2010iktisadirapor - SATSO Bilgi Kütüphanesi
Transkript
2010iktisadirapor - SATSO Bilgi Kütüphanesi
SAKARYA TİCARET ve SANAYİ ODASI 1 SAKARYA İLİ GENEL BİLGİLER Sakarya İli, tarihsel niteliği, coğrafi konumu ve koşulları, sanayi, tarım ve hizmet sektörü alanlarındaki avantajları ve gelişmişliği ile ülkemizin önemli illerinden biridir. M.Ö. XII. Yüzyıldan beri insan yerleşimine açık olan il, 1071de Selçukluların, 1291 yılında da Osmanlıların egemenliğine girmiş; 26 Mart 1921’de Yunan işgaline uğramış, 21 Haziran 1921’de düşman işgalinden kurtarılmıştır. O tarihte adı Adapazarı olan ilde 1868 yılında belediye teşkilatı kurulmuş, 22 Haziran 1954 tarihinde Sakarya adıyla il olmuştur. İl belediyesi 06.03.2000 tarihinde Büyükşehir statüsüne kavuşturulmuştur. İl, Marmara Bölgesinde, İstanbul iline 164 km uzaklıkta, İstanbul Ankara yolu üzerinde ve İstanbul Antalya yolu kavşak noktasında bulunması itibariyle önemli bir coğrafi konum avantajına sahiptir. Ormanlık, tarıma elverişli alanlarıyla, yağışlı iklimi, bol içme suyu kaynaklarıyla, ovaları, akarsuları ve gölleri ile çeşitli doğal çekicilikleri ile insan yerleşimi için son derce uygun ve avantajlıdır. Mevcut avantajların yanında, Sakarya’da başta eğitim ve sağlık olmak üzere, ulaşım, sanayi alt yapısı ve benzeri tüm hizmet alanlarında önemli gelişmeler sağlanmış, bu da ilin çekiciliğini arttırmış bulunmaktadır. Bu durum bir yandan insanların bu ilde yaşama isteğini artırmakta diğer yandan artan nüfusun hizmet taleplerinin karşılanması ile ilgili olarak yeni ihtiyaçlarla karşı karşıya kalınmaktadır. Gelecek on yıllık dönemde tüm gelişmişlik ve büyüklük kriterlerine göre Sakarya’nın ülkemiz illeri arasında ilk on sıra içinde yer alacağı değerlendirilmekte ve tüm çalışmalar bu stratejik hedef doğrultusunda sürdürülmektedir. 2 İL HAKKINDA SAYISAL BİLGİLER Nüfusu 861.570 Şehir Nüfusu Oranı % 73,49 Köy Nüfusu Oranı % 26,51 Yüzölçümü 2 Yüzölçümü Bakımından Sırası Nüfus Yoğunluğu İlçe Sayısı 16 Belediye Sayısı 29 Köy Sayısı (km ) 4.838 66 178 428 o İmalat Sanayi Gelişmişlik Sıralaması da 22 nci o Sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında 23 ncü o Gayri Safi Yurtiçi Hasıla bakımından 24 ncü sırada yer almaktadır. o İlin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeki Payı %1.1 o Gelişme hızı % 37.7’dir. o İlde kişi başına düşen GSYİH Miktarı 6.300 $’dır. o İşsiz sayısı (2009) 26.490 o İşsizlik oranı % 11.8 o Sanayi siciline kayıtlı KOBİ sayısı 850 o Sakarya’daki kobilerde çalışan sayısı 42.725 o Sakarya’daki sanayi kuruluşlarının üretim yaptığı yer itibariyle; % 13’ü Organize Sanayi Bölgelerinde % 33’ü Küçük Sanayi Sitelerinde % 54’ü Diğer alanlarda o Gıda sektöründe çalışan sayısı oranı ise % 21,7’dir o Otomotiv sektöründe firma oranı % 9.4’dür. Bu sektörde çalışan sayısı oranı ise % 34.7’dir. o Organize Sanayi Bölgesinde çalışan sayısı 12.043 o Yabancı işletmelerde çalışan sayısı 6.500 o 2007 yılı ihracat sıralamasında 6 ncı o 2008 yılı ihracat sıralaması 8 nci o 2009 yılı ihracat sıralama 9 ncu 3 o Toplam okul sayısı 493 o Derslik sayısı 5.943 o Öğretmen sayısı 8.431 o Öğrenci sayısı 175.755 o SBS il sıralaması 54 o ÖSS il sıralaması 45 o LYS 2009 Yılı İl Sıralaması 48 o Halk Eğitim Merkezlerinde Açılan Kurs Sayısı 3.909 o Sakarya Üniversitesi Mezun Sayısının İl Nüfusuna Oranı % 8,6 4 SATSO’NUN KURULUŞU 1924 5174 TOBB KANUNU VE İLGİLİ YÖNETMELİKKLER 5 SATSO ORGANİZASYON ŞEMASI MECLİS YÖNETİM KURULU HALKLA İLİŞKİLER HUKUK VE AR-GE DANIŞMANI GENEL SEKRETER GENEL SEKRETER YARDIMCISI MUAMELAT MÜD. MUHASEBE VE İDARİ İŞLER SİCİL MÜD. BASIN YAYIN BİLGİ İŞLEM SANAYİ KOBİ İKTİSADİ ARAŞTIRMA İÇ DIŞ TİCARET ÖZEL KALEM AR-GE SATSO, Genel Sekreterlik, Özel Kalem, Muhasebe ve İdari İşler, Sicil, İktisadi Araştırma, Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler,Bilgi İşlem, Ar-Ge, Sanayi ve KOBİ, İç Ticaret, Dış Ticaret-Fuarlar ve Turizm departmanlarıyla toplam 31 personel, 3 Danışman ile üyelerine ve bölgeye hizmet vermektedir. SAKARYA TİCARET VE SANAYİ ODASI’NIN KURULUŞ AMACI Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO); üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlerine uygun olarak gelişmesini sağlamak, mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere, disiplini, ahlak ve tesanüdü kurmak amacıyla kurulan kamu kurumu niteliğinde tüzel kişiliğe sahip bir meslek kuruluşudur. Bu ilke ve amaçlar doğrultusunda 86 yıldır üyelerine en iyi hizmeti vermeye çalışan SATSO, üyelerinin sorunlarının yanı sıra, Türkiye'nin ve Sakarya'nın sorunlarını da teşhis etmeyi, çözüm yollarını araştırmayı ve yetkili merciiler nezdinde girişimlerde bulunarak, 6 olumlu neticeler alınıncaya kadar sorunların takipçisi olmayı kendine görev sayan bir mesleki teşekküldür. SATSO, LONCA VE GEDİKLERDEKİ GİBİ SEÇİLMİŞ KİŞİLERDEN OLUŞAN ORGANLARCA YÖNETİLMEKTEDİR TÜCCAR VE SANAYİCİLER (4 Yılda bir) (Meslek Komitelerinden) (SATSO Meclisinden 4 Yıl) MESLEK GRUPLARI (32 Meslek Grubu) MESLEK KOMİTELERİ (5 ya da 7 Kişilik) SATSO MECLİSİ YÖNETİM KURULU (2 ya da 3’er Kişi Toplam 90 Kişi) (11 Kişi) 7 SAKARYA TİCARET VE SANAYİ ODASI KOMİTELER MECLİS İSTİŞARİ NİTELİKTE İHTİSAS ORGANLARI KARAR VE DENETİM ORGANI YÖNETİM KURULU YÜRÜTME ORGANLARI SATSO’NUN KANUNİ TEMSİLCİSİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI SAKARYA TİCARET VE SANAYİ ODASI 1. Tarihçesi Dünyada ticaret ve sanayi odalarının ortaya çıkışı XVI. Yüzyılın sonlarına rastlar. Ticaret Odası adını alan ilk kuruluş Marsilya Ticaret Odası olup, kuruluş yılı 1600’dür. Kuzey Amerika’da ilk ticaret odası 1768’de New York’ta kurulmuştur. Kanada’da ilk ticaret odası 1804 yılında Halifax’ta açılmıştır. Günümüzde batılı ülkelerin ticaret ve sanayi odalarında müşterek olan husus; devlet otoritelerine ve işletmelere yönelik olan müşavirlik fonksiyonlarıdır. Dünyadaki ticaret ve sanayi odalarının bir ortak özelliği de milli merkezi bir üst organizasyon içinde bir araya gelmeleridir. Ülkemizdeki örneği Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’dir. Osmanlı toplumunda Oda fikri, batılaşma hareketi ile birlikte gündeme gelmiştir. Bir dizi reform ve yenilikler içeren 1856 tarihli Islahat Fermanı, tüccarların odalar kurarak örgütlenmeleri gereğini ortaya çıkarmıştır. Ferman gereği nizamnameler yayımlayıp odalar kurulmaya başlamıştır. İlk olarak 1879’da Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası kurulmuş, bunu 1882’de İstanbul’da, 1885’de İzmir’de kurulan Odalar izlemiştir. Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası; 1924 yılında Kocaeli İl Genel Meclis kararıyla kurulmuştur. O tarihte Adapazarı henüz Kocaeli’ne bağlı bir ilçe idi. Lonca ve Gediklerde teşkilatlanan tüccar ve esnafımız zaman içerisinde 1925 yılında çıkarılan 655 sayılı, 1943 yılında çıkarılan 4355 sayılı, 1950 yılında çıkarılan 5590 sayılı yasa ve benzeri mevzuat değişiklikleri ile gelişmişti. Daha sonra 18.05.2004 kabul tarihiyle Türkiye Odalar ve Borsalar Kanunu 5174 sayılı kanun ile ticaret ve sanayi odaları, ticaret borsaları ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin kuruluş ve işleyişine ilişkin esaslar düzenlenmektedir. 01.06.2004 tarih ve 25479 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası; devlet ve kamuoyu nezdinde de her yıl artan etkinliği ve itibarıyla, üyelerine ve Sakarya halkına karşı görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır. SATSO 1924 yılında; Seyit Ahmet Efendi (Emekli Naib – Banka Kurucusu), Hamit Sipahizade (Bankacı ve Tüccar), Emin Muharrem Güner (Nalbur), Numan Numanbeyzade (Bankacı ve Tüccar), Rauf Demirtaş (Değirmenci), İbrahim Diyarbekirli (Bankacı ve Tüccar), İslam Bankası Müdürü Asım Bey, Salih ve Numan Yöntem (Bakkaliye Toptancısı), Ali 8 Fevzizade (Adapazarlı Ailesi Genel Katibi), Kazım Berköz (Kumaş Tüccarı), Yusuf Alican (Manifatura Tüccarı), Zobar Ahmet Özdilek (Zahireci) ve diğer 200 civarında Adapazarlı tüccar ve esnafın önderliğinde kurulduğu söylenmektedir. Sakarya ilinde, 1970’lerde sanayinin ve özellikle tarımsal ürünlere dayalı ticaretin gelişmesi, Odanın üye sayısını ve etkinliklerini arttırmıştır. 1965 yılına kadar 10 tane olan Meslek Komitesi sayısı 1965’te 12’ye, 1969’da 13’e, 1975’te 16’ya, 1980’de ise 30’a çıkmıştır. 28.04.1999 tarih ve 912 Sayılı Meclis oturumunda 30 olan meslek grubunun 35’e çıkması hususunda karar alınmıştır. 2004 yılında çıkarılan 5174 Sayılı yeni Kanun kapsamında meslek grubu sayısı 31 olmuştur. Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası; devlet ve kamuoyu nezdinde de her yıl artan etkinliği ve itibarıyla, üyelerine ve Sakarya halkına karşı görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır. 9 GEÇMİŞTEN BUGÜNE YÖNETİCİLERİMİZ MECLİS BAŞKANLARIMIZ YÖNETİM KURULU BAŞKANLARIMIZ ADI SOYADI DÖNEMİ ADI SOYADI DÖNEMİ Hayri DİYARBEKİRLİ 1936 - 26.05.1948 E.Muharrem Güler 1936 Ekrem ALİCAN 26.05.1948- 27.10.1948 Numan YÖNTEM 1936-1944 Kamil KIRAL 27.10.1948- 23.02.1949 Yusuf ALİCAN 1944-1947 Neşet MENGÜ 23.02.1949- 04.08.1949 İ.Asım HENDEKLİ 1947- 01.03.1955 Talip KURİŞ 04.08.1949- 01.03.1951 Bedri ÜNEL 07.03.1955- 30.11.1959 M.Ali DENİZ 01.03.1951- 12.12.1951 Nüzhet YIĞIN 01.12.1959- 27.05.1960 Bedri ÜNEL 21.12.1951- 07.03.1955 Mustafa AÇIKEL 22.06.1960- 01.08.1960 Asım HENDEKLİ 07.13.1955- 20.06.1955 Lebib KÖKÇÜ 05.08.1960- 30.11.1963 Hayri DİYARBEKİRLİ 20.06.1956- 30.11.1957 Necdet BİRGEN 01.12.1963- 30.11.1973 Abdülkadir GÜLER 01.12.1957- 27.05.1960 Yakup BAYRAMOĞLU 01.12.1973- 24.03.1975 Burhan ATEŞOĞLU 05.08.1960- 30.11.1963 Necdet BİRGEN 02.04.1975- 30.11.1979 Abdülkadir GÜLER 21.03.1963- 21.02.1973 Mehmet TEVER 01.12.1979- 04.05.1988 Ünör BAYKAN 21.03.1973- 30.11.1975 Fethi SARIOĞLU 04.05.1988- 17.11.1993 Necmi ÖVER 01.12.1975- 30.11.1978 Erol ÖZTÜRK 1 7.11.1993 - 16.02.2009 Ünör BAYKAN 01.12.1978- 30.11.1979 A. Akgün ALTUĞ 16.02.2009 – Devam ediyor Behçet DERYAOĞLU 01.12.1979- 28.09.1983 Hayati ÖZDOĞAN 28.09.1983- 30.11.1987 Nazmi GÜRSOY 01.12.1987- 30.11.1989 M.Hamdi GÜLER 01.12.1989- 31.03.1992 Hayati ÖZDOĞAN 01.04.1992- 17.11.1993 Azmi GÜRKAN 17.11.1993- 30.11.1997 Fethi SARIOĞLU 01.12.1997- 01.12.1999 Azmi GÜRKAN 01.12.1999- 20.10.2001 İbrahim BALABAN 20.10.2001- 16.03.2005 Birol ÖNER 16.03.2005- 16.02.2009 Engin ÖZKOÇ 23.02.2009- Devam ediyor 10 GENEL SEKRETERLERİMİZ ADI SOYADI Ali BEY DÖNEMİ 1936-1944 Şevket KÖKÇÜ 1944-22.04.1947 Kazım ALKAN 18.04.1947-13.01.1949 Muzaffer TÜFEKSEVER 25.01.1949-20.06.1951 Osman ERKAYA 20.06.1951-31.03.1973 Behçet PEKTEZOL 02.04.1973-23.09.1981 Aziz DURAN 23.09.1981-26.01.1994 Nurettin TEMİZ 29.06.1994-16.07.2003 Burhanettin KILIÇ Uğur TIN 19.11.2003 – 19.08.2009 24.08.2010 – Devam ediyor 2. Kuruluş Amacı Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO); üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlerine uygun olarak gelişmesini sağlamak, mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere, disiplini, ahlak ve tesanüdü kurmak amacıyla kurulan kamu kurumu niteliğinde tüzel kişiliğe sahip bir meslek kuruluşudur. Bu ilke ve amaçlar doğrultusunda 85 yıldır üyelerine en iyi hizmeti vermeye çalışan SATSO, üyelerinin sorunlarının yanı sıra, Türkiye’nin ve Sakarya’nın sorunlarını da teşhis etmeyi, çözüm yollarını araştırmayı ve yetkili merciiler nezdinde girişimlerde bulunarak, olumlu neticeler alınıncaya kadar sorunların takipçisi olmayı kendine görev sayan bir mesleki teşekküldür. 5174 Sayılı Kanunu ile Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası’nın kuruluşunu, sevk ve idaresini, görev, yetki, temsil ve sorumluluklarını, organların ve hizmet birimlerinin çalışma usul ve esasları ile Oda faaliyetlerine ilişkin hükümleri düzenlemektir. 3. Kalite Politikası SATSO; Kuruluş Kanunu ile ilgili mevzuat çerçevesinde, üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, gelişimlerini sağlamak, doğru bilgiyi üretmek, desteklemek ve yaymak amacıyla, üyelerinin istek ve görüşleri doğrultusunda, çağdaş ve kaliteli hizmeti mümkün olan en kısa zamanda yerine getirmeye çalışır. 11 SATSO personelinin eğitimine özen gösterir, hizmet kalitesini sürekli geliştirmeye ve toplumsal sorumluluk bilinci içerisinde üyelerinin memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmaya önem verir. 2009 YILI SONU SAKARYA TİCARET VE SANAYİ ODASI GRUPLARA VE KURULUŞ NEVİLERİNE GÖRE ÜYE SAYILARI MESLEK GRUPLARI 1. MESLEK GRUBU TARIMSAL FAALİYETLER ANONİM ŞİRKET DİĞER KOLLEKTİF ŞİRKET KOMANDİT ŞİRKET KOOPERATİF LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETLERİ 2. MESLEK GRUBU ALTYAPI İNŞAAT FAALİYETLERİ ANONİM ŞİRKET KOLLEKTİF ŞİRKET KOOPERATİF LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 3. MESLEK GRUBU GIDA MADDELERİ TİCARETİ ANONİM ŞİRKET DİĞER KOLLEKTİF ŞİRKET KOMANDİT ŞİRKET KOOPERATİF LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 4. MESLEK GRUBU HAYVANSAL ÜRÜNLER İMALATÇILARI ANONİM ŞİRKET DİĞER LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 5. MESLEK GRUBU YİYECEK-İÇECEK VE KONAKLAMA HİZMETLERİ ANONİM ŞİRKET KOLLEKTİF ŞİRKET KOOPERATİF LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETLERİ 6. MESLEK GRUBU TEKSTİL VE DERİ ÜRÜNLERİ TİCARETİ ANONİM ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 7. MESLEK GRUBU İKLİMLENDİRME SİSTEMLERİ VE SIHHİ TESİSAT Askıda Faal Tasfiye Halinde 81 263 6 2 0 0 0 10 42 27 13 1 3 0 84 104 58 0 0 0 0 1 5 0 52 187 3 3 0 0 34 15 37 0 0 117 33 0 0 0 3 0 167 501 31 2 0 0 0 0 97 68 104 1 4 0 6 227 159 2 0 0 0 13 16 0 57 227 6 4 0 40 62 17 1 123 126 3 0 4 0 106 267 7 2 0 0 61 83 44 0 2 138 126 0 1 0 10 0 146 310 11 0 27 22 4 83 49 0 5 0 49 136 5 12 ANONİM ŞİRKET KOLLEKTİF ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 8. MESLEK GRUBU MOBİLYA VE EV DEKORASYON ÜRÜNLERİ ANONİM ŞİRKET KOLLEKTİF ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 9. MESLEK GRUBU DAYANIKLI TÜKETİM MALLARI ANONİM ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 10. MESLEK GRUBU ELEKTRİK VE ELEKTRONİK MALZEMELERİ ANONİM ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 11. MESLEK GRUBU ALTIN-GÜMÜŞ-SAAT-OPTİK ÜRÜNLER ANONİM ŞİRKET DİĞER KOLLEKTİF ŞİRKET KOMANDİT ŞİRKET KOOPERATİF LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 12. MESLEK GRUBU KIRTASİYE-BASKI İŞLERİ VE MEDYA ANONİM ŞİRKET KOLLEKTİF ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 13. MESLEK GRUBU İNŞAAT MALZEMELERİ TOPTAN VE PERAKENDE ANONİM ŞİRKET KOLLEKTİF ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 14. MESLEK GRUBU BOYA-NALBURİYE-MAKİNE-HIRDAVAT ANONİM ŞİRKET KOLLEKTİF ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 15. MESLEK GRUBU SAĞLIK KURULUŞLARI-ECZANELER ANONİM ŞİRKET DİĞER KOLLEKTİF ŞİRKET KOOPERATİF LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 16. MESLEK GRUBU FİNANSAL HİZMETLER VE SİGORTACILIK DİĞER 0 0 8 22 7 1 46 51 2 0 2 0 30 105 4 0 2 15 14 7 1 63 69 0 2 5 0 31 140 7 3 22 26 19 88 35 1 5 0 51 142 6 0 5 14 6 36 69 0 1 0 19 111 1 1 0 1 0 0 19 26 17 1 1 0 0 80 75 0 0 0 0 1 1 0 47 174 2 0 0 39 20 9 2 130 63 0 0 4 0 59 204 4 0 2 21 24 1 0 74 68 0 0 4 0 47 143 4 2 1 21 22 33 1 120 62 1 0 9 0 46 216 10 1 0 0 1 16 22 80 11 0 15 75 91 1 0 0 0 5 0 40 272 6 0 1 0 13 KOOPERATİF LİMİTED ŞİRKET 17. MESLEK GRUBU YAPI KOOPERATİFLERİ ANONİM ŞİRKET KOLLEKTİF ŞİRKET KOOPERATİF LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 18. MESLEK GRUBU MİMARLIK-MÜHENDİSLİK FAALİYETLERİ ANONİM ŞİRKET KOLLEKTİF ŞİRKET KOMANDİT ŞİRKET KOOPERATİF LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 19. MESLEK GRUBU NAKLİYECİLER-TURİZM VE SEYAHAT ANONİM ŞİRKET DİĞER KOLLEKTİF ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 20. MESLEK GRUBU PETROL ÜRÜNLERİ TOPTAN VE PERAKENDE ANONİM ŞİRKET DİĞER KOLLEKTİF ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 21. MESLEK GRUBU MOTORLU TAŞITLAR VE YEDEK PARÇA ANONİM ŞİRKET KOLLEKTİF ŞİRKET KOMANDİT ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 22. MESLEK GRUBU OTOMOTİV VE OTOMOTİV YAN SANAYİ ANONİM ŞİRKET DİĞER KOLLEKTİF ŞİRKET KOMANDİT ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 23. MESLEK GRUBU METAL İMALATÇILARI ANONİM ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 24. MESLEK GRUBU KONFEKSİYON-TEKSTİL VE DERİ ÜRÜNLERİ ANONİM ŞİRKET KOLLEKTİF ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 25. MESLEK GRUBU 39 0 116 1 147 0 39 118 147 5 0 0 94 92 16 1 0 424 270 2 0 0 10 0 191 711 12 8 0 0 10 82 39 27 1 1 88 222 77 0 0 0 1 7 0 139 416 8 4 1 0 53 43 19 1 10 198 77 1 0 1 13 0 101 305 15 2 0 0 42 31 18 0 8 140 113 1 0 0 3 0 75 279 4 1 0 1 17 4 32 2 1 84 22 0 0 0 2 0 23 141 2 2 1 1 0 60 43 44 0 0 1 234 100 5 0 0 0 6 0 107 379 11 2 21 17 15 61 21 0 5 0 40 97 5 4 0 33 34 71 15 1 87 57 160 1 1 3 0 5 14 ORMAN ÜRÜNLERİ İMALATÇILARI ANONİM ŞİRKET DİĞER LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 26. MESLEK GRUBU MOBİLYA VE AHŞAP ÜRÜNLERİ İMALATI ANONİM ŞİRKET DİĞER KOLLEKTİF ŞİRKET KOOPERATİF LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 27. MESLEK GRUBU GIDA MADDELERİ İMALATÇILARI ANONİM ŞİRKET DİĞER KOLLEKTİF ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 28. MESLEK GRUBU TEMİZLİK-GÜVENLİK-MÜŞAVİRLİK ANONİM ŞİRKET DİĞER KOOPERATİF LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 29. MESLEK GRUBU EĞİTİM FAALİYETLETİ ANONİM DİĞER LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 30. MESLEK GRUBU SEBZE-MEYVE-BİTKİ YETİŞTİRİCİLİĞİ ANONİM ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 31. MESLEK GRUBU TELEKOMÜNİKASYON VE BİLGİSAYAR ANONİM ŞİRKET KOLLEKTİF ŞİRKET LİMİTED ŞİRKET ŞAHIS ŞİRKETİ 32. MESLEK GRUBU KAUÇUK VE PLASTİK İMALATÇILARI TOPLAM ÜYE SAYISI 0 0 22 23 6 0 74 42 0 0 6 0 45 122 6 6 0 0 1 40 38 33 0 0 1 119 87 0 0 1 0 7 0 85 240 8 1 0 1 30 31 10 0 0 107 41 0 0 0 7 0 62 158 7 1 0 0 15 14 21 1 0 66 9 0 0 0 6 0 30 97 6 0 0 14 16 11 1 49 52 0 0 1 0 30 113 1 0 21 31 5 90 76 0 1 0 52 171 1 1 0 27 22 17 0 120 47 0 0 1 0 50 184 1 2.169 7.089 352 15 SAKARYA İLİ 0 SAKARYA İLİ 1. TARİHÇESİ Sakarya, milat öncesi uygarlıklar döneminden Osmanlı Devleti'ne, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e uzanan tarih çizgisinde, Anadolu'ya renk veren kültürlerin birleştiği, 19. yüzyılda başlayan göçlerle, Kafkaslardan ve Balkanlardan gelen toplulukların oluşturduğu ve bu kültürlerin barış içinde yaşadığı bir ildir. Sakarya hem tarihi hem de bugünü ile Türkiye'nin bir minyatür niteliği taşımaktadır. Farklı coğrafyalardan gelmiş olmak ve farklı kültürlere sahip olmak Sakarya'da ayrıştırıcı değil birleştirici ve kaynaştırıcı bir rol oynamaktadır. Sakarya adını Sakarya Irmağından almaktadır. Frigyalılar M.Ö. 7. y.y. bu bölgede hüküm sürmekte iken, bu nehre kendilerinde kutsal sayılan "Sangari" adını vermişlerdir. Bu isim daha sonraları "Sangarios" ve saldırgan anlamına gelen "Zakhorion" şekline dönüşmüştür. 2. KRALLIKLAR DEVRİNDE SAKARYA Sakarya ilinin bilinen tarihi Hititlerle başlamaktadır. Çünkü Anadolu'da ilk siyasi birliği Hititler kurmuşlardır. Bu dönem de M. Ö. XIII. Yüzyıllara rastlamaktadır. M.Ö. 1200 yıllarında HintAvrupa asıllı ve Deniz Kavimleri denen topluluklar, Friglerle birleşerek Hitit egemenliğine son vermişlerdir. Bu kez Frigler Sakarya Irmağı ile Büyük Menderes'e kadar olan bölgeye sahip oldular. Sonra da hakimiyet alanlarını doğuda Kapadokya, batıda da Kilikya'ya (Adana) kadar genişlettiler. Başkent ise Gordion şehriydi. Sakarya Irmağı ile Ankara arasında yoğunlaşan Friglere M. Ö. VII. Yüzyılın ilk yarısında Kafkasya üzerinden Anadolu'ya gelen Kimmerler son vermiştir. Aynı dönemde Ege bölgesine Lidyalılar hakim olmuşlar ve hakimiyet alanlarını Sakarya'yı da içine alacak şekilde genişletmişlerdi. Ancak milli bir ordu meydana getirememeleri, Lidyalıların ömrünün kısa sürmesine yol açmıştır. 3. SELÇUKLULAR DEVRİNDE SAKARYA XI. yüzyılın başlarında 1015 ile 1021 yılları arasındaki Kafkasya'dan Anadolu'ya keşif harekatı olarak yapılan ilk akınları Çağrı Bey gerçekleştirmiştir. Anadolu'nun fethi amacıyla girişilen esas akınlar ise, 23 Mayıs 1040 tarihindeki Dandanakan zaferinden sonra kurulan Selçuklu Devleti'nin hükümdarı Tuğrul Bey'in öncülüğünde 1048'den 1055 yılına kadar aralıklarla devam edildi. Bundan sonra da her yıl akınlar sürdü. 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi, Bizans savunma hattını yıkarken, Anadolu'nun kapılarını da Müslüman Türklere açıyordu. Alpaslan da Çağrı ve Tuğrul Beyler gibi Batıdaki genişleme siyasetine devam etti. 1064'de Ani ve Kars kalelerini ele geçirdi. Komutanlarından bazılarını Anadolu'ya akınlar yapmaları için görevlendirdi. Bu akınlar zamanla Urfa ve Antakya yoluyla Malatya'ya kadar genişledi. Hatta zaman zaman Sakarya Irmağı'na kadar uzadı. Selçuklular devrinde, Anadolu'nun tamamı hakimiyet altına alınınca bu nehre ve çevresine Sakarya adı verilmiştir. Sakarya ismi Türkler tarafından özellikle verilmiştir. İl merkezi olan Adapazarı ise daha yakın bir tarihte kuruldu. Orhan Gazi'nin Komutanlarından Konuralp tarafından Kentin 14. y.y. başlarında Tığcılar adıyla kurulduğu bilinmektedir. Tığcıları içine alan 1 toprak parçası Sakarya'nın iki kolu arasında sıkışmış bir ada görünümünde olduğundan, daha sonraki yıllarda bu yerler "ADA" adıyla anılır oldu. Giderek bir alışveriş merkezi özelliği kazanmaya başlayan yerleşim merkezi ADAKARYESi ve ADAPAZARI adını aldı. 4. OSMANLILAR DÖNEMİNDE SAKARYA 1071 Malazgirt Zaferi'ni müteakip Selçuklular, Horasan bölgesindeki Türk aşiretlerini Anadolu'ya yerleştirmişlerdi. Osmanlı Devleti'nin özellikle İstanbul'un Fethin'den sonra, tüm Anadolu ve Balkanlarda istikrarı sağlaması ve müreffeh bir toplum yaratmasıyla başlayan süreçten Adapazarı ve çevresi de nasibini aldı. Osmanlının çöküş dönemlerine kadar Sakarya bölgesine sulh ve sükunet egemen oldu. II. Mahmut zamanında (1837) Adapazarı, İzmit Sancağı'na bağlı bir, kaza haline gelmiştir. 22 Haziran 1954 tarihinde 6419 Sayılı Kanunla il olmuş ve Sakarya adını almıştır. Adapazarı ve civarının ilk Türk sakinleri göçebeliği terk ederek yerleşik düzene geçen Türkmen Aşiretlerinden Yörüklerdir. Bugün Adapazarı mahallelerinin adları Türk Oymaklarının adları ile anılır. (Tığcılar, Hazırcılar, Semerciler, Papuçcular, Çıracılar, Yağcılar gibi.) Osmanlının çöküş dönemlerindeki olumsuzluklar Sakarya'yı da olumsuz etkilemiş, özellikle II. Mahmut dönemindeki Ayanlık sistemi bölgeye de zarar vermiştir. Öte yandan bu dönemlerde Adapazarı bölgesine, çok önemli miktarda mülteci akını olmuştur. Bu akınları doğuran olaylar, 1853 Kırım Savaşı, 1850–60 arası Şeyh Şamil olayı ve 1877–78 Osmanlı-Rus (93 Harbi) Savaşı'dır. Ayrıca gerek Balkan Savaşları, gerekse II. Meşrutiyetin ilanından sonra Bosna-Hersek’in Avusturya'ya geçmesiyle çok sayıda göçmen Adapazarı'na yerleştirilmiştir. Bu göçler, bugünün Sakarya'nın zengin kültürel varlığının oluşmasına da zemin hazırlamıştır. 5. KURTULUŞ SAVAŞINDA SAKARYA Adapazarı'nın Kurtuluş Savaşında da önemli bir yeri vardır. Ali Fuat Cebesoy, Sırrı Bey Hasan Cavit Bey, Çerkez Sait Bey, Koçzade Mahmut Bey, Metozade Hüzeyin Efendi, Abdurahman Bey, Cevat Bey, Kaymakam Tahir Bey, İbsiz Recep, Kazım Kaptan, Halit Molla gibi pek çok kahramanımız Kuva-i Milliye hareketine sağladıkları yardım ve destekle milli mücadelenin şerefli sahifelerinde yer almışlardır. Mustafa Kemal Paşa 9. Ordu müfettişliğine atanmış ve 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmıştı. Havza ve Amasya genelgelerini yayınlayıp kongreler yaparak Kurtuluş Savaşı'nı başlatmıştı. Üç yıl boyunca devam eden Milli Mücadele hareketinde ve Kuvayi Milliye'nin kurulması aşamasında Adapazarı ön saflarda yerini almıştır. Adapazarı'nda ilk müfrezeyi kurmakla Yüzbaşı Rauf, Yüzbaşı Ramiz ve Trabzonlu Doktor Raik görevlendirilmişlerdi. Onlar da Meto Hüseyin ve Mehmet Beylerin katkılarıyla bu görevi tamamlamışlardı. Aynı anda Adapazarı, Hendek ve Geyve'de de Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri kurulmuştu. Düşman ise paralı ajanlar vasıtasıyla ayaklanma çıkarma çabasını sürdürmekteydi. 2 Adapazarı'nda Kuvay-ı Milliye teşkilatını kurup, Mustafa Kemal Paşa'ya bağlılık mesajını çekenler şunlardı: Belediye Başkanı Fahri Bey, Müderris Harun, Ali Faik, Adil Hasan, işadamı Metazade Hüseyin, Mehmet Sıtkı, Ömer Faik, Fabrika Müdürü Necmettin, Dava Vekili İbrahim ve emekli Binbaşı İsmail Hakkı Bey. Ayrıca Adapazarı çevresindeki Türk gençleri çeşitli çeteler oluşturarak, Ermeni ve Rum çeteleriyle mücadele ediyorlardı. Bunların belli başlıcaları Hendek, Akyazı ve Sapanca Bölgelerini kontrolünde tutan Kazım Kaptan Grubu, Kaynarca yöresinde Rum ve Ermeni çeteleriyle savaşan Halit Molla Grubu ve Karasu ile Kandıra Bölgesinde Ermeni çetelerine göz açtırmayan İbsiz Recep grubuydu. 10 Mayıs 1920'de Ahmet Anzavur Adapazarı ve Geyve bölgesinde ayaklanmış, ancak bütün savaşları başarısızlıkla sonuçlanarak 22 Mayıs 1920'de İstanbul'a gitmiştir. Kuvay-ı İnzibatiye de Eskişehir-İstanbul tren yolunu açmak ve Geyve Boğazı'na hakim olmak amacıyla ayaklanarak Sapanca ve Adapazarı'nı ele geçirmişse de Çerkez Ethem tarafından bozguna uğratılmıştır. İsyancılar Düzce ve Hendek'i ele geçirmişler ancak yine Çerkez Ethem tarafından etkisiz hale getirilmişlerdir. Öte yandan 11. Yunan Tümeni İzmit'i işgal altında bulundururken, 24 Mart'ta Kırkpınar'ı, Sapanca'yı, bir gün sonra da Adapazarı'nı işgal etmişti. 3 ay süren Yunan işgalini milli çete grupları dağıtmışlardır. İşgalin sinyallerini alan Adapazarı halkı önceden şehri boşaltmıştı. Kimsesiz kadın ve çocuklarda İran Konsolosluğu'na sığınmışlardı. 28 Mart sabahı Yunan birlikleri Sakarya'yı geçerek nehrin 500 metre doğusuna ilerlemişlerse de, Türk kuvvetleri yoğun çarpışma ile tekrar Yunan Kuvvetlerini nehrin batısına püskürtmüştü. Ahşap Tavuklar Köprüsü birliklerimiz tarafından yakılmış ve düşmanın köprüyü kullanarak nehrin doğusuna geçmesi engellenmişti. Aynı amaçla Taşlık Köprüsü de yakılmıştı. Diğer taraftan görevi Kocaeli bölgesini düşman işgalinden kurtarmak olan, yeni bir kolordu kuruluyor, komutanlığına da Albay Kasım Bey atanıyordu. Kasım Bey Mayıs 1921 başlarında kolordusunu Düzce'den Geyve'ye naklediyordu. Bir alay Sakarya Nehri boyunca yayılırken, bir alay da Arifiye-İzmit güzergâhına yerleşmişti. Diğer bir alay da İzmit dolaylarında yedekteydi. Düşmanın 19. Tümeni ise yeni bir düzenleme çerçevesinde 16 Haziran 1921'den itibaren İzmit'te toplanmaya başlamıştı ki, esas itibarıyla düşman Bursa'ya çekiliyordu. Ancak düşmanın Adapazarı'ndan çekilirken şehri yakmaması için tedbirler alınmış ve Sakarya Bölge Komutanlığı'nın üç baskın kolu, 21 Haziran 1921 sabahı erken saatlerde küçük bir çatışma sonucu şehre girmişti. Osman Kaptan, Kazım Kaptan kuvvetleri ile Molla Halit kuvvetleri şehirde asayişi sağlamış, Hükümet Konağı'na Türk bayrağını çekmiş ve kurtuluştan sonraki ilk sabah ezanını da Halit Molla bizzat okumuştu. İşte bu yüzden her yıl 21 Haziran tarihi Adapazarı'nın kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır. 6. İDARE VE YERLEŞİM YAPISI 1536 yılında köy olan Adapazarı 1559 Kaza (Ada kadılığı), 1646 Nahiye olmuş, ardından 1658 tekrar Köy (Tığcılar Karyesi) olmuştur. Daha sonra 1692 tekrar Kaza, 1701 Sapanca’ya bağlı tekrar bir köy olmuştur. 1742 Nahiye olan Adapazarı 1837 İzmit sancağına bağlı bir kaza 3 (11.Mahmut zamanı) olmuştur. 1954 yılında il olan Sakarya'da, Adapazarı'nın merkez ilçe oluşuyla 2001 yılında Adapazarı İli Büyük şehir statüsüne kavuşur. Adapazarı; coğrafi konumunun yerleşmeye uygun olmaması sebebiyle, ülkemizde kuruluşu yeni olan şehirlerarasında yer almaktadır. Bölgede önceleri Bitinyalıların, ardından Bizanslıların yaşadıkları bilinmektedir. Nitekim bölgenin en önemli tarihi eseri olan Beşköprü'yü Bizans imparatoru II. Jüstinyanus'un inşa ettiği kayıtlarda mevcuttur. Öte yandan ilim adamlarının yaptıkları araştırmalara göre, Sakarya Nehri'nin birkaç asır öncesine kadar biri şehrin doğu yakasından geçen bugünkü yatağından, diğeri Beşköprü'nün altından olmak üzere iki farklı koldan aktığı tespit edilmiştir. Nitekim 1324'te Orhan Gazi zamanında Bizanslılardan fethedilen yerleşim birimine "Ada Karyesi" (Adaköy) adının verilmesi, söz konusu bilgileri doğrulamaktadır. Halen mevcudiyetini koruyan Orhan Camii, deprem ve yangınlarla mimarisi değişse de, Osmanlı fethinin en önemli ayak izlerini taşımaktadır. Başta Gubarizadeler, Arapzadeler, Abasıyanıkzadeler ve Rençberzadeler olmak üzere 12 aile tarafından kurulan köy, bölgede ziraatın canlanması üzerine pazarıyla ilgi çekmiş, ardından nüfus artmaya başlamış 16. Yüzyılda "Ada Nahiyesi"ne dönüşmüş, 18. yüzyılda Kocaeli vilayetine bağlı "Ada Kazası" adını almıştır. 19. yüzyılda bölgenin zirai ve ticari yapısına göre şekillenen yerleşim; Semerciler, Tığcılar, Hasırcılar, Papuçcular ve Çıracılar adını taşıyan merkez mahalleler kurulmuş ve ilçe Sakarya Nehri'nin iki kolu arasında kurulan pazarıyla, gerçek bir "Adapazarı" hüviyetine dönüşmüştür. 1868 yılında "Adapazarı Belediyesi" adıyla belediye teşkilatı kurulan ilçe, 93 Harbi diye bilinen 1877–78 Osmanlı-Rus Harbi sonrasında, bilhassa Kafkasya ve Balkanlar'dan yoğun göçe maruz kalmış ve bir nevi "Der Saadet" (huzuryurdu) hüviyeti kazanmıştır. 19. asrın ikinci yarısında ilçede, gayri müslim unsurların (Rum ve Ermeni cemaatlerinin) önemli bir ticari gelişme gösterdikleri, Uzunçarşı ve Orta Camii civarındaki dükkânlarda ticaret yaptıkları, Kömürpazarı, Karaağaçdibi ve Tuzla Mahallelerinde ikamet ettikleri gözlenmiştir. Cihan Harbi neticesinde işgal kuvvetlerinin Anadolu'ya üşüştükleri dönemde; 3 kez Yunan ve onların işbirlikçisi yerli çetelerin işgaline maruz kalan Adapazarı ilçesi; bir kısmında Çerkez Ethem Kuvvetleri, diğerlerinde Halit Molla liderliğindeki Mahalli Milis Kuvvetleri sayesinde, gayri müslim unsurlardan temizlenerek 21 Haziran 1921 'de düşman işgalinden kurtarılmıştır. "Akova" adıyla bilinen ve ülkenin en verimli ovasında ziraat ağırlıklı bir gelişme gösteren Adapazarı'na, 1940 ve 1950'Ierde bilhassa Karadeniz sahillerinden Bulgaristan ve Yunanistan'dan yoğun göçler olmuş; Şeker Fabrikası, Ziraat Aletleri Fabrikası ve Vagon Fabrikası gibi tarımsal sanayinin gelişmesi ise, köyden kente göçü daha da hızlandırmıştır. 7. COĞRAFİ YAPISI Marmara Bölgesi'nin Kuzeydoğu bölümünde yer alan Sakarya ili; 29°, 57' -30°, 53' Doğu Meridyenleri, 40°, 17' -41°, 13' Kuzey paralelleri arasında yer alır. 4 Sakarya ili, adı ile anılan ovanın güneybatı kenarında kurulmuş olup, tarihi İstanbul Anadolu Yolu'nun Sakarya Irmağı'nı aştığı noktada bir köprübaşı ve kavşak noktası konumuna sahiptir. İl alanı yönetsel açıdan doğudan Düzce ili ve Bolu Dağı, Güneyden Bilecik'in; Gölpazarı ve Osmaneli, batıdan Kocaeli'nin; Kandıra, Merkez ve Gölcük ilçeleri, kuzeyden ise Karadeniz ile çevrilidir. Sakarya ilinin merkezi olan Adapazarı, Akova adı ile anılan düzlükte Sakarya havzasının aşağı kısmındadır. Doğudan Çamdağı, güney ve güneydoğudan Samanlı Dağları, kuzeyden Karadeniz ile sınırlanan Sakarya ilinin batıdan belirgin bir doğal sınırı bulunmamaktadır. Sakarya Vadisi'nin Kocaeli Platosu ve İzmit Körfezi'nin doğusundan geçen çöküntü alanı, ilin bu bölümüne girer. Sakarya'da yeryüzü şekilleri içerisinde platolar ağırlıklı durumdadır. İl alanın % 43'ünü oluşturan platolar, yer yer ormanlarla kaplıdır. İlin en önemli platosu batıdan il topraklarına girerek Sakarya Vadisine dek sokulan Kocaeli Platosudur. Sakarya'da Kocaeli Platosu dışında kalan platolar genellikle Samanlı Dağlarıyla Çamdağı kütlesinin Hendek, Akyazı, Sapanca'ya doğru uzanan kesimlerinde dizilmiş durumdadır. Başlıcaları; Hendek Akyazı arasında Çiğdem, Turnalı ve Gındıra Platoları, Keremali Platosu, Akyazı'nın kuzeyinde Acelle ve Karagöl, Geyve yöresinde Katırözü, Soğucak, Çataltepe ve Ziyarettepe Platolarıdır. İldeki yeryüzü şekillerinin platolardan sonra ikinci önemli grubunu dağlar oluşturmaktadır. İl topraklarının % 33,6’lık bölümünü dağlar kaplamaktadır. İldeki tek düzenli sıradağ Samanlı Dağları'dır. Bolu'nun güneyinde düzenli ve yüksek sıra dağlar oluşturan Köroğlu Dağları'nın batı uzantısı olan Samanlı Dağları, ilde Hendek, Akyazı ve Sapanca Gölü'nün güneyinde kalan bölgeyi bütünüyle kaplar. Samanlı Dağları, batıya doğru uzanarak İzmit Körfezi ve Gemlik Körfezi arasını doldurur. Samanlı Dağları pek yüksek değildir. İl alanında bulunan başlıca doruklar; Sakarya Ovası'nın doğu ucunda yer alan 1.543 metre yükseltili Keremali Dağı ile güneydeki. 1.467 metre yükseltili Karadağ'dır. Keremali dağı aynı zamanda ilin en yüksek noktasıdır. İlde 880 metre ile önemli bir dağ olan Çamdağı, Akçakoca ve Bolu Dağı'nın uzantısı durumundadır. Geniş bir tabana yayıldığından dolayı ilin yeryüzü şekilleri arasında önemli bir konuma sahiptir. Yeryüzü şekilleri açısından il topraklarının üçüncü grubunu ise ovalar oluşturmaktadır. Ovalar il alanının % 22,1 'ini kaplamaktadır. İlin en büyük ovası Akova (diğer adıyla Adapazarı Ovası)’dır. Aşağı Sakarya Vadisinde Sapanca Gölü ile Adapazarı'nın doğusunda yer alan ova Marmara Bölgesi'nin en büyük ovalarından biridir. Ovayı güneyden kuzeye doğru akan Sakarya Irmağı ve doğudan güneye doğru akan Mudurnu Çayı sulamaktadır. Akova'nın yüzölçümü 620 Km² olup, doğu-batı yönünde uzunluğu 27 km, genişliği 23 km.’dir. İlin diğer önemli ovaları ise Pamukova ve Söğütlü Ovası'dır. İlin, ikinci büyük ovası olan Pamukova'nın yüzölçümü 170 km²’dir. Ova, Sakarya Vadisinde alüvyonların birikmesiyle oluşmuş verimli bir ovadır. İlin en çukur tarım alanı olan Söğütlü Ovası, Akova'nın kuzeyinde yer almaktadır. Ova 30 km uzunluğunda ve 20 km genişliğinde olup, sazlık ve bataklık durumundadır. Coğrafyasının tartışılmaz mükemmelliği bugün ekonomide varlığını iyice ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sakarya'dan geçen, Uluslararası TEM Otoyolu ve D 100 (Eski E.5) karayolu, yalnız ülkenin en zengin ticaret ve sanayi potansiyeline sahip İstanbul ve Trakya'yı tüm Anadolu'ya bağlamakla kalmaz, Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarını da birbirine bağlar. Demiryolları da, 5 Avrupa'dan gelerek, Sakarya'yı boydan boya geçmekte, Suriye ve İran sınırlarından Asya içlerine kadar ulaşım hizmeti vermektedir. Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası ve Vilayetin öncülüğünde, Sakarya Üniversitesi'nce hazırlanan "Sakarya Nehri Ulaşım Projesi"nin ilimiz için hayati önem taşımaktadır. Sakarya Nehri Ulaşım Projesi, il merkezine 30 dakikalık mesafedeki Karadeniz kıyımızda, Karasu'da yapılmakta olan Liman ile tüm Türkiye'nin ekonomisini olumlu etkileyecektir. Karasu Limanı çok büyük deniz ulaşım ağlarına bağlantılı olacaktır. Bugün, Karadeniz'de Tuna ve Ren Nehirlerinde yapılan taşımacılıkla, Avrupa'nın ortasındaki bir çok ülkeden geçilerek, Kuzey Denizi kıyılarına, Norveç'e, hatta İngiltere'ye kadar mal nakli yapılmaktadır. Dinyeper ve Dinyester nehirlerindeki taşımacılıkla da, Rusya'nın içlerine ve Moskova'ya kadar mal taşınmaktadır. Don ve Volga Nehirlerindeki taşımacılıkla Hazar Denizi kıyılarına, Türk Cumhuriyetleri'ne mal nakli yapılmaktadır. Bu nedenle, Sakarya Nehri Ulaşım Projesi, ülkemizde kolay, ucuz ve tehlikesi az nehir taşımacılığının başlamasını sağlayacak dev bir proje olarak görülmektedir. Coğrafyamızın önemi, henüz tahrip edilmemiş doğal zenginliklerimizin çokluğuyla da gözdedir. Bu zenginlikler, çağdaş ve çevre koruma teknolojileriyle donatılan Organize Sanayi Bölgeleri ile ve il için hazırlanan master projelerle korunmaktadır. Sakarya'ya 1993–94 yıllarından sonra büyük bir artışla yönelen sanayi yatırımlarının nedeni de budur. 8. JEOLOJİKYAPISI Marmara Bölgesi'nin kuzeydoğusunda yer alan Sakarya ilinde yüzey şekilleri fazla karmaşık değildir. Kocaeli'nin doğusunda, güneyden kuzeye doğru uzanarak Karadenize açılan il alanı, deniz seviyesinden 31 m. yüksekliktedir. Marmara Bölgesi'nin iklim özelliklerini taşır. Yerleşim zamanı zamanın sonlarıyla IV. Zamanın başlarında oluşmuştur. Bu jeolojik zamanda ortaya çıkan büyük kıvrılma ve kırılma hareketleri Trakya'nın güneye, Kocaeli Yarımadası'nın kuzeyine doğru farklı yönlerde çarpılmasına neden olmuştur. Çarpılma neticesi biri Karadeniz, öteki Marmara denizine açılan iki vadinin çökmesiyle de İstanbul Boğazı oluşmuş ve Akdeniz ile Karadeniz birleşmiştir. Çarpılmanın etkisi Sakarya ilinde daha güçlü olmuş ve il alanı Karadeniz'e doğru eğim kazanmıştır. Yurdumuzun önemli akarsularından olan Sakarya Nehri'nin İç Batı Anadolu platolarından taşıdığı maddeler il alanında yığılarak geniş IV. zaman topraklar, alüvyon ovalar oluşmuştur. İl de ağırlıklı yeryüzü şekli platolardır. Dağlar ilin güney yarısında yoğundur. 9. DAĞLAR, NEHİRLER, OVALAR, YAYLALAR VE GÖLLER İl topraklarının % 33,6’sı dağlarla kaplıdır. Sakarya ilinin en yüksek ve sarp kesimleri güneydedir. Kuzey Anadolu sistemine bağlı olan dağlar il alanına yakın kesimlerde alçak platolara dönüşür. Başlıcaları, şehrin güneyinde Erenler Tepesi (75 m.), Alibey Tepesi (112 m.), güneydoğusunda Hıra Dağı ve Serdivan Tepesi, Akova'nın güneyinde Karadağ, Keremali Dağları'dır. Keremali Dağı üzerindeki Dikmen Tepesi (1.720 m.) Sakarya'nın en yüksek noktasıdır. Akova’nın doğusunda Çamdağı (880 m.), batısında ise Kocaeli Yaylası vardır. Türkiye'nin en büyük havzalarından biri olan Sakarya havzasının su toplama alanı 58.000 km²’dır. Yıllık ortalama su hacmi 4 milyar m³’tür. Havzanın en büyük akarsuyu Sakarya Nehri'dir. Nehrin Sakarya ili dahil 150 km'lik, genelde ise 59 km'lik bir uzunluğu mevcuttur. Nehir Pamukova'nın güneyinde il topraklarına girer. Adapazarı Şehrinin doğusundan geçer. Sağdan Mudurnu çayını aldıktan sonra kuzeye yönelir. Sapanca Gölü'nün ayağını teşkil eden 6 Çark Suyu'da Sakarya Nehir’ine karışır. Kuzeydeki plato sahasını bir boğazla geçtikten sonra kıyı ovasına varır oradan da Karasu yakınlarında Yenimahalle'den Karadeniz'e dökülür. Çark Suyu, Sapanca Gölü'nün bir ayağı olup, Adapazarı'nın içinden geçer. Sapanca Gölü'nün fazla suları, Çark Suyu ile Sakarya Nehri'ne boşalır. Merkez ilçe dahil uzunluğu 45 km. olan Çark Suyu, Sapanca Gölü'nün doğusundan çıkar. Batıda Kocadere, Elmalı, Kabuz ve Söğüt Deresi kollarını alarak kuzeydoğuya yönelir. İlçenin kuzeydoğusunda, Seyfiler Köyü'nden Sakarya'ya dökülür. İlin diğer akarsuları: Mudurnu Çayı (64.9 km.), Dinsiz Çayı (34 km.), Darıçayı Deresi (33 km.), Maden Deresi (29.7 km.), Melen Deresi (30.8 km.), Karaçay Deresi (28.6 km.), Akçay Deresi, Yırmaz Deresi ve Değirmendere'dir. Bu akarsu bolluğu içinde çok zengin ovalar yer almaktadır. Başta Akova denilen Adapazarı Ovası, Söğütlü Ovası, Geyve Ovası ve Pamukova mevcuttur. Akova, Marmara Bölgesi ile Karadeniz Bölgeleri arasında bir geçiş alanıdır. Ovaların en büyük özelliği sulanabilir ve bol yağış almasıdır. Yılda birkaç kez hasat yapılabilmektedir. Sakarya ili, göller bakımından da Türkiye'nin en zengin göllerinin bulunduğu bölgelerden birisidir. Göllerin suları genellikle tatlı olup, turistik bakımdan zengin potansiyele sahiptir. Göller genellikle içme suyu kaynağı olup, tarım alanı sulamacılığında da kullanılmaktadır. Başlıca göllerimiz: Sapanca Gölü (42 km²), Poyrazlar Gölü (25 hektar), Taşkısığı Gölü (90 hektar), Acarlar Gölü (1.562 hektar), Küçük Akgöl (20 hektar), Büyük Akgöl (190 hektar) dır. 9. BİTKİ ÖRTÜSÜ Sakarya ili, doğal bitki örtüsü yönünden çok zengindir. Kuzey Anadolu kıyı dağlarının uzantısı olan dağlar, gür ormanlarla kaplıdır. Hemen her yerde kayın ağacı başta olmak üzere gürgen, kavak, kestane, ıhlamur, çınar, akçaağaç ve meşe başlıca ağaç türlerini oluşturur. 700 metre yükselti kuşağından sonra iğne yapraklı ağaçlar da yer almaya başlar. Adapazarı'nın doğusunda bol miktarda dışbudak ormanlarına rastlanır. Karasu ilçesinin batısında Acarlar Gölü çevresinde de dışbudak ormanları vardır. Ovalık kesimlerde Aşağı Sakarya Vadisi çevresinde bitki örtüsü zayıftır. 10. İKLİM Sakarya ili, iklim özellikleri açısından Marmara ve Karadeniz Bölgesi iklim özelliklerini taşımaktadır. İl, yağışlı ve rutubetli bir havaya ve ılıman bir iklime sahiptir. Kışlar bol yağışlı ve ılık, yazlar ise sıcaktır. Rüzgârlar genel olarak kuzeydoğudan Poyraz, kuzeybatıdan da Karayel olarak eser. Zaman zaman güneyden esen Lodos, özellikle Adapazarı Ovasında sıcaklığın artmasına yol açmaktadır. Meteorolojik gözlemlere bakıldığında ilimiz bol yağış alan ve nem oranı yüksek bir yapıya sahiptir. Yıllık yağış ortalaması 1.016 mm., sıcaklık ortalaması 14.4 ve nispi nem % 73,9'dur. 7 DÜNYA EKONOMİSİ 1 DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER I. DÜNYA EKONOMİSİNDE GELİŞMELER 2007 yılında konut piyasasında talebin düşmesi ve tüketici harcamalarının azalması ile 2008 yılındaki yüksek faizli ve riskli kredi piyasalarında yaşanan olumsuz gelişmelerle ABD’de başlayan kriz, 2008 yılının son aylarında hemen hemen tüm dünyaya yayılarak küresel kriz haline gelmiştir. Dünya ekonomisinin 1930’lardan bu yana karşılaştığı en büyük finansal şok olarak tanımlanan kriz, tüm dünya ekonomilerinde daralma olarak kendini göstermiştir. Zaman zaman ülkelerin veya bölgelerin kendi krizleri ortaya çıkmasına rağmen, küresel olarak ekonomideki düşüş ilk defa yaşanmıştır. Gelişmiş ülkelerin finans sektörlerinde başlayan kriz, gelişmekte olan ülkelerin çoğunda finansal piyasalardan çok reel sektörü etkilemiştir. Döviz kurları değişmiş, sermaye akımları yavaşlamış, özellikle ticaret hacimleri oldukça büyük oranlarda düşmüştür. İşsizlik oranları artmış ve bunun yanında bütçe açıklarında hızla yükselmeler baş göstermiştir. Kriz, finansal olanakları kısıtlarken ekonomideki belirsizlikler yatırımcıların kararlarını olumsuz yönde etkilemiştir. Birçok ülke sürdürülemez borç riskiyle karşı karşıya kalmıştır. Beklenmedik ve oldukça büyük oranlarda ekonomik daralmalara neden olan krizi hafifletmek ve sonuçlarını iyileştirmek amacıyla merkez bankaları ve hükümetler ekonomilerini canlandırmaya yönelik paketler uygulamaya koymuşlardır. Alınan bu önlemlerin en başında iç talebi canlandırıcı ve kamu yatırımlarını artırıcı politikaların uygulanması gelmektedir. Birçok merkez bankası faiz oranlarını azaltmış, kredi hacmini artırmak için bilançolarında genişletici uygulamalar yapmışlardır. Gelişmiş ülke ekonomilerinde 2009 yılında % 3,2 oranında küçülme meydana gelirken, gelişmekte olan ülkelerde ise % 2,4 oranında büyüme meydana gelmiştir. Gelişmiş ülkeler içerisinde küresel kriz ortamından en fazla etkilenen ülke % 5,2’lik küçülme ile Japonya olurken, gelişmekte olan ülkeler içerisinde ise Rusya % 7,9 oranında küçülmüştür. Çin ve Hindistan gibi Asya ülkelerinin başı çektiği gelişmekte olan ülkelerde ise % 2,4 oranında bir büyüme sağlanmıştır. Bunun yanında gelişmekte olan ülkeler sınıfına giren bazı Latin Amerika ve Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerde ekonomik anlamda küçülme söz konusu olmuştur. 2 TABLO 1 DÜNYA ÜRETİMİ (Değişim, %) Dünya Üretimi Gelişmiş Ülke Ekonomileri A.B.D. Euro Alanı Almanya Fransa İtalya İspanya Japonya İngiltere Kanada Gelişmekte Olan Ülke Ekonomileri Gelişmekte Olan Asya Ekonomileri Çin Hindistan ASEAN-5 (2) Latin Amerika Brezilya Meksika Geçiş Süreci Ülkeleri Rusya 2007 5,2 2,8 2,1 2,8 2,5 2,3 1,5 3,6 2,4 2,6 2,5 8,3 10,6 13,0 9,4 6,3 5,8 6,1 3,3 8,6 8,1 2008 3,0 0,5 0,4 0,6 1,2 0,3 -1,3 0,9 -1,2 0,5 0,4 6,1 7,9 9,6 7,3 4,7 4,3 5,1 1,5 5,5 5,6 2009 -0,6 -3,2 -2,4 -4,1 -5,0 -2,2 -5,0 -3,6 -5,2 -4,9 -2,6 2,4 6,6 8,7 5,7 1,7 -1,8 -0,2 -6,5 -6,6 -7,9 Kaynak: IMF, World Economic Outlook, April 2010 (1): Projeksiyon, (2): Endonezya, Malezya, Filipinler, Tayland ve Vietnam. Küresel kriz özellikle çalışan kesimi vurmuş dünya ülkelerindeki işsizlik rakamları ciddi boyutlara ulaşmıştır. Küresel krize karşı finansal açıdan alınan önlemler işsiz sayısındaki artışın önüne geçmeye yetmemiştir. Çoğu önemli ekonomide, iş piyasasındaki durumun kötüye gitmesi ve buna bağlı olarak ortaya çıkan işsizlik sorunu toplumsal açıdan bu ülkeleri olumsuz yönde etkilemiştir. ILO’ya göre, krizden önce 2007 yılında dünyadaki işsizlik oranı % 5,7 olarak ölçülürken, bu oran 2009 yılında % 6,6’ya yükselmiştir. İstihdam ortamı yaratarak işsizliği düşürmek pek çok ülkede uzun zaman alacaktır. İşsizliğin kriz öncesi döneme geri dönebilmesi için gelecek beş yıl içerisinde küresel ekonominin 300 milyon yeni iş yaratmak zorunda olduğu belirtilmektedir. Dünya ekonomisini büyük ölçüde etkileyen global ekonomik kriz döneminde, düşük talep nedeniyle ülkelerin üretimlerini daraltma yoluna gitmeleriyle beraber ihracat miktarlarında önemli düşüşler meydana gelmiştir. Buna ek olarak, döviz kurlarındaki aşırı oynaklık ve diğer ülkelerin üretim yapılarındaki daralmalar, maliyetlerin belirsizleşmesi gibi nedenlerle yurtdışındaki pazarlara açılmada sorunlar yaratmıştır. İhracat ve ithalattaki bu düşüş dolayısıyla ticaret hacminde meydana gelen daralma üretimin düşmesine özellikle tarım ve sanayi alanında ihtiyacın mevcut stoklar ile karşılanmasına yol açmıştır. Üretimin durması çalışan kesimi olumsuz yönde etkileyerek iş kayıplarının artmasına neden olmuştur. 2007 yılında dünya ticaret hacminin artış hızı % 7,2’ye ulaşırken, krizin başlaması ile 2008 yılında % 2,8’e kadar gerilemiştir. 2009 yılında bu oran negatife dönmüş ve 13,5 gibi yüksek bir puan ile azalarak ticaret hacmi % 10,7 düşmüştür. Gelişmiş ülke ekonomilerinin ihracatı 2008 yılında % 1,9 oranında artarken, 2009 yılında % 11,7 oranında azalmıştır. Bu ülke grubunda ithalat ise, % 0,6 artıştan % 12 gerilemeye dönüşmüştür. Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülke grubunda ise, ihracat 2008 yılına kıyasla 12,2 gibi yüksek bir puanda düşüş yaşayarak negatif olarak % 8,2 oranında gerçekleşmiştir. Aynı şekilde gelişmekte olan ülkelerin ithalatı, 2008 yılındaki % 8,5’lik artıştan sonra 2009 yılında % 8,4 oranında daralmıştır. 3 TABLO 2 DÜNYA TİCARET HACMİ (Değişim,%) 2007 Dünya Ticaret Hacmi 7,2 (Mal ve Hizmet Ticareti) İhracat Gelişmiş Ülkeler 6,3 Gelişmekte Olan Ülkeler 9,7 İthalat Gelişmiş Ülkeler 4,7 Gelişmekte Olan Ülkeler 12,7 Kaynak: IMF, World Economic Outlook, Update January 2010 (1): Projeksiyon. 2008 2009 2,8 -10,7 1,9 4,0 -11,7 -8,2 0,6 8,5 -12,0 -8,4 Sanayi üretimindeki değişimler ekonominin durağan olduğu 2003-2007 dönemleri arası ortalamanın üzerinde seyrederken, en keskin değişim 2008 ekonomik krizi ile yaşanmıştır. Özellikle ekonomik krizin en şiddetli evrelerinde sanayi üretimi ortalamanın çok altında ve negatif yönde seyretmiştir. Küresel piyasalarda yaşanan olumsuzluklar sonucunda üretimde meydana gelen durağanlık azalmış, üretim 2009 yılı sonu itibariyle ortalamanın üzerine çıkmayı başarmıştır. Özellikle Çin gibi gelişmekte olan Asya ekonomilerinin diğer ülkelere kıyasla güçlü performansları küresel talebin daha da düşmesini engellemiştir. 2009 yılının ilk aylarından itibaren sanayi sektörü hala eksilerde olmasına rağmen artış eğilimine girmiştir. Üretim iyileşmelerine bağlı olarak Asya ekonomilerinin itici gücüyle uluslararası ticaret hacimlerinde de artış başlamıştır. Bu durum piyasaların zamanla krizin olumsuz etkilerinden arınacağı yönünde sinyaller vermektedir. Dünya ekonomisi, kriz sonrası hala kırılgan bir yapıda olmasına rağmen, fiyatlardaki yükseliş ve mallara yönelik talebin artması gibi olumlu gelişmeler finansal piyasalarda güven oluşturmaya başlamıştır. Dünya ticaret ve GSYH büyüme oranlarının pozitife dönmesinde ve ekonomisinin genel anlamda iyileşmesinde merkez bankalarının uygulamaya koyduğu genişletici para politikalarının etkisi büyüktür. Likidite artırıcı para politikalarının yanında hükümetlerin mali canlandırma paketleri de ekonominin canlanmasına büyük katkı yapmıştır. 1. Gelişmiş Ülkeler Konut piyasasında meydana gelen daha sonra diğer finans piyasalarına likidite sorunu olarak yayılan kriz, 2008 yılının Eylül ayında ABD’nin büyük yatırım bankalarından biri olan Lehman Brothers’ ın iflasıyla daha da artarak diğer ülkelere yayılmaya başlamıştır. Ülkede hemen ekonomik kurtarma paketi yürürlüğe konulmuştur. Bu paket, sadece işyerlerine ve hanehalklarına yapılan vergi düşüşlerini değil aynı zamanda sağlık, eğitim, altyapı ve enerji gibi konuları da içermekte olup işsiz sayısını azaltmayı da amaçlamıştır. ABD’de büyüme 2009 yılının üçüncü döneminde tekrar yükselmeye başlamıştır. Bu büyümede, kamu harcamaları ve transferlerin dahil olduğu 787 milyar dolarlık güçlü bir mali canlandırma paketi itici güç olmuştur. Canlandırma paketinin amacı finansal kriz ile düşen talebi canlandırmak, belirsizlik ortamını ortadan kaldırmak, hanehalklarının refahını yükseltmek ve tekrar kredi akışı sağlamaktır. Mali paketlerin yanında Amerikan Merkez Bankası (FED) faiz oranlarında sıfır düzeyine kadar indirimler yapmıştır. Bunun yanında birçok banka ve finans şirketinin iflasında sonra finans sektörünü kurtarmak amacıyla piyasalara para aktarmıştır. Bunun sonucunda finans sektöründe interbank ve kısa dönemli fon piyasası düzelmeye başlamış, tahvil ve bono fiyatları yükselmiştir. ABD’nin 2009 yılının son çeyreğindeki % 5,6’lık büyüme oranı son iki yıldaki en yüksek büyüme olarak ölçülmüştür. Ancak işsizlik oranının düşmeye başlamasına rağmen bu oran hala yüksektir 4 ve iş kayıpları hala devam etmektedir. 2008 yılının başında % 5 dolaylarında olan işsizlik oranı 2009 yılının sonunda % 10’a yaklaşmıştır. Kriz, AB ve Euro bölgesinde 2009 yılında sırasıyla GSYH’ nin % 4,2 ve % 4,1 oranında daralmasına, işsizliğin ve kamu borcunun beklenmedik seviyelere çıkmasına neden olmuştur. 2008 yılının sonu ile 2009 yılının ortalarına kadar olan sürede küresel ekonomide oldukça ciddi daralmalar yaşandıktan sonra, ekonomilerde kademeli olarak düzelmeler başlamıştır. Bu artışlarda gevşek para ve maliye politikasının büyük etkisi olmuştur. Kısa dönemli faiz oranlarının düşüklüğü ve enflasyon oranlarının aşağıya dönük eğiliminin olması ekonomilerin iyileşmesinde bir gösterge niteliğini taşımaktadır. Euro bölgesinde tüketici enflasyon oranı % 0,3 iken AB’de bu oran % 1 olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılı sonunda, Euro Bölgesi’ndeki ekonomik bozulma sona ermiş ve üretim, üçüncü çeyrekte yaklaşık bir buçuk yıldır ilk kez artış göstermiştir. Hükümet harcamaları ve ihracat artışları büyümeye pozitif yönde katkı yapmıştır. Almanya’nın GSYH’sinde 2009 yılının ilk iki döneminde düşük de olsa bir artış yaşanırken üçüncü ve dördüncü dönemlerde daralma meydana gelmiştir. Yıllık bazda ise GSYH % 5,0 azalmıştır. Fransa’da toparlanma 2009 yılının ikinci döneminde başlamıştır. Yıllık bazda ekonomi % 2,2 küçülmüştür. İngiltere’de ise toparlanma 2009 yılının son döneminde başlamış ve yıllık daralma % 4,9 olarak gerçekleşmiştir. AB ülkelerindeki GSYH büyüme oranlarındaki düşüşler kamu açıklarının ve borç oranlarının daha da kötüleşmesine katkıda bulunmuştur. 2008 yılından beri kriz nedeniyle dolara olan güvenin azalması Euro’nun artmasına neden olmuştur. 2009 yılının Kasım ayında dolar karşısında 1,49 seviyesine kadar çıkan Euro, Yunanistan’da meydana gelen borç krizinin etkisiyle dolar karşısında gerilemeye başlamıştır. Japon ekonomisinin 2007 yılında yavaşlayan büyümesi, 2008 yılının başlarında tekrar hızlanmaya başlamıştır. Ancak krizin etkisiyle 2008 yılının dördüncü döneminde yaklaşık % 12 ile 1974 yılında yaşanan petrol krizinden sonraki en büyük daralma gerçekleşmiştir. Japon ekonomisinde 2008 yılından bu yana süregelen yüksek daralma oranları, 2009 yılının son döneminde toparlanmaya dönmüştür. Krizden çıkış yolu olarak uygulamaya konulan kısa vadeli canlandırma paketleri ekonomideki resesyonu azaltmıştır. Özellikle inşaat sektöründe ve tüketici harcamalarındaki artışlar ekonominin canlanmasına katkıda bulunmuş ve yılın ikinci döneminden itibaren daralma yavaşlamıştır. Bu iyileşmede hükümet tarafından uygulamaya konulan özellikle tüketim harcamalarını artırmaya yönelik canlandırma paketlerinin etkisinin rolü büyük olmuştur. Japonya 2009 yılının toplamında % 5,2 oranında daralmıştır. Daralmaya rağmen ihracat oranlarında artışlar meydana gelmiştir. İhracattaki bu toparlanmada hem içerde hem de diğer ülkelerdeki uygulanan canlandırma paketleri etkili olmuştur. Gelişen ekonomilerden özellikle Çin’de otomobil ve elektronik eşya için uygulanan canlandırma paketleri bu sektörlerde dünya lideri olan Japonya ekonomisinin canlanmasını sağlamıştır. Bunun yanında Japon hükümetinin uygulamaya koyduğu vergi indirimleri ve teşvik programları da ekonominin düşük düzeyde de olsa iyileşmesinde rol oynamıştır. 2. Gelişen ve Gelişmekte Olan Ülkeler Gelişen ekonomilerde kriz, finansal akımlarda terse dönüş ile kendini göstermiştir. Kredi kaynaklarının kesilmesi yerli paranın değer kaybetmesine neden olmuştur. Yerli bankaların kredi kesmeleri ve geri çağırmaları sonucunda firmalar işçi çıkartmaya ve üretimlerini azaltmaya başlamışlardır. 5 2009 yılında Rusya küresel krizden en çok etkilenen ülkelerden biri olmuştur. Yatırımcıların güveninin azalması nedeniyle yatırım ve sermaye girişlerindeki düşüşler Rus ekonomisini büyük ölçüde etkilemiştir. Rusya ekonomisi 2008 yılının ilk üç döneminde yüksek bir büyüme yakalamışken 2008 yılının dördüncü döneminde bu büyüme hızı yavaşlamıştır. 2009 yılında ise iç tüketim talebi ve yatırımlardaki daralma ile % 7,9 oranında küçülmüştür. Bu küçülme işgücü piyasasını da etkilemiş işsizlik oranları buna paralel olarak artmıştır. Rusya diğer ülkelerde olduğu gibi krizden çıkmak için güçlü bir mali canlandırma paketini yürürlüğe koymuştur. Uygulamaya konulan 2009 kriz karşıtı program ile mesleki eğitimin sağlanması, geçici işlerin yaratılması, işsizlere kendiişlerini kurmaları için yardım edilmesi gibi teşvikler amaçlanmıştır. Kriz döneminde uluslararası piyasalarda yaşanan petrol fiyatlarındaki düşüşler, Rusya’nın ihracatını olumsuz yönde etkilemiştir. Ancak 2009 yılının son aylarında artan petrol fiyatları Rusya’nın ihracat fazlası vermesinde etkili olmuştur. 2009 yılında gerçekleşen % 8,8 oranındaki enflasyon artışı geçmiş yıllara kıyasla en düşük seviyede gerçekleşmiştir. Mali ve parasal büyük destek paketleri Çin ekonomisini kriz boyunca ayakta tutmuştur. Son yıllarda Çin ihracatı GSYH büyüme oranlarına ciddi katkılar yapmıştır. Finansal küresel kriz ve küresel talebin azalması Çin’in ihracat ve ithalat rakamlarında ciddi düşüşlere neden olmuştur. Bununla birlikte ihracat azalışlarına bağlı olarak Çin’in reel ekonomisi küresel krizden etkilenmesine rağmen, 2009 yılında GSYH % 8,7 oranında büyümüştür. Alınan kriz tedbirleri özellikle iç tüketimin artmasıyla büyümeye katkı sağlamıştır. Bunun dışında altyapı yatırımlarına yönelik canlandırma paketleri, otomobil ve elektronik eşyalardaki tüketim vergileri indirimleri ve düşük fiyatlar ekonomik büyümenin itici gücü olmuştur. Bunun yanında para ve kredi kolaylıklarına dönük parasal teşvik paketiyle politika oranları ve rezerv oranları düşürülmüş, kredi sınırlamalarına kolaylıklar getirilmiştir. Bu teşvikler sayesinde 2009 yılının ilk döneminde kredi artışları oldukça yükselmiştir. Mali teşviklerle birlikte (4 trilyon Yuan-586 milyar $) vergi oranları düşürülmüş, fakir ve işsizlere para yardımı yapılmış, devlet harcamaları artırılmıştır. Küresel krizden en az etkilenen ülkelerin başında gelen Çin ekonomisinin en önemli sorunu 2009 yılının son aylarında daha da artan enflasyon oranları olmuştur. Krize karşı alınan tedbirlerle birlikte uygulanan gevşek para ve maliye politikaları Çin’deki enflasyonun artış eğilimine girmesinde büyük rol oynamıştır. Artan ihracat miktarları nedeniyle döviz rezervlerinin ve para arzının artması, enflasyon üzerinde olumsuz etkiler yapmıştır. Çin hükümeti aşırı artan fiyat artışlarını önlemek için kredi ve yatırımlara yönelik önlemler alınacağını belirtmiştir. Çin Merkez Bankası enflasyonu düşürmek için sıkı para politikası uygulamasına geçmiştir. Doğu Asya ülke grubu için ise, işsizlik oranı bir önceki yıla göre 0,1 puan artarak 2009 yılı için %4,4 olarak hesaplanmış ve bu oran tüm ülke grupları içerisinde en düşük işsizlik oranı olmuştur. G-20 liderleri zirvesi 2008 yılının Kasım ayında kriz doruk noktasındayken yapılmıştır. Bu zirvede küresel ekonomiyi destekleme ve finansal sektörü dengede tutma konuları üzerinde durulmuş ve liderler yeni bir krizi önleyecek reformlar hakkında tartışmışlardır. Dünya genelinde üretimde ve ticarette meydana gelen ani düşüşler nedeniyle G-20 liderleri Nisan 2009’da tekrar toplanmışlardır. Dünyanın en büyük ekonomilerinin liderleri iyileşmeyi sağlamak, finansal sistemi düzeltmek ve küresel sermaye akışını eski haline getirmek amacıyla taahhütlerde bulunmuşlardır. 2009 yılının son zirvesi Eylül ayında Pittsburg’ da yapılmıştır. Liderler güçlü bir iyileşme sürecini sağlayacak politikalar, düzenlemeler ve reformlara odaklanmıştır. Güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümeyi sağlayan yeni bir taslak ortaya çıkarmışlardır. Ayrıca liderler küresel finans sisteminin düzenleyici 6 reformlar sayesinde geliştirilmesi ve sistemdeki anaparanın arttırılması konusunda birlikte davranma taahhüdünde bulunmuşlardır. 3. Uluslararası Mal Piyasaları Küresel ekonomik kriz, finansal piyasalarda olduğu gibi uluslararası mal piyasalarında da önemli etkiler yaratmıştır. Krizin ilk dönemlerinde alım koşullarının değişmesi ve talepte yaşanan düşüş, mal piyasalarında stokların artması sonucunu doğurmuştur. Kriz ile birlikte küresel ekonomik yapının bozulması talep yönlü baskıları azaltmış ve birçok mal sektöründe ani fiyat düşüşlerine neden olmuştur. Uluslararası mal piyasalarında en yüksek fiyat düşüşü metal gibi endüstri ürünlerinde yaşanmıştır. Temmuz 2008 ile Şubat 2009 dönemleri arası, enerji fiyatları ve tarım ürünleri fiyatları % 35 civarında düşerken, metal fiyatları ise % 20’den daha fazla oranda azalmıştır. 2009 yılının Mart ayında enerji ve metal ürünleri fiyatlarında artış başlarken, şeker ve pirinç gibi tarım ürünleri fiyatları ise talepteki yükseliş ve elverişsiz hava koşulları gibi nedenlerle 2009 yılının ikinci yarısında yükselmeye başlamıştır. Dünya piyasalarında tarımsal ürün fiyatları 2008 yılında zirveye ulaşmıştır. Kriz ile beraber piyasalardaki dalgalanmalar, döviz kurlarındaki ani değişimler ve ülkelerin ihracat-ithalat ve dolayısıyla üretim koşullarının durağan hale gelmesi ile, üreticiler arz-talep yasası çerçevesinde fiyatlarda düşüşe gitmişlerdir. 2009 yılında 2008 yılına göre % 38,5 oranındaki düşüş ile ayçiçeği yağı fiyatı en fazla düşen tarım ürünüdür. En fazla fiyat artışı ise % 45,8’lik artış ile şekerde olmuştur. TABLO 3 ULUSLAR ARASI PİYASALARDA SEÇİLMİŞ MALLARIN FİYATLARI Buğday Mısır Pirinç Soya Fasulyesi Yerfıstığı Ayçiçeği Yağı Zeytin Yağı Portakal Muz Şeker (Serbest Piyasa) Çay Kahve Pamuk Yün (23 Mikron) Kauçuk Deri Alüminyum Bakır Nikel Çinko Doğal Gaz (Rusya) Petrol (Spot) Ölçü (1) $/MT $/MT $/MT $/MT $/MT $/MT $/MT $/MT $/MT cts/1b cts/Kg cts/1b cts/1b cts/Kg cts/1b cts/1b $/MT $/MT $/MT $/MT $/000M3 $/bb1 2007 255 163 332 317 1.177 673 4.561 958 677 10 212 88 63 765 104 72 2.640 7.132 37.136 3.250 293 71 Fiyat 2008 326 223 700 453 1.568 1.694 4.167 1.107 844 12 270 106 71 709 119 64 2.578 6.963 21.141 1.885 473 97 2009 223 166 589 379 995 1.042 3.509 909 848 18 314 77 63 611 87 45 1.669 5.165 14.672 1.658 319 62 2007 33,1 34,3 9,5 45,9 42,1 -5,6 -16,9 16,2 -0,9 -32,7 -12,3 25,6 9,0 41,5 8,7 4,7 2,6 5,9 53,9 -0,5 -0,9 10.7 Değişim (%) 2008 27,7 36,7 110,7 42,9 33,1 151,7 -8,6 15,5 24,6 25,1 27,2 20,3 12,8 -7,3 14,1 -11,1 -2,3 -2,4 -43,1 -42,0 61,3 36,4 2009 -31,5 -25,8 -15,8 -16,5 -36,6 -38,5 -15,8 -17,9 0,5 45,8 16,5 -27,4 -12,1 -13,8 -26,5 -30,0 -35,3 -25,8 -30,6 -12,0 -32,6 -36,3 Kaynak: IMF Primary Commodity Prices Database (1): 1b=0,4536 Kg, bb1 (varil)=159 lt, MT: Metrik Ton 7 Ham petrol talebi 2000-2007 arasında ortalama % 1,7 oranında artarken, 2008’in dördüncü çeyreği ve 2009’un ilk çeyreği arasında yaklaşık olarak % 3 oranında yükselmiştir. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC), varil başına fiyatlarını 75 dolar düzeyinde tutmak için günlük üretimini yaklaşık olarak 4 milyon varile çekmiştir. Bunun sonucunda OPEC’in atıl kapasitesi günlük 6,5 milyon varil civarına yükselmiştir. Dünya mal fiyat endeksleri incelendiğinde, 2009 yılı için fiyatların küresel krizin de etkisiyle düştüğü görülmektedir. 2008 yılına göre toplam mal fiyat endeksi % 31 oranında, gıda ve içecek ürünleri fiyatları ise % 13,1 oranında gerilemiştir. TABLO 4 DÜNYA MAL FİYAT ENDEKSİ (2005=100) (ABD Doları Bazında) 2007 2008 Toplam Mal Fiyat Endeksi Petrol Dışı Mal Fiyat Endeksi Gıda ve İçecek Ürünleri Fiyat Endeksi Sanayi Girdileri Fiyat Endeksi Tarımsal Hammadde Fiyat Endeksi Metal Ürünleri Fiyat Endeksi Enerji Fiyat Endeksi Petrol Fiyat Endeksi 135,0 140,6 126,9 154,3 114,2 183,3 131,7 133,3 172,1 151,0 156,5 145,5 113,3 168,7 184,5 181,9 Toplam Mal Fiyat Endeksi Petrol Dışı Mal Fiyat Endeksi Gıda ve İçecek Ürünleri Fiyat Endeksi Sanayi Girdileri Fiyat Endeksi Tarımsal Hammadde Fiyat Endeksi Metal Ürünleri Fiyat Endeksi Enerji Fiyat Endeksi Petrol Fiyat Endeksi 11,8 14,1 15,0 13,2 5,0 17,3 10,5 10,6 27,5 7,4 23,3 -5,7 -0,8 -8,0 40,1 36,5 2009 2009 1. Dönem 2. Dönem 3. Dönem Endeks 118,8 98,9 114,5 125,6 122,7 109,8 120,1 127,2 136,0 127,6 139,6 136,9 109,4 91,8 100,5 117,4 94,1 86,4 85,6 98,0 120,4 95,7 111,3 131,4 116,5 92,6 111,3 124,7 115,8 82,9 110,9 127,9 Bir Önceki Yıla/Döneme Göre Değişim (%) -31,0 -15,8 15,8 9,7 -18,7 -6,5 9,4 5,9 -13,1 2,3 9,4 -1,9 -24,8 -16,5 9,5 16,8 -16,9 -13,7 -0,9 14,5 -28,6 -18,2 16,3 18,1 -36,9 -21,1 20,2 12,0 -36,3 -21,1 33,8 15,3 4. Dönem 136,1 133,8 139,9 127,8 106,3 143,3 137,4 141,5 8,4 5,2 2,2 8,9 8,5 9,1 10,2 10,6 Kaynak: IMF Primary Commodity Prices Database 2009 yılı dönemsel olarak incelendiğinde, endeksin tüm göstergeler bazında artış trendi gösterdiği, en yüksek artışın ikinci çeyrekte % 33,8 ile petrol fiyatlarında olduğu görülmektedir. Bu artışta doların değer kaybetmesi ve talebin yükselmesi etkili olmuştur. IMF’nin yılsonu raporuna göre, küresel kriz sonrası toparlanmanın görüldüğü uluslararası mal piyasalarında, özellikle fiyatlardaki değişimin yüksekliği dikkat çekmektedir. Mal piyasaları dolardaki artışa bağlı olduğu gibi özellikle gelişmekte olan Asya ülkelerinde yaşanan toparlanma ile talebin artması bu piyasaları önemli ölçüde etkilemektedir. KÜRESEL EKONOMİDEKİ GELİŞMELER GENEL KÜRESEL GELİŞMELER 2007 yılında ABD’de yaşanan mortgage (subprime) krizi ile başlayan süreç değişim ve dönüşümler yaşayarak bugüne kadar devam etmiştir. Bu süreç, kimilerine göre 1929 bunalımından sonra küresel çapta yaşanan en önemli kriz olarak tanımlanmaktadır. Bu krizi öne çıkaran ve dolaylı olarak krizin ortaya çıkardığı diğer hususlar ise küresel finansal sistemin eleştirilmesi ve 8 küresel finansal mimariyi yöneten uluslararası örgütlerin yeniden ve çok radikal bir şekilde değişmesi yönünde oluşan taleptir. İçinde bulunduğumuz dönemde talep arttırıcı politikaların uygulanmaya başlanması, finansal piyasalara yönelik olarak kamu müdahalesinin çok büyük boyutlara ulaşması, OECD dışındaki bazı ülkelerde talebin hafif de olsa harekete geçmesi gibi gelişmelerle birlikte krizden çıkış yönünde sinyaller alınmaya başlanmıştır. Bunlara ek olarak finansal şartlardaki son gelişmeler ve ileriye yönelik olumlu beklentiler, özel sektör bilançolarındaki düzelme ve makroekonomik politika desteklerindeki nispi azalma ile birlikte dengeli bir krizden çıkış beklentisi oluşmuştur. Ekonomik yapıdaki olağanüstü yavaşlama ile birlikte birçok ülkede enflasyon düşük oranlarda gerçekleşirken, enflasyon artışı birkaç ülkede söz konusu olacaktır. Mevcut küresel yapı içinde riskler çift yönlü olarak hareket etmektedir, yani kayıp ve kazanç riskleri aynı düzeydedir: Finansal şartların daha hızlı bir şekilde iyileşmesi ile birlikte bunun yaratacağı pozitif bir hava finansal şartlardan etkilenen daha güçlü bir yatırım ortamına neden olabilir ki bu da tekrar büyümenin ve finansal şartların iyileşmesine sebep olacaktır. Öte yandan, bu ortamda büyük bir finansal kurumun iflası veya finansal sıkıntısının süreci tersine çevireceği de açıktır. İşsizlik de ayrıca önemli bir risk olarak kendini göstermektedir. İşsizlik nedeni ile finansal kurumlar dolaylı olarak etkilenebileceği gibi talepteki azalma nedeni ile bazı ülkelerde enflasyon düşüklüğünden deflasyona geçilmesi de mümkün olabilir ki bu sorundan kurtulması, bu soruna yönelik ekonomi politikaları üretilmesi ise daha da zordur. Krizin önlenmesi için ortaya atılan tüm önlemler, hükümetler, merkez bankaları ve diğer küresel kurumlarca sağlanan likidite ekonomik şartların iyileşmesi ile tekrar piyasadan çekilmek durumundadır. Ancak, bunun ne şekilde ve ne tür araçlarla ve hangi zamanda yapılacağı ise diğer ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Finansal piyasalara bakıldığında hem ABD hem de AB bölgeleri için bankalar arası para piyasasındaki fiyatların düştüğünü ve Ağustos 2007 öncesi seviyesine yaklaştığını görmekteyiz. Öte yandan gecelik faizler de çok düşmüş ve Avrupa Merkez Bankası (AMB)’nin yüzde 1’lik yeniden finansman oranının da altında piyasa faizleri gerçekleşmiştir. Kamu garantisini direkt veya dolaylı şekillerde eline geçiren bankacılık kesiminin de birçok ülkede bilançolarını güçlendirdiğini görmekteyiz. Banka tahvillerinin ödenmeme riskine karşı yapılan sigortaların maliyeti Mart 2009’da yüzde 3 düzeylerinden 2009 sonu itibariyle yüzde 1,1 seviyelerine düşmüştür. Bu şartlar altında bankaların kredi verme mekanizmasında ise negatif veya çok düşük düzeylerde bir fonlama söz konusu olmuştur. Şimdiye kadar olan gelişmelerde özellikle ABD’de sadece bankacılık kesiminin arz sorunu değil aynı zamanda piyasanın da zayıf fon talebi söz konusu idi. Ancak AMB verilerine bakıldığında 2009 Haziran’ı itibariyle firmaların ciddi anlamda fonlandığı görülmektedir. Her ne kadar OECD’nin Finansal Şartlar Endeksi ileriye yönelik olarak olumlu sonuçlar gösterse de bu olumlu gelişmeleri etkileyecek unsurlar şu şekilde sayılabilir: Özel kesimin menkul kıymetleştirmesi (securitization) finansman varlığını ciddi anlamda ters yönlü olarak etkileyebilir. 2009 yılı başı ve 2008 yılı sonlarında birçok varlık sınıfında özel kesimin ihracı sıfır veya sıfıra yakın düzeylerde gerçekleşmiştir. Kredi varlığını etkileyebilecek diğer bir husus ise özellikle Avrupa’daki bankaların sermayelerini güçlendirme ihtiyacıdır. 9 OECD dışındaki ülkelere bakıldığında büyümenin hızlandığı görülmektedir. Asya’daki büyüme ise alınan önlemlerin de etkisi ile dünyanın diğer yerlerine göre nispi olarak daha yüksek gerçekleşmiştir. Dünya ticaretine baktığımızda ise bir düzelmenin olduğu görülmektedir. Her ne kadar bu büyüme OECD dışındaki Asya ekonomilerinde olsa da bu ülkelerle sıkı ticari ilişkileri bulunan OECD ülkelerinde de büyümeye yardımcı olacaktır. Avrupa ülkelerinde görece olarak daha düşük olmakla birlikte dünya ticaretindeki büyüme ve üretimdeki artış yine de genel yapı içinde artış göstermiştir. Finansal şartlardaki genel iyileşme ve canlandırıcı politika uygulamalarının bir sonucu da dünya ticaretindeki artış olmuştur; genel şartlardaki iyileşme hem tüketici malları gibi mallara olan talebin artmasını sağlayarak direkt etkide bulunurken hem de dış ticaretin finansmanındaki sıkılığın ortadan kalkmasını sağlayarak kredi imkanlarını genişletmek şeklinde dolaylı bir katkı sağlamıştır. Hanehalkı tasarruf oranlarına baktığımızda 2009 yılında bir artış olduğunu görmekteyiz. Sıkı kredi şartları ve artan işsizlik tabii olarak harcamaların da baskı altına girmesine neden olmuştur. Her ne kadar geçici harcama artışları ve tasarruflardaki düşüşler bazı mali desteklerle gerçekleşmiş olsa da genel anlamda harcamalar azalmıştır. Birçok farklı göstergeye bakıldığında ABD, Kanada ve İngiltere’deki konut piyasalarında bir canlanma ve fiyatlarda ufak da olsa bir artış görülmektedir. Avustralya, Norveç ve İsviçre’de de konut fiyatları yükselmeye başlamıştır. Konut yatırım düzeyleri 2009 yılının ilk yarısında azalmaya başlamış olmakla birlikte bazı ülkelerde ve OECD’de toplamda en son kriz döneminden daha da aşağı olan bir düşüş görülmemektedir. OECD ülkelerine baktığımızda yakın dönem için en azından geçici mali desteklerin de etkisi ile talep yapısının şekillendiğini söyleyebiliriz. Bu bağlamda talebin yapısının şekillenmesinde geçici mali desteklerin önemli etkisi görülecektir. Ancak bu etkilerin belirsizliği nedeni ile kriz ortamı ve ekonomik istikrarsızlık beklenenden daha da uzun sürebilecektir. 10 TABLO 5 DIŞSAL DENGESİZLİKLER AZALIRKEN DÜNYA TİCARETİNDEKİ YAVAŞLAMA (2006-2009) Dünya Ticareti 2006 Mal ve Hizmet Ticareti (Bir Önceki Döneme Göre Değişim) Dünya Ticareti 9,4 OECD 8,3 NAFTA 7,0 OECD Asya – Pasifik 8,2 OECD Avrupa 9,0 OECD Dışı Asya 13,0 Diğer OECD Dışı 9,5 OECD İhracat 8,8 OECD İthalat 7,8 Ticaret Fiyatları OECD İhracat 3,6 OECD İthalat 4,7 OECD – Dışı İhracat 8,2 OECD – Dışı İthalat 4,7 Cari Denge (G.S. M.H’ nın Yüzdesi Olarak) ABD -6,0 Japonya 3,9 Euro Bölgesi 0,4 OECD -1,6 USD Milyar ABD -788 Japonya 172 Euro Bölgesi 43 OECD -591 Çin 250 Dinamik Asya 129 Diğer Asya -17 Latin Amerika 50 Afrika ve Orta Doğu 289 Merkez ve Doğu Avrupa 63 OECD – Dışı 763 DÜNYA 173 2007 2008 2009 7,0 5,4 4,7 7,9 5,1 10,3 10,5 6,2 4,6 4,8 3,2 2,2 5,5 3,1 7,0 9,3 4,5 1,9 1,9 0,4 -0,4 1,2 0,6 5,2 3,7 0,8 0,1 7,7 7,5 8,6 7,0 8,0 10,2 12,3 10,1 -9,8 -10,4 -8,0 -4,8 -5,3 4,8 0,3 -1,4 -4,9 3,8 -0,4 -1,5 -3,9 4,3 -0,1 -1,1 -731 212 39 -557 372 175 -34 27 336 18 894 336 -696 187 -55 -650 399 182 -40 -3 438 33 1009 360 -562 231 -8 -447 437 292 14 -38 -13 -28 663 216 Kaynak: OECD 11 TABLO 6 İŞGÜCÜ PİYASALARI ŞARTLARI GELİŞİMİ (2007-2009) İstihdam ABD Japonya Euro Bölgesi OECD İşgücü ABD Japonya Euro Bölgesi OECD İşsizlik Oranları ABD Japonya Euro Bölgesi OECD 2007 2008 2009 1,1 0,5 1,8 1,5 -0,5 -0,4 1,0 0,7 -3,6 -1,8 -1,6 -2,0 1,1 0,2 0,9 1,0 0,8 -0,3 1,1 1,0 0,0 -0,5 0,4 0,4 4,6 3,9 7,5 5,6 5,8 4,0 7,5 5,9 9,2 5,2 9,4 8,2 Kaynak: OECD Economic Outlook Tüm ülkeler bir şekilde işgücü piyasasında zorluklar yaşamaktadır ancak bu zorlukların boyutu ve çeşitliliği ülkeden ülkeye de farklılık göstermektedir. Geçtiğimiz yıl içinde haftalık çalışma saatleri açısından birçok ülkede çalışma saatleri düşürülmüştür. Özellikle sorun yaşayan sektörlerin başında ise üretim ve inşaat gelmektedir. İş saatlerinin azaltılması işsizliğin artmasını özellikle kıta Avrupası’nda oldukça engellemiştir. Ancak ABD açısından konu ele alındığında ise her ne kadar iş saatlerinde azaltıma bile gidilse faaliyetlerdeki azalmanın iş ortamına olan etkisi beklenmedik düzeylerde olmuştur. Ekonomik durgunluktaki artışla birlikte, küresel mal fiyatlarındaki düşüş birçok OECD ülkesinde enflasyon oranlarının sıfırın altında gerçekleşmesini sağlamıştır. Tüketici fiyatları birçok ülkede olduğu gibi Çin’de de düşmektedir. Çekirdek enflasyon oranları hem ABD’de hem de Euro bölgesinde yüzde 1,5 düzeylerine inmiştir. Finansal krizin başlangıcından bugüne kadar cari açık dengesizliklerinin azaltılması noktasında ciddi sorunlar ortaya çıkmıştır. 2009 yılı başından ortasına kadar bakıldığında küresel cari açık dengesizliklerinin boyutu toplam dünya GSH’sının yüzde 2’sinden fazla azalma kaydetmiştir. Başlıca petrol ihraç eden ülkelerin ve Çin’in dış fazla elde etmesinin yanısıra, özellikle ABD’nin dış açığında hızlı bir düşüş gerçekleşmiştir. Mevcut küresel şartlara bakıldığında risklerden kurtulmanın da ülkeler açısından yeni riskler doğurduğunu söylememiz mümkün olacaktır. Çünkü tüm bu aksiyonların birbiri ile de ilgisi bulunmaktadır. Mevcut ortama baktığımızda en temel riskleri şu şekilde saymamız mümkün olacaktır: Ülkelerin makroekonomik politikaları uygulamadaki riskleri: Örneğin zamanından önce veya gecikmeli olarak para politikası ve maliye politikası teşviklerinin durumundaki değişiklik. Finansal riskler her iki yönde de devam etmektedir. Finansal piyasada faaliyet gösteren firmalardan büyük bir oyuncunun iflası veya zorluk yaşaması veya şartların beklenenden daha iyi bir şekilde gelişmesi de tehlikeli riskler taşımaktadır. Özel sektördeki bilanço düzeltmeleri ile ilgili bir belirsizlik bulunmaktadır. 12 Gelişmekte olan ekonomilerdeki güçlü talep OECD ülkelerinde büyümeye destek sağlayabilecektir. Çok güçlü bir büyümenin mal fiyatları üzerine etkide bulunması ancak OECD dışı ülkelerde büyümenin daha fazla olması durumunda mümkün olacaktır. Öte yandan fiyatların artışındaki düzey uygun seviyelerde kalırsa durgunluktan çıkış için de düşük bir etkisi olacaktır. Yapılan araştırmalar petrol fiyatlarındaki yüzde 10’luk bir artışın OECD ülkelerindeki faaliyetleri yüzde 0,1 (fiyat artışından sonra) ve enflasyonu ise yüzde 0,2 artıracağını göstermektedir. Geçtiğimiz yıl içerisinde Euro ve Yen karşısında doların değer kaybetmesi şeklinde ortaya çıkan bir döviz kuru ayarlaması yaşanmıştır. Doların değerindeki azalma ABD’deki ekonomik faaliyetleri ve enflasyonu artırırken, hem Euro Bölgesi hem de Japonya’da ters etki doğuracaktır. Para politikaları uygulamalarına baktığımızda bazı ülkelerde normalleşme sürecine girmenin de etkisiyle kredi piyasasındaki aşırı likiditenin ve müdahalenin kaldırılması yönünde adımlar atılmakla birlikte birçok ülke için hâlâ bu sürecin başında bulunulmaktadır. Buna göre düşük politika oranlarından çıkış için aslında iki grup ülke bulunduğu söylenebilir. İlk gruptaki ülkeler daha dayanıklı iken (Avustralya, Norveç ve İsrail) veya yakın dönem için pozitif gelişmeler gösteriyorsa (Kore) ve bunların daha hızlı bir şekilde bu politika uygulamalarından çıkmaları gerekirken ABD, AB, İngiltere ve Kanada gibi enflasyon ve ekonomik aktivitenin baskı altında olduğu ülkelerde de bu çıkış politikaları daha yavaş uygulanacaktır. Konvansiyonel faiz oranı kesintileri ile birlikte para otoritelerinin birçok konvansiyonel olmayan önlem aldıkları da görülmektedir. Bunun bir sonucu olarak merkez bankalarının bilançoları aşırı büyüme göstermiştir. Normalleşme sürecinde bu bilançoların eski durumuna getirilmesi öncesindeki likidite nedeni ile enflasyon ve erken bir şekilde sistemden çıkarılması durumunda ise tekrar deflasyon sorunu yaşanması mümkün gözükmektedir. Bu nedenle otoritelerin bu önlemlerin zamanlaması ve boyutuna ilişkin öngörülerinin dikkatli bir şekilde de uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir. Banka ve diğer kurumların finansal kriz döneminde destek görmesi yönünde önemli finansal politikalar uygulanmıştır. Bu hem OECD ülkelerinde hem de OECD dışı ülkelerde aynı şekilde olmuştur. Problemli finansal varlıklardaki sorunların çözümüne yönelik bazı uygulamalar olmuşsa da özellikle bu anlamdaki sürecin ABD, Almanya ve İngiltere’de daha yavaş olduğu görülmektedir. Problemli varlıklara karşı olan tavrın bu aşamada önemli bir şekilde ele alınması ve finansal şartlardaki iyileşme, normalleşme görünümüne rağmen yine de dikkate alınması gerekmektedir. Finansal sektörden kaynaklanacak muhtemel bir krizin önüne geçmek için ülkeler finansal sektörde bir reform ihtiyacı içine girmişlerdir. Başta uluslararası sözleşmeler olmak üzere birçok alanda politika uygulamaları tartışılmış, bazıları ise uygulamaya geçirilmiştir. Krizin anıları daha sıcak iken bu iyileştirmelerin de hızlı bir şekilde yapılmasında fayda bulunmaktadır. Küresel finansal mimarinin yeniden oluşturulmasında tabii olarak kısa dönemde yapılması gerekenler ve orta/uzun vadede yapılması gerekenler arasında farklar olacaktır. Bu nedenle uygulanacak politikaların da amaçlarına göre farklı hızlarda ve ölçeklerde olması gayet normaldir. 13 Finansal kurumlara olan güvenin artırılmasında muhasebe standartlarının geliştirilmesi de önemli bir rol oynayacaktır. Bununla birlikte, küresel kriz süresince yapılan birçok düzenleme ve idari çerçevenin bankaları bireysel bazda ele alması önemli sorunların başında gelmiştir. Bankaların aslında bir sistemik riske maruz kaldığı ve dolayısı ile daha makro düzeyde bir kurallar seti ile düzenleme altına alınması gerektiği ise daha geç anlaşılmıştır. Maliye politikaları açıklarına baktığımızda durumun giderek daha vahim bir hal aldığı görülmektedir. TABLO 7 MALİ POZİSYONLARDAKİ YAVAŞ GELİŞME (2007-2009, % GSMH) ABD Gerçek Denge Denge Gayri Safi Finansal Yükümlülükler Japonya Gerçek Denge Denge Gayri Safi Finansal Yükümlülükler Euro Bölgesi Gerçek Denge Denge Gayri Safi Finansal Yükümlülükler OECD Gerçek Denge Denge Gayri Safi Finansal Yükümlülükler 2007 2008 2009 -2,8 -3,3 61,8 -6,5 -6,0 70,0 -11,2 -8,8 83,9 -2,5 -3,9 197,1 -2,7 -4,7 172,1 -7,4 -6,5 189,3 -6,0 -1,5 70,9 -2,0 -2,1 73,2 -6,1 -3,7 81,8 -1,3 -2,5 73,1 -3,5 -4,0 78,4 -8,2 -6,3 90,0 Kaynak: OECD Economic Outlook Küresel çapta krizden çıkışın netleştiği bir ortamda mali düzenlemenin başlaması daha yerinde bir yaklaşım olacaktır. Ülkelerin makroekonomik durumlarına göre düzenlemelerin türü ve şekli farklılık arz edebilmektedir. Örneğin hükümet bütçelerinin orta vadede ihtiyaç duyduğu düzenlemeler Norveç, Kore ve İsviçre gibi ülkelerde görece olarak daha düşük iken yine orta vadede Yunanistan, Polonya, Portekiz, Japonya, ABD, İngiltere ve İrlanda gibi ülkelerde zaten yüksek olan borç düzeyleri daha da artacaktır. Ülkelerin artan yüksek borç oranları önümüzdeki yıllarda finansal piyasalar üzerinde ekonomik faaliyetleri olumsuz yönde etkileyecek bir unsur olacaktır. Ülke tahvillerinin getirileri Mart 2009’da tavan yaptığı döneme göre oldukça düşük olmakla birlikte finansal krizin başladığı döneme göre de oldukça yüksek seyretmektedir. Özel yatırımların dışlanması (crowding out), devlet tahvilleri üzerindeki yüksek faiz oranları ve kamu sektörü borçları bir kartopu etkisi ile daha da büyüyebilir. Yüksek borç düzeyleri, hükümetin finansal piyasalardaki dalgalanmaları finanse ederken yaşayacağı bir kırılganlık noktası olarak da ortaya çıkmaktadır. Hükümetlerin maliye politikaları uygulamalarına ilişkin orta vadeli planlarını şimdiden açıklamaları ve bu anlamda piyasa beklentilerini yönlendirmeleri de uygun bir adım olacaktır. Kamusal politikaların harcamalar yönünden önemli bir şekilde ele alınmasında fayda bulunmaktadır. Ampirik analizler, bütçelerdeki sağlamlaşmanın vergi artışları ile harcama kesintileri karşılaştırıldığında harcama kesintileri ile daha etkin sağlandığını göstermektedir. Birçok ülke açısından emeklilik ve sağlık ödemeleri sürdürülebilir bir kamu finansmanı için önemli bir gösterge olacaktır. Küresel düzeyde bakıldığında, durgunluk öncesinde bile birçok ülkenin önemli yapısal değişikliklere ihtiyaç duyduğu görülmektedir. Küresel kriz ve resesyon bu değişiklik ihtiyacını 14 hem hızlandırmış hem de ölçeğini büyütmüştür. OECD verilerine göre krizin sermaye yoğunluğu ve yapısal işsizlik üzerine olan etkileri ortalama yüzde 3,5 civarında olmuştur. Bunlara ek olarak iç piyasaların uluslararası ticaret ve yatırımlara açık olması da önem arz etmektedir. Resesyon ve sonrasındaki gelişmeler birçok ülkede korumacılığın türev uygulamalarını gündeme getirmektedir. Orta ve uzun vadede işgücü piyasalarındaki reformların da önem arz ettiği görülmektedir. Bu alanda reformların gerçekleştirilmemesi uzun vadede kişi başı GSMH’ yı etkileyebilecektir. Bu piyasadaki muhtemel en büyük risk işsizlik oranlarındaki artış ve işgücü piyasasına çok zayıf bağlanmış işgücü olmaktadır. Aktif işgücü piyasası uygulamalarındaki reformlar veya işsizlik ödemelerinin arttırılması işsizlikle mücadelede işe yarayabilecektir. Yapısal işsizliği ortadan kaldıracak diğer önlemler arasında ise işgücü üzerindeki vergilerin azaltılması (ki bu durumda mali zorunluluklar nedeni ile zor bir tercih), piyasa rekabetinin arttırılması gibi önlemler sayılabilir. Yapılan bazı araştırmalar şu sonuçları vermektedir: OECD ülkelerinde işsizlik oranlarında yüzde 1’lik bir düşüş kaydedilmesi için işsizlik ödemelerinin yüzde 8 azaltılması veya işgücü üzerine olan verginin yüzde 3,5 oranında düşürülmesi veya son 10 yıl boyunca ortalama bir OECD ülkesinde oluşan piyasadaki ürün serbestleştirilmesinin uygulanması veya her bir istihdam edilen işçi için yapılan harcamaların artırılması (kişi başı düşen GSMH’ nın bir parçası olarak) veya bu belirtilen önlemlerin belli yüzdelerde birlikte uygulanması ile işsizlik düşürülebilecektir. Kriz sonrasındaki verimlilik artışının sağlanması için ise Ar-Ge teşviklerinin verilmesi, rekabetçi olmayan, engelleyici piyasa uygulamalarının ortadan kaldırılması gibi genel hususlara dikkat edilmelidir. 15 TABLO 8 GENEL KÜRESEL PROJEKSİYON 2009 Reel GSMH Artışı ABD Japonya Euro Bölgesi Toplam OECD Enflasyon ABD Japonya Euro Bölgesi Toplam OECD İşsizlik Oranları ABD Japonya Euro Bölgesi Toplam OECD Cari Açık ABD Japonya Euro Bölgesi Toplam OECD Mali Denge ABD Japonya Euro Bölgesi Toplam OECD Kısa Dönem Faizleri ABD Japonya Euro Bölgesi -2,5 -5,3 -4,0 -3,5 0,2 -1,2 0,2 0,5 9,2 5,2 9,4 8,2 -3,0 2,5 -1,1 -0,9 -11,2 -7,4 -6,1 -9,2 0,9 0,5 1,2 ÜLKESEL VE BÖLGESEL GELİŞMELER OECD ÜLKELERİ Amerika Birleşik Devletleri ABD için her ne kadar çok kötü bir resesyondan geri dönüş emareleri gözükmüş, üretimdeki düşüşün 2009 yazından sonra geriye başlamış olsa da çok önemli sorunlu alanlar hâlâ varlığını devam ettirmektedir. Büyük bankaların iflasına ilişkin pek fazla risk kalmamakla birlikte sermaye yeterliliği anlamında önemli sorunlar devam etmektedir. Hanehalkları ise hem borç azaltımı hem de varlıklarını yeniden yapılandırma noktasında bir dönüşüm yaşayacaktır. Büyük miktarlarda sayılabilecek makroekonomik canlandırma ve finansal şartların iyileştirilmesi büyümeyi desteklerken bu çok da hızlı gerçekleşmeyecektir. 16 TABLO 9 ABD: İstihdam, Gelir ve Enflasyon (2007-2009) İstihdam İşsizlik Oranı İstihdam Maliyet İndeksi İşgücü Verimliliği Birim Emek Maliyeti GSMH Deflatörü TÜFE 2007 0,9 4,6 3,1 1,3 3,0 2,9 2,9 2008 -0,6 5,8 2,8 1,0 1,8 2,1 3,8 2009 -3,7 9,2 1,5 1,3 -1,1 1,3 -0,4 Kaynak: OECD Economic Outlook İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki en kötü resesyon dönemlerinden sonra ortaya çıkan bu dönemin de tekrar dipten döndüğü söylenmektedir. Üretimde sektörler bazında bile olsa kısmi iyileşmeler yaşanmakta, hisse senedi piyasalarındaki hareketlenmeler hanehalkı servetlerinin toparlanmasını sağlamakta ve konut piyasasında da ufak artışlar başlamaktadır. Yukarıda belirtilen bazı olumlu gelişmeler olmakla birlikte birçok olumsuz gösterge de bulunmaktadır. Örneğin konut dışı inşaatlarında aşağı yönlü bir trend devam etmekte ve işgücü piyasası da zayıflığını sürdürmektedir. Küçülmenin derinliği ekonominin hem üretim hem de işgücü piyasalarında kullanılmamış kapasiteyi önemli ölçüde artırmıştır. Bir müddet daha devam etmesi beklenen bu atıl kapasite para politikası önlemlerine ve artan enerji mal fiyatlarına rağmen enflasyonist baskıları engellemiştir. Cari işlemler dengesinin azalması noktasında iç talepteki düşüş de çok önemli bir rol oynamıştır. 2009 yılı ilk yarısı itibariyle GSMH’ nın yüzde 3’ünden daha fazla düşmüştür. TABLO 10 ABD: Finansal Göstergeler (2007-2009) Hane Halkı Tasarruf Oranı Genel Hükümet Mali Dengesi Cari Denge Kısa Dönem Faiz Oranları Uzun Dönem Faiz Oranları 2007 1,7 -2,8 -5,2 5,3 4,6 2008 2,7 -6,5 -4,9 3,2 3,7 2009 3,9 -11,2 -3,0 0,9 3,3 Kaynak: OECD Economic Outlook Bütçe konsolidasyonu başladığında ise özel iç talep büyümenin en temel faktörü olacaktır. Kısa dönemde konut yatırımlarından kaynaklanan bir miktar büyüme beklense bile uzun vadedeki büyüme firma verimliliği, düşen şirket tahvil oranları ve iş ortamı üzerinde arz baskısı oluşturan banka kredilerinin yaygınlaşması ile mümkün olacaktır. 17 TABLO 11 ABD: Talep ve Üretim (2008-2009) Özel Tüketim Hükümet Harcamaları Gayri Safi Sabit Yatırımlar Nihai İç Talep Mal ve Hizmet İhracı Mal ve Hizmet İthali GSMH (Piyasa Fiyatlarıyla) 2008 (Milyar USD) 10.129,9 2.386,9 2.667,1 15.183,9 1.831,1 2.538,9 14.441,4 2009 Önceki Yıllara Göre % Değişim -0,6 2,0 -14,3 -2,6 -10,8 -14,8 -2,5 Kaynak: OECD Economic Outlook Yüksek varlık fiyatları tasarruf oranlarında ileriye dönük artışları engellerken aynı zamanda tüketici güvenini artırmakta, tüketim artışını canlı tutmaktadır. Konut satışlarındaki artış ve son birkaç yıl içindeki satılmayan konutların sayısındaki önemli düşüşler muhtemelen yakın bir gelecekte yeni konut yapımlarına neden olacaktır. Buna rağmen yüksek işsizlik oranları nedeni ile hem ücretlerdeki artışın hem de kişisel gelirlerin önümüzdeki birkaç yıl boyunca baskı altında olacağını söylemek gerekmektedir. TABLO 12 ABD: Dış Göstergeler (2007-2009) 2007 Mal ve Hizmet İhracı Mal ve Hizmet İthali Dış Denge Görünmeyenler, NET Cari Denge 1.656 2.370 -713,8 -12,8 -726 Mal ve Hizmet İhracı Mal ve Hizmet İthali İhracat Performansı Dış Ticaret Hadleri 8,7 2,0 1,0 -0,2 2008 USD Milyar 1.831 2.539 -707,8 1,7 -706 Yüzde Değişim 5,4 -3,2 1,1 -5,2 2009 1.538 1.917 -378 -55,4 -434 -10,8 -14,8 2,7 6,3 Kaynak: OECD Economic Outlook Her ne kadar birçok önlem alınmış olsa da özellikle ABD için finansal kurumların öngörülenden daha fazla riske maruz kalması muhtemel görülmektedir. Bu riskler ise yeni kayıplar anlamına gelecektir. Özellikle ticari emlak kredileri bu kapsamda görülebilir. Öte yandan iyileşme ile birlikte uzun vadeli faiz oranlarının bütçe açıkları nedeni ile artmasından kaynaklanacak riskler de bulunmaktadır. Eğer artan hisse senedi fiyatları ve konut fiyatları tüketici güvenini sağlar ve hanehalkı harcamaları artış gösterirse bu durumda mevcut olan üretim kapasitesi ve düşük stok düzeyleri artan talep için yeterli olmayacaktır. Japonya Japonya’ya baktığımızda mali teşviklerin etkisinin ancak işsizlikteki kısmi düşüşü ve ücret seviyelerindeki azalmayı koruduğu söylenebilir. 18 Bank of Japan deflasyon ile savaşta daha güçlü önlemler almalıdır. Faiz oranlarını düşük düzeylerinde tutmalı ve enflasyonda bazı gelişmeler görülünceye kadar somut bazı önlemler uygulamalıdır. Japonya’nın yüksek kamu borç oranları ve bütçe açıkları düşünüldüğünde mali teşviklerin olması da çok mümkün gözükmemektedir. Bu nedenle hükümet kamu harcamalarındaki artışı ancak diğer harcama programlarından bir kısıntı ile elde edebilecektir. Güvenilir ve orta vadeli bir mali konsolidasyon programının oluşturulması ve uygulanmaya başlanması önem arz etmektedir. Bu tür bir program ile temel vergi reformları ile birlikte diğer yapısal reformlar yapılmalıdır, özellikle yaşlanan nüfus ortamındaki hayat standartlarının geliştirilmesi için bu bir zarurettir. TABLO13 JAPONYA: İstihdam, Gelir ve Enflasyon (2007-2009) 2007 0,5 3,9 0,0 -1,9 -0,7 -0,2 İstihdam İşsizlik Oranı Hanehalkı Harcanabilir Geliri Birim Emek Maliyeti GSMH Deflatörü TÜFE 2008 -0,4 4,0 0,4 1,4 -0,9 0,1 2009 -1,8 5,2 -2,6 1,3 0,0 -0,5 Kaynak: OECD Economic Outlook Diğer Asya ülkelerinden kaynaklanan ithalat talebi ile birlikte artan Japon ihracatı Japonya için bir şans olmuştur. Eylül 2008 sonrasında Yen’in değer kazanmasında kısmi bir ters durumun gerçekleşmesi de bu ihracata yardımcı olmuş ve özellikle otomobil ve bilgi teknoloji tabanlı ürünlere olan talep artmıştır. 2009’un ilk yarısındaki büyük sıçramadan sonra iflas sayılarında da bir denge oluşmaya başlamış ve tarihsel seviyelerine göre düşük olmakla birlikte yine de tüketici güveninde bir artış ve finansal şartlarda bir iyileşme yaşanmıştır. 2009 yılındaki kurumsal kârların azalması firmaların yatırım planlarını olumsuz etkilemiştir. Düşük ratingli borçlananlar için risk primlerinin yüksek olması ve banka kredilerindeki düşük düzeyler büyüme ve refah artışında da negatif etkiler oluşturmuştur. Kurumsal kesimdeki olumsuz gelişmeler hanehalklarını emek gücü piyasaları aracılığı ile etkilemiştir. Hanehalkı gelirleri, 2008 yılında ücretlerin düşmeye başlaması ve işsizliğin artışı ile birlikte azalmıştır. 2009 yazı itibariyle işsizlik oranları yüzde 5,7 gibi rekor düzeylere çıkmıştır. TABLO 14 JAPONYA: Finansal Göstergeler (2007-2009) Hane Halkı Tasarruf Oranı Genel Hükümet Mali Dengesi Cari Denge Kısa Dönem Faiz Oranları Uzun Dönem Faiz Oranları 2007 3,3 -2,5 4,9 0,7 1,7 2008 2,7 -2,7 3,2 0,7 1,5 2009 2,8 -7,4 2,5 0,5 1,4 Kaynak: OECD Economic Outlook İşgücü piyasasının zayıflığına rağmen özel tüketimde bir sıçrama görülmektedir. 2009 yılı ikinci çeyreği sonrası yaşanan bu gelişmede daha çok hanehalklarına yapılan ücret ödemeleri ve hükümet yatırımlarının çift haneli rakamlara ulaşması sayılabilir. 19 TABLO 15 JAPONYA: Talep ve Üretim (2008-2009) 2008 293,4 94,1 117,2 504,7 9,201 Özel Tüketim Hükümet Harcamaları Gayri Safi Sabit Yatırımlar Nihai İç Talep GSMH (Piyasa Fiyatlarıyla) 2009 -0,7 1,1 -12,8 -3,2 -4,0 Kaynak: OECD Economic Outlook Dünya ticaretinin düzelmesi ve politikaların uygulanması noktasındaki riskler tamamen ortadan kalkmamıştır. Finansal piyasalarda uygulamaya konulan acil önlemlerin erken tasfiyesi iç talepte olumsuzluklara neden olabilecektir. Japon ekonomisi küresel gelişmelere karşı çok duyarlıdır. Örneğin küresel şartlardaki bir iyileşme ile birlikte Japonya’daki büyüme aynı iyileşmenin başka ülkelere olan etkisinden çok daha fazla katkı sağlayabilmektedir. TABLO 16 JAPONYA: Dış Göstergeler (2007-2009) 2007 Mal ve Hizmet İhracı Mal ve Hizmet İthali Dış Denge Görünmeyenler,NET Cari Denge 772,0 698,7 73,3 139,6 212,8 Mal ve Hizmet İhracı Mal ve Hizmet İthali İhracat Performansı Dış Ticaret Hadleri 8,4 1,5 0,7 -4,6 2008 USD milyar 853,9 847,5 6,4 151,0 157,4 Yüzde Değişim 1,8 0,9 -1,3 -9,5 2009 615,5 618,0 -2,4 128,3 125,9 -25,1 -14,7 -15,8 12,5 Kaynak: OECD Economic Outlook Euro Bölgesi (Fransa, İtalya, İngiltere İle Birlikte) Euro Bölgesindeki faaliyetlerin keskin düşüşü beklenenden daha hızlı bir şekilde gerçekleşmiştir. Finansal sektörde esen ters rüzgâr ve artan işsizlik oranları, krizden çıkışın da derece derece olacağını işaret etmektedir. TABLO 17 EURO BÖLGESİ: İstihdam, Gelir ve Enflasyon (2007-2009) İstihdam İşsizlik Oranı Hanehalkı Harcanabilir Geliri Birim Esnek Maliyeti GSMH Deflatörü TÜFE (Hormonize edilmiş indeks) 2007 1,8 7,5 3,6 1,7 2,3 2,1 2008 1,0 7,5 3,9 3,6 2,2 3,3 2009 -1,6 9,4 1,5 3,8 1,0 0,2 Kaynak: OECD Economic Outlook 20 Para piyasalarındaki faiz oranı spreadlerindeki daralma ile birlikte hisse fiyatlarında artış nedeni ile finansal şartlarda bir iyileşme görülmektedir. Ancak yine de banka kredileri sıkı olup hem hanehalkı hem de firmalara dönük krediler yeterli değildir. Bankaların yeni özel sermayeyi temin etme noktasındaki başarılarına rağmen hâlâ yeterli sermayeye sahip olup olmadığı noktasında soru işaretlerini muhafaza etmektedir. Muhtemel başka krizlerin önüne geçmek için Avrupa çapında finansal düzenleyici ve denetleyici kurumların bazı yapısal önlemler alması gerekmektedir. Krizin başladığı andan bugüne kadar işgücü piyasasındaki şartlar olumsuzluğunu korumaktadır. En yüksek olduğu noktalardan yüzde 2’lik düşüşler gösteren işsizlik oranları daha önceki resesyonlara göre üretim düşüşleri ile çok daha güçlü bağa sahip gözükmektedir. TABLO 18 EURO BÖLGESİ: Finansal Göstergeler (2007-2009) 2007 9,1 -0,6 0,5 4,3 4,3 Hane Halkı Tasarruf Oranı Genel Hükümet Mali Dengesi Cari Denge Kısa Dönem Faiz Oranları Uzun Dönem Faiz Oranları 2008 9,8 -2,0 -0,8 4,7 4,3 2009 11,8 -6,1 -0,6 1,2 3,8 Kaynak: OECD Economic Outlook Küresel mal piyasalarındaki fiyat düşüşleri 2009 yazında enflasyonun negatif olmasına sebep olmuştur. Avrupa Merkez Bankasının (ABM) mevcut politika uygulamaları yerinde gözükmektedir. Politika oranları değiştirilmemiş ve yoğun likidite önlemleri alınmış, açık piyasa operasyonları gerçekleştirilmiştir. Euro Bölgesi ülkeleri bazı mali önlemler almış olup bunların toplamı 2009 yılı GSMH’ sının yüzde 1’i civarındadır. Önemli miktardaki desteklerin bir kısmı ise otomatik dengeleyiciler ve finansal sektördeki önlemlerle gerçekleştirilmiştir. Kamu borçlarının GSMH’ ya oranı kriz döneminde önemli miktarda artmış olup İstikrar ve Büyüme Anlaşmasının oldukça üzerinde olmuştur. TABLO 19 EURO BÖLGESİ: Talep Ve Üretim (2008-2009) Özel Tüketim Hükümet Harcamaları Gayri Safi Sabit Yatırımlar Nihai İç Talep 2008 ( Milyar USD) 5.195 1.882 1.987 9.063 2009 Önceki Yıla Göre % Değişim -1,0 2,3 -10,6 -2,5 Kaynak: OECD Economic Outlook Bölgenin içinde olduğu riskler oldukça geniş bir spektrumu kapsamakta ve dengeli bir şekilde her alana yayılmaktadır. Kısa dönemde özel talebin artması zor gözükmekte, finansal piyasalar ise kırılganlığını korumaktadır. Büyüme ile birlikte hem para hem maliye politikalarının uygulanmasındaki ince ayar da önemli bir risk oluşturmaktadır. 21 Kanada Kanada’da reel gelirin düşmeye başladığı 2008’in son çeyreğindeki durumun 2009’un ikinci yarısı itibariyle düzeldiği söylenebilir. Hem dış talep hem de iç yatırımlarda ve işsizlikte az da olsa bir artış görülmektedir. 2009’un ilk yarısında GSMH yüzde 6,1 azalış kaydetmiş ve ikinci çeyrekte yüzde 3,4 küçülmüştür. Kanada hükümetinin detaylı ve güvenilir orta vadeli planlara ağırlık vermesi gerekmektedir. Kanada’daki görece gelişmelerin özellikle dünya ticaretindeki gelişme, hükümetin altyapı projelerindeki ilerleme ve özel kesimin konut, ekipman ve makine yatırımlarını yenilemesi ile aşılması mümkün gözükmektedir. TABLO 20 KANADA: İstihdam, Gelir ve Enflasyon (2007-2009) 2007 2,3 6,0 5,3 3,0 3,2 2,1 İstihdam İşsizlik Oranı Hanehalkı Harcanabilir Geliri Birim Emek Maliyeti GSMH Deflatörü TÜFE 2008 1,5 6,1 5,9 4,4 3,9 1,7 2009 -1,6 8,3 1,0 2,5 -1,9 1,7 Kaynak: OECD Economic Outlook İşgücü piyasasındaki gelişimin de durduğu görülmektedir; işgücü seviyeleri 368.000 azalış ile Eylül 2009’da yine Mart 2009’daki seviyelerine gelmiştir. Ekonomik şartlar nedeni ile işgücünde bir gelişme olmamış, atıl kapasite ekonomik yapıda varlığını sürdürmüş, fiyat baskısı ise az olmuştur. Ortalama enflasyon yıllık bazda yüzde -0,9 iken resmi kaynaklarda yüzde 1,5 ve yüzde 2 civarlarında bir ölçüm yapılmıştır. TABLO 21 KANADA: Finansal Göstergeler (2007-2009) Hane Halkı Tasarruf Oranı Genel Hükümet Mali Dengesi Cari Denge Kısa Dönem Faiz Oranları Uzun Dönem Faiz Oranları 2007 2,5 1,6 1,0 4,6 4,3 2008 3,7 0,1 0,5 3,5 3,6 2009 4,3 -4,8 -2,9 0,8 3,3 Kaynak: OECD Economic Outlook Bu anlamda, dış talebin eski çok düşük seviyelerden yukarı çıktığına dair göstergeler mevcuttur. İkinci olarak tüketici harcamalarını arttıracak şekilde finansal piyasalardaki şartların iyileştiği, konut piyasasının düzelmeye başladığı ve hem iş hem de hanehalkı güveninin arttığı görülmektedir. Üçüncü olarak, konut yatırımları ve konut sektörüne ilişkin uygulanan federal konut kredi geri ödemeleri de bu anlamda kolaylık sağlamaktadır. 22 TABLO 22 KANADA: Talep ve Üretim (2008-2009) Özel Tüketim Hükümet Harcamaları Gayri Safi Sabit Yatırımlar Nihai İç Talep GSMH (Piyasa Fiyatlarıyla) 2008 ( Milyar USD) 892 314 363 1.567 1.600 2009 Önceki Yıla Göre % Değişim -0,1 2,5 -8,7 -1,6 -2,7 Kaynak: OECD Economic Outlook Ekonomik şartların talep ettiği gereklilikler her ne ise bunların gerçekleştirilmesi de hükümet tarafından garanti edilmiştir. TABLO 23 KANADA: Dış Göstergeler (2007-2009) 2007 Mal ve Hizmet İhracı Mal ve Hizmet İthali Dış Denge Görünmeyenler, NET Cari Denge 498,8 471,5 27,3 -13,0 14,3 Mal ve Hizmet İhracı Mal ve Hizmet İthali İhracat Performansı Dış Ticaret Hadleri 1,1 5,8 -1,9 3,1 2008 USD Milyar 530,4 505,1 25,3 -16,0 9,2 Yüzde Değişim -4,7 0,8 -3,1 4,6 2009 381,2 407 -25,8 -14,0 -39,8 -14,0 -13,3 0,4 -97 Kaynak: OECD Economic Outlook OECD Dışı Bazı Ülkeler Brezilya Brezilya, GSMH’ daki artış, ekonomik faaliyetlerdeki iyileşme, endüstriyel üretimdeki artış ile olumlu gelişmeler kaydetmektedir. Kapasite kullanımının üretim sektöründe kriz öncesi döneme yaklaşması da başka bir olumlu gelişme olarak kendini göstermektedir. Yatırımlarda ise beklenen gelişme henüz gerçekleşmemiştir. Mali şartlarda devrevi koşullar gereği zayıflıklar söz konusu olmakla birlikte küresel krizle mücadele edecek politikalar da uygulanmıştır. Brezilya ekonomisindeki özel tüketim kaynaklı olarak faaliyetlerin hızlı bir şekilde iyileştiği görülmektedir. Özellikle Çin dahil Asya ülkelerine yapılan mal ihracatları ile birlikte bu koşullar daha da iyileşmiştir. 2008’in son çeyreğinden bu yana yatırımlardaki azalma olumlu yönde gelişmeye başlamıştır. Endüstri üretimi, sermaye malları üretimini de içerecek şekilde artmakta, üretim kapasitesinin kullanım oranı yükselmekte, özellikle motorlu araçlar endüstrisindeki büyüme hızı etkili olmaktadır. Bunun arkasında ise canlandırma paketlerinin bir parçası olan vergi kesintileri kendini göstermektedir. 23 TABLO 24 BREZİLYA: Makroekonomik Göstergeler (2007-2009) Reel GSMH Artışı Enflasyon (TÜFE) Mali Denge (GSMH Yüzdesi) Cari Denge (GSMH Yüzdesi) 2007 5,6 4,5 -2,8 0,1 2008 5,1 5,9 -2,0 -1,8 2009 0,0 4,2 -3,5 -1,4 Kaynak: OECD Economic Outlook 2008 yılı sonunda uygulanmaya başlanan vergi kesintileri (hem motorlu araçlar hem de bazı seçilmiş tüketim malları üzerine) hâlâ uygulamadadır. Eylül 2008 ile Haziran 2009 tarihleri arasındaki 500 baz puanlık azalma ile faizler yüzde 8,75 düzeylerinde kalmıştır. Birçok banka mevduatı kategorisinde Eylül 2008 sonrası dönemde önemli düşüşler yaşanmış olsa da kriz öncesi dönemdeki zorunlu rezerv oranları muhafaza edilmiştir. Finansal piyasalarda da şartlar iyileşmektedir. Net direk dış yatırımlarda bir artış görülmektedir. Bunun da arka planında Brezilya’nın uluslararası rating ajanslarınca yatırım düzeyinde bir nota sahip olması yatmaktadır. TABLO 25 BREZİLYA: Dış Göstergeler (2007-2009) 2007 Mal İhracı Mal İthali Hizmetler, NET Görünmeyenler, NET Cari Denge 160,6 120,6 40,0 -25,3 1,5 Mal ve Hizmet İhracı Mal ve Hizmet İthali Dış Ticaret Hadleri 5,5 22,0 2,1 2008 USD Milyar 197,9 173,2 24,7 -36,3 -28,3 Yüzde Değişim -2,5 17,7 3,5 2009 158,6 134,1 24,6 -29,2 -21,3 -10,0 -14,0 -1,1 Kaynak: OECD Economic Outlook Konsolide bütçe fazlasında yüzde 1,7’lik bir azalma görülmüştür. Mali performanstaki bu düşüşün temelinde merkezi hükümet yer almaktadır. Devrevi gelir azalmaları, vergi kesintileri de bunun asıl nedenleri olmaktadır. Brezilya hem petrol hem de doğal gaz açısından zengin rezervlere sahiptir. Bu nedenle Brezilya’nın bu ürünlerin geliştirilmesi ve ihracatında uyguladığı mevzuatın iyileştirilmesi yönünde de bir karar alınmıştır. Yeni rezervlerin ortaya çıkarılmasında üretim paylaşımı şeklinde yeni bir yatırım türü oluşturulmaya çalışılmaktadır. Brezilya’daki şartlar enflasyonist bir ortamı muhtemel hale getirmektedir. İç talepte büyüme yavaş da olsa Brezilya ekonomisi için hem kredi hem de iş gücü piyasasını geliştirecek bir özellik arz etmektedir. Çin Çin’in almış olduğu parasal ve mali canlandırıcı önlemler nedeni ile Çin’de büyüme devam etmiştir. İhracat oranları düşük olmakla birlikte iç talepteki canlılık ithalattan kaynaklanmıştır. 24 Mali teşvikler kamu finansman sorunu yaratmamıştır. Gerçekten de Çin ekonomisi çok büyük boyuttaki bütçe fazlası ve negatif hükümet borçları nedeni ile yüksek harcama düzeylerini muhafaza etmiştir. Buna rağmen kamu harcamalarının daha çok sosyal hizmetler, eğitim, sağlık ve emeklilik yönünde yapılması noktasında eksikler bulunmaktadır. Hem ekonomik şartlarda hem de istihdamda durumun muhafaza edildiği, bir kötüleşme olmadığı görülmektedir. Mali teşviklerin altyapı yatırımlarında büyümeye yardımcı olması aynı zamanda tüketimi de artırmıştır. Son aylarda konut sektöründeki faaliyetler artmış ve hem düşük maliyetli hem de piyasa fiyatlı konut üretiminde artış görülmüştür. Konut fiyatlarında artış ve rekabet başlamış, ancak metropolitan bölgeler dışında daha düşük maliyetli konutlar üretilebilmektedir. TABLO 26 ÇİN: Makroekonomik Göstergeler (2007-2009) Reel GSMH Artışı Enflasyon(TÜFE) Mali Denge(GSMH Yüzdesi) Cari Denge(GSMH Yüzdesi) 2007 13,0 7,4 2,0 2,0 2008 9,0 7,2 1,1 1,1 2009 8,3 -3,1 -1,1 -1,8 Kaynak: OECD Economic Outlook Enflasyonist gelişmeler yaşanmakla birlikte nedenleri açısından bir karışıklık söz konusudur. Tüketici fiyatları, gıda fiyatlarındaki artış nedeni ile aşırı artarken gıda dışı fiyatlarda ise düşüş olmaktadır. Yılın ilk dokuz ayında harcamalar GSMH’ nın yüzde 4’ü oranında artış göstermiştir. 2008 yılı sonundan itibaren çok sayıda vergi ve harcama önlemi alınmıştır. KDV’deki kesintiler, farklı kategorideler ihracattaki vergilerin indirilmesi, elektrik ürünleri üretimi için iadeler, ev ve araç işlemlerinde düşük vergi oranları vb. gibi birçok önlem uygulanmıştır. Bunlara ek olarak yeni bir sağlık sistemi ve emeklilik sistemi de kurulmuştur. Mali politikanın bu kadar geniş uygulama alanına rağmen aynı zamanda parasal canlanmayı sağlayıcı politikalara da ağırlık verilmiştir. Kasım 2008 ve Haziran 2009 tarihleri arasında para arzı yüzde 22 artış göstermiştir. Bu aynı zamanda daha fazla bir kredi artışı ile de desteklenmiştir. İlk başta kısa dönemli krediler olarak verilen bu fonlar daha sonra orta ve uzun vadeli kredilere çevrilmiştir. İlerleyen dönemde de bu yüksek teşvike sahip ekonomi politikası uygulanmaya devam edecektir. İstihdam şartlarının iyileşmesi, özel tüketimi de artıracaktır. Bu nedenle 2009 yılındaki hedef GSMH yüzde 8 civarındadır. Bu anlamda risklerin artık dengelendiği bir Çin ekonomisinden bahsedilebilir. Ancak uzun dönemde, eğer bazı alt yapı yatırımları nedeni ile oluşan borçlar, projelerin yeterli gelir sağlamaması durumunda, bankacılık kesimini zor durumda bırakabilir. 25 TABLO 27 ÇİN: Dış Göstergeler ( 2007-2009) 2007 Mal İhracı Mal İthali Dış Denge Net Yatırım ve Transferler Cari Denge 1,342 1,035 307 64 372 Mal ve Hizmet İhracı Mal ve Hizmet İthali İhracat Performansı Dış Ticaret Hadleri 19,8 12,9 12,7 -1,8 2008 USD milyar 1,581 1,233 349 77 426 Yüzde Değişim 8,7 5,2 5,7 -4,3 2009 1,307 1,069 238 59 298 -13,5 1,3 0,6 11,6 Kaynak: OECD Economic Outlook Hindistan Hindistan ekonomisinin küresel kriz ortamında görece olarak daha iyi bir durumda olduğu söylenebilir. 2008 yılında hızlı bir küçülme sonrasında 2009 yılının ilk yarısında tekrar büyümede bir artış görülmüş ve göstergeler bu artışın devam edeceğini işaret etmiştir. 2009 ortasından bu yana enflasyonda bir artış görülmektedir Büyümedeki zayıf gelişmelerin temelinde ithalattaki hızlı düşüş yer almaktadır. İç talebin yavaş bir şekilde ilerlemesi tüketim ve yatırımın yetersizliğinden kaynaklanmakta ve aynı zamanda hükümet harcamaları da bu yönde ilerlemektedir. TABLO 28 HİNDİSTAN: Makro ekonomik Göstergeler Reel GSMH Artışı Enflasyon TÜFE Kısa Vadeli Faiz Oranları Uzun Dönem Faiz Oranları Mali Denge (GSMH Yüzdesi) Cari Denge (GSMH Yüzdesi) 2007 9,1 4,9 6,2 8,9 7,9 -4,2 -1,4 2008 6,1 6,3 9,1 9,6 7,6 -8,8 -2,5 2009 6,1 2,6 7,8 4,8 7,1 -10,1 -1,9 Kaynak: OECD Economic Outlook 2009 ortalarından itibaren enflasyon hızlı bir şekilde yükselmeye başlamış ve özellikle tüketici fiyatları artmıştır. Toptancı fiyatları da 2009’un ilk yarısında azalsa bile daha sonra yine artış göstermiştir. Bu tür bir artışın arkasında arz kaynakları yer almaktadır. Tüketici fiyatlarına baktığımızda yüksek fiyatlar daha çok yüksek gıda fiyatları ve tarımsal üretimdeki yetersizlikten (kuraklık kaynaklı) kaynaklanmıştır. 26 TABLO 29 HİNDİSTAN: Dış Göstergeler (2007-2009) 2007 Mal ve Hizmet İhracı Mal ve Hizmet İthali Dış Ticaret Hadleri 2,1 6,9 2,4 2008 % Değişim 12,8 17,9 -1,5 2009 -5,2 -18,7 -1,6 Kaynak: OECD Economic Outlook 2009 ortasından sonra endüstri üretiminde de bir hızlanma görülmeye başlanmıştır. Bu da üretim kesiminde krizden çıkış yönünde bir sinyal olarak algılanabilir. Küresel ekonomik iyileşme ihracat ve ticari yatırımları canlandıracaktır. Ancak, büyük mali açıklar nedeni ile oluşan yüksek finansal maliyetler yatırımları sakinleştirici bir etmen olarak ortaya çıkmakta ve yatırımlar kriz öncesi dönemdeki yüksek büyüme oranlarının altında kalmaktadır. Tarımsal üretimde yakın dönemde yaşanan düşüşler bazı tarım ürünlerinin önemi nedeni ile fiyatlar üzerinde uzun süreli etki gösterecektir. Şeker ve tahıl temel gıda üretim maddeleri olarak bu tür bir özellik göstermektedir. Hindistan ekonomisi ile ilgili olumlu muhtemel gelişme, küresel ekonomik şartların beklenenden iyi olması durumunda ihracatın ve iş yatırımlarının artışı şeklinde olacaktır. Türkiye ile Hindistan arasındaki ticari denge giderek Türkiye aleyhine işlemektedir, bununla birlikte başta enerji ve inşaat olmak üzere çeşitli sektörlerde iki ülke arasında karşılıklı iş birliği imkanları da bulunmaktadır. Rusya Rusya da derin bir durgunluğun ardından GSMH’da bir artış potansiyeli yakalamıştır. 2009’un ilk çeyreğinde GSMH’daki azalma ile birlikte çok yüksek kamu harcamaları ve kamu talepleri özel tüketim ve yatırımları karşılayacak tutarlara yükselmiştir. Birçok ülke gibi Rusya’da da ticaret tutarlarında bir azalma görülmüş olup 2009’un ikinci çeyreği itibari ile bu tutarlar dipten dönerek yükselmeye başlamıştır. Gözden geçirilmiş yeni verilere bakıldığında işsizlik oranlarında olumlu yönde bir gelişme kaydedilmektedir. TABLO 30 RUSYA: Makroekonomik Göstergeler (2007-2009) Reel GSMH Büyümesi Enflasyon Mali Denge(GSMH Yüzdesi) Cari Denge(GSMH Yüzdesi) 2007 8,1 9,0 6,0 5,9 2008 5,6 14,1 4,8 6,0 2009 -8,7 11,7 -6,7 3,6 Kaynak: OECD Economic Outlook Ruble’nin 2009 yılındaki hızlı değer kaybedişi ve yönetilen fiyat artışları ile birlikte enflasyonda da ciddi düşüşler yaşanmıştır. Finansal krizden kaynaklanan parasal büyümedeki azalma, çıktının 27 negatif büyümesi ve Ruplenin Euro-Dolar sepeti karşısında değer kazanması gibi nedenler son aylardaki dezenflasyonist faktörler olarak sayılabilir. Küresel ticaretteki canlanmaya ek olarak ihracattaki artış ile birlikte petrol fiyatlarının da yükselmesi dış ticaret kazançlarını arttırmakta ve bu da aynı zamanda iç talebe pozitif katkı sağlamaktadır. Bankacılık kesiminde de kârlılık devam etmiştir. Bu durum geri ödemelerini gerçekleştiremeyen kredilerin de sektöre olan zararlarını azaltacaktır. TABLO 31 RUSYA: Dış Göstergeler (2007-2009) 2007 Mal ve Hizmet İhracı Mal ve Hizmet İthali Dış Denge Görünmeyenler, Net Cari Denge 393 282 112 -35 77 Mal ve Hizmet İhracı Mal ve Hizmet İthali Dış Ticaret Hadleri 5,5 22,0 2,1 2008 USD milyar 523 369 155 -52 102 Yüzde Değişim -2,5 17,7 3,5 2009 348 263 85 -37 47 -10,0 -14,0 -1,1 Kaynak: OECD Economin Outlook Sürdürülebilir hızlı bir büyüme için bazı yapısal reformlar gerekmektedir. Özellikle Rusya’nın ayrımcı ticari önlemler aldığı bilinmektedir ve bu önlemlerin en kısa sürede tersi istikamette geliştirilmesi gerekmektedir. Bilindiği üzere Rusya gümrüklerinde ülkemiz ile ilgili yaşanan sorunların temelinde de bu tür gizli önlemlerin olma olasılığı bulunmaktadır. Bir türlü çözülemeyen sorunlarla Rusya ithalatı engellemiş olmaktadır. Varlıkların ve mevduatların birkaç büyük devlet bankasında toplanması da Rusya’nın temel sorunları arasında yer almaktadır. Her ne kadar krizi yönetmekte başarı sağlamış olsa da orta ve uzun vadede bankacılık sisteminin gelişmesi için mevcut yapı uygun gözükmemektedir. Hem tüketici hem de yatırımcı güveninin henüz sağlanmadığı görülmektedir. Bankacılık sisteminin istikrarı, kamu finansmanı ve Ruple’nin değeri gibi konular petrol fiyatlarındaki ani değişimle birlikte ters yönlü olarak etkilenebilir. Küresel şartların beklenenden daha iyi gelişmesi durumunda ise Rusya’nın kriz öncesi varlık düzeyine ulaşması da gayet mümkün gözükmektedir. 28 TABLO 32 AVRO BÖLGESİ – TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER 2002 BÜYÜME Reel GSYH Büyümesi (% Değişim) İç Talep (% Değişim) Nihai Tüketim Harcamaları (% Değişim) Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu (% Değişim) Nihai Tüketim Harcamaları/GSYH Oranı (%) Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu/GSYH Oranı (%) İşgücü Maliyet Endeksi Artışı (% Değişim) ENFLASYON Yıl Sonu TÜFE Enflasyon Oranı (%) Yıl Sonu Çekirdek TÜFE Enflasyonu Oranı (1) (%) İŞGÜCÜ PİYASASI Yıl Sonu İşsizlik Oranı (%) İstihdam Artışı (% Değişim) DIŞ TİCARET DENGESİ Dış Ticaret Dengesi (Milyar Avro) Toplam İhracat (Milyar Avro) Toplam İthalat (Milyar Avro) Dış Ticaret Dengesi (% Değişim) Toplam İhracat (% Değişim) Toplam İthalat (% Değişim) ÖDEMELER DENGESİ Cari İşlemler Hesabı Dengesi (Milyar Avro) Finans Hesabı Dengesi (Milyar Avro) Cari İşlemler Hesabı Dengesi/GSYH Oranı (%) GENEL HÜKÜMET BÜTÇE DENGESİ Bütçe Dengesi (Milyar Avro) Hükümet Harcamaları (Milyar Avro) Hükümet Gelirleri (Milyar Avro) Hükümet Harcamaları (% Değişim) Hükümet Gelirleri (% Değişim) Bütçe Dengesi/GSYH Oranı (%) 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 0,9 0,4 0,9 0,8 1,4 1,2 2,2 1,9 1,6 1,7 1,9 1,8 3,0 2,9 2,0 2,8 2,4 1,6 0,6 0,6 0,4 -4,1 -3,4 -1,1 -1,5 1,3 2,3 3,2 5,4 4,8 -0,6 -10,8 57,6 57,4 57,1 57,3 56,8 56,3 56,1 58,2 20,5 20,3 20,2 20,6 21,2 21,8 21,6 20,1 3,5 3,1 2,6 2,4 2,5 2,7 3,5 2,3 2,0 2,3 2,3 1,9 3,1 1,6 0,9 2,2 1,9 2,1 1,4 1,7 2,4 2,2 1,0 8,7 0,7 8,9 0,7 9,1 0,8 8,8 1,0 7,9 1,6 7,4 1,8 8,2 0,7 9,9 -1,9 92,4 1.076,2 983,8 144,6 3,5 -1,8 65,7 1.052,9 987,2 -28,9 -2,2 0,3 62,9 1.140,1 1.077,2 -4,3 8,3 9,1 6,8 1.234,9 1.228,1 -89,2 8,3 14,0 -18,1 1.385,4 1.403,5 12,2 14,3 13,4 1.505,1 1.491,7 8,6 6,3 -48,7 1.561,5 1.610,3 3,7 8,0 18,3 1.275,6 1.257,4 -18,3 -21,9 46,1 -13,4 0,6 20,7 -13,9 0,3 61,7 -80,6 0,8 11,7 -37,6 0,1 -10,2 -9,4 -0,1 13,5 -10,7 0,2 -153,8 163,2 -1,7 -55,8 45,4 -0,6 -191 3.487 3.296 5,1 3,4 -2,7 -234 3.627 3.393 4,0 2,9 -3,2 -232 3.733 3.501 2,9 3,2 -3,0 -208 3.859 3.650 3,4 4,3 -2,6 -115 3.992 3.877 3,5 6,2 -1,4 -57 4,144 4,087 3,8 5,4 -0,7 -182 4.336 4.154 4,6 1,6 -2,0 -565 4.552 3.988 5,0 -4,0 -6,4 Kaynak: Eurostat (1)Mevsimsel gıda ve enerji hariç 29 TÜRKİYE EKONOMİSİ 1 TÜRKİYE EKONOMİSİNDE GELİȘMELER A. GENEL GÖRÜNÜM 2002 yılında krizden çıkan Türkiye ekonomisi, 2003 yılından itibaren küresel ortamın da desteği ile güçlü bir büyüme dönemine girmiştir. Makroekonomik istikrarı sürekli kılacak, ekonomiyi esnek, etkin ve üretken bir yapıya kavuşturacak yapısal reformlarla birlikte uygulamaya konulan sıkı para ve maliye politikaları, ekonomide güven ve istikrarı büyük ölçüde sağlamıştır. 20022007 döneminde yüksek büyüme oranları gerçekleşmiş, ihracatta ve üretimde yüksek oranlı artışlar sağlanmış, enflasyon oranları düşmüş, mali disiplin göreceli de olsa sağlanmıştır. Yapısal olarak büyüme dönemlerinde cari açığı da artan Türkiye ekonomisi, kriz öncesi dönemde küresel likidite bolluğu sayesinde finansman sorunu yaşamamıştır. 2007 yılının ikinci yarısından itibaren ise ABD konut piyasasında yaşanan sorunlarla başlayan dalgalanma, 2008 yılından itibaren tüm dünya ekonomilerini etkisi altına almıştır. Gelişmiş ülkelerin finans piyasalarında ortaya çıkan ve zamanla gelişmekte olan ülkelere yayılan istikrarsızlık, 2008 yılının ikinci yarısından itibaren ciddi boyutlara ulaşarak küresel ölçekte bir krize dönüşmüştür. Dünya ekonomisi 1930 krizinden sonra yaşanan en ciddi küresel krizle karşı karşıya kalmıştır. Küreselleşmeyle birlikte dünyanın ekonomik ve siyasal anlamda küresel bir pazar haline gelmesi bütün sektörlerin krizden ciddi anlamda etkilenmesine yol açmıştır. Dünya ekonomisinde bu gelişmeler yaşanırken ülkemiz de süreçten etkilenmiş ve 2009 yılı Türkiye ekonomisi için zor bir yıl olmuştur. Küresel krizin yarattığı dış finansman ihtiyacı ve talepteki daralma, mahalli seçimler dolayısıyla tutarlı bir ekonomi politikası çerçevesinin çizilemeyişi ile birleşince Türkiye ekonomisinin görünümü hızla bozulmuştur. Bu dönemde artan belirsizlik ortamı piyasalardaki güveni zedeleyerek ekonomik birimlerin ileriye dönük beklentilerini olumsuz yönde etkilemiş, bu da yatırım ve tüketim kararlarının ertelenmesine, ekonomik aktivitenin ciddi biçimde yavaşlamasına yol açmıştır. Kriz, finansal kaynaklı olsa da sonuçları itibariyle en çok reel sektörde etkileri hissedilmiştir. Ancak Türkiye’nin 2001 yılında yaşadığı kriz sonrasında uyguladığı yapısal reformlar, ülkenin kamu maliyesi ve bankacılık sektörü altyapısını güçlendirmiş, krizden daha sınırlı düzeyde etkilenmesini sağlamıştır. Küresel krizin etkilerini azaltmak amacıyla hükümet bir dizi önlemler almıştır. Önlemlerin ilki vergi destekleriyle ilgilidir. Bu kapsamda Varlık Barışı uygulamasına geçilerek yurtdışındaki varlıkların yurtiçine gelmesi amaçlanmıştır. Hisse senedi kazançlarında stopaj sıfıra indirilmiş, vergi borçlarının taksitlendirilmesi imkanı getirilmiş, KOBİ’lere kurumlar vergisi muafiyeti sağlanmış, otomobil, mobilya, beyaz eşya sektörlerinde ÖTV ve KDV indirimleri yapılmıştır. Alınan önlemlerin bir diğeri ise istihdam destekleridir. İstihdam destekleri içinde kısa çalışma ödeneğinin ve işsizlik ödeneğinin artırılması, İŞKUR’un mesleki eğitim faaliyetinin geliştirilmesi, girişimcilik ve eğitim danışmanlığı hizmeti verilmesi, mevcut istihdamın üstünde ilave istihdam için prim desteği sağlanması yer almaktadır. Diğer bir önlem paketi ise yatırım destekleridir. 5084 sayılı kanunun teşviklerinden yararlanma süresi bir yıl uzatılmıştır. Bölgesel gelişmişlik farklılıklarını azaltmak ve büyük ölçekli yatırımlara destek olmak amacıyla yeni bir teşvik sistemi hazırlanmıştır. Yeni teşvik sistemi dahilinde kurumlar ve gelir vergisi indirimi, sosyal güvenlik priminin işveren payının hazine tarafından karşılanması, faiz desteği, yatırım yeri tahsisi, KDV istisnası gibi destekler yer almaktadır. Bunun yanında reel sektörü desteklemek amacıyla KOBİ’lere düşük faizli kredi desteği sağlanmıştır. Firmaların Eximbank kredi kapsam ve limitleri artırılmıştır. KOBİ’lerin finansman imkanlarına daha kolay 2 erişebilmeleri amacıyla Kredi Garanti Desteği uygulamasına başlanmıştır. AR-GE destekleri kapsamında AR-GE personeline vergi indirimi desteği sağlanmıştır. Yeni yatırım teşvik sistemi, 2009 yılının Haziran ayında açıklanmıştır. Sistemin üç ana hedefi bölgesel gelişmişlik farklılıklarını azaltmak, rekabet gücünü arttıracak teknoloji ve AR-GE’si yüksek büyük ölçekli yatırımlara destek olmak ve sektörel kümelenmeyi desteklemektir. Yeni teşvik tüm iller kapsama alınmış ve sosyoekonomik gelişmişlik düzeylerine göre dört bölgeye ayrılmıştır. Kullanılan teşvik araçları ise vergi indirimleri, sosyal güvenlik primi işveren payının Hazine tarafından karşılanması, faiz desteği, yatırım yeri tahsisi, KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyetidir. Hükümet, 16 Eylül 2009 tarihinde küresel krizin etkilerinin sürdüğü ve dünya genelinde belirsizliklerin yaşandığı bir ortamda, Türkiye ekonomisinin yeniden güçlü ve sürdürülebilir bir büyüme sürecine girmesine yardımcı olmak amacıyla üç yıllık bir dönemi kapsayan Orta Vadeli Programı (2010-2012) açıklamıştır. Program, Türkiye ekonomisinin 2010 yılında tekrar büyüme sürecine girmesini, 2011 yılından itibaren ise büyümenin ivme kazanmasını öngörmektedir. Ayrıca mevcut uluslararası konjonktür, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu yapısal reform sürecinin hızlandırılması açısından bir şans olarak görülmektedir. Orta Vadeli Programda krizden çıkış ve sonrasındaki büyüme sürecinin özel sektör öncülüğünde gerçekleştirilmesinin hedeflendiği belirtilirken, ekonomide rekabet gücünü artıracak, büyümeyi ve mali dengelerdeki iyileşmeyi kalıcı hale getirecek kapsamlı bir yapısal reform programı uygulamaya konulacağı açıklanmıştır. Bunun yanında, mali kural uygulamasına geçilmesi, kamu cari harcamalarının öncelikli alanlara yönlendirilmesi, kamu yatırımlarında önceliklerin etkinleştirilmesi, yatırımların finansmanında kamu-özel sektör işbirliği modelinin yaygınlaştırılması, sağlık ve hizmet harcamalarının etkinleştirilmesi, vergi kayıp ve kaçaklarının azaltılması, nitelikli insan gücü yetiştirilmesine hız verilmesi ve esnek istihdam biçimlerinin teşvik edilmesi gibi başlıca temel hedefler programda yer almaktadır. 2002 yılının son döneminden itibaren kesintisiz büyüyen Türkiye ekonomisi 2008 yılının son döneminden itibaren daralmaya başlamış, 2009 yılı ilk döneminde ekonomimiz tarihi bir oranda küçülmüştür. Kamu önlem paketlerine rağmen ikinci ve üçüncü dönemlerde küçülme hız keserek devam etmiştir. Son dönemde düşük baz etkisi ve göreceli toparlanmadan dolayı küçülme eğiliminin sona ermesiyle, teknik olarak resesyondan çıkılmış ancak 2009 yılında ekonomi sekiz yıldan sonra ilk defa % 4,7 seviyesinde küçülerek kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla 8.590 dolara gerilemiştir. Orta Vadeli Planda öngörülen % 6’lık küçülmenin altında gerçekleşen ekonomik daralmayı sanayi, inşaat ve hizmetler sektörlerindeki düşüş etkilerken, tarım sektörü büyüme hızının arttığı tek ana sektör olmuştur. Daralan iç ve dış talebi canlandırmak için 2009 yılı Mart ayında uygulamaya konulan KDV ve ÖTV indirimleri büyümeye olumlu katkı sağlasa da krizin ekonomi üzerindeki etkileri giderilememiştir. Yurtiçi talepteki daralmanın yansıması olarak görülen özel tüketim ve yatırım harcamalarının büyümeye katkısı negatife dönmüş, üretimin yavaşlamasına paralel olarak stoklardaki düşüş artmış ve devletin tüketim harcamaları yükselirken yatırım harcamaları azalmıştır. Kamunun harcamaları ise, toplam yatırım harcamalarını etkilemede sınırlı kalmıştır. İç ve dış talebin daralması ile sanayi üretiminde büyük düşüşler gerçekleşmiştir. Küresel kriz ve azalan ihracatın etkisiyle gerileyen sanayi üretim endeksi 2009 yılının Ekim ayına kadar düşmüş, Ekim ayında ise on beş aylık aradan sonra ilk kez artış göstermiş ve üretim artış oranları pozitife dönmüştür. Kasım ayında Kurban Bayramı tatili nedeniyle üretim azalmış, Aralık ayında ikinci 3 kez % 25,3 artarak beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşmiştir. Son dönemdeki bu gelişmede, talepteki kısmi toparlanmanın yanı sıra mevsimsel faktörler, işgünü sayısı ve baz yılı etkisi gibi istatistiksel faktörler etkili olmuştur. Yıllık olarak ise, sanayi üretimi 2009 yılında % 9,6 azalmıştır. Ekonomideki talep yetersizliğini canlandırmaya yönelik alınan mali tedbirlerin etkisiyle özel tüketim talebinde önemli bir toparlanma olsa da, vergi indirimleri kapsamı dışında kalan mal gruplarına yönelik talepte ciddi bir iyileşme olmamıştır. Artan talebin büyük ölçüde stok eritme süreciyle karşılanması üretim faaliyetlerini ve kaynak kullanımını sınırlamıştır. 2009 yılında dünya ticaret hacminin büyük ölçüde küçülmesi ve özellikle ülkemizin en önemli ticaret ortağı olan Avrupa Birliği ülkelerinin büyüme performansındaki bozulma ve yetersiz talep koşulları dış ticaretimizde önemli ölçüde daralmaya yol açmıştır. Ekonomik krizin finansman olanaklarını, tüketici beklentilerini, yurtiçi ve yurtdışı talebi olumsuz etkilemesiyle ihracatta 2008 yılının son aylarında başlayan düşüş eğilimi, 2009 yılı Ekim ayına kadar devam etmiştir. Yılın son çeyreğinde küresel finansal sisteme ve iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan verilerin ülke ekonomisinde toparlanma eğiliminin sürdüğünü ve küresel krizin etkilerinin azalmaya başladığını göstermesiyle, iç ve dış talepte toparlanma eğilimleri başlamıştır. Bu gelişmeler sonrası 2009 yılı sonunda ihracat % 22,6 azalarak 102.129 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Küresel mallara olan talebin azalması, iktisadi anlamda arz-talep yasası çerçevesinde fiyatların düşmesine yol açmıştır. Enerji-emtia fiyatlarındaki düşüş ve ekonomik durgunluk nedeniyle ithalattaki daralmanın ihracattaki daralmadan yüksek oranda gerçekleşmesi cari işlemler açığında önemli oranda azalma sağlamıştır. 2009 yılı ilk döneminde toplam talepteki daralmanın beklenenden daha fazla olması, emtia fiyatlarındaki düşüş ve iç talebi canlandırıcı mali tedbirler kapsamında yapılan geçici vergi indirimleri enflasyonun gerilemesinde etkili olmuştur. Yılın ikinci döneminde iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın enflasyon üzerindeki etkisi belirginleşmiş ve enflasyon, düşüş eğilimini yılın son dönemine kadar sürdürmüştür. Son dönemde ise petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki yükselişler ile iktisadi faaliyeti desteklemek amacıyla uygulanan geçici vergi indirimlerinin sona ermesi gibi gelişmeler de enflasyonun yükselmesinde etkili olmuştur. Böylece yılsonu itibariyle 2008 yılında %10,06 olan TÜFE enflasyonu, 2009 yılında 3,53 puanlık düşüşle % 6,53’e gerilemiştir. Merkez Bankası, kriz sürecinde iktisadi faaliyet üzerinde oluşabilecek tahribatı sınırlamaya yönelik olarak 2008 yılı Kasım ayından itibaren parasal genişleme sürecini başlatmıştır. Bu süreçte bir yandan kısa vadeli faiz oranlarını aşağı çekerken, diğer yandan dengeleyici bir likidite politikası izleyerek kredi piyasasındaki tıkanıklığı gidermeyi hedeflemiştir. Böylece 2009 yılında gecelik borçlanma faiz oranlarında toplam 850 baz puan indirim yapılmıştır. 2008 yılı Aralık ayında % 15 olan faiz oranı, 2009 yılının Aralık ayında % 6,50 seviyesine düşürülmüştür. Ülkemizde 2001 yılında yaşanan krizin ardından bankacılık sektöründe gerçekleştirilen yeniden yapılandırma, sektörün yapısını büyük oranda güçlendirmiştir. Bu nedenle 2009 yılında yaşanan finansal krizden Türk bankacılık sektörü ciddi anlamda etkilenmemiştir. Ancak ekonomideki belirsizlik ortamı bankacılık sektörünün reel sektöre kredi sağlamada isteksiz davranmasına neden olmuştur. Küresel krizin etkilerinin belirginleşmeye başladığı 2008 yılının son çeyreğinde, hanehalklarının ve finansal kuruluşların risksiz varlıklara geçme eğilimi, banka mevduatlarında yüksek oranlı artışa neden olmuştur. Bu artışın yarattığı baz etkisi nedeniyle 2009 yılında banka mevduatlarındaki artış sınırlı düzeyde gerçekleşmiştir. Kriz nedeniyle yatırım eğilimi ve kredi 4 talebinin düşmesinin yanında büyüyen piyasa riskleri mevduatın krediye dönüşümünü azaltmıştır. 2009 yılının son çeyreğinden itibaren küresel likidite koşullarının ve risk algılamalarının iyileşmeye başlamasıyla kredi koşullarındaki sıkılık, azalma eğilimine girmiştir. Bu dönemde kredi talebi canlanmaya başlamış, özellikle ticari kredilerde hızlı bir artış eğilimi başlamıştır. Ancak finansal piyasalarda güvenin tekrar sağlanması, iflas riskinin azalması, deflasyon korkusunun yenilmesi ve en önemlisi kredi mekanizmasının tekrar çalışmaya başlaması zaman alacaktır. Küresel kriz bütün ülkelerin kamu dengelerinde ciddi bozulmalara neden olmuştur. Krize karşı uygulamaya konulan mali tedbirler ülkelerin bütçe açıklarının yükselmesine, mali yapılarının bozulmasına yol açmıştır. Ülkemizde de özellikle 2009 yılında derinleşen kriz, mali alanın bir kısmının ekonomideki sorunların çözülmesine yönelik olarak kullanılmasını zorunlu hale getirmiştir. Ekonomideki daralmadan dolayı vergi gelirlerinin azalması, buna karşın harcamaların yavaşlayan büyüme ve mahalli seçimler dolayısıyla artması bütçe dengelerinde ciddi anlamda bir bozulma yaratmıştır. Bunun yanında krizle mücadele kapsamında alınan birçok tedbir, mali disiplinden sapmayı hızlandırmıştır. 2002 yılından bu yana uygulanan ekonomi politikaları, Türkiye’nin en önemli sorunların biri olan borç yükünü düşürmeyi hedeflemiştir. Bu hedefe yönelik olarak yürütülen sıkı maliye politikaları ve istikrarlı büyüme sayesinde borç yükünde büyük ölçüde gerileme sağlanmıştır. Borç stokunun vade, faiz ve döviz yapısında iyileşme olmuş, kamu borç stoku dışsal şoklara daha dayanıklı hale gelmiştir. 2008 ve 2009 yılları tüm dünyada borç yöneticileri açısından olduğu gibi Türkiye açısından da olağandışı olmuştur. Krizle mücadele kapsamında genişleyici maliye politikalarının kullanılması, yüksek oranda artan finansman ihtiyacının karşılanması sorununu ortaya çıkarmış ve kamu borç stokları hızla artmıştır. Merkezi yönetim borç stokundaki artışa karşın, kriz nedeniyle borçlanma olanaklarının daralması ve ekonomik aktivitedeki durgunluk dış borç stokunun azalmasını sağlamıştır. Dış borç stoku % 2,4 azalarak 271.140 milyon dolar olmuştur. Ancak dış borç stoku azalırken borcun vade yapısında bozulma devam etmiş, kısa vadeli borçların payı artarken, uzun vadeli borçların payı azalmıştır. 2008 yılının son çeyreğinden itibaren uluslararası kredi piyasalarında yaşanmakta olan sorunlar derinleşerek pek çok ülke piyasasında olduğu gibi ülkemizde de likidite sorunları yaşanmasına neden olmuştur. Özellikle ABD doları likiditesine olan talep artmış ve bütün gelişmekte olan ülke paralarında olduğu gibi Türk Lirası da değer kaybetmeye başlamıştır. 2009 yılının ilk çeyreğinde de küresel ekonomiye ilişkin olumsuz beklentilerin artarak devam etmesiyle dolar yükselişini sürdürmüştür. Yılın ikinci yarısında ise uluslararası piyasalarda risk iştahının artmaya başlamasının gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını artırması Türk Lirasını değer kazanmasını sağlamıştır. Türk lirasında Temmuz ayından itibaren başlayan değer kazanma eğilimi, yılsonuna kadar devam etmiştir. Ancak bu eğilim sınırlı düzeyde kalmıştır. Son yıllarda yüksek oranlarda gerçekleşen uluslararası doğrudan sermaye girişi, 2008 yılından itibaren azalmaya başlamıştır. Küresel krizle birlikte, küresel piyasalarda likidite sorununun yaşanması ve bununla beraber risk algılamalarında ve beklentilerdeki kötüleşme, 2009 yılında gelişmekte olan ülkelere olan sermaye girişlerini olumsuz etkilemiştir. 2008 yılında 14.733 5 milyon dolar olan uluslararası doğrudan sermaye girişi 2009 yılında % 60,8 azalarak 5.775 milyon dolara gerilemiş ve ülkeden 82 milyon dolarlık sermaye çıkışı olmuştur. Ekonomideki daralma süreci pek çok dünya ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de istihdamın azalmasına ve işsizliğin artmasına neden olmuştur. Ülke genelinde yaşanan talep daralması sebebiyle üretimin yavaşlaması ile firmaların borçlarını ve kredilerini ödemekte zorluk çekmesi istihdam rakamlarını olumsuz yönde etkilemiştir. 2009 yılında % 14 olarak ölçülen işsizlik oranı 2008 yılındaki değerine göre yüzde 3 puanlık artış göstermiştir. İşsiz sayısı 2008 yılına göre 860 bin kişi artarak 2009 yılında 3 milyon 471 bin kişiye ulaşmıştır. İşsizliğin nedenlerini sadece ekonomik krize bağlamak yanlış bir değerlendirme olacaktır. Birçok ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de sorun daha çok yapısaldır. İşgücünün toplam maliyetini düşürecek, nitelikli işgücünü ve yatırımları artıracak önlemler alınmadığı takdirde işsizliğin azaltılması zor görünmektedir. 2009 yılının ikinci yarısından itibaren açıklanan veriler, hem dünya hem de Türkiye ekonomisinde en kötü durumun geride kaldığına dair bir görüş birliği oluşmasını sağlamıştır. Ancak iyileşmenin şekli ve gücü konusunda belirsizlikler devam etmektedir. Buna göre küresel ekonomide hızlı bir toparlanma ile birlikte Türkiye ekonomisinin eskisi gibi yüksek büyüme oranlarına ulaşmasının kısa vadede gerçekleşmesi mümkün görünmemektedir. B. MİLLİ GELİR 1. Gayri Safi Milli Hasıla Türkiye ekonomisi 2001 yılında gerçekleşen % 5,7’lik küçülmenin ardından uygulamaya konulan ekonomik program ve yapısal reformların etkisiyle, 2008 yılına kadar yüksek büyüme oranlarına ulaşmıştır. Büyüme hızı, 2002 yılında % 6,2, 2003 yılında % 5,3, 2004 yılında % 9,4, 2005 yılında % 8,4, 2006 yılında % 6,9 ve 2007 yılında da % 4,7 olarak gerçekleşmiştir. Gelişmiş ülkelerin finansal piyasalarında ortaya çıkan ve gelişmekte olan ülkelere hızla yayılan küresel finansal istikrarsızlık, 2008 yılının ikinci yarısından itibaren küresel ekonomik krize dönüşmüştür. 2002 yılının ilk döneminden itibaren kesintisiz büyüyen Türkiye ekonomisinin 27 dönemdir devam eden büyüme süreci 2008 yılının son döneminde sona ermiş ve ekonomi bu dönemde % 7 küçülmüştür. 2008 yılı sonunda küresel krizin Türkiye ekonomisine yansımasıyla yıllık büyüme hızı yavaşlayarak % 0,7’ye gerilemiştir. 2009 yılı, krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerinin derinleştiği bir yıl olmuştur. Krizin reel sektöre yansımasıyla iç ve dış talep daralmış, sanayi üretiminde büyük düşüşler gerçekleşmiştir. 2002-2008 döneminde yılda ortalama % 5,9 büyüyen Türkiye ekonomisi, 2009 yılında % 4,7 küçülmüştür. 2001 yılında yaşanan daralmanın ardından ilk kez 2009 yılında küçülen Türkiye ekonomisinin Orta Vadeli Programda % 6 daralacağı tahmin edilirken, gerçekleşen oran beklentilerin altında kalmıştır. 2009 yılında kişi başına GSYH değeri ise, geçen yıla göre 1.850 dolar kayıpla 8.590 dolar olarak hesaplanmıştır. Ana sektörlere göre büyüme hızlarındaki tek artış tarım sektöründe gerçekleşmiştir. 2009 yılında tarım sektörü, mevsim şartlarının elverişli olması nedeniyle % 3,6 oranında büyümüştür. Ancak tarımın milli gelir içindeki payı düşük olduğu için büyümeye katkısı fazla olmamıştır. Milli gelir 6 içinde en büyük ağırlığa sahip olan ve büyümenin lokomotifi sayılan sanayi ve hizmetler sektörlerinin büyüme hızında, 2009 yılında büyük düşüşler meydana gelmiş, bu düşüşlere inşaat sektöründeki yüksek oranlı küçülme de eklenince GSYH rekor seviyede daralmıştır. Harcamalar yönünden ise, krizin etkisiyle özel kesim sabit sermaye yatırımlarında ve özel tüketim harcamalarındaki düşüşler, GSYH’nın daralmasında etkili olurken, kamu kesimi tüketim harcamaları GSYH artışına olumlu etki yapmış, yatırımlar ise durma noktasına gelerek büyümeyi engellemiştir. Türkiye ekonomisi ekonomik krizin etkilerinin en yoğun olduğu 2009 yılı birinci döneminde %14,5 daralarak, 1945 yılından sonraki en yüksek küçülmeyi yaşamıştır. Ekonomik daralma hız kesmeye başlayarak yılın ikinci döneminde % 7,7, üçüncü döneminde ise % 2,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. 2008 yılı son döneminden itibaren dört dönem üst üste küçülen ekonomi küresel krizin etkisiyle resesyona girmiş, ardından 2009 yılının son döneminde % 6’lık büyümeyle girdiği bu resesyondan çıkmıştır. Son dönemdeki büyümede arz yönünden imalat sanayiindeki artış etkili olurken, talep yönünden ise özel kesim ve büyük ölçüde kamu kesimi tüketim harcamalarındaki artış etkili olmuştur. 2009 yılı genelinde GSYH, 1998 temel fiyatlarına göre %4,7’lik düşüşle 97.088 milyon TL’ye gerilemiştir. 2009 yılında iklim koşullarının uygun olması tarım sektörünü olumlu etkilemiştir. Tarım sektörünün alt sektörlerinden tarım, avcılık ve ormancılık sektörü % 3,3 ve balıkçılık sektörü %10,8 büyümüştür. 2007 yılında kuraklık nedeniyle küçülen toplam tarım sektörü katma değeri, 2008 yılında % 4,3 ve 2009 yılında % 3,6 büyümüştür. Küresel mali krizin iktisadi faaliyetleri yavaşlatması sonucu, sanayi sektörü alt dallarının tümünde büyüme hızı, bir önceki yıla göre gerilemiştir. Sanayi sektörü katma değeri, madencilik, imalat sanayi ve enerji sektörleri katma değerindeki gerilemeye bağlı olarak 7,2 puanlık düşüşle %6,9 düzeyinde daralmıştır. Madencilik ve taşocakçılığı sektörü katma değeri % 6,7, imalat sanayi sektörü katma değeri % 7,2 ve enerji sektörü katma değeri % 3,5 azalmıştır. 7 TABLO 1 SABİT FİYATLARLA GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (İktisadi Faaliyet Kollarına ve 1998 Temel Fiyatlarına Göre) İktisadi Faaliyet Kolları Tarım, Avcılık ve Ormancılık Balıkçılık Madencilik ve Taşocakçılığı İmalat Sanayi Elektrik, Gaz, Buhar ve Sıcak Su Üretimi ve Dağıtımı İnşaat Toptan ve Perakende Ticaret Oteller ve Lokantalar Ulaştırma, Depolama ve Haberleşme Mali Aracı Kuruluşların Faaliyetleri Konut Sahipliği Gayrimenkul, Kiralama ve İş Faaliyetleri Kamu Yönetimi ve Savunma, Zorunlu Sosyal Güvenlik Eğitim Sağlık İşleri ve Sosyal Hizmetler Faaliyetleri Diğer sosyal, Toplumsal ve Kişisel Hizmet Faaliyetleri Eviçi Personel Çalıştıran Hanehalkları Sektörler Toplamı Dolaylı Ölçülen Mali Aracılık Hizmetleri Vergi-Sübvansiyon Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (Alıcı Fiyatlarıyla) Değer (Bin TL) 2007 2008 2009 8.736.944 9.141.424 9.446.469 309.779 292.126 323.802 771.983 813.954 759.220 24.326.791 24.290.306 22.537.090 2007 8,6 0,3 0,8 24,0 Pay (%) 2008 2009 9,0 9,7 0,3 0,3 0,8 0,8 23,8 23,2 Değişim (%) 2008 2009 4,6 3,3 5,7 10,8 5,4 -6,7 -0,1 -7,2 2.031.737 2.107.391 2.033.272 2,0 2,0 2,1 3,7 -3,5 6.573.647 13.436.516 1.921.011 14.811.164 9.906.091 4.779.268 6.040.811 13.237.437 1.882.737 15.026.108 10.803.084 4.889.749 5.058.491 11.859.848 1.956.950 13.952.800 11.723.776 5.091.366 6,5 13,3 1,9 14,6 9,8 4,7 5,9 13,0 1,8 14,7 10,6 4,8 5,2 12,2 2,0 14,4 12,1 5,2 -8,1 -1,5 -2,0 1,5 9,1 2,3 -16,3 -10,4 3,9 -7,1 8,5 4,1 3.256.471 3.473.201 3.628.012 3,2 3,4 3,7 6,7 4,5 3.097.712 3.108.369 3.197.580 3,1 3,0 3,3 0,3 2,9 1.983.797 2.007.025 2.047.904 2,0 2,0 2,1 1,2 2,0 1.190.962 1.230.213 1.269.043 1,2 1,2 1,3 3,3 3,2 1.583.443 1.611.295 1.592.779 1,6 1,6 1,6 1,8 -1,1 147.480 155.676 159.289 0,1 0,2 0,2 5,6 2,3 98.864.796 100.110.905 96.637.694 97,6 98,2 99,5 1,3 -3,5 6.245.647 6.773.149 7.429.415 6,2 6,6 7,7 8,4 9,7 8.635.476 8.583.974 7.879.382 8,5 8,4 8,1 -0,6 -8,2 101.254.625 101.921.730 97.087.661 100,0 100,0 100,0 0,7 -4,7 Kaynak: TÜİK İnşaat sektörü katma değeri 2008 yılında % 8,1 azalırken, talep daralmasına bağlı olarak 2009 yılında % 16,3 oranında küçülmüş ve en yüksek gerileme görülen sektör olmuştur. 2009 yılında büyüme bakımından sanayi ve inşaat sektörlerinde olduğu gibi hizmetler sektöründe de olumsuz bir yıl yaşanmıştır. Hizmetler sektörü katma değer artış hızı 5,2 puanlık düşüşle %3,9’a gerilemiştir. Ticaret sektörü katma değeri 2009 yılında % 10,4, ulaştırma, depolama ve haberleşme sektörü katma değeri % 7,1 ve diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetleri %1,1 küçülmüştür. 2009 yılında bu sektörlerin yanı sıra gayrimenkul, kiralama ve iş faaliyetleri, sağlık işleri ve sosyal hizmetler ile eviçi personel çalıştıran hanehalkları alt sektörlerinin katma değer artış hızlarında yavaşlama yaşanmıştır. Oteller ve lokantalar, konut sahipliği, kamu yönetimi ve savunma, zorunlu sosyal güvenlik ile eğitim sektörlerinin katma değer artış hızında yükseliş kaydedilmiştir. Sektörel bazda en yüksek büyüme ise % 8,5 ile mali aracı kuruluşların faaliyetlerinde gerçekleşmiştir. 2009 yılında GSYH, cari fiyatlarla % 0,4 büyüyerek 953.974 milyon TL olmuştur. Bunun 78.398 milyon TL’lik kısmı tarım, 179.741 milyon TL’lik kısmı sanayi, 36.594 milyon TL’lik kısmı inşaat, 659.241 milyon TL’lik kısmı da hizmetler sektörü tarafından sağlanmıştır. 8 2009 yılındaki GSYH büyümesine, tarım sektörü 0,3 puan artı katkı yapmıştır. Ekonomik krizde sanayinin temelini oluşturan imalat sanayi 1,7 puanlık katkıyla küçülmede en büyük rolü oynamıştır. Onu 1,4 puan ile toptan ve perakende ticaret, 1,1 puan ile ulaştırma, depolama ve haberleşme ve 1 puan ile inşaat sektörü izlemiştir. Böylece dört ana sektörün toplam küçülmeye katkısı 5,1 puan ile fiili küçülmeden daha büyük olmuştur. Mali aracı kuruluşlar ise 0,9 puan ile büyümeye en fazla katkı yapan sektör olmuştur. TABLO 2 CARİ FİYATLARLA GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HÂSILA (İktisadi Faaliyet Kollarına Göre Temel Fiyatlarla) İktisadi Faaliyet Kolları Tarım, Avcılık ve Ormancılık Balıkçılık Madencilik ve Taşocakçılığı İmalat Sanayi Elektrik, Gaz, Buhar ve Sıcak Su Üretimi ve Dağıtımı İnşaat Toptan ve Perakende Ticaret Oteller ve Lokantalar Ulaştırma, Depolama ve Haberleşme Mali Aracı Kuruluşların Faaliyetleri Konut Sahipliği Gayrimenkul, Kiralama ve İş Faaliyetleri Kamu Yönetimi ve Savunma, Zorunlu Sosyal Güvenlik Eğitim Sağlık İşleri ve Sosyal Hizmetler Faaliyetleri Diğer sosyal, Toplumsal ve Kişisel Hizmet Faaliyetleri Eviçi Personel Çalıştıran Hanehalkları Sektörler Toplamı Dolaylı Ölçülen Mali Aracılık Hizmetleri Vergi-Sübvansiyon Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (Alıcı Fiyatlarıyla) 2007 62.567.776 1.763.941 10.530.738 141.853.309 Değer (Bin TL) 2008 70.741.993 1.532.592 13.458.457 153.721.455 2009 76.410.051 1.987.786 14.235.361 142.704.498 2007 7,4 0,2 1,2 16,8 Pay (%) 2008 7,4 0,2 1,4 16,2 2009 8,0 0,2 1,5 15,0 Değişim (%) 2008 2009 13,1 8,0 -13,1 29,7 27,8 5,8 8,4 -7,2 16.117.886 20.637.525 22.800.876 1,9 2,2 2,4 28,0 10,5 41.013.267 103.129.169 19.074.202 44.657.644 116.297.110 21.034.516 36.594.333 102.516.193 23.771.054 4,9 12,2 2,3 4,7 12,2 2,2 3,8 10,7 2,5 8,9 12,8 10,3 -18,1 -11,8 13,0 117.583.068 135.030.193 127.027.822 13,9 14,2 13,3 14,8 -5,9 27.392.508 33.036.646 44.292.185 3,2 3,5 4,6 20,6 34,1 91.070.060 106.137.796 120.329.347 10,8 11,2 12,6 16,5 13,4 34.598.696 40.670.633 45.196.465 4,1 4,3 4,7 17,5 11,1 32.998.021 36.436.682 41.356.310 3,9 3,8 4,3 10,4 13,5 24.633.641 27.878.075 31.819.140 2,9 2,9 3,3 13,2 14,1 13.910.296 15.577.687 16.453.065 1,6 1,6 1,7 12,0 5,6 14.653.776 16.030.765 16.521.928 1,7 1,7 1,7 9,4 3,1 1.494.186 1.705.443 1.848.554 0,2 0,2 0,2 14,1 8,4 754.384.542 854.585.214 865.864.969 89,5 89,5 90,8 13,3 1,3 12.928.697 14.927.534 21.708.092 1,5 1,6 2,3 15,5 45,4 101.722.577 110.876.571 109.816.985 12,1 11,7 11,5 9,0 -1,0 843.178.421 950.534.251 953.973.862 100,0 100,0 100,0 12,7 0,4 Kaynak: TÜİK 9 TABLO 3 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA SEKTÖR KATKILARI (İktisadi Faaliyet Kollarına ve 1998 Temel Fiyatlarına Göre, Puan) İktisadi Faaliyet Kolları Tarım, Avcılık ve Ormancılık Balıkçılık Madencilik ve Taşocakçılığı İmalat Sanayi Elektrik, Gaz, Buhar ve Sıcak Su Üretimi ve Dağıtımı İnşaat Toptan ve Perakende Ticaret Oteller ve Lokantalar Ulaştırma, Depolama ve Haberleşme Mali Aracı Kuruluşların Faaliyetleri Konut Sahipliği Gayrimenkul, Kiralama ve İş Faaliyetleri Kamu Yönetimi ve Savunma, Zorunlu Sosyal Güvenlik Eğitim Sağlık İşleri ve Sosyal Hizmetler Faaliyetleri Diğer sosyal, Toplumsal ve Kişisel Hizmet Faaliyetleri Eviçi Personel Çalıştıran Hanehalkları Sektörler Toplamı Dolaylı Ölçülen Mali Aracılık Hizmetleri Vergi-Sübvansiyon Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (Alıcı Fiyatlarıyla) 2007 -0,68 0,00 0,06 1,34 0,13 0,36 0,75 0,04 1,01 0,91 0,10 0,41 0,04 0,09 0,02 0,08 0,02 4,71 0,53 0,50 4,67 2008 0,40 -0,02 0,04 -0,04 0,07 -0,53 -0,20 -0,04 0,21 0,89 0,11 0,21 0,01 0,02 0,04 0,03 0,04 1,23 0,52 -0,05 0,66 2009 0,30 0,03 -0,05 -1,72 -0,07 -0,96 -1,35 -1,72 -1,05 0,90 0,20 0,15 0,09 0,04 0,04 -0,02 0,04 -3,41 0,64 -0,69 -4,74 Kaynak: TÜİK 2009 yılı gayri safi yurtiçi hasılası içinde tarım sektörünün payı bir önceki yıla göre 0,6 puan artarak % 8,2’ye, hizmetler sektörünün payı 1,2 puan artarak % 69,1’e yükselirken, sanayi sektörünün payı 1 puan azalarak % 18,8’e, inşaat sektörünün payı ise 0,9 puan azalarak % 3,8’e gerilemiştir. TABLO 4 SEKTÖRELERİN GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA İÇİNDEKİ PAYLARI (Cari Fiyatlarla %) Sektörler Tarım Sanayi İnşaat Hizmetler (1) GSYH 2003 9,9 20,9 4,0 65,1 100,0 2004 9,5 20,3 4,4 65,8 100,0 2005 9,4 20,3 4,4 65,9 100,0 2006 8,3 20,1 4,7 66,9 100,0 2007 7,6 20,0 4,9 67,5 100,0 2008 7,6 19,8 4,7 67,9 100,0 2009 8,2 18,8 3,8 69,1 100,0 Kaynak: TÜİK 2009 yılında kamu tüketim harcamaları % 7,8 artarken, GSYH’nin en büyük bileşeni olan yerleşik hanehalklarının tüketim harcamaları % 2,3 azalmıştır. Böylece toplam tüketim harcamalarında % 1 oranında düşüş olmuştur. Kamu sektörü sabit sermaye yatırımları, makine-teçhizat yatırımlarındaki % 16,8’lik düşüşün ve inşaat yatırımlarındaki % 2,4’lük artışın etkisiyle % 2,2 küçülürken, özel sektör sabit sermaye yatırımları, makine-teçhizat yatırımlarındaki % 22,6’lık ve inşaat yatırımlarındaki % 21,8’lik azalmanın etkisiyle % 22,3 küçülmüş, böylece toplam sabit sermaye yatırımlarında % 19,2 düşüş meydana gelmiştir. 10 TABLO 5 HARCAMALAR YÖNTEMİYLE GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (1998 Fiyatlarıyla) Harcama Bileşenleri Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Yerleşik Hanehalklarının Tüketimi Yerleşik ve Yerleşik Olmayan Hanehalklarının Yurtiçi Tüketimi (Eksi) Yerleşik Olmayan Hanehalklarının Yurtiçi Tüketimi Yerleşik Hanehalklarının Yurtdışı Tüketimi Devletin Nihai Tüketim Harcamaları Maaş, Ücret Mal ve Hizmet Alımları Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu Kamu Sektörü Makine-Teçhizat İnşaat Özel Sektör Makine-Teçhizat İnşaat Stok Değişmeleri (1) Mal ve Hizmet İhracatı (Eksi) Mal ve Hizmet İthalatı Değer (Bin TL) 2007 2008 101.254.625 101.921.730 70.421.398 70.198.486 2009 97.087.661 68.575.820 Pay (%) 2007 2008 2009 100,0 100,0 100,0 69,5 68,9 70,6 Değişim (%) 2008 2009 0,7 -4,7 -0,3 -2,3 74.106.803 73.800.315 72.331.573 73,2 72,4 74,5 -0,4 -2,0 4.232.799 4.084.770 4.433.025 4,2 4,0 4,6 -3,5 8,5 547.394 482.942 677.272 0,5 0,5 0,7 -11,8 40,2 10.127.098 5.060.735 5.066.363 25.480.808 3.352.767 758.550 2.594.217 22.128.041 13.831.164 8.296.877 -135.869 25.275.168 29.913.978 10.304.175 5.042.711 5.261.464 23.912.294 3.780.105 910.781 2.869.324 20.132.189 12.862.368 7.269.820 217.211 25.968.236 28.678.672 11.111.079 5.112.949 5.998.130 19.332.337 3.695.215 758.061 2.937.154 15.637.122 9.952.243 5.684.879 -1.951.467 24.564.456 24.544.564 10,0 5,0 5,0 25,2 3,3 0,7 2,6 21,9 13,7 8,2 -0,1 25,0 29,5 10,1 4,9 5,2 23,5 3,7 0,9 2,8 19,8 12,6 7,1 0,2 25,5 28,1 11,4 5,3 6,2 19,9 3,8 0,8 3,0 16,1 10,3 5,9 -2,0 25,3 25,3 1,7 -0,4 3,9 -6,2 12,7 20,1 10,6 -9,0 -7,0 -12,4 2,7 -4,1 7,8 1,4 14,0 -19,2 -2,2 -16,8 2,4 -22,3 -22,6 -21,8 -5,4 -14,4 Kaynak: TÜİK 2009 yılında toplam tüketim harcamalarının GSYH’ ye oranı bir önceki yıla göre 3,6 puanlık artışla % 86,3’e yükselirken, sabit sermaye yatırımlarının GSYH’ ye oranı 3,1 puanlık düşüşle %16,8’e gerilemiştir. 11 TABLO 6 HARCAMALAR YÖNTEMİYLE GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (Cari Fiyatlarla) Harcama Bileşenleri Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Yerleşik Hanehalklarının Tüketimi Yerleşik ve Yerleşik Olmayan Hanehalklarının Yurtiçi Tüketimi (Eksi) Yerleşik Olmayan Hanehalklarının Yurtiçi Tüketimi Yerleşik Hanehalklarının Yurtdışı Tüketimi Devletin Nihai Tüketim Harcamaları Maaş, Ücret Mal ve Hizmet Alımları Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu Kamu Sektörü Makine-Teçhizat İnşaat Özel Sektör Makine-Teçhizat İnşaat Stok Değişmeleri (1) Mal ve Hizmet İhracatı (Eksi) Mal ve Hizmet İthalatı Değer (Bin TL) 2007 2008 843.178.421 950.534.251 Pay (%) 2007 2008 2009 100,0 100,0 100,0 2009 653.973.862 Değişim (%) 2008 2009 12,7 0,4 601.238.607 663.944.252 683.298.099 71,3 69,8 71,6 10,4 2,9 628.733.500 695.619.985 716.785.515 74,6 73,2 75,1 10,6 3,0 31.742.044 36.241.015 39.899.031 3,8 3,8 4,2 14,2 10,1 4.247.151 4.565.282 6.411.615 0,5 0,5 0,7 7,5 40,4 107.815.962 121.681.099 140.178.311 12,8 12,8 14,7 12,9 15,2 59.601.255 48.214.707 66.986.764 54.694.335 75.915.112 64.263.198 7,1 5,7 7,0 5,8 8,0 6,7 12,4 13,4 13,3 17,5 180.598.317 189.094.334 160.613.451 21,4 19,9 16,8 4,7 -15,1 28.674.618 4.969.576 23.705.042 151.923.699 92.966.790 58.956.909 -2.961.137 188.224.755 231.738.081 36.725.067 6.653.631 30.071.436 152.369.267 92.147.661 60.221.606 17.949.462 227.252.949 269.387.845 34.781.625 5.969.623 28.812.002 125.831.826 80.617.099 45.214.727 -18.942.423 221.030.700 232.204.275 3,4 0,6 2,8 18,0 11,0 7,0 -0,4 22,3 27,5 3,9 0,7 3,2 16,0 9,7 6,3 1,9 23,9 28,3 3,6 0,6 3,0 13,2 8,5 4,7 -2,0 23,2 24,3 28,1 33,9 26,9 0,3 -0,9 2,1 20,7 16,2 -5,3 -10,3 -4,2 -17,4 -12,5 -24,9 -2,7 -13,8 Kaynak: TÜİK Harcamalar yöntemiyle GSYH büyümesine, yerleşik hanehalklarının tüketimi (özel tüketim) ve devletin nihai tüketim harcamaları (kamu tüketimi) 0,8 puan, kamu sektörü gayri safi sabit sermaye oluşumu (kamu yatırımları) 0,1 puan, özel sektör gayri safi sabit sermaye oluşumu (özel yatırım) 4,4 puan negatif katkı yapmıştır. Yılın ilk iki döneminde krizin etkisiyle talep stoklardan karşılanmıştır. Bu stokların erimesinde özellikle iç talebi canlandırmaya yönelik otomotiv, beyaz eşya, mobilya ve elektronikteki ÖTV ve KDV indirimlerinin etkisi olmuştur. Üçüncü dönemde, stokları azalan sanayici üretime geçmiş ve büyümeye pozitif katkı yapacak stok artışı gerçekleşmiştir. İhracat 1,4 puan negatif katkı yaparken, ithalatın katkısı pozitif olarak 4,1 puan olmuştur. Böylece net ihracat büyümeyi 5,5 puanlık katkı ile negatif yönde etkilemiştir. 12 TABLO 7 HARCAMALAR YÖNTEMİYLE GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILAYA KATKILAR (1998 Fiyatlarıyla, Puan) Harcama Bileşenleri Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Yerleşik Hanehalklarının Tüketimi Yerleşik ve Yerleşik Olmayan Hanehalklarının Yurtiçi Tüketimi (Eksi) Yerleşik Olmayan Hanehalklarının Yurtiçi Tüketimi Yerleşik Hanehalklarının Yurtdışı Tüketimi Devletin Nihai Tüketim Harcamaları Maaş, Ücret Mal ve Hizmet Alımları Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu Kamu Sektörü Makine-Teçhizat İnşaat Özel Sektör Makine-Teçhizat İnşaat Stok Değişmeleri Mal ve Hizmet İhracatı (Eksi) Mal ve Hizmet İthalatı 2007 4,67 3,80 3,43 -0,33 0,04 0,64 0,06 0,59 0,79 0,20 0,09 0,12 0,59 0,09 0,50 0,65 1,77 2,98 2008 0,66 -0,22 -0,30 -0,15 -0,06 0,17 -0,02 0,19 -1,55 0,42 0,15 0,27 -1,97 -,096 -1,01 0,35 0,68 -1,22 2009 -4,74 -1,59 -1,44 0,34 0,19 0,79 0,07 0,72 -4,49 -0,08 -0,15 0,07 -4,41 -2,86 -1,56 -2,13 -1,38 -4,06 Kaynak: TÜİK Kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla, cari fiyatlarla 2009 yılında % 17,7 azalarak 8.590 dolara, Türk Lirası cinsinden % 0,8 azalarak 13.269 TL’ye gerilemiştir. Sabit fiyatlarla ise kişi başına GSYH %5,8’lik düşüşle 1.350 TL’ye gerilemiştir. TABLO 8 KİŞİ BAŞINA GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Yıl Ortası Nüfus (1) Bin 65.135 66.009 66.873 67.734 68.582 69.421 70.256 71.079 71.897 Cari Fiyatlarla Türk Değişim Lirası TL (%) 3.688 42,2 5.310 44,0 6.801 28,1 8.253 21,4 9.462 14,6 10.925 15,5 12.002 9,9 13.373 11,4 13.269 -0,8 ABD Doları $ 3.020 3.492 4.559 5.764 7.021 7.583 9.234 10.440 8.590 Değişim (%) -16,9 15,6 30,6 26,4 21,8 8,0 21,8 13,1 -17,7 Sabit (1998) Fiyatlarla Türk Değişim Lirası TL (%) 1.049 -7,0 1.099 4,8 1.142 3,9 1.233 8,0 1.320 7,1 1.394 5,6 1.441 3,4 1.434 -0,5 1.350 -5,8 Kaynak: TÜİK 2. Sektörel Gelişmeler a. Tarım Uygun iklim koşullarına bağlı olarak üretimde yaşanan artışlardan dolayı tarım sektörü katma değeri, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 1,4, ikinci üç aylık döneminde % 6,5, üçüncü üç aylık döneminde % 3,6 ve dördüncü üç aylık döneminde % 2,2 artış göstermiştir. Böylece 2009 yılında tarım sektörü katma değerinde % 3,6’lık büyüme meydana gelmiştir. 13 TABLO 9 TAHILLAR VE DİĞER BİTKİSEL ÜRÜNLERİN ÜRETİM MİKTARLARI (Ton) Üretim Tahıllar ve Diğer Bitkisel Ürünler Tahıllar Buğday Arpa Mısır (Dane) Çeltik Diğer Patates, Kuru Baklagiller, Yenilebilir Kök ve Yumrular Patates Nohut Mercimek (Kırmızı) Fasulye (Kuru) Tatlı Patates Mercimek (Yeşil) Diğer Yağlı Tohumlar Ayçiçeği Kolza (Kanola) Yerfıstığı Soya Haşhaş (Tohum) Diğer Tütün Şeker Pancarı Diğer Yem Bitkileri (Tahıl Samanı ve Kabuklar Hariç) Hayvan Pancarı Tekstilde Kullanılan Ham Bitkiler Pamuk (Kütlü) Diğer Parfümeri, Eczacılık ve Benzeri Alanlarda Kullanılan Bitkiler, Hayvan Yemi Bitkilerin Tohumları Fiğ Haşhaş (Kapsül) Diğer Toplam Değişim (%) 2006 2007 2008 2009 2007 2008 2009 34.642.986 20.010.000 9.551.000 3.811.000 696.000 574.986 29.256.990 17.234.000 7.306.800 3.535.000 648.000 533.190 29.287.281 17.782.000 5.923.000 4.274.000 753.325 554.956 33.577.151 20.600.000 7.300.000 4.250.000 750.000 677.151 -15,5 -13,9 -23,5 -7,2 -6,9 -7,3 0,1 3,2 -18,9 20,9 16,3 4,1 14,6 15,8 23,2 -0,6 -0,4 22,0 5.828.124 5.511.082 5.080.662 5.527.685 -5,4 -7,8 8,8 4.366.180 551.746 580.298 195.970 31.125 42.326 60.479 1.312.593 1.118.000 12.615 77.454 47.300 30.187 27.037 98.137 14.452.162 4.227.726 505.366 508.378 154.243 18.481 26.803 70.085 1.031.552 854.407 28.727 86.409 30.666 8.981 22.362 74.584 12.414.715 4.196.522 518.026 106.361 154.630 28.646 24.827 51.650 1.233.992 992.000 83.965 85.274 34.461 10.834 27.458 93.403 15.488.332 4.397.711 562.564 275.050 181.205 27.728 27.131 56.296 1.374.844 1.057.125 113.886 90.081 38.442 34.194 41.116 85.000 17.274.674 -3,2 -8,4 -12,4 -21,3 -40,6 -36,7 15,9 -21,4 -23,6 127,7 11,6 -35,2 -70,2 -17,3 -24,0 -14,1 -0,7 2,5 -79,1 0,3 55,0 -7,4 -26,3 19,6 16,1 192,3 -1,3 12,4 20,6 22,8 25,2 24,8 4,8 8,6 158,6 17,2 -3,2 9,3 9,0 11,4 6,6 35,6 5,6 11,6 215,6 49,7 -9,0 11,5 158.771 151.611 157.541 145.628 -4,5 3,9 -7,6 158.771 151.611 157.541 145.628 -4,5 3,9 -7,6 2.550.068 2.275.044 1.820.022 1.725.005 -10,8 -20,0 -5,2 2.550.000 68 2.275.000 44 1.820.000 22 1.725.000 5 -10,8 -35,3 -20,0 -50,0 -5,2 -77,3 204.831 100.556 116.667 168.997 -50,9 16,0 44,9 175.522 27.443 1.866 59.247.672 90.568 8.164 1.824 50.816.134 104.974 9.848 1.844 53.277.900 135.892 31.086 2.019 59.878.984 -48,4 -70,3 -2,3 -14,2 15,9 20,6 1,1 4,8 29,5 215,6 9,5 12,4 Kaynak: TÜİK (1): 2009 yılı değerlerine göre sıralanmıştır. Küresel iklim sisteminin değişimiyle ortaya çıkan kuraklık sonucunda 2007 yılında bitkisel üretimde büyük düşüşler meydana gelirken, 2008 yılında tahıl, sebze ve meyve üretim miktarlarında artışlar gerçekleşmiştir. 2009 yılında ise, iklim koşullarının genel olarak daha iyi olması sebebiyle tahıl ve meyve üretim miktarlarında artışlar olurken, sebze ürünleri miktarında düşüş görülmüştür. 14 2009 yılında tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin üretim miktarı % 12,4 artış göstermiştir. Tahıl ürünlerinde üretim miktarı % 14,6 oranında artmıştır. Bir önceki yıla göre iklim ve yağış miktarının iyi olması ve verimin geçen yıla göre daha iyi olacağı yönünde tahmin yapılmasına bağlı olarak üretimde en fazla artış, % 23,2 ile arpa ve % 15,8 ile buğday üretiminde olmuştur. Önemli tahıl ürünlerinden mısır ve çeltik üretimi hemen hemen aynı kalmış, mısır üretimi % 0,6, çeltik üretimi % 0,4 azalmıştır. Patates, kuru baklagiller, yenilebilir kök ve yumruların üretim miktarı % 8,8 artmıştır. 2008 yılında Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşanan kuraklık kuru baklagillerin üretim miktarlarını olumsuz etkilemiştir. 2009 yılında yağışların iyi olması sebebiyle verim normale dönmüş ve seçilmiş ürünler içinde en yüksek üretim artışı % 158,6 ile kırmızı mercimek üretiminde gerçekleşirken onu, % 17,2 ile kuru fasulye üretimi izlemiştir. Tatlı patates üretiminde ise % 3,2 düşüş gerçekleşmiştir. 2009 yılında yağışların olumlu etkisiyle yağlı tohumların üretimi % 11,4 artmıştır. Seçilmiş yağlı tohumlarda en yüksek artış, ekim alanlarının ve verimliliğin artmasına bağlı olarak % 215,6 ile haşhaş (tohum) üretiminde gerçekleşmiştir. Kolza üretimi, biodizel üretimi için prim desteği verilmesi ve Tarım İl Müdürlüklerinin yaygınlaştırma çalışmaları sebebiyle % 35,6 artmıştır. Ekim alanlarının genişlemesine bağlı olarak soya üretimi % 11,6, ayçiçeği üretimi % 6,6 oranında artmıştır. Ayrıca tütün üretimi % 9, hayvan pancarı üretimi % 7,6 azalırken, kota uygulanan şeker pancarı üretimi ise % 11,5 artmıştır. Tekstilde kullanılan ham bitkilerin en önemli bölümünü oluşturan kütlü pamuk üretimi, ekim alanlarının azalmasıyla % 5,2 düşmüştür. Parfümeri, eczacılık ve benzeri alanlarda kullanılan bitkiler, hayvan yemi bitkilerinin tohumları ise % 44,9 artış göstermiştir. 2009 yılında sebze ürünleri üretim miktarı % 1,6 düşüş göstermiştir. Yumru ve kök sebzelerin üretimi % 4,8 azalmıştır. Seçilmiş yumru ve kök sebzeler içinde yer alan kuru soğan üretiminde %7,8, kırmızıturp üretiminde % 2,3, pırasa üretiminde % 0,5 düşüş görülürken, % 0,6 ile taze soğan ve % 0,4 ile havuç üretiminde artış olmuştur. 15 TABLO 10 SEBZE ÜRÜNLERİ ÜRETİM MİKTARLARI (1) (ton) Sebzeler Yumru ve Kök Sebzeler Soğan (Kuru) Havuç Pırasa Soğan (Taze) Turp (Kırmızı) Diğer Meyvesi İçin Yetiştirilen Sebzeler Domates Karpuz Hıyar Kavun Patlıcan Biber (Sivri) Biber (Salçalık) Fasulye Biber (Dolmalık) Diğer Başka Yerde Sınıflandırılmamış Diğer Sebzeler Lahana (Baş) Marul (Göbekli) Ispanak Karnabahar Marul (Kıvırcık) Lahana (Kırmızı) Lahana (Yaprak) Maydanoz Mantar (Kültür) Diğer Toplam 2006 2.978.659 1.765.396 394.725 320.091 200.875 149.527 148.045 Üretim 2007 2008 3.222.478 3.312.533 1.859.442 2.007.118 641.953 591.538 256.397 252.286 185.140 168.223 138.615 144.878 140.931 148.490 2009 3.153.718 1.849.582 593.628 251.120 169.271 141.505 148.612 Değişim (%) 2007 2008 2009 8,2 2,8 -4,8 5,3 7,9 -7,8 62,6 -7,9 0,4 -19,9 -1,,6 -0,5 -7,8 -9,1 0,6 -7,3 4,5 -2,3 -4,8 5,4 0,1 21.211.268 20.854.683 22.249.469 21.933.876 -1,7 6,7 -1,4 9.854.877 3.805.306 1.799.613 1.765.605 924.165 775.577 673.981 563.763 392.617 655.764 9.945.043 3.796.680 1.674.580 1.661.130 863.737 727.190 674.788 519.968 357.246 634.321 10.985.355 4.002.285 1.682.776 1.749.935 813.686 734.596 690.531 563.056 371.050 656.199 10.745.572 3.810.205 1.735.010 1.679.191 816.134 752.692 700.038 603.653 384.273 707.108 0,9 -0,2 -6,9 -5,9 -6,5 -6,2 0,1 -7,8 -9,0 -3,3 10,5 5,4 0,5 5,3 -5,8 1,0 2,3 8,3 3,9 3,4 -2,2 -4,8 3,1 -4,0 0,3 2,5 1,4 7,2 3,6 7,8 1.661.685 1.599.087 1.656.317 1.688.875 -3,8 3,6 2,0 502.081 239.495 242.231 136.098 151.164 103.137 80.981 53.189 21.833 131.476 25.851.612 464.645 226.723 235.731 135.145 140.808 101.649 80.490 48.972 23.426 141.498 25.676.248 487.744 233.424 225.746 150.843 144.498 104.583 80.825 52.346 26.526 149.782 27.218.319 507.655 233.552 225.343 157.051 141.569 114.209 80.668 58.145 19.501 151.182 26.776.469 -7,5 -5,3 -2,7 -0,7 -6,9 -1,4 -0,6 -7,9 7,3 7,6 -0,7 5,0 3,0 -4,2 11,6 2,6 2,9 0,4 6,9 13,2 5,9 6,0 4,1 0,1 -0,2 4,1 -2,0 9,2 -0,2 11,1 -26,5 0,9 -1,6 Kaynak: TÜİK (1): 2009 yılı değerlerine göre sıralanmıştır. Meyvesi için yetiştirilen sebzelerin üretim miktarı % 1,4 düşüş göstermiştir. Meyvesi için yetiştirilen sebzeler içinde karpuz üretiminde % 4,8, kavun üretiminde % 4 ve domates üretiminde %2,2 düşüş görülürken, en yüksek üretim artışı ekim alanlarının ve verimliliğin artmasına bağlı olarak % 7,2 ile fasulye üretiminde gerçekleşmiştir. Bunu % 3,6 ile dolmalık biber ve % 3,1 ile hıyar üretimi takip etmiştir. Başka yerde sınıflandırılmamış diğer sebzelerin üretim miktarında % 2 artış olmuştur. Seçilmiş sebzelerden mantar üretiminde % 26,5, kıvırcık üretiminde % 2, ıspanak ve yaprak lahana üretiminde % 0,2 düşüş görülürken, en yüksek üretim artışı % 11,1 ile maydanoz üretiminde olmuş, %9,2 ile kırmızılâhana, % 4,1 ile karnıbahar ve baş lahana üretimi onu izlemiştir. 2009 yılında meyve ürünleri üretim miktarı % 6 artış göstermiştir. Meyveler içinde önemli paya sahip olan üzüm üretim miktarı % 8,8, meyveler ve sert kabuklular üretim miktarı ise % 3,8 artmıştır. Uygun iklim şartlarının verimliliği artırması nedeniyle muz, incir, avokado ve kivinin toplam üretimi % 11, turunçgillerin üretimi % 16,1, diğer meyvelerin üretimi % 7,4 artış 16 göstermiştir. Seçilmiş meyveler içinde Malatya’da Mart ve Nisan aylarında yaşanan don zararı ve Mayıs ayındaki ani sıcaklık değişimi, kayısı üretiminin % 7,7 azalmasına neden olmuştur. Erik üretimi% 1,2, don ve verimliliği azalan ağaçların sökülmesiyle şeftali üretimi % 0,8 düşüş göstermiştir. En yüksek üretim artışı, kayıt güncellemesi ile meyve veren ağaç sayısındaki yükselme ve meyve veren ağaca geçişler nedeniyle % 33,8 artan nar üretiminde olurken onu, iklimin olumlu etkisinden dolayı verimi % 23,4 artan kiraz ve % 19,2 artan incir üretimi izlemiştir. TABLO 11 MEYVE ÜRÜNLERİ ÜRETİM MİKTARLARI (1) Üretim Meyveler, İçecek ve 2006 2007 2008 Baharat Bitkileri Üzüm 4.000.063 3.612.781 3.918.442 Diğer Meyveler ve Sert 10.990.607 10.707.763 11.675.569 Kabuklular Muz, İncir, Avokado, 479.810 415.432 426.670 Kivi (Toplam) İncir 290.151 210.152 205.067 Muz 178.205 189.107 201.115 Diğer 11.454 16.173 20.488 Turunçgiller (Toplam) 3.220.435 2.988.664 3.026.936 Portakal 1.535.806 1.426.965 1.427.156 Mandalina 791.255 744.339 756.473 Limon 710.401 651.767 672.452 Diğer 182.973 165.593 170.855 Diğer Meyveler (Toplam) 4.525.900 5.345.972 5.557.745 Elma 2.002.033 2.457.845 2.504.494 Kayısı 460.182 557.572 716.415 Şeftali 552.775 539.435 551.906 Kiraz 310.254 398.141 338.361 Armut 317.750 356.281 355.476 Çilek 211.127 250.916 261.078 Erik 214.416 240.874 248.736 Vişne 121.499 180.917 185.435 Nar 90.737 106.560 127.760 Diğer 245.127 257.431 268.084 Zeytin ve Diğer Sert 2.764.462 1.957.695 2.664.218 Kabuklular (Toplam) Zeytin 1.766.749 1.075.854 1.464.248 Fındık 661.000 530.000 800.791 Ceviz 129.614 172.572 170.897 Antep Fıstığı 110.000 73.416 120.113 Diğer 97.099 105.853 108.169 Baharat Bitkileri 74.317 89.728 87.555 Kırmızı Biber 45.861 67.213 60.000 Kimyon 11.998 9.159 8.879 Diğer 16.458 13.356 18.676 Çay (2) 1.121.206 1.145.321 1.100.257 Toplam 15.064.987 14.410.272 15.681.566 Kaynak: TÜİK (1): 2009 yılı değerlerine göre sıralanmıştır. (2): Yeşil yaş çay yaprağı, meyve üretimi toplamına dahil değildir. Değişim (%) 2009 2007 2008 2009 4.264.720 -9,7 8,5 8,8 12.124.006 -2,6 9,0 3,8 473.726 -13,4 2,7 11,0 244.351 204.517 24.858 3.513.772 1.689.921 846.390 783.587 193.874 5.970.220 2.782.365 660.894 547.219 417.694 384.244 291.996 245.782 192.705 170.963 276.358 -27,6 6,1 41,2 -7,2 -7,1 -5,9 -8,3 -9,5 18,1 22,8 21,2 -2,4 28,3 12,1 18,8 12,3 48,9 17,4 5,0 -2,4 6,3 26,7 1,3 0,0 1,6 3,2 3,2 4,0 1,9 28,5 2,3 -15,0 -0,2 4,0 3,3 2,5 19,9 4,1 19,2 1,7 21,3 16,1 18,4 11,9 16,5 13,5 7,4 11,1 -7,7 -0,8 23,4 8,1 11,8 -1,2 3,9 33,8 3,1 2.166.288 -29,2 36,1 -18,7 1.290.654 500.000 177.298 81.795 116.541 233.234 196.900 14.533 21.801 1.103.340 16.621.960 -39,1 -19,8 33,1 -33,3 9,0 20,7 46,6 -23,7 -18,8 2,2 -4,3 36,1 51,1 -1,0 63,6 2,2 -2,4 -10,7 -3,1 39,8 -3,9 8,8 -11,9 -37,6 3,7 -31,9 7,7 166,4 228,2 63,7 16,7 0,3 6,0 17 Zeytin ve diğer sert kabukluların üretim miktarı % 18,7 azalmıştır. Geçen yıl fındıkta yaşanan tarihi rekordan sonra bakımsızlık ve oluşan yorgunluktan dolayı verim düşmüş ve fındık üretimi % 37,6 oranında azalmıştır. Yok yılı olması sebebiyle seçilmiş sert kabuklulardan antepfıstığı üretim miktarı % 31,9 ve zeytin üretim miktarı % 11,9 azalmıştır. Ancak zeytinde yeni bahçelerin devreye girmesi, kültürel tedbirlerin bilinçli uygulanması ve iklim şartlarının iyi gitmesi nedeniyle, geçmiş yok yıllarına göre daha fazla üretim artışı kaydedilmiştir. b. Sanayi Sanayi sektörü katma değeri 2009 yılının birinci üç aylık döneminde uluslararası piyasalardaki krizin reel sektöre yansımasıyla % 21,1, ikinci üç aylık döneminde % 11,4, üçüncü üç aylık döneminde % 4,5 düzeyinde küçülmüş, sanayi durma noktasına gelmiştir. Dördüncü üç aylık dönemde sanayi sektörü katma değeri krizin etkilerinin azalmasıyla talebin canlanmasına bağlı olarak % 11,4 artmıştır. Ancak 2009 yılının toplamında sanayi sektörü katma değeri % 6,9 küçülmüştür. Alt sektörler itibariyle imalat sanayi sektörü katma değerinde % 7,2, madencilik ve taşocakçılığı sektörü katma değerinde % 6,7 ve enerji sektörü katma değerinde % 3,5 düşüş meydana gelmiştir. TABLO 12 SANAYİ SEKTÖRÜ KATMA DEĞERİ DEĞİŞİM ORANLARI (1998 Temel Fiyatlara Göre,%) Sektörler Madencilik İmalat Sanayi Elektrik, Gaz ve Su Toplam Sanayi 2003 -2,2 8,4 4,9 7,8 2004 3,4 11,9 7,1 11,3 2005 9,0 8,2 14,1 8,6 2006 5,2 8,4 8,6 8,3 2007 8,1 5,6 6,8 5,8 2008 5,4 -0,1 3,7 0,3 2009 -6,7 -7,2 -3,5 -6,9 Kaynak: DPT Sanayi sektörünün GSYH içindeki payı 2008 yılında % 19,8 iken, 2009 yılında % 18,8’e gerilemiştir. Alt sektörler itibariyle imalat sanayi sektörünün payı % 15, enerji sektörünün payı % 2,4 ve madencilik sektörünün payı % 1,5 olmuştur. TABLO 13 SANAYİ SEKTÖRÜ KATMA DEĞERİNİN GSYH İÇERİSİNDEKİ PAYI (Cari Fiyatlarla %) Sektörler Madencilik İmalat Sanayi Elektrik, Gaz ve Su Toplam Sanayi 2003 1,0 17,7 2,2 20,9 2004 1,1 17,4 1,9 20,3 2005 1,2 17,3 1,8 20,3 2006 1,2 17,2 1,8 20,1 2007 1,2 16,8 1,9 20,0 2008 1,4 16,2 2,2 19,8 2009 1,5 15,0 2,4 18,8 Kaynak: DPT 2009 yılı Mart sonunda ekonomideki talep yetersizliğini canlandırmaya yönelik alınan mali tedbirlerin etkisiyle toplam özel tüketim talebinde önemli bir toparlanma olsa da, vergi indirimleri kapsamı dışında kalan mal gruplarına yönelik talepte ciddi bir iyileşme olmamıştır. Artan talep büyük ölçüde stok eritme süreciyle karşılanmış, bu da üretim faaliyetlerini ve kaynak kullanımını sınırlamıştır. Bunun sonucunda, sanayi sektörü üretimi 2009 yılının birinci üç aylık 18 döneminde % 22,0, ikinci üç aylık döneminde % 15,5, üçüncü üç aylık döneminde % 8,1 azalırken, dördüncü üç aylık döneminde ise % 9,0 artış göstermiştir. Küresel kriz ve azalan ihracatın etkisiyle gerileyen sanayi üretim endeksi 2009 yılının Ekim ayında on beş aylık aradan sonra ilk kez artış göstermiş ve üretim artışı oranları pozitife dönmüştür. Kasım ayında Kurban Bayramı tatili nedeniyle üretim azalmış, Aralık ayında ikinci kez % 25,3 artarak beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşmiştir. Son dönemdeki bu gelişmede, talepteki kısmi toparlanmanın yanı sıra mevsimsel faktörler, işgünü sayısı ve baz yılı etkisi gibi istatistiksel faktörler etkili olmuştur. Yıllık olarak sanayi üretimi 2008 yılında % 0,9, 2009 yılında ise %9,6 azalmıştır. TABLO 14 SEKTÖRLERE GÖRE SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ VE DEĞİŞİM ORANLARI (2005=100) Sektörler Toplam Sanayi Madencilik ve Taşocakçılığı İmalat Sanayi Elektrik, Gaz ve Su Üretim Endeksi 2007 2008 115,3 114,2 117,2 126,0 114,8 112,7 118,1 122,6 2009 103,2 122,5 100,4 119,8 2007 6,9 8,3 6,6 8,7 Değişim(%) 2008 -0,9 7,5 -1,8 3,8 2009 -9,6 -2,5 -10,9 -2,3 Kaynak: TÜİK 2009 yılında imalat sanayi sektörü üretimi % 10,9, madencilik ve taşocakçılığı sektörü üretimi % 2,7, elektrik, gaz ve su sektörü üretimi % 2,3 gerilemiştir. Avrupa Birliği’ne uyum çalışmaları kapsamında aylık ve yıllık değişimlerin daha sağlıklı yorumlanabilmesi için, Türkiye İstatistik Kurumu, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ile mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksini yayınlamaya başlamıştır. Bu verilere göre mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi endeksi 2009 yılı Şubat ayında dip noktasına ulaşmış, Nisan ayından itibaren toparlanmaya başlamıştır. Ana sanayi grupları sınıflamasına göre, 2009 yılında küresel krize bağlı olarak iç ve dış talebin daralmasıyla birlikte sermaye malı imalatında % 25,2, ara malı imalatında % 9,9, enerjide % 4,5, dayanıklı tüketim malı imalatında % 3,9 ve dayanıksız tüketim malı imalatında % 3,3 düşüş olmuştur. TABLO 15 ANA SANAYİ GRUPLARINA GÖRE ENDEKSLER VE DEĞİŞİM ORANLARI (2005=100) Toplam Sanayi Aramalı İmalatı Dayanaklı Tüketim Malı İmalatı Dayanaksız Tüketim Malı İmalatı Enerji Sermaye Malı İmalatı Üretim Endeksi 2007 2008 115,3 114,2 117,1 112,7 112,5 112,0 109,1 107,5 114,9 119,6 123,0 125,7 2009 103,2 101,6 107,6 104,0 114,2 94,1 2007 6,9 6,7 3,4 4,4 7,3 12,8 Değişim 2008 -0,9 -3,7 -0,5 -1,5 4,0 2,2 2009 -9,6 -9,9 -3,9 -3,3 -4,5 -25,2 Kaynak: TÜİK 19 Madencilik ve Taşocakçılığı Madencilik ve taşocakçılığı sektörü katma değeri, birinci üç aylık dönemde % 13, ikinci üç aylık dönemde % 15,3, üçüncü üç aylık dönemde % 3,2 küçülürken, son üç aylık dönemde ise % 3,5 artış göstermiştir. 2009 yılında toplam olarak sektörün katma değerinde % 6,7’lik küçülme gerçekleşmiştir. Madencilik sektörü üretimi 2009 yılının ilk üç aylık döneminde % 10, ikinci üç aylık döneminde % 8,2, üçüncü üç aylık döneminde % 1 küçülürken, dördüncü üç aylık döneminde % 7,5 artış göstermiştir. Yılsonu itibariyle 2008 yılında % 7,5 artan toplam madencilik sektörü üretimi 2009 yılında % 2,7 azalmıştır TABLO 16 MADENCİLİK VE TAŞOCAKÇILIĞI ÜRETİM ENDEKSİ VE DEĞİŞİM ORANLARI (2005=100) Alt Sektörler Madencilik ve Taşocakçılığı Kömür Madenciliği Ham Petrol ve Doğalgaz Çıkarımı Metal Cevherler Madenciliği Diğer Madencilik ve Taşocakçılığı 2007 117,2 119,8 93,3 169,7 114,3 Üretim Endeksi 2008 2009 126,0 122,5 136,5 133,2 97,6 100,2 172,6 186,8 120,1 105,5 2007 8,3 12,1 -3,5 35,1 1,5 Değişim(%) 2008 7,5 14,0 4,6 1,7 5,1 2009 - 2,7 - 2,5 2,7 8,3 - 12,1 Kaynak: TÜİK Kömür madenciliği üretimi % 2,5 azalırken, ham petrol ve doğalgaz çıkarımı üretimi % 2,7, metal cevherler madenciliği üretiminde % 8,3 artış kaydedilmiştir. Bunların dışında kalan madenlerin üretiminde ise % 12,1 düşüş gerçekleşmiştir. İmalat Sanayi İmalat sanayi katma değeri birinci üç aylık dönemde % 22,3, ikinci üç aylık dönemde % 11,7, üçüncü üç aylık dönemde % 4,5 küçülürken, talebin canlanmasıyla dördüncü üç aylık dönemde % 12,8 büyümüştür. Yıl sonu itibariyle imalat sanayi katma değerinde % 7,2 düşüş olmuştur. İmalat sanayi üretiminde 2009 yılının ilk üç aylık döneminde % 24,6, ikinci üç aylık döneminde % 17,1, üçüncü üç aylık döneminde %9,1 düşüş olurken, son üç aylık döneminde % 9,5 artış meydana gelmiştir. Böylece küresel mali krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerinin reel sektöre yansımasıyla 2008 yılında % 1,8 azalan toplam imalat sanayi üretimi, 2009 yılında krizin etkilerinin daha da derinleşmesiyle % 10,9 düşmüştür. 2009 yılında kimyasal madde ve ürünleri imalatında % 1 artış olurken, diğer imalat sanayi üretimi alt sektörlerinin tamamı düşmüş, basım ve yayım üretimi değişmemiştir. İmalat sanayi alt sektörleri içinde en yüksek düşüş % 30,2 ile motorlu kara taşıtı, römork ve yarı römork üretiminde gerçekleşirken onu, % 25,2 ile kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı ve % 23,5 ile diğer ulaşım araçlarının imalatı izlemiştir. 20 TABLO 17 İMALAT SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ VE DEĞİŞİM ORANLARI Alt Sektörler İmalat Sanayi Gıda Ürünleri ve İçecek İmalatı Tütün Ürünleri İmalatı Tekstil Ürünleri İmalatı Giyim Eşyası İmalatı Derinin Tabaklanması ve İşlenmesi Ağaç ve Ağaç Mantarı Ürünleri İmalatı (Mobilya Hariç) Kağıt Hamuru, Kağıt ve Kağıt Ürünleri İmalatı Basım ve Yayım Kok Kömürü, Rafine Edilmiş Petrol Ürünleri Kimyasal Madde ve Ürünleri İmalatı Plastik ve Kauçuk Ürünleri İmalatı Metalik Olmayan Diğer Mineral Ürünleri İmalatı Ana Metal Sanayi Makine ve Teçhizat Hariç; Metal Ürünleri İmalatı B.y.s. Makine ve Teçhizat İmalatı Büro Makineleri ve Bilgisayar İmalatı B.y.s. Elektrikli Makine ve Cihazların İmalatı Radyo, TV, Haberleşme Teçhizatı ve Cihazları İmalatı Tıbbi, Hassas ve Optik Aletler, ile Saat İmalatı Motorlu Kara Taşıtı, Römork ve Yarı Römork İmalatı Diğer Ulaşım Araçlarının İmalatı Mobilya İmalatı, B.y.s. Diğer İmalat Üretim Endeksi 2007 2008 2009 114,8 112,7 100,4 108,7 113,2 111,8 110,1 117,8 116,0 103,0 92,0 82,8 102,8 90,4 81,8 111,2 105,3 97,1 143,7 158,9 156,6 115,0 118,4 116,2 115,5 113,2 113,2 104,1 101,6 76,0 120,8 120,5 121,7 113,8 110,1 99,8 112,7 110,6 96,7 126,1 123,6 104,8 121,2 113,0 91,4 120,9 115,0 103,1 129,0 137,9 107,6 132,8 133,5 122,1 61,1 45,2 37,0 121,3 132,0 126,0 119,1 126,2 88,0 198,6 207,5 158,8 126,7 135,9 129,5 Değişim(%) 2007 2008 2009 6,6 - 1,8 - 10,9 3,0 4,1 - 1,2 0,2 7,0 - 1,5 0,6 - 10,7 - 10,0 6,6 - 12,0 - 9,6 - 5,9 - 5,3 - 7,7 9,6 10,6 - 1,5 6,5 3,0 - 1,9 5,7 - 2,0 0,0 0,3 - 2,4 - 25,2 8,7 - 0,3 1,0 8,1 - 3,3 - 9,3 2,1 - 1,8 - 12,5 10,7 - 2,0 - 15,2 8,6 - 6,8 - 19,1 6,2 - 4,8 - 10,4 - 19,5 6,9 - 22,0 17,1 0,5 - 8,6 - 20,0 - 26,1 - 18,0 10,1 8,8 - 4,6 9,5 5,9 - 30,2 64,1 4,5 - 23,5 13,9 7,3 - 4,7 Kaynak: TÜİK 21 TABLO 18 SEKTÖRLERE GÖRE KAPASİTE KULLANIM ORANLARI (Ağırlıklı Ortalama, %) 2007 78,3 75,4 54,6 78,7 76,5 59,6 85,0 83,3 68,7 91,1 74,9 76,1 82,1 85,6 72,5 74,7 45,3 85,4 73,4 75,5 86,6 82,8 72,3 Toplam İmalat Gıda Ürünleri ve İçecek İmalatı Tütün Ürünleri İmalatı Tekstil Ürünleri İmalatı Giyim Eşyası İmalatı Derinin Tabaklanması ve İşlenmesi Ağaç ve Ağaç Mantarı Ürünleri İmalatı Kağıt Hamuru, Kağıt ve Kağıt Ürünleri İmalatı Basım ve Yayım Kok Kömürü, Rafine Edilmiş Petrol Ürünleri ve Nükleer Yakıt İmalatı Kimyasal Madde ve Ürünleri İmalatı Plastik ve Kauçuk Ürünleri İmalatı Metalik Olamayan Diğer Mineral Ürünlerin İmalatı Ana Metal Sanayi Makine ve Teçhizat Hariç; Fabrikasyon Metal Ürünleri İmalatı B.y.s. Makine ve Teçhizat İmalatı Büro Makineleri ve Bilgisayar İmalatı B.y.s. Elektrikli Makine ve Cihazların İmalatı Radyo, TV, Haberleşme Teçhizatı ve Cihazları İmalatı Tıbbi Aletler;Hassas ve Optik Aletler ile Saat İmalatı Motorlu Kara Taşıtı, Römork ve Yarı Römork İmalatı Diğer Ulaşım Araçlarının İmalatı Mobilya İmalatı, B.y.s. Diğer İmalatlar Kaynak: TCMB 2008 75,2 73,2 62,9 71,0 72,4 60,9 79,3 79,9 65,0 87,2 73,8 74,2 77,2 82,8 70,3 71,5 48,7 81,7 61,2 71,6 83,8 83,2 67,2 2009 65,0 68,7 74,3 67,5 67,3 58,3 72,5 71,7 67,5 53,8 69,2 64,9 66,1 70,0 56,8 60,8 52,7 66,0 68,8 65,4 57,9 68,0 58,1 2009 yılında imalat sanayi alt sektörlerinde en yüksek kapasite kullanımı % 74,3 ile tütün ürünleri imalatında gerçekleşirken, % 52,7 ile büro makineleri ve bilgisayar imalatı en düşük kapasite kullanımının görüldüğü sektör olmuştur. Mal gruplarına göre kapasite kullanım oranlarında 2009 yılında geçen yıla göre bütün mal gruplarında düşüş gözlenmiştir. Dayanıklı tüketim malları % 68,9’dan % 63,6’ya, dayanıksız tüketim malları %71,9’dan % 68,3’e, tüketim malları % 71,2’den % 67,2’ye, gıda ve içecekler % 71,8’den % 69’a, ara malları % 76,3’ten % 67,2’ye ve yatırım malları % 79’dan % 58,4’e gerilemiştir. TABLO 19 MAL GRUPLARINA GÖRE KAPASİTE KULLANIM ORANLARI (Ağırlık Ortalama, %) Dayanıklı Tüketim Malları Dayanıksız Tüketim Malları Tüketim Malları Gıda ve İçecekler Ara Malları Yatırım Malları 2007 74,4 73,5 73,7 72,8 80,4 81,0 2008 68,9 71,9 71,2 71,8 76,3 79,0 2009 63,6 68,3 67,2 69,0 67,2 58,4 Kaynak: TCMB 22 Gıda Ürünleri ve İçecek İmalatı Gıda ürünleri ve içecek üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 2,7, ikinci üç aylık döneminde % 7,2, üçüncü üç aylık döneminde % 6,2 düşüş gösterirken, dördüncü üç aylık döneminde % 8,4 artış göstermiştir. 2008 yılında % 4,1 artan gıda ürünleri ve içecek üretimi, 2009 yılında % 1,2 düşmüştür. 2008 yılında % 73,2 olan kapasite kullanım oranı, 2009 yılında % 68,7’ye gerilemiştir. Tütün Ürünleri İmalatı Tütün ürünleri üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 9,5 artış gösterirken, ikinci üç aylık döneminde % 3,5, üçüncü üç aylık döneminde % 17,4 düşüş göstermiş, dördüncü üç aylık döneminde % 7,6 artmıştır. 2008 yılında % 7 artan tütün ürünleri üretimi, 2009 yılında % 1,5 azalmıştır. 2008 yılında % 62,9 olan kapasite kullanım oranı, 2009 yılında % 74,3’e yükselmiştir. Tekstil Ürünleri İmalatı Tekstil ürünleri üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 25,6, ikinci üç aylık döneminde %14,8, üçüncü üç aylık döneminde % 7 azalmış, dördüncü üç aylık döneminde % 9,2 artış göstermiştir. Tekstil ürünleri üretimi, 2008 yılında % 10,7, 2009 yılında ise % 10 azalmıştır. 2008 yılında % 71 olan kapasite kullanım oranı, 2009 yılında % 67,5’e gerilemiştir. Giyim Eşyası İmalatı Giyim eşyası üretimi, 2009 yılının ilk üç aylık döneminde % 18,4, ikinci üç aylık döneminde %8, üçüncü üç aylık döneminde % 11,8 azalmış, dördüncü üç aylık döneminde % 1,4 artmıştır. Bu değişiklikler sonucu giyim eşyası üretimi, 2008 yılında % 12, 2009 yılında % 9,6 azalmıştır. Kapasite kullanım oranı 2008 yılında % 72,4 iken 2009 yılında % 67,3’e gerilemiştir. Derinin Tabaklanması ve İşlenmesi İmalatı Derinin tabaklanması ve işlenmesi üretimi, 2009 yılının ilk üç aylık döneminde % 20,7, ikinci üç aylık döneminde % 4,2, üçüncü üç aylık döneminde % 11,8 azalmış, son üç aylık döneminde % 7,0 artmıştır. Böylece 2008 yılında % 5,3 azalan derinin tabaklanması ve işlenmesi üretimi, 2009 yılında da % 7,7 azalmıştır. 2008 yılında % 60,9 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 58,3’e gerilemiştir. Ağaç ve Ağaç Mantarı Ürünleri İmalatı (Mobilya Hariç) Ağaç ve ağaç mantarı ürünleri üretiminde 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 10,1, ikinci üç aylık döneminde % 4,2, üçüncü üç aylık döneminde % 4,4 azalmış, dördüncü üç aylık döneminde % 13,7 oranında artış kaydedilmiştir. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında % 10,6 artan ağaç ve mantar ürünleri üretimi, 2009 yılında % 1,5 azalmıştır. 2008 yılında % 79,3 olan kapasite kullanım oranı, 2009 yılında % 72,5’e gerilemiştir. 23 Kâğıt Hamuru, Kâğıt ve Kâğıt Ürünleri İmalatı Kâğıt hamuru, kağıt ve kâğıt ürünleri üretimi 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 9,2, ikinci üç aylık döneminde % 6,5, üçüncü üç aylık döneminde % 0,9 düşüş gösterirken, dördüncü üç aylık döneminde % 10,6 artış göstermiştir. 2008 yılında % 3 büyüyen kâğıt hamuru, kağıt ve kâğıt ürünleri üretimi, 2009 yılında % 1,9 küçülmüştür. 2008 yılında % 79,9 olan kapasite kullanım oranı, 2009 yılında % 71,7’ye gerilemiştir. Basım ve Yayım Basım ve yayım üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 7, ikinci üç aylık döneminde %5,4 azalırken, üçüncü üç aylık döneminde % 0,9, dördüncü üç aylık döneminde % 11,4 artış göstermiştir. 2008 yılında % 2 küçülen basım ve yayım üretimi, 2009 yılında sabit kalmıştır. 2008 yılında % 65 olan kapasite kullanım oranı, 2009 yılında % 67,5’e yükselmiştir. Kok Kömürü, Rafine Edilmiş Petrol Ürünleri Kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünleri üretimi 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 32,9, ikinci üç aylık döneminde % 27, üçüncü üç aylık döneminde % 26,8, dördüncü üç aylık döneminde % 12,6 düşüş göstermiştir. 2008 yılında % 2,4 azalan kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünleri üretimi, 2009 yılında % 25,2 küçülmüştür. 2008 yılında % 87,2 olan kapasite kullanım oranı, 2009 yılında % 53,8’e gerilemiştir. Kimyasal Madde ve Ürünleri İmalatı Kimyasal madde ve ürünleri üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 16,5, ikinci üç aylık döneminde % 0,9 azalırken, üçüncü üç aylık döneminde % 6,2, dördüncü üç aylık döneminde % 18,2 artmıştır. 2008 yılında % 0,3 küçülen kimyasal madde ve ürünleri üretimi, 2008 yılında % 1 büyümüştür. Kimya sanayinde 2008 yılında % 73,8 olan kapasite kullanım oranı, 2009 yılında %69,2’ye gerilemiştir. Plastik ve Kauçuk Ürünleri İmalatı Plastik ve kauçuk ürünleri üretimi, 2009 yılının ilk üç aylık döneminde % 25,2, ikinci üç aylık döneminde % 13, üçüncü üç aylık döneminde % 8,9 düşüş gösterirken, dördüncü üç aylık döneminde de % 13,5 artmıştır. 2008 yılında % 3,3 azalan plastik ve kauçuk ürünleri üretimi, 2009 yılında % 9,3 azalmıştır. 2008 yılında % 74,2 olan kapasite kullanım oranı, 2009 yılında % 64,9’a gerilemiştir. Metalik Olmayan Diğer Mineral Ürünleri İmalatı Metalik olmayan diğer mineral ürünleri üretimi, 2009 yılının ilk üç aylık döneminde % 22,2, ikinci üç aylık döneminde % 17,3, üçüncü üç aylık döneminde % 13,3 azalırken, dördüncü üç aylık döneminde de % 4,5 artmıştır. 2008 yılında % 1,8 azalan metalik olmayan diğer mineral 24 ürünleri üretimi, 2009 yılında % 12,5 azalmıştır. 2008 yılında % 77,2 olan kapasite kullanım oranı, 2009 yılında % 66,1’e gerilemiştir. Ana Metal Sanayi Ana metal sanayi üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 24,7, ikinci üç aylık döneminde % 22,3, üçüncü üç aylık döneminde % 15,5 azalırken, dördüncü üç aylık döneminde %8,9 artmıştır. Bu gelişmeler sonucu ana metal sanayi üretiminde 2008 yılında % 2, 2009 yılında % 15,2’lik küçülme kaydedilmiştir. 2008 yılında % 82,8 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 70’e gerilemiştir. Makine ve Teçhizat Hariç; Metal Ürünleri İmalatı Makine ve teçhizat hariç; metal ürünleri üretimi 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 32,4, ikinci üç aylık döneminde % 27,5, üçüncü üç aylık döneminde % 18,6 azalırken, dördüncü üç aylık döneminde % 7,5 artmıştır. Bu gelişmeler sonucu, 2008 yılında % 6,8 küçülen makine ve teçhizat hariç; metal ürünleri üretiminde 2009 yılında % 19,1’lik küçülme olmuştur. 2008 yılında % 70,3 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 56,8’e gerilemiştir. B.y.s. Makine ve Teçhizat İmalatı B.y.s. makine ve teçhizat ürünleri üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 25,8, ikinci üç aylık döneminde % 16,8, üçüncü üç aylık döneminde % 4,9 azalırken, dördüncü üç aylık döneminde % 8 artmıştır. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında % 4,8 küçülen b.y.s. makine ve teçhizat ürünleri üretiminde 2009 yılında % 10,4’lük küçülme olmuştur. 2008 yılında % 71,5 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 60,8’e gerilemiştir. Büro Makineleri ve Bilgisayar İmalatı Büro makineleri ve bilgisayar ürünleri üretimi 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 36,7, ikinci üç aylık döneminde % 6,5 düşüş gösterirken, üçüncü üç aylık döneminde % 2,2 artış, dördüncü üç aylık döneminde % 40,4 düşüş göstermiştir. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında % 6,9’luk büyüyen büro makineleri ve bilgisayar ürünleri üretiminde 2009 yılında % 22’lik küçülme gerçekleşmiştir. 2008 yılında % 48,7 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 52,7’ye yükselmiştir. B.y.s. Elektrikli Makine ve Cihazların İmalatı B.y.s. elektrikli makine ve cihazların üretimi 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 28,1, ikinci üç aylık döneminde % 19,7, üçüncü üç aylık döneminde % 5,3 azalırken, dördüncü üç aylık döneminde % 22,6 büyümüştür. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında % 0,5 büyüyen b.y.s. elektrikli makine ve cihazların üretiminde 2009 yılında % 8,6’lık azalma olmuştur. 2008 yılında % 81,7 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 66’ya gerilemiştir. 25 Radyo, TV, Haberleşme Teçhizatı ve Cihazları İmalatı Radyo, TV, haberleşme teçhizatı ve cihazları üretimi 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 39,9, ikinci üç aylık döneminde % 15,7, üçüncü üç aylık döneminde % 3,6, dördüncü üç aylık döneminde %12,3 azalmıştır. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında % 26,1 küçülen radyo, TV, haberleşme teçhizatı ve cihazları üretiminde 2009 yılında % 18’lik düşüş olmuştur. 2008 yılında % 61,2 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 68,8’e yükselmiştir. Tıbbi Hassas ve Optik Aletler ile Saat İmalatı Tıbbi hassas ve optik aletler ile saat üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 12,6, ikinci üç aylık döneminde % 26,6 azalırken, üçüncü üç aylık döneminde % 5,7, dördüncü üç aylık döneminde % 20,4 artmıştır. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında % 8,8 büyüyen tıbbi hassas ve optik aletler ile saat üretiminde 2009 yılında % 4,6’lık küçülme olmuştur. 2008 yılında % 71,6 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 65,4’e gerilemiştir. Motorlu Kara Taşıtı, Römork ve Yarı Römork İmalatı Motorlu kara taşıtı, römork ve yarı römork üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 57,3, ikinci üç aylık döneminde % 42,3, üçüncü üç aylık döneminde % 18 düşüş gösterirken, dördüncü üç aylık döneminde % 24,8 artış göstermiştir. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında % 5,9 büyüyen motorlu kara taşıtı, römork ve yarı römork üretimi, 2009 yılında % 30,2 oranında küçülmüştür. 2008 yılında %83,8 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 57,9’a gerilemiştir. Diğer Ulaşım Araçlarının İmalatı Diğer ulaşım araçlarının üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 4,5, ikinci üç aylık döneminde % 28,7, üçüncü üç aylık döneminde % 37,2, dördüncü üç aylık döneminde % 20,4 azalmıştır. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında % 4,5 büyüyen diğer ulaşım araçları üretiminde, 2009 yılında % 23,5’lik küçülme kaydedilmiştir. 2008 yılında % 83,2 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 68’e gerilemiştir. Mobilya İmalatı B.y.s. Diğer İmalatlar Mobilya imalatı b.y.s. diğer imalatlar üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 25,4, ikinci üç aylık döneminde % 2,6 küçülürken, üçüncü üç aylık döneminde % 6,1, dördüncü üç aylık döneminde % 5,5 artmıştır. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında % 7,3 büyüyen mobilya imalatı b.y.s. üretiminde, 2009 yılında % 4,7’lik küçülme kaydedilmiştir. 2008 yılında % 67,2 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 58,1’e gerilemiştir. 26 TABLO 20 AVRO BÖLGESİ – TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER BÜYÜME Reel GSYH Büyümesi (% Değişim) İç Talep (% Değişim) Nihai Tüketim Harcamaları (% Değişim) Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu (% Değişim) Nihai Tüketim Harcamaları/GSYH Oranı (%) Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu/GSYH Oranı (%) İşgücü Maliyet Endeksi Artışı (% Değişim) ENFLASYON Yıl Sonu TÜFE Enflasyon Oranı (%) Yıl Sonu Çekirdek TÜFE Enflasyonu Oranı (1) (%) İŞGÜCÜ PİYASASI Yıl Sonu İşsizlik Oranı (%) İstihdam Artışı (% Değişim) DIŞ TİCARET DENGESİ Dış Ticaret Dengesi (Milyar Avro) Toplam İhracat (Milyar Avro) Toplam İthalat (Milyar Avro) Dış Ticaret Dengesi (% Değişim) Toplam İhracat (% Değişim) Toplam İthalat (% Değişim) ÖDEMELER DENGESİ Cari İşlemler Hesabı Dengesi (Milyar Avro) Finans Hesabı Dengesi (Milyar Avro) Cari İşlemler Hesabı Dengesi/GSYH Oranı (%) GENEL HÜKÜMET BÜTÇE DENGESİ Bütçe Dengesi (Milyar Avro) Hükümet Harcamaları (Milyar Avro) Hükümet Gelirleri (Milyar Avro) Hükümet Harcamaları (% Değişim) Hükümet Gelirleri (% Değişim) Bütçe Dengesi/GSYH Oranı (%) 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 0,9 0,4 0,8 1,4 2,2 1,9 1,7 1,9 3,0 2,9 2,8 2,4 0,6 0,6 -4,1 -3,4 0,9 1,2 1,6 1,8 2,0 1,6 0,4 -1,1 -1,5 1,3 2,3 3,2 5,4 4,8 -0,6 -10,8 57,6 57,4 57,1 57,3 56,8 56,3 56,1 58,2 20,5 20,3 20,2 20,6 21,2 21,8 21,6 20,1 3,5 3,1 2,6 2,4 2,5 2,7 3,5 2,3 2,0 2,3 2,3 1,9 3,1 1,6 0,9 2,2 1,9 2,1 1,4 1,7 2,4 2,2 1,0 8,7 0,7 8,9 0,7 9,1 0,8 8,8 1,0 7,9 1,6 7,4 1,8 8,2 0,7 9,9 -1,9 92,4 65,7 1.052 ,9 62,9 -18,1 -48,7 12,2 14,3 13,4 1.505 ,1 1.491 ,7 8,6 6,3 3,7 8,0 18,3 1.275 ,6 1.257 ,4 -18,3 -21,9 983,8 987,2 1.077,2 144,6 3,5 -1,8 -28,9 -2,2 0,3 -4,3 8,3 9,1 6,8 1.234 ,9 1.228 ,1 -89,2 8,3 14,0 46,1 20,7 61,7 11,7 -10,2 13,5 -153,8 -55,8 -13,4 -13,9 -80,6 -37,6 -9,4 -10,7 163,2 45,4 0,6 0,3 0,8 0,1 -0,1 0,2 -1,7 -0,6 -191 3.487 3.296 5,1 3,4 -2,7 -234 3.627 3.393 4,0 2,9 -3,2 -232 3.733 3.501 2,9 3,2 -3,0 -208 3.859 3.650 3,4 4,3 -2,6 -115 3.992 3.877 3,5 6,2 -1,4 -57 4,144 4,087 3,8 5,4 -0,7 -182 4.336 4.154 4,6 1,6 -2,0 -565 4.552 3.988 5,0 -4,0 -6,4 1.076,2 1.140,1 1.385,4 1.403,5 1.561,5 1.610,3 Kaynak: Eurostat 27 SANAYİ SEKTÖRÜ 1 1. TÜRKİYE’DE SANAYİ SEKTÖRÜ Sanayi Sanayi sektörü katma değeri 2009 yılının birinci üç aylık döneminde uluslararası piyasalardaki krizin reel sektöre yansımasıyla % 21,1, ikinci üç aylık döneminde % 11,4, üçüncü üç aylık döneminde %4,5 düzeyinde küçülmüş, sanayi durma noktasına gelmiştir. Dördüncü üç aylık dönemde sanayi sektörü katma değeri krizin etkilerinin azalmasıyla talebin canlanmasına bağlı olarak % 11,4 artmıştır. Ancak 2009 yılının toplamında sanayi sektörü katma değeri % 6,9 küçülmüştür. Alt sektörler itibariyle imalat sanayi sektörü katma değerinde % 7,2, madencilik ve taşocakçılığı sektörü katma değerinde % 6,7 ve enerji sektörü katma değerinde % 3,5 düşüş meydana gelmiştir. TABLO 1 SANAYİ SEKTÖRÜ KATMA DEĞERİ DEĞİŞİM ORANLARI Sektörler Madencilik İmalat Sanayi Elektrik, Gaz ve Su Toplam Sanayi Kaynak: DPT 2003 -2,2 8,4 4,9 7,8 2004 3,4 11,9 7,1 11,3 2005 9,0 8,2 14,1 8,6 2006 5,2 8,4 8,6 8,3 (1998 Temel Fiyatlara Göre,%) 2007 2008 2009 8,1 5,4 -6,7 5,6 -0,1 -7,2 6,8 3,7 -3,5 5,8 0,3 -6,9 Sanayi sektörünün GSYH içindeki payı 2008 yılında % 19,8 iken, 2009 yılında % 18,8’e gerilemiştir. Alt sektörler itibariyle imalat sanayi sektörünün payı % 15, enerji sektörünün payı %2,4 ve madencilik sektörünün payı % 1,5 olmuştur. TABLO 2 SANAYİ SEKTÖRÜ KATMA DEĞERİNİN GSYH İÇERİSİNDEKİ PAYI Sektörler Madencilik İmalat Sanayi Elektrik, Gaz ve Su Toplam Sanayi Kaynak: DPT 2003 1,0 17,7 2,2 20,9 2004 1,1 17,4 1,9 20,3 2005 1,2 17,3 1,8 20,3 2006 1,2 17,2 1,8 20,1 2007 1,2 16,8 1,9 20,0 (Cari Fiyatlarla,%) 2008 2009 1,4 1,5 16,2 15,0 2,2 2,4 19,8 18,8 2009 yılı Mart sonunda ekonomideki talep yetersizliğini canlandırmaya yönelik alınan mali tedbirlerin etkisiyle toplam özel tüketim talebinde önemli bir toparlanma olsa da, vergi indirimleri kapsamı dışında kalan mal gruplarına yönelik talepte ciddi bir iyileşme olmamıştır. Artan talep büyük ölçüde stok eritme süreciyle karşılanmış, bu da üretim faaliyetlerini ve kaynak kullanımını sınırlamıştır. Bunun sonucunda, sanayi sektörü üretimi 2009 yılının birinci üç aylık döneminde %22,0, ikinci üç aylık döneminde % 15,5, üçüncü üç aylık döneminde % 8,1 azalırken, dördüncü üç aylık döneminde ise % 9,0 artış göstermiştir. Küresel kriz ve azalan ihracatın etkisiyle gerileyen sanayi üretim endeksi 2009 yılının Ekim ayında on beş aylık aradan sonra ilk kez artış göstermiş ve üretim artışı oranları pozitife dönmüştür. Kasım ayında Kurban Bayramı tatili nedeniyle üretim azalmış, Aralık ayında ikinci kez % 25,3 artarak beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşmiştir. Son dönemdeki bu gelişmede, talepteki kısmi toparlanmanın yanı sıra mevsimsel faktörler, işgünü sayısı ve baz yılı etkisi gibi istatistiksel faktörler etkili olmuştur. Yıllık olarak sanayi üretimi 2008 yılında % 0,9, 2009 yılında ise %9,6 azalmıştır. TABLO 3 SEKTÖRLERE GÖRE SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ VE DEĞİŞİM ORANLARI Sektörler Toplam Sanayi Madencilik ve Taşocakçılığı İmalat Sanayi Elektrik, Gaz ve Su Kaynak: TÜİK Üretim Endeksi 2007 2008 115,3 114,2 117,2 126,0 114,8 112,7 118,1 122,6 2009 103,2 122,5 100,4 119,8 2007 6,9 8,3 6,6 8,7 (2005=100) Değişim(%) 2008 2009 -0,9 -9,6 7,5 -2,5 -1,8 -10,9 3,8 -2,3 2009 yılında imalat sanayi sektörü üretimi % 10,9, madencilik ve taşocakçılığı sektörü üretimi %2,5, elektrik, gaz ve su sektörü üretimi % 2,3 gerilemiştir. Avrupa Birliği’ne uyum çalışmaları kapsamında aylık ve yıllık değişimlerin daha sağlıklı yorumlanabilmesi için, Türkiye İstatistik Kurumu, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ile mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksini yayınlamaya başlamıştır. Bu verilere göre mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi endeksi 2009 yılı Şubat ayında dip noktasına ulaşmış, Nisan ayından itibaren toparlanmaya başlamıştır. Ana sanayi grupları sınıflamasına göre, 2009 yılında küresel krize bağlı olarak iç ve dış talebin daralmasıyla birlikte sermaye malı imalatında % 25,2, ara malı imalatında % 9,9, enerjide % 4,5, dayanıklı tüketim malı imalatında % 3,9 ve dayanıksız tüketim malı imalatında % 3,3 düşüş olmuştur. TABLO 4 ANA SANAYİ GRUPLARINA GÖRE ENDEKSLER VE DEĞİŞİM ORANLARI Toplam Sanayi Aramalı İmalatı Dayanaklı Tüketim Malı İmalatı Dayanaksız Tüketim Malı İmalatı Enerji Sermaye Malı İmalatı Kaynak: TÜİK Üretim Endeksi 2007 2008 115,3 114,2 117,1 112,7 112,5 112,0 109,1 107,5 114,9 119,6 123,0 125,7 2009 103,2 101,6 107,6 104,0 114,2 94,1 2007 6,9 6,7 3,4 4,4 7,3 12,8 (2005=100) Değişim 2008 2009 -0,9 -9,6 -3,7 -9,9 -0,5 -3,9 -1,5 -3,3 4,0 -4,5 2,2 -25,2 SANAYİ SEKTÖRÜNÜN DURUMU 1. Mevcut Durum İmalat Sanayii 2008 yılı son çeyreğinden itibaren ülkemizde hissedilen küresel krizin imalat sanayii üzerindeki nihai etkisi ihracat ve iç talepte daralma şeklinde kendini göstermiştir. Firmaların çoğu krizden etkilenmekle birlikte bu etki, küçük firmalarda daha yoğun hissedilmiştir. Bu durumda finansmana erişim zorluğu önemli bir etken olmuştur. Ayrıca, krizin etkisiyle alacakların zamanında tahsilinde zorluklarla karşılaşılmış, bu da özellikle küçük firmaların finansman yapısını olumsuz etkilemiştir. Kriz nedeniyle satışların azalması sonucunda kapasite kullanımında büyük oranda düşüş olmuş, bazı firmalar kriz döneminin etkilerini hafifletmek amacıyla kısa çalışma ödeneğinden yararlanmıştır. TÜİK aylık sanayi üretim endeksi verilerine göre, imalat sanayii üretimi 2007 yılında yüzde 6,6 artarken 2008 yılında yüzde 1,8 azalmıştır. 2008 yılında tekstil, giyim, deri, makine, elektronik üretimleri en fazla azalan sektörler olurken; gıda, ağaç ürünleri, mobilya, otomotiv üretimlerinde artış görülen başlıca sektörlerdir. Aylık imalat sanayi üretim endeksi, 2009 yılı ilk sekiz ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17,7 azalmıştır. Bu dönemde krizden en fazla etkilenen sektörler tekstil, petrol ürünleri, plastik, ana metal, makine, elektrikli makine, elektronik ve otomotivdir. TÜİK aylık imalat sanayi eğilim anketi verilerine göre kapasite kullanım oranında (KKO) bir azalma gözlenmektedir. Özel kesim KKO, 2008 yılında ortalama yüzde 77 olarak gerçekleşirken, 2009 yılı ilk sekiz ayında ortalama yüzde 67,8 olmuştur. Küresel krizin etkileri yoğun olarak hala hissedilmekle birlikte, birçok sektörde özellikle 2009 yılı Mart ayından itibaren KKO’ da bir önceki aya göre kısmi de olsa bir iyileşme görülmeye başlanmıştır. DPT verilerine göre, 2008 yılında imalat sanayii özel kesim sabit sermaye yatırımları yüzde 4 artmıştır. İşletmelerin yatırım eğiliminin bir göstergesi olan imalat sanayiinde verilen teşvik belgesi 2008 yılında sayıca yüzde 3,7 artarken, yatırım tutarı cari fiyatlarla yüzde 17,9 azalmıştır. 2009 yılı ilk sekiz ayında ise, teşvik belgeleri ile ilgili istatistikler daha büyük miktarlarda gerileyerek bir önceki yılın aynı dönemine göre belge sayısı itibarıyla yüzde 64,7, cari fiyatlarla yatırım tutarı itibarıyla yüzde 60,7 düşmüştür. TÜİK Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre 2008 yılında toplam istihdam yüzde 2,2, imalat sanayiinde istihdam edilenlerin sayısı yüzde 3,6 artmıştır. Küresel krizin etkisiyle imalat sanayii istihdamında 2008 yılı Ağustos ayından itibaren gözlenen azalma 2009 yılı ilk beş ayında da devam etmiştir. Mayıs-Haziran aylarında gözlenen küçük artışlara rağmen 2009 yılı ilk altı ayında imalat sanayii istihdamı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,9 gerilemiştir. TABLO 5 İMALAT SANAYİİ İLE İLGİLİ TEMEL GÖSTERGELER (YÜZDE) GSYH İçindeki Payı (Cari Fiyatlarla) Üretim Artışı (Sabit Fiyatlarla) (1) İhracat Artışı (Cari Fiyatlarla) Toplam İhracat İçindeki Payı İthalat Artışı (Cari Fiyatlarla) Toplam İthalat İçindeki Payı Sabit Sermaye Yatırımı Artışı (Sabit Fiyatlarla) Özel Sektör S.S.Y. İçindeki Payı (Cari Fiy.) İmalat Sanayii İstihdam Artışı Kurulan İşletme Sayısı (Adet) Kapanan İşletme Sayısı (Adet) Özel Kesim Kapasite Kullanım Oranı 2007 16,8 6,6 26,0 94,2 21,3 78,8 5,0 45,3 0,5 14.845 3.751 80,7 2008 16,2 -1,8 23,8 94,8 12,2 74,4 4,0 46,3 3,6 13.478 4.257 77,0 2009 (2) 15,7 (3) -17,7 -31,0 94,3 -36,7 78,3 -25,0 (4) 43,7 (4) -8,9 (3) 8.273 3.246 67,8 2008 AB (27) 20,1 (5) -1,9 4,8 (6) 90,9 (6) 8,6 (6) 88,4 (6) -0,1 72,0 (7) Kaynak: TÜİK (1): 2005=100 Serisi, (2): 8 aylık, (3): 6 aylık] (4): DPT-Yıllık Tahmin (5): Sanayi Sektörü Verisi, (6): SITC Sınıflandırmasına Göre, (7): 2009 Yılı ilk 9 aylık ortalama. Toplam ihracat 2008 yılında yüzde 23,1 oranında artarak 132 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. İmalat sanayii ihracatı 2008 yılında yüzde 23,8 oranında artmış ve toplam ihracat içindeki payı yüzde 94,8’e ulaşmıştır. Gıda, petrol ürünleri, kimya, plastik, toprağa dayalı sanayiler, ana metal, makine ve elektrikli makine 2008 yılında ihracatı yüksek oranda artan sektörlerdir. Toplam ihracat, küresel krizin yarattığı dış talep daralması nedeniyle 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminde 2008 yılının aynı dönemine göre yüzde 30 oranında azalarak 64,6 milyar ABD doları, imalat sanayi ihracatı ise yüzde 31 oranında azalışla 60,9 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde tekstil, giyim, deri, petrol ürünleri, ana metal, makine, elektrikli makine ve otomotiv ihracatı en çok azalan sektörler arasındadır. Toplam ithalat, 2008 yılında yüzde 18,8 oranında artarak 201,9 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiş; imalat sanayii ithalatı, yüzde 12,2 oranında artarak 150,2 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. 2008 yılında gıda ürünleri, tütün ürünleri, petrol ürünleri, kimya, ana metal, metal eşya ve elektrikli makine, ithalatı en fazla artan imalat sanayii sektörleridir. Toplam ithalat 2009 yılı OcakAğustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 40 oranında azalarak 87,6 milyar ABD doları, imalat sanayii ithalatı yüzde 36,7 oranında azalarak 68,6 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Petrol ürünleri, kimya, plastik, ana metal, metal eşya, makine ve otomotiv ithalatı en çok azalan sektörlerdir. Toplam ithalat içinde büyük bir paya sahip olan petrol ve doğal gaz dışı ara malı ithalatındaki gelişme önem arz etmektedir. Geçtiğimiz yıllarda bu oranın yüksek seviyede devam etmesi, üretim ve ihracatında hızlı artışlar yaşanan bazı sektörlerin beraberinde yüksek hammadde ve ara malı ithalat artışlarını getirmesinden kaynaklanmış, böylece cari açığın artmasında etkili olmuştur. Petrol ve doğal gaz dışı ara malı ithalatı, 2008 yılında 119,5 milyar ABD doları iken 2009 yılı OcakAğustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 42 oranında azalarak 50,8 milyar ABD doları olmuştur. Petrol ve doğal gaz hariç toplam ithalat içinde ara malları ithalatının payı, 2008 yılı ilk sekiz ayında yüzde 71,6 seviyesinden 2009 yılı aynı döneminde yüzde 66,7’ye inmiştir. Küresel ekonomide başlayan krizin ülkemiz üretiminde neden olduğu azalış, petrol ve doğal gaz hariç ara malı dış talebine düşüş olarak yansımıştır. İmalat sanayiinin yapısında orta teknoloji sektörlerine doğru dönüşüm devam etmektedir. Çin ve Hindistan gibi ucuz emek gücüne sahip ülkelerle tekstil, giyim, deri gibi geleneksel sektörlerde rekabet güçleşmiş ve 2002 yılından itibaren üretimde darboğazlar yaşanmıştır. Buna karşılık, özellikle son yıllarda otomotiv, makine, beyaz eşya, ana metal ve petrol ürünlerindeki yüksek ihracat artışları, orta teknoloji sektörlerinin üretim ve ihracattaki payının artmaya devam etmesinde etkili olmuştur. Ancak, AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında yüksek ve ortanın üstü teknoloji sektörlerinin payı hala düşük kalmaktadır. Sanayinin; kredi maliyetlerinin yüksekliği, kayıt dışı ekonomi ve düşük fiyatlı ithalattan kaynaklanan haksız rekabet, bürokrasinin fazlalığı, kamunun sağladığı bazı girdilerin fiyatlarının uluslararası fiyatlara göre yüksekliği, vergi oranlarındaki yükseklik gibi temel sorunları devam etmektedir. Ayrıca, teknoloji üretiminde yetersizlik, modern teknoloji kullanımının hızlı yaygınlaştırılamaması, nitelikli işgücü eksikliği, yüksek katma değerli ürünlerde sınırlı üretim kabiliyeti, tesislerin üretim ve yönetim yapılarında modernizasyon ihtiyacı, sanayinin kapasitesi ve potansiyeli konusunda yatırımcıların bilgiye erişimindeki zorluklar gibi genellikle yapısal nitelikteki sorunların çözülmesi gerekmektedir. AB ile yürütülen müzakereler çerçevesinde, “İşletmeler ve Sanayi Politikası” faslının kapanış kriteri kapsamında, sektörel değerlendirmelerin detaylı rekabet gücü analizlerine dayandırılması ve politikaların uygulanmasında sahipliğin ve etkinliğin artırılması gibi ihtiyaçları karşılayacak, Türk sanayiinin rekabet gücünün artırılmasına yönelik bir sanayi stratejisinin hazırlanması beklenmektedir. Bu amaçla, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının koordinasyonunda Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi ve Eylem Planı taslağı hazırlanmış olup taslağa son şeklinin verilmesine yönelik çalışmalara devam edilmektedir. Ayrıca sanayide sektörlerin rekabet gücünü artırmaya katkı sağlayacak sektörel stratejilerin hazırlanmasına yönelik çalışmalar da sürdürülmektedir. Diğer taraftan, sanayinin rekabet gücünü geliştirmek amacıyla orta ve uzun vadeli bir perspektifle genel ve sektörel sorunların değerlendirilmesi ve öneriler getirilmesini, politikalar oluşturulmasını; bu amaçla detaylı çalışma ve analizlerin yapılarak kamu ve özel kesimdeki paydaşların katılımıyla sürekli bir diyalog ortamının oluşturulmasını sağlamak üzere kurulmuş olan “Sanayinin Rekabet Gücünün Geliştirilmesi Daimi Özel İhtisas Komisyonu” çalışmalarına 2008 ve 2009 yıllarında devam edilmiştir. Bu kapsamda ilk aşamada lojistik, mesleki eğitim ve KOBİ’lerin finansmana erişimi konularında sanayinin sorunlarına orta ve uzun vadede çözüm getirmek üzere çalışmalar yürütülmüştür. Ülkemizde akreditasyon ve piyasa gözetim sistemlerinin etkinleştirilmesine yönelik çalışmalara devam edilmektedir. Bu kapsamda 2008 yılında Türk Akreditasyon Kurumu ve Türk Standartları Enstitüsü kanunlarında değişiklikler yapan kanun tasarıları hazırlanarak TBMM’ye gönderilmiştir. Ayrıca, ulusal çıkarlara veya uluslararası güvenliğe zarar verme ihtimali bulunan çift kullanımlı eşya ile hassas eşyanın dış ticaretini düzenleyen kanun tasarısı TBMM’ye arz edilmiştir. Diğer taraftan güncel AB mevzuatına uyumu sağlamak üzere 2009 yılında ürün güvenliği kanunu taslağı oluşturma çalışmalarına devam edilmiştir. İmalat sanayiinde ithalatta haksız rekabetin önlenmesi konusunda, 2009 yılı Ekim ayı itibarıyla; 53 ürün grubunda çeşitli ülkelerin damping uygulamalarına karşı kesin önlem, 6 ürün grubunda önlemlerin etkisiz kılınmasına karşı kesin önlem, 1 ürün grubunda sübvansiyona karşı telafi edici önlem; 6 ürün grubunda Damping Soruşturması, 6 ürün grubunda Nihai Gözden Geçirme Soruşturması ve 1 ürün grubunda Önlemlerin Etkisiz Kılınması Soruşturması halen devam etmektedir. Çin başta olmak üzere genellikle Uzakdoğu ülkelerinden kaynaklanan ithalatta fiyata dayalı haksız rekabetin önlenmesi için alınan önlemler, tekstil, kimya, orman ürünleri, lastik ve metal eşya sektörlerinde yoğunlaşmaktadır. İmalat sanayiinin ithalatta meydana gelen artış nedeniyle yaşamış olduğu sorunların giderilmesi amacıyla İthalatta Korunma Önlemleri Mevzuatı çerçevesinde, 2009 Ekim ayı itibarıyla, tüm ülkelere yönelik olarak, gözlük çerçeveleri ile bazı çanta, iplik ve elektrikli aletlerde ek mali yükümlülük şeklinde korunma önlemi uygulanmaktadır. Ayrıca tüm ülkelere yönelik olarak bazı elektrikli aletler, ayakkabı, tuz ve motosikletlerin ithalatında uygulanmakta olan ve süresi biten korunma önlemlerinin uzatılabilmesi için gözden geçirme soruşturmaları açılmış ve ilgili ürünlerin ithalatında geçici önlem olarak ek mali yükümlülük uygulanmaya başlanmıştır. Diğer yandan ithalatın yakından takip edilmesi amacıyla, İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Mevzuat çerçevesinde 99 ürün/ürün grubu ithalatında tüm ülkelere gözetim uygulanmaktadır. İşletmelerin rekabet gücünün artırılmasında başarılı bir yöntem olarak kümelenme yaklaşımı son yıllarda oldukça yaygınlaşmıştır. Türkiye’de başta Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) olmak üzere kümelenme potansiyeli taşıyan oluşumlar bulunmakla beraber, bunların geliştirilerek rekabetçi kümelere dönüştürülmesi ve yeni rekabetçi kümeler oluşturulması gerekmektedir. Bu amaçla, ulusal bir kümelenme stratejisi geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Planlı sanayileşmenin ve düzenli kentleşmenin sağlanması, sanayinin çevresel etkilerinin azaltılması ve KOBİ’lere daha iyi üretim koşulları sağlanarak rekabet güçlerinin artırılması amaçlarıyla OSB ve Küçük Sanayi Sitelerinin (KSS) yapımına devam edilmektedir. 2008 yılı sonu itibarıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığı kredi desteğiyle tamamlanmış olan 120 adet OSB ve 429 adet KSS bulunmaktadır. Bugüne kadar tamamlanan OSB’lerin doluluk oranları incelendiğinde, OSB parsellerinin yüzde 95’inin tahsis edilmesine rağmen, bu parsellerin sadece yüzde 67’sinde üretime geçildiği görülmektedir. İl bazında bakıldığında ise gelişmiş iller dışındaki illerde OSB doluluk oranlarının düşük olduğu görülmektedir. TABLO 6 OSB VE KSS PROJE VE KREDİ BİLGİLERİ Organize Sanayi Bölgeleri Kullandırılan Kredi Biten OSB Sayısı Miktarı (2) 2003 62 7 2004 64 5 2005 107 10 2006 84 7 2007 79 15 2008 121 15 2009 (1) 115 15 Kaynak: Sanayi ve Ticaret Bakanlığı (1): Gerçekleşme tahmini (2): 2009 Yılı Fiyatlarıyla Milyon TL Küçük Sanayi Siteleri Kullandırılan Kredi Biten KSS Sayısı Biten İşyeri Sayısı Miktarı (2) 41 14 1.516 40 14 2.353 58 9 679 49 11 680 43 13 1.847 41 13 1.217 46 7 704 KOBİ’lerin markalaşma, kalite, çevre standartları konularında farkındalıklarının ve uygulama kapasitelerinin düşüklüğü, teknoloji kullanımlarının yetersizliği, düşük kalite ve verimde üretim yapmaları, düşük katma değer yaratmaları, Ar-Ge ve yenilikçilik çalışmalarının ve yatırımlarının yetersiz olması uluslararası pazarlardaki rekabet edebilirliklerinin önündeki başlıca engellerdir. Üniversiteler ve büyük ölçekli firmaların bilgi kapasitesinden yararlanmak amacıyla, KOBİ’lerin, üniversiteler ve büyük ölçekli işletmeler ile işbirliğinin geliştirilmesine ve ana yan sanayii ilişkilerinin artırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle tekstil, hazır giyim, deri gibi geleneksel sektörler başta olmak üzere tüm alanlarda yüksek katma değerli ürünlerin geliştirilmesini sağlamak üzere markalaşmanın desteklenmesi faaliyetlerine ve Turquality sisteminin uygulanmasına devam edilmektedir. Ayrıca, tasarım stratejilerinin ve politikalarının belirlenmesine, katma değeri yüksek tasarımlar yaratılmasına, uluslararası alanda Türk tasarımlarının tercih edilir konuma getirilmesine yönelik çalışmalar yapmak üzere, 2009/15355 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, Türk Tasarım Danışma Konseyi kurulmuş ve çalışmalarına başlamıştır. TABLO 7 SANAYİ TÜKETİMİ İÇİN ELEKTRİK VE DOĞAL GAZ FİYATLARI Elektrik (¢/Kwh) Doğal Gaz ($/107 Kcal) Türkiye OECD Ortalaması Türkiye OECD Ortalaması 2004 10,0 7,3 230,3 253,7 2005 10,6 7,8 304,5 320,2 2006 10,0 8,6 352,7 335,4 2007 10,9 9,4 440,8 338,5 2008 13,9 572,9 432,1 2009 (1) 12,7 551,5 - Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) (1): İlk üç ay Enerji girdilerinde uluslararası enerji piyasalarındaki yüksek talep artışlarına paralel olarak 2008 yılında yurtiçi elektrik ve doğal gaz fiyatlarında büyük artışlar meydana gelmiştir. Ancak, 2008 yılının ikinci yarısından itibaren krizin etkisiyle enerji fiyatları azalma eğilimine girmiştir. Bu durumun paralelinde iç piyasadaki elektrik ve doğal gaz fiyatlarında 2009 yılının ilk yarısında indirim yapılmıştır. Ancak, Türkiye’de sanayide kullanılan enerji girdi fiyatlarının OECD ortalamalarına göre halen yüksek olması sanayinin rekabet gücünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. TABLO 8 SANAYİDE KULLANILAN ELEKTRİK VE DOĞAL GAZDAKİ FİYAT ARTIŞLARI Elektrik (1) Doğal Gaz ÜFE 2004 0,0 23,5 15,4 2005 0,0 16,3 2,7 2006 0,0 28,2 11,6 ( Yılsonu fiyatlarındaki yüzde değişim) 2007 2008 2009 (2) -2,9 51,7 -0,5 0,0 84,7 -39,3 5,9 8,1 3,6 Kaynak: TEDAŞ, BOTAŞ, TÜİK (1): Tek terimli alçak gerilim sanayi tarifesi dikkate alınmıştır. (2): 9 aylık. İmalat sanayiindeki kamu tesislerinin özelleştirilmesi süreci büyük ölçüde tamamlanmış olup, özelleştirme programı kapsamındaki Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin çalışmalar devam etmektedir. İmalat sanayiinde alt sektörler itibarıyla önemli gelişmeler ve sorunlar dikkati çekmektedir. Sigara sanayiinde 2008 yılında 135 milyar adet sigara üretilmiş, üretimin yüzde 9,3’ü kamu tarafından gerçekleştirilmiştir. TEKEL Sigara Sanayii İşletmeleri’nin 2008 yılında özelleştirilmesi sonucunda, 2009 yılında sigara üretimi tamamıyla özel sektörce gerçekleştirilmiştir. 2009 yılı ilk altı aylık dönemde üretim 66,3 milyar adet olup 2008 yılının aynı dönemi ile karşılaştırıldığında önemli bir fark gözlenmemiştir. Sigara ve alkollü içki üretiminde kayıtdışılığın olumsuz etkileri devam etmekle beraber içki sanayiinde 2008 yılında özellikle şarap, likör ve votka üretiminde belirgin artışlar gözlenmiştir. Söz konusu artışta 2008 yılında alkollü içkilerde ve sigaralarda uygulanan bandrollü izleme sisteminin etkili olduğu düşünülmektedir. 2008 yılında şarap üretimi yüzde 59,2, likör üretimi yüzde 144,4 ve votka üretimi yüzde 54,2 oranlarında artmıştır. Aynı dönemde rakı üretimindeki artış yüzde 4,1; bira üretiminde ise yüzde 10,2 olarak gerçekleşerek rakı üretimi 47,3 milyon litreye, bira üretimi ise 998,1 milyon litreye ulaşmıştır. 2009 yılının ilk dokuz ayında ise küresel ekonomik krizin iç piyasaya yansıyan olumsuz etkileri ile beraber 2008 yılının aynı dönemine göre bira ve rakı üretimleri sırası ile yüzde 4,2 ve yüzde 4,5 oranlarında azalırken likör, votka ve şarap üretimlerinde 2008 yılında kaydedilen yüksek üretim artış hızları da gerilemiştir. Tekstil ve hazır giyim sektöründe en önemli pazarımız olan AB ülkelerinin Çin’e uyguladığı kotalar 2008 yılı başında kaldırılmıştır. Buna 2008 yılı son çeyreğinden itibaren küresel ekonomik krizin de olumsuz etkilerinin eklenmesiyle tekstil ve hazır giyim sektörünün üretimi ve ihracatı önemli oranda azalmıştır. Ancak, kriz etkilerinin azalmaya başlamasıyla 2009 yılı Nisan ayından itibaren bir önceki aya göre sektör üretiminde artış gözlenmeye başlanmıştır. Buna rağmen üretim seviyesi bir önceki yılın altında seyretmektedir. Benzer şekilde sektör ihracatı 2009 yılında bir önceki yıla göre azalmakla birlikte son aylarda ihracattaki düşüş hızı nispi olarak gerilemektedir. Ancak, 2009 yılı Ağustos ayında sektör üretim ve ihracatında toparlanmanın sürdürülemediği görülmektedir. 2009 yılı ilk sekiz ayında hazır giyim ithalatındaki azalma hızı imalat sanayiindeki azalma hızına göre daha düşük olmuştur. Bu durum ithalat karşısında sektörün rekabette zorlanmasının bir göstergesidir. TABLO 9 İMALAT SANAYİİNDE ÖNEMLİ SEKTÖRLER İTİBARIYLA DEĞİŞMELER (Yüzde) Sektörler İmalat Sanayii Toplamı Gıda ve İçecek Tekstil Giyim Deri Kok ve Petrol Ürünleri Kimya Plastik ve Kauçuk Toprağa Dayalı Sanayiler Ana Metal Makine Elektrikli Makineler Elektronik Otomotiv Üretim (1) 2008 2009 (3) -1,8 -17,7 4,1 -3,2 -10,7 -16,6 -12,0 -13,0 -5,3 -11,3 -2,4 -28,3 -0,3 -5,0 -3,3 -16,3 -1,8 -17,6 -2,0 -22,0 -4,8 -17,0 0,5 -22,2 -26,1 -22,7 5,9 -43,8 İhracat (2) 2008 2009 (3) 23,8 -30,9 25,4 -9,0 4,8 -24,2 -2,4 -23,5 8,6 -26,1 48,8 -59,3 23,1 -23,2 20,9 -22,8 27,2 -18,9 82,8 -32,9 21,6 -24,6 21,2 -25,7 -17,7 -23,0 13,8 -47,7 İthalat (2) 2008 2009 (3) 12,2 -36,7 41,4 -24,0 -4,2 -28,4 40,1 -9,7 9,7 -36,2 45,7 -34,7 14,3 -31,6 10,8 -35,0 0,5 -39,1 14,8 -59,4 -0,5 -33,6 16,3 -22,8 -8,6 -24,3 2,8 -45,3 Kaynak: TÜİK (1): Aylık Sanayi Üretim Endeksi (2005=100) (2): Cari fiyatlarla (ABD Doları) (3): İlk 8 Ay Deri ve deri ürünleri sektöründe, 2009 yılı ilk sekiz ayında üretim, ithalat ve ihracat azalmıştır. Sektör üretiminde 2009 yılı Nisan-Temmuz döneminde bir iyileşme gözlenmiştir. Bu durumda sektör ihracatının düşüş hızındaki azalma etkili olmuştur. Ancak Ağustos ayında üretimin ve ihracatın büyük oranda yeniden gerilediği görülmüştür. Sektör ithalatının yaklaşık yarısı Çin’den yapılmakta olup ithalatta Çin’in payındaki artış devam etmektedir. Tekstil, hazır-giyim ve deri sektörlerinde maliyet avantajına dayalı rekabet güçleşmektedir. Ucuz işgücü avantajına sahip Çin ve diğer Uzak Doğu ülkeleriyle rekabet edebilmek, ancak yüksek katma değerli, kaliteli, modaya uygun, markalı ve zamanında üretimle mümkün olacaktır. Son yıllarda firmaların bir kısmında bu yönde çabalar gözlenmekte ise de yapısal dönüşüm, sektörlerin genelinde henüz gerçekleşememiştir. Çin ve Hindistan gibi ülkeler ucuz işgücü ve hammadde, çevre ve sosyal standartları gözetmeyen üretim gibi hususlar yanında daha rekabetçi bir yapıya kavuşmak için sektörde markalaşma ve kalite gibi alanlara da önem vermeye çalışmaktadırlar. Bu gelişmeler çerçevesinde sektörde yaşanan yoğun rekabetin önümüzdeki yıllarda artarak sürmesi beklenmektedir. Bu sektörlerde rekabet gücünün korunarak geliştirilmesine katkıda bulunmak üzere yeni uygulamaya konulan teşvik sistemi kapsamında gelişmiş bölgelerden, az gelişmiş bölgelere taşınma teşvikine de yer verilmiştir. Bu kapsamda, nakliye giderlerinin ve SSK primi işveren hissesinin karşılanması, kurumlar vergisi indirimi ve arsa tahsisi imkanları getirilmiştir. Petrol ürünleri 2008 yılı üretimi bir önceki yıla göre yüzde 5,1 azalarak 22,8 milyon tona, kapasite kullanım oranı yüzde 5,4 azalarak yüzde 86,1’e gerilemiştir. Üretimde görülen azalmada, 2008 yılı ilk yarısında ham petrol fiyatlarında meydana gelen artışların ve 2008 yılının son çeyreğinde hissedilen küresel krizin petrol ürünleri talebini azaltması etkili olmuştur. 2008 yılı petrol ürünleri dış ticareti, petrol ürünleri fiyatlarının yılın ilk yarısında çok yüksek düzeyde artması nedeniyle değer bazında önemli ölçüde artmış ve yüksek seviyelere ulaşmıştır. 2008 yılında petrol ürünleri ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 48,9 artışla 7,3 milyar ABD doları, ithalat ise yüzde 46,1 artışla 13,7 milyar ABD doları olarak gerçeklemiştir. 2009 yılının ilk yarısında iç ve dış talepteki azalma iyice belirgin hale gelerek üretim miktarında büyük düşüşe neden olmuştur. Bu dönemde üretim bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 34 azalarak 7,5 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılının ilk 8 ayında ise ihracat yüzde 59,3 azalarak 2,1 milyar ABD dolarına, ithalat yüzde 34,8 azalarak 6,4 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Ülkemiz rafinerilerinde iç talep fazlası olarak üretilen benzin, uçak yakıtları ve fuel-oiller ihraç edilirken, yerli üretimin yetersiz olduğu motorin ve LPG ithal edilmektedir. Petrol piyasasına arz edilen mal ve hizmetlerin güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumunun sağlanmasında şeffaflık, eşitlik ve istikrarın teminine yönelik olarak, piyasa faaliyetlerine ilişkin bazı mal ve hizmet fiyatlarının oluşturulması, uygulanması ile bunların ilgililere ve kamuoyuna açıklanmasına ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi amacıyla “Petrol Piyasası Fiyatlandırma Sistemi Yönetmeliği” 14 Ekim 2008 tarih ve 27024 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Kimya sanayiinde üretim 2007 yılında yüzde 8,7 artmasına karşın, 2008 yılında yüzde 0,3 oranında daralmıştır. 2008 yılında ihracat yüzde 23,1 artarak 5 milyar ABD dolarına, ithalat ise yüzde 14,3 artarak 27 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Sektör ithalatı 2008 yılında yüzde 18’lik payla imalat sanayii içinde birinci sıradadır. Kimya sanayi hammadde açısından dışa bağımlı olup ithalatın dağılımında ara mallar niteliğindeki sentetik ve kauçuk plastik hammaddeleri ve temel kimyasallar ilk sıralarda yer almaktadır. Üretimin talebi karşılayamaması ve yeni yatırımların daha çok tevsii niteliğinde ve küçük olması nedeniyle sektör giderek ithalata bağımlı hale gelmektedir. İhtisas organize sanayi bölgelerinin yatırıma açılması ve sektörel kümelenme modelinin desteklenmesi durumunda sektörün çevre sorununun çözülmesi yanında, rekabetçi şartlarda yatırım yeri de sağlanmış olacaktır. AB’nin, 2007 yılında uygulamaya koyduğu REACH Direktifi doğrultusunda 2008 yılında ön kayıt başvuruları bitmiş olup, 2010 yılı Kasım ayı sonu ise ilk grup maddelerin kayıt işlemleri için son tarihtir. REACH Direktifinin önümüzdeki yıllarda başta kimya sanayii olmak üzere kimyasal ürün kullanan tüm imalat sanayii sektörlerini etkileyeceği düşünülmektedir. REACH’in olumsuz etkilerinin en aza indirilmesine ve AB üyeliği sürecinde mevzuat uyumunun gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalar çeşitli kurumlar tarafından yürütülmektedir. Dünya ilaç pazarı 2008 yılında yüzde 8,1 oranında büyüyerek 773 Milyar ABD doları olmuştur. Ülkemiz, yüzde 1’lik pay ile dünyanın on üçüncü büyük pazarıdır. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası verilerine göre 2008 yılında, Türkiye reçeteli ilaç pazarı değer olarak yüzde 9 artışla 9,3 milyar ABD doları, kutu olarak yüzde 5 artışla 1,4 milyar kutuya ulaşmıştır. TÜİK verilerine göre 2008 yılında ithalat 5 milyar ABD doları, ihracat ise 497,3 milyon ABD doları olmuştur. Küresel kriz 2009 yılında Türk ilaç sektörünü de olumsuz etkilemiştir. Son beş yılda yıllık yüzde 15 civarında büyüme gösteren sektörde üretim TÜİK verilerine göre 2009 yılının ilk sekiz ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1 artmış, ithalat yüzde 14,6, ihracat ise yüzde 3 azalmıştır. İlaca erişimi kolaylaştıran uygulamaların kamuya getirdiği maliyetin azaltılmasına yönelik tasarruf tedbirleri çerçevesinde, ilaç fiyatlandırma sistemine yeni düzenlemeler getirilmiştir. Diğer taraftan yeni yatırım yapan veya kapasite fazlalığı bulunan firmalar üretim miktarlarını artırmak için fason üretim imkanlarını artırma veya uluslararası GMP (İyi Üretim Uygulamaları) belgelendirmesi ile ihracat imkanlarını arttırma yoluna gitmektedir. Bu nedenle tesisler ve ürünlerin AB, ABD ve diğer ülkelerin sağlık kuruluşlarından alınan onay sayılarında artış yaşanmaktadır. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun oluşturulması ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. Taş ve toprağa dayalı sanayii ürünlerinde talebin başlıca belirleyicisi olan inşaat sektörü 2008 yılında yüzde 8,2, 2009 yılının ilk yarısında krizin de etkisiyle yüzde 19,9 küçülmüştür. İç piyasa talebinin gerilemesi nedeniyle taş ve toprağa dayalı sanayii 2008 yılında dış piyasalara yönelmiş, bunun sonucunda 2007 yılında 3,4 milyar ABD doları olan sektör ihracatı, 2008 yılında yüzde 27,2 artışla 4,3 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Ancak, krizin dış piyasaları etkilemesi nedeniyle 2009 yılının ilk 8 ayında ihracat miktarlarında da gerileme meydana gelmiştir. Sektör ihracatı 2009 yılının aynı döneminde yüzde 18,9 azalmayla 2,5 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Bu sanayi grubu kapsamındaki çimento sektöründe üretim 2008 yılında yüzde 4,4 artışla 51,4 milyon tona yükselerek en yüksek seviyesine ulaşmıştır. 2008 yılında başta Rusya olmak üzere Suriye ve Irak’a yapılan ihracatta önemli artışlar görülmüş, bu yıldaki klinker dahil çimento ihracatının yüzde 53,2 artarak 12,5 milyon tona yükselmesi üretim artışı sağlanmasında etkili olmuştur. 2009 yılının ilk 7 ayında ise üretim yüzde 2,4 azalmıştır. Demir-çelik sanayii, krizden en çok etkilenen sektörlerin başında gelmektedir. Küresel ekonomik krizin sonucunda, hem küresel hem de yurt içi demir çelik talebinde büyük bir daralma yaşanmış; ürün ve girdi fiyatları büyük oranda düşmüştür. Dünya ham çelik üretimi 2009 yılının ilk 8 ayında yüzde 18,1 oranında daralarak 759,5 milyon ton olmuştur. Bu dönemde, gelişmiş ülkelerin birçoğunda yüzde 50’ler seviyesinde üretim daralması gözlenirken, yurt içi talebi güçlü seyreden Çin ve Hindistan gibi ülkelerin ham çelik üretimi az da olsa artmıştır. Türkiye’nin ham çelik üretimi ise aynı dönemde birçok rakip ülkeden daha düşük bir oranda, yüzde 14,9 oranında daralarak 16,4 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Türkiye, bu üretim rakamı ile dünyanın dokuzuncu en büyük üreticisi konumuna yükselmiştir. Türkiye’nin nihai mamul tüketimi 2008 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 10 oranında düşerek, 21,4 milyon ton olmuştur. 2008 yılında, inşaat sektöründeki durgunluğa bağlı olarak uzun ürün tüketiminde görülen yüzde 16 oranındaki azalma dikkat çekicidir. 2008 yılında yurt içi talepteki daralma ihracattaki artışla dengelenmiş ve Türkiye’nin nihai mamul üretimi az da olsa artarak 26,7 milyon ton seviyesinde gerçekleşmiştir. 2009 yılında da yurt içi tüketimdeki daralma devam etmiş ve toplam nihai mamul tüketimi yılın ilk 7 ayında yüzde 35,5 oranında azalmıştır. Diğer taraftan, demir-çelik ürünleri ihracatı, 2008 yılında miktar olarak yüzde 21,8, değer olarak ise yüzde 81,5 oranında artış göstermiş ve sırasıyla 16,8 milyon ton ve 14,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Ancak, sektör ihracatı, 2009 yılının ilk 7 ayında miktar ve değer olarak sırasıyla yüzde 7,3 ve yüzde 49,8 oranında azalmıştır. Makine imalat sanayiinde 2008 yılında üretim yüzde 4,8, ithalat yüzde 0,5 azalmış, ihracat yüzde 21,6 oranında artmıştır. Toplam üretimdeki düşüşe rağmen, özel amaçlı makineler, ulaşım araçları için olanlar hariç içten yanmalı motorlar, sanayi tipi soğutma ve havalandırma donanımları ve sanayi fırınları üretiminde artışlar görülmüştür. 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminde üretim yüzde 16,3, ihracat yüzde 24,8 ve ithalat yüzde 33,3 azalmıştır. Beyaz eşya sanayiinde 2008 yılında ihracat 3,3 milyar ABD dolarına ulaşırken, ithalat 1,1 milyar ABD doları olmuştur. 2009 Ocak-Ağustos döneminde ihracat yüzde 17,4 azalarak 1,8 milyar ABD dolarına, ithalat yüzde 33,5 düşerek 486,3 milyon ABD dolarına inmiştir. Beyaz eşya sanayi üretimi büyük oranda ihracata yönelmiş olup, buzdolabı, çamaşır makinesi ve fırın üretiminin yüzde 70’ten, bulaşık makinesinin yüzde 50’den fazlası ihraç edilmektedir. 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminde miktar bazında üretim yüzde 3,4, yurt içi satışlar yüzde 6,8 azalırken ihracat yüzde 1,6, ithalat yüzde 14,3 artmıştır. Elektronik sanayiinde 2008 yılında üretim yüzde 26, ihracat yüzde 17,7 azalmıştır. Elektronik sanayii üretim ve dış ticareti 2009 yılı ilk sekiz ayında kriz nedeniyle azalma eğilimini sürdürmüştür. Krize karşı alınan önlemler kapsamında 2009 yılı Mart-Haziran döneminde televizyon cihazlarında yüzde 6,7 olan ÖTV geçici olarak kaldırılmıştır. Mart-Eylül döneminde bilgisayarlarda KDV oranı yüzde 18 yerine yüzde 8 olarak uygulanmıştır. Alınan bu tedbirlerin ve özellikle Batı Avrupa pazarındaki olumlu gelişmelerin de sonucu olarak elektronik sanayii üretiminde bir önceki aylara göre nispi bir düzelme gözlenmektedir. İhracatta 2009 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında bir önceki yılın aynı ayına göre artış sağlanmıştır. Elektronik sanayiinde en önemli üretim kalemi olan televizyon üretim ve ihracatı 2005 yılından itibaren düşmektedir. TESİD verilerine göre 2004 yılında 20,5 milyon adet televizyon üretimi, 17,9 milyon adet televizyon ihracatı gerçekleştirilirken 2008 yılında üretim 9,3 milyon adede, ihracat 7,5 milyon adede düşmüştür. ECİD verilerine göre 2009 yılı ilk 9 ayında miktar bazında televizyon üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,9 azalmış, ihracatı yüzde 1,6 artmıştır. İhracat içinde tüplü televizyonun payı azalmaya devam etmektedir. Otomotiv sanayiinde, yerli ve yabancı ortaklar arasında gerçekleştirilen işbirliği ve uluslararası firmaların Türkiye’de üretim kararlarıyla geçmiş yıllarda ihracatta önemli gelişmeler sağlanmıştır. Otomotiv sanayii ihracatı, 2000-2008 döneminde yıllık ortalama yüzde 31,8 artarak 2008 yılında 19,3 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Böylece, ülkemizin otomotiv sanayiinde bir üretim merkezi olması yolunda önemli bir mesafe kaydedilmiştir. 2008 yılında ihracatın da etkisiyle 1.147.110 adet araç üretilmiştir. Ancak, bu olumlu gelişmelerin son dönemde sürdürülemediği, iç ve dış talepteki daralma nedeniyle sektörün krizden önemli boyutta etkilendiği görülmektedir. Uygulanan ÖTV indirimlerinin özellikle otomobilde iç pazarın canlanmasına olumlu katkısı olmasına rağmen, 2009 yılı ilk 8 ayında adet olarak otomotiv ana sanayii üretimi yüzde 39,2, ihracatı yüzde 45,7, ithalatı yüzde 9,2 düşmüş ve yurtiçi pazarı yüzde 6 daralmıştır. Yurtiçi pazarda ithalatın payı yüzde 55,7, ihracatın üretimdeki payı yüzde 70,9 olmuştur. Sektörde ölçek ekonomisinde üretim yapılabilmesi, ihracata dayalı büyümenin ve sürdürülebilir rekabet gücünün sağlanabilmesi amacıyla ana-yan sanayi bütünleşmesi de dahil firma işbirliklerinin devam ettirilmesi önem arz etmektedir. Savunma sanayii üretimi yıllık ortalama yüzde 13,1 artışla 2002 yılında 1,1 milyar ABD dolarından 2008 yılında 2,3 milyar ABD dolarına yükselmiştir. Aynı dönemde özkaynaktan Ar-Ge harcamaları yıllık ortalama yüzde 29,2 artışla 49 milyon ABD dolarından 2008 yılında 228 milyon ABD dolarına ulaşmıştır. Bu dönemde ihracat yıllık ortalama yüzde 15,1 artışla 248 milyon ABD dolarından 2008 yılında 576 milyon ABD dolarına yükselmiştir. 2002-2008 döneminde yurtiçi üretimi ve tasarım yeteneğini geliştirmek amacıyla yürütülen başlıca faaliyetler; tank, helikopter, savaş gemisi ve görüntüleme amaçlı uydu tasarımı ve üretimi projeleri olmuştur. Savunma sanayi sektörünün en önemli etkinlik göstergesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranı 2003 yılında yüzde 25 iken 2008 yılında yüzde 44,2’ye yükselmiştir. Gelişmiş ülkelerde savunma ihtiyaçlarının yüzde 85-95’i yerli kaynaklardan sağlanmaktadır. Ülkemizde ise savunma alımlarında büyük oranda dışa bağımlılık devam etmektedir. Savunma sanayii firmaları ile diğer sanayi firmaları arasında kurulan işbirlikleri de yeterli seviyede değildir. Mevcut tedarik sisteminin daha fazla ürün geliştirmeye yönelmesi gerekmektedir. Yerli firmaların savunma ihtiyaçlarını karşılayamamasının önemli nedenlerinden biri de Ar-Ge kaynaklarının kısıtlı olması ve yeterince ürün geliştirmeye odaklanmamış olmaları, bunun sonucunda yerli firmaların teknoloji üretme yeteneklerinin ve kapasitelerinin sınırlanmasıdır. Madencilik Madencilik sektörü üzerindeki etkisi 2008 yılının son çeyreğinden itibaren hissedilen küresel kriz, özellikle ham petrol, doğal gaz ve metalik maden fiyatlarında keskin düşüşlere, mevcut sahalarda üretim azalmalarına ve duraklamalarına, şirketlerin yatırımlarını kısmalarına ve işçi çıkarmalarına neden olmuştur. Ülkemiz madenciliğine de etki eden bu gelişmeler neticesinde, 2008 yılı Kasım ayından itibaren üretim ve ihracat, azalma eğilimine girmiştir. Ancak, son yıllardaki talep ve fiyat artışlarının 2008 yılının başında etkisini sürdürmesi, yıllık bazda üretim ve ihracatta artış görülmesini sağlamıştır. 2009 yılında ise 2008 yılının son döneminde başlayan azalma eğilimi devam etmiş, 2009 yılı 8 aylık verilere göre ihracatta yüzde 5,5, ithalatta yüzde 46,7, üretimde yüzde 6,4’lük düşüş görülmüştür. 2008 yılındaki yüzde 29,7 ihracat artışı ağırlıklı olarak krom, mermer, bakır, bor tuzları ve feldspat kalemlerinden kaynaklanmaktadır. Bu artış özellikle maden fiyatlarındaki yükselişe bağlı olarak gerçekleşmiştir. İthalat kalemleri içinde taşkömürü, ham petrol ve doğal gaz ağırlığını korumuştur. TABLO 10 MADENCİLİK İLE İLGİLİ TEMEL GÖSTERGELER GSYH İçindeki Payı (Yüzde) Üretim Artışı (Yüzde) (2005=100) İhracat (Milyon $) (Cari Fiyatlarla) İhracat Artışı (Yüzde) Toplam İhracat İçindeki Payı (Yüzde) İthalat (Milyon $) (Cari Fiyatlarla) (*) İthalat Artışı (*) (Yüzde) Toplam İthalat İçindeki Payı (*) (Yüzde) Ham Petrol- Doğal Gaz İth. (Milyon $) (Cari Fiy.) Sabit Sermaye Yatırımları İçindeki Payı (Yüzde) Kamu Yatırımları (Milyon TL) Özel Sektör Yatırımları (Milyon TL) Kurulan İşletme Sayısı Kapanan İşletme Sayısı Ruhsat Müracat Sayısı Arama Verilen Ruhsat Sayısı İşletme Toplam 2007 1,2 8,3 1.661 45 1,5 3.530 25 2 21.784 2,87 651 2.470 1.198 85 17.669 11.720 1.565 13.285 2008 1,4 7,5 2.155 29,7 1,6 4.541 29 2 31.109 1,76 (3) 928 (3) 2. 842 (3) 953 105 17.297 11.075 1.967 13.042 2009 1,2 (1) -6,4 (2) 932 (2) -38,2 (2) 1,4 (2) 2.769 (2) -5,5 (2) 3,2 (2) 10. 518 (2) 1,74 (4) 979 (4) 3.225 (4) 554 (2) 120 (2) 5.966 (5) 3.816 (5) 1.107 (5) 4.923 (5) Kaynak: TÜİK [ (1): 6 Aylık, (2): 8 Aylık], DPT [ (3): Tahmin, (4): Program ], MİGEM [ (5): 7 Aylık] (*): Ham Petrol Ve Doğalgaz Hariç Dünya birincil enerji talebinin yaklaşık yüzde 25’ini karşılayan kömür, bugünkü verilerle dünya üzerinde en fazla rezerve sahip olunan fosil yakıttır. Dünya kömür üretimi 2008 yılında yüzde 6,2 artmıştır. Bu artıştaki en büyük pay taşkömürüne aittir. 2008 yılında taşkömürü üretimi yüzde 7,4 artarken linyit üretimindeki artış sadece yüzde 0,4 olmuştur. Önümüzdeki dönemde, özellikle Çin ve Hindistan’ın kömür talebindeki artış nedeniyle, dünya kömür üretiminin, artış oranı düşse de, yükselmeye devam etmesi beklenmektedir. Bilindiği gibi, Türk madencilik sektörü açısından da kömür, özellikle linyit önemli bir üretim kalemidir. Kamu ağırlıklı olarak devam eden linyit üretimi 2008 yılında bir önceki yıla göre yüzde 16 artmış ve 86,1 milyon tona ulaşmıştır. Taşkömürü üretimi ise yüzde 3,5 yükselerek 3,3 milyon ton olmuştur. İlk 6 aylık veriler dikkate alındığında, 2009 yılında linyit üretiminin azalması, taşkömürü üretiminin bir önceki yıl seviyelerinde devam etmesi beklenmektedir. Kriz sonucu talepteki azalmanın etkisiyle, Türkiye’nin ham petrol ithalatı 2008 yılında yüzde 6,9 azalarak 21,8 milyon tona gerilemiştir. Buna karşın, ithalat tutarı 11,8 milyar ABD dolarından 15,6 milyar ABD dolarına yükselmiştir. Ancak, 2009 yılının ilk 8 aylık döneminde ithalat miktarının yüzde 37,9, değerinin ise yüzde 67,6 oranında azaldığı dikkati çekmektedir. Fiyatlardaki dalgalanma ve tüketimdeki azalmaya karşın, 2008 yılında Türkiye’nin ham petrol üretimi bir önceki yıla göre yüzde 1,2 artışla 2,2 milyon tona yükselerek yerli üretimin talebi karşılama oranı yüzde 9’a çıkmıştır. Doğal gazda ise krizin talebe olan etkisinin petrole paralel ancak petrole göre daha sınırlı gerçekleştiği görülmektedir. Türkiye’nin 2008 yılı doğal gaz ithalatı 37,3 milyar m3, üretimi 1 milyar m3, tüketimi ise 36,8 milyar m3 olmuştur. Bu çerçevede, 2007 yılına göre tüketimde yüzde 3,7, üretimde yüzde 13,5, ithalatta ise yüzde 2,3 artış gerçekleşmiş, yerli üretimin talebi karşılama oranı ise 2007 yılında yüzde 2,4 iken 2008 yılında yüzde 2,8’e yükselmiştir. Krizin etkilerinin daha net görülmeye başlandığı 2009 yılında, ilk 8 aylık gerçekleşmelere göre doğal gaz ithalatı miktar olarak yüzde 14, tutar olarak ise yüzde 36,5 oranında azalmıştır. Petrol ve doğal gazda halen son derece yetersiz olan yerli üretimin ülke talebini karşılama oranını yükseltmek amacıyla, TPAO’nun arama ve üretim yatırımlarında görülen son yıllardaki artış, 2008 ve 2009 yıllarında da sürdürülmüştür. 2008 yılında kurumca 11.536 km’si karada, 1.082 km’si denizde olmak üzere toplam 12.618 km iki boyutlu sismik, 417 km2 üç boyutlu sismik, toplam 63 adet kuyuda 119 bin m sondaj yapılmıştır. 10,3 milyon varil ham petrol ve 496 bin m3 doğal gaz üretilerek bir önceki yılın yurt içi üretim seviyeleri korunmuştur. Üretim seviyelerinin korunabilmesinde yeni keşiflerin yanında Kanun gereği devredilmesi gereken Beykan-Kurkan üretim sahalarının TPAO’ya geçmesi önemli rol oynamıştır. Bunun yanında, 2007 yılında elde edilen yurt içi ve yurt dışı toplam 30,6 milyon varil petrol eşdeğeri (p.e.) zirve hidrokarbon üretiminin ardından, 2008 yılında söz konusu rakam 25,3 milyon varil p.e.’ye düşmüştür. Yurt içi üretim korunmasına rağmen toplam üretimdeki söz konusu düşüş, TPAO’nun Azerbaycan’da ortağı olduğu projelerde deneme üretiminden normal üretim fazına geçilmesinin ardından kurum payının azalmasından kaynaklanmıştır. Doğal gazda arz güvenliğini sağlamak ve talepteki mevsimsel değişiklikleri karşılamak amacıyla 2007 yılının Nisan ayında devreye alınan Trakya’daki Silivri doğal gaz depolama tesislerinin depolama, enjeksiyon ve geri üretim kapasitelerinin artırılması amacıyla Kuzey Marmara ve Değirmenköy Sahaları Yeraltı Doğal Gaz Depolama Tesisleri Kapasite Artırımı Projesi devam etmektedir. Bu proje ile, mevcut depolama kapasitesinin 1,7 milyar m3’ten 3 milyar m3’e, enjeksiyon kapasitesinin 10 milyon m3/günden 25 milyon m3/güne ve geri üretim kapasitesinin 14 milyon m3/günden 50 milyon m3/güne çıkarılması hedeflenmektedir. Gelişen teknolojiler çerçevesinde daha detaylı aramalar yapılması, tükenen yurt içi rezervlerin ikame edilmesi, enerji ihtiyacının mümkün olduğunca yerli kaynaklardan karşılanması ve ülkemiz maden rezervlerinin ortaya çıkarılarak ekonomiye kazandırılması amaçlarıyla, son dönemde MTA tarafından maden ve jeotermal kaynak arama yatırımlarına ağırlık verilmektedir. Geçtiğimiz yıllarda artırılan arama faaliyetlerine paralel olarak başta jeotermal kaynak arama amaçlı olmak üzere derin sondaj makinesi alımlarına öncelik verilmiş, sığ sondajların ise hizmet alımı yoluyla karşılanması tercih edilmiştir. Bu sayede sondaj hizmetleri alanında özel sektöre dayalı kapasite oluşumuna ve uzmanlaşmaya katkı sağlanmıştır. MTA’nın faaliyetlerinin ise özel uzmanlık gerektiren derin sondajlara yoğunlaştırılması öncelik olarak benimsenmiştir. Ayrıca, deniz alanlarımızda faaliyet gösterecek tam donanımlı bir sismik araştırma gemisi ihtiyacının karşılanması için gerekli çalışmalar 2009 yılında başlatılmıştır. Temel Amaç ve Hedefler İmalat sanayiinde yüksek katma değerli mal üretimini artırarak, yapısal dönüşümün hızlandırılması temel amaçtır. Madencilikte hammadde arz güvenliğinin sağlanması, madenlerin yurt içinde işlenerek katma değerinin artırılması yoluyla ülke ekonomisine katkının geliştirilmesi temel amaçtır. Bu kapsamda, enerji sektörünün petrol, doğal gaz ve jeotermal kaynak ile sanayinin hammadde ihtiyacını karşılamak üzere yurt içi ve yurt dışındaki arama çalışmalarına devam edilecektir. Ayrıca, mevcut rezervlerin en etkin şekilde değerlendirilmesi amacıyla kamu elindeki sahaların özel sektör işletmeciliğine sunulması ve ihtiyaç duyulan kurumsal yapılanma çalışmaları sürdürülecektir. OSB yatırımlarının etkinliğini artırmak amacıyla, öncelikle devam eden OSB projeleri tamamlanacak ve mevcutların doluluk oranlarının artırılmasına yönelik destekler sağlanacaktır. Yeni OSB ve KSS yatırımlarında sektörel bazda ihtisaslaşmış olanlar önceliklendirilecektir. Mortgage ve Gayrimenkul Sektörü Mevcut makro ekonomik ortamda gayrimenkul sektörünün yapısına bakıldığında konut arzının özellikle 2005 yılından itibaren devamlı surette arttığı ve gereksiz yere lüks konut üretiminin oluşturulduğu ve kriz etkisi ile vahim bir tablonun oluştuğu bir sektör görülmektedir. Bahsi geçen lüks projeler ile oluşan konut stoğunun eritilmesi için oldukça uzun bir süre geçecektir. Küresel kriz etkisi ile emlak fiyatlarındaki düşmede belirli lokasyonlarda dip görülmüş olmakla birlikte belirli lokasyonlar için bunun söylenemeyeceği de bir gerçektir. Konut ihtiyacının hâlâ var olmasına, faiz ve fiyatların da bu anlamda uygunluğuna rağmen gelir seviyelerinin artmaması, kriz nedeni ile oluşan gelecek beklentilerinin olumsuza dönmesi konut talebini de sınırlamaktadır. Ülkemizde 17 milyon konut bulunmasına rağmen bunların yüzde 25’inin ruhsatsız-kaçak, yüzde 60’ının yirmi yaşın üstünde, bir kısmının da deprem sonrası yıkılıp yeniden yapılması gereken nitelikte konutlar olması dolayısıyla konut ihtiyacı devam etmektedir. Konut üretiminde ya lüks inşaatlar ya da Toki ve Kiptaş uygulamaları ile alt gelir grubuna hitap edilirken, orta gelir grubunun ihtiyaçları göz ardı edilmiştir. Faizlerdeki düşüşün sektöre bir canlandırma getirdiği kesin olmakla birlikte yeterli olduğu tartışmalıdır. Faizlere çok duyarlı olan mortgage kredileri için güven ortamının artması ve faizlerin ise bu düzeylerde kalması mevcut potansiyelin kullanımını sağlayabilecektir. Mortgage faizlerindeki her %0,1’lik düşüş mortgage kredisi kullanabilecek hanehalkınının sayısını arttırabilecektir. Ülkemizde mortgage kredilerin GSMH’ya oranını yüzde 3,9 iken bu oran Avrupa’da yüzde 70 civarındadır. TÜİK tarafından yayınlanan veriler kapsamında inşaat maliyet endeksine baktığımızda bir önceki döneme göre maliyetlerin yüzde 0,07 arttığı görülmektedir. 2005=100 Temel Yıllı Bina İnşaatı Maliyet Endeksi, Ekim–Kasım–Aralık aylarını kapsayan 2009 yılı dördüncü döneminde, toplamda bir önceki döneme göre yüzde 0,07 ve bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,62 artarken dört dönem ortalamalara göre yüzde 4,28 azalmıştır. 2009 yılı dördüncü döneminde bir önceki döneme göre işçilik endeksi yüzde 0,75 artarken, malzeme endeksi yüzde 0,14 azalmıştır. 2009 yılı dördüncü döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre işçilik endeksi yüzde 2,37 ve malzeme endeksi yüzde 0,08 artmıştır. TABLO 11 2009 ve 2008 YILI DÖRDÜNCÜ DÖNEM İNŞAAT ENDEKS YÜZDE DEĞİŞİM ORANLARI Bir önceki döneme göre değişim oranı (%) Bir önceki yılın aynı dönemine göre değişim oranı (%) Dört dönem ortalamalara göre değişim oranı (%) 2009 Yılı IV. Dönem ( 2005=100) Toplam İşçilik Malzeme 0,07 0,75 -0,14 2008 Yılı IV. Dönem (2005=100) Toplam İşçilik Malzeme -3,90 -0,51 -4,90 0,62 2,37 0,08 7,95 10,49 7,19 -4,28 3,06 -6,37 13,65 11,65 14,23 Kaynak: TÜİK 2008 yılı dördüncü döneminde, toplamda bir önceki döneme göre %3,90 azalış gerçekleşirken, bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,95 ve dört dönem ortalamalara göre %13,65 artış gerçekleşmişti. Tekstil Sektörü Ülkemizde hazır giyim sektörü son 30 yılda hızlanmıştır. Tekstil sektörü ise daha uzun bir geçmişe sahiptir. Hazır giyim, uygulanan ekonomik politikalara paralel gelişmiş, 70’li yılların başından itibaren, ithal ikameci ekonomi politikalarının uygulandığı dönemde, hazır giyimde, iç piyasaya yönelik üretime ve bu üretime yönelik sanayileşmeye başlamıştır. 70’lerde ise sektör dış pazarları da takip etti ve Türkiye Avrupa’nın iplik-ham bez tedarikçisi haline dönüştü. 1980’den itibaren, tüm ülkenin dışa açılması ile birlikte sektörde bundan payını aldı. 1990’lı yılların başında yeni bir döneme giren sektör 2000’li yıllardan sonra organizasyon kapasitesini geliştirmeye, atölye boyutundan çok sayıda orta ölçekli işletmenin yer aldığı bir yapıya geçmiş ve bu dönemde ihracat ağırlıklı olarak gelişmeye devam etmiştir. Bir yandan yeniliklerle bir yandan bavul ticareti ile ihracatını arttırıp toplam ihracat içinde 1995’lerde yüzde 30’lara yakın bir pay edindi. 1996 sonrası AB ile Gümrük Birliği ilişkilerinin itici gücü ile sektörde ölçekler büyümeye, KOBİ’lerin payı genişmeye başlamış, aynı dönemde moda ve marka bilinci de yerleşmeye başlamıştır. 2000’den itibaren, aktif pazarlama ile birlikte, sektör, kendi özgün tasarımları ve koleksiyonlarını üretmeye başladı. Yurtiçi ve yurtdışında mağazacılık ve markalaşma ile Türk modacılarının varlığı hızla arttı. Hem hızlı, hem esnek bir şekilde parti üretime yönelen sektörde koleksiyon ve sezon sayıları da artmaya, üretim süreleri kısalmaya başladı. Bununla birlikte, 2000’li yılların başından itibaren maliyet-fiyat-rekabet üçgeninde, başta Çin olmak üzere çok sayıda yeni ülkenin rekabeti yaşanmaya başladı. 1 Ocak 2005’te dünya ticaretindeki serbestleşme etkisi ile birlikte sektör yeni bir rekabet dönemine girdi. Tekstil sektörünün sorunlarına baktığımızda şu başlıkları saymamız mümkündür: Kayıt dışı ekonomi: Tekstil ve giyim sanayinde kayıt dışı faaliyet gösteren çok fazla şirket bulunmakta ve bu şirketler haksız rekabete neden olmaktadırlar. Kontrolsüz ithalat: Dampingli malların Türkiye’ye girmesini önlemek için alınan tedbirler yetersizdir. Soruşturmalar ve mahkemeler uzun sürmekte bu nedenle sektör haksız rekabetten ciddi zararlar görmektedir. Teşvik sorunu: Hükümetler bugüne kadar tekstil ve konfeksiyon sektörünü bir stratejiye dayandırmadan teşvik ettiler. Reel kur: Doğrudan maliyet kalemleri içinde yer almasa da, Türk Lirası’nın son 2 yılda aşırı değer kazanması sektörü etkiliyor. İşçilik maliyeti: Sektörün maliyetleri içinde işçiliğin payı yüzde 15 civarındayken, bu oran hazır giyimde yüzde 30’a kadar çıkmaktadır. Hazır giyimin daha fazla emek yoğun olması, bu sektörün emek maliyetinden ve dolayısıyla üretimde küreselleşme sürecinden daha fazla etkilenmesine neden olmaktadır. Enerji giderleri: Enerji girdilerindeki yüksek fiyatlar tüm sektörler gibi bu sektörü de etkilemektedir. Elektrik enerjisi ve doğal gaz fiyatları OECD ülkeleri ortalamalarına ve pek çok gelişmekte olan ülkeye göre yüksektir. Türkiye’deki hazır giyim sektörünün genel yapısına baktığımızda güçlü ve zayıf yönleri ile karşılaştığı fırsatlar ve riskler şöyle sıralanabilir: Güçlü Yönleri: Hız ve esneklik, kaliteli pamuk üretimi, eğitimli ve tecrübeli işgücü, marka bilincinin gelişmiş olması. Zayıf Yönleri: yüksek işgücü maliyetleri, yüksek enerji maliyetleri, şirketlerin pazarlama ve dağıtım kanalları ile ilgili sorunları, şirketler arasında stratejik ortaklığın kurulamaması. Fırsatlar: Türkiye’nin coğrafi konumu ve pazara yakınlık, yeni pazar fırsatları, 2005’den sonra Çin, ABD ve Japonya’ya giriş kolaylığı, komşu ülkelerle ticaretin gelişmesi, kumaş alanında yaşanan teknolojik gelişmeler. Riskler: İşgücü maliyetlerini oluşturan vergi ve prim yükünün artması, dünyada kotaların kalkmasıyla, Çin’in oluşturacağı haksız rekabet ortamı, Çin, Hindistan, Pakistan, Bangladeş gibi ülkelerin düşük maliyetleri, bölgesel entegrasyonlar, uluslararası rekabetin artması. Tekstil sektörü açısından 2008’in son ayları ve 2009 “kriz yılı” olarak adlandırıldığı için zaten sektör bir kriz yaşamaktaydı. 2009 yılı için baktığımızda sektörün en azından Türkiye’nin genel ihracat düşüşünün altında bir düşüş yaşadığı görülmektedir. Bazı pazarlarda satışları düşerken, bazı pazarlarda artış elde edilmiş ve ihracattaki kayıplar sınırlı kalmıştır. Hizmetler Hizmetler sektörü, ekonomi içindeki payı en fazla olan büyüme ve istihdamın besleyici durumundaki sektördür. Bu nedenle, sektörün rekabetçi bir yapıya kavuşturularak geliştirilmesi önem arz etmektedir. Ekonominin gelişimine paralel olarak hasıla içinde hasıla içinde tarım sektörünün payı artma eğilimi göstermektedir. 2008 yılı itibariyle GSYH’ nin yüzde 64’ ü hizmetler sektöründen elde edilmektedir. Sektörün 2008 yılı büyüme hızı yüzde 0,4 olarak gerçekleşirken, sektörün büyümeye katkısı aynı dönem için yüzde 0,3 olmuştur. Sektör 2009 yılının ilk çeyreğinde 13,2 ve ikinci çeyrekte ise yüzde 7,7 oranında küçülmüştür. Hizmetler sektörünün ekonomik büyümeye olan katkısını, ticaret, ulaştırma, mali aracı kuruluşların faaliyetleri ve inşaat sektörleri belirlemektedir. Ticaret sektöründe 2008 yılının ilk iki çeyreğindeki büyüme hızı, sırasıyla yüzde 9,2 ve 4,2 olmuştur. Ancak yılın üçüncü çeyreğinden itibaren sektör daralmaya başlamış ve 2009 yılının ilk çeyreğinde yılda 23,7’ye kadar gerilemiştir. 2009 yılının ikinci çeyreğinde ise küçülme nispi olarak azalarak yüzde 13,5 olarak gerçekleşmiştir. Sektörde, rekabeti ve tüketiciyi koruyan, ilgili diğer sektörlerde üretimi destekleyen, kayıt dışılığı önleyen, sektör içi dengeli gelişmeyi saplayan bir yapı sağlanmaya çalışılmaktadır. Hizmetler sektörünü oluşturan alt sektörlerden mali aracı kuruluşların faaliyetleri, 2008 yılında yüzde 9,1 büyürken, ekonominin ciddi biçimde küçülme yaşadığı 2008 yılının son çeyreği ve 2009 yılının ilk ve ikinci çeyreklerinde büyüme oranına pozitif katkıda bulunmuştur. Ulaştırma sektörü de 2008 yılının ilk 3 çeyreğini büyüme ile tamamlandıktan sonra son çeyrekte yüzde 7,4 oranında küçülmüştür. 2009 yılının ilk yarısında küçülme derinleşmiş ve yüzde 14,5 olmuştur. Türkiye’de ekonomik faaliyetlerin ve girişimciliğin önemli göstergelerinden bir tanesi açılan şirket sayısıdır. 2008 yılı sonunda açılan şirket ve kooperatif sayısı bir önceki yıla göre yüzde 11,5 azalarak 49.003 olarak gerçekleşir. 2009 yılının ilk dokuz aylık döneminde kurulan şirket sayısı 33.005 olmuştur. Bu dönemde kurulan şirketlerin yüzde 93,4’ü limited şirket, yüzde 4,2’si anonim şirkettir. Söz konusu dönemde kapanan şirket sayısı ise 7.403 olarak gerçekleşmiştir. Kapanan şirketlerin yüzde 87,9’unu limited şirketler, yüzde 8,4’ünü anonim şirketler oluşturmuştur. Ekonominin talep düzeyini gösteren ve güven göstergelerinden biri olan beyaz eşya satışları azalmıştır. 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre buzdolabı satışları yüzde 11,2, çamaşır makinesi satışları yüzde 4,4, fırın satışları yüzde 9,3 ve bulaşık makinesi satışları yüzde 1,5 azalmıştır. Başta otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinde olmak üzere sektörlerin en önemli girdilerden birisi olan ham çelik üretiminde halen söz sahibi ülkelerden birisi konumundadır. 2002 yılında 16.467 bin ton olan ham çelik üretimi 2008 yılında 26.806 bin ton olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminde 16.402 bin ton ham çelik üretimi gerçekleştirilmiştir. 2008 yılının aynı dönemiyle karşılaştırıldığında ortaya çıkan azalmanın nedeni ise ham çeliğin temel girdi olduğu sektörlerdeki dış talep daralmasıdır. Küresel krizden en fazla etkilenen sektörlerin başında otomotiv sektörü gelmektedir. Otomotiv sektörünün ihracata bağımlı olan yapısı nedeniyle üretimde kesin düşüşler yaşanmıştır. Özellikle ihracatın yarıdan fazlasının yapıldığı Avrupa Birliği ülkelerindeki talep düşüşü, otomobil ihracatını ve üretimini etkilemiştir. Otomobil üretimi, 2002 yılında 204.198 adet iken 2008 yılı sonunda 621.567 adet olmuştur. 2009 yılının ilk dokuz ayında ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 28,5 azalarak 374.927 adet olarak gerçekleşmiştir. İnşaat sektörünün en önemli göstergelerinden biri olan çimento üretimi, 2002 yılında 32.758 bin ton iken 2008 yılında 51.432 bin tona yükselmiştir. 2009 yılının ilk yedi ayında çimento üretimindeki düşüş çok sınırlı kalmış, aynı dönemde sektör dış talebin zayıfladığı bir dönemde ihracatını yüzde 31,5 artırmayı başarmıştır. İnşaat sektörünün bir diğer önemli göstergesi yapı ruhsatı ve yapı kullanım izni verilmelidir. 2007 yılında yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü 124 milyon 132 bin m2 iken, 2008 yılında 103 milyon 846 bin m2’ye düşmüştür. 2007 yılında yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların yüzölçümü 63 milyon 150 bin m2 iken, 2008 yılında artarak 70 milyon 957 bin m2 olmuştur. 2008 yılının ilk altı ayında yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü 54 milyon 858 bin m2 iken, 2009 yılının ilk altı ayında 47 milyon 750 bin m2 olarak gerçekleşmiştir. 2008 yılının ilk altı ayında yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların yüzölçümü 35 milyon 246 bin m2 iken, 2009 yılının ilk altı ayında artarak 42 milyon 376 bin m2 olmuştur. İnşaat sektörü, konut talebindeki gerilemeyle birlikte önemli ölçüde daralmıştır. 2008 yılının birinci çeyreğinde yüzde 3,3 oranında başlayan küçülme derinleşerek 2009 yılının ilk yarısında yüzde 19,9’a ulaşmıştır. Yurtdışı müteahhitlik ve müşavirlik hizmetlerinde rekabet gücünün artırılması önem arz etmektedir. 2003 yılından itibaren yurtdışı müteahhitlik hizmetleri hızlı bir artış göstermiş, 2002 yılında 1,7 milyar dolar olan yeni iş tutarı 2008 yılı sonu itibariyle 23,6 milyar dolara ulaşmıştır. BEYAZ EŞYA ÜRETİMİ TABLO 12 BUZDOLABI Aralık Üretim Yurtiçi Satış İhracat İthalat 2007 274,755 113,469 260,092 39,714 Üretim Yurtiçi Satış İhracat İthalat 6,864,794 1,899,774 5,080,755 347,814 Kaynak: BESD Adet 2008 261,975 111,779 233,290 20,137 Ocak-Aralık 6,001,606 1,906,573 4,370,021 225,299 2009 280,608 108,949 258,731 16,379 6,094,183 1,719,417 4,829,653 222,271 Yüzde Değişim 2008 2009 -4,7 7,1 -1,5 -2,5 -10,3 10,9 -49,3 -18,7 -12,6 0,4 -14,0 -35,2 1,5 -9,8 10,5 -1,3 TABLO 13 ÇAMAŞIR MAKİNESİ Aralık Üretim Yurtiçi Satış İhracat İthalat 2007 384,012 104,243 331,468 17,186 Üretim Yurtiçi Satış İhracat İthalat 5,127,653 1,534,769 3,668,388 157,911 Adet 2008 268,388 89,936 230,718 20,433 Ocak-Aralık 4,739,433 1,452,735 3,555,148 202,877 2009 268,388 87,534 230,718 5,638 5,015,074 1,434,603 3,994,531 241,420 Yüzde Değişim 2008 2009 -30,1 0,0 -13,7 -2,7 -30,4 0,0 18,9 -72,4 -7,6 -5,3 -3,1 28,4 5,8 -1,2 12,4 19,0 Kaynak: BESD TABLO 14 BULAŞIK MAKİNESİ Aralık Üretim Yurtiçi Satış İhracat İthalat 2007 133,896 111,622 73,386 3,012 Üretim Yurtiçi Satış İhracat İthalat 1,841,968 983,600 924,972 72,878 Adet 2008 90,364 45,689 67,942 5,199 Ocak-Aralık 2,139,935 1,107,602 1,101,256 96,397 2009 90,364 46,664 67,942 3,299 2,206,572 1,141,652 1,204,215 110,954 Yüzde Değişim 2008 2009 -32,5 0,0 -59,1 2,1 -7,4 0,0 72,6 -36,5 16,2 12,6 19,1 32,3 3,1 3,1 9,3 15,1 Kaynak: BESD TABLO 15 FIRIN Aralık Üretim Yurtiçi Satış İhracat İthalat 2007 177,930 82,393 151,144 4,349 Üretim Yurtiçi Satış İhracat İthalat 2,362,965 735,411 1,763,038 62,270 Kaynak: BESD Adet 2008 169,279 37,590 165,967 3,937 Ocak-Aralık 3,039,259 699,858 2,492,978 76,247 2009 169,420 34,279 167,062 2,248 2,680,212 638,841 2,218,899 54,545 Yüzde Değişim 2008 2009 -4,9 0,1 -54,4 -8,8 9,8 0,7 -9,5 -42,9 28,6 -4,8 41,4 22,4 -11,8 -8,7 -11,0 -28,5 Beyaz Eşya Sektörünün Türkiye’deki Genel Durumu Tamamı kayıt içi olan ve 120.000 kişinin üzerinde istihdam sağlanan beyaz eşya sektöründe; 2008 yılında 16 milyon adede yaklaşan üretimin, % 70’i ihraç edilmiştir. Türkiye’de durgunluğun etkilerinin belirginleştiği 2009 son çeyrek itibariyle iç pazarda % 30, ihracatta ise % 25’e varan küçülme yaşanmıştır. Ancak iç pazarda ÖTV indiriminin (% 6.7) etkisiyle Mart ve Nisan aylarında önceki aylara göre canlanma yaşanmış, geçen yıla göre % 30’luk gerileme %19’a düşmüştür. İhracatta ise dünya piyasalarında esen iyimser hava dolayısıyla 5 puanlık bir gelişme yaşanmıştır. Özellikle son yıllarda düşük kur, pahalı enerji, ücretler üzerindeki vergi ve sosyal güvenlik yükleri, artan lojistik girdiler dolayısıyla maliyetlerin yükselmesi, sanayi kesiminin krize hazırlıksız yakalanmasına neden olmuştur. Dünyada yaşanan krizle ilgili birçok seri tedbir paketleri devreye sokulurken, paralel olarak ülkemizde de reel sektörü rahatlatacak tedbirlerin (ÖTV-KDV indirimi) alınması neticesinde, Türk Sanayisi tehlikeli bir dönemeci en az kayıpla atlatmış ve toparlanma aşamasına gelmiştir. Sektörde üretim şirketleri 20.000 ve yan sanayi ve diğer tedarikçileri ile birlikte 120.000 adet çalışanın 105.000 adedi mavi yakalı, 15.000 adedi beyaz yakalı personeldir. Eğitim durumlarına baktığımızda 35.000 adedinin lise öncesi eğitimden geçtiği, 70.000 adedinin lise ve meslek lisesi mezunu olduğu, 14.000 adedinin Üniversite ve lisans eğitimi aldığı, 600 çalışanın lisansüstü eğitimli ve 30 kişinin de doktoralı olduğu tespit edilmiştir. Dış ticaretteki serbestleşme, iç pazarda ithal ürünlerin serbestçe yer almasını sağladığı gibi, Türk ürünlerinin de yabancı pazarlara tarife ve kota gibi engellerle karşılaşmadan girebilmesinin yolunu açmıştır. Üretimde kullanılan ileri teknoloji, AR-GE faaliyetlerine verilen önem, ISO serisi vb. kalite standartlarının öneminin kavranması, tüketici tercihlerinin ön planda tutulması, gelişmiş pazarlama teknikleri ve iyi işleyen servis yapısı ihracattaki büyük başarının temelini oluşturmaktadır. TABLO 16 BEYAZ EŞYA SEKTÖRÜNÜN DIŞ TİCARETİ Ürün 4 Ana Ürün Buzdolabı Çamaşır Makinesi Bulaşık Makinesi Fırın Toplam 2009 Üretim 5.818.026 4.746.686 2.116.208 2.510.792 15.191.712 İthalat 205.892 235.782 107.655 52.297 601.626 İç Satış 1.615.262 1.351.272 1.093.775 605.118 4.665.427 İhracat 4.554.262 3.763.813 1.136.273 2.051.837 11.506.185 Kaynak:TURKBESD Beyaz Eşya sektörü büyük beyaz eşyalarda, yaklaşık 25 Milyon adetlik kurulu üretim kapasitesiyle AB’nin ikinci büyük üretim üssü konumundadır. Sektör, üretim tesisleri, yardımcı sanayileri, satış ve servis teşkilatlarıyla; direkt ve dolaylı olarak yaklaşık 4 milyon kişinin geçimini sağlamaktadır KOBİ’LER Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme Başkanlığı’nın (KOSGEB) kurulması hakkındaki kanun değişikliğinin TBMM tarafından kabul edilmesi ile birlikte sadece sanayicilere değil aynı zamanda bakkal, manav, berber gibi hizmet esnafı için de KOSGEB desteklerinin yolu açılmış oldu. Bu tür bir değişikliğin kanunda yer alan “sanayi” ibaresinin “işletmeleri” şeklinde değiştirilmesi ile bazı şeylerin ne kadar kolay yapılacağı da gösterilmiş oldu. 2007- 2008 döneminde, çoğu geri dönüşümsüz olmak üzere 6.257 işletmeye toplamda 35,2 milyon lira destek sağlayan KOSGEB 2008 yılı içinde sıfır faizli kredi destek programını uygulamaya koymuştur. Bu programla birlikte 25 bini aşkın işletmeye 1,6 milyar TL sıfır faizli destek sağlanmıştır. KOSGEB’in bütçesinin 222 milyon liradan 2009 yılı için 329 milyon liraya çıkarılması da önemli bir gelişme olmakla birlikte yeterli sayılmamalıdır. Hazine tarafından tahsis edilen 75 milyon TL ile birlikte daha fazla işletmenin destek görmesi mümkün olacaktır. Tanımdaki değişiklik nedeni ile başvuracak şirket sayısında da aşırı bir artış göz önüne alındığında çok daha fazla kaynak aktarımlarının gerektiği aşikâr. Yeni düzenleme ile birlikte; KOSGEB tarafından verilecek hizmetler ve desteklerden yararlanacak işletmelere ilişkin sektörel ve bölgesel önceliklerin günün ekonomik ve sosyal şartlarına göre belirlemesini Bakanlar Kurulu yapacak. KOSGEB, girişimcilik kültürünün ve ortamının geliştirilmesi, yaygınlaştırılması için gerekli önlemleri alacak ve bu kapsamda girişimcileri destekleyecek. İşletmeler arası işbirliğini geliştirme; yerli veya yabancı sermaye katkısıyla gerçekleştirilecek ortak yatırımların oluşturulmasını, yaygınlaştırılmasını destekleme; yatırım ortamının iyileştirilmesi için gerekli önlemleri alma KOSGEB’in görevleri arasında olacak. KOSGEB, işletmelerin ve girişimcilerin yatırım, üretim, ihracat, istihdam, teknoloji geliştirme, pazarlama ve diğer konularda ihtiyaç duydukları ürün ve hizmetleri temin edebilmeleri, sermaye piyasalarına açılabilmeleri için gerekli geri ödemeli ve ödemesiz destekleri sağlayacak. KOSGEB ile ihtilaflı hale gelmiş olan KOBİ’lerin KOSGEB’e olan borçlarını ödemelerini kolaylaştırıcı düzenleme de getirildi. Kanun değişikliğinin yürürlüğe gireceği tarihe kadar aldığı KOSGEB destekleriyle ilgili olarak bu kuruluş ile ihtilafı olan KOBİ’ler, alınan desteğin ana parasını 31 Ekim 2009 tarihine kadar defaten ödemek kaydıyla, KOSGEB alacağının faizini ödemeyecek. KOBİ’ler açısından yaşadığımız kriz ortamındaki en önemli sorunların başında mali sistemdeki finansmana erişim sorunu gelmektedir. Kurumsal yapılanma eksikliği, kayıt dışılık ve mali tabloların yetersizliği, teminat eksiklikleri KOBİ’leri bugünlere getirmiştir. 1991 yılında 20 bin TL sermaye ile kurulan Kredi Garanti Fonu (KGF) 1994 yılında ilk faaliyetinde sadece kendi hissedarlarından Halk Bankası’nın kefaletini kabul eden küçük bir kuruluşken sermayesi 2007 itibariyle 60 milyon liraya yükselmiş ve bugün ise TOBB, KOSGEB’in ve 20 bankanın iştirakiyle 80 milyon TL’lik ek katkısı ile toplamda 240 milyon TL sermayeli güçlü bir kuruluş olmuştur. KOBİ’lerin yapısal sorunları nedeni ile finansman sıkıntısı yaşadığı durumlarda ve bankaların da yüksek riskli müşteri sınıfında görmeleri nedeni ile kredi vermemeleri durumunda KGF’nin bu açığı ortadan kaldırması beklenmektedir. KGF’nin elinde bulunacak 1 milyar TL ile bu fonun 10 milyar TL’lik bir kredi hacmi oluşturması beklenmektedir. Kaynaklardan yararlanabilmek için 30 Haziran 2008 tarihinden önceki iki yıl içinde takibe düşmüş veya vadesi geçmiş borcu bulunmayan KOBİ’ler bu kaynaktan yararlanabilecektir. Her bir kredi alan en fazla 1 milyon TL ve grup halinde ise 1,5 milyon TL sınırı ile limitlendirilmiştir. Ülkemizdeki işletmelerin yüzde 95’inin KOBİ tanımına girmesi nedeni ile güçlü KOBİ’nin küreselleşmenin zararlarını minimuma indirmesi beklenmelidir. Yapılan bu tür yeniliklerin ve etkilerinin anlaşılması, bu hizmetlerin olmadığı durumlarla kıyaslandığında daha net anlaşılacaktır. KOBİ’lerde Kullanılan Teknoloji TÜİK tarafından 31 Aralık 2009’da açıklanan Yenilik Araştırması sonuçlarına göre 2006-2008 yılları arasında girişimlerin (10 ve daha fazla çalışanı olan) sadece yüzde 37,1’i yenilik faaliyeti yürütmüştür. Yenilik faaliyetleri girişimlerin büyüklük grubu ile orantılı olarak artmaktadır. 10–49 çalışanı olan girişimlerin yüzde 33,8’i, 50–249 çalışanı olan girişimlerin ise yüzde 43,7’si ve 250 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerin yüzde 54,4’ü yenilik faaliyetinde bulunmuştur. 2006–2008 yıllarını kapsayan üç yıllık dönemde girişimlerin yüzde 29,8’i teknolojik yenilik faaliyetinde bulunurken bu kapsamda, girişimlerin yüzde 27,4’ü ürün veya süreç yeniliği yaparken, aynı dönem içerisinde teknolojik yenilik faaliyeti devam eden girişimlerin oranı yüzde 12,6 ve faaliyeti sonuçsuz kalan girişimlerin oranı ise yüzde 4,9’dur. İlgili dönemde girişimlerin yüzde 22,7’si teknolojik olmayan yenilik faaliyetinde bulunmuş ve detaylarına bakıldığında ise bunun yüzde 12,7’si organizasyon yeniliği, yüzde 16,6’sı ise pazarlama yeniliği gerçekleştirmiştir. Teknolojik yenilik faaliyeti için işbirliği yapan girişimlerin oranı yüzde 16’dır. İşbirliğinde bulunan girişimlerin yüzde 81,9’u makine, teçhizat ve yazılım sağlayıcıları ile yürüttükleri teknolojik yenilik faaliyeti için işbirliğinde bulundu. İşbirliği yapılan kişi ve kuruluşların ülkeleri dikkate alındığında yüzde 97,1’i yurtiçinden, yüzde 26’sı ise AB üye, aday ve EFTA ülkelerindendir. Teknolojik yenilik faaliyeti yürüten girişimlerin yüzde 24,4’ü finansal destek almıştır. Desteğin dağılımı ise, yüzde 22,7’si kamu kurum/kuruluşları tarafından ve yüzde 2,2’si de Avrupa Birliği Kurumları tarafından yapılmıştır. Girişimlerin yüzde 52,3’ü teknolojik yenilik faaliyetinin en önemli etkisi olarak, mal ve hizmet kalitesinin artması, yüzde 43,1’i ürün veya hizmet çeşidinin artması, yüzde 38,7’si ise mal ve hizmet üretim kapasitesinin artması şeklinde belirtmiştir. Bunları yüzde 32,5 ile teknolojik yenilik faaliyetinin pazar payını arttırıcı etkisi takip etmektedir. Girişimlerde Bilişim Teknolojisi Kullanımı TÜİK tarafından 20 Kasım 2009’da açıklanan “Girişimlerde Bilişim Teknolojileri Kullanımı Araştırması” sonuçlarına göre (Mali Aracı Kuruluşlar ile ilgili sonuçlar da bu yeni veriye dahil edilmiştir.) girişimlerin bilgisayar kullanımı ve İnternet erişimi oranlarında önemli bir değişim olmazken, WEB sayfası sahipliği oranında düşme gözlenmiştir. Girişimlerde bilgisayar kullanım ve İnternet erişimine sahiplik oranları 2009 yılı Ocak ayında yüzde 90,7 ve yüzde 88,8 iken, bu oranlar büyüklük gruplarıyla doğru orantılı olarak artmaktadır. İnternet erişimine sahip girişimlerin web sayfasına sahiplik oranı 2009 yılı Ocak ayında yüzde 58,7’dir. İşletmelerin yüzde 76,3’ü interneti “bankacılık ve finansal hizmetler” için, yüzde 31,6’i ise “eğitim ve öğretim” için kullanmaktadır. Öte yandan, WEB sayfasına sahip olan girişimlerin, bu sayfalar üzerinden sundukları hizmetler sırasıyla yüzde 77,9 ile “ürün katalogları ve fiyat listesi”, yüzde 29,6 ile “web sitesinin güvenliği ile ilgili olarak güvenlik politikası beyanı, gizlilik mührü veya sertifikası” ve yüzde 27,9 ile “açık iş pozisyonları için ilanlar ve online iş başvurusu” dur. Yeni çıkan web ve internet teknolojilerinin işletmelere uygulanması anlamında ilerleme ihtiyacı bulunmaktadır. Yine aynı araştırma sonuçlarına göre kamu kurum ve kuruluşları ile iletişimde İnterneti kullanma oranı yüzde 68,4’tür. İletişim amaçları arasında yüzde 91,7 ile “bilgi almak” amacı ilk sırada yer alırken, bunu yüzde 83,1 ile “form almak (indirmek)” takip etmektedir. Kamu kurum ve kuruluşları ile iletişimde interneti kullanmayan girişimlerin belirttiği en önemli neden ise yüzde 73,8 ile yüz yüze görüşmeyi tercih etmeleridir. Bilgisayar kullanan işletmelerin sadece yüzde 16,2’si bilgisayar ağları üzerinden ürün/hizmet siparişi vermekte, yüzde 10,1’i ise ürün/hizmet siparişi almaktadır. Girişimlerin İnternet üzerinden yapılan satışlar vasıtasıyla elde ettiği faydalar arasında ilk sırayı yüzde 70,5 ile “yeni pazarlara girmek, satış potansiyelini arttırmak” almaktadır. Girişimlerin düzenli olarak bilgisayar ağları aracılığıyla sipariş verdiği tedarikçiler yüzde 95,4 ile yurt içinde yer almaktadır. İnternet üzerinden satışlarını engelleyen veya sınırlandıran nedenler sırasıyla yüzde 56,4 ile “müşterilerin İnternet üzerinden alım yapmaya hazır olmamaları”, yüzde 55,0 ile “girişimin ürün/hizmetlerinin e-ticaret için uygun olmaması” ve yüzde 48,0 ile “ödemelerle ilgili güvenlik problemleri” dir. Ar-Ge Faaliyetleri TÜİK tarafından Kasım 2009’da yayımlanan 2008 yılı Ar-Ge harcamaları 6.893 Milyon TL olarak hesaplanmıştır. Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcamasının GSYİH içindeki payı ‰ 7,3’tür. Satın alma gücü paritesi cinsinden hesaplandığında bu harcamalar 7.034 milyon ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. 2008 yılında Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcamalarının yüzde 43,8’i yükseköğretim, yüzde 44,2’si ticari kesim ve yüzde 12,0’ı kamu kesimi tarafından gerçekleştirilmiştir. Ar-Ge harcamaları, finanse eden kesimler itibarıyla incelendiğinde; harcamaların yüzde 47,3’ü yurtiçi ticari kesim, yüzde 31,6’sı yurtiçi kamu kesimi, yüzde 16,2’si yükseköğretim kesimi, yüzde 3,6’sı yurtiçi diğer kaynaklar ve yüzde 1,3’ü yurtdışı kaynaklar tarafından karşılanmıştır. 2008 yılında Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) cinsinden toplam 67.244 Ar-Ge personeli çalışmıştır. Sektörler itibarı ile dağılıma bakıldığında, TZE cinsinden toplam Ar-Ge personelinin 2008 yılında yüzde 44,5’i yükseköğretim kesiminde, yüzde 40,8’i ticari kesimde ve yüzde 14,7’si kamu kesiminde bulunmaktadır. 2008 yılında istihdam edilen 10.000 kişiye düşen Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) Ar-Ge personeli sayısı 31,7 kişidir. Ülkemizde KOBİ’ler (Küçük ve Orta Boy İşletmeler) KOBİ’lerin ekonomiye olan etkisi azımsanmayacak kadar büyüktür. Bu büyüklük ve potansiyel ise KOBİ’ler üzerine daha fazla ihtimam gösterilmesi gerektiğini ortaya çıkarmaktadır. Bunun da bir neticesi olarak TOSYÖV, TOBB, KOSGEB, Rekabet Kurumu ve Türk Patent Enstitüsü’nün işbirliği ile Aralık ayında IV. KOBİ Zirvesi düzenlenmiş ve ana tema olarak “KOBİ’lerde Sürdürülebilir Rekabet Gücü ve İnovasyon” konusu tespit edilmiştir. Hem ekonomik şartların bir getirisi olarak hem de devletin KOBİ’lere uyguladığı ekonomi politikaları ile kayıt dışına itmesinin bir sonucu olarak rekabet edebilir bir KOBİ faaliyeti yeterince bulunmamaktadır. AB, kendi devasa GSMH’larına AR-GE harcamalarına GSMH’nın yüzde 3’ünü ayırmayı hedeflerken bu oran bizde yüzde 1-1,5 düzeylerinde bulunmaktadır. Hem AR-GE harcamalarının KOBİ’ler bazında değerlendirilmesinde, hem de KOBİ’lerle ilgili genel strateji oluşturmada KOBİ’lerin istatistiki verilerine ulaşmada ciddi sorunlar tartışılmış ve zirve neticesinde kısaca aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir. Türkiye’nin kalkınma stratejisi İnovasyon temeline dayandırılmalı, üniversite, özel sektör ve sivil toplum işbirliği sağlanarak kamu bilinci oluşturulmalı, KOBİ’lerde kültürünün oluşturulmasına yönelik bilgilendirme faaliyetleri yürütülmeli ve KOBİ’lerin inovatif çalışmaları desteklenmelidir. KOBİ’lerin iş süreçlerinde bilgi teknolojilerinin kullanımı geliştirilmeli ve yaygınlaştırılması amacına yönelik mekanizmalar oluşturulmalıdır. Fikri ve sınai mülkiyet hakları konusunda bilgi ve bilinç düzeyini artırma ve hakların yaygın kullanımı sağlama yönündeki çalışmalar aralıksız yapılmalı, markalaşma bilincinin yaygınlaştırılmasına yönelik olarak TOBB, KOSGEB başta olmak üzere meslek kuruluşları ve medya ile işbirliği sağlanmalıdır. Ülkemizdeki kayıt dışılık önemli boyutlardadır. Kayıt dışılığın düşürülmesi için istihdam üzerinde yükler azaltılmalı, vergi reformu yapılarak vergi oranları düşürülmeli ve vergi tabana yayılmalıdır. İlgili kurumlar tarafından KOBİ’lerde kurumsal alt yapının geliştirilmesine yönelik bilgilendirme çalışmaları yürütülmelidir. Kurumsallaşma teşvik edilmelidir. KOBİ’lere danışmanlık hizmeti verilebilmesi için her alanda yeterli sayıda danışman envanteri ve danışman akreditasyon sistemi oluşturulmalıdır. KOBİ’lere yönelik devlet desteklerinin etkinliği ölçülmeli ve etkin olmayanlar uygulamadan kaldırılarak etkin devlet desteklerinin kaynağı arttırılmalı, bölgesel ve sektörel bazda düzenlenmelidir. İhracat ve kredilerden aldıkları pay başta olmak üzere KOBİ’lerle ilgili sağlıklı verileri oluşturacak altyapı bir an önce oluşturulmalıdır. Girişimcilere başlangıç sermayesi sağlayabilmek için girişim sermayesi yatırım ortaklıkları teşvik edilmelidir. Girişimcilere İş Melekleri (Business Angels) sistemi gibi yeni finans mekanizmaları oluşturmak için yasal altyapı oluşturulmalıdır. Yabancı yatırımcıların KOBİ’lerle işbirliğine girmelerini sağlamak amacıyla gerekli altyapı oluşturulmalıdır. KOBİ’lerin çalışma ve çevre mevzuatına uyumunun sağlanması için gerekli bilgilendirme ve destek mekanizmaları oluşturulmalıdır. İhracat Kredi Sigortası ve Kredi Sigortası sistemleri AB fonları, BASEL II, KGF ve KOBİ A.Ş. vb. konularda bilgilendirme faaliyetleri gerçekleştirilmelidir. Enerji fiyatlarının uluslararası düzeye çekilmesinde bir gelişme yaşanmamaktadır. KOBİ’ler için çok önemli olan bu konuda çalışmalar yapılmalıdır. Üniversite sanayi işbirliği konusunda birkaç ilde başlayan olumlu gelişmeler ülke geneline yaygınlaştırılmalıdır. Sanayi yerleşmelerin gelişmesi önündeki engeller gerekli yasal düzenlemeler yapılarak kaldırılmalıdır. Avrupa Birliği fonlarından KOBİ’lerin etkin yaralanabilmeleri için proje hazırlaması ve bu projelerin yürütülmesi konusunda gerekli destek verilmelidir. KOBİ’lerin AB Mevzuatına uygun ve güvenli ürün üreterek rekabet edebilmelerini temin etmek için piyasa denetim ve gözetim mekanizmaları kurulmalıdır. KOBİ’lerin öncelikle rekabet hukuku konusunda bilinçlendirilmeleri sağlanmalı ve bu işletmelerin piyasaya girerken optimal rekabet koşulları altında, haksız rekabete uğramadan faaliyet göstermelerini temin etmek için AB standartları paralelindeki uygulamaların oluşturulması gerekmektedir. Ana sanayi ve yan sanayi ilişkilerinde karşılıklı güven, şeffaflık ve uzun vadeli ortak vizyon çok önemlidir. Tarafların buna dikkat etmesi gerekmektedir. KOBİ’ler rekabetten değil dış haksız rekabetten şikayetçidir. Bunun için haksız rekabeti engelleyici çalışmalara hız verilmelidir. 3624 sayılı KOSGEB yasası yeniden düzenlenerek kurum yeniden yapılanmalı, hizmet ve tarım sektörü KOBİ tanımı içine alınmalıdır. KOBİ türü işletmeler toplam işletmelerin yüzde 95’inden fazlasını oluşturduğu ve KOBİ tanımına girdiği için 18.11.2006 tarih ve 997 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin tanımı, nitelikleri ve sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik” ile istihdam bazında Avrupa Birliği ile uyum sağlanmıştır. KOBİ tanımı tüm ilgili kamu kurumlarında yeni tanımlamayı esas alarak gerçekleşmiştir. Buna göre; 10’dan az çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu bir milyon Yeni Türk Lirasını aşmayan işletmeler Mikro İşletme, 50’den az çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu beş milyon Yeni Türk Lirasını aşmayan işletmeler Küçük İşletme, 250’den az çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu yirmi beş milyon Yeni Türk Lirasını aşmayan işletmeler Orta Büyüklükte İşletme şeklinde ele alınmıştır. KOBİ’ler sadece ülkemizde ve artık tüm dünyada ekonomilerin belkemiği olarak kabul edilmektedir. KOBİ’ler statüsünün farklılığı, özel bir işletme türü olduğu ve özel ilgi gerektiği kabul edilmiş, ülkemizde de bu yönde bir anlayış değişimi, hareketlilik oluşmaya başlamıştır. Yeni KOBİ tanımında belirtilen KOBİ’lerin, BASEL II için mikro ve küçük işletmelere oranla daha hazırlıklı oldukları görünmektedir. Ancak KOBİ’ler içinde KOBİ’lerin oranının sadece yüzde 5 olduğu düşünüldüğünde toplam KOBİ’ler açısından ciddi sorunların oluşabileceği görülmektedir. KOBİ’ler her ne kadar “el yordamı” ile çalışsa da hem iç hem de dış dinamiklerle ortaya çıkan değişimler KOBİ’lerin değişimi için altyapı hazırlamaktadır. Türkiye’de işletmelerin yüzde 99’unu KOBİ’ler oluşturmakla birlikte bu şirketler başlangıç sermayeleri sınırlı ve yetersiz kredi bulmakta zorlanan, bulsa bile yüksek kredi maliyeti taşıyan,hem özkaynak hem de dış kaynak sorunu ile baş başa kalan kurumlar olmaktan kurtulamamaktadır. Şimdiye kadar KOBİ’leri keşfedememiş olan bankalarda artık KOBİ’leri keşfetmişler ve farklı kredi seçenekleri ile bu müşteri kitlesini elde etmek için hazırlıklar yapmaya başlamışlardır. KOBİ’lerle ilgili olarak son yıllarda çok fazla konu dile getirilmekle birlikte hem şirketler için hem çalışan kesim için, hem de tüm ekonomi için çözüm olabilecek alternatifler üzerinde yoğunlaşılmaktadır. Aslında, bir ülkedeki işletmelerin yüzde 90’ının aynı kategoriye girdiği bir yapı içinde tüm yapılanların yetersiz kaldığını söylemek abartı olmayacaktır. . TABLO 17 KOBİ’lerin Faaliyet Gösterdikleri Alanlar (Yüzde) Alanlar Mobilya imalatı başka yerde sınıflandırılmamış diğer imalatlar Tekstil Ürünleri imalatı Gıda Ürünleri ve içecek imalatı Başka yerde sınıflandırılmamış makine ve teçhizat imalatı Makine ve teçhizatı hariç,fabrikasyon metal ürünlerin imalatı Plastik ve kauçuk ürünleri imalatı Ana metal sanayi Metalik olmayan diğer mineral ürünlerin imalatı Giyim eşyası imalatı; kürkün işlenmesi ve boyanması Derinin tabaklaması ve işlenmesi; bavul,el çanta, sarçlık, koşum takımı ve ayakkabı imalatı Bilgisayar ve ilgili faaliyetler Kimyasal madde ve ürünleri imalatı Başka yerde sınıflandırılmamış elektrikli makine ve cihazların imalatı Motorlu kara taşıtı, römork ve yarı römork imalatı Kağıt hamuru, kağıt ve kağıt ürünleri imalatı Basım ve yayım; plak, kaset ve benzeri kayıtlı medyanın çoğaltılması Tıbbi aletler; hassas ve optik aletler ile saat imalatı Diğer ulaşım araçlarının imalatı Tütün ürünleri imalatı Kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünleri ve nükleer yakıt imalatı Geri dönüşüm Radyo,televizyon,haberleşme teçhizatı ve cihazları imalatı Büro makineleri ve bilgisayar imalatı Yüzde 16,67 15,74 11,02 9,05 7,72 6,53 5,99 5,19 3,63 3,48 2,72 2,62 2,58 2,42 1,69 1,00 0,53 0,44 0,26 0,20 0,20 0,18 0,13 Kaynak: KOSGEB; KOBİ GİRİŞİM KOBİ’lerin faaliyetleri ve iş yapış tarzları ile ilgili yapılan incelemeler ve araştırmalar göstermektedir ki; KOBİ’lerin çoğunda pazarlama iletişimi amatörce giderilmeye çalışılmaktadır. Pazarlama yada reklam faaliyetlerini gereksiz gören yada bu araçları etkin kullanamayan KOBİ’lerin rekabetçi olma özellikleri de ortadan kalkmaktadır. İyi donanımlı bir ekipten oluşan pazarlama departmanı, bu departman çalışanlarının hedef kitle, ürün, fiyat ve pazar ile ilgili tüm bilgiye sahip olması, pazarlama iletişimi için bir bütçenin belirlenmesi, bu alandaki yatırımın bir seferlik değil sürekli olması, kurumsal kimlik oluşturulması ve marka yaratma hedefi bulunması, çalışılacak bir ajans tespiti ve bu ilişkinin uzun soluklu olması gibi hususlar etkin bir pazarlama için gerekli unsurlardır. KOSGEB’in geçen yıl 40 bin KOBİ üzerinde yaptığı bir araştırma, Türk KOBİ’leri ile ilgili çok çarpıcı bilgileri ortaya çıkarmıştır. Örneğin; Mobilyacılık, yüzde 17’lik oranı ile Türk KOBİ’lerinin en çok faaliyet gösterdiği alanların başında gelmektedir. Bu alanı tekstil izlemektedir. KOBİ şirketlerinin ancak yarısı internet kullanırken, sadece üçte birinin web sitesi bulunmaktadır. Bu çalışmadan çıkan sonuç KOBİ’lerin bilişim sektöründeki altyapısının son derece düşük olduğudur. KOBİ’lerin e-ticaretten yeterince faydalanamamalarının bir sonucu olarak e-ticaret alış ve e-ticaret satış oranları sadece yüzde 6 civarındadır. Yine araştırma sonuçlarına bakıldığında, KOBİ’lerin ihracatının büyük bir kısmının komisyoncu aracılarla gerçekleştiği görülmektedir. KOBİ’lerin yüzde 66,4’ü ihracat yapmazken yüzde 33,6‘sı sadece ihracat yapmaktadır. İhracat yapan KOBİ’lerin ise yüzde 38,6’ı ihracatlarını komisyoncu aracılığı ve müşteriye doğrudan satış şekli ile yaparken, yüzde 28,84’ü doğrudan müşteriye satış yapmaktadır. Bunu yüzde 16,96 ile dolaylı ihracat, yüzde 8,53 ile dolaylı ihracat ve müşteriye doğrudan satış birlikte izlemektedir. Sadece komisyoncu aracılığı ile satış yapanlar yüzde 3,26, hem komisyoncu hem müşteriye doğrudan satış yapanlar yüzde 2,98 ve komisyoncu ve dolaylı ihracat şeklinde ihracat yapan KOBİ’ler ise yüzde 0,83 civarındadır. KOBİ’ler değerlendirildiğinde; a) İç Pazarda Büyüme; KOBİ’ler iç pazarda büyümek için kendilerine uygun bir strateji bulamıyorlar. Bu konuda danışmanlık şirketleri ve Ar-Ge faaliyetlerine ihtiyaç bulunmaktadır. b) Dış Pazara Açılma; Hem yeni pazarlara açılma hem de yeni pazarlarda tutunma hususunda sıkıntı çeken KOBİ’ler yine yurtdışı yatırım danışmanlığı ve fuar şirketleri ile çözüm elde edebilirler. c) Markalaşma; KOBİ’lerin yüzde 60’ı markalaşma konusunda herhangi bir çalışma yapmamıştır. d) Maliyet Düşürme; KOBİ’lere daha uygun maliyetli hizmetler üreterek bu pazardan pay alınılabilir. e) Teknolojik İyileştirme; KOBİ’ler hala teknolojiden uzak ticaret yapmaktadırlar. Uygun çözümler üretilmesi halinde bu pazarda çok büyük bir potansiyel bulunmaktadır. f) Yatırım İçin Ek Fırsat; KOBİ’lerin kredi kullanımından aldığı pay sanıldığı kadar yüksek değildir. Bankalar ve katılım bankaları ile birlikte diğer finansman imkanı sağlayan kuruluşlar bu pazarı müşteri isteklerine göre değerlendirdiklerinde herkes karlı çıkabilir. g) Yeni Ürün Geliştirme; KOBİ’lerin Ar-Ge çalışmaları için yönlendirilmeleri, kendi alanlarındaki gelişmelerden haberdar edilmeleri gerekmektedir. h) Kalitenin İyileştirilmesi; Türkiye’deki KOBİ’lerin yüzde 60’dan fazlası, kalite artırma ile ilgili ciddi bir çalışma yapmamaktadır. i) Türkiye’deki KOBİ’ler düşük işletme sermayesiyle çalışmaktadırlar. İşletme sermayesi yetersiz olan KOBİ’lere yönelik ciddi ve rekabetçi çözümler üreten finans kurumları için ciddi bir pazar bulunmaktadır. KOBİ’lerin sadece yüzde 30,5’i kredi kullanmakta, yüzde 69,5’i ise kredi kullanmamaktadır. Bu fonlama ise banka ağırlıklı olarak gerçekleşmektedir. Toplam fonların yüzde 93,8’i bankalar tarafından sağlanırken yüzde 5,2’si katılım bankaları, yüzde 0,95’i ise faktöring kuruluşlarınca sağlanmaktadır. j) Yeni Dağıtım Kanalı Oluşturma; Lojistik şirketlerinin, yeni dağıtım kanalı ihtiyaçlarını bir an önce fark etmesi ve gerekli hizmeti sunmaları gerekmektedir. KOSGEB’in araştırma sonuçlarına bakıldığında, KOBİ’lerin en fazla yüzde 68,9 ile işletme kredisine ihtiyaç duydukları, bunu yüzde 13,5 ile yatırım kredisi, yüzde 7,4 ile ihracat kredisi, yüzde 6,1 ile işletme ve yatırım kredisi, yüzde 2,1 ile işletme ve ihracat kredisi, yüzde 1,4 ile işletme, yatırım ve ihracat kredisi ve yüzde 0,63 ile yatırım, ihracat kredisi taleplerinin takip ettiği görülmektedir. Yeni yatırım isteği olan KOBİ’lerin oranı yüzde 71,3 iken yeni yatırım isteği olmayan KOBİ’lerin oranı yüzde 28,7’dir. Dolayısı ile KOBİ’lerin önümüzdeki dönemde yeni makine parkları kurması muhtemel gözükmektedir. Beşeri kaynaklar hususunda KOBİ’lerin yönetim anlayışında değişim olması kaçınılmazdır. Bu değişim hem daha rekabetçi bir piyasanın oluşması, hem AB standartları açısından gereklilik arz etmektedir. Patron işe alımların yaşandığı, eğitimin verilmediği, çalışanı elde tutmak gibi bir politikanın yürütülmediği şirkette orta ve uzun vadeli istikrardan da bahsedilemez. Profesyonel bir yönetim gerektiren KOBİ’lerin pek çok hataya düştükleri ve bu nedenle yüzlerce işyerinin faaliyetine son vermek zorunda kaldığı düşünüldüğünde, bunun hem sermaye sahiplerine, hem çalışanlarına hem de ülke kaynaklarına olumsuz etkileri olmaktadır. Bu nedenle, ana başlıklarıyla bir KOBİ’nin sorunları aşağıdaki gibidir. KOBİ’lerin Ana Sorunları Modaya kapılması (kısa ömürlü, ilk girenin kazandığı işler), Yetersiz Sermayeli Oluşu, Yüksek Maliyetle Çalışması Yanlış Yönetilmesi Hatalı İstihdam Politikası Hedefinin Olmaması Gereksiz Yere Cesaret Sergilemesi Bilgi ve Teknolojisinin Yetersiz Olması Şeffaf Olmaması Müşterilerini Tanımaması Yanlış Fiyatlandırma Yapması Nakit Akışını Planlamaması Değişimin Gerisinde Kalması Müşteri sayısını Artırmaması Ölçüsüz Büyümesi Büyümeye Yanıt Vermeyen Bir Yönetim Yapısı Olması Kaynak: Ekonomist Yapılan bir araştırmaya göre, KOBİ’lerin üçte ikisinin “firma ortağının yakın kontrolündeki profesyoneller” tarafından yönetildiği ve finansal kararların bu şekilde alındığı ortaya çıkmıştır. Şirketlerin sadece yüzde 10’luk bir kesiminin yönetimi tamamen profesyonellere bırakılmıştır. Şirketlerin büyük bir kısmı muhasebe ve finansman faaliyetlerini iç içe takip etmektedir. KOBİ’ler artan rekabet şartlarına rağmen birleşme yolu ile bir büyümeye sıcak bakmıyorlar. Şirketlerin yüzde 90’dan fazlası finansal ortaklığa sıcak bakmazken, yabancı bir ortağa evet diyenler üçte iki oranındadır. ABD’de 27 milyon ile 29 milyon arasında KOBİ bulunmaktadır. Türkiye’de ise esnaf ve sanatkarlar da dahil olmak üzere KOBİ sayısı 3,6 milyon civarındadır. ABD nüfusu Türkiye’nin 4 katı olmasına rağmen KOBİ sayısı 8 kat daha fazladır. KOBİ sayısının fazla olması KOBİ’lerle ilgili finansal hizmetleri ve alternatifleri de canlı tutmaktadır. ABD’de her 60 dakikada 240 KOBİ’nin yeri değişiyor. İşyerleri taşınıyor ve yeni işyerleri alınıyor. Her bir saatte 12 tane yeni KOBİ açılıyor. Toplam işletmelerin yüzde 95’inden fazlasının KOBİ tanımına girdiği bir ülkede sağlıklı istatistiklerin olmaması ve ABD’dekine benzer şekilde bir verinin sunulmaması ülkemiz açısından ciddi bir sorun oluşturmaktadır. KOBİ’lerin AB’ye uyum sağlamak üzere yapması gereken bir çok husus bulunmaktadır. Halihazırda AB’ye ihracat yapan KOBİ’ler “CE” ve “e” gibi işaretleri kullanarak, ürünlerini gümrüklerde bekletmeden ve ek işlemlere tabi tutmadan AB ülkelerine arzını sağlamalıdırlar. 23 ürün grubunu kapsayan “CE” işareti için firmalar, danışman kuruluşlar aracılığı ile yurt dışındaki onay kuruluşlarından yada bu firmaların Türkiye temsilciliklerinden uygunluk değerlendirmesi yaptırmaktadırlar. AB’de “CE” belgesi veren 1.500 kuruluş bulunurken, Türkiye’de yerel firmalardan “CE” belgesi veren bir kurum henüz bulunmamaktadır. Bu açığı AB’de onay veren kuruluşların sayısı 10’u bulan Türkiye temsilcilikleri kapatmaktadır. Ürün çeşidine göre değişmekle birlikte bir belgenin alınmasının maliyeti 10 bin Euro’ya kadar çıkabilmektedir. “CE” işareti konusunda yetkili onay için Türkiye’den 3 başvuru AB’ye iletilmiş olup onay alınmak üzere AB komisyonundan yanıt beklenmektedir. İhracat ve ithalatımızın yarısının AB’ye olduğunu düşündüğümüzde bu yetkilendirmeyi yapabilecek Türk kurumlarının da bir an evvel sektöre dahil edilmesi gerektiği ve sayılarının da 3’ten fazla olmasının yararlı olacağı göz önüne alınmalıdır. Ayrıca yerli onay kuruluşlarının onay vermeye başlaması durumunda belge maliyetleri yüzde 80 oranında azalacaktır. “CE” belgesi alımı sadece ihracatımıza emek, sermaye ve zaman kazandırmayacak aynı zamanda yeni bir sektörün oluşmasına katkı sağlayarak yurtdışına giden belge onay masraflarının yurt içinde kalması ve dolayısı ile döviz kazancı ile de neticelenecek bir ortam oluşacaktır. AB mevzuatına uyum zorunluluğunun 1996’da başlamasına rağmen Türkiye’de şimdiye kadar onay kuruluşu için başvuru çıkmaması, firmaların bu konuyu bilmemesinden, altyapı ve laboratuarları yeterli kuruluşların bulunmamasından kaynaklanmaktadır. Rekabette Türkiye’nin avantajının olmaması, döviz kurları ve navlun fiyatları dahil bir çok şey KOBİ’lerin aleyhine işlemektedir. AB fonları hakkında bilgi sahibi olmayan KOBİ’ler devletin bu alanda yeterli bilgilendirme yapmadığından da şikayet etmektedir. Kalifiye eleman sıkıntısı kobilerin en büyük dertleri arasında yer almaktadır. Meslek okullarını bitirenler tecrübesiz ve daha da önemlisi hiçbir şey öğrenmeden mezun oldukları için çekirdekten yetişenler tercih nedeni olmaktadır. Ancak AB normları, KOBİ’lerde çalışacakların diploma sahibi olmasını öngörmektedir. KOBİ’ler ve Risk Yönetimi İnovasyon kadar firmalar için önem arz eden bir konu da riskleri yönetebilmektir. Geçmiş yıllarda akademik alanın dışına çıkamayan risk yönetimi, 11 Eylül saldırısı, Asya Ekonomik krizi, Enron’un çöküşü vb. bazı yönetim yanlışları nedeniyle, iş hayatının gündemine oturmuştur. Her işletmenin ve her sektörün kendine göre, riskleri olmakla beraber ana sınıflandırma ile, stratejik, Operasyonel, finansal ve dış etkenlerden kaynaklanan riskler olarak tasnif edilmesi mümkündür. Bu sınıflandırma içinde en fazla risk yüzde 66 ile stratejik risk olarak tanımlanmaktadır. Deloitte’nin yapmış olduğu bir araştırmaya göre 1994-2003 yılları arasında en yüksek ciroya sahip uluslar arası bin firma, risklerini kontrol altına alamadığı için değer kaybına uğramıştır. Firmaların yüzde 96’sı en az yüzde 10 ile yüzde 25 üzerinde değer kaybı yaşayan bir aralıkta bulunmaktadır. Bu firmaların yüzde 28’indeki değer kaybı yüzde 25’in üzerinde gerçekleşmiştir. Aktif olarak uygulanacak bir risk yönetimi süreci ile firmanın karşı karşıya olduğu risklerin büyük bir kısmı 1 yıl içinde ortadan kaldırabilecektir. Ülkemiz bu anlamda bir KOBİ ekonomisi olarak “emekleme” dönemini yaşamaktadır. Ancak, BDDK ve SPK’ya bağlı kurumların ve büyük, köklü şirketlerin kısmen risk yönetimi uygulamalarını gerçekleştirdikleri söylenebilir. KOBİ’ler için fırsat niteliğinde diğer bir gelişme ise KGF’nin sunduğu imkanlardır. Kredi Garanti Fonu A.Ş. ile KOBİ ve girişimcilere yönelik destek sağlanmalıdır. İki yıl içinde yaklaşık 500 KOBİ KGF’den kredi kullanmıştır. KOBİ’ler için İnovasyon Dönemi 2006 yılı ile ilgili önemli bir gelişme de Ulusal İnovasyon Girişimi’nin kurulmasıdır. İnovasyonla en temelde benimsenen şey, toplumun bilgi birikiminin arttırılması ve piyasaların gelişimine destek olacak altyapının sağlanması, bu şekilde de uzun vade de refahın ve yaşam standartlarının arttırılmasıdır. İnovasyonun ne olduğu hususu tam anlaşılmadan uygulanması sorunlar oluşturacaktır. Bu nedenle öncelikle İnovasyon kavramının ve kavramın getirdiği bakış açısının eğitimi verilmelidir. Büyüme ve Kalkınma İçin KOBİ Stratejileri 1. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, yeniden yapılandırılarak, Teşvik Uygulama ve İGEME Bakanlığına bağlanmalı, HALKBANK ve TÜBİTAK Bakanlıkla ilişkilendirilerek Bakanlık güçlendirilmelidir. 2. Sanayi envanteri çıkarılarak, öncelikli sektör yaklaşımını da içeren sanayileşme stratejileri bölgesel ve yerel kalkınma temelinde yeniden saptanmalıdır. 3. Ülkemizin Güçlü Ekonomi’ye geçiş yapması, mevcut KOBİ dinamiğini çok yönlü güçlendirmekten geçmektedir. Bu amaçla, “Öğretilmiş çaresizlik-sorgulama yeteneği-katma değer üretebilme becerisi” olarak ifade edebilecek şeytan üçgeninin aşılarak, büyüme ve kalkınma stratejilerinin başarıya ulaştırılması gerekmektedir. 4. Avrupa Birliği’nin KOBİ’lerinin üzerine titrediği ve gerekli her türlü desteği verdiği gerçekliğiyle yüzleşerek ve rekabetin gereği olarak Türkiye’nin de benzer politikalara yönelmesi ve özellikle 2005’te hazırlanmış olan KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı kapsamında KOBİ’lere destek sağlanmalıdır. 5. 3624 sayılı KOSGEB yasası yeniden düzenlenerek kurumun kaynak ve kadro yapısı güçlendirilmeli, daha işlevli ÇATI KURUM haline dönüştürülmelidir. 6. KOBİ’lerde kurumsallaşma teşvik edilerek kayıt dışının önüne geçmek için üretim ve istihdamın üzerindeki yükler azaltılmalı, Ar-Ge ve İnovasyon temeline dayalı üretim yöntemleri benimsenmelidir. 7. Küreselleşen rekabet ortamında KOBİ’leri güçlendirmeye yönelik yurtdışı ve yurtiçi işbirliklerine imza atacakları ortam ilgili tüm kurumların ortak çalışmasıyla sağlanmalıdır. 8. Planlı ve örgütlü sanayi yerleşkelerinin gelişmesinin önündeki engeller gerekli yasal düzenlemeler yapılarak kaldırılmalıdır. 9. Üniversite sanayi işbirliği konusunda bazı illerde KOBİ’leri de kapsayan olumlu gelişmeler ülke geneline yaygınlaştırılmalıdır. 10. KOBİ’lere danışmanlık hizmeti verilebilmesi için her alanda yeterli sayıda danışman envanteri ve danışman akreditasyon sistemi oluşturulmalıdır. a) Finansman 1. KOBİ’lerin uzun vadeli ve düşük faizli kredi olanaklarından yararlanması için gerekli düzenlemeler acilen yapılmalı, bu amaçla iç ve dış kaynaklı fonların çeşitli ve kolaylaştırılmış sistemler dâhilinde KOBİ’lerin hizmetine sunulması sağlanmalıdır. 2. Yüksek kredi faizlerinin düşürülmesine yönelik hükümet politikası ve devlet yaklaşımı kesintisiz sürdürülmeli ve makro planda gerekli kısa vadeli önlemler ile ilgili çalışmalar yapılmalıdır. 3. Kredi garanti sistemleri çeşitlendirilip güçlendirilmeli, yaygın biçimde KOBİ’lerin hizmetine sunulmalıdır. Bu amaçla KGF’nin sermaye artırımına Hazine Müsteşarlığı da katılmalı, bölgesel düzeyde yapılandırılmalı, hizmetleri ülke düzeyinde yaygınlaştırılmalı ve KOBİ’lerin karşılaştıkları teminat sorunlarına destek sağlanmalıdır. 4. BASEL II süreci de dikkate alınarak KOBİ’lerin kredilerden aldıkları payların artırılmasına yönelik uygulamalar geliştirilmeli, bu bağlamda kredi sigorta sistemleri, dış kaynaklı fonlar, BASEL II, KGF ve KOBİ A.Ş. vb. konularda bilgilendirme faaliyetleri yoğunlaştırılmalıdır. 5. KOBİ borsalarının sektörel ve bölgesel olarak çeşitlendirilerek yaygınlaştırılması ve daha etkin hale getirilmesi sağlanmalıdır. 6. Bankaların katma değerli üretim ve ihracat yapan KOBİ’lere düşük faizli ve uzun vadeli kredi verebilmesi için Karşılıklar Kararnamesi’nde, BDDK ve Bankalar Birliği çalışmalarında gerekli düzenlemelere gidilmelidir. b) Teşvik ve Devlet Destekleri 1. Ülkemizde KOBİ’lere yönelik devlet destekleri, proje bazlı, sektörel ve bölgesel farklılıklar da dikkate alınarak düzenlenmeli; etkin olarak kullandırılması, sonuçlarının izlenebilmesi ve yeni destek modellerinin oluşturulabilmesi amacı ile desteklerin yetkili tek kuruluş çatısı altında gerçekleştirilmesi temin edilmelidir. 2. KOBİ’lerin nitelikli ara eleman açığını kapatacak ve istihdama katkı sağlayacak somut ihtiyaçlar temelinde planlanmış mesleki eğitim seferberliği bir an önce başlatılmalı, KOBİ’lerin nitelikli ara eleman ihtiyacına dönük devlet desteği yaygınlaştırılmalıdır. c) Ar-Ge ve İnovasyon 1. KOBİ’lerimiz Ar-Ge desteklerine ulaşmada ve zamanında almada büyük güçlüklerle yüzyüzedirler. Bu nedenle, İnovasyon da liderliğe, KOBİ’leri dikkate alan stratejilere, KOBİ’leri himaye eden kaynak planlamalarına ve yenilikçilik kültürünün KOBİ’lere kazandırılmasına yönelik vergi muafiyeti ve diğer teşvik destekleri gibi mevzuat düzenlemeleri yapılmalıdır. 2. Firmanın temel değerlerini belirlemesi, orta ve uzun dönemli yatırım stratejileri oluşturması, yönetişim vb. gibi alanlarda başta yeni artırılması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. 3. Yerel kurumlarla işbirliği yapılarak bölgesel ve ulusal çerçevede İnovasyon kültürünün geliştirilmesi ve toplumsal temelde farkındalığın artırılması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. 4. Bilgi toplumuna geçişin teknoloji kullanmaktan ibaret olmadığı yaklaşımıyla KOBİ’leri yaygın bir İnovasyon bilgisiyle donatmanın araç ve yöntemleri hızla üretilmelidir. d) Patent 1. İnovasyon sürecinde patentin önemi hesaba katılarak, toplumda bu konudaki bilgi ve bilinç düzeyinin yükseltilmesine dönük çalışmalar organize edilmeli, teknoloji, iş fikirleri, İnovasyon yarışmaları çoğaltılmalı ve desteklenerek daha cazip hale getirilmelidir. 2. KOBİ’ler, motivasyonu yüksek, bilgiye dayalı, kaynakları saptanmış bir yol haritasına ihtiyaç duymaktadırlar. Bu ihtiyacın karşılanması için ülke içinde ve dışında güçlü ağlar oluşturulmalı, KOBİ’lerin ulusal ve uluslar arası ağ hizmetlerinden Türkçe yararlanacağı çalışmalar bir an önce devreye sokulmalıdır. 3. Patent, sınaî mülkiyet ve özellikle fikri mülkiyet haklarının koruma altına alınması ve KOBİ’lerin bu yönde bilinçlendirilmesi, yasal mevzuatta gerekli düzenlemelerin yapılması ve bunların maliyetlerinin makul düzeylere çekilmesi sağlanmalıdır. e) Kalite 1. KOBİ’lerde işletmecilik başarılı yapılanamadığından kalitede hâkimiyet sağlanamamaktadır. Üretim faaliyetini kalite bilinciyle gerçekleştirebilmesi için KOBİ’lere işletmecilik kültürü aşılanmalıdır. 2. Kalite artık yönetilen bir süreç haline gelmiştir. Üniversitelerde bugün yeni kalite anlayışına uygun özel programların oluşturulması temin edilmelidir. f) Bilişim 1. Küreselleşme süreci bilgi ve iletişim teknolojileri kullanamayan KOBİ’lerin aleyhine bir ortam yaratmaktadır. KOBİ’lerin bilgi ve iletişim teknolojilerine daha fazla yapması bir zorunlulukken, uygun koşulların sağlanması için devletin altyapı yatırımlarını ucuzlatarak KOBİ’ler arasında yaygın kullanımı sağlaması gerekmektedir. 2. Bilişim sektöründe yerli yazılım firmaları özel teşviklerle desteklenmelidir. g) İhracat 1. KOBİ’lerin ihracatını artırılması için bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkin kullanımı ile beraber, yeni araçlar ve organizasyonlar geliştirilmelidir. 2. İhracatçı ve üretici KOBİ’lerin üretim maliyetlerini indirmeye dönük önlemlere gidilmelidir. 3. Ana-Yan sanayi entegrasyonu derinleştirilmeli, Ar-Ge dâhil işbirlikleri güçlendirilmeli ve daha dinamik işbirliği sistemleri kurulmalıdır. h) Rekabet Hukuku 1. Yüksek Pazar payına sahip olmayan KOBİ’ler rekabet kurallarına hâkim değil aksine ve çoğunlukla bu kuralların mağduru durumundadır. Rekabet Hukuku kuralları KOBİ’ler lehine yeniden gözden geçirilerek güçlendirilmelidir. 2. Türk ürünleri için Batı Ülkelerinde aranan kalite standartları Türkiye’ye giren yabancı ürünlerde de aranmalı, Türk sanayisinin kalitesiz mallar karşısında haksız rekabetten dolayı zarara uğramayacağı yasal düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır. i) Çevre ve Enerji 1. Yenilenebilir enerji kaynakları değerlendirilerek bu konuda politikalar oluşturulmalı ve acilen hayata geçirilmeli, sektöre yönelmiş KOBİ girişimleri desteklenmelidir. 2. Kirleten öder anlayışından tüketen öder anlayışına geçilmeli. Çevre standartları ve yaptırımlar işletmelerin ölçek büyüklüğüne bağlı bir esneklik için ele alınmalı, biçimlendirilmelidir. 3. Çevre Maliyetlerinin düşürülmesi için OSB’lerde kümelenme gözetilmeli, böylece çevre koruma maliyetlerini düşürecek organizasyonlara gidilmelidir. 4. OSB’lerde Enerji Verimlilik Bölgeleri kurulmalı, enerji tasarrufuna yönelik özgün çalışmalarla enerji maliyetleri düşürülmelidir. j) Kümelenme 1. Küresel rekabette ülkenin ve KOBİ’lerin hazırlanmasında önemli bir araç olan kümelenmenin yönetişim ve sosyal sermaye özelliği, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte kurgulanarak uygulanmalı ve ortaya çıkan “küme modeli” oluşturduğu sinerjiyle sürdürülebilir bir başarı sağlamalıdır. k) İnovasyon İnovasyon, TDK tabiri ile yenileşim, daha anlaşılır hali ile “fark yaratan yaratıcılık” KOBİ’ler için de en önemli konulardan biri haline gelmiştir. Bu konuda hem kavramsal hem de uygulama kapsamında bir çok çalışma yapılmış olsa da İnovasyon, paradigma değişimini talep eden yapısı ile ön plana çıkan, özel-kamu ya da sektör ayrımı olmaksızın uygulanması mümkün olan bir bakış açısını ifade etmektedir. Çin, birçok Amerikalı şirketin anlamakta bile zorluk çekeceğini öncü yönetim teknikleri ve yönetim İnovasyonlarının küresel merkezi olarak öne çıkmaktadır. Hindistan yazılım sektörü, ilk başlarda düşük maliyetli offshore ve arka ofis operasyonları sağlarken, şimdi iş dünyasına yazılım hizmetleri üreten birçok dünya lideri yazılım firmasına sahiptir. Birçok Çinli ve Hindistanlı İnovasyoncuların bilinir bir marka olmaları an meselesidir. Örneğin Çin’de çip tasarlayan ve üreten 400’ün üzerinde firma bulunmaktadır. Bu firmaların ürünleri pragmatik ve kullanıcı hedefli olsa da çok yakında dünya çapında olacakları noktasında bir şüphe bulunmamaktadır. Birçok yönetici ayakta durabilmek için daha hızlı İnovasyon yapmak zorunda olduklarını hissetmektedirler. Bunun nedenlerinden birisi de ürün çemberlerinin inkâr edilemez bir şekilde kısalmasıdır. Yapılan araştırmalar, Amerika’daki tüketim mallarındaki ürün yaşam çemberlerinin 1992’den 2002 yılına kadar yarı yarıya düştüğünü göstermektedir. Bu ise firmaların iki kat daha hızlı İnovasyon gerçekleştirmeleri gerektiği anlamına gelmektedir. Çin, Hindistan teknoloji kullanıcılarından gelen talep, yüksek kalite ürünler üreten batılı üreticileri farklı şekillerde zorlamaktadır. Bu ürünleri daha ucuza elde etmek isteyen Çinli ve Hindistanlılar için yeni ve daha ucuz ürünler dizayn etmek zorunda kalmaktadır. Daha sonra bu ucuz ürünler tüm dünya pazarı için bir ürün haline gelmektedir. İnovasyon tıpkı kendisinden önceki yönetim metotları gibi, bir sanat olmaktan bir bilim olmaya doğru yol almaktadır. Kurumsal yönetimde “toplam kalite yönetimi” ve “6 Sigma” gibi yöntemler uzun süredir kullanılmasına rağmen İnovasyon teorik düzeyde bu kaliteyi henüz yakalayamamıştır. Yeni teknoloji veya şirketler tarafından alınan patentlerin İnovasyonun ölçülmesinde kullanılmasından daha çok İnovasyon için en verimli alan yönetim alanıdır. SAKARYA SANAYİSİ Sakarya Sanayinin Gelişimi Sakarya, Cumhuriyet öncesinde ve 1940'lı yıllara kadar çok zengin ormanlık alanlara sahip bir vilayetti. Bu nedenle, bölgede sanayinin ilk adımlarının ağaç işleriyle atıldığı görülür. 1900 yılında Türkiye'nin ilk demir yolları yapılırken ray döşemesi için kullanılan traverslerin, I. Dünya Savaşı'nda ordumuza yapılan arabaların ve tüfek kundakları için gereken ağaç ihtiyaçlarının Sakarya'daki ormanlık alanlardan sağlandığı bilinmektedir. Sonraki yıllarda adı Türkiye Zirai Donatım Kurumu olan, Demir Tahta Fabrikası (DA-TA) Adapazarı'nda 1917 yılında kurulmuştur. Bu yıllarda, ağaç sandalye ve ev eşyası imalatı yaygındır. I. Dünya Savaşı öncesinde, Adapazarı'nda yaşayan azınlıklar içinde Rumlar ipekböcekçiliğini geliştirmişler, 16 ham ipek atölyesi işletmişlerdir. Adapazarı Cumhuriyet Döneminde büyük gelişme göstermiş, şehirde 1935 yıllarında birçok ipek fabrikası kurulmuştur. Bu işletmeler varlıklarını suni ipek yaygınlaşıncaya kadar sürdürmüşlerdir. Bu arada bölgenin tarıma elverişli olması nedeniyle, Adapazarı'nda bir un fabrikası kurulmuş. Adapazarı-Hendek yolu üzerinde de, halkın "Ateş Değirmenleri" diye nitelendirdiği un değirmenleri varmış. Tarıma elverişi olan Adapazarı topraklarının kiremit yapımına uygun olduğu 1900'lü yıllarda bilinmektedir. Bugün hemen her çatıda görmeye alıştığımız "Marsilya Tipi Kiremit” 1900'lü yıllarda Adapazarı'nda üretilmeye başlanmıştır. Marsilya tipi Kiremitten önce, Adapazarı'nda, "Alaturka" denilen, yarım ay biçiminde iç içe geçme kiremitler kullanılırdı. Tanin Gazetesi'nde 1909 yılında yayınlanan araştırmaya göre, makineleşmemiş 7 kiremit ocağının sadece ikisinde yerli işçiler çalışırken, beşinde Ermeni işçiler olduğu tespit edilmiş. Adapazarı'nda sanayi gerçek atılımını 1940-1950'li yıllarda ve 1 Aralık 1954 tarihinde il olduktan sonra yapmıştır. Bu yıllarda büyük sanayi kamu kuruluşları gelmiştir. Türkiye Zirai Donatım Kurumu'nun çiftçilerimize tarım aletlerini yapan fabrikası 1943 yılında kurulmuştur. Askeri Ağır Bakım Fabrikası 1943 yılında Çorlu'dan Adapazarı'na nakledilmiş, TCDD Vagon Fabrikası 1951 yılında işletmeye açılmıştır. Adapazarı Şeker fabrikası ise 1953 yılında işletmeye açılmıştır. Bölgede sanayinin ve sanayi işletmeciliğinin oluşmasını sağlayan kamu kuruluşlarından sonra, Sakarya'da sanayi yatırımlarının hemen hemen tamamı özel sektör tarafından yapılmıştır. Sözü edilecek tek kamu yatırımı 1973 yılında işletmeye açılan, halkın Tank-Palet ismiyle tanıdığı 1010 Ordu Donatım Ana Tamir Fabrikası olmuştur. 1950'li yıllardan günümüze kadar Uniroyal Lastik Fabrikası (Daha sonra Good- Year olmuştur), Satüdaş, Paksan Kireç Sanayi, Alüminyum Alaşımları Anonim Şirketi, Lucas Elektrik Sanayi, Doğan Gıda, Freuhauf, Otoyol Sanayi A.Ş. gibi sanayi kuruluşları Adapazarı'nda faaliyetleriyle öne çıkmıştır. Günümüzde küçük imalat sanayi kent içinde (şeker, yağ, sabun, bisküvi, gazoz, kolonya, el sanatları...vs.) binaların alt katlarına bunun yanısıra kent içinde faaliyet gösteren torna, tesviye, marangoz aletleri, ısı cihaz ve alet-makina sanayileri kent dışına çıkmıştır. Kent dışına çıkan bu kuruluşlar toplu haldedir. Örneğin Marangozlar sitesinde Marangozlar, Dörtyol sanayi çarşısında otomotiv sanayisine yönelik faaliyetler toplanmıştır. Kent içinde ise dağınık şekildedirler. Fabrikaların çoğu eski konumuna göre kent dışında iken nüfus artışı ve yerleşme neticesinde kent çekirdeğinin içerisinde kalmıştır. Sakarya 1987-1998 yılları arasında Türkiye'nin refah düzeyi artan illeri içinde yer almıştır. Kaldı ki bu gelişme istatistikleri Sakarya'da her yıl üretilen, Gayri Safi Milli Hasıla'yı tam anlamıyla yansıtmamaktadır. Sakarya'da faaliyet gösteren ve büyük çaptaki firmalarımız Türkiye'nin en büyük 500 kuruluşu içinde yer almaktadır. İlimizde üretim yapan dev kuruluşların (Otoyol, Toprak Grubu, Pilsa, Yazakisa, Goodyear, Noksel) yönetim merkezleri Sakarya'da olmadığından, ürettikleri GSMH’lar İlin yıllık üretim değerleri içinde görülmemektedir. Bu kuruluşlar vergilerini Sakarya'da ödemeye başladıklarında ilimiz ekonomisinin kalkınma hızı daha da artacaktır. Günümüzde sanayi yatırımlarını teşvik, düzenli şehirleşme ve istihdam sorunlarını çözümlemeye yönelik etkili bir kalkınma aracı olarak görülen Organize Sanayi Bölgesi kurulması çalışmaları 1976 yılından itibaren devam eden Organize Sanayi Bölgesi 1993 yılında nihayet bulmuştur. Daha sonraları İlimiz Organize Sanayi Bölgesi yatırımcı yönünden cazip kılan İstanbul-Ankara –BursaKocaeli gibi büyük şehirlere yakın olması ve ayrıca kara, deniz ve hava ulaşımı açısından uygun bir konumda bulunmasıdır. Bu nedenle hızla artan yatırım talepleri nedeniyle 2 ve 3 Organize Sanayi bölgeleri kurulmuştur. İlimizde son 15 yılda sanayi sektöründe önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bu gelişmelerin başlıca nedenleri; Sakarya’nın yatırım yapmak için uygun konumda olması, hammadde ve mamul madde kaynaklarına ulaşım kolaylığı, uygun yatırım alanlarının bulunması (Organize Sanayi Bölgeleri), büyük Holdinglerin Sakarya’yı yatırım üssü olarak seçmeleri (Koç Holding, Sabancı Holding, Çukurova Grubu, Toprak Holding, Ülker Grubu, Toyota vb), nitelikli insan gücü (Sakarya Üniversitesi, Meslek Liseleri ve Çıraklık Eğitim Merkezleri) olanakları dış yatırımcılar için İlimizi cazip bir yatırım merkezi konumuna getirmiştir. İlimizde son yıllarda özellikle otomotiv, tekstil ve gıda sektörlerinde büyük gelişmeler yaşanmıştır. Otomotiv devi olan Toyota, Otoyol, Otokar ve Tırsan firmalarının önemli yatırımlarını İlimizde yapmaları, beraberinde İlimiz otomotiv yan sanayi üreticilerinin de hızla büyümelerini sağlamıştır. Gıda sektöründe özellikle Süt ürünleri ve Tavukçuluk alanında önemli yatırımlar gerçekleşmiştir. Ülker grubunun Pamukova ve Akyazı ilçelerinde, Şenpiliç A.Ş. Geyve ilçesinde yapmış olduğu yatırımlar İlimizde mevcut diğer üreticiler için de bir ivme kazandırmıştır. Tüm üreticiler üretim teknolojilerinin geliştirilmesi ve rekabet güçlerinin arttırılması için önemli bir mücadelenin içine girmişlerdir. Yine bununla birlikte özellikle süt ürünlerinin işlenmesi ile ilgili makine ve ekipmanların üretiminde Türkiye’de söz sahibi olan firmalarımız daha da büyümeye başlamıştır. Bu gelişmelerin hayvancılığın da gelişmesine de katkı sağlayacaktır. Tekstil sektöründe de son yıllarda İlimizde önemli yatırımlar gerçekleşmiştir. Bunun en önemli sebeplerinin başında Sakarya’nın Tekstilin önemli merkezleri olan İstanbul ve Bursa illerine olan yakınlığıdır. Bu illerde mevcut tekstil üreticileri yeni yatırım alanlarına sahip olmadıklarından, istihdam maliyetlerinin yüksekliğinden, kalifiye işgücünün temininde yaşanılan zorluklar neticesinde yeni yatırımlarını Sakarya iline kaydırmışlardır. Özellikle Geyve, Hendek ve Akyazı’ya yaptıkları yatırımlar ile bu bölgelerde önemli bir istihdam yaratmışlardır. Bu gelişmeler Sakaryalı yatırımcıların da tekstil konusuna yönelmelerini sağlamıştır. Bu gelişmeler yakın bir gelecekte Sakarya ilini özellikle Tekstil konusunda Türkiye’de söz sahibi iller arasına sokabilecek tekstil altyapısını oluşturmuştur. İlimizde pamuk-polyester iplik, örme-dokuma kumaş, konfeksiyon, kumaş boyama, tül-perde, fisto-güpür-brode konularında ciddi yatırımlar mevcut olup, iç ve dış pazarlarda kendilerine yer bulabilmektedirler. Türk Sanayinin Yükselen Yıldızı Sakarya Sakarya, Cumhuriyetin ilk yıllarında kamu yatırımları ile başlayan sanayileşme sürecini, özel sektör yatırımları ve organize sanayi bölgeleri ile devam eden bir ildir. Sakarya, son yıllarda kurulan büyük ölçekli sanayi kuruluşları ile ülke sanayisinin gözde yatırım bölgelerinden biri olma özelliğini kazanmıştır. İnsan ihtiyaçlarının sonsuz olması, sanayinin gelişmesine, hızlanmasına ve modernleşmesine sebep olmuştur. İhtiyacın büyük emek gücüyle karşılanması, bunun sonucunda maliyetin pahalıya mal olmasına nedendir. İnsan emeğinin az harcandığı sanayi bugün inanılmaz boyutlara ulaşmıştır Gerek yerleşim yeri üstünlüğü, gerek alt yapı imkanlarının varlığı ve gerekse İstanbul gibi büyük bir kentin varlığı sanayi yatırımlarının Marmara Bölgesi'nde ve özellikle İstanbul'da yoğunlaşmasını sağlamıştır. Ancak sanayi yatırımlarının bölgesel yoğunlaşması olumsuz etkiler yaratmakta ve üretim maliyetlerinin artmasına neden olmaktadır. İstanbul, çevre sorunlarının artması, enerji sıkıntısı, altyapı ve arazi maliyetlerinin giderek artması sonucu çekiciliğini kaybetmiştir. Yeni yatırımlar altyapı ve pazarın gelişmiş bulunduğu çevre illere Bursa, Kocaeli, Tekirdağ ve Sakarya'ya kaymaya başlamıştır. Sakarya, çeşitli iklim şartları, ucuz arazi varlığı, elektrik enerjisinin toplaşım yeri, kara ve demir yolları ağına dahil oluşu, nüfus yoğunluğunun sağladığı iş kolu imkanları ile sanayi kuruluşlarını kendine cezp etmektedir. Sakarya, otomotiv ve yan sanayi, tekstil, gıda, orman ürünleri, elektrik-elektronik, yapı-inşaat malzemeleri, süs bitkiciliği gibi alanlarda yatırıma uygun konumu ile Türkiye’nin önemli bir yatırım merkezidir. Bulunduğu coğrafyanın yer altı ve yerüstü zenginlikleri Sakarya’yı bugün gelişmekte olan Türkiye sanayisinin en gözde illerinden birisi durumuna getirmiştir. TEM ve D-100 (Eski E-5) uluslararası karayolları ile Haydarpaşa-Arifiye demiryolu hattı Avrupa’yı, Asya’ya bağlayan uluslararası karayolu ulaşımı Sakarya’nın coğrafi konumunu öne çıkarmaktadır. Özellikle 1990 yıllardan sonra hızla bir sanayileşme sürecine giren ilimiz asrın felaketi olarak nitelendirilen Marmara Depremi ile büyük yara almış, ancak devlet-millet işbirliği sayesinde el ele verilerek yaralar sarılmıştır. Bünyesinde barındırdığı müteşebbis ruh sayesinde de ildeki yatırımlar büyük bir ivme kazanmıştır. Bugün gelinen noktada ilimiz, sunmuş olduğu cazip fırsatlar ile ulusal ve uluslararası yatırımcıların gözdesi durumuna getirmiştir. Sakarya ili, sanayi, tarım ve turizm yatırımlarına uygun bir nitelik taşımaktadır. Özellikle İstanbul, Bursa ve Kocaeli üçgeninde sanayinin yoğunlaşması, müteşebbisleri yeni yatırım alanları arayışlarına yönlendirmiş, dolayısıyla da Sakarya alternatif bir yatırım alanı olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Ayrıca Sakarya gerek iklim, gerekse toprak yapısı bakımından iç ve dış mekan süs bitkileri yetiştiriciliğine uygun olması, bu konuda faaliyet gösteren işletmelerin sayısının her geçen gün artması ve bu alanda yatırım yapmayı düşünen işletmecilerin varlığı sektörü cazip hale getirmiştir. Tekstil sektöründe de son yıllarda İlimizde önemli yatırımlar gerçekleşmiştir. Bunun en önemli sebeplerinin başında Sakarya’nın Tekstilin önemli merkezleri olan İstanbul ve Bursa illerine olan yakınlığıdır. İlimizdeki KOBİ’lerin kuruluş tarihleri itibariyle bakıldığında Sakarya sanayisinin genç bir yapıya sahip olduğu görülmektedir. Sakarya’daki sanayi kuruluşlarının üretime geçtikleri tarih itibariyle % 76’sı 1990-2009 yılları arasında kurulmuştur. Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında 20, ikinci en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında da 7 firmamız bulunmaktadır. Ayrıca İlimizde 13 yabancı firmanın üretim tesisi vardır. Bu tesislerde yaklaşık 6.500 kişi istihdam edilmektedir. Sakarya sanayisinde; Otomotiv ve otomotiv yan sanayi, tekstil, orman ürünleri, süt ve gıda endüstrisine yönelik makine üretimi gibi sektörler ön plana çıkmıştır. İlimizde 3 organize sanayi bölgesi faaliyette olup, bu OSB’lerimiz toplam 766 hektar alandadır. Bu OSB’lerimizde 112 fabrikada 12.043 kişi istihdam edilmektedir. Hali hazırda 52 tesisin inşaatı da devam etmektedir. Söğütlü Organize Sanayi Bölgesi’nde ifraz yapılarak 67 parsel 61 parsel olmuştur. Ferizli Organize Sanayi Bölgesi yer seçimi kesinleşmiş olup, kuruluş protokolü hazırlanacaktır. Kaynarca Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili yerle ilgili etüt raporu hazırlanma süreci devam etmektedir Karasu Organize Sanayi Bölgesi kesinleşmiş yer tahminleri başlamıştır. Akyazı O.S.B.’nin başvurusu Bakanlıkta inceleme aşamasındadır. İlde kurulu bulunan 10 küçük sanayi sitesinde, 3.081 işyerinde 8.698 kişi istihdam edilmektedir. Ferizli’de Bakanlık Kredi Desteği ile kuruluşu sürmekte olan küçük sanayi sitesi 150 işyeri kapasiteli olarak planlanmış ve yatırımın %70’i gerçekleşmiştir. Kocaali Küçük Sanayi Sitesi ilgili bakanlığa kuruluş başvurusu yapmış olup kuruluş çalışmaları sürmektedir. Sakarya sanayisi, organize sanayi bölgelerinin tamamlanması ile disiplinli ve çağdaş teknolojilerle daha düzenli bir şekilde gelişecektir. Sanayi yatırımlarının dağınık ve düzensiz yapılanması OSB’lerle önlenmekte, bereketli tarım arazileri büyük bir özenle korunmaktadır Sakarya ili gerek iklim, gerekse toprak yapısı bakımından iç ve dış mekan süs bitkileri yetiştiriciliğine çok uygundur. Dolayısıyla ilimizde bu sektörde faaliyet gösteren işletmelerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Özellikle son 10 yıl içerisinde süs bitkiciliği üretiminde önemli yatırımlar yapılmıştır. Bu sektörde yapılan yatırımlarla ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlanacaktır. 1997 yılında 14 işletme ve 65 dekar alanda başlanan süs bitkisi üretiminde 2008 yılında 347 işletme ve 6.567 dekar alana ulaşılmıştır. 2009 yılında 348 işletmede 6.978 dekar alana ulaşmış ve ruhsatlandırma çalışmaları henüz tamamlanmayanlarla birlikte bu alanın 700 civarında işletmede 13.000 dekarın üzerine çıkmıştır. Sakarya’yı süs bitkiciliği üretiminde ülkemizdeki lider konumundan dünyada bir marka haline getirmek ana hedeflerimizdendir. TABLO 18 SANAYİ İŞLETMELERİNİN DURUMU SANAYİ İŞLETMELERİNİN DURUMU İşyeri Sayısı Ticari İşletmeler 2008 2009 4 4 KAMUYA AİT İŞLETMELER 773 846 KOBİ 99 105 OSB ÖZEL 3.300 3.081 KSS SEKTÖR Yabancı İŞLETMELERİ 13 13 Ortaklı Firmalar İstihdam Kapasitesi 2008 2009 2.508 2.452 38.821 42.632 8.758 9.132 9.958 8.698 3.400 6.500 TABLO 19 SAKARYA İLİNDE KOBİLERİN DURUMU SEKTÖRÜ Gıda Ürünleri Tekstil Makine İmalatı Orman Ürünleri Metal – Çelik Petro –Kimya Elektrik-Elektronik Otomotiv Yapı – İnşaat TOPLAM FİRMA SAYISI 247 73 88 84 73 74 22 77 112 850 ÇALIŞAN 7.947 7.955 2.048 1.328 2.571 2.510 750 11.075 6.541 42.725 TABLO 20 KÜÇÜK SANAYİ SİTELERİ KÜÇÜK SANAYİ SİTELERİ 1- Karasu Sahil Yolu K.S.S 2-Sakarya Ziraat Aletleri K.S.S 3-Sakarya Oto Sanko K.S.S 4-Atatürk Sanayi Sitesi 5-Hanlı K.S.S 6- Geyve Sanayi Sitesi 7-Hendek Sanayi Sitesi 8-Akyazı Sanayi Sitesi 9-Modern Sanayi Sitesi 10-Sakarya Oto Tamircileri TOPLAM İŞYERİ SAYISI 104 196 60 104 120 85 112 310 657 1333 3.081 İSTİHDAM 150 548 350 150 500 180 140 810 1920 3950 8.698 ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ TABLO 21 SAKARYA İLİ ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ Alanı (hektar) Organize Sanayi 1.OSB (Hanlı) 2.OSB (Hendek) 3.OSB (Söğütlü) TOPLAM 2008 162 350 254 766 2009 162 350 254 766 Üretime geçen tesis sayısı 2008 2009 62 62 31 37 10 13 103 112 İstihdam 2008 7.500 1.853 1.905 11.258 2009 7.500 2.543 2.000 12.043 1. ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ a) Yeri ve Konumu Sakarya I. Organize Sanayi Bölgesi Yüksek Planlama Kurulunun 07.06.1993 tarihli kararı ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığının bu karara istinaden saptadığı Kuzeyinde Hanlı Belediyesi, Güneyinde Ankara–İstanbul TEM Otoyolu, Doğusunda Sakarya Nehri ve Batısında E–25 Eskişehir Adapazarı yolu ile sınırlanmış 162 Hektarlık bir alan üzerinde kurulmuştur. Bu 162 hektarlık alanın 13,6 hektarı yollara 23,5 hektarı yeşil alanlara 3,8 hektarı Sosyal Tesis ve Teknik Destek alanlarına ve de 121,1 hektarı da Sanayi Parseli olarak ayrılmıştır. 161,1 hektardan oluşan sanayi alanı kuruluş anında irili ufaklı 63 adet sanayi parseline bölünmüştür. Altyapı çalışmaları 1995 yılında başlamış 2005 yılı sonu itibarı ile Doğalgaz, Asfaltlama, Hızlı İnternet dahil tamamı bitirilmiştir. O tarih itibarı ile Alt yapı yatırımlarına 22 Milyon Dolar civarında harcama yapılmış ve Saha içi Yolları Alt Temel Seviyesi Yağmur Suyu Drenaj Şebekesi Pissu Drenaj Şebekesi İçme ve Kullanma Suyu Şebekesi Orta Gerilim Şebekesi Telekomünikasyon Şebekesi Saha içi Yolları ve Çevre Aydınlatma Şebekesi Doğalgaz Alt Yapı Şebekesi Alt Yapı Tesisat Kanalları inşaatı Çevre Çiti ve Koruma Duvarı İnşaatı Saha İçi Yolları Üst Yapı İnşaatı Bölge Giriş Kapıları Hızlı İnternet Santralı Asfaltlama işleri tamamlanıp hizmete sunulmuştur. Sakarya I. Organize Sanayi Bölgesinde ilk fabrika inşaatı 1995 yılında başlamış ve 1997 yılında bitirilmiştir. Bugün için bütün Parsellerin tahsisi yapılmış, tahsisi yapılan arsalardan da 62 adedinde fabrika binaları bitmiş olup üretim devam etmektedir. Bölge sektörel açıdan incelendiğinde ağırlık Otomotiv yan sanayi olmak üzere Tekstil, Metal İşleri, Makine İmalatı, Elektrik – Elektronik, İnşaat ve İlaç sektörü temsilcilerinden oluşmaktadır. Ekonomideki dalgalanmalara bağlı olarak da 6500 ile 7500 civarında işçi çalışmaktadır. Bölge 1993 tarihinde başlayan kuruluş işlemlerinden 03.06.2003 tarihine kadar Müteşebbis Heyet tarafından yönetilmiştir. b) Sanayi Kuruluşlarının Sektörel Dağılımı Sanayi Tesislerinin Sektörel Dağılımı Otomotiv ve Madeni Eşya Plastik Sanayi Tekstil Orman Ürünleri Sanayi Elektrik-Elektronik Sanayi Gıda Sanayi İnşaat Malzemeleri Sanayi Kimya Sanayi 28 Adet 7 Adet 10 Adet 2 Adet 2 Adet 2 Adet 8 Adet 2 Adet c) Yapılaşma Durumu Bölgemizde 62 firma üretime geçmiştir ve üretime geçen tesislerde yaklaşık 7.500 kişi istihdam edilmektedir. d) Fonksiyonel Alan Bilgileri Fonksiyonel Alan Büyüklükleri 1.611.344 m2 Brüt Alan Net Sanayi Parseli Alanı Yeşil Alanlar İdari ve Sosyal Tesisler Alanı Teknik Altyapı Çıraklık Eğitim alanı TSE Alanı Saha İçi Yolları Toprak Huzur Evi Minimum Net Sanayi Parsel Alanı Maksimum Net Sanayi Parsel Alanı 1.179.592 m2 233.851 m2 31.043 m2 8.760 m2 7.019 m2 4.993 m2 135. 092 m2 10.994 m2 5.000 m2 403.500 m2 e) Tamamlanan Altyapılar Bugüne kadar bitirilen işler için yaklaşık 18,5 milyon dolar harcanmıştır. Bölgenin doğalgaz temini işi AGDAŞ (Adapazarı Gaz Dağıtım A.Ş.) tarafından tamamlanmıştır, Ekim 2003 itibariyle hattap bağlantısı yapılmış Bölgeye gaz verilmiştir. 2. ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ 1) KONUMU : Sakarya İli, Hendek İlçesi sınırları içersinde İstanbul-Ankara D-100 Devlet Yolu ile TEM Otoyolu arasında kalan 350 hektarlık bir alan üzerinde kurulmuştur.(07 Mayıs 1997) ULAŞIM BİLGİLERİ : Sakarya İl Merkezine Hendek İlçe Merkezine İstanbul-Ankara D-100 Yoluna TEM Otoyolu Akyazı Gişelerine TEM Otoyolu Hendek Gişelerine İstanbul’a Ankara’ya Sabiha Gökçen Havalimanı : : : : : : : : 25 Km 10 Km 1 Km 13 Km 10 Km 155 Km 310 Km 140 Km Karasu Limanı Derince Limanı Arifiye Tren İstasyonu Sakarya Gümrük Müdürlüğü : : : : 80 Km 75 Km 28 Km 23 Km Mesafede bulunmaktadır. 2) FİRMALARIN SEKTÖREL DAĞILIMI: ( 75 Firma) Bölgemizin revize edilen İmar Planları sonrasında oluşan 99 sanayi parselinin tamamı 84 firmaya satılmış ancak taahhütlerini yerine getirmeyen 9 firmanın parsel tahsis hakkı iptal edilmiştir. Son durum itibariyle mevcut 75 firmanın sektörel dağılımı ; Otomotiv ve Madeni Eşya Sanayi Plastik Sanayi Tekstil Sanayi Yapı Elemanları Orman Ürünleri Gıda Sanayi Elektrik Malzemeleri İmalatı Kimya Sanayi : 43 : 6 : 4 : 8 : 4 : 4 : 4 : 2 3) YAPILAŞMA DURUMU : ( 75 Firma) 37 Firma Üretimde : (Airfel Isı.Sis., Ak Çelik, Alkur Kapı, Akpa Alüminyum, Akpres Metal, Alfa Çelik , Ant Group Mak, Arif Pırıldar Tekstil, Aspen Zemin, Atılgan Mak,Aydın Kuruyemiş, Çağla Gıda, Çağmak Mak, Çakmak Vinç, Çamsan A.Ş., Dengizekler Orm., Eksan Mekanizma, Gemak Mak, Gülmelet Galveniz, HekimYapı , İCO Plastik , Kervancı Mak, Kütsert Otomotiv, Lohr Taşıt.araç, Net-Mak Makine, Misket Metal A.Ş, Oğuz Gıda , Ormaksan Mak,.,Rad-Tek , Sakarya Cam , Sarp İnşaat, Sheidel Baca, Sorgüven Düğme, Şenol Kalıp, TLS Tekstil,Wiegel Hendek Galveniz , Yapıcan Mak,) 35 Firma İnşaa Halinde: 11 Firma üretim aşamasında: (Arma filtre, Bcs Metal San, Ekosinerji Elek,Elis Elektrik, Isılsan Mak, Küçükçalık Tekstil, Lita Aydınlatma, Özmenler Mısır, Sintaş Plastik, Ufuk kimya, Yeğenoğulları Saç) 8 Firma karkas aşamasında: (Ak inşaat,Atasan Metal, Do-ka Endüstri,Gedik Döküm Vana,Karakaya86, Lider İnş, Köksan Pet, Petek Boru,) 15 Firma temel aşamasında: (Alp Plastik , Doğan Malzemecilik, Elektrotek Erdem Çelik, Erkuşlar Mak ,Gizem Frit,Kromel Mak , Met-Mak Çelik , Osman Gümüştaş Elk, Salt İnşaat, Seyit Usta Treyler, Tekma Teknik, Tepe Kimya , Ünal Makine,Yazar İmalat ,) 4 Firma Proje aşamasında:(Gedik Holding,(Kaynak), Gedik Döküm(Dimaş,Tavsan Plastik,) A.Ş, Cimtav olup, bölgede üretime geçen firmalarda toplam 2543 kişi çalışmaktadır.Bölgedeki tüm sanayi tesislerinin tam kapasite ile üretime geçmesiyle yaklaşık 20.000 kişiye istihdam sağlanmış olacaktır. 4) YOL DURUMU : Bölgeyi D100 Devlet Yoluna bağlayan 800 m. uzunluğunda 25 m. genişliğindeki Bağlantı Yolu ve Kavşağı üst yapısıyla ve aydınlatmasıyla tamamlanmıştır. Bölgenin 12550 m. uzunluğundaki saha içi yolları alttemel seviyesinde tamamlanmış olup, 9550 metrelik bölümünde ise kısmi asfalt işi tamamlanmıştır. 5) SU DURUMU : Bölgenin istikbaldeki içme ve kullanma suyu ihtiyacının açılacak derin kuyulardan karşılanması planlanmıştır. Halihazırda üretimde bulunan tesisler içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarını parselleri içersinde açmış oldukları kuyular vasıtasıyla yeraltından elde etmektedirler.İçme suyu ihtiyacının şehir şebekesinden karşılanması yönünde Adapazarı Büyükşehir Belediyesi (ADASU) tarafından gerekli çalışmalar tamamlanarak 20 litre/sn debilik su Bölgemiz girişine kadar getirilmiştir. 6) ENERJİ DURUMU: Bölgenin ihtiyacı olan 50 MVA’lık enerji yaklaşık 4,5 km. mesafeden OSB’ye yapılan 2x477 MCM hat ile karşılanmıştır.Bölge içi dağıtımı geçici havai Enerji Nakil Hatları ile yapılmış olup,E.N.Hatlarının yer altına alınması amacıyla yapımına başlanılan Betonarme Tesisat/ Kablo Kanalı Yapımı işi tamamlanmıştır 7) HABERLEŞME DURUMU: Bölgenin 300 abonelik geçici havai hatlar ile karşılanan haberleşme sistemine ait yer altı şebekesi ve fiberoptik kablo çekimi TürkTelekom A.Ş tarafından tamamlanmıştır.OSB tarafından 70 m2 büyüklüğünde bir santral binası yapılarak Türk Telekoma A.Ş’ye teslim edilmiştir. 8) KANALİZASYON VE YAĞMURSUYU ŞEBEKESİ DURUMU: OSB içerisinde Arıtma Tesisi yeri olarak planlanan alanda İller Bankasınca onaylanan projelere göre İller Bankasınca ihalesi yapılan Ortak Atıksu Arıtma Tesisi İnşaatı tamamlanmış ve geçici kabulü yapılarak işletmeye alınmıştır. Bölge Müdürlüğünce hazırlatılarak İller Bankasına onaylatılan Projelere göre ihalesi yapılan Bölgemizin Kanalizasyon ve Yağmursuyu Toplayıcı Tesisi Şebekeleri arıtma tesisine bağlanmıştır. Ortak Atıksu Arıtma Tesisinin İnşaası ve işletilmesine ilişkin tüm yetki ve sorumluluk İdaremiz ile Sakarya Büyük Şehir Belediyesi ( ADASU ) arasında yapılan protokol ile Adasu’ya devredilmiştir. Bölgenin doğusu ve kuzeyindeki sağlık koruma bandları üzerine açılan kenar hendekler vasıtası ile bölgeye dış arazilerden gelen suların Dilsiz Deresi’ne deşarjı sağlanmıştır. 9) DOĞALGAZ DURUMU: Bölgenin doğalgaz ihtiyacının temini yönünde AGDAŞ ile yapılan protokol esasları dahilinde Doğalgaz Bölgemiz girişine kadar getirilmiş, İhalesi yapılan bölge içi Doğalgaz Dağıtım Hattı İşi tamamlanarak Aralık 2008 tarihinden itibaren firmalara Doğalgaz verilmeye başlanılmıştır. 10) HUKUKSAL DURUMU: Bölgenin kamulaştırma işlemleri tamamlanmış olup Şubat 2006 tarihinden itibaren OSB Uygulama Yönetmeliği esasları dahilinde müteşebbislere parsel tapuları verilmektedir. 3. ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ KURULUŞ İlimiz, Söğütlü İlçesi, Soğucak,Yeniköy ve Hasanfakı Köyleri arazileri üzerinde toplam 254 hektarlık alanda kurulan Sakarya III.Organize Sanayi Bölgesinin Yer seçimi 18.08.1998, tüzel kişilik kazanması ise 22.04.1999 yılında gerçekleştirilmiştir. SANAYİ PARSELİ DURUMU Bölgede 61 adet sanayi parseli mevcut olup tamamı 52 yatırımcıya tahsis edilmiştir. 51 parselin planları (22 Mart 2007 - 8 Eylül 2008 - 2 Ocak 2009) tarihlerinde Bakanlıkça onaylanarak resmiyet kazanmıştır. Bölgenin nihai parselasyon planlarının ön kontrolleri Kadastro Müdürlüğünce onaylanarak Bakanlığın onayına sunulma aşamasına gelmiştir. KAMULAŞTIRMA Toplam 400 kadastral parselden müteşekkil Sakarya III.OSB’de; 394 adet kadastral parselin kamulaştırma işlemleri tamamlanmış, 6 adet parsel 2-B kapsamında olup, hukuki sürecin tamamlanması sonrası kamulaştırma işlemleri tamamlanacaktır. ALTYAPI DURUMU Bölgede imar planları 18.01.2002 tarihinde Bakanlıkça onaylanmıştır. Yatırımlara bakıldığında; Yol: 8800 metre, yol altyapısının tamamı 2008 Kasım ayı itibariyle tamamlanmıştır. OSB içi 22/1 nolu duble yolun sağlı sollu 6’şar metrelik kısmı ile 15/3 nolu yolun 6 m’lik kısmının asfaltlama ihalesi gerçekleştirilerek imalatına başlanılmıştır. 15/3 yolunun asfaltlama çalışması tamamlanmış, 22/1 yolunun reglaj çalışması devam etmektedir. Kanalizasyon: 6.900 metre, Mayıs 2008 sonu tamamlanmıştır. Üretimdeki firmaların bağlantıları gerçekleştirilmiştir. Elektrik: Mevcut şekliyle Adapazarı-Söğütlü ve Karasu-Kaynarca OG dağıtım hatlarından karşılanmaktadır. Karaman TM-III.OSB arasında inşa edilen ENH 6 Mayıs tarihi itibariyle tamamlanarak hizmete alınmıştır. Yağmursuyu: 6.200 metre, 22 Mayıs 2009 tarihinde tamamlanmıştır. Asfaltlama çalışması yapılan yollara ait çapraz bağlantıların imalatı gerçekleştirilmiştir. İçmesuyu: 6.960 metre uzunluğunda olup, 2010 yılında başlanılacaktır. Bölgenin proses suyu ihtiyacının temini amacıyla Nehir havzasında su arama çalışmaları devam etmektedir. Doğalgaz: Doğalgaz yatırımlarının ileriki yıllarda yapılması hedeflenmektedir. Deşarj Hattı: OSB- Sakarya Nehri arası yaklaşık 6.792 metre uzunluğundaki hattın inşası tamamlanmıştır. HABERLEŞME Bölgede ihtiyaç duyulan haberleşme hatları civar köylerin haberleşmesini sağlayan Telekom hatlardan karşılanmaktadır. TAPU DEVİRLERİ 61 adet sanayi parselinin 51 adedinin tapuları çıkarılmıştır. Üretime geçmiş bulunan 13 firmaya tapuları teslim edilmiştir. Bunlar; Şenpiliç(2 adet), Özgüllü, Güneşoğlu, Seher Mensucat, Kayar, SZ Müh. Çukurova Pak Yem Altaş Maray UTS Çağla Müh. Bereket Gıda YATIRIMLARIN GENEL DURUMU Bölgemizde arsa tahsisi yapılmış toplam 51 adet Ruhsatlandırma/Yatırım durumları dikkate alındığında; Firma bulunmaktadır. Firmaların ÜRETİMDE OLAN FİRMALAR; (13 adet) 1- Şen Piliç Gıda Sanayi A.Ş 2- Güneş Süt Ürünleri Gıda San. Ve Tic.Ltd.Şti 3- Özgüllü Süt Mam.Hayv. ve İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti 4- Seher Mensucat ve Tekstil A.Ş 5- Pak Tavuk Gıda San.Ve Tic.A.Ş 6- Kervan Süt Ürünleri Gıda San.Tic.Ltd.Şti. 7- Çukurova Yalıtım Çatı Kaplama ve Plastik Ürünler San.Tic.A.Ş 8- Kayseri Bereket Gıda San.tic.Ltd.Şti 9- Altaş Alüminyum İmalat San.Ve Tic.A.Ş 10- Dr.Shamout İzolasyon Kimya San.Tic.Ltd.Şti 11- KRV Yağ ve Kemik San.Tic.Ltd.Şti 12- S.Z. Mühendislik Makine Ve Metal Sanayi 13- Maray Tekstil Yalıtım Ürünleri San.Tic.Ltd.Şti İNŞA HALİNDEKİ FİRMALAR; (16 adet) 1- Adamek(Katmerci Holding) Tarımsal Ürünler San. Tic. Ltd.Şti 2- Toroslar Teks.San.Tic.Ltd.Şti 3- Semiplas Plastik Otomotiv San Tic A.Ş. 4- Gülseven Helva Şekerleme Ve Lokum San Ve Tic. A.Ş 5- Ada Çamlı Süt Ürünleri Nak.İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti. 6- Demet Demircioğlu Et Ve Süt Ürn.Tar.Bes.Paz.San.Ve Tic.Ltd.Şti 7- Dekor Grup Yapı A.Ş. 8- Çağla Mühendislik Ve Mimarlık Tic.A.Ş 9- Gün İnşaat San Ve Tic Ltd Şti 10- KMB İnş.Mobilya Madencilik Nakl.Tur.San.ve Tic.Ltd.Şti 11- Tetradıma Makine Oto.San.Ve Tic.Ltd.Şti 12- Uzay Taşıyıcı Sistemleri Müh.Mak. ve Yapı San.Tic.Ltd.Şti 13- Aytemur Petrokimya Ürünleri San.Tic.Ltd.Şti. 14- Opal İnşaat Turizm San.ve Tic.Ltd.Şti. 15- Tekin Soğutma Sistemleri İnş.ve Tur.San.ve Tic.Ltd.Şti 16- Askay İnş.Mak.ve Kim.San.ve Tic.Ltd.Şti YATIRIMA BAŞLAYACAK FİRMALAR; (3 ADET) 1- PLEKSAN Akrilik Levha San.Ve Tic.Ltd.Şti 2- Ahmet Berk KANGAL 3-Ata Makine İmalat Ve İnşaat San.Tic.Ltd.Şti RUHSAT BAŞVURUSUNDA BULUNMAYAN FİRMALAR (21 ADET ) (Proje çalışmaları devam eden firmalar) 1- Aydın Mensucat Döş.Kumaş San.Ve Tic.A.Ş 2- Pak Tavuk Gıda San. Ve Tic.A.Ş 3- Osgen Tekstil Kimya Plastik Ürünleri San.Tic.Ltd.Şti 4- Kilimoda Tekstil San.Ve Dış Tic.A.Ş 5- Kaşkar Süt Mamulleri San.Tic.Ltd.Şti 6- Pınar Plastik İnşaat Gıda San.ve Tic.A.Ş 7- TBP Kimyasal Mad.San.Tic.Ltd.Şti. 8- KGN Kurubuz Ve Basınçlı Kaplar San.Ve Tic.Ltd.Şti 9- Murat Süt Ürünleri A.Ş 10- Melos Kauçuk ve plastik A.Ş 11- Ali Koka Gıda İmalat Paz.Ltd Şti 12- İkizler Elektrikli Cihazlar Üretim ve Pazarlama San.Tic.A.Ş 13- Türek Gıda Sanayi İç Ve Dış Tic.Ltd.Şti. 14- Sapanca Plastik İnş.Tic Ltd Şti 15- Adnan BORAZANCIOĞLU 16- Daloğlu Endüstriyel Elektrik San.ve Tic Ltd Şti 17- Norm Ambalaj San. Ve Tic.A.Ş 18- Erzan Hırdavat Dış Tic.Ltd.Şti. 19- Muratoğlu Polyester Mam.İmalat San.ve Tic.A.Ş YATIRIMLARIN ORANSAL DURUMU Üretim bazında Firma bazında Parsel bazında 13/51=%25 32/51=%63 31/61=%51 Yaklaşık İnşaat alanı 1499549 * %50=749.774,0 m2 Yapı Ruhsatlı Alan(m2) İskanı Alınan alan(m2) İskanı Alınmayan Alan(m2) Kalan İnşaat Alanı(m2) 32 firma 12 firma 19 firma 51 firma 188.231,51 79.562,34 112.899,17 561.542,49 SEKTÖREL DAĞILIM S.No 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Sektör Gıda Sanayi Yapı elemanları Plastik sanayi Makine ve makine yan sanayi Kimya/Petrokimya sanayi Tekstil Sanayi Demir çelik / Demirdışı metaller sanayi Yağ sanayi Kağıt sanayi Yem sanayi Otomotiv yan sanayi Mobilya Sanayi TOPLAM Adedi 13 8 7 6 4 4 3 2 1 1 1 1 51 İSTİHDAM Üretim-Şantiye olmak üzere yaklaşık toplam 2000 kişilik istihdam sağlanmaktadır. TİCARET SEKTÖRÜ 1 TİCARET 1.1. İÇ TİCARETLE İLGİLİ GÖSTERGELER Ekonominin iç ticaret hacmini tespit edebilmek için; “borsalarda işlem hacmi” başta olmak üzere “yeni kurulan şirketler”, “kapanan şirketler”, “gerçek kişilerin tescil ve terkini” ve “protesto edilen senetler” gibi bazı göstergeler kullanılmaktadır. 1.1.1. Borsalarda İşlem Hacmi Ticaret Borsaları işlem hacmi 2009 yılında geçen yıla göre % 11,5 artarak 68.488,1 milyon TL’den 76.382 milyon TL’ye yükselmiştir. Reel olarak ise ticaret borsaları işlem hacminde %4,7’lik artış meydana gelmiştir. Seçilmiş Borsalar itibariyle 2009 yılında işlem hacminin en yüksek olduğu Borsa 8.566,8 milyon TL ile İstanbul Ticaret Borsası olurken, onu 3.889,6 milyon TL ile İzmir, 3.074 milyon TL ile Konya, 2.758,5 milyon TL ile Adana Ticaret Borsaları takip etmiştir. İşlem hacmi geçen yıla oranla en çok % 45,3 ile Trabzon, % 41,3 ile Diyarbakır, % 33,3 ile Samsun ve % 31,6 Gaziantep Ticaret Borsalarında artmıştır. Buna mukabil Sakarya Ticaret Borsası’nda 2009 yılında gerçekleştirilen işlem hacmi; cari fiyatlarla, bir önceki yıla göre yüzde 6,37 oranında artarak 1 milyar 891 milyon Türk Lirası seviyesine yükselmiştir. Sakarya Ticaret Borsası’nda 2008 yılında gerçekleştirilen cari fiyatlarla işlem hacmi ise 1 milyar 778 milyon Türk Lirası’dır. TABLO 1 TÜRKİYE TİCARET BORSALARINDA GERÇEKLEŞEN İŞLEM HACMİ Yıllar Cari Fiyatlarla İşlem Hacmi (Bin YTL) 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 7.218.666 10.590.146 17.337.443 23.728.985 32.280.218 41.573.499 48.157.807 53.470.422 62.031.924 68.488.066 76.381.970 Kaynak: TOBB 2009 Ekonomik Rapor Değişim Yüzdesi % 25,3 46,7 63,7 36,9 36,0 28,8 16,5 9,9 16,5 10,4 11,5 TABLO 2 ADAPAZARI TİCARET BORSASINDA GERÇEKLEŞEN İŞLEM HACMİ Yıllar 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Cari Fiyatlarla İşlem Hacmi (Bin YTL) 107.747 103.963 221.635 395.033 588.864 660.603 1.439.470 1.620.421 1.354.525 1.594.255 1.778.619 1.891.998 Değişim Yüzdesi % 193,3 -3,5 113,2 78,2 49,1 12,2 117,9 12,6 -11,4 17,7 11,6 6,37 Kaynak: Sakarya Ticaret Borsası 1.1.2. Yeni Kurulan Şirketler 2009 yılında 10’u kollektif şirket, 41.550’si limited şirket, 1.881’i anonim şirket, 1,03’i kooperatif olmak üzere toplam sermayesi 10.208,6 milyon TL olan 44.472 şirket kurulmuştur. 2008 yılına göre kurulan şirket sayısında % 9,3’lük, sermaye miktarında da % 17,3’lük düşüş olmuştur. Gerçek kişilerde tescil sayısı 2008 yılına göre % 6,7 azalarak 47.583’den 44.387’ye, ticareti terk eden kişi sayısı da % 15,8 azalarak 38.340’dan 32.289’a gerilemiştir. Buna mukabil Sakarya İlinde 2008 yılında toplam 648 şirket faaliyete geçerken; 2009 yılında yeni kurulan şirket sayısı 545’e gerilemiştir. Sakarya ilinde 2009 yılı içinde kurulan şirketler ise, 2 kollektif şirket, 439 limited şirket, 82 anonim şirket ve 19 kooperatif kurulmuştur. 1.1.3. Kapanan Şirketler Türkiye Genelinde 2009 yılında 102’si kolektif şirket, 11’i komandit şirket, 9.151’i limited şirket, 888’i anonim şirket, 243’ü kooperatif olmak üzere 10.395 şirket kapanmıştır. Geçen yıla göre kapanan şirket sayısında % 8,5 artış olurken, sermaye miktarında da % 7,1 düşüş olmuştur. 2009 yılında Sakarya İlinde, kapanan toplam şirket sayısı ise 181’dir. Kapanan 181 şirketin; 4’ü kolektif, 28’i anonim şirket, 130’u limited şirket ve 19’u kooperatiftir. TABLO 3 ÜLKE GENELİNDE YENİ KURULAN ŞİRKETLER Sermayesi Milyon TL 2008 Şirket Türü Kollektif Komandit Limited Anonim Kooperatif TOPLAM Sayı 2009 Sermaye 16 1 45.569 2.413 1.004 49.003 Sayı 2.423 10 8.119.654 4.194.519 21.611 12.338.217 Sermaye 10 0 41.550 1.881 1.031 44.472 985 0 7.430.550 2.766.069 10.966 10.208.570 Sayısal Değişim Yüzdesi (%) 77,7 -10,1 -28,6 -22,8 -11,5 Kaynak: TÜİK TABLO 4 SAKARYA İLİNDE YENİ KURULAN ŞİRKETLER Şirket Türü 2008 Yılı Şirket Sayısı Kollektif Komandit Limited Anonim Kooperatif TOPLAM Sayısal Değişim Yüzdesi (%) 2009 Yılı Şirket Sayısı 2 506 112 26 648 2 439 82 22 545 -13,2 -26,7 15,3 -15,8 Kaynak: Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası ve Akyazı Ticaret ve Sanayi Odası TABLO 5 TÜRKİYE GENELİ VE SAKARYA İLİNDE KAPANAN ŞİRKETLER TÜRKİYE SAKARYA 2009 % 2008 2009 Kollektif 88 102 1 4 -25,4 Komandit 6 11 -14,3 Limited 8.416 9.151 129 130 0,4 Anonim 836 888 21 28 -25,8 Kooperatif 232 243 23 19 -27,1 TOPLAM 9.578 10.395 -3,8 174 181 Kaynak: Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası ve Akyazı Ticaret ve Sanayi Odası Şirket Türü 2008 % -50 0,77 33,3 -17,3 4 1.1.4. Gerçek Kişilerin Tescil ve Terkini 2009 yılında Türkiye genelinde, ticari hayata atılan gerçek kişi sayısı (tescil), bir önceki yıla göre % 6,7 oranında azalarak 47 bin 583’den 44.387’ye gerilemiştir. Ticari hayatı terk eden gerçek kişilerin sayısı (terkin), % 15,8 oranında azalarak 38 bin 340’dan 32.289’a gerilemiştir. 2009 yılında Sakarya İlinde ticari hayata atılan gerçek kişilerin sayısı bir önceki yıla göre % 16,1 oranında azalışla 364’e gerilemiştir. Ticari hayatı terk eden gerçek kişilerin sayısı da % 22,3 oranında azalışla 156’ya gerilemiştir. Netice itibarıyla, 2008 yılında % 0,45 olan terkin/tescil oranı 2009 yılında 0,45 olarak gerçekleşmiştir. TABLO 6 ÜLKE GENELİNDE GERÇEK KİŞİLERİN TESCİL VE TERKİNİ Tescil YILLAR Tescil Sayısı Terkin Değişim % 20.851 24.369 22.626 19.414 25.634 33.336 41.665 49.525 53.568 49.720 47.583 44.387 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Terkin Sayısı 60,8 16,9 -7,6 -14,2 32,0 30,0 25,0 18,9 8,2 -7,2 -4,3 -6,7 12.686 12.371 13.943 15.870 16.752 15.259 17.868 17.774 22.719 25.343 38.331 32.289 Değişim % -15,0 -2,5 12,6 13,8 5,6 -8,9 17,1 -0,5 27,8 11,5 51,2 -15,8 Terkin / Tescil Oranı 0,6 0,5 0,6 0,8 0,7 0,5 0,4 0,4 0,4 0,5 0,8 0,7 Kaynak: TOBB 2009 Ekonomik Rapor TABLO 7 SAKARYA İLİNDE GERÇEK KİŞİLERİN TESCİL VE TERKİNİ YILLAR 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Tescil Tescil Sayısı 119 254 513 199 155 279 248 369 381 412 466 434 364 Değişim % -53,7 113,4 101,9 -61,2 -22,1 80,0 -11,1 48,8 3,2 8,1 13,1 -6,9 -16,1 Terkin Terkin Sayısı Değişim % 182 18,2 122 -32,9 39 -68,0 85 117,9 24 -71,8 179 645,8 143 -20,1 122 -14,7 120 -1,6 165 37,5 214 29,7 201 -6,1 156 -22,3 Terkin/Tescil Oranı 1,53 0,48 0,07 0,43 0,15 0,64 0,57 0,33 0,31 0,40 0,46 0,45 0,42 Kaynak: Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası ve Akyazı Ticaret ve Sanayi Odası 1.1.5. Protesto Edilen Senetler 2009 yılında Türkiye genelinde protesto edilen senet sayısı bir önceki yıla göre % 1,7 oranında artarak 1.600.000 yükselmiştir. Protesto edilen senet tutarı % 15,0 oranında artarak 7 milyar 771 milyon TL olmuştur. 2009 yılında Türkiye genelinde karşılıksız çek sayısı % 23,5 artışla 1.994.000 adete yükselmiştir. 2009 yılında Sakarya İlinde protesto edilen senet miktarı, bir önceki yıla göre % 27,3 oranında artarak 18.979 olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılında protesto edilen senetlerin tutarı, bir önceki yıla göre; cari fiyatlarla % 11,5 oranında artarak 77 milyon 529 bin TL yükselmiştir. TABLO 8 TÜRKİYE GENELİNDE PROTESTO EDİLEN SENETLER YILLAR Protesto Edilen Senet Miktarı 860.000 805.000 498.748 480.000 590.000 921.000 1.178.000 1.471.000 1.574.000 1.600.000 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Değişim % -27,6 -6,4 -38,1 -3,8 22,9 56,1 27,9 24,9 7,0 1,7 Cari Fiyatlarla Protesto Edilen Senet Tutarı 629.803 1.114.794 816.175 907.941 1.652.306 2.803.142 4.054.905 5.732.371 6.760.228 7.771.279 Kaynak: T.C. Merkez Bankası TABLO 9 TÜRKİYE GENELİNDE KARŞILIKSIZ ÇEK SAYISI Yıllar Karşılıksız Çek Sayısı 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 1.089.000 1.299.000 838.000 1.199.000 748.000 850.000 965.000 1.103.000 1.213.000 1.397.000 1.614.000 1.994.000 Kaynak: Merkez Bankası Değişim Oranı % 19,3 -35,5 43,1 -37,6 13,6 13,5 14,3 10,0 15,2 15,5 23,5 Değişim % 7,1 77,0 -26,8 11,2 81,9 69,6 44,7 41,4 17,9 15,0 TABLO 10 SAKARYA İLİNDE PROTESTO EDİLEN SENETLER (Bin TL) YILLAR Protesto Edilen Senet Miktarı Değişim % 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 3.189 1.883 1.170 1.545 1.254 1.770 3.375 6.903 10.445 12.946 14.902 18.979 4,6 -40,9 -37,9 32,1 -18,8 41,1 90,7 104,5 51,3 23,9 15,1 27,3 Kaynak: T.C. Merkez Bankası Cari Fiyatlarla Protesto Edilen Senet Tutarı 2.219.112 2.279.788 2.219.137 5.341.405 3.924.292 5.370.361 11.651.054 25.746.395 43.962.381 54.594.872 69.524.565 77.529.999 Değişim % 104,8 2,7 -2,7 140,7 -26,5 36,8 116,9 120,9 70,7 24,2 27,3 11,5 DIŞ TİCARET 1 DIŞ TİCARET Türkiye’nin ihracat ve ithalatında 2001 yılında yaşanan kriz sonrasında yüksek oranlı artışlar meydana gelmiş ve bu artışlar 2008 yılının son çeyreğine kadar devam etmiştir. Küresel krizin etkisiyle özellikle son çeyrekte oluşan olumsuz talep ve arz koşullarına rağmen 2008 yılının dokuz aylık döneminde de devam eden artışlar, son çeyrekten itibaren krizin etkisinin belirginleşmesiyle gerilemeye başlamıştır. TABLO 1 DIŞ TİCARET GÖSTERGELERİ (Milyon $) İhracat İthalat Dış Ticaret Hacmi Dış Ticaret Açığı İhracatın İthalatı Karşılama Oranı (%) Dış Ticaret Açığı / İhracat (%) 2003 47.253 69.340 116.593 22.087 2004 63.167 97.540 160.707 34.373 2005 73.476 116.774 190.250 43.298 2006 85.535 139.576 225.111 54.041 2007 107.272 170.063 277.335 62.791 2008 132.027 201.964 333.991 69,937 2009 102.129 140.926 243.055 38.797 68,1 64,8 62,9 61,3 63,1 65,4 72,5 46,7 54,4 58,9 63,2 58,5 53,0 38,0 Kaynak: TÜİK 2009 yılında ise, dünya ticaret hacminin büyük ölçüde küçülmesi ve özellikle ülkemizin en önemli ticaret ortağı olan Avrupa Birliği ülkelerinin büyüme performanslarındaki bozulma ve yetersiz talep koşulları dış ticaretimizde daralmaya yol açmıştır. Ekonomik krizin finansman olanaklarını, tüketici beklentilerini, yurtiçi ve yurtdışı talebi olumsuz etkilemesiyle, ihracatta 2008 yılının son aylarında başlayan düşüş eğilimi 2009 yılı Ekim ayına kadar devam etmiştir. Ekim ayında % 3,8 artış gösteren ihracat, Kasım ayında % 5,3 düşmüş, Aralık ayında ise % 30,2 gibi yüksek bir oranda artış göstermiştir. Özellikle 2009 yılının son çeyreğinde küresel finansal sisteme ve iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan verilerin toparlanma eğiliminin sürdüğünü, küresel krizin etkilerinin azalmaya başladığını göstermesiyle, iç ve dış talepte de toparlanma eğilimleri başlamıştır. Bu gelişmeler sonrası, 2009 yılı sonunda ihracat % 22,6 azalarak 102.129 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Küresel krizin getirdiği ekonomik durgunluk bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de üretim ve tüketim talebinde dolayısıyla, ithalat talebinde düşüşlere neden olmuştur. Ayrıca Türk Lirası’nın değer kaybı, enerji ve hammadde fiyatlarında yaşanan gerileme, ithalattaki düşüşlerde önemli rol oynamıştır. İhracatta olduğu gibi ithalatta da 2008 yılının son aylarında başlayan düşüş eğilimi 2009 yılının Kasım ayına kadar devam etmiştir. Kasım ayında % 4,5 artan ithalat, Aralık ayında da % 31,6 artış göstermiştir. Yıl genelinde ithalattaki gerilemenin temel belirleyicisi, ithalattaki yüksek payı ve yüksek oranlı fiyat düşüşlerinin de katkısıyla ara malı ithalatı olmuştur. Böylece 2009 yılı sonunda ithalat % 30,2 azalarak 140.926 milyon dolara gerilemiştir. İthalattaki düşüşün ihracattan daha yüksek olması, dış ticaret açığı üzerinde olumlu etki yapmıştır. Dış ticaret açığı 2008 yılında % 11,4 artış gösterirken, 2009 yılında % 44,5 gibi yüksek bir oranda azalarak 38.797 milyon dolara düşmüştür. İhracatın ithalatı karşılama oranı % 65,4’den % 72,5’e yükselmiştir. Dış ticaret hacmi % 27,2 azalarak 243.055 milyon dolar olmuştur. 2 Küresel ekonomik kriz nedeniyle dış ticaret hacmi azalırken, ticaretin döviz kompozisyonunda da değişiklikler yaşanmıştır. 2008 yılına kadar ihracatımız ağırlıklı olarak Euro cinsinden yapılırken, bu tarihten itibaren Avrupa Birliği ülkelerinin talebinde meydana gelen düşüşün etkisiyle Euro cinsinden ihracat azalmaya, dolar cinsinden ihracat artmaya başlamıştır. Avrupa Birliği ülkelerindeki talep daralması, ihracatçıları yeni pazarlar aramaya yöneltmiş ve Rusya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yapılan ihracat, artış göstermiştir. Bu gelişme de ihracatımız içinde doların ağırlığının artmasını sağlamıştır. 2009 yılının ikinci yarısından itibaren krizin etkilerinin azalması ve dış talepte canlanmanın başlamasıyla Euro cinsinden ihracat tekrar yükselişe geçerek eski düzeylerine çıkmıştır. İthalatta ise, tam tersi bir eğilim göze çarpmaktadır. Bugüne kadar ithalatımız daha çok dolar ağırlıklı yapılırken, krizin etkisiyle 2009 yılında bu eğilim değişmiş ve Euro’nun ağırlığı artmıştır. İhracat İhracat 2009 yılında 2008 yılına göre % 22,6’lık düşüşle 132.027 milyon dolardan 102.129 milyon dolara gerilemiştir. Tarım ve ormancılık ürünleri ihracatı, % 10,4’lük artışla 4.347 milyon dolara yükselirken, balıkçılık ürünleri ihracatı % 21,3’lük düşüşle 189 milyon dolara, madencilik ve taşocakçılığı ürünleri ihracatı % 21,9’luk düşüşle 1.683 milyon dolara, imalat sanayi ürünleri ihracatı % 23,8’lik düşüşle 95.436 milyon dolara gerilemiştir. Toplam ihracat içinde tarım ve ormancılık ürünlerinin payı artarken, imalat sanayi ürünlerinin payı azalmış, balıkçılık ile madencilik ve taşocakçılığı ürünlerinin paylarında değişiklik olmamıştır. TABLO 2 SEKTÖRLERE GÖRE İHRACAT (Milyon $) Sektörler Değer 2007 2008 Pay (%) 2007 2008 2006 2009 2006 2009 Tarım ve 3.481 3.725 3.937 4.347 4,1 3,5 3,0 4,3 Ormancılık Balıkçılık 131 158 240 189 0,2 0,1 0,2 0,2 Madencilik ve 1.146 1.661 2.155 1.683 1,3 1,5 1,6 1,6 Taşocakçılığı İmalat 80.246 101.082 125.188 95.436 93,8 94,2 94,8 93,4 Diğer 531 646 507 474 0,6 0,6 0,4 0,5 Toplam 85.535 107.272 132.027 102.129 100,0 100,0 100,0 100,0 Değişim (%) 2007 2008 2009 7,0 5,7 10,4 20,6 51,9 -21,3 44,9 29,7 -21,9 26,0 21,7 25,4 23,8 -21,5 23,1 -23,8 -6,5 -22,6 Kaynak: TÜİK Ana mal grupları itibariyle 2009 yılında sermaye (yatırım) malları ihracatı % 33,5’lik düşüşle 11.118 milyon dolara, ara (hammadde) malları ihracatı % 26,6’ lık düşüşle 49.711 milyon dolara, tüketim malları ihracatı % 13,5’lik düşüşle 40.740 milyon dolara gerilemiştir. Toplam ihracat içinde sermaye (yatırım) malları ve ara (hammadde) mallarının payı azalırken, tüketim mallarının payı artmıştır. 3 TABLO 3 ANA MAL GRUPLARINA GÖRE İHRACAT Mal Grupları Sermaye (Yatırım) Malları Ara (Hammadde) Malları Tüketim Malları Diğerleri Toplam 2006 Değer (%) 2007 2008 2009 2006 Pay (%) 2007 2008 9.423 13.755 16.725 11.118 11,0 12,8 12,7 10,9 46,0 21,6 -33,5 37.788 49.403 67.734 49.711 44,2 46,1 51,3 48,7 30,7 37,1 -26,6 37.790 43.696 47.077 40.740 44,2 40,7 35,7 39,9 15,6 7,7 -13,5 533 85.535 418 107.202 491 132.027 559 102.129 0,6 100,0 0,4 100,0 0,4 100,0 0,5 100,0 -21,6 25,4 17,5 23,1 13,8 -22,6 2009 Değişim (%) 2007 2008 2009 Kaynak: TÜİK 2009 yılında ihracata mal grupları itibariyle en büyük katkıyı sırasıyla motorlu kara taşıtları, traktör, bisiklet, motosiklet ve diğer ürünler, kazan, makine ve cihazlar, aletler, parçaları, demir ve çelik ile örme giyim eşyası ve aksesuarları ihracatı yapmıştır. Küresel talep daralması, kara taşıtları ihracatını olumsuz etkilemiştir. Yılsonunda sektörün ihracatı, geçen yıla göre % 33,1 düşüş göstermiştir. Son çeyrekte bir miktar toparlanma olmasına rağmen Avrupa Birliği ülkelerindeki talep toparlanmasının yavaş ve kademeli olması, bu sektörün ihracatının eski düzeylerine dönmesinin zaman alacağını göstermektedir. Çin ve Hindistan gibi ülkelerin son yıllarda küresel düzeyde pazar paylarını artırması ve Avrupa Birliği ülkelerinde görülen talep daralması tekstil ve giyim ihracatının gerilemesine yol açmıştır. Son aylarda ise göreceli de olsa tekstil ihracatında daha iyi bir performans ortaya çıkmıştır. Küresel talep daralmasıyla birlikte inşaat ve otomotiv sektörlerindeki yatırım ve üretimin düşmesi, ana metal ve demir-çelik ihracatlarında yüksek oranlı gerilemeye yol açmıştır. Fasıllara göre yapılan ihracat sıralamasında, 12.258 milyon dolar ile motorlu kara taşıtları, traktör, bisiklet, motosiklet ve diğer ihracatı ilk sırada yer alırken, onu 8.130 milyon dolar ile kazan, makine ve cihazlar, aletler, parçaları, 7.639 milyon dolar ile demir ve çelik, 6.925 milyon dolar ile örme giyim eşyası ve aksesuarları, 6.636 milyon dolar ile elektrikli makine ve cihazlar ihracatı takip etmiştir. Toplam ihracat içinde bu fasılların payları sırasıyla, % 12, % 8, % 7,5, %6,8 ve % 6,5 olmuştur. 4 TABLO 4 İHRACATIMIZDAKİ İLK 20 FASIL (1) (YILLIK) (Milyon $) 87 MOTORLU KARA TAŞITLARI, TRAKTÖR, BİSİKLET, MOTOSİKLET VE DİĞER 84 KAZAN, MAKİNA VE CİHAZLAR, ALETLER, PARÇALARI 72 DEMİR VE ÇELİK 61 ÖRME GİYİM EŞYASI VE AKSESUARLARI 85 ELEKTRİKLİ MAKİNE VE CİHAZLAR, AKSAM VE PARÇALARI 71 İNCİLER, KIYMETLİ TAŞ VE METAL MAMÜLLERİ, MADENİ PARALAR 73 DEMİR VEYA ÇELİKTEN EŞYA 62 ÖRÜLMEMİŞ GİYİM EŞYASI VE AKSESUARLARI 27 MİNERAL YAKITLAR, MİNERAL YAĞLAR VE MÜHTESSALLARI, MUMLAR 39 PLASTİK VE PLASTİKTEN MAMUL EŞYA 8 YENİLEN MEYVELER, KABUKLU YEMİŞLER, TURUNÇGİL VE KAVUN KABUĞU 25 TUZ, KÜKÜRT, TOPRAK VE TAŞLAR, ALÇILAR VE ÇİMENTO 89 GEMİLER, SUDA YÜZEN TAŞIT VE ARAÇLAR 63 MENSUCATTAN MAMUL DİĞER EŞYA, KULLANILMIŞ EŞYA, PAÇAVRALAR 94 MOBİLYALAR, AYDINLATMA, REKLAM LAMBALARI, PREFABRİK YAPILAR 40 KAUÇUK VE KAUÇUKTAN EŞYA 76 ALUMİNYUM VE ALUMİNYUM EŞYA 52 PAMUK, PAMUK İPLİĞİ VE PAMUKLU MENSUCAT 20 SEBZE, MEYVE, BİTKİ PARÇALARI, SERT KABUKLU YEMİŞ KONSERVELERİ 57 HALILAR VE DİĞER DOKUMAYA ELVERİŞLİ MADDEDEN YER KAPLAMALARI LİSTE TOPLAMI GENEL İHRACAT GENEL İHRACAT İÇİNDEKİ PAYI 2007 2008 2009 15.904 18.327 12.258 8.781 8.372 8.022 7.423 10.259 14.946 7.827 7.972 8.130 7.639 6.925 6.636 2.624 5.383 5.929 4.130 5.445 5.742 5.327 4.549 4.295 5.148 7.532 3.901 2.822 3.563 3.093 2.671 2.855 3.001 1.454 1.819 2.280 2.648 2.163 1.826 2.110 2.098 1.648 1.484 1.891 1.589 1.589 1.620 1.611 1.808 1.777 1.634 1.469 1.399 1.278 1.314 1.441 1.276 992 1.158 1.075 85.334 107.272 79,5 106.467 132.027 80,6 80.081 102.129 78,4 Kaynak: DTM (1): 2009 yılı değer sıralamasına göre 5 TABLO 5 İHRACATIMIZDA İLK 20 SIRAYI ALAN ÜLKELER ( Milyon $) ÜLKELER ALMANYA FRANSA İNGİLTERE İTALYA IRAK İSVİÇRE A.B.D. RUSYA FEDARASYONU B.A.E. İSPANYA MISIR ROMANYA HOLLANDA İRAN LİBYA BELÇİKA CEZAYİR SUUDİ ARABİSTAN YUNANİSTAN ÇİN LİSTE TOPLAM GENEL TOPLAM 12.952 6.618 8.159 7.819 3.917 2.857 4.300 Toplam İçindeki Payı % 9,8 5,0 6,2 5,9 3,0 2,2 3,3 6.483 4,9 3.202 3,1 -3.281 -50,6 7.975 4.047 1.426 3.987 3.144 2.030 1.074 2.122 1.614 2.202 2.430 1.437 86.593 132.027 6,0 3,1 1,1 3,0 2,4 1,5 0,8 1,6 1,2 1,7 1,8 1,1 65,6 100,0 2.899 2.824 2.619 2.215 2.124 2.025 1.799 1.796 1.782 1.771 1.634 1.599 68.375 102.129 2,8 2,8 2,6 2,2 2,1 2,0 1,8 1,8 1,7 1,7 1,6 1,6 67,0 100,0 -5.077 -1.223 1.192 -1.772 -1.020 -5 725 -326 168 -431 -796 162 -18.218 -29.898 -63,7 -30,2 83,6 -44,4 -32,4 -0,2 67,5 -15,4 10,4 -19,6 -32,8 11,3 -21,0 -22,6 2008 Fark Değişim % 9.788 6.209 5.918 5.892 5.124 3.932 3.225 Toplam İçindeki Payı % 9,6 6,1 5,8 5,8 5,0 3,8 3,2 -3.164 -408 -2.241 -1.927 1.207 1.075 -1.075 -24,4 -6,2 -27,5 -24,7 30,8 37,6 -25,0 2009 (1) Kaynak: DTM 6 TABLO 6 İHRACAT - Ülke Gruplarına Göre Dağılım – Yıllık 2008 GENEL İHRACAT AB ÜLKELERİ (27) DİĞER AVRUPA ÜLKELER AFRİKA ÜLKELRİ KUZEY AFRİKA DİĞER AFRİKA AMERİKA ÜLKELERİ KUZEY AMERİKA ORTA AMERİKA GÜNEY AMERİKA ASYA ÜLKELERİ YAKIN VE ORTADOĞU ÜLKELERİ DİĞER ASYA ÜLKELERİ AVUSTURALYA VE YENİ ZELANDA DİĞER ÜLKE VE BÖLGELER SEÇİLMİŞ ÜLKE VE BÖLGELER OECD ÜLKELRİ EFTA KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI BAĞIMSIZ DEVLETLER TOPLULUĞU TÜRK CUMHURİYETLERİ İSLAM KONFERANSI TEŞKİLATI Dağılım% 2009 Dağılım% Değişim% 132.027 63.390 15.678 9.063 5.850 3.212 6.532 4.802 829 901 32.505 25.430 7.074 435 1.410 100,0 48,0 11,9 6,9 4,4 2,4 4,9 3,6 0,6 0,7 24,6 19,3 5,4 0,3 1,1 102.129 46.985 11.358 10.179 7.447 2.732 4.838 3.563 597 678 25.891 19.187 6.704 360 561 100,0 46,0 11,1 10,0 7,3 2,7 4,7 3,5 0,6 0,7 25,4 18,8 6,6 0,4 0,5 -22,6 -25,9 -27,6 12,3 27,3 -15,0 -25,9 -25,8 -28,0 -24,8 -20,3 -24,6 -5,2 -17,3 -60,2 70.472 3.262 20.867 6.248 13.938 3.749 32.597 53,4 2,5 15,8 4,7 10,6 2,8 24,7 54.227 4.327 12.315 5.945 8.742 3.397 28.663 53,1 4,2 12,1 5,8 8,6 3,3 28.1 -23,1 32,7 -41,0 -4,8 -37,3 -9,4 -12,1 Kaynak: DTM 7 TABLO 7 GENİŞ EKONOMİK GRUPLARIN SINIFLAMASINA (GEGS) GÖRE İHRACAT (*) (YILLIK) (Milyon $) YATIRIM MALLARI Yatırım (Sermaye) Malları (Taşımacılık Araçları Hariç) Sanayi İle İlgili Taşımacılık Araç ve Gereçleri ARA MALLARI Sanayi İçin İşlem Görmemiş Hammaddeler Sanayi İçin İşlem Görmüş Hammaddeler İşlem Görmemiş Yakıt ve Yağlar Yatırım Malları Aksam ve Parçaları Taşımacılık Araçlarının Aksam ve Parçaları Esası Yiyecek ve İçecek Olan İşlenmemiş Hammaddeler Esası Yiyecek ve İçecek Olan İşlenmiş Hammaddeler İşlem Görmüş Diğer Yakıt ve Yağlar TÜKETİM MALLARI Binek Otomobilleri Dayanıklı Tüketim Malları Yarı Dayanıklı Tüketim Malları Dayanıksız Tüketim Malları Esası Yiyecek ve İçecek Olan İşlenmemiş Tüketim Malları Esası Yiyecek ve İçecek Olan İşlenmiş Tüketim Malları Motor Benzini ve Diğer Hafif Yağlar Sanayi İle İlgili Olmayan Taşıma Araç ve Gereçleri DİĞERLERİ GENEL TOPLAM 2006 2007 2008 2009 9.423 13.755 16.725 11.118 Değişim % -33,5 4.083 5.599 6.884 5.814 -15,5 5.341 37.788 2.269 25.706 2 2.237 4.561 8.156 49.403 2.803 32.699 6 3.168 6.162 9.842 67.734 3.206 47.184 82 3.713 6.943 5.304 49.711 2.637 35.162 102 2.923 4.951 -46,1 -26,6 -17,8 -25,5 25,3 -21,3 -28,7 278 182 138 255 84,3 653 853 1.324 1.144 -13,6 2.082 37.790 5.645 7.583 10.507 6.180 3.530 43.696 6.840 8.556 12.443 6.834 5.144 47.077 7.474 8.948 12.519 7.135 2.538 40.740 6.087 7.864 10.654 6.355 -50,7 -13,5 -18,6 -12,1 -14,9 -10,9 2.293 3.813 4.226 4.389 3,9 2.970 3.484 4.210 3.880 -7,8 1.420 191 533 85.535 1.553 174 418 107.272 2.253 312 491 132.027 1.234 276 559 102.129 -45,2 -11,5 13,8 -22,6 Kaynak: DTM (*): Dünya Ticaret Örgütünün (DTÖ) kullandığı GEGS tasnifidir. 8 TABLO 8 COĞRAFİ BÖLGELER İTİBARİYLE İHRACAT AKDENİZ BÖLGESİ DOĞU ANADOLU BÖLGESİ EGE BÖLGESİ GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İÇ ANADOLU BÖLGESİ KARADENİZ BÖLGESİ MARMARA BÖLGESİ GENEL TOPLAM Kaynak: DTM 2004 İHRACATÇI FİRMA SAYISI 2005 2006 2007 2008 2009 2004 2005 İHRACAT DEĞERİ 2006 2007 2008 2.531 2.847 2.989 3.237 3.294 3.384 2.740 3.037 3.537 4.410 5.558 4.869 518 606 638 586 653 787 348 575 621 835 1.080 1.458 5.277 5.442 5.635 6.199 5.825 5.636 6.423 7.325 8.560 10.365 12.288 9.618 966 1.129 1.203 1.267 1.349 1.519 1.457 1.986 2.205 2.980 3.990 3.829 3.964 4.378 4.630 5.026 5.318 5.559 3.516 4.191 5.429 6.847 8.444 7.557 792 852 853 1.011 1.109 1.117 1.418 2.086 1.971 2.512 3.332 2.600 25.384 26.884 28.211 30.939 30.595 30.552 47.265 54.277 63.212 79.323 97.337 72.197 39.432 42.138 44.159 48.265 48.143 48.554 63.167 73.476 85.535 107.272 132.027 102.129 2009 TABLO 9 İHRACATIN DÖVİZ CİNSLERİNE GÖRE DAĞILIMI ( Milyon $) AVRUPA PARA BİRİMİ (EURO) ABD DOLARI (USD) DANİMARKA KRONU (KD) İNGİLİZ STERLİNİ (STRL) İSVEÇ KRONU (KS) İSVEÇ FRANGI (FS) JAPON YENİ (YEN) TÜRK LİRASI (TL) DİĞERLERİ GENEL TOPLAM Döviz Cinsi 2008 2009 41.605 35.063 62.984 46.885 337 184 2.438 2.188 2.776 2.555 149 126 23.204 11.390 28.676 3.350 0 0 2008 61.486 62.984 66 4.420 425 135 221 2.209 81 132.027 ABD Dolar karşılığı Dağılım % 2009 46,6 49.024 47,7 46.885 0,0 34 3,3 3.352 0,3 336 0,1 121 0,2 120 1,7 2.160 0,1 97 100,0 102.129 Dağılım % 48,0 45,9 0,0 3,3 0,3 0,1 0,1 2,1 0,1 100,0 Kaynak: DTM 9 TABLO 10 İHRACATIMIZIN ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ARTTIĞI ÜLKELER ( Milyon $) ÜLKELER IRAK MISIR İSVİÇRE LİBYA SURİYE TÜRKMENİSTAN CEZAYİR ÇİN CEBELİ TARIK İNGİLİZ VİRJİN ADALARI AFGANİSTAN BREZİLYA ETİYOPYA BANGLADEŞ MALEZYA HONG-KONG VİETNAM SOSYALİST TAYVAN TAYLAND CAYMAN ADALARI LİSTE TOPLAMI GENEL TOPLAMI 2008 3.917 1.426 2.857 1.074 1.115 663 1.614 1.437 39 2009 5.124 2.619 3.932 1.799 1.425 945 1.782 1.599 171 Fark (1) 1.207 1.192 1.075 725 310 282 168 162 132 Değişim % 30,8 83,6 37,6 67,5 27,8 42,6 10,4 11,3 338,4 82 194 113 137,9 137 318 164 70 98 189 154 97 100 19 15.570 132.027 234 388 229 135 140 226 190 130 132 45 21.438 102.129 97 70 65 65 42 37 36 33 32 26 5.868 -29.898 70,5 22,0 39,8 93,8 42,5 19.5 23,1 33,6 31,9 135,9 37,7 -22,6 Kaynak: DTM (1): Sıralama son yıla göre yapılmıştır. TABLO 11 İHRACATIMIZIN ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDIĞI ÜLKELER ÜLKELER B.A.E RUSYA FEDARASYONU ALMANYA İNGİLTERE İTALYA ROMANYA İSPANYA UKRAYNA A.B.D. HOLLANDA YUNANİSTAN KATAR BULGARİSTAN SİNGAPUR SUUDİ ARABİSTAN FRANSA İSRAİL İRLANDA GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ FAS LİSTE TOPLAMI GENEL TOPLAMI 2008 7.975 6.483 12.952 8.159 7.819 3.987 4.047 2.188 4.300 3.144 2.430 1.074 2.152 793 2.202 6.618 1.935 664 1.239 958 81.118 132.027 2009 2.899 3.202 9.788 5.918 5.982 2.215 2.824 1.033 3.225 2.124 1.634 289 1.388 348 1.771 6.209 1.528 290 867 601 54.044 102.129 Fark (1) -5.077 -3.281 -3.164 -2.241 -1.927 -1.772 -1.223 -1.154 -1.075 -1.020 -796 -785 -764 -445 -431 -408 -407 -374 -372 -357 -27.073 -29.898 ( Milyon $) Değişim % -63,7 -50,6 -24,4 -27,5 -24,7 -44,4 -32,2 -52,8 -25,0 -32,4 -32,8 -73,1 -35,5 -56,1 -19,6 -6,2 -21,0 -56,4 -30,0 -37,3 -33,4 -22,6 Kaynak: DTM 10 TABLO 12 ARALIK 2009 İHRACAT RAKAMLARI (*) SEKTÖREL BAZDA İHRACAT RAKAMLARI-1000 $ SEKTÖRLER 1.TARIM A.BİTKİSEL ÜRÜNLER Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Yaş Meyve ve Sebze Meyve Sebze Mamulleri Kuru Meyve ve Mamulleri Fındık ve Mamulleri Zeytin ve Zeytinyağı Tütün Kesme Çiçek B.HAYVANSAL ÜRÜNLER Su ürünleri C.AĞAÇ VE ORMAN ÜRÜNLERİ Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri 2.SANAYİ A.TARIMA DAYALI İŞLENMİŞ ÜRÜNLER Tekstil ve Hammaddeleri Deri ve Deri Mamulleri Halı B.KİMYEVİ MADDELER VE MAM. Kimyevi Maddeler ve Mamulleri C.SANAYİ MAMULLERİ Hazır Giyim ve Konfeksiyon Taşıt Araçları ve Yan sanayi Elektrik-Elektronik Makine ve Aksamları Demir ve Demir Dışı Metaller Demir Çelik Ürünleri Çimento ve Toprak Ürünleri Değerli Maden ve Mücevherat Diğer Sanayi Ürünleri Birlik Kaydı Zorunlu Olmayan Ürünler(**) 3.MADENCİLİK Madencilik Ürünleri TOPLAM 2008 13.572.018 10.102.940 3.806.435 1.770.602 1.099.805 1.081.296 1.413.405 186.646 699.038 45.713 853.965 853.965 2.615.113 2.615.113 110.876.814 9.327.107 6.816.679 1.340.365 1.170.063 13.647.926 13.647.926 87.901.781 15.740.051 24.750.723 9.831.782 6.929.796 6.180.509 19.488.896 3.407.175 1.507.245 65.604 4.317.596 3.260.769 3.260.769 132.027.196 OCAK-ARALIK 2009 Değişim(09/08) 13.260.372 -2,30 9.930.289 -1,71 3.648.365 -4,15 1.955.040 10,42 1.034.853 -5,91 1.111.730 2,81 1.183.971 -16,23 209.359 12,17 737.821 5,55 49.150 7,52 828.729 -2,96 828.729 -2,96 2.501.354 -4,35 2.501.354 -4,35 81.306.928 -26,67 7.665.490 -17,81 5.514.480 -19,10 1.064.715 -20,57 1.086.295 -7,16 9.664.715 -29,19 9.664.715 -29,19 63.976.723 -27,22 13.297.909 -15,52 16.876.610 -31,81 8.561.778 -12,92 5.607.072 -19,09 4.494.096 -27,29 11.030.486 -43,40 3.085.283 -9,45 978.469 -35,08 45.019 -31,38 4.554.327 5,48 2.507.373 -23,10 2.507.373 -23,10 101.629.000 -23,02 Pay(%) 13,05 9,77 3,59 1,92 1,02 1,09 1,16 0,21 0,73 0,05 0,82 0,82 2,46 2,46 80,00 7,54 5,43 1,05 1,07 9,51 9,51 62,95 13,08 16,61 8,42 5,52 4,42 10,85 3,04 0,96 0,04 4,48 2,47 2,47 100 Kaynak: TİM (*)İhracatçı Birliklerince 1.1.2009-31.12.2009 tarihleri arasında kayda alınan ihracat toplamını gösterir. (**)İhracatçı Birliklerince kayda alınması zorunlu olmayan, ancak ihracat sayılan işlenmemiş değerli maden, uçak ve gemilere teslim edilen akaryakıt ve kumanda ile diğer kalemlerin geçici toplam ihracat tutarlarıdır. 11 TABLO 13 ARALIK 2009 İHRACAT RAKAMLARI (*) İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİKLERİ BAZINDA İHRACAT OCAK-ARALIK İHRACATÇI BİRLİKLERİ SEKRETERLİKLERİ AİB AKİB DAİB DETKİB DKİB EİB GAİB İİB İMMİB İTKİB KİB OAİB UİB TOPLAM GENEL 2008 2009 Değişim(09/08) Pay(09)(%) 525.663 5.412.219 3.612.390 1.268.672 505.999 7.979.551 3.897.128 5.004.085 44.803.776 17.390.713 1.278.622 10.905.820 25.124.974 127.709.612 547.986 5.346.233 4.011.484 1.045.082 593.797 6.384.146 3.863.944 4.226.777 29.991.626 14.242.889 1.073.094 8.529.356 17.218.267 97.074.681 4,2 1,2 11,0 17,6 17,4 20,0 0,9 15,5 33,1 18,1 16,1 21,8 31,5 -23,99 0,6 5,5 4,1 1,1 0,6 6,6 4,0 4,4 30,9 14,7 1,1 8,8 17,7 100 Kaynak: TİM (*)İhracatçı Birliklerince 1.1.2009-31.12.2009 tarihleri arasında kayda alınan ihracat toplamını gösterir. TABLO 14 İHRACATIN SEKTÖREL DAĞILIMI (AYLIK) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Tarım 980 854 822 858 762 776 817 829 974 1.183 1,098 1.237 Aylık (Milyon $) Maden Sanayi Diğerleri 365 5.542 999 320 5.583 1.677 343 6.027 965 440 6.079 185 464 5.966 155 655 6.743 161 778 7.378 83 777 6.140 77 731 6.615 161 770 8.024 113 665 7.022 118 822 7.451 542 Toplam 7.886 8.435 8.157 7.562 7.348 8.335 9.057 7.823 8.481 10.090 8.903 10.053 Tarım 12,4 10,1 10,1 11,3 10,4 9,3 9,0 10,6 11,5 11,7 12,3 12,3 Toplam İhracat İçindeki Payı (%) Maden Sanayi Diğerleri Toplam 4,6 70,3 12,7 100,0 3,8 66,2 19,9 100,0 4,2 73,9 11,8 100,0 5,8 80,4 2,4 100,0 6,3 81,2 2,1 100,0 7,9 80,9 1,9 100,0 8,6 81,5 0,9 100,0 9,9 78,5 1,0 100,0 8,6 78,0 1,9 100,0 7,6 79,5 1,1 100,0 7,5 78,9 1,3 100,0 8,2 74,1 5,4 100,0 Kaynak: DTM 12 TABLO 15 TARIM SEKTÖRÜ İHRACATI (AYLIK) Aylık (Milyon $) Gıda Maddeleri Tarımsal Ham Maddeler 940 808 778 808 716 725 770 781 922 1.122 1.044 1.167 40 46 45 50 45 51 46 48 52 61 54 71 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Tarımsal Ürünler Toplamı 980 854 822 858 762 776 817 829 974 1.183 1.098 1.237 Toplam Tarım Sektörü İhracatı İçindeki Payı (%) Tarımsal Gıda Tarımsal Ham Ürünler Maddeleri Maddeler Toplamı 95,9 4,1 100,0 94,6 5,4 100,0 94,6 5,4 100,0 94,2 5,8 100,0 94,1 5,9 100,0 93,5 6,5 100,0 94,3 5,7 100,0 94,2 5,8 100,0 94,7 5,3 100,0 94,9 5,1 100,0 95,1 4,9 100,0 94,3 5,7 100,0 Kaynak: DTM TABLO 16 MADENCİLİK SEKTÖRÜ İHRACATI (AYLIK) Aylık (Milyon $) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Maden cevheri ve döküntüleri metali 98 67 96 118 122 154 198 174 210 166 183 267 Min. Yakıtlar ve yağlar 180 173 162 220 234 387 461 483 387 451 350 414 Demir dışı metaller Madencilik ürün. Top. 87 80 84 103 109 114 120 120 134 153 132 141 365 320 343 440 464 655 778 777 731 770 665 822 Toplam madencilik sektörü içindeki payı (%) Maden Min. Demir cevheri ve Yakıtlar dışı döküntüleri ve metaller metali yağlar 26,9 49,2 23,9 21,0 54,1 25,0 28,1 47,4 24,5 26,8 49,9 23,3 26,2 50,3 23,4 23,5 59,1 17,4 25,4 59,2 15,4 22,4 62,1 15,5 28,7 53,0 18,4 21,6 58,5 19,9 27,5 52,7 19,8 32,5 50,3 17,2 Madencilik ürün. Top. 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 Kaynak: DTM 13 TABLO 17 SANAYİ SEKTÖRÜ İHRACATI (AYLIK) Aylık (Milyon $) Ara Malları Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık 2.302 2.433 2.588 2.612 2.478 2.723 2.991 2.640 2.649 3.318 2.869 2.908 Makine ve Ulaşım Araçları 1.823 1.910 2.187 2.143 2.178 2.584 2.773 2.039 2.624 3.006 2.569 2.962 Tüketim Malları 1.416 1.240 1.252 1.324 1.310 1.436 1.614 1.460 1.342 1.700 1.584 1.582 Sanayi Mamül. Top. 5.542 5.583 6.027 6.079 5.966 6.743 7.378 6.140 6.615 8.024 7.022 7.451 Toplam Sanayi Sektörü İhracatı İçindeki Payı (%) Makine ve Sanayi Ara Tüketim Ulaşım Mamül. Malları Malları Araçları Top. 41,5 32,9 25,6 100,0 43,6 34,2 22,2 100,0 42,9 36,3 20,8 100,0 43,0 35,3 21,8 100,0 41,5 36,5 21,9 100,0 40,4 38,3 21,3 100,0 40,5 37,6 21,9 100,0 43,0 33,2 23,8 100,0 40,0 39,7 20,3 100,0 41,4 37,5 21,2 100,0 40,9 36,6 22,6 100,0 39,0 39,8 21,2 100,0 Kaynak: DTM TABLO 18 YOLLARA GÖRE İHRACAT (YILLIK) (Milyon $) DENİZ YOLU DEMİR YOLU KARA YOLU HAVA YOLU DİĞER GENEL TOPLAM 2004 31.260 578 27.104 3.907 318 63.167 2005 35.426 757 31.602 3.979 1.713 73.476 2006 42.655 912 35.156 4.863 1.948 85.535 2007 52.174 1.082 44.482 7.081 2.515 107.272 2008 66.443 1.260 50.902 10.435 2.986 132.027 2009 47.118 907 42.388 9.764 1.952 102.129 Kaynak: DTM İTHALAT 2009 yılında ithalat 2008 yılına göre, % 30,2’lik düşüşle 201.964 milyon dolardan 140.926 milyon dolara gerilemiştir. Tarım ve ormancılık ürünleri ithalatı % 28,1’lik düşüşle 4.594 milyon dolar, balıkçılık ürünleri ithalatı % 24,4’lük düşüşle 31 milyon dolar, madencilik ve taşocakçılığı ürünleri ithalatı % 42,1’lik düşüşle 20.625 milyon dolar, imalat sanayi ürünleri ithalatı %26,1’lik düşüşle 111.028 milyon dolar olmuştur. Toplam ithalat içinde tarım ve ormancılık ürünleri ile imalat sanayi ürünlerinin payı artarken, madencilik ve taşocakçılığı ürünlerinin payı azalmıştır. Ana mal grupları itibariyle bir önceki yıla göre ara (hammadde) malları ithalatı, toplam ithalatın belirleyicisi olma konumunu 2009 yılında da sürdürmüştür. Ara malı ithalatının toplam ithalat içinde yüksek paya sahip olması nedeniyle bu ithalat kaleminde yaşanan yüksek oranlı düşüşler, toplam ithalattaki gerilemenin temel belirleyicisi olmuştur. Uygulamaya konulan mali tedbirlerin etkisiyle yılın son çeyreğinden itibaren ithalatın tüm alt kalemlerinde görülen toparlanma eğilimi, yılın üçüncü çeyreğinden itibaren yatırım mallarında kesintiye uğramış, tüketim mallarında ise yılsonuna kadar devam etmiştir. Ara malı ithalatı, son çeyrekte yavaşlamakla 14 birlikte artışını sürdürmüştür. Kasım ayında gemi ithalatında görülen artış, tüketim malı ithalatına önemli katkı yapmıştır. TABLO 19 SEKTÖRLERE GÖRE İTHALAT (Milyon$) Sektörler Tarım ve Ormancılık Balıkçılık Madencilik ve Taşocakçılığı İmalat Diğer Toplam 2006 Değer 2007 Pay (%) 2007 2008 2008 2009 2006 2.902 4.641 6.392 4.594 2,1 2,7 3,2 3,3 59,9 37,7 -28,1 33 31 41 31 0,0 0,0 0,0 0,0 -6,1 32,3 -24,4 22.034 25.314 35.650 20.625 15,8 14,9 17,7 14,6 14,9 40,8 -42,1 110.379 4.228 139.576 133.938 6.139 170.063 150.252 9.629 201.964 111.028 4.648 140.926 79,1 3,0 100,0 78,8 3,6 100,0 74,4 4,8 100,0 78,8 3,3 100,0 21,3 45,2 21,8 12,2 56,8 18,8 -26,1 -51,7 -30,2 2009 Değişim (%) 2007 2008 2009 2008 yılında 28.021 milyon dolar olan sermaye (yatırım) malları ithalatı, 2009 yılında %23,4’lük düşüşle 21.475 milyon dolara, ara (hammadde) malları ithalatı % 34,4’lük düşüşle 99.491 milyon dolara, tüketim malları ithalatı ise % 10,2’lik düşüşle 19.288 milyon dolara gerilemiştir. Toplam ithalat içinde sermaye (yatırım) malları ve tüketim mallarının payı artarken, ara (hammadde) mallarının payı azalmıştır. TABLO 20 ANA MAL GRUPLARINA GÖRE İTHALAT (Milyon $) Mal Grupları Sermaye (Yatırım) Malları Ara (Hammadde) Mallar Tüketim Malları Diğerleri Toplam Değer 2006 23.348 99.605 16.116 507 139.576 2007 27.054 123.640 18.694 675 170.063 2008 28.021 151.747 21.489 707 201.964 2009 21.475 99.491 19.288 672 140.926 Pay (%) 2006 2007 16,7 15,9 71,4 72,7 11,5 11,0 0,4 0,4 100,0 100,0 2008 13,9 75,1 10,6 0,4 100,0 2009 15,2 70,6 13,7 0,5 100,0 Değişim (%) 2007 2008 15,9 3,6 24,1 22,7 16,0 15,0 33,1 4,7 21,8 18,8 2009 -23,4 -34,4 -10,2 -5,0 -30,2 Kaynak: TÜİK 2009 yılında mal grupları itibariyle ithalatı en çok, mineral yakıtlar-mineral yağlar ve müstahsalları, mumlar, kazan, makine ve cihazlar, aletler parçaları, elektrikli makine ve cihazlar, aksam ve parçaları, demir ve çelik ithalatı etkilemiştir. Fasıllara göre yapılan ithalat sıralamasında, 29.887 milyon dolar ile mineral yakıtlar-mineral yağlar ve müstahsalları, mumlar ilk sırada yer alırken, onu 17.138 milyon dolar ile kazan, makine ve cihazlar, aletler parçaları, 12.250 milyon dolar ile elektrikli makine ve cihazlar, aksam ve parçaları ithalatı, 11.345 milyon dolar ile demir ve çelik, 8.976 milyon dolar ile motorlu kara taşıtları, traktör, bisiklet, motosiklet ve diğer ürünlerin ithalatı izlemiştir. Toplam ithalat içinde bu fasılların payları sırasıyla, % 21,2, % 12,2, % 8,7, % 8,1 ve % 6,4 olmuştur. 15 TABLO 21 SANAYİ SEKTÖRÜ İTHALATI (AYLIK) Aylık (Milyon $) Ara Malları Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık 2.543 2.507 2.902 2.948 3.023 3.413 3.672 3.527 3.523 3.729 3.426 4.303 Makine Ve Ulaşım Araçları 2.184 2.523 3.029 3.051 3.437 3.857 3.553 3.520 3.759 3.616 3.795 4.744 Tüketim Malları 614 692 703 722 654 721 785 797 803 875 782 944 Sanayi Mamül. Top. 5.342 5.723 6.634 6.722 7.114 7.991 8.010 7.844 8.084 8.220 8.003 9.991 Toplam Sanayi Sektörü İhracatı İçindeki Payı (%) Makine Ve Sanayi Ara Tüketim Ulaşım Mamül. Malları Malları Araçları Top. 47,6 40,9 11,5 100,0 43,8 44,1 12,1 100,0 43,7 45,7 10,6 100,0 43,9 45,4 10,7 100,0 42,5 48,3 9,2 100,0 42,7 48,3 9,0 100,0 45,8 44,4 9,8 100,0 45,0 44,9 10,2 100,0 43,6 46,5 9,9 100,0 45,4 44,0 10,6 100,0 42,8 47,4 9,8 100,0 43,1 47,5 9,5 100,0 Kaynak: DTM TABLO 22 İTHALATIMIZDAKİ İLK 20 FASIL (1) (YILLIK) (Milyon $) 24 MİNERAL YAKITLAR, MİNERAL YAĞLAR VE MÜSTAHSALLARI, MUMLAR 84 KAZAN: MAKİNE VE CİHAZLAR, ALETLER, PARÇALARI 85 ELEKTRİKLİ MAKİNE VE CİHAZLAR, AKSAM VE PARÇALARI 72 DEMİR VE ÇELİK 87 MOTORLU KARA TAŞITLARI, TRAKTÖR, BİSİKLET, MOTOSİKLET VE DİĞER 39 PLASTİK VE PLASTİKTEN MAMUL EŞYA 30 ECZACILIK ÜRÜNLERİ 29 ORGANİK KİMYASAL MÜSTAHSALLAR 90 OPTİK, FOTOĞRAF, SİNEMA, ÖLÇÜ, KONTROL, AYAR CİHAZLARI, TIBBİ ALET 48 KAĞIT VE KARTON: KAĞIT HAMURUNDAN KAĞIT VE KARTONDAN EŞYA 52 PAMUK, PAMUK İPLİĞİ VE PAMUKLU MENSUCAT 71 İNCİLER, KIYMETLİ TAŞ VE METAL MAMÜLLERİ, MADENİ PARALAR 74 BAKIR VE BAKIRDAN EŞYA 76 ALUMİNYUM VE ALUMİNYUM EŞYA 40 KAUÇUK VE KAUÇUKTAN EŞYA 73 DEMİR VEYA ÇELİKTEN EŞYA 55 SENTETİK VE SUNİ DEVAMSIZ LİFLER 38 MUHTELİF KİMYASAL MADDDELER 32 DEBAGAT VE BOYACILIKTA KULLANILAN HÜLASA, BOYA, MACUN, SAKIZLA 54 DOKUMAYA ELVERİŞLİ SUNİ VE SENTETİK LİFLER LİSTE TOPLAMI GENEL İTHALAT GENEL İTHALAT İÇİNDEKİ PAYI 2007 33.883 22.570 13.295 16.182 12.397 8.688 3.524 3.996 3.012 2.470 2.830 5.906 3.152 2.353 1.872 1.837 1.879 1.537 1.529 1.576 144.490 170.063 85,0 2008 48.281 22.539 13.892 23.160 12.790 9.386 4.361 4.421 3.445 2.605 2.332 5.654 3.276 2.544 2.220 2.227 1.696 1.733 1.579 1.494 169.635 201.964 84,0 2009 29.887 17.138 12.250 11.345 8.976 6.945 4.081 3.342 2.834 2.214 2.098 2.004 1.985 1.603 1.555 1.531 1.520 1.473 1.276 1.244 115.300 140.926 81,8 Kaynak: DTM (1) 2009 yılı değer sıralamasına göre 16 TABLO 23 İTHALATIMIZDA İLK 20 SIRAYI ALAN ÜLKELER ÜLKELER 2008 Rusya Federasyonu Almanya Çin A.B.D. İtalya Fransa İspanya İngiltere İran Ukrayna Güney Kore Cumhuriyeti Japonya Hollanda Belçika Romanya Cezayir İsviçre Hindistan İsveç Polonya Liste Toplamı Genel Toplam 31.364 18.687 15.658 11.976 11.012 9.022 4.548 5.324 8.200 6.106 4.092 4.027 3.056 3.151 3.548 3.262 5.588 2.458 1.909 1.978 154.966 201.964 Toplam İçindeki Payı % 15,5 9,3 7,8 5,9 5,5 4,5 2,3 2,6 4,1 3,0 2,0 2,0 1,5 1,6 1,8 1,6 2,8 1,2 0,9 1,0 76,7 100,0 2009 (1) 19.720 14.100 12.677 8.574 7.675 7.093 3.778 3.474 3.406 3.156 3.118 2.782 2.543 2.372 2.258 2.028 2.000 1.893 1.891 1.817 106.355 140.926 Toplam İçindeki Payı % 14,0 10,0 9,0 6,1 5,4 5,0 2,7 2,5 2,4 2,2 2,2 2,0 1,8 1,7 1,6 1,4 1,4 1,3 1,3 1,3 75,5 100,0 Fark -11.645 -4.587 -2.891 -3.402 -3.336 -1.929 -770 -1.850 -4.794 -2.950 -973 -1.245 -513 -779 -1.290 -1.234 -3.589 -565 -18 -161 -48.611 -61.038 Değişim % -37,1 -24,5 -19,0 -28,4 -30,3 -21,4 -16,9 -34,7 -58,5 -48,3 -23,8 -30,9 -16,8 -24,7 -36,4 -37,8 -64,2 -23,0 -0,9 -8,1 -31,4 -30,2 Kaynak: DTM (1) Sıralama son yıla göre yapılmıştır. 17 TABLO 24 İTHALAT-ÜLKE GRUPLARINA GÖRE DAĞILIM (YILLIK) (Milyon $) GENEL İTHALAT AB ÜLKELERİ (27) DİĞER AVRUPA ÜLKELERİ AFRİKA ÜLKELERİ KUZEY AFRİKA DİĞER AFRİKA AMERİKA ÜLKELERİ KUZEY AMERİKA ORTA AMERİKA GÜNEY AMERİKA ASYA ÜLKELERİ YAKIN VE ORTADOĞU ÜLKELERİ DİĞER ASYA ÜLKELERİ AVUSTRALYA VE YENİ ZELANDA DİĞER ÜLKE ve BÖLGELER SEÇİLMİŞ ÜLKE GRUPLARI OECD ÜLKELERİ EFTA KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI BAĞIMSIZ DEVLETLER TOPLULUĞU TÜRK CUMHURİYETLERİ İSLAM KONFERANSI TEŞKİLATI 2008 201.964 74.802 44.196 7.770 5.267 2.503 17.224 13.404 560 3.260 55.715 17.628 38.087 876 45 Dağılım % 100,0 37,0 21,9 3,8 2,6 1,2 8,5 6,6 0,3 1,6 27,6 8,7 18,9 0,4 0,0 2009 140.926 56.594 26.156 5.700 3.542 2.158 12.274 9.512 476 2.286 38.456 9.596 28.860 648 133 Dağılım % 100,0 40,2 18,6 4,0 2,5 1,5 8,7 6,7 0,3 1,6 27,3 6,8 20,5 0,5 0,1 Değişim % -30,2 -24,3 -40,8 -26,6 -32,8 -13,8 -28,7 -29,0 -15,1 -29,9 -31,0 -45,6 -24,2 -26,1 196,5 102.902 6.218 45.632 13.221 42.614 4.279 29.179 51,0 3,1 22,6 6,5 21,1 2,1 14,4 75.150 2.781 28.567 6.742 26.045 2.605 17.706 53,3 2,0 20,3 4,8 18,5 1,8 12,6 -27,0 -55,3 -37,4 -49,0 -38,9 -39,1 -39,3 Kaynak: DTM ÜLKE GRUPLARINA GÖRE DIŞ TİCARET 2009 yılında, bir önceki yıla göre Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yapılan ihracat % 25,9, Türkiye Serbest Bölgelerine yapılan ihracat % 35,1, diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelere yapılan ihracat % 18,9 düşüş göstermiştir. Toplam 102.129 milyon dolarlık ihracatın 46.985 milyon dolarlık kısmı AB ülkelerine, 1.957 milyon dolarlık kısmı Türkiye Serbest Bölgelerine, 53.187 milyon dolarlık kısmı diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelere yapılmıştır. Toplam ihracat içinde AB ülkelerinin payı % 46, Türkiye Serbest Bölgelerinin payı % 1,9, diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelerin payı % 52,1 olmuştur. Diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelere yapılan ihracatın 11.358 milyon dolarlık kısmını, AB dışındaki Avrupa ülkelerine, 10.179 milyon dolarlık kısmını Afrika ülkelerine, 4.838 milyon dolarlık kısmını Amerika ülkelerine, 25.891 milyon dolarlık kısmını Asya ülkelerine, 360 milyon dolarlık kısmını ise Avustralya ve Yeni Zelanda’ya yapılan ihracat oluşturmuştur. Toplam ihracat içinde AB dışındaki Avrupa ülkelerinin payı % 11,1, Afrika ülkelerinin payı % 10, Amerika ülkelerinin payı % 4,7, Asya ülkelerinin payı % 25,4, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın payı % 0,4 düzeyinde gerçekleşmiştir. 18 TABLO 25 ÜLKE GRUPLARINA GÖRE İHRACAT VE İTHALAT (Milyon $) ÜLKE GUPLARI Genel Toplam A-Avrupa Birliği Ülkeleri (AB 27) B- Türkiye Serbest Bölgeleri C- Diğer Ülkeler 1-Diğer Avrupa(AB Hariç) 2- Afrika Ülkeleri Kuzey Afrika Diğer Afrika 3-Amerika Ülkeleri Kuzey Amerika Orta Amerika ve Karayipler Güney Amerika 4- Asya Ülkeleri Yakın ve Orta Doğu Diğer Asya 5-Avustralya ve Yeni Zelanda 6-Diğer Ülke ve Bölgeler İHRACAT 2008 2009 Değer Pay(%) Değer Pay(%) 132.027 100,0 102.129 100,0 Değişim % -22,6 İTHALAT 2008 2009 Değer Pay(%) Değer Pay(%) 201.964 100,0 140.926 100,0 Değişim % -30,2 63.390 48,0 46.985 46,0 -25,9 74.802 37,0 56.594 40,2 -24,3 3.015 2,3 1.957 1,9 -35,1 1.334 0,7 965 0,7 -27,6 65.622 49,7 53.187 52,1 -18,9 125.827 62,3 83.366 59,2 -33,7 15.678 11,9 11.358 11,1 -27,6 44.196 21,9 26.156 18,6 -40,8 9.063 5.850 3.212 6.532 4.802 6,9 4,4 2,4 4,9 3,6 10.179 7.447 2.732 4.838 3.563 10,0 7,3 2,7 4,7 3,5 12,3 27,3 -15,0 -25,9 -25,8 7.770 5.267 2.503 17.224 13.404 3,8 2,6 1,2 8,5 6,6 5.700 3.542 2.158 12.274 9.512 4,0 2,5 1,5 8,7 6,7 -26,6 -32,8 -13,8 -28,7 -29,0 829 0,6 597 0,6 -28,0 560 0,3 476 0,3 -15,1 901 32.505 25.430 7.074 0,7 24,6 19,3 5,4 678 25.891 19.187 6.704 0,7 25,4 18,8 6,6 -24,8 -20,3 -24,6 -5,2 3.260 55.715 17.628 38.087 1,6 27,6 8,7 18,9 2.286 38.456 9.596 28.860 1,6 27,3 6,8 20,5 -29,9 -31,0 -45,6 -24,2 435 0,3 360 0,4 -17,3 876 0,4 648 0,5 -26,1 1.410 1,1 561 0,5 -60,2 45 0,0 133 0,1 196,5 Kaynak: TÜİK Seçilmiş ülke grupları içinde yer alan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkelerine 54.227 milyon dolarlık, Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkelerine 4.327 milyon dolarlık, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkelerine 12.315 milyon dolarlık, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkelerine 5.945 milyon dolarlık, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerine 8.742 milyon dolarlık, Türk Cumhuriyetleri’ne 3.397 milyon dolarlık, İslam Konferansı Teşkilatı ülkelerine 28.663 milyon dolarlık ihracat yapılmıştır. Toplam ihracat içinde OECD ülkelerine yapılan ihracatın payı % 53,1, EFTA ülkelerine yapılan ihracatın payı % 4,2, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkelerine yapılan ihracatın payı % 12,1, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkelerine yapılan ihracatın payı % 5,8, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerine yapılan ihracatın payı % 8,6, Türk Cumhuriyetleri’ne yapılan ihracatın payı % 3,3, İslam Konferansı Teşkilatı ülkelerine yapılan ihracatın payı da % 28,1 olmuştur. 2008 yılında AB ülkelerinden yapılan ithalat % 24,3, Türkiye Serbest Bölgelerinden yapılan ithalat % 27,6 diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelerden yapılan ithalat % 33,7 düşüş göstermiştir. Toplam 140.926 milyon dolarlık ithalatın 56.594 milyon dolarlık kısmı AB ülkelerinden, 965 milyon dolarlık kısmı Türkiye Serbest Bölgelerinden, 83.366 milyon dolarlık kısmı diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelerden yapılmıştır. Toplam ithalat içinde AB ülkelerinin payı % 40,2, Türkiye Serbest Bölgelerinin payı % 0,7, diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelerin payı % 59,2 olmuştur. 19 TABLO 26 SEÇİLMİŞ ÜLKE GRUPLARINA GÖRE İHRACAT VE İTHALAT (Milyon $) ÜLKE GRUPLARI Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı(OECD) Avrupa Serbest Ticaret Birliği(EFTA) Karadeniz Ekonomik İşbirliği(KEİ) Ekonomik İşbirliği Teşkilatı(EİT) Bağımsız Devletler Topluluğu(BDT) Türk Cumhuriyetleri İslam Konferansı Teşkilatı(İKT) İHRACAT 2008 2009 Değer Pay(%) Değer Pay(%) Değişim (%) İTHALAT 2008 2009 Değer Pay(%) Değer Pay(%) Değişim (%) 70.472 53,4 54.227 53,1 -23,1 102.902 51,0 75.150 53,3 -27,0 3.262 2,5 4.327 4,2 32,7 6.218 3,1 2.781 2,0 -55,3 20.867 15,8 12.315 12,1 -41,0 45.632 22,6 28.567 20,3 -37,4 6.248 4,7 52.945 5,8 -4,8 13.221 6,5 6.742 4,8 -49,0 13.938 10,6 8.742 8,6 -37,3 42.614 21,1 26.045 18,5 -38,9 3.749 2,8 3.397 3,3 -9,4 4.279 2,1 2.605 1,8 -39,1 32.597 24,7 28.663 28,1 -12,1 29.179 14,4 17.706 12,6 -39,3 Kaynak: TÜİK Diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelerden yapılan ithalatın 26.156 milyon dolarlık kısmını AB dışındaki Avrupa ülkelerinden, 5.700 milyon dolarlık kısmını Afrika ülkelerinden, 12.274 milyon dolarlık kısmını Amerika ülkelerinden, 38.456 milyon dolarlık kısmını Asya ülkelerinden, 648 milyon dolarlık kısmını Avustralya ve Yeni Zelanda’dan yapılan ithalat oluşturmuştur. Toplam ithalat içinde AB dışındaki Avrupa ülkelerinin payı % 18,6, Afrika ülkelerinin payı % 4, Amerika ülkelerinin payı % 8,7, Asya ülkelerinin payı % 27,3, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın payı ise % 0,5 olmuştur. Seçilmiş ülke grupları içinde yer alan OECD ülkelerinden 75.150 milyon dolarlık, EFTA ülkelerinden 2.781 milyon dolarlık, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkelerinden 28.567 milyon dolarlık, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkelerinden 6.742 milyon dolarlık, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinden 26.045 milyon dolarlık, Türk Cumhuriyetleri’nden 2.605 milyon dolarlık, İslam Konferansı Teşkilatı ülkelerinden 17.706 milyon dolarlık ithalat yapılmıştır. Toplam ithalat içinde OECD ülkelerinden yapılan ithalatın payı % 53,3, EFTA ülkelerinden yapılan ithalatın payı % 2, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkelerinden yapılan ithalatın payı % 20,3, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkelerinden yapılan ithalatın payı %4,8, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinden yapılan ithalatın payı % 18,5, Türk Cumhuriyetleri’nden yapılan ithalatın payı % 1,8, İslam Konferansı Teşkilatı ülkelerinden yapılan ithalatın payı da % 12,6 olmuştur. Türkiye’nin dış ticaret hacmi 2009 yılında 2008 yılına göre % 27,2 azalarak 333.991 milyon dolardan 243.055 milyon dolara gerilemiştir. Dış ticaret hacminin 103.579 milyon dolarlık kısmı AB ülkeleriyle, 2.922 milyon dolarlık kısmı Türkiye Serbest Bölgeleriyle, 136.553 milyon dolarlık kısmı diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelerle yapılmıştır. Toplam dış ticaret hacmi içinde AB ülkelerinin payı % 42,6, Türkiye Serbest Bölgelerinin payı % 1,2, diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelerin payı % 56,2 olarak gerçekleşmiştir. 20 TABLO 27 ÜLKE GRUPLARINA GÖRE DIŞ TİCARET HACMİ (Milyon$) ÜLKE GUPLARI Genel Toplam A-Avrupa Birliği Ülkeleri (AB 27) B- Türkiye Serbest Bölgeleri C- Diğer Ülkeler 1-Diğer Avrupa(AB Hariç) 2- Afrika Ülkeleri Kuzey Afrika Diğer Afrika 3-Amerika Ülkeleri Kuzey Amerika Orta Amerika ve Karayipler Güney Amerika 4- Asya Ülkeleri Yakın ve Orta Doğu Diğer Asya 5-Avustralya ve Yeni Zelanda 6-Diğer Ülkeler 2008 Değer Pay (%) 333.991 100,0 138.193 41,4 4.349 1,3 191.449 57,3 59.874 17,9 16.833 5,0 11.118 3,3 5.716 1,7 23.756 7,1 18.206 5,5 1.389 0,4 4.161 1,2 88.219 26,4 43.058 12,9 45.161 13,5 1.311 0,4 1.455 0,4 2009 Değer Pay (%) 243.055 100,0 103.579 42,6 2.922 1,2 136.553 56,2 37.514 15,4 15.879 6,5 10.989 4,5 4.890 2,0 17.112 7,0 13.075 5,4 1.073 0,4 2.964 1,2 64.347 26,5 28.783 11,8 35.564 14,6 1.008 0,4 693 0,3 Değişim (%) -27,2 -25,0 -32,8 -28,7 -37,3 -5,7 -1,2 -14,4 -28,0 -28,2 -22,8 -28,8 -27,1 -33,2 -21,3 -23,2 -52,3 Kaynak: TÜİK Diğer ülkeler grubu altında yer alan AB dışındaki Avrupa ülkeleriyle 37.514 milyon dolarlık, Afrika ülkeleriyle 15.879 milyon dolarlık, Amerika ülkeleriyle 17.112 milyon dolarlık, Asya ülkeleriyle 64.347 milyon dolarlık, Avustralya ve Yeni Zelanda’yla 1.008 milyon dolarlık dış ticaret yapılmıştır. Bu ülke gruplarının toplam dış ticaret hacmi içindeki payları sırasıyla % 15,4, % 6,5, % 7, % 26,5 ve % 0,4 olmuştur. Seçilmiş ülke gruplarından OECD ülkeleriyle 129.377 milyon dolarlık, EFTA ülkeleriyle 7.108 milyon dolarlık, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkeleriyle 40.883 milyon dolarlık, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkeleriyle 12.687 milyon dolarlık, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleriyle 34.786 milyon dolarlık, Türk Cumhuriyetleri’yle 6.002 milyon dolarlık, İslam Konferansı Teşkilatı ülkeleriyle 46.369 milyon dolarlık dış ticaret gerçekleştirilmiştir. Bu ülke gruplarının toplam dış ticaret hacmi içindeki payları sırasıyla, % 53,2, % 2,9, % 16,8, % 5,2, % 14,3, % 2,5 ve % 19,1 olmuştur. TABLO 28 SEÇİLMİŞ ÜLKE GRUPLARINA GÖRE DIŞ TİCARET HACMİ ÜLKE GRUPLARI Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı(OECD) Avrupa Serbest Ticaret Birliği(EFTA) Karadeniz Ekonomik İşbirliği(KEİ) Ekonomik İşbirliği Teşkilatı(EİT) Bağımsız Devletler Topluluğu(BDT) Türk Cumhuriyetleri İslam Konferansı Teşkilatı(İKT) 2008 Değer Pay (%) 173.374 51,9 9.479 2,8 66.500 19,9 19.468 5,8 56.552 16,9 8.028 2,4 61.776 18,5 2009 Değer Pay (%) 129.377 53,2 7.108 2,9 40.883 16,8 12.687 5,2 34.786 14,3 6.002 2,5 46.369 19,1 Değişim (%) -25,4 -25,0 -38,5 -34,8 -38,5 -25,2 -24,9 Kaynak: TÜİK 21 TABLO 29 YOLLARA GÖRE İTHALAT (Milyon$) 2004 56.774 1.259 23.982 12.295 3.230 97.540 Deniz Yolu Demir Yolu Kara Yolu Hava Yolu Diğer Genel Toplam 2005 66.741 1.817 28.669 13.072 6.475 116.774 2006 81.411 2.196 32.697 13.711 9.561 139.576 2007 100.852 2.541 38.644 16.914 11.112 170.063 2008 124.248 2.574 41.296 16.898 16.947 201.964 2009 83.187 1.723 33.530 11.564 10.923 140.926 Kaynak: DTM TABLO 30 COĞRAFİ BÖLGELER İTİBARİYLE İTHALAT Bölgeler Akdeniz Bölgesi Doğu Anadolu Bölgesi Ege Bölgesi Güneydoğu Anadolu Bölgesi İç Anadolu Bölgesi Karadeniz Bölgesi Marmara Bölgesi Genel Toplam 2004 2.463 375 4.842 1.296 5.937 960 32.186 48.059 İTHALATÇI FİRMA SAYISI Yıllık 2005 2006 2007 2.805 2.801 3.129 373 368 386 6.062 5.418 5.934 1.269 1.238 1.461 6.383 6.771 7.391 1.028 1.005 1.103 34.367 36.164 39.498 51.287 53.765 58.902 2008 3.145 376 5.797 1.395 7.350 1.037 38.684 57.784 2009 2.908 371 5.598 1.347 7.138 985 36.604 54.951 Kaynak: DTM TABLO 31 COĞRAFİ BÖLGELER İTİBARİYLE İTHALAT DEĞERİ Bölgeler Akdeniz Bölgesi Doğu Anadolu Bölgesi Ege Bölgesi Güneydoğu Anadolu Bölgesi İç Anadolu Bölgesi Karadeniz Bölgesi Marmara Bölgesi Genel Toplam 2004 2.867 117 5.805 1.514 8.845 1.690 76.702 97.540 2005 3.573 173 6.459 1.885 11.985 2.317 90.382 116.774 İTHALAT DEĞERİ Yıllık 2006 2007 4.546 6.497 223 297 7.412 9.506 2.128 2.629 16.176 19.586 2.725 2.820 106.364 128.729 139.576 170.063 2008 7.769 235 11.262 3.186 26.365 3.988 149.158 201.964 2009 6.156 226 8.467 2.438 18.873 2.598 102.169 140.926 Kaynak: DTM 22 TABLO 32 İTHALATIN DÖVİZ CİNSLERİNE GÖRE DAĞILIMI (Milyon $) AVRUPA PARA BİRİMİ (EURO) ABD DOLARI (USD) DANİMARKA KRONU (KD) İNG. STERLİNİ (STRL) İSVEÇ KRONU (KS) İSVİÇRE FRANGI (FS) JAPON YENİ (JYEN) TÜRK LİRASI (TL) DİĞERLERİ GENEL TOPLAM Döviz Karşılığı 2008 2009 43.349 35.004 130.385 84.849 153 115 635 494 1.189 661 1.294 942 128.266 72.059 4.135 6.026 - 2008 64.175 130.385 32 1.270 186 1.227 1.282 3.300 108 201.964 ABD Dolar Karşılığı Dağılım % 2009 31,8 49.032 64,6 84.849 0,0 23 0,6 847 0,1 90 0,6 882 0,6 1.106 1,6 4.000 0,1 98 100,0 140.926 Dağılım % 34,8 60,2 0,0 0,6 0,1 0,6 0,8 2,8 0,1 100,0 Kaynak: DTM TABLO 33 İTHALATIMIZIN ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ARTTIĞI ÜLKELER ÜLKELER NORVEÇ KOLOMBİA KUVEYT NİJERYA BANGLADEŞ LİBYA GANA MOZAMBİK PAKİSTAN BOSNA HERSEK LETONYA KOSTARİKA PARAGUAY MOLDOVYA VİETNAM SOSYALİST MAKEDONYA CEBELİ TARIK İNG.VİRJİN AD. TRİNİAD VE TOBAG SRİ LANKA LİSTE TOPLAMI GENEL TOPLAM Yıllık 2008 623 271 81 522 448 336 46 11 586 25 25 40 53 70 443 30 0 0 8 92 3.709 201.964 2009 772 383 184 605 523 403 102 66 619 52 50 60 72 87 457 40 10 9 17 98 4.609 140.926 Fark (1) 149 112 104 83 76 66 56 55 33 28 26 20 19 17 14 10 10 9 9 6 899 -61.038 Değişim% 23,9 41,3 128,5 15,9 16,9 19,7 119,8 514,2 5,6 112,2 105,3 49,3 35,2 24,4 3,1 34,3 + + 102,8 6,7 24,2 -30,2 Kaynak: DTM (1)Sıralama farka göre yapılmıştır. 23 TABLO 34 İTHALATIMIZIN ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ARTTIĞI ÜLKELER ÜLKELER RUSYA FEDERASYONU İRAN ALMANYA İSVİÇRE A.B.D. İTALYA ÇİN UKRAYNA FRANSA İNGİLTERE SUUDİ ARABİSTAN ROMANYA KAZAKİSTAN JAPONYA CEZAYİR GÜNEY KORE CUMHURİYETİ BELÇİKA İSPANYA BULGARİSTAN HİNDİSTAN LİSTE TOPLAMI GENEL TOPLAM 2008 31.364 8.200 18.687 5.588 11.976 11.012 15.658 6.106 9.022 5.324 3.322 3.548 2.332 4.027 3.262 4.092 3.151 4.548 1.840 2.458 155.518 201.964 2009 19.720 3.406 14.100 2.000 8.574 7.675 12.677 3.156 7.093 3.474 1.692 2.258 1.077 2.782 2.028 3.118 2.372 3.778 1.117 1.893 103.990 140.926 Fark (1) -11.645 -4.794 -4.587 -3.589 -3.402 -3.336 -2.981 -2.950 -1.929 -1.850 -1.630 -1.290 -1.255 -1.245 -1.234 -973 -779 -770 -723 -565 -51.528 -61.038 Değişim % -37,1 -58,5 -24,5 -64,2 -28,4 -30,3 -19,0 -48,3 -21,4 -34,7 -49,1 -36,4 -53,8 -30,9 -37,8 -23,8 -24,7 -16,9 -39,3 -23,0 -33,1 -30,2 Kaynak: DTM (1) Sıralama farka göre yapılmıştır. SEKTÖRLER İTİBARİYLE İHRACAT VE İTHALAT ANALİZLERİ KİMYA SEKTÖRÜ İhracat 2009 yılında, toplam kimya sanayi ihracatı içinde % 27,6 pay ile İlk şekillerde olmayan plastikler (plastikten tüpler, borular, hortumlar, levhalar, plakalar, monofil çubuk ve profiler) ilk sırayı alırken, bunu sırasıyla % 19,4 pay ile sabunlar, deterjanlar, kozmetikler ve uçucu yağlar, % 11,5 ile inorganik kimyasallar, % 9,8 ile ilk şekillerde plastikler (plastik hammaddeler), % 8,9 ile tıb ve eczacılık ürünleri, % 8,2 ile debagat ve boyacılıkta kullanılan hülasalar, tanenler, pigmentler ve boyalar ve % 6 ile organik kimyasallar izlemektedir. Kimya sanayi toplam ihracatının % 40’ını tüketiciye yönelik nihai ürünler oluşturmaktadır. İhraç edilen başlıca nihai ürünler sabunlar, ilaçlar, yıkama ve temizleme müstahzarları, şampuanlar ve boyalardır. 2009 yılında kimya sanayi ürünleri ihracatının yapıldığı başlıca ülkeler, Irak, Rusya Federasyonu, Almanya, Azerbaycan, İtalya, İran ve Çin Halk Cmh.’dir. 24 İhracatın giderek arttığı göz önüne alınırsa, önümüzdeki yıllarda ülkemizin dış ticaret politikası doğrultusunda mevcut pazarlar dışında, özellikle Türk Cumhuriyetleri ve Bağımsız Devletler Topluluğu, Doğu Avrupa ülkeleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine kimya sanayi ihracatımızın artacağı öngörülmektedir. Kimya sanayi dış ticaret istatistikleri SITC Rev.3-Uluslararası Standart Ticaret Sınıflandırmasına göre değerlendirilmiştir. TABLO 35 ALT SEKTÖRLER İTİBARI İLE TÜRKİYE'NİN KİMYA SEKTÖRÜ İHRACATI (DEĞER: MİLYON ABD DOLARI) SITC Rev. 3 51 52 53 54 55 56 57 58 59 5 Ürün Grupları Organik kimyasallar İnorganik kimyasallar Debagat ve boyacılıkta kullanılan hülasalar, tanenler, pigmentler ve boyalar Tıb ve eczacılık ürünleri Sabunlar, deterjanlar ve diğer temizlik ürünleri; kozmetikler, parfümler ve tuvalet suları, uçucu yağlar Mineral kimyasal gübreler İlk şekillerde plastikler İlk şekillerde olmayan plastikler (plastikten tüpler, borular, hortumlar, levhalar, plakalar, monofil çubuk ve profiler) Başka bir yerde belirtilmeyen kimyasal ürünler (nişasta, tutkallar, patlayıcılar, ateşlemeyi önleyiciler ve diğer kimyasal ürünler) Toplam 2007 2008 2009 355.877 508.249 461.550 672.942 320.077 610.699 364.114 462.900 437.861 401.930 469.238 473.016 848.026 1.074.88 1.030.843 84.196 489.028 216.818 489.028 83.169 521.638 1.372.873 1.751.535 1.461.705 315.004 397.901 353.202 4.739.297 4.921.912 5.292.210 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) 25 TABLO 36 ALT ÜRÜNLER İTİBARI İLE TÜRKİYE'NİN KİMYA SEKTÖRÜ İHRACATI (DEĞER: MİLYON ABD DOLARI) GTİP 3917 3920 3004 3401 2840 3916 3402 3921 3307 3907 2902 3906 2836 3305 3208 3824 3214 3304 2810 3919 3105 3901 3808 3405 3202 Ürün adı Plastikten tüpler, borular, hortumlar; conta, dirsek, rakor vb Plastikten diğer levha, yaprak, pelikül ve lamlar Tedavide/korunmada kullanılmak üzere hazırlanan ilaçlar (dozlandırılmıs) Sabunlar, yüzey aktif organik maddeler Boratlar; peroksiboratlar (perboratlar) Plastikten monofil, çubuk, profiller-enine kesiti > 1mm. Yıkama, temizleme müstahzarları-sabunlar hariç Plastikten diğer levhalar, yaprak, pelikül, varak ve lamlar Tras müstahzarları, vücut deodorantları, tuvalet müstahzarları Poliasetaller, diğer polieterler, epoksit-alkid reçineler vb (ilk şekilde) hıdrokarbonlar Akrilik polimerleri (ilk şekilde) Karbonat; peroksikarbonat; amonyum karbonat içeren ticari amonyum karbonat Saç müstahzarları Sentetik polimerler esaslı; susuz ortamda eriyen/dağılan, boya ve vernık Kimya ve bağlı sanayide kullanılan kimyasal ürünler Macunlar, renkli çimentolar ve boyacılıkta kullanılan sıvama maddeleri Güzellik/makyaj ve cilt bakımı için müstahzarları Bor oksitleri; borik asitler Plastikten, yapışkan levha, yaprak, şerit, lam vb. düz şekilde Azot, fosfor ve potasyum gibi; iki/üçünün karışımları Etilen polimerleri (ilk şekillerde) Haşarat öldürücü, dezenfekte edici, zararlıları yok edici Ayakkabı, mobilya, döşeme vb temizleyen boya, cila, pasta vb Debagatte kullanılan sentetik organik, anorganik maddeler müstahzarlar 2007 452,1 463,3 309,9 266,3 167,3 285,3 170,9 140,2 131,8 158,4 162,1 106,8 79,2 69,8 74,9 77,7 70,3 73,4 77,9 32,0 61,5 65,3 48,5 49,8 46,1 2008 647,0 561,0 372,2 371,6 231,1 328,6 196,9 166,9 164,3 170,4 196,1 128,8 99,2 89,3 90,2 112,8 92,3 99,7 107,5 48,0 149,3 92,1 63,4 58,1 64,2 2009 582,2 433,0 378,5 361,2 246,9 217,3 195,2 161,8 156,3 155,3 144,1 125,3 123,4 101,0 89,3 89,1 86,2 85,1 78,0 67,4 63,2 62,8 56,7 56,0 55,4 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) 26 TABLO 37 ÜLKELER İTİBARI İLE TÜRKİYE'NİN KİMYA SEKTÖRÜ İHRACATI (DEĞER: MİLYON ABD DOLARI) Ülke Irak Rusya Federasyonu Almanya Azerbaycan İtalya İran Çin Halk Cmh. Libya Romanya Mısır Ukrayna A.B.D. İngiltere Bulgaristan Gürcistan İspanya Kazakistan Suriye Türkmenistan İsrail Diğer Toplam 2007 173,4 393,2 230,7 146,4 238,1 151 113,4 53,5 223,8 107,5 240,1 104,6 127 132,4 102,3 174,8 127,9 71,4 41,6 95,2 1691 4.739,3 2008 263,7 468,9 286,7 224,6 313,6 178 163,3 96,7 284,6 160,9 274,5 145 148,5 172,7 143,1 174,7 117,4 99,7 66,8 110,1 1028,4 4.922 2009 317,2 306,3 266,4 230,2 214 210,4 205,6 199,7 175,9 159,3 158 135,7 129,1 120,8 120,1 119,7 108,3 101,3 98,4 97,4 1818,4 5.292 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) İthalat Kimya sanayi ithalatı ihracatın 4 katı olup, ithalatta en önemli payı birçok sektörde ara girdi olarak kullanılan hammaddeler almaktadır. 2009 yılında kimya sanayi mamulleri ithalatında ilk sırayı % 26,4 ile ilk şekillerde plastikler almaktadır. Tıp ve eczacılık ürünleri % 22 pay ile ikinci sırada yer alırken bu ürünü % 16 ile organik kimyasallar takip etmektedir. 2009 yılında kimya sanayi ithalatın gerçekleştiği başlıca ülkeler Almanya, Fransa, ABD, İtalya, Belçika, İngiltere ve Çin Halk Cmh.’dir. 27 TABLO 38 ALT SEKTÖRLER İTİBARI İLE TÜRKİYE'NİN KİMYA SEKTÖRÜ İTHALATI (Değer: Milyon ABD Doları) SITC Rev. 3 51 52 53 54 55 56 57 58 59 5 Ürün Grupları Organik kimyasallar İnorganik kimyasallar Debagat ve boyacılıkta kullanılan hülasalar, tanenler, pigmentler ve boyalar Tıp ve eczacılık ürünleri Sabunlar, deterjanlar ve diğer temizlik ürünleri; kozmetikler, parfümler ve tuvalet suları, uçucu yağlar Mineral kimyasal gübreler İlk şekillerde plastikler İlk şekillerde olmayan plastikler (plastikten tüpler, borular, hortumlar, levhalar, plakalar, monofil çubuk ve profiller Başka bir yerde belirtilmeyen kimyasal ürünler (nişasta, tutkallar, patlayıcılar, ateşlemeyi önleyiciler ve diğer kimyasal ürünler) Toplam 2007 2008 2009 3.793,9 1.092,8 4.168,6 1.667,5 3.123,9 1.079,6 1.531,3 1.585,8 1.079,6 3.838,4 4.738,4 4.413,8 1.064,6 1.244,4 1.189,2 992,8 6.835,1 1.474,6 7.320,9 1.051,7 5.300,4 1.035 1.165 938,2 1.922,8 2.176,4 1.865,1 22.106,7 25.541,6 20.041,5 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) TABLO 39 ÜLKELER İTİBARI İLE TÜRKİYE'NİN KİMYA SEKTÖRÜ İTHALATI (Değer: Milyon ABD Doları) Ülke Almanya Fransa A.B.D. İtalya Belçika İngiltere Çin Halk Cmh. Hollanda Rusya Federasyonu İsviçre İspanya Suudi Arabistan İrlanda Hindistan Güney Kore Cum. İsrail İsveç Japonya Ukrayna Avusturya Romanya Mısır Tayvan Yunanistan Polonya Diğer Toplam 2007 3.447,5 1.514,9 1.523,1 1.462,1 1.194,2 944,2 800,0 847,1 639,3 694,4 913,6 603,9 491,2 603,7 488,8 340,7 282,6 277,9 563,8 251,6 457,8 174,4 284,2 175,0 131,3 2.999,5 22.106,7 2008 3.754,6 1.704,0 1.600,9 1.581,2 1.206,4 1.081,8 1.017,9 887,3 872,8 812,5 987,2 811,1 678,7 685,8 568,7 522,2 337,7 313,1 899,0 303,8 459,2 229,9 271,1 238,3 167,4 3.549,2 25.541,7 2009 3.030,7 1.454,5 1.394,2 1.214,8 946,1 896,4 808,6 769,9 758,8 751,5 732,9 608,5 575,1 542,2 431,1 378,0 312,9 304,4 302,6 295,4 242,4 214,5 210,2 187,6 168,8 2.707,4 20.239,5 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) 28 Türk kimya sanayi ithalatı ve ihracatında uyulması gereken bazı kurallar ve kısıtlamalar mevcuttur. Bu kısıtlamaların amacı kimyasal ürünlerin dış ticaretinin, ülke ekonomisinin yararına ve uluslararası ticaretin gereklerine uygun olarak düzenlenmesini sağlamaktır. MADENCİLİK SEKTÖRÜ İhracat Maden ihracatının Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payı yıldan yıla değişiklik göstermekle birlikte, 2008 yılında %2,3 olan bu değer, 2009 yılında da aynı kalmıştır. İhracat değeri, 2009 yılında bir önceki yıla göre %23 azalarak 2,4 milyar dolara gerilemiştir.. Başlıca ihraç ürünleri; endüstriyel hammaddeler, doğal taşlar ve metalik cevherler olurken, yaklaşık tüm maden ve minerallerin ihracatında düşüş görülmüştür. İhracat yapılan en önemli pazarlar arasında Avrupa Birliği ülkeleri, Çin ve Hindistan ilk sıralarda yer almıştır. 2008 yılında etkisini gösteren ekonomik krizden en fazla etkilenen ABD ise en fazla kayıp yaşadığımız pazar olmuştur. Bunun yanı sıra dünya genelinde yaşanan ekonomik koşullar ve Çin’in alımlarını azaltması nedeni ile Türkiye'nin maden ihracatında önemli yer tutan bakır, çinko, alüminyum, kurşun, nikel ve kalay gibi metalik madenlerin fiyatlarında büyük düşüş yaşanmıştır. 2009 yılı maden ihracatımızda ilk sırada %58 ile doğal taşlar grubu yer almaktadır. Doğal taş ihracat değeri 1,3 milyar dolara ulaşmış, en fazla ihraç ettiğimiz ürün işlenmiş mermer olmuştur. İhracat yaptığımız pazarlar arasında; ABD, İngiltere, S. Arabistan, Kanada ve B.A.E. dikkat çekmektedir. Metalik cevherler grubunda yer alan bakır cevherleri ve konsantreleri ihracatın fazla olduğu ikinci ürün grubudur. Bakır cevheri ve konsantreleri ihracatımız 284 milyon dolara ulaşmış; Çin, Finlandiya, İsveç, Hindistan en önemli pazarlarımız olmuştur. 2009 yılında, bakır cevherleri ve konsantrelerinden sonra en fazla ihraç ettiğimiz ürün yine bir metalik cevher olan krom cevheri ve konsantreleri olmuştur. Krom cevheri ihracatımız bir önceki yıla göre ciddi azalma gösterirken; Çin, Rusya, İsveç, Belçika ve Ukrayna en önemli pazarlarımız olmuştur. Bu madenler dışında 2009 yılında sektörde en fazla ihraç edilen ürünler arasında; çinko cevherleri ve konsantreleri, tabii boratlar, feldspat, manyezit, kuvars ve bentonit yer almaktadır. 29 TABLO 40 ALT ÜRÜNLER İTİBARI İLETÜRKİYE’NİN MADEN VE MİNERAL İHRACATI (Miktar: 1000 ton, Değer: Milyon ABD Doları) 2007 Miktar Değer Ürün 2008 Miktar Değer 2009 Miktar Değer Doğal taş (işlenmiş) 1.723 874 1.638 938 1.473 742 Doğal taş (blok) 2.675 339 3.080 439 3.374 471 238 335 252 317 357 284 1.382 253 1.816 498 1.746 268 Tabii Boratlar 0,2 137 4 191 4 104 Çinko cevherleri ve kons. 281 197 254 115 273 99 4.639 121 4.461 148 2.888 87 Manyezit 222 49 244 63 198 58 Bentonit 279 16 244 22 250 24 Kuvars 171 22 242 32 173 20 Pomza taşı 191 13 190 12 273 14 Barit 115 10 123 14 119 14 Perlit 272 11 326 13 293 11 Kaolin 133 4 131 4 63 2 31 2.894 27 4.061 10 1.645 2.950 15.539 261 2.645 3.440 16.664 328 3.122 2.788 14.282 207 2.407 Bakır cevherleri ve kons. Krom cevherleri ve kons. Feldspat Dolomit (bin$) Diğerleri Toplam 2009 Yılındaki Önemli Pazarlar (%) ABD(28), İngiltere(7), Suudi Arabistan(6), Libya(5), Kanada(4), Irak(4) Çin(74), Hindistan(6), Suriye(4), Tayvan(3), İtalya(2) Çin(82), Finlandiya(4), İsveç(5),Hindistan(4) Çin(88), Rusya(4), İsveç (4), Belçika (2), Ukrayna(2) Çin (41), Tayvan(11), Hollanda(9), ABD (7), İspanya (6) Çin (55), Belçika(15), Finlandiya(9), İspanya(8), Avustralya(5) İtalya (44), İspanya (14), Rusya(7), BAE(5), Tunus(3) Avusturya (48), Yunanistan (10), Almanya(9), İtalya(6), İngiltere(4), İrlanda(4) Almanya (17), Hollanda (17), Fransa(15), İtalya (12), Polonya(9) İsrail (40), İtalya (15),İspanya(8), G. Kore(7), İzlanda(7) Çin (16), Hollanda (11), İngiltere(7),KKTC(6), BAE(6) Antalya Serbest Bölge(57), Mısır(9), Irak(9), Ukrayna(8), Azerbaycan(4) İspanya (13),Hindistan(12) İtalya (11), Belçika(10), Brezilya(10) Tunus(47), Lübnan(17),Suriye(14), Kayseri Serbest Bölge (7), Yunanistan(4), İtalya(3) ABD(21), G. Kore(17), Suudi Arabistan(11), Ukrayna(7), BAE(6) Kaynak: DTM verileri OTO SANAYİ İhracat Otomotiv Ana Sanayi İhracatı Otomotiv ana sanayi ihracatı 2009 yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre % 31 azalarak 9,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu azalışta sektörün önemli ihraç potansiyeli olan ticari araç ihracatındaki % 54 oranındaki düşme etkili olmuştur. 30 Türkiye 2009'da 457.502 adet binek otomobil, 162.358 adet kamyon-kamyonet ve 11.166 adet otobüs-minibüs-midibüs ihraç etmiştir. Otomobil, kamyon ve otobüslerin ihraç değerleri sırasıyla 6 milyar dolar, 2 milyar dolar ve 1 milyar dolar olmuştur. TABLO 41 YILLAR İTİBARİYLE TÜRKİYE’NİN OTO ANA SANAYİ İHRACATI (Miktar: Adet, Değer: 1000 Dolar) Ürünler Binek otomobil KamyonKamyonet OtobüsMinibüsMidibüs Traktör Diğerleri TOPLAM 2006 Adet Değer 2007 2008 Adet Değer Adet Değer 2009 Adet Değer 441.230 5.644.989 503.271 6.839.691 534.437 7.474.402 457.502 6.087.091 240.217 2.993.598 285.761 4.137.159 341.535 5.165.737 162.358 2.302.848 10.769 836.121 15.011 1.264.705 16.801 1.419.972 11.166 1.033.178 14.037 830 707.083 260.347 77.948 9.813.002 17.493 1.844 823.380 524.350 177.122 12.943.027 18.776 1.669 913.218 608.007 173.421 14.871.340 12.706 2.657 646.389 259.554 136.422 9.819.494 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Bilgi Sistemi Başlıca ihraç pazarları Fransa, İtalya, Almanya, İngiltere, ABD, Slovenya, Belçika ve İspanya’dır. 2009 yılında otomotiv ana sanayi ihracatımızın değer bazında %78,8'i Avrupa Birliği üyesi ülkelere yapılmıştır. TABLO 42 ÜLKELER İTİBARI İLE TÜRKİYE’NİN OTO ANA SANAYİ İHRACATI (Değer: Dolar) ÜLKE Fransa İtalya Almanya İngiltere A.B.D. Belçika Slovenya İspanya Cezayir Rusya Federasyonu Polonya Yunanistan İsrail Hollanda Avusturya Çek Cumhuriyeti Romanya İsveç Irak Tunus Portekiz Diğerleri Toplam 2007 1.886.351.704 1.948.266.210 1.305.271.497 1.132.370.449 36.774.916 243.751.399 312.502.928 1.042.914.098 195.666.130 599.656.786 147.200.451 215.070.399 222.531.291 299.401.997 153.402.811 140.568.207 658.392.430 106.323.901 49.722.820 56.063.801 67.003.420 2.123.819.618 12.943.027.263 2008 2.374.979.300 1.822.539.490 1.536.741.817 1.348.080.227 107.492.300 451.680.299 478.069.138 786.685.886 231.930.280 1.194.052.815 184.731.314 221.909.920 303.185.398 257.349.186 156.610.640 204.144.434 561.938.592 109.082.074 45.658.341 73.300.824 121.528.428 2.299.649.181 14.871.339.884 2009 2.638.204.514 1.414.115.311 812.822.454 657.315.937 473.879.233 444.251.093 433.121.523 300.573.093 286.036.057 186.572.069 170.018.895 165.173.939 143.637.227 123.536.412 93.150.904 92.247.090 88.028.953 86.340.105 84.067.400 79.523.070 69.054.130 977.824.210 9.819.493.619 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Bilgi Sistemi 31 Otomotiv Yan Sanayi İhracatı Bir motorlu taşıt, farklı yapı, malzeme ve teknoloji ile üretilen ve özgün yöntemlerle ve birbiri ile uyumlu olarak bir araya getirilen 5.000 dolayında parçadan oluşmaktadır. Bu parçaların üretiminde demir ve çelik, hafif metaller, plastik ve lastik, boya ve benzeri kimyasal maddeler ile cam kullanılmaktadır. Parçaların büyük bölümü yan sanayide üretilmekte ve ana sanayi bunları montaj yolu ile birleştirmek suretiyle taşıt aracını üretmektedir. Bu nedenle motorlu taşıt araçları imalat sanayii, demir-çelik sanayii başta olmak üzere hafif metaller, plastik, lastik ve cam sanayii gibi ham madde üreten sanayii ile doğrudan ilişki içindedir. Pazardaki yoğun rekabet nedeni ile her geçen gün değişen ürün teknolojilerinin gerektirdiği yeni malzeme ve teknikler taşıt araçları sanayii ile ham madde sanayii arasında çok yakın işbirliğinin kurulmasını gerektirmektedir. Otomotiv sanayii kurulduğu yıllardan beri dünya otomotiv sanayii ile yakın bir entegrasyon içindedir. 1970’li yıllarda lisans alarak “Teknik İşbirliği” ile başlayan üretim işbirliği, 1980’li yılların ortasından sonra giderek artan yabancı sermaye katılımı ile “Ekonomik İşbirliği”ne dönüşmüştür. 1990 yılına kadar geçen süre içinde, ülkemizde imal edilen her türlü motorlu araç, otomotiv yan sanayiinin gelişmesini de sağlamıştır. Kapasite artışı yanında rekabet için teknoloji yenileme ve Ar-Ge çalışmaları 1990’lı yıllardan itibaren büyük hız kazanmıştır. Bu yıllarda çağdaş üretim teknikleri, yoğun eğitim programları ile uygulamaya geçirilmiş ve özellikle kalite yönetim sistemleri kurularak, firmalar uluslararası kuruluşlar tarafından belgelendirilmiştir. Türkiye oto yan sanayiinde 90’lı yıllara kadar bazı mamuller dışındaki tüm parçalar günün teknolojisine uygun yatırımlar ile üretilmiş, üretilen milyonlarca araçta yerli katkı oranı %90’ları aşmış, yan sanayiimiz bu şekilde ithal ikame görevini başarı ile tamamlamıştır. 1990’lı yıllardan sonra, ana sanayideki yeni model araç yatırımlarına paralel olarak yan sanayide de çok önemli yabancı ortaklıklar ve büyük yatırımlar gerçekleştirilmiştir. Türkiye’nin oto yan sanayi ihracatı, dünya ihracatı ile karşılaştırıldığında 1993 yılına kadar küçük ölçekte gerçekleşmiştir. Son 10 yılda sektör büyük çabalarla ihraç potansiyelini artırmıştır. İhracatın istikrarlı hale gelmesinde Türkiye’deki üretimin uluslararası sanayi ve ticaretle entegrasyonundaki başarı dikkate değer bir gelişmedir. Artık birçok firmamız Türkiye’de üretilen dünya araçlarında ortak tasarımcı olarak yer almaktadır. Yan sanayi bugüne kadar sürdürdüğü gelişimini, gerek doğrudan yurt dışındaki üreticilere ve gerek yenileme pazarına ihracatını arttırarak devam ettirmiştir. Yan sanayiinin AB pazarına yönelik ihracatının daha da gelişeceği tahmin edilmektedir. Türkiye’nin oto yan sanayi ihracatı 1997 yılında 896 milyon dolar iken 2008 yılında 7 milyar dolara ulaşmıştır. Küresel krizden etkilenen sektör 2009 yılında önceki yılın aynı dönemine göre %30 azalarak 5,1 milyar dolar olmuştur. İhracatı yapılan başlıca parçalar motor aksam ve parçaları, dış ve iç lastikler, montaj karoseri aksamı, jantlar, kauçuk parçalar, transmisyon mili, frenler ve servo frenlerdir. Aslında, Türkiye parçalar halinde pek çok otomobil, otobüs ve kamyon ihraç etmektedir. 32 Oto yan sanayinin ihracatında başta gelen şehirler sırasıyla Bursa, İstanbul, Kocaeli ve İzmir’dir. Oto yan sanayi ürünleri dünyanın pek çok ülkesine ihraç edilmektedir. Başlıca ihraç pazarları Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, Romanya, İran, İspanya ve Polonya’dır. 2009 yılında Romanya, Irak, Libya ve Güney Kore öne çıkan pazarlar olmuştur. Oto yan sanayi ihracatında en yılında oto yan sanayi ihracatının %72’si başta Almanya, İtalya, Fransa ve İngiltere olmak üzere AB ülkelerine yapılmıştır. TABLO 43 YILLAR İTİBARİ İLE TÜRKİYE’ NİN OTO YAN SANAYİ İHRACATI (Değer: 1000 Dolar) ÜRÜNLER Motor Aksam ve Parçaları Dış ve İç Lastikler Montaj Karoseri Aksamı Jant ve Tekerlek Aksamı Motorlu Taşıtlar için Kauçuk Parçalar Transmisyon Mili, Yatak, Kovan Fren ve Servo Frenler Akümülatörler ve Aksam-Parçaları Debriyaj ve Aksam-Parçaları Motorlu Taşıtlarda Oturmaya Mahsus Mobilyalar Farlar ve İşaret Cihazları Oto Camları Bilyalı Rulmanlar Akslar Amortisörler Egzozlar, Susturucular ve Egzoz Boruları Emniyet Kemerleri Filtreler Ateşleme Cihazları İçten Yanmalı Motorlar Radyatörler Kara Taşıtları için Karoserileri Tamponlar ve Parçaları Hava Yastıkları Direksiyon Simitleri, Kolonları, Kutuları Metal Tabakalı Contalar, Conta Takim ve Gruplar Vites Kutuları Motorların Yakıt, Yağ, Soğutma Pompaları Dizel-Yarı Dizel Motorlar Dikiz Aynaları Fren Balataları (8708,30 GTİP’ indekiler hariç) Klimalar Kara Taşıtları için Motorlu Şasiler Motorlu Araçların Alet Tabloları İçin Saatler Diğer Aksam ve Parçalar TOPLAM 2006 991.766 712.542 412.376 343.938 225.173 129.160 135.737 88.812 110.388 80.213 57.099 64.349 65.921 54.925 50.248 20.762 65.998 55.708 51.229 19.860 40.412 36.441 17.380 14.860 18.642 16.437 537.646 13.793 15.614 7.898 7.060 846 29.433 169 10.148 4.532.468 2007 1.327.173 889.137 570.701 496.113 308.511 175.110 173.527 152.861 140.604 102.943 89.574 83.477 79.933 78.433 77.609 46.931 73.620 65.561 60.448 58.980 57.091 56.250 31.227 30.921 27.353 11.822 21.499 18.509 35.696 9.932 7.217 6.903 631 240 705.418 6.092.203 2008 1.350.459 969.040 653.700 500.701 348.481 230.717 211.902 193.107 158.904 139.823 109.543 87.254 92.844 94.866 100.359 44.025 75.583 72.922 62.420 57.676 69.950 68.265 39.535 43.211 30.428 13.641 39.933 17.949 70.856 12.507 4.361 16.814 1.391 504 813.483 6.970.822 2009 858.843 825.254 496.679 279.712 323.647 151.388 130.122 147.550 119.099 72.067 92.084 54.532 64.532 48.061 77.007 33.327 57.051 70.085 34.727 34.201 42.170 39.262 29.179 53.320 23.932 13.493 25.993 14.776 166.345 8.320 2.354 10.110 290 195 582.022 5.119.497 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Bilgi Sistemi 33 İthalat Otomotiv Ana Sanayi İthalatı Otomotiv ana sanayi ithalatı 2008 yılında 329.282 adet, 2009 yılında da 289.761 adet olarak gerçekleşmiştir. En fazla ithal edilen araç cinsi, otomobil ve kamyon - kamyonettir. Otomotiv ana sanayi ithalatı ağırlıklı olarak AB ülkeleri, Japonya ve Güney Kore’den gerçekleşmektedir. TABLO 44 YILLAR İTİBARİYLE TÜRKİYE’ NİN OTO ANA SANAYİ İTHALATI (Miktar: Adet, Değer: Dolar) Araç Cinsi Binek otomobil KamyonKamyonet OtobüsMinibüsMidibüs Traktör Diğerleri TOPLAM 2006 Adet Değer 294.459 4.257.239 2007 Adet Değer 281.672 4.748.662 2008 Adet Değer 255.049 4.554.327 2009 Adet Değer 261.796 4.218.417 63.482 1.133.673 55.658 1.089.040 56.690 1.168.033 20.073 404.493 3.600 256.748 5.863 248.608 4.932 320.302 1.910 206.892 14.036 549 376.126 714.087 104.970 6.466.717 11.602 446 355.241 698.971 159.104 6.944.385 12.161 450 329.282 676.225 234.511 6.953.399 5.371 611 289.761 200.948 155.673 5.296.373 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Bilgi Sistemi TABLO 45 ÜLKELER İTİBARI İLE TÜRKİYE’NİN OTO ANA SANAYİ İTHALATI (Değer: Dolar) ÜLKE Almanya İspanya Fransa Güney Kore Cum. İngiltere Japonya İtalya Polonya Hollanda Tayland Belçika A.B.D. Meksika Güney Afrika Cum. Romanya Hindistan Slovak Cumhur. Çek Cumhuriyeti Çin Halk Cumhur. Avusturya İsveç Fas Diğerleri TOPLAM 2007 2.052.252.712 868.523.758 806.423.014 428.490.970 341.510.293 435.650.823 316.018.457 402.304.649 238.450.631 149.212.858 198.635.056 148.869.176 142.415.839 25.923.052 89.953.094 47.143.248 60.742.391 88.823.799 6.291.032 58.026.452 52.078.984 2008 2.047.314.051 811.734.652 803.231.087 416.205.695 324.593.058 358.749.737 315.118.604 369.656.308 188.913.425 202.724.954 160.108.610 183.714.220 131.550.751 154.150.370 109.009.361 45.333.785 101.229.883 69.460.657 56.392.893 44.024.996 58.739.631 181.343.514 7.139.083.802 197.063.834 7.149.020.562 2009 1.768.857.349 744.867.221 410.324.364 354.868.441 265.725.388 254.918.274 201.103.328 180.798.346 130.716.038 127.102.338 114.466.735 104.327.739 97.724.273 91.136.704 83.518.365 76.990.110 55.926.794 51.060.441 37.199.657 31.809.508 31.254.694 18.592.296 63.084.771 5.296.373.174 Kaynak: DTM verileri 34 Otomotiv Yan Sanayi İthalatı Türkiye’nin oto yan sanayi ithalatı 2007 yılında 10,8 milyar dolar, 2008 yılında 11,8 milyar dolar ve 2009 yılında da 8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İthalatı yapılan başlıca parçalar dizel ve yarı dizel motorlar, montaj karoseri aksamı, vites kutuları, motor aksam ve parçaları, iç-dış lastikler ve transmisyon aksamıdır. Yeni modellerin birçok parçası ithal edilmektedir. Türkiye’nin ithalat yaptığı başlıca ülkeler Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere, Polonya ve Japonya’dır. TABLO 46 YILLAR İTİBARİYLE TÜRKİYE’ NİN OTO YAN SANAYİ İTHALATI (Değer: Dolar) ÜRÜNLER Dizel-Yarı Dizel Motorlar Montaj Karoseri Aksamı Vites Kutuları Motor Aksam ve Parçaları Dış ve İç Lastikler Transmisyon Mili, Yatak, Kovan İçten Yanmalı Motorlar Fren ve Servo Frenler Bilyalı Rulmanlar Akslar Direksiyon Simitleri, Kolonları, Kutuları Farlar ve İşaret Cihazları Ateşleme Cihazları Filtreler Akümülatörler ve Aksam-Parçaları Hava Yastıkları Motorların Yakıt, Yağ, Soğutma Pompaları Radyatörler Debriyaj ve Aksam-Parçaları Jant ve Tekerlek Aksamı Amortisörler Motorlu Taşıtlar için Kauçuk Parçalar Tamponlar ve Parçaları Egzoslar, Susturucular ve Egzos Boruları Emniyet Kemerleri Metal Tabakali Contalar, Conta Takim ve Gruplar Oto Camları Dikiz Aynaları Fren Balataları (8708.30 GTİP’indekiler hariç) Kara Taşıtları için Karoserileri Motorlu Taşıtlarda Oturmaya Mahsus Mobilyalar Klimalar Motorlu Araçların Alet Tabloları İçin Saatler Kara Taşıtları için Motorlu Şasiler Diğer Aksam ve Parçalar TOPLAM 2007 2.707.890.594 1.346.029.237 862.852.754 652.859.047 564.702.751 406.428.982 331.600.151 423.932.677 313.021.228 419.185.546 204.916.759 218.337.095 172.056.253 184.838.672 133.665.596 149.857.926 84.561.695 102.714.953 97.437.436 112.593.168 97.223.092 116.697.126 65.034.008 63.523.217 63.523.217 43.181.837 32.726.124 34.721.219 22.791.131 14.142.111 10.695.011 11.242.360 476.616 2.542.099 860.163.251 10.899.172.459 2008 2.881.490.847 1.303.815.464 894.934.996 638.546.700 645.370.101 541.092.645 363.323.491 496.302.063 367.982.806 513.087.220 246.969.363 245.538.528 197.509.275 193.936.253 168.409.030 173.903.839 98.759.561 139.087.030 126.848.591 144.723.259 119.248.234 130.293.424 70.206.504 71.959.147 71.959.147 51.086.620 41.365.569 36.170.019 24.318.344 21.627.338 11.490.747 13.996.333 511.281 5.479.979 789.300.287 11.822.161.511 2009 1.513.609.523 823.915.960 586.285.628 543.077.945 477.759.714 452.314.912 424.566.981 388.619.795 245.518.354 239.141.879 203.613.578 166.034.599 157.465.969 151.253.149 139.784.663 136.875.561 119.131.960 117.360.320 114.017.703 106.388.969 103.066.089 101.975.606 55.193.703 51.270.714 43.135.406 41.257.643 35.611.617 25.886.892 22.859.370 12.680.046 11.013.686 4.060.635 255.178 234.362 430.032.339 8.022.388.701 Kaynak: DTM verileri 35 TABLO 47 ÜLKELER İTİBARI İLE TÜRKİYE’NİN YAN SANAYİ İTHALATI (Değer: Dolar) ÜLKELER Fransa Almanya İtalya İngiltere Polonya Japonya İspanya Çin Halk Cumhur. Çek Cumhuriyeti Güney Kore Cum. A.B.D. Romanya Hindistan Macaristan İsveç Tayvan Belçika Hollanda Slovak Cumhur. Bursa Ser. Böl. Brezilya Diğerleri TOPLAM 2007 1.538.485.099 2.303.275.358 994.489.549 1.411.364.510 356.395.937 719.601.337 731.776.541 315.548.590 389.964.191 614.494.419 224.385.906 60.678.538 108.493.780 257.062.886 71.143.440 58.937.651 49.211.463 55.980.917 41.964.866 38.273.734 59.898.153 497.745.594 10.899.172.459 2008 1.755.088.436 2.543.428.223 974.654.083 1.298.212.981 453.856.627 898.074.776 762.115.116 497.461.817 487.121.200 564.530.206 260.558.338 98.714.921 111.262.612 107.279.698 91.601.348 63.255.633 48.456.350 69.322.508 48.754.588 43.638.039 60.354.443 584.419.568 11.822.161.511 2009 1.690.741.111 1.425.010.507 726.551.002 710.026.715 462.401.679 444.791.741 422.618.294 389.375.980 342.703.612 285.677.367 212.497.187 131.504.428 67.609.683 62.416.488 52.121.780 48.319.420 42.167.063 41.848.687 38.186.201 36.524.547 33.363.350 355.931.859 8.022.388.701 Kaynak: DTM verileri YAZILIM SEKTÖRÜ Yüksek teknoloji sektörlerinden biri olan yazılım sektörünün ar-ge ve bilimsel çalışmalar, bu sektörde çalışan araştırmacı sayısının artırılması, büyük firmaların ar-ge merkezlerinin ülkemizde kurulmasının teşviki 12 Mart 2008 tarihinde resmi gazetede yayımlanan 5746 sayılı ar-ge kanununun olumlu sonuçları görülmeye başlamıştır. İhracat Türk yazılım sektörü, kamu, sağlık, eğitim, savunma, ticaret, telekom, bilgi güvenliği gibi başarılı uygulamaları uluslararası pazarlara sunmaktadırlar. Sektör, özellikle bankacılık, turizm, taşımacılık, lojistik gibi hizmet alanlarında, tekstil, makina, otomotiv gibi endüstriyel sektörlerde ürün/hizmet geliştirme faaliyetlerini sürdürmekte ve yenilikçi ürünlerini ihraç pazarlarına sunmaktadır. 2007 yılında yapılan düzenlemeyle özellikle teknolojik ürün ve hizmet Gümrük Tarife İstatistik Pozisyon (gtip) numaraları önemli ölçüde değişmiştir. Daha önce 8524 içesinde yer alan yazılım artık 8523 nolu kod altında değerlendirilmiş ve 8524 nolu gtip kaldırılmıştır. Yapılan değişikliklerle daha önce 6’lı olarak verilerine rahatlıkla ulaşılabilen yazılım dış ticaret 36 rakamları, artık, 8’li gümrük tarife istatistik pozisyon (gtip) numaraları altında sınıflandırılmıştır. Yazılım istatistiklerine 8’li bazda ülkemizde ulaşılabilinirken, dünya dış ticaret verilerine ulaşılmasını olanaklı olmamaktadır, çünkü veriler ortak kullanım olan 6 hanelidir. Buna rağmen, fikir vermesi açısından dünya yazılım ürün ve hizmetlerinin 8523 nolu genel 4’lü gtipleri ile 6’lı gtip numaraları esas alınarak dünya yazılım dış ticaret rakamları dünya ticareti bölümünde çıkarılmaya çalışılmış, koyu renkli olarak 6’lı grupların altındaki 8’li gtip yazılım kodları ayrıca verilmiştir. Yazılım ürün ve hizmet ihracatında ürün ve/veya hizmetin gtip nosunu verme yetkisi Gümrük Müsteşarlığı tarafından yerine getirildiğinden gümrük beyannamesi vermeden önce bir dilekçe ile ilgili kuruma başvurup ürün/hizmeti ile ilgili doğru gtip nosunun alınması ileride yaşanması muhtemel olabilecek karışıklıkları önlemeye yardımcı olacaktır. Türkiye’de yazılım sektörünün toplam 2009 yılı kayıtlı ihracatı 13 milyon dolar civarında gerçekleşmiştir. Bu rakamın sektörün gerçek ihracat rakam ve potansiyelini yansıtmadığı bilinen bir gerçektir; çünkü yazılım genellikle makina, elektronik eşya, otomotiv, medikal, donanım gibi bir ürün veya hizmetin bir parçası olarak ihraç edilmektedir. 70 civarında ülkeye ihracat gerçekleştiren Türk yazılım sektörünün ihracat eğiliminin artarak devam edeceği beklenmektedir. Sektörün geneline baktığımızda önemli ihracat pazarları olarak Almanya, ABD, BAE, Libya, İngiltere, Azerbaycan-Nahçivan, İsviçre, Romanya, Türkmenistan olarak sıralanabilir. Yazılım sektörünün ürün/hizmet gamında yapmış olduğu yenilikler ihracat rakamlarına yansımakta ve ihraç pazarları çeşitlenmektedir. TABLO 48 YAZILIM SEKTÖR İHRACATI (BİN $) 2007 14.3 2008 12.9 2009 12.9 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) 37 TABLO 49 YAZILIM SEKTÖRÜNÜN ÜLKELERE GÖRE İHRACATI ($) Ülke ALMANYA A.B.D. BAE LİBYA İNGİLTERE AZERBAYCAN-NAHÇ. İSVİÇRE TÜBİTAK SER. BÖL. İST.DERİ SER. BÖLG ROMANYA TÜRKMENİSTAN İST.AHL. SERBEST B YUNANİSTAN İSRAİL KUZEY KIBRIS T.C. BULGARİSTAN ARNAVUTLUK HOLLANDA KAZAKİSTAN EGE SERBEST BÖLGE Toplam Diğer TOPLAM 2007 3.735.689 1.317.092 225.489 37.562 760.873 157.914 9.875 98.476 275.717 190.386 14.490 400.055 1.238.351 39.306 317.171 37.168 70.313 596.128 917.285 128.899 10.568.239 3.753.973 14.322.212 2008 2.431.523 277.638 59.190 646.468 1.046.493 594.064 374.527 153.848 207.051 521.150 99.174 372.148 904.060 117.254 210.815 2.006 222.317 482.660 1.036.474 137.545 9.896.405 2.993.579 12.889.984 2009 1.549.775 1.541.124 1.098.833 981.631 966.618 744.252 524.284 520.032 503.599 501.440 480.114 410.034 355.058 343.888 315.658 313.909 268.425 256.446 154.784 141.187 11.971.091 930.290 12.901.381 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) İthalat Türkiye yazılım sektörü diğer yüksek teknoloji sektörlerinde olduğu gibi net ithalatçı sektör konumundadır. Sektörün ithalatı 2007 yılında 108,3 milyon dolar, 2008 yılında 117 milyon dolar, 2009 yılında ise 110 milyon doları aşmıştır. Sektörün ithalatında küresel krizin etkisiyle azalış görülmekte, ancak, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 11 seviyesinde bulunmaktadır. İrlanda, Almanya, ABD, Avusturya, G.Kore, Çin, İngiltere, Hollanda, Çek Cumh., Japonya, Fransa, Kanada sektörün en çok ithalat yaptığı ülkelerdir. G.Kore’den yapılan yazılım ithalatı 2009 yılında önceki yıla göre önemli artış göstermiştir. İhracat ve ithalat yapılan ülke grupları incelendiğinde ihracatımızın ülke çeşitliliği gösterdiği ancak, miktar olarak küçük ihracat rakamları görülmektedir. Buna karşın, yazılım ithalatımızda AB üyesi ülkeler başı çekmektedir. 38 TABLO 50 YAZILIM SEKTÖR İTHALATI (BİN $) 2007 108.3 2008 117.8 2009 110.8 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) TABLO 51 YAZILIM SEKTÖRÜNÜN ÜLKELERE GÖRE İHRACATI ($) Ülke İRLANDA ALMANYA A.B.D. AVUSTURYA GÜNEY KORE CUM. ÇİN HALK CUMHUR. İNGİLTERE HOLLANDA ÇEK CUMHURİYETİ JAPONYA İST.AHL. SERBEST B FRANSA KANADA TÜBİTAK SER. BÖL. BELÇİKA İST.DERİ SER. BÖLG POLONYA İTALYA FİNLANDİYA MEKSİKA İSVİÇRE MACARİSTAN İSRAİL Toplam Diğer TOPLAM 2007 21.155.756 15.123.090 13.592.340 2.299.611 203.013 1.797.112 7.985.323 2.242.848 1.169.195 2.555.125 7.504.550 3.458.542 842.320 526.069 516.181 1.463.360 1.536.473 836.134 530.143 161.341 946.027 61.947 1.418.955 87.925.455 20.550.562 108.476.017 2008 26.266.744 15.511.604 15.896.238 4.463.492 167.608 10.073.683 10.016.455 2.200.141 948.351 2.090.300 8.613.290 2.852.330 1.121.563 568.237 336.296 1.933.661 1.454.366 1.390.197 970.602 411.623 586.473 167.462 3.373.192 111.413.908 6.448.430 117.862.338 2009 22.372.737 14.448.598 12.118.732 10.405.503 8.152.851 6.855.636 5.470.210 3.551.743 3.144.140 2.976.373 2.444.675 2.350.220 1.869.538 1.712.496 1.647.720 1.544.561 1.407.918 1.360.179 1.064.752 845.444 829.220 753.275 619.333 107.945.854 2.914.747 110.860.601 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ İhracat 2008 yılında tüm dünyada hissedilen küresel ekonomik krizin etkisiyle dünyada çelik üretimi 2008 Aralık ayına kadar düşmeye devam etmiş, 2009 yılının ilk üççeyreğinde düşme eğiliminde olan çelik üretimi 2009 yılının son çeyreğinde yükselmeye başlamıştır. Ancak 2009 yılı geneline bakıldığında dünya çelik üretimi % 8,1 ve Türkiye’nin çelik üretimi % 5,6 oranında gerilemiştir. 39 2009 yılında küresel krizin etkisiyle inşaat ve otomotiv sektörlerinin yavaşlaması ve hatta bazı ülkelerde durma noktasına gelmesi nedeniyle Türk demir çelik sektörü ihracatçıları dış pazarda talep daralması ile karşı karşıya kalmışlardır. 2008 yılında % 65 artışla 20,6 milyar dolar olarak gerçekleşen demir-çelik ve demir veya çelikten eşya ihracatımız (72 ve 73 fasıllar toplamı) 2009 yılında % 41 oranında azalarak 12,1 milyar dolar seviyesine gerilemiştir. 2009 yılı demir-çelik ve demir veya çelikten eşya ihracatının 5,4 milyar doları inşaat demiri, profil gibi uzun ürünlerden, yaklaşık 1,4 milyar doları borular, 989 milyon doları inşaat aksamı ve 984 milyon doları demir çelik kütükten oluşmuştur. 2009 yılı demir-çelik ihracatımızda Mısır % 11 pay ile ilk sırada yer almıştır. Mısır’ı sırasıyla; %8 oranla BAE, %8 ile Irak, %5 ile Cezayir ve %5 ile Libya izlemektedir. Sektörde geçmiş yıllarda yaşanan sorunlar halen güncelliğini korumaktadır. Bunların en önemli olanı, yeni yatırımlarla önümüzdeki yıllarda değişmesi beklenen yassı mamul üretimindeki yetersizliktir. Sektördeki diğer sorunlar; uzun mamul üretimin fazlalığı, enerji fiyatlarının yüksekliği, hammadde ve girdi olarak kullanılan hurda, cevher ve kömür ithal fiyatlarının sürekli yükselmesi, haksız rekabete neden olan kalitesiz ve düşük fiyatlı ürün ithalatıdır. 40 TABLO 52 TÜRKİYE’NİN DEMİR-ÇELİK (72 ve 73 Fasıllar) İHRACATI (Milyon $) Ürünler 2007 2008 2009 2008-2009 % Değişim 7201 Pik 14 6 4 % -33 7204 Hurda 182 135 89 % -34 7207 Kütük 798 1.972 984 % -50 (7208 - 7212) Yassı Ürün 882 1.308 882 % -33 (7213 - 7217) Uzun Ürün 6.129 11.091 5.459 % -51 (7218 – 7229) Vasıflı Çelik Ürünler 299 340 133 % -61 (7303 – 7306) Boru 1.304 1.911 1.430 % -25 7307 Boru Bağl. Parç. 88 110 94 % -15 7308 İnşaat Aksamı 844 1.216 989 % -19 Demetl. Tel, Halat 120 167 146 % -13 7315 Zincirler 13 14 12 % -14 7317 Çivi 10 16 15 % -6 7318 Vida, Cıvata 157 201 143 % -29 7322 Radyatörler 459 492 381 % -23 7323 Mutfak Eşyası 165 178 173 % -3 Diğerleri 1.037 1.525 1.251 % -18 TOPLAM 12.502 20.688 12.193 % -41 GTİP No. (7312 – 7314) (72 – 73) 2009 Yılında İhracat Yapılan Ülkeler ve Payları (%) Pakistan (% 66), Yunanistan (% 5), Gürcistan (% 5), Türkmenistan (% 4), Belçika (% 3) Hollanda (% 48), İngiltere (% 14), Almanya (% 12), İspanya (% 11), Çin (% 8) S. Arabistan (% 16), BAE (% 15), Mısır (% 10), Vietnam (% 7), Fas (% 5) İtalya (% 15), Romanya (% 12), Hindistan (% 6), Yunanistan (% 6), Brezilya (% 6) Mısır (% 20), BAE (% 14), Irak (% 9), Libya (% 6), Yemen (% 5) Mısır (% 13), Almanya (% 12), Brezilya (% 7), Bulgaristan (% 5), Rusya (% 5) Cezayir (% 27), Irak (% 10), ABD (% 7), İngiltere (% 4), Macaristan (% 4) Almanya (% 11), Irak (% 7), Türkmenistan (% 6), Rusya (% 6), İran (% 6) Irak (% 18), Türkmenistan (% 10), Libya (% 9), Cezayir (% 5), Azerbaycan (% 5) Libya (% 10), Almanya (% 10), Irak (% 8), Belçika (% 7), Mısır (% 7) Almanya (% 15), İran (% 12), ABD (% 9), İtalya (% 8), Romanya (% 6) İsrail (% 11), S. Arabistan (% 10), Türkmenistan (% 9), Gürcistan (% 7), İtalya (% 6) Almanya (% 27), Türkmenistan (% 7), Fransa (% 6), Slovakya (% 5), Irak (% 5) İngiltere (% 32), Romanya (% 8), Yunanistan (% 7), Almanya (% 6), Ukrayna (% 5) Almanya (% 11), Mısır (% 10), Irak (% 8), Libya (% 5), Azerbaycan (% 4) Almanya (% 12), Fransa (% 7), Irak (% 6), İngiltere (% 6), Romanya (% 4) Mısır (% 11), BAE (% 8), Irak (% 8), Cezayir (% 5), Libya (% 5) Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Türkiye Menşeli Demir-Çelik Ürünleri İthalatına Karşı Uygulanmakta olan Ticaret Politikası Önlemleri: 1994 yılında imzalanan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Kurucu Anlaşması Eki’nde yer alan AntiDamping Anlaşması uyarınca, bir ülkeden başka bir ülkeye ihraç edilen bir ürünün ihraç fiyatı, 41 normal ticari işlemler içinde, ihracatçı ülkede tüketime konu benzer ürünün karşılaştırılabilir fiyatından daha düşük olduğunda, söz konusu ürünün dampingli olduğu, yani bir başka ülkenin pazarına normal değerinden daha düşük bir fiyatla sokulduğu kabul edilerek ithalatçı ülke otoriteleri tarafından anti-damping soruşturması başlatılabilmektedir. Soruşturma sonucunda ihracatçı firmanın dampingli satışlarından ötürü ithalatçı ülkenin yerel endüstrisinin zarar gördüğü tespit edilirse, ihracatçı firmadan damping marjını aşmayacak şekilde anti-damping vergisi tahsil edilebilmektedir. Yine aynı Anlaşma Eki’nde yer alan Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Önlemler Anlaşması gereğince; DTÖ üyesi ülke hükümetlerinin ya da kamu organlarının, yetki alanı içindeki bir işletmeye veya sanayiye veya işletme veya sanayi grubuna, ilgili anlaşmada yasak ya da önlem alınabilir olarak tanımlanan şekillerde sübvansiyon vermesi ve bu durumun ithalatçı ülke yerel endüstrisine zarar vermesi ve verilen sübvansiyon ile ithalatçı ülke yerel endüstrisinin gördüğü zarar arasında nedensellik bağı olması halinde, ithalatçı ülke yetkili otoriteleri tarafından açılan telafi edici vergi soruşturması sonucunda ihracatçı ülke menşeli ilgili ithal ürünlerine telafi edici vergi uygulanabilmektedir. Diğer yandan DTÖ Korunma Tedbirleri Anlaşması çerçevesinde bir malın ithalatında görülen yoğun artış ithalatçı ülke yerli üreticileri üzerinde zarar ya da zarar tehdidine yol açıyorsa, bu zararı ortadan kaldırmak üzere sınırlı ve geçici olmak kaydıyla; ithalatçı ülke korunma önlemleri alabilmektedir. İthalat Türk demir-çelik sektörü ithalatı, ihracattan daha fazladır. Bunun başlıca nedeni; sektörde, hammadde, yassı mamul ve vasıflı çelik üretimlerinin yetersiz olmasıdır. Bu nedenle söz konusu bu ürün grupları, demir-çelik ithalatımızda sürekli olarak ilk sıralarda yer almaktadır. Türkiye demir-çelik sektörü ark ocaklarında hammadde olarak kullandığı hurdanın % 35'ini yerli kaynaklardan % 65'ini ise ithalat yolu ile temin etmektedir. Entegre tesislerin ihtiyaç duyduğu hammadde olan demir cevherinin % 40'i yerli, % 60'ı ise ithalat yoluyla karşılanmaktadır. 2009 yılında 15,6 milyon ton demir-çelik hurdası ithal edilmiştir. Aynı şekilde yassı mamul üretimi de yetersizdir. Türk demir-çelik sanayi, yıllık yaklaşık 4,8 milyon ton yassı mamul açığını ithalatla kapatmaya çalışmaktadır. Yıllık 500 bin ton civarında olan vasıflı çelik üretimi de iç talebi karşılamadığından, yılda yaklaşık 849 milyon ton vasıflı çelik ithal edilmektedir. Türkiye, ark ocaklarının ihtiyacı olan hurdayı özellikle ABD, Romanya, Hollanda, Rusya Federasyonu ve Belçika’dan ithal etmektedir. ITC-Trade Map istatistiklerine göre; 2007 yılında dünyanın en büyük demir-çelik hurda ithalatçısı olan Türkiye, dünya hurda ithalatının % 16’sını gerçekleştirmektedir. Otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinin önemli bir girdisi olan yassı ürünler; Rusya Fed., Ukrayna ve Romanya’dan, vasıflı çelik ürünler ise ağırlıklı olarak Almanya, Fransa ve Rusya Federasyonu'ndan ithal edilmektedir. Son yıllarda BDT ülkeleri yarı mamullerde (blum-kütük) özellikle haddehaneler için önemli bir tedarik bölgesi olmuştur. Düşük kaliteli bu ürünlerin ithali, haddehanelere kalitesi yüksek ancak daha pahalı kütük tedarik eden Türk çelik üreticilerine karşı haksız rekabet oluşturmaktadır. 42 Ülkemizin demir çelik ve demir veya çelikten eşya ithalatı 2008 yılında % 41 artışla 25 milyar dolar iken 2009 yılında küresel krizin etkisiyle bir önceki yıla göre %49 oranında azalarak 12,8 milyar dolara gerilemiştir. 2008 yılı demir çelik ithalatımızda ilk sırada yer alan ürün 4,2 milyar dolar ile ark ocaklı fırınlarda hammadde olarak kullanılan demir çelik hurda olmuştur. İkinci sırada yer alan ürün grubu yurt içi üretiminin yetersiz olduğu yassı mamullerdir. 2009 yılında 3,1 milyar dolarlık yassı mamul ithal edilmiştir. Demir çelik ithalatımızdaki diğer önemli ürün grupları; demir-çelik kütük ve blumdur (1,4 milyar dolar ) ve vasıflı çelikler (1,3 milyar dolar). 12,8 milyar dolar değerindeki 2009 yılı demir-çelik ithalatımızı ülke bazında incelediğimizde, Rusya’nın % 15 pay ile ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Bunu sırasıyla % 12 pay ile Ukrayna, % 9 ile ABD, % 7 ile Romanya ve % 6 ile Almanya takip etmektedir. TABLO 53 TÜRKİYENİN DEMİR-ÇELİK (72 ve 73 Fasıllar) İTHALATI (Milyon $) Ürünler 2007 2008 2009 2008-2009 % Değişim 7201 Pik 317 468 227 % -51 7204 Hurda 5.591 8.961 4.232 % -53 7207 Kütük 1.760 3.195 1.465 % -54 (7208 - 7212) Yassı Ürün 5.122 6.609 3.105 % -53 (7213 - 7217) Uzun Ürün 824 829 438 % -47 (7218 – 7229) Vasıflı Çelik Ürünler 1.908 2.105 1.394 % -34 (7303 – 7306) Boru 578 585 386 % -34 7307 Boru Bağl. Parç. 121 114 96 % -16 7308 İnşaat Aksamı 143 215 119 % -45 Demetl. Tel, Halat 68 77 64 % -17 7315 Zincirler 31 35 24 % -31 7317 Çivi 10 9 5 % -44 7318 Vida, Cıvata 389 457 335 % -27 7322 Radyatörler 17 17 15 % -12 7323 Mutfak Eşyası 59 73 65 % -11 Diğerleri 1.073 1.602 882 % -45 TOPLAM 18.019 25.387 12.859 % -49 GTİP No. (7312 – 7314) (72 – 73) 2009 Yılında İhracat Yapılan Ülkeler ve Payları (%) Ukrayna (% 52), Rusya Fed. (% 44), G. Afrika (% 1), Kanada (% 1), İtalya (% 1) ABD (% 24), Romanya (% 13), Hollanda (% 10), Rusya (% 9), Belçika (% 8) Ukrayna (% 47), Rusya Fed. (% 36), İtalya (% 4), Almanya (% 3), Beyaz Rusya (% 2) Rusya (% 20), Ukrayna (% 15), Romanya (% 11), İtalya (% 7), Belçika (% 6) İspanya (% 29), Almanya (% 12), İtalya (% 11), Ukrayna (% 7), G. Kore (% 7) Fransa (% 18), Almanya (% 15), Rusya (% 9), Tayvan (% 9), İtalya (% 6) Çin (% 19), İtalya (% 18), Almanya (% 11), Rusya (% 7), Tayvan (% 4) Çin (% 19), Almanya (% 18), İtalya (% 14), ABD (% 12), Hindistan (% 5) Almanya (% 20), Çin (% 20), İtalya (% 15), Çek Cum. (% 4), İspanya (% 3) Çin (% 28), İtalya (% 16), İspanya (% 11), Almanya (% 10), G. Kore (% 8) Çin (% 40), Almanya (% 18), İtalya (% 15), ABD (% 3), Hindistan (% 3) Çin (% 40), İsveç (% 20), İtalya (% 14), Almanya (% 10), Fransa (% 7) Çin (% 26), Fransa (% 17), Almanya (% 15), İtalya (% 8), Japonya (% 6) İtalya (% 30), Almanya (% 27), İngiltere (% 14), İspanya (% 8), Çin (% 3) Çin (% 62), Fransa (% 10), Almanya (% 5), Tayvan (% 4), Hindistan (% 3) Rusya (% 13), Ukrayna (% 12), İtalya (% 11), Gürcistan (% 10), Almanya (% 8) Rusya (% 15), Ukrayna (% 12), ABD (% 9), Romanya (% 7), Almanya (% 6) Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) 43 DERİ MAMUL SEKTÖRÜ İhracat Deri ve deri mamulleri sektörü 2009 yılında yaklaşık 698 milyon dolar ihracat gerçekleştirmiştir. Sektörün 2009 yılı ihracatı küresel ekonomik ve finansal krizin başlıca pazarlarda neden olduğu daralma nedeni ile bir önceki yıla göre yaklaşık % 23 gerilemiştir. Sektörün en önemli ihraç kalemini %50’lik pay ile deri eşyalar oluşturmaktadır. Deri ayakkabılar, postlar ve kürkler ile ham ve işlenmiş deri ürünlerinin ihracatımızdaki payları sırasıyla % 21, %15 ve %14’tür. TABLO 54 DERİ MAMÜLLERİ SANAYİ İHRACATI ( Bin $) ÜRÜNLER 41 Ham ve İşlenmiş Deri 42 Deri Eşya 43 Postlar Kürkler 6403 Yüzü Deri, Tabanı Kauçuk, Sunii, vb. Kösele Ayakkabı TOPLAM 2005 87.461 330.373 155.342 106.919 680.095 2006 102.612 360.531 182.544 115.728 761.414 2007 120.162 409.486 171.400 167.776 868.824 2008 121.071 451.604 140.835 188.055 901.565 2009 95.539 349.517 104.897 147.710 697.663 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı 2009 yılı deri ve deri mamulleri ihracatımızda en büyük pay %16 ile Rusya’nındır. Rusya’yı sırasıyla Almanya (% 11), İtalya (% 10), Fransa (% 7) ve İspanya (% 6,5) izlemektedir. Deri ve deri mamulleri ihracatımızda en büyük alt sektör 228 milyon dolar ve %33 pay ile deri giyim eşyasıdır. Sektörün ihracatı son yıllarda artış eğilimi göstermekle birlikte 2009 yılında 2008’e göre % 24 düşüş kaydetmiştir. Deri giyim eşyası ihracatımızda en büyük pay % 19 ile Almanya’nındır. Almanya’yı İspanya, Rusya, Fransa ve İtalya takip etmektedir. Deri ve deri mamulleri ihracatımızın alt sektörlerinden olan saraciye ihracatı son yıllarda düzenli olarak artış göstermiş ancak küresel ekonomik ve finansal krizin yaşandığı 2009 yılında 2008 yılına göre % 21 oranında gerileme kaydetmiştir. 2009 yılı saraciye ihracatı yaklaşık 111 milyon dolar tutarındadır. Kriz nedeni ile ihracatımızda bir daralma gözlense de bu sektörde dikkate değer bir ihracat potansiyel olduğu düşünülmektedir. Saraciyede en önemli ihraç pazarları İtalya, Almanya, İngiltere, ABD, Fransa ve Rusya’dır. Ülkemizdeki başlıca saraciye üretim merkezleri İstanbul'un Eminönü ilçesinde bulunan Mercan, Gedikpaşa ve Laleli'dir. Bu bölgeler aynı zamanda önemli toptan satış merkezleridir. Deri eşya ve çanta sektörünün toptan ve perakende satış merkezi olarak kimlik kazanan Mercan ve Laleli-Beyazıt’da cadde boyunca sıralanan çok sayıda fabrika satış mağazaları ve küçük mağazalar bulunmaktadır. Saraciye sektörü iç pazar talebini önemli ölçüde karşılamış, dış pazarlardaki payını da belli düzeylere getirmiştir. Ayakkabı sektörü ülkemizin ihracat ve istihdam imkânları yüksek sektörlerinden biridir. Gerçekleştirilen ayakkabı ihracatındaki en önemli kalem deri ayakkabılardır. Deri ayakkabı ihracatı 2009 yılında bir önceki yıla göre % 21 oranında gerileyerek yaklaşık 148 milyon dolar olmuştur. Sektörün en önemli ihraç pazarı % 25 payla Rusya’dır. Rusya’ya deri ayakkabı ihracatımız diğer başlıca pazarlarda küresel krizle birlikte düşüş gözlenirken, krize rağmen % 29 oranında artmıştır. Diğer önemli pazarlar İngiltere, Hollanda, Irak, Yunanistan ve Fransa’dır. Ayakkabı sektörünün ihracatı yetersiz olmakla birlikte özellikle İspanya, Portekiz gibi Avrupalı üreticilerle rekabet edebilecek büyük bir arz potansiyeli vardır. Ancak bu potansiyel dünyada 44 bilinmemektedir. Söz konusu ülkelerle rekabet etmemiz için sektörün tanıtım faaliyetlerinin sürdürülmesi gerekmektedir. Türkiye ayakkabı sektöründe son yıllarda, dar gelirli gruba hitap eden ve deriden mamul olmayan düşük kaliteli üretime yönelme söz konusudur. Özellikle, Doğu Bloku ülkelerindeki değişimler sonucunda, Rusya Federasyonu ve BDT ülkelerinden gelen alıcılar, düşük maliyetli ayakkabıları aldıklarından bu türe yönelik üretimde yoğunlaşılmıştır. Ancak, Rus turistlerin alımlarının zamanla İtalya gibi pahalı ama kaliteli ayakkabı üreten pazarlara doğru kaydığı görülmektedir. Bu nedenle, üreticilerimiz yüksek kaliteli üretime de ağırlık vermeye başlamıştır. TABLO 55 HAM VE İŞLENMİŞ DERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (BİN $) ÜLKE HONG-KONG ÇİN HALK CUMHURİYETİ BEYAZ RUSYA FRANSA ALMANYA RUSYA FEDERASYONU İTALYA GÜNEY KORE CUM. UKRAYNA BULGARİSTAN TOPLAM İHRACAT 2005 8.533 3.136 6.340 1.313 3.778 6.169 4.632 719 371 2.210 87.461 2006 9.141 9.295 6.238 1.506 3.772 12.393 9.722 589 814 2.430 102.612 2007 8.979 14.398 7.393 5.423 5.464 13.932 6.465 566 1.881 2.489 120.162 2008 8.529 15.388 9.779 7.837 4.759 11.215 3.186 804 4.315 1.436 121.071 2009 14.596 13.006 6.881 6.576 4.317 3.587 3.318 2.945 2.490 2.105 93.539 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı TABLO 56 DERİ GİYİM EŞYASI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (Bin $) ÜLKE ALMANYA İSPANYA RUSYA FEDERASYONU FRANSA İTALYA DANİMARKA HOLLANDA İNGİLTERE A.B.D. İSVİÇRE TOPLAM 2005 65.272 15.354 23.765 36.183 3.738 4.658 15.267 7.722 15.659 4.109 238.980 2006 67.241 14.822 21.321 33.814 7.999 5.659 14.026 9.109 18.117 5.854 245.516 2007 67.018 16.451 29.936 28.370 20.521 9.554 12.765 17.382 14.676 4.919 271.992 2008 62.650 35.889 36.104 25.543 25.555 18.014 10.155 17.874 9.583 6.800 300.513 2009 44.213 36.454 22.787 21.538 20.174 12.793 11.299 10.085 6.128 5.508 228.392 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı 45 TABLO 57 DERİ KÖSELE VB. ‘DEN SEYEHAT EŞYASI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (Bin $) ÜLKE İTALYA ALMANYA İNGİLTERE A.B.D. FRANSA RUSYA FEDERASYONU MACARİSTAN ROMANYA MEKSİKA İSPANYA TOPLAM 2005 819 7.642 17.717 19.146 1.764 5.554 709 613 90 2.880 81.172 2006 9.232 9.375 16.540 18.010 1.742 12.931 943 1.348 8 2.364 95.951 2007 26.311 11.664 18.363 8.076 5.668 13.569 175 1.791 10 6.325 120.859 2008 25.748 12.697 27.922 10.891 7.259 7.473 2.589 2.290 1.413 4.691 140.830 2009 36.076 12.034 7.876 5.465 4.655 4.198 4.133 3.733 2.867 2.169 110.861 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı TABLO 58 DERİ AYAKKABI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (Bin $) ÜLKE RUSYA FEDERASYONU İNGİLTERE HOLLANDA IRAK YUNANİSTAN FRANSA ALMANYA ROMANYA SUUDİ ARABİSTAN İTALYA TOPLAM 2005 4.812 6.114 8.245 5.296 9.648 6.356 12.396 4.591 7.230 1.823 106.919 2006 8.168 10.090 8.333 5.263 10.684 3.645 9.800 8.693 3.897 1.597 115.728 2007 18.838 14.796 13.652 6.370 12.572 4.765 6.493 14.131 3.626 2.221 167.776 2008 28.814 11.660 15.291 10.112 12.087 5.697 7.121 13.974 4.040 4.263 188.055 2009 37.209 11.169 10.282 9.488 6.947 5.562 5.296 5.156 4.273 4.177 147.710 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı Deri ve deri ürünleri sanayinin performansı önemli ölçüde ihracata bağlıdır. Bu nedenle yurtdışı talepteki değişiklikler sektörün başarısını önemli ölçüde etkilemektedir. Kayıtlı ihracat tutarı ile toplam ihracatımızda %0,7’lik bir paya sahip olan sektör, bavul ticareti rakamlarının da bu tutara eklenmesi ile payını daha da artırmaktadır. Son yıllarda, özellikle Rusya Federasyonu, Merkezi ve Doğu Avrupa ülkeleri ile diğer BDT ülkelerinden gelen turistlere yönelik deri satışları ülkemize önemli seviyede net döviz girdisi sağlamaktadır. İthalat Deri ve deri mamulleri sektöründe 2009 yılında 0,9 milyar dolar tutarında ithalat gerçekleştirilmiştir. İthalatın en önemli kısmını deri eşyalar oluşturmakta olup, bu ürün grubu toplam ithalatın % 39’una karşılık gelmektedir. Ham ve işlenmiş deri ithalatı ise yıldan yıla gerilemektedir. Ham ve işlenmiş deri ithalatının deri ve deri mamulleri sanayi ithalatımızdaki payı % 31’dir. Deri ayakkabının toplam deri ithalatındaki payı ise % 24’tür. 46 TABLO 59 DERİ VE DERİ MAMÜLLERİ SANAYİ İTHALATI (Bin $) ÜRÜNLER 41 Ham ve İşlenmiş Deri 42 Deri Eşya 43 Postlar Kürkler 6403 Yüzü Deri, Tabanı Kauçuk, Suni, vb. Kösele Ayakkabı TOPLAM 2005 473.372 276.676 83.585 2006 566.318 365.135 111.582 2007 609.642 470.946 119.458 2008 518.293 537.423 102.275 2009 295.632 365.464 51.473 169.485 224.995 269.830 302.161 230.428 1.003.118 1.268.029 1.469.876 1.460.151 942.697 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı İLAÇ SEKTÖRÜ İhracat İlaç sanayi ürettiği ilaçların kalitesi etkinliği ve güvenilirliği ile birçok ülke ile rekabet edebilecek düzeye gelmiş ve dış pazarlara açılmaya başlamıştır. Türkiye’nin ilaç ihracatı 1978 yılında başlamış ve yıllar itibariyle hızlı bir artış göstermiştir. 2009 yılında ihracatımız yaklaşık 474 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Son yıllarda ilaç üretiminde merkez konumunda olan AB ülkeleri ve ABD gibi ülkelerin de aralarında bulunduğu 100’den fazla ülkeye ihracat yapılmaktadır. 2009 yılında en fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla Almanya, ABD, İsviçre, İngiltere, KKTC ve Irak’tır. Dünya ilaç sektörü uluslararası rekabetin yoğun olduğu bir sektördür ve çokuluslu firmalar dünya pazarında önemli etkinliğe sahiptir. Dış pazarlara açılabilmek için önemli bir potansiyele sahip olan ilaç sektörü ihracatının uzun vadeli ve kalıcı bir yapıya kavuşturulması önemlidir. İstikrarsız bir yapı arz eden Orta Doğu ve Orta Asya ülkelerine ihracatı geliştirmenin yanı sıra, özellikle ilaç, ilaç ham ve katkı maddelerinde gelişmiş ve ekonomik gücü yüksek olan pazarlara daha çok önem verilmesi gerekmektedir. 47 TABLO 60 TÜRKİYE’NİN İLAÇ İHRACATI (Değer: Bin Dolar) GTİP No. 2936 2937 2938 2939 2941 3001 3002 3003 3004 3005 3006 İlaçlar Provitamin ve vitaminler Hormonlar vb öncelikle kullanılan türevleri Glikoziler vb tuzları esterleri eterleri ve diğer türevleri Bitkisel alkaloidler vb tuzları esterleri eterleri ve diğer türevleri Antibiyotikler Tedavide kullanılan guddeler ve diğer organlar Tedavide kullanılan kanlar serumlar aşılar ve diğer Tedavide kullanılan dolandırılmamış veya perakende hale getirilmemiş ilaçlar Perakende hale getirilmiş ilaçlar Tıpta cerrahide dişçilikte kullanılan gaz bezleri bandajlar vb. maddeler Cerrahide kullanılan steril malzemeler Toplam 2007 2008 2009 1.541 580 0 38.395 3.876 257 5.169 12.935 309.892 16.060 13.505 402.209 2.435 22 6 42.502 3.707 61 10.557 13.120 372.205 20.283 4.909 469.806 2.326 2.550 63 37.878 2.100 581 7.638 9.326 378.530 24.620 8.141 473.754 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) TABLO 61 TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE İLAÇ İHRACATI (Değer: Bin Dolar) Ülkeler Almanya ABD İsviçre İngiltere Kuzey Kıbrıs TC Irak Cezayir Slovenya Belçika Azerbaycan-Nahç. Kazakistan Hollanda İst. Trakya Serbest Bölge Fransa Bosna Hersek İtalya Rusya Federasyonu Özbekistan İran Gürcistan Mısır Arnavutluk Mauritius Singapur Yemen Moldovya Bulgaristan Malta Toplam (diğer ülkeler dahil) 2007 79.885 22.096 31.756 30.114 24.393 5.067 14.625 151 15.429 9.964 6.444 4.325 6.166 3.953 4.620 3.917 2.796 2.301 8.031 4.204 637 1.742 766 3.871 1.884 2.411 3.918 2.935 402.209 2008 81.603 34.371 29.251 29.487 28.521 9.076 27.690 1.316 23.284 10.383 11.567 17.645 7.021 5.309 6.166 3.251 6.077 5.027 3.055 5.503 1.242 2.499 2.895 4.066 2.309 3.165 4.475 2.605 469.806 2009 82.121 37.706 33.012 27.736 26.400 23.792 19.792 19.228 17.522 12.326 8.668 8.392 7.738 6.605 6.258 5.605 5.260 5.129 4.474 4.466 3.937 3.888 3.800 3.716 3.704 3.579 3.204 3.190 473.754 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) 48 İthalat İlaç sektöründe genellikle çok yeni yüksek teknoloji gerektiren veya biyoteknoloji ürünü olduğu için belirli üretim merkezlerinde yapılabilen ilaçlar ile tüketimi az olduğu için ülkemizde üretimi ekonomik olmayan ilaçlar ithal edilmektedir. Bunlar arasında bazı serum ve aşılar, kanser ilaçları, hormonlar, radyokontrast maddeler, radyofarmasötikler, bazı oftalmik preparatlar, transdermal terapötik sistemler gibi ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçların yanı sıra ilaç üretiminde kullanılan hammaddelerin yaklaşık % 80’i ithal edilmektedir. İlaç ve diğer eczacılık ürünleri ithalatı 2009 yılında 4 milyar doları aşmıştır. Bu ithalatın yaklaşık % 71’ini perakende haline getirilmiş ilaçlar oluşturmaktadır. TABLO 62 TÜRKİYE’NİN İLAÇ İTHALATI (Değer: Bin Dolar) GTİP No. 2936 2937 2938 2939 2941 3001 3002 3003 3004 3005 3006 İlaçlar Provitamin ve vitaminler Hormonlar vb öncelikle kullanılan türevleri Glikoziler vb tuzları esterleri eterleri ve diğer türevleri Bitkisel alkaloidler vb tuzları esterleri eterleri ve diğer türevleri Antibiyotikler Tedavide kullanılan guddeler ve diğer organlar Tedavide kullanılan kanlar serumlar aşılar ve diğer Tedavide kullanılan dozlandırılmamış veya perakende hale getirilmemiş ilaçlar Perakende hale getirilmiş ilaçlar Tıpta cerrahide dişçilikte kullanılan gaz bezleri bandajlar vb. maddeler Cerrahide kullanılan steril malzemeler Toplam 2007 2008 2009 47.081 38.800 19.633 26.260 186.379 18.234 540.852 128.048 2.684.062 13.285 139.175 3.841.807 85.747 41.551 26.165 32.018 197.178 12.340 698.786 127.637 3.354.230 20.620 146.967 4.743.240 77.787 31.308 16.798 39.686 181.135 13.794 682.904 125.634 3.120.778 16.555 115.902 4.422.281 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) 49 TABLO 63 TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE İLAÇ İTHALATI (Değer: Bin Dolar) Ülkeler Almanya ABD İsviçre Fransa İngiltere İrlanda İtalya Avusturya İsveç İspanya Hindistan Danimarka Belçika Çin Halk Cumhuriyeti Hollanda Japonya Avustralya İsrail Macaristan Finlandiya Kanada Güney Kore Cumhuriyeti Singapur Yunanistan Polonya Meksika Slovenya Norveç Yeni Zelanda Toplam (diğer ülkeler dahil) 2007 682.876 375.887 379.772 456.395 360.395 204.006 319.941 111.789 126.490 136.069 105.069 106.274 109.592 53.308 60.538 49.623 32.028 26.804 4.269 28.711 40.101 13.347 7.085 7.781 1.483 9.885 2.933 3.747 548 3.841.807 2008 828.029 534.176 475.080 526.982 444.819 294.897 325.334 141.118 161.924 161.366 149.582 96.009 118.583 78.894 68.946 59.230 38.845 34.769 12.939 42.362 46.251 26.136 8.176 11.407 1.709 8.081 8.307 6.808 4.820 4.743.240 2009 749.651 527.183 443.140 417.497 375.932 304.835 287.073 157.983 156.723 147.074 132.571 91.224 88.380 82.813 74.597 59.994 42.067 39.691 38.416 36.998 35.077 27.229 23.600 18.262 9.090 8.477 8.185 6.912 5.379 4.422.281 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) KÂĞIT VE KÂĞIT ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ İHRACAT 50 TABLO 64 ALT ÜRÜNLER İTİBARİYLE TÜRKİYE'NİN KÂĞIT VE KAĞIT ÜRÜNLERİ İHRACATI (Değer: Bin Dolar) GTİP No Ürünler 4801 Gazete kağıdı (rulo veya tabaka) 4802 4803 4804 4805 4806 4807 4808 4809 4810 4811 2007 2008 2009 Başlıca İhracat Pazarları ve Payları(%) 280 709 560 Kuzey Kıbrıs TC (31) Yunanistan (23) Gürcistan (14) Bulgaristan (6) İsrail (5) Sıvanmamış kağıt ve karton (perfore edilmemiş kart ve şeritler) 26.959 24.286 16.193 Tuvalet-temizlik kağıtları (rulo halinde) 51.314 82.791 62.695 12.193 12.882 5.282 22.327 48.950 28.010 1.124 788 942 1.908 3.092 1.580 1.959 2.248 1.899 1.073 1.016 929 44.555 48.318 34.487 39.537 54.477 57.083 Kraft kağıt/kartonlarsıvanmamış-rulo veya tabaka halinde Diğer sıvanmamış kağıt/kartonlar (rulo veya tabaka) Bitkisel parşömen, yağ geçirmez kağıt, aydinger, kristal kağıt Yapıştırma ile elde edilen kağıt/karton (rulo veya tabaka halinde) Oluklu kağıt/kartonlar; krepe, kırmalı, kabartmalı kağıtlar Karbon kağıdı; kopya, çıkartma kağıtları, rulo vb. Bır/iki yüzü kaolin, inorganik madde sıvanmış kağıtlar Kağıt/karton, selüloz vatka ve selüloz liften tabakalar Gürcistan (16) İsrail (14) Bulgaristan (14) Kuzey Kıbrıs TC (6) Irak (6) Azerbaycan (5) İsrail (25) İngiltere (20) Yunanistan (17) Bulgaristan (4) Azerbaycan (4) Macaristan (4) Suudi Arabistan (30) Pakistan (14) Kuveyt (14) Tunus (3) Azerbaycan (2) Macaristan (2) Yunanistan (26) İsrail (15) İngiltere (12) Suriye (9) Bulgaristan (7) İspanya (6) Azerbaycan (25) Fas (19) Kuzey Kıbrıs TC (7) Rusya (6) Polonya (6) Tunus (6) İran (49) Bulgaristan (17) Romanya (6) İngiltere (4) Yunanistan (4) Gürcistan (3) Gürcistan (19) Azerbaycan (16) Türkmenistan (11) Suriye (8) İran (8) Bulgaristan (7) Bulgaristan (47) Azerbaycan (13) İran (12) Kuzey Kıbrıs TC (11) Romanya (6) Bulgaristan (24) Yunanistan (14) Ukrayna (13) Azerbaycan (8) İran (5) Suriye (4) Libya (17) İran (17) Azerbaycan (6) Ukrayna (4) Kuzey Kıbrıs TC (4) Rusya (3) Özbekistan (28) İngiltere (13) İran (11) Mısır (8) Kuzey Kıbrıs TC (6) BAE (6) Irak (6) Cezayir (45) Ürdün (25) G. Afrika Cum. (9) İran (5) 4812 Kağıt hamurundan filtre edici blok ve levhalar 231 197 227 4813 Sigara kağıdı 536 535 4.326 3.668 6.411 9.207 1.233 927 528 Gürcistan (17) Gana (14) Yunanistan (9) Arnavutluk (8) İsrail (7) Bulgaristan (6) 18.911 18.698 14.894 İngiltere (28) Fransa (26) Yunanistan (7) Almanya (5) İran (4) 4814 4816 4817 Duvar kağıtları, duvar kaplamaları, cam kağıtları Karbon kağıdı, kopya kağıdı, çıkartma ve stensil kağıtları Kağıt ve kartondan zarflar, mektup kartları, kartpostallar vb. 4818 Tuvalet kağıtları, kağıt havlu, mendil, kumaş, masa Örtüsü vb 349.047 453.309 460.544 4819 Kağıt/karton vb. esaslı kutu, kılıf, torba vb. eşya 187.897 211.881 209.919 4820 Defterler, bloknotlar, klasörler, dosyalar vb. kırtasiye eşyası 26.151 26.974 24.285 4821 Kağıt/kartondan her cins 29.863 34.214 30.112 İran (56) Azerbaycan (9) Mısır (7) Irak (5) Irak (20) Rusya (7) Ukrayna (7) Azerbaycan (6) Romanya (6) İsrail (4) Yunanistan (4) Gürcistan (4) İngiltere (10) Romanya (7) Almanya (6) Bulgaristan (5) İsrail (4) Sırbistan (4) Ürdün (4) Fransa (3) Yunanistan (17) İsrail (8) Bulgaristan (6) Romanya (6) Almanya (6) Azerbaycan (6) Fransa (6) Mısır (14) Almanya (6) İran (5) Azerbaycan 51 etiketler 4822 Kağıt hamuru, kağıt, karton esaslı bobin, masura makara vb. 4823 Diğer ölçüsüne göre kesilmiş kağıt vb; kağıt esaslı eşyalar TOPLAM Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) 4.310 5.597 5.442 36.351 39.354 35.766 861.427 1.077.653 1.004.908 (4) Bulgaristan (4) İngiltere (4) Romanya (3) Türkmenistan (16) Mısır (13) İsrail (8) Bulgaristan (8) İtalya (4) Azerbaycan (4) Almanya (3) Hollanda (17) Yunanistan (9) Libya (8) Almanya (5) Ukrayna (5) Fransa (4) Romanya (4) TABLO 65 ÜLKELER İTİBARİYLE TÜRKİYE'NİN KÂĞIT VE KÂĞIT ÜRÜNLERİ İHRACATI (Değer: Bin Dolar) ÜLKELER Irak Yunanistan İsrail Romanya Azerbaycan İngiltere Bulgaristan Rusya Ukrayna İran Gürcistan Mısır Libya Cezayir Almanya Fransa Kuzey Kıbrıs T.C. Suriye Sırbistan Güney Afrika Cum. Hollanda Ürdün Kosova Tacikistan Makedonya Kazakistan Özbekistan İspanya İtalya İrlanda Diğerleri TOPLAM 2007 56.724 49.779 54.041 54.119 26.673 53.592 60.638 26.097 36.257 26.507 17.248 11.166 6.511 32.865 25.689 18.473 21.741 14.034 14.369 18.495 11.188 5.062 7.570 3.264 5.963 10.372 4.455 5.904 15.114 9.761 157.758 861.427 2008 68.935 71.064 67.141 66.074 49.002 68.581 64.507 51.109 52.036 33.598 35.568 17.773 8.535 35.312 26.627 17.740 21.644 21.103 15.730 26.507 12.718 6.792 9.441 6.225 9.184 6.585 6.923 11.564 12.718 10.313 166.605 1.077.653 2009 102.799 58.822 57.359 52.958 48.331 48.073 45.452 42.765 40.912 35.490 33.400 24.266 23.894 23.812 22.820 20.586 19.098 14.798 13.948 13.361 13.225 12.996 9.762 9.702 9.125 8.326 8.241 8.046 7.992 7.799 166.751 1.004.908 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) 52 İthalat TABLO 66 ALT ÜRÜNLER İTİBARİYLE TÜRKİYE'NİN KÂĞIT VE KÂĞIT ÜRÜNLERİ İTHALATI (Değer: Bin Dolar) GTİP No. 4801 4802 4803 4804 4805 4806 4807 4808 4809 4810 4811 4812 4813 4814 4816 4817 4818 4819 4820 4821 4822 4823 Ürünler Gazete kağıdı (rulo veya tabaka) Sıvanmamış kağıt ve karton (perfore edilmemiş kart ve şeritler) Tuvalet-temizlik kağıtları (rulo halinde) Kraft kağıt/kartonlar-sıvanmamış-rulo veya tabaka halinde Diğer sıvanmamış kağıt/kartonlar (rulo veya tabaka) Bitkisel parşömen, yağ geçirmez kağıt, aydinger, kristal kağıt Yapıştırma ile elde edilen kağıt/karton (rulo veya tabaka halinde) Oluklu kağıt/kartonlar; krepe, kırmalı, kabartmalı kağıtlar Karbon kağıdı; kopya, çıkartma kağıtları, rulo vb. Bir/iki yüzü kaolin, inorganik madde sıvanmış kağıtlar Kağıt/karton, selüloz vatka ve selüloz liften tabakalar Kağıt hamurundan filtre edici blok ve levhalar Sigara kağıdı Duvar kağıtları, duvar kaplamaları, cam kağıtları Karbon kağıdı, kopya kağıdı, çıkartma ve stensil kağıtları Kağıt ve kartondan zarflar, mektup kartları, kartpostallar vb. Tuvalet kağıtları, kağıt havlu, mendil, kumaş, masa Örtüsü vb Kağıt/karton vb. esaslı kutu, kılıf, torba vb. eşya Defterler, bloknotlar, klasörler, dosyalar vb. kırtasiye eşyası Kağıt/kartondan her cins etiketler Kağıt hamuru, kağıt, karton esaslı bobin, masura makara vb. Diğer ölçüsüne göre kesilmiş kağıt vb; kağıt esaslı eşyalar TOPLAM 2007 2008 2009 382.491 307.201 20.543 253.288 248.649 17.458 395.413 375.759 14.337 291.974 212.942 19.982 294.925 310.477 13.781 224.831 170.508 21.244 9.664 10.419 6.790 4.051 38.111 584.147 275.057 1.896 41.600 13.665 18.383 2.161 42.664 67.121 45.469 40.445 2.693 52.793 2.469.551 4.935 42.830 569.897 304.235 1.828 51.228 19.332 17.675 713 50.614 67.940 50.929 40.429 4.682 57.122 2.605.213 3.939 34.021 511.169 282.064 1.256 54.031 19.515 10.281 683 72.785 56.908 37.269 35.665 4.396 44.742 2.211.280 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) 53 TABLO 67 ÜLKELER İTİBARİYLE TÜRKİYE'NİN KÂĞIT VE KÂĞIT ÜRÜNLERİ İTHALATI (Değer: Bin Dolar) ÜLKELER Almanya İsveç Finlandiya A.B.D. Rusya İtalya Çin Fransa Avusturya Kanada İspanya Güney Kore Endonezya Hollanda Brezilya Polonya İngiltere Belçika İsviçre Slovenya Portekiz İsrail Yunanistan Hindistan Norveç Bulgaristan Slovakya Japonya Bosna Hersek Macaristan Diğerleri TOPLAM 2007 390.815 188.912 255.395 197.277 163.254 155.169 156.471 106.259 133.838 95.522 76.500 23.622 67.678 48.898 20.038 25.354 33.568 32.570 42.808 20.708 27.512 20.302 13.269 11.823 17.332 18.616 5.170 6.141 22 7.475 107.235 2.469.551 2008 446.959 217.549 233.168 235.711 187.712 138.078 145.542 118.023 104.262 128.495 76.712 19.181 62.596 57.889 12.151 34.481 39.982 42.836 51.805 23.499 25.626 28.722 12.689 8.465 21.812 21.365 13.797 9.277 726 5.564 80.539 2.605.213 2009 410.108 213.905 190.742 172.001 141.130 131.517 113.847 86.034 81.946 76.355 67.005 52.771 44.533 42.993 42.294 39.198 35.737 35.397 34.360 22.444 17.761 16.241 11.552 10.702 8.976 8.888 8.757 8.050 7.837 7.225 70.972 2.211.280 Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) KESME ÇİÇEK SEKTÖRÜ Ülkemizde, ihracata yönelik kesme çiçek üretiminin yaklaşık on beş yıllık bir geçmişi vardır. 1985 yılında 70 dekarlık bir alanda sprey karanfil ile başlayan üretim, 2002/2003 sezonunda 10.000 dekarı aşmıştır. İhracata yönelik kesme çiçek üretiminin ağırlığı tek bir çiçek türünde toplanmış olup, kesme çiçek ihraç paletimizin diğer türlerle zenginleşmesi henüz istenilen düzeye ulaşmamıştır. Bu nedenle dış pazar şansı yüksek yeni kesme çiçek tür ve çeşitlerinin ve bunlarla ilgili rasyonel üretim tekniklerinin üreticimize ve ihracatçımıza tanıtılması kesme çiçek ihracatımızın istikrarı ve geleceği açısından büyük önem taşımaktadır. Çiçekçilik konusu yalnız çiçek üretimi ve ihracatı ile sınırlı olmayıp, doku kültürü ve çeşit ıslahından sera konstrüksiyonu ve çiçek paketlemeye ve ambalaj malzemeleri imalatına kadar uzman bir çok konu çiçek endüstrisinin bir yan dalı haline gelmiştir. Hollanda, İsrail, A.B.D. gibi 54 çiçekçilikte en ileri teknolojiye sahip ülkeler bu sektördeki gelirlerinin, cirolarının ve istihdamın önemli bir bölümü çiçek yetiştiriciliğinden değil, çiçek üretimi ile doğrudan ilişkili ve bu sektöre özgün yan sanayi üzerinden sağlamaktadır. TABLO 68 TÜRKİYE'NİN KESME ÇİÇEK İHRACATI (Miktar: Adet, Değer ABD $) Yıllar 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Miktar 160.283.832 102.892.482 107.815.155 176.805.336 240.332.501 263.986.181 258.285.533 317.599.758 318.461.055 295.461.055 306.700.111 Değer 11.886.384 7.002.417 7.750.215 11.429.727 14.856.246 20.170.343 20.075.545 23.312.657 26.588.081 24.588.565 24.088.874 Kaynak: TÜİK 1985 yılında 106 bin dolar olarak gerçekleşen kesme çiçek ihracatı 1990 yılında yaklaşık 110 kat artarak 11,6 milyon dolara ulaşmıştır. 1996 yılından sonra toparlanan ihracat 1998 yılına kadar yıllık ortalama % 10 düzeylerinde artış göstermiş ve 1998 yılında yaklaşık % 1 düzeyinde düşüş olmuştur. Bunu 1999 yılında % 14'lük düşüş izlemiştir. 2000 yılı sonunda ve 2001 yılı başında bankacılık sektöründen kaynaklanan iki ekonomik krizin ekonomideki tahribatı, kesme çiçek sektörüne de yansımış ve sektör 2001 yılında ihracatta önemli bir düşüş yaşanmıştır. 2002 yılında toparlanan ihracatta bir önceki yıla göre yaklaşık % 44 oranında artış gerçekleşmiştir. 2003 yılında ise toplam ihracatımız 2002 yılına göre % 34 artmıştır. Bu gelişme 2004 yılında da devam etmiş ve kesme çiçek ihracatımız rekor sayılabilecek bir sayıya ulaşmış olup, 20 milyon $’ı aşmıştır. 2005 ve 2006 yıllarında da ihracatımız artmış olup 23 milyon $’ı aşmış, 2007 yılında ise 26,5 milyon $ ile en üst seviyesine ulaşmıştır. 2008 yılında ise 24,5 milyon $’a düşmüş ve 2009 yılında ise bir önceki yıla göre hafif bir düşüş göstermiş ve 24 milyon $ olarak gerçekleşmiştir. TABLO 69 ÇEŞİTLER İTİBARİYLE TÜRKİYE KESME ÇİÇEK İHRACATI (ABD $) Ürün KARANFILLER (TAZE) BUKET YAPMAYA ELVERISLI DIGER KESME ÇIÇEK VE TOMURCUKLAR BUKET YAPMAYA ELVERISLI/KESME ÇIÇEK VE TOMURCUKLAR (DIGER HALLERDE) GÜLLER (TAZE) ORKIDELER (TAZE) GLAYÖLLER (DIGER HALLERDE) KRIZANTEMLER (TAZE) Toplam 2005 18.431.396 2006 20.602.295 2007 23.408.318 2008 21.386.821 2009 21.869.127 1.774.246 2.666.370 2.560.755 2.584.158 1.859.494 119.981 124.936 537.356 333.631 318.826 61.057 0 9.327 1.082 20.075.545 52.550 0 31.280 4.926 23.312.657 63.743 0 4.927 12.982 26.588.081 41.200 4.187 5.925 643 24.588.565 33.697 2.824 2.829 2.077 24.088.874 Kaynak: TÜİK 55 Kesme çiçek ihracatımız, büyük çapta (2009 yılı itibariyle %90) karanfil ihracatına dayanmaktadır. Diğer çeşitlere yönelme zorunluluğu sonucu 2000 yılında glayöl ihracatı başlamış olup, yine ürün çeşitlendirme politikası sonucu gül ve krizantem ihracatı da gerçekleştirilmektedir. İhracatın çok büyük bir kısmı ( % 70’i) Avrupa'ya yöneliktir. Kesme çiçek ihracatında en önemli pazarımız İngiltere olmakla birlikte, yıllar itibariyle yeni pazarların ortaya çıkmasıyla, toplam kesme çiçek ihracatımızdaki payı azalmaya başlamıştır. Bu ülkeye ihraç edilen en önemli ürün sprey karanfildir. TABLO 70 ÜLKELER İTİBARİYLE TÜRKİYE KESME ÇİÇEK İHRACATI (Miktar: Adet, Değer: ABD $) ÜLKE İNGİLTERE RUSYA FED. UKRAYNA ROMANYA HOLLANDA BULGARİSTAN JAPONYA YUNANİSTAN ALMANYA MOLDOVYA MACARİSTAN KUZEY KIBRIS T.C. İSPANYA SIRBİSTAN IRAK BİR. ARAP EMİRLİK. FRANSA GÜRCİSTAN İTALYA KANADA AVUSTURYA TOPLAM (Diğerleri Dahil) 2006 Miktar Değer 114.557.258 10.430.277 36.847.000 2.077.406 46.023.760 2.321.971 32.923.400 845.704 27.865.470 2.346.290 6.322.567 265.326 3.528.840 524.001 27.564.990 673.261 3.475.502 465.147 1.752.829 75.439 9.443.700 372.874 2007 Miktar Değer 76.891.890 8.700.468 47.583.590 2.405.645 56.033.980 3.115.469 58.630.580 2.635.104 21.121.830 2.700.601 15.707.396 648.266 4.039.060 675.087 17.628.400 887.949 4.094.310 623.883 4.022.700 203.892 7.312.660 503.233 2008 Miktar Değer 76.158.880 7.967.123 45.135.208 2.982.325 56.350.820 3.686.250 62.953.680 2.861.549 13.197.250 1.510.124 16.222.801 675.005 1.757.420 304.662 10.719.960 583.933 1.973.100 271.486 3.418.440 221.398 3.524.000 179.229 2009 Miktar Değer 74.169.419 7.698.620 44.104.040 3.665.304 56.873.080 3.243.704 61.131.580 2.566.982 20.436.096 2.261.394 28.893.450 1.061.327 1.779.520 326.737 6.981.100 326.136 1.939.760 241.081 3.440.087 209.519 3.124.800 114.041 904.330 52.334 1.133.965 101.656 1.349.370 100.801 1.411.085 88.559 116.500 358.000 0 12.644 19.280 0 368.000 889.000 0 53.151 43.925 0 75.000 380.200 0 10.505 24.648 0 312.000 689.300 30.720 43.310 36.252 18.600 162.700 15.671 13.500 1.165 29.580 3.420 105.340 13.594 332.090 0 4.687.400 0 0 58.997 0 104.576 0 0 862.000 76.160 10.000 0 15.000 108.861 4.148 1.009 0 1.099 0 166.560 0 0 0 0 12.012 0 0 0 73.000 147.880 30.000 500 4.000 6.982 4.051 2.599 205 157 23.312.657 26.588.081 24.588.565 24.088.874 Kaynak: TÜİK Rusya Federasyonu'na 2009 yılında 44 milyon adet olan kesme çiçek ihracatımız 3,6 milyon $’ı aşmıştır. Hollanda'ya yapılan ihracat, bu ülkenin sahip olduğu mükemmel dağıtım ağının yanında, ürünlerimizin düşük fiyat bulması nedeniyle istenilen seviyeye ulaşamamaktadır. Taşıma konusunda sağlanan gelişmeler Japonya'ya kesme çiçek ihracatımızı artırmış ve bu ülke toplam kesme çiçek ihracatımızdan % 2,5 civarında pay alarak dokuzuncu önemli ülke konumuna gelmiştir. Japonya’ya olan ihracatımız karanfillerden oluşmuştur. Daha önce Kolombiya’dan kesme çiçek ithalatı yapan Yunanistan, fiziki yakınlık ve göreceli daha hesaplı nakliye ücretleri nedeniyle ülkemiz ürünlerine yönelmeye başlamıştır. Yine çevre 56 komşularımızdan olan Romanya’ya da yıllar itibariyle kesme çiçek ihracatımız artmış olup, bugünkü durum itibariyle bu ülke düzenli ihracat yaptığımız pazar konumunda bulunmaktadır. Gül ihracatında başlıca pazarımız Hollanda olup, toplam gül ihracatımızın yarısından fazlası bu ülkeye gerçekleştirilmektedir. Krizantem ihracatımızda ise ilk iki sırayı, ihracatımızın yaklaşık olarak %75’inin gerçekleştiği İngiltere ve Hollanda paylaşmaktadır. 2000 yılında başta İngiltere, Hollanda ve Japonya olmak üzere 16 ülkeye yayılan glayöl ihracatımız, 2001 ve 2002 yıllarında devam etmemiş olmakla birlikte, son yıllarda K.K.T.C. ile Ukrayna bu ürünün başlıca alıcısı konumuna gelmiştir. Kesme çiçek ithalatımız önemli düzeylerde değildir. Ancak ülke içinde yetiştirilmeyen çeşitlerin temin edilmesine yönelik olarak değişik yıllarda çok düşük düzeylerde ithalata gidilebilmekte olup, orkide ithal edilen başlıca ürün konumunda bulunmaktadır. SERBEST BÖLGELER Serbest Bölgenin Tanımı Genel olarak serbest bölgeler; ülkede geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, sınai ve ticari faaliyetler için daha geniş teşviklerin tanındığı ve fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerlerdir. Ülkemiz Serbest Bölgelerinin Kuruluş Amacı İhracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, Doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak, İşletmeleri ihracata yönlendirmek, Uluslararası ticareti geliştirmek. Serbest Bölgelerin İşlevi Serbest bölgeler; Ülkeye yabancı sermaye ve teknolojilerin getirilmesine imkan sağlayacak uygun zemin yaratılması, Sanayicinin ihtiyaç duyduğu bazı hammadde ve ara malların kolaylıkla, istenilen miktarda ve zaman kaybı olmadan temin edilebilmesi, Sağlanan teşvik ve avantajlarla düşük maliyetli mal üretimi ve ihracı, Türkiye dışından gelen malların transit olarak diğer ülkelere satımı, Yeni istihdam olanaklarının yaratılması, Türk ihraç ürünlerinin ihracatını kolaylaştırmak ve hızlandırmak bakımından bir basamak olması işlevlerini görmektedir. 57 TABLO 71 SERBEST BÖLGELER TİCARET HACMİNİN ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI ÜLKELER 1.OECD ÜLKELERİ A.AB Ülkeleri B.Diğer OECD Ülkeleri 2.Diğer Avrupa Ülkeleri 3.Bağımsız Devletler Topluluğu 4.Kuzey Afrika ve Ortadoğu 5.Diğer Ülkeler 6.Türkiye TOPLAM BÖLGELERE GİRİŞ 3.644.629 2.848.560 796.069 12.542 % TOPLAM % 47,52 37,14 10,38 0,16 BÖLGELERDEN ÇIKIŞ 2.732.700 2.441.529 291.171 26.579 27,09 24,20 2,89 0,26 6.377.330 5.290.089 1.087.241 39.121 35,91 29,79 6,12 0,22 195.785 2,55 441.754 4,38 637.539 3,59 388.364 5,06 1.075.529 10,66 1.463.893 8,24 1.251.640 2.176.871 7.669.831 16,32 28,38 100,00 636.961 5.173.528 10.087.052 6,31 51,29 100,00 1.888.601 7.350.399 17.756.882 10,64 41,39 100,00 % Kaynak: DTM TABLO 72 SERBEST BÖLGELERDE İSTİHDAM BÖLGELER Ege Bursa Mersin İstanbul Deri Antalya Kocaeli Avrupa Menemen Deri TÜBİTAK-MAM Tek. İstanbul Havalimanı Kayseri İstanbul Trakya Adana-Yumurtalık Gaziantep Samsun Denizli Trabzon Rize Mardin TOPLAM İŞÇİ 13.036 5.121 0 1.415 2.646 1.977 1.611 1.134 1.712 91 1.171 790 155 99 162 30 51 7 12 31.220 BÜRO PERSONELİ 810 997 0 480 501 197 300 316 264 898 70 525 72 65 45 12 5 6 3 5.566 DİĞER 0 223 6.219 618 0 100 087 14 4 10 13 0 0 0 0 0 0 0 0 7.297 TOPLAM 13.846 6.341 6.219 2.513 3.147 2.274 1.911 1.537 1.990 993 1.251 1.328 227 164 207 42 65 13 15 44.083 Kaynak: DTM 58 TABLO 73 SERBEST BÖLGELER İTİBARİYLE YILLIK TİCARET HACİMLERİ (1.000 ABD $) BÖLGELER İstanbul Deri Ege İstanbul Atatürk Havalimanı Mersin İstanbul Trakya Burs Avrupa Antalya Kocaeli Kayseri Menemen Deri Samsun Adana –Yumurtalık Gaziantep TÜBİTAK-MAM Tek. Trabzon Denizli Rize Mardin TOPLAM 6.952.940 4.001.498 % 2007-2006 -9,21 2,28 3.220.486 1.884.005 2.444.484 1.933.293 1.333.360 550.719 254.808 520.142 383.072 54.593 77.110 93.910 30.414 13.587 65.900 7.955 1.751 23.824.028 2006 6.312.273 4.092.781 % 2008-2007 -4,92 -8,03 12,37 3.618.897 35,69 -6,31 -16,25 12,40 -0,95 83,33 24,37 10,64 75,43 108,48 -22,49 54,72 185,28 13,48 45,33 -93,58 3,15 2.556.331 2.290.343 1.619.125 1.498.721 545.511 467.128 646.906 423.836 95.775 160.757 72.786 47.056 38.762 74.784 11.561 112 24.573.445 2007 6.001.678 3.763.964 % 2009 2008 -35,56 -29,36 3.867.187 2.658.772 -2,21 3.539.000 -16,51 2.954.765 3,19 -18,67 -0,90 5,13 33,68 50,99 8,66 -2,57 324,33 63,69 96,89 137,41 73,14 -41,72 -41,32 0,02 2.637.921 1.862.771 1.604.603 1.575.653 729.233 705.309 702.948 412.922 406.402 263.148 263.148 111.715 67.114 43.584 6.784 24.578.055 -27,27 -36,11 -20,26 -25,05 -16,91 14,94 -37,07 -32,18 -90,82 -34,28 -22,72 47,54 -36,41 -24,10 -4,08 -27,75 1.918.637 1.190.035 1.279.473 1.180.940 605.927 810.654 442.397 280.040 37.290 172.937 110.740 164.828 42.675 33.079 6.507 17.756.882 2008 2009 DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE TİCARETTE İNTERNETİN KULLANIMI DÜNYA TİCARETİNDE GELİŞMELER Dünya ticaret hacmi özellikle 1990’lı yılların başından itibaren hızlı küreselleşmeye paralel olarak artarak çok büyük hacimlere ulaşmıştır. Hemen her ülke yeni pazarlara ulaşma imkânı sağlamış ve daha önce gidilmeyen pazarlara ulaşmaya başlamıştır. 2000’li yılların başından itibaren dünya ekonomisinde yaşanan topyekun hızlı büyüme tüm pazarlara talep artışı yaratmıştır. Özellikle gelişmiş ülkelerin daha fazla tüketmeye başlaması bu ülkelere mal ve hizmet ihraç eden ülkeler açısından yeni fırsatların ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu gelişmelere paralel olarak daha önce dünya pazarlarında fazla rolü olmayan gelişmekte olan ülkelerle geri kalmış ülkelerin de dünya pazarlarına girmesine yol açmıştır. Hızlı küreselleşmenin başlıca güçleri olan teknolojik yenilikler, politik değişimler ve ekonomi politikalarıyla ilgili seçimler entegre bir dünya ekonomisi modeli yaratmıştır. Bu nedenle bütün ülkelerin ekonomileri birbirleriyle ilişkili hale gelmiştir. Dünya pazarlarına mal ve hizmet ihraç etmek kavramı dünya pazarlarıyla ticaret yapmak şeklinde kullanılır hale gelmiştir. Entegre dünya ekonomisinin doğal sonucu olarak hemen her mal ve hizmet üretim faaliyetinin içinde hem iç Pazar hem dış pazarı dikkate alan yeni bir yaklaşım ortaya çıkmıştır. Buna göre bir mal veya hizmetin tamamen yerel pazarlarda üretilmesi ya da yapılan üretimin tamamının iç 59 pazarlarda tüketilmesi rasyonel olmaktan uzak hale gelmiştir. Gerek ölçek ekonomisine dayalı üretim yapmanın yarattığı maliyet avantajları gerekse de küresel pazarlarda karşılaştırmalı üstünlükler nedeniyle mal ve hizmet bazında uzmanlaşma yerini mal ve hizmetlerin bileşenleri alanında uzmanlaşmaya bırakmıştır. Küresel pazarda bu denli uzmanlaşmaya dayanan bir ticaret organizasyonunun oluşturulabilmesi ve sürdürülebilmesi teknolojik yeniliklerle mümkün olmuştur. Teknolojik yeniliklerin özellikle iletişim ve taşımacılık teknolojilerinde yarattığı hızlı gelişmeler dünyanın her köşesiyle hızlı, kolay ve ucuz iletişim ve taşıma imkânı sağlamıştır. Teknolojik yenilikler aynı zamanda üretim süreçlerinin de daha düşük maliyetli üretim yapacak şekilde değişmesini sağlarken pazarlanabilir yeni mal ve hizmetlerin de üretilmesini sağlamıştır. Teknolojik yeniliklerle küresel gıda üretiminde genişleme ve imalat süreçlerinde etkinlik artmıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Çin’in ekonomik reformlarıyla başlayan küresel ölçekteki politik değişimler son on yılda dünyanın değişik bölgelerinin de hem üretici hem de tüketici anlamında küresel pazarlara katılmasıyla dünya ekonomisinin entegrasyon süreci hızlanmıştır. Tüm dünyada yaşanan bu gelişmelerin yarattığı değişim baskısı daha önce içe dönük ekonomi politikaları izleyen ülkelerin de dışa açık politikalara yönelmeye başlamasına yol açmıştır. Serbest ticaret üzerindeki engellemeler ve kısıtlamaların kaldırılması ve çeşitli ülkeler arasında imzalanan işbirliği anlaşmaları, mali anlaşmalar, yabancı yatırımcılara getirilen kolaylıklar, uluslararası ticaretin önündeki kotalar, gümrükler ve benzeri sınırlamaların kaldırılması küreselleşmeyi daha da hızlandırmıştır. Küreselleşme dünya ekonomisi açısından sayısız yararlar sunmakla birlikte dikkatler potansiyel olarak yaratabileceği yıkıcı etkiler ve sakıncaları üzerinde yoğunlaşmıştır. Küreselleşme ile sermaye, işgücü ve üretimdeki küresel entegrasyon kaynakların daha etkili ve verimli kullanılmasını sağlamaktadır. Bu da mevcut üretim çıktılarını daha üst düzeye taşırken gelecekte potansiyel talebi de daha yüksek düzeylere taşıyabilecektir. Tüketiciler daha düşük maliyetlerde çok daha fazla mal ve hizmet seçeneğine sahiptirler. Sermaye büyüme ve kalkınma için finansmana ihtiyaç duyan ülkelere doğru hareket etmektedir. İş gücünün serbest dolaşımı ile nüfusu yaşlanan ve nitelikli iş gücüne ihtiyaç duyan ülkeler iş gücü açıklarını kapatırken, istihdam fazlası olan ülkeler de işsizlik sorununu bu yolla çözebileceklerdir. İHRACATTA İNTERNET KULLANIMI Dış ticaret işlemlerinin küresel pazarlar boyutunda yapılmaya başlanmasıyla birlikte ihracat faaliyetleri hem nitelik hem de nicelik olarak önemli değişiklikler göstermeye başlamıştır. Önceleri belli bir çerçevede ticaret yapan firmalar dünyanın tüm pazarlarına girme imkanı bulmuşlardır. Bu süreçte teknolojik gelişmelerin de ihracat faaliyetlerinin gelişimine önemli katkıları olmuştur. Geçmişte dünya ticaret hacmi faks cihazının bulunmasıyla birlikte on kat artış göstermiştir. Ticaret yapan firmalar arasında bilgi ve belge akışının bir cihaz yardımıyla birkaç dakikada gerçekleşmesiyle birlikte mal ve hizmet tanımı, sipariş, faturalama ve satış sonrası 60 işlemlerdeki belge akışlarının hızlı ve kolay bir şekilde yapılabilmesi ve hem yerel hem de uluslar arası pazarlardaki işlemleri bir anda çok yüksek seviyelere çıkarmıştır. Günümüzde ise çok ileri iletişim teknolojileri sayesinde ticaret hacminde çok büyük sıçramalar gerçekleşmiştir. Sadece yazılı belgelerin değil, resim, video, grafik, teknik çizim ve benzeri malzemelerle çok büyük veri dosyalarının kolay, hızlı ve çok düşük maliyetlerle farklı noktalara iletilebilmesi küresel boyutta ticaretin bu denli gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur. Geleneksel ihracat süreçlerinin çok yüksek maliyetli oluşu sebebiyle özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler açısından yeni iletişim teknolojileri yardımıyla yürütülen ihracat süreçleri tercih edilmeye başlanmıştır. Bir işletmenin dış pazarlara yönelik olarak çalışmaya başlamasıyla ilgili süreçler geleneksel olarak çok zaman alıcı ve pahalı işlemleri içermektedir. Masa başı dış Pazar araştırmasıyla başlayan ihracat işlemi ilgili firmaların adreslerine yapılan yazışmalarla sürmektedir. Bu yazışmalar ilgili firmanın ziyaret edilmesi, ihracat konusu olan mal ve hizmetlerle ilgili bilgiler verilmesi, grafik, teknik çizim ve benzeri bilgileri içeren sunumlar yapılması, karşılıklı görüşmelerin sürdürülmesi, mal ve hizmetlerle ilgili olarak numunelerin gönderilmesi ve ilk siparişlerin verilmesi gibi işlemlerle sonuçlanmaktadır. Bu süreçte yer alan tüm faaliyetler pahalı, zaman ve uzmanlık gerektiren faaliyetlerdir. e-İHRACATTA BAŞARILI UYGULAMALAR Dünya ticaret hacminde son yıllarda meydana gelen büyük artışların ardında bilişim teknolojilerinin iş dünyasında kullanılmasıyla sağlanan avantajlar bulunmaktadır. İnternetin iş dünyasında kullanılması özellikle gelişmiş ülkelerdeki şirketler için yeni pazar fırsatlarının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Halen dünya üzerinde yürütülen e-ticaret faaliyetlerinin en büyük bölümünü A.B.D şirketleri gerçekleştirmektedir. Yine bütün dünyaya üretim üssü olarak hizmet veren Çin’de dünya e-ticaret hacminden fazlaca pay alan ülkeler arasındadır. Geleneksel ticaret yöntemleriyle kıyaslandığında henüz çok büyük oranlara ulaşmamış olsa bile hemen her geçen gün e-ticaret hacmi artmaktadır. Bu noktada üzerinde durulması gereken bir başka noktada internetin Pazar bulma, ürün bulma, tedarikçi bulma, müşteri bulma konusunda sağladığı kolaylıkların önemli bir kısmının e-ticaret şeklinde sürdürülmemesidir. Başka bir ifadeyle dünya üzerindeki çoğu şirket müşteriyi internet üzerinden bulsa da diğer ticari süreçleri geleneksel yöntemlerle yürütmektedir. Buda internet üzerinden ticari faaliyet olarak değerlendirilmemektedir. Bu nedenle çeşitli ülkeler hakkında yapacağımız değerlendirmeler eticaret hacminin sadece bir kısmını yansıtmaktadır. DÜNYADA e-DIŞ TİCARETİN DURUMU Dünyanın pek çok farklı ülkesinde ihracat işlemlerinde internetten yararlanılmasının ardında mevcut ülkelerde elektronik ticaretin kullanım düzeyi, internet teknolojilerinin yaygınlığı, iş dünyasının internet teknolojisini benimseme seviyesi, bilgisayar ve internet erişim sahipliği gibi faktörler etkili olmaktadır. İnternet kullanımının yaygınlığının giderek artmasıyla birlikte e-dış 61 ticarette daha büyük gelişmelerin olması beklenmekle birlikte halen geleneksel yöntemlerin hem mutlak rakam hem de oran olarak daha yüksek olduğu bilinmektedir. Ancak unutulmaması gereken en önemli nokta e-dış ticaret yapan şirketler tanımındaki karışıklıktır. Günümüzde hemen her ülkeden milyonlarca şirket yeni Pazar bulma, yeni müşteriler arama, yenilikleri izleme, pazara çıkan ürünlerden haberdar olma, rakipleri izleme gibi ticaretin önemli fonksiyonlarını internet üzerinden yürütmekte dış ticaretin operasyonel kısmını ise geleneksel yöntemlerle yürütmektedir. Bu nedenle bu çalışmada çeşitli kaynaklardan derlenen rakamların edış ticareti tam olarak açıklamadığını da belirtmek gerekir. Operasyonel dış ticaretin internet üzerine aktarılması uluslar arası alanda yaşanan mevzuat, ödeme, güvenlik, yabancı dil gibi sorunların aşılmasıyla tam olarak gerçekleşecektir. Halen bu dünya üzerinde birçok ülke bu konudaki çalışmalarını hızlandırmış gümrük otomasyon sistemi, elektronik imza entegrasyonu ve uluslar arası ödeme sistemleri üzerinde mutabakat aramaktadır. Halen geliştirilen çeşitli uygulamaların bütün ülkelerce benimsenmemesi ve özellikle sorunun tam olarak aşılamaması nedeniyle e-dış ticaretin operasyonel kısmında eksiklikler bulunmaktadır. Bu çalışmaların sonuç vermesiyle birlikte e-dış ticaret hacminin bugün olduğundan çok yukarılara ulaşmasını beklemektedir. 1- ASYA PASİFİK ÜLKELERİ Asya Pasifik ülkeleri gelişmekte olan ülkeler arasında elektronik dış ticarette en fazla gelişmiş olan ülkelerdir. Sahip oldukları teknolojik imkânlar ve devlet destekleri sayesinde elektronik ticarette ilerleme kaydetme şansına sahip olmuşlardır. Asya Pasifik ülkeleri sahip oldukları imkânlar sayesinde dünyada yer alan pek çok yabancı firmanın istek ve taleplerini karşılama konusunda diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha başarılı durumdadırlar. Asya Pasifik ülkelerinde elektronik ortamda gerçekleştirilen ticaretin gelişmesinde ilk aşama e-tedarik sistemlerinin kurulması ile oluşmuştur. e-Tedarik uygulamalarını özel yatırımlar ve tedarikçi Pazar yerleri takip etmiştir. Bu Pazar yerlerinin oluşturulmasındaki temel amaç pazara ilişkin taleplerin hızlı şekilde karşılanması ve üretim ve teslimatta avantajlar sağlanmasına imkan tanınmasıdır. 2000’li yılların başından bu yana Asya Pasifik ülkelerinde gerçekleştirilen elektronik ithalat ve ihracatın hacmi hızlı bir şekilde yükselmeye devam etmektedir. Batılı ülkelerin aksine bu bölgede yer alan ülkelerin karşı karşıya olduğu en büyük sorun teknoloji ve stratejilerin uygulanması ile ilgilidir. Asya Pasifik ülkelerinde internet kullanımı incelendiğinde ülkelerin sıralaması; Japonya, Çin, Avustralya, Tayland, Hong Kong ve Singapur şeklindedir. Çin’de yeni dijital ekonomisinin desteklenebilmesi için, ticaret promosyon organizasyonları ticaret konusunda gerekli bilgilerin sağlanması, işletmeler arasında gerçekleştirecek ticaret için ihtiyaç duyulan iletişimin sağlanması, çevrimiçi tanıtımların düzenlenmesi ve gerekli eğitimlerin verilmesi gibi görevleri üstlenmiş durumdadır. Bu hizmetlerin sağlanmasındaki temel amaç Çin’de bulunan KOBİ’lerin ihracat faaliyetlerinin arttırılmasıdır. Bu amaç doğrultusunda EDI(Elektronik Veri Değişimi) ağları kurulmakta, çeşitli web sayfaları üzerinden Çin ile ilgili bilgiler diğer dünya ülkeleri ile paylaşılmaktadır. Yabancı alıcılara bilgi sağlamak için kullanılan web sayfalarından birisi China Business Informatıon.net’tir. Bu web sayfası 1996 yılında 62 açılmıştır ve dili İngilizcedir. Yabancı alıcılar bu web sayfası üzerinden ekonomik bilgilere, yabancı ticaret ve yatırım politikalarına, gümrük tarifelerine vb. bilgilere ulaşılabilmektedir. Çin’in internet üzerinden gerçekleştirdiği dış ticaret işlemlerinin yaygınlaşması konusunda devletin sağladığı destekler sonucunda Çin’de elektronik ticaret alanında gerçekleşen ticari işlemlerin yaklaşık %75’ini B2B işlemleri oluşturmaktadır. Geçen yıllar içerisinde internet üzerinden gerçekleştirilen dış ticaret işlemlerinin hacmi büyüme göstermiştir. Çin’de elektronik ihracat hacminin gelecek yıllarda değeri ve sağladığı kazancında artması beklenmektedir. Asya ülkelerinin uluslar arası elektronik ticaret alanında öncü olanlarından bir diğeri Tayland’dır. Tayland’da elektronik ortamda gerçekleşen ticari işlemlerin büyük kısmı EDI ağları ve mesajlaşma sistemlerinden oluşmaktadır. Gümrük işlemlerinin büyük bir bölümünün de internet üzerinden gerçekleştirilmesi söz konusudur. Elektronik bankacılık alanında gelişmelerin yaşanmasının sonucunda dış ticarete ilişkin finansal hizmetlerin de sağlanması mümkün olmuştur. Ticaret Bakanlığı altında faaliyet gösteren İhracat Promosyon Departmanı 2001 yılından bu yana ihracatçılara yönelik elektronik Pazar yerlerinin kurulmasına destek vermektedir. 2008 yılının sonunda oluşturulan ihracatçı veri tabanında 23 farklı ürün kategorisinin ihracatını gerçekleştiren 10.000 fazla ihracatçı yer almaktadır. Bunun yanında Departman, ihracatçılar ile yabancı ülkelerdeki ithalatçılar arasında da iletişim kurmasını sağlamaktadır. Elektronik ticaret alanında önem taşıyan bir diğer Asya ülkesi Japonya’dır. Japonya’nın mevcut B2B pazarı Amerika’nın %56’sından daha büyüktür. Diğer Asya ülkelerinde olduğu gibi Japonya’da da internet üzerinden ticareti kolaylaştıracak ve geliştirecek yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesi söz konusudur. Asya’nın en gelişmiş internet toplumlarından birisi Tayland’dır. 1994 yılında kurulmuş bir komite aracılığı ile devlet hizmetleri ve ticari faaliyetlerin uyumlaştırılması ve bütünleştirilmesi ile ilgili çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Gerçekleşen yasal faaliyetler aracılığıyla internet ekonomisi ve elektronik ticaretin yapısallaştırılması sağlanmıştır. Yasal düzenlemelerin temel amacı elektronik ortamda düzenli, adil ve açık bir ticari ortamın oluşturulmasıdır. Bu şekilde merkezi devlet kontrolünden bağımsız güvenli bir ticaret ortamının oluşturulması mümkün olmuştur. 1999 yılında oluşturulan Ulusal Endüstriyel Otomasyon planı ile B2B ticaretin altyapısının oluşturulması sağlanmıştır. Planın temel amacı başta KOBİ’ler olmak üzere e-ticaret yeteneğinin ve uygulamalarının geliştirilmesidir. 5,5 yıllık olarak hazırlanan bu plan Tayland’ın global rekabet gücünün artmasını sağlamıştır. Plan sonrasında B2B’de global tedarik zincirlerinin kullanımı gelişmiş, internet üzerinden gerçekleştirilen dış ticaretin hacminde büyüme kaydedilmiştir. Hong Kong uluslar arası ticaret açısından önemli bir ülke konumundadır. Hong Kong’ lu işletmeler uluslar arası erişime ve yenilikçi hizmetler geliştirmeye büyük önem vermektedir. Çin pazarının geçidi konumunda olması Hong Kong’un dış ticaret alanındaki önemini daha da arttırmaktadır. İnternet teknolojileri EDI, bankacılık, ithalat ve ihracat işlemlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. 63 Kore’de de durum farklı değildir. Kore’de gerçekleştirilen e-ticaret alanındaki faaliyetlerin büyük bir kısmı B2B (%90) faaliyetleridir. Kore’nin B2B pazarının büyüme hızı ise yaklaşık %50’dir. Kore’nin elektronik ticaret gelirleri toplam ülke gelirlerinin yaklaşık %60-70’ini oluşturmaktadır. Diğer Asya ülkelerinde olduğu gibi Kore’nin de B2B ve e-ticaret alanlarında büyüme potansiyeli oldukça yüksektir. Başarılı çevrimiçi Pazar yerleri ve ticaret portalları aracılığı ile Kore’de elektronik ortamda sağladığı belgelendirme ve süreç iyileştirme avantajları ile e-ihracat alanında önemli bir ülkedir. Ancak Asya ülkeleri içerisinde e-ihracat alanında öncü olma potansiyeli en yüksek ülke Çin’dir. Çin’de son yıllarda yaşanan ekonomik gelişmeler ve hızlı nüfus artışı bu durumun ardındaki en önemli nedenlerdir. Çin, hizmetler dışında çok farklı sektörlerdeki ürünlerin üreticisidir. Sahip olunan düşük maliyetli üretim imkanı Çin’in dünyanın pek çok ülkesine ihracat gerçekleştirmesine neden olmaktadır. Teknolojik ürünler alanında öne çıkan Japonya ve Tayland, global tedarik zincirlerinin önemli üyesi konumundadır. Bu durum bu ülkelerin dünya dış ticaretindeki rekabet gücünü olumlu yönde etkilemektedir. Hong Kong ise önemli bir uluslar arası serbest ticaret bölgesidir. Kore ve Tayland gibi Asya ülkeleri ihracat işlemlerine ilişkin belgelerin elektronik ortama taşınması gibi uygulamalar aracılığıyla e-ihracatta önemli gelişmeler sağlanmıştır. Bu yolla ihracat süreçlerini hızlandırmayı ve belgelendirmeyi basitleştirmeyi sağlamışlardır. Sonuçta Asya ülkeleri rekabet avantajı sağlama yoluyla e-ihracat alanında önemli gelişmeler sağlamışlardır. 2-LATİN AMERİKA Özellikle Arjantin, Brezilya, Şili ve Meksika’da elektronik dış ticaret uygulamalarının hız kazandığını söylemek mümkündür. Latin Amerika’da yer alan işletmelerin yaklaşık %50-70’i hâlihazırda faaliyetlerini internet ortamına taşımış durumdadır. Özellikle otomotiv sektörüne ilişkin satışların büyük kısmında internet teknolojilerinden faydalanılması söz konusudur. Mobil ve internet teknolojilerine ilişkin gelişmeler Latin Amerika pazarının da yüksek potansiyele sahip olduğunun göstergesi şeklindedir. İnternet teknolojilerinin global olma özelliği Latin Amerika ülkelerinde internetin özellikle dış ticaret işlemlerinin gerçekleştirilmesi sırasında daha yaygın olarak kullanılmasını sağlamıştır. Latin Amerika’da e-ihracat faaliyetleri büyük işletmeler tarafından yönetiliyor olsa da KOBİ’lerin başta Brezilya olmak üzere büyük sayıda olması gelecek yıllarda bu durumun değişeceğinin göstergesi olarak kabul edilebilir. Latin Amerika daha önce de belirtildiği gibi B2B ve e-dış ticaret alanında en yüksek büyüme potansiyeline sahip bölgelerden birisidir. Mevcut durumda Latin Amerika’da internet, finansal işletmeler başta olmak üzere pek çok alanda yoğun olarak kullanılmaktadır. İnternet üzerinden gerçekleştirilen ticari işlemlerin %80’inden fazlası B2B alanındadır. E-ticaret işlemlerinde B2B, Arjantin’de %92, Brezilya’da %90, Şili’de %94, Meksika’da %96 ve Venezuella’ da ise %97’lik 64 bir hacme sahiptir. Brezilya işlem hacmi açısından Latin Amerika’nın en büyük B2B pazarıdır. Ancak yine başta dış ticaret olmak üzere elektronik işletmeler arası ticaret açısından Latin Amerika henüz başlangıç dönemindedir ve büyük gelişme potansiyeline sahiptir. Asya ülkelerinde olduğu gibi devlet desteği ve altyapı çalışmaları gelecek yıllarda Latin Amerika’nın elektronik dış ticaret alanında önemli bir oyuncu haline geleceğini göstermektedir. Tüm gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Latin Amerika’nın da internet teknolojisi kullanımı açısından en büyük sıkıntısı altyapı eksikliğidir. 3- AFRİKA ÜLKELERİ Afrika elektronik ticarete ilişkin faaliyetlerin en az gelişmiş olduğu bölgedir. Gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkeler arasında yer alan B2B uygulamalarına ilişkin en büyük açık Afrika’ya aittir. Afrika’nın ihracat işlemlerinde internet teknolojilerinin kullanılması çok gelişmiş bir düzeye sahip değildir. Afrika’da gerçekleştirilen B2B uygulamalarının büyük çoğunluğu ise yabancı ülke işletmeler tarafından gerçekleştirilmektedir. 4- DİĞER BÖLGELER Dünyada gerçekleştirilen e-ihracat uygulamalarının büyük bir kısmı bu ülkeler tarafından gerçekleştirilmektedir. B2B ticaret portalları özellikle Rusya’da fazlasıyla kullanılmaktadır. Rusya’da açılan portallar ihracatı mümkün ürünlerinin satışına ilişkin işlemleri gerçekleştirmektedir. Rusya’da konuya ilişkin eğitimin yaygınlaşması ve mevcut yazılımlar, işletmelerin dış ticaret portallarını kurmasını kolaylaştırmakta ve özellikle maliyetlere olumlu etkide bulunmaktadır. Kuzey Amerika ve Batı Avrupa bölgelerinde elektronik dış ticarete ilişkin büyüme artmaya devam etmektedir. B2B işlemleri ve satışları her iki bölgede de artmaya devam etmektedir. Bölgelerde gerçekleştirilen uluslar arası ticaret işlemlerinin büyük bir kısmının elektronik ortama taşınması söz konusudur. Özellikle gerçekleştirilen dış ticaretin Amerika’da %26’sı, Avrupa’da ise %17’si elektronik ortamda gerçekleştirilmektedir. Amerika sağladığı hızlı erişim imkanı, raporlama ve belgelendirme konusunda basitleştirme ve hızlı bilgi paylaşımı aracılığıyla elektronik pazardaki en önemli ülkedir. Amerika’da devlet ve özel sektöre ait web portalları ihracat işlemlerinin yapılmasını sağlamanın yanında dış ticarete ilişkin işlemlerin yapılmasını sağlamanın yanında dış ticarete ilişkin önemli bilgiler de vermektedir. Avrupa’da da pek çok ülke dış ticaret faaliyetlerinde internet teknolojilerinden faydalanmayı tercih etmektedir. Fransa’da açılmış bir platform üzerinden kamu ve özel sektöre ait ihracatçılar birbiriyle iletişime geçebilmekte ve bilgi paylaşımında bulunabilmektedir. Fransa’da açılan web portalları kolay kullanımı olanakları sayesinde kısa dönemde hızlı başarı elde etmeyi başarmış durumdadır. Fransa dış ticaret alanında özellikle internet kullanımına ilişkin başarılar elde etmiş 65 ülkeler arasında yer almaktadır. Fransa’nın pek çok ülkeyle dış ticaret gerçekleştiriyor olması eihracat alanında Avrupa’nın önemli oyuncularından birisi haline gelmesini sağlamıştır. İsveç de dış ticarete ilişkin bilgilerini online ortamda ithalat ve ihracatçılar ile paylaşmaktadır. Gerçekleştirilen Pazar araştırmaları, ticarete ilişkin fırsatların gelişimi İsveç’in önem kazanmasına katkıda bulunmuştur. İngiltere’de devlete ait web portallarını kullanarak elektronik ortamda ki dış ticaret işlemlerine katkıda bulunmaktadır. Diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi İngiltere’de de dış ticarete ilişkin bilgi paylaşımı, belgelendirme ve ödeme imkanları çevrimiçi olarak ithalat ve ihracatçılara sağlanan hizmetler arasındadır. Tüm dünyada bilgisayar teknolojilerine ilişkin yatırımların artması ve internetin sunduğu maliyet avantajları gelecek yıllarda dış ticarette elektronik Pazar yerlerinin ve portallarının kullanımının artacağını göstermektedir. İnternet üzerinde gerçekleştirilen dış ticaret işlemlerinin büyük bir kısmı farklı işletmeler ve kamu kuruluşları tarafından kurulan B2B portalları üzerinden yapılmaktadır. TÜRKİYE’DE e-İHRACATI DESTEKLEYEN KURUMLAR Ülkemiz küçük ve orta ölçekli şirketlerin dünya pazarlarına açılma sürecinde ihtiyaç duydukları bilgi ve yönlendirmeyi sağlamak üzere çeşitli kamu kurumları ve meslek kuruluşlarına ait web siteleri bulunmaktadır. Bu web sitelerinde ihracat mevzuatı ile ilgili bilgilerden yurt dışından gelen mal taleplerine kadar çeşitli bilgiler bulunmaktadır. Bunların dışında yine internet ortamında ihracatçıların yine ihtiyaç duyduğu dökümantasyon desteği veren özel web siteleri de bulunmaktadır. Bu sitelerde iş mektubu örnekleri ve ihracat amaçlı web sitesi kurma konusunda destek verilmektedir. SAKARYA’DA DIŞ TİCARET 2009 yılında Sakarya ilinde gerçekleştirilen toplam ihracat (Sakarya Gümrüğü) bir önceki yıla göre 6.6 oranında azalarak 249 milyon 628 bin dolar seviyesine gerilemiştir. İthalat ise, geçen yıla oranla % 59.3 oranında bir azalış olmuş ve 35 milyon 334 bin dolar seviyesine gerilemiştir. Toplam Dış ticaret hacmimiz bir önceki yıla göre % 19.5 oranında azalarak 284 milyon 962 bin dolar olmuştur. Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndan alınan verilere göre 2009 yılı sonu itibariyle İlimizin; yıllık ihracat değeri 1 milyar 722 milyon 184 bin dolar, İthalat rakamımız ise 908 milyon 733 bin dolar olarak açıklanmıştır. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin rakamlarına göre İlimiz Türkiye genelinde 9. en büyük ihracat kapasitesine sahip ildir. ( 2.884.659) Ayrıca; Sakarya Gümrüğünden çıkış beyanname sayısı 4.668 giriş beyanname sayısı 2.065’dir. Gelen tır sayısı 1.797, giden tır sayısı 2.207’dir. 66 TABLO 76 SAKARYA İLİNDE DIŞ TİCARET GÖSTERGELERİ 2006 117.833 221.328 339.161 103.495 İthalat İhracat Dış Ticaret Hacmi Dış Ticaret Açığı 2007 105.676 220.761 326.437 115.085 2008 86.909 267.500 354.409 180.591 2009 35.334 249.628 284.962 214.294 Artış Oranı -59,3 -6,6 -19,5 18,6 Kaynak: Sakarya Gümrük Müdürlüğü TABLO 77 SAKARYA 2009 YILI DIŞ TİCARET GÖSTERGELERİ Aylar İthalat Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Toplam 1.664.894 2.189.224 2.622.053 2.583.875 2.708.368 2.321.280 3.577.623 2.070.624 3.384.762 3.942.760 3.427.130 4.839.824 35.334.484 Giriş Beyanname Sayısı 105 144 185 181 192 161 194 129 197 180 190 207 2.065 İhracat 29.507.061 28.995.828 28.780.542 16.399.159 16.575.141 15.883.375 15.230.667 17.697.921 18.330.437 21.545.525 22.761.213 17.921.839 249.628.680 Çıkış Beyanname Sayısı 336 372 379 358 385 378 409 372 396 460 432 391 4.668 Gelen Tır 82 129 181 170 159 160 146 110 145 167 145 203 1.797 Giden Tır 162 155 146 175 185 154 181 161 237 241 223 187 2.207 Kaynak: Sakarya Gümrük Müdürlüğü TABLO 78 SAKARYA İLİNİN İHRACAT DEĞERİ (Bin $) Sakarya İhracatçı Firma Sayısı 2008 2009 262 261 2008 2.907.203 İhracat Değeri 2009 1.722.184 Değişim % -40,8 Kaynak: DTM TABLO 79 SAKARYA İLİNİN İTHALAT DEĞERİ (Bin $) Sakarya İthalatçı Firma Sayısı 2008 2009 281 248 2008 1.709.176 İthalat Değeri 2009 908.733 Değişim % -46,8 Kaynak: DTM 67 TABLO 80 TİM VERİLERİNE GÖRE SAKARYA 2009 YILI AYLAR İTİBARİYLE İHRACAT RAKAMLARI ($) OCAK 89.503.055,14 Sakarya ŞUBAT 88.726.624,18 MART 204.340.002,49 NİSAN 80.205.468,56 MAYIS 131.872.932,13 HAZİRAN 138.996.748,02 Kaynak: TİM (DEVAM) ($) Sakarya Toplam TEMMUZ 236.868.382,02 AĞUSTOS 65.477.093,14 EYLÜL EKİM 210.128.983,82 195.044.861,12 2.884.659.577,88 KASIM 150.248.558,76 ARALIK 123.261.583,54 Kaynak: TİM TABLO 81 İLLER BAZINDA İHRACAT RAKAMLARI ŞEHİRLER İstanbul 1 Bursa 2 Kocaeli 3 İzmir 4 Ankara 5 Gaziantep 6 Manisa 7 Denizli 8 9 Sakarya Hatay 10 Kaynak: TİM ARALIK 4.353.024.627,29 989.763.745,86 650.719.051,25 659.518.605,91 446.338.530,91 309.540.082,40 336.311.853,40 166.700.721,54 123.261.583,54 157.734.302,86 İlimizden Yapılan İhracat Ürünleri Filtre Sistemleri Bisküvi Orman Ürünleri Makine ve Aksamları Elektrik Malzemeleri Emaye Frit Ağaç Kaplama Motorlu Araçlar Muhtelif Ürünler Narenciye Fındık Mineral Sıva Otomotiv Kablo Donanımı Çikolata Mermer Kesme Makinesi 68 İlimize yapılan ithalat ürünleri İşlenmemiş ağaç mamulleri ( Kaplama) Tomruk, kereste ve parke taslağı Oto yedek aksamı PVC ( kapı ve pencere ham maddesi) Rulo saç mamulleri İşlenmemiş ham alüminyum Treyler yedek aksamı Muhtelif kimyevi maddeler ( Akrelik Polimer) Cam yünü ve cam lifi Yatırım Teşvik Mevzuatı kapsamındaki muhtelif makine ve teçhizat Genel Olarak İthalat Yapılan Ülkeler AB Ülkeleri ( Almanya, İtalya, Belçika) Serbest Ticaret Anlaşması Yapılan Ülkeler ( Romanya, Bulgaristan) Rusya Federasyonu ve Bağımsız Devletler Topluluğuna Dahil Ülkeler ( Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan) Diğer Ülkeler ( İran, Bahreyn, Hindistan) Genel Olarak İhracat Yapılan Ülkeler İhracat yaptığımız ülkeler 1. Almanya 2. İngiltere 3. Romanya 4. İtalya 5. İran 6. ABD 7. Yunanistan 8. Fransa 9. Bulgaristan 10. Suriye 11. S. Arabistan 12. Rusya 69 İŞSİZLİK VE İSTİHDAM 1 İŞSİZLİK VE İSTİHDAM TABLO 1 İŞSİZLİK ORANLARI (Yüzde) İspanya Türkiye Slovakya Fransa Portekiz Yunanistan Almanya Belçika İtalya Finlandiya İsveç Malta ABD İngiltere Lüksemburg Slovenya Çek Cumhuriyeti Japonya Avusturya Danimarka Hollanda 2005 9,2 10,6 16,3 9,3 7,7 9,9 10,7 8,5 7,7 8,4 7,4 7,2 5,1 4,8 4,6 6,5 7,9 4,4 5,2 4,8 4,7 2006 8,5 10,2 13,4 9,2 7,8 8,9 9,8 8,3 6,8 7,7 7,0 7,1 4,6 5,4 4,6 6,0 7,2 4,1 4,8 3,9 3,9 2007 8,3 10,3 11,1 8,4 8,1 8,3 8,4 7,5 6,1 6,9 6,1 6,4 4,6 5,3 4,2 4,9 5,3 3,9 4,4 3,8 3,2 2008 11,3 11,0 9,5 7,8 7,7 7,7 7,3 7,0 6,8 6,4 6,2 5,9 5,8 5,6 4,9 4,4 4,4 4,0 3,8 3,3 2,8 2009* 18,2 14,8 10,8 9,5 9,5 9,5 8,0 8,7 9,1 8,7 8,5 7,3 9,3 7,6 6,8 6,2 7,9 5,4 5,3 3,5 3,8 Ocak 15,6 15,5 9,7 8,7 8,5 8,8 7,2 7,5 7,4 7,1 7,1 6,4 7,6 6,8 5,6 4,6 5,2 4,2 4,2 4,4 2,8 Şubat 16,5 16,1 10,1 8,9 8,8 8,8 7,3 7,7 7,4 7,4 7,5 6,6 8,1 7,1 5,8 4,9 5,5 4,4 4,4 4,7 2,9 Mart 17,2 15,8 10,4 9,1 9,0 8,8 7,4 7,8 7,4 7,7 7,8 6,7 8,5 7,3 6,0 5,3 5,9 4,8 4,6 5,2 3,0 2009 Nisan Mayıs 17,6 17,9 14,9 13,6 10,7 10,9 9,2 9,4 9,1 9,2 9,2 9,2 7,6 7,6 7,8 7,7 7,4 7,4 8,0 8,3 8,2 8,5 7,0 7,2 8,9 9,4 7,5 7,7 6,2 6,3 5,6 5,8 6,1 6,3 5,0 5,2 4,7 4,8 5,7 5,9 3,1 3,2 Haziran 18,1 13,0 11,2 9,5 9,2 9,2 7,7 7,7 7,4 8,5 8,8 7,3 9,5 7,8 6,4 6,0 6,5 5,4 4,8 6,1 3,3 Temmuz 18,5 12,8 11,4 9,7 9,2 7,7 7,8 8,7 9,1 7,3 9,4 6,5 5,9 6,7 5,7 4,8 6,0 3,4 Kaynak: Eurostat Database, 2009 rakamları IMF, World Economic Outlook, Ekim 2009 (*) Tahmin 2008 yılında tüm dünyada finansal piyasaları etkisi altına alan küresel ekonomik kriz, etkilerini 2009 yılında da devam ettirmiş ve işgücü piyasasında önemli sorunlara sebep olmuştur. İstihdam edilenler % 0,4’lük artış oranı ile son beş yılın en düşük seviyesinde gerçekleşerek 21.277 bin kişi olarak ölçülmüştür. Bununla beraber kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus % 1,8 oranında artışla 51.686 bin kişiye, işgücü % 4 oranında artışla 24.748 bin kişiye yükselmiştir. Ekonomik krizin piyasada yarattığı olumsuz etkiyi gösteren en önemli göstergelerden birisi olan işsizlik oranı, son yıllarda en yüksek seviyeye çıkarak 2009 yılında % 14’e yükselmiştir. Bu oran yıllık olarak 1988 yılından bu yana gerçekleşen en yüksek işsizlik oranı olarak kayıtlara geçmektedir. Bir diğer işsizlik göstergesi olan tarım dışı işsizlik oranı ise, 2009 yılında 3,8 puan artarak % 17,4’e yükselmiştir. İşsizlik göstergeleri içerisinde 2008 yılına göre en yüksek artış, 4,8 puanlık artış ile % 25,3 seviyesine yükselen genç nüfustaki işsizlik oranında gerçekleşmiştir. İstihdam ve İşsizlik 2009 yılı Kasım döneminde, Türkiye’de kurumsal olmayan nüfus bir önceki yılın aynı dönemine göre 811 bin kişilik bir artış ile 70 milyon 841 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus ise 864 bin kişi artarak 52 milyon 7 bin kişiye ulaşmıştır. Tarım dışı istihdam 329 bin kişi artmıştır. 2 2009 yılı Kasım döneminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 742 bin kişi artarak, 21 milyon 741 bin kişiye yükselmiştir. Bu dönemde tarım sektöründe çalışan sayısı 413 bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 329 bin kişi artmıştır. Kasım 2009 döneminde istihdam edilenlerin yüzde 24,6’sı tarım, yüzde 19,8’i sanayi, yüzde 6,2’si inşaat, yüzde 49,5’i ise hizmetler sektöründedir. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payının 1,1 puan, inşaat sektörünün payının 0,3 puan arttığı, buna karşılık sanayi sektörünün payının 0,9 puan, hizmetler sektörünün payının ise 0,4 puan azaldığı görülmektedir. İşsizlik oranı yüzde 13,1 iken, tarım dışı işsizlik oranı yüzde 16,2’dir. Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 233 bin kişi artarak 3 milyon 270 bin kişiye yükselmiştir. İşsizlik oranı ise 0,5 puanlık artış ile yüzde 13,1 seviyesinde gerçekleşmiştir. Kentsel yerlerde işsizlik oranı 1 puanlık artışla yüzde 15,3, kırsal yerlerde ise 0,4 puanlık azalışla yüzde 8,7 olmuştur. Türkiye’de tarım dışı işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 0,7 puanlık artışla yüzde 16,2 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu oran erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 0,7 puanlık artışla yüzde 14,9, kadınlarda ise 0,5 puanlık artışla yüzde 20,8 olmuştur. Bu dönemdeki işsizlerin; • yüzde 71,2’si erkek nüfustur. • yüzde 56,5’i lise altı eğitimlidir. • yüzde 27,3’ü bir yıl ve daha uzun süredir iş aramaktadır. • İşsizler sıklıkla (yüzde 31,9) “eş-dost” vasıtasıyla iş aramaktadır. • yüzde 89’u (2 milyon 911 bin kişi) daha önce bir işte çalışmıştır. İşsizlerin yüzde 28’ini çalıştığı iş geçici olup işi sona erenler, yüzde 20,9’unu işten çıkarılanlar, yüzde 16,3’ ünü kendi isteğiyle işten ayrılanlar, yüzde 8,2’sini işyerini kapatan / iflas edenler, yüzde 7,1’ini ev işleriyle meşgul olanlar, yüzde 9,9’ unu öğrenimine devam eden veya yeni mezun olanlar, yüzde 9,6’sını ise diğer nedenler oluşturmaktadır. Bu dönemde istihdam edilenlere baktığımızda, • yüzde 72,2’si erkek nüfustur. • yüzde 59,4’ü lise altı eğitimlidir. • yüzde 61’i ücretli, maaşlı ve yevmiyeli, yüzde 25,9’u kendi hesabına ve işveren, yüzde 13,1’i ise ücretsiz aile işçisidir. • yüzde 59,1’i “1-9 kişi arası” çalışanı olan işyerlerinde çalışmaktadır. • yüzde 2,7’sinin ek bir işi vardır. • yüzde 3,3’ü mevcut işini değiştirmek için veya mevcut işine ek olarak bir iş aramaktadır. 3 • Ücretli olarak çalışanların yüzde 88,6’sı sürekli bir işte çalışmaktadır. Yaptığı işten ötürü herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların oranı, önceki yılın aynı dönemine göre 0,6 puanlık artışla yüzde 43,9 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde, geçen yılın aynı dönemine göre tarım sektöründe sosyal güvenlikten yoksun çalışanların oranı yüzde 87,8’den yüzde 85,5’e düşerken, tarım dışı sektörlerde yüzde 29,7’den yüzde 30,4’e yükselmiştir. 2009 yılı Kasım döneminde, Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı, geçen yılın aynı dönemine göre 1,1 puanlık artışla yüzde 48,1 olarak gerçekleşmiştir. Erkeklerde işgücüne katılma oranı geçen yılın aynı dönemine göre 0,3 puanlık artışla yüzde 70,6, kadınlarda ise 1,9 puanlık artışla yüzde 26,4’tür. Kentsel yerlerde işgücüne katılma oranı 0,7 puanlık artışla yüzde 46, kırsal yerlerde ise 1,9 puanlık artışla yüzde 52,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. İşgücünün eğitim ve yaş dağılımları ise; • Toplam işgücünün yüzde 17,7’sini 15-24 yaş grubundakiler oluşturmaktadır. • Lise altı eğitimlilerde işgücüne katılma oranı yüzde 46 iken, yükseköğretim mezunlarında bu oran yüzde 78,4’tür. • Lise altı eğitimlilerde erkeklerin işgücüne katılma oranı yüzde 69 iken, kadınlarda yüzde 22,2’dir. • Lise ve dengi okul mezunlarında erkeklerde işgücüne katılma oranı yüzde 74,8 iken, kadınlarda yüzde 33,1’dir. • Yükseköğretim mezunlarında erkeklerde işgücüne katılma oranı yüzde 83,3 iken, kadınlarda yüzde 71,4’tür. Kasım 2009 döneminde işgücü dışında olup, daha önce bir işte çalışanların yüzde 17,9’u “tarım”, yüzde 11,1’i “sanayi”, yüzde 3,3’ü “inşaat”, yüzde 20,8’i “hizmetler” sektöründe çalışmış, yüzde 46,9’u ise 8 yıldan önce işten ayrılmıştır. Daha önce bir işte çalışıp, söz konusu dönemde işgücü dışında olanların (12 milyon 846 bin kişi); • yüzde 10,2’si emeklilik, • yüzde 7,8’i mevsim gereği, • yüzde 6,5’i sağlık nedeniyle, • yüzde 4,3’ü eşinin isteği ve evlilik, • yüzde 4,5’i işten çıkartılma/işyerinin kapanması, • yüzde 3,7’si işinden memnun olmama, • yüzde 16,1’i ise diğer nedenlerle en son çalıştıkları işten ayrılmışlardır. Kasım 2009 döneminde 1 milyon 764 bin kişi işe yeni başlamış veya iş değiştirmiş olup, bunun toplam istihdam içindeki oranı yüzde 8,1’dir. İşe yeni başlayan veya iş değiştirenlerin yüzde 33,3’ü 25-34 yaş grubundadır. 4 Bu dönemde işe başlayan veya iş değiştirenlerin yüzde 20,5’i “sanayi”, yüzde 36’sı “hizmetler”, yüzde 21,2’si “inşaat” sektöründe, yüzde 22,3’ü ise “tarım” sektöründe işe başlamıştır. Mevcut işsizlerin yüzde 15,3’ünü (499 bin kişi) bu dönemde işten ayrılanlar oluşturmaktadır. AKTİF İŞGÜCÜ POLİTİKALARININ GELİŞTİRİLMESİ 1. Mevcut Durum Küresel kriz ülkemizde işgücü piyasasını ciddi şekilde etkilemiştir. İç ve dış talepteki daralmaya bağlı olarak üretimde yaşanan azalma ile birlikte istihdam azalmış ve işsizlik artmıştır. Bu durum, özellikle istihdam piyasasına girişte zorluk yaşayan vasıfsız işgücünün niteliklerinin ve kazançlarının artırılmasını amaçlayan ve kamu istihdam hizmetlerini, iş yaratmayı ve işgücünün eğitimini içeren aktif işgücü politikalarının önemini artırmıştır. Krizden etkilenen AB ve OECD ülkelerinde işsizlikle mücadelede aktif işgücü programlarına öncelik verilmiş ve bu programlara ayrılan kaynaklar artırılmıştır. Ülkemizde de 5763 sayılı Kanunla İŞKUR tarafından uygulanan aktif işgücü politikalarına ayrılan kaynaklar artırılmıştır. TABLO 2 2005-2009 YILLARI ARASINDA İŞKUR TARAFINDAN VERİLEN AKTİF İŞGÜCÜ PROGRAMLARINA YAPILAN HARCAMA VE YARARLANAN KİŞİ SAYISI Yıllar 2005 2006 2007 2008 2009* Harcama (Bin TL) 21.716 15.174 29.672 35.602 144.736 Yararlanan Kişi Sayısı 11.473 17.106 33.597 32.206 163.732 Kaynak: İŞKUR *13.10.2009 tarihi itibarıyla Aktif işgücü politikaları kapsamında İŞKUR; iş arayanlara iş bulunmasını, mesleki eğitim ve işgücü uyum programlarını, mesleğe yöneltme, mesleki danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinin sunulmasını, iş arama stratejilerinin geliştirilmesini, uzun süreli işsizler, özürlüler, kadınlar ve gençler gibi dezavantajlı grupların daha kolay iş bulmasını, girişimcilik eğitimlerini ve istihdam garantili eğitim kurslarını ve kamu yararına çalışma programlarını yürütmektedir. İŞKUR’a aktif işgücü politikalarında kullanılmak üzere aktarılan kaynağın artırılması İŞKUR’un bu kapsamda verdiği hizmetlerden yararlanan kişi sayısını artırmıştır. 2007 yılından itibaren İŞKUR tarafından işgücü piyasası ihtiyaç analizine yönelik İşgücü Piyasası Araştırması yapılmaya başlanmıştır. İşgücü Piyasası Araştırması, işverenlerin günümüzde ve önümüzdeki dönemlerde hangi sektörlerde, hangi mesleklerde ve ne kadar elemana ihtiyaç duyduğunun ve hangi mesleklerde eleman temininde güçlük çektiklerinin tespit edilmesine yardımcı olmaktadır. 5 EĞİTİMİN İŞGÜCÜ TALEBİNE DUYARLILIĞININ ARTIRILMASI 1. Mevcut Durum Türkiye’nin, demografik yapısı itibarıyla artan çalışma çağı nüfusunun istihdam yaratabilmesi ve bilgi toplumuna dönüşebilmesi için önünde ciddi fırsatlar bulunmaktadır. Kısa ve orta vadede, değişen ekonomik yapıya uygun işgücü ihtiyacını karşılayacak gençlerin mesleki becerilerinin artırılması ve özellikle yüksek katma değer üretilmesini sağlayacak olan bilgi ve iletişim teknolojilerinin sunduğu imkanlardan yararlanılması, hem insan kaynağının geliştirilmesini sağlayacak hem de bilgi toplumuna dönüşümde ihtiyaç duyulan itici gücü ortaya çıkaracaktır. İstihdam ve eğitim arasındaki bağın yeterince kurulamaması ve mesleki eğitimin işgücü piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda istenilen ölçüde verilememesi, insan gücü niteliği ile işgücü piyasasının talebi arasında dengesizliklere yol açmakta ve eş zamanlı olarak hem işsizliğe, hem de boş iş pozisyonlarına neden olmaktadır. Bu durum, mesleki eğitimin işgücü piyasasının talepleri doğrultusunda şekillendirilmesini ve oluşturulan mesleki yeterlilikler sisteminin tamamlanarak hayata geçirilmesini gerekli kılmıştır. Ülkemizde 15-29 yaş arası gençlerden istihdamda ve eğitimde yer almayanların oranı OECD ülkelerine göre oldukça yüksektir. Bu durumun kadınlarda erkeklerden daha belirgin olduğu, kadınlarda eğitim ve istihdamın dışında olma durumunun erkeklere göre daha kalıcı olduğu görülmektedir. Eğitimde modüler bir yapıya geçilmesi yönündeki çalışmalar çerçevesinde ortaöğretimde 9. sınıftan sonra mesleki teknik liseler ile genel liseler arasında geçişlere imkan veren esnek bir yapıya geçilmiş olmakla birlikte, uygulamada mesleki rehberlik ve yönlendirme hizmetlerinin yetersizliği ve toplumda konuya ilişkin farkındalık düzeyinin düşük kalması gibi nedenlerden dolayı sorunlarla karşılaşılmaktadır. Ortaöğretim düzeyindeki mesleki teknik eğitim programları yenilenmiş, söz konusu çalışmaların Meslek Yüksek Okullarına (MYO) yansıtılması amacıyla İnsan Kaynaklarının Mesleki Eğitim Yoluyla Geliştirilmesi Projesi (İKMEP) kapsamında faaliyetlere devam edilmiştir. Türkiye’de 2008 yılında işgücünün yüzde 63,2’si, istihdamın yüzde 63,6’sı ve işsizlerin yüzde 60,1’i lise altı eğitim seviyesindekiler ve okur-yazar olmayanlardan oluşmaktadır. Mevcut işgücünün niteliği ve verimliliğinin düşük olması nedeniyle işgücü arz ve talebi arasında yaşanan uyumsuzluk, işgücü piyasasının etkinliğini azaltan önemli bir faktördür. TABLO 3 2008 YILI İŞGÜCÜ EĞİTİM DÜZEYİ (Yüzde) Okur-Yazar Olmayanlar Lise Altı Eğitimliler Lise ve Dengi Meslek Lisesi Eğitimliler - Mesleki Ve Teknik Lise Yüksek Okul ve Fakülte Toplam İşgücü İstihdam İşsiz İKO 4,3 58,9 4,5 59,1 2,4 57,7 18,1 44,9 İstihdam Oranı 17 40,1 İşsizlik Oranı 6,3 10,7 22,1 21,6 26 56,1 48,8 12,9 10,5 14,7 100,0 10,4 14,8 100,0 11,2 13,9 100,0 65,0 77,6 47,8 57,4 69,6 43,1 11,7 10,3 9,9 Kaynak: TÜİK 6 Eğitim seviyeleri itibarıyla bakıldığında, yüksekokul ve fakülte mezunları dışında kalan gruplarda eğitim seviyesi yükseldikçe işsizlik oranları da yükselmektedir. Bu durumun en önemli nedeni, eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne ve istihdama katılma eğiliminin artmasıdır. Hayat Boyu Öğrenme Strateji Belgesi 05.06.2009 tarihli Yüksek Planlama Kurulu kararı ile kabul edilmiş ve uygulamaya konulmuştur. Bunun yanısıra, mesleki ve teknik eğitimin bir bütünlük içinde ele alınması ve uygulamalarının yürütülebilmesi amacıyla 2008-2012 yıllarını kapsayan Mesleki Eğitim ve Öğretim Strateji Belgesi hazırlanması çalışmalarına devam edilmektedir. Ulusal yeterlilikler sisteminin kurulmasına yönelik adımlardan birisi olan Mesleki Yeterlilikler Kurumunun açılmasıyla, iş piyasasının ihtiyaçları göz önüne alınarak meslek standartlarının geliştirilmesi, öğrencilerin değerlendirilerek sertifikalandırılması çalışmalarına başlanmıştır. YURTİÇİ İSTİHDAM Türkiye’ de 2002 yılından itibaren sağlanan siyasi ve ekonomik istikrar sayesinde yüksek büyüme oranları elde edilmiştir. Bunun işgücü piyasasına yansımaları 2004 yılından itibaren görülmeye başlamış, işsizlik oranları düşmüştür. Bu dönemden itibaren ek istihdam yaratılmış, 2004 yılında yüzde 10,8 olan işsizlik oranı 2007 yılında yüzde 10,3’e gerilemiştir. Tarım dışı işsizlik ise aynı dönemde yüzde 14,2’ den yüzde 12,6’ ya düşmüştür. Bunun yanında 2004 yılında 22 milyon 16 bin kişi olan işgücü, 2007 yılında 23 milyon 114 bin kişiye yükselmiştir. İstihdamda gerçekleşen yapısal dönüşüm sonucunda, tarım sektöründen diğer sektörlere istihdam kayması yaşanmıştır. Tarım dışı istihdam 2004 yılında 13 milyon 919 bin kişi iken 2008 yılında 2 milyon 259 bin kişi artarak 16 milyon 178 bin kişi olmuştur. 2008 yılında çalışma çağındaki nüfus ise 2004 yılına göre 3 milyon 228 bin kişi artarak 50 milyon 772 bin kişiye ulaşmıştır. 2006 yılında yüzde 10,2 olan işsizlik oranı, 2009 yılı Şubat ayında yüzde 16,1 ile zirve yapmıştır. Daha sonra işsizlik oranı, mevsimselliğin de etkisiyle gerilemeye başlamış ve Temmuz ayı itibariyle yüzde 12,8 olmuştur. 7 KIR KENT TÜRKİYE TABLO 4 KURUMSAL OLMAYAN SİVİL NÜFUSUN İŞGÜCÜ DURUMU 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (Bin Kişi) İşgücü (Bin Kişi) İstihdam (Bin Kişi) İşsiz (Bin Kişi) İşgücüne katılma oranı (%) İstihdam oranı (%) İşsizlik oranı (%) Tarım dışı işsizlik oranı (%) İşgücüne dahil olmayanlar (Bin Kişi) 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (Bin Kişi) İşgücü (Bin Kişi) İstihdam (Bin Kişi) İşsiz (Bin Kişi) İşgücüne katılma oranı (%) İstihdam oranı (%) İşsizlik oranı (%) Tarım dışı işsizlik oranı (%) İşgücüne dahil olmayanlar (Bin Kişi) 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (Bin Kişi) İşgücü (Bin Kişi) İstihdam (Bin Kişi) İşsiz (Bin Kişi) İşgücüne katılma oranı (%) İstihdam oranı (%) İşsizlik oranı (%) Tarım dışı işsizlik oranı (%) İşgücüne dahil olmayanlar (Bin Kişi) 2004 47.544 22.016 19.632 2.385 46,3 41,3 10,8 14,2 25.527 33. 673 14.472 12.501 1.970 43,0 37,1 13,6 14,1 19.202 13.871 7.545 7.131 414 54,4 51,4 5,5 14,7 6.326 2005 48.359 22.455 20.067 2.388 46,4 41,5 10,6 13,5 25.905 34.139 15.046 13.126 1.920 44,1 38,4 12,8 13,2 19.092 14.220 7.408 6.940 468 52,1 48,8 6,3 14,8 6.812 2006 49.174 22.751 20.423 2.328 46,3 41,5 10,2 12,7 26.423 34.787 15.391 13.518 1.873 44,2 38,9 12,2 12,5 19.396 14.387 7.360 6.905 455 51,2 48,0 6,2 13,4 7.027 2007 49.994 23.114 20.738 2.376 46,2 41,5 10,3 12,6 26.879 35.275 15.635 13.764 1.871 44,3 39,0 12,0 12,3 19.640 14.719 7.479 6.973 506 50,8 47,4 6,8 14,3 7.240 2008 50.772 24.587 22.163 2.425 48,4 43,6 9,9 12,5 26.246 35.758 16.419 14.441 1.978 45,9 40,4 12,0 12,5 19.340 15.075 8.168 7.722 447 54,2 51,2 5,5 12,4 6.907 2009 51.714 25.480 22.213 3.267 49,3 43,0 12,8 16,3 26.234 36.234 16.756 14.080 2.676 46,2 38,9 16,0 16,5 19.478 15.480 8.724 8.133 590 56,4 52,5 6,8 15,7 6.756 Kaynak: TÜİK Not: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2004 yılından itibaren işgücü rakamları yeni nüfus projeksiyonlarına göre revize edilmiştir. 2009 yılı Temmuz ayı itibariyle toplam istihdam, geçen yılın aynı dönemine oranla, kentlerde 361 bin kişi azalırken, kırsal kesimde 411 bin kişi artarak, Türkiye genelinde 50 bin kişi artış göstermiştir. Bu dönemde işgücüne katılma oranı, Türkiye genelinde yüzde 48,4’den yüzde 49,3’e yükselmiştir. İşgücündeki artışa karşın 2009 yılı Temmuz ayı itibariyle Türkiye genelinde işsiz sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 842 bin kişi artarak 3 milyon 267 bin kişi olmuştur. İşsizlik oranı bu dönemde yüzde 9,9’dan yüzde 12,8’e çıkmıştır. Tarım-dışı işsizlik oranı ise aynı dönemde yüzde 12,5’den yüzde 16,3’e yükselmiştir. 8 TABLO 5 KURUMSAL OLMAYAN SİVİL NÜFUSUN İŞGÜCÜ DURUMU (2009 YILI DÖNEMSEL) Kurumsal Olmayan Sivil Nüfus (Bin Kişi) 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (Bin Kişi) İşgücü (Bin Kişi) İstihdam (Bin Kişi) İşsiz (Bin Kişi) İşgücüne katılım oranı (%) İstihdam oranı (%) İşsizlik oranı (%) Tarım dışı işsizlik oranı (%) Genç nüfusta işsizlik oranı (%) İşgücüne dahil olmayanlar (Bin Kişi) Ocak 70.166 51.323 23.523 19.873 3.650 45,8 38,7 15,5 19,0 27,9 27.799 Şubat 70.236 51.360 23.582 19.779 3.802 45,9 38,5 16,1 19,8 28,6 27.778 Mart 70.299 51.426 23.924 20.148 3.776 46,5 39,2 15,8 18,9 27,5 27.501 Nisan 70.368 51.507 24.316 20.698 3.618 47,2 40,2 14,9 18,2 26,5 27.191 Mayıs 70.435 51.575 24.837 21.455 3.382 48,2 41,6 13,6 17,0 24,9 26.738 Haziran 70.505 51.644 25.216 21.947 3.269 48,8 42,5 13,0 16,4 23,7 26.428 Temmuz 70.571 51.714 25.480 22.213 3.267 49,3 43,0 12,8 16,3 23,2 26.234 Kaynak: TÜİK Not: 2009 yılı Ocak döneminden itibaren işgücü istatistikleri yeni nüfus projeksiyonlarına göre açıklanmaktadır. 2009 yılına ilişkin dönemsel olarak işgücü incelendiğinde Şubat ayında işsizlik ve tarım dışı işsizlik oranının sırasıyla 16,1 ve 19,8 olarak en yüksek seviyede gerçekleştiği görülmektedir. Mart ayından itibaren işsizlik oranlarında bir düşüş gözlenmektedir. Ayrıca Ocak ayından Temmuz ayına kadar çalışma çağındaki nüfus ve işgücüne katılım sürekli olarak artmıştır. Bunun yanında istihdam edilenlerin sayısı Ocak ayında 19 milyon 873 bin kişi iken, Temmuz ayında 22 milyon 213 bin kişiye yükselmiştir. Yüzde Bin Kişi TABLO 6 SİVİL İSTİHDAMIN EKONOMİK FAALİYETLERE GÖRE DAĞILIMI (15+ Yaş) Toplam Tarım Sanayi İnşaat Hizmetler Toplam Tarım Sanayi İnşaat Hizmetler 2004 19.632 5.713 3.919 966 9.034 100,0 29,1 20,0 4,9 46,0 2005 20.067 5.154 4.178 1.107 9.628 100,0 25,7 20,8 5,5 48,0 2006 20.423 4.907 4.269 1.196 10.051 100,0 24,0 20,9 5,9 49,2 2007 20.738 4.867 4.314 1.231 10.327 100,0 23,5 20,8 5,9 49,8 2008 22.163 5.607 4.517 1.395 10.644 100,0 25,3 20,4 6,3 48,0 2009 22.213 5.971 4.136 1.404 10.704 100,0 26,9 18,6 6,3 48,2 Kaynak: TÜİK 9 TABLO 7 İŞGÜCÜ DURUMU 15 ve Daha Yukarı Yaştaki Nüfus 2001 2002 2003 2004 (*) 2005 (*) 2006 (*) 2007 (*) 2008 2009 47.158 48.041 48.912 47.544 48.359 49.174 49.994 50.772 51.686 İşgücü Arzı İstihdam Edilenler 23.491 23.818 23.640 22.016 22.455 22.751 23.114 23.805 24.748 Bin Kişi 21.524 21.354 21.147 19.632 20.067 20.423 20.738 21.194 21.277 İşsizler Kayıt Dışı İstihdam 1.967 2.464 2.493 2.385 2.388 2.328 2.376 2.611 3.471 11.382 11.133 10.943 9.843 9.666 9.593 9.423 9.220 9.328 İşgücüne Katılma Oranı 49,8 49,6 48,3 46,3 46,4 46,3 46,2 46,9 47,9 İstihdam Oranı İşsizlik Oranı Yüzde 45,6 44,4 43,2 41,3 41,5 41,5 41,5 41,7 41,2 8,4 10,3 10,5 10,8 10,6 10,2 10,3 11,0 14,0 Kayıt Dışı İstihdam Oranı 52,9 52,1 51,7 50,1 48,2 47,0 45,4 43,5 43,8 Kaynak: TÜİK (*): Yeni nüfus projeksiyonlarına göre revize edilmiştir. TABLO 8 İŞGÜCÜ DURUMU (AYLIK) 2009 15 ve Daha Yukarı Nüfus İşgücü Arzı İstihdam Edilenler 51.323 51.360 51.426 51.507 51.575 51.644 51.714 51.789 51.862 51.933 52.007 52.079 23.523 23.582 23.924 24.316 24.837 25.216 25.480 25.537 25.416 25.319 25.011 24.812 Bin Kişi 19.873 19.779 20.148 20.698 21.455 21.947 22.213 22.108 22.020 22.019 21.741 21.451 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık İşsizler Kayıt Dışı İstihdam İşgücüne Katılma Oranı 3.650 3.802 3.776 3.618 3.832 3.269 3.267 3.429 3.396 3.299 3.270 3.361 8.104 8.070 8.324 8.842 9.565 10.025 10.305 10.105 10.025 9.808 9.555 9.223 45,8 45,9 46,5 47,2 48,2 48,8 49,3 49,3 49,0 48,8 48,1 47,6 İstihdam Oranı İşsizlik Oranı Yüzde 38,7 38,5 39,2 40,2 41,6 42,5 43,0 42,7 42,5 42,4 41,8 41,2 15,5 16,1 15,8 14,9 13,6 13,0 12,8 13,4 13,4 13,0 13,1 13,5 Kayıt Dışı İstihdam Oranı 40,8 40,8 41,3 42,7 44,6 45,7 46,4 45,7 45,5 44,5 43,9 43,0 Kaynak: TÜİK 10 TABLO 9 İSTİHDAMIN SEKTÖREL DAĞILIMI (AYLIK) 2009 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Tarım 4.333 4.378 4.561 4.955 5.408 5.787 5.956 5.839 5.738 5.552 5.328 5.127 Toplam 15.541 15.403 15.587 15.742 16.048 16.159 16.259 16.270 16.280 16.468 16.416 16.325 Bin Kişi Tarım Dışı Sanayi İnşaat 4.079 1.035 4.016 1.023 3.948 1.112 3.930 1.205 3.935 1.350 3.973 1.439 4.062 1.471 4.096 1.435 4.168 1.410 4.223 1.438 4.264 1.413 4.302 1.297 Hizmetler 10.427 10.364 10.527 10.607 10.763 10.747 10.726 10.739 10.702 10.807 10.739 10.726 Toplam 19.874 19.781 20.148 20.697 21.456 21.946 22.215 22.109 22.018 22.020 21.744 21.452 Tarım 21,8 22,1 22,6 23,9 25,2 26,4 26,8 26,4 26,1 25,2 24,5 23,9 Toplam İçindeki Payları Tarım Dışı Toplam Sanayi İnşaat Hizmetler 78,2 20,5 5,2 52,5 77,9 20,3 5,2 52,4 77,4 19,6 5,5 52,2 76,1 19,0 5,8 51,2 74,8 18,3 6,3 50,2 73,6 18,1 6,6 49,0 73,2 18,3 6,6 48,3 73,6 18,5 6,5 48,6 73,9 18,9 6,4 48,6 74,8 19,2 6,5 49,1 75,5 19,6 6,5 49,4 76,1 20,1 6,0 50,0 Kaynak: TÜİK TABLO 10 İŞKUR İSTATİSTİKLERİ ( Kişi) 2009 İş Arayanlar (*) 147.733 133.171 127.922 107.963 88.763 92.404 91.193 99.464 115.502 114.867 78.380 111.336 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Kamu 1.875 928 750 1.499 1.511 2.334 2.924 1.327 615 762 437 6.049 Açık İş Özel 8.838 10.915 11.697 12.387 12.767 13.268 12.485 12.119 10.939 12.768 9.837 16.910 Toplam 10.713 11.843 12.447 13.886 14.278 15.602 15.409 13.446 11.554 13.530 10.274 22.959 İşe Yerleştirilenler Kamu Özel Toplam 1.807 4.872 6.679 1.177 5.047 6.224 1.246 5.086 6.332 1.107 6.202 7.309 1.332 8.522 9.854 2.005 8.850 10.855 2.744 7.496 10.240 2.343 6.213 8.556 445 6.241 6.686 362 7.220 7.582 375 6.147 6.522 4.017 8.953 12.970 Kaynak: İŞKUR (*): Özel durumuna iş arayanlar hariç. TABLO 11 İŞSİZLİK ORANI Yaş Gruplarına Göre Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Kadın 26,7 27,6 27,4 26,3 24,3 22,8 23,2 24,4 25,6 24,3 24,2 23,2 15-24 Erkek 28,5 29,1 27,6 26,6 25,3 24,2 23,2 23,0 23,5 23,8 24,5 24,5 Toplam 27,9 28,6 27,5 26,5 24,9 23,7 23,2 23,5 24,3 24,0 24,4 24,1 Kadın 11,7 12,3 12,5 11,5 10,7 10,4 10,7 11,6 11,5 11,0 10,5 10,8 25+ Erkek 13,2 13,8 13,5 12,8 11,4 10,7 10,3 10,9 10,6 10,5 10,7 11,5 Toplam 12,8 13,5 13,3 12,4 11,2 10,6 10,4 11,1 10,9 10,6 10,6 11,3 Kadın 7,3 7,2 6,6 5,2 4,5 4,2 4,5 4,8 5,0 5,0 5,1 5,0 KIR Erkek 13,7 14,0 13,0 11,6 9,5 8,6 8,1 8,9 9,3 9,9 10,5 11,3 Yerleşim Yerlerine Göre KENT Toplam Kadın Erkek Toplam 11,8 19,8 16,4 17,2 11,9 20,7 17,2 18,1 11,0 21,2 17,0 18,0 9,5 20,7 16,4 17,5 7,8 19,9 15,4 16,5 7,0 19,8 14,8 16,0 6,8 20,6 14,5 16,0 7,4 21,7 14,8 16,5 7,8 21,8 14,3 16,2 8,2 20,2 13,9 15,5 8,7 19,2 14,0 15,3 9,2 18,9 14,6 15,6 TOPLAM Kadın 15,2 15,7 15,8 14,6 13,6 13,1 13,6 14,5 14,7 14,0 13,5 13,4 Erkek 15,6 16,3 15,8 15,0 13,6 12,9 12,5 13,0 12,8 12,7 12,9 13,6 Toplam 15,5 16,1 15,8 14,9 13,6 13,0 12,8 13,4 13,4 13,0 13,1 13,5 Kaynak: TÜİK 11 TABLO 12 SAKARYA İLİ KAYITLI İŞSİZLİK GÖSTERGELERİ 2006 7.812 1.592 1.088 14.629 Başvurular Açık İşler İşe Yerleştirilenler Kayıtlı İşsizler 2007 Yılı 10.062 2.421 2.232 10.823 2008 Yılı 17.233 2.944 2.714 18.408 2009 16.170. 1.894 1.612 25.795 Kaynak: İş Kurumu Genel Müdürlüğü TABLO 13 2009 YILI SAKARYA İLİ İŞSİZLİK RAKAMLARI Yıl İçinde Yapılan Başvuru Sakarya Erkek 11.191 Kadın 4.979 Toplam 16.170 Yıl İçinde Alınan Açık İş (*) Toplam 1.894 Yıl İçinde İşverene Yapılan Takdim Erkek 14.701 Kadın 3.757 Toplam 18.458 Yıl İçinde İşe Yerleştirme Erkek 1.178 Kadın 434 Toplam 1.612 Kaynak: İŞKUR (*) 2006 yılı itibariyle alınan açık işlerde cinsiyet ayrılımı kaldırıldığından toplam olarak verilmiştir. TABLO 13 (Devam) 2009 YILI SAKARYA İLİ İŞSİZLİK RAKAMLARI Erkek 21.656 Sakarya Kayıtlı İşgücü Kadın 7.212 Toplam 28.868 Erkek 19.110 Kayıtlı İşsizler Kadın 6.685 Toplam 25.795 Kaynak: İŞKUR TABLO 14 2009 YILINDA BAŞVURULARIN YAŞ GRUPLARI DAĞILIMI Sakarya 15-19 Erkek Kadın 744 517 20-24 Erkek Kadın 2.911 1.563 Yaş Grupları 25-29 Erkek Kadın 2.303 1.013 30-34 Erkek Kadın 1.594 729 35-39 Erkek Kadın 1.546 552 Kaynak: İŞKUR TABLO 14 (Devam) 2009 YILINDA BAŞVURULARIN YAŞ GRUPLARI DAĞILIMI 40-44 Erkek Kadın 1.098 318 Sakarya Kaynak: İŞKUR Yaş Grupları 45-54 55-64 Erkek Kadın Erkek Kadın 809 235 151 44 Toplam 65+ Erkek Kadın 35 8 Erkek 11.191 Kadın 4.979 Toplam 16.170 12 TABLO 15 2009 YILINDA BAŞVURULARIN EĞİTİM DURUMLARINA DAĞILIMI Sakarya Okuma-Yazma Bilmeyenler Erkek Kadın 318 234 Okur-Yazar Olanlar İlköğretim Erkek Kadın 487 163 Ortaöğretim Erkek 5.992 Önlisans Kadın 2.233 Erkek 3.135 Kadın 1.475 Kaynak: İŞKUR TABLO 15 (Devam) 2009 YILINDA BAŞVURULARIN EĞİTİM DURUMLARINA DAĞILIMI Sakarya Lisans Erkek Kadın 587 312 Yüksek Lisans Erkek Kadın 20 19 Doktora Erkek Kadın 1 1 Toplam Kadın Toplam 4.979 16.170 Erkek 11.191 Kaynak: İŞKUR TABLO 16 2009 YILI İÇİNDE SAKARYA İLİ ALINAN VE KARŞILANAN AÇIK İŞLER Yıl İçinde Alınan Açık İş Sakarya Kamu 103 Özel 1.791 Toplam 1.894 Karşılanan Açık İş (İşe Yerleştirme) Kamu Özel Toplam Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın Toplam 91 10 1.087 424 1.178 434 1.612 Yıl İçinde İptal Edilen Açık İşler 185 Kaynak: İŞKUR TABLO 17 2009 YILI SAKARYA İLİ ALINAN AÇIK İŞLER Kamu 103 Sakarya Genel Toplama Oranı % 0,06 Yıl İçinde Alınan Açık İş Genel Özel Toplama Oranı % 1.791 1,08 Toplam 1.894 Genel Toplama Oranı % 1,14 Kaynak: İŞKUR TABLO 18 2009 YILI İÇİNDE SAKARYA İLİ ALINAN, KARŞILANAN VE İPTAL EDİLEN AÇIK İŞLER Yıl İçinde Alınan Açık İş (*) Kamu 103 Sakarya Kaynak: İŞKUR Özel 1.791 Toplam 1.894 Yıl İçinde Karşılanan Açık İşler Kamu Özel Toplam 1.178 434 1.612 Yıl İçinde İptal Edilen Açık İşler Kamu Özel Toplam 8 177 185 13 TABLO 19 2009 YILI İÇİNDE TARIM DIŞI VE TARIM İÇİ SEKTÖRDEN ALINAN AÇIK İŞLER (KAMU-ÖZEL) Tarım Dışı Kamu 99 Toplam 1.883 Sakarya Özel 1.784 Toplam 11 Tarım İçi Kamu 4 Genel Toplam 1.894 Özel 7 Kaynak: İŞKUR TABLO 20 2009 YILI SAKARYA İLİ İŞE YERLEŞTİRMELER Kamu Erkek Kadın Toplam 10 101 91 Sakarya Kaynak: İŞKUR Genel Toplama Oranı % 0,09 Yıl İçinde Yapılan Yerleştirme Özel Genel Toplama Erkek Kadın Toplam Oranı % 1.087 424 1.511 1,28 Toplam Erkek Kadın Toplam 1.178 434 1.612 Genel Toplama Oranı % 1,36 TABLO 21 2009 YILI SAKARYA İLİ ÖĞRENİM DURUMLARINA GÖRE İŞSİZLİK ÖDENEĞİ BAŞVURULARI Sakarya Okur Yazar Olmayan Erkek Kadın 11 4 Okur Yazar Erkek Kadın 16 10 İlköğretim Erkek Kadın 2.922 573 Ortaöğretim Erkek Kadın 1.487 439 Kaynak: İŞKUR TABLO 21 (Devam) 2009 YILI SAKARYA İLİ ÖĞRENİM DURUMLARINA GÖRE İŞSİZLİK ÖDENEĞİ BAŞVURULARI Sakarya Önlisans Erkek Kadın 145 127 Lisans Erkek Kadın 218 120 Yüksek Lisans Erkek Kadın 8 2 Doktora Erkek Kadın 1 0 Kaynak: İŞKUR TABLO 22 2009 YILI SAKARYA İLİ YAŞ GRUPLARINA GÖRE İŞSİZLİK ÖDENEĞİ BAŞVURULARI 15-19 Sakarya Erkek 22 20-24 Kadın 44 Erkek 296 25-29 Kadın 361 Erkek 1.284 30-34 Kadın 386 Erkek 1.202 Kadın 246 Kaynak: İŞKUR 14 TABLO 22 (Devam) 2009 YILI SAKARYA İLİ YAŞ GRUPLARINA GÖRE İŞSİZLİK ÖDENEĞİ BAŞVURULARI Sakarya 35-39 Erkek Kadın 882 112 40-44 Erkek Kadın 654 69 45-54 Erkek Kadın 449 51 55-64 Erkek Kadın 19 6 65+ Erkek Kadın 0 0 Kaynak: İŞKUR TABLO 23 SAKARYA İLİ İŞSİZLİK SİGORTASI FAALİYETLERİ İşsizlik Ödeneğine Başvuru 6.083 Sakarya İşsizlik Ödeneği Hak Eden İşsizlik Ödeneği Kesilen 1.577 İşsizlik Ödeneği Biten Ödemesi Devam Eden İşsizlik Ödeneği Hak Etmeyen 2.056 2.033 389 Kaynak: İŞKUR TABLO 24 2009 YILINDA ÖZÜRLÜ VE ESKİ HÜKÜMLÜLERE İLİŞKİN SAYISAL VERİLER Özürlü Sakarya Özürlü İstihdam Etmek Zorunda Olan İşyeri Sayısı Kamu Özel Toplam 24 168 192 Halen Çalışan Özürlü Sayısı Kamu 178 Özel 933 Toplam 1.111 Kontenjan Fazlası Olarak Çalışan Özürlü Sayısı Kamu Özel Toplam 21 75 96 TABLO 24 (Devam) 2009 YILINDA ÖZÜRLÜ VE ESKİ HÜKÜMLÜLERE İLİŞKİN SAYISAL VERİLER Özürlü Açık Kontenjan Sayısı Sakarya Kamu 12 Özel 73 Toplam 85 Halen Çalışan Eski Hükümlü Kamu 86 Eski Hükümlü Kontenjan Fazlası Olarak Çalışan Eski Hükümlü Sayısı Kamu 25 Açık Kontenjan Sayısı Kamu 24 Kaynak: İŞKUR TABLO 25 2009 YILI SAKARYA İLİ ÖZÜRLÜ VE ESKİ HÜKÜMLÜ ÇALIŞMALARI Sakarya Erkek 174 Başvuru Kadın Toplam 88 262 Erkek 216 Özürlüler İşe Yerleştirme Toplam Kadın Toplam 31 247 Kamu Erkek Kadın 4 1 Özel Erkek Kadın 212 30 Kaynak: İŞKUR 15 TABLO 25 (Devam) 2009 YILI SAKARYA İLİ ÖZÜRLÜ VE ESKİ HÜKÜMLÜ ÇALIŞMALARI Özürlüler İşe Yerleştirme Kayıtlı İşgücü Erkek Kadın Toplam 1.006 202 1.208 Sakarya Kaynak: İŞKUR Erkek 17 Başvuru Kadın Toplam 0 17 Eski Hükümlüler İşe Yerleştirme Kamu Erkek Kadın 1 0 Erkek 422 Kayıtlı İşgücü Kadın Toplam 7 429 TABLO 26 2009 YILI SONUNDA İŞSİZLERİN BEKLEME SÜRELERİNE GÖRE DAĞILIMI 30 Gün ve Az Erkek Kadın 124 38 Sakarya Kaynak: İŞKUR 1-2 Ay Erkek Kadın 81 20 2-3 Ay Erkek Kadın 114 44 3-4 Ay Erkek Kadın 0 3 4-5 Ay Erkek Kadın 122 43 5-6 Ay Erkek Kadın 136 51 TABLO 26 (Devam) 2009 YILI SONUNDA İŞSİZLERİN BEKLEME SÜRELERİNE GÖRE DAĞILIMI 6-7 Ay Erkek Kadın 647 348 Sakarya Kaynak: İŞKUR 7-8 Ay Erkek Kadın 643 305 8-12 Ay Erkek Kadın 5.513 1.877 1 Yıldan Fazla Erkek Kadın 11.730 3.956 Toplam Kadın 6.685 Erkek 19.110 Toplam 25.795 TABLO 27 2009 YILI SONUNDA İŞSİZLERİN EĞİTİM DURUMLARINA GÖRE DAĞILIMI Okuma-Yazma Bilmeyenler Erkek Kadın 88 74 Sakarya Okur-Yazar Olanlar Erkek Kadın 143 100 İlköğretim Erkek 9.692 Kadın 2.448 Ortaöğretim Erkek 6.782 Önlisans Kadın 2.401 Erkek 1.420 Kadın 1.068 Kaynak: İŞKUR TABLO 27 (Devam) 2009 YILI SONUNDA İŞSİZLERİN EĞİTİM DURUMLARINA GÖRE DAĞILIMI Lisans Erkek Kadın 945 571 Sakarya Yüksek Lisans Erkek Kadın 35 22 Doktora Erkek Kadın 5 1 Erkek 19.110 Toplam Kadın 6.685 Toplam 25.795 Kaynak: İŞKUR TABLO 28 2009 YILI SONUNDA YAŞ GRUPLARINA GÖRE KAYITLI İŞSİZLER Sakarya 15-19 Erkek Kadın 609 385 20-24 Erkek Kadın 3.810 2.206 25-29 Erkek Kadın 5.241 1.706 30-34 Erkek Kadın 3.559 1.086 35-39 Erkek Kadın 3.081 632 Kaynak: İŞKUR 16 TABLO 28 (Devam) 2009 YILI SONUNDA YAŞ GRUPLARINA GÖRE KAYITLI İŞSİZLER Sakarya 40-44 Erkek Kadın 1.643 362 45-54 Erkek Kadın 1.050 266 55-64 Erkek Kadın 108 36 65+ Erkek Kadın 9 6 Erkek 19.110 Toplam Kadın Toplam 6.685 25.795 Kaynak: İŞKUR TABLO 29 2009 YILINDA İLLERE GÖRE İŞE YERLEŞTİRİLENLERİN DEĞİŞİK YÖNLERDEN GÖRÜNÜMÜ Kurslar Vasıtasıyla Yapılan Yerleştirmeler Erkek Kadın Toplam 11 48 59 Sakarya Kaynak: İŞKUR Normal Yerleştirmeler Erkek 1.167 Kadın 386 Toplam 1.553 Sondaj İşlemlerinden İşe Yerleştirilenler Erkek Kadın Toplam 0 0 0 Toplam İşe Yerleştirilenler Erkek Kadın Toplam 1.178 434 1.612 TABLO 30 2009 YILI İÇİNDE TARIN DIŞI VE TARIM İÇİ SEKTÖRLERE GÖRE İŞE YERLEŞTİRİLENLER Sakarya Erkek 1.174 Tarım Dışı Kadın Toplam 432 1.606 Erkek 4 Tarım İçi Kadın Toplam 2 6 Erkek 1.178 Genel Toplam Kadın Toplam 434 1.612 Kaynak: İŞKUR 17 KAMU MALİYESİ 1 KAMU MALİYESİ 2009 yılında maliye politikasının temel amacını; Orta Vadeli Mali Plan’da öngörülen esaslar çerçevesinde kamu kesiminde faiz dışı fazla vererek doğrudan borç stokunun sürdürülebilirliği üzerindeki riskleri azaltmak ve dolaylı olarak enflasyonla mücadele etmek oluşturmuştur. Enflasyonda öngörülemeyen oynaklıklara sebep olacak kamu fiyat/vergi ayarlamalarının yapılmaması, yönetilen/yönlendirilen fiyatlar ile vergi ayarlamalarının enflasyon hedefi ile uyumlu olması esas alınmıştır. Ancak gelişmiş ülkelerin finansal piyasalarında ortaya çıkan ve gelişmekte olan ülkelere hızla yayılan finansal istikrarsızlık, 2008 yılının ikinci yarısından itibaren küresel bir kriz haline gelmiştir. Küresel kriz bütün ülkelerin kamu dengelerinde ciddi bozulmalara neden olmuştur. Krize karşı uygulamaya konulan mali tedbirler ülkelerin bütçe açıklarının yükselmesine ve mali yapılarının bozulmasına yol açmıştır. Ülkemizde de özellikle 2009 yılında derinleşen kriz, mali alanın bir kısmının ekonomideki sorunların çözülmesine yönelik olarak kullanılmasını zorunlu hale getirmiştir. Genel devlet gelirlerindeki artış 2009 yılında hız kesmiştir. 2008 yılında %10,9 artan genel devlet gelirleri 2009 yılında %1’lik artışla 317.564 milyon TL’ye yükselmiştir. TABLO 1 GENEL DEVLET GELİRLERİ (Cari Fiyatlarla, Milyon YTL) Değişim(%) Gelirler Vergiler Vasıtasız Vasıtalı Servet Vergi Dışı Normal Gelirler Faktör Gelirleri Sosyal Fonlar Toplam Özelleştirme Gelirleri Toplam Gelir Pay(%) GSHY’ ye Oranlar(%) 2007 2008 2009 18,6 18,9 17,6 5,6 5,9 5,8 12,5 12,4 11,2 0,6 0,6 0,6 2007 156.815 46.829 105.256 4.730 2008 179.210 56.470 117.434 5.306 2009(1) 167. 770 55. 104 107.088 5.578 2008 14,3 20,6 11,6 12,2 2009 -2,8 -1,1 -4,0 3,3 2007 55,5 16,6 37,2 1,7 2008 55,6 17,5 36,4 1,6 2009 52,8 17,4 33,7 1,8 17.697 19.182 22.199 8,4 18,9 6,3 5,9 7,0 2,1 2,0 2,3 48.077 48.319 270.907 50.716 62.454 311.562 54.568 68.737 313.273 5,5 29,3 15,0 2,2 11,8 2,3 17,0 17,1 95,8 15,7 19,4 96,6 17,2 21,6 98,6 5,7 5,7 32,1 5,3 6,6 32,8 5,7 7,2 32,8 11.795 10.940 4.291 -7,2 -47,6 4,2 3,4 1,4 1,4 1,2 0,4 282.701 322.501 317.564 14,1 1,0 100,0 100,0 100,0 33,5 33,9 33,3 Kaynak: DPT, TÜİK (1) Gerçekleşme tahmini. Genel devlet gelirlerinin yarıdan fazlasını oluşturan vergi gelirleri 2009 yılında % 2,8’lik düşüşle 167.770 milyon TL olmuştur. Vergi dışı normal gelirler % 18,9’luk artışla 22.199 milyon TL’ye, faktör gelirleri % 2,2’lik artışla 54.568 milyon TL’ye, sosyal fonlar % 11,8’lik artışla 68.737 milyon TL’ye yükselmiştir. 2 Genel devlet gelirleri içinde vergilerin payı % 55,6’dan % 52,8’e, özelleştirme gelirlerinin payı % 3,4’dan % 1,4’e gerilerken, vergi dışı normal gelirlerin payı % 5,9’dan % 7’ye, faktör gelirlerinin payı % 15,7’den % 17,2’ye, sosyal fonların payı da % 19,4’dan % 21,6’ya yükselmiştir. Genel devlet gelirlerinin GSYH’ye oranı bir önceki yıla göre 0,6 azalışla %33,3’e yükselmiştir. Vergi gelirlerinin oranı 1,3 puanlık düşüşle % 17,6’ya, vergi dışı normal gelirlerin oranı 0,3 puanlık artışla % 2,3’e, sosyal fonların oranı 0,6 puanlık artışla % 7,2’ye, faktör gelirlerinin oranı 0,4 puanlık artışla % 5,7’ye yükselirken, özelleştirme gelirlerinin oranı 0,5 puanlık düşüşle % 0,8’e gerilemiştir. 2008 yılında % 15,8 oranında artan genel devlet harcamaları, 2009 yılında % 15,2’lik artışla 380.088 milyon TL’ye yükselmiştir. Cari harcamalar % 12,7’lik artışla 169.428 milyon TL olmuştur. 2008 yılında % 15,3 artan genel devlet sabit sermaye yatırımları, 2009 yılında %6’lık düşüşle 30.035 milyon TL’ye gerilemiştir. Kamu stoklarında 95 milyon TL’lik artış olmuştur. Böylece 2008 yılında % 15,2 artan genel devlet yatırım harcamaları, 2009 yılında %6,9’luk düşüşle 30.130 milyon TL’ye gerilemiştir. 2008 yılında % 14,7 artan genel devlet transfer harcamaları, 2009 yılında % 22,6’lık artışla 180.530 milyon TL’ye yükselmiştir. Transfer harcamalarının büyük bir kısmını oluşturan cari transferler, % 23,2’lik artışla 173.157 milyon TL olmuştur. 2008 yılında % 31,8 artış gösteren sermaye transferleri ise, 2009 yılında % 11,6’lık artışla 7.373 milyon TL’ye yükselmiştir. TABLO 2 GENEL DEVLET HARCAMALARI Değişim (%) Harcamalar Cari harcamalar Yatırım Harcamalar Sabit Sermaye Stok Değişmesi Transfer Harcamaları Cari Transfer Sermaye Transferleri Stok Değişim Formu Toplam Harcama Pay (%) GSHY’ ye Oranlar (%) 2007 2008 2009 14,9 15,5 17,8 2007 125.970 2008 147.671 2009(1) 169.428 2008 17,2 2009 12,7 2007 44,3 2008 44,8 2009 44,6 26.302 30.310 30.130 15,2 -6,9 9,2 9,2 7,9 3,1 3,2 3,2 26.199 104 30.214 96 30.035 95 15,3 -7,7 -6,0 -76,4 9,2 0,0 9,2 0,0 7,9 0,0 3,1 0,0 3,2 0,0 3,1 0,0 132.326 151.732 180.530 14,7 22,6 46,5 46,0 47,5 15,7 16,0 18,9 126.870 144.540 173.157 13,9 23,2 44,6 43,8 45,6 15,0 15,2 18,2 5.456 7.192 7.373 31,8 11,6 1,9 2,2 1,9 0,6 0,8 0,8 0 0 0 - - 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0 284.598 329.713 380.088 15,9 15,2 100,0 100,0 100,0 33,8 34,7 39,8 Kaynak: DPT, TÜİK (1) Gerçekleşme tahmini. 2008 yılında % 44,8 olan genel devlet harcamaları içinde cari harcamaların payı 2009 yılında % 44,6’ya, yatırım harcamalarının payı % 9,2’den % 7,9’a gerilerken, transfer harcamalarının payı % 46,0’dan % 47,5’e yükselmiştir. 3 Genel devlet harcamalarının GSYH’ye oranı bir önceki yıla göre 5,1 puanlık artışla %39,8 olmuştur. Cari harcamaların oranı 2 puanlık artışla % 17,8’e, transfer harcamalarının oranı 2,9 puanlık artışla % 18,9’a yükselirken yatırım harcamalarının oranı %3,2’ye gerilemiştir. Merkezi Yönetim Bütçesi Ekonomik programın en önemli politika aracı olan merkezi yönetim bütçesinin kapsamı, 2006 yılından itibaren 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun tam olarak yürürlüğe girmesiyle genişlemiş, toplam gelir ve harcama büyüklüğü açısından ağırlığı artmıştır. Küresel kriz, 2009 yılında merkezi yönetim bütçesinin performansını olumsuz yönde etkilemiştir. Ekonomideki daralmayla birlikte ithalat ve istihdamdaki daralma, faiz oranlarındaki gerileme ve özelleştirmenin öngörülen tutarın altında kalması, bütçe gelirlerinin hedeflenen değerin altında gerçekleşmesine neden olmuştur. Krizin etkilerini azaltmak amacıyla bazı harcama kalemlerine yapılan ilave artışlar harcamaları yükseltmiştir. Yılsonunda merkezi yönetim bütçe gelirleri % 2,6’lık artışla 215.060 milyon TL’ye, bütçe harcamaları % 17,7’lik artışla 267.275 milyon TL’ye yükselmiştir. Merkezi yönetim bütçesi faiz dışı fazlası % 97’lik düşüşle 986 milyon TL’ye gerilerken, toplam bütçe açığı % 199,5’lik artışla 52.215 milyon TL’ye yükselmiştir. 2008 yılında % 92,3 olan bütçe gelirlerinin giderleri karşılama oranı, 2009 yılında % 80,5’e gerilemiştir. TABLO 3 MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ Bütçe Giderleri Faiz Hariç Giderler Faiz Harcamaları Bütçe Gelirleri Bütçe Dengesi Faiz Dışı Denge 2007 204.068 155.315 48.753 190.360 -13.708 35.045 2008 225.967 175.306 50.661 208.898 -17.069 33.592 2009 267.275 214.074 53.201 215.060 -52.215 986 Değişim(%) 2008 2009 10,7 17,7 12,9 21,4 3,9 5,0 9,7 2,6 24,5 199,5 -4,1 -97,0 GSHY’ ye Oranlar(%) 2007 2008 2009 24,2 23,8 28,0 18,4 18,5 22,4 5,8 5,3 5,6 22,6 22,0 22,5 -1,6 -1,8 -5,5 4,2 3,5 0,1 Kaynak: MB, TÜİK Merkezi yönetim bütçe gelirlerinin GSYH’ye oranı % 22,1’den % 22,5’e, merkezi yönetim bütçe giderlerinin GSYH’ ye oranı % 23,9’dan % 28’e yükselmiştir. Merkezi yönetim bütçe açığının GSYH’ ye oranı % 1,8’den % 5,5’e yükselirken, faiz dışı merkezi yönetim bütçe fazlasının GSYH’ ye oranı % 3,5’den % 0,1’e gerilemiştir. Gelirler 2009 yılında küresel krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlandırmak amacıyla, 2008 yılı ortalarından itibaren bir dizi harcama ve gelir tedbirleri uygulamaya konulmuştur. Ayrıca bütçe dengesi üzerine doğrudan veya hemen etkisi olmayan kredi ve 4 garanti hacmini artırıcı önlemler alınmıştır. Vergi oranlarında yapılan indirimler, destekteşvik ve doğrudan harcama artışları, merkezi yönetim bütçe gelirlerini olumsuz etkilemiştir. Yılsonunda merkezi yönetim bütçe gelirleri, % 2,6’lık artışla 215.060 milyon TL olmuştur. TABLO 4 MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GELİRLERİ ( Milyon TL) Gelirler Genel Bütçe Gelirleri Vergi Gelirleri Gelir ve Kazanç Üzerinden Alınan Vergiler Gelir Vergisi Kurumlar Vergisi Mülkiyet Üzerinden Alınan Vergiler Veraset ve İntikal Vergisi Motorlu Taşıtlar Vergisi Dahilde Alınan Mal ve Hizmet Vergileri Dahilde Alınan KDV Özel Tüketim Vergisi Banka ve Sig. Muameleleri V. Şans Oyunları Vergisi Özel İletişim Vergisi Uluslar Arası Ticaret ve Muamelelerden Alınan V. İthalde Alınan KDV Gümrük Vergileri ve Diğer Dış Ticaret Gelirleri Damga Vergisi Harçlar Diğer Vergiler Diğer Genel Bütçe Gelirleri Özel Bütçeli İdarelerin Gelirleri Düzenleyici, Denetleyici Kurulların Gelirleri 2006 173.483 168.547 137.480 40.141 28.983 11.158 3.117 119 2.998 59.408 15.911 36.926 2.624 369 3.578 27.563 25.426 2.137 3.149 3.958 144 31.066 3.530 1.407 2007 190.360 184.803 152.835 48.198 34.447 13.751 3.645 125 3.521 63.590 16.793 39.111 3.149 327 4.211 28.970 26.493 2.478 3.642 4.744 46 31.968 3.972 1.585 2008 209.598 203.027 168.109 54.935 38.030 16.905 4.088 144 3.944 67.258 16.805 41.832 3.695 376 4.551 32.781 29.972 2.809 3.945 5.050 51 34.918 4.825 1.747 2009 215.060 208.656 172.417 56.468 38.445 18.023 4.664 168 4.496 73.135 20.852 43.620 4.003 396 4.265 28.647 26.132 2.515 4.169 4.738 596 36.240 4.603 1.802 Kaynak: Maliye Bakanlığı Merkezi yönetim bütçe gelirleri içinde en büyük paya sahip olan vergi gelirleri %2,6’lık artışla 172.417 milyon TL’ye yükselmiştir. Ekonomideki daralma nedeniyle gelirlerdeki düşüşler ve yurtiçi talebin canlandırılması amacıyla belirli ürünlerin KDV ve ÖTV oranlarında Nisan ayından Eylül ayı sonuna kadar yapılan geçici indirimler, vergi tahsilatındaki artışı sınırlandırmıştır. Vergi gelirleri içinde gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler ile mülkiyet üzerinden alınan vergilerin toplamından oluşan dolaysız vergiler % 3,6’lık artışla 61.132 milyon TL’ye yükselirken, dahilde alınan mal ve hizmet vergileri ile uluslararası ticaret ve muamelelerden alınan vergilerden oluşan dolaylı vergiler, % 1,7’lik artışla 101.782 milyon TL’ye yükselmiştir. Vergi dışı gelirler % 3,8’lik artışla 36.240 milyon TL’ye yükselmiştir. Vergi dışı gelirlerin içinde yer alan teşebbüs ve mülkiyet gelirleri % 34’lük artışla 9.944 milyon TL’ye, alınan bağış ve yardımlar ile özel gelirler % 3,5’lik artışla 879 milyon TL’ye, faizler, paylar ve cezalar % 34,7’lik artışla 23.070 milyon TL’ye yükselirken, sermaye gelirleri % 77,6’lık 5 düşüşle 2.044 milyon TL’ye, alacaklardan tahsilât % 25,7’lik düşüşle 302 milyon TL’ye gerilemiştir. 2009 yılında özel bütçeli idarelerin gelirleri % 4,6 azalarak 4.603 milyon TL’ye gerilerken, düzenleyici ve denetleyici kurumların gelirleri, % 3,1 artarak 1.802 milyon TL’ye yükselmiştir. Toplam vergi gelirlerinin gayri safi yurtiçi hasılaya oranı olarak tanımlanan toplam vergi yükü 2009 yılında % 18,1 olmuştur. TABLO 5 VERGİ YÜKÜ Toplam Vergi Yükü 2004 2005 2006 2007 2008 2009 17,9 18,4 18,1 18,1 17,7 18,1 Kaynak: MB, TÜİK Vergi gelirlerinin gayri safi yurtiçi hâsıladaki değişmelere karşı duyarlılığını gösteren vergi esnekliği katsayısı, % 7,08 olmuştur. TABLO 6 VERGİ ESNEKLİĞİ KATSAYILARI 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Toplam Vergi Esnekliği 0,94 1,20 0,88 1,00 0,79 7,08 Gelir + Kurumlar Vergisi Esnekliği 0,90 0,93 0,58 1,80 1,10 7,71 Kaynak: MB, TÜİK Giderler 2009 yılında krizin reel sektöre yansımasının etkisiyle, kayıtlı istihdamdaki daralma sosyal güvenlik primlerinin azalmasına neden olmuş, sosyal güvenlik sistemine yapılan transferlerdeki artış ve ekonomiyi canlandırma paketleri kapsamında öngörülen alt yapı yatırım harcamaları ile diğer giderlerdeki artışlar, merkezi yönetim bütçe giderlerindeki artışın en önemli nedenlerini oluşturmuştur. 2008 yılının Kasım ayından itibaren sosyal güvenlik primi işveren hissesinin 5 puanlık kısmının Hazine tarafından ödenmeye başlaması da sağlık, emeklilik ve sosyal yardım giderlerinde yüksek oranlı artışa yol açmıştır. 2009 yılında merkezi yönetim bütçe giderleri 2008 yılına göre % 17,7’lik artışla 267.275 milyon TL olmuştur. Faiz dışı giderler % 21,4’lük artışla 214.074 milyon TL’dir. Faiz dışı giderlerin alt harcama kalemlerini oluşturan personel giderleri %14,5’lik artışla 55.930 milyon TL, sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri % 12,5’lik artışla 7.206 milyon TL, mal ve hizmet alımları % 21,2’lik artışla 29.594 milyon TL, cari transferler % 30,4’lük artışla 91.761 milyon TL, sermaye giderleri % 7,2’lik artışla 19.847 milyon TL, sermaye transferleri % 35,9’luk artışla 4.314 milyon TL olmuştur. Faiz giderleri % 5’lik artışla 53.201 milyon TL’ye yükselirken, bütçe ödeneğinin 4.299 milyon TL altında kalmıştır. Böylece 2009 yılında merkezi yönetim faiz giderlerinde bütçe ödeneğinin % 92,5’i kullanılmıştır. 6 Merkezi yönetim bütçe giderleri içinde bir önceki yıla göre faiz dışı giderlerin payı %77,7’den % 80,1’e yükselirken, faiz giderlerinin payı % 22,3’den % 19,9’a gerilemiştir. TABLO 7 MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GİDERLERİ Merkezi Yönetim Bütçe Giderleri Faiz Hariç Giderler Personel Giderleri Sosyal Güvenlik Kurumlarına Devlet Primi Giderleri Mal ve Hizmet Alım Giderleri Savunma ve Güvenlik Sağlık Giderleri Devlet Borçları Genel Giderleri Diğer Mal ve Hizmet Alım Giderleri Cari Transferler Görev Zararları Hazine Yardımları Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına Hazine Yardımları Sağlık, Emeklilik ve Sosyal Yardım Giderleri Mahalli İdarelere Hazine Yardımları Diğer Hazine Yardımları Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yapılan Transferler Hane Halkına Yapılan Transferler Tarımsal Amaçlı Transferler Hane Halkına Yapılan Diğer Transferler Sosyal Amaçlı Transferler Yurt Dışına Yapılan Transferler Gelirden Ayrılan Paylar Sermaye Giderleri Sermaye Transferleri Borç Verme Yedek Ödenekler Faiz Giderleri (Milyon TL) Pay (%) 2008 2009 100,0 100,0 77,6 80,1 21,6 20,9 2,8 2,7 10,6 11,1 3,6 3,6 3,0 3,3 0,0 0,0 3,9 4,2 31,0 34,3 0,9 1,5 17,2 21,3 0,5 0,4 15,5 19,7 0,8 0,6 0,3 0,6 0,2 0,3 0,5 0,5 2008 225.967 175.306 48.825 6.402 23.941 8.188 6.764 88 8.901 70.116 2.041 38.769 1.022 35.133 1.918 696 444 1.092 2009 267.275 214.074 55.930 7.206 29.594 9.644 8.797 42 11.111 91.761 4.138 56.949 1.019 52.685 1.591 1.655 844 1.263 Değişim(%) 10,7 12,9 12,1 10,3 7,6 7,8 2,1 49,2 11,6 10,8 45,7 6,9 26,5 6,3 12,4 0,0 -34,9 9,6 5.809 884 4.495 1.031 4,6 43,0 2,6 0,4 1,7 0,4 442 609 1.027 710 559,7 20,1 0,2 0,3 0,4 0,3 20.028 18.441 3.173 4.411 0 50.661 21.304 19.847 4.314 5.422 0 53.201 16,5 41,8 -10,4 14,7 3,9 8,9 8,2 1,4 2,0 0,0 22,4 8,0 7,4 1,6 2,0 0,0 19,9 Kaynak: MB Fonlar 2008 yılında da fon dengesi kapsamında, bütçe içi Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu ile bütçe dışı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu, Savunma Sanayii Destekleme Fonu 7 ve Özelleştirme Fonu olmak üzere dört fonun takip edilmesine devam edilmiştir. Kamu kesimi genel dengesinde yer alan fonların gelirleri, vergi gelirleri ve vergi dışı normal gelirlerdeki azalmanın etkisiyle 2008 yılına göre % 2,7 azalarak 3.705 milyon TL’ye, giderleri de büyük ölçüde net sermaye transferlerindeki düşüşün etkisiyle % 2,3 azalarak 4.144 milyon TL’ye gerilemiştir. TABLO 8 FON DENGESİ (1) (Cari Fiyatlarla, Milyon TL) FON GELİRLERİ Vergi Gelirleri Vergi Dışı Normal Gelirler Faktör Gelirleri (Net) Cari Transferler(Net) Sermaye Transferleri (Net) FON GİDERLERİ Cari Giderler Faktör Giderleri(Net) Sabit Sermaye Yatırımları Cari Transferler(Net) Sermaye Transferleri(Net) GELİR-GİDER FARKI FİNANSMAN Dış Borç Kullanımı Dış Borç Ödemesi İç Borç-Alacak İlişkisi (Net) Kasa-Banka Değişimi 2007 9.594 3.125 523 0 0 5.946 2.343 1.405 156 0 782 0 7.251 -7.251 298 -79 -5.292 -2.178 2008 5.533 3.773 140 5 0 1.615 2.627 1.557 0 0 1.070 0 2.906 -2.906 94 -50 5 -2.954 2009 (2) 3.705 3.521 127 57 0 0 4.144 2.121 0 0 1.588 434 -439 439 153 -65 -195 546 GSHY’ ye Oranlar(%) 2007 2008 2009 (2) 1,14 0,58 0,39 0,37 0,40 0,37 0,06 0,01 0,01 0,00 0,00 0,01 0,00 0,00 0,00 0,70 0,17 0,00 0,28 0,28 0,43 0,17 0,16 0,22 0,02 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,09 0,11 0,17 0,00 0,00 0,05 0,86 0,31 -0,05 -086 -0,31 0,05 0,04 0,01 0,02 -0,01 -0,01 -0,01 -0,63 0,00 -0,02 -026 -031 0,06 Kaynak: DPT (1) İşsizlik sigortası fonu hariçtir. (2) Gerçekleşme tahmini. SAKARYA KAMU MALİYESİ Sakarya ili bütçe gelirlerinde 2007 yılı sonu itibariyle tahakkuk 1.043.036.335 TL, tahsilât 803.373.228 TL olarak gerçekleşmiştir. Tahsilâtın tahakkuka oranı % 77’dir. 2009 yılı bütçe gelirlerinde tahakkuk 1.268.765.137 TL, tahsilât 826.643.526 TL olarak gerçekleşmiş olup, tahsilatın tahakkuka oranı % 51’dir. Yıllar İtibariyle Bütçe Gelir ve Giderleri 2007 yılında 285 milyon TL, 2008 yılında 885 milyon TL ve 2009 yılı 826 milyon TL bütçe geliri tahsil edilmiş olup, bütçe giderleri ise 2007 yılında 704 milyon TL, 2008 yılında 885 milyon TL ve 2009 yılında ise 826 milyon TL olmuştur. 8 Milli Emlak Varlığı ve Gelirleri Sakarya ilinde Devlete ait toplam 2007 yılında 18.200 adet taşınmaz mevcut olup taşınmaz mal satış, kira, taşınır mal satış, sahipsiz malların idaresi ve diğer işlem sonuçlarına göre il geneli için 2,5 milyon TL bütçe geliri tahakkuk ettirilmiş ve bunun 2,4 milyon TL’ si tahsil edilmiştir. Sakarya ilinde 2008 yılı Devlete ait toplam 23.223 m2 yüzölçümlü 1.025.555,70 adet taşınmaz mal mevcuttur. 2008 yılı sonu itibariyle ilin milli emlak gelirleri toplamı 4.644.051,55 TL’dir. 2009 yılı ilk 3 ay itibariyle Devlete ait 225.196,65 adet taşınmaz mal mevcut olup, milli emlak geliri 1.122.121,22 TL’dir. 2009 yılı ilk 6 aylık dönemde ise 24.350 adet taşınmazdan 3,2 milyon TL bütçe geliri tahakkuk edilmiş bunun 2,3 milyon TL’si tahsil edilmiştir. Genel Bütçe Gelirleri İlimizde 2008 yılı sonu itibariyle tahakkuk eden genel bütçe gelirleri tutarı 1.229.909.063,90 TL, tahsilât tutarı 885.598.542,30 TL’dir. 2009 yılı tahakkuk tutarı 1.268.765.137 TL, tahsilât tutarı 826.643.526 TL’dir. TABLO 9 YILLARI KARŞILAŞTIRMALI BÜTÇE GELİRLERİ TAHAKKUK-TAHSİLÂT VERİLERİ TAHAKKUK TUTARI (TL) TAHSİLÂT TUTARI (TL) 2008 1.229.909.063,90 885.598.542,30 2009 1.268.765.137,30 826.643.526,35 Sakarya ili, 2007 yılında iller sıralamasında; tahakkukta 19. sırada iken, 2008 yılında 17. sıraya yükselmiştir. 2009 yılı ilk 4 ay döneminde 21. sıraya gerilemiştir. Ödenecek kurumlar vergisi 2008 yılında 41.440.357,08 TL iken, 2009 yılı ilk 4 ayında 44.491.044,14 TL’dir. Genel Bütçe Giderleri 2008 yılı sonu itibariyle Sakarya ilinin toplam bütçe gideri 732.812.645,78 TL olmuştur. 2009 yılı ilk 3 ay itibariyle bütçe 168.191.648,44 TL’dir. 9 TABLO 10 BİRİMLER İTİBARİYLE BÜTÇE GELİRLERİ 2008 Birimi Akyazı Vergi Dairesi Ali Fuat Cebesoy V.D. Geyve Vergi D. Gümrükönü Vergi D. Hendek Vergi Dairesi Karasu Vergi Dairesi Kaynarca Mal Müd. Sapanca Mal Müd. Pamukova Mal Müd. Kocaali Mal Müd. Taraklı Mal Müd. Karapürçek Mal Müd. Muhasebe Müdürlüğü Akyazı Mal Müdürlüğü Hendek Mal Müdürlüğü Geyve Mal Müdürlüğü Karasu Mal Müdürlüğü Ferizli Mal Müdürlüğü Söğütlü Mal Müdürlüğü Adapazarı Malmüdürlüğü Erenler Malmüdürlüğü Serdivan Malmüdürlüğü Arifiye Malmüdürlüğü Toplam 2009 Tahakkuk Tahsilât Tahsilât Oranı (%) Tahakkuk Tahsilât Tahsilât Oranı (%) 63.650.511 36.268.401 56,98 67.913.327 35.551.118 52,35 577.632.178 428.082.804 74,11 525.404.062 324.450.132 61,75 23.941.015 12.225.470 51,06 28.936.107 14.236.094 49,20 329.075.571 244.862.472 74,41 375.909.227 271.837.428 72,31 48.941.823 25.963.419 53,05 55.314.158 28.212.824 51,00 31.875.155 19.371.220 60,77 34.995.842 19.620.252 56,06 12.212.898 7.355.604 60,23 12.933.794 7.370.652 56,99 25.979.247 14.302.643 55,05 39.072.916 18.800.834 48,12 15.570.213 8.523.614 54,74 18.994.666 9.023.362 47,50 13.401.336 5.938.951 44,32 12.963.265 6.096.995 47,03 2.869.076 1.263.893 44,05 3.336.370 1.768.019 52,99 4.603.668 1.283.678 27,88 5.317.856 2.002.269 37,65 67.776.521 67.776.521 100 55.819.853 55.819.853 100,00 3.033.899 3.033.899 100 3.753.026 3.753.026 100,00 2.965.896 2.965.896 100 3.661.835 3.661.835 100,00 2.233.781 2.233.781 100 2.480.351 2.480.351 100,00 2.519.407 2.519.407 100 5.276.364 5.276.364 100,00 1.104.072 1.104.072 100 1.221.093 1.221.093 100,00 522.788 522.788 100 524.432 524.432 100,00 0 0 0 9.306.997 9.306.997 100,00 0 0 0 1.759.308 1.759.308 100,00 0 0 0 1.867.365 1.867.365 100,00 0 0 0 2.002.923 2.002.923 100,00 1.229.909.063 885.598.542 72,01 1.268.765.137 826.643.526 65,15 10 TABLO 11 SAKARYA İLİ VERGİ VE BÜTÇE GELİRLERİ TAHAKKUK VE TAHSİLÂT BİLGİLERİ 2008 YILI 2009 YILI TAHSİLÂT TAHSİLÂT VERGİ TÜRLERİ TAHAKKUK TAHSİLÂT TAHAKKUK TAHSİLÂT ORANI ORANI (%) (%) 443.618.134 358.133.322 80,73 394.209.017 302.498.561 76,74 Gelir Vergisi Beyana Dayanan 34.155.738 14.040.589 41,11 41.538.334 16.395.843 39,47 Gelir Vergisi Basit Usulde Gelir 5.398.339 2.361.222 43,74 6.478.531 2.888.890 44,59 Vergisi Gelir Vergisi 382.964.326 327.133.008 85,42 325.765.162 269.964.197 82,87 Tevkifatı GVK’na Göre 21.099.730 14.598.513 69,19 20.426.990 13.249.632 64,86 Alınan Geçici Vergi 94.390.183 74.532.016 78,96 73.593.317 46.691.451 63,45 Kurumlar Vergisi Beyana Day. 17.703.555 4.704.365 26,57 24.279.917 5.930.942 24,43 Kurumlar Vergisi Kurumlar Vergisi 244.470 147.166 60,2 520.686 10.977 2,11 Tevkifatı KVK’ ya Göre 76.442.157 69.680.485 91,15 48.792.714 40.749.533 83,52 Alınan Geçici Vergi Katma Değer 260.829.582 180.299.562 69,13 272.429.834 169.273.878 62,13 Vergisi Beyana Dayanan 246.832.388 172.758.804 69,99 261.897.325 165.150.673 63,06 KDV Basit Usulde KDV 12.238 12.238 100 10.478 10.478 100,00 KDV Tevkifatı 13.984.955 7.528.519 53,83 10.522.031 4.112.727 39,09 Özel Tüketim 27.412.211 26.675.952 97,31 21.611.485 20.668.935 95,64 Vergisi Petrol ve D.gaz 248.957 145.987 58,64 634.394 289.620 45,65 Ürün İlişkin ÖTV Motorlu Taşıt Araçlarına ilişkin 27.154.780 26.525.894 97,68 20.969.123 20.374.174 97,16 ÖTV Kolalı Gzz.Alk.İç ve Tüt. Mal. İlişkin 0 0 0 0 0,00 ÖTV Dayanıklı Tük. ve Diğ. Mal. İlişkin 8.472 4.071 48,05 7.968 5.141 64,52 ÖTV Motorlu Taşıtlar 65.092.892 36.460.364 56,01 69.811.757 42.155.268 60,38 Vergisi Diğer Vergiler 105.241.658 89.981.860 85,5 110.104.923 80.460.399 73,08 Toplamı Vergi Gelirleri 996.584.663 766.083.088 76,87 941.760.333 661.748.492 70,27 Toplamı Vergi Dışı Gelirler 228.768.269 116.124.411 50,76 305.588.005 145.665.006 47,67 Sermaye Gelirleri 4.556.131 3.390.941 74,43 6.480.206 4.293.435 66,25 Bütçe Gelirleri 1.229.909.063 885.598.542 72,01 1.268.765.137 826.643.526 65,15 11 TABLO 12 BİRİMLER İTİBARİYLEVERGİ GELİRLERİ TAHAKKUK-TAHSİLÂT BİLGİLERİ 2008 Birimi Tahakkuk Tahsilât Akyazı Vergi Dairesi 49.306.132 33.704.042 Ali Fuat Cebesoy 522.310.493 417.100.370 V.D. Geyve Vergi D. 18.020.181 11.193.030 Gümrükönü Vergi D. 281.007.187 227.978.191 Hendek Vergi 38.844.913 23.439.081 Dairesi Karasu Vergi Dairesi 26.303.154 18.201.514 Karapürçek Mal 2.143.033 1.076.554 Müd. Kaynarca Mal Müd. 10.512.851 6.488.998 Kocaali 11.179.550 5.307.386 Malmüdürlüğü Pamukova Mal Müd. 12.226.057 7.453.027 Sapanca Mal 22.668.193 13.000.713 Müdürlüğü Taraklı Mal 2.062.913 1.140.176 Müdürlüğü Toplam 996.584.663 766.083.088 2009 Tahsilât Tahakkuk Oranı (%) 68,36 50.532.872 32.372.023 Tahsilât Oranı (%) 64,06 79,86 447.230.903 310.920.589 69,52 62,11 21.020.242 12.800.071 81,13 281.237.500 223.732.863 60,89 79,55 60,34 43.065.508 25.279.261 58,70 69,2 27.665.747 17.845.784 64,50 50,24 2.737.948 1.650.168 60,27 61,72 10.936.631 6.393.601 58,46 47,47 10.480.360 5.285.946 50,44 60,96 14.945.831 7.591.386 50,79 57,35 29.559.878 16.440.984 55,62 55,27 2.346.912 1.435.816 61,18 76,87 941.760.333 661.748.492 70,27 Tahsilât 12 NÜFUS 1 NÜFUS Nüfus Yapımız TÜİK tarafından düzenlenen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre 31 Aralık 2009 tarihi itibarıyla Türkiye nüfusu 72.561.312 kişidir. Nüfusun yüzde 50,3’ünü (36.462.470 kişi) erkekler, yüzde 49,7’sini (36.098.842 kişi) ise kadınlar oluşturmaktadır. 2009 yılında Türkiye’nin yıllık nüfus artış hızı binde 14,5 olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılında 81 ilden; 67’sinin nüfusu bir önceki yıla göre artarken, 14 ilin nüfusu azalmıştır. Nüfus artış hızı en düşük olan ilk üç il; Tunceli (binde -40), Ardahan (binde -37) ve Kars (binde 18,1)’dır. Nüfus artış hızı en yüksek olan ilk üç il ise sırasıyla; Çankırı (binde 49,4), Bilecik (binde 45) ve Isparta (binde 32,2)’dır. Ülke nüfusunun yüzde 75,5’i il ve ilçe merkezlerinde yaşamaktadır. Toplam nüfusun yüzde 75,5’i (54.807.219 kişi) il ve ilçe merkezlerinde ikamet ederken, yüzde 24,5’i (17.754.093 kişi) belde ve köylerde ikamet etmektedir. İl ve ilçe merkezlerinde yaşayan nüfus oranının en yüksek olduğu il yüzde 99 ile İstanbul, en düşük olduğu il ise yüzde 31,9 ile Ardahan’dır. Toplam nüfusun yüzde 17,8’i (12.915.158 kişi) İstanbul’da ikamet etmektedir. Bunu sırasıyla; yüzde 6,4 ile (4.650.802 kişi) Ankara, yüzde 5,3 ile (3.868.308 kişi) İzmir, yüzde 3,5 ile (2.550.645 kişi) Bursa, yüzde 2,8 ile ise (2.062.226 kişi) Adana takip etmektedir. Ülkemizde en az nüfusa sahip olan Bayburt ilinde ikamet eden kişi sayısı ise 74.710’dur. Ülkemizde ortanca yaş 28,8’dir. Yani nüfusun yarısı 28,8 yaşından küçüktür. Ortanca yaş erkeklerde 28,2 iken, kadınlarda 29,3’tür. İl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlerin ortanca yaşı 28,7; belde ve köylerde ikamet edenlerin ortanca yaşı ise 29,1’dir. Genç nüfus potansiyelimizin varlığı bu araştırma ile de ortaya konulmaktadır. 28 yaşın üzerindeki kesim ise yine oldukça yüksek sayılara ulaşmaktadır. Yani nüfusumuzun büyük bir kısmı hem kadın hem de erkekler için üretkenlik döneminde bulunmaktadır. Nüfusun büyük bir kısmının genç, düşük bir kısmının ise yaşlı olduğu böyle bir yapıda bile sosyal transfer harcamalarının geldiği boyut ve hükümetin yönetmekte çektiği sıkıntı bundan 10-20 yıl sonrası için çok daha karamsar bir tablo oluşmasına neden olmaktadır. 15–64 yaş grubunda bulunan çalışma çağındaki nüfus, toplam nüfusun yüzde 67’sini oluşturmaktadır. Ülkemiz nüfusunun yüzde 26’sı 0-14 yaş grubunda, yüzde 7’si ise 65 ve daha yukarı yaş grubunda bulunmaktadır. Türkiye’de kilometrekareye 94 kişi düşmektedir. 2001 ve 2008 yılları arasındaki doğum istatistiklerine bakıldığında ise Kaba doğum hızının, 2001 yılında binde 20,3 iken 2008 yılında binde 17,8’e düştüğü görülmektedir. Diğer bir ifade ile 2001 yılında bin nüfus başına 20,3 doğum düşerken, 2008 yılında bin nüfus başına 17,8 doğum düşmektedir. Yani 7 yıllık süreçte bin nüfus başına doğum sayısında yaklaşık 3 çocuk daha az doğmaktadır. Bu trendin bu şekilde gitmesi durumunda 20–30 yıl sonra ülkemiz ciddi anlamda bir doğurganlık sorunu ile karşı karşıya kalacaktır. 2 Nüfus yoğunluğu olarak ifade edilen “bir kilometrekareye düşen kişi sayısı” Türkiye genelinde 94 kişidir. Bu sayı illerde 11 ile 2.486 kişi arasında değişmektedir. İstanbul 2.486 kişi ile nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu il’dir. Bunu sırasıyla; 421 kişi ile Kocaeli, 322 kişi ile İzmir, 249 kişi ile Hatay ve 245 kişi ile Bursa illeri izlemektedir. Nüfus yoğunluğunun en az olduğu il ise 11 kişi ile Tunceli’dir. Yüzölçümü büyüklüğüne göre ilk sırada yer alan Konya’nın nüfus yoğunluğu 51, yüzölçümü en küçük olan Yalova’nın nüfus yoğunluğu ise 239’dur. TABLO 1 ÜÇÜNCÜ DÜZEY GÖSTERGE VE SIRALAMALAR 2009 Türkiye Sakarya Şehir Nüfusunun Toplam İçindeki Oranı (%) Sıra 75,5 73,5 13 Nüfus Yoğunluğu % 94 178 Sıra 10 Topla Yaş Bağımlılık Oranı % Sıra 49,3 47,0 53 Yıllık Nüfus Artış Hızı % Sıra 14,5 12,0 33 Cinsiyet Oranı % 101,0 100,2 Sıra 42 Kişi Başına Özel Otomobil Sayısı % 98 84 Sıra 33 Kaynak: TÜİK Nüfus Ülkemizde ilki 1927 yılında sonuncusu ise 2000 yılında olmak üzere 14 genel nüfus sayımı yapılmıştır. Bu sayımlarda, sokağa çıkma yasağı uygulanarak kişiler sayım günü bulundukları yerde sayılmışlardır. 2006 yılında 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu çıkarılarak nüfus sayımlarının veri kaynağını oluşturacak yeni bir sistem kurulmuştur. Yeni sistem çerçevesinde öncelikle Türkiye’deki tüm adres bilgilerinin kaydedildiği ulusal adres veri tabanı oluşturulmuştur. Ardından bu adreslerde ikamet etmekte olan vatandaşlar T.C. kimlik numaraları, yabancı uyruklu kişiler ise pasaport numaraları vasıtasıyla adresle ilişkilendirilerek kayıt altına alınmışlardır. Böylece, 5490 sayılı Kanun çerçevesinde adrese dayalı nüfus kayıt sistemi (ADNKS) oluşturularak ülkemizin nüfusuna ilişkin bilgilerin, belirli yıllarda yapılan nüfus sayımları yerine, her yıl ikamet adresine dayalı yayınlanmasına imkan tanınmıştır. Yeni sistemle elde edilen ilk nüfus sayım sonuçları Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 21 Ocak 2008 tarihinde kamuoyuna duyurulmuştur. Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi 2009 nüfus sayımı sonuçlarına göre ülkemiz nüfusu 31 Aralık 2009 tarihi itibariyle, 36.462 bini erkek, 36.099 bini kadın olmak üzere toplam 72.561 bin kişi olarak tespit edilmiştir. 3 TABLO 2 TÜRKİYE TOPLAM NÜFUSU, YILLIK NÜFUS ARTIŞ HIZI VE NÜFUS YOĞUNLUĞU Yıllar 1980(1) 1985(1) 1990(1) 2000(1) 2007(2) 2008(2) 2009(2) Nüfus (Bin Kişi) Erkek Kadın Toplam 22.695 22.042 44.737 25.672 24.992 50.664 28.607 27.866 56.473 34.347 33.457 67.804 35.377 35.210 70.586 35.901 35.616 71.517 36.462 36.099 72.561 Yıllık Nüfus Artış Hızı(%) Nüfus Yoğunluğu(Kişi/Km) 2,1 2,5 2,2 1,8 0,6 1,3 1,4 58 65 73 88 92 93 94 Kaynak: TÜİK (1): Genel nüfus sayımı sonuçlarıdır. (2): Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi kapsamında belirlenmiştir. ADNKS 2008 nüfus sayımı sonuçlarına göre, ülkemizde ikamet eden toplam 72.561 bin kişinin 54.807 bini (% 75,5) şehirlerde (il ve ilçe merkezlerinde), 17.754 bini (% 24,5) köylerde yaşamaktadır. TABLO 3 ŞEHİR-KÖY NÜFUSLARI VE YILLIK NÜFUS ARTIŞ HIZLARI Yıllar Toplam Nüfus Nüfus 1980(1) 1985(1) 1990(1) 2000(1) 2007(2) 2008(2) 2009(2) 44.737 50.664 56.473 67.804 70.586 71.517 72.561 19.645 26.866 33.326 44.006 49.748 53.612 54.807 Şehir Şehir Nüfusu Oranı(%) 43,9 53,0 59,0 64,9 70,5 75,0 75,5 Yıllık Artış Hızı(%) 3,0 6,3 4,3 2,8 1,8 7,5 2,2 Nüfus 25.092 23.799 23.147 23.798 20.838 17.905 17.754 Kaynak: TÜİK (1): Genel Nüfus Sayımı Sonuçlarıdır. (2): Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Kapsamında Belirlenmiştir. 4 Köy Köy Nüfusu Oranı(%) 56,1 47,0 41,0 35,1 29,5 25,0 24,5 Yıllık Artış Hızı(%) 1,3 -1,1 -0,6 0,3 -1,9 -15,2 -0,8 TABLO 4 CİNSİYETE GÖRE İL VE İLÇE MERKEZİ VE BELDE VE KÖY NÜFUSU, 2007- 2009 Toplam Erkek Kadın İl ve İlçe Merkezi Erkek Kadın Belde ve Köy Erkek Kadın Nüfus Yoğunluğu 31.12.2007 70.586.256 35.376.533 35.209.723 31.12.2008 71.517.100 35.901.154 35.615.946 31.12.2009 72.561.312 36.462.470 36.098.842 24.928.985 24.818.874 26.946.806 26.664.917 27.589.487 27.217.732 10.447.548 10.390.849 92 8.954.348 8.951.029 93 8.872.983 8.881.110 94 Kaynak: Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi TABLO 5 ORTANCA YAŞ VE YAŞ BAĞIMLILIK ORANI, 2007- 2009 Toplam Nüfus Ortanca Yaş 0-14 15-64 65+ Toplam Yaş Bağımlılık Oranı Yaşlı Bağımlılık Oranı Genç Bağımlılık Oranı 31.12.2007 70.586.256 28.27 18.642.391 46.943.690 5.000.175 50.36 31.12.2008 71.517.100 28.47 18.788.587 47.835.090 4.893.423 49.51 31.12.2009 72.561.312 28.77 18.859.334 48.618.564 5.083.414 49.25 10.65 39.71 10.23 39.28 10.46 38.79 Kaynak: Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi SAKARYA NÜFUSU 5 TABLO 6 YILLIK NÜFUS ARTIŞ HIZI Doğu Marmara TR41 Bursa Eskişehir Bilecik TR42 Kocaeli Sakarya Düzce Bolu Yalova 6.417.153 6.579.426 6.701.343 24.97 18.36 3.368.502 2.439.876 724.849 203.777 3.048.651 1.437.926 835.222 323.328 270.417 181.758 3.442.871 2.507.963 741.739 193.169 3.136.555 1.490.358 851.292 328.611 268.882 197.412 3.508.133 2.550.645 755.427 202.061 3.193.210 1.522.408 861.570 335.156 271.545 202.531 21.84 27.52 23.03 -53.46 28.43 35.81 19.06 16.21 -5.69 82.62 18.78 16.88 18.29 45.00 17.90 21.28 12.00 19.72 9.86 25.60 Kaynak: TÜİK TABLO 7 CİNSİYETE GÖRE İL VE İLÇE MERKEZİ VE BELDE VE KÖY NÜFUSU VE NÜFUS YOĞUNLUĞU Doğu Marmara TR41 Bursa Eskişehir Bilecik TR42 Kocaeli Sakarya Düzce Bolu Yalova 6.701.343 3.361.453 3.339.453 2.821.390 2.795.767 540.063 544.123 137 3.508.133 2.550.645 755.427 202.061 3.193.210 1.522.408 861.570 335.156 271.545 202.531 1.754.410 1.273.491 374.990 105.929 1.607.043 771.502 431.261 167.696 135.227 101.357 1.753.723 1.277.154 380.437 96.132 1.586.167 750.906 430.309 167.460 136.318 101.174 1.536.059 1.124.821 331.783 79.455 1.285.331 721.282 317.215 95.163 85.545 66.677 1.531.689 1.125.153 337.661 68.875 1.264.078 701.470 315.943 95.462 84.526 66.677 218.351 148.670 43.207 26.474 321.712 50.220 114.046 72.533 49.682 35.231 222.034 152.001 42.776 27.257 322.089 49.436 114.366 71.998 51.792 34.497 123 245 55 47 158 421 178 131 33 239 Kaynak: TÜİK 6 TABLO 8 YAŞ GRUBU VE CİNSİYETE GÖRE İL VE İLÇE MERKEZİ VE BELDE VE KÖY NÜFUSU Toplam Yaş Grubu Toplam Erkek Kadın Toplam 72.561.312 36.462.470 36.098.842 0-4 6.155.321 3.161.153 2.994.168 5-9 6.201.647 3.183.784 3.017.863 10-14 6.502.366 3.336.975 3.165.391 15-19 6.234.620 3.197.293 3.037.327 20-24 6.280.117 3.204.748 3.075.369 25-29 6.508.860 3.306.767 3.202.093 30-34 5.911.032 2.998.464 2.912.568 35-39 5.505.313 2.764.856 2.740.457 40-44 4.676.145 2.379.230 2.296.915 45-49 4.469.953 2.241.542 2.228.411 50-54 3.725.743 1.878.374 1.847.369 55-59 2.945.603 1.461.936 1.483.667 60-64 2.361.178 1.124.584 1.236.594 65-69 1.723.714 803.062 920.652 70-74 1.323.668 586.824 736.844 75-79 1.145.932 516.617 629.315 80-84 611.703 228.954 382.749 85-89 211.567 70.842 140.725 90+ 66.830 16.465 50.365 Kaynak: Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi İl ve İlçe Merkezi Erkek Kadın 27.589.487 27.217.732 2.365.709 2.242.095 2.358.938 2.233.559 2.457.505 2.324.470 2.384.831 2.258.411 2.558.610 2.399.518 2.607.099 2.579.617 2.411.364 2.358.333 2.195.586 2.175.659 1.861.723 1.805.151 1.728.535 1.712.012 1.424.243 1.386.882 1.074.819 1.070.300 783.395 845.156 524.831 598.250 363.846 469.037 299.480 390.574 135.570 243.067 43.206 92.450 10.197 33.191 Belde ve Köy Erkek Kadın 8.872.983 8.881.110 795.444 752.073 824.846 784.304 879.470 840.921 812.462 778.916 646.138 675.851 699.668 622.476 587.100 554.235 569.270 564.798 517.507 491.764 513.007 516.399 454.131 460.487 387.117 413.367 341.189 391.438 278.231 322.402 222.978 267.807 217.137 238.741 93.384 139.682 27.636 48.275 6.268 17.174 TABLO 9 ORTANCA YAŞ, YAŞ GRUBUNA GÖRE NÜFUS VE YAŞ BAĞIMLILIK ORANI Doğu Marmara TR41 Bursa Eskişehir Bilecik TR42 Kocaeli Sakarya Düzce Bolu Yalova 6.701.343 1.508.133 2.550.645 755.427 202.061 3.193.210 1.522.408 861.570 335.156 271.545 202.531 30.86 31.54 31.09 33.17 31.69 30.13 29.15 30.38 30.65 33.37 33.11 1.536.426 770.746 586.156 143.887 40.703 765.680 378.295 209.159 81.180 54.194 42.852 Kaynak: TÜİK 7 4.661.796 2.461.841 1.779.465 541.703 140.673 2.199.955 1.059.460 586.314 227.269 186.015 140.897 503.121 275.546 185.024 69.837 20.685 227.575 84.653 66.097 26.707 31.336 18.782 43.75 42.50 43.34 39.45 43.64 45.15 43.70 46.95 47.47 45.98 43.74 10.79 11.19 10.40 12.89 14.70 10.34 7.99 11.27 11.75 16.85 13.33 32.96 31.31 32.94 26.56 28.93 34.80 35.71 35.67 35.72 29.13 30.41 TABLO 10 OKURYAZARLIK VE CİNSİYETE GÖRE NÜFUS, 2008–2009 Okuryazarlık Erkek Okuma Yazma Bilmeyen (%) Okuma Yazma Bilen (%) Kadın Okuma Yazma Bilmeyen (%) Okuma Yazma Bilen (%) 2008 2009 986.790 3.30 28.873.257 96.70 910.395 2.97 29.743.015 97.03 3.943.222 13.09 26.188.528 86.91 3.730.553 12.12 27.050.173 87.88 Kaynak: Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi TABLO 11 YAŞ GRUBU, OKURYAZARLIK VE CİNSİYETE GÖRE NÜFUS, 2009 Yaş Grubu Toplam Erkek 6-13 14-17 18-21 22-24 25-29 30-34 35-39 40-44 45-49 50-54 55-59 60-64 65+ Kadın 6-13 14-17 18-21 22-24 25-29 30-34 35-39 40-44 45-49 50-54 55-59 60-64 65+ Toplam 65.049.093 32.612.307 5.256.189 2.579.281 2.534.325 1.914.475 3.298.628 2.991.146 2.757.354 2.372.479 2.235.994 1.874.362 1.458.956 1.121.691 2.217.427 32.436.786 4.986.034 2.450.099 2.415.750 1.838.444 3.188.342 2.901.436 2.731.843 2.290.216 2.222.957 1.842.948 1.479.901 1.233.387 2.855.429 Okuma Yazma Bilmeyen 4.640.948 910.395 5.013 12.595 28.274 18.684 38.523 42.758 49.132 52.839 59.464 63.429 66.527 78.725 394.432 3.730.553 14.523 42.551 85.265 76.346 153.121 159.848 211.162 224.673 287.305 317.963 354.985 399.824 1.402.987 Okuma Yazma Bilen 56.793.188 29.743.015 5.222.974 2.533.954 2.372.022 1.606.309 2.884.150 2.714.304 2.515.703 2.169.815 2.041.724 1.699.183 1.308.679 977.599 1.696.599 27.050.173 4.938.100 2.364.026 2.190.722 1.648.537 2.817.501 2.550.762 2.346.973 1.931.443 1.810.042 1.417.278 1.036.265 755.294 1.243.230 Kaynak: Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 8 Okul Bitiren 43.302.045 23.169.082 84.230 2.216.685 2.220.779 1.546.442 2.796.749 2.649.767 2.452.008 2.109.265 1.978.076 1.635.488 1.237.228 888.989 1.353.376 20.132.963 94.834 2.022.564 1.976.480 1.549.708 2.687.564 2.433.833 2.228.931 1.817.004 1.672.490 1.268.641 880.812 601.346 888.756 Okul Bitirmeyen 13.491.143 6.573.933 5.138.744 317.269 151.243 59.867 87.401 64.537 63.695 60.550 63.648 63.695 71.451 88.610 343.223 6.917.210 4.843.266 341.462 214.242 98.829 129.937 106.929 118.042 114.439 137.552 148.637 155.453 153.948 354.747 Bilinmeyen 3.614.957 1.958.897 28.202 32.732 134.029 289.482 375.955 234.084 192.519 149.825 134.806 111.750 83.750 65.367 126.396 1.656.060 33.411 43.522 139.763 113.561 217.720 190.826 173.708 134.100 125.610 107.707 88.651 78.269 209.212 TURİZM 1 TURİZM 1. Türkiye’de Turizm Dünya Turizm Örgütü, 2008 yılında patlak veren küresel ekonomik krize karşın Türkiye'nin turizm sezonunu başarılı bir biçimde geçiren ülkeler arasında yer aldığını belirtmişti. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre 2008 yılında Türkiye'ye gelen turist sayısının bir önceki yıla oranla yüzde 13 artarak 26.336.677 kişi olarak açıklanması, Türk turizminin içinde bulunduğu yükselişin en önemli göstergelerinden biri olarak değerlendirildi. Dünya Turizm Örgütü'nün turizmde 2008 yılında en iyi sonuçların alındığı bölgelerin başında yüzde 11 artışla Orta Doğu’nun geldiğini ve Afrika’da yüzde 5, Amerika’da yüzde 4’lük artış kaydedildiğini belirtmesi ve Avrupa ve Asya’da belirgin bir düşüş olduğunu açıklaması, dikkatle değerlendirilmesi gereken istatistikler olarak dikkat çekiyor. 2009 yılında seyahat ve turizmde yaşanan düşüşün özellikle uzun vadeli seyahatlerde gerçekleştiğini, buna karşın kısa mesafeli seyahatlerde artış oldu. Bütün bu gelişmeler, yeni ve kapasitesi doymamış destinasyonların değer kazandığının önemli bir göstergesi olarak gösterilebilir. Dünyadaki turizm hareketlerinde meydana gelen bu gelişmeler ve Türk turizmine dair istatistikler yorumlandığında, başta iç turizmi arttırmaya yönelik faaliyetlerin yoğunlaştırılması, artan turizm çeşitliliği, fiyat kalite dengesi açısından avantajlı bir konumda yer alınması ve yeni destinasyonlar oluşturmak için gerçekleştirilen yatırımların artması gibi etkenlerle Türk turizminin dünyada turizm hareketleri içerisindeki ağırlığının arttığı söylenebilir. Türkiye, halihazırda dünya turizmine yön veren ilk 10 ülke ünvanını geliştirerek 2023 yılında ilk 5 arasına girme hedefine ulaşabilmek adına son birkaç yılda pek çok önemli atılım gerçekleştirdi. TABLO 1 GELEN YABANCI-ÇIKAN VATANDAŞ SAYISI (Bin Kişi) Yıllar Gelen Yabancı 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 11.620 13.248 13.701 17.203 20.523 19.276 23.017 26.431 27.077 Değişim (%) 3,4 25,6 19,3 -6,1 19,4 14,8 2,44 Çıkan Vatandaş 2.542 2.686 3.415 3.845 4.125 4.063 4.956 4.912 4.658 Değişim (%) 27,1 12,6 7,3 -1,5 22,0 -0,9 -5,1 Kaynak: TÜİK 2009 yılında bir önceki yıla göre Ülkemize gelen yabancı sayısı % 2,44 artış ile 27.077 kişiye, yurt dışına çıkan vatandaş sayısı da % 5,1 azalarak 4.658 bin kişiye gerilemiştir. 2 TABLO 2 GELİŞ NEDENLERİNE GÖRE ÇIKIŞ YAPAN YABANCI VE VATANDAŞ ZİYARETÇİLER Giden Vatandaş Gezi, Eğlence, Sportif ve Kültürel Faaliyetler Akraba ve Arkadaş Ziyareti Eğitim, Staj (1 yıldan az) Sağlık ve Tıbbi Nedenler Dini/Hac Alışveriş Transit İş Amaçlı Diğer Beraberinde Gelen 2009 4.658.172 727.031 2.554.834 21.255 68.545 3.406 33.386 540 180.246 132.107 936.822 Kaynak:TÜİK . 3 TABLO 3 SEÇİLMİŞ MİLLETLERE GÖRE GELEN VE GİDEN YABANCI ZİYARETÇİLER Gelen Yabancılar ABD Almanya Avusturya Azerbaycan Belçika Bulgaristan Fransa Gürcistan Hollanda İngiltere İran İsrail İsveç İtalya Romanya Rusya Federasyonu Ukrayna Yunanistan Diğer Ülkeler Giden Yabancılar ABD Almanya Avusturya Azerbaycan Belçika Bulgaristan Fransa Gürcistan Hollanda İngiltere İran İsrail İsveç İtalya Romanya Rusya Federasyonu Ukrayna Yunanistan Diğer Ülkeler 2005 21.124.886 434.991 4.240.122 486.051 411.652 485.758 1.621.704 701.190 367.339 1.253.885 1.757.843 957.245 393.805 405.956 401.852 202.623 1.864.682 380.392 584.784 4.173.012 20.522.621 439.238 4.117.952 484.201 400.703 455.987 1.622.600 679.140 1.251.463 1.763.174 678.622 688.339 402.114 297.053 386.554 198.331 1.878.179 380.853 566.194 4.131.924 2006 19.819.833 532.404 3.762.469 429.708 380.132 451.426 1.177.903 657.859 549.328 997.466 1.678.845 865.942 362.501 326.255 402.573 245.941 1.853.682 487.917 412.816 4.244.903 19.275.948 542.658 3.729.334 423.979 382.717 418.024 1.196.979 619.366 1.003.954 1.704.041 636.282 359.114 326.738 204.534 386.456 242.097 1.782.568 476.113 407.167 4.433.827 2007 23.340.911 642.911 4.149.805 472.482 434.577 542.712 1.239.667 768.167 630.979 1.053.403 1.916.130 1.058.206 511.435 338.182 514.803 390.505 2.465.336 539.302 447.950 5.170.359 23.017.081 662.048 4.192.512 473.273 425.026 549.890 1.347.616 739.442 1.081.436 1.940.412 854.488 503.570 338.678 222.499 504.914 382.971 2.353.333 578.189 433.337 5.433.447 2008 26.336.677 679.445 4.415.525 520.334 459.593 596.442 1.255.343 885.066 830.184 1.141.580 2.169.924 1.134.965 558.183 404.092 600.261 447.419 2.879.278 730.689 572.212 6.056.202 26.431.124 693.199 4.396.948 505.764 467.547 578.680 1.512.243 877.408 1.166.101 2.190.254 1.029.716 559.737 407.590 255.649 597.325 449.206 2.863.857 729.370 562.226 6.588.304 2009 27.077.114 667.159 4.488.350 548.117 424.155 592.078 1.406.604 932.809 995.381 1.127.150 2.426.749 1.383.261 311.582 401.740 634.886 366.698 2.694.733 574.700 616.489 6.484.473 27.347.977 675.566 4.481.571 537.721 430.241 592.651 1.623.640 935.047 1.157.131 2.445.015 1.369.896 316.466 407.984 288.529 629.516 369.887 2.696.784 582.607 607.779 7.199.946 Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü 4 TABLO 4 AYLARA GÖRE TURİZM GELİRİ ($) Yabancı Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Vatandaş Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık 2005 13.929.300.792 457.173.060 402.539.430 603.573.547 695.015.962 1.226.584.080 1.321.326.218 2.017.491.044 2.503.710.736 1.968.761.707 1.603.360.337 681.659.686 448.104.986 4.224.203.961 232.366.292 144.983.509 153.088.541 165.408.086 173.833.306 178.653.395 584.978.208 949.635.574 793.632.728 296.030.201 262.257.994 289.336.128 2006 12.556.829.222 457.390.564 379.758.848 530.307.851 718.863.474 1.034.000.605 1.303.122.300 1.802.382.650 2.313.771.669 1.765.258.901 1.161.131.324 606.459.820 484.381.217 4.294.117.783 264.310.796 168.832.659 201.030.312 218.604.577 210.567.924 207.781.278 553.714.070 848.677.706 753.233.942 288.968.040 281.171.894 297.234.584 2007 13.989.952.725 479.702.156 434.420.532 586.910.342 702.202.324 1.070.321.254 1.333.301.081 1.973.336.741 2.508.861.431 2.011.874.841 1.512.553.962 808.843.431 567.624.694 4.497.055.373 247.740.640 189.924.797 223.825.011 218.755.600 199.463.184 203.312.079 609.171.202 895.561.699 733.402.095 342.449.619 326.090.034 307.309.413 2008 16.801.617.895 616.090.985 571.072.193 817.101.538 806.044.676 1.451.689.514 1.695.774.629 2.342.955.281 2.965.776.054 2.190.387.474 1.842.167.952 886.701.629 613.855.971 5.149.188.420 269.380.922 227.891.978 272.741.724 246.966.388 240.324.643 252.407.137 711.363.553 1.029.235.011 748.259.174 419.368.864 382.932.427 328.316.599 2009 15.853.074.448 559.525.558 526.455.761 704.876.687 765.221.336 1.208.600.448 1.520.651.236 2.201.118.644 2.784.835.974 2.054.750.800 1.910.240.676 938.920.622 677.876.706 5.396.206.135 239.161.096 195.851.344 240.700.606 256.192.715 235.531.433 257.347.939 705.673.865 1.028.983.104 750.957.446 555.960.720 502.855.735 427.044.131 Kaynak: TÜİK 5 TABLO 5 AYLARA GÖRE TURİZM GİDERİ VE KİŞİ SAYISI, 2008-2009 Kişi Sayısı Toplam Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık 4.892.717 352.491 338.170 374.133 427.658 461.661 567.063 437.854 348.552 262.293 448.433 376.187 498.221 Toplam Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık 5.561.355 378.771 384.447 439.320 364.114 413.407 488.989 651.212 460.934 411.943 490.962 517.640 559.614 Turizm Gideri 2008 3.506.888.205 274.058.487 254.451.447 276.855.813 296.878.902 320.070.319 389.585.837 333.771.377 264.061.165 195.375.294 310.312.729 246.989.079 344.477.755 2009 4.145.740.850 282.105.147 287.901.482 326.603.864 268.517.511 306.746.195 361.266.354 460.697.011 329.229.786 307.165.477 374.671.441 393.619.402 447.217.180 Kişi Başı Ortalama Harcama 717 777 752 740 694 693 687 762 758 745 692 657 691 745 745 749 743 737 742 739 707 714 746 763 760 799 Kaynak: TÜİK TABLO 6 TÜRKİYE’YE GELEN YABANCILARIN ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI (X 100 Kişi) İNGİLTERE AVUSTURYA BELÇİKA FRANSA ALMANYA LÜKSEMBURG HOLLANDA İSVİÇRE İRLANDA DANİMARKA FİNLANDİYA İZLANDA NORVEÇ İSVEÇ 2006 1.678,6 429,7 459,8 657,8 3.761,0 5,6 997,5 210,1 88,9 235,8 78,7 6,6 165,5 326,1 BATI AVRUPA 2007 2008 1.916,0 2.169,9 472,8 520,3 542,7 596,4 768,1 885,0 4.148,2 4.415,5 6,7 10,8 1.053,6 1.141,5 229,6 252,9 109,3 115,3 KUZEY AVRUPA 265,4 276,8 84,3 102,8 9,1 9,3 184,4 250,4 338,1 404,0 2009 2.426,7 548,1 592,1 932,8 4.488,4 9,7 1.127,2 283,1 117,4 296,1 136,5 7,8 262,3 401,7 6 BULGARİSTAN ÇEK. CUM. MACARİSTAN POLONYA ROMANYA BDT 1.177,9 94,4 78,2 190,7 245,9 3.755,6 ARNAVUTLUK YUNANİSTAN İTALYA PORTEKİZ İSPANYA KKTC 50,3 413,7 402,5 18,1 234,3 172,6 KANADA ABD 97,8 532,4 MEKSİKA ARJANTİN BREZİLYA KOLOMBİYA ŞİLİ VENEZUELLA 20,0 11,4 24,2 4,1 5,6 4,5 İSRAİL BAHREYN IRAK ÜRDÜN KUVEYT LÜBNAN S. ARABİSTAN SURİYE B.A. EMİRLİĞİ 362,4 4,2 122,4 46,4 11,8 36,0 38,8 277,8 12,1 ÇİN JAPONYA GÜNEY KORE AVUSTURALYA YENİ ZELANDA FİLİPİNLER MALEZYA SİNGAPUR 56,3 125,7 108,7 99,5 17,8 21,0 18,0 11,5 BANGLADEŞ HİNDİSTAN İRAN PAKİSTAN 3,1 35,3 865,9 14,7 MISIR LİBYA TUNUS SUDAN CEZAYİR FAS TOPLAM 42,6 31,4 47,9 4,3 38,5 30,4 19.819,8 ORTA VE DOĞU AVRUPA 1.239,6 1.255,3 129,7 158,8 82,7 95,4 276,7 397,6 390,5 447,4 4.825,0 5.713,1 GÜNEY AVRUPA 57,6 63,1 447,9 572,2 514,8 600,2 30,5 36,9 288,3 342,1 190,5 195,9 KUZEY AMERİKA 128,5 147,6 646,3 679,4 GÜNEY AMERİKA 25,6 26,9 14,6 18,5 33,2 43,6 5,0 6,0 7,1 8,5 6,6 9,6 ORTADOĞU 511,4 558,1 5,8 8,0 180,2 250,1 61,0 74,3 12,5 22,0 45,4 53,9 41,4 55,6 332,8 406,9 13,0 19,7 DOĞU ASYA/PASİFİK 68,5 61,8 168,8 149,7 135,0 119,5 109,9 124,4 21,0 23,5 24,7 28,2 23,8 26,8 17,1 19,1 GÜNEY ASYA 2,3 3,0 45,1 55,8 1.058,2 1.135,0 21,3 22,5 KUZEY AFRİKA 52,9 57,9 33,7 43,7 41,9 42,8 5,9 8,9 45,0 63,9 37,7 44,0 23.341,0 26.336,6 1.406,6 164,7 82,7 419,5 366,7 5.480,6 60,0 616,5 634,9 46,9 376,2 197,4 155,3 667,2 21,9 20,6 53,6 7,2 7,6 9,3 311,6 9,1 285,2 87,7 26,8 71,8 66,9 509,7 22,1 69,3 147,6 89,1 129,6 23,9 35,8 29,6 20,5 3,6 55,1 1.383,3 24,0 66,9 64,7 56,7 10,6 91,2 65,9 27.077,1 Kaynak: TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı 7 TABLO 7 TURİZM GELİRLERİNİN İHRACAT GELİRLERİ VE TURİZM GİDERLERİNİN İTHALAT GİDERLERİ ORANI (1.000.000 $) 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 İhracat Turizm Gelirleri 27.774,9 31.334,2 35.081,1 46.877,6 63.167,0 73.476,4 85.534,7 107.271,8 132.027,2 102.138,5 7.636,0 10.066,5 11.900,9 13.203,1 15.887,7 18.153,5 16.850,8 18.487,0 21.950,8 21.249,3 Turizm Gelirlerinin İhracat Gelirlerine Oranı (%) 27,5 32,1 33,9 28,2 25,1 24,7 19,7 17,2 16,6 20,8 İthalat Turizm Giderleri 54.502,8 41.399,1 51.553,8 69.339,7 97.539,8 116.774,2 139.576,2 170.062,7 201.963,6 140.869,0 1.711,0 1.738,0 1.880,0 2.113,3 2.524,0 2.870,4 2.742,3 3.259,6 3.506,8 4.145,7 Turizm Giderlerinin İthalat Giderlerine Oranı (%) 3,1 4,1 3,7 3,1 2,6 2,5 2,0 2,0 1,7 2,9 Kaynak: TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı TABLO 8 TURİZM GELİRLERİNİN GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA İÇİNDEKİ PAYI (Cari Alıcı Fiyatlarla) GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA YILLAR GELİR (X) Milyon TL Milyon $ Milyon $ 648.932 758.391 843.178 950.534 953.974 481.497 526.429 648.754 742.094 617.611 18.153,5 16.850,8 18.487,0 21.950,8 21.249,3 2005 2006 2007 2008 2009 Turizm Gelirlerinin GSMH İçindeki Payı (%) 3,8 3,2 2,8 3,0 3,4 Kaynak: TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı TABLO 9 ZİYARETÇİ VE DÖNEN VATANDAŞ SAYISI, TURİZM GELİR-GİDER VE ORTALAMA HARCAMA YILLAR 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Gelir (1.000 $) Çıkan Ziyaretçi Sayısı 7.636.000 10.066.500 11.900.900 13.203.100 15.887.700 18.153.500 16.850.800 18.487.008 21.950.807 21.249.337 9.990.841 13.450.121 15.214.516 16.302.050 20.262.640 24.124.501 23.148.669 27.214.988 30.979.979 32.006.149 Ziyaretçi Başına Ortalama Harcama ($) 764,3 748,0 782,0 810,0 784,0 752,0 728,0 679,0 709,0 664,0 Gider (1.000 $) 1.711.000 1.738.000 1.880.000 2.113.300 2.524.000 2.870.400 2.742.300 3.259.625 3.506.888 4.145.740 Türkiye İkameli Dönen Vatandaş Sayısı 2.76.350 2.542.191 2.686.116 3.414.844 3.844.495 4.124.830 4.063.179 4.956.069 4.892.717 5.561.355 Vatandaş Başına Ortalama Harcama ($) 618,5 683,7 699,9 618,9 656,5 695,9 674,9 657,7 717,0 745,0 Kaynak: TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı 8 TABLO 10 AYLARA GÖRE GELEN VE GİDEN YABANCILAR Gelen Yabancılar Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekip Kasım Aralık Giden Yabancılar Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekip Kasım Aralık 2005 21.124.886 700.469 696.643 1.107.348 1.348.264 2.302.389 2.402.912 3.180.802 2.861.141 2.502.123 2.108.398 1.052.561 861.836 20.522.621 750.853 646.165 978.789 1.117.360 1.997.925 2.164.959 2.614.734 3.259.788 2.577.429 2.442.735 1.126.199 785.685 2006 19.819.833 667.337 626.565 921.892 1.372.922 1.918.809 2.368.628 3.109.727 2.905.817 2.267.146 1.713.916 1.020.106 926.968 19.275.948 714.502 592.362 831.622 1.176.916 1.662.413 2.072.720 2.535.376 3.270.139 2.496.134 1.957.609 1.085.716 880.439 2007 23.340.911 714.425 787.048 1.099.960 1.520.954 2.287.645 2.774.076 3.624.156 3.384.065 2.799.276 2.152.908 1.177.475 1.018.923 23.017.081 809.424 738.497 1.004.452 1.326.008 1.994.216 2.457.171 3.010.266 3.873.699 3.057.442 2.460.696 1.311.983 973.227 2008 26.336.677 782.786 896.482 1.305.297 1647.903 2.748.564 3.305.832 4.084.764 3.762.136 2.981.044 2.462.497 1.267.996 1.091.376 26.431.124 919.539 858.751 1.221.568 1.411.495 2.509.997 2.902.948 3.545.795 4.450.081 3.286.998 2.839.973 1.444.305 1.039.674 2009 27.077114 751.817 898.927 1.207.729 1.750.281 2.718.788 3.263.089 4.343.025 3.760.372 3.136.010 2.617.193 1.403.740 1.226.143 27.347.977 906.602 857.114 1.179.459 1.564.694 2.416.640 2.999.541 3.615.548 4.605.083 3.349.978 3.115.112 1.581.734 1.156.472 Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü TABLO 11 (2007-2009) YILINDA ULAŞIM YOLUNA GÖRE ÜLKEMİZE GİRİŞ YAPAN ZİYARETÇİLER Toplam 2007 Havayolu Karayolu 2008 2009 22.967.702 25.368.296 25.411.051 Değişim Oranı % 0,17 Yabancılar 2007 2008 2009 16.807.681 18.838.735 18.959.340 Değişim Oranı % Vatandaşlar 2007 2008 2009 Değişim Oranı % 0,64 6.160.021 6.529.561 6.451.711 -1,19 2.319.114 2.779.856 3.449.659 24,09 7.040.683 8.168.164 9.479.609. 16,06 4.721.569 5.388.308 6.029.950 11,91 Demiryolu 81.831 85.463 79.287 -7,23 68.755 72.320 69.167 -4,36 13.076 13.143 10.120 -23,00 Denizyolu 2.105.483 2.408.567 2.351.222 -2,38 1.742.906 2.037.314 2.018.657 -0,92 362.577 371.253 332.565 -10,42 32.195.699 36.030.490 37.321.169 3,58 23.340.911 26.336.677 27.077.114 2,81 Toplam Günübirlik 1.092.583 1.345.669 1.573.202 1.092.583 1.342.670 1.571.330 8.854.788 9.693.813 10.244.055 2.999 5,68 1.872 9 TABLO 12 2007–2009 YILINDA ULAŞIM YOLUNA GÖRE ÜLKEMİZE ÇIKIŞ YAPAN ZİYARETÇİLER Toplam 2007 Havayolu Karayolu 2008 2009 22.931.678 25.634.963 25.772.975 Değişim Oranı % 0,54 Değişim Oranı % Yabancılar 2007 2008 2009 16.681.417 18.921.565 19.130.282 Vatandaşlar 2007 2008 2009 Değişim Oranı % 1,10 6.250.261 6.713.398 6.642.693 -1,05 2.293.220 2.772.514 3.499.095 26,21 6.817.529 8.197.715 9.642.937 17,63 4.524.309 5.425.201 6.143.842 13,25 Demiryolu 77.112 80.610 75.154 -6,77 63.439 67.171 64.117 -4,55 13.673 13.439 11.037 -17,87 Denizyolu 2.128.422 2.390.356 2.351.958 -1,61 1.747.916 2.017.187 2.009.736 -0,37 380.506 373.169 342.222 -8,29 31.954.741 36.303.644 37.843.024 4,24 23.017.081 26.431.124 27.347.977 3,47 8.937.660 9.872.520 10.495.047 6,31 Toplam Günübirlik 1.092.583 1.345.669 1.573.202 1.092.583 1.342.670 1.571.330 2.999 1.872 2009 yılı Aralık ayında ülkemizi ziyaret eden yabancı sayısı geçen yılın aynı ayına göre %12,35 artış gösterdi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden alınan verilere göre; 2009 yılı Aralık ayında ülkemizi ziyaret eden yabancı sayısı geçen yılın aynı ayına göre %12,35’ lik bir artışla 1.226.143 olmuştur. Aralık ayında ülkemize gelen 1.226.143 yabancı ziyaretçinin 20.823’ü (%1,70) günübirlikçidir. Aralık ayında ülkemize gelen yabancı ziyaretçilerin en çok giriş yaptıkları sınır kapılarının bağlı olduğu iller sıralamasında ilk 5 il aşağıdaki şekilde gerçekleşti; 1. İstanbul %47,68 (584.576) 2. Edirne %13,90 (170.437) 3. Antalya %10,57 (129.554) 4. Artvin %4,89 (59.958) 5. Hatay %3,87 (47.460) 2009 yılı Ocak-Aralık döneminde ülkemizi ziyaret eden yabancı sayısı geçen yılın aynı dönemine göre %2,81 artış gösterdi. 2009 yılı Ocak-Aralık döneminde ülkemizi ziyaret eden yabancı sayısı geçen yılın aynı dönemine göre %2,81 artış göstererek 27.077.114 olmuştur. 2009 yılı Ocak-Aralık döneminde ülkemize gelen 27.077.114 yabancı ziyaretçinin 1.571.330’u (%5,80) günübirlikçidir. Ocak-Aralık döneminde ülkemize gelen yabancı ziyaretçilerin en çok giriş yaptıkları sınır kapılarının bağlı olduğu iller sıralamasında ilk 5 il aşağıdaki şekilde gerçekleşti; 1. Antalya %30,51 (8.260.399) 2. İstanbul %27,74 (7.510.470) 3. Muğla %10,42 (2.820.298 4. Edirne %10,01 (2.711.389) 5. İzmir %3,90 (1.056.792) 10 TABLO 13 TURİZM GELİR- GİDER DENGESİ VE ORTALAMA HARCAMA Yıllar Gelir 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 7.636.000 10.067.155 11.900.925 13.203.144 15.887.699 18.153.504 16.850.947 18.487.008 21.487.008 21.249.337 Çıkan Ziyaretçi Başına Ortalama Harcama 764,3 748,0 782,0 810,0 784,0 752,0 728,0 679,0 709,0 664,0 Gider 1.711.000 1.738.000 1.880.000 2.113.300 2.527.390 2.870.408 2.742.269 3.259.625 3.506.888 4.145.740 Türkiye İkametli Vatandaşın Ortalama Yurtdışı Harcaması 618,5 683,7 699,9 618,9 656,5 695,9 674,9 657,7 717,0 745,0 Denge 5.925.000 8.328.500 10.020.900 11.089.800 13.363.700 15.283.100 14.108.500 15.227.383 18.443.918 17.103.597 Kaynak: Kültür Turizm Bakanlığı TABLO 14 GİRİŞ YAPAN VATANDAŞLARIN CİNSİYETİNE GÖRE DAĞILIMI Cinsiyet Toplam Erkek Kadın 2009 Toplam 1.233.971 913.030 320.941 % 100,0 74,0 26,0 Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı TABLO 15 GİRİŞ YAPAN VATANDAŞLARIN EĞİTİM DURUMUNA GÖRE DAĞILIMI Eğitim Durumu Toplam Okuryazar değil veya bir okul bitirmedi İlkokul(5 yıllık) Ortaokul veya ilköğretim (8yıllık) Lise ve dengi okul Fakülte veya yüksekokul Yüksek lisans veya doktora 2009 Toplam 1.233.971 50.779 283.473 167.126 346.084 289.882 96.627 % 100,0 4,1 23,0 13,5 28,0 23,5 7,8 Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı TABLO 16 GİRİŞ YAPAN VATANDAŞLARIN SEYAHAT AMACINA GÖRE DAĞILIMI Seyahat Amacı Toplam Gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler Akraba ve arkadaş ziyareti Eğitim, staj (1 yıldan az) Sağlık ve tıbbi nedenler (1 yıldan az) Dini/hac Alışveriş İş amaçlı(konferans, toplantı, görev vb.) Diğer Beraberinde giden 2009 Toplam 1.266.509 194.734 367.283 50.779 7.395 57.188 36.482 391.933 128.179 32.538 % 100,0 15,4 29,0 4,0 0,6 4,5 2,9 30,9 10,1 2,6 Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı 11 2. SAKARYA’DA TURİZM Sakarya İli ülkenin sosyo-ekonomik açıdan en gelişmiş bölgesi olan Marmara Bölgesini, Anadolu’nun diğer bölgelerine bağlayan ana ulaşım yolları üzerinde bulunmaktadır. Bu coğrafi konumu nedeniyle bölgede yaşanan nüfus hareketliliği ilimizin iç turizmine canlılık getirmektedir. Sakarya, coğrafi konumu itibarıyla doğanın doyumsuz güzelliklerinin sergilendiği manzaralarla çevrili bir yurt köşesidir. Bu nedenle turistik cazibelere sahiptir. Kıyıları, doğal güzellikleri, şifalı suları ve iklim özellikleri ile Karasu, Kocaali, Sapanca ve Akyazı ilçelerinin Sakarya İlinin turizminde önemli yeri vardır. Karadeniz kıyısında yaklaşık 60 kilometre uzunluğunda bir sahil şeridine sahip olan ilimiz, özellikle Karasu ve Kocaali ilçelerinde kilometrelerce uzunlukta kumla kaplı doğal plajlara sahiptir. Sapanca ve çevresi, son derece çarpıcı doğal güzellikleri ile başta İstanbul olmak üzere, çevredeki büyük kentlerin özellikle hafta sonları taleplerine açık bir merkez niteliğindedir. Milli ve Uluslar arası sörf, yelken ve kürek müsabakalarının yapıldığı Sapanca Gölü, bu organizasyonlarla, sportif amaçlı çok sayıda ziyaretçinin İlimize gelmesine, dolayısıyla görmesine ve tanımasına da katkıda bulunmaktadır. Sapanca Gölü’nü kuşbakışı seyreden İl Ormanı ise temiz havası, yeşil örtüsü ile insanları kent yaşamının stresinden arındırmaya en uygun yerdir. Ayrıca, Sakarya yöresinde birbirinden güzel birçok göl vardır. Bu göller, bozulmamış doğal güzellikleri ile adeta akvaryumu çağrıştırırlar. Bunlardan biri olan Poyrazlar Gölü çevresi ve orman içi dinlenme alanları ile turizm açısından önem taşır. Sakarya İli, termal kaynaklar bakımından oldukça zengin bir potansiyele sahiptir. Bu konuda, özellikle Kuzuluk Kaplıcaları İl’de sağlık ve termal turizmin gelişmesinin odak noktasını oluşturmaktadır. 1050 dairelik bir tatil kasabası haline getirilen tesiste, her daireye 84ºC sıcaklıkta termal şifalı su verilmektedir. Bizans döneminden günümüze ulaşan Jüstinianus Köprüsü ve tarihi akış içerisinde yörede; cami, kale ve imaret gibi ölmez eserlerle kendini gösteren Osmanlı izleri, İlin belli başlı tarihi varlıklarıdır. Ayrıca Anadolu – Türk sivil mimarisi eserlerini günümüze kadar koruyabilmiş olan Taraklı İlçesi, Sakarya İlinin çevre tarihi kaynağıdır. İlimizi ziyaret eden yerli ve yabancı turist sayısı her yıl artış göstermektedir. 2.1. Sakarya’da Turizm Alanında Yapılması Gerekenler a) İlimizde Otel ve Konaklama Tesisleri Yapılması Yaşanan deprem sonrasında ilimizdeki mevcut otellerimizin bir bölümü yıkılmış ve bir bölümü de kullanılmaz hale gelmiştir. Bu sebeple, İlimizde otellere ve konaklama tesislerine büyük ihtiyaç duyulmaktadır. İlimize, yurtiçinden ve yurtdışından gelecek konuklarımızın ve özellikle gelen heyetlerin konaklayabilecekleri her şeyin mevcut olduğu (toplantı ve kongre salonları, spor kompleksleri, eğlence merkezleri) tesislere ihtiyaç duyulmaktadır. 12 b) Yayla Turizminin Geliştirilmesi İlimiz doğa güzellikleri bakımından gerçekten şanslı sayılır. İlin genelinde birçok yayla mevcuttur. İlimizin büyük kentlere yakın olması münasebetiyle yöremizdeki yaylaların tanıtımının yapılarak insanların bu bölgeye gelmeleri sağlanmalıdır. Tabi ki bu yaylaların tanıtımı kadar, tesis yapılması da çok önemlidir. Tesis olmadığı sürece insanların buralara gelmeleri mümkün olmamaktadır. c) Karadeniz Sahilindeki Kumsal ve Plajlarımız Tanıtımının Yapılması İlimiz Karadeniz sahillerinde nefis kumsal ve plajlara sahiptir. Ancak yörelerimizi tam anlamıyla tanıtamadığımızdan gelen turist sayısı çok azdır. Bu bölgelerin kamuoyuna tanıtımı yapılarak bu bölgelere yatırım yapılması iç ve dış turizme açılması sağlanmalıdır. Gerçekten ince kumuyla ve geniş sahilleriyle görülmeye değer turizm alanlarımız vardır. d) Sapanca Gölü ve Çevre Güzellikleri Uluslar arası ve ülke genelinde sörf, kürek ve yelken sporları için uygun bir göldür. Ülke tanıtımı ve turizmin gelişmesi bakımdan çeşitli organizasyonlar yapılarak ülke ekonomisine faydalı olacağı kanaatini taşımaktayız. İlimizde her şeyin mevcut olduğu 5 yıldızlı otellerin kurulmasıyla turizm açısından fevkalade gelişmelerin yaşanabileceği bir turizm merkezidir. Doğa olarak harika bir yapıya sahiptir. İstanbul’a çok yakın olması nedeniyle bu bölge turizm açısından daha iyi değerlendirilebilir. e) Taraklı Neden Safranbolu Gibi Olmasın Anadolu Türk sivil mimarisi eserlerini günümüze kadar koruyabilmiş olan Taraklı, Sakarya İlinin çevre tarihi kaynağıdır. İlçede 125 adet tarihi tescilli eski Osmanlı evi ile bir adet tarihi hamam ve bir adette cami bulunmaktadır. Bu yöremize yeterince ilgi gösterilmediğinden Osmanlı’dan kalan bu eserler yok olmak üzeredir. f) Kuzuluk Kaplıcaları ve Çevresi Termal şifalı su kaynakları ve maden suları ülkemizde turizm açısından önemli paya sahiptir. Dünya çapında birçok tesise sahiptir. Sakarya yöresi kaplıca, içme, maden suyu ve doğal içme suyu kaynakları bakımından zengin potansiyele sahiptir. Bunlarında en önemlisi Kuzuluk Kaplıcalarıdır. Kuzuluk Kaplıcaları’nın 84 dereceye kadar çıkan şifalı suları, içilerek ve banyo olmak suretiyle kullanılmaktadır. Kaplıca suları mide, bağırsak, karaciğer, safra kesesi, böbrek hastalıkları ile romatizmal ağrıları, kadın hastalıkları ve çeşitli cilt hastalıklarına iyi gelmektedir. Bu bölgemizin de daha iyi tanıtımı yapılarak turizmde canlılık kazandırılabilir. g) İlimizde Bir Çok Orman İçi Dinlenme Alanları Mevcuttur İlimizde birçok orman içi dinlenme alanları bulunmaktadır. Bunların başında Poyrazlar gölü ve çevresi, Sapanca Gölü ve çevresinde bulunan İl Ormanı mesire alanları olarak en başlıca dinleme yerleridir. Buralarda piknik ve kamp yapmak için ideal yerlerdir. Ayrıca doğa yapısı açısından da gerçekten görülmeye değer yerlerdir. İlimizde ayrıca diğer mesire alanları ise; Karasu İlçemizde Maden Deresi, Akyazı İlçemizde Kuzuluk mesire alanları, Pamukova İlçemizde Öküzyatağı orman içi dinlenme yeri, Söğütlü 13 ilçemizde Mağra Köyünde dağ yürüyüş bölgesi, Karapürçek İlçemizde Kanlıçay Göleti ve ormanlık alanı ve Uludere ve Ahmediye orman içi dinlenme yerleri, Ferizli İlçesi Akgöl mevkii gibi birçok dinlenme yerleri vardır. Bu yerlerin tanıtımının yapılmasıyla turizmde bir canlılık yaşanacağı kanaatindeyiz. h) Bölge Ormanları Av Turizmine Açılabilir İlimiz orman alanları bakımdan zengin bir bölgedir. Bu nedenle bölgemizde avcılık gelişmiştir. Göl ve bataklık bölgelerde yaban ördeği, otluklarda bıldırcın, ormanlarda çulluk ve benzeri av hayvanları avlanabilir. İlimiz büyük şehirlere yakın olması nedeniyle av mevsiminde günübirlik gelinerek avcılık yapılabilir. ı) İlimizde Dağ Yürüyüşleri, Sandal, Bot Gezintileri ve Golf Sahaları İçin Uygun Doğa Yapısına Sahiptir İlimiz gerçekten çok harika bir doğa yapısına sahiptir. Dağ yürüyüşlerinin yapılacağı birçok bölge bulunmaktadır. İlimizde bot ve sandal gezintileri için birçok göl, dere ve nehir mevcuttur. İlimizdeki doğa yapısıyla insanları hayran bırakan bir güzelliğe sahip olan poyrazlar gölü çevresi golf sahası için uygun bir alan olarak değerlendirilebilir. İlimiz turizm açısından bakir bir bölgedir ve keşfedilmeyi bekliyor. 2.2. Sakarya’nın Turizm Potansiyeli Sakarya’nın turizm potansiyelinin bir bölümünü oluşturan, tabii turistik arz kaynaklarını, üç noktada incelemek mümkündür. a) Karasu – Kocaali – Kaynarca Bölgesi Bu bölgenin denizi temiz olup, tatil ve dinlenme turizminde önemli bir yer işgal etmektedir. Deniz suyunun insan sağlığı açısından önem arz eden tuz ve eriyik mineral miktarı deniz banyosu için uygun bir karışım ihtiva etmektedir. Bu bölgenin kumsallarında yapılacak kum banyoları çeşitli romatizmal hastalıklara iyi gelmektedir. Deniz kıyılarında kamp ve piknik alanları mevcut olup tabii manzaraları da eşsiz güzelliktedir. Karasu – Kocaali bölümü konaklama ve ulaşım imkânları bakımından elverişli olup, Kaynarca bölümü ise tesis yönünden çok fakirdir. Yörenin dış turizm açısından değerlendirilmesi; mevcut turistik arz unsurlarının uluslar arası standartlara çıkarılabilmesine bağlıdır. Karasu’da yapılacak bir yat limanı, yerli-yabancı bütün turistlere ek ulaşım ve konaklama imkânı sağlayacaktır. Karasu Yeni Mahalleden başlayıp Kocaali Melen ağzına kadar olan sahil şeridinin 1991 yılında Turizm merkezi olarak ilan edilmesi sonucu bu bölgede turizm yatırımlarının cazip hale getirileceği düşünülmektedir. b) Sapanca Gölü Çevresi Göl turizmi bakımından Sakarya’da görülecek yerlerin başında sahip olduğu eşsiz güzellikteki manzaraları ve tabii değerleri ile Sapanca Gölü gelir. 14 Göl çevresinde konaklama tesisleri ihtiyaca cevap verecek durumda değildir. Yeme içme ve dinlenme tesisleri ise ihtiyaca cevap vermektedir. Göl alanı kamp, yelken ve kürek, yüzme sporları, balık avcılığı motorla gezinti mini golf vb. rekreasyonel faaliyetler için son derece elverişlidir. Kongre ve su sporlarına yönelik olarak birkaç tesisin inşası ile yörenin cazibesi arttırılabilir. 17 Ağustos Depremi öncesi Sakarya’daki Turizm İşletme Belgeli yatak kapasitesi 708 iken, Elmas Oteli ile Sapanca Oteli’nin yıkılmasından sonra 314’e düşmüştür. c) Akyazı Kuzuluk Kaplıcaları ve Çevresi Turizmde önemli bir yere sahip olan termal turizm şifalı su kaynaklarını ve maden sularını kapsar. Sakarya yöresi kaplıca, içme, maden suyu ve doğal içme suyu kaynakları bakımından zengin potansiyele sahiptir. Bunlardan en önemlisi Kuzuluk kaplıca ve maden sularıdır. Kuzuluk Kaplıcalarının 84 dereceye kadar çıkan şifalı suları, içilerek ve banyo olmak suretiyle kullanılmaktadır. Kaplıca suları mide, bağırsak, karaciğer, safra kesesi, böbrek hastalıkları ile romatizmal ağrıları, kadın hastalıkları ve çeşitli cilt hastalıklarına iyi gelmektedir. Kaplıca alanında devre mülk ağırlıklı modern tesisler kurulmuştur. Kuzuluk dışında Geyve’deki maden suları, Taraklı’daki Çantepe İçmesi, Ilıca ve Hacıyakup köylerindeki kaplıcalar, Sakarya’nın diğer termal kaynaklarını oluştururlar. 2.3. Sit Alanları a) Arkeolojik Sit Alanları 1- Merkez-Beşköprü-Jüstinionus Köprüsü 1. Derece 2- Söğütlü- Akarca Köyü (Roma Nekropolu) 1. Derece 3- Taraklı – Merkez 1. Derece 4- Merkez İkizce – Osmaniye (Roma Nekropolu) 2. Derece 5- Geyve – Kulfalalar Köyü (Ortaköy Mevkii) 2. Derece 6- Pamukova – Akçakaya Köyü 2. Derece 7- Pamukova – Hayrettin Köyü (Menete Mevkii) 3. Derece 8- Hendek Yağbasan Tümülüsü Üçtepeler Mevkii 9- Adapazarı- Merkez Beşköprü Hakikat Vakfı Kooperatifi b) Doğal Sit Alanları 1- Merkez Poyraz Gölü 1. Derece 2- Arifiye –Sapanca arası 3- Sapanca – Kırkpınar – Yanıkköy 1. Derece 4- Sapanca – Vakıf Otel Yolu 1. Derece 5- Sapanca- Kurtköy Belediyesi Mesire Alanı 6- Taraklı – Merkez 1. Derece 7- Sapanca – Akçay – Fevziye Köyü 2. Derece 8- Merkez- Hanlı Belediyesi 15 9- Karasu- Acarlar Gölü ve Longos Ormanı 10- Söğütlü- Akgöl Köyü Mevkii c) Kentsel Sit Alanı 1-Taraklı Merkez 2-Uzun Çarşı TABLO 17 YILLAR İTİBARİYLE İLİMİZİ ZİYARET EDEN YERLİ-YABANCI TURİST SAYISI Giriş Yapan Yerli Turist Yabancı Turist Toplam 2004 40.414 1.377 41.791 2005 78.159 2.861 81.020 2006 9.787 976 10.763 2007 61.491 5.230 66.721 2008 62.001 6.943 68.944 2009 53.642 3.386 57.028 Geceleyen Yerli Turist Yabancı Turist Toplam 2004 66.759 9.480 76.239 2005 101.161 8.735 109.896 2006 10.418 4.439 14.857 2007 86.068 13.449 99.517 2008 87.757 22.842 110.599 2009 90.052 12.396 102.448 Kaynak: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü TABLO 18 TESİSLERE GELİŞ SAYISI, GECELEME, SAKARYA TESİSE GELİŞ SAYISI Yabancı Yerli Toplam 1.747 19.511 21.258 428 8.844 9.272 113 113 1.211 25.174 26.385 3.386 53.642 57.028 Merkez (Adapazarı) Akyazı Karasu Sapanca Toplam Yabancı 8.448 965 2.983 12.396 GECELEME Yerli 36.828 9.568 166 43.490 90.052 Toplam 45.276 10.533 166 46.473 102.448 Kaynak: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü TABLO 19 TURİSTİK TESİSLER Turizm İşletme ve Yatırım Belgeli 5 Yıldızlı Otel 4 Yıldızlı Otel 3 Yıldızlı Otel 2 Yıldızlı Otel 1 Yıldızlı Otel Apart Otel Butik Otel Toplam İşletme Belgeli Tesis Yatak Sayısı Sayısı 2 848 4 1 349 146 1 66 8 1.409 Deneme İşletme Tesis Yatak Sayısı Sayısı 1 1 140 140 Yatırım Belgeli Tesis Yatak Sayısı Sayısı 1 240 1 111 1 80 1 1 5 100 42 573 Toplam Tesis Sayısı 3 1 6 1 Yatak Sayısı 1088 111 569 146 2 1 14 166 42 2.122 Kaynak: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü 16 TABLO 20 ORTALAMA KALIŞ SÜRESİ VE DOLULUK ORANI- SAKARYA Merkez (Adapazarı) Akyazı Karasu Sapanca Toplam Ortalama Kalış Süresi Yabancı Yerli Toplam 4.8 1.8 2,1 2.2 1.1 1.1 1.4 1.4 2.4 1.7 1.7 3.6 1.6 1.8 Doluluk Oranı (%) Yabancı Yerli Toplam 8.12 35.39 43.51 1.91 18.98 20.89 0.25 0.25 0.90 13.18 14.09 2.25 16.40 18.66 Kaynak: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü 2.4. İlimizde Turizme Yönelik Spor Merkezleri a) Melen Çayı: Düzce sınırımızı oluşturan Melen Çayı, Rafting ve Akarsu kanosu sporlarının yapılabilirliği 3. sınıf parkura sahiptir. Bu parkur Düzce ili Cumayeri ilçesi Dokuzdeğirmen köyünden başlayarak İlimiz, Kocaali ilçesi Beyler Köyü arasında 12 km uzunluğundadır. Parkurun başlangıç ve bitiş noktalarındaki tesisler kısmen tamamlanmıştır. Traking, görüntü avcılığı, olta balıkçılığı, piknik ve mesire etkinlikleri, arazi oryantriği, kampçılık vb. doğa sporlarının yapılabileceği merkez İstanbul’a 200 km mesafededir. Melen çayı Kano ve rafting parkuruna spor ve turizm amaçlı gelen turistlerimiz yaz aylarında sahil ilçemiz olan ve kumuyla ünlü Kocaali plajlarından yararlanabileceği gibi, yine aynı eşsiz güzelliklere sahip bir dizi kaya mağara içersinden geçilerek ulaşılan şelalesiyle Maden Deresi de alternatif gezi fırsatları sunmaktadır. b) Maden Deresi Şelalesi: İlimiz Kocaali ilçesinde eşsiz güzelliklere sahip bir dizi kaya mağara içersinden geçilerek ulaşılan şelalesiyle anılan Maden deresi çevresindeki piknik alanları ve traking yapılabilecek parkurlar bulunmaktadır. Yine Kocaali ilçemizin kumuyla ünlü plajlarından yararlanmak mümkündür. c) Serdivan Pist Ve Parkurları: Adapazarı Merkezde bulunan bu alanda; Otomobil ve Motor Sporları ile Yelkenkanat ve Yamaç Paraşütü yapılabilmektedir. Serdivan tepeleri topoğrafik yapı olarak Off-Road, Rally, Trophy, Dağ Bisikleti, Çim Kayağı gibi sporlar için oldukça elverişlidir. d) Sapanca Gölü: Sapanca ilçemizde bulunan ve Adapazarı’nın içme suyu ihtiyacının karşılandığı gölde kürek, yelken, su kayağı, dalış, durgun su kanosu, yüzme, triatlon gibi su sporları yapılabilmektedir. Bu gölümüzdeki mahalli, ulusal ve uluslar arası kürek ve durgun su kanosu müsabakaları, kampları ve eğitim organizasyonları yapılmaktadır. e) Mudurnu Çayı: İlimiz, Akyazı ilçesindeki bu çayda akarsu kanosuna imkân veren biri Dokurcun-Beldibi arasında 20 kilometrelik, diğeri Beldibi- Kuzuluk arasında 12 kilometrelik iki parkur bulunmaktadır. Çay 17 çevresinde traking, bisiklet, olta balıkçılığı, kampçılık vb. etkinlikler düzenlenebilir. Merkez, İstanbul iline 160 kilometre mesafededir. f) Yağlı Güreş Organizasyonları: İlimizi tanıtmaya yönelik olarak Karapürçek ilçesi “Akbalık Yağlı Pehlivan Güreşleri”, Söğütlü ilçesi “ Tarım Hayvancılık ve Yağlı Pehlivan Güreşleri”, Hendek İlçesi “Selman Dede Yağlı Pehlivan Güreşleri” ve “Kaynarca Yağlı Pehlivan Güreşleri” yapılmaktadır. g) Binicilik: Ata sporumuz olan bu branşta henüz kurumsallaşılamamıştır. düzenlenebileceği eşsiz doğal güzelliklere sahiptir. İlimiz atlı safarilerin h) Karagöl Yaylası: Taraklı ilçesinde bulunan yayla, yamaç paraşütü sporunda eğitim merkezi olabilecek niteliktedir. Ekolojik denge bozulmadan yapılacak tesislerde konaklama imkânı sağlandığında dünya çapında eğitim merkezi hüviyetine dönüşebilecektir. TABLO 21 SAKARYA İLİNDEKİ TESCİLLİ TAŞINMAZLAR Sit Alanları Arkeolojik Sit Kentsel Sit Tarihi Sit Doğal Sit Toplam Sayısı 9 2 10 21 TABLO 22 TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARI (TEK YAPI ÖLÇEĞİNDE) Tek Yapılar Askeri Yapılar Dinsel Ve Kültürel Yapılar İdari Yapılar Sivil Mimari Örnekleri Endüstriyel Yapılar Doğal Anıtlar Toplam Sayısı 12 72 5 218 11 87 405 18 TABLO 23 SAKARYA MÜZESİ Müzedeki Eser Çeşidi Sayısı Arkeolojik Etnografik Sikke Mühür ve Mühür Baskısı El Yazması Toplam 181 186 1.353 11 4 1.735 TABLO 24 ÖZEL KUVA-İ MİLLİYE MÜZESİ Alifuatpaşa-Geyve Kuva-İ Milliye Özel Müzesi’nde Bulunan Eserlerin Çeşidi Sayısı Etnografik Arşiv Vesikası Toplam 26 47 73 TABLO 24 İLDEKİ KÜTÜPHANELER (2009 YILI) KÜTLÜR VE TURİZM BAKANLIĞI SAKARYA İLİNDEKİ KÜTÜPHANELERİN 2009 YILI GENEL RAPORU Sıra No Kütüphane Adı Kitap Sayısı Okuyucu Sayısı Üye Sayısı Ödünç Materyal Sayısı 1 Sakarya İl Halk Kütüphanesi Müdürlüğü 34.361 68.945 3.262 21.526 2 Kemalettin Samipaşa Çocuk Kütüphanesi 8.386 12.212 356 2.772 3 Akyazı İlçe Halk Kütüphanesi 8.416 1.140 300 1.105 4 Geyve İlçe Halk Kütüphanesi 9.828 13.930 846 6.950 5 Hendek İlçe Halk Kütüphanesi 13.371 32.266 932 16.847 6 Karasu İlçe Halk Kütüphanesi 11.101 20.920 938 1.541 7 Kocaali İlçe Halk Kütüphanesi 5.365 - - - 8 Pamukova İlçe Halk Kütüphanesi 7.117 5.836 97 3.157 9 Sapanca İlçe Halk Kütüphanesi 13.563 7.176 2.459 4.730 10 Söğütlü İlçe Halk Kütüphanesi 3.485 2.849 174 2.091 114.993 165.274 9.364 60.719 TOPLAM 19 TABLO 25 KÜLTÜRE İLİŞKİN BİLGİLER Sinema Sayısı Kütüphane Sayısı Kitap Sayısı Sit Alanı Sayısı Müze sayısı Matbaa Sayısı Mimari Zenginlikler Kutlama Günleri 3 10 114.993 21 2 300 33 Geyve-Alifuatpaşa’da bulunan, Sakarya Müze Müdürlüğü denetimindeki Özel Kuva-i Milliye Müzesi’nde 26’sı etnografik eser, 47’si arşiv vesikası olmak üzere toplam 73 adet eser bulunmaktadır. Sakarya Müzesinin ziyaretçi sayısı 4.364 kişidir. Kolleksiyonerler: Sakarya Müzesi Denetiminde Kültür Varlığı Koleksiyonu yapan 6 kişide; 407 adet sikke, 18 adet arkeolojik ve 145 adet etnografik eser bulunmaktadır. Özel Müze; Geyve-Alifuatpaşa’da bulunan, Sakarya Müze Müdürlüğü denetimindeki Özel Kuva-i Milliye Müzesi’nde 26’sı etnografik, 47’si arşiv vesikası olmak üzere toplam 73 adet eser bulunmaktadır. 2.5. Turizm İşletme Ve Yatırım Belgeli Tesisler Richmond Sapanca Otel – 5 Yıldızlı (131 Oda + 2 Suit -274 yatak, 125 kişilik 1 Sınıf lokanta, 110 kişilik açık yemek terası, 165 kişilik kafeterya, Snack bar, Amerikan bar, 100 ve 115 kişilik çok amaçlı salon, 2 adet 300 kişilik konferans salonu, 2 adet 55 kişilik toplantı salonu, Büro hizmetlerine yönelik çalışma salonu, fitness center, sauna, Fin hamamı, Türk hamamı, yüzme havuzu, voleybol sahası, Tenis kortu) Güral Sapanca Wellness Park Otel – 5 Yıldızlı (291 Oda + 586 Yatak, 370 kişilik 1.Sınıf Lokanta, 100 kişilik özel yemek salonu, 120 kişilik pastane, 350 kişilik konferans salonu, 80 kişilik ve 130 kişilik çok amaçlı iki ayrı salon, 225 kişilik toplantı salonu, 150 kişilik alakart lokanta, 130 kişilik açık yemek terası, yoga ve plates salonu, oyun salonu, buz pisti, kapalı yüzme havuzu, aletli jimnastik salonu, Türk hamamı, SPA center, Fin hamamı, Fin saunası, Masaj odaları, cilt bakım ünitesi, açık yüzme havuzu, tenis kortu. Baltürk Oteli – 3 Yıldızlı (41 Oda + 8 Suit – 98 Yatak – 150 Kişilik 2.Sınıf Lokanta, 70 kişilik çok amaçlı salon) Seçkin Otel – 3 Yıldızlı (31 Oda + 61 Yatak , 120 kişilik 2.sınıf lokanta, 50 kişilik çok amaçlı salon, sauna, bar, satış ünitesi, kuaför) Grand Otel – 3 Yıldız (65 Oda, 130 Yatak, 300 kişilik ve 50 kişilik çok amaçlı iki salon, 120 kişilik 2. Sınıf lokanta, 50 kişilik pasta ve içki servisi verilen salon, lobi bar, restoran bar) Lima Park Otel – 3 Yıldız (30 Oda + 60 Yatak, 65 kişilik 2.sınıf lokanta, 100 kişilik ve 200 kişilik çok amaçlı iki salon, lobi bar, açık otopark) 20 Karasu Otel – 2 Yıldızlı (75 Oda + 180 Yatak- 200 Kişilik 2.Sınıf Lokanta, Kapalı-açık Yüzme Havuzu, Bar-Diskotek-Sauna) Selen Lokantası – 1.Sınıf Lokanta- Geyve (175 Kişilik kapasiteli, 62 kişilik özel yemek ve kokteyl salonu) Varan Tesisleri – Pamukova 2. Sınıf (50 Kişilik Lokanta -100 Kişilik Kafeterya-satış ünitesi) Sapanca Aqua Otel – Apart Otel (10 Apart ünite, 40 yatak, 120 kişilik 2.sınıf lokanta -100 kişilik açık yemek terası, sauna, masaj odası, 2 açık yüzme havuzu, kapalı yüzme havuzu, havuz bar, çocuk parkı, voleybol sahası, satış ünitesi) Deneme İşletme Belgeli Tesisler Kuzuluk Termal Otel -3 Yıldızlı (60 oda + 5 Suit- 140 yatak, 200 kişilik 2. sınıf lokanta, 150 kişilik açık yemek terası, 90 ve 45 kişilik çok amaçlı salon, satış ünitesi, kuaför, otopark) Yatırım Belgeli Tesisler : Kral Otel – 5 Yıldızlı (120 Oda + 240 Yatak) Lake Hause Talia – 4 Yıldız Otel (54 Oda + 111 Yatak, 100 Kişilik 1.sınıf restoran, 100 kişilik alakart restoran, 60 kişilik İtalyan restoran) Riada Otel – 3 Yıldız (40 Oda + 80 Yatak, 80 kişilik 2. Sınıf restoran, 200 kişilik çok amaçlı salon) MBağdat – Müstakil Apart Otel ( 50 oda + 100 Yatak, 60 Kişilik 2. Sınıf restoran, 60 kişilik açık yemek alanı, açık yüzme havuzu, aquapark, sauna, Türk hamamı, çocuk oyun parkı, otopark) Akcan Butik Otel (21 Oda + 42 Yatak, 125 kişilik alakart lokanta, sauna, açık yüzme havuzu, otopark) İlimizdeki Tesislerin Toplam Kapasitesi Mevcut toplam yatak kapasitesi: 1549 adettir. Yatırım Belgeli Konaklama Tesisleri yatak kapasitesi toplam 573’dir. 2.6. Turizme İlişkin Bilgiler İlimizin önemli tabii güzellikleri; Sapanca Gölü, Büyük Akgöl, Küçük Akgöl ve Poyrazlar Gölü ve Karasu ve Kocaali ilçelerimizin kıyı kesimleridir. Akyazı Kuzuluk Kaplıcaları, Akyazı Çökek Kaplıcası, Geyve Acısu, Geyve Ilıca Köyü İçmesi, Taraklı Kil Hamamı yöremizin turizm faaliyetlerine önemli bir katkı ve canlılık sağlamaktadır. 21 2.7. Turizm İşletme, Yatırım ve Belediye Belgeli Tesisler TABLO 26 TURİZM BELGELİ OTELLER Oteller Richmond Otel Güral Sapanca Otel Kral Otel Lake Hause Talia Baltürk Otel Seçkin Otel Kuzuluk Termal Otel Sakarya Grand Otel Lima Park Otel Riada Otel Karasu Otel Sapanca Aqua- Otel MBağdat Akcan Otel Otelin Niteliği 5 Yıldızlı 5 Yıldızlı 5 Yıldızlı 4 Yıldızlı 3 Yıldızlı 3 Yıldızlı 3 Yıldızlı 3 Yıldızlı 3 Yıldızlı 3 Yıldızlı 2 Yıldızlı Müstakil Apart Apart Butik Otel TOPLAM İşletme Türü İşletme Belgeli İşletme Belgeli Yatırım elgeli Yatırım elgeli İşletme Belgeli İşletme Belgeli Deneme elgeli İşletme Belgeli İşletme Belgeli Yatırım elgeli İşletme Belgeli İşletme Belgeli Deneme Yatırım İşletme Belgeli Belgeli Oda Yatak Oda Yatak Oda Yatak Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı 131 262 291 586 120 240 54 111 49 98 31 61 65 140 65 130 30 60 40 80 72 146 İşletme Belgeli 23 66 Yatırım elgeli Yatırım elgeli 692 1409 65 140 50 21 285 100 42 573 Richmond Sakarya Otel-Kumbaz Mevki Rüstempaşa Mah. Sapanca/ SAKARYA Tel:5822100 Güral Sapanca Otel - Dağdibi Mevkii, Kırkpınar Köyü, Sapanca/SAKARYA Tel:5923030 Baltürk Oteli-Ankara Cd. No:53 ADAPAZARI Tel:2733920 Seçkin Otel-Erenler Mah. Sakarya Cd. No:270 SAKARYA Tel:2760233 Kuzuluk Termal Otel-Kuzuluk Orta Mah. Dr.Enver Ören Cad. Kuzuluk-Akyazı/ SAKARYA Tel:4210020 Sakarya Grand-Adnan Menderes Cad. No:126 SAKARYA Tel:2764540 Limapark Otel – İstiklal Mahallesi, Kenan Sofuoğlu Caddesi, No:65 Serdivan Tel:2114411 Karasu Otel-Plaj Mevkii. Karasu/ SAKARYA Tel:7181863 Sapanca AQUA-Çayiçi mah. Sönmez Cad. Manolya Sok. No:3 Sapanca/ SAKARYA Tel:5825237 Akcan Otel – Fatih Mahallesi, Fatih Caddesi, Kurtköy-Sapanca-SAKARYA 22 TABLO 27 TURİZM BELGELİ MÜSTAKİL LOKANTALAR Lokantanın Niteliği Lokantalar Lokantanın Türü Selen Lokantası Gölevi 1 Sınıf 1 Sınıf İşletme Belgeli İşletme Belgeli Varan Tesisleri 2 Sınıf İşletme Belgeli Tuna Tan Tesisleri 1.Sınıf İşletme Belgeli Yemek Salonu Kapasitesi 175 250 Özel Yemek Salonu Kapasitesi Açık Yemek Salonu Kapasitesi 120 Lokanta Kafeterya Kapasitesi 175 670 300 50 610 TOPLAM Toplam 100 150 500 1.035 120 1.110 800 50 100 2.105 Varan Tesisleri-İsabalı Köyü Pamukova/ SAKARYA Selen Lokantası-Epçeler Köyü Karapınar Mevkii Geyve/SAKARYA Gölevi-Hasanpaşa Mah. İstasyon Cad. No:1 Kırkpınar/Sapanca/SAKARYA Tuna Tan-Kemalpaşa Mah. Bağlar Cad. No:122 Serdivan/SAKARYA TABLO 28 BELEDİYE RUHSATLI TESİSLER Sakarya İli Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri (Adapazarı Merkez) TESİS ADI Ada Elit Otel Oba Otelcilik Mert Otel Gün Otel Taşdemirler Otel Ege Otel Alkaya Otel Ada Otel ADRESİ Yenicami Mh. Adnan Menderes Cd. No 65 Orta Mah. Ankara Cd. No 30 Orta Mah. Ankara Cd. No 22 Orta Mah. Ankara Cd. No 37/B Orta Mh. Soğanpazarı Cd. No 32 Orta Mh. Soğanpazarı Cd. No 21 Orta Mh. Soğanpazarı Cd. No 48 Karaosman Mh. Ulus Cd. No 139 İLÇE TELEFON ADAPAZARI 272 45 90 ADAPAZARI 274 99 27 ADAPAZARI 272 51 74 ADAPAZARI SINIFI ODA SAYISI YATAK SAYISI 30 51 2. Sınıf 48 98 3. Sınıf 14 34 278 81 76 38 70 ADAPAZARI 271 50 61 37 76 ADAPAZARI 271 16 71 19 36 ADAPAZARI 271 13 81 9 20 ADAPAZARI 277 54 88 12 24 14 18 Otel Aksu Yağcılar Mh. Ankara Cd. No 99/C ADAPAZARI 271 35 9 Huzur Konak Yağcılar Mh. Yağcılar Cd. No 3 ADAPAZARI KAPALI 3. Sınıf 3. Sınıf 23 TABLO 28 Sakarya İli Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri (İlçeler) TESİS ADI ADRESİ İLÇE Göl Mh. Fevzi Çakmak Cd. SAPANCA Göl Mh. Derya Cd. Şen SAPANCA Şenler Pansiyon Bayrak Sok. No 157 Rüstempaşa Mh. Nurettinbey SAPANCA Onur Pansiyon Cd. Rüstempaşa Mh. Nurettinbey SAPANCA Göl Otel Cd. Rüstempaşa Mh. Özkum Cd. SAPANCA Lale Otel Rüstempaşa Mh. Seğmen SAPANCA Villa Sapanca Sokak Rüstempaşa Mh. Yonca Sok. SAPANCA Leyla Pansiyon SAPANCA Egemen Pansiyon Rüstempaşa Mh. Yonca Sok. Rüstempaşa Mh. Vakıf Cd. SAPANCA Ogün Otel Rüstempaşa Mh. Saatçi Sok SAPANCA Yiğit Pansiyon Rüstempaşa Mh. Seğmen SAPANCA Sohpet Pansiyon Sokak Rüstempaşa Mh. Vehbibey SAPANCA Hayat Otel cd. Rüstempaşa Mh. Vehbibey SAPANCA Kastarcı Otel cd. Hasanpaşa Mh. Ş. Cev. Koç. SAPANCA Yeşil Otel Serbestler Hasanpaşa Mh. Çimen sk SAPANCA Pansiyon Kedikaya Apart Hasanpaşa Mh. Ş. Cev. Koç. SAPANCA Otel Kurtköy Mh. Dibektaş SAPANCA Zelişin Çiftliği Rüstempaşa Mh. SAPANCA Yankı Motel Karaoğlanoğlu Yenice Mh. Ankara Cd. No PAMUKOVA Anadolu Otel 107 Çarşı içi No 11 AKYAZI Merkez Otel Necati Temel Cd No 14 AKYAZI Otel Akyazı Arifbey Mh. Z. Hanım Sk. No ARİFİYE Özsezer Turizm 42 Merkez Mh. Gazi Meydanı KOCAALİ Seyran Otel No 1 Yayla Mh. Sahil Yolu Cd. No KOCAALİ Otağ Otel 139 Mercan Pansiyon Pişkin Pansiyon Yalı Mh. 224 Sk. No 3 KOCAALİ Serdar Pansiyon Ekşioğlu Apart Pansiyon Yalı Mh 249. Sk. No 8 KOCAALİ Yalı Mh. 240. Sk. No 9 KOCAALİ Dündar Motel Caferiye Köyü No 106 KOCAALİ Abuhan Turistik Tesisleri Caferiye Köyü No 154 KOCAALİ Muhtarın Oteli Taşpınar Otel SAÜ Kampüsü Uygulama Oteli Camikebir Mh. Uzun Çarşı Sk No 5 Gazisüleyman Paşa Mh Çelebioğlu Sk Sakarya Üniversitesi Kampüsü ODA SAYISI YATAK SAYISI 582 99 56 13 24 582 76 44 7 20 582 25 72 13 44 582 82 07 4 20 582 89 30 26 60 582 22 55 4 4 582 52 05 582 72 29 582 17 03 582 93 10 7 6 14 5 15 12 14 7 582 71 47 2 2 582 75 80 7 16 582 75 79 17 35 592 68 00 22 56 592 03 65 4 8 592 28 94 8 10 592 05 85 6 6 582 52 22 12 14 TELEFON SINIFI 551 52 53 3. Sınıf 22 66 418 06 77 418 17 17 3. Sınıf 3. Sınıf 9 14 17 42 229 37 57 2. Sınıf 33 64 812 19 10 2. Sınıf 9 25 812 28 95 2. Sınıf 16 32 2. Sınıf 11 28 2. Sınıf 16 32 2. Sınıf 24 30 2. Sınıf 16 16 2. Sınıf 5 6 535 631 09 19 812 33 62 532 336 85 98 535 297 50 81 532 794 39 80 GEYVE 517 38 93 3. Sınıf 21 40 GEYVE 517 50 48 3. Sınıf 21 45 SERDİVAN 346 04 06 ruhsatsız 30 75 24 Gençlik Merkezi Spor Komleksi Ardahan Oteli Otel Ardahan Uludere Oteli M. Serdar Otel İpekyolu Motel Çakırlar Konağı Abdi İbrahim Konağı Uysal Otel Vizyon Resort Otel Ecem Apart Otel Karasu Aquapark otel Turkuaz Apart Otel Hakan Pansiyon Hakan Pansiyon Işık Pansiyon Saray Pansiyon Hazal Pansiyon Dülger Pansiyon Yavuzyiğit Pansiyon Işık Apart Pansiyon Kemalpaşa Mh Şehitler Sokak Başpınar Mh. Orta Cami 1. Sk. No 2 Kemaliye Mh. A. Türkeş Cd. No 8 Uludere köyü Akova Mh Sakarya Cd. No 57 Hacımurat Mh. Ankara Cd No 191 Ulucami Mh Yıldırım Sokak No 1 346 00 52 Spor İl Md.ne ait 6 85 2. Sınıf 25 40 1. Sınıf 36 52 3. Sınıf 3. Sınıf 11 32 24 64 3. Sınıf 12 24 HENDEK HENDEK 614 68 2123 614 68 2123 614 71 02 615 05 05 TARAKLI 491 28 03 TARAKLI 491 28 03 6 12 Ulucami Mh Rüştiye Sk No 5 TARAKLI 491 20 71 6 12 Yalı Mh Batı Karadeniz Cd. Yalı Mh Batı Karadeniz Cd. No 17 Yalı Mh. Doğu Karadeniz Cd KARASU 718 40 48 3. Sınıf 22 28 KARASU 718 27 34 3. Sınıf 46 160 KARASU 718 85 88 18 76 A. Aziziye Mh Ankara Cd KARASU 718 88 80 51 120 KARASU 718 13 25 19 40 KARASU 718 50 95 7 14 KARASU 718 15 41 14 23 6 6 Yalı Mh Doğu Karadeniz Mh No 118 İncilli Mh. Gürsel Cd No 6 Yalı Mh Batı Karadeniz Cd No 101 Yalı Mh Batı Karadeniz Cd 123 Sk. Yalı Mh Doğu Karadeniz Mh No 10 Yalı Mh Doğu Karadeniz Cd No 18 Yalı Mh Batı Karadeniz Cd No 31 Yalı Mh Batı Karadeniz Cd No 7 Yalı Mh Doğu Karadeniz Cd Yalı Mh Doğu Karadeniz Cd No 24 Yalı Mh Doğu Karadeniz Cd. Özcan Pansiyon Yalı Mh Batı Karadeniz Cd Kader 1 Pansiyon No 43 İncilli Mh 62 Nolu sk. İspioğlu Otel İncilli Mh 17 Ağustos Cd Zümrüt Otel Yalı Mh Plaj Cd No 179 Şerman Pansiyon Ekşioğlu Klas İncilli Mh Atatürk Bulvarı Otel Yalı Mh Batı Karadeniz Cd Aslanbay No 65 Pansiyon Yalı Mh Doğu Karadeniz Cd Yılmaz Pansiyon 174. Sk. Yalı Mh Doğu Karadeniz Cd Sahil Pansiyon 184. Sk Sakarya cd No 293/A Ulusoy Otel Sakarya Cd No 247 Evim Otel TOPLAM Eray Pansiyon SERDİVAN HENDEK HENDEK 3. Sınıf KARASU KARASU 718 16 77 18 45 KARASU 718 45 15 21 52 KARASU 718 58 25 18 40 KARASU 718 13 34 18 40 KARASU 718 19 82 8 24 KARASU 718 21 40 22 44 KARASU 718 22 95 26 55 12 28 KARASU KARASU KARASU KARASU 718 64 94 718 50 54 718 68 12 22 22 17 55 52 60 KARASU 718 63 63 18 35 KARASU 718 47 59 8 20 KARASU 718 88 19 18 50 5 5 50 35 1.300 60 50 2.807 KARASU ERENLER ERENLER 531 885 85 97 242 03 28 241 27 63 2. Sınıf 2. Sınıf 25 2.8. İlimizdeki Tesislerin Toplam Kapasitesi Mevcut Toplam Yatak Kapasitesi: 786 adettir. Yatırım Belgeli Konaklama Tesisleri yatak kapasitesi toplam 1552’dir. 1418 kişilik kapasiteyle 2.sınıf lokantalar halen hizmet vermektedir. 2.9. İlimizde Faaliyet Gösteren Seyahat Acentaları ( 2009) 1- ADRES TOUR (İkbal Turizm Sey. Ltd. Şti) (A) Grubu Şube Cumhuriyet Mahallesi Bankalar Cd. No 30 Orhan Camii Yanı ADAPAZARI Tel: 281 68 69 Fax: 274 79 39 İsmail KÜÇÜKÇAYIR 533 955 47 22 2-GÖNÜLTAŞ TURİZM SEYAHAT ACENTASI (A) Grubu Merkez Bankalar Cd.Kızılay İş Hanı Kat 2 ADAPAZARI Tel: 27880 35 Fax: 279 11 45 Sahibi Cavit AYDOĞDU 532 772 00 34 3-ADR SAKARYA TRAVEL SEYAHAT ACENTASI Yetkilisi Behsat GÜNEŞ 536 350 82 51 (A) Grubu Merkez Semerciler Mah.Bosna Cad. No:5 Kat:3 D:11 Adapazarı 4- CEBİR TURİZM SEYAHAT ACENTASI (A) Grubu Şube Yeni Sakarya Cad. No 244/B 07 ERENLER - SAKARYA Tel: 242 10 11 Selda DOYURAN 533 686 25 15 5- ÇELEN TURİZM SEYAHAT ACENTASI (A) Grubu Merkez Semerciler Mah. Çark Cd. Pasaj 2000 Kat 2 No 89 ADAPAZARI Tel: 277 48 48 Fax: 277 48 49 Zehra DİRİM 532 272 61 92 6- ÇUBUKÇU SEYAHAT ACENTASI (A) Grubu Merkez Cumhuriyet Mah. Kolağası Sokak Ağacan İş Hanı Kat 1 D 5 ADAPAZARI Tel: 277 52 60 -278 20 67 Fax: 272 52 07 Emin YILDIRIM 542 327 59 11 7- GİBA TOUR (A) Grubu 2992 Merkez Cumhuriyet Mah. Şal Sokak No 1 ADAPAZARI Tel: 273 72 72 Fax: 273 72 72 Serdar SARI 532 509 35 03 8- GRAND EVİN TRAVEL AGENCY (A) Grubu Merkez Semerciler Mah. Bosna Cd. Yavuz Sok. No 24/1 ADAPAZARI Tel: 279 86 02 -03-04 Fax: 279 86 02-03-04 Serap ALTIN 532 475 63 31 9- PUAN TUR (A) Grubu Özden DOYURAN 533 686 25 00 Hilal KÖSE 532 744 01 22 Murat YAPAN 533 371 66 40 Mehmet DUMAN 506 449 20 87 Uzunçarşı 4. Geçit Atak İş Hanı No 3 Kat 1/1 ADAPAZARI Tel: 10- SAKARYA TURİZM VE SEYAHAT ACENTASI (A) Grubu Merkez Uzunçarşı No 1 ADAPAZARI Tel: 274 96 88 Fax: 273 36 51 Vildan AĞIRBAŞ 532 645 28 20 11- TOPRAK TURİZM SEYAHAT ACENTASI (A) Grubu Şube Cumhuriyet Mah. Dr. Kamil Sk. No 1 Kat2/4 ADAPAZARI Salih TOPRAK 532 277 76 88 Mustafa TOPRAK 532 433 90 91 26 Tel: 273 97 43 Fax: 273 97 45 12- A.V.T. TURİZM SEYAHAT ACENTASI (C) Grubu Merkez Cumhuriyet Mah. Kolağası Sok. Ağacan İş Merkezi No 12 ADAPAZARI Tel: 281 06 06 Fax: 281 06 07 Gül FİDAN POLAT 535 209 43 00 13- REYDAL SEYAHAT ACENTASI (C) Grubu Merkez Semerciler Mah. Çark Cd. İtfaiye Sok. Şerefiye İş Merk. No 1 ADAPAZARI Telefax: 277 31 14 - 277 34 79 Salim ÇELİKÖRS 536 540 30 17 14- TAFİ TURİZM SEYAHAT ACENTASI (C) Grubu Merkez Çark Cd. Hilmi Kayın İş Merk. Kat 1 No 143 ADAPAZARI Tel: 278 22 27-28 Fax: 278 22 29 Ali BAKIRTAŞ 535 958 03 80 541 958 03 80 15- YAKAMOZ SEYAHAT ACENTASI (C) Grubu Merkez Kavaklar Cd. Deprem Müzesi Karşısı Ataman İş Hanı Kat 1 No 20 ADAPAZARI Tel: 271 37 50 - 274 30 54- 279 21 01 Fax: 279 21 02 İhsan MAHMUTOĞULLARI 533 337 85 41 16- ALTINTAŞLAR SEYAHAT ACENTASI (C) Grubu Merkez Hilmi Kayın İş Merkezi No 35 ADAPAZARI Telefax: 278 43 54 - 278 74 97 - 98 Mehmet ALTINTAŞ 532 273 71 54 Metin ÖZTÜRK 541 414 54 54 3. Yayla Turizmi Tarihimizden bize miras olarak kalan, yılın belli aylarında nispeten daha yüksek yerlerde, doğayla baş başa, sıcaktan, nemden, sivrisinekten uzakta, hem sağlıklı yaşam, hem de hayvancılık ve çeşitli el sanatları gibi ekonomik kaygılarla bir yaşam biçimi olarak algılayıp sürdüre geldiğimiz yayla yaşamı; günümüzde hem şehirlerin yoğun hava, ses ve görüntü kirliliğinden, iş ve yaşam stresinden insanımızı kurtarmakta, hem de yaylalara sahip olan o bölgeye ve insanına ekonomik bir katma değer sağlamaktadır. Bu bakış açısı ile “yayla turizmi” ülkemizde turizmin çeşitlendirilmesi, sürdürülebilirliği kapsamında ön sıralarda yerini almıştır. Sakarya Bölgesi, İstanbul gibi büyük bir metropole olan yakınlığının kendisine verdiği coğrafi konum ve ulaşım kolaylığı avantajını kullanabildiği takdirde, bir nevi oksijen deposu konumundaki yaylaları ile sadece İstanbulluların değil tüm Marmara Bölgesi insanının ve dış ziyaretçilerin yoğun ilgisine maruz kalıp, günlük yaşamın stresinden kaçamak fırsatı bulabilecekleri iyileştirme merkezi konumuna gelecektir. Sakarya İlindeki Yayla Adları: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. Soğucak Yaylası Kırca Yaylası Katırözü Yaylası Kirpiyan Yaylası Keremali Yaylası Sultanpınar Yaylası Acelle Yaylası Yanık Yaylası Sulucaova Yaylası Yörükyeri Yaylası Çilekli Yaylası 27 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. Akar Yaylası Haydarlar-Kuloğlu Yaylası Davlumbaz Yaylası Turnalı Yaylası Çiğdem Yaylası Dikmen Yaylası Karagöl Yaylası Hamzapınar Yaylası Belengerme Yaylası İnönü Yaylası Güzlek Yaylası Soğucak Yaylası: 900 dönüm kadar bir araziye sahip olan Soğucak Yaylası, 1100 metre yüksekliğinde ve Sapanca’ya 17 kilometre mesafededir. Sapanca-Muradiye Köyü istikametinden, Erdemli Köyü’ne gelmeden önce sağa ayrılan yolu takip ederek, 35 dakika kadar süren bir yolculukla yaylaya ulaşmak mümkündür. Kırca Yaylası: Pamukova’yı 2 kilometre geçtikten sonra, sağ taraftan Karapınar yoluna sapılmaktadır. Yayla Karapınar Köyünden 13 kilometre uzaklıkta olup, 30 dakika mesafededir. Alifuatpaşa’ya 30–35 dakika uzaklıkta olan yayla civarında Menekşeoruç ve Menekşeolak köyleri bulunmaktadır. Her yılın Temmuz ayında yaylada şenlikler düzenlenmektedir. Katırözü Yaylası: Yayla, Pamukova’ya bağlı Eskiyayla köyü sınırları içerisindedir. Eskiyayla köyü (1125 metre yükseklikte) üzerinden Katırözü Yaylası’na varılmaktadır. Soğuk kaynak suları ve geniş piknik alanları ile eşsiz bir doğal güzelliğe sahip olan yaylanın üst yanında bulunan mağarada hava sirkülâsyonu olmakta ve sarkıt dikitler bulunmaktadır. Kirpiyan Yaylası: Geyve’den 28 kilometre (1.5 saat) mesafede olan Kirpiyan Yaylası, KarapürçekGüçücek’ten ise 20–22 kilometre (1 saat) mesafededir. Taraklı istikametinde Doğantepe yol ayrımından sola dönülerek Kamışlı Köyü yolu boyunca devam edilir. Kamışlı’ya gelmeden sağa ayrılan yola sapılarak Kirpiyan yaylasının yoluna ulaşılır. Kürklü Köyü bu yol üzerindeki son köy olup buradan Kirpiyan Yaylası ve daha da ilerleyerek Karagöl Yaylası’na ulaşılabilir. Keremali Yaylası: Akyazı’ya 17 kilometre ve 30–35 dakika uzaklıkta olan Keremali Yaylası’nda yerleşim olup yayla evleri mevcuttur. Değişik yüksekliklerde birbirine yakın dört yayladan oluşmaktadır. Sultanpınar Yaylası: Dokurcun yolu üzerinde olup Akyazı’ya 45 kilometre mesafededir. AkyazıDokurcun istikametinde Beldibi Köyü karşısından sağa dönerek Boztepe Köyü yoluna ulaşılır. Boztepe üzerinden Güzlek Yaylası, Sultanpınar Yaylası, Yörükyeri Yaylası, Çiçekli Yaylası ve Acelle Yaylası’na, Acelle üzerinden de Yanık Yaylası’na gidilir. Şerefiye ve Beldibi köyleri arası 1 kilometre mesafededir. Beldibi-Sultanpınar Yaylası arası ise 16 kilometredir. Acelle Yaylası: Akyazı İlçesi’nin 35–40 kilometre güneyinde yer alır. Acelle yaylasına ulaşım stabilize yoldan her tür kara taşıtı ile yapılabilmektedir. Yaylaya üç değişik güzergâhtan ulaşılabilmektedir. Birinci yol Beldibi-Boztepe-Çatalkaya üzerinden gider. İkinci yol TaşburunBallıkaya-Taşyatak-Hasyatak köyleri üzerinden çalışır. Üçüncü yol ise Taşburun-BallıkayaTaşyatak-Yanık yaylası güzergâhıdır. Bu yolların üçünün de az bir kısmı asfalttır. İlçe merkezinden yaylaya ulaşma süresi yaklaşık olarak 60 dakikadır. Yanık Yaylası: Acelle Yaylası’ndan 15–20 dakika mesafede olup, yayla evleri mevcuttur. 28 Sulucaova Yaylası: Beldibi’nden 22 kilometre mesafede olup, ulaşım 50 dakika sürer. Halen elektriğin olmadığı yaylaya en yakın elektrik direği 2.5 kilometre uzaklıkta olduğundan ileride bu sorunun giderilmesi yolunda küçük bir çaba yeterli olacaktır. Yaylada yerli halkın yaz-kış oturduğu yayla evleri mevcuttur. Yörükyeri Yaylası: Dokurcun yolu üzerinde olup, Azizağa-Yörükyeri arası 20 kilometredir. Yörükyeri Yaylası’na Sultanpınar Yaylası üzerinden de ulaşılabilmektedir. Çiçekli Yaylası: Dokurcun yolu üzerinde bulunan Çiçekli Yaylası, Denderiz’den 30 dakika mesafededir. Sultanpınar Yaylası’ndan doğu istikametine ilerleyip, Yörükyeri Yaylası üzerinden de ulaşılabilir. Yaylada yayla evleri mevcuttur. Akar Yaylası: Çiçekli Yayla’sından yaklaşık 15–20 dakika mesafededir. Haydarlar-Kuloğlu Yaylası: Akar Yaylasına 10 dakika mesafededir. Davlumbaz Yaylası: Haydarlar’a 10 dakika, Dokurcun’a 30 dakikalık mesafede olan yaylaya Dokurcun’dan güney istikametinde gidilerek Haydarlar Köyü üzerinden de ulaşılabilir. Turnalı Yaylası: Dokurcun’a 40 dakikalık mesafededir. Çiğdem Yaylası: Hendek ilçe sınırları içinde yer almaktadır. Dokurcun ve Çiğdem Yaylası arası 18 kilometredir. Bununla birlikte Hendek-Karadere üzerinden Dikmen ve Çiğdem Köyleri’ne, buradan da 1500 metredeki Çiğdem Yaylası’na ulaşılabilmektedir. Turizmci, gezgin ve yazarlardan oluşan büyük bir jüri tarafından Türkiye’nin en güzel on yaylasından biri olarak seçilmiştir. Dikmen Yaylası: Hendek İlçe sınırları içerisinde yer almaktadır. Hendek ve Dikmen Yaylası arası 1.5 saattir. Hendek-Karadere üzerinden Dikmen ve Çiğdem Köyleri’ne, buradan da yaylaya ulaşılabilir. Orman gülleri ile ünlü olan yaylada elektrik mevcuttur. Karagöl Yaylası: Taraklı’nın 21 kilometre kuzeydoğusunda Samanlı Dağları’nın uzantısı olan dağlar üzerinde yer alıp deniz seviyesinden yüksekliği 1200 metredir. Etrafı tamamen çam, kayın, köknar ve meşe ağaçları ile kaplı olan Karagöl Yaylası, 567 hektar genişliğindeki alanıyla, bol oksijenli havası ve soğuk içme sularıyla doğal bir tedavi merkezidir. Hamzapınar Yaylası: Taraklı Yaylası’nın 1 kilometre aşağısındadır. Belengerme Tepesi’nin arka yüzünde kalan Hamzapınar içimine doyum olmayan nefis bir soğuk suya sahiptir. Taraklı İlçesi’ne gelen konukların çoğunluğu Orman İşletmesi tarafından düzenlenen halka açık piknik alanına götürülür. Belengerme Yaylası: Taraklı İlçesi sınırları içerisinde yer alan yayla, Karagöl Yaylası sınırında Hamzapınar Yaylası bitişiğinde, Tuzla Köyü’ne 1 kilometre mesafededir. Belengerme Tepesi’nden bakıldığında tabiat harikası Karagöl Yaylası’nın tamamı görülebilmektedir. İnönü Yaylası: Pamukova İlçesi sınırları içerisinde yer alan yayla, özellikle hafta sonları İzmit ve İstanbul’dan gelen ziyaretçilerin kamp yapmaları için gereken ortamı sağlamaktadır. İnönü Yaylası’ndan 20 dakikalık bir yürüyüşle, orman içindeki bir patika takip edilerek daha yukarıdaki Erikli Yaylası’na varılabilir. İnönü Yaylası’ndan doğrudan Hüseyinli Köyü üzerinden PamukovaÇilekli-Mekece yoluna da çıkılabilmektedir. 29 Güzlek Yaylası: Dokurcun yolu üzerinde ve Akyazı’ya 45 kilometre mesafededir. AkyazıDokurcun istikametinde Beldibi Köyü karşısından sağa dönerek Boztepe Köyü yoluna ulaşılır. Boztepe üzerinden Güzlek Yaylası, Sultanpınar Yaylası, Yörükyeri Yaylası, Çiçekli Yaylası ve Acelle Yaylası’na, Acelle üzerinden de Yanık Yaylasına gidilir. Şerefiye ve Beldibi köyleri arası 1 kilometre mesafededir. Beldibi-Güzlek Yaylası arası ise 12 kilometredir. 4. Kıyı Turizmi Karasu: 20 kilometre uzunluğunda geniş bir kumsala sahip olan Karasu sahili romatizmal rahatsızlıklara iyi gelen ince taneli kumu ve temiz suyu ile doğal bir plajdır. Özellikle yaz aylarında hafta sonları serinlemek maksadıyla sahil hattına akın eden ziyaretçileri sayesinde yoğunluk yaşanmaktadır. Bu ziyaretçiler günübirlik geldiği gibi ikinci konutlarda, ilçede bulunan pansiyon ve otellerde de konaklamaktadır. Sahil hattı boyunca yeme-içme tesisleri, müzikli eğlence yerleri ile yaz akşamları oldukça hareketli geçmektedir. İlçe’nin turizm potansiyeli olan bir bölgesi de “Botağzı” diye bilinen, merkeze yakın Yenimahalle Semti’nde yer alan, Sakarya Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü bölgedir. Özellikle hafta sonu yoğun ziyaretçi çeken bölgede yeme-içme tesisleri, çay bahçeleri mevcuttur. Burada her mevsim taze balık yemek mümkündür. Kocaali: Karasuya 16 kilometre uzaklıkta bulunan Kocaali İlçesi şifalı kumu, doğal plajı, kolay ulaşımı ile eşsiz bir sahile sahiptir. İlçe özellikle ikinci konutlarıyla il turizmine katkı sağlamaktadır. Kocaali İlçesi’nde bulunan ikinci konutlar Karasu İlçesi’nden farklılık göstermektedir. Karasu’da genellikle çok katlı ikinci konutlar yaygınken, Kocaali İlçesi’nde konutlar tek veya iki katlı ve genellikle siteler halindedir. Bu bölge Sakarya Nehri’nin Karadeniz’e taşıdığı kirlilikten de fazla etkilenmemektedir. Pansiyonculuğun da yaygın olduğu ilçede yeme-içme tesisleri, müzikli eğlence yerleri Karasu İlçesi’ndeki kadar olmasa da bulunmaktadır. Sapanca Gölü: Göl kıyısında turizm işletme belgeli Sapanca Richmond Oteli’nin plaj tesisleri İl Özel İdaresince Yaptırılan Öz Kum Dinlenme Tesisleri, Belediye Halk Plajı hizmet vermektedir. 5. Sağlık Turizmi İnsanlar ilk çağlardan beri şifalı su kaynaklarının bulunduğu yerlere sağlık amaçlı gitmektedirler. Sakarya ili termal kaynaklar bakımından jeotermal bir bölgede olması sebebi ile oldukça zengin bir potansiyele sahiptir. Acısu İçmesi (Geyve): Gölpazarı yolu üzerinde Geyve ilçesinin 5 kilometre güneydoğusunda, Ahibaba köyünde bulunan içme, tadı nedeniyle Acısu diye adlandırılır. Su sıcaklı 260C olup, mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelmektedir. Suyun çevresi, içinden akan dere ve doğal çevresi ile mesire ve dinlenme yeri olarak özelikle hafta sonları birçok ziyaretçi ağırlamaktadır. Kil Hamamı Kaplıcaları (Taraklı): Taraklı ilçesine bağlı Hacıyakuplar köyü sınırları içerisindeki kaplıca, Taraklı’ya 7 kilometre Adapazarı’na 55 kilometre, İstanbul’a ise 185 kilometre mesafededir. 30 Kaplıca bir dere içinde ve çam ormanları arasındadır. Tesislerin bahçesinde eski kaplıca binası da bulunmakta ancak kullanılmamaktadır. Tesis 70 yatak kapasitelidir. İçinde duşlu, balkonlu, teraslı ve baraka tipi odalar bulunmaktadır. Ayrıca kaplıcanın etrafı kamp yapmaya çok uygundur. Kuzuluk Kaplıcaları: Selçuklular döneminden bu yana bilinen bir termal merkezi olan Kuzuluk Kaplıcası ilin en önemli kaplıcasıdır. Kuzuluk kaplıcası; mide, karaciğer, safra kesesi, damar sertliği, şeker, böbrek hastalıkları, bel ağrısı, siyatik, romatizma, kadın hastalıkları, egzama, sedef gibi cilt hastalıkları üzerinde olumlu etkilere sahiptir. 1996 yılında inşası tamamlanarak faaliyete geçen Kuzuluk Evleri, Kuzuluk beldesinde bulunan tek kür merkezidir. Merkezde toplu kullanıma sunulan 250 kişilik lokanta, 250 kişilik eğlence merkezi, kafeterya, alış-veriş merkezleri, 20 araçlık go-cart araç pisti bulunmaktadır. Şifalı kaplıca sularından yararlanmak için kapalı havuz ve dairelerin içinde bulunan küvetler kullanılmaktadır. Bunun için tavsiye edilen su sıcaklığı 36–38 oC’dir. Kuzuluk Termal Otel (3 yıldızlı); 60 oda ve 5 Suit, 140 yataklı, 200 kişilik 2.sınıf lokantalı, 150 kişilik açık yemek terası, 90 ve 45 kişilik çok amaçlı salon, satış ünitesi, kuaför ve otoparklıdır. Bunun yanı sıra devre mülk sahipleri dışında, merkezden daire kiralanabilmektedir. Ayrıca içinde soyunma kabinleri, yeme içme tesisleri bulunan havuz günübirlik ziyaretçilerin kullanımına sunulmaktadır. Kuzuluk kaplıca evlerinin bakımı, temizliği, emniyeti yönetici firma tarafından sağlanmaktadır. Kaplıca evlerinin hemen önündeki caddede yol boyunca sağlı sollu hediyelik eşya ve tatil ihtiyaçlarının karşılanabileceği dükkânlar ile özellikle yörede yaygın olan kiremitte mantarlı ve özel soslu alabalık yemeyi sunan restaurantlar bulunmaktadır. Çökek Kaplıcası (Akyazı): Kuzuluk beldesi sınırları içinde bulunan kaplıcada toplam 9 kuyu bulunmaktadır. Bunlardan 4’ü su, 5’i ise çamur banyosu olarak kullanılmaktadır. Kaplıca suyu romatizma siyatik ve kaşıntılara iyi gelmektedir. Ilıca Köyü Gazlı Suyu: Kaplıca, Geyve’nin 15 kilometre güneydoğusunda Geyve-Taraklı yolunun 13. kilometresinden ayrılan bir yoldan gidilen Ilıcak Köyü içinde yer almaktadır. Mineral yönünden çok zengin ve şifalı olan kaplıca suyu bromür ve iyodür de içermektedir. Suyun ortalama sıcaklığı 26o C. 6. Doğa Turizmi Deniz, kum, güneş turizminin gelişimini tamamlamasının ardından tüm dünyada doğal kaynaklar üzerinde gerçekleşen turizm önemini arttırmıştır. Sakarya İli sahip olduğu doğal güzellikler ve İstanbul-Ankara’ya olan yakınlığı ile büyük avantaj sağlamaktadır. Sakarya ili iklimin toprak yapısının kendisine verdiği avantajlar sayesinde çok zengin florasını insanların rehabilitasyonuna sunmaktadır. İlin zengin florası içinde geniş yapraklı ağaçlardan; meşe, kayın, gürgen, kestane, kızılağaç, kavak, dişbudak, ıhlamur, huş, akça ağaç ve çınar, iğne yapraklı ağaçlardan; sarıçam, kızılçam, karaçam, fıstık çamı, göknar, ladin, sedir, ardıç, selvi türleri ile onlarca değişik bitki türleri bulunmaktadır. Flora Turizmi: Günümüzün stresli kent yaşamı, insanları doğaya çağırmakta, mutluluğun ilacı artık yeşil reçetelerde değil, yeşilin bizzat kendisinde aranmaktadır. Bu reçeteye ulaşabilmek için küçük kaçamaklar yapmak gereklidir. Bu küçük kaçamaklar beraberinde “flora turizmi”ni getirir. “Flora turizmi” olarak adlandırılan turizm çeşidi ise; günü birlik geziler, doğa yürüyüşleri ve piknikler ile başlayıp, doğayı tanımak, gördüğü bitkileri incelemek, yeşilin içerisine karışarak doğadan alacağı 31 bir numune bitkiyi kendi yaşam mekânlarına katmayı kapsar. Sakarya İli, iklimin, toprak yapısının kendisine verdiği avantajlar sayesinde çok zengin florasını insanların rehabilitasyonuna sunmaktadır. Sakarya İli’nin zengin florası içinde, geniş yapraklı ağaçlardan; meşe, kayın, gürgen, kestane, kızılağaç, kavak, dişbudak, ıhlamur, huş, akça ağaç ve çınar, iğne yapraklı ağaçlardan; sarıçam, kızılçam, karaçam, fıstık çamı, göknar, ladin, sedir, ardıç, selvi türleri ile onlarca değişik süs bitkisi bulunmaktadır. Flora turizmi konusunda Sapanca İlçesi, biraz daha ön plana çıkmaktadır. İlçede 150 kadar süs bitkisi üretimi yapan küçük ve orta ölçekli işletme mevcuttur. Dış ve iç mekân süslemesinde kullanılmak üzere üretilip satışa sunulan süs bitkileri genel olarak; kent peyzajları (kent meydanları, parklar v.b), konutların çevre düzenlemeleri (bahçe, villa, site bahçelerinin tasarımları), konaklama ve yeme-içme tesislerinin, spor komplekslerinin tasarımları, karayolları ve diğer yol kenarlarının düzenlenmesinde, diğer turistik mekânların dış ve iç düzenlemelerinde kullanılmaktadır. Sakarya İli’ne gelen ziyaretçiler gezip görmenin, yemenin içmenin yanında doğal ortamında görüp dokunduğu, kokladığı, ağaç ve süs bitkisini alıp yaşadığı mekânlara taşıyabilme fırsatını bulmaktadırlar. Orman İçi Dinlenme Tesisleri İl Ormanı Orman İçi Dinlenme Yeri: Adapazarı-Sapanca karayolu üzerinde Adapazarı’na 12 kilometre mesafede 154.5 hektar alana sahip günübirlik piknik sahasıdır. İlk olarak 1983 yılında tesis edilen sahada; idare binası, 5 adet tuvalet, elektrik, su (1 adet depo, 16 çeşme), 3 adet çocuk oyun alanı, sportif sahalar, 2 adet giriş kontrol kulübesi, kır gazinosu, büfe, manzara seyir terası, 4 adet yağmur barınağı, kamelya, 180 adet piknik masası gibi düzenleme çalışmaları mevcuttur. Meşe, karaçam, sarıçam, kızılçam ve sahil çamı ile kaplı bulunan bir orman örtüsüne sahip olan O.İ.D.Y., Sakarya ve çevre illerden gelen ziyaretçilerin dinlenme ve rekreasyon ihtiyaçlarını karşılamaktadır. 17 Ağustos 1999 depremiyle zarar gören bazı tesisler 2000–2002 yılları içerisinde yeniden yapılarak hizmete sunulmuştur. Poyrazlar Gölü Orman İçi Dinlenme Yeri: Adapazarı’nın kuzeyinde, Akarca Köyü yakınında Adapazarı’na 10 kilometre, Poyrazlar Gölü’nün girişinde bulunan kontrol kulübesine ise 200 metre mesafede bulunan saha, 38 hektar alana sahip günübirlik piknik sahasıdır. 1985 yılında tesis edilmiş, 1995 yılında ise resmi tescili yapılmıştır. Sahada; bekçi evi, 3 adet tuvalet, elektrik (çamlık alan hariç), su (1 adet depo, 12 adet çeşme), 3 adet çocuk oyun alanı, yürüyüş ve bisiklet parkuru, sportif sahalar, 2 adet giriş kontrol kulübesi, 3 adet kamelya, yağmur barınağı, 120 adet piknik masası gibi düzenlemeler mevcuttur. Özellikle hafta sonları yoğunluk kazanan piknik alanı; meşe, sarıçam ve sahil çamı ile kaplı orman örtüsüne sahiptir. 1’inci derece doğal sit alanı olan sahanın, 1995 yılında gelişim planı yapılmış ve halen O.İ.D.Y. olarak hizmet vermektedir. Kuzuluk Orman İçi Dinlenme Yeri: Adapazarı-Akyazı-Mudurnu yolu üzerinde, Akyazı’ya 8 kilometre, Adapazarı’na 34 kilometre uzaklıktadır. 73 hektar alana sahiptir. 1996 yılında tesis edilmiştir. Sahada; kır gazinosu, 2 adet tuvalet, 3 adet çeşme, 1 adet giriş kontrol kulübesi, 1 adet çocuk oyun alanı gibi düzenlemeler mevcut olup bunlar onarıma muhtaçtır. Kayın ve meşe ormanıyla kaplı O.İ.D.Y.’nin gelişim planı mevcuttur. Çadır Gölü Orman İçi Dinlenme Yeri: Adapazarı - Karasu yolunda, Ferizli istikametinden 500 metre mesafede olan O.İ.D.Y., 71 hektar alan üzerine kurulmuştur. Sahada; 1 adet giriş kontrol 32 kulübesi, 1 adet tuvalet, 3 adet çeşme, çocuk oyun alanı, yağmur barınağı mevcut olup hepsi kullanılamaz durumda, onarıma muhtaçtır. Dişbudak ve gürgen gibi orman örtüsü ile kaplı, bozulmamış doğasıyla eşsiz bir dinlenme yeridir. 7. Spor Turizmi Genel turizm tariflerinden hareketle, spor turizmi kavramı için, spora ilgi duyan kişilerle, aktif olarak spor yapan kişi, grup ya da takımlar ile bunların idarecileri ve seyircilerinin turizme katılmalarından doğan olaylar ve ilişkiler bütünü, şeklinde bir yaklaşımda bulunmak mümkündür. Spor turizmi için spor altyapısı yapılmış tesisler önem arz etmektedir. Bu altyapı sporun branşına göre değişiklikler gösterebilmektedir. Yağlı Güreş: Ata sporumuz olan yağlı güreş, Sakarya İli’nde büyük bir altyapıya sahiptir. Sakarya’nın yetiştirdiği birçok başarılar kazanmış yağlı güreşçiler mevcuttur. Ülkemizde yurt içi olduğu kadar, son zamanlarda yurtdışı tanıtımlarına da konu olan yağlı güreşler, Sakarya İli’nin de tanıtımında ve turizminin gelişiminde etkili olabilecek bir potansiyele sahiptir. Yağlı güreş dalında Sakarya İli’nde özellikle Akyazı ve Sapanca İlçeleri ön plana çıkmaktadır. Bu kapsamda Akyazı-Akbalık Yağlı Güreşleri, Sapanca-Karakucak Yağlı Güreşleri spor literatüründeki yerini almış, ülkemizce takip edilen, katılımında yoğun olduğu organizasyonlar olarak kabul edilmektedir. Sapanca Kürek Yarışları: Kürek sporu belli bir altyapı, tesis, malzeme gerektiren ve bu yönden ele alındığında yatırımını özellikle İstanbul İli’nde yapmış bulunan bir spor dalıdır. Bu bakış açısından hareketle, sahip olduğu doğal parkur, aynı zamanda bu sporun altyapısı konumundaki Sapanca Gölü, İstanbul İli’ne olan yakınlığı ile avantajını kullanmaktadır. Bu avantaj Sapanca Gölü’nü, Sapanca İlçesi’ni ve doğal olarak da Sakarya İli’ni olumlu yönde etkilemekte, tanıtım ve il turizmine katkı sağlamaktadır. Türkiye’deki mevcut kürek takımlarının ve Türkiye Kürek Milli Takımı’nın kamp yeri ve antrenman sahası konumundaki Sapanca Gölü, aynı zamanda her yıl düzenlenen Türkiye Şampiyonası’na da ev sahipliği yapmaktadır. Sapanca Gölü’nde Balkan Kürek Şampiyonaları da düzenlenmiştir. Salon Sporları: Sakarya İli’nin, salon sporları yönünden potansiyeli olan tesisi, Adapazarı şehir merkezinde bulunan Atatürk Kapalı Spor Salonu’dur. Salon; basketbol, voleybol, hentbol, karate, judo, tekvando, güreş, masa tenisi, halter, boks müsabakalarına müsaittir ve bu branşlarda aktif olarak hizmet vermektedir. Beş bin seyirci kapasiteli Atatürk Kapalı Spor Salonu aynı zamanda konser organizasyonları için de kullanılmaktadır. Triatlon: 2003 yılında Sapanca Gölü ve çevresinde yapılan triatlon yarışları, Türkiye’de bir gölde yapılan ilk triatlon yarışı olması bakımından önem arz etmektedir. Şirketlere Özel Outdoor Etkinlikleri: 1929 Dünya Ekonomik Krizi sonrası ortaya çıkan Neoklasik yönetim teorilerinin ilk adımı olan Hawthorne araştırmalarıyla ortaya çıkan sonuçlar, o tarihten beri ciddi kurumsal şirketlerin yönetim anlayışını kökten değiştirmiştir. Yeni yönetim anlayışında verimlilik, sadece fiziksel faktörlerle ilgili olmayıp; motivasyon, liderlik, iş tatmini, iletişim gibi sosyal davranışlardan büyük ölçüde etkilenmektedir. Günümüz stresli kent ve iş yaşamı, insanın etrafını adeta bir sur gibi çevrelemekte ve bu çerçeve içerisinde oluşan psikolojik problemler, insanın iş verimini de düşürmektedir. Outdoor spor anlayışı da bu çerçeveden kaçışın ve dolayısıyla verimi arttırmanın, doğayla bütünleşmenin, ekip ruhunu geliştirmenin bir ifadesi olarak modern yaşantıda da yerini almıştır. 33 Özellikle çağdaş yönetim anlayışını benimsemiş işletmeler, bu tür organizasyonlarla iş stresine bağlı durağanlığı ve çalışanlarının monoton yaşantılarını dinamikleştirmektedir. Metropolleşmiş İstanbul’daki orta ve büyük ölçekli firmaların, kurum içi takım ruhunu arttırmak üzere bu tür organizasyonlar gerçekleştirdiği bilinmektedir. Bu tarz kurum içi sosyal etkinliklerin Turizm Sektörü açısından bir kaynak haline dönüştürülmesi güney bölgelerimizde sıklıkla rastlanan bir durumdur. Bu ekonomik kaynağın Sakarya ili bölgesindeki yatırımcıların faydalanabileceği hale getirilmesi, bölge turizm ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Bu anlamda Sakarya ili bozulmamış doğasıyla ve metropol İstanbul’a olan yakınlığı ile birçok olanağa sahiptir. Özellikle Sapanca bölgesi, Akyazı, Geyve, Taraklı bölgeleri yayla, akarsu çevreleri, orienteering, trekking, paint-ball, quad –safari turları, vb. turistik ve sportif organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek kabiliyette yörelerdir. Takım oyunları konusunda, piyasada ticari faaliyet gösteren kuruluşlar, Köprü Yapımı, Sal yapımı, Kurtarma Timi, Define Avı, Örümcek Ağı, Tangram, Nehir, Düztaban, Kör Nişancı, Kutu Oyunu, Pranga Yarışı, Yapışık Gövdeler, Mayın Tarlası, Bomba İmha, Boru Hattı gibi aktiviteleri de gerçekleştirilmektedir. Orienteering: “Koşarken satranç oynamak” gibi bir anlatımla da tanımlanabilen orienteering, üzerinde kontrol noktaları işaretlenmiş büyük ölçekli (detaylı) bir harita ve pusula yardımıyla yönünü bularak belirli bir parkuru en kısa sürede tamamlama yarışmasına denir. Basit bir anlatımla, doğa içerisinde belirlenen kontrol noktalarında her biri farklı şifreler ya da zımbalar bulunmakta, yarışmacılar bu şifreleri toplamak ya da ellerindeki kartı her kontrol noktasında zımbalatmak suretiyle kendilerine verilen hedef veya görevi yerine getirmektedirler. Bazı uygulamalarında, hazine avı adı altında daha çok problem çözmeye yönelik şekillerde de oynanmaktadır. Ekiplerin daha fazla beceri ve hayal gücü kullanmalarını gerektiren orienteering, sporcunun genel bedensel yön bulma yeteneklerini artırmakla kalmayıp aynı zamanda takımın ve bireyin kişisel özelliklerini geliştirdiği bilinmektedir. Orienteering ile sporcuların doğa bilinci uyandırılmakta ve geliştirilmektedir. Hayal güçlerinin gelişmesinde de büyük yardımları olan bu spor artık günümüzde eğlence, takım çalışması denilince ilk akla gelen aktiviteler arasında yer almaktadır. Sakarya İli çevresinde, doğal ve coğrafik yapısı itibarı ile bu spor için son derece uygun olabilecek birçok nokta bulunmaktadır. Bunlar, başta orman içi dinlenme bölgeleri olmak üzere, gerekli izinlerin alınmasına müteakiben bölgedeki birçok yayla, orman arazisi ve akarsu boyları olabilmektedir. Paint-Ball: Son 20 yıldır dünyada yaygın bir şekilde oynanan, ülkemize sadece 4 yıl önce girmiş olan "Paintball"; bir "takım ve strateji" oyunudur. Paintball'da her oyuncunun yüzünde, kırılmaz camlı özel bir maskesi ve elinde ise özel, gazlı silahları olup, bu silahlar görünümleriyle gerçek silahları andırmaktadırlar. Ancak farklı olarak bunlar öldüren mermiler değil; boyayan kapsüller atmaktadırlar. Kapsülün içindeki boya ise gıda boyası olup, doğaya ve insanlara zararlı değildir. Oyunun amacı ise verilen görevi, bir strateji uygulayarak gerçekleştirmektir. Buna "senaryoyu uygulamak" denir. Amacınız; belli bir süre içinde karşı takımın kalesindeki bayrağı ele geçirmek, bir rehineyi kurtarmak, başkanınızı güvenli bir şekilde hedefe ulaştırmak, karşı takımın tamamını elemek, tek başına vurulmadan kalan son kişi olmaya çalışmak, bir kaçağı yakalamak, bir tepeyi savunmak, bir köprüyü uçurmak veya ikili timlere ayrılıp diğer timleri elemek, gibi birçok seçenekten oluşmaktadır. "Paintball; oyun-spor olma özelliklerinin yanı sıra, takım çalışması, dayanışma, kısa sürede karar verme, güç durumlarda insiyatifi doğru kullanma açılarından iş dünyası ile birebir benzer özellikler gösterir. İş dünyasından üstün tarafı ise; stres yüklemez, stres alır." 34 Offroad Yarışları: Sakarya yaylaları coğrafi yapıları itibariyle “Offroad” yarışları için uygun alanlardır. Ankara Offroad Kulübü ve Türkiye Otomobilciler Federasyonu’nun katkılarıyla 2004 Türkiye Offroad yarışmasının dördüncü ayağı 23–24–25 Nisan 2004 tarihlerinde Sakarya’da yapılmıştır. 8. İlimizde Turizme Yönelik Spor Merkezleri Melen Çayı: Düzce sınırımızı oluşturan Melen Çayı, Rafting ve Akarsu kanosu sporlarının yapılabildiği 3. sınıf parkura sahiptir. Bu parkur Düzce İli Cumayeri İlçesi Dokuzdeğirmen Köyü’nden başlayarak İlimiz, Kocaali İlçesi Beyler Köyü arasında 12 km. uzunluğundadır. Parkurun başlangıç ve bitiş noktalarındaki tesisler kısmen tamamlanmıştır. Traking, görüntü avcılığı, olta balıkçılığı, piknik ve mesire etkinlikleri, arazi oryantriği, kampçılık vb. doğa sporlarının yapılabileceği merkez İstanbul’a 200 km. mesafededir. Melen çayı Kano ve Rafting parkuruna spor ve turizm amaçlı gelen turistlerimiz yaz aylarında sahil ilçemiz olan ve kumuyla ünlü Kocaali plajlarından yararlanabileceği gibi, yine aynı eşsiz güzelliklere sahip bir dizi kaya mağara içerisinden geçilerek ulaşılan şelalesiyle anılan Maden deresi de alternatif gezi fırsatları sunmaktadır. Maden Deresi Şelalesi: İlimiz Kocaali İlçesinde eşsiz güzelliklere sahip bir dizi kaya mağara içerisinden geçilerek ulaşılan şelalesiyle anılan Maden deresi çevresindeki piknik alanları ve traking yapılabilecek parkurlar bulunmaktadır. Yine Kocaali İlçemizin kumuyla ünlü plajlarından yararlanmak mümkündür. Serdivan Pist ve Parkurları: Adapazarı Merkezde bulunan bu alanda; a) Otomobil ve Motor Sporları ile b) Yelkenkanat ve Yamaç Paraşütü yapılabilmektedir. Serdivan tepeleri topoğrafik yapı olarak Off-Road, Rally, Trophy, Dağ Bisikleti, Çim Kayağı gibi sporlar için oldukça elverişlidir. Sapanca Gölü: Sapanca İlçemizde bulunan ve Adapazarı’nın içme suyu ihtiyacının karşılandığı gölde kürek, yelken, su kayağı, dalış, durgun su kanosu, yüzme, triatlon gibi su sporları yapılabilmektedir. Bu gölümüzdeki mahalli, ulusal ve uluslararası kürek ve durgun su kanosu müsabakaları, kampları ve eğitim organizasyonları yapılmaktadır. Göl çevresinde değişik spor tesis ve parkurları bulunmaktadır. Mudurnu Çayı: İlimiz, Akyazı İlçesindeki bu çayda akarsu kanosuna imkân veren biri DokurcunBeldibi arasında 20 kilometrelik, diğeri Beldibi-Kuzuluk arasında 12 kilometrelik iki parkur bulunmaktadır. Çay çevresinde traking, bisiklet, olta balıkçılığı, kampçılık vb. etkinlikler düzenlenebilir. Merkez, İstanbul İline 160 kilometre mesafededir. Yağlı Güreş Organizasyonları: İlimizi tanıtmaya yönelik olarak Karapürçek İlçesi “Akbalık Yağlı Pehlivan Güreşleri”, Söğütlü İlçesi “Tarım Hayvancılık ve Yağlı Pehlivan Güreşleri”, Hendek İlçesi “Selman Dede Yağlı Pehlivan Güreşleri” ve “Kaynarca Yağlı Pehlivan Güreşleri” yapılmaktadır. Binicilik: Ata sporumuz olan bu branşta henüz kurumsallaşılamamıştır. İlimiz atlı safarilerin düzenlenebileceği eşsiz doğal güzelliklere sahiptir. Karagöl Yaylası: Taraklı İlçesinde bulunan yayla, Yamaç paraşütü sporunda eğitim merkezi olabilecek niteliktedir. Ekolojik denge bozulmadan yapılacak tesislerde konaklama imkânı sağlandığında dünya çapında eğitim merkezi hüviyetine dönüşebilecektir. 35 Trekkıng Parkur Alanları: 1 Nolu Nokta: Doğançay-Maksudiye-Kamışlı-Kulfallar (23 kilometre) 2 Nolu Nokta: Karasu Köyü-Kuyumculu-Maden Deresi-Şerbet Pınarı-Çıralıdüzü-Maden Deresini takiben Gölkent Su Alma Tesisleri. (19 kilometre) (Bu vadi Çamdağı olarak geçer.) 3 Nolu Nokta: Doğantepe-Bağcağız-Koru-Belpınarı-Hamzapınarı (22 kilometre) 4 Nolu Nokta: Geyve Devlet Yolu-Akçay-Fevziye-İlimbey-Balkaya-Güldibi-Sapanca (15 kilometre) 5 Nolu Nokta: Aksu (köprü)-Güney-Yeniyayla-Orta Mahalle-Ufuk Mahalle-Göksu-Aksu (14 kilometre) 6 Nolu Nokta: Mekece-Kemaliye-Çilekli-İnönü Yaylası (Konaklama) (19 kilometre), İnönü Yaylası- Çilekli-Bakacak-Eski Yayla (Patika Yol)-Kırca Yaylası (22 kilometre) Motokros Parkur Alanları: 1 Nolu Nokta: Taraklı-Mahdumlar-Karagöl Yaylası-Hanyatak Yaylası-Çatalkaya-Boztepe-BeldibiKuzuluk. 2 Nolu Nokta: Geyve-Burhaniye-Saraçlı-Setçe-Karagöl Yaylası. 3 Nolu Nokta: Caferiye-Melen-Bezirgân-Aydoğan-Ortaköy-Yalpankaya-YanıksayvanKızılüzüm (Hendek-Kocaali Devlet Yolu)-Hendek. 4 Nolu Nokta: Geyve Devlet Yolu-Kayıkbaşı-Akıncı-Menekşeoruç-Kırca Yaylası-Eski YaylaÇilekli-Kemaliye-Mekece. 5 Nolu Nokta: Dokurcun-Dikmen Yaylası-Dikmen yamaç-Eski yatak-Güneyköy-Kadıfekale-Dere Mahalle-Karadere. Su Sporları: Kano-Su Bisikleti-Sürat Motoru: Sapanca Gölü Kano :Sakarya Nehri (Ferizli-Yenimahalle noktaları) Kürek-Yelken-Sörf: Sapanca Gölü Diğer Su Sporları: 1 Nolu Nokta: Sapanca Gölü (Yıkılan Sapanca Oteli-Metin Restaurant Arası) 2 Nolu Nokta: Poyrazlar Gölü 3 Nolu Nokta: Gölkent 9. Av Turizmi Yaban Hayvanı Koruma Sahaları Sakarya-Kaynarca-Acarlar Gölü Yaban Hayatı Koruma Sahası: Doğusu: Acarlar Gölü serisinin doğu sınırı; Batısı: Birlik köyü ziraat arazileri; Güneyi: Araba yolu, Birlik ve Turnalı köyleri ziraat arazileri; Kuzeyi: Turnalı tesisi ve Körük iskelesi mevkii. 36 Yaban Hayvanı Yerleştirme Sahaları Adapazarı ili, Kazımpaşa ilçesi Dereköy mevkii: Kuzeyi: Dağyoncalı yolu, Kazımpaşa yolu; Doğusu: Kazımpaşa-Çubuklu köy yolunun devamından Aşağı Dereköy; Güneyi: E–5 karayolu; Batısı: Kazımpaşa-İzmit karayolu. Adapazarı ili, Merkez ilçesi, Aşıklar Çeşmesi Mevkii: Kuzeyi: İkizceosmaniye ve Takısı köy yolu; Doğusu: Çamyolu Göktepe köyü ve Taşkısığı köy yolu; Güneyi: Adapazarı-Kaynarca karayolu; Batısı: Adapazarı-Kaynarca, Adapazarı-Söğütlü karayolu. Adapazarı ili, Kaynarca ilçesi-Sarıbeyli Mevkii: Kuzeyi: Ziahmetler ve Uzunalan köy yollarının devamından Kırktepe köyü; Doğusu: Ziahmetler ve Küçükkışla köy yolu; Güneyi: Sarıbeyli ve Küçükkışla köy yolu; Batısı: Kırktepe-Sarıbeyli köy yolu. Sakarya-Sapanca-Ambar Köprü Mevkii: Kuzeyi: Uzunkum gölü, Sapanca gölü, Otoban; Doğusu: Eski Dörtyol, Soğuk Hava deposu; Güneyi: Hacı Merhan köyü Ünlüce köyüne bağlanan yol; Batısı: Göl Mahallesi, Tepe tarla. Sakarya-Kazımpaşa-Alçakaçma Mevkii: Kuzeyi: Kazımpaşa-İzmit karayolu; Doğusu: Meşeliköy yolu, Çubuklu, Taştepe; Güneyi: Dağyoncalı köyü, mirli yolu; Batısı: Çubuklu köy yolu. Yaban Hayvanı Avlanması Yasak Sahalar Geyve: Doğusu: Günhoşlar-Göynüksuyu köy yolu; Kuzeyi: Sakiharmandan Halidiyeyi takiben Günhoşlar yolu; Batısı: Sakiharmandan Sakarya il sınırına kadar giden yol; Güneyi: Sakarya il sınırı. Karasu: Doğusu: Gölkent gölü; Kuzeyi: Gölkent gölü; Batısı: Gölkent gölü; Güneyi: Gölkent gölü. Kaynarca: Doğusu: Habibler-Küçükkışla yolu; Kuzeyi: Sarıbeyli-Küçükkışla yolu; Batısı: Sarıbeyliden Okçulara giden yol; Güneyi: Sarıbeyli-Habibler yolu. Pamukova: Doğusu: Pamukova-Geyve ilçe sınırı; Kuzeyi: Bakacak'tan Eskiyaylayı takiben Kazimiye-Meleksarac köyü; Batısı: Bakacak-Pınarlı yolu; Güneyi: Teşvikiye-PamukovaBacıköy karayolu. Sapanca: Doğusu: Kırkpınar-Mahmudiye yolu; Kuzeyi: Kırkpınar-Kurtköy yolu; Batısı: Kurtköy-Dibektaşı yolu; Güneyi: Dibektaşını Mahmudiyeye bağlayan orman yolu. Söğütlü: Doğusu: Aslanlar-Kantar köy yolu; Kuzeyi: Kantar-Elmalı köy yolu; Batısı: ElmalıKaradere köy yolu; Güneyi: Karadere-Aslanlar köy yolu. 37 TABLO 29 A- ARKEOLOJİK SİT ALANLARI Tescil Kararı Tarih ve Sayısı A-1 Merkez-Beşköprü-Jüstinyanus Köprüsü 14.02.1986/1900 A-2 Söğütlü-Akarca Köyü (Roma Nekropolu) 01.09.1989/668 A-3 Hendek Yağbasan Tümülüsü Üçtepeler Mevki 20.01.2006/1237 A-4 Merkez-İkizce Köyü (Roma Nekropolu) 17.07.1990/1183 A-5 Geyve-Kulfalar Köyü (Ortaköy Mevkii) 24.02.1991/1611 A-6 Pamukova-Akçakaya Köyü 24.02.1991/1612 A-7 Taraklı-Merkez 25.09.1992/2675 A-8 Pamukova-Hayrettin Köyü (Menete Mevkii) 18.04.1992/2402 A-9 Adapazarı-Merkez Beşköprü Hakikat Vakfı Kooperatifi 17.09.1998/6666 Sit Alanının Yeri Derecesi 1 1 1 2 2 2 3 3 2 B- DOĞAL SİT ALANLARI D-1 Taraklı-Merkez D-2 Sapanca-Vakıf Otel Yolu D-3 Sapanca-Kırkpınar Civarı D-4 Arifiye-Sapanca Arası D-5 Sapanca-Akçay-Fevziye Köyü Arası D-6 Merkez-Poyrazlar Gölü ve Çevresi D-7 Merkez-Hanlı Beldesi D-8 Sapanca-Kurtköy Belediyesi Mesire Alanı D-9 Karasu-Acarlar Gölü ve Longos Ormanı D-10 Sögütlü-Akgöl Köyü-Akgöl Mevkii 01.09.1989/675 01.09.1989/680 07.12.1991/2163 07.12.1991/2163 07.12.1991/2163 16.01.1993/2916 23.03.1997/5766 25.06.1998/6524 25.06.1998/6526 06.12.2001/8821 1 1 1 1 1 1 3 1 2 C- KENTSEL SİT ALANLARI K-1 Taraklı-Merkez K-2 Merkez Uzun Çarşı 01.09.1989/675 3.12.1991/3855 38 ENERJİ SEKTÖRÜ 1 ENERJİ SEKTÖRÜ TÜRKİYE ENERJİ TABLO 1 ENERJİ ÜRETİM ENDEKSİ VE DEĞİŞİM ORANLARI Yıllar 2007 2008 2009 Üretim Endeksi 118,1 122,6 119,8 Değişim Oranları (%) 8,7 3,8 -2,3 Kaynak: TÜİK 2009 yılında elektrik üretiminin % 48’i doğal gaz yakıtlı santrallerden, % 21,4’ü linyit yakıtlı santrallerden, % 18,6’sı hidrolik santrallerden, % 7,7’si taş kömürü yakıtlı santrallerden, % 3,2’si akaryakıt yakıtlı santrallerden, % 0,9’u jeotermal-rüzgar enerji santrallerinden ve % 0,2’si biyogaz-atık yakıtlı santrallerden sağlanmıştır. Toplam enerji üretimi % 1,8 azalarak 198.418 GWh’den 194.800 GWh’ye gerilemiştir. Elektrik enerjisi tüketimi (brüt), 2009 yılında bir önceki yıla göre % 1,9 azalarak 198.085 GWh’den, 194.300 GWh’ye gerilemiştir. Bunun % 35,6’sı sanayide, % 21,4’ü konutlarda, %12,6’sı ticarethanelerde, % 3,8’i resmi dairelerde, % 2,1’i genel aydınlatmada ve % 6,4’ü diğer kesimlerde tüketilmiştir. Toplam tüketimin % 18,2’sini kayıplar oluşturmuştur. Toplam elektrik enerjisi tüketimi içinde kayıpların payı değişmezken, konutlar, ticarethaneler, resmi daireler ve genel aydınlatmada kullanılan elektrik enerjisi tüketiminin payı artmış, sanayide kullanılan elektrik enerjisi tüketiminin payı azalmıştır. TABLO 2 ELEKTRİK ENERJİSİ TÜKETİMİNİN KULLANICI GRUPLARINA GÖRE DAĞILIMI Konutlar Ticarethaneler Resmi Daire Genel Aydınlatma Sanayi Diğer NET TOPLAM İç Tüketim ve Kayıp BRÜT TOPLAM Kişi Başına Net Tüketim (kWh) Kişi Başına Brüt Tüketim (kWh) 2008 GWh 39.584 23.903 7.344 3.970 74.850 12.296 161.947 36.138 198.085 2.164 2.647 Pay (%) 20,0 12,1 3,7 2,0 37,8 6,2 81,8 18,2 100,0 2009 (1) GWh Pay (%) 41.500 21,4 24.400 12,6 7.450 3,8 4.050 2,1 69.200 35,6 12.400 6,4 159.000 81,8 35.300 18,2 194.300 100,0 2.100 2.565 Kaynak: DPT (1): Gerçekleşme tahmini 2 Enerji ve İklim Değişiklikleri 1980’li yıllardan sonra sanayileşmenin iklim sistemleri üzerindeki olumsuz etkilerini azaltabilmek amacıyla BM nezdinde hazırlanan İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, 1992 yılında imzaya açılmış ve bu kapsamda, gelişmiş ülkelere 2000 yılında sera gazı emisyonlarının 1990 yılı düzeylerine indirme yükümlülüğü getirilmiştir. 1997 yılında Kyoto’da yapılan konferans ve protokol neticesinde imza sahibi ülkelerin 2009–2012 yılları arasındaki dönemde sera gazı salımlarını 1990 yılı seviyelerine göre en az yüzde 5 azaltma yükümlülüğü getirmektedir. Yapılan araştırmalar 2020 yılı toplam sera gazı emisyon artış oranından yüzde 11 azaltım yapılmasına yönelik bir yaklaşım benimsenmiş ve bunun da sanayicinin uygulayabileceği maksimum değer olduğu anlaşılmıştır. Hem bu protokoller kapsamında hem de temiz bir çevre için gereklilik olarak yenilenebilir enerjinin önemi giderek artmaktadır. Avrupa Birliği Komisyonu, Enerji-İklim Değişikliği Paketi gereği 2020 itibariyle toplam enerji tüketiminin yüzde 20’sinin yenilenebilir enerjiden oluşturmayı kabul etmiştir. Küresel düzeyde bakıldığında yenilenebilir enerji, küresel enerji rezervinin yüzde 13,1’ini ve küresel elektrik üretiminin de yüzde 17,9’unu oluşturmaktadır. Birçok anlamda dünyadaki gelişmeleri geriden takip etmemize rağmen, bundan sonraki trendleri yakalayabilmemiz durumunda belirli alanlarda mukayeseli üstünlüğe geçebilmek mümkün olacaktır. Bu ise emek yoğun ürünlerden teknoloji yoğun üretime geçilmesi ile mümkün olacaktır. Örneğin ülkelerin temel motor endüstrilerinden olan araç sanayindeki son gelişmeler, elektrikli araçlar çağının başladığını göstermektedir. Bu araçlar sadece fosil yakıt tüketimini azaltarak değil, hava kirliliğini de azaltarak katma değer yaratacaklardır. 3 TABLO 3 ENERJİ ÜRETİM VE TÜKETİMİNDE GELİŞMELER BİRİNCİL ENERJİ ÜRETİM TÜKETİM Kişi Başına Tüketim ELEKTRİK ENERJİSİ KURULU GÜÇ Termik (*) Hidrolik (**) ÜRETİM Termik (*) Hidrolik (**) İTHALAT İHRACAÇ TÜKETİM Kişi Başına Tüketim Birim 2005 2006 2007 2008 2009 (1) BTEP BTEP KEP 26.472 90.077 1.249 28.045 99.313 1.377 27.455 107.257 1.468 29.192 106.525 1.423 28.380 99.360 1.312 MW MW MW GWh GWh GWh GWh GWh GWh kWh 38.843 25.917 12.926 161.956 122.336 39.620 636 1.798 160.794 2.230 40.565 27.443 13.122 176.300 131.929 44.371 573 2.236 174.637 2.391 40.836 27.296 13.540 191.568 155.362 36.206 864 2.422 190.010 2.602 41.818 27.625 14.193 198.418 164.301 34.117 789 1.122 198.085 2.647 44.300 29.340 14.960 194.800 157.200 37.600 700 1.200 194.300 2.565 Kaynak: DPT (1): Gerçekleşme tahmini (*): Jeotermal dahil (**): Rüzgar dahil BTEP: Bin ton petrol eşdeğeri KEP: Kilogram petrol eşdeğeri TABLO 4 BİRİNCİL ENERJİ TÜKETİMİ VE KAYNAKLARIN ORANLARI TİCARİ ENERJİ Taşkömürü Linyit Petrol Ürünleri Doğal Gaz Hidrolik Enerji Yenilenebilir Enerji Elektrik İthalatı (İhracatı) GAYRİ-TİCARİ ENERJİ Odun (T) Hayvan ve Bitki Atıkları (T) TOPLAM Kişi Başına Tüketim (KEP) 2008 Miktar 101.712 16.427 15.217 31.784 33.807 2.861 1.645 -29 4.813 3.679 1.134 106.525 1.423 Pay (%) 95,5 15,4 14,3 29,8 31,7 2,7 1,5 0,0 4,5 3,4 1,1 100,0 2009 (1) Miktar Pay (%) 94.600 95,2 16.165 16,3 15.031 15,1 27.652 27,8 30.764 31,0 3.121 3,1 1.910 1,9 -43 0,0 4.760 4,8 3.610 3,6 1.150 1,2 99.360 100,0 1.312 Kaynak: DPT (1): Gerçekleşme Tahmini 4 TABLO 5 ELEKTRİK ENERJİSİNDE YAKIT CİNSLERİNE GÖRE ÜRETİM DEĞERLERİ (Üretim: GWh) 2008 15.858 41.858 7.209 310 98.685 220 164.139 33.270 162 847 198.418 Taş Kömürü Linyit Fuel-Oil Motorin, LPG, Nafta Doğal Gaz Biyogaz-atık TERMİK HİDROLİK Jeotermal Rüzgar TOPLAM 2009 (1) 15.000 41.600 6.00 320 93.600 300 156.820 36.300 380 1.300 194.800 Kaynak: DPT (1): Gerçekleşme tahmini TABLO 6 DÜNYA BOR REZERVİ ÜLKE TÜRKİYE ABD RUSYA ÇİN ŞİLİ BOLİVYA PERU ARJANTİN SIRBİSTAN TOPLAM GÖRÜNÜR EKONOMİK REZERV 375.000 45.000 28.000 27.000 8.000 4.000 4.000 2.000 3.000 496.000 TOPLAM REZERV(GÖR.+MUH.+MÜM.) 644.000 105.000 140.000 36.000 41.000 19.000 22.000 9.000 3.000 1.019.000 GÖRÜNÜR EKONOMİK REZERV ÖMRÜ 240 33 16 17 5 3 3 1 2 320 TOPLAM REZERV ÖMRÜ(YIL) 412 76 78 23 26 12 14 6 2 649 Kaynak: http://www.maden.org.tr/yeni3/yayınlar/raporlar/borraporu.htm 5 SAKARYA ENERJİ SEKTÖRÜ TABLO 7 SAKARYA İLİ ELEKTRİK ENERJİSİ TÜKETİMİNİN KULLANICI GRUPLARINA GÖRE DAĞILIMI Miktar: Bin Kwh 2007 Miktar Toplam Tüketim 2008 % Fark 2008/2009 2009 Miktar % Miktar % 1.573.065 100 1.746.252 100 1.662.302 100 83.950 Konutlar 427.811 27,2 461.099 26,4 472.222 28,4 11.123 Ticarethaneler Resmi Daireler (Resmi Daire+KİT+Belediye) Genel Aydınlatma 209.890 13,3 214.244 12,3 322.326 19,3 108.082 57.736 3,7 54.869 3,1 127.457 7,66 72.588 41.621 2,6 56.022 3,2 53.072 3,19 2.950 Sanayi Tesisleri 670.868 42,6 765.483 43,8 678.277 40,80 87.206 3.229 0,2 3.542 0,2 3.347 0,2 195 161.910 10,3 190.993 10,9 5.601 0,33 185.392 Kayıp Diğer Tüketim Kaynak: SEDAŞ 6 TABLO 8 SAKARYA İLİNDEKİ ELEKTRİK ABONE SAYILARININ SEKTÖREL DAĞILIM Sektör Abone Sayısı 2007 2008 2009 577 587 465 51.542 54.154 55.236 290.358 302.996 314.413 1.470 1.470 1.495 Belediye 441 446 276 KİT 243 243 123 Arıtma Tesisi 7 8 6 İçme K.Suları 308 334 442 Tarım Sulama 1.306 1.391 1.871 Hayır Kurumları 1.771 1.771 1.734 Diğer 7.310 7.443 7.112 355,333 370.843 383.173 Sanayi Ticarethane Mesken Resmi Daireler TOPLAM TABLO 9 SAKARYA İLİNDEKİ KAYIP VE KAÇAK ORANLARI ( MWh) 2009 Satın Alınan Enerji 1.825.990.221 Satılan Enerji 1.662.302.573 Kayıp Kaçak Oranı % 8.96 Kaynak: SEDAŞ 7 TARIM ve HAYVANCILIK 1 TARIM SEKTÖRÜ 1. TÜRKİYE’DE TARIM SEKTÖRÜ a. Tarım Uygun iklim koşullarına bağlı olarak üretimde yaşanan artışlardan dolayı tarım sektörü katma değeri, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 1,4, ikinci üç aylık döneminde % 6,5, üçüncü üç aylık döneminde % 3,6 ve dördüncü üç aylık döneminde % 2,2 artış göstermiştir. Böylece 2009 yılında tarım sektörü katma değerinde % 3,6’lık büyüme meydana gelmiştir. TABLO 1 TAHILLAR VE DİĞER BİTKİSEL ÜRÜNLERİN ÜRETİM MİKTARLARI (Ton) Üretim Tahıllar ve Diğer Bitkisel Ürünler Tahıllar Buğday Arpa Mısır (Dane) Çeltik Diğer Patates, Kuru Baklagiller, Yenilebilir Kök ve Yumrular Patates Nohut Mercimek (Kırmızı) Fasulye (Kuru) Tatlı Patates Mercimek (Yeşil) Diğer Yağlı Tohumlar Ayçiçeği Kolza (Kanola) Yerfıstığı Soya Haşhaş (Tohum) Diğer Tütün Şeker Pancarı Diğer Yem Bitkileri (Tahıl Samanı ve Kabuklar Hariç) Hayvan Pancarı Tekstilde Kullanılan Ham Bitkiler Pamuk (Kütlü) Diğer Parfümeri, Eczacılık ve Benzeri Alanlarda Kullanılan Bitkiler, Hayvan Yemi Bitkilerin Tohumları Fiğ Haşhaş (Kapsül) Diğer Toplam Değişim (%) 2007 2008 2009 -15,5 0,1 14,6 -13,9 3,2 15,8 -23,5 -18,9 23,2 -7,2 20,9 -0,6 -6,9 16,3 -0,4 -7,3 4,1 22,0 2006 34.642.986 20.010.000 9.551.000 3.811.000 696.000 574.986 2007 29.256.990 17.234.000 7.306.800 3.535.000 648.000 533.190 2008 29.287.281 17.782.000 5.923.000 4.274.000 753.325 554.956 2009 33.577.151 20.600.000 7.300.000 4.250.000 750.000 677.151 5.828.124 5.511.082 5.080.662 5.527.685 -5,4 -7,8 8,8 4.366.180 551.746 580.298 195.970 31.125 42.326 60.479 1.312.593 1.118.000 12.615 77.454 47.300 30.187 27.037 98.137 14.452.162 4.227.726 505.366 508.378 154.243 18.481 26.803 70.085 1.031.552 854.407 28.727 86.409 30.666 8.981 22.362 74.584 12.414.715 4.196.522 518.026 106.361 154.630 28.646 24.827 51.650 1.233.992 992.000 83.965 85.274 34.461 10.834 27.458 93.403 15.488.332 4.397.711 562.564 275.050 181.205 27.728 27.131 56.296 1.374.844 1.057.125 113.886 90.081 38.442 34.194 41.116 85.000 17.274.674 -3,2 -8,4 -12,4 -21,3 -40,6 -36,7 15,9 -21,4 -23,6 127,7 11,6 -35,2 -70,2 -17,3 -24,0 -14,1 -0,7 2,5 -79,1 0,3 55,0 -7,4 -26,3 19,6 16,1 192,3 -1,3 12,4 20,6 22,8 25,2 24,8 4,8 8,6 158,6 17,2 -3,2 9,3 9,0 11,4 6,6 35,6 5,6 11,6 215,6 49,7 -9,0 11,5 158.771 151.611 157.541 145.628 -4,5 3,9 -7,6 158.771 2.550.068 2.550.000 68 151.611 2.275.044 2.275.000 44 157.541 1.820.022 1.820.000 22 145.628 1.725.005 1.725.000 5 -4,5 -10,8 -10,8 -35,3 3,9 -20,0 -20,0 -50,0 -7,6 -5,2 -5,2 -77,3 204.831 100.556 116.667 168.997 -50,9 16,0 44,9 175.522 27.443 1.866 59.247.672 90.568 8.164 1.824 50.816.134 104.974 9.848 1.844 53.277.900 135.892 31.086 2.019 59.878.984 -48,4 -70,3 -2,3 -14,2 15,9 20,6 1,1 4,8 29,5 215,6 9,5 12,4 Kaynak: TÜİK 2 Küresel iklim sisteminin değişimiyle ortaya çıkan kuraklık sonucunda 2007 yılında bitkisel üretimde büyük düşüşler meydana gelirken, 2008 yılında tahıl, sebze ve meyve üretim miktarlarında artışlar gerçekleşmiştir. 2009 yılında ise, iklim koşullarının genel olarak daha iyi olması sebebiyle tahıl ve meyve üretim miktarlarında artışlar olurken, sebze ürünleri miktarında düşüş görülmüştür. 2009 yılında tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin üretim miktarı % 12,4 artış göstermiştir. Tahıl ürünlerinde üretim miktarı % 14,6 oranında artmıştır. Bir önceki yıla göre iklim ve yağış miktarının iyi olması ve verimin geçen yıla göre daha iyi olacağı yönünde tahmin yapılmasına bağlı olarak üretimde en fazla artış, % 23,2 ile arpa ve % 15,8 ile buğday üretiminde olmuştur. Önemli tahıl ürünlerinden mısır ve çeltik üretimi hemen hemen aynı kalmış, mısır üretimi % 0,6, çeltik üretimi %0,4 azalmıştır. Patates, kuru baklagiller, yenilebilir kök ve yumruların üretim miktarı % 8,8 artmıştır. 2008 yılında Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşanan kuraklık kuru baklagillerin üretim miktarlarını olumsuz etkilemiştir. 2009 yılında yağışların iyi olması sebebiyle verim normale dönmüş ve seçilmiş ürünler içinde en yüksek üretim artışı % 158,6 ile kırmızı mercimek üretiminde gerçekleşirken onu, % 17,2 ile kuru fasulye üretimi izlemiştir. Tatlı patates üretiminde ise % 3,2 düşüş gerçekleşmiştir. 2009 yılında yağışların olumlu etkisiyle yağlı tohumların üretimi % 11,4 artmıştır. Seçilmiş yağlı tohumlarda en yüksek artış, ekim alanlarının ve verimliliğin artmasına bağlı olarak % 215,6 ile haşhaş (tohum) üretiminde gerçekleşmiştir. Kolza üretimi, biodizel üretimi için prim desteği verilmesi ve Tarım İl Müdürlüklerinin yaygınlaştırma çalışmaları sebebiyle % 35,6 artmıştır. Ekim alanlarının genişlemesine bağlı olarak soya üretimi % 11,6, ayçiçeği üretimi % 6,6 oranında artmıştır. Ayrıca tütün üretimi % 9, hayvan pancarı üretimi % 7,6 azalırken, kota uygulanan şeker pancarı üretimi ise % 11,5 artmıştır. Tekstilde kullanılan ham bitkilerin en önemli bölümünü oluşturan kütlü pamuk üretimi, ekim alanlarının azalmasıyla % 5,2 düşmüştür. Parfümeri, eczacılık ve benzeri alanlarda kullanılan bitkiler, hayvan yemi bitkilerinin tohumları ise % 44,9 artış göstermiştir. 2009 yılında sebze ürünleri üretim miktarı % 1,6 düşüş göstermiştir. Yumru ve kök sebzelerin üretimi % 4,8 azalmıştır. Seçilmiş yumru ve kök sebzeler içinde yer alan kuru soğan üretiminde %7,8, kırmızıturp üretiminde % 2,3, pırasa üretiminde % 0,5 düşüş görülürken, % 0,6 ile taze soğan ve % 0,4 ile havuç üretiminde artış olmuştur. 3 TABLO 2 SEBZE ÜRÜNLERİ ÜRETİM MİKTARLARI (1) (ton) Sebzeler Yumru ve Kök Sebzeler Soğan (Kuru) Havuç Pırasa Soğan (Taze) Turp (Kırmızı) Diğer Meyvesi İçin Yetiştirilen Sebzeler Domates Karpuz Hıyar Kavun Patlıcan Biber (Sivri) Biber (Salçalık) Fasulye Biber (Dolmalık) Diğer Başka Yerde Sınıflandırılmamış Diğer Sebzeler Lahana (Baş) Marul (Göbekli) Ispanak Karnabahar Marul (Kıvırcık) Lahana (Kırmızı) Lahana (Yaprak) Maydanoz Mantar (Kültür) Diğer Toplam 2006 2.978.659 1.765.396 394.725 Üretim 2007 2008 3.222.478 3.312.533 1.859.442 2.007.118 641.953 591.538 2009 3.153.718 1.849.582 593.628 Değişim (%) 2007 2008 2009 8,2 2,8 -4,8 5,3 7,9 -7,8 62,6 -7,9 0,4 -1,,6 -0,5 19,9 -7,8 -9,1 0,6 -7,3 4,5 -2,3 -4,8 5,4 0,1 -1,7 6,7 -1,4 0,9 10,5 -2,2 -0,2 5,4 -4,8 -6,9 0,5 3,1 -5,9 5,3 -4,0 -6,5 -5,8 0,3 -6,2 1,0 2,5 0,1 2,3 1,4 -7,8 8,3 7,2 -9,0 3,9 3,6 -3,3 3,4 7,8 320.091 256.397 252.286 251.120 200.875 149.527 148.045 21.211.268 9.854.877 3.805.306 1.799.613 1.765.605 924.165 775.577 673.981 563.763 392.617 655.764 185.140 138.615 140.931 20.854.683 9.945.043 3.796.680 1.674.580 1.661.130 863.737 727.190 674.788 519.968 357.246 634.321 168.223 144.878 148.490 22.249.469 10.985.355 4.002.285 1.682.776 1.749.935 813.686 734.596 690.531 563.056 371.050 656.199 169.271 141.505 148.612 21.933.876 10.745.572 3.810.205 1.735.010 1.679.191 816.134 752.692 700.038 603.653 384.273 707.108 1.661.685 1.599.087 1.656.317 1.688.875 -3,8 3,6 2,0 502.081 239.495 242.231 136.098 151.164 103.137 80.981 53.189 21.833 131.476 25.851.612 464.645 226.723 235.731 135.145 140.808 101.649 80.490 48.972 23.426 141.498 25.676.248 487.744 233.424 225.746 150.843 144.498 104.583 80.825 52.346 26.526 149.782 27.218.319 507.655 233.552 225.343 157.051 141.569 114.209 80.668 58.145 19.501 151.182 26.776.469 -7,5 -5,3 -2,7 -0,7 -6,9 -1,4 -0,6 -7,9 7,3 7,6 -0,7 5,0 3,0 -4,2 11,6 2,6 2,9 0,4 6,9 13,2 5,9 6,0 4,1 0,1 -0,2 4,1 -2,0 9,2 -0,2 11,1 -26,5 0,9 -1,6 Kaynak: TÜİK (1): 2009 yılı değerlerine göre sıralanmıştır. Meyvesi için yetiştirilen sebzelerin üretim miktarı % 1,4 düşüş göstermiştir. Meyvesi için yetiştirilen sebzeler içinde karpuz üretiminde % 4,8, kavun üretiminde % 4 ve domates üretiminde % 2,2 düşüş görülürken, en yüksek üretim artışı ekim alanlarının ve verimliliğin artmasına bağlı olarak % 7,2 ile fasulye üretiminde gerçekleşmiştir. Bunu % 3,6 ile dolmalık biber ve % 3,1 ile hıyar üretimi takip etmiştir. Başka yerde sınıflandırılmamış diğer sebzelerin üretim miktarında % 2 artış olmuştur. Seçilmiş sebzelerden mantar üretiminde % 26,5, kıvırcık üretiminde % 2, ıspanak ve yaprak lahana üretiminde % 0,2 düşüş görülürken, en yüksek üretim artışı % 11,1 ile maydanoz üretiminde olmuş, % 9,2 ile kırmızılâhana, % 4,1 ile karnabahar ve baş lahana üretimi onu izlemiştir. 2009 yılında meyve ürünleri üretim miktarı % 6 artış göstermiştir. Meyveler içinde önemli paya sahip olan üzüm üretim miktarı % 8,8, meyveler ve sert kabuklular üretim miktarı ise % 3,8 artmıştır. Uygun iklim şartlarının verimliliği artırması nedeniyle muz, incir, avokado ve kivinin toplam üretimi % 11, turunçgillerin üretimi % 16,1, diğer meyvelerin üretimi % 7,4 artış göstermiştir. Seçilmiş meyveler içinde Malatya’da Mart ve Nisan aylarında yaşanan don zararı ve Mayıs ayındaki ani 4 sıcaklık değişimi, kayısı üretiminin % 7,7 azalmasına neden olmuştur. Erik üretimi % 1,2, don ve verimliliği azalan ağaçların sökülmesiyle şeftali üretimi % 0,8 düşüş göstermiştir. En yüksek üretim artışı, kayıt güncellemesi ile meyve veren ağaç sayısındaki yükselme ve meyve veren ağaca geçişler nedeniyle % 33,8 artan nar üretiminde olurken onu, iklimin olumlu etkisinden dolayı verimi % 23,4 artan kiraz ve % 19,2 artan incir üretimi izlemiştir. TABLO 3 MEYVE ÜRÜNLERİ ÜRETİM MİKTARLARI (1) Meyveler, İçecek ve Baharat Bitkileri Üzüm Diğer Meyveler ve Sert Kabuklular Muz, İncir, Avokado, Kivi (Toplam) İncir Muz Diğer Turunçgiller (Toplam) Portakal Mandalina Limon Diğer Diğer Meyveler (Toplam) Elma Kayısı Şeftali Kiraz Armut Çilek Erik Vişne Nar Diğer Zeytin ve Diğer Sert Kabuklular (Toplam) Zeytin Fındık Ceviz Antep Fıstığı Diğer Baharat Bitkileri Kırmızı Biber Kimyon Diğer Çay (2) Toplam 2006 4.000.063 10.990.607 479.810 290.151 178.205 11.454 3.220.435 1.535.806 791.255 710.401 182.973 4.525.900 2.002.033 460.182 552.775 310.254 317.750 211.127 214.416 121.499 90.737 245.127 Üretim 2007 2008 3.612.781 3.918.442 10.707.763 11.675.569 415.432 426.670 210.152 205.067 189.107 201.115 16.173 20.488 2.988.664 3.026.936 1.426.965 1.427.156 744.339 756.473 651.767 672.452 165.593 170.855 5.345.972 5.557.745 2.457.845 2.504.494 557.572 716.415 539.435 551.906 398.141 338.361 356.281 355.476 250.916 261.078 240.874 248.736 180.917 185.435 106.560 127.760 257.431 268.084 2009 4.264.720 12.124.006 473.726 244.351 204.517 24.858 3.513.772 1.689.921 846.390 783.587 193.874 5.970.220 2.782.365 660.894 547.219 417.694 384.244 291.996 245.782 192.705 170.963 276.358 Değişim (%) 2007 2008 2009 -9,7 8,5 8,8 -2,6 9,0 3,8 -13,4 2,7 11,0 -27,6 -2,4 19,2 6,1 6,3 1,7 41,2 26,7 21,3 -7,2 1,3 16,1 -7,1 0,0 18,4 -5,9 1,6 11,9 -8,3 3,2 16,5 -9,5 3,2 13,5 18,1 4,0 7,4 22,8 1,9 11,1 21,2 28,5 -7,7 -2,4 2,3 -0,8 28,3 -15,0 23,4 12,1 -0,2 8,1 18,8 4,0 11,8 12,3 3,3 -1,2 48,9 2,5 3,9 17,4 19,9 33,8 5,0 4,1 3,1 2.764.462 1.957.695 2.664.218 2.166.288 -29,2 36,1 -18,7 1.766.749 661.000 129.614 110.000 97.099 74.317 45.861 11.998 16.458 1.121.206 15.064.987 1.075.854 530.000 172.572 73.416 105.853 89.728 67.213 9.159 13.356 1.145.321 14.410.272 1.464.248 800.791 170.897 120.113 108.169 87.555 60.000 8.879 18.676 1.100.257 15.681.566 1.290.654 500.000 177.298 81.795 116.541 233.234 196.900 14.533 21.801 1.103.340 16.621.960 -39,1 -19,8 33,1 -33,3 9,0 20,7 46,6 -23,7 -18,8 2,2 -4,3 36,1 51,1 -1,0 63,6 2,2 -2,4 -10,7 -3,1 39,8 -3,9 8,8 -11,9 -37,6 3,7 -31,9 7,7 166,4 228,2 63,7 16,7 0,3 6,0 Kaynak: TÜİK (1): 2009 yılı değerlerine göre sıralanmıştır. (2): Yeşil yaş çay yaprağı, meyve üretimi toplamına dahil değildir. Zeytin ve diğer sert kabukluların üretim miktarı % 18,7 azalmıştır. Geçen yıl fındıkta yaşanan tarihi rekordan sonra bakımsızlık ve oluşan yorgunluktan dolayı verim düşmüş ve fındık üretimi % 37,6 oranında azalmıştır. Yok, yılı olması sebebiyle seçilmiş sert kabuklulardan antepfıstığı üretim miktarı % 31,9 ve zeytin üretim miktarı % 11,9 azalmıştır. Ancak zeytinde yeni bahçelerin devreye girmesi, kültürel tedbirlerin bilinçli uygulanması ve iklim şartlarının iyi gitmesi nedeniyle, geçmiş yok yıllarına göre daha fazla üretim artışı kaydedilmiştir. 5 TABLO 4 TARIMSAL DESTEKLEME ÖDEMELERİ (1) Değer (Milyon TL) 2007 2008 2009 (2) Alan Bazlı Tarımsal Destekleme Ödemeleri DGD Alan Bazlı Ek Ödeme (Org. Tarım, İyi Tarım, Toprak Analizi (3) Mazot Gübre Sertifikalı Tohum ve Fidan Kullanımı Çevre Amaçlı Tarım Alanlarının Korunması (ÇATAK) (4) Alternatif Ürün Ödemeleri Tütün Fark Ödemesi Destekleme Hizmetleri Arz Açığı Olan Ürünlere Ödemeler (5) Hububat Çay Bakliyat (Kuru Fasulye, Nohut, Mercimek) Hayvancılık Destek Ödemeleri Kırsal Kalkınma Amaçlı Tarımsal Destekler Tarım Sigortası Destekleme Hizmeti Telefi Edici Ödemeler Kuraklık Desteği Diğer GAP Eylem Planı Kırsal Kalkınma ve Hayvancılık Destekleri TOPLAM Değişim (%) 2007 2008 2009 2007 Pay (%) 2008 2.525 2.040 1.227 -4,8 -19,2 -39,9 45,5 35,1 1.640 1.140 0 -38,2 - 29,5 19,6 0,0 10 32 480 345 492 352 469 596 50 56 119 0,2 - 2009 26,8 0,7 2,5 2,0 -4,7 69,3 8,6 6,2 8,5 6,1 10,2 13,0 12,0 112,5 0,9 1,0 2,6 7 4 4 0,2 0,1 0,1 1.797 1.848 1.790 39,1 2,8 -3,1 32,3 31,8 39,1 1.273 1.135 948 17,3 -10,8 -16,5 22,9 19,5 20,7 435 89 610 103 670 113 262,5 2,3 40,2 15,7 9,8 9,7 7,8 1,6 10,5 1,8 14,6 2,5 59 741 1.095 1.003 80 109 40 79 266 26 1,3 12,1 47,8 -8,4 13,3 18,9 21,9 277 - 36,3 154,1 1,4 1,9 6,0 47 61 - 17,5 29,8 0,7 0,8 1,3 80 547 43 85 17,9 -63,9 1,3 105,6 65,4 6,3 27,9 1,4 4,8 0,5 1,4 9,4 0,7 1,9 0,0 1,2 55 85 5.555 5.809 4.582 1,9 17,0 -21,1 100,0 100,0 100,0 100,0 Kaynak: DPT (1): 2004–2008 yılları arası Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bütçesi kesin hesap verileridir. (2): Geçici. (3): 2005 ve 2006 yıllarında DGD ödemelerine dahildir. 2007 ve 2008 yıllarında alan bazlı ödemelerde “iyi tarım” yoktur. (4): 2007 ve 2008 yıllarında Tarım Reformu Uygulama Projesi kapsamında yürütülmüştür. (5): Kütlü pamuk, zeytinyağı, ayçiçeği, soya fasulyesi, kanola, aspir ve dane mısıra verilmektedir. Tarımsal destekleme ödemeleri 2009 yılında bir önceki yıla göre % 21,1 azalarak 4.582 milyon TL’ye gerilemiştir. Tarımsal destekleme ödemelerinde en yüksek oranlı artış % 154,1 ile kırsal kalkınma amaçlı tarımsal desteklerde olurken onu, % 112,5 ile sertifikalı tohum ve fidan kullanımına yapılan destekleme ödemeleri izlemiştir. Arz açığı olan ürünlere yapılan ödemelerde % 16,5, hayvancılık destek ödemelerinde % 8,4 ve mazota yapılan destekleme ödemelerinde ise % 4,7 düşüş olmuştur. Tarımsal destekleme ödemeleri içinde en yüksek paylar, 1.790 milyon TL (% 39,1) ile fark ödemesi destekleme hizmetleri, 1.227 milyon TL (% 26,8) ile alan bazlı tarımsal destekleme ödemeleri, 1.003 6 milyon TL (% 21,9) ile hayvancılık destek ödemeleri ve 277 milyon TL (% 6) ile kırsal kalkınma amaçlı tarımsal desteklerin olmuştur. 2. SAKARYA İLİNDE TARIM SEKTÖRÜ İLİN ARAZİ VARLIĞI -TOPRAK VE SU REJİMİ Sakarya'da Arazinin Niteliklerine Göre Dağılımı Orman ve Fundalık Alan 42% Tarım Alanı 51% Çayır ve Mera 3% Tarım Dışı Alan 4% Sakarya İlinde tarım yapılan topraklar 245.356 hektar genişlikle ilin yaklaşık %51’ini kaplamaktadır. Sulanabilme kabiliyetine haiz 93.000 hektarlık alanın yaklaşık 20 bin hektarlık (toplam alanın % 8’i) bölümünde sulama ünitelerinden fiilen yararlanılarak sulu tarım yapılmaktadır. İl toprakları içinden geçen en önemli akarsu Sakarya Nehri’dir. Bunun dışında diğer önemli dere ve çaylar şunlardır: Çark Suyu (45 km), Mudurnu Çayı (65 km), Dinsiz Çayı (34 km), Darıçayırı Deresi (33 km), Maden Deresi(30 km), Melen Deresi(30 km), Karaçay (29 km), Akçay Deresi, Yırtmaç Deresi. İklim Sakarya havzasında yer alan ilimizde Marmara ve Batı Karadeniz iklim bölgesinin özellikleri hüküm sürmektedir. Yazları sıcak ve yağmurlu, kışları ılık ve yağışlıdır. Karadeniz ve Marmara Denizi arasında yer alan, bu denizlerden yüksek dağlarla ayrılmış olan il toprakları üzerinde iklim sert değildir. Uzun yıllar ortalamalarına göre yağışın mevsimlere dağılışı, ilkbahar aylarında 179,2 mm, yaz aylarında 148,4 mm, sonbahar aylarında 279,1mm, kış aylarında ise 233,8 mm şeklinde olmak üzere yıllık yağış ortalaması 840,5 mm’dir. Uzun yıllar ortalaması nispi nem ise % 72’dir. Son yıllarda görülen yüksek sıcaklık ve yaz aylarında yağışın yetersiz kalması sulama ve sulama projelerine olan ihtiyacı gündeme getirmiştir. 7 Tarım Arazilerinin Dağılımı TABLO 5 SAKARYA İLİ TARIM ARAZİLERİNİN KULLANIM AMACINA GÖRE DAĞILIMI, (2008–2009) Tarım Alanlarının Dağılımı Tarla Arazisi Sebze Arazisi Meyve Arazisi Fındık Bağ Zeytin Kavak Diğer Kullanım Amaçlı Arazi İkinci Ürün Ekilişleri Toplam Hektar 2008 109.559 9.344 6.839 69.450 3.603 419 9.100 45.159 -8.118 245.356 % 44,65 3,81 2,79 28,31 1,47 0,17 3,71 18,41 -3,31 100,00 Hektar 2009 106.005 9.326 7.031 69.276 3.489 419 9.500 46.423 -6.113 245.356 % 43,20 3,80 2,87 28,23 1,42 0,17 3,87 18,92 -2,49 100,00 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Bu alanlar yaklaşık 60 bin aile tarafından kullanılmakta ve işletme başına ortalama 41 dekar arazi görünmesine rağmen, işletmelerin ancak % 18’i 50 dekarın üzerinde arazi varlığına sahiptir. TARIMIN İLİMİZ EKONOMİSİNDEKİ YERİ Ülke genelinde tarım sektörü; 2008 yılı verilerine göre GSMH içinde %7,5’lik payla inşaat, ticaret, sanayi sektörleri arasında üçüncü sırada yer almakta iken, diğer sektörler karşısında sanayinin tartışılmaz üstünlüğü görülen Marmara Bölgesinin bir ili olan Sakarya’da ise %24’lük pay ile ilk sırada yer alarak sanayiye kaynak aktaran itici bir güç konumundadır. İlimiz ekonomisi içerisinde tarım sektörü önemli bir paya sahiptir. TABLO 6 TARIMSAL GSH’NIN ALT SEKTÖRLERE GÖRE DAĞILIMI, 2009 Üretim Tarla Bitkileri Üret. Sebze Üretimi Meyve Üretimi Hayvansal Üretim Su Ürünleri Üretimi Toplam Üretim Değeri TL 2008 262.906.327 111.800.060 527.212.800 885.726.744 7.198.110 1.794.844.040 % Oranı 14,6 6,2 29,4 49,5 0,4 100,0 Üretim Değeri TL 2009 292.095.170 114.791.830 551.682.858 920.418.179 3.775.000 1.882.763.037 % Oranı 15,5 6,1 29,3 48,9 0,2 100,0 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü 2009 yılında bir işletme başına düşen GSH 31 bin 632 TL.’dir. İşletmelerdeki ortalama fert sayısının 5,5 olduğu varsayıldığında fert başına düşen GSH 5 bin 751 TL olmaktadır. Tarımsal üretim değeri bu yılın cari fiyatlarına göre 1 milyar 882 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Bu değerin sektörlere göre dağılımına baktığımızda %48,9’luk bir payla hayvansal üretim ilk sırada yer almaktadır. Bunu %29,3’lük oranla meyve üretimi, %15,5’lik oranla tarla bitkileri üretimi ve %6,1’lik oranla sebze üretimi izlemektedir. 8 İlin güneyinde yer alan ilçelerimizde sebzecilik ve çeşitli meyveler, orta kesimde başta mısır olmak üzere tarla ziraatı ve sebzecilik, kuzeye gidildikçe fındığın öne çıktığı görülmekle birlikte il genelinde hayvancılık yaygın olarak yapılmaktadır. Tarım işletmelerinin dağılımına bakıldığında en fazla işletme sırayla Karasu, Akyazı ve Hendek ilçeleri ilk sıralarda yer almaktadır. Kişi başına tarımsal GSH değerlerine bakıldığında, il ortalaması 5 bin 751 TL’nin üzerinde değere sahip ilçeler Taraklı, Kaynarca, Pamukova, Adapazarı, Söğütlü olarak sıralanmaktadır. Bu değerin sektörel dağılımı incelendiğinde özellikle Kaynarca ve Taraklı İlçelerinin hayvansal üretimden elde edilen GSH değerinin Bitkisel üretime oranla daha yüksek olduğu görülmektedir, Pamukova ve Kocaali ilçelerinde ise tam tersi bir durum söz konusudur. Tarımdan elde edilen gelirin kişi başına dağılımında Kaynarca ve Taraklı İlçeleri ön plana çıkmaktadır. Bu da söz konusu bu ilçelerimizdeki temel geçim kaynaklarının tarımsal faaliyetlere dayalı olduğunu göstermektedir. BİTKİSEL ÜRETİM Arazilerin küçük ve parçalı olması ilin tarımsal geleceğinde sebzecilik sektörünü ön plana çıkarmaktadır. 1995 yılından bu yana uygulanan projeli faaliyetlerle yoğunlaştırılan eğitim ve yayım çalışmaları sonucunda üreticilerde açık ve örtü altı sebze kültürünün gelişmesi; ekim alanları, çeşitlilik ve üretimde kayda değer artışlar getirmiştir. Tarım alanlarının % 44,65’inde tarla tarımı yapılmakta, bu alanın % 44,61’inde üretilen mısır, ekim alanları açısından olduğu gibi endüstride kullanımı açısından da önemli bir yer almaktadır. İlimizde fındık yetiştiriciliği yapılan alan, toplam tarım alanlarının % 28’sine tekabül etmektedir. Bu alandan elde edilen fındık geliri, tarımdan elde edilen gelirin % 18’i, meyvecilikten elde dilen toplam gelirin % 66’sı kadardır. Buradan da anlaşılacağı üzere fındık, İlin tarımında ve ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. İl genelinde üretim payı olarak % 3 gibi küçük bir paya sahip olan bağcılık sektörü, özellikle Geyve ve Pamukova ilçelerimizde önemli ölçüde çiftçi ailesinin asli geçim kaynağıdır. İlimizde toplam tarım yapılan alan 245.356 hektar olup tarla tarımından geriye kalan 9.326 ha. alanda sebzecilik, 6.839 ha. alanda meyvecilik, 69.450 ha. alanda fındık yetiştiriciliği ve 3.489 hektarlık alanda bağcılık, 9.500 ha. alanda kavakçılık, 419 hektar alanda ise zeytincilik yapılmaktadır. İlimizin tarımsal yapısı polikültür bir özellik göstermekte, işlenen tarım alanlarında en fazla tarla bitkileri yetiştiriciliği yapılmaktadır. Tarla Bitkileri Üretimi İlimizde uygulanan tarla tarımında ağırlıklı olarak yer alan ürünler arasında, mısır ile münavebe bitkisi olarak buğday, endüstri bitkilerinden şeker pancarı ile ayçiçeği, yumrulu bitkilerden patates ve yem bitkilerinden yonca sayılabilir. Buğday, mısır, şekerpancarı ve ürünlerde ilimizdeki verim, Türkiye ortalamasının üzerindedir. Tarla bitkileri üretim değerinin ilçeler üzerinden dağılımını incelediğimizde % 22,49’luk pay ile birinci sırada Adapazarı ilçemiz, % 17,26’lık pay ile Akyazı, % 11,57’lik pay ile Kaynarca ve %8,42’lik pay ile Erenler İlçelerimiz sıralanmaktadır. 9 TABLO 7 İLİMİZDE ÖNEMLİ TARLA BİTKİLERİ EKİLİŞ VE ÜRETİM MİKTARLARI, DEKAR, TON, KG/DEKAR, 2008- 2009 Ürünler Mısır Buğday Arpa Ş.pancarı Fiğ Yonca Ayçiçeği Patates Kuru fas. Tütün Korunga Ekim Alanı 481.442 198.149 48.887 48.563 48.092 47.653 34.322 11.500 2.920 2.500 834 2008 Üretim 392.905 91.084 18.447 273.845 24.717 69.905 5.682 27.575 587 763 1230 Verim 816 460 377 5.639 514 1.467 166 2.398 201 305 1475 Ekim Alanı 472.915 202.960 53.162 48.620 53.874 38.798 39.413 3.563 2.990 1.616 941 2009 Üretim 512.486 78.787 17.106 300.710 25.687 64.220 7.740 6.970 1.017 436 426 Verim 1.084 388 322 6.185 477 1.655 196 1.956 340 270 453 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Mısır Mısır ekim alanı 2008 yılında 481.442 dekar olup üretim miktarı 392 bin 905 ton’dur, 2009 yılında ekim alanı 472.915 dekar, üretim miktarı ise 512 bin 486 ton olarak gerçekleşmiştir. Mısır insan gıdası ve hayvan yemi olarak kullanılmasının yanı sıra sanayide de alkol, ispirto, yağ, irmik vs. gibi ürünlerin üretiminde hammadde olarak kullanılmaktadır. Mısır ekimi Adapazarı, Akyazı, Söğütlü ve Ferizli ilçelerinde ağırlıklı olarak yapılmaktadır. Ülke ihtiyaçları ve taleplerin karşılanması bakımından, ekimi ilk ürün ve ikinci ürün şeklinde yapılan mısır üretiminde, ağırlığı ilk ürün ekilişlerinin teşkil ettiği görülmektedir. İkinci ürün mısır ekilişleri ise silajlık yem yapımında ve "haşlamalık, kebaplık" tabir edilen şekilde değerlendirilmektedir. Şeker Pancarı İlimizde şeker pancarı 2008 yılında 48.563 dekar alanda, 273 bin 845 ton ürün alınmıştır. 2009 yılında 48.620 dekar alanda, 300 bin 710 ton ürün alınmıştır. Şeker pancarının yaygın olarak ekildiği ilçeler Adapazarı, Söğütlü, Akyazı ve Pamukova’dır. Yem Bitkileri İlimizde hayvan beslemede önemli bir yeri olan yem bitkilerinden özellikle silajlık mısır, yonca ve fiğ ekilişleri dikkat çekmektedir. İlimizde 2009 yılında yem bitkileri ekilişleri 565 bin 587 dekar alanda 602 bin 393 ton olarak gerçekleşmiştir. Sebze Üretimi Her ilçemizde sebze üretimi yapılmakla birlikte Pamukova, Geyve, Adapazarı, Söğütlü ve Hendek İlçesi ticarî anlamda sebzeciliğin sürdürüldüğü yerlerdir. 10 Bu ilçeler büyük tüketim merkezlerine yakınlıklarının da avantajını kullanmakta, iç tüketimin yanında il dışı talepleri de karşılamaya yönelik bir sebzecilik çalışması içindedirler. İlimizde ticarî amaçlı tarla sebzeciliği yapılan toplam alan 9 bin 326 ha. olup, ayrıca meyve bahçelerinde ara ziraat olarak da sebzecilik faaliyetleri sürdürülmektedir. TABLO 8 Önemli Sebze Ekiliş ve Üretim Miktarları, dekar, ton, kg/dekar, 2008,2009 2008 2009 Ekim Alanı Üretim Verim 3514 3490 11409 2654 1220 5278 4943 47496 2336 2902 1502 1416 4163 880 2379 Balkabağı Sakız Kabağı Kabak (çerezlik) Ispanak Karnabahar 2457 2757 8325 6289 6180 8890 4339 1393 5285 13360 3618 1574 167 840 2162 1766 3035 7345 6165 6175 6057 4901 1216 5174 13350 Karpuz Kavun 5072 1465 24700 3522 4870 2404 5175 1240 23195 2872 Başlahana 10630 42094 3960 10660 39571 2162 4482 2316 3712 Kıvırcık Marul 7842 11777 1502 8925 13394 1501 Ürünler Sivri Biber Salçalık Biber Domates Taze Fasulye Hıyar Ekim Alanı 3575 3515 11515 2510 941 Üretim 5582 4970 49335 2198 2300 Verim 1561 1414 4284 876 2444 3430 1615 166 839 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü Tabloda yer alan sebzelerin dışında az miktarda kırmızılâhana, göbekli marul, brokoli, kereviz, kuru sarımsak, barbunya, taze bezelye, patlıcan ve taze soğan yetiştirilmektedir. Seracılık İlimizde işletmelerin arazi varlıklarının çok küçük oluşu, özellikle % 30’unun 15 dekardan az tarım arazisine sahip oldukları düşünülürse, bu alanlardan en yüksek verim ve gelir elde edilebilmesi sera sebzeciliği ya da süs bitkisi yetiştiriciliği ile mümkündür. Kontrollü Örtüaltı Üretiminin Uygulamasına İlişkin Yönetmelik 27 Aralık 2003 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu yönetmelik örtü altı yetiştiriciliğinde üretimin planlanması, geliştirilmesi, pazarlanması ve gerekse gıda güvenlik zinciri içerisinde kaliteli üretimin tüketiciye ulaştırılması aşamasında, kontrollü üretim sistemini geliştirmek amacıyla hazırlanmıştır. Bu yönetmelik ve uygulama talimatları doğrultusunda ilimiz merkez ve bütün ilçelerimizde 500 m² ve üzeri üretim yapan bütün işletmelerin kayıt altına alınması çalışmaları sürdürülmektedir. Üreticiye ve örtüaltına ait bilgilerin toplanarak kayıt altına alınmasının yanı sıra uygulamada görülen aksaklık ve hatalara müdahale etmek, gerekli uyarıları yapmak, üreticilerde tahlile dayalı gübreleme alışkanlığı kazandırmak, örtüaltı üretiminde hastalık ve zararlılara karşı kullanılacak zirai mücadele 11 ilaçlarının teknik talimatlar doğrultusunda kullanımını sağlamak amacıyla arazi çalışmaları sürdürülmektedir. İlimizde örtü altı yetiştiricilik 362 dekar alana yayılmıştır. Hakim ürün olarak ortaya çıkan hıyarda bir dekardan 20-22 ton mahsul alınabilmektedir. Marul gelirinin istikrarsızlığı nedeni ile yıllık işletme masraflarına karşılık sayılması mümkün olup yıllık net gelir hıyardan elde edilecek gelir olarak ortaya çıkmaktadır. Meyve Üretimi İlimizde meyvecilik denildiğinde, Geyve, Pamukova, Taraklı, Sapanca ve Serdivan ilçelerimizde elma, armut, ayva, kiraz ve vişne, diğer ilçelerimizde de fındığın hakim ekilişleri görülmektedir. TABLO 9 ÖNEMLİ MEYVE AĞAÇLARININ SAYISI VE ÜRETİMİ, TON, 2008,2009 Meyveler Armut Ayva Elma T. Hurması Erik Kiraz Şeftali Vişne Ceviz Fındık ocağı Bağ * Çilek* 2008 Meyve Veren Ağaç Sayısı 173.780 588.250 485.013 12.800 149.800 399.925 262.155 77.440 119.270 34.577.930 34.787 1.388 Üretim 4.692 53.043 43.073 683 8.939 11.792 8.092 3.649 3.938 115.432 34.687 4.529 2009 Meyve Veren Ağaç Sayısı 165.419 583.057 468.841 12.740 173.407 410.335 258.220 104.598 134.421 34.330.320 34.890 2.211 Üretim 4.962 52.475 37.507 660 8.599 12.714 8.346 4.153 4.260 88.613 37.225 7.526 Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü * Bağ ve çilek alanı dekar Fındık Fındığın ilin tarımında ve ekonomisinde önemli bir yeri vardır. İlimizde toplam 692.763 dekar fındık alanı mevcut olup 2009 yılında 88 bin 613 ton fındık üretimi gerçekleşmiştir. Kocaali, Karasu Hendek ve Akyazı İlçelerimizde meyve üretim değerinin öne çıkması tamamen fındık geliri sebebiyledir. Pamukova, Geyve ve Sapanca İlçelerimizde ise elma, kiraz ve diğer meyve türleri hâkimdir. Süs Bitkileri 21. ASRIN YÜKSELEN SEKTÖRÜ SÜS BİTKİLERİ Süs bitkileri, üretilmeye başlandığı yıllarda klasik anlamda, insanların manevi ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile yetiştirilen bitkiler olarak tanımlanmışlardır. Zamanla bu tanım daha da genişlemiş ve süs bitkileri; ağırlıklı olarak kentsel alanlarda, insan ile doğa arasındaki ilişkilerin 12 düzenlenmesi ve biyolojik refah seviyesi gibi doğrudan fiziksel ihtiyaçların karşılamasına yönelik uygulamaların da temel unsuru haline gelmişlerdir. Süs bitkileri sektörü, tüm dünyada hızlı kentleşmeye paralel olarak gelişme göstermiştir. Dış mekan süs bitkileri, kesme çiçekler, saksılı (iç mekan) süs bitkileri ve doğal çiçek soğanları olmak üzere dört temel faaliyet alanı içinde ele alınan süs bitkileri üretimi, günümüzde 100 milyar ABD dolarına ulaşan üretim değeri ve istihdam imkanları ile bir çok ülkede önemli bir sektör konumuna gelmiştir. Ülkemizde süs bitkileri sektörünün gelişmesi, diğer ülkelerde olduğu gibi hızlı kentleşmeye paralel olarak 1940’lı yıllarda İstanbul ve çevresinde yani Marmara Bölgesinde başlamış, daha sonra uygun iklim özelliklerine sahip olan Ege ve Akdeniz Bölgelerine yayılmıştır. Sektörde büyüme 1985 yılında ilk karanfil ihracatı ile ekonomik önemi anlaşıldıktan sonra yaşanmıştır. Günümüzde ise üretim materyali ve yan ürünleri ile birlikte 46 milyon dolara yaklaşan ihracat değeri ile süs bitkileri, ülkemiz için önemli bir bitkisel üretim alt sektörü haline gelmiştir. Dünya; 21. yüzyılda, sanayileşme, çarpık kentleşme ve nüfus artışının getirdiği etkiler sonucu ortaya çıkan yoğun betonlaşma ve doğal kaynaklardaki tahribat arasında, bir dizi çevre sorunu ile karşı karşıyadır. Bu nedenle; rekreasyon alanlarının, bir taraftan yeşile ve doğaya duyulan özlemi giderdiği, diğer taraftan beden ve ruh sağlığı için gereği ve önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Buna paralel olarak, gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yeşil alan miktarı 8-12 m² civarındadır. Halen ülkemizde bu rakamın çok altında kalınmıştır. Ülkemiz için hedef kabul edilen, sosyal, ekonomik ve politik açıdan kriterlerine uymaya çalıştığımız Avrupa Birliği standartlarından biri de kişi başına düşen yeşil alan miktarıdır. Artan çevre sorunlarını azaltarak bu standardı yakalamak için kentlerimiz ve yakın çevresinde rekreasyon alanlarını ve yeşil dokuyu genişletme çalışmaları her geçen gün yoğunlaşmaktadır ki, bu durum dış mekan süs bitkilerine olan ihtiyacı artırmaktadır. Son yıllardaki gelişmeler, Türkiye süs bitkileri sektörünün düzenli büyüme eğiliminde olduğunu göstermektedir. Buna rağmen Ülkemizde dış mekan bitkileri üreten fidanlıkların yeterli olduğu ve sağlıklı istatistiki verilerin bulunduğu söylenemez. Ulaşılabilen veriler itibari ile ülkemizde süs bitkileri üretim alanları 1999 yılında 14.441,5 dekar iken 2008 yılında toplam üretim alanı 17.722 dekar artışla 32.133,6 dekara yükselmiştir. 2008 yılı verilerine göre süs bitkisi üretim alanlarının %52,1’i dış mekan süs bitkilerine, % 41,4’ü kesme çiçeklere, % 4,1’i iç mekan bitkilerine, % 2,3’ü ise doğal çiçek soğanları yetiştiriciliğine ayrılmıştır. Ülkemize ticari amaçla süs bitkileri yetiştiriciliğinin başlangıcından bu yana süs bitkileri üretim alanları üç coğrafi bölgemizde yoğunlaşmıştır. 1999–2008 yılları arasında da bu özellik sürmüş ve bölgesel üretim alanlarında % 169,9 oranında bir artışla Marmara Bölgesi en fazla süs bitkisi üretim alanına sahip bölge olma özelliğini sürdürmüştür. Bu süreçte Sakarya’da dış mekan süs bitkileri üretimindeki artışın önemli bir etkisi olduğu, sektörde faaliyet gösteren tüm tarafların kabul ettiği bir gerçektir. 2008 yılı verilerine göre ülkemiz süs bitkisi üretim alanlarının % 49,9’u Marmara Bölgesi, % 25,6’sı Ege Bölgesi ve % 20,8’i Akdeniz Bölgesinde bulunmaktadır. NEDEN SAKARYA? Ülkemizde süs bitkisi üretim alanları iller düzeyinde incelendiğinde 1999–2008 yılları arasında en yüksek oranda (% 638,2) üretim alanı artışının Sakarya ilinde ortaya çıktığı görülmektedir. İlimizde aile başına düşen arazi miktarının çok az olması, bunun yanında arazi parçalılığının ve parsel büyüklüklerinin asgari seviyelerde olması, diğer tarımsal faaliyetlerin verimlilik sağlayacak 13 şekilde sürdürülmesine imkân vermemekte, bu yörelerdeki üreticilerimiz de birim alandan daha çok gelir getiren sektörlere yönelmektedir. Bu sektörlerin başında iç ve dış mekân süs bitkileri üretimi gelmektedir. İlimizin gerek iklim, gerekse toprak yapısı bakımından iç ve dış mekân süs bitkileri yetiştiriciliğine uygun olması nedeniyle bu alanda yetiştirici sayısı ve yetiştirme alanı hızla artmaktadır. Dış mekan süs bitkilerinde önemli bir ülke olan İtalya’da bir bitkide 5 yılda ulaşılan boylanmaya, İlimizde birçok türde 3,5 yıl gibi bir zamanda ulaşılabilmektedir. Rekabette çok önemli olan bu avantaja bir de ucuz işçilik eklendiğinde şansımız daha da artmaktadır. İtalya’da 2,5 saatlik işçi ücreti ile Türkiye’de bir gün çalışılmaktadır. Bir başka deyişle bizde üretim maliyeti daha düşük olmaktadır. Coğrafi konumu itibariyle başta İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara olmak üzere metropollere yakın olmamız sayesinde, işletme girdilerinin temini ekonomik ve rahat olarak sağlanmakta; bölgemizde yazlık, tatil köyleri ile sayfiye ve dinlenme tesislerinin yoğun olması da üretilen ürünlerin pazarlanmasını kolaylaştırmaktadır. Yine başta İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara olmak üzere diğer bölge ve civar İllerimizdeki Belediye park ve bahçe düzenlemelerinde de dış mekân süs bitkilerine yoğun talep olmaktadır. Merkez Arifiye Beldesi ile Sapanca İlçemizde özellikle dış mekân süs bitkisi üreticileri “Tarımsal Kalkınma Kooperatifi” çatısı altında toplanmışlardır. İl sathındaki yetiştiricileri aynı çatı altına toplayarak daha katılımcı kararlar almalarını sağlamak amacı ile ülkemizin ilk ‘Süs Bitkileri Üreticileri Birliği’ ilimizde kurulmuştur. İlimiz merkez Yazlık beldesinde 1.034 dekar alan İl Özel İdaresince alınmış, sözleşmeli modelle süs bitkileri üretmek kaydıyla profesyonel firmalara 16 yıllığına kiralanmıştır. 2007 yılında kuruluşlarını tamamlayan firmalar ilk etapta, eğitilen 13 çiftçimiz ile 283 dekar alanda üretim sözleşmesi imzalayarak dikimlerini yaptılar. Alternatif üretim bölgeleri için arazi belirleme çalışmaları devam etmektedir. Sektörün temel ihtiyaçlarından biri olan eğitim konusunda; eğitici olarak görevlendirilen teknik personelin eğitiminden başlanarak, İl bazında sözleşmeli üretim yapmak isteyen üreticilerimiz için hazırlanan eğitim programı uygulanmış, düzenlenen kurslarda bine yakın üretici Genel Süs Bitkileri Yetiştiriciliği Eğitimi’nden geçirilmiştir. Ayrıca, Avrupa Birliği kaynakları ile, Aktif İstihdam Tedbirleri Projesi II Hibe Planı kapsamında Dış Mekân Süs Bitkileri Yetiştiriciliği Eğitimi Projesi uygulanmış, 88 kursiyer meslek edinmiştir. İlimizde ruhsatlandırılmış üretim; 1997 yılında 14 işletmede 65 da., 2005 yılında 152 işletmede 3.732,6 da. alana, 2007 yılı ekim ayı sonu itibarıyla 269 işletmede 6.053 da. alana, 2008 yılında 347 işletmede 6.567 da., 2009 yılında 348 işletmede 6.978 da. alana ulaşmış ve ruhsatlandırma çalışmaları henüz tamamlanmayanlarla birlikte bu alanın 700 civarında işletmede 13.000 dekarın üzerine çıktığı görülmektedir. 14 8000 6978 7000 6053 6000 5000 İşletme Adedi Kullanılan Arazi (Dekar) 3732 4000 3000 2000 1000 14 65 348 269 152 0 yıllar İlimiz, üretimde meydana gelen artışı ile üretilen fidanların ihracatına ve ihtiyaç duyulan çeşitlere ait üretim materyalinin ithalatına ve imkan verecek gümrük kapısına kavuşturulmuştur. Ülkemizden 2009 yılında 1.219.480 USD değerinde ihracat gerçekleşmiştir. Bunun ilimizden yapılan kısmı 2009 yılında 1.023.623 USD’dir. İhracat yapılan ülkeler, Türkmenistan, Azerbaycan, Irak, Suriye ve İtalya ve Rusya’dır. TABLO 10 2009 yılı Süs Bitkileri Envanteri (İlçe Müdürlükleri Tespiti) İLÇE ADI AKYAZI FERİZLİ GEYVE HENDEK KARAPÜRÇEK KARASU KAYNARCA KOCAALİ PAMUKOVA SAPANCA SÖĞÜTLÜ TARAKLI MERKEZ TOPLAM DIŞ MEKÂN SÜS BİTKİSİ ADET DEKAR 151.670 359,00 32.100 40,50 111.250 39,00 451.755 70,00 5.650 12,30 17.075 18,97 0 0,00 4.705 4,10 822.500 835,40 1.248.140 418,38 463.986 544,10 0 0,00 3.063.989 10.774,15 6.372.820 13.115,89 15 HAYVAN VARLIĞI ve HAYVANSAL ÜRETİM İlimizde sığırcılık sektörü yanında tavukçuluk sektöründe de önemli gelişmeler meydana gelmiştir. Modern beyaz et ve yumurta tesisleri faaliyete geçirilmiş ve bunlara bağlı kesimhaneler kurulmuştur. İlin tarımsal üretim değerinin yaklaşık % 50’si hayvansal ürünlerden sağlanmaktadır. Hayvancılıkta da bitkisel üretimde olduğu gibi orta ve büyük ölçekli işletmelerin sayısının artırılması gerekmektedir. Halen merada ve şahıslara ait çayırlarda otlatmaya dayalı hayvancılık devam etmekle birlikte hayvancılığımız kapalı sisteme dönmektedir. İlimizde 122.802 adet büyük baş, 31.134 adet küçükbaş ve 16 milyon 265 bin adet/devre kanatlı varlığı bulunmaktadır. Büyük baş hayvan varlığının % 91’si saf kültür ırkı ve kültür melezidir. İlimizde yapılmakta olan tavukçuluk faaliyetlerinin büyük bir kısmı Broiller (etçi) tavuk üretimi üzerinedir. Bu işletmeler genellikle Kaynarca, Akyazı, Adapazarı ve Hendek ilçelerinde yoğunlaşmış olup gerek kapasite gerekse teknoloji bakımından son derece gelişmiştir. Bunun yanı sıra İlimizde yumurta tavukçuluğu işletmeleri de mevcuttur. Bu hayvan varlığı ile 2009 yılında 200.768 ton süt, 14.455 bin ton kırmızı et, 186.518 ton beyaz et ve 212.700.000 adet yumurta üretimi gerçekleşmiştir. İlimizde hayvan başına verim ortalaması ülke ortalamasından yüksek olmasına rağmen, bu verimin katma değerini elde etmede yeterli gelişme sağlanamamıştır. Irk ıslahı konusunda % 92 oranında başarı sağlanmış olmakla birlikte kalan bölümün de ıslahı gerekmektedir. Kaba yem açığını gidermede yem bitkileri üretimi ve silaj kullanımında sağlanan gelişme henüz yeterli değildir. Hayvan sağlığı konularında ciddi tedbirlere ihtiyaç vardır. Sektörün üretim değerinden daha yüksek pay alması için, verimlilik ilkeleri doğrultusunda tarıma dayalı sanayi tesislerinin geliştirilmesi yanında ırk ıslahı, kaliteli yem temini ve hayvan sağlığı hizmetlerine önem verilmeli, sağlıklı damızlık yetiştirmeye sağlıklı ürün üretmeye özen gösterilmelidir. İlimiz genelinde kayıt altına alınan 926 adet bal üreticisi mevcuttur. Kayıtlı üreticilerde 55 bin 389 adet kovan bulunmaktadır. İlimizde 1.107 ton süzme bal üretimi gerçekleşmiştir. 2009 Yılında İlimizde 9.817 kg Yaş koza karşılığı olarak 115.222.00 TL Çiftçilerimize destek olarak ödenmiştir. 16 TABLO 11 Hayvan Varlığı BÜYÜKBAŞ İLÇE ADI KÜÇÜKBAŞ TEK TIRNAKLI SIĞIR BUZAĞIDANA MANDA TPLM KOYUN KEÇİ TPLM AT KATIR Adapazarı 13.500 3.500 73 17.073 1.550 150 1.700 0 0 0 Akyazı 11.630 1.350 520 13.500 1.800 300 2.100 125 0 Arifiye 2.070 258 0 2.328 24 6 30 0 Erenler 5.500 1.400 100 7.000 100 0 100 Ferizli 5.290 1.030 0 6.320 750 50 Geyve 7.248 1.836 0 9.084 8.000 Hendek 9.906 986 108 11.000 Karasu 7.328 2.920 0 Karapürçek 1.940 878 Kaynarca 14.448 Kocaali Pamukova KEDİ KÖPEK KÖPEK KEDİ TOPLAM 0 1.400 100 1.500 10 135 1.250 200 1.450 0 0 0 350 50 400 15 10 5 30 400 50 450 800 2 0 3 5 600 50 650 6.000 14.000 120 50 80 250 1.250 150 1.400 1.850 150 2.000 300 10 30 340 600 50 650 10.248 800 50 850 0 1 2 3 530 90 90 0 2.818 985 25 1.010 22 2 28 52 350 50 400 2.902 0 17.350 860 10 870 0 0 1 1 1.330 70 1.400 2.810 879 0 3.689 0 0 0 0 0 0 0 300 30 330 2.613 449 2 3.064 2.663 386 3.049 15 5 8 28 350 60 410 Sapanca 800 400 2 1.202 0 200 200 100 0 5 105 500 50 550 Serdivan 3.581 1.555 70 5.206 145 0 145 0 0 0 0 500 75 575 Söğütlü 5.334 1.966 120 7.420 970 60 1.030 15 2 0 17 500 60 560 Taraklı 3.224 2.276 0 5.500 2.380 870 3.250 18 0 46 64 350 25 375 TOPLAM 97.222 24.585 995 122.802 22.877 8.257 31.134 732 80 218 1.030 10.560 1.160 11.190 17 EŞEK TPLM EĞİTİM 1 EĞİTİM 1. Mevcut Durum Eğitime erişim ve eğitimin kalitesi, eğitim sisteminin temel sorun alanlarıdır. Erişim sorunu kapsamında okullaşma oranları ve bölgeler, cinsiyetler arası farklılıklar, kalite sorunu kapsamında ise fiziki altyapı yetersizlikleri, müfredatın güncellenmesi, öğretmen niteliklerinin geliştirilmesi ve eğitim materyallerinin müfredatla uyumu gibi hususlar öne çıkmaktadır. TABLO 1 EĞİTİM KADEMELERİ İTİBARIYLA OKULLAŞMA ORANLARI Okul Öncesi Eğitim (1) İlköğretim (2) Ortaöğretim (2) a) Genel Lise b) Mesleki ve Teknik Eğitim Yüksek Ortaöğretim Toplam (3) Örgün Yaygın Eğitim (4) 2006-2007 Öğrenci Brüt Okul. Sayısı Oranı (Bin) (Yüzde) (5) 641 24,0 10.847 96,3 3.387 86,6 2.142 54,8 1.244 31,8 2.292 46,0 1.446 29,1 4.509 - 2007-2008 Öğrenci Brüt Okul. Sayısı Oranı (Bin) (Yüzde) (5) 702 29,9 10.871 104,5 3.245 87,5 1.980 53,4 1.265 34,1 2.553 47,8 1.655 30,1 5.118 - 2008-2009 Öğrenci Brüt Okul. Sayısı Oranı (Bin) (Yüzde) (5) 805 33,9 10.710 103,8 3.837 76,6 2.272 45,4 1.565 31,3 2.889 54,2 1.747 35,3 5.765 - Kaynak: MEB, ÖSYM (1) 4-5 yaş çağ nüfusuna göre hesaplanmıştır. (2) Açık ilköğretim ve açık lise öğrencileri dahildir. (3) Üniversiteler ve diğer eğitim kurumları dahil, lisansüstü öğrenciler hariçtir. 17-20 yaş grubu için hesaplanmıştır. (4) Yaygın Eğitim Kurumlarına ait öğrenci sayısı bilgileri bir önceki öğretim yılı sonu itibarıyla verilmiştir. (5) 2007-2008 öğretim yılından itibaren okullaşma oranları Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Nüfus Sayımı sonuçlarına göre hesaplanmıştır. Türkiye’de okuma yazma bilmeyenler nüfusun yüzde 10’unu oluşturmakta olup kadınlarda bu oranın yüksek olduğu görülmektedir. TABLO 2 CİNSİYETE OKUMA YAZMA ORANI (15 + yaş) (*) Okuma Yazma Bilmeyen Okuma Yazma Bilen Toplam Toplam (Bin) 4.863 43.807 48.670 Yüzde 10,0 90,0 100,0 Erkek (Bin) 967 23.077 24.043 Yüzde 4,0 96,0 100,0 Kadın (Bin) 3.897 20.730 24.627 Yüzde 15,8 84,2 100,0 Kaynak: TÜİK (*) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2008 Nüfus Sayımına göre hesaplanmış olup okuma yazma durumu bilinmeyenler kapsanmamıştır. Okul öncesi eğitimde, son üç yılda okullaşma oranı yüzde 24’ten yüzde 33,9’a ulaşmış olmakla birlikte, bu oran AB-27 ortalaması olan yüzde 88,4’ün (2007 yılı 4 yaş nüfusuna göre) altındadır. Ayrıca, okul öncesi eğitime erişimde bölgeler arası farklılıklar belirgindir. Okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranının en düşük olduğu il yüzde 14,6 ile Ağrı iken, en yüksek olduğu il 2 yüzde 91,1 ile Amasya’dır. Ailelerin sosyo-ekonomik koşullarından kaynaklanan eşitsizliğin giderilmesinde önemli katkısı olan ve eğitimin ileri kademelerindeki başarıya etkisinin olumlu olduğu bilinen okul öncesi eğitimde farkındalığın artırılması ihtiyacı önemini korumaktadır. Okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması kapsamında 32 pilot ilde başlatılan zorunlu eğitim uygulamasının önümüzdeki dönemde diğer illeri de kapsayacak şekilde genişletilmesi için çalışmalar sürdürülmektedir. İlköğretime geç kayıtlar, bitirmeden ayrılanlar ile başta kızlar olmak üzere kırsal kesimdeki çocukların eğitime erişimindeki sorunlar, okullaşma oranının istenilen düzeyde artmasını engelleyen başlıca faktörlerdir. 2007-2008 öğretim dönemi sonunda ilköğretimden mezun olanların içinde kızların oranı Türkiye genelinde yüzde 46,8 iken bu oranın en düşük olduğu Muş ilinde yüzde 34,7’dir. 2008-2009 öğretim döneminde ilköğretim çağ nüfusunda olup da eğitim dışında kalan her beş çocuktan üçü kızdır. Ortaöğretimde öğrenci sayısında artış sağlanmasına rağmen ortaöğretim süresinin dört yıla çıkması sebebiyle çağ nüfusundaki artıştan dolayı okullaşma oranının yüzde 76,6’ya düştüğü görülmektedir. Ortaöğretimde okullaşma oranlarında bölgesel farklılıklar önemini korumaya devam etmektedir. Okullaşma oranının en düşük olduğu il yüzde 32,6 ile Ağrı’dır. Türkiye genelinde yüzde 85,2 olan ilköğretimden ortaöğretime geçiş oranı, Mardin ilinde yüzde 61,1 ile en düşük düzeydedir. Türkiye’de son yıllarda tüm eğitim kademelerindeki okullaşma oranında sağlanan gelişmelere rağmen, özellikle zorunlu eğitim kapsamı dışında kalan eğitim kademelerinde OECD ve AB ülke ortalamaları ile karşılaştırıldığında söz konusu oranlar düşük düzeyde kalmaktadır. 1995 yılında ortaöğretim içinde mesleki ve teknik ortaöğretimin payı yüzde 42,3 iken bu oran 2002-2003 öğretim döneminde okul türleri arasında farklı katsayı uygulamasının da etkisiyle yüzde 32,3’e gerilemiştir. Ancak, 2002 yılında başlatılan meslek yüksekokullarına (MYO) sınavsız geçiş uygulaması, 2005-2006 öğretim döneminden itibaren genel ve mesleki eğitimde 9. sınıfların ortak olması ve yönlendirme faaliyetlerinin de etkisiyle bu oran artmaya başlamış ve 2008-2009 öğretim dönemi itibarıyla yüzde 40,8’e yükselmiştir. Bununla beraber; ilköğretimden ortaöğretime geçiş sisteminin öğrencilerin ilgi, beceri ve kabiliyetlerini dikkate almaktan uzak olması, ilköğretimde etkin bir yönlendirme sisteminin kurulamamış olması mesleki eğitimin ortaöğretim içindeki payının artışını sınırlamaktadır. Buna ek olarak, yükseköğretime geçişteki katsayı uygulamasının kaldırılması sonucunda mesleki ve teknik eğitime olan talebin artarak devam etmesi ve OECD ve AB ortalaması olan yüzde 50 oranına ulaşılması beklenmektedir. Önümüzdeki dönemde ise mesleki ve teknik ortaöğretimin işgücü piyasası ile uyum düzeyinin artırılmasına yönelik çalışmalar daha çok önem kazanacaktır. Eğitimin temel kademelerinde sağlanan gelişmelere paralel olarak yükseköğretim kademesinde de önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu çerçevede, yükseköğretime erişimi artırmak amacıyla son yıllarda iki önemli adım atılmıştır. Bunlardan ilki; 2006 yılında 15, 2007 yılında 17 ve 2008 yılında 9 olmak üzere toplam 41 yeni devlet üniversitesi kurulmasıdır. Aynı dönemde vakıf üniversitelerinin kurulması da teşvik edilmiş; 2007 yılında 5, 2008 yılında 5 ve 2009 yılında 9 olmak üzere toplam 19 yeni vakıf üniversitesi kurulmuştur. Sonuç olarak, ülkemizde üniversiteler 3 bütün illere yaygınlaştırılmış olup 94’ü devlet ve 45’i vakıf olmak üzere toplam üniversite sayısı 139’a ulaşmıştır. Yükseköğretime erişimin artırılmasına yönelik olarak atılan ikinci önemli adım ise 2008 ve 2009 yıllarında örgün yükseköğretim kontenjanlarının sırasıyla yüzde 28,1 ve yüzde 16,6 oranında artırılmasıdır. Kontenjanlardaki artışa paralel olarak örgün yükseköğretime yerleşen öğrenci sayısında da artış yaşanmış ve 2009 yılı itibarıyla bu sayı 529 bine ulaşmıştır. Bu gelişmelerin sonucu olarak 9. Kalkınma Planı döneminde yüzde 33 ve yüzde 48 olarak öngörülen örgün yükseköğretim okullaşma oranı ile toplam yükseköğretim okullaşma oranı hedefi aşılarak sırasıyla yüzde 35,3’e ve yüzde 54,2’ye ulaşmıştır. Diğer yandan, 2009 yılında Öğrenci Seçme Sınavına (ÖSS) 1.451 bin aday başvurmuştur. Başvuran adayların sadece yüzde 40’ı (583 bin) ortaöğretim son sınıf düzeyinde bulunmakta, geri kalan kısmı ise önceki yıllarda yerleşememiş, bir yükseköğretim programına yerleşmiş ve bir programdan mezun olmuş kişilerden oluşmaktadır. Ortaöğretim mezun sayısı ile örgün yükseköğretim kontenjanı karşılaştırıldığında yükseköğretim arzının ortaöğretimden yükseköğretime geçiş için yeterli olduğu göze çarpmaktadır. Bununla birlikte, örgün yükseköğretim programına yerleşen kişilerin sadece yüzde 47’si (252 bin) ortaöğretim son sınıf düzeyinde bulunmaktadır. Önceki yıllarda herhangi bir programa yerleştirildiği halde tekrar sınava girenler ile yerleşmemiş olanların ÖSS’ye başvuran adaylar içindeki yoğunluğu, yükseköğretime giriş sisteminin etkinliğine ilişkin sorunlar ile ortaöğretim kademesinde yönlendirme ve mesleki rehberlik hizmetlerinin kalitesine ilişkin sorunları gündeme getirmektedir. Bu sorunlar, ortaöğretimden yükseköğretime geçiş sisteminin bütüncül bir bakış açısıyla yeniden ele alınması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Ortaöğretim ve daha üst seviyede eğitim alanların oranı Türkiye’de yüzde 29 iken bu oran OECD ve AB-19 ülke ortalamalarında yüzde 70’tir. Eğitimde kalma beklentisi Türkiye’de OECD ve AB-19 ülke ortalamalarına kıyasla düşüktür. Ayrıca, söz konusu ülkelerde kadınların erkeklere kıyasla daha fazla eğitimde kalmalarına rağmen Türkiye’de bu durum tam tersidir. Eğitime erişimdeki sorunların yanı sıra, eğitimin kalitesine ilişkin sorunlar da önemini korumaktadır. Eğitim kalitesinin artırılması açısından, müfredatın güncelleştirilmesi, ihtiyaç duyulan alanlarda yeterli sayıda ve nitelikte öğretmen istihdam edilmesi ve hizmet içi eğitim yoluyla niteliklerinin artırılması, derslik başına düşen öğrenci sayısının azaltılması, ilköğretimde ikili eğitimden tam gün eğitime geçilmesi, etkin bir rehberlik ve danışmanlık sisteminin kurulması, mesleki eğitimin işgücü piyasasıyla uyumunun sağlanması, okullarda bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkin kullanılması alanlarında sorunlar bulunmaktadır. Bu kapsamda kaliteli eğitim imkanlarına erişim sağlanması açısından bireyler, okullar ve bölgeler arasındaki eşitsizliklerin giderilmesi ihtiyacı önem taşımaktadır. 4 Son beş yılda derslik sayısında yüzde 16,5 oranında artış sağlanmasına rağmen, yapılan dersliklerin bir bölümünün bilgi teknolojisi (BT) sınıfı, laboratuar, kütüphane gibi eğitimin kalitesini artıran diğer eğitim birimleri için kullanılması, derslik başına düşen öğrenci sayısının istenilen oranda azaltılamamasına neden olmaktadır. Son yıllarda Türkiye genelinde ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 30’a yaklaşmakla birlikte, özellikle göç alan büyük şehirler ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerde bu oranın yüksek olduğu görülmektedir. Söz konusu sorun bu illerin kent merkezlerinde daha belirgindir. Derslik başına düşen öğrenci sayısı Şanlıurfa’da 53, İstanbul’da 49’dur. TABLO 3 EĞİTİM KADEMELERİNE GÖRE ÖĞRENCİ / DERSLİK VE ÖĞRENCİ / ÖĞRETMEN SAYILARI İlköğretim Ortaöğretim Genel Lise Mes. ve Teknik Lise Öğrenci/Derslik Sayısı Şehir Köy Öğrenci/Öğretmen Sayısı Öğrenci/Derslik Sayısı Öğrenci/Öğretmen Sayısı Öğrenci/Derslik Sayısı Öğrenci/Öğretmen Sayısı Öğrenci/Derslik Sayısı Öğrenci/Öğretmen Sayısı 2006-2007 34 41 23 26 31 16 32 18 29 14 2007-2008 33 40 23 24 29 15 28 16 29 14 2008-2009 32 38 22 23 31 17 29 18 33 16 Kaynak: MEB Son yıllarda gözlemlenen iyileşmelere rağmen eğitimde fiziki altyapı sorunu önemini korumaktadır. İlköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı OECD ve AB ülkeleri ortalamalarının üzerindedir. İlköğretimde tam gün eğitime geçme yönündeki çalışmalara devam edilmesine rağmen, 20082009 öğretim dönemi itibarıyla tam gün eğitimde okuyan öğrencilerin oranı yüzde 47,3 düzeyinde kalmıştır. Ayrıca, birleştirilmiş sınıflarda öğrenim gören öğrenci sayısında azalma görülmekle birlikte, bu sınıflarda öğrenim gören öğrencilerin oranı yüzde 3,6’dır. Öğretmenlerin ülke geneli dağılımında bölgeler arası farklılıklar önemini korumaktadır. Türkiye genelinde ilköğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 23 iken bu sayı Şanlıurfa’da 35’tir. Eğitimin temel kademelerinde sağlanan nicel artışlara rağmen öğrencilerin sahip olduğu eğitim imkânları açısından bölgeler arasındaki farklılıklar önemini korumaktadır. Türkiye’de yükseköğretim kademesindeki öğrenciye yapılan kamu harcaması temel eğitim kademesindeki öğrenciye yapılan kamu harcamasının dört katıdır. Tüm eğitim kademelerine yapılan kamu harcamaları OECD ve AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında düşük seviyede kalmakla beraber eğitimin temel kademeleri ile yükseköğretim kademesi arasındaki dengesizliğin giderilmesi gerekmektedir. 5 Yükseköğretim Kurulu (YÖK) başta olmak üzere yükseköğretim yönetim sisteminin yeniden yapılandırılamaması ve buna bağlı olarak üniversitelerin idari ve mali özerkliklerinin tam anlamıyla sağlanamaması kaliteyi olumsuz yönde etkilemektedir. Bununla birlikte, kalite değerlendirme ve hesap verebilirlik sisteminin işlerlik kazanamaması, üniversitelerin gelir yaratma kapasitelerinin düşük olması, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayılarının yüksek olması ve fiziki altyapı yetersizlikleri kaliteyi etkileyen diğer önemli sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. YÖK’ün, uzmanlık esasına dayalı planlama ve eşgüdümden sorumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılması, üniversitelerin idari yönetiminde profesyonel yöneticilik anlayışına geçilmesi ve üniversitelerin performansa dayalı olarak esnek harcama yapabilmelerine imkan verecek torba bütçe benzeri modellerin uygulanması ihtiyacı önemini korumaktadır. Yükseköğretimin GSYH’den aldığı pay yüzde 0,8 iken bu oranın OECD ve AB-19 ortalaması sırasıyla yüzde 1 ve yüzde 1,1’dir. Yükseköğretime ayrılan kamu kaynaklarının yetersiz kalması nedeniyle yükseköğretimin finansman yapısının gözden geçirilmesi önem arz etmektedir. 2008 yılı itibarıyla üniversite gelirlerinin yaklaşık yüzde 53,9’unu Merkezi Yönetim Bütçesinden aldığı pay, yüzde 33’ünü döner sermaye gelirleri ve yüzde 13,1’ini özel gelirler oluşturmaktadır. Bu durum, üniversitelerin gelirlerinin önemli bir kısmını merkezi yönetim bütçesinden tahsis edilen kaynakların oluşturduğunu ve üniversitelerin gelir yaratma kapasitesinin oldukça düşük seviyelerde olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, üniversitelerin sanayi ile işbirliği kurmaları, katma değere dönüşecek projeler üretmeleri ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilecek mekanizmaları kurmaları gerekmektedir. Yükseköğretimin yarı kamusal bir hizmet olması ve ilk ve ortaöğretime kıyasla daha fazla kişisel getiri sağlaması nedeniyle, öğrenci katkı paylarının yükseköğretimin finansmanındaki payının artırılması ihtiyacı devam etmektedir. Öğretim üyesi başına öğrenci sayısının yüksek olması ve öğretim üyelerinin üniversiteler arasında dengesiz dağılımı yükseköğretimin bir diğer sorunudur. 2009 yılında örgün öğretimdeki öğrencilerin yüzde 8,3’ü vakıf üniversitelerinde öğrenim görmekte iken öğretim elemanlarının yüzde 10,3’ü bu üniversitelerde görev yapmaktadır. Öğrencilerin yüzde 32,4’ünün, öğretim üyelerinin de yüzde 51,7’sinin üç büyük ilde yoğunlaşması sonucunda, bu illerde öğretim üyesi başına 28,2 öğrenci düşmektedir. 6 TABLO 4 EĞİTİM KURUMLARININ KADEMELERE GÖRE OKUL, ÖĞRENCİ, ÖĞRETMEN VE DERSLİK SAYISI Öğrenci sayısı Eğitim Kademesi Genel Toplam Örgün Eğitim Toplamı Örgün Eğitim(Resmi) Örgün Eğitim(Özel) Örgün Eğitim (Açıköğretim) Okul Öncesi Eğitim Okul Öncesi(Resmi) Anaokulu Anasınıfı 657 S.K.191 Mad. Göre Açılan Kurumlar Okul Öncesi(Özel) Anaokulu Anasınıfı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu İlköğretim İlköğretim(Resmi) İlköğretim (Özel) Açık İlköğretim Ortaöğretim Ortaöğretim(Resmi) Ortaöğretim(Özel) Açıköğretim Lisesi Genel Ortaöğretim Toplamı Genel Ortaöğretim(Resmi) Genel Ortaöğretim(Özel) Açıköğretim Lisesi Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Toplamı Mesleki ve Teknik Lise(Resmi) Mesleki ve Teknik Lise(Özel) Açıköğretim Lisesi Yaygın Eğitim (3) Resmi Özel Öğretmen Okul / Kurum 59.539 46.100 42.007 4.091 2 3.877 1.396 1.248 22.225 (1) 148 2.481 928 579(1) Toplam Erkek Kadın Toplam 23.199.865 16.137.436 14.688.342 458.108 990.986 980.654 892.735 148.285 735.754 8.696 87.919 32.389 19.087 12.171.432 8.445.996 7.658.072 248.130 539.795 511.127 464.743 77.639 382.616 4.488 46.384 17.031 10.212 11.028.433 7.691.440 7.030.270 209.978 451.191 469.527 427.992 70.646 353.138 4.208 41.535 15.358 8.875 800.028 707.052 655.517 50.853 14.513 7.038 6.356 28.088(2) 682 6.793 873 786(2) 1.553 36.443 19.141 17.302 5.920 33.310 32.430 879 1 8.913 8.181 731 1 4.067 3.357 709 1 4.846 4.824 22 13.439 2.165 11.274 10.916.643 10.274.728 251.967 389.948 4.240.139 3.520.879 118.222 601.038 2.420.691 1.882.426 116.619 421.646 1.819.448 1.638.453 1.603 179.392 7.062.429 3.856.465 3.205.964 5.632.328 5.288.749 136.133 207.446 2.302.541 1.904.579 65.613 332.349 1.268.098 958.162 64.666 245.270 1.034.443 946.417 947 87.079 3.725.436 1.659.072 2.066.364 5.284.315 4.985.979 115.834 182.502 1.937.598 1.616.300 52.609 268.689 1.152.593 924.264 51.953 176.376 785.005 692.036 656 92.313 3.336.993 2.197.393 1.139.600 485.677 458.046 27.631 206.862 190.433 16.429 111.896 95.784 16.112 94.966 94.649 317 92.976 10.602 82.374 Kaynak: MEB (1)Okul öncesi eğitimde 22.225 resmi anasınıfı ile 579 özel anasınıfı okul sayısına dahil edilmemiştir. (2)28.885 okul öncesi öğretmeni kadroların bulunduğu kurumların öğretmen sayılarında gösterilmiştir. Toplama dâhil edilmemiştir. (3)Yaygın eğitim kurumlarına ait kursiyer sayısı bilgileri 2008/’09 öğretim yılı sonu itibariyle verilmiştir. 7 TABLO 5 ÖZEL EĞİTİM KURUMLARINDA OKUL, ÖĞRENCİ, ÖĞRETMEN VE DERSLİK SAYISI Eğitim Kademesi Genel Toplam Örgün Eğitim Toplamı Okul Öncesi Eğitim İlköğretim Ortaöğretim Genel Ortaöğretim Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Yaygın eğitim toplamı Özel Dershaneler Motorlu taşıt sürücüleri Kursu Muhtelif Kurslar Özel Eğitim ve Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Özel Özel Eğitim Okulu Özel Etüt Eğitim Merkezi Okul/Sınıf/Kurum 15.944 4.670 3.060 879 731 709 Öğrenci Sayısı Toplam Erkek Kadın 3.664.072 2.314.494 1.349.578 458.108 248.130 209.978 87.919 46.384 41.535 251.967 136.133 115.834 118.222 65.613 52.609 116.619 64666 51.953 Öğretmen Sayısı Toplam Erkek Kadın 1.606.382 55.304 51.304 24.008 8.450 15.558 7.579 217 7.362 27.631 8.673 18.958 16.429 8.233 8.196 16.112 8.088 8.024 Derslik 116.191 38 204 11.977 17.952 8.275 8.126 22 1.603 947 656 317 145 172 149 11.274 4.193 3.205.964 1.174.860 2.066.364 600.903 1.139.600 573.957 82.374 50.432 46.854 27.640 35.520 22.792 77.987 43.445 2.899 1.529.268 1.182.439 346.829 17.198 13.946 3.252 8.160 1.895 264.063 143.326 120 737 3.973 1.843 2.130 7.199 1.656 199.594 117 902 81.692 9.770 2.992 6.778 17.613 136 495 22.562 15.617 13.382 8.412 9.180 7.205 1.001 433 568 1.570 Kaynak: MEB (1)Yaygın Eğitim Kurumlarına ait kursiyer sayısı bilgileri 2008/’09 öğretim yılı sonu itibariyle verilmiştir. Yükseköğretim sistemindeki son genişlemeyle birlikte yeni kurulan üniversitelerin fiziki ihtiyaçlarının karşılanması daha da öncelikli bir konu haline gelmiştir. Yükseköğretim kurumlarında ilave kapalı alanlar yaratılması gereği bulunmakla birlikte mevcut kapalı alanların da daha etkin şekilde kullanılması önem arz etmektedir. Artan üniversite sayısı ve örgün yükseköğretim kontenjanlarına paralel olarak yurt ihtiyacı da artmaktadır. Bu çerçevede, 2009-2010 öğretim dönemi itibarıyla, yükseköğretim düzeyindeki yurt kapasitesi yaklaşık 426 bin’dir. Bu kapasitenin yaklaşık 230 bini YURT-KUR yurtlarından, 50 bini üniversite yurtlarından, 146 bini de özel yurtlardan oluşmakta olup YURT-KUR yurtlarında başvuru yapılabilecek boş yatak kapasitesi 98 bin iken başvuran sayısı 255 bin olmuş ve karşılama oranı yüzde 38,6 olarak gerçekleşmiştir. Öte yandan, YURT-KUR yurtları özellikle maliyet ve güvenlik açısından öğrenciler ve aileleri tarafından öncelikli olarak tercih edilmekte; son yıllarda yeni açılan yurtların kalite standartlarının yüksek olması, eski yurtların da yapılan iyileştirme çalışmaları neticesinde kalite standartlarının yükseltilmesi yurtların yaklaşık yüzde 100 kapasite ile hizmet vermesi sonucunu beraberinde getirmiştir. Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde yükseköğretimdeki genişlemeyle beraber öğrencilerin barınma ve burs-kredi ihtiyaçlarının artacağı göz önünde bulundurulduğunda, finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesi gerekmekte ve buna bağlı olarak YURT-KUR’ un kurumsal kapasitesinin geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Küreselleşme sürecinde bireylerin diğer ülkelerde yaşama, çalışma ve öğrenim fırsatlarını elde etmesi ve bilgi ekonomisi sürecinde küresel bilgi paylaşımının önem kazanmasıyla birlikte 8 uluslararasılaşma yükseköğretimde önemli bir eğilim haline gelmiştir. Bu eğilime paralel olarak 2006 yılında dünyadaki toplam yabancı öğrenci sayısı yaklaşık 3 milyona ulaşmış olup yabancı öğrencilerden en büyük payı yüzde 20 oranı ile ABD alırken Türkiye dünyadaki yabancı öğrencilerden yüzde 0,7 düzeyinde bir pay almaktadır. Bu itibarla, yükseköğretimde uluslararasılaşma boyutu konusunda farkındalığın artırılarak ihtiyaç duyulan desteğin sağlanması, Türkiye’nin bu alandaki ulusal politika eksikliğinin giderilmesi, dünyadaki yabancı öğrencilerden daha fazla pay alarak öğrenci çeken bir ülke konumuna gelmesine yönelik yeni bir yapılanmaya gidilmesi gerekmektedir. TABLO 6 YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINDA ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDE ÖĞRENCİ SAYILARI Mezun 2001/’02 2002/’03 2003/’04 2004/’05 2005/’06 2006/’07 2007/’08 2008/’09 234.181 267.791 289.579 296.113 316.128 340.599 378.818 409.023 2001/’02 2002/’03 2003/’04 2004/’05 2005/’06 2006/’07 2007/’08 2008/’09 4.221 4.951 5.641 4.933 5.337 5.898 6.926 8.096 Okuyan Türkiye 1.568.384 1.798.623 1.841.546 1.969.086 2.181.217 2.291.762 2.372.136 2.757.828 Sakarya 20.387 22.582 24.087 27.362 31.981 36.198 38.565 42.124 Yeni Kayıt 418.315 567.511 492.828 543.035 603.529 580.992 602.248 807.400 7.082 7.639 7.975 9.157 10.787 11.619 11.531 14.948 Kaynak: Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Not 1. Veri tabanında öğretim dönemi, ilgili dönemin ilk yılı olarak gösterilmiştir. Örnek: 2001/2002 dönemi 2001 olarak gösterimli 2. Orta Doğu Teknik Üniversitesine bağlı Kuzey Kıbrıs Kampüsün’de kayıtlı, okuyan ve mezun olan öğrenci sayıları Türkiye toplamında verilmiştir. 3. Mezun öğrenciler bir önceki dönemin mezunlarıdır. 9 SAKARYA EĞİTİM TABLO 7 Sakarya ilinde 2009-2010 eğitim ve öğretim yılı itibariyle Okuma –Yazma Oranı Toplam Okul Sayısı ( Kamu: 470, Özel: 23) Toplam Derslik Sayısı ( Kamu: 5.584, Özel: 359) Toplam Öğrenci Sayısı ( Kamu: 170.507, Özel: 5.248) Toplam Öğretmen Sayısı ( Kamu: 7.893, Özel: 538) Anaokulu Sayısı ( Özel: 3, Resmi: 20 ) Anaokulu Derslik Sayısı ( Kamu: 532, Özel: 86) Anasınıfı Öğrenci Sayısı ( Kamu: 12.891, Özel: 1.120) Anaokulu Öğretmen Sayısı ( Kamu: 602, Özel: 103) Okul öncesi Okullaşma Oranı İlköğretim Okulu Sayısı ( Kamu:366, Özel:9) İlköğretimde Derslik Sayısı ( Kamu: 3.755, Özel:163) İlköğretimde Öğrenci Sayısı ( Kamu:113.988, Özel: 2.804) İlköğretimde Öğretmen Sayısı ( Kamu: 4.909, Özel: 252) İlköğretimde Okullaşma Oranı SBS 2009 Yılı İl Sıralaması Ortaöğretimde Okul Sayısı ( Kamu: 80, Özel: 11) Ortaöğretimde Derslik Sayısı ( Kamu: 1.259, Özel:110) Ortaöğretimde Öğrenci Sayısı ( Kamu: 43.488, Özel: 1.324) Ortaöğretimde Öğretmen Sayısı ( Kamu: 2.315, Özel: 183) Orta Öğretimde Okullaşma Oranı LYS 2009 Yılı İl Sıralaması Halk Eğitim Merkezi Sayısı Halk Eğitim Merkezlerinde Açılan Kurs Sayısı Halk Eğitim Kurslarındaki Kursiyer Sayısı Meslek Eğitim Merkezi Sayısı Mesleki Eğitim Merkezindeki Öğrenci Sayısı Mesleki Eğitim Merkezlerinde Açılan Kurs Sayısı % 92 493 5.943 175.755 8.431 23 618 14.011 705 % 51 375 3.918 116.792 5.161 % 99 54 91 1.369 44.812 2.498 % 74 48 17 3.909 13.490 7 16.303 4.046 10 TABLO 8 TÜRKİYE VE SAKARYA OKULLAŞMA ORANI OKULLAŞMA ORANI (%) OKUL TÜRÜ 2007-2008 2008-2009 2009-2010 Sakarya Türkiye Sakarya Türkiye Sakarya Türkiye OKUL ÖNCESİ 54 28.5 60 33 54,42 38,55 İLKÖĞRETİM 92 97.3 99 96.4 98,22 98,17 ORTAÖĞRETİM 56 58.5 74 58.5 88,87 64,95 İl Genelinde 493 Okul (Okulöncesi, İlköğretim, Ortaöğretim ve Özel Eğitim), 5.943 Derslik, 8.431 Öğretmen, 175.755 Öğrenci, bulunmaktadır. Okuryazarlık oranı; % 92’dir Okul öncesi eğitimde; Toplam 23 bağımsız anaokulu (resmi+özel), 618 derslik bulunmakta olup, 705 öğretmen görev yapmaktadır. Öğrenci sayısı 14.011 ve okullaşma oranı %51’dir. İlköğretimde; Toplam 375 ilköğretim okulunda, 3.918 derslik bulunmakta olup 5.161 öğretmen görev yapmaktadır. İlköğretimde 116.792 öğrenci eğitim görmekte ve okullulaşma oranı % 99’dur. Derslik başına düşen öğrenci sayısı 29’dur. Orta öğretimde; Toplam 91 orta öğretim okulunda 1.369 derslik bulunmakta toplam 3.639 öğretmen görev yapmaktadır. 43.671 öğrenci eğitim görmekte ve okullulaşma oranı % 80’dir. Orta öğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 32’dir. Mesleki eğitim alanında; il genelinde toplam 43 meslek lisesi, 638 derslik bulunmakta, toplam 1.412 öğretmen görev yapmaktadır. İlde 26.052 öğrenci bulunmaktadır. İlde mesleki eğitimin orta öğretim içindeki ağırlık payı %57’dir. 11 TABLO 9 SAKARYA İLİNDE EĞİTİMİN KADEMELERE GÖRE DURUMU EĞİTİM KADEMELERİ OKUL ÖNCESİ İLKÖĞRETİM ÖZEL EĞİTİM ORTAÖĞRETİM MESLEK LİSESİ TOPLAM OKUL SAYISI DERSLİK SAYISI ÖĞRENCİ SAYISI ÖĞRT. + USTA ÖĞRT. SY. OKUL SAYISI DERSLİK SAYISI ÖĞRENCİ SAYISI ÖĞRETMEN SAYISI OKUL SAYISI DERSLİK SAYISI ÖĞRENCİ SAYISI ÖĞRETMEN SAYISI OKUL SAYISI DERSLİK SAYISI ÖĞRENCİ SAYISI ÖĞRETMEN SAYISI OKUL SAYISI DERSLİK SAYISI ÖĞRENCİ SAYISI ÖĞRETMEN SAYISI OKUL SAYISI DERSLİK SAYISI ÖĞRENCİ SAYISI ÖĞRETMEN SAYISI KAMU ÖZEL TOPLAM 20 532 12.891 602 + (20 Grv.) 366 3.755 113.988 3 86 1.120 9 163 2.804 23 618 14.011 705 +(20 Grv.) 375 3.918 116.792 4.909 252 5.161 4 38 140 - 4 38 140 67 - 67 37 621 17.436 11 110 1.324 48 731 18.760 903 183 1.086 43 638 26.052 - 43 638 26.052 1.412 - 1.412 470 5.584 170.507 23 359 5.248 493 5.943 175.755 7.893 538 8.431 103 OKULLAŞMA ORANI (%) 51 98,98 - 31,24 42,62 12 TABLO 10 SAKARYA ÜNİVERSİTESİ 2009- 2010 ÖĞRETİM YILI ÖĞRENCİ SAYILARI 1.ÖĞRETİM FEN BİLİM. ENST. SOSYAL BİL. ENS TOPLAM TIP FAKÜLTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ İKT. VE İDR. BİL. FAKÜLTESİ İLAHİYAT FAAKÜLTESİ TEKNİK EĞİTİM FAKÜLTESİ DEVLET KONSERVATUVARI EĞİTİM FAKÜLTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ TOPLAM SAĞLIK YÜKSEKOKULU BEDEN EĞT. VE SP. Y.O. TOPLAM SAKARYA MYO HENDEK MYO AKYAZI MYO GEYVE MYO KARASU MYO SAPANCA MYO SAĞLIK HİZMETLERİ MYO ADAPAZARI MYO FERİZLİ MYO PAMUKOVA MYO KAYNARCA SEYFETTİN SELİM MYO ALİFUAT CEBESOY MYO TOPLAM TOPLAMLAR 2.ÖĞRETİM K E TOP. K E TOP 506 1007 1513 31 863 1926 1232 1770 3002 22 2801 1159 1738 2777 4515 53 3664 3085 0 0 0 0 489 1245 1 0 1 0 2082 779 1 0 1 0 2571 2024 KIZ 1.Ö2.Ö 506 1007 1513 31 1352 3171 1511 1600 3111 1127 1309 2436 448 98 72 1056 344 763 152 837 792 861 224 1893 152 85 0 829 38 745 0 603 194 70 264 0 6199 394 163 557 584 256 230 636 281 707 348 1617 190 423 77487 88 252 340 1483 668 606 424 420 597 72 4786 105 295 13947 482 415 897 2067 924 836 1060 701 1304 420 6403 295 718 112 78 327 5711 13980 227 9761 20851 ERKEK 1.Ö-2.Ö G.TOP. 1233 1770 3003 22 4883 1938 1739 2777 4516 53 6235 5109 2638 2909 5547 190 830 0 1432 600 183 72 1885 382 1508 152 1440 982 1691 224 3325 0 0 194 70 264 3927 0 156 156 299 212 184 380 182 461 152 0 0 232 5556 0 224 224 1121 587 401 302 361 442 45 0 0 242 9483 0 380 380 1420 799 585 682 543 903 197 0 0 474 10126 394 319 713 883 468 414 1016 463 1168 500 1617 190 655 13304 88 476 564 2604 1255 1007 726 781 1039 117 4786 105 537 23430 482 795 1277 3487 1723 1421 1742 1244 2207 617 6403 295 1192 190 83 70 153 195 148 343 554 15472 34831 263 2448 6531 213 3784 9565 476 6232 16096 590 8159 20511 440 13545 30416 1030 21704 50927 13 TABLO 11 SAKARYA ÜNİVERSİTESİ Sakarya Üniversitesi Fakülte Sayısı Yüksek Okul Sayısı Meslek Yüksek Okulu Sayısı Konservatuar Sayısı Enstitü Sayısı Bölüm Sayısı Program Sayısı Sakarya Üniversitesi Öğrenci Sayısı Sakarya Üniversitesi Toplam Mezun Sayısı Sakarya Üniversitesi Toplam Mezun Sayısı (Y.lisans+ Doktora dâhil) Sakarya Üniversitesi Mezun Sayısının İl Nüfusuna Oranı Sakarya Üniversitesi Akademik Personel Sayısı (105 Prf.,82 Doç.,392 Yrd. Doç.,325 Öğt.Gör.,295 Arş. Gör, 1255 Akademik Personel, 622 İdari Per.) 8 2 12 1 2 145 260 50.927 68.726 74.184 % 8,6 1.342 TABLO 12 GELEN ÖĞRENCİ SAYILARI TOPLAM 50.927 31.002 19.925 CİNSİYET K 20.511 11.259 9 252 E 30.416 19.743 10.673 14 SAĞLIK SAĞLIK 1. Mevcut Durum Sağlık alanında son yıllarda yürütülen çalışmaların ve Sağlıkta Dönüşüm Programının etkisiyle hizmet sunumu, hizmete erişim, temel sağlık göstergeleri ve sağlık hizmetlerinden duyulan memnuniyet düzeyinde olumlu gelişmeler gerçekleşmiştir. Ancak, fiziki altyapı ve sağlık personelinin kent-kır ve bölgeler arası dağılımındaki farklılıklar ile sağlık hizmetlerinin finansmanın sürdürülebilirliğine ilişkin sorunlar önemini korumaktadır. TABLO 1 NÜFUSA İLİŞKİN TEMEL SAĞLIK GÖSTERGELERİ Nüfus Artış Hızı (Binde) (1) (2) Bebek Ölüm Hızı (Binde) (1) (2) Toplam Doğurganlık Oranı (1) (2) Doğuşta Hayatta Kalma Ümidi (Yıl) (1) 2005 12,6 23,6 2,19 71,3 2006 12,4 22,6 2,18 71,5 2007 12,1 21,7 2,17 71,7 2008 11,8 17,6 2,15 71,8 Kaynak: DPT (1): 2005-2007 arası veriler Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) verilerine göre yapılmış DPT tahminidir. (2): 2008 verisi TNSA(2008) çalışmasından alınmıştır. 1968 yılından beri her 5 yılda bir yapılmakta olan Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmasının (TNSA) 2008 yılı çalışması tamamlanmıştır. Bu çalışmaya göre, son yirmi yılda doğurganlık hızında belirgin azalma görülmekte olup, bölgeler arası dağılımda farklılıklar bulunmaktadır. 2008 yılı TNSA sonuçlarına göre, doğurganlık hızı yüzde 2,16’ya düşmüş olup yenilenme hızı olan 2,15 seviyesine yaklaşılmıştır. Kırsal alanda doğurganlık hızının kentsel alana göre daha fazla olduğu ancak yıllar itibarıyla aradaki farkın azaldığı görülmektedir. Yaşa özel doğurganlık hızlarında, eğitim seviyesinin ve ilk evlenme yaşının yükselmesiyle beraber dönemler itibarıyla değişimler gözlenmektedir. 1978-2003 döneminde 20-24 yaş grubu, yaşa özel doğurganlık hızının en yüksek olduğu grup iken ilk defa 2008 yılı TNSA sonuçlarına göre en yüksek hızın 25-29 yaş grubuna kaydığı görülmüştür. Diğer bir değişle, doğurganlığın ertelenmesi ülkemizin doğurganlık dönüşümünün dikkat çekici bulgularındandır. Bebek ve beş yaş altı çocuk ölüm oranları yıllar itibarıyla ciddi düşüş göstererek 2008 yılında bin canlı doğumda sırasıyla 17,6 ve 23,9’a gerilemiştir. Ancak, bebek ve beş yaş altı ölüm oranları, gelir seviyesi ve annenin eğitim düzeyiyle orantılı olarak azalmaktadır. Kırsaldaki ölüm oranları kentsel alanda yaşayanlara, doğu ve güney bölgelerdeki ölüm oranları ise diğer bölgelere göre daha yüksektir. Anne ve bebek sağlığı açısından önemli olan doğum öncesi bakım alma ve doğumun bir sağlık kuruluşunda yapılma oranlarında, yürütülen çalışmaların da etkisiyle iyileşmeler görülmektedir. 2003 yılında yüzde 80,2 olan doğum öncesi bakım alma oranı 2008 yılında yüzde 92’ye yükselmiş, doğumun sağlık kuruluşunda yapılma oranı ise 2003 ve 2008 yıllarında sırasıyla yüzde 78,2 ve yüzde 89,7 olarak gerçekleşmiştir. Ancak, kırsal alanda doğumların yüzde 20,4’ünün, kentsel alanda ise 5,4’ünün evde yapıldığı görülmektedir. Annenin eğitim seviyesi değerlendirildiğinde; lise ve üzeri eğitim almış annelerde evde doğum yapma oranı yüzde 0,3 iken eğitim almamış annelerde yüzde 28,3’e ulaşmaktadır. Annelerin yüzde 84,8’inin bebeklerin ise yüzde 89,7’sinin doğumdan sonraki iki ay içinde bakım hizmetini en az bir kez aldıkları görülmektedir. Hem anne hem de bebeklerdeki doğum sonrası bakım alma oranı, eğitim seviyesi ve gelir seviyesi arttıkça yükselmektedir. 2003 yılında yüzde 54 olan tam aşılı çocuk oranı 2008 yılında yüzde 74’e yükselmiştir. Kızamık ve BCG aşıları sırasıyla 2003 yılında yüzde 79 ve yüzde 88 iken, 2008 yılında yüzde 83 ve yüzde 96’ya yükselmiş olup, bağışıklamaya yönelik yürütülen çeşitli programların da etkisiyle, son 5 yılda aşılanmayla ilgili önemli bir gelişme kaydedilmiştir. Ancak, annenin eğitim seviyesi bebeğin aşılanması üzerinde etkili olmaktadır. En az lise mezunu olan annelerin bebeklerinin aşılanma oranı yüzde 80 iken, eğitimsiz annelerin bebeklerinin ancak yarısı tam aşılıdır. Dünya Sağlık Örgütü, nüfusun yaşlanmasına bağlı olarak 2030 yılına kadarki dönemde bulaşıcı olmayan hastalıklara bağlı ölümlerde belirgin bir artış olacağını; kansere, kardiyovasküler hastalıklara ve trafik kazalarına bağlı ölümlerin toplam ölümlerin yüzde 56’sını oluşturacağını tahmin etmektedir. Ülkemizde yaşlı nüfusun oranının giderek artacağı da dikkate alındığında bulaşıcı olmayan hastalıklara yönelik koruyucu sağlık hizmetlerinin çeşitlendirilmesi önem arz etmektedir. Kanseri önleme ve tarama programları kapsamında kanser erken teşhis, tarama ve eğitim merkezlerinin (KETEM) sayısı 120’ye ulaşmıştır. Türkiye Kronik Havayolu Hastalıklarını (Astım-KOAH) Önleme ve Kontrol Programı 20092013 Eylem Planı hazırlanmıştır. Ülkemizin sağlık hizmet altyapısında son yıllarda özellikle yatak kapasitesi açısından iyileşmeler görülmektedir. 2005-2008 döneminde yatak kapasitesi yüzde 6 oranında artmış olup yatak kapasitesinin yüzde 62,7’si Sağlık Bakanlığına, yüzde 16,9’u üniversitelere, yüzde 11,2’si özel sektöre ve yüzde 9,2’si Milli Savunma Bakanlığına (MSB) ve diğer kamu kurumlarına aittir. Sağlık Bakanlığı hastanelerindeki hasta odalarının içerisinde banyosu ve tuvaleti bulunan en fazla ikişer kişilik odalara dönüştürülmesine yönelik çalışmalar devam edilmektedir. Sağlık Bakanlığına ait hastanelerdeki nitelikli hasta yataklarının sayısı 2007 yılında 17.319 iken 2008’de 22.786’ya ulaşmış olup hasta yatağı içerisindeki oranı yüzde 19’dur. Ülkemizdeki tüm hizmet vericilere ait hasta yatağı içerisinde nitelikli yatakların oranı ise 2008 yılı itibarıyla yüzde 22,4’tür. TABLO 2 YILLAR İTİBARIYLA HASTA YATAĞI SAYISI VE DOLULUK ORANLARI (1) Yatak Sayısı (Bin) 10.000 Kişiye Düşen Yatak Sayısı Yatak Doluluk Oranı (Yüzde) Kaynak: Sağlık Bakanlığı, DPT (1) Yoğun bakım yatakları dahildir. (2) DPT tahminidir. 2005 192,6 28,1 64,5 2006 196,6 28,3 64,2 2007 200,8 28,6 61,7 2008 204,1 28,7 63 2009 (2) 208,9 29,1 - Sağlık hizmetlerine olan talep her yıl artmakta olup 2006-2008 döneminde hastanelere yapılan toplam müracaat sayısı yüzde 26 artarken, özel sektörde bu artış yüzde 149 olarak gerçekleşmiştir. Müracaat sayısının artışında, kamu hastanelerinin tek çatı altında toplanarak hizmet sunumundaki farklılıkların azaltılması, özel sektör sağlık hizmetlerinden faydalanmanın kolaylaştırılması etkili olmuştur. 2008 yılında, toplam yatak kapasitesinin yüzde 11,2’sine sahip olan özel sektör, büyük ameliyatların yüzde 26’sını ve toplam ameliyatların ise yüzde 48,1’ini gerçekleştirmiştir. Diğer taraftan, özel sektörün yatak devir hızının 2008 yılında yüzde 110,5 olduğu, Sağlık Bakanlığının yüzde 49,9, üniversitelerin ise yüzde 43,1’de kaldığı görülmektedir. Ayrıca, kurumların kendi sahip oldukları yatak sayısına oranla yapılan büyük ameliyatların sayısına bakıldığında ise özel sektörün Sağlık Bakanlığının 2,1 katı, üniversitelerin ise 2,2 katı olduğu görülmektedir. Yatak kapasitesindeki iyileşmelere rağmen ülke genelindeki dağılım sorunları devam etmektedir. İllerin sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyesine göre, MSB’ye ait hasta yatağı ve yoğun bakım yatakları hariç olmak üzere on bin kişiye düşen yatak sayısı en gelişmiş olan bölgede 24,9 iken, en az gelişmiş olan bölgede 15,4’tür. 2002 yılında 10.000 kişiye düşen yatak sayısı açısından en az gelişmiş olan bölge ile en gelişmiş bölge arasında 2,9 kat olan fark 2008 sonu itibarıyla 1,62’ye düşmüştür. Yatakların bölgeler arasında dengesiz dağılımı, sağlık personelinin de dengesiz dağılımına yol açan faktörlerden biridir. 2008 yılında on bin kişiye düşen aktif çalışan hekim sayısı 14,3 hemşire sayısı 13 iken AB ülkelerinde bu sayılar sırasıyla 31,8 ve 73,1, Dünya Sağlık Örgütünün yüksek gelir grubu ülkelerinde ise 27 ve 86’dır. Sağlık personeli ülke ortalaması, AB ve DSÖ ülkeleri ortalamasının gerisinde kalmakta, özellikle hemşire açığının daha belirgin olduğu görülmektedir. Hekim açığını azaltmak amacıyla 2007 yılında 4.751 olan tıp fakültesi kontenjanı yüzde 56 artırılarak 2009 yılında 7.408’e çıkartılmıştır. Aynı dönemde hemşire kontenjanı ise 5.674’ten 6.607’ye çıkartılmıştır. Ülkemizde yüz bin kişiye düşen hemşire mezun sayısı 2008’de 6,1 olup bu sayı AB ülkelerinde 28,6’dır. Hemşireler temel olarak halk sağlığı ve klinik hizmetlerde görev alabildiklerinden, hemşire sayısının artırılması uzun vadede sağlık hizmetlerinde kaliteyi artırıcı ve maliyetleri düşürücü etkiye sahip olacaktır. Ayrıca, doktor/hemşire oranı 1,3 olup bu oranın azaltılması için hemşire kontenjanlarının yükseltilmesi önem arz etmektedir. Sağlık personelinin bölgeler arasında dengesiz dağılım sorunu azalmakla beraber önemini korumaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanan mecburi hizmet, personel dağılım çalışmaları ve personelin ihtiyaç olunan bölgede çalıştırılmasına yönelik teşvikler ile 2002-2008 döneminde uzman hekim açısından en iyi ve en kötü iller arasındaki oran, 1.24,6’dan 1/7’ye, pratisyen hekimler için 1/7,4’ten 1/2,7’ye, hemşire için ise 1/6,4’ten 1/3,9’a düşürülmüştür. Aile hekimliği modeline geçilmesi ve etkili bir sevk zincirinin oluşturulması, hastanelerin etkinliğinin artırılması ve maliyetlerin düşürülmesi açısından önem arz etmektedir. Halen 40 ilde uygulanmakta olan aile hekimliği sisteminin tüm yurda yaygınlaştırılması planlanmaktadır. Acil sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi yönündeki çalışmalar ile 2005 yılında 977 olan acil yardım istasyonu sayısı 2008 yılında 1.308’e, 2005 yılında 1.328 olan tam donanımlı ambulans sayısı 2008 yılı sonunda 2.029’a ulaşmıştır. Tedavi masraflarını kişilerin kendilerinin karşılaması özellikle düşük gelirli hanehalklarının daha da fakirleşmesine sebep olabilmektedir. Yaşam Memnuniyeti Araştırmasının sonuçlarına göre; 2008 yılında hastalanma durumunda tedavi masraflarının karşılanma yollarına bakıldığında, yüzde 72’sinin bir sosyal güvenlik kurumundan, yüzde 14,9’unun kişinin kendisi tarafından, yüzde 10,4’ünün yeşil karttan, yüzde 1,3’ünün ise özel sigortadan karşılandığı görülmektedir. 2004 yılında yüzde 28,2 olan tedavi masraflarını kendi karşılama oranının 2008 yılında yüzde 14,9’a gerilemesindeki en önemli etken, kırsal alanlarda yaşayanlarda bu oranın 2004 yılında yüzde 34,6’dan yüzde 15’e düşmesidir. Uzman personel eksikliği bulunan hastanelerin desteklenmesi, gereksiz sevklerin önlenmesi ve hizmet sunumunda maliyet etkinliğinin sağlanması amacıyla geliştirilen Teletıp Projesinin radyoloji ve patoloji alanındaki pilot uygulaması sürdürülmektedir. İlaç takip sistemi çalışmaları devam etmekte olup ilaç takibi, sahte ilaç ve ambalajlardan korunmayı ve ilaçların güvenliği ile ilgili klinik verilerin toplanmasını sağlayacak olan karekodun ürünler üzerine 1 Ekim 2009 tarihinden itibaren yazılması zorunlu hale getirilmiştir ve tüm ilaçlar 1 Ocak 2010 tarihinden itibaren karekodlu olarak satılacaktır. Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre, sağlık hizmetlerinin kalitesinde sorun olduğunu düşünenlerin yüzdesi 2004-2008 döneminde 43,1’den 22,6’ya düşmüş olup bu dönemde gerçekleştirilen iyileşmelerin etkisinin vatandaşlar tarafından olumlu yönde karşılandığı görülmektedir. TABLO 3 YILLARA VE DALLARA GÖRE HASTANE YATAĞI SAYISI, TÜRKİYE Genel Hastane Acil Yardım ve Travmatoloji Hastanesi Çocuk Hastalıkları Hastanesi Diş Hastanesi Diyabet Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri Göğüs Hastalıkları Hastanesi Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Merkezleri Göz Hastalıkları Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Kardiyoloji Hastanesi Kemik Hastalıkları Hastanesi Lepra Hastanesi Meslek Hastalıkları Hastanesi Onkoloji Hastanesi Psikiyatri Hastanesi Zührevi Hastalıklar Hastanesi Toplam 2002 134.708 551 1.630 12 54 1.534 5.808 1.513 345 8.078 304 1.011 160 161 995 4.256 99 161.219 2006 154.528 317 2.407 38 64 1.690 4.925 2.056 357 10.437 316 762 150 160 967 4.443 79 183.696 2007 157.162 320 2.563 38 64 1.704 4.506 2.058 366 11.473 331 714 150 152 1.004 3.507 79 186.191 2008 157.778 320 2.333 55 64 1.660 4.468 2.403 475 11.527 605 635 175 156 973 4.359 79 188.065 Kaynak: Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Not: Diğer kamu kuruluşları ve yerel idarelere ait hastaneler genel hastanelere dahil edilmiştir. TABLO 4 YILLARA VE DALLARA GÖRE HASTANE SAYILARI, TÜRKİYE Genel Hastane Acil Yardım ve Travmatoloji Hastanesi Çocuk Hastalıkları Hastanesi Diş Hastanesi Diyabet Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri Göğüs Hastalıkları Hastanesi Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Merkezleri Göz Hastalıkları Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Kardiyoloji Hastanesi Kemik Hastalıkları Hastanesi Lepra Hastanesi Meslek Hastalıkları Hastanesi Onkoloji Hastanesi Psikiyatri Hastanesi Zührevi Hastalıklar Hastanesi Toplam 2002 986 7 9 1 2 15 28 6 8 64 5 3 2 3 5 9 2 1.155 Kaynak: Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Not: Diğer kamu kuruluşları ve yerel idarelere ait hastaneler genel hastanelere dahil edilmiştir. 2006 1.032 5 10 3 2 14 23 6 10 72 5 3 2 2 4 10 1 1.204 2007 1.140 5 10 4 2 13 22 6 15 73 5 3 2 2 4 10 1 1.317 2008 1.171 5 8 3 2 12 22 7 18 74 5 3 2 2 4 11 1 1.350 TABLO 5 BAZI SAĞLIK PERSONELİNİN SEKTÖRLERE DAĞILIMI, TÜRKİYE 2008 Uzman Hekim Pratisyen Hekim Asistan Hekim Toplam Hekim Hemşire Ebe Diş Hekimi Eczacı Sağlık Memuru Sağlık Bakanlığı 25.886 29.899 7.751 63.536 70.022 43.600 5.425 1.192 59.846 Üniversite 11.562 147 12.264 23.973 14.153 494 577 181 5.782 Özel 18.786 3.812 0 22.598 15.735 3.579 13.957 23.405 18.365 Diğer * 739 1.905 400 3.044 - Toplam 56.973 35.763 20.415 113.151 99.910 47.673 19.959 24.778 83.993 Kaynak: Personel Genel Müdürlüğü * Diğer, Kamu kurumları ve yerel idarelere bağlı sağlık personelini içermektedir. Diğer sektörlerde çalışan hekim dışı sağlık personeline yönelik Personel Genel Müdürlüğü’nün çalışmaları sürmektedir. TABLO 6 YILLARA GÖRE BAZI SAĞLIK PERSONELİNİN SAYILARI, SAĞLIK BAKANLIĞI, TÜRKİYE Uzman Hekim Pratisyen Hekim Asistan Hekim Toplam Hekim Hemşire Ebe Diş Hekimi Eczacı Sağlık Memuru 2002 22.187 29.030 6.189 57.406 57.360 39.473 3.819 1.596 39.276 2006 25.586 28.077 7.629 61.292 62.901 41.387 4.183 1.190 47.432 2007 24.426 28.884 7.921 62.231 69.710 43.781 5.082 1.210 59.683 2008 25.886 29.899 7.751 63.536 70.022 43.600 5.425 1.192 55.901 Kaynak: Personel Genel Müdürlüğü Not: Karşılaştırılabilir olması amacı ile 2002 yılına SSK personel sayıları dahil edilmiştir. TABLO 7 YILLARA VE SEKTÖRLERE GÖRE TOPLAM HASTANE MÜRACAAT SAYISI, TÜRKİYE Sağlık Bakanlığı Üniversite Özel Toplam 2002 109.737.182 8.891.333 5.680.954 124.309.469 Kaynak: Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü 2006 189.422.137 12.588.872 15.529.416 217.540.425 2007 209.630.370 15.025.079 24.485.650 249.141.099 2008 216.723.712 18.290.800 38.688.313 273.702.825 TABLO 8 YILLARA VE SEKTÖRLERE GÖRE YATAN HASTA SAYISI, TÜRKİYE Sağlık Bakanlığı Üniversite Özel Toplam 2002 4.169.779 781.990 556.494 5.508.263 2006 5.379.198 1.165.277 1.220.176 7.764.651 2007 5.674.935 1.262.973 1.782.381 8.720.289 2008 5.959.585 1.389.449 2.338.211 9.684.245 Kaynak: Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü TABLO 9 YILLARA VE SEKTÖRLERE GÖRE HASTANELERDE TOPLAM YATILAN GÜN SAYISI, TÜRKİYE Sağlık Bakanlığı Üniversite Özel Toplam 2002 23.653.646 6.782.107 1.722.422 32.158.175 2006 27.320.145 9.073.326 2.877.624 39.271.095 2007 26.511.490 8.651.632 3.203.632 38.366.754 2008 26.650.409 9.213.985 4.241.645 40.106.039 Kaynak: Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü Not: MSB hastaneleri dahil değildir. Diğer kamu kuruluşlarına ve yerel idarelere bağlı az sayıda hastane özel hastane içerisinde gösterilmiştir. TABLO 10 YILLARA GÖRE İLAÇ VE HAMMADDE İHRACAT VE İTHALATI, MİLYON ABD $, TÜRKİYE 1990 1995 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 Hammadde 23,0 47,7 69,2 72,0 78,0 77,1 67,5 64,8 65,6 69,3 85,1 İhracat Mamül İlaç 66,8 46,6 71,0 77,0 79,0 169,1 180,7 216,9 247,0 288,4 336,4 Kaynak: İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü SAKARYA SAĞLIK 1 Eğitim ve Araştırma Hastanesi 8 Devlet Hastanesi 1 Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Toplam 89,8 94,3 140,2 149,0 157,0 246,2 248,2 281,7 312,6 357,8 421,4 Hammadde 386,3 565,8 828,0 836,0 874,0 1.230,8 1.379,9 1.408,7 1.433,9 1.660,5 2.057,1 İthalat Mamül İlaç 83,9 163,8 683,0 698,0 842,0 1.188,2 1.330,2 1.436,4 1.601,8 1.863,1 2.303,0 Toplam 470,2 729,6 1.511,0 1.534,0 1.716,0 2.419,0 2.710,1 2.845,1 3.035,6 3.523,7 4.360,0 3 Entegre ilçe Hastanesi 81 Sağlık Ocağı 7 Sağlık Birimi 5 Verem Savaş Dispanseri 1 Halk Sağlığı Laboratuarı 1 AÇSAP Merkezi 43 Sağlık Evi SAĞLIK OCAKLARI İlde bulunan sağlık ocaklarına ilişkin sayısal bilgiler çizelgede gösterilmiştir: TABLO 11 SAĞLIK OCAKLARINDA PERSONELİN İLÇELERE GÖRE DAĞILIMI (AKTİF) İLÇE ADI Nüfusu SAĞLIK OCAĞI SAYISI ADAPAZARI SERDİVAN ARİFİYE ERENLER AKYAZI FERİZLİ GEYVE HENDEK KARAPÜRÇEK KARASU KAYNARCA KOCAALİ SAPANCA PAMUKOVA SÖĞÜTLÜ TARAKLI TOPLAM 247159 90791 40189 40893 81486 22512 40240 65188 14655 51320 22765 21772 34402 25995 14040 7489 820.896 17 7 4 3 13 4 3 9 2 8 3 2 2 1 1 79 Doktor 32 16 7 10 17 5 9 11 3 9 Dr. Baş. Düş. Nüf. 7724 5674 5741 4089 4793 4502 4471 5926 4885 5702 Hemş. Hem.Baş. Düş. Nüf. Ebe Ebe Baş. Düş. Nüf. 36 8 7 6 7 9 6 8 3 7 6866 11349 5741 6816 11641 2501 6707 8149 4885 7331 67 18 10 13 10 8 23 18 5 19 3689 5044 4019 3146 8149 2814 1750 3622 2931 2701 Sağlık Ocaklarındaki personel ilçe hastanesinde görevlendirilmiştir. 7 2 2 130 3714 7020 3745 6315 5 2 2 106 5199 7020 3745 7744 12 4 5 212 2166 3510 1498 3872 Kaynak: Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü Çizelgede gösterildiği üzere ilimizde 2009 yılı itibariyle 79 sağlık ocağı, bu sağlık ocaklarında; 130 doktor, 106 hemşire ve 212 ebe görev yapmaktadır. TABLO 12 SAĞLIK OCAKLARI ÇALIŞMALARI YILLAR POLİKLİNİK SAYISI* SEVK SAYISI LABORATUAR HİZMETLERİ 2009 2.192.103 31.149 173.705 2008 2.020.882 25.877 171.395 2007 1.797.679 50.213 204.293 2006 1.611.643 81.736 140.361 2005 1.432.611 90.558 110.381 2004 996.318 86.869 55.818 Kaynak: Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü * Entegre hastaneler dahil değildir. HASTANELER Sakarya İlindeki Hastanelere ilişkin sayısal bilgiler aşağıdaki çizelgede gösterilmiştir. Sakarya İlinde; 16 hastane bulunmaktadır. Bu hastanelerin 6’ sı özel hastanelerdir. Devlet Hastanelerindeki toplam yatak kapasitesi 1.169’dur. Sağlık kurumlarında 281 uzman doktor, 380 pratisyen doktor, 71 diş tabibi, 1.909 da yardımcı sağlık personeli görev yapmaktadır. Özel hastanelerde ise 159 Uzman Doktor, 26 Pratisyen Doktor, 2 Diş Tabibi görev yapmaktadır. Bunlara yardımcı olarak da 746 sağlık personeli görev yapmaktadır. TABLO 13 POLİKLİNİK HİZMETLERİ YILLAR 2009 2008 2007 2006 2005 2004 HASTANELER* 2.894.579 2.745.591 2.665.033 2.173.181 2.050.749 1.688.375 Kaynak: Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü *Kamu Hastaneleri. *Entegre İlçe Hast. Dâhil AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ 303.158 177.484 106.202 99.217 - VEREM SAVAŞ DİSPANSERİ 105.126 115.865 112.077 106.534 89.935 70.596 SAĞLIK OCAKLARI 2.192.103 2.026.776 1.797.679 1.611.643 1.432.611 996.318 TOPLAM 5.494.966 5.065.716 4.680.991 3.990.575 3.573.295 2.755.289 TABLO 14 İL GENEL PERSONEL DURUMU 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 UZMAN HEKİM PR. HEKİM SAYISI HEMŞİRE EBE UZMAN HEKİM PR. HEKİM SAYISI HEMŞİRE EBE UZMAN HEKİM S PR. HEKİM SAYISI HEMŞİRE EBE UZMAN HEKİM PR. HEKİM SAYISI HEMŞİRE EBE KAMU ÇALIŞANI ÖZEL HASTANELER ÖZEL TIP/DAL MERKEZLERİ /POLİKLİNİKLER VE SERBEST ÇALIŞAN GENEL TOPLAM 189 219 193 198 213 241 245 281 297 304 276 262 339 337 355 380 606 463 480 403 505 443 505 445 585 437 734 536 752 526 822 506 25 34 43 62 73 82 114 120 5 5 5 10 13 10 12 12 32 6 30 6 79 10 75 14 76 17 104 19 97 53 109 60 70 65 71 62 61 49 59 39 23 25 26 25 27 17 16 14 - - 9 4 - - 5 12 11 7 284 318 307 322 347 372 418 440 339 334 309 297 379 364 383 402 638 469 510 409 593 457 580 459 661 454 838 555 854 591 942 573 Kaynak: Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü TABLO 15 YILLARA GÖRE PERSONEL DURUMU (Kamu Sağlık Bakanlığı Kadrolu) ÜNVANI Uzman Dr. P ratis yen Dr. Diş Tab ib i Eczacı Hemşire Eb e S ağlık Memuru Laboratuar Tek. Rontgen Tek. Anestezi Tek 2001 178 280 27 8 566 424 168 113 46 22 Kaynak: Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü 2002 189 297 36 9 606 463 178 120 46 24 2003 202 292 34 8 480 403 192 112 46 26 2004 193 273 31 11 505 443 186 113 52 33 2005 198 262 35 11 505 445 207 105 51 34 2006 213 339 41 7 585 437 199 124 77 45 2007 241 337 53 8 734 536 198 152 109 64 2008 245 355 61 8 752 526 201 146 106 57 2009 281 380 71 9 822 506 205 156 105 65 TABLO 16 PERSONEL DURUMU (KADROLU) ÜNVANI Uzman Dr. Pratisyen Dr. Diş Tabibi Eczacı Hemşire Ebe Sağlık Memuru Laboratuar Tek. Röntgen Tek. Anestezi Tek Diğer Sağlık Personeli Diğer Personel TOPLAM PDC 311 399 68 15 1002 615 252 209 180 107 494 Kadro Tahsis Edilmemektedir 3652 Kaynak: Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü Mevcut 2009 Yıl Sonu 281 378 71 9 822 506 205 156 109 65 250 762 3614 İhtiyaç 30 21 0 6 180 109 47 53 71 42 244 38 Doluluk Oranı % 2009 Yıl Sonu 90 94 100 60 82 82 81 74 60 60 50 0 99 BANKACILIK BANKACILIK SEKTÖRÜ Para, Banka ve Sermaye Piyasası Para, Banka 2009 yılında tüm dünyada para politikası uygulamalarında büyük ölçüde küresel kriz ve küresel ekonomideki gelişmeler belirleyici olmuştur. Merkez bankaları, 2008 yılının son çeyreğinden itibaren derinleşen krizin büyüme, istihdam ve finansal sistem üzerindeki tahribatını sınırlamaya yönelik politikalar uygulamaya yönelmiştir. Ülkemizde ise yakın geçmişte yaşanan krizlerin sağladığı deneyim, finansal sistemin sağlam yapısı ve risk primindeki bozulmanın sınırlı kalması para politikasının hareket alanını genişleten bir unsur olmuştur. 2002-2005 yılları arasında para politikası stratejisinde örtük enflasyon hedeflemesi rejimini uygulayan Merkez Bankası, 2006 yılından itibaren açık enflasyon hedeflemesi rejimini uygulamaya koymuş, 2007, 2008 ve 2009 yıllarında da para politikası uygulamalarını bu çerçevede yürütmüştür. Enflasyon hedefleri 2003 temel yıllı tüketici fiyatları endeksinin 12 aylık yüzde değişimi ile hesaplanan yıl sonu enflasyon oranları üzerinden, 3 yıllık bir dönem için belirlenmiştir. 2009 yılı için enflasyon hedefi Haziran 2008 tarihinde ilan edildiği gibi % 7,5 olarak öngörülmüştür. Bu doğrultuda yıl sonu enflasyon hedefiyle tutarlı üçer aylık enflasyon patikası ve bu patika etrafında iki puanlık belirsizlik aralığı oluşturulmuştur. Enflasyon belirsizlik aralığının dışına çıktığında, 2006 yılından bu yana olduğu gibi hesap verme yükümlülüğü devreye girmektedir. Bu çerçevede, 2009 yılı için hedefle uyumlu patika Mart ayı sonu için % 9,7, Haziran ayı sonu için % 8,8, Eylül ayı sonu için % 8,5 ve Aralık ayı sonu için % 7,5 olarak tespit edilmiştir. Enflasyon oranları, küresel krizin toplam talepte yarattığı daralmanın etkisiyle 2009 yılının ilk çeyreğinden itibaren düşmeye başlamıştır. Mart ayı sonunda yıllık bazda % 7,89, Haziran ayı sonunda % 5,73, Eylül ayı sonunda % 5,27, Aralık ayı sonunda da % 6,53 düzeyinde gerçekleşen enflasyon dört dönemde de hedefle uyumlu patika etrafında oluşturulan belirsizlik aralığı üst sınırlarının altında gerçekleşmiştir. TABLO 1 2009 YILI HEDEFLE UYUMLU ENFLASYON PATİKASI VE BELİRSİZLİK ARALIĞI (%) Belirsizlik Aralığı Üst Sınır Hedefle Uyumlu Patika Belirsizlik Aralığı Alt Sınır Gerçekleşme MART 11,70 9,70 7,70 7,89 HAZİRAN 10,80 8,80 6,80 5,73 EYLÜL 10,50 8,50 6,50 5,27 ARALIK 9,50 7,50 5,50 6,53 Kaynak: TCMB, TÜİK Merkez Bankası temel politika aracı olarak, enflasyonun orta vadeli görünümünü dikkate alarak, kendi bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ile İstanbul Menkul Kıymetler Borsası RepoTers Repo Pazarında uygulanmakta olan kısa vadeli faiz oranlarının kullanılması uygulamasına 2009 yılında da devam etmiştir. Gerekli görüldüğü durumlarda, zorunlu karşılık oranlarını veya diğer likidite araçlarının da destekleyici olarak kullanılması öngörülmüştür. Para Politikası Kurulu, aylık olarak toplanmaya devam etmiş ve faiz kararlarını alırken enflasyon tahminlerinin hedefle tutarlılığını göz önünde bulundurmuş ve enflasyonun orta vadeli görünümüne odaklanmaya devam etmiştir. Merkez Bankası kriz sürecinde, iktisadi faaliyet üzerinde oluşabilecek tahribatı sınırlamaya yönelik olarak 2008 yılı Kasım ayından itibaren parasal genişleme sürecini başlatmıştır. Bu süreçte bir yandan kısa vadeli faiz oranlarını aşağı çekerken, diğer yandan dengeleyici bir likidite politikası izleyerek kredi piyasasındaki tıkanıklığı gidermeyi hedeflemiştir. İç ve dış talep ile enflasyon üzerindeki aşağı yönlü baskıların süreceği, ayrıca petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki birikimli düşüşlerin enflasyonu olumlu etkileyeceği görüşünden hareketle 2009 yılının ilk aylarından itibaren faiz oranlarındaki indirim sürecini hızlandırmıştır. Bu çerçevede 2009 yılının ilk dört aylık döneminde faiz oranlarında, toplam 525 baz puan indirime gidilmiş ve gecelik borçlanma faiz oranı Nisan ayında % 9,75 düzeyine inmiştir. Mayıs ayından itibaren açıklanan verilerin özel tüketim talebinde kısmi bir canlanma olacağına işaret etmesine rağmen, uluslararası kredi piyasalarındaki sorunların devam ettiği, küresel ekonomiye ilişkin göstergelerde henüz belirgin bir iyileşme gözlenmediğini açıklayarak faiz oranlarındaki indirimlere yılın son çeyreğine kadar devam etmiştir. Yılın son çeyreğinde ise, kredi piyasasında gözlenen olumlu gelişmeler ve ekonomideki ılımlı toparlanma eğilimine rağmen, dış talep ve yurt içi yatırım talebinin zayıf seyri, tüketim talebinin ikinci çeyrekteki yükselişten sonra daha zayıf bir seyir izlemesi ve ekonomideki toparlanmanın gücüne ilişkin belirsizliklerin devam ettiğini dikkate alan Para Politikası Kurulu, faiz indirimlerini kademeli olarak yavaşlatmış, Kasım ve Aralık aylarında ise sabit tutulmasına karar vermiştir. Böylece 2009 yılında gecelik borçlanma faiz oranlarında toplam 850 baz puan indirim yapılmıştır. 2008 yılı Aralık ayında % 15 olan faiz oranı, 2009 yılının Aralık ayında % 6,50 seviyesine düşürülmüştür. TABLO 2 PARA POLİTİKASI KURULU FAİZ KARARLARI (2009) Para Politikası Kurulu Toplantı tarihleri 15 Ocak 2009 19 Şubat 2009 19Mart 2009 16Nisan 2009 14 Mayıs 2009 16 Haziran 2009 16 Temmuz 2009 18 Ağustos 2009 17 Eylül 2009 15 Ekim 2009 19 Kasım 2009 17 Aralık 2009 Faiz Kararı Gecelik Borçlanma Faiz Oranları -2,00 -1,50 -1,00 -0,75 -0,50 -0,50 -0,50 -0,50 -0,50 -0,50 -0,25 Değişiklik Yapılmadı 13,00 11,50 10,50 9,75 9,25 8,75 8,25 7,75 7,25 6,75 6,50 6,50 Kaynak: TCMB Yıl içinde gerçekleştirilen para politikası uygulamaları çerçevesinde, M1 para arzı artışı 2008 yılı artışının oldukça üzerinde gerçekleşirken, M2 ve M3 para arzı artışları daha düşük oranlı gerçekleşmiştir. 2009 yılında dolaşımdaki para 2008 yılına göre % 12,5’lik artışla 34.289,4 milyon TL’ye, vadesiz TL mevduat % 47,1’lik artışla 44.737,5 milyon TL’ye, vadesiz yabancı para cinsinden mevduat (YP) % 24,5’lik artışla 28.024,5 milyon TL’ye yükselmiştir. TÜFE’nin 2008 yılında % 6,5 arttığı dikkate alındığında reel olarak dolaşımdaki para % 5,6 artarken, vadesiz TL mevduat % 38,1, vadesiz yabancı para mevduatı % 16,9 artış göstermiştir. Böylece dar tanımlı para arzı Ml % 28,4’lük artışla 107.051,4 milyon TL’ye yükselirken, reel olarak %20,5 büyümüştür. TABLO 3 PARA ARZLARI (Bin TL) M1 Dolaşımdaki Para Vadesiz Mevduat(TL) Vadesiz Mevduat(YP) M2 Vadeli Mevduat(TL) Vadesiz Mevduat(YP) M3 Repo Para Piyasası Fonları 2007 77.674.822 26.072.505 29.427.691 22.174.626 345.028.428 178.863.316 88.490.290 370.077.665 4.293.366 20.755.872 2008 83.380.932 30.468.001 30.403.738 22.509.194 434.205.424 238.494.346 112.330.146 458.383.776 3.442.654 20.735.698 2009 107.051.398 34.289.353 44.737.540 28.024.504 494.024.148 266.610.255 120.362.496 520.674.414 3.599.806 23.050.460 2007 7,6 6,0 22,8 -6,1 16,0 26,2 5,9 15,7 21,3 10,3 Değişim(%) 2008 2009 7,3 28,4 16,9 12,5 3 47,1 1,5 24,5 25,8 13,8 33, 11,8 26,9 7,2 23,9 13,6 -19,8 4,6 -0,1 11,2 Kaynak: TCMB M2 para arzının alt kalemi olan TL cinsinden vadeli mevduat % 11,8’lik artışla 266.610,3 milyon TL’ye, yabancı para cinsinden mevduat ise % 7,2’lik artışla 120.362,5 milyon TL’ye yükselmiştir. M2 para arzı vadeli TL, mevduattaki yüksek oranlı artışın etkisiyle % 13,8 artarak 494.024,1 milyon TL olmuştur. M2 para arzında reel olarak da % 6,8’lik artış meydana gelmiştir. M3 para arzı % 13,6’lık artışla 520.674,4 milyon TL’ye yükselirken, reel olarak da % 6,6 artmıştır. Bankalardaki Türk Lirası cinsinden toplam mevduat % 13,5’lik artışla 305.200,5 milyon TL’ye, yabancı para cinsinden mevduat (DTH) % 9’luk artışla 139.333,5 milyon TL’ye yükselmiştir. Böylece mevduat bankalarındaki toplam mevduat % 12,1’lik artışla 444.534 milyon TL olmuştur. Reel olarak Türk Lirası cinsinden mevduatlarda % 6,5, döviz tevdiat hesaplarında % 2,3, böylece toplam mevduatta % 5,2 artış olmuştur. TABLO 4 MEVDUAT BANKALARINDAKİ MEVDUAT(1) (2) (Bin TL) TL Mevduat Tasarruf Mevduatı Vadeli Vadesiz Ticari Mevduat Vadeli Vadesiz Resmi Mevduat Vadeli Vadesiz Diğer Mevduat Vadeli Vadesiz Yabancı Para(DTH) Mevduat Vadeli Vadesiz Toplam Mevduat 2007 209.845.693 136.403.291 125.478.394 10.924.897 40.196.901 27.046.729 13.150.172 12.121.030 7.077.819 5.393.372 21.124.471 18.546.712 2.577.759 104.196.140 83.004.647 21.191.493 314.041.833 2008 268.802.517 179.739.211 167.315.185 12.424.026 51.205.165 39.693.690 11.511.475 17.511.807 9.457.020 8.054.541 20.346.334 17.177.353 3.168.981 127.822.562 106.373.067 21.449.495 396.625.079 2009 305.200.507 196.692.553 179.902.350 16.790.203 66.245.214 49.483.951 16.761.263 21.178.199 11.418.013 9.760.186 21.084.541 18.074.346 3.010.195 139.333.516 112.950.341 26.383.175 444.534.023 2007 23,1 24,8 25,3 19,1 27,0 25,6 30,0 21,1 53,4 -6,5 8,2 16,0 -26,9 2,8 4,8 -4,7 15,5 Değişim(%) 2008 28,1 31,8 33,3 13,7 27,4 46,8 -12,5 44,5 33,6 59,7 -3,7 -7,4 22,9 22,7 28,2 1,2 26,3 2009 13,5 9,4 7,5 35,1 29,4 24,7 45,6 20,9 20,7 21,2 3,6 5,2 -5,0 9,0 6,2 23,0 12,1 Kaynak: TCMB (1):Yurtiçi Yerleşikler Toplam TL ve Yabancı Para Mevduat. (2):Veriler yılın son Cuma günü itibariyledir. Küresel krizin etkilerinin belirginleşmeye başladığı 2008 yılının son çeyreğinde, hanehalklarının ve finansal kuruluşların risksiz varlıklara geçme eğilimi, bankalar mevduatında yüksek oranlı artışa neden olmuştur. Bu artışın yarattığı baz etkisi nedeniyle 2009 yılında bankalar mevduatındaki artış sınırlı düzeyde gerçekleşmiştir. Kriz nedeniyle, yatırım eğilimi ve kredi talebinin düşmesinin yanında büyüyen piyasa riskleri mevduatın krediye dönüşümünü azaltmıştır. Toplam mevduat içinde en yüksek paya sahip olan vadeli tasarruf mevduatı % 7,5’lik artışla 179.902,4 milyon TL’ye, vadesiz tasarruf mevduatı % 35,1’lik artışla 16.790,2 milyon TL’ye yükselmiş, böylece toplam tasarruf mevduatı % 9,4’lük artışla 196.692,6 milyon TL olmuştur. Ticari mevduat % 29,4’lük artışla 66.245,2 milyon TL, resmi mevduat % 20,9’luk artışla 21.178,2 milyon TL’ye yükselirken, bunların dışında kalan mevduatlar % 3,6’lık artışla 21.084,5 milyon TL olmuştur. 2009 yılında geçen yıla göre mevduat bankalarındaki mevduat içinde TL cinsinden mevduatın payı % 67,8’den % 68,7’ye yükselirken, döviz tevdiat hesaplarının payı, % 32,2’den % 31,3’e gerilemiştir. TABLO 5 TL VE YABANCI PARA MEVDUATININ TOPLAM MEVDUAT İÇİNDEKİ PAYI Yıllar 2007 2008 2009 TL Mevduatı 209.845.693 268.802.517 305.200.507 Mevduat Bankalarındaki Mevduat Yabancı Para Mevduatı(DTH) 104.196.142 127.822.562 139.333.516 Toplam 314.041.835 396.625.079 444.534.023 Pay(%) TL DTH 66,8 33,2 67,8 32,2 68,7 31,3 Kaynak: TCMB Mevduat bankaları kredileri % 9,3’lük artışla 292.644,2 milyon TL’ye yükselirken, reel olarak da % 2,6 artış gerçekleşmiştir. Bunun içinde yer alan ticari ve bireysel krediler % 8,8’lik artışla 272.613,6 milyon TL’ye, ihtisas kredileri de % 16,4’lük artışla 20.030,6 milyon TL’ye yükselmiştir. İhtisas kredileri içinde yer alan tarımsal krediler % 22,9’luk artışla 9.441 milyon TL, küçük esnaf ve sanatkâr kredileri % 15,9’luk artışla 8.005,2 milyon TL, konut kredileri % 1’lik düşüşle 1.184,3 milyon TL, bunların dışında kalan ihtisas kredileri de % 1,3’lük düşüşle 1.400,2 milyon TL olmuştur. TABLO 6 BANKA KREDİLERİ (1) (2) (Bin TL) Mevduat Bankaları Kredileri Ticari ve Bireysel Krediler İhtisas Kredileri Tarımsal Krediler Küçük Esnaf ve Sanatkar Kredileri Konut Kredileri Diğer Kalkınma ve Yatırım Bankaları Kredileri Türkiye İhracat Kredi Bankası Diğer Yurtiçi Net Kredi Hacmi 2007 214.829.745 200.640.461 14.189.284 6.171.350 5.858.298 1.216.616 943.020 8.002.851 1.184.774 6.818.077 222.832.596 2008 267.667.082 250.458.694 17.208.388 7.684.922 6.908.771 1.196.682 1.418.013 10.728.441 1.437.938 9.290.503 278.395.523 2009 292.644.243 272.613.618 20.030.625 9.440.971 8.005.188 1.184.299 1.400.167 12.834.069 1.950.478 10.883.591 305.478.312 Değişim(%) 2007 2008 2009 25,9 24,6 9,3 26,4 24,8 8,8 19,6 21,3 16,4 18,8 24,5 22,9 19,5 17,9 15,9 8,2 -1,6 -1,0 47,9 50,4 -1,3 19,5 34,1 19,6 -1,8 21,4 35,6 24,1 36,3 17,1 25,7 24,9 9,7 Kaynak: TCMB (1): Yurtiçi Krediler (2): Veriler yılın son Cuma günü itibariyledir. Küresel krizin derinleşmesinin ardından, risk iştahının azalmasıyla kredi koşullarında belirgin bir sıkılaşma ve kredi faizlerinde yükseliş gözlenmiş, 2008 yılının son çeyreğinde tüketici kredilerinde uzun bir aradan sonra ilk defa daralma olmuştur. Merkez Bankası, bu süreçte krizin iktisadi faaliyetlerdeki tahribatını sınırlamaya odaklanarak kısa vadeli faiz oranlarını aşağı çekmiş, diğer yandan dengeleyici bir likidite politikası izleyerek, kredi piyasasındaki tıkanıklığı gidermeyi hedeflemiştir. 2009 yılının son çeyreğinde küresel likidite koşullarının ve risk algılamalarının iyileşmeye başlamasıyla kredi koşullarındaki sıkılık azalma eğilimine girmiştir. Bu dönemde kredi talebi canlanmaya başlamış, özellikle ticari kredilerde hızlı bir artış eğilimi başlamıştır. 2009 yılında kalkınma ve yatırım bankaları kredileri, % 19,6’lık artışla 12.834,1 milyon TL’ye yükselmiştir. Bunun içinde yer alan Türkiye İhracat Kredi Bankası kredileri % 35,6’lık artışla 1.950,5 milyon TL’e, diğer kalkınma ve yatırım bankaları kredileri % 17,1’lik artışla 10.883,6 milyon TL olmuştur. Bu gelişmelere bağlı olarak 2009 yılında yurtiçi net kredi hacmi % 9,7’lik artışla 305.478,3 milyon TL’ye yükselirken, reel olarak da % 3 artış göstermiştir. TABLO 7 ULUSLAR ARASI REZERVLER Yıllar Altın Merkez Bankası 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 1.558 1.635 1.915 2.373 3.123 3.229 4.121 3.616 36.009 50.515 60.912 73.317 71.008 70.689 Muhabir Mevcudu Ve Efektif Kasası 9.795 16.143 16.314 27.536 31.815 40.361 34.476 Toplam 43.411 52.152 66.829 88.448 105.132 111.369 105.165 Brüt Uluslar Arası Rezervler 44.969 53.787 68.744 90.821 108.255 114.598 109.286 Muhabir Açıkları 11 1 1 1 1 1 1 Net Uluslar Arası Rezervler 44.958 53.786 68.743 90.820 108.254 114.597 109.285 Kaynak: TCMB 2005, 2006 ve 2007 yıllarında 5,2 ay olan Merkez Bankası döviz rezervlerinin ithalatı karşılama oranı, 2008 yılında 4,2 ay düzeyine gerilemiştir. 2009 yılında ise bu oran küresel durgunluk nedeniyle ithalatın azalmasıyla beraber % 6 seviyesine yükselmiştir. TABLO 8 MERKEZ BANKASI REZERVLERİ VE İTHALATI KARŞILAMA ORANI (Milyon $) Yıllar 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 TC. Merkez Bankası Döviz Mevcudu 33.616 36.009 50.515 60.912 73.317 71.008 70.689 İthalat 69.340 97.540 116.774 139.576 170.063 201.964 140.926 İthalatı Karşılama Oranı (Ay) 5,8 4,4 5,2 5,2 5,2 4,2 6,0 Kaynak: TCMB, TÜİK 2009 yılında Türk bankacılık sektöründe faaliyet gösteren banka sayısı değişmemiştir. Mevduat bankacılığı ağırlıklı olan bankacılık sektöründe, 32’si mevduat, 13’ü de kalkınma ve yatırım bankası olmak üzere toplam 45 banka faaliyet göstermiştir. Mevduat bankalarının 3’ü kamu, 11’i özel, 17’si yabancı ve 1’i Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kapsamında bulunan bankalardan oluşurken, kalkınma ve yatırım bankalarının 3’ü kamu, 6’sı özel ve 4’ü yabancı sermayeli bankalardan oluşmuştur. TABLO 9 TÜRK BANKACILIK SİSTEMİNDE BANKA, ŞUBE VE PERSONEL BİLGİLERİ Mevduat Bankaları Kamu Sermayeli Bankalar Özel Sermayeli Bankalar TMSF’ ye Devredilen Bankalar Yabancı Sermayeli Bankalar Kalkınma ve Yatırım Bankaları Kamu Sermayeli Bankalar Özel Sermayeli Bankalar Yabancı Sermayeli Bankalar Toplam Banka Sayısı 2007 2008 2009 33 32 32 3 3 3 11 11 11 1 1 1 18 17 17 13 13 13 3 3 3 6 6 6 4 4 4 46 45 45 2007 7.570 2.203 3.625 1 1.741 48 23 12 13 7.618 Şube Sayısı 2008 8.741 2.416 4.290 1 2.034 49 23 12 14 8.790 2009 8.741 2.416 4.290 1 2.070 45 23 15 7 9.036 Personel Sayısı 2007 2008 2009 153.212 166.325 167.064 41.056 43.333 44.856 75.124 82.158 82.271 325 267 261 36.707 40.567 39.676 5.322 5.273 5.339 4.273 4.146 4.165 687 794 842 362 333 332 158.534 171.598 172.403 Kaynak: TBB Ülkemizde 2001 yılında yaşanan krizin ardından bankacılık sektöründe gerçekleştirilen yeniden yapılandırma, sektörün yapısını büyük oranda güçlendirmiştir. Bu nedenle 2009 yılında yaşanan finansal krizden Türk bankacılık sektörü ciddi anlamda etkilenmemiştir. Ancak ekonomideki belirsizlik ortamı, bankacılık sektörünün reel sektöre kredi sağlamada isteksiz davranmasına neden olmuştur. Bankacılık sektöründeki toplam şube sayısı 2009 yılında 246 adet artarak 9.036’ya yükselmiştir. Kamu sermayeli mevduat bankalarının şube sayısı 114 adet, özel sermayeli mevduat bankalarının şube sayısı 100 adet, yabancı sermayeli mevduat bankalarının şube sayısı 36 adet artarken, Fon kapsamındaki bankanın şube sayısı değişmemiştir. Özel sermayeli kalkınma ve yatırım bankalarının şube sayısında 3 adet artış olurken, yabancı sermayeli kalkınma ve yatırım bankalarının şube sayılarında 7 adet düşüş olmuştur. Bankaların şube sayısındaki artışlara paralel olarak personel sayıları da artış göstermiştir. 2008 yılında 171.598 kişi olan bankacılık sisteminde çalışan sayısı, 2009 yılında 805 kişi artarak 172.403 kişiye yükselmiştir. Çalışan sayısı, kamu sermayeli mevduat bankalarında 1.523 kişi, özel sermayeli mevduat bankalarında 113 kişi artarken, yabancı sermayeli mevduat bankalarında 891 kişi, Fon kapsamındaki bankada 6 kişi azalmıştır. Kamu sermayeli kalkınma ve yatırım bankalarının çalışan sayısı 19 kişi, özel sermayeli kalkınma ve yatırım bankalarının çalışan sayısı 48 kişi artarken, yabancı sermayeli kalkınma ve yatırım bankalarının çalışan sayısı 1 kişi azalmıştır. TABLO 10 MEVDUAT GELİŞMELERİ TOPLAM KAMU BANKALARI TL Vadeli Vadesiz TL Toplam mevduat Toplam DTH Vadeli Vadesiz Toplam mevduat Toplam DTH Bir Önceki Yıla Göre Yüzde Değişim 2005 40,0 43,3 40,6 0,5 23,6 21,0 35,5 23,5 -4,5 16,3 2006 22,1 -1,7 17,4 32,7 22,7 16,4 -3,6 12,6 27,5 15,7 2007 25,2 12,4 23,1 2,8 15,5 20,1 -3,3 16,3 -5,8 11,1 2008 31,1 10,9 28,1 22,7 26,3 20,6 26,0 21,3 42,7 25,5 2009 10,8 31,7 13,5 9,0 12,1 16,0 28,1 17,7 14,0 16,9 Kaynak: TCMB TABLO 11 MEVDUAT GELİŞMELERİ ÖZEL BANKALAR TL Vadeli Vadesiz YABANCI BANKALAR TL Toplam mevduat Toplam DTH Vadeli Vadesiz Toplam mevduat Toplam DTH Bir Önceki Yıla Göre Yüzde Değişim 2005 60,8 47,8 57,9 -0,9 25,5 248,1 301,7 254,2 59,8 117,6 2006 18,2 -11,5 12,0 18,6 14,9 166,4 291,9 182,7 213,2 198,4 2007 19,0 21,1 19,4 -0,5 10,4 99,1 57,3 91,6 31,4 59,0 2008 39,9 -0,2 33,2 19,8 27,8 41,3 3,9 35,7 7,5 23,1 2009 6,3 37,1 10,2 9,2 9,8 9,3 25,7 11,2 0,4 6,9 Kaynak: TCMB TABLO 12 KREDİ GELİŞMELERİ (Milyon YTL) TOPLAM Mali Kuruluşlar Ticari 2005 5.592 2006 KAMU BANKALARI Tüketici Kredi Kartı Tüketici Kredi Kartı Toplam Ticari Toplam 101.865 28.618 17.026 153.101 23.366 7.543 1.167 32.076 7.395 140.493 45.931 21.179 214.998 32.864 13.079 1.108 47.051 2007 10.122 169.930 65.813 26.000 271.865 39.471 19.275 1.188 59.934 2008 9.872 229.044 81.413 32.789 353.118 56.446 25.455 1.755 83.656 2009 11.118 236.817 93.319 36.465 400.727 64.594 31.886 2.335 98.815 Kaynak: BDDK TABLO 13 KREDİ GELİŞMELERİ (Milyon YTL) ÖZEL BANKALAR YABANCI BANKALAR Kredi Kartı Ticari Tüketici 2005 67.341 18.380 2006 81.437 2007 Kredi Kartı Toplam Ticari Tüketici Toplam 14.118 99.839 5.491 2.683 1.741 9.915 23.980 16.092 121.509 19.461 8.820 3.979 32.260 98.357 33.769 18.990 151.116 23.902 12.568 5.822 42.292 2008 126.602 37.182 23.177 186.961 34.890 18.526 7.857 61.273 2009 123.982 39.139 24.661 187.782 33.748 19.536 8.779 62.063 Kaynak: BDDK BANKACILIK SEKTÖRÜ BİLANÇO BÜYÜKLÜKLERİ Küresel finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmaların yurtiçi finansal piyasalara olan etkileri sınırlı kalmış ve bankacılık sektörü bilançosunun büyüme eğilimi 2008 yılında da devam etmiştir. Buna göre, sektörün aktif büyüklüğü 2007 yılında 581,6 milyar TL iken, kredilerdeki artışın etkisiyle 2008 yılında 732,5 milyar TL’ye yükselmiştir. Ancak küresel finans krizinin sektörün bilançosu üzerindeki etkisi 2009 yılının ilk çeyreği itibariyle belirginleşmiş, bu dönemde sektör bilançosu daha yavaş büyüme göstermiştir. Ağustos ayı itibariyle ise sektörün aktif büyüklüğü 770,7 milyar TL olmuştur. TABLO 14 BANKACILIK SEKTÖRÜ BİLANÇOSU AKTİF HESAPLAR 1.NAKİT DEĞERLER 2.MERKEZ BANKASINDAN ALACAKLAR 3.PARA PİYASALARINDAN ALACAKLAR 4.BANKALARDAN ALACAKLAR 5.GERÇEĞE UYGUN DEĞER FARKI 6.SATILMAYA HAZIR MENKUL DEĞERLER 7.ZORUNLU KARŞILIKLAR 8.MENKUL KIYMETLER ÖDÜNÇ PİYASASINDAN ALACAKLAR 9.TERS REPO ALACAKLARI 10.KREDİLER 11.TAKİPTEKİ ALACAKLAR 12.a)Takipteki Alacaklar 13.b)Takipteki Alacaklar Karşılığı 14.FAİZ VE GELİR TAH. RESKONTLARI 15.FİNANSAL KİRALAMA ALACAKLARI 16.İŞTİRAKLER, BAĞLI VE BİRLİKTE KONTROL EDİLEN ORTAKLIKLAR 17.VADEYE KADAR ELDE TUTULACAK MENKUL DEĞERLER 18.ELDEN ÇIKARILACAK KIYMETLER 19.SABİT KIYMETLER 20.DİĞER AKTİFLER TOPLAM AKTİFLER PASİF HESAPLAR 1.MEVDUAT 2.MERKEZ BANKASINA BORÇLAR 3.PARA PİYASALARINA BORÇLAR 4.MENKUL KIYMET ÖDÜNÇ PİYASASINA BORÇLAR 5.BANKALARA BORÇLAR 6.REPO İŞLEMLERİNDEN SAĞLANAN FONLAR 7.FONLAR 8.İHRAÇ EDİLEN MENKUL KIYMETLER 9.a)Tahviller ve Borçlar 10.b)V.D.M.K. VE Diğer İhraç Edilen Menkul Kıymetler 11.FİNANSAL KİRALAMA BORÇLARI 12.ÖDENECEK VERGİ,RESİM, HARÇ VE PRİMLER 13.SERMAYE BENZERİ BORÇLAR 14.FAİZ VE GİDER REESKONTLARI 15.KARŞILIKLAR Yıllık 2006 2007 4.455 4.983 16.366 19.740 1.902 2.778 40.292 32.774 14.239 11.180 96.149 112.683 17.194 17.268 2 0 2008 5.967 35.731 9.945 43.043 3.736 75.112 14.702 0 Ağustos 2008 2009 3.989 5.635 16.182 21.374 3.367 7.366 36.392 50.655 7.768 6.365 121.257 113.555 16.779 13.934 0 0 275 218.987 885 8.550 7.665 14.533 1.133 9.241 3.388 285.616 1.369 10.345 8.976 16.832 1.092 10.861 126 367.445 2.841 14.053 11.212 26.364 811 10.298 10 345.265 2.181 11.422 9.241 18.241 809 10.676 74 376.926 4.081 20.371 16.291 26.389 582 11.775 48.553 40.864 115.142 44.346 116.773 1.240 7.414 6.873 499.731 1.000 7.902 11.277 581.606 1.055 9.601 10.618 732.536 1.012 9.231 10.280 647.786 1.252 9.709 13.207 770.651 2006 307.647 36 179 2 2007 356.865 26 205 12 2008 454.599 113 282 2 2008 397.772 51 30 2 2009 475.659 766 48 4 70.735 25.786 4.211 0 0 0 71.386 27.753 4.088 0 0 0 92.749 40.779 5.571 0 0 0 81.122 34.404 4.094 0 0 0 84.817 45.667 5.821 0 0 0 289 931 2.999 4.977 9.374 379 1.195 3.662 8.204 11.482 218 1.785 6.003 10.051 13.234 221 1.296 4.412 9.352 12.623 114 1.205 6.121 8.502 15.657 16.DİĞER PASİFLER 17.TOPLAM 18.ÖDENMİŞ SERMAYE 19.YEDEK AKÇELER 20.ÖDENMİŞ SERMAYE ENFLASYON DÜZELTME FARKI 21.SABİT KIYMET YENİDEN DEĞERLEME FARKI 22.MENKUL DEĞERLER DEĞERLEME FARKLARI 23.DÖNEM KARI 24.GEÇMİŞ YILLAR KARI 25.TOPLAM ÖZ KAYNAKLAR TOPLAM PASİFLER 26.GAYRİNAKDİ KREDİ VE YÜKÜMLÜLÜKLER 27.TAAHHÜTLER 28.TÜREV FİNANSAL ARAÇLAR 29.DİĞER TAAHHÜTLER 13.028 440.194 26.224 38.295 0 20.499 505.756 31.623 44.198 0 20.726 646.112 39.406 50.428 0 19.840 565.219 36.740 51.096 0 23.158 667.538 41.575 60.163 0 98 1.719 11.364 -18.164 59.537 499.731 86.721 190.724 107.151 83.573 479 2.721 14.859 -18.030 75.850 581.606 96.743 288.801 160.444 128.357 1.142 -364 13.422 -17.609 86.425 732.536 125.837 350.206 196.392 153.815 1.112 765 10.466 -17.612 82.567 647.786 118.118 384.137 236.715 147.421 1.231 3.368 14.267 -17.492 103.113 770.651 128.444 413.894 238.165 175.729 Kaynak: BDDK Bankacılık sektörü aktifleri içinde en büyük paya sahip olan krediler, 2008 yılının son iki ayında gerileme göstermişse de, bir önceki yıla göre yüzde 28,7 artarak 367,4 milyar TL’ye ulaşmıştır. 2009 yılının ilk üç ayında etkisini belirginleştiren küresel kriz nedeniyle iç talepteki daralma ve beklentilerin küresel krizden olumsuz etkilenmesi, krediledeki artış hızını yavaşlatmış, nisan ayında ise krediler azalmıştır. Ancak daha sonra küresel risk algılamalarında görülen olumlu gelişmelerin etkisiyle kredilerde Mayıs ve Haziran aylarında artış yaşanmış, Temmuz ayı itibariyle krediler önceki aya göre bir miktar gerileyerek 365,6 milyar TL olmuştur. Ağustos ayında ise 367,9 milyar TL’ye yükselmiştir. 2008 yılında, bir önceki yıla göre hem TP hem de YP insinden kredilerde artış yaşanmış, ancak döviz kurlarında yaşanan artışın yol açtığı kur etkisi nedeniyle YP cinsinden kredilerin artış hızı, TP cinsinden kredilerden daha fazla olmuştur. Buna göre, TP cinsinden krediler bir önceki yıla göre yüzde 20,8, YP cinsinden krediler 268,7 milyar TL, YP cinsinden krediler ise 99,2 milyar TL olmuştur. Mevduat bankalarının verdiği kredilerin toplam krediler içindeki payı yüksek düzeyini korumakta olup, 2007 yılında yüzde 91,9 iken 2008 yılında yüzde 92’ye yükselmiştir. 2009 yılı Ağustos ayı itibariyle de mevduat bankaları, kredilerdeki liderliğini sürdürmüş ve toplam krediler içindeki payı yüzde 90,6 olmuştur. Bankaların kullandırdıkları kredilerin tahsilinde yaşanan sorunlar, küresel krizin etkisiyle artmıştır. 2007 yılı sonunda 10,3 milyar TL olan tahsili gecikmiş alacaklar, 2008 yılı sonunda 14,1 milyar TL’ye yükselmiştir. 2009 yılının Ağustos ayı itibariyle ise 20,4 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bilanço pasifleri içinde en büyük paya sahip olan mevduatlar kalemi, sektörün önemli bir fon kaynağıdır. İstikrarlı bir yapı sergileyen mevduat, 2008 yılında bir önceki yıla göre yüzde 27,4 artarak 454,6 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bu artışta, küresel krize bağlı olarak kurlarda ve nominal faiz oranlarındaki değişme, yurt dışı borçlanma imkanlarının zorlaşması etkili olmuştur. 2008 yılında TP ve YP cinsinden mevduatların toplam mevduat içindeki payı bir önceki yıla hemen aynı seviyede kalarak sırasıyla yüzde 64,7 ve yüzde 35,3 olmuştur. 2009 yılının Ağustos ayı itibariyle ise toplam mevduat 475,7 milyar TL’ye ulaşmış, TP cinsinden mevduatlar ile YP cinsinden mevduatların toplam mevduatlar içindeki payları sırasıyla yüzde 64,5 ve yüzde 35,5 olmuştur. Bankacılık sektörünün bir diğer önemli fon kaynağı olan bankalara borçlar kalemi, 2008 yılında bir önceki yıla göre yüzde 29,9 artarak 92,7 milyar TL’ye ulaşmıştır. Krizin uluslar arası borçlanma olanaklarını kısıtlaması sebebiyle, bu kalemde 2009 yılının ilk sekiz ayında, Şubat, Haziran ve Ağustos ayları hariç, sınırlı bir düşüş yaşanmıştır. Bu çerçevede, sektörün kullandığı sendikasyon ve seküritizasyon kredileri toplamı 2007 yılında 26,6 milyar dolar iken, uluslar arası fonlara erişim imkânının nispeten kısıtlanması sonucu, 2008 yılı sonunda 23,6 milyar dolara gerilemiştir. 2009 yılı Ağustos ayında ise 20,7 milyar dolar olmuştur. Banka grupları açısından ise mevduat bankaları, hem sendikasyon hem de seküritizasyon kredileri kullanımında liderliğini sürdürmektedir. TABLO 15 SAKARYA İLİ ŞUBE BAŞINA ORTALAMA MEVDUATIN TÜRLERE GÖRE DAĞILIMI, (Bin TL) Sakarya Tasarruf Mevduatı Resmi Kuruluşlar Mevduatı Ticari Kuruluşlar Mevduatı Bankalar Arası Mevduatı Döviz Tevdiat Hesabı Diğer Kuruluşlar Mevduatı 12.593 972 2.352 0 6.619 406 Kıymetli Madenler Depo Hesapları 60 Toplam 23.002 Kaynak: Bankalar Birliği TABLO 16 YILLAR İTİBARİYLE SAKARYA İLİ ŞUBE BAŞINA DÜŞEN ORTALAMA MEVDUAT, (ABD DOLARI BAZINDA % DEĞİŞME) Sakarya TL 35,0 2007 YP 3,0 Toplam 23,5 TL -25,0 2008 YP -22,6 Toplam -24,3 TL 5,2 2009 YP -2,9 Toplam 2,7 Kaynak: Bankalar Birliği TABLO 17 YILLAR İTİBARİYLE SAKARYA İLİ ŞUBE BAŞINA DÜŞEN ORTALAMA MEVDUAT, (MİLYON ABD DOLARI) Sakarya TL 14 Kaynak: Bankalar Birliği 2007 YP 6 Toplam 20 TL 10 2008 YP 5 Toplam 15 TL 11 2009 YP 4 Toplam 15 TABLO 18 YILLAR İTİBARİYLE SAKARYA İLİ ŞUBE BAŞINA DÜŞEN ORTALAMA MEVDUAT, (BİN TL) Sakarya TL 16.190 2007 YP 6.870 Toplam 23.060 TL 15.929 2008 YP 6.977 Toplam 22.906 TL 16.383 2009 YP 6.619 Toplam 23.002 Kaynak: Bankalar Birliği TABLO 19 ŞUBELERİN SAKARYA İLİNDE DAĞILIMI Sakarya 2002 0,8 2003 0,8 2004 0,8 2005 0,8 2006 0,8 2007 0,8 2008 0,8 2009 0,9 2008 71 2009 78 Kaynak: Bankalar Birliği TABLO 20 SAKARYA İLİ ŞUBE SAYILARI Sakarya 2002 48 2003 48 2004 50 2005 52 2006 55 2007 61 Kaynak: Bankalar Birliği TABLO 21 ŞUBELERİN YILLARA GÖRE ARTIŞI Sakarya 2002-2003 0 2003-2004 2 2004-2005 2 2005-2006 3 2006-2007 6 2007-2008 10 2008-2009 7 TABLO 22 SAKARYA İLİ ŞUBE BAŞINA ORTALAMA KREDİLERİN TÜRLERİNE GÖRE DAĞILIMI, (Bin TL) Tarım Gayrimenkul Sakarya 1.494 0 Kaynak: Bankalar Birliği İhtisas Kredileri Mesleki Denizcilik 476 0 Turizm 0 Diğer 283 İhtisas Dışı Krediler 22.880 Toplam 25.133 TABLO 23 YILLAR İTİBARİYLE SAKARYA İLİ ŞUBE BAŞINA DÜŞEN ORTALAMA KREDİLER, (ABD Doları Bazında % Değişme) 2007 İhtisas İhtisas Dışı Kredi. Kredi. Sakarya 33,0 47,4 Kaynak: Bankalar Birliği Toplam İhtisas Kredi. 46,0 -28,1 2008 İhtisas Dışı Kredi. -14,3 Toplam İhtisas Kredi. -15,5 10,5 2009 İhtisas Dışı Kredi. -5,4 Toplam -4,2 TABLO 24 YILLAR İTİBARİYLE SAKARYA İLİ ŞUBE BAŞINA DÜŞEN ORTALAMA KREDİ (BİN TL) 2007 İhtisas İhtisas Dışı Kredi. Kredi. Sakarya 2.211 21.996 Kaynak: Bankalar Birliği Toplam İhtisas Kredi. 24.206 2.087 2008 İhtisas Dışı Kredi. 24.750 Toplam İhtisas Kredi. 26.837 2.254 2009 İhtisas Dışı Kredi. 22.880 Toplam 25.133 ULAŞTIRMA ULAŞTIRMA 1. Mevcut Durum Genel Artan ulaşım talebine uygun demiryolu ve denizyolu fiziki altyapısının zamanında gerçekleştirilememesi ve kapıdan kapıya taşımacılık için en uygun ulaştırma modunun karayolu taşımacılığı olması, yük ve yolcu taşımalarının ağırlıklı olarak karayolu ağına yüklenmesine yol açmıştır. Bu durum, fiziki standartlar ve ağ yoğunluğu açısından yetersiz olan karayolu altyapısının, yasal sınırı aşan yüklemeler ve bakım-onarım hizmetleri için zamanında yeterli kaynak ayrılamaması gibi nedenlerle daha da yıpranmasına ve verimsiz bir ulaşım sisteminin oluşmasına sebep olmuştur. Artan ulaşım talebi, uzun dönemli planlamalar yapılsa dahi, kısıtlı kaynakların kısa vadeli kaygılarla karayolu iyileştirme ve yapıma tahsis edilmesine sebep olmaktadır. Yetersiz altyapı üzerinde işletmecilik yapılan demiryollarının rekabet edebilirliği düşük kalmaya devam etmektedir. Denizyollarında büyük liman altyapılarının inşasını özendirecek finansman modelleri etkin bir şekilde hayata geçirilememiştir. Sonuç olarak, kısıtlı kaynaklar, karayolu ağırlıklı yapı ve sürekli artan talep kendi kendini besleyen olumsuz bir yapı yaratmıştır. Avrupa Birliği Katılım Müzakerelerinde Trans-Avrupa Ağları (TEN) Faslında müzakereler 2008 yılında başlamıştır. Diğer taraftan, Ulaştırma Operasyonel Programında yer alan bazı liman ve demiryolu projelerine ilişkin fizibilite çalışmaları devam etmektedir. Hızlı ve plansız kentleşme, kentlerde yaşanan yüksek nüfus artış hızı ve motorlu taşıt sahipliğindeki yükseliş; Türkiye’de kent içi ulaşımda yaşanan fazla yakıt tüketimi, çevre kirliliği, kazalar ve trafik sıkışıklığı sorunlarının artarak devam etmesine sebep olmaktadır. Kent içi ulaşımda bütün belediyeler için bağlayıcı olacak ulusal standart ve kriterlerin belirlenememiş olması, yüksek maliyetli raylı sistemlerin yapımı konusunda önceliklendirme yapılamamasına neden olmaktadır. 2009 yılında geçen yıla göre yurt içi yolcu taşımada % 1,4 yurt dışı yolcu taşımada % 22,8 artış olurken, yurt içi yük taşımada % 1,9 oranında artış, yurt dışı yük taşımada (boru hattı ile BOTAŞ tarafından ithalatı yapılan doğal gaz taşımaları hariç) % 2,2 oranında düşüş gerçekleşmiştir. Ülkemizde yıllardır süregelen yurtiçi yolcu ve yük taşımalarında karayolu, yurtdışı yolcu taşımalarında havayolu, yurtdışı yük taşımalarında da denizyolunun ağırlıkları 2009 yılında da devam etmiştir. 2009 yılında yurtiçi yolcu taşımalarının % 95,1’i karayolu, % 1,5’i demiryolu, % 3,4’ü de havayolu ile yapılırken yurtdışı yolcu taşımalarının tamamı havayolu ile yapılmıştır. Yurtiçi yük taşımalarında karayolu % 91,1, demiryolu % 4,1, denizyolu % 3,5, boru hattı %1,3 pay almıştır. Yurtdışı yük taşımalarının % 93,6’sı denizyolu, % 0,1’i demiryolu, %6,3’ü de boru hattı (BOTAŞ tarafından ithalatı yapılan doğalgaz taşımaları hariç) ile yapılmıştır. Karayolu Ülkemizde özellikle yük taşımacılığının yüzde 90’lar düzeyinde karayolu ile gerçekleştiriliyor olması, karayollarındaki ağır taşıt trafiğini yükseltmekte ve bu durum trafik güvenliğini azaltmaktadır. Devlet yolları üzerindeki ortalama günlük trafik AB değerlerine göre düşük olmasına rağmen, 2007 yılı verilerine göre Türkiye’de trafik kazalarında 100 km yola düşen ölü sayısı AB-27 ortalamasının yaklaşık 3,2 katı düzeyindedir. 2009 yılı başı itibarıyla köy yolları hariç toplam 64.033 km uzunluğundaki otoyol ile devlet ve il yollarının 3.546 km’si stabilize, toprak ve geçit vermez yol niteliğindedir. Yurtiçi yük taşımalarının yaklaşık yüzde 92’sinin gerçekleştirildiği karayollarında ağır taşıt trafiğine uygun bitümlü sıcak karışım (BSK) kaplamalı yol uzunluğu ise 10.012 km’dir. TABLO 1 KARAYOLU AĞININ DURUMU (km) Yol Sınıfı Otoyollar Devlet Yolları İl Yolları Toplam BSK 2.010 6.908 1.094 10.012 Sathi Kaplama 23.876 26.431 50.307 Parke 60 108 168 Stabilize 157 1.443 1600 Toprak 104 758 862 Geçit Vermez 206 878 1.084 Toplam 2.010 31.311 30.712 64.033 Kaynak: Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik güvenliğinin artırılması önceliği çerçevesinde, devlet ve il yollarında Eylül 2009 itibarıyla 63 adet kavşağın sinyalizasyon çalışmalarının yanı sıra 13,7 milyon m2 yatay işaretleme, 70,5 bin m2 düşey işaretleme ve 822 km otokorkuluk yapımı tamamlanmıştır. Yılsonuna kadar 100 adet kavşağın sinyalize kontrollü hale getirilmesinin yanı sıra 18,6 milyon m2 yatay işaretleme, 112,4 bin m2 düşey işaretleme yapımının tamamlanması beklenmektedir. Yıl içinde 134 adet kaza kara noktasının giderilmesi ve kaza potansiyeli yüksek kesimlerin 85 adedinin iyileştirilmesi hedeflenmektedir. Sürücü belgelerinin AB sürücü belgeleriyle uyumlaştırılması, belirli araçlara hız sınırlayıcı teknik cihaz takılması, sürücülerin çalışma ve dinlenme sürelerinin düzenlenmesi, trafik kazalarına ilişkin AB standartlarıyla uyumlu veri tabanı oluşturulması ve ülkemizde sürücülere verilen eğitimlerle AB üyesi ülkelerdeki sürücü eğitimi arasında denkliğin sağlanması amacıyla gerekli yasal düzenleme çalışmalarına devam edilmektedir. Demiryolu Türkiye’deki mevcut demiryolu ağı, 8.699 km’si ana hat olmak üzere toplam 11.005 km olup, 2.282 km’si elektrikli ve 3.029 km’si sinyallidir. Ana şehirlerarasındaki koridorlarda taşımacılık eski bir altyapı üzerinde sürdürülmeye çalışılmaktadır. Türkiye’de hem demiryolu yoğunluğu hem mevcut demiryolları üzerindeki trafik yoğunluğu yetersizdir. Ayrıca, Türkiye’de yüzde 21 olan elektrikli hat oranı, yüzde 51,6 olan AB ortalamasının oldukça altındadır. Demiryolu altyapısının en önemli sorunu büyük nüfuslu şehirlerarasındaki demiryolu hatlarının yüksek hız ve kaliteli hizmete uygun olmamasıdır. Blok tren işletmeciliğine geçiş, yeni ve verimli yük vagonlarının temini ve özel sektörün kendi mülkiyetindeki vagonlarla taşımacılığın teşviki neticesinde, yük taşımacılığında milyon ton-km bazında 2008 yılı yurt içi taşımalarda yüzde 8,9, yurt dışı taşımalarda ise yüzde 3,9 artış sağlanmıştır. Yük taşımacılığına olumlu yönde etki edecek yeni demiryolu yatırımları yapılmaktadır. Demiryolu taşımacılığından lojistik taşımacılığa geçiş kapsamında 12 adet lojistik merkez kurulması çalışmalarına devam edilmektedir. Samsun-Gelemen lojistik merkezi işletmeye açılmıştır. Yolcu taşımacılığında yolculuk süresinin uzun; güvenlik ve güvenilirliğin ise düşük olması, talebin yetersiz düzeyde kalmasına sebep olmaktadır. Bununla birlikte, Ankara ve İstanbul arasında hızlı, güvenli ve konforlu bir yolculuk sağlayacak olan ve 2004 yılında inşaatına başlanan Ankara-İstanbul Hızlı Tren projesinin Ankara-Eskişehir kesiminde 13 Mart 2009 tarihinde yolcu taşımacılığına başlanmıştır. Eskişehir-Köseköy kesiminin inşaatına 2008 yılında başlanmış olup çalışmalar devam etmektedir. Köseköy-Gebze hat kesiminin ihale dokümanları hazırlanmıştır. Gerekli çalışmalar tamamlandıktan sonra ihalesine çıkılacaktır. Ankara-Konya Hızlı Tren projesinin altyapı ve üstyapı yapım çalışmaları devam etmektedir. Denizyolu Türkiye’de 2008 yılı sonu itibarıyla 5,1 milyon TEU (Twenty Feet Equivalent Unit) konteyner ve 259 milyon ton konteyner harici yük elleçlenmiştir. 2008 yılında elleçlenen konteyner ve yük miktarı 2007 yılına göre sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 artmıştır. 2001 yılından 2008 yılına kadar konteyner trafiğinde görülen yaklaşık 5,5 kat artış dikkat çekicidir. Büyük ölçekli liman yatırımlarının zamanında gerçekleştirilememesi, artan ticaret talebinin baskısıyla birlikte, küçük ölçekli liman ve iskelelerin yapımına yol açmaktadır. Ölçek ekonomisinden uzak limanlar ise yük trafiğinin dağılmasına ve liman başına elleçleme miktarının, AB’nin Akdeniz’deki limanlarıyla karşılaştırıldığında düşük seviyede kalmasına neden olmaktadır. Artan trafiğe çözüm üretecek büyük limanların oluşturulması için, Ege’de Çandarlı, Karadeniz’de Filyos ve Akdeniz’de Mersin konteyner limanlarına ilişkin fizibilite ve diğer teknik dokümanların hazırlanmasına yönelik çalışmalar başlatılmıştır. 2009 yılında deniz güvenliği konusunda önemli bir iyileşme gösterilerek Paris Mutabakat Zaptında gri listeden beyaz listeye geçilmiştir. Boğazlarda deniz güvenliğinin artırılması amacıyla 2009 yılında iki adet römorkör temin edilmiştir. Türkiye’nin dünya gemi inşa sanayindeki konumunun geliştirilmesi amacı çerçevesinde yatırımı sürdürülen Sürmene-Yeniçam Tersanesi mendirek ve fener kulesi inşaatı tamamlanmıştır. Havayolu Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) tarafından işletilen havalimanı ve meydanlarının sayısı 40’a ulaşmıştır. Bunun dışında Batman İl Özel İdaresi tarafından işletilen Batman Havaalanı, Anadolu Üniversitesi tarafından işletilen Eskişehir Anadolu Havaalanı ve özel şirket tarafından işletilen İstanbul Sabiha Gökçen, Zonguldak Çaycuma ve Antalya Gazipaşa havaalanları ile sivil trafiğe açık meydan sayısı 45’tir. DHMİ bünyesindeki hava meydanlarından; Atatürk, Esenboğa ve Antalya Havalimanlarında iç ve dış hat terminalleri, Adnan Menderes ve Dalaman Havalimanlarında ise dış hat terminalleri özel sektör tarafından işletilmektedir. Kamu Özel İşbirliği modeli ile işletilen meydanların toplam yolcu trafiği içindeki payı iç hatlarda yüzde 54, dış hatlarda ise yüzde 94 düzeyine erişmiştir. Ülkemiz hava meydanlarındaki yolcu trafiğinin yaklaşık yüzde 91’i Atatürk, Antalya, Esenboğa, Adnan Menderes, Dalaman, Bodrum/Milas, Adana, Trabzon ve Sabiha Gökçen havalimanlarında gerçekleşmektedir. Bu meydanların kapasitelerinin artırılmasına yönelik yatırımlar ile hizmet standartlarının yükseltilmesi ve hava trafik yönetimi ile ilgili projeler sektör açısından önceliğini korumaktadır. 2008 yılında havalimanı ve meydanlarında gerçekleşen yolcu trafiği, bir önceki yıla göre dış hatlarda yüzde 13,7 artarak 43,6 milyon, iç hatlarda yüzde 12,2 artarak 35,8 milyon ve toplamda ise yüzde 13 artarak 79,4 milyon olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılında toplam trafiğin 83 milyon yolcuya yükselmesi beklenmektedir. TABLO 2 ULAŞTIRMA İSTATİSTİKLERİ ALT SEKTÖR YURTİÇİ Karayolu (2) Demiryolu Havayolu (3) TOPLAM YURTDIŞI Havayolu (3) TOPLAM ALT SEKTÖR YURTİÇİ Karayolu (2) Demiryolu Denizyolu (4) Boru Hattı Ham Petrol (5) TOPLAM YURTDIŞI Demiryolu Denizyolu (4) Boru Hattı Ham Petrol (Transit) (5) TOPLAM Doğal Gaz (Milyon Sm3) (6) YOLCU TAŞIMA (Milyon Yolcu-Km) Değişim (%) 2007 2008 2009 (1) 2008 2009 2007 209.115 3.999 5.924 219.038 206.098 3.552 6.417 216.067 1,2 -7,0 15,0 1,4 95,5 1,8 2,7 100,0 95,4 1,6 3,0 100,0 95,1 1,5 3,4 100,0 24.327 24.327 27.848 27.848 34.186 14,5 22,8 34.186 14,5 22,8 YÜK TAŞIMA (Milyon Yolcu-Km) Değişim (%) 2007 2008 2009 (1) 2008 2009 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 2007 Pay (%) 2008 2009 208.490 3.303 7.378 219.171 -1,4 -11,2 8,3 -1,4 Pay (%) 2008 2009 181.330 8.439 6.500 181.935 9.186 7.110 185.881 8.455 7.050 0,3 8,9 9,4 2,2 -8,0 -0,8 91,3 4,2 3,3 90,8 4,6 3,5 91,1 4,1 3,5 2.340 198.609 2.112 200.343 2.743 204.129 -9,7 0,9 29,9 1,9 1,2 100,0 1,1 100,0 1,3 100,0 1,316 848,300 1,367 858,700 957 828.500 3,9 1,2 -30,0 -3,5 0,1 96,1 0,2 94,8 0,1 93,6 33,249 45.804 56.038 37,8 22,3 3,8 5,1 6,3 882,865 905,871 885.495 2,6 -2,2 100,0 100,0 100,0 35,881 37,349 34.692 4,1 -7,1 - - - Kaynak: DPT (1): Geçici (2): Karayolları Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğu altındaki yol ağında yapılan taşımalardır. (3): Yalnız THY tarafından yapılan taşımalardır. (4): Denizyoluyla yapılan taşımaların tümünü kapsayan hesaplanmış tahmini taşıma miktarlarıdır. (5): Yalnız hampetrol taşımalarıdır. (6): Rusya Federasyonu, Nijerya, Cezayir, Azerbaycan ve İran’dan BOTAŞ tarafından ithalatı yapılan toplam doğalgaz taşımalarıdır. Temel Amaç ve Hedefler Ulaştırma sektöründeki temel amaç, ülke ekonomisinin ve sosyal hayatın gereksinimlerine uygun, taşıma türleri arasında dengenin sağlandığı, çağdaş teknoloji ve uluslararası kurallarla uyumlu, çevreye duyarlı, ekonomik ve güvenli taşımacılığın yapıldığı bir ulaştırma altyapısının zamanında oluşturulmasıdır. Ulaştırma alt sektörlerinin birbirlerini tamamlayıcı nitelikte çalışması ve kombine taşımacılığın yaygınlaştırılması esastır. Karayolu sektöründe temel hedef, bölünmüş yol yapım çalışmalarına öncelikle yoğun taşıt trafiğine sahip ana güzergahlarda devam edilmesi; ağır taşıt trafiği yüksek güzergahların BSK kaplamalı hale getirilmesi; trafik güvenliği altyapısı ve denetim hizmetlerinin iyileştirilmesi ve kara noktaların giderilmesi suretiyle yüksek kalite standartlarında hizmet veren, güvenli ve diğer taşıma türleri ile uyumlu bir karayolu ağının oluşturulmasıdır. Otoyollarda mevcut altyapının korunmasına önem ve öncelik verilecek, akıllı ulaşım sistemleri kapsamında otomatik geçiş sistemleri yaygınlaştırılacak, sürücü bilgilendirme ve trafik yönetim sistemleri tesis edilecektir. Yük taşımalarının demiryolu ağırlıklı yapılması ulaştırma sektöründe stratejik bir amaçtır. Bu doğrultuda demiryolunda özel sektör tren işletmeciliği geliştirilecektir. Yük taşımacılığı özel sektörün işletmecilik avantajlarından yararlanmak üzere serbestleştirilecek ve TCDD yeniden yapılandırılarak kamu üzerindeki mali yükü sürdürülebilir bir seviyeye çekilecektir. Özel sektörle ortaklıklara gidilerek başta sanayi bölgelerine olmak üzere demiryolu bağlantı hatları yapılacak ve araç yatırımları özel sektöre bırakılacaktır. Artan ticaretin kesintisiz ve etkin bir şekilde akışını sağlayacak ve Türkiye’nin transit ülke konumuna gelmesini kolaylaştıracak büyük ölçekli ana limanlar oluşturulacaktır. Bu amaçla hazırlanmakta olan Kıyı Yapıları Master Planı ile Çandarlı, Filyos ve Mersin Konteyner Limanlarına ilişkin fizibilite ve teknik dokümanlar tamamlanacaktır. Özellikle, Ege Bölgesinde Çandarlı Limanının yapımına geçilmesi için gerekli adımlar atılacaktır. Türk limanlarının AB deniz otoyolları ana aksları üzerinde yer alması yönündeki çalışmalara devam edilecektir. Deniz güvenliğine yönelik projelerin tamamlanmasına öncelik verilecektir. Paris Mutabakat Zaptı kapsamında, beyaz listedeki mevcut durumun korunmasına yönelik tedbirler alınacaktır. Devletin liman işletmeciliğindeki azalan rolü, düzenleyici rolünün önemini artırmıştır. Bu rolün yerine getirilebilmesini teminen liman yönetim modeli oluşturulacaktır. Sektörde, sistem planlaması anlayışıyla, ülkemizdeki havaalanları altyapısının mevcut durum analizinin yapılmasının ardından değerlendirme ve önceliklendirme yapılabilmesine imkan verecek ve bunun sonucunda orta ve uzun vadeli yatırımları yönlendirecek “Havaalanları Master Plan” çalışması başlatılacaktır. Kent içi ulaşımda gerek yerel, gerek merkezi idare düzeyinde, proje seçimi ve finansmanı ile yapım ve işletme aşamalarında uygulanacak ulusal standartların oluşturulması çalışmalarına öncelik verilecektir. Kentlerimizde en yaygın ve temel toplu taşım türü olan otobüs sistemlerinin geliştirilmesine öncelik verilecek, raylı sistem yatırımları zirve saatte, kritik kesitte, tek yönde 15.000 yolcu/saat üzerinde yolculuk talebine sahip koridorlarda gerçekleştirilecektir. Raylı sistem projelerinin yatırım programına alınması aşamasında projelerin ekonomik ve mali yapılabilirliğinin yanı sıra, teklif veren belediyenin mali yapısı da göz önünde bulundurulacaktır. Projelerin finansmanında özkaynak kullanımı esas olacak, dış finansman kaynakları sadece yüksek teknoloji uygulamalarını içeren işlerin yapımında kullanılacaktır. Kent içi raylı sistem projelerinde yerli sanayiden azami ölçüde faydalanılacaktır. Uluslararası rekabet gücünün artırılabilmesi amacıyla, projelerin planlama sürecinden başlayarak finansmanının sağlanmasına kadar bütün aşamalarda, belediyeler yerel sanayi ile işbirliğine yönlendirilecektir. Hazine garantili dış kredi ile gerçekleştirilecek raylı sistem projelerinde toplam maliyetin asgari yüzde 25’i belediye özkaynaklarından karşılanacaktır. TABLO 3 SAKARYA MOTORLU KARA TAŞITLARI Kara Taşıtları Otomobil Minibüs Otobüs Kamyonet Kamyon Traktör Motosiklet Diğerleri TOPLAM 2006 59.296 3.555 2.624 21.294 8.748 28.185 15.543 2.139 141 384 2007 63.575 3.723 2.847 23.420 9.044 28.566 17.767 2.457 151 399 2008 67.855 4.056 2.961 25.258 10.477 28.998 19.637 488 159 730 2009 72.343 3.980 3.103 27.506 8.811 29.048 20.750 2.825 168.366 2009/2008 6,6 -1,8 4,7 8,9 -15,9 0,1 5,6 478,8 487 TABLO 4 SAKARYA YOL UZUNLUKLARI (km) 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 İl ve Devlet Yolu 611 594 569 568 568 565 569 569 Otoyol 70 70 70 70 70 70 70 70 Köy Yolu 2.525 2.518 2.522 2.506 2.506 2.506 2.505 2.504 Demir Yolu 97 97 97 97 97 97 97 97 GENÇLİK Ve SPOR GENÇLİK VE SPOR 1. TÜRKİYE’DE VE SAKARYA’DA SPOR FAALİYETLERİ TABLO 1 FEDERASYONLARA GÖRE SPORCU SAYILARI Adı ATICILIK VE AVCILIK ATLETİZM BADMİNTON BASKETBOL BEDENSEL ENG. BEYZBOL VE SOFTBOL BİLARDO BİNİCİLİK BİSİKLET BOCCE,BOWLİNG VE DAR BOKS BRİÇ BUZ HOKEYİ BUZ PATENI CİMNASTİK DAĞCILIK DANS TOPLAM Türkiye Geneli Lisanslı B E 2.024 14.975 41.913 76.801 11.549 18.201 40.229 164.967 392 2.600 588 2.879 1.578 18.321 1.041 1.808 1.758 9.338 2.423 5.542 4.084 42.161 1.155 6.118 1.300 2.686 79 650 8.246 6.186 6.568 19.680 2.371 2.024 128.011 394.937 Faal T 16.999 118.714 29.750 205.196 2.992 3.467 19.899 2.849 11.096 7.965 46.245 7.273 3.986 1.442 14.432 26.248 4.395 522.948 B 261 4.250 1.366 5.724 7 68 10 243 160 28 748 271 363 10 22 878 471 14.880 E 1.922 7.473 1.951 34.423 112 1.408 144 234 1.469 109 6.383 1.963 1.198 3 6 2.642 421 61.861 T 2.183 11.723 3.317 40.147 119 1.476 154 477 1.629 137 7.131 2.234 1.561 13 28 3.520 892 76.741 Kaynak: Gençlik Spor Genel Müdürlüğü TABLO 2 FEDERASYONLARA GÖRE SPORCU SAYILARI Adı ESKRİM GELENEKSEL GELISMEKTE OLAN SP B GOLF GÖRME ENG. GÜREŞ HALK OYUNLARI HALTER HAVA SPORLARI HENTBOL HERKES İÇİN SPOR HOKEY İŞİTME ENG. İZCİLİK JUDO VE KURASH KANO KARATE TOPLAM Kaynak: Gençlik Spor Genel Müdürlüğü Türkiye Geneli Lisanslı B E 2.397 4.902 184 5.521 408 822 1.755 3.780 585 2.179 1.798 53.279 35.406 27.995 875 5.237 43 368 21.905 45.186 9.821 16.132 2.060 3.784 950 6.150 13.376 19.478 9.851 28.303 659 2.809 21.824 64.585 251.908 685.447 Faal T 7.299 5.705 1.230 5.535 2.764 55.077 63.401 6.112 411 67.091 25.953 5.844 7.100 32.854 38.154 3.468 86.409 937.355 B 648 45 279 10 227 19 7.695 178 42 31 402 530 18 253 1.679 116 6.415 33.467 E 1.633 1.790 538 21 824 1.099 6.453 787 351 88 2.379 921 196 551 3.522 336 14.693 98.043 T 2.281 1.835 817 31 1.051 1.118 14.148 965 393 119 2.781 1.451 214 804 5.201 452 21.108 131.510 TABLO 3 FEDERASYONLARA GÖRE SPORCU SAYILARI Adı B 4.763 8.269 0 864 14.960 432 25 2.444 2.753 1.047 180 2.308 26.670 703 2.165 50.770 7.053 377.314 KAYAK KICK BOKS KIZAK KÜREK MASA TENİSİ MODERN PENTATLON MOTOSIKLET MUAY-THAİ OKÇULUK ORYANTİRİNG OTOMOBİL SPORLARI ÖZEL SPORCULAR SATRANÇ SU TOPU SUALTI SPORLARI TAEKWON-DO TENİS TOPLAM Türkiye Geneli Lisanslı E T 15.079 19.842 57.015 65.284 0 0 2.876 3.740 38.606 53.566 1.015 1.447 697 722 15.208 17.652 5.172 7.925 2.462 3.509 2.979 3.159 7.445 9.753 99.078 125.748 2.902 3.605 5.497 7.662 152.002 202.772 8.962 16.015 1.102.442 1.479.756 Faal B 9 1.480 0 152 58 164 2 832 411 477 6 647 2.166 256 271 8.451 856 49.705 E 30 10.219 0 519 159 380 198 4.773 967 1.098 354 1.821 6.522 1.061 862 19.229 1.176 147.411 T 39 11.699 0 671 217 544 200 5.605 1.378 1.575 360 2.468 8.688 1.317 1.133 27.680 2.032 197.11 Kaynak: Gençlik Spor Genel Müdürlüğü TABLO 4 FEDERASYONLARA GÖRE SPORCU SAYILARI Adı TRİATLON VOLEYBOL VÜCUT GEL.,FİTNESS WUSHU YELKEN YÜZME TOPLAM B 424 69.287 2.698 3.594 1.736 22.963 478.016 Kaynak: Gençlik Spor Genel Müdürlüğü Türkiye Geneli Lisanslı E T 1.527 1.951 63.740 133.027 14.132 16.830 16.782 20.376 6.104 7.840 37.341 60.304 1.242.068 1.720.084 Faal B 58 342 398 1.475 569 4.455 57.002 E 312 152 1.775 6.314 2.228 6.695 164.887 T 370 494 2.173 7.789 2.797 11.150 221.889 TABLO 5 SAKARYA İLİ SPOR TESİSLERİ DURUMU Spor Tesisleri Sayısı Stadyum Spor Salonu Bireysel Çalışma Spor Salonu Çim Zeminli Stad Semt Futbol Sahası Trap Skeet Atış Poligonu Havalı Silahlar Atış Poligonu Kürek ve Kano Tesisleri Kamp Eğitim Merkezi Gençlik Merkezi Gençlik ve Kültür Merkezi İl Hizmet Binası Lojman Binası (4 Daireli) Yüzme Havuzu TOPLAM 2009 1 13 11 14 106 1 1 1 2 1 1 1 1 1 (inşaa) 155 Kaynak: Gençlik Spor Müdürlüğü TABLO 6 2009 Yılı Sakarya İli Spor Kulüpleri Sayısal Durumu İLÇENİN ADI Adapazarı Arifiye Erenler Serdivan Akyazı Ferizli Geyve Hendek Karasu Karapürçek Kaynarca Kocaali Pamukova Sapanca Söğütlü Taraklı GENEL TOPLAM SPOR KULÜBÜ İHTİSAS KULÜBÜ OKUL SPOR KULÜBÜ 72 7 8 7 20 6 7 12 10 1 2 3 5 8 1 7 4 169 10 Kaynak: Gençlik Spor Müdürlüğü GENÇLİK VE SPOR KULÜBÜ 9 2 1 1 1 1 2 7 11 TOPLAM 83 7 8 9 21 7 7 13 10 1 2 3 6 8 1 186 TABLO 7 2006-2007- 2008-2009 Yılı Sakarya İli Lisanslı/ Faal Lisanslı Sporcuların Sayısal Durumu YIL BRANŞ SAYISI ERKEK SPORCU SAYISI 2006 2007 2008 2009 42 44 48 48 6.751 7.577 8.299 9.372 FAAL ERKEK SPORCU SAYISI 1.598 1.435 1.184 590 FAAL BAYAN SPORCU SAYISI 637 531 475 245 BAYAN SPORCU SAYISI 2.182 2.538 2.844 3.405 FAAL TOPLAM GENEL TOPLAM 2.235 1.966 1.659 835 8.933 10.115 11.143 12.777 HAKEM ANTRENÖR SAYISAL BİLGİLERİ Hakem ve Antrenörlerin sayısal durumlarına bakıldığında yıllar itibari ile düşüşler gözlenmekte olup, nedenleri incelendiğinde Hakem ve Antrenörlerin çoğunlukla öğrenci ve memurlardan oluşması, tayin ve mezuniyet gibi sebeplerden ötürü sayısal düşüş gözlenmiştir. TABLO 8 2006-2007-2008-2009 Yılları Hakem ve Antrenörlerin Sayısal Dağılımı YIL FAAL BRANŞ SAYISI FAAL HAKEM SAYISI FAAL ANTRENÖR SAYISI 2006 2007 2008 2009 29 27 30 35 486 304 329 398 114 88 79 162 Kaynak: Gençlik ve Spor Müdürlüğü TABLO 9 2006-2009 Yılları arasında İl de düzenlenen ferdi branşlar Tablosu FERDİ BRANŞLAR MAHALLİ FAALİYET ÇİZELGESİ Branş Sayısı Faaliyet Sayısı 2006 YILI 14 39 2007 YILI 14 39 2008 YILI 16 33 2009 YILI 15 52 GENEL ANTRENÖR SAYISI 234 278 310 314 TABLO 10 2006-2009 Yılları arasında İlde düzenlenen Ferdi Branşlar Ulusal Federasyon Tablosu ULUSAL FAALİYETLER ÇİZELGESİ 2006 YILI 2007 YILI 2008 YILI 2009 YILI Branş Sayısı Faaliyet Sayısı 13 14 15 17 26 33 19 47 TABLO 11 2006-2009 Yılları Arasında İlde düzenlenen Takım Sporları Tablosu TAKIM SPORLARI ULUSAL LİG ÇİZELGESİ 2006/2007 SEZONU 2007/2008 SEZONU 2008/2009 SEZONU BRANŞ SAYISI 5 5 4 KATEGORİ SAYISI 9 7 6 KATILAN TAKIM SAYISI 9 8 7 MAÇ SAYISI 76 55 41 TABLO 12 2006-2009 Yılları arasında İlde Düzenlenen Uluslararası Faaliyetler Tablosu 2006 YILI 2007 YILI 2008 YILI 2009 YILI KATILAN ÜLKE SAYISI FAALİYET SAYISI SPORCU SAYISI 14 25 23 5 2 4 4 1 168 650 420 80 TABLO 13 2007-2008-2009 Yılları Arasında Türkiye Dereceleri Toplam Madalya Sayıları YILLAR 2007 2008 2009 ALTIN 63 75 33 GÜMÜŞ 56 50 38 BRONZ 81 79 61 TOPLAM 200 204 132 TABLO 14 2006-2009 Yılları arasında İlimiz Milli Sporcuları Mukayese Tablosu 2006 BRANŞ SAYILARI 8 MİLLİ SPORCU SAYILARI BAYAN MİLLİ SPORCU 5 ERKEK MİLLİ SPORCU 10 2007 7 8 23 31 2008 9 9 18 27 2009 8 6 7 13 YILLAR TOPLAM 15 TABLO 15 2009 Yılı İl Spor Merkezlerinde Görev Yapan Antrenörlerin Branşlarına Göre Dağılımı BRANŞLAR ATICILIK ATLETİZM BASKETBOL BİSİKLET CİMNASTİK GÜREŞ HALTER JUDO KANO KÜREK KARATE MASA TENİSİ TAEKWONDO TENİS VOLEYBOL YÜZME TOPLAM Kaynak: Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, 2009 Kadrolu ATRENÖRLER Sözleşmeli 1 1 1 Fahri 1 12 1 1 1 1 1 1 1 5 3 1 3 3 2 2 9 35 TOPLAM 1 1 13 1 1 1 1 1 1 1 2 3 3 2 2 9 43 TABLO 16 2007-2008-2009 Yılları İl Spor Merkezleri Sporcuların Sayısal Dağılımı YIL FAAL BRANŞ SAYISI 2007 2008 2009 27 30 30 BAYAN SPORCU SAYISI 428 348 320 ERKEK SPORCU SAYISI 816 1.106 859 TOPLAM SPORCU SAYISI 1.244 1.454 1.179 Kaynak: Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, 2009 TABLO 17 SPORTİF İSTATİSTİKLER SPORTİF İSTATİSTİKLER 2009 YILI İLİMİZ FAAL KULÜP SAYILARI 186 İLİMİZ OKUL KULÜP SAYILARI 7 İL SPOR MERKEZLERİNE KAYITLI SPORCU SAYILARI 1.179 İL SPOR MERKEZLERİNDE GÖREV ALAN ANTRENÖR SAYILARI 43 İLİMİZDE DÜZENLENEN FEDERASYON FAALİYETLERİ 47 İLİMİZDE DÜZENLENEN ULUSLAR ARASI FAALİYETLER 1 2009 YILI İTİBARİYLE İLİMİZ LİSANSLI SPORCU SAYILARI 12.777 İlimiz faal kulüp sayısı 186, İlimiz okul kulüp sayısı 7, İl spor merkezlerine kayıtlı sporcu sayısı 1.179, İl spor merkezlerinde görev alan antrenör sayısı 43, İlimizde düzenlenen federasyon faaliyetleri 47, İlimizde düzenlenen uluslar arası faaliyetler 1, 2009 yılı itibariyle ilimiz lisanslı sporcu sayıları 12.777’dir. TRAFİK ve ASAYİŞ TÜRKİYE ASAYİŞ VE TRAFİK DURUMU TABLO 1 DENETİM FAALİYETLERİ YILLAR 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Uygulanan Trafik Ceza Sayısı 9.115.800 7.952.339 7.028.009 6.012.334 6.856.121 5.912.646 6.482.931 7.078.579 8.612.983 8.499.073 Uygulanan Para Ceza Miktarı (TL) 125.464.745 165.741.924 216.728.181 334.384.053 461.679.147 489.844.912 604.880.645 763.224.557 1.016.896.201 1.061.109.823 C.Savcılığına Sevk Edilen Sürücü Sayısı 141.686 97.621 81.893 80.736 89.514 101.645 159.259 200.367 230.987 235.862 Trafikten Men Edilen Araç Sayısı 393.667 335.119 314.924 278.410 268.581 374.069 451.644 638.444 769.397 843.089 Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü TABLO 2 GENEL KAZA İSTATİSTİKLERİ YILLAR 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 KAZA SAYISI 500.664 442.960 439.958 455.637 537.352 620.789 728.755 825.561 950.120 1.034.435 ÖLÜ SAYISI 5.566 4.386 4.169 3.959 4.427 4.505 4.633 5.007 4.236 4.300 YARALI SAYISI 136.406 116.202 116.045 117.551 136.437 154.086 169.080 189.057 184.468 200.405 *Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı trafik ekip faaliyetlerini kapsamaktadır. TABLO 3 DENETLEME FAALİYETLERİ UYGULANAN TRAFİK CEZALARI (Türkiye Geneli) Kontrol Türleri 2008 2009 Alkol Kontrolü 136.913 124.430 Aşırı Hız Kontrolü 1.414.058 1.384.493 Cep Telefonu Kontrolü 203.429 188.573 Emniyet Kemeri Kontrolü 570.965 436.081 Koruma Başlığı-Gözlük Kontrolü 64.279 67.874 Takograf Kontrolü 157.394 118.997 Yaya Kontrolü 17.906 22.250 Araç Plakasına Uyg. İhbarlı Denetimler 2.674.878 3.009.497 Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü TABLO 4 SÜRÜCÜ SAYILARININ İLLERE GÖRE DAĞILIMI (2009 SONU İTİBARİ İLE) İLLER ADANA ADIYAMAN A.KARAHİSAR AĞRI AMASYA ANKARA ANTALYA ARTVİN AYDIN BALIKESİR BİLECİK BİNGÖL BİTLİS BOLU BURDUR BURSA ÇANAKKALE ÇANKIRI ÇORUM DENİZLİ D.BAKIR EDİRNE ELAZIĞ ERZİNCAN ERZURUM ESKİŞEHİR GAZİANTEP GİRESUN GÜMÜŞHANE HAKKARİ HATAY ISPARTA MERSİN Sürücü Sayısı 588.655 115.509 165.992 72.147 98.352 1.816.434 528.142 44.302 269.919 324.605 73.437 39.441 51.843 93.468 95.501 737.015 137.245 42.844 154.597 291.972 271.155 134.140 138.595 75.375 178.137 277.031 347.984 108.162 41.212 52.209 342.237 148.957 424.133 İLLER KONYA KÜTAHYA MALATYA MANİSA K.MARAŞ MARDİN MUĞLA MUŞ NEVŞEHİR NİĞDE ORDU RİZE SAKARYA SAMSUN SİİRT SİNOP SİVAS TEKİRDAĞ TOKAT TRABZON TUNCELİ Ş.URFA UŞAK VAN YOZGAT ZONGULDAK AKSARAY BAYBURT KARAMAN KIRIKKALE BATMAN ŞIRNAK BARTIN Sürücü Sayısı 579.426 195.636 210.350 349.546 187.175 166.422 225.782 62.187 108.181 91.190 143.093 89.334 283.142 342.389 56.511 56.609 170.554 204.327 148.670 199.508 17.521 218.303 102.260 140.098 133.768 217.174 64.398 13.706 46.490 91.527 83.410 62.494 38.232 FARK % -9% -2% -7% -24% 6% -24% 24% 13% İSTANBUL İZMİR KARS KASTAMONU KAYSERİ KIRKLARELİ KIRŞEHİR KOCAELİ 4.331.422 1.293.885 85.634 107.027 349.193 125.372 68.667 395.898 ARDAHAN IĞDIR YALOVA KARABÜK KİLİS OSMANİYE DÜZCE 11.251 23.988 38.915 57.692 25.176 103.054 63.405 Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü TABLO 5 YILLARA GÖRE SÜRÜCÜ BELGESİ SINIF DAĞILIMI 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 A1 A2 B C D E F G H 53.219 53.467 53.622 53.805 54.426 54.787 56.039 56.485 57.232 60.193 364.174 388.567 402.674 411.375 429.307 450.680 494.164 567.904 660.817 784.442 9.276.057 9.814.416 10.251.523 10.686.009 11.230.909 11.919.158 12.434.247 13.135.961 13.903.160 14.758.037 1.444.108 1.445.804 1.447.174 1.447.347 1.454.422 1.456.546 1.467.482 1.438.239 1.442.323 1.441.473 9.207 10.737 13.013 15.225 24.435 32.651 41.558 56.581 75.902 100.232 2.534.039 2.631.449 2.692.300 2.748.562 2.847.388 2.951.273 3.030.388 3.180.982 3.336.506 3.531.082 392.585 383.827 382.624 380.901 379.286 378.523 380.006 375.709 375.787 375.673 16.836 18.511 20.094 21.487 23.350 25.735 30.198 34.653 39.272 47.245 18.830 20.806 22.037 23.085 24.680 26.709 28.597 30.840 33.443 36.527 SINIF SAYISI TOPLAMI (*) 14.109.116 14.767.694 15.285.187 15.787.933 16.468.317 17.296.216 17.962.895 18.877.354 19.924.442 21.134.904 Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü * Bir sahsın birden fazla sürücü belge sınıfı bulunabildiğinden, sürücü belge sınıf sayısı toplamı sürücü sayısından fazla görülmektedir. TABLO 6 YILLARA GÖRE SÜRÜCÜLERİN CİNSİYET DAĞILIMI YIL TOPLAM SÜRÜCÜ ERKEK % KADIN % 2000 13.859.449 11.988.154 86,5 1.871.295 13,5 2001 14.491.332 12.473.155 86,1 2.018.177 13,9 2002 14.994.960 12.851.459 85,7 2.143.501 14,3 2003 15.488.493 13.205.913 85,3 2.282.580 14,7 2004 16.151.623 13.704.551 84,8 2.447.072 15,2 2005 16.958.895 14.289.647 84,3 2.669.248 15,7 2006 17.586.179 14.770.114 84,0 2.816.065 16,0 2007 18.422.958 15.424.427 83,7 2.998.531 16,3 2008 19.377.790 16.073.831 82,9 3.303.959 17,1 2009 20.460.739 16.871.100 82,5 3.589.639 17,5 Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü ARTIŞ % 7,3 4,7 3,5 3,3 4,3 5,0 3,9 5,1 5,6 6,1 TABLO 7 ARAÇLARIN CİNSLERİNE GÖRE DAĞILIMI YIL OTOMOBİL MİNİBÜS OTOBÜS KAMYONET KAMYON 2000 4.855.421 289.422 129.924 789.524 593.361 984.592 ÖZEL AMAÇLI TAŞIT 21.822 2001 2002 2003 4.975.733 5.080.555 5.124.254 293.697 303.803 309.545 133.944 137.964 141.987 877.563 924.342 1.045.776 598.481 604.050 616.940 1.011.160 1.032.011 1.096.777 22.939 23.666 24.468 2004 2005 5.400.440 5.772.745 318.954 338.539 152.712 163.390 1.259.867 1.475.057 647.420 676.929 1.218.677 1.441.066 2006 2007 2008 6.140.992 6.472.156 6.796.629 357.523 372.601 383.548 175.949 189.128 199.934 1.695.624 1.890.459 2.066.007 709.535 729.202 744.217 2009 7.093.964 384.053 201.033 2.204.951 727.302 TRAKTÖR TOPLAM ARTIŞ % 1.131.626 8.795.692 2,4 1.148.391 1.168.389 1.178.929 9.061.908 9.274.780 9.538.676 3,1 2,6 2,8 28.004 30.333 1.210.283 1.247.767 10.236.357 11.145.826 7,4 8,9 1.822.831 2.003.492 2.181.383 34.260 38.573 35.100 1.290.679 1.327.334 1.358.577 12.227.393 13.022.945 13.765.395 9,8 6,6 5,8 2.303.261 34.104 1.368.032 14.316.700 4,0 MOTOSİKLET Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü TABLO 8 SAKARYA İLİ TRAFİK VE ASAYİŞ ASAYİŞ OLAYLARI Yılı 2007 2008 2009 Şahsa Karşı İşlenen Suçlar Emniyet Müdürlüğü 5.350 Jandarma Komutanlığı 1.016 Mala Karşı İşlenen Suçlar Toplam Şahsa Karşı İşlenen Suçlar Mala Karşı İşlenen Suçlar Toplam Şahsa Karşı İşlenen Suçlar 4.024 9.374 5.136 2.636 7.772 4.480 616 1.632 966 595 1.561 1.106 Mala Karşı İşlenen Suçlar Toplam GENEL TOPLAM 2.292 6.772 23.918 633 1.739 4.932 Suç 2007 yılında Emniyet Müdürlüğü kayıtlarına göre 9.374 Asayiş olayı, Jandarma Komutanlığı kayıtlarına göre ise 1.632 Asayiş olayı ile birlikte toplamda 11.006 Asayiş olayı meydana gelmiştir. 2008 yılında Emniyet Müdürlüğü’nde 7.772 Asayiş olayı, Jandarma Komutanlığı’nda ise 1.561 Asayiş Olayı meydana gelmiştir. 2009 yılında ise Emniyet Müdürlüğü’nde 4.367 Asayiş olayı, Jandarma Komutanlığı 1.739 Asayiş olayı meydana gelmiştir. Toplamda ise 28.850 Asayiş Olayı meydana gelmiştir. İl genelinde asayiş olaylarının karşılaştırması yapıldığında 2007 yılında 11.006, 2008 yılında 9.333, 2009 yılında ise 8.511 olay meydana gelmiş olup, 2007 yılında olayların %72’si, 2008 yılında olayların %80’i, 2009 yılında % 80’ i aydınlatılmıştır. Olaylarda il genelinde 2007 yılına oranla, 2008 yılında % 17, 2008 yılı Ağustos itibariyle, 2009 yılında % 21’lik azalış meydana gelmiştir. İl genelinde mala karşı olaylarının karşılaştırması yapıldığında 2007 yılında 4.024, 2008 yılında 2.636, 2009 yılı Ağustos itibariyle 1482 olay meydana gelmiş olup, 2007 yılında olayların %39’u, 2008 yılında olayların %46’sı, 2009 yılında % 44’ ü aydınlatılmıştır. Olaylarda il genelinde 2007 yılına oranla, 2008 yılında % 34, 2008 yılı Ağustos itibariyle, 2009 yılında % 13’lük azalış meydana gelmiştir. İlimizde Polis Teşkilatımız, 1.947 Personel 232 Araçla İl Genel Nüfusu olan 851.292 Kişiden 569.208’ine yani nüfusun % 67’sine hizmet vermektedir. İl genelinde şahsa karşı olaylarının karşılaştırması yapıldığında 2007 yılında 5.350, 2008 yılında 5.136, 2009 yılı Ağustos itibariyle 2885 olay meydana gelmiş olup, 2007 yılında olayların %96’sı, 2008 yılında olayların %98’i, 2009 yılında % 99’u aydınlatılmıştır. Olaylarda il genelinde 2007 yılına oranla, 2008 yılında % 4, 2008 yılı Ağustos ayı itibariyle, 2009 yılında % 25’lik azalış meydana gelmiştir. Kasten öldürme olaylarında 2007 yılında 23, 2008 yılında 17, 2009 yılı Ağustos itibariyle 13 olay meydana gelmiş olup, 2007 yılında %100’ü, 2008 yılında % 88’i 2009 yılı Ağustos itibariyle %100’ü aydınlatılmıştır. Ateşli silahla yaralama olaylarında 2007 yılında 63, 2008 yılında 59, 2009 yılı Ağustos itibariyle 34 olay meydana gelmiş olup, 2007 yılında %83’ü, 2008 yılında % 88’i 2009 yılı Ağustos itibariyle %100’ü aydınlatılmıştır. Bıçakla yaralama olaylarında 2007 yılında 118, 2008 yılında 133, 2009 yılı Ağustos itibariyle 77 olay meydana gelmiş olup, 2007 yılında %86’sı, 2008 yılında % 95’i, 2009 yılı Ağustos itibariyle %95’i aydınlatılmıştır. İnfaz büro amirliğince aranan şahıslarla ilgili yapılan çalışmalarda 2007 yılında 717, 2008 yılında 1.356, 2009 yılı Ağustos itibariyle 1.010 şahıs yakalanarak cezaevine gönderilmiştir. Yakalanan şahıslarda 2007 yılına oranla, 2008 yılında % 89, 2008 yılı Ağustos ayı itibariyle, 2009 yılında % 10’luk artış meydana gelmiştir. Kabahatler kanunu ile ilgili 2007 yılında 462 şahsa 2008 yılında 1.772 şahsa, 2009 yılı Ağustos ayı itibariyle 1.479 şahsa işlem yapılmıştır. Kabahatler kanunu uygulamasında 2007 yılına oranla, 2008 yılında % 284, 2008 yılı Ağustos itibariyle, 2009 yılında % 34’lük artış meydana gelmiştir. Olaylarda 2007 yılında 243, 2008 yılında 478, 2009 yılı Ağustos itibariyle 259 ateşli silah yakalanmıştır. Yakalanan silahlarda 2007 yılına oranla, 2008 yılında % 97, 2008 yılı Ağustos ayı itibariyle, 2009 yılında % 4’lük artış meydana gelmiştir.