ilk kazak bilim adamı şokan velihanov

Transkript

ilk kazak bilim adamı şokan velihanov
KÜLTÜR EVRENİ - UNIVERSE OF CULTURE - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ
İLK KAZAK BİLİM ADAMI ŞOKAN VELİHANOV
(1835 – 1865)
SHOKAN SHİNGİSULİ VELİHANOV İS THE FİRST
KAZAKH HUMANİTARİAN SCİENTİST
(1835 – 1865)
ПЕРВЫЙ КАЗАХСКИЙ УЧЁНЫЙ ЧОКАН ВЕЛИХАНОВ
Yrd. Doç. Dr. Kenan KOÇ∗
Özet
Şokan Şınğısulı Velihanov, Kazakların Avrupai tarzda eğitim alan ilk bilim adamlarından biridir. Orta Asya halklarının, özellikle de Kazak ve Kırgız Türklerinin; tarihinin, hayatının, örf ve âdetlerinin, edebiyatının araştırılmasında öncü
olmuştur. Şokan; coğrafyacı, düşünür, tarihçi, etnograf, edebiyat bilimleri ve folklor araştırmacısı, Kazaklar arasında yetişen ilk ressam, yazar ve mütercimdir. Eserleri günümüze kadar önemini yitirmemiştir.
Anahtar kelimeler: Şokan Şınğısulı Velihanov, Kazak, Türkistan, Orta Asya
Abstract
Shokan Shınğısulı Velihanov is the first humanitarian scientist of Kazakhs who
took European education. He became a pioneer in searching not only the history
but also the life, customs, traditions and the literature of Central Asian Peoples,
particularly those of Kazakh and Kirghiz Turks. Şokan is geographer; thinker,
historian, ethnographist, researcher of arts and folklore, the first painter among the
Kazakhs, writer and translator. His works are still appreciated.
Key worlds: Shokan Shıngısulı Velihanov, Kazakh, Thurkistan, Central Asian
∗
Muğla Üniversitesi Çağdaş Türk lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi/ TÜRKİYE
365
KÜLTÜR EVRENİ - UNIVERSE OF CULTURE - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ
Резюме
Чокан Велиханов был первым казахским ученым, получившим
европейское образование. Он был первым исследователем истории, жизни,
обычаев и литературы таких среднеазиатских народов, как казахи и киргизы.
Видный географ, мыслитель, историк, этнограф, исследователь литературы и
фольклора, художник, писатель и переводчик. Его произведения не потеряли
злободневность и в наши дни.
Ключевые слова: Чокан Велиханов, казах, литература, писатель,
исследователь.
Şokan, Kazak Türklerinin ünlü hanlarından Abılay’ın torunlarından biridir.
Abılay vefat ettikten sonra oğlu Veli Orta Cüz Kazaklarının hanı olmuştur. Veli,
1819 yılında vefat eder. Oğlu Şınğıs genç olduğu için kısa bir süre Veli’nin eşi
Ayğanım hanlık tahtında oturur. Bu dönemlerde Kazak bozkırları, Rus İmparatorluğu hâkimiyeti altına girmeye başlar. 1822 yılında Rusya, Kazaklar arasında mevcut olan Hanlık idare sistemini ortadan kaldırmış, bunun yerine Ağa Sultanlık düzenini getirmiştir. Bu sisteme göre, Şınğıs büyüyünce Amanqarağay, Qusmurın
illerinde kısa bir dönem Ağa Sultanlık yapar. Şınğıs, gençken Ombı şehrinde askerî
okulda okur. Bu geleneği devam ettirmek amacı ile Şınğıs, oğlu Şokan’ı da genç
yaşlarda askerî okula verir. Amacı, oğlunun Çar hükümetine hizmet ederek, askerî
rütbe almasıdır. Fakat, Şokan rütbe meraklısı olmayıp, kendini bilime vermiştir.
Şokan, Şınğıs’ın büyük oğludur. Şokan’ın gerçek ismi Muhammed
Kanafiya’dır. Halk ona daha sonraları Şokan demiştir. Şokan, 1836 yılında Tobıl
nehri boyunda dünyaya gelmiştir. Çocukluk yıllarında özel okullarda okuyup eski
yazı öğrenmenin yanında şiir, cır, efsane ve hikayeler okumuştur.“Qozı Körpeş
Bayan Bayan Sulu” destanını derlemiş yazmıştır. Arap, Farsçadan sonra Orta Asya
Türk lehçelerini iyi derecede öğrenmiştir. On iki yaşında, 1847 yılında Ombı şehrindeki askerî okula kaydolur. O dönemde bu askerî okul iki gruba ayrılıyordu.
Bunların birincisi “birlik” olarak adlandırılmaktaydı. “Birlik”te, sadece zengin
kesimin çocukları eğitim alıyordu. Diğerine ise, “bölük” denilmekte idi. Bölükte
sıradan insanların çocukları, yani Rus Kazaklarının çocukları okumaktaydı. Birlik
öğrencilerinin durumu üst seviyede idi. Onlara vasıflı ve bilgili hocalar ders veriyordu. Bunu dışında da çok iyi imkânlarla donatılmışlardı. Şokan, Han soyundan
olmasına rağmen, bölüğe sevk edilmiştir. Bu duruma bakarak, Çar bürokratlarının
yerli halk temsilcilerine pek önem vermediği açıkça fark edilmektedir.
Bu askerî okul o dönemde Sibirya’daki en itibarlı okul durumundadır. Öğrencilere askerî dersler dışında coğrafya, tarih (Rusya tarihi ve genel tarih), Rus ve Batı
edebiyatları, felsefe, zooloji ve botanik, fizik, matematik, jeodezi, inşaat ve mimarlık alanlarında dersler veriliyordu.
Şokan, okulda üstün zekâsı ile dikkatleri çekmiş, Rusçayı da az bir zaman içinde öğrenmiş, akıcı konuşabilecek seviyeye gelmiştir. Şokan, sivri dilli ve mizahi
366
KÜLTÜR EVRENİ - UNIVERSE OF CULTURE - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ
kişiliğe sahip biri olarak tanınmıştır. Küçüklüğünden itibaren hatipler gibi yetişmiştir. Şokan, Güney Sibirya, Baykal, Altaylar, Oral, İdil, Hazar çeveresini araştıran P.
S. Pallas’ın “Seyahatnamesini”, Oral, İdil, Hazar Denizi çevresindeki halkların
tarihi ile etnografyasını yazan P. İ. Rıçkov’un günlüğü gibi ele geçmeyen eserleri
asıllarından okumuştur. Şokan, Ombı’daki askerî okulda geleceğin ileri görüşlü
Rus aydınları ile aynı sınıfta okumuştur. Kendi dönemindeki ileri görüşlü, aydın
kimselerle münasebetlerini geliştirmiştir. Asya’yı araştıran coğrafyacı bilgin G. N.
Potanin, Doğu’yu araştıran S. Sotnikov, bilim adamı İ. N. Berezin vb. kendi alanlarında tanınmış insanlarla iyi münasebetler kurmuştur. Berezin tarafından iki cilt
halinde Kazan’da yayınlanan Reşidüddin’in “Cami-üt-Tevârih” (Tarihlerin Toplamı) adlı eserle ilgili yapmış olduğu ilk değerlendirme Şokan’ın ilk bilimsel eserini
oluşturur. Sözü edilen bu insanlardan etkilenerek, o dönemlerde Çar hükümetinin
yasakladığı eserlerle, toplumsal düşüncelerle yakından ilgilenir. F. M. Dostayevski
ile onun Çar hükümetine karşı mücadele eden arkadaşı S. F. Durov ile tanışır.
Velihanov, elinden geldiği kadar derin bilgi almaya özen gösteren ve sınıf arkadaşlarının çözemediği bazı meselelerde çıkış yolu bulmayı başarabilen zeki biri olarak
tanınır. Şokan, 1853 yılında Subay Okulunu bitirdikten sonra, Çar Hükümeti tarafından Ombı’da askerî göreve alınır. Okulu bitirir bitirmez Sibirya Kazak (Rus
Kazakları) ve Rus askerleri arasına göreve gönderilen Şokan’ı, Batı Sibirya Bölgesi
General Valisi G. H. Hasport yanında çalıştırmak üzere geri aldırır. Şokan,
Hasport’un yaveri olarak 4-5 yıl çalışır. Bu husus, Şokan’ın, bulunduğu ilin makamları tarafından askerî okulda eğitim aldığı yıllarda bile fark edildiğini ortaya
koymaktadır. Bu olay, şaşırtıcı niteliktedir. Normal şartlarda yerli halkı pek önemsemeyen, yerli halka dikkat etmeyen Çar Hükümeti’nin, henüz on yedi yaşlarında
olan bir Kazak gencini kendi istekleri doğrultusunda göreve çağırmaları boşuna
değildir. Şokan, subay adayı iken bile Rus bilim adamları tarafından keşfedilmişti.
Önde gelen Rus Türkologları bile çözemedikleri meselelerle ilgili Şokan’a başvurmuşlardı. Bu durumu, şu olay kanıtlamaktadır: 1850-1851 yıllarında tanınmış
Rus Türkologu N. İ. Berezin, Toqtamış, Saadet Giray Hanların mektupları ile fermanlarını “Han Fermanları” adı ile yayınlatır. Bu eski yazılardaki bazı kelimelerin
anlamlarını anlayamayan Berezin, N. F. Kostıletski’den yardım ister. Kostıletski 7
Temmuz 1852 yılında Berezin’e yazmış olduğu mektupta, fermandaki bazı kelimelerin anlamını çıkaramadığını, bilim adamlarından yardım istediğini, onlardan bir
fayda olmayınca, bozkır ülkelerinde keşif çalışmaları yapan öğrencilerine mektup
yollayarak yardım istediğini yazar. On altı yaşındaki Şokan, bu dönemlerde Kazakistan’da yaz tatilindedir. Kostıletski’ye bu durumda tanıdıkları arasından sadece
Şokan’ın yardım ettiğini belirtmek gerekir. Çünkü, Berezin’in yayınladığı kitaplarda yazarı belli olmayan ek bölümleri Şokan’ın yazmış olduğu muhakkaktır. Ş.
Velihanov, 1854 yılında G. H. Hasport’un Ombı’dan başlayan ve İli Alatavlarına
kadar yapmış olduğu keşif amaçlı gezisine katılır. 1855 yılında ise K. K.
Gutkovski’nin, 1856-1857 yıllarında Semenov-Tyan Şanski’nin düzenlediği bilimsel gezilere katılır. Bu gezi esnasında genç bilim adamı olan Şokan, Kazak ve Kırgız halklarının tarihî etnografyası ve folklorunu ayrıntılı olarak araştırıp, halk edebiyatı örneklerini derlemiştir. İle Alatavı Kırgızlarıyla ilgili araştırma gezisine çı367
KÜLTÜR EVRENİ - UNIVERSE OF CULTURE - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ
kar. Göçebe halk arasındaki bulunurken onların hayatı, gelenk ve göreneklerini,
tarih, etnografya ve sözlü edebiyatını ayrıntılı olarak araştırdı. Bu seferinde Kırgız
Türklerinin destanı “Manas”ı derlemiştir. Kazaklara komşu olan halkların tarihini
araştırmak Velihanov’a kendi halkının eski ve orta çağlardaki belirsiz konuları
aydınlatmaya yardımcı olmuştur. Kazakistan’ın güney bölgeleriyle sıkı ilişki içerisinde olan Kokan hanlığının ekonomik, siyasi ve sosyal yapısını araştırıp bu konuda “Kokan Hanlığı Hakında Eser” adlı çalışmayı ortaya koymuştur. Bu bölgeye
yapmış olduğu ilk gezisinde de “Issıkgöl Seferinin Günlüğü”, “Çin İmparatorluğunun Batı Eyaleti ile Kulja Şehri”, “Kırgızlar Hakkında Yazılı Eserler” adlı tarihi ve
etnografik eserler yazmıştır. Velihanov’un çalışmaları Rus Coğrafya Kurumunun
dikkatini çekmiş ve Velihanov buraya üye olarak kabul edilmiştir.
Şokan’ın eğitim aldığı Ombı, çeşitli bölgelerden insanların toplandığı bir merkez idi. Doğu halkları ve Sibirya üzerinde araştırma yapmak üzere yola çıkan Rus
bilim adamları mutlaka bu şehre uğrarlardı. Bununla birlikte, Sibirya’ya, Kazak
bozkırından sürgün edilen siyasi tutuklular da Ombı şehri üzerinden geçerlerdi. Bu
yüzden Ombı’da bulunan ünlü bilim adamı P. Semenov, Rus anarşistlerinin lideri
olan Bakunin, o dönemlerdeki tanınmış siyasi bir örgüt olan Petreşevskicilerin
lideri Butaşeviç-Petraşevski, Rus yazarı F. M. Dostoyevski, şair Dudov vb. ünlü
şahıslarla Şokan irtibat halindeydi. Onlarla, samimi fikir alışverişi ortamında bulunan Şokan, Rusya’daki siyasi durumlardan haberdardır, halka hizmet etmenin ne
kadar büyük bir görev olduğunu derinden hisseder.
Şokan, 1858-59 yılları arasında Çar hükümetinin vermiş olduğu görev gereği,
Qaşkar gezisinde bulunur. O dönemlerde Rusya’nın siyasi yönetimi, Kaşgar bölgesindeki Altışehir devletinin hayat tarzı ve hayatı, tarihini araştırma konusunda çok
ilgili idi. Fakat, kapalı olan bu devlet merkezine farklı milletlerden kimse giremiyordu. Kapalı bu şehre girmeye teşebbüs eden bir iki kişinin hayatı da trajik bir
olayla sonuçlanmıştı. Şokan’dan önce Altışehir’e giden A. Shlaginveit tutuklanarak
öldürülmüştür. Şokan’ın bu gezisi onun hayatında yeni dönemin başlangıcı olmuştur. “Altı Şaharın veya Çin’in Nan-lu Eyaletinin (Küçük Buhara’nın) Doğudaki
Altı Şehrinin Durumu” adlı mükemmel eseri eseri yazmıştır. Altı şahar diye Aksu,
Uçturfan, Jarkent, Hotan şehirleri kastedilmektedir. Henüz tanınmayan bu şehirlerin ekonomik ve siyasi yapısı, halkların tarihi ve etnografisi, coğrafyası hakkında
esaslı bilgiler yer almaktadır. Şokan, bu geziden Kaşkar’ı ilk defa araştıran, büyük
ve yeni gözlemler yapan bir bilim adamı sıfatıyla döner. Türkistan tarihiyle ilgili
yazılan ilk eserdir bu. Eser Rusya ve diğer ülkelerde kısa sürede ün yapmıştır. 1965
yılında Londra’da “Ruslar Orta Asya’da” adıyla İngilizce olarak yayımlanmıştır.
Orta Asya ve Doğu Türkistan’ı araştıran birçok araştırmacı bu eserden yararlandı.
Şokan’ın bazı eserleri daha sonradan Fransızca ve Almancaya çevrildi.
Ş. Velihanov, 1860-1861 yılları arasında Petersburg’da bulunur. Bu şehirde bir
taraftan kendi bilgilerini geliştirir, diğer taraftan da Kaşkar gezisi esnasında derlemiş olduğu malzemeleri bilimsel bir sistemle kitap haline getirir. Orta Asya ve Çin
haritasını yapmada görev alır. Bu zaman dilimi içerisinde Kazak halkının hayatı,
örf - âdetleri ile ilgili birçok eser yazar. Bu sıralarda yazar, eleştirmen ve şairlerin
arasında bulunarak çevresini daha da genişletmiştir. Şairler A. P. Maykov, Ya. P.
368
KÜLTÜR EVRENİ - UNIVERSE OF CULTURE - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ
Polonskiy, N. G. Çernışevski ile diplomat ve gazeteci E. P. Kovalevski, F. R.
Osten-Saken, Petersburg Üniversitesinin profesörü İ. İ. Zaharov, tanınmış oryantalistler V. V. Grigoryev, V. N. Vasilyev, V. V. Velyaminov Zernov seyyah olarak
kabul edilen Velihanov’a tesir ettiler. Bilim adamı M. Yadrintsev : “Petersburg’da
ben Şokan Velihanov ile şöhret bir subay olduğu dönemde karşılaştım…, ben onu
eski doğu el yazması haritalarla ilgili çalışırken gördüm” diye hatırlar.
1861-1864 yılları arasında Şokan, Kökşetav’da kendi memleketinde bulunur.
Araştırmacıların büyük çoğunluğu Şokan’ın askerî okulda okurken akciğer hastalığına yakalandığını, 1861-1864 yılları arasında köyünde bu hastalıktan kurtulmak
için kımız içerek, tedavi olduğunu belirtmektedir. Bu görüşlerle birlikte onun akciğer hastalığına yakalandığına dair bilgilerin asılsız olduğunu da iddia edenler vardır. Şokan, kendi memleketinde bulunduğu dönemlerde Kazak sözlü edebiyatı
örneklerini, şecerelerini toplamış, halk hayatını araştırmıştır. Bazı folklor eserlerini
Rusçaya çevirmiştir. Bu dönemdeki düşüncelerini o dönemdeki hükümet adına
yazılan “Bozkırdaki Müslümanlık Hakkında”, “Hukuk Reformu Hakkında Yazı”
adlı eserlerde bildirmiştir. Bu dönemlerde halk Şokan’ı, Ağa Sultan olarak seçmek
ister. Fakat, sonradan “bizim istediklerimizi yerine getirmez” şüphesi ile Kazakların cahil zengin kısmı ve Çar hükümetinin rüşvetçi bürokratları onu çeşitli hilelerle
Sultanlık makamına seçtirmezler. Şokan bu olayla ilgili olarak, Rus yazarı
Dostoyevski’ye yazdığı mektubunda: “Bir zamanlar ben, Sultan olmaya heveslendim. Buradaki amacım, halkıma yararlı bir yönetici olmak ve halkımı bürokratların, Sultan yöneticilerin zulmünden kurtarmaktı. Bununla birlikte, halkıma okumuş
yönetici, örnek sultan olmak istedim. Rus bürokratlarının davranışlarına bakarak
Rusları değerlendiren, dolayısıyla da Rus eğitimi ve terbiyesinden korkanlara, bu
düşüncelerinin yanlış olduğunu anlatmak istedim. Bu sebeplerden ben, Atbasar
iline Ağa Sultan seçilmeye hazır olduğumu belirtmiştim. Fakat, seçim, bürokratların hilesinin gölgesinde kaldı. İl yönetimindeki makam sahipleri, yöneticiler bana
karşı çıktılar. Onların karşı çıkmalarının nedeni, Sultanlardan aldıkları çuval dolusu
rüşvetin kesilmesi idi. Yöneticiler ise, “Ben Ağa Sultan seçildiğim takdirde boyunlarına torbalarını asarak, birer dilenci olacaklardı.” demiştir.
1864 yılının başlarında, Çar Hükümeti’nin Çernyayev komutasındaki askerî
birlik, Semey şehri üzerinden, Almatı’ya, oradan da Orta Asya’ya, Taşkent’e gelir.
Çernyayev, kendisine eşlik etmeleri için birçok bilim adamı ve yazarı davet eder.
Bu heyetin içinde Şokan da bulunmaktadır. Şokan, kısa bir zaman Çerniyev’e eşlik
eder. Bişkek, Avliyaata (günümüz Jambıl ili) üzerinde Rus askerleri ile Kokan
Hanlığı birliği arasında kıyasıya bir savaş yaşanır. Kokanlılar tarafında Şokan’ın
amca oğlu Kenesarıoğlu Sızdık da vardı. Sızdık Sultan, babası Kenesarı’nın intikamını almak için Rus askerlerine karşı mücadele eden, hayatının büyük kısmını
Orta Asya halklarının askerleri ile birlikte geçiren kahraman bir askerdir. Onun
kahramanlıkları, hem düşmanları, hem kendi halkı tarafından takdirle karşılanmıştır. Sızdık’ı bu amacından döndürmek için araya giren Şokan’ın girişimleri de hiçbir sonuç vermez. Bu savaş sırasında hayatlarını kaybeden kendi halkının vaziyeti,
genç Şokan’ı derinden sarsar. Ardında Şokan, General Çernyayev’e bağlı öncü
asker kolundan ayrılarak, Kapal yakınlarına gider. Oralarda Sultanlık yapan Tezek
369
KÜLTÜR EVRENİ - UNIVERSE OF CULTURE - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ
Töre’ye sığınarak, onun kız kardeşi ile evlenir. Tezek de Abılay han soyundandır.
Şokan, 1865 yılında Tezek Töre’nin köyünde akciğer hastalığından hayata gözlerini yumar. Mezarı, Almatı ile Kapal arasındaki Köşentoğan isimli bir yerdedir.
Şokan, genç yaşta (30) kendi ülkesi yararına başlattığı birçok çalışmayı sonuçlandıramadan hayata veda etmiştir. Şokan, sadece yedi sekiz yıl bilimsel araştırma
yapmasına rağmen Kazak halkına büyük bir miras bırakmıştır. Uzun yaşayan birçok bilim adamına nazaran sayısız eser yazmıştır. Bu, onun bıraktığı eserlerin büyüklüğü bakımından yapılan bir değerlendirmedir. Şokan, araştırdığı eserlerin bilimsel niteliği ve ağırlığı bakımından eşi benzeri olmayan eserlere imza atmıştır.
Velihanov, ele aldığı meseleler bakımından kendinden önceki araştırmacılarla kıyaslandığında zengin malzeme derleyerek, yeni tezler ortaya atarak, yeni, halkçı bir
görüş getirmiştir. Şokan, Orta Asya ile Kazakistan, Cungar Alatav’ı ile Kaşkar’ın
coğrafyasını, yapısını, tarihini, din, örf-âdetlerini, kendi dönemindeki siyasi ve
sosyal durumunu araştırarak, zengin bir miras bırakmıştır. Şokan, eserlerini tamamlamadan hayata veda etmiştir. Birçok eseri de köyde kalarak, kaybolmuştur. Henüz
elimize geçmemiş birçok eserinin olduğu bilinmektedir. 1904 yılında Şokan’ın
birçok eseri Rusça Petersburg’da kitap olarak yayımlanmıştır. XX. yüzyılın 50’li
yıllarında Kazakların tanınmış bilim adamı Prof. Dr. Älkey Marğulan, Ş.
Velihanov ile ilgili malzemeler toplamada öncülük yaptı. Sonuçta, 1961-72 yılları
arasında Şokan’ın 5 ciltten oluşan eserleri yayımlanmış, Ä. Marğulan, bu eserin
hem redaktörü, hem de editörü olmuştur. Her cildin sonunda yer alan dipnotlar,
açıklamalar, elyazıları hakkındaki bilgiler, külliyatın büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Burada yer alan malzemenin tamamına yakını, yeni nitelikteki malzemedir. Şokan, hayatı boyunca, Kazak halkının Avrupa kültürünü yakalaması uğrunda
hizmet vermiştir.
Şokan’ın sınıf arkadaşı, ünlü bilim adamı G. N. Potanin: “Okul yıllarında iken
Şokan, Orta Asya’yı gezmeyi çok istedi. Bizim okulun bir diğer kapısı Ertis nehrine bakardı. Bu kapıdan dışarı çıkıldığında nehrin öte tarafı ıssız bozkır olarak önümüzde serilir ve serapla yarışırdı. Bunu gördüğümüz zaman, kendimizi Orta
Asya’nın düz bozkırlarının gizem dolu kapısının önünde duruyor gibi hissederdik.
Bir gün Şokan, bu kapının önünde dururken, Orta Asya’yı gezme hayalinin olduğunu, muamma dolu bozkırının sırlarını öğrenmeyi arzuladığını bize söyledi. O
kadar ilgi çekici bir dille anlattı ki, herkes onu pür dikkat dinledi”, diye Şokanla
olan anısını nakleder. Şokan’ın bu hayalinin çok geçmeden gerçekleştiğini gördük.
Demek ki, Şokan bunu hayal etmekle sınırlı kalmayıp, bu isteğini gerçekleştirmek
için büyük bir azimle çalışmıştır, diye belirtmiştir.
Komşu halkların hayatı, tarihi, örf-âdetleri, sözlü edebiyatını detaylı olarak araştırma, genç bilim adamının kendi halkının yapısını iyice öğrenmesini sağlamıştır. Kokan Hanlığının siyasi ve sosyal yapısını etraflıca araştıran Şokan, “Kokan
Hanlığı Hakkında Yazılar” adlı bir eser bırakmıştır. İlk gezisi esnasında topladığı
malzemeyi inceleyip özetledikten sonra “Issıkköl Gezisi Günlüğü”, “Çin İmparatorluğunun Batı Eyaleti ve Kulca Şehri”, “Kırgızlar Hakkında Yazılar” isimli tarih
ve etnografyayla ilgili eserler meydana getirmiştir. Bu eserlerde Kırgızistan ile
Kazakistan’ın Güneyinde Orta Çağlarda yerleşik hayat tarzının üstün olduğunu,
370
KÜLTÜR EVRENİ - UNIVERSE OF CULTURE - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ
bazı eski kentlerin büyük yol boyunda bir istasyon görevi üstlendiğini, bu kentlerin
ticaret yapan bütün ülkeler tarafından bilindiğini anlatır. Bu eserleri, Rus Coğrafya
Kurumunun dikkatlerini çeker ve neticede Şokan, 27 Şubat 1857 yılında bu kuruma
üye seçilir.
Qaşkar Gezisi esnasında yazılan “Altışehirin, yani Çin’in Nan Lu (Küçük Buhara) ülkesinin Doğu taraflarındaki “Altışehirin 1858-1859 yıllarındaki Durumu”
isimli çalışması, bir tek Rusya tarafından değil, tüm dünya çapında bilinen bir eser
haline gelmiştir. 1865 yılında yazılan bu eseri Londra’da “Ruslar, Merkez Asya’da” adıyla İngilizce yayımlanmıştı. Bu eserden Rusya ve Avrupa’daki Doğu
araştırmacıları, bilim adamları, askerî birimler, siyasetçiler yararlanmışlardır.
Şokan’ın birçok eseri Almanca ve Fransızcaya çevrilmiştir.
Şokan, Kırgız ve Kazak Türklerinin tanınması ve bilinmesi devlet olarak ortaya
çıkma sürecine büyük katkı sağlamıştır. Kırgız ve Kazaklar arasındaki etnik farkı
göremeyen o dönemin bilim adamlarından (A. Gumbold ve K. Ritter) Şokan’ ın
farkı, iki kardeş halkın etnik yapısı ve kültürel özellikleri göstermeyi başarmasındadır. Şokan’ı tarihçi olarak niteleyen önemli bir özellik; Şokan, tarihi ve tarihî
süreci gerçekleştirenlerin halk kitlesi olduğunu ortaya çıkarmasıdır. Şokan, Orta
Asya’daki devletlerle ilgili gördüklerini ve duyduklarını olduğu gibi yazmamış, bu
devletlerin ekonomik bakımdan geride kalma sebepleri üzerine de derin bir analiz
yapmıştır. Onun “Cunğarya Denemeleri”, “Kulca Gezisi”, “Qaşkar Gezisi”, “Güney Sibirya Kabilelerinin Tarihi Hakkındaki Görüşler”, “Köketay Han’ın Vefatından Sonra Verilen Aş” adlı eserlerinin önemi apayrıdır. “Abılay”, “Eski Zamandaki
Kazakların Silah ve Zırh Takımları”, “Kazaklardaki Şamanizmin Kalıntıları” gibi
eserleri, onun bilgi sahibi bir etnograf olduğunun kanıtıdır. Şokan, Orta Asya’yı
coğrafi yönden tanıtmanın yanısıra tarihî bakımdan da dünyaya tanıtmıştır.
Şokan’ın, edebiyat bilimi üzerinde yaptığı araştırmalar da bulunmaktadır. Orta
Asya halklarının, özellikle Kazakve Kırgızların eski dönemlerdeki mit, folklor ve
sözlü edebiyat örneklerini geniş kapsamlı olarak incelemiş, bununla ilgili değerli
görüşlerini belirtmiştir. Şokan, bu halkların cırcılık özelliklerine büyük önem vermiştir. Göçebe halkların da zengin bir edebiyatının olduğunu sayısız örneklerle
kanıtlamıştır. Bir edebiyat bilimi araştırmacısı olarak Şokan’ın, kendine has araştırma yöntemi de bulunmaktadır. Şokan, Kazak ve Kırgız edebiyatından bahsederken edebiyattan genel olarak bahsetmemiş, bunları diğer halkların edebî eserleri ile
kıyaslayarak ele almıştır. Mesela, Kırgızların halk masallarını Slav halklarının
masallarıyla birlikte ele alarak, bunları analiz ederek, bu şekilde de onlar arasında
tipolojik benzerlikler bulmuştur. Bu benzerliklerin sebebini, ilk olarak, bu halkların
komşu olmalarına, ikinci olarak da onların yaşadıkları ortamın ortak benzerliklerine bağlamıştır. Şokan’ın bu değerlendirmelerinden, kendi dönemindeki mitolojik
ve tarihî diyebileceğimiz sayısız araştırma ekolleri ile teorilerin etkisinde kalmadığını, kendine has bir yol bulduğunu görmekteyiz.
Ş. Velihanov’un bilimsel arayışlarının ilk adımı, folklor örnekleri derleme ve
onları kayda almakla başlamıştır. Bu arayışlarda, Şokan’ın babası Şınğıs’ın da büyük rolü olmuştu. Şokan, “Qozı Körpeş Bayan Sulu” destanını henüz çocukluk
371
KÜLTÜR EVRENİ - UNIVERSE OF CULTURE - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ
yıllarında, askerî okula gitmeden önce derlemişti. Kahramanlık destanlarından “Er
Kökşe ile Edige” destanını da kaydetmiştir. Ne yazık ki, “Kozı Körpeş Bayan Sulu” destanının el yazısı kaybolmuş, Edige destanı ise sonradan bulunmuştur ve
onun kaydettiği “Edige” destanı bu destanın en güzel varyantlarından biri olarak
günümüzde de değerini yitirmemiştir. Tarihî şiirler, ağıt ve atışmalar üzerine
Şokan’ın yazdığı eserler, günümüz folklor bilimi sahasında da herkesçe bilinmektedir. Abılay turalı cır (Abılay Hakkında Cır), Qara batırdıñ tolğavı (Kara Batır’ın
Tolğavı), Oraqtıñ tolğavı (Orak’ın Tolğavı) gibi eserleri değeri yüksek eserlerden
sayılmaktadır. Derlemiş olduğu atasözlerinin sayısı da oldukça fazladır. Bu atasözlerinin bir asır önce derlenmesinin önemi büyüktür. Bunların sayesinde bizler, o
dönemlerdeki folklorun durumunu öğrenebiliriz. Şokan’ın kaydettiği tarihî efsaneler, Kazakları tanıtmakta büyük bir önem arz etmektedir. Şokan’ın derleme alanındaki emeği ne kadar önemli ise, onun kaydettiği kültürel mirasın çoğunun kaybolması da bir o kadar üzücüdür. G. N. Potanin “Şokan’ın Kazaklar hakkında derlediği materyallerinin bulunduğu büyük bir dosyası vardı, fakat onun nerede olduğu
şuan bilinmemektedir. O yazılarının bir kısmını bizzat görmüştüm” diye yazmıştır.
Şokan’ın Kırgızların “Manas” destanını “Köketay Han’ın Aşı” isimli büyük bir
bölümünü, özel olarak görevlendirdiği şahıslara yazdırması da takdire şayan bir
çalışmadır. Şokan, Manas’ın metnini eski Arap alfabesinin imkânlarından yararlanarak derlemiş, orijinaline en yakın şekli ile sunmuştur. Manas destanının bazı
yerlerinde Kazakça kaydettiği kelimeleri tekrar düzelterek, Kırgızca şekliyle vermiştir. Bu olay, Şokan’ın bir bilim adamı olarak titiz ve ilkeli çalıştığını göstermektedir.
Şokan’ın halk cırları üzerinde yaptığı araştırmaları günümüze kadar önemini
yitirmemiştir. “Manas Destanı” ile ilgili yapmış olduğu değerlendirmeler, Avrupalıların ve Rusların dikkatini Manas destanına çekmesine zemin hazırlamıştır.
Şokan, Kırgızların mitleri, masalları ve efsanelerinin Manas destanında bir araya
gelerek özetlendiğinin altını çizmiştir. Bununla birlikte Şokan, Manas destanını,
Kırgızların hayat tarzı, millî kişilikleri, otacılık özellikleri, uluslararası ilişkileri
hakkındaki bilgilerin bir araya getirildiği, toplandığı bir ansiklopedi olarak da değerlendirmişti. Manas, bozkır insanının İliyada’sıdır. Buna benzer Kazak halkının
kahramanlık destanlarını da derinden araştırıp, sıkça dile getirmiştir. Edige, Er
Kökşe, Orak, Mamay, Şora gibi Noğay Ordası dönemlerindeki şahıslar hakkındaki
cırların değerli yönlerini ortaya çıkardı. Bu eserler, Şokan’ın folklor araştırmaları
üzerine yazılan eserleri arasında en önemli olanlarıdır.
Ş. Velihanov, edebiyat teorileri uzmanlığı ile de tanınmıştır. Onun, “Kazak
Halk Nazmı Türleri Hakkında” isimli araştırmasında, nazım türlerinin tasnifini
yapmıştır. Bunun yanısıra, bu eserinde cırcılık geleneği ile ilgili bilgi de vermiştir.
Bu eserinde yaratıcılık sanatı ile ilgili birçok fikre yer vermiş. Şokan’ın, şair
Orınbay’ a yönelttiği eleştirilerinden, Şokan’ın bir edebiyat eleştirmeni olduğu da
fark edilmektedir.
Manas destanını aktarmasıyla Şokan, kendini yenenekli bir mütercim olarak
ispatlamıştır. Genel olarak büyüklüğü üç bin mısradan fazla olan “Köketay Han’ın
Aşı”nın 913 mısrasını Rus Diline çevirmiştir. Heyecan dolu ve renkli bir destan
372
KÜLTÜR EVRENİ - UNIVERSE OF CULTURE - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ
metnini başka bir dile çevirmek kolay bir iş değildir. Epos dilini rengini olduğu
gibi yansıtmak, çevrinin yapıldığı dilin edebî değerlerini ve özelliklerini derinden
bilmeyi gerektirmektedir. Şokan, bu talebi en güzel şekilde yerine getirebilmiştir.
Şokan’ın yolculuk esnasında yazdığı eserleri de, onun usta bir yazar olduğunu
belirtir.
Ş. Velihanov, kendi eserlerini yaşadığı dönemin gereği ve bulunduğu ortama
göre Rusça yazmıştır. Şokan kendi ana dili olan Kazakçayı da çok iyi biliyordu,
kendi halkını hayatının sonuna kadar sevmiştir. Şokan, Kazak yurdu ile toprağını
ne kadar sevdiğini Rus dostlarına şu şekilde ifade etmiştir: “Ben, her şeyden önce
öz halkımı, Kazakları, sonra Sibirya’yı, sonra da Rusya’yı, sonra tüm insanoğlunu
seviyorum. Eğer bir Rus’un bir Kazak’ı dövdüğünü görürsem, Kazaktan yana taraf
tutarım, bir Fransız bir Rusu döverken görürsem, Rus’a yardım ederim”. Şokan’ın
bu ifadelerinin kanıtı, onun eserleridir.
Ağıt
Şokan’ın ölümünü babası Şınğıs’a duyurmak için Atığay, Qaravıl, Kerey ve
Uvak boylarının önde gelenleri yola çıkarlar. Ölüm haberini duyurmayı Uvak’tan
Dayrabay isimli kopuzcu hüzünlü bir besteyle başlatır.
Acı haber verildikten sonra Orınbay şair ağıt söyler. Bu ağıtı Sırımbet’te yaşayan Moldahmet Ercanulı’nın söylediklerini Ä. Marğulan kaydederek “Kazak
Ädebiyatı” gazetesinin 16 Kasım 1981 yılındaki sayısında yayınlatır.
Vay, Şıngıs, Zeynep Hanım kaldır başını
Hangi Kazak bilgesi seni geçebildi.
Sessiz sakin yedi boyun temsilcisi karşındayız
Zar edip, eşiğine dökerek göz yaşımızı.
Tarihte nice insanlar gördük
Eğlenceli, ne devranlar sürdük.
Bu yaşımıza gelinceye kadar
Şokan gibi delikanlı görmedik.
Hey gidi, gencecik Şokan gitti bugün
Hüzne boğup yurdunu gitti bugün.
Merhametli aydınlık yüzünü hafızamızda bırakıp
Dünyadan çare bulamayıp, gitti bugün.
Alın yazın böyleyse ne yaparsın?
Yaratanın emrine nasıl baş eğmezsin.
Hey gidi yiğit, kız kuşu gibi olan halkı için
Nasıl ölümüne üzülmezsin?
373
KÜLTÜR EVRENİ - UNIVERSE OF CULTURE - ВСЕЛЕННАЯ КУЛЬТУРЫ
KAYNAKÇA
1. Koç, Kenan vd., Kazak Edebiyatı I-II, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul
2007.
2. Qazaq Ädebiyeti, Entsiklopediya, Bilik Bapsa Üyi, Almatı, 1999.
3. Muqanov, S. M., Jarqın Juldızdar, A., 1964.
4. Marğulan, Ä. H., Şoqan jäne Manas, A., 1971.
5. Marğulan, Ä. H.,Oçerk Jizni i Deyatelnosti Ç. Ç. Valihanova, V kn.,
Valihanov Ç. Ç. Sobr. Soç. V 5 mm. T. 1. A., 1961.
6. Hasenov, K. Ç., Valihanov Kak Uyguroved, A., 1963.
7. Şoqan Välihanov Ädebiyetşi Ğalım, KazCCR UĞA Habarları, A., 1965,
N.3.
8. Velihanov, Ç., Ç., Sobr. Soç. v Pyati Tomah, T.I., A-A., 1961.
374