Lyon Notları devamı
Transkript
Lyon Notları devamı
HABER / FRANSA - FESTICULTURE Lyon Başkonsolosu Ege Türemen: “TÜRK FİRMALARI ÖNEMLİ İŞLERE İMZA ATIYOR” Lyon’da bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Festiculture’ün her açıdan olumlu bir etkinlik olduğunu belirten Lyon Başkonsolosu Ege Türemen, bu organizasyonun Türkiye-Fransa ikili ilişkileri ve ticaretin gelişmesinde önemli bir katkı sağladığını söylüyor. LYON'DA TÜRK RÜZGARI ESTİ 122 EKOV‹TR‹N HAZİRAN 2013 Festiculture mehter marşı eşliğinde açıldı Şeref ÖZATA Lyon Notları B Fransa’nın Lyon kentinde bu yıl üçüncüsü düzenlenen Festiculture’de Türk rüzgarı esti. Ekovitrin Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şeref Özata bu yıl 3. kez düzenlenen Festiculture etkinliklerini yakından takip etti. u yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Festiculture’ün açılış seremonisi, Türkiye Lyon Başkonsolosu Hilmi Ege Türemen, Cibuti Türkiye Büyükelçisi Hasan Yavuz, Bron şehri belediye başkanı Annie Guillemot, bölge parlamentosu kültür başkanı Farida Boudaoud, Lyon Ticaret Odası Başkanı Alain Belioz'un katılımları ile yapıldı. 250 Türk şirketinin stantlarının bulunduğu Festiculture binlerce kişi tarafından ziyaret edildi. Çok sayıda Fransalı Türk’ün yaşadığı Lyon ve çevresinden gelen vatandaşlar Türkiye özlemini Festiculture ile giderdi. Geleneksel Türk müziği eşliğinde Türk mutfağının birbirinden lezzetli yiyeceklerini tadan ziyaretçiler birbirinden ilginç ürünlerin sunulduğu standları gezdi. F esticulture’ün bu yıl üçüncü kez düzenlendiğini ifade eden Lyon Başkonsolosu Ege Türemen, Ekovitrin Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şeref Özata’ya organizasyonla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türemen şöyle konuştu: “Festiculture bu yıl üçüncü kez yapılıyor. Bu çok büyük bir etkinlik ve Türkiye açısından da gurur verici bir olay. Çünkü burada çok işlevsel bir etkinliğin düzenlendiğini gözlemliyoruz. Bu kongre ve kültür merkezine Fransızlar da geliyorlar ve buradaki etkinliklere katılıyorlar. Türk toplumunun kültürel plandaki zenginliğini, ekonomik anlamda ne kadar ilerlemiş olduğunu ve girişimcilik gücünü bizzat gelip burada görebiliyorlar. Dolayısıyla çok faydalı bir etkinlik olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’nin tanıtımına da yarar sağlayacak önemli bir etkinlik. İnşallah önümüzdeki yıllarda burayı daha da geliştirerek bu etkinlikleri düzenleyeceğiz ve Türk toplumunun hak ettiği yeri Fransız toplumuna da göstermiş olacağız.” TİCARET HACMİ 1.7 MİLYAR AVRO Lyon’da Türk firmalarının çok önemli işlere imza attığını söyleyen Türemen sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye ile şu anda bulunduğu- Lyon Başkonsolosu Ege Türemen (ortada) muz Roland Bölgesi arasındaki ikili ticaret 2012 yılında 1.7 milyar avroya yükseldi. Ekonomik krizin olduğu bir ortamda bu ciddi bir rakam. Bu bölgeye yaklaşık ihracatımız yaklaşık 600 milyon avro. Bu bölgeden yaptığımız ithalat ise yaklaşık 1.1 milyar avro. Dolayısıyla ticaret açığı veriyoruz ,ama açığı da nasıl kapatıyoruz diye sorarsanız bu bölgede 10 bin civarında çok ciddi girişimci sayımız var. Her sektörde faaliyet gösteriyorlar. Çok başarılı iş adamlarımız var. Bu da bizi çok mutlu ediyor. Ama bununla da yetinmemek lazım. Daha da ileriye gitmek lazım. ileride bu sayıyı 20 bin yayacağız. Başkonsolosluğumuz bünyesinde de bir ticaret ataşeliği kuruldu. İki ticaret ataşemiz bölgedeki iş adamlarımızla ilgileniyorlar. Rakamları nasıl artırabiliriz diye sürekli çalışıyoruz. Derneklerimizle görüşüyoruz, iş adamları derneklerimiz var 4-5 tane. Bunlar tabii üyeleri vesilesiyle Fransızlarla iç içeler, onlarla iş yapıyorlar. Faaliyetlerinden çok memnunuz, destekliyoruz. Yani devletimiz girişimcilerimizin arkasında. Onların sorunlarıyla sürekli ilgileniyor. Dolayısıyla organizatörlere ekonomik boyut itibariyle de bu etkinliğe önem verdikleri için çok teşekkür ediyorum.” EKOV‹TR‹N HAZİRAN 2013 123 HABER / FRANSA - FESTICULTURE Türkiye’nin Cibuti Büyükelçisi Hasan Yavuz: SARI KAPI-PENCERE FESTICULTURE’Ü HERKES BENİMSEDİ Türkiye'nin Cibuti Büyükelçisi Hasan Yavuz, Festiculture’ün önemli konuklarından biriydi. Paris’te kültür ve turizm müşavirliği görevini yaptıktan sonra Cibuti büyükelçiliği görevine atanan Yavuz, bu önemli organizasyonu Ekovitrin’e değerlendirdi. P a r i s ’ i n e s k i k ül t ür v e t ur i z m m ü ş a v i r i , ş i m di i s e Cibuti büyükelçisi olarak Festiculture ile ilgili değerl en di r m e l er i n i z ne l er d i r ? 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarının Fransa’daki kültür festivallerinin en yoğun olduğu, halkla kucaklaşmanın sağlandığı, Fransa’daki kültüre, sanat ve felsefeye dair, bizim de söyleyeceklerimiz var dediğimiz yıllar oldu. O zaman Türkiye Yılı ilan etmiştik. O günden bugüne halkımızın da sahiplendiği onların organize ettiği bizzat milletin ayağa kalktığı bir festivali yaşıyoruz. Paris’teki kültür müşavirliğim dönemimde bu tür faaliyetlerin başlatılmasının onurunu her zaman yaşadım. Şu anda bu onuru Afrika’da yaşıyorum. Paris Kültür ve Turizm Müşavirliği’nden sonra devlet büyüklerimiz takdir ettiler ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 150 yıl sonra Afrika’nın Cibuti ülkesine ilk Türk büyükelçisi olarak atandım. Cibuti’deki göreviniz ne zaman başladı? Yaklaşık iki ay önce büyükelçiliğimizi kurduk, güven mektubumuzu 124 EKOV‹TR‹N HAZİRAN 2013 KAPI VE PENCEREDE UZMANI İSİM Mesleki eğitimini mobilya üzerine tamamladıktan sonra iş yeri açmaya karar verdiğini belirten Sarı Kapı-Pencere Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sarı, firma olarak 17 yıldır Fransa’da faaliyet gösterdiklerini söylüyor. F Şeref Özata sunduk. Ecdadımızın uzun süre yaşadığı o topraklara büyük bir heyecanla gittik. Diplomatik ve politik ilişkilerimize başladık. 150 yıl sonra tekrar oraya gidilmesi çok anlamlıydı. Zaten Dışişleri Bakanlığı bizi karşıladığında, “Sayın büyükelçi hoş geldiniz, iyi ettiniz. Ama 150 yıl geç geldiniz” demesi bize önemli bir mesaj verdi. Mesajı alarak başladık ve hakikaten o topraklar bizim adeta ikinci vatanımız. İnsanlar sımsıcak. Tarihten gelen bir kardeşlik bağımız var. Bunları en güzel şekilde değerlendireceğiz. Cibuti’ye vardığım ilk ayda 12 Türk vardı, sonra 15 olduk. Şu anda 70-80 civarında Türk vatandaşımız var. Çok etkili iş adamlarımız var. Bize Cibuti’yi anlatırmısınız, nasıl bir yer? Cibuti’yi bir cümleyle anlatmam gerekirse Doğu Afrika’nın en önemli liman ve ticaret kapısı. 21 tane diplomatik büyükelçilik var. En büyük ekonomik güce sahip. Beş ülke orada. En büyük askeri güce sahip beş ülke de orada. Amerika Birleşik Devletleri’nin de askeri üssü, Fransa’nın da aynı şekilde askeri Hasan Yavuz üssü, şimdi Japonya, İtalya, İspanya, Almanya ve İspanya’nın askerleri ve inşallah yakın bir zamanda da Türkiye siyasi ve ekonomik anlamda ve kültürel kurumlarıyla oradaki dost ve kardeş ülkesiyle yıllar sonra hasretin verdiği özlemle buluşacak ve bu buluşma ekonomik refaha kalkınmaya ve birlikte paylaşmaya dönüşecektir diye düşünüyorum. C i b u t i ’y e a t an dı nı z am a Fransa’yı hiç unutmadınız. Kültür festivali kapsamında buradasınız sanırım… O yıllarda buraya emek verdiğimiz ve insanımızın da artık 40 yıl sonra emeği olsun kendisinin Türkiye’nin tanıtımına desteği olsun yukarlardan birilerinden bir şeyler beklemesinler diye gayretimiz olmuştur. Çok şükür o maya tuttu ve bugün burada Festiculture’ün üçüncüsünü düzenliyoruz. Birçok şehrimizde artık Türkiye’yi tanıtma adına heyecan içerisinde faaliyetlere imza atılıyor. Bizim de kardeşlerimize sözümüz vardı. Mutlaka size destek oluruz. Uzakta da olsak önemli değil, geliriz demiştik. Bir günlüğüne de olsa geldik. irmanızın faaliyetleri hakkkında bilgi alabilir miyiz? 1996 yılından bu yana kapı pencere işiyle uğraşıyoruz. İlk etapta işe mutfak dolaplarıyla başladık, daha sonra kapı pencere imalatıyla devam ettik. Satış noktası faaliyet göstermiyoruz. Mağazamızda hemen arka bölümümüzde imalat bölümümüz var. Sadece 20 kişi imalatta çalışıyor. Satış elemanlarımız Lyon ve çevresinde faaliyet gösteriyorlar. Montaj personelimiz de var ve ürünleri müşteriye teslim edip yerinde monte ediyorlar. Bu şekilde çalışmalarımız devam ediyor. Şu anda bu bölgede tanınan bir marka haline geldiniz. İthalatınız veya ihracatınız var mı? Ham maddeyi sadece Almanya’dan getiriyoruz. İmalatımızı biz kendi yerimizde yapıyoruz. İki tip müşterimiz var. Profesyonel müşterilerimiz ve çevremizdeki eşimiz dostumuz. Şu anda Lyon ve çevresinde tanınır hale geldik. İnsanlar standart pencereyi her yerden alabiliyorlar ama biz ölçüyle çalıştığımız için müşterilerimize daha cazip geliyor. Fiyatlarımız da cazip. Böyle olunca da insanlardan talep görüyoruz. Üretim kapasitenizden bahseder misiniz? İmalat ve montaj olarak haftada iki mutfak teslim edebiliyoruz. Kapı ve pencere olarak da günde 25-30 kapı pencere çıkarabiliyoruz. Fakat daha fazla kapasiteye sahibiz. Fransızlar da bizimle çalışıyorlar. Yani hem Türkler hem de Fransızlar bizimle iş yapıyorlar. İnsanlar mutfak alacakları zaman hazır mutfakları tercih edebiliyorlar. Sizin imalatınızla hazır mutfaklar arasındaki farkları anlatır mısınız? Bizim tasarımlarımız biraz daha farklı. Müşteriler bize geldikleri zaman çizimlerimizi beğeniyorlar. Daha kullanışlı buluyorlar. Müşterilerimizin ihtiyaçları doğrultusunda mobilyalarımızı oluşturuyoruz. Yani kişiye özel üretim gerçekleştiriyoruz. Bir mutfak imalatımızda mesela tüm detayları müşteri kendisi seçebiliyor. Hazır mutfaklarla bizim mutfaklarımız arasında da aslında fiyat farkı yok. Piyasadaki mutfak fiyatları neyse biz de onlara yaklaşmaya çalıştık ve bunu da başardık. Ürün çeşitlerinizden bahseder misiniz? “Fransa’ya 9 yaşımda geldim. Tabii bu şekilde işyeri sahibi olacağımız aklımıza gelmezdi. Çalıştık ve gayret ettik. İnsanlarla ilişki kurmayı seviyoruz ve sonunda şirketimiz büyüdü. Babalarımız buraya işçi olarak gelmişler. Bizler bu işler üzerine okuduk. Ben mobilya okudum. Sonra kendi şirketimizi kurduk, çalıştık ve bugünlere kadar geldik.” İnsanlar evlerine mobilya ya da benzeri eşyaları almak istedikleri zaman bir tek muhatapla bu işi bitirmeyi amaçlıyorlar. Biz de aslında önceleri düşündük. Hem pencere hem mutfak ikisi bir arada olur mu diye? Ama aralarındaki sinerji çok enteresan. Mutfak almaya gelen müşterilerimiz kapı pencerelerimize de bakıyorlar. Isı yalıtımı konusunda pencerelerin çok büyük önemi var. Mesela son olarak üç camlı pencerelerimiz var. Burada bu tip çalışmalar için devlet teşvikleri de var. Isı yalıtımından ekonomi yapma adına bu cam tipinin önemli katkıları var. Sonuç olarak müşterilerimiz orada burada koşturmalarına gerek kalmadan mutfağını da buradan alıyorlar kapı pencerelerini de. Biz de bu durumdan son derece memnunuz. EKOV‹TR‹N HAZİRAN 2013 125 HABER / FRANSA - FESTICULTURE LYON’DA MOBİLYA SEKTÖRÜNDE ÖNCÜ SARAY MOBİLYA Lyon’da mobilya sektörünün aranan markalarından biri olan Saray Mobilya, yeni açtığı mağazası ile hizmet çıtasını yukarlara taşıyor. Saray Mobilya ortakları Hamza Mor ve İsmail Uluçay Lyon’da açılan ilk mobilya mağazası olmanın artılarını iyi değerlendirdiklerini söylediler. S izi tanıyabilir miyiz? Ne zam a n d ı r Fr a n s a ’ d a s ı n ı z ? Firmanızın hizmetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? İsmail Uluçay: 1981 yılında Fransa’ya geldim. Burada birkaç yıl sonra kendi işimi açtım. İlk önce gıda sektörüyle başladım. Havalandırma, iskele derken 1995 yılında ilk mobilya mağazamızı açtık. 16-17 sene sonra buradan bir yer almayı düşündük, burası çok güzel bir yerdi. Fakat içerisi inşaat halindeydi ve düzenlememiz gerekiyordu. Uzun çalışmalar yaptık burasıyla ilgili ve sonunda da böyle güzel bir mağaza yaptık burada. Buraya ilk geldiğinizde buradaki Türk nüfusu nasıldı? İsmail Uluçay: Türk nüfusu çok azdı. Bin 500 kişi falan var diye söyleniyordu. Onlara yönelik olarak gıda üzerine bir dükkan açtım. Sonraki yıllarda da dükkanı kapattım ve havalandırma işi yaptım. Sonrasında da 1995 yılında mobilya sektörüne girmeyi düşündük ve bu işe girdik. Ortağım Hamza Mor ile birlikte 1995 yılında Lyon’daki ilk mobilya mağazasını açtık, O zaman çevremizde böyle bir mağaza yoktu. Şu anda da 19 yıldır faaliyetlerimiz bu anlamda devam ediyor. Lyon ve çevresinde 160 bin Türk yaşıyor, Lyon’daki Türk müteşebbislerinin sayısı da 10 bini aştı. Saray Mobilya mağazası 1995 yılında Lyon’daki açılan ilk Türk mağa- 126 EKOV‹TR‹N HAZİRAN 2013 İsmail Uluçay ve Hamza Mor (sağda) zası. Aradan bu kadar yıl geçti ve Lyon’un şu anda en büyük mobilya mağazalarından biri burası ve bugün açılışını gerçekleştirdik. hayırlı olmasını diliyorum. Hamza Mor: Biz İsmail Uluçay ile birlikte 1995 yılında küçük bir mağazayla başladık bu işe. Bir söz vardır, küçük müteşebbisler büyük girişimlere küçük adımlarla başladı. Biz de küçük adımlarla başladık ve bugün Saray Mobilya’nın ikinci mağazasını açtık. 19 yıl oldu. Dolayısıyla hem Lyon bölgesindeki ilkiz, hem de metrekare olarak en büyük mağazaya sahibiz. Buranın özelliklerinden bahseder misiniz, ne gibi ürünler satıyo r s u n u z ? Ha mz a Mo r : Burası Lyon’un Venissieux semti. Benzetmek gerekirse İstanbul’un Üsküdar’ı. Burada çok yoğun Türk nüfusu var. Dolayısıyla burada yaşayan Türk ve Afrika kökenli yaşayan vatandaşlara hizmet vereceğiz. Fransız müşterilerimiz de var. Dolayısıyla mobilya sektörü burada gerçekten bir ihtiyaçtı ve biz bu ihtiyacı inşallah karşılayacağız. Türkiye’den getirdiğimiz yeni Ekovitrin Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şeref Özata (Solda) Saray Mobilya Kurucu Ortağı İsmail Uluçay (ortada) ve Saray Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Hamza Mor ile birlikte. modellerimizle İtalyan konseptiyle yatak odası ve vitrin takımlarıyla Koyunlu halılarıyla ki bu Türkiye’de bir marka, hatta dünyaca önemli bir marka. Yine Şafak Mutfak’ın da Lyon’daki distribütörlüğünü yapıyoruz, bayiliğini yapıyoruz. Ölçüyü alıp direkt evlere montaj yapıp monte edebiliyoruz. Şu anda 10 kişiyle hizmet veriyoruz. Ürünleriniz Türkiye’den mi geliyor? Hamza Mor: Türkiye’den değişik firmalardan ürünler getiriyoruz. Önemli markalarla çalışıyoruz. Mutfak kısmı Almanya’dan geliyor ve 15 yıl garantili. Yatak odası ve vitrin takımlarımız İtalya’dan geliyor. Özellikle kaliteye önem veriyoruz. Müşteri portföyünüzü kimler oluşturuyor? Ha m z a Mo r: Öncelikle tabii Türkiye kökenli vatandaşlarımız Arap kardeşlerimiz, Fransızlar var. Müşterinin milliyeti olmaz. Özellikle ev kurmak isteyen Türk ya da Fransız önce buraya gelir. Özellikle onlara özel indirimlerimiz oluyor. Evlenen ev kurana yardımcı olmak gerekiyor. Mesela bu mağazamızın açılışını takip eden iki yıl boyunca çok özel indirimlerimiz olacak. Bunları buradan açıklamıyorum, bu sürpriz olacak. Şu anda Açılışa özel yüzde 40'lara varan indirimlerimiz var. Burada ö nemli yaban cı mar k a l a r d a v a r , s i z i n b ur a d a k i k o n u - m un u z n e d i r ? Hamza Mor: Evini değiştirmek isteyenler, bizim 19 yıldır dilimizden düşürmediğimiz bir sloganımız var: “Evini saray yuvasına dönüştürmek isteyenler Saray'a gelsin” diyoruz. Mobilya dışında farklı hangi ürünler var burada? Hamza Mor: Ürünlerimizde genel olarak mobilyayı tamamlayan, yani ev tekstili ürünleri var, Özet olarak bir eve ne gerekiyorsa o Saray’da var. Bir sürpriz de oldu sizin için. Paris’ten büyükelçi olarak atanan Hasan Yavuz açılışınıza katıldı… Hamza Mor: Evet, bu büyük bir mutluluk vesilesi oldu bizim için. Sizlerin de burada olması aynı şekilde öyle. Büyükelçimiz buradaydı, konsolosumuz da buradaydı. Türkiye’den de katılımcılarımız vardı. MÜSİAD Başkan Yardımcısı Mustafa Bey de buradaydı. Hepsinin aynı anda burada olması bizim için ayrı bir mutluluktu. Lyon ve çevresinde 140 bin Türk vatandaşı var. Afrika kökenlileri de sayarsak burada 500 binin üzerinde Müslüman nüfus yaşıyor. Dolayısıyla bu kitle sizin potansiyel müşterileriniz. Neler söylemek istersiniz? Hamza Mor: Ben her ne kadar ticaretle uğraşan birisi de olsam sosyal aktivitelerin içerisinde fazlasıyla bulunan birisiyim. Uzun yıllar teşkilat başkanlığı yaptım. Bunun nabzını çık iyi tutarım. Bu toplumun olmazsa olmazlarını bilirim. Bu toplumun ihtiyaç ve önceliklerini bilen birisiyim. Şu anda da belediye meclis üyesiyim. Mademki bu toplumda önden gidiyoruz, arkamızdakilere güvenerek gidiyoruz; yeni evlenecek olanlara yeni ev kuracak olanlara paralı parasız hiç fark etmez, bizim kapımız hepsine açık. Buyursunlar gelsinler. Başımızın üstünde yerleri var. Saray’da çeşit çok. Evlerini saray yuvasına döndürmek isteyenler Saray’a gelsinler. Mustafa Bey, yaklaşık 18 yıl ön ce ba banız tara fınd an kurula n Saray Mobilya yeni mağaza açılışını gerçekleştirdi. Siz de ikinci kuşak olarak yönetimi devralacaksınız ve şu anda genel müdür pozisyonundasınız. Neler amaçlıyorsunuz anlatır mısınız? Mustafa Uluçay: Öncelikle çok teşekkür ediyorum. Bundan 18 yıl önce babam ve ortağı tarafından kurulan Saray Mobilya mağazasındayız. Biz ikinci kuşak olarak bu yapılanmanın üzerine katabileceğimiz ne varsa yapmaya çalışacağız. Yenilikleri takip etmeye devam edeceğiz. Öncelikli olarak amacımız kalite çizgimizi hiç bozmadan sürekli yeniliklerle müşterilerimize hitap etmeye devam edeceğiz. B u m ağ az a k aç m et r ek ar e alanda hizmet veriyor? Şu anda nasıl bir konseptle hizmet veriyorsunuz? Mustafa Uluçay: Şu anda kapalı olarak üç katlı olarak hizmet veriyoruz, her katı bin metrekare. Bin 200 metrekare de otopark alanımız var. Konsept olarak sürekli yenilikleri müşterilerimize sunmaya çalışıyoruz. Lyon’da mobilya sektöründe öncüyüz. İnşallah hayırlı olur. Bu mağazamızda aksesuar da var. Tüketim anlayışı tamamen günümüzde değişti. Koltuğun yanında onu tamamlayıcı unsurlar da önem kazandı. Artık çeşitli süs eşyaları da kullanılıyor. Biz de bundan dolayı bu konuda biraz ağırlık veriyoruz ve mağazamızın büyük bir bölümünü bu şekilde değerlendiriyoruz. EKOV‹TR‹N HAZİRAN 2013 127 HABER / FRANSA - FESTICULTURE İPEK FR, ÜRÜN VE HİZMETTE AYRICALIK SUNUYOR Lyon’da 13 yıldır faaliyet gösteren İpek FR, mobilya sektöründe geniş bir ürün gamına sahip. İpek FR Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Haliloğlu’ndan firmanın vermiş olduğu hizmetlerle ilgili bilgiler aldık. i p e k F R o l ar a k u z u n y ı l l a d ı r Lyon’da faaliyet gösteriyorsunuz. Festiculture’de ürünlerinizi sergiliyorsunuz. Kısaca fuarın değerlendirmesini yapar mısınız? 13 yıldır mobilya sektöründe hizmet veriyoruz. Organizasyonu başarılı buluyorum. Festiculture ve benzeri organizasyonlara katılmaya çalışıyoruz. Kısa bir süre önce Valence’ta alışveriş merkezinde yeni bir mağaza açtık. Özel olarak üretilen bazı ürün gruplarınız var. İlgi nasıl peki? Bizim en büyük özelliğimiz müşterinin arzusuna göre tasarımları gerçekleştirmemiz. Bu bize farklı bir ivme kazandırdı. Şu anda Lyon’da özel ölçü, özel renk ve özellikle de yatak odalarında özel ölçüyle üretim gerçekleştiren tek firmayız. Bunun da ayrıcalığını müşterilerimiz tekdir ediyor. Bu şekilde hizmetlerimize devam ediyoruz. Festiculture’e ilgi bu sene biraz ilgi düşük. Geçtiğimiz yıllarda çok daha güzel sonuçlar elde etmiştik. Bu yıl da fena değil. Fransız tüketiciler mobilyalarını sürekli değiştiriyorlar mı? Nasıl bir alışkanlık söz konusu? Buradaki insanların tüketim psikolojisi şık, uygun fiyatlı ürünler alıp sık sık değiştirmeye yönelik. Burada yaşayan Türk vatandaşları da aynı tüketim alışkanlığını takip ediyor. Benim için gurur verici olan bir örneği anlatmak istiyorum. Bir aile ilk mağazamızı açtığımız zaman bizden 128 EKOV‹TR‹N HAZİRAN 2013 bir koltuk takımı almıştı. Şimdi çocuğu evleniyor. Çocuklarına yatak odası veriyoruz. Torunu oluyor beşik veriyoruz. Yani üç kuşak hizmet veriyoruz. Koltuk ve yatak odasında sık sık değişimler söz konusu değil. Ama yeni trendleri herkes evinde görmek istiyor. Bu da bizim menfaatimize oluyor. Ürün konseptiniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Konseptimizin içerisinde koltuk takımları yatak odaları genç odaları, halılar ki biz halıda son derece iddialıyız, çok çeşidimiz var. Yatak odalarında bin avrodan 3 bin avroya kadar her türlü bütçeye ve her türlü zevke hitap edebiliyoruz. Müşterilerimiz buradaki bir ürünü beğendikleri zaman onun rengini ve ölçülerini değiştiren tek firma biziz. İstedikleri ölçü ve renkte ürün hazırlayabiliyoruz. Ürünlerde Türkiye ile bağlantılı mı çalışıyorsunuz? Şu anda ürünlerimizin yüzde 90’ı Kayseri ve İnegöl’de üretiliyor. Buna bağlı olarak oradan getirdiğimiz ürünleri burada satışını gerçekleştiriyoruz. Bu seneki trendlerden bahseder misiniz? Şu anda en çok sattığımız ürünlerde siyah beyaz, gri beyaz ve düz beyaz renkler tercih ediliyor. Bunun yanında lila ve mürdüm rengi de ilgi görüyor. Müşterilerimizin istekleri doğrultusunda bu ürün grupları şekille- Hüseyin Haliloğlu Hüseyin Haliloğlu: Bizim en büyük özelliğimiz müşterinin arzusuna göre tasarımları gerçekleştirmemiz. Bu bize farklı bir ivme kazandırıyor. niyor. Modüler mobilya gruplarını müşterimiz beğenir ve ölçüleri uyarsa o şekilde teslim ediyoruz. Bunun dışında müşterilerimiz özel bir ölçü isterlerse bunu da yapabiliyoruz. HABER / FRANSA - FESTICULTURE AKCENTER’DA A’DAN Z’YE HİZMET VAR Bu yıl üçüncü kez Festiculture’e katıldıklarını ifade eden Akcenter Yönetim Kurulu Başkanı Naci Yaşar, fuarın kendileri için verimli geçtiğini söylüyor. Geniş bir ürün çeşidine sahip olduklarını söyleyen Yaşar, kısa bir süre içinde yeni mağazalarının açılışlarını gerçekleştireceklerini belirtiyor. F ransa’nın Lyon şehrine 40 km uzaklıkta Burguanda’da hizmet verdiklerini söyleyen Akcenter Yönetim Kurulu Başkanı Naci Yaşar, “Akcenter olarak ilk başlangıç tarihimiz 1988. 1994 yılında kendi yerimizi yaptık ve Akcenter olarak yolumuza devam ettik. 15 yıldır hizmet veriyoruz. 2 bin 500 metrekare civarında alışveriş merkezimiz var. Bu alışveriş merkezimizde genellikle İstikbal ve Bellona gibi mobilya; Brillant gibi perde ürünlerimiz var. Buna ilaveten Merinos, Atlantik halımız var. Dekor olarak değişik ürünlerimiz bulunuyor; biz de her çeşit ürün mevcut” yorumunu kullandı. Bu bölgede en büyük alışveriş merkezi olduklarını kaydeden Yaşar, nişanlılıktan, abiyeye, gelinlikten diğer tüm ürün gamına kadar her şeyi tüketicilere sunduklarını belirtti. TÜRK MALI DEYİNCE KALİTE ALGILANYOR Fransa’da Türk mobilya firmaları arasında olumsuz bir rekabet durumu söz konusu olmadığını söyleyen Yaşar, “Burada herkes kendi işini yapıyor. Ben bütün rakiplerimize bol kazançlar diliyorum. Bu bir ekmek mücadelesi ve hepimiz paylaşacağız. Burada Türk firmaları bir marka oldular. Türk malı deyince kaliteli olur inancını oturtturduk. Daha önce Türk malı deyince iki kere düşünüyorlardı. Şimdi Türk malı deyince daha çabuk karar verebiliyorlar. Ben 130 EKOV‹TR‹N HAZİRAN 2013 Akcenter Yönetim Kurulu Başkanı Naci Yaşar daha önce Türkiye’den giyim eşyaları getiriyordum. O zaman kıyafet üzerinde üretici firmanın telefon numarasını buluyordu. Müşteri bir gün al- dı kıyafeti ve dedi ki ‘Burada bu kadar telefon numarası olacağına bu kıyafet ile ilgili bilgi olsaydı keşke, siz bunu nasıl satıyorsunuz.’ Artık Türkiye’de tekstil sektörü oldukça değişti. Şimdi artık tam anlamıyla profesyonelce ilerliyor. Şimdi ürün geliyor ve üzerinde 7 farklı dilde ürünün kimliğini görebiliyoruz. Birlikte çalıştığımız bazı firmalara şunu söylüyorum; diyorum ki Türkçesini de yazın İngilizcesini de yazın. Yani bir etiket üzerinde 7 telefon numarası değil de ürünle ilgili açıklamalar yazın diyorum. Artık bu gibi olumsuzluklar hiç yaşanmıyor” diye konuştu. Son olarak Akcenter’ın hedefleriyle ilgili açıklamalarda bulunan Yaşar, yeni bir mağaza açmayı planladıklarını söyledi ve sözlerini şöyle tamamladı: “Yeni bir Bellona mağazası açmayı amaçlıyoruz. Yeni mağazayı Akcenter’ın bir benzeri olarak düşünüyoruz. Kesin bir tarih veremiyorum fakat çok yakın bir zamanda bu düşüncemizi hayata geçirmeyi planlıyoruz.” Üçüncü kez Festiculture’de Bu yıl üçüncü kez Festiculture’e katıldıklarını ifade eden Yaşar, şöyle konuştu: “Bu yılki organizasyon oldukça başarılıydı. Fuarı ziyaret edenler standımıza geldiler ve mobilyalarımızı, gelinliklerimizi yani Türk kültürünü gördüler ve oldukça güzel bir kaynaşma olduğuna inanıyorum. Beklediğimizin çok üstünde bir katılım oldu. Neredeyse mal yetiştiremiyoruz diyebilirim. İnşallah bunun dördüncüsünü de düzenleriz.” HABER / FRANSA KIRMIZI GÜL RESTAURANT TÜRK MUTFAĞININ TEMSİLCİSİ Kırmızı Gül Restaurant Sahibi Abdullah Çetin, “Restoranımız bir buçuk yıl önce hizmete girdi. Anadolu lezzetlerini müşterilerine sunan restoranımız insanların uğrak yeri durumunda. Gerek Türkler gerekse Fransızlar tarafından yoğun ilgi ile karşılaşıyoruz” diyor. Ekovitrin Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şeref Özata, Kırmızı Gül Restaurant sahibi Abdullah Çetin ile birlikte. 2 011 yılında hizmete giren Kırmızı Gül Restaurant Anadolu lezzetlerini Türk ve Fransız müşterilerin beğenisine sunmaya devam ediyor. Vermiş oldukları hizmetlerle ilgili açıklamalarda bulunan Kırmızı Gül Restaurant Sahibi Abdullah Çetin, “Hem Anadolu insanının hem de Fransızların ilgisinden memnunuz. Restoranımızda verilen hizmet kalitesini her geçen gün yukarıya taşımaya çalışıyoruz” diye konuştu. “TÜRK MUTFAĞININ TÜM ÖRNEKLERİ VAR” Restoranlarından verilen yemek çeşitleriyle ilgili de bilgiler veren Çetin, “Yemek konusunda yetenekli ve oldukça başarılı bir ustamız var. Daha önce Türkiye’de yemediğimiz yemekleri burada bizlere tattırıyor. Bu durum restoranımıza gelen müşterilerin de beğenisini topladı. Adana’ya özgü ızgara çeşitlerimiz var. “Gerçek anlamda bir Adana, kuzu şiş yedim” diyebilirsiniz. Mesela ustamız piliç nazik yapıyor. Türk mutfağının diğer örnekleri de var. Biz burada elimizden geldiği kadar her türlü yemeği yapmaya çalışıyoruz. 132 EKOV‹TR‹N HAZİRAN 2013 Mekanımızı ziyaret edenler sonrasında bazı özel günlerde de kullanmak için talepte bulunuyorlar. Biz de elimizden geldiğince bunlara cevap vermeye çalışıyoruz. Fransız misafirlerimizin de bu tür istekleri oluyor. Onlara da olumlu cevaplar verdik bu anlamda. Onların kültürlerine uygun olarak yapabildiğimiz ne varsa yaptık.” “MÜŞTERİLERİMİZ TARAFINDAN TAKDİR EDİLİYORUZ” Türk ve Fransız vatandaşların dışında diğer ülke vatandaşlarının da restoranlarını tercih ettiklerini söyleyen Çetin, sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle Ermeniler de restoranımıza rağbet ediyor. Türkiye’de tatil yapan Fransızlar Türkiye’de yedikleri Türk yemeklerini burada bulabiliyorlar. Buradaki Fransız toplumuna, Kuzey Afrika dediğimiz bölgenin vatandaşları, hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Türkiye turistik bir ülke, bizimle birlikte Fransa’da yaşayan insanların bir gün Türkiye’ye gidip Türkiye’yi ziyaret ettiklerini biliyoruz. Türkiye’deki lezzetleri bizim restoranımızda tekrar bulabiliyorlar. Bu anlamda da takdir görüyoruz.” HABER / FRANSA TÜRKLERİN LYON’DAKİ YENİ ADRESİ KAPADOKYA RESTAURANT Lyon’da yaşayan 150 bin Türk vatandaşına yeni bir lezzet sunmak amacıyla hizmete giren Kapadokya Restaurant, zengin menüsü ile dikkat çekiyor. Kapadokya Restaurant ortaklarından Yılmaz Özcan, Türk mutfağının en güzel örneklerini misafirlerine sunduklarını söylüyor. Kapadokya Restaurant ortakları Yılmaz Özcan ve Ali Turan (sağda) L yon’da yeni bir Türk restoranı hizmete girdi. Yaklaşık bir ay önce faaliyetlerine başlayan Kapadokya Restaurant 150 kişiye aynı anda hizmet verebiliyor. Bölgedeki ihtiyacı gördüklerini ve bu doğrultuda ortağı Ali Turan ile birlikte Kapadokya Restaurant’ı açmaya karar verdiklerini söyleyen Yılmaz Özcan, “Kapadokya Restaurant’ta misafirlerimize özel yemek mönülerimizle hizmet veriyoruz. Onların buradan memnun ayrılmaları için her türlü özeni gösteriyoruz. Yemeklerimiz son derece hijyenik ortamlarda usta eller tarafından hazırlanıyor. Kapadokya Restaurant’ta mesela özel mantımız var. El emeğiyle yapılıyor. Izgara çeşitlerimiz var. Mezelerimiz ve salata çeşitlerimiz var. Beyti kebabımız, Adana ve Urfa kebap çeşitlerimiz var. Tatlı olarak künefe konusunda tercih ediliyoruz. Bunun yanında baklava ve dondurma çeşitlerimiz de son derece ilgi görüyor. Günlük sulu yemeklerimiz de var” diye konuştu. 134 EKOV‹TR‹N HAZİRAN 2013 ÜRÜNLER ÖZEL OLARAK HAZIRLANIYOR Özellikle Ürgüp Kapadokya bölgesinden getirilen el yapımı mantı ile müşterilerinin beğenisini kazandıklarını söyleyen Özcan, bunun dışında diğer ürünleriyle de iddialı olduklarını söylüyor. Özcan sözlerine şöyle devam ediyor, “Ürünlerimiz alanında uzman aşçılarımız tarafından hazırlıyor ve misafirlerimizin beğenisine sunuluyor. Restoranımızda Türk yemeklerine ağırlık veriyoruz. Bunun yanında balık çeşitleri de var. Burada başka bir yerden alınıp da müşterilerimize sunduğumuz herhangi bir yemek yok. Hepsi burada kendi aşçılarımız tarafından yapılıyor. Yemeklerimizden mutlaka tatmaları gerekiyor ki zaten müşterilerimiz de burada son derece memnuniyetle buradan ayrılıyorlar.” Kapadokya Restaurant’ın diğer ortağı Ali Turan açılalı bir ay olmasına rağmen oldukça rağbet gördü. Fiyat politikası olarak da diğer restoranlara göre daha uygunuz. Hatta müşterilerimiz fiyatları düşük buluyorlar. Gıda sektörüne girmeden önce inşaat sektöründe faaliyet gösteriyorduk. Sonra yılmaz beyle birlikte bu işi yapmaya karar verdik. Lyon’da böyle bir eksikliği hissettik ve karar verdik. Müşteriler tarafından çok iyi tepkiler alıyoruz. Son derece temiz ve sağlıklı bir ortam yaratmaya çalıştık ve bunu da başardığımızı düşünüyorum.” “Gurbetçi vatandaşlarımız ve diğer vatandaşlarımız da yemeklerimizden son derece memnunlar” diyen Turan, “Biz aynı zamanda Lyon’da açılan en son Türk restoranıyız. Şu anda 6 personelimizle hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Özellikle çocuk parkımızın olması aileleri rahatlatıyor. Çocukları parkta oynarken aileler burada rahatlıkla yemeklerini yiyebiliyorlar” şeklinde konuştu.