AÇEV AKADEMİ
Transkript
AÇEV AKADEMİ
BĠLĠġSEL GELĠġĠM ve DĠL GELĠġĠM Ayhan Aksu-Koç AÇEV Akademi 5 Ocak 2008 ÖNBAKIġ I. GeliĢimde Belirleyici Faktörler – Kalıtımsal ve Çevresel Etkenler • Sürekli karĢılıklı etkileĢim II. Beyin GeliĢimi III. GeliĢim Alanı: Bilişsel Teorik YaklaĢımlar • Piaget, Yeni-Piagetciler, IV. GeliĢim Alanı: Dil Çevresel faktörler ve dil geliĢimi I. Gen ve Çevre EtkileĢimi yaĢam boyu devam eden iki yönlü bir süreç. GENETĠK YAPI + ÇEVRE ETKĠLEġĠMĠ: FENOTĠP • Genotip: Bireyin doğuĢtan gelen gen yapısı (baskın ve çekinik genlerin tümü). • Çevre: Bireyi çevreleyen Ģartların toplamı(hücresel çevreden kültürel çevreye kadar). • Fenotip: Bireyin genleri ve çevresi etkileĢimi sonucu ortaya çıkan gözlemlenebilir özellikleri. – Fiziksel, psikolojik özellikler, sağlık ve davranıĢ • GeliĢim yalnız genetik değil çevresel Ģartların da sonucudur. Gen ve Çevre etkileĢimi • Her hücre için çevresi, komĢusu olan hücrelerdir. • Hücrelerin çevreleriyle etkileĢimi yeni hücre yapılarının (ve organların) oluĢumuna ve organizma ve çevresi arasında yeni etkileĢimlere yol açar. • Çevre ve organizma arasındaki etkileĢim ana rahminden baĢlayarak yaĢamın her anında söz konusudur. ÇEVRENĠN ETKĠSĠ: REAKSĠYON ALANI: tek bir genotip için,organizmanın yaĢayabileceği ortamlarla uyumlu olan tüm fenotipler Himalaya tavĢanında tüy rengini belirleyen genin ifade edilmesinde çevrenin etkisi (Winchester, 1972). Normal Ģartlarda tavĢanın yalnızca ayakları, kuyruğu, kulakları ve burnu siyahtır çünkü bunlar vücudun geri kalan kısmından daha soğuktur. Eğer tavĢanın sırtındaki tüyler kazınıp buraya buz yerleĢtirilerek vücut ısısı düĢürülürse çıkan yeni tüyler siyah oluyor. Kalıtımın Etkisi • Bir türün bazı özellikleri çevresel etkenlerden az etkilenir, olumsuz çevre Ģartlarına rağmen geliĢmeye devam eder; – Dar reaksiyon alanı: dil • Bazı özellikleri ise çevresel etkenlere duyarlıdır, kolayca etkilenir. – GeniĢ reaksiyon alanı: duygusal rahatsızlık II. BEYĠN GELĠġĠMĠ erken dönemdeki uyarılma beyin geliĢiminin kalitesini belirler •Deneyim-Bekleyen – sinirlerarası ağlar genetik olarak belirlenmiĢtir, deneyimleri kaydetmek üzere hazırdır. •Deneyime-Dayanan – sinirlerarası ağlar ancak deneyimler sonucu oluĢur. 40 günlük 30 günlük Gerçek boyutu 5 aylık 8 aylık 7 aylık 9 aylık 100 günlük Doğum öncesinde Beyin GeliĢimi Beyin geliĢimi: Sinirler ve sinir ağları Doğumda beyin sahip GeliĢme: olacağı tüm hücrelere • Dendritlerin büyüme ve sahiptir, ancak bir dallanmasıyla yetiĢkin beyninin ¼ • Axonların dallanması ve büyüklüğündedir miyelinleĢmesiyle olur DENEYĠMLER VE BEYĠN GELĠġĠMĠ • Erken yaĢtaki deneyimlerden en çok etkilenen organ beyin. • Algıyı mümkün kılan sinirlerarası ağların kurulması için beyindeki milyarlarca nöronun uyarılması gerekir. • Öğrenme ve davranıĢı belirleyen bu ağlar fizik ve ruh sağlığını da etkiler. 04-039 ĠKĠ NÖRON ARASI BAĞLANTI Axon SİNYAL ALAN NÖRON Synapse SİNYAL – GÖNDEREN NÖRON Dendrite NÖRONLARIN ĠġLEVSEL FARKLILAġMASI. • Deneyimlerle uyarılma, – genetik olarak belirlenmiĢ ağları aktive ederek nöronların, duyma, görme gibi iĢlevler için farklılaĢmalarını, ve – kendilerine uygun eĢ-hücrelerle sinaps oluĢturarak bağlantı kurmalarını sağlar. • Dolayısıyla erken sosyal çevre beyin geliĢimi için son derece önemlidir. 04-212 Ses Görme Koku Dokunma Tat Uyarılma çocuğun yetiĢkinlerle ne kadar karĢılıklı etkileĢime girdiğine bağlı Neal Halfon DENEYĠM VE BEYĠN GELĠġĠMĠ • Erken dönemdeki uyaranlar, • genetik olarak belirlenmiĢ (deneyim-bekleyen) ağları harekete geçirir – kritik ve duyarlı dönemler. • milyarlarca nöron arasındaki synapsların oluĢmasını sağlar - duyarlı dönemler. • Gereğinden fazla sinaps oluĢması, bebeğin her türlü deneyime uygun sinirağları oluĢturmaya açık olması demek. 03-012 Sinaps Yoğunluğu Doğumda 6 yaşında 14 yaşında Rethinking the Brain, Families and Work Institute, Rima Shore, 1997. BEYNĠN AĞLARLA DÖġENMESĠ VE YONTULMASI: Doğum - 14 yaĢ • Doğumda: nöronlar arası bağlantı çok yoğun değil. • 6 yaĢında: uyarılma ve oluĢan ağların kullanımı sonucu yoğunluk artıyor . • 14 yaĢında: doğumdan daha çok, 6-yaĢtan daha az yoğun; kullanılmayan, zayıf bağlantıların budanıp yontuluyor. • Hücreler arası bağlantının oluĢması ve pekiĢmesi uyarılmanın tekrarı gerekli. • Erken deneyimler sinir ağlarının döĢenmesi ve yontulmasında son derece etkili. • Dil, okuma-yazma, sağlık ve davranıĢları etkileyen sinir ağları erken oluĢur. 003 BEYĠN GELĠġĠMĠ VE SĠNAPS OLUġUMU Duyu ağları (görme, işitme) -6 -3 0 Dil 3 Yüksek Bilişsel Fonskyonlar 6 9 Ay 1 4 8 Yıl 12 16 Yaş C. Nelson, in From Neurons to Neighborhoods, 2000. Beyin –Çevre etkileĢimi 1: Ana rahminde öğrenme • Anneler hamileliğin son 1½ ayı boyunca günde iki kez bebeğe aynı hikayeyi okurlar. • Doğum sonrasında, annenin okuduğu hikaye dinletilen bebek, teybe bağlı olan emziği daha hızlı emerek teybi açıp hikayeyi dinler, farklı hikaye dinletilen bebekler emme hızını arttırma tepkisi vermez. • Bebekler doğum öncesinden aĢina oldukları hikayeyi tercih etmiĢlerdir. DeCasper & Spence, 1986 Beyin –Çevre etkileĢimi 2: Ana rahminde öğrenme • Salk (1973): yeni doğmuĢ 3 grup bebek farklı kalp atıĢı sesine maruz bırakıldı: – dakikada 80 atıĢ (rahimde duyulan kalp atıĢ oranı), – dakikada 120 atıĢ, – ses yok (kontrol grup) • Dakikada: – 120 atıĢ duyan bebekler: stress, ağlama, deneye son verildi. – 80 atıĢ duyan bebekler: deneyin yapıldığı dört günlük sürede kontrol gruptan daha fazla kilo kazandı ve daha az ağladılar. • Sonuç: – Sonuç: Bebeklerin ana rahmindeki ses düzeyini tanımaları, bu ortamda öğreniĢ olduklarını gösteriyor. Beyin –Çevre etkileĢimi 3: Görmeye iliĢkin sinir-ağlarının oluĢumu • Hubel & Wiesel: – doğuĢtan kataraktlı bebeklerde oksipital korteksdeki nöronlar, gözden sinyal gelmediği için hatalı farklılaĢma gösteriyor, – daha sonra katarakt alındığında çocuğun normal görmeye kavuĢamıyor. • Ġleri yaĢta katarakt olması halinde ameliyat sonrası normal görmeye kavuĢulur. • Erken yaĢtaki deneyimler, nöron iĢlevini yaĢam boyu kalacak Ģekilde belirler. Sesleri Ayırt Etme ve Kültür Bebekler kendi ana dillerinde bulunmayan sesleri ayırt edebilirler fakat bu yetenek hayatlarının birinci yılında ortadan kaybolur. Beyin –Çevre etkileĢimi 4: ZenginleĢtirilmiĢ Ortam • Rosenzweig, 1984, fareler 3 farklı ortamda yetiĢtiriliyor: – 1- ZenginleĢtirilmiĢ sosyal ortam: Çok sayıda fare, oyuncak dolu kafeste – 2- ZenginleĢtirilmiĢ ortam: oyuncaklı kafes ancak yalnız, diğer kafeslerdeki fareleri izleyebiliyor – 3- BoĢ kafes, yalnız fare • Grup-2 farelerinin öğrenme oranları Grup-3‟teki boĢ kafeste yalnız tutulan hayvanlardan farklılık göstermedi. • Labirentte yemek bulma iĢleminde öğrenme oranları artıyor, • Deney sonrası yapılan otopsilerde görülen artıĢlar: – – – – Duyulardan gelen bilgiyi entegre eden korteksin ağırlığı Öğrenmeyi arttıran beyin enziminin miktarı Sinir hücre boyutları ve sinir sistemi destek dokusu Sinaptik bağlantılar Altı memeli tür Fare Kır Faresi Neden farklı? ġempanze Ġnsan Ağaç Faresi Görsel ĠĢitsel Somatik Duyumsal Koku Bağlantısız Korteks Çerçeve Gesell & Freud Katkıda Bulunan Etkenler Biyolojik Olgunlaşma İç Değişken Etkenler Çevresel Öğrenme Watson & Skinner Dış Değişken Etkenler Piaget Karşılıklı etkileşim içinde Activeyapılandırma shaping Vygotsky Kültürel Bağlam Kültür ara değişkendir B= Biolojik etkenler E=Çevresel etkenler UE=Çevrenin evrensel özellikleri C= Kültür (Çevrenin tarihsel süreçte özgülleşmiş özellikleri) Kuramın Rolü GELĠġĠM MEKANĠZMALARINI AÇIKLAYAN KURAMLAR (1) • Biyolojik Olgunlaşma Perspektifi – Fiziksel yapı ve fizyolojik süreçlerinin olgunlaĢması – Genetik belirlenme ve genetik programa göre olgunlaĢma • Çevresel-Öğrenme Perspektifi – Deneyimler sonucu davranıĢta oldukça kalıcı bir değiĢiklik olması – AlıĢma, Taklit – Klasik Ģartlanma: önceden var olan davranıĢların yeni uyaranlar tarafından kontrol edilmesi – Edimsel Ģartlanma: davranıĢın sonuçlarının davranıĢı Ģekillendirmesi, yeni davranıĢların edinilmesi GELĠġĠM MEKANĠZMALARINI AÇIKLAYAN KURAMLAR (2) • Yapılandırıcı Perspektif : çocuk bilgisini aktif olarak oluĢturur – kalıtım ve çevre eĢit katkıda bulunur (biyolojik agırlıklı) – Özümseme (Assimilation): çevreden geleni kendine uydurmak, yeni deneyimleri var olan bilgilerle birleĢtirmek – Uyma (Accomodation): Çevreye - yeniye uyma, varolan davranıĢ/ bilgilerin yeni deneyimler ıĢığında yeniden düzenlenmesi – Dengeleme: iki süreç arasında uyum ve yeni geliĢimsel evrelere ilerleme • Kültürel-Bağlam Perspektifi: çocuk bilgisini aktif olarak oluĢturur – kalıtım ve çevre eĢit katkıda bulunur (çevre ağırlıklı) – YetiĢkinler aktif bir biçimde geliĢime katkıda bulunur – GeliĢim, kültürel yapı içinde gerçekleĢir III. BĠLĠġSEL GELĠġĠM • BiliĢsel GeliĢim – Mantıksal düĢünce ve Piaget‟nin Kuramı • GeliĢim evreleri • Yeni bulgular: yetilerin öncülerinin daha erken yaĢta saptanması – Yeni-Piaget‟ci kuramlar • Bilgi ĠĢleme süreçlerinin önemi • Biyolojik faktörlerin önemi – Kuram OluĢturma-Sınama kuramı » Zihin Kuramının geliĢimi: perspektif alabilme, duyguların karĢılaĢması, zihinlerin karĢılaĢması, duygu ve düĢünceleri okuyabilme • Sosyo-Kültürel çevrenin önemi – Vygotsky, Bio-Sosyal- DavranıĢsal DönüĢüm Noktaları • Biyolojik, sosyal ve davranıĢsal alanlardaki geliĢimin kesiĢerek çocuğun psikolojik açıdan farklı bir düzeye geçmesine sağlayan dönüĢüm noktaları… Önemli dönüĢümler ve izleyen dönemler Dönüşüm noktası İzleyen Gelişim dönemi Gebe kalma Ana-babadan kalıtım Doğum öncesi – temel organların oluşumu Doğum Erken bebeklik - çevreye uyum sağlama 2 ½ ay- beyin gelişimi, sosyal gülücük Orta dönem bebeklik –hafıza ve duyusalmotor gelişim 7-9 ay – yeni ve yabancıdan çekinme, bağlanma Geç bebeklik dönemi –sembolik düşünce, benlik kavramı 24-30 ay- dil gelişimi Erken çocukluk- farklı düzeylerde bilişsel beceri, cinsel kimlik 5-7 yaş – sorumluluk alma, öğretime girme Orta dönem çocukluk –yaşdaşlarla etkinlik, kurallı oyun, sistematik öğretim 11-12 yaş – cinsel olgunlaşma Ergenlik – cinselliğe yönelik etkinlik, kimlik gelişimi, soyut mantıksal düşünce 19-21 yaş – kendi sorumluluğunu alma ve yeni nesil yaratmaya yönelme Yetişkinlik – 19 yaş üstü Erken dönem duyusal yetiler Duyu Yeti Duyma DoğuĢtan dilde yer alan sesleri ayırt etme yetisi Görme DoğuĢta net görme - 70cm 6. ayda yetiĢkinin 100m net gördüğünü 7m.de görme 2. ayda renkleri ayrıĢtırma Ġnsan yüzüne benzer uyaranı tercih KarmaĢık uyaranları basit olana tercih etme Koklama Tatma Dokunma Sıcaklık Pozisyon DoğuĢtan kokuları iyi ayırt edebilme DoğuĢtan tatları iyi ayırt edebilme DoğuĢtan farklı noktalarda dokunulmaya tepki DoğuĢtan sıcaklık değiĢimlerine hassasiyet DoğuĢtan pozisyon değiĢikliklerine karĢı hassasiyet Erken dönem motor yetiler: Refleksler ve Taklit • DoğuĢtaki davranıĢsal tepkiler refleksler – DavranıĢ Ģemalarına temel. • DoğuĢta bebekte taklit yetisi de var – Model ağzını açıyor, bebek de açıyor, dilini çıkartıyor, bebek de çıkartıyor. – ĠletiĢim becerisine temel. – KarĢıdaki ile özdeĢleĢme ve zihin teorisi için temel • Son araĢtırmalar beyinde, taklit yetisine temel oluĢturacak özel hücrelerin bulunduğunu gösteriyor: – Duyular yoluyla bilgiyi aldığında ve de kendisi tepki olarak davranıĢı tekrarladığında aynı hücre aktive oluyor. Piaget‟in BiliĢsel GeliĢim Evreleri yaş Dönem tanım doğum – 2 yaş Duyusalmotor Duyusal algılar ve basit motor davranışların koordinasyonu. Dış dünya ile etkileşerek kendini ayrıştırma, nesnel bir dış dünya kurma. 2 – 6 yaş İşlemöncesi Zihinsel imajlar, sözcükler ve jestler gibi sembolleri kullanma. Genellikle kendi bakış açısını diğerlerininkinden ayırt edememe, yüzeysel görüntülere kolayca aldanma, nedensel ilişkileri karıştırma eğilimi. 6 – 12 yaş Somut İşlemler Nesneleri ve eylemleri birleştirme, ayırma, düzenleme ve dönüştürmeyi mümkün kılan zihinsel işlemleri yapabilme. Ancak bu işlemler gündelik hayatın parçası olan somut nesneler ve eylemler hakkında yapılmakta. 12 – 19 yaş Bir problemdeki tüm mantıksal iliĢkiler hakkında sistematik düĢünebilme. Soyut fikirlere ve düşünmenin kendisine Soyut İşlemler büyük bir ilgi. PĠAGET: Duyusal-Motor Dönem (0-2 yaĢ) • Duyular ve hareketler arasında koordinasyon, • Reflexlerin dönüĢmesi, hareket Ģemalarının oluĢması, nesnelerle rastlantısal etkileĢim, • 7-8. aydan itibaren hareketlerin bir amaca yönelik olması, amaç- araç iliĢkileri • 10-12. aydan itibaren deneme – sınama yaparak nesneleri tanıma, sınıflandırma, sıralama, problem çözme • 16-18. aydan itibaren zihinsel temsil yetisi: – Sembolik oyun, dil kullanımı, ertelenmiĢ taklit, nesnenin korunumu, zihinde problem çözme PĠAGET: Duyusal-Motor Dönem (0-2 yaĢ) • Nesne, mekan, zaman kavramları ve nedensonuç iliĢkilerini davranıĢ düzeyinde oluĢturur. – Nesne: kendisi görmese de nesneler varlığını sürdürür. – Mekan: nesneler kendi hareketlerinden bağımsız olarak mekanda yer tutar, aynı noktaya değiĢik yollardan ulaĢılabilir. – Zaman: hareketlerin bir sırası vardır (nesneyi kendine çekmek için önce tutmak gerekir). – Neden-sonuç: nesneyi kendine çekmek için tutmak gerekir; nesneyi düĢürmek için itmek gerekir. • 24.aydan itibaren çevreyle davranıĢ yerine düĢünce düzeyinde etkileĢim baĢlar. YENĠ BULGULAR Piaget sonrası araĢtırmalar bu kavrayıĢlar için daha erken yaĢta kanıt gösteriyorlar. Duyular arası algı • 4-aylık bir grup bebek sert bir çubukla birleĢik birlikte hareket eden iki halkayı, diğer bir grup bebek kurdele ile birleĢik ve bağımsız hareket edebilen iki halkayı örtünün altında elleriyle inceler; nesneyi görmez. • Bebek ilgisini kaybettikten sonra her iki tür halka da kendilerine gösterilir. • Bebekler daha önce elleri ile keĢfetmiĢ oldukları halka tipinden farklı olan tipe daha uzun süre baktılar. • Duyular arası algının (görme ve dokunma) baĢtan itibaren olduğu görülüyor. Streri & Spelke, 1988 Fiziksel Kurallara duyarlılık 4 ½ ay- nesne altında destek olmadan havada asılı kalırsa ĢaĢırıyor; düĢmesini bekliyor Needham & Baillargeon, 1993 Olması mümkün olay Olması imkansız olay Bebekte sınıflandırma becerisi • 3 aylık – Üst üste 7 kedi resmi izledikten sonra bir köpek resmi gösterildiğinde, yeni bir kediye baktığı süreden daha uzun süre bakıyor. • Kedi kategorisini öğrenip köpeği ayırd edebiliyor. Eimas & Quinn, 1994 Behl-Chadha et al., 1995 1. Deneme 2. Deneme 3. Deneme 4. Deneme Bellek geliĢiminin göstergeleri: ErtelenmiĢ Taklit • Önce tanıma belleği, sonra hatırlama belleği geliĢir (Bauer et al., 2003; Mandler, 1998) • 9- aylık bebek canlı veya televizyonda gördüğü bir modelin hareketlerini 24 saat sonra taklit edebilir (Meltzoff, 1988) hatırlama belleği • 12 aylık bebek nesne değiĢmiĢ olsa bile eylemi taklit eder Bellek geliĢiminin göstergeleri: Ġhtiyat- çekinme (6-9 ay) • Bellek ve sınıflandırmada değiĢiklikler “sıra dıĢı olana tepki” vermesine yol açar. • Yeni bir nesne veya yabancı bir kiĢiyi bildiği / tanıdığı ile eĢleĢtirmeye çalıĢır, olmazsa endiĢe duyar,ihtiyat sergiler. DönüĢüm ve Yeni Sosyal ĠliĢkiler • Ulaşılmak üzere olan gelişim dönemi (Vygotsky) – YetiĢkin desteği aldığında tek baĢına ortaya koyduğu beceri düzeyinin biraz üstünde beceri göstererek yeni davranıĢlar öğrenme. • Bağlanma – Anneye yakın olma isteği, ayrıldığında endiĢe, yeniden birleĢtiğinde mutluluk duyar. • Zihinlerarası paylaşım – Birincil (3. ay): çocuk ile anne arasında karĢılıklı ses ve jestlerle iletiĢim (sosyal gülümseme) – İkincil (9.ay): çocuk ile anne arasında üçüncü bir Ģey hakkında iletiĢime (anne nesneye iĢaret ettiğinde bakar) • Sosyal atıfta bulunma – Yeni bir durumda nasıl davranacağını kestirmek için annenin yüzüne bakar. • Dil gelişimi – Tanıdığı nesnelerin isimlerini anlar (6 ay) – Ünlü/ünsüz tekrarlarının yer aldığı ses çıkarmalar (7 ay) – Gerçek cümlelerin vurgu ve tonlamasını üretir (12 ay) YENĠ DÜġÜNME BĠÇĠMLERĠ (12-24 ay) Zihinsel temsil yetisi: Sembolik düĢünme Problem çözme Sembolik Oyun GeciktirilmiĢ taklit Sınıflandırma Sembolik düĢünme • “ġimdi - burada” olmayan nesneleri hayal edebilir. • Saklı nesneleri sistematik bir Ģekilde arar. • Deneme sınama yapmadan problemi zihinde çözebilir. • Nesneleri niteliklerine göre – sınıflandırmaya – sıralamaya baĢlar. Sembolik Oyun • Bir nesneyi baĢka bir nesnenin yerine koyup oynar (muz‟u telefon gibi kullanır). • “MIġ gibi” davranmaya baĢlar. • Oyun, gerçek nesnelerle yapabileceğinden daha geliĢmiĢ davranıĢlara izin veren bir ortam (“fincana süt koyar”). • Büyüklerle oynandığında daha uzun ve daha geliĢmiĢ oyun çıkartır. • Dolayısyla, oyun olanağı tanımak önemli. ErtelenmiĢ Taklit • 2. yılın sonuna doğru, yetiĢkinin yapmak ister göründüğü ancak tamamlayamadığı bir hareketi amaca ulaĢacak Ģekilde taklit eder; ancak aynı hareket bir makine tarafından modellendiginde yalnız makinanın yaptığı Ģekilde taklit eder. • BaĢkalarına niyet atfetme ve onların zihinsel durumlarını temsil etme yetisine iĢaret eder. Sınıflandırma • Ġki farklı tür nesneyi (oyuncak bebekler ve gemiler) ayırması istendiğinde: • 18 aylık: Önünde küçük bir çalıĢma alanı yaratır ve içine aynı türden iki yada üç nesne koyarlar • 24 aylık: Nesneleri, önce bir sınıftan olanı sonra diğerini koymak üzere, iki ayrı gruba koyar, • 30 aylık: Nesneleri bir ona bir diğerine olmak üzere iki ana sınıfa ayırır ve kendi içlerinde alt sınıflar oluĢturabilir. Özetle –Bebek dünyaya pek çok yetinin baĢlangıcı ile geliyor. –Öğrenmeye son derece hazır. dolayısıyla •Çevrenin erken yaĢta verecekleri çok önemli. Bebekliğin Önemi • “Çocuğun eğitimine o iki yaĢına geldiğinde eğilmek bile çok geç olacaktır.” (Burton White) • “GeliĢmedeki en temel süreçlerden birisi kapıların kapatılması…. Olası kaderlerin giderek kısıtlanmasıdır.” (Joseph Needham) • ElveriĢsiz çevresel Ģartlar hem duygusal hem biliĢsel geliĢimi uzun süreli etkiler. – Duygusal: Bebeklikte güvenli bağlanma yapmıĢ olan çocuklar ileride daha sosyal, daha özgüvenli, daha az bağımlı, duygularını daha iyi ifade edebilen kiĢiler oluyor. – BiliĢsel: Bebekliteki ve 11 yaĢındaki bellek testi puanları arasında anlamlı orta düzey korelasyon var. ERKEN ÇOCUKLUK (2-6 yaĢ) ve ORTA ÇOCUKLUK (7-12 yaĢ) PĠAGET: Erken ve Orta Çocukluk Dönemleri Erken çocukluk (2-6): Zihinsel ĠĢlemler-Öncesi dönem Ben merkezcilik Tek Yönlü Mantıksal düĢünce Problemin birden fazla yönünü zihinde tutamamak • Maddenin korunumu problemi (tersine çevrilebilirlik) • Sınıflandırma problemi (alt-üst sınıf koordinasyonu) Orta dönem çocukluk (6-12): Somut-Zihinsel-ĠĢlemler Dönemi Sembollerle düĢünebilme, Ġki Yönlü (tersine-çevrilebilir) Mantıksal düĢünce Bilgiyi mantıklı bir Ģekilde birleĢtirme, ayırma, ve dönüĢtürmeyi sağlayan, içselleĢtirilmiĢ zihinsel iĢlemler kullanabilme Zihinsel ĠĢlemler-Öncesi Dönemi: DüĢüncenin Sınırları Ben merkezcilik: Dünyayı salt kendi bakıĢ açısından algılama eğilimi 1. – – Mekansal ben-merkezcilik Ben-merkezli iletiĢim – BaĢkalarının düĢüncelerini anlayamama … 2. GörünüĢ ve gerçeğin karıĢtırılması 3. Nedensellik öncesi mantık yürütme 4. Mantıksal düĢüncenin tek yönlülüğü Özetle: Mantıksal ve sihirsel düĢüncenin karıĢımı, sezgi ve cehalet, yetiler ve yetersizlikler hep birlikte. Mekansal Ben-Merkezcilik • Piaget: 5-6 yaĢ öncesinde karĢısında oturan kiĢinin mekanda kendi gördüğünden farklı bir görüntü gördüğünü anlayamaz. (dağ maketi) • Yeni araĢtırmalar: 4yaĢında, daha basit bir maketle, karĢıdakinin perspektifini doğru saptayabiliyor. (çiftlik maketi) Ben-merkezli ĠletiĢim • 4-5 yaĢta: – KonuĢmacı yetersiz bilgi verir (“bunu al” “kırmızıyı al”, “onu koy”) – Dinleyici çok az soru sorar, aklına eseni yapar. • 6 – 7 yaĢta: - iletiĢimde karĢıdakinin perspektifini göz önüne alır, gereken bilgiyi verir - onun kendisini nasıl gördüğünü düĢünür, - kiĢinin bir türlü düĢünüp baĢka türlü görünebileceğini anlar. BaĢkalarının DüĢüncelerini Anlama “Zihin Teorisi” • BaĢkalarının istek, duygu ve düĢüncelerini anlamada zorluk çeker. – Ġstekler (2-yaĢ) < duygular (3-yaĢ) <düĢünceler(4-yaĢ) • BaĢkalarının da kendisinin sahip olduğu bilgiye sahip olduğunu sanır, farklı düĢünceleri olmayacağını düĢünür – Bir Ģeker kutusunun içinde taĢ olduğunu öğrendikten sonra, kutunun içindekini görmemiĢ bir arkadaĢının da taĢ olduğunu düĢüneceğini sanır • Ahlaki yargılarında niyetleri değil yalnız sonuçları hesaba katar Görüntü ve Gerçeği KarıĢtırma Nedensellik Öncesi Mantık Yürütme • Genel ilkelerden özel duruma (tümden gelim) ve özel durumdan genele (tüme varım) mantık yürütmek yerine, iki özel bir durum arasında bağlantı kurma eğilimi: – “Öğle uykusu uyumadım öğleyse öğleden sonra değil” – “Mezarlıklar ölülerin bulunduğu yerler olduğu için, bir yerde mezarlık yoksa orda ölüm de olmaz (mezarlık ölüm nedeni)” Tek Yönlü Mantıksal düĢünce • Maddenin korunumu prensibi: “nesnelerin görünümleri değiĢse de bazı özellikleri değiĢmez” • 5-6 yaĢından önce: – Birden fazla değiĢkeni birlikte düĢünemez, • Su seviyesi dar-uzun bardakta daha yüksek göründüğü için miktar daha fazla diye düĢünür, bardağın darlığını düĢünmez. – Çoklu sınıflandırma: • birden fazla değiĢkene göre sınıflandırma yapamaz (pulları ülke ve fiyatına göre) • Üst sınıfın alt sınıfı içerdiğini anlamaz – GeçiĢlilik • bir Ģeyin aynı zamanda bir Ģeyden az, diğer bir Ģeyden fazla olabileceğini düĢünmekte zorlanır (AyĢe Ali‟den uzun Can‟dan kısa) Piaget: Miktarın korunumu Piaget: Sayının korunumu 6 - 7 yaş altındaki çocuklar sayının korunumunu tam kavramaz, ―uzun sırada daha fazla var‖ der, kartlar arası boşluğun arttığına dikkat etmez. Piaget için, somut işlemler evresine geçiş için temel kriter, mantıksal zorunluluğun kavranması — yani ―öyle olmak zorunda‖— çıkarsamasının yapılabilmesidir. Mantıksal ĠĢlemler (7-8 yaĢ) – Aynılık – “BaĢta eĢittiler, hiç eklemedin hiç çıkartmadın, yine eĢitler.” – Telafi etme /karşı gelme – “Su bardakta daha yüksekte ancak bardak daha dar. ” – Tersine çevrilebilirlik – “Geri boĢaltırsan aynı olduğunu görürsün.” – Somut ĠĢlemler Mantığı çocuğa hareketlerini düĢünüp, zihninde birleĢtirmek, ayırmak, sıralamak, ve dönüĢtürmek imkanını verir. DüĢüncede bütünsellik sağlar. Kuramsal Açıklamalar • Piaget: Özümseme & Uyma süreçleri – Özümseme: yeni bilgi ve deneyimleri var olan Ģemalara göre algılayıp ekleme. – Uyma: var olan Ģemaları yeni deneyiler ıĢığında değiĢtirme. • Yeni-Piagetci Kuramlar: Piaget‟nin yeterince üstünde durmadığı – Bilgi ĠĢleme süreçleri – Sosyo-Kültürel Çevre ve karĢılıklı etkileĢim – Dilin biliĢsel süreçlerdeki önemi gibi konulara odaklanır. YENĠ-PĠAGET‟ci KURAMLAR • Bilgi iĢlemleme Kuramı • Biyolojik GeliĢim Kuramları GeliĢim farklı biliĢsel alanlarda farklı hızla seyreder. – Zihinsel Modüller Kuramı – Ġskelet Prensipler Kuramı • Kültürel-Ortam YaklaĢımı Bilgi-ĠĢlemleme YaklaĢımı • Bilgisayar benzetmesi Donanım (beynin farklı bölgelerinin farklı zamanlarda geliĢmesi), Program (bilgiyi kodlama, hatırlama için yeni stratejiler öğrenilmesi) Bilgi ĠĢleme YaklaĢımı • Biyolojik olgunlaĢma ve deneyimlerin artması sonucu zihinsel süreçler hız kazanır, yeni stratejiler geliĢir. – Etkin Dikkat stratejileri kullanma, – Problemi gözden geçirip uygun Plan yapma, – Problemin zorluğu, çözümün uygunluğunu değerlendirmesine imkan veren Üstbilişsel Farkındalık, ve – Bellek ile ilgili süreçler geliĢir ve biliĢsel iĢlemlerin dönüĢümünde rol oynar. Bellek geliĢimi 1. Bellek kapasitesinde ve hızında artıĢ: – 5-yaĢında 4, 10-yaĢında 6, yetiĢkin 7 madde hatırlar – bilgiyi hatırlamada 11-yaĢ, 5-yaĢtan 6 kat daha hızlı. 2. Bilgi ve deneyim birikimi – daha kolay hatırlar çünkü yeni bilgiyi var olanla iliĢkilendirir. – daha güçlü mantık yürütür • Satranç tahtasında taĢların konumunu hatırlama 3. Bellek stratejileri – Tekrarlama – hatırlanacak materyali kendi kendine tekrarlama – Bellekte Düzenleme – materyali kümeleme (giysiler, meyvalar) – ĠliĢkilendirme – materyali kendi içinde iliĢkilendirme 4. Üstbellek – kendi bellek süreçleri hakkında farkındalık – 8-yaĢtakiler kapasitelerini 5-yaĢtakilerden daha iyi değerlendirir – Ne kadar zamanda ne kadar materyali öğrenebileceği Biyolojik YaklaĢımlar IZihinsel Modüller Kuramı • BiliĢsel süreçler, genetik olarak baĢtan belirlenmiĢ biyolojik alt-sistemlerdir (modüller). • Öğrenme veya eğitime gerek olmaksızın geliĢirler. • BiliĢsel geliĢim biyolojik olgunlaĢma ile açıklanır. • Her modül: – belli bir bilgi alanına özgü evrimleĢmiĢtir, • Dil yetisi, Yüzleri tanıma yetisi, duygu ve düĢünceleri anlama yetisi, neden-sonuç iliĢkisinin algısı, (otistikler) – o alana özgü psikolojik prensiplerle iĢler ve deneyimleri belli bir Ģekilde düzenler • ĠĢleyiĢ prensipleri sabit sinirsel bir yapıya bağlıdır, otomatik olarak iĢler, ancak çevre tarafından harekete geçirilmelidir (deneyim bekleyen-). • Modüller merkezi iĢlemleyici vasıtasıyla etkileĢirler. Biyolojik YaklaĢımlar IITemel (Ġskelet) Prensipler Kuramı • Farklı bilgi alanlarına özgü, doğuĢtan belirlenmiĢ yönlendirici prensipler. – Fizik, biyoloji, sosyal, psikoloji gibi bilgi alanları. • BiliĢsel bir süreci baĢlatıp, doğru ipuçlarına dikkati sağlar, – Yani çocuk dünyaya yanlı yaklaĢır. • Ancak geliĢim için deneyim gereklidir. – Alanın içeriği ve deneyimler geliĢim hızını belirler. • Çocuğun dünyanın nasıl iĢlediğine iliĢkin kuramları vardır, hipotez kurma –sınamayla, aktif Ģekilde bilgiye ulaĢır. – Mantıklı tahminler, nedensel açıklamalar getirir, kuramı değiĢtirir. • Çevre (ebeveyn, arkadaĢ ve öğretmenler) kuram sınama sürecinde önemli rol oynar Öncelikli alan :Psikoloji Zihin Kuramı‟nın GeliĢimi yaş İlk yılın sonu Kanıt Başkalarının amaç ve niyetleri olduğunu ve davranışlarının bu amaç ve niyetleri tarafından belirlendiğini sezgisel bir düzeyde anlar. 18–24 aylık Sembolik (‗MIŞ gibi‘) oyunlar oynar; karşıdakinin istek, duygu ve düşüncelerini anlamak için gerekli zihinsel temsil yetisinin başlangıcı. Taklit ettiği kişinin davranışlarını içselleştirmesi nedeniyle bakış açısını da anlar. 3 yaş Fiziksel durum, zihinsel durum, algı ve isteği ayırt eder. Duyguları anlar. 4–5 yaş Dış dünya, zihinsel temsiller ve davranış arasındaki nedensel bağlantıları anlar. Başkasının kendisinden farklı düşünebileceğini anlar. Kültürel-Ortam YaklaĢımı • GeliĢim, toplumun temel kültürel kaynakları sağladığı ortamlar içinde sürdürülür: – KonuĢulan dil, eğitim türleri, yapılan iĢler gibi deneyim türleri • Çocuk bu ortamların zihinsel temsillerini – Ģemalarını- oluĢturur – Nesneler ve aralarındaki iliĢkileri temsil eden düzenli bilgiler – Olayları temsil eden (banyo yapmak, restorana gitmek) düzenli bilgiler • Olaya kimler katılmaktadır, hangi sosyal roller vardır • hangi nesneler kullanılır, hangi eylemlerden oluĢur • Bu Ģemalar kiĢilerarası davranıĢları koordine etmeye yarayan ve benzer birçok olayı kapsamına alan soyut kavramlardır. Açıklama: Kültürel-Ortam yaklaĢımı • Dilin özel rolü: – KiĢilerarası iletiĢim ve anlaĢmada oluĢan boĢlukları kapatır, – OrtaklaĢa yapılan faaliyetlerin koordinasyonunu mümkün kılar, – Sözcükler kültürde var olan önemli anlamlar için hazır kalıplar sağlar, • Bir anlam alanıyla ilgili sözcük sayısındaki farklar o alandaki kültürlerarası farka iĢaret eder (Ġngilizcede duygu sözcükleri 5000 kadar) • Bir dilde zihinsel süreçlere ait sözcüklerin çok olması zihin teorisi geliĢimini etkileyebilir, bu süreçler hakkında ne kadar sık konuĢulduğunu etkileyebilir. Açıklama: Kültürel-Ortam YaklaĢımı • Kültürel pratikler farklı alanlarda farklı düzeylerde geliĢimi etkiler: – Hangi etkinliklerin ne sıklıkta yapıldığını düzenleyerek – ÇeĢitli etkinlikleri belili kalıplara sokarak – Çocuğun etkinlik içindeki rolünü düzenleyerek • YönlendirilmiĢ katılım var olan geliĢim düzeyinin daha çok bilenlerin desteği ile ulaĢılabilecek bir üst düzeyi (Vygotsky) – Örnek: Sosyo-dramatik oyunu (iki veya daha fazla katılımcının MIġ gibi yaparak çeĢitli sosyal roller oynadığı oyun) Ortak yol • DavranıĢın genel ve alana özgü yönleri ele ele gider. • GeliĢimi etkileyen faktörler çok sayıdadır. • DeğiĢimin temel nedeni beynin olgunlaĢmasıdır – çalıĢma belleğinin kapasitesini artırır, bu da bilgi iĢlemenin hızını ve stratejilerini arttırır; • Deneyimler de aynı ölçüde önemlidir. – farklı kültürler farklı deneyimler sağlar – yapılacak iĢin türü, yapılacak iĢe aĢinalık, çevresel desteğin varlığı önem taĢır. IV. DĠL GELĠġĠMĠ Genel prensipler Dil ediniminde çevresel etkenlerin rolü Dil ve anlatı becerilerinin okuma yazma ve okul becerileri ile iliĢkisi BĠR BĠLGĠ ALANI OLARAK DĠL NE ĠÇERĠR? – Dile ait bilgi soyut ve kategoriktir. • İsim, eylem; özne, nesne, yüklem – Dile ait bilgi çok katmanlıdır • Sesbilgisi, • Anlambilgisi, • Dilbilgisi, • Edimbilgisi ÇOCUK DĠL EDĠNĠMĠ‟ne Ne GĠRDĠ GETĠRĠR? – Dile özgü yetiler, – Genel biliĢsel yetiler, • dikkat, iĢitsel algı, görsel algı, iĢlevsel bellek, uzun süreli bellek, • soyutlama, genelleme, – Sosyal beceriler • sosyal etkileĢim, • ilgiyi paylaĢma, • ötekinin niyetini anlama • BiliĢsel geliĢim ve dil geliĢimi birbiriyle çok yakın iliĢkilidir. • Çocuk biyolojik olarak dil edinmeye hazır, ancak sosyal ortamda dili kullanarak etkileĢime girmesi gerek. GELĠġĠM HIZI VE EDĠNĠM SIRASI • Dil, erken yaĢta, eğitime gerek olmaksızın, kısa sürede edinilir. • Dil edinimi evreleri bir sıra izler: – BiliĢsel yetiler ve bilgi iĢleme süreçleri ile belirlenmiĢ evrensel bir sıra, – Edinilen dilin yapısal nitelikleri ile belirlenen dile özgü bir sıra, • Edinim sırası değiĢmez, ancak geliĢim hızı bireyler arası farklılık gösterir. • Sosyal etkileĢim ve deneyimlerin niteliği geliĢimin hızını ve dilin zenginliğini belirler. ÖRNEK ANALĠZĠ YOLUYLA ÖĞRENME • Çocuk dilin kurallarını duyduğu örneklerden çıkarsamalar yaparak öğrenir. • Yetişkinlerin çocuğa yönelttiği dil,edinimi destekler: – sözcüklerin aldığı vurgu, – sözcükler arasında belirgin sessiz aralar, – tümcelerin az farklı yapılarla tekrarı, – dil yapılarının sıklıkla, anlamı ve iĢlevi anlaĢılacak Ģekilde sunulması – anlama açıklık getirmek için sorulan sorular, – (Campbell & Mc Neill, 1985; Johnston, 1988; Küntay & Slobin,1999; Ketrez, 2003) 2-yaĢında Çocuğa Yöneltilen Dil Örneği • Küntay & Slobin (1999) – – – – – – Git dökelim artık bu suyu. Git. Nereye dök? Banyoya götür. Banyoya götür dök. Kalk banyoya götür dök suyu. – – – – ġu gardrobun kapısında asılı olan kediyi bi getir bakiyim. Gardrobun kapısında asılı kediyi bi getir bakiyim, Ģu kediyi. Getir kediyi. Getir kediyi Ç: Alcam – Al kediyi getir. – Al çıkar ordan çıkar. Ġlgiyi PaylaĢma ve öğrenme • KiĢilerarası iliĢkinin erken bir göstergesi, bir deneyimi – ilgiyi bir baĢkası ile paylaĢma isteğidir. • Çocuk bir yaĢından biraz önce ortak ilgi oluĢturup sürdürmeyi baĢarır (Bates, Benigni, Bretherton, Camaioni & Volterra, 1979). • Bu beceri, çocuğun baĢkasının bakıĢ açısını anlamasının da temelidir. • En etkin öğrenme çocuğun nesne ve olaylara – yetiĢkinle birlikte odaklanıp ilgilendiği anlarda, – annenin “çocuğa odaklı dil” kullanması, (Baldwin, 1995; Tomasello, Strosberg & Akhtar, 1997). Çevresel Etkenlerin Rolü -Sözcük dağarcığı geliĢimi -Dilbilgisi geliĢimi -Anlatı becerisi SÖZCÜK DAĞARCIĞI GELĠġĠMĠ: “deneyimler fark yaratır” • Orta sınıf, çalıĢan sınıf ve devletten yardım alan ailelerdeki dil kullanımının çocukların sözcük dağarcığı geliĢimine etkileri (Hart & Risley, 1995): – 9-ay – 3-yaĢ arasında ebeveyn ve çocuklardan veriler, – 3- ve 6-yaĢlarda dil yetisi ölçümleri (sözcük dağarcığı, dilbilgisi). • Bulgular: – çocuğa yöneltilen konuĢmanın niceliğinde farklar var: • • • • • saatte yöneltilen sözce sayısı, sıfat ve belirteç sayısı, verilen yanıt sayısı, olumlu veya olumsuz geri bildirim sayısı, haftada kullanılan sözcük sayısı – çocuğun 3-yaĢındaki dil kullanımı anne-babanınkini yansıtıyor: • çocuğun kullandığı sözcüklerinin %90‟ını, • saatte kullanılan ortalama sözce ve sözcük sayısı • konuĢma stili aynı 1-3 yaĢ arası anne-babanın kullandığı dilin nitelikleri ile çocuğun 3- ve 6-yaĢındaki dil ölçümleri arasındaki korelasyon katsayıları 3-yaĢında çocuğun 6-yaĢında çocuğun 1-3 yaĢ arası anne-babanın Dağarcığında Dağarcığında Genel dil kullanım ki sözcük ki sözcük becerisi (TOLD) sayısı çeĢitliliği Dilindeki çeĢitlilik .64 .73 .59 Dil kullanım tarzı .73 (emir veya soru tümcesi ) .67 .71 –Çocuğun dilindeki çeĢitlilik duyduğu dildeki çeĢitlilikle doğrudan iliĢkili. –Sözcük dağarcığının çeĢitliliği yaĢanan deneyimlerin çeĢitliliğinden kaynaklanıyor. Sürdürülebilirlik önemli (Hart & Risley, 1995). SÖZCÜK DAĞARCIĞI GELĠġĠMĠ: “deneyimler fark yaratır” • Orta ve çalıĢan sınıf ailelerin okur-yazarlık alıĢkanlıkları ile 5-6 yaĢ çocuklarının dil becerileri arasındaki iliĢki : (Aksu-Koç, Örüng & Cesur (1993/ 1999), KuĢcul (1993). (AÇEP ilk uygulaması araĢtırması). • Anne-baba okur yazarlık davranıĢları ile çocuğun – sözcük anlama, – sözcük tanımlama, – hikaye anlama becerileri arasında anlamlı korelasyon, • Çocuğun sözcük bilgisinin en iyi belirleyen değiĢken – Çocuğa kaç yaĢından beri kitap okunduğu • Dil açısından uyarıcı ortamlar daha geliĢmiĢ dil becerisi düzeyi sağlıyor, • Destekleyici ortamın sürekliliği önem taĢıyor. Anne-baba okur-yazarlık faaliyetleri ve çocuk dil becerileri ortalama puanlarının ev ortamına göre dağılımı Orta-sınıf Çalışan sınıf Anne / babanın eğitim yılı 12.0 / 13.6 4.7 / 6.9 Anne-baba okur yazarlık endeksi (eğitim düzeyi, kitap gazete okuma sıklığı, vb.) 10.1 7.6 Anne-çocuk kitap okuma endeksi (okuma sıklığı, kitap sayısı, okuma süresi) 8.1 6.1 Çocuk sözcük bilgisi (PPVT) 67.92 57.31 Çocuk sözcük tanımı (WISC-R) 13.14 7.95 7.06 4.72 Çocuk hikaye anlama • Orta sınıf aileler dil geliĢimi için daha uyarıcı, ve soyut dil kullanımını destekleyen ortamlar. AÇEP Uygulama sonrası etkileri: Çevresel şsrtlara göre Sontest I- Öntest farkları Figure1. Difference Scores for Postest I - Pretest Variables As a Function of Environment Difference Scores 8 4 MC WCC 0 Listening Comprehension WCT WISCR Phonemic Awareness Classification Discrimination WCT WCC MC Birinci Takip AraĢtırması: 1. Sınıf Okuma Yazma Becerilerine Etkisi WCT WCC MC Performance 2 1,5 1 0,5 0 Spelling Comprehension Decoding Real Words Decoding Pseudo Words KARMAġIK DĠLBĠLGĠSEL YAPILARIN EDĠNĠMĠ “bir müdahale programı” • 5-6 yaĢ çocukları için 10 haftalık okula hazırlık programı - Dil Modülü (Aksu-Koç, Taylan, Bekman, ġenocak & Uzuner (2003) : • Programın baĢlangıç düzeyini saptamak için hedef kitlenin dilbilgisi düzeyi araĢtırıldı (Aksu-Koç, Taylan, Bekman, 2003) (UYUM) • Programın hedefleyeceği dil düzeyini saptamak için aynı yaĢ grubu orta sınıf çocuklardan veri toplandı.(ĠġLEVSELLĠK) • Dilbilgisel yapıların öğretileceği sıra – hedef kitle ve orta sınıf verilerinde görülen karmaĢıklık derecesine, ve – diğer araĢtırmalarda görülen edinim sırasına göre belirlendi. (EDĠNĠM SIRASI) Programın uygulama ve değerlendirmesi: “deneyimler fark yaratır” • Hedef yapılar için özel alıĢtırma, oyun, resimli hikayeler hazırlandı. Aynı yapı, farklı etkinlikle iki-üç kez iĢlendi. (ODAKLANMA) – Ġkidilli öğretmenler çocuğun söylediğini tekrarlamak, açmak, farklı söylemek, hedef yapıyı çocuğa kullandırmak üzere yönlendirildi • Program değiĢmeyen günlük akıĢı, – olayların öngörülebilir olmasını sağladı, – dil yapılarının görsel bağlam içinde çözümlenmesini kolaylaĢtırdı. (ĠġLEVSELLĠK) • Programa katılan ve katılmayan çocuklar arasında 10 hafta sonunda anlamlı fark bulundu (Bekman, Aksu-Koç & Taylan, 2004). Son değerlendirmede, tümcelerin dilbilgisel olmayan Ģekide tekrarlanmasına göre en zordan en kARMAġIĞA doğru sıralanması Sıra 1 Tümce 8. Yemek yedikten sonra diĢimizi fırçalamalıyız. Deney Kontrol 28.3 53.8 2 12. AyĢe yüzme bilmediği için denize giremedi. 12.0 32.3 3 10. Boyaları arkadaĢıma verdiğimi unutmuşum. 15.2 21.5 4 14. Annemin pişirdiği börek çok sevilir. 28.3 48.4 5 13. Annemin bana dondurma almasını isterim. 25.0 46.3 6 9. Okulun bahçesinde ip atlayan kızlar var. 20.7 34.4 7 4. Ağaca çıkan kedi inmeye çalıĢıyor. 16.3 34.4 8 7. Annemle teyzem konuĢurken biz oyun oynadık. 13.1 35.5 9 6. Makarnayı ıspanaktan daha çok severim. 20.7 28.0 10 3. Okul baĢlamadan önce saçımı kestireceğiz. 12.0 23.8 11 16. Büyüdüğüm zaman doktor olmak istiyorum. 8.7 31.2 10.9 20.4 12 1. Babam araba alıp bizi gezdirecek. 13 15. Ben okula yürüyerek gidebilirim.. 5.4 25.8 14 5. Yeni topumu kaybedersem çok üzülürüm. 7.6 22.6 15 2. Misafir gelince teyzemlere gidemedik. 8.7 19.4 1.1 8.6 16 11. Limon ekĢidir ama acı değildir. ANLATI “tümceden uzun söylem parçası” • Bir amaca yönelik olayların, zamansal ve nedensel ilĢikilere göre planlanması ve dilde ifadesi, • Ġki tür Ģematik bilgi: – genel olay Ģemaları (Nelson, 1996): • bilinen, alıĢılmıĢ olayların zihindeki soyut temsilleri • erken çocuklukta sık yaĢanan deneyimlerle geliĢir – YetiĢkinlerle sohbet , masal dinlemek, kitaptan hikaye dinlemek, TV, hikaye anlatmak ve dramatize etmek. – anlatı Ģemaları (Stein & Glenn, 19879, 1982): • kurgusal yapı: baĢlangıç – geliĢme - sonuç • karakterlerin olaylara yön veren amaç, duygu, ve düĢünceleri • Anlatma veya anlama anında bu Ģemalar, uzun süreli bellekten iĢlevsel belleğe getirilip, uygun içeriklle donatılarak kullanılırlar (Naremore, 1997). ANLATI: önemi • Nedensel ve zamansal iliĢkiler önemli; mantıksal bağlantı aranmaz, daha az bilgi iĢleme yükü var. • Anlatı Ģemaları, okulda öğrenilen diğer metin türlerini anlamak ve üretmek için bir köprü iĢlevi görür. • Çocuğun yeni sözcük ve dil yapıları ile karĢılaĢtığı bir ortam. • Çocuğun hem tümce ve söylem düzeyindeki dil becerilerinin desteklenmesi için, hem de okul baĢarısı için önemli. ANLATI: GeliĢim aĢamaları • Anlatıda geliĢim aĢamaları • (Aksu-Koç,1994, 1995; Berman & Slobin, 1994; Küntay 1998; Nicolopoulou, 1995): – 4;6-5;0 yaş: baĢlangıç, geliĢme ve sonuç bölümlerine göre düzenleme, – 6;0-7;0 yaş: karakterlerin olaylara yön veren niyet, duygu ve düĢüncelerinin ifade etme, – 9;0-10 yaş: dil yapılarının etkin kullanıldığı, yapısal açıdan yetiĢkin düzeyi hikayeler. YaĢa Göre Farklılık: “Kurbağa neredesin?”: GiriĢ • Karakter tanıtımında „bir‟ kullanıl(ma)masıda yaĢ farkı: • (4;2. 3j) Kurbağa var, çocuk var, köpek de var. Burada da kurbağa var. Burda da çocuk uyuyor. Kurbağa bunun içinden çıkıyor. • (2) (6;0. 5i) Kurbağa bulmuşlar, kurbağayla oyun oynuyorlar. Akşam olmuş, kurbağa dışarı çıkmış, kaçmış. • (3) (10:0. 9e) Şimdi bir küçük kurbağa bulmuş. Bunu bir kavanozun içine koymuş. Ondan sonra çocuk uyurken [ADV] kurbağa kaçıyor [MCL]. • (4) (20;0. 20b) Bu kitapta bir çocuğun, bir köpeğin ve bir kurbağanın hikayesi anlatılıyor. Çocuk odasında kavanoz içine koyduğu [REL] kurbağasıyla ilgilenmektedir [MCL]. Köpeği de yine kurbağaya bakmaktadır. Dışarıda mehtap var. Çocuk biraz sonra yatacak, elbiselerini de çıkarmış, ve çocuk yatıyor, köpeği de ayaklarında uyuyor. Bu sırada kurbağa da kavanozdan çıkıp [ADV] kaçıyor [MCL]. Çevresel ġartlara Göre Farklılık: “İki mutsuz arkadaş”: GeliĢme 1 • (8;2.ÇalıĢan Sınıf.S1) …Bir gün onlar gidiyorlarmış yola. O…{Sonra n’olmuş} o o <köpek> köpekle şey aydedeye<a> “ aşağıya in” diyolarmış. Ondan sonra…{Sonra n’olmuş?} Kurbağayla köpek koro şeklinde yine hav havlamaya başlamışlar . {Sonra n’olmuş?} ıım o yaşlı kadın onları bir gün arıyormuş <yaş> orda köpekle kurbağa <evlin> eğleniyorlarmış … Çevresel ġartlara Göre Farklılık: “İki mutsuz arkadaş”: GeliĢme 2 • (8;2. Orta Sınıf.S39) Bir gün kurbağayı teyze nehre göndermiş, “bana su getir” demiş . Nehir soğuk yüzünden donmuş. Su alabilmek için buzu delmek gerekicekmiş. Zavallı kurbağa zaten bütün gün iş yaptığı için yorulmuş. Sonra da köpekten yardım istemiş. “Bana yardım et, tek başıma açamam” demiş. Birlikte açmışlar, yorulmuşlar işte falan. Sonra aydededen yardım istemişler. “Bizi bu kadının elinden kurtar tatlı aydede, bizi götür” demişler, “hav, hav; vrak, vrak” demişler. Sonra aydede gelmiş, onları almış, onlar da sonra aya binmişler. Kadın merak etmiş, nehre gitmiş... (Küntay & Aksu-Koç, hazırlanmakta) ANLATI GELĠġĠMĠ “deneyimler fark yaratır” • ElveriĢsiz ortam çocuklarının anlatı becerileri daha zayıf (Aksu-Koç, 1995; Aksu-Koç & Palut, 2000; Aksu-Koç, 2005). • Nedenler (Johnston, 2003): – iĢlevsel belleğin kısıtlı kapasitesi – kısıtlı hikaye deneyimi, • Hikaye anlatma deneyiminin artmasıyla, genel olay Ģemaları ve anlatı Ģemaları geliĢir, otomatikleĢir ve biliĢsel enerji hikayedeki olayları ve iliĢkileri kavramaya harcanabilir. ANLATI GELĠġĠMĠ “deneyimler fark yaratır” • Okul çağında – anlatı becerisi geliĢmiĢ çocuk metni anlamakta zorlanmaz, yeni yapı ve sözcüklere öğrenmeye biliĢsel kapasite ayırabilir, – anlatı becerisi az geliĢmiĢ çocuk biliĢsel enerjisini metni anlamaya harcar, yeni sözcük ve dil yapılarını öğrenmeye ayıramaz • OkullaĢma ile orta ve çalıĢan sınıf çocuklar arasındaki farkın kapanması deneyimin olumlu etkisini gösteriyor (Aksu-Koç,Taylan & Bekman, 2003; KoçbaĢ, 2003 00-042 Ebeveyn Eğitimine bağlı Dil Puanlarının Ülkelere göre Dağılımı 360 Cuba 320 Chile 280 Argentina Brazil Colombia 240 Mexico 200 1 4 8 12 Ebeveyn Eğitimi (Yıl) 16 05-066 3. SINIF DĠL PUANLARI Argentina _ _ _ _ _ _ _ _ Brazil _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Chile _ _ _ _ _ _ _ _ _ Cuba _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ Mexico _ _ _ _ _ _ _ 100 150 200 250 300 350 400 UNESCO, 1998 ÖZETLE… • AraĢtırmalar, – Çevrenin ve sunduğu deneyimlerin önemli fark yarattığını, – Deneyimlerin sürdürülebilmesinin önemini, – Her çocuğun yavaĢ da olsa öğrenebileceğini, ve – GeliĢimi desteklemekte • uyum, odaklanma ve iĢlevsellik – prensiplerine göre yapılacak desteğin daha iyi sonuçlar verdiğini göstermektedir. Çocuklara yatırım yapmayı erteleyemeyiz. YetiĢkin olmalarını, hatta okula baĢlamaların beklemek, müdahale için çok geçtir. Heckman, J., 2001 » Ekonomi Nobel Ödülü