Üniversiteye Bu Kapıdan Girilir
Transkript
Üniversiteye Bu Kapıdan Girilir
n MİMARİ / ARCHITECTURE Üniversiteye Bu Kapıdan Girilir This is the gate to enter university Türkiye’de üniversite eğitiminin sembolü hâline gelen İstanbul Üniversitesi’nin ana kapısı, zafer takı şeklindeki tasarımıyla dikkat çekiyor. The main entrance gate of Istanbul University, the symbol of university education in Turkey, attracts attention with its triumphal arch design. Doç. Dr. / Assoc. Prof. Dr. Ergün YOLCU O smanlılarda idari makamların bulunduğu alanlar “kapı” (bâb) olarak adlandırılmaktadır. Bâb-ı Âli kapısı, sadrazamın konutunun ve devlet işlerinin yapıldığı mekândır. Beyazıt Meydanı’nda ihtişamlı ilk kapı II. Mahmut Dönemi’nde yapılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun yenilikçi padişahları arasında yer alan II. Mahmut, imparatorluk bünyesindeki kurum ve kuruluşların modernizasyonu için büyük çaba harcamış, birçok kurumu ortadan kaldırarak yerlerine yenilerini kurmuştur. Yeniçeri Ocağı da bu kurumlardan biridir. 1826’da Yeniçeri Ocağı’nı kaldırdıktan sonra Asakiri Mansure-i Muhammediye’yi kuran II. Mahmut, ordunun merkezini Eski Saray’ın bulunduğu yere (bugün İstanbul Üniversitesi’nin olduğu alan) taşımıştır. Eski Saray, bu tarihten sonra “Bâb-ı Seraskerî” veya “Serasker Kapısı”(1) olarak tanınmıştır. Bu taşınma sonrasında impa1 Serasker: Sadrazamlık göreviyle yükümlü olmayan ve Osmanlı ordusunun komutanlığını yapan vezirin unvanı. Serasker Kapısı: Seraskerin resmî görev yeri 60 BİLİMKÜLTÜRSANAT The Ottomans called sites of administrative authorities as “gates” (bâb). Bâbıali gate was the grand vizier’s residence and the venue of the affairs of the state. The first magnificent gate in Beyazıt Square was built in the era of Mahmud II. Mahmud II, one of the reformist sultans of the Ottoman Empire, made great efforts to modernize the institutions and organizations of the empire, abolished many institutions and established new ones to replace them. Janissaries were also among those institutions. After disbanding the Janissaries in 1826, Mahmud II established Asakir-i Mansurei Muhammediye (Muhammed’s Victorious Army), and moved the army center to the place of the Old Palace (the current area of Istanbul University). Since then, the Old Palace came to be known as “Bâb-ı Seraskerî” or “Serasker Gate”. After moving, he built a great gate on the part of the palace facing Beyazıt Square to demonstrate the modern face of the empire and the grandeur and power of the state. That gate was similar to the current gate of Bab-ı Ali. SCIENCECULTUREARTS 61 ratorluğun modern yüzünü, devletin ihtişamını ve gücünü göstermek için sarayın Beyazıt Meydanı’na bakan bölümüne büyük bir kapı inşa ettirmiştir. Bu kapı, Bâb-ı Âli’nin günümüzde de var olan kapısına benzemektedir. İlk Kapı 1827’de Yapıldı Beyazıt Meydanı’nın İstanbul’un modernleşme tarihindeki yeri büyüktür. Beyazıt Meydanı’nda kentsel mimari dönüşümünün ilk temelleri 1827 yılında seraskerliğe ait yeni bir kapının inşasıyla başlamıştır. Beyazıt Meydanı, 19. yüzyıl öncesi betimlemeye ihtiyaç duyulan önemli bir kentsel mekân değilken, 19. yüzyıl da yaşanan dönüşümlerle İstanbul’un kartpostallarına, resimlerine ve gravürlerine giren, betimlenmesi gereken bir kentsel mekân olmuştur. 1826 yılında yeniçeriliğin kaldırılışının ardından kurulan yeni ordunun idari merkezi olan seraskerliğin kapısı hem anlamsal hem de mimari yapısı ile önem kazanmaktadır. Bâb-ı Seraskerî Kapısı tıpkı Bâb-ı 62 BİLİMKÜLTÜRSANAT William Henry Bartlett’ın 1850 tarihinde Serasker Kapısı ile birlikte Beyazıt Meydanını da resmettiği gravürü (üstte). Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver, “Beyazıd’de Asakiri Mansurei Muhammediye’nin Seraskeri Dairesi Kapısı” adlı makaleyi kaleme almıştır (karşı sayfada). William Henry Bartlett’s engraving dated 1850, featuring Serasker gate and Beyazıt Square (above). Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver wrote the article, “Serasker Gate of Asakir-i Mansure-i Muhammediye in Beyazıd” (on the opposite page). The first gate was built in 1827 Beyazıt Square is significant in the modernization history of İstanbul. The primary steps of the urban architectural transformation in Beyazıt Square began with the construction of a new gate belonging to Seraskerlik in 1827. Before the 19th century, Beyazıt Square was not an important urban site that required description. With the transformations it went through in the 19th century, it became an urban site that required description and was given place in the postcards, paintings and engravings of İstanbul. Seraskerlik Gate, which became the administrative center of the new army that was established after the disbandment of the Janissaries in 1826, gained prominence with its meaning as well as its architectural structure. Bab-ı Seraskerî Gate was similar to a massive building on the Soğukçeşme-Alay Mansion side of Bab-ı Ali. While Bab-ı Ali gate represents the power of the state in the Ottoman Empire, Serasker gate represents its military power. Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver found pictures of the first phase of the gate with the research Âli’nin Soğukçeşme-Alay Köşkü tarafında bulunun muazzam bir yapı ile benzerlik gösterir. Bâb-ı Âli kapısı Osmanlıda devletin gücünü temsil ederken, Serasker Kapısı ise askeri gücü temsil etmektedir. Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver, kapının ilk hâlinin resmini, 1927 yılında Paris Milli Kütüphanesi’nde yaptığı araştırmalarda bulmuştur. Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver, bu resimlerin kopyalarını çizer. Söz konusu resimlerde, kapının sol tarafında taş bir bina görülmektedir, resmin altında Eski Saray sahasının görünüşü ve Seraskeriat Kapısı yazıları vardır. Sağ ve solda nöbet tutacak kapıcıların ikametine mahsus birer oda görülmektedir. Kapı dört köşe bir kaideye dayanmakta, saçaklı ve kurşun kaplı süslü bir kubbesi bulunmaktadır. Sol tarafında ise bir selvi ağacı vardır. 1827 yılında yapılan bu ilk kapı, 1843 yılında herhangi bir değişiklik yapılmadan yenilenmiştir. Cerrahpaşa TIP FAKÜLTESİ Tıp Tarihi Müzesi ARŞİVİ / Cerrahpaşa Faculty of MedIcIne MEDICINE HIstory ARCHIVE he conducted at the National Library of Paris in 1927. Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver copied these pictures. In the pictures in question, there is a stone building on the left side of the gate, and below the picture, there is a view of the field of the Old Palace and the writings of Seraskeriat Gate. There is a room both on the left and on the right, reserved for the residence of gatekeepers to guard the gate. The gate stands on a square base, and has a decorated fringed dome with a lead stem. On the left there is a cypress tree. This first gate, built in 1827, was renovated in 1843 without any modifications. The construction of the current gate: 1864 Bab-ı Ali Kapısı / Bab-ı Ali Gate This primary Seraskerlik Gate, being described in engravings and paintings, is one of the most significant buildings constructed in the Tanzimat Period. Sultan Abdülaziz who succeeded to the throne after Mahmud II and SCIENCECULTUREARTS 63 Bugünkü Kapının İnşası: 1864 Gravürlere, resimlere konu olan bu ilk Seraskerlik Kapısı, Osmanlı İmparatorluğu’nun Tanzimat Dönemi’nde inşa edilen en önemli yapılardandır. II. Mahmut ve Sultan Abdülmecid’ten sonra tahta çıkan Sultan Abdülaziz bu ilk kapının yerine daha büyük, anıtsal bir kapı inşa ettirmiştir. Müşür Namık Paşa tarafından II. Mahmut Dönemi’nde yapılan, ekleri ve ahşap kısımları harap olan Serasker Binası yıkılarak yerine kârgir bir bina yaptırılmıştır. Bu nedenle binayla aynı mimari havayı taşıyan yeni bir kapıya ihtiyaç duyulmuştur. Bu ihtiyaç Sultan Abdülaziz’e iletilir. Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in ifadesiyle, yeni binanın dış duvarları da bittikten sonra, Paris seyahatinden dönen Sultan Abdülaziz meydana bakan kısımda Paris’teki Zafer Abidesi (Arc de Triomphe)’ne benzer bir kapı yapılmasına onay verir. Kapı Sultan Abdülaziz’in Mısır gezisinden sonra inşa edilir. Bakanlıkların Tanzimat ideolojisini vurgulayan sembol binalara yerleştirilmesi, yapıların Avrupai stil ve teknikte inşa edilmesiyle modernite konusundaki kararlı yaklaşım ortaya konmuştur. Yine Dolmabahçe Sarayı ve Kırım Savaşı’nın masrafları nedeniyle Tarihi Yarımada’da projelerin duraklama evresine girdiği bu dönemde, bu yapı ile devlet tarafından yapılan büyük ölçekli ve iddialı projelerin sürekliliği sağlanmıştır. II. Mahmut döneminde yaptırılan geniş saçaklı Bâb-ı Âli Kapısı’nı andıran Seraskerlik Kapısı’nın 1864-1866 yıllarında ye64 BİLİMKÜLTÜRSANAT İstanbul’un sembol yapılarından Serasker Kapısı, dönemindeki İstanbul kartpostallarında kullanılmıştır. Bu kartpostallarda Beyazıt Meydanı’nın değişimini görmek mümkündür. Sultan Abdülmecid, built a greater monumental gate in the place of this primary gate. The additions to Serasker Building made by Müşür Namık Paşa during the era of Mahmud II and its wooden parts were ruined, and the building torn down to be replaced by a masonry building. For this reason, a new gate with the same architectural ambience was required. This requirement was notified to Sultan Abdülaziz. Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver states that after the exterior walls of the new building were completed, Sultan Abdülaziz, returning from his Paris Trip, approved the construction of a gate similar to the Arc de Triomphe in Paris, on the side facing the square. The gate was constructed after the Egypt Trip of Sultan Abdülaziz. As the ministries were placed in symbol buildings emphasizing the Tanzimat ideology, and as the buildings were located with a European style and technique, the determined approach to modernity was put forth. Again, in this period in which the projects had to be stopped in the Historical Peninsula because of the costs of Dolmabahçe Palace and the Crimean War, this building ensured the continuity of the large-scale and assertive projects of the state. It is expressed that the renovation of Seraskerlik Gate, resembling the wide fringed Bâb-ı Âli Gate built in the era of Mahmud II, and the construction of the gate that is the current main entrance gate of Istanbul University in 1864-1866 is one of the most important transformations made in Beyazıt Square in the 19th century. It is written on the gate that it was constructed nilenmesi ve bugün İstanbul Üniversitesi tarafından kullanılan kapının yapılması 19. yüzyılda Beyazıt Meydanı’nda gerçekleşen en önemli değişimlerden biri olarak görülmektedir. Kapının üzerinde, 1864 yılında inşa edildiği yazmaktadır. 1869 yılından başlayarak Beyazıt Meydanı’nda genişletme çalışmaları yapılmış, yeni Seraskerlik Kapısı ve kapının her iki tarafında yer alan ikiz köşkler, meydana egemen ana öge olarak kullanılmıştır. Beyazıt Meydanı’nda cepheye gösterilen özen, eski içe dönük avlulu yaklaşımdan meydan anlayışına doğru dönüşümün bir işaretidir. Geleneksel Osmanlı yapılarında dış cephede bezeme aranmazken, meydanın yeni kurulan varlığının etkisi ile meydana bakan bina cephelerinin değer kazanmaya başladığı ve bir yapı yüzü fikrinin geliştiği görülebilir. Yaldızlı Kapı Tasarımı Fatih Sultan Mehmet’in fetih sonrası İstanbul’a girdiği Edirnekapı’daki kapı için yeni bir düzenleme yapılması düşünülmüş ve bu amaçla “yaldızlı bir kapı” tasarlanmıştır. Daha sonra bu “yaldızlı kapı” tasarımı Harbiye Nezareti’nin yeni kapısına uygulanmıştır. Tasarım konusunda fikir birliği bulunmasına karşın tasarımı yapan kişiler konusunda fikir ayrılıkları bulunmaktadır. Eşref Albatı’ya göre, Bekir Paşa’nın, Zeynep Çelik’e göre ise Fransız mimar Bourgeois’nin yaldızlı kapı tasarımı, Seraskerlik Kapısı olarak uygulanmıştır. Ancak genel görüş Fran- in 1864. By 1869, Beyazıt Square started to be widened, and the new Seraskerlik Gate and the twin mansions located on both sides of the gate were determined as the main elements ruling the square. The care for the front in Beyazıt Square is an indicator of the transformation from the old, introverted, courtyard approach to the square concept. While decorations were not sought for on the exteriors of traditional Ottoman buildings, with the effect of the newly established presence of the square, it is observed that the fronts of the buildings facing the square gained value and an understanding of building fronts developed. Serasker Gate, one of the symbol structures of İstanbul, featured on the İstanbul postcards of the era. It is possible to observe the changes Beyazıt Square has gone through by looking at these postcards. The Gilded Gate Design For the gate in Edirnekapı (Adrianople Gate), through which Mehmed II entered İstanbul after the conquest, a new arrangement was thought, and a “gilded gate” was designed. Then this “gilded gate” design was applied on the new gate of Harbiye Prison. Although there is a consensus of opinion on the design, there are divergences of opinion on the designers. According to Eşref Albatı, the Gilded Gate design of Bekir Paşa, and according to Zeynep Çelik, that of the French architect Bourgeois was applied to Seraskerlik gate. But the general opinion is that the architect of the gate is the French Architect Bourgeois (1821-1884). This opinion is supported by the fact that the majority of the names in the field of production in Tanzimat Period were non-muslims, foreigners or foreign national Levantines. The gate designed as a triumphal arch consists of two towers and an entrance area. It has SCIENCECULTUREARTS 65 sız Mimar Bourgeois’nın (1821-1884) kapının mimarı olduğu yönündedir. Tanzimat Dönemi’nde mimari üretim alanındaki isimlerin çoğunun gayrimüslimler, yabancılar ya da yabancı uyruklu levantenler olması, bu düşünceyi güçlendirmektedir. Zafer takı şeklinde tasarlanan kapı, iki kule ve giriş kısmından oluşmaktadır. İki yanda alçak tutulmuş kulelerle sınırlandırılmış olan giriş kapısı, ortada geniş tutulmuş üçlü kemer açıklıklı bir düzenlemeye sahiptir. Giriş kısmının ortası arabalar, yan bölümler ise yayalar için tasarlanmıştır. Kale şeklindeki kuleler nöbetçiler içindir. Kulelerin meydana bakan kısmında büyükçe 2 saat bulunmaktadır. Beyazıt Meydanı’na bakan Nizamiye Kapısı dört cephesinde eğrisel saçakları ve kıvrık dilimli kubbesi ile simgesel bir değer kazanmıştır. Kapının dış cephesi: “Süleymaniye Mahallesi, Beyazıt Meydanı No.1” kaydını taşıyan kapının Beyazıt Meydanı’na bakan dış cephesinin en üstünde, TC harflerini 66 BİLİMKÜLTÜRSANAT Kapı ve önündeki havuzun görünümü. Kaynak: Turgut Saner, “19. Yüzyıl İstanbul Mimarlığında Oryantalizm”. The view of the gate and pool in front of it. Source: Turgut Saner, “19. Yüzyıl İstanbul Mimarlığında Oryantalizm” [Orientalism in 19th Century Istanbul Architecture]. the arrangement of an entrance gate confined by low built towers on both sides, and a wide tripartite arch opening in the middle. The middle section of the entrance is designed for vehicles and the side sections are designed for pedestrians. The castle shaped towers are designed for guards. On the sections of the towers facing the square, there are two large clocks. Nizamiye Gate, facing Beyazıt Square, gained a symbolic value with its curvilinear fringes on four sides and its curled, segmented dome. The exterior of the gate: The gate is registered as ‘the District of Süleymaniye, Beyazıt Square No:1’, and on top of its facade facing the Beyazıt Square, there is a marble stone displaying the letters TC. Below the oval marble stone, the phrase “Istanbul University” is written in bronze letters and the date MCDLIII is written in Roman numerals. Below the date is a tripartite design and a celî-sülüs inscription by Şefik Bey. In the middle section of the inscription, there is ‘Daire-i Umur-i Askeriye’, on the right is taşıyan oval mermer bulunmaktadır. Oval mermerin altında, bronz harflerle “İstanbul Üniversitesi” ibaresi ve Romen rakamlarıyla MCDLIII tarihi yazılıdır. Tarihin altında, üçlü bir düzenleme ile Şefik Bey hatlı celî sülüs kitabe yer almaktadır. Kitabenin orta bölümünde “Daire-i Umur-i Askeriye”, sağında Fetih Suresi’nin birinci ayeti, solunda ise aynı surenin üçüncü ayeti yazılıdır. Yeşil zemin üzerine altın varaklı bu kitabe Şefik Bey imzalıdır. Soldaki ayetin altında 1282 (1865-66) tarihi bulunmaktadır. Kapının iç cephesi: Kapının iç cephesinin en üstündeki oval madalyonda İstanbul Üniversitesi’nin yılanlı amblemi vardır. Bu amblem, Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver tarafından tasarlanmıştır. Amblemin altında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nden aşağıdaki cümle bulunmaktadır: “Ey Türk gençliği, birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” Gazi Mustafa Kemal En alttaki üçlü kitabe düzeninde, Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin 4 satır celî talik hattıyla yazılmış aşağıdaki dörtlük yer almaktadır ve son beyit ile 1282 (1865-66) tarihi düşülmüştür. Muttali’-i envar-ı şevket şems-i evc-i saltanat Asuman durdukça olsun muzaffer nasr-ı aziz Askere nüzhet kulu tebşir eder tarihini Lütf-i şah Abdülaziz açtı der-i nasr-ı aziz Tezyinî yazılar ve kitabelerle süslenen the first verse of Fetih Sura, and on the left is its third verse. This golden foiled inscription on a green background is signed by Şefik Bey. Below the verse on the left, there is the date 1282 (1865-66). The interior of the gate: On the oval medallion on the interior wall of the gate, there is the emblem of Istanbul University featuring snakes. This emblem was designed by Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver. Below the emblem is a sentence from Atatürk’s Address to Turkish Youth: Beyazıt Meydanı’nın 19. yüzyılda düzenlenmiş hâli (solda). Harbiye Nezareti avlusunda içtimadaki askerler (sağda). The arranged Beyazıt Square in the 19th century (on the left). The gathered soldiers in the courtyard of Harbiye Prison (on the right). “Turkish Youth! Your prime duty is to preserve and defend forever the Turkish independence and the Turkish Republic. You will find the strength you need in your noble blood.”. Gazi Mustafa Kemal At the bottom there lies the inscription in 3 sections written by scribe Kazasker Mustafa İzzet Efendi with the following verses. The last line also carries the date 1282 (1865 – 66). Muttali’-i envar-ı şevket şems-i evc-i saltanat Asuman durdukça olsun muzaffer nasr-ı aziz Askere nüzhet kulu tebşir eder tarihini Lütf-i şah Abdülaziz açtı der-i nasr-ı aziz On the main entrance gate adorned by ornamental writings and inscriptions, there are the signs of the most famous three calligraphers of the era. The gate having traces of the neoclassically based empire style that began to be used at the beginning of the 19th century was constructed with an orientalist understanding that stands out also in other buildings at Beyazıt Square. Due to the developing relations with Europe SCIENCECULTUREARTS 67 MURAT ÇINAR 68 BİLİMKÜLTÜRSANAT İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yerleşkesi’nin helikopterden görünümü (üstte), Ana Kapı üzerindeki hat yazıları ve süslemelerden örnekler (sağda ve karşı sayfada). View of Istanbul University Beyazıt Campus from the helicopter (above). Examples from the calligraphies and ornaments on the Main Gate (on the right and at the opposite page). BÜŞRA AKSOY giriş kapısında devrin en meşhur üç hattatının imzası vardır. 19. yüzyıl başında görülmeye başlanan neoklasik temele sahip ampir üslubun izlerini taşıyan kapı, Beyazıt Meydanı üzerinde başka yapılarda da kendini gösteren oryantalist anlayışla inşa edilmiştir. Oryantalist üslup, Avrupa ile gelişen ilişkiler ve Sultan Abdülaziz’in kişisel tavrı sayesinde 1860’lar İstanbul’unda sıkça kullanılmıştır. Oryantalist yaklaşımın kaynağı Magrip’e kadar uzanmaktadır. Cephede geniş alanlarda dantelsi ağ bezeme, dilimli sivri ve at nalı kemerler ile Elhamra Sarayı’nı çağrıştıran bir görünümü vardır. Beyazıt Meydanı, 19. yüzyılda yaşanan değişimlerle birlikte İstanbul’u temsil eden önemli bir kent mekânı olarak karşımıza çıkmaktadır. Beyazıt Meydanı’nın bugünkü şeklini ise Mimar Turgut Cansever vermiştir. Yarım kalan projede İstanbul Üniversitesi anıtsal kapısı, Beyazıt Meydanı’na üstten bakar şekilde daha hâkim bir biçimde konumlandırılmıştır. and the personal attitude of Sultan Abdülaziz, the orientalist style was frequently used in İstanbul in the 1860s. The resource of the orientalist style extends back to Magrip. Lacy network decorations on wide areas on the front, and segmented, pointed and horseshoe arches resemble the Alhambra Palace. With the modifications made in the 19th century, Beyazıt Square became an important urban venue representing İstanbul. The current shape of Beyazıt Square is designed by Architect Turgut Cansever. In the unfinished project, the monumental gate of Istanbul University is located so as to overlook and rule Beyazıt Square. FOTOĞRAFLAR: B. AKSOY KAYNAKÇA / BIBLIOGRAPHY • Ara Altun, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, IV, 1984. • Feza Günergun, Sevtap Kadıoğlu, İstanbul Üniversitesi’nin Yerleşim Tarihçesi Üzerine Notlar, Osmanlı Bilimi Araştırmaları VIII/1, 2006. • İhtifalci Mehmed Ziya Bey, İstanbul ve Boğaziçi (Bizans ve Osmanlı Medeniyetlerinin Ölümsüz Mirası), Aralık-2003. • Zeynep Kuban, Gözde Çelik, “İstanbul Tarihi Yarımadası’nda Tanzimat Dönemi İdari Yapıları”, İTÜ Dergisi, Cilt 8, Sayı 1, 67-80 Mart 2009. • Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver, “Beyazıd’de Asakiri Mansure-i Muhammediye’nin Serasker Kapısı”. • Nurcan Yazıcı, “Osmanlılar’da Mimarlık Kurumunun Evrimi ve Tanzimat Dönemi Mimarlık Ortamı, Mimar Sinan Üniversitesi, Sosyal bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı, Türk-İslam Sanatları Programı Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ocak 2007. • Neşe Yeşilkaya, 19. Yüzyılın İkinci Yarısında İstanbul Beyazıt Meydanı ve Kentsel Mekâna Yönelik Tasarım İzleri: Aks, Arkad, Yapı Yüzü, Mimarlık Dergisi, Sayı 334, Mart-Nisan 2007. • Turgut Cansever, İstanbul’u Anlamak, Timaş Yayınları, İstanbul, 2. Baskı, 2008. • www.ttk.org.tr, www.tdk.gov.tr EKLEKTİK ÜSLUBA SAHİP It has an eclectIc style İstanbul Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ara Altun İstanbul Üniversitesi’nin ana giriş kapısı hakkındaki sorularımızı yanıtladı. Head of Istanbul University Fine Arts Department, Prof. Dr. Ara Altun, gave us information about the main entrance gate of Istanbul University. Neden Beyazıt’a ihtişamlı bir kapı inşa edilmiştir? Eski Kostantin Forumu olan Beyazıt Meydanı, yönetim yeridir. Eski sarayın olduğu Beyazıt, sur içinin hem Bizans döneminde hem de Osmanlı döneminde yönetim, çarşı ve yerleşim bölgelerinin en yüksek ve sınır noktasıdır. Kapının mimari özellikleri nelerdir? Roma’dan gelen zafer takı şeklinden esinlenerek buraya uygulanmıştır. Ortada araba girişi, yanlarda 2 normal yaya geçişi olmak üzere 3’lü bir giriş mevcuttur. Kapıların yanındaki kuleler nöbetçiler içindir. Nizamiye olduğu için kapının, giriş-çıkışın güvenliğini sağlamak için yapılmıştır. 3 katlıdır. Kapının son katında çok büyük bir salon vardır. Osmanlı’dan esinlenmiş bu çağdaş yapı, ampir dönemi özelliklerini yansıtmaktadır yani imparatorluk alameti taşımaktadır. Eklektik bir üsluba sahiptir. Geleneksel Rumi kıvrımları vardır. Modern mimari yanında Selçuklu ve Osmanlı mimarisinden de yararlanılmıştır. Yapı taşı olarak daha çok mermer ve somaki kullanılmıştır. Kaplamalar kesme taştır ancak tüm duvarlar kesme taş olmayabilir. Üzerindeki saatler hakkında bilgi verebilir misiniz? Herkesin yararlanacağı saat kuleleri 19. yüzyılda moda hâline gelmiştir. II. Abdülhamit’in tahta çıkışı nedeniyle birçok yerde saat kulesi yaptırılmıştır. Bir dönem üslubudur. Mesela Sirkeci Garı’nın önünde de vardır. What was the reason for building a magnificent gate in Beyazıt? Beyazıt Square, the old Forum of Constantine, is a venue for administration. Beyazıt, where the old palace was located, was the highest and frontier point of the administration, market and residential places inside the city walls, both in the Byzantine and the Ottoman eras. What are the architectural features of the gate? It was inspired by the Roman shape of triumphal arch and applied in here. There is a tripartite entrance consisting of a vehicle entrance in the middle and two ordinary pedestrian entrances on both sides. The towers on the sides of the gates are designed for the guards. They were built for the safety of entrance as it was built as a guardhouse. It has 3 storeys. There is huge hall on the top floor of the gate. This contemporary building inspired by the Ottoman Empire reflects the characteristics of the empire period, and thus, carries the empire badge. It has an eclectic style. It has traditional Rûmi curves. In its construction, as well as modern architecture, Seljuk and Ottoman architectures were made use of. As building stones, mostly marble and porphyry were used. The coatings are made of hewn stones, but not all of the walls are made of hewn stones. Could you give us some information about the clocks on the gate? Clock towers for public use were very fashionable in the 19th century. To celebrate Abdülhamit II’s succeeding to the throne, clock towers were built in many places. That is the style of a period. For instance, there is another in front of Sirkeci Station. SCIENCECULTUREARTS 69