metal işçileri bülteni
Transkript
metal işçileri bülteni
İşçi Bülteni Özel Sayı No:671 * Şubat 2011 “Sınıfa karşı sınıf” METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ MESS’e karşı 21 yıl sonra GREV kapıda! Sömürüye ve köleliğe karşı GREV var! Türk Metal çetesinin MESS ile oynadığı orta oyununu Kasım ayında sona erdirip ihanet sözleşmesine imza atmasının ardından tüm metal işçileri bu kirli oyunu bozacak bir öncü çıkışı bekliyordu. İşte bu öncü çıkışı yapma misyonunu Birleşik Metal üyesi metal işçileri üstlendi. MESS dayatmalarına ve sermaye sınıfının saldırılarına karşı metal işçileri grev iradesinde birleşti. O günden beri de Birleşik Metal üyesi metal işçileri kararlılıklarını ve MESS’e olan öfkelerini bileyerek yola devam ettiler. Adım adım greve yürüyen, Birleşik Metal üyelerinin üç temel talebi var. Metal işçilerinin ilk talebi MESS’in sermaye hükümetinin hazırlığını yaptığı yasal düzenlemelere bel bağladığı kölelik dayatmalarının geri çekilmesidir. Yani metal işçileri kölelik yasasına atıf yapan maddelerin toplu sözleşmelerden çıkartılmasını istiyorlar. Ayrıca metal işçileri kriz döneminde kârlarını katlayan metal patronlarının %5,35’lik sadaka zammını ve her işyerinde ayrı miktarlarda zam yapılmasını kabul etmiyorlar. Yani metal işçileri kölelik dayatmalarının geri çekilmesi ile birlikte insanca yaşamaya yeten bir ücret talebiyle MESS’in kapısına dayandı. Fabrika kapılarına asılan grev kararları ile birlikte 2011 baharı metal sektöründe sert bir mücadele mevsimine tanıklık edecek. Çünkü metal işçileri taleplerinden vazgeçmemekte kararlı. MESS ise metal işçilerinin bu mücadele iradesi karşısında şaşkına dönse de tüm gücünü bu iradeyi kırmak için seferber ediyor. MESS, bir yandan kendi grev iradesi karşısında, telaşa kapılan patronları yatıştırmaya çalışırken bir yandan da grev iradesini kırabilmek için tehditler ve rüşvetler de dahil her yolu kullanmaya çalışıyor. Ama MESS’in tüm girişimleri nafile çabalar olarak kalmaya mahkum. Çünkü metal işçileri artık yıllardır kendilerine yutturulmaya çalışılan fedakarlık edebiyatına prim vermeyeceklerdir. Çünkü metal işçileri, sonuna kadar mücadeleyi sürdürme kararlılığındalar. Bugün, tüm metal işçilerinin öncelikli görevi Birleşik Metal üyesi kardeşlerimizin gösterdiği bu kararlılığa sahip çıkmak, dayanışma içerisinde olmak, yakılan mücadele ateşini büyütmektir. Bu mücadele iradesinin çevresinde kenetlenirsek, yükseltilen mücadele bayrağını tüm fabrikalarda dalgalandırırsak, grevi sınıfın davası haline getirirsek MESS-Türk Metal kirli ittifakını parçalamak ve MESS’in saldırı dalgasını püskürtmek hiç de zor olmayacaktır. Bu durumda ise sadece Birleşik Metal üyesi işçiler değil, hepimiz kazanmış olacağız. “Greve hazırlanıyoruz” Birleşik Metal İşçileri Sendikası İşyeri Temsilcileri grev hazırlıklarını anlatıyor... Ferdi Bayram (SCM İşyeri Baştemsilcisi / Bursa): Şu anda sendikamızın aldığı eylem kararları var. Cuma yürüyüşleri ve basın açıklamaları yapılıyor. Bunun dışında fabrikanın durumuna göre eylemler yapılıyor. Sanayinin girişinde araçlardan inerek yürüyüşler yapıyoruz. Toplu giriş-çıkışları alkış ve sloganlarla yapıyoruz. Çalışırken Birleşik Metal şapkalarımızı takıyoruz. Kokart eylemimiz de başlayacak. Torba yasayla ilgili eylemler yapılıyor. Bunlara katılıyoruz. Grev kararı alınmadan önce başlatılan grev fonu var. Arkadaşlarımız grev konusunda kararlılar. Bulunduğumuz sanayi bölgesinde 100 bin işçi çalışıyor ve tek örgütlü yer biziz. Eylemlerimiz bu yüzden büyük ilgi görüyor. Ben bu grevin sonuna kadar götürülmesi taraftarıyım. Biz eylem ve etkinliklerimize fabrika içinden değil fabrika dışından arkadaşlarımızı da katıyoruz. SCM olarak böyle bir hava yakaladık. İşler de çok yoğun. İşveren fabrikayı ya kapatır gider ya da işgaller olur. Son olarak DİSK'in Bursa'daki toplantısına katıldık. Birlik çağrısı yapıldı. Torba yasayla ilgili Türkiye genelinde eylem olacak. O yüzden AKP önünü her gün aşındıralım. Bursa diğer illere göre eylem ve etkinliği zayıf bir il. Uyuyanları uyandırmaya çalışıyoruz. Türk Metal'in MESS grubunda Bursa'da 40 bin üyesi var. Elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Biz eğer 500 kişi olsaydık Bursa'da ortalığı ayağa kaldırırdık. Hedefimiz hep mücadele etmektir. Masa başında değil sokakta kazanmak istiyoruz. Gökhan Aydın (Pyrsmian İşyeri Temsilcisi / Bursa): Örgütümüzün aldığı kararlar bütün fabrikalarda olduğu gibi bizim işletmemizde de uygulanıyor. Basını, kamuoyunu aydınlatmak amacıyla vardiya çıkışlarında yürüyüşler ve basın açıklamaları yapıyoruz. Şubat ayı gibi grev kararı gelecek. MESS'in tavrına göre greve çıkıp çıkmayacağımız netlik kazanacak. İşçi arkadaşlarımıza grev sürecinde yaşayacağımız zorlukları anlatıyoruz. Onları motive etmeye çalışıyoruz. Toplu iş sözleşmesini hazırlarken oluşturduğumuz TİS komisyonu uyuşmazlığın ardından grev komitesine dönüştü. Bunlar ileriki süreçte grev komitesi olacak. İşyeri komiteleri bizim kurullarımızda önceden beri vardır. İleriki süreçte üzerine düşen rolü oynayacaktır. 2 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ Rıfat Codura (Paksan İşyeri Baştemsilcisi / İstanbul): Sendikamızın 6 Kasım'dan itibaren aldığı eylemlilik kararını yerine getiriyoruz. Fabrika önündeki basın açıklamaları eksiksiz sürüyor. Mesai eylemi sürüyor. Arabulucu raporu tutulduktan sonra ortam biraz daha gerildi. MESS 27 Ocak'ta sendikamızın örgütlü olduğu MESS üyesi fabrikaların yöneticilerini toplantıya çağırdı. Biz işyerlerinde grev komitelerimizi oluşturduk. Grev sandığımızı oluşturduk. Geçtiğimiz cuma günü sendikamızın önlüklerini giydik, şapkalarını taktık. Son iki haftadır emek dostları yanımızdaydı. Sendikamızın örgütlü olduğu Güven Elektrik'ten işçiler destek verdi. Destek gittikçe çoğalıyor. Çadırlar tozlanmıştı, geriye çadırlarımızı kurmak kaldı. Mustafa Tozkoparan (Sarkuysan İşyeri Tems. / Gebze): Sendikamızın aldığı kararlar fabrikamızda uygulanıyor. Sarkuysan işçisi de greve hazır. Şu anda yasal sürecin tamamlanmasını bekliyoruz. Bunun dışında rutin çalışmamızı sürdürüyoruz. Süreçle ilgili Sarkuysan işçisi üzerine düşeni yerine getiriyor. Sendikamızın merkezi kararları hayata geçiriliyor. Yapılan eylemler işçiyi yanyana getiriyor. Kokart takma eylemi fabrikamızda devam ediyor. Sabah yürüyüşü bu hafta kaldırıldı. Onun yerine, işveren temsilcileriyle grev ve toplu sözleşmeyle ilgili konuşmama kararı aldık. Bu karar uygulanıyor. Önümüzdeki süreçle ilgili alınacak kararlar uygulanacak. Kahraman Aynacı (Bekaert İşyeri Baştemsilcisi / Kocaeli): Bu işin sonu greve doğru gidiyor. Hazırlıklarımızı bu yönde yapıyoruz. Karşı tarafta bir değişiklik olmazsa, bizim taleplerimiz karşısında aynı tutumlarını sürdürürlerse bu yolun sonu grevdir. Biz şu anda işyerinde eylemlerimize devam ediyoruz. Girişçıkışları toplu yapıyoruz. Çaylara, yemeklere geç ve toplu olarak gidiyoruz. Üretimi yavaşlatmaya çalışıyoruz. Vardiyalarda grev komiteleri kurduk. MESS'in tavrının değişmesini bekliyoruz. Bizim bir taslağımız var. Torba yasaya karşı mücadele kararlılığımız var. Torba yasanın işçileri zarara uğratacağını anlatıyoruz. Sadece bizimle bitmiyor bu iş. Diğer sendikaların da buna karşı olması gerekir. Murat Gür (Süsler Doruk İşyeri Baştemsilcisi / Eskişehir): Grev sürecine girdik. Bu saatten sonra pilavdan dönenin kaşığı kırılsın. Bugün (26 Ocak) Renta'da grev kararını astık. Elimizden geldiği kadarıyla arkadaşlarımızı bilgilendiriyoruz. Şu anda kapı önündeki eylemlerimiz devam ediyor. MESS bizi dinlemezse dinletmek için elimizden gelen her şeyi yaparız. Gerekirse üretimden gelen gücümüzü kullanırız. Merkez TİS Komisyonu'muzun aldığı kararları uyguluyoruz. Kokart eylemimiz başlayacak. Yemeklere alkışlarla gidiyoruz. Fabrikaya alkışlar ve sloganlarla girip çıkıyoruz. Murat Yılmaz (Dudullu ABB İşyeri Temsilcisi / İstanbul): Arabulucu sürecinde anlaşma sağlanamadı. Bunun üzerine merkez örgütümüz karar aldı ve yeni bir eylem süreci geliştirdi. Cuma sabahları işe girişlerde ve akşam çıkışlarda yürüyüş yapılıyordu. Bunun yerine sabahları hergün işe girişlerde sloganlarla, alkışlarla giriş yapıldı. Öğle yemeğine ise alkış ve sloganlarla gidiliyor. Yarım saatlik yemek arasında yemekhanede oturuyoruz ve alkış, sloganlarla kalkıyoruz. Biz de bu kararları hayata geçirmeye çalışıyoruz. Yeni gönderilen “greve hazırız” kokartlarını iki gündür takıyoruz. Torba yasayla ilgili çay saatlerinde arkadaşlarla bilgilendirme toplantıları yapıyoruz. Genel olarak fabrikadaki hava çok iyi. Erol Kalender (ISUZU İşyeri Baştemsilcisi / İstanbul): Bu ciddi bir süreç. Toplu sözleşme deyip geçmemek gerekiyor. Toplu sözleşmeyi bağlayan unsurlardan bir tanesi de torba yasayla ilgili olmasıdır. Bizi doğrudan ilgilendiren maddelerin olması ücretler kadar önemlidir. Gelinen noktada arabulucu sürecinden çıktık grev kararı almak durumundayız. Biz de bulunduğumuz işyerlerinde örgütümüzün aldığı kararın arkasında durmak zorundayız. Haklar şimdiye kadar bu şekilde alınmış. Grev bizim yasal hakkımızdır. Zorunluluk halinde kullanabileceğimiz bir silahtır. Önümüzdeki günlerde çalışanlarımızın menfaatine olacak bir şekilde bu grevi sonuçlandırırız diye düşünüyorum. Bizim de fabrikamızda bu sürece yönelik çalışmalarımız var. Merkezimizin aldığı karar doğrultusunda eylemliliklerimizi devam ettiriyoruz. Kokart ve mesai eylemini sürdürüyoruz. Sabah-akşam yürüyüşlerini şimdilik durdurduk ama önümüzdeki günlerde toplu giriş-çıkış yapma gibi bir durumumuz var. Komite eğitimlerimiz olacak. ISUZU'daki TİS komisyonunu 40 kişi olarak belirlemiştik. Bunlar otomatikman grev komitesine dönüşecek. Komitenin ilk eğitimini Cuma (4 Şubat) günü yüzde 100 katılımla şubemizde yapmış olacağız. Kararlı olmak durumundayız. Çünkü bizim abilerimiz, büyüklerimiz bu kararlılıkla sosyal hakları edinmişler. Bunun bilincindeyiz. MESS'e karşı dayanışma çağrısı berler...Haberler...Haberler...Ha Birleşik Metal İş: “İnanmayanlar da inanacak, bu mücadele kazanacak…” Grev hazırlıklarını sürdüren Birleşik Metal İşçileri Sendikası, bu kapsamda işyeri temsilcileriyle de toplantılar yapıyor. Bursa'daki Temsilciler Kurulu toplantısı öncesinde Birleşik Metal İşçileri Sendikası yöneticileri Bursa Şubesi’nde bir basın toplantısı gerçekleştirdiler. Basın toplantısına Genel Başkan Adnan Serdaroğlu ve Genel Sekreter Selçuk Göktaş katıldı. Adnan Serdaroğlu basın açıklamasında işçi sınıfına yönelik güncel saldırılara ve grev sürecine ilişkin bilgilendirmede bulunuldu. 11 Aralık tarihi ile birlikte toplu sözleşmelerdeki ezberlerin de bozulduğunu ifade eden Serdaroğlu, MESS’i metal işçilerinin mücadele azmine inanması gerektiğini ve toplu sözleşme sürecinin artık fabrikaların kapısından içeri girmek üzere olduğunu söyledi. *-*-*-*- Çelik-İş de imzaladı Metal grup TİS sürecinde Türk Metal’in ardından Çelik-İş Sendikası da satış sözleşmesine imza attı. 4 Şubat günü imzalanan sözleşme konusundaki açıklamayı MESS yaparken, Çelik-İş ise suskunluğunu koruyor. Türk Metal’in imzaladığı sözleşmenin aynısına imza atan Çelik-İş yönetimi grev aşamasında bulunuyordu. Çelik-İş yönetimi böylelikle kendisinden bekleneni yapmış oldu. MESS ile Çelik-İş arasındaki görüşmeler 6 Ekim 2010 tarihinde başlamıştı. Kapsam dahilinde 3 işyerinde örgütlü olan Çelik-İş, bu süreç içerisinde MESS’e baskı uygulamak için ise herhangi eylem yapmadı. Satış sözleşmesine imza atacağını daha en başından göstermiş oldu. Erdoğan Özdemir (Ejot Tezmak İşyeri Baştemsilcisi / İstanbul): MESS karşısında alınacak bir mağlubiyet bizim de mağlubiyetimiz anlamına gelir. Ancak burada alınacak bir başarı bizim de toplu sözleşmemizi etkileyecektir. Özellikle serbest toplu sözleşme yapan fabrikalar MESS'e bağlı olmasa da sermaye birbirini gözler ve gözetler. Birçoğumuz yan sanayi işçileriyiz. Greve gidenin canı nasıl yanıyorsa kendi canımız yanıyor gibi hissetmezsek onu yok eden bizi de tuz-buz eder. Kurtuluşun tek başına olmadığını, ancak birlikte kurtulabileceğimizi, omuz omuza olmaktan geçtiğini bilmeliyiz. Önümüzde torba yasa gibi tehlikeli bir madde var. Bu yasa parlamentoya gelmesine rağmen ciddi bir şeyler yapılmadı. Bu bizim için çok vahim bir durumdur. Sendikaların neden omuz omuza olmadıklarını hala anlamış değiliz. Tek başına DİSK'in irili ufaklı eylemler yaparak bu saldırıyı püskürtmeye gücü yetmeyecektir. Örgütlü veya örgütsüz tüm kesimlere bu yasanın bizi yok edeceğini anlatmalıyız. Elimizde olanı tutmanın mücadelesini vermeliyiz. Başbakan, “sermayenin önündeki bütün çakıl taşlarını temizleyeceğini” söylüyor. Kim bu çakıl taşları? İrili ufaklı yapılar... Bunları yok edip dikensiz bir gül bahçesi yaratmak istiyor. Bu süreç tarihi bir süreçtir. Bugün işletmelerde 21 yıl sonra grev kapıdadır. Mesaiye kalmamaya dahi tahammül edilemeyen bir süreçteyiz. Bu süreçte metal işçileri yeniden tarih yazabilir. 15-16 Haziran'ları, 1 Mayıs'ları, Derbi'yi, Kavel'i yaratan metal işçileri örgütlü gücünü korursa yeniden tarih yazabilir. METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ 3 Delphi’de TİS imzalandı İzmir’de kurulu Delphi Otomotiv Sistemleri fabrikasında süren toplu sözleşme görüşmeleri anlaşmayla sonuçlandı. Fabrikada örgütlü Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından yapılan bilgilendirmeye göre, sözleşmenin imzalanmasından önce 2 vardiyadaki işçilerle toplantı yapıldı ve üyelerin sözleşmenin imzalanması konusunda görüş bildirmesi üzerine toplu iş sözleşmesi imzalandı. Delphi yakın süreçte MESS üyeliğinden istifa etmiş ve istifasının kesinleşmesinden itibaren görüşmeleri grup sözleşmesi dışında sürdürülüyordu. İmzalanan sözleşmenin içeriğine ilişkin sendika tarafından yapılan bilgilendirmede, işyeri ortalama ücretlerinde birinci altı ay için yüzde 9 oranında, sosyal ödemelerde ise yıllık yüzde 11 oranında artış elde edildi. Ücret zammından önce saat ücreti 3,73-4,00 TL arasında olan üyelerin ücretlerinin 4,00 TL’ye tamamlanması konusunda da anlaşma sağlandı. Bu tamamlama (iblağ) işleminden sonra herkese yüzde 4 artı 0,25 TL ücret zammı yapıldı. İblağ kapsamında olan işçilerin ikramiye dahil net artışları 173 TL oldu. Ortalama ücrette miktar olarak artış yapılan ücret artışları ile birlikte 0,51 TL oldu. Bu artış ikramiyeler dahil net 130 TL’ye denk geliyor. Sözleşmenin yasaya atıf yapan bütün maddeleri ayıklandı ve yeni biçimiyle yazıldı. İmzalanan toplu iş sözleşmesi ile idari maddelerde de önemli kazanımlar elde edildi. Bunların başında kıdem tazminatı düzenlemesi geliyor. Varılan anlaşmaya göre kıdem tazminatı patron tarafından her bir yıl karşılığında 35 günlük ücret tutarında ödenecek. Ulusal Bayram ve genel tatillerde çalışma ücretleri ise yüzde 200 olarak belirlendi. RSA’da işten çıkarma durduruldu RSA'da yeni işe alınan ve deneme süreli çalışan işçilerden biri 1 Şubat günü hiçbir gerekçe gösterilmeden işten atıldı. 6 aylık deneme süresini tamamlamasına 20 gün kala iştan atılan RSA işçisi fabrikadaki işçilerin karşı koymaları sonucunda işe geri alındı. İşten atılma sabah saatlerinde gerçekleşirken, fabrikada yapılan toplantıda Grup TİS süreci gibi hayati bir dönemde örgütlü davranmanın önemine dikkat çekildi. Atılan işçinin sahiplenilmesi ve üretimden gelen güç de dahil olmak üzere net bir tutum alınması konusunda hemfikir olundu. RSA işçileri, işten atılan işçinin geri alınmadığı koşullarda vardiyalarda üretimi durdurma kararı aldılar. İşçilerin bu tutumu işyeri baş temsilcisi ve şube başkanı tarafından patrona iletildi. Yapılan toplantıdan birkaç saat sonra, atılan işçinin işe geri alındığı açıklandı. Grev kararları coşkuyla asıldı... Metal patronlarının örgütü MESS’le sürdürdüğü 2010-2012 Metal Grup TİS sürecinde grev kararlarını fabrikalara asan DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası greve yürüyor. Metal sektöründe 21 yıl aradan sonra grev çanları çalmaya başladı. Metal işçileri yasal prosedür gereği grev ilan kararlarını MESS üyesi fabrikalara coşkulu eylemler ve basın açıklamaları eşliğinde astılar. Grev kararları asılan fabrikalar asıldıkları tarihler ise şöyle: 10 Şubat günü; Birleşik Metal-İş Gebze Şube’ye bağlı Bosal Mimaysan, Arfesan, Areva fabrikalarının yanısıra Eskişehir Şube’ye bağlı Demisaş fabrikasında grev kararları asıldı. 11 Şubat günü; Birleşik Metal-İş Kocaeli Şube’ye bağlı BEKAERT ve Standart Depo ve Raf Sistemleri AŞ, Gebze Şube’ye bağlı Çayırova Boru, Kroman Çelik, Sarkuysan ve Yücel Boru, Anadolu Şube’ye bağlı Yücel Boru, Eskişehir Şube’ye bağlı Süsler Doruk ve Bursa Şube’ye bağlı SCM fabrikalarında grev kararları coşkuyla asıldı. 14 Şubat günü; Anadolu Şube’ye bağlı Başöz Enerji, ÇEMAŞ ve ÇİMSATAŞ, Bursa Şube’ye bağlı Prysmian, İstanbul 1 No’lu Şube’ye bağlı Aksan Metal ve Remas İstanbul 2 No’lu Şube’ye bağlı RSA fabrikasında grev kararları asıldı. 4 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ 15 Şubat günü; İstanbul 1 No’lu Şube’ye bağlı ABB’nin Kartal ve Dudullu’daki fabrikalarının yanısıra, Anadolu ISUZU ve Anadolu Motor’da Gebze Şube’ye bağlı Akkardan, Makina Takım, Poly Metal’de Bursa Şube’ye bağlı ÇİMTAŞ, İzmir Şube’ye bağlı Şenkaya, İstanbul 2 No’lu Şube’ye bağlı Paksan Makina’da grev kararları ise bugün asılıyor. 15 Şubat günü asılacak grev kararlarıyla birlikte uyuşmazlığın sürdüğü tüm MESS üyesi fabrikalara grev kararları asılmış olacak. Eğitimler tamamlandı Diğer yandan Birleşik Metal-İş Sendikası, MESS üyesi fabrikalarda sürdürdüğü grev komitesi eğitimlerini tamamlamış bulunuyor. Toplu iş sözleşmesi ile örgütlenme dairelerinin birlikte yürüttükleri grev komitelerinin eğitimleri 13 Şubat günü tamamlandı. Anadolu Şube’ye bağlı Başöz, Çemaş, Yücel Boru ve Çimsataş eğitimleri 10-13 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirildi. Eskişehir Şube’ye bağlı Doruk işyerinin grev komitesi eğitimi 11 Şubat’ta, Demisaş’ın ise 13 Şubat’ta yapıldı. Bursa Şube’ye bağlı Çimtaş işyerinin toplantısı ise 12 Şubat’ta yapıldı. Kocaeli Şube’ye bağlı Standart Depo’nun eğitimi ise 13 Şubat tarihinde yapıldı. İhanetçi çete saldırıyor… Cıngıllıoğlu'nda işçiler sigorta haklarını kazandı Kayseri Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan Cıngıllıoğlu Metal Fabrikası'nda işçilerin sigortasız çalışmaya karşı yürüttükleri mücadele kazanım getirdi. Cıngıllıoğlu patronun sömürü koşullarını katmerleştiren sigortasızlık dayatmasına karşı bir süredir mücadele yürüten işçiler, 17 Ocak günü itibariyle sigorta haklarını kazanmış oldular. 17 Ocak günü işçiler, patronun tüm ayak oyunlarına rağmen, Kayseri SGK'dan gelen müfettişlerin karşısına çıkarak sigortasız çalıştırıldıklarını bildirdiler. İşçilerin kararlı tutumu karşısında bir kez daha geri adım atan Cıngıllıoğlu patronu, yemekhanede toplantı yaparak artık sigortasız işçi çalıştırmayacağını açıklamak zorunda kaldı. İşçiler patronun korkutma ve yıldırma politikalarına rağmen, 2010 yılı Temmuz ayının ortasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yönlendirilen iş müfettişinin karşısına dikilip sigortasız ve güvencesiz çalıştıklarını haykırmışlardı. İşçilerin net tutumu karşısında geri adım atmak zorunda kalan Cıngıllıoğlu patronu, ceza yememek için işçilere yalvarmıştı. İşçiler mücadele kararlılığı ortaya koyarken, Cıngıllıoğlu patronu ayak oyunlarına ve saldırılarına da ara vermedi. Bir süre sessiz kalan Cıngıllıoğlu patronu, 6 aylık sigorta sürelerinin dolmasına yakın 6 işçiyi işten attı. Bosal’da işçi iradesi Türk Metal’in bulunduğu Net Cıvata’ya özel sayıyla seslenen MİB çalışanları, Türk Metal çetesinin engellemesiyle karşılaştılar. Fabrikadaki ücret sorunu nedeniyle zor anlar yaşayan ihanetçi çete, ihanet sözleşmesinin ardından fabrikanın satışı gündemine de müdahale eden MİB çalışanlarını sınıf düşmanlıklarıyla karşıladılar. İşçiler fabrikadan çıkmaya başlarken arabayla MİB’lilerin önünü keserek dağıtımı engellemeye kalkan hainlerin fiili müdahale girişimleri de MİB çalışanlarının anladıkları dilden cevap vermesiyle boşa düşürüldü. Kendine utanmadan işçi temsilcisi diyen Türk Metal’in fabrika temsilcisi ve yanındaki yardakçıları MİB çalışanlarına geri adım attıramayınca işçilerin fabrikadan yürüyerek çıkmasını engellediler. Servislerle fabrikadan çıkartılan işçilere ajitasyon konuşmalarıyla seslenen MİB çalışanları ihanete karşı mücadele çağrısı yaptılar. Uyuşmazlık aşamasında olan MESS üyesi fabrikalara grev kararlarının asıldığı bir süreçte metal patronlarının saldırıları artıyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze Şube'nin örgütlü olduğu Bosal Mimaysan fabrikasında yaşandı. Bosal patronunun fabrikadaki makinaları kaçırmak girişimi işçinin iradesine çarptı. Fabrikaya sendikal örgütlenmenin girdiği süreçte patron ve Türk Metal çetesinin kirli ittifakı karşısında kararlı bir duruş sergileyen işçiler makinaların kaçırılmasına da izin vermediler. Fabrikadaki grev kararlılığını kırmak, Bosal işçisinin örgütlülüğünü dağıtmak isteyen patron geçtiğimiz pazar günü sabaha karşı işçilerin fabrikada olmadığı bir saatte, tırları fabrika bahçesine yanaştırarak üretimde kullanılan ve malzemeye şekil veren birkaç makine kalıbını fabrikadan çıkarmaya yeltendi. Patronun bu hmlesini haber alan Birleşik Metal üyesi işçiler de fabrika önüne gelerek makinelerin kaçırılmasını engelledi. Fabrika önünde toplanan işçiler, kaçırılan makineler gelmediği sürece çalışmayacaklarını ve fabrika içindeki makinelerin de çıkarılmasına izin vermeyeceklerini fabrika yönetimine bildirdiler. Patron, işçilerin kararlı duruşu sonucu kaçırdıkları makineleri geri getirmek zorunda kaldı. Bosal'da son yaşanan gelişmeye ilişkin görüşlerine başvurduğumuz Birleşik Metal-İş üyesi işçiler grev kararlarının asıldığı bir süreçte büyük otomotiv firmalarının yan sanayide üretim yapan Bosal gibi fabrikaları tehdit ettiğini, greve çıkılması durumunda buralarda yapılan üretimin aksamasından korku duyduklarını ifade ettiler. Metal patronları arasında yaşanan bu anlaşmazlığın Birleşik Metalİş'in aldığı grev kararıyla direk bağlantısı olduğu görüşünü dile getiren işçiler kararlı duruşları sonucunda bu planı engellediklerini sözlerine eklediler. Diğer yandan uyuşmazlık aşamasında bulunan MESS üyesi bazı fabrikalarda da Bosal'dakine benzer planların yapıldığı belirtiliyor. Öncü bir metal işçisi olan Fatih Çağlayan'ı trafik kazasında kaybettik... Metal İşçileri Birliği çalışanı Fatih Çağlayan trafik kazasında hayatını kaybetti. Öncü bir metal işçisi ve aynı zamanda Metal İşçileri Birliği çalışanı, mücadele arkadaşımız Fatih Çağlayan’ı 24 Ocak Pazartesi günü geçirdiği bir trafik kazasında kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Gebze’de kurulu Feniş fabrikasında çalışan bir metal işçisi idi Fatih. Sermayenin işçi ve emekçilere yönelik saldırılarına kayıtsız kalmayan, gerek kendi fabrikasında gerekse yaşamın diğer alanlarında sınıf bilinci ile hareket eden, tüm çabası ile sınıfın örgütlü mücadelesini yükseltmeye çalışan, özetle “elini taşın altına sokan” öncü bir metal işçisi idi Fatih. Dün yanı başımızda “yaklaşan grevi nasıl zafere taşırız?” diye soruyordu, biz ise maalesef bugün onun üzücü ölüm haberini yazıyoruz. İşçi sınıfına yönelik peşisıra saldırıların hayata geçirildiği bir dönemde, Fatih gibi onuruna, emeğine, haklarına ve geleceğine sahip çıkan nice öncü işçilere ihtiyaç varken, bizler, maalesef Fatih’in ölümünün büyük üzüntüsünü yaşıyoruz. Ancak bizler, mücadele arkadaşları olarak onun anısını yine onun ideallerinde yaşatacağımıza söz veriyoruz. Ailesinin acısını paylaşıyor, anısı önünde saygı ile eğiliyoruz. Gebze Metal İşçileri Birliği 25.01.11 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ 5 “Bedenim de dahil benim kaybedecek bir şeyim kalmadı!” İş kazası geçirdikten sonra işten atılan Öztiryakiler fabrikası işçileriyle konuştuk… - Öztiryakiler fabrikasında ne kadar süre çalıştınız, çalışma koşullarından bahseder misiniz? - 1. İşçi: Ben Öztiryakiler fabrikasının Sahra mutfağı bölümüne 06.08.2009 tarihinde montaj elemanı olarak alındım. 550 TL ücretle çalıştım. Aşırı tempoyla gece gündüz çalışma vardı. Yeri geldi 48 saat evimize gitmeden çalıştırıldık. Ayda 150 saat mesai yapıyorduk. 6 ay sonra forklift ehliyetim olmamasına rağmen beni forkliftte çalıştırıldılar. 2009’un Mart ayında forkliftin çarpmasıyla iş kazası geçirdim. Bugün de 2 bacağımda kırıklarla kapının önüne konuldum. İşte Öztiryakiler patronlarının gözü dönmüş kar hırsları. Bizi çalışamaz hale getirip kapının önüne koydu. Sağlam girdik, engellerle atıldık. - 2.İşçi: Ben de Öztiryakiler fabrikasına 10.11.2009 tarihinde montaj elemanı olarak işe alındım. 08.03.2010 tarihinde fabrika dışında ve hazine arazisi olarak görünen 50 metre karelik kaçak bir bölümde çalışmaya başlatıldım. Koşullarımız çok ağırdı. Bu bölümde kışın dondurucu soğuğuna rağmen ısıtma sistemi olmadan çalıştık. Isıtma sistemi istedik, çözmediler. Çünkü onların sıcak odaları, sıcak evleri, arabaları ve sıcak paraları vardı. İşçinin canı cehennemeydi onlar için. Bizde kurduğumuz bir tenekeden soba yapıp ısınmaya çalışıyorduk. Her şeye rağmen çalışmak zorundaydım, çünkü 2 çocuğum var. Eşim çocuklarla ilgileniyor. Çocuğumun biri ilkokula gidiyor, diğeri ise engelli. Yani ben eve ekmek götürmezsem aç kalacaklardı. Bunun için sıktım dişimi, çalıştım. Olan oldu. Ben de örgütsüzlüğümüzün kurbanı oldum. Bir gün elimde bulunan tiner dolu bidonla araç şasesi silmek için teneke sobamızın yanından geçiyordum. Bir anda elimdeki bidon patladı. Bütün vücudumu alevler sardı. Ben cehennemi bu dünyada yaşarken Öztiryakiler patronu bu dünyada cenneti yaşıyor. Eğer ısıtma sistemi olsaydı bugün bir elim değil iki elim olacaktı. Şimdi sağ elimi %68 oranında kullanamıyorum. Ve sonuç olarak ben de bu fabrikada yok edilip kapının önüne kondum. Şimdi hiçbir işyeri beni çalıştırmayacak. Peki, soruyorum benim çocuklarım ne olacak, benim eşim ne olacak? - İş kazası geçirdiğiniz dönemi ve iş verenin tutumunu anlatabilir misiniz? - 1. İşçi: Forklift çarptığında 2 bacağım dizimden ve bileklerimden kırıldı. Acıyla kıvranırken fabrikanın önünde bir saat ambulans gelmediği için bekletildim. Bir saat sonra kendimden geçmişim, ne olduğunu hatırlamıyorum. Beni Özel Doğan Hastanesine götürmüşler. Durumdan istifade ederek devlet hastanesine iş kazası göstermemek için götürmüşler, hastanede iş kazası raporu tutmamışlar. O acıyla bacaklarımı alçıya alıp iki gün ameliyat için beklettiler. Babam 60 yaşında, onu da iş kazası raporu tutmaya gerek olmadığını söyleyip vaatlerle kandırmışlar. Her türlü maddi, manevi desteği sunacaklarını söyleyip ikna etmişler. Ailem de çok yoksul olduğu için tamam demiş. Şimdi anlıyorum ki bizi yoksul bırakanlar, yoksulluğumuzu da kullanmaya çalışıyor. Bir hafta hastanede yattıktan sonra taburcu ettiler. Ne patronlar, ne de müdürler kimse ziyaretime bile gelmedi. Sadece bölüm şefi ustamız ve işçi arkadaşlarım ziyaretime geldi. Bir sürü ameliyat geçirdim. Öztiryakiler tarafından 6 ay yatağa mahkum edildim. 6 ay sonra 2 ay tekerlekli sandalyeyle gezdim. Bu sürede hastanelerde süründüm, heyet raporu vermediler. Bana iş yerinden ücretsiz izne çıkarılmam üzere imzalamam için evrak gönderdiler, sigortada sorun çıkıyor imzalaman gerekiyor dediler. Yine inandık 6 METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ imzaladık. Bundan bir buçuk ay sonra işe çağrıldım. Bende elimde bastonla işe gittim, bana ve aileme verilen sözlerin tutulmadığını görünce gidip müdürle görüştüm, patron zaten ortada yok. Müdür birde bana hakaretler savurarak tehdit etti ve yılbaşından sonra sahra bölümünde işçi çıkarılacağını söyleyerek işten atma tehdidi yaptı. Bende patrona ulaşmaya çalıştım ama nafile. Patronu aradım diye de tehditler savurup sen görürsün gününü dediler. - 2. İşçi: Ben de tiner patlaması sonucunda yanarak ağır şekilde yaralandım. İ.T.F. hastanesinde 3 gün yoğun bakımda, 12 gün yanık servisinde tedavi gördüm. Burada durumdan kaynaklı psikolojik sorunlar çıkmaya başladı ve hastaneden ayrıldım. 6 ay raporlu olduğum süre içinde iş yerinden hastane masrafı olarak hesabıma 290 TL yatırılıyordu. Rapor günüm tamamlandığında işe geri dönmek zorunda kaldım. Elimde kaza sonucu %68 güç kaybı oluştu ve çalışmama engel bir unsur ortaya çıktı. Özrümden dolayı iş daralması bahane edilerek 17.01.2011 tarihinde işime son verildi. Buda yetmezmiş gibi ödenen hastane masraflarını, çalıştığım sürede maaşımdan %70 kesinti yaparak benden aldılar. Ve işten atıldığımda tazminat da düşünce bize borcun 2.300 lira kalıyor, borç için senet imzala dediler. Hiçbir belgeyi imzalamadım. İmzalamayınca seni mahkemeye verip o parayı alırız dediler. Patronlar takımının ne olduğunu işte o gün gördüm. Dedikleri karşısında kanım dondu. Dedim bunlar insan dahi olamaz. Ben de elinizden geleni yapın bende sizden hesap soracağım deyince tamam borcunu silelim sen de git dediler. Burada bitmeyeceğini söyleyince peki tamam ne istiyorsun dediler. Kolumu istiyorum verebilecek misiniz dedim. - Yaşadığınız durumda işçi arkadaşlara söylemek istediğiniz şeyler var mı? - 1. İşçi: Kesinlikle patronların vaatlerine inanmasınlar. Onlar her zaman yalan söylüyor. İşçinin bilinçsiz bırakılmasından faydalanıyorlar. Haklarımızı bilmemiz gerekiyor, biz bunun bedelini en ağır şekilde yaşayarak öğrendik. Mücadele etmek gerekiyor, bedenimde dahi benim kaybedecek bir şeyim kalmadı. - 2. İşçi: Patronların ne olduğunu tam anlamıyla tazminatımı vermeyip bir de borçlu çıkardıkları gün gördüm. Kendime kızdım. Söyledikleri karşısında kanım dondu. Dedim bunlar insan dahi olamaz. Bu gün işsizim. Öztiryakiler patronu benim ve arkadaşlarımın kanıyla besleniyor. Biz yıllarca sustuk, bir araya gelmedik. İşten atılırız diye korktuk. Ancak korkunun bir faydası olmuyor. Sonuç yine yoksulluk. Bundan sonra birlik olmak gerektiğini düşünüyorum, gözü dönmüş bu patronlara birliğimizle cevap vermeliyiz. Bir sömürü cehennemi: Öztiryakiler İletişim adres ve telefonları... Mail adresi: metaliscileribirligi@gmail.com Aralarında 10-12 yıllık işçilerin de bulunduğu atılan işçilerin tamamı tazminatlarının ödenmemesi üzerine 11 Şubat sabahı işe giriş saatinde fabrikaya giderek tazminatlarını almak istediler. Tazminatları senetler biçiminde aylar sonra ödemek isteyen Hacı Ayvaz patronu, işçileri senet imzalamaya ikna etmek için senetlerin şubat ayında ödeneceği yalanına başvurdu. Senetin üzerinden aylar sonra ödeme olacağını gören işçiler tepki göstererek seneti kabul etmediklerini, tazminatlarının tamamını istediklerini ifade ettilen ve senetlere imza atmadılar. İşçilerin tepkisi üzerine geri adım atmak zorunda kalan patron, 14 Şubat günü tazminatların tamamını ödeyeceğini ifade etti. Dün yeniden toplu olarak fabrikaya giden işçiler tazminatlarını aldılar. İstanbul - Esenyurt İşçi Kültür Evi Bahçeyolu Cad.Ülbeyi İşhanı Kat.2 (Prenses Düğün Salonu Üstü) Esenyurt Tel: 0.212.620 40 76 İstanbul - Kartal İşçi Kültür Evi Kordonboyu Mah. Hamam sok. Özdemir İşhanı Kat:2 No:29 Kartal Tel: 0.506.805 04 85 İstanbul - OSB-İMES İşçileri Derneği Yukarı Dudullu Mah. Kerem Sokak No:5/3 Ümraniye Tel: 0.216.540 35 80 İstanbul - Sefaköy İşçi Kültür Evi İnönü Mah. Tolga Cad. No:65 Küçükçekmece Tel: 0.212.697 71 53 İstanbul - Topkapı İşçi Derneği Davutpaşa Cad. Tim 2 Sanayi Sitesi Kat:2 No:541 Topkapı Tel: 0.531.986 15 91-0.535.915 32 45 İstanbul - Tersane İşçileri Birliği Derneği Aydıntepe mh.Yüzüncüyıl cd. Yasemin sk. No:7A Tuzla Tel: 0.216.493 29 95 Ankara - Mamak İşçi Kültür Evi Tıp Fakültesi Cad. No:255 / B Tuzluçayır Tel: 0.312.389 59 57 Ankara - Sincan İşçi Derneği Atatürk Mah. Kutsal Sok. Özsoy Apt. 6/24 Sincan Tel: 0.312.269 27 50 - 0.537. 266 55 30 İzmir - Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi 8075 Sok. No:11/A Kapalı Durak (Narin Kahv. altı) Çiğli Tel: 0.232.329 64 36 Manisa İşçi Birliği Derneği Tel: 0.537.496 18 45 Adana - Sanayi İşçileri Derneği Kuru Köprü Mah. No 14 Sok. No: 15 Seyhan Tel: 0.538.970 64 95 Bursa - Eksen Yayıncılık Bürosu Sönmez İş Sarayı Kat: 3 No: 220 Heykel Tel: 0.224.220 84 92 Kayseri İşçi Kültür Evi Cumhuriyet Mahallesi Cumhuriyet İşhanı Kat:3 No:36 Melikgazi/ Kayseri Tel: 0.535.496 72 50 600 işçinin sırtından zengin olan Hacı Ayvaz patronu, yıllardır bu fabrikada çalışan ve Hacı Ayvaz’ı bir atölyeden koca bir fabrikaya dönüştüren işçileri bir çırpıda kapının önüne koydu. 2010 yılında sıfır zamla çalışan Hacı Ayvaz işçileri “işlerin yavaşlaması” gerekçe gösterilerek işten atılırken 600’e yakın işçinin çalıştığı fabrikada 300’ü aşkın işçi sürekli olarak mesaiye bırakılıyor. 4 ikramiye uygulamasının olduğu fabrikada ikramiyelerin ikisi bordrolara yansıtılıyor. Diğer yandan kölelik koşullarında çalışan işçilerin fazla mesailerinin yüzde 65’ı kayıtdışı tutuluyor. İşçi Bülteni Özel Sayı No: 671 Fiyatı: 25 YKr * Şubat 2011 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Ayten ÖZDOĞA N * Yayın türü: Yerel süreli, siyasi, ayda bir, Türkçe * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Mollaşeref Mah. Simsar Sk. 5/3 Fatih/İstanbul * Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * Baskı: Özdemir Mat. * Davutpaşa Cad. Güven Sanayi Sit. C Blok No: 242 Topkapı/İstanbul * 0 (212) 577 54 92 Büyükçekmece’de Hadımköy yolu üzerinde kurulu bulunan Öztiryakiler yaklaşık 1200 işçinin çalıştığı bir metal fabrikası. Geçtiğimiz haftalarda işten atma saldırısıyla gündeme gelen Öztiryakiler, endüstriyel mutfak üretimi alanında dünya sıralamasında ilk sıralarda yer alan, yüzden fazla ülkeye ihracat yapan bir işletme. Türkiye’de çeşitli illerde üretim tesisleri olan Öztiryakiler aynı zamanda Rusya ve kimi balkan ülkelerinde de fabrikalara sahip. AKP hükümetine yakınlığıyla tanınan, büyük ihaleleri kolaylıkla alabilmesiyle bilinen Öztiryakiler, endüstriyel mutfak ekipmanlarının yanı sıra 3000’in üzerinde farklı ürün üreten, aldığı askeri ihalelerle dikkati çeken bir firma. Irak’ta aldığı sahra mutfağı ihalesiyle devasa karlar elde etmiş, Burger King gibi bilenen birçok büyük firmaya üretim yaparak, sermayesini her geçen gün artıran bir işletme durumundadır. Yıllardır Öztiryakiler işçisinin emeği ve alınteri üzerinde tepinen, servetine servet katan, kar rekorları kırmakla övünen, uyguladığı yoğun sömürü sayesinde dünyada ilk sıralara kadar yükselen bu fabrika aynı zamanda işçilere düşük ücretleri, uzun çalışma saatlerini, iş kazası geçirip sakat kalmayı ve güvencesizliği reva görmektedir. Örgütsüz ve dağınık olan Öztiryakiler işçisi bir çok haktan mahrum bir şekilde ortalama 650700 TL’ye çalışmakta, kuralsız bir sömürü içinde bulunmaktadırlar. Basına yaptığı açıklamalarla “bugünlere gelebilmek için çok çalıştığından” dem vuran Öztiryakiler patronu, işçilere uyguladığı yoğun sömürüyü gizlemek ve göz boyamak için fabrikada “sermaye ortağı değil, emek ortağıyız” diyebilecek kadar yüzsüzdür. En ufak iş güvenliği önlemlerini almadığı için iş kazası nedeniyle sakat bıraktığı işçileri bile işten atabilen, işçileri sakat bıraktığı yetmiyormuş gibi birde fabrikaya borçlu çıkartacak kadar gözü dönmüş bir emek düşmanıdır. Hacı Ayvaz’da işçi kıyımı İstanbul Hadımköy'de kurulu bulunan Hacı Ayvaz Endüstri Mamulleri AŞ fabrikasında işçi kıyımı yaşanıyor. Gemi sanayiine musluk üretmek üzere 1948 yılında kurulan fabrikada 2 Şubat 2011 tarihinde 30'a yakın işçi “işlerin yavaşladığı” bahanesiyle işten atıldı. METAL İŞÇİLERİ BÜLTENİ 7 Metal işçisinin davası emeğin davası! MESS’in korkularını gerçeğe çevirelim! Birleşik Metal ile yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde arabulucu aşamasının sona ermesi ile birlikte MESS’in korkuları da depreşmeye başladı. Onlar bugüne kadar Türk Metal çetesi ile kol kola oynadıkları orta oyununun sonuç vereceğine, metal işçilerinin yeni bir umutsuzluk dalgası ile köleliğe boyun eğeceğine inanıyorlardı. Artık geçmişte kaldığını düşündükleri grev silahının hiçbir zaman gündeme gelmeyeceğini, kurdukları saltanat düzenin ilelebet devam edeceğini düşünüyorlardı. Ancak tablonun böyle olmadığı Aralık ayında ortaya çıktı. Türk Metal üyesi işçiler başlarındaki ihanet şebekesinin basıncı ile seslerini yükseltemeseler de Birleşik Metal üyesi metal işçileri MESS dayatmalarına boyun eğmeyerek mücadeleye devam etme kararı aldılar. Ve bu karar bugün arabulucu aşamasının da sona ermesi ile birlikte “grev” yoluna çıkmış bulunuyor. Oysa MESS patronları kurdukları saltanat düzeninine karşı en ufak bir çatlak ses çıkmasını bile beklemiyorlardı. İşte bu nedenle bugün Birleşik Metal üyesi metal işçilerinin kararlılığı karşısında şaşkına dönmüş durumdalar. Kapitalist krizin faturasını bir kez daha işçilerine fatura etmiş, daha büyük kâr oranları için kapıyı aralamışken 20 yıl sonra fabrikaların kapısından girmek üzere olan grev ateşinde yanıyorlar. Ancak son güne kadar bu ateşten kurtulmaya çalışacakları da aşikar. Türkiye’nin en kemikleşmiş sermaye örgütlerinden olan MESS, bugünlerde kendisini grev ateşinden kurtarmak için çırpınıyor. Bunun için 27 Ocak günü Birleşik Metal’in yetkili olduğu fabrikaların üst düzey yöneticileri ile bir toplantı gerçekleştiren MESS kodamanları kendilerine bir hareket planı çizerek en azından görüntüyü kurtarmaya çalışıyorlar. Ama mızrak çuvala sığmıyor. Onlar halen sermayelerinin büyüklüğüne, hükümetlerden aldıkları desteklere güvenseler de görüntüyü kurtarmaya çalışırken bile korkularını ortaya seriyorlar. MESS’in en büyük korkusu Birleşik Metal üyelerinin yaktığı mücadele ateşinin metal işçilerinin birleşik mücadelesinin önünü açma ihtimalidir. Bu korku yapılan toplantıya da en derinlerine kadar sinmiştir. Grev ateşinin yanmak üzere olduğu fabrikaların yöneticileri korkularını ortaya sererken MESS kodamanlarının tutumu bu ateşin Türk Metal’in örgütlü olduğu işyerlerine sıçramasına engel olmak gerektiği yönündedir. Bunun için 10 binin üzerinde işçinin çalıştığı fabrikaları yakmaya bile hazır olduklarını dile getiren MESS kodamanları, Maden-İş döneminin mücadeleci ruhunun yeniden dirilmesinden duydukları büyük korkuyu ortaya sermişlerdir. MESS’in gerçekleştirdiği bu toplantı ve aylardır fabrikalarda yaşananlar bir kez daha kararlılıkla mücadele sahnesine çıkıldığında patronların işçi sınıfının öfkesinden kendisini kurtaramayacağını göstermiştir. Şimdi MESS’in bir kez daha düşen maskesini tamamen indirmek ve metal işçilerinin grev ateşini harlamak tüm metal işçilerinin görevidir. MESS ve patronlar, istedikleri kadar masal anlatsınlar, istedikleri kadar saldırı hazırlıkları yapsınlar mücadele kararlılığı ile sahneye çıkan metal işçilerinin karşısında durmaya güçleri yetmeyecektir. Kazanan hakları ve gelecekleri için mücadele sahnesine çıkmaya hazırlanan metal işçileri olacaktır. MESS tam bir sınıf bilinciyle davranıyor. Grevi ezmeyi sınıfının davası haline getirmeye çalışıyor. Çünkü grev karşısında asıl kaybedenin gerçekte tüm bir sermaye sınıfı olacağını iyi biliyor. Çünkü metal işçisi prangalarını kırarsa, açılan yoldan işçi sınıfı da ilerleyecektir. İşte bunun için grev yolunu tutan metal işçisinin davası, tüm bir işçi sınıfının davasıdır. Emeğin davasıdır. Bunun için greve destek için seferber olmalıyız. Grev mevzisini ayakta tutmak ve bu mevziyi güçlendirmek için omuz omuza vermeliyiz. Metal İşçileri Birliği