bir öteki - Orpheus North Architects
Transkript
bir öteki - Orpheus North Architects
St. Henry Ekomenical Sanat Kilisesi, Turku, Sanaksenaho Architects Deniz Müzesi, Kotka, Lahdelma & Mahlamäki Architects BİR ÖTEKİ + Hüseyin Yanar / yanar@kolumbus.fi ussi tam söyledi¤i saatte geldi. ‹çeri girdi¤inde her yan›na berbat bir koku sinmiflti. Üzerinde siyah bir palto vard›. Ah›rdan geldi¤ini söyledi. Tedirgindi. Uzun süre kalmak istemiyordu. Önce oturmad›. Sonra yavafl yavafl raz› oldu. Haz›rda s›cak su vard›. Çay m›, kahve mi diye sordum. Kahve hiç içmedi¤ini ama çay olursa içebilece¤ini söyledi. Bir makale için kendisinden istedi¤im baz› resimler getirmiflti. Üzerinde ad› yaz›l› bir cd içinde masaya b›rakt›. ‹majlara bakt›k. Makaleler, projeler, foto¤raflar derken sohbet derinleflti. ‹nternete girdik. O bana kendisinden birfleyler, ben de ona benden birfleyler gösterdim. O da, bende kokuyu unutmufltuk. Jussi Tiainen Fin Mimarl›k ve Sanat Dünyas›’n›n son dönemlerinde gündeme damgas›n› vurmufl belki de en çok tan›nan, bilinen foto¤rafç›lar›ndan biri. Herkesin elinin alt›ndaki mimarl›k dergilerinde, sanat dergilerinde, yar›flma kitapç›klar›nda, sergi kataloglar›nda bulunan bir çok resmin alt›nda imzas› var. Fark edilen üslubu ile onun çektikleri farkl›. Kendi anlay›fl›nda Jussi’nin foto¤raflar›. Bir binan›n içi ya da d›fl›, bir heykel ya da bir sanat yap›t› güneflle, gölge ile bir baflka türlü beraberlefliyor, s›radan bir bina bile bir baflka hale geliyor, hayat kazan›yor onun ellerinde. Jussi ile kameras›n›n beraberli¤ine do¤ru ad›m ad›m yaklafl›rken, çok daha gerilere, ilk günlere gidiyoruz. Lisedeyken hani bizde derler ya, yedikleri içtikleri ayr› gitmeyen Simo ad›nda yak›n bir arkadafl› olmufl. Babas› ve annesi mimar olan çizimlerin aras›nda gelip giden Simo sonunda büyüklerinin seçti¤i mesle¤e gönül vermifl. Arkadafl›, Helsinki’deki, Otaniemi Mimarl›k Okulu’nu bitirken, Jussi ise mimar olmaya pek ilgi duymasa da Simo ile mimarlar›n dünya- J 32 rh+sanart s›na baflka bir yerlerden girmifl. Hep mimarl›k çemberinin yan›bafl›nda yer alm›fl, giderek mimarl›¤a, mimarlar›n yapt›klar›na yak›n olmaya ve onlar› gözlemeye, mekan› kendi karesinden görmeye bafllam›fl. Kendi mekan›n› mimarlar›n yaratt›¤› flekilde de¤il de, bir foto¤rafç› gözü ile yaratm›fl. ‹lk mimari foto¤raf›n› 1975 y›l›nda çekmifl. ‹lk makinesi de o zamanlar›n ucuz ama oldukça bilinen bir markas› Practica olmufl. Sonra da özel bir kolu arac›l›¤› ile tutulan, vizöründen bakana bakt›¤›n› tersyüz ve alt üst gösteren, arazi kameras› 5 kilo a¤›rl›¤›ndaki Sinar adl› makinesini eline alm›fl. Al›fl o al›fl. Jussi’ nin eli kolu herfleyi olan sevgili Sinar›n› da flu ana kadar yan›ndan hiç ay›rmam›fl. Bir sözü belki de çok fleyi özetliyor. Benim kameram gizli bir göz gibidir diyor Jussi. Onun, sanki zaman zaman suyun yüzüne ç›kan bir periskobu var bir yerlerde. Etraf› gözlüyor dikkatle, sab›rla. Kameras› ile belki de biraz marjinde yafl›yor ço¤u gözleyen gibi. Belki de elinde makinas› sistemin içinde olsa da, çok tan›nsa da, çok bilinse de, çok aransa da Jussi, bir outsider yani bir öteki. Para için yapt›klar› ve para için yapmad›klar› var. Onun için eminim ikisi de farketmiyor. ‹stedi¤i çok basit ve kolay gibi gözüken bir fleyi yapmak. Kameran›n vizöründen karfl›dakine bakmak ve deklanflöre basmak. Bu ikiliyi seviyor. ‹kisinin aras›nda gidip gelen anlar aras›ndaki yolculuklar›yla kendi dünyas›n› yarat›yor. Bakarken de kendisince görüyor, yeniden gördüklerini yorumluyor ve yeniden yarat›yor. Yani keflfettikçe keflfediyor, bir daha bir daha bir daha. Çal›flma ofisindeki yuvarlak masas›nda bana ikram etti¤i geleneksel Fin Pullas› yerken ve birfleyler içerken sohbetin bir yerlerinde bana gösterdi¤i bir foto¤rafç›n›n, August Sander’ in kareledi¤i in- Männistö Kilisesi, Kuopio, Juha Leiviska Varma Sigorta Binas›n›n ‹ç Koridoru, Salmisaari, Helsinki, Tuomo Siitonen Architects san portrelerine bak›yoruz beraberce. Hiç birinde gülmüyorlar. Herfley oldu¤u gibi karelere sinmifl. Foto¤rafç›n›n karfl›s›nda gülmeye kar›flan yapmac›kl›k hiç yok. Ondan örnekler üzerine konufluyoruz. Belli ki bu foto¤rafç›dan etkilenmifl. Ülkesinde en çok etkilendi¤i sanatç›, mimar ya da yap›t kimdir, hangisidir diyerek zor bir soru yöneltiyorum. Dört çocu¤u oldu¤unu söylüyor. Hangi birini ay›rabilirim ki diyor. Sonra yan komflusu foto¤rafç› Pentti Sammala akl›na geliyor. Kendisinden farkl› bir foto¤rafç› olsa da foto¤raflar›nda mekan› farkl› yorumlasa da onun yap›tlar›na bir baflka gözle bakt›¤›n› anl›yorum. Peki ya belki de bu ülkenin bir zamanlar en çok yap›tlar›n›n karesi al›nan mimar› Aalto onun sanat›n›n nerelerinde oldu¤unu soruyorum. Aalto’nun çok gençlik y›llar›nda oldu¤unu söylüyor. Onun yapt›klar› aralar›nda yaflad›¤› için Jussi’ye çok normal, do¤al, sanki hep varm›fl gibi geliyor. Finlandiya’n›n y›llarca bir yanda, Rusya bir yandan da ‹sveç aras›nda olmas›ndan sonra Aalto bizim özgürlü¤ümüzün bayra¤›d›r diyerek bitiriyor. Karanl›¤›n ve ayd›nl›¤›n bir foto¤rafç› olarak anlam›n› soruyorum. Arka plan›n önemini, gökyüzünü, kar›, bulutlar› nas›l de¤erlendirdi¤ini anlamaya çal›fl›yorum. Klasik olacak ama diyor ayd›nl›¤›n karanl›k olmadan olamayaca¤›n› söylüyor. Biribirinin arka plan›, alt yap›s› olabilece¤ini düflündürüyor. Jussi y›llar süren deneyimi ve her yerde bas›lm›fl foto¤raflar›yla ülkesinde hatta ülkesi d›fl›nda hakl› bir üne sahip. Farkl› okullarda foto¤rafç›l›k üzerine dersler veriyor, programlar yap›yor. Bunlar aras›nda en sevdi¤i ö¤renciler ise Aalto’nun tasar›m›n› yapt›¤› ama nedense kendisine hocal›k kap›lar›n›n bir türlü aç›lmad›¤› Otaniemi Mimarl›k Fakültesi’nde olan mimarl›k ö¤renen gençler. Photoshopu kullanmas›n›n belkide ana nedeni Kuzey ›fl›¤›n› do¤al hali ile sergilemek. Sadece ›fl›k için, mavi ve sar›n›n kuzey güneflindeki abart›l› varyasyonlar›n› önleme¤e yönelik düzeltmeler, modifikasyonlar için kullan›yor. Söylediklerinden dijital dönem öncesi ile dijital dönem sonras› aras›nda bir yerlerde oldu¤unu anl›yorum. Jussi çok yönlü bir foto¤rafç›. Yay›nlar›ndan gördü¤üm baz› foto¤raflar›na dikkatle bakmaya çal›fl›yorum. Kareledikleri, karelerinde vurgulad›klar›, neredeyse bire bir görünenler. Simetri gerekti¤inde sevdi¤i birfley ama gördüklerini perspektifte bir ucundan cesaretle çekip abartmay›, simetrileri bozmay› da bazen sevmiyor de¤il. E¤er bina monumental bir karekterde ise daha da monumentallefliyor. Baz› karelemelerinde ise Jussi Tiainen’e özgü bilinçli bir landscape yarat›ld›¤› hissediliyor. Bazen kareye giren yap›t, etraf›ndan hafif izler tafl›sa da tek bafl›nalafl›yor. Baz› bina foto¤raflar›nda oldu¤u gibi, bazen objeyi üç boyutluluktan s›y›r›p tam merkeze ald›¤› oluyor. Bazen ise binay› üç boyutlu çevre içinde etraf›nda ne varsa hepsini beraberlefltirerek çevresi ile tablolaflt›rd›¤› da oluyor. Bütün bina kentte kentin, bazende do¤a da, do¤an›n bir parças› oluyor ve içinde kayboluyor bukelemun örne¤i. Bazende do¤an›n ortas›nda da olsa bina çevresinden soyutlan›p objelefltiriliyor. Ani yaklaflmalar, büyütmeler, h›zla ölçek de¤ifltirmeler izleniyor. Çekti¤i mekan›n karekterine göre, hikayenin bir parças›na, baz› parçalar›na ya da bütününe konsantre oluyor. Detay büyütmeleri, ölçeklendirmeleri önemli. Bütünün di¤er detaylar›n› merak ettiriyor foto¤rafa bakana. Joensu’daki, Metla binas›n›n giriflinde yapt›¤› gibi sakl› bir köfleyi alabildi¤ince abartarak bizi kefliflerinizle bafl bafla b›rakaca¤› baflka bir iç dünyaya davet ediyor. Jussi karelemeleri ile sanatç›n›n sanat›n›, mimar›n mimarl›¤›n› yeniden yaratsa da objelerin, mekanlar›n ve bunlar› yapanlar›n, kiflilerin hikayelerini önüne seriyor. Onlar› bir daha bir daha dinliyor. Özellikle mimar›n ya da sanatç›n›n yapt›klar›n›, mimarinin ve sanat›n kendine özgü mekanlar›n› çok iyi okuyor. Sonra yapt›¤› ise kendi hikayesini bulmak. Onu da gördü¤ü hikayesinin üzerine ekliyor. ‹ki berrak hikaye görüyorsunuz. Bazen üst üste, alt alta bazen de biribirlerinden ayr›. Her ikisinin de bütün söyledikleri okunuyor. Jussi’ nin karelerinde kendine özgü bir yaratma üslubu var. Sanattaki, mimarl›ktaki bu ülkeye özgü karekterleri sanki bir yan›nda tafl›yan hisseden Jussi’nin soyut anlamda ve fiziksel anlamda Fin do¤as›ndan da etkilendi¤i de aç›k. Bu ülkenin ›fl›¤› gölgesi, k›fl› kar›, bahar› onun foto¤raflar›na da yans›yor. Jussi, soyad›n› bir çok Finli gibi, her yan› çevreleyen, burada yaflayanlar› kucaklayan do¤adan alm›fl. Tiainen küçük bir kufl ismi. Birkaç cinsi var. Bu ülkenin farkl› yerlerinde yaflayan ve dolaflan bu üç farkl› kufl, Tiainenler gibi Jus- rh+sanart 33 Sanatç› Susanne Gottberg’ in Atölyesi Sanatç› Johana Bloomstedt’in Atölyesi si de infla edilmifl çevrenin mekanlar› aras›nda, yap›tlar›n aras›nda dolafl›p duruyor, onlar› yeniden resmediyor. Jussi’nin uzun y›llard›r yay›nlanan, birçok mimari dergide yer bulan foto¤raflar›n›n sergilendi¤i çok say›da bas›lm›fl yay›n› bulunuyor. Mimarl›k kitaplar› aras›nda beton, ahflap ve çelik üzerine yay›nlanm›fl olanlar›ndan baflka, çeflitli bafll›klarda olanlar› da var. Jussi, sadece mimarl›kla de¤il, her zaman sanatla ve sanatç› ile de yan yana olmufl. Sanat dergilerinde de, sergilemelerinde ve sanatç›lar›n kitaplar›nda da bir sürü foto¤raf› bas›lm›fl. Bütün bu yay›nlar›n aras›nda kan›mca çok özel iki projesi var. Di¤erlerinden ilke olarak çok farkl›. ‹kisi de son zamanlarda kitap haline getirilmifl. Her iki kitab› da tez de¤eri tafl›yor. Jussi’nin belki de, ileri de daha da çeflitlenebilecek, gelecekteki bu tür di¤er çal›flmalar›na ›fl›k tutuyor. Her ikisi de bakan› düflündüren anlaml› eskizler, anlaml› kolleksiyonlar. Birincisinin ad›, Taiteilijatiloja yani Sanatç› Stüdyolar›. Genel bir sentez, genel bir özet. Y›llard›r yap›tlar›n› foto¤raflad›¤› sanatç›lardan seçtiklerini 2007 y›l›nda bas›lan bu kitapta toplam›fl. Büyük boydaki bembeyaz kapakl› kitab›n her aç›lan, karfl›l›kl› iki sayfas›nda, yüzyüze bakan iki ayr› resim var. Birisi sanatç›n›n sanat›n› yaratt›¤› atölyesi. Di¤eri ise o sanatç›n›n sanat›ndan bir fragman. Bu el s›k›flmalar›n aras›nda birço¤unda sanatç›n›n iç dünyas› ile yap›t›n›n bire bir örtüflmeleri izleniyor. Hele baz›lar›nda çok ilginç, flafl›rt›c› benzerlikler ortaya ç›k›yor. Baz›lar›nda da Jussi çekinmeden sanatç›n›n mutfa¤›na giriyor ve sanki sahne arkas›ndaki bu dünyan›n, çok kiflinin hiç bilmedi¤i bir dünyan›n ipuçlar›n› veriyor. Bir sürü örnekte sanatç›n›n ortaya koydu¤u yap›tlar›n, soyutlamalar›n arkas›ndaki gerçe¤i yans›t›yor. Steril cephenin içine giriyor. Bir anlamda sanatç›lar›n yap›tlar›n›n arkas›ndakileri araflt›r›yor karelemeleri ile. Sanat dünyas› için ilginç bir belgeleme. Bu kitab›, birçok yay›n›n›n aras›nda çok özel olan›. Jussi’nin ikinci baflyap›t› ise geçenlerde piyasaya ç›kan, adafl› mimar Jussi Vepsäläinen ile birlikte gerçeklefltirdikleri, Helsinki Tiloja yani Bilinmeyen Helsinki. Jussiler ço¤u kimsenin yan› bafl›nda olmalar›na karfl›n fark etmedi¤i, medyaya pek yans›mayan mekanlara ve onlar›n içlerine, s›r dolu dünyalar›na dal›yor. Bu kitapta da titiz bir araflt›rmac›n›n izlerini takip ediyoruz. Bilinmeyen sakl› bir dünyan›n ipuçlar› gözler önüne seriliyor. Bir anlamda bakan› bir- 34 rh+sanart Bloomsted’in bir tablosu, Sybylla I, tuval üzerine ya¤l› boya, 43x122 cm. çok aç›dan düflündüren kültürel bir panorama oluflturuluyor. Foto¤raflar›n aras›nda, Helsinki’nin alt›nda dehlizleri ile elli kilometre network oluflturan merkezi ›s›tma kanallar›, bilinmeyen kulelerin içi, kiliselerin çan odalar›, baba Saarinen’in tasarlad›¤› merkez Tren gar›nda, Fin Cumhurbaflkanlar›n›n kimseye görünmeden girip ç›kt›klar› özel odas›, yeni Opera Binas› aç›lmadan önce Fin Opera ve Balesinin evi olan, bugün hala kullan›lan Alexandre Tiyatrosu’ndaki ‹mparatorluk Dairesi, polis nezarethanesinde suçlular›n kondu¤u hücreden merkez hapishanesi, Viikki At Hastanesi, Helsinki Cezaevi’ nin Kilisesi, Alvar Aalto’ nun girilemez binas›, Enzogutzeit Binas›n›n yönetim kurulu odas›, Fin Rockunun efsanevi mekan› Tavastia Klübün rengarenk kulisi, Antik Miken Saraylar›n› and›r›r geometrik motifleriyle, ikili ritmik kolonlar›yla Fin Parlamentosunun koridorlar›, eskiden kad›n milletvekilleri için kullan›lan sar› odas›, hükümetin k›rm›z› tavanl› toplant› odas›, Avrupa’n›n en çok kahve tüketen ülkelerinden Finlandiya’daki Meira Kahve merkezindeki en büyük kahve kavurma yeri, Pasila’daki posta da¤›t›m merkezi, 1952 Helsinki Olimpiyatlar›’nda Finlilere 4 alt›n, 1 gümüfl ve 1 bronz madalya kazand›ran 1940 y›l›nda infla edilmifl dar havuzlar›n oldu¤u çal›flma yerleri, Töhtitorninmäki’deki gözlem merkezinin iç bak›fl mekan›, MTV 3’ün haber odas› ve su ar›tma tesisinden, görüntüler ve daha buna benzer mekanlar var. ‹lk karfl›laflmam›zda, bizim büroya u¤rad›¤›nda, henüz oray› ziyaretinden bizim büroya u¤rad›¤›, hala kokusunun üzerine sindi¤i Helsinki’nin neredeyse göbe¤indeki Viikki’deki Mezbaha da bu çal›flmas›ndaki mekanlardan biri. Jussi’nin bir kitab›ndan di¤erine, bir foto¤raf›ndan di¤eri foto¤raf›na atl›yorum. Finlandiya’daki tan›nm›fl bir mimar ve akademisyen olan Simo Paaviläinen’in y›llar öncesinde kaleme ald›¤› birkaç k›sa paragraf geliyor önüme. Metinin bu bölümü sanki meçhul bir foto¤rafç› üzerine yaz›lm›fl. Paaviläinen yaz›s› iki bölümlü. ‹lk yar›s›nda kim oldu¤unu bilmedi¤imiz tipik bir foto¤rafç› imaj› çiziyor. Mimari foto¤rafç›y› k›skanmaya bafllad›m. Bina haz›r oldu¤unda, etraftaki çal›flmalar yeflillikler neredeyse tamamlanmaktayken ç›kageliyor. Bina hala bofl, oturanlar hala tafl›nmam›fl. Yaz›n henüz bafl› ve günefl ›fl›klar› neredeyse ›smarlanm›fl. Gökyüzünde birkaç yak›fl›kl› bulut kümesi var. Tasarlama ve bina etme aflamas›ndaki, y›llar›n u¤rafl›, ›zd›rap ve stresi üzerine en ufak bir iflaret yok. Gottberg’ in bir yap›t›, Melodi Parças›, a¤aç üzerine ya¤l› boya, 43x122 cm. Bir bina için mimari foto¤rafç›n›n oray› ziyaret etmesi büyük bir olay. Bu mimar›n tasarlad›¤›na en yak›n oldu¤u bir an. Bina aktiviteler için onlar› çerçeveleyen bir fley de¤il fakat kendisi çekici bir objedir. Kullan›c›lar tafl›nd›¤›nda onlar binay› kendi be¤enilerine ve gereksinimlerine uygun flekilde kullanmaya bafll›yorlar ki bununla da mimarinin düflüfle geçti¤i ya da yavafl yavafl kayboldu¤u gözlenir. Mimari foto¤rafç› önceliklidir. O binalar›n en iyi hallerini, hatta ›fl›k ve gölge mekândayken en iyi zamanlar›n› görür. Mimar›n çabalar› foto¤rafç› foto¤raflar›n› ald›¤› zaman biter, özellikle bunlar mimar›n bak›fl aç›s›ndan onun en önemli gördü¤ü yerlerden olursa. Böylece bina güvenli bir flekilde dökümante edilmifltir. fiimdi mimar rahat bir nefes al›r ve binan›n yavafl yavafl de¤iflimini izlemek için kenara geçer. Bu üç paragraf çok fleyi özetliyor. Çünkü genelde Paaviläinen’in bu düflünceleri, sadece Finlandiya da de¤il, belki de birçok ülkede benzer olan, birbirini etkileyen mimarl›k kültürünün genel geçer kurallar› içinde di¤erlerinden farkl› olmayan, ço¤u mimar›n tipik düflüncesi belki de. Genelde foto¤raf alman›n an›, bina biter bitmez, kimse ortada yokken olarak belirlemifl. Binalar›n içindekilerin yaflam izleri, mekânlar›n eskimeleri her türlü yay›n için çok da ... Sanatç› Jukka Mäkelä’ n›n Atölyesi önemli de¤il. Bu yüzden hatalar› ya da de¤iflimleri göstermek yerine en çekici anlar karelenmeli, ço¤u zaman oldu¤u gibi. O anda yaz›y› yazd›¤›m orta masas›n›n üzerinde, bizim eve eflim ad›na reklam amac› ile gönderilmifl ad› Elle adl› bir bayan dergisinin Temmuz 2009 say›s› gözüme ilifliyor. Paaviläinen’in sözleriyle sanki mimarl›k ve moda foto¤rafç›l›¤› yan yana geliyor. Derginin sayfalar›n› açmaya bafll›yorum dikkatle. Yüzlerde bol makyajlar›n oldu¤u, modac›lar›n çizgilerinin modellerin etraflar›n› sard›¤› resimlerle dolu sayfalar. Orta yerlerde bir sayfada duruyorum. Genç bir bayan›n foto¤raf›na gözüm tak›l›yor. Yaz modas› için çekilmifl. Hafif ekseni kaym›fl bir durufl, tam bir model duruflu. Çok dengeli de¤il. Düfltü düflecek. Bir daha istese bu pozu kesin tekrarlayamaz. Milyonda bir olabilecek bir an oraya yans›m›fl, yans›t›lm›fl, foto¤rafç›n›n bir karesiyle. Bu poz için kim bilir kaç kare harcad›¤›n› düflündürüyor. Bir düflündü¤üm de bizim masada birbirinden habersiz yan yana gelmifl üç foto¤rafç› oluyor. Biri Paaviläinen’in meçhul foto¤rafç›s›, di¤eri kad›n modas› dergisi Elle’nin sözünü etti¤im karelerini çeken foto¤rafç›s›, sonuncusu ise bizim Jussi. Çok geçmeden ilk ikisi h›zla uzaklafl›p gidiyorlar masadan. Yine Jussi ile beraber kal›yoruz sat›rlar aras›nda. Gönlüm Jussi’den yana onunla hayali bir konuflmaya dal›yorum. Yukar›daki foto¤rafta olan modelin Mäkelä’ n›n bir çal›flmas›, “Dal›fl”, tuval üzerinde akrilik ve ka¤›t, 50x40 cm rh+sanart 35 Sanatç› Kaarina Kakkonen’ in Atölyesi Kakkonen’in bir instalasyonu, Ve O Bofltu, 2005, erkek ceketleri, 10x16x8 m. ya da çekici objenin yerini binalar, mekanlar al›yor. Sorular da birbiri ard›na birikiyor yan› bafl›m›zda. Neden binalarda genellikle hiç insan olmaz. Bazen hafif yüzü olmayan yüzsüz blurlamalar›n, gölgelemelerin d›fl›nda orada olmas› gerekenleri, yaflam› görmeyiz. Neden yaflam izi yoktur ço¤unda. Çocuklar nerede, orada yaflayanlar›n renkleri nerededir. Neden Jussi bu yaflam› çok çekmiyor, ya da çekiyor da dergilere, kitaplara çok yans›m›yor. Neden bunlar ço¤u mimar›n ilgisini çekmiyor. Neden Helsinki, onun arka avlular›, meydanlar ya da bir baflka baflkent, ço¤u zaman bir ölü bir kent neredeyse insan› pek olmayan, hiç yaflanmam›fl gibi, ço¤u foto¤raflarda oldu¤u gibi. Neden foto¤raflanmas› istenenler çok söylenmese de insans›z, donmufl bir yaflam›n, donmufl bir mimarinin, donmufl bir sanat›n anlar›d›r, soyutlamalar›n anlar›d›r genellikle. Sorular›m›n cevab›n› bir kitab›n›n sayfalar›ndaki sözlerinde buluyorum. Benim içimde bir foto¤rafç› yaflar, mimar ya da elefltirmen de¤il diyor. Yine Jussi’nin atölyesine geri dönüyoruz. Hala bana ikram etti¤i pulla bitmemifl, Fin usulü kahve de yar›m. Sohbetimizin bir yerinde ona bunca kiflinin sanat›, mimarisi, yap›t› aras›nda dolafl›rken onlar› imajlar› ile bir anlamda yeniden yarat›rken ne hissetti¤ini soruyorum. Birisinin tasarlad›¤› bir binan›n ya da yap›t›n karfl›s›na geçti¤im zaman kameradan ona bak›yorum ve kendimi tamamen olay›n d›fl›na at›yorum ve mimar›n ya da sanatç›n›n yerine geçmeye çal›fl›yorum, onun ne yapt›¤›n› anlamaya ve yans›tmaya çal›fl›yorum diyor. Jussi’ye göre, mobilyalar iç mekan›n aktörleri, stilistlerin yapt›¤› gibi dekore etmek ise do¤al olmayan, mimarinin içine e¤riti duran bir fley. Göz seviyesinden çekmek, çekilenlerin gerçek olmas› önemli. Lambalar hakiki olmal›d›r. Projektörler ise yan›lt›c›d›r. Genifl ve dar aç›lar iyi de¤ildir ekliyor. K›sa bir iki cümle ile özetliyor herfleyi. Foto¤raf gerçek olmal›d›r. Benim sevdi¤im gerçek hikayelerdir diyor. Rantanen’ in bir tablosu, Sanatç› ve Bakan serisinden, 2006, tuval üzerine ya¤l› ve grafit boya, 185x240 cm. Sanatç› Silja Rantanen’in Atölyesi Luostar›nen’in bir tablosu, Vietnaml›n›n Yolunda, tuval üzerine ya¤l› boya, 150x220 cm. Sanatç› Leena Luostar›nen’in Atölyesi Mäkelä’n›n bir tablosu, Denge, 2007, a¤aç üzerine ya¤l› boya, 64x60 cm. Sanatç› Marika Mäkelä’n›n Atölyesi Fin Rock Müzi¤inin Efsanevi Mekan› Tavastia Kulübü’nün Kulisi Sanatç› Pentti Sammallahti’nin Atölyesi Sammallahti’nin çekti¤i bir foto¤raf, Namibia, 2005, tonland›r›lm›fl gümüfl gelatine bask›, 13x14 cm. 36 rh+sanart Beyaz Tuomio Katedrali’ nin Saat Kulesi, Helsinki Jussi ondan istenmeyen gerçekleri de¤il, gördü¤ü o andaki gerçekleri, istendi¤i biçimde sergiliyor hem de çok profesyonel bir biçimde ve kendi yorumuyla. Yukar›daki sorular›n aras›nda ve Jussi’nin dedikleri düflünürken daha önce sözünü etti¤im iki önemli kitab›n› tekrar önüme al›yorum. Hala insans›z olmalar›na karfl›n di¤erlerinden ayr› bir yere koyuyorum. Sanatç› Atölyeleri ve Bilinmeyen Helsinki. Ço¤u mimar›n, ço¤u sanatç›n›n yaratt›¤› hikayelerin aksine kendi yaratt›¤› özgün hikayeleri. Steril dünyalar›n, mimarl›k ya da sanat kültürünün istedi¤i, belirledi¤i dokunulmaz mekanlar›n hikayeleri de¤il kendinin, bakan ile bak›lan›n aras›na kimsenin gireme- yece¤i mekanlar›n hikayeleri. Jussi’ye özgü... Jussi’nin hikayeleri... Jussi bu iki yap›t›yla, ço¤u zaman resimlerde, foto¤raflardaki soyutlamalarda olmayan insan›, insan›n iç dünyas›ndakilerini ad›m ad›m bulabilece¤i, onlar› daha baflka bir formatta, bir flekilde karelemelerine kataca¤› bir yolculu¤a do¤ru gidiyor belki de. Punavuorenkatu A¤ustos 2009 Not: Bütün foto¤raflar Jussi Tiainen taraf›ndan çekilmifltir. rh+sanart 37