İlyas ÇOKAY
Transkript
İlyas ÇOKAY
İlyas ÇOKAY Yüksek Mühendis Mimar-İTÜBağımsız At Sahipleri Derneği Başkanı info@BASD.org.tr icokay@superonline.com 0532 3508702 TÜRKİYE’DE AT YARIŞLARI Sevgili okuyucularım, atçı kardeşlerim, Sayın Şerafettin GEDİK tarafından hazırlanan “Türkiye’de At Yarışları” isimli RAPOR’un ikinci bölümünün özetlemesine bu hafta devam ediyorum. Rapor okuyucularım tarafından inanılmaz ölçüde ilgi gördü ve daha şimdiden lehinde ve aleyhinde fikirler içeren okuyucu mektupları bir hayli çoğaldı. Raporu aslına yakın biçimde sunabilmek için üçüncü ve son bölümünü haftaya verdikten sonra RAPOR HAKKINDA OKUYUCU VE ŞAHSIMIN GÖRÜŞLERİ’ni daha sonraki hafta açıklayacağım. Bu raporu özetlerken raporu desteklediğim veya karşısında olduğum zannedilmesin. Halen yürürlükte olan “Yarış Programı” yılların emeğiyle ortaya çıkarılmış bir çok kişinin çalışması sonucu elde edilmiş bir programdır. Sayın GEDİK’e ait program teklifinin veya program hakkında tavsiyelerinin özelliği ilk defa bir TJK üyesinin mevcut programa karşı yeni bir program tavsiyesiyle ve düşüncelerini bir raporla takdim ederek ortaya çıkmasıdır. Raporun bana göre tatbiki imkansız maddeleri var ama bunun yanında dikkate alınması gereken kısımları da var. Özetleme bittikten sonra okuyucularımdan gelen görüşleri de dikkate alarak değerlendirmeye çalışacağım. Saygılarımla, Raporun bu hafta ve gelecek hafta yayınlayacağımız bölümleri sırasıyla: Satış Yarışları, Dişi at yarışları, Bölünen maiden yarışları, Yetiştiricilik primleri, Yarış mesafeleri ve İkramiyeler… SATIŞ YARIŞLARI: Soru: Bizdeki gibi atları alan satan olmadı. Veya sizin deyişinizle “alıcısı olmayan bir mal” üretme durumu oldu. Cevap: Bu işin tıkanma noktası. Gideri olmayan bir “havuz” düşünün, havuza devamlı su geliyor ama gideri olmadığından havuz taşmaya başlıyor. Sonra gelen su hiçbir işe yaramadan boşuna akıyor. Bu sıkıntı “SATIŞ YARIŞLARI” devreye girinceye kadar dünyada da yaşandı. “SATIŞ YARIŞLARI” handikap olayından sonra 250 yıllık geçmişi olan yarışçılık tarihinin en büyük “İKİNCİ İCADI” dır. Soru: “SATIŞ YARIŞLARI” bizde de yapılıyor değil mi? Cevap: 2011 yılında 17 tane satış yarışı var. Türkiye'de 2011 yılında 4000 tane yarış var bunun 17 tanesi satış yarışı. ABD de yarışların % 35-40 ı satış yarışları. Yarışçılığı gelişmiş “Kanada”da da %50 si satış yarışlarıdır. Fransa'da günlük 7 yarıştan 2 tanesi satış yarışı. Başka bir deyişle yarışların üçte biri satış yarışlarıdır. Dünyadaki bu durum artarak 40-50 senedir devam ediyor. Soru: Dünyada 40-50 senedir devam ediyor. Bizde 4000 yarıştan ancak 17 tanesi satış yarışı…Bir reklam filmi vardı “yöneticilerimiz uyuyor mu?” diye bitiyordu. Bu ona benziyor. Açıklayabilir misiniz nedir bu mucizenin sırrı? Cevap: Bu yarışlara iştirak eden bütün atlar satılık. Yarışına göre değişen (10-15-20-25 ila) bin lira satış fiyatı var. Ayrıca yarış ikramiyesini (10-15-20-25..) alıyorlar. İşin sırrı burada. Bir misal ile anlatacak olursak, ben bir atımı 35.000 liraya satmak istiyorum. Alıcı var ama, 25.000 lira teklif ediyor. Atımı 25.000 lira ikramiyeli bir SATIŞ Yarışına 25.000 lira satış fiyatı ile yazıyorum. Atım yarışı kazanıyor. 25.000 lira ikramiye artı 25.000 lira satış fiyatı olmak üzere 50.000 lira alıyorum. 35.000 liraya satmaya razı olduğum atımı 50.000 liraya sattığım için ben memnunum. Alıcı da 35.000 liralık atı 25.000 liraya aldığı için memnun. Kısaca alan da satan da memnun. Soru: Harika herkes memnun. Peki aradaki farkı kim ödeyecek? Cevap: En çok sorulan soru bu. Alan satan memnun da aradaki farkı kim ödeyecek? Cevabı şöyle HİÇ KİMSE! (kimse ödemeyecek). Yarışçılık tarihinin handikaptan sonra en büyük icadı “satış yarışları” dememizin sebebi de bu. Satıcı 35.000 liraya atını satmaya razı iken 15.000 lira fazlasına 50.000 liraya satıyor. Alıcı 35.000 lira istenen bir atı 10.000 lira daha az ödeyerek 25.000 liraya alıyor. Soru. Hala aradaki farkı kim ödeyecek söylemediniz? Cevap: Aradaki farkı “yarış ikramiyesi” ödüyor. Ama kimsenin cebinden para çıkmıyor. Soru: Nasıl olur? Yarış ikramiyesi öder diyorsunuz? Cevap: Açıklaması şöyle diyelim. 13-14 handikap Yarış veya 3-4 Şartlı Yarış yaptınız. İkramiye ödemeyecek misiniz? Ödeyeceksiniz. Bunların ismini değiştirip yerine “SATIŞ” yarışları yaptığınızda yine aynı ikramiyeyi ödeyeceksiniz. Yani cebinizden bir kuruş fazla çıkmayacak. Soru: Yani yapılan şey zaten yapılan ve de ikramiyeleri ödenen yarışların isimlerini “SATIŞ YARIŞLARI” olarak değiştirmek.. Cevap: Türkiye'de senede 4000 yarış yapılıyor. Bunun üçte birini satış yarışı yapsanız 1300 yarış yapar. Demek hergün yapılan yarışların 2-3 tanesi satış yarışı olacak . Diğer taraftan her yarışa toplam ikramiye olarak 35.000 lira ödediniz diyelim 1300 yarış için 45.000.000 liralık bir kaynak ortaya çıkar. Bu ne demektir? At alanlar ve satanlar için 45.000.000 liralık bir fon yaratıldı demektir. Soru: Bu çok büyük bir kaynak. Üstelik kimsenin cebinden bir kuruş çıkmıyor. O zaman atların “el değiştirmesi” problemi de ortadan kalkar. Yalnız bu kadar değil. Diyelim ki atlara merakınız var. Bu işe bir köşesinden girmek istiyorsunuz. Koşmamış bir TAY alsanız, koşmak için 7-8 ay beklemeniz gerekecek. Üstelik koşup koşmayacağı da belli değil. Halbuki satış yarışından bir at alırsanız bir hafta sonra koşabilirsiniz. İki- Üç yarış koştuktan sonra kazandınız kaybettiniz bu atı başka bir satış koşusunda satabilirsiniz. Cevap: DİŞİLERE AİT YARIŞLAR, Maiden yarışlar: Soru: Diğer yarışlar (Grup, Listed, Şartlı Yarışlar). Bunların Türkiye'deki uygulamaları batıdaki uygulamalarla karşılaştırıldığında durum nedir? Cevap: Bunlara bir de MAİDEN hiç kazanmamış atlara mahsus yarışları eklemek gerekiyor. Ve de daha önemlisi "DİŞİLERE MAHSUS” yarışlar var. Bizde 2011 yarış programında ”ŞARTLI 1” yarışlar dahil İngiliz 333 ve Arap 221 yarış olmak üzere toplam 554 maiden yarış var. Soru. Peki senede ortalama İngiliz-Arap kaç tay geliyor? Cevap: Senede ortalama İngiliz-Arap 2300-2500 TAY geliyor. Bu sayıda maiden yarışı yeterli mi diyecek olursanız, maiden yarışlar BÖLÜNÜYOR. At sayısına göre bazı yarışlar ikiye ve bazı yarışlar üçe bölünüyor. Toparlayacak olursak 2010 yılında 554 maiden yarışı yapılması planlanmış ancak bu maiden yarışlar bölündüğünden bu sayıya bölünme nedeniyle 470 yarış ilave edilmiş. Böylece 2010 yılında yapılan maiden yarış sayısı 554 + 470 hesabıyla 1024 olmuş. Türkiye'de toplam yarış sayısının 4000 olduğu düşünülürse tüm yarışların %25 inin veya dörtte birinin maiden yarışı olduğu görülüyor. Soru: 2010 yılında(..) 554 de 470 ilave ediyorsunuz yani aslında PLANLAMIYORSUNUZ! Böyle planlama olur mu? Cevap: Yani yaptığınız plan yüzde yüz yanlış. Üstelik bu acayip planlama senelerdir devam ediyor. Soru: Ve de program yapanlar senelerdir bu KOMİKLİĞİN farkında değil. Cevap: Öyle değil farkındalar…bölüneceğini biliyorlar o kadar ki 2010 yılında bölünen yarışlara 17 milyon lira ayırıyorlar. Soru: Maiden ikramiyeleri ile 17 milyon lira kaç maiden yarışı yapıyor? Bunu biliyorlar herhalde? Cevap: Evet senelerdir aynı şey oluyor. Yani 554 maiden yarışın yerine 1000-1050 maiden yarışı konulsa BÖLÜNME gerekmeyeceği KABAK GİBİ ORTADA. Soru: ….bölündüğü zaman ne oluyor? Bölünmediği zaman neler olacak? Cevap: 2010 yılında bölünme nedeniyle 470 yarış ilave edilmiş. Bunların 213 tanesi İngiliz (%45) ve 257 tanesi Arap (%55)…bölünen yarışlara 16.825 lira ödenmiş. Arap atlarına 9.272.000 lira %55, İngilizlere 7.553.000 lira %45 Soru: (..) genel dağıtım İngilizlere %55, Araplara %45 değil mi? Burada tersi olmuş? Cevap: 17 milyonun %55 i 9.350.000 ama İngilizler 7.500.000 alıyor yani 1.900.000 lira EKSİK ikramiye almış oluyor. Bu 1.900.000 lira Araplara gidiyor. Soru: ….yarışlar bölünsün diye ARAP ATI SAHİPLERİ, İngiliz atı sahiplerinden daha fazla gayretli öyle değil mi? Cevap: İşin en rahatsız edici yönlerinden biride bu. Sistem “manipule” edilmeye çok müsait. Koşmaya hiç de hazır olmayan atlar yarış BÖLÜNSÜN diye yarışa yazılıyor. Sonra her yarışta 2-3 at koşmuyor. Yarışlar üzerine oynanan bahisler ve günlük yarış programı alt üst oluyor. Soru: Peki moda tabiriyle soralım bu davranışlar ETİK Mİ? Cevap: Sistemde boşluk var ise bunu kullanan çıkacaktır. Marifet o boşluğu vermemek! Yarış böldürmek MİLLİ SPORLARIMIZDAN BİRİ oldu. Soru: Yani marifet böyle bir uyanıklığa imkan vermemek. Bir bakıyorsunuz üç dört gün evvel start almış bir tay yarışlar bölünsün diye 5-6 gün sonra tekrar koşuyor. Buna bir çare bulunamaz mı? Cevap: Hazır olmadan koşturulduğu için pek çok tay sakatlanıyor. 3 ve yukarı atlar 4 gün ara ile koşabiliyor. 2 yaşlı İngiliz ve 3 yaşlı Araplar için bu sürenin 10 gün olması akla gelen ilk çözüm. Tabii daha faydalı çözümlerde bulunabilir. Soru: ….diyelim ki yarışları artık bölmeyeceğiz uygulama nasıl olacak? Cevap: Uygulamada bir güçlük yok. Zaten 2010 yılında 554 tanesi planlı 470 tanesi ilave 1024 yarış yapıyoruz. 2012 yılında yine 1024 maiden yarış yapacağız. Ancak KUM-ÇİM-UZUN-KISA-DİŞİ-ERKEK diye ayırma imkanımız olacak. 2 veya 3 yarışı aynı pist ve mesafede yapmak zorunda kalmayacağız. Herkes kendi atına uygun pist ve mesafeyi bulabilecek. Soru: Peki belirlenen sayıdan fazla sayıda at bir maiden yarışta koşmak isterse maidenler yine BÖLÜNECEK Mİ? Cevap: Maiden yarış sayısı yukarıda belittiğimiz gibi 1024 olduğu zaman ihtiyaç karşılanacağından bölünme yarış mesafeleri ve pist seçiminde bir yanlış yapılırsa olabilir. Soru: Ama siz yarışların bölünmesine karşısınız? Cevap: Burada şöyle bir durum var. Yarışlar BÖLÜNMESİN dediğiniz zaman bu fikre karşı olanların şöyle bir itirazı var. Onlar diyorlar ki, peki yarışları dünyada olduğu gibi bölmeyelim. Ancak bu maidene bölünecek sayıda at deklare olursa ne olacak. (--) Soru: Özetleyecek olursak 550 maiden yarış yerine 1000 maiden yarış planlandığı zaman herkes kendi atına uygun mesafe ve pisti seçebilecek demektir. Senede 4000 yarış yapılıyor. Bunun 1000 tanesi maiden 1100 tanesi handikap dedik. Geriye 4000 yarışın diğer yarısını planlamak gerekiyor. Veya şunu sorayım, elinizde 4000 yarış var bunun dünya örneklerine göre nasıl bölünmesi lazım? Cevap: Bizdeki bölünmeye bakarsak 4000 yarışın 1834 tanesi yani tüm yarışların %48 i (neredeyse yarısı ŞART’lı yarışlar. (Şart 1-2-3-4-5) ve KISA VADE 6-7-8 yarışları. Kabaca yıllık yarış ikramiyelerinin yarısı da bu şartlı yarışlara gidiyor. Yani bu yarışlar için yarışçılığın ORTA DİREK’i diyebiliriz. (--) Ama orta direk yok…PASTANIN YANLIŞ DAĞITILMASI. (--) Kazançları 106.500 lirayı geçen atlar 4 ŞARTLI yarışa KATILAMAZ diyor. (--) Dünyada da buna benzer genel kural var. YARIŞ ŞARTLARINDA AKSİNE HÜKÜM YOK İSE ! yani Genel Kural’ı böyle bir kayıt koyarak geçersiz kılma imkanını elde tutuyor. Bu ne işe yarıyor. Diyelim ki bir at 15 gün evvel bir KV-8 yarış kazanarak 56.000 liralık gelir elde etmiş. Yani bu kazanca göre bu 4-Şart yarışa üstelik normal kilo ile girebiliyor. Ve de yarışı kazanacağı ortada. Bu atın bu yarışa girmesini istemiyorsunuz. Eğer bu 4Şart yarışa şöyle bir “şart” ilave edebilirseniz “son altı ay içinde KV-8 yarış kazanan GİREMEZ.” O zaman denk kuvvetler arasında bir yarış olur. Soru: Özet olarak bu “şartlı” yarışlar var ama bir işe yaramıyor gayeye hizmet etmiyor diyorsunuz? Yine aynı soru “peki dışarıda ne yapılıyor?” veya ne yapmak lazım? Cevap: Cevabı aynı….Yurt dışında gelişmiş atçılık ülkelerinde ne yapılıyorsa onu yapmak gerekiyor. Şartlı 1-2-3-4-5-6-7-8 demekle (yarış şartları iyi ayarlanmazsa) bir netice alınamadığı ortada. Üstelik sene başında “Şart”ları sıfırlıyoruz. Yani sezon başında neredeyse bütün atlar bu yarışlara girebiliyor. O zaman da “şartlı” yarış mı “açık” yarış mı belli olmuyor. Öncelikle 2 şart 33.000, 3 şart 68.000, 4 şart 106.500, 5 şart 138.000 lira rakamları çok mu yüksek? Onu tartışmak lazım. Bu rakamlara ulaşabilen 2010 yılnda 3000 İngiliz atının ancak % 10 nu. Başka bir deyişle onda biri. Bu rakamları görünce burada büyük bir YANLIŞIN SIRITTIĞINI görüyoruz. Ve de dışarıda ne yapılıyor diye baktığımızda kuralların atların %10 nu için değil % 90 nı için konulduğunu görüyoruz. Bir örnek: değişik yolları var ama yapılan şu: diyelim 2 şartlı bir yarış var. “bu yarışa son altı ay içinde bir 20.000 ikramiyeli yarış kazanmış atlar giremez ayrıca son 3 yarışında 28.000 liralık bir yarışta ikinci üçüncü olmuş atlar giremez diyor. Yarış 3 şartlı diyelim. Son altı ay içinde şartlı-5 kazanmış ayrıca kısa vade yarışlarda 2.ci 3.cü olmuş atlar giremez kaydını koyuyor. Yapılan işin mantığını şöyle özetleyebiliriz. Yarışlarda DENK atların “yarışması”. Not: Sayın Şerafettin GEDİK tarafından tanzim edilen TÜRKİYE'DE AT YARIŞLARI isimli raporun son bölümü haftaya… Saygılarımla,