Savaş ve Barış (Yuvarlak Kafalılarla Sivri Kafalılar) Duvara Karşı
Transkript
Savaş ve Barış (Yuvarlak Kafalılarla Sivri Kafalılar) Duvara Karşı
DUVARA KARŞI TİYATRO TOPLULUĞU Savaş ve Barış Savaş ve Barış (Yuvarlak Kafalılarla Sivri Kafalılar) Duvara Karşı Tiyatro Topluluğu 2006 OYUN KİŞİLERİ • Palyaço I. Sirk Sunucusu – Başkan • I. Ağaç – Sivri Kafalı • II. Ağaç – Sivri Kafalı – Yuvarlak Kafalı • III. Ağaç – Sivri Kafalı - Yaşlı Sivri Kafalı – Yuvarlak Kafalı I. SAHNE Sirk sunucusu: Hoş geldiniz baylar, bayanlar...merdivenden kayanlar...yerlerinde duramayan çocuklar.... küçük hanımlar, küçük beyler.... Hoş geldiniz sirkimize... Hoş geldiniz.... Sirkimiz binlerce il, on binlerce ilçe, bir o kadar da ülke dolaştı ve şimdi de sizin karşınızda.... Gösterimizde neler yok ki? Milyonlarca insanı kahkahalardan yere seren palyaçolar, ölümle dans eden ateş cambazları, sihirbazlar, akrobatlar ve daha neler neler!!! Yüreğiniz yerinden oynayacak, gözleriniz daha çok açılacak. Başlıyor... Başlıyor... Soluğunuzu kesecek sirk gösterimiz başlıyor... Başlıyor... Başlıyor... (Perdenin arkasından önce palyaçonun ayağı gözükür, daha sonra eli derken palyaço tamamen çıkar ve bir gösteri yapar. Sirk sunucusu: Palyaçomuz tekrar sizinle birlikte olacak. Şimdi de becerisini, yeteneğini aklıyla birleştiren sirkimizin maymunu Taylan ve bakıcısı karşınızda. (Taylan ve bakıcısı sahneye girerler. Taylan çemberden takla atar, top çevirir sonra çocukların arasına karışarak onların toka, taç, gözlük gibi eşyalarını alıp kendine takar çocuklarla şakalaşır. Bakıcısının seslenmesiyle onun kulağına atlar ve birlikte selam verip çıkarlar. Daha sonra sahneye sihirbaz gelir ve numaralarını yapar.) Sirk sunucusu: Şimdi de karşınızda dünyaca ünlü, gönülleri fetih etmiş, ölümle dans eden ateş cambazları ve akrobatlar. 1 DUVARA KARŞI TİYATRO TOPLULUĞU Savaş ve Barış (Ateş cambazı ve akrobatlar bir gösteri sunarlar, selam verirler ama sahneden çıkmazlar.) Sirk sunucusu: Karşınıza tekrar palyaçomuz çıkacak. Çıkacak... Çıkacak... Hem de özel bir gösteri için çıkacak. Bu yüzden çok şanslısınız, hem de çok....Bu numara ilk kez yapılacak ve dünyada eşi benzeri yok. İşte numara başlıyor....Tahterevallinin bir ucunda palyaço dururken, diğer uca, şu gördüğünüz yükseltiden, akrobatlarımız atlayacak ve palyaço yaklaşık 50 metre yükseğe sıçrayacak...tam 50 metre...Kulaklarınıza inanamadınız değil mi dostlar...daha durun, palyaço yalnız sıçramakla da kalmayarak, şu gördüğünüz su dolu kovanın içine düşecek....Gözlerinize inanamayacaksınız...İşte, palyaçomuz karşınızda... (Akrobatlar üst üste çıkarlar ve hayali tahterevallinin ucuna atlarlar.) II. SAHNE (Sahne ikiye bölünmüştür. Palyaço yükselir gibi yaparken, sirkin diğer insanları yukarı bakarlar, palyaço ise aşağı bakmaktadır ve birbirlerine el sallar durumdadırlar.) Sirk sunucusu: Bakın ne kadar da yükseldi! Akrobatlar: Evet... Evet... Palyaço: Arkadaşlar! (Aynı şekilde, şaşkınlık ve hayret bildiren replikler atılır.) Sirk sunucusu: O da ne? Bir fırtına geliyor bu tarafa doğru batıdan! Akrobatlar: Evet, bir fırtına bu! Akrobatlar: Dikkat et palyaço! Arkana bak! Palyaço: Duyamıyorum sizi... Herhalde el sallıyorlar... Sirk sunucusu: Dikkat et palyaço! ( Palyaço, rüzgârla sürüklenmeye başlar. ) Akrobatlar: Rüzgâr sürüklüyor onu... ( Oyuncular yavaş yavaş sahneyi boşaltır...) III. SAHNE (Palyaço hiç tanımadığı bir ormana düşmüştür. Üstünü silkeleyip, toparlanırken kendi kendine konuşur.) Palyaço: Nede kuvvetli bir rüzgârdı öyle... Burası da neresi? Şimdi kovanın içinde numaramı tamamlamış olmak varken, ne işim var daha önce hiç görmediğim bir yerde? Hemen sirke geri dönmeliyim. Sirk nerede peki? Şurada mıydı? Hayır, yok. Galiba şurada... Burada da yok. Şuramı yoksa buramı ( palyaço panik halinde sirki arar ) Sanırım ben kayboldum. Evet, evet kayboldum. Kaybolan bir palyaço ne yapar? ne yapar? ne yapar? ( düşünür ) Buldum! Sirkin ne tarafta olduğunu sorabileceği birilerini bulur. Buralarda da ağaçlardan başka kimsecikler görünmüyor. En iyisi bir ağaca çıkıp etrafa bakmak. Ama çıkamam ki bu ağacın tüm dalları kırılmış. Başka bir ağaç bulmalı ama buda kırık. Şu da çok cılız, diğerleri de kurumuş zaten. Eeeee, kurur tabi, toprakta kupkuru. Kimse su vermezse onlara kururlar elbet. Sulamak lazım bu ağaçları. ( Ağaçlar sulandıkça hareketlenmeye başlar ve şarkıyla beraber dansa girerler. Palyaço halen 2 DUVARA KARŞI TİYATRO TOPLULUĞU Savaş ve Barış ağaçlara su vermekteyken, fark etmeden şarkının ritmine ayak uydurmaya başlar. Şarkıya eşlik eder. Ağaçlar çok şaşkındır, birden durup susarlar ama palyaço şarkıya devam etmektedir. Ağaçlar bu arada kendi kendilerine konuşurlar. ) Ağaç: Bizi duyuyor galiba! Bütün Ağaçlar: ( Hep bir ağızdan ) Evet, evet duyuyor bizi Palyaço: Duyuyorum tabi neden duymayayım? Ağaç: Hem de konuşuyor bizimle! Palyaço: Konuşurum tabi neden konuşmayayım ki? Tüm ağaçlar: Hem duyuyor hem konuşuyor bizimle. Palyaço: Neden bu kadar şaşırdınız buna. Ağaç: Uzun zamandan beri buralarda kimse bizim sesimizi duymuyordu da ondan. Palyaço: Nasıl duymazlar, ben sizi duyuyorum ya... Ağaç: Yıllardır gelip geçerler buralardan ama görmezler kurumuş, kırılmış dallarımızı çünkü daha önemli işleri vardır onların. Palyaço: Nasıl önemli işler? Ağaç: Savaşmak gibi... Palyaço: Savaş mı? Ama neden? Ağaç: Çoook ! Önemli nedenlerden Diğer Ağaçlar: ( Hep bir ağızdan, dalga geçerek ) Hem de ne önemli nedenler... Çoook önemli! ( Ağaçlar insanları yansılamaya başlar. Toprağa sınırları ifade eden çizgiler çizerler. ) Ağaç: Bundan böyle bu çizginin sağı benim solu senin. Ağaç: Şuradaki çizginin de sağı benim solu senin. Ağaç: O halde şurası da benim. (Çıldırmış bir şekilde sınırlar çizilir ve sahiplenilir. Bu esnada sınırın ortasında kalmış olan tek ağacı çekiştirerek oynarlar. Daha sonra yerden ufacık bir çakıl taşı alırlar ve bu kez de çakıl taşını çekiştirmeye başlarlar. Çakıl taşı yere düşerken, ikisi de yere yuvarlanır ve çakıl taşı için savaşmaya başlarlar. Kafalarına savaş baretleri giyerler ve ellerine de bagetler alırlar. Asker tavırları ile savaş dansı yapılır. Hareketler gitgide mekanik hareketlere dönüşür. ) ( Savaşın en şiddetlendiği noktada kalan tek ağaç araya girer ) Ağaç: İşte böyle yıllardır savaşıp durdular. Aslında anlamadılar, doğanın herkese aynı anda yetebileceğini. Yalnızca savaştılar, ama savaşanlar hiçbir zaman hiçbir şey kazanmadılar. Palyaço: Çok doğru, ikisi de kazanmış gibi gözükmüyor. Peki ya kim kazançlı çıkıyor bu savaştan 3 DUVARA KARŞI TİYATRO TOPLULUĞU Savaş ve Barış Ağaç: Bunu bilemiyoruz palyaço. Biz sadece gördüklerimizi anlattık sana. Görünenin ardındaki görünmeyen gerçekleri bilmeyiz. (Sahnenin arkasından gürültüler gelir, ağaçlar panik halinde koşuşturarak sahneden çıkarlar. Palyaço da paniklemiştir ve çocukların arasına kaçar. Nereye saklanmalıyım numarasını uzun tutar, bu sırada ağaçlar sivri kafalı kostümlerini giyerler. ) IV. SAHNE (Sahneye üç tane sivri kafalı girer ve fabrikadaki bant sistemine benzer çalışmaya başlarlar. Bu sırada palyaço çocuklarla konuşur ama hala saklanma pozisyonundadır. ) Palyaço: Kaç kişiler? Ne yapıyorlar? ( Sahnede neler olduğunu merak eder ve çıkmaya karar verir. ) Palyaço: İyi günler! Sivri kafalı: ( 2. Sivri kafalıya ) İyi günler! Palyaço: Ama iyi günler dileyen benim. ( 3. Sivri kafalıya kadar, sivri kafalılar aralarında aynı şekilde selamlaşırlar.) Yaşlı Sivri kafalı: İyi günler Palyaço: Ben buradayım! Söyleyen benim, ben söyledim. ( Üç sivri kafalı hep beraber ve aniden palyaçoya bakarlar. ) Üç sivri kafalı birden: Düşman! Palyaço: Ben düşman değilim. Sivri kafalı: Nereden bilelim düşman olmadığını? Palyaço: Ben düşman değilim yalnızca sizinle konuşmak istedim. Sivri kafalı: Konuşmak mı? O halde bu bir casus... Palyaço: Casus mu? Casus da değilim ben. Yalnızca yolumu kaybettim ve yolu soracaktım size. Sivri kafalı: Nerden bilelim yalan söylemediğini? Palyaço: Palyaçolar yalan söylemez Sivri kafalı: Bence doğru söylüyor. Sivri kafalı: Hayır, ben hala onun bir casus olduğunu düşünüyorum. Yaşlı Sivri kafalı: Peki nasıl anlayabiliriz bunu? Sivri kafalı: Şapkasını çıkarıp kafasına bakmamız lazım. 4 DUVARA KARŞI TİYATRO TOPLULUĞU Savaş ve Barış Palyaço: Neden ki? Yaşlı Sivri kafalı: Yuvarlak kafalı olup olmadığını anlamamız için tabi. ( Sürekli olarak palyaçonun bir casus olduğunu iddia eden 2. Sivri kafalı araya girer. ) Sivri kafalı: Bakın şimdi size onun bir casus olduğunu ispatlayacağım. ( Şapkayı çıkarır. ) 2. Sivri kafalı: Aaaaa casus değilmiş, ama ben söylemiştim size onun casus olmadığını. Sivri kafalı: Hayır, hayır ben söylemiştim. ( Sivri kafalılar hep bir ağızdan aslında palyaçonun casus olmadığını bilenin kendileri Olduğunu söylerler.) Yaşlı Sivri kafalı: Arkadan bir ses duydum galiba! Sivri kafalı: Kesin bir yuvarlak kafalı geliyor. ( Herkes savaşma pozisyonu alır. ) Yaşlı Sivri kafalı: Sadece bir kuşmuş... Palyaço: Yuvarlak kafalılar da kim? Sivri kafalı: Bizim düşmanlarımız onlar. Sivri kafalı: Hem de en büyük düşmanlarımız. Sivri kafalı: Çok konuştuk artık çalışmamız gerek. Yaşlı Sivri kafalı: Evet, çok çalışıp para kazanmamız gerek. Bu gün yalnızca...(cebinden çıkardığı deniz kabuklarını sayar ) bir...iki...üç....altı tane para kazanabilmişiz. Palyaço: Onlar da ne? Tüm Sivri kafalılar: Paraaaaa Palyaço: Ne parası canım, onlar deniz kabuğu, deniz kabuğu onlar. Para dediğin kâğıttan olur. Bakın şöyle işte...( elleri ile kâğıt paraları tarif eder. ) Sivri kafalı: Kâğıttan mı? Gazete kâğıdı gibi mi? Sivri kafalı: Ne komik hiç kâğıttan para olur mu? Sivri kafalı: Bir peçete gibi mi mesela, ağzını siler fırlatıp atarsın. ( Sivri kafalıların arasında gülüşmeler olur ) Yaşlı Sivri kafalı: ( ceplerinde ki tüm deniz kabuklarını çıkarıp göstererek ) Para dediğin böyle olur işte! 5 DUVARA KARŞI TİYATRO TOPLULUĞU Savaş ve Barış Palyaço: Ama onlar yalnızca deniz kabuğu, her yerde bir sürü vardır onlardan. Sivri kafalı: Nerede mesela? Palyaço: Denizlerde. Sivri kafalı: Deniz mi? O da ne? Palyaço: Deniz işte. Kocaman bir su birikintisi düşünün, mavi... Bir sürü de deniz kabuğu... Sivri kafalı: Bizi oraya götürsene Palyaço: Oraya bir gidebilsek, hem siz bir sürü deniz kabuğu toplarsınız, hem de ben sirkimi bulmuş olurum. Çünkü benim sirkim denize çok yakın Yaşlı Sivri kafalı: Evet, bir gitsek oraya bir sürü, bir sürü paramız olur ve onlarla da bir sürü silah alabiliriz. Palyaço: Silah mı? Sivri kafalı: Bırakın bu boş hayalleri de işimize dönelim biz. Başkan hep ne der “Hayal kurmak kötüdür, çalışıp bir sürü silah sahibi olmak ise en iyi olandır.” Sivri kafalı: Çok doğru söyledin, çalışmalıyız. Yaşlı Sivri kafalı: Zaten vaktimiz sınırlı çok çalışmalıyız. Başkanın dediğine göre; yuvarlak kafalılar çok çalışıp, çok para kazanmışlar, yani biz daha çok çalışmalıyız. Palyaço: Bu Başkan da kim? Sivri kafalı: Tüm sivri kafalıların dostu Sivri kafalı: Yardımsever Yaşlı Sivri kafalı: Kara gün dostu. Hepsi: Çok iyi birisi o. Palyaço: Peki, sizin için yaptığı bu büyük iyilikler de ne? Sivri kafalı: Daha ne yapsın, biz çalışıyoruz, o da bize para veriyor. 1. Sivri kafalı: Bu parayla da Başkandan silah alıyoruz. Palyaço: Başkandan mı? Yaşlı Sivri kafalı: Evet, Başkandan (Palyaço kuşkulanmıştır.) Palyaço: Peki, çalışıyorsunuz da, ne üretiyorsunuz? Ne yapıyorsunuz siz? Sivri kafalı: Şey yapıyoruz...(düşünür) 6 DUVARA KARŞI TİYATRO TOPLULUĞU Savaş ve Barış Sivri kafalı: Şey, Şeey (düşünür) Yaşlı Sivri kafalı: Ne önemi var ki ne yaptığımızın? Sivri kafalı: Başkan bize şunu yap der, yaparız onu Sivri kafalı: Önemli olan para kazanmaktır sonunda. Palyaço: Ne sıkıcı bu, ne yaptığını bilmeden çalışıp durmak. Hem de sabahtan akşama kadar. Peki, siz hiç oyun oynamaz mısınız? Sivri kafalı: Oyun mu? O da ne? Yaşlı sivri kafalı: Tamam tamam hatırladım. Biz çok eskiden oynardık. Hem de yuvarlak kafalılarla birlikte. 1. ve 2. Sivri kafalılar: Yuvarlak kafalılarla mı? Yaşlı sivri kafalı: Evet, yuvarlak kafalılarla. Hep birlikte. Palyaço: Ne oynardınız? Yaşlı sivri kafalı: Mesela şarkı söyleyerek, dans ederdik. 1. ve 2. Sivri kafalı: Hem de yuvarlak kafalılarla ha? Yaşlı sivri kafalı: Durun, durun! Şimdi hatırlayacağım. Neydi? Hah buldum... ( Şarkıya başlar ) Ver elini kardeşim, bir oyun kuracağız Oyunda ve gerçekte, hep kardeş kalacağız. Benzemesem de sana, gerek yok sınırlara Hedef dostluk olunca, yeter herkese doğa. Hadi bir resim yapalım, gökyüzüne bakalım Ayı ve yıldızları resmimize katalım. Herkes bir yıldız koysa resmimiz aydınlanır Ne kadar çok olursak gece gündüze varır. Ver elini kardeşim, bir oyun kuracağız Oyunda ve gerçekte, hep kardeş kalacağız. Benzemesem de sana, gerek yok sınırlara Hedef dostluk olunca, yeter herkese doğa. 7 DUVARA KARŞI TİYATRO TOPLULUĞU Savaş ve Barış ( Yaşlı sivri kafalı şarkıyı söylerken dans da etmektedir, palyaço da dansa katılır. Şarkı devam etmekteyken diğer sivri kafalılar da oyuna katılırlar.) Yaşlı Sivri Kafalı: Eskiden saatlerce oynardık bu oyunları, birlikte olmak bize enerji verirdi. Ama artık çok çabuk yoruluyorum. Çok güçsüz düştüm, eve gidip biraz dinlenmeliyim. ( Yaşlı sivri kafalının gitmesiyle, diğer sivri kafalılar ve palyaço oyuna bir süre daha devam ederler. Çok eğlenmektedirler, gülüşme sesleri her tarafa yayılır. Gürültüden uyanan Vali, sert tavırlarla sahneye gelir. ) Başkan: Ne bu gürültü! Hem de en karlı rüyamı görürken ve daha uykumu da almamışken... ( Birden toparlanır, sivri kafalılara döner ) Ne uykusu? Kim söyledi bakalım Başkanın uyuduğunu? Sivri Kafalı: Siz söylediniz ya Başkan: Ne uykusu... Sizler için düşünüyordum ben, her zaman ki gibi. Sizin rahat ve güvenli bir hayat yaşamanız için. Ama siz ne yapıyorsunuz burada? Yabancı, eli yüzü boyalı bir adamla acayip hareketler yapıp.... Palyaço : (Valinin sözünü keser) Oyun oynuyorduk. Başkan: Sen sus şimdi, ben sivri kafalılarla konuşuyorum, birazdan seninle konuşacağız zaten. (Sivri kafalılara döner.) Söyleyin bakalım nerden çıktı bu oyun? Hem de çalışmanız gereken saatte. Sivri Kafalı: Yaşlı sivri kafalı öğretti bize, Onlarla hep oynarlarmış. Başkan: Onlar da kim? Sivri Kafalı: Yuvarlak kafalılar. Başkan: Yuvarlak kafalılarmış! Siz böyle dans edip şarkı söylerken, yuvarlak kafalılar kim bilir şimdi neler düşünüyordur sizin hakkınızda. (Başkan çalışmayı simgeleyen hareketler yaparak, yuvarlak kafalıları taklit etmeye başlar.) İşte bir sivri kafalı! Ez onu ez! Sivri kafalılar çalışmayı bırakmış oyun oynuyorlar, onları geçmemiz için büyük bir fırsat bu. İşte bir sivri kafalı! Ez onu ez! (Başkan, yuvarlak kafalıları taklit etmeyi bırakır ve sivri kafalılara döner. Tavrı tam tersine dönmüş, babacan bir hal almıştır) Şimdi anlıyor musunuz sizin için neden bu kadar çok endişelendiğimi? Günün birinde o büyük savaş patlak verdiğinde ve yaşlı sivri kafalı her şeyden habersiz evine dönmekteyken, yuvarlak kafalıların o kocaman silahının yaşlı, yorgun ve hasta bedenine doğrultulmuş olduğunu görüverir. (Başkan mendilini çıkarır ve yalandan ağlamaya başlar, hala konuşmaktadır.) Zavallı yaşlı sivri kafalının hayatında gördüğü son şey de bu olur ve size ondan kalan yalnızca güzel anılarınız olacaktır. (Başkan, sivri kafalılara bu oyunu oynamaya başlar. 1. Sivri kafalıya dönerek) Hatırlıyor musun, bir keresinde senin burkulan eline şifalı otlardan bir ilaç yapıp sürmüştü de ertesi güne bir şeyin kalmamıştı. 2. Sivri kafalı: Bana da çok üşüdüğüm bir gün paltosunu çıkarıp vermişti, kendisi de üşüyor olmasına rağmen. ( Sivri kafalılar çok duygulanmıştır ve ağlamaktadırlar. ) Başkan: Hadi, hadi çok konuştuk artık. ( Sivri kafalılar hala ağlamaktadırlar ) Başkan: Çok konuştuk diyorum. ( Sivri kafalılar hala ağlamaktadırlar. ) Başkan: Sıktınız ama hadi! 8 DUVARA KARŞI TİYATRO TOPLULUĞU Savaş ve Barış ( Sivri kafalılar birden irkilir. ) Sivri kafalı: Hadi, çalışma zamanı! Sivri kafalı: Çok çalışmalıyız! Sivri kafalı: Hem de çok! ( Sivri kafalıların çalışmaya dönmesinin ardından, Vali de palyaçoya yönelir.) Başkan: Gelelim sana... Kimsin sen bakalım? Palyaço: Palyaço Başkan: Onu ben de görüyorum da, ne arıyorsun burada? Amacın ne senin? Ne olacak, sivri kafalıları kullanarak para kazanmak istiyorsun ama yanılıyorsun. Ben burada olduğum sürece kimsenin onların sırtından para kazanmalarına izin vermem. Palyaço: Yanlış anladınız, ben sadece yolumu kaybettim. Tam sirkte son numaramı yaparken kuvvetli bir rüzgâr beni buraya sürükledi ve nasıl dönebileceğimi bilmiyorum Başkan: Doğru mu söylüyorsun? Palyaço: Doğru tabi! Neden yalan söyleyeyim! Ben bir palyaçoyum ve palyaçolar da yalan söylemez. Başkan :( Doğru olup olmadığını seyircilere sorar. ) Doğru mu söylüyor? Palyaço: Bakın gerçekten inanamıyorum, siz hiç kimseye güvenmez misiniz? Hiç dostunuz yok mu sizin? Başkan: Başarılı yani zengin olmanın en büyük sırrı hiç kimseye güvenmemektir. Bunun için de dosta falan ihtiyacım olmaz hiç. Olursa bile alırım. Palyaço : (Palyaço kulaklarına inanamaz) Ne alırsınız? Dost mu? Ama dost parayla alınamaz ki! Başkan: Hayatta her şeyin bir fiyatı vardır, eğer paran varsa verirsin parasını ve satın alırsın ne istersen, dost da bunlardan biridir sadece. Palyaço: Demin sivri kafalılarla konuşmanızı da dinledim. Her zaman, her şeyin sizin istediğiniz gibi olmasını istiyorsunuz. Onları ne olduğunu bile bilmedikleri bir iş yapmaları için zorluyorsunuz hep ve kimse bu işin ne zaman biteceğini bilmiyor. Başkan: Tabi ki hiç bir zaman bitmeyecek. Benim çok kazanmam gerekiyor, daha çok...çok...çok...çok.... Palyaço: Şimdi anlıyorum, bütün amacınız hep daha çok kazanmak, bunun için de sivri kafalılar ve hatta yuvarlak kafalılar her zaman çalışmalı ki siz hep daha çok kazanın. Bunu yapmak hiç aklıma gelemezdi doğrusu. Başkan: Bak palyaço, herkese karşı sinsi ve kurnaz olmalısın her zaman, eğer gerçekten başarılı olmak istiyorsan. Palyaço: Benim geldiğim yerde hiç kimse kazanma hırsı yüzünden, başkalarını kendisi için çalışmak zorunda bırakmaz. Başkan: Aslında ben de senin geldiğin yerden geldim palyaço. Bir gün bana bir yerlerde altın madeni olduğunu söylediler. Çok heyecanlanmıştım, hemen yola koyuldum. Madene ulaşabilmek için günlerce yol gittim ama görünmüyordu hiç bir yerde, çok yorulmuştum ki birden bir yıkık maden gördüm. İçerisi çok karanlıktı ama her yere 9 DUVARA KARŞI TİYATRO TOPLULUĞU Savaş ve Barış bakıyordum. İçerde altın gibi parlayan tek bir maden yoktu. Gittim...gittim....gittim...ve hiç altın bulamadım. En sonunda yolum buralara düştü. Burada da altın yoktu ama kısa süre sonra anladım ki, altından daha da değerli olan şeyler var burada, yani Sivri kafalılar ve Yuvarlak kafalılar. İşte hikâyem bu. Artık sirkin yolunu göstereyim mi sana? Palyaço: Nasıl yani? Sirkimin yolunu gerçekten biliyor musunuz siz? Başkan: Biliyorum tabi senin geldiğin ülkeden geldim dedim ya sana. Palyaço : (Çok sevinmiştir.) Evet, evet hemen sirkime geri dönmek isti.... (Konuşmasını yarıda keser, aklına ağaçların dansı, Sivri kafalılar ve Yuvarlak kafalılar gelmiştir. Kendi kendine konuşur.) Sirkimi de çok özledim ama... Eğer dönersem Başkanın Sivri kafalılar ve Yuvarlak kafalılara oynadığı bu çirkin oyun hep devam edecek, gerçeği bilen tek kişi benim. (Palyaço, çok kararsızdır ve ne yapması gerektiğini seyircilere sorar) Çocuklar, sizce sirke geri dönmeli miyim bu durumda? (Muhtemelen seyirciler kalmasını söyleyeceklerdir. Başkan ikna etmeye çalışır fakat seyirci daha çok gaza gelir ve kalmasında diretir.) Palyaço: Kalıyorum o halde. Başkan : (Çok öfkelenmiştir, seyircileri tehdit edip, korkutarak sahneden çıkar.) Görürsünüz siz gününüzü, hiç biriniz benim gücümün farkında değilsiniz galiba henüz. (Sahnedeki iki Sivri Kafalıdan birine yönelir ve Sivri Kafalıların o ana kadar yapmış oldukları demir çubukları gösterir.) Bu gün ne kadar çalışmış olduğunuz belli oluyor! Neredeyse her zamankinin yarısı kadar demir çubuk yapmışsınız. Bu tembelliğinizin bedelini mutlaka ödeyeceksiniz! Hadi hepsini topla şunların ve benimle gel! (Başkan, demir çubukları toparlamış olan Sivri Kafalılardan biri ile birlikte sahneden çıkar.) V. SAHNE ( Sahnede Palyaço ve bir Sivri Kafalı kalmıştır. ) 1. Sivri Kafalı : ( Çok sinirlidir )Sakın ağzını açıp tek kelime söyleyeyim deme bana. Bütün gün bizi lafa tuttun ve senin yüzünden ne kadar az çalışabilmişiz ki her zamankinden az demir çubuk yapabildik. İyiliğin değil kötülüğün dokundu hep bize. Palyaço: Kötülük mü? Benim kimseye kötülük yaptığım falan yok. Evet, size birisi gerçekten büyük bir kötülük yapıyor ama o ben değilim! Sivri Kafalı: O da kimmiş bakalım çokbilmiş Palyaço? ( Palyaço tam ağzını açıp cevap vermek üzere iken sahneye bir Yuvarlak Kafalı girer. Sivri Kafalı hemen saldırı konumuna geçer. ) ( Palyaçoya ) Al işte bir yuvarlak kafalı! Bunların ne zaman, nereden çıkacakları belli olmaz. ( Yuvarlak Kafalıya ) Ne arıyorsun burada sen? Yuvarlak Kafalı: Asıl sen ne arıyorsun benim yolumun üstünde? ( Sivri Kafalı ile yuvarlak Kafalı itişmeye başlarlar. ) Sivri Kafalı: Bana bak, burası Sivri Kafalıların ormanı ve sen buraya giremezsin! 10 DUVARA KARŞI TİYATRO TOPLULUĞU Savaş ve Barış Yuvarlak Kafalı: Hayır, asıl Yuvarlak Kafalıların ormanı burası, sen asla giremezsin! ( İtişme kızışarak devam etmekteyken Palyaço aralarına girer. ) Palyaço: Yeter! Neden kavga ediyorsunuz şimdi? Sivri Kafalı ve 1. Yuvarlak Kafalı: O, bizim düşmanımızda ondan! Palyaço: Tamam, düşmansınız bunu anladık da, nereden geliyor bu düşmanlık? ( Sivri Kafalı ve Yuvarlak Kafalı bu soru sonrasında şaşırmıştır, bir süre düşünürler. ) 1. Sivri Kafalı: Mutlaka onlar bir şey yapmıştır. 1. Yuvarlak Kafalı: Hayır hayır mutlaka onlar yüzündendir. 1. Sivri Kafalı: Yalan söylüyor, Kesinlikle onlar başlatmıştır. 1. Yuvarlak Kafalı: Saçmalık, asıl onlar başlatmıştır. Hain Sivri Kafalılar. 1. Sivri Kafalı: Hain Yuvarlak Kafalılar. ( Tekrar kavgaya tutuşurlar ve Palyaço yine ayırmak için araya girer. ) Sivri Kafalı: Bir saat sonra burada buluşalım ve kimin hain olduğunu herkes görsün. Tüm Sivri Kafalılara haber vereceğim, bu bir savaş ilanıdır. Tüm silahlarınızla sizde burada olun bakalım da, herkes görsün kim daha güçlü! Yuvarlak Kafalı: Pekâlâ, evet herkes görecek Yuvarlak Kafalıların gücünü! ( Sivri Kafalı ve Yuvarlak Kafalı çıkarlar. Palyaço sahnede tek kalmıştır. Çok telaşlıdır ve çocuklara yönelir. ) Palyaço: Çocuklar siz de duydunuz ya, çok büyük bir savaş çıkacak birazdan burada. Ne yapmalıda engellemeli? Mutlaka durdurmalıyız bu saçma sapan savaşı. Saçma tabi, neden savaştıklarını bile bilmeden, bunca zamandır körü körüne savaşıp duruyorlar. (Palyaço telaşlı telaşlı sahnede koşuşturur ve en sonunda sahnenin ortasına oturup, yüksek sesle kara kara düşünmeye başlar.) Ne yapmalı da onlara gerçeği anlatmalı? Nasıl durdurmalı bu savaşı? Vakit de iyice daraldı, bir şeyler bulmak lazım hemen. Ne yapmalı? Nasıl yapmalı ki? (Sahnenin iki tarafından silahları ile birlikte Yuvarlak Kafalılar ve Sivri Kafalılar girer. Palyaço iki grubun arasında kalmıştır ama olanları fark etmemiş, hala düşünmektedir. Sahnede karşı karşıya gelmiş olan Yuvarlak Kafalılar ve Sivri Kafalılar konuşmaya başlar.) Yuvarlak Kafalı: İşte Sivri Kafalılar, silahları hazırlayın, savaş başlıyooor! Sivri Kafalı: Doğrultun silahlarınızı düşmana. Hücumum! Yuvarlak Kafalı : ( Şaşkın bir şekilde araya girer. ) Durun bir dakika, Şu Sivri Kafalıların ellerindekilere bakın, bizim bütün gün çalışıp yaptığımız şeylere ne kadar da çok benziyor. Yuvarlak Kafalı: Benzemek ne kelime, bizim yaptıklarımız onlar. 11 DUVARA KARŞI TİYATRO TOPLULUĞU Savaş ve Barış 2. Sivri Kafalı: Bizim yaptığımız şeyler de onların elinde. Demek Başkan haklıymış az yapıyorsunuz derken. Yani aslında biz çok yapıyorduk ama Yuvarlak Kafalılar çalıyormuş bizden yaptıklarımızın bir kısmını. Yuvarlak Kafalı: Asıl siz çalmışsınız bizim yaptıklarımızı. Yaşlı Sivri Kafalı: Sivri Kafalılar hiç bir şey çalmaz. Ama siz, çalmışsınız. Yuvarlak Kafalı: Bir Yuvarlak Kafalı asla hırsızlık yapmaz, biz Başkandan aldık bunları. 1. Sivri Kafalı: Başkandan mi? Bizde Başkandan aldık bunları, hem de alabilmek için aylarca çalıştık. ( Yuvarlak Kafalılar ve Sivri Kafalıların aklı iyice karışmıştır. Kendi içlerinde merakla konuşmaya başlarlar. Bu sırada Palyaço oturduğu yerden kalkar ama hala Sivri Kafalılar ve Yuvarlak Kafalıların varlığının farkında değildir. ) Palyaço: Buldum! Bu savaşı durdurmanın yolunu buldum. ( Bu sırada Yuvarlak Kafalılar ve Sivri Kafalıları fark eder. ) Aaaa, siz ne zaman geldiniz, hiç fark etmedim sizi. Ama buldum, çözümü buldum!!! Hepsi: Neyi buldun sen? Palyaço: Gelin gelin Başkana bir oyun oynayacağız. Öyle bir oyun ki hem Başkanın maskesi düşecek, hem de siz tüm olanları iyice anlayacaksınız. ( Palyaço, Sivri Kafalılar ve Yuvarlak Kafalıları bir araya getirerek fısır fısır oyunu anlatır. Konuşma bitince, Yuvarlak Kafalılar, Sivri Kafalıların arkasına saklanır. Palyaço, Başkana seslenir ve o da çocukların arasına saklanır. ) Başkan!!!! (Başkan sahneye girer. ) Başkan: Sivri Kafalılar siz miydiniz, bende o geveze Palyaço seslendi sanmıştım. Sahi o nerede? Sivri Kafalı: Kovduk biz onu. Başkan: Aferin aferin, bende size aslında onun bir Yuvarlak Kafalı casusu olduğunu ve size zarar vermek istediğini söylemeye gelmiştim ama siz zaten bunu anlayıp kovalamışsınız onu. Hadi artık çalışmaya başlayın, her zaman söylerim, çalışmalısınız ki sizin en büyük düşmanınız olan Yuvarlak Kafalıları yenebilesiniz. (Başkanın, kendini konuşmasının gururunu kaptırmış sırtını dönmesiyle birlikte Sivri Kafalılar ile Yuvarlak Kafalılar yer değiştirmiştir. Yani bu kez, Sivri Kafalılar, Yuvarlak Kafalıların arkasına saklanmıştır. Başkan Yüzünü geriye döndüğünde afallar, bir hata yaptığını sanır. Hemen toparlamaya çalışarak söze girer. ) Başkan: Yani demek istiyorum ki Yuvarlak Kafalılar! Sizin en büyük düşmanınız olan Sivri Kafalıları alt edebilmeniz için çok çalışmanız gerekiyor. (Başkan durumu kurtardığını sanır. Fakat Sivri Kafalılar, Yuvarlak Kafalıların arkasından çıkmıştır ve şimdi hepsi bir aradadır. Başkan olanları görünce çok telaşlanmıştır ama bozuntuya vermemeye çalışır ve çocuklara yönelerek sorar. ) Eyvah şimdi mahvoldum. Nasıl kurtaracağım durumu? ( Yeniden Yuvarlak Kafalılar ve Sivri Kafalılara dönerek, konuşmaya başlar. ) Ne kadar güzel böyle sivri Kafalılar ve Yuvarlak Kafalıları bir arada görmek. Bende tam sizlere ormanın öbür ucunda ki bir tehlikeden bahsetmeye gelmiştim. Üçgen Kafalılardan yani! Yuvarlak Kafalılar ve Sivri Kafalılar! Siz güçlerinizi 12 DUVARA KARŞI TİYATRO TOPLULUĞU Savaş ve Barış birleştirip çok çalışmalısınız. Çünkü Üçgen Kafalılar çok çalışıyormuş ve şimdiden bir sürü silahları olmuş ve sizlere yani Yuvarlak Kafalılar ve Sivri Kafalılara savaş açmayı planlıyorlarmış. Sizin de anlamış olduğunuz gibi hain onlar. Çok çalışmanız ve onları yenmeniz gerekiyor. Hepsi: Kandıramazsın artık bizi bu hikâyelerle. Sivri Kafalı: Artık tüm gerçeği Yuvarlak Kafalılar da, Sivri Kafalılar da anladı. 3. Yuvarlak Kafalı: Sen bunca zamandır bizi birbirimize karşı boş yere savaştırıp sırtımızdan para kazanmışsın. Sivri Kafalı: Ama artık bunu yapmana izin vermeyeceğiz. Vali: Bakın orda bir kuş var.(Herkes kuşa bakarken başkan kaçar.) Sivri Kafalı: Gene kandırdı bizi. Yuvarlak Kafalı: Evet kandırdı. Hatırlıyor musun sivri kafa eskiden dans ederdik.(dans etmeye başlarlar.) Palyaço: Durun beni de alın aranıza. Bu dansın adı barış dansı olsun. Hiç unutulmasın.(dansa katılır.) SON 13