X ve Y`nin Matematik Macerası
Transkript
X ve Y`nin Matematik Macerası
X VE Y ‘NİN MATEMATİK MACERASI Mayıs 2016 1.BÖLÜM X sabırsızca bir kez daha seslendi kardeşine “ Y hadi artık geç kalıyoruz! ’’ . Y ise her zamanki gibi aynasının karşısında uzun uzun saçlarını tararken yaklaşık on dakikadır verdiği cevabı tekrarladı “ X biraz sonra geliyorum, sabırlı ol.’’ Bugün ikisi için de önemli bir gündü. Çünkü dedelerinin onlar için yazdığı kitap basılmış ve tüm kitapçılara dağıtılmıştı. Onlar da kendileri için birinci basımı ayırtmışlardı ve şimdi de onu almaya gideceklerdi. Aslında dedeleri üç ay önce ölmüştü ama vasiyeti bu kitabın bastırılması olduğu için bütün aile bu konuda çok uğraşmıştı. X ve Y dedelerini çok seviyorlardı. Dedeleri onların gözünde her zaman gizemli bir karakterde idi. Çünkü çok çalışkan bir adamdı, odasına çekilip kimseye söylemediği bir konu üzerine çalışmalar yapardı. Herkes onun bu konudaki tavrını bilir ve hiç soru sormadan dedelerini kendi haline bırakırdı. Her zaman çalışma odasını kilitler ve içeriye kimsenin girmesine izin vermezdi. Herkes dedelerinin çalışma yaptığı şeyin sadece X ve Y için yazdığı kitaptan ibaret olduğunu düşünüyorlardı. Y kardeşini daha fazla bekletmemek adına üzerine son bir çekidüzen verip aşağıya indi. Çoktan sinirlenmiş ve artık beklemekten sıkılmış olan X ise kardeşini görür görmez söylenmeye başladı , “İnsanın kız kardeşinin olması gerçekten zor ama ikizinin bir kız olması daha da zor ”. Y ise suçlu olduğunu bile bile cevap verdi, _ İkizinin erkek olup sırf senden beş dakika önce doğdu diye üstünlük sağlamasının zorluğunu asla bilemezsin! _ Alt tarafı kitapçıya gidiyoruz, ama sen iki saattir hazırlanamadın. Şimdi bunun suçlusu ben miyim yani Y, söyler misin? _ Tamam, tamam, hadi gidelim artık. Böylece aralarında her zamanki küçük sürtüşmelerinden biri çıkmadan kitapçıya gitmek üzere yola koyuldular. Y gerçekten de bugün fazla geç kaldığı için otobüsü kaçırmışlardı. X tekrar söylenmeye başladığında Y bu sefer hiç sesini çıkarmadı. Çünkü bu sefer haksız olan taraf kendisiydi. Bir müddet sonra X sustu ve Y ne zamandır sormak istediği ama soramadığı bir soruyu sormaya karar verdi. _ X annem ile babam dedemin odasına kapanıp yaptığı çalışmaların sadece bize yazdığı kitapla ilgisi olduğunu söylüyorlar. Gizlice çalışmalar yapmasının nedenini ise hepimize sürpriz yapmak istediği düşüncesine bağlıyorlar. Peki, eğer gerçekten durum anne ve babamın söylediği gibiyse dedemin çalışma odası neden hala kilitli? _ Aslında çok haklısın Y. Ama odanın anahtarının nerede olduğunu annem ve babam da bilmiyor. E bu yüzden de odayı açamıyorlar. O odada dedemden kalan bir sürü hatıra var. Anneme anahtarın nerede olduğunu sorduğumda bana bilmediğini söyledi. Ayrıca artık bu konuyu kurcalamamamız gerektiğini sert bir şekilde ekledi. _ Sence annem ve babam bizden bir şey saklıyor olabilirler mi? _ Bence ortada saklanan bir şey olduğu doğru. Ama saklayan kişi annem ve babam değil, dedem. Anne ve babamın odanın anahtarının nerede olduğu hakkında en ufak bir fikri bile yok. Dedem ölmeden önce odanın anahtarının nerede olduğunu söylemediğine göre bizden bir şey saklıyor olmalı. X ve Y kendi aralarında konuşurken kitapçının önüne gelmişlerdi. X elindeki kâğıda bakıp adresi kontrol etti. Dedeleri özellikle bu adresi vermişti ölmeden önce. Burası pek de bilinmeyen ve eski bir kitapçıydı. ‘‘Muhtemelen dedemin bir arkadaşınındır burası, baksana adı bile çok garip!’’ ,dedi X. ‘‘ MENEKŞELİ KİTAPLAR DÜKKÂNI ’’ diye yüksek sesle okudu Y. İkisi de kitapçının dükkânına bu adı vermesini kavramaya çalışırken içeriye girdiler. Zaten içeriye girer girmez de nedenini anladılar. Çünkü dükkân menekşe kokuyordu. Ve her taraf içi menekşe dolu saksılar ile çevriliydi. X ve Y dükkânın içerisindeki bu kokuya hayran kalmış bir şekilde kitaplara bakarken kitapçının ‘‘ Yardımcı olabilir miyim? ’’ sorusu üzerine irkildiler. Kitapçıya döndüklerinde çok tatlı ve yaşlı bir dede gördüler karşılarında. İsminin Andrew olduğunu öğrendikleri kitapçının sanki onları tanıyormuş gibi bir havası vardı. X ve Y Andrew amca ile biraz sohbet ettikten sonra ona buraya geliş amaçlarını anlattılar. Andrew amca kitabı onlar için ayırmıştı. O depodan kitabı getirmek için aşağıya inerken X ve Y de kitaplara göz atmaya karar verdiler. Kitaplar diğer kitapçılardan farklı bir şekilde sıralanmıştı. Her kitabın üzerinde Andrew amcanın kendi el yazısı ile yazılmış küçük notları yer alıyordu. Andrew amca okuyucuların kitabın dış kısmına bakıp kitap hakkında önyargılı olmalarını istemediği için kitapların üzerine o kitabı anlatan yazılar yazmıştı. Kitaplar konusuna, boyuna, kalınlığına göre değil de ilgi çekiciliğine göre sıralanmıştı sanki. Andrew amca X ve Y’ye kendi kitaplarının hepsini okuduğunu söylemişti. Buna bağlı olarak da kitaplarını kendisinin daha iyi hissettiği bir biçimde düzenliyor, şekil veriyordu. Her rafta en az yirmi – yirmi beş tane kitap bulunuyordu. Ve kitapların hepsi gerçekten de menekşe kokuyordu. Onlar bu şekilde kitaplara bakarken Andrew amca depodan çıkmış ve elinde dedelerinin yazmış olduğu ‘‘ X ve Y’nin Yolculuğu ’’ adlı kitapla çocukların yanına gelmişti. Çocuklar kitabı büyük bir heyecan ile alıp parasını ödediler. Şimdi X ve Y’nin aklında dedelerinin çalışma odasının anahtarı yerine sadece kitabı okuyacak olmalarının heyecanı ve menekşe kokusunun güzelliği vardı. BÖLÜM 2 X ve Y evlerine döndüklerinde anne ve babalarının evde olmalarına şaşırdılar. Çünkü anne ve babaları normalde bu saatte işte olurlardı. Oysaki anne ve babaları çocuklarının heyecan ve mutluluğunu paylaşmak için işten erken çıkmışlardı. X ve Y heyecan içinde anne ve babalarına Andrew amcayı ve onun menekşe kokan dükkânını anlattılar. Anneleri çiçekleri çok sevdiği için Andrew amcanın dükkânına menekşe koyarak çok güzel bir şey yapmış olduğunu belirtmeden edemedi. Hep birlikte akşam yemeklerini yedikten sonra çocuklar odalarına çıktılar ve kitabı okumaya başladılar. Kitabı sırayla okuyorlardı. Bölüm bölüm ayırmışlar, heyecanla okumaya başlamışlardı. Kitap 60 sayfa ha var ha yoktu. Kitap X ve Y adındaki iki kardeşin küçüklüğünü ve yetişkinliklerini anlatıyordu. Bu iki kardeş büyüdüklerinde bilim alanında önemli gelişmeler yapmış birer profesör oluyordu. Zaten kısa olduğu için kitabı yaklaşık iki saatte bitiren X ve Y, birbirleri ile kitap hakkında konuşmaya başladılar. X kardeşine dönüp şöyle dedi; _ Dedem bizim için muhteşem bir kitap yazmış. Sence bizde büyüyünce kitaptaki gibi başarılı olabilir miyiz? _ Bilmiyorum X ama belki de dedem bunu hissetmiş ve o yüzden bu şekilde yazmıştır. _ Bence kitabı kitaplığımızın en üst rafına koymalıyız Y. Çünkü o bizim için çok önemli bir kitap. Zarar gelsin istemeyiz. Bunun üzerine Y kitabı kitaplığa koymak için ayağa kalktı. O sırada kitabın arasından bir zarf düştü. Şaşkınlık ile zarfı yerden alan Y arkasını çevirdiğinde üzerinde ‘‘ Sevgili Torunlarım X ve Y’ye ’’yazdığını gördü. Kitabı kitaplığa koyduktan sonra elinde zarf ile X’in yanına oturdu. Normalde olsa bu zarfı açmazlar ve zarfın Andrew amcaya ait olduğunu, yanlışlıkla kitabın arasına koyulmuş olabileceğini düşünüp zarfı kitapçıya geri götürürlerdi. Ama isimlerinin yazılı olduğu bir zarf onların kendileri için ayırttığı bir kitaba yanlışlıkla girmiş olamazdı. Bu yüzden zarfı yavaşça açtılar. İçindeki mektup onlara dedelerinden kalma idi. Hemen açıp okudular. Dedeleri şöyle diyordu, ‘‘ Benim güzel torunlarım, Biliyorum bu mektubu görünce çok şaşıracaksınız. Bu mektubu çok önce yazdım ve ben öldükten sonra size ulaştırması için Andrew’e verdim. Çünkü sizden istediğim bazı şeyler var ve bana inanacağına emin olduğum bir tek siz varsınız. Öncelikle size anlatacaklarımı hiç kimseye söylememelisiniz. Özellikle de anne ve babanızın bunlardan haberi olmamalı. Çünkü size izin vermemekle birlikte benim de çok fazla çalıştığım için çıldırmış olduğumu düşünebilirler. Eminim ki çalışma odamın anahtarının nerede olduğunu merak ediyorsunuzdur. Mesela size iki sene önce doğum gününüzde aldığım mavi ayının içine bakmayı deneyebilirsiniz. Oyuncak ayının içinden anahtarı aldıktan sonra anne ve babanızın işte olduğu bir vakitten yararlanarak benim odama girin. Çalışma masasının üzerine dışı deri ve bazı sayfaları eksik bir kitap bulunuyor. Bu kitap benim hayatımın ve yaptığım tüm çalışma ile araştırmaların bir sonucu, sembolü. Benim sizden bu noktada istediğim şey ise o kitabın eksik sayfalarını tamamlamanız. Benim hayatım tüm bu araştırmaları yapmakla geçti ancak çalışmalarımı insanlarla paylaşmaya ömrüm yetmedi. Siz de bu noktada devreye gireceksiniz. Eksik sayfaları tamamlayıp Andrew ile birlikte kitabı bastıracaksınız. Eksik sayfaları bulmak için bazı kitaplar okuyacaksınız. Bu kitapların akışını bozan tek bir sayfa olacak ve siz işte o sayfaları alıp sayfa numaralarına göre benim defterime yerleştireceksiniz. Eksik dört tane sayfa var. Ama işiniz pek de kolay olmayacak. Takıldığınız her konuda Andrew’den yardım alabilirsiniz. O benim çocukluk arkadaşım ve bütün bu olanlardan haberi var. Andrew’de çok bilgili ve çalışkan bir adamdır. Bazı ipuçlarına da onun dükkânından faydalanarak ulaşacaksınız. Size bu kitabı direk de bırakabilirdim ama beni bilirsiniz, bir şey uğruna çaba göstermeden, hazır ve kolay yollardan sahip olan kişileri sevmem. Benim hayatımı verdiğim bu çalışmalar uğruna siz de ter dökmelisiniz. Sizden tek istediğim kitap basılana kadar asla vazgeçmeden çalışmanız. Sizi çok sevdiğimi sakın unutmayın. Size çok güveniyorum ve gözlerinizden öpüyorum. Dedeniz Anton… ’’ X ve Y mektubu okuduktan sonra hayretle birbirlerine baktılar. Dedelerinin onlara böyle bir görev vereceği akıllarının ucundan bile geçmezdi. Anne ve babalarının uyuduklarından emin olduktan sonra dedelerinin mektupta anlattığı ayıyı alıp içini açtılar. Gerçekten de anahtar oradaydı. Gece yarısına kadar konuşup ne yapacaklarını düşündüler. Aslında X ve Y kitap okumayı seven çocuklar değillerdi. Sadece dedelerinin yazdığı kitapları okuyorlardı, dedeleri toplam altı tane kitap yazmıştı. Ölene kadar da hep X ve Y’nin kitap okuması için uğraşmıştı. Çocuklar da dedelerinin defterdeki sayfaları bu şekilde dağıtmasının asıl amacının onlara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak olduğunu biliyordu. X ve Y uzunca bir süre düşündükten sonra dedelerinin torunları olduğunu kanıtlamaya ve dedelerinin güvenini boşa çıkarmamaya karar verdiler. Ertesi gün anne ve babaları işe gittikten sonra dedelerinin çalışma odasına gireceklerdi. Defteri bulup eksik sayfaları aramaya başlayacaklardı. Bu onlar heyecanlı ve macera dolu bir süreç olacak gibi duruyordu. BÖLÜM 3 Ertesi sabah çocuklar büyük bir mutlulukla uyandılar. Çünkü dedelerinin onlara ne kadar da çok güvendiğini anlamışlardı. Onlar da bu güveni boşa çıkarmamak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardı. Aslında onlara kalsa hemen dedelerinin odalarına girip araştırmalara başlarlardı ama her ihtimale karşı sıradan bir gün yaşıyormuş gibi davranmaları gerektiğini düşünüyorlardı. Anne ve babalarının evde olmamalarına rağmen yaptıkları her harekete dikkat ediyorlar, kendilerini büyük ve önemli bir oyun oynuyormuş gibi hissediyorlardı. Kahvaltılarını yapıp masayı topladıktan sonra oyuncak ayının içinden anahtarı çıkarıp çalışma odasının kapısını açtılar. Derin bir nefes alıp içeriye girdiler. X ve Y bir süre büyülenmiş gibi etrafı incelediler. Daha sonra da hemen masanın üzerinde duran defteri almak yerine etrafı biraz keşfetmek üzere dolaşmaya başladılar. Etrafta aynı Andrew amcanın dükkânındaki gibi menekşeler vardı ve oda mis gibi menekşe kokuyordu. Birçok kitaplık ve bu kitaplıklarda cilt cilt ansiklopediler yer alıyordu. Ansiklopedilerin dışında raflarda bir de eski abaküsler, hesap makineleri, atlaslar bulunmaktaydı. Odada yan yana dizilmiş masalar da vardı. Masaların üzerinde farklı şekil ve boyutta kavanozlar, bu kavanozların içinde de çocukların adını bilmediği birçok bitki vardı. Ayrıca dedeleri pek çok konuda çizim de yapmış ve bu çizimlerini çerçeveletip duvara asmıştı. Bu çizimlerden bazıları matematik alanında gelişme göstermiş ve matematiğe büyük katkılarda bulunmuş bilim adamları ile ilgiliydi. Bu oda evdeki diğer odalardan farklı renklerdeydi. Kahverengi ile krem renginin hükmü sürmekteydi. Odada tek bir pencere bulunmaktaydı. Bu pencerenin çerçeveleri de yine kahverengi ve tahtadandı. X ve Y sonunda asıl amaçlarını karşılamaya karar verip çalışma masasına doğru ilerlediler. Çalışma masasının üzerindeki deri kaplı defteri ellerine aldıkları an farklı duygular hissetmeye başladılar. Y’nin sonradan dikkatini çeken bir şey daha oldu. Bu deri kaplı defterin üzerinde siyah kalemle ve büyük harflerle yazılmış ‘‘MATEMATİK’’ yazısı vardı. X ve Y bu yazı sayesinde dedelerinin hangi konuda araştırma yaptığını öğrenmiş oldular. Defteri odalarına götürüp çalışma odasının kapısını da kilitlediler. Anahtarı tekrar oyuncak ayının içine koyduktan sonra oturup defteri incelemeye başladılar. Defterde dedelerinin matematik ile ilgili olduğunu tahmin ettikleri birçok not vardı. Sayfayı çevirdiklerinde dedelerinin onlara bir mesaj daha bırakmış olduğunu gördüler. Mesajda şöyle diyordu, ‘‘ Yavrularım bu size bıraktığım son mesaj olacak. Defterde yazılan her şey gelecekte matematiği ilerletmeye yarayacak şeylerdir. Bu yüzden onlara kafa yormak yerine Andrew’in yanına gidip ilk sayfayı bulmak için çalışmalara başlamalısınız. ’’ Çocuklar bunun üzerine defteri sırt çantalarına koydular ve Andrew amcanın yanına gitmek üzere yola çıktılar… Bir süre sonra dükkâna varmışlardı. Andrew amca onları büyük bir mutlulukla karşıladı. X ve Y ona ilk kitabın hangisi olduğunu sordular. Andrew amca bu soru karşısında X’e dönerek şöyle söyledi; _ İlk kitap bir macera kitabı. Sanırım daha çok X’in hoşuna gidecek bu. Yedi kitaptan oluşan bir seri okuyacaksınız ve bu yedi kitaptan birinde ilk sayfa olacak. Serinin adı ‘‘Sör Çepçevre’nin Matematik Maceraları ’’. İşte yedi kitabı da burada, hemen okumaya başlasanız iyi olur. Çocuklar heyecanla dükkândan çıktılar. Kitapları bir an önce okumak için sabırsızlanıyorlardı. 4. BÖLÜM Eve vardıklarında anne ve babalarının henüz gelmemiş olmasına sevindiler. Çünkü eğer gelselerdi ellerinde bu yedi kitabı görür ve binlerce soru sorarlardı. Çocuklarını çok iyi tanıyan anne ve baba onların dedeleri istemediği sürece kitap almadıklarını bilir ve bu işin içinde illaki bir bit yeniği ararlardı. Çocuklar da böyle bir durumda pek de düzgün bir açıklama yapamazlardı. Odalarına çıkıp kitapları sakladılar ve sofrayı hazırlamak üzere mutfağa gittiler. Anne ve babaları sürekli çalıştıkları ve işte çok yoruldukları için genelde yemekleri ve sofrayı çocuklar hazırlardı. Ama evde güzel bir iş bölümü söz konusuydu. Bu yüzden çocuklar bu durumdan şikâyetçi değillerdi. X ve Y işlerini bitirdikleri anda anne ve babaları da kapıdan içeriye girdi. Böylece tam zamanında yemek masasına oturulmuş oldu. Anneleri çocuklara bugün neler yaptığını sorduğunda su içmekte olan Y tıkandı ve tüm dikkatleri üzerine çekti. Durumu güzel bir şekilde toparlayan X ise annesine dönerek bugün evde güzel bir çocuk filmi izlediklerini ardından da parka bisiklet sürmeye gittiklerini söyledi. Annesi inanmış gibi gözüküyordu. X yalan söylediği için huzursuz olsa da Y kendilerini ele vermediği için X’e rahatlatıcı bir bakış attı. Yemeklerini yedikten sonra çocuklar oyun oynayacaklarını söyleyerek odalarına çıktılar ve yedi kitaplık seriden birincisini okumaya başladılar. Kitap eğlenceli ve maceralı olduğu kadar insanda merak duygusu da uyandırıyordu. Kitabın konusu matematikti. Çocuklar buna hiç şaşırmadılar. Kitap matematikle ilgili maceralar yaşayan üç kişilik bir aileyi anlatıyordu. Aile Bilge Şövalye Sör Çepçevre, akıllı eşi Leydi Çap ile zeki, enerjik ve cesur oğulları Yarıçap’ tan oluşuyordu. Bu aile sayesinde çap, yarıçap, çevre, alan, pi sayısı, koordinat sistemi gibi birçok konuda fazlasıyla bilgi alabiliyordunuz. Çocuklar kitabı sevmişlerdi. Ama kitapları düzenli bir şekilde okuyup kısa sürede bitirmeleri gerekiyordu. Bu yüzden de kendilerine düzenli bir plan yaptılar ve her gün bu plana uyarak bir günde bir kitap okumayı amaçladılar böylece bir haftada hem serideki tüm kitaplar okunmuş hem de dedelerinin defterindeki ilk sayfayı bulmuş olacaklardı. Anne ve babalarından bir şey saklamak ve onlardan gizli bir iş yapmak pek de X ve Y’ye göre bir iş olmasa da üstesinden gelebileceklerine inanıyorlardı. Dedelerinin amaçladığı bu yolda onların yürüyecek olmaları gerçekten de gurur verici bir olaydı. Yaptıkları planı kâğıda döktüler ve onu da oyuncak ayının yanına koyduktan sonra yataklarına uzanıp ilk kitabı okumaya başladılar. 5. BÖLÜM - Bir hafta sonra – Aradan yedi gün geçmiş ve X ile Y yedi kitabı da okumuşlardı. Ve yedinci kitabın son yirmi sayfası kalmışken akışı bozan bir sayfa buldular. Bu sayfayı koparıp dedelerinin defterindeki boş yere koyduklarında tıpatıp uyduğunu gördüler. Böylece ilk sayfa bulunmuş ve yedi kitapta tamamlanmış oldu. X ve Y bugün Andrew amcanın yanına gitmeye hiç vakit kaybetmeden ikinci sayfanın içinde bulunduğu kitabı almayı düşünüyorlardı. Ancak tam üzerlerini giyinmişken anne ve babaları onlara bir sürpriz yaptı. Ama bu sürpriz çocukları hem mutlu hem de mutsuz etti. Bugün Pazar günü olduğundan dolayı lunaparka gitmek için anne ve babaları kendi aralarında karar vermiş ve çocuklarına sürpriz yapmak istemişlerdi. Ellerine geçen her fırsatı dışarıda keyifli zaman geçirerek değerlendirmeye çalışan aile genellikle Pazar günleri bir yerlere giderlerdi. Ancak X ve Y kendilerini bu aralara dedelerinin defterine ve kitap okumaya verdikleri için bugünün Pazar olduğu akıllarından çıkmıştı. Bu durumda Andrew amcaya yarın gitmek zorunda kaldılar ve aileleri ile birlikte lunaparka gitmek üzere evden çıktılar. *** Lunapark çocuklar için en güzel zaman geçirme yöntemlerinden biriydi. Genellikle dedeleri ile lunaparka gelmeyi seven çocuklar dedelerini hatırlayınca biraz buruk bir şekilde girdiler lunaparka. Her zamanki gibi tıklım tıklım doluydu. X ve Y her oyuncağa binmezlerdi. Onların favorileri dönme dolap, çarpışan arabalar, hız treni ve korku treniydi. X babasına dönüp ‘‘ Baba acaba burada oyuncaklara bindikten sonra sinemaya da gidebilir miyiz? ’’ diye sordu. Babası memnuniyetle bu teklifi kabul edince çocuklar dönme dolaba binmek üzere bir koşu kopardılar. Dönme dolap çocuklar için tam bir eğlence adresiydi. İlk başlarda yüksekten korkan Y zamanla buna alışmıştı. Aynı zamanda çarpışan arabalara, hız trenine ve korku trenine de dedeleri sayesinde alışmış ve ne zaman lunaparka gelseler onlara binmeden duramaz olmuşlardı. Hayatlarında her zaman dedeleri rol oynardı. Hayatta olduğu dönemde torunlarına güzel birçok alışkanlık kazandırmak için uğraşan ve bu alışkanlıkları keyif verici bir oyun haline getiren dedeleri öldükten sonra da buna devam edebilmeyi başarmıştı. Çocuklar bugün kazandıkları bütün iyi ve ahlaklı davranışların çoğunu dedelerine borçluydular. Anne ve babalarının günlerinin çoğunu çalışarak geçirdikleri için çocuklar da evde dedeleri ile kalırlardı. Onlar için en güzel anılar dedeleri ile oynadıkları oyunlardı. Bir süre daha lunaparkta vakit geçiren aile daha sonra da sinemaya gidip güzel bir çocuk filmi izlediler. Filmde matematiği sevmeyen bir çocuğun zamanla matematiği oyun haline getirerek bu dersi sevmeye ve başarı göstermeye başlaması anlatılıyordu. Film X ve Y’nin oldukça hoşuna gitmişti. Çıkışta dondurma yiyerek evlerine geldiler. Dondurma yiyerek akşam yürüyüşü yapmak anne ve babalarının her zaman hoşuna gitmişti. Çocuklar bu gece okuyacak bir kitapları olmadığından dolayı erken yattılar. Ve Y o gece rüyasında sürekli matematik ile ilgili şeyler görüp durdu. 6. BÖLÜM Ebeveynlerinin işe gitmesinden ilk defa bu kadar hoşnut olan X ve Y o sabah erkenden kalktılar. Hemen Andrew amcanın yanına gitmek istiyorlardı. İkinci kitabı almak istemelerinin yanı sıra Andrew amcayı da özlemişlerdi. Ona çok alışmış olan X ve Y dedelerinin ne kadar çok seviyorlar ise Andrew amcalarını da o kadar çok seviyorlardı. Dükkânın çok da uzak olmaması onlar için çok avantaj sağlamıştı. Böylece fazla vakit kaybetmeden dükkâna gidip gelebiliyorlardı. Andrew amcanın yanına vardıklarında onu saksılarının başında menekşelerini sularken buldular. Menekşelere bile bu kadar önem veren bir adamın ne kadar da merhametli olabileceğini düşündüler. Onların geldiğini hala fark etmemiş olan Andrew amcaya X ve Y aniden sarıldılar. Hem şaşırmış hem ürkmüş hem de mutlu olmuş olan Andrew amca da çocuklara sarıldı. Sonra geçip koltuklara oturdular. Yanlarında defteri de getirmiş olan çocuklar Andrew amcaya buldukları ilk sayfayı gösterdiler. İlk sayfayı güzelce inceleyen Andrew amca çocuklara gururla bakıp onları kutladı. Çocuklar Andrew amca ile biraz zaman geçirebilmek için bugün dükkânda kalıp ona yardım edebileceklerini söylediler. Zaten yaşlanmış ve yorgun düşmüş olan Andrew amca böyle çok sevdiği iki kafadarı kıramazdı zaten. X ile Y bütün gün Andrew amcaya yardım ettiler. Onunla zaman geçirmek çok zevkliydi, aynı dedelerinde olduğu gibi! Andrew amca onlara menekşeler ve kitaplar hakkında bilgi verdi. Onlara ‘‘Bir gün size hop diye bu şekilde bir dükkân bırakılırsa menekşeler ve kitaplar hakkında her şeyi bilmeniz gerekir.’’ dedi. Çocuklar Andrew amcanın bu söylediğinden bir şey anlamasalar da eğer o söylediyse mutlaka bir bildiği vardır diye düşündüler ve bir şey söylemeyip kafalarını sallamak ile yetindiler. Akşam olmak üzere iken çocuklar ikinci sayfanın içinde bulunduğunu düşündükleri kitabı Andrew amcadan aldılar. Bu sefer tek bir kitap vardı ama biraz karmaşık ve kalın bir kitaptı. Kitabın adı ‘‘Çocuklar ve Matematik’’ idi. Andrew amca çocuklara yaptıkları yedi günlük kitap okuma planlarını bozmamalarını söyledi ve onları uğurladı. X ve Y eve geldiler ve yeni kitaplarını okumaya başladılar. Bu kitap çocuklara oyun aracılığı ile matematik öğretmekten bahsediyordu. Çocuklar oyun sistemi sayesinde hem matematiği öğreniyorlar hem de hayatlarındaki problemlerin üstesinden matematik sayesinde de gelinebileceğini keşfediyorlardı. Bu yöntem sayesinde de çocuklar problemlerini kendi başlarına çözebiliyorlardı. Aileleri de çocukları ile gurur duyuyorlardı. Kitabı çok seven X ve Y sıradaki sayfayı bulmak için sabırsızlanıp dururken uykuları gelmişti. Merak ve uyku kendi aralarında bu şekilde savaş veriyorlardı. Sonunda bu savaşın galibi uyku oldu ve çocuklar istemeye istemeye yattılar. Çünkü uykusuz kalırlarsa hazırladıkları programa da uyamazlardı. 7. BÖLÜM Ertesi günün öğle vakitlerinde çocuklar bu kitabı da bitirmiş ve ikinci eksik sayfayı bulmuşlardı. Andrew amca onlara bugün dükkânda olamayacağını söylemişti. Bu yüzden X ve Y bugün hayvanat bahçesine gideceklerdi. Lunapark kadar olmasa da hayvanat bahçesini de çok seven ikizler hayvanat bahçesine geldiklerinde kendilerinin huzurlu hissettiler. Lunaparkta genellikle çılgınlar gibi eğlenen X ve Y nedense hayvanat bahçesinde huzurlu oluyorlardı. Sanırım dedelerinin çalışma defterinin tamamlamak için büyük bir uğraş içine girdikleri için heyecanlı olan X ve Y bir anda hayvan seslerinin birbirine karıştığı bu hayvanat bahçesinde farklı duygular hissetmişlerdi. Önce X’in isteği üzerine dondurmalarını alıp sürüngenler bölümüne gittiler. Burada bulunan yılanlar ve kertenkeleler X’in ilgisini oldukça çekmişken Y biraz ürkmüştü. Sonra da memeliler bölümüne geçip birçok hayvanı gördüler. Filler, ayılar, kangurular, aslanlar, kaplanlar, koalalar, sincaplar, maymunlar vb. birçok memeli hayvan Y’nin ilgisinin oldukça çekiyordu. Bu hayvanları görmek Y’yi mutlu etmişti. Kuşlar bölümüne gittikten sonra da evlerine geri döndüler. *** Evlerine döndüklerinde ilk defa kendi istekleri ile kitap okumaya başladılar. Y kendisi için İpek Ongun’un yazmış olduğu Bir Genç Kızın Gizli Defteri kitabını tercih ederken X de J. K. Rowling’in yazmış olduğu Harry Potter kitabını seçmişti. İki kardeşin ilgi alanları da çok farklıydı. X daha çok maceracı, fantastik ve insanda merak duygusu uyandıran şeylerden hoşlanıyordu. Ayrıca korkutucu ve tehlikeli hayvanlar her zaman dikkatini çekmişti. Tabi ki o hayvanlar arasında mutlaka kafesler olmalıydı ki zarar görmesin. Kız kardeşine göre çok çabuk hazırlanır ve iki saat süslenme ihtiyacı duymazdı. Ayrıca en sevdiği renk de maviydi. Odalarını beraber kullandıklarından dolayı odanın boyatılacağı zaman çok zor anlar yaşamışlardı. Y odanın pembeye boyanmasını isterken kendisi de maviye boyanmasını istemişti. Sonunda anne ve babası bu işte ortak bir karara varamayacaklarını anlayınca odayı sarıya boyatmışlardı. Y ise erkek kardeşinden farklı olarak daha çok sessiz ve sakin bir yaşam tercih ediyordu. Bu yüzden de kendine genç kızlarla ilgili bir kitap seçmişti. En sevdiği renk pembeydi. Ayrıca bir yere gidileceği zaman uzun uzun hazırlanır, tüm aileyi kapıda bekletirdi. Bu huyundan bir türlü vazgeçememişti. Saçları uzun olduğu için normalden daha fazla dolaşıyordu ve bu yüzden de saçını uzunca bir süre taraması gerekiyordu. Ne kadar büyüymüş olursa olsun hala Barbie bebeklerle oynuyor, bit türlü bebeklerle oynamaktan kendini alamıyordu. Annesi onun için ‘‘ Sen ne kadar büyüsen, gelişsen de ruhun hep çocuk kalacak. Kaç yaşında olursan ol sürekli eğleneceksin. ’’ diyordu. 8. BÖLÜM Çocuklar ertesi gün Andrew amcanın yanına gittiler. Andrew amca onlardan ikinci sayfayı da alıp defterdeki boş yere yerleştirdi. Son üç sayfa kalmıştı. X ve Y Andrew amca ile konuşup bugün onlara iki tane kitap vermesini böylece geriye kalan üç sayfadan ikisini kısa sürede bulmuş olabileceklerini söylediler. Bu istek üzerine kısa bir süre düşünen Andrew amca onlara iki kitap vermeyi kabul etti. Çocuklar artık bir an önce dedelerini çalışma defterindeki eksik sayfaları tamamlayıp bastırmak istiyorlardı. Andrew amca onlara ‘‘Şehrazat’ın 101 Oyunu ’’ ve ‘‘ Meraklısına Matematik ’’ adlı kitapları verdi. X’in Şehrazat’ın 101 Oyunu adlı kitabı, Y’nin ise Meraklısına Matematik adlı kitabı okumasının onlar için daha uygun olacağını belirtti. Çocuklar Andrew amcayı biraz solgun gördükleri için ona iyi olup olmadığını sordular ve ona akşama kadar yardım ettiler. Andrew amcanın menekşeleri ile bile doğru dürüst ilgilenmemesi onları oldukça korkutmuştu. Andrew amca hasta olmadığını söylüyordu ama kesinlikle bir şey olmuştu ve bunu onlardan saklıyordu. Çocuklar hava kararınca istemeye istemeye evlerine dönmek zorunda kaldılar. Andrew amcayı bu şekilde bırakmak hiç içlerine sinmiyordu. Belki kitapları kısa bir sürede bitirebilirlerse Andrew amcaya daha yakın zamanda geleceklerini düşündüler. Bu yüzden de hemen yataklarına girip kitapları okumaya başladılar. Kitap okumak onlar için artık bir alışkanlık haline gelmişti. Y’nin okuduğu kitap olan ‘‘ Meraklısına Matematik ’’ tam da ona göre bir kitaptı. Yine bir kızın başından geçen serüven anlatılıyordu. Bu kız kendini aynı matematikteki sıfır rakamı gibi hissediyordu. Bazen etkisiz elemandı, bazen ise büyük sayılar o olmadan oluşamıyordu. Bu kız matematikten anlamamakla birlikte her gün kafasında matematikle alakalı bir sürü soru ile dolaşıyordu. Sonra bu soruların cevaplarını arıyor ve cevapları bulunca da matematiğin aslında zannettiği kadar da zor olmadığını anlıyordu. X’in okuduğu kitap ise yine onun ilgisini çektiği türde bir macera kitabıydı. Andrew amca gerçekten onları iyi tanıyordu. ‘‘ Şehrazat’ın 101 Oyunu ’’ adlı kitapta ise zavallı âşık bir kral olan Kral Şehrazat’ın sormuş olduğu matematik problemlerini Alaaddin, Ali Baba, cadılar, büyücüler, kurbağa prensler, baykuşlar yardımı ile çözmeye çalışıyordunuz. Kral sanki bu maceraları sizinle yaşıyormuş gibi anlatıyordu. X ve Y kitaplarını bitirip son iki sayfayı da buldular ve yarın Andrew amcaya sayfaları verebilmek için yataklarına yattılar. 9.BÖLÜM Sabah uyanır uyanmaz kahvaltı edip Andrew amcanın yanına gittiler. Andrew amca düne göre daha da solgun gözüküyordu. X ve Y ona bir şey olmaması için içlerinden dua ettiler. Andrew amcaya bir şey olmasından çok korkuyorlardı. Andrew amca çocuklardan son iki sayfayı da aldı ve hemen çalışma defterini kitap haline getirip bastıracak olan arkadaşına verdi. Arkadaşı onlara kitabın basımı için her şeyi hazırladığını ilk yüz baskısının yarına hazır olacağını söyledi. X, Y ve Andrew amca çok sevindiler. Çünkü amaçlarına, daha doğrusu dedelerinin amaçlarına ulaşmalarına çok az kalmıştı. Bugün anne ve babaları işten erken çıkacağı için eve dönmek zorunda olan X ve Y Andrew amcaya sımsıkı sarıldılar. İçlerinden nedenini bilmedikleri bir ağlama isteği geldi. 10.BÖLÜM Çocuklar anne ve babalarına her şeyi anlattılar. Mektubu, çalışma odasını ve anahtarı gösterdiler. Anne ve babaları onlara en başta kızsa da sonradan her ne olursa olsun dedelerinin isteğinin yerine getirdikleri için onlar da mutlu oldular. Daha sonra hepsi birlikte Andrew amcanın dükkânına dedelerinin defterinin ilk basım halinin almaya gittiler. Ama gittiklerinde Andrew amca dükkânda değildi. Tanımadıkları bir adam vardı. Adama Andrew amcanın nerede olduklarını sorduğunda adam onlara şöyle söyledi, _ Sanırım siz X ve Y olmalısınız. Ben Andrew amcanın yeğeniyim. Uzun zamandır çok hastaydı, onu dün akşam kaybettik. Gözlerini kapamadan hemen önce bize vasiyetini bildirdi. Bu dükkân artık sizin. İşte bu da anahtarı. Çocuklar duyduklarının şokunu atlamadılar, akıllarına Andrew amcanın solgun yüzü geldi. Y ağlamaya başladı. Onlar da cenazeye katıldılar ve çok ağladılar. Dükkâna geri döndüklerinde çocuklar artık iki görevlerinin olduğunu biliyorlardı. Anne ve babaları ile birlikte çalışıp bu dükkânı işletmek ve bastırılan kitabı gelecek nesillere de aktarmak… *** -5 YIL SONRA – Aradan beş yıl geçmiş, X ve Y büyümüşlerdi. Andrew amcanın onlara bıraktığı Menekşeli Kitaplar Dükkânını ilerletmişler ve menekşe yetiştirmeye devam etmişlerdi. Ayrıca çeşitli etkinlikler düzenleyerek birçok çocuğa kitap okuma alışkanlığı kazandırmışlardı. Kitap bastırılmış çeşitli aracılar sayesinde bazı matematik profesörlerine ulaştırılmıştı. Onlar bu kitabın gerçekten de yararlı olduğunu ve matematikte yeni bir çağ açtığını söylemişler ve derslerde kullanmak amacıyla ( çocukların bastırdığı yüz tanenin dışında ) kitabı çoğaltmışlardı. Her çocuğa verilen okul kitaplarında artık ilk sayfada şu sözler yer alıyordu ; ‘‘ Andrew amca ile Anton dede anısına… ’’ SON