this publication as PDF
Transkript
this publication as PDF
eylül 2011 sayı 9 akdeniz ihracatçı birlikleri resmi yayın organı LİMANLAR ŞEHRİ İSKENDERUN MERSİN-İSKENDERİYE TİCARET KÖPRÜSÜ AKİB FİRMALARI EN BÜYÜKLER LİSTESİNE DAMGA VURDU AKDENİZ’İN DEVLERİ Küçük, renkli mucizeler... Moda trenine son vagondan binmeyin. Gülle Tekstil sizin için moday takip ediyor ve ihtiyaçlarnz önceden belirliyor; nope, flam, özel flamlar ve karşml melanj iplikleriyle işinizde küçük ve renkli mucizeler yaratyor. GÜLLE ENTEGRE TEKSTİL İŞLETMELERİ A.Ş. Dolum Tesisleri Yolu, Cihangir Mah. Ambarl - İstanbul Tel: 0212 422 12 81 (pbx) Faks: 0212 422 22 82 info@gulletekstil.com.tr arzu.ergen@gulletekstil.com.tr BAŞKAN’DAN Servetimiz güven, sırrımız çalışmak D aha birkaç yıl öncesine kadar, gelişmiş ülkelerin ekonomilerinde en ufak bir kriz söylentisi ortaya çıksa, iş dünyamızın yüreği ağzına gelir, tüm piyasaları bir telaş alırdı. 2001 krizinden büyük dersler çıkaran ülkemiz, önce bankacılık sektöründe aldığı tedbirler, ardından da yakaladığı siyasi istikrarla bugün çok farklı bir noktada bulunuyor. Bölgesinde lider bir ülke konumuna gelen, dış politikada yeni bir dönem başlatan, her şeyden öte geleceğe güvenle bakan bir Türkiye’den bahsedebiliyoruz artık. Hal bu olunca, dünyada süre giden kriz söylemi, başta borsalar olmak üzere emtia fiyatlarında yaşanan çalkantı bizi etkisi kadar sarsmıyor, korkutmuyor. Küreselleşen dünyada ülke ekonomilerinin sağlığını test etmenin en basit göstergelerinden biri olan ihracat rakamları da bize bunu söylüyor. 2011 yılının geride kalan sekiz ayı sonunda ülkemizin toplam ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24 oranında artışla 88,2 milyar dolar seviyelerine ulaştı. Bu ihracat hacmi, yılsonu için öngörülen 130 milyar dolar düzeyinin rahatlıkla aşılacağının da müjdesini veriyor aynı zamanda. Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) olarak ise, sene başından beri sürdürdüğümüz ihracat artış şampiyonluğunu bırakmaya hiç niyetli değiliz. AKİB’den yapılan ihracat, Ocak-Ağustos dönemini kapsayan yılın ilk sekiz ayı sonunda yüzde 63 gibi yüksek bir artışla yine şaşırtıcı bir rakama imza attı. Aylık yaklaşık ortalama 1 milyar dolar gibi bir ihracat miktarında istikrar yakalayan Akdeniz Bölgesi ihracatçıları, yılbaşından bu yana 8,3 milyar dolar gibi bir toplam ihracata ulaşarak, ülkemiz toplamından da yüzde 10 pay almamızı sağladılar. Şahsım ve AKİB ailesi adına tüm ihracatçılarımızı kutlar, başarılarının daim olmasını dilerim. Ali Can Yamanyılmaz Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Dergimizin bu sayısında kapak konusu yaptığımız, İstanbul Sanayi Odası’nın her yıl merakla beklenen İlk 500 ve İkinci 500 büyük sanayi kuruluşu araştırması içinde bölgemiz illerindeki firmaların performansı da benzer bir sonucu ortaya koyuyor. Tamamı aynı zamanda AKİB üyesi ihracatçı olan sanayi kuruluşlarımız, 1000 firmanın yer aldığı listenin yüzde 10’unu oluşturuyor. Araştırmanın verdiği Akdeniz Bölgesi firmalarının sıralamadaki yerinin de yükselmesi sonucu, Bölgemizin ülke ekonomisi içinde hem ihracat, hem üretim anlamında kesintisiz bir büyüme gösterdiğini bize söylüyor. Tüm bu gelişmeler ve olumlu göstergeler, hem ülke, hem bölge olarak hızımızı kesmiyor. Hedefimiz açık ve net! Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023’te 500 milyar dolar ihracat yapan ve dünyanın en büyük 10 ekonomisi içine giren bir Türkiye yaratmak. Bu yolda çaba gösteren bütün ihracat ve iş camiası ile yolu açan siyasi irade ve bürokrasimize şükranlarımızı sunuyoruz. Yorulmadan ülkemiz için çalışmaya her zaman devam edeceğiz. 2 5 4 BİRLİK’TEN 6 GÜNDEM Ülke için, ihracat için: Su ürünleri ve hayvancılık 8 16 SAH‹B‹ Akdeniz İhracatçı Birlikleri adına Ali KAVAK YAYIN KURULU Adnan Ersoy ULUBAŞ Ali Can YAMANYILMAZ Ali KAVAK M. Bülent AYMEN M. Tarık BOZBEY Mahmut ARSLAN Şerafettin AŞUT Zeki KIVANÇ 8 GÜNDEM Mersin’den İskenderiye’ye ticaret köprüsü Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İsmail ÇETİN YÖNET‹M YER‹ AKİB Limonluk Mah. 36. Cad. No:4 Yenişehir 33120 MERSİN Tel: 0324 325 37 37 Faks: 0324 325 41 42 E-POSTA: akib@akib.org.tr WEB: www.akib.org.tr 10 BÖLGE Limanlar şehri İskenderun 16 KAPAK Akdeniz’in devleri YAPIM Küçük Mucizeler YayIncIlIk ve ‹letiŞim Hizmetleri Ltd. Şti. 10 26ARAŞTIRMA İhracat için üretimde yapısal dönüşüm şart 28HAZIR GİYİM Hazır giyim halen en hızlı büyümeye aday GENEL YAYIN YÖNETMEN‹ Erkan ERSÖZ erkanersoz@kucukmucizeler.com 22KİMYEVİ MADDELER Beyaz Kağıt temizliği ihraç ediyor 24AĞAÇ ORMAN Kağıtta potansiyel büyük üretim yetersiz 22 KREATİF YÖNETMEN TÜLAY DAĞ ED‹TÖR BAHTİYAR ORHAN bahtiyar@kucukmucizeler.com 26 PAZARLAMA ‹LET‹Ş‹M Özgür SEYHAN ozgurseyhan@kucukmucizeler.com KATKIDA BULUNANLAR AKİB PROJE, AR-GE, ORGANİZASYON ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ BASKI C‹LT Matsis Matbaa Hizmetleri Ltd. Şti. Tevfik Bey Mah. Doktor Ali Demir Cad. No: 51 Sefaköy-İstanbul TEL: (212) 624 21 11 DA⁄ITIM KRY NET AKİB AKTÜEL Dergisi AKİB adIna Küçük Mucizeler YayIncIlIk ve ‹letiŞim Hizmetleri Ltd. Şti. tarafIndan yayIna hazIrlanmaktadIr. ‹LET‹Ş‹M Gülbahar Mah. Oya Sok. Gündevir Apt. No: 15 D: 4 Mecidiyeköy ‹stanbul (0212) 211 68 53 - 73 30GÖSTERGELER 22 32MAKALE Serbest bölgelerden ekonomi serbest bölgelerine… AKİB Aktüel, Akdeniz İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği tarafından ayda bir yayımlanır ve ücretsiz dağıtılır. 28 AKİB Aktüel’de yer alan imzalı yazılar, Yazarların kişisel görüşleridir, Akdeniz İhracatçı Birlikleri’ni bağlamaz. AKİB Aktüel’de yer alan yazılar ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Akdeniz İhracatçı Birlikleri’ne aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. 3 BİRLİK’TEN Narenciye Tanıtım Grubu Moskova’da şov yaptı Fuarın ilk günü Ticaret Başmüşaviri Atilla Kızılarslan ile Moskova Büyükelçisi Aydın Sezgin standı ziyaret ederek NTG Başkanı Ali Kavak ve diğer ihracatçılarla görüşmelerde bulundu. Üretici kayıt defteri zorunlu bir uygulama Resmi Gazete’nin 4 Kasım 2008 tarihli sayısında yayımlanan ‘Bitkisel Üretimde Kullanılan Kimyasalların Kayıt Altına Alınması ve İzlenmesi Hakkında Yönetmenlik’ hükümlerine göre Şubat 2010 tarihinden itibaren ticarete konu olan tüm bitkisel ürünlerde, üreticilerin kullanmış oldukları zirai ilaç ve diğer kimyasal maddelerin kaydının tutulacağı üretici kayıt defterini almaları zorunlu hale getirilmişti. Bununla beraber, geçtiğimiz yıl, özellikle narenciye ihracatında üretici kayıt defterinin ilgili bölümlerinin ihracatçı nüshasının bazı ihracatçılar tarafından temin edilmemiş olmasından kaynaklanan sorunlar DTM’ye intikal etmiş ve geçici çözümlerle firmaların mağdur olmaları önlenmişti. Konuya dikkat çeken Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü, AKİB Genel Sekreterliği’ne gönderdiği resmi yazıyla, yaklaşan sezonun dikkate alınarak, firmaların mağduriyetlerine meydan verilmemesi amacıyla hatırlatmada bulundu. İhracata konu ürünler için, üretici kayıt defterinin ilgili bölümlerinin ihracatçı nüshası ile ihracatçı adına üretici tarafından kesilmiş fatura veya müstahsil makbuzlarının temin edilmesi ve muhafaza edilmesinin önem arz ettiğine dikkat çekildi. 4 Narenciye ürünleri ihracatımızın en önemli pazarı olan Rusya’nın başkenti Moskova’da yapılan Worldfood Moscow 2011 Fuarı, ihracatçılar için çok iyi bir tanıtım ve bağlantı olanakları sağladı. Bu sene 20’nci kez kapılarını açan ve 13-16 Eylül tarihlerinde düzenlenen fuara, 64 ülkeden 1420 firma stand ile katılırken, yaklaşık 50 bin kişi de ziyaret etti. Milli katılım organizatörlüğü İstanbul İhracatçı Birlikleri’nce gerçekleştirilen 20. Worldfood Moscow Fuarı’nda, narenciye ürünleri ile taze meyvelerin ağırlıklı olarak sergilendiği bölümde 135 metrekare alan özel yapım standıyla yer alan Narenciye Tanıtım Grubu (NTG), ziyaretçilerden tam not aldı. Fuar öncesi Rusya’daki narenciye ithalatçılarının iletişim bilgilerini Ticaret Müşavirliği’nden alan NTG, alıcıları standa davet etti. Fuardaki 16 masalı geniş stand sayesinde, fuara stantsız katılan tüm narenciye ihracatçılarına ikili görüşme imkanı yaratıldı ve talep edenlere tercümanlık hizmeti verildi. Fuarın tamamında tüm masaların dolu olması hedefe ulaşıldığının da bir göstergesi oldu. Stantta görüşme yapan ihracatçılar, uygulamadan memnuniyetlerini dile getirerek, önümüzdeki yıl daha büyük bir alanda katılımla ilgili talepte bulundular. Fuarın ilk günü Ticaret Başmüşaviri Atilla Kızılarslan ile Moskova Büyükelçisi Aydın Sezgin standı ziyaret ederek NTG Başkanı Ali Kavak ve diğer ihracatçılarla görüşmelerde bulundu. NTG, ikinci günün akşamı Büyükelçimiz onuruna bir akşam yemeği daveti verdi. Narenciye sezonu büyük hedeflerle başladı Yaş meyve sebze sektörü içerisindeki en önemli ürün grubu olan narenciye ürünlerinin 20112012 ihracat sezonu, ‘enterdonat’ ve ‘mayer’ limona verilen 13 Eylül kesim ve 19 Eylül ihracat izni ile başladı. Söz konusu ürünleri, yeterli olgunluğu ulaşmasının ardından diğer çeşitler de takip edecek. İlk işaretler ürünlerin oldukça kaliteli olması nedeniyle üretici ve ihracatçıların bu sezon olumlu beklentiler taşıdığı yönünde. Yeni sezon başlangıcına ilişkin bir açıklama yapan Türkiye Yaş Meyve Sebze İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Kemal Kaçmaz, sektörün 2023 yılı için konan 10 milyar dolar hedefine ve 2013 yılı için planlanan 3,1 milyar dolar ara dönem hedefine emin adımlarla ilerlediğini belirtti. “Yoğun rekabetin yaşandığı dış pazarlarda özverili bir şekilde çalışan ihracatçılarımızın çabaları sayesinde ve Türk narenciyesinin bilinirliğinin Kemal Kaçmaz hedef pazarlarda artırılmasını amaçlayan Narenciye Tanıtım Grubu’nun yürüttüğü çalışmalarla bu sezonun bir önceki sezonda yakalanan başarıyı daha ileriye taşıyacağını bekliyoruz” şeklinde konuşan Kaçmaz, narenciye ürünlerinin ihracatına başlanmasıyla, Sektörel Kırılım Projesi çerçevesinde yapılan çalışmalar ve dönemsel değerlendirmelerle yaş meyve sebze sektöründe artış trendinin süreceğine dikkat çekti. DÜNYA PAMUK ÜRETİMİNDEKİ ARTIŞ FİYATLARI DÜŞÜRECEK Türkiye’nin istihdam ve ihracatta lokomotif sektörleri tekstil ve hazır giyim sektörlerinin ana hammaddesi pamuğun fiyatları, 2010/11 sezonunda baş döndüren bir trafik izledi. İhracat anlaşması yaparken her gün değişen pamuk fiyatları yüzünden zorlu bir sezon geçiren ihracatçılar, yeni sezonda dünya genelinde pamuk üretiminin 2 milyon ton artış göstermesi ile fiyatlarda dengelenme bekliyorlar. Arjantin’in Buenos Aires şehrinde 4-10 Eylül tarihleri arasında düzenlenen ve uluslararası düzeyde pamuğun kaderinin belli olduğu Uluslararası Pamuk İstişare Konseyi’nin 70. Genel Kurul Toplantısı’nda, 2011/12 sezonu pamuk üretiminin 26,3 milyon ton seviyesinde gerçekleşeceği öngörüsünde bulunuldu. Toplantıda Türkiye’yi, Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İbrahim Şenel’in Başkanlığı’nı yaptığı, Akdeniz Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Fatih Doğan, Ege Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı Sabri Ünlütürk, Başkan Yardımcısı Jak Eskinazi, Ege Hazırgiyim İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Kızılgüneşler, Başkan Yardımcısı Burak Sertbaş, Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı Süleyman Kocasert ve bakanlık yetkililerinden oluşan heyet temsil etti. Stoklar 11,4 milyon tona ulaşacak Dünya genelinde pamukta devir stoklarının 11,4 milyon tona ulaşmasının beklendiğini belirten Ege Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı Sabri Ünlütürk, 2010/11 sezonunda tarihsel anlamda zirveye ulaşan pamuk fiyatlarının, bu sezonla birlikte dengeleneceğini vurguladı. Toplantıda ana temanın “Pamuk Değer Zinciri İçerisinde Kamu ve Özel Sektörün Rolleri: Verimliliğin ve Hakkaniyetin Sağlanması” olarak belirlendiğini kaydeden Ünlütürk, “Aşırı derecede yükselen pamuk fiyatları sonucunda, bu sezon üretimde tarihsel bir patlama meydana geldi ve tüketime göre yaklaşık 2 milyon tonluk fazlalık oluştu. Bu nedenle, fiyatlarda dengelenme beklentisi var. Fiyatların sanayicinin ve üreticinin beklentisinin çakışacağı noktada şekilleneceğini düşünüyoruz. Yaşanan aşırı fiyat artışları sonrasında dünya genelinde tekstil sektörü pamuk yerine çok daha ucuz olan suni elyafa yönelmişti. Pamuğun toplam elyaf tüketiminde payı yüzde 36’dan yüzde 33’e gerilemişti. Nispeten daha makul seviyelere gelecek pamuk fiyatlarıyla 2011/12 sezonunda pamuğun diğer elyaflara göre tekrar rekabetçi gücünü yakalamasını bekliyoruz” diye konuştu. Yenilenen web sitemiz çok yakında yayında AKİB’in internet sitesi yenileniyor. Arayüzü ve altyapısıyla baştan aşağı yenilenen sitemizle ihracatçılara yine yakından hizmet vermeye devam edeceğiz. AKİB’den dış ticaret kursiyerlerine bilgilendirme İŞKUR Mesleki Eğitim Kursları kapsamında Can Eğitim Kurumları tarafından dış ticaret konusunda eğitim alan 100 kursiyer, Akdeniz İhracatçı Birlikleri’ni ziyaret etti. AKİB Genel Sekreter Yardımcısı Ümit Sarı ve Sanayi Uygulama Şubesi Müdür Vekili Sami Süygün tarafından birlik faaliyetleri hakkında bilgilendirilen kursiyerler, sonrasında dış ticarete ilişkin sorularına cevap buldular. İstihdamın artırılması ve işgücü piyasasının nitelikli işgücü ihtiyacının karşılanması amacıyla İŞKUR desteği ile gerçekleştirilen eğitim sonrasında sertifika almaya hak kazanan kursiyerlerin dış ticaret alanında istihdam edilmeleri amaçlanıyor. 5 GÜNDEM Ülke için, ihracat için: Su ürünleri ve hayvancılık Dünyanın durmaksızın artan nüfusu, gelecek hesaplarının gıda sektörü üzerinden yapılmasına neden oluyor. Kültür balıkçılığında Avrupa’nın bir numaralı üreticisi olan, kanatlı sektöründe ise üretiminin çok üzerinde bir kapasiteye sahip olan Türkiye, potansiyeli ile göz kamaştırıyor. T ürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan, ülkemizin 2011 yılının ikinci çeyreğinde yakaladığı yüksek büyüme rakamları, dünyayı şaşırtırken, iş dünyasının paydaşlarına ise gurur kaynağı oldu. 2010 yılını yüzde 8,9’luk bir büyüme rakamı ile kapatarak Avrupa’nın en fazla büyüyen ekonomisi olan Türkiye, 2011 yılı ikinci çeyreğinde de yüzde 8,8 büyüyerek başta Avrupa Birliği olmak üzere kriz söylentileri ile çalkalanan küresel piyasalara net bir mesaj verdi. Türkiye’nin yakaladığı bu büyüme rakamları belirli bir sektörün aşırı gelişiminden değil, mevcut tüm işkollarında yakalanan ortak bir başarının sonucu oldu. Siyasi ve ekonomik alanda yakaladığı istikrarı yüksek büyüme rakamları ile taçlandıran Türkiye, yatırım yapılabilecek en güvenli limanlardan birisi olduğunu da kanıtlıyor. EN YÜKSEK BÜYÜME BALIKÇILIKTA Öte yandan dünyanın durmaksızın artan nüfusu, tüm ülkelerin gelecek hesaplarını gıda sektörü üzerinden yapmasına yol açıyor. Daralan tarım alanları ve kentleşmenin artışı özellikle hayvancılık sektöründe daha yüksek volümlerle üretime neden olurken, sektörün sadece ekonomik değil, sosyal anlamda da önemli bir işlevi yerine getirmesi anlamını beraberinde getiriyor. Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Can Yamanyılmaz da, ülkemizin rakipleri kıskandıran yüksek büyüme rakamı ile dikkatleri üzerine çekerken, yakalanan bu başarıda balıkçılık sektörü olarak aldıkları paydan çok memnun olduklarını dile getiriyor. Balıkçılık sektörünün TÜİK verilerine göre, 2011 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 20 büyüyerek Türkiye’nin en fazla büyüyen sektörü olduğunu hatırlatan Yamanyıl6 natlı hayvan ihracatı bu yıl yakaladığı ihracat artışı ile ülke ekonomimizin büyümesinde önemli bir yer edindi. AKİB, Su Ürünleri Tanıtım Grubu ve Kanatlı Tanıtım Grubu gerek yurtiçi, gerekse yurtdışında gerçekleştireceği çalışmalar ile bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sektöre ve ülke ekonomisine önemli katkılar sunmaya devam edecektir. Devletimizin bu güne kadar sağladığı ve gelecekte sağlayacağı destekler ile rekabet gücünü artıracak firmalarımız sektörün uluslararası pazarlardaki payını çok daha yukarılara taşıyacaktır” şeklinde konuşuyor. \ Su Ürünleri Tanıtım Grubu Ali Can Yamanyılmaz maz, “Elde edilen bu başarıda emeği geçen başta işadamlarımız olmak üzere bürokratlarımıza, meslek kuruluşlarımıza, sivil toplum kuruluşlarımıza ve diğer tüm paydaşlara teşekkürü borç bilirim. Sektörün yakalamış olduğu bu yüksek büyüme rakamını aslında ilgili dönemde gerçekleşen ihracat rakamları çok önce işaret etmişti. Böylelikle, ihracatın sürdürülebilir büyümenin anahtarı olduğu tezimiz bir kez daha kanıtlanmış oldu” şeklinde konuşuyor. Su ürünleri ihracatçılarının gösterdikleri performans ile uluslararası pazarlarda paylarını artırdıklarını ifade eden Yamanyılmaz, ihracatta bu artış ivmesinin sürdürülmesi halinde su ürünlerinde 2011 yılını 500 milyon dolar üzerinde bir ihracat ile tamamlanacağını belirtiyor. Hayvansal mamuller işkoluna katkı yapacak bir diğer önemli ayağın ise kanatlı hayvanlar sektörü olduğunun altını çizen Yamanyılmaz, “Ka- “Haftada iki gün balık, yaşam boyu sağlık” sloganıyla 2008 yılında yola çıkan Su Ürünleri Tanıtım Grubu, ülkemizin toplam balık üretiminin yaklaşık yüzde 20’sini sağlayan kültür balıkçılığı ürünlerinin yurtiçi ve yurtdışında tüketiminin artırılması için etkin bir çalışma sürdürüyor. Kanatlı Tanıtım Grubu Geçtiğimiz yıl kanatlı et ihracatı 230 milyon dolara, yumurta ihracatı ise 160 milyon dolara ulaşan Türkiye’nin, sektörde yüksek büyüme oranlarına rağmen halen kapasitesi bunun üzerinde. 2011 yılının başında kurulan Kanatlı Tanıtım Grubu, yurtdışına yoğunlaşan çabalarıyla sektörü kanatlandırmaya çalışıyor. GÜNDEM Mersin’den İskenderiye’ye ticaret köprüsü Mersin ve İskenderiye arasında başlayacak Ro-Ro hattı ile Mısır ve Türkiye arasındaki ticari ilişkiler daha da gelişecek. Mersinli işadamları İskenderiye Ticaret Odası’ndan gelen heyetle bir araya gelirken, iki ülkeyi daha yakın kılacak ulaşım imkanı ile ticaret yüzde 25 artacak. 8 T unus’tan başlayan “Arap Baharı” ile başlayan halk hareketlerinin sonuçları bakımından tüm dünyada en fazla merak edilen ülkesi, hiç kuşkusuz Mısır oldu. Kalabalık nüfusu, tarihi ve kültürel etkileri ile Ortadoğu coğrafyasının en önemli ülkelerinden biri olması ile Mısır, bölgede etkinliğini sürekli artıran Türkiye için de stratejik bir öneme sahip. Bunun en büyük göstergesi de geçtiğimiz ay Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, yanına yaklaşık 250 işadamını da alarak yaptığı ziyaret oldu. Gerçekleşen siyasi ve ekonomik temaslar, Mısır’ın Türkiye için yarın dünden daha önemli bir konuma geleceğini de kanıtlar nitelikte. Mısır, Türkiye için olduğu kadar, ülkemizin Ortadoğu’ya açılan yüzü Akdeniz Bölgesi için de büyük vaatlerde bulunuyor. Bir yanıyla Ortadoğu, bir yanıyla da Kuzey Afrika’nın kapısı olan Mısır ile ticari ilişkileri geliştirmek Akdeniz Bölgesi’nde konuşlanan iş dünyamız için yeni fırsatlar sunuyor. MERSİN-İSKENDERİYE HATTI Bu bakış açısıyla, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Mersin Ticaret Borsası ve Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) işbirliğinde, Mısır’ın en önemli ikinci kenti İskenderiye’nin Ticaret Odası üyelerinden oluşan bir heyet, 19 Eylül 2011 tarihinde Mersin’i ziyaret etti. Ziyaretin amacı İskenderiye-Mersin Ro-Ro hattının Türk ve Mısırlı firmalarca kullanımının teşvik edilmesi, Mersin’in ticari ve ekonomik potansiyelinin Mısır’a daha fazla yönlendirilmesi ve yeni dönemde Mısır-Mersin ticari ilişkilerinin artırılmasıydı. Mersin Ticaret Borsası’nda yapılan toplantının ardından işadamları ikili iş görüşmeleri olanağı da yakaladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Mersin Ticaret Borsası (MTB) Meclis Başka- nı Hüseyin Arslan, heyeti Mersin’de ağırlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Başkanı Faik Burakgazi de, Mersin’in Afrika ülkeleriyle Arap dünyası için batıya açılan bir kapı niteliğinde olduğunu ifade ederek, “En önemli rotamızın İskenderiye olmasını istiyor ve bunun için çalışıyoruz. İşbirliğimizin daha verimli bir hale gelmesini temenni ediyorum. Mersin’de yatırım yapacak Mısırlı işadamları her şeyden önce batıya açılma imkanı yakalayacak. Ucuz ve kolay lojistik avantajları ise kendilerine apayrı bir kolaylık sağlayacak. Bundan sonraki süreçte başta Mersin olmak üzere ülke genelinde daha fazla Mısır yatırımı görmek ve daha fazla Türk yatırımının Mısır’a gitmesini isteriz” diye konuştu. muna getirmek istediklerinin, bu kapsamda çeşitli çalışmalar yürüttüklerinin ve Mersin’in özelikle önümüzdeki beş yılık süre içerisinde büyük bir atılım yakalayacağının altını çizdi. Yamanyılmaz, Türkiye ve Mısır’ın, çok borcu olan ülkeler olmadığını, bu anlamda kriz dönemlerini daha rahat atlatabilen ülkeler olduklarını kaydederek, “Kuzey Afrika’da yaşananlar toparlanmakta olan dünya ekonomisi için bir handikap, ancak Mısır’da yaşanan krizin dünya ekonomisine çok olumsuz etki etmemesi önemli” dedi. da geliştirerek, küresel arenada varlığını göstermeli.” RO-RO HATTI İKİ ÜLKEYE DE KAZANDIRACAK Türk-Mısır İş Konseyi Başkanı Zuhal Mansfield ise konuşmasında, Arap Baharı olarak adlandırılan dönemin Akdeniz’e kıyısı olan tüm ülkelerin ticaretini Mersin ile İskenderiye arasında başlayacak Ro-Ro seferinin önemine de işaret eden Mansfield konuşmasını şötle sürdürdü: “Ro-Ro seferleri ile Arap coğrafyası, Mısır üzerinden dünyaya açılacak, böylece Mısır stratejik bir önem kazanacaktır. Türkiye’de Arap yarımadasına açılacaktır. Yani iki ülke için de ‘kazan kazan’ dönemi başlayacaktır. Mısır ve Türkiye’nin birlikte hareket etmesi Afrika pazarında Çinlilere karşı rekabeti de güçlendirecektir. Afrika gelecek kuşaklarımıza iş, istihdam oluşturabilmek için önemli bir pazardır. Bunun içinde bu bölgedeki ülkeler ile birliktelik yapmakta yarar var.” adeta kışa çevirdiğini söyledi. Geçmişin ve bugünün siyah beyaz görünmesine rağmen geleceğin, işadamlarının ve ülke liderlerinin girişimleri neticesinde rengarenk bir tabloya dönüştürülebileceğini vurgulayan Mansfield, “Tahminlerime göre Arap Baharı süresince 100 milyar dolarlık mal ve para yer değiştiremedi. Bu süreçte de kimse kılını kıpırdatmazken, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan soruna ‘dur’ diyebilmek adına olaya el attı. Bu sayede de bana göre kısa zamanda Akdeniz’e kıyısı olan tüm ülkeler olumlu meyveler almaya başlayacak” dedi. Artık tek başına olmanın küresel dünyada tutunabilmeyi güçleştirdiğine dikkat çeken Mansfield, şöyle konuştu: “Artık tek başına olmak yetmez. Birlikte olmasan bile, birliktelik kurma zorunluluğu var. Eğer küresel anlamda rekabet edebilmek istiyorsanız, her zaman bölgesel güç olarak hareket etmeliyiz. Bu anlamda geçmişten gelen dostluğun ve ticari ilişkilerin de gücünden yararlanarak Türkiye ile Mısır, ticari ilişkilerini daha Mısır Ortaelçisi Mostafa Mekawy ise Mısır ihracatının yüzde 70’inin İskenderiye üzerinden geçtiğinin altını çizerek, bu noktada Mersin ile İskenderiye arasında Ro-Ro seferlerinin başlamasının iki taraf içinde çok iyi olacağını belirtti. “Bugün 2011 sonunda 5 milyar dolara ulaşması hedeflenen karşılıklı iş hacminin 10 milyar dolara ulaşması çok zor değildir” diyen Mekawy, şunları söyledi: “Vizeler kaldırılmalıdır, ancak bu gerçekleşinceye kadar bizim kolaylık sağlama çalışmalarımız devam edecektir. AKİB, TURAB, Ticaret Borsası gibi kurumlarda ilişkilerin gelişmesi için daha çok proje üretmeli, karşılıklı buluşma platformları artırılmalıdır.” Konuşmaların sona ermesi ile Mersin’in ticari ve ekonomik potansiyelinin Mısır’a daha fazla yönlendirilmesi amacıyla Mısırlı işadamları ile Türk işadamları ikili iş görüşmeleri gerçekleştirdi. İkili görüşmelerin ardından ise, heyet kapsamında Mersin’ gelen Mısırlı işadamları, tesis ziyaretleri gerçekleştirdi ve Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’ni ziyaret etti. \ ARAP BAHARI TİCARETİ KIŞA ÇEVİRDİ İskenderiye’den gelen işadamı heyeti ile Mersin Ticaret Borsası’nda yapılan buluşmaya DEİK TürkMısır İş Konseyi Başkanı Zuhal Mansfield ile AKİB Başkanlarından Ali Can Yamanyılmaz da yer aldı. DIŞ TİCARETTE YÜZDE 25 ARTIŞ BEKLENİYOR Türk Arap Ülkeleri İşadamları Derneği (TURAB) Genel Başkanı Doğan Narin ise, yeni dönemde Mısır ile ilişkilerin daha da gelişmesini temenni ettiklerini, ticari ve kültürel birliktelikleri çok eskiye dayanan Mısır ile Türkiye’nin yaptığı ticarette bu yıl yüzde 25 oranında artış beklendiğini belirterek, “Şu an Türkiye birçok Arap ülkesiyle karşılıklı olarak vizeleri kaldırmış durumda. Bana göre Mısır da bunlardan birisi olmalı. Eğer bunu başarabilirsek, başta Mersin ve İskenderiye olmak üzere her iki ülkede gidiş-geliş ve dolayısıyla da ticaret hızlanır. Mersin ile İskenderiye arasında ro-ro seferlerinin hayata geçirilmesi, ithalat, ihracat ve transit taşımacılığa çok büyük katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu. Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Can Yamanyılmaz da, ihracat sektörünün paydaşları olarak Mersin’i Akdeniz’in en önemli ihracat ve finans merkezi konu- 9 BÖLGE Limanlar şehri İskenderun 10 İskenderun, gelişmiş ekonomisi ve ticaret hacmi ile ilçe olmasına rağmen Türkiye’nin birçok ilini geride bırakmış bir merkez. Kentin bu başarısında Doğu Akdeniz’in önemli liman merkezlerinden biri olmasının büyük etkisi var. İskenderun, son yıllarda ilçede bulunan liman işletmelerine yapılan yatırımlarla bölgenin en önemli lojistik üslerinden biri konumuna gelmeye aday. İ skenderun, coğrafi konumu itibari ile bir kesişim ve başlangıç noktası. Doğu Akdeniz’in en önemli limanlarından birine sahip olan kent, hala ilçe sayılsa da Türkiye’de gelişmişlik bakımından 40’ıncı sırada bulunuyor. Önümüzdeki yıllar içerisinde tamamlanacak yatırımlarla ilçenin 37’inci olması bekleniyor. İskenderun’da ticaretin bu denli ön plana çıkmasında ihracat da ciddi pay sahibi. Nitekim 2010 yılında 113 miyar dolar olarak gerçekleşen Türkiye’nin toplam ihracatı içinde İskenderun’un tek başına aldığı pay 1 milyar 188 milyon dolar. Bu pay ile İskenderun Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştiren şehirleri içinde ilk 10 içinde yer alıyor. Özelikle Doğu Akdeniz ticaretinde önemli bir liman vazifesi gören İskenderun, Osmanlı İmparatorluğu zamanında da ticari ve stratejik özelliğini giderek artıran bir yoğunlukla sürdürdü. İskenderun Limanı, 1960’larda Mersin gelişmeye başlayana kadar bölgenin en önemli limanıydı. 1980’lerde Irak’tan petrol boru hattının açılmasıyla, İskenderun’un önemi bir kat daha arttı. Türkiye’nin lojistik üsleri arasında bulunan İskenderun’daki liman işletmeleri de özellikle bölgenin ihracatına önemli katkılar sağlıyorlar. İskenderun’da faaliyette bulunan limanları tek tek mercek altına aldık. TCDD İSKENDERUN LİMANI ÖNÜMÜZDEKİ AY LİMAK’IN Türkiye’nin dördüncü büyük limanı olan TCDD İskenderun Limanı, yeni çehresiy- le global lige hazırlanıyor. Limanın işletmesini 372 milyon dolarlık rekor bir teklifle Özelleştirme İdaresi’nden 36 yıl süreyle Limak Yatırım devraldı. Limak, Ortadoğu’ya olan aktarma trafiğinde olduğu kadar Güney ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine de hizmet veren limanı, sadece Akdeniz’in değil, dünyanın sayılı limanları arasına sokmayı planlıyor. Türkiye’nin ‘Rotterdam’ı olması hedeflenen İskenderun’da, limanı yüksek kapasiteli bir konteynır terminaline dönüştürmeyi istiyor. TCDD İskenderun Liman İşletme Müdürü Cumhur Öztürkler, İskenderun Limanı’nın 750 dönüm açık alan 18 bin metrekare kapalı alana sahip olduğunu ifade ediyor. İskenderun Limanı’nın Limak’a devrinden sonra tamamen konteynır hizmeti vereceğini belirten Öztürkler, İskenderun Limanı’nın doğal korunaklı liman olmasının da önemli bir özellik olduğunu vurguluyor. Cumhur Öztürkler, konteynır hizmeti sonrasında İskenderun Limanı’nın Mersin Limanı’na göre daha avantajlı bir konuma geçeceğini söylüyor. İLK KONTEYNIR TERMİNALİ ASSAN PORT Kibar Holding bünyesinde, limancılık ve ilgili diğer faaliyetleri yürütmek üzere 2010 yılında kurulan Assan Liman İşletmeleri ve İskenderun Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan konteynır terminali, Assan Port adıyla 2011 yılı başından beri hizmet veriyor. Assan Port’un İskenderun Körfezi’nde bu amaçla projelendirilmiş ve hizmete açıl- Assan Liman İşletmeleri Genel Müdürü Vedat Ohri mış ilk konteynır terminali olduğunu ifade eden Assan Liman İşletmeleri Genel Müdürü Vedat Ohri, Türkiye’nin Akdeniz sahillerinde ise, Mersin ve Antalya’dan sonra hizmete giren üçüncü konteynır terminali olduğunu söylüyor. Bugüne kadar sadece Mersin’de bulunan konteynır terminalinden hizmet almakta olan hinterland için, Assan Port’un ikinci bir alternatif olduğuna dikkatleri çeken Ohri, özellikle Adana’nın doğusunda kalan bölgeler için karayolu taşımacılığında önemli bir tasarruf imkanı sağladığını söylüyor. Dört adet mobil liman vinci ile hizmet vermekte oldukları iskelelerinin 45 metre genişliğinde olduğunu söyleyen Ohri, “İskelemiz her iki tarafında da boyu 370 metreye kadar olan gemilerin yanaşmasına olanak sağlıyor. İskelemizin her iki yanı boyunca su derinliği 16,5 met11 BÖLGE reden başlayarak, 21 metre seviyesine ulaşıyor. İskelemize yaklaşma yollarında da büyük gemilerin geçişine ve manevrasına engel teşkil edecek herhangi bir sığlık bulunmuyor. Bu özellikleri ile iskelemiz, özellikle Türkiye ve Uzakdoğu arasında çalışan ana hat gemilerinin yanaşmasına ve hizmet almasına da uygun” diye aktarıyor. Assan Port ilk olarak, dünyanın önde gelen konteynır hatlarından MSC (Mediterranean Shipping Company) ile anlaşma sağlamış. MSC’ye ait ilk konteynır gemisi 2011 Şubat’ında limana yanaşmış ve düzenli seferler Mart 2011 tarihini itibariyle başlamış bulunuyor. Bu tarihten itibaren uğrak yapan gemilerin sayısı ve elleçlenen konteynır miktarının hızlı bir şekilde arttığını dile getiren Ohri, “Artan bu yük hacmi neticesinde MSC’nin Türkiye ile Uzakdoğu arasında doğrudan servis vermekte olan Tiger Hattı’na ait MSC INES isimli gemi de, 27 Ağustos’ta limanımıza yanaştı. Artan yük hacmine bağlı olarak Tiger Hattı’nda çalışan gemiler düzenli olarak limanımıza uğrayacak olup, bu durum, hem limanımızda elleçlenen yüklerin transit sürelerini kısaltacak, hem de navlun fiyatları açısından avantaj sağlayacak” şeklinde konuşuyor. Şu andaki kurulu yıllık kapasitenin yaklaşık 200 bin TEU olarak hesaplandığını belirten Ohri, devam eden yatırımların tamamlanması ile birlikte 2013 yılı başlarında yıllık 400 bin TEU kapasiteye ulaşmayı hedeflediklerini ifade ediyor. 12 EKİNCİLER YENİ YATIRIMLA GRUP DIŞINA DA AÇILDI Orhan Ekinci İskelesi’nin 1987 yılı Kasım ayından bu yana hizmet verdiğini söyleyen Ekinciler Liman Müdürü Mustafa Akarca ise, limanın hizmete başladığı ilk günden itibaren hizmet kalitesinde kaydettiği gelişmelerle bugün yılda 3 milyon ton kapasiteye ulaşmış olduğunu söylüyor. Bu kapasitenin mevcut iskelenin geriye doğru 220 metre genişletilerek yıllık 5 milyon 500 bin tona çıkarılacağını belirten Akarca, “Geçmiş yıllarda ağırlıklı olarak Ekinciler grubuna hizmet etmekte olan Liman, bölgede artan talepler ve yük çeşitliliğine karşı, kendini ve ekipmanlarını geliştirmiş ve grup dışı bu taleplere de hizmet verecek konuma gelmiş bulunuyor. Limanın geri açık saha kapasitesi 52 bin metrekare, A tipi antrepo sahamız 18 bin metrekaredir. Liman sahamızın tren yolu bağlantısı bulunuyor. Limanımızda demir çelik ürünleri, kömür, sunta, gübre, çimento, tufal, maden elleçlemesi yapılabilmekte olup liman 24 saat hizmet veriyor” diyor. MMK ATAKAŞ LİMANI DEMİR ÇELİK İÇİN İDEAL Nisan 2010 tarihinde gemi kabulüne başlayan MMK Atakaş Limanı, bin 800 metre uzunlukta gemi yanaştırma yerine sahip bulunuyor. Su derinliği 15 metreye ulaşması nedeniyle limana en büyük 100 bin ton olmak üzere aynı anda 12 gemi yanaşabilme kapasitesine sahip. Dökme yük, general kar- MMK Atakaş Limanı Müdürü Gürol Çetin go, hurda, konteynır gemileri ve Ro–Ro gemilerinin limana yanaşabildiklerini söyleyen MMK Atakaş Limanı yetkilisi Gürol Çetin, limanlarının öncelikle demir çelik için kullanılacak dökme yükler için iyi düşünülüp tasarlanmış bir tesis olduğuna dikkati çekiyor. Ayrıca ağır yük elleçleme rıhtımlarının ağır sanayi altyapı yatırımları için elleçleme imkânına sahip olduğunu söyleyen Çetin, sözlerine şöyle devam ediyor: “Limanımız 2010 yılı içinde 284 gemiden 1 milyon 410 bin ton toplam elleçleme gerçekleştirdi. 2011 yılının ilk 6 aylık döneminde ise 267 gemiden toplam 1 milyon 809 bin ton elleçleme yapıldı. Ana platform, yaklaşım yolu ve rıhtım olarak üç bölümden oluşuyor. Ana platformumuz 480 metre uzunlukta olan platform, yaslanma dolfinin de katkısı ile 530 metrelik yaslanma yüzeyine ulaşıyor. Bu uzunluk draflarının da uygun olması koşulu ile her iki yanaşma yüzüne birer adet olmak üzere iki adet 100 bin DWT’luk geminin yanaşmasına olanak sağ- İSKENDERUN TÜRKİYE’NİN ROTTERDAM’I OLACAK Bülent Aymen Akdeniz Ağaç ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı layan bir boyutta bulunuyor. Limanda 154 metre uzunlukta bir rıhtım var ve bu bölgede gemi yanaşacak bölüm 30 metre genişliğine erişiyor. Rıhtımın deniz tarafına eğimli bir rampa yapılarak, burası Ro-Ro yanaşma yeri şeklinde düzenlendi. Ro-Ro platformunun bulunduğu bölümde su derinliği 7,5 metreden başlıyor. Tüm bu yanaşma olanaklarına ek olarak, ana platformun kuzey tarafına yanaştırılacak gemilerin, gerektiğinde yaklaşım yolunun kuzeyini de kullanması öngörülüyor. Bu özellik ana platformun daha verimli çalışmasını sağlayacak ve açıkta gemi beklemesini önleyecek yerinde bir çözüm aynı zamanda. Büyük boyutlardaki gemilerin fazla sayılarda yanaştırılacağı şekilde tasarlanmış olan limanda yanaştırılan gemilere yeterli elleçleme hizmeti verecek kapasitede, mobil vinçlerle gemi yükleme ve boşaltmaları yapılıyor. Hepsi Alman malı en son model 10 adet vinç yük cinsine bağlı olarak günlük 35 ila 40 bin ton aralığında yük elleçleme kapasitesine sahip bulunuyoruz.” TOROS CEYHAN, ENERJİ DAĞITIMI İÇİN ÖNEMLİ BİR MERKEZ OLACAK İskenderun Körfezinin kuzey kıyısında, Ceyhan’a yaklaşık 30 kilometre mesafede yer alan Ceyhan Terminali, 1981 yılında, Toros Gübre fabrikası bünyesinde hizmete girdi. Terminal, 1984’te ilk petrol depolama tanklarının inşa edilmesiyle üçüncü şahıslara transit sıvı yük terminalciliği hizmeti vermeye başladı. Ardından 1990 yılında Toros Ceyhan Genel Müdür Yrd. Aydın Erdemir kuru yük kargolarına yönelik modern tesis yatırımının tamamlanmasıyla Türkiye’nin dökme kuru yük ve genel kargo elleçlemeleri yapan en büyük limanlarından birisi haline gelmiş durumda. Terminalin GAP bölgesinin hemen yakınında bulunması, Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu bağlantısıyla kolay erişilebilir bir noktada olması ve Akdeniz bölgesindeki en işlek transit geçiş yolu üzerindeki konumu vasıtasıyla lojistik olarak kullanıcılara çok büyük avantajlar sağlıyor. Terminal, her yıl biraz daha gelişen ve yeni sanayi yatırımlarıyla büyüyen Toros Adana Yumurtalık Serbest Bölgesi (TAYSEB) ile de komşu durumda. Ceyhan’da ilan edilen “Ceyhan Enerji Bölgesi” gelecekte bölgeyi uluslararası ölçekte bir “Enerji Kaynakları Depolama ve Geçiş Bölgesi” haline getirecek. Bu açıdan bu proje kapsamında yeni rafi- İskenderun, coğrafyası ve tarihinin sunduğu muhteşem avantajlara sahip. Kent sadece Akdeniz, Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’nun ihracat kapısı değil, aynı zamanda tüm Türkiye’nin yararlanabileceği bir reeksport merkezi olabilecek yapıyı bağrında taşıyor. Fakat avantajların yarattığı potansiyelin bugüne dek iyi kullanılamadığı görüşündeyim. Çok uzun zamandır sürüncemede bırakılan TCDD İskenderun Limanı özelleştirme ihalesinde nihayet sona yaklaşılması ve ülkemizin önemli kuruluşlarından Limak’ın işletecek olması kuşkusuz çok sevindirici bir haber. Böylece yıllardır bekleyen yatırımlar gerçekleşerek, İskenderun ve bölge ekonomisinde önemli yeri olan liman tam kapasite çalışabilecek. Yanı sıra İsdemir, MMK Atakaş, Assan Port, Denbirport, Toros Ceyhan gibi kent için değer yaratan diğer terminallerde sürekli yeni yatırımlar yapıyor. İskenderun için ortaya koymamız gereken vizyon, bir lojistik merkezi yaratmaktır. Dubai ve Rotterdam gibi reeksport imkanı sağlayan ve ülke sınırlarını aşarak tüm çevremize dağıtım yapılabilecek bir aktarma üssü olmalıyız. Elimizde bunun için tüm altyapı şartları mevcut, yeter ki siyasi irade ve bölge işadamları olarak bu vizyonla hareket edip, gelecek tasarılarımızı bunun üzerine yapalım. 13 BÖLGE İsdemir Limanı toplam bin 565 metre uzunluğunda 6 adet rıhtıma sahip, genel kargo ve dökme yük elleçlemelerinde kullanılan kaldırma kapasiteleri 10 ton ile 55 ton arasında değişen 15 adet liman vinci ile 1 adet mobil liman vincine de sahip bulunuyor. neriler, doğal gaz ve ham petrol boru hatları, LNG tesisleri, enerji santralleri ve farklı organize sanayi bölgelerinin inşası planlanıyor. Tüm bu gelişmelerin merkezinde kalan Toros Ceyhan Terminali gelecek yatırımlarını bu gelişmelere göre planlamakta ve tek tek hayata geçiriyor. 2010 yılında hizmete giren ve her biri 600 ton/saat yapabilen 2 adet liman vinci ile terminalin toplam dökme katı/genel kargo yük elleçleme kapasitesi günlük 23 bin tondan 45 bin tona çıkmış bulunuyor. Akdeniz’in ticaret açısından en güvenli, limancılık açısından kaynakları en elverişli bölgesi olan İskenderun Körfezi’nin başta Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) ve Irak boru hatlarının da etkisiyle giderek dünya petrol piyasasının önem verdiği bir dağıtım merkezi olma yoluna girdiğini belirten Ceyhan Deniz Terminali Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Aydın Erdemir, planlanan Samsun-Ceyhan Boru Hattı (TAP) ve yine komşu ülkelerden Ceyhan’a varacağı öngörülen ham petrol ve doğal gaz hatlarının hayata geçirilmesiyle Ceyhan’ın bu rolünün daha da etkin olacağını beklediklerini söylüyor. Gelişmelerin bölgede petrol depolama kapasitesindeki artışlara ve yeni yatırımlar yaratacağını ifade eden Erdemir, sözlerine şöyle devam edi14 Denbirport Genel Müdürü Nejat Yıldırım yor: “Toros Ceyhan Terminali, birbirinden bağımsız iki ayrı iskele platformu, bu iskele platformu üstünde bulunan toplam 8 ayrı gemi yanaşma iskelesi ile bir adet Ro-Ro yanaşma platformuna sahip. Yeni (Doğu) İskele Platformu üstünde bulunan 5 adet gemi yanaşma iskelesine 110 bin DWT’a kadar 2 adet, 40 bin DWT’a kadar 2 adet ve 3 bin DWT’a kadar da 1 adet olmak üzere toplam 5 adet gemi aynı anda yanaştırılırken, Eski (Batı) İskele Platformu üstünde bulunan üç adet gemi yanaşma iskelesine 40 bin DWT’a kadar 2 adet ve 3 bin DWT’a bir adet olmak üzere toplam üç adet gemi aynı anda yanaştırılabilmekte. Tesiste, 24 saat kesintisiz elleçleme hizmetlerinin yanı sıra palamar, dolfin, pilotaj, römorkaj, kılavuzluk, gemi acenteliği, çöp alımı, katı ve sıvı atık alımı ve su ikmali gibi hizmetler de sunuluyor. Toros Ceyhan Terminali’nde birbirinden ayrı iki adet iskele platformu bulunuyor. Terminal doğu tarafında yer alan Yeni (Doğu) İskele Platformu üstünde 5 ayrı gemi yanaşma iskelesine sahip. Bu iskelelerden elleçlenecek dökme katı yüklerin ve genel kargoların depolanması amacıyla terminal sahası içinde ve dışında çeşitli kapasitelerde açık, kapalı depolar ve antrepolar terminal müşterilerin kullanımına sunuluyor. Terminalde dökme katı yük ve genel kargo terminalciliği çerçevesinde pek çok farklı ürünün tahliye, yükleme ve depolama hizmetleri başarıyla yapılıyor.” Toros Ceyhan Terminali, akaryakıt ve petrol ürünlerinden bitkisel yağlara, çeşitli sıvı kimyasallarından alkollere kadar pek çok sıvı ürün grubunda boşaltma, yükleme ve depolama hizmeti verecek tesis imkânlarına sahip bulunuyor. Terminalde 500 metreküpten 20 bin metreküpe kadar değişen hacimlerde 37 ayrı tanktan oluşan, yor. İsdemir Limanı toplam bin 565 metre uzunluğunda 6 adet rıhtıma sahip, genel kargo ve dökme yük elleçlemelerinde kullanılan kaldırma kapasiteleri 10 ton ile 55 ton arasında değişen 15 adet liman vinci ile 1 adet mobil liman vincine de sahip bulunuyor. Liman tahliye performansları uluslararası seviyelerde olan limanın dökme katı elleçlemelerinde cevherde günde 60 bin ton, kömürde ise 40 bin ton fiili ortalama tahliye reytlerine ulaşılıyor. 2011 yılı Ağustos ayında İsdemir’in faaliyete geçirdiği dördüncü yüksek fırını ile buna paralel olarak artacak olan üretim hacimleri nedeni ile önümüzdeki günlerde limanın yoğunluğu ve önemi giderek artacağa benziyor. DENBİRPORT’UN İSKELESİ 813 METRE UZUNLUĞUNDA toplam 236 bin metreküp kapasiteli bir tank çiftliği, tamamıyla sıvı ürünlerin depolanması amacıyla kullanılıyor. Ayrıca bu tankların dışında toplam 22 bin ton kapasiteli 2 adet amonyak tankı, bin 880 metreküp kapasiteli 1 adet sülfürik asit tankı ve toplam 11 bin 600 metreküp kapasiteli 4 adet fosforik asit tankı olmak üzere toplam 7 adet kimyasal tankları bulunuyor. Tesiste mevcut olan tüm tanklar, denizyolu ya da karayoluyla gelen dökme sıvı ürünlerin depolanmasına ve yeniden deniz/kara tankerlerine yüklenmesine olanak verecek şekilde konumlandırılıyor. Tanklar arasında transfer hizmetleri dışında tanklarda karışım (blending) yapma imkânları da mevcut. EN BÜYÜK KATI DÖKME YÜK LİMANI: İSDEMİR İsdemir Limanı, İskenderun Körfezi’nde İsdemir fabrikasının sahilinde kurulmuş, bin 100 metre uzunluğundaki tali dalgakıran ile korunan, 19 metre derinliğe sahip Akdeniz Bölgesi’nin en büyük dökme katı ve genel kargo limanı özelliği taşıyor. Limanın, ISPS Kod’a (International Ship and Port Facilitiy Security Code) uygun olarak fens ile tamamen koruma altına alınmış 1 milyon 72 bin metrekare alanı bulunu- yor. İskenderun’a 18 kilometre uzaklıkta ve otoyola 4 kilometre mesafedeki liman, ulusal demiryolu ağına da entegre durumda. Hatay Havalimanı’na 80 kilometre, Adana Havaalanı’na ise 130 kilometre uzaklıkta bulunuyor. İskenderun Demir ve Çelik Fabrikaları’na ait hammaddeler ile yardımcı malzemeler ve mamul maddelerin deniz yolu ile taşınması hizmetlerini karşılamak amacı ile kurulmuş olan liman tesisi, genel kargoda 60 bin DWT, dökme yükte 200 bin DWT’luk gemilere hizmet verebiliyor. Limanın genel kargo ve dökme katı yük elleçleme kapasitesi yıllık 16 milyon ton seviyelerinde ve fiili olarak yıllık 12 milyon ton elleçleme gerçekleştiriliyor. Limanda 7 gün 24 saat ve 3 vardiya halinde her türlü yükleme/boşaltma, depolama ve terminal hizmetleri veriliyor. İsdemir Limanı, çevre sanayi kuruluşlarının liman ihtiyaçlarının yoğun şekilde karşılanmasının yanında Antakya, Adana, Mersin, Kayseri, Nevşehir, Niğde, Ankara, Gaziantep, Kahramanmaraş, Malatya ve Elazığ illerinden talep sahiplerine de hizmet veriyor. Ayrıca, gümrüklü ve gümrüksüz depoları ile transit yükler için her türlü yükleme/boşaltma, terminal ve geçici depolama hizmetlerde sağlanı- Denbirport Limanı, Sarıseki Beldesi sınırları içerisinde, İskenderun Körfezi’nin kuzeydoğu kıyısında, D-817 karayolu ve Adana-İskenderun demiryolu hattı üzerinde yer alıyor. Denbirport aynı zamanda İskenderun’un ilk kurulan konteynır limanı özelliğine de sahip. Demiryolunun tesis içine de bağlantısı bulunduğunu belirten Denbirport Genel Müdürü Nejat Yıldırım, İskenderun’a 13 km ve Adana havaalanına 110 km mesafede bulunduklarını belirtiyor. Nejat Yıldırım, tesislerin toplam 100 dönümünün sahil kenarında, 37 dönümünün ise belde içerisinde olduğunu ve 100 dönümlük dolgu alanı hakkı bulunduğunu belirtiyor. Tesislerinden karadan denize dik olarak 813 metre uzunluğunda 18 metre su derinliği ile 60 bin DWT’lik gemilerin yanaşabilmesine imkan sağlayan betonarme ve çelik kazıklı bir iskele bulunduğunu belirten Yıldırım, iskele üzerinde mevcut konveyör banta ilaveten, 20 ton kapasiteli 1 adet kreyn ve 4 er tonluk 2 adet kreyn bulunduğunu belirtiyor. Aylık kuru yük elleçleme kapasitelerinin 120 bin tonun üzerinde bulunduğunu aktaran Yıldırım, iskele üzerinde tehlikeli sıvı yük elleçleme ve depolamasına yönelik boru hattı devresinin de mevcut olduğunu sözlerine ekliyor. \ İSKENDERUN LİMANLARININ ELLEÇLEME MİKTARLARI ASSAN MMK ATAKAŞ EKİNCİLER 200 BİN TEU 3,6 MİLYON TON 3 MİLYON TON (YILLIK) (YILLIK) (YILLIK) TOROS CEYHAN 45 BİN TON (GÜNLÜK) İSDEMİR DENBİRPORT 12 MİLYON TON 1 MİLYON TON (YILLIK) (YILLIK) TCDD İSKENDERUN 3 MİLYON (YILLIK) YAZICI 7,5 MİLYON TON (YILLIK) 15 KAPAK Akdeniz’in devleri İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) her yıl yayınladığı Türkiye’nin ‘Birinci 500 Büyük’ ve ‘İkinci 500 Büyük’ sanayi kuruluşu listelerine, AKİB sorumluluk bölgesinde yer alan 94 firma girebildi. İyi haber ise listede yer alan Adana, Mersin, Kayseri, Hatay, Kahramanmaraş ve Karaman illerindeki firmaların, geçen yıla göre sıralamada yükselmiş olmaları. 16 İ stanbul Sanayi Odası’nın (İSO) her yıl açıkladığı ‘Birinci 500 Büyük’ ve ‘İkinci 500 Büyük’ sanayi kuruluşu araştırmaları yurtiçi ve yurtdışı ekonomi kamuoyu tarafından merakla beklenir, sonuçları finans çevreleri başta olmak üzere çoğu kuruluş için bir performans kriteri olarak görülür. 2010 verilerine göre Birinci 500’ün Türkiye toplam GSYİH’nın içindeki payı yüzde 9,3 iken; İkinci 500’de bu pay yüzde 0,9 oldu. 2010 yılında ülke GSYİH’nın yüzde 10,2’si 1000 Büyük Sanayi Kuruluşu tarafından yaratıldı. Geçen ay açıklanan 2010 yılı İSO verilerine, biz de AKİB Aktüel dergisi olarak Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin sorumluluk bölgesinde yer alan firmalar açısından inceledik. Adana, Mersin, Kayseri, Hatay, Kahramanmaraş ve Karaman’ı kap- sayan söz konusu bölgede bulunan illerden 94 firma yer aldı. Listenin yaklaşık olarak yüzde 10’luk bölümünü oluşturan ve aynı zamanda AKİB’in üyeleri olan firmaların çoğunluğu, geçen yıla oranla satışlarını artırmayı başardı. Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde bölgemizden 40 firma yer alırken, İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde bu rakam 54 oldu. 17 KAPAK Kahramanmaraş’tan birinci listeye giren 7 şirketten 4’ü, Başkanlığını Hanefi Öksüz’ün yaptığı Kipaş Holding’e bağlı şirketler oldu. KAHRAMANMARAŞ Kahramanmaraş’ta Birinci 500 Sanayi Kuruluşu listesine 7 firma girdi. İkinci 500 listesine ise 10 firma girmeyi başardı. Geçen yıl 11 firmanın yer aldığı ikinci 500’de bu yıl bir firma birinci listeye yükseldiği için 10 firma yer aldı. Kahramanmaraş’ta birinci listeye giren en tepedeki firma 248. sıradan Matesa Tekstil. Firma aynı zamanda geçen yıl AKİB’de hazır giyim sektörü ihracat birincisiydi. Yapılan sıralamada Kahramanmaraş’tan birinci listeye giren 7 şirketten 4’ü Kipaş Holding’e bağlı şirketler oldu. Üretimden satışlara göre 286. sırada Kipaş Mensucat, 351. sırada Kipaş De- nim yer aldı. İkinci listede 150. sırada yer alan Gemciler Güven Metal firması da listeye giren 10 Kahramanmaraş firmasının ilki oldu. Kipaş Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Hanefi Öksüz, başarılarına ilişkin şunları söylüyor; “Kuruluşlarımız hem sıralama, hem sayı olarak yükseldi. Kahramanmaraşlı 7 şirketin 4 tanesinin Holding bünyesinden çıkması bizleri fazlası ile memnun etti. Kipaş, Kahramanmaraş ve ülkeye yatırımlarına devam edecektir. İkinci 500’de de firmalarımızın yükseleceği inancındayız. Çünkü biz bu kararlılıkla çalışıyoruz” diyor. İkinci 500 listesinde 150. sırada yer alan Gemciler Güven Metal, bu listedeki 10 Kahramanmaraş firmasının ilki oldu. Şirketin tepesindeki isim Osman Gemci, seneye daha üstte yer bulacaklarını söyledi. KAHRAMANMARAŞ İKİNCİ İSO LİSTESİ FİRMALARI 2010 Yılı Sıra No 2009 Yılı Sıra No Firma Adı Üretimden Satışlar Net (TL) 150 376 Gemciler Güven Metal 93,727,113 219 296 Mipsan Kahramanmaraş İplik 83,207,685 236 303 Arsan Tekstil 283 181 294 KAHRAMANMARAŞ BİRİNCİ İSO 500 LİSTESİ FİRMALARI 81,007,052 2010 Yılı Sıra No 2009 Yılı Sıra No Firma Adı Üretimden Satışlar Net (TL) MARTEKS Maraş Tekstil 76,907,003 248 238 Matesa Tekstil 244,822,459 323 Şirikçioğlu Mensucat 75,406,949 278 325 Mem Tekstil 213,860,377 312 411 İskur Örme S 73,146,586 286 315 Kipaş Mensucat 206,512,251 316 349 Yaşar Dondurma 72,744,668 351 334 Kipaş Denim 169,775,683 414 - Arıkan Mensucat 61,360,475 358 458 Erdem Tekstil 167,912,895 432 267 Bozkurt Konfeksiyon 59,738,100 403 404 KÇS Çimento Beton 152,010,261 459 - Midaş Tekstil 58,073,135 499 - İskur Tekstil 123,882,148 KARAMAN İSO Birinci 500 Büyük Sanayi kuruluşu sıralamasına Karaman’dan Biskot, Bifa ve Şimşek Bisküvi geçen yıl olduğu gibi bu sene de girmeyi başardı. 2009 yılında 157. sırada bulunan Biskot Bisküvi 2010 yılında 323.434.848 TL’lik üretimden satışı ile 26 sıra gerileyerek 183. sırada yer alırken, yine geçen yıl 279. sırada bulunan Bifa Bisküvi 215.334.943’lük üretimden satışı ile bu yıl 3 sıra atlayarak 276’ncılığa yükseldi. 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesine Karaman’dan giren son sanayi kuruluşu ise Şimşek Bisküvi oldu. İkinci 500 listesinde ise 2 firma bulunuyor. 253. sırada Anı Bisküvi geçen sene listeye 263. sırada girmişti. Bu yıl listeye ilk defa giren AGS-Anadolu gıda ise listede 423. sırada yer aldı. Bifa Bisküvi Genel Müdürü Mustafa Pınarbaşı, 2009’da ilk 500’de 279. sırada iken 2010 yılında yükselerek 276. olduklarını belirtiyor. Satışlarının 2009 yılına göre yüzde 22, 2008 yılına göre ise yüzde 49 artış gösterdiğini ifade eden Pınarbaşı,ihracatın satışlardaki payını yüzde 20 olarak belirtiyor. KARAMAN BİRİNCİ 500 LİSTESİ FİRMALARI 2010 Yılı Sıra No 2009 Yılı Sıra No Firma Adı Üretimden Satışlar Net (TL) 183 157 Biskot Bisküvi 323,434,848 276 279 Bifa Bisküvi 215,534,943 253 498 405 Şimşek Bisküvi 124,259,052 423 18 KARAMAN İKİNCİ 500 LİSTESİ FİRMALARI 2010 Yılı 2009 Yılı Sıra No Sıra No Firma Adı Üretimden Satışlar Net (TL) 263 Anı Bisküvi 79,425,590 - AGS - Anadolu Gıda 60,431,994 Bifa Bisküvi Genel Müdürü Mustafa Pınarbaşı, firmalarının satışlarının 2009’a göre yüzde 22 artış gösterdiğini ifade ederek bu yıl ilk 500 firma içersinde üç basamak yükseldiklerini belirtiyor. HATAY Birinci İSO 500 listesinde Antakya’dan 7 sanayi kuruluşu bulunurken, İkinci 500 Sanayi kuruluşu listesinde ise 2 firma yer aldı. Birinci listedeki 3 firma da İskenderun Sanayi Odası’na bağlı, diğerleri ise Dörtyol ANTAKYA BİRİNCİ İSO 500 LİSTESİ FİRMALARI 2010 Yılı Sıra No 2009 Yılı Sıra No Firma Adı Üretimden Satışlar Net (TL) 58 75 819,763,469 96 70 222 301 285 457 Nursan Metalurji Endüstrisi Nursan Çelik Sanayi İlhanlar Haddecilik Boru Profil ve Tekstil Baştuğ Çelik Sanayi Sanayi Odası’na. İkinci 500’de 143’üncü sırada yer alan firmalardan Hatboru Çelik Boru, Antakya Sanayi Odası’na bağlı iken, 157’inci sıradaki Ertu Demir Çelik ise Dörtyol Sanayi Odası’na bağlı bulunuyor. Birinci listede 58’inci sırada bulunan Nursan Gruba bağlı Nursan Metalurji firması, Dörtyol’un listeye giren ilk firması. Nursan Metalurji geçen sene 75’inci sırada bulunurken bu yıl 17 sıra yükseldiği görülüyor. Yine aynı gruba Nursan Çelik Sanayi firması da 96’ıncı sıradan Dörtyol’un listede ki ikinci firması. 545,707,106 Nursan Grubu YK Başkan Yardımcısı Ramazan Keleş, birinci listede 58’inci sırada bulunan Nursan Metalurji firmasının büyümesini sürdüreceğini ifade ediyor. 268,996,955 207,537,749 ANTAKYA İKİNCİ İSO 500 LİSTESİ FİRMALARI 2010 Yılı Sıra No 2009 Yılı Sıra No Firma Adı Üretimden Satışlar Net (TL) 143 157 149 - Hatboru Çelik Boru Ertu Demir Çelik 95,368,664 91,088,108 İSKENDERUN İskenderun’dan bu yıl İSO’nun Birinci 500 listesine 3 firma girebildi. Listeye 10’uncu sırada İskenderun Demir Çelik’i 28’inci sırada Tosçelik ve 132. sırada ise Tosyalı Demir Çelik firmaları takip etti. 2001 yılında listede 423. sırada yer alan Tosçelik, 2010 yılı sıralamasında 28. sıraya yükseldi. ISO-500 2009 listesinde 45. sırada yer alan Tosçelik, istikrarlı büyümesini geçtiğimiz yıl da sürdürdü. Firma, 2010’da bir önceki yıla göre 17 basamak birden yükselerek önemli bir başarıya imza atmış durumda. Tosyalı Holding bünyesindeki Tosyalı Demir Çelik Sanayi de, 2009 yılında ISO 500 listesinde 151. sıradayken, 2010 yılı sıralamasında 132. sıraya yükselme başarısını gösterdi. Bulunduğu sektörde zorlu rekabet koşullarına rağmen yatırım yapmaktan ve global vizyondan ödün vermeyen Tosyalı Demir Çelik Sanayi, 10 yıldır istikrarlı büyümesini sürdürüyor. Tosyalı Demir Çelik’in büyüme hedefli strateji- leri doğrultusunda yeni yatırımlara ağırlık vererek, önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde Türkiye’nin en büyük ilk 50 firması arasında yer alması bekleniyor. Tosçelik’in 2004 yılında İSO 5OO listesinden 126. sırada olduğunu belirten Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, “Tosçelik, 2005 yılında 90. sıraya, 2006’da 80. sıraya, 2007’de 68. sıraya yükseldi. Büyümedeki istikrarını devam ettirerek 2009 yılında 45. sıradan İSO-500’e giren firmamız, 2010 yılının değerlendirildiği İSO 500 listesinde 28. sırada yer aldı. 2010 yılında, yassı çelik ile birlikte diğer segmentlerde üretim, satış ve ihracat anlamında önemli başarılar sağlayan Tosyalı Holding, dikişli çelik boru üretimini 2010 yılında yüzde 47 arttırarak 800 bin tona ulaştırdı. Tosçelik ayrıca 1 milyar dolarlık yatırımla 1,5 yıl önce üretime başlayan Osmaniye Tesisleri’ni de 500 milyon dolar ek yatırımla tam entegre hale dönüştürüyor” diyor. İSKENDERUN BİRİNCİ İSO 500 LİSTESİ FİRMALARI 2010 Yılı Sıra No 2009 Yılı Sıra No Firma Adı Üretimden Satışlar Net (TL) 10 12 İskenderun Demir ve Çelik 3,239,662,761 28 45 Tosçelik 1,454,653,589 132 151 Tosyalı Demir Çelik San. A.Ş. 421,133,354 Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, 2004 yılında 126. sırada olan firmanın, her yıl yükselerek 2010’da 28. sıraya çıkma başarısının yeni yatırımlarla mümkün olduğunu dile getirdi. 19 KAPAK ADANA İSO’nun Birinci 500 Büyük listesinde, Adana’dan 12 firma yer alırken, İkinci 500 listesinde ise 13 firma yer aldı. Adana’dan toplam 25 firmanın yer aldığı listelerde birinciliği Türkiye’de 77. sırada yer alan Advansa Sasa firması aldı. Geçen sene 136. sıradan 59 sıra öne geçen firmanın gerçekleştirdiği satış ise 645 milyon dolar oldu. Marsan Gıda 136’ncı, Temsa Global 149’ncı, Bossa 192’inci, Adana Çimento 203’üncü, Artenius Turkpet 204’üncü, adının açıklanmasını istemeyen firma 234’üncü, Beyteks Tekstil 251’nci, Wavin TR Plastik 339’ncu, Güney Çelik Hasır 346’ncı, Özmaya 371’nci ve Elita Gıda 471’nci sırada yer aldı. Geçen yıl listede 11 olan firma sayısı bu yıl 12’ye yükselmiş durumda. Bu da, Adana sanayisinde gelişimin ve istikrarın devam ettiğini gösteriyor. İkinci 500 listesinde ise Adana’dan ilk giren firma ise 134. sıradan Kıvanç Tekstil oldu. Bir önceki sene 196’ncı sırada olan Kıvanç Tekstil’in satış rakamı ise 96 milyon dolar olarak gerçekleşmiş durumda. ADANA BİRİNCİ 500 LİSTESİ FİRMALARI 2010 Yılı Sıra No 2009 Yılı Sıra No Firma Adı Üretimden Satışlar Net (TL) 77 136 149 192 203 204 251 339 346 371 471 136 120 123 215 169 192 289 338 422 278 - Advansa Sasa Marsan Gıda Temsa Global Bossa Adana Çimento Artenius Turkpet Beyteks Tekstil Wavin TR Plastik Güney Çelik Hasır Özmaya Sanayi Elita Gıda 645,705,323 412,271,684 376,741,659 304,839,455 294,531,770 294,451,964 243,195,935 173,709,141 171,639,272 162,328,770 132.284.71 ADANA İKİNCİ İSO 500 LİSTESİ FİRMALARI 2010 Yılı Sıra No 2009 Yılı Sıra No Firma Adı Üretimden Satışlar Net (TL) 9 134 167 289 291 295 350 351 353 402 420 457 481 1 196 74 208 213 189 237 400 477 392 423 463 Oyka Kağıt Ambalaj Kıvanç Tekstil Akyem Adana Oğuz Tekstil Oğuz Gıda Gürsoy Yem Adana Besi ve Yem Meltem Kimya Kimteks Tekstil Zahit Alüminyum Özgür Atermit Abdioğulları Seyhan Hazır Beton 121,808,397 96,812,409 89,962,652 76,137,262 75,891,635 75,307,360 68,709,299 68,697,261 68,041,520 62,956,299 60,842,790 58,150,879 55,882,396 Mersin’de Birinci 500 listesinde giren tek firma Arbel Bakliyat. İkinci listeye ise Mersin’den 7 firma girmeyi başardı. Geçen sene 388’inci sırada listede yer alan Arbel bu yıl 410’uncu sırada yer aldı. Arbel Grubu YK Başkanı Mahmut Arslan, Mersin gibi limana sahip sanayi ve ticaret kenti bir yerde yalnızca Arbel’in listeye girmiş olmasının üzücü olduğunu ifade ediyor. İkinci 500 listesinde ise 7 firmanın yer aldığını ifade eden Arslan, gelecek yıllarda daha çok Mersin firmasının girmesini ümit ettiklerini belirtiyor. Arslan şöyle devam ediyor: “50 yılı aşkın bir süredir iç ve dünya piyasasında bakli- İkinci 500 listesinde Adana’dan birinci olan firma, 134. sıradan giren Zeki Kıvanç’ın YK Başkanlığı’nı yaptığı Kıvanç Tekstil oldu. MERSİN BİRİNCİ İSO 500 LİSTESİ FİRMALARI MERSİN 20 Genel Müdürlüğü’nü Toker Özcan’ın yaptığı Advansa Sasa, Adana’dan toplam 25 firmanın yer aldığı listelerde birinciliği 77. sıradaki yeriyle aldı. yat, hububat ve diğer gıda ürünlerinin başta gelen üreticisi ve ihracatçısı olageldik. Mersin merkezli bir firma olarak yurtdışında Kanada, ABD, Avustralya ve Kırgızistan’da tesislerimiz bulunmakta. Kanada’nın bakliyat ihracatının yüzde 45’ini şirketimiz gerçekleştiriyor. Bunda Türkiye’de elde ettiğimiz bilgi ve deneyim yatıyor. Mersin’deki şirketimiz bizim okulumuzdur. Yurt dışında çalışan personelimizin büyük bir bölümü Mersin’deki tesislerimizde eğitilmiş deneyim kazanmış durumda. Mersinli bir sanayici olarak gelecekten çok umutlu olduğumu belirtmek isterim.” 2010 Yılı Sıra No 2009 Yılı Sıra No Firma Adı Üretimden Satışlar Net (TL) 410 388 Arbel Bakliyat 149,410,007 MERSİN İKİNCİ İSO 500 LİSTESİ FİRMALARI 2010 Yılı 2009 Yılı Sıra No Sıra No 29 66 68 207 255 278 407 10 173 427 347 334 Firma Adı Üretimden Satışlar Net (TL) Memişoğlu Tarım Başhan Tarımsal Tilaga Madencilik Narpa Narin Çukurova İnşaat Durum Gıda Özbal Çelik 118,050,251 110,971,790 110,546,034 85,061,712 79,313,511 77,654,541 62,397,456 KAYSERİ KAYSERİ İKİNCİ İSO 500 LİSTESİ FİRMALARI 2010 Yılı 2009 Yılı Sıra No Sıra No Kayseri demek, biraz da Boydak demek. İlk 500’de 12, ikinci 500’de yer alan 22 Kayserili firmanın en tepesinde HES Hacılar Elektrik bulunuyor. 2008 ve 2009 yıllarını dünya finansal krizinin etkilerini azaltmak için firmamızda yeniden yapılanmada fırsat olarak değerlendirdik. Özellikle 2009 yılında ihracat firmamızın büyümesine önemli katkı yaptı diyebiliriz. 2010 yılı firmamız açısından yeniden büyümeye geçiş yılımız oldu. Bu dönemde rekabet avantajımız olan ürünlere yoğunlaştık ve piyasa ihtiyaçlarına çabuk cevap verebilecek şekilde tedarik ve satış esnekliğimizi artırdık. Şu anda da yatırımlarımıza ve çalışmalarımıza işletme verimliliğini artırmak hedefiyle devam ediyoruz. Halka açık bir şirket olarak önümüzdeki yıllarda istikrarlı ve karlı bir yapıda büyümemizi sürdürmeyi hedefliyoruz.” İSO Birinci 500 listesinde 12 Kayserili firma yer aldı. Geçen yıl Kayseri sıralamasında üçüncü olan HES Hacılar Elektrik Türkiye genelinde 69. sıraya yükselerek Kayseri listesinde de ilk sırada yer aldı. İkinci 500 listesinde geçen sene Kayseri’de 16 firma yer alırken, bu sene aynı listeye 22 Kayserili firma girdi. Erbosan Erciyas Boru İSO ikinci 500 sıralamanın ilk sırasında yer alırken, Çinkom Çinko Kurşun Metal ve Madencilik, Milkay Teknik Tekstil, Başyazıcıoğlu Tekstil, Serko Tekstil Gıda Orman Ürünleri Demir Çelik ve His Tekstil bu yıl sıralamada ilk defa yer alan firmalar oldu. İkinci 500 listesinde 1. sırada bulunan Erbosan Boru’nun Genel Müdür Yardımcısı Şaban Altunbağ firmalarının başarısını şöyle değerlendiriyor: “Erbosan olarak Firma Adı Üretimden Satışlar Net (TL) 1 6 ERBOSAN Erciyas Boru 123,729,722 55 - YATAŞ Yatak ve Yorgan 114,140,786 44 - Form Sünger ve Yatak 116,015,025 56 - Karsu Tekstil 114,013,990 71 183 Özkoyuncu Madencilik Metalurji İnşaat 110,025,110 104 139 Kilim Mobilya Kanepe 102,299,171 230 179 Mondi Yatak Yorgan 81,760,743 268 - Çinkom Çinko-KurşunMetal ve Madencilik 78,293,023 276 - Milkay Teknik Tekstil San. A.Ş. 77,665,931 325 314 Gülsan Gıda 71,437,363 327 - Başyazıcıoğlu Tekstil 71,060,132 336 375 Coreal Alüminyum 70,177,324 368 364 Metal Matris 66,635,235 418 490 Beşler Tekstil 61,137,984 477 315 Gürkan Ofis Mobilyaları 56,316,240 479 - Serko Tekstil Gıda Orman Ürünleri 56,143,639 497 298 Kayseri Elektrik Üretim 53,931,989 498 - His Tekstil 53,926,502 500 277 Ceha Büro Mobilyaları 53,918,931 İkinci 500 listesinde 1. sırada bulunan Erbosan Boru’nun Genel Müdür Yardımcısı Şaban Altunbağ, krizi yatırım anlamında fırsata çevirerek başarıya ulaştıklarını söylüyor. KAYSERİ BİRİNCİ İSO LİSTESİ FİRMALARI 2010 Yılı Sıra No 2009 Yılı Sıra No Firma Adı Üretimden Satışlar Net (TL) 69 82 95 134 173 196 275 288 317 413 83 78 58 118 166 173 285 306 318 349 HES Hacılar Boytaş Mobilya Kayseri Şeker Merkez Çelik Orta Anadolu İstikbal Mobilya Boyteks Tekstil Boyçelik Metal Has Çelik ve Halat Kumtel 710,646,967 600,200,224 550,884,307 414,083,375 331,349,760 300,145,513 216,706,070 205,246,641 186,081,792 147,724,482 21 KİMYEVİ MADDELER Beyaz Kağıt temizliği ihraç ediyor Adana’da çocuk bezi ve deterjan üretimi yapan Beyaz Kağıt firması 70 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Beyaz Kağıt, sektörde başarılı bir şekilde rekabet edebilmek ve ihracat pazarlarına ürün sağlamak için ileri teknoloji yatırımlarına ve kapasite arttırmaya yönelik çalışmalarını istikrarlı bir şekilde sürdürüyor. 22 A dana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde 45 bin metrekare alan üzerine kurulu 30 bin metrekare kapalı alanı bulunan Beyaz Kağıt, adı gibi temizliğin simgesi. Tesislerinde çocuk bezi, kadın bağı ve deterjan üretimi yapan firma, çocuk bezinde aylık 10 milyon adet; kadın bağında ise aylık 7,5 milyon adet üretim kapasitesine sahip. Deterjan fabrikası bünyesinde toz deterjan ünitesi, sıvı jel ünitesi, çamaşır suyu ünitesi, kozmetik ünitesi ve sülfanasyon üniteleri bulunduruyor. Tesiste bu ünitelerin yanında yardımcı yan üniteler; hammadde depo, mamul madde depo, kazan dairesi ve su arıtma ünitesi de mevcut. Beyaz Kağıt’ın kurumsal politikasına bağlı kalarak müşteri memnuniyeti, kaliteli üretim-satış ve insan kaynakları yatırımlarına devam ettiğini ifade eden Beyaz Kağıt İcra Kurulu Başkanı Zühtü Doğrul, üretilen ürünlerin ISO 9001 kalite güvence sistemi ile sağlık ve hijyene uygun şekilde otomatik olarak el değmeden üretildiğini belirtiyor. İtalyan-Ballestra teknolojileriyle kurulan fabrikalarında bilgisayar kontrollü üre- Beyaz Kağıt İcra Kurulu Başkanı Zühtü Doğrul tim sayesinde, prosesin her aşamasının izlendiğini söyleyen Doğrul, ürün kalitesinin sürekli kontrolü sağlanarak, kaliteli ürünler üretildiğini belirtiyor. Genellikle Ortadoğu, Balkanlar, Kuzey Afrika, Kafkaslar ve Türki cumhuriyetler olmak 70’e yakın ülkede ihracat faaliyetlerine devam ettiklerini ifade eden Zühtü Doğrul, “Yurtdışı fuar organizasyonlarına katılım sağlıyoruz. Avrupa pazarlarında ve mevcut pazarların geliştirilmesi için yurtdışı fuarları önemsiyoruz. Bu fuarlardan edindiğimiz izlenimler ve feedbackler ışığında ürün yelpazemizi geliştiriyor ve maliyet açısından daha uygun ürünler geliştiriyoruz. Şu an için dış gelişmeler Türkiye’nin konumunu güçlendirmiş durumda, bu durum Türkiye’yi güvenilir bir liman haline getirmiş bulunuyor. Bu da Avrupa’da ve yakın komşularımızla olan ilişkilerimizin daha da önemli hale gelmesine neden oluyor. Dış bağlantılarda bu güven ortamının sağladığı ticari alışverişlerin artmasına vesile olmuştur diyebiliriz” şeklinde konuşuyor. Çocuk bezinde aylık 10 milyon adet; kadın bağında ise 7,5 milyon adet üretim kapasitesine sahip Beyaz Kağıt’ın deterjan fabrikası bünyesinde toz deterjan, sıvı jel, çamaşır suyu, kozmetik ve sülfanasyon üniteleri bulunuyor. YATIRIMLAR ARTACAK Artan temizlik ürünleri talebi ve gelişen teknoloji nedeni ile son zamanlarda Türkiye’nin stratejik konumunun önemini arttırdığını belirten Doğrul, bu dönemde temizlik ürünleri üretiminde kapasite oranlarının yükseleceği gerçeğinden hareketle yeni yatırımların hızlanacağını varsaydıklarını söylüyor. Ulusal ve uluslararası pazarlarda yeni ürün çeşitlerinin giderek arttırmayı hedeflediklerini belirten Doğrul, pazarda rakiplerinin üstünde yer almaya çalıştıklarını ifade ediyor. Rekabet gücünü arttırmak için öncelikle Ar-Ge çalışmalarına hız verdiklerini belirten Doğrul, böylece yeni yatırımları devamlı gündemde tuttuklarını vurguluyor. Beyaz Kağıt olarak hedeflerinin sektörde teknolojik önder olmak olduğunu söyleyen Doğrul, bu amaçla Ballestra, IIT, Siemens PCS 7, Siemens S7-400 PLC ve WINCC scada, Seyhan Makine, Reverse Osmos ve Diyalog Dinamo gibi hem yerli hem yabancı makine ve teknoloji devleri ile işbirliğine gidildiğini aktarıyor. Bilişim ve çağdaş teknolojik yazılım ve elektronik araçlarla donatılmış tesisler için her türlü yatırım yapılmış durumda. Beyaz Kağıt’ın sektörünün iş hacmine uygun olarak temin ve tedarikte hazırladığını belirten Doğrul, firmanın lojistik faaliyetlerinde de bütün hazırlıklarını tamamlamış olduğunu söylüyor. ADANA BİRÇOK AVANTAJ SAĞLIYOR Beyaz Kağıt firması olarak yatırımlarını Adana’ya yapmalarının isabetli bir karar olduğunu belirten Doğrul, “Firmamızın Adana’da olması hammadde tedarikinde bize kolaylık sağladığı gibi, iç pazarda potansiyel tüketim alanlarına da yakınlık avantajı sağlıyor. Aynı zamanda gelişmekte olan ihracat pazarlarımıza yakınız. Organize sanayi bölgesinin avantajlarından da yararlanıyoruz” şeklinde konuşuyor. Mersin ve Yumurtalık limanları vasıtası ile hammadde tedarikindeki kolaylıklar ve nakliye ücretlerindeki avantajların rekabet içerisinde oldukları pazarlarda ciddi avantajlar sağladığına değinen Doğrul, “Bu avantajlar müşterilerimize pazarda stratejik üs- tünlük olarak dönüyor. Adana’nın; Konya, Gaziantep, Kayseri, Mersin, Antakya, Malatya, Kahramanmaraş gibi iç Anadolu, Güney ve Güneydoğu Anadolu gibi tüketim merkezlerinin tam ortasında olması ve bitmiş ürün dağıtımı maliyetlerini mimimize ettiği gibi, tüketiciye zamanında ve kolay ulaşımı sağlıyor. Son zamanlarda yakın komşularımızla olan gelişmeler çerçevesinde büyümeye başlayan yeni dış pazarlara yakınlıkta yukarıda saydığımız iç pazar avantajlarında olduğu gibi lojistik ve zamanında teslimat açısından ciddi avantajlar getiriyor. Ayrıca Mersin Limanı’ndan konteynır trafiğindeki kolaylıklar diğer ihracat pazarlarında yerleşik müşterilerimiz açısından da Beyaz Kağıt’ı tercih edilen tedarikçi konumunda hızla güçlendiriyor” diyor. AR-GE YATIRIMLARI TAM GAZ diler ise, tedarikçi firmalara iade ediliyor. Analizi yapılan hammadde ve ambalaj malzemelerinin analiz sonuçları istatistiksel olarak değerlendiriliyor. Üretimi yapılan her batch ürünün analiz ve kontrolleri, kalite planları ve analiz talimatları doğrultusunda yapılıyor, Ar-Ge tarafından belirlenmiş spesifikasyonlarla karşılaştırılıyor. Spekt dışı ürüne gerekli düzeltici faaliyetler yapılarak ürün uygun hale getiriliyor, onaylandıktan sonra doluma veriliyor. Dolum hatlarında ürünlerin dolum ağırlık ve diğer tüm fiziksel kontrolleri belirlenmiş kalite kriterlerine göre yapılmakta, bir sorun olması halinde hat başında kontrol yapan kalite kontrol inspectorleri tarafından müdahale edilerek sorun gideriliyor. Nihai olarak paketlenmiş olan, ürünlerin laboratuvar analizleri ve son kontrolleri tamamlanmadan sevkiyat izni veriliyor.” \ Beyaz Kağıt’ın sürekli gelişim ve ekonomik olarak büyümenin en temel gerekliliği olan Ar-Ge’nin önemini felsefe olarak benimsediğini belirten Doğrul, üretim sürecini şu şekilde anlatıyor: “Bu doğrultuda geniş kapsamlı bir Ar-Ge laboratuarı ve konusunda uzmanlaşmış Ar-Ge personelini istihdam ettik. Sürekli gelişim ve verimlilik artışı için çalışıyoruz. Ar-Ge çalışmaları sadece ürün, ambalaj, proses ve sistem geliştirme için değil, aynı zamanda satın almadan, satış-pazarlamaya kadar, insan kaynakları yönetimini de içine alan kuruluşumuzun her aşamasında gerçekleştiriliyor. Fabrikaya gelen her hammadde ve paketleme malzemesinin girdi kontrolleri yapılmakta. Öncelikle girdilerin spesifikasyonları Ar-Ge tarafından belirleniyor. Belirlenmiş olan kalite spektleri doğrultusunda gelen hammaddelerin analizleri yapılıyor, uygun görülenler üretimde kullanılmak üzere kabul ediliyor. Standart dışı olan ve kalite kontrol laboratuar testleri de uygun görülmemiş gir23 AĞAÇ ORMAN Kağıtta potansiyel büyük üretim yetersiz Kağıt, karton ve ambalaj sektörü, ağaç ve orman ürünleri işkolunun en önemli ikinci işkolu konumunda. Kağıt, karton ve ambalaj konusunda dünyanın en ünlü markalarına en ileri teknoloji ile hizmet veren Türkiye, üretim anlamında ise hak ettiği yerde değil. 2,5 milyon tonluk kağıt-karton üretimi ile ülkemiz dünya çapında 25. Sırada bulunuyor. K ağıt tüketimi bir ülkenin sosyal, kültürel ve endüstriyel gelişmesi ile yakından ilgili. Kağıt ürünleri tüketimi dünyada bir uygarlık ölçüsü olarak kabul ediliyor. Türkiye’deki kağıt tüketimi de nüfusla değil, ekonomik büyümeyle paralel olarak artıyor. Ülkemiz dünya sıralamasında kağıt-karton tüketiminde 16’ncı; üretiminde ise 25’nci sırada bulunuyor. Bu durum, Türkiye’nin kağıt-kartonda net ithalatçı bir ülke olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Türkiye’nin sektördeki ithalatı, ihracatının iki katından fazla bir düzeyde. Bu durum diğer yandan ülkemiz kağıt-karton sanayinin ne denli büyümeye açık olduğunu gösteriyor. Son on yıllık gelişimine bakıldığında; Türkiye’nin kağıt-karton ihracatı, 2009 yılındaki ekonomik kriz nedeniyle yaşanan küçük düşüş dışında, sürekli artış halinde. Türkiye, 2000 yılında 174 milyon dolar değerinde kağıt-karton ihraç ederken, 2010 yılına gelindiğinde söz konusu sektörden ihracatını 1,2 milyar dolara kadar yükseltmeyi başarmış durumda. Türkiye’de 2010 yılında yaklaşık 6.615 firma kâğıt-karton sektöründe ihracat gerçekleştirmiş. Kağıtkarton üretimi ve ihracatı konusunda Türkiye’nin en önemli firmaları arasında bulunan OYKA Kağıt’ın Genel Müdürü Aytekin Reşit Kadıoğlu ile firmanın yeni yatırımlarını ve sektörün genel durumunu konuştuk. 24 Aytekin Reşit Kadıoğlu OYKA Kağıt Genel Müdürü “Kağıt üretiminin ana girdi hammaddesi olan odunun Orman Genel Müdürlüğü’nün tekelinde olması, odun fiyatlarının dünya ile rekabet edilemeyecek boyutlarda olması kağıt sektörünün en büyük sorununu teşkil etmekte.” SEKTÖRÜN TEK ENTEGRE ÜRETİCİSİ OYKA OYKA Kağıt Ambalaj, kraft kağıt ve kraft kağıttan mamul torba üretimi konularında faaliyet gösteriyor. Kağıt üretiminde yıllık üretim kapasitesi 80 bin ton düzeyinde bulunurken, kağıt torba üretiminde ise 220 milyon adet üretim gerçekleştiriyor. OYKA üretimini Çaycuma Kağıt Fabrikası, Adana Torba Fabrikası ve Çaycuma Selüloz ve Kraft Kağıt Fabrikası’nda yürütüyor. 1963 yılında Adana Kağıt Torba ismi ile kurulmuş olan OYKA, 2003 yılında devraldığı SEKA Çaycuma Kağıt Fabrikası sonrasında, Türkiye kraft kağıt endüstrisinde söz sahibi duruma geldi. Satın alındığı günden itibaren yapılan yatırımlar- la dünya çapında bir fabrika haline gelen Çaycuma Fabrikası, Türkiye’nin önemli endüstriyel tesisi olmayı başarmış durumda. Türkiye’nin ciddi miktarlarda kraft kağıt ithal ettiğini ifade eden OYKA Kağıt Genel Müdürü Aytekin Reşit Kadıoğlu, Çaycuma Fabrikası’nın üretiminin ithalatı düşürdüğünü ve Türkiye’den döviz çıkışının azalttığını ifade ediyor. OYKA Kağıt’ın, dünya standartlarındaki teknolojisi ile yurtdışı rakipleri ile ihracat pazarlarında mücadele ettiğini de vurgulayan Kadıoğlu, toplam kağıt satışlarının neredeyse üçte birini ihraç ederek Türkiye’ye önemli döviz girdisi sağladıklarını belirtiyor. Çaycuma tesisinde üretilen kağıdı, Adana ve Çaycuma’da yer alan torba hatları ile çeşitli boy ve ebatlarda torba haline getiriyor. Kraft torba tesislerinin, sahip olduğu ISO 9000 ve ISO 22000 sertifikaları ile Türkiye’de başta gıda, çimento, yapı kimyasalları, tohum, kireç, alçı, maden sektörlerine hizmet verdiğini ifade eden Kadıoğlu, yıllık 80 bin ton kraft ve 220 milyon adet kraft torba üretimi bulunduğunu söylüyor. İHRACAT YILLIK 19 MİLYON DOLAR OYKA Kağıt’ın 2010 yılında 19 milyon dolar kraft kağıt ve torba ihracatı gerçekleştirdiğini belirten Kadıoğlu, ihracat yaptıkları ülkeleri Arnavutluk, Azerbaycan, BAE, Bulgaristan, Cezayir, Danimarka, Gürcistan, İran, İspanya, Kuveyt, Libya, Makedonya, Pakistan, Romanya, Suriye, S. Arabistan, Ukrayna, Ürdün, Yunanistan olarak sıralıyor. Kraft torba piyasasının Türkiye’de 900 milyon adetlik bir pazar olduğunu belirten Kadıoğlu, bu pazarın yaklaşık 600 milyon adetlik kısmının OYKA, Mondi, Segezha gibi hem kraft kağıt, hem de kraft torba üreticisi olan firmalar tarafından gerçekleştirildiğini söylüyor. Kağıt üretiminde yıllık üretim kapasitesi 80 bin ton düzeyinde bulunan OYKA’nın, torba ambalaj üretimi ise 220 milyon adet olarak gerçekleşiyor. mayan bölmelerde üretim yapılmamalı. Orman Kanunu’nda değişiklik yapılarak orman emvali üretimlerinin orman köylüsü yerine kalifiye eleman çalıştıran profesyonel firmalara ve ekiplere bırakılmalı. Mevcut durumda orman köylüsü insan gücü yoğun çalışmakta, bu durum düşük kalitede yüksek maliyette odun üretimi yapılmasına ve ülke kaynaklarının etkin kullanılamamasına neden olmakta. Üretimlerde makineli üretime geçiş yapılmalı. Makineli üretim ile odun maliyetlerinde büyük bir düşüş olabileceği öngörülmekte. Kâğıt sektörü enerji yoğun bir sektör olup, girdilerinin yaklaşık yüzde 20’sini teşkil ediyor. Enerji maliyetlerinin, Avrupa ve ABD’ye kıyasla daha yüksek olması ve sistem altyapısındaki yetersizlik sektörün rekabet gücünü olumsuz etkiliyor. Elektrik enerjisi TÜRKİYE’DE KAĞIT ÜRETİM MALİYETİ ÇOK YÜKSEK Kağıt sektöründe ihracat potansiyelinin yüksek olduğunu ifade eden Kadıoğlu, “Kağıt ithalatı Türkiye’nin ithal ettiği ürünler arasında ön sıralarda yer alıyor. Odun hammaddesi birim fiyatlarının çok yüksek olması, kağıt sektörünü gerek ihracat, gerekse yarattığı katma değer ve istihdam yönünden çok büyük kayıplara uğratıyor. Kağıt üretiminin ana girdi hammaddesi olan odunun Orman Genel Müdürlüğü’nün tekelinde olması, odun fiyatlarının dünya ile rekabet edilemeyecek boyutlarda olması kağıt sektörünün en büyük sorununu teşkil etmekte. Türkiye’de kağıt üretiminde kullanılan odun fiyatları 70-80 dolar/ m3 arasında değişirken, bu fiyatlar dünyada 30-35 dolar/m3 seviyelerinde bulunuyor. Bir ton kağıt üretmek için yaklaşık 5 metreküp odun kullanıldığı dikkate alınırsa, ülkemizdeki kağıt üretim maliyetlerinin dünyaya kıyasla 200-225 dolar daha yüksek olduğu görülüyor. Bu sebeple Orman Genel Müdürlüğü’nün bir an önce, önlem alması gerekiyor. Alıcı taleplerini göz önünde bulundurarak üretimlerini şekillendirmeli ve orman işletme müdürlüklerinde profesyonel satış-pazarlama birimleri kurulmalıdır. Orman standartlarının revize edilerek, iç içe girmiş standartlar birbirinden kesin çizgilerle ayrılmalı. Orman içinde, transport ağı olmayan veya tamamlan- sistem altyapısı iyileştirilmeli, kalite arttırılmalı, elektrik ve doğal gaz satış fiyatı sektörün rekabet gücünü etkilemeyecek seviyelere çekilmeli” diyor OYKA, HEDEFLERİNİ BÜYÜTÜYOR OYKA Kağıt’ın önümüzdeki dönemde kraft kağıt üretimini 120 bin tona çıkaracağını belirten Kadıoğlu, Türkiye’nin 135 bin tona ulaşan 2010 yılı kraft kağıt tüketimini yakalamayı ve toplam kraft kağıt ve kraft torba üretiminin yüzde 40’ını ihraç eden bir firma olmayı hedeflediğini söylüyor. Ayrıca Türkiye’nin bulunduğu konum itibariyle, çevre ülkelerdeki 300 bin tonluk kraft tüketim pazarına da yakın durumda olduğunu söyleyen Kadıoğlu, OYKA’nın hedeflediği ihracatla Türkiye’nin dış ticaret açığını kapatmadaki görevini yerine getireceğini belirtiyor.\ TÜRKİYE’DE KAĞIT PİYASASI (2010 yılı/ton) CİNS ÜRETİM İHRACAT İTHALAT Gazete kağıdı 0 431 388,110 Yazı-Tabı kağıdı 231,707 13,674 681,392 Sargılık kağıtlar 17,000 29,202 130,104 Oluklu mukavva kağıdı 908,236 56,680 527,544 Kraft torba kağıdı 54,677 12,001 71,748 Kartonlar 363,821 45,161 325,540 Temizlik kağıtları 281,435 43,905 8,957 Sigara ve özel kağıtlar 4,000 1,200 101,311 TOPLAM 1,860,876 202,254 2,143,706 25 ARAŞTIRMA İhracat için üretimde yapısal dönüşüm şart D eloitte Danışmanlık’ın hazırladığı “İmalat sanayinde yapısal dönüşüm: Performans analizine dayalı bir değerlendirme” raporu, Türkiye’deki imalat sanayisini karlılık, ihracat ve verimlilik açısından detaylı biçimde analiz ediyor. Rapor, 1993-2009 dönemine ait İstanbul Sanayi Odası tarafından yayınlanan en büyük 1000 şirket verilerinden yararlanılarak, ayrıntılı sektör ayrımları oluşturularak ve firmaların sektörlere göre ayrıştırılmasıyla elde edilen verilerden meydana getirilmiş. Bu rapor için veri tabanında yer alan 56 sektör içinden, imalat sanayindeki ağırlıkları göz önünde bulundurularak inceleme için 16 sektör seçilmiş durumda. Bu sektörler: Demir çelik, ilaç ve medikal, demir dışı metaller, kağıt, elektrikli ekipmanlar, kimyevi maddeler, elektrikli ev aletleri, metal ürünler, elektronik, mobilya, elyaf – iplik, otomotiv ve yan sanayi, endüstriyel gıda imalatı, plastik, hazır giyim, tarım ürünleri. “Bir ülkenin imalat sektöründeki rekabetçiliği, o ülkenin uzun vadeli ekonomik başarı26 Türkiye’deki imalat sanayisinde baskın olan sektörlerin karlılığı hızla düşüyor. Deloitte Danışmanlık’ın hazırladığı rapora göre, ancak küresel gelişmelerin tetiklediği yapısal dönüşüme ayak uyduranların ihracatı artıyor. sı ve büyümesi üzerinde kuşkusuz büyük önem taşır. Güçlü bir imalat sektörü, araştırma ve geliştirmenin maliyetini karşılayarak, teknolojik ilerlemeyi zorlar ve kalifiye işçi ile bilim adamı ihtiyacındaki büyümeyi yönlendirerek büyümeyi sağlar ve o ülkenin entelektüel sermayesini ve yenilikçiliğini artırır” denilen raporda 1993-2009 arasında karlılık oranlarındaki değişikliklere bakıldığında, birçok sektörde karlılığın azaldığı görüldüğü belirtiliyor. METAL SEKTÖRÜ HARİCİNDE KARLILIKLAR DÜŞTÜ “Karlılık oranlarına bakıldığında ortak bir eğilim görülebilmektedir. Birçok sektörde inceleme dönemi içinde karlılık oranı düşmüştür. Bunun istisnası demir çelik ve demir dışı metaller sektörüdür. Ancak bu sektörlerin genel trend dışında kalmalarının temel nedeni bu ürünlerde son yıllarda küresel düzeyde görülen ve kalıcı olup olmadığı belirsiz fiyat artışlarıdır” denilen raporda, “Sektörel ortalamalara bakıldığında küreselleşmenin sanayi sektörü üzerindeki etkisinin beklenebileceği üzere; toplam satışlar içinde ihracatın payının artması, karlılık oranlarının düşmesi ve emek verimliliğinin artması şeklinde gözüktüğü görülmektedir” ifadelerine yer veriliyor. Yapısal uyumun daha hızlı gerçekleştiği sektörlerde performans göstergelerinin sektörel ortalamaların üzerine çıktığı belirtilen raporda, ihracat yoğunluğu açısından değerlendirildiğinde; inceleme döneminin başı olan 1993 yılında toplam satışları içinde dış pazar payının yüzde 6 olduğu otomotiv ve yan sanayi sektöründe inceleme dönemi sonunda (2009) ihracat yoğunluğunun yüzde 69 seviyesine ulaştığı kaydediliyor. İHRACATA EN ODAKLI SEKTÖR DEMİR ÇELİK Demir çelik sektörünün diğer sektörlere oranla ihracata daha odaklı bir sektör olduğunun vurgulandığı raporda, emek verimliliği açısından da bakıldığında demir çelik sektörünün Türkiye ortalamasının üzerinde bir performans sergilediği kaydediliyor. Hatta 1999 krizinden sonra, sektör ile Türkiye ortalaması arasındaki farkın gittikçe açıldığının ifade edildiği raporda, sektördeki yabancı sermayeli şirketlerin yerli sermayeli şirketlere oranla daha yüksek bir emek verimliliği elde ettikleri de kaydediliyor. Raporda, 2009 yılında sektörde çalışan başına satışların 600 bin TL olduğu, buna karşılık sektörün 2000’li yılların başına kadar diğer sektörlere oranla daha düşük kar marjlarına sahip olduğu ifade ediliyor. 2002-2005 döneminde görünür biçimde artan karlılık daha sonraki yıllarda Türkiye ortalamalarına yakın bir çizgiye geldiği belirtiliyor. Bu eğilimden demir çelik sektörünün diğer sektörlere oranla ihracata daha odaklı bir sektör olduğu ifade ediliyor. İPLİK VE HAZIR GİYİMİN İHRACAT YOĞUNLUĞU DÜŞÜYOR Elyaf iplik sektörünün Türkiye ortalamasına oranla daha yüksek bir ihracat yoğunluğuna sahip olduğunun belirtildiği raporda şu ifadelere yer veriliyor: “Elyaf iplik sektörünün ihracat yoğunluğunun genel ihracat yoğunluğu arasındaki fark Gümrük Birliğinin yürürlüğe girdiği 1996 yılından 2001 yılına kadar düzenli biçimde artış göstermiştir. O dönemde yüzde 50 seviyesine ulaşan ihracat yoğunluğu zaman içinde yüzde 40 seviyesine kadar gerilemiştir. Emek verimliliği açısından da bakıldığında elyaf iplik sektörünün Türkiye ortalamasının oldukça altında bir performans sergilediği görülmektedir.” Hazır giyim sektörünün ihracat yoğunluğu en yüksek olduğu sektörler arasında yer aldığının belirtildiği raporda, ihracatın toplam satışlar içindeki payının 1993 yılından 2005 yılına kadar düzenli biçimde artarak yüzde 70 seviyesine ulaştığı ancak Çin’e yönelik korumacı tedbirlerin yürürlükten kaldırıldığı yıl olan 2005’den sonra bu eğilimin tersine döndüğünü ve 2009 yılı sonunda yerli şirketlerin ihracat yoğunluğunun yüzde 60’a düştüğü belirtiliyor. Buna karşılık hazır giyim sektöründe yabancı sermayeli şirketlerin ihracat yoğunluğunun 2006-2008 arası yüzde 90 seviyelerine ulaştığının belirtildiği noktada dikkat çekiyor. MOBİLYA VE KAĞIT ORTALAMANIN ALTINDA Mobilya sektörünün ihracat yoğunluğunun Türkiye ortalamasının altında kaldığının belirtildiği raporda, bu farkın 2001 yılından 2005 yılına kadar açılmaya başlandığı kaydediliyor. Ancak 2006 yılından itibaren sektörde dış pazarlara yönelimin ivme kazandığı kaydediliyor. 2008 yılı haricinde dış pazar satışlarının payı yüzde 10-yüzde 30 bandı arasında kaldığı belirtiliyor. Sektörde karlılık oranlarının zaman içinde büyük değişiklik gösterdiği kaydedilirken, 1996 yılında zirve seviyesine ulaşan karlılık oranı daha sonra düşüşe geçtiği ve 2000 yılından itibaren ulusal ortalamaların altına düştüğü belirtiliyor. Sektördeki ortalama karlılıkların ise 2005 yılından sonra yeniden ulusal ortalamaların üstüne yükseldiği belirtiliyor. Kağıt sektöründe 2000 yılından bu yana ihracat yoğunluğunda bir artış gözlense de, son 5 yılda bu oran yüzde 15-yüzde 20 bandı arasında kalmıştır. Yüzde 35 olan ulusal ortalamanın oldukça altındadır. Sektör iç pazar ağırlıklı bir yapıya sahiptir. Sektörün emek verimliliği ulusal ortalamaları yakından takip etmiştir. Buna karşılık sektörde faaliyet gösteren yabancı sermayeli şirketlerin verimlilikleri yerli şirketlere oranla daha yüksek olmuş ve bu faktör az da olsa sektör ortalamalarının yükselmesine katkıda bulunmuştur. 2009 yılında sektörde çalışan başına satışlar KİMYEVİ MADDELERDE VERİMLİLİK YÜKSEK Raporda, kimyevi maddeler sektörünün ihracat yoğunluğunun Türkiye ortalama- sına çok yakın olduğu ve çok benzer bir trend izlediği kaydediliyor. Öte yandan birçok diğer sektörün aksine, bu sektördeki yabancı sermayeli firmaların yerli firmalara oranla iç pazara daha fazla odaklandıklarına da dikkat çekiliyor. Sektörün emek verimliliğinin ulusal ortalamaların oldukça üzerinde bir eğilim sergilediğinin vurguladığı raporda, 2008 yılı hariç tutulacak olursa, emek verimliliğinin 1999 yılından bu yana artış gösterdiği belirtiliyor. Raporda, yabancı sermayeli firmaların 2003 yılına kadar yerli sermayeli firmalara oranla daha yüksek olan emek verimlilikleri o tarihten bu yana yerli sermayeli firmalar lehine değişmiş olduğu belirtiliyor. TARIM ÜRÜNLERİNDE GÖSTERGELER OLUMLU “Tarım ürünleri sektörünün ihracat yoğunluğu Türkiye ortalamasının oldukça üstündedir. 1993’de yüzde 20 olan bu oran 1999’da yüzde 66 ile zirve seviyesine ulaşmıştır. 2000 yılında tekrar düşüşe geçen ihracat yoğunluğu daha sonra tekrar artışa geçmiş ve 2005-2009 arasında yüzde 50-yüzde 60 bandında kalmıştır.” Denilen raporda tarım ürünleri sektöründe emek verimliliğinin 2000-2002 döneminde ulusal ortalamaların üstünde gerçekleştikten sonra 2003 yılında ulusal ortalama seviyesine düştüğü belirtiliyor. 2004 yılından sonra ise emek verimliliğinin ulusal ortalamaların altında kaldığının belirtildiği raporda, yerli şirketlerin emek verimliliklerinin yabancı sermayeli şirketlere oranla daha yüksek olduğu kaydediliyor. \ 27 HAZIR GİYİM Hazır giyim halen en hızlı büyümeye aday 1980’li yılların başında 35 milyon dolar olan hazır giyim ihracatımız, 2010’da 16 milyar dolar olarak gerçekleşti. Sanayimizin en köklü işkolunun sadece geçmişimizi değil, geleceğimizi de temsil ettiğini söyleyen AHKİB Başkanı Tarık Bozbey, sektörün küçük bazı desteklerle 2023 hedefinin üzerine çıkmasının mümkün olduğunu belirtiyor. G eçtiğimiz Ağustos ayında 1 milyar 180 milyon dolarla Türkiye’nin ihracatında önemli bir yerde duran otomotiv sektörü birinciliği hazır giyim sektörüne kaptırdı. Aslında iki sektör arasında ihracatta atbaşı giden yarış uzun zamandır sürüyor. Bir yanda küresel devlerin yatırımlarıyla, ithal girdinin hiç de azımsanmayacak düzeyde olduğu yüksek volümlü ihracat yapan otomotiv; diğer yanda ise ülkenin her köşesine yayılmış üreticileri ve yüksek istihdam kapasitesiyle hazır giyim. Bu bile hazır giyimin ne kadar güçlü ve ülke için ne denli önemli bir sektör olduğunu gözler önüne seriyor. 1970’li yılların sonunda çok küçük rakamlarla ihracat yoluna çıkan sektör, bugün yıllık olarak 20 milyar dolar seviyelerini dillendiriyor. Hazır giyim sektörünün geçmişini ele alan Akdeniz Hazır Giyim İhracatçıları Birliği Başkanı Tarık Bozbey, Türkiye’nin bu sektörde çok daha büyük potansiyeller barındırdığına dikkatleri çekiyor. Dünya’da hazır giyimin özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında önem kazandığını söyleyen Tarık Bozbey, diğer pek çok sektör gibi hazır giyimin de önce savaş hazırlıkları ve askeri ihtiyaçları karşılamak için geliştiğine dikkatleri çekiyor. Savaştan sonra da silah sanayi üretimi yasaklanan Japonya, elindeki silah fabrikası mekanizasyonunu en iyi değerlendirmek 28 için dikiş makineleri üretimine geçtiğini belirtiyor. En kaliteli ve süratli mekanizmalarla çalışan mitralyöz ve makineli tüfekleri yapan tezgâhlardan dönüştürülen fabrikalarda, dikiş makinesi üretilmeye başlandığını söyleyen Bozbey, daha önceleri Fransa, Almanya ve İngiltere’nin tekelinde olan dikiş makineleri imalatının Japonlara geçtiğini ifade ediyor. Dikiş makinesinin ilk Fransa’ da icat edildiğini belirten Bozbey, bu konuda ki hakimiyetin daha sonra Japonların ve şimdilerde ise Çinlilerde olduğunu söylüyor. Belli düzenlemelerin yapılması sonucunda Türkiye hazır giyim sektörünün dünya ticaretindeki yerinin yüzde 4’ten yüzde 6’ya çıkabileceğini belirten Tarık Bozbey, hedeflerin aşılabilmesi için devletin de birtakım tedbirler alması gerektiğini ifade etti. BUGÜN DÜNYA HAZIR GİYİM TİCARETİ 425 MİLYAR DOLAR İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra işbirliği ve ticareti öne çıkaran ülkelerin karşılıklı ticareti arttırdıklarını söyleyen Bozbey, dünya ticaretinin gelişmesinde başta petrol ve gıda, hemen ardından da hazır giyimin önemli yer tuttuğunu söylüyor. Dünya Ticaret Örgütü kurallarına uyma ve üyelikler arttıkça kısıtlama, kota ve vergilerin azalmaya başladığını ve ticaretin hızla arttığını söyleyen Bozbey, “1995 yılında 1 trilyon dolar olan dünya ticaret hacmi, 2008 yılında 16 trilyon dolara kadar çıktı. 2009 yılında ise 12 trilyona düşse de, şimdilerde yeniden eski seviyesine çok yaklaşmış durumda. 1980 yılında 50 milyar dolar olan dünya tekstil ve hazır giyim ticareti 1995’te 400 milyar dolara çıktı. 1980’de yüzde 10 olan konfeksiyonun payı ise 1995’te yüzde 50’yi aştı. 1995 yılında sadece 210 milyarlık hazır giyim ticareti varken, 2010 yılında 425 milyar dolarlık hazır giyim ticareti görülmüş. 2023 yılında 1 trilyon 450 milyar dolarlık hacim bekleniyor. Ülkemizin hedefi ise 12 yıl sonra 60 milyar dolar düzeyine çıkmaktır. Aslında bu Türkiye için yeterli bir rakam değildir. Bunun üstüne çıkabiliriz, yeter ki kendi kendimize engeller icat etmeyelim. Hazır giyim sektörü, en az yatırımla, en acemi elemanı en kısa zamanda ustalaştıran, istihdama kazandıran sosyal huzura katkı yapan bir konumdadır. Hazır giyim sanayimiz biraz destek biraz kolaylaştırılan bürokrasi ile çok daha fazla pay alabilir; almalıdır. Ülkemizdeki artan nüfusu hazmedecek sektörlerin basında gelen hazır giyim sektörü hakkını almalı ve görevini başarı ile yapabilmelidir. Sektörün elbirliği ile önü açılmalı” diyor. SEKTÖRÜN BEŞİĞİ ÇUKUROVA Türkiye’de 1932’de sonra kurulan Sümerbank’ın ve daha sonraki yıllarda askeri dikimevlerinin hazır giyim endüstrisi açısından ilkokul yılları olarak tanımlanabileceğini ifade eden Bozbey, kaliteli ve dünyaya hitap edebilen üretimin sağ- lanması ve ihracata yönelmenin ancak 1983 yılından sonra gerçekleştiğine dikkat çekiyor. Türkiye’nin 1978 yılındaki hazır giyim ihracatının 35 milyon dolar düzeyinde olduğunu ifade eden Bozbey, o yılları ve süreci şöyle anlatıyor: “1979 -80 yıllarında ilk önemli hamle Çukurova bölgesinden başladı. 1980 yılında Türkiye’nin toplam hazır giyim ihracatı yıllık 50 milyon dolar iken, bölgemizin ihracatı 37 milyon dolar oldu, yani yüzde 75’i bu bölgeden ihraç edildi. O yıllarda bölgemizde ilk siparişleri alan firmalara değineyim: 1979 yılında Adana’da Nafi Yürekli’nin firması Moskova’dan 10 milyon dolarlık sipariş ve 1980 olimpiyatı için çarşaf ve ev tekstili siparişi almıştı. 1979 yılında Güney Sanayi firması Moskova’dan 7 milyon dolarlık sipariş almıştı. Yine aynı yıl Almanya’ya ev elbiseli ihracatını yapan Çukurova Fabrikası bulunuyordu. 1981 yılında İzmir’de Tatari firması Ortadoğu ülkelerine pahalı ürünler satmaya başladı, özellikle gelinlik ve abiye ürünler üzerine yoğunlaştılar.” 80’li yılların başında İstanbul’da ihracata dönük çalışan firma sayısının yok denecek kadar az olduğunu belirten Bozbey, “Çukurova’da yetişmeyen kapasiteye ek olarak İstanbul’daki firmalara, bölgemizdeki firmaların desteği ile İstanbul firmalarının da hazır giyim sektörüne girmesi sağlanmış diyebiliriz.1972 yılında Kahramanmaraş’ta küçük bir dükkan olan Atlas Giyim, 1984’de kısmen seri üretime başlamış daha sonra ihracatta namlı markalara mal vermeye başlamıştır. Adana’da Koniteks, 1976 yılında tulum ve iş elbisesi dikmek üzere yola çıkmışken, sonraları Lee Cooper ile lisans anlaşması yaparak ülkemizin ilk patent- li yabancı marka üreticisi olmuş. 1983’te Özal politikaları ile verilen ihracat teşvikleri görünen görünmeyen ihracatı hızlandırmış, istihdamı arttırmış ve Avrupa ülkelerinin 1990’lı yıllarda kota sınırlaması yapmasını gerektirecek boyutlara ulaşmıştır. Bu dönemde defalarca yapılan kota sınırlamaları çeşitli pazarlıklar ve 1996 yılında ticari AB üyeliğimiz ile son buldu” şeklinde sektörün yakın tarihini aktarıyor. 2023 HEDEFLERİ İÇİN DERSİMİZİ İYİ ÇALIŞTIK Belli düzenlemelerin yapılması sonucunda Türkiye hazır giyim sektörünün dünya ticaretindeki yerinin yüzde 4’ten yüzde 6’ya çıkabileceğini belirten Bozbey, 2023 hazır giyim ihracatının 100 milyar dolar olabileceğine dikkatleri çekiyor. Bozbey bu amaç için yapılması gerekenleri şöyle dillendiriyor: “İç piyasadan alınan kumaşlar hazır giyim ihracatı için kolayca alınabilmeli. Dâhilde işleme izin belgesi ile kumaşlara getirilen denklik ve fire hesapları firmaları pişman etme derecesine getirmemeli. Eximbank ve diğer teminatlarda daha önce denenmiş firmalarımızın limitleri ve evrak kapatmaları daha hızlı yapılarak, firmalar rahatlatılmalıdır. Bu firmaların hacmine ve tecrübeleri esas alınarak, faiz, fire ve mahsup işlemleri kolayca yapılır hale getirilmelidir. Yeni hedef ülkeler ve Afrika ithal limanlarına erişim aktarmalı olmamalıdır; nakliyeciler direk taşımada bir müddet desteklenmelidir. Bu ve akla gelebilecek dinamik düzenlemeler yapılması halinde Türkiye hazır giyim endüstrisine hem istihdam hem de katma değer açısından fevkalade fayda sağlanmış olacaktır. ” \ 29 GÖSTERGELER TÜRKİYE TOPLAM İHRACAT RAKAMLARI (1000 $) OCAK - AĞUSTOS Değişim SEKTÖRLER 2010 2011 (’11/’10) I. TARIM A. BİTKİSEL ÜRÜNLER Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mam. Yaş Meyve ve Sebze Meyve Sebze Mamulleri Kuru Meyve ve Mamulleri Fındık ve Mamulleri Zeytin ve Zeytinyağı Tütün ve Mamulleri Süs Bitkileri B. HAYVANSAL ÜRÜNLER Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller C. AĞAÇ VE ORMAN ÜRÜNLERİ Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri II. SANAYİ A. TARIMA DAYALI İŞLENMİŞ ÜRÜNLER Tekstil ve Hammaddeleri Deri ve Deri Mamulleri Halı B. KİMYEVİ MADDELER VE MAM. Kimyevi Maddeler ve Mamulleri C. SANAYİ MAMULLERİ Hazırgiyim ve Konfeksiyon Otomotiv Endüstrisi Gemi ve Yat Elektrik - Elektronik Mak. Bilişim Makine ve Aksamları Demir ve Demir Dışı Metaller Çelik Çimento ve Toprak Ürünleri Değerli Maden ve Mücevherat Diğer Sanayi Ürünleri III. MADENCİLİK Madencilik Ürünleri İhracatçı Birlikleri Kaydından Muaf İhracat T O P L A M (*) 9,105,549 6,666,842 2,640,790 1,313,624 681,930 644,536 771,965 133,876 440,563 39,558 591,534 591,534 1,847,174 1,847,174 59,691,210 5,668,419 4,123,232 776,642 768,546 8,017,946 8,017,946 46,004,845 9,488,044 11,161,372 906,253 5,987,247 4,047,144 3,694,480 7,810,028 2,134,459 730,736 45,082 2,405,543 2,405,543 1,603,180 72,805,481 11,077,194 7,981,107 3,471,598 1,397,365 708,565 776,233 986,224 121,473 465,321 54,328 888,590 888,590 2,207,498 2,207,498 74,584,254 7,322,225 5,343,339 970,163 1,008,724 11,090,427 11,090,427 56,171,603 11,302,737 13,560,325 1,050,372 6,718,929 5,464,704 4,686,223 10,230,822 2,182,741 920,339 54,409 2,549,747 2,549,747 339,189 88,550,385 21.65 19.71 31.46 6.37 3.91 20.43 27.76 -9.26 5.62 37.34 50.22 50.22 19.51 19.51 24.95 29.18 29.59 24.92 31.25 38.32 38.32 22.10 19.13 21.49 15.90 12.22 35.03 26.84 31.00 2.26 25.95 20.69 5.99 5.99 -78.84 21.63 SON 12 AY Pay (11) Değişim (%) 2009-2010 2010-2011 (‘10-’09/’11-’10) 12.51 9.01 3.92 1.58 0.80 0.88 1.11 0.14 0.53 0.06 1.00 1.00 2.49 2.49 84.23 8.27 6.03 1.10 1.14 12.52 12.52 63.43 12.76 15.31 1.19 7.59 6.17 5.29 11.55 2.46 1.04 0.06 2.88 2.88 0.38 100 14,372,302 10,681,081 3,950,668 2,104,669 1,083,316 1,125,180 1,393,412 216,073 752,535 55,230 886,034 886,034 2,805,187 2,805,187 89,555,358 8,572,394 6,194,863 1,181,095 1,196,436 11,622,036 11,622,036 69,360,927 14,183,529 17,018,848 1,526,408 9,403,605 6,009,157 5,823,418 11,054,239 3,181,852 1,099,921 59,950 3,406,207 3,406,207 3,005,693 110,339,560 16,940,820 12,407,598 4,921,817 2,254,292 1,144,338 1,370,675 1,747,041 175,709 723,189 70,537 1,255,485 1,255,485 3,277,737 3,277,737 107,896,136 10,697,863 7,718,533 1,460,995 1,518,335 15,726,357 15,726,357 81,471,917 16,363,808 19,686,186 1,282,584 10,318,942 7,729,305 6,769,157 14,612,436 3,251,463 1,388,861 69,174 3,795,561 3,795,561 995,606 129,628,124 17.87 16.16 24.58 7.11 5.63 21.82 25.38 -18.68 -3.90 27.71 41.70 41.70 16.85 16.85 20.48 24.79 24.60 23.70 26.90 35.31 35.31 17.46 15.37 15.67 -15.97 9.73 28.63 16.24 32.19 2.19 26.27 15.39 11.43 11.43 -66.88 17.48 Pay (‘10-’11) (%) 13.07 9.57 3.80 1.74 0.88 1.06 1.35 0.14 0.56 0.05 0.97 0.97 2.53 2.53 83.24 8.25 5.95 1.13 1.17 12.13 12.13 62.85 12.62 15.19 0.99 7.96 5.96 5.22 11.27 2.51 1.07 0.05 2.93 2.93 0.77 100 (*) Toplam satırında, son ay verileri için İhracatçı Birlikleri kayıtları, önceki dönemler için TÜİK kayıtları esas alınmıştır. İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİKLERİ BAZINDA İHRACAT RAKAMLARI (1000 $) İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİKLERİ İMMİB UİB İTKİB AKİB EİB OAİB GAİB İİB DAİB DENİB KİB AİB DKİB TOPLAM 30 2010 2,637,070 1,063,838 1,276,543 755,984 749,852 667,614 446,608 315,398 266,140 129,312 72,502 68,000 80,294 8,529,155 AĞUSTOS Değişim Pay (11) 2011 (‘11/’10) (%) 3,380,984 28.2 30.5 1,374,886 29.2 12.4 1,674,204 31.2 15.1 977,204 29.3 8.8 993,685 32.5 9.0 916,667 37.3 8.3 615,162 37.7 5.6 421,113 33.5 3.8 304,009 14.2 2.7 161,223 24.7 1.5 128,434 77.1 1.2 66,738 -1.9 0.6 63,837 -20.5 0.6 11,078,146 29.89 100 CAK-AĞUSTOS O Değişim Pay (‘11) 2010 2011 (‘11/’10) (%) 21,635,070 24,511,400 13.3 27.8 12,060,098 14,222,825 17.9 16.1 10,495,810 12,747,310 21.5 14.5 5,129,029 8,395,116 63.7 9.5 5,163,990 7,485,988 45.0 8.5 5,464,567 6,780,403 24.1 7.7 3,147,941 4,516,814 43.5 5.1 2,783,270 3,866,504 38.9 4.4 2,230,730 2,203,629 -1.2 2.5 847,570 1,158,913 36.7 1.3 728,474 901,616 23.8 1.0 693,414 721,762 4.1 0.8 822,339 698,915 -15.0 0.8 71,202,301 88,211,196 23.89 100 2010 32,922,810 18,596,976 15,576,197 7,101,953 7,680,322 8,300,133 4,554,005 4,398,031 3,697,490 1,274,381 1,251,319 893,532 1,086,718 107,333,868 SON 12 AY Değişim Pay(‘11) 2011 (‘11/’10) (%) 36,008,744 9.4 28.0 20,601,658 10.8 16.0 18,472,621 18.6 14.4 11,942,199 68.2 9.3 10,983,451 43.0 8.5 9,872,603 18.9 7.7 6,500,891 42.8 5.1 5,520,072 25.5 4.3 3,327,977 -10.0 2.6 1,742,211 36.7 1.4 1,528,050 22.1 1.2 1,029,499 15.2 0.8 1,102,540 1.5 0.9 128,632,518 19.84 100 AKİB AYLIK İHRACAT RAKAMLARI ($) SEKTÖR I. TARIM A. BİTKİSEL ÜRÜNLER Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mam. Yaş Meyve ve Sebze Meyve Sebze Mamulleri Kuru Meyve ve Mamulleri Fındık ve Mamulleri Zeytin ve Zeytinyağı Tütün Süs Bitkileri ve Mam. B. HAYVANSAL ÜRÜNLER Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller C. AĞAÇ VE ORMAN ÜRÜNLERİ Ağaç Mamülleri ve Orman Ürünleri II. SANAYİ A. TARIMA DAYALI İŞLENMİŞ ÜRÜNLER Tekstil ve Hammaddeleri Deri ve Deri Mamulleri Halı B. KİMYEVİ MADDELER VE MAMÜLLERİ Kimyevi Maddeler ve Mamulleri C. SANAYİ MAMULLERİ Hazırgiyim ve Konfeksiyon Otomotiv Endüstrisi Gemiler ve Suda Yüzen Taşıtlar Elektrik-Elektronik,Mak.ve Bilişim Makine ve Aksamları Demir ve Demir Dışı Metaller Demir Çelik ürünleri Çimento ve Toprak Ürünleri Değerli Maden ve Mücevherat Diğer Sanayi Ürünleri III. MADENCİLİK A. MADENCİLİK ÜRÜNLERİ Madencilik Ürünleri TOPLAM HAZİRAN 2011 DEĞ. OCAK-HAZİRAN 2010 OCAK-HAZİRAN 2011 DEĞ. 12 AYLIK 12 AYLIK DEĞ. 183,372,473.18 216,406,770.09 146,372,117.33 160,023,542.97 84,731,293.74 93,866,265.29 38,630,577.12 39,591,959.66 9,581,438.31 9,926,410.30 6,174,146.00 6,411,928.65 3,529,914.96 5,092,553.10 509,694.12 1,172,704.09 3,189,939.50 3,891,565.00 25,113.58 70,156.88 7,732,619.06 19,124,145.01 7,732,619.06 19,124,145.01 29,267,736.79 37,259,082.11 29,267,736.79 37,259,082.11 557,811,989.24 842,183,115.21 51,562,289.25 60,347,027.63 48,102,863.30 57,074,595.47 784,352.10 868,556.70 2,675,073.85 2,403,875.46 296,088,422.27 486,874,761.21 296,088,422.27 486,874,761.21 210,161,277.72 294,961,326.37 15,872,488.54 20,465,375.31 19,758,912.91 30,332,901.93 122,357.28 16,577,797.43 20,179,846.19 11,061,948.18 19,160,298.38 21,373,457.39 31,397,168.06 114,101,842.38 161,764,734.22 11,224,632.66 11,448,729.34 1,185.09 11,969.47 66,655.86 200,303.47 12,025,023.00 14,048,743.63 12,025,023.00 14,048,743.63 12,025,023.00 14,048,743.63 753,209,485.42 1,072,638,628.93 HAZİRAN 2010 18 9 11 2 4 4 44 130 22 179 147 147 27 27 51 17 19 11 -10 64 64 40 29 54 -100 22 73 47 42 2 910 201 17 17 17 42 1,316,959,434.15 1,131,942,337.88 593,075,785.63 406,792,544.93 60,307,964.21 37,743,573.55 10,830,579.30 7,430,252.02 15,274,558.10 487,080.14 47,497,292.12 47,497,292.12 137,519,804.15 137,519,804.15 2,222,467,028.80 293,416,120.30 275,967,668.86 4,048,863.82 13,399,587.62 826,018,217.45 826,018,217.45 1,103,032,691.05 92,272,524.12 81,051,829.93 134,947.01 81,221,544.91 79,875,255.59 117,611,307.80 574,620,376.73 75,758,352.69 73,083.14 413,469.13 60,693,216.33 60,693,216.33 60,693,216.33 3,600,119,679.28 1,454,988,394.18 1,155,472,076.20 443,310,290.85 559,201,786.69 61,157,416.69 53,342,015.16 17,479,838.39 6,674,843.53 13,671,984.50 633,900.39 89,185,985.34 89,185,985.34 210,330,332.64 210,330,332.64 4,934,041,388.66 391,263,413.90 374,449,765.05 3,495,371.38 13,318,277.47 2,880,076,147.27 2,880,076,147.27 1,662,701,827.49 113,098,620.64 180,199,490.28 1,648,989.50 107,087,359.93 128,989,690.16 170,609,038.19 899,813,451.60 60,485,297.38 53,383.78 716,506.03 68,870,579.38 68,870,579.38 68,870,579.38 6,457,900,362.22 10 2 -25 37 1 41 61 -10 -10 30 88 88 53 53 122 33 36 -14 -1 249 249 51 23 122 1122 32 61 45 57 -20 -27 73 13 13 13 79 2,521,256,581.41 2,150,202,589.03 1,069,243,040.80 845,075,007.98 125,646,698.95 63,746,397.83 11,665,379.20 15,726,236.33 18,509,263.10 590,564.84 99,548,820.26 99,548,820.26 271,505,172.12 271,505,172.12 3,756,004,034.82 600,812,784.17 565,771,543.18 5,036,906.12 30,004,334.87 1,185,920,127.95 1,185,920,127.95 1,969,271,122.70 185,015,364.47 137,465,619.00 184,524.09 162,011,456.27 148,607,053.79 240,310,312.20 954,935,584.87 139,768,906.75 89,349.72 882,951.54 92,713,319.17 92,713,319.17 92,713,319.17 6,369,973,935.40 2,843,105,122.52 2,281,060,111.04 895,779,035.68 1,021,320,677.87 153,794,394.14 109,381,009.75 44,484,996.28 12,009,710.12 43,144,932.00 1,145,355.20 152,491,243.69 152,491,243.69 409,553,767.79 409,553,767.79 8,601,389,427.12 693,169,465.59 656,670,001.23 7,730,307.48 28,769,156.88 4,890,148,051.72 4,890,148,051.72 3,018,071,909.81 210,225,897.35 319,410,360.79 1,681,469.59 209,307,237.47 198,962,394.75 315,108,354.32 1,631,247,169.38 131,029,361.49 84,090.55 1,015,574.12 135,461,416.28 135,461,416.28 135,461,416.28 11,579,955,965.92 13 6 -16 21 22 72 281 -24 133 94 53 53 51 51 129 15 16 53 -4 312 312 53 14 132 811 29 34 31 71 -6 -6 15 46 46 46 82 AKİB TEMMUZ AYI İHRACATTA İLK 10 ÜLKE ($) HAZIR GİYİM ALMANYA 3,490,545 BİRLEŞİK KRALLIK 2,216,688 İSPANYA 1,883,148 AHL SER. BÖL. 1,052,304 FRANSA 867,763 IRAK 788,414 S. ARABİSTAN 658,429 ABD 417,806 HOLLANDA 360,993 İTALYA 331,186 YAŞ MEYVE SEBZE S. ARABİSTAN 8,877,009 RUSYA 2,813,700 BULGARİSTAN 2,495,924 IRAK 2,406,445 ALMANYA 2,134,905 ABD 1,621,702 KKTC 1,243,837 UKRAYNA 906,449 LİBYA 905,721 FRANSA 820,181 SU ÜR. HAYVANCILIK MAM. IRAK 6,063,645 LÜBNAN 1,570,662 ALMANYA 1,422,959 LİBYA 886,937 POLONYA 467,775 KKTC 429,672 AZERBAYCAN 398,066 İRAN 275,000 FRANSA 261,029 S. ARABİSTAN 254,112 DEMİR VE DEMİR DIŞI METALLER IRAK 46,321,773 İTALYA 23,618,257 SURİYE 16,031,167 FRANSA 11,798,664 İSRAİL 8,049,037 ALMANYA 7,773,947 BİRLEŞİK KRALLIK 5,073,742 İRAN (İSLAM CUM.) 4,513,624 MISIR 4,486,733 İSVEÇ 4,333,370 TEKSTİL İTALYA 4,960,177 POLONYA 3,785,026 ALMANYA 3,653,056 ABD 3,220,378 MERSİN SER. BÖL. 2,811,313 RUSYA 2,287,916 FRANSA 1,956,946 S. ARABİSTAN 1,893,545 ROMANYA 1,691,602 İSPANYA 1,577,600 HUBUBAT-BAKLİYAT IRAK 19,650,667 SURİYE 10,443,444 HOLLANDA 3,273,508 S. ARABİSTAN 3,135,442 MISIR 2,690,465 SUDAN 2,497,273 YEMEN 2,415,653 ALMANYA 2,386,711 ÜRDÜN 1,816,402 BİRLEŞİK KRALLIK 1,755,016 AĞAÇ VE ORMAN ÜRÜNLERİ IRAK 10,964,335 ALMANYA 2,922,489 S. ARABİSTAN 2,268,404 İRAN 1,785,656 ÜRDÜN 1,692,814 GÜRCİSTAN 1,626,281 FRANSA 1,343,353 KKTC 1,011,057 HOLLANDA 957,128 TÜRKMENİSTAN 793,231 KİMYEVİ MADDELER BAE 67,733,917 SINGAPUR 66,605,800 MISIR 63,796,975 GÜNEY KORE 41,384,907 KKTC 41,244,923 ANGOLA 35,910,000 GÜNEY AFRİKA 34,955,958 UKRAYNA 30,080,575 IRAK 17,187,439 MALTA 14,075,442 31 MAKALE Serbest bölgelerden ekonomi serbest bölgelerine… ABDULLAH AYAN M Zafer Çağlayan, Ekonomi Serbest Bölgeleri konseptini çok daha cesur biçimiyle dile getirDİ. İçinde turizmin, ticaretin, lojistiğin, ulaşım ve iletişimin yer aldığı, dış yatırımcıların konaklayacağı, her türlü hizmete erişebileceği bir bölge, daha doğrusu serbest bir şehir. Türkiye’de bu tanıma uygun çok az şehir var ve başında da Mersin yer alıyor. illet Meclisi’ne sevk edilen kanun tasarısı nedeniyle, dönemin Ekonomi Ticaret Bakanı Muhlis Ete’nin 12 Haziran 1952’de gazetelerde yer alan demeci İskenderun ve Mersin için tarihi bir projenin hayata geçirilmekte olduğunu müjdeliyordu: “Hükümet ticaret ve bilhassa transit ticaretin inkişafı hususunda bir yandan liman inşaatına devam ederken, diğer taraftan başta İskenderun ve Mersin olmak üzere bazı limanlarda “serbest bölge” tesisi için bir kanun tasarısı hazırlanmış bulunuyor. Meclis komisyonlarında tetkik edilen tasarı kanunlaştıktan sonra memleketimiz de serbest bölgelerin bahşedeceği birçok imkânlardan istifade edecektir.” 16 maddelik tasarı Millet Meclisi’nce 21 Aralık 1953 tarihinde kabul edildi. 29 Aralık 1953 günlü Resmi Gazete’de yayınlanıp yürürlüğe girdi. Kanunun kabulünden tam üç yıl sonra da 29 Aralık 1956 günü İskenderun’da kurulacak Serbest Bölgenin sınırlarını da çizen kararname yayınlandı. Atılan adımlar bununla da sınırlı kalmadı. 2 Haziran 1958 günü Tuzla’da Serbest Bölge kurulması kararı yayınlandı. Ancak söz konusu bölgeler o günlerdeki bürokratik engellemeler nedeniyle doğru dürüst işletilemedi bile. Zaten 27 Mayıs darbesi ve arkasından gelen hiçbir hükümet bir daha ağzına bile almadı konuyu. Turgut Özal’ın ekonomiye damgasını vurduğu yıllara kadar sürdü suskunluk. 24 Ocak kararlarıyla ekonomik anlamda devrimi başlatan Özal, ardından bu konuya da epeyi kafa yordu, ama somut adımları atması ancak kendi Hükümetini kurduğu 1983 yılında mümkün oldu. 32 12 Kasım 1983 tarihinde yayınlanan Antalya ve Mersin’de birer Serbest Bölge kurulması kararı bırakın Mersin’i ülkeyi bile heyecanlandırdı ama ne yazık ki, beklenen doğum gerçekleşmedi. Özal’ın kafasında, limanın kıyısında, köşesinde dar bölgeye hapsolmuş daracık bölgeden çok, Mersin’i serbest şehir statüsüne kavuşturma planı vardı. Aslında o hepimizin hayallerini bilen ve onların gerçekleşmesine öncülük eden bir vizyonerdi, ama gücüne rağmen o bile başaramadı. 25 yıldır kör topal, ağır aksak yürüdü, yürümeye çalıştı Serbest Bölgeler. Ve geldik bugüne… Damarlarında dış ticaret dolaşan Mersin; 2007’de Tüzmen, 2011’de de Çağlayan ile büyük şans yakaladı aslında. Çağlayan’ın özellikle son iki aydaki çıkışları Özal’ın yarım bırakmak zorunda kaldığı projenin bu kez tamamlanabileceği konusunda hayli umut vaat ediyor. Mevcut “ne deve, ne kuş olabilmiş” serbest bölgelerin yerine yeni nesil serbest vahalardan söz etti ilk günlerde. Serbest şehirlere ihtiyaç var Açıkçası o yeni nesil tanımlamasını okuduğumda “mahcup serbest şehir” tanımlamasını yapmıştım. Çünkü her biri farklı sektörlerde, ama birbiriyle ilintili ve çok geniş alanlara hitap eden farklı bölgelerin ancak entegre olması gereken ve sınırları çizilmiş bir serbest şehirle gerçekleşeceğine, bugün dünden daha fazla inanıyorum. Son yaptığı Güney Kore ve ABD gezileri ardından Çağlayan, bu kez Ekonomi Serbest Bölgeleri konseptini çok daha cesur ve ayakları yere basan biçimiyle dile getirmeye başladı. İçinde tu- rizmin, ticaretin, lojistiğin, ulaşım ve iletişimin yer aldığı, dış yatırımcıların konaklayacağı, her türlü hizmete erişebileceği bir bölge, daha doğrusu nefes kesecek heyecanlandıracak serbest şehir. Türkiye’de bu tanıma uygun çok az şehir var ve bunların da başında Mersin yer alıyor. Kısa zamanda ihalesi yapılacak Çukurova Havalimanı ile Mersin limanını da kapsayan, Kazanlı Turizm Bölgesi, lojistik üsleri, nitelikli tarım alanları, küresel ısınmaya kafa tutan henüz yüzde 10’undan yararlanabildiğimiz Berdan’dan Seyhan’a uzanan su zengini bereketli topraklar. Eksiği yok fazlası var ve Mersin önünü açacak, engelleri kaldıracak lokomotifle 21.yüzyılın yeterince zaman kaybettiğimiz bölgesinin en çılgın projesine hazır… Mevcut hayallerimize kısa zamanda hayata geçmesi planlanan Hicaz hızlı demiryolu bağlantısını ve 14 milyon konteynır kapasiteli yeni terminal limanını da katın ve gözlerinizi kapatıp Dubai, Rotterdam, Singapur örneklerinden yola çıkarak hepsinden çok daha başarılısının doğacağı Mersin’i hayal edin… 1952’de kurtarmaya gittiğimiz yoksul Kore’de savaş taş üstünde taş bırakmazken Serbest Bölge kanununu çıkaran Türkiye kaybettiği 60 yılı Mersin’le yeniden kazanmaya hazır… Tüm dinamikler, yerel yönetimler, aklı eren herkes, geleceği bu hayale özgü projelere kurgulasın. 21.yüzyılın doğu Akdeniz’i yeniden şekillenirken, bölgenin en önemli potansiyel lokomotifi Mersin sürecin dışında kalamaz. Tüm dinamikler yerlerini ve rollerini buna göre belirlemelidir.\ tekstil san. tic. a.ş.