2012 yılı faaliyet raporu
Transkript
2012 yılı faaliyet raporu
2012 Dadaab Mülteci Kampı Sağlık Çalışmaları Faaliyet Raporu Kuraklığın getirdiği açlık ve susuzluk, Afrika’nın doğu bölümünde bulunan Somali, Etiyopya, Kenya ve Cibuti’ de 10 milyon kişiyi acil gıda ve sağlık yardımına muhtaç hale getirmiştir. 1991 yılından itibaren iç savaşların hüküm sürdüğü Somali’ de ise son 60 yılın en şiddetli kuraklıkları yaşanmakta ve bu durum da insanları göçe zorlamaktadır. Kenya, açlık ve ölümden kaçan Somalili halkın en çok sığındığı ülkeler arasında yer almaktadır. Kenya’ daki Dadaab Mülteci Kampı ‘na kuraklığın en şiddetli olduğu 2011 yaz dönemde günde 1500 mülteci giriş yapmış ve yaz sonunda mülteci nüfusu 500 bine ulaşmıştır. Kamptaki imkânların mültecilerin sağlık, barınma ve gıda ihtiyaçlarını karşılama noktasında yetersiz kalması ve bu nedenle çoğunun hasta ve tedaviye muhtaç olması Uluslararası Doktorlar Birliği’nin bölgeye acil tıbbı yardım götürme kararı almasını gerektirmiştir. İlk olarak Ağustos 2011 tarihinde gönüllü doktor, hemşire, sağlık memuru ve eczacılardan oluşan sağlık ekibiyle çalışmalarına başlayan AID, düzenli periyotlarla bölgeye sağlık ekipleri göndermiş ve böylece ihtiyaç sahiplerine tıbbı destek sağlamıştır. Bölgede iki ayrı mobil klinikle yürütülen çalışmalar gerekli sağlık hizmetlerinin daha kaliteli bir şekilde sunulması için2011 Aralık ayında inşa edilen Bahreyn Klinik’ te devam etmiştir. Klinik, BM tarafından yeni gelen mültecilerin resmi olarak yerleştirildiği İfo 2 kampının karşısında kurulmuştur. Kliniğin hemen yanında bulunan bekleme bölümünde hastalar kayıt altına alınıp, ilgili doktor tarafından muayene edilmektedir. Klinik ise beş ayrı bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde beş yaş altı çocukların kilo ve boy ölçümlerinin yapıldığı bir oda ve dört doktorun çalışabileceği iki muayene odası bulunmaktadır. Muayeneden çıkan hastalar gerekli görüldüğü takdirde müşahede odasına alınıp orada gerekli işlemleri devam etmektedir. Müşahede odasında 10 yatak ve küçük operasyonlar için bir bölme bulunmaktadır. Son bölümde ise hastaların ilaçları ücretsiz temin ettikleri bir ilaç deposu ve eczane bulunmaktadır. Sürekliliğin sağlanması için Kenyalı doktor ve sağlık çalışanları ile çalışılmaya devam edilmiş bununla birlikte Türkiye’ den gözlem ve destek amaçlı ekipler de gönderilmiştir. Başlangıçta günde 400-500 hasta muayene edilirken genel sağlık düzeyinin iyileşmesi ardından günlük muayene edilen hasta sayısı düşürülmüştür. Ayrıca hijyen durumunu iyileştirerek hastalıklarla mücadele etmeyi amaçlayan AID, Ifo 2 kampında 20.000 çadıra 5000 $ maliyetinde sabun dağıtmıştır. Bölgeye Ocak ve Temmuz 2012 tarihleri arasında yaklaşık 60.000 $ değerinde ilaç bağışı gönderilmiş ve 25 kişilik bir ekiple toplam 29.987 insana sağlık hizmeti verilmiştir. Bölgede daimi çalışan ekip üyemiz Saha Koordinatörü Merve Ay Bölgede daimi çalışan yerli ekip üyeleri: Doktor Tanwira Ali Chirghdin Doktor Issa Suleiman Moshey Sağlık Memuru Yasin Aden Abdullahi Sağlık Memuru Boru Sarr Roba Sağlık Memuru Mohammed Abdi İbrahim Eczacı Musstafa Adow Hassan Hemşire Nathifa Daud Mohammed 11.Sağlık Grubu ve Ekip Üyeleri: 2012 yılında yola çıkan beş kişilik ekibimiz 14 Ocak’ta bölgeye ulaşmış ve çalışmalarını 28 Ocak tarihine kadar sürdürmüştür. Bölgede görev alan AID ekibi üyeleri: Sağlık Memuru İkram Erdoğan KTÜ Tıp Fak. Öğrencisi Selman Demirci Ankara Üni. Tıp Fak. Öğrencisi Naser Kucevic Sarajevo Üni. Tıp Fak. Öğrencisi Emina Selimovic AID Dadaab Mülteci Kampı 11. Grup Sağlık Hizmetleri Raporu KTÜ Tıp Fak. Öğrencisi Selman Demirci Uluslar Arası Doktorlar Birliği vesilesiyle gidilen Dadaab mülteci kampında 15 gün boyunca, günde üç yüzün üzerinde hastaya bakılmıştır. Bu dönem içerisinde öğrencilerden oluşan gönüllü grup, ilk iki gün orada bulunan yerli doktorların yanında çalışıp bölgedeki yaygın hastalıkları ve hastalara dağıtılan ilaçları tespit etmiştir. İkinci günün sonunda tıp öğrencilerinden oluşan bu grup hasta muayenesine başlamış olup kampın son iki gününde ise Türkiye’den gelen doktorlarla birlikte çalışmıştır. Hastaların çoğunluğunun kadın ve çocuklardan oluştuğu klinikte, haftanın yedi günü 9:00-13:00 saatleri arası görev yapılmıştır. Çocuklarda en çok malnutrisyon, üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, ciltte mantar enfeksiyonu hastalıkları, bayanlarda ve erkeklerde idrar yolu enfeksiyonları, gastroözefagial reflu hastalığı, peptit ülser, gastrit gibi mide hastalıkları ve anemi sık görülen hastalıklar arasındadır. Kliniğe, hiçbir şikâyeti olmayan ve muayene için gelenler genelde vitamin ve ağrı kesici verilerek geri gönderilmiştir. Bu durum şüphe uyandırıcı olabilmekte ve ‘aldıkları ilaçları satıyor olabilirler mi’ sorusunu akla getirmektedir. Laboratuar eksikliğinden dolayı semptomlara bağlı tedavi yapılmış ve bu durum birçok ilacın gereksiz nedenle yazılmasına sebep olmuştur. İhtiyacı olmadığı halde antibiyotik alan insanlarda zamanla direnç gelişmesine bağlı tedavisi imkânsız bazı hastalıkların meydana gelmesi olasıdır. Bu durumun engellenmesi için klinikte küçük çaplı bir laboratuar kurulması çok faydalı olacaktır. Böylece muayenede şikâyet bulguları dikkate alınarak viral enfeksiyonlar bakteriyel enfeksiyonlardan ayrılacak ve bu hastalarda gereksiz antibiyotik kullanımı engellenmiş olacaktır. Kamp süresince ekibin ihtiyaçları çok iyi bir şekilde karşılanmıştır.Burada özellikle belirtilmesi gereken önemli bir husus da saha koordinatörü Merve Ay’ın klinik çalışanları ve bölgenin ileri gelenleriyle kurmuş olduğu yapıcı diyaloglardır. Ayrıca bölgede hasta muayenesi dışında her gün kamp ziyaretlerinde bulunulmuş, çadırlar gezilmiş ve ‘duksiler’ ziyaret edilmiştir. Bu ziyaretler esnasında ekibimiz müslüman kardeşlerimiz tarafından coşkuyla karşılanmıştır. Bizim orada kendileri için bulunduğumuzu bildiklerinden ekibimizi büyük bir muhabbetle kucaklamışlardır. Sunulan sağlık hizmetinin yanı sıra müslüman bir ekibin orada olması bölge halkı için çok büyük bir moral kaynağı olmuştur. Özellikle çocukların bize olan ilgisi çok yüksekti. Bütün maddi sıkıntılar ve sağlık sorunları arasında halkı bu derece mutlu görmek çok memnuniyet verici olmuştur. Ayrıca bölgedeki yerel vakıflar tarafından da çok büyük bir misafirperverlik ile karşılandık. Sarajevo Üni. Tıp Fak. Öğrencisi Emina Selimovic The soft sand is burning under my feet. I should have bought better sandals – was my first thought after getting out of the car. There in front of me stands a peaceful being in need of help covered with dark material, tall, a serious expression on her face. Till she is telling me something I don’t understand, my eyes are focused on hers, trying to read her message in them. One look to the left and I see more of these harmless and helpless beings coming. I hear the voice of our coordinator telling us to give them some bottles of water and that we have to continue our trip. Even though the journey to Kenya could be unsafe, I wasn’t afraid. I knew the reason of my traveling: aid for the Somali refugees. Everything started with a call from the Istanbul center in Sarajevo. They asked if I would join a group of doctors and medical students to provide help in Dadaab, the world’s largest refugee camp. After confirming I got a part of AID (Alliance of International Doctors), a partner of IHH. After holding my flight ticket Sarajevo- Istanbul-Nairobi, the journey which was going to change my life, already started. In Istanbul the AID team gave us as much advice as possible and they shared their experiences with us. Three medical students – I am one of them- a medical technician, and our AID coordinator arrived the target destination- Kenya. We were welcomed by the night and such sky I have never seen before, with sparkling stars which got everyone’s attention. Looking trough the closed window, I saw many faces, each one telling me a heart-touching story. Dirty cloths, thin bodies, tired expressions made me think about their basic needs. In those seconds, I saw my whole life in front of me, and felt very unthankful. There are two kinds of people: the ones who need to see to understand, and the ones who understand without seeing it. The fact that I was in the first group, made me feel really upset. At the clinic, I got well educated to treat the most common diseases of the area. I was surrounded with doctors from Turkey, Pakistan and Kenya for the next 14 days. One day in Dadaab felt like a year, that’s how much knowledge in all sort of fields I got in Kenya - now I understand you Albert Einstein, time really is relative, as you said. During my work, daily pictures I saw did make me forget about the hotness of over 40 degrees. Cute, really, really tiny legs and arms of those children, of those mothers… Although they were hungry, most of them smiled, and you should have seen that smile. It made me forget about all challenges I had in my life. Those smiles could cure many of diseases and it’s the therapy most of us need. So it turned out that I was the one who was cured. Every day after getting done with working, we made our way to visit Somali refugee camps. Now and then we were blocked by a herd of camels, but most of the time it was the astonishing sundown which made us stop. We just couldn’t pass it. The Somali refugees live in small huts, made out of wood, straw, and different sorts of materials. They welcomed us politely with a happiness that hugs you instantly. Holding their hands, and running with those cute children was a miracle. Africa did impact my life in many ways. The time is going to show if I changed. I want to keep these experiences alive, to continue to live them. Also, I have to learn to appreciate little things, understand and see the world in a different way, where there’s no space for irresponsibility and dead routine, but a lot of space for sharing. It feels so good to see somebody feel good. 12. Sağlık Grubu ve Ekip Üyeleri: Tıbbı yardım ve sağlık hizmeti sunmak amacıyla bölgeye gönderdiğimiz 12. Ekip; 3 doktor, 2 öğrenci, 1 sağlık gönüllüsü ve saha koordinatörümüz Merve Ay ile birlikte çalışmalarını 04. 02. 2012 tarihine kadar sürdürmüştür. Bölgede çalışmalar yapan sağlık ekibi üyeleri: Doktor Mahmut Coşkun Doktor Zeynel Kalli Doktor Yunus Emre Bulut Öğrenci Bahadır Coşkun Sağlık Memuru Ramazan Direk Erciyes Üni. Tıp Fak. Öğrencisi Sencer Sağlam AID- Dadaab Mülteci Kampı 12. Grup Sağlık Hizmetleri Raporu Dr.Mahmut COŞKUN Üç doktor ve bir sağlık memurundan oluşan ekibimiz,21.01.2012 ile 04.02.2012 tarihleri arasında, AID’ in Dadaab Mülteci Kampı’ndaki Somalili mültecilere hizmet vermek amacıyla oluşturduğu klinikte 11 gün boyunca 08.00–14.00 saatleri arasında poliklinik hizmeti sunmuştur.Bölgede kalınan süre boyunca Somalili Mültecilere, Kenya Hükümeti ve Birleşmiş Milletlerin imkânlarının yetersizliği göz önünde bulundurulduğunda, oldukça önem arz eden bir hizmet sağlanmış, Türk sağlık sisteminin kat ettiği ileri aşama bölge halkı ve bölgedeki yerleşik sağlık personelleri açısından gayet iyi olarak değerlendirilmiştir. Görev yaptığımız zaman zarfında ekibimize karşı ilgili kuruluşların herhangi bir olumsuz tutum ve davranışları olmamıştır. Yalnızca bölgenin kültürel ve sosyoekonomik yapısından kaynaklanan yemek yeme ve barınma alışkanlıkları ile ilgili sıkıntılar yaşanmıştır ancak bir iki gün sonra ise bölge şartlarına uyum sağlanarak sorun ortadan kalkmıştır. Daha sonra gidecek olan ekip arkadaşlarıma koruyucu önlemler alma açısından, sıtma profilaksisini unutmamalarını, sarıhumma aşısını ise gidiş tarihinden en az 10 gün önce yaptırmaya dikkat etmelerini ve tetanos aşısı olmayı ihmal etmemelerini tavsiye ederim.Bölge ekvator kuşağında olmasına rağmen bazı geceler özellikle sabaha karşı soğuk olabilmektedir. Bu nedenle gelenlerin yanlarında kalın giysiler bulundurmaları iyi olacaktır. Ayrıca dileyenler yanlarında konserve ve bozulmayacak kuru gıda da götürebilirler. Bölgede Sağlık Bakanlığı ve/veya Kızılay tarafından ciddi sağlık hizmeti ve sosyal yardımların verilmesi kardeş Somali halkı için çok sevindirici olacak ve ülkeler arası diyaloğu daha da kuvvetlendirecektir. Bölgeyi yardım amaçlı ziyaret etmek isteyen diğer kurum ve kuruluşların ise özellikle dini bayramlardan önce kıyafet (Kumaş) yardımı yapmaları ve eğitim için araç - gereç temin etmeleri bölge halkı için yararlı olacaktır. Diğer bir husus ise Müslüman olduğumuzu bilen mülteciler tarafından kutsal kitabımız olan Kur’an-ı Kerim’ in çok talep edilmiş olmasıdır. Sağlık Memuru Ramazan Direk Uluslararası Doktorlar Birliği (AID) aracılığıyla Dadaab Mülteci kampında Somalili vatandaşlara 15 günlük sağlık hizmeti sunulmuştur. Sağlık Bakanlığı’ndan gelen yurtdışı görevlendirilmelerinin onaylanmasının ardından 21.01. 2012 tarihinde Dr. Mahmut Coşkun, Dr. Zeynel Kalli, Dr. Yunus Emre Bulut ve sağlık memuru Ramazan Direk ‘den oluşan sağlık ekibi Tokat ilinden İstanbul’a hareket etmiştir. İstanbul Atatürk Havaalanı’nda ekibimize Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Sencer Sağlam katılmıştır. 19.40’da başlayan yolculuğumuz saat 03.30’de sona ermiştir. Bizleri AID Saha Koordinatörü Merve Ay karşılamış, ekibimiz ancak bir gün sonra iki araçla Garissa’ ya doğru yola çıkabilmiştir. 12 saat süren Nairobi -Dadaab yolculuğunun ardından Dadaab Mülteci Kampı’na ulaşılmıştır. Kampla Dadaab merkez arasında yaklaşık 15 km mesafe bulunmaktadır. Ekibimiz salı sabahı İfo 3 isimli Somalili mültecilerin bulunduğu mülteci kampına gitmiş ve burada çalışmalarına başlamıştır. AID tarafından kiralanan arazi üzerine (tahmini 500 m2 bir alan) ağaç ve sac kullanılarak U şeklinde inşa edilmiş olan klinikte, günde yaklaşık 300 kişiye poliklinik hizmet verilmiş ve ayakta tedavi uygulanmıştır. 11 gün boyunca iklim şartlarından dolayı ekibimiz sadece 08.00-14.00 saatleri arasında bölgede sağlık hizmeti sunabilmiştir. Ekibin başında klinik koordinatörü Uzman Dr. Tanwira Chiraghdin bulunmaktaydı. Ayrıca Somali vatandaşı olan medical officer’ larla da iş birliği içinde çalışılmıştır. Çalışmalara başladığımız ilk gün içerisinde iki kol kırığı alçıya alınıp tedavi edilmiştir. Bu tür vakıaların çok olduğu bölgede hastaların kendi geliştirdikleri yöntemleri kullanarak iyileşme bekledikleri görülmektedir. Bu durum da yanlış tedavilere ve sakatlıklara yol açmaktadır. Böyle durumlar için klinikte hazır kullanılabilecek sıcak alçıların bulundurulması gerekmektedir. Ayrıca klinikte cerrahi müdahalelerin yapılabileceği bir bölümün de hizmete girmesi bölge halkı için çok faydalı olacaktır. Yataklı sahra hastanesi şeklinde bir yapılanmaya gidilmesinin, bu sayede bazı hastaların yatırılarak tedavi edilmesinin ve müşahedelerinin yapılmasının uygun olacağı kanaatindeyiz. Çalışmalarımızın yoğun bir şekilde devam ettiği sırada Garissa Sağlık Müdürü ve Garissa Devlet Hastanesi Başhekimi kliniğimizi ziyarete gelmiş, çalışmalarımızı gözlemlemiş ve bölgede sunduğumuz sağlık hizmetinden dolayı bizleri takdir etmiştir. Kullanılan ilaç ve tıbbi malzemelerin kendi ülkelerinden temin ediliyor olmasının onlar için ayrıca memnuniyet verici bir durum olduğunu da dile getirmişlerdir. Bölgede çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu sayıları 700.000’ i bulan Somalili mülteciler yaklaşık 20 yıldır yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Barınakları ise çadır ya da kendi imkânlarıyla yaptıkları ağaç barakalardan oluşmaktadır. Bölge halkı Kuran eğitimine çok önem vermektedir. Özellikle ‘Duksi' adını verdikleri hafızlık ve Kuran kursları başta olmak üzere çırpı ve ağaç kovuklarından da olsa, çocukları için medreseler ve hafızlık kursları oluşturup buralarda eğitim görmelerini sağlamaya çalışmaktadır. Çocuklar ziyaretlerimizde bizlerden de Kuran-ı Kerim talebinde bulunmuşlardır. İleri derecede hijyen sorununun yaşandığı kamp bölgesinde ve Garissa’da çöpler yakılarak imha edildiği için bölgede hoş olmayan ağır yanmış plastik kokusu hissedilmektedir. Çalışma süremizin sona ermesiyle birlikte 2 Şubat Perşembe günü Dadaab’dan ayrılan ekibimiz 12 saatlik bir kara yolculuğunun sonunda Nairobi’ ye ulaşmıştır. 3 Şubat 2012’ de Kenya Büyükelçimiz ziyaret edilmiş, kendisine yapılan çalışmalardan söz edilmiştir. Ziyaretin sonunda Büyükelçimiz yapılan çalışmalardan çok memnun kaldığını dile getirmiştir. Konsolosluk ziyaretinden sonra çalışanlarının ve öğretmenlerinin Türk vatandaşı olduğu bir Türk Okulu ziyaret edilmiştir. 4 Şubat 2012 tarihinde ise sabah saat 03.00 da kalkan uçakla sorunsuz bir şekilde yurda dönülmüştür. Dadaab Mülteci Kampı’nda gönüllü sunmuş olduğum sağlık hizmetinden oldukça memnun kaldım. Tekrar görevlendirilme yapılırsa büyük bir zevkle katılacağımı belirtmek isterim. 12. ekip üyelerimizin Sürekli Tıp Eğitim Dergisi’ nin Temmuz/ Ağustos 2012 tarihli 4 sayısında yayımlanan Dadaab Mülteci Kampıyla ilgili yazıları aşağıda yer almaktadır. Afrika’da Bir Multeci Kampındaki Sağlık Hizmetlerine Halk Sağlığı Yaklaşımı Public Health Approach to Health Care Services in a Refugee Camp in Africa Dr. Yunus Emre Bulut*, Dr. Rıza Cıtıl**, Dr. Zeynel Kalli***, Dr. Mahmut Coşkun*** Öz Bu rapor, Kenya Dadaab Mülteci Kampları'ndaki mültecilerin yaşam koşullarını, karşılaştıkları sağlık sorunlarını halk sağlığı yaklaşımı ile belirleyerek çözüm önerileri sunmak amacıyla hazırlanmıştır. Dadaab Mülteci Kampları, kuruluşunda planlanan sayının dört - beş katı mülteciyi ağırlamaya çalışmaktadır. Bu nedenle mültecilerin yeterli gıda, sağlık ve sosyal yardım olanaklarından mahrum kalması halk sağlığı acısından risk oluşturmaktadır. Anne ve bebek tespit ve izlemlerinin yetersiz olduğu görülmüştür. Aile planlaması ve danışmanlık hizmetleri ise çok yetersizdir. Mülteciler, etkin bağışıklama ile önlenebilecek hastalıklara karşı risk altındadırlar. Kamplarda içme ve kullanma suyu için şebeke sistemi ve sıvı atıklar icin kanalizasyon sistemi bulunmamaktadır. Katı atıklar ise toplanmamakta, mülteciler kendi olanakları ile atıkları biriktirip yakmaktadırlar. Mülteciler yeterli beslenmelerine karşın, dengeli beslenememektedir, beslenmeleri tek yönlü ve daha çok kuru gıda ağırlıklıdır. AID Kliniği’nde değerlendirilen donemde başvuran hastalara en sık konulan tanılar; alt solunum yolu enfeksiyonu (%23.6), idrar yolu enfeksiyonu (%22.3), üst solunum yolu enfeksiyonu (%16.3), sıtma (%9.5), gastroenterit (%8.4) ve diğer (miyalji, peptik ülser, anemi, cilt enfeksiyonu…) (%19.9) olmuştur. * Arş. Gör.; Gaziosmanpaşa U. Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD. Tokat **Yrd. Doç. Gaziosmanpaşa U. Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD. Tokat *** İl Sağlık Müdür Yardımcısı, Tokat Sonuç olarak; yeni kurulan kamplara acilen büyük tanı ve tedavi merkezleri kurulmalı, bu kamplardaki klinikler daha fazla sağlık çalışanı ve tıbbi malzeme ile desteklenmelidir. Somali’de göçe neden olan faktörleri ortadan kaldırmak için girişimlerde bulunulmalı, mülteciler en kısa zamanda kendi ülkelerine geri gönderilmelidir. Anahtar sözcükler: Göç, Mülteciler, Mülteci kampı, Dadaab Abstract This report has been produced to determine the living conditions and the health problems facing refugees in refugee camps of Dadaab, Kenya and to present suggestions by the public health approach. The Dadaab Camps are endeavouring to host four – five times the number of refugees planned when they had been established. For this reason, refugees deprived of adequate food, health and social welfare facilities are carrying serious risks for public health. Detection and follow-up of infants and their mothers was poor for both the mother and the baby. Family planning and counseling services was very poor. Refugees are at risk of preventable diseases through active immunization. There is no drinking water supply system, nor sewage system for liquid wastes in the camps. On the other hand, solid waste is not collected. Hence, refugees accumulate and burn them on their own. Although the refugees are provided adequate food, they do not have balanced nutrition. The foods provided are mainly one-sided and majorly dried food. The most common diagnoses in patients admitted to AID Clinic and evaluated in that period were; lower respiratory tract infection (23,6%), urinary tract infection (22,3%), upper respiratory tract infection (16,3%), malaria (9,5%), gastroenteritis (8,4%) and other (myalgia, peptic ulcer, anemia, skin infections ...) (19,9%). Consequently; large diagnostic and treatment centers should be established urgently in the newly established camps. Present clinics should be supported by more medical supplies and health workers. Politicians should attempt to eliminate the causes of migration in Somalia and refugees should be returned to their own countries as soon as possible. Key words: Immigration, Refugees, Refugee camps, Dadaab Giriş Göç, kişilerin gelecek yaşantılarının tamamını ya da bir kısmını geçirmek üzere, sürekli ya da geçici bir sure için bir iskan ünitesinden bir başkasına yerleşmek amacıyla yaptıkları coğrafi yer değiştirme olayıdır. Mülteci ise Birleşmiş Milletler’in tanımına göre, "ırkı, dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti ya da siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönmeyen ya da dönmek istemeyen kişi"dir (1). Birleşmiş Miletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (United Nations High Commissioner for Refugees) (UNHCR) Raporu’na göre, 2010 yılı sonunda dünyada doğal afet, terör, savaş gibi nedenlerden dolayı çoğunlukla komşu ülkeler olmak üzere yurtlarını bırakıp farklı ülkelere göç etmek zorunda kalmış ve mülteci statüsü kazanmış insan sayısı 10 milyondan fazladır. Bu göçmenlerin 2 milyon 800 bini Afrika Kıtası'ndadır. Somali, 770 bin mülteci ile Irak’tan sonra en fazla göç veren ikinci ülkedir. Dünyanın en büyük mülteci kampı, 101 bin yerleşimcinin kaldığı Kenya Dadaab’daki Hagadera Mülteci Kampıdır. Kenya Dadaab kamplarında ise 2010 yılı sonunda toplamda 400 binden fazla mülteci barınmaktaydı (2, 3). Sağlık Bakanlığı, 21 Ocak – 4 Şubat 2012 tarihleri arasında Kenya Dadaab Mülteci Kampları'nda barınan mültecilerin yaşam koşullarını, karşılaştıkları sağlık sorunlarını belirleyerek çözüm önerileri sunmak ve Uluslararası Doktorlar Birliği'nin (Alliance of International Doctors - AID) bu bölgede kurmuş olduğu sahra kliniğinde gözlem ve değerlendirmelerde bulunmak amacıyla Tokat İl Sağlık Müdürlüğü’nden İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Zeynel Kalli, 112 Acil Sağlık Hizmetleri Şube Müdürü Dr. Mahmut Coşkun, Merkez İlce Toplum Sağlığı Merkezi Sorumlu Hekimi Dr. Y. Emre Bulut ve sağlık memuru Ramazan Direk’i görevlendirmiştir. Kamplardaki genel durum Dadaab Mülteci Kampları, Kenya’nın Kuzeydoğusunda, Kenya-Somali sınırından yaklaşık 90 kilometre, Başkent Nairobi’den ise yaklaşık 500 kilometre uzaklıktadır. Kenya Dadaab Mülteci Kampı başlıca Dagahaley, Hagadera, IFO-1, IFO-2 (Batı, Doğu) ve Kambioos olmak üzere beş ayrı kamptan oluşmaktadır. Dagahaley, Hagadera ve IFO ilk olarak 90’lı yılların başında ve 90 bin kişilik olarak Somali’deki iç savaş ve kıtlıktan kaçan mülteciler için kurulmuş, 2011 yılına kadar aralıklarla göçler devam etmiş, 2011 yılında ise günde ortalama bin 400 mültecinin kampa ulaşmasıyla nüfusu 460 bini bulmuştur. 2011’deki en son göç halkası sonrasında IFO- 2 (Batı) ve IFO-2 (Doğu) ve Kambioos kampları kurulmuştur (4,5). Mülteciler, yararlandıkları gıda yardımı, sağlık, eğitim ve sosyal hizmetler ile sosyal ve psikolojik stres gibi faktörlerden görece arınmış olma durumları göz önüne alındığında, eski ve yeni mülteciler olarak iki grupta incelenebilir. Eski mültecilerin daha sık olarak 1991’de kurulmuş olan Dagahaley, Hagadera ve IFO kamplarında yaşadığı görülmektedir. Bu kamplarda kurulduğundan beri gecen 20 yılda yerleşik yaşama geçildiği, çadırlardan kurtulup kerpiç evlerin inşa edilmiş olduğu, mültecilerin tarım, hayvancılık ve ticaret ile uğraşmaya başladığı, hatta futbol turnuvaları, düğünler gibi sosyal aktiviteler bile düzenledikleri görülmektedir. 2011 yılından sonra gelen yeni mülteciler için IFO-2 (Batı), IFO-2 (Doğu) ve Kambioos kampları kurulmuştur. Bu kamplarda yaşayan mültecilerin, göçün yol açtığı olumsuz etkilerden henüz kurtulamamış olmalarının yanında, yardım ve diğer hizmetlerden de yeterince yararlanamadıkları görülmektedir. Bu çalışmada eski mültecilerden çok yeni mültecilerin yaşam koşulları ve karşılaştıkları sorunlar incelenmiş, çözüm önerileri sunulmuştur. Dadaab kamplarındaki 462.960 mültecinin yüzde 50,2’si kadın, yüzde 49.8’i erkektir. Nüfusun yüzde 16,6’sı 0-4 yaş, yüzde 26,3’u 5-11 yaş, yüzde 12.9’u 12-17 yaş, yüzde 40.3’u 18-59 yaş, yüzde 3.5’i ise 60 yaş ve üzerindedir (6). Kamplar sosyal yaşam acısından değerlendirildiğinde; kamplarda çocuk oyun alanları ve spor gibi sosyal alanlar bulunmamaktadır. Kendi ülkelerinde ağırlıklı olarak köylerde yaşayan, tarım ve hayvancılıkla geçimlerini sağlayan mülteciler, geçim kaynağı olan tarım arazilerini ve hayvanlarını geldikleri yerlerde bıraktıklarından, kamplarda hiçbir işle uğraşamamakta, hiçbir sosyal etkinlikte de bulunamamaktadırlar. Çadırlar arası uzaklık yeterli görünmemektedir. Bu durum zaten küçük olan ve fazla sayıda kişinin yaşadığı çadırlardaki ailelerin mahremiyeti acısından sorun oluşturmaktadır. Kamplarda elektrik bulunmaması; mültecilerin radyo, televizyon, bilgisayar gibi iletişim araçlarından mahrum kalmalarına, çevrelerindeki gelişmelerden, geride bıraktıkları yakınlarından haberdar olamamalarına yol açmaktadır. Cevre ve sağlık hizmetleri Kamplardaki sağlık hizmetleri German Technical Cooperation (GIZ), Medecins Sans Frontiers (MSF), International Rescue Committee (IRC) gibi Birleşmiş Milletler ile partner bazı sivil toplum kuruluşlarının sorumluluğuna verilmiştir. Her kuruluş sorumlu olduğu kampta klinikler, yataklı tedavi kurumları kurmakla, bulaşıcı hastalık kontrolü, bağışıklama hizmetleri gibi koruyucu sağlık hizmetleri, sağlık ve hijyen eğitimi vermekle yükümlüdür (7). Kamplar, kuruluşunda planlanan sayının dört - beş katı mülteciyi ağırlamaya çalışmaktadır. Bu nedenle mültecilerin yeterli gıda, sağlık ve sosyal yardım olanaklarından mahrum kalması halk sağlığı acısından risk oluşturmaktadır. Yeni kamplarda anne ve bebek tespit ve izlemlerinin yetersiz olduğu görülmüştür. Aile planlaması ve danışmanlık hizmetleri ise çok azdır. Bağışıklama hizmetleri ve soğuk zincir acısından da yeni kamplardaki mülteciler etkin bağışıklama ile önlenebilecek hastalıklara karşı risk altındadırlar. Kamplarda içme ve kullanma suyu için şebeke sistemi yoktur, su gereksinimi ortak alanlara kurulu su depolarından sağlanmaktadır. Bu depoların klorlanıp klorlanmadığı ya da hangi sıklıkla klorlandığı ve depo temizliğinin yapılıp yapılmadığı tam olarak bilinmemektedir. Çadırlar iki-üç metre kare büyüklüğünde olup, zeminleri toprağa doğrudan temas etmektedir. Çadırlarda azami hijyeni sağlamak için gerekli kullanma suyu yetersizdir. Kamplarda kanalizasyon sistemi bulunmamaktadır. Belli aralıklarla kuyular kazılmış ve seyyar tuvaletler oluşturulmuştur, fakat tuvalet sayısı yetersizdir. Vücut temizliği için ayrılmış alanlar ise bulunmamaktadır. Katı atıklar toplanmamakta, mülteciler kendi olanakları ile atıkları biriktirip yakmaktadırlar. Gerek kamplardaki gözlemler sonucunda gerekse AID kliniğine başvuran çocuk ve erişkinlerde malnutrisyon görülme sıklığı beklenenden çok daha az olup bu durum gıda yardımlarının yeterli olduğunu düşündürmektedir. Ancak mülteciler yeterli beslenmelerine karşın, dengeli beslenememektedir; beslenmeleri tek yönlü ve daha çok kuru gıda ağırlıklıdır. Eski kamplarda yeterli sayılabilecek sayıda klinikler, yataklı tedavi kuruluşu ve sağlık personeli bulunmaktadır. Fakat yeni kamplarda sağlık kuruluşu ve sağlık planlaması bakımından eksiklikler görülmektedir. AID’in sahra kliniği, IFO 2 (Batı-Doğu) gibi yeni kamplardaki sağlık kuruluşu eksikliğini bir ölçüde gidermektedir. Tablo 1. AID Kliniği’nde en sık tanı alan hastalıklar (21 Ocak-4 Şubat 2012 tarihleri arası) Sıra Hücre Sıklık (%) 1 Alt Solunum Yolu Enfeksiyonu 23,6 2 İdrar Yolu Enfeksiyonu 22,3 3 Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu 16.3 Sıtma 9,5 Gastroenterit 8,4 Diğer (Miyalji, Peptik Ulser, Anemi, Cilt Enfeksiyonu…) 19,9 4 5 6 AID, 2011 yılında kurulmuş, dünyada çeşitli merkezlerde gereksinimi olan insanlara sağlık yardımı götürmeyi amaçlayan İstanbul merkezli bir sivil toplum kuruluşudur. AID’in Kenya Dadaab Mülteci Kampı’nda kurduğu kliniğe ağırlıklı olarak IFO-2 (Batı-Doğu) Kamplarından, az miktarda da IFO-1 ve Dagahaley Kampları'ndan, hatta Kenyalı yerli halktan bile hasta başvurusu olmaktadır. Klinikte kadrolu olarak bir hekim, üç sağlık memuru, bir hemşire, iki yardımcı hemşire, bir eczacı, üç eczacı kalfası, iki kayıt görevlisi, bir çevirmen, iki temizlik görevlisi, bir şoför ve sekiz güvenlik görevlisi çalışmaktadır. Kliniğin aylık ilaç gideri ise 20 bin dolar dolayındadır. Klinikte günlük yaklaşık 300 poliklinik muayenesi yapılmaktadır. Klinikte hasta girişleri, konulan on tanı/tanılar ve verilen tedavi önceden eğitim görmüş kayıt görevlileri tarafından düzenli olarak kayıt altına alınmaktadır. Klinikte 21 Ocak - 4 Şubat tarihleri arasında en sık karşılaşılan ilk 5 hastalık; alt solunum yolu enfeksiyonu (%23,6), idrar yolu enfeksiyonu (%22,3), üst solunum yolu enfeksiyonu (%16,3), sıtma (%9,5), gastroenterit (%8,4), diğer (miyalji, peptik ülser, anemi, cilt enfeksiyonu…) (%19,9) olarak belirlenmiştir (Tablo 1). Klinikten başka kamplardaki yataklı tedavi kurumlarına sevk oranı yüzde birden az olup, bu durum sevklerde ciddi sorunlar olduğunu düşündürmektedir. AID, başvuran hastalara muayene ve tedavi yanında; mültecilere sabun, cibinlik dağıtımı ve gıda yardımı gibi yardımlarda da bulunmaktadır. Mültecilere ev sahipliği yapan Kenya’da, DSO kayıtlarına göre 2010 yılında anne ölüm hızı yüz binde 360, bebek olum hızı binde 55, kişi başı milli gelir 1640 dolar, sağlığa harcanan pay kişi başı 36 dolardır (Tablo 2). Ev sahibi Kenya’da yeterli sağlık kuruluşu ve sağlık insan gücünün olmaması, göç edenlerin gelir düzeyinin düşük olması, ekonomik yönden sürekli sıkıntı içinde olmaları, yeterli ve dengeli beslenememeleri, dil engeli ile karşılaşmaları, sağlık sigortasına sahip olmamaları, geleneksel yaşam kalıplarından dışarı çıkamamaları, sosyal ve psikolojik stres gibi birçok faktör göç edenlerin sağlık koşullarını olumsuz yönde etkilemektedir.Eğitim düzeylerinin de düşük olmasının etkisiyle göç edenlerin sağlık ve hastalık konularında yeterli derecede duyarlı olmadıkları görülmektedir (8 , 9). Kamplarda mülteci sayısı planlanan sayının dört-beş katıdır. Bu nedenle mülteciler yeterli oranda gıda, sağlık ve sosyal olanaklardan mahrum kalmaktadırlar. Ocak - Ağustos 2011 tarihleri arasında Dadaab Kampları'ndaki 9-59 aylık çocuk kızamık aşılama oranı yüzde 89, antenatal gebe izlemi oranı yüzde 77, sağlık personeli yardımı ile doğum oranı ise yüzde 90 olarak belirtilmiştir. Bu oranlar mültecilerin sosyokültürel düzeyleri ve sağlık hizmetlerine katılımları göz önüne alındığında oldukça başarılı sayılabilir. Fakat 2011 yılındaki son göç dalgası sonucu kurulan yeni kamplar da hesaba katıldığında bu oranların çok aşağıya çekileceği acıktır. Yeni kamplarda henüz tam anlamıyla sağlık planlaması tamamlanmamış olması nedeniyle; aile planlaması-danışmanlık hizmetleri düşük, doğurganlık yüksek, bebek - çocuk ve anne izlemleri yetersiz, bulaşıcı hastalık riski yüksektir. Zaten UNHCR’nin- 2011 yılı Ekim ayı Sağlık Sektörü Brifing Raporu’nda 2011 yılındaki yeni göçler nedeniyle kamplardaki sağlık verilerinin kötüleşmekte olduğuna vurgu yapılmaktadır (7). Mültecilerin geldiği ve asıl vatanları olan Somali’de, DSO kayıtlarına göre 2010 yılında genel doğurganlık hızı 6,3 ; anne olum oranı yüz binde bin; bebek olum hızı binde 108 olduğu göz önüne alındığında, zaten ana çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetlerinden yeterince yararlanamadıkları acıktır (Tablo 2). Kamplarda sunulan çağdaş hizmetler için ise mültecilerin katılımı asıldır. Mültecilerin dini inanışları, sosyokültürel-eğitim düzeyleri ve kaybettikleri bebeklerinin yerine yenisini koyma çabaları, çocuk doğuruyor olmanın kadının statüsü için önemi aile planlamasına olan katılımı engellemektedir. Bu engel mültecilerin kabul edebilecekleri aile planlaması yöntemlerini, tercihen kendi dinlerinden olan sağlık personeli ile, yönlendirmeden uzak tavırlarla yaklaşılması halinde aşılabilir. Kamplarda kanalizasyon sisteminin olmaması, atıkların uygun şekilde toplanıp bertaraf edilmemesi, içme-kullanma sularının sağlık acısından uygun olmaması mülteciler için başta bulaşıcı hastalıklar olmak üzere önemli sağlık sorunları ve salgınlara yol açabilmektedir. Malnutrisyonlu hasta ile beklenenden çok daha az oranda karşılaşılmış olması, gıda yardımlarının yeterli olduğunu göstermektedir. Mültecilerin beslenmelerinin daha çok kuru gıda ağırlıklı ve tekdüze olması nedeniyle mülteciler yeterli besin almakta, fakat dengeli beslenememektedir. Bu tur beslenmenin uzun dönemde obezite başta olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği öngörülmeli ve yardımlarda gıda çeşitliliğine önem verilmelidir. Sivil toplum kuruluşları, kamplarda klinikler kurarak, bulaşıcı hastalık kontrolü, bağışıklama hizmetleri, sağlık eğitimi gibi koruyucu sağlık hizmetleri ile tedavi edici sağlık hizmetleri vermektedir. Eski kamplarda bu tur klinikler yeterli sayıdayken, yeni kurulan kamplarda oldukça yetersizdir. AID de bu kamplarda kurduğu klinik ve az sayıda personel ile yaklaşık 100 bin mülteciye özellikle tedavi edici sağlık hizmetleri vermektedir. AID Kliniği'nden başka kamplar ve kentlerdeki yataklı tedavi kuruluşlarına sevk oranı çok düşüktür. Sevklerde yaşanan sorunlar ancak Kenya Hükümeti’nin duyarlılığı ile çözülebilir. Sonuç Sonuç olarak; Dadaab kamplarındaki mülteci sayısı planlanan sayıdan çok fazladır. Mülteciler gıda, sağlık ve sosyal olanaklardan yeterli oranda yararlanamamaktadırlar. Yeni kurulan kamplar daha önceden kurulmuş ve daha düzenli olan kamplara göre; düşük aile planlamasıdanışmanlık hizmetleri, yüksek doğurganlık, yetersiz bebek - çocuk ve anne izlemleri, yüksek bulaşıcı hastalık riski gibi halk sağlığı sorunlarıyla karşı karşıyadır. Başta AID olmak üzere çok sayıda sivil toplum kuruluşu mülteci kamplarında klinikler kurarak mültecilere sağlık hizmeti vermektedir. Ancak bu hizmetler mültecilerin belli bir sağlık düzeyine ulaşması için yeterli değildir. Öncelikle IFO-2 (Doğu-Batı) Kampları olmak üzere yeni kurulan kamplara acilen büyük tanı ve tedavi merkezleri kurulmalı, bu kamplardaki klinikler daha fazla sağlık çalışanı ve tıbbi malzeme ile desteklenmelidir. Tablo 2. Bazı ulkelerin demografik verileri ve sağlık göstergeleri 5 Yaş Altı Olum Hızı (1000 Canlı Doğumda)* Nüfus* Milli Sağlığa Doğumda Genel 15-19 Anne Bebek Gelir harcan Beklenen doğurganl yaş ölüm ölüm (Kişi an yaşam ık arası hızı hızı(bin başı miktar suresi hızı doğurg (100 canlı $)* (kişi (ortalama (kadın anlık binde doğumda) başı Erkek/Ka başına)* oranı )* * $)* dın)* 5 Yaş Altı ölüm hızı(1000 canlı doğumda)* (1000)* Afganistan 31.412.000 1060 34 48– 47/50 6,3 151† 460 103 149 Kenya 39.802.000 1040 36 60-58/62 4,7 106 360 55 85 Somali 9.331.000 ? ? 51– 51/51 6,3 123 100 108 180 Türkiye 72.752.000 15170 575 75– 72/77 2,1 51† 20 12 20 Küba 11.258.000 ? 672 78– 76/80 1,5 50 73 5 6 82.302.000 37950 4723 80– 78/83 1,4 10 7 3 4 Almanya * WHO (10), † WHO,2001 (11), ? Veri bulunmamaktadır. Başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünyadaki bütün ülkeler Afrika’da mültecilerin yaşadığı bu sağlık sorununa daha duyarlı olmalıdır. Somali’de göçe neden olan faktörleri ortadan kaldırmak için uluslararası düzeyde girişimlerde bulunulmalı, mülteciler daha fazla kayıplar vermeden bir an önce kendi ülkelerine geri gönderilmelidir. Türkiye de savaş, kıtlık gibi nedenlerle özellikle komşu ülkelerden gelen ve doğal afetler sonucu ülke içinden çok sayıda mülteciyi ağırlamış ve hala ağırlamakta olan Ortadoğu’nun önemli bir ülkesidir. Türkiye’nin bu deneyimi UNHCR ile paylaşabileceği fırsatlar oluşturulmalıdır. Kaynaklar 1- Convention and Protocol Relating to the Status of Refugees, Geneva: UNHCR Communications and Public Information Service 2010. s. 3 2- UNHCR Statistical Yearbook 2010. 10th edition 2010. s. 6-9. 3- UNHCR Global Trends 2010. 2010. s. 41. 4- Osman D, Khan M, The Dadaab Camps –Mitigating the effects of drought in the Horn (perspective), PLoS Curr. 2011 December 15 ; 3 :RRN1289. 5- Spiegel PB, Burton A, Tepo A et al. Mortality among refugees fleeing Somalia – Dadaab Refugee Camps, Kenya July – August 2011, Morbidity and Mortality Weekly Report August 26, 2011: 60 (33). 6- Camp Population Statistics by Country of Origin, Sex and Age Group, 19.02.2012, http://data.unhcr.org/hornof-africa 7- Brifing Note On The Health Sector Dadaab Refugee Camps, October 2011. s. 2-4. 8- Fuller J, Ballantyne A. Immigrants and equitable health-care delivery in rural areas: AustralianJournal of Rural Health 2000; 8: 189-193 9- Topcu S, Beşer A. Goc ve Sağlık. C.U. Hemşirelik Yuksekokulu Dergisi 2006; 10(3): 37-42. 10-World Health Statistics 2012. World Health Organisation 2012 11-World Health Organisation, Global http://apps.who.int/ghodata/?vid=2469 , Erişim: 30.07.2012 Health Observatory Data Repository. Saha Koordinatörü Merve Ay Saha Koordinatörü Merve Ay, Saraybosna Üniversitesi Tıp Fakültesi ‘den Emina Selimoviç, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’den Naser Kuceviç (Sancak –Sırbistan), Karadeniz Teknik Üniversitesi’den Selman Demirci ve Hatay Dörtyol Devlet Hastanesi’den sağlık memuru İkram Erdoğan’dan oluşan 11. Sağlık ekibi 14 Ocak 2012 tarihinde 18.45 THY seferiyle İstanbul’dan Nairobi’ye ulaşmıştır. Ekip o gece Nairobi’de, ertesi gece Garissa’da Nomad Palace Hotel’de konaklayarak Dr. Tanwira Chiraghdin ile birlikte 16 Ocak’ta Dadaab’a varmıştır. Dr. Mahmut Coşkun, Dr. Zeynel Kalli, Dr. Yunus Emre Bulut, Sağlık Memuru Ramazan Direk, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Sencer Sağlam ve öğrenci Bahadır Coşkun’dan oluşan 12. Ekip ise 21 Ocak’ta İstanbul’dan ayrılarak Nairobi ve Garissa’da konakladıktan sonra 23 Ocak’ta Dadaab’a ulaşmıştır. 11. ekip öğrencilerden oluştuğu için birkaç gün Dr. Tanwira, sağlık memurları Yasin ve Boru’yu gözlemlemiş, daha sonra birlikte ve doktorlara danışarak hasta muayene etmişlerdir. Öğrenciler 12. Ekibin Dadaab’a varmasından sonra tekrar gözlemci olarak devam etmişlerdir. 12. sağlık ekibinden Dr. Zeynel Bey ve Dr. Yunus Bey poliklinik yapma hizmetini, Dr. Mahmut Bey ise küçük cerrahi müdahaleleri üstlenmiştir. Dönem içerisinde hasta sayısı günlük ortalama 350 kişi olup, bunun yaklaşık % 75’i çocuk hastalardan oluşmaktadır. En sık rastlanan hastalıklar solunum yolları enfeksiyonu (%50), peptik ülser, gastro-enterit, idrar yolları enfeksiyonudur. Bir aylık ilaç Dr. Tanwira tarafından Garissa’dan temin edilmiştir. İlaçlar eczanede stok halinde olup kliniğin içindeki dağıtım yapan masalara günlük olarak verilmektedir. İlaç stok ve dağıtımının daha verimli olması için bir eczacı teknisyeni en kısa zamanda alınacaktır. Hasta, muayene olmadan sağlık karnesi olarak kullanılan bir deftere bilgileri kaydedilmekte, doktor tarafından tanı koyulup, reçete yazıldıktan ve bu bilgilerin kayıt masasında protokol defterine kaydı yapıldıktan sonra klinik içindeki iki masadan ilaçlarını alabilmektedir. Hasta olmayan kişi sayısının çokluğu nedeniyle triaj uygulaması şarttır. Böylece bekleme alanına kurulacak bir bölmede ciddi olmayan vakaların hemşire tarafından hızlı akışı sağlanacak, doktorlar acil vakaları uygun şekilde muayene edebileceklerdir. Bu bölmede çocukların boy ve kilo ölçümü yapılacak, gerekli olduğu takdirde malnütrasyon tedavisi için Kızıl Haç’a sevk edileceklerdir. Ayrıca kurulacak laboratuar basit ve hızlı testlere olanak sağlayacaktır. Bir muayene odası gebeler için ayrılacak, her gebe bir takip formu ile düzenli kontrol altında tutulacaktır. Kamplarda sanitasyon ve hijyen sorunu bulunmaktadır. TİKA tarafından İfo 3 kampındaki binanın devrinden sonra, burada hijyen ve sanitasyon alanında eğitilecek kişilerle kalıcı eğitim ve uygulamalar mümkün olacaktır. Ancak proje başlamadan da sabun ve deterjan gibi ürünlerin dağıtılması planlanmaktadır. Bu kapsamda hastalarla görüşülüp en çok ihtiyaç duyulan hijyen ürünlerin bir listesinin yapılması ve bu listeye göre toplu dağıtım yapılması uygun olacaktır. Dr. Tanwira ve Merve Ay 16 Ocak’ta Garissa Devlet Hastanesi’nde Kuzeydoğu Bölgesi Sağlık Hizmetleri Müdürü Dr. Mukhtar Omar, Garissa Sağlık Hizmetleri Müdürü ve Hastane Başhekimi Dr. Musa Muhammed ve Hastane Başhekim Yardımcısı ve Göz Doktoru Amal Hanım ile görüşmüşlerdir. Klinikteki hizmetler anlatılmış ve yetkililer tarafından kliniğin Kenya Devleti altında çalışabileceği belirtilmiştir. Ayrıca sıtmaya karşı cibinlik dağıtımı, hastanenin laboratuarının iyileştirilmesi, katarakt projesi de konuşulmuştur. Laboratuar için eksik malzeme listesi yapıp AID’e sunulacaktır. Katarakt projesi için ise fiyat konusunda görüşmeler devam etmektedir, ancak projenin gerçekleşmesini çok arzuladıklarını belirtmişlerdir. Dr. Mukhtar Omar ve Dr. Musa Muhammed 24 Ocak’ta kliniği ziyaret etmişler ve bu ziyaretten çok memnun kalmışlardır. AID- Uluslar arası Doktorlar Birliği olarak, bu noktada gerek hükümet gerek BM tarafından organize edilen koordinasyon toplantılarına katılarak kamptaki sağlık sisteminin bir parçası olunması gerekmektedir. Bu bağlamda Dr. Mahmut Coşkun ile kamptaki STK’ların ziyaret edilmesi planlanmaktadır. 26 Ocak’ta Dr. Abdullah ile Mwingi kasabasında kısa bir görüşme yapılmıştır. Bu görüşmede AID tarafından önerilen göz ünitesi için en uygun yerin Mandera bölgesi olduğu belirtilmiştir. Mandera kuzeydoğuda Somali ve Etiyopya sınırına yakın, yoksulluğun ve katarak hastalığının yaygın olduğu bir bölgedir. Bölgede mevcut olan hastanenin göz ünitesi bulunmamaktadır. Ünite açıldığı takdirde hükümet bu hastaneye göz doktoru gönderebilecektir. Bina yapımı için önce Halk İşleri Bakanlığı’ndan fiyat ve inşaat planı alınması, daha sonra Mandera Sağlık Müdürlüğü tarafından ihaleye sunulması gerekmektedir. Dr. Abdullah, Kuzeydoğu Bölgesi Sağlık Müdürlüğü tarafından bu proje için gerekli desteği göstereceklerini, ancak 50000 doların böyle bir proje için yeterli olmayacağını belirtmiştir. Kendisinden fiyat araştırması yapması istenmiştir, gelen fiyata göre projenin yapılabilirliği değerlendirilebilir. 11. ekip 26 Ocak’ta Dadaab’dan Nairobi’ye geçmiş, orada bir gün kaldıktan sonra 28 Ocak’ta 3:40 seferiyle Kenya’dan ayrılmışlardır. Sağlık ekibindeki öğrenciler klinikte gözlem yapmaya ve yardımcı olmaya çalışmışlardır. Hem bölgeyi tanıma, hem de faydalı olma konusunda motivasyonlarını hiç kaybetmemişlerdir. 11. sağlık ekibiyle mesaiden sonra her gün farklı bir kamp ziyaret edilmiş, halkın oldukça olumlu tepkisiyle karşılaşılmıştır. Gelecek ekiplerde de öğrencilerin bulunmasının faydalı olacağı kanaatindeyim. 2012 Ocak Ayı Dadaab Mülteci Kampı İstatistikleri, Yaş Ortalaması 0-5 yaş 6- 15 yaş Cinsiyet Dağılımı 16 yaş üstü Kadın Erkek 0% 22% 43% 50% 12% 57% 16% Dadaab Mülteci Kampı’na Ocak ayında muayene için gelenlerin %57’ sinin kadın, % 43’ünün ise erkek hastalar olduğu görülmektedir. Ayrıca kayıt altına alınanların % 43’ünü 0– 5 yaş arası, % 32’sini 16 yaş üstü,% 25’ini 6–15 yaş arası hastalar oluşturmaktadır. Sık Görülen Hastalıklar Dağılımı ÜSYE ASYE Peptik ülser Otit Konjonktivit Miyalji Fungal Inf Yanık Suçiçeği İYE GE Diğer 6% 14% 1% 1% 3% 36% 6% 2% 3% 12% 16% Ocak ayında muayene için gelen hastalara bakıldığında en fazla görülen dört hastalık sırasıyla; Üst solunum yolu enfeksiyonları (% 36), alt solunum yolu enfeksiyonları (% 16), Peptik ülser (% 12), idrar yolu enfeksiyonları (%14) olarak görülmektedir. 13.Sağlık Grubu ve Ekip Üyeleri: 13. Bölgeye göndermiş olduğumuz 13. Sağlık ekibi 08.02.2012 tarihinde çalışmalarına başlamış olup 23.02.2012 tarihinde yurda geri dönmüştür. 13. Grup ekip üyelerimiz: Doktor Muhammet Kasım Arık Hemşire Sevgül Durmaz Muhasebeci Neslihan Akyol AID- Dadaab Mülteci Kampı 13. Grup Sağlık Hizmetleri Raporu Hemşire Sevgül Durmaz “Çare olamasan da, umut ol” Kenya topraklarına mağduriyetleri neticesinde sığınmış büyük çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan Somalili insanlar... Aidiyet duyguları olmayan bu topraklarda mülteci, kendilerine sunulan imkânlarla yetinmek zorundalar, ama herkes gibi insanlar... Dadaab Mülteci Kampı’nda bulunduğumuz 15 günlük süre içerisinde bir yaşam dramına tanık olduk. Bir uzman doktor, bir hemşire ve bir de muhasebeciden oluşan sağlık ekibimiz, bölgede çalışmalarına devam eden AID Kliniği’nin çalışmalarına iki hafta boyunca destek vermiş, bölgeyi gözlemleme ve bölge insanını tanıma imkânı bulmuştur. Bu süre zarfında aktif hizmeti sürmekte olan kliniğin günlük hasta kabulü ortalama 150–200arasında değişmektedir. Büyük çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu hastalara birinci basamak sağlık hizmeti verilmiş ve bu hastaların ilaçları temin edilmiştir. Sağlık ekibimiz bölgede bulunulan süre içerisinde her gün farklı bir kampı ziyaret etmiş, AID in bölgede başlattığı sabun dağıtımı projesine katkıda bulunmuştur. 15 günlük hizmet süresi boyunca bölgede sık görülen hastalıkların hijyen sorununa bağlı hastalıklar olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle bir an önce önleyici hekimlik uygulamasına geçilmeli ve hastalıkları ortaya çıkaran ana sebeplerin ortadan kaldırılması için çalışmalar başlatılmalıdır. Kamplarda su kuyularının yeterli düzeyde olmaması büyük sorun teşkil etmektedir. Bölge halkının temin edebildiği çok az suyla her türlü ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olması, bölgede insanların tuvalet ve yıkanma ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri alanların olmayışı, bölgedeki hijyen ve sanitasyon sorununun ana sebepleri olarak sayılabilir. AID ve IHH İnsani Yardım Vakfı’nın bölge halkına sunduğu hizmet, kalıcı olması açısından bölge için büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle AID yerel çalışanları ve gönüllü sağlık ekipleriyle bu hizmeti yürütmeye gayret göstermektedir. Katılmış olduğum bu çalışmayla bölgedeki duruma tanıklık etmeme ve bir nebze de yardım sağlamama sebep olan AID ve IHH kuruluşlarına vesile olmalarından dolayı teşekkürlerimi bir borç bilirim. Her türlü koşul ve durumda gönüllülüğümün devamını bildiririm. 2012 Şubat Ayı Dadaab Mülteci Kampı İstatistikleri Yaş Ortalaması Cinsiyet Dağılımı Kadın Erkek 0% 23% 0-5 yaş 6- 16 yaş 45% 51% 26% 55% 16 yaş üstü Klinikte Şubat ayı içerisinde muayene için gelenlerin % 55’ni kadın, % 45’ini erkek hastalar oluşturmaktadır.Yaş ortalaması grafiğine bakıldığında 16 yaş ve üstü gelen hastaların % 51’lik, 6–16 yaş grubu hastaların % 26’lık ve 0–5 yaş grubu hastaların ise % 23’lük dilimi oluşturduğu gözlemlenmektedir. Sık Görülen Hastalıkların Dağılımı ÜSYE ASYE 0% 0% İYE 0% 0% 0% 0% 0% sıtma parazitos GE diğer 17% 19% 7% 23% 2% 0% 3% Otit 9% 20% 2012 Şubat ayında en sık görülen ilk 3 hastalık grubu sırasıyla; alt solunum yolu enfeksiyonları (% 23), idrar yolu enfeksiyonları (%20) üst solunum yolu enfeksiyonları (% 17) ve diğer hastalık grupları (%19) olarak tespit edilmiştir. 14. Sağlık Grubu ve Ekip Üyeleri: 28.02.2012 tarihinde yola çıkan 14. Sağlık ekibimiz 1 doktor, 1 hemşire ve saha koordinatörümüz Merve Ay ile birlikte 13. 03. 2012 tarihine kadar çalışmalarını sürdürmüştür. Bölgede çalışmalar yapan sağlık ekibi üyeleri: Doktor Ümit Doğan Hemşire Leyla Aba AID- Dadaab Mülteci Kampı 13. Grup Sağlık Hizmetleri Raporu Doktor Ümit Doğan Dadaab Mülteci kampında kalan Somalili Mültecilere, AID- Uluslararası Doktorlar Birliği’nin düzenlemiş olduğu program çerçevesinde 28.02.2012- 13.03.2012 tarihleri arasında sağlık hizmeti sunulmuştur. Dadaab, Kenya sınırları içerisinde Somali sınırına yakın bir bölgede bulunmaktadır. Bölgeye, başkent Nairobi ve Garissa üzerinden ulaşılmakta, fakat Garissa şehrinden itibaren yolun bozuk olması nedeniyle ulaşım oldukça uzun sürmektedir. Türkiye’den iki kişilik sağlık ekibi, klinikte bulunan bir doktor, iki sağlık memuru ve 17 lojistik personelle birlikte çalışmıştır. Türkiye’den gönüllü olarak gelen sağlık ekibinin dışındaki tüm personel Kenya ya da Somali asıllı kişilerden oluşmaktadır. Bu durum kliniğin isleyişi açısından önem arz etmektedir. AID’in bölge insanına hizmet etmek amacıyla kurduğu bu kliniğin idari yapısı itibariyle doğru planlandığı gözlemlenmiştir. Burada her gün ortalama 200 hastaya bakılmakta, gerekli görülen durumlarda küçük cerrahi müdahale yapılabilmektedir. Ancak bölgede ciddi bir enerji sıkıntısının var oluşu, yapılacak küçük cerrahi işlemler deve kullanılan malzemelerin sterilizasyonunda sıkıntılar yaşatmıştır. AID, hastalara sağlık karnesi tarzında defterler vermiş ve bu sayede bölgede ilaç dağıtımında iyi bir uygulama başlatmıştır. Hastalar ilaçlarını bu defterlere yazılan reçetelerle kliniğin eczane kısmından temin etmektedir. İlaçların bölge eczanelerinden tedarik ediliyor olması bölge halkını kalkındırma adına doğru bir karar olmuştur. Ancak bu durum gönüllü Türk doktorları için (isim farklılığından dolayı) çeşitli sıkıntılara sebep olmuştur. Bu sorun daha sonra reçeteye etken maddenin adının yazılmasıyla çözülmüştür. Bölgenin durumu göz önünde bulundurulduğunda burada hastane inşa etmek yerine birinci basamak sağlık hizmetlerine devam edilmesinin, bunun yanında koruyucu sağlık hizmetlerine ve halk sağlığı eğitimlerine ağırlık verilmesinin daha doğru olacağı kanaatini taşımaktayım. 12 günlük hizmet süresi boyunca yaklaşık 2500 hastaya poliklinik hizmet verilmiştir. Bu sayı içinde hastaneye sevk olması gereken hasta sayısının 10’ u geçmeyecek kadar az olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle yukarıda da ifade edildiği gibi atıl kalması çok muhtemel hastane vb. devasa yatırımların yerine halkın çok daha büyük bir kısmını ilgilendirecek koruyucu sağlık hizmetlerine yönelmek çok daha yararlı olacaktır. Örneğin aşılamanın yetersiz olduğu gözlemlenmiş ve çocukların büyük bir çoğunluğunda kabakulak hastalığı tespit edilmiştir. Ayrıca bölgedeki sanitasyon ve hijyen sorununun enfeksiyon hastalıklarını ve buna bağlı komplikasyonları arttırdığı gözlemlenmiştir. Bu nedenle aşılama, kişisel hijyen eğitimi gibi eğitimlerin bölge insani için son derece faydalı ve daha az masraflı olacağı kanaatindeyim. Bunun yanında sıtma konusunda girişimlerde bulunulmalıdır. Sıtma tanısını koymak için periferik yayma ve değerlendirilmesinin yapılacağı primitif ekipmanların bulundurulması hizmet kalitesini arttıracaktır. Bölgeyle İlgili Genel Değerlendirmeler: 1. TİKA’nın Garissa şehrine bir irtibat bürosu açmasının burada hizmet eden veya etmek isteyen sivil toplum örgütlerinin koordinasyonun sağlanması ve yapılacak hizmetlerin atıl kalmaması açısından son derece faydalı olacağı kanaatindeyim. 2.Enerji olmadığı için yapılabilecekler son derece kısıtlı görünse de kamplarda kalanlar için bir hamam yapılabilir, çünkü kamplarda banyo yapılacak alanların olmadığı gözlemlenmiştir. 12 saat gün ışığından faydalanma imkânı göz önünde bulundurulduğunda solar enerji projeleri ile elektrik sorunu çözülebilir. Bunun yanında Kenya Hükümeti ile işbirliği yapılarak enerjiye bağımlı olmayan projeler de geliştirilebilir. Örneğin el ile çalışan dokuma tezgâhları ile halıcılığın öğretilmesi gibi. 3.Bölge problemlerinin çözümünde yerel kaynakların kullanılmasının faydalı olacağı kanaatindeyim. Ancak bu konuda çok dikkatli olunmalı ve mevcut kabile düzeninin kabile şefleri, Dadaab’ın mülki amirleri vb. gibi unsurlar dikkate alınmalıdır. Ayrıca proje üretilirken ya da üretilmesi düşünülürken çok iyi etüt edilmeli atıl kalması muhtemel tesislerin kurulmasından kaçınılmalıdır. Örneğin mescit yapmak yerine ‘Duksi’ adı verilen okullar yapılmalı ve eğitim için gerekli olan araç-gereçler temin edilmelidir. 4.Çocuk ve kadın nüfusunun fazla oluşu dikkate alınmalı ve bu konularda projeler üretilmelidir. 5.Tutucu, kabile düzeninde yaşayan ve göçebe olarak hayatlarını idame ettiren bu büyük topluluk için kanaat önderleri bulunmalı, onlarla temasa geçilmeli ve onlarla görüş birliğine varıldıktan sonra eyleme geçilmelidir. Bu nedenle bölge halkıyla sosyo-politik ilişkiler çok iyi yürütülmelidir. 6.Toplam 750.000 mültecinin yaşadığı bölgede 6 kamp bulunmaktadır: Hagadera, İfo, İfo2, Ifo3, Kambios, Dadahley. Bu kampların hepsine hizmet götürmeye çalışmak zor olacağından hedef belirlenmeli ve buna uygun eylem planları hazırlanmalıdır. Genel olarak olumlu havada gerçekleşen sağlık hizmetleri programında ekibimiz ülkemizi en mükemmel şekilde temsil etmek adına yoğun çaba sarf etmiş ve bu şekilde iki ülke arasındaki kardeşliğin pekişmesine katkıda bulunmuştur. 2012 Mart Ayı Dadaab Mülteci Kampı İstatistikleri Mart ayında kliniğe muayene için gelen Cinsiyet Dağılımı Kadın bireylerin yüzde 52’si erkek, yüzde 49 ise Erkek kadındır. 49% 51% Sık Görülen Hastalıkların Dağılımı ÜSYE ASYE İYE 0% sıtma Otit 0% 1% parazitos 12% GE Fungal Enfeksiyon diğer 20% 12% 2% 3% 25% 14% 11% Polikliniğe başvuran tüm yaş gruplarının % 25’in de alt solunum yolu enfeksiyonu, % 20’sinde üst solunum yolu enfeksiyonu saptanmıştır. Ayrıca % 14’ünde ise sıtma, % 11’inde idrar yolu enfeksiyonu, % 12’sinde otit, %12’sinde GE hastalıkları saptanmıştır. 15. Sağlık Grubu ve Ekip Üyeleri: Bir doktor ve bir hemşireden oluşan 15. sağlık ekibimiz çalışmalarını14.04,2012- 29.04.2012 tarihleri arasında gerçekleştirmiştir. Bölgede çalışmalar yapan sağlık ekibi üyeleri: Doktor M. Ali Teoman Toprak Hemşire Zeycan Sarı AID- Dadaab Mülteci Kampı 15. Grup Sağlık Hizmetleri Raporu Doktor M. Ali Teoman Toprak Genel cerrahi uzmani 14.04.2012- 29.04.2012 tarihleri arasında bir doktor ve bir hemşireden oluşan sağlık ekibimiz Dadaab Mülteci Kampı`nda bölge insanına tıbbi yardımda bulunmuştur. 12 gün boyunca 8.00–14.00 saatleri arasında AID tarafından İfo 2 Kampı’nın karşısında kurulmuş olan klinikte poliklinik hizmet verilmiştir. 1 Doktor, 3 Clinical Officer, 2 hemşire ve 1 eczacıdan oluşan personelle hasta muayenesi yapılıp, ilaçları tedarik edilmiştir. Kenya’da bulunduğumuz süre içerisinde Nairobi büyükelçimiz ziyaret edilmiştir. Büyükelçimiz ekibimizi samimi bir şekilde karşılamış, sıkıntılarımızı ve isteklerimizi dikkatle dinlemiştir. Büyükelçimizden İfo 3 kampında bulunan TİKA’ya ait olup, fiziki şartları hazır olmasına rağmen kullanılmayan sağlık ocağı binasının derneğimize tahsis edilmesi hususunda destekleri istenmiştir. Bunun yanı sıra çalışmalarımızın hızlandırılması açısından Kenya Devleti ile ilgili olan resmi prosedürlerin kolaylaştırılması konusunda yardım talep edilmiştir. Dadaab Mülteci Kampı’nda Ağustos 2011 tarihinden itibaren hizmet veren AID’in bu hizmeti devam ettirmesinin oldukça önemli olduğu kanaatindeyim. Böyle projelerde gönüllü olarak hizmet sunmaya her zaman hazırım. Hemşire Zeycan Sarı AID- Uluslararası Doktorlar Birliği aracılığıyla Dadaab Mülteci Kampı ‘na sağlık yardımı götürmek amacıyla 14.04.2012 tarihinde Kenya’ ya hareket edilmiştir. Kampta, iki hafta boyunca 08.00-16:00 saatleri arasında Somalili mültecilerin tedavileri yapılarak poliklinik hizmeti sunulmuş ve gerekli görüldüğünde ise küçük cerrahi müdahaleler yapılmıştır. Hastalar, muayeneleri yapıldıktan sonra ilaçlarını klinik bünyesinde bulunan eczaneden temin etmekteydi. Tükenen ilaçlar, Nairobi ve Garissa şehirlerinden sipariş edilerek alındığı için ilaçların kampa ulaşması uzun sürmekte, bu durum da zaman zaman sıkıntıların yaşanmasına neden olmaktaydı. Ekibimiz, orada bulunduğu süre boyunca diğer kamplara da ziyaretler gerçekleştirmiş, mülteci kardeşlerimizin sorunlarını dinlemiş ve imkan dahilinde bu sorunlara çözüm üretmeye çalışmıştır. Özellikle mülteciler için büyük bir sorun teşkil eden açık lağım kuyularını ilaçlayarak üzerlerinin kapatılması için çaba sarf edilmiştir. Ayrıca T.C. Nairobi Büyükelçiliği’ ne gidilmiş orada Sayın Büyükelçimizle görüşülmüş ve Somalili mültecilerin sorunları dile getirilmiştir. Görüşülen konular arasında ise sağlık hizmetlerinde karşılaşılan güçlükler, ilaç temini konusundaki sıkıntılar ve mültecilere iş imkanı sağlanması yer almıştır. Daha sonra ekibimiz İstanbul Büyük Şehir Belediyesi tarafından inşa edilen ve TİKA’ ya devredilen aşevini ziyaret etmiştir. Gelecekte bölgede aile planlaması üzerine çalışmalar yapılabilir. Ayrıca kadın hastalıklarının tedavi edildiği bir bölüm açılması oradaki mülteci hanımlar için çok yararlı olacaktır. Sünnet basit bir cerrahi müdahale olmasına rağmen burada çok kötü şartlarda ve bilinçsizce yapılıyor bunun için bir sünnet projesi gerçekleştirilmesi ihtiyaçlara cevap verecektir. İnsanlar arasında üretkenliği arttırmak için bayanlara küçük el sanatları öğretilebilir ve bunların satışı sağlanabilir. Gençlerde bu tarz projelerle aktif hale getirilebilir. Bölgeye sağlık hizmeti götürmek için gidecek olan arkadaşlar, öncelikle zor şartları kabul ederek gitmeli ve şartlar ne olursa olsun ekibin bütünlüğünü bozmayacak şekilde hareket etmeliler. İnsanlara yardım etmek onların yüzlerindeki memnuniyeti görmek çok güzel bir duygu fakat orada olmak ruhsal açıdan dayanıklı olmayı da gerektiriyor. Orası gerçekten sözün bittiği yer. AÇLIK ve YOKLUĞUN gerçeğini orada göreceklerini bilerek gitsinler. Zor şartlara rağmen sıkıntısız bir şekilde gittik elimizden geldiğince hizmet ettik ve döndük. Bundan sonraki her çalışmanızda benim de katkım olsun isterim ve elimden geleni yapmak isterim. Organizasyonda emeği geçen herkese çok teşekkür ederim ve umarım yine böyle güzel çalışmalara imza atarsınız. 2012 Nisan Ayı Dadaab Mülteci Kampı İstatistikleri Cinsiyet Dağılımı Kadın Yaş Ortalaması Erkek 0-5 yaş 40% 6- 15 yaş 16 yaş üstü 34% 35% 60% 31% Nisan ayında muayene için gelenlerin 1982’si (% 60) erkek ve 1320’si (%40) kadın olmak üzere toplam 3302 kişiden oluşmaktadır. Katılanların yaş ortalaması ise; 0-5 yaş grubu %34, 6-15 yaş grubu %35, 16 yaş ve üzeri % 31 olarak tespit edilmiştir. Sık Görülen Hastalıklar Dağılımı ÜSYE ASYE İYE Sıtma GE Peptik ülser 2% 1% 4% Parasitoz Fungal Enfeksiyon Otit Diğer 4% 6% 16% 11% 24% 18% 14% 3302 hastanın % 24’ünde alt solunum yolu enfeksiyonu, % 18’inde sıtma, % 16’sında üst solunum yolu enfeksiyonu, % 14’ünde idrar yolu enfeksiyonu, % 11’inde ise gastro-entrit hastalıkları saptanmıştır. 16. Sağlık Grubu ve Ekip Üyeleri: 1 doktor ve 1 hemşireden oluşan 16. sağlık ekibimiz çalışmalarını 22.05.2012- 04.06.2012 tarihleri arasında gerçekleştirmiştir. Bölgede çalışmalar yapan sağlık ekibi üyeleri: Doktor Havva Asoğlu Hemşire Rabia Korçak AID- Dadaab Mülteci Kampı 16. Grup Sağlık Hizmetleri Raporu Pratisyen Hekim Havva Asoğlu 22.05.2012- 04.06.2012 tarihleri arasında AID- Uluslar arası Doktorlar Birliğini’ nin düzenlemiş olduğu program dahilinde Dadaab Mülteci Kampında yaşayan Somalili mültecilere sağlık yardımı götürülmüştür. Çalışmamız esnasında en sık yaşanan sorun İngilizce bilmeyen sağlık çalışanlarının dil konusunda problem yaşaması olmuştur. Fakat bölgede bulunan saha koordinatörümüz Merve Ay çalışanlara, hastalarla iyi iletişim kurabilmeleri acısında çok yardımcı olmuştur. Bölgeye gidilmeden önce, gidecek olanlara ön bilgi edindirme amacıyla endemik ve epidemik olabilecek konular hakkında bilgilendirme yazısı gönderilebilir. Ayrıca yolculuktan önce aşılanma- ilaç prafilaksisi planlanmış olmalı ve iklim şartları göz önünde bulundurularak giyecek seçilmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu çalışmalardan insanları haberdar etme ve bu çalışmanın önemini anlatma noktasında basın desteğinin, gerek ulusal basında gerekse uluslararası basında, arttırılması gerektiğini düşünüyorum. Hemşire Rabia Korçak 22.05.2012 tarihinde, Dadaab Kampı’ da bulunan Somalili mültecilerin sağlık problemlerini en az seviyeye indirme ve mevcut sağlık problemlerini iyileştirme amacıyla Kenya’ ya gidilmiştir. Çalıştığımız süre boyunca hizmetimiz ve varlığımızla orada bulunan mültecilere en güzel şekilde moral vermeye ve destek olmaya çalıştık. Bölgenin güvenli bir yer olmaması dışında, klinik bünyesinde yaptığımız çalışmalarda herhangi bir sıkıntı yaşanmamıştır. Dadaab projesinin başarılı ve anlamlı bir proje olduğunu düşünüyorum. 2012 Mayıs Ayı Dadaab Mülteci Kampı İstatistikleri Cinsiyet Dağılımı Kadın Yaş Ortalaması Erkek 5 yaş altı 5 yaş üstü 22% 49% 51% 78% Mayıs ayı muayene için gelenlerin %49’ü kadın, %51’ i ise erkek hastalardan oluşmaktadır. Ayrıca aylık izleme süresinde5 yaş üzeri %78, 5 yaş altı ise % 22 olarak tespit edilmiştir. Sık Görülen Hastalıklar Dağılımı ÜSYE ASYE İYE Sıtma GE Otit 2%4% 1% 3% Fungal Enfeksiyon Miyalji Peptik Ülser 14% 16% 26% 15% 19% Hastaların % 26’sında alt solunum yolu enfeksiyonu, % 19’ünda idrar yolu enfeksiyonu, % 16’sında gastro-entrit, % 15’inde sıtma, % 14 ünde üst solunum yolu enfeksiyonu rahatsızlıkları tespit edilmiştir. Saha Koordinatörü Merve Ay AID- Uluslararası Doktorlar Birliği bölgeye gidecek olan 17. ekibin hazırlıklarını sürdürürken, 12.06.2012 tarihinde derneğin aracına silahlı saldırı düzenlenmiştir. Bu olayın ardından Türkiye’den gönderilmesi planlanan sağlık ekiplerinin hazırlıkları durdurulmuş fakat orada bulunan 3 sağlık memuru,1 eczacı ve 1 hemşireden oluşan yerel sağlık ekibi çalışmalarını devam ettirmiştir. Bölgede güvenlik sorununun daha da artması sebebiyle AID mülteci kampında sürdürdüğü çalışmalarına son vermiş ve klinik kapatılmıştır. Klinikte bulunan tıbbı malzeme ve ilaçlar, Dadaab devlet hastanesine bağışlanmış, klinik binası ise değişik faaliyetlerde kullanılmak üzere bölge kadısına devredilmiştir. Bir yıl boyunca sürdürülen faaliyetler bölge halkının sağlık şartlarının iyileştirilmesi, salgın hastalıkların kontrolünün sağlanması ve mültecilere psikolojik sağlamak acısından faydalı sonuçlar vermiştir. Duyarlı Türk halkıyla Somalili mülteciler arasındaki diyaloğu güçlendirmiştir. Yerli ekibin haziran ve temmuz ayında da yürüttüğü sağlık çalışmalarının istatistiksel bilgileri aşağıdaki grafiklerde yer almaktadır. 2012 Haziran Ayı Dadaab Mülteci Kampı İstatistikler Cinsiyet Dağılımı Kadın Yaş Ortalama Erkek Beş yaş altı Beş yaş üstü 20% 49% 51% 80% Haziran ayında muayene için gelenlerin yine Mayıs ayında olduğu gibi %49’ü kadın, %51’ i ise erkek hastalardan oluşmaktadır. Ayrıca aylık izleme süresinde bir önceki aya yakın sonuçlar yani 5 yaş üzeri % 80, 5 yaş altı ise % 20 olarak tespit edilmiştir. Sık Görülen Hastalıklar Dağılımı ÜSYE ASYE İYE Sıtma GE Otit 1% 3% 2% 2% Fungal Enfeksiyon Miyalji Peptik Ülser 14% 13% 16% 29% 20% Hastaların % 29’unda alt solunum yolu enfeksiyonu, % 20’sinde idrar yolu enfeksiyonu, % 16’sında sıtma, % 14’ünde üst solunum yolu enfeksiyonu ve %13’ ünde gastro-entrit rahatsızlıkları tespit edilmiştir.