İndirmek İçin lütfen tıklayınız.
Transkript
İndirmek İçin lütfen tıklayınız.
Başkandan YENİ BİR YILA GİRERKEN Merhaba, 2010 yılını geride bıraktık. Bir yandan yeni bir yıla girmiş olmanın mutluluğunu yaşarken diğer yandan da üye belediyelerimize daha iyi hizmet sunmak için yoğun çaba harcamaktayız. 2011-2015 dönemini kapsayan stratejik planımızda 2011 yılını “Belediyecilikte Yayın Yılı” olarak kabul ettik. Afet yönetimi, çevre koruma ve geliştirme, gıda güvenliği başta olmak üzere, belediyeciliğin birçok alanını ilgilendiren yayınları, üye belediyelerimizin ve halkımızın istifadesine sunacağız. Birbirinden kıymetli bilim insanlarının ve uygulamacıların emeğiyle hazırlanan bu yayınların, ülkemizde belediyeciliğin daha ileri noktalara ulaştırılmasına önemli katkılar sağlayacağı inancındayız. Stratejik planımızda belirlediğimiz vizyonun bir gereği olarak Balkanlar, Orta Doğu ve Kafkaslar, Birliğimizin yakın ilgi alanı olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede, bu bölgelere yönelik planlı tanıtım, temas ve teknik işbirliği çalışmaları başlatacağız. Bu amaçla, 2010 yılında ciddi ön hazırlık çalışmaları gerçekleştirdik. Arap Kentleri Örgütü’ne ve İslam Başkentleri ve Kentleri Örgütü’ne üyelik, Lübnan El Fayha Belediyeler Birliği, Filistin Yerel Yönetimler Birliği ve Fas Belediyeler Birliği ile işbirliği protokollerinin imzalanması ve NALAS Yönetim Kurulu’nda asbaşkanlık elde edilmesi bunlardan bazılarıdır. 2011 yılında bu bölgelerdeki belediyeler ve belediye birlikleri ile daha güçlü ve derin ilişkiler geliştirerek, imzaladığımız protokolleri hayata geçirmek için yoğun bir çalışma dönemine gireceğiz. Yine 2011 yılının ilk çeyreğinde yeni mekânında faaliyetlerini sürdürecek olan Mimar Turgut Cansever Şehir ve Yerel Yönetimler Kütüphanesi, ülkemizin yerel yönetimler alanındaki en büyük ihtisas kütüphanesi olarak, bu konudaki ihtiyacın karşılanmasına büyük katkı sağlayacaktır. Yakın gelecekte bütünüyle dijital ortama aktarılacak olan kütüphane, bünyesindeki İngilizce, Fransızca, Rusça ve Arapça kitaplarla da, yalnızca yurt içinden değil, yurt dışından gelecek olan taleplere cevap verebilecektir. Dünya Birleşik Kentler ve Yerel Yönetimler Teşklilatı başkanlığına seçilen, değerli dostum İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ı en içten duygularımla tebrik eder, kuruluş aşamasını tamamlayan teşkilatın kurumsallaşarak dünyadaki bütün yerel yönetimlerin ortak sesine dönüşeceğine olan inancımı belirtmek isterim. Birlik olarak varlık sebebimiz; üye belediyelerimize aktif katkı ve destek sağlamaktır. Üyelerimizin, Birlik çalışmalarına katılımı, bu görevi daha etkili bir şekilde yerine getirmemizi destekleyecektir. Bu vesile ile ekip arkadaşlarım adına yeni yılınızı tebrik eder, sağlık, mutluluk ve başarılar dilerim. Recep ALTEPE Birlik Başkanı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı İçindekiler 6 ÜYELERDEN HABERLER Dünya Şehirlerinin Yeni Başkanı, Kadir Topbaş 34 SÖYLEŞİ Elektrik Santralinden Sanat Merkezine 5 HABERLER MBB Üyesi Belediyelerden Son Haberler 38 MEVZUATI GELİŞTİRME Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği Neler Getiriyor? 46 MARMARA’DAN 18 KAPAK KONUSU Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok ile Söyleşi 42 BÖLGESEL İŞBİRLİĞİ Tdbb İle Mbb Kardeşliği 48 İZ BIRAKANLAR İstanbul’a Aşık Bir Seyyah “Edmondo de Amicis” 50 MAKALE Kültür Vadisi ya da Haliç 22 KENT ve YAŞAM Kuvva-i Milliye Hareketini Başlatan Kent Balıkesir 52 ÇEVRE Lasder ve Belediyeler İle İşbirliği Olanakları 55 BİRLİK’TEN HABERLER Ekim - Kasım - Aralık Ayı İçinde MBB Hangi Faaliyetlere İmza Attı? 26 DOSYA Küllerinden Doğan Bir İstanbul Mirası: Haliç 54 BELEDİYELERİMİZ Manyas Belediye Başkanı Hasan Kahraman İle Söyleşi MARMARA M A R M A R A B E L E D İ Y E L E R B İ R L İ Ğ İ Y A Y I N O R G A N I D I R SAHİBİ Yayın Kurulundan Marmara Belediyeler Birliği adına Recep ALTEPE GENEL YAYIN YÖNETMENİ Doç. Dr. Recep BOZLAĞAN Yıllar, Kentlerimizi Yormasın... YAYIN KURULU Öncelikle 2011 yılının ilk sayısından herkese merhaba. Her yeni bir yıl, yaşlı dünyamızı biraz daha yorgun ve bitkin hale getiriyor. Yıllarla birlikte çoğalan insan nüfusunun tüketim arzusu, küresel iklim değişikliğini, çevre felaketlerini, yoğun trafiği ve hızla tükenen doğal kaynakları da ortaya çıkarıyor. İnsanın da bir parçası olduğu doğal yaşamın sürdürülebilmesi için planlama, kural koyma ve denetleme fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Bu da başta merkezi idare olmak üzere, il, ilçe ve belde belediyelerinin sorumluluklarını eksiz bir şekilde yerine getirmesiyle sağlanabilir. İnsan ve doğal yaşam için belediyelerin yaptığı pozitif çalışmalara bir örnek bulmak istersek, bu sayıda dosya konumuz olan Haliç’e odaklanabiliriz. Bir zamanlar insan elinin yarattığı doğa felaketinin nişanesi olan Haliç, bugün Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi, Santral İstanbul Kampusu, Feshane’si, MinaTurk’ü ve temiz doğası ile İstanbul’un kültür vadisi haline geldi. Bu sayımızdaki kapak konumuz ise Balıkesir. Marmara Bölgesi’nin önemli şehirlerinden birisi olan Balıkesir, yeni yapılacak olan İzmir-İstanbul arası otoban ile önemini daha da artıracak. Bu nedenle Kapak Konumuzu, ilini hak ettiği yerlere taşımak için çalışan Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok’a ayırdık. Balıkesir’in geldiği noktadan, gitmeyi hedeflediği yere kadar her şeyi konuştuk. Kent ve yaşam sayfamızda Balıkesir’in güzelliklerinden, tarihinden, Balıkesir’i Balıkesir yapan özelliklerden bahsettik. Çevre sayfamızda da Çevre Merkezi Direktörü Aynur Acar, “Lasder ve belediyelerin iş olanakları” konusunu, lastiklerin geri dönüşümü ile ilgili yapılan çalışmaları ve çevrenin böylece kirlenmediği daha sağlıklı bir yaşam sahası için yapılan çalışmaları anlatan bir yazı kaleme aldı. Diğer yandan, söyleşi bölümümüzde Santral İstanbul Projesine büyük katkıları olan Bilgi Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr Aydın Uğur’a yer verdik. Uğur’la, Bilgi Üniversitesi’nin Santral Kampüsünü nasıl hayata geçirildiğini, bu eski (ve bir o kadar da önemli) elektrik santralinden nasıl bir kampus müze oluşturulduğunu konuştuk. 2010’un aslında en önemli olaylarında biri olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın UCLG Başkanı olması konusuna haberlerimiz kısmında yer verdik. İstanbul’a âşık bir yazarı, İstanbul’dan çok etkilenen ve İstanbul’dan ilham alıp kitap yazan değerli üstat Edmondo De Amicis’i andık “İz Bırakanlar” sayfamızda da. … Yeni yılların, daha yaşanabilir kentler için fırsat olması dileğiyle, iyi okumalar… Yrd. Doç Dr. Nail YILMAZ Av. Halil ÜNLÜ Züver ÇETİNKAYA Fatih Sanlav Müslüm YILMAZ EDİTÖR ve YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ İlyas YILDIZ MUHABİRLER Kerem ULUSOY İskender GÜNEŞ Kübra DEMİR Hasan DEDE Mustafa ÖZKUL İrem Ekkaldır GRAFİK - TASARIM Ebubekir YILDIRIM KAPAK FOTOĞRAFI Hacı Beşir Ağa Kütüphanesi İLETİŞİM ADRESİ Ragıp Gümüşpala Cad. No: 10 Eminönü 34134 Fatih / İstanbul Tel: (0212) 513 56 50 Faks: (0212) 526 52 76 YAPIM TEKFA Medya İletişim Ltd. Şti. BASKI Ultra Grafik Matbaacılık Dergide yayınlanan yazılardaki görüş ve önerilerden yazarları sorumludur. Birlik 2011/1 ISSN 1309-1093 Yerel Süreli Yayın 3 Ajanda MARMARA BELEDİYELER BİRLİĞİ OCAK - ŞUBAT - MART AYI EĞİTİM PROGRAMI GÜN KONUŞMACILAR Kervansaray Oteli / Bursa MBB Üye Belediyelerin Belediye Başkanları 08 Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm Semineri MBB (Hızır Bey Çelebi Seminer Salonu) MBB- Aynur Acar, TAP - İnci Kavuştu EXITCOM, Arzu Karabacak EZİCİ ATIK YAĞ, Işıl Erel 12 Binalarda Enerji Verimliliği Mevzuatı MBB (Hızır Bey Çelebi Seminer Saalonu) Murat BAYRAM Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı İşleri Daire Başkanı 13 İstanbul’un Sahafları MBB (Hızır Bey Çelebi Seminer Saalonu) Emin Nedret İŞLİ - Sahaf Program Hazırlanıyor 14 2010 Yılı Değerlendirme Toplantısı ve 2011 Yılı Planlama Toplantısı Güral Sapanca Otel / SAKARYA Yönetici Personel 14 Hamza GÜNEŞ Belediye Personel Sistemi ve Norm Kadro Sakarya Hamza GÜNEŞ - Devlet Personel Başkanlığı Uzmanı Ömer ERDEM 18 Taşınır Mal Yönetmeliği Atatürk Kongre Kültür Merkezi - Merinos / Bursa İbrahim DÜZOĞLU - İSKİ İç Denetim Birimi Başkanı Ahmet TABAKOĞLU 19 Belediyecilikte Aidiyet Duygusu MBB (Hızır Bey Çelebi Seminer Salonu) Özlem YILMAZ STV Sunucusu - Yapımcısı Yrd. Doç.Dr. Niyazi ÇİÇEK Muhasebe Yetkilisi Mutemetlerinin Görevlendirilmeleri, Yetkileri, Çalışma Usul ve Esasları Kocaeli Belirleniyor Yrd. Doç.Dr. Niyazi ÇİÇEK 20 Belediyelerde Kamu-Özel Sektör İşbirliği, Mali Yardımlar, Çevre Projelerinin Desteklenmesi MBB (Hızır Bey Çelebi Seminer Salonu) Av. Ahmet KEŞLİ - Kamu Özel Sektör İşbirliği Başkanı 25 Yrd. Doç.Dr. Niyazi ÇİÇEK Yerel Yönetimlerin Eğitim İhtiyacının Karşılanmasında Üniversitelerin Rolü: Sorunlar ve Çözüm Önerileri MBB (Hızır Bey Çelebi Seminer Salonu) Prof. Dr. İsmail YÜKSEK - Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Med Line Uzmanları 03 Uluslararası İşbirliğinde Yerel-Ulusal Koordinasyon Paneli MBB (Hızır Bey Çelebi Seminer Salonu) Birlikler, Dışişleri, Mahalli İdareler, TİKA, Diyanet, DEİK; Fransız Yerinden İşbirliği Komisyonu, Avrupa’dan diğer temsilciler Kamera Karşısında Konuşabilme ve Topluluk Önünde Hitabet MBB (Hızır Bey Çelebi Seminer Salonu) Sevinç Satıroğlu (TV24 Haber Spikeri) 20 ŞUBAT 2011 YER Planlama ve Değerlendirme Toplantısı 06 OCAK 2011 KONU Doç. Dr. Recep 07 BOZLAĞAN GÜN KONU YER KONUŞMACILAR Halkla İlişkiler ve İletişim Biga Belediyesi / Çanakkale Sıtkı ASLANHAN Mal Bildiririminde Bulunma ve Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar Lüleburgaz Belediyesi / Kırklareli Vahdettin ÖZCAN Mülkiye Başmüfettişi Temsil, Tören ve Ağırlama Mevzuatı, İlgili Harcamalara İlişkin Usul ve Esaslar, Resmi Yazışma Kuralları, Özel Kalem Müdürlüğünün Anlamı, Önemi ve Özel Kalem Müdürlerinin Taşıması Gereken Nitelikler, Ulusal ve Uluslararası Protokoller Alvadonna Otel ANTALYA 17 Katı Atık Yönetimi ve Bertarafı, Ayrıştırma Tesisleri Maliyeti, Modernizasyonu Tesisleri Projelendirme Esasları MBB (Hızır Bey Çelebi Seminer Salonu) Belirleniyor 18 Şehir Ulaşımı Konferansı / Urban Transport World Australia Syndey-Melbourne (SİNGAPURAVUSTURALYA) Belirleniyor 28 İş Ahlakı ve Sorumluluk Bilgisi Eğitimi Sakarya Yrd.Doç.Dr. Mustafa Lütfi ŞEN (Kamu Yönetimi/Sakarya Üniversitesi) Program Hazırlanıyor İleri yöneticilik, Yönetim Becerilerini Geliştirme, Toplantı Yönetimi ve Problem Çözme Teknikleri, Proje Yönetimi ve Koordinasyonu Kayseri Üye Belediyelerin Genel Sekreterleri, Genel Sekreter Yardımcıları, Başkan Yardımcıları ve Yöneticileri Hamza GÜNEŞ 09 Yurtdışı Teknik İnceleme, Tanıtım ve Temas Programı Saraybosna NALAS EXPO Fuarı 10 Ömer ERDEM Yerel Yönetimler açısından Türk Ceza Kanunu MBB (Hızır Bey Çelebi Seminer Salonu) Av. Ali KARAARSLAN 17 Ahmet TABAKOĞLU 488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun MBB (Hızır Bey Çelebi Seminer Salonu) Belirleniyor 23 Yrd. Doç.Dr. Niyazi ÇİÇEK Evsel ve Endüstriyel Nitelikli Atıksu Arıtma Çamurunun Arıtımı Tayyare Kültür Merkezi Seminer Salonu / BURSA Belirleniyor 24 Kamu Diplomasisi Seminerleri (İngilizce) : Public Diplomacy Seminar MBB (Hızır Bey Çelebi Seminer Salonu) “Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü” 08 Doç. Dr. Recep 10 BOZLAĞAN 17 03 Süleyman Faruk GÖNCÜOĞLU MBB Üye Belediyelerin Özel Kalem Müdürleri Birlik 2011/1 ŞUBAT 2011 MART 2011 5 Haberler İSTANBUL Haberler 136 ülkeden binlerce belediyenin üye olduğu Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı UCLG’nin yeni başkanı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş oldu. Dünya Şehirlerinin yeni başkanı, başkan seçilmesinden sonra yaptığı konuşmada “Siyaset yapmıyoruz, halkı temsil ediyoruz” dedi. Dünya Şehirlerinin Yeni Başkanı, Kadir Topbaş İ stanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, toplamda 136 ülkeden binlerce belediyenin üye olduğu Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı UCLG’nin yeni başkanı oldu. Lizbon Belediye Başkanı Antonio Costa’nin yeterli destek sağlayamaması sonucunda UCLG Başkan adaylığından çekilmesiyle Başkan Topbaş seçimlere tek aday olarak girdi ve delegelerin oy birliği ile UCLG’nin yeni başkanı olarak seçildi. “Topbaş İLE aynı ekipte çalışmak istiyorum” Dünya Konseyi toplantısında konuşan Lizbon Belediye Başkanı Costa, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’la birlikte çalışmak istediğini söyledi. Costa, “Kadir Topbaş ile birlikte aynı ekipte çalışmak istiyorum, son derece prestijli bir belediye başkanı. Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul’un belediye başkanı” diye konuştu. “Artık daha güçlü bir UCLG olacak” Başkan seçilmesinin ardından söz alan Topbaş ise Dünya 6 Birlik 2011/1 Konseyi’nde oy birliği ile seçilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek UCLG Başkanı olarak yapacağı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Topbaş, “Artık daha güçlü ve kendisini ciddi şekilde hissettiren, beklentilere cevap veren bir UCLG olacak. Bunu birlikte yapacağız. Artık kuruluşumuz bitti, gücümüzü dünyaya haykırma zamanı geldi. Dünyadaki bütün yerel yönetimler UCLG çatısı altına gelsin istiyoruz. Çünkü biz gerçekten güçlüyüz, biz siyaset yapmıyor halkı temsil ediyoruz” dedi. İstanbul’u anlattı Topbaş konuşmasında ayrıca kentler arasında ilişkilerin geliştirilmesi için UCLG bünyesi içerisinde özel bir çalışma grubu kuracaklarını söyledi. Altı ayda bir toplanan UCLG’nin bundan sonra daha sık toplantılar yapacağını sözlerine ekleyen Topbaş küresel sorunlara da değineceklerini söyleyerek konuşmasına devam etti. Topbaş, delegelere yaptığı konuşmada İstanbul’un dünya çapında ki önemine şu sözlerle değindi: “’İstanbul son yıllarda uluslararası alanda adından en çok söz edilen şehirlerden biri. Bu şehrin aldığı mesafe dünyanın dikkatini çekiyor. Mexico City’de başkanlık seçimlerinde bunu açık bir şekilde gördük. Büyük kongreler, organizasyonlar ve şampiyonalar artık İstanbul’da yapılıyor. Biliyorsunuz, İstanbul 2012 Avrupa Spor Başkenti ünvanını elde etti. Bütün bunlar son altı yılda yaptığımız çalışmaların bir sonucu. Ayrıca hükümetimizin ve Sayın Başbakanımızın çalışmaları ve aktif diplomisisi de Türkiye algısını uluslararası alanda artırmış ve güçlendirmiş durumda.” Dünya nüfusunun yüzde 75’inin şehirlerde yaşadığına da dikkat çeken Topbaş, “Bugün çevre, doğal afetler, salgın hastalıklar ve kültürel meseleler hepimizin yani bütün dünya kentlerinin sorunu. Hükümetlerin yanı sıra şehirler de bu meselelerde inisiyatif almaya başlıyor. Şehirlerin birbirine çok benzeyen meseleler karşısında izledikleri yol, buldukları çözüm neden insanlığın ortak kullanımına sunulmasın?” dedi. “Alkışlarla karşılandı” Başkan Topbaş’ın UCLG’nin yeni başkanı olması yerel ve ulusal basında geniş yer aldı. Başkan seçildikten sonra Türkiye’ye gelen Topbaş’ı havaalanında iki bine yakın kişi karşıladı. Topbaş havaalanında yaptığı basın açıklamasında delegasyonun tamamının oyuyla başkan seçilmesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi. Topbaş, UCLG’nin bugün itibariyle dünya nüfusunun yüzde 50’sinden fazlasını temsil ettiğini ve bir müddet sonra dünyanın tamamını temsil eden bir birlik haline geleceğini söyleyerek burada ki konuşmasına son verdi. Geçici sekreter atadı Topbaş başkan seçilmesinden kısa bir süre sonrada UCLG Başkanı sıfatıyla UCLG’nin Genel Merkezi’ni ziyaret etti ve burada ki tüm çalışanlarla bir araya geldi. Topbaş burada yaptığı konuşmasına UCLG’nin bugünkü noktaya gelmesinde UCLG çalışanlarının büyük emeği olduğunu söyleyerek başladı. Mexico UCLG’yi Tanıyalım Birleşmiş Kentler ve Yerel Dünya Yerel Yönetimler Birliği (UCLG); Uluslar arası Yerel Yönetimler Birliği (ULA) ve Dünya Birleşmiş Kentler Federasyonu ( FMCU-UTO)’nun 1996 yılında İstanbul’da düzenlenen Habitat II Konferansı’nda aralarına METROPOLİS ile Dünya Büyükşehirler Birliği’ni de alması ile oluşuyor. Birliğin Ocak 2004’ten bu yana faaliyette olduğunu söyleyebilmek mümkün. Dünya nüfusunun yarısından fazlasını temsil eden UCLG’ye Birleşmiş Milletler üyesi 192 ülkeden 136’sı üye. 95 ülkeden ise 1000’den fazla kent UCLG’nin doğrudan üyesi. UCLG’nin tüm bu bilgiler ışığında yerel yönetimler alanında dünyanın en geniş kapsamlı oluşumu olduğunu söylersek abartmış olmayız. UCLG’nin genel merkezi ise Barcelona’da bulunuyor. UCLG’nin başkanlığını, kurulduğu 2004’ten bu yana Paris Belediye Başkanı Bertnard Delanoe yürütüyordu. Amaç, yerel yönetimlerin çıkarlarını korumak Birleşmiş Kentler ve Yerel Dünya Yerel Yönetimler Birliği ( UCLG)’nin kuruluşunda üç temel ilke benimsenmiş; Demokrasi, Yerel Özeklik ve Hizmet Sunumunda Desantralizasyon. Teşkilatın amacı ise yerel yönetimlerin değerlerini, amaçlarını ve çıkarlarını korumak olarak ifade ediliyor. Birliğin temel çalışma alanları ise şu şekilde: • Demokrasi, özgürlük ve kalkınma için ve özellikle bir “Yuvarlak masa etrafında yerel demokrasi”nin oluşturulabilmesi için yerel eylem; • Yerel düzeyde kadının konumunun güçlendirilmesi için dayanışma; • Kentler-arası işbirliğinin pekiştirilerek barışın sağlanması; • Yerel yönetim yöntemlerinin modernizasyonu Birlik 2011/1 7 City’de düzenlenen 3. Dünya Kongresi’nin çok başarılı bir organizasyonla icra edildiğini belirten Topbaş, bu kongrenin hazırlıklarını yürüten UCLG ekibine teşekkür etti. İlk toplantılarını yaptıklarını söyleyen Topbaş konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Bugün burada ilk toplantımızı yapıyoruz. UCLG dünya tarafından çok yakından takip ediliyor. Esasen biz tarihi bir döneme tanıklık ediyoruz. Yapacağımız çalışmalarla yıllar sonra BM gibi bir UCLG ortaya çıkacak. Biz buna tanıklık ediyoruz. Dünyanın dört bir yanından farklı kültürlerde insanları bir araya getirmek kolay değil. Şu anda 3,5 milyar insanın bizden beklentisi var. 6 yıl önce Paris’te UCLG’nin kuruluş toplantısına katıldım ve büyük bir heyecan olduğunu gördüm. Bütün toplantılara katılmaya çalıştım. Geride bıraktığımız altı yılı UCLG’nin kuruluş dönemi olarak görebiliriz.” Topbaş, UCLG çalışanları ile yaptığı toplantı da Genel Merkez’e belli aralıklarla gelmeyi planladığını ve bu toplantıların sayısını artırmak istediğini söyledi. Topbaş, ayrıca birliğe geçici genel sekreter atadı. Yeni Genel Sekreter UCLG Mali İşler Sorumlusu Clarence Anthony oldu. Başkanlardan tebrik UCLG’nin 3. Dünya Kongresi’nde ayrıca Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ile Bursa Nilüfer Belediye Baş- 8 Birlik 2011/1 kanı Mustafa Bozbey UCLG Dünya Konseyi’ne girmeye hak kazandı. UCLG’nin yeni başkanı Kadir Topbaş’ı ilk tebrik eden isimlerden biri Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe oldu. Altepe yazılı olarak yaptığı açıklamada “Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak, üyesi bulunduğumuz UCLG’de, Kadir Bey’in yönetiminde, dünya çapında başarılı çalışmalar yapacağımıza yürekten inanıyorum. Koordineli çalışma ve deneyim paylaşımı esasıyla yerel yönetimlerimizin çalışmalarına artı değer kazandırırken, dünya çapında yerel yönetim hizmetlerinin de ivme kazanmasını sağlayacağız. UCLG başkanlığını 6 yıl yürüten Paris Belediye Başkanı Delanoe’ye de bugüne kadar verdiği hizmetlerden ötürü teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. Bursa Belediyesi Parçalanmış Hayatlara Yuva Oldu BURSA Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından hizmete açılan Barınmaevi’nin kapasitesi kar yağışıyla birlikte tamamen doldu. B ursa Büyükşehir Belediyesi tarafından geçtiğimiz ay hizmete açılan barınma evi, kar yağışı ve hava sıcaklıklarının iyice düşmesiyle birlikte tam kapasite ile çalışmaya başladı. Sıcak bir yuva umuduyla İstanbul, İzmir, Kocaeli, Diyarbakır ve Kahramanmaraş gibi illerden gelen evsizler, büyükşehir şefkatine sığındı. Başka illerden Bursa’ya gelen evsizlere bile yer var Kimileri yıllarca baktıkları çocukları tarafından sokağa terk edilmiş, kimileri ise iflas ederek işini kaybetmiş. Her biri farklı hayatların kahramanları olsa da onları bir araya getiren tek özellik, sıcak bir yuva özlemi. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Ankara Yolu’ndaki Köy Hizmetleri eski binasında hizmete açtığı barınma evi, onlar için soğuk kış günlerini huzur içinde geçirebilecekleri bir yuva oldu. Barınma evi açıldığı günden bu yana 200 kişiyi ağırladı. Halen 169 kişinin kaldığı barınma evi, tam kapasiteyle hizmetini sürdürüyor. Üç öğün yemek, 24 saat sıcak su, sürekli sağlık kontrolü gibi imkânların sunulduğu barınma evine Bursa dışından da yoğun ilgi var. Bursa’daki barınma evinin imkânlarını öğrenen evsizler, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Diyarbakır ve Kahramanmaraş gibi illerden kalkıp, sıcak yuva özlemiyle Bursa’ya gelmiş. Önceki yıllarda soğuk kış gecelerinde üzerlerine yağan karı, şimdi sıcak bir ortamda pencereden keyifle izlerken, bir taraftan da havaların ısınmasıyla yeniden evsiz kalacak olmanın hüznünü yaşıyorlar. Her yıl barınma evinin açılmasını umutla bekleyenlerden biri de 62 yaşındaki Mehmet Meriç. Son 6 yılını sokaklarda geçiren Meriç, Türkiye’nin farklı illerdeki bazı barınma evlerini de görmüş ama “Bursa’daki farklı” diyor. Sokaklarda kalanların yarısının yaz sonundan kış sonuna kadar geçen sürede yaşamını yitirdiğini belirten Meriç, “Sokakların sonu ölüm ya da telafisi mümkün olmayan ağır hastalıklar. Bazen hastanelerin acil servislerine sığınıyoruz. Şansımız varsa da barınma evine geliyoruz. Burası Türkiye’ye örnek bir tesis. Diğer belediyeler gelsinler, burayı görüp, öyle göstermelik tesisler yapmasınlar. Her türlü ihtiyacımız burada karşılanıyor. Bize kucak açtıkları için Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyorum” dedi. “Burası olmasa ölüp giderdim” Yaz aylarında Kahramanmaraş’tan iş bulma umuduyla Bursa’ya gelen, ancak iş bulamayınca inşaatlarda, park ve bahçelerde sabahlayan 63 yaşındaki Ali Albez de barınma evinin konukları arasında. Sokakların acımasızlığını anlatan Albez, “Burası olmasaydı ben kış ölüp giderdim. Allah bu imkânı sağlayanlardan razı olsun” diye konuştu. Barınma eviyle sıcak yuvaya kavuşanlardan Yaşar Kaya ve Sabri Epanlar da barınma evinin kendileri için büyük bir şans olduğunu söyledi Birlik 2011/1 9 KOCAELİ Haberler Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, kent genelinde trafiği aksatan noktalara neşter vurmaya devam ediyor. İzmit Gölcük eksenindeki araç trafiğinin en yoğun olarak yaşandığı ve en fazla kesintiye uğradığı nokta olan Bahçecik’te yeni bir köprülü kavşak inşa ediliyor. Kocaeli, Bahçecik Kavşağı ile Rahatlayacak K ocaeli Büyükşehir Belediyesi kent genelinde çalışmalarını sürdürüyor. Yeni projesi ile ulaşımı rahatlatacak olan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yeni bir köprülü kavşak için kolları sıvadı. Proje İzmit - Gölcük arasındaki trafiğin yanı sıra Bahçecik’e giriş çıkışları da rahatlatacak. Çalışmaları başlayan projenin 23 Nisan 2011 tarihine kadar hizmete sokulması planlanıyor. Çalışmalar devam ediyor Bahçecik ışıklarda yıllardır yaşanan trafik karmaşası ve gürültüsü artık son bulacak. Bahçecik ışıklar mevkiinde yıllardır büyük sorun olan kavşak için düğmeye basan Büyükşehir Belediyesi, ışıkları kaldırıp kesintisiz ve güvenli bir ulaşım sağlamak amacıyla köprülü kavşak yapmak için çalışmalara başladı. Yoğun bir şekilde çalışmalara başlayan ekipler bir aksilik olmadığı takdirde köprülü kavşağı önümüzdeki 23 Nisan tarihine yetiştirecek. 65 metre uzunluğunda tünel Yan yol bağlantılarıyla giriş çıkışların kolaylaşacağı köprülü kavşak; 600 metre uzunluğuna sahip olup, 65 metrelik kısmı ise tünel olarak kullanılacak. Böylece ilçe içinden transit geçişler tünelden sağ- 10 Birlik 2011/1 lanacak. Sahil ve ilçe içine giriş ve çıkışlar da tünelin üst kısmından yapılacak. 2 bin 560 metre yol Çalışmalar kapsamında toplam 2 bin 650 metre ana yol ve yan yol çalışması gerçekleştirilecek. Öte yandan kavşakta tünel oluşturulması için 90 bin metreküp yarma kazı yapılacak olup çalışmalarda 515 metreküp ön germeli kiriş kullanılacak. Kavşak için 15 bin 450 ton temel malzeme serilecek. Yollarda 5 cm kalınlığında 27 bin 450 metrekare asfalt betonu aşınma tabakası kullanılacak. Yeni köprülü kavşakta oluşturulacak kaldırımlara 5 bin 800 metre parke ve 3 bin 300 metre de bordür dösenecek. P endik Belediyesi AB fonlarıyla sosyal projelerini gerçekleştirmeye devam ediyor. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Belediye Başkanı Salih Kenan Şahin, yapılan sosyal projelerin belediye bütçesine yük olmadan AB fonları ile gerçekleştirildiğini vurgulayarak; “Kısıtlı kaynaklarımızı verimli şekilde kullanmak adına, AB fonları ile gerçekleştirdiğimiz projelere devam edeceğiz. Şimdiye kadar gerçekleştirilen projelerle yaklaşık 6,5 trilyonluk tasarruf ettik” dedi. Maliyet neredeyse sıfır Pendik Belediyesi’nin AB fonlarıyla gerçekleştirdiği projelerden birinde Kavakpınar Fuat Köprülü İlköğretim Okulu’nda iki ana sınıfı oluşturulacak. Pendik Belediyesi Çocuk Kulüpleri’nde görevli personele Çocuk Gelişimi ve Bakımı ile ilgili eğitim verilecek ve anne babalar çocukların, okul öncesi eğitimi konusunda bilinçlendirilecek. Anasınıfları çocukların, her türlü ihtiyacını karşılayacak şekilde oluşturulacak. Yeni projeler yolda Pendik Belediyesinin AB fonlarından yararlanarak gerçekleştirdiği projeler sadece bununla sınırlı değil. Belediye bütçesine yük olmaması sebebiyle maliyet/ verim açısından oldukça başarılı olan projelere başvurular devam ediyor. İşte bunlardan bazıları: AB Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Hibe Programı kapsamında MFİB’ye başvurulan projede dezavantajlı bölgelerde okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması, mevcut okul öncesi eğitim sistemini güçlendirilmesi, farklı modeller geliştirilerek başta dezavantajlı çocuklar olmak üzere okul öncesi eğitimden faydalanan çocuk sayısının artırılmasını amaçlamaktadır. 87.633,00 € bütçeli projede Fuat Köprülü İlköğretim Okulu ve PESİAD proje ortağıdır. Marmara Eğitimciler Derneği, Pendik Okul Aile Birlikleri Üyeleri Derneği ve Pendik İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü projeyi desteklemektedir. Proje kapsamında Kavakpınar’da Fuat Köprülü İlköğretim Okulu’nda iki ana sınıfı oluşturulması, Pendik Belediyesi Çocuk Kulüpleri’nde görevli personele Çocuk Gelişimi ve Bakımı ile ilgili eğitim verilmesi ve anne babaların okul öncesi eğitimin önemi konusunda bilinçlendirilmesi ve bu alanda kamuoyunda bir farkındalık oluşturulması hedeflenmektedir. PENDİK AB Destekli Projeler, Pendik’te Hayat Buluyor Pendik Belediyesi AB fonlarıyla gerçekleştirdiği sosyal projelere devam ediyor. AB fonlarıyla düzenlenen “Ekmeğini Camdan Çıkar” ve “Özel Güvenlik Görevlisi Yetiştirme” gibi projelerin ardından şimdi de “Pendik Geleceğine Koşuyor” projesi gerçekleştiriliyor. Proje ile Kavakpınar Mahallesi’nde neredeyse sıfır maliyetle tam donanımlı anasınıfları oluşturulacak. Bina İnşaatı Çalışanları Test ve Belgelendirme Merkezi Projesi (BİTMER) VOC-TEST Merkezleri Hibe Programı kapsamında MFİB’ye başvurulan projede bina inşaatı alt sektörünün iş piyasası ihtiyaçlarına uygun örgün ve yaygın mesleki eğitim ve öğretim veya usta-çırak ilişkisi ile öğrenen kişileri belgelendirmek ve sertifikasyonunu sağlamak, bina inşaatı alt sektörü çalışanları için hayat boyu öğrenmeyi desteklemek, eğitim ve istihdam arasındaki ilişkiyi güçlendirerek Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi (AYÇ) ile uyumu kolaylaştırmak amaçlanmaktadır. Pendik Sanayici ve İşadamları Derneği (PESİAD) koordinatörlüğünde Pendik Belediyesi, İnşaat Ustaları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ve Belçika’dan Anvers Aktif İş Adamları Derneği (UNACO), Pendik Mesleki Eğitim Merkezi ve Pentaş işbirliğiyle başvurulan projenin bütçesi 298.969 € dur. Birlik 2011/1 11 GEBZE Haberler Gebzelilerin sabırsızlıkla beklediği Kent Meydanı Projesi´nde imzalar atıldı. Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker ve yüklenici firma Süka İnşaat´ın temsilcisi Ahmet Osman Dirlik anlaşmaya imza attı. Başkan Köşker projenin Gebze´deki değişimi ve gelişimi tetikleyeceğini söyledi. Yüzyılın Projesine İmzalar Atıldı G ebze Belediye Başkanı Adnan Köşker´in önem verdiği projelerin başında gelen Gebze Kent Meydanı Projesi´nde imzalar, törenle atıldı. İmza törenine, proje ihalesini kazanan Süka İnşaat Firması yetkililerinin yanı sıra belediye meclis üyeleri ve çok sayıda basın mensubu katıldı. İmza töreninde konuşan Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker, projenin ilçenin geleceğini şekillendireceğini söyledi. Çoban Mustafa Paşa Külliyesi ve eski belediye binası çevresini kapsayan ilk meydan projesinin dönemin belediye başkanı rahmetli Ahmet Penbegüllü tarafından 2000’li yıllarda hazırlandığını ancak gerçekleştirilemediğini hatırlatan Başkan Köşker, “2004 yılında yapılan seçimler sonrası daha kapsamlı bir proje ortaya çıkarma düşüncesiyle 2005 yılında ulusal düzeyde proje yarışması düzenlenmiştir. Yarışmada uygun görülen projede yapılan revizyonlar ve Anıtlar Yüksek Kurulu onayının alınmasından sonra Kent Meydanı Projesi ihaleye çıkarılmış ve yine yaklaşık 3 yıl önce, 2008 yılında ihaleyi alan HATAŞ firması tarafından inşaatına başlanmıştı” dedi. 2009 yılında görevi devraldıklarında Kent Meydanı inşaatını atıl, durmuş vaziyette bulduklarını ifade eden Köşker, “Müteahhit firmanın içine girdiği ekonomik darboğaza rağmen, görevimizin ilk aylarında gecemizi gündüzümüze katıp, adeta kent meydanı ile yatıp kent meydanı ile kalkarak, inşaatın ilerlemesini sağladık. Ancak müteahhit firmanın iflası ve bizim de yasal süreci bekleme mecburiyetimizden dolayı 2009 Aralık ayı sonunu beklemek durumunda kaldık. Yasal süre dolduktan sonra HATAŞ firmasıyla sözleşmeyi feshedip, eksikliğini hissettiğimiz önemli bazı detayları projeye 12 Birlik 2011/1 ekledik. Meydan Projesi’ni güçlendirerek, ilaveler yaparak Anıtlar Yüksek Kurulu´nun onayına sunduk. Anıtlar Yüksek Kurulu´nun onaylamasıyla birlikte Kamu İhale Kurumu´ndan ihale tarihi aldık ve 13 Eylül 2010 tarihinde ihalemizi gerçekleştirdik. İhaleyi 12 firma arasından SÜKA İnşaat kazandı. Bugün sizlerin huzurunda sözleşmemizi imzalıyoruz” şeklinde konuştu. İlçeye vizyon kazandıracak proje Konuşmasında projenin önemine de değinen Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker, “Bu proje, Gebze´nin fiziki kalitesini hızla yukarıya çekmekle kalmayacak, kentin sosyoekonomik ve sosyokültürel gelişimine de ivme kazandıracak. Gebze´deki değişimi ve gelişimi tetikleyecek bir projedir. Gebze Kent Meydanı, kent merkezinden başlayarak dalga dalga tüm şehre yayılacak olan bir değişimin nirengi noktasıdır. Kent Meydanı, çevresindeki tarihi yapılarla birlikte Gebze´ye kentsel değişim ve dönüşüm sürecinde gerçek anlamda yeni bir vizyon kazandıracaktır. Gebze´nin çehresini değiştirecektir” dedi. Kente yeni kimlik kazandıracak büyük projenin mali boyutuna da değinen Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker, “22 milyon 841 bin lira teklifle kazanılan bu proje beş yılda yapılacak projelere eşdeğerde bir yatırımdır. Bu yüksek maliyete rağmen, Gebze Belediyesi tek başına bu büyük projeyi finanse edebilecek güce sahiptir. Kent Meydanı Projesi´ni detaylandırdık ve ilaveler yaptık, projeyi güçlendirdik. Daha önce 24 bin 600 metrekare olan inşaat alanı 32 bin 261 metrekareye çıktı. İnşaat sahasında 7 bin 500 metrekarelik bir artış oldu. Projeye 120 araçlık katlı otopark, 4 adet cep sineması, 6 adet dükkân ilave ettik. Kültür Merkezinde ve peyzaj düzenlemelerinde ayrıntılara yer verdik” diye konuştu. B eyoğlu Belediyesi ilçenin temizliğine verdiği önemi her geçen gün artan temizlik araçlarının sayısı ve işlevselliği ile gözler önüne seriyor. Her gün 2 milyon kişinin ziyaret ettiği, 250 bin kişinin yaşadığı, 32 bin kişinin konakladığı 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti’nin merkezi Beyoğlu’nun sokakları, duvarları, caddeleri ve meydanları artık sıcak su ve buharla temizleniyor. 95 derece sıcak su ile temiz bir Beyoğlu tın ve turizmin merkezi Beyoğlu’nda tozu ve kiri sıcak su ve buharla ortadan kaldıracak olan araç, ayrıca, çöp konteynerlerini ve onların çevresindeki temizliği de sağlıyor. BEYOĞLU Yüksek Derecede Tertemiz Beyoğlu Beyoğlu ilçesinin temizliği için her geçen gün bir yeniliğe imza atan Beyoğlu Belediyesi, Beyoğlu’nun sokaklarını, duvarlarını, caddelerini ve meydanlarını artık sıcak su ve buharla temizliyor. Her sokağında tarih barındıran, her taşında kültür yatan Beyoğlu ilçesinin daha temiz, daha güzel ve daha yaşanılır bir hale gelmesi için hizmet veren Beyoğlu Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü’nün temizlik araçlarının başında gelen sıcak su ve buharla temizlik aracı duvarlara kontrolsüz yapıştırılan afişlerin temizliğini de sağlıyor. 200 bar basınçlı sıcak su ve buharla temizlik aracı 95 derece sıcak su ve buhar özelliğine sahip. Beyoğlu Belediyesi’nin hizmet kalitesinin bir örneği olarak öne çıkan araç ön yıkama ve kanal temizliği de yapıyor. Beyoğlu ilçesinin temizliğine temizlik katacak sıcak su ve buharla temizlik aracı 2,5 saat kesintisiz çalışarak temizlik çalışmalarını hızlandırıyor. Hizmete sunulan sıcak su ve buharla temizlik aracı her gün saat 03.00- 21.00 arası Beyoğlu ilçesinin sokaklarını, caddelerini, meydanlarını, duvarlarını temizleyecek. Kültürün, sana- Birlik 2011/1 13 Haberler NİLÜFER Dev Spor Tesisi İçin İlk Adım Atıldı 3 bin tribün kapasiteli spor salonu N BANDIRMA ilüfer Belediyesi Nilüfer’e yapılacak olan dev spor salonu için imzaları attı. Nilüfer’e yapılacak dev spor tesisinin startı için ilk adım, imzalanan protokolle atıldı. İhsaniye’de 13 dönüm arazi üzerine yapılması planlanan uluslararası standartlardaki tesis için Nilüfer Belediyesi’ne ait olan 8.043 metrekarelik arazinin devir protokolü Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık arasında imzalandı. 3 bin tribün kapasiteli bir kapalı spor tesisi olacak proje içerisinde kamp merkezi, açık ve kapalı plaj voleybolu kortları ile yüzme havuzu yer alacak. 25 yıllığına imzalanan projenin en geç 3 yıl içerisinde tamamlanması hedefleniyor. Atılan imza sonrası memnuniyetini ifade eden Başkan Mustafa Bozbey, “Bursa önemli bir spor tesisine daha kavuşacak. Burada salon sporlarının yanı sıra kamp yerleri de bulunacak. Takımlarımız dünya standartlarındaki tesiste konaklayacak ve kamp yapacak. Projenin hayata geçmesi için ilk kazma en kısa sürede vurulacak. Ortak protokolle hissemizi Türkiye Voleybol Federasyonu’na devrederek Nilüfer’e bu tesisi kazandırmış olacağız” dedi. Yapılacak tesisin tüm salon sporlarını içine alacağını kaydeden Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık ise, “Ankara, İstanbul ve İzmir gibi Bursa da önemli bir spor şehri. Bursa’da voleybola da önem verilmektedir. Bu tesisin Bursa’ya yapılması büyük isabet olacak ve genelde spora, özelde de voleybola çok değer katacak. Spora ve sporcuya verdiği destekten dolayı Başkan Mustafa Bozbey’e çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. BANDIRMA BELEDİYESİ’nDEN Her Kapak Bir Adım PROJESİ B andırma Belediyesi bedensel engelliler için kampanya başlattı. Kampanya kapsamında çeşitli amaçlarla kullanılan su, meşrubat gibi plastik şişelerin kapakları toplanacak. Toplanan kapaklarla, geri dönüşüm firmalarının da katkılarıyla tekerlekli sandalye alınarak ihtiyacı olan engelli vatandaşlara hediye edilecek. Bandırma Belediyesi tarafından 14 Birlik 2011/1 Nilüfer Belediyesi, Nilüfer Belediyespor Kulübü ve Türkiye Voleybol Federasyonu işbirliğiyle İhsaniye’deki 13 dönüm arazi üzerine yapılması planlanan uluslararası standartlardaki spor tesisinin protokolü imzalandı. Bandırma’da bulunan bedensel engelli vatandaşlara tekerlekli sandalye hediye edilmesi amacıyla Bandırma Belediyesi tarafından kampanya başlatıldı. başlatılan kampanyaya katılmak isteyen vatandaşlar, biriktirdikleri kapakları oluşturulan toplama merkezlerine getirecek. Buralarda toplanan kapaklar biriktirilerek geri dönüşüm firmasına teslim edilecek. Geri dönüşüm firması tarafından da toplanan her 250 kg plastik kapak karşılığında 1 adet tekerlekli sandalye verilecek. Tekerlekli sandalyeler, belirlenen ihtiyaç sahibi bedensel engelli vatandaşlara hediye edilecek. Kampanya ile aynı zamanda çevre kirliliğinin önlenmesi ve kapakların ekonomiye geri kazandırılması hedefleniyor. Engellilere Tekirdağ Belediyesi’nden Destek TEKİRDAĞ Tekirdağ Belediyesi Engelliler Koordinasyon Merkezi (Tekmer) ve Tureks Firması işbirliğiyle gerçekleştirilen programda engelli vatandaşlara 10 adet tekerlekli sandalye hediye edildi. T ekirdağ Belediyesi engellilerin engellerini kaldırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Tekirdağ Belediyesi Ek Hizmet Binası’nda gerçekleştirilen törende konuşan Tekirdağ Belediye Başkanı Op. Dr. Adem Dalgıç, her zaman engelli vatandaşların yanında olduklarını belirterek, “Tekirdağ Belediyesi olarak engelli vatandaşlarımıza hayat kolaylaştırma adına önemli çalışmalar yapıyoruz. Kurduğumuz Engelliler Koordinasyon Merkezi ile engelli vatandaşlarımıza çok daha yakınız ve onların her türlü sorunu ile ilgileniyoruz. Tureks Firması’nın katkılarıyla bugün burada 10 adet engelli kardeşimize tekerlekli sandalye veriyoruz. Engelleri hep birlikte aşmaya devam edeceğiz” dedi. Konuşmanın ardından Başkan Dalgıç beraberinde Belediye Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Rüya Yılmaz, Belediye Başkan Yardımcısı Sinan Çetiz, Belediye Meclis Üyesi Ali Kılıç, Belediye Meclis Üyesi Hasan Önbey, Tekmer Sorumlusu Murat Yıldız ve Tureks Firması Yetkilileri Dinçer Şanlı ve Cem Demir ile birlikte engelli çocuklara tekerlekli sandalyelerini hediye etti. Tarih, Eyüp’te Canlanacak E yüp Belediyesi Kütüphanesi, yeniden yapılandırılarak kültür ve eğitimin hizmetine sunuldu. Yaklaşık 9 bin tarihi, kültürel, edebi kitap Eyüplüler ve bu kaynaklardan faydalanmak isteyenlerce çalışma saatleri içerisinde kullanılabiliyor. Eyüp Belediyesi Kütüphanesi’nde, en eskisi 1910 yılına ait tarihi kitaplar, edebi eserler, ansiklopediler, sözlükler, 100 Temel Eser’den fen bilimlerine, tarihten coğrafyaya, öyküden romana kadar geniş bir yelpazede kitap bulunuyor. 1910 öncesi eserlerin yeniden yapılandırılarak halkın hizmetine sunulması için de çalışmalar sürdürülüyor. Eyüp Belediyesi Kütüphanesi, tezlerini hazırlayan üniversite öğrencilerine, öğretim üyelerine, ödevlerini yapan liseli öğrencilere ve üniversiteye hazırlanan gençlere de önemli bir kaynak merkezi oluyor. Kütüphanede, gelen ziyaretçilerin kullanması için ayrıca bilgisayarlar ve internet sistemi de mevcut. Tarihine sahip çıkmayan bir kentin geleceğinin olmadığını vurgulayan Belediye Başkanı İsmail Kavuncu “Tarihine sahip çıkmayan, tarihini unutmuş bir millet, hafızasını kaybeden bir insana benzer. Biz de Eyüp Belediyesi olarak eyüp Tarihin tozlu raflarında dokunulmadan duran binlerce kitap, Eyüp Belediyesi’nin yeni kütüphane projesiyle hayat buldu. tarihi ve kültürel değerlerimizi ön plana çıkartan projelere ağırlık veriyoruz. En büyük yatırımlarımızı insana, yani eğitime yapıyoruz. Eyüp Belediyemizdeki binlerce kitabı kullanılabilir hale getirdik. Özel bir programla yeniden yapılandırdık. Vatandaşlarımız, gençlerimiz büyük ilgi gösterdi. Biz de çok mutlu olduk. Kitap aklın ilacıdır” dedi. Birlik 2011/1 15 EDİRNE Edirne, Naylon Poşeti Bırakıyor Çarşamba pazarından başladı E TUZLA dirne Belediyesi, naylon poşet yerine geri dönüşümlü, çevre dostu bez torba kullanımını teşvik etmek ve vatandaşları bilgilendirmek amacıyla pazar girişlerinde ücretsiz geri dönüşümlü anti bakteriyel bez torba dağıtım kampanyası başlattı. Kampanya kapsamında Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi Pazar yerinde bayanlara bez torba dağıttı. Belediyenin yürüttüğü kampanya ilk olarak, pazar girişinde stantlarda vatandaşlara geri dönüşümlü bez torba dağıtımı ile başladı. Kampanyaya pazar esnafı da destek verdi. Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi, “Çevre bizim geleceğimizdir” sloganıyla başlatılan kampanyayı yerinde takip ederek, pazar girişinde bir araya geldiği vatandaşlardan belediyenin aldığı karar doğrultusunda yürütülen çalışmalara duyarlılık göstermelerini ve geri dönüşümlü bez torba kullanımını teşvik etmelerini istedi. Edirne Belediyesi’nin manav, pazarlar ve alışveriş yerlerinde naylon poşet kullanımının kaldırılması, yerine geri dönüşümü olan, doğal ortamda ayrışan, bio bozunur poşet, bez torba, file gibi malzemelerin kullanılması yönünde başlatılan kampanya, diğer halk pazarlarında da sürdürülecek. Tuzla’da Bilim Konferansı Gerçekleşti T uzla’da bilimin önemine vurgu yapılan bir bilim konferansı düzenlendi. İdris Güllüce Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansta “Araştırma ve Erişim Odaklı Eğitim” üzerine konferans veren Prof. Dr. Nihat Berker, başarıya ulaşmanın yolunun çok çalışmak ve okuduklarını tekrar etmekden geçtiğini vurguladı. Hayatı boyunca yapmış olduğu çalışmalardan örnekler ve- 16 Birlik 2011/1 Edine Belediyesi, pazaryerlerinde naylon poşet yerine bez torba kullanımını artırmak için kampanya başlattı. ren Berker; “Bilim insanlarının yoğun emek harcayarak oluşturdukları bilgi, erişilebilir ve ulaşılabilir hale gelmektedir. Üniversite olarak her yıl yüzlerce öğrenciyi fizik ve bilimsel anlamda dünyaca ünlü üniversitelere götürüp öğrenimleri konusunda yardımcı oluyoruz” dedi. Konferansta bir konuşma yapan Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı, Sabancı Üniversitesi’nin Eğitim köyü olmayı hedefleyen Tuzla’nın sınırları içerisinde bulunmasının, ilçeye ayrı bir değer kattığını ifade etti. Eğitimin önemini vurgulayan Başkan Yazıcı “İnşallah ilerleyen zamanlarda planlı bir eğitim programı yaparak bilimi sevdirme adına bu tür konferanslar düzenleyeceğiz” dedi. Prof Dr.Nihat Berker’e katılımından dolayı Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı ile İlçe Milli Eğitim Müdürü Nazmi Yekrek birlikte bir çiçek takdim etti. Sabancı Üniversitesi Rektörü Fizik Profesörü Dr. Nihat Berker, Tuzla Belediyesi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen konferansta Tuzla’lı öğrencilerle bir araya geldi. Yoğun katılımın olduğu konferansa Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı, Tuzla İlçe Milli Eğitim Müdürü Nazmi Yekrek ve çok sayıda öğrenci katıldı. İLETİŞİMİN GÜCÜNÜ ANLATTILAR B elediye Başkanlarını bilgilendirme programına sponsor olan Turkcell ile Marmara Belediyeler Birliği yetkilileri arasında çalışma toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıdan önemli notlar çıktı. Marmara Belediyeler Birliği’nin Eminönü’nde bulunan merkez binasını ziyaret eden Turkcell heyeti ile Marmara Belediyeler Birliği yetkilileri, Belediye Başkanları Bilgilendirme Toplantısı’yla ilgili fikir alışverişinde bulundu. Birlik Genel Sekreteri Doç. Dr. Recep Bozlağan’ın başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda, belediye hizmetlerinin ve başkanların vatandaşlara ulaşma metotları ile GSM teknolojileri kullanılarak seçim döneminde halka nasıl yaklaşılabileceği konusu masaya yatırıldı. Turkcell heyeti ile Marmara Belediyeler Birliği yetkilileri, Belediye Başkanları Bilgilendirme Toplantısı’yla ilgili fikir alışverişinde bulundu. Akıllı Durak sistemini anlattılar Detaylı anlatımla Marmara Belediyeler Birliği yetkililerini bilgilendiren Turkcell heyeti, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iştirakleri ile ilçe belediyelerine verilen Telemetre hizmeti, otobüslerin kaç dakika sonra durakta olacağını vatandaşlara aktaran Akıllı Durak sistemi ve halkın belediyeye, belediyenin halka ulaşabilmesi için uygulanan iletişim hizmetlerini anlattı. Turkcell heyeti, belediye başkanlarını evrak imzalamaktan kurtarmak için uygulamaya konulan mobil imza yöntemiyle ilgili de sunum yaptı. Birlik 2011/1 17 Şehir ve Başkan Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok: “Yeni Otoban Balıkesir’in Kaderini Değiştirecek” “İzmir-İstanbul arası yapılan yeni otobanla birlikte Balıkesir’in çehresi değişecek. Bu otobanla birlikte Balıkesir sadece bölgede değil Türkiye’de en önemli illerin arasında gelecek. İzmir ve İstanbul’a Balıkesir’den ulaşım olağanüstü kolay olacak. Dolayısıyla bugünden Balıkesir’de yatırım yapmak için yer tutanlar isabetli bir karar vermiş olacaklar.” B u sözlerin sahibi Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok. Ok 22 yıllık öğretmenlik hayatından sonra belediye başkanı olmuş ve bu özelliğini belediyenin yapmış olduğu her türlü çalışmaya aks ettirmiş. Bu çalışmalardan biri belediyeye ait ücretsiz eğitim veren dershane. Başkan Ok, amaçlarının gerçekten okumak isteyip de ekonomik nedenlerden ötürü okuyamayan ve 18 Birlik 2011/1 hayallerini gerçekleştiremeyen gençlere yardım etmek olduğunu söylüyor. Gençleri çok sevdiğini her fırsatta dile getiren başkanın en çok övünerek anlattığı çalışmalardan bir diğeri de öğrencilere belediye tarafından verilen ücretsiz çorba ve kahvaltı servisi. Bunlar sadece birkaç örnek. Ok, röportajımızda Balıkesir Belediyesi’nin yapmış olduğu pek çok çalışmayı büyük bir gururla anlattı. Bu arada hemen belirtelim; Başkan, İzmir-İstanbul arası yapılan yeni otobanla ilgili sorularımızı da tüm samimiyeti ile cevapladı. Başkan, otobanla birlikte Balıkesir’in kaderinin değişeceğini ve Balıkesir’in Türkiye’nin en önemli illerinden biri olacağını söylüyor. Başkanım ilk olarak röportajımıza sizin eğitimci kimliğinizden bahsederek başlayalım. Daha önce uzun yıllar Kimya Öğretmenliği yapmışsınız. Ben 22 yıl öğretmenlik yaptım. Öğrencilerime her zaman doğruluğu, güzelliği, dürüstlüğü, vatan sevgisini vermeye çalıştım. Kimyanın yanında öğrencilerime bu duyguları aşılamaya çalıştım. Dolayısıyla öğrencilerimiz ve ailelerinin başkan seçilmemde çok büyük destekleri olduğunu söyleyebilmem mümkün. Eğitimci Başkan Balıkesir Belediyesi’nin eğitim noktasında yapmış olduğu bir proje olduğunu duyduk. Bu projeden bahsedebilir misiniz? Bu sene Balıkesir Belediyesi olarak gerçekten okumak isteyip de ekonomik nedenler dolayısıyla bu imkânı bulamayan ailelerin çocuklarına ücretsiz eğitim veren bir dershane açtık. Gençlerimize eğitimde fırsat eşitliğini tanımak adına, bursluluk şartları tutan öğrenciler için bu uygulamayı gerçekleştirdik. İlk önce Milli Eğitimden listeleri aldık. Bu öğrencileri sınava tabi tutarak içlerinden gerçekten okumaya istekli, hevesli olanları ettik. Sonrada Balıkesir Belediyesi’nin hizmet binasında profesyonelce bütün branşlar da öğretmenlerle yeni hizmete başladık. Bu çocuklar Balıkesir’in her tarafında. Öğrencilerin çoğu kız. Tabi bu durum ayrı bir güzellik. Kızların okumada daha istekli olması bizi mutlu etti. Burada sadece eğitim öğretim yönüyle değil rehberlik alanında da destek veriyoruz. Moral ve motivasyon aktiviteleriyle de öğrencilerimizin her zaman yanında olacağız. “Biz gençleri seviyoruz” Eğitimci yönünüz Balıkesir Belediyesi’nin yapmış olduğu çalışmalara yansımış gözüküyor. Belediye olarak yapmış olduğumuz bir diğer çalışmadan da bahsetmek isterim. Bizim bir çorba yerimiz var. Biz sabahları burada üniversite öğrencilerine ücretsiz çorba ikram ediyoruz. Bir gün de kahvaltı veriyoruz. Peynir en güzel peyniri, zeytini, reçeli, tereyağı en güzeli… Ayrıca iki tane kampus hattına yeni otobüs koyduk. Otobüslerimiz eskiydi, yeterli değildi. Bunları düzelttik. Biz gençleri seviyoruz. Aslında bu yaptıklarımdan daha fazlasını yapmak istiyorum. Kredi yurtların önüne seyyar çorba arabası götürmek istiyorum. Ama bu sefer de oradaki kantinciyi iflas ettirmekten korkuyorum. Bunu çok düşündük. Biz çorba arabasını oraya koyarsak, kantinci orada hiçbir şey satamaz. İsmail Ok Kimdir 1964 yılında, Balıkesir-KepsutHotaşlar köyünde doğan Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok İlk ve Ortaokulu köyünde tamamladıktan sonra, 1979 yılında Bursa Tarım Meslek Lisesi’ne girmiş.1982’de Ziraat Teknisyeni olarak mezun olan Ok Uludağ Üniversitesi Balıkesir Necatibey Eğitim Fakültesi Kimya-Fizik Bölümü’nden 1987 yılında mezun olmuş. 2009 seçimlerine kadar çeşitli okullarda Kimya Öğretmenliği yapmış. Evli ve iki çocuk sahibi başkan, gençleri çok sevdiğini her fırsatta dile getiriyor. Ama doğrusu da oraya koymak. Gönlümden geçen buydu, az daha yapıyorduk ama sonrasında vazgeçtik. Bu dengeleri de kurmak zorundayız. Ama bunu yapsak herhalde en büyük zevk alacağım icraat bu olacak. Başkanım Balıkesir Belediyesi’nin yapmış olduğu diğer çalışmalardan kısaca bahsedebilir misiniz? Şehrimizin içinde yeni spor alanları, parklar, bahçeler yaptık. Mevcudu korumanın yanında bunların sayısını da artırıyoruz. 11 değişik mahallede semt spor sahaları yapıyoruz. . Artık hangi mahalle olursa olsun insanlarımız bunları hak ediyor. Balıkesir’in her mahallesinde her kesimin spor yapabileceği sahalar oluşturmaya çalışıyoruz. Bu şehir hayatının içerisinde yapılması gereken şeyler. Yine Balıkesir’de gençlere çok önem veriyoruz. Önümüzdeki günlerde kapalı spor salonu ve açık spor alanlarıyla Birlik 2011/1 19 Şehir ve Başkan Birlikte Karar Verdik İş yoğunluğu içerisinde kendinize zaman ayırabiliyor musunuz? Kendi zamanımız diye bir şey yok. Ben hareketli biriyim. Kendime çok fazla zaman ayıramıyorum. Başkanım, kitaplarla aranız nasıl? Okumaya çok fazla fırsat bulamıyorum. Peki, aileniz bu kadar çok iş yoğunluğundan şikâyetçi mi? Evet, maalesef. Ben başkan olmadan önce onlardan izin aldım. Biz buna birlikte karar verdik. En son neye üzüldüğünüzü hatırlıyor musunuz? Valla bu memlekette üzülecek çok şeyler var. İşsizleri yoksulları görünce çok üzülüyorum. Geçenlerde üniversitede 2 kız çocuğu okutan bir anne geldi. Kızlarının ikisi de Balıkesir dışında okuyormuş. O annenin çaresizliği beni çok üzdü. En son neye sevindiğinizi hatırlıyor musunuz başkanım? En son Balıkesirspor’un Sakaryaspor’u yenmesine çok sevindim. Hayat felsefenizi özetleyen bir kelime olsaydı bu ne olurdu? Dürüstlük. Başkanım son olarak Balıkesirlilere iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı? Ben halkıma öncelikle çok teşekkür ediyorum. Her zaman bana destek oldular. Şu anda oy vermeyenler bile bize teşekkür ediyor. Yaptığımız kamuoyu araştırmaları da bunu gösteriyor. birlikte inşaatlarına başlayacağız. Projeleri çizildi. Gençlik bizim için gerçekten önemli. Yine Balıkesir’de alışveriş merkezi inşaatımız devam ediyor. Balıkesir’de şu anda hayvan pazarı yok. Biz Balıkesir belediyesiyiz, köy hayvan tarım beni ilgilendirmez anlayışında değiliz. Hemen hayvan pazarı 20 Birlik 2011/1 ihalesi yaptık. Şu anda ihalenin yasal sürecini bekliyoruz. Yine Balıkesir’de çöplerin geri dönüşümü ile ilgili büyük bir proje kazandırıyoruz. Evsel atıklarının geri dönüşümü olanlar profesyonel bir şekilde ekonomiye tekrardan kazandırılacak. Diğer atıklardan gübre elde edilecek. Çöp sızıntı suları arıtılacak. Şu anda sızıntı suyunun rengini görseniz dehşete kapılırsınız. Artık günümüzde tıp son derece ilerledi. Tıbbi atıklar çok çoğaldı. Bu yapacağımız proje ile hedefe ulaşacağız, şu anda ihale aşamasındayız. Balıkesir eski parayla 50 trilyonluk bir yatırıma kavuşacak. Bu çevreci yönüyle de bizi mutlu ediyor, diğer taraftan Balıkesir Belediyesi’nin Balıkesir’in halkına hiçbir külfet götürmeden böyle bir şeyi yapmasıyla da bizi mutlu ediyor. Türkiye’de ilk defa rekor bir hibe sağlandı. %80’inden fazlası Avrupa Birliği fonlarından karşılanacak. Balıkesir’in çehresi değişiyor Bu çevreci projeyi biraz daha açar mısınız? Evsel katı atıkların geri dönüşümü ile ilgili bir proje bu. Bu proje gerçekleşirken Avrupa Birliği fonlarından yararlanacağız. Bu projenin çevreci olması ve AB fonlarından yararlanılacak olması gibi iki temel unsur var. Projemizin bu iki unsuru benim çok hoşuma gidiyor. Bu proje %90’ın üzerinde bir hibe ile gerçekleşecek. 25 milyon euroluk bir yatırım. Amacımız insanların daha güzel şartlarda, daha sağlıklı bir şekilde yaşaması. İzmir-İstanbul arası yapılan yeni otoban Balıkesir’den geçiyor. Bu otoban tamamen bittiğinde Balıkesir’e nasıl bir katkı sağlayacağını düşünüyorsunuz? Bunun projesi çok yıllar öncesinde hazırlanmış. Yaklaşık 10 yıl öncesinden hazırlanan bir proje. Bu otobanla birlikte Balıkesir sadece bölgede değil Türkiye’de en önemli illerin arasında gelecek. Bir sanayici için en önemli şey pazarlara yakın olmasıdır. Bu maliyeti düşürür. İzmir ve İstanbul’a Balıkesir’den ulaşım olağanüstü kolay olacak. Uçağa bile gerek yok. Bandırma limanı burada, İzmir Limanı burada. Dolayısıyla bugünden Balıkesir’de yatırım yapmak için yer tutanlar isabetli bir karar vermiş olacaklar. Önümüzdeki günlerde bu otobanla birlikte Balıkesir’in çehresi değişecektir, kaderi değişecektir. Bu 10 yıllık bir proje. Bu otoban projesinin bugüne gelmesinde emeği geçen herkese sizlerin huzurunda ilk defa teşekkür ediyorum. Çünkü, yeni otoban Balıkesir’in kaderini değiştirecek. “Tarım ve hayvancılıkta bir numarayız” Peki başkanım, Balıkesirlilerin geçim kaynağı nedir? Balıkesir kaplıcaları, ormanları ile bir doğa kentidir. Örneğin, Dursunbey gerçekten orman ürünleri bakımından zengin bir ilçemiz. Merkez ilçe ve diğer ilçelerinin önemli bir kısmında akla ilk gelen geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Tarım ve hayvancılığa dayalı sanayi. Bunun dışında başka üretim yok mu? Elbette var. Organize sanayimiz hızla gelişiyor. Ama Balıkesir tarım ve hayvancılıkta Türkiye’de bir numara diyebiliriz. Balıkesir’de ne yetişiyor? Aslında Balıkesir’de yetişmeyen hiçbir şey yok. Balıkesir Türkiye’de gerçekten hem karasal iklimin özelliklerini hem de Akdeniz ikliminin özelliklerini Ege’nin ılıman özelliğini gösteren ender illerin başında gelmektedir. Yani Balıkesir’de her şey yetişir. Bu abartı değil. Özellikle beyaz et ve kırmızı ette Türkiye’de ön plandadır. Kısacası Balıkesir’de yok yok. Balıkesir’de organize sanayi, işadamlarının yatırım yapması için gerçekten tercih edebileceği Türkiye’deki ender illerin en başında gelir. Burada mütevazilik yapmayacağım. Organize sanayide yatırım maliyetleri, arsa fiyatları oldukça düşük. İlimiz yetişmiş insan kaynağı yönünden oldukça zengin. Tabi ki İstanbul ve İzmir’e yakınlığı kente çok büyük bir artı sağlıyor. Tüm bu bilgiler ışığında Balıkesir’i kısaca sizden dinleyebilir miyiz? Balıkesir Türkiye’nin en batısında olan illerimizden biri. Coğrafya olarak baktığımız zaman topraklarının büyük bir kısmı hem Ege’de hem de Marmara’da olan bir il. Her alanda ciddi potansiyellere sahibiz. En başta Balıkesir bir tarih şehri. Selçuklu’dan Osmanlı’nın kuruluşuna ve akabinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna kadar çok önemli katkıları olmuştur. Balıkesir adını Türkiye tarihinde altın harflerle yazdırmıştır. Balıkesir, Kuvayi Milliye kıvılcımının ilk çakıldığı ve ilk silahların patladığı ildir. Ulu önder Atatürk nasıl büyük bir hassasiyetle kurtuluş savaşını başlattığıysa daha Atamız Samsun’a çıkmadan bizim dedelerimiz de burada çok önemli kararlar almışlardır. Örneğin Balıkesir’de Alacamescit diye bir yerimiz var. Alacamescit Camii’sinde mevlit okutmak bahanesiyle bir Sivas Kongresi gibi, bir Erzurum Kongresi gibi tam bir kongre niteliğinde kararlar almışlardır. Bağımsızlık namlunun ucundadır, bunun içinde savaşmak gerekir ve bu yolda da halktan vergi alınması da dahil olmak üzere birtakım kararlar alınıyor. Bunlar yöresel kararlar. Ama Kuvayi Milliye hareketinin büyümesinde çok büyük bir etkisi olmuş. Şehit sayısı en fazla olan şehir Balıkesir. Kısacası Balıkesir tarihi bir şehirdir. “Belediyeciliğin okulu yok” Başkanım, son olarak Marmara Belediyeler Birliği’nin encümeninde yer alıyorsunuz? Birlikle ilgili neler düşünüyorsunuz? Öncelikle Marmara Belediyeler Birliği ile ilgili şunu söylemek isterim, Marmara Belediyeler Birliği’nde çalışan insanların hepsi birlik ve beraberlik içerisinde her zaman çalışmışlardır. Birlikte böyle bir yapı var. Marmara Belediyeler Birliği, Türkiye Belediyeler Birliği kadar etkili olan bir birliktir. Ben de bu birliğin Balıkesir Belediyesi olarak üyesi olması ve aynı zamanda encümen üyesi olmamdan son derece mutlu olduğumun altını çizmek isterim. Gerçekten çok değerli yöneticilerimiz, arkadaşlarımız var. Marmara Belediyeler Birliğinin eğitim faaliyetlerine zaman zaman biz de katılıyoruz. Personelimizden de katılım oluyor. Belediyeciliğin okulu yok. Yani, “Ben belediyeciliğin şu okulundan mezun oldum” diyen bir başkan bulamazsınız. Dolayısıyla yeni göreve gelmiş belediye başkanları ve ekiplerinin karşılaştıkları sorunların çözümünde profesyonelce danışılabilecek çok değerli bir ekip var. Şu anda çok rahatım ama tabi ki ilk seçildiğimizde belediyecilikle ilgili şu andaki kadar bir bilgi sahibi değildim. Tabi ki bir bilgimiz bir altyapımız vardı ama işin başına geçtikten sonra daha farklı bir durum oluyor. Bu noktada Marmara Belediyeler Birliği ve Türkiye Belediyeler Birliği gibi birliklerin çok büyük bir etkisi oluyor. Marmara Belediyeler Birliği her yönüyle donanımlı ve Türkiye Belediyeler Birliği ile her alanda işbirliği yapabilecek kadar tecrübeli bir birliktir. Marmara Belediyeler Birliği’nin özellikle eğitim faaliyetlerinin başkanlara çok büyük katkıları olduğunu düşünüyorum. Birlik 2011/1 21 Kent ve Yaşam Kuvva-i Milliye Hareketini Başlatan Kent BALIKESİR Bir kısmı Marmara’da, bir kısmı Ege Bölgesi’nde kalan Türkiye’nin nadir kentlerinden biri Balıkesir. Balıkesirliler kentlerini “Türkiye’nin Marmara ve Ege Denizi’ne açılan yeşil penceresi” olarak tanımlıyorlar. İşte bu kent İstanbul ve İzmir arasına yapılan yeni otobanla birlikte değerine değer katmaya hazırlanıyor. Kurtuluş Savaşı yıllarında büyük mücadele veren Balıkesir’i tüm bu özellikleri ile kaleme aldık. B alıkesirliler kentlerini “Türkiye’nin Marmara ve Ege Denizi’ne açılan yeşil penceresi” olarak tanımlıyorlar. Bu şekilde bir tanımlama yapmalarının nedeni ise bölgenin bir kısmının Marmara’da, bir kısmının ise Ege Bölgesi’nde kalıyor olması. Başta bu özelliği olmak üzere pek çok güzelliği bu kenti Türkiye’nin nadir kentlerinden biri yapıyor. Balıkesir Belediye Başkanı İsmail OK’la kenti gezmeden önce yapmış ol- 22 Birlik 2011/1 duğumuz röportajımızda da başkan bu güzelliklerden bahsetti ve farklı bir konuya dikkat çekti. Röportajımızı okuyanlar hatırlayacaktır ama biz şimdi hatırlamayanlar için bir kez daha anlatalım. İşte bu eşsiz kent, İstanbul-İzmir arasında yeni yapılan otobanın buradan geçmesiyle birlikte değerine değer katacak. Her ne kadar bu kente hem kara, hem deniz, hem de hava yoluyla ulaşım kolay olsa da otobanla birlikte İzmirliler ve İstanbullular için Balıkesir artık günü birlik gezilerin ilk akla gelecek yerlerinden olmaya aday. Biz de yeni yılın ilk sayısında sizlere Balıkesir’i anlatmak istedik. Tarihi kent Balıkesir Balıkesir’in sahip olduğu bu güzellikleri ile “Doğa Kenti” olduğunu anlatmadan önce “Tarihi kent Balıkesir”i dinlemeye ne dersiniz? Balıkesir’in bu özelliğini çok az kişi bilir. Balıkesir aslında bir Çanakkale gibi, bir Kahramanmaraş gibi Bağımsızlık savaşlarında büyük rol oynamıştır. Kurtuluş Savaşı yıllarında Balıkesirliler, bugün adına Alacamescit dedikleri camide mevlüt okutulması bahanesiyle bir araya gelerek ülkenin kaderi için önemli kararlar almışlar. İlçelerinin de yardımıyla düşmana karşı zaferler kazanılmış. İlçeleriyle zengin kent Burada Balıkesir’in ilçeleri de Balıkesir kadar önem teşkil ediyor. Çünkü dile kolay bugün Balıkesir’e bağlı 19 ilçe var. Bunları sıralamak gerekirse Ayvalık, Balya, Bandırma, Bigadiç, Burhaniye, Dursunbey, Edremit, Erdek, Gömeç, Gönen, Havran, İvrindi, Kepsut, Marmara, Manyas, Savaştepe, Sındırgı ve Susurluk… Her birinin isminin tanıdık olduğuna dikkat çekmek isteriz. Örneğin ayran dediğimiz zaman akla hemen Susurluk gelir, kaplıcalar dediğimiz zaman akla ilk Gönen geleceği gibi. Burada anlatmak istediğimiz aslında Balıkesir’e geldiğiniz zaman bir anda pek çok zenginliği bir arada bulacak olmanız. Bu ilçelerin her biri aynı zamanda sahil şeritleri ve doğal yeşil alanları ile her yıl yüzlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Örneğin Altınoluk, bir diğer ismiyle “Oksijen Cenneti.” Bugün sadece ülkemizden değil dünyadan pek çok turist bu oksijenden faydalanmak için Balıkesir yolunu tutar. Altınoluk özellikle Astım hastaları için birebirdir. Diğer taraftan Ayvalık ilçesi de zeytinlikleri ile önemli bir yere sahiptir. Ayrıca küçük adaları ve tarihi kalıntıları ile Sarımsaklı Yarımadası ile Cunda adası görülmeye değerdir. Ama biz bu sayımızda merkez Balıkesir’i anlatacak, diğer kentleri anlatmayı sonraki sayılarımıza bırakacağız. Balıkesir ismi nereden geliyor? Peki bu kentin ismi nereden geliyor? Tabi ki konuyla ilgili pek çok rivayet var. Bunlardan biri başlangıçta Bal-ı Kesr yani Balı çok anlamında kullanılmış ve Bal-ı Kesr zamanla dil sürmesiyle Balıkesir adını almış. Bir diğer riva- yet ise Balıkesir isminin Balık-Hisar’dan geldiği yönünde. Kimileri de kente adın Balak-Hisar’dan geldiğini belirtiyor. Balıkesirliler ise bu alternatiflerden en çok Balık-Hisar olanına inanıyorlar. Zeytin Cenneti Tabi ki yazımızın başında da belirttiğimiz üzere tüm bu doğal güzellikler kentte en büyük geçim kaynaklarından birinin turizm olmasını sağlasa da tarım ve hayvancılıkta oldukça ön planda. Özellikle Balıkesir’de zeytincilik çok büyük bir geçim kaynağı. Hatta zeytincilik Balıkesir’de bilimsel yollarla yapılıyor. Örneğin, dünyada ilk zeytincilik meslek okulu Balıkesir’in Edremit ilçesinde kurulmuş. Meslek okulunda bugün normal derslerle birlikte analitik kimya, gıda mikrobiyolojisi, kimya mikrobiyoloji laboratuarı, gıda, endüstriyel kimya, sofralık zeytin işleme, zeytin üretim makineleri, zeytin analiz laboratuarı, zeytin yağı kimyası, sofralık zeytin kimya teknolojisi, zeytin üretim teknolojisi, zeytin yağı üretim uygulamaları gibi zeytincilik üzerine pek çok ders görülüyormuş. Hal böyle olunca zeytinin her çeşidi, sofralık, siyah, yeşil, biberli, bibersiz, eşekli zeytinler. vb. Balıkesir’de yetişiyor, diğer taraftan zeytinden yapılan diğer ürünler de bu kentin ekonomisini oluşturuyor. Zeytinyağı örneğin. Balıkesir her ne kadar Birlik 2011/1 23 Kent ve Yaşam Zeytin cenneti olarak tanıtılsa da diğer tahıl ürünlerinden de mutlaka söz etmeliyiz. Özellikle şeker pancarı, domates ve kavun Balıkesir ekonomisinde büyük önem arz ediyor. Kısacası sahil kesiminde zeytincilik, bağcılık ve balıkçılık ön plana çıkarken, iç kesimlerde tarım, hayvancılık, ormancılık ve madenciliğin hakim olduğunu söyleyebilmek mümkün. Balıkesir Saat Kulesi Balıkesir’de görülmeye değer tarihi yerlerinden biri Saat Kulesi. Aslında Balıkesir denilince akla ilk gelen yerlerden birinin Saat Kulesi olduğunu söyleyebilmek bile mümkün. Saat Kulesi adeta Balıkesir kenti ile özleşmiştir ve birlikte anılır. Saat Kulesi bir diğer ismiyle Koca Saat, 1827 yılında Silistre Valisi Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış. Bu Saat Kulesinin en önemli özelliklerinden biri de İstanbul’daki Galata Kulesi’ne benzemesidir. Çünkü Mehmet Paşa tarafından bilhassa Galata Kulesi’ne benzer bir şekilde yaptırılmış. 1897’de büyük depremde yıkılan Saat Kulesi, 1962 yılında Balıkesir Belediyesi tarafından onarılarak Balıkesirlilerin tekrar hizmetine sokulmuş. Teknik bilgilerle anlatmak gerekirse; 3.5x3.5 metre ölçülerinde kare tavanlı bir plan üzerinde kesme taşlarla yükselen 5 katlı saat kulesinin 3. katının dört yanında demir korkuluklu çıkma balkon ve kapılar bulunuyor. Balıkesir’in hemen merkezinde bir yamaç üzerine kurulu olan bu kule yıllardır Balıkesirlilere zamanı gösteren bir tarihi yapıt olmuş. 24 Birlik 2011/1 Şadırvan Saat kulesinin hemen yanında ise 1908 yılında, Ömer Ali Bey tarafından yaptırılan bir şadırvan var. Pembe granitten yapılan ve soğan şeklini andıran kubbesi ile oldukça ilginç biryapı. Balıkesirliler şadırvanın bugün bulunduğu yerin ikinci yeri olduğunu ve daha önceden merkezde başka bir yerde bulunduğunu söylüyor. Zağnospaşa Camii Balıkesir’e kadar gelmişken Balıkesir’in ünlü camilerini de mutlaka görmelisiniz. Bunlardan biri Zağnospaşa Camiidir. Balıkesirliler için büyük önem arz eden Zağnospaşa Camii, 1000 kişilik kapasitesiyle Balıkesir’in en büyük camilerinden biri. 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden Zağnos Paşa tarafından kente külliye olarak yaptırılan camii, o dönemde 48 kişiyle, 6 haftada yaptırılmış. Camii ayrıca Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk ve tek hutbesini okuduğu camii olarak da önemli bir yere sahip. Balıkesir’de Yıldırım, Umurbey ve söylemiştik. İşte burası o zor dönemlerde Balıkesirlilerin gizli gizli buluşup karar verdikleri bir yermiş. Hatta silahlı mücadele kararı burada alınmış. Ayrıca Atatürk 1923 yılında şehri ziyaretinde burada misafir edilmiş. Yapının tüm bu özelliklere sahip olması ve adeta kentin çok önemli bir tarihine tanıklık etmesi buranın müze olarak kullanılmasına karar verilmesine neden olmuş. Müze olarak açılma tarihi ise 1996’lı yıllara denk geliyor. Müze bugünkü şeklini ise 2008 yılında alıyor. Müzenin iç kısmından biraz bahsedersek iki bölümden oluştuğunu hemen belirtelim. İlk bölümünde, Kuvay-i Milliye’nin kurulmasına öncülük etmiş 41 kişinin aldığı kararlar, bu kahramanların kişisel eşyaları ve Atatürk’ün Balıkesir’e gelişinde çekildiği fotoğraflar sergileniyor. Hemen bir üst katta ise arkeolojik ve etnografik eserler sergilenmekte. Burada Kuvay-i Milliye Müzesi’nin ikinci katı ayrıca Türkiye’nin ilk Ulusal Fotoğraf Müzesi’ni de içinde barındırıyor. Fotoğraf çekmeye meraklıysanız eskiden kalma fotoğraf makinelerini görmek için buraya mutlaka uğramalısınız. Doğal güzellikleri Karaoğlan Cami’lerini de gezip görmenizi tavsiye ediyoruz. Balıkesir Atatürk Parkı Balıkesir’de ayrıca Türkiye’nin en güzel parklarından biri bulunuyor. Bu parkın ismi “Balıkesir Atatürk Parkı”. 6 Eylül 1963 tarihinde tamamlandığını öğrendiğimiz bu park, Balıkesirlilerin dinlenmek ve huzur bulmak için mutlaka uğradıkları bir yer. Balıkesir’de bu özel parkın ağaçları altında biraz oturup dinlenmediyseniz gezinizi eksik tamamlamış olursunuz. Kuvay-i Milliye Müzesi Şehir pek çok kültürel merkeze de sahip. Bunlardan biri hemen şehir merkezindeki Kuvay-i Milliye Müzesi. Müze her ne kadar 1840 yılında, Karesi Sancağı Defterdarı Mehmet Paşa’nın konağı olarak yaptırıldıysa da sonraki dönemlerde çıkan büyük yangın sonucunda bir kısmı kullanılmaz hale gelmiş. Bugün kullanılan yapı ise Halit Paşa tarafından yaptırılmış. Balıkesir’in Kurtuluş Savaşı’nda en etkin mücadele eden kentlerden biri olduğunu Balıkesir’in bir doğa kenti olduğunu daha yazımızın başlangıcında belirtmiştik. İşte kentte bulunan bu güzelliklerden biri Çamlık tepesi. Balıkesir’in hemen merkezinde kır gazinolarının, çocuk oyun alanlarının, spor sahalarının olduğu bir yer burası. Adından da anlaşılacağı üzerine Çam ağaçları altında dinlenmek ve piknik yapmak isteyenler için güzel bir alternatiftir. Ayrıca kentin içerisinde bulunan mesire alanlarını da mutlaka görmelisiniz. Adeta bir tablodan fırlamış havasını veren bu mesire alanları Balıkesir Belediyesi’nin katkılarıyla Balıkesirlilerin hizmetine sunulmuş. Balıkesir’den ne alsak? Peki Balıkesir’e gelince hediyelik eşya ne alınır diye sorarsanız hemen belirtelim, halı. Balıkesir denilince akla ilk gelen eşyalardan biri halılar. Bu halılar “Yağcıbedir Halıları” adını alıyor. El emeği göz nuru Balıkesirli kadınların büyük emekler harcayarak dokudukları bu halıların uluslar arası arenada da pek çok alıcısı oluyormuş. Halının yanında Balıkesir Kolonyaları’nı duymayan yoktur. Balıkesir yöresinde Esmen “Zambak” kolonyası adı altında üretilen kolonya, bu yöreye özgü olarak öne çıkıyor. “Balıkesir Kolonyaları” kente özel beyaz zambaklardan yapılıyor. Şehir merkezinde birçok kolonya üretim tesisi bulabilmeniz mümkün. Ne yenir? Son olarak Balıkesir’de ne yenir? sorusunun cevabını vermeye geldi. Bu sorunun cevabını şu şekilde sıralayabilmemiz mümkün: Düğün çorbası, tirit, zerde gibi yemekler ön planda olurken Balıkesir’in özel köftesinden de tatmayı unutmayın. Ayrıca tatlılara düşkün olanlar Höşmerim tatlısını mutlaka yemeli. Birlik 2011/1 25 Dosya Küllerinden doğan bir İstanbul mirası: Haliç Bir zamanlar yemyeşil toprakları ve en nadide deniz ürünleri ile “Altın Boynuz” olarak adlandırılan ve 1990’lı yıllarda bir bataklığa dönüşen Haliç, küllerinden doğarak kaybolan güzelliklerine yeniden kavuşuyor… H aliç… İstanbul’un 7000 yıllık tarihsel, kültürel ve dinsel zenginliği… Sarayları, surları, mahzenleri, kapıları, Osmanlı köşkleri, kasırları, imarethaneleri, hamamları, birçok ulus ve inançtan insanın barındığı tarihi evleri, üç büyük dinin ibadethaneleri ile küllerinden yeniden doğan bir İstanbul klasiği… Kentin çok katmanlı kültürel yapısının en canlı örneklerinden biri o. Bir zamanlar yemyeşil toprakları ve en nadide deniz ürünleri ile “Altın Boynuz” olarak adlandırılan ve 1990’lı yıllarda bir bataklığa dönüşen Haliç, kaybolan güzelliklerine yeniden kavuştu. Tarih boyunca iki büyük imparatorluğa ev sahipliği yapan Haliç, yenilenen yüzüyle İstanbullulara bir kez daha gülümsüyor… Bu ayki dosya konumuzda İstanbul’un 7000 yıllık tarihi ve kültürel mirası Haliç, nam-ı diğer “Altın Boynuz”u sayfalarımıza taşıyoruz. Boğaz’ın Marmara ile buluştuğu noktada, Avrupa Yakası’ndaki İstanbul’u ortadan ikiye ayıran bu önemli yerleşkeyi; asırlık tarihi yolculuğu, çok kültürlülüğü, farklı dinlere kucak açan kozmopolit yapısı ve sanayileşme hamleleri ile birlikte inceliyor; olağa- 26 Birlik 2011/1 nüstü şehir manzaraları eşliğinde sizlere eşsiz bir Haliç ziyafeti sunuyoruz. İşte Haliç panoramasından bize yansıyanlar ve renkli görüntüleri eşliğinde doyumsuz bir “Altın Boynuz” yolculuğu… OSMANLI VE BİZANS’IN GÜÇLÜ KALESİ Osmanlı İmparatorluğu’nun gücünü tüm dünyaya duyurduğu bir dönemde hem bir liman hem bir donanma üssü vazifesi gören Haliç, iki ayrı imparatorluğa tersanesi, deniz üssü ve surlarıyla kol kanat germeyi başarmış 7000 yıllık bir serüven… Boğaz’ın Marmara ile buluştuğu noktada, Avrupa Yakası’ndaki İstanbul’u ortadan ikiye ayıran bu önemli yerleşke, bir dönem Osmanlıların olduğu kadar Bizans’ın da merkezi üssü konumundaydı. Osmanlılar, Marmara kıyısındaki Kadırga Limanı’nı kullandılar, Haliç’in kuzey kıyılarını da tersaneye dönüştürdüler. Bugünkü Haliç; Taşkızak, Camialtı ve Hasköy Tersaneleri o dönemden kalmadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul, biri sur içi esas İstanbul olmak üzere Galata, Üsküdar ve Eyüp kadılıkları ile idare ediliyordu. Bunların arasında Eyüp, müslüman dini hayatının merkezi olmuş ve buna uygun olarak kutsal bir çekirdeğin etrafında camileri, türbeleri, mezarlıkları ve tekkeleri ile gelişmiştir. Halbuki Haliç’in karşı yakasında Galata, etrafındaki Türk mahalleleri arasında bir Akdeniz İtalyan kasabası özelliklerine sahip olarak kalmıştı. 7000 YILLIK KÜLTÜRÜN İZLERİ Haliç çevresinde çok zengin bir kültürel ve tarihi dokunun izlerine rastlanmaktadır. Çoğu günümüze kadar ulaşan bu eserler, Haliç çevresinde biriken tarihi ve kültürel mirasın da canlı kanıtlarıdır. Kağıthane’si, Sadabad’ı, Eyüp Sultan’ı, Aynalıkavak’ı ve Hasbahçe’siyle her dönemin cazibe merkezi olan Haliç kıyılarında tüm uygarlıkların izlerine rastlamak mümkün. İstanbul’da Beyoğlu ile Tarihi Yarımada’yı birbirinden ayıran Haliç, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin projesiyle, 16 kilometrelik sahil şeridi, müze ve kültür merkezleriyle donatılarak bir kültür vadisi konumuna geldi. Çamurdan ve atık sulardan kurtulan Haliç, çevresiyle de örnek bir yerleşke artık. Geriye Taşkızak, Camialtı ve Haliç Tersaneleri ile Kuzey Deniz Saha Komutanlığı’nın bulunduğu tarihi yapılar kaldı. İşte o tarihi yapılar, bugün yeni bir projenin de fitilini ateşledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin büyük girişimleriyle bir kültür vadisine dönüştürülen semt, o eski ihtişamlı günlerine yeniden geri dönüyor… Eyüp Sultan Türbesi’nin yakınına inşa edilen Yunus Gösteri Merkezi tamamlanarak hizmete açıldı. Alibeyköy eteklerinde bulunan Silahtarağa Elektrik Santrali’ndeki hummalı çalışma sonucunda Bilgi Üniversitesi’nin kente armağanı çağdaş sanatlar müzesi açıldı. Yine Sütlüce’de, Haliç’in diğer kıyısında yer alan Miniatürk ziyaretçi akınına uğruyor. Miniatürk’ün yakınındaki Sütlüce Kültür Sarayı, Haliç’in deniz trafiği kadar kültür trafiğini de artırmaya devam ediyor. Kültür Sarayı’yla arasından Haliç Köprüsü geçen Rahmi Koç Sanayi Müzesi’nin denizaltısı Haliç’in artık temiz olan sularından başını çıkarmış, ziyaretçilerini bekliyor. Kısacası, Boğaziçi’yle yarışacak bir Haliç var artık. Tıpkı eski günlerdeki gibi, ama yeniliklerle donanmış, daha da güzelleşmiş, zenginleşmiş haliyle İstanbul’un bin bir rengi olmaya devam ediyor. DÜNÜN “BOĞAZİÇİ”Sİ HALİÇ… Sur içinden sonra İstanbul’un uydu semtleri olarak gelişti Haliç… Sur içine yakın oluşu onu Boğaziçi yerleşimlerinden çok daha erken geliştirdi. Boğaziçi henüz bir köy idi, o ise İstanbul’da en parlak ve en şaşalı günlerini yaşıyordu. Buna nazaran kuzey Haliç yerleşimlerinden Hasköy, Halıcıoğlu ve Sütlüce semtleri 19. yüzyıl sonuna kadar önemini korumuş müslüman yerleşimi olmanın yanı sıra İstanbul ve Osmanlı Devleti içerisinde önemli birer gayrimüslim yerleşim merkezleri olarak da dikkati çekmiştir. Tarih boyunca farklı din ve mezheplere kucak açan İstanbul, bu tarih kokan topraklarda da çok kültürlülüğü bağrında yaşatmayı bilmiştir. Haliç de birçok İstanbul yerleşkesi gibi, hatta belki onlardan çok daha ötede kozmopolit bir yaşamın çağlar boyu bekçiliğini yapmıştır. Kimi zaman yahudilerin “Hasköy”ü olmuş; 1492’de İspanya’dan sürülen Sefarad Yahudilerine ve 1648’de Kmietnitzki katliamından kurtulan Doğu Avrupa Yahudilerine bir ana sıcaklığıyla kol kanat germiştir. Sadece Yahudi nüfusa da değil; Hasköy’de ikinci büyük dini kitle, efsaneleri, kiliseleri ve ayazmaları ile Rum cemaati de Haliç’in kucak açtıklarındandır. Kültür ve mimari o kadar iç içe geçmiştir ki bu eşsiz topraklarda Yahudi ibadethanelerinin altında müslüman mimarların imzası vardır. Tarih boyunca farklı kültür ve uygarlıklara ev sahipliği yapan Haliç ve çevresi, özellikle Eyüp, Fener, Galata, Balat ve civarında Türkler, Rumlar ve Museviler tarafından iskan edilmiş mahalleler hâlâ o kültürlerin izlerini taşımaktadır. İstanbul’da yaşayan üç dine ve dört ayrı milliyete ayrı ayrı kucak açmıştır Haliç tüm cömertliği ve içtenliğiyle… Bugünkü Hasköy kıyıları 19. yüzyılın başlarına kadar Rum asilzadeleri ve voyvodolarının yalıları sahil sarayları ile süslenmiş gözde bir mesire yeri konumunda idi. Ta ki bölgede başlayan sanayileşme hareketlerine kadar… SANAYİ GELDİ, HALİÇ KİMLİĞİNİ YİTİRDİ… 20. yüzyılın ilk yarısı içerisinde Sütlüce’de inşa edilen Mezbahane, Kuzey Haliç’te sanayinin hız alışında önemli bir başlangıçtı ve bölgede ciddi bir kimlik değişimi ve sağlıksız yapılaşmayı da beraberinde getirdi. Sanayileşme hamleleri önce tuğla harmanı ve değirmen türünden mütevazı oluşumlarla başladı, tersane, mezbahane ile hız kazandı. Haliç kıyılarını gün be gün saran fabrika, atölye binaları ve kum depoları sanayileşmenin soğuk ve puslu yüzünü siluetine bir kara leke olarak yazdı ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmadı. 1983’ten itibaren gerçekleştirilmeye çalışılan kuzey Haliç projesi ile bir sanayi bölgesi Birlik 2011/1 27 Dosya olmaktan çıkarılan Hasköy, Halıcıoğlu ve Sütlüce mahallelerini, günümüzde halen devam eden göç ile yoğun ve çarpık yerleşimin oluştuğu bir Haliç bölgesi olarak görmekteyiz. BATAKLIĞA NASIL DÖNÜŞTÜ? 1954 yılında “sanayi bölgesi” ilan edilen Haliç hızla kirlenmeye başladı. Nüfusun hızlı artışı, plansız sanayileşme ve şehircilik kurallarına uymadan gelişigüzel kurulan yanlış yerleşme merkezleri nedeniyle Haliç, kirli ve düzensiz bir hüviyete büründü. Eskinin “Boğaziçi”si, medeniyetler beşiği ve kültür vadisi Haliç, sandalların bile yol almakta zorluk çektiği koca bir bataklığa dönüştü. Tüm dünyaya “Altın Boynuz” olarak adını duyuran Haliç, İstanbul’un adeta bir kara lekesi haline dönüştü. Güzel Haliç, bir sanayi yerleşkesi olmanın bedellerini taşıyla, toprağıyla, tarihiyle, kültürüyle çok ağır ödedi. Haliç’i kurtarma çalışmaları ise her dönem devam etmiş, ancak köklü bir sonuç alınamamıştır. 1960’lı yıllarda başlayan Haliç’i kurtarma çalışmaları ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İSKİ tarafından dünyanın en büyük çevre koruma projelerinden “Haliç Çevre Koruma Projesi” ile amacına ulaşmıştır. 1997 yılını “Haliç Yılı” ilan eden İSKİ ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin son 10 yılda yürüttükleri ortak projeler ile Haliç bataklık olmaktan kurtarılmıştır. VE HALİÇ YENİDEN DOĞUYOR… Bir zamanlar yemyeşil topraklarıyla ve içerisinde yaşattığı en nadide deniz ürünleri ile Altın Boynuz olarak anılan ve 1990’lı yıllarda kötü koku ve pislik nedeniyle yanına dahi yaklaşılamayan Haliç, o eşsiz güzelliğine yeniden kavuştu. Haliç için yapılan 28 Birlik 2011/1 temizlik çalışmaları netice verip dip görünmeye, su deniz rengini almaya, kötü koku da kaybolmaya başlayınca Haliç kıyıları şimdi olmasa bile çok yakında tekne bağlayacak yer bulunmaz hale gelmeye başlamıştır. Korunaklı kıyılar renk renk biçim biçim yatlar, kayıklar, motorlarla renklenirken fotoğraf severler, ressamlar için geri fonda camiler şehri İstanbul siluetli kompozisyonlar oluşturmaya başlamışlar. Fener, Balat gibi semtlerde bu manzarayı gören sahil bandı evlerinin bazıları restore edilerek cafe, restoran amaçlı kullanıma başlamış bile. MEZBAHANEDEN KÜLTÜR MERKEZİNE… Avrupa’nın sayılı merkezlerinden birisi olan Haliç Kongre ve Kültür Merkezi, 1923 tarihli Sütlüce Mezbahası binasının yeniden yapılmış ve genişletilmiş projesidir. Özgün bina 1923 yılında üç mimarın ortak yapımı olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin en büyük ve modern kongre ve kültür merkezi özelliğini taşıyan Haliç Kültür ve Kongre Merkezi; yaklaşık 65 bin metrekarelik alan üzerine kuruludur. Merkezde, 3.035 kişilik konser, 1.120 kişilik tiyatro, 900 kişi kapasiteli 3 sinema salonu ve 14 çalışma salonu yer alıyor. Ayrıca 650 kişilik restoran, 7 bin 700 metrekarelik açık hava etkinlikleri alanı inşa edildi. İnşaat alanı 8 bin 250 metrekare olan bir rıhtıma sahip merkezde, 700 araçlık otopark ile 17 bin metrekarelik yeşil alan bulunuyor. Yapı topluluğunun en karakteristik binası olan kuleli buzhane binası ile dikkati çekmektedir. Buzhane binası simetrik cephe düzeni, birer kubbe ile örtülü, sivri kemerli pencereleri, kademelenerek alçalan çatı parapeti ile sivri kemer arasında kalan, mavi çinilerle kaplı bölümleriyle, yapıldığı dönemin I. Ulusal Mimarlık Üslubu’nu yansıtmaktadır. Sütlüce Kongre Merkezi ile Sütlüce Mezbahası Konser ve Kongre Salonu, Sinema Salonları, Sergi ve Toplantı Salonu, Tiyatro binası ve çok katlı otoparkın yer aldığı bir komplekse dönüştü. ÜÇ İNCİ: UNKAPANI, EMİNÖNÜ, HALİÇ KÖPRÜLERİ… Haliç’in iki yakasını bir araya getirmek için 1836’ya kadar beklemesi gerekmiştir. Bu tarihte Fevzi Ahmet Paşa’nın gözetiminde tersanede sallar kullanılarak yapılan, Unkapanı ile Azapkapı’yı birleştiren köprüyü, 1845’te hizmete giren Unkapanı ile Karaköy’ü birleştiren köprü izlemiştir. Bugün Haliç üzerinde dört köprü yer almaktadır: Haliç Köprüsü, Eski Galata Köprüsü, Unkapanı Köprüsü, Galata Köprüsü… Her ne kadar bunların en eskisi Unkapanı Köprüsü ise de, eski Galata Köprüsü; üstündeki balıkçılarıyla veya altındaki bohem kahvehaneleriyle ile İstanbullular için unutulmaz izlere sahip bir yapıdır. Yeni köprü eskisi kadar şiirsel değilse de balıkçılar hâlâ burada gün boyu balık tutmayı sürdürüyor. MINIATURK’TEN TÜRKİYE PANAROMASI Haliç’in en önemli kültür yapıtlarından biri de hiç şüphesiz Miniaturk’tür. Türkiye’nin ilk minyatür parkı olan Miniaturk, 2003 tarihinde hizmete açılmış olup, toplam 60 bin metrekare alana sahiptir. Miniaturk’te, 15 bin metrekare maket alanı, 40 bin metrekare yeşil ve açık alan, 3.500 metrekare kapalı alan, 2 bin metrekare havuz ve suyolu ve 500 araçlık otopark yer almaktadır. Dünyanın en geniş maket alanına sahip Miniaturk, aynı zamanda en kısa sürede tamamlanan minyatür kenti vasfına da sahiptir. Türkiye ve Osmanlı coğrafyasından seçilmiş eserlerin 1/25 ölçekli maketlerinin yer aldığı Miniaturk’te, 58 eser İstanbul’dan, 50 eser Anadolu’dan 12 eser ise bugün Türkiye sınırları dışında kalan Osmanlı coğrafyasından olmak üzere, 120 sabit eser sergileniyor. Miniaturk’te, bir açık hava müzesi atmosferinde sergilenen maketlerin yanı sıra, ziyaretçilerin hoşça vakit geçirmesini sağlamak amacıyla farklı mekanlar da tasarlanmıştır. 400 kişilik oturma kapasitesiyle amfitiyatro, Miniaturk’ü hatırlatacak hediyelik eşyaların satışa sunulduğu alışveriş merkezi, küçük ziyaretçilerimizin ilgisini çekecek oyun alanı, satranç ve labirent bunlardan bazılarıdır. HALİÇ’İ BİR DE PIERRE LOTI’DEN SEYREDİN… Pierre Loti Tepesi, İstanbul’a simge olmuş turistik mekanlardan biridir. Pierre Loti Kahvehanesi, Tarihi Yarımada’yı keşfederken soluklanmak için oldukça idealdir. Tüm Haliç ve çevresini kuşbakışı gören bu tarihi mekan, birkaç yıl önce restore edilmiş olup, küçük kapalı bir yeri de bulunan kahvehanenin çevresinde, çini süslemeli eserler başta olmak üzere, turistik eşya satılan yerler de mevcuttur. 19. yüzyıl sonlarına kadar Rabia Kadın Kahvehanesi olarak bilinen Pierre Loti Kahvehanesi, Fransız Yazar Pierre Loti’nin mekanı mesken tutmaya başlamasıyla bu adı alıyor. 1850-1923 yılları arasında yaşamış ünlü Fransız yazar ve oryantalist olan Pierre Loti’nin bir deniz subayı olarak Türkiye’ye ilk kez 1876 yılında geldiği ve Eyüp sırtlarındaki tarihi kahveyi de o yıllarda keşfettiği bilinmektedir. Tepenin sağ tarafında Osmanlı-Türk mimarisine uygun inşa edilen ahşap konaklar göze çarpmaktadır. Günümüzde otel olarak hizmet veren bu altı konağa, Pierre Loti’ye yakın semtlerin isimleri verilmiştir; Ayvansaray, Sütlüce, Eyüp, Balat, Hasköy ve Fener Konakları... Pierre Loti’de konakların yanı sıra tarihi eserler de restore edilmiştir. Özellikle turistik amaçlı gerçekleştirilen bu projenin en ilgi çekici bölümü teleferikle ulaşımdır. Yerli ve yabancı pek çok turistin uğrak mekanı olan Pierre Loti Tepesi’ne teleferik ile ulaşmanın heyecanı ve zevki bir başkadır. Eyüp Belediyesi tarafından 1 Kasım itibarıyla hizmete sunulan teleferik; Haliç ve Pierre Loti istasyonu olmak üzere iki duraktan oluşmaktadır. İstasyonlar arasındaki uzaklık 419, kot farkı ise 53 metredir. Ulaşım, 8’er kişilik kapasiteye sahip iki gidiş iki dönüş dört adet panoramik kabinle yapılmaktadır. İç mekanları minyatür ve gravürlerle süslenen istasyonlarda, yolcu bekleme salonu, seyir terasları, yürüyen merdivenler ve idari üniteler bulunmaktadır. RAMAZAN EĞLENCELERİNİN GÖZDESİ; FESHANE Osmanlı döneminde fes dikilen yer olarak anılan Feshane Birlik 2010/4 29 Dosya baştan başa yenilenip konserlerin düzenlendiği sanatsal etkinliklere sahne olan kültür merkezi amaçlı hizmet vermektedir. Özellikle Ramazan ayı boyunca süregelen gösteri ve organizasyonlarda bir yandan eski Ramazan eğlenceleri yaşatılmaya çalışılırken diğer yandan birçok ünlü sanatçının konser programlarına ev sahipliği yapmaktadır. Feshane’nin hemen yanında ise yıl boyu açık olan büyük bir çocuk parkı bulunmaktadır. BİR HALİÇ KLASİĞİ: SALTANAT KAYIKLARI Eyüp’te eski günleri yad edecek bir Haliç ritüelidir Saltanat Kayıkları… Benzerlerine ancak Deniz Müzesi sergi salonlarında rastlayacağınız Osmanlı dönemi saltanat kayıklarından bire bir ölçülerde Karadeniz sahilinde tekne yapımcılığı ile ünlenmiş Cide’de imal edilmiş ilk örneği gerek Haliç gerekse Boğaz gezileri için şaşırtıcı görüntüsüyle bekleme yerinde dikkatleri üzerine çekmektedir. DUALARIN ŞAHA KALKTIĞI KUTSAL YER: EYÜP SULTAN TÜRBESİ Eyüp Sultan Camii, cami olmasının ötesinde İstanbul’un kutsal ziyaret mekanlarından biridir. Caminin girişinde yer alan Çifte Gelinler Türbeleri, geniş gövdeli anıt çınar ağaçları, Eyüp Camiisi’nin göz okşayan çinileri ve Eyüp Sultan Hazretleri Türbesi ise ziyaretçileri her daim etkilemektedir. Camii’nin hemen yanındaki türbe, 1459 yılında cami ile birlikte inşa edilmiştir. Dışı çinilerle süslü türbe özellikle cuma, kandil ve bayram günleri ziyaretçilerle dolup taşmaktadır. İşleri ters gidenler, kısmetini açtırmak isteyen kızlar, yeni evlenenler, sünnet olanlar ve çeşitli dilekleri olanlar türbenin önünde dua eder ve çevresini üç defa dolaşırlar. Türbenin ayakucunda 30 Birlik 2011/1 bulunan suyun kalp hastalığına şifa olduğuna inanılır. İstanbul’da yapılan ilk eser budur. Türbede medfun bulunan Hz. Hâlid Bin zeyd Ebû Eyyûb el-Ensâri Medineli’dir. Türbe sekiz köşeli olup tek kubbelidir. Kesme taştan yapılmıştır. Kubbe cephe yüzlerine oturtulmuştur. Kasnağı yoktur. Türbenin içi, alt pencerelerin üst silmesine kadar bütün duvarlar mavi ve beyaz rengin hakim olduğu desenli çinilerle kaplıdır. Bu çinilerin üst tarafında türbeyi fırdolayı kuşatan, lacivert zemin üzerine beyaz celi yazılar ile donatılmış bir çini kuşağı yer almıştır. Buraya Besmele-i Şerif ve Tevbe Suresi’nin ayetleri yazılmıştır. Türbenin içinde ve sandukanın ayakucuna rastlayan duvarın kenarında bir kuyu vardır. Bu kuyunun mermer bilezik taşı, türbe duvarı özel olarak bir miktar oyulmak suretiyle yerleştirilmiştir. Halen üzerinde ağaçtan çıkrığı ve bakır kovası görülmekte ve üzerinde yer alan kitabeden bu kuyunun Sultan I. Ahmed tarafından ihya edildiği anlaşılmaktadır. HALİÇ’TE BİR KÜLTÜR ELÇİSİ: RAHMİ KOÇ MÜZESİ Haliç’te mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri de ünlü işadamı Rahmi Koç’un adını taşıyan Sanayi Müzesi’dir. Müzede sanayinin gelişimi tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilirken, bilindik pek çok markayı da tekrar görme olanağı sağlamaktadır. Sanayi Müzesi’nde; denizaltı, uçaklar, trenler çeşitli dönemlere ait otomobiller, faytonlar, buharlı makineler, dükkanlar, tersane ve teknelerin sergilendiği birçok sergi salonu ziyaretçilere farklı, zevkli, neşeli bir gezi yapma imkanı sunmaktadır. AYNALIKAVAK KASRI Hasköy yolu üzerindeki Osmanlı dönemi mimarlığının en güzel örneklerinden birini sunan Aynalıkavak Kasrı, Taşkızak Tersanesi yakınında bulunmaktadır. Kasır, bezeme sanatı açısından önem kazanırken Arz Odası, Divanhanesi, duvar yazıtları, alçı şebekeli pencereleri, III. Selim tuğralı bezemeleri, sedir, kandil, mangal gibi eşyaları ile geçmişe ışık tutmaktadır. Hasköy-Kasımpaşa arası tersanelerin yer aldığı kıyı bandı askeriyeye ait bölümlerle geçilip, iskeleye gelince gerek motorlarla, gerekse Haliç vapur seferi ile Eminönü’ne ulaşılır. İSTANBUL’UN ZEVK VE SEFARET SARAYI: SADABAT SARAYI Sadabad Sarayı, Patrona Halil ayaklanmasına (1730) kadar İstanbul’un zevk ve sefaret yerlerinden biri olarak ün yapmıştır. Devrin şairleri Nedim, Seyyid Vehbi, İzzet Ali, Nahifi, Saim bu sarayı ve çevresindeki kasır ve köşkleri övmekten ayrı bir zevk duymuşlardır. Nedim, bilhassa, devrin safahat ve eğlencelerini şiirlerinde canlı tablolar halinde sergilemiştir. Sadabad, irili ufaklı yüz kadar köşk ve kasırla donatılmıştı. Bu kasırların bir kısmı hanedan mensuplarına ait olup bunlardan isimleri bilinenler, Şevk-abad, Kasr-ı Neşat, Kasr-ı Cinan, Hurremabad, Hayrabad ve Nevpeyda’dır. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir: “Haliç Değişmeye Devam Edecek” Haliç’in İstanbul tarihinde incelenmesi gereken en önemli bölgelerden biri olduğunu söyleyen Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, bu bölgenin önemini yıllarca ticaret merkezi olmasından geldiğini belirtiyor. Demir, Haliç’te yıllar içinde nelerin değiştiğini, bu bölgelenin eski canlılığını ve güzelliğini kazanması için neler yapıldığını ve gelecekte neler yapılması gerektiğini Birlik Dergisi okuyucuları için anlattı. yan yana bulunabilir. Evet, bulunabilir ve bunların en güzel örneği Balat’ta yani Haliç’in hemen kenarında. Kısacası Haliç konumu ve tarihi itibari ile çok önemli bir yer. Başkan Demir, Haliç için yapılan ve yapılması gerekenleri şu sözlerle anlattı: “Biz 2005 yılında Fener Balat Rehabilitasyon Projesi’ni başlattık ve 2007 yılında bitirdik. O bölgede bir döneme ait aynı mimari özelliği taşıyan ve günümüze kadar kalabilmiş sivil mimarlık örneği olan yaklaşık 126 binanın restorasyonunu yaptık. Bunlardan bir kısmı çok ağır restorasyonlardı. Yani çok kötü tahrip olmuştu, bir kısmı ise çatı, pencere, dış yüzey çalışmalarıydı. 7 milyon Euro’luk bir bütçeye sahip olan proje. Avrupa Birliği ile Fatih Belediyesi’nin başlayıp bitirdiği yegâne çalışmalardan bir tanesidir. Aynı zamanda Unesco’nun da örnek gösterdiği projelerden biri olmuştur. Şimdi de Fener’den Ayvansaray’a kadar olan sahil şeridini yenileme alanı ilan ettik. Avrupa Birliği ile yaptığımız proje bina bazındaydı. Yeni projede ise tüm alanı ilgilendiren bir çalışma yapılıyor. Söz konusu projenin ihalesini 2007 yılında gerçekleştirdik, 2014’e kadar da, tıpkı diğer yenileme alanımızda olduğu gibi neticeye varmak istiyoruz. Aynı zamanda kültürel faaliyetlerde de bulunmayı ihmal etmiyoruz. Mesela romanların festivalini yaptık. Dünya Roman Günü münasebetiyle İstanbul’daki hatta Edirne’den komşu illerden romanlarımızı davet ettik. Gelecekle ile de önemli projelerimiz var bunlardan bir tanesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile yürüttüğümüz Sukay projesidir. Teller aracılığıyla insanlar su kayağı yapacaklar. Şu anda projemiz bitmek üzere, sanırım 2011 başlarında ihalesini de yapacağız ve 2011 yazında inşallah bu projeyi hayata geçireceğiz. Yani Fatih Belediyesi olarak yapacağımız çok proje var. Haliç dünden bugüne çok değişti, çok yol kat ettik ve daha da değişecek. Zengin Tarihsel Geçmiş “Haliç eski medeniyetlere ev sahipliği yapmış, neolitik çağlarda insanların barındığı, ticaret yaptığı bir yerdi. Gemilerin uğrak yeri olan bir ticaret merkeziydi. Ticaretin can damarıydı bir nevi. Eminönü de ihracat ve ithalatın kalbinin attığı yerdi. Yani buralara gemiler yanaşırlar ama Eminönü’nde ticaretlerini yaparlardı. Bir de Haliç tarih boyunca değişik medeniyetlere ve dinlere mensup insanların bulunduğu bir yer. Tarih açısından son derece zengin. Mesela biz hep deriz ki aynı cadde üzerinde kilise, cami, sinagog Birlik 2011/1 31 Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu: “Mekke, Medine, Kudüs ve Eyüp Sultan” lık ayının 28’inde Bedaş ile bir ihalemiz var. 5 mahallemizde de elektrik, telefon hatlarının yerin altına alınması, eksik trafoların yapılması ve aydınlatmaların tamamen yenilenmesi projesinin ihalesi gerçekleşti. Nişanca, Düğmeciler, İslambey ve Eyüp Merkez Mahalleri ilk aşamada yapılacak. Kalan 11 mahallemizin projeleri de yapılıyor. Belediyenin sosyal tesislerini yeniledik ve halkımızın hizmetine sunduk. Ensari Konağı, onun yanında yaptığımız üç katlı tarihi konak, restaurant olarak hizmet verecek. Kara Süleyman Tekkesi’ni de geçen yıl bitirdik ve vakıflara teslim ettik. Sertarikzade Tekkesi kültür merkezi olarak işlevini sürdürüyor. Rami’de çökmekte olan bir restoran vardı, onu yıkıp yeniden yaptık. Emniyettepe Tesisleri’ni büyütüp mahalleye hizmet eder hale getirdik. Büyükşehir Belediyesi’nin Osmanlı Parkı’nda yaptırdığı küçük bir tesis vardı, onu da alıp büyüttük ve yeniledik. Şu anda Eyüp’teki tüm nikahlarımız yaz kış burada kıyılıyor. Gündeminizdeki yeni projeler hakkında da bilgi alabilir miyiz? S ayın Başkan, Eyüp Bölgesi’nde inşaatı devam eden ya da yapılması planlanan projelerden biraz bahseder misiniz? Eyüp Camii meydan düzenlemesinin yüzde 80’i tamamlandı, yakın zamanda bitirmiş olacağız. Biliyorsunuz Eyüp Sultan, Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonra İslam aleminin 4’üncü kutsal mekanı. Her yıl milyonlarca kişi ziyaret ediyor Eyüp Sultan Hazretlerini. Cami çevresini yeniden düzenledik. Yerleri seccade boyutunda Uşak mermeriyle kapladık. Cami önündeki Fahri Korutürk Caddesi’nin de tüm alt-üst yapı çalışmaları bitirildi. Diğer bir önemli projemiz, ilçemizde bazı mahallelerimizde yaptığımız elektrik ve telefon hatlarının yeraltına alınması çalışması. Yeraltına alma işleminde o sokak ve cadde tekrardan düzenlenerek daha modern bir görüneme kavuşturuluyor. Defterdar Mahallesi’ndeki bu çalışmayı kendi kaynaklarımızla yaptık. Ve Ara- 32 Birlik 2011/1 Haliç kenarına, Yunus Gösteri Merkezi yanına Nikah Sarayı ve Kültür Merkezi yapıyoruz. Yakında temelini atacağımız bu tesiste çok büyük salonlarımız var. Tiyatro, sergi ve konser gibi her türlü kültürel aktiviteyi gerçekleştirebileceğiz. Alışveriş mekanları, nikah sarayı ile muhteşem bir tesis olacak. Projeyi geçtiğimiz günlerde ödül kazanan Mimar Emre Arolat hazırladı. İhale çalışmaları devam eden ve İBB’nin yapacağı Göktürk’te İstanbul Caddesi yenilenmesi ve düzenlemesi çalışması var. Göktürk Meydanı ve caddesi yenilenmesi projesi ise tüm hızla devam ediyor. Bu ayın sonunda bitmiş olacak. Eyüp Belediyemiz’in şu anda bulunduğu bina, çok dağınık ve işlevsel değil. Ayrıca yer olarak da çok daha verimli kullanılabilecek, ilçeye getirisi olacak Haliç kıyısında bir yerde… Eyüp’teki kültür merkezlerinden Serterikzade’yi anlatır mısınız? Sertarikzade Kültür ve Sanat Merkezi, 18.yy.’da Sertarikzâde Mehmet Emin Efendi’nin adına yaptırılmış bir Cerrahi dergâhıdır. Dönemin tasavvuf hayatının çok parlak bir merkezi konumunda olan bu mekan birçok sanatkar, musikişinas ve ilim adamı yetiştirmiş bir irfan yuvası olarak görevini tarihten günümüze bizlere devretmektedir. Mekanın tarihsel işleviyle de uyumlu olabilecek “Geleneksel Türk Sanatları” ve “Klasik Türk Musikisi” eğitimleri verilerek; bu mekan bir sanat akademisi konseptiyle canlandırılıp bölgemizin kültürel ve tarihi dokusunu ön plana çıkarabilecek yeni bir mekan olacaktır. İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı, Numan Güzey: “Dostu Sevindirecek, Düşmanı İmrendirecek Bir Haliç” “Haliç’te düşmanı imrendirecek, dostu sevindirecek olgunlukta mekânlar, yaptık. Cumhuriyet tarihinde yapılmamış projeleri biz yaptık.” Bu sözlerin sahibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Numan Güzey. Güzey’dan Haliç’te yapılan çalışmaları, Haliç’in eski tarihinden bugüne nelerin değiştiğini anlattı. Numan Bey, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak Haliç ve çevresinde yaptığınız çalışmalardan bahsedebilir misiniz? Kültür ile ilgili olan Haliç projesi denilince akla Sütlüce Kültür Merkezi gelmeli. Ülkenin makûs talihini İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak doğru yöne aktardık. Son yedi yılda İstanbul’da yapılan kültürel faaliyet- ler Cumhuriyet tarihi boyunca yapılmamış çalışmalardı. Cumhuriyet tarihi boyunca sadece 5 tane tiyatro salonu var iken biz ona 13 sahne ekledik. Yedi yılda 13 sahne yaptık. Kıvançla övünerek söylüyoruz ki Kâğıthane sahnemiz kapalı gişe oynadı bütün sene. Ümraniye sahnemiz, Ataşehir sahnemizde böyle oynadılar. Dolayısıyla en prestijli sanatçılarımızı Kartal’a Maltepe’ye Bülent Ecevit Kültür Merkezine göndermekte zorluk çekmiyoruz. Haliç’te eskiden Haliç’e yakışmayacak bir görüntü vardı. Pisti, prestiji düşüktü, biz bunu ortadan kaldırdık. Şimdi Haliç’te denize giriliyor, balık tutuluyor böyle bir Haliç oldu. Biz bu güzel ortama değerler kattık. 3500 kişilik, 1000 kişilik,1500 kişilik kongre merkezleri yaptık. İstanbul’umuzu bir kongre şehri haline dönüştürdük. Kültürün tartışıldığı, kültürel ortamların tartışıldığı mekânlar haline getirdik. Haliç’in çevresindeki sportif alanlar düşmanı çatlatacak dostu sevindirecek olgunlukta mekânlar oldular. 2010 kültür başkenti olduğumuz hengâmede batılı, dünyanın her yanından gelmiş dostlarımız ve misafirlerimizde şehrimize geldikçe bu güzellikleri yaşıyorlar. Haliç her şeyiyle mükemmel bir kültür merkezi oldu. Birlik 2011/1 33 Söyleşi Elektrik Santralinden Sanat Merkezine İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde ders veren Prof. Dr. Aydın Uğur, “Santral İstanbul” projesini anlattı. Bilimin ve sanatın bir araya geldiği “Santral İstanbul” hakkında pek çok sorunun cevabını bu yazımızda bulacaksınız. 34 Birlik 2011/1 İ stanbul Bilgi Üniversitesi’nde bir dönem rektörlük yapan şimdilerde ise üniversitenin sosyoloji bölümünde ders veren Prof. Dr. Aydın Uğur bilim ve sanatın adeta dans ettiği Santral İstanbul’u anlattı. Uğur bize Santral İstanbul projesi hakkında bilgi verebilecek en yetkin kişiydi. Çünkü Santral İstanbul, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin yoğun çalışmaları sonucunda kente kazandırılıyor. Bugün Santral İstanbul, üç özelliği birden taşıyor; müze, eğitim yeri, sanat merkezi… Santral İstanbul’un bu özellikleri taşıması ise, zorlu bir sürecin sonucunda gerçekleşmiş. Çünkü Santral İstanbul’un hayat bulduğu bina eskiden yıllarca elektrik santrali olarak çalışmış. Osmanlılara bile elektrik üreten bir yerden bir sanat merkezi çıkartan düşünce yapısını biz sormadan anlatmaya başladı Prof. Dr. Aydın Uğur. Hocam, ilk olarak sizin yolculuğunuzdan başlayalım. Şu anda Bilgi Üniversitesi’nde Sosyoloji Bölümü’nde gençlere ders veriyorsunuz. Ama uzun bir süre üniversitenin rektörlüğünü yaptınız. Bilgi Üniversitesi’nin öyküsü 1996’da başladı. Başından itibaren Bilgi Üniversitesi’nin içindeyim. Daha önce Ankara’da hocalık yaptım. Ankara Siyasal Bilgiler’e bağlı Basın Yayında İletişim Fakültesi’nde ve sonra Marmara Üniversitesi’nde hocalık yaptım. Yani bitmiş iş, oturmuş yapılar da değil de hep oluşan süreçler içerisinde bulundum. Şans yardım etti ve her zaman bu işlerin üstesinden geldim. Önce Bilgi’nin İletişim Fakültesi kurucu dekanlığını yaptım. Sonra 2005’te rektör oldum. 2009’a kadar bu görevi üstlendim. Şimdi de Sosyoloji Bölümü’nde ders veriyorum. Bilim İLE sanatın buluşması Bilgi Üniversitesi bugün pek çok sanatsal faaliyetlere imza atıyor. Bu faaliyetlerden belki de en önemlisini biraz sonra size soracağız ama onun öncesinde bilimin merkezi bir üniversite ile sanat nasıl bir araya geldi, bunu dinleyebilir miyiz? İlk olarak Bilgi Üniversitesi hızlı olarak büyümeye başladı. Bilgi’nin önünde iki opsiyon vardı. Ya kampüs üniversitesi olacak ki o zamanda şehir dışına gidecek. Yani örnek olarak verirsek Küçükçekmece veya Riva’da olması gerekiyordu. Diğer bir model de şehir üniversitesi olmasıydı. Biz de hep şehir içinde olduk. Kampüslerimiz hep şehir içinde oldu. Dolapdere Kampüsü, Kuştepe Kampüsü bunların hepsi şehirdeydi. Onun için şehir içinde büyümeye başladık. Yapı, kendi kendini büyütüyor. Bir de biz, sosyal bilimler üniversiteyiz. Sosyal bilimler dediğin aslında toplumu, kendini tanımaya çalışan, dünyayı anlamaya çalışan bir iş. Prof. Dr. Aydın Uğur, Saint Joseph Lisesi’ni bitirdikten sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi Ekonomi ve İstatistik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler alanında yüksek lisans derecesi ile doktora derecesini alan Uğur Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde, Marmara Üniversitesi Fransızca Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü’nde öğretim kadrosunda yer aldı. Aydın Uğur, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin kurulmasından itibaren bu üniversitede çeşitli idari görevlerde bulundu. Türkiye’deki ilk yüksek lisans programının kurucu direktörlüğünü yaptı. Ve 2005 – 2009 döneminde İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin rektörlüğünü üstlendi. Şu anda İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Sosyoloji Bölümü’nde hocalık yapan Uğur, bilim ve sanatın bir araya geldiği “Santral İstanbul”da imzası olan isimlerden biri. Ama senin bilim ile çözemediğin yanlarını deşen bir kardeş uğraş daha var. O da sanat. Yani sadece güzellikler yapılsın anlamında sanatın kıymeti değildi bizim ilgimizi çeken. Yani hakikati, toplumu, insanı anlamada bilim kadar ama bilimden farklı enstrümanlar kullanan sorgulama aracı sanat. Dolayısı ile bizimle hısım akraba, bilim ile hısım akraba. Ve biz bunu nasıl yaparız diye başlamıştık. Çünkü koleksiyonumuz olmaya başlamıştı. Yani Bilgi Üniversitesi’nin resim koleksiyonu yavaş yavaş oluşmaya başlamıştı. Zaten Birlik 2011/1 35 bir sürü de sanata yakın duran bölümümüz var. Müzik bölümümüz var, görsel iletişim bölümümüz var, sanat yönetimi bölümümüz var vs. Yani öyle sadece teknik üniversite özelliğinde değildik. Dolayısıyla sanat denilen şeyi bünyemize nasıl sokarız diye düşünürken buranın boşluğunu farkına vardık. Müze-eğitim yeri-sanat merkezi Ve böylelikle “Santral İstanbul” projesi ortaya çıkıyor öyle mi? Eskiden elektrik santralı olarak yıllarca Osmanlıya elektrik üreten bir yer, içerisinde müze olan bir üniversite kampüsüne nasıl dönüştü? Burası göz alıcı güzellikte bir eskilik arz ediyordu. Yani dökülüyordu ama döküntünün içinde arkeolojik sit güzelliği vardı. Zamanında burada nelerin yapılabilmiş olduğunu hissedebiliyordun. İçinden böyle hüzünlü bir ışık çıkıyordu. Bu özelliklerinin her biri bizi çekti. Ondan sonra da temaslar kuruldu. Burası belli bir süre için Bilgi Üniversitesi’ne hem bir müze daha doğrusu bir sanat merkezi hem de bir eğitim mekanı sağlayan bir yer olmak üzere tahsis edildi. Ondan sonra ne yaparız düşüncesi başladı. Dünyadaki örnekler incelenmeye başlandı. Önümüzde iki yol vardı. Birincisi buradaki santralin makineleri, büyük düzenekleri gibi bu tarz şeyleri söküp atmak ve onları kabuğunun içine yerleşmek. Bir diğer yol ise onu transforme etmek. Yani hayata başka türlü dahil etmek. Biz ikinci yolu seçtik. İkinci yol iş olarak zahmetli bir iş. Çünkü bozmayacaksın, dökmeyeceksin, kırmayacaksın çalıştırmadan ayakta tutacaksın. Ama o eskimiş, dökülmüş şeyleri toparlayacaksın. Hayata yeniden bir tür akılda canlandırmaya elverecek şekilde iade edeceksin. Hem de onun üzerine yeni bir fonk- 36 Birlik 2011/1 siyon koyacaksın. Onun peşine düştük, dediğim gibi zor bir işti. Ama burasının yapımı iki sene gibi bir kısa sürede oldu. Değme babayiğidin yapamayacağı kadar büyük bir hızla yaptık. İçine eğitim binaları da konulmuş oldu. Eski binaların izdüşümleri üzerine konuldu bu binalar. Mesela burada 478 ağaç vardı, bu ağaçlardan ya bir ağaç ya da iki ağaç kesildi. Başka da kesilen ağaç olmadı. Dolayısı ile burasının nesi varsa yerinde bırakmaya çalışıldı. Kaldırımlar bile eski kaldırımlar, onların üzerindeki kaldırımları kaldırdık, altından kaldırım taşlarını çıkardık. Yani o eski ile yeni fonksiyonu bir araya getiren bir model oluştu. İki sene gibi kısa bir zamanda yapılması gerektiği için meşakkatliydi. Artı yapılan yatırım da çok ağırdı. Çünkü binaların güçlendirilmesi lazımdı. Türkiye’nin tarihinde sanat, ve arkeoloji eser sergileme düzeni konusunda sırf bu iş için başından itibaren düşünülmüş bir tane bina vardı, başka da yoktu. O da arkeoloji müzesidir Osman Hamdi Bey’in yaptığı. Ondan sonra da Cumhuriyet tarihinde bir daha da yapılmamış. Örneğin, bizim orada yaptığımız bir tane Emre Arolat imzalı olan büyük ve şimdi içerisinde sergi olan bir bina var. O anlamda Cumhuriyet’in yaptığı ilk sergileme alanıdır. Sırf sergileme yapılsın diye düşünülmüş, alt yapısı ona göre kurulmuş, mimarisi ona göre düşünülmüş, tesisatları ona göre döşenmiş olan ilktir. Herkese açık bir yer Siz sadece onu modernizemi ettiniz? Hayır, bazılarını modernize ettik ama bir tane de kocaman böyle bir şey yaptık. Sıfırdan yapıldı ama eski bir yıkılmış yapı olan büyük fırının yerine yapıldı. Devasa ebatlarda bir fırınmış bu. Biz geldiğimizde o yoktu, fotoğraflarda gördük, yıkılmış. O boyutlarda oraya ama yepyeni sergileme amaçlı bina yapılmış oldu. Bu müzeye dışarıdan insanlar da girebiliyor değil mi? Tabiki girebiliyor. Kamusal alan olduğu için herkese açık bir yer. Peki, bu projenin yapım aşamasındaki maliyeti sadece Bilgi üniversitesi mi üstlendi? Hiçbir yardım almadan İstanbul Bilgi Üniversitesi üstlendi. Kredi aldı, borç aldı ama öyle bir yardım falan söz konusu olmadı. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı? Burada üç dört ismin söylenmesi gerekiyor. Bu iş benim rektörlüğüme denk geldi. Ama buna cesaret edebilmek kolay iş değildi. Bu cesareti gösteren, adımı atan Ulus Özerden’dir. Ondan sonra da destek alınan mimari projede yer alan üç dört tane mimarımız var. Bunlardan bir tanesi İhsan Bilgin’dir. Mimarlık Fakültemiz’in de dekanı olan bu arakdaşımız aynı zamanda mimar. Sonra Emre Arolat, Nevzat Sayın, Han Tümertekin var. Yani bu dörtlü mimari ekibin de burada mutlaka anılması gerekiyor. Birlik 2011/1 37 Mevzuatı Geliştirme Ahmet Cihat Kahraman Çevre Mühendisi MBB Çevre Yönetim Merkezi “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” Neler Getiriyor? B yeni yapılacak binaları etkilerken bu Yönetmelikten etkilenmeyecek binalar (yapılar) da, revize edilmiş son Yönetmelikte aşağıdaki gibidir; MADDE 1 – (Değişik: RG-1.4.2010-27539) (1) Bu Yönetmeliğin amacı, binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasına, enerji israfının önlenmesine ve çevrenin korunmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Söz konusu Yönetmeliğin kapsamı mevcut binalar ve MADDE 2 – (Değişik: RG-1.4.201027539) (1) Bu Yönetmelik mevcut ve yeni yapılacak binalarda; a) Mimari tasarım, mekanik tesisat, aydınlatma, elektrik tesisatı gibi binanın enerji kullanımını ilgilendiren konularda bina projelerinin ve enerji kimlik belgesinin hazırlanmasına ve uygulanmasına ilişkin hesaplama metotlarına, standartlara, yöntemlere ve asgari performans kriterlerine, b) Enerji kimlik belgesi düzenlenmesi, bina kontrolleri ve denetim faaliyetleri için yetkilendirmelere, c) Enerji ihtiyacının, kojenerasyon sistemi ve yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmasına, ç) Ülke genelindeki bina envanterinin oluşturulmasına ve güncel tutulmasına, toplumdaki enerji kültürü ve verimlilik bilincinin geliştirilmesine yönelik eğitim ilindiği üzere 05 Aralık 2008’de 27075 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği”, 01 Nisan 2010 tarihinde 27539 sayılı Resmi Gazete ile birtakım değişikliklere uğradı. Sözü edilen değişiklikler Yönetmeliğin “Amaç, Kapsam, Dayanak” gibi birçok bölümüne de yansıdı. Binalara yeni uygulamalar getiren Yönetmelikle hem istihdam alanları oluşacak hem de enerji konusunda radikal adımlar atılmış olacak. Bu yönetmelik değişikliği ile belediyelerin mücavir alanları içerisinde yer alan kapsama da uygun binalarda ciddi birtakım denetlemeler ve izinler belediyelerin görev, yetki ve sorumluluğunda olacaktır. Belediyelerin yapı denetimi ve ruhsatla ilgili birimlerinin dikkatle incelemesi gereken bir Yönetmelik olan “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” ilgili birimler açısından değerlendirilerek aşağıdaki şekilde bir çalışma ile derlenmiştir. Revize edilmiş haliyle söz konusu yönetmeliğin amacı etkin bir enerji kullanımına zemin hazırlar şekilde olup, 1. Madde’de aşağıdaki şekliyle ifade edilmiştir; 38 Birlik 2011/1 ve bilinçlendirme faaliyetlerine, d) Korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen binalarda, enerji verimliliğinin artırılmasına yönelik önlemler ve uygulamalar ile ilgili, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun görüşünün alınarak bu görüş doğrultusunda yapının özelliğini ve dış görüntüsünü etkilemeyecek biçimde enerji verimliliğini arttırıcı uygulamaların yapılmasına ilişkin iş ve işlemleri kapsar. (2) Sanayi alanlarında üretim faaliyetleri yürütülen binalar, planlanan kullanım süresi iki yıldan az olan binalar, toplam kullanım alanı 50 m2’nin altında olan binalar, seralar, atölyeler ve münferit olarak inşa edilen ve ısıtılmasına ve soğutulmasına gerek duyulmayan depo, cephanelik, ardiye, ahır, ağıl gibi binalar bu Yönetmeliğin kapsamı dışındadır. “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği”nin dayanak olarak kabul ettiği birtakım kanun ve kanun hükmünde kararnameler mevcuttur. Bunlar da aşağıdaki gibidir: MADDE 3 – (Değişik: RG-1.4.2010-27539) (1) Bu Yönetmelik, 18.4.2007 tarihli ve 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu’nun 7’nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (d) bentleri ile 13.12.1983 tarihli ve 180 sayılı Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 30/A numaralı maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Yönetmelikte “Dayanak” olarak gösterilen kanun ve kanun hükmünde kararnameler ise aşağıdaki gibidir: Enerji Verimliliği Kanunu (18.04.2007-5627) MADDE 7 – (1) Enerji verimliliğinin artırılması amacıyla aşağıdaki uygulamalar gerçekleştirilir. ç) Toplam inşaat alanı yönetmelikte belirlenen mesken amaçlı kullanılan binalarda, ticarî binalarda ve hizmet binalarında uygulanmak üzere mimarî tasarım, ısıtma, soğutma, ısı yalıtımı, sıcak su, elektrik tesisatı ve aydınlatma konularındaki normları, standartları, asgarî performans kriterlerini, bilgi toplama ve kontrol prosedürlerini kapsayan binalarda enerji performansına ilişkin usûl ve esaslar, Türk Standartları Enstitüsü ve Genel Müdürlük ile müştereken hazırlanarak Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulacak bir yönetmelikle düzenlenir. Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket edilmesi halinde ilgili idare tarafından yapı kullanma izni verilmez. d) Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulacak yönetmeliğe göre hazırlanan yapı projeleri kapsamında enerji kimlik belgesi düzenlenir. Enerji kimlik belgesinde binanın enerji ihtiyacı, yalıtım özellikleri, ısıtma ve/ veya soğutma sistemlerinin verimi ve binanın enerji tüketim sınıflandırması ile ilgili bilgiler asgarî olarak bulundurulur. Belgede bulundurulması gereken diğer bilgiler ile belgenin yenilenmesine ve mevcut binalar da dâhil olmak üzere uygulamaya ilişkin usûl ve esaslar, Bakanlık ile müştereken hazırlanarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yürürlüğe konulacak yönetmelikle belirlenir. Mücavir alan dışında kalan ve toplam inşaat alanı bin metrekareden az olan binalar için enerji kimlik belgesi düzenlenmesi zorunlu değildir. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (13.12.1983-180) Madde 30/A - (180 sayılı KHK`nin 39 uncu maddesi hükmü olup, 8/6/1984 tarih ve 209 sayılı KHK`nin 17’nci maddesiyle madde numarası 30/A olarak değiştirilmiştir.) Bakanlık, kanunla yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetleri tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve diğer idari metinlerle düzenlemekle görevli ve yetkilidir. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği içeriğinde bulunan ilkeler başlığı altında gerek Yönetmeliğin ilk halindeki ilkeler, gerek değişiklik gösteren ilkeler ve gerekse yeni eklenen ilkeler mevcuttur. Söz konusu ilkeler Yönetmelikteki son haliyle aşağıdaki gibidir; MADDE 5 – (1) (Değişik: RG1.4.2010-27539) Yeni bina tasarımında, mevcut binaların proje değişikliği gerektiren önemli tadilat projelerinde, mekanik ve elektrik tesisat değişikliklerinde binanın özelliklerine göre bu Yönetmelikte öngörülen esaslar göz önüne alınır. (2) Binanın mimari, mekanik ve elektrik projeleri, diğer yasal düzenlemeler yanında, enerji ekonomisi bakımından bu Yönetmelikte öngörülen şartlara uygun değil ise, ilgili idare tarafından yapı ruhsatı verilmez. (3) Bu Yönetmelik esaslarına uygun projesine göre uygulama yapılmadığının tespiti halinde, tespit edilen eksiklikler Birlik 2011/1 39 giderilinceye kadar binaya, ilgili idare tarafından yapı kullanım izin belgesi verilmez. (4) (Değişik: RG-1.4.2010-27539) Bu Yönetmelikte tanımlanmamış olan ve açıklık gereken hususlar hakkında, Ek-8a’da verilen Türk Standartları’nın güncel halleri, bu standartların olmaması halinde ise, Ek-8b’de verilen Avrupa Standartlarının güncel halleri esas alınır. (5) (Değişik: RG-1.4.2010-27539) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında proje, yapım, denetim ve diğer konularda tereddüde düşülen hususlar hakkında Bakanlığın görüşü alınır. (6) (Ek: RG-1.4.2010-27539) Mevcut binaların, dış cephe duvarlarında ısı yalıtımı, ısıtma sisteminde kazan değişikliği, ferdi ve merkezi ısıtma sistemleri arasında dönüşüm yapılması, merkezi soğutma sistemi kurulması, kojenerasyon sistemi kurulması veya yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretilmesi ile ilgili konularda tadilat yapılması halinde, bu Yönetmelik hükümleri doğrultusunda uygulama projesi hazırlanır ve yapı kullanım izni veren ilgili idare tarafından onaylanır ve uygulanması sağlanır. (7) (Ek: RG-1.4.2010-27539) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında, Avrupa Birliği mevzuatına uyum ile birlikte bu uyum kapsamında Avrupa Birliği ülkelerindeki binalarda asgari enerji performansı uygulamalarının bu Yönetmeliğe yansıtılması doğrultusunda gerekli değişikliklerin yapılması esastır. İlgili Yönetmeliğin uygulanabilirliğini sağlamak açısından birtakım birim, kurum, kuruluş, firmalara görev, yetki ve sorumluluklar verilmiştir. Bu madde kapsamındaki görev, yetki ve sorumluluklar aşağıdaki gibidir: MADDE 6 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasından; a) İlgili idareler, b) Enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar, c) Yatırımcı kuruluşlar, ç) Bina sahipleri, bina yöneticileri veya enerji yöneticileri, d) İşletmeci kuruluşlar, e) İşveren veya temsilcileri, f) Tasarım ve uygulamada görevli mimar ve mühendisler, g) Uygulayıcı yükleniciler ve üreticiler, 40 Birlik 2011/1 ğ) (Değişik: RG-1.4.2010-27539) Binanın yapılmasında, kullanılmasında ve enerji kimlik belgesi düzenlenmesinde görev alan müşavir, danışman, proje kontrolü yapan gerçek veya tüzel kişiler, enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar, denetleme kuruluşları ve işletme yetkilileri, görevli, yetkili ve sorumludur. (2) Yönetmelik hükümlerine göre inşa edilmemiş binalardan; a) Projenin eksik veya hatalı olması veya standartlara uygun olmaması halinde, proje müellifleri; yapımın eksik veya hatalı olması veyahut standartlara uygun olmaması halinde ise, varsa yapı denetim kuruluşu ve yüklenici veya yapımcı firma, yetkileri oranında sorumludur. b) Sistemin uygun çalışmaması işletmeden kaynaklanıyor ise, bina sahibi, yöneticisi veya varsa enerji yöneticisi veya işletmeci kuruluş doğrudan sorumlu olur. c) İlgili idareler, sorumluluğun takip, tespit ve gereğinin yerine getirilmesi hususunda görevli ve yetkilidir. (3) İlgili idareler ve enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar, projelerin ve uygulamaların bu Yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığını denetler. (4) Bu Yönetmeliğe uygun tasarım ve uygulaması yapılmayan binalara yapı ruhsatı veya yapı kullanım izin belgesi verilmesi durumunda, ilgili idareler, enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar ve varsa yapı denetim kuruluşları sorumlu olur. Yukarıdaki maddede geçen bentlerin izahı açısından aşağıdaki tanımlar önemlidir; İlgili idare: Yapı ruhsatı ve yapı kul- lanma izin belgesi verme yetkisine sahip belediye ve mücavir alan sınırları içindeki uygulamalar için büyükşehir belediyeleri ile diğer belediyeleri, bu alanlar dışında kalan alanlarda valilikler ile diğer idareleri, Enerji kimlik belgesi: Asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içeren belgeyi, Enerji yöneticisi: Binalarda enerji yönetimi ile ilgili faaliyetleri yerine getirmekle sorumlu ve enerji yöneticisi sertifikasına sahip kişiyi, Enerji kimlik belgesi vermeye yetkili kuruluşlar: Yeni tasarlanan binalar için; binanın tasarımında görev alan yetkili mimar ve mühendisleri, mevcut binalar için enerji verimliliği danışmanlık şirketlerini ifade eder.” İncelenen bu Yönetmelik belediyeler ve mahalli idareler açısından yapı denetim birimleri, ruhsat birimleri ile ilgili olarak hayati öneme sahiptir. Yukarıda temel esasları derlenen maddeler sonrasında söz konusu bu Yönetmelikle ilgili “ilgili idareler”in alakadar olması gerekli hususlar aşağıdaki gibidir: “MADDE 10 – (1) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca TS 825 standardında belirtilen hesap metoduna göre, yetkili makine mühendisi tarafından hazırlanan “ısı yalıtımı projesi” imara ilişkin mevzuat gereğince yapı ruhsatı verilmesi safhasında tesisat projesi ile birlikte ilgili idarelerce istenir. Havalandırma ve iklimlendirme sistemleri tasarım esasları MADDE 17 – (10) Yeni yapılacak binaların 500 m3/h ve üzeri hava debili havalandırma ve iklimlendirme sistemlerinde, ısı geri kazanım sistemlerinin tasarımları yapılarak, yaz ve kış çalışma şartlarında minimum %50 verimliliğe sahip olması, ilk yatırım ve işletme masrafları ile birlikte enerji ekonomisi göz önüne alındığında avantajlı olması durumunda ısı geri kazanım sistemleri yapılması zorunludur. Bu sistemler geçiş mevsimleri için by-pass düzeneğine sahip olmalıdır. (11) Yeni yapılacak binalar için onuncu fıkrada belirtilen çalışmanın tasarım aşamasında rapor halinde proje müellifi tarafından ilgili idarelere sunulması zorunludur. MADDE 24 - (2) (Değişik: RG-1.4.2010-27539) Bu Yönetmelik kapsamında binanın enerji performansını etkileyen mimari, mekanik, elektrik ve aydınlatma gibi sistemlerin verimlilikleri ile ilgili konularda yapılması gerekli bakımlar, testler ve bunların periyotları, ilgili idare tarafından onaylanmak üzere tasarım aşamasında hazırlanan raporda tanımlanır. Bu testlerin zamanında ve uygun şekilde yapılmasından ve binanın tasarım aşamasındaki enerji performansının altına inmeyecek şekilde işletilmesi için gerekli bakım ve onarım ve tadilatların yapılmasından bina sahibi, yöneticisi, yönetim kurulu ve/veya enerji yöneticisi sorumludur. Enerji kimlik belgesi düzenlenmesi MADDE 25- (4) Enerji Kimlik Belgesi, enerji kimlik belgesi vermeye yetkili kuruluş tarafından hazırlanır ve ilgili idarece onaylanır. Bu belge, yeni binalar için yapı kullanma izin belgesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Söz konusu 25’nci madde 01.01.2011 tarihinde yürürlüğe gireceğinden gerek belediyelerin ilgili birim müdürlüklerini (ruhsat, şehircilik, ve imar) gerekse bu belgeyi vermeye yetkili kuruluşları bir takım yürürlüklere tabi tutmuştur. Enerji Kimlik Belgesi yeni yapılan binalara uygulanacağı gibi mevcut binalarada uygulanacak ve her binanın bir Enerji Kimlik Belgesi olacaktır. Enerji kimlik belgesi vermeye yetkili kuruluşlar MADDE 26/A - (6) Enerji Kimlik Belgesi Vermeye Yetkili Kuruluşlar dışındaki diğer kurum ve kuruluşlarca verilecek olan Enerji Kimlik Belgesi ve ilgili raporlar geçersiz sayılır. Bu belge ve raporlar ilgili idarelerce onaylanmaz. Bu çalışmanın başında da değinildiği gibi Enerji Verimliliği Kanunu’nu da dayanak kabul eden “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” Belediyelerin yapı denetimi, ruhsat birimleri ve/veya ilgili diğer birimler açısından ele alınmıştır. Enerjinin verimli kullanılmasının giderek ehemmiyet arz ettiği çağımızda ilgili Kanun ve buna dayanılarak hazırlanan söz konusu bu Yönetmelik ile beklenen odur ki; daha etkin ve tasarrufa dikkat çeken bir bakış açısıyla binalarla ilgili gerekli düzenlemeler yapılacak ve Yönetmeliğin amacında da belirtildiği üzere israf önlenmiş olacaktır. Birlik 2011/1 41 Bölgesel İşbirliği İz Bırakanlar Nihat Zeybekçi Kimdir? TDBB ile MBB Kardeşliği TDBB Başkanı Nihat Zeybekçi: “Marmara Belediyeler Birliği ile Avrasya Yerel Yönetimler Kongresini yaparak çok başarılı bir başlangıç yaptık. Marmara Belediyeler Birliği’nin tecrübelerinden yararlanmak zorunda hissediyoruz kendimizi. Bundan sonra da çok güzel şeyler yapacağımıza eminim.” B u sözler Türk Dünyası Belediyeler Birliği Başkanı Nihat Zeybekçi’ye ait. Aynı zamanda Denizli Belediye Başkanı olan Zeybekçi, Denizli’nin gelişim sürecinden Türk Dünyası Belediyeler Birliği ile Marmara Belediyeler Birliği’nin yapmış olduğu çalışmalara kadar pek çok konuda sorularımızı cevaplandırdı. Başkan Zeybekçi, TDBB ile MBB’nin ortak çalışmalara imza atmasından duyduğu memnuniyeti de dile getirdi. Nihat Zeybekçi ayrıca Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nin işleyiş yapısını ve amaçlarını da anlattı. Bugün 24 ülkeden 42 Birlik 2011/1 29 Mart 2009 Yerel Seçimleri’nde Denizli Belediye Başkanlığı görevine 2. kez seçilen Nihat Zeybekçi 1961’de Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Pınarlar Beldesi’nde doğdu. Marmara Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nü tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yüksek ihtisas yapan Başkan aynı zamanda İngiltere’de South London College’de Ekonomi Eğitimi aldı. Eğitim sonrası yurda dönen ve bir süre İstanbul’da üst düzey yöneticilik yapan Zeybekçi 1994 yılında Turkuaz Tekstil’i kurdu. Bir dönem Denizli Platformu Sözcülüğü yaptı. Belli dönemlerde Sanayi Odası Meslek Grubu’nda görev aldı. Üst üste iki dönem Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçılar Birliği Başkanlığı’nı yürüttü. 28 Mart 2004 Yerel Seçimleri’nde Denizli Belediye Başkanlığı görevine seçildi. Son yerel seçimlerde Denizli Belediye Başkanlığı’na tekrar seçildi. Dört çocuk babası Nihat Zeybekçi aynı zamanda Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nin başkanı. 1400’e yakın belediyenin üye olduğu Türk Dünyası Belediyeler Birliği, Zeybekçi’nin deyimiyle, “Uluslararası hedefleri olan tek birlik.” Türkiye’de ilk defa bir belediye antik BİR kenti devir aldı” Başkanım, ilk olarak kısaca sizden Denizli’yi dinleyebilir miyiz? Denizli’de son zamanlarda çok büyük bir gelişim var. İnanıyorum ki Denizli Türkiye’nin dünya kentlerinden biri olacak. Bu söylem üzerine güzel şeyler yaptığımıza inanıyorum. Denizli çok şanslı bir şehir. Denizli’yi bir nokta olarak alırsanız, Antalya, Fethiye, Kuşadası gibi dünyanın en güzel sahillerine yaklaşık 2,5 saatlik bir mesafede. Gökova Körfezi’ne yaklaşık bir buçuk saatlik bir mesafede. Kültür turizmi anlamında da inanılmaz zenginlikleri olan bir yer. Dünyadaki tüm arkeologların arkeoloji yapabilecekleri bir alandayız. Denizli kent merkezi beş tane antik şehrin ortasında yer alıyor. Biz Türkiye’de bir ilki de gerçekleştirdik. Türkiye’de ilk defa bir belediye bir antik kenti devraldı. Ordaki kazı ve restorasyon çalışmalarını tek başına finanse ediyor. Denizli aynı zamanda Pamukkale gibi bir güzelliğe ve termal turizmde de çok büyük bir potansiyele sahip. Ayrıca tüm bu özelliklerinin yanında tekstil alanında çok başarılı olmuş bir şehir. Denizli’nin bugün 3 milyar dolara yaklaşan bir ihracatı var. Kısacası bu kadar büyük güzelliklere sahip bir kentin belediye başkanı olmaktan gurur duyuyoruz. “Uluslararası hedefleri olan tek birliğiz” Aynı zamanda Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nin de başkanısınız. Bize Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nin faaliyetlerinden biraz bahsedebilir misiniz? Biliyorsunuz ülkemizde Türkiye Belediyeler Birliği, bölgesel anlamda en başarılı birliklerinden biri olan Marmara Belediyeler Birliği, Ege Belediyeler Birliği, bir de konu itibariyle Tarihi Kentler Birliği gibi pek çok birlik var. Bu birliklerin olduğu yerde dış dünya ile ilgili tek birliğimiz, Türk Dünyası Belediyeler Birliği. Biz buna daha çok ‘Kültür Coğrafyası Belediyeler Birliği’ olarak bakıyoruz. 24 ülkeden Türkiyede dâhil olmak üzere 1400’ün üzerinde belediyenin dâhil olduğu bir kurumuz. Türkiye’deki bütün belediyelere ulaşmak istiyoruz. Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nin amacı ne diye sorarsanız, şöyle cevap verebilmek mümkün: Kültür coğrafyamızda Kuzey Afrika’dan Ortadoğu’ya, Balkanlar’dan Orta Asya’ya kadar kültür ve coğrafya anlamında gelenekler anlamında birbirine bağlı bu ülkelerle başarılı bir şekilde bir araya gelmek ve bu ilişkilerin güçlü, kalıcı olabilmesini sağlamak ve bunların damarlarının halka inebilmesinde yardımcı olmak. Şu unutulmamalıdır ki, halka inen en önemli kapılardan biri yerel yönetimlerdir. Diğer taraftan coğrafik anlamda bugün nasıl ki şehirler komşu şehirler ile ülkeler komşu ülkelerle Avrasya Yerel Yönetimler Konferansı’nı TDBB ve MBB birlikte düzenledi. Birlik 2011/1 43 Bölgesel İşbirliği kültür, sanayi, ekonomi anlamında bir etkileşim halindeyse, biz de bu etkileşimi sağlamlaştırma yapmak için üzerimize düşen görevi yapmak istiyoruz. İlgili Bakanlıklarımızdan, Başbakanlık’tan, Türkiye belediyeler Birliği ve Marmara Belediyeler Birliği’nden çok büyük destekler alıyoruz. 2000 yılına kadar insanlığın devletler anlamında bilim anlamında baktığımız zaman bütün gelişmeler globalleşen dünyada ekonomik anlamda hiç kimse ben ayrıyım diyemiyor. Artık dünya tek bir pazar haline geldi. Türk Dünyası Belediyeler Birliği olarak, ekonomik olarak globalleşen dünyanın sınıflara, kulüplere, birliklere ayrıldığı bir dünyada, kültürleri birbirine yakın ülkelerin de farklı kültürel bir birlik oluşturabileceğine inanıyoruz. Birliğimiz bu zamana kadar kongreler, ülkelerde faaliyetler, eğitim çalışmaları ve ortak kültürle ilgili konularda faaliyetler yürüttü. Örneğin kültür coğrafyamızda ki ülkelerimizden biri olan Kazakistan. Her Kazak ilçesine bir Türk ilçesi, her Kazak şehrine bir Türk şehri kardeşliği kurmak gibi bir hedefimiz var. Topyekün bir birlikteliği hedef alan bir yapımız var. Biz yeni kurulmuş olan bir Birliğiz, uzun yıllardır bu işi yapmıyoruz. İnşallah bunu gerek ilgili devlet kurumlarımızla gerekse ilgili kardeş birliklerimizle daha bir üst seviyeye getireceğiz. Örneğin Türkiye Belediyeler Birliği’nin çok büyük bir manevi ve maddi desteğini alıyoruz. Marmara Belediyeler Birliği ile de ilişkilerimiz çok yoğun bir şekilde devam ediyor vede çok büyük bir destek alıyoruz. Üye belediyelerimizden de bu destekler geliyor. İstanbul’un ilçe belediyeleri gibi, Ankara’nın belediyeleri gibi… vs. Biz uluslararası hedefleri olan tek Birliğiz diyebiliriz. 44 Birlik 2011/1 Ertuğrul Gazi Sağlam (TDBB Genel Sekreteri) Birliğimiz 2003 yılında kurulmuş uluslararası bir teşekkül. Bu zamana kadar 24 ülkede 1000’den fazla üyesi var. Birçok uluslararası kurum ve kuruluşlarla, yerel yönetim birlikleriyle ilişkileri var, hatta bazı belediye birlikleri de bize üye. Örneğin Kosova Belediyeler Birliği yakında üyelik kararı alacak. Birliğimizin yapmış olduğu etkinlikler uluslararası alanda faaliyet gösteriyor. Biz Türkiye Belediyeler Birliği gibi içe değil de dışa dönük çalışmalar yapıyoruz. Birliğimizin üç temsilcilik ofisi var, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Gagavuzya. Buradaki birlik temsilcilerinin de başkan yardımcıları var. Örneğin Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği Başkanı Mahmut Özçınar, bizim Birliğimizin hem temsilcisi hem de Birlik başkan yardımcımız. Birliğimiz Arap Şehirler Birliği ile de işbirliği protokolü yaptı. Bununla ilgili olarak Marmara Belediyeler Birliği ile Türk Dünyası Belediyeler Birliği Arap Şehri Örgütü’nde gözlemci üye statüsündeyiz. Oraya gidiyoruz, her toplantılarına biz de katılıyoruz. Birliğimiz çok genç bir Birlik ama hızlı gelişiyor. Şu anda pek çok belediyeden üyelik talepleri almaktayız ancak üyeliklerini önce incelemek zorundayız. Birliğimiz yurtdışından buraya belediye başkanları getirterek teorik ve pratik uygulamalı eğitimler gerçekleştiriyor. Biz bu çalışmalara 2008’de başladık. Faaliyetlerimizi Başbakanlığa bağlı Türk İş Birliği Kalkınma İdaresi Ajansı Başkanlığı ile beraber gerçekleştiriyoruz. Bu sene Türkiye Belediyeler Birliği ile de bir çok faaliyet gerçekleştirdik. Ayrıca basılı yayınlarımız var. Basılı yayınlarımızda en son Balkan coğrafyasında büyük katılımlı bir anket çalışması yaptık. Oradaki insanların görüşleri, hayattan beklentileri, düşüncelerini inceledik. Şu anda 10. Türk Kurultayı’nda alınmış bir karar var. O kararın sonuç bildirgesinde; “Her iki yılda bir yerel yönetim kongresinin yapılmasına, bu konuda eğitim çalışmalarının yapılmasına ve bu konuda Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nin görevlendirilmesine” cümlelerine yer verildi. Bu gerekçeyle biz her iki yılda bir kongre yapıyoruz. Birincisini 2008 yılında yaptık. Bu konuda kurucu başkanımız Erol Kaya ile birlikte Nihat Bey’in Birliğin büyümesinde kurum ve kuruluşlarla irtibata geçilmesinde çok büyük destekleri olmuştur. Çalışmalarımızda her zaman birlik ve beraberlik içerisinde hareket ediyoruz. Yardım yapılacaksa Kızılay’la yapıyoruz, yurt dışı ile çalışma yapılacaksa TİKA ile çalışıyoruz… Ayrıca 2008’den bu yana kardeş üye etkinliklerimiz var. Gidiyoruz Kazagistan coğrafyasına, o bölgedeki insanlarla görüşüyoruz, orada sanat gösterileri yapıyoruz. Kültürel faaliyetler gerçekleştirecek insani destek veriyoruz. Hatta özürlü çocuklara yardım ediyoruz, kısacası iki ülke arasın da ki ilişkilerin gelişmesini sağlıyoruz. Birliği’yiz. Ortam yaratıyoruz, imkân yaratıyoruz. Ben aynı zamanda Türkiye Belediyeler Birliği’nin yönetimindeyim. Marmara Belediyeler Birliği’ni biz Türkiye Belediyeler Birliği olarak örnek aldık. Mesela 2004 yılında Brüksel’de Avrupa Konseyi’ne gittiğimizde Marmara Belediyeler Birliği’ni çok etkin gördüm. Lobi çalışmaları yapan bir kurum olarak karşımıza çıktı. O zaman “Marmara Belediyeler Birliği’nin ne işi var buralarda?” demedim. Tebrik etmek lazım. Marmara Belediyeler Birliği bugün çok büyük bir eksikliği doldurmuştur. “Belediyeciliği anlatıyoruz” Yurtdışındaki eğitim çalışmalarından bahsettiniz. Bunu biraz daha açabilir misiniz? Bizim üye ülkelerimizden belediyecilerini, belediye başkanını alıp gelip Türkiye’de dünyadaki şehirleşmeyle ilgili belediyecilikle ilgili yenilikleri anlattığımız eğitim çalışmalarını ülkemizde yapıyoruz. İstanbul Büyükşehir ve ilçe belediyelerimizin başarılı çalışmalarını anlattığımız organizasyonlarımız da var. Son dönemde yaptığımız en önemli çalışmalarımızdan biri eğitim faaliyetlerimiz olmuştur. Farklı ülkelerden birçok belediye çalışmalarını Türkiye’ye getirip burada ağırlıyoruz ve iyi ilişkiler kuruyoruz. “Marmara Belediyeler Birliği’ni örnek aldık” Marmara Belediyeler Birliği ile ortak yapılan ve yapılması planlanan çalışmalardan bahsedebilir misiniz? Avrasya Yerel Yönetimler Kongresi ile çok başarılı bir başlangıç yaptık. Marmara Belediyeler Birliği, Türkiye Belediyeler Birliği ve TİKA ile ortak yapılan bir proje oldu. Marmara Belediyeler Birliği’nin tecrübelerinden yararlanmak zorunda hissediyoruz kendimizi. Bundan sonra çok daha güzel şeyler yapacağımıza eminim. Bugün Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nin çok etkin faaliyette bulunabilmesi ve başarılı olabilmesi için Türkiye’deki bizim üye belediyelerimizin kültür coğrafyası dediğimiz hedef ülkelerimizde bizimle işbirliği içerisinde olması gerekiyor. Balkanlar’da, Orta Asya’da veya Afrika’da herhangi bir yerde biz Türk Dünyası Belediyeler Birliği olarak bir şey yapamayız, biz bu ilişkiler gelişirken ordaki bir ihtiyacı gördüğümüzde bir belediyemize ciro ediyoruz. Zaman zaman çalışmalarımıza Kızılayda dahil oluyor. Biz daha çok İklim Oluşturma Birlik 2011/1 45 Marmara’dan Zafer Türküsü Yaşamaz ölümü göze almayan, Zafer, göz yummadan koşana gider. Bayrağa kanının alı çalmayan, Gözyaşı boşana boşana gider! Faruk Nafiz Çamlıbel 46 Birlik 2011/1 Birlik 2011/1 47 Bırakanlar İzİz Bırakanlar Müslüm YILMAZ İstanbul’a Aşık Bir Seyyah “Edmondo De Amicis” “İstanbul’umu o kaybolan kara yığınları arasında hâlâ, hem de Valide Sultan Köprüsü’nden ve Üsküdar tepelerinden hiç görmediğim kadar ışıklı görüyorum; geçip giden gençliğimin son ve en değerli görüntüsüymüş gibi onunla konuşuyor ve ona tapıyorum.” E dmondo de Amicis 1846’da İtalya’nın Oneglia şehrinde dünyaya geldi. Lise eğitimine Torino şehrinde devam etti. 16 yaşında askeri akademiye yazıldı. Bir süre orduda subay olarak görev yapan Edmondo de Amicis, Floransa’ya giderek askeri bir gazetede fıkra ve makaleler yazmaya başladı. İçindeki yazarlık duyguları askerlik mesleğine galip gelmesi sonucu birtakım seyahatlere çıkmaya karar verdi. Yazdıkları yazıları bir cilt halinde yayımladı. Yayınlarından sonra şöhreti bütün ülkeye yayıldı. Daha sonra yazdığı küçük öykülerini Novelle (öyküler) adlı kitabında topladı. En bilinen eserlerinden biri dünya çocuk edebiyatında en iyi eserler arasında gösterilen ve dilimize “Çocuk Kalbi” başlığıyla çevrilen Cuore adlı kitabıdır. 48 Birlik 2011/1 Birçok eser kaleme alan Edmondo de Amicis’in önemli diğer bir eseri de İstanbul gezisini anlattığı, Costantinopoli (1877) adlı eseridir. Bu eser dilimize birçok yazar tarafından çevrilmiştir. Yazarın ilham kaynağı olan seyahatlerinin en önemlisi İstanbul seyahatidir. Edmondo de Amicis’in büyük hayranlıkla kaleme aldığı bu eser, İstanbul üzerine bir batılı gözüyle yazılmış en güzel, en etkileyici eserlerden biri kabul edilmektedir. Edmondo de Amicis Avrupa’nın en önemli şehirlerini sokak sokak gezmiş, ancak hiçbir şehir onu İstanbul kadar etkilememiştir. Daha 28 yaşında hayallerini süsleyen, dilden dile güzelliği anlatılan İstanbul’u görür görmez, bu şehre âşık olmuştur. Gençliğinde doğu haritasında İstanbul’a bakıp durmuş, maddi sebeplerden dola- yı İstanbul’a hayatının ilk yıllarında gelmek istese de ne yazık ki gelememiştir. Seyahatnamesinin ilk satırlarında İstanbul’a girişinin heyecanını şöyle ifade eder; “Gemi kaptanı size de ‘Yarın sabah İstanbul’u göreceğiz!’ dese, ona soğukkanlılıkla, ‘Memnun oldum!’ diye cevap verirdiniz. Ancak, bu isteği on yıl boyunca içinde beslemiş, birçok soğuk kış akşamını kederli kederli, doğu haritasını inceleyerek geçirmiş, yüz cilt kitap okuyarak hayal gücünü kışkırtmış, Avrupa’nın yarısını, sırf diğer yarısını göremediği için teselli bulmak arzusuyla gezmiş, bir yıl boyunca bu yegâne amaç uğruna bir masanın başına çakılıp kalmış, sayısız küçük fedakârlıkta bulunmuş, hesap üstüne hesap yapmış, boş hayaller kurup durmuş, ev ahalisiyle cenk etmiş; nihayet denizde uykusuz dokuz gece geçirdikten sonra gözlerinin önüne serilecek o uçsuz bucaksız ve ışıltılı görüntünün beklentisiyle, ardında bıraktığı yakınları aklına düştüğünde vicdan azabı duysa da alabildiğine mutluluk duyan biri olsaydınız, ‘Yarın İstanbul’un ilk minarelerini göreceğiz!’ sözlerinin ne anlama geldiğini anlardınız ve bu sözlere soğukkanlılıkla, ‘Memnun oldum!’ diyeceğinize, geminin korkuluğuna okkalı bir yumruk indirirdiniz.” İstanbul sosyal hayatının bir kesitini yaşadığı Galata Köprüsü, Edmondo De Amicis’in hayata bakış açısını değiştiren yerlerin başında gelir. Pek çok kültürün hoşgörü içerisinde yaşadığı bu mekânın, Avrupa’daki birçok şehirde görülmeyecek bir manzara olduğunu söyler. Galata Köprüsü’nde İstanbul’daki pek çok etnik unsurun, başlıca Ermeni, Rum, Yahudi, Acem, Süryani ve nice milletlere mensup kişileri bu köprüde görmenin mümkün olduğunu ifade eder. “Köprüde duracak olsanız, bir saat içerisinde bütün İstanbul geçer önünüzden. Seher vaktinden günbatımına kadar durmadan birbiriyle karşılaşan ve karışan bitmez tükenmez karşılıklı bir insan akıntısıdır bu…” Bir İstanbul aşığı olan Edmondo De Amicis hayatındaki en zor anlardan birini bu rüya şehirden ayrılırken yaşamıştır. Bütün bir seyahatnamesini okuduğunuzda İstanbul’dan ayrılışını anlattığı satırlarda siz de uyanmak istemedediğiniz bir rüyaya dalarsınız. “İstanbul’umu o kaybolan kara yığınları arasında hâlâ, hem de Valide Sultan Köprüsü’nden ve Üsküdar tepelerinden hiç görmediğim kadar ışıklı görüyorum; geçip giden gençliğimin son ve en değerli görüntüsüymüş gibi onunla konuşuyor ve ona tapıyorum. Güzel doğu (İstanbul) rüyam sona erdi.” Bir İstanbul sevdalısı Edmondo De Amicis, 1908 yılında İtalya’nın Bordighera kasabasında hayata veda etti. Geride birçok kitabı ve İstanbul’a olan aşkını anlattığı ölümsüz eseri kaldı. Birlik 2009/3 49 Makale İz Bırakanlar Yrd. Doç. Dr. Nail Yılmaz Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi KÜLTÜR VADİSİ YA DA HALİÇ İnsanlık tarihinin önemli bir kültür mirası ve hafıza mekânı olarak son derece kıymet arz eden Haliç, tartışmasız daha fazlasını hak etmektedir. A ltınboynuz olarak da bilinen Haliç, bundan yaklaşık 7000 yıl kadar önce, Alibey ve Kâğıthane Dereleri’nin kesiştiği bölgelerin İstanbul Boğazı’ndan gelen deniz sularıyla birleşmesi sonucunda oluşmuştur. Etrafındaki verimli topraklar ve deniz ürünlerinin çokluğu nedeniyle bolluğun ve bereketin simgesi olarak da değer atfedilen bölge, birçok bakımdan oldukça avantajlı bir alanda yer almaktadır. Bu özelliğinden dolayı belki de yeryüzünde insanoğlunun ilk yerleştiği bölgelerden biri olma ayrıcalığını bünyesinde barındırmaktadır. Haliç, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi üç önemli imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehrin en önemli limanı olarak tarihin her döneminde dünyanın değişik yerlerinden gelen insanlara kucak açmıştır. Böylece farklı kültürlerin ilk defa karşılaştığı ve iç içe geçtiği bir yer olarak değer kazanmıştır. Hatta bu özelliği, daha sonraki yıllarda bölgenin önemli bir eğlence ve mesire yeri olması hasebiyle daha da belirginleşmiş; Evliya Çelebi’nin kaydettiğine göre Arap, Acem, Hint, Yemen, Afrika ve Asya seyyahları arasında meşhur bir yer haline gelmiştir. Tarihin her döneminde eğlence, kültür, sanat ve mimari hayatının önemli merkezlerinden biri olarak görev ifa ettiği anlaşılan bölge, Osmanlı dönemi saray çevresinin de gözde mekânı olarak dikkat çekmiştir. Özellikle Lale Devri’nin meşhur eğlencelerinin yapıldığı Kâğıthane’de çok sayıda kasır ve köşk inşa edilmiştir. Bölge, bu özelliklerinin yanında dini 50 Birlik 2011/1 ve manevi bakımlardan da merkez olma özelliği göstermektedir. Zira Osmanlı İmparatorluğu’nun yaygın tarikatlarından olan Bektaşi tarikatının önemli tekkeleri bu bölgede yer almıştır. Daha da önemlisi Hz. Ebu Eyüb elEnsari’nin türbesi ve adına yapılan cami Haliç kıyısında bulunmaktadır. Bu bakımdan Müslümanların kutsiyet addettiği bölge; Rum Ortodoks Patrikhanesi’ne ev sahipliği yapması hasebiyle de Hıristiyanlar için kutsanmıştır. Haliç ve civarı, tarihin her döneminde sahip olduğu birikim ve coğrafi üstünlük nedeniyle vazgeçilmez olmuştur. Ancak bu birikim ve üstünlük ne yazık ki Haliç’i korumaya yetmemiştir. Öyle ki bölgenin 1954’ten itibaren sanayi alanı olarak ilan edilmesi, bölgenin kirlenmesine ve bir çöküntü alanı olarak belirginleşmesine neden olmuştur. Böylece eski cazibesini yitiren Haliç, dramatik bir şekilde kaderine terk edilmiştir. Gerçi bölge, 60’lı yıllardan itibaren defaten kurtarma projelerine muhatap olmuştur. Ancak söz konusu projeler bir türlü hayata geçirilemediği ya da sonuçlandırılamadığı için Haliç kurtarılamamıştır. 1995 yılına gelindiğinde ise İBB ve İSKİ tarafından dünyanın en büyük çevre koruma projelerinden birisi olan “Haliç Çevre Koruma Projesi” uygulamaya konulmuştur. Söz konusu projenin başarıya ulaştırılması, Haliç ve etrafının yeniden değerlenmesine ve ihtişamlı günlerine tekrar dönmesine neden olmuştur. Sonuçta zaten sosyal, kültürel, mimari ve sanatsal bakımlardan adeta açık hava müzesi konumunda olan bölge, çok sayıda aktörün dikkatini çekmeye başlamıştır. Ağırlıklı olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Haliç’e kıyısı bulunan Eyüp, Fatih ve Beyoğlu ilçe belediyeleri ile üniversiteler ve bazı sivil toplum kuruluşları bu aktörlerin başında gelmektedir. Böylece farklı bir sürece girilmiş, bölgede yenileme projeleri yanında yeni kültür ve sanat merkezlerinin inşa edildiği prestijli projeler hayata geçirilmeye başlanmıştır. Bu süreçte dikkat çeken projelerden ilki “Santralistanbul” olarak isimlendirilen projedir. Silahtarağa Elektrik Santrali’nin restore edilmesiyle 118 dönümlük alanda uygulamaya sokulan projede kültür, eğitim ve sanat merkezleri ile İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin eğitim binaları, enerji müzesi, sanatçı atölyeleri ve kamuya açık bir kütüphane bulunmaktadır. Yine Cibali Tütün Fabrikası’nın restore edilerek Kadir Has Üniversitesi’ne çevrilmesi eğitim, kültür ve sanatsal bakımdan bölgeyi öne çıkarırken; 56000 metrekarelik kullanım alanıyla önemli bir fuar-kongre ve kültür merkezi olma özelliğini taşıyan Feshane, birçok farklı etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır. Öte yandan Haliç’in panoramik bakımdan en iyi seyredildiği yer olan Pierre Loti Tepesi, tarihi kahve, butik otel, restoran ve çay bahçeleriyle bölgenin sosyo-kültürel yaşamına ve turizmine ciddi katkılar sağlamaktadır. Dikkat çeken bir diğer önemli proje ise Sütlüce Mezbahanesi’nin “Haliç Kültür ve Kongre Merkezi” adı altında kültür ve sanatın hizmetine sunulmasıdır. Avrupa’nın sayılı, Türkiye’nin ise en büyük ve modern kongre merkezi olma özelliğini taşıyan merkez, yaklaşık olarak 65 bin metrekareden oluşmaktadır. 88 bin metrekare inşaat alanına sahip olan merkezde, 3 bin 35 kişilik konser, 1.120 kişilik tiyatro, 900 kişi kapasiteli 3 sinema salonu ve 14 çalışma salonu yer almaktadır. Bunun dışında 650 kişilik restoran, 7 bin 700 metrekarelik açık hava etkinlikleri alanı, 8 bin 250 metrekare inşaat alanı olan bir rıhtım, 700 araçlık otopark ile 17 bin metrekarelik yeşil alan bulunmaktadır. Tekfur Sarayı, Anemas Zindanları, Meryem Ana Ayazması, Emir Buhari Tekkesi ve Toklu İbrahim Dede Mescidi gibi tarihi ve turistik yapıları da içine alan ve “Ayvansaray Türk Mahallesi Projesi” olarak bilinen kentsel yenileme proje ise Haliç ve civarının önemini göstermesi bakımından kayda değerdir. Bir diğer önemli proje de Türkiye’deki çeşitli eserlerin maketlerinin sergilendiği ve 60.000 metrekare alanıyla dünyanın en geniş açık hava müzesi olma özelliğini taşıyan Miniatürk projesidir. Haliç’in kıyısında yer alan ve Türkiye’de ulaşım, endüstri ve iletişim tarihinin ilk müzesi olma özelliğini gösteren Rahmi M. Koç Müzesi ise sivil girişimin Haliç’e hediye ettiği kıymetli eserlerdendir. Kısacası Haliç, burada sayamadığımız daha birçok değeriyle kıskanılası bir yer konumundadır. İşte bu nedenledir ki özellikle son yıllarda birçok aktörün alakasına mazhar olmuştur. Ancak bölgenin hak ettiği yerde olduğu söylenilemez. İnsanlık tarihinin önemli bir kültür mirası ve hafıza mekânı olarak son derece kıymet arz eden Haliç, tartışmasız daha fazlasını hak etmektedir. Birlik 2011/1 51 Çevre Erdoğan ŞAHİN LASDER / Müdür LASDER ve BELEDİYELER İle İşbirliği Olanakları Lastik Sanayiciler Derneği (LASDER) olarak hedefimiz tüm Türkiye’deki belediyelerle bu tür işbirliklerine girip bu alanda üzerimize düşenleri en iyi şekilde yerine getirmektir. L ASDER (Lastik Sanayicileri Derneği), Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 2006 yılı Kasım ayında yayınlanan “Ömrünü Tamamlamış Lastiklerin Kontrolü Yönetmeliği”nin 17. maddesi uyarınca, 2007 yılının Nisan ayında kuruldu. Kurucu üyeleri Türkiye’nin önde gelen lastik üretici ve ithalatçıları olan BRİSA, CONTİNENTAL, GOODYEAR, MICHELIN ve PİRELLİ’dir. 2008 ve 2009 yıllarında BAYTUR, ÇELİK MOTOR ve İNCİTAŞ’ın katılımı ile üye sayısı 8’e çıkmıştır. Kuruluşundan itibaren ÖTL piyasasının düzenlenmesi amacıyla Çevre ve Orman Bakanlığı ile birçok ortak çalışma gerçekleştiren LASDER, özellikle de ÖTL hizmetlerinin yaygınlaştırılmasını sağlamaya çaba göstermiştir. LASDER’in Dernek tüzüğünde belirtilen ana amacı: “Üyeleri tarafından ‘Yenileme Pazarı’na satılan lastiklerden oluşan ÖTL’lerin, kota 52 Birlik 2011/1 oranlarına göre belirlenen miktarının toplatılması, taşıtılması ve değerlendirilmesi ile ilgili faaliyetleri planlamak ve yürütmek” tir. LASDER ayrıca sadece ÖTL piyasasında değil, ÖTL sektöründe de sürdürülmekte olan faaliyetlerin, çağdaş atık değerlendirme teknolojileri ve metotları kullanarak sürdürülmesi fikrinden hareketle, gerek faaliyeti süren kuruluşları ve gerekse yeni faaliyete geçecek olan Malzeme Geri Kazanım firmalarını yönlendirirken, öte yandan Çimento Sektörünün alternatif enerji kaynağı ve Karbon salınımı açısından çok değerli bir yakıtı olan ÖTL’lerin kullanımı konusunu öne çıkararak bir piyasa oluşturulmasına katkıda bulunmuştur. LASDER kuruluşundan bu yana ÖTL piyasasının her anlamda düzenlenmesi amacıyla Çevre ve Orman Bakanlığı ve Uluslararası kuruluşlar ile birçok ortak çalışma yapmış, özellikle de ÖTL hizmetlerinin finansmanı konusunda birçok Dünya ülkesi tarafından uygulanmakta olan kuralların ülkemizde de uygulanabilmesi için çalışmalarını sürdürmüştür. ÖTL Yönetmeli’ğinin İkinci Bölümü’nün 8. Maddesi’nde, “Belediyelerce alınacak tedbirler” konusu yer almaktadır. LASDER bu maddede belirtilen görevlerin önemine ve ÖTL toplama ve geri kazandırma faaliyetleri içinde Belediyelerin rolünün çok önemli olduğuna inanmaktadır. Yerleşim merkezlerinde, sanayi bölgelerinde, lastikle ilgili işyerlerinde ortaya çıkan ÖTL’lerin toplanması ve LASDER’in düzenli bir şekilde toplama görevini yapabilmesi için öncelikle bu noktaların denetimlerinin sık ve ciddi olarak yapılması ve ÖTL üreticilerinde belli bir anlayış ve bilinç oluşturulması çok önemlidir. LASDER, ÖTL toplama faaliyetlerine başladığı zamandan bu yana en azından İstanbul belediyeleri ile bu anlamda işbirliği kurmak için özel çalışmalar yapmış olmasına rağmen ne yazık ki bugüne kadar bir protokole bağlı olarak ortak çalışma, yapabildiği belediyelerin sayısı Anadoludaki belediyelerin de katılımı ile iki elin parmaklarının sayısını geçememiştir. ÖTL’ler mevcut halleri ile herhangi bir tehlike yaratmamakta olup, sadece görüntüsel bir kirlilik sözkonusudur. Buna karşın çok uzun süre aynı yerde depolanmaları halinde haşerat ve böcek benzeri canlılar için uygun yaşam alanları oluşturarak hastalıkların ortaya çıkmasına ve yayılmasına yol açabilmektedir. Bundan daha da önemlisi bu alanlarda söndürülmesi mümkün olmayan yangınlar başlayabilmekte ve sonucunda hava, su, toprak ve benzeri ortamlar için önemli tehlikeler ortaya çıkabilmektedir. ÖTL yangınları, söndürülmesi son derecede zor hatta bazen imkânsız yangınlardır. Bu bağlamda yukarıda da belirttiğimiz üzere belediyelerin bu anlamdaki kontrol, denetleme ve gerekiyorsa toplama ve taşıma görevleri çok önemlidir. LASDER olarak hedefimiz tüm Türkiye’deki belediyelerle bu tür işbirliklerine girip bu alanda üzerimize düşenleri en iyi şekilde yerine getirmektir. LASDER, 2010 yılı ve devamındaki toplama faaliyetlerini tüm ülkemizde yaklaşık 5000 noktada yürütecek ve böylece üye- lerimizin yetkili satıcıları, ikinci el lastik satıcıları, sökme-takmacılar, lastik tamircileri, tüm resmi, yarı resmi kurum ve kuruluşların ellerindeki ÖTL’lerin uygun metotlarla toplanmasının, taşınmasının ve Malzeme Geri Kazanım ve Enerji Geri Dönüşüm firmalarına sevkettirilmesi işlemlerinin yönetimini sağlamış olacaktır. LASDER, 11 Şubat 2010 tarihinde, 29.12.2009’dan geçerli olmak üzere, hazırladığı “ATIK YÖNETİM PLANI”nı Çevre ve Orman Bakanlığı’na onaylatarak, ÖTL konusunda kabul edilmiş tek “YETKİLİ KURULUŞ” olmuştur. LASDER, bu faaliyetlerinin yanında “ÇEVRE” konusuna verdiği önemi desteklemek adına, “AKAT - ATIKLARIN KAYNAĞINDA AYRIŞTIRILARAK TOPLANMASI” protokolünü de imzalamış ve ana konusu olan ÖTL’nin yanında diğer tüm atıklar konusunda da etkisini duyuracak şekilde konuya taraf olmuştur. LASDER, 2009 yılı ortasında Yönetim Kurulu’nun aldığı karar uyarınca, “ÖTL TOPLAMA DENEME FAALİYETLERİ YÜRÜTÜLMESİ” işini başlatmış, İstanbul ili içinde başlattığı faaliyetlerini ülkemizin birçok bölgesine yayarak 2009 yılsonu itibariyle 21.000 ton “ÖMRÜNÜ TAMAMLAMIŞ LASTİK” toplatmış, bunun %22’sinin “Malzeme Geri Kazanımı”, %78’inin ise “Enerji Geri Dönüşümü” olarak değerlendirilmesini sağlamıştır. 2010 yılı içindeki toplama deneme faaliyetlerimiz ise, üyelerimiz tarafından sağlanan finansman olanakları ile yılın ilk 7 ayında 33.000 ton olarak gerçekleştirmiş olup, bunlar öncelikle Malzeme Geri Kazanımı ve kalanlar ise Enerji Geri Dönüşümü amacıyla ilgili firmalara teslim edilerek geri kazandırılmıştır. 2010 yılı Temmuz ayı sonu itibariyle yaptığımız toplamalarımızın geçen yılın tersine yarısından daha fazlası öncelikle Malzeme Geri Kazanımı amacıyla kullandırılmıştır. 2010 yılı toplama hedefi ÖTL Yönetmeliğinde belirtilen kota oranına uygun olarak 61.000 ton kabul edilmiş olup, yılsonu itibariyle bu rakamın tutturulması hedeflenmektedir. Birlik 2011/1 53 Belediyelerimiz Manyas’ta Az Zamanda Çok Şey Değiştiren Başkan, HASAN KAHRAMAN Manyas Belediye Başkanı Hasan Kahraman göreve geldiği ilk andan itibaren Manyas’ı daha iyi bir kent yapmak için çetrefilli bir çalışma içerisine girmiş. Manyas’ı değiştirmekte kararlı gözüken başkan epey yol almış. Manyas marka kent olma yolunda hızla ilerliyor. M anyas Belediye Başkanı Hasan Kahraman hayat felsefesini “Görevi ihmale götüren merhamet, vatana ihanettir” cümlesi ile özetliyor. Bir idarecinin mutlaka dürüst olması gerektiğini söyleyen Başkan Kahraman, geçtiğimiz yıl Başkanlık koltuğunu devralmasına rağmen kısa sürede pek çok şey başarmış bu küçük kentte. Manyas’ı değiştirmek için kolları sıvayan ve sıkı bir çalışma programı içerisine giren Başkan Kahraman, altyapı, üst yapı, eğitim ve diğer alanlarda yapılan çalışmaların yanı 54 Birlik 2011/1 sıra Manyas’ın tanınması ve yatırımcıların bu kente gelmesi için özel olarak uğraş veriyor. Kente gelen yatırımcılara kentin sahip olduğu zenginlikleri anlatan brifingler verdiklerini söyleyen Kahraman, aynı zamanda spor faaliyetlerine de önem veriyor. Gençlerin geleceğinde sporun önemine dikkat çeken Başkanın, başa geldiği zaman ilk işi Manyas Spor Kulübü’nü, Manyas Belediye Spor Kulübüne dönüştürmek olmuş. Belediye olarak kulübe her ay belli bir miktar destek verdiklerini söyleyen Başkan, “Gençlerimizin yolunu açtık. Kendi çocuklarımıza para harcıyoruz” diyerek mutluluğunu dile getiriyor. Tabi ki sadece futbola yatırım yapılmıyor. Karate de yatırım alanlarınızdan biri… Bunların hepsini röportajımızın içeriğinde bulacaksınız. O yüzden Başkan Hasan Kahraman’la yaptığımız keyifli sohbetle sizleri baş başa bırakıyoruz. Başkan’ım, Manyas’ı sizden dinleyebilir miyiz? İlçemiz küçük ve şirin bir ilçe. 6500 merkez nüfuslu bir ilçe. İlçemizin ağırlıklı geliri tarım ve hayvancılıktan oluşuyor. Bandırma ve Gönen’in arasında kalmış uzun yıllardır göç veren bir ilçeyiz. Bandırma’ya %30 göç veriyoruz. Yoğurdumuz ve peynirimiz ünlüdür. İlçemizde geçtiğimiz yıl meslek yüksek okulu açıldı. Okulumuz, Hastane İdareci Bölümü’yle beraber açıldı. 40 öğrenciyle hizmete başladı. Anadolu Lisemiz yine geçtiğimiz yıl açıldı ve 60 öğrencimizle eğitim öğretim yılımıza başladık. Şu anda eğitimle ilgili gençlerin ağırlıklı ihtiyacı kapalı spor salonu. Bu konuyla ilgili Devlet Bakanı’mızla görüşmelerimiz devam ediyor. Bunun yanında içme suyu ile ilgili herhangi bir sıkıntımız yok. Fakat kanalizasyonlarımız yoktu. Önümüzdeki ay kanalizasyon ihalesini yapıyoruz. Arıtmanın ise projesi hazırlanıyor. Bunu da Çevre Bakanlığı’nın hibe fonları aracılığıyla yaptırmanın mücadelesini veriyoruz. 2012-2013 yıllarında ilçenin ihtiyacını giderebilecek, trafik yoğunluğunu giderebilecek şekilde üst yapı çalışmalarına başlayacağız. Tabi ki üst yapı çalışmalarımızı alt yapı çalışmalarımız bittikten sonra gerçekleştireceğiz. Türkiye’nin en ucuz TOKİ konutları Manyas’ta Belediyenin yapmış olduğu çalışmalardan bahsedebilir misiniz? Bizler ne kadar siyasi kimliğimizi bırakıp belediye başkanı da olsak siyasetten destek alarak bazı faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz. Şu anda Anadolu Lisesi yapıyoruz. Halkın, iş adamlarının desteğini alıyoruz. Diğer taraftan 516 tane TOKİ yaptırdık. Başlangıçta Belediye işin içerisinde yoktu. Türkiye’de en ucuz TOKİ konutları Manyas’ta var. 130 metre kare, üç artı bir özelliklerindeki bu daireler tüm vatandaşlarımızın ihtiyacını en iyi şekilde karşılamak amacıyla yapıldı. Fiyat aralığı olarak baktığımız zaman 60-65 bin civarıydı. 15 ay vadeliydi. Hazine yeriydi. O günkü süreçte belediye işin içerisinde yoktu. O günün durumunda 5300 nüfuslu bir ilçeye 516 tane konut, 24 derslikli okul, alışveriş merkezi ve cami yapılarak bu ilçeye kazandırıldı. Biz bu okulun geçtiğimiz yıl Balıkesir Üniversitesi’ne tahsilini yaptık. Bankacılık, Hastane İdareciliği bölümülerini açtırıp 40 öğrenci aldık. “Halkımızın güvenini kazandık” Yeni bir belediye başkanısınız. İlçenin beklentileri olarak büyük bir yığılma vardı. Bizim avantajımız şu oldu, iyi bir disiplin oturttuk. Ben bu belediyeyi borçlu aldım. İşçi ve memurlarımızın borçları vardı. Altı ay zarfında bunların hepsini kapattık. Belediye, güvenirliliğini ve itibarını geri kazandı. Düne kadar mal vermeyen, mazot vermeyen esnaf şimdi “Başkan, bizden de alışveriş yap” demeye başladı. Parasal bir sıkıntımız kalmadı, düzenli paralarını ödüyoruz. Güven kazandık. Güven olunca vatandaş, mükellef borcunu gelip düzenli ödüyor. Aldığı hizmetin bir bedeli olduğunu ve bu bedelin kendilerine bir hizmet olarak döneceğini bildiği için güvenden kaynaklanan karşılıklı bir diyalog var. Daha önce kurumlarla kopukluklar vardı. Ben göreve geldiğimde Manyas Spor Kulübü’müz vardı. Dedik ki gençlerimizi spordan uzaklaştırmayalım bu kapsamda spor kulübünün ismini Manyas Belediye Spor olarak değiştirdim ve her ay belli bir yardım yapıyoruz. Şimdi kendi çocuklarımıza para harcıyoruz. İyi futbolcularımıza referans oluyoruz. Şimdi gençlerimizin yolunu açtık. Ayrıca karatecilerim var, onlara güzel bir mekân oluşturdum. Gençlerim, kız çocuklarım, bu sporu yapan yapmak isteyen 8-10 yaşlarında çocuklarım var. Manyas Belediye Karatecileri Türkiye’de yarışmalara giriyorlar, onların ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Onlar da Manyas’ın ismini duyuruyorlar. Onlara maddi manevi destek veriyoruz. Ama ilçenin hizmet yönünde beklentileri çok yüksek. Birlik 2011/1 55 Çok fazla ihtiyaçları var. Kapalı Pazar yeri ile ilgili sıkıntılar var, mezbahalarla ilgili sıkıntılar mevcut, düğün veyahut konferans salonu yönünde eksikliklerimiz var. Günü avutma değil kalıcı çözümlerden yana güzel projeler üretmeye çalışıyoruz. Üniversitemizle birlikte iş birliği içerisindeyiz. AB fonlarını ilçemize nasıl kazandırabiliriz, bu sorunun cevabını vermeye çalışıyoruz. Ne tür bir kurs, ne tür bir proje hazırlarsak kentimizi daha çok tanıtırız, geliştiririz düşüncesi içerisindeyiz. “Bizim toprağımız çok verimli” Manyas’ta çok güzel gelişmeler var. Artık Gönen, arazi yapısı olarak çeltiğin toprağın özünü doyurdu. Bizim bölgemizin toprağı çok bakir, çok verimli. Biz şu anda Gönen’i pirinçte, çeltikte sollamış durumdayız. Ama sektör ve pazar hâlâ Gönen’de. Hayvancılık olarak baktığımız zaman günlük 180 tona kadar süt kapasitemiz var. Bölgenin sütünü işleyebilecek bir işletmemiz ne yazık ki yok. Kentimizde bir diğer gelişme, iş düntasının şu anda organik tarım ve jeotermal seracılıkla ilgili bir talebin olması. İş adamları arazi arıyorlar. Organik seracılıkla ilgili buraya yatırım yapma ile ilgili bir arayış var. Belediyenin sanayiye gösterebilecek bir yeri yok. Şahısların var. Biz de yatırımcıyı şahıslarla görüştürüyoruz. Yatırımcılara bu konularla ilgili brifingler veriyor, onları buralara yatırım yapmaları yönünde teşvik ediyoruz. 56 Birlik 2011/1 “Marmara Belediyeler Birliği’nin üyesi olmaktan gurur duyuyorum” Aynı zamanda Marmara Belediyeler Birliği üyesisiniz. Marmara Belediyeler Birliği hakkında neler söylemek istersiniz? Evet, aynı zamanda da denetim komisyonu üyesiyim. Çok memnunum ve belediyecilik faaliyetleri ile ilgili verdikleri seminerler çok verimli. Biz her konuda, siyasi konular ile ilgili sıkıntılarımızda, imar ile ilgili sıkıntılarımızda ve tüm mevzuatlar ile ilgili sorularımızda, sorunlarımızda Marmara Belediyeler Birliği’ne başvuruyoruz. Adeta bizim sağ cebimiz gibi oldu. Her an ulaşabiliyoruz, her türlü maddi manevi destek alabiliyoruz. Belediyeler ile ilgili irtibatlarımızda ve görüşmelerimizde Marmara Belediyeler Birliği’ni köprü olarak kullanıyoruz. Üyesi olmaktan gurur duyuyorum. İstanbul’a gittiğim zamanlarda da Genel Merkezi ziyaret ediyorum. Ben çok memnunum Marmara Belediyeler Birliği’nden. Diğer belediye başkanı arkadaşlarıma da Marmara Belediyeler Birliği’ne üye olmalarını tavsiye ediyorum. Kitap okuyor musunuz? Kitap okuyamıyorum çok fazla. Dergi okuyorum. Hayat felsefenizi tek bir cümle ile anlatabilir misiniz? Görevi ihmale götüren merhamet, vatana ihanettir. Bir idarecinin her şekliyle dürüst olması gerekiyor. Sinemaya gitmeyi seviyor musunuz? Evet, severim ama iş yoğunluğundan çok fazla fırsat bulamıyorum. Kızlarım ve eşimle birlikte üç ay önce bir filme gitmiştik. Birlikten Haberler Belediyeciler “Kent 2010”da Buluştu yelerin Sosyal Faaliyetleri” konulu sunum gerçekleştirildi. Gözünöz, belediyelerin sosyal belediyecilik çalışmaları hakkında örnekler verirken, yine belediyeler tarafından yapılan bazı hatalı uygulamaların da düzeltilmesini istedi. 14. Yerel Yönetim İhtiyaçları, Kent Mobilyaları, Park Bahçe Düzenleme, Spor Sahaları, Su, Atık Su, Çevre Teknolojileri, Altyapı ve Tesisat Fuarı” TÜYAP fuarcılık tarafından düzenlendi. Belediye başkanları, başkan yardımcıları, genel sekreterler, daire başkanları ve birim müdürlerinin yoğun ilgi gösterdiği fuar kapsamında, Türkiye Belediyeler Birliği, Marmara Belediyeler Birliği, Kuzey Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği, Kıyı Ege Belediyeler Birliği, Trakya Belediyeler Birliği ve Konya Belediyeler Birliği de stand açarak, Türkiye’nin dört bir yanından gelen belediyecilere, çalışmalarını aktardılar. MBB-TBB İşbirliği Fuarda aynı zamanda Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve Marmara Belediyeler Birliği (MBB) işbirliğiyle belediyecilikle ilgili birbirinden önemli bilgilendirme programları gerçekleştirildi. Eğitim seminerlerinde ilk olarak Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü Strateji Geliştirme Daire Başkanı İlker Gözünöz tarafından “Beledi- “Engellilerin hayata katılımını belediyeler sağlayacak” TÜYAP Fuarcılık tarafından, belediyelerin kentsel ihtiyaçlarını karşılamak için “Kent 2010” Fuarı gerçekleşti. Fuar kapsamında, Türkiye Belediyeler Birliği ve Marmara Belediyeler Birliği işbirliğiyle eğitim ve bilgilendirme seminerleri düzenlendi. Program kapsamında ayrıca Başbakanlık Özürlüler Daire Başkanı Bekir Köksal tarafından “Ulaşabilirlik Eylem Planı ve Belediyelere Düşen Yükümlülükler” konulu sunum gerçekleştirildi. Belediyeciliğin artık, sadece altyapı, su ve yol çalışmalarından ibaret olmadığını söyleyen Köksal, “Engelli kardeşlerimizin sosyal hayata katılımları, belediyelerimizin katkısıyla aşılacak bir sorundur. Belediyeler, kentsel çevre ve sosyal hizmetlerin hayata geçirilmesinden ve denetlenmesinden sorumludurlar. Bu nedenle yerel yönetimlerimizin bu çalışmalarında engellilerin ihtiyaçlarının göz önünde tutulması gerekmektedir. 2012 yılının Temmuz ayına kadar, bütün kamusal alanların, engellilerin ulaşımına uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Bu sürenin bitimine yaklaşık 1,5 yıl var. Bu sürede, tüm belediye başkanlarımızın, yapılı çevrenin, engellilerimizin ulaşımına uygun hale getirilmesi için hassasiyetle çalışmalarını ve kamusal alanlarımızın da hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecine girmelerini bekliyorum” dedi. Güngör: Sürekli temastayız Başbakanlık Özürlüler İdaresi Daire Başkanı Bekir Köksal’ın ardından söz alan Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Genel Sekreteri Hayrettin Güngör, sunumu için Bekir Köksal’a teşekkür ettikten sonra, belediyelere yönelik mevzuat çalışmaları ve eğitim programları hakkında detaylı bilgi verdi. Genel Sekreter Güngör, Türk belediyecilik sisteminin gelişmesi ve karşılaşılan sıkıntıların giderilmesi için ilgili bakanlıklarla ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’yle sürekli temasta olduklarını da sözlerine ekledi. Birlik 2011/1 57 Birlikten Haberler Marmara Belediyeler Birliği, Türkiye’de bir ilke imza atarak Stratejik Plan çalışması yaptı. Başkan Altepe, “İlkleri başarmayı misyon edinen Birliğimiz, bölgesel belediye birliklerine öncülük etmeye devam ediyor” diyerek, Marmara Belediyeler Birliği’nin Stratejik Plan ve Performans Programı hakkında bilgi verdi. Başkan Altepe: İlkleri Başarıyoruz MBB Ortak Kurul Toplantısı ve Encümen Heyeti Toplantısı, Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe başkanlığında gerçekleştirildi. Pendik Green Park Hotel’de yapılan programa, MBB Encümen heyetinde bulunan Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok, Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin ve Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak ile çok sayıda belediye başkanı katıldı. Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. Recep Bozlağan tarafından, bilgilendirme amacıyla yapılan sunumun ardından gündem maddelerine geçildi. Encümen üyeleri Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında gerçekleştirilen eğitim programları ile yurtiçi ve yurtdışı teknik temas ve inceleme programları hakkında bilgi aldı. “Belediye birliklerine öncü olduk” MBB’nin 35 yıllık geçmişi olduğunu hatırlatarak söze başlayan Başkan Altepe, Birliğin çalışmaları hakkında genel bilgi verirken, “Geniş bir bütçesi olmayan Birliğimiz, kısıtlı imkânlarına rağmen belediyelere ve belediye birliklerine öncülük etme misyonuna devam ediyor. TBB başta olmak üzere birçok kurumla ortak program düzenliyoruz. İstanbul merkezimizde ve Marmara’daki tüm bölgelerde, eğitimlere devam edeceğiz. İlkleri başarma misyonunda olan Birliğimiz, Stratejik Plan ve Performans Programlarını da yaparak, Türkiye’de belediye birlikleri alanında bir yeniliğe daha öncü oldu” diye konuştu. 58 Birlik 2011/1 “Belediyelerle etkin işbirliği yapmak istiyoruz” Başkan Altepe’nin ardından Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği (KTBB) adına konuşma yapan Birlik Başkanvekili ve Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan, ise “Marmara Belediyeler Birliği’nin bize çok büyük faydası var. Deneyimlerini bize aktardılar, biz de üyelerimize aktardık. Marmara’daki örnek çalışmaları, Kıbrıs’a taşıdık” dedi. Başkan Tatlısu, Türk belediyelerine bir de sitemde bulunarak, “Kardeş şehir anlaşması yapılıyor fakat bu anlaşma kâğıt üzerinde kalıyor. Bu noktada Marmara Belediyeler Birliği’nden yardım istiyor, Marmara belediyeler Birliği’yle olduğu gibi, Marmara’daki Büyükşehir, il ve ilçe belediyeleriyle de etkin işbirliği yapmak istiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı. Marmara’da Engelli Devrimi M armara Bölgesi’ndeki belediye başkanları, engelli dostu şehirler için Marmara Belediyeler Birliği Genel Kurulu’nda bir araya geldi. Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf ve Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanı Bekir Köksal’ın da katıldığı Genel Kurul Toplantısı, Pendik Green Park Hotel’de gerçekleştirildi. Marmara Belediyeler Birliği ile Başbakanlık arasında, engelli dostu şehirlerin geliştirilmesi ve özürlülerin sorunlarının çözümüne yönelik geniş kapsamlı işbirliği protokolü imzalandı. “Engellilerin hayata katılımı belediyeler sayesinde olacak” Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, “Belediyecilik artık, sadece altyapı, su ve yol çalışmalarından ibaret değildir. Engelli kardeşlerimizin sosyal hayata katılımları, belediyelerimizin katkısıyla aşılacak bir so- rundur. Belediyeler, kentsel çevre ve sosyal hizmetlerin hayata geçirilmesinden ve denetlenmesinden sorumludurlar. Bu nedenle yerel yönetimlerimizin bu çalışmalarında engellilerin ihtiyaçlarını” göz önünde tutmaları gerekmektedir. 2012 yılının Temmuz ayına kadar, bütün kamusal alanların, engellilerin ulaşımına uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Bu sürenin bitimine yaklaşık 1,5 yıl var. Bu sürede, tüm belediye başkanlarımızın, yapılı çevrenin, engellilerimizin ulaşımına uygun hale getirilmesi için hassasiyetle çalışmalarını ve kamusal alanlarımızın da hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecine girmelerini bekliyorum. Marmara Belediyeler Birliği ile imzaladığımız protokol çerçevesinde, şehirlerin engellilerin ihtiyacına uygun düzenlenmesi, mevzuatın AB’ye uyumlu hale getirilmesi, engelli dostu ulaşım, toplumsal bilinçlenme, eğitimde fırsat eşitliği konularında çalışmalar ve eğitim programları başlatılacak” diye konuştu. “Engelliler dört duvar arasında yaşamamalı” Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın katılımı ile Marmara Belediyeler Birliği ile Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı arasında ortak protokol imzalandı. Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Yusuf Çelebi, “İmzalanan protokol, devrim nitelikli bir çalışmadır. Cennet bahçesi olan ülkemizin dikenli yollarında, bizlerle birlikte yürüyen Marmara Belediyeler Birliği’ne ve Devlet Bakanı Kavaf’a teşekkür ediyorum” diye konuştu. Birliğin çalışmaları hakkında genel bilgi verdikten sonra, engellilerin sorunlarıyla ilgili olarak belediyeleri sorumluluk almaya davet eden Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, “Engelliler dört duvar arasında yaşamamalı. Sosyal hayata engelli kardeşlerimiz de katılmalı. Burada en büyük görev, yerel yönetimlere düşüyor. Protokol kapsamında Başbakanlıkla ortak çalışmalar yaparak, belediyelerimizi bu noktada sorumluluk almaya davet edeceğiz. Marmara’daki çalışmalarla, tüm Türkiye’ye örnek model oluşturmayı sürdüreceğiz. Ayrıca, çevre, sağlık, kentlilik bilinci konularında da vizyoner çalışmalarımız devam edecek” diye konuştu. “Bu devrim nitelikli bir çalışmadır” Başkan Altepe’nin ardından konuşan Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Yusuf Çelebi ise, “Sorunların bir günde çözülmesini beklemiyorum. Ama bu büyük adımı atan MBB’ye teşekkür ediyorum. Bu, devrim nitelikli bir çalışmadır. Yeni bir devrin başlangıcıdır. Cennet bahçesi olan ülkemizin dikenli yolarında, bizlerle birlikte yürüyen Marmara Belediyeler Birliği’ne ve Devlet Bakanı Kavaf’a teşekkür ediyorum” dedi. Birlik 2011/1 59 Birlikten Haberler Marmara Belediyeler Birliği uzun zamandır “Elektronik Kamu Alımları Platformu (EKAP)” konulu eğitimler düzenliyor. En son Antalya ve Küçükçekmece’de düzenlenen eğitimlere Küçükçekmece Belediyesi, Üsküdar Belediyesi ve Bağcılar Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İGDAŞ, Kültür A.Ş. ile Spor A.Ş. personeli katıldı. Marmara Belediyeler Birliği belediyelerin basın personeline haber yazma eğitimi düzenledi. Yeni Şafak gazetesi Pazar ilavesi Yayın Yönetmeni Recep Yeter tarafından verilen eğitimde, “Haberi Görebilme, Aktarabilme ve Haberi Anlatan Fotoğraf” konuları işlendi. Belediyecilere EKAP Eğitimi Verildi EKAP nedir? 01.09.2010 Tarihinde yürürlüğe giren uygulamayla, tüm kamu kurumları, internet ortamında şeffaf bir şekilde ihale yapmaya başladı. Marmara Belediyeler Birliği tarafından, belediyelerden gelen yoğun talep üzerine Kamu İhale Kanunu Uzmanı İrfan Yılmaz’ın katılımıyla, Antalya ve Küçükçekmece’de ayrı ayrı “Elektronik Kamu Alımları Platformu (EKAP)” konulu eğitim semineri düzenlendi. Yılmaz konuşmasına EKAP’ın tanımını yaparak başladı. Yılmaz, EKAP’ı “4734 sayılı Kanundaki temel ilkeler gözetilerek, ihale sürecindeki uyulması gereken esas ve usullerin bilgi ve iletişim teknolojileri ile desteklenmesi ve satınalma işlemlerinin en az iş yükü ve maliyetle yapılmasına imkan tanınması için kurulan bilişim altyapısıdır” şeklinde tanımladı ve EKAP’ın faydalarını sıraladı. Bu faydalar şöyle: İhale Sürecinde Etkinlik ve Verimlilik, Saydamlığın Artması, Eşit Muamele, İş Dünyasında Aktivasyon, Ekonomik Kalkınma ve Rekabet. Konuşmaların sonunda Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay ve Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, organizasyonu düzenleyen MBB’ye teşekkür etti. Basın Danışmanlarına “Habercilik” Eğitimi B irlik üyesi belediyelerin Basın Danışmanları, Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürleri, Kültür Sanat Müdürleri ve ilgili personeli “Haber Yazma” seminerinde bir araya geldi. Seminerin açılış konuşmasını Marmara Belde Yapım Genel Müdürü İsmail Yaşar yaptı. Yaşar konuşmasında Birliğin çalışmaları ile yurtiçi eğitim ve yurtdışı teknik temas programları hakkında bilgi verdi. İsmail Yaşar’ın yaptığı açılış konuşmasının ardından, Yeni Şafak gazetesi editörlerinden Recep Yeter söz aldı. Yeter; sorma, araştırma, öğrenme gayreti olmayan insanların haber yazamayacağını söyledi ve bir gazetecinin gözü açık ve uyanık olması gerektiğini vurguladı. Olanı haber yapmakla birlikte, haber olma ihtimali bulunan konulara da dikkat edilmesi gerektiğini belirten Yeter, açıklamalarının 60 Birlik 2011/1 devamında, “Her insan bir tasarımcıdır. Dünyanın en iyi tasarımcıları ise gazetecilerdir. Haber tasarımında başlık ve giriş çok önemlidir. Haberin başlığı dört kelimeyi geçmemekle birlikte, istisnai durumlarda 5-6 kelimeyi bulabilir. Habere giriş tekniği de çok önemlidir. Haberi yazarken doğru giriş yapabilmek, haberi tamamlamaktır” diye konuştu. “Enerji ÇöpTE, Çöp De Belediyelerde !” 8 .UTES (Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu) Bursa’da yapıldı. Sempozyumu Su Vakfı, Uludağ Üniversitesi ile Bursa Büyükşehir Belediyesi ortaklaşa düzenledi. Sempozyum çok sayıda önemli simayı bir araya getirdi. Organizasyona Marmara Belediyeler Birliği’ni temsilen Çevre Yönetim Merkezi Direktörü Aynur Acar katıldı. Acar, “Yerel Yönetimlerde Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji Kullanımı” konulu bir de sunum yaptı. Aynı zamanda 8.UTEG Danışma Kurulu’nda da yer alan Acar, “Enerji çöpte, çöp belediyelerde!” diyerek belediyelerin aslında ellerinde büyük bir enerjinin olduğunu savundu ve enerjinin verimli kullanılmasının da bir yenilenebilir enerji kaynağı olduğu tespitinde bulundu. “Yurtdışına bağımlılığı azaltmak şart” Acar, sunumunu yurtdışına bağımlılığı azaltmanın şart olduğunu vurgulayarak ve Atatürk’ün talimatı ile 1934 yılında hazırlanan resmi gazeteyi okuyarak tamamladı: “Tarım Traktörlerinde Bitkisel Yağın Yakıt olarak kullanılmasının Gerekçesi. Her memleket harp veya buna mümasil fevkalade bir vaziyet karşısında, haricin yardımından kurtularak mümkün mertebe kendi hudutları dahilindeki membalardan elde edebileceği madde-i müşteilerle ihtiyacını temin etmek lüzumunu ehemmiyetle hissetmiştir.” Ulusal Temiz Enerji Günleri’nin 8.’si Bursa’da düzenlendi. Su Vakfı, Uludağ Üniversitesi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ortaklaşa düzenledikleri 8.UTES (Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu), üniversiteleri, yerel yönetim temsilcilerini, mahalli idare birliklerini, sivil toplum kuruluşlarını ve çok sayıda sanayiciyi bir araya getirdi. Organizasyonda konuşan MBB Çevre Yönetim Merkezi Direktörü Aynur Acar “Enerji çöpte, çöp belediyelerde!” diyerek belediyelerin ellerinde aslında büyük bir enerjinin olduğunu savundu. Birlik 2011/1 61 Birlikten Haberler Marmara Belediyeler Birliği tarafından Gıda Güvenliği semineri düzenlendi. Eğitimi Prof. Dr. Mustafa Tayar verdi. Tayar, katılımcılara gıda hijyeni, gıda güvenliği, gıda ile bulaşan hastalıklar ve gıda denetimi konusunda bilgilerini aktardı. MBB ‘Gıda Güvenliği’ne Dikkat Çekti M armara Belediyeler Birliği, eğitimlerine devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde bu eğitimler kapsamında Uludağ Üniversitesi, Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar tarafından “AB Yolunda, Türkiye’de Gıda Güvenliği” konulu seminer düzenlendi. Etkinliğin açılış konuşmasını MBB Yazı İşleri Müdürü Züver Çetinkaya yaptı. Çetinkaya, seminerin önemine değinerek, gıda güvenliği konusunda belediye personeli kadar halkın da bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Sağlıklı yaşamanın sırrı Sunumunu, “Gıda Güvenliği”, “Avrupa Birliği’nde Gıda Güvenliği” ve “Çözüm Önerileri” şeklinde üç ana başlık altında gerçekleştiren Prof. Dr. Mustafa Tayar, “Herkes kendini daha iyi hissetmeyi, daha mutlu olmayı, daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmeyi ister. Bunun yolu; barınma, giyinme ve beslenmeden geçer. En önemli etken beslenmedir. Ancak ne yazık ki; 1950’den Marmara Belediyeler Birliği tarafından Beyoğlu Belediyesi personeline yönelik, ‘Toplantı Yönetimi ve Karar Alma Teknikleri’ başlıklı seminer düzenlendi. Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş seminerde personele doğru karar verme yöntemlerini anlattı. MBB’den Türkiye’de bir ilk Prof. Dr. Mustafa Tayar, Türkiye’de bir ilk olarak ilgili konuların toplu olarak basıldığı Gıda Güvenliği kitabını yayınlayan ve Birlik üyesi belediyelere dağıtan Marmara Belediyeler Birliği yönetimine de teşekkürlerini sundu. Kitap, programdan sonra katılımcılara dağıtıldı. Toplantı Yönetimi Anlatıldı B eyoğlu Belediyesi personeline Turabi Baba Kütüphanesi’nde Marmara Belediyeler Birliği tarafından “Toplantı Yönetimi ve Karar Alma Teknikleri” başlıklı bir seminer verildi. Seminere Beyoğlu Belediyesi yöneticileri ve birim müdürleri katıldı. Kocaeli Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş seminerde ‘Toplantı Yönetimi ve Karar Alma Teknikleri’ başlığıyla yaptığı sunumda, toplantılarda doğru karar vermenin önemini ve yöntemlerini detaylı olarak anlattı. Prof. Dr. Erdoğmuş, önemli kararların toplantı sonunda ortaya çıktığını ifade ederek, toplantıların verimli geçmesi için bazı kuralların uygulanması gerektiğine dikkat çekti. Önceden gündemin ne olduğuna tam olarak karar verilmesi ve toplantı- 62 Birlik 2011/1 beri 3.500’den fazla insan yapımı kimyasal madde, bir şekilde gıda zincirine girmiştir” dedi. ya öyle başlanması gerektiğini vurgulayan Erdoğmuş, toplantı süresinin dinleyicileri sıkmayacak şekilde ayarlanması gerektiğini belirtti. Toplantı esnasında katılımcıların dikkatlerinin dağılmaması için gereken tedbirlerin alınmasına da dikkati çeken Erdoğmuş, bu tarz uygulamaların çalışanlardan verim alınması bakımından önemli olduğunu ifade etti. Çevre Sempozyumunda Uzmanlar Konuştu M armara Belediyeler Birliği (MBB) Çevre Yönetim Merkezi önderliğinde, İSKİ, Boğaziçi Üniversitesi ve özel sektör firmalarının desteği ile “Sürdürülebilir Su-Atık Su Yönetimi” konulu sempozyum düzenlendi. İSKİ Aksaray Konferans Salonu’nda düzenlenen sempozyuma, belediyelerin teknik personeli ve yöneticileri katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan MBB Çevre Yönetim Merkezi Direktörü Aynur Acar, Atık Su konusunda Türkiye’deki yanlış arıtma uygulamalarına ve teknik eleman yetiştirilmemesinden kaynaklanan sorunlara değindi. İlk panelist, İSKİ Avrupa Bölgesi Atıksu Kontrol Ruhsat Şube Müdürü Yüksel Acar ise endüstriyel atık suların kontrolü hakkında bilgi verdi. Yüksel Acar, İstanbul’daki endüstriyel atık suların %97’sinin arıtıma tabi tutularak kanalizasyon şebekesine verildiğini ifade etti. Uzmanlar uyardı İSKİ Atıksu Arıtma Daire Başkanı Osman Yıldız da İstanbul’daki Atıksu Arıtma tesislerinin mevcut genel durumu, Atıksu havzaları ve derin deniz deşarj sistemleri hakkında bilgi verirken, Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşen Erdinçler ise Atıksu Arıtma Tesisi Çamurlarının Değerlendirilmesi konusunda sunum yaptı. Prof. Erdinçler, “AB, bizden, uyum yasaları çerçevesinde, çamurlarımızı düzenli depolama sahalarına göm- mememizi isteyecek” diye uyardı. Erdinçler, Atık değerlendirme hiyerarşisinde geri dönüşümün önem kazandığını söyleyerek konuşmasını tamamladı. Prof. Dr. Erdinçler’in ardından sunum yapan SIEMENS A.Ş. Su Teknolojileri Bölüm Müdürü Dr. Argun Erdoğan, Evsel Atıksu Arıtma Tesislerinde yeni yaklaşımlar ve teknolojiler üzerinde durdu. Erdoğan, Siemens A.Ş. olarak, İnegöl O.S.B. Atıksu Arıtma Tesisi kapasite artışı ve iyileştirme çalışmalarına ve arıtımda enerji yönetiminin önemine değindi. Aktif Grup Satış ve Pazarlama Müdürü Mehmet Kıncır da Akıllı su yönetimi ve geri kazanımın öneminin vurgularken, “gri su” tanımına açıklık getirdi ve özellikle duş ile lavabolarda tüketilen suyun, ayrı arıtılarak değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi. Düşük maliyetli bir arıtımdan sonra bu suyun rezervuarlarda ve çamaşırların yıkanmasında kullanılabileceğini söyleyen Kıncır, “Bir evde kullanılan suyun %80’i duş ve tuvaletlerden kaynaklanan gri sudur. Gri su geri kazanım sistemleriyle, %40 su tasarrufun sağlanır” dedi. Marmara Belediyeler Birliği Çevre Sempozyumu düzenledi. Sempozyumda konuşan İSKİ Avrupa 1. Bölge Abone İşleri Daire Başkanı Fatih Yıldız, İstanbul’da su kayıp ve kaçaklarının, İSKİ’nin çalışmaları sayesinde % 24’le sınırlı kaldığını ve bu rakamın Avrupa’daki birçok ülkeden daha iyi olduğunu söyledi. Duş ile lavabolarda tüketilen suyun ayrı arıtılarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Mehmet Kıncır ise “Bir evde kullanılan suyun %80’i duş ve tuvaletlerden kaynaklanan gri sudur. Gri su geri kazanım sistemleriyle, %40 su tasarrufu sağlanır” dedi. “Bizim için su daha önemli” Son konuşmacı İSKİ Avrupa 1. Bölge Abone İşleri Daire Başkanı Fatih Yıldız’sa su kayıp ve kaçaklarının nedenlerini konu alan konuşmasında, “Su mu önemli, yoksa sudan elde edilen gelir mi?” diye sorguladı ve “Bizim için su önemli” diye devam etti. Yıldız, İstanbul’da su kayıp ve kaçakların İSKİ çalışmaları sayesinde Avrupa’daki birçok ülkeden daha iyi durumda olduğunu söyledi. Birlik 2011/1 63 Birlikten Haberler Marmara Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen “İstanbul Dersleri” başlıklı eğitimler kapsamında katılımcılara “Saraçhane’den Edirnekapı’ya; Mekanlar ve İnsanlar” başlıklı konferans verildi. Saraçhane’den Edirnekapı’ya Yolculuk Yaptılar M armara Belediyeler Birliği (MBB) tarafından düzenlenen “İstanbul Dersleri” ana başlıklı bilimsel eğitim programlarına, “Saraçhane’den Edirnekapı’ya; Mekânlar ve İnsanlar” konferansıyla devam edildi. Araştırmacı-Yazar Turgut Kut tarafından verilen seminer, Eminönü’nde bulunan MBB Hızır Bey Çelebi Seminer Salonu’nda gerçekleştirildi. ‘Son yüzyılın İstanbul Uzmanı’ olarak da tanınan Araştırmacı-Yazar Turgut Kut, “İstanbul, bostandan geçilmezdi. Domatesle lahanayı bir arada göremezdik” dedi. İstanbul bostandan geçilmezdi Programın açılış konuşmasını yapan MBB Danışmanlarından Yrd. Doç. Dr. Nail Yılmaz, “İstanbul’un bilinmeyenlerini bilen nadir insanlardan biri olan hocamıza teşekkür ediyorum. İstanbul Dersleri konferanslarımızı, büyük bir ciddiyetle sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu. Katılımcılara, Saraçhane’den Marmara Belediyeler Birliği, İzmit Belediyesi personeline yönelik “Belediyelerde Finansman Yönetimi” başlığıyla eğitim semineri düzenlendi. “Finans Yönetimi Belediyeler İçin Hayati Önem Taşıyor” M armara Belediyeler Birliği İzmit Belediyesi personeline eğitim düzenledi. “Belediyelerde Finansman Yönetimi” adlı seminerin konuşmacısı ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mali Hizmetler Eski Daire Başkanı Cemil Arslan oldu. Yerel yönetimler içinde belediyelerin tanımını yaparak sunuma başlayan Cemil Arslan, açıklamalarının devamında, “Hızlı nüfus artışı, ekonomik büyüme, göç, teknolojik gelişmeler ve hızlı kentleşme süreci yerel hizmetlere olan talebin giderek artmasını ve bu hizmetlerin niteliklerinin yükseltilmesini zorunlu hale getirmekte. Bu gelişmeler, belediyelerin daha fazla harcama yapmasını zorunlu kılması ve buna karşılık gelirlerin aynı düzeyde artırılamaması, belediyelerin finansman açığına ve mali kriz ile karşı karşıya kalmasına yol açmaktadır” diye konuştu. 64 Birlik 2011/1 Edirnekapı’ya kadar, mekanlar üzerinden yolculuk yaptıran Araştırmacı – Yazar Turgut Kut, İstanbul’a ilişkin açıklamalarda bulundu. Kut’un “İstanbul eskiden bostandan geçilmezdi. Domatesle lahanayı değil sofrada, çarşıda pazarda bile bir arada göremezdik. Pırasayla dolmalık biberi de bir arada hiç göremedik. Bugünlerde hangisinin yaz, hangisinin kış meyvesi ve sebzesi olduğunu ayırt edemez olduk” sözleri katılımcıları düşündürdü. Belediyelerin yerel halkın yaşam tarzını ve kalitesini geliştirmek ve kolaylaştırmak üzere önemli etkilere sahip olduğunu da hatırlatan Cemil Arslan, “İnsan yaşamı üzerinde bu denli yakından ve doğrudan etkiye sahip olan belediyelerin finansman sorunları, toplum yaşamını bozucu ve zorlaştırıcı bir hale sürüklemektedir” dedi.