Yazıya ilişkin dosyayı indirmek için tıklayın
Transkript
Yazıya ilişkin dosyayı indirmek için tıklayın
Türkiye 22. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi 11-13 Mayıs 2011 • ANKARA Kayaçların Tek Eksenli Basınç Dayanımı Tahmininde Schmidt Çekici Yöntemlerinin İncelenmesi Examining the Schmidt Hammer Methods in Estimation of the Uniaxial Compressive Strength K.Karaman, B.Erçıkdı, F.Cihangir, A.Kesimal Karadeniz Teknik Üniversitesi, Maden Mühendisliği Bölümü, 61080, Trabzon ÖZET Ucuz, kolay ve pratik bir deney yöntemi olan Schmidt çekici ile sertlik tayini, kaya ve betonların sertliklerinin belirlenmesinde ve tek eksenli basınç dayanımlarının dolaylı yoldan tahmin edilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada farklı bölgelerden temin edilen 5 farklı kayacın tek eksenli basınç dayanımı L tipi Schmidt çekici kullanılarak dolaylı yoldan belirlenmeye çalışılmıştır. Literatürde yer alan 7 farklı değerlendirme yöntemine göre silindirik numuneler üzerinde ölçülen sertlik değerlerinden dolaylı olarak hesaplanan tek eksenli basınç dayanımları laboratuarda elde edilen dayanım sonuçlarıyla karşılaştırılmış ve kayaçlar için en uygun değerlendirme yöntemi belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca kayaçların Schmidt sertlik değerlerinden ISRM (1978)’e göre kayaç sertlik sınıfı belirlenmiştir. Elde edilen deney sonuçlarından, dolaylı yönden tek eksenli basınç dayanımının belirlenmesinde bütün kayaçlar için en uygun değerlendirme yönteminin ASTM (2001) ve Summer ve Nel (2002) olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca kayaç sertliğinin tek eksenli basınç dayanımı üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu gözlenmiştir. ABSTRACT The Schmidt hammer has been commonly used device for hardness determination of rocks and concrete and for predicting the unconfined compressive strength (UCS) of rocks, due to the fact that it is a quick, inexpensive and easy testing method. In this study, it was try to determine the UCS of five different rocks which were obtained from various locations, by using the ‘L’ type Schmidt hammer. The Schmidt hammer values were evaluated seven different methods of cylindirical samples. UCS was calculated in laboratory and compared with the calculated indirect UCS values from different methods proposed by different authors in the literature and it was try to determine the most suitable method of evaluation for rocks. It was also established rock hardness class according to the suggested procedure by ISRM (1981) from Schmidt hardness values. From the test results, it was considered that the relation between real UCS and indirect UCS that the most suitable for rocks with the only suggested procedure by ASTM, (2001) and Sumner and Nel, (2002) methods. It was also observed that the rock hardness has a significant impact on UCS values. 1 GİRİŞ Kaya mühendisliğinde kaya malzemesinin yenilme özelliklerinin belirlenmesinde ve kaya kütle sınıflamalarında önemli bir parametre olan tek eksenli basınç dayanımının ölçümü ve tahmini yaygın olarak kullanılmaktadır (Dehghan vd., 2009). Ucuz, kolay, pratik, hasarsız bir deney yöntemi olan Schmidt çekici ile sertlik tayini ise kaya ve betonların sertlik dayanımlarının tayininde ve tek eksenli basınç dayanımlarını dolaylı yoldan tahmin etmede sıklıkla kullanılmaktadır. Tek eksenli basınç dayanımı tahmininde kullanılan Schmidt çekici gibi dolaylı yöntemler, tek eksenli basınç dayanımına kıyasla daha basit, daha hızlı ve daha ekonomiktir (Kahraman, 2001). Schmidt çekici beton sertliğini test etmek için ilk olarak 1948 yılında geliştirilmiştir (Schmidt, 1951; Andrew, S, Goudie, 2006). Sonraları kaya dayanımını test etmede kullanılmaya başlanmıştır (Katz, 2000). 87 K.Karaman, B. Erçıkdı, F. Cihangir, A. Kesimal Schmidt sertlik değeri 1960’lı yılların başından itibaren kayaçların tek eksenli basınç dayanımlarını tahmin etmek için kullanılmaya başlanmıştır (Deere ve Miller, 1966; Auftmuth, 1973; Xu vd., 1990; Gökçeoğlu 1996; Yaşar ve Erdoğan, 2004; Göktan ve Güneş, 2005; Aydın ve Basu 2005). Fakat Schmidt çekici yöntemi çok yumuşak ve çok sert kayaçlarda sağlıklı sonuçlar vermemektedir (ISRM, 2007). Schmidt çekici ile okunan geri tepme sayısını etkileyen etkenler; kullanılan çekiç tipi, test edilen kayacın ayrışma durumu, kayaç yüzeyindeki pürüzlülükler, kayaç yüzeyinin nem içeriği, çekicin kalibrasyonu, örnek boyutu, uygulanan ölçme ve ölçüleri değerlendirme yöntemidir (Büyüksağış ve Göktan, 2006; Sumner ve Nel, 2002; Poole ve Farmer, 1980). Literatürde birbirinden oldukça farklı ölçme ve değerlendirme yöntemleri bulunmaktadır; (Hucka, 1965; Deere ve Miller, 1966; Poole ve Farmer, 1980; ISRM, 1981; Haramy ve De Marco, 1985; Göktan ve Ayday, 1993; USBR 1998; ASTM, 2001). Bu çalışmada, Schmidt çekici sertliğinin ölçümünden önce teste tabi tutulacak yüzeyler dolgudan arındırılarak temizlenmiş ve çekiç düşey konumda uygulanmış olup, kullanılan Schmidt çekici değerlendirme yöntemleri aşağıda verilmiştir. Hucka (1960), numune üzerinde üç farklı noktada, her bir noktada on tekrar olmak üzere, Schmidt çekici ile yaptığı deneyden elde edilen en yüksek üç değerin ortalamasını almıştır. Soiltest (1976), numune üzerine Schmidt çekici ile 15 farklı noktaya tek vuruş yapıp, en büyük on tanesinin ortalamasını almıştır. Poole ve Farmer (1980), numune üzerine Schmidt çekici ile üç farklı noktanın her birine beş vuruş yapıp, bu üç noktadaki en yüksek değerlerin ortalamasını almışlardır. ISRM, (1981), bu yöntemde numune üzerine Schmidt çekici ile 20 farklı noktaya tek vuruş yapılarak, en büyük 10 vuruş değerinin ortalaması alınır. Usbr (1998), bu yöntemde numune üzerine yapılan Schmidt çekici ile on değişik yerden vuruş değerleri okunur, en büyük beş okumanın ortalaması alınır. 88 ASTM, (2001), bu yöntemde numune üzerine Schmidt çekici ile on farklı noktaya tek vuruş yapılıp, bu vuruşların ortalaması alınarak ortalamanın 7 birim altındaki ve üstündeki değerler iptal edilir ve geriye kalanların ortalaması Schmidt sertlik değeri olarak alınır. Sumner ve Nel, (2002) numune üzerine Schmitd çekici ile on beş farklı noktadan vuruş değerleri okuyarak, en büyük beş değeri çıkartıp geri kalan on değerin ortalamasını almışlardır. 2 ÖRNEKLERİN ÖZELLİKLERİ Bu çalışma için kaya örnekleri arazide taş ocaklarından ve hammadde sahasından deney yapılmak üzere laboratuara bloklar halinde getirilmişlerdir (Şek. 1). Kayaçların ince kesitleri yapılarak mikroskopik incelemelere göre kayaç adlandırması yapılmıştır. Şekil 1b’de ayrışmış olarak gösterilen birimin yapılan ayrışma sınıflamaları dikkate alındığında orta derecede ayrışmış olduğu bulunmuştur. Ayrışmış kayaç üzerinde Schmidt sertliği ölçülemediğinden, deneyler aynı birimin taze yüzeyleri üzerinde yapılmıştır. Numuneler taze olsa bile çekicin numune yüzeyinde çatlak oluşturması gibi zorluklar nedeniyle deneyin killi-kireçtaşı örnekleri üzerinde yapılması oldukça zordur. a b 2 2 c d e 2 2 2 Şekil 1. Deneylere tabi tutulan jeolojik birimlerin görünümleri a: Biyotitli tüfkırıntılı killi kireçtaşı. b: orta derecede ayrışmış killi kireçtaşı c: Bazalt d: Kuvarslı Andezit e: Dasitik Breş. Türkiye 22. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi 11-13 Mayıs 2011 • ANKARA 3 VERİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ 3.1 Yöntem Laboratuvara getirilen blok örneklerden NX çapında (5.47 cm) karotlar alınıp, karot düzeltme makinasında boyları 13.5-15.5 cm veya boy/çap oranı 2.5-3.0 olacak şekilde hazırlanmıştır Tek eksenli basınç dayanımı deneyi 5 kaya türü için 10’ar adet olacak şekilde gerçekleştirilmiştir. Schmidt sertliği ölçümü için koratlar karot beşiğine yatırılarak 7 farklı yönteme göre schmidt sertliği bulunmuştur. Çatlak gibi yapısal kusuru olan veya deney esnasında karot bütünlüğünü bozacak hasara veya deformasyona sahip olan numuneler değerlendirilmeye alınmamışlardır. Ayrıca araziden laboratuvara getirilen kaya blokları üzerinde yoğunluk deneyleri yapılarak örneklerin birim hacim ağırlıkları bulunmuştur. Daha sonra Deere ve Miller (1966) tek eksenli sıkışma dayanımı tahmini için önerdiği abak kullanılmıştır (Şek. 2). Laboratuarda gerçekleştirilen Schmidt çekici ve tek eksenli basınç dayanımı deneylerine ilişkin görüntülerden bazıları Şekil 3’te yer almaktadır. Deneylerde L-tip Schmidt çekici düşey konumda tutularak sertlik ölçümleri yapılmıştır. Şekil 3. Laboratuarda deneyler için örnek hazırlama ve deney örnekleri. Literatürde yer alan farklı yöntemlere göre bulunan Schmidt sertlik değerleri ile ISRM 1978’e göre kayaç sertlik sınıflaması yapılmıştır (Çiz. 1). Bu sınıflamaya göre kayaçlar yumuşak, az yumuşak, az sert, sert, oldukça sert ve çok sert olarak tanımlanabilmektedir. Çizelge 1. Schmidt çekicine göre kaya sertliğinin sınıflandırılması (ISRM, 1978) Schmidt sertlik Değeri 0–10 10–20 20–40 40–50 50–60 > 60 Şekil 2. Schmidt sertliği ve tek eksenli sıkışma dayanımı arasındaki ilişki Deere ve Miller (1966). Sınıflandırılması Yumuşak Az Yumuşak Az Sert Sert Oldukça Sert Çok Sert 3.2 Deney Sonuçları ve İrdeleme Numunelerin Schmidt sertlik değerleri her bir yönteme göre ayrı ayrı hesaplanmış ve standart sapmaları bulunmuştur (Çiz. 2). Bütün yöntemlerde standart sapma değerleri ayrışmış killi kireçtaşlarında diğer kayaçlara oranla yüksek çıkmıştır. Bu durum ISRM (2007) standartlarında belirtildiği gibi 89 K.Karaman, B. Erçıkdı, F. Cihangir, A. Kesimal yumuşak kayaçlarda ölçülen sertlik dolayısıyla, standart sapma değerlerinin daha değerlerinin tutarsızlığını göstermektedir. düşük olduğu gözlenmiştir. Ayrıca kayaç Schmidt sertlik değeri en yüksek olan sertliği ISRM (1978) sınıflamasına göre kuvarslı andezitin ise standart sapma değeri ‘sert’ ve ‘oldukça sert’ aralığında yer diğer örneklerin hepsinden daha düşük aldığında hangi yöntem olursa olsun sonuçlar çıkmıştır. Kayaç sertliği arttıkça Schmidt birbirine oldukça yakın çıkmıştır. sertlik değerlerinin daha tutarlı olduğu ve Çizelge 2. Kayaçlar üzerinde ölçülen Schmidt çekici sertlik değerleri ve bazı yöntemler. Yöntemler ISRM (1981) ASTM (2001) Poole And Farmer (1980) Sumner And Nel (2002) USBR (1998) Soiltest (1976) Hucka (1965) 90 Örnek Adları Killi kireçtaşı Ayrışmış killi kireçtaşı Bazalt Kuvarslı andezit Dasitik breş Killi kireçtaşı Ayrışmış killi kireçtaşı Bazalt Kuvarslı andezit Dasitik breş Killi kireçtaşı Ayrışmış killi kireçtaşı Bazalt Kuvarslı andezit Dasitik breş Killi kireçtaşı Ayrışmış killi kireçtaşı Bazalt Kuvarslı andezit Dasitik breş Killi kireçtaşı Ayrışmış killi kireçtaşı Bazalt Kuvarslı andezit Dasitik breş Killi kireçtaşı Ayrışmış killi kireçtaşı Bazalt Kuvarslı andezit Dasitik breş Killi kireçtaşı Ayrışmış killi kireçtaşı Bazalt Kuvarslı andezit Dasitik breş Ortalama ± Standart Sapma 17.2±2.04 15.4±2.83 49.2±2.15 52.9±0.56 42.6±0.69 15.6±3.13 12.1±3.51 47.1±2.96 52.2±0.78 40.8±2.09 20±3.61 21±3 50.3±2.08 53.3±0.57 43.6±0.57 13.3±1.63 11±2.05 45.3±1.82 51.3±0.94 40.6±1.59 18±2.54 14.8±2.94 49.6±1.14 52.8±0.44 42±1.22 16.6±2.54 15.1±3.14 48.5±2.22 52.5±0.52 42.3±0.82 21.3±1.52 21.7±3.78 50.3±0.57 53.6±0.57 44.3±1.52 Türkiye 22. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi 11-13 Mayıs 2011 • ANKARA Her bir yönteme göre Schmidt sertliği değerleri dolaylı yoldan tek eksenli sıkışma dayanımlarının tahmin edilmesinde kullanılmıştır. Bunun dışında ISRM (1978) tarafından önerilen sınıflama sistemi ile değerler birbirleriyle karşılaştırılmıştır (Çiz. 3). En yüksek Schmidt sertlik değerleri tüm kayaçlarda Poole ve Farmer (1980) ve Hucka (1965) önerdikleri yöntemler ile yapılan deneyler sonucunda elde edilmiştir. Her iki yöntemde en yüksek sertlik değerlerinin ortalamaya katılması söz konusu olduğundan, diğer yöntemlere göre daha yüksek değerler elde edilmiştir. Bu, kayaçları normalden daha sert göstermekte ve yanlış yorumlamalara neden olabilmektedir. ISRM (1978) Schmidt sertliğine göre kayaç sınıflamasında killi kireçtaşı, ayrışmış killi kireçtaşı ve bazalt örneklerinde Poole ve Farmer (1980) ve Hucka (1965) yöntemleri ile belirlenen sertlik tanımlamaları diğer yöntemlerden daha yüksek sonuçlar vermiştir. Bunun nedeni bu üç kayacın ISRM (1978) sınıflamasında bir üst sınıf aralığındaki değerlere yakın olmaları olmuştur. Çizelge 3. Yedi farklı yöntemle elde edilmiş Schmidt sertlik değerlerinin (ISRM, 1978) sınıflamasına göre karşılaştırılması Yöntem Killi Kçt ISRM (1981) 17.2 ASTM (2001) 15.6 Poole ve Farmer (1980) Sumner ve Nel (2002) USBR (1998) Soiltest (1976) Hucka (1965) ISRM,1978 tanımlaması Az yumuşak Az yumuşak Ayrışmış Killi Kçt 15.4 12.1 ISRM,1978 tanımlaması Az yumuşak Az yumuşak Bazalt 49.2 47.1 20 Az Sert 21 Az Sert 50.3 13.3 Az yumuşak 11 Az yumuşak 45.3 18 16.6 21.3 Az yumuşak Az yumuşak Az Sert 14.8 15.1 21.7 Az yumuşak Az yumuşak Az Sert 49.6 48.5 50.3 Örneklerin birim hacim ağırlıkları, Schmidt abağı kullanılarak bulunan tahmini ve laboratuarda deneyler ile bulunan gerçek tek eksenli basınç dayanımları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir (Çiz. 4). Bu verilerden tahmini ve gerçek tek eksenli basınç dayanımları sütun grafiklerin çiziminde kullanılmıştır (Şek. 4). Sütun grafiklerden de görüleceği gibi yalnızca ASTM (2001) standartları ve Sumner ve Nel (2002) önermiş oldukları yöntemler ile bulunan Schmidt sertlik değerlerinden elde edilen tek eksenli basınç dayanım değerleri, gerçek tek eksenli basınç dayanım değerlerine en fazla yaklaşan yöntemler olmuştur. Diğer yöntemlerde çoğunlukla ölçülen sertlik değerlerinin en düşük %50 ya da en düşük %33’lük bir kısmının iptal edilerek diğer ISRM,1978 tanımlaması Sert Sert Oldukça Sert Sert Sert Sert Oldukça Sert Kuvarslı andezit 52.9 52.2 53.3 51.3 52.8 52.5 53.6 ISRM,1978 tanımlaması Oldukça Sert Oldukça Sert Oldukça Sert Oldukça Sert Oldukça Sert Oldukça Sert Oldukça Sert Dasitik Breş ISRM,1978 tanımlaması 42.6 Sert 40.8 Sert 43.6 Sert 40.6 Sert 42 Sert 42.3 Sert 44.3 Sert verilerin (yüksek değerlerin) ortalamasının alınmasıyla bulunan Schmidt sertlik değerleri, yorumlamalarda kayacı olduğundan daha sert göstermekte ve dolayısıyla tahmini tek eksenli basınç dayanımlarının da yüksek çıkması gibi hatalara yol açabilmektedir. Kayaçlar %100 homojen olamadıkları için sertliği de her noktada birbirlerine yakın olmakla beraber tamamen aynı çıkmamaktadır. Bu nedenle en düşük değerlerin iptal edilmesi kayacı tamamıyla temsil etmemektedir. Fakat ‘sert’ ve ‘oldukça sert’ olan kayaçlarda Schmidt çekici yöntemi çok önemli olmamaktadır. Çünkü Schmidt sertlik değerleri Poole ve Farmer (1980) ve Hucka (1965) önerdikleri yöntemleri hariç, birbirine oldukça yakın çıkmaktadır. 91 K.Karaman, B. Erçıkdı, F. Cihangir, A. Kesimal Çizelge 4. Örneklerin birim hacim ağırlığı, tahmini ve gerçek tek eksenli basınç dayanımları Parametreler Killi Kireçtaşı Ayrışmış Killi Kireçtaşı Bazalt Kuvarslı Andezit Dasitik Breş Birim Hacim Ağırlığı 22.86 23.15 25.55 26.09 27.07 ISRM 21.5 22 129 160 103 ASTM 20.8 17 121 152 91 26 27 138 163 111 18.7 15.5 112 149 90 USBR 24 20.2 126 158 100 Soiltest 21.5 20.6 123 155 101 Hucka 27.5 27.4 138 165 120 Gerçek Tek Eksenli Basınç Dayanımı (MPa) 18.85 8.19 121.16 134.5 71.04 Poole ve Farmer Tahmini Tek Eksenli Basınç Dayanımı (MPa) Sumner ve Nel Tek Eksenli Bas1nç Dayan1m1 Killi Kireçtaşı ISRM ISRM Sumner ve Nel USBR Soiltest Hucka 20 10 0 ISRM ASTM Poole ve Sumner USBR Soiltest Hucka Farmer ve Nel 30 160 USBR Soiltest Hucka 20 10 ISRM ASTM ISRM ISRM ASTM Poole ve Farmer Poole ve Farmer Tek Eksenli Basınç Dayanımı (MPa) Tek Eksenli Basınç Dayanımı (MPa) Soiltest Hucka 120 80 40 120 ISRM ASTM Poole ve Sumner USBR Soiltest Hucka Farmer ve Nel Schmidt Çekici Yöntemleri Dasitik Breş USBR Soiltest Hucka 80 40 0 ISRM ASTM 40 Sumner ve Nel Sumner ve Nel 0 80 Tek Eksenli Bas1nç Dayan1m1 Tek Eksenli Bas1nç Dayan1m1 ASTM USBR 160 Hucka Poole ve Sumner USBR Soiltest Hucka Farmer ve Nel Kuvarslı Andezit 200 Soiltest 120 Schmidt Çekici Yöntemleri Schmidt Çekici Yöntemleri Sumner ve Nel USBR 0 0 Poole ve Sumner USBR Soiltest Hucka Farmer ve Nel Schmidt Çekici Yöntemleri ISRM ASTM Poole ve Sumner USBR Soiltest Hucka Farmer ve Nel Schmidt Çekici Yöntemleri Şekil 4. Tahmini ve gerçek tek eksenli basınç dayanımlarına ilişkin sütun grafikleri. 92 BAZALT Poole ve Farmer Poole ve Farmer Sumner ve Nel Tek Eksenli Basınç Dayanımı (MPa) Tek Eksenli Basınç Dayanımı (MPa) Tek Eksenli Basınç Dayanımı (MPa) Tek Eksenli Bas1nç Dayan1m1 ASTM ASTM Poole ve Farmer 30 Ayrışmış Killi Kireçtaşı Tek Eksenli Bas1nç Dayan1m1 ISRM ASTM Türkiye 22. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi 11-13 Mayıs 2011 • ANKARA 4 SONUÇ VE ÖNERİLER Literatürde schmidt sertlik tayini için önerilen yöntemlerden yedi tanesi üzerinde çalışılmış ve ISRM (1978) sertlik sınıflamasına göre; killi kireçtaşı, ayrışmış killi kireçtaşı ve bazalt örneklerinde Poole ve Farmer (1980) ve Hucka (1965) yöntemlerinde sınıflama tanımlamaları diğer beş yöntemden yüksek çıkmıştır. Tüm örneklerde en yüksek Schmidt sertlik değerleri Poole ve Farmer (1980) ve Hucka (1965) yöntemleri esas alınarak yapılan deneyler sonucunda elde edilmiştir. Bu durum uygulamada kayaçları normalden daha sert göstererek yanlış yorumlamalara neden olabilmektedir. Schmidt çekici sertlik değerleri baz alınarak tek eksenli basınç dayanımı tahmini olarak elde edilmiş ve gerçek tek eksenli basınç değerleriyle karşılaştırılmıştır. Buna göre; Tahmini tek eksenli basınç dayanımlarının gerçek tek eksenli basınç değerlerine en fazla yaklaştığı durum, tüm örnekler için yalnızca ASTM (2001), Sumner ve Nel (2002) yöntemleri olmuştur. Yapılan çalışmaya göre yumuşak numunelerde (ayrışmış killi kireçtaşı) schmidt sertliği ile bulunan tek eksenli basınç dayanım tahminleri sağlıklı sonuçlar vermemektedir. Kayanın yumuşak veya ayrışmış olması Schmidt sertlik değerlerinin tutarsız olmasına neden olmaktadır. Yumuşak kayaçlarda gerçekleştirilen Schmidt sertlik değerlerinden dolaylı olarak hesaplanan tek eksenli basınç değerlerine güvenmemek gerekmektedir. Buna karşın tek eksenli basınç dayanımına ilişkin bir yaklaşım sunabileceği düşünülmektedir. KAYNAKLAR Andrew, S, Goudie, 2006. The Schmidt Hammer in geomorphological research, Progress in Physical Geography, 30, 6, pp. 703–718. ASTM, 2001. Standard Test Method for Determination of Rock Hardness by Rebound Hammer Method, ASTM Stand. 04.09 (D 587300). Aufmuth, R.E, 1973, A systematic determination of engineering criteria for rock, Bull. of Assoc. Of Eng. Geol, 11, pp 235–245. Aydın, A, Basu, A, 2005. The Schmidt hammer in rock material characterization, Engineering Geology,81, pp.1–14. Büyüksağış, IS, Göktan, RM, 2007. The effect of Schmidt hammer type on uniaxial compressive strength prediction of rock, International Rock Mechanics and Mining Sciences, 44, pp 299-307. Deere, DU, Miller, RP, 1966. Engineering classifications and index properties of intact rock, Tech. Report No. AFWL-TR 65-116, Universty of Illinois. Dehghan, S, Sattarı, G. Chehreh, Chelgani, S, Alliabadi, MA, 2009. Prediction of uniaxial compressive strength and modulus of elasticity for Travertine samples using regression and artificial neural Networks, Mining Science and Technology 20, pp.0041–0046. Gökçeoğlu, C, 1996. Schmidt sertlik çekici kullanılarak tahmin edilen tek eksenli basınç dayanımı verilerinin güvenilirliği üzerine bir değerlendirme, Jeol. Mühendislği Mayıs, 48, s.78 – 81. Göktan, RM, Güneş, N, 2005. A comparative study of Schmidt hammer testing procedures with reference to rock cutting machine performance prediction, Int J Rock Mech Min Sci, pp. 466–72. Göktan, R. M. Ayday, C., 1993. A Suggested Improvement to the Schmidt Rebound Hardness ISRM Suggested Method with Particular Reference to Rock Machineability, International Journal of Rock Mechanics and Mining Science,Geomechanics Abstract, 30,3, pp.321322. Haramy, K.Y, DeMarco, M.J, 1985. Use of Schmidt Hammer for Rock and Coal Testing. 26th US Symp. on Rock Mechanics, 26–28 June, Rapid City, pp. 549–555, Balkema, Rotterdam Hucka, V, 1965. A rapid method for determining the strength of rocks in situ. Int J Rock Mech. Min. Sci Geomech, Abstr, pp.127-134. ISRM, 1978. Suggested Methods for Determining Hardness and Abrasiveness of Rocks, International Rock Mechanics and Mining Sciences, Geomech. Abstr, 15, pp. 89- 97. ISRM, 1981. ISRM Suggested Methods Rock Characterization, Testing and Monitoring. E. T. Brown (ed.), Pergamon Press, London, 211 s. 93 K.Karaman, B. Erçıkdı, F. Cihangir, A. Kesimal ISRM, 2007. The Complete ISRM Suggested Methods for Rock Characterization, Testing and Monitoring, eds: Ulusay, R., J.A. Hudson, Kozan Offset Press, Ankara, pp. 153-154. ISRM, 2007. Suggested Method for Determination of the Schmidt Rebound Hardness, International Rock Mechanics and Mining Science, pp.107108. Kahraman, S, 2001. Evaluation of simple methods for assessing the uniaxialcompressive strength of rock. International Journal of Rock Mechanics and Mining Sciences, 38, pp.981–994. Katz, O. Reches, Z, Roegiers, J.C, 2000. Evaluation of Mechanical Rock Properties Using a Schmidt Hammer, International Journal of Rock Mechanics and Mining Sciences, 37, pp.723-728. Poole, R.W, Farmer, I.W, 1980. Consistency and Repeatability of Schmidt Hammer Rebound Data During Field Testing, International Journal Rock 94 Mechanics Mining Science, Geomechanics Abstr, 17, pp.167-171. Schmidt, E,1951. A non-destructive Concrete Tester, Concrete,59(8),34-5. Soiltest Inc. (1976). Operating instructions- concrete test hammer, Evanston, IL. Sumner, P, Nel, W, 2002.The effect of moisture on schmidt hammer rebound: Tests on rock samples from Marion Island and South africa. Earth Surf Proc Landforms, 27, pp.1137-1142. USBR, 1998. Engineering geology field manual. Field index tests. vol. 1, pp. 111–120. Xu, S, Grasso, P, Mahtab, A, 1990. Use of Schmidt hammer for estimating mechanical properties of weak rock. 6th Int. IAEG Congress, pp. 511 – 519, Balkema, Rotterdam. Yaşar, E, Erdoğan, Y, 2004. Estimation of rock physiomechanical properties using hardness methods, Eng. Geol,71, pp.281-288. Türkiye 22. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi 11-13 Mayıs 2011 • ANKARA Ayrık Elemanlar Yöntemi Prensibinde Çalışan PFC3D Sayısal Modelleme Programında Kayaç Verilerinin Önceden Tahmini Predicting The Rock Material Properties by Numerical Modelling Software of PFC3D Operated Based on Discrete Element Method N.E. Yaşıtlı, F. Bayram Aksaray Üniversitesi, Maden Mühendisliği Bölümü, Aksaray B. Ünver, Y. Özçelik Hacettepe Üniversitesi, Maden Mühendisliği Bölümü, Ankara ÖZET Gelişen teknolojiye paralel olarak ortaya çıkan yüksek kapasiteli ve hızlı bilgisayar donanımlarıyla, alt yapısı çok gelişmiş, karmaşık fiziksel ve matematiksel problemlerin ve eşitliklerin çözümü, önceki yıllara göre çok daha basit olmaktadır. Dolayısıyla bu teknoloji, birçok sektörde olduğu gibi madencilik sektöründe de oldukça zahmetli ve masraflı olan laboratuvar ve tesis koşullarında yapılan çalışmaların, daha basit ve ucuz benzetim ve modelleme yöntemleriyle desteklenmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak bu modellemelerin yapılması esnasında kayaç için kullanılan verilerin, sonuç üzerinde tamamen bir etkisi olduğundan çok büyük bir titizlikle belirlenmesi gerekmektedir. Ayrık elemanlar prensibinde çalışan PFC3D programında, kaya kütlesinde yapılan modellemelerde doğrudan kayaç verileri kullanılmamaktadır. Kayacı tanımlayan veriler, programın alt yapısına uygun verilere dönüştürülmektedir. Bu çalışmada, kaya mekaniği deneyleri ile elde edilen verilerin PFC3D sayısal modelleme programına uygun bir veri haline dönüştürülmesi anlatılmaktadır. Çalışmanın sonuçlarının, kaya kütlelerinde gerçekleştirilen modelleme çalışmaları için oldukça faydalı olacağı düşünülmektedir ABSTRACT Availability of computers with higher capacity and fast processors has enabled solution of complicated physical and mathematical problems much easier than the previous years. Hence, realistic modeling and simulation work related with both laboratory and plant operations in mining sector like many other sectors could be performed in a faster and cheaper manner. However, the rock parameters data used in modelling studies, which affect the results completely have to be determined very carefully. On the other hand, the rock parameters data can not be used directly in PFC3D operated based on discrete element method. The data defining the rock obtained from rock mechanics tests are transformed to appropriate data for the software of PFC3D. In this paper, this procedure was explained. The results of the study will be very helpful to numerical modelling studies performing in rock mass. 1 AYRIK ELEMANLAR YÖNTEMİ Ayrık elemanlar yöntemi (AEY), yuvarlak, küre ve poligon şekilli tanelerin bir araya toplanıp oluşturduğu katı cisimleri modelleyen sayısal bir yöntemdir. AEY’nin temel yaklaşımı ve çözümlemesi, ilk olarak Cundall (1971) tarafından geliştirilmiştir. Bu yöntem; temelde eklemli kayaların iki boyutlu olarak modellenmesi için geliştirilmiş olmakla birlikte, farklı disiplinlerde taneciklerden oluşan makro ve mikro boyutlu malzemelerin 95 N.E.Yaşıtlı, F.Bayram, B.Ünver, Y.Özçelik modellenmesi için kullanılmıştır (Cundall and Strack, 1979; Long and Cundall, 1987, Cundall , 1988). Yaygın olarak kullanılan ve bilinen AEY programları; UDEC, 3DEC (Cundall, 1988; Hart et.al., 1988), PFC2D, PFC3D (Itasca, 2005) ve DDA (Shi, 1988)’dır. Ayrık elemanlar yönteminde taneler deforme olabilir ve birbirinden bağımsız olarak yer değiştirebilir, temas noktalarında ve birbirleri arasındaki ara yüzeylerde birbirlerinden etkilenebilirler. Sürekli bir ortam teorisine göre modelleme yapılan yöntemlerde (sonlu elemanlar, sonlu farklı elemanlar yöntemi), aynı zamanda iki yenilme (çekme yenilmesi, makaslama yenilmesi) meydana gelmektedir. Ayrık elemanlar yönteminde ise diğer modelleme programlarındaki avantajlara ek olarak hem hasar hem de kırılgan yenilme, eş zamanlı olarak modellenebilmektedir. Bu olay, tanelerin mikro düzeyde ayrılması ve kayması sonucunda meydana gelmektedir. Bu yöntem, sonlu deformasyonlara, tamamen bir temassızlığı içerecek şekilde ayrık kütlelerin dönmesine ve hesaplama işlemi içerisinde otomatik olarak yeni temasların oluşmasına da izin vermektedir. 2 PFC3D SAYISAL MODELLEME PROGRAMI PFC3D, küresel tanelerin oluşturduğu cisimlerin birbirleriyle etkileşimini üç boyutlu olarak çözümleyen sayısal modelleme programıdır. Tanelerin oluşturduğu cisimlerin mekanik davranışlarını, tamamen dinamik davranışa göre modellemektedir. Tanelerin hareketleri Newton’un hareket kanununa göre olurken, taneler arasındaki etkileşimler ise temas (contact) modelleri ile tanımlanmaktadır (Şekil 1). Tanecik-tanecik temasında, xi [A] ve xi[B] A ve B küreleri merkezlerinin konum vektörleri iken bağlantı yüzeyini tanımlayan birim normal deformasyon ni Eş. 1’de, “d” tanecik 96 Şekil 1. Modelleme için kullanılan tane ve çeper elemanlar (Itasca, 2005) merkezleri arasındaki uzaklık ise Eş. 2’de verilmiştir. (1) (2) Küre-çeper bağlantıda ni, tanecik merkezi ve çeper arasındaki en kısa mesafeyi ifade eden “d” boyuncadır. Bu yön, küre merkezinin çeper ile tanımlanan alanının ilgili kısmında iz düşümü yapılarak bulunur. Üst üste binme Un, normal yöndeki göreceli temasın yer değişmesidir ve Eş. 3 ile ifade (Tanecik-tanecik) (Tanecik-çeper) (3) edilir. (Tanecik-tanecik) (Tanecik-çeper) Temas noktası yeri ise Eş. 4‘de verilmiştir. (4) Türkiye 22. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi 11-13 Mayıs 2011 • ANKARA Fi temas kuvveti vektörü (tanecik-tanecik temasında A tanesinin B tanesindeki hareketini ve tanecik-çeper temasında çeperdeki tanenin hareketini gösterir) normal ve makaslama bileşenlerine ayrılarak temas yüzeyindeki etkisine göre Eş. 5 kullanılarak tekrar çözülür. (5) Fin ve Fis sırasıyla normal ve makaslama bileşen vektörlerini göstermektedir. Normal temas kuvvet vektörü de Eş 6’ya göre hesaplanmaktadır. (6) Kn, temastaki normal katılık (kuvvet/yer değiştirme) Kaya mekaniği alanında yapılan modelleme çalışmalarında, taneler birbirleriyle temas halindedir. Taneler arasında bağlayıcı modeller kullanılmaktadır ve bağlı tanecik modeli (BTM) (Bonded Particle Model) olarak ifade edilmektedir. BTM, karmaşık makroskobik davranışları meydana getiren mikro mekanizmaların araştırılmasında hem bilimsel bir araç özelliği gösteren hem de bu makroskobik davranışların önceden tahmin edilmesinde kullanılan mühendislik aracıdır. Mikro çatlakların oluşumu, gelişimi ve etkileşimi, kayaçların mekanik davranışlarını yönlendirmektedir. BTM, hem düzenli hem de düzensiz boyutlarda olan ve birbirlerine bir temas noktasından bağlı olan küresel tanelerin mekanik davranışının modellemesini yapmaktadır. Burada kullanılan “tane” tabiri, mekaniğin birçok alanında kullanılan tanımdan farklıdır. Buradaki anlamı, “uzayda küçük bir noktayı temsil eden ve ihmal edilebilir büyüklükte bir kütle”dir. Katı taneler, birbirlerini sadece ince temaslarla etkilerler ve sonlu normal ve makaslama katılığına (stiffness) sahiptirler. Normal katılık, toplam yer değiştirme ve kuvvet ile ilişkili olan sekant modülüdür ve kuvvet / yer değiştirme (N/m) olarak ifade edilir. Makaslama katılığı da artan yer değiştirme ve kuvvet ile ilişkili olan tanjant modülüdür ve bu da kuvvet / yer değiştirme (N/m) olarak tanımlanır. Bu sistemin mekanik davranışı, her bir tanenin hareketiyle ve her bir temasta etki eden kuvvet ve momentle tanımlanır. Newton hareket kanunu, tane hareketi ve hareket sonucu oluşan kuvvet ve momentler arasındaki temel ilişkileri sağlamaktadır (Potyondy and Cundall, 2004). PFC3D sayısal modelleme programında, tanelere ek olarak çeper (wall) diye tanımlanan elemanlar kullanılmaktadır. Çeperin programdaki rolü, taneleri modelin başlangıcında bir arada tutarak katı cismi oluşturmaktır. Bu çalışmada da çeperlerle küp şeklinde oluşturulan model içerisine taneler yerleştirilmiştir. PFC3D sayısal modelleme programında taneler, hem kendi aralarında hem de çeper ile etkileşim halindedir (Yaşıtlı, 2008). 2.1 Paralel Bağ Modeli Kurulacak ve kullanılacak modellerde taneler birbirlerine temas halinde ve birbirleriyle bağlı olmalıdır. PFC3D sayısal modelleme programı içerisinde birçok model bulunmasına rağmen kayaç numunesini modelleyebilmek için “Paralel Bağ Modeli” diye adlandırılan ve birbirine bağlı malzeme özelliğine sahip kayaçları tanımlamak ve modellemek için kullanılan model seçilmiştir. Paralel bağ modeli, iki tanecik arasına yerleşmiş sonlu boyuttaki birbirine kaynaşmış malzemenin temel davranışını tanımlamaktadır. Bu bağ, tanecikler arasında, tanelere paralel yönde etki eden elastik bir etkileşim oluşturmaktadır. Paralel bir bağın varlığı, taneciklerin kaymasını ortadan kaldırmamaktadır. Paralel bağlar, parçacıklar arası bileşke kuvvetin ve momentin birbirine bağlı parçacıkların üzerinde etkin olmasına neden olmaktadır. Paralel bağ, bir bağlantı yüzeyinde uzanan dairesel bir disk boyunca yayılmış ve merkezi temas noktası olan, sabit normal ve makaslama katılığına sahip elastik yaylar serisi gibi düşünülebilir. Bu yaylar, bir noktadaki parçacık kırılganlığını modellemek için kullanılan ve temel davranış şekli, Şekil 2‘de gösterilen noktasal 97 N.E.Yaşıtlı, F.Bayram, B.Ünver, Y.Özçelik bağlantı yayları ile paralel davranış göstermektedir. Bağlantıdaki (paralel bağ oluşturulduktan sonra meydana gelen) bağıl hareket, paralel bağ katılığı sonucu oluşan bağlantı maddesinde bir kuvvet ve moment gelişimine neden olur. Bu kuvvet ve moment iki bağlı parçacığa etki eder ve bağ çevresinde bağ malzemesine etki eden en büyük normal ve makaslama gerilmesi ile ilişkilendirilebilir. Eğer bu en yüksek gerilmelerden biri bağ dayanımını aşarsa paralel bağ kopmaktadır. Paralel bağ normal ve makaslama katılığı, kn ve ks (gerilme / yer değiştirme); normal ve makaslama dayanımı, σc ve τc (gerilme); ve bağ disk yarıçapı, R parametreleri, programda pb_kn, pb_ks, pb_nstrength, pb_sstrength ve pb_radius komutları kullanılarak belirlenir. Şekil 2. İki tanecik arasında oluşan paralel bağ (Itasca, 2005) 3 PFC3D SAYISAL MODELLEME PROGRAMINDA KAYA MEKANİĞİ DENEYLERİNİN MODELLENMESİ Kayaç ile ilgili PFC3D programında sayısal modellemelerin yapılabilinmesi için öncelikle kayaç için modelde kullanılacak parametrelerin en doğru biçimde belirlenmesi gerekmektedir. PFC3D sayısal modelleme programı, kn (normal katılık) 98 ks (makaslama katılığı) pb_kn (paralel bağ normal katılığı) pb_ks (paralel bağ makaslama katılığı) pb_nstr (paralel bağ normal dayanım) pb_sstr (paralel bağ makaslama dayanımı) verilerini kullanmaktadır. Laboratuvar koşullarında bu değerlerin belirlenmesi mümkün değildir. Bu sebeple kayaçlar için bu verilerin farklı yollardan bulunması gerekmektedir. Bu amaçla geriye dönük analizler yapılmıştır. Geriye dönük analizlerde laboratuvarda deneyleri yapılan ve değerleri bilinen tek eksenli basınç dayanımı deneyi, tek eksenli deformasyon deneyi ve dolaylı tek eksenli çekme dayanımı (TEÇD) deneyi (Brazilian deneyi) modelleri yapılmıştır. Geriye dönük olarak yapılan bu analizlerde deneme-yanılma yöntemi seçilmiştir. Bu aşamada yapılan çalışmalarda, en önemli problem, kaya mekaniği deneylerinde tanecik boyutunun seçilmesi olmuştur. Birçok tanecik boyu seçilerek kaya mekaniği deneyleri gerçekleştirilmiş ve sonunda 1,5 mm yarıçapında tanecik boyutunun hem kaya mekaniği deneyleri için uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Yukarıda verilen ve modellemelerde kullanılan parametrelerin belirlenmesi oldukça zaman alıcı bir işlem olmuştur. PFC3D programında yazılan komut sistemi ile bu veriler belirlenmiştir. Uygun tanecik boyu belirlendikten sonra tek eksenli basınç dayanımı ve elastisite modülünün belirlenmesi için bir model, dolaylı çekme dayanımının belirlenmesi için de ayrıca bir model oluşturulmuştur. Bu modelleme çalışmalarında, laboratuvarda elde edilen gerçek veriler kullanılmıştır. Bu veriler komut sisteminde girildikten sonra modeller çalıştırılmış ve sonuçları incelenmiştir. Birçok kez tekrarlanan bu işlem sonucunda, tek eksenli basınç dayanımı, elastisite modülü ve dolaylı çekme dayanımı gerçek verilerinin, modelleme verileri ile yaklaşık olarak kesiştiği noktada, kesme modellemesinde kullanılacak tanecik ve tanecikler arasındaki bağ modeli verileri elde edilmiştir. Bu işlemler Afyon Menekşe ticari Türkiye 22. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi 11-13 Mayıs 2011 • ANKARA isimli doğal taş numesinde gerçekleştirilmiştir ve aşağıda ayrıntılı olarak anlatılmıştır. tanecikler arası bağ modeli laboratuvarda bulunan tek eksenli basınç değeri 3.1 Tek Eksenli Basınç Dayanımının Modellemesi Tek eksenli basınç dayanımının belirlenmesi için oluşturulan modelin genel görüntüsü Şekil 3‘de verilmiştir. gibi verileri ifade eden komutlar girilmektedir. Tek eksenli basınç dayanımının modellenmesi işlemi, laboratuvarda yapılan tek eksenli basınç deneyinin bir benzeri şeklindedir. Laboratuvarda yapılan deneylerde numune, hidrolik pres içerisinde bulunan iki plaka arasına konmaktadır. Daha sonra alttaki plakanın belirli bir hızda yukarıya doğru hareketi ile basınç uygulanmaktadır. Kayacın kırıldığı ana kadar bu plaka yukarıya doğru hareket etmekte ve kırıldığı anda durmaktadır. Modellemede de bu işlem aynı şekilde çeperlerle yapılmaktadır. Modelin üstünde bulunan çeper aşağıya doğru hareket ettirilerek, numune kırılıncaya kadar modelleme sürmüş ve numune kırıldığı anda durmuştur. Modelin belirli zaman aralıklarında yük ve yer değiştirme verileri almasını ve programın ara yüzünde elde edilen grafiği çizmesini sağlamak için komut dosyasında, modele ölçüm küreleri (measurement sphere) yerleştirilmiştir. Böylelikle tanecikler içerisinde oluşan yük ve yer değiştirme ölçümlerinin her bir adımda alınması sağlanmıştır. Bu verilerin, FISH diye tanımlanan ve program içerisinde program yazabilmeye izin veren programlama sistemi ile farklı bir dosyada kaydedilmesine ve programın bu verileri işlemesine olanak sağlamaktadır (Şekil 4). Bu işlem, laboratuvarda elde edilen sonuç ile modellemeden elde edilen sonuç uyuşuncaya kadar farklı veriler kullanılarak tekrarlanmıştır. Şekil 3. Tek eksenli basınç dayanımının belirlenmesi için PFC3D programında kurulan model (Yaşıtlı, 2008) Şekil 3’de görüldüğü gibi öncelikle modelin sınırlarını belirleyen çeper elemanlar (6 adet) oluşturulmuştur. Çeper elemanlar modelin tamamını saracak şekilde yerleştirilmiştir. Daha sonra çeperlerle oluşturulan bu modelin içerisine istenilen boyutta taneciklerin yerleştirilmesi gerekmektedir. PFC3D programında modelleme yapılmadan önce, kurulacak modelin “txt veya dat” uzantılı bir dosyada; komutların, programın kabul edeceği dilde ve programın kurallarına uygun olarak satır satır yazılması gerekmektedir. Bu dosya içerisinde, modelin boyutları modelde kullanılan taneciklerin boyutları model içerisine yerleştirilecek tanecik miktarı modelin etrafını saran çeperler tanecikler arası etkileşim değerleri tanecik-duvar arası etkileşim değerleri 99 N.E.Yaşıtlı, F.Bayram, B.Ünver, Y.Özçelik Şekil 4. Modelleme sırasında verilerin alınmasını sağlayan ölçüm kürecikleri Şekil 6. Tek eksenli basma dayanımının modellenmesinde meydana gelen yenilmeler Afyon Menekşe hakiki mermeri için yapılan modelleme sonucu Şekil 5’te görülmektedir. Afyon Menekşe hakiki mermeri için TEBD değeri laboratuvarda 73,94 MPa olarak bulunmuş iken sayısal modelleme sonucunda 72,92 MPa olarak bulunmuştur. Tek eksenli basma dayanımı modellemesi esnasında laboratuvarda gözlenen yenilme olayının bir benzeri, modelleme sırasında da meydana gelmektedir. Şekil 6‘da modelin tek eksenli basmaya maruz kaldığı süre sonunda bünyesinde meydana gelen yenilme görülmektedir. Şekildeki farklı renkler yenilme tipini göstermektedir. Siyah renk makaslama yenilmesini gösterirken kırmızı renk çekme yenilmesini göstermektedir. 3.2 Elastisite Modülü Tayini Modellemesi Elastisite modülünün belirlenmesi için de Şekil 3‘de görülen model kullanılmıştır. Bu model ile ayrıca Poisson oranının belirlenmesi de mümkündür. Elastisite modülünün belirlenmesinde, tek eksenli basınç dayanımında olduğu gibi üstteki çeper aşağı doğru hareket ettirilip kuvvet meydana getirilirken, düşey ve yatay yönde meydana gelen birim deformasyonlar da ayrıca kaydedilmiştir ve sonuçlar Şekil 7‘de verilmiştir. Modelleme sonucunda Elastisite modülü 16,7 GPa, Poisson’s oranı da 0,27 olarak belirlenmiştir. Şekil 5. PFC3D programında modelleme ile belirlenen tek eksenli basınç Şekil 7. PFC3D programında modelleme ile belirlenen elastisite modülü grafiği 100 Türkiye 22. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi 11-13 Mayıs 2011 • ANKARA 3.3 Dolaylı Çekme Dayanımının Modellemesi Tek eksenli dolaylı çekme dayanımı, laboratuvar koşullarında Brazilian deneyi ile belirlenmektedir. Bu mantıktan yola çıkılarak bu deneyin benzeri, PFC3D programında gerçekleştirilmiştir. Çekme dayanımının belirlenmesi için Şekil 8‘de gösterilen model kurulmuştur. Daha sonra, aynı laboratuvarda olduğu gibi, modelin üstünden ve altından yükleme yapılarak malzemenin kırıldığı yerde tek eksenli çekme dayanımı sonuçları elde edilmiştir (Şekil 9). Tek eksenli basınç dayanımına benzer şekilde, numunenin yükleme yapılan hattı boyunca yenilmeler meydana gelmiştir (Şekil 10). Tek eksenli çekme dayanımının modellenmesi sonucunda Afyon Menekşe hakiki mermeri için TEÇD değeri 9.99 MPa olarak bulunmuştur. Şekil 9. PFC3D programında modelleme ile belirlenen dolaylı tek eksenli çekme dayanımı Şekil 10. Tek eksenli dolaylı çekme dayanımının modellenmesinde meydana gelen yenilmeler Şekil 8. PFC3D programında dolaylı tek eksenli çekme dayanımının belirlenmesi için kurulan model 4 SONUÇLAR Kaya mekaniği deneylerinin modellenmesinde ilk etapta daha çok deneme-yanılma yöntemi kullanılarak modellemeler gerçekleştirilmiştir. Denemeler esnasında, laboratuvarda elde edilen tek eksenli basınç dayanımı, dolaylı çekme dayanımı ve elastisite modülü verileri kullanılmıştır. Çalışma esnasında, kesme modellemesi de göz önünde tutularak değişik tane boyları denenmiştir. Bu mantıktan yola çıkılarak modellemelerde, laboratuvarda elde edilen gerçek verilere en yakın sonuçların bulunduğu 1,5 mm gibi çok küçük yarıçaplı tanecik kullanılmıştır. Yapılan modelleme çalışmaları sonucunda, bu değerin uygun olduğu görülmüştür. Kaya mekaniği deneylerinin modellemesi sonucunda, ayrık elemanlar prensibinde çalışan PFC3D programı ile kayaçlarda yapılan mühendislik uygulamalarının modellemelerinde kullanılacak olan aşağıda verilen parametreler belirlenmiştir: 101 N.E.Yaşıtlı, F.Bayram, B.Ünver, Y.Özçelik kn (taneciklerin normal katılık değeri) ks (taneciklerin makaslama katılık değeri) pb_kn (tanecikler arası temas normal katılık değeri) pb_ks (tanecikler arası temas makaslama katılık değeri) pb_nstr (tanecikler arası temas normal dayanım değeri) pb_sstr (tanecikler arası temas makaslama dayanım değeri KAYNAKLAR Cundall, P.A., 1971. A Computer Model For Simulating Progressive Large Scale Movements in Blocky Rock Systems. In: Proceedings of the Symposium of International Society of Rock Mechanics, vol. 1,Nancy: France; Paper No. II-8. Cundall, P.A., Strack ODL. 1979. A Discrete Numerical Model For Granular Assemblies. Geotechnique, 29(1), 47–65. Cundall, P.A., 1988. Formulation of a ThreeDimensional distinct element model—Part I. Ascheme to Detect and Represent Contacts in a System Composed of Many Polyhedral Blocks. 102 International Journal of Rock Mechanics & Mining Sciences Geomechanics Abstracts, 25, 107–116. Hart, R., Cundall, P.A., Lemos, J., 1988. Formulation of a Three Dimensional Distinct Element Model—Part II. Mechanical Calculations for Motion and Interaction of a System Composed of Many Polyhedral Blocks. International Journal of Rock Mechanics & Mining Sciences Geomechanics Abstracts, 25(3), 117–25. Itasca Consulting Group Inc., 2005. PFC2D/3D (Particle Flow Code in 2/3 Dimensions), Version 3.0. Minneapolis, MN: ICG. Shi, G.H., Goodman, R.E., 1988. Discontinuous Deformation Analysis: a New Method for Computing Stress, Strain and Sliding of Block Systems. in: Key Questions in Rock Mechanics, Ed. by Cundall P.A. et.al. Balkema, Rotterdam, 381-383. Yaşıtlı, N.E., 2008. Dairesel Testereli Kesme Mekanizmasının Sayısal Modellemesi, Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 145s.