ÜNİTE ÜNİTE
Transkript
ÜNİTE ÜNİTE
İÇİNDEKİLER RADYO VE TELEVİZYON YAYINLARININ HUKUKİ REJİMİ- I • Devlet Radyo.Televizyon Yayıncılığının Tarihçesi • Türkiye'de Durum • Dünyadaki Durum • Türkiye'deki Son Durum • TRT • Yaptırımlar İLETİŞİM HUKUKU PROF. DR. FAHRETTİN KORKMAZ HEDEFLER • Bu üniteyi çalıştıktan sonra; • Devlet radyo, televizyon yayıncılığının tarihçesi hakkında bilgi sahibi olabilecek, • TRT'yi tanıyabilecek, • Yaptırımlar hakkında bilgi sahibi olabileceksiniz. ÜNİTE 5 Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I RADYO VE TELEVİZYONLARIN KURULUŞ VE YAYINLARI HAKKINDA KANU’NA GÖRE YAYINCILIK FAALİYETLERİ GİRİŞ Dünyada 1930’lu yıllarda başlayan televizyon yayıncılığı, 1930-1945 yılları arasında gelişmesini sürdürmüş, 1945-1960 yılları arasında olgunluk dönemini geçirmiş ve 1960 yılından sonra hızlı bir gelişme ivmesi yakalamıştır. Ülkemizde 1 Mayıs 1964 tarihinde yürürlüğe giren 359 sayılı Yasa ile Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) oluşturulmuş, Federal Almanya’nın teknik desteğiyle başlayan televizyon yayınları 1980’li yılların sonuna kadar TRT tarafından devlet tekelinde yürütülmüştür. Radyo-Televizyon Yayıncılığının Tarihçesi Dünyadaki durum Dünyada 1930’lu yıllarda başlayan televizyon yayıncılığı, 1930-1945 yılları arasında gelişmesini sürdürmüş, 1945-1960 yılları arasında olgunluk dönemini geçirmiş ve 1960 yılından sonra gelişmede altın çağını yakalamıştır. 16. yüzyılda elektrikli mıknatısın icadını müteakip telgraf telleriyle büyük kentler birbirine bağlanmış, bunun sonucunda tellerle noktaların, çizgilerin konuşmaların iletilmesi gerçekleştirilmiştir. Daha sonraki yıllarda radyo yayınları başlatılmış, güvenlik birimleri tarafından kullanılan bu yayınlar sonucunda kaçakçılıkla mücadele hızlanmıştır. Güvenlik birimlerinin yanı sıra dinî ve eğitim kurumları da radyo yayıncılığına başlamıştır. 1928’den sonra ise radyo yayınları bütün eğlence yerlerinde kullanılmaya başlamıştır. 1920’den itibaren Amerika’da ve Avrupa’da televizyon yayıncılığı başlamıştır. Dünyada yayıncılık alanındaki düzenleyici ve denetleyici kurullara bakıldığında ilk örnekler Kuzey Amerika’da görülmektedir. Önceleri deneme yayıncılığı şeklinde kendisini gösteren bu yayınlar giderek profesyonelleşmiş ve günümüzde renkli yayıncılığa kadar ulaşmıştır. Türkiye’deki durum Türkiye’de, Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun 31 Ocak 1968 yılında düzenli yayına geçmesiyle televizyon, Türk halkının ilgi alanına girmiştir. Televizyonun dünya üzerinde iyice yaygınlaşması bu ilginin artmasına neden olmuştur. Ülkemizde 1 Mayıs 1964 tarihinde yürürlüğe giren 359 sayılı Yasa ile Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) oluşturulmuş, Federal Almanya’nın teknik desteğiyle başlayan televizyon yayınları 1980’li yılların sonuna kadar TRT tarafından devlet tekelinde yürütülmüştür. 1986 yılından itibaren ise ülkemizde yabancı televizyon yayınları izlenmeye başlanmıştır. 1980’lerin ikinci yarısından sonra elektronik yayın teknolojisinde meydana gelen hızlı değişimler, haberleşme uydularından yapılan radyo ve özellikle televizyon yayınları, ülkeler arasındaki sınırları ortadan kaldırmıştır. Bu gelişmeler 1990’lı yılların başında Türkiye’de de etkisini göstermiş; ülkenin toplumsal, teknik ve hukuki düzenleri bu yeni gelişmelerden etkilenmiştir. Bu konuda dünyadaki Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I gelişmelere paralel olarak zamanında gerekli önlemlerin alınmaması ve hukuki düzenlemelerin yapılmaması, Türk radyo ve televizyon yayıncılığında önemli olumsuzluklara ve “de facto” bir durumun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Olumlu ve olumsuz yönleriyle tüm bu gelişmeler radyo ve televizyon yayıncılığı ile ilgili yeni yasal düzenlemelerin yapılmasını zorunlu kılmıştır. Askerî yönetim altında hazırlanan ve genel seçimlerden hemen sonra Kasım 1983’te çıkarılan kanunlardan biri olan 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Yasası’nda Radyo Televizyon Yüksek Kurulunun (RTYK) kurulması öngörülmüştür. Türkiye’nin 75 yıllık elektronik yayıncılığın geçmişine bakıldığında 1990 yılına kadar fiilen, 1993 yılına kadar da hukuken bir devlet tekelinin varlığı söz konusudur. Bir bakıma teknolojinin dayatması sonucu delinen devlet tekeli fiilen işlemez hâle gelince, hukuka aykırı olarak gelişen bu durum, bu kez frekansların gasp edilmesi olayını gündeme getirmiş, yeni yasal düzenlemeler yapılıncaya kadar kesin sayıları yetkililerce dahi bilinmeyen ve tahminen 350-500 civarında televizyon, 1500-2000 civarında radyo kanalının yayın yaptığı bir ortamla karşı karşıya kalınmıştır. Elektronik yayıncılıktaki gelişmelerin getirdiği teknik, toplumsal ve hukuki sorunların çözümü için Türkiye Büyük Millet Meclisi hükûmet ve özel radyo ve televizyon kuruluşlarınca yeni yasal düzenlemeler yapılması için girişimlere başlanmış, Avrupa ülkelerinde 1980’lerde “deregulation” adıyla başlayan kamusal ve özel radyo televizyonların bir bütünlük içinde yeniden düzenlenmesi çalışmaları için ülkemizde ilk adım 1993 yılında Anayasan’ın 133. maddesinin değiştirilmesiyle atılmıştır. Yayın tekelinin kaldırılması konusunda TBMM’de anlaşma sağlanması üzerine 8 Temmuz 1993’te 3913 sayılı Kanun ile Anayasa’nın 133. maddesi, radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek hakkını kanunla düzenlenecek şartlar çerçevesinde serbest kılacak şekilde değiştirilmiştir. Anayasal değişiklik, tekel durumundaki kamu yayıncılığından, özel yayıncılığı da kapsayan çoğulcu yayıncılığa geçişin başlangıcı olmuştur. Bundan sonra Anayasa’nın öngördüğü yasal düzenleme ihtiyacına cevap vermek üzere 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, 20 Nisan 1994 tarihinde yürürlüğe girince Türk radyo ve televizyon yayıncılığı da yeni bir döneme girmiş; özel radyo ve televizyonlar için yasal bir çerçeve çizilmiş, kuruluş, işleyiş ve denetlenme usulleri belirli esaslara bağlanmıştır. Yasanın gerekli olduğu herkesçe ifade edilmekle birlikte, gecikmiş olması, yayıncıların taleplerinin yeterince dikkate alınmaması noktalarındaki tenkitler bir yana, en çok eleştiriyi, kanunda düzenleyici ve denetleyici bir kurul olarak öngörülen Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) almıştır. Türkiye’de yayıncılık alanında düzenleyici bir kurula ilk kez özel radyo ve televizyonların ortada olmadığı bir ortamda yer verilmiştir. Askerî yönetim altında hazırlanan ve genel seçimlerden hemen sonra Kasım 1983’te çıkarılan kanunlardan biri olan 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Yasası’nda Radyo Televizyon Yüksek Kurulunun (RTYK) kurulması öngörülmüştür. RTYK, özel yayıncılığı değerlendirmekten çok, sürekli olarak hükûmet kontrolüne tabi kalmış olan Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun (TRT) üstünde, devlet otoritesini sağlayan ve yayıncılığın partizan kullanımlarına karşı devlet çıkarını, “millî siyaseti” kollayan denetleyici bir kurul olarak görünmektedir. Bu nedenle Radyo Televizyon Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3 Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I Yüksek Kurulunu tüm dünyada örneklerini görebildiğimiz benzeri düzenleyici, denetleyici kurullar ve bağımsız otoriteler bağlamında değerlendirmek mümkün görünmemektedir. Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Hukuki statüsü Türkiye Radyo-Televizyon Kanu’nun 8. maddesinde bu Kurumun “tarafsız bir kamu tüzel kişiliği” olduğu belirtilmiştir. Bu kurum yayıncılık konusunda öncelikle kamu adına radyo, televizyon yayınlarını gerçekleştirmek üzere kurulmuş bulunduğu belirtilmiştir. Sözü edilen kanun ülkemizde kamu yayıncılığının temel kavram ve ilkelerini belirlemiş bulunmaktadır. TRT Yayınlarında Temel İlkeler Türkiye RadyoTelevizyon Kanu’nun 8. maddesinde bu kurumun “tarafsız bir kamu tüzel kişiliği” olduğu belirtilmiştir. Bunlardan birincisinde, yayın tekelinin devlete ait olduğu, bunun Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tarafından kullanılacağı belirtilmiştir. İkincisi ise, yayınlarda birden fazla kanal ihdas edilerek bunun bütün yurt sathına yayılmasıdır. Üçüncüsü ise, kamu kurum ve kuruluşlarıyla gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerin kapalı devre televizyon sistemi kurmalarının ve işletmelerinin radyo televizyon kurulunun iznine bağlanmasıdır. Dördüncüsü her türlü radyo ve televizyon yayını frekans planlamasının, tahsisi ve tescil işlemleri Telsiz Kanunu hükümlerine tabi olmasıdır. Radyo, televizyonlarında Devlete verilen bu tekel hakkı Anayasa’da yapılan değişiklikle kaldırılmış olup, bugün artık böyle bir tekelden söz etmek mümkün olmayıp özel radyo ve televizyon kuruluşları da yayın yapabilmektedir. Bu husus yasada yapılan değişikliklerle gerçekleştirilmiş, ülke genelindeki fiilî duruma hukukilik kazandırılmıştır. Türkiye Radyo- Televizyon Kurumu Yayınlarının Temel Esasları Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Kanunu’nun 5. maddesinde yayın esaslarının aşağıdaki şekilde belirlendiğini görmekteyiz: Anayasa’nın özüne ve sözüne bağlı olmak. Cumhuriyetin temel ilkelerine sadakatle davranmak ve kamu yararını korumak. Millî güvenlik siyasetinin, millî ekonominin menfaatlerinin gereklerine uygun davranmak. Devletin bir kişi ya da zümre tarafından yönetilmesi amaçlı propagandalara alet olmamak. Genel ahlakın gereklerini korumak ve kollamak. Kolayca anlaşılabilen doğru dürüst güzel bir Türkçe kullanmak. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4 Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I Yayınlarda toplumun beden ve ruh sağlığına zarar verecek hususlara yer vermemek. Karamsarlık ve umutsuzluk gibi olumsuz duygulara dürtükleyen yayınlar yapmamak ve bunlara yer vermemek. Haber ile yorumları birbirinden ayırmak. TRT tarafından belirlenen bu ilkeler, programın öneri aşamasından, yayın aşamasına değin uyulması gerekli ilkelerdir. Tarafsız bir yayın kuruluşu toplumun her kesimine hitap etmeli ve toplumun her kesiminin sesi olmalıdır. Yani tarafsız bir yayın kuruluşu hem toplumsal iradeyi açıklayan bir araç hem de kamusal iradeye yön veren bir unsur olmalıdır. Bundan dolayı, Radyo televizyon yayın kuruluşları yayınlarında ne siyasi iktidardan yana, ne de muhalefetten yana ve ne de toplumda egemen olan güç ve çıkar çevrelerinden yana bir tutum içine girmemelidir. TRT Kurumu’nun belirlediği bu yayın ilkeleri, genel olarak birbirine benzer olarak hazırlansa da, her yıl genel yayın planlarında ayrı bir başlık altında yeniden yazılmaktadır. TRT yayın ilkeleri doğrultusunda adaletli bir şekilde karşıt görüşlere yeterince yer vermek halkın doğruları öğrenmesine imkân tanımak gerekir. Yerli yapımlarda konuların seçimi ve tiplemelerin belirlenmesinde toplumun ahlak anlayışı, aile yapısı, inançları, gelenek ve görenekleri gözetilerek olumlu davranışlar özendirilecektir. Programlarda özel amaç ve çıkarlara hizmet edilmeyecek, suçluluğu hükmen sabit olana kadar kişiler suçlu gibi teşhir ve ilan edilemeyecektir. Programların hazırlanmasında toplumumuzun ortak özellikleri, davranış biçimleri, dinî inançları, gelenekleri ve değer yargıları göz önünde bulundurularak hazırlanacak ve bu konuda gerekli dikkat ve özen gösterilecektir. Programlarda, özel amaç ve çıkarlara hizmet edilmeyecek, haksız rekabete yol açılmayacaktır. Yayınlarda toplumun ruh hâline zarar verilmeyecek, kişilik gelişmelerine olumsuz etki yapılmayacaktır. Alkol, uyuşturucu ve sigaranın zararlarını topluma anlatacak ve inandıracak tarzda yayınların yapılmasına özen gösterilecektir. Yukarıdaki ilkelere doğrultusunda yayın yapılabilmesi için bu kurumun tarafsız olmalıdır, bağımsız ve özerk olması gerekmektedir. Kurumun tarafsızlığından söz edebilmek için onun siyasal iktidara, muhalefete, çıkar gruplarına aynı muameleyi yapması ve onların menfaatlerine alet olmaması gerekir. Tarafsız bir yayın kuruluşu toplumun her kesimine hitap etmeli ve toplumun her kesiminin sesi olmalıdır. Yani tarafsız bir yayın kuruluşu hem toplumsal iradeyi açıklayan bir araç hem de kamusal iradeye yön veren bir unsur olmalıdır. Bundan dolayı Radyo televizyon yayın kuruluşları yayınlarında ne siyasi iktidardan yana, ne de muhalefetten yana ve ne de toplumda egemen olan güç ve çıkar çevrelerinden yana bir tutum içine girmemelidir. Her zaman yayınlarında, doğruluk, dürüstlük, gerçekçilik ve tarafsızlık esasları çerçevesinde kalmaya özen göstermelidir. Tüm bunların yanında, bir yayın kuruluşunun temel ahlaki değerler, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, cumhuriyetin korunması gibi konularda tarafsız davranması beklenemez. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5 Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I Bağımsız bir yayın kuruluşundan maksat, o kuruluşa siyası iktidarın veya baskı gruplarının yönlendirmede bulunamamasıdır. Yayın kuruluşu(TRT) bazı hukuki zorunluluklar dışında (TRT Kanunu’nun 18 ve 23. maddelerinde yer aldığı gibi), siyasal iktidardan talimat almamalıdır. Yayınlarda hem siyasi iktidara hem de muhalefete yer verilmelidir. Ancak haber değeri olan alanlarda bu hakkın kullanılması gerekir. Anayasanın 133 üncü maddesi, radyo ve televizyon istasyonlarının ancak devlet eliyle kurulacağını, bu konuda yetki ve görevlerin bir kamu tüzel kişiliğince yürütüleceğini emretmektedir. Özerk bir yayın ilkesinden maksat, yayın kuruluşunun yayın ilkelerini kendisinin belirlemesi, otonom bir yapıya sahip olmasıdır. Özerk kuruluş gücünü kendisinden, kendi personelinden alır. Özerk kuruluş, siyasi iktidara dayanmayan, ondan emir ve talimat almayan, onun müdahalesi olmadan kamu hizmetlerini yerine getiren, hiyerarşik denetime tabi olmayan, kendi içinde bir denetim mekanizması olan kuruluşa denir. Bununla birlikte kendi başına buyruk da değildir. Radyo, televizyon yayınları bakımından özerklik, programların yapılmasında, yönetiminde olduğu gibi mali bakımdan da iktidara bağımlı olmamayı da ifade eder. Bunun yanında bu özerklik ilanihaye bir durum arz etmediği gibi denetimden de müstağni değildir. Bu bakımdan kurumun önce kendisini öz denetim yoluyla denetlemesi gerekmektedir. Sonuç olarak, TRT gibi yayın organları haber toplarken teknik düşüncelere uygun davranarak diğer yayın kuruluşlarıyla yarışacak düzeyde teknik donanımlara sahip olacak ve bu imkânların elverdiği şekilde yayın yaparken haberde ve yorumda azami hassasiyeti gösterecektir. Millî kültürün geliştirilmesine katkıda bulunacak yayınlar yapmak yurtdışında yapılacak yayınlarla Türk Devleti’nin tanıtılmasına katkıda bulunmak, ülkenin gerçek anlamda tanıtımını sağlamak, basın ahlak ilkelerine uygun yayın yapmak, ülkenin ve kişilerin onur ve gururlarını zedeleyecek davranışlardan kaçınmak, basın özgürlüğünün kendilerine tanıdığı yetki sınırında kullanmak, temel hak ve özgürlükleri ve özel hayatın mahremiyetine saygılı olmak mecburiyetindedirler. Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun Yapısı Yönetim kurulları en az beş üyenin katılımlarıyla toplanır ve kararları en az dört üyenin oyu ile alır. Yönetim kurulları en az on beş günde bir toplanır. Bu toplantılarda çekimser oy kullanılamaz. Yönetim kurulu üyelerine verilecek ücretler Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir. Teşkilat Yapısı Anayasa’nın 133’üncü maddesi, radyo ve televizyon istasyonlarının ancak devlet eliyle kurulacağını, bu konuda yetki ve görevlerin bir kamu tüzel kişiliğince yürütüleceğini emretmektedir. Anayasa, radyo ve televizyonla yayın konusunda, serbest olarak haber alma, kanaat edinme ve kamuoyunun serbestçe oluşumunun gerçekleşmesi için, radyo televizyon idaresine tarafsızlık esasına uygun yayın yapma yükümlülüğünü de yüklemektedir. TRT’nin kamu iktisadi kuruluşlarının tabi olduğu mevzuata bağlı olarak çalacağı da kurala bağlanmıştır. Kanunun 8. maddesinin 2 ve 3. fıkrasında “…Bu kanundaki özel hükümler ile düzenlenen hususlar dışında kalan konularda Kurum hakkında kamu iktisadi kuruluşlarına uygulanan genel hükümler uygulanır.” denilmektedir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6 Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I TRT Kanununu 8. Maddesinde yer alan düzenlemeye göre, kuruluşun merkezi Ankara olup, bu kuruluş hakkında kamu iktisadi kuruluşlarının kuralları uygulanır. Kuruluş görevlerini yönetim kurulu, genel müdürlük ve koordinasyon kurulu marifetiyle yerine getirir. Yönetim kurulu, Kurumun en yüksek karar ve yürütme organıdır. Yönetim kurulu; elektrik, kitle iletişimi, hukuk, işletme veya ekonomi, sosyal bilim dalları, sanat ve kültür alanında kendini kanıtlamış kişiler arasından seçilen ve atanan altı üye ile genel müdürden oluşur. Yönetim kurulu üyeliği dört yıl olup süresi biten yeniden seçilebilmektedir. Mazeretsiz olarak bir yıl içerisinde iki toplantıya katılmayanların üyelikleri kendiliğinden sona erer. Yönetim kurulları en az beş üyenin katılımıyla toplanır ve kararları en az dört üyenin oyu ile alır. Yönetim kurulları en az on beş günde bir toplanır. Bu toplantılarda çekimser oy kullanılamaz. Yönetim kurulu üyelerine verilecek ücretler Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir. TRT Kanunu, yönetim kurulunun görevlerini 12. maddede şöyle belirlemiştir: Kurumun program, personel, yayın gibi birçok hizmetlerinin ilke ve hedeflerini belirlemek, bütçe ve bilançosunu karara bağlamak ve bunlara yönelik kararlar almak, teşkilatla ilgili değişiklik kararlarını Radyo ve Televizyon Kurulunun onayına sunmak, yayın planlarını karara bağlamak, bu kurum tarafından verilen hizmetlerin gelişimini sağlayacak şekilde çalışmalar yapmak ve bu kanun tarafından verilen başkaca görevleri ifa etmek. Kanunun 13. maddesinde yer alan düzenlemeye göre genel müdür, Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafından teklif edilen üç aday arasından Bakanlar Kurulunca belirlenir. Genel müdürün görev süresi dört yıl olup süresi bitenin yeniden atanması mümkün olup Kurumun temsili de genel müdür tarafından sağlanır. Genel müdür tarafından atanacak yardımcılarda; yükseköğretim mezunu olmak, en az kırk yaşında olmak, on beş yıllık tecrübesi olmak, atanmadan önceki son üç yıl içinde siyasi partilere üye olmamak ve aday gösterilmemiş olmak, devlet memuru olmak için aranan şartlar, haiz olmak gerekir. Kurumun görevleri Kanun’un 9. maddesinde sayılmıştır. Kanu’nun 14. maddesi, kurum hizmetlerinin daha sağlıklı olabilmesi için genel müdür, genel müdür yardımcıları baş hukuk müşaviri, genel sekreter, personel dairesi başkanı ve eğitim dairesi başkanından oluşan bir koordinasyon kurulu oluşturulmasını belirtmiştir. Bu kurulun görevleri arasında Kurum hizmetlerinin yürütülmesi, geliştirilmesi, üniteler arasında iş birliğinin sağlanması, yayın plan ve programlarının incelenmesi, genel müdür tarafından istenen konularda görüş hazırlanması ve yönetim kuruluna görüş bildirmesi vardır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7 Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I Koordinasyon belirlenmiştir. Kurulunun çalışma usul ve esasları yönetmelikte Kumunun 15. maddesinde yer alan düzenlemeye göre Yönetim Kurulu veya genel müdür tarafından görüş ve düşüncelerinden yararlanmak üzere danışma kurulları oluşturulmaktadır. Bu kurul, yayınlarla ilgili olarak kamuoyunun düşüncelerini ve temennilerini almak, bilimsel konularda araştırmalar yapmak amacıyla görevlendirilmiştir. Bu Kurumda üç tür çalışan bulunmaktadır. Bunlar: Memurlar, işçi sayılmayan sözleşmeli personel ve geçici personeldir. Bunların atanmaları, yer değiştirilmeleri, görevden alınmaları genel müdür tarafından gerçekleştirilir. Bu kurumun denetimleri Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu tarafından yapılmaktadır. Kurumun Görevleri Bu görevler Kanu’nun 9. maddesinde sayılmıştır. Buna göre: Radyo ve televizyon tesislerini kurmak, yayınları yapmak ve bunların giderek gelişmişliğini sağlamak. Yayın için haber ve programlar yapmak, bunun için gerekli birimleri kurmak. Bu Kanun’da yer alan düzenlemeler doğrultusunda uluslararası radyo, televizyon kuruluşlarıyla iyi ilişkiler kurmak; anlaşma, sözleşme ve protokoller yapmak. Yayın kuruluşlarında kullanılacak araç ve gereçlerle ilgili araştırmalar yapmak ve bunların bakım ve onarımlarını sağlamak, gerekli araç ve gereçlerin gerektiğinde imalatlarını yapmak. Yurt içinde yapılacak yayınlarla Atatürk İlke ve İnkılaplarının kökleşmesini, çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmasını öngören hedeflerin gerçekleşmesine, Devletin varlık ve bağımsızlığının, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünün, toplumun huzurunun, millî dayanışma ve adalet içinde insan haklarına saygılı ve Atatürk milliyetçiliğine dayanan demokratik, laik, sosyal hukuk devleti niteliklerinin korunmasına ve güçlendirilmesine, millî eğitim ve millî kültürün geliştirilmesine, devletin millî güvenlik ve millî siyasetinin ve millî ekonomisinin çıkarlarının korunmasına, Anayasal ilkeler doğrultusunda kamuoyunun serbestçe ve sağlıklı bir şekilde oluşmasına yardımcı olmak, TRT yayınları ya kurum içi veyahut da kurum dışı denetime tabi tutulmaktadır. Yurt dışına yapılacak yayınlarla devletin her alanda tanıtılmasına yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının Türkiye Cumhuriyeti ile olan ilişkilerinin sürdürülmesi ve geliştirilmesine yardımcı olmak şeklinde sayılmaktadır. Anlaşılacağı üzere TRT’nin görevleri 2594 sayılı Kanunda, 359 sayılı TRT Kanunu’ndan farklı biçimde düzenlenmiş ve yurt dışında yapılacak yayınlarla ilgili görevlerin birbirinden ayrılarak belirlendiği vurgulanmıştır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8 Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I Yayınların Düzenlenmesi Kurum yöneticileri yukarıda sayılan ilkeler doğrultusunda yayınlarını düzenlemek ve gerçekleştirmek zorundadırlar. Bununla birlikte yukarıda sayılan ilke ve kurallara uymak şartıyla TRT’nin yayınlarını özgürce belirleme yetkisi bulunmaktadır. Buna göre TRT; Yayınların’da olabildiğince çeşitli konulara yer verecek şekilde düzenleyecektir. Hükûmet bildirilerini sadece hükûmeti bağlamak kaydıyla yayınlamakla yükümlü bulunmaktadır. Olağanüstü hâller ve sıkıyönetim zamanında da bu yükümlülük devam eder. Hükûmet uygulamalarının kamuoyuna tanıtımını amaçlayan bu yayınlar haber bültenleri dışında yayınlanır ve ayda otuz dakikayı geçmeyecek şekilde düzenlenir. Yayın esaslarına uymak ve diğer siyasi partilere cevap hakkı doğuracak bir unsur taşımamak kaydıyla; hükûmetin ve TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin açıklama ve faaliyetlerinin yayınlanması, bunların haber değeri şartına bağlıdır. Hükûmet ve siyasi parti açıklamaları ve faaliyetleri haber değeri ve niteliği taşıması kaydıyla yayınlayabilecektir. Türkiye Büyük Millet Meclisiyle ilgili yayınları dengeli ve tarafsız bir biçimde özetleyerek yayınlayacaktır. Seçim dönemlerinde TRT yayınlarını Seçim Kanun’un hükümleri doğrultusunda gerçekleşecektir. Millî güvenliğin açıkça gerekli kıldığı durumlarda, bir haber ve yayını men etmeye başbakan veya görevlendireceği bir bakan yetkili bulunmaktadır. Devletin dış ilişkileriyle ilgili yayınlarda uyulacak esasları belirlemek yetkisi dışişleri bakanına aittir. Reklam yayınlarında halkı aldatıcı, yanıltıcı, haksız rekabete ve karşılıklı cevaplamaya yol açıcı, diğer ürünleri kötüleyici, herhangi bir ürünün israfını telkin ve ima edici ve genel olarak ülkenin ekonomik durumuna zarar verici hususlara yer verilmez ve siyasi propaganda yapılamaz. Açık öğretimle ilgili olarak, yetkili kılınan yükseköğretim kuruluşlarında hazırlanan televizyon programlarını yayınlar. TRT Kurumu, örgün öğretime yönelik Millî Eğitim Bakanlığı ile birlikte yayınları düzenler. Yayınların Denetlenmesi TRT yayınları ya kurum içi veyahut da kurum dışı denetime tabi tutulmaktadır. Kurum içi denetimler, kurumun kendi iç işleyişi doğrultusunda yapılan rutin denetimlerdir. Buna biz “öz denetim” de diyoruz. TRT Kanunu’nun 31. maddesi gereğince iç denetimler genel müdür adına yayın denetleme kurulu başkanlığı tarafından icra edilir. İstisnai olarak Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili yayınlar Genel Kurmay Başkanlığının olumlu görüşü alındıktan sonra yapılır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9 Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I Kurum dışı denetimler ise başbakan veya görevlendireceği bir bakan tarafından, millî güvenlik gerekçesiyle durdurulabilir. Durdurma kararlarının yazılı olması esastır. Acele hâllerde sözlü olarak durdurma yetkisi başbakan veya görevlendireceği bakana verilmiş ise de bilahare yazılı hale getirilmesi gerekmektedir. Başbakan veya yetkilendirilen bakan tarafından alınan men kararları 24 saat içinde yazılı olarak genel müdürlüğe bildirilecektir. Durdurulma kararları birer idari karar olduğu için idari yargı denetimine tabidir. Durdurma kararlarının tebliğinden itibaren 48 saat içerisinde Danıştayda açılmalıdır. Replik ve düplik süreleri 10’ar gündür. Dış ilişkilerle ilgili durumlarda ise kamu yararı ilkesi esas olarak alınır. Yayınlarından Dolayı TRT’nin Sorumluluğu TRT’nin yayınları dolayısıyla işlediği suçlardan dolayı sorumluluğu yayının canlı olup olmamasına göre değişiklik arz etmektedir. 359 sayılı Kanun’un 20. maddesinde canlı yayın; olayın ve konuşmanın anında ve doğrudan doğruya radyo ve televizyon ile yayınlanması olarak tarif edilmiştir. Canlı yayın, ön hazırlık yapılmadan gerçekleştirilmişse fiili işleyen kişi sorumlu olacak, bundan dolayı kurum personeli sorumlu tutulmayacaktır. Ön hazırlıktan sonra yayın gerçekleştirilmişse yayını fiilen yöneten, kontrol eden kişiler de sorumlu olacaklardır. Eğer canlı yayın, ön hazırlık yapılmadan gerçekleştirilmişse fiilî işleyen kişi sorumlu olacak, bundan dolayı kurum personeli sorumlu tutulmayacaktır. Ön hazırlıktan sonra yayın gerçekleştirilmişse yayını fiilen yöneten, kontrol eden kişiler de sorumlu olacaklardır. Canlı olmayan tespitli yayınlarda da ön hazırlıktan sonra yapılan canlı yayınlarda olduğu gibi, konuşan ile birlikte yayını yapan fiilen sorumludurlar. Kendilerine tevdi edilen metinleri aynen okumakla görevli olan ve bir denetim görevi bulunmayan personelin sorumsuzluğu canlı olmayan tespitli yayınlarda da geçerlidir. Ancak bazı durumlarda yapılan yayınlardan dolayı TRT sorumlu olmayacaktır. Bunlar: Zorunlu yayınlar, başka radyo ve televizyon kuruluşlarından naklen yapılan yayınlar ve radyo ve televizyon yoluyla kişilik hakkının ihlalinden doğan sorumluluklardan kurum personeli sorumlu olmayacaktır. Buna göre TRT personeli yapılması kanunen zorunlu yayınlarda işlenen suçlardan sorumlu olmayacaktır(28/1-3). Örneğin yayınlanması zorunlu olan hükûmet bildirileri, siyasi partilerin seçim konuşmaları, cevap ve düzeltmeye dair mahkeme kararları ile, yurt dışından yapılan naklen yayınlardan personelin sorumlu olmayacağı; bununla birlikte yurt dışındaki herhangi bir televizyon kuruluşundan naklen verilen futbol maçlarında terör örgütlerinin sahaya inip propaganda yapmaları hâlinde yayını kesmeyen personelin sorumlu olacağı muhakkaktır. Yayını denetleyenlerin sorumluluğu da zaman zaman söz konusu olmaktadır. Eğer yayını denetleyenlerin taksir derecesinde dahi kusurları yoksa sorumlu tutulmayacaklarıdır. Örneğin denetim görevinde gerekli dikkat ve özen gösterildiği hâlde, suç teşkil eden yayın engellenememişse, bu kişilerin sorumluluğu söz konusu olamaz. Canlı olmayan yayınlara gelince; ön hazırlıktan sonra yapılan canlı yayınlardaki gibi, konuşanla birlikte yayını fiilen yöneten kişiler de sorumlu Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10 Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I olacaklardır. Bununla birlikte kendilerine tevdi edilen metinleri aynen okumakla görevli kişinin sorumluluğundan söz edemeyiz. TRT istasyonları dışındaki yayın kuruluşlarından yapılan naklen yayınlardan TRT personeli sorumlu olmayacaktır. Bu kural yerinde bir kural olup, kusuru ve kastı bulunmayan personelin korunmasını sağlamıştır. Radyo, televizyon yayınları sebebiyle işlenen suçlardan ve haksız fiiller bakımından dava açma süresinin yayının yapıldığı tarihten itibaren 60 gün olduğu ve bu sürenin hak düşürücü süre olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte yayın sonucuna göre sorumluluk terettüp etmesi için bir hakka saldırı yapılmış olması, zarar ya da zarar doğma tehlikesinin baş göstermesi, zarar gören kişinin izni dışında yayının yapılmış olması ve kanuni bir görevin yerine getirilmiyor olması gerekir. Türkiye Radyo Televizyon Kanunu, Türkiye Radyo Televizyon Kurumunu Radyo Televizyon Kurulundan ayrı bir organ olarak düzenleyerek Yüksek Kurulu radyo, televizyon yayınları alanında gözetim, denetim ve değerlendirme yapmakla görevlendirmiştir. Kurul, ayda en az bir defa toplanır, kararlar salt çoğunlukla alınır. Geçerli mazereti olmadan üst üste iki toplantıya katılmayan üyeler kuruldan ayrılmış sayılır. TRT tarafından yapılan yayınlardan dolayı maddi ve manevi zarar görenlerin yetkili hukuk mahkemelerinde tazminat davası açmaları ve davalarından TRT Genel Müdürlüğünü hasım göstermeleri zorunludur. Tazminat davasının doğmasında kusuru bulunan personeller kusurları oranında sorumlu olduklarından dolayı kurumun bu kişilere karşı rücu etmesi mümkün bulunmaktadır. Diğer kurum personelinden farklı olarak TRT personelinin sebep olduğu ceza davalarında kurum avukatları o kişiler adına savunma yapabileceklerdir. Basın suçlarıyla ilgili olarak CMK’ı nun12/3. maddesinde usule ait bir düzenleme getirilmiştir. Bu maddeye göre suç, ülkede yayınlanan bir basılı eserle işlenmişse eserin basıldığı yer mahkemesinde, aynı eserin birden çok yerde basılması durumunda ve suçta eserin yayın merkezi dışındaki baskısında meydana gelmişse, bu suç için eserin basıldığı yer mahkemesi de yetkilidir. Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu Türkiye Radyo Televizyon Kanunu, Türkiye Radyo Televizyon Kurumunu Radyo Televizyon Kurulundan ayrı bir organ olarak düzenleyerek Yüksek Kurulu radyo televizyon yayınları alanında gözetim, denetim ve değerlendirme yapmakla görevlendirmiştir. Yüksek Kurul, yurt içinde yapılacak radyo televizyon yayınları için millî siyasete uygun ilkeler tespit etmek ve uygulanmasını gözetlemek, denetlemek ve değerlendirilmesini yapmak amacıyla kurulmuştur. Bu kurul cumhurbaşkanınca atanacak üç üye, Yükseköğretim Kurulunca gösterilecek dört aday arasından seçilecek iki üye, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurulunca gösterilecek dört aday arasından seçilecek üç üye, Milli Güvenlik Kurulunca seçilecek ve Bakanlar Kurulunca atanacak bir üye ve Bakanlar Kurulunca birisi basın mensubu diğer ikisi eğitim ve iktisat alanlarında veya hizmetlerinde temayüz etmiş kişiler arasından atanacak üç üye olmak üzere on iki üyeden oluşmaktadır. Kurul başkanı yukarıda yer alan on iki üye arasından cumhurbaşkanınca seçilir. Kurul üyeliği altı yıldır. Her iki yılda bir üyelerin üçte biri kura usulü ile değişir ve süresi sona eren üyelerin yeniden seçilmeleri mümkündür. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11 Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I Kurul üyeleri siyasi partilere üye olamaz, görev ve yetkilerine giren konularda doğrudan doğruya taraf olamaz ve bu konuda menfaat sağlayamazlar. Üyelik niteliklerini kaybeden üyenin üyeliği elinden alınır ve aynı usulle yerlerine yenileri atanır. Kurul, ayda en az bir defa toplanır, kararlar salt çoğunlukla alınır. Geçerli mazereti olmadan üst üste iki toplantıya katılmayan üyeler kuruldan ayrılmış sayılır. Kurulun görevleriyle ilgili düzenleme 2954 sayılı Kanu’nun 7. maddesinde sayılmıştır. Bu görevlerin en önemlilerinden biri, yayınların yayın ilkelerine uygunluğunu sağlamaktır. Yayın ilkeleri ise Kanu’nun 5. maddesinde sayılmıştır. Bu ilkelerin başında: -Anayasa dili, yayınlarda ölçü alınacak. -Vatandaşların karşılaştıkları sorunlara rehberlik edecek programlar düzenlemek. - Sınır bölgelerinde yaşayan vatandaşların yayınları alabilmelerine öncelik vermek. - Çocuklara yönelik yabancı programların seçilmesinde dikkatli olmak. -TV’de, haberlerin özünü teşkil eden olayın görüntülemesini sağlamak. - Yurt içi ve yurt dışındaki olayları titizlikle izlemek. -Amatör sporları teşvik edici programların düzenlenmesini sağlamak. -Türk-İslam ahlakı ve dünya görüşünün temel unsurlarına yayınlarda ağırlık vermek. - Türk tarihi, tarihî değerleri, yaşama tarzı, düşünce ve duyguları üzerinde inandırıcı ve ilgi çekici programlar hazırlamak. - Eski Türk sanatlarının tamamen unutulmaması veya başka milletlerce kendilerine mal edilme çabalarını etkili yayınlarla önlemek. -Türk müziğinin her türünün yozlaşmasının önlenmesi amacıyla, müziğimizin kurallarına uygun şekilde icrasına özen göstermek. - 2954 sayılı Kanu’na aykırı yayın yapıldığı, tarafsızlığın ihlal edildiği veya genel yayın esaslarına aykırı yayın yapıldığı durumlarda ilgili mercilere duyuruda bulunmak. Yaptırımlar idari ve adli olmak üzere iki kısımdır. - Genel müdür adaylarını belirleyerek TRT Yönetim Kuruluna sunmak. Bakanlar Kurulu kendisine sunulan üç aday arasından birini genel müdür olarak atar. Genel müdürün görevden alınması da Yüksek Kurulun teklifiyle gerçekleşir. - TRT yayınlarının, yayın sonrasındaki denetimi de Yüksek Kurula aittir. - Yüksek Kurul üçer aylık dönemler hâlinde yapacağı yayın sonrası denetimlerde, gerekli gördüğü hususları ve eleştirileri TRT Genel Müdürlüğüne, Cumhurbaşkanına, Başbakanlığa, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğine bildirir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12 Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I Yaptırımlar Yaptırımlar idari ve adli olmak üzere iki kısımda ele alınacaktır. Yayın ilkelerini belirleyen 8. maddede yer alan temel ilkelere aykırı yayın yapanlar hakkında, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idari para cezası verilir. İdari para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin liradan, televizyon ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için on bin liradan aşağı olamaz. Bu yaptırımlara ek olarak ihlale konu programın beş kez durdurulmasına, ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilebilir. 6112 sayılı Yasa’nın 8. maddesinde; yayınların Atatürk İlke ve İnkılapları’na aykırı olamayacağı, yayınların ırk, dil, din, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edememeği, terörü öven ve terör örgütlerini güçlü gösterir, suçu ve suçluyu över nitelikte, müstehcen olamayacağı, şiddeti özendiren, cinsel eşitliğe ters düşen nitelikte olamayacağı şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler TRT açısından da geçerlidir. Tartışma Adli yaptırımlar ise Üst Kuruldan yayın lisansı almadan yayın yapanlar ya da yayın lisansı iptal edilmesine rağmen yayın yapanların yetkilileri bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası ve adli para cezası ile cezalandırılır. İzinsiz olarak yayın faaliyetine devam eden yayın cihaz ve tesisleri Üst Kurulca mühürlenerek kapatılır(md.33/1). • Kitle iletişim hukukunda TRT'nin konumu nedir? Tartışınız. • Düşüncelerinizi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “Tartışma Forumu” bölümünde paylaşabilirsiniz. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13 Özet Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I •Ülkemizde 1 Mayıs 1964 tarihinde yürürlüğe giren 359 sayılı Yasa ile Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) oluşturulmuş, Federal Almanya’nın teknik desteğiyle başlayan televizyon yayınları 1980’li yılların sonuna kadar TRT tarafından devlet tekelinde yürütülmüştür. •Askerî yönetim altında hazırlanan ve genel seçimlerden hemen sonra Kasım 1983’te çıkarılan kanunlardan biri olan 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Yasası’nda Radyo Televizyon Yüksek Kurulunun (RTYK) kurulması öngörülmüştür. •Türkiye Radyo-Televizyon Kanunu'nun 8. maddesinde bu kurumun “tarafsız bir kamu tüzel kişiliği” olduğu belirtilmiştir. •Tarafsız bir yayın kuruluşu, toplumun her kesimine hitap eden ve toplumun her kesiminin sesi durumundadır. Yani tarafsız bir yayın kuruluşu hem toplumsal iradeyi açıklayan bir araç hem de kamusal iradeye yön veren bir unsur olmalıdır. Bundan dolayı radyo, televizyon yayın kuruluşları yayınlarında ne siyasi iktidardan yana, ne de muhalefetten yana ve ne de toplumda egemen olan güç ve çıkar çevrelerinden yana bir tutum içine girmemelidir. •Yönetim kurulları en az beş üyenin katılımlarıyla toplanır ve kararlarını en az dört üyenin oyu ile alır. Yönetim kurulları en az on beş günde bir toplanır. Bu toplantılarda çekimser oy kullanılamaz. Yönetim kurulu üyelerine verilecek ücretler Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir. •Kurumun görevleri Kanun'un 9. maddesinde sayılmıştır. •Canlı yayın, ön hazırlık yapılmadan gerçekleştirilmişse fiili işleyen kişi sorumlu olacak, bundan dolayı kurum personeli sorumlu tutulmayacaktır. Ön hazırlıktan sonra yayın gerçekleştirilmişse yayını fiilen yöneten, kontrol eden kişiler de sorumlu olacaklardır. •1986 yılından itibaren ülkemizde yabancı televizyon yayınları izlenmeye başlanmıştı... •Türkiye Radyo Televizyon Kanunu, Türkiye Radyo Televizyon Kurumunu Radyo Televizyon Kurulundan ayrı bir organ olarak düzenleyerek Yüksek Kurulu radyo, televizyon yayınları alanında gözetim, denetim ve değerlendirme yapmakla görevlendirmiştir. •Yaptırımlar idari ve adli olmak üzere iki kısımdır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14 Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I DEĞERLENDİRME SORULARI Değerlendirme sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “Bölüm Sonu Testi” bölümünde etkileşimli olarak cevaplayabilirsiniz. 1. TRT kaç yılında kurulmuştur? a) 1960 b) 1964 c) 1968 d) 1972 e) 1976 2. Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun hukuki yapısı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur? a) Özel hukuk tüzel kişisi b) Kamu hukuku tüzel kişisi c) Ticari şirket d) Dernek e) Vakıf 3. Aşağıdakilerden hangisi TRT’nin görevleri arasında değildir? a) Radyo ve televizyon tesislerini kurmak, yayını yapmak ve bunların giderek gelişmesine sağlamak, b) Yayın için haber ve programlar yapmak, bunun için gerekli birimleri kurmak. c) Bağımsız haber yapmak. d) Kanunda yer alan düzenlemeler doğrultusunda uluslararası radyo, televizyon kuruluşlarıyla iyi ilişkiler kurmak, anlaşma, sözleşme ve protokoller yapmak. e) Yayın kuruluşlarında kullanılacak araç ve gereçlerle ilgili araştırmalar yapmak ve bunların bakım ve onarımlarının sağlamak, gerekli araç ve gereçlerin gerektiğinde imalatlarını yapmak. 4. Dünyada yayıncılık alanında düzenleyici ve denetleyici kurulların ilk örneklerine nerede rastlanılmaktadır? a) Avustralya b) Asya c) Avrupa d) Güney Amerika e) Kuzey Amerika 5. Şu an itibarıyla RTÜK’ün kaç üyesi meclis tarafından seçilmektedir? a) 9 b) 8 c) 7 d) 6 e) 5 Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15 Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I 6. Aşağıdakilerden hangisi TRT’nin özelliklerinden biri değildir? a) Yansız olması b) Özerk olması c) Tüzel kişi olması d) Tarafsız olması e) Bağımsız olması 7. Hangi yıldan itibaren ülkemizde yabancı televizyon yayınları izlenmeye başlanmıştır? a) 1983 b) 1984 c) 1985 d) 1986 e) 1987 8. TRT’nin toplanması için en az kaç üyenin hazır bulunması gerekmektedir? a) 2 b) 3 c) 5 d) 7 e) 9 9. TRT yönetim kurulu üyeliği kaç yıl için geçerlidir? a) 2 b) 4 c) 6 d) 8 e) 10 10. Adli yaptırımlar ise Üst Kurul’dan yayın lisansı almadan yayın yapanlar ya da yayın lisansı iptal edilmesine rağmen yayın yapanların yetkilileri ……. yıldan ……….. yıla kadar hapis cezası ve adli para cezası ile cezalandırılır. Cümlede boş bırakılan yerleri doğru olarak tamamlayan seçenek aşağıdakilerden hangisidir? a) 1-3 b) 1-2 c) 2-4 d) 2-6 e) 4-6 Cevap Anahtarı 1.b, 2.b, 3.c, 4.e, 5.a, 6.e, 7.d, 8.c, 9.b, 10.b. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16 Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER KAYNAKLAR Çakır, H.:Cumhuriyete Kadar Osmanlı’da Basın –İktidar İlişkileri” İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, Yıl 2001, Sayı 11. Çakır, H.: “Osmanlıda Basın-İktidar İlişkileri”, Ankara 2002. Çelik, A.- Tonta, Y. : “Düşünce Özgürlüğü, Bilgi Edinme Özgürlüğü ve Bilgi Hizmetleri, Çolak, N. İ.:Kitle İletişim Hukuku, İstanbul 2013. Bilgi Edinme Özgürlüğü”, Ed: Y. Tonta ve A. Çelik, Türk Kütüphaneciler Derneği, Ankara 1996 Dönmezer, S.: “Basın ve Hukuku”, İstanbul 1976; Dönmezer, S: Basın Hukuku, C.1, İstanbul, 1964. Dönmezer, S./ Bayraktar K:Basın Hukuku, İstanbul,2013. Gökçe, O.:“İletişim Bilimine Giriş”, Ankara,1993. Gölcüklü, F. :“Haberleşme Hukuku”, Ankara,1970. Gören, Z.: “Anayasa Hukukuna Giriş, İzmir,1997. Güneri, S. N.: Hatıra Defteri, İstanbul, 1999. Hatemi, H.: Basın Ahlakı, İstanbul,1976. İçel, K.: Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul,1998. İçel K./Ünver Y.:Kitle Haberleşme Hukuku, İstanbul,2005. İnuğur, M.N.: Basın ve Yayın Tarihi, İstanbul,1999. İbpirli, M.:Medya Gerçeği ve Haberciler, Ankara, 2000. Kılıçoğlu, A.:Şeref Haysiyet ve Özel Yaşama Basın Yoluyla Saldırılardan Hukuksal Sorumluluk, Ankara,1982. Koloğlu, O.: Basımevi ve Basının Gecikme Sebepleri ve Sonuçları, Gazeteciler Cemiyeti yayını, İstanbul,1987. Koloğlu, O.: Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’de Basın, İstanbul 1994 Özek, Ç.: Türk Basın Hukuku, İstanbul,1978. Perin, C.:Basın Ahlakı ve Hürriyeti, Ankara.1972, Sarmaşık, J.:Türkiye’de Radyo ve Televizyon Düzeni, İstanbul,2000. Serdar, İ.: Radyo ve Televizyon Yoluyla Kişilik Hakkının İhlali ve Kişiliğin Korunması, Ankara,1999. Tanilli, S.:Devlet ve Demokrasi, İstanbul,2001. Topuz, H.: 100 Soruda Türk Basın Tarihi, İstanbul,1973, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17 Radyo ve Televizyon Yayınlarının Hukuki Rejimi- I Tohuz, H.: II. Mahmut’tan Holdinglere Türk Basın Tarihi, İstanbul,2003. Türk Hukuk Kurumu: Türk Hukuk Lügati, 3. Baskı, Ankara,1991. Yazıcı, R.:Anayasalarımızda Basın Hukuku, Ankara, 1986. . Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18