12 • ISSN 2147-6179 - Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği
Transkript
12 • ISSN 2147-6179 - Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği
CSR Turkey Kurumsal Sosyal Sorumluluk Dergisi • Kasım-Aralık 2013 • Sayı: 12 • ISSN 2147-6179 Merhaba, KSS Türkiye dergisinin 12. ve yılın son sayısı sizlerle. Bir sonraki sayı ile birlikte KSS Türkiye 3.yılına giriyor olacak. Bu derginin neden var olduğunu unutmadan yol almaya çalışıyoruz. Kısa bir 2013 değerlendirmesi yapmak gerekirse; yıl boyu birçok KSS projesinin geçmiş yılların uzantısı olarak devam ettiğini gördük. Öte yandan yıl içinde farklı etki alanlarında yeni uygulamalar da başlatıldı. Yapılan çalışmaları KSS Türkiye aracılığıyla aktarmaya çalıştık. Bundan sonrası için de sizlerle işbirliğimizin güçlenerek sürmesi adına çalışıyor olacağız. Yeni dönem için temennimiz elbette KSS alanında aktif çalışan kuruluş ve üretilen proje sayısının, beraberinde KSS alanındaki farkındalık ve dayanışmanın artması olacak. Biliyoruz ki, KSS konusunda konuşacak daha fazla verinin olması, tüm kesimler için kazanç olacak. Herkese iyi ve verimli bir yıl dilerim. İyi okumalar. Sevgi ve Saygılarımla, D.Eylem Altıok KSS Uygulamaları 7 KSS Pazaryeri 8 Kale Grubu 12Koç Holding 19 Türk Ekonomi Bankası 21Shell&Turcas 22Sorumlukurum.com 23Dialogue in the Dark 31Digiturk 32Michelin 35TNT Express 36Samsung 36P&G 38TOG - SİM 39Anadolu Sigorta 39ETİ 41Opet 43Peugeot 44AIESEC Türkiye 44Doğan Organik 45Sun-Ka Kağıt KSS Söyleşileri Makale 11 Pakpen Mehmet Tuza 16Sertrans Logistics Nilgün Keleş 27ING Bank Buket Okumuş 34Yapı Kredi İmre Tüylü 40Bosch Ev Aletleri Neylan Süer 25 Serdar Tunçer 30 Ali Ercan Özgür STK 37 Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı 45 İstanbul Maden İhracatçıları Birliği 46ÇEDBİK Değerli okuyucular, Türkiye’deki kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) uygulamalarının nicel ve nitel olarak arttığı 2013 yılı için öncelikle memnuniyetimi dile getirmek isterim. Paydaşların KSS alanında daha talepkar, sorgulayan ve yorum yapar bir hale gelmesi, KSS uygulamalarının proje mantığından öteye geçerek daha sürdürülebilir uygulamalara dönüşmesi, sosyal ve ticari faydanın dengeli bir şekilde gözetildiği KSS uygulamalarının artması, yaşanılan çok olumlu gelişmeler. Birkaç önemli konudan bahsetmek isterim. KSS alanında yapılan kamu-özel sektör-sivil toplum işbirliklerinin geliştirilmesini çok önemli görüyorum. İşbirlikleri, KSS uygulamalarının sosyal, çevresel ekonomik etkilerini arttıracağı gibi uygulamaları sürdürülebilir de kılmaktadır. Bu yüzden paydaş işbirliğinin daha fazla olacağını ümit ediyorum. Ayrıca KSS ve/veya Sürdürülebilirlik Raporlamalarının artması, özel sektörün KSS alanında yaptığı faaliyetleri şeffaf bir biçimde paydaşlarıyla paylaşarak güven oluşturması diğer iyileştirilmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Hangi KSS raporlama aracını kullanırsa kullansın, raporlama yapan şirket sayısının artmasını hedeflersek, KSS’nin içselleştirilmesi için önemli bir adım daha atacağımızı düşünmekteyim. Bir diğer önemli konu ise KOBİ’ler ve KSS’dir. KOBİ’ler için KSS farkındalığı oluşturulması, KOBİ KSS uygulamalarının yaygınlaştırılması için çalışmaların artması ve bu çalışmaların etkili olabilmesi için ilgili tüm paydaşların desteğini çok değerli görüyorum. KSS’yi işin bir parçası olarak değil işin kendisi olarak görmeyi başarabildiğimiz anda KSS alanında iyi yerlere geleceğimizi düşünüyorum. 6 KSS pazarı Türkiye’de giderek büyüyor. KSS alanında faaliyet gösteren şirketler, bilimsel araştırma yapan akademisyenler, KSS danışmanları ve benzeri ilgili paydaşların sayıca artması çok sevindirici. Pazar büyüdükçe KSS uygulamalarının çeşitlendiğini, zenginleştiğini ve derinleştiğini göreceğiz. Yukarıda sözünü ettiğim KSS ekosisteminin, çok önemli bir bölümünün bir araya geldiği Kurumsal Sosyal Sorumluluk Pazaryeri'ni, yılın son büyük KSS etkinliği olarak, 6 Aralık 2013 günü İstanbul’da Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleştirdik. KSS alanında aktif olarak çalışan, ilgisi olan ve kendini geliştirmek isteyen herkesin buluşma yeri olan KSS Pazaryeri 500’den fazla kişiyi bir araya getirerek KSS uygulamaları, deneyimleri, fikirleri ve hayallerinin paylaşıldığı network ortamı sağladı. Bu keyifli etkinlik sayesinde ortaya çıkan enerji ve sinerjiyle 2014 yılına özgün, inovatif, kapsayıcı, sosyal etkisi büyük, yeşil uygulamalarla başlanmasını umut ediyorum. KSS Pazaryeri, CSR Europe, GAP İdaresi, UNDP, UNGC, Kadir Has Üniversitesi ve İDEMA işbirliğiyle gerçekleşti. KSS Türkiye olarak şu an sürdürdüğümüz ve diğer yepyeni KSS etkinlikleri ile 2014 yılına gireceğiz. Give&Gain Çalışan Gönüllülüğü Günü, Sağlam KOBİ, Sürdürülebilir Şehirler, Girişimcilik Merkezi gibi birbirinden farklı proje ve etkinliklerle KSS alanında çalışmalarımızı büyük bir heyecanla yürüteceğiz. Herkese keyifli, sağlıklı, huzurlu bir yıl diliyorum. Uyg KSS Pazaryeri bu yıl da renkli geçti ve sosyal sorumlu şirketler ödüllendirildi Kadir Has Üniversitesi ve Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği (TKSSD) işbirliği ile düzenlenen Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Çözümleri Pazaryeri etkinliğinin beşincisi 6 Aralık 2013 Cuma günü Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde gerçekleştirildi. K atılımcılar fuar alanında şirketlerin (Akçansa, Anadolu Efes, Avea, Banvit, Bosch, Cummins, Ford Otosan, HSBC, IBM, MNG Kargo, Nestle, TEB, Tepe Betopan, UPS Türkiye, Viko, Argande, PepsiCo, PTT, Karaköy Güllüoğlu, Uludağ Madensuyu, Vefa Bozacısı, CSR For All, Yolyola Platformu, Global Compact, Uluslararası Göç KSS ulam alar Örgütü, Sosyal İnovason Merkezi, Habitat, Hayata Renk Ver Derneği, Fatih Emniyet Müdürlüğü) standlarında sosyal sorumluluk projelerini incelediler ve Bilgi aldılar. Düzenlenen panellerde ise “Sosyal Sorumlu Şehirler”, “Girişimcilik ve Sürdürülebilir Kalkınmadaki Rolü” ve “Sorumlu Üretim ve Tüketim Uygulamaları” konuşuldu. Pazaryerinde yer alan şirketlerin KSS uygulamaları CSR Europe Ulusal Ortakları ve KSS uzmanlarından oluşan jüri kurulu tarafından değerlendirilerek, etkinlik sonunda katılımcı şirketlere ödülleri dağıtıldı. KSS Pazaryeri 2013 ödülleri Jüri Ödülü 1. Avea “Avea Labs Kuluçka Merkezi” Jüri Ödülü 2. TEB “TEB Aile Akademisi” Jüri Ödülü 3. Banvit “Kızlar Banvit’le Okula” KSS’ye Katkı Ödülü Gülben Ergen “Çocuklar Gülsün Diye” Sosyal İnovasyon Ödülü UPS “Sağlam Kobi” Jüri Özel Ödülü Tepe Betopan “Taraftar Akademisi” Jüri Özel Ödülü Cummins “Toplum İçin Teknik Eğitim” Ziyaretçilerin oylarıyla şirketlere Paydaş Ödülü verildi Paydaş Ödülü 1. VİKO “Aydınlık Bir Gelecek İçin” Paydaş Ödülü 2. MNG Kargo “Aç Kanatlarını Türkiye” Paydaş Ödülü 3. Anadolu Efes “Gelecek Turizm’de” 7 ı U KSS ları ama l u g y KSV, meslek edindirme kurslarıyla 4 bin 500 genci meslek sahibi yaptı Kale Grubu Kurumsal İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Hande Sarantopoulos, Dr. (h.c) İbrahim Bodur Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı’nın (KSV) özellikle insanların meslek sahibi olması, bilgi ve becerilerini geliştirmesi için proje geliştirdiğine işaret ederek, bugün Türkiye’yi kapsayan bir sosyal sorumluluk ağı oluşturduklarını söyledi. D r. (h.c) İbrahim Bodur Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı’nın (KSV) çalışmaları hakkında bilgi veren Kale Grubu Kurumsal İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Hande Sarantopoulos, ''Başarılı ve ihtiyaç sahibi 700 öğrenciye burs sağlayan KSV, bugüne kadar gerçekleştirdiği meslek edindirme kurslarıyla yaklaşık 4 bin 500 işsiz genci meslek sahibi yaptı'' dedi. Geliştirme ve uyum kurslarıyla da inşaat sektörüne 3 bin 800’e yakın vasıflı usta kazandırdıklarını anlatan Sarantopoulos, “İlk İşim Okullarda Değişim projesiyle 14 ilde 25 köy okulunun tuvaletlerinin yenileyen KSV, 2015 yılına kadar toplam 2.5 milyon lira kaynak aktarılacak projeyle, 1.250 işsiz genci daha meslek sahibi yapmayı ve 50 köy okulunu daha yenilemeyi hedefliyor” diye konuştu. Hande Sarantopoulos KSV’nin sürdürdüğü sosyal sorumluluk faaliyetlerinin detaylarını; “Eğitim”, “İstihdam” ve “Usta Kulübü” başlıkları altında toplarken, şu bilgileri verdi: Eğitime Yönelik Faaliyetler Burslar K ale Grubu ve Bodur Ailesi tarafından verilen eğitim bursları, 2001 yılından itibaren KSV çatısı altında organize ediliyor. Kuruluşundan bu yana başarılı ve ihtiyaç sahibi 700 öğrenciye eğitim bursu sağlayan KSV, bursiyerlerine rehberlik desteğinin yanı sıra grup bünyesinde iş ve staj imkanı sağlıyor. 8 İstihdama Yönelik Faaliyetler Meslek Edindirme Kursları K SV ve Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan protokol çerçevesinde yürütülen, seramik yer ve duvar karosu kaplamacılığı meslek edindirme kurslarıyla işsiz gençler Avrupa Birliği kriterlerine uygun, kalifiye seramik ustası oluyor. KSV Meslek Edindirme Kursları’nın amacı, eğitimli ara eleman yetiştirme konusunda ülkemizi hem maddi hem de manevi yönden destekleyerek; kalifiye, bilgili, el becerisi artırılmış, yeni malzeme ve teknolojilerle donatılmış, çağdaş, belgeli ustalar yetiştirmek. Türkiye genelinde yapılan meslek edindirme kursları ile yaklaşık 4.500 işsiz genç meslek sahibi oldu. Ayrıca cezaevlerinde, çocuk ıslah evleri ve yetiştirme yurtlarında açılan kurslarla tutuklu ve hükümlülere, yeni hayatlarına büyük bir umutla başlamaları için katkıda bulunuluyor. Geliştirme ve Uyum Kursları K SV, 2003 yılında eğitim faaliyetlerini inşaat sektörünün ihtiyaçlarına göre genişleterek, “seramik yer ve duvar karosu kaplamacılığı”nın yanı sıra “sıvacılık”, “inşaat boyacılığı”, “sıhhi tesisatçılık” ve “yapı yalıtımcılığı” alanlarında da Geliştirme ve Uyum Kursları düzenlemeye başladı. Böylelikle sektörde çalışan işgücünün teknolojik gelişmelere uyumunun sağlanması ve bu gelişmelerin endüstriyel teknik öğretim okullarına aktarılması ve eğitimsiz ustadan kaynaklanan iş kazalarını en aza indirmeyi hedeflendi. Hande Sarantopoulos 5 günlük geliştirme ve uyum kursu eğitiminin ardından Milli Eğitim Bakanlığı’ndan onaylı sertifika vermeye devam eden KSV, kuruluşundan bu yana Geliştirme ve Uyum Kursları ile inşaat sektörüne yaklaşık 3.800 vasıflı usta kazandırdı. “İlk İşim Okullarda Değişim” projesi K SV, 2009 yılında “İlk İşim Okullarda Değişim” sloganıyla bir sosyal sorumluluk projesi başlattı. 1991 yılından bu yana ana faaliyet alanlarından biri olan Meslek Edindirme Kursları ile binlerce işsiz genci meslek sahibi yapan KSV; başlattığı bu proje ile Türkiye’nin dört bir yanında düzenlediği “Seramik Yer ve Duvar Karosu Kaplamacılığı Meslek Kursları’nın staj çalışmalarını Anadolu’daki köy okullarında gerçekleştirdi. Böylece kursiyerlerin mesleklerindeki ilk işleriyle, bir sosyal sorumluluk projesi içinde yer almalarını sağlamanın yanı sıra, bölgelerindeki köy ilkokullarının hijyenik bir ortama kavuşması sağlandı. Kale Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Çanakkale Seramik, Kalebodur, Kalekim ve Kale’nin sponsorluğunda gerçekleştirilen “İlk İşim Okullarda Değişim” projesi kapsamında; bugüne kadar Denizli, Erzurum, Isparta, Kayseri, Mersin, Sivas, Trabzon, Şanlıurfa, Çankırı, Anada, Çorum, Ankara, Hatay ve Amasya gibi Türkiye’nin değişik bölgelerinde toplam 25 köy okulunun yenilenen tuvaletleri hizmete açıldı. Bu sosyal sorumluluk projesinde yetişip tekrar bu zincire dahil olan ustalar sayesinde toplam 2.047 öğrenci, daha sağlıklı ortama kavuştu. KSV, kadın usta yetiştirerek ilki gerçekleştirdi K SV, “İlk İşim Okullarda Değişim” projesi kapsamında Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek inşaat sektörüne kadın usta yetiştirdi. Ankara’da başlatılan projede Gölbaşı Belediyesi tarafından bulunan gelir düzeyi düşük işsiz kadınlara 50 saati teorik eğitim, 150 saati atölye eğitimi, 100 saati sertifikalı usta talep edebiliyor. • Kalekim, ayrıca garantili sistemine dahil ettiği ustaların yaptığı uygulamalara 1 yıl garanti veriyor. Bu uygulama 2010 yılında başladı ve Türkiye geneline yayma çalışmaları devam ediyor. • 4448782 No’lu Kalekim Usta Kulübü İletişim uygulama olmak üzere 300 saatlik seramik yer ve duvar karosu kaplamacılığı alanında mesleki eğitim verildi. İnşaat sektöründe ilk defa kadın istihdamına yönelik bu faaliyeti başlatan KSV, kadın ustaların uygulamasını atölye yerine köy okullarının tuvaletlerinde yaparak 25 kadın ustanın ilk işleriyle bir sosyal sorumluluk projesi içinde yer almalarını sağladı. Usta Kulübü K alekim Usta Kulübü, seramik kaplama, boya, sıva, su ve ısı yalıtım ustalarının yaptığı işlerin önemini ortaya çıkarmak, eğitim ve seminerler ile üye ustalarımızın mesleki bilgi ve becerilerini geliştirerek sektörün kalifiye eleman ihtiyacına katkıda bulunmak amacıyla 2001 yılında kuruldu. Kalekim Usta Kulübü‘nün bugün 55 bine yakın üyesi bulunuyor. Kalekim Usta Kulübü, faaliyetleri, ustalara vermiş olduğu destek ve alanında Türkiye’nin ilk, en büyük ve en kapsamlı Usta Kulübü olmakla birlikte çığ gibi büyüyen bir mesleki kulübü de simgeliyor. Kalekim dün ve bugün olduğu gibi sektöründe “Daima En İyi” olma bilinciyle hareket ederken, yarattığı değerlere titizlik ve hassasiyetle sahip çıkmaya devam ediyor. Usta Kulübü Faaliyetleri • Sosyal güvenceden yoksun olarak çalışan ustalar her yıl ücretsiz olarak yenilenen Ferdi Kaza Sigortası ile güvence altına alınıyor. Ferdi Kaza Sigortası ile ustalarımıza bugüne kadar yaklaşık 300.000 TL tutarında ödeme ile destek olundu. • Geliştirme ve Uyum Kursu’ndan mezun 10 olan MEB onaylı sertifikalı ustalar “Tanıdık Usta Sistemi” ile profesyoneller ve son kullanıcılarla buluşturuluyor. Sertifikalı usta ile çalışmak isteyen profesyonel ve son kullanıcılar, kulübün web sitesi aracılığı ile Merkezi, sertifikalı ustalardan gelen her türlü görüş, öneri ve bilgiyi anında değerlendirerek çözüme ulaştıran veya en kısa sürede çözülebilmesi için ilgili birimlere aktaran, işinin uzmanı profesyonel bir ekipten oluşuyor. Ustalar için mesleki bir başvuru ve referans merkezi olmanın yanı sıra yönelttikleri sosyal, kültürel ve hukuki sorularla ilgili de ustalarımıza sürekli destek veriliyor. • Ustaların, Kalekim ve inşaat sektörüyle ilgili bilgilere ulaşabilecekleri, mesleki birikim ve bilgisinin gelişmesine yardımcı olan Kalekim Ustam Gazetesi 2004 yılından beri ustalarımıza özel olarak hazırlanıyor. 3 ayda bir yayınlanan Ustam Gazetesi üye ustalarımızın adreslerine ücretsiz olarak ulaştırılıyor. • Kalekim ve Kale markalı ürünlerimizi kullanan ustalarımız yaptıkları işlerde kullandıkları ürünlerden birçok hediye kazanabiliyor. Ustalar biriktirip, gönderdikleri puanlar karşılığında binlerce çeşit hediyenin yer aldığı www.ustakulubu.com ve www.kalepuan.com Online Hediye Sistemi’nden tercih yapabiliyorlar. Hediye talepleri; basılı form, web sayfası, portallar ve çağrı merkezi ile iletilebiliyor. • Kalekim Usta Kulübü üye ustaları, usta kulübü portalımız www.ustakulubu.com’dan tüm üyelik, puan ve hediye bilgilerine doğrudan ulaşıp, diğer ustalarla iletişime geçerek tüm yenilikleri anında takip edebiliyor. KSV’nin kuruluşu D r. (h.c) İbrahim Bodur Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı (KSV), Kale Grubu Kurucusu İbrahim Bodur tarafından, Kale Grubu şirketlerinin topluma yaptığı katkıları devamlı ve düzenli hale getirmek amacıyla 27 Temmuz 1991 tarihinde kuruldu. Kuruluşundan bu yana eğitim, istihdam ve girişimcilik alanlarında faaliyet gösteren KSV, sosyal sorumluluk bilincini, gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırabilmek için çalışmalarını sürdürüyor. Mesleki eğitime yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz Söy KSS leşil e ri Pakpen Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuza, KSS Türkiye’ye şirketin sosyal sorumluluk çalışmalarına ilişkin bilgiler verdi. KSS uygulamalarınıza ilişkin bilgi verir misiniz? Özellikle üzerinde durduğunuz alanlar/konular nelerdir? Kuruluşunuz kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) alanında nasıl bir yol izliyor? KSS, faaliyetlerinize/iş yapış şeklinize etki eder bir konumda mıdır? Ülkemizin içinde bulunduğu durumu göz önünde bulundurduğumuzda ciddi bir kalifiye ara eleman ihtiyacı bulunmaktadır. Biz bu açığa hizmet etmek ve katma değer yaratmak üzerine eğitimi önemseyen bir kuruluşuz. Mesleki eğitim bu alanda önceliklerimiz arasında yer almaktadır. Dolayısıyla Mehmet Tuza Pakpen Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’ni mesleki eğitim almak isteyen öğrencilerin ilk tercihi haline gelmesini hedefliyoruz. Son yıllarda Türk sanayisinin gelişmesine önemli katkılarda bulunan Konya Organize Sanayi Bölgesi’ndeki üretici firmaların donanımlı ve nitelikli çalışan ihtiyacı Pakpen olarak toplumsal fayda yaratan sosyal sorumluluk çalışmalarına yönelmemizi sağladı. Bölgenin eğitim ve sosyo-ekonomik açıdan geldiği son duruma baktığımızda da yarınlarımız olarak gördüğümüz çocuklarımız için okul ve staj imkanlarını bir arada sunabilen bir meslek lisesinin eksikliğini hissettik. Sektörün de en büyük sorunlarından biri kalifiye eleman yetersizliği. Bu hedefler doğrultusunda Konya Organize Sanayi Bölgesi’nde Milli Eğitim Müdürlüğü ve sanayicilerin ortak girişimi ile Mehmet Tuza Pakpen Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’ni açtık. Bu okulu kurma amaçlarımızdan en önemlisi ise mesleki eğitim görecek öğrenci sayısını artırarak gençlerimizi sektöre kazandırmak ve daha sonra sağlanacak burs imkanlarıyla birlikte Konya Organize Sanayi Bölgesi içerisinde yatılı eğitimöğretim imkanını bir arada sunmak. Bu yüzden 35 bin metrekarelik alana kurulu, 24 dersliği bulunan Mehmet Tuza Pakpen Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nin Pakpen başta olmak üzere Konya bölgesinin önemli sanayi kuruluşlarının ve STK’ların da desteğiyle sektörün en önemli sorunlarından biri olan nitelikli teknik ve ara çalışan ihtiyacına büyük bir katkı sağlayacağını düşünüyorum. 2014 için planlanmış KSS projeleriniz/ uygulamalarınız var mıdır? 2014 yılında da eğitimle ilgili çalışmalarımıza devam ederek büyüyen sektörümüze nitelikli eleman yetiştireceğiz. Eklemek istedikleriniz Okul açmak, eğitime destek olmak en büyük hayallerimizden birisiydi. Bu hayalimizi gerçekleştirdik. Şimdi sürekliliğini sağlamak önemli. Sanayi kurumları ve STK’ların oluşturacağı sinerji sayesinde özellikle maddi durumu iyi olmayan ve çağın gereksinimlerini karşılayacak şekilde eğitim almak isteyen gençlerimizin bulunması konusunda hepimize önemli görevler düşüyor. Özellikle şunu da belirtmek isterim ki; Mehmet Tuza Pakpen Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde okuyacak yavrularımız yeterli düzeyde mesleki eğitim alma imkanı bulmanın yanı sıra 4 sene boyunca yapacakları stajlarla öğrendiklerini uygulama imkanı da bulacaklar. Onun için bölgemiz için büyük önem taşıyan bu eğitim projesine herkesin elinden gelen tüm desteği vermesi bu yardımların sistemli bir şekilde uygulamaya konulması gerekiyor. 11 U KSS ları ama l u g y Engelli vatandaşlarımız için daha kalıcı adımlar atacağız Koç Holding’in 2012 yılında başlattığı ‘‘Ülkem İçin Engel Tanımıyorum’’ projesi, Koç Topluluğu Şirketleri’nin yeni çalışmalarıyla her geçen gün daha fazla kişiye ulaşıyor. Projenin yakaladığı ivme ve gerçekleştirilen çalışmaların oluşturduğu heyecanı hız kesmeden sürdürdüklerini vurgulayan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, bu yıl tamamlanması planlanan projeyi bir yıl daha uzattıklarını açıkladı. M ustafa V. Koç, “Proje ile önümüzdeki süreçte bilinç düzeyinin artmasına paralel olarak fiziksel şartların iyileştirilmesine ve engelli dostu ürün- hizmet geliştirilmesi noktasında daha kalıcı adımlar atmayı hedefliyoruz” dedi. Koç Topluluğu kültürünün çok önemli bir parçası olan sosyal sorumluluk bilincini, çalışandan bayiye, şirketlerden servis ağına, geniş Koç Ailesi’nin tüm bireylerine yaymak amacıyla 2006 yılında başlatılan Ülkem İçin Projesi’nin hayata geçen son adımı olan “Ülkem İçin Engel Tanımıyorum” projesi, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) işbirliğinde başarılı çalışmalara imza atıyor. Projede gelinen yolu değerlendiren Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, Ülkem İçin Engel Tanımıyorum Projesi’nin 2012 – 2013 yılına yayılmak üzere planlandığını ancak gerçekleştirilen başarılı çalışmaların yeni gelişmelere ivme kazandırması sebebiyle bir yıl daha uzatıldığını açıkladı. Engelli dostu ürün ve hizmet geliştirme zamanı K oç Topluluğu Şirketleri’nin geçtiğimiz süreçte başarılı uygulamalar ile projeye destek verdiğini de açıklayan Mustafa V. Koç, üç aşamalı gerçekleşen projenin ilk ayağında, Koç Topluluğu çalışanlarının yüzde 74’üne Engelliliğe Doğru Yaklaşım eğitimleri verildiğini belirtti. Devam eden eğitimlerin yanı sıra projenin ikinci yaklaşımını ise tüm Koç Topluluğu şirketlerinin ‘Engelli Dostu İşyeri’ haline getirilmesinin yer 12 aldığına dikkat çeken Mustafa V. Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Koç Topluluğu şirketlerinin ve bayilerinin işyerlerinin fiziki şartlarının engelliler için erişilebilirliğiin gözden geçirilmesi süreci devam ediyor. Bu kapsamda önemli gelişmeler yaşıyoruz. Öte yandan bildiğiniz gibi projenin uygulamasının son ayağını ise Koç Topluluğu’nun bayi ve şirketlerinin desteğiyle “Engelli dostu ürün ve hizmet” geliştirme çalışmaları oluşturuyor. Bu bağlamda Koç Topluluğu şirketleri “Ülkem İçin Engel Tanımıyorum” projesi kapsamında çalışmalarına devam ediyor.” Ülkem İçin Engel Tanımıyorum projesi çerçevesinde Koç Holding Engelliğe Doğru Yaklaşım eğitimlerini Ülkem İçin Elçisi bayileri aracılığı ile tüm Türkiye’ye yayıyor. Öte yandan Koç Holding, Tohum Otizm Vakfı ile işbirliği içinde Beylikdüzü’ndeki İş Okulu’nda görev yapan eğitimcilerin eğitimi ve Beylikdüzü ilçesinde bulunan 20 adet okulda Kaynaştırma Eğitimi yapılması için çalışmalara da başladı. Holding ayrıca Üsküdar İlçe Emniyet Müdürlüğü ile işbirliği içinde 250 emniyet mensubuna farkındalık eğitimi düzenledi. Koç Topluluğu Şirketleri’nin ise hayata geçirdği başarılı çalışmalardan bazı örnekler ise şöyle: • Ford Otosan, “1 Ford Dene, Engelliler İçin 1 Okul Yenile” kampanyası kapsamında Konya, Edirne, Şanlıurfa, Gaziantep, Sivas, Ordu, Çanakkale, Kocaeli ve Muğla’dan oluşan 9 ildeki okullarda fiziki şartları iyileştiren Ford Otosan bu illerde farkındalık eğitimleri de düzenledi. Mustafa V. Koç • Satılan her aracın içine “Engelliliğe Doğru Yaklaşım” broşürü yerleştiren Ford Otosan, fabrika çalışanlarına ise işaret dili eğitimi veriyor. • Yapı Kredi, proje kapsamında Koç Holding ile birlikte “Ülkem İçin Fonu”nu hazırladı. Fon çerçevesinde elde edilen gelir ile YKB’nin “Ülkem İçin“ projesi özelinde sosyal sorumluluk çalışmaları gerçekleştirilmesi planlanıyor. Bu yıl, fondan elde edilecek gelir, ilköğretim okullarının fiziksel şartlarının iyileştirmesi amacıyla kullanılacak. • Engellilere yönelik ürün ve hizmet geliştirme çalışmalarına devam eden Yapı Kredi, 51 ilde toplam 470 ATM’yi, görme engellilerin kullanımına uygun olarak faaliyete geçirdi. Müdürlüğü’nden onaylanan “Engelliliğe Karşı Önlemler Kılavuzu”, İstanbul’daki Aile Hekimliği Merkezleri’ne dağıtılmak üzere 180 bin adet basıldı. Yaklaşık 900 Aile Hekimliği Merkezi’ne dağıtıldı. • Arçelik engelli dostu pişirici cihazlar, çamaşır makinesi, buzdolabı, tv, kurutma makinesi, bulaşık makinesi geliştirmek için çalışmalarını hızlandırdı. Ayrıca Arçelik’in 11 engelli çalışanı ise evden istihdam ediliyor. • Engelli bireylerin tüp siparişlerini kolaylaştırmak adına sipariş sistemini sesli hale getiren Aygaz, bayilerden de büyük destek alıyor. Proje çerçevesinde Aygaz bayileri tarafından küçük tüplerin engelli bireyler için evlere servisi sağlanıyor. • Yapı Kredi Yayınları’ndan basılan her kitap, • Tüm otel, restoran, pastane, oda, masa ve okuyucularla eşzamanlı olarak GETEM işbirliği ile görme engellilerin de erişimine açılıyor. Bugüne kadar 61 kitaba ulaşılırken bu sayı her geçen gün artıyor. ortak alanlara “Engelliliğe Doğru Yaklaşım” broşürü yerleştiren Divan, asansörlerinde LCD ekranlara da bu broşüre yansıyan bilgiledirme metinlerini yansıtıyor. • Amerikan Hastanesi’nin Koç Holding işbirliği ile • Koç Üniversitesi, üniversite kampüsünü engelli hazırladığı, İstanbul İl Halk Sağlığı dostu hale getirdi. • Engelli öğrencilerin ve ziyaretçilerin kampüs olanaklarından faydalanmalarını hedefleyen Koç Üniversitesi, Braille alfabeli bilgisayar ve kitapları da görme engelli öğrencilerinin kullanımına sundu. • Koçtaş, proje ortağı AYDER’in Kaş Çukurbağ Köyünde kuracağı Kaş Köy Akademisi’ne malzeme desteği sağladı. • Engelli bireylere yönelik eğitim ve hobi merkezi olarak hizmet verecek Kaş Köy Akademisi’nin engelli misafirleri ve engelli bireyler için hazırlanan yatakhanenin sponsorluğunu üstlenen Koçtaş, ihtiyaç duyulan mobilya ve malzemelerin teminini sağlıyor. • “Ülkem İçin Engel Tanımıyorum” projesi çerçevesinde Opet istasyonlarına, müşterilere dağıtılmak üzere “Engelliliğe Doğru Yaklaşım” broşürleri yerleştirildi. Ayrıca tüm istasyonlardaki kiosklarda Ülkem İçin Engel Tanımıyorum projesinin görsellerine yer verildi. • Otokar, satılan her otobüsün içinde “Engelliliğe Doğru Yaklaşım” bilgilendirme kitapçığı dağıtıyor. Ayrıca Doruk serisi araçlarda Braille alfabesi kullanılması devreye alınırken yedi kişilik tekerlekli sandalyeli yolcu taşıma kapasitesine sahip servis otobüsü Sultan Maxi Engelli, Otokar’ın Türkiye pazarına sunduğu ürünler arasına eklendi. BEDER (Bedensel Engelliler Derneği) için İETT tarafından hazırlanan otobüs ise Otokar tarafından Engelli erişimine uygun hale getirildi. • Sakarya’da 1000 engelli çocuk ve gencin 14 katıldığı Engelsiz Spor Şenliği’ne ana sponsor olan Otokar ile Sakarya Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü arasında Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezi Projesi (UMEM Beceri 10) kapsamında Nisan ayında bir işbirliği protokolünü imzalandı. Bu kapsamda engelli istihdamına yönelik olarak 16 engellinin Otokar’ın görevlendireceği mühendis ve teknik çalışanlar eşliğinde üç ay süreyle ‘temel imalat ve montaj teknikleri’ eğitimi almasına ve katılımcılardan bir bölümünün Otokar’da istihdam edilmesine karar verildi. • RAM Dış Ticaret, Rumelihisarı’ndaki bir ilköğretim okulunun Özel Zihinsel Engelliler Sınıfı’na Dönüştürülmesi Projesi için maddi destekte bulundu. • RMK Marine, Beşiktaş Tekerlekli Sandalye Takımı’nın sponsorluğunu üstlendi. • www.setur.com.tr web sitesinde “Herkes İçin Engelsiz Tatil” sayfası oluşturan Setur, yurtiçinde engellilerin konaklamasına uygun otellerin bilgileri paylaşıyor. www.bookinturkey. com sitesinde “gelişmiş arama” seçeneği altına “engelli dostu” otel kategorisi eklenirken bu sayede, bölgeye göre engelli dostu otel seçimi yapılabiliyor. • Setur rehberliğinde hazırlanan yurt dışı destinasyon tanıtım videoları işitme engellilere özel alt yazılı hale getirilirken bir yandan da Youtube/Setur sayfasında yayınlanıyor. Ayrıca Setur yurt içi otel kataloğunda yer alan otel sayfalarında otellerin engelli bireylere uygunluğunu belirten ikonlara yer veriliyor. • Bunun yanı sıra Kaş’ta bulunan Setur Marina’da açılan Yelken Okulu‘nda engelli ve sosyal dezavantajlı öğrenciler için ücretsiz olarak yelken eğitimi veriliyor. Setur Marina’ya ait olan tenis kortları ise bu öğrenciler tarafından ücretsiz olarak kullanılabiliyor. • Tanı tarafından Sultangazi’de yer alan bir ilköğretim okulunun özel sınıfında fiziki şartlarında iyileştirilme sağlandı. Okulda bu yıl 9 engelli öğrenci eğitime başladı. • Tofaş, fabrikada düzenlenen toplantı ve diğer etkinliklerde işitme engelliler için bir tercüman bulunduran Tofaş’ta engelli çalışanlardan bir sendika temsilcisi de seçildi. Seyahatlerinde İdobüs kullanan her çalışan için Ülkem İçin projesine 10 TL bağış kampanyası başlatılan Tofaş’ta ayrıca işitme engelli çalışanlara İnteraktif Tiyatro ile İş Güvenliği Eğitimi verildi. Tofaş’ın işitme engelli çalışanların liderleri, İşaret Dili Eğitimi almaya başladı. Tofaş Akademi ise projeye dikkat çekmek için “Ya Böyle Olsaydı” adlı videoyu 4500 bayi çalışanı ile paylaştı. Tofaş’ın yurt çapındaki 138 bayi çalışanı “Engeliliğe Doğru Yaklaşım” eğitimi aldı. Fabrikaya gelebilecek engelli ziyaretçiler de unutulmadı ve onlar için tekerlekli sandalye temin edildi. • Tüpraş, Türkiye Görme Engelliler Spor Federasyonunun düzenlediği Türkiye Satranç Şampiyonası’nda iki öğrenciye sponsor oldu. Öğrenciler bu şampiyonada Türkiye Şampiyonu oldular. Tüpraş ayrıca sekiz derslik ile 40 otizmli çocuğa eğitim veren İzmit Kaymakamlığı Özel Eğitim Uygulama Merkezi’ne, öğrencilerin fiziksel gelişimine katkı ve hiperaktivite kontrolü gözlemleri amacıyla kamera sistemi kurulumu ve bedensel gelişim aletlerinin teminini sağladı. Tüpraş son olarak Kocaeli Valiliği ve Kocaeli Kent Konseyi ile işbirliği içinde Kocaeli’ndeki 300 kamu personeline işaret dili eğitimi verdi. Neler başardık? • Ülkem İçin Projesi’nin 2006 - 2007 yılları uygulaması olarak yerel kalkınmaya destek olan 387 yerel proje hayata geçirilmiştir. • 2008 - 2009 yılları uygulaması olarak ise ülke geneline yaygın olarak yeşeren 7 Ülkem İçin Ormanı’nda 1.084.000 fidan dikilmiş ve 18.000 çocuğa çevre eğitimi verilmiştir. • 2010 - 2011 yılları uygulaması olarak gönüllü ve düzenli kan bağışçısı kazanım kampanyası ile 103.000 kişi bilinçlendirilmiş ve 83.579 ünite kan bağışlanmıştır. Turgay Durak - Mustafa V. Koç - Oya Ünlü Kızıl 15 KSS ri e leşil y ö S Nilgün Keleş Sosyal sorumlu davranmamayı anormal görüyoruz Sertrans Logistics Genel Müdürü Nilgün Keleş ile şirketin sosyal sorumluluk algısı ve projelerini konuştuk. Kuruluşunuz ve kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) ilişkisi üzerine neler söylersiniz? Kurumsal sosyal sorumluluk, firmamızı 1989’da 30 m2’lik bir ofiste sıfırdan başlayarak kurduğumuz ilk yıldan itibaren, Sertrans Logistics’in var oluş nedeni ile ve iş yapış kültürüyle iç içe geçmiş bir kavram. Operasyonel süreçlerimizi sürdürülebilirlik yaklaşımına göre yapılandırırken, bir yandan da başta ülkemizin geleceği olan çocuklarımız olmak üzere, gençlerimize ve bilhassa kız öğrencilerimize destek olmak üzere projeler gerçekleştiriyoruz. Açıkçası ilk günden bu yana büyüklüğümüz, gelirimiz ne olursa olsun, bu alanlarda üstümüze düşen sorumlulukları yerine getirme konusunda bir an bile tereddüt etmedik. Bunun olmamasını anormal görüyoruz. Projelerinizi kurgularken baz aldığınız alanlar/ konular nelerdir? KSS proje ve uygulamalarımızı kurgularken öncelikle eğitim, sağlık, çevre ve spor konularına 16 öncelik veriyoruz. Eğitim alanında ÇYDD ile beraber Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da yaklaşık 500 kız öğrenicinin ilkokuldan üniversiteye uzanan eğitimlerine verdiğimiz katkı bizim için ayrı bir anlam taşıyor. Yine aynı alanda, TOÇEV ve NTV radyonun önderliğinde, 2006-2007 ve 2007-2008 eğitim-öğretim yılında, okullar açılırken öğrencilerin sevinçlerine ve umutlarına destek olmaya çalıştık. Yatılı ilköğretim bölge okullarında, zor koşullarda eğitimini sürdüren çocuklarımıza ‘eğitim setleri’ni ulaştırdık. Diğer yandan, kimsesiz çocukların bakımı için Koruncuk Vakfı ile yürüttüğümüz Bolluca Çocuk Köyü destek projesi ise hala devam ediyor. Uzun yıllar LÖSEV’le yürüttüğümüz lösemili çocuklara destek projemiz ve böbrek yetmezliği olan hastalara destek vermek üzere Türk Böbrek Vakfı ile yürüttüğümüz çalışmalarımız sağlık alanındaki projelerimizden bazıları. Spor alanındaki çalışmalarımıza ise ilk olarak 2006 yılında başladık. Artvin Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Artvin Kafkasor yaylasında, 30 gönüllü ve 80 engelli genç ile bir araya geldik. Engelli gençler için, çeşitli spor aktivitelerinin yanında, müzik terapisi, dans, ilk yardım, İngilizce, el sanatları eğitimlerinin yer aldığı bir kamp projesine destek olduk. Kamp programı içinde, çevre gezilerine ve grup oyunlarına da yer verildi. Yine sporla ilgili olarak geçtiğimiz yıllarda, 22 ülkeden 176 bisikletçinin katılımıyla 47.’si düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’na lojistik hizmet sağlayıcısı olarak sponsor olduk. Bu projelerin yanı sıra ‘sürdürülebilirlik’ konusunu hep çok önemsedik. Sertrans Logistics olarak tüm faaliyetlerimizi “Yeşil Lojistik” uygulamaları çerçevesinde gerçekleştiriyoruz. Güncel proje/projeleriniz nelerdir? Hedef ve sonuçlarına ilişkin bilgi verir misiniz? Koruncuk Vakfı ile yürüttüğümüz Bolluca Çocuk Köyü destek projemiz hala devam ediyor. Bolluca Çocuk Köyü, Korunmaya Muhtaç Çocukları (Koruncuklar) topluma kazandırmak amacıyla hayata geçirilmiş büyük bir sosyal sorumluluk projesi. İstanbul Gaziosmanpaşa İlçesi, Bolluca Köyü sınırları içinde yer alan bu ilk Türk çocuk köyünün sakinleri ‘Koruncuklara’ ihtiyaç duydukları tüm konularda destek vermeye çalışıyoruz. gereği kabul görmüş, çevreye en az zararı veren motorlara sahip. Öte yandan, tüm araçlarımızın, üretici firmalarının yetkili temsilcileri tarafından düzenli olarak ses ve egzoz emisyon testlerine tabi tutularak kontrolleri yapılıyor. Ayrıca araçlarımızda, nitrojen oksit gibi zararlı egzoz gazlarını su buharı ve zararsız nitrojene dönüştüren sentetik üre solüsyon kullanılıyor. Araçların iç ve dış temizliğinde kullanılan malzemelerin dahi çevre dostu olmasına büyük özen gösteriyoruz. Yine araçlarımızın dış temizliğinde kullanılan suları ise, hiçbir şekilde toprağa karıştırmadan ayrı bir depoda muhafaza ediyor ve bunları Belediye ve İSKİ yetkililerince belirlenmiş atık su tanklarına boşaltıyoruz. LAS-DER’le olan işbirliğimiz çerçevesinde de, araçlarımızda kullanılmış ve ömrü tamamlanmış lastikleri geri dönüşüme vererek, doğaya karışmadan yeniden geri kazanılmasını sağlıyoruz. Bu kapsamda 2011 - 2013 yılları arasında LAS-DER’e geri kazanım için verilmiş toplam lastiğimiz 12.280 kg oldu. Sertrans olarak, tüm faaliyetlerimizde doğal Sektörde bir ilk olan “yeşil bina” uygulamamızdan kaynaklarımızı koruyarak, lojistik faaliyetlerimizin da bahsetmek isterim. Ekosisteme duyarlı yapılar çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en aza olarak tasarlanmış ve inşa edilmiş ‘yeşil bina’lar indirgemeye çalışarak yarınlara bugünden enerji tüketiminde daha temiz ve yüzde 24-50, yaşanılabilir bir CO2 salınımında dünya bırakmayı Eşitlik Bildirgesi’ni kurumumuz yüzde 33-39, su hedefliyoruz. adına imzalayarak cinsiyet tüketiminde yüzde 40 Sertrans Logistics ve atıklarda yüzde temelli ayrımcılığın ortadan olarak tüm 70’e varan bir düşüş faaliyetlerimizi kaldırılmasına yönelik sağlıyor. Biz Sertrans “Yeşil Lojistik” Logistics olarak, belirlenen ilkelere uyacağımız, uygulamaları Hadımköy’deki 42.500 çerçevesinde bu ilkelerin yaygınlaştırılması m2 arazi üzerine gerçekleştiriyoruz. kurulu yeni lojistik konusunda öncü olacağımız Karbon ayak izimizi merkezimizi ‘yeşil ölçüyor ve küresel konusunda söz verdik. bina’ olarak inşa ettik. ısınmaya sebep Merkezimiz, inşaat olan en temel sera planlarından başlayarak enerji modellemesinden, gazı karbondioksitin çevreye salınımının azaltması günışığı simülasyonuna varıncaya dek tamamen için projeler üretip uyguluyoruz. Bunların başında, ekosisteme uyumlu hale getirilerek tamamlandı. karayolu kullanımı yerine çoklu taşıma modellerine, Dünyada LEED sertifikasyonu olarak bilinen “yeşil yani multimodal taşımacılığa ağırlık vermek bina” sertifikamız için de, merkezi Amerika’da geliyor. Örneğin 2012 yılında, bir önceki yıla oranla bulunan US Green Building Council’a gerekli karayolu kullanımını yüzde 38 oranında azaltarak müracaatlarımızı yapmış bulunuyoruz. Binamızın ve Ro-Ro kullanımına ağırlık vererek, hem yakıt LEED sertifikasını almasıyla, lojistik sektöründe tasarrufu sağladık hem de karbondioksit salınımını bir ilk olacak. Bulunduğumuz topluma, insana, azaltmış olduk. Böylece sadece 2012 yılında bizden sonraki nesillere ve yaşadığımız dünyaya yaklaşık 10.000 ağaçlık bir ormanın yok olmasını karşı sorumluluklarımızı yerine getirme konusunda önlemiş olduk. liderlik etmenin mutluluğunu ve huzurunu yaşayacağız. Diğer yandan, zorunlu karayolu faaliyetlerimiz için öz mal araç filomuzun tamamının, AB’nin Co2 emisyon standartlarına uygun olarak Euro/5 ve Euro/6 normlarında olmasına büyük önem veriyoruz. Filomuz, uluslararası standartlar Yeni dönemde KSS anlamında nasıl ilerleyeceksiniz? Kız çocuklarının eğitimi alanındaki çalışmalarımız devam edecek. Diğer yandan çalışmayan 17 Sahip olduğumuz yüksek kadın çalışan oranıyla, hem iş dünyasında hem de lojistik sektöründe öncü bir rol üstleniyoruz. Kadın çalışanlarımıza pozitif ayrımcılık yapıyor, “kadın dostu” insan kaynakları uygulamalarıyla da kadın çalışanlarımızın hayatlarını kolaylaştırıyoruz. Sertrans olarak “insan” değerini referans alarak tüm çalışanlarına “işte fırsat eşitliği sağlama” prensibiyle hareket ediyoruz. Kadın çalışanları teşvik etmek amacıyla Dünya Ekonomik Forumu (DEF) işbirliğiyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yürütülen bir platform olan “İşte Eşitlik Platformu”na katılarak, Türkiye’de iş dünyasındaki ve ekonomik alandaki cinsiyet uçurumunu en aza indirmek üzere harekete geçtik. Platformda yer alan şirketler, ülkedeki ekonomik cinsiyet uçurumunu 3 yılda yüzde 10’a kadar azaltmayı amaçlıyor. İşte Eşitlik Bildirgesi’ni kurumumuz adına imzalayarak cinsiyet temelli ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına yönelik belirlenen ilkelere uyacağımız ve ülkemiz genelinde bu ilkelerin yaygınlaştırılması konusunda öncü olacağımız konusunda söz verdik. Hangi sektörde olursak olalım unutmamalıyız ki en önce Türkiye’nin ekonomik refahı, hedeflerine çok daha hızlı ve emin bir şekilde ilerleyebilmesi, hemen akabinde hepimizin özlemini çektiği barış ve huzur ortamının kalıcı olarak oluşması ve de demokrasimizin olgunlaşması için kadınların iş hayatında ve üst düzey pozisyonlarda yer alması gerekiyor. Ataerkil düşüncelerimizi değiştirmek üzere çaba göstermeye başlayarak ilk adımı atabiliriz. Bu kapsamda kadın, erkek çalışanlarımız arasında cinsiyet farkı gözetmeksizin sağlık, güvenlik ve refahlarını sağlıyoruz. Kadınların iş gücüne katılımını özel olarak destekliyoruz, eşit işe eşit ücret politikası ile hareket ederek takipçisi oluyoruz, eğitim politikaları oluşturuyor, kadınların katılımına özel olarak dikkat ediyoruz, aile-iş-yaşam dengesini koruyan çalışma ortam ve uygulamalarını oluşturuyoruz. kadınların iş hayatında yer almasına yönelik projeler üzerinde çalışıyoruz. Eklemek istedikleriniz? Lojistik sektöründe tepe yönetici konumunda bir kadının yer aldığı birkaç şirketten biriyiz, Sertrans Lojistics olarak kuruluşumuzdan bu yana kadın çalışanlarımızı hep destekledik ve desteklemeye devam edeceğiz. Bu anlamda bir rol model olmaktan dolayı çok mutluyum. 18 Uyg KSS ulam alar ı Finansal okuryazarlığın önemine dikkat çekiyoruz TEB Bireysel ve Özel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Mendi, Türk Ekonomi Bankası (TEB) olarak, bireysel bankacılık alanında benimsediğimiz ‘‘Sorumlu Bankacılık’’ anlayışının ilk adımını 5 Ekim 2012 tarihinde atarak, TEB Aile Akademisi’ni hayata geçirdik. Toplumumuzun finansal okuryazarlık düzeyini yükseltmek ve tasarruf bilincini geliştirmek amacıyla, bankamız çalışanlarından 500 kişilik bir ekiple uzun soluklu bir yolculuğa çıktık’’ dedi. T EB’in “Ekonomi Ailede Başlar” düşüncesinden yola çıkarak hayata geçirdiği TEB Aile Akademisi ile uzun vadede halkın bankacılık işlemlerine ilişkin bilgilerini arttırmayı ve tasarruf bilincini yaygınlaştırmayı amaçladıklarını söyleyen Gökhan Mendi proje üzerine şu bilgileri verdi: TEB Aile Akademisi eğitimleriyle bireylerin ekonomik durumlarını düzeltmelerine ve birikime başlamalarına yardımcı olarak, ülke ekonomisine katkılarını artırıyoruz. Her ayın üçüncü perşembesi tüm illerimizdeki TEB şubelerinde saat 18:00’den sonra, TEB müşterisi olsun ya da olmasın herkese ücretsiz eğitim veriyoruz. TEB Aile Akademisi ile bir yılda 70 bin kişiye bire bir finansal okuryazarlık eğitimi verdik. 2013 yılı sonuna kadar ise 100 bin kişiye eğitim vermeyi hedefliyoruz. Bu hedefimiz doğrultusunda, TEB Aile Akademisi eğitimlerimizi gerçekleştirebilmek için şubelerimizi sınıfa, çalışanlarımızı eğitmene çevirdik. Şubelerimizdeki eğitimlerin yanı sıra talep eden kurum, kuruluş, dernek ve odalara giderek çalışanlarına ve mensuplarına da eğitim veriyoruz. Eğitimlerimizde aileler, kadınlar, üniversite öğrencileri ve çocuklara özel hazırlanan içerikleri kullanıyoruz. TEB Aile Akademisi eğitimine katılanlara TEB Aile Akademisi Eğitimi Sertifikası ve bütçe planlamada kullanabilecekleri TEB Aile Akademisi Kılavuzları veriliyor. Şube içi eğitimlerin yanı sıra online eğitimimiz de mevcut. Eğitimlerimize tamamlayıcı olarak şubelerimizde bireylere bütçe planlama konusunda da destek oluyoruz.’’ Eğitimlerin finansal anlamda eskisine oranla daha doğru kararlar alınmasına katkı sağladığını gördükçe, finansal okuryazarlığın önemini bir kez daha anlıyoruz. “Ev ekonomisini odağına alan TEB Aile Akademisi seminerlerinde kredi kartlarının doğru kullanımı, yatırım araçları, internet bankacılığı, doğru borçlanma, tasarruf, bütçe yönetimi gibi herkesin bilgi sahibi olması gereken temel bankacılık konuları hakkında eğitim veriyoruz. Eğitimler sonucunda katılımcıların bankacılık kanallarının doğru kullanımı ve birikimlerini değerlendirecekleri finansal araçlar konusunda daha bilinçli olduklarını görüyoruz. Eğitimlerin finansal anlamda eskisine oranla daha doğru kararlar alınmasına katkı sağladığını gördükçe, finansal okuryazarlığın önemini bir kez daha anlıyoruz. 15 Mayıs Dünya Aile Günü’nde ilk TEB Aile Akademisi Evi’ni Ankara’da hizmete açtıklarını söyleyen Mendi, 100 kişiye kadar kapasiteli TEB Aile Akademisi Evi’nde her gün eğitim 19 Erişim Zirvesi’ni düzenledik. Kamu, özel sektör, sivil toplum temsilcileri, akademisyenler ve dünya çapında konuk konuşmacıların bir araya geldiği bu zirvede kadınların, çocukların ve gençlerin finansal okuryazarlığını masaya yatırdık. düzenlendiğini, İçerisinde iPad’ler, çocuk oyun alanı, derslik ve kütüphane bulunan TEB Aile Akademisi Evi’nden eğitim saatleri dışında da yararlanmanın mümkün olduğunu ifade etti. TEB Çocuk ekonomiyi eğlenceli oyunlarla öğretiyor F inansal okuryazar bir nesil yaratmak için işe çocuklardan başlamanın büyük önemi olduğunu düşündüklerini belirten Gökhan Mendi, ‘‘TEB olarak, www.tebcocuk.com internet adresi üzerinden TEB Çocuk uygulamasını hayata geçirdik. 6-12 yaş arasındaki çocuklara hitap eden TEB Çocuk, eğlenceli eğitim modülleri ve oyunlarıyla çocuklara ekonomi ile ilgili en temel terimleri öğretiyor. TEB Çocuk ile, ayrıca çocuklara bütçe oluşturmanın ve tasarrufun yollarını gösteriyoruz’’ dedi. TEB Aile Akademisi kapsamında şubelerimizdeki bireysel portföy yöneticilerimizi Boğaziçi Üniversitesi sertifikalı 6 aylık bir eğitim programına dahil ederek Aile Danışmanı olarak yetiştiriyoruz. Program sayesinde portföylerimiz, müşterilerimizin ihtiyaçlarını doğru tespit edebilme ve doğru ürünü doğru müşteriye sunabilme konusunda ileri seviyede danışmanlık yetkinliği kazanıyor.’’ Türkiye’nin ilk Finansal Okuryazarlık ve Erişim Endeksi 540 TEB çalışanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan sertifikalı T EB Aile Akademisi kapsamında, iş birliği yapılan ortaklar arasında devlet ve kamu kuruluşları, yasa düzenleyiciler, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, finansal kurumlar ve ticari firmaların yer aldığını ve TEB’in, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Ocak 2013’te imzaladığı protokol çerçevesinde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Aile Eğitim Programı’nın ilk ve tek finansal iş ortağı olmaktan gurur duyduklarını söyleyen Gökhan Mendi, TEB Aile Akademisi’nde finansal eğitim veren gönüllü 540 TEB çalışanının, aynı zamanda Bakanlığa ait Aile Eğitim Programı iktisat alanında Eğitici Sertifikası sahibi olduğunu belirtti. Mendi, TEB Aile Akademisi çalışmalarını Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) ile iş birliği içerisinde yürüttükleri aynı zamanda Derneğin ilk kurumsal üyesi oldukları bilgisini verdi. Gökhan Mendi şöyle devam etti: ‘‘Türkiye’de finansal okuryazarlık konusunda ortak bilinç ve gündem yaratma hedefimiz doğrultusunda FODER iş birliğiyle 1. Finansal Okuryazarlık ve 20 B oğaziçi Üniversitesi ile birlikte Türkiye’nin Finansal Okuryazarlık ve Erişim Endeksi’ni hazırlayan TEB, 22 Mayıs’ta Çırağan’da düzenlenen Finansal Okuryazarlık ve Erişim zirvesinde açıklanan “Finansal Okuryazarlık Endeksi”ni takiben, 5 Kasım 2013’te Boğaziçi Üniversite’sinde gerçekleşen basın toplantısı ile Türkiye’nin ilk “Finansal Erişim Endeksi”ni kamuoyuyla paylaştı. Yılda 2 defa tekrarlanan bu çalışma ile, Türkiye’nin finansal okuryazarlığının ne şekilde geliştiğini tespit etmeyi, bankalaştırılmış nüfusun nasıl büyüdüğünü takip edip sektöre ve kamuoyuna duyurmayı amaçladıklarını söyleyen Gökhan Mendi, ‘‘Tüm bu çalışmalarımızla birlikte, TEB Aile Akademisi projemiz, Avrupa Komisyonu, CSR Europe ve Business in the Community iş birliğiyle 30’a yakın Avrupa ülkesinde gerçekleştirilen, Türkiye ayağını ise Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği’nin yürüttüğü Avrupa KSS (Kurumsal Sosyal Sorumluluk) Ödülleri’nde Etkin Yönetim Kategorisi’nde ödüle layık görüldü’’ dedi. Uyg KSS ulam alar ı Shell, 2013’te farklı konularda KSS projeleri uyguladı Türkiye’deki faaliyetlerinin 90.yılını kutlayan Shell, önemli sosyal sorumluluk çalışmaları gerçekleştiriyor. Çalışmalarıyla, bugünün ve geleceğin sorunlarına çözüm üretmeyi amaçlayan Shell, 2013 yılında da eğitim, yol güvenliği, kültür ve arkeoloji gibi farklı alanlarda birçok projeyi hayata geçirdi. Shell & Turcas Kurumsal iletişim Müdürü Yankı Özkan Yıldırır, uygulanan projelere ilişkin bilgileri paylaştı. Özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar için okul "S hell & Turcas’ın, özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklara okul imkânı sağlamak amacıyla T.C. Kocaeli Valiliği’nin kullanımına verdiği Derince’deki binası, Derince Özel Eğitim Uygulama Merkezi ve Derince Özel Eğitim İş Uygulama Merkezi adıyla eğitime açıldı. Merkez, orta ve ağır derecede zihinsel öğrenme yetersizliği olan çocuklara eğitim imkânı sağlıyor. İzmit, Derince, Kandıra, Kartepe ve Körfez de dahil olmak üzere geniş bir bölgeye hizmet veren 110 öğrenci kapasiteli merkezde; 11 derslik, 6 bireysel oda, el sanatları, resim ve müzik atölyeleri, yemekhane, çocuk parkı ve basketbol sahası bulunuyor. 20132014 eğitim ve öğretim dönemi içerisinde okulda toplam 70 öğrenciye eğitim sağlanacak. 96 bin kişiye yol emniyeti eğitimi S hell, yol emniyeti konusunda çok boyutlu ve etkin çalışmalar yürüterek, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 2010 yılında başlattığı “Yol Emniyeti Eylem 10 Yılı” programına destek veriyor. Shell bu çalışmalarla, son iki yılda toplam 96 bin kişiye yol emniyeti eğitimi verdi. Shell’in çalışmaları 2013 yılında iş dünyasının en prestijli organizasyonlarından biri olan Stevie International Business Awards’un “Avrupa’da Yılın Kurumsal Sosyal Sorumluluk Programı” kategorisinde Bronz Stevie Ödülü’ne layık görüldü. Kocaeli Güvenli Trafik projesi S hell, DSÖ’nün dünya genelinde güvenlik çıtası en düşük 10 ülkede başlattığı 10 Ülkede Güvenli Trafik Projesi (RS10) kapsamında 2013 yılında Kocaeli’de hayata geçirilen Güvenli Trafik Projesi’ne katkı sağlıyor. ‘Emniyet kemeri’ ve ‘hız’ konularına odaklanan proje dâhilinde devrilme ve çarpma simülatörleri ile güvenli sürüş ve yol emniyeti konularında eğitim veriliyor. Shell, ilkokul öğrencilerine gönüllüler tarafından yol emniyeti verilmesini sağlıyor. Haziran ayı içinde 10 okulda yaklaşık 1000 öğrenciye yol emniyeti eğitimi verildi ve önümüzdeki öğretim döneminde de bu çalışmalar sürdürülecek. Sürücü kursu öğretmenlerine de yol emniyeti eğitimi verilmesi planlanıyor. 21 Shell’in yol emniyeti çalışmaları arasında ayrıca 11 milyon çocuğa emniyet bilinci aşılamayı hedefleyen “Trafik Çocuk” internet sitesi ve Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde “Emniyet günü” kapsamında gerçekleştirdiği eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yer alıyor. Trafikte Sorumluluk Hareketi platformu S hell 2013 yılında imzalanan Kurumsal Trafik Güvenliği Deklarasyonu ile Trafikte Sorumluluk Hareketi platformuna da üye oldu ve trafik güvenliğine gönüllü olarak destek veren ilk şirketler arasında yerini aldı. Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, Trafik Güvenliği Platformu Akaryakıt Sektörü Alt Komitesi Başkanlığı görevini üstlendi. Çatalhöyük’te öğrencilere tarih bilinci aşılıyor S hell, dünyanın en büyük arkeolojik çalışmaları arasında yer alan Çatalhöyük kazılarına 16 yıldır katkı sağlıyor. Buna paralel olarak 2003 U yılından bu yana Çatalhöyük Arkeoloji Yaz Atölyesi etkinliğiyle, çocuklara kültürel mirasın koruyucuları olmayı öğretiliyor. Atölye etkinliklerine bugüne kadar 5000’i aşkın öğrenci ücretsiz olarak katıldı. Shell Eco-marathon’a 13 Türk takımı katıldı R oyal Dutch Shell’in, gençleri geleceğin enerji kaynaklarıyla çalışan araçları geliştirmeye teşvik etmek amacıyla her yıl düzenlediği Shell Eco-marathon’a Türkiye’den öğrencilerin katılımı sağlanıyor. Geçen yıl 13 Türk takımının katıldığı Shell Eco-marathon’un 30’uncusu 2014 yılı Mayıs ayında Hollanda’nın Rotterdam şehrinde gerçekleştirilecek. Shell Eco-marathon’a katılacak Türk takımlar, heyecanla hazırlıklarını sürdürüyor. Kurumsal Sosyal Sorumluluk alanında iş dünyasına örnek teşkil eden çalışmaları gerçekleştiren Shell, önümüzdeki dönemde de özellikle yol emniyeti başta olmak üzere yeni ve kapsamlı projeleri hayata geçirecek.’’ KSS ları ama ygul Kurumsal sorumluluk alanında yeni bir pencere açıldı: sorumlukurum.com Türkiye’nin hızla gelişen kurumsal sorumluluk gündemine eleştirel bir bakış sunmak amacıyla hayata geçen www.sorumlukurum.com, Türkiye’de kurumsal sorumluluk üzerine çalışan şirketlerin etkinliklerini ve yayınladıkları kurumsal sorumluluk raporlarını olumlu ve olumsuz yönleriyle ele alıyor. S itenin yazarı Berkay Orhaner, ‘‘Kurumsal sorumluluk uygulamaları tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de artış gösterdi. Fakat kurumsal sorumluluk örneği olarak verilen birçok uygulamayı hâlâ genelde iletişim odaklı, kısa vadeli etki üreten kampanyalar veya sadece hayırsever bir tavırla ortaya konan yardımlar olarak görmemiz mümkün. 22 Bu sebeple uzun süredir Türkiye’de kurumsal sorumluluk alanında etkinliklerde bulunan kurumları hevesleri için alkışlıyor, onları yüreklendirmeye çalışıyoruz. Fakat birçok şirket, artık giriş seviyesinin çok üzerinde kurumsal sorumluluk yaklaşımları izliyor. Uluslararası tedarik zincirleri, standartlar ve kuruluşlar, Türkiye’deki firmalardan giriş seviyesindeki sorumluluk uygulamalarının çok daha ötesinde bakış açıları geliştirmelerini bekliyor’’ diyor. Kurumsal sorumluluk alanında yeni bir soluk olan ‘‘Sorumlu Kurum’’, konu hakkında genel okuryazarlığı artırmayı, soru sormayı ve ilham vermeyi hedefliyor. Uyg KSS ulam alar ı Dialogue in the Dark İstanbul’da Dünya üzerinde 130 kentte 7 milyondan fazla insana ulaşan Dialogue in the Dark (Karanlıkta Diyalog) deneyimi, TTNET ana sponsorluğu, Dünya Göz Hastanesi stratejik iş ortaklığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Ulaşım A.Ş. ev sahipliğinde 20 Aralık’tan itibaren Gayrettepe metro istasyonundaki 1500 metrekarelik Diyalog Sergi Alanı’nda ziyaretçilerle buluşuyor. Z iyaretçilere, görme duyularını kullanmadan tamamen karanlık bir ortamda günlük yaşamlarını deneyimleten proje, görme engelli rehberler eşliğinde “hayatı başka açılardan görmeye” davet ediyor. İstanbul’da hayatımızın günlük akışından kesitlerin yer aldığı Diyalog Sergi Alanı, İstanbulluları daha aydınlık bir dünyaya davet edecek. Körlüğün bir metafor olarak kullanıldığı ve rollerin değiştiği bu önemli projede görenler bir süreliğine görme engelli rehberlerin gözünden hayatın farklı kesitlerini deneyimliyor olacaklar. 1988 yılından bu yana 7 milyondan fazla insanın deneyimlediği proje, Türkiye’de ilk kez Dialogue in the Dark İstanbul tarafından hayata geçiriliyor. Serginin başrol oyuncuları görme engelli rehberler. Tamamen karanlık olarak yaratılan ve hayatın farklı kesitlerinin deneyimlendiği bu ortamda, insanların ‘’ötekileştirme’’, ‘’birbiriyle iletişim’’ ve ‘’karşısındakini dinleme’’ konularında düşünmeleri ve devamında aksiyon almaları hedefleniyor. Ana hedef ise kalıcı Diyalog Müzesi’nin açılması ile birlikte empati, ayrımcılık ve duyuların keşfi gibi konularda küçük yaştan itibaren farkındalık 23 ve farkındalığına yönelik “atölye çalışmaları” ücretsiz olarak gerçekleştirilecektir. İş dünyası da karanlıkta öğrenecek P rojede, yurt dışındaki örneklerde olduğu gibi, iş dünyasına yönelik birçok şirkete özel eğitim modülleri hazırlandı. Sergi süresince, İstanbul Business School ile birlikte iş dünyasına yönelik karanlıkta iş atölyeleri düzenlenecek. Dünyanın en büyük şirketlerinin yöneticileri de dahil iş dünyasından önemli isimlerin geçmişte katıldığı deneyimlerden, Türkiye’den de üst ve orta düzey 1.500 yöneticinin faydalanması hedefleniyor. Unutulmaz bir deneyim G yaratılması ve sözkonusu alanların Almanya’da olduğu gibi eğitim müfredatına dahil edilebilmesidir. Öğrenciler için çalışma atölyeleri düzenleniyor G eçtiğimiz on yıllarla karşılaştırıldığında günümüzde çocuklar diğer pek çok şeyin yanı sıra “duyuların zayıflaması” tehdidi ile de karşı karşıya kalıyor. İnsanın algılama becerisinin müthiş potansiyeli giderek ihmal ediliyor ve tamamen yitirilme tehlikesiyle karşı karşıya kalınıyor. Çocukluk ve ergenlik dönemlerinde sağlıklı bir gelişim için tüm duyuların kullanılması son derece önemli. Projede hakim konumdaki duyu olan görme duyusunun kaybolması halinde, ihmal edilmiş diğer duyular harekete geçecek ve böylece çocuklar işitme, dokunma, koku alma ve tat alma duyularını büyük ölçüde aktif hale getirme imkanı yakalayacaklar. Karanlıkta Diyalog Sergisi’ne 9 yaş (4. sınıf ) üstü tüm öğrenciler katılabilecek. Sergi süresince 4., 5., 6., 7. ve 8. sınıf öğrencilere yönelik, uzman eğitmenlerce programları hazırlanan duyu eğitimi 24 örme engelli rehberler, ziyaretçilerin dokunarak, koklayarak ve duyarak “yeni ve farklı” bir biçimde görmelerini sağlıyor. Yapılan araştırmalara göre 5 yıl sonra dahi Karanlıkta Diyalog deneyimi hakkında soru sorulan ziyaretçilerin/katılımcılarım %100’ü halen bu deneyimi tümüyle hatırlıyor. %90’ı görme engellilere ve onların dünyasına karşı duyarlılığının arttığını, %52’si Karanlıkta Diyalog’u dostlarına ve ailelerine tavsiye ettiklerini, %34’ü ise bu deneyimi yeniden yaşamak istediklerini belirtiyor. Türkiye’de ilk defa hayata geçirilecek Karanlıkta Diyalog deneyiminin biletlerine biletix.com üzerinden ulaşmak mümkün. Proje Nasıl Başladı? D ialogue Social Enterprise’ın kurucusu Andreas Heinecke, Almanyada bir radyo istasyonunda çalışırken, ilk defa bir görme engelliyle karşılaşır. Kısa sürede, görmeyen insanların, görenlerin sahip olmadığı birçok özelliğe sahip olduklarını farkeder. Andreas, görme engelli genç meslektaşını iyi bir radyocu olması üzere eğitirken, kendisi de onun tarafından hayata dair eğitildiğini farkeder. Görme engelli insan, Andreas’ın “gözlerini açar” ve onun farklılıkların ötesine geçerek neler yapabileceğimiz konusunda düşünmesine sebep olur. Bu deneyimin olağanüstü değerinin farkına varan Andreas, 1995’te ilk sosyal girişimini başlatmaya ve bu deneyimi diğer insanlarla paylaşmaya karar verir. O günden beri kendini, insan karşılaşmalarında oluşan boşluklar/iletişimsizlikler arasında köprüler kurmak için yeni yollar bulmaya adar ve “Dialogue in the Dark” projesini Hamburg’da 1988 yılında hayata geçirir. Kalıcı ‘’Diyalog in the Dark’’ sergisi ise 2000 yılında Hamburg’ta açıldı. Mak ale KSS projelerinde Web 1.0’dan Web 2.0’a geçişin sancıları Serdar Tunçer Sosyal medya hesapları yöneterek projenizi yeni medyaya taşıdığınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Tepeden tırnağa dijital bir kimlik kazandırmadığınız ve ona bu mecralarda “ruh” vermediğiniz sürece yeni medya olanakları, “eklenti” olmanın ötesine geçemeyecektir. Seth Godin, Tribes adlı kitabında tüketicilerin şirketlere değil, diğer tüketicilerle bağlantılı olmak istediğini söyler. Godin, şirketlerin başarısının toplulukların desteğine bağlı olduğunun altını çizer ve ekler: “Yayılan fikirler kazanır” Topluluklara ulaşmada yeni medyanın rolünü inkar etmek artık imkansız. Ancak yeni medyayı ne kadar “stratejik” kullandığımız tartışılır. Kullanıcılar marka kimliğini (yani avatarı), topluluk içindeki deneyim birikimine göre değerlendirir. Tıpkı bizlerin internette, kişisel hesaplarından her gün yaptığı gibi. Sosyal medya hesapları yöneterek projenizi yeni medyaya taşıdığınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Tepeden tırnağa dijital bir kimlik kazandırmadığınız, ona bir “ruh” vermediğiniz sürece yeni medya olanakları, “eklenti” olmanın ötesine geçemeyecektir. Sözün özü projenizin “yayılan bir fikir” olma ihtimali yok denecek kadar azdır. Yeni medya olanaklarını yıllardır kullanmamıza rağmen günümüzde kaç marka ya da proje kendisini yaşayan bir organizma ya da bir üye gibi konumlandırıyor? Coca Cola metal kutuya “ruh katmak uçun” ismimize özel ürün çıkartırken, biz yılbaşı, bayram gibi “özel” günleri kutlayan facebook mesajları çerçevesinde kalıyorsak web 1.0’dan çok ötelere gidememişiz demektir. Paid, owned, earned kanallarında gerçekten olduğunuz anlamına gelmiyor olabilir. Eğer kapsamlı bir dijital stratejiniz ve kriz planınız yoksa ve ehil ellerden bu konuda danışmanlık almıyorsanız, kritik anlarda önceden yaptığınız paylaşımlarınız hiçbir önemi kalmaz. Yıllarca gözünüz gibi baktığınız markanıza saniyeler içinde “halel gelir” ve algıdaki zararı düzeltmek yıllarınızı alabilir. KSS 1.0’dan ve KSS 2.0’a Geçiş ve Farklılıklar • Kendini dayatır • İşbirlikçidir • Geleneksel iletişimi tamamlar • Yeni bir iletişim dili oluşturur, yeni olanaklar sunar • İmaj odaklıdır • Performans odaklıdır • Standart olmasına rağmen ölçümleme olanağı azdır • Çeşitlidir ve ölçümlenebilir • Kurumsal iletişim veya sürdürülebilirlik departmanları başlatır, yönetir • Tabandan gelir, Katılımcı herkesdir • Ulusal, bölgeseldir • Global olabilir İnsanlar doğası gereği bağlanmak isterler, onlara bu fırsatı verin İnsanlar doğası gereği bağlanmak ve ait olmak ister. Bu nedenle de sosyal medya tüm oyunu değiştirir. Ancak her mecranın olduğu gibi yeni medyanın da kendine has dili ve ruhu vardır. Ve burada benzerlerinden sıyrılmak eskisinden daha çok emek ve yaratıcılık gerektiriyor. Bu noktada “availibilty hueristic” etkisini göz önünde bulundurarak hareket etmekte fayda var. Heuristik, aklımızın patikaları, kestirme kısa yollarıdır. Belirsizlik durumlarında ya da sorun çözmede hemen karar vermemizi sağlarlar ama yanılgı payı çok yüksektir. Örneğin eğer çevrenizde boşanmış arkadaşlarınız varsa, boşanma oranının yüksek olduğunu düşünebilirsiniz; Facebook’ta mutlu anlarını paylaşan insanların mutlu olduğunu düşündüğümüz 25 gibi…Tersinden bakarsak üzerinde durduğumuz sosyal konu ne kadar özel ve yaygın olmasa bile farkındalığı ve gündemi sosyal medyada yaratmak çok daha kolay. Özetle yeni medyada sıkıcı ve diğer çoğunluğa dahil olabileceğimiz gibi yaratıcı bir stratejiyle sıyrılabiliriz de. KSS 2.0’ı önceki iletişim yöntemlerinden nasıl ayırdığımıza gelince aşağıdaki tablo yol gösterici olacaktır. 4. Etap: Standardizasyon - “Büyümek için Organize Olmak” Yeni medyaya geçişin adımları 5. Etap: Strateji - “Sosyal Şirket Olmak” Geleneksel medya ile iletişim kuran firmaların yeni medya olanaklarına kullanmaya başlamalarında dikkat edilecek adımları kısaca aktaran Brain Solis’in bir yazasından eklemeler yaparak çevirdiğim yazıyı aşağıda paylaşıyorum. 1. Etap: Planlama - “Dinlemeyi Öğrenmek” İlk etabın hedefi, strateji geliştirmek, organizasyonu hizaya getirmek, kaynak geliştirmek ve uygulamak için güçlü temel sağlamaktır. 2. Etap: Var olmak - “Sahip Çıkmak” Sahip çıkmak, planlamaktan aksiyona geçmenin doğal gelişimidir. Sosyal medyada yer aldıkça formal ve informal dil de kendiliğinden gelişim gösterir. 3. Etap: Etkileşim - “Diyalog İlişkileri Derinleştirir/Güçlendirir” Organizasyonlar bu etaba ulaştıklarında, sosyal medyanın temas etmesinin ötesinde ilişki geliştirme aşamasını hedeflemelidirler. Organizasyonları 4. etaba taşıyan unsur organize olmayan sosyal girişimlerin taşıdığı risklerdir. Standardizasyon yaklaşımı 3 ana aktiviteden oluşur: Yönetimin sahip çıkması, bir merkez oluşturulması ve organizasyon içerisinde öz denetim kurulması. Organizasyonlar yetkinlik kazandıkça sosyal medya üzerinden yürütülen girişimler de gerçek etkili sonuçlar doğurmaya başlar. Bu da orta ve üst seviye yöneticilerin daha çok dikkatini çekerek projeleri sahiplenmelerini ve içselleştirmelerini sağlar. 6. Etap: Kümelenme - “İş, Sosyaldir” Yürütülen çapraz projeler ve yönetimin desteği ile sosyal yaklaşım artık işin bir parçası haline gelmiş, temel yaklaşım olmuştur. KSS ve yeni medya uygulamaları ile ilgili çeşitli araştırmalar da mevcut. Fortune’un ilk 2000’deki 216 Şirketin Yöneticileri ile 2010 yaptığı yapılan ankete göre KSS projelerinde sosyal medyayı belirli oranlarda kullananlar yüzde 74’lük bir dilimi oluştururken hiç kullanmayanlar yüzde 26 oranında kalmaktadır. Facebook ise yüzde 67 ile en değerli mecra olarak ön plana çıkmaktadır. Onu bloglar, linkedin, twitter ve foursquare takip etmektedir. (impact.webershandwick.com) Böyle bir çalışmayı önümüzdeki sayılarda KSS Türkiye sayfalarında sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyacağız. What future for socially responsible investing? 15 Ocak 2014 Brüksel, Belçika Organizasyon: Centre for European Policy Studies (CEPS) Webinar: Entrepreneurship for Job Creation 20 Ocak 2014 Organizasyon: CSR Europe 26 Söy KSS leşil e ri Sürdürülebilirliğe ekonomik, çevresel ve sosyal açılardan yaklaşıyoruz ING Bank Kurumsal İletişim Grup Müdürü Buket Okumuş ile kuruluşun kurumsal sosyal sorumluluk politikaları, uygulamaları ve 2014 planları üzerine söyleştik. gerçekleştiriyoruz. Bankamız satın alma faaliyetlerinde tedarikçilerimizden, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi ile yükümlü olduğunu kabul etmesini bekliyoruz. ING Grubu, bankacılık alanındaki faaliyetlerde, Çevresel ve Sosyal Risk politikalarını küresel çapta 2003’ten beri uygulamaktadır. ING Bank’ın Türkiye’ye girişinin ardından İçinde yaşadığımız topluma küresel politikalar olan sorumluluğumuzu yerine ING Bank Türkiye’de de uygulanmaya getirebilmek için elimizi taşın başlamıştır. Kuruluşunuzun kurumsal sosyal sorumluluk anlayışından söz eder misiniz? Sosyal sorumluluk projelerinin temelinde samimiyet yatması gerektiğine inanıyoruz. altına koymamız gerektiğini Biz Türkiye’de Bankacılık sorumlu bankacılık düşündük ve Türkiye’de faaliyetlerimizde ve anlayışını çok düşük olan finansal kredi politikalarımızda, benimsedik. satın alma Bu paralelde, okuryazarlık üzerine gitmeye süreçlerimizde öncelikle ana karar verdik. tedarikçilerle olan iş faaliyet alanımızı ilişkilerimizde, altyapı olması gerektiği ve binalarımızda sürdürülebilirlik alanındaki gibi yürütme gayretiyle kurumsal sorumluluğumuzu uluslararası otoritelerin prensiplerini takip yerine getiriyoruz. Bu bazın üzerine sürdürülebilir ediyor ve her bir alanda çeşitli uygulamalar bir etki yaratmak üzere projeler geliştiriyoruz. gerçekleştirmekteyiz. Ancak böylece güçlü bir itibarın kazanılabileceğini düşünüyoruz. Bankanın bir iç sistemi olarak geliştirilen Çevresel ve Sosyal Risk (ESR) Politikaları Öte yandan sürdürülebilirlik alanında yapılan müşterilerimizin çevresel ve sosyal etkilerini çalışmalar da iş yapış şeklimizin temelini ölçmeyi amaçlamaktadır ve bankamızın insan oluşturuyor. Sürdürülebilirliğe ekonomik, çevresel hakları, koruma altındaki alanlar, biyoçeşitlilik ve ve sosyal açılardan çok boyutlu yaklaşıyoruz etik uygulamalar açısından minimum standartlarını ve sürdürülebilir finansı destekleyecek şekilde ortaya koyar. Risk Yönetimi bünyesinde yer alan faaliyetlerimizi yürütmekteyiz. Bankacılık ve bu konuya özel oluşturulmuş ESR ekibimiz, kapsamında yürüttüğümüz kredi faaliyetlerimizde Çevresel ve Sosyal Risk (ESR) Politikalarımızı; kredilendirdiği projelerin çevreye duyarlı ve İhraç Politikaları, Sektör Politikaları ve Proje insan haklarına saygılı olması için büyük bir Finansmanı – Ekvator Prensipleri olmak çaba harcamaktadır. Tüm müşterilerimiz ESR üzere 3 ana başlık altında topluyoruz. Bina, süzgecinden geçirilmekte ve faaliyetlerinden inşaat ve altyapı alanında ise özellikle ısı ve doğan risklere göre sınıflandırılmaktadır. Bu enerji tasarrufuna yönelik önemli çalışmalar şekilde çevresel ve sosyal risk analizleri kredi 27 Buket Okumuş değerlendirme sürecinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Ayrıca bu politikalarımız sadece kendimizin değil müşterilerimizin de çevresel ve sosyal performanslarını artırabilmeleri için yol gösterici bir kılavuz niteliğindedir. Biz kaynaklarımızı, uzmanlığımızı ve olası etki alanını dikkate alarak sorumlu bir şekilde kullanırken, bunun olumlu yönde bir değişimi teşvik edeceğine ve toplumda bir fark yaratacağına da inanmaktayız. Uluslararası bir kuruluşun Türkiye ayağı olarak, KSS uygulamalarınızı/projelerinizi kurgularken belirleyici olan faktörler neler oluyor? ING Bank olarak, Türk ekonomisinin büyüme hedeflerine katkı sağlamak için “Türkiye’nin lider tasarruf bankası” olma vizyonuyla yola çıktık. Yaptığımız her işin kalıcı bir iz bırakmasına, ezber bozmasına gayret ediyoruz. Bu vizyon doğrultusunda, unutmaya başladığımız tasarruf alışkanlığımızı yeniden kazanmak, küçük birikimlerden bile değer yaratabilmek için çeşitli finansal ürünler geliştirdik. Bu kapsamda ING Günlük, Turuncu Hesap ve ING Turuncu Çocuk sayesinde küçük birikimlerle bile tasarruf edileceğini müşterilerimize göstermekteyiz. İki yıldır Sabancı Üniversitesi ve IPSOS KMG’nin işbirliğinde başarıyla yürüttüğümüz “Tasarruf Eğitimleri Araştırmamız” ile üç aylık periyodlar halinde her ay rastgele 800 kişiyle yapılan görüşmeler neticesinde Türkiye’nin tasarruf haritasını çıkarmaktayız. Çalışmalarımız sayesinde, tasarrufun önemini yeniden ortaya koymuş olmak ve toplumda bir bilinç düzeyinin yaratılmasına katkı sağlamaktan büyük memnuniyet duymaktayız. Bu araştırmamız 2013 yılında uluslararası halkla ilişkiler kuruluşları tarafından “En İyi İletişim Araştırması” kategorisinde IPRA ve Stevies ödülleri kazandı. 28 Bu süreç içerisinde birçok sosyal paydaş ve kuruluşla yaptığımız görüşmeler bize, çocukluk döneminden başlayarak tasarruf bilincinin oluşturulması gerektiğini çok net bir şekilde gösterdi. Tasarruf odaklı bir banka olarak, içinde yaşadığımız topluma olan sorumluluğumuzu yerine getirebilmek ve katma değer sağlayabilmek için bu konuda elimizi taşın altına koymamız gerektiğine düşündük. Türkiye’de diğer Avrupa ülkelerine göre çok düşük olan finansal okuryazarlık üzerine gitmeye karar verdik. Finansal okuryazarlıkla ilgili dünyada ve Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz bir dizi araştırmalar sonrasında tasarruf odaklı bir program oluşturma çalışmalarına başladık. Tasarruf alışkanlığını çocuklarımıza kazandırmak için, geçtiğimiz sene pilot uygulamasını yaptığımız ve başarılı sonuçlar aldığımız “Turuncu Damla” sosyal sorumluluk programını hayata geçirdik. Programı hazırlarken de daha önce yapılmayanı ve gerçek bir etki yaratmamıza olanak sağlayacak fikirlere odaklandık. Tasarruf alışkanlığını erken yaşta kazandırmak ve davranış değişikliği yaratmak amacıyla 8-9 yaşındaki çocuklara yönelik hazırladık. Turuncu Damla programı, sınıf öğretmenleri tarafından 8 hafta gibi uzun bir sürede akademik bir araştırma ile desteklenen bir program olarak ilk olma özelliği taşıyor. Devam eden proje/projelerinizi anlatır mısınız? Hedef ve sonuçlarına ilişkin bilgi verir misiniz? 2013 yılının Nisan ayında İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü himayesinde, Koç Üniversitesi, REC Türkiye ve PSI Danışmanlık’ın proje ortaklığı ile Turuncu Damla Programımızı hayata geçirdik. İlkokul 3. ve 4. sınıflara yönelik olarak yürüttüğümüz 8–haftalık tasarruf odaklı finansal okuryazarlık eğitimi olan Turuncu Damla dünyada bu kadar erken yaş grubundaki çocuklara verilen ve etki analizi yapılan ilk finansal eğitim olma özelliği taşıyor. İlk eğitim dönemi Haziran’da tamamlanan Turuncu Damla, yeni eğitim dönemiyle beraber İstanbul’da toplam 75 devlet okulunun 3. sınıflarında öğrenim gören yüzde 48’i kız, yüzde 52’si erkek olmak üzere yaklaşık 6000 öğrenciye ve 170 sınıf öğretmenine ulaştı. Programın ilk bacağında, öğretmenlere birebir eğitici eğitimleri verildi. Sonrasında, öğretmenler öğrencilerine hikayeler, diyaloglar, soru-cevap, tartışma yöntem ve teknikleri ile tasarrufu anlattılar. Programın eğitim kapsamı ve metodolojisi, tasarruf alışkanlığının temel yapı taşları olan gelecek algısı, rasyonel tüketim kararları, gelecekte tüketim için bugünkü tüketimden vazgeçebilme becerisi, öz-denetim ve gelecekteki yüksek getiriyi görüp bugünkü benliği bu getiri için beklemeye ikna etmek üzerine kurulu. Çocuklara yaratıcı, yansıtıcı ve eleştirel düşünme, yorum yapma, çıkarımda bulunma, basit hesaplama ve plan yapma gibi beceriler kazandırmayı amaçlarken liderlik, inisiyatif alma, empati kurma alanlarındaki gelişime yönelik teknikleri de içinde barındırıyor. Eğitimlerin sonunda, çocukların tasarrufu motive eden davranışlarında derslerin etkin olup olmadığı Koç Üniversitesi akademisyenleri tarafından gerçekleştirilen etki analiziyle ölçüldü. Davranışsal iktisadın da dünyaca kabul görmüş bilimsel metotlarının kullanıldığı bu ölçümlerde; eğitim alan çocuklarla eğitim almayan çocuklar kıyaslanıp öz-denetim, farkındalık, zaman tercihi, ödüllü ekonomik karar oyunları/deneyleri uygulandı. Turuncu Damla Projesi kapsamında 3. sınıf öğrencilerine verdiğimiz eğitimlerin etki analizinden bazı sonuçlara değinmek gerekirse; Tüketimde sabır ve başarı arasında pozitif bir ilişki bulunuyor. Bu yaşlarda yarınlar için bugünden isteklerini erteleyebilen çocuklar, ileride toplumdaki her rollerinde diğerlerine göre daha başarılı olabiliyorlar. Tasarrufun temelinde sabır motivasyonunun yatmasına göre kurguladığımız 3. sınıf eğitimleri sonrasında, eğitim alan çocukların tüketimde daha sabırlı davranarak bir hafta sonra gelebilecek daha büyük bir getiri için bugünkü tüketimden vazgeçme eğilimi gösterebildiklerini gördük. Eğitimler kapsamında erkek çocuklarda sabırlı davranma yönünde daha fazla artış olduğunu gözlemledik. Eğitimden önce erkek öğrenciler daha bugüne odaklı iken, eğitim sonrasında sabır artışı meydana geldi. Bunun nedeni kız çocuklarının başlangıçta daha sabırlı bir tutum sergiliyor olmaları. Yine yaptığımız ölçümlemeler gösteriyor ki verdiğimiz eğitim sonrasında çocuklarımız daha fazla ‘yarın’ düşüncesiyle karar vermeye başlıyorlar. Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nün önde gelen akademisyenleri tarafından etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmaya çalışılan Turuncu Damla programımız, yurtdışında da pek çok akademik çevre ve uluslararası kuruluş tarafından takip ediliyor. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Finans Kuruluşu’nun (Child and Youth Finance International) Mayıs ayında ikinci kere gerçekleştirdiği Finansal Okuryazarlık Konferansı’nda sunuldu. Ayrıca 30 Ekim’de OECD’nin finansal eğitim ağında sunulan Turuncu Damla programımızla yeni eğitim döneminde, İstanbul dışında altı yeni şehirle birlikte 2013 sonuna kadar 6 bini aşkın çocuğa ulaşmayı hedefliyoruz. ING Türkiye olarak, grubumuzun yürüttüğü sosyal sorumluluk projelerine de dahil olmaktayız. Bu kapsamda ‘ING ChancesforChildren’ programına destek olmaktayız. Programı Türkiye’de “Küçüklere Büyük Destek” ismiyle yürütüyoruz. UNICEF ile 2005 yılından bu yana küresel işbirliğini sürdüren ING Grubu, ‘ING ChancesforChildren’ programı kapsamında yaklaşık 800 bin çocuğa destek vererek ve 23 milyon Avro’nun üzerinde (50 milyon TL) kaynak yaratarak çocukların eğitime erişimini sağlamaktadır. Küresel sorumluluk standartlarına uyumu FTSE4Good ve Dow JonesSustainability Index gibi kurumlarca da tescillenen ING Grubu 2006 yılında Küresel İlkeler Sözleşmesi Global Compact’a da imza atmıştır. ING Grubu 2007’den beri faaliyetlerini sıfır karbon ayak izi ile sürdürmektedir. 2014’e yönelik KSS alanındaki planlarınız hakkında bilgi verir misiniz? Turuncu Damla Programımız uzun soluklu bir proje olarak devam edecektir. İlk olarak sadece İstanbul’da uygulamaya alınan programımız 2013-2014 eğitim-öğretim yılında 6 yeni şehirde daha gerçekleşiyor. Ayrıca Ekim ayında yayına aldığımız www.turuncudamla.com internet sitemizin çeşitli uygulamalarıyla birlikte daha çok çocuğa ve ailesine ulaşacağız. Ayrıca bu sene, Küçüklere Büyük Destek programımız kapsamında, Turuncu Damla Programının yürütülmediği okullarda tasarruf eğitimlerini ING Bank gönüllüleri verecek. 29 Mak ale Kurumsal Sosyal Sorumluluk Trendi Ali Ercan Özgür Kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) konusu her geçen gün gündemimizde daha fazla yer alıyor. Şirketlerin artan kurumsal sosyal sorumluluk projeleri, çalışan gönüllülüğü uygulamaları, KSS ve sürdürülebilirlik raporları bunların temel göstergeleri olarak öne çıkıyor. Trends’e yansıyan ve daha çok internet kullanan kamuoyunun ilgisini ölçmek açısından önemlidir. B ununla birlikte KSS raporlaması yapan şirket sayısının artması, iletişim ajanslarının KSS projelerinde uzmanlaşması, şirketlerde KSS ve sürdürülebilirlik birimleri açılması, KSS alanındaki eğitimler ve araştırmalar, üniversitelerde öğrenci kulüpleri ve dersler ile bu alanın genişlediği de görülmektedir. 2013 yılı da bu gelişmelere paralel olarak devam etti. Buna ek olarak KSS, son 10 yıl içinde nasıl bir arama trendine sahip diye Google Trends aracı ile arama yaptık. Türkiye’de ve dünya genelinde farklı sonuçlar ortaya çıktı. Buradan hareketle kısa bir 2013 değerlendirmesi ile birlikte kurumsal sosyal sorumluluk trend olmuş mu ona bakmaya çalışacağız. Aşağıdaki ilk tablo Türkiye genelinde kurumsal sosyal sorumluluk kelimesinin aranma trendlerini gösteriyor. Buna göre 2007 sonu itibari ile Türkiye’de kurumsal sosyal sorumluluk yaygın olarak aranmaya başlanmış. 2010 yılına kadar aramaların dönemsel olarak sert iniş çıkışlara sahip olduğu görülüyor. Ancak 2010 yılı itibari ile daha istikrarlı bir arama söz konusu. Özellikle uluslararası alanda benzer bir arama trendi istikrarı mevcut. Bu açıdan Türkiye’de KSS alanındaki ilginin en azından özellikle son üç yıldır sürekliliğe dönüştüğü söyleyebiliriz. Bu kapsamda elbette özel sektör, sivil toplum ve kamu ortaklıkları ile yapılan projeler, KSS raporları vb gelişmeler önemlidir. Ancak Google 30 Aşağıda yer alan tabloda ise Google Trends’de dünya genelinde kurumsal sosyal sorumluluğun arama trendi görülüyor. Buna göre dünya genelinde belli bir istikrar ile özellikle Ekim - Kasım ve Mart - Nisan ayları kurumsal sosyal sorumluluğun en çok arandığı dönemler olmuş. Bu gösterge de aslında hem haber değeri olarak hem kurum ve bireylerin ve etkinliklerin hangi dönemlerde yoğunlaştığını gösteriyor. Bu göstergeler hem bu alanda yatırım yapan hem de faaliyette bulunanlar için önemli bir gösterge ve ipucu sunuyor. Yapılan KSS etkinlikleri, duyuruları ve belki bütçeleme dönemleri için önemli bir göstergedir. Aynı ivmenin son 2-3 yıllık dönemde Türkiye’de de yakalanmaya başlandığı görülüyor. Bu çerçevede 2013 yılı, Türkiye’de KSS alanında kurumların sürekliliği açısından önemli bir yıl oldu. Ayrıca gelen davet ve haberler ile KSS alanında yapılan projelerin ve şirket sayısının oldukça arttığı görüldü. Yanı sıra şirketler farklılaşabilmek amacıyla sürdürülebilirlik, sürdürülebilir kalkınma alanlarında da farklı uygulamalar ve raporlamalar geliştirerek önemli yatırım ve katkı sağladı. Artan ihtiyaç temelinde bu konularda hizmet sunan şirketler arttı, var olanlar arasında da daha fazla yoğunluk oluştu. Bunlarla birlikte birçok sivil toplum kuruluşu KSS alanında yapılan projelerde yer aldı. 2013, raporlama ve üniversitelerde yapılan sosyal sorumluluk çalışmaları için de önemli bir yıl oldu. Ayrıca çalışan gönüllülüğü de 2013’te artarak devam etti. Tablo böyle iken, 2014 yılında da KSS tabanlı çalışmaların çoğalacağını ve sürekli bir trend haline geleceğini beklemek gerçekçi olacaktır. Uyg KSS ulam alar Çocuklar dilek tutuyor, Digiturk gerçekleştiriyor Digiturk, “Hayallerine Dokun” sloganından yola çıkarak, Bir Dilek Tut Derneği, Make-A-Wish® Türkiye ile hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projesi kapsamında, çocukların dileklerini gerçekleştirmeye devam ediyor. Bu proje ile her ay bir çocuğun hayali gerçeğe dönüşüyor. P roje çerçevesinde, hayati tehlike taşıyan bir hastalıkla mücadele eden, bu nedenle sosyal yaşamdan uzak kalan çocukların hayallerine kavuşmaları, yaşamlarına ve geleceğe daha umutlu yaklaşmalarının sağlanması hedefleniyor. Bu proje sayesinde bugüne kadar 6 çocuğu hayalleriyle buluşturan Digiturk, çocukların hayallerini gerçekleştirmeye devam edecek. Metehan’ın hayali gerçek oldu A dana’da yaşayan 16 yaşındaki fanatik Beşiktaş’lı Metehan Kaynak’ın en büyük hayali Beşiktaşlı futbolcularla tanışmaktı. Digiturk’un “Hayallerine Dokun” projesi çerçevesinde hayalini gerçekleştirmek üzere ailesi ile birlikte yaşadığı Adana’dan İstanbul’a gelen Metehan, Beşiktaş Nevzat Demir Tesisleri’ne giderek, küçüklüğünden bu yana fanatik taraftarı olduğu Beşiktaşlı futbolcularla bir araya geldi. Hayranlıkla izlediği oyuncularla tanışan ve vakit geçiren Metehan, Beşiktaş tesislerinde uzun süre unutamayacağı bir gün geçirdi. Çocuklara dileklerinin yanında özel ilgi alanlarıyla ait küçük sürprizler de hazırlayan Digiturk, fotoğraf çekmeyi çok seven Metehan’a bir fotoğraf makinesi hediye etti. Beşiktaş idmanının tamamına katılan Metehan, hayranı olduğu Beşiktaşlı futbolcularla birlikte bol bol fotoğraf çektirdi. ı U KSS ları ama l u g y “İyi Dersler Şoför Amca” Michelin ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) işbirliğiyle oluşturulan ‘‘İyi Dersler Şoför Amca’’ projesi, ‘servis sürücüleri, bir yandan çocukların trafikteki güvenliğini sağlarken, bir yandan da davranışları ile yönlendirici olmalıdır’ düşüncesiyle hayata geçti. Projeye ilişkin temel bilgiler şöyle: İyi Dersler Şoför Amca projesi ne zaman ve nasıl doğdu? Türkiye’nin bazı şehirlerinin belirli yerleşim bölgelerinde, merkez okullar ile arasındaki mesafe 135 kilometreye kadar çıkıyor. Okulla yerleşim yeri arasındaki ulaşım süresinde, öğrencilerin servis sürücüleri ile birlikte geçirdikleri süreler oldukça uzun olabiliyor. Bu uzun süreli yolculukların öğrencilerin eğitimine katkısı olacak şekilde düzenlenmesi, öğrencilerin doğru rol modellerle karşılaşmasının sağlanması gerekiyor. Servis sürücüleri, bir yandan çocukların trafikteki güvenliğini sağlarken, bir yandan da davranışları ile yönlendirici olmalıdır düşüncesiyle, Michelin ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) iş birlikteliği doğdu. Bu projeyle, temel öncelik olan trafik güvenliğinin sağlanmasının yanı sıra sürücüler ve öğrenciler arasındaki iletişim anlamında da eksikliklerin giderilmesi hedeflendi. Bu amaçla 2011 yılında Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte başlatılan proje, şu anda İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası (İSAROD) iş birliği ile devam ediyor. Projede ulaşılmak istenen hedef nedir? “İyi Dersler Şoför Amca” çalışmasının amacı, “Taşımalı İlköğretim Uygulaması” adı verilen sistemle öğrenci taşımacılığı yapan sürücülerin eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi, konu, içerik ve süreç olarak sürücülere verilecek eğitimin etkinliğinin değerlendirilmesi ve eğitim materyalinin geliştirilmesi. Proje sonucunda, çocukların güvenli 32 ulaşımlarını sağlayacak nitelikte sorumlu, güvenli davranışlar sergileyen ve kişilerarası iletişimde yetkin sürücü profilinin oluşmasına katkıda bulunulması hedeflenmekte. Gelinen nokta itibarıyla sonuçlar 2011 yılından beri titizlikle sürdürülen projede bugüne kadar 10 bine yakın servis şoförü eğitim aldı. 10 bin üyesi bulunan ve her yıl 3 bin 500’e yakın üyeyi bünyesine katan İSAROD, yeni üyelerine katılım şartı olarak “İyi Dersler Şoför Amca” eğitimlerini almasını zorunlu tutuyor. Bu kapsamda bakıldığında proje her yıl ulaştığı servis şoförü sayısını katlayarak devam edecek ve sürdürülebilirliği olan bir proje olarak dikkat çekiyor. Ulaşılan kitle ve bu kitlenin yansımalarına bakıldığında ise, 2011 yılından bu yana devam eden proje oldukça başarılı ilerliyor. Projenin elde ettiği başarı aynı zamanda aldığı ödülle de kanıtlandı. “İyi Dersler Şoför Amca” projesi, Avrupa Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği (Responsibility Europe) ulusal ortakları ve kurumsal sosyal sorumluluk uzmanlarından oluşan değerlendirme kurulu tarafından incelenen KSS çözümleri arasında da, 9 Aralık 2011 tarihinde Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleştirilen “KSS Çözümleri Pazaryeri” etkinliğinde üçüncülüğe değer bulundu. Şoförlere nasıl bir eğitim uygulanıyor? Eğitim ne kadar sürüyor? Eğitim programlarının oluşturulması öncesinde oldukça kapsamlı bir çalışma gerçekleştirildi. Çalışma kapsamında ideal bir sürücünün sahip olması gereken niteliklerin sorgulandığı ve bu niteliklere dair eğitim ihtiyaçlarının analiz edildiği derinlemesine bir araştırma gerçekleştirildi. Kocaeli’de başlanan odak grup çalışmasından sonra Diyarbakır, Adana, Trabzon, Malatya, Şanlıurfa, Konya, Aydın, Antalya, Elazığ, Ankara, eğitim odası sayesinde internet üzerinden aynı eğitimleri alabiliyorlar. Eğitim öncesi ve sonrasında gözlemlenen farklılıklar? Projenin hayata geçirilmesi öncesinde yapılan odak grup çalışmalarından çıkan sonuçlar ise şöyle; Ordu ve Bursa gibi 13 ilde de araştırmalar devam etti. Araştırmalar kapsamında toplam 360 sürücüyle görüşme yapıldı. Michelin’in, akademisyenlerle birlikte yürüttüğü araştırmalar sonucunda elde edilen veriler, eğitim programının öncelikle ilkyardım, trafikte güvenlik ve iletişim-davranış ana başlıkları altında toplanması gerekliliğini ortaya çıkardı. Araştırmanın ardından oluşturulan eğitim programı da bu çerçevede şekillendi. Akademisyenler tarafından içeriği hazırlanan program, “Trafikte Güvenlik”, “Trafikte İletişim ve Davranış”, “Trafikte İlkyardım” başlıkları altında hazırlandı. İlk pilot uygulama, 2012 yılında Elazığ İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle Elazığ’da 250 servis şoförünün eğitimiyle hayata geçirildi. Proje kapsamında bir online eğitim ağı mevcut. Bu ağ sayesinde yüz yüze, birebir eğitime katılamayan servis sürücüleri de, internet üzerinden aynı eğitimleri alabiliyor. Bugüne kadar hangi illere ulaşıldı? Sırada hangi iller söz konusu? 2011 yılından beri sürüdülen “İyi Dersler Şoför Amca” projesi kapsamında Türkiye’nin pek çok ilinden yaklaşık 10 bin servis şoförüne ulaşıldı. Michelin ve İSAROD (İstanbul Umum Sevis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası) işbirliğiyle hayata geçirilen ‘Online Eğitim Odası’ ile ise 2013 yılında 7 binden fazla servis şoförüne ulaşılması hedefleniyor. İSAROD merkez binasındaki uzaktan • Öğrenciler, sürücüleri anne-baba veya öğretmenleri gibi eğitimin bir parçası olarak görmek istiyor. Verilen eğitimlerle, sürücülerin davranışlarının kontrol altına alınması bekleniyor, • Servis araçlarında öğrenci dışında diğer yolcuların da taşıması yapılmamalı, • Eğitimler sadece sürücüleri değil, öğrenci ve velileri de kapsamalı. • Çocukların güvenliğini sağlamak için önce çocukların bilinçlendirilmesi gerekiyor, • Sürücülerin insan ilişkileri açısından sahip olması gereken özellikler; ”öğrenci psikolojisini bilmeli ve davranışıyla öğrencilere örnek ve daha yumuşak, sevecen, hoşgörülü olmalı özetle çocuklarla iyi iletişim kurabilmeli” şeklinde ifade edildi, • Çocukların saatinde toplanma noktasında olmaması, taşıma sürecini zorlaştıran en önemli nedenlerin başında geliyor, • Kimi araçlarda emniyet kemeri bulunmuyor. Olanlarda da çocuklar emniyet kemeri takılması konusunda yönlendirilmiyor. • Hız kurallarına her zaman uyulmuyor, • Velilerle iletişimde zorluklar yaşanıyor, • Çocuklar araç içinde disiplinsiz davranıyor, Eksikliği hissedilen bu alanlarda gerçekleştirilen eğitimlerle etik değerler ve mesleki ilkeler açısından olumlu davranışlar sergileyen bilinçli sürücüler yetiştiriliyor. 2011 yılında Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğinde, başlatılan proje, 2013 yılından itibaren İSAROD (İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası) işbirliğiyle bu konudaki çalışmalarına devam ediyor. Projeye yeni bir alan kazandıran bu işbirliği ile beraber İSAROD merkez binasında “İyi Dersler Şoför Amca” uzaktan eğitim odası hazırlandı. Online eğitim imkanı ile servis sürücüleri yüz yüze alamadıkları eğitimleri internet üzerinden alabiliyorlar. Ayrıca 10 bin üyesi bulunan ve her yıl 3 bin 500’e yakın üyeyi bünyesine katan İSAROD, yeni üyelerine katılım şartı olarak İyi Dersler Şoför Amca eğitimlerini almasını zorunlu tutuyor. 33 KSS ri e leşil y ö S Çözümün bir parçası olmayı, üzerimize düşeni yapmayı sürdürüyoruz Yapı Kredi Özel Bankacılık Pazarlama Direktörü İmre Tüylü, "Ülkem İçin" projesine yönelik sorularımızı yanıtladı. 2006’dan bu yana devam eden “Ülkem İçin” projesinin, Yapı Kredi özelindeki işleyişinden söz eder misiniz? Yapı Kredi, kurulduğu günden bu yana toplumun sadece ekonomik değil, kültürel ve sosyal alanlarda da gelişimine katkı sağlamayı kendine ilke edinmiş bir banka. Koç Holding’in 80. yılında hayata geçirdiği “Ülkem İçin Projesi” de Yapı Kredi’nin hedefleriyle örtüşen bir proje. Biz de Yapı Kredi olarak bu projeye çeşitli ürün ve hizmetlerimiz ile yakından destek oluyoruz. Bu doğrultuda Vehbi Koç Vakfı ve Koç Holding işbirliğiyle B Tipi Ülkem İçin Büyüme Amaçlı Değişken Fon’u satışa sunarak Ülkem İçin projesine desteğimizi pekiştiriyoruz. Fondan elde ettiğimiz gelirleri bu projeye aktarıyoruz. Ülkem için projesinin son iki yıldaki konsepti engellilere yönelik uygulamalar. Biz de Yapı Kredi olarak fonun satışından elde ettiğimiz yönetim ücretinin yaklaşık yüzde 70’ini okulların engelli dostu haline dönüşmesi için kullanacağız. Okulların seçimi ve projelerin değerlendirilmesi ise Yapı Kredi Portföy, Yapı Kredi ve Koç Holding’den oluşan bir komite tarafından yapılıyor. Fonun satış miktarına göre de bu okulların sayısını artıracağız. Önümüzdeki dönemde Ülkem İçin projelerinin farklı konulara eğilmesiyle yatırım fonunun da finansman sağlayacağı alanlar değişebilecek. Böylelikle farklı konulara duyarlı kişileri de projelere dahil etmeyi hedefliyoruz. Bu fonun en farklı ve dikkat çekici yanı ise; müşterilerimizin tasarruflarını değerlendirmek üzere cazip bir getiri potansiyeli sunan Ülkem İçin fonunu aldıkları andan itibaren sosyal sorumluluk projesine katılımlarını sağlamamız. Bu katkıyı direkt fon yönetim ücretinden, yani tamamen banka gelirinden aktarıyoruz. Dolayısıyla müşterilerimiz sosyal sorumluluk projesine katılım için ek bir ücret ödemiyorlar. Bu da bir yandan yatırım yapıp gelir elde etmelerine, diğer yandan Ülkem İçin’in 34 İmre Tüylü uzun soluklu, güçlü ve güvenilir projelerine destek olmasına imkan veriyor. Ayrıca fonumuzun belli bir alt limiti yok. Bu fon, 100 TL karşılığında da alınabiliyor. Böylelikle yatırımcılar fon sepetlerine yeni bir ürün eklerken hem getiri kazanabiliyor, hem de ekstra bir ücret ödemeden Yapı Kredi kanalı ile çok değerli bir projeye destek oluyorlar. Kredi kartından fon alınabildiği gibi hesaptan düzenli alım talimatı da verilebiliyor. Fonu satın alan müşterilerimiz, gerçekleştirilen projeleri internet bankacılığı üzerinden adım adım takip edebiliyor. Alınan sonuçlara ilişkin güncel durum nedir? B Tipi Ülkem İçin Büyüme Amaçlı Değişken Fon, piyasaya çıkışından bu yana geçen kısa sürede 12,5 milyon lirayı aşkın büyüklüğe ulaştı. Müşterilerimizden gelen talep, projeye başlarken koyduğumuz hedeflere tahminimizden çok daha çabuk ulaşacağımızı gösteriyor. Eklemek istedikleriniz Yapı Kredi olarak böylesine güzel bir amaca hizmet eden bir sosyal sorumluluk üstlenmekten dolayı çok mutluyuz. Bugünkü tabloya baktığımızda ne yazık ki engelli bireylerin dış mekanlardan ve hizmetlerden bir kişiden yardım almadan faydalanamadıklarını görüyoruz. Fiziki kısıtlamalar nedeniyle eğitim ve çalışma hayatları da oldukça güçleşiyor. Biz, engellilere erişim tanınmasının sadece kanuni bir yükümlülük değil, bireysel ve kurumsal bir sorumluluk olduğuna da inanıyoruz. Çözümün bir parçası olmayı, üzerimize düşeni yapmayı sürdürüyoruz. Müşterilerimiz şu ana kadar yaptıkları yatırımla çok önemli bir misyona hizmet etmiş oldular. Bu çalışmaların da tıpkı Türkiye’de bir ilk olarak 2008 yılında başlattığımız Yapı Kredi Engelsiz Bankacılık Programımız gibi örnek teşkil etmesini ve engellilerin hayat kalitesini yükseltmeye yönelik projelerin sayısının artmasını umuyoruz. Uyg KSS ulam alar ı TNT Ekspres Türkiye’den eğitim bursu ödülü TNT Ekspres Türkiye’nin sosyal sorumluluk kapsamında bu yıl yedinci kez düzenlediği “İşte Benim Öyküm” yarışmasının kazananları belli oldu. “T NT Ekspres Bilgi ve Kültür Taşıyor” adlı kitap toplama kampanyası ile kitap ulaştırılan okullardan 7-14 yaş grubu öğrencilerin katıldığı öykü yarışmasında finale kalanlar, TNT Ekspres Türkiye’den eğitim bursu kazandı. TNT Ekspres’in 12 yıl boyunca toplam 2 bin 212 okula 4 milyon 750 bin kitap ulaştırdığı kitap toplama kampanyasının devamı olan yarışma kapsamında yedi yılda 44 öğrenciye eğitim bursu verildi. “TNT Ekspres Bilgi ve Kültür Taşıyor” adlı kitap toplama kampanyasının devamı niteliği taşıyan “İşte Benim Öyküm” yarışmasının bu yılki kazananları belli oldu. Çocukları okumaya teşvik etmek amacıyla düzenlenen “İşte Benim Öyküm” yarışması kapsamında kendi hikâyelerini oluşturan 7-10 ve 11-14 yaş gruplarındaki çocuklardan finale kalanlar, TNT Ekspres Türkiye tarafından eğitim bursuyla ödüllendirildi. “İşte Benim Öyküm” yarışmasına öğrenciler, TNT Ekspres Türkiye’nin kitap toplama kampanyasıyla kendi okullarına ulaşan kitaplardan esinlenerek yazdıkları hikayelerle katılıyor. Bu sene 7-10 yaş kategorisinde ilk üçe Ankara Faik Hızıroğlu İlköğretim Okulu öğrencilerinden M. İslam Demirel, Görkem Coşkuntuna ve Ömer Can Eltiok girdi. Jüri Özel Ödülü’nü ise Sinop Karlı Köyü’nden Karlı TOBB İlköğretim Okulu öğrencisi Onur Usta kazandı. 11-14 yaş kategorisinde ise Ankara Faik Hızıroğlu İlköğretim Okulu’ndan Ümmügülsüm Ertekin birinci; Tokat Erbaa’daki EVYABA İlköğretim Okulu’ndan Beyzanur Durak ikinci; Sinop Karlı Köyü’ndeki Karlı TOBB Ortaokulu’ndan Ece Çavdar üçüncü olurken; Tokat Erbaa’daki EVYABA İlköğretim Okulu’ndan Yıldıray Karaca Jüri Özel Ödülü kazandı. TNT Ekspres Türkiye, yarışmayı kazanan tüm öğrencilere lise hayatlarının sonuna kadar eğitim bursu verirken, birinci olan öğrencilerin okullarına da bilgisayar hediye ediyor. Bu proje kapsamında TNT Ekspres, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Zeytinburnu Şubesi’yle beraber çalıştı. TNT Ekspres 44 öğrenciye eğitim bursu verdi “T NT Ekspres Bilgi ve Kültür Taşıyor” adlı kampanya kapsamında 12 yılda, 2 bin 212 okula 4 milyon 750 bin kitap ulaştırıldı. 36 bin 373 kişi ve kurumun kitap bağışlarıyla destek verdiği kampanya için 12 yılda toplam 900 TNT Ekspres gönüllüsü kitapların tasnifi aşamasında görev aldı. Yedinci yılına giren İşte Benim Öyküm yarışması kapsamında ise TNT Ekspres bugüne dek 34’ü kız 10’u erkek 44 öğrenciye eğitim bursu verdi. Şemdinli, Sivas, Konya, Kars, Şanlıurfa, Mardin, Ankara gibi Türkiye’nin dört bir yanından ödül kazanan bu öğrencilerden 42’si bugün orta veya lise öğrenimine, 2’si üniversite eğitimine devam ediyor. İşte Benim Öyküm yarışmasında finale kalan öğrencileri seçen jüri üyeleri arasında TNT Ekspres Türkiye Genel Müdürü Turgut Yıldız, ÇYDD Zeytinburnu Şubesi Başkanı Sema Murat, Psikolog İrem Akduman, Çocuk Kitapları Yazarı Gülsevin Kıral, Sabancı Üniversitesi Yazma Becerileri Merkezi’nde yaratıcı yazma hocası ve yazar Gülayşe Koçak yer alıyor. 35 U KSS ları ama l u g y Samsung Akademi’nin üçüncü ayağı Ankara oldu Samsung’un kurumsal sosyal sorumluluk projesi Samsung Akademi, İstanbul ve İzmir’in ardından Ankara’da da hayata geçirildi. Uygulamalı eğitim programı Ankara’da ilk yılda 172 öğrenciye ulaşacak. Proje ile amaçlanan ise, teknik meslek lisesi öğrencilerini iş hayatına hazırlamak. S ansung Akademi eğitim programı kapsamında; ürün teknik özellikleri ve onarımı, müşteri ile iletişim ilkeleri, Samsung servis altyapısı ve hizmet standartları ile ilgili eğitimler verilecek. İki dönem sürecek şekilde planlanan eğitim, bir öğretim yılı boyunca devam ediyor. Projede eğitimler haftada 2 gün, 3’er saat sürecek. Eğitimler okul öğrenim saatleri dışında 17.00 - 20.00 saatleri arasında U KSS ları ama ygul “O kulumdan Olimpiyat Oyunlarına” projesi kapsamında P&G ve Makro, bu yıl Türkiye genelindeki okulların spor ekipmanının yanı sıra teknoloji ekipmanını da yeniliyor. Çocuklarımız ülkemizin geleceğidir roje ortağı Makro Genel Müdürü Mehmet Songör, P&G ile böyle bir projeye imza atmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi. Makro ve P&G’nin uzun yıllardır iş ortağı olduklarını belirten Songör sözlerine şöyle devam etti: “Her iki 36 Ankara’da da kapılarını açan Samsung Akademi çalışmaları kapsamında; 8 farklı teknik meslek lisesinden öğrenciler, Yenimahalle Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde kurulan yeni laboratuvarlarda dört farklı ürün grubuyla ilgili uygulamalı teknik eğitim alan öğrenciler, bir sene boyunca verilecek eğitimi başarıyla tamamladıklarında öğrenciler, Milli Eğitim Bakanlığı ve Samsung onaylı sertifika almaya hak kazanacaklar. P&G ve Makro, okulların spor ekipmanlarını yeniliyor Türkiye’de çocukların yaşamlarını sporla iyileştirmek ve Olimpiyat Oyunları ruhunu çocuklarla buluşturmak hedefiyle başlatılan “Okulumdan Olimpiyat Oyunlarına” projesi kapsamında P&G ve Makro, “1 paket = 1 destek” kampanyası ile Türkiye genelinde beş ilde beş okulun spor ekipmanlarını yeniliyor. Proje kapsamında P&G ve Makro tarafından spor ve teknoloji ekipmanı yenilenen Ankara 23 Nisan Ortaokulu’nda, protokolün de katılımıyla açılış töreni düzenlendi. P düzenlenecek. Samsung Electronics Türkiye, bu proje ile tüketici elektroniği sektörünün ara eleman ihtiyacını pratik bilgisi ve donanımı yüksek yeni mezunlarla karşılamayı hedefliyor. kurum da tüketicilerin yaşamlarını iyileştirmek ve toplumun yararını gözetmek gibi ortak bir vizyona sahip. Bu bakış açısı ile her iki şirket arasında doğan sinerji projemize güç verdi. P&G ile birlikte ülkemizin geleceği çocuklarımızın hayatlarını iyileştiren bir proje içinde olmaktan dolayı mutluyuz. Makro olarak başkentte başladığımız başarı serüvenimizde yine başkentteki bir okula destek olmak da ayrıca bir gurur kaynağı”. Hedefimiz sporla büyüyen nesillere destek olmak A çılış törenine katılan P&G Türkiye Marka Müdürü Ayça Demirci, P&G’nin daha fazla yaşamı iyileştirme amacı doğrultusunda çalıştığını ve “Okulumdan Olimpiyat Oyunları’na” projesi ile çocukların yaşamlarını spor yoluyla iyileştirmeyi hedeflediklerini belirtti. Demirci, P&G’nin Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) ile 10 yıllık işbirliği anlaşması imzalayarak Olimpiyat Oyunları’nın sponsoru olduğunu ve Türkiye’de spor ve Olimpiyat Oyunları ruhunu canlandırmak için girişimde bulunduklarını ifade etti. STK CP’mle Hayattayım projesi tamamlandı Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı Cerebral Palsy’li çocuk ve gençlerin hayatını değiştiren projesini tamamladı. T ürkiye Spastik Çocuklar Vakfı (TSÇV), Cerebral Palsy (CP) konusunda önemli bir ihtiyaca cevap veren “Cerebral Palsy’li Çocuk ve Gençlerin Sosyal Yaşama Katılımlarının ve Rehabilitasyon Hizmetlerine Erişimlerinin Arttırılması (Cerebral Palsy’mle Hayattayım)” projesini tamamladı. Proje, Türkiye genelinde CP veri tabanı oluşturulmasına katkı sağlayacak. TSÇV, projeyi İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan aldığı yaklaşık 1 milyon TL mali destek ile hayata geçirdi. CP’mle Hayattayım projesinin kapanışı, İstanbul Caddebostan’da düzenlenen “CP Farkındalık Yürüyüşü” ile yapılarak, tüm CP’liler ve diğer engelliler sokağa çıkmaya davet edildi. Yürüyüşe Kadıköy Belediye Başkanı Av. Selami Öztürk, TSÇV İcra Kurulu Başkanı Dr. Altan Edis’in yanı sıra CP’li çocuk ve gençler ile aileleri ve halk da katıldı. Veriler CP konusundaki çalışmalara kaynak olacak T SÇV İcra Kurulu Başkanı Dr. Altan Edis yaptığı konuşmada; “TSÇV olarak, Cerebral Palsy alanında yaptığımız farkındalık çalışmalarına bir yenisini daha başarıyla eklemenin mutluluğunu yaşıyoruz. Şubat ayında başladığımız Cerebral Palsy’mle Hayattayım projesi ile bugüne kadar elde ettiğimiz veriler, Türkiye genelinde oluşturulacak veri tabanı için önemli bir kaynak niteliği taşıyor. Projemiz kapsamında, CP’li genç ve çocuklara evde rehabilitasyon desteği sağlamanın yanı sıra onları topluma kazandıracak, sosyalleşmelerini sağlayacak çalışmalar da yaptık” dedi. Sosyalleşme çalışmalarına değinen Dr. Altan Edis, “Yüzme, mozaik yapım atölyesi, fotoğraf çekimi, atletizm, dans ve ebru çalışmaları ile CP’li bireylerin sanatsal ve sportif aktivitelere katılmalarını sağladık. Aileleri de unutmadık. Çocuklarımızın anneleri ile keyifli bir mutfak atölyesinde hem yemek yaptık hem de annelerin birbirleriyle tanışmalarını sağladık. Ayrıca engelli hukuku, iletişim becerileri, tuvalet eğitimi, beslenme sorunları ile ergenlik ve cinsel gelişim konularında da seminerler düzenleyerek aileleri bilgilendirdik” dedi. Proje ile Cerebral Palsy tanısı konmuş, 1-20 yaş grubundaki toplam 4 bin 677 kişiye ulaşıldı. Proje kapsamında, bin 992 ev ziyareti gerçekleştirilerek, 101 Cerebral Palsy’li bireye evde rehabilitasyon hizmeti verildi. 37 U KSS ları ama l u g y TOG - SİM ortaklığı sosyal sorumluluk ve sosyal girişimciliğin gelişimini amaçlıyor Toplum Gönüllüleri Vakfı tarafından yürütülen ve U.S. Department of State’in desteklediği, Sosyal İnovasyon Merkezi’nin de çözüm ortağı olduğu “Üniversitelerde Sosyal Sorumluluk ve Sosyal Girişimcilik Pilot Projesi” kapsamında, 26-27 Ekim 2013 tarihlerinde proje sürecinde yer alan beş üniversiteden akademisyen, idari birim ve öğrenci temsilcilerinin katılımıyla İstanbul’da “Yol Haritaları Destek Toplantısı” gerçekleşti. 38 A kdeniz Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, Giresun Üniversitesi ve Gaziantep Üniversitesi’nin bir araya geldiği toplantıda “Üniversitelerde Sosyal Sorumluluk ve Sosyal Girişimcilik Pilot Projesi Raporu’nun” değerlendirilmesinin ardından ilgili üniversitelerde sosyal sorumluluk ve sosyal girişimcilik çalışmalarının geliştirilmesi amacıyla öneri ve planlar paylaşıldı. Bir Usta Bin Usta projesine Marcom’dan ödül Anadolu Sigorta’nın 2010 yılından bu yana sürdürdüğü sosyal sorumluluk projesi Bir Usta Bin Usta, dünyanın en önemli pazarlama ve iletişim ödüllerinden biri olan Marcom Ödülleri’nde 5 kategoride Platin ödülün sahibi oldu. B aşvuruların halkla ilişkiler uzmanlarından oluşan bir jüri tarafından değerlendirildiği Marcom Ödülleri’nde yarışmaya katılmak üzere gönderilen çalışmalar arasında, sektöre referans teşkil edecek kalitede olanlar Platin Ödül almaya hak kazandı. Bir Usta Bin Usta projesi İletişim, Halkla İlişkiler, Yazılı Basın Kullanımı, Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve İletişim Planı kategorilerinde ödül kazandı. Bu seneki yarışmaya dünya çapında 6500’den fazla başvuru yapıldı. Başvurular şirketlerin kurumsal iletişim bölümlerinin yanısıra halkla ilişkiler ve reklam ajansıları tarafından da gönderildi. Ödüller ise 200 kategoride medya ve iletişimle ilgili 7 farklı alanda verildi. Uyg KSS ulam alar Bir Usta Bin Usta sosyal sorumluluk projesi, Türkiye genelinde kaybolmaya yüz tutan meslekleri yaşatmak, bu mesleklerin yeniden canlanmasını ve meslek ustalarının deneyimlerinin geleceğe taşınmasını sağlamak amacıyla hayata geçirildi. Her yıl 5 farklı ilde ve meslekteki ustaların, toplam 100 gence birikimlerini aktarmasının hedeflendiği projede 10 yılın sonunda 50 meslekte toplam 1000 ustanın yetiştirilmesi amaçlanıyor. Proje daha önce 12. Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri’nde - Büyük Ödül; Altın Sabre 2012 Ödülü, Stevie Gümüş Ödül 2012, KSS’nin Yaygınlaştırılması Ödülü- TKSSD 2012 gibi ulusal ve uluslararası pek çok ödül kazandı. Proje, gençlere yönelik yapılan istihdam çalışmalarını paylaşmak ve genç çalışan nüfus sayısını arttırmak amacıyla AB Komisyonu tarafından düzenlenen Pro-Youth Employment projesinde de Türkiye’yi temsilen en başarılı örnekler arasında seçildi. ETİ Çocuk Tiyatrosu, 1.5 milyona yakın çocuğa ulaştı Uyg KSS ulam a ETİ Çocuk Tiyatrosu, yeni oyunu “Kral Çıplak” ile 2013-2014 sezonunda minik izleyicilerine merhaba dedi. 2001 yılından bu yana 6 farklı oyunla 1.5 milyona yakın çocuğa ulaşan ETİ Çocuk Tiyatrosu, 30 Kasım ve 1 Aralık tarihlerinde İzmir’deki çocuklarla buluştu. Ç ocukların kişisel, sosyal ve kültürel gelişimine katkı sağlayan, kendilerini daha iyi ifade etmelerine yardımcı olan en önemli sanat dallarından biri olan tiyatro, ETİ aracılığıyla çocuklarla buluşmaya devam ediyor. 2001 yılından beri Hakkari’den Edirne’ye, Lefkoşa’dan Üsküp’e kadar yurtiçinde ve yurtdışında onlarca şehirde ücretsiz tiyatro oyunları sergileyen ETİ Çocuk Tiyatrosu çocuklara tiyatro sevgisini aşılamayı amaçlıyor. ETİ Çocuk Tiyatrosu, 30 Kasım ve 1 Aralık tarihlerinde İzmir’de Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde iki gösterim sergiledi. ı Hedef 45 il/ilçede 120 bin çocuğa ulaşmak B ugüne kadar “Bisküvi Adam”, “Kakaolu Olsun”, “Alaaddin’in Sihirli Lambası”, “Alice Harikalar Diyarında”, “Pinokyo” ve “Çizmeli Kedi” adlı oyunlarıyla çocuklarla buluşan ETİ Çocuk Tiyatrosu’nun bu sezon hedefi en az 120 bin çocuğa daha ulaşmak. ETİ Çocuk Tiyatrosu, bu sezon 45 il/ ilçede çocukları tiyatro sanatı ile ücretsiz buluşturacak. ları KSS ri e leşil y ö S Bosch, sürdürülebilirliğe çevre ve eğitim odaklı projelerle dikkat çekiyor Neylan Süer Bosch Ev Aletleri Pazarlama Müdürü Neylan Süer, KSS Türkiye’ye süregelen kurumsal sosyal sorumluk projesine ilişkin bilgiler verdi. Güncel olarak yürüttüğünüz sosyal sorumluluk projeleriniz hakkında bilgi verir misiniz? “Yaşam için teknoloji” sloganı çerçevesinde geliştirdiğimiz doğa dostu teknolojilerle enerji ve su tasarrufu, doğal kaynakların bilinçli kullanımı, karbon ayak izinin azaltılması, atık yönetimi gibi sürdürülebilirlik şemsiyesi altında bulunan birçok farklı konuya dikkat çeken bir markayız. Bu dikkati, “çevre “ ve “eğitim” odaklı yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projeleriyle daha da yoğunlaştırıyor, insanları, çevre ve gelecek konusunda daha duyarlı olmaya yönlendiriyoruz. Çevre konusunda bilinçli bireyler yaratılmasına katkıda bulunmak hedefiyle 2008 yılında hayata geçirdiğimiz ve çok önem verdiğimiz bir projemiz Bosch Çevre Çocuk Tiyatrosu. Yeni tiyatro sezonunun açılması ile birlikte gündemimizin başında bu projemiz yer alıyor. Bu projenin hedefleri nelerdir? Çevre ve eğitim bizim birbirinden ayırmadığımız ve öncelik verdiğimiz iki ana konu. Sürdürülebilir bir gelecek için çevremizi, doğayı, dünyamızı korumak gerektiğine ve bunu da ancak eğitimle yapabileceğimize inanıyoruz. Bu inançla, biz ve bizden önceki nesillerin yaptıkları yanlışların tekrarlanmamasını sağlamaya, aynı zamanda yapılan bu yanlışların doğaya verdiği zararı mümkün olduğunca azaltmaya çalışıyoruz. Bosch Çevre Çocuk Tiyatrosu projemizde de tiyatronun evrensel dilini kullanarak, çocuklarımızı küçük yaştan itibaren eğlendirirken eğitmeyi hedefliyoruz. Projeyi uygulamaya ne zaman başladınız? 2008 yılı itibariyle hayata geçirdiğimiz Bosch Çevre Çocuk Tiyatrosu kapsamında 2008 ve 2010 yılları arasında ilk sahnelediğimiz oyun Çevreci Nasreddin Hoca Kukla Oyunu oldu. 40 2010 yılından bu yana ise ise Sadri Alışık Kültür Merkezi işbirliğiyle hazırladığımız La Fonten Orman Mahkemesinde adlı yeni oyunumuzu sahnelemeye devam ediyoruz. Proje bugüne kadar neler kazandırdı? İki oyunumuz ile toplamda 70 binin üzerinde çocuğumuza ve ailelerine ulaşarak, çevre koruma bilinci, doğa ve hayvan sevgisi aşılamış olduk. Projeyle ulaşmak istediğiniz nokta neresidir? Bunun şirkete katkısı ne olacak? Tiyatromuz, yeni sezona 21 Eylül’de Antalya’dan merhaba dedi. 27 Ekim’de Akşehir’deki ve 3 Kasım’da da Burdur’daki sahnesini tamamlayan tiyatromuz, sırasıyla Marmaris, Bodrum, Denizli, Aydın, Uşak, Manisa, İzmir, Kütahya ve Balıkesir illerini gezerek, sezon kapanışını Çanakkale’de yapacak. Böylece, Eylül 2013 - Haziran 2014 boyunca toplam 19 hafta sonu ve 76 temsil gerçekleştirecek, daha binlerce çocuğumuza ve ailesine çevre bilinci aşılayacak. Her şeyden önce bu hedefimizi başarıyla tamamlamak istiyoruz. Diğer taraftan, markamız adına yürüttüğünüz tüm bu çalışmalar, topluma sağladığımız katkının yanı sıra zaten çok yüksek olan marka algısını daha da olumlu etkiliyor. Markaya atfedilen “güvenilir, kaliteli ve doğa dostu” gibi bizim en başından beri sahiplendiğimiz değerleri daha da belirginleşiyor. Bu proje için bugüne kadar ne kadar yatırım yaptınız? Planlanan bir yatırım tutarı var mı? Genel olarak, pazarlamada iletişim bütçemizin yüzde 8 ile yüzde 10 arasında bir bölümünü, doğa dostu ürünlerimizin tanıtımına ve sosyal paydaşlarımızla yürüttüğümüz bütün sosyal sorumluluk projelerimize ayırdığımızı söyleyebiliriz. Uyg KSS ulam alar ı Opet’in Temiz Tuvalet Kampanyası 13 yıldır devam ediyor OPET, ‘‘Temiz Tuvalet Kampanyası’’ ile tuvalet hijyeni konusunda Türkiye’de köklü bir değişim yaratmayı ve kamuoyunu bilinçlendirmeyi hedefledi. O pet, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ilan edilen Dünya Tuvalet Günü’nde hazırladığı çarpıcı TV reklamı ile konuyu tekrar gündeme taşıdı. ‘‘Temiz Tuvalet Kampanyası’’ ile Türkiye’de 7 milyonu aşkın kişiye ulaşan ve kampanyanın başarısını yurtdışına da taşıyan OPET, 19 Kasım Dünya Tuvalet Günü’nde konunun önemini hazırlanan reklam filmi ile yineledi. Filmde izleyiciye «Bugün Dünya Tuvalet Günü. Komik mi buldunuz? Peki size çarpıcı veriler söylersek hala komik bulacak mısınız?” diye soruldu ve ardından dünyada günde yaklaşık 2 bin çocuğun temiz tuvalet olmadığı için hayatını kaybettiği ifade edildi. OPET, ‘‘Temiz Tuvalet Kampanyası’’ ile 13 yıldır Türkiye’de hijyen bilincini yerleştirmek için çalışmalarını sürdürüyor. 2000 yılından bu yana sürdürülen ve Türkiye’de gerçekleştirilen en uzun soluklu toplumsal projelerden olan ‘‘Temiz Tuvalet Kampanyası’’ ile OPET, kendi istasyonlarından başlayan tuvalet temizliği ve hijyenini yaygınlaştırmak amacıyla yürüttüğü dönüşümü kalıcı hale getirmeyi başardı. OPET akaryakıt istasyonlarındaki personele eğitimler verilirken, tuvaletleri hijyenik bir ortama kavuşturuldu, engelli tuvaleti şartı getirildi. İstasyonlara bebek bezi değişim üniteleri yapıldı. Çocuk ve yetişkinleri eğitmek amacı ile çizgi filmler ve reklam filmleri hazırlanarak televizyonlarda yayınlanması sağlandı. Proje kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı ile işbirliği yapılarak, okullarda öğrenci ve öğretmenlere de eğitim verildi. Proje kapsamında eğitim veren OPET Yönetim Kurulu Üyesi Nurten Öztürk liderliğindeki OPET Eğitim Ekibi, Türkiye genelinde 72 ili gezerek 5,5 milyon km’den fazla yol kat etti. 5500 saat eğitimle 7 milyonu aşkın kişi, doğru ve temiz tuvalet kullanımı konusunda bilgilendirildi. Kampanya çeşitli kurum ve kuruluşlardan işbirliği çağrıları almaya devam ediyor. Projenin bundan sonraki adımlarında; Türkiye’de yapılan çalışmaların sürdürülebilir kılınması hedeflenirken, Suudi Arabistan ve Makedonya ile başlayan yurtdışı açılımlarının devam etmesi öngörülüyor. Öte yandan OPET, Türk Standartları Enstitüsü’nün talebi üzerine, halka ve müşterilere açık tuvaletlerin standartlarını yeniden belirledi. Yeni standartlar, İçişleri Bakanlığı’nın başlattığı uygulamayla işyeri ve restoran tuvaletleri de dahil olmak üzere tüm tuvaletlerde zorunlu kılındı. OPET Temiz Tuvalet Kampanyası, 2004 yılında IPRA (Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği) Golden World Awards yarışmasında “Sosyal Sorumluluk Projeleri” kategorisinde birinci seçildi. Aynı yıl TÜHİD (Türkiye Halkla İlişkiler Derneği) 3. Altın Pusula Ödülleri’nde “Sosyal Sorumluluk Projeleri” 41 kategorisinde ve Nokta Dergisi “Doruktakiler” anketinde “Sosyal Sorumluluk Kampanyaları” kategorisinde birinci oldu. OPET, 2013 yılında iş dünyasındaki üstün performansları onurlandıran Uluslararası Stevie Ödülleri’nde de Yılın Sağlık, Güvenlik ve Çevre Programı kategorisinde “Temiz Tuvalet Kampanyası” ile ödüle layık bulundu. ve her gün yaklaşık 2 bin çocuk önlenebilir ishal nedeniyle hayatını kaybediyor. Gelişmekte olan ülkelerde kanalizasyon ve temiz su yetersizliği nedeniyle yıllık 260 milyon dolar kayıp yaşanıyor. Tuvalet imkanı temel insan saygınlığı için de önem taşıyor. Tuvalet imkanı olmayan kadınlar tecavüz ve istismar riskiyle karşı karşıya kalıyor. Çocuklar hayatını kaybediyor BM rakamlarına göre, 7 milyarlık dünya nüfusunun 6 milyarı cep telefonuna sahipken ancak 4,5 milyar kişinin uygun koşulları taşıyan tuvalet imkanı bulunuyor. İ statistiklere göre dünyada her üç kişiden birinin uygun koşullarda tuvalet imkanı bulunmuyor Türkiye, sanayi - çevre ilişkisine ışık tutacak Karbon Zirvesi’ne hazırlanıyor 1. İstanbul Karbon Zirvesi Karbon Yönetimi -Teknolojileri ve Ticareti Konferansı, 3-5 Nisan 2014 tarihleri arasında, uluslararası düzeyde 1000’i aşkın katılımla, İstanbul’da düzenlenecek. Organizasyon Komitesi’nde yer alan ve destekleyen kuruluşlar arasında PAGDER’in de bulunduğu Karbon Zirvesi’nde, küresel karbon salımıyla bağlantılı sorunlar, sanayi çevre ilişkisi ve Türkiye’nin de gündeminde bulunan karbon ticaretiyle ilgili önemli toplantılar, oturumlar gerçekleştirilecek. P AGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci, dünyaca ünlü akademisyenler, sektör profesyonelleri, Türkiye’de konusunda deneyimli akademisyenler ve sektörünün önde gelen isimlerinin buluşacağı Karbon Zirvesi’nin sanayiçevre ilişkisine yönelik kapsamlı bilgi almaya imkan tanıması yanında, plastik sanayisinin çevreyle ilişkisi konusunda kamuoyuna yayılan yanlış bilgilerin düzeltilmesi için de çok önemli fırsatlar sunacağını söyledi. Kyoto protokolü ile getirilen kurallar sonrasında dünyada önemi giderek artan “karbon ticareti” ve sanayi-çevre ilişkisi, 1. İstanbul Karbon Zirvesi’nde tartışılacak. Türkiye’de ilk kez düzenlenen zirvede, sera gazlarına yönelik politika ve uygulamalar, karbon ticareti ve finansmanı, temiz enerji üretim ve tüketim teknolojileri, sektörel karbon salımı uygulamaları, orman ve toprak kullanımı konuları ana başlıklar olarak ele alınacak. PAGDER’in de desteklediği; kapsamlı bilgi sağlama açısından önemli bir fırsat sunan Karbon Zirvesi’ne 42 ilgili bütün kamu kurumları yanında, çok sayıda sektörel sivil toplum örgütü ve üniversite de destek sağlıyor. Uluslararası düzeyde 1000’i aşkın katılımın beklendiği zirvede, yaklaşık 16 oturum ve 11 konuşmacının yer alması planlanıyor. Karbon Zirvesi’ne davet edilen Avrupa Birliği, Uluslararası Karbon Hareketi Ortaklığı (ICAP), Uluslararası Emisyon Ticareti Derneği (IETA), Bölgesel Çevre Ofisi (REC), Avrupa Finans Birliği (EFA), Point Carbon gibi uluslararası kuruluşların konuşmacılarının yanı sıra EPDK, Enerji, Orman-Su, Çevre, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlıkları’ndan temsilciler de Türkiye’deki durumu anlatacak. Sanayi-çevre, karbon ticareti, karbon ticareti finansmanı, enerji verimliliği alanlarında sunumların öne çıkacağı zirveyi değerlendiren PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci, “Sanayiçevre ilişkisi konusunda en hassas sektörlerden biri plastik sanayisidir. Çünkü plastikler en fazla haksız rekabete konu edilen ürünlerin başında geliyor. 1. İstanbul Karbon Zirvesi’nin elbette ana konuları karbon ticareti ve finansmanı, sanayi-çevre ilişkisi. Bizim açımızdan ise sanayi-çevre ilişkisinde artık ‘şehir efsanelerinden’ kurtularak bilimsel bazlı, gerçekçi ve gerçek anlamda duyarlılığı oluşturacak bir tartışma ortamının bu platformda başlatılabilmesi” dedi. Kurumsal sosyal sorumluluk noktasında da büyük önem taşıyan etkinlikte uluslararası işbirliklerinin önünün açılması da hedefleniyor. Uyg KSS ulam alar ı Peugeot ile Engelsiz Yaşam projesi farklı etkinliklerle sürüyor Peugeot, sürdürülebilir kalkınmayı hedef alarak başlattığı “Peugeot ile Engelsiz Yaşam” projesi kapsamında yeni bir etkinlik düzenledi. Ö nemli bir kurumsal sosyal sorumluluk çalışması olan “Peugeot ile Engelsiz Yaşam” projesi farklı etkinliklerle devam ediyor. “Peugeot ile Engelsiz Yaşam” projesi kapsamında, Peugeot çalışanları ve bayilerinden oluşan 10 gönüllü ve aralarında Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği'nden de engelli arkadaşlarımızın bulunduğu farklı engelli gruplarından 10 kişi 5 - 8 Ekim tarihleri arasında Kaş'ta “Dalmak Özgürlüktür” etkinliği çerçevesinde bir araya geldiler. “Dalmak Özgürlüktür” etkinliği, T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı desteğiyle, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) işbirliği ile gerçekleştirildi. T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Bakanlık Müşavirleri Ayhan Metin ve Kenan Önalan'ın da katıldığı etkinlikte engelli arkadaşlarımıza Peugeot gönüllüleri eşlik ettiler. Peugeot gönüllüleri ve engelli arkadaşlarımız etkinlik boyunca eşleşerek, birlikte konakladılar ve engelli arkadaşlarımızın tüm ihtiyaçlarını karşıladılar. 3 gün boyunca süren etkinlik kapsamında engelli arkadaşlarımız, sualtı dünyasının iyileştirici ve özgürleştirici gücü ile buluşarak, hayatları boyunca unutamayacakları bir deneyim yaşadılar. Ayrıca farklı spor etkinlikleri ve sosyal aktivitelerle hep birlikte eğlenceli vakit geçirdiler. T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü Bakanlık Müşaviri Ayhan Metin; “Bu projede Bakanlığımız, Birleşmiş Milletler, Alternatif Yaşam Derneği ve Peugeot işbirliği yaparak çok güzel bir çalışma örneği göstermiştir. Burada olduğu gibi bütün çalışmalarımızda bunu yapmak istiyoruz. Böylelikle toplumsal entegrasyon daha hızlı ve etkin bir şekilde yaygınlaşacaktır. Ortopedik engelli bir birey olarak buradaki organizasyonda su altında özgürlüğü yakalamanın ve çok güzel vakit geçirmenin ötesinde Peugeot çalışanlarının ve AYDER gönüllülerinin zihinlerdeki engelleri kaldırma çabası en kıymete değer iş idi. Esas olarak bütün mesele zihinde… Bundan sonraki aşamada Peugeot’un engelsiz ürünlerini ve Peugeot ile Engelsiz Yaşam projesinin bir sonraki aşamasını heyecanla bekliyoruz” dedi. UNDP - Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Uluslararası Özel Sektör ve Kalkınma Merkezi Direktör Yardımcısı Hansın Doğan duygularını “Ölümsüzlüğe inanan Likyalılar'ın antik kenti Kaş, mesajı nesiller boyu aktarılması gereken bir organizasyona ev sahipliği yaptı: Hayata katılım için hiçbir engel olamaz” şeklinde ifade etti. Alternatif Yaşam Derneği AYDER’in Kurucusu ve Başkanı Ercan Tutal: “Spor aracılığı ile toplumsal değişim - sport for social change - özellikle sosyal sorunların çözümsüzlükler içinde biriktiği ve 'büyük azınlık engellilerin' dışlanmaya maruz bırakıldığı ülkelerde dinamik ve öncü bir rol oynar. Dalmak Özgürklüktür projesi bu misyonla engelsiz bir yaşama atılmış en girişimci adımlardan bir tanesidir. Bir kez daha 'sualtı dünyasının iyileştirici ve özgürleştirici gücünü' (J.M.Cousteau) yaşadık” dedi. Konu hakkında görüşlerini bildiren Peugeot Türkiye Genel Müdürü Marc Bergerettı: “Engelli bireyleri sosyal hayata dahil etmek, onlara hareket ve ulaşılabilirlik sağlamak amacıyla başladığımız “Peugeot ile Engelsiz Yaşam” projemizde, 2013 yılı boyunca yaptığımız eğitim ve farklı etkinliklerle başarılı ve sağlam adımlar attık. Sosyal sorumluluklarını yerine getiren, duyarlı, ülkenin geleceğine sahip çıkan ve toplumsal kalkınmayı hedefleyen bir kurum olarak, engellilik konusunda toplumsal duyarlılığı da arttırdığımıza inanıyoruz. Bu nedenle projenin sürdürülebilirliğini sağlayarak, engelsiz bir yaşam için engelleri birlikte aşmaya devam edeceğiz” dedi. 43 U KSS ları ama l u g y Global Citizen, sosyal sorumluluk projelerine katılma şansı sunuyor AIESEC Türkiye, Global Citizen programı kapsamında üniversite hazırlık 1. ve 2. sınıf öğrencilerine dünyanın farklı bölgelerinde gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projelerine katılma şansı sunuyor. K atılımcılara, diğer ülkelerden gelen proje gönüllüleriyle tanışma ve liderlik gelişimlerine katkıda bulunma imkanı sağlayan program en az 6 hafta sürecek. Katılımcılar program kapsamında, gittikleri ülkede AIESEC’in anlaşmış olduğu diğer U sivil toplum kuruluşları, anaokulları, yaz kampları, okul vb. yerlerde görev alabilecek. Global Citizen programına katılmak isteyen üniversite öğrencileri için 03 Kasım 2013 günü İngilizce sınavı gerçekleştirilecek. Sınavı geçen öğrencilere her aşamada, AIESEC gönüllü çalışanları yardımcı olacak. Programa katılmak ve başvuruda bulunmak isteyen öğrenciler, AIESEC web sitesinden detaylı bilgi alabiliyor ve başvurularını site üzerinden gerçekleştirebiliyorlar. KSS ları ama l u g y Doğan Organik, projesiyle BITC’nin forumuna katıldı Doğan Organik Ürünler, kurumsal sosyal sorumluluk anlayışını yaygınlaştırmak üzere İngiliz iş dünyası tarafından 1982 yılında Londra’da kurulan “Business in the Community - BITC”nin düzenlediği “European CSR Award Best Practice Exchange Forum”a katıldı. B ITC’nin Corporate Social Responsibility Europe’un Avrupa çapında düzenlediği ödül programında başarı kazanan projelerin detaylarını paylaşmak amacıyla gerçekleştirdiği forumun Türkiye’den tek katılımcısı Doğan Organik Ürünler oldu. Doğan Organik Ürünler adına forumda konuşma yapan Doğan Holding Kurumsal İletişim Direktörü Rişe Özkan, kurumsal sosyal sorumluluk uzmanları ve iş dünyası temsilcilerinden oluşan 44 topluluğa projenin detaylarını ve başarısını anlattı. Rişe Özkan şunları söyledi: “Bu forum Avrupa Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri Programı’nda ödül almış projelerin başkalarına ilham kaynağı olmasını sağlamak, benzer projelerin hayata geçirilmesi konusunda şirketlere cesaret vermek amacıyla düzenlendi. 30 ülkenin 60 projesi arasından Business In The Community’nin burada deneyimlerini paylaşmak üzere seçtiği 6 projeden biri olarak buradayız. Kelkit ve çevresinin sürdürülebilir kalkınmasını sağlamak amacıyla 2002 yılında başlattığı projenin başarısının bugün farklı kurumlar tarafından teyit edilmesi gurur verici. Bu projenin başkalarına da ilham vermesini umuyoruz.” STK Yedi Bölge Yedi Orman projesi İle Adıyaman yeşilleniyor İstanbul Maden İhracatçıları Birliği tarafından ‘‘Yedi Bölge Yedi Orman’’ ağaçlandırma projesi kapsamında Adıyaman merkez Atakent Beldesi Atatürk Barajı sağ sahilinde fidan dikimi gerçekleştirildi. P rojenin üçüncü ayağını Adıyaman’da hayata geçirdiklerini söyleyen İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Genel Sekreteri Tevfik Türker, “Bu proje kapsamında daha önce Bilecik ve Bursa illerinde 20 bin fidan dikimini gerçekleştirdik. Adıyaman ilimizde de sosyal sorumluluk çerçevesinde 10 hektarlık arazide 20 bin fidanı toprakla buluşturuyoruz. Bu faaliyetle amacımız madencilikle çevreciliği birlikte yaşaması gerektiğini vurgulamak ve madenciler ile çevrecileri el ele hatta birbirlerini anlayarak yaşamalarını ve önlerine çıkacak problemleri birlikte çözmektir’’ dedi. Adıyaman Valisi Mahmut Demirtaş ise İstanbul Maden İhracatçıları Birliği’nin ilde sosyal sorumluluk projesi kapsamında 20 bin fidan dikerek doğaya katkıda bulunmalarının mutluluk verici olduğunu belirterek, “ Bu proje ile Atatürk Barajı’na kıyısı bulunan köylerde meyve fidan türleri dikilerek, köylülerimize ekonomik anlamda katkı sağlayacağız. Hedefimizde 1 milyon meyve fidanı dikimi var. Bu projenin sonuçlanması ile birlikte köyden kente göçün tersine döneciğine inanıyoruz. Madencilerimiz doğayı tahrip eder ama İstanbul Maden İhracatçıları Birliği duyarlı davranarak yaptığı bu tür etkinliklerle bunu telafi etmektedir’’ şeklinde konuştu. Sun-Ka geri dönüşüme dikkat çekiyor Sun-Ka Kağıt Çorum ve Sungurlu çevresinde ‘‘Bir kilo kağıt getir, bir fidan götür’’ isimli sosyal sorumluluk projesi ile atık kağıtları geri kazandırıyor. G eri dönüşüm konusunda bilgilendirme çalışmalarına hız verdiklerini belirten Sun-Ka Kağıt Genel Müdürü Zeki Öztekin, genç kuşaklara geri dönüşümün önemini ve çevre için ne kadar önemli olduğunu anlattıklarını söyledi. Öztekin, “Bu bilinç bütün insanlarımıza yayılmalı. Öncelikle çocuklarımızda ve gençlerimizde bu bilincin yerleşmesini sağlamalıyız ki, sonraki kuşaklara aktarılsın’’ dedi. Köylerdeki öğretmenlerin, bu bilinç sayesinde öğrencilerinin eğitim ihtiyaçlarını Uyg KSS ulam alar ı karşılayabildiklerini anlatan Öztekin, kullanılmış ve atık kağıtları toplayarak, Sun-Ka’ya getirdiklerini belirtti. Sektördeki firmaların halen yurtdışından atık kağıt ithal ettiğine dikkat çeken Öztekin, bu ithalatın durdurulabilmesi için başta evlerdeki bilincin değişmesi gerektiğini ve kağıtları kağıt, camları cam ve plastiklerin de plastik çöplerine atılması gerektiğini vurguladı. En büyük sorunlarının temiz hammadde bulamamaktan kaynaklandığını dile getiren Zeki Öztekin, Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde Türkiye’de de aynen uygulanmasına çalışılan çevre yasasına dikkat çekti. Öztekin, devletin toplum bilincini artırmak için kamu spotu olarak gerek yazılı gerekse görsel medyada önemli çalışmalar sarf ettiğini dolayısıyla artık kağıtların çöpe düşmeden ayrıştırılması gerektiğini belirtti. Eğitim odaklı KSS uygulamaları olan şirketlere işbirliği fırsatı İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA), okul öncesi ve mesleki eğitime yönelik 20 Milyon TL’lik bir mali destek programı ilan etti. B u mali destek programının iki temel amacı, İzmir’de okul öncesi ve mesleki eğitim alanlarında yenilikçi yöntemlerin uygulanması ve İzmir’de okul öncesi ve mesleki eğitime yönelik olarak kullanılan atölye, laboratuar, sınıf gibi eğitim ortamlarının makine-teçhizat, eğitim materyalleri açısından geliştirilmesi olarak açıklandı. İZKA tarafından bu amaçlara yönelik projelere proje başına verilecek destek miktarı asgari 200.000 TL ve azami 800.000 TL arasında olacak. İZKA projelerin toplam uygun maliyetinin kar amacı gütmeyen başvuru sahipleri için %90’ını karşılayacak. STK Eğitim alanında KSS çalışmaları yürüten şirketler, İZKA’nın mali destek programına başvurmak isteyen proje sahibi kar amacı gütmeyen kurum ve kuruluşların (genelde okullar, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları) projelerine sponsor olarak veya mesleki eğitim projelerinde istihdam, staj vb. imkanlar sağlayarak destek verebilirler. Bu şekilde işbirlikleri içeren projeler değerlendirme aşamasında öncelikli olacak. 3. Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi 20-21 Şubat’ta yapılacak Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) tarafından yapı sektörünün yeşil dönüşümüne rehberlik etmek amacıyla bu yıl üçüncü kez düzenlenecek olan “Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi”, 20-21 Şubat 2014 tarihlerinde Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Zirve, Türkiye’de ve dünyada sürdürülebilir/ yeşil bina sektörünün önde gelen paydaşlarını, gayrimenkul ve inşaat şirketlerinin üst düzey yöneticilerini ve konusundaki en uzman kişileri konferans, panel ve seminerlerde bir araya getirecek, yapı sektöründe bilgi paylaşımı için nitelikli bir tartışma ortamı oluşturacak. K onferansın temel amacı, 21. yüzyılın başında Türkiye’de en iyinin yapılmasını teşvik etmek için ulusal ve uluslar arası alanda en iyileri bir araya getirmek; tasarımda sınırları aşan projelerin, yenilikçi fikir ve modellerin zirve katılımcılarına ilham vermesini sağlamak. Dünya Yeşil Binalar Konseyleri Avrupa Bölgesel Ağı (WGBC Europe Regional Network)’nın 2014 46 İZKA yetkilileri, bu mali destek programının eğitim alanında kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) çalışmaları yürüten şirketler için bir fırsat oluşturabileceğini düşünüyorlar. İZKA, bu şirketleri ve mali destek programına proje sunacak potansiyel başvuru sahiplerini bir araya getirmeyi hedefliyor. yılındaki ilk toplantısı, 20 Şubat 2014 tarihinde Zirve’ye paralel olarak ÇEDBİK ev sahipliğinde Türkiye’de düzenlenecek. Ayrıca, Türkiye’nin ilk Ulusal Yeşil Bina Sertifikası’nın lansmanı da Zirve’de gerçekleşecek. “Yeşil Okullar” projesinin Türkiye ayağı Zirve’de tanıtılacak T ürkiye’de Yeşil Dönüşümün lideri ÇEDBİK bugüne kadar sürdürdüğü bilinçlendirme çalışmalarına bir yenisini daha ekledi ve Cape Town Dünya Yeşil Binalar Konseyleri Kongresi’nde “Yeşil Okullar” anlaşmasına imza atarak Türkiye’yi projeye dahil olan 20 ülke arasına soktu. Yeşil Okullar Projesi, öğrencilerin sağlıklı, güvenli ve daha verimli binalarda eğitim alabilmesi temeline dayanan uluslararası çok paydaşlı bir proje. Projenin amacı, daha sağlıklı binalarda eğitim alan, bu sayede akademik açıdan daha başarılı, daha sağlıklı nesiller yetişmesine katkı sağlamak.