hale gelmesi lazım. Adı geçen 20 kurum da gelirse Takasbank süreçleri de hızlanır. Yıl sonunda günlük yaklaşık 20 milyar dolar civarında bir işlem hacmine ulaşılır diye düşünüyorum. Rakam yüksek ama 20 milyar doların yüzde 1’i bakılınca 200 milyon dolar gibi bir rakamdır. Hedge amaçlı işlemleri çok artırmak lazım. Ama öbür türlü tamamen spekülatif hareketlerin öne çıktığı bir piyasa olur. Örneğin euro/dolarda işlem hacminin en az üçte biri korunma amaçlı olursa işin bazı sağlam olur. Yoksa sadece spekülatif bir hacim olursa sağlıklı piyasa oluşmaz. Örneğin ithalat ve ihracat yapan ya da her ikisini de yapan firmaların bu piyasalara çekilmesi gerektiğini söylüyorsunuz… Tabii, örneğin son dönemde euro/dolar paritesinde çok büyük hareketlenme oldu. Ama Alman şirketlerinin hiçbirinin karında bir azalma yaşanmadı. Neden? Çünkü her şirketin Hazine departmanı var. Mesela çelik üreticilerinin gidip kendilerini hedge edebilmesi lazım. Biz de o nedenle biraz daha bu alanlara yönelmeyi düşünüyoruz. Hacimlerin önemli bir bölümünü o tarafa kanalize etmeyi düşünüyoruz. Çünkü sadece spekülatif işlem yapan yatırımcılarda büyük zararlar olacak. Kaldıraçlı işlemlerin VOB’daki kontratlara etkisinin nasıl olmasını bekliyorsunuz? Kaldıraç oranının çok yüksek olması arada büyük bir farklılık yaratacak. Reel sektör için de 1’e 100 ile hedge etmek çok daha kolay gibi görünüyor. Saat konusundaki kısıtlamalar da ortadan kalkacak sanırım? İster istemez. Biz gece vardiyasını koyduk. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası için de aynı şeyi söylemek mümkün. Hatta şu anda 5x24 olan vardiyanın da Pazar akşamlarını da kapatacak şekilde düzenlemek lazım. Çünkü Pazar gecesi Asya piyasaları 50 VOBJEKTİF | OCAK 2012 AVRUPA’DA HER ŞİRKETİN HAZİNE BİRİMİ VAR. BİZDE YOK. ONLAR KURDAN ETKİLENMİYOR, BİZ DARBE YİYORUZ. açıldığında seviyelerde teminatlandırma açısından ciddi sorunlar doğabiliyor. Yatırımcıların da tüm bunlara dikkat etmesi lazım. Riskin kaybetmeyi göze alan yatırımcılar tarafından bilindiği bir piyasa lazım. Yatırımcıların ne kadarının zarar ettiğinin de oransal olarak açıklanmasının yararlı olacağını düşünüyorum. İnsanların bilerek girmesi gerek. Çok ciddi eğitimler yapmadan insanları piyasaya yöneltmemek lazım. Tek hisse opsiyonları için nasıl bir yapı kurulmalı? Önce endeks opsiyonlarının açılması lazım. Hisse opsiyonları açılabilir, örneğin 10 hisse için. Hisse vadelileri de açılmadığı için ikisi bir arada da yapılabilir. Ama burada koordinasyonun spot piyasa ile çok iyi organize edilmesi lazım. Kötü örnekleri görüldü. En azından İMKB ile birebir sistemin çalışması lazım. İMKB’den haber geldiğinde, tahta kapandığında birebir organize olması lazım. Ama bu yapının bir an önce kurulması lazım. Çok uzadı çünkü. Sermaye Piyasası Kurulu onayı çıktıktan sonra tek hisse senedine dayalı sözleşmelerin piyasanın gelişimine önemli katkı sağlayacağı ve opsiyonlar ile birlikte nette yüzde 25 civarında vadeli işlem hacmine katkı yapacağını öngörüyoruz. Opsiyon sözleşmelerinin başlangıcında çıplak açığa satışa yönelik herhangi bir önlem alınması gerektiğini düşünüyor musunuz? Ülkemizde açığa satışın sıkı kurallara tabi olması nedeni ile olumsuz etkisi neredeyse olmayacak. Bu sebeple opsiyon sözleşmelerinin başlangıcında açığa satışa yönelik herhangi ek bir önlem almaya gerek olmayabilir. Ürün tanımları geldiğinde bu konuda daha somut öneri verebiliriz. VOB YATIRIMCILARINA TAVSİYELER 1) Pozisyon açılırken gereken başlangıç teminatı dışında gerektiği zamanda kullanılmak üzere yedek teminat bulundurulmalıdır. 2) Yatırımcılar katlanabilecekleri zarar oranında pozisyon açmalıdır. 3) Karlı pozisyonlar daha fazla kar etme mantığı ile tutulmamalı yeterli görülerek kar realize edilmelidir. 4) Belirli seviyeler belirlenip Stop-Loss (zarar durdurma) emirleri girilmelidir. OCAK 2012 | VOBJEKTİF 51 RÖPORTAJ Ayşen Zamanpur Oyun planını pozİsyona gİrmeden kurmak lazım Moğolistan kaşmirini işleyip dünyanın dört bir yanına satan Silk&Cashmere’in yaratıcısı Ayşen Zamanpur, kura çok duyarlı bir sektörde faaliyet gösteriyor. Zamanpur, kendi kur riskini nasıl yönettiğini anlatırken, vadeli piyasada risk yönetiminin nasıl yapılabileceğine dair sinyaller de veriyor. 1 CEREN DİLEKÇİ 52 VOBJEKTİF | OCAK 2012 990’lı yıllarda imzalanan Gümrük Birliği anlaşması, Türkiye’de dış ticaretin müthiş boyutlara ulaşmasıyla sonuçlandı. Dünyanın dört bir yanına iş yapmaya başlayan Türk girişimcileri, zaman ve mekan tanımaksızın yeni ticaret bağlantıları kurdu, bunları geliştirdi. Bu isimlerin en inovatif olanlarından biri Ayşen Zamanpur. Binlerce yıllık geçmişi olan ipek ve kaşmiri kaynağında alıp işleyerek Türkiye’de yepyeni bir marka konsepti yarattı. Silk&Cashmere, yaptığı iş gereği kur riskini en iyi yönetmesi gereken şirketlerden… Dövizle aldığı hammaddeyi işleyip, zaman zaman yurtdışında, ağırlıklı olarak da yurtiçinde satıyor. 2011 yılında önceki yıla kıyasla yüzde 39 büyüyen Silk & Cashmere, uluslararası pazarlarda ipek ve kaşmir ürünlerde önde gelen markalardan biri olma hedefine yeni ortağı Eastgate Capital Group’la birlikte yürümeyi planlıyor. Markanın yaratıcısı Ayşen Zamanpur, iş yapış biçimi ve kur riskini yönetim şekliyle ilgili sorularımızı yanıtladı… Yeni bir ortaklığınız oldu. Bu ortaklığa kapıyı hangi bölgelerde, kaç mağaza ve satış noktası ile açtınız? Silk&Cashmere’in dünya genelinde mağaza, bayi ve corner dahil olmak üzere 152 satış noktası var. Bu noktalar dünya üzerinde ‘prime location’ denilen seçkin satış noktalarında bulunuyor. En son Paris St.Germain’de kendi mağazamız açıldı. 2011 yılında önceki yıla kıyasla % 39 büyüdük. 2012’de Shenyang mağazasının açılış hazırlıkları devam ediyor. Silk & Cashmere Avrupa’nın en önemli moda şehirlerinde bulunuyor. Örneğin İsviçre, Fransa, Yunanistan, İtalya, Almanya, Belçika gibi ülkelerde varız. Ayrıca Fas, Letonya, Azerbaycan, Cezayir, KKTC, Kanada, Gabon, Karayipler ve İran’da da mağaza ve cornerlarımız yer alıyor. Dünyaca ünlü oteller zinciri Club Med Tatil Köylerinde de Silk & Cashmere markalı ürünler satışa sunulmuş durumda. Yeni yılda girmeyi düşündüğünüz yeni bölgeler var mı? 2012 yılında da bayilik sistemi ve OCAK 2012 | VOBJEKTİF 53 RÖPORTAJ Ayşen Zamanpur kendi mağazalarımız ile büyümeyi hedefliyoruz. Bunun için New York, Londra ve Milano şehirlerinde kendi Silk & Cashmere mağazalarımızı açmayı hedefliyor ve ayrıca Silk &Cashmere Los Angeles, Tayvan ve Brüksel de mağazaların ve/veya satış noktalarının yer almasını planlanıyoruz. Satış noktalarınız Avrupa ağırlıklı. Avrupa Birliği borç krizinin etkisini satışlar üzerinde gördünüz mü? Avrupa’da yaşanan krize rağmen, Silk & Cashmere Avrupa da büyümeğe devam etti ve ediyor. Silk & Cashmere bu başarısını, böyle bir dönemde corner ve mağaza açarak oluşturduğu stratejik planlamaya borçluyuz. “Niş” bir marka oluşumuz, Avrupalı kaşmir müşterisinin markamızı sevmesi, kalite ve ulaşılabilir fiyata aynı anda sahip olması bu başarıda önemli bir etken oldu. Kaşmiri Moğolistan’dan alıp Türkiye’ye getiriyorsunuz, hammadenizi ithal ediyorsunuz. 2011’de kurdaki oynaklığın dikkat çekici boyutlara ulaştığını gördük. Kurdan etkilenen bir iş yapınız var, kur kaynaklı finansal kayıplarınız oldu mu? Kur riskini nasıl hedge ettiniz? 2011 yılındaki kurların hareketliliği nedeniyle tedarikçi anlaşmalarımızı ve finansman kaynaklarımızı yeniden gözden geçirme fırsatı yarattık. Mayıs ayından itibaren kurdaki hareketlenmeden minimum etkilenmek için dış kaynaklarımızı dengelemek amacıyla Türk Lirası borçlanmayı tercih ettiğimiz aylar oldu. Ayrıca tedarikçilerimizle yaptığımız kontratları revize ederek erken ödeme avantajlarından yararlandık. Dış kaynaklarımız arasında denge kurarak, kur farkı giderlerimizi toplam DIŞ KAYNAKLARIMIZ ARASINDA DENGE KURARAK KUR FARKI GİDERLERİMİZİ TOPLAM GİDERLERİN YÜZDE 15’İ SEVİYESİNE İNDİRDİK. 54 VOBJEKTİF | OCAK 2012 finansman giderlerimiz içinde yüzde 15 seviyelerinde tutmayı başardık. Böylece hem kurlardaki hem de kaşmir fiyatlarında hareketliliği kendi lehimize kullanmış olduk. Kur ile ilgili yönetiminizde vadeli piyasa kullanımı konusunda ne düşünüyorsunuz? İthalatçılar kur riskinden korunmak için bu aracı kullanıyorlar. Ancak bu yatırım deneyimli bir finans direktörü ile sağlıklı yürüyebilir. Çünkü piyasayı çok iyi takip edip analiz etmek gerekiyor. ‘’Piyasa nereye giderse, ben ne yaparım’’ sorusunu pozisyona girmeden önce yanıtlayıp ayrıntılandıran bir oyun plânı geliştirmek gerekiyor. Bu plân bilgi ve deneyim, tavizsiz bir risk yönetimi, sistematik yaklaşımla beslenirse başarıya ulaşabilir. Kendi markanız adına başarınızın arkasında yatan etmenleri nasıl özetlersiniz? Her zaman söylediğim gibi başarı sözcüğünü tehlikeli bulurum çünkü içinde hem böbürlenme hem rehavet TÜRKİYE’NİN GİRİŞİMCİLİK RUHUNU ORTAYA ÇIKARMASI ŞART Türkiye’nin en başarılı kadın girişimcilerinden birisiniz. Türkiye’de kadın girişimci sayısı, Avrupa ortalamasının oldukça altında. 80 bin kadın girişimciye karşılık, 1.3 milyon erkek girişimci bulunuyor. Kadın girişimciliğinin geri kalmasının nedenleri sizce neler? Siz bir kadın olarak engelleri nasıl aştınız? On sekiz yıl önce kendi işimizi kurarak çok farklı bir alanda iş yaratmak kararı verdiğimizde seçimimizin ne denli önemli olduğunu bugünkü gibi algıladığımı söyleyemem. Zaman içinde gelişen markamızın başarılı bir girişimcilik örneği olduğunu kamuoyu hissettirmeye başladığında; girişimcilik kişiliğinin ve ruhunun adaletli bir toplumun gelişmesindeki rolü ve önemini daha da çok kavramaya başladım. Bugün markamızın geldiği noktada girişimci kişiliğinin ve girişimcilik ruhunun tek başına her şey olamadığını ama bu ruhu besleyen toplumsal bir iklim oluşmadıkça da ilerleme yolunda gereken mesafelerin alınamayacağını net bir biçimde gördük. O nedenledir ki bireysel ve toplumsal anlamda barışçı, adil, özgüvene sahip bir toplum olabilmek için mutlaka girişimci insan kaynağını besleyen ve güçlü bir şekilde destekleyen bir yönetim anlayışına sahip olmanın her şeyden daha önemli olduğu noktasına ulaştım. Girişimci kavramına genel bakışınız nedir? Girişimci, dünya genelinde eğilimlerin yarattığı fırsat ve tehlikeleri öngören, kendi olanak ve kısıtlarıyla fırsat ve tehlikeler arasında dengeler kuran insandır. Girişimci düş kurar, düşlerini projelere dönüştürür. Bu projelerin ayaklarının yere basmasını sağlayarak hayata geçirir. Burada en önemli nokta şu; girişimciler sadece zenginlik yaratmaz, aynı zamanda sosyal adalete de yardımcı olurlar. Bunun kavranması ve desteklenmesi bence atılacak adımların en önemlisidir. Bir noktanın altını çizmeliyiz. Girişimciler toplumun tüm katmanlarında hak ettikleri değeri ve önemi bulduklarında, yani topluma girişimcilik ruhu hakim olduğunda sosyal adalet artacaktır. Çünkü onlar mevcuttan beslenmezler; yoktan var ederler, istihdam yaratırlar, katma değer yaratırlar, zenginliğin paylaşımını sağlarlar. Devletin yükünü hafifletirler... marka felsefesini, ruhunu aşılayabilmiş olmaktır.. İnanıyorum ki S&C’de kuryemizden, finansman müdürüne, stok kontrol elemanından, dış pazarlama koordinatörüne, hepimizde marka ruhu ve bilinci var... Yabancı ortaklıkla birlikte yeni hisse dağılımı nasıl şekillendi? Eastgate Capital Group ile ortaklık anlaşması sonrasında Şirketin çoğunluk hissesi bizde yani Zamanpur ailesinde kalmaktadır. barındırabilir. En kırılgan nokta bu olabilir işte. Kaldı ki başarı kavramının çok göreceli olduğuna da inanıyorum. Biz her gün sabah işe geldiğimizde ne kadar başarılıyız diye oturmuyoruz. Tam tersi günümüz hep yorgun bir çabayla geçiriyor ve aklımızda hep giremediğimiz pazarlar, karlılığından hoşnut olmadığımız noktalar, kaçırdığımız fırsatlar var. Hem koleksiyon, hem mağazacılık, hem de yönetim açısından kalitemizi her gün arttırmak için sürekli uğraş, ekibimizin tüm vaktini alıyor. Her başarının arkasında birçok başarısızlık Toplum katmanları arasındaki gelir farkının daha adil dağılımından söz ediyorsunuz… Toplumdaki zenginlik oluşumunu az sayıda aşırı büyük dev kuruluşlarla sadece dikey büyütmek yerine, toplum geneline yayılmış daha sağlıklı yatay bir büyümeyi getirerek ülkenin kırılganlığını da azaltırlar. Çağımızın zenginlikleri artık sadece toplumların kişi başı gelirleriyle, bankalarının büyüklükleriyle, kurumlarının bilançolarıyla ölçülmüyor. Zenginlik çağımızda “üretilen ve hayata geçirilen projelerle” ölçülüyor. Bu projeleri, yani zenginliğin arka planını, toplumların sahip olduğu girişimci ruh ve bu ruha sahip olan insanlar yaratıyor. Girişimci, toplumda sadece siyasi sorumluların değil, girişimcilerin, kamu yönetimi üstlenmiş sorumluların, sivil toplum inisiyatiflerinin ve toplumun geleceğini oluşturan karar ve kurumları yaratan herkesin en büyük zenginlik kaynağıdır. Onların, girişimci ve girişimci ruhunun korunması, geliştirilmesi, yaygınlaştırması ve derinleştirmesine ilişkin sorumlulukları vardır. örneği de olabiliyor ama biz yılmıyoruz. Markamıza çok inanıyoruz çünkü evrensel bir zevk yakaladığımıza ve dünyada kaşmir ve ipek alanında ciddi olarak ses getirdiğimize inanıyoruz. Sadece sunu söyleyebilirim S&C çok güzel bir düşün, son derece doğru bir projelendirilmesiyle gerçeğe dönüşmüştür. Bu arada bir başarı varsa bu işe emeğini veren çok sağlam bir ekibin başarısıdır. Güzel olan bu ekibi kurmuş ve korumuş ve her gün geliştirmiş olmak. Ve ayrıca beni en mutlu eden şey bu güzel güçlü ekibe Bu sorumluluğun özünde de daha ilkokuldan başlayan ve yaşam boyu devam eden yaratıcı düşünceye dayanan, ezberden, ön yargılardan, kalıp düşüncelerden uzak bir eğitim ve öğretimin desteklenmesi vardır. Bunun sağlanması için hukuki bazda ne yapılabilir? Girişimciliği ilgilendiren tüm hukuksal düzenlemelerin Avrupa Birliği standartlarında olması önem taşır. Türkiye’nin en büyük zenginlik kaynaklarından biri olan maalesef henüz hak ettiği şekilde yaşatılamayan girişimcilik ruhu bir an önce ortaya çıkartılmalı. Bunun için “girişimciliğin desteklenmesi” konusunun öncelikle siyasi yöneticilerimiz, daha sonra önceden sözünü ettiğim kurumlarca adeta seferberlik gibi algılanması gerektiğini düşünüyorum. Genç kadın girişimcilere ne gibi önerileriniz var? Genç kadın girişimcilere önerilerim şunlardır; yaptığınız işe odaklanın, küçük hesap yapmayın, dünyayı izleyin, farklılık yaratın, kolay Eastgate Capital Group, daha çok hangi alanda Silk&Cashmere’e destek sağlayacak? 2010 ve 2011 yıllarında önemli bir büyüme kaydettik. Önümüzdeki 5 yılda Türkiye’deki yerimizi sağlamlaştırırken, uluslararası pazarlarda ipek ve kaşmir ürünlerde önde gelen markalardan biri olma hedefimize Eastgate Capital Group’la yaptığımız ortaklık anlaşmasının önemli katkısı olacağını düşünüyoruz. Eastgate Capital Group’un kurumsal altyapımıza yapacağı katkıları da düşünürsek, büyüme planlarımızı ürün kalitesinden, şirket değerlerimizden ödün vermeden perakendede sözü edilecek uygulamaları küresel boyutta hayata geçirme yolunda çok doğru bir adım attık. her türlü işten kaçın, ekiplerinizi büyütün ve koruyun, aile ve iş dengesini kurmanın yollarını yaratın. Benim yarattığım bir model değil ve cinsiyetle ilişkisi de yok ama ben şeffaf, açık, net kurallar ve kriterler koyan, çalışanlardan beklentilerini somut olarak belirten, karşı tarafı dinleyen, karar mekanizmasına mümkün olduğunca geniş bir kesimi sokmaya çabalayan, cezalandırmaktan çok ödüllendirmeye inanan; adaletli, sözüne güvenilir ve işin tüm alanlarını olmasa da bütününü çok iyi bilen, takip eden ve bunu hissettiren bir yönetici olmayı istedim hep; bunun ne kadarını başardığımı çalışanlara sormakta fayda var, benim görüşüm sübjektivite taşır. Girişimcilerin desteklenmesi ülke çıkarına bir davranıştır. Bir ülkede eğer girişimcilerin büyümesine, gelişmesine yol açan bir iklim yaratılır ve yaşatılırsa tahmin edilmeyecek bir potansiyel doğar. Bu nedenle Kagider’in üyesiyim, bu nedenle girişimci adayları ne zaman çağırsalar mümkün olduğunca, programıma uydukça gidip onlarla konuşmalar yapıyor, deneyimlerimi seve seve paylaşıyorum. OCAK 2012 | VOBJEKTİF 55 VOB’DAN HABERLER MERSİN’DEN SİNGAPUR’A KADAR HER YERDE VOB VOB Almanya’da Deutsche Börse (Alman Borsası) ve Alman Kalkınma Bankası (KfW)’in ortak çalışmasıyla son 15 yıldır düzenlenen “German Equity Forum” 21-23 Kasım 2011 tarihlerinde Almanya’nın Frankfurt kentinde gerçekleştirildi. VOB, Alman ve uluslararası finansal piyasaların üst düzey yöneticilerinin katılım sağladığı bu fuarda bir stant açarak uluslararası finans piyasasında kendini tanıtma olanağı buldu. Fuar süresince düzenlenen Türkiye Forumu, Alman ve uluslararası yatırımcılar tarafından büyük ilgi gördü. Forumda Türkiye’nin temel ekonomik gelişmeleri ve sermaye 56 VOBJEKTİF | OCAK 2012 piyasaları hakkında detaylı bilgi verilmiş, Türkiye’deki yatırım olanakları tanıtıldı. VOB, 7. FIA ASYA TÜREV KONFERANSINA KATILDI! The Futures Industry Association (FIA) tarafından son 7 yıldır düzenlenen “FIA Asia Derivatives Conference” (Konferans) 29 Kasım-01 Aralık 2011 tarihlerinde Singapur’da gerçekleştirildi. FIA tarafından Asya’ya özel olarak düzenlenen Konferans boyunca Borsamız bir stant açmış ve Borsamız Genel Müdür Yardımcısı Sayın Güzin Sarıoğlu “Asia Update” isimli bir panelde konuşmacı olarak katılmıştır. Toplam 900 kişinin ziyaret ettiği fuar ziyaretçileri arasında, aracı kurumların ve vadeli işlem borsalarının çalışanları ve yöneticileri, çeşitli yatırım fonlarının yöneticileri, şirketlerin hazine bölümleri sorumluları, aracı kuruluşlar, bireysel yatırımcılar, teknoloji şirketleri çalışanları, basın mensupları, hukuk firmalarının yetkilileri, bireysel yatırımcılar gibi farklı mesleklerden kişiler yer aldı. Toplam 25 firmanın stant açtığı fuarda tartışılan konular arasında, “Dodd-Frank Yasası” ve “MiFID”in yatırımcılara, aracılara ve takas merkezlerine etkileri; tezgah üstü piyasalara getirilecek olan yenilikler konusunda takas merkezleri ve takas üyelerinin ne gibi hazırlıklar gerçekleştirdikleri; bu piyasalarda işlem görmesi planlanan yeni ürünler ve bu işlemlerin takası konusunda Asya tarafında görülen gelişmeler; emtia fiyatlarındaki volatilite yer aldı. VOB BURSA ve MERSİN’DE İHRACATÇILARA RİSK YÖNETİMİ VE TÜREV ENSTÜMANLARI ANLATTI Türkiye İhracatılar Meclisi ile yapılan protokol çerçevesinde VOB; SPK, İMKB ve Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği ile birlikte 13 ve 20 Aralık 2011 tarihinde iki farklı şehri ziyaret etti. VOB, Bursa İhracatılar Birliği ve Mersin’de bulunan Akdeniz İhracatçılar Birliği’nde katıldığı toplantılarda sektör temsilcileri, iş adamaları, bankacılar, gazeteciler ve yatırımcılarla bir araya geldi. Toplantılar boyunca vadeli işlem piyasaları, türev enstrümanlar ve risk yönetimi ile ilgili sunumlar gerçekleştirildi. Söz konusu sunumlarda, VOB’da işlem gören sözleşmeler tanıtılarak bu yolla ihracatçıların döviz kuru riskini nasıl yönetebilecekleri hakkında da bilgi verildi. taşıyor. Mevcut durumda üyeler, yeni alım satım sistemi kullanıcı ekranlarından ya da FIX API vasıtasıyla kendi sistemlerini kullanarak emir girebiliyor, işlem yapabiliyor ve yapılan işlemlerin dünya çapında kabul görmüş SPAN (Standard Portfolio Analysis of Risk) metodolojisi ile hesaplanmış detaylı risk hesaplamalarına ulaşabiliyor. Ateşan Aybars Eğitim ve Tanıtım Müdürü Şamil Demirkan, ihracatçılara türev piyasalar ve türev enstrümanlar hakkında bilgi vererek, özellikle ihracatçılar açısından hayati önem taşıyan risk yönetimine değindi. VOB’da işlem gören enstrümanların korunma amacı ile kullanılabilmesi son derecede büyük bir önem taşıyor. Bu kapsamda VOB 2011 yılında TIM ile bir anlaşma gerçekleştirmiş ve TIM üyelerine “ALO VOB HATTI”nı devreye almıştı. YENİ SİSTEM EĞİTİMLERİ YOĞUN İLGİYLE DEVAM EDİYOR! Yeni yılda devreye girecek olan yeni sistem eğitimlerine VOB hızla devam ediyor. Bilindiği üzere yeni sistemde işlem yapabilmeleri için tüm VOB üye temsilcilerinin yeni sistem eğitimlerine katılımı önem ATEŞAN AYBARS İLE OPSİYON EĞİTİMLERİ Türkiye’de yakında başlatılması planlanan hisse İMKB 30 ve döviz vadeli kontratlar üzerine yazılacak opsiyonlar konusunda katılımcılara önceden bilgi ve deneyim aktarmak adına Ateşan Aybars’ın anlatımıyla düzenlenen eğitimler devam ediyor. Opsiyon eğitimleri ile yatırımcılar opsiyon piyasalarında analiz yapma yetisini elde etmesi ve bu yetilerini alım satım sistemine dahil edebilmeleri hedefleniyor. Eğitimlerde opsiyonların yatırım, arbitraj ve risk yönetimi (hedging) amacıyla kullanımı uygulumalı örneklerle katılımcıalara aktarılıyor. Şamil Demirkan VOB, EGE İHRACATÇI BİRLİKLERİNDEYDİ! VOB, 05 Ocak 2012 tarihinde Ege İhracatçı Birliklerini ziyaret etti. Gerçekleştirilen ziyarette VOB, OCAK 2012 | VOBJEKTİF 57 DOSYA BİRİ VOB’U GÖZETLİYOR... Vadeli piyasalarda oluşan milyarlarca dolarlık işlem hacminin etkin ve sağlıklı bir şekilde gözetimi hayati önem taşıyor. Peki VOB, bu kadar büyük ve dinamik piyasanın gözetimini nasıl yapıyor? İşte yanıtı... Ömer Dede, Denİz Kaygısız, Alİ Sabrİ Taylan, Merve Şahİn VOB Gözetim Müdürlüğü gozetim@vob.org.tr G lobal sermaye piyasasının güven, açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını, tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunmasını düzenlemek ve denetlemek için borsalar ve denetim otoritelerinin gözetim sistemlerinin etkin çalışması bir gereklilik. Borsaların ve düzenleyici otoritelerin kullandığı gözetim sistemleri, piyasaların dürüst ve düzenli işlemesi için piyasanın ihtiyaçlarına göre geliştirilir. Dünya üzerinde birçok borsa gözetim fonksiyonunun yerine getirilmesi için farklı gözetim sistemleri kullanıyor. Borsaların bir kısmı kendi gözetim sistemini geliştirirken bir kısmı ise hazır sistemlerden yararlanıyor. Bahsi geçen hazır sistemlerden bazıları SMARTS, AWACS, Scila ve Progress Apama’dır. Scila yazılımının hizmet verdiği bazı borsalar Deutsche Börse, EDX London, Eurex ve Oslo Børs iken SMARTS şimdiye kadar 40’ın üzerinde düzenleyici otorite ve borsaya hizmet verdi. 58 VOBJEKTİF | OCAK 2012 Bunlardan bazıları Tokyo Commodity Exchange, London Stock Exchange ve Swiss Exchange’dir. Bu sistemler zengin içerikleri ile piyasanın gerçek zamanlı ve geçmişe dönük sürekli gözetimini mümkün kılıyor. Sermaye piyasalarının gelişmesi ve piyasalar üzerindeki düzenlemeler ve denetimlerin artmasıyla piyasaların gözetlenmesi için sürekli geliştirilen ve yenilenen esnek ve etkili sistemlere ihtiyaç duyuluyor. Bunun için farklı uzmanlık alanlarından destek alınırken, klasik gözetim fonksiyonlarına ek olarak veri ve metin madenciliği gibi tekniklere de başvuruluyor. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB) uygun maliyet, etkinlik, teknik bilgi, gizli bilginin dışarıya sızmaması ve yazılım kodunun kurum içinde kalması sayesinde sistemin kolay geliştirilebilmesi gibi avantajları dikkate alarak hazır sistemlerden yararlanmak yerine kendi gözetim sistemini geliştirmeyi tercih etti. OCAK 2012 | VOBJEKTİF 59 DOSYA VOB tarafından iç kaynaklar kullanılarak anlık piyasa gözetiminin etkin bir şekilde yapılabilmesi amacıyla “Karmaşık Olay İşleme Motoru (Complex Event Processing Engine) teknolojisini içeren, farklı kaynaklardan iletilen verilerin entegrasyonunu sağlayan ve olağanüstü durumları tespit edecek şekilde düzenlenen filtrelemelerin bulunduğu VOBServer yazılımı geliştirildi. Geliştirilen bu sistem, 2011 yılı “Computerworld Honors Program” etkinliğinde Ekonomik Fırsatlar kategorisinde finale kaldı. Sermaye Pİyasalarında Pİyasa Dolandırıcılığına (Manİpülasyon) Yönelİk Düzenlemeler ve Borsaların Görevlerİ Piyasalar üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle sermaye piyasası dolandırıcılığının ceza hukukunda yer alan dolandırıcılık hükümlerinden ayrı bir suç kapsamına alınması ve bu konuda belirli işlem türlerine yasaklamalar getirilmesi ihtiyacı doğmuştur. Sermaye piyasasında piyasa dolandırıcılığı, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun (SPKn veya Kanun) 47’nci maddesinin A bendinin birinci, ikinci ve üçüncü alt bentlerinde düzenlenmiş durumda. 2499 sayılı SPKn’nun 47’nci maddesinin A bendinin birinci alt bendinde içeriden öğrenenlerin ticaretinin, ikinci alt bendinde işlem bazlı piyasa dolandırıcılığının, üçüncü alt bendinde ise bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığının kapsamı belirtiliyor ve bunu yapanların 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve beşbin günden onbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı hükme bağlanıyor. Sermaye Piyasası Kanunu ve bu Kanun uyarınca çıkarılmış yönetmelik, tebliğ ve diğer mevzuat uyarınca piyasa dolandırıcılığının önlenmesine yönelik olarak Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve borsalar, piyasalarda işlem gören sermaye piyasası araçlarında meydana gelen olağandışı fiyat ve miktar hareketleri ile piyasa bozucu faaliyetleri izlemek, incelemek ve denetlemek ile görevli. Bu kapsamda borsalar, gözetim birimlerini kurmak ile yükümlü. Sermaye Piyasası Kurulu ise hem borsa gözetim birimlerini hem de 60 VOBJEKTİF | OCAK 2012 PİYASA DOLANDIRICILIĞINA KARŞI ALINAN ÖNLEMLER DÜNYAYA PARALEL ŞEKİLDE TÜRKİYE’DE DE GELİŞİYOR. teşkilatlanmış diğer piyasaları izlemek, incelemek ve denetlemek amacıyla Piyasa Gözetim ve Denetim Dairesi’ni görevlendirmiş durumda. Türkiye’de borsaların gözetim müdürlükleri SPKn’nun 47’nci maddesinin A bendinin birinci ikinci ve üçüncü alt bentleri kapsamında mevzuata aykırı işlemleri tespit etmek ve SPK’ya bildirmek ile görevli. Yapılan inceleme sonrasında suç unsuru oluştuğu kanaati oluşmuşsa SPK tarafından suç duyurusunda bulunuluyor. SPK borsaların incelemelerinin yanı sıra kendisi de bizzat gözetim yapıyor. Buna yönelik olarak Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda kullanılan VOBServer Gözetim Sistemi, sunucu üzerinden anlık paylaşım ile SPK Gözetim ve Denetim Dairesi bünyesinde de kullanılıyor. VOB GÖZETİM MÜDÜRLÜĞÜ GÖZETİM FAALİYETLERİ 24 Haziran 2008 tarihinde VOB Yönetim Kurulu’nun almış olduğu kararla Piyasa, Takas ve Gözetim Müdürlüğü bünyesinden ayrılarak ayrı bir Müdürlük olarak teşkilatlandırılan Gözetim Müdürlüğü, VOB’daki işlemlerin açık, düzenli ve dürüst bir şekilde gerçekleşmesinden sorumlu kılındı. Bu sorumluluk kapsamında 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 47/A maddesinde sayılan ve Müdürlük tarafından takip edilen başlıca aktiviteler şöyle: • VOB’da işlem gören sözleşmelerin fiyatını etkileyebilecek henüz kamuya açıklanmamış bilgilerin menfaat sağlamak amacıyla kullanılması, • Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda işlem gören sözleşmelerin fiyatının yapay olarak artırılması, azaltılması veya aynı seviyede tutulması, • Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda işlem gören sözleşmelere olan arz ve talebin yapay olarak etkilenmesi, • Aktif bir piyasa izleniminin uyandırılması, • Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda işlem gören sözleşmelerin değerini etkileyebilecek asılsız bilgi verilmesi. Gözetim Müdürlüğü, VOB Yönetmeliği’nin 39. maddesi uyarınca borsada işlemlerinin dürüst ve düzenli, fiyatların serbest rekabet ve açıklık içinde oluşmasını sağlamakla görevli. VOB’da gerçekleştirilen alım-satım işlemlerinin 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 47/A maddesinde sayılan haller kapsamında olup olmadığını tespit etmede kolaylık sağlamak amacıyla Gözetim Müdürlüğü tarafından VOBServer Gözetim Sistemi kullanılıyor. Gözetim Müdürlüğü gerekli hallerde piyasanın koşulları doğrultusunda uygun algoritmalar geliştirerek, piyasa dolandırıcılığı incelemelerinde daha kapsamlı analizler gerçekleştirme imkânına da sahip. VOBServer Gözetİm Sİstemİ Yapılandırması Borsada artan işlem hacmi ve ürün çeşitliliği, yeni ve etkin bir gözetim sistemi geliştirilmesi ihtiyacını doğurmasıyla birlikte 21 Temmuz 2008 tarihinde Gözetim ve Bilgi İşlem Müdürlükleri’nin katılımıyla VOBServer Gözetim Sisteminin projelendirilmesine başlandı. Tamamı borsa kaynakları kullanılarak, kısa süre içinde yaratılan VOBServer Gözetim Sistemi, 21 Kasım 2008 itibarıyla tamamlanarak ve 1 Ocak 2009 tarihinden bu yana Gözetim Müdürlüğü faaliyetlerine destek amacıyla kullanılmaya başlandı. VOBServer Gözetim Sistemi farklı kaynaklardan alınan verileri kendi içinde entegre ederek analiz ediyor. Sistem, spot verileri veri yayın kuruluşlarından, hesap ve sicil bilgilerini Takasbank’tan, piyasa bilgilerini ise VOB’un alımsatım sisteminden alarak karmaşık olay işleme motoruna (Complex Event Processing-CEP) yönlendiriyor. Bu motorda gerçek zamanlı veriler veri tabanına yazılmadan analiz ediliyor. CEP motorları aslında yatırımcıların OCAK 2012 | VOBJEKTİF 61 DOSYA VOBSERVER GÖZETİM SİSTEMİ, FARKLI KAYNAKLARDAN GELEN VERİLERİ ENTEGRE ŞEKİLDE İNCELEYEREK FİYAT ANOMALİSİNİ TESPİT EDİYOR tanımladığı kurallar çerçevesinde alımsatım uyarılarını üretmek için tasarlansa da ilk defa VOB’da gözetim amaçlı olarak kullanıldı. Son dönemde yurt dışında geliştirilen gözetim sistemlerinde de CEP motoru uygulamalarının giderek daha yaygın şekilde kullanılmaya başlandığı görülüyor. VOBServer Gözetİm Sİstemİ Özellİklerİ Gerçek zamanlı ve geçmişe dönük piyasa gözetimine elverişli olan VOBServer Gözetim Sistemi; çoklu dil desteği, kullanıcı dostu yapısı, çoklu veri entegrasyonu, uyarı sistemi, hesap, sicil 62 VOBJEKTİF | OCAK 2012 ve grup bazında takip, geçmişe dönük raporlama ve geliştirilmeye uygun altyapı fonksiyonlarına sahiptir. Bu fonksiyonlara aşağıda ayrıntılı şekilde yer veriliyor. ➢ Çoklu Dil Desteği Mevcut haliyle sistemde İngilizce ve Türkçe dil seçimi yapılabiliyor. ➢ Kullanıcı Dostu Yapı VOBServer Gözetim Sistemi gelişmiş filtreleme ve grafik desteği, tespit ve inceleme dönemini kısaltarak kullanıcıya hızlı veri analizi yapma imkânı veriyor. Piyasa verilerinin analizinde gruplama, sıralama ve hesaplama gibi kullanıcı dostu işlevsel fonksiyonlar kolaylık sağlıyor. Gözetim fonksiyonun kolay bir şekilde yapılabilmesi amacıyla kullanıcının istediği şekilde dizayn edilebilen esnek arayüz özellikleri bulunuyor. ➢ Çoklu Veri Entegrasyonu VOBServer Gözetim Sistemi ile farklı kaynaklardan gelen veriler entegre edilerek spot ve vadeli piyasalarda eş zamanlı olarak oluşan piyasa anormalliklerinin tespit edilmesinde piyasalar arası iletişim sağlayan bir yapı oluşturuluyor. ➢ Uyarı Sistemi VOBServer Gözetim Sistemi yeni ihtiyaçlara uyum sağlayıp geliştirilebilen erken uyarı sistemi ile potansiyel piyasa dolandırıcılığı suçlarının eşanlı tespitini sağlıyor. Piyasa normallerinden sapmaların anlık incelemesine imkân tanıyan sistem ile kullanıcının uyarıyı kapatması ancak ilgili uyarının kaynağı hakkında daha detaylı inceleme yapılması ile mümkün oluyor. Uyarı sisteminde kullanılan kural parametreleri portföyü ise Gözetim Müdürlüğü personeli tarafından istatistikî yöntemler kullanılarak belirli periyotlarla hesaplanan piyasa normalitesi raporları ile belirleniyor. Mevcut portföy ile fiyat, miktar, hacim, emir, işlem, pozisyon, volatilite ve spot piyasa bazlı sekiz farklı kategoride kural tanımlı. Yazılım geliştirmeye açık olup esnek yapısı yeni bir kategori yaratmayı veya mevcut kategoriler içerisine yeni bir kural tanımlamayı mümkün kılarken, bu şekilde sistemin uyarı mekanizmasının değişen piyasa koşullarını takip etmesi de sağlanmış oluyor. Kural parametrelerine aykırı durumlar uyarı mekanizmasını devreye sokarak anlık olarak gözetim sistemimize düşüyor ve yetkili kullanıcılar tarafından inceleniyor. Örneğin, teminatsız emir girişi tespitinde yukarıda bahsi geçen uyarı sistemi kullanılıyor. Yeterli teminatı olmadan emir girişi gerçekleştiren hesaplar uyarı sistemi tarafından yakalanarak, teminatsız emir girişi ile piyasanın düzen ve dürüstlük içinde çalışmasını engelleyen hesaplar tespit ediliyor. Birden fazla hesap kullanılarak yapılan pozisyon limit aşımları da yine uyarı sistemiyle tespit ediliyor. ➢ Hesap, Sicil ve Grup Bazında Takip VOBServer Gözetim Sistemi tüm emir, işlem, pozisyon ve teminat bilgilerini hesap, sicil ve grup bazında takibe imkân tanıyacak biçimde geliştirilmiş durumda. Bu sayede sistemdeki güncel ve geçmişe dönük tüm bilgilerin sicil, hesap ve grup bazında takibi mümkün oluyor. ➢ Geçmişe Dönük Raporlama VOBServer Gözetim Sistemi raporlama fonksiyonu ve OLAP (On-Line Analytical Processing) analiz servisi sayesinde geçmişe dönük veriler çok boyutlu raporlanarak mevcut sabit raporların ötesinde ihtiyaç duyulan istatistikî bilgilere kolay erişim imkânı sağlıyor. ➢ Geliştirilmeye Uygun Altyapı VOBServer Gözetim Sistemi esnek yapısı sayesinde çözüme odaklı ekran tasarımına izin veriyor. Piyasa ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilen ekranlara örnek teşkil edecek ekranlardan biri de Uzlaşma Fiyatı Hesaplama ekranıdır. Kar/zarar hesaplamaları ve gün sonu teminat tamamlama çağrıları dolayısıyla günlük takas işlemleri, gün sonu uzlaşma fiyatları kullanılarak yapıldığından sözleşmede gün sonu uzlaşma fiyatı büyük önem arz ediyor. Bu nedenle gün sonu uzlaşma fiyatını etkileme ihtimali bulunan işlemleri incelemek ve gerekli müdahaleleri tasarlanan gün sonu uzlaşma fiyatı hasplama ekranı kullanılıyor. Gözetİm Fonksİyonu Kapsamında Ek Çözümler Gözetim Müdürlüğü tarafından VOBServer Gözetim Sistemi üzerinden geliştirilen gözetim fonksiyonlarına ek çözümler üretildi. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: • Spot ve vadeli piyasa etkileşimi istatistiksel analizi • Veri madenciliği pilot uygulaması • Market Replay VOB, türev ürünlerden oluşması nedeniyle çeşitli finansal varlık sınıflarında yurtiçi ve yurtdışı piyasalarda gerçekleştirilen işlem verilerinin tek bir çatı altında konsolidasyonu gerekliliğini VOBServer Gözetim Sistemi ile uygulanabilir kılıyor. VOB’da, piyasalarımızdaki işlemlerin açık, düzenli ve dürüst bir şekilde gerçekleşmesini ve sürekliliğini sağlama temel amacıyla Gözetim Sistemi’nin geliştirilmesine devam ediliyor. Belirlenen bu amaç doğrultusunda sağlam ve sağlıklı izlemeye uyumlu, izleme sürecini basitleştiren ve potansiyel kötüye kullanım senaryolarını hızlı bir şekilde tespit eden anlaşılabilir görselleştirmeler ve akademik literatürde yer alan analiz araçları araştırılıyor, inceleniyor ve uyumlaştırılıyor. Gözetim Müdürlüğü, opsiyon piyasalarına ilişkin gözetim ilkelerinin belirlenmesine yönelik çalışmalar kapsamında 2010 yılının son çeyreğinde Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan Şikago Opsiyon Borsası (Chicago Board Options Exchange – CBOE) ve Opsiyon Sözleşmeleri Düzenleyici Gözetim Otoritesi’nin (Options Regulatory Surveillance Authority – ORSA) ile birlikte “Opsiyon borsaları tarafından kullanılan gözetim teknikleri” konulu bir çalıştay düzenledi. Yakın zamanda uygulamaya geçirilmesi düşünülen yeni alım-satım sisteminin VOBServer Gözetim Sistemiyle uyumlaştırılma çalışmaları devam ederken, bu kapsamda opsiyon gözetimine ilişkin ilkeler de belirlenerek piyasa bozucu işlemlerin izlenmesine olanak sağlayacak yeni özellikler ve mevcut özelliklerin iyileştirilme çalışmaları eş zamanlı olarak yürütülüyor. OCAK 2012 | VOBJEKTİF 63 DOSYA vob’un gözü-kulağı GÖZETİM MÜDÜRLÜĞÜ Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın belki de en stresli birimi Gözetim Müdürlüğü... Her gün milyarlarca dolarlık fiyat hareketini takip edip, işlemlerin çizilen sınırlar dahilinde olup olmadığını takip ediyorlar. En büyük yardımcıları ise V-OBserver... S 64 VOBJEKTİF | OCAK 2012 ermaye piyasalarında işlemler, ilgili mevzuat tarafından çizilen sınırlar içinde ve borsaların belirlediği kurallar çerçevesinde gerçekleşir. Düzenli piyasaların en önemli avantajlarından biri de alım-satım işlemlerinin şeffaf, dürüst ve güvenilir bir ortamda yapılabilmesidir. Borsalar ve düzenleyici otoriteler piyasalarda gerçekleşen işlemlerin dürüst ve düzenli bir şekilde gerçekleşmesini sağlamaya yönelik her türlü tedbiri almaya görevli ve yetkilidir. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası Yönetim Kurulu, 2008 yılının Haziran ayında VOB’da gerçekleşen işlemlerin dürüst ve düzenli bir şekilde gerçekleşmesini temin etmek maksadıyla Gözetim Müdürlüğü’nün ayrı bir birim olarak kurulmasına karar verdi. VOB’un piyasa gözetim faaliyetleri, Gözetim Müdürü Gökhan Ugan yönetimindeki 1 uzman ve 4 uzman yardımcısından oluşan 6 kişilik bir ekiple yürütülüyor. Gözetim Müdürlüğü’nde görevli personel mevzuat ve düzenlemelere hakim, piyasadaki alımsatım mantığını özümsemiş, sayısal analiz becerileri gelişmiş, empati kurabilen, problem çözme yeteneğine haiz kişilerden oluşuyor. Piyasayı sürekli olarak dikkatli bir şekilde izlemeyi gerektirdiğinden emek yoğun ve yorucu bir faaliyet olması dikkat çekiyor. VOB’un en genç müdürlüklerinden biri olan Gözetim Müdürlüğü’nün ilk faaliyeti, piyasadaki normal olmayan hareketleri tespit eden, analize elverişli, otomasyona dayalı bir sistemin kurulması oldu. V-OBserver adı verilen ve tamamı VOB kaynakları kullanılarak inşa edilen sistemin tasarımı Gözetim Müdürlüğü’nce, yazılımı ise Bilgi İşlem Müdürlüğü tarafından gerçekleştirildi. VOB’a gönderilen her emir ve gerçekleşen her işlem Gözetim Müdürlüğü tarafından sisteme tanımlanan filtrelerden geçer. Sistem aynı kişi veya kuruma ait tüm hesapları toplu bir şekilde izlemeye veya birlikte hareket eden farklı kişi ve kurumları gruplamaya elverişlidir. Sebebi açıklanamayan, belirli bir plan dahilinde kurgulandığına dair belirtiler taşıyan emir ve işlemler incelemeye alınır. Gözetim sistemine ait ayrıntılı bilgiyi VOBJEKTİF dergisinin bu sayısında bulabilirsiniz. Gözetİm Müdürlüğü Dürüstlük ve Düzenİ Nasıl Korur? Borsa işlemlerinin dürüst ve düzenli olmasından kasıt, borsada fiyatların serbest rekabet ve açıklık içinde oluşmasıdır. Borsada gerçekleşen işlem veya oluşan fiyatların Sermaye Piyasası Kanunu’nun (SPKn) 47’nci maddesinin A bendinin 1, 2 ve 3 numaralı alt bentlerinde belirtilen içeriden öğrenenlerin ticareti, yapay piyasa oluşturma veya bilgi manipülasyonu suçları kapsamında değerlendirildiği durumlarda borsada dürüstlük ve düzenin ihlal edildiği kabul edilir. Sermaye piyasası suçlarıyla mücadele genellikle ikiye ayrılır. Borsalar ve düzenleyici otoriteler tarafından alınan önleyici tedbirler, piyasalara kötü niyetli kişilerin girişini zorlaştırıcı bir etki yaratmayı hedefler. Caydırıcı ve cezalandırıcı tedbirler ise piyasalarda dürüstlüğü ve düzeni bozan kişileri tespit etmeyi kolaylaştırıcı sistemler kurmayı ve bu işlemleri yapan kişi ve kurumları kamu vicdanını rahatlatacak ve diğer kötü niyetli kişilere örnek teşkil edecek şekilde cezalandırmayı amaçlar. Gözetim Müdürlüğü’nün aşağıdaki bazı faaliyetleri, VOB’da kötü niyetli kişilerin işlem yapmasını önleyici nitelik taşıyor: • Yeterli teminatı olmadığı halde sözleşmelerin arz ve talebini etkileyecek nitelikte emir girenlerin uyarılması, • Borsa yönetimi tarafından belirlenen pozisyon limitlerinde meydana gelen aşımların tespit edilmesi ve giderilmesi, • Uzlaşma fiyatı hesaplamasına dahil edilen işlemlerin incelenmesi, • Emir iptallerine ilişkin ücretlendirmenin düzenlenmesi, vade sonu uzlaşma fiyatı hesaplama yönteminin değiştirilmesi, kimliksiz hesapların durdurulması, müşteri bazında özel pozisyon limitleri belirlenmesi gibi konularda Genel Müdürlüğe öneride bulunulması. Alınan tüm önlemlere rağmen VOB’da dürüstlük ve düzeni bozmaya yönelik OCAK 2012 | VOBJEKTİF 65 DOSYA işlemler gerçekleşebilir. Aşağıda belirtilen nitelikte işlemlerin VOB’da gerçekleştiğine dair bir kanaat edinilmişse söz konusu durum SPK’ya raporlanır. • Sermaye piyasası araçlarının değerini etkileyebilecek nitelikteki bir bilgiyi kamuya açıklanmadan önce sahip olarak bu bilgiye dayalı alım-satımdan doğrudan veya dolaylı bir menfaat elde etmek (içeriden öğrenenler ticareti), • Sermaye piyasası araçlarının arz ve talebini yapay olarak etkilemek, aktif bir piyasanın varlığı izlenimini uyandırmak, fiyatlarını aynı seviyede tutmak, arttırmak veya azaltmak için alım ve satım yapmak (piyasa manipülasyonu), • Sermaye piyasası araçlarının değerini etkileyebilecek, yalan, yanlış, yanıltıcı, mesnetsiz bilgi vermek, haber yaymak, yorum yapmak ya da açıklamakla yükümlü oldukları bilgileri açıklamamak (bilgi manipülasyonu). Şüphelİ İşlemlere İlİşkİn Süreç Nasıl İşletİlİr? • İncelemenin Başlatılması: Bir incelemenin başlatılması için gerekli tetikleyici faktörler arasında Gözetim Müdürlüğü’nde görevli uzman personelin yapmış olduğu tespitler, gözetim sisteminin vermiş olduğu uyarılar, SPK ve diğer borsalar tarafından başlatılmış incelemeler, Genel Müdürlük tarafından verilen talimatlar, Gözetim Müdürlüğü’ne yapılan ihbarlar ve yatırımcı tarafından gönderilen şikayetler sayılabilir. • Şüpheli Durumun Tespiti: Şüpheli duruma ilişkin tüm bilgiler gerek raporlama sistemlerinden çekilerek, gerekse üyelerden istenerek bir araya getirilir. Uzman personel tarafından yapılan analizler sonucu incelemeye konu emir ve işlemlerin iyi niyetli olarak tamamen tesadüfen mi, yoksa kötü niyetli olarak kasıtlı bir şekilde mi yapıldığına ilişkin kanaat oluşturulur. Bu kontroller sırasında kötü niyeti işaret eden belirli unsurların varlığı aranır. Oluşan kanaata göre dosyanın herhangi bir işlem yapılmadan hıfza kaldırılması, üyenin ve yatırımcıların uyarılması veya SPK’ya detaylı bir rapor yazılması seçeneklerinden birisi uygulanır. • Suç Duyurusunda Bulunulması: SPK, Gözetim Müdürlüğü tarafından yazılan raporu inceler. Aynı yönde bir kanaat oluşmuşsa soruşturma derinleştirilerek iddiayı güçlendirecek tüm kanıtlara ulaşılmaya çalışılır. Yeterli kanıt oluştuğunda SPK tarafından Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulur. • Davanın Görülmesi: Savcının uygun görmesi ve hazırlanan iddyianamenin mahkemece kabul edilmesi üzerine dava açılır. Mahkeme sonucunda işlemi gerçekleştiren kişi veya kurumların SPKn 47/A maddesinde sayılan suçları işlediklerine hükmedilirse ilgili şahıs ve kurumlar hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin günden onbin güne kadar adlî para cezası verilebilir. İzleme Faalİyetlerİnde Üye ve Yatırımcı Desteğİ Gözetim Müdürlüğü tarafından 2008 yılından bu yana 30’dan fazla üye ziyaret edilerek sermaye piyasalarının kötüye kullanılmasına yönelik gerçekleştirilen faaliyetlere karşı alınması gereken tedbirler konusunda seminerler düzenlendi. Piyasa izleme faaliyetleri konusunda geliştirilen işbirliği sayesinde kötü niyetli kişi ve kurumlarla mücadelede üyelerden de tam destek alınıyor. Yatırımcılar piyasada gerçekleştirilen işlemlerle ilgili şikayetlerini gerek üyelerimiz aracılığıyla, gerekse yatirimcisikayet@vob.org.tr adresine mesaj atarak iletebilir. ZİYARET VE TOPLANTILARLA ANLATIYORLAR Emre TEZMEN TeraMenkul Değerler A.Ş. Genel Müdürü VOB işlemlerinin şeffaf ve yatırımcı güvenini zedelemeyen bir ortamda gerçekleşmesini sağlamak amacıyla 2009 yılında devreye alınan V-OBserver gözetim sistemi, yüksek işlem hacmi ve pazar payına sahip kurumumuz tarafından da olumlu bulunmaktadır. VOB yetkililerinin aracı kurumları ziyaret ederek piyasa profesyonelleriyle piyasa bozucu işlemler hakkında toplantılar yapması, VOB nezdinde gözetim faaliyetlerini yürüten ekibin ve genel olarak VOB yönetiminin konuya yaklaşımındaki farklılığa işaret etmektedir. 66 VOBJEKTİF | OCAK 2012 Yiğit ARIKÖK İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Yurtiçi Piyasalar Müdürü Global düzeyde rekabet içinde olan sermaye piyasalarında katı kurallardan etkin gözetim faaliyetlerine doğru bir akım bulunmaktadır. Bu akım kısıtlamalar ile sadece yapılabilecekleri tanımlamaktansa, genel prensipleri sıralayıp, etkin gözetim ile kötü niyeti engellemeyi öngörmektedir. Bu anlamda VOB, piyasa gözetimi anlayışındaki yenilikçi yaklaşımı ile Sermaye Piyasamızın gelişimine katkıda bulunmaktadır. Nuri SEVGEN A Yatırım A.Ş. Vadeli İşlemler Müdürü VOB Gözetim Müdürlüğü’nün üye kuruluşları ziyaret ederek, piyasa gözetim faaliyetleri hakkında bilgi vermesi ve gözetim sistemini anlatması, biz profesyonellerin gözetim bölümüne olan takdirinin artmasını sağlamıştır. Zira kaldıraçlı, risk faktörünün yüksek oranlı olduğu VOB gibi piyasalarda yürütülen gözetim faaliyetlerinin piyasanın etkinliğine katkıda bulunduğu göz ardı edilemez.