ekim ayı programı (6 Yaş)
Transkript
ekim ayı programı (6 Yaş)
AKADEMİ DEHA ANAOKULU 2013 EKİM AYI BÜYÜK DEHALAR EĞİTİM PROGRAMI KONU ANALİZİ: OMURGALI VE OMURGASIZ HAYVANLAR (1-8 Ekim) Çevremizde kedi, köpek, kuş, solucan, sivrisinek, arı gibi hayvanlar vardır. Bu hayvanların hareketlerini gözlemlediğimizde solucanın istediği gibi sağa sola kıvrılarak hareket ettiğini, kedi ve köpeğin solucan gibi hareket edemediğini görürüz. Buna karşın kedi, köpek ve kuş gibi hayvanlar dik durabildikleri hâlde solucan dik duramaz. Bilim insanları hayvanları vücutlarında omurga olup olmamasına göre sınıflandırmışlardır. Vücutlarında kemikten veya kıkırdaktan yapılı bir iskelete sahip olan hayvanlara omurgalı hayvanlar, kemikten veya kıkırdaktan yapılı iskelete sahip olmayanlara ise omurgasız hayvanlar denir. Omurgalı hayvanlar ise kendi aralarında Memeliler Kuşlar Sürüngenler Kurbağalar Balıklar gibi sınıflandırılır. Memeliler: Memeli hayvanların hepsi yavrularını süt bezlerinden salgıladıkları sütle beslerler. Doğurarak çoğalırlar. Suda ve karada yaşayanları vardır. Memelilerin bazıları otla, bazıları etle, bazıları ise hem et hem de ot ile beslenirler. Karada yaşayan memelilerden başka yarasa gibi uçan memelilerle; balina, yunus gibi yüzen memeliler Kuşlar: Kuşlar; su kenarlarında, şehirlerde ormanlarda ve bozkırlarda yaşayabilen omurgalılardır. Hepsinin üzeri tüylerle kaplıdır. Vücutlarında dört üye vardır. Ön üyeler uçmaya yarayan kanat, arka üyeler ise yürümeye yarayan ayak hâline gelmiştir. Kuşlar yumurta ile ürer, yumurta ve yavrularıyla ilgilenirler. Sürüngenler: Sürüngenler dediğimiz omurgalı canlılar grubu oldukça çeşitlilik gösterir. Kertenkele, timsah, yılan, kaplumbağa bu gruba girer. Vücut yapıları birbirine göre biraz değişiklik gösterir. Derilerinin üzeri pullarla örtülüdür. Kurak yerlere uyum sağlamış hayvanlardır. Çok az suya gereksinim duyarlar. Çoğunlukla karada yaşarlar. Fakat su yılanı, su kaplumbağası sularda, timsah bataklık ve nehirlerde yaşar.Kurbağalar Kurbağalar tatlı sularda ve tatlı su kenarlarında yaşarlar. Vücutları yüzmeye ve karada zıplayarak hareket etmeye uygun özellik taşır. Yumurta ile ürerler. Yumurtalardan çıkan yavrular balığa benzer. Bir dizi değişiklikler geçirerek kurbağaya benzer hâle gelir. Bu olaya başkalaşım denir. Erginleşmiş kurbağalar genellikle kuyruksuzdurlar. Balıklar: Balıklar; sularda yaşayan bitkilerle, böcekler ve daha küçük balıklarla beslenirler. Yumurta ile çoğalırlar. Vücutları suda yüzmeye en uygun şekli almıştır. Derilerinin üzeri pullarla ve yapışkan, kaygan bir madde ile örtülüdür. HAYVANLARI KORUMA GÜNÜ (4 Ekim) Hayvanlar, duyu ve hareket yetenekleri olan canlılardır. Hayvan dostları ilk kez İngiltere'de 1822 yılında bir araya geldiler. Hayvanları korumak, insanların hayvanlara iyi davranmalarını ve hayvanların daha iyi koşullarda beslenme ve korunmalarını sağlamak amacıyla Hayvanları Koruma Birliği'ni kurdular. Yurdumuzda Hayvanları Koruma Derneği 1908 yılında kuruldu. Aynı amaçlı dernekler birleşerek Hollanda'nın başkenti Lahey'de Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu'nu oluşturdular. 1931 yılında toplanan bu kuruluş 4 Ekim'i Hayvanları Koruma Günü ilan etti. VÜCUDUMUZ ORGANLARIMIZ (8-23 Ekim) VÜCUDUMUZ İnsan Vücudu, çeşitli kimyasal ve fiziksel olaylarla canlılığını sürdüren sistemler ve bu sistemleri meydana getiren organ ve dokulardan oluşan canlı bir organizmadır. Vücudumuzdaki bütün organ ve sistemler bir uyum içerisinde çalışır ve insan vücudunun canlı ve sağlıklı kalması için görev yaparlar. Bütün organlar; kan damarları ve sinirlerle birbirlerine bağlıdır. Bu nedenle, insan vücudunu meydana getiren organ, sistem ya da dokularda meydana gelen her hangi bir sorun bütün vücudu etkileyebilir. İnsan vücudunun temel yapı birimi hücredir ve yetişkin bir insanda yaklaşık olarak 100 trilyon hücre vardır. Hücreler, oluşturdukları dokuya göre farklı özellikler gösterebilirler. Doku, bitki, hayvan ve insan organlarını meydana getiren, şekil ve yapı bakımından benzer olup, aynı vazifeyi gören, birbirleriyle sıkı alakaları olan aynı kökten gelen hücreler topluluğudur. Dokular da biçimsel ve işlevsel birimler olan organları oluştururlar. Fizyolojik olarak aynı işlevi gören yapısal organ birlikleri de vücudun sistemlerini meydana getirmektedir. İşte, vücudumuzun sağlıklı ve olağan bir büyüme ve gelişme gösterebilmesi, vücudumuzdaki sistemler ve organlarımız görevlerini eksiksiz olarak yerine getirirlerse mümkün olabilir. Vücudumuzdaki sistemler ve başlıca görevleri: İskelet sistemi ve kaslar vücudun hareket sistemini oluşturur. İskelet sistemi, vücudu birbirine bağlayarak ayakta tutar. Kaslar da vücudun hareket etmesini sağlar. Solunum sistemi, hücrelerin ihtiyaç duyduğu oksijeni alıp, karbondioksit gibi zararlı gazları da vücuttan uzaklaştırmakla görevlidir. Sindirim sistemi, almış olduğumuz besin maddelerinden ihtiyacımız olanları ayıklayarak kullanılabilir halde dolaşım sistemine verir. Dolaşım sistemi de hücrelerin gereksinim duyduğu besin maddelerini ve oksijeni hücrelere taşır. Artıkları da hücrelerden alıp boşaltım sistemine ulaştırır. Boşaltım sistemi, artık ve zehirli maddeleri vücudumuzdan uzaklaştırmakla görevlidir ORGANLARIMIZ Organ Nedir? Canlı bir vücuttaki dokuların bir araya gelerek anatomik ve işlevsel bir bütün oluşturduğu, belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenmiş vücut bölümüne organ denir. Organlarımız; iç organları, duyu organları gibi de gruplandırılabilir. Vücudumuzdaki organlar nelerdir? İnsan vücudunda pek çok organ görev alır. Bu organları görevlerine ve bulundukları sistemlere göre sınıflandıracak olursak: İç Organlarımız: Soluk borusu, yemek borusu, akciğerler, kalp, mide, karaciğer, safra kesesi, oniki parmak bağırsağı, pankreas, ince bağırsak, kalın bağırsak, rektum, dalak, böbrek, apandisit. Sindirim Organları: Temel sindirim sistemi organları, sırasıyla, ağız, yutak, yemek borusu, mide, on iki parmak bağırsağı, ince bağırsak ve kalın bağırsak olarak sayılabilir. Sindirim sistemine yardımcı organlar ise karaciğer ve pankreastır. Üreme Organları: Kadın ve erkekte üreme organları birbirinden farklıdır. Erkek üreme organları; penis, testisler ve prostat (erbezi)'tan oluşur. Kadın üreme organları ise; vajina, rahim ve yumurtalıklardır. Boşaltım Organları: Boşaltım sisteminde görev alan temel organlar böbrekler, üreterler ve idrar kesesidir. Solunum Organları: Ağız, burun, yutak, gırtlak, soluk borusu ve akciğer solunum sistemini meydana getiren organlardır. Dolaşım Organları: Kalp ve kan damarları dolaşım sistemini meydana getirir. Duyu Organları: Göz, kulak, burun, dil ve deri duyu organlarımızdır. DUYU ORGANLARIMIZ Çevremizi algılamamızda görevli olan göz, kulak, burun, dil ve deri duyu organlarımızdır. Duyu organlarımız birlikte çalıştığında çevremizi algılamamız daha kolay ve doğrudur. Önemli Not * Çevremizdeki cisimlerin sesini, rengini, kokusunu, sertliğini vb. duyu organlarımız sayesinde hissederiz. * Dış ortamdan duyu organlarımız ile aldığımız uyarıları sinirlere aktaran özel hücrelere “duyu almaçları” adı verilir. Duyu almaçlarının, duyu organlarının yapısında bulunur. * Farklı duyu organlarımız için farklı almaçlar vardır. Duyu almaçları sayesinde uyartıların, duyusinir yolu ile beyindeki duyu merkezlerine iletilir. Beyindeki ilgili merkezin kendisine ulaşan uyartı mesajını değerlendirip mesajın gerektirdiği komutları vücudun ilgili bölümlerine verir ve bu bölümlerin verilen komutları yerine getirmesini kontrol eder. Böylece dış ortamdan gelen uyarıların algılanması sağlanmış olur. GÖRME ORGANIMIZ GÖZ Göz sert tabaka, damar tabaka ve ağ tabaka (retina) olmak üzere üç bölümden oluşur. Gözün Bölümleri a) Sert Tabaka: Gözün dışında bulunan beyaz renkli kısımdır ve gözü dış etkilerden korur. Işığı kıran bu tabakaya saydam tabaka (kornea) adı verilir. b) Damar Tabaka: Sert tabakanın altında yer alır ve gözün beslenmesini sağlayan damarlardan oluşur. Damar tabaka, gözün ön kısmındaki irisi oluşturur. iris gözün renkli kısmıdır. İrisin ortasında bulunan kısma göz bebeği adı verilir. İris, gözümüze gelen ışığın şiddeti fazla olduğunda göz bebeğini daraltır, az ışıklı ortamlarda ise göz bebeğinin büyümesini sağlar. c) Ağ Tabaka (Retina): Işığa karşı duyarlı almaçların bulunduğu kısımdır. Ağ tabakadaki sinirler birleşerek göz yuvarlağının arka tarafından çıkıp beyne gider. Sinirlerin göz yuvarlağından dışarı çıktığı yere kör nokta adı verilir. Kör nokta ışığa karşı duyarlı değildir ve burada görüntü oluşmaz. Kör noktanın üst kısmında ve göz bebeğinin hizasında bulunan çukur bölgeye sarı leke denir. Görüntü sarı lekede meydana gelir. Ağ tabakanın ön kısmında göz merceği bulunur. Nasıl Görürüz? 1. Cisimlerden yansıyan ışık ışınları, önce saydam tabakaya gelir ve burada kırılır. Kırılan ışın ardından göz bebeğine gelir. 2. Göz bebeğinden gelen ışınlar, göz merceğinde tekrar kırılarak ağ tabaka üzerine düşer. 3. Ağ tabakada yer alan sarı leke üzerinde ters bir görüntü oluşur. Oluşan görüntü buradaki görme almaçları tarafından algılanır. 4. Algılanan görüntü, görme sinirleri vasıtasıyla beyindeki görme merkezine iletilir. Ters görüntü, beyindeki görme merkezinde düz olarak algılanır. Böylece görme gerçekleşir. Göz Bozuklukları İŞİTME ORGANIMIZ KULAK Kulaklarımız işitmemizi ve dengemizi sağlayan duyu organımızdır. Suya atılan bir taşın oluşturduğu dalgalar gibi havada da ses dalgaları mevcuttur. Bu ses dalgaları kulağımızdaki duyu almaçları ile algılanır. Aşağıdaki şekli inceleyerek kulağın bölümleri hakkında bilgi edinelim. Kulağın Bölümleri a) Dış Kulak: Kulak kepçesinden ve kulak yolundan oluşur. Kulak yolunun sonunda kulak zarı bulunur. Kulak kepçesi kıkırdak bir yapıya sahiptir. Kulak yolu, kulak kepçesini orta kulağa bağlayan bir kanaldır. Kulağımız kulak kiri olarak adlandırılan bir sıvı salgılar. Bu sıvı, kulak yolundaki kıllar ile birlikte kulağa giren toz vb. maddelerin kulak zarına ulaşmasını engeller. b) Orta Kulak: Orta kulakta çekiç, örs, üzengi kemikleri, östaki borusu ve oval pencere bulunur. Üzengi kemiği vücudumuzun en küçük kemiğidir. Çekiç kemiği kulak zarına, üzengi kemiği ise iç kulaktaki oval pencereye temas eder. Bu özellikleri ile kulak kemikleri, kulak zarını iç kulağa bağlayan bir köprü oluşturur. Östaki borusu orta kulaktan yutağa açılır. Böylece orta kulak ile vücudun dışı arasındaki basınç farkını dengeleyerek kulak zarının yırtılmasını engellemiş olur. c) iç kulak: Dalız, salyangoz ve yarım daire kanallarından oluşur. Dalız, oval pencereden gelen ses dalgalarını salyangoza iletir. Salyangozda işitme sinirleri vardır ve gelen ses dalgaları işitme sinirleri ile beyne iletilir. Vücudumuzun dengesinin bozulup bozulmadığını beyinciğe bildirme işini salyangozun üst kısmındaki yarım daire kanalları yapar. Önemli NOT: İç kulakta yarım daire kanalları vücudun dengesini sağlanmasında önemli rol oynar. Vücudun durumu değiştiğinde buradan beyne giden mesajlar sonucu beyin vücudun konumunu değiştirip denge sağlar Nasıl İşitiriz? 1. Kulak kepçesi ile toplanan ses dalgaları kulak yolu ile kulak zarına gelir ve zarı titreştirir. 2. Kulak zarının titreşmesiyle birlikte çekiç, örs ve üzengi kemikleri de titreşir ve bu titreşim oval pencereye iletilir. 3. Üzengi kemiği, ses titreşimlerinin oval pencereden iç kulakta bulunan dalıza iletmesini sağlar. Dalız, oval pencereden gelen ses dalgalarını salyangozdaki yarım daire kanallarına gönderir. 4. Ses, yarım daire kanallarındaki işitme almaçları tarafından algılanır ve işitme sinirleri aracılığı ile beyindeki işitme merkezine iletilir. Böylece işitme olayı gerçekleşmiş olur. DOKUNMA ORGANIMIZ DERİ Deri, en büyük duyu organımızdır ve vücudumuzun dışını tamamen kaplar. Ayrıca vücut ısısını ayarlar, solunum ve boşaltıma yardımcı olur ve vücudu dış etkilerden korur. Derinin üzerinde dokunmayı, basıncı, ağrıyı, sıcağı, soğuğu vb. duyuları algılayan almaçlar vardır. Aşağıdaki şekli inceleyerek derinin bölümleri hakkında bilgi edinelim. Deri, üst deri ve alt deri olmak üzere iki tabakadan oluşur. Derinin bölümleri a) Üst deri: Derinin alt bölümlerini koruyan tabakadır. Bu tabakada kan damarları ve sinirler bulunmaz. Üst derinin en dış bölümü ölü hücrelerden meydana gelmiştir. Bu bölümün altında canlı hücrelerden oluşan bir tabaka bulunur. Bu tabaka, deriyi güneşten gelen zararlı ışınlardan korur. Üst deride ayrıca derinin rengini belirleyen hücreler de vardır. b) Alt deri: Üst deriye göre daha kalın olan alt deri, canlı hücrelerden oluşur. Alt deride kan damarları, kıl kasları, sinirler, ter bezleri, yağ bezleri, kıl kökleri ve duyu almaçları yer alır. Bu bölümün en altında ise yağ tabakası bulunur. Yağ tabakası vücudu çarpmalara ve vurmalara karşı korur ve vücudun ısı kaybını önler. Burada yer alan ter bezleri, terleme ile boşaltıma yardımcı olur. Derimizle nasıl hissederiz? Alt derideki duyu almaçları sıcak, soğuk, basınç, sertlik, yumuşaklık gibi duyuları algılar. Duyu almaçları ile alınan duyular, sinirler yoluyla beyne iletilir ve burada değerlendirilip algılanır. Derinin her yerinde aynı oranda duyu almacı yoktur. Bu yüzden de algılama duyusu derimizin her bölgesinde aynı değildir. Parmak uçları, dudaklar gibi bölgelerde algılama daha fazladır. KOKLAMA ORGANIMIZ BURUN Burun, koku alma ve solunum organımızdır. Bu organ, alınan havanın temizlenmesini, ısıtılmasını, nemlendirilmesini ve kokusunun algılanmasını sağlar. Bir süre aynı koku alınacak olursa bu koku bir müddet sonra hissedilmez. Ancak ortama değişik bir koku geldiğinde bu yeni koku fark edilir. Burnun yapısını, bölümlerini ve çevresinde yer alan sinüsleri aşağıdaki şekil üzerinde inceleyelim. Burun, kemik ve kıkırdakla desteklenen bir organımızdır. Burun boşluğunun duvarı, mukus salgısı üreten hücrelerle kaplıdır. Mukus salgısı üreten bu tabaka mukoza olarak adlandırılır. Mukoza burnun içinin nemli kalmasını sağlar. Burun boşluğunun üst tarafında koku almaçları bulunur. Koku almaçlarının yoğunlaştığı bölgeye sarı bölge denir. Kokuyu Nasıl Algılarız? 1. Kokulu cisimlerden buharlaşarak ayrılan ve havaya karışan tanecikler, sarı bölgedeki mukus sıvısında çözünerek koku almaçlarını uyarır. 2. Uyartılar beynin koklama merkezine iletilir. Böylece koku algılanmış olur. TATMA ORGANIMIZ DİL Dilimizin tat alma, çiğneme, yutma ve konuşmaya yardımcı olma gibi görevleri vardır. Maddelerin tadının alınabilmesi için bu maddelerin tükürükte çözünmesi gerekir. Dilin yapısını ve tat alma bölgelerini aşağıdaki şekil üzerinde inceleyelim. Dilin ucunda, yanlarında ve arkasında tat alma tomurcukları yer alır. Tat alma tomurcuklarında tatları algılamaya yarayan almaçlar bulunmaktadır. Dilimizin her bölgesi her tadı alabilir. Ama bazı tatları alan tat tomurcukları dilimizin bazı bölgelerinde daha fazladır. Dilimizin ucu tatlı, arkası acı, ön yanları tuzlu ve arka yanları da ekşi tatları daha fazla alır. Nasıl Tat Alırız? 1. Tükürükte çözünen maddeler, tat tomurcuklarındaki almaçları uyarır. 2. Almaçlar, aldıkları uyarıları tat alma sinirlerine iletir. 3. Tat alma sinirleri beyindeki tat alma merkezini uyarır ve tat duyusu algılanır. Koku ve tat alma organlarımız birbiriyle uyumlu olarak çalışır. Dilimiz bir besinin tadını, burnumuz da kokusunu algılar. Kokusu iyi alınamayan besinlerin tadı da iyi alınamaz. Örneğin nezle olduğumuzda kokuları tam olarak alamadığımız için besinlerin tadını da tam olarak alamayız. Besinlerin tadını tam olarak alabilmek için burun ve dilin birlikte görev yapması gerekir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı (24-30 Ekim) Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM)'nin 29 Ekim 1923'te Cumhuriyetin ilan etmesi anısına her yıl 29 Ekim günü Türkiye'de ve Kuzey Kıbrıs'ta kutlanan bir millî bayramdır. 29 Ekimlerde stadyumlarda şenlikler yapılır, akşam ise geleneksel olarak fener alayları düzenlenir. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet'in Onuncu Yıl Kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933 tarihinde verdiği 10. Yıl Nutku'nda, bu günü en büyük bayram olarak nitelendirmiştir. Cumhuriyet öncesi Osmanlı Devleti, hüküm sürdüğü 624 yılda 36 padişah tarafından yönetilmiştir. Son padişahı Vahdettin’dir. Padişah, şah, kral, hakan, sultan gibi tek kişiye dayalı yönetim sistemine "mutlakiyet" adı verilmiştir. Mutlakiyet yönetiminde egemenlik kayıtsız şartsız tek bir kişidedir. Cumhuriyetin ilanı Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919'da Osmanlı hükümeti tarafından, bölgede düzeni sağlaması için devletinin bir gemisi ile Samsun'a gönderilmiştir. Ülkenin çoğu ilinde kongreler düzenlemiş ve "Tek bir egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi, yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır," ilkesiyle, yurdun her tarafından gelen ulus temsilcilerini 23 Nisan 1920 günü Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nde toplamıştır. Meclis Mustafa Kemal Paşa'yı 'Meclis Başkanı' seçmiştir. Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi, Türk Kurtuluş Savaşı'nı başlatmıştır. Halk ve düzenli ordular düşman kuvvetlerine karşı savaş vermiş, omuz omuza mücadele etmiştir. 29 Ekim günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan "Cumhuriyet" önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne vermiştir. Meclis önergeyi kabul etmiştir ve böylece Türkiye Devletinin yeni yönetimi biçimi Cumhuriyet, yeni ismi "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" olarak belirlenmiştir. Atatürk, kurulan Türkiye Cumhuriyetinin ilk cumhurbaşkanı olmuştur. Halk da Cumhuriyetin ilanını sevinç ve coşku ile karşılamıştır. Cumhuriyette Atatürk'ün de söylediği gibi, egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur. Ulus, kendini yönetme yetkisini, kendilerine temsil eden milletvekilleri aracılığı ile kullanır. Cumhuriyet yönetiminde, yurttaşın seçme ve seçilme hakkı vardır. Seçilen temsilciler, yasaları tasarlar ve yöneticileri ulus adına denetler. Ulus, seçimle yöneticileri seçebilir. DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ (7 Ekim) Ekim ayının ilk Pazartesi günü Dünya Çocuk Günü' dür. Birleşmiş Milletler Örgütü 1954 yılında oybirliği ile Ekim ayının ilk pazartesi gününü Dünya Çocuk Günü olarak kabul etti. Dünya Çocuk Günü evrenseldir. Birleşmiş Milletler Örgütü' ne üye bütün ülkelerde aynı günde kutlanır. Üye ülkelerin radyo, gazete ve televizyonlarında bu günün önemi anlatılır. Çocukların bakım ve korunmasının gerekliliği üzerinde durulur.. İnsanlığın mutluluğu, dünyamızın güzelleşmesi, çocukların korunmasın, iyi yetişmesine bağlıdır. Barış içinde yaşamak, güzellikleri paylaşmak, eğitimle olur. Dünya Çocuk Günü çocuklar arasında ortak duygular oluşmasını, ulusların barış içinde yaşama özlemlerinin pekişmesini amaçlar. Bu amacın gerçekleşmesi için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1959 yılında daha iyi bir yaşam, mutlu bir çocukluk dönemi için Çocuk Hakları Bildirisi' ni yayınladı. KIZILAY VE KIZILAY HAFTASI (30 Ekim ) Her yıl 29 Ekim - 4 Kasım tarihleri arasında Kızılay Haftası'nı kutlarız. Kızılay Haftası'nda, Kızılay Derneğinin kuruluş amacı ve çalışmaları konusunda okulda, sınıfta konuşmalar yapılır, bilgiler verilir. Radyo ve televizyonda Kızılay ile ilgili programlar yayınlanır. Türkiye Kızılay Derneği'nin beyaz zemin üstünde kırmızı aydan oluşan bir bayrağı vardır. Kızılay bayrağındaki beyaz renk yaralı askerlerin gömleklerini, kırmızı ay ise kan izlerini simgelemektedir. KIZILAY'IN GÖREVLERİ VE ÇALIŞMALARI 1. 2. 3. 4. 5. 6. Doğa olaylarında zarar görenlere çadır, battaniye, giysi ve yiyecek yardımları yapar. Bunun için önceden bu maddeleri depo eder. Yoksul, kimsesiz ve düşkünler için aşevleri açar. Sağlık merkezleri kurar. Kurduğu kan bankası ile halkın yaptığı kan bağışlarını kabul eder, gereksinme duyanlara bu kanları verir. Hemşire yetiştirmek için okullar açar. Savaşta geçici sağlık merkezleri kurar. Gezici hastaneler kurar. TÜRKİYE’DE FAALİYET GÖSTEREN BÜYÜK YARDIM KURULUŞLARI Türkiye Deprem Vakfı ; Bu kuruluşun amacı deprem öncesinde ve deprem sonrasında alınacak önlemler konusunda ülke içerisindeki kuruluşlar ile iş birliği yapıp kuruluşların yapacağı etkinlikleri desteklemektir. Depreme karşı koruyucu önlemler alıp eğitim vermektir. Akut ( Arama Kurtarma Derneği ): Akut’un ana amacı dağ ve doğa koşullarında meydana gelecek olan kaza ve kaybolma olaylarında vatandaşlara yardım etmektir. Deprem, sel ve doğal afetlerde arama ve kurtarma çalışmalar yürütmektedir. Türkiye Sokak Çocukları Vakfı : Bu kuruluşun amacı terkedilmiş, ihmal edilen ve başka sebeplerden dolayı sokaklarda yaşamaya çalışan çocuklara sahip çıkmaktır. İhtiyar Huzur Köşeleri Derneği : Kimsesi olmayan, maddi ve manevi bakıma muhtaç olan yaşlılara yardım edip düzgün yaşamasını sağlayan bir kuruluştur. Türkiye Sağır Ve Dilsizler Cemiyeti : Bu kuruluşun amacı yurttaki duyma ve konuşma engelli insanları ülkeye yarayacak fayda getirecek bireyler haline getirmektir. Çocuk Sevenler Derneği : Bu kuruluşun amacı çocuk yuvaları, çocuk yetiştirme yurdu gibi hizmet veren yerlerde korunmakta olan çocukların yardıma muhtaç olanların değişik sosyal yardımda bulunmaktır. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı : Bu kuruluşun amacı ülkemizde iyi eğitilmiş insanlardan daha çok olması için hizmet vermektedir. DÜNYA TASARRUF GÜNÜ (31 Ekim) Tasarrufu toplumların hayatına yerleştirebilmek için 1935 yılında bazı Türk bankaları, 1924’te Birinci Uluslararası Tasarruf Kongresi’nde kabul edilen 31 Ekim gününü, Uluslararası Tasarruf Günü olarak kabul etmişlerdir. DÜNYA TASARRUF GÜNÜ GÜZEL SÖZLERİ* * Damlaya damlaya göl olur. * Sakla samanı, gelir zamanı. * Ayağını yorganına göre uzat. * Ak akçe kara gün içindir. * En iyi tasarruf zamanı iyi kullanmaktır Ayın Sanatçıları: Leonardo da Vinci, 1452- 1519 yılları arasında yaşamış olan İtalyan sanatçıdır. Dünyanın en büyük sanatçılarından ve deha olarak kabul edilir. Mimar, mühendis, matematikçi, anatomist, heykeltıraş ve ressamdır. En tanınmış eseri “Mona Lisa” ve “Son akşam yemeği” tablolarıdır. ( Sınıf içerisinde eserlerinden farklı örnekler de gösterilecektir.) Michalangelo; 1475-1564 yılları arasında yaşamış olan ünlü İtalyan ressam,heykeltıraş,mimar ve şairdir. En ünlü eseri Davut heykelidir. Roma şehrinde ve İtalya’nın birçok şehrinde sayısız heykel ve freski vardır. ( Sınıf içerisinde eserlerinden farklı örnekler de gösterilecektir.) Raffaelo; 1483-1520 yılları arasında yaşamış olan ünlü ressam ve mimardır. Leonardo da Vinci ve Michalengelo’ nun etkisinde kalmıştır. Daha çok kilise süslemeleri yapmıştır. Raffaelo Avrupa’da klasik ressamlığın temelini atmıştır. Gördüğü her şeyi tabloya aynı şekilde aktarmıştır. En ünlü yapıtı Atina Okulu’dur. ( Sınıf içerisinde eserlerinden farklı örnekler de gösterilecektir.) Ayın Sanat Dalı: Fotoğrafçılık Fotoğraf sanatı evrende var olan nesnelerin, anlık görüntülerinin, ışığın etkisini kullanarak, bir cihaz ( fotoğraf makinesi) yardımı ile kayda alınmasıdır. Ayın Türk sanatçısı : Ara Güler, 1928 İstanbul doğumlu, dünyaca tanınan Türk fotoğraf sanatçısıdır. Dünyanın en iyi fotoğraf sanatçılarından biri olarak kabul edilir. Fotoğraf sanatı ile ilgili birçok kitabı yayınlanmıştır. Bazı kitapları bugüne dek çektiği fotoğrafları içeren yayınlardır. Mimar Sinan, dünyaca ünlü Türk mimarıdır. 1489- 1588 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşamış ve günümüze çok büyük eserler bırakmıştır. En büyük eserleri; Selimiye Camii ( Edirne) ve Süleymaniye Camii ( İstanbul)’dir. FEN BİLGİSİ DOLAŞIM SİSTEMİ *Dolaşım sistemi organlarımız *Kan grupları levhaları *Kalp kesip inceleyelim. *Damar çeşitleri *Kan hücreleri *Büyük dolaşım – küçük dolaşım *Kan nerede ve nasıl temizlenir? *Nabız sayımı ÇÖZELTİLER *Şeker, un, tuz ve yağ su ile karışır mı? *Suda ne kadar şeker ve tuz çözebilirim? *Şeker suda mı yoksa gazozda mı hızlı çözünür? *Karıştırma ile şeker suda daha mı hızlı çözünür? *Şeker sıcak suda mı yoksa soğuk suda mı daha hızlı çözünür? *Küp şeker, toz şeker ve pudra şekerinden hangisi suda daha hızlı çözünür? Çözünenler kim? (Çözücü kim çözünen kim?) *Fiziksel ve kimyasal değişimler *Karbonat ve sirke ile balon şişirelim *Karbonat ve sirke ile mum söndürelim. *Derişik ve seyreltik çözeltiler oluşturalım. *Homojen ve heterojen karışımlar oluşturalım. *Karışımları ayıralım. ASTROLOJİ Dünya – Güneş – Ay Mevsimlerin sıralaması Gece- gündüz EKOLOJİ Organik gübre yapalım. Geri dönüşümlü kağıt yapalım Doğada yaşayan canlıları sınıflandıralım.( Bitkiler, hayvanlar, mantarlar, mikroskobik canlılar) Omurgalı ve omurgasız hayvanları tanıyalım. Omurgalı hayvanların özellikleri (balıklar, kuşlar, kurbağalar, sürüngenler, memeliler) Beslenme şekillerine göre hayvanlar (Etçil, otçul, hepçil) Başkalaşım geçiren hayvanları tanıyalım MATEMATİK 1-15 ritmik sayma Problem çözme 1-7 rakam tanıtımı tekrar Daire, üçgen, kare, Piramit , küp Ana renkler Sudoku (4’lü ) 3’lü şekil örüntüsü Bütün-yarım kavramı Ağırlık ölçümü Tahmin yürütme Neden- sonuç ilişkisi Kare, üçgen tangram Toplama ANADİLİ ETKİNLİĞİ ŞİİRLER Kitabım Kitap en iyi arkadaş, Bana neyi sorsam söyler, Ne anlatsa en sonunda Çalış,iyi, doğru ol der. Geceleri uyumaz o, Beni kaldırır erkenden Okulum kadar güzeldir Kitabı çok severim ben. KIZILAY Felaketli günde dost, Kızılay'dır, Kızılay. Fakirin sırtına post Kızılay'dır, Kızılay. En kötü anımızda, Depremde yanımızda, Gönlümüz, canımızda Kızılay'dır, Kızılay. Yağmur yağar, su coşar. Seller bendinden taşar. Yardıma hemen koşar Kızılay'dır, Kızılay. Sarar her tür yarayı. Beyaz yapar, karayı. Hiç şaşırmaz sırayı Kızılay'dır, Kızılay. OYUNLAR Kaç kurtul oyunu Oyuncak koruyucusu Kukla oyunu Evine köyüne Mısır patlatma Hayvanat bahçesi DRAMA Yüz ifadeleri Dans eden kelebekler Biz fırça olduk Sonbahar günü PARMAK OYUNLARI: Saat Örümcek adam Hamdi damdı Baş parmağım BİLMECELER Uçar Uçar Uçar Uçar dağ gezer, bağ gezer, iliksiz, kemiksiz (Kelebek) Uzun kulaklı, Kısa kuyruklu (Tavşan) Karada bayılır, Suda ayılır (Balık) Benim iki kolum var, Onun sekiz kolu var, Denizlerde yaşar (Ahtapot) Pençesi aslan, Gözleri volkan gibi. Tüyleri pek yumuşak, Onu gören fareler, Saklanır köşe bucak (Kedi) Kulübesinden bakar, Hırsıza korku salar (Köpek) Elemeden yoğurur, Gün aşırı doğurur (Tavuk) Kümeslerin efesi, Her sabah çınlar sesi. Sanırsın ezan okur, Uyandırır herkesi (Horoz) Üstü çayır biçilir, Altı çeşme içilir (Koyun) Uzun boyunlu, uzun bacaklı Desenli ,giysili Küçücük kulaklı (Zürafa) Daldan dala, Kırmızı pala (Sincap) Bol emek verir, Kendi yemez yedirir (Arı) Karşıdan baktım bir taş Yanına vardım,dört ayak,bir baş. (Kaplumbağa) Eli sırtında Ayağı karnında İzi yıldız Gözleri boynuz.(Salyangoz) Her seyi görür Kendisini göremez(göz) Astı yolu kaçtı yola iki kardeş düştü yola Biri gider biri gelir(ayaklar) Yarım kasık duvara yapışık (kulak) Küçücük bakkal dünyayı yutar (ağız) Ben giderim o gider, göğsümde tık tık eder( kalp ) TEKERLEMELER Al bu takatukaları takatukacıya takatukalatmaya götür.Takatukacı takatukaları takatukalamam derse takatukacıdan takatukaları takatukalatmadan al da gel. Bu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak, sarımsaklamasak da mı saklasak?Bu yoğurdu mayalamalı da mı saklamalı, mayalamamalı da mı saklamalı? KEÇİLER Ayşe Hanımın keçileri, Hop hop hopluyor, Arpa, saman istiyor, Arpa, saman yok, Kilimcide çok. Kilimci kilim dokur, İçinde bülbül okur. İki kardeşim olsa, Biri ay, biri yıldız, Biri oğlan, biri kız, Hop çikolata çikolata, Akşam yedim salata, Seni gidi kerata. ŞARKILAR CUMHURİYET Cumhuriyet hürriyet demek, Cumhuriyet özgürce yaşamak, Uygarlığa, çağdaşlığa Durmadan yılmadan koşmak demek Cumhuriyet mutluluk demek, Cumhuriyet kol kola yürümek Uygarlığa, çağdaşlığa Durmadan yılmadan koşmak demek Haydi Biliniz İki uzun kulağım Bir fısıltıyı duyar Keskin güçlü dişlerim Küçük bir kuyruğum var Haydi haydi biliniz Çok kolay bir adım var Bilemezseniz adımı Darılırım çocuklar Ben havucu çok yerim Lahanayı severim Yokuşu hızlı çıkar İnişi güç inerim Nasrettin Hoca Bir gün hoca erkenden Pazara gidiyorken Eşeği ürkmüş birden Yere düşmüş aniden Bunu gören çocuklar Oraya koşuşmuşlar Orada konuşmuşlar Hoca düşmüş eşekten Nasrettin hoca kurnaz Aşağı çadır kurmaz Lafın altında kalmaz Hiç yaş tahtaya basmaz Durun susun demeden Cevabı verdi hemen Düşmeseydim eşekten İnecektim ben zaten. DRAMA Duyular yaratıcı drama çalışması Vücudumuz yaratıcı drama çalışması Dans zamanı OYUNLAR Kaybolan nesneyi bulalım Sandalye kapmaca Dinleme oyunu Gazete kağıdı ile dans Dengede durabilme PARMAK OYUNU Vücudum Beş duyu SANAT ETKİNLİĞİ Desen çalışması Simetri çalışması Kolaj çalışması ile insan yüzü oluşturma Parmak kuklası yapımı Sulu boya ve akrilik boya çalışması Origami çalışmaları Seramik hamuru ile organlar Süngerden hayvanlar yapımı Resim tamamlama Kesme-yapıştırma çalışmaları Leonardo Da Vinci’nin bir tablosunun artık materyalle yeniden yorumlanması. AYIN KONSEPTLERİ Her hafta Pazartesi günü belirlenen bir konu ele alınmakta ve tüm gün boyunca bu konuya ilişkin etkinlikler sürdürülmektedir. Ekim ayı konuları ve günleri aşağıda sunulmaktadır. Konsept günü uygulamamızı projeleriniz ve katkılarınızla ( kostüm, aksesuar, afiş, materyal, kitap, resim vb….) renklendirmenizi bekliyoruz : 7 Ekim 2013 Pazartesi Tırnak 14 Ekim 2013 Pazartesi Köpek 21 Ekim 2013 Pazartesi Göz 28 Ekim 2013 Pazartesi Bayrak AİLE KATILIMI 1. Çocuğunuzla birlikte yağmurlu bir günde çevre gezisi yapabilir, doğayı inceleyebilirsiniz. 2. Çocuğunuzla birlikte evde turşu ve reçel yaparak kış hazırlıklarınızı tamamlayabilirsiniz. 3. Çocuğunuzla birlikte evinize yakın bir hayvan barınağını ziyaret edebilirsiniz. Hayvanların yaşantımızdaki önemi hakkında sohbet edebilirsiniz. 4. Çocuğunuzla birlikte Atatürk albümü oluşturabilir, paylaşım için okulumuza gönderebilirsiniz. 5. Çocuğunuzla birlikte “Cumhuriyetimizin Kuruluşu” ile ilgili bilgi ve dokümanları araştırabilirsiniz. 6. Çocuğunuzla birlikte “Cumhuriyet Bayramı” ile ilgili kutlamalara ve etkinliklere katılabilir, izlenimlerinizi çeşitli dokümanlar aracılığı ile okulumuzla paylaşabilirsiniz. 7. Değerler Programı kapsamında , “Özdenetim ve Özbakım ” hakkında çalışmalar yapacağız. Siz de, çocuğunuzla; a. Çocuğunuzun yemek yemek, tuvalet ihtiyacını gidermek, odasını toplamak ile ilgili görev ve sorumlulukları ile ilgili konuşabilirsiniz. b. Çocuğunuzun çeşitli olay durumlarında kendi “özdenetimi” ni sağlaması konusunda destek olabilirsiniz. Çeşitli durumlarda kendi denetimini sağlaması hakkında sohbet edebilirsiniz. ( Evde bir büyüğün olmadığı durumda kibritle oynarsan ne olur, arkadaşın seni çok kızdırsa ne yaparsın? Gibi) AYIN SORUMLULUĞU Sınıf süslemeleri için bayrak ve Atatürk resimlerini son teslim tarihi 9 Ekim 2013 Çarşamba olacak şekilde okulumuza göndermenizi rica ederiz. AYIN PROJESİ Son teslim tarihi 22 Ekim 2013 Salı olacak şekilde, çocuğunuzla birlikte tasarlayacağınız artık materyallerden bir “insan vücudu afişi”ni okulumuza göndermenizi rica ederiz. KİTAP ÖNERİLERİMİZ Çocuklara : Anne – Babalara: Kitap Adı : Keşfedelim Hayvanlar Kitap Adı : Her Çocuk Başarabilir Yazarı : Anthony Louis Yazarı : Mel Levine Yayınevi :T.İş Bankası Yayınevi : Boyner Yayıncılık HAFTANIN GÜNLERİ Pazartesi: Konsept Günü ( Çocuklar, aile bireyleri ile birlikte hazırladıkları, her hafta değişen konsept konularına yönelik çalışmalarını arkadaşları ile paylaşmak üzere okula getirebilirler.) Salı: Haber Paylaşım Günü (Öğrencilerimiz her hafta gazete ve dergilerde ilgilerini çeken, yaş düzeylerine uygun haberleri toplayarak okulumuza getirebilirler. Böylece haftalık sınıf gazetemizin oluşması ve zenginleşmesi için yardımcı olabilirler.) Çarşamba: Kitap Günü ( Çocuklar, belirledikleri birer kitabı okulda arkadaşları ile paylaşmak üzere getirebilirler.) Perşembe: Oyuncak Günü ( Çocuklar, küçük parçalı olmayan, şiddet unsuru içermeyen ve çok değerli olmayan bir oyuncağı, arkadaşları ile paylaşmak üzere okula getirebilirler. Bu oyuncağın güncel çizgi film karakterlerinden Wings,Actionman, Barbie, Spiderman, Ben10 vb. gibi karakterleri içermemesi ve savaş ile ilgisi bulunmaması gerekmektedir.) Cuma: Enstrüman Günü ( Çocuklar, aile bireyleri ile birlikte tasarladıkları bir enstrümanı okula getirebilirler. Örneğin; Pet şişelerden, teneke içecek kutularından oluşturdukları marakaslar, kutulardan oluşturacakları davullar, gazoz kapaklarından yapacakları tefler bu gün için uygun olan malzemelerdir. Bu enstrümanı kullanarak bir şarkı sunumu hazırlanabilir. ) EKİM AYI SEVGİ MENÜSÜ Sevgi Menüsü, Akademi Deha Anaokulu çocukları ve aileleri için hazırlanmış “Okul Aile Etkileşim Programı”nda yer alan projelerden biridir. Sevgi Menüleri ailelere aylık olarak gönderilmektedir. Menülerden çocukların çok yönlü gelişimini desteklemek amacıyla seçilmiş farklı deneyim alanlarına hitap eden aktiviteler (mutfak çalışmaları, geziler, deneyler, matematik, edebiyat, araştırmalar, röportajlar, sohbetler, sanat ve kültürel faaliyetleri, müzik, spor, hobiler, sosyal dayanışma çalışmaları, yaratıcılık, eğitsel oyunlar, materyal yapımı) ve etkili iletişim becerilerinin gelişimini destekleyen mesajlar yer almaktadır. Projenin temel amacı, ebeveynlerin çocuklarıyla iletişimlerindeki verimliliği artırmak, çocuklara ve ebeveynlere uyarıcılar yönünden zenginleştirilmiş etkin bir sosyal çevre sunmaktır. Bu proje iki anahtar sözcüğün bir araya gelmesinden oluşmuştur. Anahtar sözcüklerden birisi “menü” dür. İdeal bir menüde dengeli ve yeterli beslenme ilkeleri doğrultusunda gerekli olan yiyecekler yer alır. Sevgi menüsünde çok seçeneklilik, haz verici olma, dengeli ve yeterli olma ilkesi, kişinin kendi tercihi, doyuruculuk, tamamlayıcılık, estetik gibi menü sözcüğünün içerdiği anlamlardan etkilenmiştir. Sadece tek tip besin gruplarından oluşan menülerin sağlıklı gelişmeye engel olduğu gerçeği, sevgi menülerine aktivite çeşitliliği olarak yansıtılmıştır. Projenin ikinci anahtar sözcüğü ”sevgi”dir. Sevgi ifadesi olan evrensel değerler, menü kapsamında özel mesajlar ve aktiviteler içerisinde sunulmuştur. Sevgi; birlikte olmaktan zevk almak, anlayışlı olmak, birbirine özen göstermek, etkin dinlemek, ilgi göstermek, sabırlı olmak, paylaşmak, güvenmek, birbirine öğretmek, fırsat üretmek, iletişim kurmak, empati kurmak, duygularını çeşitli şekillerde ifade etmek vb. Sevgi menüsünde yer alan her türlü aktivite ve mesajlar sevgiyi besleyen deneyimleri içermektedir. Çocukların evlerinde ebeveynleri ile sevgi menüsü paylaşımları anaokulu yaşamına da yansımaktadır. Dolayısıyla sevgi menüleri sadece çocuk-aile ilişkisini değil, çocukların okul arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle de ilişkilerinde gözlenebilen olumlu değişimlere neden olmaktadır. Sevgi menüleri sayesinde ailelerin, öğretmenlerle paylaşımlarında nitelik ve nicelik açısından da gelişme gözlenmektedir. Sevgi menüleri aracılığıyla öğretmenler, aileleri farklı yönleriyle tanıma fırsatı bulurken, anne babalar da güçlü yönlerini çocuklarının daha iyi gelişmesi için kullanma konusunda cesaret kazanırlar ve bilgilerini geliştirirler. Hepimiz sevgiyi yaşarız. Sevgimizi paylaşmak ve ifade etmek için ne kadar çok şansımız olduğunu farkına varmamızda “sevgi menüsü” bizimle çocuğumuz arasında kurulan güçlü bir bağdır. HER AİLE KENDİ SEVGİ MENÜSÜYLE YAŞAR…