İndirmek İçin lütfen tıklayınız.

Transkript

İndirmek İçin lütfen tıklayınız.
Başkandan
YENİ BİR YILA
GİRERKEN
Merhaba,
2010 yılını geride bıraktık. Bir yandan yeni bir yıla girmiş olmanın mutluluğunu yaşarken diğer yandan da
üye belediyelerimize daha iyi hizmet sunmak için yoğun çaba harcamaktayız. 2011-2015 dönemini kapsayan
stratejik planımızda 2011 yılını “Belediyecilikte Yayın Yılı” olarak kabul ettik. Afet yönetimi, çevre koruma
ve geliştirme, gıda güvenliği başta olmak üzere, belediyeciliğin birçok alanını ilgilendiren yayınları, üye belediyelerimizin ve halkımızın istifadesine sunacağız. Birbirinden kıymetli bilim insanlarının ve uygulamacıların
emeğiyle hazırlanan bu yayınların, ülkemizde belediyeciliğin daha ileri noktalara ulaştırılmasına önemli katkılar sağlayacağı inancındayız.
Stratejik planımızda belirlediğimiz vizyonun bir gereği olarak Balkanlar, Orta Doğu ve Kafkaslar, Birliğimizin yakın ilgi alanı olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede, bu bölgelere yönelik planlı tanıtım, temas ve teknik
işbirliği çalışmaları başlatacağız. Bu amaçla, 2010 yılında ciddi ön hazırlık çalışmaları gerçekleştirdik. Arap
Kentleri Örgütü’ne ve İslam Başkentleri ve Kentleri Örgütü’ne üyelik, Lübnan El Fayha Belediyeler Birliği,
Filistin Yerel Yönetimler Birliği ve Fas Belediyeler Birliği ile işbirliği protokollerinin imzalanması ve NALAS
Yönetim Kurulu’nda asbaşkanlık elde edilmesi bunlardan bazılarıdır. 2011 yılında bu bölgelerdeki belediyeler
ve belediye birlikleri ile daha güçlü ve derin ilişkiler geliştirerek, imzaladığımız protokolleri hayata geçirmek
için yoğun bir çalışma dönemine gireceğiz.
Yine 2011 yılının ilk çeyreğinde yeni mekânında faaliyetlerini sürdürecek olan Mimar Turgut Cansever
Şehir ve Yerel Yönetimler Kütüphanesi, ülkemizin yerel yönetimler alanındaki en büyük ihtisas kütüphanesi
olarak, bu konudaki ihtiyacın karşılanmasına büyük katkı sağlayacaktır. Yakın gelecekte bütünüyle dijital ortama aktarılacak olan kütüphane, bünyesindeki İngilizce, Fransızca, Rusça ve Arapça kitaplarla da, yalnızca
yurt içinden değil, yurt dışından gelecek olan taleplere cevap verebilecektir.
Dünya Birleşik Kentler ve Yerel Yönetimler Teşklilatı başkanlığına seçilen, değerli dostum İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ı en içten duygularımla tebrik eder, kuruluş aşamasını tamamlayan
teşkilatın kurumsallaşarak dünyadaki bütün yerel yönetimlerin ortak sesine dönüşeceğine olan inancımı
belirtmek isterim.
Birlik olarak varlık sebebimiz; üye belediyelerimize aktif katkı ve destek sağlamaktır. Üyelerimizin, Birlik
çalışmalarına katılımı, bu görevi daha etkili bir şekilde yerine getirmemizi destekleyecektir. Bu vesile ile ekip
arkadaşlarım adına yeni yılınızı tebrik eder, sağlık, mutluluk ve başarılar dilerim.
Recep ALTEPE
Birlik Başkanı
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı
İçindekiler
6 ÜYELERDEN HABERLER
Dünya Şehirlerinin Yeni Başkanı, Kadir Topbaş
34 SÖYLEŞİ
Elektrik Santralinden Sanat Merkezine
5 HABERLER
MBB Üyesi Belediyelerden
Son Haberler
38 MEVZUATI GELİŞTİRME
Binalarda Enerji Performansı
Yönetmeliği Neler Getiriyor?
46 MARMARA’DAN
18 KAPAK KONUSU
Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok ile Söyleşi
42 BÖLGESEL İŞBİRLİĞİ
Tdbb İle Mbb Kardeşliği
48 İZ BIRAKANLAR
İstanbul’a Aşık Bir Seyyah
“Edmondo de Amicis”
50 MAKALE
Kültür Vadisi ya da Haliç 22 KENT ve YAŞAM
Kuvva-i Milliye Hareketini Başlatan Kent Balıkesir
52 ÇEVRE
Lasder ve Belediyeler İle İşbirliği Olanakları
55 BİRLİK’TEN HABERLER
Ekim - Kasım - Aralık Ayı İçinde
MBB Hangi Faaliyetlere İmza Attı?
26 DOSYA
Küllerinden Doğan Bir İstanbul Mirası: Haliç
54 BELEDİYELERİMİZ
Manyas Belediye Başkanı Hasan Kahraman İle Söyleşi
MARMARA
M A R M A R A
B E L E D İ Y E L E R
B İ R L İ Ğ İ
Y A Y I N
O R G A N I D I R
SAHİBİ
Yayın Kurulundan
Marmara Belediyeler Birliği adına
Recep ALTEPE
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
Doç. Dr. Recep BOZLAĞAN
Yıllar, Kentlerimizi Yormasın...
YAYIN KURULU
Öncelikle 2011 yılının ilk sayısından herkese merhaba. Her yeni bir yıl, yaşlı
dünyamızı biraz daha yorgun ve bitkin hale getiriyor. Yıllarla birlikte çoğalan
insan nüfusunun tüketim arzusu, küresel iklim değişikliğini, çevre felaketlerini,
yoğun trafiği ve hızla tükenen doğal kaynakları da ortaya çıkarıyor. İnsanın da
bir parçası olduğu doğal yaşamın sürdürülebilmesi için planlama, kural koyma
ve denetleme fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Bu da
başta merkezi idare olmak üzere, il, ilçe ve belde belediyelerinin sorumluluklarını eksiz bir şekilde yerine getirmesiyle sağlanabilir.
İnsan ve doğal yaşam için belediyelerin yaptığı pozitif çalışmalara bir örnek bulmak istersek, bu sayıda dosya konumuz olan Haliç’e odaklanabiliriz.
Bir zamanlar insan elinin yarattığı doğa felaketinin nişanesi olan Haliç, bugün Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi, Santral İstanbul Kampusu, Feshane’si,
MinaTurk’ü ve temiz doğası ile İstanbul’un kültür vadisi haline geldi.
Bu sayımızdaki kapak konumuz ise Balıkesir. Marmara Bölgesi’nin önemli şehirlerinden birisi olan Balıkesir, yeni yapılacak olan İzmir-İstanbul arası
otoban ile önemini daha da artıracak. Bu nedenle Kapak Konumuzu, ilini hak
ettiği yerlere taşımak için çalışan Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok’a ayırdık. Balıkesir’in geldiği noktadan, gitmeyi hedeflediği yere kadar her şeyi konuştuk. Kent ve yaşam sayfamızda Balıkesir’in güzelliklerinden, tarihinden,
Balıkesir’i Balıkesir yapan özelliklerden bahsettik.
Çevre sayfamızda da Çevre Merkezi Direktörü Aynur Acar, “Lasder ve belediyelerin iş olanakları” konusunu, lastiklerin geri dönüşümü ile ilgili yapılan
çalışmaları ve çevrenin böylece kirlenmediği daha sağlıklı bir yaşam sahası için
yapılan çalışmaları anlatan bir yazı kaleme aldı.
Diğer yandan, söyleşi bölümümüzde Santral İstanbul Projesine büyük katkıları olan Bilgi Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr Aydın Uğur’a yer verdik.
Uğur’la, Bilgi Üniversitesi’nin Santral Kampüsünü nasıl hayata geçirildiğini, bu
eski (ve bir o kadar da önemli) elektrik santralinden nasıl bir kampus müze
oluşturulduğunu konuştuk.
2010’un aslında en önemli olaylarında biri olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın UCLG Başkanı olması konusuna haberlerimiz
kısmında yer verdik.
İstanbul’a âşık bir yazarı, İstanbul’dan çok etkilenen ve İstanbul’dan ilham
alıp kitap yazan değerli üstat Edmondo De Amicis’i andık “İz Bırakanlar” sayfamızda da. …
Yeni yılların, daha yaşanabilir kentler için fırsat olması dileğiyle, iyi okumalar…
Yrd. Doç Dr. Nail YILMAZ
Av. Halil ÜNLÜ
Züver ÇETİNKAYA
Fatih Sanlav
Müslüm YILMAZ
EDİTÖR ve YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
İlyas YILDIZ
MUHABİRLER
Kerem ULUSOY
İskender GÜNEŞ
Kübra DEMİR
Hasan DEDE
Mustafa ÖZKUL
İrem Ekkaldır
GRAFİK - TASARIM
Ebubekir YILDIRIM
KAPAK FOTOĞRAFI
Hacı Beşir Ağa Kütüphanesi
İLETİŞİM ADRESİ
Ragıp Gümüşpala Cad. No: 10
Eminönü 34134 Fatih / İstanbul
Tel: (0212) 513 56 50
Faks: (0212) 526 52 76
YAPIM
TEKFA Medya İletişim Ltd. Şti.
BASKI
Ultra Grafik Matbaacılık
Dergide yayınlanan yazılardaki
görüş ve önerilerden yazarları
sorumludur.
Birlik 2011/1
ISSN 1309-1093
Yerel Süreli Yayın
3
Ajanda
MARMARA BELEDİYELER BİRLİĞİ OCAK - ŞUBAT - MART AYI EĞİTİM PROGRAMI
GÜN
KONUŞMACILAR
Kervansaray Oteli /
Bursa
MBB Üye Belediyelerin Belediye
Başkanları
08
Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm Semineri
MBB (Hızır Bey Çelebi
Seminer Salonu)
MBB- Aynur Acar,
TAP - İnci Kavuştu
EXITCOM, Arzu Karabacak EZİCİ ATIK YAĞ, Işıl Erel
12
Binalarda Enerji Verimliliği Mevzuatı
MBB (Hızır Bey Çelebi
Seminer Saalonu)
Murat BAYRAM Bayındırlık ve
İskan Bakanlığı Yapı İşleri Daire
Başkanı
13
İstanbul’un Sahafları
MBB (Hızır Bey Çelebi
Seminer Saalonu)
Emin Nedret İŞLİ - Sahaf
Program Hazırlanıyor
14
2010 Yılı Değerlendirme Toplantısı ve 2011 Yılı
Planlama Toplantısı
Güral Sapanca Otel /
SAKARYA
Yönetici Personel
14
Hamza GÜNEŞ
Belediye Personel Sistemi ve Norm Kadro
Sakarya
Hamza GÜNEŞ - Devlet Personel
Başkanlığı Uzmanı
Ömer ERDEM
18
Taşınır Mal Yönetmeliği
Atatürk Kongre Kültür
Merkezi - Merinos /
Bursa
İbrahim DÜZOĞLU - İSKİ İç Denetim
Birimi Başkanı
Ahmet TABAKOĞLU
19
Belediyecilikte Aidiyet Duygusu
MBB (Hızır Bey Çelebi
Seminer Salonu)
Özlem YILMAZ
STV Sunucusu - Yapımcısı
Yrd. Doç.Dr. Niyazi ÇİÇEK
Muhasebe Yetkilisi Mutemetlerinin
Görevlendirilmeleri, Yetkileri, Çalışma Usul ve
Esasları
Kocaeli
Belirleniyor
Yrd. Doç.Dr. Niyazi ÇİÇEK
20
Belediyelerde Kamu-Özel Sektör İşbirliği, Mali
Yardımlar, Çevre Projelerinin Desteklenmesi
MBB (Hızır Bey Çelebi
Seminer Salonu)
Av. Ahmet KEŞLİ - Kamu Özel
Sektör İşbirliği Başkanı
25
Yrd. Doç.Dr. Niyazi ÇİÇEK
Yerel Yönetimlerin Eğitim İhtiyacının
Karşılanmasında Üniversitelerin Rolü: Sorunlar ve
Çözüm Önerileri
MBB (Hızır Bey Çelebi
Seminer Salonu)
Prof. Dr. İsmail YÜKSEK - Yıldız
Teknik Üniversitesi Rektörü
Med Line Uzmanları
03
Uluslararası İşbirliğinde Yerel-Ulusal Koordinasyon
Paneli
MBB (Hızır Bey Çelebi
Seminer Salonu)
Birlikler, Dışişleri, Mahalli İdareler,
TİKA, Diyanet, DEİK; Fransız
Yerinden İşbirliği Komisyonu,
Avrupa’dan diğer temsilciler
Kamera Karşısında Konuşabilme ve Topluluk
Önünde Hitabet
MBB (Hızır Bey Çelebi
Seminer Salonu)
Sevinç Satıroğlu
(TV24 Haber Spikeri)
20
ŞUBAT
2011
YER
Planlama ve Değerlendirme Toplantısı
06
OCAK
2011
KONU
Doç. Dr. Recep
07
BOZLAĞAN
GÜN
KONU
YER
KONUŞMACILAR
Halkla İlişkiler ve İletişim
Biga Belediyesi /
Çanakkale
Sıtkı ASLANHAN
Mal Bildiririminde Bulunma ve Dikkat Edilmesi
Gereken Hususlar
Lüleburgaz Belediyesi
/ Kırklareli
Vahdettin ÖZCAN
Mülkiye Başmüfettişi
Temsil, Tören ve Ağırlama Mevzuatı, İlgili
Harcamalara İlişkin Usul ve Esaslar, Resmi
Yazışma Kuralları, Özel Kalem Müdürlüğünün
Anlamı, Önemi ve Özel Kalem Müdürlerinin
Taşıması Gereken Nitelikler, Ulusal ve Uluslararası
Protokoller
Alvadonna Otel
ANTALYA
17
Katı Atık Yönetimi ve Bertarafı, Ayrıştırma Tesisleri
Maliyeti, Modernizasyonu Tesisleri Projelendirme
Esasları
MBB (Hızır Bey Çelebi
Seminer Salonu)
Belirleniyor
18
Şehir Ulaşımı Konferansı / Urban Transport World
Australia
Syndey-Melbourne
(SİNGAPURAVUSTURALYA)
Belirleniyor
28
İş Ahlakı ve Sorumluluk Bilgisi Eğitimi
Sakarya
Yrd.Doç.Dr. Mustafa Lütfi
ŞEN (Kamu Yönetimi/Sakarya
Üniversitesi)
Program Hazırlanıyor
İleri yöneticilik, Yönetim Becerilerini Geliştirme,
Toplantı Yönetimi ve Problem Çözme Teknikleri,
Proje Yönetimi ve Koordinasyonu
Kayseri
Üye Belediyelerin Genel
Sekreterleri, Genel Sekreter
Yardımcıları, Başkan Yardımcıları
ve Yöneticileri
Hamza GÜNEŞ
09
Yurtdışı Teknik İnceleme, Tanıtım ve Temas
Programı
Saraybosna
NALAS EXPO Fuarı
10
Ömer ERDEM
Yerel Yönetimler açısından Türk Ceza Kanunu
MBB (Hızır Bey Çelebi
Seminer Salonu)
Av. Ali KARAARSLAN
17
Ahmet TABAKOĞLU
488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi
Usul Kanunu ve 6183 Sayılı Amme Alacaklarının
Tahsili Usulü Hakkında Kanun
MBB (Hızır Bey Çelebi
Seminer Salonu)
Belirleniyor
23
Yrd. Doç.Dr. Niyazi ÇİÇEK
Evsel ve Endüstriyel Nitelikli Atıksu Arıtma
Çamurunun Arıtımı
Tayyare Kültür
Merkezi Seminer
Salonu / BURSA
Belirleniyor
24
Kamu Diplomasisi Seminerleri (İngilizce) : Public
Diplomacy Seminar
MBB (Hızır Bey Çelebi
Seminer Salonu)
“Başbakanlık Kamu
Diplomasisi Koordinatörlüğü”
08
Doç. Dr. Recep
10
BOZLAĞAN
17
03
Süleyman Faruk GÖNCÜOĞLU
MBB Üye Belediyelerin Özel
Kalem Müdürleri
Birlik 2011/1
ŞUBAT
2011
MART
2011
5
Haberler
İSTANBUL
Haberler
136 ülkeden binlerce belediyenin üye
olduğu Birleşmiş
Kentler ve Yerel
Yönetimler Teşkilatı UCLG’nin yeni
başkanı İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş oldu. Dünya Şehirlerinin yeni
başkanı, başkan seçilmesinden sonra
yaptığı konuşmada
“Siyaset yapmıyoruz, halkı temsil
ediyoruz” dedi.
Dünya Şehirlerinin Yeni Başkanı,
Kadir Topbaş
İ
stanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, toplamda 136 ülkeden binlerce belediyenin üye olduğu
Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler
Teşkilatı UCLG’nin yeni başkanı oldu.
Lizbon Belediye Başkanı Antonio
Costa’nin yeterli destek sağlayamaması sonucunda UCLG Başkan adaylığından çekilmesiyle Başkan Topbaş
seçimlere tek aday olarak girdi ve delegelerin oy birliği ile UCLG’nin yeni
başkanı olarak seçildi.
“Topbaş İLE aynı ekipte
çalışmak istiyorum”
Dünya Konseyi toplantısında konuşan Lizbon Belediye Başkanı Costa, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’la birlikte çalışmak istediğini söyledi. Costa, “Kadir Topbaş ile birlikte
aynı ekipte çalışmak istiyorum, son derece prestijli bir belediye
başkanı. Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul’un
belediye başkanı” diye konuştu.
“Artık daha güçlü bir UCLG olacak”
Başkan seçilmesinin ardından söz alan Topbaş ise Dünya
6 Birlik 2011/1
Konseyi’nde oy birliği ile seçilmesinden duyduğu memnuniyeti dile
getirerek UCLG Başkanı olarak yapacağı çalışmalar hakkında bilgi
verdi. Topbaş, “Artık daha güçlü ve
kendisini ciddi şekilde hissettiren,
beklentilere cevap veren bir UCLG
olacak. Bunu birlikte yapacağız.
Artık kuruluşumuz bitti, gücümüzü dünyaya haykırma zamanı geldi.
Dünyadaki bütün yerel yönetimler
UCLG çatısı altına gelsin istiyoruz.
Çünkü biz gerçekten güçlüyüz, biz
siyaset yapmıyor halkı temsil ediyoruz” dedi.
İstanbul’u anlattı
Topbaş konuşmasında ayrıca
kentler arasında ilişkilerin geliştirilmesi için UCLG bünyesi içerisinde
özel bir çalışma grubu kuracaklarını söyledi. Altı ayda bir toplanan
UCLG’nin bundan sonra daha sık
toplantılar yapacağını sözlerine ekleyen Topbaş küresel sorunlara da
değineceklerini söyleyerek konuşmasına devam etti. Topbaş, delegelere yaptığı konuşmada İstanbul’un dünya çapında ki önemine şu sözlerle değindi: “’İstanbul son yıllarda uluslararası alanda
adından en çok söz edilen şehirlerden biri. Bu şehrin aldığı mesafe
dünyanın dikkatini çekiyor. Mexico City’de başkanlık seçimlerinde
bunu açık bir şekilde gördük. Büyük kongreler, organizasyonlar
ve şampiyonalar artık İstanbul’da yapılıyor. Biliyorsunuz, İstanbul
2012 Avrupa Spor Başkenti ünvanını elde etti. Bütün bunlar son
altı yılda yaptığımız çalışmaların bir sonucu. Ayrıca hükümetimizin
ve Sayın Başbakanımızın çalışmaları ve aktif diplomisisi de Türkiye algısını uluslararası alanda artırmış ve güçlendirmiş durumda.”
Dünya nüfusunun yüzde 75’inin şehirlerde yaşadığına da dikkat
çeken Topbaş, “Bugün çevre, doğal afetler, salgın hastalıklar ve
kültürel meseleler hepimizin yani bütün dünya kentlerinin sorunu.
Hükümetlerin yanı sıra şehirler de bu meselelerde inisiyatif almaya başlıyor. Şehirlerin birbirine çok benzeyen meseleler karşısında
izledikleri yol, buldukları çözüm neden insanlığın ortak kullanımına sunulmasın?” dedi.
“Alkışlarla karşılandı”
Başkan Topbaş’ın UCLG’nin yeni başkanı olması yerel ve ulusal basında geniş yer aldı. Başkan seçildikten sonra Türkiye’ye
gelen Topbaş’ı havaalanında iki bine yakın kişi karşıladı. Topbaş
havaalanında yaptığı basın açıklamasında delegasyonun tamamının oyuyla başkan seçilmesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi. Topbaş, UCLG’nin bugün itibariyle dünya nüfusunun yüzde
50’sinden fazlasını temsil ettiğini ve bir müddet sonra dünyanın
tamamını temsil eden bir birlik haline geleceğini söyleyerek burada ki konuşmasına son verdi.
Geçici sekreter atadı
Topbaş başkan seçilmesinden kısa bir süre sonrada UCLG
Başkanı sıfatıyla UCLG’nin Genel Merkezi’ni ziyaret etti ve burada ki tüm çalışanlarla bir araya geldi. Topbaş burada yaptığı
konuşmasına UCLG’nin bugünkü noktaya gelmesinde UCLG çalışanlarının büyük emeği olduğunu söyleyerek başladı. Mexico
UCLG’yi Tanıyalım
Birleşmiş Kentler ve Yerel Dünya Yerel Yönetimler Birliği (UCLG); Uluslar
arası Yerel Yönetimler Birliği (ULA) ve
Dünya Birleşmiş Kentler Federasyonu (
FMCU-UTO)’nun 1996 yılında İstanbul’da
düzenlenen Habitat II Konferansı’nda
aralarına METROPOLİS ile Dünya Büyükşehirler Birliği’ni de alması ile oluşuyor.
Birliğin Ocak 2004’ten bu yana faaliyette
olduğunu söyleyebilmek mümkün. Dünya nüfusunun yarısından fazlasını temsil
eden UCLG’ye Birleşmiş Milletler üyesi
192 ülkeden 136’sı üye. 95 ülkeden ise
1000’den fazla kent UCLG’nin doğrudan
üyesi. UCLG’nin tüm bu bilgiler ışığında yerel yönetimler alanında dünyanın
en geniş kapsamlı oluşumu olduğunu
söylersek abartmış olmayız. UCLG’nin
genel merkezi ise Barcelona’da bulunuyor. UCLG’nin başkanlığını, kurulduğu
2004’ten bu yana Paris Belediye Başkanı
Bertnard Delanoe yürütüyordu.
Amaç, yerel yönetimlerin çıkarlarını korumak
Birleşmiş Kentler ve Yerel Dünya Yerel
Yönetimler Birliği ( UCLG)’nin kuruluşunda üç temel ilke benimsenmiş;
Demokrasi, Yerel Özeklik ve Hizmet Sunumunda Desantralizasyon. Teşkilatın
amacı ise yerel yönetimlerin değerlerini,
amaçlarını ve çıkarlarını korumak olarak
ifade ediliyor.
Birliğin temel çalışma alanları ise şu şekilde:
• Demokrasi, özgürlük ve kalkınma için
ve özellikle bir “Yuvarlak masa etrafında yerel demokrasi”nin oluşturulabilmesi için yerel eylem;
• Yerel düzeyde kadının konumunun
güçlendirilmesi için dayanışma;
• Kentler-arası işbirliğinin pekiştirilerek
barışın sağlanması;
• Yerel yönetim yöntemlerinin modernizasyonu
Birlik 2011/1
7
City’de düzenlenen 3. Dünya Kongresi’nin çok başarılı bir organizasyonla icra edildiğini belirten Topbaş, bu kongrenin hazırlıklarını yürüten UCLG ekibine teşekkür etti. İlk toplantılarını yaptıklarını söyleyen Topbaş konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Bugün burada ilk toplantımızı yapıyoruz. UCLG dünya tarafından çok yakından takip ediliyor. Esasen biz tarihi bir döneme
tanıklık ediyoruz. Yapacağımız çalışmalarla yıllar sonra BM gibi
bir UCLG ortaya çıkacak. Biz buna tanıklık ediyoruz. Dünyanın
dört bir yanından farklı kültürlerde insanları bir araya getirmek
kolay değil. Şu anda 3,5 milyar insanın bizden beklentisi var. 6
yıl önce Paris’te UCLG’nin kuruluş toplantısına katıldım ve büyük bir heyecan olduğunu gördüm. Bütün toplantılara katılmaya
çalıştım. Geride bıraktığımız altı yılı UCLG’nin kuruluş dönemi
olarak görebiliriz.”
Topbaş, UCLG çalışanları ile yaptığı toplantı da Genel Merkez’e
belli aralıklarla gelmeyi planladığını ve bu toplantıların sayısını
artırmak istediğini söyledi. Topbaş, ayrıca birliğe geçici genel
sekreter atadı. Yeni Genel Sekreter UCLG Mali İşler Sorumlusu
Clarence Anthony oldu.
Başkanlardan tebrik
UCLG’nin 3. Dünya Kongresi’nde ayrıca Bursa Büyükşehir
Belediye Başkanı Recep Altepe ile Bursa Nilüfer Belediye Baş-
8 Birlik 2011/1
kanı Mustafa Bozbey UCLG Dünya
Konseyi’ne girmeye hak kazandı. UCLG’nin yeni başkanı Kadir
Topbaş’ı ilk tebrik eden isimlerden
biri Bursa Büyükşehir Belediye
Başkanı Recep Altepe oldu. Altepe yazılı olarak yaptığı açıklamada “Marmara Belediyeler Birliği ve
Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak, üyesi bulunduğumuz UCLG’de,
Kadir Bey’in yönetiminde, dünya
çapında başarılı çalışmalar yapacağımıza yürekten inanıyorum. Koordineli çalışma ve deneyim paylaşımı esasıyla yerel yönetimlerimizin
çalışmalarına artı değer kazandırırken, dünya çapında yerel yönetim
hizmetlerinin de ivme kazanmasını
sağlayacağız. UCLG başkanlığını 6
yıl yürüten Paris Belediye Başkanı
Delanoe’ye de bugüne kadar verdiği hizmetlerden ötürü teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
Bursa Belediyesi Parçalanmış
Hayatlara Yuva Oldu
BURSA
Bursa Büyükşehir
Belediyesi tarafından
hizmete açılan
Barınmaevi’nin
kapasitesi kar
yağışıyla birlikte
tamamen doldu.
B
ursa Büyükşehir Belediyesi tarafından geçtiğimiz ay hizmete açılan
barınma evi, kar yağışı ve hava sıcaklıklarının iyice düşmesiyle birlikte tam
kapasite ile çalışmaya başladı. Sıcak bir
yuva umuduyla İstanbul, İzmir, Kocaeli,
Diyarbakır ve Kahramanmaraş gibi illerden gelen evsizler, büyükşehir
şefkatine sığındı.
Başka illerden Bursa’ya gelen evsizlere bile
yer var
Kimileri yıllarca baktıkları çocukları tarafından sokağa terk edilmiş, kimileri ise iflas ederek işini kaybetmiş. Her biri farklı hayatların kahramanları olsa da onları bir araya getiren tek özellik, sıcak bir
yuva özlemi. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Ankara Yolu’ndaki Köy
Hizmetleri eski binasında hizmete açtığı barınma evi, onlar için soğuk kış günlerini huzur içinde geçirebilecekleri bir yuva oldu. Barınma evi açıldığı günden bu yana 200 kişiyi ağırladı. Halen 169 kişinin
kaldığı barınma evi, tam kapasiteyle hizmetini sürdürüyor. Üç öğün
yemek, 24 saat sıcak su, sürekli sağlık kontrolü gibi imkânların sunulduğu barınma evine Bursa dışından da yoğun ilgi var. Bursa’daki
barınma evinin imkânlarını öğrenen evsizler, İstanbul, İzmir, Kocaeli,
Diyarbakır ve Kahramanmaraş gibi illerden kalkıp, sıcak yuva özlemiyle Bursa’ya gelmiş. Önceki yıllarda soğuk kış gecelerinde üzerlerine
yağan karı, şimdi sıcak bir ortamda pencereden keyifle izlerken, bir
taraftan da havaların ısınmasıyla yeniden evsiz kalacak olmanın hüznünü yaşıyorlar.
Her yıl barınma evinin açılmasını umutla bekleyenlerden biri de
62 yaşındaki Mehmet Meriç. Son 6 yılını sokaklarda geçiren Meriç,
Türkiye’nin farklı illerdeki bazı barınma evlerini de görmüş ama “Bursa’daki farklı” diyor. Sokaklarda kalanların yarısının yaz sonundan kış
sonuna kadar geçen sürede yaşamını yitirdiğini belirten Meriç,
“Sokakların sonu ölüm ya da telafisi mümkün olmayan ağır hastalıklar. Bazen hastanelerin acil
servislerine sığınıyoruz. Şansımız
varsa da barınma evine geliyoruz. Burası Türkiye’ye örnek bir
tesis. Diğer belediyeler gelsinler,
burayı görüp, öyle göstermelik
tesisler yapmasınlar. Her türlü
ihtiyacımız burada karşılanıyor.
Bize kucak açtıkları için Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyorum” dedi.
“Burası olmasa ölüp
giderdim”
Yaz aylarında Kahramanmaraş’tan iş bulma umuduyla
Bursa’ya gelen, ancak iş bulamayınca inşaatlarda, park ve bahçelerde sabahlayan 63 yaşındaki Ali
Albez de barınma evinin konukları arasında. Sokakların acımasızlığını anlatan Albez, “Burası
olmasaydı ben kış ölüp giderdim.
Allah bu imkânı sağlayanlardan
razı olsun” diye konuştu. Barınma eviyle sıcak yuvaya kavuşanlardan Yaşar Kaya ve Sabri
Epanlar da barınma evinin kendileri için büyük bir şans olduğunu
söyledi
Birlik 2011/1
9
KOCAELİ
Haberler
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi,
kent genelinde
trafiği aksatan
noktalara neşter
vurmaya devam
ediyor. İzmit Gölcük eksenindeki araç trafiğinin
en yoğun olarak
yaşandığı ve en
fazla kesintiye uğradığı nokta olan
Bahçecik’te yeni
bir köprülü kavşak
inşa ediliyor.
Kocaeli, Bahçecik Kavşağı ile
Rahatlayacak
K
ocaeli Büyükşehir Belediyesi kent genelinde çalışmalarını sürdürüyor. Yeni
projesi ile ulaşımı rahatlatacak olan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yeni bir köprülü
kavşak için kolları sıvadı. Proje İzmit - Gölcük arasındaki trafiğin yanı sıra Bahçecik’e giriş çıkışları da rahatlatacak. Çalışmaları başlayan projenin 23 Nisan 2011 tarihine kadar hizmete sokulması planlanıyor.
Çalışmalar devam ediyor
Bahçecik ışıklarda yıllardır yaşanan trafik karmaşası ve gürültüsü
artık son bulacak. Bahçecik ışıklar mevkiinde yıllardır büyük sorun
olan kavşak için düğmeye basan Büyükşehir Belediyesi, ışıkları kaldırıp kesintisiz ve güvenli bir ulaşım sağlamak amacıyla köprülü kavşak
yapmak için çalışmalara başladı. Yoğun bir şekilde çalışmalara başlayan ekipler bir aksilik olmadığı takdirde köprülü kavşağı önümüzdeki
23 Nisan tarihine yetiştirecek.
65 metre uzunluğunda tünel
Yan yol bağlantılarıyla giriş çıkışların kolaylaşacağı köprülü kavşak; 600 metre uzunluğuna sahip olup, 65 metrelik kısmı ise tünel
olarak kullanılacak. Böylece ilçe içinden transit geçişler tünelden sağ-
10 Birlik 2011/1
lanacak. Sahil ve ilçe içine giriş ve
çıkışlar da tünelin üst kısmından
yapılacak.
2 bin 560 metre yol
Çalışmalar kapsamında toplam 2 bin 650 metre ana yol ve
yan yol çalışması gerçekleştirilecek. Öte yandan kavşakta tünel
oluşturulması için 90 bin metreküp yarma kazı yapılacak olup çalışmalarda 515 metreküp ön germeli kiriş kullanılacak. Kavşak için
15 bin 450 ton temel malzeme
serilecek. Yollarda 5 cm kalınlığında 27 bin 450 metrekare asfalt
betonu aşınma tabakası kullanılacak. Yeni köprülü kavşakta oluşturulacak kaldırımlara 5 bin 800
metre parke ve 3 bin 300 metre
de bordür dösenecek.
P
endik Belediyesi AB fonlarıyla
sosyal projelerini gerçekleştirmeye devam ediyor. Konuyla
ilgili değerlendirmede bulunan
Belediye Başkanı Salih Kenan Şahin, yapılan sosyal projelerin belediye bütçesine yük olmadan AB
fonları ile gerçekleştirildiğini vurgulayarak; “Kısıtlı kaynaklarımızı
verimli şekilde kullanmak adına,
AB fonları ile gerçekleştirdiğimiz projelere devam edeceğiz.
Şimdiye kadar gerçekleştirilen
projelerle yaklaşık 6,5 trilyonluk
tasarruf ettik” dedi.
Maliyet neredeyse
sıfır
Pendik Belediyesi’nin AB
fonlarıyla gerçekleştirdiği projelerden birinde Kavakpınar Fuat
Köprülü İlköğretim Okulu’nda iki
ana sınıfı oluşturulacak. Pendik
Belediyesi Çocuk Kulüpleri’nde
görevli personele Çocuk Gelişimi
ve Bakımı ile ilgili eğitim verilecek ve anne babalar çocukların,
okul öncesi eğitimi konusunda
bilinçlendirilecek. Anasınıfları çocukların, her türlü ihtiyacını karşılayacak şekilde oluşturulacak.
Yeni projeler
yolda
Pendik Belediyesinin AB fonlarından yararlanarak gerçekleştirdiği projeler sadece bununla
sınırlı değil. Belediye bütçesine
yük olmaması sebebiyle maliyet/
verim açısından oldukça başarılı
olan projelere başvurular devam
ediyor. İşte bunlardan bazıları:
AB Okul Öncesi Eğitimin
Güçlendirilmesi Hibe Programı
kapsamında MFİB’ye başvurulan projede dezavantajlı bölgelerde okul öncesi eğitimin
yaygınlaştırılması, mevcut okul öncesi
eğitim sistemini güçlendirilmesi, farklı
modeller geliştirilerek başta dezavantajlı
çocuklar olmak üzere okul öncesi eğitimden faydalanan çocuk sayısının artırılmasını amaçlamaktadır. 87.633,00 €
bütçeli projede Fuat Köprülü İlköğretim
Okulu ve PESİAD proje ortağıdır. Marmara Eğitimciler Derneği, Pendik Okul
Aile Birlikleri Üyeleri Derneği ve Pendik İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü projeyi desteklemektedir. Proje kapsamında
Kavakpınar’da Fuat Köprülü İlköğretim
Okulu’nda iki ana sınıfı oluşturulması,
Pendik Belediyesi Çocuk Kulüpleri’nde
görevli personele Çocuk Gelişimi ve Bakımı ile ilgili eğitim verilmesi ve anne
babaların okul öncesi eğitimin önemi konusunda bilinçlendirilmesi ve bu alanda
kamuoyunda bir farkındalık oluşturulması hedeflenmektedir.
PENDİK
AB Destekli Projeler, Pendik’te
Hayat Buluyor
Pendik Belediyesi
AB fonlarıyla
gerçekleştirdiği
sosyal projelere
devam ediyor.
AB fonlarıyla
düzenlenen
“Ekmeğini
Camdan
Çıkar” ve
“Özel Güvenlik
Görevlisi
Yetiştirme”
gibi projelerin
ardından şimdi
de “Pendik
Geleceğine
Koşuyor” projesi
gerçekleştiriliyor.
Proje ile
Kavakpınar
Mahallesi’nde
neredeyse sıfır
maliyetle tam
donanımlı
anasınıfları
oluşturulacak.
Bina İnşaatı Çalışanları Test ve
Belgelendirme Merkezi Projesi (BİTMER)
VOC-TEST Merkezleri Hibe Programı kapsamında MFİB’ye başvurulan projede bina inşaatı alt sektörünün iş piyasası ihtiyaçlarına
uygun örgün ve yaygın mesleki eğitim ve öğretim veya usta-çırak ilişkisi ile öğrenen kişileri belgelendirmek ve sertifikasyonunu sağlamak,
bina inşaatı alt sektörü çalışanları için hayat boyu öğrenmeyi desteklemek, eğitim ve istihdam arasındaki ilişkiyi güçlendirerek Avrupa
Yeterlilikler Çerçevesi (AYÇ) ile uyumu kolaylaştırmak amaçlanmaktadır. Pendik Sanayici ve İşadamları Derneği (PESİAD) koordinatörlüğünde Pendik Belediyesi, İnşaat Ustaları Yardımlaşma ve Dayanışma
Derneği ve Belçika’dan Anvers Aktif İş Adamları Derneği (UNACO),
Pendik Mesleki Eğitim Merkezi ve Pentaş işbirliğiyle başvurulan projenin bütçesi 298.969 € dur.
Birlik 2011/1
11
GEBZE
Haberler
Gebzelilerin sabırsızlıkla beklediği Kent Meydanı Projesi´nde
imzalar atıldı.
Gebze Belediye
Başkanı
Adnan Köşker ve
yüklenici firma
Süka İnşaat´ın
temsilcisi Ahmet
Osman Dirlik
anlaşmaya imza
attı. Başkan
Köşker projenin
Gebze´deki değişimi ve gelişimi
tetikleyeceğini
söyledi.
Yüzyılın Projesine İmzalar Atıldı
G
ebze Belediye Başkanı Adnan
Köşker´in önem verdiği projelerin başında gelen Gebze Kent
Meydanı Projesi´nde imzalar, törenle atıldı. İmza törenine, proje
ihalesini kazanan Süka İnşaat Firması yetkililerinin yanı sıra belediye meclis üyeleri ve çok sayıda
basın mensubu katıldı. İmza töreninde konuşan Gebze Belediye
Başkanı Adnan Köşker, projenin
ilçenin geleceğini şekillendireceğini söyledi. Çoban Mustafa Paşa
Külliyesi ve eski belediye binası
çevresini kapsayan ilk meydan
projesinin dönemin belediye başkanı rahmetli Ahmet Penbegüllü
tarafından 2000’li yıllarda hazırlandığını ancak gerçekleştirilemediğini hatırlatan Başkan Köşker, “2004 yılında yapılan seçimler sonrası daha kapsamlı
bir proje ortaya çıkarma düşüncesiyle 2005 yılında ulusal
düzeyde proje yarışması düzenlenmiştir. Yarışmada uygun
görülen projede yapılan revizyonlar ve Anıtlar Yüksek Kurulu
onayının alınmasından sonra Kent Meydanı Projesi ihaleye
çıkarılmış ve yine yaklaşık 3 yıl önce, 2008 yılında ihaleyi
alan HATAŞ firması tarafından inşaatına başlanmıştı” dedi.
2009 yılında görevi devraldıklarında Kent Meydanı inşaatını atıl, durmuş vaziyette bulduklarını ifade eden Köşker,
“Müteahhit firmanın içine girdiği ekonomik darboğaza rağmen, görevimizin ilk aylarında gecemizi gündüzümüze katıp,
adeta kent meydanı ile yatıp kent meydanı ile kalkarak, inşaatın ilerlemesini sağladık. Ancak müteahhit firmanın iflası
ve bizim de yasal süreci bekleme mecburiyetimizden dolayı
2009 Aralık ayı sonunu beklemek durumunda kaldık. Yasal
süre dolduktan sonra HATAŞ firmasıyla sözleşmeyi feshedip, eksikliğini hissettiğimiz önemli bazı detayları projeye
12 Birlik 2011/1
ekledik. Meydan Projesi’ni güçlendirerek, ilaveler yaparak Anıtlar Yüksek
Kurulu´nun onayına sunduk. Anıtlar
Yüksek Kurulu´nun onaylamasıyla birlikte Kamu İhale Kurumu´ndan ihale
tarihi aldık ve 13 Eylül 2010 tarihinde ihalemizi gerçekleştirdik. İhaleyi 12
firma arasından SÜKA İnşaat kazandı.
Bugün sizlerin huzurunda sözleşmemizi
imzalıyoruz” şeklinde konuştu.
İlçeye vizyon
kazandıracak proje
Konuşmasında projenin önemine de
değinen Gebze Belediye Başkanı Adnan
Köşker, “Bu proje, Gebze´nin fiziki kalitesini hızla yukarıya çekmekle kalmayacak, kentin sosyoekonomik ve sosyokültürel gelişimine de ivme kazandıracak.
Gebze´deki değişimi ve gelişimi tetikleyecek bir projedir. Gebze Kent Meydanı, kent merkezinden başlayarak dalga
dalga tüm şehre yayılacak olan bir değişimin nirengi noktasıdır. Kent Meydanı, çevresindeki tarihi yapılarla birlikte
Gebze´ye kentsel değişim ve dönüşüm
sürecinde gerçek anlamda yeni bir vizyon kazandıracaktır. Gebze´nin çehresini değiştirecektir” dedi.
Kente yeni kimlik kazandıracak büyük projenin mali boyutuna da değinen
Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker,
“22 milyon 841 bin lira teklifle kazanılan bu proje beş yılda yapılacak projelere
eşdeğerde bir yatırımdır. Bu yüksek maliyete rağmen, Gebze Belediyesi tek başına bu büyük projeyi finanse edebilecek
güce sahiptir. Kent Meydanı Projesi´ni
detaylandırdık ve ilaveler yaptık, projeyi güçlendirdik. Daha önce 24 bin 600
metrekare olan inşaat alanı 32 bin 261
metrekareye çıktı. İnşaat sahasında 7
bin 500 metrekarelik bir artış oldu. Projeye 120 araçlık katlı otopark, 4 adet
cep sineması, 6 adet dükkân ilave ettik.
Kültür Merkezinde ve peyzaj düzenlemelerinde ayrıntılara yer verdik” diye
konuştu.
B
eyoğlu Belediyesi ilçenin temizliğine verdiği önemi her
geçen gün artan temizlik araçlarının sayısı ve işlevselliği ile
gözler önüne seriyor. Her gün
2 milyon kişinin ziyaret ettiği,
250 bin kişinin yaşadığı, 32 bin
kişinin konakladığı 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti’nin
merkezi Beyoğlu’nun sokakları, duvarları, caddeleri ve meydanları artık sıcak su ve buharla temizleniyor.
95 derece sıcak
su ile temiz bir
Beyoğlu
tın ve turizmin merkezi Beyoğlu’nda
tozu ve kiri sıcak su ve buharla ortadan
kaldıracak olan araç, ayrıca, çöp konteynerlerini ve onların çevresindeki temizliği de sağlıyor.
BEYOĞLU
Yüksek Derecede Tertemiz Beyoğlu
Beyoğlu ilçesinin temizliği
için her geçen
gün bir yeniliğe
imza atan Beyoğlu Belediyesi,
Beyoğlu’nun
sokaklarını, duvarlarını, caddelerini ve meydanlarını artık sıcak
su ve buharla
temizliyor.
Her sokağında tarih barındıran, her taşında kültür yatan
Beyoğlu ilçesinin daha temiz,
daha güzel ve daha yaşanılır bir
hale gelmesi için hizmet veren
Beyoğlu Belediyesi Temizlik
İşleri Müdürlüğü’nün temizlik
araçlarının başında gelen sıcak
su ve buharla temizlik aracı duvarlara kontrolsüz yapıştırılan
afişlerin temizliğini de sağlıyor.
200 bar basınçlı sıcak su ve
buharla temizlik aracı 95 derece sıcak su ve buhar özelliğine
sahip. Beyoğlu Belediyesi’nin
hizmet kalitesinin bir örneği
olarak öne çıkan araç ön yıkama ve kanal temizliği de yapıyor. Beyoğlu ilçesinin temizliğine temizlik katacak sıcak su
ve buharla temizlik aracı 2,5
saat kesintisiz çalışarak temizlik çalışmalarını hızlandırıyor.
Hizmete sunulan sıcak su ve
buharla temizlik aracı her gün
saat 03.00- 21.00 arası Beyoğlu ilçesinin sokaklarını, caddelerini, meydanlarını, duvarlarını
temizleyecek. Kültürün, sana-
Birlik 2011/1
13
Haberler
NİLÜFER
Dev Spor Tesisi İçin İlk Adım
Atıldı
3 bin tribün kapasiteli
spor salonu
N
BANDIRMA
ilüfer Belediyesi Nilüfer’e
yapılacak olan dev spor salonu için imzaları attı. Nilüfer’e
yapılacak dev spor tesisinin
startı için ilk adım, imzalanan
protokolle atıldı. İhsaniye’de
13 dönüm arazi üzerine yapılması planlanan uluslararası
standartlardaki tesis için Nilüfer Belediyesi’ne ait olan 8.043
metrekarelik arazinin devir protokolü Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve Türkiye
Voleybol Federasyonu Başkanı
Erol Ünal Karabıyık arasında
imzalandı.
3 bin tribün kapasiteli bir kapalı spor
tesisi olacak proje içerisinde kamp merkezi, açık ve kapalı plaj voleybolu kortları
ile yüzme havuzu yer alacak. 25 yıllığına
imzalanan projenin en geç 3 yıl içerisinde
tamamlanması hedefleniyor. Atılan imza
sonrası memnuniyetini ifade eden Başkan
Mustafa Bozbey, “Bursa önemli bir spor
tesisine daha kavuşacak. Burada salon
sporlarının yanı sıra kamp yerleri de bulunacak. Takımlarımız dünya standartlarındaki tesiste konaklayacak ve kamp yapacak. Projenin hayata geçmesi
için ilk kazma en kısa sürede vurulacak. Ortak protokolle hissemizi
Türkiye Voleybol Federasyonu’na devrederek Nilüfer’e bu tesisi kazandırmış olacağız” dedi.
Yapılacak tesisin tüm salon sporlarını içine alacağını kaydeden
Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık ise, “Ankara, İstanbul ve İzmir gibi Bursa da önemli bir spor şehri. Bursa’da
voleybola da önem verilmektedir. Bu tesisin Bursa’ya yapılması büyük isabet olacak ve genelde spora, özelde de voleybola çok değer
katacak. Spora ve sporcuya verdiği destekten dolayı Başkan Mustafa
Bozbey’e çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
BANDIRMA BELEDİYESİ’nDEN
Her Kapak Bir Adım PROJESİ
B
andırma Belediyesi bedensel engelliler için
kampanya başlattı. Kampanya
kapsamında çeşitli amaçlarla kullanılan su, meşrubat gibi
plastik şişelerin kapakları toplanacak. Toplanan kapaklarla, geri
dönüşüm firmalarının da katkılarıyla tekerlekli sandalye alınarak
ihtiyacı olan engelli
vatandaşlara hediye
edilecek.
Bandırma Belediyesi tarafından
14 Birlik 2011/1
Nilüfer Belediyesi, Nilüfer Belediyespor Kulübü
ve Türkiye Voleybol Federasyonu işbirliğiyle
İhsaniye’deki
13 dönüm arazi
üzerine yapılması
planlanan uluslararası standartlardaki spor
tesisinin protokolü imzalandı.
Bandırma’da
bulunan bedensel
engelli vatandaşlara tekerlekli
sandalye hediye
edilmesi amacıyla Bandırma
Belediyesi tarafından kampanya
başlatıldı.
başlatılan kampanyaya katılmak isteyen vatandaşlar, biriktirdikleri kapakları oluşturulan toplama merkezlerine
getirecek. Buralarda toplanan kapaklar
biriktirilerek geri dönüşüm firmasına
teslim edilecek. Geri dönüşüm firması
tarafından da toplanan her 250 kg plastik kapak karşılığında 1 adet tekerlekli
sandalye verilecek. Tekerlekli sandalyeler,
belirlenen ihtiyaç sahibi bedensel engelli vatandaşlara hediye edilecek. Kampanya ile aynı zamanda çevre kirliliğinin önlenmesi ve kapakların ekonomiye
geri kazandırılması hedefleniyor.
Engellilere Tekirdağ
Belediyesi’nden Destek
TEKİRDAĞ
Tekirdağ Belediyesi Engelliler
Koordinasyon
Merkezi (Tekmer) ve Tureks
Firması işbirliğiyle gerçekleştirilen programda
engelli vatandaşlara 10 adet tekerlekli sandalye
hediye edildi.
T
ekirdağ Belediyesi engellilerin engellerini kaldırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Tekirdağ Belediyesi Ek Hizmet
Binası’nda gerçekleştirilen törende konuşan Tekirdağ Belediye Başkanı Op. Dr.
Adem Dalgıç, her zaman engelli vatandaşların yanında olduklarını belirterek,
“Tekirdağ Belediyesi olarak engelli vatandaşlarımıza hayat kolaylaştırma adına
önemli çalışmalar yapıyoruz. Kurduğumuz Engelliler Koordinasyon Merkezi ile
engelli vatandaşlarımıza çok daha yakınız
ve onların her türlü sorunu ile ilgileniyoruz. Tureks Firması’nın katkılarıyla bugün burada 10 adet engelli kardeşimize tekerlekli sandalye veriyoruz. Engelleri hep birlikte aşmaya devam edeceğiz” dedi.
Konuşmanın ardından Başkan Dalgıç beraberinde Belediye Başkan
Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Rüya Yılmaz, Belediye Başkan Yardımcısı
Sinan Çetiz, Belediye Meclis Üyesi Ali Kılıç, Belediye Meclis Üyesi
Hasan Önbey, Tekmer Sorumlusu Murat Yıldız ve Tureks Firması
Yetkilileri Dinçer Şanlı ve Cem Demir ile birlikte engelli çocuklara
tekerlekli sandalyelerini hediye etti.
Tarih, Eyüp’te Canlanacak
E
yüp Belediyesi Kütüphanesi, yeniden
yapılandırılarak kültür ve eğitimin
hizmetine sunuldu. Yaklaşık 9 bin tarihi, kültürel, edebi kitap Eyüplüler ve bu
kaynaklardan faydalanmak isteyenlerce
çalışma saatleri içerisinde kullanılabiliyor. Eyüp Belediyesi Kütüphanesi’nde,
en eskisi 1910 yılına ait tarihi kitaplar,
edebi eserler, ansiklopediler, sözlükler,
100 Temel Eser’den fen bilimlerine, tarihten coğrafyaya, öyküden romana kadar geniş bir yelpazede kitap
bulunuyor. 1910 öncesi eserlerin yeniden yapılandırılarak halkın
hizmetine sunulması için de çalışmalar sürdürülüyor.
Eyüp Belediyesi Kütüphanesi, tezlerini hazırlayan üniversite öğrencilerine, öğretim üyelerine, ödevlerini yapan liseli öğrencilere
ve üniversiteye hazırlanan gençlere de önemli bir kaynak merkezi
oluyor. Kütüphanede, gelen ziyaretçilerin kullanması için ayrıca bilgisayarlar ve internet sistemi de mevcut. Tarihine sahip çıkmayan
bir kentin geleceğinin olmadığını vurgulayan Belediye Başkanı İsmail
Kavuncu “Tarihine sahip çıkmayan, tarihini unutmuş bir millet, hafızasını kaybeden bir insana benzer. Biz de Eyüp Belediyesi olarak
eyüp
Tarihin tozlu
raflarında dokunulmadan
duran binlerce kitap, Eyüp
Belediyesi’nin
yeni kütüphane
projesiyle hayat
buldu.
tarihi ve kültürel değerlerimizi ön
plana çıkartan projelere ağırlık veriyoruz. En büyük yatırımlarımızı
insana, yani eğitime yapıyoruz.
Eyüp Belediyemizdeki binlerce
kitabı kullanılabilir hale getirdik.
Özel bir programla yeniden yapılandırdık. Vatandaşlarımız, gençlerimiz büyük ilgi gösterdi. Biz
de çok mutlu olduk. Kitap aklın
ilacıdır” dedi.
Birlik 2011/1
15
EDİRNE
Edirne, Naylon Poşeti Bırakıyor
Çarşamba pazarından
başladı
E
TUZLA
dirne Belediyesi, naylon poşet yerine geri dönüşümlü, çevre dostu
bez torba kullanımını teşvik etmek ve
vatandaşları bilgilendirmek amacıyla pazar girişlerinde ücretsiz geri dönüşümlü
anti bakteriyel bez torba dağıtım kampanyası başlattı. Kampanya kapsamında
Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi Pazar
yerinde bayanlara bez torba dağıttı.
Belediyenin yürüttüğü kampanya
ilk olarak, pazar girişinde stantlarda
vatandaşlara geri dönüşümlü bez torba
dağıtımı ile başladı. Kampanyaya pazar
esnafı da destek verdi. Edirne Belediye
Başkanı Hamdi Sedefçi, “Çevre bizim
geleceğimizdir” sloganıyla başlatılan
kampanyayı yerinde takip ederek, pazar girişinde bir araya geldiği
vatandaşlardan belediyenin aldığı karar doğrultusunda yürütülen
çalışmalara duyarlılık göstermelerini ve geri dönüşümlü bez torba
kullanımını teşvik etmelerini istedi. Edirne Belediyesi’nin manav,
pazarlar ve alışveriş yerlerinde naylon poşet kullanımının kaldırılması, yerine geri dönüşümü olan, doğal ortamda ayrışan, bio bozunur poşet, bez torba, file gibi malzemelerin kullanılması yönünde başlatılan kampanya, diğer halk pazarlarında da sürdürülecek.
Tuzla’da Bilim Konferansı
Gerçekleşti
T
uzla’da bilimin önemine vurgu yapılan bir bilim konferansı düzenlendi. İdris Güllüce Kültür
Merkezi’nde düzenlenen konferansta “Araştırma ve Erişim Odaklı Eğitim” üzerine konferans veren Prof.
Dr. Nihat Berker, başarıya ulaşmanın yolunun çok çalışmak ve okuduklarını tekrar etmekden geçtiğini
vurguladı. Hayatı boyunca yapmış
olduğu çalışmalardan örnekler ve-
16 Birlik 2011/1
Edine
Belediyesi,
pazaryerlerinde
naylon poşet
yerine bez torba
kullanımını
artırmak için
kampanya
başlattı.
ren Berker; “Bilim insanlarının yoğun
emek harcayarak oluşturdukları bilgi,
erişilebilir ve ulaşılabilir hale gelmektedir. Üniversite olarak her yıl yüzlerce öğrenciyi fizik ve bilimsel anlamda
dünyaca ünlü üniversitelere götürüp
öğrenimleri konusunda yardımcı oluyoruz” dedi.
Konferansta bir konuşma yapan
Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı, Sabancı Üniversitesi’nin Eğitim
köyü olmayı hedefleyen Tuzla’nın sınırları içerisinde bulunmasının, ilçeye ayrı bir değer kattığını ifade etti.
Eğitimin önemini vurgulayan Başkan
Yazıcı “İnşallah ilerleyen zamanlarda
planlı bir eğitim programı yaparak
bilimi sevdirme adına bu tür konferanslar düzenleyeceğiz” dedi. Prof
Dr.Nihat Berker’e katılımından dolayı Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı ile İlçe Milli Eğitim Müdürü Nazmi
Yekrek birlikte bir çiçek takdim etti.
Sabancı Üniversitesi Rektörü Fizik Profesörü Dr. Nihat Berker, Tuzla Belediyesi ve
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü
tarafından düzenlenen konferansta Tuzla’lı
öğrencilerle bir
araya geldi. Yoğun katılımın
olduğu konferansa Tuzla Belediye Başkanı
Dr. Şadi Yazıcı,
Tuzla İlçe Milli
Eğitim Müdürü
Nazmi Yekrek ve
çok sayıda öğrenci katıldı.
İLETİŞİMİN GÜCÜNÜ ANLATTILAR
B
elediye Başkanlarını bilgilendirme programına sponsor
olan Turkcell ile Marmara Belediyeler Birliği yetkilileri arasında
çalışma toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıdan önemli notlar çıktı.
Marmara Belediyeler Birliği’nin
Eminönü’nde bulunan merkez binasını ziyaret eden Turkcell heyeti ile Marmara Belediyeler Birliği yetkilileri, Belediye Başkanları
Bilgilendirme Toplantısı’yla ilgili
fikir alışverişinde bulundu. Birlik
Genel Sekreteri Doç. Dr. Recep
Bozlağan’ın başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda, belediye hizmetlerinin ve başkanların
vatandaşlara ulaşma metotları
ile GSM teknolojileri kullanılarak
seçim döneminde halka nasıl
yaklaşılabileceği konusu masaya
yatırıldı.
Turkcell heyeti
ile Marmara
Belediyeler
Birliği
yetkilileri,
Belediye
Başkanları
Bilgilendirme
Toplantısı’yla
ilgili fikir
alışverişinde
bulundu.
Akıllı Durak sistemini
anlattılar
Detaylı anlatımla Marmara Belediyeler Birliği yetkililerini bilgilendiren Turkcell heyeti, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iştirakleri ile
ilçe belediyelerine verilen Telemetre hizmeti, otobüslerin kaç dakika
sonra durakta olacağını vatandaşlara aktaran Akıllı Durak sistemi
ve halkın belediyeye, belediyenin halka ulaşabilmesi için uygulanan
iletişim hizmetlerini anlattı. Turkcell heyeti, belediye başkanlarını
evrak imzalamaktan kurtarmak için uygulamaya konulan mobil imza
yöntemiyle ilgili de sunum yaptı.
Birlik 2011/1
17
Şehir ve Başkan
Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok:
“Yeni Otoban Balıkesir’in
Kaderini Değiştirecek”
“İzmir-İstanbul arası
yapılan yeni otobanla
birlikte Balıkesir’in
çehresi değişecek.
Bu otobanla birlikte
Balıkesir sadece bölgede değil
Türkiye’de en
önemli illerin arasında gelecek.
İzmir ve İstanbul’a
Balıkesir’den ulaşım
olağanüstü kolay olacak. Dolayısıyla bugünden Balıkesir’de
yatırım yapmak için
yer tutanlar isabetli bir karar vermiş
olacaklar.”
B
u sözlerin sahibi Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok. Ok
22 yıllık öğretmenlik hayatından sonra belediye başkanı
olmuş ve bu özelliğini belediyenin yapmış olduğu her türlü
çalışmaya aks ettirmiş. Bu çalışmalardan biri belediyeye ait ücretsiz eğitim veren dershane. Başkan Ok, amaçlarının gerçekten
okumak isteyip de ekonomik nedenlerden ötürü okuyamayan ve
18 Birlik 2011/1
hayallerini gerçekleştiremeyen gençlere yardım etmek olduğunu söylüyor.
Gençleri çok sevdiğini her fırsatta dile
getiren başkanın en çok övünerek anlattığı çalışmalardan bir diğeri de öğrencilere belediye tarafından verilen
ücretsiz çorba ve kahvaltı servisi. Bunlar sadece birkaç örnek.
Ok, röportajımızda Balıkesir Belediyesi’nin yapmış olduğu pek
çok çalışmayı büyük bir gururla anlattı.
Bu arada hemen belirtelim; Başkan, İzmir-İstanbul arası
yapılan yeni otobanla ilgili sorularımızı da tüm samimiyeti ile
cevapladı. Başkan, otobanla birlikte Balıkesir’in kaderinin değişeceğini ve Balıkesir’in Türkiye’nin en önemli illerinden biri olacağını söylüyor.
Başkanım ilk olarak röportajımıza sizin eğitimci kimliğinizden bahsederek başlayalım. Daha önce uzun yıllar
Kimya Öğretmenliği yapmışsınız.
Ben 22 yıl öğretmenlik yaptım. Öğrencilerime her zaman
doğruluğu, güzelliği, dürüstlüğü, vatan sevgisini vermeye çalıştım. Kimyanın yanında öğrencilerime bu duyguları aşılamaya çalıştım. Dolayısıyla öğrencilerimiz ve ailelerinin başkan seçilmemde çok büyük destekleri olduğunu söyleyebilmem mümkün.
Eğitimci Başkan
Balıkesir Belediyesi’nin eğitim noktasında yapmış olduğu bir proje olduğunu duyduk. Bu projeden bahsedebilir
misiniz?
Bu sene Balıkesir Belediyesi olarak gerçekten okumak isteyip
de ekonomik nedenler dolayısıyla bu imkânı bulamayan ailelerin
çocuklarına ücretsiz eğitim veren bir dershane açtık. Gençlerimize eğitimde fırsat eşitliğini tanımak adına, bursluluk şartları
tutan öğrenciler için bu uygulamayı gerçekleştirdik. İlk önce Milli
Eğitimden listeleri aldık. Bu öğrencileri sınava tabi tutarak içlerinden gerçekten okumaya istekli, hevesli olanları ettik. Sonrada
Balıkesir Belediyesi’nin hizmet binasında profesyonelce bütün
branşlar da öğretmenlerle yeni hizmete başladık. Bu çocuklar
Balıkesir’in her tarafında. Öğrencilerin çoğu kız. Tabi bu durum
ayrı bir güzellik. Kızların okumada daha istekli olması bizi mutlu
etti. Burada sadece eğitim öğretim yönüyle değil rehberlik alanında da destek veriyoruz. Moral ve motivasyon aktiviteleriyle
de öğrencilerimizin her zaman yanında olacağız.
“Biz gençleri seviyoruz”
Eğitimci yönünüz Balıkesir Belediyesi’nin yapmış olduğu çalışmalara yansımış gözüküyor.
Belediye olarak yapmış olduğumuz bir diğer çalışmadan da
bahsetmek isterim. Bizim bir çorba yerimiz var. Biz sabahları
burada üniversite öğrencilerine ücretsiz çorba ikram ediyoruz.
Bir gün de kahvaltı veriyoruz. Peynir en güzel peyniri, zeytini,
reçeli, tereyağı en güzeli… Ayrıca iki tane kampus hattına yeni
otobüs koyduk. Otobüslerimiz eskiydi, yeterli değildi. Bunları
düzelttik. Biz gençleri seviyoruz. Aslında bu yaptıklarımdan daha
fazlasını yapmak istiyorum. Kredi yurtların önüne seyyar çorba
arabası götürmek istiyorum. Ama bu sefer de oradaki kantinciyi
iflas ettirmekten korkuyorum. Bunu çok düşündük. Biz çorba
arabasını oraya koyarsak, kantinci orada hiçbir şey satamaz.
İsmail Ok Kimdir
1964 yılında, Balıkesir-KepsutHotaşlar köyünde doğan Balıkesir
Belediye Başkanı İsmail Ok İlk ve
Ortaokulu köyünde tamamladıktan
sonra, 1979 yılında Bursa Tarım
Meslek Lisesi’ne girmiş.1982’de
Ziraat Teknisyeni olarak mezun olan
Ok Uludağ Üniversitesi Balıkesir Necatibey Eğitim Fakültesi Kimya-Fizik
Bölümü’nden 1987 yılında mezun
olmuş. 2009 seçimlerine kadar
çeşitli okullarda Kimya Öğretmenliği yapmış. Evli ve iki çocuk sahibi
başkan, gençleri çok sevdiğini her
fırsatta dile getiriyor.
Ama doğrusu da oraya koymak. Gönlümden geçen buydu, az daha yapıyorduk ama sonrasında vazgeçtik. Bu
dengeleri de kurmak zorundayız. Ama
bunu yapsak herhalde en büyük zevk
alacağım icraat bu olacak.
Başkanım Balıkesir Belediyesi’nin yapmış olduğu diğer çalışmalardan kısaca bahsedebilir misiniz?
Şehrimizin içinde yeni spor alanları, parklar, bahçeler yaptık. Mevcudu
korumanın yanında bunların sayısını
da artırıyoruz. 11 değişik mahallede
semt spor sahaları yapıyoruz. . Artık
hangi mahalle olursa olsun insanlarımız bunları hak ediyor. Balıkesir’in
her mahallesinde her kesimin spor
yapabileceği sahalar oluşturmaya
çalışıyoruz. Bu şehir hayatının içerisinde yapılması gereken şeyler. Yine
Balıkesir’de gençlere çok önem veriyoruz. Önümüzdeki günlerde kapalı
spor salonu ve açık spor alanlarıyla
Birlik 2011/1
19
Şehir ve Başkan
Birlikte Karar
Verdik
İş yoğunluğu içerisinde kendinize zaman ayırabiliyor musunuz?
Kendi zamanımız diye bir şey
yok. Ben hareketli biriyim. Kendime
çok fazla zaman ayıramıyorum.
Başkanım, kitaplarla aranız
nasıl?
Okumaya çok fazla fırsat bulamıyorum.
Peki, aileniz bu kadar çok iş
yoğunluğundan şikâyetçi mi?
Evet, maalesef. Ben başkan olmadan önce onlardan izin aldım.
Biz buna birlikte karar verdik.
En son neye üzüldüğünüzü
hatırlıyor musunuz?
Valla bu memlekette üzülecek
çok şeyler var. İşsizleri yoksulları
görünce çok üzülüyorum. Geçenlerde üniversitede 2 kız çocuğu okutan bir anne geldi. Kızlarının ikisi de
Balıkesir dışında okuyormuş. O annenin çaresizliği beni çok üzdü.
En son neye sevindiğinizi hatırlıyor musunuz başkanım?
En son Balıkesirspor’un Sakaryaspor’u yenmesine çok sevindim.
Hayat felsefenizi özetleyen
bir kelime olsaydı bu ne olurdu?
Dürüstlük.
Başkanım son olarak Balıkesirlilere iletmek istediğiniz bir
mesajınız var mı?
Ben halkıma öncelikle çok teşekkür ediyorum. Her zaman bana
destek oldular. Şu anda oy vermeyenler bile bize teşekkür ediyor.
Yaptığımız kamuoyu araştırmaları
da bunu gösteriyor.
birlikte inşaatlarına başlayacağız. Projeleri çizildi. Gençlik bizim için gerçekten önemli. Yine Balıkesir’de alışveriş merkezi inşaatımız devam ediyor.
Balıkesir’de şu anda hayvan pazarı
yok. Biz Balıkesir belediyesiyiz, köy
hayvan tarım beni ilgilendirmez anlayışında değiliz. Hemen hayvan pazarı
20 Birlik 2011/1
ihalesi yaptık. Şu anda ihalenin yasal sürecini bekliyoruz. Yine
Balıkesir’de çöplerin geri dönüşümü ile ilgili büyük bir proje
kazandırıyoruz. Evsel atıklarının geri dönüşümü olanlar profesyonel bir şekilde ekonomiye tekrardan kazandırılacak. Diğer
atıklardan gübre elde edilecek. Çöp sızıntı suları arıtılacak. Şu
anda sızıntı suyunun rengini görseniz dehşete kapılırsınız. Artık günümüzde tıp son derece ilerledi. Tıbbi atıklar çok çoğaldı. Bu yapacağımız proje ile hedefe ulaşacağız, şu anda ihale
aşamasındayız. Balıkesir eski parayla 50 trilyonluk bir yatırıma kavuşacak. Bu çevreci yönüyle de bizi mutlu ediyor, diğer
taraftan Balıkesir Belediyesi’nin Balıkesir’in halkına hiçbir külfet götürmeden böyle bir şeyi yapmasıyla da bizi mutlu ediyor.
Türkiye’de ilk defa rekor bir hibe sağlandı. %80’inden fazlası
Avrupa Birliği fonlarından karşılanacak.
Balıkesir’in çehresi değişiyor
Bu çevreci projeyi biraz daha açar mısınız?
Evsel katı atıkların geri dönüşümü ile ilgili bir proje bu. Bu
proje gerçekleşirken Avrupa Birliği fonlarından yararlanacağız.
Bu projenin çevreci olması ve AB fonlarından yararlanılacak olması gibi iki temel unsur var. Projemizin bu iki unsuru benim
çok hoşuma gidiyor. Bu proje %90’ın üzerinde bir hibe ile gerçekleşecek. 25 milyon euroluk bir yatırım. Amacımız insanların
daha güzel şartlarda, daha sağlıklı bir şekilde yaşaması.
İzmir-İstanbul arası yapılan yeni otoban Balıkesir’den
geçiyor. Bu otoban tamamen bittiğinde Balıkesir’e nasıl
bir katkı sağlayacağını düşünüyorsunuz?
Bunun projesi çok yıllar öncesinde hazırlanmış. Yaklaşık 10
yıl öncesinden hazırlanan bir proje. Bu otobanla birlikte Balıkesir sadece bölgede değil Türkiye’de en önemli illerin arasında gelecek. Bir sanayici için en önemli şey pazarlara yakın olmasıdır. Bu maliyeti düşürür. İzmir ve İstanbul’a Balıkesir’den
ulaşım olağanüstü kolay olacak. Uçağa bile gerek yok. Bandırma limanı burada, İzmir Limanı burada. Dolayısıyla bugünden
Balıkesir’de yatırım yapmak için yer tutanlar isabetli bir karar vermiş olacaklar. Önümüzdeki günlerde bu otobanla birlikte Balıkesir’in çehresi değişecektir, kaderi değişecektir. Bu 10
yıllık bir proje. Bu otoban projesinin bugüne gelmesinde emeği
geçen herkese sizlerin huzurunda ilk defa teşekkür ediyorum.
Çünkü, yeni otoban Balıkesir’in kaderini değiştirecek.
“Tarım ve hayvancılıkta bir numarayız”
Peki başkanım, Balıkesirlilerin geçim kaynağı nedir?
Balıkesir kaplıcaları, ormanları ile bir doğa kentidir. Örneğin,
Dursunbey gerçekten orman ürünleri bakımından zengin bir ilçemiz. Merkez ilçe ve diğer ilçelerinin önemli bir kısmında akla
ilk gelen geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Tarım ve hayvancılığa dayalı sanayi. Bunun dışında başka üretim yok mu?
Elbette var. Organize sanayimiz hızla gelişiyor. Ama Balıkesir
tarım ve hayvancılıkta Türkiye’de bir
numara diyebiliriz.
Balıkesir’de ne yetişiyor?
Aslında Balıkesir’de yetişmeyen
hiçbir şey yok. Balıkesir Türkiye’de
gerçekten hem karasal iklimin özelliklerini hem de Akdeniz ikliminin özelliklerini Ege’nin ılıman özelliğini gösteren
ender illerin başında gelmektedir. Yani
Balıkesir’de her şey yetişir. Bu abartı değil. Özellikle beyaz et ve kırmızı
ette Türkiye’de ön plandadır. Kısacası Balıkesir’de yok yok. Balıkesir’de
organize sanayi, işadamlarının yatırım yapması için gerçekten tercih
edebileceği Türkiye’deki ender illerin
en başında gelir. Burada mütevazilik
yapmayacağım. Organize sanayide yatırım maliyetleri, arsa fiyatları oldukça
düşük. İlimiz yetişmiş insan kaynağı
yönünden oldukça zengin. Tabi ki İstanbul ve İzmir’e yakınlığı kente çok
büyük bir artı sağlıyor.
Tüm bu bilgiler ışığında Balıkesir’i kısaca sizden dinleyebilir miyiz?
Balıkesir Türkiye’nin en batısında
olan illerimizden biri. Coğrafya olarak baktığımız zaman topraklarının
büyük bir kısmı hem Ege’de hem de
Marmara’da olan bir il. Her alanda
ciddi potansiyellere sahibiz. En başta
Balıkesir bir tarih şehri. Selçuklu’dan
Osmanlı’nın kuruluşuna ve akabinde
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna
kadar çok önemli katkıları olmuştur.
Balıkesir adını Türkiye tarihinde altın
harflerle yazdırmıştır. Balıkesir, Kuvayi Milliye kıvılcımının ilk çakıldığı ve
ilk silahların patladığı ildir. Ulu önder
Atatürk nasıl büyük bir hassasiyetle
kurtuluş savaşını başlattığıysa daha
Atamız Samsun’a çıkmadan bizim dedelerimiz de burada çok önemli kararlar almışlardır. Örneğin Balıkesir’de
Alacamescit diye bir yerimiz var. Alacamescit Camii’sinde mevlit okutmak
bahanesiyle bir Sivas Kongresi gibi, bir
Erzurum Kongresi gibi tam bir kongre niteliğinde kararlar almışlardır. Bağımsızlık namlunun ucundadır, bunun
içinde savaşmak gerekir ve bu yolda da halktan vergi alınması
da dahil olmak üzere birtakım kararlar alınıyor. Bunlar yöresel
kararlar. Ama Kuvayi Milliye hareketinin büyümesinde çok büyük bir etkisi olmuş. Şehit sayısı en fazla olan şehir Balıkesir.
Kısacası Balıkesir tarihi bir şehirdir.
“Belediyeciliğin okulu yok”
Başkanım, son olarak Marmara Belediyeler Birliği’nin
encümeninde yer alıyorsunuz? Birlikle ilgili neler düşünüyorsunuz?
Öncelikle Marmara Belediyeler Birliği ile ilgili şunu söylemek isterim, Marmara Belediyeler Birliği’nde çalışan insanların hepsi birlik ve beraberlik içerisinde her zaman çalışmışlardır. Birlikte böyle bir yapı var. Marmara Belediyeler Birliği,
Türkiye Belediyeler Birliği kadar etkili olan bir birliktir. Ben
de bu birliğin Balıkesir Belediyesi olarak üyesi olması ve aynı
zamanda encümen üyesi olmamdan son derece mutlu olduğumun altını çizmek isterim. Gerçekten çok değerli yöneticilerimiz, arkadaşlarımız var. Marmara Belediyeler Birliğinin eğitim
faaliyetlerine zaman zaman biz de katılıyoruz. Personelimizden de katılım oluyor. Belediyeciliğin okulu yok. Yani, “Ben
belediyeciliğin şu okulundan mezun oldum” diyen bir başkan
bulamazsınız. Dolayısıyla yeni göreve gelmiş belediye başkanları ve ekiplerinin karşılaştıkları sorunların çözümünde profesyonelce danışılabilecek çok değerli bir ekip var. Şu anda çok
rahatım ama tabi ki ilk seçildiğimizde belediyecilikle ilgili şu
andaki kadar bir bilgi sahibi değildim. Tabi ki bir bilgimiz bir
altyapımız vardı ama işin başına geçtikten sonra daha farklı
bir durum oluyor. Bu noktada Marmara Belediyeler Birliği ve
Türkiye Belediyeler Birliği gibi birliklerin çok büyük bir etkisi
oluyor. Marmara Belediyeler Birliği her yönüyle donanımlı ve
Türkiye Belediyeler Birliği ile her alanda işbirliği yapabilecek
kadar tecrübeli bir birliktir. Marmara Belediyeler Birliği’nin
özellikle eğitim faaliyetlerinin başkanlara çok büyük katkıları
olduğunu düşünüyorum.
Birlik 2011/1
21
Kent ve Yaşam
Kuvva-i Milliye Hareketini
Başlatan Kent
BALIKESİR
Bir kısmı Marmara’da, bir kısmı Ege Bölgesi’nde kalan Türkiye’nin nadir kentlerinden biri Balıkesir. Balıkesirliler kentlerini “Türkiye’nin Marmara ve Ege Denizi’ne
açılan yeşil penceresi” olarak tanımlıyorlar. İşte bu kent
İstanbul ve İzmir arasına yapılan yeni otobanla birlikte değerine değer katmaya hazırlanıyor. Kurtuluş Savaşı yıllarında büyük mücadele veren Balıkesir’i tüm bu özellikleri
ile kaleme aldık.
B
alıkesirliler kentlerini “Türkiye’nin Marmara ve Ege
Denizi’ne açılan yeşil penceresi” olarak tanımlıyorlar.
Bu şekilde bir tanımlama yapmalarının nedeni ise bölgenin bir kısmının Marmara’da, bir kısmının ise Ege Bölgesi’nde
kalıyor olması. Başta bu özelliği olmak üzere pek çok güzelliği
bu kenti Türkiye’nin nadir kentlerinden biri yapıyor. Balıkesir
Belediye Başkanı İsmail OK’la kenti gezmeden önce yapmış ol-
22 Birlik 2011/1
duğumuz röportajımızda da başkan bu güzelliklerden bahsetti ve farklı bir konuya dikkat çekti. Röportajımızı okuyanlar hatırlayacaktır ama biz şimdi hatırlamayanlar için
bir kez daha anlatalım. İşte bu eşsiz kent, İstanbul-İzmir
arasında yeni yapılan otobanın buradan geçmesiyle birlikte değerine değer katacak. Her ne kadar bu kente hem
kara, hem deniz, hem de hava yoluyla ulaşım kolay olsa
da otobanla birlikte İzmirliler ve İstanbullular için Balıkesir
artık günü birlik gezilerin ilk akla gelecek yerlerinden olmaya aday. Biz de yeni yılın ilk sayısında sizlere Balıkesir’i
anlatmak istedik.
Tarihi kent Balıkesir
Balıkesir’in sahip olduğu bu güzellikleri ile “Doğa Kenti” olduğunu anlatmadan önce “Tarihi kent Balıkesir”i dinlemeye ne dersiniz? Balıkesir’in bu özelliğini çok az kişi bilir. Balıkesir aslında bir Çanakkale gibi, bir Kahramanmaraş
gibi Bağımsızlık savaşlarında büyük rol oynamıştır. Kurtuluş Savaşı yıllarında Balıkesirliler, bugün adına Alacamescit dedikleri camide mevlüt okutulması bahanesiyle bir araya gelerek ülkenin kaderi için önemli kararlar almışlar. İlçelerinin de yardımıyla düşmana karşı zaferler kazanılmış.
İlçeleriyle zengin kent
Burada Balıkesir’in ilçeleri de Balıkesir kadar önem teşkil ediyor. Çünkü dile kolay bugün Balıkesir’e bağlı 19 ilçe
var. Bunları sıralamak gerekirse Ayvalık, Balya, Bandırma,
Bigadiç, Burhaniye, Dursunbey, Edremit, Erdek, Gömeç,
Gönen, Havran, İvrindi, Kepsut, Marmara, Manyas, Savaştepe, Sındırgı ve Susurluk… Her birinin isminin tanıdık
olduğuna dikkat çekmek isteriz. Örneğin ayran dediğimiz
zaman akla hemen Susurluk gelir, kaplıcalar dediğimiz zaman akla ilk Gönen geleceği gibi. Burada anlatmak istediğimiz aslında Balıkesir’e geldiğiniz zaman bir anda pek çok
zenginliği bir arada bulacak olmanız. Bu ilçelerin her biri
aynı zamanda sahil şeritleri ve doğal yeşil alanları ile her
yıl yüzlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Örneğin Altınoluk, bir diğer ismiyle “Oksijen Cenneti.” Bugün sadece
ülkemizden değil dünyadan pek çok turist bu oksijenden
faydalanmak için Balıkesir yolunu tutar. Altınoluk özellikle
Astım hastaları için birebirdir. Diğer taraftan Ayvalık ilçesi
de zeytinlikleri ile önemli bir yere sahiptir. Ayrıca küçük
adaları ve tarihi kalıntıları ile Sarımsaklı Yarımadası ile Cunda adası görülmeye değerdir. Ama biz bu sayımızda merkez
Balıkesir’i anlatacak, diğer kentleri anlatmayı sonraki sayılarımıza bırakacağız.
Balıkesir ismi nereden geliyor?
Peki bu kentin ismi nereden geliyor? Tabi ki konuyla
ilgili pek çok rivayet var. Bunlardan biri başlangıçta Bal-ı
Kesr yani Balı çok anlamında kullanılmış ve Bal-ı Kesr zamanla dil sürmesiyle Balıkesir adını almış. Bir diğer riva-
yet ise Balıkesir isminin Balık-Hisar’dan
geldiği yönünde. Kimileri de kente adın
Balak-Hisar’dan geldiğini belirtiyor. Balıkesirliler ise bu alternatiflerden en çok
Balık-Hisar olanına inanıyorlar.
Zeytin Cenneti
Tabi ki yazımızın başında da belirttiğimiz üzere tüm bu doğal güzellikler
kentte en büyük geçim kaynaklarından
birinin turizm olmasını sağlasa da tarım ve hayvancılıkta oldukça ön planda.
Özellikle Balıkesir’de zeytincilik çok büyük bir geçim kaynağı. Hatta zeytincilik
Balıkesir’de bilimsel yollarla yapılıyor.
Örneğin, dünyada ilk zeytincilik meslek
okulu Balıkesir’in Edremit ilçesinde kurulmuş. Meslek okulunda bugün normal
derslerle birlikte analitik kimya, gıda
mikrobiyolojisi, kimya mikrobiyoloji laboratuarı, gıda, endüstriyel kimya, sofralık zeytin işleme, zeytin üretim makineleri, zeytin analiz laboratuarı, zeytin
yağı kimyası, sofralık zeytin kimya teknolojisi, zeytin üretim teknolojisi, zeytin
yağı üretim uygulamaları gibi zeytincilik
üzerine pek çok ders görülüyormuş. Hal
böyle olunca zeytinin her çeşidi, sofralık,
siyah, yeşil, biberli, bibersiz, eşekli zeytinler. vb. Balıkesir’de yetişiyor, diğer taraftan zeytinden yapılan diğer ürünler de
bu kentin ekonomisini oluşturuyor. Zeytinyağı örneğin. Balıkesir her ne kadar
Birlik 2011/1
23
Kent ve Yaşam
Zeytin cenneti olarak tanıtılsa da diğer tahıl ürünlerinden
de mutlaka söz etmeliyiz. Özellikle şeker pancarı, domates
ve kavun Balıkesir ekonomisinde büyük önem arz ediyor.
Kısacası sahil kesiminde zeytincilik, bağcılık ve balıkçılık ön
plana çıkarken, iç kesimlerde tarım, hayvancılık, ormancılık
ve madenciliğin hakim olduğunu söyleyebilmek mümkün.
Balıkesir Saat Kulesi
Balıkesir’de görülmeye değer tarihi yerlerinden biri Saat
Kulesi. Aslında Balıkesir denilince akla ilk gelen yerlerden
birinin Saat Kulesi olduğunu söyleyebilmek bile mümkün.
Saat Kulesi adeta Balıkesir kenti ile özleşmiştir ve birlikte
anılır. Saat Kulesi bir diğer ismiyle Koca Saat, 1827 yılında
Silistre Valisi Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış. Bu Saat
Kulesinin en önemli özelliklerinden biri de İstanbul’daki Galata Kulesi’ne benzemesidir. Çünkü Mehmet Paşa tarafından bilhassa Galata Kulesi’ne benzer bir şekilde yaptırılmış.
1897’de büyük depremde yıkılan Saat Kulesi, 1962 yılında
Balıkesir Belediyesi tarafından onarılarak Balıkesirlilerin tekrar hizmetine sokulmuş. Teknik bilgilerle anlatmak gerekirse; 3.5x3.5 metre ölçülerinde kare tavanlı bir plan üzerinde
kesme taşlarla yükselen 5 katlı saat kulesinin 3. katının dört
yanında demir korkuluklu çıkma balkon ve kapılar bulunuyor. Balıkesir’in hemen merkezinde bir yamaç üzerine kurulu olan bu kule yıllardır Balıkesirlilere zamanı gösteren bir
tarihi yapıt olmuş.
24 Birlik 2011/1
Şadırvan
Saat kulesinin hemen yanında ise
1908 yılında, Ömer Ali Bey tarafından
yaptırılan bir şadırvan var. Pembe granitten yapılan ve soğan şeklini andıran
kubbesi ile oldukça ilginç biryapı. Balıkesirliler şadırvanın bugün bulunduğu
yerin ikinci yeri olduğunu ve daha önceden merkezde başka bir yerde bulunduğunu söylüyor.
Zağnospaşa Camii
Balıkesir’e kadar gelmişken Balıkesir’in ünlü camilerini de mutlaka görmelisiniz. Bunlardan biri Zağnospaşa
Camiidir. Balıkesirliler için büyük önem
arz eden Zağnospaşa Camii, 1000 kişilik kapasitesiyle Balıkesir’in en büyük
camilerinden biri. 1461 yılında Fatih
Sultan Mehmet’in vezirlerinden Zağnos
Paşa tarafından kente külliye olarak yaptırılan camii, o dönemde 48 kişiyle, 6
haftada yaptırılmış. Camii ayrıca Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk ve tek hutbesini
okuduğu camii olarak da önemli bir yere
sahip. Balıkesir’de Yıldırım, Umurbey ve
söylemiştik. İşte burası o zor dönemlerde Balıkesirlilerin
gizli gizli buluşup karar verdikleri bir yermiş. Hatta silahlı
mücadele kararı burada alınmış. Ayrıca Atatürk 1923 yılında şehri ziyaretinde burada misafir edilmiş. Yapının tüm
bu özelliklere sahip olması ve adeta kentin çok önemli bir
tarihine tanıklık etmesi buranın müze olarak kullanılmasına karar verilmesine neden olmuş. Müze olarak açılma tarihi ise 1996’lı yıllara denk geliyor. Müze bugünkü şeklini
ise 2008 yılında alıyor. Müzenin iç kısmından biraz bahsedersek iki bölümden oluştuğunu hemen belirtelim. İlk
bölümünde, Kuvay-i Milliye’nin kurulmasına öncülük etmiş
41 kişinin aldığı kararlar, bu kahramanların kişisel eşyaları
ve Atatürk’ün Balıkesir’e gelişinde çekildiği fotoğraflar sergileniyor. Hemen bir üst katta ise arkeolojik ve etnografik
eserler sergilenmekte. Burada Kuvay-i Milliye Müzesi’nin
ikinci katı ayrıca Türkiye’nin ilk Ulusal Fotoğraf Müzesi’ni de
içinde barındırıyor. Fotoğraf çekmeye meraklıysanız eskiden
kalma fotoğraf makinelerini görmek için buraya mutlaka uğramalısınız.
Doğal güzellikleri
Karaoğlan Cami’lerini de gezip görmenizi
tavsiye ediyoruz.
Balıkesir Atatürk Parkı
Balıkesir’de ayrıca Türkiye’nin en
güzel parklarından biri bulunuyor. Bu
parkın ismi “Balıkesir Atatürk Parkı”.
6 Eylül 1963 tarihinde tamamlandığını öğrendiğimiz bu park, Balıkesirlilerin
dinlenmek ve huzur bulmak için mutlaka
uğradıkları bir yer. Balıkesir’de bu özel
parkın ağaçları altında biraz oturup dinlenmediyseniz gezinizi eksik tamamlamış
olursunuz.
Kuvay-i Milliye Müzesi
Şehir pek çok kültürel merkeze de sahip. Bunlardan biri hemen şehir merkezindeki Kuvay-i Milliye Müzesi. Müze her
ne kadar 1840 yılında, Karesi Sancağı
Defterdarı Mehmet Paşa’nın konağı olarak yaptırıldıysa da sonraki dönemlerde
çıkan büyük yangın sonucunda bir kısmı
kullanılmaz hale gelmiş. Bugün kullanılan
yapı ise Halit Paşa tarafından yaptırılmış.
Balıkesir’in Kurtuluş Savaşı’nda en etkin
mücadele eden kentlerden biri olduğunu
Balıkesir’in bir doğa kenti olduğunu daha yazımızın başlangıcında belirtmiştik. İşte kentte bulunan bu güzelliklerden
biri Çamlık tepesi. Balıkesir’in hemen merkezinde kır gazinolarının, çocuk oyun alanlarının, spor sahalarının olduğu bir
yer burası. Adından da anlaşılacağı üzerine Çam ağaçları altında dinlenmek ve piknik yapmak isteyenler için güzel bir
alternatiftir. Ayrıca kentin içerisinde bulunan mesire alanlarını
da mutlaka görmelisiniz. Adeta bir tablodan fırlamış havasını
veren bu mesire alanları Balıkesir Belediyesi’nin katkılarıyla
Balıkesirlilerin hizmetine sunulmuş.
Balıkesir’den ne alsak?
Peki Balıkesir’e gelince hediyelik eşya ne alınır diye sorarsanız hemen belirtelim, halı. Balıkesir denilince akla ilk
gelen eşyalardan biri halılar. Bu halılar “Yağcıbedir Halıları”
adını alıyor. El emeği göz nuru Balıkesirli kadınların büyük
emekler harcayarak dokudukları bu halıların uluslar arası
arenada da pek çok alıcısı oluyormuş. Halının yanında Balıkesir Kolonyaları’nı duymayan yoktur. Balıkesir yöresinde
Esmen “Zambak” kolonyası adı altında üretilen kolonya, bu
yöreye özgü olarak öne çıkıyor. “Balıkesir Kolonyaları” kente
özel beyaz zambaklardan yapılıyor. Şehir merkezinde birçok
kolonya üretim tesisi bulabilmeniz mümkün.
Ne yenir?
Son olarak Balıkesir’de ne yenir? sorusunun cevabını
vermeye geldi. Bu sorunun cevabını şu şekilde sıralayabilmemiz mümkün: Düğün çorbası, tirit, zerde gibi yemekler
ön planda olurken Balıkesir’in özel köftesinden de tatmayı
unutmayın. Ayrıca tatlılara düşkün olanlar Höşmerim tatlısını mutlaka yemeli.
Birlik 2011/1
25
Dosya
Küllerinden doğan bir İstanbul mirası:
Haliç
Bir zamanlar yemyeşil toprakları ve en nadide deniz ürünleri ile “Altın Boynuz” olarak
adlandırılan ve 1990’lı yıllarda bir bataklığa dönüşen Haliç, küllerinden doğarak kaybolan güzelliklerine yeniden kavuşuyor…
H
aliç… İstanbul’un 7000 yıllık tarihsel, kültürel ve dinsel
zenginliği… Sarayları, surları,
mahzenleri, kapıları, Osmanlı köşkleri,
kasırları, imarethaneleri, hamamları,
birçok ulus ve inançtan insanın barındığı tarihi evleri, üç büyük dinin ibadethaneleri ile küllerinden yeniden doğan
bir İstanbul klasiği… Kentin çok katmanlı kültürel yapısının en canlı örneklerinden biri o. Bir zamanlar yemyeşil
toprakları ve en nadide deniz ürünleri
ile “Altın Boynuz” olarak adlandırılan
ve 1990’lı yıllarda bir bataklığa dönüşen Haliç, kaybolan güzelliklerine yeniden kavuştu. Tarih boyunca iki büyük
imparatorluğa ev sahipliği yapan Haliç,
yenilenen yüzüyle İstanbullulara bir
kez daha gülümsüyor…
Bu ayki dosya konumuzda
İstanbul’un 7000 yıllık tarihi ve kültürel mirası Haliç, nam-ı diğer “Altın
Boynuz”u sayfalarımıza taşıyoruz.
Boğaz’ın Marmara ile buluştuğu noktada, Avrupa Yakası’ndaki İstanbul’u
ortadan ikiye ayıran bu önemli yerleşkeyi; asırlık tarihi yolculuğu, çok
kültürlülüğü, farklı dinlere kucak açan
kozmopolit yapısı ve sanayileşme
hamleleri ile birlikte inceliyor; olağa-
26 Birlik 2011/1
nüstü şehir manzaraları eşliğinde sizlere eşsiz bir Haliç ziyafeti
sunuyoruz. İşte Haliç panoramasından bize yansıyanlar ve renkli
görüntüleri eşliğinde doyumsuz bir “Altın Boynuz” yolculuğu…
OSMANLI VE BİZANS’IN GÜÇLÜ KALESİ
Osmanlı İmparatorluğu’nun gücünü tüm dünyaya duyurduğu bir dönemde hem bir liman hem bir donanma üssü vazifesi gören Haliç, iki ayrı imparatorluğa tersanesi, deniz üssü ve
surlarıyla kol kanat germeyi başarmış 7000 yıllık bir serüven…
Boğaz’ın Marmara ile buluştuğu noktada, Avrupa Yakası’ndaki
İstanbul’u ortadan ikiye ayıran bu önemli yerleşke, bir dönem
Osmanlıların olduğu kadar Bizans’ın da merkezi üssü konumundaydı. Osmanlılar, Marmara kıyısındaki Kadırga Limanı’nı
kullandılar, Haliç’in kuzey kıyılarını da tersaneye dönüştürdüler. Bugünkü Haliç; Taşkızak, Camialtı ve Hasköy Tersaneleri
o dönemden kalmadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul, biri sur içi esas İstanbul olmak üzere Galata, Üsküdar
ve Eyüp kadılıkları ile idare ediliyordu. Bunların arasında Eyüp,
müslüman dini hayatının merkezi olmuş ve buna uygun olarak
kutsal bir çekirdeğin etrafında camileri, türbeleri, mezarlıkları
ve tekkeleri ile gelişmiştir. Halbuki Haliç’in karşı yakasında Galata, etrafındaki Türk mahalleleri arasında bir Akdeniz İtalyan
kasabası özelliklerine sahip olarak kalmıştı.
7000 YILLIK KÜLTÜRÜN İZLERİ
Haliç çevresinde çok zengin bir kültürel ve tarihi dokunun
izlerine rastlanmaktadır. Çoğu günümüze kadar ulaşan bu eserler, Haliç çevresinde biriken tarihi ve kültürel mirasın da canlı
kanıtlarıdır. Kağıthane’si, Sadabad’ı,
Eyüp Sultan’ı, Aynalıkavak’ı ve Hasbahçe’siyle her dönemin cazibe
merkezi olan Haliç kıyılarında tüm
uygarlıkların izlerine rastlamak mümkün. İstanbul’da Beyoğlu ile Tarihi
Yarımada’yı birbirinden ayıran Haliç,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin
projesiyle, 16 kilometrelik sahil şeridi,
müze ve kültür merkezleriyle donatılarak bir kültür vadisi konumuna geldi.
Çamurdan ve atık sulardan kurtulan
Haliç, çevresiyle de örnek bir yerleşke artık. Geriye Taşkızak, Camialtı ve
Haliç Tersaneleri ile Kuzey Deniz Saha
Komutanlığı’nın bulunduğu tarihi yapılar kaldı. İşte o tarihi yapılar, bugün
yeni bir projenin de fitilini ateşledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin büyük girişimleriyle bir kültür vadisine
dönüştürülen semt, o eski ihtişamlı
günlerine yeniden geri dönüyor…
Eyüp Sultan Türbesi’nin yakınına inşa
edilen Yunus Gösteri Merkezi tamamlanarak hizmete açıldı. Alibeyköy eteklerinde bulunan Silahtarağa Elektrik
Santrali’ndeki hummalı çalışma sonucunda Bilgi Üniversitesi’nin kente armağanı çağdaş sanatlar müzesi açıldı.
Yine Sütlüce’de, Haliç’in diğer kıyısında yer alan Miniatürk ziyaretçi akınına uğruyor. Miniatürk’ün yakınındaki
Sütlüce Kültür Sarayı, Haliç’in deniz
trafiği kadar kültür trafiğini de artırmaya devam ediyor. Kültür Sarayı’yla
arasından Haliç Köprüsü geçen Rahmi Koç Sanayi Müzesi’nin denizaltısı
Haliç’in artık temiz olan sularından
başını çıkarmış, ziyaretçilerini bekliyor. Kısacası, Boğaziçi’yle yarışacak
bir Haliç var artık. Tıpkı eski günlerdeki gibi, ama yeniliklerle donanmış,
daha da güzelleşmiş, zenginleşmiş
haliyle İstanbul’un bin bir rengi olmaya devam ediyor.
DÜNÜN “BOĞAZİÇİ”Sİ HALİÇ…
Sur içinden sonra İstanbul’un uydu semtleri olarak gelişti
Haliç… Sur içine yakın oluşu onu Boğaziçi yerleşimlerinden çok
daha erken geliştirdi. Boğaziçi henüz bir köy idi, o ise İstanbul’da
en parlak ve en şaşalı günlerini yaşıyordu. Buna nazaran kuzey
Haliç yerleşimlerinden Hasköy, Halıcıoğlu ve Sütlüce semtleri
19. yüzyıl sonuna kadar önemini korumuş müslüman yerleşimi
olmanın yanı sıra İstanbul ve Osmanlı Devleti içerisinde önemli
birer gayrimüslim yerleşim merkezleri olarak da dikkati çekmiştir. Tarih boyunca farklı din ve mezheplere kucak açan İstanbul,
bu tarih kokan topraklarda da çok kültürlülüğü bağrında yaşatmayı bilmiştir. Haliç de birçok İstanbul yerleşkesi gibi, hatta
belki onlardan çok daha ötede kozmopolit bir yaşamın çağlar
boyu bekçiliğini yapmıştır. Kimi zaman yahudilerin “Hasköy”ü
olmuş; 1492’de İspanya’dan sürülen Sefarad Yahudilerine ve
1648’de Kmietnitzki katliamından kurtulan Doğu Avrupa Yahudilerine bir ana sıcaklığıyla kol kanat germiştir. Sadece Yahudi
nüfusa da değil; Hasköy’de ikinci büyük dini kitle, efsaneleri,
kiliseleri ve ayazmaları ile Rum cemaati de Haliç’in kucak açtıklarındandır. Kültür ve mimari o kadar iç içe geçmiştir ki bu eşsiz
topraklarda Yahudi ibadethanelerinin altında müslüman mimarların imzası vardır. Tarih boyunca farklı kültür ve uygarlıklara ev
sahipliği yapan Haliç ve çevresi, özellikle Eyüp, Fener, Galata,
Balat ve civarında Türkler, Rumlar ve Museviler tarafından iskan edilmiş mahalleler hâlâ o kültürlerin izlerini taşımaktadır.
İstanbul’da yaşayan üç dine ve dört ayrı milliyete ayrı ayrı kucak
açmıştır Haliç tüm cömertliği ve içtenliğiyle… Bugünkü Hasköy
kıyıları 19. yüzyılın başlarına kadar Rum asilzadeleri ve voyvodolarının yalıları sahil sarayları ile süslenmiş gözde bir mesire
yeri konumunda idi. Ta ki bölgede başlayan sanayileşme hareketlerine kadar…
SANAYİ GELDİ, HALİÇ KİMLİĞİNİ YİTİRDİ…
20. yüzyılın ilk yarısı içerisinde Sütlüce’de inşa edilen Mezbahane, Kuzey Haliç’te sanayinin hız alışında önemli bir başlangıçtı ve bölgede ciddi bir kimlik değişimi ve sağlıksız yapılaşmayı da beraberinde getirdi. Sanayileşme hamleleri önce tuğla
harmanı ve değirmen türünden mütevazı oluşumlarla başladı,
tersane, mezbahane ile hız kazandı. Haliç kıyılarını gün be gün
saran fabrika, atölye binaları ve kum depoları sanayileşmenin
soğuk ve puslu yüzünü siluetine bir kara leke olarak yazdı ve
artık hiçbir şey eskisi gibi olmadı. 1983’ten itibaren gerçekleştirilmeye çalışılan kuzey Haliç projesi ile bir sanayi bölgesi
Birlik 2011/1
27
Dosya
olmaktan çıkarılan Hasköy, Halıcıoğlu
ve Sütlüce mahallelerini, günümüzde
halen devam eden göç ile yoğun ve
çarpık yerleşimin oluştuğu bir Haliç
bölgesi olarak görmekteyiz.
BATAKLIĞA NASIL
DÖNÜŞTÜ?
1954 yılında “sanayi bölgesi” ilan
edilen Haliç hızla kirlenmeye başladı.
Nüfusun hızlı artışı, plansız sanayileşme ve şehircilik kurallarına uymadan
gelişigüzel kurulan yanlış yerleşme
merkezleri nedeniyle Haliç, kirli ve
düzensiz bir hüviyete büründü. Eskinin “Boğaziçi”si, medeniyetler beşiği
ve kültür vadisi Haliç, sandalların bile
yol almakta zorluk çektiği koca bir bataklığa dönüştü. Tüm dünyaya “Altın
Boynuz” olarak adını duyuran Haliç,
İstanbul’un adeta bir kara lekesi haline dönüştü. Güzel Haliç, bir sanayi
yerleşkesi olmanın bedellerini taşıyla,
toprağıyla, tarihiyle, kültürüyle çok
ağır ödedi. Haliç’i kurtarma çalışmaları ise her dönem devam etmiş, ancak
köklü bir sonuç alınamamıştır. 1960’lı
yıllarda başlayan Haliç’i kurtarma çalışmaları ancak İstanbul Büyükşehir
Belediyesi ve İSKİ tarafından dünyanın
en büyük çevre koruma projelerinden
“Haliç Çevre Koruma Projesi” ile amacına ulaşmıştır. 1997 yılını “Haliç Yılı”
ilan eden İSKİ ve İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nin son 10 yılda yürüttükleri ortak projeler ile Haliç bataklık olmaktan kurtarılmıştır.
VE HALİÇ YENİDEN
DOĞUYOR…
Bir zamanlar yemyeşil topraklarıyla ve içerisinde yaşattığı en nadide
deniz ürünleri ile Altın Boynuz olarak
anılan ve 1990’lı yıllarda kötü koku
ve pislik nedeniyle yanına dahi yaklaşılamayan Haliç, o eşsiz güzelliğine
yeniden kavuştu. Haliç için yapılan
28 Birlik 2011/1
temizlik çalışmaları netice verip dip görünmeye, su deniz rengini almaya, kötü koku da kaybolmaya başlayınca Haliç kıyıları
şimdi olmasa bile çok yakında tekne bağlayacak yer bulunmaz
hale gelmeye başlamıştır. Korunaklı kıyılar renk renk biçim biçim yatlar, kayıklar, motorlarla renklenirken fotoğraf severler,
ressamlar için geri fonda camiler şehri İstanbul siluetli kompozisyonlar oluşturmaya başlamışlar. Fener, Balat gibi semtlerde
bu manzarayı gören sahil bandı evlerinin bazıları restore edilerek cafe, restoran amaçlı kullanıma başlamış bile.
MEZBAHANEDEN KÜLTÜR MERKEZİNE…
Avrupa’nın sayılı merkezlerinden birisi olan Haliç Kongre ve
Kültür Merkezi, 1923 tarihli Sütlüce Mezbahası binasının yeniden yapılmış ve genişletilmiş projesidir. Özgün bina 1923 yılında üç mimarın ortak yapımı olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin
en büyük ve modern kongre ve kültür merkezi özelliğini taşıyan
Haliç Kültür ve Kongre Merkezi; yaklaşık 65 bin metrekarelik
alan üzerine kuruludur. Merkezde, 3.035 kişilik konser, 1.120
kişilik tiyatro, 900 kişi kapasiteli 3 sinema salonu ve 14 çalışma
salonu yer alıyor. Ayrıca 650 kişilik restoran, 7 bin 700 metrekarelik açık hava etkinlikleri alanı inşa edildi. İnşaat alanı 8
bin 250 metrekare olan bir rıhtıma sahip merkezde, 700 araçlık
otopark ile 17 bin metrekarelik yeşil alan bulunuyor. Yapı topluluğunun en karakteristik binası olan kuleli buzhane binası ile dikkati çekmektedir. Buzhane binası simetrik cephe düzeni, birer
kubbe ile örtülü, sivri kemerli pencereleri, kademelenerek alçalan
çatı parapeti ile sivri kemer arasında kalan, mavi çinilerle kaplı bölümleriyle, yapıldığı dönemin I. Ulusal Mimarlık Üslubu’nu
yansıtmaktadır. Sütlüce Kongre Merkezi ile Sütlüce Mezbahası
Konser ve Kongre Salonu, Sinema Salonları, Sergi ve Toplantı
Salonu, Tiyatro binası ve çok katlı otoparkın yer aldığı bir komplekse dönüştü.
ÜÇ İNCİ: UNKAPANI, EMİNÖNÜ, HALİÇ
KÖPRÜLERİ…
Haliç’in iki yakasını bir araya getirmek için 1836’ya kadar
beklemesi gerekmiştir. Bu tarihte Fevzi Ahmet Paşa’nın gözetiminde tersanede sallar kullanılarak yapılan, Unkapanı ile
Azapkapı’yı birleştiren köprüyü, 1845’te hizmete giren Unkapanı ile Karaköy’ü birleştiren köprü izlemiştir. Bugün Haliç üzerinde dört köprü yer almaktadır: Haliç Köprüsü, Eski Galata Köprüsü, Unkapanı Köprüsü, Galata Köprüsü… Her ne kadar bunların
en eskisi Unkapanı Köprüsü ise de, eski Galata Köprüsü; üstündeki balıkçılarıyla veya altındaki bohem kahvehaneleriyle ile
İstanbullular için unutulmaz izlere sahip bir yapıdır. Yeni köprü
eskisi kadar şiirsel değilse de balıkçılar hâlâ burada gün boyu
balık tutmayı sürdürüyor.
MINIATURK’TEN TÜRKİYE
PANAROMASI
Haliç’in en önemli kültür yapıtlarından biri de hiç şüphesiz Miniaturk’tür.
Türkiye’nin ilk minyatür parkı olan
Miniaturk, 2003 tarihinde hizmete
açılmış olup, toplam 60 bin metrekare alana sahiptir. Miniaturk’te, 15 bin
metrekare maket alanı, 40 bin metrekare yeşil ve açık alan, 3.500 metrekare kapalı alan, 2 bin metrekare havuz
ve suyolu ve 500 araçlık otopark yer
almaktadır. Dünyanın en geniş maket
alanına sahip Miniaturk, aynı zamanda
en kısa sürede tamamlanan minyatür
kenti vasfına da sahiptir. Türkiye ve
Osmanlı coğrafyasından seçilmiş eserlerin 1/25 ölçekli maketlerinin yer aldığı
Miniaturk’te, 58 eser İstanbul’dan, 50
eser Anadolu’dan 12 eser ise bugün
Türkiye sınırları dışında kalan Osmanlı
coğrafyasından olmak üzere, 120 sabit
eser sergileniyor. Miniaturk’te, bir açık
hava müzesi atmosferinde sergilenen
maketlerin yanı sıra, ziyaretçilerin hoşça vakit geçirmesini sağlamak amacıyla
farklı mekanlar da tasarlanmıştır. 400
kişilik oturma kapasitesiyle amfitiyatro, Miniaturk’ü hatırlatacak hediyelik
eşyaların satışa sunulduğu alışveriş
merkezi, küçük ziyaretçilerimizin ilgisini çekecek oyun alanı, satranç ve labirent bunlardan bazılarıdır.
HALİÇ’İ BİR DE PIERRE LOTI’DEN SEYREDİN…
Pierre Loti Tepesi, İstanbul’a simge olmuş turistik mekanlardan biridir. Pierre Loti Kahvehanesi, Tarihi Yarımada’yı keşfederken soluklanmak için oldukça idealdir. Tüm Haliç ve çevresini
kuşbakışı gören bu tarihi mekan, birkaç yıl önce restore edilmiş
olup, küçük kapalı bir yeri de bulunan kahvehanenin çevresinde,
çini süslemeli eserler başta olmak üzere, turistik eşya satılan
yerler de mevcuttur. 19. yüzyıl sonlarına kadar Rabia Kadın Kahvehanesi olarak bilinen Pierre Loti Kahvehanesi, Fransız Yazar
Pierre Loti’nin mekanı mesken tutmaya başlamasıyla bu adı alıyor. 1850-1923 yılları arasında yaşamış ünlü Fransız yazar ve
oryantalist olan Pierre Loti’nin bir deniz subayı olarak Türkiye’ye
ilk kez 1876 yılında geldiği ve Eyüp sırtlarındaki tarihi kahveyi de o yıllarda keşfettiği bilinmektedir. Tepenin sağ tarafında
Osmanlı-Türk mimarisine uygun inşa edilen ahşap konaklar göze
çarpmaktadır. Günümüzde otel olarak hizmet veren bu altı konağa, Pierre Loti’ye yakın semtlerin isimleri verilmiştir; Ayvansaray, Sütlüce, Eyüp, Balat, Hasköy ve Fener Konakları... Pierre
Loti’de konakların yanı sıra tarihi eserler de restore edilmiştir.
Özellikle turistik amaçlı gerçekleştirilen bu projenin en ilgi
çekici bölümü teleferikle ulaşımdır. Yerli ve yabancı pek çok turistin uğrak mekanı olan Pierre Loti Tepesi’ne teleferik ile ulaşmanın heyecanı ve zevki bir başkadır. Eyüp Belediyesi tarafından
1 Kasım itibarıyla hizmete sunulan teleferik; Haliç ve Pierre Loti
istasyonu olmak üzere iki duraktan oluşmaktadır. İstasyonlar
arasındaki uzaklık 419, kot farkı ise 53 metredir. Ulaşım, 8’er
kişilik kapasiteye sahip iki gidiş iki dönüş dört adet panoramik
kabinle yapılmaktadır. İç mekanları minyatür ve gravürlerle süslenen istasyonlarda, yolcu bekleme salonu, seyir terasları, yürüyen merdivenler ve idari üniteler bulunmaktadır.
RAMAZAN EĞLENCELERİNİN GÖZDESİ; FESHANE
Osmanlı döneminde fes dikilen yer olarak anılan Feshane
Birlik 2010/4
29
Dosya
baştan başa yenilenip konserlerin düzenlendiği sanatsal etkinliklere sahne
olan kültür merkezi amaçlı hizmet
vermektedir. Özellikle Ramazan ayı
boyunca süregelen gösteri ve organizasyonlarda bir yandan eski Ramazan
eğlenceleri yaşatılmaya çalışılırken
diğer yandan birçok ünlü sanatçının
konser programlarına ev sahipliği
yapmaktadır. Feshane’nin hemen yanında ise yıl boyu açık olan büyük bir
çocuk parkı bulunmaktadır.
BİR HALİÇ KLASİĞİ:
SALTANAT KAYIKLARI
Eyüp’te eski günleri yad edecek
bir Haliç ritüelidir Saltanat Kayıkları… Benzerlerine ancak Deniz Müzesi
sergi salonlarında rastlayacağınız Osmanlı dönemi saltanat kayıklarından
bire bir ölçülerde Karadeniz sahilinde
tekne yapımcılığı ile ünlenmiş Cide’de
imal edilmiş ilk örneği gerek Haliç gerekse Boğaz gezileri için şaşırtıcı görüntüsüyle bekleme yerinde dikkatleri üzerine çekmektedir.
DUALARIN ŞAHA KALKTIĞI
KUTSAL YER: EYÜP
SULTAN TÜRBESİ
Eyüp Sultan Camii, cami olmasının
ötesinde İstanbul’un kutsal ziyaret
mekanlarından biridir. Caminin girişinde yer alan Çifte Gelinler Türbeleri, geniş gövdeli anıt çınar ağaçları,
Eyüp Camiisi’nin göz okşayan çinileri
ve Eyüp Sultan Hazretleri Türbesi ise
ziyaretçileri her daim etkilemektedir.
Camii’nin hemen yanındaki türbe,
1459 yılında cami ile birlikte inşa edilmiştir. Dışı çinilerle süslü türbe özellikle cuma, kandil ve bayram günleri
ziyaretçilerle dolup taşmaktadır. İşleri
ters gidenler, kısmetini açtırmak isteyen kızlar, yeni evlenenler, sünnet
olanlar ve çeşitli dilekleri olanlar türbenin önünde dua eder ve çevresini üç
defa dolaşırlar. Türbenin ayakucunda
30 Birlik 2011/1
bulunan suyun kalp hastalığına şifa olduğuna inanılır. İstanbul’da
yapılan ilk eser budur. Türbede medfun bulunan Hz. Hâlid Bin
zeyd Ebû Eyyûb el-Ensâri Medineli’dir. Türbe sekiz köşeli olup
tek kubbelidir. Kesme taştan yapılmıştır. Kubbe cephe yüzlerine
oturtulmuştur. Kasnağı yoktur. Türbenin içi, alt pencerelerin üst
silmesine kadar bütün duvarlar mavi ve beyaz rengin hakim olduğu desenli çinilerle kaplıdır. Bu çinilerin üst tarafında türbeyi
fırdolayı kuşatan, lacivert zemin üzerine beyaz celi yazılar ile donatılmış bir çini kuşağı yer almıştır. Buraya Besmele-i Şerif ve Tevbe
Suresi’nin ayetleri yazılmıştır. Türbenin içinde ve sandukanın ayakucuna rastlayan duvarın kenarında bir kuyu vardır. Bu kuyunun
mermer bilezik taşı, türbe duvarı özel olarak bir miktar oyulmak
suretiyle yerleştirilmiştir. Halen üzerinde ağaçtan çıkrığı ve bakır
kovası görülmekte ve üzerinde yer alan kitabeden bu kuyunun
Sultan I. Ahmed tarafından ihya edildiği anlaşılmaktadır.
HALİÇ’TE BİR KÜLTÜR ELÇİSİ: RAHMİ KOÇ MÜZESİ
Haliç’te mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri de
ünlü işadamı Rahmi Koç’un adını taşıyan Sanayi Müzesi’dir. Müzede sanayinin gelişimi tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilirken,
bilindik pek çok markayı da tekrar görme olanağı sağlamaktadır.
Sanayi Müzesi’nde; denizaltı, uçaklar, trenler çeşitli dönemlere
ait otomobiller, faytonlar, buharlı makineler, dükkanlar, tersane
ve teknelerin sergilendiği birçok sergi salonu ziyaretçilere farklı,
zevkli, neşeli bir gezi yapma imkanı sunmaktadır.
AYNALIKAVAK KASRI
Hasköy yolu üzerindeki Osmanlı dönemi mimarlığının en güzel örneklerinden birini sunan Aynalıkavak Kasrı, Taşkızak Tersanesi yakınında bulunmaktadır. Kasır, bezeme sanatı açısından
önem kazanırken Arz Odası, Divanhanesi, duvar yazıtları, alçı
şebekeli pencereleri, III. Selim tuğralı bezemeleri, sedir, kandil,
mangal gibi eşyaları ile geçmişe ışık tutmaktadır. Hasköy-Kasımpaşa arası tersanelerin yer aldığı kıyı bandı askeriyeye ait bölümlerle geçilip, iskeleye gelince gerek motorlarla, gerekse Haliç
vapur seferi ile Eminönü’ne ulaşılır.
İSTANBUL’UN ZEVK VE SEFARET SARAYI:
SADABAT SARAYI
Sadabad Sarayı, Patrona Halil ayaklanmasına (1730) kadar
İstanbul’un zevk ve sefaret yerlerinden biri olarak ün yapmıştır.
Devrin şairleri Nedim, Seyyid Vehbi, İzzet Ali, Nahifi, Saim bu
sarayı ve çevresindeki kasır ve köşkleri övmekten ayrı bir zevk
duymuşlardır. Nedim, bilhassa, devrin safahat ve eğlencelerini
şiirlerinde canlı tablolar halinde sergilemiştir. Sadabad, irili ufaklı yüz kadar köşk ve kasırla donatılmıştı. Bu kasırların bir kısmı hanedan mensuplarına ait olup bunlardan isimleri bilinenler,
Şevk-abad, Kasr-ı Neşat, Kasr-ı Cinan, Hurremabad, Hayrabad
ve Nevpeyda’dır.
Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir:
“Haliç Değişmeye Devam Edecek”
Haliç’in İstanbul tarihinde incelenmesi gereken en önemli bölgelerden
biri olduğunu söyleyen Fatih Belediye
Başkanı Mustafa Demir, bu bölgenin
önemini yıllarca ticaret merkezi olmasından geldiğini belirtiyor. Demir,
Haliç’te yıllar içinde nelerin değiştiğini, bu bölgelenin eski canlılığını ve
güzelliğini kazanması için neler yapıldığını ve gelecekte neler yapılması
gerektiğini Birlik Dergisi okuyucuları
için anlattı.
yan yana bulunabilir. Evet, bulunabilir ve bunların en güzel
örneği Balat’ta yani Haliç’in hemen kenarında. Kısacası Haliç
konumu ve tarihi itibari ile çok önemli bir yer.
Başkan Demir, Haliç için yapılan ve yapılması gerekenleri şu sözlerle anlattı:
“Biz 2005 yılında Fener Balat Rehabilitasyon Projesi’ni
başlattık ve 2007 yılında bitirdik. O bölgede bir döneme ait
aynı mimari özelliği taşıyan ve günümüze kadar kalabilmiş
sivil mimarlık örneği olan yaklaşık 126 binanın restorasyonunu yaptık. Bunlardan bir kısmı çok ağır restorasyonlardı.
Yani çok kötü tahrip olmuştu, bir kısmı ise çatı, pencere,
dış yüzey çalışmalarıydı. 7 milyon Euro’luk bir bütçeye sahip olan proje. Avrupa Birliği ile Fatih Belediyesi’nin başlayıp
bitirdiği yegâne çalışmalardan bir tanesidir. Aynı zamanda
Unesco’nun da örnek gösterdiği projelerden biri olmuştur.
Şimdi de Fener’den Ayvansaray’a kadar olan sahil şeridini
yenileme alanı ilan ettik. Avrupa Birliği ile yaptığımız proje
bina bazındaydı. Yeni projede ise tüm alanı ilgilendiren bir
çalışma yapılıyor. Söz konusu projenin ihalesini 2007 yılında
gerçekleştirdik, 2014’e kadar da, tıpkı diğer yenileme alanımızda olduğu gibi neticeye varmak istiyoruz. Aynı zamanda
kültürel faaliyetlerde de bulunmayı ihmal etmiyoruz. Mesela
romanların festivalini yaptık. Dünya Roman Günü münasebetiyle İstanbul’daki hatta Edirne’den komşu illerden romanlarımızı davet ettik. Gelecekle ile de önemli projelerimiz var
bunlardan bir tanesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile yürüttüğümüz Sukay projesidir. Teller aracılığıyla insanlar su
kayağı yapacaklar. Şu anda projemiz bitmek üzere, sanırım
2011 başlarında ihalesini de yapacağız ve 2011 yazında inşallah bu projeyi hayata geçireceğiz. Yani Fatih Belediyesi
olarak yapacağımız çok proje var. Haliç dünden bugüne çok
değişti, çok yol kat ettik ve daha da değişecek.
Zengin Tarihsel Geçmiş
“Haliç eski medeniyetlere ev
sahipliği yapmış, neolitik çağlarda
insanların barındığı, ticaret yaptığı
bir yerdi. Gemilerin uğrak yeri olan
bir ticaret merkeziydi. Ticaretin can
damarıydı bir nevi. Eminönü de ihracat ve ithalatın kalbinin attığı yerdi. Yani buralara gemiler yanaşırlar
ama Eminönü’nde ticaretlerini yaparlardı. Bir de Haliç tarih boyunca değişik medeniyetlere ve dinlere mensup insanların bulunduğu
bir yer. Tarih açısından son derece
zengin. Mesela biz hep deriz ki aynı
cadde üzerinde kilise, cami, sinagog
Birlik 2011/1
31
Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu:
“Mekke, Medine, Kudüs ve Eyüp Sultan”
lık ayının 28’inde Bedaş ile bir ihalemiz var. 5 mahallemizde de elektrik, telefon hatlarının yerin altına alınması, eksik
trafoların yapılması ve aydınlatmaların tamamen yenilenmesi
projesinin ihalesi gerçekleşti. Nişanca, Düğmeciler, İslambey
ve Eyüp Merkez Mahalleri ilk aşamada yapılacak. Kalan 11
mahallemizin projeleri de yapılıyor.
Belediyenin sosyal tesislerini yeniledik ve halkımızın hizmetine sunduk. Ensari Konağı, onun yanında yaptığımız üç
katlı tarihi konak, restaurant olarak hizmet verecek. Kara
Süleyman Tekkesi’ni de geçen yıl bitirdik ve vakıflara teslim
ettik. Sertarikzade Tekkesi kültür merkezi olarak işlevini sürdürüyor. Rami’de çökmekte olan bir restoran vardı, onu yıkıp
yeniden yaptık. Emniyettepe Tesisleri’ni büyütüp mahalleye
hizmet eder hale getirdik. Büyükşehir Belediyesi’nin Osmanlı
Parkı’nda yaptırdığı küçük bir tesis vardı, onu da alıp büyüttük ve yeniledik. Şu anda Eyüp’teki tüm nikahlarımız yaz kış
burada kıyılıyor.
Gündeminizdeki yeni projeler hakkında da bilgi alabilir
miyiz?
S
ayın Başkan, Eyüp Bölgesi’nde
inşaatı devam eden ya da yapılması planlanan projelerden biraz
bahseder misiniz?
Eyüp Camii meydan düzenlemesinin yüzde 80’i tamamlandı, yakın
zamanda bitirmiş olacağız. Biliyorsunuz Eyüp Sultan, Mekke, Medine
ve Kudüs’ten sonra İslam aleminin
4’üncü kutsal mekanı. Her yıl milyonlarca kişi ziyaret ediyor Eyüp
Sultan Hazretlerini. Cami çevresini
yeniden düzenledik. Yerleri seccade
boyutunda Uşak mermeriyle kapladık. Cami önündeki Fahri Korutürk
Caddesi’nin de tüm alt-üst yapı çalışmaları bitirildi.
Diğer bir önemli projemiz, ilçemizde bazı mahallelerimizde yaptığımız elektrik ve telefon hatlarının yeraltına alınması çalışması. Yeraltına
alma işleminde o sokak ve cadde tekrardan düzenlenerek daha modern
bir görüneme kavuşturuluyor. Defterdar Mahallesi’ndeki bu çalışmayı
kendi kaynaklarımızla yaptık. Ve Ara-
32 Birlik 2011/1
Haliç kenarına, Yunus Gösteri Merkezi yanına Nikah Sarayı
ve Kültür Merkezi yapıyoruz. Yakında temelini atacağımız bu
tesiste çok büyük salonlarımız var. Tiyatro, sergi ve konser
gibi her türlü kültürel aktiviteyi gerçekleştirebileceğiz. Alışveriş mekanları, nikah sarayı ile muhteşem bir tesis olacak.
Projeyi geçtiğimiz günlerde ödül kazanan Mimar Emre Arolat
hazırladı.
İhale çalışmaları devam eden ve İBB’nin yapacağı
Göktürk’te İstanbul Caddesi yenilenmesi ve düzenlemesi çalışması var. Göktürk Meydanı ve caddesi yenilenmesi projesi
ise tüm hızla devam ediyor. Bu ayın sonunda bitmiş olacak.
Eyüp Belediyemiz’in şu anda bulunduğu bina, çok dağınık ve
işlevsel değil. Ayrıca yer olarak da çok daha verimli kullanılabilecek, ilçeye getirisi olacak Haliç kıyısında bir yerde…
Eyüp’teki kültür merkezlerinden Serterikzade’yi anlatır mısınız?
Sertarikzade Kültür ve Sanat Merkezi, 18.yy.’da
Sertarikzâde Mehmet Emin Efendi’nin adına yaptırılmış bir
Cerrahi dergâhıdır. Dönemin tasavvuf hayatının çok parlak bir
merkezi konumunda olan bu mekan birçok sanatkar, musikişinas ve ilim adamı yetiştirmiş bir irfan yuvası olarak görevini
tarihten günümüze bizlere devretmektedir. Mekanın tarihsel
işleviyle de uyumlu olabilecek “Geleneksel Türk Sanatları” ve
“Klasik Türk Musikisi” eğitimleri verilerek; bu mekan bir sanat akademisi konseptiyle canlandırılıp bölgemizin kültürel ve
tarihi dokusunu ön plana çıkarabilecek yeni bir mekan olacaktır.
İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı, Numan Güzey:
“Dostu Sevindirecek, Düşmanı İmrendirecek Bir Haliç”
“Haliç’te
düşmanı
imrendirecek, dostu sevindirecek olgunlukta
mekânlar, yaptık. Cumhuriyet tarihinde yapılmamış projeleri biz yaptık.”
Bu sözlerin sahibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal
İşler Daire Başkanı Numan Güzey.
Güzey’dan Haliç’te yapılan çalışmaları, Haliç’in eski tarihinden bugüne
nelerin değiştiğini anlattı.
Numan Bey, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak Haliç ve çevresinde yaptığınız çalışmalardan
bahsedebilir misiniz?
Kültür ile ilgili olan Haliç projesi
denilince akla Sütlüce Kültür Merkezi
gelmeli. Ülkenin makûs talihini İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak
doğru yöne aktardık. Son yedi yılda
İstanbul’da yapılan kültürel faaliyet-
ler Cumhuriyet tarihi boyunca yapılmamış çalışmalardı. Cumhuriyet tarihi boyunca sadece 5 tane tiyatro salonu var iken
biz ona 13 sahne ekledik. Yedi yılda 13 sahne yaptık. Kıvançla
övünerek söylüyoruz ki Kâğıthane sahnemiz kapalı gişe oynadı bütün sene. Ümraniye sahnemiz, Ataşehir sahnemizde
böyle oynadılar. Dolayısıyla en prestijli sanatçılarımızı Kartal’a
Maltepe’ye Bülent Ecevit Kültür Merkezine göndermekte
zorluk çekmiyoruz. Haliç’te eskiden Haliç’e yakışmayacak
bir görüntü vardı. Pisti, prestiji düşüktü, biz bunu ortadan
kaldırdık. Şimdi Haliç’te denize giriliyor, balık tutuluyor böyle bir Haliç oldu. Biz bu güzel ortama değerler kattık. 3500
kişilik, 1000 kişilik,1500 kişilik kongre merkezleri yaptık. İstanbul’umuzu bir kongre şehri haline dönüştürdük. Kültürün
tartışıldığı, kültürel ortamların tartışıldığı mekânlar haline getirdik. Haliç’in çevresindeki sportif alanlar düşmanı çatlatacak
dostu sevindirecek olgunlukta mekânlar oldular. 2010 kültür
başkenti olduğumuz hengâmede batılı, dünyanın her yanından gelmiş dostlarımız ve misafirlerimizde şehrimize geldikçe
bu güzellikleri yaşıyorlar. Haliç her şeyiyle mükemmel bir kültür merkezi oldu.
Birlik 2011/1
33
Söyleşi
Elektrik Santralinden
Sanat Merkezine
İstanbul Bilgi
Üniversitesi’nde
ders veren Prof. Dr.
Aydın Uğur, “Santral
İstanbul” projesini
anlattı. Bilimin ve
sanatın bir araya
geldiği “Santral
İstanbul” hakkında
pek çok sorunun
cevabını bu yazımızda
bulacaksınız.
34 Birlik 2011/1
İ
stanbul Bilgi Üniversitesi’nde
bir dönem rektörlük yapan
şimdilerde ise üniversitenin
sosyoloji bölümünde ders veren Prof. Dr. Aydın Uğur bilim ve
sanatın adeta dans ettiği Santral
İstanbul’u anlattı. Uğur bize Santral İstanbul projesi hakkında bilgi
verebilecek en yetkin kişiydi. Çünkü Santral İstanbul, İstanbul Bilgi
Üniversitesi’nin yoğun çalışmaları
sonucunda kente kazandırılıyor.
Bugün Santral İstanbul, üç özelliği
birden taşıyor; müze, eğitim yeri,
sanat merkezi… Santral İstanbul’un bu özellikleri taşıması
ise, zorlu bir sürecin sonucunda gerçekleşmiş. Çünkü Santral İstanbul’un hayat bulduğu bina eskiden yıllarca elektrik
santrali olarak çalışmış. Osmanlılara bile elektrik üreten
bir yerden bir sanat merkezi çıkartan düşünce yapısını biz
sormadan anlatmaya başladı Prof. Dr. Aydın Uğur.
Hocam, ilk olarak sizin yolculuğunuzdan başlayalım.
Şu anda Bilgi Üniversitesi’nde Sosyoloji Bölümü’nde
gençlere ders veriyorsunuz. Ama uzun bir süre üniversitenin rektörlüğünü yaptınız.
Bilgi Üniversitesi’nin öyküsü 1996’da başladı. Başından itibaren Bilgi Üniversitesi’nin içindeyim. Daha önce
Ankara’da hocalık yaptım. Ankara Siyasal Bilgiler’e bağlı Basın Yayında İletişim Fakültesi’nde ve sonra Marmara
Üniversitesi’nde hocalık yaptım. Yani bitmiş iş, oturmuş yapılar da değil de hep oluşan süreçler içerisinde bulundum.
Şans yardım etti ve her zaman bu işlerin üstesinden geldim.
Önce Bilgi’nin İletişim Fakültesi kurucu dekanlığını yaptım.
Sonra 2005’te rektör oldum. 2009’a kadar bu görevi üstlendim. Şimdi de Sosyoloji Bölümü’nde ders veriyorum.
Bilim İLE sanatın buluşması
Bilgi Üniversitesi bugün pek çok sanatsal faaliyetlere imza atıyor. Bu faaliyetlerden belki de en önemlisini
biraz sonra size soracağız ama onun öncesinde bilimin
merkezi bir üniversite ile sanat nasıl bir araya geldi,
bunu dinleyebilir miyiz?
İlk olarak Bilgi Üniversitesi hızlı olarak büyümeye başladı. Bilgi’nin önünde iki opsiyon vardı. Ya kampüs üniversitesi olacak ki o zamanda şehir dışına gidecek. Yani örnek
olarak verirsek Küçükçekmece veya Riva’da olması gerekiyordu. Diğer bir model de şehir üniversitesi olmasıydı. Biz
de hep şehir içinde olduk. Kampüslerimiz hep şehir içinde oldu. Dolapdere Kampüsü, Kuştepe Kampüsü bunların
hepsi şehirdeydi. Onun için şehir içinde büyümeye başladık. Yapı, kendi kendini büyütüyor. Bir de biz, sosyal bilimler üniversiteyiz. Sosyal bilimler dediğin aslında toplumu,
kendini tanımaya çalışan, dünyayı anlamaya çalışan bir iş.
Prof. Dr. Aydın Uğur, Saint Joseph
Lisesi’ni bitirdikten sonra Orta Doğu
Teknik Üniversitesi Ekonomi ve İstatistik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler alanında yüksek lisans derecesi ile
doktora derecesini alan Uğur Ankara
Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde,
Marmara Üniversitesi Fransızca Kamu
Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü’nde
öğretim kadrosunda yer aldı. Aydın
Uğur, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin
kurulmasından itibaren bu üniversitede çeşitli idari görevlerde bulundu.
Türkiye’deki ilk yüksek lisans programının kurucu direktörlüğünü yaptı. Ve
2005 – 2009 döneminde İstanbul Bilgi
Üniversitesi’nin rektörlüğünü üstlendi.
Şu anda İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde
Sosyoloji Bölümü’nde hocalık yapan
Uğur, bilim ve sanatın bir araya geldiği
“Santral İstanbul”da imzası olan isimlerden biri.
Ama senin bilim ile çözemediğin yanlarını
deşen bir kardeş uğraş daha var. O da
sanat. Yani sadece güzellikler yapılsın anlamında sanatın kıymeti değildi bizim ilgimizi çeken. Yani hakikati, toplumu, insanı anlamada bilim kadar ama bilimden
farklı enstrümanlar kullanan sorgulama
aracı sanat. Dolayısı ile bizimle hısım akraba, bilim ile hısım akraba. Ve biz bunu
nasıl yaparız diye başlamıştık. Çünkü
koleksiyonumuz olmaya başlamıştı. Yani
Bilgi Üniversitesi’nin resim koleksiyonu
yavaş yavaş oluşmaya başlamıştı. Zaten
Birlik 2011/1
35
bir sürü de sanata yakın duran bölümümüz var. Müzik bölümümüz var, görsel iletişim bölümümüz var, sanat yönetimi
bölümümüz var vs. Yani öyle sadece teknik üniversite özelliğinde değildik. Dolayısıyla sanat denilen şeyi bünyemize
nasıl sokarız diye düşünürken buranın boşluğunu farkına
vardık.
Müze-eğitim yeri-sanat merkezi
Ve böylelikle “Santral İstanbul” projesi ortaya çıkıyor öyle mi? Eskiden elektrik santralı olarak yıllarca
Osmanlıya elektrik üreten bir yer, içerisinde müze olan
bir üniversite kampüsüne nasıl dönüştü?
Burası göz alıcı güzellikte bir eskilik arz ediyordu. Yani
dökülüyordu ama döküntünün içinde arkeolojik sit güzelliği vardı. Zamanında burada nelerin yapılabilmiş olduğunu
hissedebiliyordun. İçinden böyle hüzünlü bir ışık çıkıyordu.
Bu özelliklerinin her biri bizi çekti. Ondan sonra da temaslar kuruldu. Burası belli bir süre için Bilgi Üniversitesi’ne
hem bir müze daha doğrusu bir sanat merkezi hem de bir
eğitim mekanı sağlayan bir yer olmak üzere tahsis edildi. Ondan sonra ne yaparız düşüncesi başladı. Dünyadaki
örnekler incelenmeye başlandı. Önümüzde iki yol vardı.
Birincisi buradaki santralin makineleri, büyük düzenekleri gibi bu tarz şeyleri söküp atmak ve onları kabuğunun
içine yerleşmek. Bir diğer yol ise onu transforme etmek.
Yani hayata başka türlü dahil etmek. Biz ikinci yolu seçtik.
İkinci yol iş olarak zahmetli bir iş. Çünkü bozmayacaksın,
dökmeyeceksin, kırmayacaksın çalıştırmadan ayakta tutacaksın. Ama o eskimiş, dökülmüş şeyleri toparlayacaksın.
Hayata yeniden bir tür akılda canlandırmaya elverecek şekilde iade edeceksin. Hem de onun üzerine yeni bir fonk-
36 Birlik 2011/1
siyon koyacaksın. Onun peşine düştük,
dediğim gibi zor bir işti. Ama burasının
yapımı iki sene gibi bir kısa sürede oldu.
Değme babayiğidin yapamayacağı kadar
büyük bir hızla yaptık. İçine eğitim binaları da konulmuş oldu. Eski binaların
izdüşümleri üzerine konuldu bu binalar.
Mesela burada 478 ağaç vardı, bu ağaçlardan ya bir ağaç ya da iki ağaç kesildi.
Başka da kesilen ağaç olmadı. Dolayısı ile
burasının nesi varsa yerinde bırakmaya
çalışıldı. Kaldırımlar bile eski kaldırımlar,
onların üzerindeki kaldırımları kaldırdık,
altından kaldırım taşlarını çıkardık. Yani
o eski ile yeni fonksiyonu bir araya getiren bir model oluştu. İki sene gibi kısa
bir zamanda yapılması gerektiği için meşakkatliydi. Artı yapılan yatırım da çok
ağırdı. Çünkü binaların güçlendirilmesi
lazımdı. Türkiye’nin tarihinde sanat, ve
arkeoloji eser sergileme düzeni konusunda sırf bu iş için başından itibaren
düşünülmüş bir tane bina vardı, başka
da yoktu. O da arkeoloji müzesidir Osman Hamdi Bey’in yaptığı. Ondan sonra da Cumhuriyet tarihinde bir daha da
yapılmamış. Örneğin, bizim orada yaptığımız bir tane Emre Arolat imzalı olan
büyük ve şimdi içerisinde sergi olan bir
bina var. O anlamda Cumhuriyet’in yaptığı ilk sergileme alanıdır. Sırf sergileme
yapılsın diye düşünülmüş, alt yapısı
ona göre kurulmuş, mimarisi ona göre
düşünülmüş, tesisatları ona göre döşenmiş olan ilktir.
Herkese açık bir yer
Siz sadece onu modernizemi ettiniz?
Hayır, bazılarını modernize ettik
ama bir tane de kocaman böyle bir şey
yaptık. Sıfırdan yapıldı ama eski bir yıkılmış yapı olan büyük fırının yerine yapıldı. Devasa ebatlarda bir fırınmış bu.
Biz geldiğimizde o yoktu, fotoğraflarda
gördük, yıkılmış. O boyutlarda oraya
ama yepyeni sergileme amaçlı bina yapılmış oldu.
Bu müzeye dışarıdan insanlar da
girebiliyor değil mi?
Tabiki girebiliyor. Kamusal alan olduğu için herkese açık
bir yer.
Peki, bu projenin yapım aşamasındaki maliyeti sadece Bilgi üniversitesi mi üstlendi?
Hiçbir yardım almadan İstanbul Bilgi Üniversitesi üstlendi. Kredi aldı, borç aldı ama öyle bir yardım falan söz
konusu olmadı.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Burada üç dört ismin söylenmesi gerekiyor. Bu iş benim
rektörlüğüme denk geldi. Ama buna cesaret edebilmek kolay iş değildi. Bu cesareti
gösteren, adımı atan Ulus Özerden’dir.
Ondan sonra da destek alınan mimari
projede yer alan üç dört tane mimarımız
var. Bunlardan bir tanesi İhsan Bilgin’dir.
Mimarlık Fakültemiz’in de dekanı olan bu
arakdaşımız aynı zamanda mimar. Sonra
Emre Arolat, Nevzat Sayın, Han Tümertekin var. Yani bu dörtlü mimari ekibin de
burada mutlaka anılması gerekiyor.
Birlik 2011/1
37
Mevzuatı Geliştirme
Ahmet Cihat Kahraman
Çevre Mühendisi
MBB Çevre Yönetim Merkezi
“Binalarda Enerji Performansı
Yönetmeliği” Neler Getiriyor?
B
yeni yapılacak binaları etkilerken bu Yönetmelikten etkilenmeyecek binalar (yapılar) da, revize edilmiş son Yönetmelikte
aşağıdaki gibidir;
MADDE 1 – (Değişik: RG-1.4.2010-27539)
(1) Bu Yönetmeliğin amacı, binalarda enerjinin ve enerji
kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasına, enerji israfının
önlenmesine ve çevrenin korunmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Söz konusu Yönetmeliğin kapsamı mevcut binalar ve
MADDE 2 – (Değişik: RG-1.4.201027539)
(1) Bu Yönetmelik mevcut ve yeni yapılacak binalarda;
a) Mimari tasarım, mekanik tesisat,
aydınlatma, elektrik tesisatı gibi binanın
enerji kullanımını ilgilendiren konularda
bina projelerinin ve enerji kimlik belgesinin hazırlanmasına ve uygulanmasına
ilişkin hesaplama metotlarına, standartlara, yöntemlere ve asgari performans
kriterlerine,
b) Enerji kimlik belgesi düzenlenmesi, bina kontrolleri ve denetim faaliyetleri
için yetkilendirmelere,
c) Enerji ihtiyacının, kojenerasyon
sistemi ve yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmasına,
ç) Ülke genelindeki bina envanterinin
oluşturulmasına ve güncel tutulmasına,
toplumdaki enerji kültürü ve verimlilik
bilincinin geliştirilmesine yönelik eğitim
ilindiği üzere 05 Aralık 2008’de 27075 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan “Binalarda Enerji Performansı
Yönetmeliği”, 01 Nisan 2010 tarihinde 27539 sayılı
Resmi Gazete ile birtakım değişikliklere uğradı.
Sözü edilen değişiklikler Yönetmeliğin “Amaç, Kapsam,
Dayanak” gibi birçok bölümüne de yansıdı. Binalara yeni
uygulamalar getiren Yönetmelikle hem istihdam alanları
oluşacak hem de enerji konusunda radikal adımlar atılmış
olacak.
Bu yönetmelik değişikliği ile belediyelerin mücavir alanları içerisinde yer alan kapsama da uygun binalarda ciddi
birtakım denetlemeler ve izinler belediyelerin görev, yetki
ve sorumluluğunda olacaktır. Belediyelerin yapı denetimi ve
ruhsatla ilgili birimlerinin dikkatle incelemesi gereken bir
Yönetmelik olan “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” ilgili birimler açısından değerlendirilerek aşağıdaki şekilde bir çalışma ile derlenmiştir.
Revize edilmiş haliyle söz konusu yönetmeliğin amacı
etkin bir enerji kullanımına zemin hazırlar şekilde olup, 1.
Madde’de aşağıdaki şekliyle ifade edilmiştir;
38 Birlik 2011/1
ve bilinçlendirme faaliyetlerine,
d) Korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen
binalarda, enerji verimliliğinin artırılmasına yönelik önlemler
ve uygulamalar ile ilgili, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun görüşünün alınarak bu görüş doğrultusunda
yapının özelliğini ve dış görüntüsünü etkilemeyecek biçimde
enerji verimliliğini arttırıcı uygulamaların yapılmasına ilişkin
iş ve işlemleri kapsar.
(2) Sanayi alanlarında üretim faaliyetleri yürütülen binalar, planlanan kullanım süresi iki yıldan az olan binalar, toplam kullanım alanı 50 m2’nin altında olan binalar, seralar,
atölyeler ve münferit olarak inşa edilen ve ısıtılmasına ve
soğutulmasına gerek duyulmayan depo, cephanelik, ardiye,
ahır, ağıl gibi binalar bu Yönetmeliğin kapsamı dışındadır.
“Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği”nin dayanak
olarak kabul ettiği birtakım kanun ve kanun hükmünde kararnameler mevcuttur. Bunlar da aşağıdaki gibidir:
MADDE 3 – (Değişik: RG-1.4.2010-27539)
(1) Bu Yönetmelik, 18.4.2007 tarihli ve 5627 sayılı
Enerji Verimliliği Kanunu’nun 7’nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) ve (d) bentleri ile 13.12.1983 tarihli ve 180
sayılı Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 30/A numaralı
maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
Yönetmelikte “Dayanak” olarak gösterilen kanun ve kanun hükmünde kararnameler ise aşağıdaki gibidir:
Enerji Verimliliği Kanunu
(18.04.2007-5627)
MADDE 7 – (1) Enerji verimliliğinin artırılması amacıyla aşağıdaki uygulamalar gerçekleştirilir.
ç) Toplam inşaat alanı yönetmelikte belirlenen mesken
amaçlı kullanılan binalarda, ticarî binalarda ve hizmet binalarında uygulanmak üzere mimarî tasarım, ısıtma, soğutma, ısı yalıtımı, sıcak su, elektrik tesisatı ve aydınlatma
konularındaki normları, standartları, asgarî performans kriterlerini, bilgi toplama ve kontrol prosedürlerini kapsayan
binalarda enerji performansına ilişkin usûl ve esaslar, Türk
Standartları Enstitüsü ve Genel Müdürlük ile müştereken
hazırlanarak Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulacak bir yönetmelikle düzenlenir. Yönetmelik
hükümlerine aykırı hareket edilmesi halinde ilgili idare tarafından yapı kullanma izni verilmez.
d) Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından yürürlüğe
konulacak yönetmeliğe göre hazırlanan yapı projeleri kapsamında enerji kimlik belgesi düzenlenir. Enerji kimlik belgesinde binanın enerji ihtiyacı, yalıtım özellikleri, ısıtma ve/
veya soğutma sistemlerinin verimi ve binanın enerji tüketim
sınıflandırması ile ilgili bilgiler asgarî olarak bulundurulur.
Belgede bulundurulması gereken diğer bilgiler ile belgenin
yenilenmesine ve mevcut binalar da dâhil
olmak üzere uygulamaya ilişkin usûl ve
esaslar, Bakanlık ile müştereken hazırlanarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca
yürürlüğe konulacak yönetmelikle belirlenir. Mücavir alan dışında kalan ve toplam
inşaat alanı bin metrekareden az olan binalar için enerji kimlik belgesi düzenlenmesi zorunlu değildir.
Bayındırlık ve İskân
Bakanlığı’nın Teşkilat
ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde
Kararname
(13.12.1983-180)
Madde 30/A - (180 sayılı KHK`nin
39 uncu maddesi hükmü olup,
8/6/1984 tarih ve 209 sayılı KHK`nin
17’nci maddesiyle madde numarası
30/A olarak değiştirilmiştir.)
Bakanlık, kanunla yerine getirmekle
yükümlü olduğu hizmetleri tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve diğer idari
metinlerle düzenlemekle görevli ve yetkilidir.
Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği içeriğinde bulunan ilkeler başlığı
altında gerek Yönetmeliğin ilk halindeki
ilkeler, gerek değişiklik gösteren ilkeler
ve gerekse yeni eklenen ilkeler mevcuttur. Söz konusu ilkeler Yönetmelikteki
son haliyle aşağıdaki gibidir;
MADDE 5 – (1) (Değişik: RG1.4.2010-27539)
Yeni bina tasarımında, mevcut binaların proje değişikliği gerektiren önemli
tadilat projelerinde, mekanik ve elektrik
tesisat değişikliklerinde binanın özelliklerine göre bu Yönetmelikte öngörülen
esaslar göz önüne alınır.
(2) Binanın mimari, mekanik ve elektrik projeleri, diğer yasal düzenlemeler
yanında, enerji ekonomisi bakımından bu
Yönetmelikte öngörülen şartlara uygun
değil ise, ilgili idare tarafından yapı ruhsatı verilmez.
(3) Bu Yönetmelik esaslarına uygun
projesine göre uygulama yapılmadığının
tespiti halinde, tespit edilen eksiklikler
Birlik 2011/1
39
giderilinceye kadar binaya, ilgili idare tarafından yapı kullanım izin belgesi verilmez.
(4) (Değişik: RG-1.4.2010-27539) Bu Yönetmelikte
tanımlanmamış olan ve açıklık gereken hususlar hakkında,
Ek-8a’da verilen Türk Standartları’nın güncel halleri, bu
standartların olmaması halinde ise, Ek-8b’de verilen Avrupa Standartlarının güncel halleri esas alınır.
(5) (Değişik: RG-1.4.2010-27539) Bu Yönetmeliğin
uygulanmasında proje, yapım, denetim ve diğer konularda
tereddüde düşülen hususlar hakkında Bakanlığın görüşü
alınır.
(6) (Ek: RG-1.4.2010-27539) Mevcut binaların, dış
cephe duvarlarında ısı yalıtımı, ısıtma sisteminde kazan
değişikliği, ferdi ve merkezi ısıtma sistemleri arasında dönüşüm yapılması, merkezi soğutma sistemi kurulması, kojenerasyon sistemi kurulması veya yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretilmesi ile ilgili konularda tadilat
yapılması halinde, bu Yönetmelik hükümleri doğrultusunda
uygulama projesi hazırlanır ve yapı kullanım izni veren ilgili
idare tarafından onaylanır ve uygulanması sağlanır.
(7) (Ek: RG-1.4.2010-27539) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında, Avrupa Birliği mevzuatına uyum ile birlikte bu
uyum kapsamında Avrupa Birliği ülkelerindeki binalarda
asgari enerji performansı uygulamalarının bu Yönetmeliğe
yansıtılması doğrultusunda gerekli değişikliklerin yapılması
esastır.
İlgili Yönetmeliğin uygulanabilirliğini sağlamak açısından
birtakım birim, kurum, kuruluş, firmalara görev, yetki ve
sorumluluklar verilmiştir. Bu madde kapsamındaki görev,
yetki ve sorumluluklar aşağıdaki gibidir:
MADDE 6 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasından;
a) İlgili idareler,
b) Enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar,
c) Yatırımcı kuruluşlar,
ç) Bina sahipleri, bina yöneticileri veya enerji yöneticileri,
d) İşletmeci kuruluşlar,
e) İşveren veya temsilcileri,
f) Tasarım ve uygulamada görevli mimar ve mühendisler,
g) Uygulayıcı yükleniciler ve üreticiler,
40 Birlik 2011/1
ğ) (Değişik: RG-1.4.2010-27539)
Binanın yapılmasında, kullanılmasında
ve enerji kimlik belgesi düzenlenmesinde görev alan müşavir, danışman, proje
kontrolü yapan gerçek veya tüzel kişiler,
enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar, denetleme kuruluşları ve
işletme yetkilileri, görevli, yetkili ve sorumludur.
(2) Yönetmelik hükümlerine göre inşa
edilmemiş binalardan;
a) Projenin eksik veya hatalı olması
veya standartlara uygun olmaması halinde, proje müellifleri; yapımın eksik veya
hatalı olması veyahut standartlara uygun
olmaması halinde ise, varsa yapı denetim
kuruluşu ve yüklenici veya yapımcı firma,
yetkileri oranında sorumludur.
b) Sistemin uygun çalışmaması işletmeden kaynaklanıyor ise, bina sahibi, yöneticisi veya varsa enerji yöneticisi veya
işletmeci kuruluş doğrudan sorumlu
olur.
c) İlgili idareler, sorumluluğun takip,
tespit ve gereğinin yerine getirilmesi hususunda görevli ve yetkilidir.
(3) İlgili idareler ve enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar, projelerin ve uygulamaların bu Yönetmelik
hükümlerine uygun olup olmadığını denetler.
(4) Bu Yönetmeliğe uygun tasarım
ve uygulaması yapılmayan binalara yapı
ruhsatı veya yapı kullanım izin belgesi verilmesi durumunda, ilgili idareler, enerji
kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar ve varsa yapı denetim kuruluşları
sorumlu olur.
Yukarıdaki maddede geçen bentlerin izahı açısından aşağıdaki tanımlar önemlidir;
İlgili idare: Yapı ruhsatı ve yapı kul-
lanma izin belgesi verme yetkisine sahip belediye ve mücavir alan sınırları içindeki uygulamalar için büyükşehir
belediyeleri ile diğer belediyeleri, bu alanlar dışında kalan
alanlarda valilikler ile diğer idareleri,
Enerji kimlik belgesi: Asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve
ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri
içeren belgeyi,
Enerji yöneticisi: Binalarda enerji yönetimi ile ilgili faaliyetleri yerine getirmekle sorumlu ve enerji yöneticisi sertifikasına sahip kişiyi,
Enerji kimlik belgesi vermeye yetkili kuruluşlar: Yeni
tasarlanan binalar için; binanın tasarımında görev alan yetkili mimar ve mühendisleri, mevcut binalar için enerji verimliliği danışmanlık şirketlerini ifade eder.”
İncelenen bu Yönetmelik belediyeler ve mahalli idareler
açısından yapı denetim birimleri, ruhsat birimleri ile ilgili olarak hayati öneme sahiptir. Yukarıda temel esasları derlenen
maddeler sonrasında söz konusu bu Yönetmelikle ilgili “ilgili
idareler”in alakadar olması gerekli hususlar aşağıdaki gibidir:
“MADDE 10 – (1) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca
TS 825 standardında belirtilen hesap metoduna göre, yetkili makine mühendisi tarafından hazırlanan “ısı yalıtımı projesi” imara ilişkin mevzuat gereğince yapı ruhsatı verilmesi
safhasında tesisat projesi ile birlikte ilgili idarelerce istenir.
Havalandırma ve iklimlendirme
sistemleri tasarım esasları
MADDE 17 – (10) Yeni yapılacak binaların 500 m3/h ve
üzeri hava debili havalandırma ve iklimlendirme sistemlerinde, ısı geri kazanım sistemlerinin tasarımları yapılarak, yaz
ve kış çalışma şartlarında minimum %50 verimliliğe sahip
olması, ilk yatırım ve işletme masrafları ile birlikte enerji ekonomisi göz önüne alındığında avantajlı olması durumunda ısı geri kazanım sistemleri yapılması zorunludur. Bu
sistemler geçiş mevsimleri için by-pass düzeneğine sahip
olmalıdır.
(11) Yeni yapılacak binalar için onuncu fıkrada belirtilen
çalışmanın tasarım aşamasında rapor halinde proje müellifi
tarafından ilgili idarelere sunulması zorunludur.
MADDE 24 - (2) (Değişik: RG-1.4.2010-27539) Bu
Yönetmelik kapsamında binanın enerji performansını etkileyen mimari, mekanik, elektrik ve aydınlatma gibi sistemlerin verimlilikleri ile ilgili konularda yapılması gerekli
bakımlar, testler ve bunların periyotları, ilgili idare tarafından onaylanmak üzere tasarım aşamasında hazırlanan raporda tanımlanır. Bu testlerin zamanında ve uygun şekilde yapılmasından ve binanın tasarım aşamasındaki enerji
performansının altına inmeyecek şekilde
işletilmesi için gerekli bakım ve onarım
ve tadilatların yapılmasından bina sahibi,
yöneticisi, yönetim kurulu ve/veya enerji
yöneticisi sorumludur.
Enerji kimlik belgesi düzenlenmesi
MADDE 25- (4) Enerji Kimlik Belgesi, enerji kimlik belgesi vermeye yetkili kuruluş tarafından hazırlanır ve ilgili
idarece onaylanır. Bu belge, yeni binalar
için yapı kullanma izin belgesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Söz konusu 25’nci
madde 01.01.2011 tarihinde yürürlüğe
gireceğinden gerek belediyelerin ilgili birim müdürlüklerini (ruhsat, şehircilik, ve
imar) gerekse bu belgeyi vermeye yetkili kuruluşları bir takım yürürlüklere tabi
tutmuştur.
Enerji Kimlik Belgesi yeni yapılan binalara uygulanacağı gibi mevcut binalarada uygulanacak ve her binanın bir
Enerji Kimlik Belgesi olacaktır.
Enerji kimlik belgesi
vermeye yetkili
kuruluşlar
MADDE 26/A - (6) Enerji Kimlik Belgesi Vermeye Yetkili Kuruluşlar dışındaki diğer kurum ve kuruluşlarca verilecek
olan Enerji Kimlik Belgesi ve ilgili raporlar geçersiz sayılır. Bu belge ve raporlar
ilgili idarelerce onaylanmaz.
Bu çalışmanın başında da değinildiği
gibi Enerji Verimliliği Kanunu’nu da dayanak kabul eden “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” Belediyelerin yapı
denetimi, ruhsat birimleri ve/veya ilgili
diğer birimler açısından ele alınmıştır.
Enerjinin verimli kullanılmasının giderek ehemmiyet arz ettiği çağımızda ilgili
Kanun ve buna dayanılarak hazırlanan
söz konusu bu Yönetmelik ile beklenen
odur ki; daha etkin ve tasarrufa dikkat
çeken bir bakış açısıyla binalarla ilgili gerekli düzenlemeler yapılacak ve Yönetmeliğin amacında da belirtildiği üzere israf
önlenmiş olacaktır.
Birlik 2011/1
41
Bölgesel
İşbirliği
İz Bırakanlar
Nihat Zeybekçi Kimdir?
TDBB ile MBB
Kardeşliği
TDBB Başkanı Nihat Zeybekçi:
“Marmara Belediyeler Birliği ile Avrasya Yerel Yönetimler Kongresini yaparak çok başarılı bir başlangıç
yaptık. Marmara Belediyeler Birliği’nin tecrübelerinden
yararlanmak zorunda hissediyoruz kendimizi. Bundan
sonra da çok güzel şeyler yapacağımıza eminim.”
B
u sözler Türk Dünyası Belediyeler Birliği Başkanı
Nihat Zeybekçi’ye ait. Aynı zamanda Denizli Belediye Başkanı olan Zeybekçi, Denizli’nin gelişim
sürecinden Türk Dünyası Belediyeler Birliği ile Marmara
Belediyeler Birliği’nin yapmış olduğu çalışmalara kadar
pek çok konuda sorularımızı cevaplandırdı. Başkan Zeybekçi, TDBB ile MBB’nin ortak çalışmalara imza atmasından duyduğu memnuniyeti de dile getirdi.
Nihat Zeybekçi ayrıca Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nin
işleyiş yapısını ve amaçlarını da anlattı. Bugün 24 ülkeden
42 Birlik 2011/1
29 Mart 2009 Yerel Seçimleri’nde Denizli
Belediye Başkanlığı görevine 2. kez seçilen Nihat Zeybekçi 1961’de Denizli’nin
Tavas ilçesine bağlı Pınarlar Beldesi’nde
doğdu. Marmara Üniversitesi İktisadi İdari
Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nü tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yüksek
ihtisas yapan Başkan aynı zamanda
İngiltere’de South London College’de
Ekonomi Eğitimi aldı. Eğitim sonrası
yurda dönen ve bir süre İstanbul’da üst
düzey yöneticilik yapan Zeybekçi 1994
yılında Turkuaz Tekstil’i kurdu. Bir dönem Denizli Platformu Sözcülüğü yaptı.
Belli dönemlerde Sanayi Odası Meslek
Grubu’nda görev aldı. Üst üste iki dönem
Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçılar
Birliği Başkanlığı’nı yürüttü. 28 Mart 2004
Yerel Seçimleri’nde Denizli Belediye Başkanlığı görevine seçildi. Son yerel seçimlerde Denizli Belediye Başkanlığı’na tekrar
seçildi. Dört çocuk babası Nihat Zeybekçi
aynı zamanda Türk Dünyası Belediyeler
Birliği’nin başkanı.
1400’e yakın belediyenin üye olduğu Türk Dünyası Belediyeler Birliği, Zeybekçi’nin deyimiyle, “Uluslararası hedefleri
olan tek birlik.”
Türkiye’de ilk defa bir belediye antik
BİR kenti devir aldı”
Başkanım, ilk olarak kısaca sizden Denizli’yi dinleyebilir miyiz?
Denizli’de son zamanlarda çok büyük bir gelişim var.
İnanıyorum ki Denizli Türkiye’nin dünya kentlerinden biri
olacak. Bu söylem üzerine güzel şeyler yaptığımıza inanıyorum. Denizli çok şanslı bir şehir. Denizli’yi bir nokta olarak alırsanız, Antalya, Fethiye, Kuşadası gibi dünyanın en
güzel sahillerine yaklaşık 2,5 saatlik bir mesafede. Gökova
Körfezi’ne yaklaşık bir buçuk saatlik bir mesafede. Kültür
turizmi anlamında da inanılmaz zenginlikleri olan bir yer.
Dünyadaki tüm arkeologların arkeoloji yapabilecekleri bir
alandayız. Denizli kent merkezi beş tane antik şehrin ortasında yer alıyor. Biz Türkiye’de bir ilki de gerçekleştirdik. Türkiye’de ilk defa bir belediye bir antik kenti devraldı.
Ordaki kazı ve restorasyon çalışmalarını tek başına finanse
ediyor. Denizli aynı zamanda Pamukkale gibi bir güzelliğe ve
termal turizmde de çok büyük bir potansiyele sahip. Ayrıca
tüm bu özelliklerinin yanında tekstil alanında çok başarılı
olmuş bir şehir. Denizli’nin bugün 3 milyar dolara yaklaşan
bir ihracatı var. Kısacası bu kadar büyük güzelliklere sahip
bir kentin belediye başkanı olmaktan gurur duyuyoruz.
“Uluslararası hedefleri olan tek
birliğiz”
Aynı zamanda Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nin de
başkanısınız. Bize Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nin faaliyetlerinden biraz
bahsedebilir misiniz?
Biliyorsunuz ülkemizde Türkiye Belediyeler Birliği, bölgesel anlamda en
başarılı birliklerinden biri olan Marmara
Belediyeler Birliği, Ege Belediyeler Birliği, bir de konu itibariyle Tarihi Kentler
Birliği gibi pek çok birlik var. Bu birliklerin olduğu yerde dış dünya ile ilgili tek
birliğimiz, Türk Dünyası Belediyeler Birliği. Biz buna daha çok ‘Kültür Coğrafyası Belediyeler Birliği’ olarak bakıyoruz.
24 ülkeden Türkiyede dâhil olmak üzere
1400’ün üzerinde belediyenin dâhil olduğu bir kurumuz. Türkiye’deki bütün
belediyelere ulaşmak istiyoruz. Türk
Dünyası Belediyeler Birliği’nin amacı ne
diye sorarsanız, şöyle cevap verebilmek
mümkün: Kültür coğrafyamızda Kuzey
Afrika’dan Ortadoğu’ya, Balkanlar’dan
Orta Asya’ya kadar kültür ve coğrafya
anlamında gelenekler anlamında birbirine bağlı bu ülkelerle başarılı bir şekilde
bir araya gelmek ve bu ilişkilerin güçlü, kalıcı olabilmesini sağlamak ve bunların damarlarının halka inebilmesinde
yardımcı olmak. Şu unutulmamalıdır ki,
halka inen en önemli kapılardan biri yerel yönetimlerdir. Diğer taraftan coğrafik anlamda bugün nasıl ki şehirler komşu şehirler ile ülkeler komşu ülkelerle
Avrasya Yerel Yönetimler Konferansı’nı TDBB ve MBB birlikte düzenledi.
Birlik 2011/1
43
Bölgesel İşbirliği
kültür, sanayi, ekonomi anlamında
bir etkileşim halindeyse, biz de bu
etkileşimi sağlamlaştırma yapmak
için üzerimize düşen görevi yapmak
istiyoruz. İlgili Bakanlıklarımızdan,
Başbakanlık’tan, Türkiye belediyeler Birliği ve Marmara Belediyeler
Birliği’nden çok büyük destekler alıyoruz. 2000 yılına kadar insanlığın
devletler anlamında bilim anlamında
baktığımız zaman bütün gelişmeler
globalleşen dünyada ekonomik anlamda hiç kimse ben ayrıyım diyemiyor. Artık dünya tek bir pazar haline
geldi. Türk Dünyası Belediyeler Birliği
olarak, ekonomik olarak globalleşen
dünyanın sınıflara, kulüplere, birliklere ayrıldığı bir dünyada, kültürleri birbirine yakın ülkelerin de farklı
kültürel bir birlik oluşturabileceğine
inanıyoruz. Birliğimiz bu zamana kadar kongreler, ülkelerde faaliyetler,
eğitim çalışmaları ve ortak kültürle
ilgili konularda faaliyetler yürüttü.
Örneğin kültür coğrafyamızda ki ülkelerimizden biri olan Kazakistan.
Her Kazak ilçesine bir Türk ilçesi, her
Kazak şehrine bir Türk şehri kardeşliği kurmak gibi bir hedefimiz var.
Topyekün bir birlikteliği hedef alan
bir yapımız var. Biz yeni kurulmuş
olan bir Birliğiz, uzun yıllardır bu işi
yapmıyoruz. İnşallah bunu gerek ilgili devlet kurumlarımızla gerekse ilgili kardeş birliklerimizle daha bir üst
seviyeye getireceğiz. Örneğin Türkiye
Belediyeler Birliği’nin çok büyük bir
manevi ve maddi desteğini alıyoruz.
Marmara Belediyeler Birliği ile de
ilişkilerimiz çok yoğun bir şekilde devam ediyor vede çok büyük bir destek alıyoruz. Üye belediyelerimizden
de bu destekler geliyor. İstanbul’un
ilçe belediyeleri gibi, Ankara’nın belediyeleri gibi… vs. Biz uluslararası
hedefleri olan tek Birliğiz diyebiliriz.
44 Birlik 2011/1
Ertuğrul Gazi Sağlam
(TDBB Genel Sekreteri)
Birliğimiz 2003 yılında kurulmuş uluslararası bir teşekkül.
Bu zamana kadar 24 ülkede 1000’den fazla üyesi var. Birçok
uluslararası kurum ve kuruluşlarla, yerel yönetim birlikleriyle
ilişkileri var, hatta bazı belediye birlikleri
de bize üye. Örneğin Kosova Belediyeler Birliği yakında üyelik kararı alacak.
Birliğimizin yapmış olduğu etkinlikler
uluslararası alanda faaliyet gösteriyor.
Biz Türkiye Belediyeler Birliği gibi içe
değil de dışa dönük çalışmalar yapıyoruz. Birliğimizin üç temsilcilik ofisi var,
Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Gagavuzya. Buradaki birlik temsilcilerinin de başkan
yardımcıları var. Örneğin Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği Başkanı Mahmut Özçınar, bizim Birliğimizin hem temsilcisi hem de
Birlik başkan yardımcımız. Birliğimiz Arap Şehirler Birliği ile
de işbirliği protokolü yaptı. Bununla ilgili olarak Marmara Belediyeler Birliği ile Türk Dünyası Belediyeler Birliği Arap Şehri
Örgütü’nde gözlemci üye statüsündeyiz. Oraya gidiyoruz, her
toplantılarına biz de katılıyoruz. Birliğimiz çok genç bir Birlik
ama hızlı gelişiyor. Şu anda pek çok belediyeden üyelik talepleri almaktayız ancak üyeliklerini önce incelemek zorundayız.
Birliğimiz yurtdışından buraya belediye başkanları getirterek
teorik ve pratik uygulamalı eğitimler gerçekleştiriyor. Biz bu
çalışmalara 2008’de başladık. Faaliyetlerimizi Başbakanlığa
bağlı Türk İş Birliği Kalkınma İdaresi Ajansı Başkanlığı ile beraber gerçekleştiriyoruz. Bu sene Türkiye Belediyeler Birliği
ile de bir çok faaliyet gerçekleştirdik. Ayrıca basılı yayınlarımız
var. Basılı yayınlarımızda en son Balkan coğrafyasında büyük
katılımlı bir anket çalışması yaptık. Oradaki insanların görüşleri, hayattan beklentileri, düşüncelerini inceledik. Şu anda
10. Türk Kurultayı’nda alınmış bir karar var. O kararın sonuç
bildirgesinde; “Her iki yılda bir yerel yönetim kongresinin yapılmasına, bu konuda eğitim çalışmalarının yapılmasına ve bu
konuda Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nin görevlendirilmesine” cümlelerine yer verildi. Bu gerekçeyle biz her iki yılda bir
kongre yapıyoruz. Birincisini 2008 yılında yaptık. Bu konuda
kurucu başkanımız Erol Kaya ile birlikte Nihat Bey’in Birliğin
büyümesinde kurum ve kuruluşlarla irtibata geçilmesinde çok
büyük destekleri olmuştur. Çalışmalarımızda her zaman birlik
ve beraberlik içerisinde hareket ediyoruz. Yardım yapılacaksa
Kızılay’la yapıyoruz, yurt dışı ile çalışma yapılacaksa TİKA ile çalışıyoruz… Ayrıca 2008’den bu yana kardeş üye etkinliklerimiz
var. Gidiyoruz Kazagistan coğrafyasına, o bölgedeki insanlarla
görüşüyoruz, orada sanat gösterileri yapıyoruz. Kültürel faaliyetler gerçekleştirecek insani destek veriyoruz. Hatta özürlü çocuklara yardım ediyoruz, kısacası iki ülke arasın da ki ilişkilerin
gelişmesini sağlıyoruz.
Birliği’yiz. Ortam yaratıyoruz, imkân
yaratıyoruz. Ben aynı zamanda Türkiye
Belediyeler Birliği’nin yönetimindeyim.
Marmara Belediyeler Birliği’ni biz Türkiye Belediyeler Birliği olarak örnek aldık.
Mesela 2004 yılında Brüksel’de Avrupa
Konseyi’ne gittiğimizde Marmara Belediyeler Birliği’ni çok etkin gördüm. Lobi
çalışmaları yapan bir kurum olarak karşımıza çıktı. O zaman “Marmara Belediyeler Birliği’nin ne işi var buralarda?”
demedim. Tebrik etmek lazım. Marmara
Belediyeler Birliği bugün çok büyük bir
eksikliği doldurmuştur.
“Belediyeciliği anlatıyoruz”
Yurtdışındaki eğitim çalışmalarından bahsettiniz.
Bunu biraz daha açabilir misiniz?
Bizim üye ülkelerimizden belediyecilerini, belediye başkanını alıp gelip Türkiye’de dünyadaki şehirleşmeyle ilgili
belediyecilikle ilgili yenilikleri anlattığımız eğitim çalışmalarını ülkemizde yapıyoruz. İstanbul Büyükşehir ve ilçe
belediyelerimizin başarılı çalışmalarını anlattığımız organizasyonlarımız da var. Son dönemde yaptığımız en önemli
çalışmalarımızdan biri eğitim faaliyetlerimiz olmuştur. Farklı ülkelerden birçok belediye çalışmalarını Türkiye’ye getirip
burada ağırlıyoruz ve iyi ilişkiler kuruyoruz.
“Marmara Belediyeler Birliği’ni örnek
aldık”
Marmara Belediyeler Birliği ile ortak yapılan ve yapılması planlanan çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
Avrasya Yerel Yönetimler Kongresi ile çok başarılı bir
başlangıç yaptık. Marmara Belediyeler Birliği, Türkiye Belediyeler Birliği ve TİKA ile ortak yapılan bir proje oldu. Marmara Belediyeler Birliği’nin tecrübelerinden yararlanmak
zorunda hissediyoruz kendimizi. Bundan sonra çok daha
güzel şeyler yapacağımıza eminim. Bugün Türk Dünyası
Belediyeler Birliği’nin çok etkin faaliyette bulunabilmesi
ve başarılı olabilmesi için Türkiye’deki bizim üye belediyelerimizin kültür coğrafyası dediğimiz hedef ülkelerimizde
bizimle işbirliği içerisinde olması gerekiyor. Balkanlar’da,
Orta Asya’da veya Afrika’da herhangi bir yerde biz Türk
Dünyası Belediyeler Birliği olarak bir şey yapamayız, biz
bu ilişkiler gelişirken ordaki bir ihtiyacı gördüğümüzde bir
belediyemize ciro ediyoruz. Zaman zaman çalışmalarımıza Kızılayda dahil oluyor. Biz daha çok İklim Oluşturma
Birlik 2011/1
45
Marmara’dan
Zafer Türküsü
Yaşamaz ölümü göze almayan,
Zafer, göz yummadan koşana gider.
Bayrağa kanının alı çalmayan,
Gözyaşı boşana boşana gider!
Faruk Nafiz Çamlıbel
46 Birlik 2011/1
Birlik 2011/1
47
Bırakanlar
İzİz Bırakanlar
Müslüm YILMAZ
İstanbul’a Aşık Bir Seyyah
“Edmondo De Amicis”
“İstanbul’umu o kaybolan kara yığınları arasında hâlâ, hem de Valide Sultan Köprüsü’nden
ve Üsküdar tepelerinden hiç görmediğim kadar ışıklı görüyorum; geçip giden gençliğimin son
ve en değerli görüntüsüymüş gibi onunla konuşuyor ve ona tapıyorum.”
E
dmondo de Amicis 1846’da
İtalya’nın Oneglia şehrinde
dünyaya geldi. Lise eğitimine Torino şehrinde devam etti. 16
yaşında askeri akademiye yazıldı.
Bir süre orduda subay olarak görev yapan Edmondo de Amicis,
Floransa’ya giderek askeri bir gazetede fıkra ve makaleler yazmaya
başladı. İçindeki yazarlık duyguları
askerlik mesleğine galip gelmesi
sonucu birtakım seyahatlere çıkmaya karar verdi. Yazdıkları yazıları bir
cilt halinde yayımladı. Yayınlarından sonra şöhreti bütün
ülkeye yayıldı. Daha sonra yazdığı küçük öykülerini Novelle (öyküler) adlı kitabında topladı. En bilinen eserlerinden
biri dünya çocuk edebiyatında en iyi eserler arasında gösterilen ve dilimize “Çocuk Kalbi” başlığıyla çevrilen Cuore
adlı kitabıdır.
48 Birlik 2011/1
Birçok eser kaleme alan Edmondo de
Amicis’in önemli diğer bir eseri de İstanbul gezisini anlattığı, Costantinopoli
(1877) adlı eseridir. Bu eser dilimize birçok yazar tarafından çevrilmiştir.
Yazarın ilham kaynağı olan seyahatlerinin en önemlisi İstanbul seyahatidir.
Edmondo de Amicis’in büyük hayranlıkla
kaleme aldığı bu eser, İstanbul üzerine bir
batılı gözüyle yazılmış en güzel, en etkileyici eserlerden biri kabul edilmektedir.
Edmondo de Amicis Avrupa’nın en önemli
şehirlerini sokak sokak gezmiş, ancak hiçbir şehir onu İstanbul kadar etkilememiştir. Daha 28 yaşında hayallerini süsleyen,
dilden dile güzelliği anlatılan İstanbul’u
görür görmez, bu şehre âşık olmuştur.
Gençliğinde doğu haritasında İstanbul’a
bakıp durmuş, maddi sebeplerden dola-
yı İstanbul’a hayatının ilk yıllarında gelmek istese de ne
yazık ki gelememiştir. Seyahatnamesinin ilk satırlarında
İstanbul’a girişinin heyecanını şöyle ifade eder;
“Gemi kaptanı size de ‘Yarın sabah İstanbul’u göreceğiz!’ dese, ona soğukkanlılıkla, ‘Memnun oldum!’ diye
cevap verirdiniz. Ancak, bu isteği on yıl boyunca içinde
beslemiş, birçok soğuk kış akşamını kederli kederli, doğu
haritasını inceleyerek geçirmiş, yüz cilt kitap okuyarak
hayal gücünü kışkırtmış, Avrupa’nın yarısını, sırf diğer
yarısını göremediği için teselli bulmak arzusuyla gezmiş,
bir yıl boyunca bu yegâne amaç uğruna bir masanın başına çakılıp kalmış, sayısız küçük fedakârlıkta bulunmuş,
hesap üstüne hesap yapmış, boş hayaller kurup durmuş,
ev ahalisiyle cenk etmiş; nihayet denizde uykusuz dokuz
gece geçirdikten sonra gözlerinin önüne serilecek o uçsuz bucaksız ve ışıltılı görüntünün beklentisiyle, ardında
bıraktığı yakınları aklına düştüğünde vicdan azabı duysa da alabildiğine mutluluk duyan biri olsaydınız, ‘Yarın
İstanbul’un ilk minarelerini göreceğiz!’ sözlerinin ne anlama geldiğini anlardınız ve bu sözlere soğukkanlılıkla,
‘Memnun oldum!’ diyeceğinize, geminin korkuluğuna okkalı bir yumruk indirirdiniz.”
İstanbul sosyal hayatının bir kesitini yaşadığı Galata
Köprüsü, Edmondo De Amicis’in hayata bakış açısını değiştiren yerlerin başında gelir. Pek çok kültürün hoşgörü
içerisinde yaşadığı bu mekânın, Avrupa’daki birçok şehirde görülmeyecek bir manzara olduğunu söyler. Galata
Köprüsü’nde İstanbul’daki pek çok etnik unsurun, başlıca
Ermeni, Rum, Yahudi, Acem, Süryani ve nice milletlere
mensup kişileri bu köprüde görmenin mümkün olduğunu
ifade eder.
“Köprüde
duracak olsanız, bir
saat içerisinde bütün
İstanbul geçer önünüzden.
Seher vaktinden günbatımına
kadar durmadan birbiriyle karşılaşan ve karışan bitmez tükenmez karşılıklı bir insan akıntısıdır bu…”
Bir İstanbul aşığı olan Edmondo De
Amicis hayatındaki en zor anlardan birini bu rüya şehirden ayrılırken yaşamıştır.
Bütün bir seyahatnamesini okuduğunuzda İstanbul’dan ayrılışını anlattığı satırlarda siz de uyanmak istemedediğiniz bir
rüyaya dalarsınız.
“İstanbul’umu o kaybolan kara yığınları arasında hâlâ, hem de Valide Sultan
Köprüsü’nden ve Üsküdar tepelerinden
hiç görmediğim kadar ışıklı görüyorum;
geçip giden gençliğimin son ve en değerli
görüntüsüymüş gibi onunla konuşuyor ve
ona tapıyorum. Güzel doğu (İstanbul) rüyam sona erdi.”
Bir İstanbul sevdalısı Edmondo De
Amicis, 1908 yılında İtalya’nın Bordighera
kasabasında hayata veda etti. Geride birçok kitabı ve İstanbul’a olan aşkını anlattığı ölümsüz eseri kaldı.
Birlik 2009/3
49
Makale
İz Bırakanlar
Yrd. Doç. Dr. Nail Yılmaz
Marmara Üniversitesi
Öğretim Üyesi
KÜLTÜR VADİSİ YA DA HALİÇ
İnsanlık tarihinin önemli bir kültür mirası ve hafıza mekânı olarak son derece kıymet arz eden Haliç,
tartışmasız daha fazlasını hak etmektedir.
A
ltınboynuz olarak da
bilinen Haliç, bundan yaklaşık 7000
yıl kadar önce, Alibey ve
Kâğıthane Dereleri’nin kesiştiği bölgelerin İstanbul
Boğazı’ndan gelen deniz
sularıyla birleşmesi sonucunda oluşmuştur. Etrafındaki verimli topraklar
ve deniz ürünlerinin çokluğu nedeniyle bolluğun ve
bereketin simgesi olarak
da değer atfedilen bölge,
birçok bakımdan oldukça
avantajlı bir alanda yer almaktadır. Bu özelliğinden
dolayı belki de yeryüzünde
insanoğlunun ilk yerleştiği
bölgelerden biri olma ayrıcalığını bünyesinde barındırmaktadır.
Haliç, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi üç
önemli imparatorluğa başkentlik yapmış
bir şehrin en önemli limanı olarak tarihin
her döneminde dünyanın değişik yerlerinden gelen insanlara kucak açmıştır. Böylece farklı kültürlerin ilk defa karşılaştığı
ve iç içe geçtiği bir yer olarak değer kazanmıştır. Hatta bu özelliği, daha sonraki
yıllarda bölgenin önemli bir eğlence ve mesire yeri olması hasebiyle daha da belirginleşmiş; Evliya Çelebi’nin kaydettiğine göre
Arap, Acem, Hint, Yemen, Afrika ve Asya
seyyahları arasında meşhur bir yer haline
gelmiştir. Tarihin her döneminde eğlence,
kültür, sanat ve mimari hayatının önemli
merkezlerinden biri olarak görev ifa ettiği anlaşılan bölge, Osmanlı dönemi saray
çevresinin de gözde mekânı olarak dikkat
çekmiştir. Özellikle Lale Devri’nin meşhur
eğlencelerinin yapıldığı Kâğıthane’de çok
sayıda kasır ve köşk inşa edilmiştir.
Bölge, bu özelliklerinin yanında dini
50 Birlik 2011/1
ve manevi bakımlardan da merkez olma özelliği göstermektedir. Zira Osmanlı İmparatorluğu’nun yaygın tarikatlarından olan Bektaşi tarikatının önemli tekkeleri bu
bölgede yer almıştır. Daha da önemlisi Hz. Ebu Eyüb elEnsari’nin türbesi ve adına yapılan cami Haliç kıyısında
bulunmaktadır. Bu bakımdan Müslümanların kutsiyet
addettiği bölge; Rum Ortodoks Patrikhanesi’ne ev sahipliği yapması hasebiyle de Hıristiyanlar için kutsanmıştır.
Haliç ve civarı, tarihin her döneminde sahip olduğu
birikim ve coğrafi üstünlük nedeniyle vazgeçilmez olmuştur. Ancak bu birikim ve üstünlük ne yazık ki Haliç’i korumaya yetmemiştir. Öyle ki bölgenin 1954’ten itibaren
sanayi alanı olarak ilan edilmesi, bölgenin kirlenmesine ve
bir çöküntü alanı olarak belirginleşmesine neden olmuştur. Böylece eski cazibesini yitiren Haliç, dramatik bir şekilde kaderine terk edilmiştir. Gerçi bölge, 60’lı yıllardan
itibaren defaten kurtarma projelerine muhatap olmuştur.
Ancak söz konusu projeler bir türlü hayata geçirilemediği
ya da sonuçlandırılamadığı için Haliç kurtarılamamıştır.
1995 yılına gelindiğinde ise İBB ve İSKİ tarafından
dünyanın en büyük çevre koruma projelerinden birisi olan
“Haliç Çevre Koruma Projesi” uygulamaya konulmuştur.
Söz konusu projenin başarıya ulaştırılması, Haliç
ve etrafının yeniden değerlenmesine ve ihtişamlı
günlerine tekrar dönmesine neden olmuştur. Sonuçta zaten sosyal, kültürel, mimari ve sanatsal
bakımlardan adeta açık hava müzesi konumunda
olan bölge, çok sayıda aktörün dikkatini çekmeye
başlamıştır. Ağırlıklı olarak İstanbul Büyükşehir
Belediyesi ve Haliç’e kıyısı bulunan Eyüp, Fatih ve
Beyoğlu ilçe belediyeleri ile üniversiteler ve bazı
sivil toplum kuruluşları bu aktörlerin başında gelmektedir. Böylece farklı bir sürece girilmiş, bölgede yenileme projeleri yanında yeni kültür ve sanat
merkezlerinin inşa edildiği prestijli projeler hayata
geçirilmeye başlanmıştır. Bu süreçte dikkat çeken
projelerden ilki “Santralistanbul” olarak isimlendirilen projedir. Silahtarağa Elektrik Santrali’nin
restore edilmesiyle 118 dönümlük alanda uygulamaya sokulan projede kültür, eğitim ve sanat
merkezleri ile İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin eğitim binaları, enerji müzesi, sanatçı atölyeleri ve
kamuya açık bir kütüphane bulunmaktadır.
Yine Cibali Tütün Fabrikası’nın restore edilerek Kadir Has Üniversitesi’ne çevrilmesi eğitim,
kültür ve sanatsal bakımdan bölgeyi öne çıkarırken; 56000 metrekarelik kullanım alanıyla önemli
bir fuar-kongre ve kültür merkezi olma özelliğini
taşıyan Feshane, birçok farklı etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır. Öte yandan Haliç’in panoramik
bakımdan en iyi seyredildiği yer olan Pierre Loti
Tepesi, tarihi kahve, butik otel, restoran ve çay
bahçeleriyle bölgenin sosyo-kültürel yaşamına ve
turizmine ciddi katkılar sağlamaktadır.
Dikkat çeken bir diğer önemli proje ise Sütlüce Mezbahanesi’nin “Haliç Kültür ve Kongre
Merkezi” adı altında kültür ve sanatın hizmetine
sunulmasıdır. Avrupa’nın sayılı, Türkiye’nin ise
en büyük ve modern kongre merkezi olma özelliğini taşıyan merkez, yaklaşık olarak 65 bin metrekareden oluşmaktadır. 88 bin metrekare inşaat alanına sahip olan merkezde, 3 bin 35 kişilik
konser, 1.120 kişilik tiyatro, 900 kişi kapasiteli
3 sinema salonu ve 14 çalışma salonu yer almaktadır. Bunun dışında 650 kişilik restoran, 7 bin
700 metrekarelik açık hava etkinlikleri alanı, 8 bin
250 metrekare inşaat alanı olan bir rıhtım, 700
araçlık otopark ile 17 bin metrekarelik yeşil alan
bulunmaktadır.
Tekfur Sarayı, Anemas Zindanları, Meryem Ana
Ayazması, Emir Buhari Tekkesi ve Toklu İbrahim
Dede Mescidi gibi tarihi ve turistik yapıları da içine
alan ve “Ayvansaray Türk Mahallesi Projesi” olarak
bilinen kentsel yenileme proje ise Haliç ve civarının
önemini göstermesi bakımından kayda değerdir.
Bir diğer önemli proje de Türkiye’deki çeşitli eserlerin maketlerinin sergilendiği ve 60.000
metrekare alanıyla dünyanın en geniş açık hava
müzesi olma özelliğini taşıyan Miniatürk projesidir. Haliç’in kıyısında yer alan ve Türkiye’de
ulaşım, endüstri ve iletişim tarihinin ilk müzesi
olma özelliğini gösteren Rahmi M. Koç Müzesi ise
sivil girişimin Haliç’e hediye ettiği kıymetli eserlerdendir.
Kısacası Haliç, burada sayamadığımız daha birçok değeriyle kıskanılası bir yer konumundadır.
İşte bu nedenledir ki özellikle son yıllarda birçok
aktörün alakasına mazhar olmuştur. Ancak bölgenin hak ettiği yerde olduğu söylenilemez. İnsanlık
tarihinin önemli bir kültür mirası ve hafıza mekânı
olarak son derece kıymet arz eden Haliç, tartışmasız daha fazlasını hak etmektedir.
Birlik 2011/1
51
Çevre
Erdoğan ŞAHİN
LASDER / Müdür
LASDER ve BELEDİYELER İle
İşbirliği Olanakları
Lastik Sanayiciler Derneği (LASDER) olarak hedefimiz tüm Türkiye’deki belediyelerle bu
tür işbirliklerine girip bu alanda üzerimize düşenleri en iyi şekilde yerine getirmektir.
L
ASDER (Lastik Sanayicileri Derneği),
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından
2006 yılı Kasım ayında yayınlanan
“Ömrünü Tamamlamış Lastiklerin Kontrolü Yönetmeliği”nin 17. maddesi uyarınca,
2007 yılının Nisan ayında kuruldu. Kurucu
üyeleri Türkiye’nin önde gelen lastik üretici
ve ithalatçıları olan BRİSA, CONTİNENTAL,
GOODYEAR, MICHELIN ve PİRELLİ’dir.
2008 ve 2009 yıllarında BAYTUR, ÇELİK
MOTOR ve İNCİTAŞ’ın katılımı ile üye sayısı
8’e çıkmıştır.
Kuruluşundan itibaren ÖTL piyasasının
düzenlenmesi amacıyla Çevre ve Orman Bakanlığı ile birçok ortak çalışma gerçekleştiren
LASDER, özellikle de ÖTL hizmetlerinin yaygınlaştırılmasını sağlamaya çaba göstermiştir.
LASDER’in Dernek tüzüğünde
belirtilen ana amacı:
“Üyeleri tarafından ‘Yenileme Pazarı’na
satılan lastiklerden oluşan ÖTL’lerin, kota
52 Birlik 2011/1
oranlarına göre belirlenen miktarının toplatılması, taşıtılması ve değerlendirilmesi ile ilgili faaliyetleri planlamak
ve yürütmek” tir.
LASDER ayrıca sadece ÖTL piyasasında değil, ÖTL
sektöründe de sürdürülmekte olan faaliyetlerin, çağdaş
atık değerlendirme teknolojileri ve metotları kullanarak
sürdürülmesi fikrinden hareketle, gerek faaliyeti süren
kuruluşları ve gerekse yeni faaliyete geçecek olan Malzeme Geri Kazanım firmalarını yönlendirirken, öte yandan
Çimento Sektörünün alternatif enerji kaynağı ve Karbon
salınımı açısından çok değerli bir yakıtı olan ÖTL’lerin
kullanımı konusunu öne çıkararak bir piyasa oluşturulmasına katkıda bulunmuştur.
LASDER kuruluşundan bu yana ÖTL piyasasının her
anlamda düzenlenmesi amacıyla Çevre ve Orman Bakanlığı ve Uluslararası kuruluşlar ile birçok ortak çalışma
yapmış, özellikle de ÖTL hizmetlerinin finansmanı konusunda birçok Dünya ülkesi tarafından uygulanmakta olan
kuralların ülkemizde de uygulanabilmesi için çalışmalarını sürdürmüştür.
ÖTL Yönetmeli’ğinin İkinci Bölümü’nün 8. Maddesi’nde, “Belediyelerce alınacak tedbirler” konusu yer
almaktadır. LASDER bu maddede belirtilen görevlerin önemine ve ÖTL toplama
ve geri kazandırma faaliyetleri içinde Belediyelerin rolünün çok önemli olduğuna
inanmaktadır. Yerleşim merkezlerinde,
sanayi bölgelerinde, lastikle ilgili işyerlerinde ortaya çıkan ÖTL’lerin toplanması
ve LASDER’in düzenli bir şekilde toplama
görevini yapabilmesi için öncelikle bu noktaların denetimlerinin sık ve ciddi olarak
yapılması ve ÖTL üreticilerinde belli bir
anlayış ve bilinç oluşturulması çok önemlidir. LASDER, ÖTL toplama faaliyetlerine
başladığı zamandan bu yana en azından
İstanbul belediyeleri ile bu anlamda işbirliği kurmak için özel çalışmalar yapmış olmasına rağmen ne yazık ki bugüne kadar
bir protokole bağlı olarak ortak çalışma,
yapabildiği belediyelerin sayısı Anadoludaki belediyelerin de katılımı ile iki elin parmaklarının sayısını geçememiştir.
ÖTL’ler mevcut halleri ile herhangi bir
tehlike yaratmamakta olup, sadece görüntüsel bir kirlilik sözkonusudur. Buna karşın çok uzun süre aynı yerde depolanmaları
halinde haşerat ve böcek benzeri canlılar
için uygun yaşam alanları oluşturarak hastalıkların ortaya çıkmasına ve yayılmasına
yol açabilmektedir. Bundan daha da önemlisi bu alanlarda söndürülmesi mümkün olmayan yangınlar başlayabilmekte ve sonucunda hava, su, toprak ve benzeri ortamlar
için önemli tehlikeler ortaya çıkabilmektedir. ÖTL yangınları, söndürülmesi son derecede zor hatta bazen imkânsız yangınlardır. Bu bağlamda yukarıda da belirttiğimiz
üzere belediyelerin bu anlamdaki kontrol,
denetleme ve gerekiyorsa toplama ve taşıma görevleri çok önemlidir.
LASDER olarak hedefimiz tüm Türkiye’deki belediyelerle bu tür işbirliklerine
girip bu alanda üzerimize düşenleri en iyi
şekilde yerine getirmektir.
LASDER, 2010 yılı ve devamındaki toplama faaliyetlerini tüm ülkemizde yaklaşık
5000 noktada yürütecek ve böylece üye-
lerimizin yetkili satıcıları, ikinci el lastik satıcıları, sökme-takmacılar, lastik tamircileri, tüm resmi, yarı resmi
kurum ve kuruluşların ellerindeki ÖTL’lerin uygun metotlarla toplanmasının, taşınmasının ve Malzeme Geri Kazanım ve Enerji Geri Dönüşüm firmalarına sevkettirilmesi
işlemlerinin yönetimini sağlamış olacaktır.
LASDER, 11 Şubat 2010 tarihinde, 29.12.2009’dan
geçerli olmak üzere, hazırladığı “ATIK YÖNETİM PLANI”nı
Çevre ve Orman Bakanlığı’na onaylatarak, ÖTL konusunda kabul edilmiş tek “YETKİLİ KURULUŞ” olmuştur.
LASDER, bu faaliyetlerinin yanında “ÇEVRE” konusuna
verdiği önemi desteklemek adına, “AKAT - ATIKLARIN
KAYNAĞINDA AYRIŞTIRILARAK TOPLANMASI” protokolünü de imzalamış ve ana konusu olan ÖTL’nin yanında
diğer tüm atıklar konusunda da etkisini duyuracak şekilde konuya taraf olmuştur.
LASDER, 2009 yılı ortasında Yönetim Kurulu’nun
aldığı karar uyarınca, “ÖTL TOPLAMA DENEME FAALİYETLERİ YÜRÜTÜLMESİ” işini başlatmış, İstanbul ili
içinde başlattığı faaliyetlerini ülkemizin birçok bölgesine
yayarak 2009 yılsonu itibariyle 21.000 ton “ÖMRÜNÜ
TAMAMLAMIŞ LASTİK” toplatmış, bunun %22’sinin
“Malzeme Geri Kazanımı”, %78’inin ise “Enerji Geri Dönüşümü” olarak değerlendirilmesini sağlamıştır.
2010 yılı içindeki toplama deneme faaliyetlerimiz ise,
üyelerimiz tarafından sağlanan finansman olanakları ile
yılın ilk 7 ayında 33.000 ton olarak gerçekleştirmiş olup,
bunlar öncelikle Malzeme Geri Kazanımı ve kalanlar ise
Enerji Geri Dönüşümü amacıyla ilgili firmalara teslim edilerek geri kazandırılmıştır. 2010 yılı Temmuz ayı sonu
itibariyle yaptığımız toplamalarımızın geçen yılın tersine
yarısından daha fazlası öncelikle Malzeme Geri Kazanımı amacıyla kullandırılmıştır. 2010 yılı toplama hedefi
ÖTL Yönetmeliğinde belirtilen kota oranına uygun olarak
61.000 ton kabul edilmiş olup, yılsonu itibariyle bu rakamın tutturulması hedeflenmektedir.
Birlik 2011/1
53
Belediyelerimiz
Manyas’ta Az Zamanda Çok Şey
Değiştiren Başkan, HASAN KAHRAMAN
Manyas Belediye Başkanı Hasan Kahraman göreve geldiği ilk andan itibaren Manyas’ı
daha iyi bir kent yapmak için çetrefilli bir çalışma içerisine girmiş. Manyas’ı değiştirmekte
kararlı gözüken başkan epey yol almış. Manyas marka kent olma yolunda hızla ilerliyor.
M
anyas Belediye Başkanı Hasan Kahraman hayat felsefesini “Görevi ihmale götüren
merhamet, vatana ihanettir” cümlesi
ile özetliyor. Bir idarecinin mutlaka dürüst olması gerektiğini söyleyen Başkan Kahraman, geçtiğimiz yıl Başkanlık koltuğunu devralmasına rağmen
kısa sürede pek çok şey başarmış bu
küçük kentte. Manyas’ı değiştirmek
için kolları sıvayan ve sıkı bir çalışma
programı içerisine giren Başkan Kahraman, altyapı, üst yapı, eğitim ve diğer alanlarda yapılan çalışmaların yanı
54 Birlik 2011/1
sıra Manyas’ın tanınması ve yatırımcıların bu kente gelmesi
için özel olarak uğraş veriyor.
Kente gelen yatırımcılara kentin sahip olduğu zenginlikleri
anlatan brifingler verdiklerini söyleyen Kahraman, aynı zamanda spor faaliyetlerine de önem veriyor. Gençlerin geleceğinde
sporun önemine dikkat çeken Başkanın, başa geldiği zaman
ilk işi Manyas Spor Kulübü’nü, Manyas Belediye Spor Kulübüne dönüştürmek olmuş. Belediye olarak kulübe her ay belli
bir miktar destek verdiklerini söyleyen Başkan, “Gençlerimizin
yolunu açtık. Kendi çocuklarımıza para harcıyoruz” diyerek
mutluluğunu dile getiriyor. Tabi ki sadece futbola yatırım yapılmıyor. Karate de yatırım alanlarınızdan biri… Bunların hepsini röportajımızın içeriğinde bulacaksınız. O yüzden Başkan
Hasan Kahraman’la yaptığımız keyifli sohbetle sizleri baş başa
bırakıyoruz. Başkan’ım, Manyas’ı sizden dinleyebilir miyiz?
İlçemiz küçük ve şirin bir ilçe. 6500 merkez nüfuslu bir
ilçe. İlçemizin ağırlıklı geliri tarım ve hayvancılıktan oluşuyor.
Bandırma ve Gönen’in arasında kalmış uzun yıllardır göç veren bir ilçeyiz. Bandırma’ya %30 göç veriyoruz. Yoğurdumuz
ve peynirimiz ünlüdür. İlçemizde geçtiğimiz yıl meslek yüksek
okulu açıldı. Okulumuz, Hastane İdareci Bölümü’yle beraber
açıldı. 40 öğrenciyle hizmete başladı. Anadolu Lisemiz yine
geçtiğimiz yıl açıldı ve 60 öğrencimizle eğitim öğretim yılımıza başladık. Şu anda eğitimle ilgili gençlerin ağırlıklı ihtiyacı
kapalı spor salonu. Bu konuyla ilgili Devlet Bakanı’mızla görüşmelerimiz devam ediyor. Bunun yanında içme suyu ile ilgili
herhangi bir sıkıntımız yok. Fakat kanalizasyonlarımız yoktu.
Önümüzdeki ay kanalizasyon ihalesini yapıyoruz. Arıtmanın ise
projesi hazırlanıyor. Bunu da Çevre Bakanlığı’nın hibe fonları
aracılığıyla yaptırmanın mücadelesini veriyoruz. 2012-2013
yıllarında ilçenin ihtiyacını giderebilecek, trafik yoğunluğunu
giderebilecek şekilde üst yapı çalışmalarına başlayacağız. Tabi
ki üst yapı çalışmalarımızı alt yapı çalışmalarımız bittikten sonra gerçekleştireceğiz.
Türkiye’nin en ucuz TOKİ konutları
Manyas’ta
Belediyenin yapmış olduğu çalışmalardan bahsedebilir
misiniz?
Bizler ne kadar siyasi kimliğimizi bırakıp belediye başkanı da olsak siyasetten destek alarak bazı faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz. Şu anda Anadolu Lisesi yapıyoruz. Halkın,
iş adamlarının desteğini alıyoruz. Diğer taraftan 516 tane
TOKİ yaptırdık. Başlangıçta Belediye işin içerisinde yoktu.
Türkiye’de en ucuz TOKİ konutları Manyas’ta var. 130 metre kare, üç artı bir özelliklerindeki bu daireler tüm vatandaşlarımızın ihtiyacını en iyi şekilde karşılamak amacıyla yapıldı.
Fiyat aralığı olarak baktığımız zaman 60-65 bin civarıydı. 15
ay vadeliydi. Hazine yeriydi. O günkü süreçte belediye işin
içerisinde yoktu. O günün durumunda 5300 nüfuslu bir ilçeye
516 tane konut, 24 derslikli okul, alışveriş merkezi ve cami
yapılarak bu ilçeye kazandırıldı. Biz bu okulun geçtiğimiz yıl
Balıkesir Üniversitesi’ne tahsilini yaptık. Bankacılık, Hastane
İdareciliği bölümülerini açtırıp 40 öğrenci aldık.
“Halkımızın güvenini
kazandık”
Yeni bir belediye başkanısınız. İlçenin beklentileri olarak büyük bir yığılma vardı. Bizim avantajımız şu oldu,
iyi bir disiplin oturttuk. Ben bu belediyeyi borçlu aldım. İşçi ve memurlarımızın borçları vardı. Altı ay zarfında
bunların hepsini kapattık. Belediye,
güvenirliliğini ve itibarını geri kazandı.
Düne kadar mal vermeyen, mazot vermeyen esnaf şimdi “Başkan, bizden de
alışveriş yap” demeye başladı. Parasal
bir sıkıntımız kalmadı, düzenli paralarını ödüyoruz. Güven kazandık. Güven
olunca vatandaş, mükellef borcunu gelip düzenli ödüyor. Aldığı hizmetin bir
bedeli olduğunu ve bu bedelin kendilerine bir hizmet olarak döneceğini bildiği için güvenden kaynaklanan karşılıklı
bir diyalog var. Daha önce kurumlarla
kopukluklar vardı. Ben göreve geldiğimde Manyas Spor Kulübü’müz vardı.
Dedik ki gençlerimizi spordan uzaklaştırmayalım bu kapsamda spor kulübünün ismini Manyas Belediye Spor
olarak değiştirdim ve her ay belli bir
yardım yapıyoruz. Şimdi kendi çocuklarımıza para harcıyoruz. İyi futbolcularımıza referans oluyoruz. Şimdi
gençlerimizin yolunu açtık. Ayrıca karatecilerim var, onlara güzel bir mekân
oluşturdum. Gençlerim, kız çocuklarım, bu sporu yapan yapmak isteyen
8-10 yaşlarında çocuklarım var. Manyas Belediye Karatecileri Türkiye’de
yarışmalara giriyorlar, onların ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Onlar da Manyas’ın
ismini duyuruyorlar. Onlara maddi manevi destek veriyoruz. Ama ilçenin hizmet yönünde beklentileri çok yüksek.
Birlik 2011/1
55
Çok fazla ihtiyaçları var. Kapalı Pazar
yeri ile ilgili sıkıntılar var, mezbahalarla ilgili sıkıntılar mevcut, düğün
veyahut konferans salonu yönünde
eksikliklerimiz var. Günü avutma değil
kalıcı çözümlerden yana güzel projeler
üretmeye çalışıyoruz. Üniversitemizle
birlikte iş birliği içerisindeyiz. AB fonlarını ilçemize nasıl kazandırabiliriz, bu
sorunun cevabını vermeye çalışıyoruz.
Ne tür bir kurs, ne tür bir proje hazırlarsak kentimizi daha çok tanıtırız,
geliştiririz düşüncesi içerisindeyiz.
“Bizim toprağımız çok
verimli”
Manyas’ta çok güzel gelişmeler
var. Artık Gönen, arazi yapısı olarak
çeltiğin toprağın özünü doyurdu. Bizim bölgemizin toprağı çok bakir, çok
verimli. Biz şu anda Gönen’i pirinçte,
çeltikte sollamış durumdayız. Ama
sektör ve pazar hâlâ Gönen’de. Hayvancılık olarak baktığımız zaman günlük 180 tona kadar süt kapasitemiz
var. Bölgenin sütünü işleyebilecek bir
işletmemiz ne yazık ki yok. Kentimizde bir diğer gelişme, iş düntasının şu
anda organik tarım ve jeotermal seracılıkla ilgili bir talebin olması. İş adamları arazi arıyorlar. Organik seracılıkla
ilgili buraya yatırım yapma ile ilgili bir
arayış var. Belediyenin sanayiye gösterebilecek bir yeri yok. Şahısların var.
Biz de yatırımcıyı şahıslarla görüştürüyoruz. Yatırımcılara bu konularla
ilgili brifingler veriyor, onları buralara
yatırım yapmaları yönünde teşvik ediyoruz.
56 Birlik 2011/1
“Marmara Belediyeler Birliği’nin üyesi
olmaktan gurur duyuyorum”
Aynı zamanda Marmara Belediyeler Birliği üyesisiniz.
Marmara Belediyeler Birliği hakkında neler söylemek istersiniz?
Evet, aynı zamanda da denetim komisyonu üyesiyim. Çok
memnunum ve belediyecilik faaliyetleri ile ilgili verdikleri seminerler çok verimli. Biz her konuda, siyasi konular ile ilgili
sıkıntılarımızda, imar ile ilgili sıkıntılarımızda ve tüm mevzuatlar ile ilgili sorularımızda, sorunlarımızda Marmara Belediyeler
Birliği’ne başvuruyoruz. Adeta bizim sağ cebimiz gibi oldu.
Her an ulaşabiliyoruz, her türlü maddi manevi destek alabiliyoruz. Belediyeler ile ilgili irtibatlarımızda ve görüşmelerimizde
Marmara Belediyeler Birliği’ni köprü olarak kullanıyoruz. Üyesi olmaktan gurur duyuyorum. İstanbul’a gittiğim zamanlarda
da Genel Merkezi ziyaret ediyorum. Ben çok memnunum Marmara Belediyeler Birliği’nden. Diğer belediye başkanı arkadaşlarıma da Marmara Belediyeler Birliği’ne üye olmalarını tavsiye
ediyorum.
Kitap okuyor musunuz?
Kitap okuyamıyorum çok fazla. Dergi okuyorum.
Hayat felsefenizi tek bir cümle ile anlatabilir misiniz?
Görevi ihmale götüren merhamet, vatana ihanettir. Bir idarecinin her şekliyle dürüst olması gerekiyor.
Sinemaya gitmeyi seviyor musunuz?
Evet, severim ama iş yoğunluğundan çok fazla fırsat bulamıyorum. Kızlarım ve eşimle birlikte üç ay önce bir filme gitmiştik.
Birlikten Haberler
Belediyeciler “Kent 2010”da Buluştu
yelerin Sosyal Faaliyetleri” konulu sunum gerçekleştirildi.
Gözünöz, belediyelerin sosyal
belediyecilik çalışmaları hakkında örnekler verirken, yine
belediyeler tarafından yapılan
bazı hatalı uygulamaların da
düzeltilmesini istedi.
14. Yerel Yönetim İhtiyaçları, Kent Mobilyaları, Park
Bahçe Düzenleme, Spor
Sahaları, Su, Atık Su, Çevre Teknolojileri, Altyapı ve
Tesisat Fuarı” TÜYAP fuarcılık tarafından düzenlendi.
Belediye başkanları, başkan
yardımcıları, genel sekreterler, daire başkanları ve
birim müdürlerinin yoğun
ilgi gösterdiği fuar kapsamında, Türkiye Belediyeler
Birliği, Marmara Belediyeler Birliği, Kuzey Kıbrıs
Türk Belediyeler Birliği,
Kıyı Ege Belediyeler Birliği,
Trakya Belediyeler Birliği ve
Konya Belediyeler Birliği de
stand açarak, Türkiye’nin
dört bir yanından gelen belediyecilere,
çalışmalarını
aktardılar.
MBB-TBB İşbirliği
Fuarda aynı zamanda
Türkiye Belediyeler Birliği
(TBB) ve Marmara Belediyeler Birliği (MBB) işbirliğiyle
belediyecilikle ilgili birbirinden önemli bilgilendirme
programları gerçekleştirildi.
Eğitim seminerlerinde ilk
olarak Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü Strateji Geliştirme Daire Başkanı İlker
Gözünöz tarafından “Beledi-
“Engellilerin
hayata katılımını
belediyeler
sağlayacak”
TÜYAP Fuarcılık
tarafından,
belediyelerin
kentsel
ihtiyaçlarını
karşılamak için
“Kent 2010”
Fuarı gerçekleşti.
Fuar kapsamında,
Türkiye
Belediyeler Birliği
ve Marmara
Belediyeler Birliği
işbirliğiyle eğitim
ve bilgilendirme
seminerleri
düzenlendi.
Program kapsamında ayrıca Başbakanlık
Özürlüler Daire Başkanı Bekir Köksal tarafından “Ulaşabilirlik Eylem Planı ve Belediyelere
Düşen Yükümlülükler” konulu sunum gerçekleştirildi. Belediyeciliğin artık, sadece altyapı, su ve yol çalışmalarından ibaret olmadığını söyleyen Köksal, “Engelli kardeşlerimizin sosyal hayata katılımları,
belediyelerimizin katkısıyla aşılacak bir sorundur. Belediyeler, kentsel
çevre ve sosyal hizmetlerin hayata geçirilmesinden ve denetlenmesinden
sorumludurlar. Bu nedenle yerel yönetimlerimizin bu çalışmalarında engellilerin ihtiyaçlarının göz önünde tutulması gerekmektedir. 2012 yılının Temmuz ayına kadar, bütün kamusal alanların, engellilerin ulaşımına
uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Bu sürenin bitimine yaklaşık 1,5
yıl var. Bu sürede, tüm belediye başkanlarımızın, yapılı çevrenin, engellilerimizin ulaşımına uygun hale getirilmesi için hassasiyetle çalışmalarını
ve kamusal alanlarımızın da hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecine girmelerini bekliyorum” dedi.
Güngör: Sürekli temastayız
Başbakanlık Özürlüler İdaresi Daire Başkanı Bekir Köksal’ın ardından
söz alan Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Genel Sekreteri Hayrettin Güngör, sunumu için Bekir Köksal’a teşekkür ettikten sonra, belediyelere
yönelik mevzuat çalışmaları ve eğitim programları hakkında detaylı bilgi
verdi. Genel Sekreter Güngör, Türk belediyecilik sisteminin gelişmesi ve
karşılaşılan sıkıntıların giderilmesi için ilgili bakanlıklarla ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’yle sürekli temasta olduklarını da sözlerine ekledi.
Birlik 2011/1
57
Birlikten Haberler
Marmara Belediyeler Birliği,
Türkiye’de bir ilke
imza atarak Stratejik Plan çalışması yaptı. Başkan
Altepe, “İlkleri
başarmayı misyon
edinen Birliğimiz,
bölgesel belediye
birliklerine öncülük etmeye devam
ediyor” diyerek,
Marmara Belediyeler Birliği’nin
Stratejik Plan ve
Performans Programı hakkında
bilgi verdi.
Başkan Altepe:
İlkleri Başarıyoruz
MBB Ortak Kurul Toplantısı ve Encümen Heyeti Toplantısı,
Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe başkanlığında gerçekleştirildi. Pendik Green
Park Hotel’de yapılan programa, MBB Encümen heyetinde bulunan Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, Balıkesir Belediye Başkanı İsmail Ok, Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı,
Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin ve Lüleburgaz Belediye
Başkanı Emin Halebak ile çok sayıda belediye başkanı katıldı.
Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. Recep Bozlağan tarafından, bilgilendirme amacıyla yapılan sunumun ardından
gündem maddelerine geçildi. Encümen üyeleri Ağustos, Eylül ve
Ekim aylarında gerçekleştirilen eğitim programları ile yurtiçi ve
yurtdışı teknik temas ve inceleme programları hakkında bilgi aldı.
“Belediye birliklerine öncü olduk”
MBB’nin 35 yıllık geçmişi olduğunu hatırlatarak söze başlayan
Başkan Altepe, Birliğin çalışmaları hakkında genel bilgi verirken,
“Geniş bir bütçesi olmayan Birliğimiz, kısıtlı
imkânlarına rağmen belediyelere ve belediye birliklerine öncülük etme misyonuna devam ediyor.
TBB başta olmak üzere birçok kurumla ortak
program düzenliyoruz. İstanbul merkezimizde ve
Marmara’daki tüm bölgelerde, eğitimlere devam
edeceğiz. İlkleri başarma misyonunda olan Birliğimiz, Stratejik Plan ve Performans Programlarını
da yaparak, Türkiye’de belediye birlikleri alanında
bir yeniliğe daha öncü oldu” diye konuştu.
58 Birlik 2011/1
“Belediyelerle etkin
işbirliği yapmak
istiyoruz”
Başkan Altepe’nin ardından Kıbrıs
Türk Belediyeler Birliği (KTBB) adına
konuşma yapan Birlik Başkanvekili ve
Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan,
ise “Marmara Belediyeler Birliği’nin bize
çok büyük faydası var. Deneyimlerini
bize aktardılar, biz de üyelerimize aktardık. Marmara’daki örnek çalışmaları,
Kıbrıs’a taşıdık” dedi. Başkan Tatlısu,
Türk belediyelerine bir de sitemde bulunarak, “Kardeş şehir anlaşması yapılıyor fakat bu anlaşma kâğıt üzerinde
kalıyor. Bu noktada
Marmara Belediyeler
Birliği’nden
yardım
istiyor, Marmara belediyeler Birliği’yle olduğu gibi, Marmara’daki
Büyükşehir, il ve ilçe
belediyeleriyle de etkin işbirliği yapmak
istiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.
Marmara’da Engelli Devrimi
M
armara
Bölgesi’ndeki belediye başkanları,
engelli dostu şehirler için
Marmara Belediyeler Birliği
Genel Kurulu’nda bir araya
geldi. Devlet Bakanı Selma
Aliye Kavaf ve Başbakanlık
Özürlüler İdaresi Başkanı
Bekir Köksal’ın da katıldığı
Genel Kurul Toplantısı, Pendik Green Park Hotel’de gerçekleştirildi. Marmara Belediyeler Birliği ile Başbakanlık
arasında, engelli dostu şehirlerin geliştirilmesi ve özürlülerin sorunlarının çözümüne
yönelik geniş kapsamlı işbirliği protokolü imzalandı.
“Engellilerin
hayata katılımı
belediyeler
sayesinde
olacak”
Kadın ve Aileden Sorumlu
Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, “Belediyecilik artık, sadece altyapı, su ve yol çalışmalarından ibaret değildir. Engelli
kardeşlerimizin sosyal hayata
katılımları, belediyelerimizin
katkısıyla aşılacak bir so-
rundur. Belediyeler, kentsel çevre ve sosyal
hizmetlerin hayata geçirilmesinden ve denetlenmesinden sorumludurlar. Bu nedenle
yerel yönetimlerimizin bu çalışmalarında engellilerin ihtiyaçlarını” göz önünde tutmaları
gerekmektedir. 2012 yılının Temmuz ayına
kadar, bütün kamusal alanların, engellilerin
ulaşımına uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Bu sürenin bitimine yaklaşık 1,5 yıl var.
Bu sürede, tüm belediye başkanlarımızın, yapılı çevrenin, engellilerimizin ulaşımına uygun
hale getirilmesi için hassasiyetle çalışmalarını
ve kamusal alanlarımızın da hızlı bir değişim
ve dönüşüm sürecine girmelerini bekliyorum.
Marmara Belediyeler Birliği ile imzaladığımız
protokol çerçevesinde, şehirlerin engellilerin
ihtiyacına uygun düzenlenmesi, mevzuatın
AB’ye uyumlu hale getirilmesi, engelli dostu
ulaşım, toplumsal bilinçlenme, eğitimde fırsat eşitliği konularında çalışmalar ve eğitim
programları başlatılacak” diye konuştu.
“Engelliler dört duvar
arasında yaşamamalı”
Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın
katılımı ile Marmara Belediyeler Birliği ile Başbakanlık
Özürlüler İdaresi
Başkanlığı arasında ortak protokol
imzalandı. Türkiye
Sakatlar Konfederasyonu Başkanı
Yusuf Çelebi, “İmzalanan protokol,
devrim nitelikli bir
çalışmadır. Cennet bahçesi olan
ülkemizin dikenli
yollarında, bizlerle
birlikte yürüyen
Marmara Belediyeler Birliği’ne
ve Devlet Bakanı
Kavaf’a teşekkür
ediyorum” diye
konuştu.
Birliğin çalışmaları hakkında genel bilgi verdikten sonra, engellilerin sorunlarıyla
ilgili olarak belediyeleri sorumluluk almaya
davet eden Marmara Belediyeler Birliği ve
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, “Engelliler dört duvar
arasında yaşamamalı. Sosyal hayata engelli kardeşlerimiz de katılmalı.
Burada en büyük görev, yerel yönetimlere düşüyor. Protokol kapsamında Başbakanlıkla ortak çalışmalar yaparak, belediyelerimizi bu noktada sorumluluk almaya davet edeceğiz. Marmara’daki çalışmalarla, tüm
Türkiye’ye örnek model oluşturmayı sürdüreceğiz.
Ayrıca, çevre, sağlık, kentlilik bilinci konularında da
vizyoner çalışmalarımız devam edecek” diye konuştu.
“Bu devrim nitelikli bir çalışmadır”
Başkan Altepe’nin ardından konuşan Türkiye
Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Yusuf Çelebi ise,
“Sorunların bir günde çözülmesini beklemiyorum.
Ama bu büyük adımı atan MBB’ye teşekkür ediyorum. Bu, devrim nitelikli bir çalışmadır. Yeni bir
devrin başlangıcıdır. Cennet bahçesi olan ülkemizin
dikenli yolarında, bizlerle birlikte yürüyen Marmara
Belediyeler Birliği’ne ve Devlet Bakanı Kavaf’a teşekkür ediyorum” dedi.
Birlik 2011/1
59
Birlikten Haberler
Marmara Belediyeler Birliği uzun
zamandır “Elektronik Kamu Alımları
Platformu (EKAP)”
konulu eğitimler
düzenliyor. En
son Antalya ve
Küçükçekmece’de
düzenlenen eğitimlere Küçükçekmece
Belediyesi, Üsküdar
Belediyesi ve Bağcılar Belediyesi ile
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi iştiraklerinden İGDAŞ,
Kültür A.Ş. ile
Spor A.Ş. personeli
katıldı.
Marmara Belediyeler Birliği belediyelerin basın personeline haber yazma
eğitimi düzenledi.
Yeni Şafak gazetesi Pazar ilavesi Yayın Yönetmeni Recep Yeter tarafından verilen eğitimde, “Haberi Görebilme, Aktarabilme
ve Haberi Anlatan
Fotoğraf” konuları
işlendi.
Belediyecilere EKAP Eğitimi
Verildi
EKAP nedir?
01.09.2010 Tarihinde yürürlüğe
giren uygulamayla, tüm kamu kurumları, internet ortamında şeffaf
bir şekilde ihale yapmaya başladı.
Marmara Belediyeler Birliği tarafından, belediyelerden gelen yoğun
talep üzerine Kamu İhale Kanunu
Uzmanı İrfan Yılmaz’ın katılımıyla,
Antalya ve Küçükçekmece’de ayrı
ayrı “Elektronik Kamu Alımları
Platformu (EKAP)” konulu eğitim
semineri düzenlendi.
Yılmaz konuşmasına EKAP’ın tanımını yaparak başladı. Yılmaz, EKAP’ı
“4734 sayılı Kanundaki temel ilkeler
gözetilerek, ihale sürecindeki uyulması
gereken esas ve usullerin bilgi ve iletişim teknolojileri ile desteklenmesi ve
satınalma işlemlerinin en az iş yükü ve
maliyetle yapılmasına imkan tanınması
için kurulan bilişim altyapısıdır” şeklinde tanımladı ve EKAP’ın faydalarını sıraladı. Bu faydalar şöyle: İhale Sürecinde Etkinlik ve Verimlilik, Saydamlığın
Artması, Eşit Muamele, İş Dünyasında
Aktivasyon, Ekonomik Kalkınma ve Rekabet. Konuşmaların sonunda Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay
ve Bağcılar Belediye Başkanı Lokman
Çağırıcı, organizasyonu düzenleyen
MBB’ye teşekkür etti.
Basın Danışmanlarına
“Habercilik” Eğitimi
B
irlik üyesi belediyelerin Basın Danışmanları, Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürleri, Kültür Sanat Müdürleri
ve ilgili personeli “Haber Yazma” seminerinde bir araya geldi. Seminerin açılış konuşmasını Marmara Belde Yapım
Genel Müdürü İsmail Yaşar yaptı. Yaşar konuşmasında Birliğin çalışmaları
ile yurtiçi eğitim ve yurtdışı teknik temas programları hakkında bilgi verdi.
İsmail Yaşar’ın yaptığı açılış konuşmasının ardından, Yeni Şafak gazetesi
editörlerinden Recep Yeter söz aldı.
Yeter; sorma, araştırma, öğrenme
gayreti olmayan insanların haber yazamayacağını söyledi ve bir gazetecinin gözü açık ve uyanık olması
gerektiğini vurguladı.
Olanı haber yapmakla birlikte, haber olma ihtimali bulunan konulara da dikkat edilmesi gerektiğini belirten Yeter, açıklamalarının
60 Birlik 2011/1
devamında, “Her insan bir tasarımcıdır. Dünyanın en iyi tasarımcıları
ise gazetecilerdir. Haber tasarımında
başlık ve giriş çok önemlidir. Haberin başlığı dört kelimeyi geçmemekle
birlikte, istisnai durumlarda 5-6 kelimeyi bulabilir. Habere giriş tekniği
de çok önemlidir. Haberi yazarken
doğru giriş yapabilmek, haberi tamamlamaktır” diye konuştu.
“Enerji ÇöpTE,
Çöp De Belediyelerde !”
8
.UTES (Ulusal Temiz
Enerji
Sempozyumu)
Bursa’da yapıldı. Sempozyumu Su Vakfı, Uludağ Üniversitesi ile Bursa Büyükşehir Belediyesi ortaklaşa
düzenledi. Sempozyum çok
sayıda önemli simayı bir
araya getirdi. Organizasyona Marmara Belediyeler
Birliği’ni temsilen Çevre
Yönetim Merkezi Direktörü
Aynur Acar katıldı. Acar,
“Yerel Yönetimlerde Enerji
Verimliliği ve Yenilenebilir
Enerji Kullanımı” konulu
bir de sunum yaptı. Aynı
zamanda 8.UTEG Danışma
Kurulu’nda da yer alan Acar,
“Enerji çöpte, çöp belediyelerde!” diyerek belediyelerin
aslında ellerinde büyük bir
enerjinin olduğunu savundu
ve enerjinin verimli kullanılmasının da bir yenilenebilir
enerji kaynağı olduğu tespitinde bulundu.
“Yurtdışına bağımlılığı
azaltmak şart”
Acar, sunumunu yurtdışına bağımlılığı
azaltmanın şart olduğunu vurgulayarak ve
Atatürk’ün talimatı ile 1934 yılında hazırlanan resmi gazeteyi okuyarak tamamladı:
“Tarım Traktörlerinde Bitkisel Yağın Yakıt
olarak kullanılmasının Gerekçesi. Her memleket harp veya buna mümasil fevkalade bir
vaziyet karşısında, haricin yardımından kurtularak mümkün mertebe kendi hudutları
dahilindeki membalardan elde edebileceği
madde-i müşteilerle ihtiyacını temin etmek
lüzumunu ehemmiyetle hissetmiştir.”
Ulusal Temiz
Enerji Günleri’nin
8.’si Bursa’da
düzenlendi. Su Vakfı,
Uludağ Üniversitesi
ve Bursa Büyükşehir
Belediyesi’nin
ortaklaşa
düzenledikleri
8.UTES (Ulusal
Temiz Enerji
Sempozyumu),
üniversiteleri,
yerel yönetim
temsilcilerini,
mahalli idare
birliklerini, sivil
toplum kuruluşlarını
ve çok sayıda
sanayiciyi bir
araya getirdi.
Organizasyonda
konuşan MBB Çevre
Yönetim Merkezi
Direktörü Aynur
Acar “Enerji çöpte,
çöp belediyelerde!”
diyerek belediyelerin
ellerinde aslında
büyük bir enerjinin
olduğunu savundu.
Birlik 2011/1
61
Birlikten Haberler
Marmara Belediyeler Birliği tarafından Gıda Güvenliği semineri düzenlendi. Eğitimi Prof.
Dr. Mustafa Tayar
verdi. Tayar, katılımcılara gıda hijyeni, gıda güvenliği, gıda ile bulaşan hastalıklar ve
gıda denetimi konusunda bilgilerini
aktardı.
MBB ‘Gıda Güvenliği’ne Dikkat Çekti
M
armara Belediyeler Birliği,
eğitimlerine devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde bu eğitimler
kapsamında Uludağ Üniversitesi,
Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni
ve Teknolojisi Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Mustafa Tayar tarafından “AB
Yolunda, Türkiye’de Gıda Güvenliği” konulu seminer düzenlendi.
Etkinliğin açılış konuşmasını MBB
Yazı İşleri Müdürü Züver Çetinkaya yaptı. Çetinkaya, seminerin
önemine değinerek, gıda güvenliği konusunda belediye personeli
kadar halkın da bilinçlendirilmesi
gerektiğine dikkat çekti.
Sağlıklı yaşamanın sırrı
Sunumunu, “Gıda Güvenliği”, “Avrupa Birliği’nde Gıda Güvenliği” ve “Çözüm Önerileri” şeklinde üç ana başlık altında gerçekleştiren Prof. Dr. Mustafa Tayar, “Herkes kendini daha iyi
hissetmeyi, daha mutlu olmayı, daha uzun ve sağlıklı bir yaşam
sürmeyi ister. Bunun yolu; barınma, giyinme ve beslenmeden geçer. En önemli etken beslenmedir. Ancak ne yazık ki; 1950’den
Marmara Belediyeler Birliği tarafından Beyoğlu Belediyesi personeline yönelik, ‘Toplantı Yönetimi ve
Karar Alma Teknikleri’ başlıklı seminer düzenlendi.
Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş seminerde personele doğru
karar verme yöntemlerini anlattı.
MBB’den Türkiye’de bir ilk
Prof. Dr. Mustafa Tayar, Türkiye’de
bir ilk olarak ilgili konuların toplu olarak
basıldığı Gıda Güvenliği kitabını yayınlayan ve Birlik üyesi belediyelere dağıtan
Marmara Belediyeler Birliği yönetimine
de teşekkürlerini sundu. Kitap, programdan sonra katılımcılara dağıtıldı.
Toplantı Yönetimi Anlatıldı
B
eyoğlu Belediyesi personeline Turabi Baba Kütüphanesi’nde Marmara Belediyeler
Birliği tarafından “Toplantı Yönetimi ve Karar Alma Teknikleri” başlıklı bir seminer verildi. Seminere Beyoğlu Belediyesi yöneticileri ve birim müdürleri katıldı. Kocaeli Üniversitesi Öğretim
Görevlisi Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş seminerde ‘Toplantı Yönetimi ve Karar Alma Teknikleri’ başlığıyla yaptığı sunumda, toplantılarda doğru karar vermenin önemini ve yöntemlerini detaylı olarak anlattı.
Prof. Dr. Erdoğmuş, önemli kararların toplantı sonunda ortaya çıktığını ifade ederek, toplantıların verimli geçmesi için
bazı kuralların uygulanması gerektiğine dikkat çekti. Önceden
gündemin ne olduğuna tam olarak karar verilmesi ve toplantı-
62 Birlik 2011/1
beri 3.500’den fazla insan yapımı kimyasal madde, bir şekilde gıda zincirine
girmiştir” dedi.
ya öyle başlanması gerektiğini vurgulayan Erdoğmuş, toplantı süresinin dinleyicileri sıkmayacak şekilde ayarlanması gerektiğini belirtti. Toplantı esnasında katılımcıların dikkatlerinin dağılmaması için gereken tedbirlerin alınmasına da dikkati çeken Erdoğmuş, bu
tarz uygulamaların çalışanlardan verim
alınması bakımından önemli olduğunu
ifade etti.
Çevre Sempozyumunda
Uzmanlar Konuştu
M
armara Belediyeler Birliği (MBB)
Çevre Yönetim Merkezi önderliğinde, İSKİ, Boğaziçi Üniversitesi ve
özel sektör firmalarının desteği ile “Sürdürülebilir Su-Atık Su Yönetimi” konulu sempozyum düzenlendi. İSKİ Aksaray
Konferans Salonu’nda düzenlenen sempozyuma, belediyelerin teknik personeli ve yöneticileri katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan MBB Çevre Yönetim Merkezi Direktörü Aynur Acar,
Atık Su konusunda Türkiye’deki yanlış arıtma uygulamalarına ve teknik eleman yetiştirilmemesinden kaynaklanan sorunlara değindi. İlk panelist, İSKİ
Avrupa Bölgesi Atıksu Kontrol Ruhsat
Şube Müdürü Yüksel Acar ise endüstriyel atık suların kontrolü hakkında bilgi verdi. Yüksel Acar, İstanbul’daki endüstriyel atık suların %97’sinin arıtıma
tabi tutularak kanalizasyon şebekesine
verildiğini ifade etti.
Uzmanlar uyardı
İSKİ Atıksu Arıtma Daire Başkanı
Osman Yıldız da İstanbul’daki Atıksu
Arıtma tesislerinin mevcut genel durumu, Atıksu havzaları ve derin deniz deşarj sistemleri hakkında bilgi verirken,
Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşen Erdinçler
ise Atıksu Arıtma Tesisi Çamurlarının
Değerlendirilmesi konusunda sunum
yaptı. Prof. Erdinçler, “AB, bizden,
uyum yasaları çerçevesinde, çamurlarımızı düzenli depolama sahalarına göm-
mememizi isteyecek” diye uyardı.
Erdinçler, Atık değerlendirme hiyerarşisinde geri dönüşümün önem
kazandığını söyleyerek konuşmasını tamamladı. Prof. Dr. Erdinçler’in
ardından sunum yapan SIEMENS
A.Ş. Su Teknolojileri Bölüm Müdürü Dr. Argun Erdoğan, Evsel
Atıksu Arıtma Tesislerinde yeni
yaklaşımlar ve teknolojiler üzerinde durdu. Erdoğan, Siemens A.Ş.
olarak, İnegöl O.S.B. Atıksu Arıtma
Tesisi kapasite artışı ve iyileştirme
çalışmalarına ve arıtımda enerji yönetiminin önemine değindi.
Aktif Grup Satış ve Pazarlama
Müdürü Mehmet Kıncır da Akıllı su
yönetimi ve geri kazanımın öneminin vurgularken, “gri su” tanımına
açıklık getirdi ve özellikle duş ile
lavabolarda tüketilen suyun, ayrı
arıtılarak değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi. Düşük maliyetli bir
arıtımdan sonra bu suyun rezervuarlarda ve çamaşırların yıkanmasında kullanılabileceğini söyleyen
Kıncır, “Bir evde kullanılan suyun
%80’i duş ve tuvaletlerden kaynaklanan gri sudur. Gri su geri kazanım sistemleriyle, %40 su tasarrufun sağlanır” dedi.
Marmara Belediyeler Birliği Çevre
Sempozyumu düzenledi. Sempozyumda konuşan İSKİ
Avrupa 1. Bölge
Abone İşleri Daire
Başkanı Fatih Yıldız,
İstanbul’da su kayıp ve kaçaklarının,
İSKİ’nin çalışmaları
sayesinde % 24’le
sınırlı kaldığını ve
bu rakamın Avrupa’daki birçok ülkeden daha iyi olduğunu söyledi. Duş ile
lavabolarda tüketilen
suyun ayrı arıtılarak
değerlendirilmesi
gerektiğini belirten
Mehmet Kıncır ise
“Bir evde kullanılan
suyun %80’i duş ve
tuvaletlerden kaynaklanan gri sudur.
Gri su geri kazanım
sistemleriyle, %40
su tasarrufu sağlanır” dedi.
“Bizim için su daha önemli”
Son konuşmacı İSKİ Avrupa 1. Bölge Abone İşleri Daire Başkanı Fatih Yıldız’sa su kayıp ve kaçaklarının nedenlerini konu alan
konuşmasında, “Su mu
önemli, yoksa sudan elde
edilen gelir mi?” diye
sorguladı ve “Bizim için
su önemli” diye devam
etti. Yıldız, İstanbul’da
su kayıp ve kaçakların
İSKİ çalışmaları sayesinde Avrupa’daki birçok ülkeden daha iyi durumda
olduğunu söyledi.
Birlik 2011/1
63
Birlikten Haberler
Marmara Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen “İstanbul Dersleri” başlıklı eğitimler kapsamında katılımcılara “Saraçhane’den
Edirnekapı’ya; Mekanlar ve İnsanlar”
başlıklı konferans
verildi.
Saraçhane’den Edirnekapı’ya
Yolculuk Yaptılar
M
armara Belediyeler Birliği
(MBB) tarafından düzenlenen “İstanbul Dersleri” ana başlıklı bilimsel eğitim programlarına,
“Saraçhane’den
Edirnekapı’ya;
Mekânlar ve İnsanlar” konferansıyla devam edildi. Araştırmacı-Yazar Turgut Kut tarafından
verilen seminer, Eminönü’nde
bulunan MBB Hızır Bey Çelebi Seminer Salonu’nda gerçekleştirildi. ‘Son yüzyılın İstanbul
Uzmanı’ olarak da tanınan Araştırmacı-Yazar Turgut Kut, “İstanbul, bostandan geçilmezdi. Domatesle lahanayı bir arada
göremezdik” dedi.
İstanbul bostandan geçilmezdi
Programın açılış konuşmasını yapan MBB Danışmanlarından
Yrd. Doç. Dr. Nail Yılmaz, “İstanbul’un bilinmeyenlerini bilen
nadir insanlardan biri olan hocamıza teşekkür ediyorum. İstanbul Dersleri konferanslarımızı, büyük bir ciddiyetle sürdürmeye
devam edeceğiz” diye konuştu. Katılımcılara, Saraçhane’den
Marmara Belediyeler Birliği,
İzmit Belediyesi
personeline
yönelik “Belediyelerde Finansman Yönetimi”
başlığıyla eğitim
semineri düzenlendi.
“Finans Yönetimi Belediyeler İçin
Hayati Önem Taşıyor”
M
armara Belediyeler Birliği
İzmit Belediyesi personeline eğitim düzenledi. “Belediyelerde Finansman Yönetimi” adlı
seminerin konuşmacısı ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mali
Hizmetler Eski Daire Başkanı Cemil Arslan oldu. Yerel yönetimler içinde belediyelerin tanımını
yaparak sunuma başlayan Cemil
Arslan, açıklamalarının devamında, “Hızlı nüfus artışı, ekonomik büyüme, göç, teknolojik gelişmeler ve hızlı kentleşme süreci yerel hizmetlere olan talebin giderek artmasını ve bu hizmetlerin niteliklerinin yükseltilmesini zorunlu hale getirmekte. Bu
gelişmeler, belediyelerin daha fazla harcama yapmasını zorunlu
kılması ve buna karşılık gelirlerin aynı düzeyde artırılamaması,
belediyelerin finansman açığına ve mali kriz ile karşı karşıya kalmasına yol açmaktadır” diye konuştu.
64 Birlik 2011/1
Edirnekapı’ya kadar, mekanlar üzerinden yolculuk yaptıran Araştırmacı
– Yazar Turgut Kut, İstanbul’a ilişkin
açıklamalarda bulundu. Kut’un “İstanbul eskiden bostandan geçilmezdi.
Domatesle lahanayı değil sofrada, çarşıda pazarda bile bir arada göremezdik.
Pırasayla dolmalık biberi de bir arada
hiç göremedik. Bugünlerde hangisinin
yaz, hangisinin kış meyvesi ve sebzesi
olduğunu ayırt edemez olduk” sözleri
katılımcıları düşündürdü.
Belediyelerin yerel halkın yaşam tarzını ve kalitesini geliştirmek ve kolaylaştırmak üzere önemli etkilere sahip
olduğunu da hatırlatan Cemil Arslan,
“İnsan yaşamı üzerinde bu denli yakından ve doğrudan etkiye sahip olan belediyelerin finansman sorunları, toplum
yaşamını bozucu ve zorlaştırıcı bir hale
sürüklemektedir” dedi.