uç-yan anastomoz aproksimatörü
Transkript
uç-yan anastomoz aproksimatörü
UÇ-YAN ANASTOMOZ APROKSİMATÖRÜ Muhammed Nebil Selimoğlu Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerahi AD, Konya, Turkey Buluş, mikro cerrahi ve transplantasyon cerrahisinde arter ven anastomozları için kullanılan yeni bir aproksimatör ile ilgilidir. Gerek uç-uca anastomoz gerek uç-yan anastomoz için geleneksel metot damarların karşılıklı olarak yaklaştırıldıktan sonra aralıklı dikişler ile dikilmesi esasına dayanır. Aralıklı dikişler ile anastomoz altın standart olarak kabul görmesine rağmen pek çok olumsuzluk barındırmaktadır. Geleneksel uç-yan anastomoz zaman alıcı bir uygulamadır ve bu olumsuzluğun klinik karşılığı uzamış iskemi süresidir.Yandan gelen damarın ana damara bağlanma açısı özellikle klinik çalışma şartlarında önemli olabilir. Teorik anlamda yan damarın çıkış açısı 900 olarak kabul edilse de klinik uygulamada flep pozisyonundan kaynaklanan nedenlerle anastomoz açısında değişiklikler yapmak gerekebilir. Buluş,mikrocerrahi,organ nakli,atar damar,toplar damar,yakınlaştırma, anastomoz The invention is used for micro- surgery and transplantation surgery which is associated with arterial and venous anastomosis’ approximation . Invention,microsurgery,transplantation,arterial,venous anastomosis, approximation . Mikro cerrahi günümüz tıbbında onarım cerrahisi uygulamalarının önemli bir unsurunu oluşturmaktadır. onkolojik cerrahideki gelişmeler ve rekonstrüksiyon seçeneklerinin artmasına bağlı olarak daha geniş rezeksiyonlar yapılabilmektedir. Bu gelişmelerin doğal sonucu olarak serbest doku aktarımları, replantasyon ve periferik damar onarımları gibi mikro cerrahi uygulamalarına daha sık ihtiyaç duyulmaktadır. Tüm bu uygulamaların başarıyı doğrudan etkileyen basamağı mikro cerrahi anastomoz aşamasıdır. Zhang ve arkadaşları 1995 yılında yaptıkları çalışmada anastomoz açıları sırasıyla 45, 90 ve 1350 olan uçyan anastomozlarda kan akımını değerlendirmişlerdir. Sonuçlar en iyi kan akımının 450 açılı anastomozda olduğunu, 900 açılı anastomozun da benzer etkinlik sağladığını, 1350 açılı anastomozun ise diğer anastomozlara göre yetersiz etkinlikte kaldığını ortaya koymuşlardır. Açılı anostomozu gerçekleştirmekse günümüzdeki teknikle ancak hekimin becerisine kalmış bir uygulamadır. Mikro cerrahi ve transplantasyon cerrahisinde yaralanan damarların veya transplante edilen dokunun beslenmesi için arter ve ven anastomozlarının yapılması gerekmektedir. Çoğu zaman mikro cerrahi operasyonlarında anastomoz edilen damarların çapları 1mm nin altındadır. Cerrahi mikroskop altında bu kadar küçük damarların anastomozları yapılırken alıcı ve verici damarın stabilizastyonun sağlanması ve damar uçlarının birbirine uygun oranda yaklaşması için damar aproksimatörleri üretilmiştir. Ancak üretilen bu damar aproksimatörleri uç uca anastomoza olanak vermektedir. Uç yan anastomozlar için damar aproksimatörleri üretilememiştir. Bu nedenle uç yan anastomozlar aproksimatörsüz yapılmaktadır. Bu da anastomoz kaçaklarına veya kan akımının geçmemesi gibi sorunlara sebep olmaktadır. Bu açıdan uç yan damar aproksimatörünün olmaması ciddi bir eksikliktir. Mikro cerrahi ve transplantasyon cerrahisinde damar çaplarının uymaması veya verici damarın devamlılığının sürdürülmesi için uç yan anastomozlar yapılamaktadır. Ancak uç yan anastomozlar uç uça anastomozlara göre teknik olarak daha zordur ve tromboz veya kaçak oranları daha fazladır. Tanımlanan bu aproksimatör (uç yan aproksimatör) uç yan anastomozu kolaylaştırarak anaostomoz süresini kısaltacaktır. Böylece dokunun iskemi süresi daha da kısalacaktır. Ayrıca bu aproksimatör (uç yan aproksimatör) anastomoz sonrası olan kaçak veya tromboz riskini de azaltacaktır. Böylece cerrahi operasyon sonrası oluşacak komplikasyon oranı azalacaktır. Mikro cerrahi anastomoz, anastomoz yapılan damarların birbirleriyle pozisyonel ilişkisi göz önüne alınarak iki temel tekniğe ayrılmaktadır. Bunlardan ilki ve klinikteki uygulamalarda çok daha sık kullanılanı uç-uca anastomoz tekniğidir. Diğer teknik uç-yan anastomoz tekniğidir ve distal dokulara giden akımın korunması gerektiğinde, anastomoz sahasında gelişebilecek spazmın etkilerinden kaçınmak istendiğinde ve anastomoz edilecek damarların çap uyumsuzluğunu yenmek amacıyla tercih edilmektedir.