arapça-iv - Onlinedil.net
Transkript
arapça-iv - Onlinedil.net
T.C. ANADOLU ÜN‹VERS‹TES‹ YAYINI NO: 2082 AÇIKÖ⁄RET‹M FAKÜLTES‹ YAYINI NO: 1116 Anadolu Üniversitesi ‹lâhiyat Önlisans Program› ARAPÇA-IV Editör Prof.Dr. Ahmet Turan ARSLAN Yazarlar Prof.Dr. Ahmet Turan ARSLAN (Ünite 5, 6, 7) Prof.Dr. Tacettin UZUN (Ünite 1, 2) Doç.Dr. Ali BULUT (Ünite 3, 4, 8) Doç.Dr. Halil ‹brahim KAÇAR (Ünite 9, 10) ANADOLU ÜN‹VERS‹TES‹ Bu kitab›n bas›m, yay›m ve sat›fl haklar› Anadolu Üniversitesine aittir. “Uzaktan Ö¤retim” tekni¤ine uygun olarak haz›rlanan bu kitab›n bütün haklar› sakl›d›r. ‹lgili kurulufltan izin almadan kitab›n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay›t veya baflka flekillerde ço¤alt›lamaz, bas›lamaz ve da¤›t›lamaz. Copyright © 2010 by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic, tape or otherwise, without permission in writing from the University. Genel Akademik Koordinatörler Prof.Dr. ‹brahim Hatibo¤lu (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi) Prof.Dr. Ali Erbafl (Sakarya Üniversitesi) Program Koordinatörü Doç.Dr. Cemil Ulukan Uzaktan Ö¤retim Tasar›m Birimi Genel Koordinatör Prof.Dr. Levend K›l›ç Genel Koordinatör Yard›mc›s› Ö¤retim Tasar›mc›s› Doç.Dr. Müjgan Bozkaya Ö¤retim Tasar›mc›s› Yard›mc›lar› Arfl.Gör. Mehmet F›rat Arfl.Gör. Nur Özer Grafik Tasar›m Yönetmenleri Prof. Tevfik Fikret Uçar Ö¤r.Gör. Cemalettin Y›ld›z Ölçme De¤erlendirme Sorumlusu Ö¤r.Gör. Fatma fiennur Arslan Kitap Koordinasyon Birimi Doç.Dr. Feyyaz Bodur Uzm. Nermin Özgür Kapak Düzeni Prof. Tevfik Fikret Uçar Dizgi Aç›kö¤retim Fakültesi Dizgi Ekibi Arapça-IV ISBN 978-975-06-0765-3 4. Bask› Bu kitap ANADOLU ÜN‹VERS‹TES‹ Web-Ofset Tesislerinde 40.000 adet bas›lm›flt›r. ESK‹fiEH‹R, Ocak 2013 İÇİNDEKİLER Ünite 1: Sayı Ve Temyîzi ﻴﺰَﻫﺎ ُ ………………………………… اَﻷَ ْﻋ َﺪ2 ُ ِاد َوﲤَْﻴ ِْ اﻻ ِ …اَﻟﻨﱠـ ْﻔﻲ ِﰲ ا ْﳉﻤ ِﻞ28 Ünite 2: İsim ve Fiil Cümlelerinde Olumsuzluk ﲰﻴﱠ ِﺔ واﻟ ِْﻔ ْﻌﻠِﻴﱠ ِﺔ َُ ُ ِ Ünite 3: İstisnâ ُاﻻ ْﺳﺘِﺜْـﻨَﺎء ………………………………………………… 52 ﺎل اﻟ ُْﻤ َﻘ َﺎرﺑَِﺔ َواﻟ ﱠﺮ َﺟ ِﺎء َواﻟ ﱡ Ünite 4: Mukārabe, Recâ ve Şurû Fiilleri وع ُ ْﻌ ِ ﺸ ُﺮ َ أَﻓـ …… 76 Ünite 5: Şart Edatları ve Cevaba “Fâ” Harfinin Gelmesi ات اﻟ ﱠ ﺸ ْﺮ ِط ُ ﻀﺎرِِع َوأ ََد َو َ ……………………………………………… َﺟ ْﺰُم اﻟ ِْﻔ ْﻌ ِﻞ اﻟ ُْﻤ100 ِ …………………………………… ﻏَﻴـﺮ اﻟْﻤ ْﻨﺼ ِﺮ126 Ünite 6: Gayr-i Munsarif ف َ ُ ُْ Ünite 7: Te’kîd اﻟﺘﱠﺄْﻛِﻴ ُﺪ Ünite 8: Bedel …………………………………………………150 اﻟﺒﺪلı …………………………………………………172 Ünite 9: Taaccüp Üslûbu ﺠـﺐ ………………………………… أُﺳـﻠُﻮب اﻟـﺘﱠ َـﻌـ ﱡ196 Ünite 10: Münâdâ ﺎدى َ َاﻟ ُـﻤـﻨ iii ………………………………………………216 iv ÖNSÖZ Çağımızda gelişen ulaşım vasıtaları, telefon, televizyon ve internet gibi iletişim araç ve gereçleri dünyayı küçük bir köy hâline getirmiştir. Bu durum, farklı dilleri konuşan milletlerin ve kişilerin birbirleriyle anlaşmalarını zorunlu hâle getirmiş bulunmaktadır. Bu anlaşmanın en kestirme yolu da, dünyada yaşayan topluluk ve fertlerin birbirlerinin dillerini öğrenmelerinden geçer. Gerçek şu ki, eskiden olduğu gibi günümüzde de başka milletlerin fertleriyle anlaşma ihtiyacı hisseden insanlar, o milletin dilini öğrenmektedirler. Bazı zorlukları olsa da gerçek anlamda ihtiyaç duyan ve istekli olanlar bunu başarabilmektedirler. Ki "işlerin en üstünü zor olanı başarabilmektir". Çocuklukta anadilini öğrenmiş bulunan herkes daha sonra konuşma organlarını ve zihnî yeteneklerini zedeleyecek bir kaza ya da hastalık geçirmemişse, bir yabancı dili öğrenebilir. Ancak, bu iş için gerekli olan toplam süreyle varılacak en üst bilgi ve beceri seviyesi kişiden kişiye değişir. Bu bakımdan, kimi yetişkin öğrencilerin yabancı dil öğrenme yeteneğinden yoksun olduklarını ileri sürerek başladıkları çalışmayı kısa sürede bırakmaları yanlış bir davranıştır. Yabancı dil öğreniminde söz konusu olan 'yetenek' değişik ölçülerde de olsa, herkeste en azından kendisine yetecek kadar vardır. Bu bakımdan, yine bir yabancı dil olan Arapçayı da gerçekten istekli olan herkes öğrenebilir. Ancak, her işimizde olduğu gibi bunda da başarı şartlarını yerine getirmek ve usulüne uygun yani metotlu çalışmak gerekir. Nitekim asırlardır ülkemizde, birçok insan çalışarak Arapçayı kitaplar hatta şiirler yazacak seviyede öğrenmişlerdir. Hem de onlar, bu dili konuşan Arap'ların yüzünü rüyalarında bile göremiyor ve sesini duyamıyorlardı. Oysa günümüzde, -her yabancı dil gibi- Arapçayı da öğrenmek isteyenler için bu imkânlar çok büyük derecede artmıştır. Evimizde, iş yerimizde, hemen her yerde ve istediğimiz her zaman radyo, televizyon ve internet yoluyla bu dili konuşan Arap'ları izleyebilmekte ve onlar dinleyebilmekteyiz ki bunlar, Arapçayı öğrenmekte çok büyük motivasyon ve yardım sağlayan unsurlardır. Artık bize düşen, dînî ve edebî metinleri okuyup anlayabilmemiz için Arapçayı öğrenmeye ne kadar büyük bir ihtiyaç içinde olduğumuzu düşünüp bu işin önemini kavramak ve zamanımızı ayarlayarak yoğun bir şekilde çalışmaya girişmektir. Bu konuda insanlar birçok mazeretin yanında zaman darlığından şikâyet etmektedirler. Hâlbuki bizden önce bu işi başaranların günleri 24 saat+1 saniye değildi; onların da günleri tam 24 saat idi. Oysa önemli olan kişinin kendi zamanını ayarlamasıdır. İnsan kendisinin zamanını ayarlayabilirse çokça vakit bulur, ayarlayamazsa vakit daralır, canı sıkılır ve hiç bir işini gereği gibi yapamaz. Bu konuda bir İslâm bilgini "Vakitlerin v bereketi, onları tanzim etmededir" demiştir. Yine Hz. Ali'nin olduğu söylenen şu söz de, her devirde, her yerde ve herkes için çok önemlidir: "Hayatta önemli işler çoktur fakat en önemlisi onları önem sırasına koymaktır". Elinizdeki bu kitap Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İlahiyat Önlisans Programı Arapça-IV dersi için hazırlanmıştır. Bu kitabın hazırlanmasında da öncekilerde takip edilen yol takip edilmiştir. En belirgin özelliği gramerin ağırlığından çok metin, alıştırma ve uygulamaların bolluğudur. III. kitapta ve burada söylediklerimiz doğrultusunda çalışabilirseniz sizin de bu derste başarılı olabileceğinize ve Arapça öğrenebileceğinize inanıyorum. Bu kitabın hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarken Arapçayı öğrenmeye kararlı olan herkese başarılar dilerim. Prof. Dr. Ahmet Turan ARSLAN (Editör) vi 1 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; • Müfred, Mürekkeb, Ukûd ve Atıflı Sayıları sayabilecek, • Sayılarda Müzekkerlik ve Müennesliği tanıyabilecek, • Sıra Sayılarını öbür sayılardan ayırt edebileceksiniz. Anahtar Kavramlar • Müfred • Mürekkeb • Ukûd • Atıflı Sayılar • Temyîz Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; • Sayı kavramını • Sayıdan sonra getirilen kelimeye Türkçede ne denildiğini • Türkçede sayının cümlede öğe olarak durumunu araştırınız. 2 Sayı ve Temyîzi اد َوﲤَْﻴِ ُﻴﺰَﻫﺎ ُ اَﻷَ ْﻋ َﺪ GİRİŞ Türkçede sayılar, sıfatlar arasında ele alınır ve tarifi şöyle yapılır: Varlıkların Sayılarını Belirten Sıfatlar Sayı sıfatları kendi içinde kısımlara ayrılır: a. Asıl Sayı Sıfatları: Asal sayılarla ifade edilirler. Örnek: Beş kalem, üç çocuk, bin lira. b. Sıra Sayı Sıfatları: Varlıkların sırasını belirten sıfatlardır. Örnek: Dördüncü kat, üçüncü sokak, ikinci sınıf. Türkçede “asıl sayı sıfatı” dediklerimiz, Arapçada sıfat kabul edilmez. ٍ ” َﺧﺮ َج ﺛَﻼَﺛَﺔُ ﻃُﻼﱠ ﺼﱢ Örneklerle açıklarsak, “Üç öğrenci sınıftan çıktı=ﻒ ب ِﻣ َﻦ اﻟ ﱠ َ cümlesinin Arapça ifadesinde “üç=ُ ;”ﺛَﻼَﺛَﺔTürkçedeki gibi sıfat değil, ٍ ”ﻃُﻼﱠise, Arapçaya göre temyîzdir. Öyle cümlenin öznesidir. “Öğrenci=ب olunca, Arapçada asıl sayılardan sonra “Temyîz” kavramı söz konusudur. Temyîzin tarifi şöyledir: Temyîz, müphem (kapalı) olan isim (zat) veya ِ َ ِت ﺛَﻼَﺛ nispeti (cümleyi) açıklamak için zikredilen nekre isimdir. ﺤﺎ ُ ﺎﻫ ْﺪ َ َﺷ ً ﲔ َﺳﺎﺋ ِ (Otuz turist gördüm) cümlesinde müphem olan isim (zat), ﲔ ﺛ ﻼ ﺛ sayısıdır. َ َ َ َﺳﺎﺋِ ًﺤﺎ, ﲔ َ ِ ﺛَﻼَﺛdeki kapalılığı giderdiği için temyîzdir. “Otuz” kelimesi, muhatabın zihninde sayılan şeyin ne olduğu konusunda bir açıklık sağlamaz. Bunu muhatabın zihninde netleştirecek bir kelime zikrederiz ki, bu kelimeye ِ ( ﻃَﺎﺑKöy hava yönünden iyidir/Köyün havası iyidir) temyîz denir. ًﺖ اﻟ َﻘ ْﺮﻳَﺔُ َﻫ َﻮاء َ cümlesinde ً َﻫ َﻮاءcümledeki kapalılığı giderdiği için temyîzdir. Müphem olana da mümeyyez denilir. Mümeyyez iki çeşittir: a. Melfûz (telaffuz edilen) mümeyyez: Bu, temyîzden önce zikredilen zâhir (açık) müphem isimdir. Yukardaki örnekte geçen ﲔ َ ِ ﺛَﻼَﺛmelfuz mümeyyezdir. 3 b. Melhûz (anlaşılan) mümeyyez: Bu, zikredilmeyen ama konuşmadan ِ اء anlaşılandır. ) (Köy hava yönünden iyidir/Köyün havası iyidirﻃَﺎﺑَﺖ اﻟ َﻘ ْﺮﻳَﺔُ َﻫ َﻮ ً cümlesinde mümeyyez, melhûzdur Dört çeşit melfûz mümeyyez vardır: ِ ﺖ ِﺟ َﺮ ًاﻣﺎ َذ َﻫﺒًﺎ a. Ağırlık ölçüleri. Örnek: (Bir gram altın satın aldım).ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳْ ُ ﺎء b. Hacim ölçüleri. Örnek: َ (Bir bardak su içtim).ﺷ ِﺮﺑْ ُ ﺖ ُﻛﻮﺑًﺎ َﻣ ً ِ ِ ﺻﻮﻓًﺎ c. Uzunluk ve alan ölçüleri. Örnek: (Tacir bana birﺑَ َ ﺎﻋ ِﲏ اﻟﺘﱠﺎﺟ ُﺮ ﻣ ْﺘـ ًﺮا ُ metre yün sattı). d. Sayılar. Sayılar ve temyîzleri ileriki sayfalarda ayrıntılı olarak anlatılacaktır. OKUMA PARÇASI ﱢق ﺼﺪ ْ ﺻﺪ ْ ﱢق أ َْو ﻻَ ﺗُ َ َ ﺎﻃ ِ ﱳ َزور ٍق ﺻ ِﻐ ٍﲑ إِ َﱃ َﺷ ِ وﲬْﺴ ٍﺔ( و ِ ِ ٍ ِﰲ َﻋ ِﺎم ) 1705أَﻟ ٍﻲء َوﺳﺖ ﺻ َﻞ ﻗ ْﺮٌد َﻋﻠَﻰ َﻣ ْ ِ ْ َ َ ْﻒ َو َﺳ ْﺒﻌ ِﻤﺎﺋَﺔ َ َ َ َ ﺖ َْﳏ َﻜ َﻤﺔٌ َﻋ ْﺴ َﻜ ِﺮﻳﱠﺔٌ ﺑِِﺈ ْﻋ َﺪ ِاﻣ ِﻪ َﺷ ْﻨﻘﺎً ،ﺑِﺘُـ ْﻬ َﻤ ِﺔ ﻀ ْ ﻫﺎرﺗﺒﻮل ) (West Hartlepoolﺑِِﺈ ِْﳒ ْﻠﺘَـ َﺮا .ﻓَـ َﻘ َ ﺲ ﳊِِﺴ ِ ﺎب ﻓَـ َﺮﻧْ َﺴﺎ. ﱠﺠ ﱡ اﻟﺘ َ ﺴ ِ َ ﻚ اﻟَﺒـ َﻘﺮةُ َ ) 75ﲬْﺴﺔً وﺳﺒ ِﻌ ِ ِ ِ ِ اﻟﻌﻠَ ِ ﻒ واﻟ َْﻤ ِﺎء َﻛ ْﻲ ﺗُـ ْﻨﺘِ َﺞ َﻣﺎ ﻳُـ َﻮا ِزي 454 َ َْ َ ﲔ( ﻛﻴﻠُﻮﺟ َﺮاﻣﺎً ﻣ َﻦ َ ﺗَ ْﺴﺘَـ ْﻬﻠ ُ َ َ)أَرﺑـﻌ ِﻤﺎﺋَ ٍﺔ وأَرﺑـﻌﺔً َ ِ ﲔ( ِﺟ َﺮاﻣﺎً ِﻣ َﻦ اﻟ ﱡﺰﺑْ َﺪ ِة. وﲬْﺴ َ َْ َ َْ َ ِ ِ ﲔ ِ ﺗَﺴﺘَ ِﻄﻴﻊ اﻟْﺒﻮﻣﺔُ أَ ْن ﺗُ ِﺪﻳﺮ رأْﺳ َﻬﺎ ِﰲ ِﺎﻫ ْ ِ ﲔ( َد َر َﺟﺔً. اﻻ ﱢﲡَ َ وﺳ ْﺒﻌ َ ْ ُ َُ ﲔ ﺑَِﺰا ِوﻳَﺔ ) 270ﻣﺎﺋَـﺘَـ ْ ِ َ َ ََ ِ ِ ِ ِ ِِ ﱠ ِ ِِ ٍ ِج ِﰲ َﻣ َﻮا ﱢد ﻴﻤ ْ ﺖ ِﰲ َﻣﺪﻳﻨَﺔ َﻣ ﱠﺮا ُﻛ َ ﺶ اﻟﻐَ ْﺮﺑِﻴﱠﺔ ُﻣ ْﻨ ُﺬ َﲦَﺎﻧﻴَﺔ ﻗُـ ُﺮونُ ،ﻣﺰ َ َﻣﻨَ َﺎرةُ أ َْو ﻣ ْﺌ َﺬﻧَﺔُ اﻟ ُﻜﺘُﺒﻴﱠﺔ اﻟ ِﱵ أُﻗ َِ ِ ِ ِ ِ ِ ﻴﺲ ِﻣﻦ اﻟ ِْﻤﺴ ِ ﺚ ﺗَﻈَ ﱡﻞ َﻋﺎﺑَِﻘﺔً َداﺋِﻤﺎً ﺑِ ِﻌﻄْ ِﺮِﻩ. ﻚِ ،ﲝَْﻴ ُ ﺑﻨَﺎﺋ َﻬﺎ ) 900ﺗ ْﺴ ُﻌﻤﺎﺋَﺔ(ﻛ ٍ َ ْ ﻳﻮﺟ ُﺪ ِﰲ ﻧِﻴﻮِزﻳﻠَْﻨ َﺪ َة ) (New Zealandﻗَﺎﻧُﻮ ٌن ﻳـ ْﻠ ِﺰم أَﺻﺤﺎب اﻟ ِْﻜﻼَ ِ ﺎﺻ ِﻄ َﺤﺎ َِﺎ ِﰲ ﻧُـ ْﺰَﻫ ٍﺔ ب ﺑِ ْ ُ ُ َْ َ ُ ُ َ ِ ِ ِ َ ﺎﻋﺔً. ﺳ ( ﻳﻦ ﺮ ﺸ وﻋ ﻊ ﺑ َر أ ) 24 ﻞ ﻛ ﻞ ﻗ ﻷ ا ﻰ ﻠ ﻋ ة ﺪ اﺣ َ ٍ َ ﱢُﱠ ْ َ َ َ َﻣ ﱠﺮًة َو َ ً َ َْ ِ ِ ﻀ ٍﺔ ﰒُﱠ ﺗَـﻠْﺰم َﳐْﺒﺄ ََﻫﺎ وﻻَ ﺗُـﻐَ ِ ﻮﻋﺎ. ﱢﲔ( أَﻟ َ ﺎد ُرﻩُ َﺣ ﱠﱴ ﲤَُ َ ْﻒ ﺑَـ ْﻴ َ ﺗَ َﻮت ُﺟ ً ﻀ ُﻊ أُﻧْـﺜَﻰ اﻷَ ْﺧﻄَﺒُﻮط ) 60ﺳﺘ َ َُ َ ِ ِ ِ ﲔ( َﻋﺎﻣﺎً ،وﻳ ِ ﻴﺶ ِﰲ َﺷ ْﺮ ِق إِﻓْ ِﺮ ِﻳﻘﻴَﺎ ﻧَـ ْﻮعٌ ِﻣ َﻦ اﻟﻨ ْﱠﻤ ِﻞ اﻷَﺑْـﻴَ ِ ﺼ ُﻞ َﻋ َﺪ ُد ﺾ ﺗُـ َﻌ ﱠﻤ ُﺮ َﻣﻠ َﻜﺘُﻪُ َ ) 50ﲬْﺴ َ ﻳَﻌ َُ ﺾ اﻟﱠ ِﺬي ﺗَ َ ِ ٍ ِ اﻟﺒَـ ْﻴ ِ ﲔ( أَﻟْﻔﺎً. ﻀﻌُﻪُ ﻳَـ ْﻮﻣﻴًّﺎ إِ َﱃ ) 43ﺛَﻼَﺛَﺔ وأ َْرﺑَﻌ َ وْز ُن اﻟﻨـ ِ ٍِ ِ ﺼ ِﻐ َﲑِة. ﲔ( أَﻟْﻔﺎً ِﻣ َﻦ اﻟﻄﱡﻴُﻮِر اﻟﻄﱠﻨﱠﺎﻧَِﺔ اﻟ ﱠ ﱠﻌ َﺎﻣﺔ ﻳُـ َﻌﺎد ُل َوْز َن َ ) 48ﲦَﺎﻧِﻴَﺔ وأ َْرﺑَﻌ َ َ َ ِ ِ ِ ﻮﻣ ْﻨﺞ ) (Wyomingاﻷَﻣ ِﺮ ِ ﻳﻜﻴﱠ ِﺔ ﺳﻨَﺔَ ) 1990أَﻟ ٍ ْﻒ َوﺗِ ْﺴ ِﻌ ِﻤﺎﺋَ ٍﺔ اِ ْﻛﺘَ َﺸ َْ ﻒ ُ َ اﻟﻌﻠَ َﻤﺎءُ ﺑ ِﻮﻻَﻳَﺔ َواﻳُ َ ﺎن ﺻ ِﻐ ٍﲑ َﻋﺎش ﻗﺪﳝﺎً ،وَﻛﺎ َن ِﲝﺠ ِﻢ ِ ِ ِ ﲔ( ﺑـ َﻘﺎﻳﺎ َﻋﻈ ِْﻤﻴﱠﺔً ﻣﺘَﺤ ﱢﺠﺮًة ﳊِِ ٍ اﻟﻘﻄﱠِﺔ. َْ َ ﺼ َ ُ َ َ َ َوﺗ ْﺴﻌ َ َ َ ٍ ِ اَﻟﻠﱡﻐَﺔُ اﻷ َْﻣ َﻬ ِﺮﻳﱠﺔُ َو ِﻫﻲ ﻟُﻐَﺔُ أَﺛْـﻴُﻮﺑْـﻴَﺎ ﺗَـﺘَ َﻜ ﱠﻮ ُن ِﻣ ْﻦ ِ ) 267ﻣﺎﺋَـﺘَـ ْ ِﱢﲔ( َﺣ ْﺮﻓًﺎ. وﺳ ْﺒـ َﻌﺔ وﺳﺘ َ ﲔ َ َ 4 ﺴِ ِ ﺎﻃ ِﻊ( ) (Limelight.ﻟِ َﺸ ْﺎرِﱄ َﺷﺎﺑْﻠِ َﻦ )َ (Charlie Chaplinﻋ َﺎم 1952 ْﻢ )اﻟﻨﱡﻮِر اﻟ ﱠ ﻓﻴ ﻠ ُِ ِ ِ )أَﻟ ٍ ْﻒ وﺗِ ْﺴ ِﻌ ِﻤﺎﺋَ ٍﺔ َواﺛْـﻨَـ ْ ِ ﺼ ِﻮﻳ ِﺮﻳﱠٍﺔ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ُوﺳ َﻜﺎر ) (Oscarﻷَﻓْ َ ﻀ ِﻞ ُﻣﻮﺳﻴ َﻘﻰ ﺗَ ْ ﲔ َو َﲬْﺴ َ ﲔ( ﻓَ َﺎز ِﲜَﺎﺋَِﺰة أ ْ ِ اﺣ ٍﺪ و ِﻋ ْﺸ ِﺮﻳﻦ( َﻋﺎﻣﺎ َﻋﻠَﻰ َﻋﺮ ِ ﺿ ِﻪ اﻷَ ﱠو ِل. َ ً ْ ُﻣ ُﺮوِر َ ) 21و َ ِ ِ ﲔ( َﻣ ﱠﺮًة ِﰲ اَﻟْ َﻜﻨَ ِﺪ ﱡﻮرَﻣﺎ ُن )َ (John Tormanر ﱠﺷ َﺢ ﻧَـ ْﻔ َﺴﻪُ َ ) 41واﺣ َﺪ ًة وأ َْرﺑَﻌ َ ي ُﺟﻮن ﺗُ ْ اﻧْﺘِ َﺨﺎﺑ ٍ ﺎت ُﳐْﺘَﻠِ َﻔ ٍﺔ و َﺧ ِﺴﺮ ﻓِ َﻴﻬﺎ َِ ﲨ ًﻴﻌﺎً. َ َ َ ِ ﺎﱄ ﻟِ َﻜ ْﻮَﻛ ِ ﺸ ْﻤﺲ ﻓَـ ْﻮ َق اﻟ ُﻘﻄ ِ ﱠﻬﺎ ِر ِﻃﻴﻠَﺔَ 42 ْﺐ اﻟ ّ ﺸ َﻤ ِ ﱢ ﻮس ،ﻳَ ْﺴﺘَ ِﻤ ﱡﺮ َ ﺿ ْﻮءُ اﻟﻨـ َ ﺐأ َ ُوراﻧُ َ ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﺗُ ْﺸ ِﺮ ُق اﻟ ﱠ ُال ) 42اِﺛْـﻨَـ ْ ِ ِ ِ )اِﺛْـﻨَـ ْ ِ ِ ﲔ( َﻋﺎﻣﺎً آ َﺧ َﺮ. ﻴﺐَ ،ﳛُ ﱡﻞ اﻟﻈﱠﻼَ ُم ﻃََﻮ َ ﲔ( َﻋﺎﻣﺎً َ ﲔ َوأ َْرﺑَﻌ َ ﲔ َوأ َْرﺑَﻌ َ وﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﺗَﻐ ُ Metni Kavrama Alıştırmaları 1. Aşağıdaki soruları okuma parçasına göre cevaplandırınız. ﺎﻃ ِ ﱳ َزور ٍق ﺻ ِﻐ ٍﲑ إِ َﱃ َﺷ ِ ﻲء َوﺳﺖ ﻫﺎرﺗﺒﻮلِ إِ ِْﳒ ْﻠﺘَـ َﺮا. ﺻ َﻞ اﻟﻘﺮد َﻋﻠَﻰ َﻣ ْ ِ ْ َ َ ِ .1ﰲ أي َﻋ ِﺎم َو َ اﻟﻌ ْﺴ َﻜ ِﺮﻳﱠﺔُ ﻟﻠﻘﺮد. ﻀ ْ .2ﰈ ﻗَ َ ﺖ اﳌَ ْﺤ َﻜ َﻤﺔُ َ ﻚ اﻟَﺒَـ َﻘ َﺮةُ َﻛ ْﻲ ﺗُـ ْﻨﺘِ َﺞ َﻣﺎ ﻳُـ َﻮا ِزي ِ 454ﺟ َﺮاﻣﺎً ِﻣ َﻦ اﻟ ﱡﺰﺑْ َﺪ ِة. وﻣﺎءً ﺗَ ْﺴﺘَـ ْﻬﻠِ ُ .3ﻛﻢ َﻋﻠَ ًﻔﺎ َ .4ﻫﻞ ﺗَﺴﺘَ ِﻄﻴﻊ اﻟْﺒﻮﻣﺔُ أَ ْن ﺗُ ِﺪﻳﺮ رأْﺳ َﻬﺎ ِﰲ ِ ﺎﻫ ْ ِ ﲔ؟ اﻻ ﱢﲡَ َ ْ ُ َُ َ ََ َ .5ﻛﻢ ﻛِ ِ ِ ِ ِج ِﰲ َﻣ َﻮا ﱢد ﺑِﻨَﺎء َﻣﻨَ َﺎرة أ َْو ِﻣ ْﺌ َﺬﻧَﺔُ اﻟ ُﻜﺘُﺒِﻴﱠ ِﺔ؟ ﻴﺴﺎ ﻣ َﻦ اﻟْﻤ ْﺴﻚ ُﻣﺰ َ ْ ً ﻀﻊ أُﻧْـﺜَﻰ اﻷَ ْﺧﻄَﺒ ِ ﻮط. َ .6ﻛ ْﻢ ﺑَـ ْﻴ َ ُ ﻀﺔً ﺗَ َ ُ َ .7ﻛ ْﻢ َﻋ ًﺎﻣﺎ ﺗُـ َﻌ ﱠﻤ ُﺮ َﻣﻠِ َﻜﺔُ اﻟﻨ ْﱠﻤ ِﻞ اﻷَﺑْـﻴَ ِ ﺾ؟ ِ ِ ِ ﻳﻜﻴﱠ ِﺔ ﺑـ َﻘﺎﻳﺎ َﻋﻈ ِْﻤﻴﱠﺔً ﻣﺘَﺤ ﱢﺠﺮًة ﳊِِ ٍ ﺻ ِﻐ ٍﲑ ِ .8ﰲ أَ ﱢ ي َﺳﻨَ ٍﺔ اِِ ْﻛﺘَ َﺸ َ ﺼﺎن َ ُ َ َ َ ﻒِ ُ اﻟﻌِﻠَ َﻤﺎءُ ﺑِ ِﻮﻻَﻳَﺔ َواﻳُﻮﻣ ْﻨ َﺞ اﻷ َْﻣ ِﺮ َ َ اﻟﻘﻄﱠﺔ. ﺎش ﻗﺪﳝﺎً ،وَﻛﺎ َن ﲝَ ْﺠ ِﻢ َﻋ َ ِ .9ﻣ ْﻦ َﻛ ْﻢ َﺣ ْﺮﻓًﺎ ﺗَـﺘَ َﻜ ﱠﻮ ُن اَﻟﻠﱡﻐَﺔُ اﻷ َْﻣ َﻬ ِﺮﻳﱠﺔُ؟ اﻻﻧْﺘِ َﺨﺎﺑ ِ َ .10ﻛﻢ ﻣ ﱠﺮًة ر ﱠﺷﺢ ﺟﻮن ﺗُﻮرﻣﺎ ُن ﻧَـ ْﻔﺴﻪُ ِﰲ ِ ﺎت؟ َْ َْ َ َ ُ َ َ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ .11ﰲ أَ ﱢ ٍ ﻀ ِﻞ ُﻣﻮﺳﻴ َﻘﻰ ْﻢ )اﻟﻨﱡﻮِر اﻟ ﱠ ُوﺳ َﻜ َﺎر ﻷَﻓْ َ ﺴﺎﻃ ِﻊ( ﻟ َﺸ ْﺎرِﱄ َﺷﺎﺑْﻠ َﻦ ﲜَﺎﺋ َﺰة أ ْ ي َﻋﺎم ﻓَ َﺎز ﻓﻴﻠ ُ ﺼ ِﻮﻳ ِﺮﻳﱠٍﺔ؟ ﺗَ ْ 2. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez arasındaki kelimelerden seçiniz. ﻒ -ﻧُﻮر( )ﺗَـ ْﺘـ ُﺮ ُك -ﻳُـ َﻘﺎﺑِ ُﻞ َ -ﺳﻨَﺔ – ﻇَِﻔ َﺮ -ﺗَـ ْﻘ ِﺪ ُر -ﺗَﻄْﻠُ ُﻊ – ﺗَـﺘَﺄَﻟﱠ ُ ﺎﱄ ﻟِ َﻜ ْﻮَﻛ ِ ﺸ ْﻤﺲ ﻓَـ ْﻮ َق اﻟ ُﻘﻄ ِ ِ .1ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﺗُ ْﺸ ِﺮ ُق اﻟ ﱠ ﱠﻬﺎ ِر ِﻃﻴﻠَﺔَ 42 ْﺐ اﻟ ّ ُوراﻧُ ﺸ َﻤ ِ ﱢ ﻮسِ ،ﻳَ ِْﺴﺘَ ِﻤ ﱡﺮ ِ َ ﺿ ْﻮء اﻟﻨـ َ ﺐأ َ َ 42 ُ ِ )اِﺛْـﻨَـ ْ ِ ِ ﱠ ﲔ(ُ َﻋﺎﻣﺎً آ َﺧ َﺮ. ﻌ ﺑ َر أ و ﲔ ـ ﻨ ـ ﺛ ا ) ال ﻮ ﻃ م ﻼ ﻈ اﻟ ﻞ ﳛ ، ﻴﺐ ﻐ ﺗ ﺎ ﻣ ﺪ ﻨ وﻋ ﺎ ﺎﻣ ﻋ ﲔ( َ ً َ ْ َ َ َ ُ َ ُ ﱡ َ ُ َ َ َ ْ َ ْ َ َْ َ ﲔ َوأ َْرﺑَﻌ َ ﻚ اﻟَﺒـ َﻘﺮةُ َ ) 75ﲬْﺴﺔً وﺳﺒ ِﻌﲔ( ﻛِﻴﻠُ ِ ِ ِ اﻟﻌﻠَ ِ ﻒ واﻟ َْﻤ ِﺎء َﻛ ْﻲ ﺗُـ ْﻨﺘِ َﺞ َﻣﺎ ﻳُـ َﻮا ِزي 454 َْ َ ﻮﺟ َﺮاﻣﺎً ﻣ َﻦ َ .2ﺗَ ْﺴ)أﺘَـَرْﻬﺑـﻠﻌ ِﻤُﺎﺋ ٍﺔ َوأ َ وﲬْ ِ ﲔَ( ِﺟ َﺮاﻣﺎً ِﻣ َﻦ اﻟ ﱡﺰﺑْ َﺪ ِة. ﺴ ﺔ ﻌ ـ ﺑ َر َ ً َ َ َْ َ َْ َ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﱢ ِ ﲔ ﺑ َﺰا ِوﻳَﺔ ) 270ﻣﺎﺋَـﺘَـ ْ ِ ﺎﻫ ْ ِ ﲔ( َد َر َﺟﺔً. ْﺳ َﻬﺎ ِﰲ اﻻﲡَ َ وﺳ ْﺒﻌ َ ﻴﻊ اﻟْﺒُ َ ﲔ َ ﻮﻣﺔُ أَ ْن ﺗُﺪ َﻳﺮ َرأ َ .3ﺗَ ْﺴﺘَﻄ ُ ِ ِ ﻀ ٍﺔ ﰒُﱠ ﺗَـﻠْﺰم َﳐْﺒﺄ ََﻫﺎ وﻻَ ﺗُـﻐَ ِ ﻮﻋﺎ. ﱢﲔ( أَﻟ َ ﺎد ُرﻩُ َﺣ ﱠﱴ ﲤَُ َ ْﻒ ﺑَـ ْﻴ َ .4ﺗَ َ ﻮت ُﺟ ً ﻀ ُﻊ أُﻧْـﺜَﻰ اﻷَ ْﺧﻄَﺒُﻮط ) 60ﺳﺘ َ َُ َ 5 ِ .5ﻓِﻴﻠْﻢ )اﻟﻨﱡﻮِر اﻟ ﱠ ِ ِ ْﻒ وﺗِﺴ ِﻌ ِﻤﺎﺋَ ٍﺔ واﺛْـﻨَـ ْ ِ ِ ٍ ﲔ( ﻓَ َﺎز ِﲜَﺎﺋَِﺰِة ﲔ َو َﲬْﺴ َ َ ﺴﺎﻃ ِﻊ( ِﻟ َﺸ ْﺎرِﱄ َﺷﺎﺑْﻠ َﻦٍ َﻋ َﺎم ) 1952أَﻟ ِ ٍ ْ ُ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﻳﻦ( َﻋ ًﺎﻣﺎ َﻋﻠَﻰ َﻋ ْﺮﺿﻪ اﻷَ ﱠول. ُوﺳ َﻜ َﺎر ﻷَﻓْ َ ﻀ ِﻞ ُﻣﻮﺳﻴ َﻘﻰ ﺗَ ْ أ ْ ﺼﻮﻳﺮﻳﱠﺔ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ُﻣ ُﺮور َ ) 21واﺣﺪ َوﻋ ْﺸﺮ َ ٍ ِ .6اَﻟﻠﱡﻐَﺔُ اﻷ َْﻣ َﻬ ِﺮﻳﱠﺔُ َو ِﻫﻲ ﻟُﻐَﺔُ أَﺛْـﻴُﻮﺑْـﻴَﺎ ﺗَـﺘَ َﻜ ﱠﻮ ُن ِﻣ ْﻦ ِ ) 267ﻣﺎﺋَـﺘَـ ْ ِ ﱢﲔ( َﺣ ْﺮﻓًﺎ. وﺳ ْﺒـ َﻌﺔ وﺳﺘ َ ﲔ َ َ .7وْز ُن اﻟﻨـ ِ ِ ٍ ِ ﺼ ِﻐ َﲑِة. ﲔ( أَﻟْﻔﺎً ِﻣ َﻦ اﻟﻄﱡﻴُﻮِر اﻟﻄﱠﻨﱠﺎﻧَِﺔ اﻟ ﱠ ﱠﻌ َﺎﻣﺔ ﻳُـ َﻌﺎد ُل َوْز َن َ ) 48ﲦَﺎﻧِﻴَﺔ وأ َْرﺑَﻌ َ َ َ 3. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin çoğullarını tespit ediniz. ِ ﺎﱄ ﻟِ َﻜ ْﻮَﻛ ِ ﺸ ْﻤﺲ ﻓَـ ْﻮ َق اﻟ ُﻘﻄ ِ ﱠﻬﺎ ِر ِﻃﻴﻠَﺔَ 42 ْﺐ اﻟ ّ ﺸ َﻤ ِ ﱢ ﻮس ،ﻳَ ْﺴﺘَ ِﻤ ﱡﺮ َ ﺿ ْﻮءُ اﻟﻨـ َ ﺐأ َ ُوراﻧُ َ .1ﻋ ْﻨ َِﺪ َﻣﺎ ﺗُِ ْﺸ ِﺮ ُقِ اﻟ ﱠ ُ ِ ِ ِ ﱠ ِ ﲔ( َﻋﺎﻣﺎً آ َﺧ َﺮ. ﻴﺐَ ،ﳛُ ﱡﻞ اﻟﻈﻼَ ُم ﻃََﻮ َ ﲔ( َﻋﺎﻣﺎً َ ال ) 42اﺛْـﻨَـ ْﲔ َوأ َْرﺑَﻌ َ )اﺛْـﻨَـ ْﲔ َوأ َْرﺑَﻌ َ وﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﺗَﻐ ُ ٍ ِ .2اَﻟﻠﱡﻐَﺔُ اﻷ َْﻣ َﻬ ِﺮﻳﱠﺔُ َو ِﻫﻲ ﻟُﻐَﺔُ أَﺛْـﻴُﻮﺑْـﻴَﺎ ﺗَـﺘَ َﻜ ﱠﻮ ُن ِﻣ ْﻦ ِ ) 267ﻣﺎﺋَـﺘَـ ْ ِ ﱢﲔ( َﺣ ْﺮﻓًﺎ. وﺳ ْﺒـ َﻌﺔ وﺳﺘ َ ﲔ َ َ ِ ٍ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ٍ ِ ﲔ( ﺑَـ َﻘﺎﻳَﺎ .3اِ ْﻛﺘَ َﺸ َ اﻟﻌﻠَ َﻤﺎءُ ﺑ ِﻮﻻَﻳَﺔ َواﻳُﻮﻣ ْﻨ َﺞ اﻷ َْﻣ ِﺮﻳﻜﻴﱠﺔ َﺳﻨَﺔَ ) 1990أَﻟْﻒ َوﺗ ْﺴﻌﻤﺎﺋَﺔ َوﺗ ْﺴﻌ َ ﻒ ُ اﻟﻘﻄﱠﺔِ. ﺎن ﺻ ِﻐ ٍﲑ َﻋﺎش ﻗﺪﳝﺎً ،وَﻛﺎ َن ِﲝﺠ ِﻢ ِ ٍ ِِ َْ َ ﺼ َ َﻋﻈ ِْﻤﻴﱠﺔً ُﻣﺘَ َﺤ ﱢﺠ َﺮًة ﳊ َ ِ ِ ِ ﲔ( َﻋﺎﻣﺎً ،وﻳ ِ ﻴﺶ ِﰲ َﺷ ْﺮ ِق إِﻓْ ِﺮ ِﻳﻘﻴَﺎ ﻧَـ ْﻮعٌ ِﻣ َﻦ اﻟﻨ ْﱠﻤ ِﻞ اﻷَﺑْـﻴَ ِ ﺼ ُﻞ َﻋ َﺪ ُد ﺾ ﺗُـ َﻌ ﱠﻤ ُﺮ َﻣﻠ َﻜﺘُﻪُ َ ) 50ﲬْﺴ َ .4ﻳَﻌ ُ َ ِ ٍ ِ ِ ﱠ ِ اﻟﺒَـ ْﻴ ِ ﲔ( أَﻟْﻔﺎً. ﺾ اﻟﺬي ﺗَ َ ﻀ ُﻌﻪُ ﻳَـ ْﻮﻣﻴًّﺎ إ َﱃ ) 43ﺛَﻼَﺛَﺔ وأ َْرﺑَﻌ َ ب ﺑِﺎﺻ ِﻄﺤﺎ ِ ﺎ ِﰲ ﻧُـﺰﻫ ٍﺔ ﻣ ﱠﺮًة و ِ ِ اﺣ َﺪ ًة َﻋﻠَﻰ اﻷَﻗَ ﱢﻞ .5ﻳ ﻮﺟ ُﺪ ِﰲ ﻧِﻴُﻮِزﻳﻠَْﻨ َﺪ َة ﻗَﺎﻧُﻮ ٌن ﻳُـ ْﻠ ِﺰُم أ ْ ﺎب اﻟْﻜﻼَ ِ ْ َ َ َﺻ َﺤ َ َْ َ َ ُ َُﻛ ﱠﻞ ) 24أَرﺑ ٍﻊ ِ ِ ﺎﻋﺔً. ﺮ ﺸ وﻋ ْ ﻳﻦ( َﺳ َ ْ َ َ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ٍ ِ ِج ِﰲ َﻣ َﻮا ﱢد َ .6ﻣﻨَ َﺎرةُ أ َْو ِﻣ ْﺌ َﺬﻧَﺔُ اﻟ ُﻜﺘُﺒِﻴﱠﺔ اﻟﱠِﱵ أُﻗ ﻴﻤ ْ ﺖ ِﰲ َﻣﺪﻳﻨَﺔ َﻣ ﱠﺮا ُﻛ َ ﺶ اﻟﻐَ ْﺮﺑِﻴﱠﺔ ُﻣ ْﻨ ُِﺬ َﲦَﺎﻧِﻴَﺔ ِﻗُـ ُﺮونُ ،ﻣﺰ َ َ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﻴﺲ ِﻣﻦ اﻟ ِْﻤﺴ ِ ﺚ ﺗَﻈَ ﱡﻞ َﻋﺎﺑَِﻘﺔً َداﺋﻤﺎً ﺑِﻌﻄْ ِﺮﻩ. ﻚِ ،ﲝَْﻴ ُ ﺑﻨَﺎﺋ َﻬﺎ ) 900ﺗ ْﺴ ُﻌﻤﺎﺋَﺔ(ﻛ ٍ َ ْ ِ ِ ﲔ ِ .7ﺗَﺴﺘَ ِﻄﻴﻊ اﻟْﺒﻮﻣﺔُ أَ ْن ﺗُ ِﺪﻳﺮ رأْﺳ َﻬﺎ ِﰲ ِ ﺎﻫ ْ ِ ﲔ( َد َر َﺟﺔً. اﻻ ﱢﲡَ َ وﺳ ْﺒﻌ َ ْ ُ َُ ﲔ ﺑَِﺰا ِوﻳَﺔ ) 270ﻣﺎﺋَـﺘَـ ْ ِ َ َ ََ ﻚ اﻟَﺒـ َﻘﺮةُ َ ) 75ﲬْﺴﺔً وﺳﺒ ِﻌﲔ( ﻛِﻴﻠُ ِ ِ ِ اﻟﻌﻠَ ِ ﻒ واﻟ َْﻤ ِﺎء َﻛ ْﻲ ﺗُـ ْﻨﺘِ َﺞ َﻣﺎ ﻳُـ َﻮا ِزي 454 ْ َ ﻮﺟ َﺮاﻣﺎً ﻣ َﻦ َ .8ﺗَ ْﺴﺘَـ ْﻬﻠ ُِ ٍ َ َ وﲬْ ِﺴﲔَ( ِﺟﺮَاﻣﺎً ِﻣﻦ اﻟ ﱡﺰﺑ َﺪةِ. )أ َْرﺑَـ َﻌﻤﺎﺋَﺔ وأ َْرﺑَـ َﻌﺔً َ َ َ َ ْ ﺎﻃ ِ ﱳ َزور ٍق ﺻ ِﻐ ٍﲑ إِ َﱃ َﺷ ِ وﲬْﺴ ٍﺔ( و ِ ِ ٍ ِ .9ﰲ َﻋ ِﺎم ) 1705أَﻟ ٍ ﻲء َوﺳﺖ ﺻ َﻞ ﻗ ِْﺮٌد َﻋﻠَﻰ َﻣ ْ ِ ْ َ َ ْﻒ َو َﺳ ْﺒﻌ ِﻤﺎﺋَﺔ َ َ َ َ ِ ِ ِِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﺴﺲ ﳊ َﺴﺎب ﻓَـ َﺮﻧْ َﺴﺎ. ﱠﺠ ﱡ ﻀ ْ ﻫﺎرﺗﺒﻮل ﺑِِﺈ ِْﳒ ْﻠﺘَـ َﺮا .ﻓَـ َﻘ َ ﺖ َْﳏ َﻜ َﻤﺔٌ َﻋ ْﺴ َﻜﺮﻳﱠﺔٌ ﺑﺈ ْﻋ َﺪاﻣﻪ َﺷ ْﻨﻘﺎً ،ﺑﺘُـ ْﻬ َﻤﺔ اﻟﺘ َ 4. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin tekillerini tespit ediniz. ِ ِ ِ . 1ﻣﻨَﺎرةُ أَو ِﻣ ْﺌ َﺬﻧَﺔُ اﻟ ُﻜﺘُﺒِﻴﱠ ِﺔ اﻟﱠِﱵ أُﻗِ ِِ ٍ ِج ِﰲ َﻣ َﻮا ﱢد ﻴﻤ ْ ﺖ ِﰲ َﻣﺪﻳﻨَﺔ َﻣ ﱠﺮا ُﻛ َ َ َ ْ ﺶ اﻟﻐَ ْﺮﺑِﻴﱠﺔ ُﻣ ْﻨ ُِﺬ َﲦَﺎﻧِﻴَﺔ ِﻗُـ ُﺮونُ ،ﻣﺰ َ َ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﻴﺲ ﻣﻦ اﻟ ِْﻤﺴ ِ ﺚ ﺗَﻈَ ﱡﻞ َﻋﺎﺑَِﻘﺔً َداﺋﻤﺎً ﺑِﻌﻄْ ِﺮﻩ. ﻚِ ،ﲝَْﻴ ُ ﺑﻨَﺎﺋ َﻬﺎ ) 900ﺗ ْﺴ ُﻌﻤﺎﺋَﺔ(ﻛ ٍ َ ْ ِ ِ ﲔ( ﻣ ﱠﺮًة ِﰲ اﻧْﺘِ َﺨﺎﺑ ٍ ﺎت ُﳐْﺘَﻠِ َﻔ ٍﺔ َو َﺧ ِﺴ َﺮ ِﻓ َﻴﻬﺎ . 2اَﻟْ َﻜﻨَ ِﺪ ﱡ ﻮرَﻣﺎ ُن َر ﱠﺷ َﺢ ﻧَـ ْﻔ َﺴﻪُ َ ) 41واﺣ َﺪ ًة وأ َْرﺑَﻌ َ َ ي ُﺟﻮن ﺗُ ْ َ َِ ﲨ ًﻴﻌﺎ. ِ ﻒ اﻟﻌﻠَﻤﺎء ﺑِ ِﻮﻻَﻳ ِﺔ واﻳ ِ ِ ٍ ﻮﻣ ْﻨﺞ اﻷَﻣ ِﺮ ِ ِ ﻳﻜﻴﱠ ِﺔ ﺳﻨَﺔَ ) 1990أَﻟ ٍ ﲔ( ﺑَـ َﻘﺎﻳﺎ ْﻒ َوﺗِ ْﺴﻌ ِﻤﺎﺋَﺔ َوﺗِ ْﺴﻌ َ ْ .3ا ْﻛﺘَ َﺸ َ ُ َ ُ َ َ ُ اﻟﻘﻄﱠﺔِ. ﺻ ِﻐ ٍﲑ َ َﻋﺎش ﻗﺪﳝﺎً ،وَﻛﺎََن ِﲝﺠ ِﻢ ِ ٍ ِِ ِ َْ َ ﺼﺎن َ َﻋﻈْﻤﻴﱠﺔً ُﻣﺘَ َﺤ ﱢﺠ َﺮًة ﳊ َ .4وْز ُن اﻟﻨـ ِ ِ ٍ ِ ﺼ ِﻐ َﲑِة. ﲔ( أَﻟْﻔﺎً ِﻣ َﻦ اﻟﻄﱡﻴُﻮِر اﻟﻄﱠﻨﱠﺎﻧَِﺔ اﻟ ﱠ ﱠﻌ َﺎﻣﺔ ﻳُـ َﻌﺎد ُل َوْز َن َ ) 48ﲦَﺎﻧِﻴَﺔ وأ َْرﺑَﻌ َ َ َ ب ﺑِﺎﺻ ِﻄﺤﺎ ِ ﺎ ِﰲ ﻧُـﺰﻫ ٍﺔ ﻣ ﱠﺮًة و ِ ِ اﺣ َﺪ ًة َﻋﻠَﻰ اﻷَﻗَ ﱢﻞ ﻮﺟ ُﺪ ِﰲ ﻧِﻴُﻮِزﻳﻠَْﻨ َﺪ َة ﻗَﺎﻧُﻮ ٌن ﻳُـ ْﻠ ِﺰُم أ ْ ﺎب اﻟْﻜﻼَ ِ ْ َ َ َﺻ َﺤ َ .5ﻳُ َ َْ َ َ ِ ِ ﺎﻋﺔً. ﺳ ( ﻳﻦ ﺮ ﺸ وﻋ ﻊ ﺑ َر أ ) 24 ﻞ ﻛ ٍ ُﱠ ْ َ َ َ َْ 6 5. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez arasındaki kelimelerden seçiniz. َﺳ َﻮد – )ﻇَﻼَم -ذَ َﻛﺮ -ﺗُـ ْﻨﺘِ َﺞ – اﻟ َﻜﺒِ َﲑة – اﻟﻨﱡﻮر ِ -ﺷﺒَـ ًﻌﺎ -ﺗَ ْﺴﺘَـ ْﻬﻠِ ُ ﻚ -ﺛَـ ْﻮر – َﲢْ َ ﺖ -اﻷ ْ َﺟ ِﺪﻳ ًﺪا( ﻚ اﻟَﺒـ َﻘﺮةُ َ ) 75ﲬْﺴﺔً وﺳﺒ ِﻌﲔ( ﻛِﻴﻠُ ِ ِ ِ اﻟﻌﻠَ ِ ﻒ واﻟ َْﻤ ِﺎء َﻛ ْﻲ ﺗُـ ْﻨﺘِ َﺞ َﻣﺎ ﻳُـ َﻮا ِزي 454 ْ َ ﻮﺟ َﺮاﻣﺎً ﻣ َﻦ َ .1ﺗَ ْﺴﺘَـ ْﻬﻠ ُِ ٍ َ َ وﲬْ ِﺴﲔَ( ِﺟﺮَاﻣﺎً ِﻣﻦ اﻟ ﱡﺰﺑ َﺪةِ. )أ َْرﺑَـ َﻌﻤﺎﺋَﺔ وأ َْرﺑَـ َﻌﺔً َ َ َ َ ْ ِ ِ ﻀ ٍﺔ ﰒُﱠ ﺗَـﻠْﺰم َﳐْﺒﺄ ََﻫﺎ وﻻَ ﺗُـﻐَ ِ ﻮﻋﺎ. ﱢﲔ( أَﻟ َ ﺎد ُرﻩُ َﺣ ﱠﱴ ﲤَُ َ ْﻒ ﺑَـ ْﻴ َ .2ﺗَ َ ﻮت ُﺟ ً ﻀ ُﻊ أُﻧْـﺜَﻰ اﻷَ ْﺧﻄَﺒُﻮط ) 60ﺳﺘ َ َُ َ ِ ِ ِ ﲔ( َﻋﺎﻣﺎً ،وﻳ ِ ﻴﺶ ِﰲ َﺷ ْﺮ ِق إِﻓْ ِﺮ ِﻳﻘﻴَﺎ ﻧَـ ْﻮعٌ ِﻣ َﻦ اﻟﻨ ْﱠﻤ ِﻞ اﻷَﺑْـﻴَ ِ ﺼ ُﻞ َﻋ َﺪ ُد ﺾ ﺗُـ َﻌ ﱠﻤ ُﺮ َﻣﻠ َﻜﺘُﻪُ َ ) 50ﲬْﺴ َ .3ﻳَﻌ ُ َ ِ ٍ ِ ِ اﻟﺒَـ ْﻴ ِ ﲔ( أَﻟْﻔﺎً. ﺾ اﻟﱠﺬي ﺗَ َ ﻀ ُﻌﻪُ ﻳَـ ْﻮﻣﻴًّﺎ إِ َﱃ ) 43ﺛَﻼَﺛَﺔ وأ َْرﺑَﻌ َ .4وْز ُن اﻟﻨـ ِ ِ ٍ ِ ﺼ ِﻐ َﲑِة. ﲔ( أَﻟْﻔﺎً ِﻣ َﻦ اﻟﻄﱡﻴُﻮِر اﻟﻄﱠﻨﱠﺎﻧَِﺔ اﻟ ﱠ ﱠﻌ َﺎﻣﺔ ﻳُـ َﻌﺎد ُل َوْز َن َ ) 48ﲦَﺎﻧِﻴَﺔ وأ َْرﺑَﻌ َ َ َ ِ ِ ِ ٍ ﻒ اﻟﻌﻠَﻤﺎء ﺑِ ِﻮﻻَﻳ ِﺔ واﻳﻮﻣ ْﻨﺞ اﻷَﻣ ِﺮ ِ ِ ﻳﻜﻴﱠ ِﺔ ﺳﻨَ َﺔ ) 1990أَﻟ ٍ ﲔ( ﺑَـ َﻘﺎﻳَﺎ ْﻒ َوﺗِ ْﺴﻌ ِﻤﺎﺋَﺔ َوﺗِ ْﺴﻌ َ ْ .5ا ْﻛﺘَ َﺸ َ ُ َ ُ َ َ ُ ﺻ ِﻐ ٍﲑ َ َﻋﺎش ﻗﺪﳝﺎً ،وَﻛﺎََن ِﲝﺠ ِﻢ ِ َﻋﻈ ِْﻤﻴﱠﺔً ﻣﺘَﺤ ﱢﺠﺮًة ﳊِِ ٍ اﻟﻘﻄﱠِﺔ. َْ َ ﺼﺎن َ ُ َ َ َ ﺎﱄ ﻟِ َﻜ ْﻮَﻛ ِ ﺸ ْﻤﺲ ﻓَـ ْﻮ َق اﻟ ُﻘﻄ ِ ِ .5ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﺗُ ْﺸ ِﺮ ُق اﻟ ﱠ ﱠﻬﺎ ِر ِﻃﻴﻠَﺔَ 42 ْﺐ اﻟ ّ ﺸ َﻤ ِ ﱢ ﻮس ،ﻳَ ْﺴﺘَ ِﻤ ﱡﺮ َ ﺿ ْﻮءُ اﻟﻨـ َ ﺐأ َ ُوراﻧُ َ ُ ِ ِ )اِﺛْـﻨَـ ْ ِ ِ ِ ال ) 42اﺛْـﻨَـ ْ ِ ﲔ( َﻋﺎﻣﺎً آ َﺧ َﺮ. ﻴﺐَ ،ﳛُ ﱡﻞ اﻟﻈﱠﻼَ ُم ﻃََﻮ َ ﲔ( َﻋﺎﻣﺎً َ ﲔ َوأ َْرﺑَﻌ َ ﲔ َوأ َْرﺑَﻌ َ وﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﺗَﻐ ُ DİL BİLGİSİ SAYI VE TEMYÎZİ اﻟﻌ َﺪد Arapçada sayı ismine , temyîzاﳌَْﻌ ُﺪود denilir.اﳌَْﻌ ُﺪود َ , sayılan kelimeye de dediğimiz kelimedir. ِ ِ ﺲ َﻋ ْﺸ َﺮَة َﺷ َﺠ َﺮًة Bahçede on beş ağaç vardırﰲ اﳊَﺪﻳ َﻘﺔ ﲬَْ َ de sayısı belirlenen nesnedirﺷﺠﺮًة aded,ﲬﺲ ﻋﺸﺮة Mesela burada (madûddur). Sayılar dört kısma ayrılır: a. Müfred sayılar: 1’den 10’a kadar olanlar. b. Mürekkep (bileşik) sayılar: 11’den 19’a kadar olan sayılar. c. Ukûd: 20, 30, 40, 50, 60, 70, 80, 90 sayıları. d. Atıflı (ma’tûf) sayılar: 21 ve 99 gibi iki sayının arasına atıf vavı getirilerek söylenen sayılar. Arapça sayılarda, ayrıca müzekkerlik müenneslik sözkonusudur. Arapçada 1 ve 2 Sayıları Müzekker için kullanılanlar: .1و ِ اﺣ ٌﺪ َ .2اِﺛْـﻨَ ِ ﺎن إَ َﳍ ُﻜﻢ إِﻟَﻪٌ و ِ اﺣ ٌﺪİlahınız tek bir ilahtır . ُ ْ َ ﺎن اﺛْـﻨَ ِ وﺻﻞ إِ َﱃ اﻟْ ُﻜﻠﱢﻴﱠ ِﺔ ﻣﻮﻇﱠَﻔ ِ ﺎنFakülteye iki görevli geldi . َُ َ ََ 7 Müennes için kullanılanlar: ِ ﻟِﻮاﻟِ ِﺪي ﺳﻴﱠﺎرةٌ و Babamın bir arabası var .ٌاﺣ َﺪة َ َ َ َ Onun iki eli var Onun sadece iki çiçeği var. ِ َان اﺛْـﻨَﺘ ِ ﻟَﻪُ ﻳ َﺪ ﺎن َ ِ و.1 ٌاﺣ َﺪة َ ِ َ اِﺛْـﻨَﺘ.2 ﺎن ِ َﺎن اﺛْـﻨَﺘ ِ َﻟَﻪُ َزْﻫﺮﺗ ﺎن َ 1 ve 2 sayılarının temyîzi olmaz; bunlar kendilerinden önceki kelimenin sıfatı olurlar. ِ اِﻣﺮأَةٌ و ٌاﺣ َﺪة َ َْ Bir kadın Bir adam ِ َرﺟﻼَ ِن اِﺛْـﻨ İki adam ﺎن َُ ِ َﺎن اِﺛْـﻨَﺘ ِ َاِ ْﻣﺮأَﺗ ﺎن َ İki kadın ِ رﺟﻞ و اﺣ ٌﺪ َ ٌ َُ 3 ile 10 Arasındaki Sayılar Müzekker için kullanılanlar: Onların bekleme süreleri üç aydır ﻓَ ِﻌ ﱠﺪﺗُـ ُﻬ ﱠﻦ ﺛَﻼﺛَﺔُ أَ ْﺷ ُﻬ ٍﺮ ٌ ﺛَﻼَﺛَﺔ.3 ِْ ﻓَ ُﺨ ْﺬ أ َْرﺑَـ َﻌﺔً ﱢﻣ َﻦ اﻟﻄﱠ Öyleyse dört kuş tut ﲑ ٌ أ َْرﺑَـ َﻌﺔ.4 ِ ٍ ُﺖ ﲬَْ َﺴﺔَ ُﻛﺘ ﺐ ُ ْا ْﺷﺘَـ َﺮﻳ ٌ ﲬَْ َﺴﺔ.5 ٍ ْﺖ ﺳ ْﺒـﻌﺔَ ِﺧﻄَﺎﺑ Yedi mektup gönderdim ﺎت َ َ ُ أ َْر َﺳﻠ َ ٌ َﺳ ْﺒـ َﻌﺔ.7 Beş kitap satın aldım Şehirde altı gün geçirdim ﺖ ِﰲ اﻟ َْﻤ ِﺪﻳﻨَ ِﺔ ِﺳﺘﱠﺔَ أَﻳﱠ ٍﺎم َ أ َْﻣ ُ ﻀ ْﻴ Sekiz adam geldi Kur’an’dan dokuz cüz okudum ٍ َﺟﺎء ﲦََﺎﻧِﻴَﺔُ ِر َﺟ ﺎل َ ِ َﺟﺰ ٍاء ِﻣﻦ اﻟ ُﻘﺮ آن ُ ﻗَـ َﺮأ ْ َ َ ْ ﺗﺴ َﻌﺔَ أ ْ ِْت On kişi gördüm ٌ ِﺳﺘﱠﺔ.6 ٌ ﲦََﺎﻧِﻴَﺔ.8 ٌ ﺗِ ْﺴ َﻌﺔ.9 ٍ ﺖ َﻋ َﺸﺮَة ِر َﺟ ﺎل َ ُ َْرأَﻳ ٌ َﻋ َﺸ َﺮة.10 ٍ ث ُﺷﺮ ِ ﻟِﻠ ﱠ ف َ ُ َﺸ ﱠﻘﺔ ﺛَﻼ ت ٌ َ ﺛَﻼ.3 Müennes için kullanılanlar: Dairenin üç balkonu var Şehirde dört ٍ ﺎﻋ ﺎت َ أ َْﻣ ُ ﻀ ْﻴ َ ﺖ ِﰲ اﻟ َْﻤ ِﺪﻳﻨَ ِﺔ أ َْرﺑَ َﻊ َﺳ saat ٍ َﻳـﺘَ َﻜﻠﱠﻢ َﻫ َﺬ اﻟﻌ ِﺎﱂ ﲬَْﺲ ﻟُﻐ Bu bilgin beş dil konuşuyor ﺎت ُ َ َ ُ َ İmtihanda altı kız öğrenci başarılı oldu ِ ْ َﳒَﺤ ِ اﻻ ْﻣﺘِﺤ ٍ ﺖ ﻃَﺎﻟِﺒ ِ ﺎت ِﰲ ﺎن َ َ ﺖﺳ ﱡ َ ﺲ ٌ َْ ﲬ.5 ِﺳ ﱞ.6 ﺖ ٍ ﺖ ﺳ ْﺒﻊ ﺻ َﻔﺤ ﺎت َ َ َ َ َ ُ ﺻ ﱠﺤ ْﺤ َﺳ ْﺒ ٌﻊ.7 ٍ اِ ْﺳﺘَﺄْﺟﺮﻧَﺎ ﺗِﺴﻊ ﺳﻴﱠﺎر Dokuz araba kiraladık ات َ َ َ ْ َْ ﺗِ ْﺴ ٌﻊ.9 Yedi sayfa düzelttim ٍ ﺎﺿﺮ ِ ُﺳﺘَﺎذُ ﲦ Hoca sekiz konferans verdi ات ْ أَﻟْ َﻘﻰ اﻷ َ َ َََﺎﱐَ ُﳏ Yazın on şehri ziyaret ettim 8 أ َْرﺑَ ٌﻊ.4 geçirdim ِ ﺼ ْﻴ ﻒ َﻋ ْﺸ َﺮ ُﻣ ُﺪ ٍن ت ِﰲ اﻟ ﱠ ُ ُزْر ٍ ﲦ.8 ََﺎن َﻋ ْﺸ ٌﺮ.10 3’ten 10’a kadar olan sayıların temyîzi cemi ve mecrûr olur. ِ ٍ ُﺖ ﲬَْ َﺴﺔَ ُﻛﺘ ٍ ُ ُﻛﺘkelimesi ﻛﺘﺎب ﺐ ُ ْ ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳcümlesinde َ ﲬَْ َﺴﺔsayısının temyîzi olan ﺐ kelimesinin cemi (çoğulu) dir ve kesreyle mecrurdur. Ma‘dûd (sayısı bildirilen nesne) veya temyîz müzekkerse, aded yani sayı ِ müennes; ma‘dûd veya temyîz müennesse, sayı müzekker olarak gelir. ﺖ ُ ْا ْﺷﺘَـ َﺮﻳ ٍ ﲬَْ َﺴﺔَ ُﻛﺘُﺐcümlesinde temyiz olan ُﻛﺘُﺐkelimesinin müfredi olan ﻛﺘﺎب ِ ﺼ ْﻴ müzekker olduğu için َﺴﺔ ﲬ müennes olarak gelmiştir. ﺸ َﺮ ُﻣ ُﺪ ٍن ت ِﰲ اﻟ ﱠ َْ ْ ﻒ َﻋ ُ ُزْر َ ٍ cümlesinde temyîz olan ُﻣ ُﺪنkelimesinin müfredi olan ﻣﺪﻳﻨﺔmüennestir. ﺸ َﺮ ْ َﻋ sayısı da müzekker olarak gelmiştir. Çoğul isimlerin müzekker veya müennesliğine, tekili dikkate alınarak karar verilir. Akılsıza delâlet eden çoğulların müfred-müennes hükmünde olması ِ َﺟﺰ ٍاء ِﻣﻦ اﻟ ُﻘﺮ kuralı, bu konuda geçersizdir Yukarıda geçen آن ُ ﻗَـ َﺮأörneğinde ْ َ َ ْ ﺗﺴ َﻌﺔَ أ ْ ِْت ٍ أَﺟﺰاءkelimesi akılsıza delalet eden çoğuldur. Başına ism-i işaret getirilmesi َْ ٍ أَﺟﺰkelimesi müfred müennes kabul veya zamirle ifade edilmesi durumunda اء َْ ٍ أَﺟﺰkelimesinin müfredi olan edilerek, ona göre işlem yapılır. Ancak burada اء َْ ُﺟ ْﺰءmüzekker olduğu için, sayı kurala göre müennes getirilmiştir. Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz. a. Sınıfta bir öğrenci var. b. Odanın iki penceresi vardır. c. Üç kız öğrenci kütüphaneye gitti. d. Mescidde dört saat oturduk. e. Gezi beş gün sürdü. f. Günde altı saat ders yaparız. g. Ayşe yedi sayfa okudu. h. Sekiz kalem satın aldım. i. Bu apartmanda dokuz daire var. j. Mahmud’un evinde on gece kaldık 11 ile 19 Arasındaki Sayılar Müzekker için kullanılanlar: ِ ِ ُ ﻳـﺘ َﻜ ﱠﻮ ُن ﻓَ ِﺮ Futbol takımı on bir oyuncudan ﺸ َﺮ ﻻَ ِﻋﺒًﺎ َ َﺣ َﺪ َﻋ ََ َ ﻳﻖ ُﻛ َﺮة اﻟ َﻘ َﺪِم ﻣ ْﻦ أ oluşur. On iki adam geldi ًﺸ َﺮ َر ُﺟﻼ َ ﺎء اِﺛْـﻨَﺎ َﻋ َ َﺟ إﺛﻨَﺎ َﻋ َﺸ َﺮ.12 َت ﺛَﻼَﺛَﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ ِﺟ ْﺴ ًﺮا َﺣ ﱠﱴ اﻵ َن ْ أُﻧْ ِﺸﺄ ﺛَﻼَﺛَﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ.13 Onu on dört ay bekledimﺸ َﺮ َﺷ ْﻬ ًﺮا َ اِﻧْـﺘَﻈَ ْﺮﺗُﻪُ أ َْرﺑَـ َﻌﺔَ َﻋ أ َْرﺑَـ َﻌﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ.14 Şu ana kadar on üç köprü 9 أﺣ َﺪ َﻋ َﺸ َﺮ َ .11 yapıldı ًﺸ َﺮ ُﺳ َﺆاﻻ َ ﺖ َﻋ ْﻦ ﲬَْ َﺴﺔَ َﻋ ُ َﺟ ْﺒ َأ On beş soruya cevap verdim ﺎﻋ ِﺔ ِﺳﺘﱠﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ ُﻣ ْﺴﺘَ ِﻤ ًﻌﺎ َ ِﰲ اﻟ َﻘ Salonda on altı dinleyici var اِ ْﺟﺘَ َﻤ َﻊ َﺳ ْﺒـ َﻌﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ َوِز ًﻳﺮا ﺼ ِﻞ ﲦﺎﻧﻴﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ ﻛِﺘَﺎﺑًﺎ ْ ِﰱ َﻣ ْﻜﺘَﺒَ ِﺔ اﻟ َﻔ On yedi bakan bir araya geldi Sınıfın kitaplığnda on sekiz kitap var Sınıfın kitaplığında on dokuz hikaye var ﲬَْ َﺴﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ.15 ِﺳﺘﱠﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ.16 َﺳ ْﺒـ َﻌﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ.17 ﲦَﺎﻧِﻴﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ.18 ﺼ ِﻞ ﺗِ ْﺴ َﻌﺔَ َﻋ ْﺸ َﺮَة ﻗِ ﱠ ًﺼﺔ ْ ِﰱ َﻣﻜْﺘَﺒَ ِﺔ اﻟ َﻔ ﺗِ ْﺴ َﻌﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ.19 ِ ِ ﺎﺟ ًﺔ َ ﻋ ْﻨ َﺪ اﻟﺒَﺎﺋ ِﻊ إِ ْﺣ َﺪى َﻋ ْﺸ َﺮَة َد َﺟ إِ ْﺣ َﺪى َﻋ ْﺸ َﺮَة.11 Müennes için kullanılanlar: Satıcıda on bir tavuk var. ًت ِﻣ ْﻨﻪُ اﺛْـﻨَﺘَﺎ َﻋ ْﺸ َﺮَة َﻋ ْﻴﻨﺎ ْ ﻓَﺎﻧ َﻔ َﺠ َﺮ Ondan on iki pınar fışkırdı O on üç yaşındadır ًﺸ َﺮَة َﺳﻨَﺔ ْ ث َﻋ َ َﻋُ ْﻤ ُﺮﻩُ ﺛَﻼ ِ أَﻣﺎم اﻟﻌ َﻤ َﺎرِة أ َْرﺑَ َﻊ َﻋ ْﺸ َﺮَة ﻓَـﺘَﺎ ًة ََ Apartmanın önünde 14 genç kız var Bu kitaptan on beş sayfa okuduk ِ ﻗَـﺮأْﻧَﺎ ﲬَْﺲ َﻋ ْﺸﺮَة ﺻ ْﻔﺤﺔً ِﻣﻦ ﻫ َﺬا ِ َاﻟﻜﺘ ﺎب َ ْ َ َ َ َ َ Bu apartmanda on altı daire var ِ ِﰲ َﻫ ِﺬ ِﻩ اﻟﻌ َﻤ َﺎرِة ِﺳ ﱠ ﺖ َﻋ ْﺸ َﺮَة َﺷ ﱠﻘ ًﺔ Bu hastanede 17 bayan doktor ًﺸ َﺮَة ﻃَﺒِﻴﺒَﺔ ْ ِﰲ َﻫ َﺬا اﻟ ُْﻤ ْﺴﺘَ ْﺸ َﻔﻰ َﺳ ْﺒ َﻊ َﻋ var Bu otobüste on sekiz bayan yolcu var ًِﰲ َﻫ ِﺬ ِﻩ ا ْﳊَﺎﻓِﻠَ ِﺔ ﲦََﺎﱐَ َﻋ ْﺸ َﺮَة َراﻛِﺒَﺔ On dokuz yaşındayım ًِﺳ ﱢﲏ ﺗِ ْﺴ َﻊ َﻋ ْﺸ َﺮَة َﺳﻨَﺔ إِﺛْـﻨَﺘَﺎ َﻋ ْﺸ َﺮَة.11 ث َﻋ ْﺸ َﺮَة َ َ ﺛَﻼ.13 أ َْرﺑَ َﻊ َﻋ ْﺸ َﺮَة.14 ﺲ َﻋ ْﺸ َﺮَة َ َْ ﲬ.15 ِﺳ ﱠ.16 ﺖ َﻋ ْﺸ َﺮَة َﺳ ْﺒ َﻊ َﻋ ْﺸ َﺮَة.17 ﲦََﺎﱐَ َﻋ ْﺸ َﺮَة.18 ﺗِ ْﺴ َﻊ َﻋ ْﺸ َﺮَة.19 11 ile 19 arasındaki sayılar feth üzere mebnîdirler. Temyîzleri de müfred, mansub ve nekre olarak gelir. 12 sayısının birler basamağı mu‘rabtır ve tesniye gibi i‘rab alır. 11 ve 12 sayıları temyîzleriyle uyum içindedir. ًﺎء اِﺛْـﻨَﺎ َﻋ َﺸ َﺮ َر ُﺟﻼ َ َﺟ ِ ْ ﺟﺎء On iki kadın geldi اﻣ َﺮأَ ًة ْ ت اﺛْـﻨَﺘَﺎ َﻋ ْﺸ َﺮَة ََ On iki erkek çocuk gördüm ًﺸ َﺮ ِﻃ ْﻔﻼ َ ﲏ َﻋ ُ َْرأَﻳ ْ َ ﺖ اﺛْـ On iki kız çocuk gördüm ًﺸ َﺮَة ِﻃ ْﻔﻠَﺔ ْ ﱵ َﻋ ُ َْرأَﻳ ْ َ َﺖ اﺛْـﻨ On iki adam geldi Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz. a.Yusuf on bir yıldız gördü. b.Tarlada on iki erkek çalışıyor. c.Bahçede on iki kız oturuyor. 10 d.Müzeyi on üç erkek ziyaret etti. e.On dört kitap tercüme ettim. f.On beş turist geldi. g.On altı öğrenci başarılı oldu. h.On yedi kız mezun oldu. i.On sekiz balık avladım. j.On dokuz öğrenci derse geç kaldı. Ukûd (onarlı sayılar) şunlardır: Bu sınıfta yirmi kız öğrenci var ﺸ ُﺮو َن ﻃَﺎﻟِﺒَﺔ ْ ﺼ ِﻞ ِﻋ ْ ِﰲ َﻫ َﺬا اﻟ َﻔ ِﻋ ْﺸ ُﺮون.20 Kırk oyuncu ödül kazandı ﺎز أ َْرﺑَـﻌُﻮ َن ﻻَ ِﻋﺒًﺎ ﺑِﺎ ْﳉَﺎﺋَِﺰِة َ َﻓ أ َْرﺑَـﻌُﻮ َن.40 Elli erkek geldi ًﺴﻮ َن َر ُﺟﻼ َ َﺣ ُ َْﻀ َﺮ ﲬ ﺴﻮ َن ُ َْ ﲬ.50 ِﺳﺘﱡﻮ َن.60 Programda yetmiş gezi var ًﺎﻣ ِﺞ َﺳ ْﺒـﻌُﻮ َن ِر ْﺣﻠَﺔ َ َِﰲ اﻟﺒَـ ْﺮﻧ َﺳ ْﺒـﻌُﻮ َن.70 Otuz kitap kayboldu ﺖ ﺛَﻼﺛُﻮ َن ﻛِﺘَﺎﺑًﺎ ْ ﺎﻋ َ َﺿ Hastanede altmış hemşire var ًﺿﺔ َ ِﰲ اﻟ ُْﻤ ْﺴﺘَ ْﺸ َﻔﻰ ِﺳﺘﱡﻮ َن ﳑَُﱢﺮ Listede seksen isim var اﲰًﺎ ْ ِﰲ اﻟ َﻘﺎﺋِ َﻤ ِﺔ ﲦََﺎﻧُﻮ َن ِِ ِ Şehirde doksan cadde var ﺴﻌُﻮ َن َﺷﺎ ِر ًﻋﺎ ْ ِﰲ اﻟ َْﻤﺪﻳﻨَﺔ ﺗ ﺛَﻼَﺛُﻮ َن.30 ﲦََﺎﻧُﻮ َن.80 ﺗِ ْﺴﻌُﻮ َن.90 11 ile 99 arasındaki sayıların temyîzi müfred mansub olduğu gibi, ukûdun temyîzi de aynıdır. Temyîzleri, müzekker de olsa müennes de olsa, bunlar değişmez. İ‘rab yönünden ukûd sayıları da cemi müzekker salim gibidir. Geziye yirmi erkek öğrenci katıldı. ﺸ ُﺮو َن ﻃَﺎﻟﺒًﺎ ْ اِ ْﺷﺘَـ َﺮ َك ِﰲ اﻟ ﱢﺮ ْﺣﻠَ ِﺔ ِﻋ Onlar otuz saat içinde seksen cüneyh harcadılar. ﺎﻋﺔ َ ﲔ َﺳ َ ِﲔ ُﺟﻨَـ ْﻴـ ًﻬﺎ ِﰲ ﺛَﻼَﺛ َ ِأَﻧْـ َﻔ ُﻘﻮا ﲦََﺎﻧ Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz. a.Sınıfta yirmi erkek öğrenci var. b.Lokantada otuz turist var. c.Camide kırk namaz kılan var. d.Garajda elli otobüs bekliyor. e.Uçakta doksan yolcu var. Matuf (Atıflı) Sayılar ve Temyizleri Müzekkerin kullanımına örnekler: ِ ِﰲ اﻟْﻤ ْﺨﺒ ِﺰ و اﺣ ٌﺪ َو ِﻋ ْﺸ ُﺮو َن ُﺧ ْﺒـ ًﺰا َ َ َ ِ ِ ﺸﺮو َن ُ َواﺣ ٌﺪ َوﻋ.21 ِ ِﰲ ا ْﳊَْﻮ Havuzda kırk üç yüzücü var ض ﺛَﻼَﺛَﺔٌ َوأ َْرﺑَـﻌُﻮ َن َﺳ ِﺎﲝًﺎ ﺛَﻼَﺛَﺔٌ َوأ َْرﺑَـﻌُﻮ َن.43 Fırında yirmi bir ekmek var ِ َﺎل اِﺛْـﻨ ِ ﺿ ِﺔ اﻷَﻃْ َﻔ Anaokulunda 32 çocuk var ًﺎن َوﺛَﻼﺛُﻮ َن ِﻃ ْﻔﻼ َ ِﰲ َرْو 11 ِ َ اِﺛْـﻨ.32 ﺎن َوﺛَﻼﺛُﻮ َن ِِ Babam elli dört yaşındadır ﺎﻣﺎ ً ﺴﻮ َن َﻋ ُ َْﻋُ ْﻤ ُﺮ َواﻟﺪي أ َْرﺑَـ َﻌﺔٌ َوﲬ ﺴﻮ َن ُ َْ أ َْرﺑَـ َﻌﺔٌ َوﲬ.54 ﻋُ ْﻤ ُﺮ َﺟﺪﱢي ﲬَْ َﺴﺔٌ َو ِﺳﺘﱡﻮ َن َﻋ ًﺎﻣﺎ ِ ِ Ormanda yetmiş altı aslan var َﺳ ًﺪا َ ِﰲ اﻟﻐَﺎﺑَﺔ ﺳﺘﱠﺔٌ َو َﺳ ْﺒـﻌُﻮ َن أ Kütüphanede 87 sandalye var ْﻤﻜْﺘَﺒَ ِﺔ َﺳ ْﺒـ َﻌﺔٌ َوﲦََﺎﻧُﻮ َن ُﻛ ْﺮ ِﺳﻴًّﺎ َ ِﰲ اﻟ ِ ِﰲ اﻟْﻤ ْﺘﺤ Müzede 98 ziyaretçi var ﻒ ﲦَﺎﻧﻴﺔٌ وﺗِﺴﻌُﻮ َن َزاﺋًِﺮا َ ُ Allah’ın doksan dokuz ismi var اﲰًﺎ ْ ﻟِﻠﱠ ِﻪ ﺗِ ْﺴ َﻌﺔٌ َوﺗِ ْﺴﻌُﻮ َن ﲬَْ َﺴﺔٌ َو ِﺳﺘﱡﻮ َن.65 Dedem altmış beş yaşındadır ِﺳﺘﱠﺔٌ َو َﺳ ْﺒـﻌُﻮ َن.76 َﺳ ْﺒـ َﻌﺔٌ َوﲦََﺎﻧُﻮ َن.87 ﲦَﺎﻧﻴﺔٌ وﺗِﺴﻌُﻮ َن.98 ﺗِ ْﺴ َﻌﺔٌ َوﺗِ ْﺴﻌُﻮ َن.99 Müennesin kullanımına örnekler: ِﺖ و 21 kız öğrenci başarılı ًﺸ ُﺮو َن ﻃَﺎﻟِﺒَﺔ ْ اﺣ َﺪةٌ )إِ ْﺣ َﺪى( َو ِﻋ َ ْ َﳒَ َﺤ oldu Otuz iki gece geçti ِ و.21 اﺣ َﺪةٌ )إِ ْﺣ َﺪى( َو ِﻋ ْﺸ ُﺮو َن َ ِ َﺖ اِﺛْـﻨَﺘ ًﺎن َوﺛَﻼَﺛُﻮ َن ﻟَْﻴـﻠَﺔ ْ ﻀ َ َﻣ ِ َ اِﺛْـﻨَﺘ.32 ﺎن َوﺛَﻼَﺛُﻮ َن Okulda 43 bayan öğretmen var ًث َوأ َْرﺑَـﻌُﻮ َن ُﻣ َﻌﻠﱢ َﻤﺔ ٌ َِﰲ اﻟ َْﻤ ْﺪ َر َﺳ ِﺔ ﺛَﻼ Gümrükte elli dört kamyon var Ağda altmış beş balık var Annem yetmiş altı yaşındadır ث َوأ َْرﺑَـﻌُﻮ َن ٌ َ ﺛَﻼ.43 ِ ِﰲ ا ْﳉﻤﺮ ِك أَرﺑﻊ وﲬَْﺴﻮ َن َﺷ ًﺎﺣﻨَﺔ ُ َ ٌ َْ ُ ْ ُ ﺴﻮ َن ُ َْ أ َْرﺑَ ٌﻊ َوﲬ.54 ِ ِﰲ اﻟ ﱠ ًﺲ َو ِﺳﺘﱡﻮ َن َﲰَ َﻜﺔ ٌ َْﺸﺒَ َﻜﺔ ﲬ ﻋُ ْﻤ ُﺮ َواﻟِ َﺪِﰐ ِﺳ ﱞ ًﺖ َو َﺳ ْﺒـﻌُﻮ َن َﺳﻨَﺔ ﺲ َو ِﺳﺘﱡﻮ َن ٌ َْ ﲬ.65 ِﺳ ﱞ.76 ﺖ َو َﺳ ْﺒـﻌُﻮ َن ِ ﺿ ِﺔ اﻷَﻃْ َﻔ Anaokulunda 87 kız öğrenci var ًﺎل َﺳ ْﺒ ٌﻊ َوﲦََﺎﻧُﻮ َن ِﻃ ْﻔﻠَﺔ َ ِﰲ َرْو ِ ٍ ِ َ ِﰲ اﻟ َﻘ Salonda 98 bayan dinleyici var ًﺴﺘَ ِﻤ َﻌﺔ ْ ﺎﻋﺔ ﲦََﺎن َوﺗ ْﺴﻌُﻮ َن ُﻣ َﺳ ْﺒ ٌﻊ َوﲦََﺎﻧُﻮ َن.87 ِ ِ ِ ِﰲ اﻟ ﱡ Sandıkta doksan dokuz portakal ًﺴﻌُﻮ َن ﺑُـ ْﺮﺗُـ َﻘﺎﻟَﺔ ْ ﺼ ْﻨ ُﺪوق ﺗ ْﺴ ٌﻊ َوﺗ var ٍ ﲦ.98 ََﺎن َوﺗِ ْﺴﻌُﻮ َن ﺗِ ْﺴ ٌﻊ َوﺗِ ْﺴﻌُﻮ َن.99 12, 62 ve 72 gibi atıflı sayılarda, temyîz ile birler basamağı müzekkerlik müenneslik yönünden uyum içinde olur. On iki erkek ve on iki bayan doktor mezun oldu ًﺸ َﺮَة ﻃَﺒِﻴﺒَﺔ ْ َﲣَﱠﺮ َج اِﺛْـﻨَﺎ َﻋ َﺸ َﺮ ﻃَﺒِﻴﺒًﺎ واﺛْـﻨَﺘَﺎ َﻋ 62 erkek yarışmacı yola çıktı 72 sayfa yazdım ِ َاِﻧْﻄَﻠَ َﻖ اﺛْـﻨ ﺎن َو ِﺳﺘﱡﻮ َن ُﻣﺘَ َﺴﺎﺑًِﻘﺎ ِ ِ ْ ﺖ اﺛْـﻨَﺘَـ ًﺻ ْﻔ َﺤﺔ ُ َﻛﺘَْﺒ َ ﲔ َو َﺳ ْﺒﻌ َ ﲔ 24, 47, 57 ve 86 gibi sayıların temyîzi ile birler basamağı zıt cinste olur. Aşağıda bunlarla ilgili örnekler vardır: Bir günde 24 saat vardır Bunlar, 47 defterdir 57 erkek öğrenci gördüm 86 kız öğrenciye rastladım 12 ِ ِ ًﺎﻋﺔ َ ِﰲ اﻟْﻴَـ ْﻮم أرﺑَ ٌﻊ وﻋ ْﺸ ُﺮو َن َﺳ َﻫ ِﺬ ِﻩ َﺳ ْﺒـ َﻌﺔٌ َوأ َْرﺑَـﻌُﻮ َن َدﻓْـﺘَـ ًﺮا ِ ﲔ ﻃَﺎﻟِﺒًﺎ ُ َْرأَﻳ َ ﺖ َﺳ ْﺒـ َﻌﺔً َوﲬَْﺴ ت ﺑِ ِﺴ ﱟ ًﲔ ﻃَﺎﻟِﺒﺔ ُ َﻣ َﺮْر َ ِﺖ َوﲦََﺎﻧ 100, 1000 ve Bunların Katları a. Hem 100 hem 1000 sayısının tesniyelerinin ve sadece 1000’in cemi’nin (çoğulunun) temyîzi müfred ve mecrûr olur. ٍ ﺟﺎء ِﻣﺎﺋﺔُ وﻟ َﺪ َ ََ ٌ ِﻣﺎﺋَﺔ.100 ٍ ﺿ ْﻴ ﻒ َ َﺣ َ ﻀ َﺮ ﺛَﻼ ُﲦِﺎﺋَﺔ ﺛَﻼ ُﲦِﺎﺋَ ٍﺔ.300 Yüz çocuk geldi ِ َ ِﻣﺎﺋَـﺘ.200 ٍ ﺿ ْﻴ ﻒ َ ﺎن َﺣ َ ﻀ َﺮ ِﻣﺎﺋَـﺘَﺎ İki yüz misafir geldi Üç yüz misafir geldi Dört yüz misafir geldi Beş yüz misafir geldi Altı yüz misafir geldi Yedi yüz misafir geldi Sekiz yüz misafir geldi Dokuz yüz misafir geldi Bin turist geldi İki bin turist geldi Üç bin turist geldi Dört bin turist geldi Beş bin turist geldi Altı bin turist geldi Yedi bin turist geldi Sekiz bin turist geldi Dokuz bin turist geldi On bin turist geldi Yüz bin turist geldi Bir milyon turist geldi ٍ ﺿ ْﻴ ﻒ َ َﺣ َ ﻀ َﺮ أ َْرﺑَـﻌُ ِﻤﺎﺋَ ِﺔ ٍ ﺿ ْﻴ ﻒ َ َﺣ َ ﺴ ِﻤﺎﺋَ ِﺔ ُ َْﻀ َﺮ ﲬ ِ ﻀﺮ ِﺳﺘ ٍ ﺿ ْﻴ ﻒ َ ﱡﻤﺎﺋَ ِﺔ َ َ َﺣ ْأرﺑَـﻌُ ِﻤﺎﺋَ ٍﺔ.400 ﺴ ِﻤﺎﺋَ ٍﺔ ُ َْ ﲬ.500 ِ ِﺳﺘ.600 ﱡﻤﺎﺋَ ٍﺔ ٍ ﺿ ْﻴ ﻒ َﺳ ْﺒـﻌُ ِﻤﺎﺋَ ٍﺔ.700 َ َﺣ َ ﻀ َﺮ َﺳ ْﺒـﻌُ ِﻤﺎﺋَ ِﺔ ِ ِ ٍ ﺿ ْﻴ ﻒ َ ﲦََﺎﳕِﺎﺋَ ٍﺔ َﺣ.800 َ ﻀ َﺮ ﲦََﺎﳕِﺎﺋَ ِﺔ ٍ ﺿ ْﻴ ﻒ ﺗِ ْﺴﻌُ ِﻤﺎﺋَ ٍﺔ.900 َ َﺣ َ ﻀ َﺮ ﺗِ ْﺴﻌُ ِﻤﺎﺋَ ِﺔ ْﻒ َﺳﺎﺋِ ٍﺢ ْﻒ ٌ أَﻟ.1000 ُ ﺎء أَﻟ َ َﺟ ﺎء أَﻟْ َﻔﺎ َﺳﺎﺋِ ٍﺢ َ َﺟ ِ َﺟﺎء ﺛَﻼَﺛَﺔُ آﻻ ف َﺳﺎﺋِ ٍﺢ ََ ِ َﺟﺎء أَرﺑـﻌﺔُ آﻻ ف َﺳﺎﺋِ ٍﺢ َ َْ َ َ ِ أَﻟْ َﻔ.2000 ﺎن ٍ َ ﺛَﻼَﺛَﺔُ آﻻ.3000 ف ٍ َ أَرﺑـﻌﺔُ آﻻ.4000 ف َ َْ ِ َف ﺟﺎء ﲬَْﺴﺔُ آﻻ ٍ َ ﲬَْﺴﺔُ آﻻ.5000 ف َﺳﺎﺋِ ٍﺢ َ ََ َ ِ َﺟﺎء ِﺳﺘّﺔُ آﻻ ٍ َ ِﺳﺘّﺔُ آﻻ.6000 ف َﺳﺎﺋِ ٍﺢ ف ََ ِ َف ﺟﺎء ﺳﺒـﻌﺔُ آﻻ ٍ َ ﺳﺒـﻌﺔُ آﻻ.7000 ف َﺳﺎﺋِ ٍﺢ َ َْ َ َ َ َْ ِ َف ﺟﺎء ﲦََﺎﻧِﻴﺔُ آﻻ ٍ َ ﲦََﺎﻧِﻴﺔُ آﻻ.8000 ف َﺳﺎﺋِ ٍﺢ َ ََ َ ِ َف ﺟﺎء ﺗِﺴﻌﺔُ آﻻ ٍ َ ﺗِﺴﻌﺔُ آﻻ.9000 ف َﺳﺎﺋِ ٍﺢ َْ َ َ َْ ِ َف ﺟﺎء َﻋ َﺸﺮةُ آﻻ ٍ َ َﻋ َﺸﺮةُ آﻻ.10000 ف َﺳﺎﺋِ ٍﺢ َ ََ َ ِ ْﻒ ﺟﺎء ِﻣﺎﺋَﺔُ أَﻟ ٍ ِﻣﺎﺋَﺔُ أَﻟ.100000 ْﻒ َﺳﺎﺋِ ٍﺢ ََ ﺎء ِﻣﻠْﻴُﻮ ُن َﺳﺎﺋِ ٍﺢ ِﻣﻠْﻴُﻮ ٌن.1000000 َ َﺟ b. 100, 1000 ve katlarının temyîzi, izafetle müfred mecrûr olur. Temyîzleri müzekker veya müennes olsa da, 100 ve 1000 sayılarında değişiklik olmaz. Yüz çocuk geldi Havalanında yüz uçak var Yüz yıl kaldın 13 ٍ ﺟﺎء ِﻣﺎﺋﺔُ وﻟ َﺪ َ ََ ِﰲ اﻟ َْﻤﻄَﺎ ِر ِﻣﺎﺋَﺔُ ﻃَﺎﺋَِﺮٍة ﺖ ِﻣﺌَﺔَ َﻋ ٍﺎم َ ْﻟَﺒِﺜ ْﻒ َﺳﺎﺋِ ٍﺢ ُ ﺻ َﻞ أَﻟ َ َو Bin turist geldi Bin kız öğrenci müzeyi gezdi Şehirde yüz bin öğrenci var Kütüphanede üç bin kitap var ﻒ ْ َز َار َ ْﻒ ﻃَﺎﻟِﺒَ ٍﺔ اﻟ ُْﻤ ْﺘ َﺤ ُ ت أَﻟ ِ ِﰲ اﻟْﻤ ِﺪﻳﻨَ ِﺔ ِﻣﺎﺋَﺔُ أَﻟ ٍ ِْﻒ ﻃَﺎﻟ ﺐ َ ِ َِﰲ اﻟْﻤﻜْﺘﺒ ِﺔ ﺛَﻼَﺛَﺔُ آﻻ ٍ َف ﻛِﺘ ﺎب ََ َ ي ْﻒ ُﺟ ْﻨ ِﺪ ﱟ َ ﺖ أَﻟ ُ َْرأَﻳ Bin asker gördüm ٍ ﺿ ْﻴ ﻒ َ َﺣ َ ﻀ َﺮ ِﻣﺎﺋَـﺘَﺎ İki yüz misafir geldi ﺼ َﺮ أَﻟْ َﻔﺎ َﺳﺎﺋِ ٍﺢ ْ ﺻ َﻞ اﻟ َﻘ َ َو Saraya iki bin turist geldi ِ ُ ﻏَﺮﺳ ﱵ َﺷ َﺠ َﺮٍة َْ ْ َ ﺖ ﻣﺎﺋَـ İki yüz ağaç diktim İki yüz muhtaca sadaka verdim ِ ﺎج ٍ َﱵ ُْﳏﺘ ُ ﺼ ﱠﺪﻗ َ َﺗ ْ َ ْﺖ َﻋﻠَﻰ ﻣﺎﺋَـ ﻏَ َﺮ ْﺳﻨَﺎ أَﻟْ َﻔ ْﻲ َﺷ َﺠ َﺮٍة İki bin ağaç diktik 100 ve 1000 sayısı, atıflı olarak başka bir sayıyla söylenirse, temyîz en son söylenen sayıya uyar. Mesela, 125 sayısını şöyle söyleriz: ِ وﻋ ْﺸﺮو َن ِ ٌﺟﺎء ﲬَْﺴﺔ وﻣﺎﺋَﺔُ َر ُﺟ ٍﻞ ُ َ ََ ِ ٌﺟﺎء ِﻣﺎﺋَﺔٌ وﲬَْﺴﺔ / ًوﻋ ْﺸ ُﺮو َن َر ُﺟﻼ ََ َ Yüz yirmi beş adam geldi ِ ٌﺴﻨَ ِﺔ ﲬَْﺴﺔ ِ ٌﺴﻨَ ِﺔ ﺛَﻼَ ُﲦِﺎﺋَ ٍﺔ وﲬَْﺴﺔ وﺳﺘﱡﻮ َن َوﺛَﻼَ ُﲦِﺎﺋَ ِﺔ ﻳَـ ْﻮٍم ِﰲ اﻟ ﱠ/ وﺳﺘﱡﻮ َن ﻳَـ ْﻮًﻣﺎ ِﰲ اﻟ ﱠ َ َ Bir yılda 365 gün vardır ِ ٌ ﰲ اﻟْﻤ ِﺪﻳﻨ ِﺔ أَرﺑـﻌﺔ/ ًوﻋ ْﺸﺮو َن رﺟﻼ ِ ٌْﻒ وﺗِﺴﻌ ِﻤﺎﺋَ ٍﺔ وأَرﺑـﻌﺔ ِ ِ ْﻒ َر ُﺟ ٍﻞ ُ وﻋ ْﺸ ُﺮو َن وﺗِ ْﺴﻌُ ِﻤﺎﺋَ ٍﺔ وأَﻟ َ َْ َ َ َ َْ ُ ْ ٌ ِﰲ اﻟ َْﻤﺪﻳﻨَﺔ أَﻟ َُ ُ Şehirde 1924 adam vardır ِ ﺎن وﲦ ِ ِﰲ اﻟْﻤﻜْﺘَﺒ ِﺔ أَﻟْ َﻔ/ ََﺎﳕِﺎﺋَ ٍﺔ وﺛَﻼَﺛَﺔٌ وأ َْرﺑَـﻌُﻮ َن ﻛِﺘَﺎﺑًﺎ َ َ ِ ِﰲ اﻟْﻤﻜْﺘﺒ ِﺔ ﺛَﻼَﺛَﺔٌ وأَرﺑـﻌﻮ َن وﲦ ٍ َََﺎﳕِﺎﺋَ ٍﺔ وأَﻟْ َﻔﺎ ﻛِﺘ ﺎب ُ َْ ََ َ Kütüphanede 2843 kitap vardır Milyon ve milyar sayıları, yüz ve bin gibidir. Temyîzleri de izafetle müfred mecrur olur. Başkentte bir milyon kişi vardır Çin’in nüfusu bir milyarı geçti ِ ِﰲ اﻟﻌ ِ ﻒ أَﻟ ْﻒ( ﻧَ َﺴ َﻤ ٍﺔ ُ ْﺎﺻ َﻤ ِﺔ ِﻣﻠْﻴُﻮ ُن )أَﻟ َ ِ ﲔ َﻋﻠَﻰ ِﻣﻠْﻴﺎ ِر )ﺑِﻠْﻴ ِﺼ ﻮن( ﻧَ َﺴ َﻤﺔ اد ُﺳ ﱠﻜﺎ ُن اﻟ ﱢ َ َز ُ َ Arapçada Sıra Sayıları ()اﻷَ ْﻋ َﺪ ُاد اﻟﺘـ ْﱠﺮﺗِﻴﺒِﻴﱠﺔ Müennes 14 Müzekker اﻷوﱃ Birinci اﻟﺜﱠﺎﻧِﻴَﺔ اﻷ َّول İkinci اﻟﺜﱠ ِﺎﱐ اﻟﺜﱠﺎﻟِﺜَﺔ Üçüncü اﻟﺜﱠﺎﻟِﺚ اﻟ ﱠﺮاﺑِ َﻌﺔ Dördüncü اﻟ ﱠﺮاﺑِﻊ Beşinci اﳋَ ِﺎﻣﺲ ِﺴ ﺎد َﺳﺔ اﻟ ﱠ Altıncı ِﺴ ﺎدس اﻟ ﱠ ﺴﺎﺑِ َﻌﺔ اﻟ ﱠ Yedinci ﺴﺎﺑِﻊ اﻟ ﱠ ِ اﻟﺜ ﱠﺎﻣﻨَﺔ Sekizinci ِ اﻟﺜ ﱠﺎﻣﻦ ِ اﻟﺘﱠ ﺎﺳﻌﺔ Dokuzuncu ِ اﻟﺘ ﱠﺎﺳﻊ ِ اﻟﻌ ﺎﺷ َﺮة َ Onuncu ِ اﻟﻌ ﺎﺷﺮ َ اﳋَ ِﺎﻣ َﺴﺔ ِ اﳊ ﺎدﻳَﺔَ َﻋ ْﺸ َﺮَة َ َاﻟﺜﱠﺎﻧِﻴَﺔَ َﻋ ْﺸ َﺮة َاﻟﺜﱠﺎﻟِﺜَﺔَ َﻋ ْﺸ َﺮة ِ اﻟﻌ ْﺸ ُﺮو َن ِ ِ ُﺎدﻳﺔ واﻟﻌ ْﺸ ُﺮو َن َ َاﳊ ِ ُاﻟﺜﱠﺎﻧِﻴﺔ واﻟﻌ ْﺸ ُﺮو َن َ Onbirinci ِ ي َﻋ َﺸ َﺮ َ اﳊَﺎد Onikinci ِ اﻟﺜ ﱠﺎﱐَ َﻋ َﺸ َﺮ ﺚ َﻋ َﺸ َﺮ َ ِاﻟﺜﱠﺎﻟ ِ اﻟﻌ ْﺸ ُﺮو َن ِ اﻟﻮ ِ اﺣ ُﺪ واﻟﻌﺸﺮون َ ِ ﱠﺎﱐ ِ اﻟﺜ واﻟﻌ ْﺸ ُﺮو َن ِ ﺚ واﻟﻌ ْﺸ ُﺮو َن ُ ِاﻟﺜﱠﺎﻟ Onüçüncü Yirminci Yirmibirinci Yirmiikinci ِ ُاﻟﺜﱠﺎﻟِﺜَﺔ واﻟﻌ ْﺸ ُﺮو َن Yirmi üçüncü اﻟﺜﱠﻼَﺛُﻮ َن Otuzuncu اﻟﺜﱠﻼَﺛُﻮ َن Yüzüncü ُاﻟ ِْﻤﺎﺋَﺔ Bininci ْﻒ ُ اﻷَﻟ İkiyüzüncü ِ َاﻟ ِْﻤﺎﺋَـﺘ ﺎن İkibininci ِ اﻷَﻟْ َﻔ ﺎن Üçyüzüncü اﻟﺜﱠﻼَ ُﲦِﺌَﺔ Dokuzyüzüncü ﱢﺴﻌُ ِﻤﺌَﺔ ْ اﻟﺘ Üçbininci ٍ َاﻟﺜﱠﻼَﺛَﺔُ آﻻ ف Sıra sayılarının temyîzi olmaz. Bunlar sıfat veya muzaf olabilirler. Sıfat olurlarsa, müzekkerlik muenneslik ve i‘rab yönünden kendilerinden öncekine uyarlar. Bununla ilgili örnekler: ِ اﳊ ِ ﺎدي Yirmibirinci ders .ﺸ ُﺮو َن ْ واﻟﻌ َ ِ ُاﳊﺎدﻳﺔ Yirmibirinci kız .واﻟﻌﺸﺮو َن َ Onbirinci erkek çocuğu gördüm.ﺸ َﺮ َ َﻋ 15 س ْ اﻟﺪ ُ ﱠر ﻨﺖ ُ ِاﻟﺒ ِ ي ُ ر َ ّﻔﻞ اﳊَﺎد َ أﻳﺖ اﻟﻄ ِِ Bedir savaşı hicretin ikinci yılında oldu.ﺠ َﺮِة ْ اﻟﺜﱠﺎﻧِﻴَﺔ ﻟ ْﻠ ِﻬ ِ اﻟﻌ Veda haccı onuncu yıldaydı.ﺎﺷ ِﺮ َ ِ ِ َاﻟﻜﺘ Kitabın yirmi beşinci sayfasını okudum.ﺎب ﺴﻨَ ِﺔ ﺖ َﻣ ْﻌ َﺮَﻛﺔُ ﺑَ ْﺪ ٍر ِﰲ اﻟ ﱠ ْ َوﻗَـ َﻌ ِ ْ ََﻛﺎﻧ اﻟﻌ ِﺎم َ اﻟﻮ َد ِاع ِﰲ َ ُﺖ ﺣ ﱠﺠﺔ ِ ِ ﻳﻦ ِﻣ َﻦ أت اﻟ ﱠ ُ ﻗﺮ َ ﺼ ْﻔ َﺤﺔَ اﳋَﺎﻣ َﺴﺔَ واﻟﻌ ْﺸ ِﺮ 11’le 19 arasındaki sıra sayılarının da her iki cüzü feth üzere mebnîdir. ِ َﻫ َﺬا ُﻫﻮ اﻟْﻴـﻮم اﻟ ﱠ Bu, onaltıncı gündür.ﺸ َﺮ َ س َﻋ ُ َْ َ َ ﺴﺎد Onikinci problemi çözdüm.ﺸ َﺮَة ْ ْﺖ اﻟ َْﻤ ْﺴﺄَﻟَﺔَ اﻟﺜﱠﺎﻧِﻴَﺔَ َﻋ ُ َﺣﻠَﻠ ALIŞTIRMALAR 1. Aşağıdaki cümlelerde bulunan sayılarla temyîzlerini belirtiniz. ِ .َﺣ َﺪ َﻋ َﺸ َﺮ ﻛﺘﺎﺑًﺎ وﲬَْ َﺴﺔَ أﻗْﻼٍَم ُ اﺷﱰ.1 َ ﻳﺖ ﻣﻦ اﳌﻜﺘﺒﺔ أ ِ ﲔ ﻋﻦ اﻟﺸﺮ ِ ﻀﺮ .ﻛﺎت َ اﻻ ْﺟﺘِ َﻤ َ ِﺎع أرﺑﻌﺔُ َﻣ ْﻨ ُﺪوﺑ َ َ َﺣ.2 .ًﺋﻴﺲ ﻋﻦ ﺛﻼﺛﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ ﺳﺆاﻻ ُ أﺟﺎب اﻟﺮ.3 ٍ و ﱠﺟﻪَ اﻟﻮزﻳﺮ اﻟﺪﻋﻮَة إﱃ أر.4 .ﺑﻌﺔ وﻋﺸﺮﻳﻦ ﺻﺤﻔﻴًّﺎ َ ُ ِ اﳋﺎرج ﲬَْﺴ ِﻤ ِ ِ ٍ ﺎﺋﺔ .ﻃﺎﻟﺐ ﲔ إﱃ ﺑَـﻠَ َﻎ َﻋ َﺪ ُد.5 َ ِاﻟﻄﻼب اﻟ ُْﻤ ْﺒﺘَﻌﺜ َ ِ ِ .َﺳﺌِﻠَ ٍﺔ ْ َ اِ ْﺷﺘَ َﻤﻠ.6 ْ ﺖ َوَرﻗَﺔُ اﻻﺧﺘﺒﺎ ِر ﻋﻠﻰ ﺳﺒﻌﺔ أ ِ َ ﻗَﺪﱠم ﳏﻤ ٌﺪ ﺛﻼﺛﺔ.7 ِ ٍ آﻻف ِر ْ ﻟﻠﺠﻤﻌﻴﺔ .اﳋَ ِْﲑﻳﱠِﺔ ﻳﺎل َ ِ ت اﻟﻄﺎﺋﺮةُ اﻟْﻤﻄَﺎر وﺑِ َﺪ ِ ﻏﺎدر.8 .اﺧﻠِ َﻬﺎ ﺗِ ْﺴﻌُﻮ َن َراﻛِﺒًﺎ َ َ َ .ﻀﺎ ً اﻟﻄﺒﻴﺐ ﲬﺴﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ َﻣﺮﻳ َ َﻋﺎ َﰿ.9 ُ ِ ٍ .ﺻﻔﺤﺔ ﱵ ﻒ ﻫﺬا ُ ﻳَـﺘَﺄَﻟﱠ.10 ُ ْ َ اﻟﻜﺘﺎب ﻣﻦ ﻣﺎﺋَـ 2. Aşağıdaki cümlelerin Arapçalarını yazınız. 1. Benim 5 ceketim, 4 pantalonum var. 2. Fakülteye, her birinin içinde 11 erkek öğrenci olduğu halde, 12 otobüs geldi. 3. Uçak üç saat, 17 dakika sonra kalkacak. 4. Hastanede 20 hemşire, 20 erkek doktor çalışıyor. 5. Sabah namazı 2 rekât, öğle namazı 4 rekat, akşam namazı 3 rekattır. 6. Bu gün 25 mektup yazdım. 7. Arkadaşımın kütüphanesinde 1700 kitap vardır. 8. Dernek 149 üyeden oluşuyor. 16 9. Şehirde 265 tacir var. 10. Arabam 10000 kilometre katetti. 3. Örnekte olduğu gibi, boşluğu parantez arasındakilerden uygun olan temyîzi koyarak doldur. اﳌﺜﺎل :إِ ﱠن أَ ِﺧﻲ َﻫ َﺬا ﻟَﻪُ ﺗِ ْﺴ ٌﻊ َوﺗِ ْﺴﻌُﻮ َن ﻧَـ ْﻌ َﺠﺔً )ﻧﻌﺠﺔ – ﻛﺒﺸﺎ( ﲬﺲ ) .........ﺗﻠﻤﻴﺬات – ﺗﻼﻣﻴﺬ( .1ﳒﺤﺖ ﰲ ﻣﺴﺎﺑﻘﺔ اﻟﻘﺮاءة ُ .2وﺻﻞ ﺳﺒﻌﺔُ ..........إﱃ اﻟﺸﺮﻛﺔ ﻣﻨﺬ ﻗﻠﻴﻞ) .ﻣﻮﻇﻔﲔ – ﻣﻮﻇﻔﺎت( .3ﻳﻌﻤﻞ ﰲ ﻫﺬا اﳌﺼﻨﻊ ﺛﻼﺛﺔٌ وﺛﻼﺛﻮن ) ........ﻋﺎﻣﻠﺔ – ﻋﺎﻣﻞ( .4ﳚﻠﺲ ﰲ اﳌﺨﺘﱪ ﺗﺴﻌﺔُ ) .........ﻃﺎﻟﺒﺎت – ﻃﻼب( .5ﻳﺪرس ﺗﺴﻌﺔٌ وﻋﺸﺮون .........ﰲ اﻟﺼﻒ اﻟﺜﺎﱐ) .ﻃﺎﻟﺒﺔ – ﻃﺎﻟﺒﺎ( ﲬﺲ ) .........رﺟﺎل – ﺳﻴﺪات( .6وﺻﻞ إﱃ ﻣﻨـﺰﻟﻨﺎ ُ ﻋﺸﺮ ) .........ﻟﻴﻠﺔ – ﻳﻮﻣﺎ( .7 ُ وﺻﻠﺖ إﱃ اﻟﻘﺎﻫﺮة ﻣﻨﺬ ﺳﺒﻌﺔَ َ ﺛﻼث ) ........ﺻﻔﺤﺎت – أﺳﻄﺮ( .8 ﻛﺘﺒﺖ اﻟﻴﻮم َ ُ 4. Aşağıdaki parçada geçen rakamları kelimelerle söyleyiniz ve yazınız. ِ اﻻ ْﻛﺘِ َﺸﺎﻓَ ِ ﺼ ْﻔﺮ" َﱂْ ﻳ ُﻜﻦ ِﲝَﺎﺟ ٍﺔ إِ َﱃ أَ ْن ﻳـ ْﺒﺘَ ِﻜﺮ .ﻣﻊ أَﻧﱠﻪُ ِﰲ اﳊ ِﻘﻴ َﻘ ِﺔ أَﺣ َﺪ أَ َﻫ ﱢﻢ ِ ﺎت اﻟﺒَ َﺸ ِﺮﻳﱠِﺔ ﻗَ ْﺪ ﻳَـ ْﻌﺘَﻘ ُﺪ اﻟﺒَـ ْﻌ ُ َ َ ﺾ أَ ﱠن "اﻟ ﱢ َ َ ْ َ َ َ ََ ي ﺑِ َﺴﺒَ ِ ﺻﻴﱠ ٍﺔ ِﰲ ﻇُ ُﻬﻮِر ﺚ َﻛﺎ َن ﻟَﻪُ اﻷَﺛَـ ُﺮ اﻟ َﻜﺒِﲑُ ِﰲ اﻟﺘﱠﺄْﺛِ ِﲑ َﻋﻠَﻰ اﻟﺘﱠﺎ ِر ِ ﺐ َﻣﺎ َﻛﺎ َن ﻟَﻪُ ِﻣ ْﻦ َﺧﺎ ﱢ ﻳﺦ اﻟﺒَ َﺸ ِﺮ ﱢ اﻟ ُﻜ ْﺒـ َﺮىَ .ﺣ ْﻴ ُ اﻷَرﻗَ ِﺎم اﻟ ﱢﺮﻳ ِ ﺎﺿﻴﱠﺔ اﻟْ ُﻤ ْﺮﺗَِﻔ َﻌ ِﺔ. ْ َ ﻓَِﻔﻲ أَورﺑﱠﺎ ﻣﺜَﻼً ،وﺣ ﱠﱴ اﻟ َﻘﺮ ِن اﻟ ﱠ ِ وﻣ ِﺎﱐﱠ َواﻟﱠ ِﺬي اﻟﻌ َﺪ ِد ﱡ ي اﻟْ ُﻤﺘﱠﺒَ ُﻊ ُﻫ َﻮ اﻟﻨﱢﻈَ َ ﺎم َ س َﻋ َﺸ َﺮَ ،ﻛﺎ َن اﻟﻨﱢﻈَ ُ ﺎم اﻟ ﱡﺮ َ ُْ َ َ َ ْ ﺴﺎد َ ِ ِ ِ ِ ٍ ِ ِ ِ اﱄ َ 2000ﺳﻨَﺔ ﺗَـ ْﻘﺮﻳﺒًﺎَ .وَﱂْ ﻳَ ُﻜ ْﻦ َﻫ َﺬا اﻟﻨﱢﻈَﺎمُ ﺑَﺴﻴﻄًﺎ .ﻓَـ َﻘ ْﺪ َﻛﺎ َن َﻣ ْﺒﻨﻴًّﺎ َﻋﻠَﻰ اﻟ َﻘﺎﻋ َﺪة اﻟﻌُ ْﺸﺮﻳﱠﺔَ .و ﻇَ َﻬ َﺮ ُﻣ ْﻨ ُﺬ َﺣ َﻮ َ ْ ِ ف " "Mﻳَـ ْﻌ ِﲏ َ .1000وﻣ ْﻦ ﰒَﱠ ﺗَـ ْﺮُﻣ ُﺰ ف " "Cﻳَـ ْﻌ ِﲏ َ ،100وا ْﳊَْﺮ ُ اﻟﻌﻼََﻣﺔُ " "Xﺗَـ ْﻌ ِﲏ َ 10وا ْﳊَْﺮ ُ َﻫ َﻜ َﺬا ﺗَ ُﻜﻮ ُن َ ِ ِ ِ ِ اﻟﻌﻼَ َﻣﺔُ " ،"Iواﻟ ﱠﺮﻗْ ُﻢ 5ﺗُـ َﻘﺎﺑﻠُﻪُ "َ ،"Vواﻟ ﱠﺮﻗْ ُﻢ ا ِﻹ َﺷ َﺎر ُ ات َﻣ َﻊ َﻣﺎ ﻳُـ َﻘﺎﺑﻠُ َﻬﺎ ﻣ َﻦ اﻷَ ْرﻗَ ِﺎم َﻛﺎﻟﺘﱠ ِﺎﱄ :اﻟ ﱠﺮﻗْ ُﻢ 1ﺗُـ َﻘﺎﺑﻠُﻪُ َ ت ﻛِﺘَﺎﺑَﺔَ اﻟ ﱠﺮﻗْ ِﻢ 1684 50ﺗُـ َﻘﺎﺑِﻠُﻪُ "َ "Lواﻟ ﱠﺮﻗْ ُﻢ 500ﺗُـ َﻘﺎﺑِﻠُﻪُ "َ ."Dواﻟ ﱠﺮﻗْ ُﻢ َ 4ﻣﺜَﻼً ﺗُـ َﻘﺎﺑِﻠُﻪُ " "VIﻓَِﺈ َذا أَ َر ْد َ ت أَ ْن ﺗَـ ْﻘ َﺮأَ وﻣ ِﺎﱐﱠ ،إِ َذا أَ َر ْد َ ﺐَ .CDMXIIIVLو َﻫ َﻜ َﺬا ﻳَ ُﻜﻮ ُن َﻋﻠَْﻴ َ َﻣﺜَﻼً َﻋﻠَْﻴ َ ﻚ ِﰲ اﻟﻨﱢﻈَ ِﺎم اﻟ ﱡﺮ َ ﻚ أَ ْن ﺗَ ْﻜﺘُ َ ﱴ ﲨَْ ٍﻊ. ﻮم أَ ْﺣﻴَﺎﻧًﺎ ﺑِ َﻌ َﻤﻠِﻴﱠ ِﺔ َﻋ ﱟﺪ أَ ْو أَ ْﺣﻴَﺎﻧًﺎ ﺑِ َﻌ َﻤﻠِﻴﱠ ِﺔ ﻃَ ْﺮ ٍح َو َﺣ ﱠ َرﻗْ ًﻤﺎ ،أَ ْن ﺗَـ ُﻘ َ ﻳﻞ ،ﻗَ ِ ٍ ﻀ َﻞ ﺑِ َﻜﺜِ ٍﲑ، ﻟَ ِﻜ ْﻦَ ،وﻗَـ ْﺒ َﻞ َوﻻَ َد ِة اﻟْ َﻤ ِﺴ ِ وس )ِﰲ ا ْﳍِْﻨ ِﺪ( ﺑِﺎﺑْﺘِ َﻜﺎ ِر ﻧِﻈَ ٍﺎم َﻋ َﺪ ِد ﱟ ي أَﻓْ َ ﻴﺢ ﺑَِﻮﻗْﺖ ﻃَ ِﻮ ٍ َ ﺎم ا ْﳍ ْﻨ ُﺪ ُ ي – اﻟﻌﺮِ ﱠﰊَ .ﻛﺎﻧَ ِ َو َ ِ اﻟﻌﺮ ِ اد ب َﺣ َﻮ َِ ﺎم ا ْﳍِْﻨ ِﺪ ﱠ ﺖ اﻷَ ْﻋ َﺪ ُ اﻟﻌ ِﺎم َ 900و ُﲰﱢ َﻲ اﻟﻨﱢﻈَ َ اﱄ َ ﺻ َﻞ إ َﱃ أَ ْوُرﺑﱠﺎ َﻋ ْﻦ ﻃَ ِﺮ ِﻳﻖ اﻟﺘﱡ ﱠﺠﺎ ِر َ َ ََ ﺼ ْﻔ ِﺮ) .(0وَﻛﺎ َن اﻟﻌ َﺪ ُد ِﰲ ﻫ َﺬا اﻟﻨﱢﻈَ ِﺎمَ ،ذ َ ِ ﻴﻤ ٍﺔ ﺿﺎﻓَ ِﺔ إِ َﱃ اﻟ ﱢ ﺐ ِﻣ ْﻦ 1إِ َﱃ – 9ﺑِﺎ ِﻹ َ َ َ ات ﻗ َ ِﰲ َﻫ َﺬا اﻟﻨﱢﻈَ ِﺎم ﺗُ ْﻜﺘَ ُ َ ﻣﻌﺘﻤ َﺪ ٍة ﻋﻠَﻰ ﻣﻮﻗِ ِﻌ ِﻪ اﻟﱠ ِﺬي ُﻛﺘِﺐ ﻓِ ِﻴﻪ .ﻓَﺎﻟ ﱠﺮﻗْﻢ 10ﻣﺜَﻼً ،ﻳـﻌ ِﲏ ﻋ َﺸﺮَة و ِ اﺣ َﺪ ٍة ،ﻷَ ﱠن ِ ِ ﺐ ِﰲ َﻣ ْﻨـ ِﺰﻟَ ِﺔ ُ َْ َ َ َ ْ َ َْ َ َ َ اﻟﻮاﺣ َﺪ ُﻛﺘ َ َ َ ُ ﺎد ﻟِﺘُ ْﻜﺘَﺐ ِﰲ ﻣ ْﻨـ ِﺰﻟَ ِﺔ اﻵﺣ ِ ﻮد ﻟِﻶﺣ ِ ﺎد .واﻟ ﱠﺮﻗْﻢ 40ﻳـ ْﻌ ِﲏ أَرﺑـﻌﺔَ َﻋ َﺸﺮ ٍ اﻟﻌ َﺸﺮ ِ ِ َ ات ﺟ و ﻻ ن أ ﲏ ﻌ ـ ﻳ ﺮ ﻔ ات َواﻟ ﱢ ْ ﺼ ُ َْ َْ َ َ َ َ ُُ َ َ َ َ َ َ ُ َ َ ِ ٍ ﺑِ ُﺪ ِ ﺖ ِﰲ ﻣ ْﻨـ ِﺰﻟَ ِﺔ اﻟﻌ َﺸﺮ ِ ِ ﱠ ﱠ َ َ َ َ ات. ﺒ ﺘ ﻛ ﺪ ﻗ ﺔ ﻌ ـ ﺑ ر ﻷ ا ن أ ﲔ ـ ﺒ ـ ﻳ ﺮ ﻔ ﺼ اﻟ و ، ة ﺪ ﺣ و 40 ﻪ ﻧ أ ل ﻮ ﻘ اﻟ ﻦ ﻜ ـﻤ ﻳ و أ ، ﺎد آﺣ ون َ ْ ُ ْ ُ َ ْ ُ ُ َ ْ َ ً َ ﱢ ْ ُ َُ ﱢ ُ َْ َ َ َ ْ ُ َ ْ َ َ َ 17 ﺼ ْﻔ ِﺮ .ﻓَـ َﻬ َﻜ َﺬا َﻛﺎﻧُﻮا ِﰲ ﻛِﺘَﺎﺑَِﺔ اﻟ ﱠﺮﻗْ ِﻢ َ 205ﻣﺜﻼً ،ﻳَ ْﺴﺘَ ْﺨ ِﺪ ُﻣﻮ َن وﻣﺎ ُن ﻓَـﻠَ ْﻢ ﻳَ ُﻜ ْﻦ ِﰲ ﻧِﻈَ ِﺎﻣ ِﻬ ْﻢ ُو ُﺟﻮ ٌد ﻟِﻠ ﱢ أَ ﱠﻣﺎ اﻟ ﱡﺮ َ ِ ﺼ ْﻔ ِﺮ. فَ .ﺣ ﱠﱴ أَﻧﱠ ُـﻬ ْﻢ َﱂْ ﻳَ ُﻜﻮﻧُﻮا ﻳُـ َﻔ ﱢﻜ ُﺮو َن ِﰲ إِﳚَﺎد اﻟ ﱢ اﻷَ ْﺣ ُﺮ َ ي – اﻟﻌﺮِ ﱢﰊ ،ﻓَـﻴﻤ ِﻜﻦ ﻛِﺘَﺎﺑﺔُ اﻟ ﱠﺮﻗْ ِﻢ 205ﺑِ ٍ ٍ ﺿ ِﻊ أَ ﱠﻣﺎ ِﰲ اﻟﻨﱢﻈَ ِﺎم ا ْﳍِْﻨ ِﺪ ﱢ ﺼ ُﻞ ﺑَِﻮ ْ ﺴ ُﻬﻮﻟَﺔ ﺗَﺎ ﱠﻣﺔَ .و َﻫ َﺬا َﻛﺎ َن َْﳛ ُ ُْ ُ َ ََ ُ اﻟ ﱠﺮﻗْ ِﻢ "ِ "2ﰲ ﻣ ْﻨـ ِﺰﻟَ ِﺔ "اﻟْ ِﻤﺌَ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﻮد اﻟﻌ َﺸﺮ ِ ات ﺼﺒِ َﺢ " ،"205ﰒُﱠ اﻟ ﱢ ﺎت" ﻟﺘُ ْ ﺼ ْﻔ ِﺮ ِﰲ َﻣ ْﻨـ ِﺰﻟَﺔ َ َ اﻟﻌ َﺸ َﺮات ﻟﻠ ﱠﺪﻻَﻟَﺔ َﻋﻠَﻰ ُو ُﺟ َ َ ﺎد ﻟِﻠ ﱠﺪﻻَﻟَ ِﺔ َﻋﻠَﻰ وﺟ ِ – وِﻣﻦ ﰒَﱠ اﻟ ﱠﺮﻗْﻢ "ِ "5ﰲ ﻣ ْﻨـ ِﺰﻟَ ِﺔ اﻵﺣ ِ ﻮد " 5و ْﺣ َﺪ ٍ ات". ُُ َ َ َ ْ َ ُ Kelimeler ve Deyimler ِ اﻻ ﱢﲡَﺎﻩ Yöneliş أَﺛْـﻴُﻮﺑْـﻴَﺎ Etiyopya اﻷَ ْﺧﻄَﺒُﻮط Ahtapot أَ َد َار ﻳُ ِﺪﻳﺮ إِ َد َارة ِ ﺴﺘَ ِﻤ ﱡﺮ اِ ْﺳﺘِ ْﻤ َﺮار Devam etmek ا ْﺳﺘَ َﻤ ﱠﺮ ﻳَ ْ ِ ﻚ اِ ْﺳﺘِ ْﻬﻼَك Tüketmek ﻚ ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻬﻠِ ُ ا ْﺳﺘَـ ْﻬﻠَ َ Döndürmek, idare etmek أَ ْﺷ َﺮ َق ﻳُ ْﺸ ِﺮ ُق إِ ْﺷ َﺮاق Doğmak اِ ِ ﺤﺎب Eşlik etmek, refakat etmek ْ ﺻﻄ َ ا ِﻹ ْﻋ َﺪام َﺷ ْﻨﻘﺎً Asarak idam etmek ﻀﻞ ﻣ ِ ﺼ ِﻮﻳ ِﺮﻳﱠٍﺔ En iyi film müziği ﻮﺳﻴ َﻘﻰ ﺗَ ْ أَﻓْ َ ُ أَﻗَ ِ ﻴﻢ إِﻗَ َﺎﻣﺔ َ ﺎم ﻳُﻘ ُ Kurmak, yapmak ﻒ اِ ْﻛﺘِ َﺸﺎف ﻒ ﻳَﻜْﺘَ ِﺸ ُ اِ ْﻛﺘَ َﺸ َ Keşfetmek أَﻟ َْﺰَم ﻳُـ ْﻠ ِﺰُم إِﻟ َْﺰام Yükümlü tutmak اَﻟﻠﱡﻐَﺔُ اﻷ َْﻣ َﻬ ِﺮﻳﱠﺔُ )Emherî dili (Etyopya’nın dili أَﻧْـﺘَ َﺞ ﻳ ْﻨﺘِ َﺞ إِﻧْـﺘَﺎج Üretmek أُﻧْـﺜًﻰ Dişi ﺚ ِﲝَْﻴ ُ … şekilde ﺑَِﻘﻴﱠﺔ )ج( ﺑَـ َﻘﺎﻳَﺎ ﻮﻣﺔُ اﻟْﺒُ َ Kalıntı Baykuş ﺴﺲ Casusluk ﱠﺠ ﱡ اﻟﺘ َ َﺣ ْﺠﻢ ِ ﺼﺎن ﺣَ Hacim, büyüklük At 18 Gelmek, (karanlık) çökmek َﺣ ﱠﻞ َﳛُ ﱡﻞ ُﺣﻠُﻮل Aday göstermek ﱢﺢ ﺗَـ ْﺮ ِﺷﻴﺢ ُ َر ﱠﺷ َﺢ ﻳُـ َﺮﺷ Açı : َزا ِوﻳَﺔ )ج( َزَواﻳَﺎ Tereyağ اﻟﺰﱡﺑْ َﺪة َزْوَرق ِ Sahip, arkadaş ﺤﺎب ْ ﺻﺎﺣﺐ )ج( أ َ َ َﺻ Sandal, kayık İster inan, ister inanma ﱢق ْ ﺼﺪ ْ ﺻﺪ َ ُﱢق أ َْو ﻻَ ﺗ َ Işık :ﺿ َﻮاء ْ ﺿ ْﻮء )ج( أ َ Boyunca ... ال َ ﻃََﻮ boyunca … ... َِﻃﻴﻠَﺔ Ötücü kuşlar اﻟﻄﱡﻴُﻮر اﻟﻄﱠﻨﱠﺎﻧَﺔ Sürdürmek, devam etmek, kalmak ﻇَ ﱠﻞ ﻳﻈَ ﱡﻞ ﻇُﻠُﻮل Karanlık اﻟﻈﱠﻼَ ُم Koku veren َﻋﺎﺑِﻖ Denk olmak, eşit olmak ِ ﺎد َل ﻳـﻌ ﺎدﻟَﺔ َ ﺎد ُل ُﻣ َﻌ َ ُ َ َﻋ Gösteri َﻋ ْﺮض Koku ِﻋﻄْﺮ Kemikle ilgili َﻋﻈ ِْﻤ ّﻲ Yem اﻟﻌﻠَﻒ َ En azından ﻞ َﻋﻠَﻰ اﻷَﻗَ ﱢ ِ ْ َﻋﻠَﻰ َﻣ da, … yoluyla … ...ﱳ Ömür verildi (yaşadı) ﻋُ ﱢﻤ َﺮ ﻳُـ َﻌ ﱠﻤ ُﺮ (Güneş) Batmak Ayrılmak, terketmek ِ َﻏ ﻴﺐ ِﻏﻴَﺎب َ ُ ﺎب ﻳﻐ ِ َﺎدر ﻳـﻐ ﺎد َرة َ َﺎد ُر ُﻣﻐ ُ َ َ َﻏ Eskiden, geçmişte 19 ًﻗﺪﳝﺎ Maymun : ﻗِ ْﺮد )ج( ﻗِ َﺮ َدة Asır ﻗَـ ْﺮن )ج( ﻗُـ ُﺮون Kuzey kutbu ﺎﱄ ّ ْﺐ اﻟ ﺸ َﻤ ِ ﱡ ُ اﻟ ُﻘﻄ Kedi ﻗِﻄﱠﺔ َﻛﻠْﺐ )ج( ﻛِﻼَب Köpek Gezeğen Torba, çuval َﻛ ْﻮَﻛﺐ ﻛِﻴﺲ hesabına … ِ ﳊِِﺴ .... ﺎب َ Ayrılmamak, sürekli kalmak ﻟَ ِﺰَم ﻳَـﻠ َْﺰُم ﻟ ُُﺰوم Madde َﻣﺎدﱠة )ج( َﻣ َﻮا ّد Taşlaşmış ُﻣﺘَ َﺤ ﱢﺠﺮ Sığınak, yatak َﳐَْﺒَﺄ Değişik, çeşitli ﳐُْﺘَﻠِﻒ ج َﻣ ْﺰج ُ َﻣ َﺰ َج ﳝَُْﺰ Karıştırmak Kraliçe َﻣﻠِ َﻜﺔ ِﻣ ْﺌ َﺬﻧَﺔve َﻣﻨَ َﺎرة Minare Deve kuşu ﱠﻌ َﺎﻣﺔ َ اﻟﻨـ Gün, gündüz ﱠﻬﺎر َ اﻟﻨـ َو َازى ﻳُـ َﻮا ِزي ُﻣ َﻮ َازاة Denk olmak Ağırlık Koymak َوْزن ﺿﻊ ْ ﻀ ُﻊ َو َ َﺿ َﻊ ﻳ َ َو Günlük, her gün ﻳَـ ْﻮِﻣﻴًّﺎ Özet Müfred, mürekkeb, ukûd ve atıflı sayıları sayabilmek. Sayılar dört kısma ayrılır: A.Müfred sayılar: 1’den 10’a kadar olanlar. B.Mürekkep (bileşik) sayılar: 11’den 19’a kadar olan sayılar. C.Ukûd: 20, 30, 40, 50, 60, 70, 80, 90 sayıları. D.Atıflı (ma’tûf) sayılar: 21 ve 99 gibi iki sayının arasına atıf vavı getirilerek söylenen sayılar. Arapça sayılarda, ayrıca müzekkerlik müenneslik sözkonusudur. 20 3’ten 10’a kadar olan sayıların temyîzi cemi (çoğul) ve mecrûr olur. ٍ ث ﻧِﺴ Üç kadın ﺎء َ ُ َ ﺛَﻼ- ٍ ﺗِﺴﻊ ﻧِﺴDokuz kadın ﺎء َ ُْ Üç erkek Dokuz erkek ٍ ﺛَﻼَﺛَﺔُ ِر َﺟ ﺎل ٍ ﺗِﺴ َﻌﺔُ ِر َﺟ ﺎل ْ Sayılarda müzekkerlik ve müennesliği tanıyabilmek. Örneklerde görüldüğü gibi, temyîz müzekkerse, sayı müennes; temyîz müennesse, sayı müzekker olarak gelmektedir. Çoğul isimlerin müzekker veya müennesliğine, tekili dikkate alınarak karar verilir. Akılsızlara delalet eden çoğulların müfred-müennes hükmünde olması kuralı, bu konuda geçersizdir. Sayıların temyîzini değerlendirebilmek. 11 ile 19 arasındaki sayılar feth üzere mebnîdirler. Temyîzleri de müfred, mansub ve nekre olarak gelir. Ancak 12 sayısının birler basamağı mu‘rabtır ve tesniye gibi i’rab alır. 11 ve 12 sayıları temyîzleriyle uyum içindedir. On iki adam geldi ًﺸ َﺮ َر ُﺟﻼ َ ﺎء اِﺛْـﻨَﺎ َﻋ َ َﺟ On iki kadın geldi ﺸ َﺮَة ْاﻣ َﺮأَ ًة ْ ت اِﺛْـﻨَﺘَﺎ َﻋ ْ ﺎء َ َﺟ On iki erkek çocuk gördüm ًﺸ َﺮ ِﻃ ْﻔﻼ َ ﲏ َﻋ ُ َْرأَﻳ ْ َ ﺖ اﺛْـ On iki kız çocuk gördüm ًﺸ َﺮَة ِﻃ ْﻔﻠَﺔ ْ ﱵ َﻋ ُ َْرأَﻳ ْ َ َﺖ اﺛْـﻨ ِ ِ ُ ﻳـﺘ َﻜ ﱠﻮ ُن ﻓَ ِﺮ Futbol takımı on bir oyuncudan oluşur ﺸ َﺮ ﻻَ ِﻋﺒًﺎ َ َﺣ َﺪ َﻋ ََ َ ﻳﻖ ُﻛ َﺮة اﻟ َﻘ َﺪِم ﻣ ْﻦ أ Sınıfın kitaplığında on beş hikaye vardır ًﺼﺔ ﺲ َﻋ ْﺸ َﺮَة ﻗِ ﱠ ْ ِﰱ َﻣﻜْﺘَﺒَ ِﺔ اﻟ َﻔ َ َْﺼ ِﻞ ﲬ Sınıfın kitaplığında on beş kitap vardır ﺸ َﺮ ﻛِﺘَﺎﺑًﺎ َ ﺼ ِﻞ ﲬَْ َﺴﺔَ َﻋ ْ ِﰱ َﻣﻜْﺘَﺒَ ِﺔ اﻟ َﻔ 13-19 arasında ise durum şöyledir: Ma‘dûd (sayılan) müzekker ise 3-9 arasındaki sayıların sonuna tâ-i marbûta ـﺔbitişir; ’ﻋﺸﺮnın sonuna bitişmez; müennes ise müzekkerdekinin aksine olur, yani 3-9 arasındaki sayılarına tâ-i marbûta bitişmez. ’ﻋﺸﺮnın sonuna ise bitişir ve şin harfi sakin okunur. 11 ile 99 arasındaki sayıların temyîzi müfred mansub olduğu gibi, ukûdun temyîzi de aynıdır. Temyîzleri, müzekker de olsa müennes de olsa, bunlar değişmez. İ‘rab yönünden ukûd sayıları cemi müzekker salim gibidir. ِ ِ ِ ًﺎﻋﺔ َ ﲔ َﺳ َ ِﲔ ُﺟﻨَـ ْﻴـ ًﻬﺎ ِﰲ ﺛَﻼَﺛ َ ِا ْﺷﺘَـ َﺮ َك ِﰲ اﻟ ﱢﺮ ْﺣﻠَﺔ ﻋ ْﺸ ُﺮو َن ﻃَﺎﻟﺒًﺎ َو أَﻧْـ َﻔ ُﻘﻮا ﲦََﺎﻧ Geziye 20 erkek öğrenci katıldı ve onlar 30 saat içinde 80 cüneyh harcadılar. 12, 62 ve 72 gibi atıflı sayılarda, temyîz ile birler basamağı müzekkerlik müenneslik yönünden uyum içinde olur. 24, 47, 57 ve 86 gibi sayıların temyîzi ile birler basamağı zıt cinste olur. Örnekler: ِ َﳒﺢ و 21 erkek öğrenci başarılı oldu ﺸ ُﺮو َن ﻃَﺎﻟِﺒًﺎ ْ اﺣ ٌﺪ َو ِﻋ َ ََ 21 ِﺖو 21 kız öğrenci başarılı oldu ًﺸ ُﺮو َن ﻃَﺎﻟِﺒَﺔ ْ اﺣ َﺪةٌ )إِ ْﺣ َﺪى( َو ِﻋ َ ْ َﳒَ َﺤ ِ ِ ُ اِﺳﺘـ ْﻘﺒـﻠ ِ 21 erkek turisti karşıladım ﺤﺎ ً ﻳﻦ َﺳﺎﺋ َ َْ َ ْﺖ َواﺣ ًﺪا َوﻋ ْﺸ ِﺮ ِ 21 başarılı kızı övdüm ﻳﻦ ﻓَﺎﺋَِﺰًة ُ أَﺛْـﻨَـ ْﻴ َ ﺖ َﻋﻠَﻰ إِ ْﺣ َﺪى َوﻋ ْﺸ ِﺮ ِ ِ ِ 62 erkek yarışmacı yola çıktı ﺴﺎﺑًِﻘﺎ َ َاﻧْﻄَﻠَ َﻖ اﺛْـﻨَﺎن َوﺳﺘﱡﻮ َن ُﻣﺘ ِ ِ ْ ﺖ اﺛْـﻨَﺘَـ 72 sayfa yazdım ًﺤﺔ ُ َﻛﺘَْﺒ َ ﲔ َو َﺳ ْﺒﻌ َ ﲔ َ ﺻ ْﻔ ِ ِ Bir günde 24 saat vardır ًﺎﻋﺔ َ ِﰲ اﻟْﻴَـ ْﻮم أرﺑَ ٌﻊ وﻋ ْﺸ ُﺮو َن َﺳ Bunlar, 47 defterdir َﻫ ِﺬ ِﻩ َﺳ ْﺒـ َﻌﺔٌ َوأ َْرﺑَـﻌُﻮ َن َدﻓْـﺘَـ ًﺮا ِ 57 erkek öğrenci gördüm ﲔ ﻃَﺎﻟِﺒًﺎ ُ َْرأَﻳ َ ﺖ َﺳ ْﺒـ َﻌﺔً َوﲬَْﺴ ت ﺑِ ِﺴ ﱟ 86 kız öğrenciye rastladım ًﲔ ﻃَﺎﻟِﺒﺔ ُ َﻣ َﺮْر َ ِﺖ َوﲦََﺎﻧ 100, 1000 ve katlarının temyîzi, izafetle müfred mecrur olur. Temyîzleri müzekker veya müennes olsa da, 100 ve 1000 sayılarında değişiklik olmaz. Yüz çocuk geldi Havalanında yüz uçak var Bin turist geldi Bin kız öğrenci müzeyi gezdi Şehirde yüz bin öğrenci var Kütüphanede üç bin kitap var Bin asker gördüm İki yüz misafir geldi Saraya iki bin turist geldi İki yüz ağaç diktim İki yüz muhtaca sadaka verdim İki bin ağaç diktik ٍ ﺟﺎء ِﻣﺎﺋﺔُ وﻟ َﺪ َ ََ ِﰲ اﻟ َْﻤﻄَﺎ ِر ِﻣﺎﺋَﺔُ ﻃَﺎﺋَِﺮٍة ْﻒ َﺳﺎﺋِ ٍﺢ ُ ﺻ َﻞ أَﻟ َ َو ﻒ ْ َز َار َ ْﻒ ﻃَﺎﻟِﺒَ ٍﺔ اﻟ ُْﻤ ْﺘ َﺤ ُ ت أَﻟ ِ ِﰲ اﻟْﻤ ِﺪﻳﻨَ ِﺔ ِﻣﺎﺋَﺔُ أَﻟ ٍ ِْﻒ ﻃَﺎﻟ ﺐ َ ِ َِﰲ اﻟْﻤﻜْﺘﺒ ِﺔ ﺛَﻼَﺛَﺔُ آﻻ ٍ َف ﻛِﺘ ﺎب ََ َ ي ْﻒ ُﺟ ْﻨ ِﺪ ﱟ َ ﺖ أَﻟ ُ َْرأَﻳ ٍ ﺿ ْﻴ ﻒ َ َﺣ َ ﻀ َﺮ ِﻣﺎﺋَـﺘَﺎ ﺼ َﺮ أَﻟْ َﻔﺎ َﺳﺎﺋِ ٍﺢ ْ ﺻ َﻞ اﻟ َﻘ َ َو ِ ُ ﻏَﺮﺳ ﱵ َﺷ َﺠ َﺮٍة َْ ْ َ ﺖ ﻣﺎﺋَـ ِ ﺎج ٍ َﱵ ُْﳏﺘ ُ ﺼ ﱠﺪﻗ َ َﺗ ْ َ ْﺖ َﻋﻠَﻰ ﻣﺎﺋَـ ﻏَ َﺮ ْﺳﻨَﺎ أَﻟْ َﻔ ْﻲ َﺷ َﺠ َﺮٍة 100 ve 1000 sayısı, atıflı olarak başka bir sayıyla söylenirse, temyîz en son söylenen sayıya uyar. Mesela, 125 sayısını şöyle söyleriz: Yüz yirmi beş adam geldi ِ ٌﺟﺎء ِﻣﺎﺋَﺔٌ وﲬَْﺴﺔ ًوﻋ ْﺸ ُﺮو َن َر ُﺟﻼ ََ َ Bu sayıyı, şöyle söylemek de mümkündür: ِ وﻋ ْﺸﺮو َن ِ ٌﺟﺎء ﲬَْﺴﺔ وﻣﺎﺋَﺔُ َر ُﺟ ٍﻞ ُ َ ََ Milyon ve milyar sayıları, yüz ve bin gibidir. Temyîzleri de izafetle müfred mecrur olur. 22 ِ ِﰲ اﻟﻌ ِ ْﻒ أَﻟ ْﻒ( ﻧَ َﺴ َﻤ ٍﺔ ُ ﺎﺻ َﻤ ِﺔ ِﻣﻠْﻴُﻮ ُن )أَﻟ َ Başkentte bir milyon kişi vardır Çin’in nüfusu bir milyarı geçti ِ ﲔ َﻋﻠَﻰ ِﻣﻠْﻴﺎ ِر )ﺑِﻠْﻴ ِﺼ ﻮن( ﻧَ َﺴ َﻤ ٍﺔ اد ُﺳ ﱠﻜﺎ ُن اﻟ ﱢ َ َز ُ َ Sıra sayılarını öbür sayılardan ayırt edebilmek, Sıra sayılarının temyîzi olmaz. Bunlar sıfat veya muzaf olabilirler. Sıfat olurlarsa, müzekkerlik müenneslik ve i‘rab yönünden kendilerinden öncekine uyarlar. Bununla ilgili örnekler: ِ ـ اﻟﺪﱠرس اﳊ ِ ﺎدي Yirmibirinci ders .ﺸ ُﺮو َن ْ واﻟﻌ َ ُْ ِ ُﻨﺖ اﳊﺎدﻳﺔ Yirmibirinci kız .واﻟﻌﺸﺮو َن ُ ِـ اﻟﺒ َ ِ Onbirinci erkek çocuğu gördüm.ﺸ َﺮ َ ي َﻋ ُ ـر َ ّﻔﻞ اﳊَﺎد َ أﻳﺖ اﻟﻄ Bedir savaşı hicretin ikinci yılında oldu.ﺴﻨَ ِﺔ اﻟﺜﱠﺎﻧِﻴَ ِﺔ ﻟِ ْﻠ ِﻬ ْﺠ َﺮِة ﺖ َﻣ ْﻌ َﺮَﻛﺔُ ﺑَ ْﺪ ٍر ِﰲ اﻟ ﱠ ْ َوﻗَـ َﻌ ِ ﺖ ِﺣ ﱠﺠﺔُ اﻟﻮ َد ِاع ِﰲ اﻟﻌ ِﺎم اﻟﻌ Veda haccı onuncu yıldaydı.ﺎﺷ ِﺮ ْ ََﻛﺎﻧ َ َ َ ِ واﻟﻌ ْﺸ ِﺮﻳﻦ ِﻣﻦ ِ َﺼ ْﻔﺤﺔَ اﳋَ ِﺎﻣﺴﺔ Kitabın yirmi beşinci sayfasını okudum.اﻟﻜﺘَﺎب ُ ﻗﺮ َ أت اﻟ ﱠ َ َ َ 11’le 19 arasındaki sıra sayılarının da her iki cüzü feth üzere mebnîdir. ِ َﻫ َﺬا ُﻫﻮ اﻟْﻴـﻮم اﻟ ﱠ Bu, onaltıncı gündür.ﺸ َﺮ َ س َﻋ ُ َْ َ َ ﺴﺎد Onikinci problemi çözdüm.ﺸ َﺮَة ْ ْﺖ اﻟ َْﻤ ْﺴﺄَﻟَﺔَ اﻟﺜﱠﺎﻧِﻴَﺔَ َﻋ ُ َﺣﻠَﻠ Kendimizi Sınayalım 1. ..... ﺸ ُﺮ ْ َز َارﻧﺎ َﻋ Bu cümledeki boşluğu aşağıdaki temyîzlerden hangisi en uygun şekilde tamamlar? ٍ ِر َﺟ a. ﺎل ٍ ِﻏ ْﻠﻤ b. ﺎن َ c. أَ ِﻃﺒﱠﺎء ِ d. ﺴ َﻮٍة ْﻧ ٍ ﻃُﻼﱠ e. ب 2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde temyîz yanlıştır? ِ ُ اِ ْﺷﺘـﺮﻳ ٍ َﻳﻦ ﻛِﺘ a. ﺎب َْ َ َ ﺖ ﻋ ْﺸ ِﺮ ٍ ﺖ ِﻣﺎﺋَﺔَ ﻓَِﻘ b. ﲑ ُ أَﻃْ َﻌ ْﻤ c. ﺿ ْﻴـ ًﻔﺎ َ ﺖ أَ َﺣ َﺪ َﻋ َﺸ َﺮ ُ أَ ْﻛ َﺮْﻣ ٍ ُِﻋ ْﻨ َﺪ َﺧﺎﻟِ ٍﺪ ﺛَﻼَﺛَﺔُ ُﻛﺘ d. ﺐ e. ﻒ ِدﻳﻨَﺎ ٍر َ ْﺖ اﻟﻴَـ ْﻮَم أَﻟ ُ َﻛ َﺴ ْﺒ 23 3. Aşağıdaki sayılardan hangisinin yazımı doğrudur? a. ًﺤﺔ َ َﺳ ْﺒـ َﻌﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ َ ﺻ ْﻔ b. ﺴﺔٌ ﻗَـﻠَ ًﻤﺎ َ َْأَ ْرﺑَـﻌُﻮ َن َوﲬ ِو c. ﺸ َﺮ َﻛ ْﻮَﻛﺒًﺎ َ اﺣ ٌﺪ َو َﻋ َ ِ َِﻣﺎﺋَـﺘ ٍ َﺎن ﻛِﺘ d. ﺎب e. َﲦَﺎﻧِﻴَﺔٌ َوأَ ْرﺑَـﻌُﻮ َن ﺑَـ ْﻴﺘًﺎ 4. .......اِ ْﺷﺘَـ َﺮ َك ِﰲ اﻟْ ُﻤ ْﺆﲤََ ِﺮ Bu cümledeki boşluğu aşağıdakilerden hangisi en uygun şekilde tamamlar? a. ﺸ َﺮ َوِز ًﻳﺮا َ ﺲ َﻋ َ َْﲬ b. ﺸ َﺮ َوِز ًﻳﺮا َ ﲬَْ َﺴﺔَ َﻋ c. ﺸ َﺮ َوِز َﻳﺮًة َ ﲬَْ َﺴﺔَ َﻋ d. ﺸ َﺮَة َوز ًﻳﺮا َ ﲬَْ َﺴﺔَ َﻋ e. ﺸ َﺮ َوِزﻳ ٍﺮ ْ ﲬَْ َﺴﺔَ َﻋ ﺚ ُﻣ ِﺪ ُﻳﺮ اﻟ ﱠ 5. ......ﺸ ِﺮَﻛ ِﺔ ِﰲ اﻷُ ْر ُد ِن َ َﻣ َﻜ Bu cümledeki boşluğu aşağıdakilerden hangisi en uygun şekilde tamamlar? ٍ ََﺳ ْﺒـ َﻌﺔَ أَﻳﱠ ٍﺎم و ِﺳﺘﱠﺔَ ﻟَﻴ a. ﺎل َ ٍ َﺖ ﻟَﻴ َﺳ ْﺒ َﻊ أَﻳﱠ ٍﺎم َو ِﺳ ﱠ b. ﺎل ٍ َﺖ ﻟَﻴ َﺳ ْﺒـ َﻌﺔَ أَﻳﱠ ٍﺎم َو ِﺳ ﱠ c. ﺎل ٍ ََﺳ ْﺒ َﻊ أَﻳﱠ ٍﺎم و ِﺳﺘﱠﺔَ ﻟَﻴ d. ﺎل َ ٍ ََﺳ ْﺒ َﻊ أَﻳﱠ ًﺎﻣﺎ و ِﺳﺘﱠﺔَ ﻟَﻴ e. ﺎل َ Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. d Yanıtınız doğru değilse, “Sayı ve Temyîzi” konusunu yeniden okuyunuz. 2. a Yanıtınız doğru değilse, “Sayı ve Temyîzi” konusunu yeniden okuyunuz. 3. e Yanıtınız doğru değilse, “Sayı ve Temyîzi” konusunu yeniden okuyunuz. 4. b Yanıtınız doğru değilse, “Sayı ve Temyîzi” konusunu yeniden okuyunuz. 5. c Yanıtınız doğru değilse, “Sayı ve Temyîzi” konusunu yeniden okuyunuz. 24 Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 ﻒ ﻃَﺎﻟِﺐ و ِ ﺼﱢ اﺣ ٌﺪ a. ِﰲ اﻟ ﱠ ٌ َ ﺎن اِﺛْـﻨَﺘَ ِ ﻟِ ْﻠﻐُﺮﻓَ ِﺔ ﻧَﺎﻓِ َﺬﺗَ ِ ﺎن b. ْ ث ﻃَﺎﻟِﺒ ٍ ﺎت إِ َﱃ اﻟْ َﻤ َﻜﺘَﺒَ ِﺔ c. َذ َﻫﺒَ ْ ﺖ ﺛَﻼَ ُ َ ﺟﻠَﺴﻨَﺎ أَرﺑﻊ ﺳ َ ٍ ﺴ ِﺠ ِﺪ d. َ ْ َْ َ َ ﺎﻋﺎت ِﰲ اﻟْ َﻤ ْ ِ ِ ﺴﺔَ أَﻳﱠ ٍﺎم e. ا ْﺳﺘَ َﻤ ﱠﺮت اﻟ ﱢﺮ ْﺣﻠَﺔُ ﲬَْ َ ِ ﺎﻋ ٍ س ِﺳ ﱠ ﺎت f. ﺖ َﺳ َ ِﰲ اﻟﻴَـ ْﻮم ﻧَ ْﺪ ُر ُ ت َﻋﺎﺋِ َﺸﺔُ ﺳ ْﺒﻊ ﺻ َﻔﺤ ٍ ﺎت g. ﻗَـ َﺮأَ ْ َ َ َ َ ِ ﺖ َﲦَﺎﻧِﻴَﺔَ أَﻗْﻼٍَم h. ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳْ ُ ِ اﻟﻌﻤﺎرِة ﺗِﺴﻊ ِﺷ َﻘ ٍ ﺎق i. ِﰲ َ َ ْ ُ ﺖ َْﳏﻤ ٍ أَﻗَﻤﻨَﺎ ِﰲ ﺑـ ْﻴ ِ ﻮد َﻋ ْﺸﺮَة ﻟَﻴَ ٍ ﺎل j. ْ َ ُ َ Sıra Sizde 2 ﺸ َﺮ َﻛ ْﻮَﻛﺒًﺎ a. ﻒ أَ َﺣ َﺪ َﻋ َ ﻮﺳ ُ َرأَى ﻳُ ُ ﺸ َﺮ َر ُﺟﻼً ِﰲ ا ْﳊَْﻘ ِﻞb. ﻳَـ ْﻌ َﻤ ُﻞ اﺛْـﻨَﺎ َﻋ َ ِ ﺸ َﺮَة ﻓَـﺘَﺎ ًة ِﰲ ا ْﳊَ ِﺪﻳ َﻘ ِﺔ c. ﺲ اﺛْـﻨَﺘَﺎ َﻋ ْ َﲡْﻠ ُ ﻒ d. َز َار ﺛَﻼَﺛَﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ َر ُﺟﻼً اﻟْ ُﻤ ْﺘ َﺤ َ ﺸ َﺮ ﻛِﺘَﺎﺑًﺎ e. ﺖ أَ ْرﺑَـ َﻌﺔَ َﻋ َ ﺗَـ ْﺮﲨَْ ُ ِ ﺤﺎ f. ﺎء ﲬَْ َﺴﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ َﺳﺎﺋ ً َﺟ َ ﺸ َﺮ ﻃَﺎﻟِﺒًﺎ g. َﳒَ َﺢ ِﺳﺘﱠﺔَ َﻋ َ ﺸ َﺮَة ﻓَـﺘَﺎ ًة h. َﲣَﱠﺮ َج َﺳ ْﺒ َﻊ َﻋ ْ ِ ﺸ َﺮَة َﲰَ َﻜ ًﺔ i. ت َﲦَ ِﺎﱐَ َﻋ ْ ﺻﻄَ ْﺪ ُ اْ ﺗَﺄَ ﱠﺧ َﺮ ﺗِ ْﺴ َﻌﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ ﻃَﺎﻟِﺒًﺎ َﻋ ِﻦ اﻟ ﱠﺪ ْر ِ س j. Sıra Sizde 3 ﺼﱢ ﺸ ُﺮو َن ﻃَﺎﻟِﺒًﺎ a. ِﰲ اﻟ ﱠ ﻒ ِﻋ ْ ِ ﺤﺎ b. ِﰲ اﻟْ َﻤﻄْ َﻌ ِﻢ ﺛَﻼَﺛُﻮ َن َﺳﺎﺋ ً ِِ ﺼﻠﱢﻴًﺎ c. ِﰲ اﻟْ َﻤ ْﺴﺠﺪ أَ ْرﺑَـﻌُﻮ َن ُﻣ َ 25 ِ ِ d. ًﺴﻮ َن َﺣﺎﻓِﻠَﺔ ُ َِْﰲ اﻟْ َﻤ ْﺮأَب ﺗَـ ْﻨﺘَﻈ ُﺮ ﲬ ِِِ e. ﺴﻌُﻮ َن َراﻛِﺒًﺎ ْ ِﰲ اﻟﻄﱠﺎﺋ َﺮة ﺗ Yararlanılan Kaynaklar el-Galâyînî, M. (1982). Câmi’u’d-durûsi’l-arabiyye, Beyrut. Sezer, İsmail Hakkı ve diğerleri (2009) Anlatımlı Arapça, Konya. Abdürrahim, F. (1415). Durûsu’l-Lugati’l-Arabiyye li-Gayri’n-Nâtikîne bihâ, Medine. Güler, İ.- Günday, H. - Şahin, Ş. (2001). Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), İstanbul. 26 27 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; • İsim ve fiil cümlesinin nasıl olumsuz yapıldığı açıklayabilecek, • Fiil cümlesinin başına gelen olumsuzluk edatları olan َﻻ, َﻦ ْ ﻟ, ْ َﱂ, ﻟَ ﱠﻤﺎyı tanıyabilecek • İsim cümlesinin başına gelen ﺲ َ “ ﻟ َْﻴolmadı/değildir”, hem fiil, hem isim cümlesinin başına gelen َﻣﺎedatını ve ﺲ َ ﻟ َْﻴye benzeyen olumsuzluk harflerini ( َﻣﺎve )ﻻtanıyabilecek, • Cinsi nefyeden َ ﻻyı diğerlerinden ayırt edebileceksiniz. Anahtar Kavramlar • Olumsuzluk (nefiy) • َﻻ, َﻦ ْ ﻟ, ْ َﱂ, ﻟَ ﱠﻤﺎ • ﺲ َ ﻟ َْﻴ • ﺲ َ ﻟ َْﻴye benzetilen harfler. Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; • Bir Türkçe dilbilgisi kitabından olumlu ve olumsuz cümleler konusunu inceleyiniz. 28 İsim ve Fiil Cümlelerinde Olumsuzluk اَﻟﻨﱠـ ْﻔﻲ ِﰲ ا ْﳉﻤ ِﻞ ِ اﻻ ِْﲰﻴﱠ ِﺔ واﻟ ِْﻔ ْﻌ ِﻠﻴﱠ ِﺔ َُ ُ GİRİŞ Türkçede cümleler anlamlarına göre olumlu ve olumsuz diye ikiye ayrılır. Tabiî ki, olumsuzluk Arapçada da sözkonusudur. Türkçede olumsuzluk cümlenin sonuna gelen eklerle sağlanır. Arapçada ise bu, cümlenin başına gelen edatlarla yapılır. Bu edatlardan sadece fiil cümlesinin, sadece isim cümlesinin veya her ikisinin başına gelenler vardır. َﻦ ,ﻻَ Fiil cümlesinin başına gelen olumsuzluk edatları ; isim cümleﻟَ ﱠﻤﺎ َ ,ﱂْ ,ﻟ َْﻴ ﻟ dir. Hem fiil, hem isim cümlesinin َﻣﺎ başına gelen ﺲ sinin başına gelen ْ َ ﺲ edatıdır. Bunlardan başka َﻴ ﻟ ’ye benzeyenler ve cinsi nefyeden vardır.ﻻَ ْ َ ﺼ ِﺪﻳﻖ اﻟ ﱠ OKUMA PARÇASI ِ ﲔ ُِﳏﺒﱠـ ْ ِ ﺼِْ َﺣ ُﺪ ُﳘَﺎ اﻵ َﺧ َﺮ ِﰲ ﻧَـ ْﻔ ِﺴ ِﻪ، َﲨَ َﻞ اﻟ ﱠ َﻣﺎ أ ْ ﻴﺠﺔٌ ﻗَ ِﻮﻳﱠﺔٌَ ،ﲡْ َﻤ ُﻊ ﺑَـ َْ ﲔ َﺷ ْﺨ َ ﲔ .ﻳَـ َﺮى أ َ ﺼ َﺪاﻗَﺔَ! ﻷَﻧﱠـ َﻬﺎ َوﺷ َ ﺼ َﺪاﻗَﺔُ ﻣﻊ اﻷَﻳﱠ ِﺎم ِﺟ ﱠﺪ ًة ،وﻣﻊ اﻟْﻤ ِ ﺐ وا ْﳊﻮ ِاد ِ ﺧﻠﻴﻞ ُﺟ ْﺒـ َﺮا ُن: ﺎل ُﺟ ْﺒـ َﺮا ُن ث ُﻋ ْﻤ ًﻘﺎ ،ﻗَ َ اد اﻟ ﱠ وﺗَـ ْﺰ َد ُ ََ َ َ ََ ﺼﺎﻋ ِ ََ ٌ ﺼ َﺪاﻗَﺔُ ﻣﺴ ُﺆوﻟِﻴﱠﺔٌ ﻟ ِ ﺼ َﺪاﻗَﺔُ ﻓُـﺮ ِ ِ َﺬﻳ َﺬةٌ أَﺑ ًﺪا ،وﻟ َْﻴﺴ ِ ﲔ". ﺖ اﻟ ﱠ ﺻﺔً ﻟﻠﻨﱠـ ْﻔﻌﻴﱢ َ ْ َ َ "اﻟ ﱠ َ ْ َ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﻚ، َﻚ ،اﻟ ﱠ ع اﻟ ﱠ ﺼﺎد ُق ِﰲ َﳏَﺒﱠﺘ َ ﻚ ،واﻟﻨﱠﺎﺻ ُﺢ ﻟ َ ﻳﻖ ا ْﳊَﻘﻴﻘ ﱠﻲ! ﻷَﻧﱠﻪُ اﻟ ِْﻤ ْﺮآةُ اﻟﱠِﱵ ﺗَـ َﺮى ﻓ َﻴﻬﺎ ﻧَـ ْﻔ َﺴ َ ﺼﺪ َ وﻣﺎ أ َْرَو َ َ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﱠﺤﻠَﺔُ ،دو َن أَ ْن ﺗَـ ْﻨﺘَﻈ َﺮ ﺎﺟﺘ َ ُ ﱢم َرﺣﻴ َﻘ َﻬﺎ َﺳﺎﺋﻐًﺎ َﻣ ِﺮﻳﺌًﺎ ﻟﻠﻨ ْ ﻚ إﻟ َْﻴﻪ ،إﻧﱠﻪُ َزْﻫ َﺮةٌ ﺗُـ َﻘﺪ ُ ْﺠﺄُ ﻋ ْﻨ َﺪ َﺣ َ وﻫ َﻮ اﻟ َْﻤﻼَذُ واﻟ َْﻤﻠ َ ٍ ِ ِ ِ ِ ﱠ ﺔ ﺎﻳ ﻔ ﻛ ﻮ ﻫ ﻚ ﻘ ﻳ ﺪ ﺻ ن إ ﻚ اﻟﱠ ِﺬي ﺗَـ ْﺰَر ُﻋﻪُ ﺑِﺎﻟ َْﻤ َﺤﺒﱠ ِﺔ، ﻠ ﻘ ﺣ ﻮ ﻫ ، ﻚ ﺎﺗ ﺎﺟ ﺣ " : ﺎ ﻀ َﻳ أ ن ا ﺮ ـ ﺒ ﺟ ﺎل ﻗ ، اء ﺰ ﺟ ي َ َ َ َ ُ َ َ َُ َ َ َ ُ َ َ ْ ُ َ أَ ﱠ َ َ َ ُ ْ َ ُ ْ ً ِ ِ ﺼ ُﺪﻩُ ﺑِﺎﻟ ﱡ اءﻩُ ُﻣ ْﺴﺘَ ْﺪﻓِﺌًﺎ". َ وﻣ ْﻮﻗِ ُﺪ َك ،ﻷَﻧﱠ َ ﺸ ْﻜ ِﺮُ ،ﻫ َﻮ َﻣﺎﺋِ َﺪﺗُ َ وﲢْ ُ ﻚ َ ﻚ ﺗَﺄِْﰐ إِﻟ َْﻴﻪ َﺟﺎﺋ ًﻌﺎ ،وﺗَ ْﺴ َﻌﻰ َوَر َ ث ﻫﻲ ِﳏَ ﱡ وﻻَ َﺷ ﱠ ﻳﻖ إِﻻﱠ ِﻋ ْﻨ َﺪ ف اﻟ ﱠ ﻚ اﻟ ﱠ ﺼ َﺪاﻗَ ِﺔ ا ْﳊَِﻘ ِﻴﻘ ُﻲ إِ ْذ ﻻَ ﻳُـ ْﻌ َﺮ ُ ب وا ْﳊََﻮ ِاد َ ﺼ ِﺪ ُ ﱠﺠﺎ ِر َ ﻚ ِﰲ أَ ﱠن اﻟﺘ َ ِ ِ اﻟ ﱢ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ وﳜْ ِﺮ ُﺟﻪُ ﻣ ْﻦ ﺿﻴﻘﻪ، ﺎﺟﺘﻪُ ، ﺸﺪﱠة اﻟﱠِﱵ ﻳَـ َﻘ ُﻊ ﻓ َﻴﻬﺎ َ ﺻﺪﻳ ُﻘﻪُ ،ﻓَـﻴُـ َﻮاﺳﻴﻪ ِﰲ ُﺣ ْﺰﻧﻪ ،وﳝَُ ﱡﺪ ﻟَﻪُ ﻳَ َﺪ اﻟ َْﻌ ْﻮن ﻋ ْﻨ َﺪ َﺣ َ وﳚﻌﻞ ِﻣﻦ ﺑـﻴﺘِ ِﻪ ﺑـﻴﺘﺎ ﻟَﻪِ ، وﻣ ْﻦ َﻣﺎﻟِ ِﻪ َﻣﺎﻻً ﻟَﻪُ. َْ َ ُ ْ َ ْ َ ْ ً ُ ﺼ ِﺪ ُ ِ ﻮﺳﺮاَ ،ﱂ ﻳـ ْﻨﻈُﺮ إِ َﱃ ﺻ ِﺪ ِﻳﻘ ِﻪ َﻛﻤﺎ ﻳـ ْﻨﻈُﺮ اﻟﺘ ِ ﱠﺎﺟ ُﺮ إِ َﱃ ِﺳﻠ َْﻌﺘِ ِﻪ ﺑِ َﻜ ْﻢ َﺳﺘُﺒَﺎعُ؟ وَﻛ ْﻢ وإِ َذا َﻛﺎ َن اﻟ ﱠ َ ﻳﻖ ُﻣ ً ْ َ ْ َ َ ُ ﻀﺎ َﻛﻤﺎ ﻳـ ْﻨﻈُﺮ اﻟ ﱠﺰارِعُ إِ َﱃ ﻣ ِ ِ ِ ْﲝَ َﻬﺎ أ َْو ﻳَﺒِ َﻴﻌ َﻬﺎ ﺎﺷﻴَﺘِ ِﻪَ ،ﻣ َﱴ َﺳﺘَ ْﺴ َﻤ ُﻦ َﺣ ﱠﱴ ﻳَﺬ َ َ َﺳﺘَـ ْﺮﺑَ ُﺢ؟ وﻻَ ﻳَـ ْﻨﻈُُﺮ إﻟ َْﻴﻪ أَﻳْ ً َ َ ُ ِ ِِ ِ ﺼﻄََﻔﻰ ﻟُﻄ ِْﻔﻲ وﳐَْﺰﻧًﺎ ﻟِ ِﺴ ﱢﺮِﻩ ،ﻗَ َ وﺳﻨَ ًﺪا أ َِﻣﻴﻨًﺎَ ، ﺑِﺄَ ْﻋﻠَﻰ َﲦَ ٍﻦ؟ ﺑَ ْﻞ ﻳَِﻘ ُ ﺎل ُﻣ ْ ﻒ إِ َﱃ َﺟﺎﻧﺒِﻪ ﻧَﺎﺻ ًﺤﺎ ُﻣ َﺴﺎﻋ ًﺪاَ ، اﻟْﻤ ْﻨـ َﻔﻠُ ِ ﻳﻖ اﻟﱠ ِﺬي ﻮﻃ ﱡﻲ" :إِ ﱠن اﻟ ﱠ ﺼ ِﺪ َ َ 29 ِ ِ ِ ﱠو َﺣ ِﺔ ْ ﺼ ْﺤ َﺮ ِاء ﺑَـ ْﻌ َﺪ اﻷَﻳْﻦ ْﻚ اﻟ ﱠ اﳋَ ْ ﻀ َﺮ ِاء اﻟﱠِﱵ ﻧَـ ْﻨﺘَ ِﻬﻲ إِﻟَْﻴـ َﻬﺎ ِﰲ ﺗِﻠ َ ﻧَـ ْﻌﺜُـ ُﺮ ﻋﻠﻴﻪ ِﰲ َﺣﻴَﺎﺗﻨَﺎ ُﻫ َﻮ ِﲟَْﻨ ِﺰﻟَﺔ اﻟﺪ ْ ِ ِ ِ ِ ِ واﻟ َﻜﻼَ ِل وﻃُ ِ ﲔ". ﺴ ِْﲑ واﻟ ﱡ ﻮل اﻟ ﱠ ﲔ َﻫﺎدﺋِ َ اﻟﻮا ِرﻓَﺔ ﻧَﺎﻋ ِﻤ َ ﺴ َﺮى ﻓَـﻨَﺘَـ َﺮ َاﻣﻰ ِﰲ ﻇﻼَﳍَﺎ َ ﻚ اﺣ َﺬ ْر ِﻣ َﻦ اﻟ ﱠ ﻚ ِﰲ أ َْﻫ َﻮاﺋِ َ َﻚ ُﻣﺘَ َﻤﻠﱢ ًﻘﺎُ ،ﻣﺘَـ َﺰﻟﱢًﻔﺎ ،ﻳُﻄَﺎ ِوﻋُ َ ﺼ ِﺪ ِﻳﻖ اﻟ ُْﻤ َﺪ ِاﻫ ِﻦ اﻟ ُْﻤ َﺮاﺋِﻲ ،اﻟﱠ ِﺬي ﺗَـ َﺮاﻩُ َﺣ ْﻮﻟ َ َو ْ ﻚ ،ﺑﻞ ﻳ ُﻜﻮ ُن اﻟﻌﻮ َن َﻋﻠَﻰ إِﺗْﻼَ ِ ﻚ ،و ُﺧﺴﺮ ِ وﺗَ ِ ﺻﺔَ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ان َﻣ َﺸﺎ ِر ِﻳﻌ َ ف َﻣﺎﻟِ َ ﻚ ،وﻳَـﺘَ َﺤ ﱠ ُ ﲔ اﻟ ُﻔ ْﺮ َ َ ﺼ ﱡﺮﻓَﺎﺗ َ َ ْ َ َْ َْ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﻚ ،وا ْﳊَ ﱢ َﻚ ا ْﳊُْﺰ َن ْﺮوﻩٌُ ،ﺳ ﱠﺮ ِﰲ ﻧَـ ْﻔﺴﻪ ،وأَﺑْ َﺪى ﻟ َ َﺻﺎﺑَ َ ﻂ ﻣ ْﻦ َﺷﺄْﻧ َ اﻷُ ْﺧ َﺮى ﻟﻠﻨـ ْﱠﻴ ِﻞ ﻣ ْﻨ َ ﻚ ،ﻓَﺈ ْن أ َ ﻚ َﻣﻜ ُ ِ ﺖ أَﻟ ِ ِ ِ ﺻ َﺪ َق ﻓِ ِﻴﻪ ﻗَـ ْﻮ ُل َﺻﺎﺑَ َ ﱢر ،وأَ ْﺧ َﻔﻰ َﻛ َﺪ َرﻩُ َﲢْ َ ْﻒ ﻗﻨَ ٍﺎع ﻣ َﻦ اﻟ ﱢﺮﻳَﺎء ،وﻗَ ْﺪ َ َﺳﻰ ،وإِ ْن أ َ واﻷ َ ﻚ َﺧ ْﻴـ ٌﺮ ُﻛﺪ َ ِ اﻟ ﱠ ﺸﺎﻋ ِﺮ: ْﻒ َﻣ ﱠﺮٍة اِ ْﺣ َﺬ ْر َﻋ ُﺪ ﱠو َك َﻣ ﱠﺮًة ﻚ أَﻟ َ ﺻ ِﺪﻳ َﻘ َ َو ْ اﺣ َﺬ ْر َ ﻀ ﱠﺮِة ﻳﻖ ﺐ اﻟ ﱠ ﻓَ َﻜﺎ َن أَ ْﻋ َﺮ َ ف ﺑِﺎﻟ َْﻤ َ ﺼ ِﺪ ُ ﻓَـﻠَ ُﺮﱠﲟَﺎ اﻧْـ َﻘﻠَ َ ﻚ، واﻟ ﱠ َﺻﺎﺑَﻪُ اﻟﻀ َﱠﺮُر ،ﻻَ ﻳُـﺒَ ِﺎﱄ ﻃَﺎﻟ ََﻤﺎ أَﻧﱠﻪُ ﻳَـ ْﻨـ َﻔ ُﻌ َ ﻳﻖ ا ْﳊَِﻘ ِﻴﻘ ُﻲ َﻣ ْﻦ ﻳَ ْﺴ َﻌﻰ ﻟ َ َﻚ َﻛ َﻤﺎ ﺗَ ْﺴ َﻌﻰ أَﻧْ َ ﺼ ِﺪ ُ ﺖ ،وﻟ َْﻮ أ َ ﺎل أَﺑﻮ اﻟْﻌﺘ ِ ﺎﻫﻴَ ِﺔ: ﻗَ َ ُ َ َ ﻚ ﻚ إِ ﱠن أَ َﺧ َ ﻀ ﱡﺮ ﻧَـ ْﻔ َﺴﻪُ ﻟِﻴَـ ْﻨـ َﻔ َﻌ َ وﻣ ْﻦ ﻳَ ُ ﺎك ا ْﳊَ ﱠﻖ َﻣ ْﻦ ﻳَ ْﺴ َﻌﻰ َﻣ َﻌ َ َ َﺻ ِﺪﻗَﺎء ا ْﳊ ِﻘ ِﻴﻘﻴﱢﲔ اﻟّ ِﺬﻳﻦ ﻳﺼ ِ ﺾ اﻷ َُدﺑَ ِﺎء ﻚ ،أ َْو ُﺣﺒًّﺎ ﺑِ َ ﻚ ﻟِ َﺬاﺗِ َ ﺎدﻗُﻮﻧَ َ ﻚ! وﻗَ ْﺪ َﻋﺪ ُ أَﻻَ َﻣﺎ أَﻗَ ﱠﻞ اﻷ ْ َ َ َ ﱠﻫ ْﻢ ﺑَـ ْﻌ ُ َ َُ ِﻣﻦ اﻟْﻤﺴﺘَ ِﺤﻴﻼَ ِ واﱁ ُ◌ ﱡل ت ﺛَﻼَﺛَﺔٌ :اﻟﻐُ ُ ﻮد َﻫﺎ ،ﻓَـ َﻘ َ واﻟﻌ ْﻨـ َﻘﺎءُ ِْ ﺎل" :اﻟ ُْﻤ ْﺴﺘَ ِﺤﻴﻼَ ُ ت اﻟﱠِﱵ ﻻَ ﳝُْ ِﻜ ُﻦ ُو ُﺟ ُ ﻮل َ َ ُْ ﻚ ﺑِ ِﻪ ،وأَﺣ ِﺴﻦ إِﻟَﻴ ِ ِ ِ ِ ِ وﺣ ِﺎﻓ ْﻆ َﻋﻠَﻰ ، ﻪ ﺴ ﻤ ﺘ ـ ﻓ ، ﻚ ﺎﺗ ﻴ ﺣ ﰲ ﻪ ﺘ ـ ﻓ ﺎد ﺻ ﻮ ﻠ ـ ﻓ ، ﰲ اﻟﻮ ﻳﻖ ﺪ ﺼ واﻟ َي اﻟﻮِ ﱡ ﱠ ُ َ ﱡ َ َْ َ َ ْ َ ُ َ َ َ ََ َ ﱠ ْ ْ ْ ْ َ ﰲ" أ ْ َ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﺻﺪﻳ ًﻘﺎ َﻋﻠَﻰ َﻣ َﺸﺎﻋ ِﺮﻩَ ، ﺲ ﻟَﻪُ اﻷَ ْﻋ َﺬ َار ،ﻗَ َ ﺎل أَﻣ ٌ ﺐ َ ﲔ اﻟ ﱠﺮْﳛَ ِﺎﱐﱡ" :ﻻَ ُﲢَﺎﺳ ْ وﲡَ َﺎوْز َﻋ ْﻦ َﻫ َﻔ َﻮاﺗﻪَ ،واﻟْﺘَﻤ ْ ﺖ ﺗَﻄ َْﻤ ُﻊ ِﰲ َﳏَﺒﱠﺘِ ِﻪ". َﻫ ْﻔ َﻮﺗِِﻪ ،إِ ْن ُﻛ ْﻨ َ ﺎدﻟ َِﺔ أَ ِو ِ واﺑْـﺘَ ِﻌ ْﺪ ﻣﺎ أ َْﻣ َﻜﻦ َﻋ ِﻦ ِْ اﻟﻌﺘَ ِ ﻚُ ،ﳜْ ِﻄ ُﺊ َﻛ َﻤﺎ ُﲣْ ِﻄ ُﺊ، ﺎب ﻷَﻧﱠﻪُ إِﻧْ َﺴﺎ ٌن ِﻣﺜْـﻠَ َ ﺼ ِﺎم َﻣ َﻌﻪُ أَ ِو اﻟ ُْﻤ َﺠ َ اﳋ َ َ َ َ ﺸِ ﺼﻴﺐ َﻛﻤﺎ ﺗُ ِ وﻳ ِ ﺎﻋ ِﺮ ﺑَ ﱠ ﻴﺐَ ،وا ْﻋ َﻤ ْﻞ ﺑَِﻘ ْﻮ ِل اﻟ ﱠ ﺸﺎ ِر ﺑْ ِﻦ ﺑُـ ْﺮٍد: ﺼ ُ ُ َ ُ ْﻖ اﻟﱠ ِﺬي ﻻَ ﺗُـ َﻌﺎﺗِﺒُ ْﻪ ﺖ ِﰲ ُﻛ ﱢﻞ اﻷ ُُﻣﻮِر ُﻣ َﻌﺎﺗِﺒًﺎ ﺻ ِﺪﻳ َﻘ َ إِ َذا ُﻛ ْﻨ َ ﻚَ ،ﱂْ ﺗَـﻠ َ َ ﻓَ ِﻌﺶ و ِ اﺣ ًﺪا أَو ِ ف َذﻧْ ٍ ﺎك وﳎَﺎﻧِﺒُ ْﻪ ﺻ ْﻞ أَ َﺧ َ ﻓَِﺈﻧﱠﻪُ ُﻣ َﻘﺎ ِر ُ ﺐ َﻣ ﱠﺮًة ُ ْ ْ َ ِ وأ ِ ِ ِ وﻋﻠَْﻴ ِﻪ أَ ْن ﻳ ِ ﺼ ْﻌ ِ ِ َﺧ ًﲑا ﻓَ ِﻤ َﻦ اﻟ ﱠ ﺼﻠَ ُﻬ ْﻢَ ،وﻻَ َﺻ ِﺪﻗَﺎءَ ، ﻴﺶ َوﺣﻴ ًﺪا ُدو َن أ ْ ﺐ ﺟﺪًّا َﻋﻠَﻰ ا ِﻹﻧْ َﺴﺎن أَ ْن ﻳَﻌ َ َ ِ ﺼ ُﺪو ُق. ﻳﻖ اﻟ ﱠ وﻫ َﺬا ُﻫ َﻮ اﻟ ﱠ ﻲء إِﻟ َْﻴ ِﻬ ْﻢَ ،ﺣ ﱠﱴ ﻻَ َﳜْ َﺴ َﺮُﻫ ْﻢَ ،ﻫ ِﺬ ِﻩ ِﻫ َﻲ اﻟ ﱠ ﺼ ِﺪ ُ ﺼ َﺪاﻗَﺔُ ا ْﳊَِﻘ ِﻴﻘﻴﱠﺔَُ ، ﻳُﺴ َ Metni Kavrama Alıştırmaları 1. Aşağıdaki soruları okuma parçasına göre cevaplandırınız. ﺼ َﺪاﻗَﺔُ َِ ﲨﻴﻠَﺔٌ؟ َ .1ﻫ ِﻞ اﻟ ﱠ ﺼ َﺪاﻗَﺔُ َِ ﲨﻴﻠَﺔٌ؟ .2ﻟِ َﻤﺎ َذا اﻟ ﱠ ﺼ َﺪاﻗَ ِﺔ؟ .3ﻣﺎذا ﻗَ َ ﻠﻴﻞ ُﺟ ْﺒـ َﺮا ُن ﰲ اﻟ ﱠ ﺎل ُﺟ ْﺒـ َﺮا ُن َﺧ ٌ ﺼ َﺪاﻗَﺔُ ﻓُـﺮ ِ ِ .3أﻟ َْﻴﺴ ِ ﲔ؟ ﺖ اﻟ ﱠ ﺻﺔً ﻟﻠﻨﱠـ ْﻔﻌﻴﱢ َ ْ َ َ ث ﻫﻲ ِﳏَ ﱡ ﺼ َﺪاﻗَ ِﺔ ا ْﳊَِﻘ ِﻴﻘ ُﻲ؟ ﻚ اﻟ ﱠ ب وا ْﳊََﻮ ِاد ُ ﱠﺠﺎ ِر ُ .4ﻫﻞ اﻟﺘ َ 30 ﻳﻖ؟ ف اﻟ ﱠ َ .5ﻣ َﱴ ﻳْـ ْﻌ َﺮ ُ ﺼ ِﺪ ُ ﺼ ِﺪ ُ ِ ﺻ ِﺪ ِﻳﻘ ِﻪ؟ ﻒ ﻳَـ ْﻨﻈُُﺮ اﻟ ﱠ َ .6ﻛ ْﻴ َ ﻳﻖ اﻟ ُْﻤﻮﺳ ُﺮ إِ َﱃ َ ﺎل ﻣﺼﻄََﻔﻰ ﻟُﻄ ِْﻔﻲ اﻟْﻤ ْﻨـ َﻔﻠُ ِ ﺼ َﺪاﻗَ ِﺔ؟ ﻮﻃ ﱡﻲ ﰲ اﻟ ﱠ َ .7ﻣﺎ َذا ﻗَ َ ُ ْ َ ِ ﺼ ِﺪ ِﻳﻖ اﻟ ُْﻤ َﺪ ِاﻫ ِﻦ اﻟ ُْﻤ َﺮاﺋِﻲ؟ ﺐ أَ ْن َْﳓ َﺬ َر ِﻣ َﻦ اﻟ ﱠ َ .8ﻫ ْﻞ َﳚ ُ ﻳﻖ ا ْﳊَِﻘ ِﻴﻘ ُﻲ؟ َﻚ اﻟ ﱠ َ .9ﻛ ْﻢ ﻳَ ْﺴ َﻌﻰ ﻟ َ ﺼ ِﺪ ُ ﺎل أَﺑﻮ اﻟْﻌﺘ ِ َخ ا ْﳊَ ﱢﻖ ؟ ﺎﻫﻴَ ِﺔ ﰲ اﻷ ِ َ .10ﻣﺎ َذا ﻗَ َ ُ َ َ ﺸِ ﺎﻋ ِﺮ ﺑَ ﱠ .11ﻫﻞ ْﺗﻌ َﻤ ُﻞ ﺑَِﻘ ْﻮ ِل اﻟ ﱠ ﺸﺎ ِر ﺑْ ِﻦ ﺑُـ ْﺮٍد؟ 2. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez arasındaki kelimelerden seçiniz. ﺎﻋ َﺪة – اﻟ َﻔﻼﱠح َ -ﻣﺄ ًْوى ُ -ﺟ ْﺮم -ﻏَﻨِﻴًّﺎ – ِﺳ ْﻌﺮ -ﺑَ ِﻐﻴﺾ – َﺳﻰ -اﻟ ُْﻤ َﺴ َ ) َﻣﺎ أ ْ َﺣ َﺴ َﻦ -أ ً ِ ِح( َﻣﺘﻴﻨَﺔ – أَﻇ َْﻬ َﺮ َ -ﻛﺘَ َﻢ ُ -ﻋ ْﺴﺮ – َزﻟﱠﺔ – ﻓَﺮ َ .1ﻗَ َ ِ ِ ﺖ ﺗَﻄ َْﻤ ُﻊ ِﰲ َﳏَﺒﱠﺘِ ِﻪ". ﺻ ِﺪﻳ ًﻘﺎ َﻋﻠَﻰ َﻫ ْﻔ َﻮﺗِِﻪ ،إِ ْن ُﻛ ْﻨ َ ﺎل أَﻣ ٌ ﺐ َ ﲔ اﻟ ﱠﺮْﳛَ ِﺎﱐﱡ" :ﻻَ ُﲢَﺎﺳ ْ ﺼ ِﺪ ُ ِ ﻮﺳﺮاَ ،ﱂ ﻳـ ْﻨﻈُﺮ إِ َﱃ ﺻ ِﺪ ِﻳﻘ ِﻪ َﻛﻤﺎ ﻳـ ْﻨﻈُﺮ اﻟﺘ ِ ﱠﺎﺟ ُﺮ إِ َﱃ ِﺳﻠ َْﻌﺘِ ِﻪ ﺑِ َﻜ ْﻢ َﺳﺘُﺒَﺎعُ؟ .2وإِ َذا َﻛﺎ َن اﻟ ﱠ َ ﻳﻖ ُﻣ ً ْ َ ْ َ َ ُ ث ﻫﻲ ِﳏَ ﱡ .3وﻻَ َﺷ ﱠ ﻳﻖ إِﻻﱠ ِﻋ ْﻨ َﺪ ف اﻟ ﱠ ﻚ اﻟ ﱠ ﺼ َﺪاﻗَ ِﺔ ا ْﳊَِﻘ ِﻴﻘ ُﻲ إِ ْذ ﻻَ ﻳُـ ْﻌ َﺮ ُ ب وا ْﳊََﻮ ِاد َ ﺼ ِﺪ ُ ﱠﺠِﺎ ِر َ ﻚ ِﰲ أَِ ﱠن اﻟﺘ َ ِ ِ اﻟ ﱢ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ وﳜْﺮ ُﺟﻪُ ﻣ ْﻦ ﺿﻴﻘﻪ، ﺎﺟﺘﻪُ ، ﺸﺪﱠة ِاﻟﱠِﱵ ﻳَـ َﻘ ُﻊ ﻓ َﻴﻬﺎ َ ﺻﺪِﻳ ُﻘﻪُِ ،ﻓَـِﻴُـ َﻮاﺳﻴﻪ ﰲ ُﺣ ْﺰﻧﻪ ،وﳝَُ ﱡﺪ ﻟَﻪُ ﻳَ َﺪ اﻟ َْﻌ ْﻮن ﻋ ْﻨ َﺪ َﺣ َ ِ ِ وﳚ َﻌ ُﻞ ﻣ ْﻦ ﺑَـ ْﻴﺘﻪ ﺑَـ ْﻴﺘًﺎ ﻟَﻪُ ،وﻣ ْﻦ َﻣﺎﻟﻪ َﻣﺎﻻً ﻟَﻪُ. َْ ْﻖ اﻟﱠ ِﺬي ﻻَ ﺗُـ َﻌﺎﺗِﺒُ ْﻪ ﺖ ِﰲ ُﻛ ﱢﻞ اﻷ ُُﻣﻮِر ُﻣ َﻌﺎﺗِﺒًﺎ ﺻ ِﺪﻳ َﻘ َ .4إِ َذا ُﻛ ْﻨ َ ﻚَ ،ﱂْ ﺗَـﻠ َ َ ﻓَ ِﻌﺶ و ِ اﺣ ًﺪا أَو ِ ف َذﻧْ ٍ وﳎَﺎﻧِﺒُ ْﻪ. ﺎك ﺻ ْﻞ أَ َﺧ َ ﻓَِﺈﻧﱠﻪُ ُﻣ َﻘﺎ ِر ُ ﺐ َﻣ ﱠﺮًة ُ ْ ْ َ ﻀﺎ َﻛﻤﺎ ﻳـ ْﻨﻈُﺮ اﻟ ﱠﺰارِعُ إِ َﱃ ﻣ ِ ِ ِ ْﲝَ َﻬﺎ أ َْو ﻳَﺒِ َﻴﻌ َﻬﺎ ﺑِﺄَ ْﻋﻠَﻰ ﺎﺷﻴَﺘِ ِﻪَ ،ﻣ َﱴ َﺳﺘَ ْﺴ َﻤ ُﻦ َﺣ ﱠﱴ ﻳَﺬ َ َ .5وﻻَ ﻳَـ ْﻨﻈُُﺮ إﻟ َْﻴﻪ أَﻳْ ً َ َ ُ َﲦَ ٍﻦ؟ ِ ﲔ ُِﳏﺒﱠـ ْ ِ ﺼِْ ﲔ. َﲨَ َﻞ اﻟ ﱠ َ .6ﻣﺎ أ ْ ﻴﺠﺔٌ ﻗَ ِﻮﻳﱠﺔٌَ ،ﲡْ َﻤ ُﻊ ﺑَـ َْ ﲔ َﺷ ْﺨ َ ﺼ َﺪاﻗَﺔَ! ﻷَﻧﱠـ َﻬﺎ َوﺷ َ .7وﻫﻮ اﻟْﻤﻼَذُ واﻟْﻤﻠ ِ ﻚ إِﻟ َْﻴ ِﻪ. ﺎﺟﺘِ َ ْﺠﺄُ ﻋ ْﻨ َﺪ َﺣ َ َ َ َُ َ ِ ِ ﱢر ،وأَ ْﺧ َﻔﻰ َﺻﺎﺑَ َ ْﺮوﻩٌُ ،ﺳ ﱠﺮ ِﰲ ﻧَـ ْﻔﺴﻪ ،وأَﺑْ َﺪى ﻟ َ َﺻﺎﺑَ َ َﺳﻰ ،وإِ ْن أ َ .8ﻓَِﺈ ْن أ َ َﻚ ا ْﳊُْﺰ َن واﻷ َ ﻚ َﺧ ْﻴـ ٌﺮ ُﻛﺪ َ ﻚ َﻣﻜ ُ ﺖ أَﻟ ِ ْﻒ ﻗِﻨَ ٍﺎع ِﻣ َﻦ اﻟ ﱢﺮﻳَ ِﺎء. َﻛ َﺪ َرﻩُ َﲢْ َ 3. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin müfredlerini belirtiniz. ﲔ ُِﳏﺒﱠـ ْ ِ ﺼِْ َﺣ ُﺪ ُﳘَﺎ اﻵ َﺧ َﺮ ِﰲ ﻧَـ ْﻔ ِﺴ ِﻪ، ﺼ َﺪاﻗَﺔَ! ﻷَﻧﱠـ َﻬﺎ َو ِﺷ َﲨَ َﻞ اﻟ ﱠ َ .1ﻣﺎ أ ْ ﻴﺠﺔٌ ﻗَ ِﻮﻳﱠﺔٌَ ،ﲡْ َﻤ ُﻊ ِﺑَـ َْ ﲔ َﺷ ْﺨ َ ﲔ .ﻳَـ َﺮى أ َ َ ِ ِ ِ ِ ِ ﱠ َ ﻠﻴﻞ ُﺟ ْﺒـ َﺮا ُن: ﺧ ن ا ﺮ ـ ﺒ ﺟ ﺎل ﻗ ﺎ، ﻘ ﻤ ﻋ ث اد ﻮ ﳊ ا و ﺐ ﺎﻋ ﺼ ْﻤ ﻟ ا ﻊ وﻣ ، ة ﺪ ﺟ ﺎم ﻳ ﻷ ا ﻊ ﻣ ﺔ ﻗ ا ﺪ ﺼ اﻟ ْ َ اد ﱠ َ َ ُ َ َ ﱠ ُ ْ ً َ ُْ َ ُ وﺗَـ ْﺰ َد ُ َ َ ً ََ ٌ ِ ِ ﺼََﺪاﻗَﺔُ ﻓُـﺮﺻ ًﺔ ﻟِﻠﻨﱠَـ ْﻔ ﱢِ ِ ﲔ". ﻴ ﻌ اﻟ ﺖ ﺴ َﻴ ﻟ و ا، ﺪ َﺑ أ ة ﺬ ﻳ َﺬ ﻟ ﺔ ﻴ وﻟ ﺆ ﺴ ﻣ ﺔ ﻗ ا ﱠ "اﻟ ﱠ َ ْ َ ﺼ َﺪ َ ُ َ ْ ُ ﱠ ٌ َ ٌ َ ً ْ َ ث ﻫﻲ ِﳏَ ﱡ .2وﻻَ َﺷ ﱠ ﺼ َﺪاﻗَ ِﺔ ا ْﳊَِﻘ ِﻴﻘ ُﻲ. ﻚ اﻟ ﱠ ب وا ْﳊََﻮ ِاد َ ﱠﺠﺎ ِر َ ﻚ ِﰲ أَ ﱠن اﻟﺘ َ ِ ِ ِ ِ ِ ﲔ". ﲔ َﻫﺎدﺋِ َ اﻟﻮا ِرﻓَﺔ ﻧَﺎﻋ ِﻤ َ .3ﻓَـﻨَﺘَـ َﺮ َاﻣﻰ ِﰲ ﻇﻼَﳍَﺎ َ ﻚ اﺣ َﺬ ْر ِﻣ َﻦ اﻟ ﱠ َﻚ ُﻣﺘَ َﻤﻠﱢ ًﻘﺎُ ،ﻣﺘَـ َﺰﻟﱢًﻔﺎ ،ﻳُﻄَﺎ ِو ُﻋ َ ﺼ ِﺪ ِﻳﻖ اﻟ ُْﻤ َﺪ ِاﻫ ِﻦ اﻟ ُْﻤ َﺮاﺋِﻲ ،اﻟﱠ ِﺬي ﺗَـ َﺮاﻩُ َﺣ ْﻮﻟ َ ﻚ ِﰲ أ َْﻫ َﻮاﺋِ َ َ .4و ْ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﻚ. ﻳﻌ ر ﺎ ﺸ ﻣ ان ﺮ ﺴ ﺧ و ، ﻚ ﺎﻟ ﻣ ف ﻼ ﺗ إ ﻰ ﻠ ﻋ ن ﻮ اﻟﻌ ن ﻮ ﻜ ﻳ ﻞ ﺑ ، ﻚ ﺎﺗ ﺼ ﱡﺮﻓَ َ َ ْ َ ُ ُ َ ْ َ َ َ ْ َ َ َ ُ ْ َ َ َ َ وﺗَ َ 31 ِ .5وأ ِ ِ ِ ﺼ ْﻌ ِ ِ َﺻ ِﺪﻗَﺎء. َﺧ ًﲑا ﻓَ ِﻤ َﻦ اﻟ ﱠ ﻴﺶ َوﺣﻴ ًﺪا ُدو َن أ ْ ﺐ ﺟﺪًّا َﻋﻠَﻰ ا ِﻹﻧْ َﺴﺎن أَ ْن ﻳَﻌ َ ْﻖ اﻟﱠ ِﺬي ﻻَ ﺗُـ َﻌﺎﺗِﺒُ ْﻪ. ﺻ ِﺪﻳ َﻘ َ ﻚَ ،ﱂْ ﺗَـﻠ َ َ ﺖ ِﰲ ُﻛ ﱢﻞ اﻷ ُُﻣﻮِر ُﻣ َﻌﺎﺗِﺒًﺎ .6إِ َذا ُﻛ ْﻨ َ .7وﺣﺎﻓِ ْﻆ ﻋﻠَﻰ ﻣ َﺸ ِ ِِ ِ ﺲ ﻟَﻪُ اﻷَ ْﻋ َﺬ َار. ﺎﻋ ِﺮِﻩَ ، َ َ َ وﲡَ َﺎوْز َﻋ ْﻦ َﻫ َﻔ َﻮاﺗﻪَ ،واﻟْﺘَﻤ ْ َﺻ ِﺪﻗَﺎء ا ْﳊ ِﻘ ِﻴﻘﻴﱢﲔ اﻟّ ِﺬﻳﻦ ﻳﺼ ِ ﺾ اﻷ َُدﺑَ ِﺎء ﻚ ،أ َْو ُﺣﺒًّﺎ ﺑِ َ ﻚ ﻟِ َﺬاﺗِ َ ﺎدﻗُﻮﻧَ َ ﻚ! وﻗَ ْﺪ َﻋﺪ ُ ﱠﻫ ْﻢ ﺑَـ ْﻌ ُ ِ .8أَﻻَ َﻣﺎ أَﻗَ ﱠﻞ اﻷ ْ َ َ َ َ ُ َ ﻣﻦ اﻟْﻤﺴﺘَ ِﺤﻴﻼَ ِ ﻮد َﻫﺎ. ت اﻟﱠِﱵ ﻻَ ﳝُْ ِﻜ ُﻦ ُو ُﺟ ُ َ ُْ 4. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez arasındaki kelimelerden seçiniz ﻀ ّﺮ – َﺳﺘَ ْﺨ َﺴﺮ – َﻣﺎ أَﻗـْﺒَ َﺢ -ﳝَُﻮت – اﻟﻨﱠـ ْﻔﻊ – َﺷ ْﺒـ َﻌﺎن َ -ﺳﻴُ ْﺸﺘَـ َﺮى ُْ -ﳛ ِﺴﻦ ﺿ ِﻌﻴ َﻔﺔ -ﻳَـ ْﺮﺑَﺢ – ﻳَ ُ ) َ ِ ِ – اﳋَﻴَﺎﻟﻴﱠﺔ -ﻓَﻘﲑا( ِ ﺎن أَ ْن ﻳ ِﻌﻴﺶ و ِﺣﻴ ًﺪا ُدو َن أَﺻ ِﺪﻗَﺎءِ َ ، ِ .1ا ِﻹﻧْﺴ ِ ﻲء إِﻟ َْﻴ ِﻬ ْﻢَ ،ﺣ ﱠﱴ ﻻَ َﳜْ َﺴ َﺮُﻫ ْﻢ، ْ َ َِ َ وﻋﻠَْﻴﻪ أَ ْن ﻳَﺼﻠَ ُﻬ ْﻢَ ،وﻻَ ﻳُﺴ َ َ ِ ِ ﺼ ُﺪو ُق. ﻳﻖ اﻟ ﱠ وﻫ َﺬا ُﻫ َﻮ اﻟ ﱠ َﻫ ِﺬ ِﻩ ِﻫ َﻲ اﻟ ﱠ ﺼﺪ ُ ﺼ َﺪاﻗَﺔُ ا ْﳊَﻘﻴﻘﻴﱠﺔَُ ، ﻚ. .2واﻟ ﱠ ﻳﻖ ا ْﳊَِﻘ ِﻴﻘ ُﻲ َﻣ ْﻦ ﻳَ ْﺴ َﻌﻰ ﻟ َ َﺻﺎﺑَﻪُ اﻟﻀ َﱠﺮُر ،ﻻَ ﻳُـﺒَ ِﺎﱄ ﻃَﺎﻟ ََﻤﺎ أَﻧﱠﻪُ ﻳَـ ْﻨـ َﻔ ُﻌ َ َﻚ َﻛ َﻤﺎ ﺗَ ْﺴ َﻌﻰ أَﻧْ َ ﺼ ِﺪ ُ ﺖ ،وﻟ َْﻮ أ َ ﺼ ِﺪ ُ ِ ﻮﺳﺮاَ ،ﱂ ﻳـ ْﻨﻈُﺮ إِ َﱃ ﺻ ِﺪ ِﻳﻘ ِﻪ َﻛﻤﺎ ﻳـ ْﻨﻈُﺮ اﻟﺘ ِ ﱠﺎﺟ ُﺮ إِ َﱃ ِﺳﻠ َْﻌﺘِ ِﻪ ﺑِ َﻜ ْﻢ َﺳﺘُﺒَﺎعُ؟ وَﻛ ْﻢ .3وإِ َذا َﻛﺎ َن اﻟ ﱠ َ ﻳﻖ ُﻣ ً ْ َ ْ َ َ ُ َﺳﺘَـ ْﺮﺑَ ُﺢ؟ ِ ﲔ ُِﳏﺒﱠـ ْ ِ ﺼِْ ﲔ. َﲨَ َﻞ اﻟ ﱠ َ .4ﻣﺎ أ ْ ﻴﺠﺔٌ ﻗَ ِﻮﻳﱠﺔٌَ ،ﲡْ َﻤ ُﻊ ﺑَـ َْ ﲔ َﺷ ْﺨ َ ﺼ َﺪاﻗَﺔَ! ﻷَﻧﱠـ َﻬﺎ َوﺷ َ ﻚ ﺗَﺄِْﰐ إِﻟ َْﻴ ِﻪ َﺟﺎﺋِ ًﻌﺎ. وﻣ ْﻮﻗِ ُﺪ َك ،ﻷَﻧﱠ َ ُ .5ﻫ َﻮ َﻣﺎﺋِ َﺪﺗُ َ ﻚ َ 5. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili fiillerin, mâzî ise, muzâri ve masdarlarını; muzâri ise mâzî ve masdarlarını, emir ise, mâzî, muzâri ve masdarlarını belirtiniz. ِ ﲔ ُِﳏﺒﱠـ ْ ِ ﺼِْ َﺣ ُﺪ ُﳘَﺎ اﻵ َﺧ َﺮ ِﰲ ﻧَـ ْﻔ ِﺴ ِﻪ، َﲨَ َﻞ اﻟ ﱠ َ .1ﻣﺎ أ ْ ﻴﺠﺔٌ ﻗَ ِﻮﻳﱠﺔٌَ ،ﲡَِْﻤ ُﻊ ﺑَـ َْ ﲔ َﺷ ْﺨ َ ﲔ .ﻳَـ َﺮى أ َ ﺼ َﺪاﻗَﺔَ! ﻷَﻧﱠـ َﻬﺎ َوﺷ َ ِ ِ ﺼ َﺪاﻗَﺔُ ﻣﻊ اﻷَﻳﱠ ِﺎم ِ ِ ﱠ ﺼﺎﻋﺐ وا ْﳊََﻮادث ﻋُ ْﻤ ًﻘﺎ. ْﻤ ﻟ ا ﻊ وﻣ ، ة ﺪ ﺟ اﻟ اد ﱠ ً وﺗَـ ْﺰ َد ُ ََ َ َ ََ .2إِﻧﱠﻪ َزْﻫﺮةٌ ﺗُـ َﻘﺪ ِ ِ ي َﺟ َﺰ ٍاء. ﱠﺤﻠَ ِﺔُ ،دو َن أَ ْن ﺗَـ ْﻨﺘَ ِﻈﺮ أَ ﱠ ﱢم َرﺣﻴ َﻘ َﻬﺎ َﺳﺎﺋِﻐًﺎ َﻣ ِﺮﻳﺌًﺎ ﻟﻠﻨ ْ ُ ُ َ ِ ُ .3ﻫﻮ ﺣ ْﻘﻠُ َ ِ ﺼ ُﺪﻩُ ﺑِﺎﻟ ﱡ ﻚ ﺗَﺄِْﰐ إِﻟ َْﻴ ِﻪ َﺟﺎﺋِ ًﻌﺎ، وﻣ ْﻮﻗِ ُﺪ َك ،ﻷَﻧﱠ َ ﺸ ْﻜ ِﺮُ ،ﻫ َﻮ َﻣﺎﺋِ َﺪﺗُ َ ﻚ اﻟﱠﺬي ﺗَـ ْﺰَر ُﻋﻪُ ﺑِﺎﻟ َْﻤ َﺤﺒﱠﺔ ،وَﲢْ ُ ﻚ َ َ َ ِ اءﻩُ ُﻣ ْﺴﺘَ ْﺪﻓﺌًﺎ". وﺗَ ْﺴ َﻌﻰ َوَر َ ث ﻫﻲ ِﳏَ ﱡ .4وﻻَ َﺷ ﱠ ﻳﻖ إِﻻﱠ ِﻋ ْﻨ َﺪ ﻚ ِﰲ أَ ﱠن اﻟﺘﱠﺠﺎ ِر ف اﻟ ﱠ ﻚ اﻟ ﱠ ﺼ َﺪاﻗَ ِﺔ ا ْﳊَِﻘ ِﻴﻘﻲ إِ ْذ ﻻَ ﻳُـ ْﻌﺮ ُ ب وا ْﳊََﻮ ِاد َ ﺼ ِﺪ ُ اﻟ ﱢ ِ ﺿ ِﻴﻘﻪِ، ﱠة اﻟﱠِﱵ ﻳـ َﻘﻊ ﻓِﻴﻬﺎ ﺻَِﺪﻳ ُﻘﻪَُ ،ﻓَـﻴـﻮ ِ اﺳﻴ ِﻪ ِﰲ ﺣ ْﺰﻧِ ِﻪ ،وﳝَُ ﱡﺪ ﻟَﻪُ ﻳ َﺪ اﻟْﻌﻮ ِن ُ ِﻋ ْﻨ َﺪ ﺣﺎﺟﺘِ َِﻪ ،وُﳜْ ِﺮﺟﻪُ ِﻣﻦ ِ َ َ ُ ُ ْ َ َْ ﺸﺪ ِ َِ ِ ُ َ َ ِ ِ ِ ُ َ وَْﳚ َﻌ ُﻞ ﻣ ْﻦ ﺑَـ ْﻴﺘﻪ ﺑَـ ْﻴﺘًﺎ ﻟَﻪُ ،وﻣ ْﻦ َﻣﺎﻟﻪ َﻣﺎﻻً ﻟَﻪُ. ِ ِ ﺼ ِﺪ َ ِ ِ ﱠو َﺣ ِﺔ ْ ْﻚ " .5إِ ﱠن اﻟ ﱠ اﳋَ ْ ﻀ َﺮ ِاء اﻟﱠِﱵ ﻧَـ ْﻨﺘَ ِﻬﻲ إِﻟَْﻴـ َﻬﺎ ِﰲ ﺗِﻠ َ ﻳﻖ اﻟﱠﺬي ﻧَـ ْﻌﺜُـ ُﺮ ﻋﻠﻴﻪ ِﰲ َﺣﻴَﺎﺗﻨَﺎ ُﻫ َﻮ ِﲟَْﻨ ِﺰﻟَﺔ اﻟﺪ ْ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﲔ". اﻟ ﱠ ﺴ ْﲑ واﻟ ﱡ ﺼ ْﺤ َﺮ ِاء ﺑَـ ْﻌ َﺪ اﻷَﻳْﻦ واﻟ َﻜﻼَل وﻃُﻮل اﻟ ﱠ ﲔ َﻫﺎدﺋ َ اﻟﻮارﻓَﺔ ﻧَﺎﻋﻤ َ ﺴ َﺮى ﻓَـﻨَﺘَـ َﺮ َاﻣﻰ ﰲ ﻇﻼَﳍَﺎ َ ﻚ ،وا ْﳊَ ﱢ ْﺮوﻩٌُ ،ﺳ ﱠﺮ ِﰲ ﻧَـ ْﻔ ِﺴ ِﻪ، ﻚ َﻣﻜ ﻚ ،ﻓَِﺈ ْن أ َﺻﺎﺑَ َ ﻂ ِﻣ ْﻦ َﺷﺄْﻧِ َ ﺻ َﺔ ﺑَـ ْﻌ َﺪ اﻷُ ْﺧ َﺮى ﻟِﻠﻨـ ْﱠﻴ ِﻞ ِﻣ ْﻨ َ .6وﻳَـﺘَ َﺤ ﱠ ُ َ ﲔ اﻟ ُﻔ ْﺮ َ ُ ﺖ أَﻟ ِ ِ َ ْﻒ ﻗِﻨَ ٍﺎع ِﻣ َﻦ اﻟ ﱢﺮﻳَ ِﺎء. ﲢ ﻩ ر ﺪ ﻛ ﻰ ﻔ ﺧ أ و ، ﱢر ﺪ ﻛ ﺮ ـ ﻴ ﺧ ﻚ ﺎﺑ َﺻ أ ن إ و ﻰ، َﺳ ﻷ وا ن ﺰ ﳊ ا وأَﺑْ َﺪى ﻟ َ ْ َ َ َ َ ْ ٌ ُ َ ْ َ َ َ َُ َْ َ َﻚ ُْْ َ َ ﻚ. .7واﻟ ﱠ َﺻﺎﺑَﻪُ اﻟﻀ َﱠﺮُر ،ﻻَ ﻳُـﺒَ ِﺎﱄ ﻃَﺎﻟ ََﻤﺎ أَﻧﱠﻪُ ﻳَـ ْﻨـ َﻔ ُﻌ َ ﻳﻖ ا ْﳊَِﻘ ِﻴﻘ ُﻲ َﻣ ْﻦ ﻳَ ْﺴ َﻌﻰ ﻟ َ َﻚ َﻛ َﻤﺎ ﺗَ ْﺴ َﻌﻰ أَﻧْ َ ﺼ ِﺪ ُ ﺖ ،وﻟ َْﻮ أ َ َﺻ ِﺪﻗَﺎء ا ْﳊ ِﻘ ِﻴﻘﻴﱢﲔ اﻟّ ِﺬﻳﻦ ﻳﺼ ِ ﺾ اﻷ َُدﺑَ ِﺎء ﻚ ،أ َْو ُﺣﺒًّﺎ ﺑِ َ ﻚ ﻟِ َﺬاﺗِ َ ﺎدﻗُﻮﻧَ َ ﻚ! وﻗَ ْﺪ َﻋ ﱠﺪ ُﻫ ْﻢ ﺑَـ ْﻌ ُ ِ .8أَﻻَ َﻣﺎ أَﻗَ ﱠﻞ اﻷ ْ َ َ َ َ ُ َ ﻣﻦ اﻟْﻤﺴﺘَ ِﺤﻴﻼَ ِ ﻮد َﻫﺎ. ت اﻟﱠِﱵ ﻻَ ﳝُْ ِﻜ ُﻦ ُو ُﺟ ُ َ ُْ 32 ِ وﺣﺎﻓِ ْﻆ ﻋﻠَﻰ ﻣ َﺸ، وأَﺣ ِﺴﻦ إِﻟَﻴ ِﻪ،ﻚ ﺑِ ِﻪ ، وَﲡَ َﺎوْز َﻋ ْﻦ َﻫ َﻔ َﻮاﺗِِﻪ،ﺎﻋ ِﺮِﻩ ﻓَـﺘَ َﻤ ﱠ،ﻚ ْﺴ َ ِﺎدﻓْـﺘَﻪُ ِﰲ َﺣﻴَﺎﺗ َﺻ َ ﻓَـﻠَ ْﻮ.9 َ َ َ ْ ْ ْ ِ .ﺲ ﻟَﻪُ اﻷَ ْﻋ َﺬ َار ْ َواﻟْﺘَﻤ ِ َ َ ﻗ.10 ِ َ "ﻻَ ُﲢ:ﲔ اﻟ ﱠﺮْﳛ ِﺎﱐﱡ َواﺑْـﺘَ ِﻌ ْﺪ َﻣﺎ أ َْﻣ َﻜ َﻦ."ﺖ ﺗَﻄ َْﻤ ُﻊ ِﰲ َﳏَﺒﱠﺘِ ِﻪ ﺐ ﺎﺳ َ إِ ْن ُﻛ ْﻨ،ﺻ ِﺪﻳ ًﻘﺎ َﻋﻠَﻰ َﻫ ْﻔ َﻮﺗِِﻪ ٌ ﺎل أَﻣ َ َ ْ ِ َ َﺎب ﻷَﻧﱠﻪ إِﻧْﺴﺎ ٌن ِﻣﺜْـﻠ ِ ِ ﺎدﻟ َِﺔ أَ ِو ِ ِ ِْ َﻋ ِﻦ ِ َاﻟﻌﺘ ،ﻴﺐ َ ﺼ ِﺎم َﻣ َﻌﻪُ أَ ِو اﻟ ُْﻤ َﺠ َ اﳋ ُ ﻴﺐ َﻛ َﻤﺎ ﺗُﺼ ُ وﻳُﺼ، ُﳜْﻄ ُﺊ َﻛ َﻤﺎ ُﲣْﻄ ُﺊ،ﻚ َ ُ ِ ٍ ِ ِ ِ ِ ﱠ ﱠ ِ :َوا ْﻋ َﻤ ْﻞ ﺑ َﻘ ْﻮل اﻟﺸﺎﻋﺮ ﺑَﺸﺎر ﺑْﻦ ﺑُـ ْﺮد ﺖ ِﰲ ُﻛ ﱢﻞ اﻷ ُُﻣﻮِر ُﻣ َﻌﺎﺗِﺒًﺎ ْﻖ اﻟﱠ ِﺬي ﻻَ ﺗُـ َﻌﺎﺗِﺒُ ْﻪ َ ﺻ ِﺪﻳ َﻘ َ إِ َذا ُﻛ ْﻨ َ َﱂْ ﺗَـﻠ،ﻚ َ ٍ ْف َذﻧ .وﳎَﺎﻧِﺒُ ْﻪ ُ ﻓَِﺈﻧﱠﻪُ ُﻣ َﻘﺎ ِر ُ ﺐ َﻣ ﱠﺮًة ِ ﻓَ ِﻌﺶ و ِ اﺣ ًﺪا أَو ﺎك َ ﺻ ْﻞ أَ َﺧ ْ َ ْ DİL BİLGİSİ İSİM VE FİİL CÜMLELERİNDE OLUMSUZLUK Arapçada cümleleri olumsuz yapmak için bazı edatlar kullanılır. Bu edatlardan َﻻ, َﻦ ْ ﻟ, ْ َﱂ, ﻟَ ﱠﻤﺎfiil cümlesinin; ﺲ َ ﻟ َْﻴisim cümlesinin; َﻣﺎhem fiil, hem isim cümlesinin başına gelir. Ayrıca ﺲ َﻴ َ ْ ﻟye benzeyenler ve cinsi nefyeden َﻻ vardır. ﻻ: a. ﻻَ اﻟﻨﱠﺎﻓِﻴَﺔ: Muzâri fiile, olumsuz geniş zaman anlamı verdirir ve i‘rab yönünden fiilde herhangi bir değişiklik yapmaz. Örnek: ﻳﻖ ف اﻟ ﱠ ُ ( ﻻَ ﻳُـ ْﻌ َﺮDost ُ ﺼ ِﺪ ِ bilinmez). Görüldüğü gibi, ﻳﻖ ف اﻟ ﱠ ُ ﻳُـ ْﻌ َﺮcümlesi (Dost bilinir) anlamındadır, ُ ﺼﺪ başına ﻻgelince olumsuz hale gelmiştir. ( ﻻ ﻳَـ ْﻨﻈُُﺮO bakmaz) kipinin başında, Arapçada olumsuzluk ﻻsı denilen ﻻ اﻟﻨﺎﻓﻴﺔ vardır. Bu kipin çekimi şöyledir: Cemi Müsennâ Müfred ا ْﳉَ ْﻤﻊ اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد (Çoğul) (İkil) (Tekil) ِ ﻻَ ﻳـ ْﻨﻈُﺮ ان َ َ ﻻَ ﻳَـ ْﻨﻈُُﺮ ِ Gâib / ﺐ ُ اﻟْﻐَﺎﺋ O ikisi bakmazlar O bakmaz 3. Şahıs Erkek ﻻَ ﻳَـ ْﻨﻈُْﺮ َن ِ ﻻَ ﺗَـ ْﻨﻈُﺮ ان َ ﻻَ ﺗَـ ْﻨﻈُُﺮ Gâibe / ُاﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ Onlar bakmazlar O ikisi bakmazlar O bakmaz 3. Şahıs Dişi ﻻَ ﺗَـ ْﻨﻈُُﺮو َن ِ ﻻَ ﺗَـ ْﻨﻈُﺮ ان َ ﻻَ ﺗَـ ْﻨﻈُْﺮ Muhatab / ﺐ ُ َاﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ Bakmazsın 2. Şahıs Erkek ﻻَ ﻳَـ ْﻨﻈُُﺮو َن Onlar bakmazlar Siz bakmazsınız İkiniz bakmazsınız 33 ﻻَ ﺗَـ ْﻨﻈُْﺮ َن ِ ﻻَ ﺗَـ ْﻨﻈُﺮ ان َ ﻳﻦ َ ﻻَ ﺗَـ ْﻨﻈُ ِﺮ Muhataba / ◌ْ ُﺨﺎﻃَﺒَﺔ َ اﻟ ُْﻤ Siz bakmazsınız İkiniz bakmazsınız Bakmazsın 2. Şahıs Dişi ﻻَ أَﻧْﻈُُﺮ Mütekellim / ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ ُ اﻟ Bakmam 1. Şahıs Ortak Bakmayız ﻻَ ﻧَـ ْﻨﻈُُﺮ Bu çekimi örnek alarak, yapınız. ( ﻻﻳَـ ْﻨـ َﻔ ُﻊO fayda vermez) nun tam olarak çekimini ِ ﻻَ اﻟﻨ: Bu, muzârinin başına gelerek nehiy yani yasak ifade eder ve b. ﱠﺎﻫﻴَﺔ ِ muzâriyi cezmeder. Örnek:ﺻ ِﺪﻳ ًﻘﺎ َﻋﻠَﻰ َﻫ ْﻔ َﻮﺗِِﻪ َ ﺐ ْ ( ﻻَ ُﲢَﺎﺳHatasından dolayı hiçbir dostu hesaba çekme). Bu cümledeki َﻻ, hem olumsuzluk ifade etmekte, hem de, muzâriyi cezmetmektedir. ِ ﺐ ْ ﻻَ ُﲢَﺎﺳin tam olarak çekimi şöyledir: Cemi Müsennâ Müfred ا ْﳉَ ْﻤﻊ اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد (Çoğul) (İkil) (Tekil) ِ َﻻَ ُﲢ ﺎﺳﺒُﻮا ِ َﻻَ ُﲢ ﺎﺳﺒَﺎ ِ ﺐ ْ ﻻَ ُﲢَﺎﺳ Muhatab / ﺐ ُ َاﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ Siz hesaba çekmeyin Siz ikiniz hesaba çekmeyin hesaba çekme 2. Şahıs Erkek ِ ﱭ َْ ﻻَ ُﲢَﺎﺳ ِ َﻻَ ُﲢ ﺎﺳﺒَﺎ ِ َﻻَ ُﲢ ﺎﺳِﱯ Muhataba / ◌ْ ُﺨﺎﻃَﺒَﺔ َ اﻟ ُْﻤ Siz hesaba çekmeyin Siz ikiniz hesaba çekmeyin Sen hesaba çekme 2. Şahıs Dişi Bu kipi örnek alarak ( ﻻَ ﺗَـ ْﻨﺘَ ِﻈ ْﺮSen bekleme) kiplerini tam olarak çekiniz. c. Dua ve beddua ifade eden ﻻ: Bu, mazi fiilin başında gelir. Olumsuzluktan başka, hiçbir değişiklik yapmaz. Örnek: ﺖ ْ ( ﻻَ َﻣ ِﺮHasta َﺿ olmayasın!) َﻦ ْ ﻟ: Bu edat, devamlı muzâri fiilden önce gelir, onun manasını gelecek ِ zamanın olumsuzuna çevirir ve nasbeder. Örnek: ب َ ( ﻟَ ْﻦ أَ ْﻛﺬYalan söylemeyceğim). 34 ِ ب َ أَ ْﻛﺬkipinin başında ﻟَ ْﻦbulunmaktadır. Görüldüğü üzere bu edat muzârii nasbetmektedir. Bu kipin tam çekimi şöyledir: Cemi Müsennâ Müfred ا ْﳉَ ْﻤﻊ اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد (Çoğul) (İkil) (Tekil) ِ ﻟَﻦ ﻳﻜ ْﺬﺑُﻮا َْ ِ ﻟَﻦ ﻳﻜ ْﺬﺑَﺎ َْ ِ ب َ َﻦ ﻳَﻜْﺬ ْﻟ ِ Gâib / ﺐ ُ اﻟْﻐَﺎﺋ 3. Şahıs Erkek ِ ﻟَﻦ ﻳﻜ ْﺬﺑْ َﻦ َْ ِ ﻟَﻦ ﺗَﻜ ْﺬﺑَﺎ ْ ِ ب َ َﻦ ﺗَﻜْﺬ ْﻟ Gâibe / ُاﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ 3. Şahıs Dişi ِ ﻟَﻦ ﺗَﻜ ْﺬﺑُﻮا ْ ِ ﻟَﻦ ﺗَﻜ ْﺬﺑَﺎ ْ ِ ب َ َﻦ ﺗَﻜْﺬ ْﻟ Muhatab / ﺐ ُ َاﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ 2. Şahıs Erkek ِ ﻟَﻦ ﺗَﻜ ْﺬﺑْ َﻦ ْ ِ ﻟَﻦ ﺗَﻜ ْﺬﺑَﺎ ْ ِ ﻟَﻦ ﺗَﻜ ْﺬِﰉ ْ Muhataba / ◌ْ ُﺨﺎﻃَﺒَﺔ َ اﻟ ُْﻤ 2. Şahıs Dişi ِ ب َ َﻦ ﻧَﻜْﺬ ْﻟ ِ ﻟ ب َ َﻦ أَ ْﻛﺬ ْ Mütekellim / ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ ُ اﻟ 1. Şahıs Ortak ِ İfade ettiği mana da gelecek zamanın olumsuzudur. Örnek: ب َ َﻦ ﻳَﻜْﺬ ْ ﻟ, O yalan söylemeyecek. ﻳَﺬْﺑَ ُﺢfiilinin başına ﻟﻦgetirerek tam olarak çekiniz ve manalarını veriniz. ْ َﱂ: Bu edat, devamlı muzâri fiilden önce gelir. Muzâri fiilin manasını olumsuz geçmişe çevirir ve cezmeder. Örnek: ُﺐ َﻋﻠِ ﱞﻲ َد ْر َﺳﻪ ْ ُ( َﱂْ ﻳَﻜْﺘAli dersini yazmadı). Cemi Müsennâ Müfred ا ْﳉَ ْﻤﻊ اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد (Çoğul) (İkil) (Tekil) َﱂْ ﻳَـ ْﻨﻈُُﺮوا َﱂْ ﻳَـ ْﻨﻈَُﺮا َﱂْ ﻳَـ ْﻨﻈُْﺮ ِ Gâib / ﺐ ُ اﻟْﻐَﺎﺋ 3. Şahıs Erkek 35 َﱂْ ﻳَـ ْﻨﻈُْﺮ َن َﱂْ ﺗَـ ْﻨﻈَُﺮا Gâibe / ُاﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ َﱂْ ﺗَـ ْﻨﻈُْﺮ 3. Şahıs Dişi َﱂْ ﺗَـ ْﻨﻈُُﺮوا َﱂْ ﺗَـ ْﻨﻈَُﺮا َﱂْ ﺗَـ ْﻨﻈُْﺮ Muhatab / ﺐ ُ َاﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ 2. Şahıs Erkek َﱂْ ﺗَـ ْﻨﻈُْﺮ َن َﱂْ ﺗَـ ْﻨﻈَُﺮا َﱂْ ﺗَـ ْﻨﻈُ ِﺮي Muhataba / ◌ْ ُﺨﺎﻃَﺒَﺔ َ اﻟ ُْﻤ 2. Şahıs Dişi َﱂْ أَﻧْﻈُْﺮ َﱂْ ﻧَـ ْﻨﻈُْﺮ Mütekellim / ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ ُ اﻟ 1. Şahıs Ortak َﱂْ ﻳَـ ْﻨﻈُْﺮ, “bakmadı” anlamındadır. ﻒ ُ ﻳَِﻘfiilinin başına ﱂgetirerek tam olarak çekimini yapınız . ﻟَ ﱠﻤﺎ: Bu edat da, ْ َﱂgibi, devamlı muzâri fiilin başında gelir. ْ َﱂgibi, muzâri fiilin manasını olumsuz geçmişe çevirir. Ancak ْ َﱂdeki olumsuzluk, mutlaktır. ﻟَ ﱠﻤﺎ daki olumsuzluk, sözü edilen geçmiş zamandan, konuşulan âna kadar devam eder. ﻟَ ﱠﻤﺎbulunan cümlede “henüz” veya “hâlâ” ifadeleri kullanılır. ﺐ َﻋﻠِ ﱞﻲ ْ ُﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَﻜْﺘ ُ َد ْر َﺳﻪcümlesinin tercümesini şöyle yaparız: “Ali dersini henüz/hâlâ yazmadı”. ﺲ َ ﻟ َْﻴ: Bu, َﻛﺎ َنnin benzerlerinden, nâkıs, mâzî bir fiildir. َﻛﺎ َنgibi ismini raf, haberini nasbeder ve isim cümlesini olumsuz hale getirir. Genel olarak ِ ِ ﺼ َﺪاﻗَﺔُ ﻓُـﺮ ِ ( وﻟ َْﻴﺴDostluk, benciller için “değil” anlamındadır. Örnek:ﲔ ﺖ اﻟ ﱠ َ ﺻﺔً ﻟﻠﻨﱠـ ْﻔﻌﻴﱢ َ ْ َ ِ bir fırsat değildir). Bu cümlede, ﺴﺖ اﻟ ﱠ, haberi ًﺻﺔ َ ﻓُـ ْﺮdir. َ ﻟ َْﻴin ismi, ُﺼ َﺪاﻗَﺔ ِ ﻟ َْﻴﺴdir. Cümleye olumsuzluk anlamı verdiren, ﺖ َ ﻟﻴﺲnin haberinin başına genellikle harf-i cer olan بgelir. Örnek: ِ ﲔ ْ ﺲ اﻟﻠﱠﻪُ ﺑِﺄ َ َﺣ َﻜ ِﻢ ا ْﳊَﺎﻛ ِﻤ َ ( أَﻟ َْﻴAllah, hükmedenlerin en iyi hükmedeni değil midir?). ﺲ ﻇَﺎﻟِ ًﻤﺎ َ ﻟ َْﻴcümlesi, “O zalim değildir” anlamına gelir. Bunun şahıslara göre çekimi şöyledir. 36 ِ ِ ِ ِ ﲔ َ ﺴﻮا ﻇَﺎﻟ ِﻤ ُ ﺲ ﻇَﺎﻟ ًﻤﺎ – ﻟ َْﻴ َﺴﺎ ﻇَﺎﻟ َﻤ ْﲔ – ﻟ َْﻴ َ ﻟَْﻴ ٍ ﲔ – ﻟَﺴﻦ ﻇَﺎﻟِﻤ ِ ْ ﺖ ﻇَﺎﻟِ َﻤﺔً – ﻟ َْﻴﺴﺘَﺎ ﻇَﺎﻟِ َﻤﺘَـ ﺎت ْ ﻟ َْﻴ َﺴ َ َْ َ ِ ِ َ ﻟَﺴ ِ ْ َﺴﺘُ َﻤﺎ ﻇَﺎﻟِ َﻤ ﲔ َ َﺴﺘُ ْﻢ ﻇَﺎﻟ ِﻤ ْ ﲔ–ﻟ ْ ﺖ ﻇﺎَﻟ ًﻤﺎ – ﻟ ْ ِ ِ ٍﱳ ﻇَﺎﻟِﻤﺎت ِ ِ ْ َﺴﺘُ َﻤﺎ ﻇَﺎﻟ َﻤ ْﻟ ْ ﲔ– ﻟ ْ َﺴﺖ ﻇَﺎﻟ َﻤﺔً – ﻟ َ َﺴ ُﱠ ِ ﲔ ﺖ ﻇَﺎﻟِ ًﻤﺎ ُ َﺴ َ َﺴﻨَﺎ ﻇَﺎﻟ ِﻤ ْﻟ ْﻟ ِ ﻟَﻴﺲ ﺟ (O cahil değildir) ifadesinin, yukarıdaki örnekte olduğu gibi tam ًﺎﻫﻼ َ َ ْ çekimini yapınız. َﻣﺎ: a. Fiil cümlesinin başına gelir. 1-Fiil, mazi olabilir. Böyle bir cümlede َﻣﺎ, sadece geçmiş zamanın olumsuzluğunu ifade eder. Başka bir etkisi yoktur. Örnek: ُﺐ َﻋﻠِ ٌﻲ َد ْر َﺳﻪ َ َ( َﻣﺎ َﻛﺘAli dersini yazmadı). 2-Fiil, muzâri olabilir. Bunda da َﻣﺎ, şimdiki zamanın olumsuzluğunu ifade eder. Örnek: ﺐ ُ ( َﻣﺎ أَ ْذ َﻫGitmiyorum). b. İsim cümlesinin başına gelir. Bu durumda, ﺲ َ ﻟ َْﻴgibi isim ve haber alır. َﻴ ﻟ gibi amel edebilmesi (görev yapabilmesi) İsmini ref, haberini nasbeder. ﺲ ْ َ için, ismiyle haberinin yer değiştirmemesi, olumsuzluğunun da إِﻻﱠile bozulmaması gerekir. Bu şartlardan birinin bulunmaması durumunda, isim cümlesine i‘rab yönünden bir etkisi olmaz. Sadece olumsuzluğu kalır. Her durumda anlamı, “değil” dir. Örnek: ﺸ ًﺮا َ َ( َﻣﺎ َﻫ َﺬا ﺑBu bir insan değildir). Bu cümlede َﻫ َﺬا, َﻣﺎnın ismi, ﺸ ًﺮا ﺑ ise haberidir. ( َﻣﺎ َﻫ َﺬا إِﻻﱠ ﺑَ َﺸ ٌﺮBu, insandan başka bir ََ ﺑ haberdir. Çünkü olumsuzluk إِﻻﱠile şeydir) denilirse, َﻫ َﺬاmubteda, ﺸ ٌﺮ ََ bozulmuştur. ﻣﺎnın haberinin başına genellikle harf-i cer olan بgelir. Örnek: ِ ﲔ َ ِ( َﻣﺎ ُﻫﻢ ِﲟُْﺆﻣﻨOnlar inanmazlar). ِ ﺲ َ َ ﻻdir. َ ﻟ َْﻴye benzeyen olumsuzluk harfleri, إ ْن, َﻣﺎ, َ ﻻve ت إِ ْن: Şartları gerçekleştiği takdirde, ﺲ َ ﻟ َْﻴgibi amel eder. Anlamı “değil” dir. Örnek: ( إِ ِن ا ْﳊَﻴَﺎةُ َﺧﺎﻟِ َﺪ ًةHayat sonsuz değildir). إِ ْنharfinin ﺲ َ ﻟ َْﻴgibi isim ve haber alabilmesi için iki şart vardır: 1. Haberi isminden önce gelmemelidir. 2. Cümlede إِﻻﱠkullanılarak olumsuzluğun bozulmamalıdır. َﻣﺎile ilgili açıklama yukarıda yapılmıştır. َﻻ: Şartları gerçekleştiği takdirde, ﺲ َ ﻟ َْﻴgibi amel eder. Anlamı “değil” dir. Örnek: ي َﺟﺒَﺎﻧًﺎ ( ﻻَ ُﺟ ْﻨ ِﺪ ﱞHiçbir asker korkak değildir). إِ ْنharfinin ﺲ َ ﻟ َْﻴgibi isim ve haber alabilmesinin şartları şunlardır: 1-İsmi ve haberi nekre olmalıdır. 2-Haberi isminden önce gelmemelidir. 3-Haberinde bildirilen hüküm إِﻻﱠile bozulmamalıdır. 37 ت َ َﻻ: Şartları gerçekleştiği takdirde, ﺲ َ ﻟ َْﻴgibi amel eder. Anlamı “değil” dir. ٍ ت ﺳﺎﻋﺔَ ﺑ َﻜ ِ Örnek: ﺎء ﻻ ! ن اﻵ ﻚ ﺒ ـ ﺗ ﻻ (Artık ağlama! Vakit, ağlama vakti değildir). َْ َ ُ َ َ ََ َ ت َ َ ﻻharfinin ﺲ َ ﻟ َْﻴgibi isim ve haber alabilmesinin şartları şunlardır: 1. İsmi ve haberi اﳊﲔ, اﻟﻮﻗﺖve اﻟﺴﺎﻋﺔgibi zaman ifade eden isimlerden olmalıdır. 2. ت َ َ ﻻnin hem ismi hem de haberi aynı anda cümlede bulunmamalıdır. ﺎﻋﺔَ ﺑُ َﻜ ٍﺎء َ َ ﻻcümlesi ﺎﻋﺔَ ﺑُ َﻜ ٍﺎء َ َ ﻻtakdirindedir. َ ت َﺳ َ ت اﻟﺴﺎﻋﺔُ َﺳ Cinsi Nefyeden َﻻ: Cinsi nefyeden yani tamamen olumsuzluk ifade eden َﻻ, إِ ْنgibi ismini nasb, haberini ref eder. Cinsi nefyeden (yani tamamen olumsuzluk ifade eden) َ ﻻnın ismi, muzâf, şibh-i muzâf (muzâfa benzer) ve müfred (muzâf ve şibh-i muzâf olmaksızın) gelebilir. ِ İsmi muzâf olarak gelen ﻻya örnek: ﻮب ٌ ُ( ﻻَ َﺷﺎﻫ َﺪ ُزوٍر َْﳏﺒHiçbir yalancı şahit ِ sevilmez). Bu cümlede َ ﻻnın ismi olan َﺷﺎﻫ َﺪmuzâftır ve mansuptur. ِ ِ İsmi şibh-i muzâf olarak gelen ﻻya örnek: وح ( ﻻَ ُﻣ َﻘ ﱢGörevinde ٌ ﺼ ًﺮا ِﰲ َواﺟﺒِﻪ ﳑَْ ُﺪ ihmalkarlık yapan hiç kimse övülmez/beğenilmez). Bu cümledeki ﺼ ًﺮا ُﻣ َﻘ ﱢ, ◌َ şibh-i muzâf olarak َ ﻻnın ismidir ve mansubtur. İsmi müfred olarak gelen ﻻya örnek: ﻳﺢ َ ﺴ ٌ ﻮد ُﻣ ْﺴ َِﱰ ُ ( ﻻَ َﺣHiçbir hasetçi rahat ﺴ ﺣ , ﻻ nın ismidir ve feth üzere mebnîdir. Görüldüğü değildir). Bu cümlede ﻮد َ َُ َ üzere, , muzâf ve şibh-i muzâf olarak gelen isim, mu‘rabtır ve mansûbtur. ’ﻻnın ismi müfred olarak gelirse o ismin nasb alameti üzere mebnîdir. َ ﻻnın إِ ْنgibi amel etmesi için, bazı şartlar vardır. Bunlar: Başına harf-i cer gelmemesi İsminin ve haberinin nekra olması Kendisiyle ismi arasında başka bir kelime bulunmamasıdır. ALIŞTIRMALAR 1. Aşağıdaki parçada olumsuz cümleleri tespit ediniz. ِ ِ ﻗﺎل أَﺑﻮ ﺟ ْﻌ َﻔ ٍﺮ اﳌﻨﺼﻮر ﻳ ﻮﺻﻲ اﺑﻨَﻪ ﻟﻠﻤﻬﺪ ﱢ ُ ﻓِﺈ ﱠن ﻓِﻜ َْﺮ اﻟﻌﺎﻗِ ِﻞ ﻣ ْﺮآﺗُﻪ ﺗُ ِﺮ ِﻳﻪ َﺣ َﺴﻨَﻪ، ﻻ ﺗُـ ِْﱪْم أﻣﺮاً ﺣﱴ ﺗُﻔ ﱢﻜ َﺮ ﻓﻴﻪ:ي َ ُ ُُ ِ ِْ ﻼد ِﲟ ِ ِ اﻟﻌ ِ ﻞ ﺜ ﺒ اﻟ ﺮ ﻤ ﻌ ـ ﺗ وﻻ ،ﺑﺎﻟﻄﺎﻋﺔ إﻻ ﻪ ﺘ ﻴ ﻋ ر ﺢ ﻠ ﺼ ﺗ وﻻ ،ﱠﻘﻮى ﺘ ﺑﺎﻟ إﻻ ن ﺎ اﻟﺴﻠﻄ ﺢ ﻠ ﺼ ﻳ ﻻ ! ﲏ ـ ﺑ ،ﺪل ُ ُ ﱠ ﱠ ُ ُ ُ َ ُ َ َ َ ُ ْ َ ﻳﺎ ُ َﱠ.وﺳﻴﱢﺌَﻪ ُ َُ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ َ َ ﻋﻠﻰ ﻨ اﻟ ﻚ ﺒ ﺎﺣ ﺻ ﻞ ﻤ ﻋ ﱪ ﺘ ﻋ وا ، ﻪ ﻧ و د ﻢ ﻫ ﻦ ﻣ ﻢ ﻠ ﻇ ﻦ ﻣ اﻟﻨﺎس ﺰ ﺠ ﻋ أ و ، ﺔ ﻮﺑ ﻘ اﻟﻌ ﻋﻠﻰ ﻢ ﻫ ر ﺪ ﻗ أ ﻮ ﻔ اﻟﻌ ﱠﺎس ر ﺪ ﻗ ْ ْ َ َ َ َ َ َ َ ْ َْ َُ ُ ْ ُ ْ َ َ ْ َ َُ ْ َ ُُ ْ ُُ َ ْ َ ُ َ َوأ ِ .وﻋﻠ َْﻤﻪ ﺑﺎﺧﺘﺒﺎ ِرِﻩ 38 ِ ِ ﻚ ِﻣﻦ أ َْﻫ ِﻞ ِ ِ ِ ﻚ. اﻟﻌﻠ ِْﻢ َﻣ ْﻦ ُﳛَ ﱢﺪﺛُ َ وﻣ َﻌ َ ْ ﺲ َْﳎﻠﺴﺎً إِﻻﱠ َ ﻳﺎ أﺑﺎ ﻋﺒﺪ اﷲ! ﻻ َﲡْﻠ ْ ﻳﺎ أﺑﺎ ِ ﺎل ﻟﻸﻣﺮ ﺣﱴ ﻻ ﻳَـ َﻘ َﻊ ﻓﻴﻪ. ﻋﺒﺪ اﷲ ! ﻟﻴﺲ ﺎل ﻟﻸ َْﻣ ِﺮ اﻟﺬي ﻏَ ِﺸﻴَﻪ ،ﺑَ ِﻞ اﻟﻌﺎﻗِ ُﻞ اﻟﺬي َْﳛﺘَ ُ اﻟﻌﺎﻗﻞ اﻟﺬي َْﳛﺘَ ُ ُ 2. Aşağıdaki isim cümlelerini, örnekte olduğu gibi, olumsuz hale getiriniz ve harekeleyiniz. ﺎرا اﻟﻴَـ ْﻮَم ﺲ ا ْﳉَﱡﻮ َﺣ ًّ اﳌﺜﺎل :اَ ْﳉَﱡﻮ َﺣﺎ ﱞر اﻟﻴَـ ْﻮَم ----ﻟ َْﻴ َ ﺻ ْﻌﺒَﺔٌ. اﻟﻌ َﺮﺑِﻴﱠﺔُ َ .1اﻟﻠﱡﻐَﺔُ َ " .2اﻟﻌ ﱠﻘ ُ ِ ﻮر. َ ﺐ َﻣ ْﺸ ُﻬ ٌ ﺎد" َﻛﺎﺗ ٌ ﺎن واﻗِﻌﺘَ ِ ِ ِ ﺎن َﻋﻠَﻰ اﻟْﺒَ ْﺤ ِﺮ اﻟ ُْﻤﺘَـ َﻮ ﱢﺳ ِﻂ. .3اﻟ َْﻤﺪﻳﻨَﺘَ َ َ ﺸﻌﺮاء اﻟﻌﺒﱠ ِ ﺎﺳﻴُﻮ َن َﻛﺜِﲑُو َن. .4اﻟ ﱡ َ َ ُ َ .5اﻟْﻤﻮا ﱡد ِ ﺴ ِ ﻮق. اﻟﻐ َﺬاﺋِﻴﱠﺔُ ُﻣﺘَـ َﻮﻓﱢـ َﺮةٌ ِﰲ اﻟ ﱡ ََ ﺿ ُ ِ ﺎت ِﰲ َﻋ َﻤﻠِ ِﻬ ﱠﻦ. ﺼ ٌ .6اَﻟ ُْﻤ َﻤ ﱢﺮ َ ﺎت ﳐُْﻠ َ .7اﻟ ﱠ ﺸ َﻮارِعُ ُﻣ ْﺰ َد ِﲪَﺔٌ. .8اَﻟ َْﻤﺎءُ ﺑَﺎ ِرٌد. .9اَﻟ ِْﻤ ْﺤ َﻔﻈَﺔُ ﺛَِﻘﻴﻠَﺔٌ. ﻮﺣﺔٌ. .10اﻷَﺑْـ َﻮ ُ اب َﻣ ْﻔﺘُ َ 3. Uygun olan olumsuzluk edatını kullanarak aşağıdaki cümleleri olumsuz yapınız. ِ َﺳﺒَﺎﻧْـﻴَﺎ. .1ﻳُ َﺴﺎﻓ ُﺮ َْﳏ ُﻤﻮ ٌد ﺑَـ ْﻌ َﺪ َﺷ ْﻬ َﺮﻳْ ِﻦ إِ َﱃ أ ْ ﺸ ِﺮَﻛ ِﺔ أ ِ ﺎح اﻟ ﱠ َﺧ ًﲑا. اد ْ َ .2ز َ ت أ َْرﺑَ ُ ﺎر ِﰲ اﻟ َﻘ ْﺮﻳَِﺔ ُﻣ ْﺮﺗَِﻔ َﻌﺔٌ. .3اﻷ ْ َﺳ َﻌ ُ َ .4ﺷ َﻮارِعُ اﻟْ َﻤ ِﺪﻳﻨَ ِﺔ ﻧَ ِﻈﻴ َﻔﺔٌ. ﺴﻨَ ِﺔ اﻟ َﻘ ِ ﺎد َﻣ ِﺔ. اﻟﻮِز ُﻳﺮ َﺣ ْﻔ َﻞ اﻟﺘﱠ َﺨ ﱡﺮ ِج ِﰲ اﻟ ﱠ َْ .5ﳛ ُ ﻀ ُﺮ َ ِ ِ ْس َﻣ ِ ﺎل اﻟ ﱠ ﺎد ِة َرأ ِ ﺸ ِﺮَﻛ ِﺔ. ﺲ ا ِﻹ َد َارِة َﻋﻠَﻰ ِزﻳَ َ .6اﺗﱠـ َﻔ َﻖ َْﳎﻠ ُ ِ ﺎﺣﺜِ ِ ﺐ ا ْﳍَﺎ ﱠﻣ ِﺔ ِﰲ اﻷ ََد ِ ﺎب "اﻷَﻏَ ِﺎﱐ" ِﻣ َﻦ اﻟ ُﻜﺘُ ِ اﻟﻌ َﺮِ ﱢﰊ. ﺾ اﻟﺒَ َ .7ﻳَـﻌُ ﱡﺪ ﺑَـ ْﻌ ُ ب َ ﲔ ﻛﺘَ َ .8و ِ ِ ﱢﺮًة. َ َ ﺻﻠَﺖ اﻟﻄَﺎﺋﺮةُ ُﻣﺘَﺄَﺧ َ .9ﺗَـ ْﻘﺘَ ِ ﻒ َﻋﻠَﻰ اﻷَ ْﺧﺒَﺎ ِر. ﺼ ُﺮ اﻟ ﱡ ﺼ ُﺤ ُ ِ س اﻟﺘﱠـ ْﻘ ِﺮ َﻳﺮ َﺣ ﱠﱴ اﻵ َن. .10ﻳَﻜْﺘُ ُ ﺐ اﻟ ُْﻤ َﻬ ْﻨﺪ ُ 39 4. Aşağıdaki cümlelerden olumsuzluk edatını kaldırınız, gerekli değişiklikleri yaparak cümleleri yeniden yazınız ve harekeleyiniz. َ .1ﱂ ﻳـﻮاﻓِ ْﻖ ﻣ ِﺪﻳﺮ اﻟ ُﻔ ْﻨ ُﺪ ِق َﻋﻠَﻰ ِزﻳ َ ِ َﺳ َﻌﺎ ِر. ﺎدة اﻷ ْ َ ْ َُ ُ ُ ﻮدوا إِ َﱃ ﺑِﻼَ ِد ِﻫ ْﻢ. َﻦ ﻳَـﻌُ ُ .2اَﻟ ُْﻤ ْﻐ َِﱰﺑُﻮ َن ﻟ ْ ﺎج اﻟ ﱢﺰر ِ اﻟﻌﺮا ُق ﺑِ ِﺰﻳ َ ِ ِ اﻋ ﱢﻲ. .3ﻻَ ﺗَـ ْﻬﺘَ ﱡﻢ َ َ ﺎدة ا ِﻹﻧْـﺘَ ِ َ ﺎت ﻧَ ِﺸﻴﻄَ ٍ .4ﻟ َْﻴﺴ ِ ﺎت ِﰲ اﻟْ َﻌ َﻤ ِﻞ. ﺖ اﻷُﱠﻣ َﻬ ُ َ .5ﻧَﺼﺢ اﻟْﻤ َﺪ ﱢرس ﻃُﻼﱠﺑﻪُ ﺑِﺄَﻻﱠ ﻳـﻌﺘَ ِﻤ ُﺪوا َﻋﻠَﻰ ِ اﻟﻜﺘَ ِ ﺎب َو ْﺣ َﺪﻩُ. َْ ََ ُ ُ َ ِ ﺼﺤ ِﻔﻴﱢ ِ ﻀﻮِر ﺣ ْﻔ ِﻞ ِ اﻻ ْﺳﺘِ ْﻘﺒَ ِ ﺎل. ﻴﺲ اﻟ ﱠ َ َ ﲔ ﳊُ ُ َ َ .6ﱂْ ﻳَ ْﺪعُ اﻟ ﱠﺮﺋ ُ ِِ ِ ِ ﺖ َﻛﺎﻓِﻴَﺔً. اﻟﻌ َﺮﺑِﻴﱠ ِﺔ ﻟ َْﻴ َﺴ ْ .7اَﻷ ََراﺿﻲ اﻟ ﱢﺰَراﻋﻴﱠﺔ ِﰲ اﻟﺒِﻼَد َ ِ ﱢﻳﻦ ﻟِ ِﻼ ْﺟﺘِ َﻤ ِﺎع ﻏَ ًﺪا. ﺴﻮا ُﻣ ْﺴﺘَﻌﺪ َ .8اَﻟ َْﻤ ْﻨ ُﺪوﺑُﻮ َن ﻟ َْﻴ ُ ﻮل ِ ﺎﻋ ِﺔ ﻏَ ًﺪا. َﻦ ﳝُْﻨَ َﻊ ُد ُﺧ ُ اﻟﻜﺒَﺎ ِر إِ َﱃ اﻟ َﻘ َ .9ﻟ ْ ِ ﱠِ ﺐ. .10ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَـﺘَـ َﻮﻗﱠﻒ اﻟﻠﻌ ُ ? nın ismi hangisinde mebnî, hangisinde mu‘rabtırﻻَ 5. Aşağıdakilerde .1ﻻَ ر ِ اﻏﺒًﺎ ِﰲ اﻟ ﱠ ﺸ ِﺮ ُْﳏﺘَـ َﺮٌم. َ ﻀ ُﻞ ِﻣ ْﻦ ُﺣ ْﺴ ِﻦ ْ اﳋُﻠُ ِﻖ. .2ﻻَ َﺷ ْﻲ َء أَﻓْ َ .3ﻻَ إِﳝَﺎ َن ﻟِ َﻤ ْﻦ ﻻَ أ ََﻣﺎﻧَﺔَ ﻟَﻪُ. ﺐ ﻓِ ِﻴﻪ. َ .4ﻫ َﺬا أ َْﻣ ٌﺮ ﻻَ َرﻳْ َ .5ﻻَ ُﻣ ْﻬ ِﻤﻼً اﻟﻴَـ ْﻮَم ﻳُـ ْﻔﻠِ ُﺢ ﻏَ ًﺪا. ِ ﻮم. ْﻣ ٌ .6ﻻَ ﻓَﺎﻋ َﻞ َﺧ ٍْﲑ َﻣﺬ ُ .7ﻻَ َﻋ ْﻘ َﻞ َﻛﺎﻟﺘﱠ ْﺪﺑِ ِﲑ. .8ﻻَ ِ ٍ ﻮم. ْﻣ ٌ َ ﺐ ُﺟﻮد َﻣﺬ ُ ﺻﺎﺣ َ ﺿﺪﱠﻳ ِﻦ ُْﳎﺘَ ِﻤﻌ ِ ﺎن. .9ﻻَ ِ ْ َ 10ﻻَ ﺟ ِ ﺎﻫﻼَ ِ ﺎت. ت ُْﳏﺘَـ َﺮَﻣ ٌ َ ların hangi tür olumsuzluk edatı ﻻَ 6. Aşağıdaki parçada geçen olduğunu belirtiniz. ِ ِ ِ ﻳﻚ ،واﻟ ﱠ ﻴﺢ اﻟﱠ ِﺬي ﻻَ ﻴﻖ اﻟﱠ ِﺬي ﻻَ ﳝََﻠﱡ َ ﻳﻖ اﻟﱠ ِﺬي ﻻَ ﻳُـ ْﻐ ِﺮ َ ﻴﺲ اﻟﱠ ِﺬي ﻻَ ﻳُﻄْ ِﺮ َ ﻳﻚ واﻟ ﱠﺮﻓِ ُ ﺼ ِﺪ ُ اَﻟْﻜﺘَ ُ ﻚ ،واﻟ ُْﻤ ْﺴﺘَﻤ َ ﺎب ُﻫ َﻮ ا ْﳉَﻠ ُ ﻳﻚ ،واﻟ ﱠ ِ ﺎﺣﺐ اﻟﱠ ِﺬي ﻻَ ﻳ ِﺮﻳ ُﺪ ْ ِ ﻚ ﺑِﺎﻟﻨﱢـ َﻔ ِ ﺎق ،وﻻَ ﻳَ ْﺸ َِﱰ َ ﻚ ﺑِﺎﻟ َْﻤ ْﻜ ِﺮ ،وﻻَ ﳜَْ َﺪﻋُ َ اج َﻣﺎ ِﻋ ْﻨ َﺪ َك ﺑِﺎﻟ َْﻤﻠَ ِﻖ ،وﻻَ ﻳُـ َﻌ ِﺎﻣﻠُ َ ُ اﺳﺘ ْﺨ َﺮ َ ﺼ ُ َﻚ ﺑِﺎﻟْ َﻜ ِﺬ ِ ب. َْﳛﺘَ ُ ﺎل ﻟ َ 40 7. Parantez arasındakilerden uygun olan olumsuzluk edatını boşluğa yerleştiriniz. ِ َﻦ( ﺻ ِﺪﻳﻘﺎً أَ ْو َﰱ ِﻣ ْﻨ َ ... .1أَﺟ ْﺪ َ ﻚ ) َﱂْ-ﻻَ-ﻟ ْ ﻀﻴﻊ اﳊ ﱡﻖ ﰱ ِ ِ ﺳﺎﺣﺔ ِ اﻟﻌﺪل )ﱂ-ﻻ-ﻟﻦ( ... .2ﻳَ َ َ ﲎ )ﱂ-ﻻ-ﻟﻦ( .3اﻟﻘﻨﺎﻋﺔُ َﻛ ْﻨـ ٌﺰ ...ﻳَـ ْﻔ َ اﻟﻴﻮم )ﻟﻴﺲ-ﻻ-ﻟﻦ( ﻏﺎﺋﺐ َ … .4ﺗﻠﻤﻴ َﺬ ٌ ... .5ﻳَـ ْﻨ َﺠ َﺢ اﻟْ ُﻤ ْﻬ ِﻤ ُﻞ )ﻟﻴﺲ-ﻻ-ﻟﻦ( ف ﺧﺎﻟ ٌﺪ ﻣﻮﻋ َﺪ اﻟ ﱢﺮ ْﺣﻠَ ِﺔ )ﱂ-ﻻ-ﻟﻦ( ... .6ﻳَـ ْﻌ ِﺮ ْ ... .7ﻳـ ْﻨـ ُﻘﺺ ﻣ ٌ ِ ﺻ َﺪﻗَ ٍﺔ )ﻟﻴﺲ-ﻻ-ﻟﻦ( ﺎل ﻣ ْﻦ َ َ ُ َ .8أﻧﺎ ...أُ ِﺣ ﱡ ِ ب )ﻟﻴﺲ-ﻻ-ﻟﻦ( ﺐ اﻟ َﻜﺬ َ ... .9ﻧُـ َﻔ ﱢﺮ َط ﰱ ﺣﻘﻮﻗِﻨﺎ أﺑﺪاً )ﻟﻴﺲ-ﻻ-ﻟﻦ( ِ اﻷﺑﻨﺎء )ﱂ-ﻻ-ﻟﻦ( َ ... .10ﻳُـ ْﻬﻤ ْﻞ اﻵﺑﺎءُ ları inceleyip hangisinin olumsuzluk ifadeﻣﺎ 8. Aşağıdaki âyetlerde geçen ettiğini belirtiniz. .1ﻓَ َﻤﺎ َرِﲝَﺖ ِﲡَ َﺎرﺗُـ ُﻬ ْﻢ. ض َِ ُ .2ﻫ َﻮ اﻟﱠ ِﺬي َﺧﻠَ َﻖ ﻟَ ُﻜﻢ َﻣﺎ ِﰲ اﻷ َْر ِ ﲨﻴﻌﺎً. .3إِ ﱢﱐ أَ ْﻋﻠَ ُﻢ َﻣﺎ ﻻَ ﺗَـ ْﻌﻠَ ُﻤﻮ َن. َ .4وأَ ْﻋﻠَ ُﻢ َﻣﺎ ﺗُـ ْﺒ ُﺪو َن َوَﻣﺎ ُﻛﻨﺘُ ْﻢ ﺗَﻜْﺘُ ُﻤﻮ َن. ِ ﺎت ﻣﺎ رَزﻗـْﻨَﺎ ُﻛﻢ وﻣﺎ ﻇَﻠَﻤﻮﻧَﺎ وﻟَ ِ ِ ـﻜﻦ َﻛﺎﻧُﻮاْ أَﻧ ُﻔ َﺴ ُﻬ ْﻢ ﻳَﻈْﻠِ ُﻤﻮ َن. ْ ََ ُ َ ُ .5ﻛﻠُﻮاْ ﻣﻦ ﻃَﻴﱢﺒَ َ َ .6ﻓَِﺈ ﱠن ﻟَ ُﻜﻢ َﻣﺎ َﺳﺄَﻟْﺘُ ْﻢ. َ .7وَﻣﺎ اﻟﻠّﻪُ ﺑِﻐَﺎﻓِ ٍﻞ َﻋ ﱠﻤﺎ ﺗَـ ْﻌ َﻤﻠُﻮ َن. ﺴﻤﺎو ِ ات َواﻷ َْر ِ ض. .8ﻟَﻪُ َﻣﺎ ِﰲ اﻟ ﱠ َ َ َﻧﺖ ﺑِﺘَﺎﺑِ ٍﻊ ﻗِ ْﺒـﻠَﺘَـ ُﻬ ْﻢ. َ .9ﻣﺎ أ َ .10وﻟَ ِ ـﻜ ﱠﻦ اﻟﻠّﻪَ ﻳَـ ْﻔ َﻌ ُﻞ َﻣﺎ ﻳُ ِﺮﻳ ُﺪ. َ ’in isim ve haberlerini belirtiniz.ﻟﻴﺲ 9. Aşağıdaki âyetlerde geçen ﺲ اﻟ ﱠﺬ َﻛ ُﺮ َﻛﺎﻷُﻧﺜَﻰ. َ .1وﻟ َْﻴ َ ﺼ ْﺒ ُﺢ ﺑَِﻘ ِﺮ ٍ ﻳﺐ. ﺲ اﻟ ﱡ .2أَﻟ َْﻴ َ ِِ ﺴﻴﱢﺌَ ِ ِ ﺎت. ﻳﻦ ﻳَـ ْﻌ َﻤﻠُﻮ َن اﻟ ﱠ َ .3وﻟ َْﻴ َﺴﺖ اﻟﺘـ ْﱠﻮﺑَﺔُ ﻟﻠﱠﺬ َ 41 ﺖ ُﻣ ْﺆِﻣﻨًﺎ. َﺴ َ .4ﻟ ْ َﺴﺘُ ْﻢ َﻋﻠَﻰ َﺷ ْﻲ ٍء. .5ﻟ ْ ﺖ َﻋﻠَْﻴ ُﻜﻢ ﺑَِﻮﻛِ ٍ ﻴﻞ. َﺴ ُ .6ﻟ ْ ﺖ ِﻣ ْﻨـ ُﻬ ْﻢ ِﰲ َﺷ ْﻲ ٍء. َﺴ َ .7ﻟ ْ ﺖ ﺑَِﺮﺑﱢ ُﻜ ْﻢ. َﺴ ُ .8أَﻟ ْ .9ﻟَﻴ ِ ِ ِ ﻳﻦ. ﺴﻮا َﺎ ﺑ َﻜﺎﻓ ِﺮ َ ُْ 10. Aşağıdaki parçada geçen olumsuzluk edatlarını ve olumsuz cümleleri belirtiniz. ِ ِ ِِ ِ ِ ِ ٍ ﺎل اﷲُ ﺗَـ َﻌ َﺎﱃَ " :وﻳُﻄ ِْﻌ ُﻤﻮ َن ض ِﻣﻨﱠﺔً ،ﻗَ َ ْﺮا ،وﻻَ ﻳَـ ْﻔ ِﺮ ُ ا ِﻹ ْﺣ َﺴﺎ ُن ﻓ ْﻌ ٌﻞ َﻛ ِﺮﱘٌ ﻣ ْﻦ إﻧْ َﺴﺎن َﻛ ِﺮ ٍﱘ ،ﻻَ ﻳَـ ْﻨﺘَﻈ ُﺮ َﻋﻠَﻰ إ ْﺣ َﺴﺎﻧﻪ ُﺷﻜ ً ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِِ ِ ِ ﻮرا". اﻟﻄﱠ َﻌ َ ﻴﻤﺎ َوأَﺳ ًﲑا إِ ﱠﳕَﺎ ﻧُﻄْﻌ ُﻤ ُﻜ ْﻢ ﻟ َﻮ ْﺟﻪ اﻟﻠﱠﻪ ﻻ ﻧُ ِﺮﻳ ُﺪ ﻣﻨ ُﻜ ْﻢ َﺟ َﺰاء َوﻻ ُﺷ ُﻜ ً ﺎم َﻋﻠَﻰ ُﺣﺒﱢﻪ ﻣ ْﺴﻜﻴﻨًﺎ َوﻳَﺘ ً ِ وﺧ َﺪ ٍاع ِ ﺶ ِ ب ِ وﺧ ﱠ ٍ ِ ﺼِ ﲔ ِﻣ ْﻦ َﻛ ِﺬ ٍ ﺎل ْ اﳋَ ِْﲑ وﻏ ﱟ ﺲ َﻋ ْﻦ ُﻛ ﱢﻞ َﻣﺎ ﻳَﺸ ُ ﺴﺔ .وﻳُـ َﺰﻳﱢـﻨُـ َﻬﺎ ﺑِ ُﻜ ﱢﻞ ﺧ َ وا ِﻹ ْﺣ َﺴﺎ ُن ُﺧﻠُ ٌﻖ ﻳُـ َﻬ ﱢﺬ ُ ب اﻟﻨﱠـ ْﻔ َ ﻮﺻﻞ ﺻ ِ ِﻣﻦ َﻛﺮٍم ِ وﺻ ْﺪ ٍق ٍ ِ ٍ ِ وﻋ ﱠﻔ ٍﺔ ِ َﲰَﻰ َﻣ َﻌ ِﺎﱐ ا ِﻹﻧْ َﺴﺎﻧِﻴﱠ ِﺔ وأَ ْﺷ َﺮﻓِ َﻬﺎ. ﺎﺣﺒَﻪُ إِ َﱃ أ ْ ور ْﲪَﺔ وﻋﺰﱠة ،ﻳُ ُ َ َ ْ َ ِ ﻴﻒ اﻟﻨﱠـ ْﻔ ِ ﲔ اﻟﻨ ِ ﺐ ْ ﱠﺎس ﺑِِﺈ ْﺣ َﺴﺎﻧِِﻪ ،ﻓَِﺈ ْن َرأَى ْﻖ اﻟ َْﻮ ْﺟ ِﻪَ ،ﻋ ِﻔ ُ اﳋُﻠُ ِﻖ ،ﻃَﻠ ُ ﺲ ،ﺗَـ َﺮاﻩُ ﻳَ ْﺴ َﻌﻰ ﺑَـ َْ أَ ﱠﻣﺎ اﻟ ُْﻤ ْﺤﺴ ُﻦ ﻓَـ َﺮ ُﺟ ٌﻞ َﻛ ِﺮﱘٌ ،ﻃَﻴﱢ ُ ﺎﺟﺰا ﻣ ﱠﺪ ﻟَﻪ ﻳ َﺪ اﻟْﻤﺴ َ ِ ِ ٍ ِ ﺎد َ ِ ْﺧ ُﺬ ﺑِﻴَ ِﺪ اﺳﺎﻩُ َو َﺧ ﱠﻔ َ ﻒ ِﻣ ْﻦ َﻛ ْﺮﺑِ ِﻪ ،وﻳَﺄ ُ ﺻَ ﻓَﻘ ًﲑا أَ ْﻋﻄَﺎﻩُ ،أ َْو َ ﺎﻋ َﺪةَ ،وﻟ َْﻮ َﲰ َﻊ ِﲟَ ْﺤ ُﺰون َو َ ف َﻋ ً َ ُ َ ُ َ اﻟﻌﺎﺛِ ِﺮ ﻓَـﻴ ِﻘﻴﻞ َﻋﺜْـﺮﺗَﻪُ ،وﻳ َ ِ ﲔ َﺣ ﱠﱴ ﻳَ ْﺴﺘَ ِﻌﻴ ُﺪوا َﻋﺎﻓِﻴَﺘَـ ُﻬ ْﻢ. اح اﻟ ُْﻤﺘَﺄَﻟﱢ ِﻤ َ َ ُ ُ َ ُ ﻀ ﱢﻤ ُﺪ ﺟ َﺮ َ ﺎﺟ ﱠ ِ ﻮب اﻟ ﱠ ﻳﻦ ﻳَـﺘَـ َﻌ ﱠﻔ ُﻔﻮ َن َﻋ ْﻦ ُﺳ َﺆ ِال اﻟﻨ ِ ﻀ ُﻊ َﻋﻠَﻰ ﱠﺎس ،ﻓَـﻴَ َ ﺸ َﻮار َ ِع َْﲝﺜًﺎ َﻋ ِﻦ اﻟ ُْﻤ ْﺤﺘَ ِ َ وﻟ َْﻮ َرأَﻳْـﺘَﻪُ ِﰲ اﻟﻠﱠْﻴ ِﻞَِ ،ﲡ ُﺪﻩُ َﳚُ ُ ﲔ اﻟ ﺬ َ ِ ِِ ﺖ ُﺟ ْﻨ ِﺢ اﻟﻈﱠﻼَِم. ﺐ ُﻣﺘَ َﺨ ﱢﻔﻴًﺎ َﲢْ َ أَﺑْـ َﻮا ْﻢ ِرْزﻗَـ ُﻬ ْﻢ اﻟ َْﻤ ْﻌﻠُ َ ﻮم ،ﰒُﱠ ﻳَـ ْﻨ َﺴﺤ ُ ِ ِﱠِ ِ وﻋ ِﺸﲑﺗَﻪُ وأ َْوﻻَ َدﻩَُِ ، ﱠ وﳚ ُﺪ ﻧَـ ْﻔ َﺴﻪُ وﻣﺎ أ ْ ﺐ ﻗَـﻠْﺒَﻪُ! َ ﻓَﻠﻠﻪ َد ﱡر اﻟ ُْﻤ ْﺤﺴ ِﻦَ ،ﻣﺎ أَﻃْﻴَ َ ﱠﺎس ُﻛﻠ ُﻬ ْﻢ أ َْﻫﻠَﻪُ َ َ َﺣ َﺴ َﻦ أَ ْﺧﻼَﻗَﻪُ! ﻳَـﺘﱠﺨ ُﺬ اﻟﻨ َ ﻣﺴﺆوﻻً ﻋﻦ ِرﻋﺎﻳﺘِ ِﻬﻢ ِ وﻋﻮ ِادي اﻟﺰﱠﻣ ِ وﲪَﺎﻳَﺘِ ِﻬ ْﻢ ِﻣ َﻦ اﻟ َﻔ ْﻘ ِﺮ واﻟ َْﻤ َﺮ ِ ﺎن. َ َ ُْ َ ْ َ َ ْ ضَ َ ، وإِ ﱠن ُْﳎﺘَﻤﻌﺎ ﻳـ ْﻨﺘَ ِﺸﺮ ﻓِ ِﻴﻪ إِﺣﺴﺎ ُن اﻟْﻤﺤ ِﺴﻨِﲔَ ،ﳍﻮ ُْﳎﺘَﻤﻊ ﺳ ِﻌﻴ ٌﺪ ،ﺗَﺴ ُ ِ ِ اﻟﻌ َﺪاﻟَﺔُ وﺗُﻈَﻠﱢﻠُﻪُ اﻟ ﱠﺮ ْﲪَﺔُ ﻮد ﻓﻴﻪ َ ُ ْ َ َُ َ ٌ َ ًَ َ ُ َْ ُ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﱡ ِ ﻮع وﻻَ َﻋ ْﺠﺰٍ ف ﻣ ْﻦ ُﺟ ٍ ح واﻟﻄ َﻤﺄْﻧﻴﻨَﺔُ ،ﻓَﻼَ َﺧ ْﻮ َ وﺗَﻜْﺘَﻨ ُﻔﻪُ ﻳَ ُﺪ َ اﻟﻌﻄْﻒ واﳊَﻨَﺎن وﻳَﺸ ُ ﻴﻊ ﰲ أ َْر َﺟﺎﺋﻪ اﻟ َﻔ َﺮ ُ وﻳـ ْﻨﺘَ ِﻌﺶ اﻷ َْﻣﻦ ﰲ َزواﻳﺎﻩ ،ﻓَﻼَ ﺳ ِﺮﻗَﺔَ وﻻَ ﻗَـ ْﺘﻞ وﻻ اِ ْﻋﺘِ َﺪاءُْ ،ﳎﺘَﻤﻊ ﺗَـﻐْﻠِﺐ ﻓِ ِﻴﻪ اﻷَ ْﺧﻼَ ُق ا ْﳊ ِﻤﻴ َﺪةُ اﻟ َﻔ ِ ﺎﺿﻠَﺔُ ﻷَ ﱠن أَﻗَ ﱠﻞ َ ُ َ َ ُ ََ َ ٌَ ُ َ اب ﻳـ َﻘﺪﱢﻣﻪُ اﻟْﻤﺠﺘَﻤﻊ إﱃ ُْﳏ ِﺴﻨِ ِﻴﻪ ،أَ ْن ﻳـﺘَ َﺨﻠﱠ َﻖ ﺑِﺄَ ْﺧﻼَﻗِ ِﻬﻢ ،وﻳـ ْﻘﺘَ ِﺪي ﺑِﺄَﻓـْﻌﺎﳍِِﻢ ،ﻓَـﻴـ ْﻨـﻬﺞ ﻧَـ ْﻬﺠﻬﻢ ،وﻳ ِ ﲑ َﻋﻠَﻰ ﺴ َ ﺛَـ َﻮ ٍ ُ ُ ُ ْ َ ُ ْ َ َ َ ْ َ َ ُ َُ ْ َ ُ ِ ِ ب ﻓَ َ ِِ ِ ِ ﺎلِ " : ﱢﻳﻖ ر ِ َد ْر ِ ﺴﻮء". وﺻ َﺪ َق أَﺑُﻮ ﺑَ ْﻜ ٍﺮ اﻟ ﱢ ِع اﻟ ﱡ ﺼﺎر َ ﺿ َﻲ اﷲُ َﻋ ْﻨﻪُ ﺣ َ ﺻﻨَﺎﺋ ُﻊ اﻟ َْﻤ ْﻌ ُﺮوف ﺗَﻘﻲ َﻣ َ ﲔ ﻗَ َ َ ﻀﺎﺋﻠ ِﻬ ْﻢَ ، ﺼﺪ ُ َ َﺟﻨِ َﺤﺘِ َﻬﺎ ﺑِﺄ ْ وﻻَ َﻋ َﻮٍز، 11. Uygun olan olumsuzluk edatlarını kullanarak aşağıdaki cümleleri Arapçaya çevriniz. 1. Yaz hâlâ gelmedi. 2. İmtihan zor değildi. 3. (Zaman) pişmanlık zamanı değildir. 4. Çocuk ahmak değildir. 42 5. Yaz tatilinde ben köye gitmeyeceğim. 6. Bu dergiyi şimdi okumuyorum. 7 .Cevapları kırmızı kalemle yazma. 8. Ben kahve içmem. 9. Ali’ye söyle: Çarşıya gitmesin! 10. Halid’i bir haftadan beri görmedim. 11. Komisyon kararı kabul etmedi. 12. Hayatımda uçağa binmedim. 13. Ağaçlar henüz (daha) çiçek açmadılar. 14. Gıda maddeleri son günlerde pahalı değil. 15. Şehrin caddeleri temiz değil. 12. Aşağıdaki âyetlerde geçen olumsuzluk edatlarına dikkat ederek meallerini veriniz. . َﱂْ أَ ُﻛﻦ َﻣ َﻌ ُﻬ ْﻢ َﺷ ِﻬﻴ ًﺪا- ِ ِ َﱂ ﻳ ُﻜﻦ ِﻣﻦ اﻟ ﱠ.ﻳﻦ َْ َ ﺴﺎﺟﺪ َ ِ ٍ ﱳ َﻛﺄ .ﱢﺴ ِﺎء َ َﺴ ُﱠ ْ ﻟَ َﺣﺪ ﻣ َﻦ اﻟﻨ ِ .ﲔ َ ِ ﻓَﻼَ ﺗُﻄ ِﻊ اﻟ ُْﻤ َﻜ ﱢﺬﺑ- ِ .ﲔ َوﻻَ ﺗُ ْﺴ ِﺮﻓُﻮاْ إِﻧﱠﻪُ ﻻَ ُِﳛ ﱡَ ﺐ اﻟ ُْﻤ ْﺴ ِﺮﻓ ِ وﻻَ ﺗَـﻴﺄِِ .َس ِﻣﻦ َرْو ِح اﻟﻠ ِّﻪ إِﻻﱠ اﻟْ َﻘ ْﻮ ُم اﻟْ َﻜﺎﻓِ ُﺮو َن ُ ْ َ ُ َﺳﻮا ﻣﻦ َرْو ِح اﻟﻠّﻪ إﻧﱠﻪُ ﻻَ ﻳَـ ْﻴﺄ ِ ٍِ ِ .ﻚ َ ي إِﻟ َْﻴ َ َﻣﺎ أَﻧَﺎْ ﺑﺒَﺎﺳﻂ ﻳَﺪ- ِ َ وﻟِ ـﻜ ﱠﻦ أَ ْﻛﺜَـ َﺮ اﻟﻨ .ﱠﺎس ﻻَ ﻳَـ ْﻌﻠَ ُﻤﻮ َن َ .ﺖ َ ﺖ إِ ْذ َرَﻣ ْﻴ َ َوَﻣﺎ َرَﻣ ْﻴِ َ ﻓَـﻠَﻦ َِﲡ َﺪ ﻟَﻪُ ﻧ.ﺼ ًﲑا .ْﱪ َﺣ ﱠﱴ ﺗُ ِﻨﻔ ُﻘﻮا ِﳑﱠﺎ ُِﲢﺒﱡﻮ َن ﻟَﻦ ﺗَـﻨَﺎﻟُﻮا اﻟِ ﱠ- . َوَﻣﺎ ﻳَ ْﺸﻌُ ُﺮو َن- ِ .اﺳ ُﻢ اﻟﻠ ِّﻪ َﻋﻠَْﻴ ِﻪ ْ َوﻻَ ﺗَﺄْ ُﻛﻠُﻮا ﳑﱠﺎ َﱂْ ﻳُ ْﺬ َﻛ ِﺮ- .ﻚ ِﻣﻦ َﺷ ْﻲ ٍء َ َﻀ ﱡﺮوﻧ ُ َ َوَﻣﺎ ﻳ- 43 Kelimeler ve Deyimler Daima, her zaman Gösterdi أَﺑْ َﺪى ﻳُـ ْﺒ ِﺪي إِﺑْ َﺪاء Yok etme İyilik etmek Gizlemek Artmak, fazlalaşmak Kötülük etmek, kötü davranmak أَﺑَ ًﺪا إِﺗْﻼَف َﺣ َﺴ َﻦ ُْﳛ ِﺴ ُﻦ إِ ْﺣ َﺴﺎن ْأ أَ ْﺧ َﻔﻰ ﳜُِْﻔﻲ إِ ْﺧ َﻔﺎء ِ اد اِ ْزِدﻳَﺎد ُ اد ﻳَـ ْﺰ َد َ ا ْز َد ِ أَﺳ ﺎءة َ ﺎء ﻳُﺴﻲءُ إِ َﺳ ََ Keder, acı, üzüntü َﺳﻰ ًأ ِ ﺻﺎﺑَﺔ َ ِﻴﺐ إ َ َأ َ ﺻ ُ ﺎب ﻳُﺼ ِ ِ Aramak ﺲ اِﻟْﺘِ َﻤﺎس ُ ﺲ ﻳَـﻠْﺘَﻤ َ اﻟْﺘَ َﻤ Ulaşmak اِﻧْـﺘَـ َﻬﻰ ﻳَـ ْﻨﺘَ ِﻬﻲ اِﻧْﺘِ َﻬﺎء إﱃ ِ ِ Tersine döndü ﺐ اِﻧْ ِﻘﻼَب ُ ﺐ ﻳَـ ْﻨـ َﻘﻠ َ َاﻧْـ َﻘﻠ Başına gelmek, isabet etmek أَﻳْﻦ En yüksek fiyata ﺑِﺄَ ْﻋﻠَﻰ َﲦَ ٍﻦ Yorgunluk Aldırış etmek, Aldırmak ﺑَ َﺎﱃ ﻳُـﺒَ ِﺎﱄ ُﻣﺒَﺎﻻَة ile aynı derecede, … e denk … ...ِﲟَْﻨ ِﺰﻟ َِﺔ Vazgeçmek, affetmek ﺎوز َﻋ ْﻦ ُ ََﲡَ َﺎوَز ﻳَـﺘَ َﺠ َﺎوُز َﲡ Fırsatını beklemek, kollamak Kendini yere atmak, uzanmak ﲔ َﲢَ ﱡﲔ ُ ﲔ ﻳَـﺘَ َﺤ ﱠ َ َﲢَ ﱠ ﺗَـ َﺮ َاﻣﻰ ﻳَـﺘَـ َﺮ َاﻣﻰ ﺗَـ َﺮ ٍام Davranış, tavır, hareket ﺼ ﱡﺮﻓَﺎت َ َﺼ ﱡﺮف )ج( ﺗ َ َﺗ Sarılmak, tutunmak ﺴﻚ ﻚ ﻳَـﺘَ َﻤ ﱠ ﲤََ ﱠ ﻚ ﲤََ ﱡ ُﺴ َﺴ Yenilik Olaylar ِﺟﺪﱠة ِﺣ ﺎدﺛَﺔ )ج( َﺣ َﻮ ِادث َ ِ Hesaba çekmek ﺎﺳﺒَﺔ َ َﺐ ُﳏ َ َﺣ ُ ﺐ ُﳛَﺎﺳ َ ﺎﺳ Dikkat etmek, sakınmak َﺣ ِﺬ َر َْﳛ َﺬ ُر َﺣ َﺬر Değerini düşürmek Kavga, tartışma Dost Dalı çok, uzun ağaç 44 ﻂ ِﻣ ْﻦ ّ َﺣ ِ ﺼﺎم َﺧ ِخ ُ◌ ﱡل َد ْو َﺣﺔ Kesmek َذﺑَ َﺢ ﻳَﺬْﺑَﺢ َذﺑْﺢ َرﺑِ َﺢ ﻳَـ ْﺮﺑَ ُﺢ ِرﺑْﺢ Nektar, balözü َرِﺣﻴﻖ Kazanmak Çiftçi َزارِع Lezzetli, leziz, kolay yutulur َﺳﺎﺋِﻎ Sevindi ُﺳ ﱠﺮ Gece yolculuğu ُﺳ ًﺮى Koşmak ﻳﺴ َﻌﻰ َﺳ ْﻌﻲ ْ َﺳ َﻌﻰ Ticarî mal Semizleşmek, besili olmak ِﺳ ْﻠ َﻌﺔ َِﲰ َﻦ ﻳَ ْﺴ َﻤ ُﻦ ِﲰَﻦ Destek َﺳﻨَﺪ Değer َﺷﺄْن ِ ﺎد َق ﻳ Arkadaşlığını sürdürmek ﺎدﻗَﺔ َﺼ َ ﺼﺎد ُق ُﻣ َُ َﺻ َ İçten, samimi ِﺻ ﺎدق َ Dostluk َﺻ َﺪاﻗﺔ َ Göz yummak, rıza göstermek Arzu etmek, istemek, ummak ع ﻳُﻄَﺎوِعُ ُﻣﻄَ َﺎو َﻋﺔ َ ﻃَ َﺎو ﻃَ ِﻤ َﻊ ﻳﻄ َْﻤ ُﻊ ﻃَ َﻤﻊ Azarlamak, ayıbını yüzüne vurmak Bulmak ِﻋﺘَﺎب َﻋﺜَـ َﺮ ْﻳﻌﺜُـ ُﺮ ﻋُﺜُﻮر ﻋﻠﻰ Saymak َﻋ ﱠﺪ ﻳَـﻌُ ﱡﺪ َﻋ ّﺪ Özür, mazeret ﻋُﺬْر )ج( أَ ْﻋ َﺬار Derinlik ﻋُ ْﻤﻖ Anka kuşu اﻟﻌ ْﻨـ َﻘﺎء َ Şekilden şekle giren çöl yaratığı ﻮل ُ ُﻏ Maske ﻗِﻨَ ٍﺎع Kederlendi ُﻛ ﱢﺪ َر Bitkinlik َﻛﻼَل Ne mükemmel! ع َ َﻣﺎ أ َْرَو Sofra Hayvan (deve, sığır, koyun gibi) 45 َﻣﺎﺋِ َﺪة ِﻣ ﺎﺷﻴَﺔ َ Yaltaklanan Pohpohlayan, yağcılık yapan Uzak duran Seven Denek taşı, mihenk taşı, ölçü ُﻣﺘَـ َﺰﻟﱢﻒ ُﻣﺘَ َﻤﻠﱢﻖ ُﳎَﺎﻧِﺐ ِ ﺐ ّ ُﳏ ﻚ ّ َِﳏ ِ ِﳐَْﺰن ﻟ Sırdaş ﻠﺴ ﱢﺮ َ Uzatmak َﻣ ﱠﺪ ﳝَُ ﱡﺪ َﻣ ّﺪ İkiyüzlü, yağcılık yapan Ayna ُﻣ َﺪ ِاﻫﻦ ِﻣ ْﺮآة )ج( َﻣ َﺮاﻳَﺎ Sağlığa elverişli Sorumluluk َﻣ ِﺮﻳﺊ َﻣ ْﺴ ُﺆوﻟِﻴﱠﺔ ُﻣ ْﺴﺘَ ِﺤﻴﻞ )ج( ُﻣ ْﺴﺘَ ِﺤﻴﻼَت Isınan, ısınmak isteyen ﺴﺘَ ْﺪﻓِﺊ ْ ُﻣ Plan, proje ﺸﺎ ِرﻳﻊ َ َﻣ ْﺸ ُﺮوع )ج( َﻣ İmkansız Duygu ِ ﻣ ْﺸﻌﺮ )ج( ﻣ َﺸ ﺎﻋﺮ َ َ َ Zorluklar, güçlükler ِ ﻣﺼ ﺎﻋﺐ َ َ Zarar ﻀ ﱠﺮة َ َﻣ ُﻣ َﻌﺎﺗِﺐ Azarlayan, ayıbı yüze vuran (Suç) işleyen ُﻣ َﻘﺎ ِرف Kötü ٌْﺮوﻩ ُ َﻣﻜ Barınak, sığınak َﻣﻼَذ Barınak, sığınak ْﺠﺄ َ َﻣﻠ Zengin Soba Samimi, içten, nasihat eden Rahat Bal arısı ِ ﻣ ﻮﺳﺮ ُ َﻣ ْﻮﻗِﺪ ِ َﻧ ﺎﺻ ُﺢ ِ َﻧ ﺎﻋﻢ َْﳓﻠَﺔ ﻧَـ ْﻔ ِﻌ ّﻲ Zarar vermek, etkilemek ...ﻧَـ ْﻴﻞ ِﻣ ْﻦ Bencil, egoist Sakin 46 ِ َﻫ ﺎدئ Hata, yanılgı, sürçme َﻫ ْﻔ َﻮة )ج( َﻫ َﻔ َﻮات Arzu, zevk, kapris َﻫ ًﻮى )ج( أ َْﻫ َﻮاء Büyük, uzun (gölge) Yardımcı olmak, destek olmak ِ واﺳﻰ ﻳـﻮ اﺳﻲ ُﻣ َﻮا َﺳﺎة َُ َ َ Kök, damar İlgi göstermek Düşmek َوا ِرف ِ ٌﻴﺠﺔ َ َوﺷ ِ ﺻﻮل ُ وﺻ َﻞ ﻳَﺼ ُﻞ ُو َ ﻗﻊ ﻳَـ َﻘ ُﻊ ُوﻗُﻮع َ َو Yardım eli ﻳَ ُﺪ اﻟ َْﻌ ْﻮ ِن Özet İsim ve fiil cümlesinin nasıl olumsuz yapıldığı açıklayabilmek. Arapçada cümleleri olumsuz yapmak için bazı edatlar kullanılır. Bu edatlardan َﻻ, َﻦ ْ ﻟ, ْ َﱂ, ﻟَ ﱠﻤﺎfiil cümlesinin; ﺲ َ ﻟ َْﻴisim cümlesinin; َﻣﺎhem fiil, hem isim cümlesinin başına gelir. Ayrıca ﺲ َﻴ َ ْ ﻟye benzeyenler ve cinsi nefyeden َﻻ vardır. Fiil cümlesinin başına gelen olumsuzluk edatları َﻻ, َﻦ ْ ﻟ, ْ َﱂ, ﻟَ ﱠﻤﺎyı tanıyabilmek ﻻ: a. ﻻَ اﻟﻨﱠﺎﻓِﻴَﺔ: Muzâri fiile, olumsuz geniş zaman anlamı verdirir ve i’rab yönünden fiilde herhangi bir değişiklik yapmaz ِ ﻻَ اﻟﻨ: Muzârinin başına gelerek nehiy yani yasak ifade eder ve muzâriyi b. ﱠﺎﻫﻴَﺔ cezmeder. c. Dua ve beddua ifade eden ﻻ: Bu, mazi fiilin başında gelir. Olumsuzluktan başka, hiçbir değişiklik yapmaz. َﻦ ْ ﻟ: Bu edat, devamlı muzâri fiilden önce gelir, onun manasını gelecek zamanın olumsuzuna çevirir ve nasbeder. ْ َﱂ: Bu edat, devamlı muzâri fiilden önce gelir. Muzâri fiilin manasını olumsuz geçmişe çevirir ve cezmeder. ﻟَ ﱠﻤﺎ: Bu edat da, ْ َﱂgibi, devamlı muzâri fiilin başında gelir. ْ َﱂgibi, muzâri fiilin manasını olumsuz geçmişe çevirir. Ancak ْ َﱂdeki olumsuzluk, mutlaktır. ﻟَ ﱠﻤﺎ daki olumsuzluk, sözü edilen geçmiş zamandan, konuşulan âna kadar devam eder. ﻟَ ﱠﻤﺎbulunan cümlede “henüz” veya “hâlâ” ifadeleri kullanılır. 47 İsim cümlesinin başına gelen ﺲ َ ﻟ َْﻴyi, hem fiil, hem isim cümlesinin başına gelen َﻣﺎedatını ve ﺲ َﻴ ﻟ ye benzeyen olumsuzluk harflerini tanıyabilmek ْ َ ﺲ َ ﻟ َْﻴ: Bu, َﻛﺎ َنnin benzerlerinden, nâkıs, mâzî bir fiildir. َﻛﺎ َنgibi ismini ref, haberini nasbeder ve isim cümlesini olumsuz hale getirir. Genel olarak “değil” anlamındadır. َﻣﺎ: a. Fiil cümlesinin başına gelir. Fiil, mazi olabilir. Böyle bir cümlede َﻣﺎ, sadece geçmiş zamanın olumsuzluğunu ifade eder. b. İsim cümlesinin başına gelir. Bu durumda, ﺲ َ ﻟ َْﻴgibi isim ve haber alır. İsmini ref, haberini nasbeder. ﺲ َﻴ ﻟ gibi amel edebilmesi (görev yapabilmesi) َ ْ için, ismiyle haberinin yer değiştirmemesi, olumsuzluğunun da إِﻻﱠile bozulmaması gerekir. Bu şartlardan birinin bulunmaması durumunda, isim cümlesine i‘râb yönünden bir etkisi olmaz. Sadece olumsuzluğu kalır. Her durumda anlamı, “değil” dir. ِ ﺲ َ َ ﻻdir. َ ﻟ َْﻴye benzeyen olumsuzluk harfleri, إ ْن, َﻣﺎ, َ ﻻve ت إِ ْن: ِ Şartları gerçekleştiği takdirde, ﺲ َ ﻟ َْﻴgibi amel eder. Anlamı “değil” dir. إ ْن harfinin ﺲ َ ﻟ َْﻴgibi isim ve haber alabilmesi için iki şart vardır: 1. Haberi isminden önce gelmemelidir. 2. Cümlede إِﻻﱠkullanılarak olumsuzluğun bozulmamasıdır. َﻻ: ِ Şartları gerçekleştiği takdirde, ﺲ َ ﻟ َْﻴgibi amel eder. Anlamı “değil” dir. إ ْن harfinin ﺲ َﻴ ﻟ gibi isim ve haber alabilmesinin şartları şunlardır: َ ْ 1. İsmi ve haberi nekre olmalıdır. 2. Haberi isminden önce gelmemelidir. 3. Haberinde bildirilen hüküm إِﻻﱠile bozulmamalıdır. ت َ َﻻ: Şartları gerçekleştiği takdirde, ﺲ َ ﻟ َْﻴgibi amel eder. Anlamı “değil” dir. ت َ َ ﻻharfinin ﺲ َ ﻟ َْﻴgibi isim ve haber alabilmesinin şartları şunlardır: 1-İsmi ve haberi اﳊﲔ, اﻟﻮﻗﺖve اﻟﺴﺎﻋﺔgibi zaman ifade eden isimlerden olmaladır. 2-ت َ َ ﻻnin hem ismi hem de haberi aynı anda cümlede bulunmamalıdır. 48 Cinsi nefyeden َ ﻻyı diğerlerinden ayırt edebilmek Cinsi Nefyeden َﻻ: Cinsi nefyeden yani tamamen olumsuzluk ifade eden َﻻ, إِ ْنgibi ismini nasb, haberini raf eder. Cinsi nefyeden (yani tamamen olumsuzluk ifade eden) َ ﻻnın ismi, muzâf, şibh-i muzâf (muzâfa benzer) ve müfred (muzâf ve şibh-i muzâf olmaksızın) gelebilir. ﻻnın إنgibi amel etmesi için, bazı şartlar vardır. Bunlar: Başına harf-i cer gelmemesi, isminin ve haberinin nekre olması, kendisiyle ismi arasında başka bir kelime bulunmamasıdır. Kendimizi Sınayalım 1. "Daha mektubu yazmadım" cümlesinin Arapça doğru karşılığı aşağıdakilerden hangisidir? ِ َُﱂْ أَ ْﻛﺘ a. َﺐ اﻟ ﱢﺮ َﺳﺎﻟَﺔ b. .َﺐ اﻟ ﱢﺮ َﺳﺎﻟَﺔ ْﻟ َ َُﻦ أَ ْﻛﺘ ِ ُﻟَ ﱠﻤﺎ أَ ْﻛﺘ c. .َﺐ اﻟ ﱢﺮ َﺳﺎﻟَﺔ d. .َﺐ اﻟ ﱢﺮ َﺳﺎﻟَﺔ ُ ُﻣﺎ أَ ْﻛﺘ ِ ُﺖ أَ ْﻛﺘ e. .َﺐ اﻟ ﱢﺮ َﺳﺎﻟَﺔ ُ َﺴ ْﻟ 2. "O yaşlı değildir" cümlesinin Arapça doğru karşılığı aşağıdakilerden hangisidir? a.َﱂْ ﻳَ ُﻜ ْﻦ ُﻣ ِﺴﻨًّﺎ b. ﺖ ُﻣ ِﺴﻨًّﺎ ُ ﻟَ ْﺴ c. ُﻫ َﻮ ُﻣ ِﺴ ﱞﻦ d. إِﻧَﻪُ ُﻣ ِﺴ ﱞﻦ e. ﺲ ُﻣ ِﺴﻨًّﺎ َ ﻟ َْﻴ 3. "ﺖ ﻃَﺎﻟِﺒًﺎ ِﰲ ا ْﳉَ ِﺎﻣ َﻌ ِﺔ ُ "ﻟَ ْﺴcümlesinin Türkçe doğru karşılığı aşağıdakilerden hangisidir? a. Ben üniversitede okuyorum. b. Ben üniversitedeyim. c. Ben üniversitede değildim. d. Ben üniversitede öğrenci değilim. e. Ben üniversitede değilim. 4. "Hasan'a, babasının hasta olduğunu söylemeyi unutma!" cümlesinin Arapça doğru karşılığı aşağıdakilerden hangisidir? a.ﻳﺾ ٌ ﱪ َﺣ َﺴﻨًﺎ أَ ﱠن أَﺑَﺎﻩُ َﻣ ِﺮ َ َِْﻣﺎ ﺗَـ ْﻨ َﺴﻰ أَ ْن ُﲣ b. ﻳﺾ ٌ ﱪ َﺣ َﺴﻨًﺎ أَ ﱠن أَﺑَﺎﻩُ َﻣ ِﺮ َ ِْﺲ أَ ْن ُﲣ َ ﻻَ ﺗَـ ْﻨ c.ﻳﺾ ٌ ﱪ َﺣ َﺴﻨًﺎ أَ ﱠن أَﺑَﺎﻩُ َﻣ ِﺮ َ ِْﺲ أَ ْن ُﲣ َ َﱂْ ﺗَـ ْﻨ 49 d.ﻳﺾ ٌ ﱪ َﺣ َﺴﻨًﺎ أَ ﱠن أَﺑَﺎﻩُ َﻣ ِﺮ ْﻟ َ َِْﻦ ﺗَـ ْﻨ َﺴﻰ أَ ْن ُﲣ e. ﻳﺾ ٌ ﱪ َﺣ َﺴﻨًﺎ أَ ﱠن أَﺑَﺎﻩُ َﻣ ِﺮ َ ِْﺲ أَ ْن ُﲣ َ ﻟَ ﱠﻤﺎ ﺗَـ ْﻨ 5. Aşağıdakilerden hangi ﻻcinsini nefyedendir? a. ب َ ﻻَ أَ َﻛ َﻞ ُﳏَ ﱠﻤ ٌﺪ وﻻَ َﺷ ِﺮ ِ ﺸ ْﻤ ﺐ ِﰲ اﻟ ﱠ b. ﺲ ْ ﻻَ ﺗَـﻠ َْﻌ c. ﻻَ َﺟﺒَﺎ ٌن َﻛ ِﺮﳝًﺎ ِ ﺼﱢ d. ﻒ ﺐ ِﰲ اﻟ ﱠ َ ﻻ ﻃَﺎﻟ e. َُﺧﻮﻩ ُ ﺎء َﻋﻠِ ﱞﻲ ﻻَ أ َ َﺟ Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. c Yanıtınız doğru değilse, “İsim ve Fiil Cümlelerinde Olumsuzluk” konusunu yeniden okuyunuz. 2. e Yanıtınız doğru değilse, “İsim ve Fiil Cümlelerinde Olumsuzluk” konusunu yeniden okuyunuz. 3. d Yanıtınız doğru değilse, “İsim ve Fiil Cümlelerinde Olumsuzluk” konusunu yeniden okuyunuz. 4. b Yanıtınız doğru değilse, “İsim ve Fiil Cümlelerinde Olumsuzluk” konusunu yeniden okuyunuz. 5. d Yanıtınız doğru değilse, “İsim ve Fiil Cümlelerinde Olumsuzluk” konusunu yeniden okuyunuz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 ِ ﻻَ ﻳـ ْﻨـ َﻔﻊ – ﻻَ ﻳـ ْﻨـ َﻔﻌ ﺎن – ﻻَ ﻳَـ ْﻨـ َﻔﻌُﻮ َن َ َ ُ َ ِ ﻻَ ﺗَـ ْﻨـ َﻔﻊ – ﻻَ ﺗَـ ْﻨـ َﻔﻌ ﺎن – ﻻَ ﻳَـ ْﻨـ َﻔ ْﻌ َﻦ َ ُ ِ ﻻ ﺗَـ ْﻨـ َﻔﻊ – ﻻَ ﺗَـ ْﻨـ َﻔﻌ ﺎن – ﻻَ ﺗَـ ْﻨـ َﻔﻌُﻮ َن َ ُ ِ ﻻَ ﺗَـ ْﻨـ َﻔ ِﻌﲔ – ﻻَ ﺗَـ ْﻨـ َﻔﻌ ﺎن – ﻻَ ﺗَـ ْﻨـ َﻔ ْﻌ َﻦ َ َ ﻻَ ﻧَـ ْﻨـ َﻔ ُﻊ- ﻻَ أَﻧْـ َﻔ ُﻊ Sıra Sizde 2 ﻻ ﺗَـ ْﻨﺘَ ِﻈ ْﺮ – ﻻَ ﺗَـ ْﻨﺘَ ِﻈ َﺮا – ﻻَ ﺗَـ ْﻨﺘَ ِﻈ ُﺮوا ﻻَ ﺗَـ ْﻨﺘَ ِﻈ ِﺮي – ﻻَ ﺗَـ ْﻨﺘَ ِﻈ َﺮا – ﻻَ ﺗَـ ْﻨﺘَ ِﻈ ْﺮ َن Sıra Sizde 3 َﻦ ﻳَ ْﺬ َﲝُﻮا َ َﻦ ﻳَﺬ ْ َﻦ ﻳَﺬْﺑَ َﺢ – ﻟ ْﻟ ْ ْﲝَﺎ – ﻟ 50 َﻦ ﻳَ ْﺬ َْﲝ َﻦ ْ َﻦ ﺗَ ْﺬﺑَ َﺢ – ﻟ ْﻟ ْ َﻦ ﺗَ ْﺬ َﲝَﺎ – ﻟ َﻦ ﺗَ ْﺬ َﲝُﻮا َﻦ ﺗَ ْﺬﺑَ َﺢ – ﻟ ْ ﻟْ َﻦ ﺗَ ْﺬ َﲝَﺎ – ﻟ ْ ِ َﻦ ﺗَ ْﺬ َْﲝ َﻦ ﻟْ َﻦ ﺗَ ْﺬ َﲝﻲ – ﻟ ْ َﻦ ﺗَ ْﺬ َﲝَﺎ – ﻟ ْ َﻦ ﻧَ ْﺬﺑَ َﺢ َﻦ أَ ْذﺑَ َﺢ -ﻟ ْ ﻟْ Sıra Sizde 4 ﻒ َ -ﱂْ ﻳَِﻘ َﻔﺎ َ -ﱂْ ﻳَِﻘ ُﻔﻮا َﱂْ ﻳَِﻘ ْ ﻒ َ -ﱂْ ِﺗﻘ َﻔﺎ َ -ﱂْ ﻳَِﻘ ْﻔ َﻦ َﱂْ ﺗَِﻘ ْ ﻒ َ -ﱂْ ِﺗﻘ َﻔﺎ َ -ﱂْ ﺗَِﻘ ُﻔﻮا َﱂْ ﺗَِﻘ ْ َﱂْ ﺗَِﻘ ِﻔﻲ َ -ﱂْ ﺗَِﻘ َﻔﺎ َ -ﱂْ ﺗَِﻘ ْﻔ َﻦ ﻒ ﻒ َ -ﱂْ ﻧَِﻘ ْ َﱂْ أ َِﻗ ْ Sıra Sizde 5 ِِ ِ ِ ِ ﲔ ﺴﻮا َﺟﺎﻫﻠ َ ﺲ َﺟﺎﻫﻼً – ﻟ َْﻴ َﺴﺎ َﺟﺎﻫﻠَ ْﲔ – ﻟ َْﻴ ُ ﻟَْﻴ َ ﲔ – ﻟَﺴﻦ ﺟ ِ ﺎﻫﻠَﺔً – ﻟَﻴﺴﺘﺎ ﺟ ِ ﺖﺟِ ﺎﻫﻼَ ٍ ﺎﻫﻠَﺘَـ ْ ِ ت َْ َ ْ ََ َ ﻟ َْﻴ َﺴ ْ َ ِِ ﺎﻫﻼً – ﻟَﺴﺘﻤﺎ ﺟ ِ ﺖﺟِ ﺎﻫﻠَ ْ ِ ﲔ َﺴﺘُ ْﻢ َﺟﺎﻫﻠ َ َُْ َ َﺴ َ َ ﲔ–ﻟ ْ ﻟْ ﱳﺟِ ﺎﻫﻠَﺔً – ﻟَﺴﺘﻤﺎ ﺟ ِ ﺖﺟِ ﺎﻫﻼَ ٍ ﻟ ِ ﺎﻫﻠَﺘَـ ْ ِ ت َﺴ ُﱠ َ َُْ َ َﺴ َ ﲔ–ﻟ ْ ْ ِ ِ ِ ﲔ ﺖ َﺟﺎﻫﻼً َﺴ ُ َﺴﻨَﺎ َﺟﺎﻫﻠ َ ﻟْ ﻟْ Yararlanılan Kaynaklar el-Galâyînî, M. (1982). Câmi’u’d-durûsi’l-arabiyye, Beyrut. Sezer, İsmail Hakkı ve diğerleri (2009). Anlatımlı Arapça, Konya. Abdürrahim, F. (1415). Durûsu’l-Lugati’l-Arabiyye li-Gayri’n-Nâtikîne bihâ, Medine. Güler İ., Günday, H. - Şahin, Ş., (2001). Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), İstanbul. 51 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; • İstisnâ kavramını tanıyacak, • İstisnânın temel ögelerini tespit edebilecek, • İstisnâ edatlarını tanıyacak, • İstisnâ edatlarını birbirinden ayırt edebileceksiniz. Anahtar Kavramlar • İstisnâ • Müstesnâ • Müstesnâ minh • İllâ Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; • Metin içerisinde geçen manasını bilmediğiniz kelimeler için bir ArapçaTürkçe sözlüğe başvurunuz. • Mehmet Maksudoğlu’nun Arapça Dilbilgisi adlı kitabından Müstesnâ konusunu okuyunuz. 52 İstisnâ ِ ِ ﺎء ﻨ ـ ﺜ ﺘ ﺳ اﻻ ْ َُ ْ GİRİŞ İstisnâ lafzı sözlükte benzerlerinin dışında olma, benzerlerinin dışında bırakma, kâide dışında bırakma gibi anlamlara gelmektedir. Bir dilbigisi terimi olan istisnâ ise Arapçanın temel konularından birisidir. Arapça bir cümlede, bir hüküm verildikten sonra bazen o hükümden birtakım hususlar hariç tutulur. Bu da verilen hükmün peşinden uygun bir edat kullanılmasıyla meydana gelmektedir. Meselâ ب ُ ﺎء اﻟﻄﱡﻼﱠ َ “ َﺟÖğrenciler geldiler.” dendiğinde cümle bitmiş ve öğrencilerin geldiği hükmü verilmiştir. Ancak bu cümlenin ِ ُ ﺎء اﻟﻄﱡﻼﱠ peşinden bir istisnâ edatı getirerek ﺴﻨًﺎ َ “ َﺟHasan hariç öğrenciler َ ب إﻻﱠ َﺣ geldiler.” dendiğinde ise Hasan, bu gelme hükmünden hariç tutulmuştur. Burada istisnâ edatı olarak إِﻻﱠkullanılmıştır. Türkçe dilbilgisinde ise istisnâ ya da istisnâ edatları şeklinde ayrı bir bölüm yoktur. İstisnâda kullanılan edatların bir kısmı çekim, bir kısmı da bağlama edatları içerisinde ele alınır. Türkçede kullanılan başlıca istisnâ edatları şunlardır: Ama, ancak, -den başka, fakat, hariç, müstesnâ, yalnız. Bunlar cümlede zarf tümleci görevini alırlar. Örnekler: ِ ُ ﺐ اﻟﻄﱡﻼﱠ Hüseyin'den başka bütün öğrenciler gittiler. (ﺴ ْﻴـﻨًﺎ َ ) َذ َﻫ َ ب إﻻﱠ ُﺣ Adamlar döndü, ancak atları dönmedi. (ﺎل إِﻻﱠ َﺧ ْﻴـﻠَ ُﻬ ْﻢ ُ ﺎد اﻟ ﱢﺮ َﺟ َ ) َﻋ Yalnız Halit geldi. (ﺎء إِﻻﱠ َﺧﺎﻟِ ٌﺪ َ ) َﻣﺎ َﺟ Yukarıdaki cümlelerde geçen istisnâ edatlarının kullanımlarına bakıldığında Arapçadan farklı olduğu görülür. Çünkü Arapçada genellikle önce bir hüküm verilir, peşinden de bir istisnâ edatı getirilerek, bazı şeyler önceki hükmün kapsamından çıkarılır. Türkçede ise “Yalnız Halit geldi” örneğinde görüldüğü üzere bazen, istisnâ edatı cümle başında da gelebilmektedir. Türkçede kullanılan istisnâ edatlarıyla ilgili geniş bilgi için Necmettin Hacıeminoğlu’na ait Türk Dilinde Edatlar isimli kitaba bakabilirsiniz. İstisnâ edatlarıyla ilgili Arapça ve Türkçe karşılaştırma için http://tez2.yok.gov.tr/ internet adresinden Hasan Z. Yonis’e ait Arapça ve Türkçede İstisnâ Edatları Karşıtsal Çözümleme adlı yüksek lisans tezine başvurabilirsiniz. 53 OKUMA PARÇASI ﻧَ ْﺸﺄَةُ اﻟْﻤﻜْﺘَﺒ ِ ﺼ ِﺮ اْ ِﻹ ْﺳﻼَِﻣ ﱢﻲ ﺎت ِﰲ اﻟ َْﻌ ْ َ َ ﺖ َﳐْﻄَﻮﻃَ ٍ ِ ِ ﺎت ﺎﻋ ِﺔ ﻏَﺎﻟِﻴَﺔَ اﻟﺜ َﱠﻤ ِﻦ ،ﻻَ ﻳَـ ْﻘﺘَﻨِ َﻴﻬﺎ إِﻻﱠ اﻷَ ْﻏﻨِﻴَﺎءُ ،ﻷَﻧﱠـ َﻬﺎ َﻛﺎﻧَ ْ ﱰ ِاع اﻟﻄﱢﺒَ َ ﺐ ﻗَـ ْﺒ َﻞ ا ْﺧ َ َﻛﺎﻧَﺖ اﻟْ َﻜﺘُ ُ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﺐ، ُﻣ ْﺮﺗَﻔ َﻌﺔَ اﻟﺘﱠ َﻜﺎﻟﻴﻒ ،وﻟﺬﻟﻚ ﻗَ َﺎم اﻟ َﻘﺎد ُرون ﻣ ْﻦ ُﳏ ﱢﱯ اﻟﻌﻠ ِْﻢ ﺑِﺈﻧْ َﺸﺎء اﻟ َْﻤﻜْﺘَﺒﺎتَْ ،ﳚ َﻤ ُﻌﻮ َن ﻓ َﻴﻬﺎ اﻟ ُﻜﺘُ َ ِ ِ اﻟﻘﺮ ِ ﱢﻳﻪ ﻣﻌ ِ ِ ِ واﻟﺒﺤ ِ ﺎﻫ ُﺪ اﻟ ِْﻌﻠ ِْﻢ ﺚ .وَﻛﺎﻧَ ْ ﺖ ﻫﺬﻩ اﻟ َْﻤﻜْﺘَ ُ َوﻳَـ ْﻔﺘَ ُﺤﻮ َن أَﺑْـ َﻮا َ ﺎ ﻟﻠ ﱠﺮاﻏﺒِ َ اءة ْ ﺒﺎت ﺗُـ َﺆدﱢي َﻣﺎ ﺗُـ َﺆد َ َ ﲔ ِﰲ َ َ ﺎت ِﰲ اﻟﻮ ِ ﻗﺖ اﳊﺎﺿ ِﺮ. وا ْﳉَ ِﺎﻣ َﻌ ُ ِ ِ ِِ ِ ِ ﺖ ﺗُـ َﻌ ﱡﺪ ِ ْ ِ اﻟﻌﺎ ﱠﻣ ِﺔ اﻟﱠ ِﱵ َﻛﺎﻧَ ْ َوﻗَﺪ ْاﻫﺘَ ﱠﻢ اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠ ُﻤﻮ َن ﺑِﺄَﺑْﻨﻴَﺔ اﻟ َْﻤﻜْﺘَﺒﺎت َ ﻻﺳﺘﻘﺒﺎل اﳉَ َﻤﺎﻫ ِﲑَ .وَﻛﺎ َن اﻟﺒﻨَﺎءُ ات ﻣﺘـﻌﺪ َ ٍ ﻂ ﺑـﻴـﻨَـﻬﺎ أَر ِوﻗَﺔٌ و ِ ﺖ ِ ِﲜﻮا ِر اﳉ ْﺪر ِ ٍ ِ ﺿ َﻊ ﻓِ َﻴﻬﺎ اﺳﻌﺔٌ ،وﻛﺎﻧﺖ اﻟ ﱡﺮﻓُ ُ ان ﻟِﺘُﻮ َ ُﻣ َﺰﱠو ًدا ﲝُ ُﺠﺮ ُ َ َ ﻮف ﺗُـﺜَﺒﱠ ُ َ ُ َ ﱢدة ،ﺗَـ ْﺮﺑِ ُ َ ْ َ ْ َ ﺎت اﻟﺪﱢر ِ اﻟ ُﻜﺘُﺐ .وَﻛﺎﻧﺖ ﻫﻨﺎك أَر ِوﻗَﺔٌ ﻟِﻠﻨﱠﺴ ِﺦ وأُ ْﺧﺮى ِﳊﻠَ َﻘ ِ اﺳﺔ. َ َ ْ َ ْ ُ ِ ِ ﻳﻦ اﻟ ُﻜﺘُ ِ ﲔ .وﻗﺪ َﻛﺎﻧَﺖ ﺐ وأﲰﺎء اﳌَُﺆﻟﱢﻔ َ س ُﻣﻨَﻈﱠ َﻤﺔٌ ،ﺗَـﺘَ َ ﻨﺎو ُل َﻋﻨﺎ ِو َ َ َوﻛﺎﻧﺖ ﳍﺬﻩ اﻟ َْﻤﻜْﺘَﺒﺎت ﻓَـ َﻬﺎ ِر ُ ِ ِ ِ ﻟِ َﻤﻜْﺘَﺒَ ِﺔ "اﳊَ َﻜﻢ" ﰲ اﻷَﻧْ َﺪﻟ ِ اﻟﻘﺎﻫﺮة ْﻤﺔ" ﰲ ﺎرس دﻗﻴﻘﺔٌ ُ وﻣﻨَﻈﱠ َﻤﺔٌ ،وﻛﺬﻟﻚ ﻛﺎن ﳌﻜﺘﺒﺔ " َدار اﳊﻜ َ ُﺲ ﻓَـ َﻬ ُ ِ اﻟﻘﺎﻫﺮة ﻻ ﺗُ ِﻌﲑ ُﻛﺘُﺒﺎ إﻻﱠ ﻟِﻠ ﱠ ِ ِ ِ ﲔﰲ اﻟﻜﺘﺐ ُﻣﺒَﺎﺣﺔً. اﺳﺘﻌﺎرةُ ﻓﻜﺎﻧﺖ ﻣﻜﺘﺒﺔُ ْ ﺴﺎﻛﻨِ َ س َﻛﺒﲑٌ .وَﻛﺎﻧﺖ ْ ُ ً ﻓ ْﻬ ِﺮ ٌ ِ اﻟﻀﻤﺎن أ ِو وﻟﻜﻦ ﻳُـ ْﻌ َﻔﻰ اﻟﻌﻠﻤﺎءُ ِﻣ ْﻦ َدﻓْ ِﻊ ﺐ ِﻣ َﻦ اﳌُ ْﺴﺘَ ِﻌ ِﲑ أ ْن ﻳَ ْﺪﻓَ َﻊ َ اﻟﻘﺎﻫﺮة ﻓ َﻘﻂَْ ،وأ ْ ﺿ َﻤﺎﻧًﺎْ ، َﺣﻴَﺎﻧًﺎ ﻳُﻄْﻠَ ُ ﱠد ًة ﺑِﻮﻗ ٍ ِ ْﺖ ُﻣ َﻌ ﱠ ٍ اﻟﺘﱠﺄ ِْﻣ ِ ﲔ ﻻَ ﻳَ ِﺰﻳ ُﺪ ﻋﻦ َﺷ ْﻬ َﺮﻳْ ِﻦ. ﲔ .وﻛﺎﻧﺖ اﻻ ْﺳﺘﻌﺎرةُ اﳋﺎرﺟﻴﱠﺔُ ُﳏَﺪ َ َ ِ ﺑﻦ ﻳَ ِﺰﻳ َﺪ َﺳﻨَﺔَ َﲬْ ٍ ﺖ ﻟﻪ ﻣﻜﺘﺒﺔٌ ﰲ ﲔ ِﻫ ْﺠ ِﺮﻳﱠﺔً .ﻓَـ َﻘ ِﺪ ْاﻫﺘَ ﱠﻢ وأ ﱠو ُل َﻣ ْﻦ ُﻋ ِﺮﻓَ ْ ﺲ َوَﲦَﺎﻧِ َ اﻹﺳﻼم ﻫﻮ ﺧﺎﻟ ُﺪ ُ واﻟﻜ ِ ﺐ ِ ﻀﺮ ﲨﺎﻋﺔً ِﻣﻦ ﻓَﻼَ ِﺳ َﻔ ِﺔ اﻟْﻴﻮﻧَ ِ ِ اج ُﻛﺘُ ِ ﺎن ﺈﺧﺮ ِ ﺐ اﻟﻄﱢ ﱢ ﺐ اﻟ ُﻘ َﺪ َﻣ ِﺎء ،وﺗُـ ْﺮ ِﲨَ ْ ﻴﻤﻴَﺎء ،ﻓﻘ ْﺪ أ ْ ُ ْ ْ ﺖ ﻟَﻪُ ُﻛﺘُ ُ َﺣ َ َ ﺑ َ َوأ ََﻣ َﺮﻫﻢ ﺑِﻨَـ ْﻘ ِﻞ اﻟ ُﻜﺘُ ِ ﺐ إﱃ اﻟﻌﺮﺑﻴﺔ. ِ ٍ ﺖ اﳊِﻜ ِ اﻹﺳﻼﻣ ﱢﻲ ،ﻓﻘﺪ ﻣﻜﺘﺒﺔ َﻋﺎ ﱠﻣ ٍﺔ ﰲ اﻟﻌﺎَِﱂ ﺎرو ُن اﻟ ﱠﺮﺷﻴ ُﺪ أ ﱠَو َل وﻳُـ ْﻌﺘَﺒَـ ُﺮ "ﺑَـ ْﻴ ُ ْﻤﺔ" اﻟﺬي أَﻧْ َﺸﺄَﻩُ َﻫ ُ َ ِ ِ اﳋ ِ ِ ﱠر ِ ﻋﺼﺮ ْ ﻠﻴﻔﺔ ﻛﺎن َﻣ ْﺮَﻛ ًﺰا ﻋﻠ ِْﻤﻴًّﺎ َْﳚﺘَ ِﻤﻊ ﻓﻴﻪ ُ ْﺠﺄُ إﻟﻴﻪ اﻟﻄﱡﻼﱠ ُ س وﻳَـﻠ َ اﻟﻌﻠَ َﻤﺎءُ ﻟﻠْﺒَ ْﺤﺚ واﻟﺪ ْ ب .وﻳُـ ْﻌﺘَﺒَـ ُﺮ ُ ِ ﺐ اﻟﻴﻮﻧَ ِ ِ ﺎن واﻟ ُﻔ ْﺮ ِ س واﳍِْﻨ ِﺪ، ﺼﻮِر "ﺑَـ ْﻴﺖ اﳊﻜﻤﺔ" َﺣ ْﻴ ُ اﻟ َْﻤﺄ ُْﻣﻮن أَ ْزَﻫﻰ ُﻋ ُ ﻛﺒﲑا ﻣ ْﻦ ُﻛﺘُ ِ ُ ﺚ ﻧَـ َﻘ َﻞ إﻟﻴﻬﺎ ﻋ َﺪ ًدا ً ﻒ اﳌُﺘَـﺮ ِِ ﲔ ﺑِﺘَـ ْﺮ َﲨَﺘِﻬﺎ. ﲨَ وَﻛﻠﱠ َ ْ ﺖ ِﰲ ِ ِ ِ ِ ِ ي ﺑِﺎﻟﻘﺎﻫﺮة ،وﻗ ْﺪ دار آﺧ ِﺮ اﻟ َﻘ ْﺮ ِن اﻟ ﱠﺮاﺑِ ِﻊ اﳍﺠﺮ ﱢ اﳊﻜﻤﺔ" اﻟﱵ أُﻧْ ِﺸﺌَ ْ َوﻣ َﻦ اﳌﻜﺘﺒﺎت اﳌﺸﻬﻮرة " ُ ﺖ إﻟﻴﻬﺎ اﻟ ُﻜﺘ ِ ﻀﺮ ﻟِﻠْﻘﺮ ِ وﲰﺢ ﺑِ ُﺪ ُﺧ ِ ِ ِ ﺸ ْﻌ ِ ِ ُِ ﻮﳍﺎ ﻟِ َﻌﺎ ﱠﻣ ِﺔ اﻟ ﱠ اءة، ﲪﻠَ ْ ﺐ ﻣ ْﻦ َﺧ َﺰاﺋ ِﻦ اﻟ ُﻘ ُ ﺐ ،ﻓَﻤ ْ ﺼﻮِرَ ُ ، ُُ ﻨﻬﻢ َﻣ ْﻦ َْﳛ ُ ُ ِ ِ ِ ﻀﺮ ﻟِﻠﻨﱠﺴ ِﺦ ،وﻣﻨﻬﻢ ﻣﻦ َﳛ ُ ِ ﺼ ِ ﱠر ِ ﻴﻤﺎ ِﺟﺪًّا، ﻀ ُﺮ ﻟﻠﺪ ْ س .وﻛﺎن اﻟﺒِﻨﺎءُ اﳌُ َﺨ ﱠ ُ وﻣﻨﻬﻢ َﻣ ْﻦ َْﳛ ُ ُ ْ َ ْ َ ْ ﺺ ﳍﺬﻩ اﳌﻜﺘﺒﺔ َﻋﻈ ً ﺎﻧﺖ ﺗَ ْﺸﺘ ِﻤﻞ ﻋﻠﻰ أَرﺑ ِﻌﲔ ِﺧﺰاﻧﺔً ،ﺗَﺴﻊ ِ اﻟﻮاﺣﺪةُ َْﳓ َﻮ َ 18000ﻛ ٍ ﺘﺎب ،وﻛﺎﻧﺖ اﻟ ﱡﺮ ُ ﻓﻮف ﻣﻔﺘﻮﺣﺔً َْ َ َ َُ إ ْذ َﻛ ْ َ ُ ِ ِ ﺾ اﻟ ُﻜﺘُ ِ ِﺳ َﻮى ﺑَـ ْﻌ ِ اﻟﻜﺘﺎب ﺑِﻨﻔﺴﻪ. اﻟﻘﺎرئ ﻳَـﺘَـﻨَ َﺎو ُل ﺐ اﻟﻨﱠﺎدرة ،وﻛﺎن ُ َ اﻹﺳﻼم واﳌﺴﻠﻤﲔ ﻟﻠﻤﻜﺘﺒﺔ ِ :ﻏ َﺬاء ﻟِﻠﻌ ْﻘ ِﻞ وﻣ َﻜﺎﻧًﺎ ﻟِ ِ ﻠﻌﻠ ِْﻢ وﻣﺮَﻛ ًﺰا ﻟِﻠﺒ ْﺤ ِ ِ ﺚ. ﻫﻜﺬا ﻛﺎﻧﺖ ﻧﻈﺮةُ َْ َ ً َ َ ﺑﺘﺼﺮف ﻣﻦ :اﻟﻌﺮﺑﻴّﺔ ﻟﻠﻨﺎﺷﺌﲔ ج 10ص ( 209-208 ) ّ Metni Kavrama Alıştırmaları 1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız. ِ اﻟﻜﺘﺐ ﻗﺒﻞ اﺧﱰاع اﻟﻄﺒﺎﻋﺔ؟ وﻟِ َﻤﺎ َذا؟ َﻦ .1ﻛﻴﻒ ﻛﺎن َﲦ ُ ِ ِ ﺎدرون أﺑﻮاب اﳌ ِ ﻜﺘﺒﺎت؟ َ .2ﻟ َﻤ ْﻦ َﻛﺎن ﻳَـ ْﻔﺘَﺢ اﻟ َﻘ ُ 54 .3ﻫﻞ ْاﻫﺘَ ﱠﻢ اﻟْﻤﺴﻠِﻤﻮ َن ﺑِﺄَﺑﻨِﻴ ِﺔ اﻟْﻤﻜْﺘَ ِ ﺒﺎت ؟ َْ َ ُْ ُ ِ اﳌﻜﺘﺒﺎت؟ َ .4ﻛ ْﻴ َ ﻒ ﻛﺎن ﺑﻨﺎءُ ِ اﳌﻜﺘﺒﺎت ﺗَﺘﻨﺎول؟ ﻓﻬﺎرس َ .5ﻣﺎ َذا ﻛﺎﻧﺖ ُ ِ اﻟﻜﺘﺐ؟ اﻟﻘﺎﻫﺮة .6ﻟِ َﻤ ْﻦ ﺗُ ِﻌﲑُ ﻣﻜﺘﺒﺔُ َ ِ اﻟﻜﺘﺐ؟ ﺎروا .7أ َﻛﺎ َن اﻟﻌﻠﻤﺎءُ ﻳَ ْﺪﻓَـ ُﻌﻮ َن اﻟﻀﻤﺎ َن ﺣﻴﻨَ َﻤﺎ ْ اﺳﺘَـ َﻌ ُ َ ِ ﺑﻦ ﻳَ ِﺰﻳ َﺪ؟ .8ﰈَ ْاﻫﺘَ ﱠﻢ ﺧﺎﻟ ُﺪ ُ ِ ٍ اﻹﺳﻼﻣ ﱢﻲ؟ ﻣﻜﺘﺒﺔ َﻋﺎ ﱠﻣ ٍﺔ ﰲ اﻟﻌﺎَِﱂ َ .9ﻣ ْﻦ أَﻧْ َﺸﺄَ أ ﱠَو َل ﺖ ﻣﻜﺘﺒﺔُ "دار اﳊﻜﻤﺔ" وأَﻳْﻦ؟ َ .10ﻣ َﱴ أُﻧْ ِﺸﺌَ ْ 2. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz. ِ ﻴﻤﻮ َن( ) اِ ْﻋﺘَـ َﲎ ،ﻧُِﻘﻠَ ْ ﺖُ ،ﳎَﻬﱠﺰ ،ﻳُـ َﻌﺪﱡ ،ﺗَـ ْﺮ َﲨَﺔُ ،ﻣ َﺮﺗﱠـﺒَﺔ ،اﺑﺘﻜﺎر ،ﳝَْﺘَﻠِ ُ ﻚَ ،ﲢْﺘَ ِﻮي ،اﳌُﻘ ُ ِ ﺎﻋ ِﺔ ﻏَﺎﻟِﻴَﺔَ اﻟﺜ َﱠﻤ ِﻦ. ﺐ ﻗَـ ْﺒ َﻞ ا ْﺧِ َﱰ ِاع اﻟﻄﱢﺒَ َ َ .1ﻛﺎﻧَﺖ اﻟْ َﻜﺘُ ُ اﻟﻜﺘﺐ إِﻻﱠ اﻷَ ْﻏﻨِﻴَﺎءُ. َ .2ﻛﺎ َن ﻻَ ﻳَـ ْﻘﺘَ ِﲏ َ ِ ِِ ِ اﻟﻌﺎ ﱠﻣ ِﺔ. .3ﻗَﺪ ْاﻫﺘَ ﱠﻢ اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠ ُﻤﻮ َن ﺑِﺄَﺑْﻨﻴَﺔ اﻟ َْﻤﻜْﺘَﺒﺎت َ َ .4ﻛﺎ َن اﻟﺒِﻨَﺎء ﻣﺰﱠو ًدا ِﲝُﺠﺮ ٍ ﱢد ٍة. ات ُﻣﺘَـ َﻌﺪ َ ُ َُ ُ ِ س ُﻣﻨَﻈﱠ َﻤﺔٌ. .5ﻛﺎﻧﺖ ﳍﺬﻩ اﻟ َْﻤﻜْﺘَﺒﺎت ﻓَـ َﻬﺎ ِر ُ ِ اﻟﻘﺎﻫﺮة ﻻ ﺗُ ِﻌﲑ ُﻛﺘُﺒﺎ إﻻﱠ ﻟِﻠ ﱠ ِ ﲔ ﰲ اﻟﻘﺎﻫﺮة ﻓ َﻘ ْﻂ. .6ﻣﻜﺘﺒﺔُ ﺴﺎﻛﻨِ َ ُ ً .7أ ََﻣ َﺮﻫﻢ ﺑِﻨَـ ْﻘ ِﻞ اﻟ ُﻜﺘُ ِ ﺐ إﱃ اﻟﻌﺮﺑﻴﺔ. .8ﻳـﻌﺘَﺒـﺮ ﻋﺼﺮ ْ ِ ِ ﺼﻮِر "ﺑَـ ْﻴﺖ اﳊﻜﻤﺔ". اﳋﻠﻴﻔﺔ اﻟ َْﻤﺄ ُْﻣﻮن أَ ْزَﻫﻰ ُﻋ ُ ُْ َُ ُ ﺖ اﻟ ُﻜﺘ ِ ِ ِ ِ ْﻤ ِﺔ. ﺐ ﻣ ْﻦ َﺧ َﺰاﺋ ِﻦ اﻟ ُﻘ ُ ﺼﻮِر إﱃ َدا ِر اﳊﻜ َ .9ﻗ ْﺪ ُﲪﻠَ ْ ُ ُ ﺎﻧﺖ َدار اﳊِﻜ ِ ِ ﲔ ِﺧ َﺰاﻧﺔً. ْﻤﺔ ﺗَ ْﺸﺘَ ِﻤ ُﻞ ﻋﻠﻰ أ َْرﺑَﻌ َ َ .10ﻛ ْ ُ َ 3. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz. ِ ﺿﻴﱢـ َﻘﺔَ ،ﻛﺎ ِرُﻫﻮن ،ﻳ ِﻘ ﱡﻞِ ، ﺿﻮ َن( ﺾُ ،ﻣﻨِ َﻊَ ،ﺧﺎ ﱠ ﻮﻋﺔُ ،ﻣ ْﻐﻠَ َﻘﺔ ،اﳌُْﻌ ِﺮ ُ ﺻﺔَ ،رِﺧﻴﺺَ ، اﻟﻌﺎﺟ ُﺰو َن ،ﳑَْﻨُ َ ) ﺗَـ ْﻨ َﺨﻔ ُ َ َﻦ اﻟْ َﻜﺘُ ِ ﺎﻋ ِﺔ ﻏَﺎﻟِﻴًﺎ ِﺟﺪًّا. ﺐ ﻗَـ ْﺒ َﻞ ا ْﺧِ َﱰ ِاع اﻟﻄﱢﺒَ َ َ .1ﻛﺎ َن َﲦ ُ ِ ِ اﻟﻜﺘﺐ ﰲ اﻷﻳﱠ ِﺎم اﻷﺧﲑة. ﺎر .2ﺗَـ ْﺮﺗَﻔ ُﻊ أ ْ َﺳ َﻌ ُ ِ ﺎدرون ِﻣﻦ ُِﳏ ﱢﱯ ِ اﻟﻌﻠ ِْﻢ ﺑِِﺈﻧْ َﺸ ِﺎء اﻟْﻤﻜْﺘَ ِ ﺒﺎت. .3ﻗَ َﺎم اﻟ َﻘ ُ ْ َ ِ َ .4ﻛﺎ َن ُِﳏﺒﱡﻮ ِ اﳌﻜﺘﺒﺎت. اﻟﻌﻠﻢ ﻳُـ ْﻨ ِﺸ ُﺆو َن 55 ِ ِ ِ اﻟﻘﺮ ِ ِ واﻟﺒﺤ ِ ﺚ. اب اﳌﻜﺘﺒﺎت ﻟﻠ ﱠﺮاﻏﺒِ َ اءة ْ .5ﻳَـ ْﻔﺘَ ُﺤﻮ َن أَﺑْـ َﻮ َ ﲔ ِﰲ َ َ ﺐ اﻟﻨ ِ ﺾ اﻟ ُﻜﺘُ ِ ﻓﻮف ﻣﻔﺘﻮﺣﺔً ِﺳ َﻮى ﺑَـ ْﻌ ِ ﱠﺎدرة. .6ﻛﺎﻧﺖ اﻟ ﱡﺮ ُ ِ ٍ .7ﺑـ ْﻴ ُ ِ اﻹﺳﻼﻣ ﱢﻲ. ﻣﻜﺘﺒﺔ َﻋﺎ ﱠﻣ ٍﺔ ﰲ اﻟﻌﺎَِﱂ ْﻤ ِﺔ أَ ﱠو ُل َ ﺖ اﳊﻜ َ ات أَر ِوﻗَﺔٌ و ِ ِ اﺳﻌﺔٌ. .8ﺗَـ ْﺮﺑِ ُ ﻂ ﺑَـ َْ ﲔ اﳊُ ُﺠ َﺮ ْ َ ِ ِ ِ ْﻤ ِﺔ ُﻣﺒَﺎﺣﺔً. اﺳﺘﻌﺎرةُ َ .9ﻛﺎﻧﺖ ْ اﻟﻜﺘﺐ ﰲ ﻣﻜﺘﺒﺔ دا ِر اﳊﻜ َ ﱠد ًة ﺑِﻮﻗ ٍ ِ ْﺖ ُﻣ َﻌ ﱠ ٍ ﲔ ﻻَ ﻳَ ِﺰﻳ ُﺪ ﻋﻦ َﺷ ْﻬ َﺮﻳْ ِﻦ. .10ﻛﺎﻧﺖ اﻻ ْﺳﺘﻌﺎرةُ اﳋﺎرﺟﻴﱠﺔُ ُﳏَﺪ َ َ 4. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin çoğullarını tespit ediniz. ِ ِ ﻴﺺ ِﺟﺪًّا. َﻦ ﻫﺬا اﻟﻜﺘﺎب َرﺧ ٌ َ .1ﲦ ُ ِ اﳌﻜﺘﺒﺔ َﻛﺎ َن ﻣﺰﱠو ًدا ِﲝُﺠﺮ ٍ ِ ﱢد ٍة. ات ُﻣﺘَـ َﻌﺪ َ َُ ُ .2ﺑﻨَﺎءُ ِِ ِ ِ س َﻛﺒﲑٌ. ْﻤﺔ" ﰲ اﻟﻘﺎﻫﺮة ﻓ ْﻬ ِﺮ ٌ .3ﻛﺎن ﳌﻜﺘﺒﺔ " َدار اﳊﻜ َ .4اﳌﻜﺘﺒﺔُ ِﻏ َﺬاء ﻟِﻠﻌ ْﻘ ِﻞ وﻣ َﻜﺎ ٌن ﻟِ ِ ﻠﻌﻠ ِْﻢ وﻣﺮَﻛ ٌﺰ ﻟِﻠﺒ ْﺤ ِ ﺚ. َْ َ ٌ َ َ ِ ِ ﲔ ِﺧ َﺰاﻧﺔً. َ .5ﻛ ْ دار اﳊﻜﻤﺔ ﺗَ ْﺸﺘَ ِﻤ ُﻞ ﻋﻠﻰ أ َْرﺑَﻌ َ ﺎﻧﺖ ُ اﻟﻘﺎرئ ﻳـﺘَـﻨَﺎو ُل اﻟﻜﺘﺎب ﺑِ ِ ﻨﻔﺴﻪ. .6ﻛﺎن َ َُ َ ِ َ .7ﻛﺎ َن اﻟ ﱠ اﳌﻜﺘﺒﺎت. ﺐ ﻳَ ْﺪ ُﺧﻠﻮن ﺸ ْﻌ ُ ِ اﻹﺳﻼم واﳌﺴﻠﻤﲔ ﻟﻠﻤﻜﺘﺒﺔ. .8ﻫﻜﺬا ﻛﺎﻧﺖ ﻧﻈﺮةُ ِ ِ ﺐ اﻟﻴﻮﻧَ ِ ِ ﺎن واﻟ ُﻔ ْﺮ ِ س واﳍِْﻨ ِﺪ. ﻛﺒﲑا ﻣ ْﻦ ُﻛﺘُ ِ ُ .9ﻧَـ َﻘ َﻞ إﱄ ﺑَـ ْﻴﺖ اﳊﻜﻤﺔ ﻋ َﺪ ًدا ً ِ ِ ﻀﺮو َن اﳌ ِ اﻟﻘﺮاء ِة ْ ِ ﻜﺘﺒﺎت. .10ﻛﺎن اﻟ ﱠﺮاﻏﺒُﻮ َن ِﰲ َ َ واﻟﺒﺤﺚ َْﳛ ُ ُ 5. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin tekillerini tespit ediniz. اﻟﻜﺘﺐ. َ .1ﻛﺎ َن اﻷَ ْﻏﻨِﻴَﺎءُ ﻳَـ ْﻘﺘَـﻨُﻮ َن َ ﻴﻒ اﻟْ ُﻜﺘُ ِ ﺖ ُﻣ ْﺮﺗَِﻔ َﻌﺔً. .2ﺗَ َﻜﺎﻟِ ُ ﺐ َﻛﺎﻧَ ْ ﺒﺎت ﺗُ ْﺸﺒِﻪ ﻣﻌ ِ ﺎﻫ َﺪ اﻟ ِْﻌﻠ ِْﻢ وا ْﳉ ِﺎﻣﻌ ِ ﺎت ِﰲ اﻟﻮﻗ ِ ﺖ اﳊﺎﺿ ِﺮ. َ .3ﻛﺎﻧَ ْ َ َ ﺖ اﻟ َْﻤﻜْﺘَ ُ ُ َ َ ﺎت اﻟﺪﱢر ِ َ .4ﻛﺎﻧﺖ ﻫﻨﺎك أَر ِوﻗَﺔٌ ﻟِﻠﻨﱠﺴ ِﺦ وأُ ْﺧﺮى ِﳊﻠَ َﻘ ِ اﺳﺔ. َ َ ْ َ ْ ﺖ ِ ِﲜﻮا ِر اﳉ ْﺪر ِ ان. .5ﻛﺎﻧﺖ اﻟ ﱡﺮﻓُ ُ ﻮف ﺗُـﺜَﺒﱠ ُ َ ُ َ ِ .6ﻓَـ َﻬﺎ ِرس اﻟْﻤﻜْﺘَﺒ ِ ﻳﻦ اﻟ ُﻜﺘُ ِ ﲔ. ﺎت َﻛﺎﻧَ ْ ﺐ وأﲰﺎءَ اﳌَُﺆﻟﱢﻔ َ ُ َ َ ﺖ ﺗَـﺘَ َ ﻨﺎو ُل َﻋﻨﺎ ِو َ ﺖ اﻟ ُﻜﺘ ِ ِ ِ ِ اﳊﻜﻤﺔ. ﺼﻮِر إِ َﱃ دا ِر ﺐ ﻣ ْﻦ َﺧ َﺰاﺋ ِﻦ اﻟ ُﻘ ُ ُ .7ﲪﻠَ ْ ُ ُ ﺘﻘﺒﺎل اﳉﻤ ِ ﻻﺳ ِ ﺎﻫ ِﲑ. َ .8ﻛﺎﻧَ ْ ﺖ اﳌﻜﺘﺒﺔُ ﺗُـ َﻌ ﱡﺪ ْ ََ 56 ِ اج ُﻛﺘُ ِ ﺐ اﻟ ُﻘ َﺪ َﻣ ِﺎء. ﺈﺧﺮ ِ ْ .9اﻫﺘَ ﱠﻢ ﺧﺎﻟ ُﺪ ُ ﺑﻦ ﻳَ ِﺰﻳ َﺪ ﺑ َ ﻀﺮ ﲨﺎﻋﺔً ِﻣﻦ ﻓَﻼَ ِﺳ َﻔ ِﺔ اﻟْﻴﻮﻧَ ِ ﺎن إﱃ ﺑَـ ْﻐ َﺪاد. .10ﻗ ْﺪ أ ْ ُ ْ َﺣ َ َ 6. Aşağıdaki cümleleri, içerisinde geçen eş sesli kelimelere dikkat ederek, Türkçeye çeviriniz. .1ﰲ ﺑِ ِ ﻼدﻧﺎ ﻛﺜﲑ ِﻣ َﻦ اﳊَ َﺪاﺋِ ِﻖ اﻟﻌﺎ ﱠﻣﺔ. اﻟﻌﺎ ﱠﻣﺔُ. ﺺ اﻟ ﱠ ﺐ ِﺎ َ ﻫﺬﻩ اﻟ َﻘ َ ﺼ ُ ﺴ ْﻬﻠَﺔُ ﻳُـ ْﻌ َﺠ ُ ِ ِ ِ ﺴﺎﺋِﺢ ِﻣﻦ اﻟﺒ ْﺤ ِ اﳌﻔﻘﻮدة. اﳊﻘﻴﺒﺔ ﺚ ﻋﻦ ﺐ اﻟ ﱠ ُ َ َ .2ﺗَﻌ َ ﺒﺎت أﺑْﻮا َ ﺎ ﻟﻠ ﱠﺮاﻏﺒﲔ ﰲ اﻟﻘﺮاءة واﻟﺒ ْﺤ ِ ﺚ. ﺗَـ ْﻔﺘَ ُﺢ اﻟ َْﻤﻜْﺘَ ُ َ ِ وﻣﻨَﻈﱠﻤﺔٌ. َ .3ﻛﺎﻧَ ْ ﻬﺎرس دﻗﻴﻘﺔٌ ُ ﺖ ﳍﺬﻩ اﳌﻜﺘﺒﺎت ﻓَ ُ ِ ِ ِ ﻳﻦ دﻗﻴﻘﺔً. اﻧْـﺘَﻈَ ْﺮﺗُ َ ﻚ ﰲ اﳊﺪﻳﻘﺔ ﻋ ْﺸ ِﺮ َ 7. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun bir harfi cerle doldurunuz. .1ﻳـ ْﻬﺘ ﱡﻢ اﳌﺴﻠﻤﻮن .....ﻗِﺮ ِ ِ اﻟﻘﺮآن اﻟﻜﺮﱘ . اءة ََ ِ ِ ﺻﺎﻻت اﻻﺳﺘﻘﺒﺎل. اﳋﻠﻠﻔﺎء ُﻣ َﺰﱠو َد ًة .... ﻗﺼﻮر .2ﻛﺎﻧﺖ ُ ﺑﻌﺾ ِ اﻟﱪ وﻳَـ ْﻨ َﺴﻮ َن أﻧْـ ُﻔ َﺴﻬﻢ. اﻟﻨﺎس ِ ....ﱢ ُ .3 اﻟﻨﺎس ﺑﺄﻣﺮون َ .4إذا ﻧﺰل اﳌﻄﺮ َﳉﺄَ اﻟﻨﺎس ....اﻟ ُﻜﻬ ِ ِ واﳉﺒﺎل. ﻮف ُ َ ُ ِ اﻷﺻﺤﺎب ...ﻧَ ْﺴ ِﺦ اﻟﻘﺮآن اﻟﻜﺮﱘ. ﺑﻦ َﻋ ﱠﻔﺎ َن أ َْرﺑَـ َﻌﺔً ِﻣ َﻦ َ .5ﻛﻠﱠ َ ﻒ ُﻋﺜْ َﻤﺎ ُن ُ .6ﻗَﺎم اﻟﻄﱡﻼﱠب ...و ِ اﺟﺒَﺎ ِ ﻢ ﻋﻠﻰ أَ ْﻛ َﻤ ِﻞ َو ْﺟ ٍﻪ. َ ُ َ ِ ﺐ ُ ....ﺳﻨ ِﱠﱵ ﻓﻠﻴﺲ ﻣﲏ. .7ﻗﺎل ﱡ اﻟﻨﱯ )ص( :اﻟﻨ ُ ﱢﻜﺎح ُﺳﻨ ِﱠﱵ ،ﻓَ َﻤ ْﻦ َرﻏ َ ِ ﻋﺪد اﻟﻄﻼﱠ ِ ب اﻟﺬﻳﻦ ﻳَـ ْﺮﻏَﺒُﻮن ....اﻟﻘﺮاءة واﻟﺒﺤﺚ. اد ُ .8ا ْز َد َ ﲨﻴ ِﻊ اﻟﻘﺮاء ِ .9ﻫﺬا اﻟﺘﻔﺴﲑ ﻳ ْﺸﺘَ ِﻤﻞ َِ .... ات اﻟﻘﺮآﻧﻴﱠ ِﺔ اﳌﺘﻮاﺗَِﺮِة. َ َُ ُ ﺻ ﱢﺤﻴﱠ ٍﺔ وﺳ ٍ اﳌﺨﻄﻮﻃﺎت ...أَﻣﺎﻛِﻦ ِ ِ ﻠﻴﻤﺔ. .10ﻧَـ َﻘ َﻞ اﳌﻮﻇﱠﻔﻮ َن َ َ َ edatından sonra boş bırakılan yerleri örnekteإﻻﱠ 8. Aşağıdaki cümlelerde, olduğu gibi, uygun bir kelimeyle doldurunuz. ت ﻣﻜْﺘَﺒ ِ إﺳﺘﺎﻧﺒﻮل إﻻﱠ َﻣﻜْﺘَﺒَﺔً. ﺎت َ ُز ْر ُ َ َ ِ ﺖ ُﻛﺘُﺐ اﳌَُﺆﻟﱢ ِ ﻒ إﻻﱠ . ..... .1ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳْ ُ َ اﻷﺻﺪﻗﺎء إﻻﱠ . ...... أﻳﺖ .2ر ُ َ اﻟﺮﺳﺎﺋﻞ إﻻﱠ . ..... ﻛﺘﺒﺖ ُ .3 َ 57 . ..... ﺐ إﻻﱠ .4 ُ َ َﻓﺘﺤﺖ اﻟﻌُﻠ . ..... ﻒ اﻟﻴَـ ْﻮِم إﻻﱠ َ ﺻ ُﺤ ُ ﻗﺮ. 5 ُ أت DİL BİLGİSİ İSTİSN إِﻻﱠvb. bir edattan sonra gelen ismi, öncesinde geçen ifadenin hükmünden hariç tutmaya istisnâ denir. Meselâ ب َ َﺣÖğrenciler geldiler, şeklinde ُ ﻀ َﺮ اﻟﻄﱡﻼﱠ bir hüküm verilmiş olsun. Bu hükümden herhangi bir öğrenciyi hariç tutmak istediğimizde istisnâ edatlarından birini ve peşinden de hariç tutulacak kişinin ismini söyleriz. ب إِﻻﱠ َﻋﻠِﻴًّﺎ َ َﺣAli hariç öğrenciler geldiler, dediğimizde ُ ﻀ َﺮ اﻟﻄﱡﻼﱠ Ali'yi gelme hükmünün dışında tutmuş oluruz. İstisnânın Temel Ögeleri İstisnâ, üç temel ögeden oluşmaktadır. Bunlar müstesnâ minh, istisnâ edatı ve müstesnâdır. Müstesnâ minh : İstisnâ edatından önce gelen isimdir. Bazen zikredilmeyebilir. İstisnâ edatı : Kullanılan edattır. Müstesnâ : İstisnâ edatından sonra gelen isimdir. . َﺳﺎﻓَـ َﺮ اﳌُ َﺴﺎﻓِ ُﺮو َن إِﻻﱠ َﺧﺎﻟِ ًﺪاHalit hariç yolcular gittiler. ِ Bu cümlede müstesnâ minh ﺴﺎﻓِ ُﺮو َن َ ُ اﳌlafzı, istisnâ edatı إﻻﱠve müstesnâ da َﺧﺎﻟِ ًﺪاkelimesidir. İstisnâ Edatları Başlıca istisnâ edatları üç kısımda ele alınmaktadır: Birinci kısım : إﻻﱠ. İkinci kısım : ﻏَْﻴـ ُﺮve ِﺳ َﻮى. Üçüncü kısım : َ َﺧﻼ, َﻋ َﺪا, ve َﺣﺎ َﺷﺎdır. 1. إﻻﱠ En yaygın kullanılan istisnâ edatı إﻻﱠdır. Bu edattan sonra gelen kelimenin (müstesnânın) i‘râbı cümlenin durumuna göre değişir. Burada cümle; 1. ya olumlu, 2. ya olumsuz, 3. ya da olumsuz olup müstesnâ minhi zikredilmemiş bir durumda gelir. 58 1. Olumlu Cümle Olumlu cümleden maksat, ifadenin başında soru, nehiy (yasaklama) veya olumsuzluk edatlarından herhangi birisinin bulunmaması demektir. Bu tür cümlelerde إﻻﱠdan sonraki kelime dâima mansûb olarak gelir: .ﻮدا ً َﺻ ِﺪﻗَﺎءُ إِﻻﱠ َْﳏ ُﻤ ْ ﺐ اﻷ َ َذ َﻫMahmut hariç arkadaşlar gittiler. إﻻﱠdan sonraki kelime müsennâ ya da çoğul ise nasb hâli yâ ( )ﻳـiledir. ِ ْ َر َﺟ َﻊ اﻟ ُْﻤ َﻮﻇﱠُﻔﻮ َن إِﻻﱠ ُﻣ َﻮﻇﱠَﻔİkisi dışında memurlar döndüler. .ﲔ .ﲔ َ َر َﺟ َﻊ اﻟ ُْﻤ َﻮﻇﱠُﻔﻮ َن إِﻻﱠ ُﻣ َﻌﻠﱢ ِﻤÖğretmenler hariç memurlar döndüler. ِ ْ ) ُﻣ َﻮﻇﱠَﻔikil, sonrakinde ise Yukarıdaki iki cümleden birincisinde müstesnâ (ﲔ (ﲔ َ ) ُﻣ َﻌﻠﱢ ِﻤçoğul olarak gelmiştir. 2. Olumsuz cümle Olumsuz cümleden maksat ise, ifadenin başında nefiy (olumsuzluk), nehiy (yasaklama) veya soru edatlarından herhangi birisinin bulunması demektir. Bu tür cümlelerde إﻻﱠdan sonraki kelimenin i‘râbında iki yol izlenir. Ya mansûb olur ya da müstesnâ minh ile aynı i‘râbı alır. Mansûb oluşu: .ب إِﻻﱠ َﺳ ِﻌﻴ ًﺪا ُ ﺐ اﻟﻄﱡﻼﱠ َ َﻣﺎ َذ َﻫSait dışında öğrenci gitmedi. Müstesnâ minhin i‘râbına uyması: .ب إِﻻﱠ َﺳ ِﻌﻴ ٌﺪ ُ ﺐ اﻟﻄﱡﻼﱠ َ َﻣﺎ َذ َﻫSait dışında öğrenci gitmedi. Bu cümlede müstesnâ minh olan ب ُ اﻟﻄﱡﻼﱠlafzı merfû olduğu için, müstesnâ olan َﺳ ِﻌﻴ ٌﺪlafzı da ona uyarak ref ile gelmiştir. Müstesnâ minh mansûb ise her iki yola göre de müstesnâ mansûb olur: .ب إِﻻﱠ َﺣ َﺴﻨًﺎ ُ ْ َﻣﺎ َرأَﻳHasan dışında öğrencileri görmedim. َ ﺖ اﻟﻄﱡﻼﱠ Müstesnâ minh mecrûr ise müstesnâ ya mansûb ya da müstesnâ minhe uyarak mecrûr gelir: .َﺻ ِﺪﻗَ ِﺎء إِﻻﱠ َﺣ َﺴﻨًﺎ ُ َﻣﺎ َﻣ َﺮْرHasan dışında arkadaşlara uğramadım. ْ ت ﺑِﺎﻷ .َﺻ ِﺪﻗَ ِﺎء إِﻻﱠ َﺣ َﺴ ٍﻦ ُ َﻣﺎ َﻣ َﺮْرHasan dışında arkadaşlara uğramadım. ْ ت ﺑِﺎﻷ 3. Müstesnâ Minhin Zikredilmediği Olumsuz Cümle Bu durumda müstesnânın i‘râbı verilirken sanki istisnâ edatı yokmuş gibi hareket edilir. Müstesnâ, cümlenin hangi ögesiyse ona göre i‘râbını alır. Bu tür cümleler dâima olumsuzdurlar. Bu tür istisnâya müferrağ istisnâ denir. 59 Merfû oluşu: .ﺎء إِﻻﱠ ﻓَﺎﺗِ ٌﺢ َ َﻣﺎ َﺟSadece Fatih geldi. ِ Bu cümlede ﺢ ٌ ﻓَﺎﺗkelimesi, َ َﺟﺎءfiilinin fâili olduğu için merfû olarak ötre ile harekelenmiştir. Mansûb oluşu: .ﺖ إِﻻﱠ ﻓَ ِﺎﲢًﺎ ُ ْ َﻣﺎ َرأَﻳSadece Fatih’i gördüm. Burada ise ﻓَ ِﺎﲢًﺎkelimesi, َرأَيfiilinin mef’ûlü olduğu için mansûb olarak üstün ile harekelenmiştir. Mecrûr oluşu: .ﺖ إِﻻﱠ َﻋﻠَﻰ ﻓَﺎﺗِ ٍﺢ ُ َﻣﺎ َﺳﻠﱠ ْﻤSadece Fatih’e selam verdim. Bu cümlede ise ﻓَﺎﺗِ ٍﺢkelimesi, َﺳﻠﱠﻢfiilinin mef’ûlü olup başında da harfi cer bulunduğu için mecrûr olarak esre ile harekelenmiştir. ِ Müstesnâ minhin zikredilmediği ﺢ ٌ ﺎء إِﻻﱠ ﻓَﺎﺗ َ َﻣﺎ َﺟSadece Fatih geldi, vb. cümlelerde umumi manalı َﺣ ٌﺪ أ vb. gizli bir lafız müstesnâ minh olarak takdir َ ِ ِ ﱠ edilir. Bu cümle de ﺢ ٌ َﺣ ٌﺪ إﻻ ﻓَﺎﺗ َ َﻣﺎ َﺟﺎءَ أFatih dışında kimse gelmedi, takdirindedir. Müstesnâ minh ya birden fazla olmalı, ya umûmî manalı bir kelime veya kısımları bulunan müfred bir lafız olmalıdır. َِ ﻀﺮ اﻟْﻤ َﺪ ﱢرﺳﻮ َن إِﻻﱠ .ًﲨﻴﻼ ُ ُ َ َ َﺣCemil dışında öğretmenler geldiler. .ﺎك َ َﺧ َ َﺣ ًﺪا إِﻻﱠ أ ُ ْ َﻣﺎ َرأَﻳKardeşinden başka hiç kimseyi görmedim. َﺖأ ِ اﻟﻜﺘﺎب إِﻻﱠ ﺻ ْﻔﺤﺔً أ ِ ُ ﻗَـﺮأSon sayfası hariç kitabı okudum. .َﺧ َﲑًة َ َ ْت َ َ َ Yukarıdaki üç örnekte geçen müstesnâ minhlerden birincisi çoğul, ikincisi umûmî manalı ve üçüncüsü de kısımları olan müfred bir lafızdır. Umûmî manalı kelimeden maksat nefiy, nehiy veya soru edatından sonra gelen nekra lafızdır. Şu örneklerde olduğu gibi: .َﺣ ٌﺪ َﺐأ َ َﻣﺎ َذ َﻫHiç kimse gitmedi.(Nefiy) .َﺣ ًﺪا ْ َ ﻻَ ﺗHiç kimseyi dövme.(Nehiy) ْ ﻀ ِﺮ َبأ َﺣ ًﺪا؟ َ ْ َﻫ ْﻞ َرأَﻳKimseyi gördün mü?(Soru) َﺖأ Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen boşlukları Türkçe tercümelerine uygun bir müstesnâ ile doldurunuz. ....... ﺎل َإﱃ اﳊَْﻘ ِﻞ إﻻﱠ ُ ﺐ اﻟﻌُ ﱠﻤ َ َذ َﻫBir işçi hariç işçiler tarlaya gitti. ِ ُﺎف اﳌ ....... ﺆﻣ ُﻦ إﻻﱠ ُ َ ﻻ َﳜMü’min Allah’tan başkasından korkmaz. ....... ﺎل إﻻﱠ ُ ﺎم اﻷﻃْ َﻔ َ َ َﻣﺎ ﻧSüleyman dışında çocuklar uyumadı. ....... َﱂْ ﻳَـ ْﻘ َﺮأْ إﻻﱠSadece Muhammet okudu. ....... ْﺖ إﻻﱠ ُ َﻣﺎ أ َﻛﻠSadece hurma yedim. 60 2. ﻏَْﻴـ ُﺮ- ِﺳ َﻮى Yukarıda إِﻻﱠistisnâ edatından sonra gelen müstesnâ için zikredilen kuralların tamamı, bu iki edat için de geçerlidir. Bu iki edat إِﻻﱠdan sonra gelen müstesnânın i‘râbını alır. Yani إِﻻﱠdan sonraki müstesnâ, mansûb ise ﻏَْﻴـ ُﺮda mansûb, merfû ise merfû ve mecrûr ise mecrûr olarak gelir. Ancak ﻏَْﻴـ ُﺮ kelimesi her üç harekeyi de aldığı için onda bütün i‘râb durumları açıkça görülürken, ِﺳ َﻮىda ise bu üç hareke de ortaya çıkmaz. Çünkü ِﺳ َﻮىnın sonunda elif-i maksûre vardır ve sonu hareke yönünden değişmez. Bu iki edattan sonra gelen müstesnâlar, muzafûn ileyh olarak dâima mecrûr gelirler. 1. Olumlu Cümle ٍ َﺻ ِﺪﻗَﺎء ﻏَﻴـﺮ َْﳏﻤ .ﻮد ُ َ ْ ُ ْ ﺐ اﻷ َ َذ َﻫMahmut hariç arkadaşlar gittiler. Bu cümle إﻻﱠdan bahsederken geçmiş ve müstesnâ ﻮدا ً إِﻻﱠ َْﳏ ُﻤşeklinde gelmişti. Burada ﻏَ ْﲑile kurulan istisnâda ise إﻻﱠdan sonraki müstesnânın i‘râbı (harekesi) ﻏَ ْﲑya verilmiş ve müstesnâ olan ﳏ ُﻤﻮد َْ kelimesi de mecrûr olarak gelmişir. Bu tür cümlelerde, örnekte de görüldüğü gibi, ﻏَ ْﲑedatı mansûb olarak gelir. 2. Olumsuz Cümle Bu tür cümlelerde de إﻻﱠda olduğu gibi ﻏَْﻴـ ُﺮve ِﺳ َﻮىedatlarının i‘râbında iki yol izlenir. Edat ya mansûb olur ya da müstesnâ minh ile aynı i‘râbı alır. Mansûb oluşu: ٍ ﻣﺎ َذﻫﺐ اﻟﻄﱡﻼﱠب ﻏَﻴـﺮ ﺳ ِﻌSait dışında öğrenci gitmedi. .ﻴﺪ َ َْ ُ َ َ َ Müstesnâ minhin i‘râbına uyması: ٍ ﻣﺎ َذﻫﺐ اﻟﻄﱡﻼﱠب ﻏَﻴـﺮ ﺳ ِﻌSait dışında öğrenci gitmedi. .ﻴﺪ َ ُْ ُ َ َ َ Bu cümlede müstesnâ minh olan ب ُ اﻟﻄﱡﻼﱠlafzı merfû olduğu için, istisnâ edatı olan ﻏَْﻴـ ُﺮda ona uygun olarak ref ile gelmiş, ötre ile harekelenmiştir. Müstesnâ minh mansûb ise her iki yola göre de ﻏَْﻴـ ُﺮve ِﺳ َﻮىedatları mansûb olur: .ب ﻏَْﻴـ َﺮ َﺣ َﺴ ٍﻦ ُ ْ َﻣﺎ َرأَﻳHasan dışında öğrencileri görmedim. َ ﺖ اﻟﻄﱡﻼﱠ Müstesnâ minh mecrûr ise ﻏَْﻴـ ُﺮve ِﺳ َﻮىya mansûb olur ya da müstesnâ minhe uyarak mecrûr gelir: .َﺻ ِﺪﻗَ ِﺎء ﻏَْﻴـ َﺮ َﺣ َﺴ ٍﻦ ُ َﻣﺎ َﻣ َﺮْرHasan dışında arkadaşlara uğramadım. ْ ت ﺑِﺎﻷ .َﺻ ِﺪﻗَ ِﺎء ﻏَ ِْﲑ َﺣ َﺴ ٍﻦ ُ َﻣﺎ َﻣ َﺮْرHasan dışında arkadaşlara uğramadım. ْ ت ﺑِﺎﻷ 3. Müstesnâ Minhin Zikredilmediği Olumsuz Cümle Burada da إِﻻﱠda olduğu gibi, ﻏَْﻴـ ُﺮve ِﺳ َﻮىnın i‘râbı verilirken bunlar cümlenin bir ögesi olarak kabul edilir ve buna göre i‘râb alırlar. 61 Merfû oluşu: .ﺎء ﻏَْﻴـ ُﺮ ﻓَﺎﺗِ ٍﺢ َ َﻣﺎ َﺟSadece Fatih geldi. Bu cümlede ﻏَْﻴـ ُﺮedatı cümlenin fâili olduğu için merfû olarak ötre ile harekelenmiştir. Mansûb oluşu: .ﺖ ﻏَْﻴـ َﺮ ﻓَﺎﺗِ ٍﺢ ُ ْ َﻣﺎ َرأَﻳSadece Fatih’i gördüm. Burada ise ﻏَْﻴـ ُﺮedatı َرأَيfiilinin mef’ûlü olduğu için mansûb olarak üstün ile harekelenmiştir. Mecrûr oluşu: .ﺖ َﻋﻠَﻰ ﻏَ ِْﲑ ﻓَﺎﺗِ ٍﺢ ُ َﻣﺎ َﺳﻠﱠ ْﻤSadece Fatih’e selam verdim. Bu cümlede ise ﻏَْﻴـ ُﺮedatı, َﺳﻠﱠﻢfiilinin mef’ûlü olup başında da harfi cer bulunduğu için mecrûr olarak esre ile harekelenmiştir. ﻏَْﻴـ ُﺮve ِﺳ َﻮىedatları nekra bir ismin peşinden geldiklerinde onun sıfatı olurlar. Bu durumda istisnâ edatı olmaktan çıkarlar ve sıfat oldukları kelimenin i‘râbını alırlar. . َﺟﺎء َر ُﺟ ٌﻞ ﻏَْﻴـ ُﺮ َﻋ ٍِﺎﱂAlim olmayan bir adam geldi. ﴾ ﺻﺎﻟِ ٍﺢ َ ﴿ إِﻧﱠﻪُ َﻋ َﻤ ٌﻞ ﻏَْﻴـ ُﺮÇünkü onun yaptığı kötü bir iştir. (Hud sûresi 11 / 46) ﴾ ﺖ ِﻣ ْﻦ ذُ ﱢرﻳﱠِﱵ ﺑَِﻮ ٍاد ﻏَ ِْﲑ ِذي َزْرٍع ُ َﺳ َﻜ ْﻨ ْ ﴿رﺑﱠـﻨَﺎ إِ ﱢﱐ أ َ Rabbimiz! Ben çocuklarımdan kimini, ziraata elverişsiz bir vadiye yerleştirdim. (İbrahim sûresi 14 / 37) Yukarıdaki üç örnekte geçen ﻏَ ْﻴـ ُﺮedatı; birincide fâil olan ﻞ ٌ َر ُﺟlafzının, ikincide inne’nin haberi olan ﻞ ﻤ ﻋ kelimesinin sıfatı olarak ötre almış, üçüncüde َ ٌَ ٍ وkelimesinin sıfatı olarak esre almıştır. ise mecrûr olan اد َ Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen boşlukları harekeli bir şekilde ﻏَ ْﻴـ ُﺮedatı ile doldurunuz. . َﺣﺎ ﱟج..... ﺎج َ َﻋBir hacı dışında hacılar döndü. ُ ﺎد اﳊُ ﱠﺠ ٍ َْﳏﻤ...... ت اﻟﻄﱡﻼﱠب ِ ْ َﱂ ﻳﺄMahmut hariç öğrenciler gelmedi. .ﻮد ُ َْ ُ . اﳊَ ﱢﻖ...... ﻮل اﳌﺴﻠِ ُﻢ ُ ﻻَ ﻳَـ ُﻘMüslüman hakkatten başkasını söylemez. .ﺐ ْ َﺻﻠ َ َﻣﺎ َوSadece Zeynep geldi. َ َ َزﻳْـﻨ...... ﺖ ٍ ِ َﺳﻠ...... ﺖ .ﻴﻢ ُ ْ َﻣﺎ َرأَﻳSadece Selim’i gördüm. .َﲪَ َﺪ ْ أ..... َﺣ ٌﺪ َ ُ َﱂْ ﻳAhmet’ten başka hiç kimse bana inanmadı. َ ﺼ ﱢﺪﻗ ِْﲏ أ 3. َ َﺧﻼ- َﻋ َﺪا- َﺣﺎ َﺷﺎ Bu üç edat iki şekilde kullanılır: 1. Harfi cer olurlar. 2. Fiil olurlar. 62 1. Harfi Cer Oluşları Harfi cer olduklarında müstesnâları mecrûr olur. ٍ ْ ب َﺧﻼَ ُﺣﺴ .ﲔ ُ ﺎء اﻟﻄﱡﻼﱠ َ َﺟHüseyin dışında öğrenciler geldiler. َ ٍ ْ ب َﻋ َﺪا ُﺣﺴ .ﲔ ُ ﺎء اﻟﻄﱡﻼﱠ َ َﺟHüseyin dışında öğrenciler geldiler. َ ٍ ْ ب َﺣﺎ َﺷﺎ ُﺣﺴ .ﲔ ُ َﺟﺎءَ اﻟﻄﱡﻼﱠHüseyin dışında öğrenciler geldiler. َ 2. Fiil Oluşları Fiil olduklarında ise müstesnâları mef’ûlün bih olarak mansûb olur. .ب َﺧﻼَ ُﺣ َﺴ ْﻴـﻨًﺎ ُ ﺎء اﻟﻄﱡﻼﱠ َ َﺟHüseyin dışında öğrenciler geldiler. .ب َﻋ َﺪا ُﺣ َﺴ ْﻴـﻨًﺎ ُ ﺎء اﻟﻄﱡﻼﱠ َ َﺟHüseyin dışında öğrenciler geldiler. .ب َﺣﺎ َﺷﺎ ُﺣ َﺴ ْﻴـﻨًﺎ ُ ﺎء اﻟﻄﱡﻼﱠ َ َﺟHüseyin dışında öğrenciler geldiler. Bu üç edattan َ َﺧﻼve َﻋ َﺪاnın başına mastar َﻣﺎsı gelince de sadece fiil olurlar. َﺣﺎ َﺷﺎnın başına ise bu َﻣﺎasla gelmez. ِ ﻋﺎد اﳌُﺴﺎﻓِﺮو َن ﻣﺎ َﺧﻼَ وBiri hariç yolcular döndüler. .اﺣ ًﺪا َ ُ َ ََ َ ِ ﻋﺎد اﳌُﺴﺎﻓِﺮو َن ﻣﺎ ﻋ َﺪا وBiri hariç yolcular döndüler. .اﺣ ًﺪا َ َ َ ُ َ ََ Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen boşlukları harekeli bir şekilde Türkçe tercümelerine uygun bir müstesnâ ile doldurunuz. ِ ﻀﺮ ..... ﻴﺒﺎت َﻋ َﺪا ُ ِت اﻟﻄﱠﺒ َ َ َﺣBir doktor hariç doktorlar geldi. ِ وﻗَِﻔBir taksi hariç taksiler durdu. ..... َات َﺧﻼ ﺖ اﻟ ﱠ ُ ﺴﻴﱠﺎر َ ..... وﺳﻪُ َﺣﺎ َﺷﺎ َ ﺐ ﻋُ َﻤ ُﺮ ُد ُر َ َ َﻛﺘÖmer, Arapça hariç derslerini yazdı. ..... َﺎح َﻣﺎ َﺧﻼ َﺧ َﺮ َج اﻟ ﱡBir turist dışında turistler çıktı. ُ ﺴﻴﱠ ِ ﺻ َﻞ اﳉِ َﲑا ُن إﱃ ...... اﳊﻔﻞ َﻣﺎ َﻋ َﺪا َ َوTörene birisi dışında komşular geldiler. İstisnâda muttasıl, munkatı‘ ve müferrağ şeklinde üçlü bir taksim de yapılmaktadır. Muttasıl istisnâ: Müstesnâ minh ile müstesnâ aynı cinsten ise bu tür istisnâya muttasıl istisnâ denir. .ب إِﻻﱠ ُﺣ َﺴ ْﻴـﻨًﺎ ُ ْ َرأَﻳHüseyin hariç öğrencileri gördüm. َ ﺖ اﻟﻄﱡﻼﱠ Munktı‘ istisnâ: Müstesnâ minh ile müstesnâ aynı cinsten değilse bu tür istisnâya munkatı‘ istisnâ denir. 63 .اﻟﻘﺎﻋﺔَ إِﻻﱠ ﻛِﻼَﺑَـ ُﻬ ْﻢ ُ ُ َد َﺧ َﻞ اﻟﻀﱡﻴKöpekleri hariç misafirler salona girdiler. َ ﻮف Müferrağ istisnâ: Müstesnâ minhin cümlede zikredilmediği istisnâya ise müferrağ istisnâ denir. .ﻀ َﺮ إِﻻﱠ ﺧﺎﻟِ ٌﺪ َ َﻣﺎ َﺣSadece Halit geldi. İstisnâ edatlarıyla ilgili daha ayrıntılı örnekler için İsmail Güler, Hüseyin Günday ve Şener Şahin’in Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi) isimli kitabına bakınız. İstisnâ edatlarıyla ilgili olarak ayrıca http://www.onlinearabic.net www.schoolarabia.net adreslerine başvurabilirsiniz. ve ALIŞTIRMALAR 1. Aşağıdaki cümlelerde geçen müstesnâ minh ve müstesnâları tespit ediniz. .ﺐ اﳌَُﻮﻇﱠُﻔﻮ َن إﱃ اﻟ َْﻤﻄ َْﻌ ِﻢ إِﻻﱠ ُﻣ َﻮﻇﱠًﻔﺎ َ َذ َﻫ.1 ِ .ﻴﺼﺎ ﺲ ً ﺼﺎ َن اﳉَﺪﻳﺪ َة إِﻻﱠ ﻗَ ِﻤ َ اﻟﺮﺟﻞ اﻟ ُﻘ ْﻤ ُ َ ﻟَﺒ.2 .س ٌ َﻣﺎ َد َﺧ َﻞ اﳌَﻜْﺘَﺒَﺔَ إِﻻﱠ ُﻣ َﺪ ﱢر.3 ِ .ﻮرًة ُ َﺣ ِﻔﻈ.4 َ ْﺖ ُﺳ َﻮَر اﻟْ ُﻘ ْﺮآن اﻟﻜ ِﺮ ِﱘ إِﻻﱠ ُﺳ .ﻮز إِﻻﱠ اﳌُ ْﺠﺘَ ِﻬ ُﺪ ُ ﻻَ ﻳَـ ُﻔ.5 .ْﺖ إِﻻﱠ َﻋﻠَﻰ ﻓَِﻘ ٍﲑ ُ ﺼ ﱠﺪﻗ َ َ َﻣﺎ ﺗ.6 ِ َزار ﺻ ِﺪ ِﻳﻘﻲ ﻣﻜْﺘَﺒ.7 .ﻮل ﻏَْﻴـ َﺮ َﻣﻜْﺘَﺒَ ٍﺔ َ ُﺎت إِ ْﺳﺘَﺎﻧﺒ َ َ َ َ ٍ ﺗَﺴﻠﱠﻢ اﻟْﻤﻮﻇﱠُﻔﻮ َن رواﺗِﺒـ ُﻬﻢ َﻋ َﺪا ﻣﻮﻇﱠ.8 .ﻒ ْ َ ََ َُ َُ َ َ ِ ْﺖ اﳌَُﺪراء ﻣﺎ َﺧﻼَ ﻣ ِﺪﻳﺮا و .اﺣ ًﺪا َ َ َ ُ ﻗَﺎﺑَـﻠ.9 َ ً ُ . ﺗَـ َﻮ ﱠﺟﻪَ اﳌﺴﺎﻓِ ُﺮو َن إﱃ اﳊَﺎﻓِﻠَ ِﺔ َﻣﺎ َﻋ َﺪا ُﻣ َﺴﺎﻓِ ًﺮا.10 2. Aşağıdaki cümlelerde geçen müstesnâların sonunu harekeleyiniz. ِ َزار.1 .ﺎت اﻵﺛَ َﺎر اﻟﺘَﺎ ِر ِﳜﻴﱠﺔَ إِﻻﱠ َﺳﺎﺋِ َﺤﺔ ت اﻟ ﱠ ُ ﺴﺎﺋِ َﺤ َ ِ َزار اﻷﺳﺎﺗِ َﺬةُ اﳌَﻜْﺘَﺒ.2 .ﺎت إِﻻﱠ َﻣﻜْﺘَﺒَﺔ َ َ َ .ﺎت ِﻣ َﻦ اﳌُ ْﺴﺘَ ْﺸ َﻔﻰ إﻻﱠ ﻃَﺒِﻴﺒَﺔ ُ َ َﱂْ َﲣْ ُﺮ ِج اﻟﻄﱠﺒِﻴﺒ.3 .ﺎﺿ َﺮِة إِﻻﱠ ُﻣ َﺪ ﱢر َﺳﺔ ُ َﱂْ ﺗَ ْﺸ َِﱰ ِك اﻟ ُْﻤ َﺪ ﱢر َﺳ.4 َ ﺎت ﰲ اﳌُ َﺤ ِ َﱂ ﻳ ْﺪ ُﺧ ِﻞ اﻟﻄﱡﻼﱠب اﳌَﻜْﺘَﺒ.5 .ﺎت إﻻﱠ َﻣﻜْﺘَﺒَﺔ ُ َ َْ 64 .اﳌﺴ ِﺠ َﺪ إِﻻﱠ َزاﺋِﺮة ْ َﱂْ ﺗَ ْﺪ ُﺧ ِﻞ.6 ﻘﻮل ِ اﻟﻌﺎﱂُ َﻋ َﺪا ﻛﻠﻤﺔ اﳊَ ﱢﻖ. .7ﻻَ ﻳَ ُ َ .8ﳒَﺤ ِ ﺎت ﻣﺎ َﺧﻼَ ﻃﺎﻟﺒﺔ. ﺖ اﻟﻄﺎﻟِﺒَ ُ َ ت ﻣﺴ ِ ﻮل ﻏﲑ َﻣ ْﺴ ِﺠﺪ. ﺎﺟ َﺪ إِ ْﺳﺘَﺎﻧْـﺒُ َ ُ .9زْر ُ َ َ .10وﺻﻠَ ِ ﺴ ُﻔ ُﻦ إﱃ اﻟ ِْﻤﻴﻨَ ِﺎء َﺣﺎ َﺷﺎ َﺳ ِﻔﻴﻨَﺔ. ﺖ اﻟ ﱡ َ َ 3. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içerisindeki kelimelerden uygun bir müstesnâ ile doldurunuz. .1ﻗُﺘِﻞ اﳋُﻠَ َﻔﺎء اﻟ ﱠﺮ ِ اﺷ ُﺪو َن إِﻻﱠ ..... ُ َ ْﺖ أ َْﻣ ِ ﺲ إِﻻﱠ ..... َ .2ﻣﺎ ﺗَـﻨَ َﺎوﻟ ُ .3ﻗَـﺮأ ُ ِ ﺺ إِﻻﱠ ...... ْت اﻟﻘ َ ﺼ َ َ ِ ِ ﺺ إﻻﱠ ..... َ .4ﻣﺎ ﻗُ ِﺮﺋَﺖ اﻟﻘ َ ﺼ ُ .5ﻣﺎ اﺗﱠﺼﻠ ُ ِ ِ ﻳﻦ إِﻻﱠ ..... َ َ ْﺖ ﺑﺎﻟﺰﱠاﺋ ِﺮ َ ت ﻣﺘ ِ ﻒ ﺗُـ ْﺮِﻛﻴﱠﺎ ﻏَْﻴـ َﺮ ..... ﺎﺣ َ ُ .6زْر ُ َ َ ِ اﻟﻌ َﺮﺑِﻴﱠﺔ َﻋ َﺪا .... َ .7ﺳﺎﻓَـ ْﺮ ُ ت إﱃ اﻟﺒِﻼَد َ ت َﻋﻮ ِ اﺻ َﻢ اﻟﺒِﻼَ ِد اﻟﻌﺮﺑﻴﱠﺔ ﻣﺎ َﺧﻼ.... ُ .8زْر ُ َ ْت أَﺑـﻮاب ِ اﻟﻜﺘَ ِ ﺎب ِﺳ َﻮى ..... .9ﻗَـ َﺮأ ُ ْ َ َ ِ ِ اﻟﻮَزَر ِاء ﻏَْﻴـ َﺮ .... ﻴﺲ ُ .10ا ْﺳﺘَـ ْﻘﺒَ َﻞ ُ اﻟﻮَزَراءُ َرﺋ َ )أَﺑُﻮ ﺑَ ْﻜ ٍﺮ – أَﺑَﺎ ﺑَ ْﻜ ٍﺮ – أَِﰊ ﺑَ ْﻜ ٍﺮ( ) َو ْﺟﺒَﺔٌ – َو ْﺟﺒَﺔً – َو ْﺟﺒَ ٍﺔ( ﺼ ٍﺔ( ﺼﺔً – ﻗِ ﱠ ﺼﺔٌ – ﻗِ ﱠ )ﻗِ ﱠ ٍ ﺼﺔٌ – ﺼ ٍﺔ( )ﻗِ ﱠ واﺣﺪة – ﻗِ ﱠ ) َزاﺋٌِﺮ – َزاﺋﺮةٌ – َزاﺋِ ٍﺮ( ﻒ – ﻣ ْﺘﺤ ًﻔﺎ – ﻣ ْﺘﺤ ٍ ﻒ( َ َ ) َﻣ ْﺘ َﺤ ٌ َ َ ِ اﳌﻐﺮب( ب– )اﳌَﻐْ ِﺮ ُ ِ اﻟﻘﺎﻫﺮةُ – ِ ِ اﻟﻘﺎﻫﺮة( اﻟﻘﺎﻫ َﺮَة – ) َ ﺎب – ﺑَﺎﺑًﺎ – ﺑَ ٍ ﺎب( )ﺑَ ٌ ) َوِز ٌﻳﺮ – َوِز ًﻳﺮا – َوزﻳ ٍﺮ( 4. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içinden seçeceğiniz uygun bir müstesnâ ile doldurunuz. ﺿ ْﻴﻒ ،ﺗَ ِ ﺎﺟﺮ ،ﻃَﺎﺋﺮةُْ ،ﳏ ِﺴﻦ ،ﲤَْ ِﺮﻳﻦ ،ﻧَﺎﻓِ َﺬة ،ﺑَﺎبَ ،ﺷ َﺠ َﺮة( ) َﻣﻄ َْﻌﻢَ ،ذا اﻷدب َ ، .1ﺣ ﱠﻞ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺐ اﻟﺘﱠﻤ ِﺮ ِ ﻳﻨﺎت ِﺳ َﻮى ...... ُ ْ َ .2د َﺧﻠ ُ ِ ﺴﻮ َن إِﻻﱠ ....... َ ْﺖ َﻣﻄَﺎﻋ َﻢ َ ﺻ ْﺎﻣ ُ ِ ِ اﳊﺪﻳﻘﺔ ﻏ ْﻴـ َﺮ ..... ﺎر ِﰲ .3أ َْﲦ ََﺮت اﻷ ْﺷ َﺠ ُ َ .4ر َﺟ َﻊ اﻟﻀﱡﻴُ ُ ِ ﱃ ﺑِﻼَ ِد ِﻫ ْﻢ َﻋ َﺪا ....... ﻮف إ َ ﺖ اﻟﻨﱠﻮاﻓِ َﺬ ِﰲ ِ اﻟﺒﻴﺖ َﻣﺎ َﺧﻼَ ..... .5ﻓَـﺘَ ْﺤ ُ اب َﺣﺎ َﺷﺎ ..... .6أَ ْﻏﻠَ ْﻘ ُ ﺖ اﻷﺑْـ َﻮ َ ِ ﺖ وﺳﺎﺋِﻞ اﳌُﻮاﺻﻼَ ِ ت ِﺳ َﻮى ..... َ .7رﻛ ْﺒ ُ َ َ َ َ َ ﺎر أ َْﻣ ِ ﺲ إِﻻﱠ ...... َ .8رﺑِ َﺢ اﻟﺘﱡ ﱠﺠ ُ ْﺖ إِﻻﱠ ..... ﺎدﻗ ُ ﺻَ َ .9ﻣﺎ َ َ .10ﻣﺎ َﺟﺎءَِﱐ اﻷﺻﺪﻗﺎءُ َﻣﺎ َﻋ َﺪا ..... 65 5. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içinden seçeceğiniz uygun bir müstesnâ minh ile doldurunuz. ) اﻷﺻﺪﻗﺎء ،اﻟ ُﻜﺘٌﺐ ،اﻟﻄﱡﻼﱠب ،اﳌَ َﺴﺎﺋِﻞ ،اﻟ ﱠﺮ َﺳﺎﺋِﻞ ،اﳊُ ُﺠ َﺮات ،اﻷﻃﻔﺎل ،اﻵﺛﺎر اﻟﺘﺎ ِرﳜﻴﱠﺔ( ِ ِ ﺻ ِﻐ ًﲑا. ﺎﻫ ْﺪ ُ َ .1ﺷ َ ت .....ﰲ أَد ْرﻧَﺔَ إِﻻﱠ َﻣ ْﺴﺠ ًﺪا َ َ .2ﱂْ ﻳَـ ُﺰْرِﱐ .....ﻏَﲑُ َﻋﻠِ ﱟﻲ. ﺖ .....اﳉﺪﻳﺪ َة إِﻻﱠ ﻛِﺘَﺎﺑًﺎ. .3ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳْ ُ ﺎم ِ .....ﺳ َﻮى ﻃَﺎﻟِ ٍ ﺐ. َ .4ﻣﺎ ﻗَ َ ِ ِ ﺻ ِﻐ ًﲑا. َ .5ﻣ َﺸﻰ ِ .....ﰲ َﺷﺎﻃﺊ اﻟﺒﺤ ِﺮ إِﻻﱠ ﻃ ْﻔﻼً َ ْت .....ﻣﺎ َﻋ َﺪا رﺳﺎﻟﺔً. .6ﻗَـ َﺮأ ُ َﺿﺎء ِ ت اﳌَ َ ِ ﻴﺢ ....إِﻻﱠ ُﺣ ْﺠ َﺮَة اﻟﻨَـ ْﻮِم. ﺼﺎ ﺑ ُ .7أ َ َ ﺖ َ .....ﻣﺎ َﺧﻼ َﻣ ْﺴﺄَﻟَﺔً ُﻣ َﻌ ﱠﻘ َﺪ ًة. .8ﻓَ ِﻬ ْﻤ ُ 6. Aşağıdaki cümleleri, örnekte olduğu gibi parantez içinde verilen edatı kullanarak, istisnâ üslûbuna çeviriniz. ِ ِ ِ ِ اﻻﻣﺘﺤﺎن إِﻻﱠ ﻃَﺎﻟِﺒًﺎ. ﺎﻋﺔَ ب ﻗَ َ ب ﻗَ َ ﺐ) .إِﻻﱠ( َ د َﺧ َﻞ اﻟﻄﱡﻼﱠ ُ اﳌﺜَﺎلَ :د َﺧ َﻞ اﻟﻄﱡﻼﱠ ُ ﺎﻋﺔَ اﻻﻣﺘﺤﺎن وَﱂْ ﻳَ ْﺪ ُﺧ ْﻞ ﻃَﺎﻟ ٌ ِ ُﺳﺘَﺎ ًذا) .ﻏﲑ( ُ .1زْر ُ اﻷﺳﺎﺗِ َﺬ َة ِﰲ اﻟ ُﻜﻠﱢﻴﱠﺔ وَﱂْ اَ ُزْر أ ْ ت َ .............................. ﺘﺎب ِ اﳊﺪ ِ ْﺖ ﺑِ ِﻜ ِ ﻳﺚَ ) .ﻋ َﺪا( .............................. واﺣﺘَـ َﻔﻈ ُ .2أ َْر َﺳﻠ ُ ﺐ إِﱃ ﺑَـﻠَﺪي ْ ْﺖ اﻟ ُﻜﺘُ َ ﺎﺿﺮَة وَﱂ ﻳـ ْﺘـﺮ ْك ﻣﺮ ِ .3ﺗَـﺮ َك اﻟ ﱠ ِ اﺳ ٌﻞَ ) .ﺣﺎ َﺷﺎ( ﺼ َﺤﻔﻴﱡﻮ َن اﳌُ َﺤ َ َ ْ َ ُ ُ َ َ .............................. ِ ﺎب وَﱂْ ﺗَ ْﻜ ِﻮ ﺛَـ ْﻮﺑًﺎِ ) .ﺳ َﻮى( َ .4ﻛ َﻮت اﳌَْﺮأَةُ اﻟﺜـﱢﻴَ َ .............................. ﺎل اﻟ ﱠ ِع وَﱂْ ﻳُـﻨَﻈﱢُﻔﻮا َﺷﺎ ِر ًﻋﺎَ ) .ﺧﻼَ( ﻒ اﻟﻌُ ﱠﻤ ُ .5ﻧَﻈﱠ َ ﺸ َﻮار َ .............................. ﻳﺒﺎت وَﱂ ﺗَﻜْﺘﺐ ﺗَ ْﺪ ِرﻳﺒﺎ أ ِ ﺖ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒﺔُ اﻟﺘﺪر ِ َ .6ﻛﺘَﺒ ِ َﺧ ًﲑا) .إِﻻﱠ( ْ ُْ ً َ .............................. ﺎرَ ) .ﻣﺎ َﻋ َﺪا( ﻀ َﺮ اﳉِ َﲑا ُن َﺣ ْﻔ َﻞ اﻟﺰَﱠو ِ اج وَﱂْ َْﳛ ُ َ .7ﺣ َ ﻀ ْﺮ َﺟ ٌ .............................. اﻟﻮَزَراءَ ِﰲ اﳌُْﺆﲤََ ِﺮ َوَﱂْ أ ََر َوِز ًﻳﺮاَ ) .ﻣﺎ َﺧﻼ( َ .8رأَﻳْ ُ ﺖ ُ .............................. 7. Parantez içinde verilen kelimelerin tamamını kullanarak istisnâ üslûbunda cümleler kurunuz. ِ َﺻﻠَ َﺢ ،إﻻﱠ ،اﻟﺴﻴﱠﺎرات( سَ ،ﺳﻴﱠﺎرة ،أ ْ ) .1اﳌَُﻬ ْﻨﺪ ُ ِ ) .2 ﺻ ِﺪﻳﻖ ،ﻏَ ْﲑ ( ْ ﺐ ،اﻟ ُﻜﻠﱢﻴﱠﺔ ،إِﱃَ ، اﻷﺻﺪﻗَﺎءَ ،ذ َﻫ َ ) .3اﻟ َﻔﻮاﻛِﻪ ،إِﻻﱠ ،ﻧَ ِ ﺖ ،اﻟﺒُـ ْﺮﺗُـ َﻘﺎل( ﻀ َﺠ ْ َ ِ ) .4 ت ،ﻗِﻄَﺎرِ ،ﺳ َﻮى( ﺎد َر ْ اﻟﻘﻄَ َﺎرات ،اﳌَ َﺤﻄﱠﺔ ،ﻏَ َ 66 اﳉﺎراتَ ،ﻋ َﺪا( ﻀﺮ ْ تَ ،ﺟ َﺎرة ،اﳌَﺄ ُْدﺑَﺔَ ، َ ) .5ﺣ َ ﱠﻮاﻓِﺬ( ) .6ﻓَـﺘَ ْﺤ ُ ﺖ ،ﻧﺎﻓﺬةَ ،ﺧﻼَ ،اﻟﻨـ َ ﺖ ،إِﻻﱠ ،اﻷ ْزَﻫﺎرِ ،ﰲ ،اﳊﺪﻳﻘﺔ( ﱠﺤ ْ َ ) .7زْﻫ َﺮة ،ﺗَـ َﻔﺘ َ تُ ،ﻣﺒَ َﺎراة ،ﻏﲑ( ﺎﻫ ْﺪ ُ ) .8اﳌُﺒَ َﺎرﻳَﺎتَ ،ﺷ َ 8. Aşağıdaki soruları örnekte olduğu gibi parantez içinde verilen edatları kullanarak istisnâ üslûbuyla cevaplayınız. ت اﻟْﻤﺴ ِ ﺎﺟ َﺪ؟ )إِﻻﱠ( - اﳌﺜﺎل :ﻫﻞ ُزْر َ َ َ ﺎدا ِِﻢ؟ )ﻏﲑ( ﺴﻠﱠ َﻢ اﳋِﱢﺮﳚُﻮ َن َﺷ َﻬ َ .1ﻫﻞ ﺗَ َ ت اﻟْﻤﺴ ِ ﺎﺟ َﺪ إِﻻﱠ َﻣ ْﺴ ِﺠ ًﺪا. ﻧﻌﻢُ ،زْر ُ َ َ ﻧﻌﻢ..................... ، .2ﻫﻞ َﺷﺎرك اﳌﻬﻨﺪﺳﻮن ﰲ اﻟﺒﻨﺎء؟ ) ِﺳ َﻮى( ﻧﻌﻢ..................... ، ﺎل؟ ) َﻣﺎ َﺧﻼ( .3ﻫﻞ ﺑَ َﻜﻰ اﻷَﻃْ َﻔ ُ ﻧﻌﻢ..................... ، ت ﻗِﺼﺺ اﻷَﻧْﺒِ ِ ﻴﺎء؟ ) َﻋ َﺪا( .4ﻫﻞ ﻗَـ َﺮاْ َ َ َ ﻚ إِ َﱃ اﳉَ ِﺎﻣ َﻌ ِﺔ؟ )إِﻻﱠ( ﺐ إِ ْﺧ َﻮﺗُ َ .5ﻫﻞ َذ َﻫ َ ﻧﻌﻢ..................... ، ﻧﻌﻢ..................... ، ت ُﻣ ُﺪ َن ِﻣ ْﻨ ِﻄ َﻘ ِﺔ َﻣ ْﺮَﻣ َﺮَة؟ )ﻏﲑ( .6ﻫﻞ ُزْر َ ﻧﻌﻢ..................... ، .7ﻫﻞ َﺟ َﺮى اﻟﻼﻋﺒﻮن ﰲ اﳌَﻠ َْﻌﺐ؟ ) َﻣﺎ َﻋ َﺪا( ﻧﻌﻢ..................... ، ِ ﺼﺎ َن؟ )إِﻻﱠ( .8ﻫﻞ ﻃََﻮت اﳌَْﺮأَةُ اﻟْ ُﻘ ْﻤ َ ﻧﻌﻢ..................... ، ile değiştiriniz veإِﻻﱠ 9. Aşağıdaki cümlelerde kullanılan istisnâ edatlarını varsa gerekli düzeltmeleri yapınız. ت اﻟ ُﻘﺮآ َن اﻟ َﻜ ِﺮﱘ ِﺳﻮى ﺳ ٍ ﻮرة. َ َ ُ .1ﺗَـﻠَ ْﻮ ُ ْ ﺴ ْﺠ ِﻦ ﻏَْﻴـ َﺮ َﺳ ِﺠ ٍ ﲔ. َ .2ﺧ َﺮ َج اﻟ ﱡ ﺴ َﺠﻨَﺎءُ ِﻣ َﻦ اﻟ ﱢ ِ ِ ﲔ َﻋ َﺪا ُﻣ َﺪ ﱢر َﺳ ْ ِ ﲔ. َ .3ﻛﺎﻓَﺄَ اﳌُﺪ ُﻳﺮ اﳌَُﺪ ﱢرﺳ َ ﻀﺎ. ﺺ ﺿﻰ َﻣﺎ َﻋ َﺪا َﻣ ِﺮﻳ ً اﻟﻄﺒﻴﺐ اﳌَْﺮ َ .4ﻓَ َﺤ َ ُ ْت اﻟ َﻘﺼﺎﺋِ َﺪ ِﺳﻮى ﻗَ ِ ﺼﻴ َﺪ ٍة. .5ﻗَـ َﺮأ ُ َ َ ِ ﻮب َﺧﻼَ اﻟﺸ ْﱢﺮ َك. .6إِ ﱠن اﷲَ ﻳَـﻐْﻔ ُﺮ اﻟ ﱡﺬﻧُ َ ﺴﺒﺎ َق ِﺳﻮى ِرﻳ ِ ِ ﺎﺿ ﱟﻲ. َ .7و َ اﺻ َﻞ اﻟ ﱢﺮﻳَﺎﺿﻴﱡﻮ َن اﻟ ﱢ َ َ َ ﺼ ِﻞ ﻏَْﻴـ ُﺮ ﻃَﺎﻟِ ٍ ﺐ. ﻮﺟ ُﺪ ِﰲ اﻟ َﻔ ْ .8ﻻَ ﻳُ َ 10. Aşağıdaki âyet-i kerîmelerde geçen müstesnâ ve müstesnâ minhleri tespit ediniz. َ ﴿ .1وَﻣﺎ ﳜَْ َﺪﻋُﻮ َن إِﻻﱠ أَﻧ ُﻔ َﺴ ُﻬ ْﻢ ﴾ )اﻟﺒﻘﺮة (9 ِِ ﴿ .2وﻣﺎ ﻳ ِ ِ ﲔ ﴾ )اﻟﺒﻘﺮة (14 ﻀ ﱡﻞ ﺑِﻪ إِﻻﱠ اﻟْ َﻔﺎﺳﻘ َ ََ ُ 67 ِِ ِ (34 ﻴﺲ ﴾ )اﻟﺒﻘﺮة َ ﴿ ﻓَ َﺴ َﺠ ُﺪوا إﻻﱠ إﺑْﻠ.3 (246 ﴿ ﺗَـ َﻮﻟﱠ ْﻮا إِﻻﱠ ﻗَﻠِﻴﻼً ِﻣ ْﻨـ ُﻬ ْﻢ ﴾ )اﻟﺒﻘﺮة.4 (248 ﴿ ﻓَ َﺸ ِﺮﺑُﻮا ِﻣ ْﻨﻪُ إِﻻﱠ ﻗَﻠِﻴﻼً ِﻣ ْﻨـ ُﻬ ْﻢ ﴾ )اﻟﺒﻘﺮة.5 ِ َ ﴿ َوَﻣﺎ ﻳَ ﱠﺬ ﱠﻛﺮ إِﻻﱠ أُوﻟُﻮا ْاﻷَﻟْﺒ.6 (269 ﺎب ﴾ )اﻟﺒﻘﺮة ُ (7 ﴿ َوَﻣﺎ ﻳَـ ْﻌﻠَ ُﻢ ﺗَﺄْ ِوﻳﻠَﻪُ إِﻻﱠ اﷲُ ﴾ )آل ﻋﻤﺮان.7 ِ َاﳋ ْ ﴿ ﻻَ ﻳَﺄْ ُﻛﻠُﻪُ إِﻻﱠ.8 (37 ﺎﻃﺌُﻮ َن ﴾ )اﳊﺎﻗّﺔ ِ ِ (66 ﻴﻞ ِﻣ ْﻨـ ُﻬ ْﻢ ﴾ )اﻟﻨﺴﺎء ٌ ﴿ َﻣﺎ ﻓَـ َﻌﻠُﻮﻩُ إﻻﱠ ﻗَﻠ.9 (171 ﴿ َوﻻَ ﺗَـ ُﻘﻮﻟُﻮا َﻋﻠَﻰ اﻟﻠﱠ ِﻪ إِﻻﱠ ا ْﳊَ ﱠﻖ ﴾ )اﻟﻨﺴﺎء.10 11. Aşağıdaki Türkçe cümlenin en uygun Arapça karşılığını tespit ediniz. “Allah’ın rızasını ancak samimi kullar elde edebilir." ِﺼ ِ اﷲ إِﻻﱠ ِ ت ِ ﺿﺎ .ﺎﳊُﻮ َن ﺎد اﻟ ﱠ َ ﻻَ َْﳛﻈَﻰ ِﲟَْﺮ.A ُ َاﻟﻌﺒ ِ ُ اﻟﻌﺒ ِ ِ ِ ِ .ﺼﻮ َن ُ ﺎد اﳌُ ْﺨﻠ َ ﻻَ َْﳛﻈَﻰ ﺑِﻨ ْﻌ َﻤﺔ اﷲ إِﻻﱠ.B ِ ُ اﻟﻌﺒ ِ ِ ِ َ ﻻَ َْﳛﻈَﻰ ِﲟَﺮ.C .ﺼﻮ َن ُ ﺎد اﳌُ ْﺨﻠ َ ﺿﺎت اﷲ إِﻻﱠ ْ ِ اﷲ إِﻻﱠ ِ ﺣ ِﻈﻲ.D ِ ِﺎد اﳌُ ْﺨﻠ ِ ﺎت ِ ﺿ .ﲔ َ ﺎد ِﲟَْﺮ َ َاﻟﻌﺒ ُ َاﻟﻌﺒ َﺼ َ َ ِ ِ ِ َ ﻆ ِﲟَْﺮ .اﻟﻌﺎﺑِ ُﺪو َن َ َﱂْ َْﳛ.E َ ﱠﺎس ُ ﺿﺎت اﷲ إﻻﱠ اﻟﻨ 12. Aşağıdaki Arapça cümlenin en uygun Türkçe karşılığını tespit ediniz. ِ ِ َﳒَﺤ .ًﱢﻬﺎﺋِ ﱢﻲ إِﻻﱠ ﻃَﺎﻟِﺒَﺔ ﺎت ِﰲ ُ َﺖ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒ َ اﻻﻣﺘﺤﺎن اﻟﻨـ َ A. Biri hariç (kız) öğrenciler final sınavında başarılı oldular. B. Bir öğrenci hariç (kız) öğrenciler final sınavında başarılı olurlar. C. Biri hariç (kız) öğrenciler ara sınavda başarılı oldular. D. (Kız) öğrenciler final sınavında başarılı oldular, ancak ikisi hariç. E. Biri dışında (kız) öğrenciler final sınavında başarılı olamadılar. 13. Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz. 1. Biri dışında bakanlar kongreye geldiler. 2. İkisi dışında kuşlar kafesten kaçtı. 3. Biri hariç yolcular otobüsten indiler. 4. Öğrenci biri dışında soruları cevapladı. 5. Biri hariç çocuklar sofraya oturdular. 68 6. Ahmet sadece öğretmene selam verdi. 7. İmam dışında insanlar camiden çıktılar. 8. Sadece çay içtim. 9. Sadece çalışan kazanır. 10. Sadece bir öğrenci gitti. Kelimeler ve Deyimler ِ ِ ِ Telefon etti : ﱢﺼﺎﻻً ﺑِـ َ ﺼ َﻞ – ﻳَـﺘﱠﺼ ُﻞ – اﺗ َ اﺗﱠ ِﺎر ﱠ Tarihi eserler : ُاﻟﱰ ِﳜﻴﱠﺔ ُ َاﻵﺛ ِ ِ ِ İcat etti, buldu : اﻋﺎ ًﱰ َ ا ْﺧﺘَـ َﺮ َ ا ْﺧ- ُع – ﳜَْ َِﱰع ِ (Bitki vb.) çiçek açtı, çiçeklendi : ﺎرا ً إِ ْزَﻫ- أَ ْزَﻫ َﺮ – ﻳُـ ْﺰﻫ ُﺮ En parlak, en görkemli : أَ ْزَﻫﻰ ِ ِ ِ ِ Ödünç aldı : ﺎرًة َ ا ْﺳﺘ َﻌ- ُا ْﺳﺘَـ َﻌ َﺎر – ﻳَ ْﺴﺘَﻌﲑ ِ ِ Kapsadı, ihtiva etti : ﻞ – اِ ْﺷﺘِ َﻤﺎﻻً َﻋﻠَﻰ ُ ا ْﺷﺘَ َﻤ َﻞ – ﻳَ ْﺸﺘَﻤ ِ Aydınlattı : ﺎء ًة َ ِ إ- ﻴﺊ َ َﺿ َ أﺿ ُ ﺎء – ﻳُﻀ ِ ِِ Saydı, kabul etti, itibar etti : ﺎرا ً َ ا ْﻋﺘﺒ- ُا ْﻋﺘَﺒَـ َﺮ – ﻳَـ ْﻌﺘَِﱪ Hazırladı : ادا ً إِ ْﻋ َﺪ- َﻋ ﱠﺪ – ﻳُِﻌ ﱡﺪ َأ ِ Ödünç verdi : ًﺎرة َأ َ إِ َﻋ- َُﻋ َﺎر – ﻳُﻌﲑ Edindi, sahip oldu : ً اِﻗْﺘِﻨَﺎء- اِﻗْـﺘَـ َﲎ – ﻳَـ ْﻘﺘَ ِﲏ Alıştırma :ﻳﺒﺎت ٌ ﻳﺐ )ج( ﺗَ ْﺪ ِر ٌ ﺗَ ْﺪ ِر Masraf :ﻴﻒ ٌ ِﺗَﻜْﻠ ُ ِﻴﻒ )ج( ﺗَ َﻜﺎﻟ Alıştırma : ﻳﻦ ٌ ﻳﻦ )ج( ﲤَْ ِﺮ ٌ ﲤَْ ِﺮ ُ ﲤََﺎ ِر،ﻳﻨﺎت Yöneldi : ﺗَـ َﻮ ﱠﺟﻪَ – ﻳَـﺘَـ َﻮ ﱠﺟﻪُ – ﺗَـ َﻮ ﱡﺟ ًﻬﺎ إﱃ Yüz çevirdi, dost edindi, (bir görevi) üstlendi : ﺗَـ َﻮﻟﱢﻴًﺎ- ﺗَـ َﻮﱠﱃ – ﻳَـﺘَـ َﻮﱠﱃ Fiyat :ََﻦ )ج( أ َْﲦَﺎ ٌن ٌﲦ Park : ٌَﺣ ِﺪﻳ َﻘﺔٌ َﻋﺎ ﱠﻣﺔ ِ Mezun : ﻳﺞ )ج( ِﺧ ﱢﺮﳚُﻮ َن ٌ ﺧ ﱢﺮ Kütüphane : َﺧ َﺰاﺋِ ُﻦ،ﺎت ٌ َِﺧ َﺰاﻧَﺔٌ )ج( ِﺧ َﺰاﻧ Ödedi : ْﻌﺎ ً َدﻓـ- َدﻓَ َﻊ – ﻳَ ْﺪﻓَ ُﻊ ِ Başbakan : اﻟﻮَزَر ِاء ُ ﻴﺲ ُ َرﺋ 69 Bağladı : ﻂ – َرﺑْﻄًﺎ ُ ِﻂ – ﻳَـ ْﺮﺑ َ ََرﺑ ِ Yüz çevirdi : َﻋ ْﻦ، istedi : ﺐ – َر ْﻏﺒَﺔً ﰲ ُ َﺐ – ﻳَـ ْﺮﻏ َ َرﻏ Donattı, teçhiz etti : َزﱠو َد – ﻳُـ َﺰﱢو ُد – ﺗَـ ْﺰ ِوﻳ ًﺪا ﺑِـ ِ ِ Maaş : ﺐ ٌ َراﺗ ُ ﺐ )ج( َرَواﺗ Saçak, çardak, çadır, revak : ٌِرَوا ٌق )ج( أ َْر ِوﻗَﺔ ِ ﺎﺿ ﱞﻲ )ج( ِرﻳ ِ ِرﻳ Sporcu : ﺎﺿﻴﱡﻮ َن َ َ Mahpus, hapis yatan kişi : ُﺠﻨَﺎء ٌ َﺳ ِﺠ َ ﲔ )ج( ُﺳ Gemi : َﺳ ِﻔﻴﻨَﺔٌ )ج( ُﺳ ُﻔ ٌﻦ ِ ﱡﺧ Girişe izin verildi : ﻮل ُ ُِﲰ َﺢ ﺑِﺎﻟﺪ Diploma : ات ٌ ﺎد َ ﺎدةٌ )ج( َﺷ َﻬ َ َﺷ َﻬ ِ Gazete : ﻒ ٌ ﺻ ُﺤ ُ (ﺻﺤﻴ َﻔﺔٌ )ج َ ِ Gazeteci : ﺤ ِﻔﻴﱡﻮ َن َ (ﺻ َﺤﻔ ﱞﻲ )ج َ َﺻ Kutu : ﺐ ٌ َﻋُﻠْﺒَﺔٌ )ج( ﻋُﻠ Başlık, adres :ﻳﻦ ُ ﻋُ ْﻨـ َﻮا ٌن )ج( َﻋﻨَﺎ ِو ِ ﺎﺻﻤﺔٌ )ج( َﻋﻮ ِ Başkent : اﺻ ُﻢ َ َﻋ َ ِ Pahalı : ﱠﻤ ِﻦ َ ﻏَﺎﻟﻴﺔُ اﻟﺜ Persler : س ُ اﻟ ُﻔ ْﺮ ِ Fihrist : س ٌ ﻓ ْﻬ ِﺮ ُ س )ج( ﻓَـ َﻬﺎ ِر Filozof : ﺴﻮف )ج( ﻓَﻼَ ِﺳ َﻔﺔ ُ َﻓَـ ْﻴـﻠ ِ اﻻ ْﻣﺘِﺤ ِ ُﺎﻋﺔ Sınav salonu : ﺎن َ َﻗ َ Görevlendirdi, yükledi : ﻒ – ﺗَﻜْﻠِﻴ ًﻔﺎ ﺑِـ ُ ﻒ – ﻳُ َﻜﻠﱢ َ َﻛﻠﱠ Sığındı : ﻮءا إِ َﱃ َ َﳉَﺄَ – ﻳَـﻠ ً ُْﺠﺄُ – ُﳉ ِ Ziyafet, yemek daveti :ب ُ َﻣﺄ ُْدﺑَﺔٌ )ج( َﻣﺂد Karşılaşma, maç : ﺎت ٌ َُﻣﺒَ َﺎراة )ج( ُﻣﺒَ َﺎرﻳ ِ ﻒ ) ج( ﻣ ﺘ Müze : ﻒ ٌ َﻣ ْﺘ َﺤ ُ ﺎﺣ ََ ٍ ﱠدةٌ ﺑِﻮﻗ ٍ ْﺖ ُﻣ َﻌ ﱠ Belirli bir vakitle sınırlı : ﲔ َ َ ُﳏَﺪ İstasyon, tren istasyonu : ﺎت ٌ َﳏَﻄﱠﺔٌ )ج( َﳏَﻄﱠ Tahsis edilmiş, ayrılmış : ﺺ اﳌُ َﺨ ﱠ ُ ﺼ El yazma eser : ﻮﻃﺎت ٌ ُﳐَْﻄُﻮﻃَﺔ )ج( ﳐَْﻄ ِ ِﻣﺮﺗَِﻔ َﻌﺔُ اﻟﺘﱠ َﻜﺎﻟ Masrafları yüksek :ﻴﻒ ُْ 70 ِ اﺳﻞ )ج( ﻣﺮ ِ Muhabir : اﺳﻠُﻮ َن َُ ٌ ُﻣ َﺮ Fuar : ض ٌ َﻣ ْﻌ ِﺮ ُ ض )ج( َﻣ َﻌﺎ ِر Karmaşık, çetrefilli, zor : ٌُﻣ َﻌ ﱠﻘ َﺪة ِ ﻣﻌﻬ ٌﺪ )ج( ﻣﻌ Enstitü : ﺎﻫ ُﺪ ََْ ََ Kayıp, yitik : َﻣ ْﻔ ُﻘﻮ ٌد Kütüphane, kitabevi, sıra : ﺎت ٌ ََﻣﻜْﺘَﺒَﺔٌ )ج( َﻣﻜْﺘَﺒ Marmara Bölgesi : ِﻣ ْﻨ ِﻄ َﻘﺔُ َﻣ ْﺮَﻣ َﺮَة Liman : اﳌِﻴﻨَﺎءُ )ج( اﳌََﻮ ِاﱐ Nüshasını çıkardı, kopyasını aldı : ﺨﺎ ً ﻧَ ْﺴ- ﻧَ َﺴ َﺦ – ﻳَـ ْﻨ َﺴ ُﺦ Özet İstisnâ kavramını tanıyabilmek. إِﻻﱠvb. bir edattan sonra gelen ismi, öncesinde geçen ifadenin hükmünden hariç tutmaya istisnâ denir. Meselâ ﺴﻨًﺎ ﺎد ُ َ َﻋHasan dışında çocuklar َ اﻷﻃﻔﺎل إﻻﱠ َﺣ döndü, dediğimizde Hasan’ı dönme hükmünün dışında tutmuş oluruz. İstisnânın temel ögelerini tespit edebilmek. İstisnâ, üç temel ögeden oluşmaktadır. Bunlar müstesnâ minh, istisnâ edatı ve müstesnâdır. .اﻷﻃﻔﺎل إِﻻﱠ َﺧﺎﻟِ ًﺪا ﺎم ُ َ َ ﻧHalit hariç çocuklar uyudu. lafzı müstesnâ minh, إِﻻﱠistisnâ edatı ve َﺧﺎﻟِ ًﺪاkelimesi de Bu cümlede اﻷﻃﻔﺎل ُ müstesnâdır. İstisnâ edatlarını tanımak. Başlıca istisnâ edatları şunlardı: إﻻﱠ, ﻏَْﻴـ ُﺮ, ِﺳ َﻮى, َ َﺧﻼ, َﻋ َﺪا, ve َﺣﺎ َﺷﺎdır. İstisnâ edatlarını birbirinden ayırt edebilmek. Yukarıda zikredilen istisnâ edatları kullanım açısından üç gruba ayrılmaktadır: Birinicisi إﻻﱠikincisi ﻏَْﻴـ ُﺮ- ِﺳ َﻮىve üçüncüsü de َ َﺧﻼ- َﻋ َﺪا- َﺣﺎ َﺷﺎ dır. Her bir gruba göre müstesnânın durumu değişmektedir. 1. إﻻﱠ Bu edattan sonra gelen kelimenin i‘râbı cümlenin durumuna göre değişir. Burada cümle; ya olumlu, ya olumsuz ya da olumsuz olup müstesnâ minhi zikredilmemiş bir durumda gelir. 1. Olumlu cümle Bu tür cümlelerde إﻻﱠdan sonraki kelime dâima mansûb olarak gelir: .ﻀ َﺮ اﻟ ُْﻤ َﺴﺎﻓِ ُﺮو َن إِﻻﱠ َﺣ َﺴﻨًﺎ َ َﺣHasan hariç yolcular geldi. 71 2. Olumsuz cümle Bu tür cümlelerde ise müstesnâ ya mansûb olur ya da müstesnâ minh ile aynı i‘râbı alır. . َﺣ َﺴ ٌﻦ/ ﻀ َﺮ اﻟ ُْﻤ َﺴﺎﻓِ ُﺮو َن إِﻻﱠ َﺣ َﺴﻨًﺎ َ َﻣﺎ َﺣHasan hariç yolcular gelmedi. 3. Müstesnâ minhin zikredilmediği olumsuz cümle Bu durumda müstesnânın i‘râbı verilirken sanki istisnâ edatı yokmuş gibi hareket edilir. Müstesnâ, cümlenin hangi ögesiyse ona göre i‘râbını alır. Merfû oluşu: .ﺎم إِﻻﱠ ُﳏَ ﱠﻤ ٌﺪ َﺻ َ َﻣﺎSadece Muhammet oruç tuttu. Mansûb oluşu: .ﺖ إِﻻﱠ ُﺣ َﺴ ْﻴـﻨًﺎ ُ ْ َﻣﺎ َرأَﻳSadece Hüseyin’i gördüm. Mecrûr oluşu: ِ ﻻَ أَﺗَـﻮﱠﻛﻞ إِﻻﱠ َﻋﻠَﻰSadece Allah’a tevekkül ederim. .اﷲ ُ َ 2. ﻏَْﻴـ ُﺮ- ِﺳ َﻮى Bu iki edat إِﻻﱠdan sonra gelen müstesnânın i‘râbını alır. Müstesnâları da muzafun ileyh olarak dâima mecrûr gelir. 1. Olumlu cümle .ﻀ َﺮ اﻟ ُْﻤ َﺴﺎﻓِ ُﺮو َن ﻏَْﻴـ َﺮ َﺣ َﺴ ٍﻦ َ َﺣHasan hariç yolcular geldi. 2. Olumsuz cümle Bu tür cümlelerde edat ya mansûb olur ya da müstesnâ minh ile aynı i‘râbı alır. . ﻏَْﻴـ ُﺮ َﺣ َﺴ ٍﻦ/ ﻀ َﺮ اﻟ ُْﻤ َﺴﺎﻓِ ُﺮو َن ﻏَْﻴـ َﺮ َ َﻣﺎ َﺣHasan hariç yolcular gelmedi. 3. Müstesnâ minhin zikredilmediği olumsuz cümle Burada ﻏَْﻴـ ُﺮve ِﺳ َﻮىcümlenin bir ögesi olarak kabul edilir ve buna göre i‘râb alırlar. Merfû oluşu: .ﺐ ﻏَْﻴـ ُﺮ َﺣ َﺴ ٍﻦ َ َﻣﺎ َذ َﻫSadece Hasan gitti. Mansûb oluşu: .ﺖ ﻏَْﻴـ َﺮ َﺣ َﺴ ٍﻦ ُ ْ َﻣﺎ َرأَﻳSadece Hasan’ı gördüm. Mecrûr oluşu: .ﺖ َﻋﻠَﻰ ﻏَ ِْﲑ َﺣ َﺴ ٍﻦ ُ َﻣﺎ َﺳﻠﱠ ْﻤSadece Hasan’a selam verdim. 72 3. َ َﺧﻼ- َﻋ َﺪا- َﺣﺎ َﺷﺎ Bu üç edat iki şekilde kullanılır: Ya harfi cer olurlar ya da fiil olurlar. Harfi cer olduklarında ise müstesnâları mecrûr olur. ٍ ْ ب َﺧﻼَ ُﺣﺴ .ﲔ ُ ﺲ اﻟﻄﱡﻼﱠ َ َ َ َﺟﻠHüseyin dışında öğrenciler oturdular. Fiil oduklarında ise müstesnâları mef’ûlün bih olarak mansûb olur. .ب َﻋ َﺪا ُﺣ َﺴ ْﻴـﻨًﺎ ُ ﺲ اﻟﻄﱡﻼﱠ َ َ َﺟﻠHüseyin dışında öğrenciler oturdular. Kendimizi Sınayalım 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde istisnânın temel ögelerinden biri yoktur? ب a. .اﻟﺪرس إﻻ ﺧﺎﻟﺪا ُ ﻗﺮأ اﻟﻄﱡﻼﱠ َ b. .ُﺐ إِﻻﱠ اﷲ َ ﻻَ ﻳَـ ْﻌﻠَ ُﻢ اﻟﻐَْﻴ c. .ﺨﺎ ُﻣ ِﺴﻨًّﺎ ً ﺎب إﻻﱠ َﺷ ْﻴ ُ ﻧَـ َﺰ َل اﻟ ﱡﺮﱠﻛ ِ d. .ٌﺠ َﺮة َ ﺎر إِﻻﱠ َﺷ ُ َﱂْ ﺗُـ ْﺰﻫ ْﺮ اﻷَ ْﺷ َﺠ ِ e. .ارِة إِﻻﱠ ُﻣ ِﺪ ًﻳﺮا َ َﺧ َﺮ َج اﳌَُﻮﻇﱠُﻔﻮ َن ﻣ َﻦ اﻟ ِﻮَز 2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde müstesnânın yazılışında bir yanlışlık yapılmıştır? ِ ْ ﺻ ِﺤﻴ َﻔﺘَـ a. .ﲔ ْت اﻟ ﱡ َ ﺼ ُﺤ ُ ﻗَـ َﺮأ َ ﻒ إِﻻﱠ ٍ ِﱢﻌ َﺮ ﻏَْﻴـ َﺮ ﻃَﺎﻟ ﻆ b. .ﺐ َ َﺣ ِﻔ ْ اﻟﻄﻼب اﻟﺸ ُ c. .ﺎر ِﺳ َﻮى ِﺷ ْﻌ ٍﺮ ْﺐأ َ َﲪَ ُﺪ اﻷَ ْﺷ َﻌ َ ََﻛﺘ ٍ ﺺ ِ ﱡﺼ d. .واﺣﺪ ﻮص َﻋ َﺪا ﻧَ ﱟ ُ ﻓَ ِﻬ ْﻤ ُ ﺖ ُﻛ ﱠﻞ اﻟﻨ ِ آن إِﻻﱠ ﺟ ْﺰ ِ َﺟﺰاء اﻟ ُﻘﺮ e. .آن ُ ﺗَـﻠَ ْﻮ ُ ْ َ َْ ت أ ِ ِض ِﺳ َﻮى ﻗِ ْﺴ ِﻢ اﻟ َْﻤﻼَﺑ ِ ﺎم اﻟ َْﻤ ْﻌ ِﺮ 3. .ﺲ َ ْﺴ َ ُزْرﻧَﺎ أَﻗ Yukarıdaki cümlede istisnâ edatının yerine, müstesnânın harekesini değiştirmeksizin, hangi edat gelemez? a. .ﻏﲑ b. .َﻋ َﺪا c. .إﻻﱠ d. .ََﺧﻼ e. .َﺣﺎ َﺷﺎ ِ ِ ُ ﻗَـﺮأ 4. ﲑ َ َْت اﻟﻜﺘ َ اﻷﺧ..... َﺎب َﻣﺎ َﺧﻼ َ Bu cümledeki boşluğu aşağıdakilerden hangisi en uygun şekilde tamamlar? a. .ﺼ َﻞ ْ اﻟ َﻔ b. .ﻮل َ ﺼ ُ اﻟ ُﻔ 73 c. .ﻞ ْ ُ اﻟﻔﺼ d. .اﻟﻔﺼﻮل ُ ِ . e. اﻟﻔﺼﻞ 5. "Diploma dağıtım törenine ikisi dışında öğretmenler katılmadı."cümlesinin Türkçe Arapça doğru karşılığı aşağıdakilerden hangisidir? ِ َ ﺸ َﻬ َﻣﺎ َﺷ ِﻬ َﺪ اﳌُﺪ ﱢر ُﺳﻮن َﺣ ْﻔ َﻞ ﺗَـ ْﻮِزﻳ ِﻊ اﻟ ﱠ a. .س ٌ ﺎدات إِﻻﱠ ُﻣ َﺪ ﱢر ِ َﺷ ِﻬ َﺪ اﳌُﺪ ﱢرﺳ ِ ﺎد ﺎن َﺣ ْﻔ َﻞ ﺗَـ ْﻮِزﻳ ِﻊ اﻟ ﱠ b. .ات إِﻻﱠ ُﻣ َﺪ ﱢر ًﺳﺎ َ ﺸ َﻬ َ ِ ﺎد َﻣﺎ َﺷ ِﻬ َﺪ اﻟ ُْﻤ َﻮﻇﱠُﻔﻮ َن َﺣ ْﻔ َﻞ ﺗَـ ْﻮِزﻳ ِﻊ اﻟ ﱠ c. .ﻒ ٌ ات إِﻻﱠ ُﻣ َﻮﻇﱠ َ ﺸ َﻬ ِ d. .س ٌ َﻣﺎ َﺷ ِﻬ َﺪ اﳌُﺪ ﱢر ُﺳﻮن َﺣ ْﻔ َﻞ ﺗَـ ْﻮِزﻳ ِﻊ اﳉََﻮاﺋ ِﺰ إِﻻﱠ ُﻣ َﺪ ﱢر ِ ات إِﻻﱠ ﻣ َﺪ ﱢرﺳ ِ ﺎد َﱂْ ﻳَ ْﺸ ِﻬ ْﺪ اﳌُﺪ ﱢر ُﺳﻮن َﺣ ْﻔ َﻞ ﺗَـ ْﻮِزﻳ ِﻊ اﻟ ﱠ e. .ﺎن َ ﺸ َﻬ َ ُ Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. b Yanıtınız doğru değilse, “İstisnânın Temel Ögeleri” yeniden okuyunuz. 2. e Yanıtınız doğru değilse, “Olumlu Cümlede Müstesnâ” konusunu yeniden okuyunuz. 3. c Yanıtınız doğru değilse, “İstisnâ Edatları” konusunu yeniden okuyunuz. 4. a Yanıtınız farklıysa “İstisnâ Edatları” konusunu yeniden okuyunuz. 5. e Yanıtınız doğru değilse "Olumsuz Cümlede Müstesnâ" konusunu yeniden okuyunuz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 .ًﺎل َإﱃ اﳊَْﻘ ِﻞ إﻻﱠ َﻋ ِﺎﻣﻼ ُ ﺐ اﻟﻌُ ﱠﻤ َ َذ َﻫBir işçi hariç işçiler tarlaya gitti. ِ ُﺎف اﳌ .َﺆﻣ ُﻦ إﻻﱠ اﷲ ُ َ ﻻ َﳜMü’min Allah’tan başkasından korkmaz. .(ﺎم اﻷﻃْ َﻔﺎ ُل إﻻﱠ ُﺳﻠَْﻴ َﻤﺎ ُن )ﺳﻠﻴﻤﺎ َن َ َ َﻣﺎ ﻧSüleyman dışında çocuklar uyumadı. . َﱂْ ﻳَـ ْﻘ َﺮأْ إﻻﱠ ُﳏَ ﱠﻤ ٌﺪSadece Muhammet okudu. .ْﺖ إﻻﱠ ﲤًَْﺮا ُ َﻣﺎ أ َﻛﻠSadece hurma yedim. Sıra Sizde 2 .ﺎج ﻏَْﻴـ َﺮ َﺣﺎ ﱟج َ َﻋ ُ ﺎد اﳊُ ﱠﺠ Bir hacı dışında hacılar döndü. ٍ ْت اﻟﻄﱡﻼﱠب ﻏَﻴـﺮ ) ﻏَﻴـﺮ ( َْﳏﻤ ِ َﱂ ﻳﺄMahmut hariç öğrenciler gelmedi. .ﻮد َْ ُ ُْ َْ ُ .ﻮل اﳌﺴﻠِ ُﻢ ﻏَْﻴـ َﺮ اﳊَ ﱢﻖ ُ ﻻَ ﻳَـ ُﻘMüslüman hakikatten başkasını söylemez. 74 konusunu .ﺐ ْ َﺻﻠ َ َﻣﺎ َوSadece Zeynep geldi. َ َﺖ ﻏَْﻴـ ُﺮ َزﻳْـﻨ .ﺖ ﻏَْﻴـ َﺮ َﺳﻠِ ٍﻴﻢ ُ ْ َﻣﺎ َرأَﻳSadece Selim’i gördüm. .َﲪَ َﺪ ْ ﻏﲑ( أ َ ُ َﱂْ ﻳAhmet’ten başka hiç kimse bana inanmadı. َ ﺼ ﱢﺪﻗ ِْﲏ أ َ ) َﺣ ٌﺪ ﻏَْﻴـ ُﺮ Sıra Sizde 3 ِ ﻀﺮ .(ﻴﺒﺎت َﻋ َﺪا ﻃَﺒِﻴﺒَﺔً )ﻃَﺒِﻴﺒَ ٍﺔ ُ ِت اﻟﻄﱠﺒ َ َ َﺣBir doktor hariç doktorlar geldi. ٍ ات َﺧﻼَ ﺳﻴﱠﺎرًة )ﺳﻴﱠ ِ وﻗَِﻔBir taksi hariç taksiler durdu. .(ﺎرة ﺖ اﻟ ﱠ ُ ﺴﻴﱠﺎر َ َ َ ِ ) َ َﻛﺘَﺐ ﻋُﻤﺮ ُدروﺳﻪُ ﺣﺎ َﺷﺎ اﻟﻠﱡﻐَﺔَ اﻟﻌﺮﺑِﻴﱠﺔÖmer, Arapça hariç derslerini yazdı. .(اﻟﻠﻐﺔ اﻟﻌﺮﺑﻴﱠ ِﺔ َ َ ُ َُ َ ََ .ﺎح َﻣﺎ َﺧﻼَ َﺳﺎﺋِ ًﺤﺎ َﺧ َﺮ َج اﻟ ﱡBir turist dışında turistler çıktı. ُ ﺴﻴﱠ ِ اﳊﻔﻞ ﻣﺎ ﻋ َﺪا و ِ .اﺣ ًﺪا َ َوTörene birisi dışında komşular geldi. َ َ َ ِ ﺻ َﻞ اﳉ َﲑا ُن إﱃ Yararlanılan Kaynaklar Bilgegil, M. Kaya (1982). Türkçe Dilbilgisi, İstanbul. el-Fevzân, Abdurrahman b. İbrahim – Huseyn, Muhtar et-Tâhir – Fadl, Muhammed Abdülhâlik Muhammed (2003), el-Arabiyye Beyne Yedeyk, Riyad. Güler İ. - Günday, H. Şahin, Ş., (2001). Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), İstanbul. Komisyon, (1985) Ta‘limu’l-Arabiyye li-Gayri’n-Nâtıkîne bihâ elKitabu’l-Esâsî, Mekke. Maksudoğlu, Mehmet (1992). Arapça Dilbilgisi, İstanbul. Er-Râcihî, Abduh (1992). Fi’t-Tatbîki’n-Nahvî ve’s-Sarfî, İskenderiye. Sînî, Mahmud İsmail, es-Seyyid, İbrahim Yusuf, eş-Şeyh, Muhammed erRifai (ts.). el-Kavâidü’l-Arabiyyetü’l-Müyessera, İstanbul. _______, el-Arabiyye li’n-Nâşiîn, İstanbul. Uralgirary, Yusuf (1986). İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad. 75 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; • Yaklaşma fiillerini tanıyacak, • Umut fiillerini tanıyacak, • Başlama fiillerini tanıyacak, • Bunların isim ve haberlerini tespit edebilecek, • Bu fiilleri birbirinden ayırt edebileceksiniz. Anahtar Kavramlar • Yaklaşma • Umut • Başlama • Mukârabe • Recâ • Şurû‘ Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; • Metin içerisinde geçen mânâsını bilmediğiniz kelimeler için bir ArapçaTürkçe sözlüğe başvurunuz. • İsmail Güler, Hüseyin Günday ve Şener Şahin’in Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi) isimli kitabından Kâde ve Benzerleri (Ef’âl-i Mukârabe) konusunu okuyunuz. 76 Mukārabe, Recâ ve Şurû Fiilleri ﺎل اﻟ ُْﻤ َﻘ َﺎرﺑَِﺔ َواﻟ ﱠﺮ َﺟ ِﺎء َواﻟ ﱡ وع ُ أَﻓْـ َﻌ ِ ﺸ ُﺮ GİRİŞ Arapçada birtakım yardımcı fiiller vardır. Bunlar, isim cümlesinin başına geçerek mübtedâ ve haberin hem adını hem de i‘râbını değiştirirler. Şu üç grup fiil de bu yardımcı fiillerdendir. 1. Bir eylemin yaklaştığını ifade edenler. 2. Umut bildirenler 3. Başlama ifade edenler. Bu fiillere yardımcı fiiller denmesi, isim cümlesinin başına gelerek mübtedâ (özne) ve habere (yüklem) ihtiyaç duymaları sebebiyledir. Meselâ ﻂ ُ اﻟﻮﻟَ ُﺪ ﻳَ ْﺴ ُﻘ ُ ﻳَ ْﺴ ُﻘda haberdir. Bunun َ (Çocuk düşüyor) cümlesinde اﻟﻮﻟَ ُﺪ َ mübtedâ, ﻂ ﺎد ﻛ (Çocuk az kaldı düşüyordu) başına ﺎد ُ اﻟﻮﻟَ ُﺪ ﻳَ ْﺴ ُﻘ َ َ َﻛyi getirdiğimizde cümle ﻂ َ َ şeklinde olmakta ve cümle yaklaşma ifade etmektedir. Türkçede ise yaklaşma fiilleri, bileşik fiiller içerisinde ele alınır. “İlk fiildeki eylemin meydana gelmesi için az kaldığını ifade eden fiiller” şeklinde tarif edilir. Anlamı değişikliğe uğrayacak fiilin istek kipi geniş zamanı üçüncü tekil şahsından sonra “yaz-” getirmek suretiyle teşkil olunur. “Düşeyazdı, ağlıyayazdı, kırayazdı” gibi. Ancak yazı dilinde “yaz-” ekli fiil yerine daha çok “az daha, az kaldı” vb. ifadeler kullanılır. Örnekler: Çocuk az kaldı düşüyordu. (ﻂ ُ اﻟﻮﻟَ ُﺪ ﻳَ ْﺴ ُﻘ َ ) َ ﻛﺎد ِ ﺎد اﻟﻮﻟَ ُﺪ ﻳـﺒ Çocuk az daha ağlayacaktı. (ﻜﻲ ْ َ َ َ ) َﻛ ِ Çocuk az daha camı kırıyordu. (ﺎج َ ) َﻛ َ اﻟﻮﻟَ ُﺪ ﻳَﻜْﺴ ُﺮ اﻟﺰ َ ﱡﺟ َ ﺎد Diğer iki fiil grubu olan umut ve başlama fiilleri ise Türkçe’deki karşılıklarıyla tercüme edilmektedir. Örnekler: Umarım hasta iyileşir. (َﻳﺾ أَ ْن ﻳَـ ْﺒـ َﺮأ ُ ) َﻋ َﺴﻰ اﻟ َْﻤ ِﺮ ِ )أ َ ﱠ Öğrenci okumaya başladı. (ُﺐ ﻳَـ ْﻘ َﺮأ ُ َﺧ َﺬ اﻟﻄﺎﻟ 77 Türkçede kullanılan yaklaşma fiilleriyle ilgili geniş bilgi için M. Kaya Bilgegil’e ait Türkçe Dilbilgisi isimli kitabından Yapıları Bakımından Fiiller kısmına bakabilirsiniz. OKUMA PARÇASI وءةٌ َوَوﻓَﺎءٌ ُﻣ ُﺮ َ ِ ِ ِ ِ ﺼ ْﻴﺪ ﻓَﺎﺑْـﺘَـ َﻌ َﺪ َﻋ ْﻦ ﺼ ْﻴﺪَ ،وأَ َﺧ َﺬ َْﳚ ِﺮي ﺑَِﻔ َﺮﺳﻪ ِﰲ اﻟ ﱠ ﻚ ا ْﳊِ َﲑِة ﻟِﻠ ﱠ ﱡﻌ َﻤﺎ ُن ﺑْ ُﻦ اﻟ ُْﻤ ْﻨ ِﺬ ِر َﻣﻠِ ُ َﺧ َﺮ َج اﻟﻨـ ْ ﺎن ﻳـﻠْﺠﺄُ إِﻟَﻴﻪ ،وأ ِ َﺻﺤﺎﺑِﻪ ،وﺗَ َﺎﻩ ﰲ اﻟ ﱠ اﲰُﻪُ َﺣ ْﻨﻈَﻠَﺔُ َﺧ ًﲑا َو َﺟ َﺪ رﺟﻼً ْ ﺼ ْﺤ َﺮاءَ .وأَ َﺧ َﺬ ﻳَـ ْﺒ َﺤ ُ أْ ﻋﻦ َﻣ َﻜ ٍ َ َ ْ ﺚ ﻃﻮﻳﻼً ْ ﺐ ﻣﻨﻬﻤﺎ ﻃَ َﻌ ًﺎﻣﺎ و َﺷ َﺮاﺑًﺎ ،وﻛﺎ َن ﻟَ َﺪﻳْ ِﻬ َﻤﺎ َﺷﺎةٌ واﺣﺪةٌ ،ﻓَ َﺴ َﻘﺎﻩ َﺣ ْﻨﻈَﻠَﺔُ ِﻣ ْﻦ ﻟَﺒَﻨِﻬﺎ ،و َذ َﲝَﻬﺎ َ وﻣ َﻌﻪ َزْو َﺟﺘُﻪَ .وﻃَﻠَ َ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﻚ. ﺐ ﻓَـ َﺮ َﺳﻪ .ﰒُﱠ ﻗَ َ وأَﻃْ َﻌ َﻤﻪ ﻣ ْﻦ َﳊْﻤﻬﺎَ .و ِﰲ اﻟ ﱠ ﺼ ِ ﺐ ﺛَـ َﻮاﺑَ َ ﺲ اﻟﻨـ ْ ﺎل ﳊَْﻨﻈَﻠَﺔَ » :اُﻃْﻠَ ْ ورﻛ َ ﺒﺎح ﻟَﺒ َ ﱡﻌ َﻤﺎ ُن ﺛﻴَﺎﺑَﻪ َ ﺎء اﷲُ «. ﱡﻌ َﻤﺎ ُن «َ . أَﻧَﺎ اﻟ َْﻤﻠِ ُ ﻚ اﻟﻨـ ْ ﻗﺎل َﺣ ْﻨﻈَﻠَﺔُ َ » :ﺳﺄَﻓْـ َﻌ ُﻞ إِ ْن َﺷ َ ِ ِ ِ ت وﻣ َﻜ َ ﺎء ْ ﰒُﱠ اﻧْﻄَﻠَ َﻖ اﻟﻨـ ْ ﺚ َﺣ ْﻨﻈَﻠَﺔُ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ذﻟﻚ َزَﻣﺎﻧًﺎ َﺣ ﱠﱴ أ َ ﱡﻌ َﻤﺎ ُن َْﳓ َﻮ ا ْﳊ َﲑةَ . َﺻﺎﺑَﻪ ﻓَـ ْﻘ ٌﺮ َﺷﺪﻳ ٌﺪ َ وﺳ َ ِ ِ ﺖ إﱃ اﻟْﻤﻠِ ِ ف ذﻟﻚ ﺎد َ َﺣﺎﻟُﻪُ .ﻓَـ َﻘ ْ َﺣ َﺴ َﻦ إِ ْﻟﻴ َ ﺎﻟﺖ ﻟﻪ ْاﻣ َﺮأَﺗُﻪ » :ﻟ َْﻮ َذ َﻫ ْﺒ َ وﺻ َ ﻚَ ﻷ ْ ﻚ « .ﻓَ َﺴﺎﻓَـ َﺮ إﱃ ا ْﳊ َﲑة َ َ ﺎن ﺑ ِﻌ ٍ ﻴﺪ ﻣﻊ ﺟﻨُ ِ ٍ ﱡﻌﻤ ِ اﻟﻴَـ ْﻮ ُم ﻳَـ ْﻮَم ﺑُـ ْﺆ ِ ﻮدﻩ ،وﻳَـ ْﻨﺘَ ِﻈ ُﺮَ ،وﻳَـ ْﻘﺘُ ُﻞ أَ ﱠو َل َر ُﺟ ٍﻞ ﻳَﻈ َْﻬ ُﺮ ﺎن ،ﻓ َﻜﺎ َن ﻳَﺬ َ ُ ﺐ إﱃ َﻣ َﻜ َ س اﻟﻨـ ْ َ ْﻫ ُ ﱡﻌﻤ ِ ﺎل ﻟﻪ ﺎن .ﻓَـ َﻘ َ ﻟﻪ ُﻫﻨَ َ ﻓﻮﻗَ َ ﺎك .ﻓَـﻠَ ﱠﻤﺎ ﻧَﻈََﺮ إِﻟ َْﻴﻪ اﻟﻨـ ْ ﻒ َﺣ ْﻨﻈَﻠَﺔُ ﺑَـ َْ ﲔ ﻳَ َﺪ ِي اﻟﻨـ ْ َ ﱡﻌ َﻤﺎ ُن َﻋ َﺮﻓَﻪَ ،و َﺳﺎءَﻩ َﻣ َﻜﺎﻧُﻪَ ، ﺖ ِﰲ ﻏَ ِْﲑ ﻫﺬا ْﺖ ِﻋ ْﻨ َﺪ َك ﻳَـ ْﻮًﻣﺎ؟ «ﻗﺎل » :ﻧَـ َﻌ ْﻢ « .ﻗَ َ ﺎل » :أَ ﻓَﻼَ ِﺟ ْﺌ َ ﺖ اﻟﺬي ﻧَـ َﺰﻟ ُ ﱡﻌ َﻤﺎ ُن » :أَﻧْ َ اﻟﻨـ ْ ِ ِ ِ ِ ﻮس اﺑِْﲏ اﻟﻴﻮم؟ !« َ ﻗﺎل » :وَﻛ ْﻴ َ ﻒ ﱄ أَ ْن أَ ْﻋﻠَ َﻢ ﺬا اﻟﻴﻮم؟ « ﻗﺎل اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن » :واﷲ ﻟ َْﻮ ﻇَ َﻬ َﺮ ﱄ ﻗَﺎﺑُ ُ ﻚ َﱂ أَﺟ ِﺪ ﺑﺪًّا ِﻣﻦ ﻗَـ ْﺘﻠِﻪ ،ﻓَﺎﻃْﻠُﺐ ﺣﺎﺟﺘ َ ِ ﻚ َﻣ ْﻘﺘُ ٌ ﻮل«. وﺳ ْﻞ َﻣﺎ ﺗَـ ْﺒﺘَ ِﻐﻲ ﻓَِﺈﻧﱠ َ ْ َ ََ ﻚ ﻣ َﻦ اﻟ ﱡﺪﻧْـﻴَﺎ َ ﻗَـ ْﺒـﻠَ َ ْ ْ ُ ْ ِ ِ ﻗﺎل َﺣ ْﻨﻈَﻠَﺔُ » :وﻣﺎ أ ْ ِ ِ ﻴﻞ إِﻟ َْﻴﻬﺎ « ﻗﺎل : َ َ َﺻﻨَ ُﻊ ﺑﺎﻟ ﱡﺪﻧْـﻴَﺎ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ﻧَـ ْﻔﺴﻲ؟ « ﻗَﺎل اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن » :إﻧﱠﻪُ ﻻَ َﺳﺒ َ »ﻓَِﺈ ْن َﻛﺎ َن ﻻَ ﺑ ﱠﺪ ﻓَﺄَ ﱢﺟﻠ ِْﲏ َﻋﺴﻰ أَ ْن أ َُزور أ َْﻫﻠِﻲ ،ﻓَﺄ ِ ﻚ « ﻗﺎل ُوﺻﻲ إِﻟ َْﻴ ِﻬ ْﻢَ ،وأ َُﻫﻴﱢ ُﺊ َﺣﺎﳍَﻢ ﰒُﱠ أ َْرِﺟ ُﻊ إِﻟ َْﻴ َ ُ َ َ ﻳﻚ ﺑ ِﻦ ﻋﻤ ٍﺮو – ﻣﺴ ِ ِ ﺎﻋﺪِ ِ ِ ِ ٍ ﱠ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن » :ﻻَ ﺑُﺪ ﻣ ْﻦ َﻛﻔﻴﻞ ﻳَ ْ ﻀ َﻤ ُﻦ ﱄ َﻋ ْﻮ َدﺗَ َ ﻚ « .ﻓَـﻨَﻈََﺮ ﺣﻨﻈﻠﺔُ إﱃ َﺷﺮ ْ َ ْ َُ ِ ِ ِ اد ﻣ ْﻨﻪُ أ ْن ﻳَ ُﻜﻮ َن َﻛﻔﻴﻠَﻪ. اﻟﻨﻌﻤﺎن ،وﻛﺎن َواﻗِ ًﻔﺎ ِ ِﲜ َﻮا ِرﻩ وأ ََر َ ِ ع ،ﻓﻘﺎل ﻟِ ِ ﻠﻨﻌﻤﺎن ُ » :ﻫ َﻮ رﺟﻞ ْ ﺾ َﺷ ِﺮ ٌ َﺟ َﺪ َ اﲰُﻪ ﻗُـ َﺮ ُ اد ﺑْ ُﻦ أ ْ ﻓَـ َﺮﻓَ َ ﻳﻚ أَ ْن ﻳَ ُﻜﻮ َن َﻛﻔﻴﻠَﻪ ،ﻓَـ َﻮﺛَ َ ﺐ إﻟﻴﻪ ٌ ﻀﻰ ْﺖ؟« ﻗﺎل » :ﻧَـ َﻌ ْﻢ ،أَﻧﺎ أَ ْ ﺿ َﻤﻨُﻪ « .ﻓَﺄ ََﻣ َﺮ ِﳊﻨﻈﻠﺔَ ِﲞَ ْﻤ ِﺴ ِﻤﺎﺋَ ِﺔ ﻧَﺎﻗَ ٍﺔ ،ﻓَ َﻤ َ َﻋﻠَ ﱠﻲ « ﻗﺎل اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن » أَ ﻓَـ َﻌﻠ َ ﻮﻣﻪ ﻫﺬا إﱃ ِﻣﺜ ِﻞ ذﻟﻚ ِ إﱃ ْأﻫﻠِﻪ ،وﻗَ ْﺪ ﺟ ِﻌﻞ اﻷﺟﻞ ﺳﻨﺔً َﻛ ِﺎﻣﻠﺔً ،وِﻣﻦ ﻳ ِ اﻟﻴﻮم ِﻣﻦ اﻟﻌ ِﺎم ِ اﻟﻘﺎدِم ،ﻓَـﻠَ ﱠﻤﺎ ْ ُ َ َ ُ ََ َ َ َ ْ َ ِ ٍ ﻣ ﱠﺮ ِ ِ ﱠ ِ اك إﻻ َﻣﻴﱢﺘًﺎ ﻏَ ًﺪا«. ﺴﻨَﺔُ ،وﺑَِﻘ َﻲ ِﻣ َﻦ اﻷﺟﻞ ﻳَـ ْﻮٌمَ ، ﻗﺎل اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن ﻟ ُﻘ َﺮاد َ » :ﻣﺎ أ ََر َ ت اﻟ ﱠ َ ِ اﺻﻄَﺤﺐ ﻓُـﺮﺳﺎﻧَﻪُ وﻣﻌ ُﻬﻢ اﻷﺳﻠِﺤﺔُ ،و َذ َﻫﺐ إﱃ اﳌﻜﺎنِ ﻓَـﻠَ ﱠﻤﺎ أ ْ ََ ُ ْ َ ﺐ َﺧ ْﻴـﻠَﻪَ ،و ْ َ َ ْ َ َ َﺻﺒَ َﺢ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن َرﻛ َ ﺲ ﻟﻚ ﺴﻴﱠ ُ ﻚ اﻟ ﱠ ااﻟﺬي ﻗَﺎﺑَـﻠَﻪ ﻓﻴﻪ ﺣﻨﻈﻠﺔُ ،وأ ََﻣ َﺮ ﺑَِﻘ ْﺘ ِﻞ ﻗُـ َﺮ ٍاد وأ َْو َﺷ َ ﺎف أَ ْن ﻳَـ ْﻘﺘُـﻠَﻪ ،ﻓﻘﺎل ﻟﻪ ُوَزَرا ُؤﻩ » :ﻟ َْﻴ َ أَ ْن ﺗَـ ْﻘﺘُـﻠَﻪ ﺣ ﱠﱴ ﻳﻜ ِ ادا ﻟِﻴَـ ْﻨ ُﺠ َﻮ ﺣﻨﻈﻠﺔُ ِﻣ َﻦ اﻟﻘ ْﺘ ِﻞ. ﱡﻌ َﻤﺎ ُن ﻳُ ِﺮﻳ ُﺪ أ ْن ﻳَـ ْﻘﺘُ َﻞ ﻗُـ َﺮ ً ْﻤ َﻞ ﻳَـ ْﻮَﻣﻪُ« .ﻓَـﺘَـ َﺮَﻛﻪَ ،وﻛﺎ َن اﻟﻨـ ْ َ ُ ِ ِ ِ ٍ ِ ِ ﺎد ِ ِ ِ ﻴﻞ ﻟﻪ » : ت ﺺ ﻣ ْﻦ ﺑَﻌﻴﺪ ،ﻓﺄ ََﻣ َﺮ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن اﻟﺴﻴﱠ َ ﻓَ َﻤﺎ َﻛ َ ﻴﺐ ،إ ْذ ﻇَ َﻬ َﺮ َﺷ ْﺨ ٌ اﻟﺸﻤﺲ ﺗَﻐ ُ ﺎف ﺑ َﻘ ْﺘﻠﻪ ،ﻓﻘ َ ُ ﻚ اﻟ ﱠ اﻟﺮﺟﻞ ﻓِﺈ َذا ﻫﻮ ﺣﻨﻈﻠﺔُ. ﺻ َﻞ ﻟﻴﺲ ﻟﻚ أَ ْن ﺗَـ ْﻘﺘُـﻠَﻪ َﺣ ﱠﱴ ﻳَﺄْﺗِﻴَ َ ﺺ ﻓَـﺘَـ ْﻌﻠَ َﻢ َﻣ ْﻦ ُﻫ َﻮ« ﻓﺎﻧْـﺘَﻈَﺮ َﺣ ﱠﱴ َو َ ﺸ ْﺨ ُ ُ ت ﻮرﻩ ،ﻓﻘﺎل ﻟﻪ َ » :ﻣﺎ َدﻓَـ َﻌﻚ إﱃ اﻟ ﱡﺮ ُﺟ ِ ﻮع ﺑَـ ْﻌ َﺪ أَ ْن َﳒَ ْﻮ َ ﻓَـﻠَ ﱠﻤﺎ ﻧَﻈََﺮ إﻟﻴﻪ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن َﺷ ﱠﻖ ﻋﻠﻴﻪ ُﺣ ُ ﻀُ ِ وﻋ ْﻦ ﻗُـ َﺮ ٍاد ،وﺗَـ َﺮ َك اﻟ َﻘ ْﺘ َﻞ ِﻣ َﻦ ْ وﻋ َﻔﺎ َﻋ ْﻨﻪُ َ اﻟﻮﻓَﺎءُ « .ﺗَﺄَﺛﱠـ َﺮ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن ﺑِِﻔ ْﻌ ِﻞ ﺣﻨﻈﻠﺔَ وﻗَـ ْﻮﻟ ِﻪَ ، اﻟﻘﺘﻞ؟ « ﻗﺎل َ » : ﻣﻨ ُﺬ ذﻟﻚ ِ اﻟﻴﻮم. ُْ ﺑﺘﺼﺮف ﻣﻦ :اﻟﻌﺮﺑﻴّﺔ ﻟﻠﻨﺎﺷﺌﲔ ج 10ص ( 132-131 ) ّ 78 Metni Kavrama Alıştırmaları 1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız. .1ﻟِ َﻤﺎ َذا َﺧ َﺮ َج اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن ﰲ ذﻟﻚ اﻟﻴﻮم؟ .2ﻟِ َﻤﺎذا ﺗَ َﺎﻩ ﰲ اﻟﺼﺤﺮ ِاء؟ .3ﻣﺎذا ﻓَـ َﻌﻞ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن ِﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﺗَﺎﻩ؟ وزْو َﺟﺘِﻪ؟ َ .4ﻣﺎذا ﻃَﻠَﺐ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن ِﻣﻦ ﺣﻨﻈﻠﺔ َ .5ﻛﻴﻒ أَﻃ َْﻌ َﻢ ﺣﻨﻈﻠﺔُ اﻟﻨﻌﻤﺎ َن؟ ِ ﻓﻘﺮ ﺷﺪﻳ ٌﺪ؟ .6ﻣﺎذا ﻓﻌﻞ ﺣﻨﻈﻠﺔ ﺣﻴﻨَﻤﺎ أ َ َﺻﺎﺑَﻪ ٌ ِ اﻟﻨﻌﻤﺎن؟ َ .7ﻣﺎذا َﺳﺄ ََل ﺣﻨﻈﻠﺔُ ﻣﻦ ِ اد ﺣﻨﻈﻠﺔُ أ ْن ﻳﻜﻮ َن ﻛﻔﻴﻠَﻪ؟ .8ﳑﱠ ْﻦ أ ََر َ ﻳﻚ اﻟﻜﻔﺎﻟَﺔَ؟ .9ﻫﻞ ﻗَﺒِ َﻞ َﺷ ِﺮ ٌ َ .10ﻣﺎ َذا ﻓَـ َﻌﻞ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن ِﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﺗَﺄَﺛﱠـ َﺮ ﺑِِﻔ ْﻌ ِﻞ ﺣﻨﻈﻠﺔَ وﻗَـ ْﻮﻟِﻪ؟ 2. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz. ) اﳉﻼﱠد ،ﺑ َﺪا ، ،ذَﻫﺐِ َ ، ﺻ َﻔ َﺢُ ،ﻣﺘَـ َﻮ ًّﰱ ،ﻳُﺘِ ّﻢ ،اﳌُْﻬﻠَﺔَ ،ﺣﻠِﻴﺐَ ،زْو َﺟﺔ ( َ ﺿﺎﻣﻦَ ، َ َ َﱭ ِ َ .1ﺳ َﻘﺎ ﺣﻨﻈﻠﺔُ اﻟﻨﻌﻤﺎ َن ِﻣﻦ ﻟ َ ِ اﻟﺸﺎة. .2اﻧْﻄَﻠَﻖ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن ﳓﻮ ِ اﳊﲑة. َ ِ ِ ِ ﻚ «. .3ﻗَ ْ َﺣ َﺴ َﻦ إ ْﻟﻴ َ ﺎﻟﺖ ﻟﻪ ْاﻣ َﺮأَﺗُﻪ » :ﻟ َْﻮ َذ َﻫ ْﺒ َ ﺖ إﱃ اﻟ َْﻤﻠﻚَ ﻷ ْ ت اﻟﺸﻤﺲ ﺗَ ِﻐﻴﺐ ،إِ ْذ ﻇَﻬﺮ َﺷ ْﺨﺺ ِﻣﻦ ﺑ ِﻌ ٍ ﺎد ِ ﻴﺪ. .4ﻋﻨﺪ َﻣﺎ َﻛ َ ٌ َْ ُ ُ ََ ِ اﻷﺟ ُﻞ َﺳﻨَﺔً َﻛ ِﺎﻣﻠﺔً. .5ﻗَ ْﺪ ُﺟﻌ َﻞ َ اد ﺣﻨﻈﻠﺔُ ِﻣﻦ َﺷ ِﺮ ٍ ﻳﻚ أ ْن ﻳَ ُﻜﻮ َن َﻛ ِﻔﻴﻠَﻪ. .6أ ََر َ ْ اك إِﻻﱠ َﻣﻴﱢﺘًﺎ ﻏَ ًﺪا«. َ .7 ﻗﺎل اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن ﻟِ ُﻘ َﺮ ٍاد َ » :ﻣﺎ أ ََر َ ادا. ﺴﻴﱠ ُ ﻚ اﻟ ﱠ .8أ َْو َﺷ َ ﺎف أَ ْن ﻳَـ ْﻘﺘُ َﻞ ﻗُـ َﺮ ً .9ﻟ َْﻴﺲ ﻟﻚ أَ ْن ﺗَـ ْﻘﺘُـﻠَﻪ ﺣ ﱠﱴ ﻳﻜ ِ ْﻤ َﻞ ﻳَـ ْﻮَﻣﻪُ. َ ُ َ ٍ وﻋ ْﻦ ﻗُـ َﺮاد. َ .10ﻋ َﻔﺎ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن َﻋ ْﻦ ﺣﻨﻈﻠﺔَ َ 3. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz. ِ ِ ِ ﺎء ،اﻟﻐَ ْﺪ ُر ( ﺴﻨَ ْ ) ﻗَﺒِ َﻞ ،اﻗْـﺘَـ َﺮ َ ﺖ ،اﳌَﺎﺿﻴﺔُ ،ﻣ َﺸﺎة ،ﻏ ًﲎ ،ﻗَﻠﻴﻞُْ ،ﳛﻴِﻲ ،أ َ َﺳ َ بَ ،ﺣ ُ ﻮع. اﻟﻮﻓَﺎءُ ﻫﻮ اﻟﺬي َدﻓَﻊ ﺣﻨﻈﻠﺔَ إﱃ اﻟ ﱡﺮ ُﺟ ِ َ .1 َﺻﺤﺎﺑِﻪ. .2اﺑْـﺘَـ َﻌ َﺪ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن َﻋ ْﻦ أ ْ 79 ٍ ْﺠﺄُ إِﻟ َْﻴﻪ. .3أَ َﺧ َﺬ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن ﻳَـ ْﺒ َﺤ ُ ﻋﻦ َﻣ َﻜﺎن ﻳَـﻠ َ ﺚ ﻃﻮﻳﻼً ْ ﻓﻘﺮ ﺷﺪﻳ ٌﺪ. .4أ َ َﺻﺎب ﺣﻨﻈﻠﺔَ ٌ ﺎل ﺣﻨﻈﻠﺔَ ﺑﻌﺪ ذﻟﻚ. ت َﺣ ُ ﺎء ْ َ .5ﺳ َ ﺖ إﱃ اﻟْﻤﻠِ ِ ﻚ. ﻚَ ﻷَ ْﺣ َﺴ َﻦ إِ ْﻟﻴ َ .6ﻟ َْﻮ َذ َﻫ ْﺒ َ َ ﺎك. َ .7ﻛﺎ َن اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن َﺳﻴَـ ْﻘﺘُ ُﻞ أ ﱠَو َل َر ُﺟ ٍﻞ ﻳَﻈ َْﻬ ُﺮ ﻟﻪ ُﻫﻨَ َ ِ ﻴﻞ ﺣﻨﻈﻠﺔَ. ﺾ َﺷ ِﺮ ٌ َ .8رﻓَ َ ﻳﻚ أَ ْن ﻳَ ُﻜﻮ َن َﻛﻔ َ َ .9ﻛﺎ َن اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن ﻳـ ْﻘﺘُﻞ ﺣﻨﻈﻠﺔَ ﰲ ِ اﻟﺴﻨﺔ اﻟ َﻘ ِ ﺎد َﻣﺔ. َ ِ ﺐ ﻓُـ ْﺮ َﺳﺎﻧَﻪُ. ﺐ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن َﺧ ْﻴـﻠَﻪ َو ْ اﺻﻄَ َﺤ َ َ .10رﻛ َ 4. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin çoğullarını tespit ediniz. ﺼ ْﻴ ِﺪ. .1أَ َﺧ َﺬ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن َْﳚ ِﺮي ﺑَِﻔ َﺮ ِﺳ ِﻪ ِﰲ اﻟ ﱠ ﺐ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن ﻣﻦ ﺣﻨﻈﻠﺔَ وزوﺟﺘِﻪ ﻃَ َﻌ ًﺎﻣﺎ و َﺷ َﺮاﺑًﺎ. .2ﻃَﻠَ َ .3ﻛﺎ َن ﻟَ َﺪﻳْ ِﻬ َﻤﺎ َﺷﺎةٌ واﺣﺪةٌ. َﱭ ِ َ .4ﺳ َﻘﺎ َﺣ ْﻨﻈَﻠَﺔُ اﻟﻨﻌﻤﺎ َن ِﻣ ْﻦ ﻟ َ ِ اﻟﺸﺎة. .5أَﻃ َْﻌ َﻢ َﺣ ْﻨﻈَﻠَﺔُ اﻟﻨﻌﻤﺎ َن ِﻣ ْﻦ َﳊْ ِﻢ اﻟﺸﺎة. ﺼ ْﻴ ِﺪ. ﻚ ا ْﳊِ َﲑِة ﻟِﻠ ﱠ ﱡﻌ َﻤﺎ ُن ﺑْ ُﻦ اﻟ ُْﻤ ْﻨ ِﺬ ِر َﻣﻠِ ُ َ .6ﺧ َﺮ َج اﻟﻨـ ْ َﺻﺎﺑَﻪ ﻓَـ ْﻘ ٌﺮ َﺷ ِﺪﻳ ٌﺪ. َ .7ﻣ َﻜ َ ﺚ َﺣ ْﻨﻈَﻠَﺔُ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ذﻟﻚ َزَﻣﺎﻧًﺎ َﺣ ﱠﱴ أ َ .8أَ ْﻋﻄَﻰ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن ﺣﻨﻈﻠﺔَ َﲬْ َﺴ ِﻤﺎﺋَ ِﺔ ﻧَﺎﻗَ ٍﺔ. اك إِﻻﱠ َﻣﻴﱢﺘًﺎ ﻏَ ًﺪا«. َ .9 ﻗﺎل اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن ﻟِ ُﻘ َﺮ ٍاد َ » :ﻣﺎ أ ََر َ ِ اﻷﺟﻞ ﻳَـ ْﻮٌم. .10ﺑَِﻘ َﻲ ِﻣ َﻦ 5. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin tekillerini tespit ediniz. َﺻﺤﺎﺑِﻪ. .1اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن اﺑْـﺘَـ َﻌ َﺪ َﻋ ْﻦ أ ْ ِ ﱡﻌ َﻤﺎ ُن ﺛِﻴَﺎﺑَﻪ. ﺲ اﻟﻨـ ْ .2ﻟَﺒ َ ِ اﻟﻨﻌﻤﺎن أَ ْن ﻳَـ ْﻨﺘَ ِﻈﺮ. اﻟﻮَزراءُ ﻣﻦ .3ﻃَﻠَﺐ ُ ﺎن ﺑ ِﻌ ٍ ﻴﺪ ﻣﻊ ﺟﻨُ ِ ٍ ﻮدﻩ. َ .4ﻛﺎ َن اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن ﻳَﺬ َ ُ ﺐ إﱃ َﻣ َﻜ َ ْﻫ ُ اﺻﻄَ َﺤﺐ اﻟﻨﻌﻤﺎ ُن ﻓُـ ْﺮ َﺳﺎﻧَﻪ. ْ .5 ِ َﺳﻠِ َﺤﺘُـ ُﻬﻢ. َ .6ﻛﺎ َن َﻣ َﻊ اﳉُﻨُﻮد أ ْ 80 6. Aşağıdaki cümleleri, örnekte olduğu gibi, َﺧ َﺬ َ أfiiliyle başlatarak yeniden yazınız. .اﻟﻼﻋﺐ ﳚﺮي ﰲ اﳌﻠﻌﺐ أَ َﺧ َﺬ .اﻟﻼﻋﺐ ﰲ اﳌَﻠ َْﻌﺐ َْﳚ ِﺮي: اﳌﺜﺎل ُ ُ .ورو َن اﳌﺮﺿﻰ ُ اﻟﻨﺎس ﻳَـ ُﺰ ُ أَ َﺧ َﺬ .............................. .ﺿﻰ َ اﻟﻨﺎس اﳌَْﺮ ُ ﻳَـ ُﺰ ُ ور ﺼﻠﱢﻲ اﻟ ﱠ .ﺎب ﰲ اﳌﺴﺠﺪ ﺸ ﱡ َ ُ ﻳ.1 ............................. .اﻷﻃﻔﺎل ﰲ اﳊﺪﻳﻘﺔ اﻟﻌﺎﻣﺔ ﺐ ُ ُ ﻳَـﻠ َْﻌ.2 .............................. .............................. .............................. ِ اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت .واﺟﺒَﺎ ِ ﱠﻦ ﺐ ُ ُ ُ ﺗَﻜْﺘ.3 ِ ﺗـ ْﻘﺮأُ اﳌﺮأةُ ﺻﺤﻒ.4 .اﻟﻴﻮم َ ُُ ََ .ًﺿ ْﺨ َﻤﺔ َ ﻳَـ ْﺒ ِﲏ اﳌﻬﻨﺪﺳﻮن ِﻋ َﻤ َﺎرًة.5 7. Aşağıdaki cümleleri, örnekte olduğu gibi, ﺎد َ َﻛfiiliyle başlatarak yeniden yazınız. ِ ِ ﺎد .ﻴﺐ ت َ َﻛ ُ اﻟﺸﻤﺲ ﺗَﻐ ُ .............................. ............................. ِ .اﻟﺸﻤﺲ ﻴﺐ ُ ﺗَﻐ: اﳌﺜﺎل ُ . َﺎف ﺣﻨﻈﻠﺔ ُ ﺴﻴﱠ ﻳَـ ْﻘﺘُ ُﻞ اﻟ ﱠ.1 .اﻟﻘﻄﺎر ِﻣﻦ اﻟﻄﺮﻳﻖ َﳜُْﺮج.2 ُ .............................. .اﻟﻼﻋﺐ ﻋﻠﻰ اﻷرض ﻂ ُ ﻳَ ْﺴ ُﻘ.3 ُ .............................. .ﻳﻨﺐ ﰲ اﻻﻣﺘﺤﺎن ُ ﺗَـ ْﻨ َﺠ ُﺢ ز.4 .............................. ِ ﻳـﻐْﻠِﻲ.5 .اﻟﻘ ْﺪ ُر َ DİL BİLGİSİ MUKÂRABE, REC VE ŞURÛ FİİLLERİ Arapçada kısaca mukârabe fiilleri ya da ﺎد َ َﻛvb. adı verilen fiil grupları vardır. Bunlar َﻛﺎ َنvb.ne benzemektedirler ve aynen َﻛﺎ َنgibi isim cümlesinin başına gelerek, mübtedâ ve haberde hem isim hem de i‘râb yönünden değişiklik yaparlar. İsim cümlesinin mübtedâsı bu fiillerin ismi olarak merfû, haberi de bunların haberi olarak mansûb olur. Aradaki fark ise َﻛﺎ َنnin haberi isim ya da fiil şeklinde gelebilirken, bunların haberleri dâima muzâri fiilden oluşan bir fiil cümlesi olmak zorundadır. Ve haberleri dâima ﺎد َ َﻛvb.nden sonra gelir. Bu fiiller üçe ayrılmaktadır: 1. Yaklaşma fiilleri. (ﺎرﺑَِﺔ ُ ْﻌ َ )أَﻓـ َ ﺎل اﻟ ُْﻤ َﻘ ِ ﺎل اﻟ ﱠﺮﺟ 2. Umut fiilleri. (ﺎء َ )أَﻓـ َ ُ ْﻌ ْﻌﺎ ُل اﻟ ﱡ 3. Başlama fiilleri. (وع ِ ﺸ ُﺮ َ )أَﻓـ 81 1. Yaklaşma Fiilleri Bunlar bir işin meydana gelmesinin yaklaştığını ifade ederler. Türkçeye “ – eyazdı, az kalsın…, az daha…, neredeyse…, -mek üzereydi” vb. şekillerde tercüme edilirler. Yaklaşma fiilleri üç tanedir : ﻚ َ أ َْو َﺷ- ب َ َﻛ َ ﺎد – َﻛ َﺮ ﺎد َ َﻛ: Bu fiilin hem mâzî hem de muzârisi (ﺎد ُ )ﻳَ َﻜkullanılır. Çekimli olarak da kullanılmaktadırlar. Mâzî ve muzâri çekimi ﺎف ُ َﺎف – َﳜ َ َﺧfiili gibidir. Haberinin başında أَ ْنpek bulunmaz. .ﺴﻦ ﻳَـ ْﺒ ِﻜﻲ َ َﻛHasan az kaldı ağlayacaktı. ٌ ﺎد َﺣ Burada ﺴﻦ َ َﻛnin ismi olarak merfû, ﻳَـ ْﺒ ِﻜﻲfiili de gizli bulunan fâili ٌ َﺣlafzı ﺎد ( )ﻫﻮile birlikte onun haberidir ve cümlede mahallen (bulunduğu yer itibariyle) mansûbtur. ِ ﺎد ت اﻟ ﱠ .ب َ َﻛGüneş neredeyse batmıştı. ُ ﺲ ﺗَـﻐْ ُﺮ ُ ﺸ ْﻤ ِ ﺎد اﻟ ﱠlafzı müennes olduğu için ت Bu cümlede ﺲ َ َﻛfiili de müennes olarak ُ ﺸ ْﻤ gelmiştir. ِ ﻮزو َن ِﰲ اﳌُﺴﺎﺑ .ﻘﺔ ُ ﺎدوا ﻳَـ ُﻔ ُ َﻛYarışmada az daha kazanıyorlardı. ََ Bu cümlede ﺎدوا ُ َﻛfiili çekimli olarak gelmiştir. Fiilin ismi sonundaki merfû muttasıl zamir olan cemi (çoğul) vâvı ( )و, haberi de ﻮزو َن ُ ﻳَـ ُﻔfiil cümlesidir. ﺎد ﻛ nin ismi çoğul olduğu için haberinde gelen muzâri fiil de ََ çoğul olarak gelmiştir. .ﻂ ُ َﺳ ُﻘ ُ ﻛِ ْﺪAz kalsın düşecektim. ْتأ ِ ُ ًَ ﻛِ ْﺪﻧَﺎ ﳕAşırı yorgunluktan neredeyse ölecektik. ِ ِ ﱠﻌ .ﺐ َ ﻮت ﻣ ْﻦ ﻓَـ ْﺮط اﻟﺘـ .ﺎدوا ﻳَ ْﺴ ُﻘﻄُﻮ َن ِﻣ َﻦ اﳉِ َﺪا ِر ُ َﻛAz kalsın duvardan düşeceklerdi. Yukarıdaki üç cümleden ilkinde ﺎد َ َﻛnin ismi sonundaki merfû muttasıl ) zamiri, ikincisinde nâ ( )ﻧَﺎzamiri ve üçüncüsünde de çoğul zamir olan tâ (ت ُ vâvı ( )وdır. Haberleri ise kendilerinden sonraki fiil cümleleridir. .ﺴ َﻤﺎء ﺎد اﳌَﻄَُﺮ ﻳَـ ْﻨ ِﺰ ُل ِﻣ َﻦ اﻟ ﱠ ُ ﻳَ َﻜNeredeyse/Hemen hemen yağmur yağmak üzere. Bu cümlede ise ﺎد َ َﻛnin muzârisi kullanılmıştır. ب َ َﻛ َﺮ: Bu fiil çekimsiz olarak sadece ب َ َﻛ َﺮşeklinde kullanılmaktadır. Muzârisi de kullanılmaz. Bunun da haberinin başında çoğunlukla أَ ْنpek bulunmaz. Pratikte pek kullanılmadığı için bununla ilgili sadece bir örnekle yetineceğiz. .ب اﻟ َْﻤﺎءُ َْﳚ ُﻤ ُﺪ َ َﻛ َﺮSu donmak üzere. 82 ﻚ َ أ َْو َﺷ: ِ )ﻳkullanılır. Haberinin başında Bu fiilin hem mâzî hem de muzârisi (ﻚ ُ ﻮﺷ ُ çoğunlukla أَ ْنbulunur. .ﻮز َ أ َْو َﺷYarışmacı az daha kazanacaktı. َ ﻚ اﻟ ُْﻤﺘَ َﺴﺎﺑِ ُﻖ أَ ْن ﻳَـ ُﻔ ِ َﺖ َﺧ ِﺪﳚَﺔُ أ ْن ﺗ .ﺼ َﻞ ْ أ َْو َﺷ َﻜHatice gelmek üzere. ﻂ ِﻣ َﻦ اﻟ ﱡ .ﺸ ْﺮﻓَ ِﺔ َ ﻚ اﻟ َْﻮﻟَ ُﺪ أَ ْن ﻳَ ْﺴ ُﻘ َ أ َْو َﺷÇocuk az kalsın balkondan düşecekti. ِ ﻚ ﻋُﺜْﻤﺎ ُن أَ ْن َْﳛﺼﻞ ﻋﻠﻰ اﳉ ِ .ﺎﺋﺰة َ َ ُ ﻳُﻮﺷOsman neredeyse ödülü kazanacak. َُ ِ ﻳMisafirler gelmek üzere. ِ ﻮف أَ ْن ﻳ .ﺼﻠُﻮا ُ ﻮﺷ َ ُ ُﻚ اﻟﻀﱡﻴ ُ Yukarıdaki örneklerde ﻚ َ أ َْو َﺷnin ismi kendisinden sonraki merfû isimler, haberi أَ ْنharfi ve peşinden gelen kısımdır ve hepsi bütün olarak nasb konumundadır. Son cümlede ﻚ َ أ َْو َﺷnin ismi çoğul olduğu için haberindeki ِ )ﻳgelmiştir. muzâri de çoğul olarak (ﺼﻠُﻮا َ Yaklaşma fiillerinden olan ﺎد َ َﻛile tam fiil olan َﻛ ْﻴ ًﺪاyaptı, aldattı) fiili karıştırılmamalıdır. ﻳَ ِﻜﻴ ُﺪ- ﺎد َ ( َﻛtuzak kurdu, hile اﻟﺮ ُﺟ ُﻞ ﻳَ ُﻜﻮ ُن ُﻣ ِﺪ ًﻳﺮا ﻟِﻠ ﱠ .ﺸ ِﺮَﻛ ِﺔ َ َﻛAdam şirkete müdür olmak üzere. َ ﺎد .اﻟﺮ ُﺟ ُﻞ ِﳉَﺎ ِرِﻩ َ َﻛAdam komşusuna tuzak kurdu. َ ﺎد Bu cümlelerden birincisinde olarak kullanılmıştır. ﺎد َ َﻛfiili yaklaşma fiili, ikincisinde ise tam fiil Yine ﻚ َ أ َْو َﺷfiili de “yaklaştı” mânâsında tam fiil olarak kullanılmaktadır. Bu durumda fiilin hemen peşinden أَ ْنve muzâri fiil gelir. ﻚ أَ ْن ﺗَﻄْﻠُ َﻊ اﻟ ﱠ .ﺲ َ أ َْو َﺷGüneşin doğması yaklaştı. ُ ﺸ ْﻤ اﻟ ﱠ Burada ﻚ َ أ َْو َﺷtam fiil, peşinden gelen ﺲ ُ ﺸ ْﻤ ﺷ َو أ nin haberi yoktur. tam fiil olduğu için ﻚ َ َْ أَ ْن ﺗَﻄْﻠُ َﻊkısmı ise fâil olur. Burada Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen boşlukları parantez içinde verilen fiilin uygun şekliyle doldurunuz. ِ ِ ﺎد (ﺐ ت اﻟ ﱠ َ َﻛAraba neredeyse takla atacaktı. َ َ )اﻧْـ َﻘﻠ...... ُﺴﻴﱠﺎرة (ﺎد َر َ َ )ﻏ.ﺎﻋﺔَ اﻟ ُْﻤ ْﺆﲤََ ِﺮ َ َ ﻗ...... ُاﻟﻮِزﻳﺮة ُ ﺗَ َﻜBakan nerdeyse kongre salonunu terk edecek. َ ﺎد ِ ﻳToplantı nerdeyse az zonra başlayacak. ِ ﻚ ٍ ﺑَـ ْﻌ َﺪ...... اﻻ ْﺟﺘِ َﻤﺎعُ أَ ْن (َ )ﺑَ َﺪأ.ﻗﻠﻴﻞ ُ ﻮﺷ ُ ِ ُ ﺗUçak neredeyse az sonra varacak. ٍ ﺑَـ ْﻌ َﺪ...... ﻚ اﻟﻄﺎﺋﺮةُ أَ ْن (ﺻ َﻞ ُ ﻮﺷ َ ) َو.ﻗﻠﻴﻞ Umut Fiilleri Bunlar bir işin meydana gelmesinin ümit edilmesini ifade ederler. Türkçeye “ umulur ki, inşallah, umarım, belki, herhalde, -e bilir, ola ki…” vb. şekilllerde 83 tercüme edilirler. Burada da üç fiil yer almaktadır. Her üçünün de sadece mâzîsi kullanılır ve haberlerinin başında أَ ْنbulunur. ِ َﻖ َ ا ْﺧﻠَ ْﻮﻟ- َﻋ َﺴﻰ – َﺣ َﺮى َﻋ َﺴﻰ: Bu fiilin mâzîsinin çekimi yapılır. Ümit fiilleri içerisinde en çok kullanılandır. Haberi olan muzâri fiilin başında أَ ْنbulunur. . َﻋ َﺴﻰ اﻟ َْﻮﻟَ ُﺪ أَ ْن ﳝَْ ِﺸ َﻲUmulur ki çocuk yürür. .﴾﴿ﻋ َﺴﻰ َرﺑﱡ ُﻜ ْﻢ أَ ْن ﻳَـ ْﺮ َﲪَ ُﻜ ْﻢ َ Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. (İsrâ 17 / 8) . َﻋ َﺴﻰ اﷲُ أَ ْن ﻳَـ ْﻐ ِﻔ َﺮ ﱄUmulur ki Allah beni bağışlar. ِ َﻋﺴUmulur ki (kız) çocuğu yürür. .ﺖ اﻟﻄﱢْﻔﻠَﺔُ أَ ْن ﲤَْ ِﺸ َﻲ َ َﺣ َﺮى: Bu fiil günlük konuşmada pek kullanılmaz. ِﱠ .ﺐ أ ْن ﻳَـﺘَ َﺨ ﱠﺮ َج ُ َﺣ َﺮى اﻟﻄﺎﻟUmulur ki öğrenci mezun olur. ِ َﻖ َ ا ْﺧﻠَ ْﻮﻟ: Bu fiil de pratikte pek kullanılmaz. ِ .ْﺞ أَ ْن ﻳَـ ْﻨ ِﺰ َل َ ا ْﺧﻠَﻮﻟUmulur ki kar yağar. ُ َﻖ اﻟﺜﱠـﻠ ِ اِ ْﺧﻠَﻮﻟََﻘUmulur ki yağmur yağar. .ﺴ َﻤﺎءُ أَ ْن ﲤُْ ِﻄ َﺮ ﺖ اﻟ ﱠ ْ Umut bildiren fiillerden ﺴﻰ َ “ َﻋyaklaştı” mânâsında tam fiil olarak da kullanılır. Bu durumda fiilin hemen peşinden أَ ْنve muzâri fiil gelir. . َﻋ َﺴﻰ أَ ْن ﳝَْ ِﺸ َﻲ اﻟ َْﻮﻟَ ُﺪÇocuğun yürümesi yaklaştı. ِ Burada ﺴﻰ َ َﻋtam fiil, peşinden gelen أَ ْن ﳝَْﺸ َﻲ اﻟ َْﻮﻟَ ُﺪkısmı ise fâil olur. Bu tür kullanımda tam fiil olduğu için ﺴﻰ َ َﻋnın haberi yoktur. Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen boşlukları parantez içinde verilen fiilin uygun şekliyle doldurunuz. ( )أَﺗَﻰ.ﱠﺼ ِﺮ ْ ﺑَﺎﻟﻨ...... َﻋ َﺴﻰ اﷲُ أَ ْنUmulur ki Allah zafer nasib eder. (◌ُ - ) َﻋ ﱠﻢ.َ اﻟﻌﺎ َﱂ......ﺴﻼَ ُم أَ ْن َﻋ َﺴﻰ اﻟ ﱠUmulur ki barış dünyaya egemen olur. (◌ُ - ﺎل َ َ )ﻗ. اﳊَ ﱠﻖ...... ﱠﻬ ُﻢ أَ ْن َ َﻋ َﺴﻰ اﳌُﺘـUmarım sanık gerçeği söyler. (◌ُ - ) َز َار. أ َْﻫﻠَﻪ...... َﻋ َﺴﻰ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ أَ ْنİnşallah adam ailesini ziyaret eder. ﺎل اﻟ ﱡ Başlama Fiilleri وع ُ ْﻌ ِ ﺸ ُﺮ َ أَﻓـ Bunlar bir işin başladığını ifade ederler. Türkçeye “başladı” şeklinde tercüme edilirler. Bu fiillerin yalnız mâzîsi kullanılır ve haberlerinin başında أَ ْن bulunmaz. Başlıcaları şunlardır: 84 ﺐ َﻫ ﱠ- َع – اِﺑْـﺘَ َﺪأَ – ﻃَِﻔ َﻖ – أَﻧْ َﺸﺄ َأ َ َﺟ َﻌﻞ – ﺑَ َﺪأَ – َﺷ َﺮ- َﺧ َﺬ ِ َ أEdebiyatçı yeni bir roman yazmaya başladı. .ﺐ ِرَواﻳَﺔً ﺟﺪﻳﺪ ًة ُ ُﻳﺐ ﻳَﻜْﺘ ُ َﺧ َﺬ اﻷد ِ Bu cümlede ﻳﺐ َ أnin ismi, ﺐ ِرَواﻳَﺔً ﺟﺪﻳﺪ ًة ُ اﻷدlafzı başlama fiili olan َﺧ َﺬ ُ ُﻳَﻜْﺘ cümlesi de haberidir. Haber cümlesi nasb konumundadır. .ﺿﻰ َﺟ َﻌ َﻞDoktor hastaları muayene etmeye başladı. َ اﻟﻄﺒﻴﺐ ﻳُـ َﻌﺎﻟِ ُﺞ اﻟ َْﻤ ْﺮ ُ . ﺑَ َﺪأَ اﻟﻄﱢْﻔ ُﻞ ﳝَْ ِﺸﻲÇocuk yürümeye başladı. ِ .اء َ َﺷ َﺮOrdu düşmanlarla savaşmaya başladı. ُ ع اﳉَْﻴ َ ﺶ ﻳُـ َﻘﺎﺗ ُﻞ اﻷ ْﻋ َﺪ ِ .َاﻹﻣﺎم ﻳَـ ْﺘـﻠُﻮ اﻟﻘﺮآ َن اﻟﻜﺮﱘ ُ َ اﺑْـﺘَ َﺪأİmam Kur’ân-ı Kerim okumaya başladı. ِ َ ﻃَِﻔ َﻖ ﻛﺮﱘٌ ﻳﻜﺘﺐ رﺳﺎﻟﺔً ﻗKerim kısa mesaj yazmaya başladı. .ﺼﲑًة . أَﻧْ َﺸﺄَ اﻟﺰْﱠرعُ ﻳَـ ْﻨ ُﻤﻮEkinler büyümeye başladı. ِ ﻮدو َن إﱃ .ﺑﻼدﻫﻢ َﻫ ﱠHacılar ülkelerine dönmeye başladılar. ُ ُﺎج ﻳَـﻌ ُ ﺐ اﳊُ ﱠﺠ Başlama fiilleri tam fiil olarak da kullanılırlar. Bu durumda peşlerinden muzâri fiil gelmez ve gerçek anlamlarında kullanılırlar. ِ .اﻟﻘﺮآن اﻹﻣﺎم ﻗِ َﺮاء َة ُ َ ﺑَ َﺪأİmam Kur’ân okumaya başladı. .اﻟﻄﺎﻟﺐ ﻛِﺘَﺎﺑَﻪ َﺧ َﺬ َ أÖğrenci kitabını aldı. ُ .اﻟﻌ َﻤﻞ َ َﺷ َﺮAhmet işe başladı. َ ع أﲪ ُﺪ ﰲ ِ .ﻛﺒﲑا َ أَﻧْ َﺸﺄَت اﳊُ ُﻜHükümet büyük bir hastane inşa etti. ً ﻮﻣﺔُ ُﻣ ْﺴﺘَ ْﺸ ًﻔﻰ Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen boşlukları parantez içinde verilen fiilin uygun şekliyle doldurunuz. ِ َ أÖğrenci derslerini yazmaya başladı. (◌ُ - ﺐ َ ُد ُر...... َُﺧ َﺬت اﻟﻄﺎﻟﺒﺔ َ َ ) َﻛﺘ.وﺳ َﻬﺎ ِ أَﻧْ َﺸﺄBakanlık yeni bir kütüphane inşa etmeye (◌ِ - َﻣﻜْﺘَﺒَﺔً ﺟﺪﻳﺪ ًة )ﺑَـ َﲎ.... َُت اﻟ ِﻮَز َارة başladı. ِ َ َﺷﺮTren hareket etmeye başladı. ( ) َﲢَﱠﺮ َك....... ﺎر ُ َع اﻟْﻘﻄ َ (◌ِ - )ﻧَـ َﺰ َل. ...... ع اﳌَﻄَُﺮ َ َﺷ َﺮYağmur yağmaya başladı. Mukârabe fiilleriyle ilgili daha ayrıntılı bilgi için M. Meral Çörtü’nün Arapça Dilbilgisi Nahiv isimli kitabına bakınız. Mukârabe fiilleriyle ilgili olarak ayrıca http://www.onlinearabic.net www.schoolarabia.net adreslerine başvurabilirsiniz. ve ALIŞTIRMALAR 1. Aşağıdaki metinde geçen yaklaşma ve başlama fiillerini tespit ediniz. اﻟﺴﺎﺋﻖ ِ ِ وَﱂ ﺗَـ ُﻔ ْﺘ ِﲏ ﺻﻼةُ اﳉﻤ، ﱂ أ ْﺷﺮب ﰲ ﺣﻴﺎﰐ اﳋَﻤﺮ،اﳊﺎل ِ ﻂ ﻌﺔ ﻣ ﱠﺮًة ُ ُﻣﺘَـ َﻮ ﱢﺳ،ٌ ﻧَ ِﺸﻴﻂ.ُﺟ َﺮٍة ْ َ ْ أَﻧَﺎ َﺳﺎﺋِ ُﻖ َﺳﻴﱠ َﺎرة أ ْ َْ ُُ ِ ِ ﻒ اﻟ ﱠ ِ ﺴﻴﱠﺎر ِ ِوﻣﻦ ﻣﻮﻗ ِ ِ ِﻣﻦ ﻣ ْﻨ ِﺰﱄ إﱃ ﻣﻮﻗ... ﰲ ﺣﺎﱄ، رﺟﻞ ﻣﺴﺘﻘﻴﻢ... واﺣﺪ ًة .ات إﱃ َﻣ ْﻨ ِﺰﱄ ﻒ اﻟ ﱠ َ ْ ْ َ ْ ،ﺴﻴﱠﺎرات َْ ٌ ٌ 85 ِ ِ ِ ِ ِ ت ﺑﻌﺾ أ ُِﺣ ﱡ اﻟﻮﻗﺖ .وﻗ ْﺪ َو َﻋ ْﺪ ُ أﻣﺎﻣﻪ ُْﳎﺘَ ِﻤﻌﲔ َ ﺐ َزْو َﺟ ِﱵ وأوﻻدي ،وﻫﻢ ُﳛﺒﱡﻮﻧَِﲏ .ﻟَ َﺪﻳْـﻨَﺎ ﺗ ْﻠ َﻔﺎ ٌز ﻗَﺪﱘٌ ،ﻧَـ ْﻘﻀﻲ َ ِ ﺐ ِِ ْﻢ إﱃ ﺎدوا ﻳَ ِﻄﲑُو َن ﻓَـ َﺮ ًﺣﺎ. َ ﺣﺪﻳﻘﺔ اﳊﻴﻮاﻧﺎت ﰲ اﻟﻌﻴﺪ ،ﻓ َﻜ ُ اﻷوﻻد أ ْن أَ ْذ َﻫ َ ِ ِ ﺖ أُ ْ ِ ِ ﻏَ ًﺪا ﻋﻴ ٌﺪ ،أَﻗ ِ ﺣﻮل ﻃَﺒَ ِﻖ ﺲ ُﻛﻠﱡﻨﺎ َ ْﺼ ُﺪ ِﻋﻴ َﺪ اﻷَ ْ ﺿ َﺤﻰ ،وﻗﺪ ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳْ ُ ﺿﺤﻴَﺔً وﺛﻴَﺎﺑًﺎ ﺟﺪﻳﺪ ًة ْ ﻷوﻻدي .وﺳﻨَ ْﺠﻠ ُ ِ ﻳﺘﻮﻗﱠﻒ ﻟِ َﺴﺎﻧُﻪ َﻋ ِﻦ اﻟ ﱠ ْﻮى "اﻟْ َﻔﺘﱠﺔ" َ ﱠﻬﻨِﺌَﺔَ .ﰲ ﻫﺬا اﻟﻴﻮم ﻟ َِﻘ ُ ﺎد ُل اﻟﺘـ ْ ج وﻧَـﺘَﺒَ َ وﳔْ ُﺮ ُ ﺸﻜ َ رﺟﻞ ﻻ َ ﻴﺖ َﺟﺎ ِري ﲪَْ َﺰَة ،وإﻧﱠﻪ ٌ ِ ِ ِ ِ ﺧﺮﺟ ُ ِ ْت ﻳَـ ْﻮﻣﻲ ﺖ إﱃ ﻣﻮﻗﻒ اﻟ ﱠ ﺐ ِرْزﻗﻲ .وﺑَ َﺪأ ُ و َﺷ َﻜﺎ أﻳ ً ﻀﺎ ﻋﻦ ﺣﺎﻟﻪ وﻓَـ ْﻘ ِﺮﻩ .وﺗَـ َﻮ ﱠﺟ ْﻬ ُ ﺴﻴﱠﺎراةَ ،و ْ ﺖ ﺑﺴﻴﱠﺎرﰐ أَﻃْﻠُ ُ ﻀﻰ ﻳـﻌ ُﺪو َﺧ ِ ت ﺗَ ْ ِ ٍ ﺴﻴﱠﺎرةُ ﻣ ﱠﺮًة ﻋﻠﻰ اﻟ ﱠﺮ ِ ﺻﺮﳛﺔ ﻟِﻨِﻈَ ِﺎم اﳌُﺮوِر .وﺻ ِﻌ َﺪ ِ ﺻ ِ ﻠﻔﻲ ِﲟُ َﺨﺎﻟََﻔ ٍﺔ ت اﻟ ﱠ ﺎد ْ ﻴﻒ وَﻛ َ ﺼﺪ ُم َﻛﻠْﺒًﺎ .ﻓَ َﻤ َ َ ْ َ ُ وﻫﻮ ﳛﺎول أ ْن ﻳـﻠْﺤ َﻖ ﺑﺎﻟﺴﻴﱠ ِ ِ ٍ ِ ﺎﺟ ُﺮ ﻣﻌﻪ. ﺐ َﻋﻠَ ﱠﻲ وﻛِ ْﺪ ُ ﺎرة ،ﰒ ا ْﺧﺘَـﻠَ ْﻔ ُ ت أَﺗَ َﺸ َ َ َ َ ﺖ ﻣﻊ َﺳﺎﺋ ِﻖ َﺳﻴﱠﺎرة ،ﻓَـﻐَﻀ َ ت ﺎوﻟﺖ َﻣ ْﻨ ِﺪ ِﻳﻠﻲ أ َْﻣ َﺴ ُﺢ ﺑﻪ وﺟﻬﻲ ،وأﺧ ْﺬ ُ ﺼ ْﺪ ُ ﺖ ﺑِﺎﻟﺴﻴﱠﺎرة ،وﺗَـﻨَ ُ ت ُرْﻛﻨًﺎ َﺧﺎﻟِﻴًﺎ ﻗَ ِﺮﻳﺒًﺎ ِﻣ َﻦ اﻟﺒﺤ ِﺮ َ ،ووﻗ ْﻔ ُ وﻗَ َ ِ أَﻧْﻈُﺮ إﱃ ﺻ ْﻔﺤ ِﺔ اﻟﺒﺤﺮ ﺗَـ ْﻨـﻌ ِﻜﺲ ﻋﻠﻴﻬﺎ أ ِ ِ ﺖ واﻃ َْﻤﺄَ ﱠن ﻗﻠﱯ، وﻫ ﱠ َﺷﻌﱠﺔُ ﻓﺎﺳﺘَـ َﺮ ْﺣ ُ اﻟﺸﻤﺲَ . ﻴﻢ أَﻧْ َﺸ َﻌ ِﲏْ ، َ َ ﺐ ﻋﻠَ ﱠﻲ ﻧَﺴ ٌ ُ َ ُ ٍ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ٍ ﱃ وﲪﻠﺘُﻪ إﱃ اﳌَْﺘ َﺤﻒ ﰲ ُﻫ ُﺪوء وﺳﻼم .وﻣ ْﻦ ﺳ ﺖ َﻳ أ ر . ق ﺎد ﻨ ﻔ اﻟ أﺣﺪ ﳓﻮ ﺎرة ﻴ ﺑﺎﻟﺴ ت ﺮ ﱠ َ َﺟﻨَﺒﻴًّﺎ ﻳَﺸﲑُ إ ﱠ ُ ُ َ ﺎﺋﺤﺎ أ ْ ْ َ ً وﺳ ْ َ َ اﻷﻋﻤﺎل إﱃ ِ ِ ِ ﺾ ِر َﺟ ِ اﳌﺪﻳﻨﺔ. وﺳﻂ ﺎل ﻫﻨﺎك أَﺧﺬ ُ ْت ﺑَـ ْﻌ َ ﻨﺎوﻟﺖ وﻋُ ْﺪ ُ ﺻ ْﻨ َﻊ "اﻟ َﻔﺘﱠﺔ" .ﰒﱠ ﺗَ ُ ﺖ َﻣﺎ َﻛ َﺴ ْﺒﺘُﻪُ ﻟَِﺰْو َﺟ ِﱵ ،وﻃَﻠَْﺒ ُ ت إﱃ َدا ِري ﻓَﺄَ ْﻋﻄَْﻴ ُ ﺖ ﻣﻨﻬﺎ أَ ْن ُِﲡﻴ َﺪ ﰲ اﻟﺼﺒﺎح ُ ِ ﻃَﻌﺎﻣﻲ ﻣﻊ أﺳﺮﰐ َﻫﻨﻴﺌًﺎ َﻣ ِﺮﻳﺌًﺎ. ) ﺑﺘﺼﺮف ﻣﻦ :اﻟﻌﺮﺑﻴﺔ ﻟﻠﻨﺎﺷﺌﲔ ( 2. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları metinde geçen kullanımlarından da faydalanarak, uygun harfi cerlerle doldurunuz. .1ﻧَ ْﺴﺘَ ِﻤ ُﻊ ....ﻧَ ْﺸ َﺮِة اﻷﺧﺒﺎ ِر ﰲ اﳌﺴﺎء. ﺻ ْﻔ َﺤ ِﺔ اﻟﺒﺤﺮ. ﱠﺎس ﻳَـ ْﻨﻈُُﺮو َن َ .... .2ﺑَ َﺪأَ اﻟﻨ ُ ِ اﳊﺪﻳﺚ. ﺐ .3 ُ ي ُ ...ـﻬ ْﻢ ُﻛﺘُ َ وﻋﺪت اﻷﺻﺪﻗﺎءَ أ ْن أَ ْﺷ َِﱰ َ ﻠﺖ ....أ ِ ﺎح اﳋ ِﲑ. .4ﻗُ ُ ْ ُﺳﺘَﺎذي َ : ﺻﺒَ َ َ .5ﺷ َﻜﺎ اﻟﻮﻟ ُﺪ ...أ ﱢﻣ ِﻪ ﻋﻦ أﺧﻴﻪ اﻟﻜﺒﲑ. ﺼﻨَﻊ. .6ﺗَـ َﻮ ﱠﺟﻪَ اﻟﻌُ ﱠﻤ ُ ﺎل ....اﳌَ ْ ْﺤ ُﻖ ....اﻟﺴﻴﱠﺎرة. ْﺐ ُﳛَﺎ ِو ُل أ ْن ﻳَـﻠ َ َ .7ﻛﺎ َن اﻟ َﻜﻠ ُ ﺎح ....اﻟ َْﻤ ْﺘ َﺤﻒ. ﺎﺋﻖ اﻟ ﱡ .8أﺧ َﺬ اﻟ ﱠ ﺴ ُ ﺴﻴﱠ َ ت ِ .... ﺑﻴﱵ. ﺖ ....اﻟﻌﻤﻞ ًﻋ ْﺪ ُ .9ﺑَـ ْﻌ َﺪا ﻣﺎ اﻧْـﺘَـ َﻬ ْﻴ ُ ﻃﻠﺒﺖ ....ﺻﺪﻳﻘﻲ أَ ْن ﻳﺴ ِ ﺎﻋ َﺪﱐ. .10 ُ َُ َﺧ َﺬ 3. Aşağıdaki cümlelerde geçen fiillerinden hangilerinin başlamaﺑَ َﺪأَ veأ َ fiili, hangilerinin de tam fiil olduğunu tespit ederek parantez içindeki boşluklara yazınız. اﻷﻋﻤﺎل إﱃ ِ ِ ِ ﺾ ِر َﺟ ِ اﳌﺪﻳﻨﺔ. وﺳﻂ ﺎل .1أَﺧﺬ ُ ْت ﺑَـ ْﻌ َ )(............ ﺻ ْﻔ َﺤ ِﺔ اﻟﺒﺤﺮ. .2أﺧﺬ ُ ْت أَﻧْﻈُُﺮ إﱃ َ )(............ 86 اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت ﻗﺮاء َة ﻛﺘﺒِﻬ ﱠﻦ. َﺧﺬت ُ .3أ َ )(............ ِ .4ﺗَـ ْﺒ َﺪأُ اﻟﺴﺎﻋﺔ اﻟﺜﺎﻣﻨﺔ ﺻﺒﺎﺣﺎ. اﻟﺪروس ِﰲ ُﻛﻠﱢﻴﱠﺘِﻨَﺎ ﰲ ُ )(............ ب ُِﳛﺒﱡﻮ َن ُﻣ َﺪ ﱢر َﺳﻬﻢ اﳉﺪﻳ َﺪ. .5ﺑﺪأ اﻟﻄﻼﱠ ُ )(............ أت اﻟﻨﺴﺎء ﰲ ز ِ .6ﺑ َﺪ ِ ﻳﺎرة اﳌﺴﺘﺸﻔﻰ. َ ُ )(............ أﺧ َﺬ ِ ت اﻟﻄﻔﻠﺔُ َﲡْ ِﺮي ﰲ اﳊﺪﻳﻘﺔ. َ .7 )(............ اﳉﺎﺋﺰَة. .8ﻓﺮح اﻟﻄﺎﻟﺐ اﻟﺬي أ َ َﺧ َﺬ َ ُ )(............ .9ﻋﻨﺪﻣﺎ اﻧْـﺘـﻬﻴ ُ ِ ٍ ْت ﻗﺮاء َة ٍ رواﻳﺔ ﺟﺪﻳﺪة. اء ِة اﻟﺮواﻳَِﺔ ﺑَ َﺪأ ُ َ َْ ﺖ ﻣﻦ ﻗﺮ َ )(............ ِ ﻮرَة اﻻﻧﺸﻘﺎق. .10ﺑﻌﺪ اﻟﺼﻼة ﺑَ َﺪأَ ا ُ ﻹﻣﺎم ﻳَـ ْﺘـﻠُﻮ ُﺳ َ )(............ 4. Aşağıdaki metinde geçen yaklaşma, umut ve başlama fiillerini tespit ederek haberleriyle birlikte örnekte olduğu gibi yazınız. اﻟﻔ ْﺘـﻨﺔُ ﺗَـ ْﻨﺘ ِﺸﺮ ﺑﻌ َﺪ وﻓﺎةِ َﻛ َ ِ ِ ِ ﺐ أﺑﻮ ﺑﻜ ٍﺮ )ض( ﻚ اﻟ ُْﻤ ْﺮﺗَ ﱡﺪو َن أَ ْن ﻳَـﺘَ َﻜﺎﺛَـ ُﺮوا ﻓَـ َﻬ ﱠ اﻟﺮﺳﻮل )ص( ،وأ َْو َﺷ َ ﺎدت َ َ ُ اﻹﺳﻼم ﺛَﺎﻧﻴﺔً ،وأ َ ِ ع ﻳـ َﺆ ﱢد ُ ﻢ ِﲜ ِ ِ ِ ِ ﻳَ ْﺪﻋُﻮﻫﻢ إﱃ ﻨﻮد ُ َﺧ َﺬ ﻳُـ ْﺮﺳ ُﻞ إﻟﻴﻬﻢ اﻟ ﱡﺮ ُﺳ َﻞَ ،ﻋ َﺴﻰ أَ ْن ﻳَـ ْﺮﺟﻌﻮا إﱃ اﷲ وﻳَـﺘُﻮﺑُﻮا ،ﰒ َﺷ َﺮ َ ُ اﻟﻔﺘﻨﺔ ﲤََﺎﻣﺎ ،وﻛﺘﺐ اﷲ ﻟﻠ ﱠﺪ ْﻋﻮةِ ﺣﱴ ﻧَﺼﺮﻩ اﷲ ﻋﻠﻴﻬﻢ وﻗَﻀﻰ ﻋﻠﻰ ﺗﻠﻚ ِ ِ وﺟ َﻌﻞ ﻳَ ْﺪ ُﻋﻮ اﷲَ أَ ْن ﻳَـ ْﻬﺪﻳَﻬﻢ ﱠ َ َ ُ ً اﻹﺳﻼمَ . ُ َ اﻹﺳﻼﻣﻴﱠ ِﺔ اﻟﺒﻘﺎء ِ واﻻﻧْﺘِ َﺸ َﺎر. َ ﺑﺘﺼﺮف ﻣﻦ :اﻟﻌﺮﺑﻴّﺔ ﻟﻠﻨﺎﺷﺌﲔ ج 10ص ( 139 ) ّ اﳌﺜﺎل : اﻟﻔﻌﻞ ﻧﻮﻋﻪ ﺧﱪﻩ ﺎد َﻛ َ ِﻣﻦ أﻓﻌﺎل اﳌﻘﺎرﺑﺔ ﺗﻨﺘﺸﺮ ...... ................ ...... ...... ................ ...... ...... ................ ...... ...... ................ ...... ...... ................ ...... ...... ................ ...... 5. Aşağıdaki cümlelerin başına parantez içindeki fiilleri getirerek örnekte olduğu gibi cümleleri yeniden yazınız. اﳌﺜﺎل :اﻟ ﱡ ﺸﺒﱠﺎ ُن َْﳚ ُﺮو َن ﰲ اﳌَﻠْﻌﺐ) .أﺧﺬ( أﺧﺬ اﻟ ﱡ ﺸﺒﱠﺎ ُن َْﳚﺮون ﰲ اﳌﻠﻌﺐ. اﻟﻨﺎس اﻟﻘﺮآ َن اﻟﻜﺮﱘ ﰲ اﳌﺴﺠﺪ) .ﺷﺮع( .1ﻳﻘﺮأ ُ .............................. اﻟﺪرس ﺑﻌ َﺪ ٍ ﻗﻠﻴﻞ ) .ﻳُﻮﺷﻚ( .2ﺳﻴﻨﺘﻬﻲ ُ ............................. 87 ﻮف ﺑﻌﺪ ﻗﻠﻴﻞ) .ﻳﻮﺷﻚ( َ .3ﺳﻴﺤﻀﺮ اﻟﻀﱡﻴُ ُ .............................. .4ﻳ ِ ﺼ ُﻞ اﳌﺴﺎﻓﺮون إِ َﱃ اﳌَﻄَﺎ ِر) .ﻋﺴﻰ( َ .............................. .5ﳜﺮج اﻷﺳﺘﺎذُ ﻣﻦ اﻟﻜﻠﻴّﺔ) .ﻛﺎد( .............................. ْ .6ﺗﻌ ُﻔﻮ اﻷم ﻋﻦ ِ اﻟﺒﻨﺖ) .ﻋﺴﻰ( ُ .............................. ﺎب ﻣﻦ اﳊﺎﻓﻠﺔ) .ﺑﺪأ( .7ﻳَـ ْﻨ ِﺰ َل اﻟ ﱡﺮﱠﻛ ُ .............................. ﺎج ﺣﻮل اﻟﻜﻌﺒﺔ) .أَﻧْ َﺸﺄَ( .8ﻳَﻄُ ُ ﻮف اﳊُ ﱠﺠ ُ .............................. ﺼﻌ ُﺪ اﻟﺴﻴﱠﺎرةُ ﻋﻠﻰ اﻟ ﱠﺮ ِ ﺻﻴﻒ) .ﺗﻜﺎد( .9ﺗَ ْ َ .............................. اﳌﺴﺎء) .ﻋﺴﻰ( ورﱐ اﻷﺻﺪﻗﺎءُ ﻫﺬا .10ﻳَـ ُﺰ ُ َ .............................. 6. Aşağıdaki cümleyi örnekte olduğu gibi parantez içinde verilen kelimeye uygun olarak yeniden yazınız. اﳌﺜﺎل :ﻳ ِ ﻚ اﻟ ُْﻤ َﺪ ﱢر ُﺳﻮن ﳜَْ ُﺮﺟﻮ َن ِﻣ َﻦ اﳌﺪرﺳﺔ) .اﳌﺪرس( ﻮﺷ ُ ُ ﻛﺎدت( س ﳜﺮج ﻣﻦ اﳌﺪرﺳﺔْ ) . ﻳﻮﺷﻚ اﳌﺪ ﱢر ُ )....................................... .1أﺧﺬ( )....................................... .2ﻋﺴﻰ( )....................................... .3اﻟﻄﻼﱠب( )....................................... .4أوﺷﻚ( )....................................... .5ﺷﺮع( ﺳﺎت( )....................................... .6اﳌﺪ ﱢر ُ )....................................... .7ﺑﺪأ( ....................................... .8 7. Aşağıdaki cümleleri, örnekte olduğu gibi başlama fiillerinden birisiyle başlatınız. ِ ِ ِ اﻻﻣﺘﺤﺎن. ﺎﻋﺔَ ﺎﻋﺔَ اﻻﻣﺘﺤﺎن .أ َ ب ﻳَ ْﺪﺧﻠﻮ َن ﻗَ َ ب ﻳَ ْﺪﺧﻠﻮ َن ﻗَ َ َﺧ َﺬ اﻟﻄﱡﻼﱠ ُ اﳌﺜَﺎل ...... :اﻟﻄﱡﻼﱠ ُ اﻟﺰرع. ﺼ ُﺪ َ ح َْﳛ ُ ......... .1اﻟﻔﻼﱠ ُ ُ ِ ﲔ ﰲ اﻟﻄﺮﻳﻖ. ......... .2 اﻟﺒﻨﺎت ﳝَْﺸ َ اﳌﺘﺤﻒ. اﻟﺴﺎﺋﺤﺎت ﻳَـ ُﺰْر َن ........ .3 َ ُ ب ﻳﻔﻬﻤﻮن اﻟﺪرس. ....... .4اﻟﻄﻼﱠ ُ ﻀ َﺪ ًة. ﺼﻨَ ُﻊ ِﻣ ْﻨ َ ﺎر ﻳَ ْ ........ .5اﻟﻨﱠ ﱠﺠ ُ 88 ....... .6اﻟﻔﺘﺎةُ ﺗُﺴ ِ ﺎﻋ ُﺪ أُﱠﻣﻬﺎ ﰲ اﻟﺒﻴﺖ. َ ﺼﺔً ﺟﺪﻳﺪة. ....... .7أﲪ ُﺪ ﻳﻜﺘﺐ ﻗِ ﱠ ُ ﻆ اﻟﻘﺼﻴﺪ َة. ....... .8ﻓﺎﻃﻤﺔُ َﲢْ َﻔ ُ 8. Aşağıdaki cümleleri, örnekte olduğu gibi gerekli değişiklikleri yaparak yaklaşma fiillerinden birisiyle başlatınız. اﻟﻮَر ُق. اﳌِﺜَﺎل :ﻳَ ْﺴ ُﻘ ُ ﻂ َ ْﺐ. اﻟﻌﻄَ ُ .1ﻳَـ ْﻘﺘُ ُﻞ َ ﺶ اﻟ َﻜﻠ َ ِ ﱠﻬﺎر. .2ﻳَـ ْﻨـ َﻘﻀﻲ اﻟﻨ ُ ﻂ. ﺎد اﻟﻮر ُق ﻳَ ْﺴ ُﻘ ُ َ ﻛ َ ......................... ......................... .3ﻳَـ ْﻨـ َﻘ ِﺸ ُﻊ اﻟﻐَْﻴ ُﻢ. ......................... ﺴﺒَﺎﺣﺔ. ﻮز اﻟ َﻔ َﱴ ﰲ ُﻣﺴﺎﺑﻘﺔ اﻟ ﱢ .4ﻳَـ ُﻔ ُ ......................... ﱡﻴﻮف إﱃ ﺑُـﻴُﻮِ ﻢ. .5ﻳُ َﺴﺎﻓِ ُﺮ اﻟﻀ ُ ......................... .6ﻳُ ْﺸ َﻔﻰ اﳌﺮﻳﺾ. ......................... ﻀ ُﺮ اﻟﻄﺒﻴﺒﺔُ إﱃ اﳌﺴﺘﺸﻔﻰ. َ .7ﲢْ ُ ......................... ﻋﻤﺮ ﺳﻮرَة اﻟ َﻔ ْﺘ ِﺢ. َْ .8ﳛ َﻔ ُ ﻆ ُ ......................... 9. Aşağıdaki cümleleri, örnekte olduğu gibi gerekli değişiklikleri yaparak ﺴﻰ umut fiillerinden َ ile başlatınız.ﻋ َ ِ ﱢﻴﻖ. ِج اﻟﻀ ُ اﳌﺜَﺎل :ﻳَـ ْﻨـ َﻔﺮ ُ ِ ﺼﺎﺋِ ُﺪ. ﻴﺐ اﻟ ﱠ .1ﻳُﺼ ُ ِج . َ ﻋ َﺴﻰ اﻟﻀ ُ ﱢﻴﻖ أَ ْن ﻳَـ ْﻨـ َﻔﺮ َ ......................... .2ﻳَﺘﻮب اﳌُﺬْﻧِﺒُﻮن. ......................... اﻟﻐﺎﺋﺐ. ﻮد .3ﻳَـﻌُ ُ ُ ......................... .4ﻳَـ ْﻌﺘَ ِﺪ ُل اﳍَﻮاءُ. ﻀ ُﺮ اﻟ ُْﻤ ِﺪ ُﻳﺮ. َْ .5ﳛ ُ ﻴﻚ اﷲُ. .6ﻳَ ْﺸ ِﻔ َ اﻷب ِ ﺬا اﳋﱪ. ح ُ .7ﻳَـ ْﻔ َﺮ ُ ِ ب. ِج اﻟ َﻜ ْﺮ ُ .8ﻳَـ ْﻨﻔﺮ ُ ......................... ......................... ......................... ......................... ......................... 10. Aşağıdaki sorulara, örnekte olduğu gibi, parantez içinde verilen fiilleri kullanarak cevap veriniz. ﺴﻴﱠﺎرة؟ ) َﻛﺎد( ﻮد اﻟ ﱠ اﳌﺜﺎل َ :ﻫ ْﻞ ﻧَِﻔ َﺪ َوﻗُ ُ .1ﻫﻞ ﻏَ ِﺮﻗَ ِ ﺖ اﻟﺴﻔﻴﻨﺔُ؟ )ﻛﺎد( ﺎد ﻳَـ ْﻨـ َﻔ ُﺪ. ﻻَ ،ﻛ َ ﻻ.............................. ، 89 .2ﻫﻞ اﻧْـﺘَ َﺸﺮ اﳋﱪُ ﺑﲔ اﻟﻨﺎس؟ ) أوﺷﻚ( ﻻ............................. ، ﻛﺒﺖ اﻟﻄﺎﺋﺮَة؟ ) َﻛﺎد( 3ﻫﻞ ر َ ﻻ............................ ، اﳉﻴﺶ؟ )ﺷﺮع( .4ﻫﻞ َﲢَﱠﺮ َك ُ ﻧﻌﻢ........................... ، ﻛﺘﺒﺖ اﻟﺮﺳﺎﻟﺔ؟ )أﺧﺬ( .5ﻫﻞ َ ﻧﻌﻢ........................... ، أﻳﻦ ﻳَـ ْﻌ َﻤﻞ ﻋﺜﻤﺎ ُن؟ )ﺷﺮع( َ .6 .............................. .7ﻫﻞ اﺗﱠـ َﻔ ْﻘﺘُﻢ ﻋﻠﻰ ﻣ َﻜ ِ ﺴ َﻜ ِﻦ؟ )ﻛﺎد( ﺎن اﻟ ﱠ َ .8ﻫﻞ اﻧﺘَـ َﻬ ِ ﺖ اﻷزﻣﺔُ اﻻﻗﺘﺼﺎدﻳﱠﺔُ اﻟﻌﺎﳌﻴﱠﺔُ؟ )ﺑﺪأ( ﻻ............................ ، ﻧﻌﻢ.......................... ، 11. Aşağıdaki âyet-i kerîmelerde geçen yaklaşma, umut ve başlama fiilleriyle haberlerini tespit ediniz. َ ﴿ .1ﻋﺴﻰ اﻟﻠﱠﻪُ أَ ْن َْﳚﻌﻞ ﺑـﻴـﻨَ ُﻜﻢ وﺑـ ﱠ ِ ﺎدﻳْـﺘُ ْﻢ ِﻣ ْﻨـ ُﻬ ْﻢ َﻣ َﻮ ﱠد ًة ﴾ )اﳌﻤﺘﺤﻨﺔ (7 ﻳﻦ َﻋ َ َ َ َ ْ ْ َ َ َْ ﲔ اﻟﺬ َ َ ﻮب َﻋﻠَْﻴ ِﻬ ْﻢ ﴾ )اﻟﺘﻮﺑﺔ (102 َ ﴿ .2ﻋ َﺴﻰ اﻟﻠﱠﻪُ أَ ْن ﻳَـﺘُ َ ﺎدوا ﻳَ ُﻜﻮﻧُﻮ َن َﻋﻠَْﻴ ِﻪ ﻟِﺒَ ًﺪا ﴾ )اﳉﻦ (19 ﺎم َﻋ ْﺒ ُﺪ اﻟﻠﱠ ِﻪ ﻳَ ْﺪﻋُﻮﻩُ َﻛ ُ َ ﴿ .3وأَﻧﱠﻪُ ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻗَ َ ﺎدوا ﻳَـ ْﻔ َﻌﻠُﻮ َن ﴾ )اﻟﺒﻘﺮة (71 ﴿ .4ﻗَﺎﻟُﻮا اْﻵ َن ِﺟ ْﺌ َ ﻮﻫﺎ َوَﻣﺎ َﻛ ُ ﺖ ﺑِﺎ ْﳊَ ﱢﻖ ﻓَ َﺬ َﲝُ َ ِ ﺎر ﴾ )اﻟﻨﻮر (35 ﴿ .5ﻳَ َﻜ ُ ﺎد َزﻳْـﺘُـ َﻬﺎ ﻳُﻀﻲءُ َوﻟ َْﻮ َﱂْ ﲤَْ َﺴ ْﺴﻪُ ﻧَ ٌ ِ ِ ﺴﺒِ ِ ﻴﻞ ﴾ )اﻟﻘﺼﺺ (22 ﺎء َﻣ ْﺪﻳَ َﻦ ﻗَ َ اء اﻟ ﱠ ﺎل َﻋ َﺴﻰ َرﱢﰊ أَ ْن ﻳَـ ْﻬﺪﻳَِﲏ َﺳ َﻮ َ َ ﴿ .6وﻟَ ﱠﻤﺎ ﺗَـ َﻮ ﱠﺟﻪَ ﺗ ْﻠ َﻘ َ ِ ﲔ ﴾ )اﻟﺰﺧﺮف (52 ﲔ َوﻻَ ﻳَ َﻜ ُ ﴿ .7أ َْم أَﻧَﺎ َﺧ ْﻴـ ٌﺮ ﻣ ْﻦ َﻫ َﺬا اﻟﱠ ِﺬي ُﻫ َﻮ َﻣ ِﻬ ٌ ﺎد ﻳُﺒِ ُ 12. Aşağıdaki ayet-i kerimelerde geçen fiilleri tespit ederek, örnekte olduğu gibi, tam fiil mi yoksa yaklaşma, umut ve mukârabe fiillerinden mi olduğunu boşluklara yazınız. اﻟﻔﻌﻞ ﻳﻦ ﴾ )اﳌﺆﻣﻨﻮن (31 اﳌﺜﺎل ﴿ :ﰒُﱠ أَﻧ َﺸﺄْﻧَﺎ ِﻣ ْﻦ ﺑَـ ْﻌ ِﺪ ِﻫ ْﻢ ﻗَـ ْﺮﻧًﺎ َ آﺧ ِﺮ َ ﻧﻮﻋﻪ أﻧﺸﺄ ﺎم ﻓﻌﻞ ﺗَ ًّ ٌ ........ ........... َ ﴿ .2ﻋﺴﻰ اﻟﻠﱠﻪُ أَ ْن ﻳﺄْﺗِﻴ ِﲏ ِِﻢ َِ ﲨ ًﻴﻌﺎ ﴾ )ﻳﻮﺳﻒ (83 ََ ْ َ ........ ........... َ ﴿ .3ﻋ َﺴﻰ َرﺑﱡ ُﻜ ْﻢ أَ ْن ﻳَـ ْﺮ َﲪَ ُﻜ ْﻢ ﴾ )اﻹﺳﺮاء (8 ........ ........... ........ ........... ........ ........... ِِ ﺼﺎ ِر ﴾ )اﻟﻨﻮر (43 ﴿ .6ﻳَ َﻜ ُ ﺎد َﺳﻨَﺎ ﺑَـ ْﺮﻗﻪ ﻳَﺬ َ ﺐ ﺑِ ْﺎﻷَﺑْ َ ْﻫ ُ ........ ........... اح﴾ )اﻷﻋﺮاف (154 ﻮﺳﻰ اﻟْﻐَ َ ﺐأَ َ ﴿ .7وﻟَ ﱠﻤﺎ َﺳ َﻜ َ ﺖ َﻋ ْﻦ ُﻣ َ َﺧ َﺬ ْاﻷَﻟ َْﻮ َ ﻀ ُ ........ ........... ﺼ َﺎرُﻫ ْﻢ ﴾ )اﻟﺒﻘﺮة (20 ﺎد اﻟْﺒَـ ْﺮ ُق ﳜَْﻄَ ُ ﴿ .8ﻳَ َﻜ ُ ﻒ أَﺑْ َ ........ ........... ﴿ .1ﻓَـﺒ َﺪأَ ﺑِﺄَو ِﻋﻴﺘِ ِﻬﻢ ﻗَـﺒﻞ ِوﻋ ِﺎء أ ِ َﺧ ِﻴﻪ ﴾ )ﻳﻮﺳﻒ (76 َ ْ َ ْ َْ َ ﺼ َﻔ ِ ﴿ .4وﻃَِﻔ َﻘﺎ ﳜَْ ِ ﺎن َﻋﻠَْﻴ ِﻬ َﻤﺎ ِﻣ ْﻦ َوَر ِق ا ْﳉَﻨ ِﱠﺔ ﴾ )اﻷﻋﺮاف (22 َ ِ ﺎر ﴾ )اﻟﻨﻮر (35 ﴿ .5ﻳَ َﻜ ُ ﺎد َزﻳْـﺘُـ َﻬﺎ ﻳُﻀﻲءُ َوﻟ َْﻮ َﱂْ ﲤَْ َﺴ ْﺴﻪُ ﻧَ ٌ 90 13. Aşağıdaki cümlelerde umut fiili olarak kullanılan ﺴﻰ َ َﻋyı örnekteki gibi tam fiile dönüştürünüz. . َﻋ َﺴﻰ اﳌَﻄَُﺮ أ ْن ﻳَـ ْﻨ ِﺰ َل: اﳌِﺜَﺎل . َﻋ َﺴﻰ أ ْن ﻳَـ ْﻨ ِﺰ َل اﳌَﻄَُﺮ ......................... .ﻮد ﻏ ًﺪا َ ُ َﻋ َﺴﻰ اﻷﺳﺘﺎذُ أن ﻳَـﻌ.1 ......................... .ﻀ َﺮ ﺑﻌﺪ ﻗﻠﻴﻞ ُ َﻋ َﺴﻰ أﲪ ُﺪ أ ْن َْﳛ.2 ......................... ِ .ﻳﺾ َﻋ َﺴﻰ.3 َ اﻟﻄﺒﻴﺐ أن ﻳُـ َﻌﺎﻟ َﺞ اﳌﺮ ُ ......................... .ﻮب َ ُ َﻋ َﺴﻰ اﳌُ ْﺠ ِﺮُم أن ﻳَـﺘ.4 14. Aşağıdaki cümlelerde tam fiil olarak kullanılan ﺴﻰ َ َﻋyı örnekteki gibi umut fiiline dönüştürünüz. ِ .ﻳﺾ ُ َﻋ َﺴﻰ أ ْن ﻳُ ْﺸ َﻔﻰ اﳌﺮ: اﳌﺜَﺎل .ﻳﺾ أ ْن ﻳُ ْﺸ َﻔﻰ ُ َﻋ َﺴﻰ اﳌﺮ ......................... ِ .ﻴﻊ َ َ َﻋ َﺴﻰ أ ْن ﻳَـﻨ.1 ُ ﺎم اﻟ ﱠﺮﺿ ......................... .ﲔ ٌْ َﻋ َﺴﻰ أ ْن ﻳَ ِﺄﰐَ ُﺣ َﺴ.2 ......................... . َﻋ َﺴﻰ اﷲُ أ ْن ﻳَـ ْﺮ َﲪَ ُﻜ ْﻢ.3 ......................... .ً َﻋ َﺴﻰ اﻻﻣﺘﺤﺎ ُن أ ْن ﻳَ ُﻜﻮ َن َﺳ ْﻬﻼ.4 15. Aşağıdaki Arapça cümlenin en uygun Türkçe karşılığını tespit ediniz. “Fabrika işçilerinin grev yapmasına çok az kaldı." ِ ﻳ.A ِ ﺎل .اﻟﻌ َﻤ ِﻞ ُ ﻚ ﻋُ ﱠﻤ ْ ُاﳊﻘﻞ أَ ْن ﻳ ُ ﻮﺷ َ ﻀ ِﺮﺑُﻮا ﻋﻦ ُ .اﻟﻌ َﻤ ِﻞ ُ َﻋ َﺴﻰ ﻋُ ﱠﻤ.B ْ ُﺎل اﳌﺼﻨﻊ أَ ْن ﻳ َ ﻀ ِﺮﺑُﻮا ﻋﻦ ِ ﻳ.C .ﺎل اﳌﺼﻨﻊ أَ ْن ﳜَْ ُﺮ ُﺟﻮا ﻣﻦ اﳌﺼﻨﻊ ُ ﻚ ﻋُ ﱠﻤ ُ ﻮﺷ ُ .اﻟﻌ َﻤ ِﻞ ُ ﺎد اﻟﻌُ ﱠﻤ ْ ُﺎل أَ ْن ﻳ ُ ﻳَ َﻜ.D َ ﻀ ِﺮﺑُﻮا ﻋﻦ ِ ﻳ.E .اﻟﻌ َﻤ ِﻞ ُ ﻚ ﻋُ ﱠﻤ ْ ُﺎل اﳌﺼﻨﻊ أَ ْن ﻳ ُ ﻮﺷ َ ﻀ ِﺮﺑُﻮا ﻋﻦ ُ 16. Aşağıdaki Arapça cümlenin en uygun Türkçe karşılığını tespit ediniz. ِ ﻮد اﻟﺴﻴﱠ .ﺎرة أَﻻﱠ ﻳَـ ْﻨـ َﻔ َﺪ ﺑَـ ْﻴـﻨَﻤﺎ ﳓﻦ ﻧَ ِﺴﲑُ ﰲ اﻟﻄﺮﻳﻖ ُ َُﻋ َﺴﻰ َوﻗ A. İnşallah çölde giderken arabanın yakıtı bitmez. B. İnşallah yolda giderken yakıtımız bitmez. C. İnşallah gidişte arabanın yakıtı bitmez.. D. İnşallah yolda giderken arabanın yakıtı bitmez. E. Yolda giderken az daha arabanın yakıtı bitiyordu. 91 17. Aşağıdaki Türkçe cümleleri yaklaşma, umut ve başlama fiillerini kullanarak Arapçaya çeviriniz. 1. Umarım hava ılık olur. 2. Az kaldı yere düşecektim. 3. Çocuk konuşmaya başladı. 4. Umarım yağmur yağar. 5. Çocuklar kitap okumaya başladılar. 6. Öğrenci dersi anlamaya başladı. 7. Az daha araba ağaca çarpacaktı. 8. Umulur ki Rabbimiz bize merhemet eder. 9. Umulur ki Allah tevbemizi kabul eder. 10. Az kaldı yarışı kazanacaktım. Kelimeler ve Deyimler ِ ِ ِِ İstedi : ﺎء ً َ اﺑْﺘﻐ- اﺑْـﺘَـﻐَﻰ – ﻳَـ ْﺒﺘَﻐﻲ ِ ﺗَﺄ- أَ ﱠﺟﻞ – ﻳـ َﺆ ﱢﺟﻞ En : ًْﺟﻴﻼ ُ ُ َ ِ ِ İyilik yaptı : ﺴﺎﻧًﺎ إﱃ ْأ َ َﺣ َﺴ َﻦ – ُْﳛﺴ ُﻦ – إ ْﺣ Tartıştı, değişik oldu : اِ ْﺧﺘِﻼَﻓًﺎ- ﻒ ُ ِﻒ – ﳜَْﺘَﻠ َ َاِ ْﺧﺘَـﻠ ِ ِ ا- اِﺻﻄَﺤﺐ – ﻳﺼﻄَ ِﺤﺐ Yanına, refakatine aldı : ﺤﺎﺑًﺎ ْ َ ﺻﻄ ُ َْ َ َ ْ ِ İsabet etti : ًﺻﺎﺑَﺔ َ ِ إ- ﻴﺐ َ َ أﺻ ُ ﺎب – ﻳُﺼ ِ َﺿ Kurban(lık hayvan) : ﺎﺣﻲ ْ ُأ َ ﺿ ِﺤﻴَﺔٌ )ج( أ ِ أ َْﻣﻄَﺮ Yağmur yağdı : ُت اﻟﺴﻤﺎء َ ِ ِ ِ Bekledi : ﺎرا ً ً اﻧْﺘﻈ- اﻧْـﺘَﻈََﺮ – ﻳَـ ْﻨﺘَﻈ ُﺮ Gitti, acele etti : اِﻧْ ِﻄﻼَﻗًﺎ- اِﻧْﻄَﻠَ َﻖ – ﻳَـ ْﻨﻄَﻠِ ُﻖ ِ Canlılık verdi, kendine getirdi : إِﻧْـ َﻌﺎ ًﺷﺎ- ﺶ ُ ﺶ – ﻳُـ ْﻨﻌ َ أَﻧْـ َﻌ ِ ِِ Dağıldı, açıldı : اﺟﺎ ً اﻧْﻔ َﺮ- ِج ُ اﻧْـ َﻔ َﺮ َج – ﻳَـ ْﻨـ َﻔﺮ ِ ِ ِ ﻀﻰ – ﻳـ ْﻨـ َﻘ Bitti, sona erdi :ﺎء َ اﻧْ ِﻘ- ﻀﻲ َ اﻧْـ َﻘ َ ًﻀ ِ ِ Dağıldı, açıldı : ﺎﻋﺎ ً اﻧْـ َﻘ َﺸ َﻊ – ﻳَـ ْﻨـ َﻘ ِﺸ ُﻊ – اﻧْ ِﻘ َﺸ ِ Vasiyette bulunmak, tavsiye etmek : ﺎء َ ِﺻﻰ – ﻳُﻮﺻﻲ _ إ َ أ َْو ً ﻳﺼ Dert, sıkıntı : س ٌ س )ج( أَﺑْـ ُﺆ ٌ ﺑُـ ْﺆ 92 Şimşek, telgraf : ﺑَـ ْﺮ ٌق Etkilendi : ﺗَﺄَﺛﱠـ َﺮ – ﻳَـﺘَﺄَﺛﱠـ ُﺮ – ﺗَﺄَﺛﱡـ ًﺮا ﺑِـ Karşılıklı tebrikleşmek : َاﻟﺘﻬﻨِﺌَﺔ ْ ًﺎدﻻ ُ َﺎد ُل – ﺗَـﺒ َ َﺎد َل – ﻳَـﺘَﺒ َ َﺗَـﺒ Yöneldi : ﺗَـ َﻮ ﱠﺟﻪَ – ﻳَـﺘَـ َﻮ ﱠﺟﻪُ – ﺗَـ َﻮ ﱡﺟ ًﻬﺎ إﱃ Kayboldu, yolunu kaybetti : ﻴﻬﺎ ً ِ ﺗ- ُﺗَ َﺎﻩ – ﻳَﺘِﻴﻪ Asker : ي )ج( ُﺟﻨُﻮ ٌد ُﺟ ْﻨ ِﺪ ﱞ ِ Irak’ta Kufe yakınlarında tarihi bir yerleşim yeri : ُﲑة َ اﳊ Şimşek gözü aldı, kamaştırrdı : ﺼ َﺮ َ َﺧ ِﻄ َ َ َ◌( اﻟﺒَـ ْﺮ ُق اﻟﺒ-) ﻒ ٌ َُﺧ ْﻴ ٌﻞ )ج( ُﺧﻴ At : ﻮل ِ Sevketti, götürdü : ﻞ – ﲪَْﻼً إﱃ ُ َﲪَ َﻞ – َْﳛﻤ Boğazladı, kurban etti : ذﲝًﺎ ْ - َذﺑَ َﺢ – ﻳَﺬْﺑَ ُﺢ ِ ﺎل اﻷ ْﻋﻤ İş adamı : ﺎل ُ اﻟﻌ َﻤ ِﻞ )ج( ِر َﺟ َ َر ُﺟ ُﻞ َ Bolluk : اﻟ ﱠﺮ َﺧﺎء ِ Bebek : ُﺿ َﻌﺎء َ ﻴﻊ )ج( ُر ٌ َرﺿ Kabul etmedi, reddetti : ﻀﺎ ً ْ َرﻓ- ﺾ ُ ُﺾ – ﻳَـ ْﺮﻓ َ ََرﻓ Bulut : ﺐ ٌ َﺳ َﺤ ٌ ﺎب )ج( ُﺳ ُﺤ (Su vb.ni) içirdi : َﺳ ْﻘﻴًﺎ- ﺴ ِﻘﻲ ْ ََﺳ َﻘﻰ – ﻳ Kötü oldu : َﺳ ْﻮءًا- ُﺴﻮء ُ ََﺳﺎء – ﻳ Cellat : ﺎف ٌ َﺳﻴﱠ ِ Ticari taksi şoförü : ُﺟ َﺮٍة ْ َﺳﺎﺋِ ُﻖ َﺳﻴﱠ َﺎرة أ Çok ağır geldi, üzdü : َﺷ ًّﻘﺎ ﻋﻠﻰ- ﺸ ﱡﻖ ُ ََﺷ ﱠﻖ – ﻳ Koyun : ٌ ِﺷﻴَﺎء،ٌَﺷﺎةٌ )ج( ِﺷ َﻮاء ِ ْ ﺻ َﺪم – ﻳ Çarptı : ﺻ ْﺪ ًﻣﺎ َ - ﺼﺪ ُم َ َ َ Çıktı : ﻮدا ً ُﺻﻌ ْ َﺻ ِﻌ َﺪ – ﻳ ُ - ﺼ َﻌ ُﺪ َ Yüzey : ﺎت ٌ ﺻ َﻔ َﺤ َ (ﺻ ْﻔ َﺤﺔٌ )ج َ ِ Avlandı : ﺻ ْﻴ ًﺪا َﺻ َ - ﺎد – ﻳَﺼﻴ ُﺪ َ ِ ف – ﻳﺼ Rastladı, tesadüf etti : ًﺼﺎ َدﻓَﺔ ُ ﺎد َﺻ َ ُﻣ- ف َ ُ َ ﺎد َ ِ (ﺿ ْﺨﻢ )ج Büyük, görkemli : ﺎم ٌ ﺿ َﺨ ٌ َ Garanti verdi, kefil oldu : ﺿ َﻤﺎﻧًﺎ ْ َﺿ َﻤ َﻦ – ﻳ َ - ﻀ َﻤ ُﻦ َ Uçtu, uçup gitti : ﻃَﻴَـ َﺮاﻧًﺎ- ُﺎر – ﻳَ ِﻄﲑ َ َﻃ 93 Ortaya çıktı : ﻮرا ً ﻇُ ُﻬ- ﻇَ َﻬ َﺮ – ﻳَﻈ َْﻬ ُﺮ Kaynadı : ﻏَﻠَﻴَﺎﻧًﺎ،ﻏَﻠَﻰ – ﻳَـﻐْﻠِﻲ – ﻏَﻠْﻴًﺎ Tirit yemeği : ٌﻓَـﺘﱠﺔ Allah sıkıntısını giderdi : ج اﷲُ ُﻛ ْﺮﺑَـﺘَﻪ َ ﻓَـ ﱠﺮ At : اس ٌ س )ج( أَﻓـ َْﺮ ٌ ﻓَـ َﺮ Binici, atlı, süvari : س )ج( ﻓُـ ْﺮ َﺳﺎ ٌن ٌ ﻓَﺎ ِر ِ Karşıladı, karşılaştı : ً ُﻣ َﻘﺎﺑَـﻠَﺔ- ﻞ ُ ﻗَﺎﺑَ َﻞ – ﻳُـ َﻘﺎﺑ (Vakit, namaz vb.) geçti : ﻓَـ ْﻮﺗًﺎ،ﻮت – ﻓَـ َﻮاﺗًﺎ ُ ﺎت – ﻳَـ ُﻔ َ َﻓ Güzel yüz : ﻗَﺎﺑُﻮس ِ Cüzdan, kese : ﺎس ٌ َﻴﺲ )ج( أَ ْﻛﻴ ٌ ﻛ Sığındı : ﻮءا إﱃ َ َﳉَﺄَ – ﻳَـﻠ ً ُْﺠﺄُ – ُﳉ ِ Yetişti, yakaladı : ِﳊَﺎﻗًﺎ ﺑِـ،ْﺤ ُﻖ – َﳊًَﻘﺎ َ َﳊ َﻖ – ﻳَـﻠ ِﱂ أ Onu öldürmekten başka çarem yok : َﺟ ْﺪ ﺑُﺪًّا ِﻣ ْﻦ ﻗَـ ْﺘﻠِﻪ ِ َﻂ اﳊ Orta halli : ﺎل ُ ُﻣﺘَـ َﻮ ﱢﺳ Kişilik : ٌوءة َ ُﻣ ُﺮ ِ َْﻀﻰ – ﳝ ِ ﻣ- ﻀﻲ Ayrıldı, (bir şeyi) alıp götürdü : ﻀﻴًّﺎ َ َﻣ ُ Marangoz : َﱠﺎرو َن ُ ﳒَﱠﺎر )ج( ﳒ Konakladı, (birinin yanında) kaldı, indi : ً ﻧُـ ُﺰوﻻ- ﻧَـ َﺰ َل – ﻳَـ ْﻨ ِﺰ ُل Haber bülteni : ﺸ َﺮةُ اﻷَ ْﺧﺒَﺎ ِر ْ َﻧ Baktı : ﻧَﻈََﺮ – ﻳَـ ْﻨﻈُُﺮ – ﻧَﻈًَﺮا إﱃ ni : ﺎدا ً ﻧَِﻔ َﺪ – ﻳَـ ْﻨـ َﻔ ُﺪ – ﻧَـ َﻔ Dişi deve : ﺎت ٌ َﻧَﺎﻗَﺔٌ )ج( ﻧَﺎﻗ (Rüzgar) esti : ُﻫﺒُﻮﺑًﺎ،ﺐ – َﻫﺒًّﺎ َﻫ ﱠ ﺐ – ﻳَـ ُﻬ ﱡ Hazırladı, hazırlık yaptı : ً ﺗَـ ْﻬﻴِﺌَﺔ- َﻫﻴﱠﺄَ – ﻳُـ َﻬﻴﱢ ُﺊ ِ Sıçradı, sıçrayıp koşru : ُوﺛُﻮﺑًﺎ- ﺐ ُ ﺐ – ﻳَﺜ َ ََوﺛ Özet Yaklaşma fiillerini tanımak. Bir işin meydana gelmesinin yaklaştığını ifade eden bu fiiller üç tanedir : ﻚ َ أ َْو َﺷ- ب َ َﻛ َ ﺎد – َﻛ َﺮ 94 Umut fiillerini tanımak. Bir işin meydana gelmesinin ümit edildiğini ifade eden bu fiiller de üç tanedir: ِ َﻖ َ ا ْﺧﻠَ ْﻮﻟ- َﻋ َﺴﻰ – َﺣ َﺮى Başlama fiillerini tanımak. Bir işin başladığını ifade eden bu fiillerin en yaygınları şunlardır: ﺐ َﻫ ﱠ- َع – اِﺑْـﺘَ َﺪأَ – ﻃَِﻔ َﻖ – أَﻧْ َﺸﺄ َأ َ َﺟ َﻌﻞ – ﺑَ َﺪأَ – َﺷ َﺮ- َﺧ َﺬ Bu fiillerin isim ve haberlerini tespit edebilmek. Bu fiillerin isimleri merfû, haberleri de dâima muzâri fiilden oluşan bir fiil cümlesi olmak zorundadır. Haberleri nasb konumundadır. Bunlardan başlama fiillerinde haberin başına أَ ْنasla gelmezken, yaklaşma ve umut fiillerinin bir kısmında haberin başında أَ ْنbulunur. أَ ْنkullanılmayanlar şunlardır: ﺎد َ َﻛ, ب َ َﻛ َﺮve başlama fiillerinin tamamı. ِ ﺎد ﺣﺴﻦ ﻳ .ﺼ ُﻞ َ ٌ َ َ َﻛHasan gelmek üzere. .اﻷوﻻد ﻳَـﻠ َْﻌﺒُﻮ َن َﺧ َﺬ َ أÇocuklar oynamaya başladı. ُ ِ أَ ْنkullanılanlar ise şunlardır: ﻚ َ أ َْو َﺷ, َﻋ َﺴﻰ, َﺣ َﺮىve َﻖ َ ا ْﺧﻠَ ْﻮﻟ. أ َْو َﺷ َ ﱠHava açmak üzere. .ﺼ ُﻔ َﻮ ْ َﺲ أَ ْن ﻳ ُ ﻚ اﻟﻄ ْﻘ .ﻚ أَ ْن ﻳَـﺘَ َﺤ ﱠﻘ َﻖ َ ُ َﻋ َﺴﻰ أ ََﻣﻠİnşallah arzun gerçekleşir. Bu fiilleri tam fiillerden ayırt edebilmek. Bu fiillerden tam fiil olarak kullanılanlar şunlardır: Başlama fiillerinin tamamıyla, ﻚ َ أ َْو َﺷve َﻋ َﺴﻰ. .َﺧ َﺬ َﺳ ِﻌﻴ ٌﺪ ﻛِﺘَﺎﺑَﻪ َ أSait kitabını aldı. ﱠ .ﺲ َ أ َْو َﺷHavanın açması yaklaştı. ْ َﻚ أَ ْن ﻳ ُ ﺼ ُﻔ َﻮ اﻟﻄ ْﻘ .ﻚ َ ُ َﻋ َﺴﻰ أَ ْن ﻳَـﺘَ َﺤ ﱠﻘ َﻖ أ ََﻣﻠArzunun gerçekleşmesi yaklaştı. Kendimizi Sınayalım 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ﺎد َ َﻛyaklaşma fiili olarak kullanılmamıştır? ِ ﺎد اﻟﻨﱠﻬﺎر ﻳـ ْﻨـ َﻘ a. .ﻀﻲ َ َﻛ َُ ِ َ َﻛ ِ ﻴﺲ b..ﻂ ُ اﻟﺮﺟﻞ ﻳَ ْﺴ ُﻘ ُ ﺎد ﻛ c. .اﻟﺮﺟﻞ اﻟﻔﻘﲑُ ﻳﻜﻮن ﻏَﻨِﻴًّﺎ ﺎد َ َﻛ ُ ِ اﻟﺮﺟﻞ ﻟِﻠﻨ d. .ﱠﺎس ﺎد َ َﻛ ُ e..اﻷﺑﺼﺎر ﻒ ُ َﺎد اﻟﺒَـ ْﺮ ُق ﳜَْﻄ ُ ﻳَ َﻜ َ 95 2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ﺴﻰ َ َﻋtam fiil olarak kullanılmıştır? a. .وم َ َﻋ َﺴﻰ اﻟ ﱠﺮ َﺧﺎءُ أ ْن ﻳَ ُﺪ ِ ﻋﺴﻰ أ ْن ﻳـﻮﻓﱠﻖ اﻟﺘ b. .ﱠﻼﻣﻴ ُﺬ ﰲ اﻻﻣﺘﺤﺎن َ َُ ََ c. .ﻚ َ ََﻋ َﺴﻰ اﷲُ أ ْن ﻳُـ َﻔ ﱢﺮ َج ُﻛ ْﺮﺑَـﺘ d. .ﺢ ﰲ ﻋﻤﻠﻪ َ َﻋ َﺴﻰ ﳏ ﱠﻤ ٌﺪ أ ْن ﻳَـ ْﻨ َﺠ e. .ﻮدوا ُ َُﻋ َﺴﻰ اﳌﺴﺎﻓِﺮو َن أ ْن ﻳَـﻌ 3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde َﺧ َﺬ َ أfiili başlama fiili olarak kullanılmamıştır? a..ﺎح َﺣ َﻘﺎﺋِﺒَـ ُﻬ ْﻢ َﺧ َﺬ اﻟ ﱡ َأ ُ ﺴﻴﱠ b. ..ﻮدو َن إﱃ ﺑﻴﻮِ ﻢ َأ ُ َُﺧ َﺬ اﻟ ﱡﺰﱠو ُار ﻳَـﻌ ِ َﺧ َﺬ c. .ﻀ ْﺮ َن اﳌﺴﺘﺸﻔﻰ ت ُ اﻟﻄﺒﻴﺒﺎت َْﳛ ُ َأ ِ d. .اﻷﺳﺌﻠﺔ ب ُِﳚﻴﺒُﻮ َن ﻋﻦ َأ ُ َﺧ َﺬ اﻟﻄﱡﻼﱠ ِ َأ e. .ﱭ ََ ب اﻟﻠﱠ ُ َﺧ َﺬت اﻟﻄﻔﻠﺔُ ﺗَ ْﺸ َﺮ 4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde أ ْنharfinin kullanımı yanlıştır? ِ أَو َﺷ َﻜ a. .ﺴ َﻤﺎءُ أ ْن ﲤُْ ِﻄ َﺮ ﺖ اﻟ ﱠ ْ b. .ﺸ َﻔﻰ ْ ُﻳﺾ أ ْن ﻳ ُ َﻋ َﺴﻰ اﳌﺮ c. .ﺰورﻧﺎ َ ََﺣ َﺮى أﲪ ُﺪ أن ﻳ ِ َﻖ أ ََﻣ ُﻞ اﻟ ﱠ d. .ﺤ ﱠﻘ َﻖ ﺸ ﱢ َ ا ْﺧﻠَ ْﻮﻟ َ َﺎب أ ْن ﻳَـﺘ ِ ﺎد ت اﻟ ﱠ e. .ﺸ ِﺮ َق ْ ُﺲ أَ ْن ﺗ َ َﻛ ُ ﺸ ْﻤ 5. Aşağıda cümlelerin hangisinde, ﺎد َ َﻛvb.nin ismiyle haberi olan muzâri fiil arasında uyumsuzluk bulunmaktadır? َِ َﻋ َﺴﻰ اﻷﺻﺪﻗﺎءُ أن ﻳَ ْﺸ a. .ﱰُﻛﻮا ﰲ اﻟﺮﺣﻠﺔ ِ ع اﻷﻏﻨِﻴَﺎء ﻳُـ ْﻨ ِﻔ ُﻖ ِﻣ ْﻦ أ َْﻣﻮ ِاﳍﻢ ﻋﻠﻰ أَ ْﻋﻤ ِ ﺎل اﳋ b. .ﲑ َ َﺷ َﺮ َ َ ُ ِ َ َﻛ c. .ْﻢ ﻳَـ ْﻨﺘَ ِﺸ ُﺮ ﰲ اﻟﺒﻼد ُ ﺎد اﻟﻌﻠ ِ ﺼ ْﻴ d. .ﻒ أ ْن ﺗَـ ْﻨـ َﻘ ِﺸ َﻊ ﺐ اﻟ ﱠ ْ اِ ْﺧﻠَ ْﻮﻟََﻘ ُ ﺖ ُﺳ ُﺤ ِ َﺟﻌﻠ e. .ﺖ ْ َﺖ اﻟ َﻜﺎﺗِﺒَﺔُ ﺗَـ ْﺘـﻠُﻮ َﻣﺎ َﻛﺘَﺒ ََ Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. d Yanıtınız doğru değilse, “Yaklaşma Fiilleri” konusunu yeniden okuyunuz. 2. b Yanıtınız doğru değilse, “Umut Fiilleri” okuyunuz. konusunu yeniden 3. a Yanıtınız doğru değilse, “Başlama Fiilleri” okuyunuz. konusunu yeniden 96 4. e Yanıtınız farklıysa “Yaklaşma Fiilleri” okuyunuz. konusunu yeniden 5. b Yanıtınız doğru değilse “Başlama Fiilleri” okuyunuz. konusunu yeniden Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 ِ ِ ﺎد ﺐ ت اﻟ ﱠ َ َﻛAraba neredeyse takla atacaktı. ُ ﺴﻴﱠﺎرةُ ﺗَـ ْﻨـ َﻘﻠ ِ َﺎد اﻟﻮِزﻳﺮةُ ﺗُـﻐ ﺎﻋﺔَ اﻟ ُْﻤ ْﺆﲤََ ِﺮ َ َﺎد ُر ﻗ َ ُ ﺗَ َﻜBakan nerdeyse kongre salonunu terk edecek. ِ ﻳToplantı nerdeyse az zonra başlayacak. ِ ﻚ ٍ اﻻ ْﺟﺘِ َﻤﺎعُ أ ْن ﻳَـ ْﺒ َﺪأَ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ﻗﻠﻴﻞ ُ ﻮﺷ ُ ِ ُ ﺗUçak nerdeyse az sonra varacak. ِ َﻚ اﻟﻄﺎﺋﺮةُ أ ْن ﺗ ٍ ﺼ َﻞ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ﻗﻠﻴﻞ ُ ﻮﺷ Sıra Sizde 2 ﱠﺼ ِﺮ ْ َﻋ َﺴﻰ اﷲُ أَ ْن ﻳَﺄِْﰐَ ﺑَﺎﻟﻨUmulur ki Allah zafer nasib eder. َﻋ َﺴﻰ اﻟ ﱠUmulur ki barış dünyaya egemen olur. َﺴﻼَ ُم أَ ْن ﻳَـﻌُ ﱠﻢ اﻟﻌﺎ َﱂ ﻮل اﳊَ ﱠﻖ َ ﱠﻬ ُﻢ أَ ْن ﻳَـ ُﻘ َ َﻋ َﺴﻰ اﳌُﺘـUmulur ki sanık gerçeği söyler. .ور أ َْﻫﻠَﻪ َ َﻋ َﺴﻰ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ أَ ْن ﻳَـ ُﺰUmulur ki adam ailesini ziyaret eder. Sıra Sizde 3 ِ َ أÖğrenci derslerini yazmaya başladı. وﺳ َﻬﺎ َ ﺐ ُد ُر ُ َُﺧ َﺬت اﻟﻄﺎﻟﺒﺔُ ﺗَﻜْﺘ ِ أَﻧْ َﺸﺄBakanlık yeni bir kütüphane inşa etmeye başladı. ًَت اﻟ ِﻮَز َارةُ ﺗَـ ْﺒ ِﲏ َﻣﻜْﺘَﺒَﺔً ﺟﺪﻳﺪة ِ َ َﺷﺮTren hareket etmeye başladı. ﺎر ﻳَـﺘَ َﺤ ﱠﺮ ُك ُ َع اﻟْﻘﻄ َ ع اﳌَﻄَُﺮ ﻳَـ ْﻨ ِﺰ ُل َ َﺷ َﺮYağmur yağmaya başladı. Yararlanılan Kaynaklar Bilgegil, M. Kaya (1982). Türkçe Dilbilgisi, İstanbul. el-Fevzân, Abdurrahman b. İbrahim – Huseyn, Muhtar et-Tâhir – Fadl, Muhammed Abdülhâlik Muhammed (2003), el-Arabiyye Beyne Yedeyk, Riyad. Güler İ. - Günday, H. Şahin, Ş., (2001). Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), İstanbul. El-Hâşimî, Ahmed (ts.). el-Kavâidü’l-Esâsiyye li’l-Lugati’l-Arabiyye, Beyrut. 97 Er-Râcihî, Abduh (1992). Fi’t-Tatbîki’n-Nahvî ve’s-Sarfî, İskenderiye. Sînî, Mahmud İsmail, es-Seyyid, İbrahim Yusuf, eş-Şeyh, Muhammed erRifai (ts.). el-Kavâidü’l-Arabiyyetü’l-Müyessera, İstanbul. _______, el-Arabiyye li’n-Nâşiîn, İstanbul. Uralgirary, Yusuf (1986). İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad. 98 99 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; • Şart cümlelerinde şart ve cevâbın/cezânın tanımını yapabilecek, • Şart edatlarının etkilerini ve cezim alâmetlerini tanıyabilecek, • Muzâri fiili cezmeden şart edatlarını ve anlamlarını açıklayabilecek, • Cezmetmeyen şart edatlarını ve bunların anlamlarını ayırt edebilecek, • Cevap cümlelerine edebileceksiniz. " "فharfinin ne zaman getirileceğini ayırt Anahtar Kavramlar • Muzâri fiili cezm eden edatlar • Şart edatları • Şart isimleri • Cevap cümlesi • Cezâ cümlesi Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için önce; • Ünitemizdeki “kelimeler ve deyimler” kısmını okuyunuz. Çünkü bu seviyede bilenemeyeceği düşünülen kelime ve terimler dersin sonunda verilmiştir. Yine de anlamını bilmediğiniz kelime ve terimlerle karşılaşırsanız bir Arapça-Türkçe sözlüğe başvurunuz. Sözlükle çalışmayı alışkanlık haline getiriniz. Zira kendi kendinize okumak durumunda kalacağınız zaman Arapça metinleri okuma ve anlamanızda en yakın yardımcınızın sözlükler olacağını unutmayınız. Daha önce öğrenmiş olduğunuz kuralları metin üzerinde uygulayınız. Daha sonra bu ünitede öğreneceğiniz dilbilgisi kurallarını çeşitli metinler üzerinde ve hatta çeşitli şekillerde tanzîm edilmiş bulunan alıştırmalar üzerinde uygulamaya çalışınız. • Mehmet Maksudoğlu’nun Arapça Dilbilgisi ve M. Meral Çörtü’nün Arapça Dilbilgisi Nahiv kitaplarından muzâri fiili cezm eden edatlar konusunu okuyarak ön hazırlık yapınız. 100 Şart Edatları ve Cevaba “Fâ” Harfinin Gelmesi ات اﻟ ﱠ ﺸ ْﺮ ِط ُ ﻀﺎ ِر ِع َوأ ََد َو َ َﺟ ْﺰُم اﻟ ِْﻔ ْﻌ ِﻞ اﻟ ُْﻤ GİRİŞ Her insan kendi anadilini konuşurken çeşitli yapılarda cümleler kurar. Biz de Türkçeyi konuşurken karmaşık olmayan basit cümleler ve anlam bakımından birbirinden ayrılmayan bileşik cümleler gibi yapılarına göre taksim edilen cümleler kurarız. Türkçe dilbilgisinde “bileşik cümleler” içinde öğrendiğimiz şart cümlelerine karşılık aynı mânâyı ifâde etmek için Arapçada da şart cümleleri vardır. Türkçeye Arapçadan geçmiş olan “şart” kelimesinin sözlükte anlamı “yerine getirilmesi gerekli olan şey” şeklindedir. Arapçadaki şart cümleleri de Türkçeki gibi iki bölümden oluşur. Mânâca birbirinin ayrılmaz parçaları olan bu iki cümleden birincisi olan “şart cümleciği” şart, sebep ve tahmin bildirir ve başta bulunur. Şart, sebep ya da tahminin sonucunu bize bildiren cümleciğe de cevâp/cezâ cümleciği adı verilir. Örnek: َو َﺟ َﺪ ﺐ َ َﻃَﻠ Cevap/Ceza cümlesi Şart cümlesi َﻣ ْﻦ Şart edatı Kim ararsa bulur. َِﲡ ْﺪ ﺐ ْ ُﺗَﻄْﻠ Cevap/Ceza cümlesi Şart cümlesi إِ ْن Şart edatı Ararsan bulursun. Arapçada şart cümlelerinde bu dilin kendine mahsus yapısından kaynaklanan farklı durumlar vardır. Yukarıdaki iki misalde açıkça görüldüğü gibi şart ve ceza cümlelerinde kullanılan fiillerin her ikisi de mâzî, her ikisi de muzâri veya biri mâzî biri muzâri olmak üzere bazı farklılıklar görülebilmektedir. Değişik şart edatları bulunduğu gibi bazen cevap/ceza cümlelerinin başına ( )فharfinin geldiği de olur. 101 Bu cümlelerin yapısında karşılaşacağımız en önemli farklılık muzâri fiillerin “cezm” olmasıdır. Önceki derslerden öğrendiğiniz gibi mâzî fiil mebnîdir, yani bulunduğu durum gereği hiçbir yerde yapısında bir değişiklik olmaz. Orijinal tabiriyle “mazî fiil mu‘rab değil, mebnîdir”. Muzâri fiil ise başında bir takım edatların bulunup bulunmamasına göre sonlarındaki bazı hareke ve harflerin atıldığı (hazfedildiği) görülür. Arapçayı sonradan öğrenenler için bu durum biraz karışıkmış gibi görünse de, dikkatle birkaç kere okuduğunuz ve bu ünitede öğreneceklerinizi verilen örnekler üzerinde uyguladığınız zaman, hiç de korkulacak bir şey olmadığını anlamış olacaksınız. Muzâri fiili Cezmi ve şart edatlarıyla ilgili daha ayrıntılı örnekler için http://www.schoolarabia.net adresine başvurabilirsiniz. OKUMA PARÇASI ِ ﻴﺤﺔُ َواﻟِ ٍﺪ ﻧَﺼ َ ِ ﺎل أَﺑِﻴ ِﻬﻢ ،وَﱂ ﻳ ُﻜﻮﻧُﻮا اﺣﺘَـﺮﻓُﻮا ِﺣﺮﻓَـﺔً ﻳﻜ ِ َﺳﺮﻓُﻮا ِﰲ َﻣ ِ ْـﺴﺒُﻮ َن ﲔ ،ﻓَـﻠَ ﱠﻤﺎ ﺑَـﻠَﻐُﻮا أَ ُﺷﺪ ُ َﻛﺎ َن ﻟ َﺸ ْﻴ ٍﺦ ﺛَﻼَﺛَﺔُ ﺑَﻨِ َ ْ َ ْ ََْ ْ َ ﱠﻫ ْﻢ أ ْ َ ﺎل َﳍُ ْﻢ : ﻮﻫ ْﻢ َوَو َﻋﻈَ ُﻬ ْﻢ ﻓَـ َﻘ َ َِﺎ َﺧ ْﻴـ ًﺮا ﻷَﻧْـ ُﻔ ِﺴ ِﻬ ْﻢ ﻓَﻼَ َﻣ ُﻬ ْﻢ أَﺑُ ُ ـﲏ ! إ ْن أَر ْد ُﰎُ اﻟﻨﱠﺠـﺎح ِﰲ ﺣﻴـﺎﺗِ ُﻜﻢ ﻓَﺎﺳـﻌﻮا ﻟِﺜَﻼَﺛَ ِـﺔ أُﻣـﻮٍر وﻟَـﻦ ﺗُـ ْﺪ ِرُﻛ َ ِ ِ ﺎء .أ ﱠﻣـﺎ اﻟﺜﱠﻼَﺛَـﺔُ ﻳَﺎ ﺑَ ِ ﱠ ُ َ ْ َ َ ََ ْ ْ َْ َ ﻮﻫﺎ إﻻﱠ ﺑﺄ َْرﺑَـ َﻌـﺔ أَ ْﺷـﻴَ َ ِ ِ ﺴ َﻌﺔُ ِﰲ اﻟ ﱢﺮ ْز ِق َواﻟ َْﻤ ْﻨ ِﺰﻟَﺔُ ِﰲ اﻟﻨ ِ ـﺎج إﻟَْﻴـ َﻬـﺎ اﻟﱠِﱵ ﻳُ ْﺴ َﻌﻰ إِﻟَْﻴـ َﻬﺎ ﻓَﺎﻟ ﱠ ﱠﺎس واﻟ ﱠﺰ ُ اد ِﰲ اﻵﺧ َﺮةَ ،وأ ﱠﻣـﺎ اﻷ َْرﺑَـ َﻌـﺔُ اﻟﱠ ِـﱵ ُْﳛﺘَ ُ ِﰲ در ِك ﻫ ِﺬ ِﻩ اﻟﺜﱠﻼَﺛَِﺔ ﻓَﺎ ْﻛﺘِﺴﺎب اﻟْﻤ ِ ِ ِ ِ ٍ ﺐ ِﻣ ْﻨـﻪُ، َْ َ ﺎل ﻣ ْﻦ أ ْ َ ُ َ َﺣ َﺴ ِﻦ َو ْﺟﻪ ﻳَ ُﻜﻮ ُن ،ﰒُﱠ ُﺣ ْﺴ ُﻦ اﻟﻘﻴَ ِـﺎم َﻋﻠَـﻰ َﻣـﺎ ا ْﻛﺘُـﺴ َ ِ ﰒُﱠ اﺳــﺘِﺜْﻤﺎرﻩُ ﰒُﱠ إِﻧْـ َﻔﺎﻗُــﻪ ﻓِﻴﻤــﺎ ﻳـ ِ ِ ِ ـﻮد َﻋﻠَﻴـ ْﻪ ﻧَـ ْﻔ ُﻌــﻪُ ِﰲ اﻵﺧـ َـﺮِة ـﻞ َوا ِﻹ ْﺧـ َـﻮا َن ،ﻓَـﻴَـ ُﻌـ ُ ُ َ ُ ْ ْ َُ ـﺼﻠ ُﺢ اﻟ َْﻤﻌﻴـ َﺸﺔَ َوﻳُـ ْﺮﺿــﻲ اﻷ َْﻫـ َ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﻳﻦ. ﻴﺤﺔ ﻓَـﺘَ َﻤ ﱠ َو َﺳﺘُـ َﻮﻓﱠـ ُﻘﻮ َن ،إ ْن َﻋﻤﻠْﺘُ ْﻢ َﺬﻩ اﻟﻨﱠﺼ َ ﺴ ُﻜﻮا َﺎ ﺗُـ ْﻔﻠ ُﺤﻮا َوإﻻﱠ ُﻛ ْﻨﺘُ ْﻢ ﻣ َﻦ اﳋَﺎﺳ ِﺮ َ ِ ِِ ﺎب ُْﳛـﺮْم ِﻣـﻦ ﻣ ٍ ِ ِ ِ ـﻴﺶ ﺑِ ِـﻪ، َوَﻣ ْﻦ َ َﺣ َﻮ ِال ﻓَﺎﺗَﻪُ ُﻣ َﺮ ُ ادﻩُ ﻷﻧﱠﻪُ إِ ْن ﻳُـ ْﻌ ِﺮ ْ ﺿﻴﱠ َﻊ َﺷ ْﻴﺌًﺎ ﻣ ْﻦ َﻫﺬﻩ اﻷ ْ ـﺎل ﻳَﻌ ُ ض َﻋ ِﻦ اﻻ ْﻛﺘ َﺴ ِ َ ْ َ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﺂل اﻟْﻤ ِ اﺳﺘﺜْ َﻤ َﺎرﻩُ َﱂْ ﲤَْﻨَـ ْﻌـﻪُ ﻗﻠﱠـﺔُ ا ِﻹﻧْـ َﻔـﺎق ﻣ ْـﻦ ﺎل َإﱃ اﻟ َﻔﻨَﺎءَ .وإ ْن ُﻫ َﻮ أ ْ ﱠﺼ ﱡﺮ َ َﳘَ َﻞ ْ وإِ ْن ُْﳛﺴ ِﻦ اﻟﺘ َ ف ِﰲ َﻣﺎﻟﻪ ﻓَ َﻤ ُ َ ِ ِ ِِ ِ ِِ ِ ُﺳ ْﺮ َﻋ ِﺔ اﻟ ﱠﺬ َﻫ ِ ـﺎر ِﲟَْﻨ ِﺰﻟَ ِـﺔ ـﺴ َ ﺐ َوأ ْ ﻚ َﻋ ْـﻦ إِﻧْـ َﻔﺎﻗـﻪ ِﰲ ُو ُﺟﻮﻫـﻪ َوَﻣﻨَﺎﻓﻌـﻪ َ ﺻَ ﺎبَ ،وإ ْن ُﻫ َﻮ ا ْﻛﺘ َﺴ َ َﺻﻠَ َﺢ َو ْأﲦَ َـﺮ ﰒُﱠ ْأﻣ َ ـﻒ ﺑِـﺎﳊﻮ ِاد ِ ﻀﺎ َﻣﺎﻟَـﻪُ ِﻣـﻦ اﻟﺘﱠـﻠَ ِ ﺴ ﱢﺪ اﻟﱠ ِـﺬي َﱂْ ﺗَـ َـﺰِل اﻟْ َﻔ ِﻘ ِﲑ اﻟﱠ ِﺬي ﻻَ َﻣ َ ث ،ﻓَـ ْﻬ َـﻮ َﻛﺎﻟـ ﱡ ـﻚ أﻳْـ ً ﺎل ﻟَـﻪُ ،ﰒُﱠ َﱂْ ﳝَْﻨَ ْـﻊ َذﻟِ َ ََ َ ﺎل ِﻣﻦ ﻧَــﻮ ٍ ِ ـﲑٍة إِ ْن َﱂْ ﻳَ ُﻜ ْـﻦ ﻗَـ ِﺪ اﻧْـﺒَﺜَ َـﻖ ﺼﱡ ﺐ ﻓِ ِﻴﻪ ،ﻓَـﻠَ ْﻮ َﱂْ ﻳَ ُﻜ ْﻦ ﻟَﻪُ َﻣ َﻔ ٌ اﻟ ِْﻤﻴَﺎﻩُ ﺗَـ ْﻨ َ ﺲ َﳋَ ِﺮ َ ب َو َﺳ َ ْ َ اح َﻛﺜ َ ﺎض َوُﻣﺘَـﻨَـ ﱠﻔ ٌ اﻟﺒﺜْ َﻖ اﻟﻌ ِﻈﻴﻢ ﻓَ َﺬ َﻫﺐ اﻟْﻤﺎء ِ ﺎﻋﺎ. ﺿﻴَ ً َ َ ُ َ َ َ )ﻣﻦ اﻟﻨﺤﻮ اﻟﻌﺮﰊ ﺧﻼل اﻟﻨﺼﻮص ،اﳉﺰء اﻟﺜﺎﻟﺚ(151-150 ، Metni Kavrama Alıştırmaları 1. Aşağıdaki soruları parçaya göre cevaplayınız. َ .1ﻛ ْﻢ َوﻟَ ًﺪا ﻟﻠ ﱠ ﺸ ْﻴ ِﺦ؟ ﺴ ﱢﻦ َﻣﺎ َذا ﻓَـ َﻌﻠُﻮا؟ .2ﻟَ ﱠﻤﺎ َﻛﺒُـ َﺮ اﻷ َْوﻻَ ُد ِﰲ اﻟ ﱢ ِ َب أ َْوﻻَ َدﻩُ؟ .3ﻟ َﻤﺎ َذا ﻻَ َم اﻷ ُ ِ ﱠ ِ ﺐ َﻋﻠَﻰ اﻟﻨ ِ ﺴ ْﻌ ُﻲ َﳍَﺎ؟ ﱠﺎس اﻟ ﱠ َ .4ﻣﺎ ﻫ َﻲ اﻷَ ْﺷﻴَﺎءُ اﻟﺜﱠﻼَﺛَﺔُ اﻟ ِﱵ َﳚ ُ ِ ﻮر اﻟﺜﱠﻼَﺛَﺔُ؟ .5ﺑِﺄَ ﱢ اﻟﻮ َﺳﺎﺋ ِﻞ ﺗُ ْﺪ َر ُك اﻷ ُُﻣ ُ ي َ 102 ﺿﻴﱠ َﻊ َﺷ ْﻴﺌًﺎ ِﻣ ْﻦ َﻫ ِﺬ ِﻩ اﻷ ْﺣ َﻮ ِال اﻟﺜﱠﻼَﺛَِﺔ؟ َ .6ﻣﺎ ِﻫ َﻲ َﻋﺎﻗِﺒَﺔُ َﻣ ْﻦ َ ﲏ ِﻣﺜْ َﻞ اﻟ َﻔ ِﻘ ِﲑ؟ َ .7ﻫ ْﻞ ﳝُْ ِﻜ ُﻦ أَ ْن ﻳَ ُﻜﻮ َن اﻟْﻐَِ ﱡ ي ِﻣﺜَ ٍ ﲏ اﻟﺒَ ِﺨ ِ ﻚ َﻣﺎﻟَﻪُ؟ ﻒ َﺣ َ .8ﺑِﺄَ ﱢ ح اﻟ ُْﻤ َﺆﻟﱢ ُ ﻴﻞ اﻟﱠ ِﺬي ﳝُْ ِﺴ ُ ﺎل اﻟﻐَ ﱢﱢ ﺎل ﻳَ ْﺸ َﺮ ُ ﺴ َﺨ ِﺎء؟ َ .9وَﻣﺎ ِﻫ َﻲ َﻋ ِﺎﻗﺒَﺔُ اﻟﺒُ ْﺨ ِﻞ َواﻟ ﱠ اﻟﻔﻜْﺮةُ اﻟ ﱠﺮﺋِ ِ ِ ِ ﻴﺴﻴﱠﺔُ اﻟﱠِﱵ ﺗَ ْﺴﺘَ ْﺨ ِﺮ ُﺟ َﻬﺎ ِﻣ َﻦ اﻟﻨ ِ ﱠﺺ؟ َ .10ﻣﺎ ﻫ َﻲ َ 2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz. ِ اﺟﺘَـﻨَﺐ /اﳍَﻼَ ُك ِ /ﺟ َﻬ ٍ ﺎت /اِﻟْﺘَـ َﺰَم( ﺼ َﺢ َ /ﺣ َ )ﻧَ َ ﺐ َ /واﻟﺪ َ ْ / ﺼ َﻞ َﻋﻠَﻰَ / ...ﻣ ْﻨـ َﻔ َﻌﺔ /أَﺑْـﻨَﺎء َ /ﻋﺘَ َ ِ ﲔ َ .1ﻛﺎ َن ﻟ َﺸ ْﻴ ٍﺦ ﺛَﻼَﺛَﺔُ ﺑَﻨِ َ َﺳﺮﻓُﻮا ِﰲ َﻣ ِ ﺎل أَﺑِﻴ ِﻬ ْﻢ. .2ﻓَـﻠَ ﱠﻤﺎ ﺑَـﻠَﻐُﻮا أَ ُﺷﺪ ُ ﱠﻫ ْﻢ أ ْ َ .3وَﱂ ﻳ ُﻜﻮﻧُﻮا اﺣﺘَـﺮﻓُﻮا ِﺣﺮﻓَﺔً ﻳﻜ ِ ﻮﻫ ْﻢ ْﺴﺒُﻮ َن َِﺎ َﺧ ْﻴـ ًﺮا ﻷَﻧْـ ُﻔ ِﺴ ِﻬ ْﻢ ﻓَﻼَ َﻣ ُﻬ ْﻢ أَﺑُ ُ ْ َ ََْ ْ َ ﺎل َﳍُ ْﻢ َ .4وَو َﻋﻈَ ُﻬ ْﻢ ﻓَـ َﻘ َ .5وﻟَﻦ ﺗُ ْﺪ ِرُﻛ َ ِ ِ ﺎء. َ ْ ﻮﻫﺎ إﻻﱠ ﺑﺄ َْرﺑَـ َﻌﺔ أَ ْﺷﻴَ َ ﻮد َﻋﻠَﻴ ْﻪ ﻧَـ ْﻔ ُﻌﻪُ. .6ﻓَـﻴَـ ُﻌ ُ ِ .7ﻓَـﺘﻤ ﱠ ِ ِ ِ ﻳﻦ. ََ ﺴ ُﻜﻮا َﺎ ﺗُـ ْﻔﻠ ُﺤﻮا َوإﻻﱠ ُﻛ ْﻨﺘُ ْﻢ ﻣ َﻦ اﳋَﺎﺳ ِﺮ َ ﻚ َﻋﻦ إِﻧْـ َﻔﺎﻗِ ِﻪ ِﰲ وﺟ ِ ﻮﻫ ِﻪ َوَﻣﻨَﺎﻓِ ِﻌ ِﻪ. ُُ .8ﰒُﱠ ْأﻣ َﺴ َ ْ ﻒ ﺑِﺎﳊﻮ ِاد ِ ﻀﺎ َﻣﺎﻟَﻪُ ِﻣﻦ اﻟﺘﱠـﻠَ ِ ث. ﻚ أﻳْ ً .9ﰒُﱠ َﱂْ ﳝَْﻨَ ْﻊ َذﻟِ َ ََ َ اح َﻛﺜِ َﲑٍة. ب َو َﺳ َ ﺎل ِﻣ ْﻦ ﻧَـ َﻮ ٍ َ .10ﺧ ِﺮ َ 3. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimelerden seçiniz. ﺎل( ﻆ ،ﺑَـﻴﱢـﻨَﺔ َ ،ﺷ ﱞﺮ ،ﺑَـﻨَﺎت َ ،ﺷﺎب ِ ،ﻣ ْﻬﻨَﺔ ،أَ ْﻋ َﺪاء ،أَﻓْ َﺴ َﺪ َ ،راﺑﺢ ،ﻧَ َ ) َﺣ ِﻔ َ َ .1ﻫ ِﺬ ِﻩ ِﺣﺮﻓَﺔٌ ﺗَﻜ ِ ْﺴﺒُﻮ َن َِﺎ َﺧ ْﻴـ ًﺮا ﻷَﻧْـ ُﻔ ِﺴ ُﻜ ْﻢ. ْ ﲔ. َ .2ﻛﺎ َن ﻟَِﺮ ُﺟ ٍﻞ ُﻣ ِﺴ ﱟﻦ ﺛَﻼَ َ ث ﺑَﻨِ َ ﺎﺳ َﻌ ْﻮا ﻟ َْﻴﻼً َوﻧَـ َﻬ ًﺎرا. .3ﻳَﺎ ﺑَـ َﱠ ﺎح ﻓَ ْ ﲏ! إِ ْن أ ََر ْد ُﰎُ اﻟﻨ َ ﱠﺠ َ اﻷﻣﺮ ﻳـﺮ ِ ﺿﻲ اﻷ َْﻫ َﻞ َوا ِﻹ ْﺧ َﻮا َن. َ .4ﻫ َﺬا ْ ُ ُ ْ .5إِ ْن َﱂ ﺗُـ ْﻔﻠِﺤﻮا ُﻛ ْﻨﺘُﻢ ِﻣﻦ ْ ِ ﻳﻦ. ْ ُ اﳋَﺎﺳ ِﺮ َ ْ َ ِ ِِ ادﻩُ. َ .6ﻣ ْﻦ َ اﻷﺣ َﻮ ِال ﻓَﺎﺗَﻪُ ُﻣ َﺮ ُ ﺿﻴﱠ َﻊ َﺷ ْﻴﺌًﺎ ﻣ ْﻦ َﻫﺬﻩ ْ ِ َﺻﻠَ َﺢ أَ ْﻋ َﻤﺎﻟَﻪُ. .7إِ َذا ْاﻫﺘَ ﱠﻢ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ ﺑِﺄ َْﻣ ِﺮﻩ أ ْ 103 4. Altı çizili kelimelerin müfredlerini (tekillerini) bulunuz. ِ ﲔ. َ .1ﻛﺎ َن ﻟ َﺸ ْﻴ ٍﺦ ﺛَﻼَﺛَﺔُ ﺑَﻨِ َ اح َﻛﺜِ َﲑٍة. َ .2و َﺳ َ ﺎل ِﻣ ْﻦ ﻧَـ َﻮ ٍ ﺎﺳ َﻌ ْﻮا ﻟِﺜَﻼَﺛَِﺔ أ ُُﻣﻮٍر. ﺎح ِﰲ َﺣﻴَﺎﺗِ ُﻜ ْﻢ ﻓَ ْ .3إ ْن أ ََر ْد ُﰎُ اﻟﻨ َ ﱠﺠ َ .4وَﱂ ﻳ ُﻜﻮﻧُﻮا اﺣﺘَـﺮﻓُﻮا ِﺣﺮﻓَﺔً ﻳﻜ ِ ْﺴﺒُﻮ َن َِﺎ َﺧ ْﻴـ ًﺮا ﻷَﻧْـ ُﻔ ِﺴ ِﻬ ْﻢ. ْ َ ََْ ْ َ ِ ﺼﻠِﺢ اﻟْﻤ ِﻌﻴ َﺸﺔَ وﻳـﺮ ِ ﺿﻲ اﻷ َْﻫ َﻞ َوا ِﻹ ْﺧ َﻮا َن. َُْ ﻴﻤﺎ ﻳُ ْ ُ َ .5ﰒُﱠ إِﻧْـ َﻔﺎﻗُﻪُ ﻓ َ ِ ِِ ادﻩُ. َ .6وَﻣ ْﻦ َ َﺣ َﻮ ِال ﻓَﺎﺗَﻪُ ُﻣ َﺮ ُ ﺿﻴﱠ َﻊ َﺷ ْﻴﺌًﺎ ﻣ ْﻦ َﻫﺬﻩ اﻷ ْ ﻚ َﻋﻦ إِﻧْـ َﻔﺎﻗِ ِﻪ ِﰲ وﺟ ِ ﻮﻫ ِﻪ َوَﻣﻨَﺎﻓِ ِﻌ ِﻪ. ُُ .7ﰒُﱠ ْأﻣ َﺴ َ ْ ﻒ ﺑِﺎﳊﻮ ِاد ِ ﻀﺎ َﻣﺎﻟَﻪُ ِﻣﻦ اﻟﺘﱠـﻠَ ِ ث. ﻚ أﻳْ ً .8ﰒُﱠ َﱂْ ﳝَْﻨَ ْﻊ َذﻟِ َ ََ َ .9ﻓَـ ْﻬﻮ َﻛﺎﻟ ﱡ ِ ﺐ ﻓِ ِﻴﻪ. ﺼﱡ ﺴ ﱢﺪ اﻟﱠﺬي َﱂْ ﺗَـ َﺰِل اﻟ ِْﻤﻴَﺎﻩُ ﺗَـ ْﻨ َ َ ف اﻷَﺑـﻨَﺎء ِﺣﺮﻓًﺎ ﻳﻜ ِ ْﺴﺒُﻮ َن َِﺎ َﺧ ْﻴـ ًﺮا. ْ .10 اﺣﺘَـ َﺮ َ ْ ُ َ َ 5. Altı çizili kelimelerin cemilerini (çoğullarını) bulunuz. ِ ﲔ. َ .1ﻛﺎ َن ﻟ َﺸ ْﻴ ٍﺦ ﺛَﻼَﺛَﺔُ ﺑَﻨِ َ َﺳﺮﻓُﻮا ِﰲ َﻣ ِ ﺎل أَﺑِﻴ ِﻬ ْﻢ. .2ﻓَـﻠَ ﱠﻤﺎ ﺑَـﻠَﻐُﻮا أَ ُﺷﺪ ُ ﱠﻫ ْﻢ أ ْ َ ﺴ َﻌﺔُ ِﰲ اﻟ ﱢﺮْز ِق َواﻟ َْﻤ ْﻨ ِﺰﻟَﺔُ. .3أ ﱠﻣﺎ اﻟﺜﱠﻼَﺛَﺔُ اﻟﱠِﱵ ﻳُ ْﺴ َﻌﻰ إِﻟَْﻴـ َﻬﺎ ﻓَﺎﻟ ﱠ ُ .4ﳛﺘﺎج إﻟَﻴـﻬﺎ ِﰲ در ِك ﻫ ِﺬ ِﻩ اﻟﺜﱠﻼَﺛَِﺔ ﻓَﺎ ْﻛﺘِﺴﺎب اﻟْﻤ ِ ِ َﺣ َﺴ ِﻦ َو ْﺟ ٍﻪ. َْ ُ ْ َ َ ْ َ ﺎل ﻣ ْﻦ أ ْ َ ُ َ ِ ِ ِِ ِ ﻴﺤ ِﺔ. َ .5و َﺳﺘُـ َﻮﻓﱠـ ُﻘﻮ َن إ ْن َﻋﻤﻠْﺘُ ْﻢ َﺬﻩ اﻟﻨﱠﺼ َ ِ ِِ ادﻩُ. َ .6وَﻣ ْﻦ َ َﺣ َﻮ ِال ﻓَﺎﺗَﻪُ ُﻣ َﺮ ُ ﺿﻴﱠ َﻊ َﺷ ْﻴﺌًﺎ ﻣ ْﻦ َﻫﺬﻩ اﻷ ْ ﺎل ﻟَﻪ. ﺻ َﺎر ِﲟَْﻨ ِﺰﻟ َِﺔ اﻟْ َﻔ ِﻘ ِﲑ اﻟﱠ ِﺬي ﻻَ َﻣ َ َ .7 .8وﻳـﺮ ِ ﺿﻲ اﻷ َْﻫ َﻞ َوا ِﻹ ْﺧ َﻮا َن. َُْ .9ﻓَـ ْﻬﻮ َﻛﺎﻟ ﱡ ِ ﺐ ﻓِ ِﻴﻪ. ﺼﱡ ﺴ ﱢﺪ اﻟﱠﺬي َﱂْ ﺗَـ َﺰِل اﻟ ِْﻤﻴَﺎﻩُ ﺗَـ ْﻨ َ َ 6. Aşağıda verilen Arapça cümlenin en yakın Türkçe karşılığını seçiniz. ﱠﺎس واﻟ ﱠﺰاد ِﰲ ِ ﺴ َﻌﺔُ ِﰲ اﻟ ﱢﺮ ْز ِق َواﳌَْﻨ ِﺰﻟَﺔُ ِﰲ اﻟﻨ ِ اﻵﺧ َﺮِة؟ أ ﱠﻣﺎ اﻟﺜﱠﻼَﺛَﺔُ اﻟﱠِﱵ ﻳُ ْﺴ َﻌﻰ إِﻟَْﻴـ َﻬﺎ ﻓَﺎﻟ ﱠ ُ a. Kendisi için çalışılacak üç şey şunlar olmalıdır: rızıkta bolluk (zenginlik), insanlar içinde mevkî (sahibi olmak) ve âhirette azıktır. b. Kendisi için çalışılacak üç şeye gelince, onlar, rızıkta bolluk (zenginlik), insanlar içinde mevkî (sahibi olmak) ve âhirette azıktır. c. Rızıkta bolluk (zenginlik), insanlar içinde mevkî (sahibi olmak) ve âhirette azık içi çok çalışmak gerekir. 104 d. Rızıkta bolluk (zenginlik), insanlar içinde mevkî (sahibi olmak) ve âhirette azık içi çok çalışması gereken üç şeydir. e. Kendisi için çalışılacak üç şeyden ayrılmamak gerekir. Rızıkta bolluk (zenginlik), insanlar içinde mevkî (sahibi olmak) ve âhirette azık. 7. Aşağıda verilen Arapça cümlenin en yakın Türkçe karşılğını seçiniz. ِ ِ ِ ِِ ِ ِ ِ ﱠﺼﻴﺤ ِﺔ ﻓَـﺘَﻤ ﱠ .ﻳﻦ َ َ إِ ْن َﻋﻤﻠْﺘُ ْﻢ َﺬﻩ اﻟﻨ َ ﺴ ُﻜﻮا َﺎ وإﻻ ُﻛ ْﻨﺘُ ْﻢ ﻣ َﻦ اﳋَﺎﺳ ِﺮ a. Bu öğütle amel ederseniz ona (sımsıkı) sarılınız aksi halde zarar edenlerden olursunuz. b. Bu öğütle amel edin ona (sımsıkı) sarılın yoksa zarar edersiniz. c. Zarar etmek istemiyorsanız bu öğüdü tutunuz ve ona göre davranınız. d. Bu öğütü bilirseniz, ona sımsıkı sarılınız. Yoksa zarar edenlerden olursunuz. e. Bu öğütten sakın ayrılmayın. Hep onunla amel edin yoksa hüsrana düşersiniz. Altı çizili kısımlar daha önce okumuş olduğunuz ünitelerden size neler hatırlatıyor? Başka bir ifâdeyle altı çizili bu kısımlar cümlenin hangi ögesi durumundadır? ِ ِ ِ ِ ﱠ ـﺴ َﻌﻰ ﻳَﺎ ﺑَِ ﱠ َ َﻦ ﺗُ ْﺪ ِرُﻛ ْ َﺎح ِﰲ َﺣﻴَﺎﺗِ ُﻜ ْﻢ ﻓ ْ ﺎﺳ َﻌ ْﻮا ﻟﺜَﻼَﺛَﺔ أ ُُﻣﻮٍر َوﻟ َ ﲏ ! إ ْن أ ََر ْد ُﰎُ اﻟﻨ ْ ُ أ ﱠﻣﺎ اﻟﺜﱠﻼَﺛَـﺔُ اﻟ ِـﱵ ﻳ.ﺎء َ ﱠﺠ َ َﻮﻫﺎ إﻻﱠ ﺑﺄ َْرﺑَـ َﻌﺔ أَ ْﺷﻴ ِ وأ ﱠﻣﺎ اﻷَرﺑـﻌـﺔُ اﻟﱠ ِـﱵ ُْﳛﺘَـﺎج إﻟَﻴـﻬـﺎ ِﰲ َدر ِك ﻫ ِـﺬ ِﻩ اﻟﺜﱠﻼَﺛَـﺔ،ﱠاد ِﰲ اﻵ ِﺧﺮِة ِ ِ ﺴ َﻌﺔُ ِﰲ اﻟ ﱢﺮْزق َواﻟ َْﻤ ْﻨ ِﺰﻟَﺔُ ِﰲ اﻟﻨ إِﻟَْﻴـ َﻬﺎ ﻓَﺎﻟ ﱠ ُ ﱠﺎس واﻟﺰ َ ْ َْ ُ َ َْ َ َ ِ ِ ِ ِ ٍ ِ ِ ْ ﰒُﱠ،ُاﻟﻘﻴ ِـﺎم َﻋﻠَـﻰ ﻣــﺎ ا ْﻛﺘُ ِـﺴﺐ ﻣ ْﻨـﻪ ِ ﺎب اﻟْﻤ ﻴﻤــﺎ ْ ـﺎل ﻣ ْـﻦ أ َ َ ـﺴ ُﻦ ْ ﰒُﱠ ُﺣ، ـﺴ ِﻦ َو ْﺟــﻪ ﻳَ ُﻜـﻮ ُن َ ﺎرﻩُ ﰒُﱠ إِﻧْـ َﻔﺎﻗُـﻪُ ﻓ ُ اﺳـﺘﺜْ َﻤ َ ُ ـﺴ َ َ ﻓَﺎ ْﻛﺘ َ َﺣ ِ ِ ِ ﻳ ِ ِ ِِ ِ ِ ِ ﻴﺤ ِﺔ ُ ُ ﻓَـﻴَـﻌ،ـﻞ َوا ِﻹ ْﺧ َـﻮا َن ُْ َ ـﻮد َﻋﻠَﻴـ ْﻪ ﻧَـ ْﻔﻌُـﻪُ ِﰲ اﻵﺧ َـﺮة َو َﺳـﺘُـ َﻮﻓﱠـ ُﻘﻮ َن إ ْن َﻋﻤ ْﻠـﺘُ ْﻢ َـﺬﻩ اﻟﻨﱠـﺼ َ ﺼﻠ ُﺢ اﻟ َْﻤﻌﻴ َﺸﺔَ َوﻳُـ ْﺮﺿﻲ اﻷ َْﻫ ِ ِ ِ ِ ﱠ ِ .ﻳﻦ ﻓَـﺘَ َﻤ ﱠ َ ﺴ ُﻜﻮا َﺎ ﺗُـ ْﻔﻠ ُﺤﻮا َوإﻻ ُﻛ ْﻨﺘُ ْﻢ ﻣ َﻦ اﳋَﺎﺳﺮ DİLBİLGİSİ MUZÂRİ FİİLİN CEZMİ VE ŞART EDATLARI Her kelimenin sözlükte çeşitli mânâları vardır. “Cezm” kelimesinin sözlükteki mânâlarından biri de ‘bir şeyi kesmek’ ve ‘kelimenin sonunu sâkin kılmak’tır. İşte bu mânâlarından hareketle, muzâri fiilin sonunda bulunan harften herekenin veya son harf olarak illet harfinin bulunması halinde o harfin atılması ve –müennes-cemi nunları dışında sonunda nûn ( )نbulunan kiplerinden (sıygalarından) nûn ( )نharfininin kesilip atılmasına cezm denmiştir. Örnekleri inceleyiniz ve muzârinin başına cezm ve şart edatı geldikten sonraki durumunu kavramaya çalışınız. Merfû hali Meczûm hali Biliyor: ﻳَـ ْﻌﻠَ ُﻢ Biliyorsa: إ ْن ﻳَـ ْﻌﻠَ ْﻢ 105 Yapıyorsunuz: ﺗَـ ْﻔ َﻌﻠُﻮ َن Yaparsanız: إ ْن ﺗَـ ْﻔ َﻌﻠُﻮا ِ Sen kazanıyorsun: ﲔ َ ِﺗَﻜْﺴﺒ ِ إ ْن ﺗَﻜ Kazanırsanız: ْﺴِﱯ Atıyor: ﻳَـ ْﺮِﻣﻲ Atmadı: َﱂْ ﻳَـ ْﺮِم ِ َﲡْﺘَ ِﻬ َﺪ İkiniz çalışırsınız: ان ِ ﺗَـ ْﻨﺠﺤ İkiniz başarırsınız: ﺎن ََ İkiniz çalışırsanız başarırsınız: ﺤﺎ َ إ ْن َﲡْﺘَ ِﻬ َﺪا ﺗَـ ْﻨ َﺠ Muzâri Fiili Cezmedenler Fiillerin irâbı konusunda daha önce (II. Kitap 3. Ünitede) her hangi bir muzâri fiilin başında cezm edatlarından biri bulunursa o fiil cezmedildiğini öğrenmiştiniz. Muzâri fiili cezmedenler iki kısma ayrılır: ِ ﻻ اﻟﻨ. I. Tek muzâri fiili cezmedenler: Bunlar dört edattır. ﱂ, ﳌﱠﺎ, ﻻَ ُم اﻷﻣﺮ, ﱠﺎﻫﻴَﺔ Şimdi bunları ayrı ayrı açıklayalım: 1. ْ َﱂ: Ali erkenden uyanmadı. ﻆ َﻋﻠِ ﱞﻲ ُﻣﺒَ ﱢﻜ ًﺮا ْ َﱂْ ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻴ ِﻘ. Görüldüğü gibi muzâri fiilin hem lafzında hem de mânâsında etkili olmuştur. Lafzında muzâri merfû iken (ﻆ () َﱂْ ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻴ ِﻘ ْﻆ. ُ )ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻴ ِﻘmeczûm hâle getirmiş ve son harekesi atılmıştır) Mânâsında ise, muzâri olumlu iken menfî mâzîye (geçmiş zamanın olumsuzu) çevirmiştir. Konunun daha iyi anlaşılması için aşağıdaki örnekleri inceleyiniz: Ayşe dersinizi ezberlemedi: ﺸﺔُ َد ْر َﺳ َﻬﺎ َ َِﱂْ َﲢْ َﻔ ْﻆ َﻋﺎﺋ [14 : ﴿أَ َﱂْ ﻳَـ ْﻌﻠَ ْﻢ ﺑِﺄ ﱠن اﷲَ ﻳَـ َﺮى﴾ ]ﺳﻮرة اﻟﻌﻠﻖ “(O insan), Allah’ın (her şeyi) gördüğünü bilmedi mi?” Not: Aşağıdaki tablolarda merfû muzârinin başına bir cezm edatı gelince nasıl bir değişiklik meydana geldiğini inceleyiniz. Çünkü ister bir muzâri fiili cezmedenler olsun, ister iki muzâri fiili cezmeden şart edatları olsun bu fiil üzerinde lafız bakımından aynı tesiri gösterirler. Muzâri Fiilin Merfû ve Meczûm Hali (Cezm ve şart edatları gelmeden önceki ve sonraki halleri) Cemi Müsennâ Müfred ا ْﳉَ ْﻤﻊ اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد (Çoğul) Meczûm Merfû (İkil) Meczûm 106 Merfû (Tekil) Meczûm Merfû ﺐـ ُ ُﺐ ـ ﻳَﻜْﺘ َ ََﻛﺘ ًﻛِﺘَﺎﺑَﺔ Yazmak ِ Gâib / ﺐ ُ اﻟْﻐَﺎﺋ َﱂْ ﻳَﻜْﺘُﺒُﻮا ﻳَﻜْﺘُﺒُﻮ َن َﱂْ ﻳَﻜْﺘُﺒَﺎ ِ ﻳﻜْﺘُﺒ ﺎن َ َ ﺐ ْ َُﱂْ ﻳَﻜْﺘ ﺐ ُ ُﻳَﻜْﺘ ﱭ َْ َُﱂْ ﻳَﻜْﺘ ﱭ َْ ُﻳَﻜْﺘ َﱂْ ﺗَﻜْﺘُﺒَﺎ ِ ﺗَﻜْﺘُﺒ ﺎن َ ﺐ ْ َُﱂْ ﺗَﻜْﺘ ﺐ ُ ُﺗَﻜْﺘ َﱂْ ﺗَﻜْﺘُﺒُﻮا ﺗَﻜْﺘُﺒُﻮ َن َﱂْ ﺗَﻜْﺘُﺒَﺎ ِ ﺗَﻜْﺘُﺒ ﺎن َ ﺐ ْ َُﱂْ ﺗَﻜْﺘ ﺐ ُ ُﺗَﻜْﺘ ﱭ َْ َُﱂْ ﺗَﻜْﺘ ﱭ َْ ُﺗَﻜْﺘ َﱂْ ﺗَﻜْﺘُﺒَﺎ ِ ﺗَﻜْﺘُﺒ ﺎن َ َﱂْ ﺗَﻜْﺘُِﱯ ﲔ َ ِﺗَﻜْﺘُﺒ ﺐ ْ ُﱂَ أَ ْﻛﺘ ﺐ ُ ُأَ ْﻛﺘ ﺐ ُ ُﻧَﻜْﺘ ﺐ ْ َُﱂْ ﻧَﻜْﺘ Gâibe / ُاﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ Muhatab / ﺐ ُ َاﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ Muhataba / ◌ْ ُاﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃَﺒَﺔ Mütekellim / ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ ُ اﻟ 1. ﻟَ ﱠﻤﺎ: Bu edat, muzâri fiili cezmeden ve konuşmanın yapıldığı zamana kadar o fiilin olumsuzluğunu yani gerçekleşmediği anlamını ifade eder. Demek ki, fiilin sadece olumsuzluğunu değil o olumsuzluğun konuşmanın yapıldığı zmana kadar sürdüğünü bildirmek istediğimiz zaman ﻟَ ﱠﻤﺎedatını kullanacağız. Meselâ: Konuk, kahveyi henüz içmedi: ِ ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَ ْﺸﺮ ﻒ اﻟ َﻘ ْﻬ َﻮَة ُ ب اﻟﻀ ْﱠﻴ َ ﻟَ ﱠﻤﺎTürkçeye çevrilirken cümledeki yerine göre “hâlâ/ henüz/ daha/ şimdiye kadar/ hiç/ şu ana kadar olmadı” gibi ifâdelerle çevrilebilir. ْ َﱂile ’ﻟَ ﱠﻤﺎnın muzâri fiile olmuzluk mânâsı katmalarındaki farka dikkat edelim: Muzâri fiilin başına ْ َﱂgetirdiğimiz zaman, dün mü bu gün mü veya ne zamana kadar fiilin gerçekleşmediğini düşünmeksizin, sadece fiilin meydana gelmediğini bildirmiş oluruz. Bu yüzden eski kitaplarda ﱂile yapılan olumsuzluklara ﺤ ُﺪ اﳌُﻄْﻠَﻖ ْ َ“ اﳉher hangi bir zaman kaydı taşımayan olumsuzluk ِ ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳ kipi” denmiştir. Ama muzârinin başına ﳌﱠﺎgetirip “Ahmet henüz gelmedi” ﺄت َ َﲪَ ُﺪ ْ أdediğimiz zaman, Ahmed’in gelmesinin sözü söylediğimiz âna kadar gerçekleşmediğini ifade etmiş oluruz. Olumsuzluk sözün söylendiği ana kadarki zamanı kapladığı için eski sarf kitaplarında ﳌﱠﺎile olumsuz yapılan muzâri kipine ﺴﺘَـﻐْ َﺮق ْ ُ( اﳉَ ْﺤ ُﺪ اﳌgeçmiş zamanın tamamının kapsandığını bildiren olumsuzluk kipi) diye anılmıştır. Şu örnekleri bu bilgiler ışığında inceleyiniz: Ali şimdiye kadar/henüz dersini ezberlemedi. ِ ُﻟَ ﱠﻤﺎ َْﳛ َﻔ ْﻆ َﻋﻠ ﱞﻲ َد ْر َﺳﻪ ِ ﴿ َﻛﻼﱠ ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَـ ْﻘ [23 :ﺾ َﻣﺎ أ ََﻣ َﺮﻩُ﴾ ]ﺳﻮرة ﻋﺒﺲ “Doğrusu (insan), Allah’ın emrettiği şeyleri hâlâ yerine getirmedi”. 1. ( ﻻَ ُم اﻷ َْﻣ ِﺮEmir ifâde etmek için kullanılan lâm): Çoğunlukla muzâriin gâib ve gâibe sıygalarının başına gelir. Mütekellim sıygalarına az da olsa gelebilir. Örnek: ِ Ali kardeşine yardım etsin: ُأﺧﺎﻩ َ ﺼ ْﺮ َﻋﻠِ ﱞﻲ ُ ﻟﻴَـ ْﻨ Fatma ödevini yazsın: 107 ِ ِ ِ ﺎﻃﻤﺔُ و اﺟﺒَـ َﻬﺎ ْ ُﻟﺘَﻜْﺘ َ َ َﺐ ﻓ [7 :﴿وﻟْﻴُـ ْﻨ ِﻔ ْﻖ ذُو َﺳ َﻌ ٍﺔ ِﻣ ْﻦ َﺳ َﻌﺘِ ِﻪ﴾ ]ﺳﻮرة اﻟﻄﻼق َ “Mâlî imkânı geniş olan, genişliğinden nafaka versin”. [12 :﴿ َوﻟْﻨَ ْﺤ ِﻤ ْﻞ َﺧﻄَﺎﻳَﺎ ُﻛ ْﻢ﴾ ]اﻟﻌﻨﻜﺒﻮت “…Sizin günahlarınızı yüklenelim” Görüldüğü gibi bu lâm normal halde kesralı ( ) ِلokunur. Ancak kendisinden önce َو, فve ﰒُﱠedatları gelirse o zaman sâkin okunur. Salih gelsin ve annesini beklesin: ُأُﱠﻣﻪ ِ ِ ﺻﺎﻟِ ٌﺢ ﻓَـ ْﻠﻴَـ ْﻨﺘَ ِﻈ ْﺮ َ ﻟﻴَﺄت [283 :ﻓَـ ْﻠﻴُـ َﺆ ﱢد اﻟﱠ ِﺬي ا أْ ُﲤِ َﻦ أ ََﻣﺎﻧَـﺘَﻪُ َوﻟْﻴَﺘ ِﱠﻖ اﷲَ َرﺑﱠﻪُ ﴾ ]ﺳﻮرة اﻟﺒﻘﺮة...﴿ “Kendisine güvenilen (borçlu) kimse, Rabbi olan Allah’tan korkusundan emânetini tastamam ödesin”. ِ ِ ْﻫ .ﺐ اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠِ ُﻤﻮ َن إِ َﱃ اﻟ َْﻤ ْﺴ ِﺠ ِﺪ ﰒُﱠ ﻟْﻴَ ْﺴﺘَ ِﻤﻌُﻮا َإﱃ اﳋُﻄْﺒَ ِﺔ َ ﻟﻴَﺬ Müslümanlar mescide gitsinler sonra hutbeyi dinlesinler. 1. ﻻ اﻟﻨﺎﻫﻴﺔ: Karşımızdakinden bir işin yapılmamasını istediğimiz zaman kullanırız. Çünkü bu ﻻ اﻟﻨﺎﻫﻴﺔmuzâri fiilin başına onu cezmetmek ve bir işin yapılmamasıni isteme mânâsını ifâde etmek için getirilir. Aşağıdaki örnekleri inceleyiniz: ِ ِ Çok uyuma, çok uykusuz da kalma: ﲑا ً ﻻَ ﺗَـﻨَ ْﻢ َﻛﺜ ًﲑا َوﻻَ ﺗَ ْﺴ َﻬ ْﺮ َﻛﺜ ِ [7 :ﲔ ﴾ ]ﺳﻮرة اﻟﻄﻼق ُﻛﻠُﻮا َوا ْﺷ َﺮﺑُﻮا َوﻻَ ﺗُ ْﺴ ِﺮﻓُﻮا إﻧﱠﻪُ ﻻَ ُِﳛ ﱡ...﴿ َ ﺐ اﻟ ُْﻤ ْﺴ ِﺮﻓ “(Ey Âdem oğulları!) Yiyin, için fakat istraf etmeyin, Çünkü o (Allah) israf edenleri sevmez”. Ebu’l-Esved ed-Düelî’ye nispet edilen şu beyit Arapça nahiv kitaplarında şâhid olarak getirilen beyitlerdendir: ِ ِ َ ﻚ إِ َذا ﻓَـﻌﻠ ﻴﻢ َ ﺎر َﻋﻠَْﻴ َ ٌ ﻻَ ﺗَـ ْﻨﻪَ َﻋ ْﻦ ُﺧﻠُ ٍﻖ َوﺗَ ِﺄﰐ ﻣﺜْـﻠَﻪُ * َﻋ ُ ْﺖ َﻋﻈ (Ey başkasına bir şey öğreten kişi!), sen benzerini yapmanla birlikte bir huydan/davranıştan kimseyi men etme. (Böyle) yaptığın zaman asıl büyük kusur sendedir. Bu örnekteki َ ﻻ ﺗﻨﻪnin aslı ﺗﻨﻬﻰ َ ﻻiken ’ﻻnın tesiriyle cezm alâmeti olarak kelimenin illetli harfi olan ( )يhazfedilmiş (atılmış) ve َ ﻻَ ﺗَـ ْﻨﻪşeklinde kalmıştır. ِ ِﱠ ﻀ ُﻜ ْﻢ ﺾ اﻟﻈﱠ ﱢﻦ إِ ْﰒٌ َوﻻَ َﲡَ ﱠ ُ ﺐ ﺑَـ ْﻌ ْ آﻣﻨُﻮا َ اﺟﺘَﻨِﺒُﻮا َﻛﺜِ ًﲑا ﻣ َﻦ اﻟﻈﱠ ﱢﻦ إ ﱠن ﺑَـ ْﻌ َ ﻳﻦ ْ َﺴﻮا َوﻻَ ﻳَـﻐْﺘ َ ﴿ﻳَﺎ أَﻳﱡـ َﻬﺎ اﻟﺬ ُﺴ [12 :ﻀﺎ﴾ ]ﺳﻮرة اﳊﺠﺮات ً ﺑَـ ْﻌ “Ey iman edenler! Zandan çok sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli kusurunu (casus gibi) araştırmayın ve biriniz diğerini çekiştirmesin (gıybet etmesin)…” Âyette geçen ﺴﻮا ﻻ ﲡ ﱠsonunda ( )نbulunan sıygalardan olduğu için cezm ُﺴ alâmeti olarak ( )نharfi atılmıştır. ﺐ ْ َ’ ﻻ ﻳَـﻐْﺘde cezm alâmeti alarak ( )بharfinin zammesi atılmış, harekesiz/sâkin okunmuştur. 108 Aşağıdaki cümlelerde cezm olmuş muzârilerin cezm alâmetlerini söyleyiniz: ِﺴ ِ .ﻮء ﺎء اﻟ ﱡ َ َ ﻻَ ﺗُـ َﻌﺎﺷ ْﺮ ﻗُـ َﺮﻧ.1 .ُﺿﺎﻩ ُ َ إِ ْن ﻳُ ِﻄ ِﻊ ا ِﻹﻧْ َﺴﺎ ُن أَﺑ.2 َ ﺎﳘَﺎ ﻳَـﻨَﺎﻻَ ِر ِ ِ ﱳ ﺑِﻮ ِ .اﺟﺒَﺎﺗِ ُﻜ ﱠﻦ ُ َ ﻳَﺎ ﺑَـﻨ.3 َ ﺎت إ ْن ﺗُ َﺴﺎﻋ ْﺪ َن أُﱠﻣ َﻬﺎﺗ ُﻜ ﱠﻦ ﻗُ ْﻤ ُﱠ . ﻻَ ﺗُـ َﺆﺧ ْﱢﺮ َﻋ َﻤ َﻞ اﻟْﻴَـ ْﻮِم َإﱃ اﻟﻐَ ِﺪ.4 ِ ِ .ﻚ َ ِﻚ ِﲜَﺎﻧِﺒ َ ﺻ ِﺪﻳ ُﻘ َ ﺲ ْ ﻟﻴَ ْﺠﻠ.5 II. İki Muzâri Fiili Cezmedenler/ Şart Edatları Arapçada şart edanları ikiye ayrılır: A. İki Muzâri Fiili Cezm Eden Şart Edatları Bunlar da yukarıda bir muzâri fiili cezmedenler gibi başına geldikleri muzârileri cezmederler. Yukarıdakilerden farkı, bunların iki muzâriyi cezmetmeleridir. Bu muzârilerden birincisine şart fiili, ikincisine cevap/ceza fiili denildiği gibi bu muzârilerden birincisinin bulunduğu cümleye şart cümlesi, ikincisinin bulunduğu cümleye cevap yahut ceza cümlesi denir. Şu örneği inceleyelim: ِ اﻻ ْﻣﺘِﺤ ِ ﺗَـ ْﻨﺠﺢ ِﰲ ﺎن َْ َ َﲡْﺘَ ِﻬ ْﺪ Cevap/Ceza cümlesi Şart cümlesi إ ْن Şart edatı Çalışırsan imtihanda başarılı olursun . Görüldüğü gibi şart edatından sonra gelen birinci muzâri de ondan sonraki cümlede yer alan ikinci muzâri de meczûm olmuş, sonlarındaki hareke atılmıştır. Ancak burada anlam bakımından dikkat etmemiz gereken bir durum vardır. İkinci cümledeki fiilin gerçekleşmesi birinci cümledeki fiilin gerçekleşmesine bağlıdır. Bu iki cümle birbirinden ayrı kullanılamaz. Bir bütünün parçaları gibidirler. Bu yüzden bazı nahiv kitaplarında bu tür cümleler ْﻤﺘَﻼَ ِزَﻣﺔ ُ “ اﳉُ َﻤ ُﻞ اﻟBirbirinden ayrılmayan cümleler” diye adlandırılırlar. Zaten birinci cümle için ad olarak verilen şart اﻟﺸﺮطkelimesi ﺸ ُﺮوط ْ َ اﳌmeşrût mânasına olup kendisine bağlanılan, yerine getirilmesi gerekli olan şey anlamındadır. Bu yüzden birinci cümleye şart اﻟﺸﺮط, ikinci cümleye de, onun karşılığı anlamında cevap/cezâ اﳉﺰاء/ اﳉﻮابdenilmiştir. Şimdi iki muzâri fiili cezm eden şart edatlarını örnek cümleleriyle birlikte tablo halinde görelim. 109 İki Muzâri Fiili Cezm Eden Şart Edatları Cümle İçinde Kullanımı Anlamı Şart Edatı … إِ ْن ﺗَـﻨَ ْﻢ ُﻣﺒَ ﱢﻜ ًﺮا ﺗَ ْﺴﺘَـ ْﻴ ِﻘ ْﻆ ُﻣﺒَ ﱢﻜ ًﺮاse/sa Erken yatarsan erken kalkarsın. …se/sa ِ َ اﻟﻜﺒﺎر َْﳛ َِﱰﻣ ِ .ﺎر ْ َ َ … إِ ْذ َﻣﺎ َﲢْ َِﱰِمse/sa ُ َﻚ اﻟﻜﺒ إ ْن 1 إِ ْذ َﻣﺎ 2 إِ َذ َاﻣﺎ 3 َﻣ ْﻦ 4 َﻣﺎ 5 َﻣ ْﻬ َﻤﺎ 6 َﻣ َﱴ 7 أﻳﱠﺎ َن 8 أَﻳْ َﻦ 9 أﻳْـﻨَ َﻤﺎ 10 أﱏ ﱠ 11 Büyüklere saygı gösterirsen küçükler de sana saygı gösterir. ﱠﺎس َ ﻚ َْﳛ َِﱰْﻣ َ … إِ َذ َاﻣﺎ ﺗَـ ْﻌ َﻤ ْﻞ ﺑِ ِﻌﻠ ِْﻤse/sa ُ ﻚ اﻟﻨ İlminle amel edersen insanlar sana saygı duyar. ِ ﻣﻦ ﻳـﻌﻤﻞ ﺻKim (i/e) …se/sa .ﺎﳊًﺎ ُْﳚ َﺰ ﺑِ ِﻪ َ ْ ََْ ْ َ Kim iyilik yaparsa karşılığını alır. Her kim …se/sa (yi/ye) ْ َﻣﺎ ﺗَـ ْﺰَرHer ne (yi/ye) …se/sa ُﺼ ْﺪﻩ ُ ْع َﲢ Ne ekersen onu biçersin. .ُ َﻣ ْﻬ َﻤﺎ ﺗَـ ْﻘ َﺮأْ ﺗَ ْﺴﺘَ ِﻔ ْﺪ ِﻣ ْﻨﻪHer ne (yi/ye) …se/sa Ne okursan ondan faydalanırsın. . َﻣ َﱴ ﻳَـ ْﺒـ ُﺮِد ا ْﳉَﱡﻮ ﺗُ ْﺸ ِﻌ ِﻞ اﻟ ِْﻤ ْﺪﻓَﺄَ َةNe zaman …se/sa Hava ne zaman soğursa sobayı yakarsın. .ﺐ َإﱃ اﻟ َْﻤ ْﺴ َﺮ ِح َ أﻳﱠﺎ َن ﺗَـ ْﺮِﺟ ْﻊ ﻧَﺬNe zaman …se/sa ْ ْﻫ Ne zaman dönersen tiyatroya gideriz. ِ أَﻳﻦ َﲡْﻠِﺲ أNerede …se/sa .ﺲ ْ ْ َْ ْ َﺟﻠ Sen nereye oturuyorsan ben de oraya otururum. Her nerede …se/sa .ت ُ أﻳْـﻨَ َﻤﺎ ﺗَ ُﻜﻮﻧُﻮا ﻳُ ْﺪ ِرْﻛ ُﻜ ُﻢ اﻟ َْﻤ ْﻮNereye …se/sa Nerede olursanız olun, ölüm size kavuşur. Her nereye …se/sa ﻚ ﱠNereye …se/sa َ أﱏ ﺗَـ ُﺰْر ِﰲ ﺗُـ ْﺮﻛِﻴَﺎ ﺗُـ ْﻌ ِﺠ ْﺒ Türkiye’de nereyi ziyaret edersen et, hoşuna gider. 110 Her nereye …se/sa أ ﱡHangi ….se/sa ْ ي َﻋ ٍِﺎﱂ ﻳَـﺘَ َﻜﺒﱠـ ْﺮ ﻳُـ ْﺒ ِﻐ ُﻀﻪُ اﷲ ي أﱡ 12 َﺣ ْﻴﺜُ َﻤﺎ 13 َﻛ ْﻴـ َﻔ َﻤﺎ 1 Hangi âlim kibirlenirse Allah onu sevmez. ُ َﺣ ْﻴﺜُ َﻤﺎ َِﲡ ِﺪ اﻟ َﻘﻠَ َﻢ ﺗَﺄNereye …se/sa ُْﺧﺬْﻩ Kalemi nerede bulursan onu alırsın. Nerede …se/sa ِ Nasıl …se/sa ﻮك َ ُﱠﺎس ﺗُـ َﻌ ِﺎﻣﻠ َ َﻛ ْﻴـ َﻔ َﻤﺎ ﺗُـ َﻌﺎﻣﻠُﻮا اﻟﻨ İnsanlara nasıl davranırsan onlar da sana öyle davranırlar. Her nasıl …se/sa 4 Örneklerde görüldüğü gibi iki muzâri fiili cezm eden bu şart edatlarından yalnızca إ ْنharf diğerlerinin tamamı isimdir. Bu durumda إ ْنharf olduğu için i‘râbdan nahalli yoktur. Yani cümlenin ögelerinden biri olmaz. Ancak diğerleri şart isimleri olduğu için cümlede bulundukları yere göre i‘râb alırlar. Aşağıdaki tablolarda bu durum açık bir şekilde görülecektir: İki Muzâri Fiili Cezmeden Edatlarla İlgili Cümle Örneği أ َُزْر َك ﺗَـ ُﺰْرِﱐ إ ْن Cevap/Cezâ Fiili (meczûm) Şart fiili (meczûm) Şart edatı Harftir, i‘râbtan mahalli yoktur Beni ziyaret edersen, sana ikram ederim. İki Muzâri Fiili Cezmeden Edatlarla İlgili Cümle Örneği Haber (Mahallen Merfû) ﻳَـ ْﻔ َﺸ ْﻞ Mübtedâ (Mahallen Merfû) ْﺴ ْﻞ َ ﻳَﻜ Cevap/Cezâ Fiili Şart fiili (meczûm) (meczûm) Kim tembellik ederse başarısız olur. َﻣ ْﻦ Şart edatı İki Muzâri Fiili Cezmeden Edatlarla İlgili Cümle Örneği Fiili ve Fâili ﺗُ َﺴﻠﱢ ْﻢ َﻋﻠَْﻴ ِﻪ ِ ﺗُﺼ ف ْ ﺎد َ Cevap/Cezâ Fiili Şart fiili (meczûm) (meczûm) Kime rastlarsan selam veririsin. 111 Mefûlün Bih (Mahallen mansûb) َﻣ ْﻦ Şart edatı ي ’أ ﱡden başka şart isimlerinin hepsi mebnî, أيise mu‘rabtır ve her zaman muzâf olarak kullanıldığı için muzâf olduğu kelimeye göre anlam kazanır. Meselâ; ُأَﻳﱡـ ُﻬ ْﻢ ﻳَـ ُﻘ ْﻢ أَﻗُ ْﻢ َﻣ َﻌﻪ Onlardan hangisi ayağa kalkarsa ben de onunla birlikte ayağa kalkarım. Burada أﻳﱡـ ُﻬ ْﻢmübtedâdır. ِ ي اﻟﻄﱠ ﺐ أﱠ ْ ﺐ أ َْرَﻛ ْ ﺎﺋﺮات ﺗَـ ْﺮَﻛ َ Hangi uçağa binersen ben de (ona) binerim. Burada ي أ ﱠmefûlün bih’tir. ٍ أﱠ َﺻ ْﻢ ُ َي ﻳَـ ْﻮم ﺗ ُ ﺼ ْﻢ أ Sen hangi gün oruç tutarsan ben de o gün oruç tutarım. Burada ي أﱠ mefûlün fîh /zaman zarfıdır. ِ ﺎن َﲡْﻠِﺲ أ ٍ ي ﻣ َﻜ .ﺲ ﻓِ ِﻴﻪ ْ ْ َأﱠ ْ َﺟﻠ Hangi mekana (nereye) oturursan ben de oraya otururum. Burada ي أ ﱠmefûlün fîh /mekân zarfıdır. Not: Şart edatlarından أﻳﱠﺎن, َﻣ َﱴ, ﺣ ْﻴﺜُ َﻤﺎ ﱠve أﻳﻦ َ , أﱏ َ başlarında yer aldıkları cümleyle ilgili olarak bir zaman ve mekan kavramına işaret etmeleri nedeniyle cümlenin mefûlün fîh ögesi olarak kabul edilirler. Şart edatlarından ﻛﻴﻔﻤﺎ َ , başında bulunduğu fiil cümlesiyle ilgili olarak bir ‘durum/hal’ kavramına delâlet ettiği için cümlede dâimâ hal ögesi durumundadır. Nereye gidersen Allah seni bilir. ﱠ َ ﺐ ﻳَـ ْﻌﻠَ ْﻤ َ أﱏ ﺗَﺬ ُﻚ اﷲ ْ ْﻫ Her nerede bir iş yaparsan yap o işin yazılır. ﻚ َ ُﺐ ﻓِ ْﻌﻠ ْ ََﺣ ْﻴﺜُ َﻤﺎ ﺗَـ ْﻔ َﻌ ْﻞ ﻳُﻜْﺘ Ne zaman haset edersen helak olursun. ﻚ ْ َِﻣ َﱴ ُﲢْ َﺴ ْﺪ ﺗَـ ْﻬﻠ ِ اﻷﻣ َﻦ َﱂْ ﺗَـ َﺰ ْل َﺣ ِﺬ ًرا َ أﻳﱠﺎ َن ﻧُـ ْﺆِﻣ ْﻨ ْ ﻚ ﺗَﺄ َْﻣ ْﻦ ﻏَْﻴـ َﺮﻧَﺎ َوإِ َذا * َﱂْ ﺗُ ْﺪ ِرك Ne zaman biz sana eman (güven belgesi) verirsek, sen bizi başkasından güvende olursun. Bu emânı elde edemediğin zaman korku içinde olmaya devam edersin. Şart cümlelerinde şart ve cevap fiilleri şu dört durumda olabilir: 1. Her ikisi de muzâri olabilir ki aslolan böyle olmasıdır : [19 :ﻮدوا ﻧَـﻌُ ْﺪ ﴾ ]ﺳﻮرة اﻷﻧﻔﺎل ُ ُ﴿إ ْن ﺗَـﻌ “Eğer tekrar savaşa dönerseniz, biz de döneriz”. 2. Her ikisi de mâzî fiil olabilir: Misâl: [8 :﴿ إِ ْن ﻋُ ْﺪ ُْﰎ ﻋُ ْﺪﻧَﺎ ﴾ ]ﺳﻮرة اﻹﺳﺮاء 112 “Eğer (yine isyana) dönerseniz, biz de (sizi cezalandırmaya) döneriz”. 3. Şart fiili, mâzî, cevap fiili muzâri olabilir. Misal ِ ث [20 :﴾ ]ﺳﻮرة اﻟﺸﻮرى... ث اﻟ ﱡﺪﻧْـﻴَﺎ ﺗُـ ْﺆﺗِِﻪ ِﻣﻨَـ َﻬﺎ َ اﻵﺧ َﺮِة ﻧَ ِﺰ ْد ﻟَﻪُ ِﰲ َﺣ ْﺮﺛِِﻪ َوَﻣ ْﻦ َﻛﺎ َن ﻳُ ِﺮﻳ ُﺪ َﺣ ْﺮ َ ﴿ َﻣ ْﻦ َﻛﺎ َن ﻳُ ِﺮﻳ ُﺪ َﺣ ْﺮ “Kim âhiret mükâfâtını elde etmek isterse, onun mükâfâtını artırırız. Kim de dünya nimetini isterse ona ondan veriririz”. 4. Şart fiili muzâri, cevabı mâzî şeklinde olabilir. Bu tür kullanımlar azdır. ِ ْ ﻣﻦ ﻳـ ُﻘﻢ ﻟَْﻴـﻠَﺔَ اﻟ َﻘ ْﺪ ِر إﳝَﺎﻧًﺎ وKim Kadir gecesinde imânla ve ecrini Misal: ُﺴﺎﺑًﺎ ﻏُ ِﻔ َﺮ ﻟَﻪ ْ َ َْ َ َ اﺣﺘ Allah’tan umarak gece namazı kılarsa Allah onun günahlarını affeder. Aşağıdaki ibarelerde bulunan şart ve cevap cümlelerini ve muzâri fiillerdeki cezm alâmetlerini söyleyiniz. . [197 :ت﴾ ]ﺳﻮرة اﻟﺒﻘﺮة ُ ﴿أَﻳْـﻨَ َﻤﺎ ﺗَ ُﻜﻮﻧُﻮا ﻳُ ْﺪ ِرْﻛ ُﻜ ُﻢ اﻟْ َﻤ ْﻮ.1 ِ أﺿ ِﻊ .اﻟﻌ َﻤ َﺎﻣﺔَ ﺗَـ ْﻌ ِﺮﻓُ ِﻮﱐ َ َﻣ َﱴ.2 [36 : ﴿إِ ْن ﺗُـ ْﺆِﻣﻨُﻮا َوﺗَـﺘﱠـ ُﻘﻮا ﻳُـ ْﺆﺗِ ُﻜ ْﻢ﴾ ]ﺳﻮرة ﳏﻤﺪ.3 [197 : ﴿ َوَﻣﺎ ﺗَـ ْﻔ َﻌﻠُﻮا ِﻣ ْﻦ َﺧ ٍْﲑ ﻳَـ ْﻌﻠَ ْﻤﻪُ اﷲُ﴾ ]ﺳﻮرة اﻟﺒﻘﺮة.4 [113 : ﴾]ﺳﻮرة اﻟﻨﺴﺎء. ﴿ َﻣ ْﻦ ﻳَـ ْﻌ َﻤ ْﻞ ُﺳﻮءًا ُْﳚ َﺰ ﺑِ ِﻪ.5 Talebin Cevâbında Bulunan Muzâri Fiilin Cezm Olması Arapçada zaman zaman talepten sonra bir emir, nehiy, istifhâm (soru) ve temennî fiilini takip eden meczûm muzâri fiiller karşımıza çıkar. Gramerciler bu meczûm muzâri fiilleri, cümleden kaldırılmış olan şart edatının cevap cümlesi olarak yorumlamışlardır. Aşağıdaki örnekleri dikkatle inceleyelim: ِ اِﻗـْﺮأْ ﻫ َﺬﻳ ِﻦ ِ ْ اﻟﻜﺘَﺎﺑَـ ﲔ ﺑِ ِﺪﻗﱠٍﺔ ﺗَ ْﺴﺘَ ِﻔ ْﺪ ِﻣ ْﻨـ ُﻬ َﻤﺎ َﻛﺜِ ًﲑا ْ َ َ Bu iki kitabı dikkatli oku (okursan) çok istifade edersin ِ ُﻛ ْﻞ ﻗَﻠِﻴﻼً ﺗَ ْﺴﻠَ ْﻢ ِﻣ َﻦ اﻷ َْﻣ َﺮ اض Az ye (yersen), hastalıklardan kurtulursun. B. Cezmetmeyen Şart Edatları Arapçada ﻟﻮ, إذve أ ﱠﻣﺎda şart anlamı taşırlar. Ancak muzâri fiilin başına gelseler de onları cezmetmezler. Yukarıda zikredilmiş olan إنve ’ﻟﻮin farkı vardır. Şöyle ki (’)إنin başına geldiği fiil, mâzî de olsa muzârî mânâsına dönüşür. (’)ﻟﻮin başına geldiği fiil muzârî de olsa mâzî mânâsında olur. ()ﻟﻮ şart edatı, bir fiilin mâzÎ bir fiile bağlandığını gösterir. Tercümesinde de “…. olmuş olsa…. Olur”, yahut “ … olsa idi … olurdu” diye Türkçeye çeviririz. Bunun cevabının başına da çoğunluka fethalı bir “lâm” bulunur. Cevabı şarta bağlamaya yardımcı olur. Bana gelmiş olsaydı ona ikram ederdim ِ ﻟَﻮ أ ٍ ِﺖ ُﻛ ﱠﻞ ﻃَﺎﻟ ًﺐ َﻫ ِﺪﻳﱠﺔ ُ ﻴﻊ َو َﻫ ْﺒ ْ ْ ُ َﺳﺘَﻄ 113 .ُﺎءِﱐ ﻷَ ْﻛ َﺮْﻣﺘُﻪ َ ﻟ َْﻮ َﺟ Şayet elimde olsaydı, her öğrenciye bir hediye verirdim. ﺎت ُ ﺎت َواﻟ ُﻔﻄْ ِﺮﻳﱠ ُ َإِ َذا ﻧَـ َﺰ َل اﻟ َْﻤﻄَُﺮ ﺗَﻈ َْﻬ ُﺮ اﻟﻨﱠﺒَﺎﺗ Yağmur yağdı mı, bitkiler ve mantarlar ortaya çıkar. ﻟ َْﻮ ﺗُ َﺴ ﱢﻜ ُﺮ اﳊَﻨَ ِﻔﻴﱠﺔَ َﺟﻴﱢ ًﺪا ﻧَ ْﺪﻓَ ْﻊ أَﻗَ ﱠﻞ Musluğu iyi kapatırsan, daha az ödeme yaparız. Arapça sıkça kullanılan ve daha çok şart ve tafsil (detaylandırma) ifâde etmek için kullnılan أ ﱠﻣﺎvardır. أ ﱠﻣﺎile başlayan mübtedâların haberinin başına da ( )فharfi gelmesi vâciptir. Yani dilbilgisi açısından gereklidir. Çünkü bu ( )فharfi, özellikle uzun cümlelerde “haber”in hangi kelime olduğunu anlamamıza yardımcı olur. Şu örnekleri inceleyelim: ِﱠ ِﱠ ِ ِ [26 ﴾ ]ﺳﻮرة اﻟﺒﻘﺮة.... ﻳﻦ َﻛ َﻔ ُﺮوا ﻓَـﻴَـ ُﻘﻮﻟُﻮ َن َ ﻳﻦ َ آﻣﻨُﻮا ﻓَـﻴَـ ْﻌﻠَ ُﻤﻮ َن أﻧﱠﻪُ ا ْﳊَ ﱡﻖ ﻣ ْﻦ َرﱢ ْﻢ َوأ ﱠﻣﺎ اﻟﺬ َ ﴿ﻓَﺄَ ﱠﻣﺎ اﻟﺬ “İman edenler ise onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler”. Not: Bu أ ﱠﻣﺎile başlayan mübtedânın haberine gelmesi gereken (’)فnin şiirde veznin uygun düşmesi gibi sebeplerle hazfedildiği görülür. Birkaç misâli vermemiz yeterli ve aynı zamanda okumak durumunda olduğumuz metinler açısından gereklidir. ِ ﺎل ﻟَ َﺪﻳ ُﻜﻢ * و ِ ُ َاﻟﻘﺘ ِ ﻓَﺄ ﱠﻣﺎ ِ ِاض اﳌََﻮاﻛ ِ ﻟﻜ ﱠﻦ َﺳ ْﻴـ ًﺮا ِﰲ ِﻋ َﺮ ﺐ َ ْ ْ ٌ َﺎل ﻻَ ﻗﺘ ﺎل ﻟَ َﺪﻳْ ُﻜ ْﻢ َ َأي ﻓَﻼَ ﻗِﺘ Bir diğer misâl de şudur: ِﱠ *ﺎل َﳍُ ْﻢ أَ َﻛ َﻔ ْﺮُْﰎ؟ ُ [ )أي ﻓﻴُـ َﻘ106 :﴾ ]ﺳﻮرة آل ﻋﻤﺮان.... ﻮﻫ ُﻬ ْﻢ أَ َﻛ َﻔ ْﺮُْﰎ ْ اﺳ َﻮد ُ ﱠت ُو ُﺟ ْ ﻳﻦ َ ﴿ﻓَﺄَ ﱠﻣﺎ اﻟﺬ “İmdi, yüzleri kararanlara: İnanmanızdan sonra kâfir mi oldunuz? Öyle ise inkar etmiş olmanız yüzünden tadın azabı! (denilir).” Başka bir misal de şöyledir: ِ ﺎﻋ ٍﺮ وﻻَ ﻣﺘ َﺸ ِ .ﺎﻋ ٍﺮ ُ أ ﱠﻣﺎ أَﻧَﺎ ﻓَـﻠَ ْﺴBana gelince ben ne şâirim, ne de şâirliğe َ ُ َ ﺖ ﺑِ َﺸ yeltenenim. Cevap Cümlelerinin Başına ( )فHarfinin Gelmesi Cevap cümlesinin başına gelen bir ( )فharfi cevaba şarta mânâ bağlayan bir bağlaçtır. Prensip olarak şart cümleleri adı verilen bu yapılarda ‘şart’ denilen kısmın başına ( )فgelmemekle birlikte, cevap cümlesinin başına şu beş durumda ( )فgelmektedir: 1. Cevap cümlesi isim cümlesi olduğunda: . [18 :ﻚ اﷲُ ِﲞَ ٍْﲑ ﻓَـ ُﻬ َﻮ َﻋﻠَﻰ ُﻛ ﱢﻞ َﺷ ْﻲ ٍء ﻗَ ِﺪ ٌﻳﺮ﴾ ]ﺳﻮرة اﻷﻧﻌﺎم َ ﴿ َوإِ ْن ﳝَْ َﺴ ْﺴ 114 ِ 2. Cevap cümlesi, ﻧِ ْﻌﻢ،ﺲ َ ﺑ ْﺌ،ﺲ َ ﻟَْﻴve َﻋ َﺴﻰgibi câmid (çekimsiz/gayr-i mutasarrıf) bir fiil olduğunda ِ َِﻚ َﻣﺎﻻً َوَوﻟَ ًﺪا ﻓَـ َﻌﺴﻰ َرﱢﰊ أَ ْن ﻳُـ ْﺆﺗ [40-39 :ﻚ﴾ ]ﺳﻮرة اﻟﻜﻬﻒ َ ِﲔ َﺧ ْﻴـ ًﺮا ِﻣ ْﻦ َﺟﻨﱠﺘ َ ﴿ َوإِ ْن ﺗَـ َﺮ ِن أﻧَﺎ أَﻗَ ﱠﻞ ِﻣ ْﻨ َ 3. Cevap cümlesi, “emir cümlesi”, “nehiy cümlesi”, “temennî cümlesi”, “soru cümlesi” gibi talebî cümle özelliğinde olduğunda: [31 :﴿ َوإِ ْن ُﻛ ْﻨﺘُ ْﻢ ُِﲢﺒﱡﻮ َن اﷲَ ﻓَﺎﺗﱠﺒِﻌُ ِﻮﱐ ُْﳛﺒِْﺒ ُﻜ ُﻢ اﷲُ﴾ ]ﺳﻮرة آل ﻋﻤﺮان “(Resulüm! ) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin.” 4. Cevap cümlesinin başında ﻣﺎ, ﻻve ﻟﻦgibi olumsuzluk edatlarından birinin yer aldığı “olumsuz bir cümle” olduğunda: [67 :ﺖ ِر َﺳﺎﻟَﺘَﻪُ﴾ ]ﺳﻮرة اﳌﺎﺋﺪة َ ْ﴿ َوإِ ْن َﱂْ ﺗَـ ْﻔ َﻌ ْﻞ ﻓَ َﻤﺎ ﺑَـﻠﱠﻐ “Eğer bunu yapmazsan, O’nun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun”. 5. Cevap cümlesi, başında ﻗَﺪ، س، ف َ َﺳ ْﻮharf ve edatlarından birinin bulunduğu mâzî veya muzârili bir fiil cümlesi olduğunda. [77 :خ ﻟَﻪُ ِﻣ ْﻦ ﻗَـ ْﺒ ُﻞ﴾ ]ﺳﻮرة ﻳﻮﺳﻒ ٌ َ﴿إ ْن ﻳَ ْﺴ ِﺮ ْق ﻓَـ َﻘ ْﺪ َﺳ َﺮ َق أ (Kardeşleri) dediler ki: "Eğer o çaldıysa, daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı." ALIŞTIRMALAR 1. Aşağıdaki cümlelerde örnekte olduğu gibi şart edatını, şart fiilini ve cevap/cezâ cümlesini belirleyiniz. ِ ﻣﻦ ﻳﺴﺘ ِﺠ.1 .ﺼ ِﺢ َواﻟِ َﺪﻳْ ِﻪ ﻳَ ْﺴ َﻌ ْﺪ ِﰲ َﺣﻴَﺎﺗِِﻪ ْ ُﺐ ﻟﻨ ْ َْ َ ْ َ ِ .ﱠﺎس ْ َﻣ ْﻬ َﻤﺎ ﺗَـ ْﺒ ُﺬﻟُﻮا ﻣ ْﻦ َﺧ ٍْﲑ ﻳُـ َﻘﺪ.2 ُ ﱢرﻩُ اﻟﻨ ِ ﻣﻦ َْﳚﺘَ ِﻬ ْﺪ ِﰲ ُدر.3 .وﺳ ِﻪ ﻳَـ ْﻨ َﺠ ْﺢ َْ ُ ِ ِ ِ ِ اﻃﻦ ﻳ ْﺪ َﻋﻢ .ﲏ اﻟﻮﻃَِ ﱠ َﺼ َ اﻻﻗْﺘ ْ َ ُ َﻣﺎ ﻳَﺪﱠﺧ ْﺮﻩُ اﻟ ُْﻤ َﻮ.4 َ ﺎد .ُ أَﻳْ َﻦ ﻳَ ْﻜﺜُـ ْﺮ اﳌُﺘَـ َﻌﻄﱢﻠُﻮ َن ﺗَـ ْﻨﺘَ ِﺸ ْﺮ ا ْﳉَ ِﺮﳝَﺔ.5 ِ ﺎب ا ْﳊُﺮ .وب ﱠﻌ ُﺎو ُن اﻟ ﱠﺪ ْوِ ﱡ ْ ﱄ ﻗَـﻠﱠ َ إِ َذا َﺳ.6 ْ ﺖ َ ﺎد اﻟﺘـ ُ ُ َأﺳﺒ .ﺿ ِﺎء اﻟ ُْﻤ ْﺠﺘَ َﻤ ِﻊ َ َﻣ ْﻦ ﻳَـﺘ ِﱠﻖ اﷲَ ِﰲ َﻋ َﻤﻠِ ِﻪ ﻓَـ َﻘ ْﺪ ﻓَ َﺎز ﺑِ ِﺮ.7 ِ اﻹﺳ َﻜ ْﻨ َﺪ ِرﻳﱠِﺔ ﺗَﺴﺘَ ْﻤﺘِ ْﻊ ﺑِﺎ ْﳍَﻮ ِاء اﻟﻠﱠ ِﻄ .ﻴﻒ َ َﻣ َﱴ ﺗَﺬ.8 ْ ﺐ َإﱃ ْ ْﻫ ْ َ ٍ ﺴ ﱠﺮ ﻓَـﻠَْﻴﺲ ﺑِﺄَِﻣ ِ َﻣ ْﻦ ﻳُـ ْﻔ.9 .ﲔ ﺶ اﻟ ﱢ َ ِ .ف ﻳَـ ْﻨ َﺪ ُم َ ﺎس ﻓَ َﺴ ْﻮ َ َﻣ ْﻦ ﻳَﻈْﻠ ِﻢ اﻟﻨﱠ.10 115 2. Aşağıdaki cümlelerde şart edatını belirleyip çeşidini (cezmedenlerden mi cezmetmeyenlerden mi olduğunu) belirtiniz . ِ ﱠﺎس. ﺲ َْﳛ َِﱰْﻣ َ ﻚ اﻟﻨ ُ .1أَﻳْـﻨَ َﻤﺎ َﲡْﻠ ْ أﺻ ِﺪﻗَﺎ ُؤ َك. َ .2ﻣ َﱴ ُﲢَ ﱢ ﺴ ْﻦ أَ ْﺧﻼَﻗَ َ ﻚ ﻳَ ْﻜﺜُـ ْﺮ ْ ﱠﻬﻢ اﳊ ﱠﻖ ﻻ ْﺳﺘَـﺮاح اﻟ َﻘ ِ ﺎﺿﻲ. .3ﻟ َْﻮ ﻗَﺎ َل اﻟ ُْﻤﺘـ َ ُ َ َ َ ﺖ اﻟﺰْﱠرعُ. .4إِ َذا ﻧَـ َﺰ َل اﻟ َْﻤﻄَُﺮ ﻧَـﺒَ َ ِ ﻚ اﷲُ . َﺣﺒﱠ َ أﺣ َﺴ ْﻨ َ .5إِ َذا ْ ﺖ َإﱃ اﻟ َﻔﻘ ِﲑ أ َ َﺣ َﻮ ِال اﻟ َْﻌﺎَِﱂ. ﻒ ﺗَـ ْﻌ ِﺮ ْ َ .6ﻣ َﱴ ﺗَـ ْﻘ َﺮأْ اﻟ ﱡ ﺼ ُﺤ َ ف اﻟ َﻜﺜِ َﲑ َﻋ ْﻦ أ ْ .7إِ ْن ﺗُـ ْﻬ ِﻤﻞ و ِ ﻚ. ﻚ ﺗَـ ْﻔ َﺸ ْﻞ ِﰲ َﺣﻴَﺎﺗِ َ اﺟﺒَ َ َْ ﱢﻣﻪُ ِﻣ ْﻦ َﺧ ٍْﲑ ﻳَـ ْﻌﻠَ ْﻤﻪُ اﷲُ. َ .8ﻣﺎ ﺗُـ َﻘﺪ ْ ﻚ َﻋﻠَﻰ اﻟﻨ ِ َﺻ ِﺪﻗَﺎءُ. ﱠﺎس ﻧَـ َﻔ َﺮ ِﻣ ْﻨ َ .9ﻟ َْﻮ َﻛﺜُـ َﺮ ِﻋﺘَﺎﺑُ َ ﻚ اﻷ ْ ِِ ِ ﺎء ُرَؤ َﺳﺎﺋِِﻪ. ﺐ ِر َ َ .10ﻣ ْﻦ َْﳚﺘَ ِﻬ ْﺪ ِﰲ َﻋ َﻤﻠﻪ ﻳَﻜْﺴ ْ ﺿَ 3. Aşağıdaki cümleleri parantez içindeki şart edatından faydalanarak şart cümlesine dönüştürünüz ve gerekli değişiklikleri yapınız. ِ َ .1ز َ ِ ِح اﻟ ُْﻤ َﻮﻇﱠُﻔﻮ َن) .إن( ﺐ ﻓَﺮ َ ادت اﻟ ﱠﺮَواﺗ ُ .2ﲤَْ ِﺸﻲ ﺑِﺒﻂ ٍ ﱠﺣ ِﺎم ﺗَ ْﺴﻠَ ُﻢ ِﻣ َﻦ ْ اﳋَﻄَ ِﺮَ ) .ﻣ َﱴ( ْء َو َﺳ َ ﻂ اﻟﺰ َ ُ ُ .3ﳛَﺎﻓِﻈُﻮ َن َﻋﻠَﻰ ِ ﺸﻮ َن ﻃَ ِﻮﻳﻼًَ ) .ﻣ ْﻦ( ﺻ ﱠﺤﺘِ ِﻬ ْﻢ ﻳَ ِﻌﻴ ُ َ .4ﲢْ ِﺮﺻﻮ َن َﻋﻠَﻰ اﻟْﻤﻮ ِ ﺐ ﻟَ ُﻜ ْﻢ اﳊَﻴَﺎةُ ) .إن( ت ﺗُ َ ُ َْ ﻮﻫ ُ .5ﻳَـ ْﻌ َﻤ ُﻞ اﻟ ﱠ ﺼ ُﺪ اﻟﻨﱠ َﺪ َم) .ﻣﻦ( ﺸ ﱠﺮ َْﳛ َ ِ ﻴﺚ اﻟْﻤ ْﺤﺘَ ِ ﻚَ ) .ﻣ َﱴ( ﲔ ﻳَ ْﺸ ُﻜ ُﺮوﻧَ َ ﺎﺟ َ .6ﺗَﻐ ُ ُ ﺎد ُق اﻟ ِ .7ﺗُﺼ ِ ْﻜ َﺮ َام ﺗَـﺘَ َﺨﻠﱠ ُﻖ ﺑِﺄَ ْﺧﻼَﻗِ ِﻬ ْﻢ) .ﻟَﻮ( َ .8ﻳـ ْﻨﺘ ِﺸﺮ اﻷَﻣﻦ ﻳ ِﻌﻴﺶ اﻟْﻤﻮ ِ اﻃﻨُﻮ ُن ِﰲ َﺳﻼٍَم ) .أَﻳْـﻨَ َﻤﺎ( َ َ ُ ْ ُ َ ُ َُ ِ ِ اﻟﻌ َﺪاﻟَﺔُ) .إ ْن( .9ﺗَ ْﺸ َﻬ َﺪان ﺑِﺎ ْﳊَ ﱢﻖ ﺗَـ ْﻨﺘَﺼ ْﺮ َ ِ سَ ) .ﻣ َﱴ( .10ﺗَ ْﺴﺘَﻤﻌُﻮ َن َإﱃ َﺷ ْﺮ ِح اﻟ ُْﻤ َﻌﻠﱢ ِﻢ ﺗَـ ْﻔ َﻬ ُﻤﻮ َن اﻟﺪ ْ ﱠر َ 4. Aşağıdaki cümleleri uygun şart edatını kullanarak ve gerekli değişiklikleri yaparak birbirlerine bağlayınız. ﻮد ﻛِ َﻔﺎﺣ ُﻬﻢ /ﻳـ ْﻨﺘَ ِ ِ ﺼ ُﺮو َن َﻋﻠَﻰ أَ ْﻋ َﺪاﺋِ ِﻬ ْﻢ. .1ﻳُـ َﻮاﺻ ُﻞ اﳉُﻨُ ُ َ ْ َ ِِ ِ ِ ورا. َ .2ﳒَ َﺢ اﺑْـﻨُﻪُ ِﰲ اﻻ ْﻣﺘ َﺤﺎن /ا ْﻣﺘَﻸَ ﻗَـﻠْﺒُﻪُ ُﺳ ُﺮ ً ِ ِ ِ ﲔ. ﲔ اﻟ ُْﻤ َﻮاﻃﻨِ َ ْﻢ ﺑَـ َْ .3ﺗَ ْﻜﺜُـ ُﺮ اﻟ َْﻤ َﺪا ِر ُ س /ﻳَـ ْﻨﺘَﺸ ُﺮ اﻟْﻌﻠ ُ 116 ﺖ اﳊﺮام /ﺗَ ْﺸﻌﺮو َن ِﲞَ ْﺸﻴ ِﺔ ِ اﷲ. ورون اﻟﺒَـ ْﻴ َ ََ َ َ .4ﺗَـ َﺰ ُ ُُ ﺿﺎﺋِِﻪ. ﻮز ﺑِ ِﺮ َ .5ﻳَـﺘ ِﱠﻘﻲ اﷲَ /ﻳَـ ُﻔ ُ .6ﺗُ ْﺸ ِﺮ ُق اﻟ ﱠ ﱢفءُ. ﺲ /ﻳَـ ْﻨﺘَ ِﺸ ُﺮ اﻟﺪ ْ ﺸ ْﻤ ُ .7ﻧَـ َﺰ َل اﻟ َْﻤﻄَُﺮ َ /ﻋ ﱠﻢ اﻟ ﱠﺮ َﺧﺎءُ. ِ ِ ِ اء ُﻫ ْﻢ. .8ﻳَـﺘﱠﺤ ُﺪ اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠ ُﻤﻮ َن ُ /ﳜﻴ ُﻔﻮ َن أَ ْﻋ َﺪ َ ِ ِ ِ ِ ﺎء. .9ﺗَـ ْﻨﺸﻄَﺎن ِﰲ َﻋ َﻤﻠ ُﻜ َﻤﺎ /ﺗَـ ْﻠ َﻘﻴﺎَن اﳊَ ْﻤ َﺪ َواﻟﺜـﱠﻨَ َ .10ﺗَـ ْﺰَرعُ اﻟ ﱠ ﺼ ُﺪ اﻟﻨﱠ َﺪ َم. ﺸ َﺮ َ /ﲢْ ُ 5.Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz. 1. Ödevini ihmal edersen pişman olursun. 2. İstanbul’a gidersen camileri görürsün. 3. Küçükken yorulursan büyükken rahat edersin. 4. Nereye yönelirsen orada bir arkadaş görürsün. 5. Neyi ekersen onu biçersin. 6. Sen nasıl olursan arkadaşın öyle olur. 7. Bu günün işini yarına bırakma. 8. Ancak akıllı olan kişi kazanır. 9. Hocanın öğütlerini dinle ki derslerinde başarılı olasın. ) bitişmesinin sebebiniف( 6. Aşağıdaki cümlelerde cevap cümlesine belirtiniz. ِ ﻚ ﺑِﺎﻟ َْﻤ ﱢﻦ َواﻷَ َذى. ﺼﺪ ْ ﺻ َﺪﻗَـﺘَ َ .1إ ْن ﺗَـﺘَ َ ﱠق ﻓَﻼَ ﺗُـ ْﺒﻄ ْﻞ َ ِ ﻀِ ﻴﻊ اﻷ َْﻣ ُﺮ ِﻣ ْﻦ ﻳَ ِﺪ َك. .2إ ْن ﺗَ ْ ﻚ ِﻋ ْﻨ َﺪ اﻟﻐَ َ ﻀﺒِ ْﻂ ﻧَـ ْﻔ َﺴ َ ﺐ ﻓَـﻠَ ْﻦ ﻳَﻀ َ ِ ِ ﺐ ِﺧ ْﺒـ َﺮًة َوَﻣ ْﻌ ِﺮﻓَﺔً. َ .3ﻣ ْﻦ ﻳُ َﺴﺎﻓ ْﺮ ﻓَ َﺴﻴَﻜْﺴ ُ ِ ف ﻳَـ ْﻨ َﺪ ُم. ﱠﺎس ﻓَ َﺴ ْﻮ َ َ .4ﻣ ْﻦ ﻳَﻈْﻠ ِﻢ اﻟﻨ َ ﻚ. ْت إِ َﱃ َوﻃَﻨِ َ َﺳﺄ َ َ .5ﻣ َﱴ ﺗُـ ْﻬ ِﻤ ْﻞ ِﰲ َﻋ َﻤﻠِ َ ﻚ ﻓَـ َﻘ ْﺪ أ َ ﺎﻋ ِﺔ َﺷ ْﻌﺒِ َﻬﺎ. َ .6ﻣ َﱴ ﺗُ َﺴﺎﻓِ ْﺮ َإﱃ ﺗُـ ْﺮﻛِﻴَﺎ ﻓَ َﺤﺪ ْ ﱢث َﻋ ْﻦ َﺷ َﺠ َ اق ﻓَﺴﻮ َ ِ ِ ِ ِ ﻀ َﺎرِة ا ِﻹ ْﺳﻼَِﻣﻴﱠ ِﺔ. ﻟﻠﺤ َ .7ﻟ َْﻮ َﺳﺎﻓَـ ْﺮ َ ف ﺗُ َﺸﺎﻫ ُﺪ ﳕََﺎذ َج َ ت َإﱃ اﻟْﻌ َﺮ َ ْ ﺿ ِﺎء اﻟ ُْﻤ ْﺠﺘَ َﻤ ِﻊ. َ .8ﻣ ْﻦ ﻳَـﺘ ِﱠﻖ اﷲَ ِﰲ َﻋ َﻤﻠِ ِﻪ ﻓَـ َﻘ ْﺪ ﻓَ َﺎز ﺑِ ِﺮ َ ﴿ .9وﻣﻦ ﻳـﺘَـﻮﱠﻛﻞ َﻋﻠَﻰ ِ اﷲ ﻓَـ ُﻬ َﻮ َﺣ ْﺴﺒُﻪُ﴾ ََ ْ َ َ ْ ﺎع اﷲَ﴾ َ ﴿ .10ﻣ ْﻦ ﻳُ ِﻄ ِﻊ اﻟ ﱠﺮ ُﺳ َ ﻮل ﻓَـ َﻘ ْﺪ أَﻃَ َ 117 7. Aşağıdaki iki grupta bulunan cümleleri anlam bütünlüğü olacak şekilde eşleştiriniz. اﺠﻤﻟﻤﻮﻋﺔ اﻷوﱃ .1أﻳـﻨﻤﺎ ﻳـ ْﻨﺘ ِﺸﺮ اﻟﺘـ ِ ﻴﻢ َْ َ َ َ ْ ْ ﱠﻌﻠ ُ .2ﻣﱴ ﺗَﺪ ِ ﺎل ﱠﺧ ْﺮ اﳌَ َ ََ .3إ ْن ﺗَـ ْﻔ َﻌ ِﻞ ْ اﳋَْﻴـ َﺮ ﺖ ا ْﳊََﺮ َام َ .4ﻣ ْﻦ ﻳَ ْﺪ ُﺧ ْﻞ اﻟﺒَـ ْﻴ َ ﺼِْ ﲔ .5إِ َذا ْﺣ َﻜ ْﻤ َ ﺖ ﺑَ َ ﲔ َﺷ ْﺨ َ .6ﻟَﻮ ﺗَـﺘ ِ ﱠﺤ ُﺪ اﻟ ﱡ ﻮب ﺸﻌُ ُ ْ ِ ﻚ اء َوﻃَﻨِ َ َ .7ﻣ ْﻬ َﻤﺎ ﺗُ َﺴﺎﻋ ْﺪ أَ ْﻋ َﺪ َ ت ﻗَﻠِﻴﻼً. ﺻﺒَـ ْﺮ َ .8ﻟ َْﻮ َ اﺠﻤﻟﻤﻮﻋﺔ اﻟﺜﺎﻧﻴﺔ ِ ﺲ َﻣﺎ ﺗَـ ْﻔ َﻌ ُﻞ. ﻓَﺒ ْﺌ َ ﺎل َﻣﺎ ﺗُ ِﺮﻳ ُﺪ ﻓَـ َﻘ ْﺪ ﺗَـﻨَ ُ ِ ﻴﻊ َﺣ ﱡﻘ َﻬﺎ. ﻓَـﻠَ ْﻦ ﻳَﻀ َ ْﺠ ْﻬ ِﻞ. ﻓَﻼَ َﻣ َﻜﺎ َن ﻟﻠ َ ﺎﺟ ِﺔ. ﻓَ َﺴ ْﻮ َ ف َِﲡ ُﺪﻩُ َوﻗ َ ْﺖ ا ْﳊَ َ ﻚ. ﺿﻰ اﷲُ َﻋ ْﻨ َ ﻓَ َﺴﻴَـ ْﺮ َ ﻳ ْﺸﻌﺮ ِﲞَ ْﺸﻴ ِﺔ ِ اﷲ. َ ُْ َ ﺎﻟﻌ ْﺪ ِل. ﻓَ ْ ﺎﺣ ُﻜ ْﻢ ﺑِ َ Kelime ve Deyimler اِﺑْﻦ )ج( أﺑْـﻨَﺎء ،ﺑَﻨِﻮن/ﺑَﻨِﲔ Oğul: ﺑَـﻠَ َﻎ أَ ُﺷﺪﱠﻩُ Ergenlik çağına gelmek : ف َْﳛ َِﱰ ُ ِ ِ ﱰاﻓًﺎBir meslek edinmek : اﺣﺘَـ َﺮ َ ْ ف ا ْﺣ َ أَ ْد َر َك ﻳُ ْﺪ ِر ُك إِ ْد َرا ًﻛﺎKavuşmak, idrak etmek : ﺴ ًﻜﺎSımsıkı sarılmak, tutunmak : ﻚ ﻳَـﺘَ َﻤ ﱠ ﻚ ﲤََ ﱡ ﲤََ ﱠ ﺴُ ﺴَ ِ ِ ِ ِ ِ ﺎرا(Bir malı) işletmek, yatırım yapmak : ا ْﺳﺘﺜْ َﻤ َﺮ ﻳَ ْﺴﺘَﺜْﻤ ُﺮ ا ْﺳﺘﺜْ َﻤ ً ﺴ َﻌﻰ َﺳ ْﻌﻴًﺎÇalışmak : َﺳ َﻌﻰ ﻳَ ْ ﻴﻌﺎKaybetmek : ﻀﻴﱢ ُﻊ ﺗَ ْ ﺿﻴﱠ َﻊ ﻳُ َ َ ﻀﻴِ ً اﺿﺎ َﻋ ْﻦ Yüz çevirmek : ض إِ ْﻋ َﺮ ً ض ﻳُـ ْﻌ ِﺮ ُ أَ ْﻋ َﺮ َ اﻟ َﻔﻨَﺎءُFânîlik, geçicilik : ﻚ ﳝُْ ِﺴ ُ ِ ﺴﺎ ًﻛﺎ َﻋ ْﻦ Bir şeyi yapmaktan kaçınmak أ َْﻣ َﺴ َ ﻚ إ ْﻣ َ ﺴ ﱡﺪ )ج( ُﺳ ُﺪودBaraj : ﺴ ﱡﺪ /اﻟ ﱡ اﻟ ﱠ ﻮم ﻟ َْﻮًﻣﺎKınamak : ﻻَ َم ﻳَـﻠُ ُ ﻧَ ِ احTaraf, çevre : ﺎﺣﻴَﺔٌ )ج( ﻧَـ َﻮ ٍ اِﻧْـﺒَﺜَ َﻖ ﻳَـ ْﻨﺒَﺜِ ُﻖ اِﻧْﺒِﺜَﺎﻗًﺎTaşmak : ﺎضTaşacak yer, Taşkın yeri, alacak yer : َﻣ َﻔ ٌ ﻞ Cimrilik : اﻟﺒُ ْﺨ ُ 118 Cömertlik :ُﺨﺎء اﻟ ﱠ َﺴ ِ ِ Kaçınmak : ... ﺐ اِ ْﺟﺘِﻨَﺎﺑًﺎ َﻋ ْﻦ ُ ﺐ َْﳚﺘَﻨ َ َا ْﺟﺘَـﻨ Casusluk yapmak, araştırmak :ﺴﺎ ﺲ َﲡَ ﱡ ﺲ ﻳَـﺘَ َﺠ ﱠ َﲡَ ﱠ ًﺴ ُ ﺴ َ ﺴ ِ ِ ﱠﺧﺮ ﻳﺪ Depolamak : ﺎرا َ ﱠﺧ ُﺮ اد َ َ َ اد ً ﱢﺧ Sanık :ﱠﻬ ُﻢ َ اﳌُﺘـ Özet Şart cümlelerinde şart ve cevabın ne demek olduğunu belirleyebilmek: Türkçe dilbilgisinde ‘bileşik cümle’ içinde gördüğümüz şart cümleleri gibi Arapçada da aynı mânâları ifâde etmek için şart cümleleri vardır. Arapçadaki şart cümleleri de Türkçedeki gibi iki bölümden oluşur. Anlam bakımından şart cümlelerinde birbirinin ayrılmaz parçaları olan bu iki cümleden birincisine “şart cümlesi”, ikincisine de “cevap/cezâ cümlesi” adı verilir. Bir cümlenin başında bulunan bu tür edatlara da şart edatları adı verilir. ِ ًﻮﻣﺎ ﳐُْﺘَﻠِ َﻔﺔ ً ُﻳَـﺘَـ َﻌﻠﱠ ْﻢ ﻓ َﻴﻬﺎ ﻋُﻠ ﺐ َإﱃ اﳌَ ْﺪ َر َﺳ ِﺔ َ ﻳَﺬ ْ ْﻫ َﻣ ْﻦ Cevap/Cezâ cümleis Şart cümlesi Şart edatı Kim okula giderse orada çeşitli bilgiler öğrenir. Şart edatlarının amellerini (cezim) ve cezim alâmetlerini tanımak: Şart edatları başına geldikleri cümlelere şart mânâsı kazandırırlar. Şart edatları başılarına geldikleri şart ve cezâ fiili denilen fiillerin ikisini de cezmederler. Cezim demek, sonu sahîh harfli olan muzâri fiilerde son harfin harekesinin, sonunda illet harfi olan fiillerde son harfi olan illet harfinin, sonunda müennes cemi nûnundan başka nûn ( )نharfi bulunan muzâri sıygalarından (kiplerinden) ise o nûn ( )نharfinin atılması demektir. Bu söylediklerimizi misaller üzerinde görelim: Merfû hali Meczûm hali Yazar: ﺐ ُ ُﻳَﻜْﺘ Yazarsa ﺐ ْ ُإ ْن ﻳَﻜْﺘ Yürür: ﳝَْ ِﺸﻲ ِ َْإ ْن ﳝ Yürürse ﺶ ِ ْﻫﺒ ِ َ ﻳﺬ İki kişi gidiyor ﺎن َ َ ﺗَﺬ/ ْﻫﺒَﺎن َ İki kişi giderse ْﻫﺒَﺎ َ ﺗَﺬ/ ْﻫﺒَﺎ َ إ ْن ﻳَﺬ Gidiyorlar/gidiyorsunuz Giderlerse/Gidersenizْﻫﺒُﻮا َ إ ْن ﺗَﺬ/ ْﻫﺒُﻮا َ إ ْن ﻳَﺬ ْﻫﺒُﻮ َن َ ﺗَﺬ/ْﻫﺒُﻮ َن َ ﻳَﺬ Gidiyorsun ﲔ َ ﺗَﺬ َ ِْﻫﺒ (müennese 119 hitap) Gidersen ْﻫِﱯ َ إِ ْن ﺗَﺬ Dersimizde geçen şart ve cevap cümleleri üzerinde bu etkileri incelediğimiz takdirde bu konulardaki bilgileriniz pekişecektir. Cezmeden şart edatlarını ve anlamlarını açıklayabilme: Aşağıda anlatacağımız şart edatlarının heps de şart mânâsı taşırlar ve başlarına geldikleri cümlelere bu mânâyı katmış olurlar. Hemen söylemiş olalım ki, bunlardan yalnızca ( )إنharf, diğerleri ise isim sayılmışlardır. Bu yüzden ( )إنharf olarak cümleye şart-ceza anlamını kazandırır ve o cümlenin unsurlarından (ögelerinden) biri olmayacağı için i‘râbtan mahalli olmaz. Ama (’)إنden başka hepsi, şart ve cevap mânâsı kazandırmalarının yanı sıra zamanla, mekanla, akıl sahibi olan ve olmayan varlıklarla alâkalarından dolayı cümlede bir öge olma durumunda oldukları için i‘râbtan mahalleri de vardır. Anlamı Şart Edatı إ ْن 1 …se/sa إِ ْذ َﻣﺎ 2 …se/sa إِ َذ َاﻣﺎ 3 Kim (i/e) …se/sa َﻣ ْﻦ 4 Her ne (yi/ye) …se/sa َﻣﺎ 5 Her ne (yi/ye) …se/sa َﻣ ْﻬ َﻤﺎ 6 Ne zaman …se/sa َﻣ َﱴ 7 Ne zaman …se/sa أﻳﱠﺎ َن 8 Nerede …se/sa أَﻳْ َﻦ 9 أﻳْـﻨَ َﻤﺎ 10 أﱏ ﱠ 11 Hangi ….se/sa ي أﱡ 12 Nereye …se/sa َﺣ ْﻴﺜُ َﻤﺎ 13 …se/sa …se/sa Her kim …se/sa (yi/ye) Her nerede …se/sa Nereye …se/sa Her nereye …se/sa Nereye …se/sa Her nereye …se/sa Nerede …se/sa 120 Nasıl …se/sa Her nasıl …se/sa َﻛ ْﻴـ َﻔ َﻤﺎ 14 Muzârî Fiili Cezmetmeyen Şart edatlarını ve bunların anlamlarını ayırt edebilmek. Dilbilgisi kısmında genişçe anlatıldığı üzere, Arapça’daki şart edatlarının bir kısmı muzâri fiili cezmederler ki, bunları zikrettik. Bir kısım şart edatları da vardır ki, onlar cümleye şart mânâsı kazandırırlar ama muzâri fiilin başında yer alsalar bile onu cezmetmezler. O muzâriler merfû kalırlar. Cezmetmeyen şart edatları şunlardır: ﻟ َْﻮ، إذا، أ ﱠﻣﺎ Bu edatlardan (’)ﻟﻮin cevabı olan cümlenin başında لbulunur. أ ﱠﻣﺎile başlayan mübtedâların haberlerinde ise (’)فnın getirilmesi gerekir. Şu cümlelerde bu edatların kullanımını görelim. Bana gelmiş olsaydı ona ikrâm ederdim: ُﺎءِﱐ ﻷَ ْﻛ َﺮْﻣﺘُﻪ َ ﻟ َْﻮ َﺟ ِ إ َذا اﻧْـﺘ َﺸﺮ اﻟﺘـ ِ ﺾ ﻧِ ْﺴﺒَﺔُ ا ْﳉََﺮاﺋِ ِﻢ ْ َ َ ُ ﻴﻢ ﺗَـ ْﻨ َﺨﻔ ُ ﱠﻌﻠ Öğretim yaygınlaşsa ülkede suç oranı aşağı iner. ِ ِ ْ َﺴ ِﻔﻴﻨَﺔُ ﻓَ َﻜﺎﻧ [79 :ﲔ ﻳَـ ْﻌ َﻤﻠُﻮ َن ِﰲ اﻟْﺒَ ْﺤ ِﺮ﴾ ]ﺳﻮرة اﻟﻜﻬﻒ ﴿ َوأَ ﱠﻣﺎ اﻟ ﱠ َ ﺖ ﻟ َﻤ َﺴﺎﻛ “Gemiye gelince (o), denizde çalışan yoksullarındı”. Cevap cümlelerinde ( )فharfinin ne zaman getirileceğini ayırt edebilmek: Cevap cümlesinin başına gelen bir ( )فharfi cevaba şarta mânâ bağlayan bir bağlaçtır. Prensip olarak, cevap cümlesinin başına şu beş durumda ()ف gelmektedir: 1. Cevap cümlesi isim cümlesi olduğunda: ِ ٌﻚ َﺳﻴﱢﺌَﺔ َ ُب ﻓَـ َﻌﺎﻗِﺒَﺘ ْ إِ ْن ﺗَﻜْﺬ ِ ﻟَْﻴve َﻋﺴﻰgibi câmid (çekimsiz veya yarı çekimli 2. Cevap cümlesi, ﻧِ ْﻌﻢ،ﺲ َ َ ِ ﺑ ْﺌ،ﺲ َ ﺲ ﺑِ ِﺴ ﱟﺮ ِﻋ ْﻨ َﺪ اﷲ bir fiil) olduğunda : َ َﻣﺎ ﺗَﻜْﺘُ ْﻢ ﻓَـﻠَْﻴ 3. Cevap cümlesi, “emir cümlesi”, “nehiy cümlesi”, “temennî cümlesi”, “soru cümlesi” gibi talebî cümle özelliğinde olduğunda ْﺿﺄ َﻣ َﱴ ﺗَ ْﺴﺘَـ ْﻴ ِﻘ ْﻆ ﻓَـﺘَـ َﻮ ﱠ 4. Cevap cümlesi başında ﻣﺎ, ﻻve ﻟﻦgibi olumsuzluk edatlarından birinin yer aldığı “olumsuz bir cümle” olduğunda . ﺦ َ إ ْن ُﲣْ ِﻄ ْﺊ ﻓَـﻠَ ْﻦ ﺗُـ َﻮﺑﱠ 5. Cevap cümlesi, başında ﻗَﺪ، س، ف َ َﺳ ْﻮharf ve edatlarından birinin bulunduğu mâzî veya muzâri bir fiil cümlesi olduğunda. ِ ِ ﻴﺶ ُ َﻣ َﱴ ﲤُْ َﺪ ْح َﻛﺜ ًﲑا ﻓَـ َﻘ ْﺪ ﺗَﻄ 121 Kendimizi Sınayalım 1. Aşağıdakilerden hangisi muzârî fiili cezmedenlerden biri değildir? a. َْﱂ b. ي أﱡ c. ﻻَ اﻟﻨﱠﺎﻓﻴﺔ d. َﻣ ْﻬ َﻤﺎ e. ﻻَم اﻷﻣ ِﺮ ِ 2. ﱠﺎس َ ﻳَﺬ..... cümlesindeki boşluğu aşağıdakilerden hangisi en َ ﺐ ذُو ْ ْﻫ ُ اﻟﻌ ْﻘ ِﻞ ُْﳛﺒ ْﺒﻪُ اﻟﻨ uygun şekilde tamamlar? a. ﻟ َْﻮ b. ﳌﱠﺎ c. أ ﱠﻣﺎ d. أَﻳْـﻨَ َﻤﺎ e. ي أﱡ 3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde şart edatı zaman ifade eder? ِ ﺻ ِﻐﲑا ﺗَﺴ َِﱰ a. ﲑا ُ ْ ً َ ﺐ ُ ﻟ َْﻮ ﺗَـ ْﺘـ َﻌ ً ﻳﺢ َﻛﺒ ِ ﻣﻦ ﻳـﻌﻤﻞ b. ﺐ َﻋﻠَْﻴ ِﻪ َ ْ ََْ ْ َ ْ ُﺻﺎﳊًﺎ ﻳَـﺘ c. ﻚ َِﲡ ْﺪ ِرْزﻗًﺎ َ ﱢم ﻟِﻨَـ ْﻔ ِﺴ ُ َﻣﺎ ﺗُـ َﻘﺪ d. أَﻳْـﻨَ َﻤﺎ ﺗَـﺘَـ َﻮ ﱠﺟﻪُ َِﲡ ْﺪ ِرْزﻗًﺎ ِ ﻚ ﺗَ ُﻜ ْﻦ َﺧ ْﻴـ َﺮ اﻟﻨ e. ﱠﺎس َ إِ َذاﻣﺎَ ﺗَـ ْﻌ َﻤ ْﻞ ﺑِ ِﻌﻠ ِْﻤ ِ 4. “ ﺎم ُ ” َﻣ ْﻬ َﻤﺎ ﺗُـ ْﺒﻄ ْﻦ ﺗُﻈْ ِﻬ ْﺮﻩُ اﻷَﻳﱠcümlesinde altı çizili kelimenin eş anlamlısı aşağıdakilerden hangisidir? a. إِ ْن ﺗُﻜْﺜِ ْﺮ b. أﻳﱠﺎ َن ﺗَـ ْﻌﻠَ ْﻢ c. ي ِﻃ ْﻔ ٍﻞ أﱠ d. َﻣ ْﻦ ﻳَـ ْﻨـ ُﻔ ْﺮ ِ ْﻣﺎ َﲣ e. ﻒ َ ِ ﻚ ِﰲ اﻟ َِ ْﻜ 5. “ﱪ ” َﻣﺎ ﺗَـﺘَـ َﻌﻠﱠ ْﻢ ِﰲ اﻟ ﱢcümlesinin Türkçe doğru karşılığı َ ﺼﻐَ ِﺮ ﻳَـ ْﻨـ َﻔ ْﻌ aşağıdakilerden hangisidir? a. Küçükken öğren de büyüyünce faydalanırsın. b. Küçüklükte her ne öğrenirsen büyüdüğünde sana fayda verir. c. Küçüklükte her ne öğrenirsen sana fayda verir. d. Büyüdüğünde fayda versin diye küçükken öğren. e. Küçükken öğrendiğin elbetteki büyüyünce fayda verecektir. 122 Kendimizi Sınayalım Cevap Anahtarı 1. c Cevabınız doğru değilse “Muzâri fiilin Cezmi ve şart edatları konusunu yeniden okuyunuz. 2. d Cevabınız doğru değilse “Şart edatları konusunu yeniden okuyunuz. 3. e Cevabınız doğru değilse “Şart edatları konusunu yeniden okuyunuz. 4. e Cevabınız doğru değilse “Şart edatları konusunu yeniden okuyunuz. 5. b Cevabınız doğru değilse “Şart edatları konusunu yeniden okuyunuz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 ()ِﰲ َﺣﻴَﺎﺗِ ُﻜ ْﻢ, َأر ْد ُْﰎfiilinin mefûlün fîh’i/zarfı olduğu için lafzan mecrûr mahallen mansûbtur. (ﺎﺳ َﻌ ْﻮا )ﻟِﺜَﻼَﺛَِﺔ أ ُُﻣﻮٍر ْ َ ﻓemr-i hâzırının sebebini bildirdiği için mef‘ûlün leh/li eclih’tir. Lafzan mecrûr, mahallen mansûbtur. Her iki ( )إﻟﻴﻬﺎkendilerinden önceki fiillerin nâibu’l-fâilleridir. Mahallen merfûdurlar. Sıra Sizde 2 ِ ﻻَ ﺗُـﻌkelimenin son harfinde bulunan harekenin düşmesidir. 1.ﺎﺳ ْﺮ َ 2. ﻳُ ِﻄ ْﻊfiilinin son harfinde bulunan harekenin düşmesi َ ﻳَـﻨَﺎﻻfiilinden نharfinin düşmesidir. ِ ﺳve ﱳ 3. ﺎﻋ ْﺪ َن ﻗُ ْﻤ ُﱠfiilleri muzârî fiilin mebnî (yapısı değişmeyen َ sıygaları/kipleri) olduğundan şart ve ceza fiilleri olsalar da lafzan cezm olmamışlardır. Sıra Sizde 3 1. ﺗُ ُﻜﻮﻧُﻮاşart fiili olunca sonunda ref alâmeti bulunan ( )نhazfedilmesidir. ﻳﺪرك ْ cevap fiilinde ise son harf olan ’كin harekesinin hazfedilmesidir. 2. Şart fiilinin aslı أﺿ ُﻊ َ iken şart durumuna gelince عharfinin harekesi atılmış ve sâkin harekesiz kalmıştır. Bu sâkin harfi kendisinden sonra yine sâkin olan لharfine bağlayabilmek için “kesra” ile harekelenmiştir. Çünkü Arapçada genel bir kural vardır: Sakin/harekesiz harf harekelendiği zaman kesra ile ِ إذا ﺣ ﱢﺮ َك اﻟ ﱠ ِ harekelenir: ﺴ ِﺮ ُ ْ ﺴﺎﻛ ُﻦ ُﺣ ﱢﺮ َك ﺑﺎﻟ َﻜ 123 Cevap fiilinde cezm alâmeti ise sonundaki نharfinin hazfedilmesidir. Zira bu ِ kelimenin aslı ﺗﻌﺮﻓﻮﻧﲏ şeklinde idi. Kalmış olan ’نa ise ( ﻧُﻮ ُن اﻟ ِﻮﻗَﺎﻳَﺔkelimenin sonunun olduğu gibi kalmasını sağlayan nun) denir. 3. Şart fiilinin sonundaki (’)نun cevap fiilinin sonunda da harekesi atılmalıdır. 4. Şart fiilinin sonundaki (’)نun cevap fiilinin sonunda da harekesi atılmalıdır. 5. Şart fiilinin sonundaki harekenin cevap fiilinin sonundaki illet harfinin ( ) ُْﳚ َﺰىatılmasıdır. Yararlanılan Kaynaklar Çörtü, M. Meral (2001). Arapça Dilbilgisi Nahiv, İstanbul. Güler, İsmail; Günday, Hüseyin; Şahin, Şener (2001). Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), İstanbul. Ediskun, Haydar (1996). Türk Dilbilgisi, İstanbul. Maksudoğlu, Mehmet (2003). Arapça Dilbilgisi, İstanbul. Mehmed Zihni Efendi (1986). el-Muktedab, İstanbul. Sînî, Muhammed İsmâil vd.,(ts.). el-Kavâidu’l-‘arabiyyetu’l-müyessera, (tarihsiz), Cantaş yayınevi, İstanbul. Uralgiray, Yusuf (1986). İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad. 124 125 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; • “Munsarif” ve “Gayr-ı munsarif” terimlerinin tanımını yapabilecek, • Gayr-ı munsariflerin i‘râb alâmetlerini tanımlayabilecek, • Gayr-ı munsarif olma sebeplerini açıklayabilecek, • Gayr-ı munsariflere ait özel durumları açıklayabileceksiniz. Anahtar Kavramlar • Munsarif • Gayr-i Munsarif • el-Memnû‘ mine’s-sarf • el-İsmu’l-lezî lâ yensarif • ‘Ucme/A‘cemî Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; • Ünitemizdeki kelimeler ve deyimler kısmını okuyunuz Yine de anlamını bilmediğiniz kelime ve terimlerle karşılaşırsanız bir Arapça-Türkçe sözlüğe başvurunuz. • Elde edebileceğiniz Türkçe yazılmış herhangi bir nahiv (Arapça dilbilgisi) kitabından gayr-ı munsarif konusunu inceleyiniz. 126 Gayr-i Munsarif ِ ﻏَﻴـﺮ اﻟْﻤ ْﻨﺼ ِﺮ ف َ ُ ُْ GİRİŞ Gayr-ı munsarif terimi, Arapça isimlerin cümle içerisindeki konumlarının dışa yansıyan yüzü olarak tanımlayabileceğimiz i‘râb alâmetleriyle ilgilidir. Türkçe’de i‘râb söz konusu olmadığına göre Türkçedeki bir konuyla gayr-i munsarifı karşılaştırma imkânı yoktur. Ancak bu terimi teşkil eden kelimelerin sözlük anlamlarını ele alarak terimin mânâsını kavramaya çalışmak daha doğru olacaktır. ﺼ ِﺮف َ ﻏَْﻴـ ُﺮ اﻟ ُْﻤ ْﻨteriminin ikinci parçası olan ﺼ ِﺮف َ اﳌُْﻨkelimesi bilindiği üzere ِ ﺻ ْﺮﻓًﺎ ـ ف ﺮ ﺻ kökündendir ve infi‘âl bâbından ism-i fâildir. Konumuzla ilgili َ َ ََ olarak ف اﻟ َﻜﻠِ َﻤﺔ şeklinde kullanıldığı zaman “Kelimenin sonuna kesra ve َ ﺻ َﺮ َ ﻨ اﳌ tenvini ekledi” anlamına gelir. Bu duruma göre ﺼ ِﺮف ُ َ ْ infi‘âl babından ismu’l-fâildir ve “kesra ve tenvîni alan/kabul eden” anlamına gelir. ﻏَْﻴـ ُﺮ ﺼ ِﺮف َ اﻟ ُْﻤ ْﻨise “kesra ve tenvîni alandan başkası kesra ve tenvini almayan” demek olur. Arapçayı yeni öğrenenlerin bu “gayr-ı munsarif” terimi ile “gayr- mutasarrıf” terimini birbirine karıştırdıklarına tesâdüf edilmektedir. Oysaki görüldüğü gibi “gayr-i munsarif” isimlerin i‘râbı ile ilgilidir. “Gayr-ı mutasarrıf” ise kelimelerin çekimi yapılan fiillerden bahsedilirken ﺼ ﱢﺮف َ َ = ُﻣﺘçekimli, sadece mâzîsinin çekimi yapılan câmid (donmuş) fiillerden söz edilirken ise gayr-ı mutasarrıf (çekimi yapılandan başkası/çekimi yapılmayan) fiil denilir. Yani genel olarak birinci terim nahivle ilgili, ikincisi ise sarfla ilgilidir. Kelimelerin karıştırılması, mânâlarının da karıştırılmamasına sebep olacağı için bu husûsa dikkat çektik. Gayr-i munsarif terimi çeşitli nahiv kitaplarında yine aynı anlamda olarak “el-Memnû‘ mine’s-sarf” (munsarifliği engellenen isim) ve “el-ismu’l-lezî lâ yansarıf” (munsarif olmayan/kesra ve tenvini kabul etmeyen isim) diye de anılmaktadır. Her dilde olduğu gibi Arapçada da konuşma dili elastikiyete sahiptir. Ancak dînî olsun veya olmasın çeşitli metinlerin ve şiirlerin okunmasında ve özellikle de yazımında dilbilgisi, dolayısıyla da isimlerin munsarif olup olmayışlarının önemi vardır. Zira kelimelerin son harekelerinin okunuşlarıyla ilgili olan i‘râb kurallarının doğru bir şekilde uygulanması için kelimelerin mebnî, munsarfi yahut da gayr-i munsarif oldukları bilinmelidir. 127 Muzâri fiili Cezmi ve şart edatlarıyla ilgili daha ayrıntılı örnekler için http://www.schoolarabia.net adresine başvurabilirsiniz. ِ ﻴﺤﺔُ َواﻟِ ٍﺪ ﻧَﺼ َ OKUMA PARÇASI اﳌﺪرس )ﺑﻌﺪ اﻟﺘﺤﻴﺔ( أﻳﻦ ِوﻟْﻴَ ُﻢ ) (William؟ ﻣـﺮوا ُن :ﺳﺎﻓﺮ إﱃ ﻣﻜﺔ ﻣﻊ أﻗﺮﺑﺎﺋﻪ اﻟﺬﻳﻦ ﺟﺎءُوا ﻣﻦ ﻟَْﻨ َﺪ َن(London) . ﻛﺎﻧﺖ ﺑِ ِﻪ ُﲪﱠﻰ. ﺣﺎل ُﺟ ْﺮ ٍج )(George اﳌﺪرس :ﻛﻴﻒ ُ اﻟﻴﻮم؟ ْ َ ﺑ ٌ ـﻼل أﺣﺴ ُﻦ واﳊﻤﺪ ﻟﻠّﻪ. :ﻫﻮ َ اﻟﻴﻮم َ اﳌﺪرس :ﻫﺬﻩ دﻓﺎﺗِﺮ ﻃَﻠْﺤﺔَ وﻳﺰﻳ َﺪ وﻋﻤﺮ وﻣﻌ ِﺪﻳ َﻜ ِﺮب .أﻳﻦ ﻫﻢ؟ ﻳﺰﻳـ ُﺪ :ﻫﺎ ﳓﻦ ِ أوﻻء ﻳﺎ ََُ َْ َ ُ َ ُ أﺳﺘﺎذ. ِ ﺎء ﻻ ﺻﻠَﺔَ ﳍﺎ ﺑﺎﻟﺪﱠرس. اﳌﺪرس :ﺗﻜﺘﺒﻮن ﰲ دﻓﺎﺗ ِﺮﻛﻢ أ ْﺷﻴَ َ ﻤﺎء ﻣﺴﺎﺋِ َﻞ ﺷﺮﻋﻴﺔً أو ﳓﻮﻳﺔً ﻓﻨﻜﺘﺒﻬﺎ ﰲ ﻫﺬﻩ اﻟﺪﻓﺎﺗِ ِﺮ. ُ ﻣﻌﺪﻳﻜﺮب ُ : ﻧﺴﻤﻊ ﻣﻦ ﻋُﻠَ َ ِ ﺼﻮا ﳍﺬﻩ ﺼ ﲣ أن اﻷﺣﺴﻦ : اﳌﺪرس اﳌﺴﺎﺋﻞ دﻓﺎﺗَِﺮ ُﻣ ْﺴﺘَ ِﻘﻠﱠﺔً ...اﻗﺮأ اﻟﺪﱠرس ﻳﺎﻣﺮوان. ُ ُ َّ ُ ﻣﺮوا ُن :أﻋﻮذ ﺑﺎﷲ ﻣﻦ اﻟﺸﻴﻄﺎن اﻟﺮﺟﻴﻢ. ﴿وإذا ﻗُـﻠْﺘُ ْﻢ ﻓَﺎ ْﻋ ِﺪﻟُﻮا َوﻟ َْﻮ َﻛﺎ َن َذا ﻗُـ ْﺮَﰉ﴾] اﻷﻧﻌﺎم.[152 / ﻀﺒﺎ َن أ ِ ِِ َﺳﻔﺎً﴾ ] ﻃﻪ.[86 / ﻮﺳﻰ َإﱃ ﻗَـ ْﻮﻣﻪ ﻏَ ْ َ ﴿ﻓَـ َﺮ َﺟ َﻊ ُﻣ َ ِ ِ ِ ِ ﱢﺴ ِﺎء َﻣﺜْـ َﲎ ﴿وإ ْن ﺧ ْﻔﺘُ ْﻢ أﻻّ ﺗُـ ْﻘﺴﻄُﻮا ﰲ اﻟﻴَﺘَ َﺎﻣﻰ ﻓَﺎﻧْﻜ ُﺤﻮا َﻣﺎ ﻃَ َ َ ﺎب ﻟَ ُﻜ ْﻢ ﻣ َﻦ اﻟﻨ َ ﺎع ] ﴾...ﺳﻮرة اﻟﻨﺴﺎء.[3/ َوﺛُﻼَ َ ث َوُرﺑَ َ ﻣﻌﲎ ﻟِـ"إ ْن "؟ ُﻋ َﻤ ُـﺮ :ﻳﺎ أﺳﺘﺎذ ،ﻛﻢ ً اﳌﺪرس :ﺗﺄﰐ "إ ْن " ﻟِﻤﻌ ٍ ﺎن ،ﻣﻨﻬﺎ اﻟ ﱠ ﺗﻌﺎﱃ ﴿:وإ ْن ِﺧ ْﻔﺘُ ْﻢ .﴾... ط ﻛﻤﺎ ﰲ ﻗﻮﻟِ ِﻪ َ ﺸﺮ ُ ََ ِ وﻣﻨﻬـﺎ اﻟﻨﱠـ ْﻔ ُﻲ ﻛﻤﺎ ﰲ اﻟﺘﻨـﺰﻳـﻞ﴿إ ْن ﻫﺬا إﻻ ﻗَـ ْﻮ ُل اﻟﺒَ َﺸ ِﺮ﴾ ] اﳌﺪﱠﺛﺮ.[25 / ِِ وﺗﺄﰐ ُﳐَﱠﻔ َﻔﺔً ﻣﻦ "إ ﱠن " ﻛﻤﺎ ﰲ ﻗﻮﻟﻪ ﺗﻌﺎﱃ﴿وإ ْن ُﻛ ْﻨ َ ِ ِ ِ ﲔ﴾ ﺖ ﻣ ْﻦ ﻗَـ ْﺒﻠﻪ ﻟ َِﻤ َﻦ اﻟﻐَﺎﻓﻠ َ ﻛﻨﺖ... ". أي "وإﻧﱠ َ ﻚ َ ]ﻳﻮﺳﻒْ [3/ ـﻮح ﻧُ ٌ اﳌﺪرس :ﻣﺎ ﻣﻌﲎ "ﻗَـ ْﻮ ِ س ﻗُـ َﺰ َح " ﻳﺎ أﺳﺘﺎذ؟ ﺴﻤﺎء ﺗﺮى ﻓﻴﻪ أﻟﻮا َن اﻟﻄﱠْﻴ ِ ﻒ ُﻣﺘَﺘَﺎﺑِ َﻌﺔً. ﻳﻈﻬﺮ ﰲ اﻟ ﱠ َ ُ :ﻫ َﻮ ﻗَﻮس ﻣﻦ ﻧﻮٍر ُ :وﻣﺎ ﻣﻌﲎ " ُز َﺣ َﻞ " ﻳﺎ أﺳﺘﺎذ؟ ِ اﻟﻜﻮاﻛﺐ. أﺣ ُﺪ :ﻫﻮ َ ﻫﻮ واﲰﻲ " :اﻟﺴﻼم ﻋﻠﻴﻜﻢ ورﲪﺔ اﻟﻠّﻪ وﺑﺮﻛﺎﺗﻪ .أﻧﺎ ﻃﺎﻟﺐ ﺟﺪﻳﺪ ﻣﻦ أﻓﻐﺎﻧِ ْﺴﺘﺎ َنْ ، ﻃﻠﺤـﺔُ اﳌﺪرس ب( )ﻳﺪﺧﻞ ﺷﺎ ﱞ َﺷﺎﻩٌ". اﳌﺪرس :وﻋﻠﻴﻜﻢ اﻟﺴﻼم ورﲪﺔ اﻟﻠّﻪ وﺑﺮﻛﺎﺗﻪ .أﻫﻼً وﺳﻬﻼً .ﻣﻦ أي ﻣﺪﻳﻨﺔ ﻣﻦ ﻣ ُﺪنِ ُ ّ أﻓﻐﺎﻧﺴﺘﺎ َن أﻧﺖ؟ :أَﻧﺎ ﻣﻦ ﺑَـ ْﻠ َﺦ ﻳﺎ أﺳﺘﺎذ. ﺷـﺎﻩٌ )ﻳﺪﺧﻞ اﳌﺮاﻗﺐ وﻳﺴﻠﱢﻢ( 128 ِ ﺐ ﻛﺎﻓِﻴﺔٌ ؟ اﳌﺮاﻗﺐ :أﰲ اﻟﻔﺼﻞ َﻛ َﺮ ﱡ اﺳﻲ َ وﻣﻜﺎﺗ ُ ِ ِ ﺐ أُ َﺧ َﺮ. اﳌﺪرس :ﻻ .ﳓﺘﺎج إﱃ ﺛﻼﺛﺔ َﻣﻜﺎﺗ َ اﳌﺮاﻗﺐ :ﻳﺴﺄل اﳌﺪﻳﺮ ﻋﻦ ِوﻟْﻴَ َﻢ ﲔ اﳉََﺮ ِ س( اﳌﺪرس :ﻗُ ْﻞ ﻟَﻪُ إﻧﻪﱠ ﻣﻦ أﺣﺴﻦ ﻃﻼب اﻟﻔﺼﻞ أدﺑﺎً وﻋﻠﻤﺎً) .ﻳُ ْﺴ َﻤ ُﻊ رﻧِ ُ ٍ ﺸﻮا َﻣﺜْﲎ َﻣﺜْـ َﲎ. واﻣ ُ ﻧَﺬ َ إﱃ َﻣ ْﻌ َﻤﻞ اﻟﻠﱡﻐﺔ .اُ ْﺧ ُﺮﺟﻮا ِ ُ ُﺪوء ْ ، ْﻫ ُ ﺐ اﻵن َ Metni Kavrama Alıştırmaları 1. Aşağıdaki soruları parçaya göre cevaplayınız. َ .1إﱃ أَﻳْ َﻦ َﺳﺎﻓَـ َﺮ ِوﻟْﻴَﻢ؟ اﻟﻴﻮم؟ .2ﻛﻴﻒ ُ ﺣﺎل ُﺟ ْﺮ ٍج َ .3ﻣﺎَ َذا ﻳﻜْﺘُﺐ ﻃَﻠْﺤﺔَ وﻳﺰﻳ َﺪ وﻋُﻤﺮ ِ ب ﰲ َدﻓَﺎﺗِ ِﺮِﻫ ْﻢ؟ وﻣ ْﻌﺪﻳ َﻜ ِﺮ َ ََ َ َ ُ َ ﻤﺎء ﻣﺴﺎﺋِ َﻞ ﺷﺮﻋﻴ ًﺔ أو ﳓﻮﻳﺔً ؟ َ .4ﻣﺎ َذا ﻳَـ ْﻔ َﻌﻠُﻮ َن ﺑَـ ْﻌ َﺪ أ ْن ﻳَ ْﺴ َﻤ ُﻌﻮا ﻣﻦ ُﻋﻠَ َ .5ﻣﺎَ ُﻫﻮ اﻷﺣﺴﻦ ِﰲ ﱢاﲣَ ِ ﺎذ اﻟ ﱠﺪﻓَﺎﺗِ ِﺮ؟ َ َ ُْ .6أ ﱠ ٍ ﱠر ِ س؟ ي آﻳَﺎت ﻗَـ َﺮأوا ِﰲ اﻟﺪ ْ .7ﻣﺎ ﻣﻌﲎ "ﻗَـ ْﻮ ِ س ﻗُـ َﺰ َح" ؟ .8وﻣﺎ ﻣﻌﲎ " ُز َﺣ َﻞ "؟ ي َد ْوﻟ ٍَﺔ ﺗَـ َﻘ ُﻊ َﻣ ِﺪﻳﻨَﺔُ ﺑَـ ْﻠ َﺦ؟ ِ .9ﰲ أ ﱢ ِ ﲔ اﳉََﺮ ِ س؟ َ .10إﱃ أﻳْ َﻦ َذ َﻫﺒُﻮا ﺑَـ ْﻌ َﺪ َﲰَﺎﻋ ِﻬ ْﻢ َرﻧِ َ 2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz. ِ ﱡﺠﻮم/اﻟﺴﻜﻮﻧﺔ( ﺐ /أﺗَﻰ ْ / أﲨَﻞ َ /ﻣﺒَﺎﺣﺚ /دﻳﻨﻴﱠﺔ ُ /زَﻣﻼَء /اﻟﻘﺮآن /اﻟﻨ ُ ) َﺳﻼَم َ /ذ َﻫ َ .1ﺳﺎَﻓﺮ َإﱃ ﻣ ﱠﻜﺔ ﻣﻊ أ ِ ِ ِ ﱠ ِ ﻳﻦ َﺟﺎءُوا ﻣﻦ ﻟَْﻨ َﺪ َن. ْ َ َ َﺻﺪﻗَﺎءﻩ اﻟﺬ َ .2ﺑـﻌ َﺪ اﻟﺘ ِ َل اﳌَُﻌﻠﱢﻢ َﻋ ْﻦ َﺣ ِ ﺎل ِوﻟْﻴَﻢ. ﱠﺤﻴﱠ ِﺔ ﺳﺄ َ َْ ُ .3ﺳﺎﻓﺮ إﱃ ﻣﻜﺔ ﻣﻊ أﻗﺮﺑﺎﺋﻪ اﻟﺬﻳﻦ ﺟﺎءُوا ﻣﻦ ﻟَْﻨ َﺪ َن. أﺣﺴ ُﻦ واﳊﻤﺪ ﻟﻠّﻪ. .4ﻫﻮ َ اﻟﻴﻮم َ ِ ﺼﻮا ﳍﺬﻩ .5 اﳌﺴﺎﺋﻞ دﻓﺎﺗَِﺮ ُﻣ ْﺴﺘَ ِﻘﻠﱠﺔً اﻷﺣﺴﻦ أن ُﲣَ ّ ﺼُ ُ .6وﻣﻦ َﻣﻌﺎَﻧِ ِﻴﻪ اﻟﻨﱠـ ْﻔ ُﻲ ﻛﻤﺎ ﰲ اﻟﺘﻨـﺰﻳـﻞ﴿إ ْن ﻫﺬا إﻻ ﻗَـ ْﻮ ُل اﻟﺒَ َﺸ ِﺮ﴾ ] اﳌﺪﱠﺛِﺮ.[25 / .7اُ ْﺧﺮﺟﻮا ِ ُﺪ ٍ وء . ُ ُ ِ أﺣ ُﺪ اﻟﻜﻮاﻛﺐ. ُ .8ز َﺣ ُﻞ َ ﻤﺎء ﻣﺴﺎﺋِ َﻞ ﺷﺮﻋﻴﺔً. ُ : .9 ﻧﺴﻤﻊ ﻣﻦ ُﻋﻠَ َ 129 3. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimelerden seçiniz. أﺟﺎﻧِﺐ ،أﻗـْﺒَ ُﺢ ،أﺑْـﺘَ ِﻌ ُﺪ ،ﲤَْ َﺴ ُﺤﻮ َن ،ﻇُﻠْﻢ ،اﻟﻄَﻼقَ ،ﺣﻴَـ َﻮان ،ﻗَ ِﺪﱘ َ ،د ُﺧﻮل َ ،ﺷ ْﻴﺦ( ) َ ِِ ﱠ ِ ﻳﻦ َﺟﺎءُوا ﻣﻦ ﻟَْﻨ َﺪ َن. ﻓﺮ َإﱃ َﻣ ﱠﻜﺔ ﻣﻊ أﻗﺮﺑﺎﺋﻪ اﻟﺬ َ .1ﺳﺎَ َ أﺣﺴ ُﻦ واﳊﻤﺪ ﻟﻠّﻪ. .2ﻫﻮ َ اﻟﻴﻮم َ .3ﺗﻜﺘﺒﻮن ﰲ دﻓﺎﺗ ِﺮﻛﻢ أ ْﺷﻴﺎء ﻻ ِ ﺻﻠَﺔَ ﳍﺎ ﺑﺎﻟﺪﱠرس. ََ .4أﻋﻮذ ﺑﺎﷲ ﻣﻦ اﻟﺸﻴﻄﺎن اﻟﺮﺟﻴﻢ. ﴿.5وإذا ﻗُـﻠْﺘُ ْﻢ ﻓَﺎ ْﻋ ِﺪﻟُﻮا َوﻟ َْﻮ َﻛﺎ َن َذا ﻗُـ ْﺮَﰉ﴾] اﻷﻧﻌﺎم.[152 / ِ ِ ﺎع ] ﴾...اﻟﻨﺴﺎء..[3/ ﱢﺴ ِﺎء َﻣﺜْـ َﲎ َوﺛُﻼَ َ ث َوُرﺑَ َ ...﴿.6ﻓَﺎﻧْﻜ ُﺤﻮا َﻣﺎ ﻃَ َ ﺎب ﻟَ ُﻜ ْﻢ ﻣ َﻦ اﻟﻨ َ .7وﻣﻨﻬـﺎ اﻟﻨﱠـ ْﻔ ُﻲ ﻛﻤﺎ ﰲ اﻟﺘﻨـﺰﻳـﻞ﴿إ ْن ﻫﺬا إﻻ ﻗَـ ْﻮ ُل اﻟﺒَ َﺸ ِﺮ﴾ . .8أﻧﺎ ﻃﺎﻟﺐ ﺟﺪﻳﺪ ﻣﻦ أﻓﻐﺎﻧِ ْﺴﺘﺎ َن. ﻳﻞ اﻟﻘﺎََﻣ ِﺔ. .9ﻳَ ْﺪ ُﺧ ُﻞ َﺷ ﱞ ﺎب ﻃَ ِﻮ ُ ٍ ﺎد. واﻣ ُ ُﺣ َ .10اُ ْﺧ ُﺮﺟﻮا ِ ُ ُﺪوء ْ ، ﺸﻮا أ َ 4. Altı çizili kelimelerin müfredlerini (tekillerini) bulunuz. ِِ ﱠ ِ ﻳﻦ َﺟﺎءُوا ﻣﻦ ﻟَْﻨ َﺪ َن. ﻓﺮ إ َﱃ َﻣ ﱠﻜﺔ ﻣﻊ أﻗﺮﺑﺎﺋﻪ اﻟﺬ َ .1ﺳﺎَ َ .2و ﻫﺬﻩ دﻓﺎﺗِﺮ ﻃَﻠْﺤﺔَ وﻳﺰﻳ َﺪ وﻋُﻤﺮ ِ ب. وﻣ ْﻌﺪﻳ َﻜ ِﺮ َ ََ َ ُ َ ﻤﺎء ﻣﺴﺎﺋِ َﻞ ﺷﺮﻋﻴﺔً أو ﳓﻮﻳﺔً ﻓﻨﻜﺘﺒﻬﺎ ﰲ ﻫﺬﻩ اﻟﺪﻓﺎﺗِ ِﺮ. .3ﻧَ ْﺴ َﻤ ُﻊ ﻣﻦ ُﻋﻠَ َ .4اِﻗْﺮأ اﻟﺪﱠرس وا ْﺷﺮ ِح اﻟ َﻘﻮ ِ اﻋ َﺪ ﻳﺎﻣﺮوا ُن. َ َ َ َ ِ ِ ِ ِ ﺎع ﴾... ﱢﺴ ِﺎء َﻣﺜْـ َﲎ َوﺛُﻼَ َ ث َوُرﺑَ َ ﴿وإ ْن ﺧ ْﻔﺘُ ْﻢ أﻻّ ﺗُـ ْﻘﺴﻄُﻮا ﰲ اﻟﻴَﺘَ َﺎﻣﻰ ﻓَﺎﻧْﻜ ُﺤﻮا َﻣﺎ ﻃَ َ َ .5 ﺎب ﻟَ ُﻜ ْﻢ ﻣ َﻦ اﻟﻨ َ ﺴﻤﺎء ﺗﺮى ﻓﻴﻪ أﻟﻮا َن اﻟﻄﱠْﻴ ِ ﻒ ُﻣﺘَﺘَﺎﺑِ َﻌﺔً. ﻳﻈﻬﺮ ﰲ اﻟ ﱠ َ ُ : .6ﻫ َﻮ ﻗَﻮس ﻣﻦ ﻧﻮٍر ُ ِ ِ اﻟﻜﻮاﻛﺐ. إﺣ َﺪى ُ .7ز َﺣ ُﻞ ﻫ َﻲ ْ ي ٍ أﻧﺖ؟ ِ .8ﻣ ْﻦ أ ﱢ ﻣﺪﻳﻨﺔ ﻣﻦ ُﻣ ُﺪ ِن أﻓﻐﺎﻧﺴﺘﺎ َن َ ِ ﺐ ﻛﺎﻓِﻴﺔٌ ؟ .9أﰲ اﻟﻔﺼﻞ َﻛ َﺮ ﱡ اﺳﻲ َ وﻣﻜﺎﺗ ُ ِ ِ أﺧﺮى. .10ﳓﺘﺎج إﱃ ﺛﻼﺛﺔ َﻣﻜﺎﺗ َ ﺐ َ 5. Altı çizili kelimelerin cemilerini (çoğullarını) bulunuz. ِ ِِ ﺟﺎء ﻣﻦ ﻟَْﻨ َﺪ َن .1ﺳﺎَﻓَـ َﺮ إﱃ ﻣ ﱠﻜﺔ ﻣﻊ َزﻣﻴﻠﻪ اﻟﺬي َ اﻟﻴﻮم؟ .2ﻛﻴﻒ ُ ﺣﺎل ُﺟ ْﺮ ٍج َ 130 ِ ﱠر .3 .ﻤﺎء ﻣﺴﺎﺋِ َﻞ ﺷﺮﻋﻴﺔً أو ﳓﻮﻳﺔً ﻓﻨﻜﺘﺒﻬﺎ ﰲ ﻫﺬﻩ اﻟﺪﻓﺎﺗِ ِﺮ ْ ﻧﺴﻤﻊ ِﰲ اﻟﺪ ُ َ َس ﻣﻦ ﻋُﻠ ِ ﻀﺒﺎ َن أ ِِ ﴾ًَﺳﻔﺎ َ ْ َﻮﺳﻰ َإﱃ ﻗَـ ْﻮﻣﻪ ﻏ َ ﴿ﻓَـ َﺮ َﺟ َﻊ ُﻣ.4 ِ ﻣﺎ ﻣﻌﲎ "ﻗَـ ْﻮ.5 س ﻗُـ َﺰ َح " ﻳﺎ أﺳﺘﺎذ؟ ِ ﺴﻤﺎء ﺗﺮى ﻓﻴﻪ أﻟﻮا َن اﻟﻄﱠْﻴ .ًﻒ ُﻣﺘَﺘَﺎﺑِ َﻌﺔ َ ﻳﻈﻬﺮ ﰲ اﻟ ﱠ ُ ُﻫ َﻮ ﻗَﻮس ﻣﻦ ﻧﻮٍر.6 ِ ".ٌاﲰﻲ " َﺷﺎﻩ ْ و،ﺐ ﺟﺪﻳﺪ ﻣﻦ أﻓﻐﺎﻧِ ْﺴﺘﺎ َن ٌ أﻧﺎ ﻃَﺎﻟ.7 ٍ ُﻫﻮ ﻳ ِﺄﰐ ِﻣﻦ ﺑـﻠَ ٍﺪ ﺑ ِﻌ.8 .ﻴﺪ ﻟ ْﻠﻐَﺎﻳَِﺔ َ َْ َ َ ِ ﺐ ﻛﺎﻓِﻴﺔٌ ؟ أﰲ اﻟﻔﺼﻞ َﻛ َﺮ ﱡ.9 َ اﺳﻲ ُ وﻣﻜﺎﺗ ِ ِﺼ ِ ﲔ اﳉََﺮ .ﻒ س َﺧ َﺮ ُﺟﻮا ِﻣ َﻦ اﻟ ﱠ َ ِب َرﻧ ُ َﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ َﲰ َﻊ اﻟﻄﱡﻼﱠ.10 6. Aşağıda verilen Arapça cümlenin en yakın Türkçe karşılığını seçiniz. ِ ِ ﻗُﻞ ﻟِﻠ ِ َﺣﺴ ِﻦ ﻃُﻼﱠ ِ ﲔ ا ْﳉََﺮ .ﺐ اﻵ َن َإﱃ َﻣ ْﻌ َﻤ ِﻞ اﻟﻠﻐَ ِﺔ َ س( ﻧَﺬ ْ ب اﻟ َﻔ ُ ِﺼ ِﻞ أ ََدﺑًﺎ َو َﻋﻠ ًْﻤﺎ )ﻳُ ْﺴ َﻤ ُﻊ َرﻧ ُ ْ ُ ْﻫ َ ْ ْﻤﺪﻳ ِﺮ إﻧﱠﻪُ ﻣ ْﻦ أ a. Müdüre dedi ki: O, sınıftaki öğrencilerin edep ve ilimce en güzellerinden biridir. (Zil sesi duyulur): Şimdi dil dersine gidiyoruz. b. Müdüre de ki: O, sınıftaki öğrencilerin edep ve ilimce en güzellerinden biridir. (Zil sesi duyulur): Şimdi dil laboratuarına gidiyoruz. c. Müdüre dedi ki: O, sınıftaki öğrencilerin edep ve ilimce en güzellerinden biridir. (Zil sesini duyunca) hemen dil laboratuarına gideceğiz. d. Müdüre “O, öğrencilerin edep ve ilimce en güzel olduğu sınıflardan biridir. (Zil sesi duyulur) hemen dil laboratuarına gidiyoruz. e. Müdüre de ki: O, sınıftaki öğrencilerin en edeplisidir. (Zil sesi duyulur): Şimdi dil laboratuarına gidiyoruz. 7. Aşağıda verilen Arapça cümlenin en yakın Türkçe karşılıklığını seçiniz. .ًﺼﻮا ِﳍَ ِﺬ ِﻩ اﻟ َْﻤ َﺴﺎﺋِ ِﻞ َدﻓَﺎﺗَِﺮ ُﻣ ْﺴﺘَ ِﻘﻠﱠﺔ اﻷﺣ َﺴ ُﻦ أ ْن ُﲣَ ﱢ ْ ُﺼ a. Bu konular için ayrı defterler alsanız ne iyi olur. b. Bu konular için ayrı defterler almanız güzeldir. c. Her konunun ayrı defteri olması en güzelidir. d. En iyisi bu konuların defterlerini diğerlerinden ayırmanızdır. e. En iyisi bu konulara özel (ayrı) defterler tahsis etmenizdir. 131 DİLBİLGİSİ GAYR-I MUNSARİF Arapçada isimler kesra ve tenvîni alıp almama bakımından ikiye ayrılırlar. 1. Munsarif: İ‘râb harekelerinin hepsini gerektiği durumlarda alabilen isimlerdir. Bunlar ref‘ halinde zamme, nasb halinde fetha ve cer (hafd) halinde ise kesra alırlar. İ‘râbı Örnek cümle Anlamı Ref‘ hâli ﺎء َﻋﻠِ ﱞﻲ َ َﺟ Nasb hâli ﺖ َﻋﻠِﻴًّﺎ ُ َْرأَﻳ Ali’yi gördüm. Cer hâli ﺖ َﻋﻠَﻰ َﻋ ِﻠ ﱟﻲ ُ َﺳﻠﱠ ْﻤ Ali’ye selam verdim. Ali geldi. Munsarif isimlerden sonlarında elif-i maksûre bulunanlar ile mütekellim yâ’sına ( )يmuzâf olan müfred isimler her üç i‘râb hâlinde de harekeler takdîr edilir, yani telaffuz edilmedikleri için var sayılırlar. İ‘râbı Elif-i maksûreli Mütekellim yâ’sına muzâf Ref‘ hâli ﺎء اﻟ َﻔ َﱴ َ َﺟ ﻀ َﺮ َواﻟِ ِﺪي َ َﺣ Nasb hâli ﺖ اﻟ َﻔ َﱴ ُ َْرأَﻳ ﺐ َواﻟِ ِﺪي أ ُِﺣ ﱡ Cer hâli ت ﺑِﺎﻟ َﻔ َﱴ ُ َﻣ َﺮْر ُﺳﻠﱢ ُﻢ َﻋﻠَﻰ َواﻟِ ِﺪي َأ I. Gayr-ı Munsarif: Bu isimler ref hâlinde zamme, nasb hâlinde fetha, cer hâlinde (kesra yerine) yine fetha alırlar. Nahiv âlimleri bir ismin munsarif ِ ﺼﺮ ِ olmasına engel olan (ف ْ ) َﻣ َﻮاﻧ ُﻊ اﻟ ﱠdokuz sebep (illet) saymışlardır. Gayr-ı munsarif olmanın dokuz sebebini şair şu beyitlerinde toplamıştır. Nahiv kaynaklarında yer alan ve asırlardır okunan bu beyitleri orijinal şekliyle burada zikretmeyi faydalı gördük. ِ ﺎن ِﻣ ْﻨـﻬﺎ ﻓَﻤﺎ ﻟِﻠ ﱠ ِ ﻣﻮا ﻧِﻊ اﻟ ﱠ ِ َﺖ * ﺛِْﻨﺘ ﻳﺐ ْ اﺟﺘَ َﻤ َﻌ ْ َﺼ ْﺮف ﺗ ْ ﺼ ْﺮف ﺗِ ْﺴ ٌﻊ ُﻛﻠﱠ َﻤﺎ ُ ََ َ َ ُ ﺼ ِﻮ ِ ٌ َﻋ ﻴﺐ ٌ ـﻒ وﺗَﺎْ ﻧِﻴ ٌ ﺻ ْ ـﺪل َوَو ُ ﺚ َوَﻣ ْـﻌ ِﺮﻓَﺔٌ * َوﻋُ ْﺠ َﻤﺔٌ ﰒُﱠ ﲨَْ ٌﻊ ﰒُﱠ ﺗَـ ْﺮﻛ ِ ﻳﺐ ٌ ِواﻟﻨﱡﻮ ُن َزاﺋِ َﺪةٌ ِﻣ ْﻦ ﻗَـ ْﺒﻠِ َﻬﺎ أَﻟ ُ ﻒ * َوَوْز ُن ﻓ ْﻌ ٍﻞ َو َﻫ َﺬا اﻟ َﻘ ْﻮ ُل ﺗَـ ْﻘ ِﺮ Munsarif olmanın engelleri dokuzdur. Bu dokuz engelden (sebep/illetten) ikisi her ne zaman bir kelimede bir araya gelse, artık o kelimenin münsarif olması doğru olmaz. Bu engel sebepler: 1. Adl/Udûl: Bir kelimenin vezinin başka bir vezne dönüşmüş olması. 132 2. Vasıf/Sıfat anlamlı olması. 3. Kelimenin müennes olması 4. Marife olması. 5. ‘Ucme: (bir kelimenin yabancı bir dilden Arapçaya geçmiş olması) 6. Cemi (çoğul) sıygasında olması. 7. Mürekkeb (bileşik isim halinde) bir kelime olması. 8. Öncesinde elif bulunan bir nûn bulunması. 9. Kelimenin fiil vezninde olması. Bildiğiniz bir gayr-ı munsarif kelimeyi merfû, mansûb ve mecrûr hallerinde olacak şekilde üç cümlede kullanınız. Gayr-ı Munsarif Kelimeler Gayr-ı munsarif kelimeler üç bölümde incelenir: A. Alemler (Özel İsimler) B. Sıfat olanlar C. Sıygatu müntehe’l-cumû‘ (son cemi kipi) yapısında olan cemiler. Nahiv âlimleri, alem (özel isim) ve sıfatlardan, yukarıda sayılan dokuz illet (sebepten) ikisini kendisinde bulunduranların gayr-i munsarif olabileceğini söylemişlerdir. Yani gayr-i munsarif alem bu özelliklerineek olarak dokuz sebepten birini daha bulundurmalıdır. Vasıf ve cemilerde ise bir sebep (illet) yeterli görülmüştür. Şimdi bunları örnekleriyle birlikte görelim. A. Alem اﻟﻌﻠَ ُﻢ َ (Özel İsim) Olanlar 1. Alem ve ucme sebeplerini birlikte bulunduranlar: Ucme, bir ismin Arapça dışında bir dilden alınmış olmasıdır. Böyle isimlere ﺠ ِﻤ ﱡﻲ َ اﻷ ْﻋa‘cemî denir. ِ اﻟﺪ Ayrıca bu tür kelimeler, Arapçaya başka dilden girdiğini belirtmek için ﱠﺧﻴﻞ (Başka dilden Arapçaya giren) diye de anılırlar. Örnekler: ِ ْ ، إﺑـﺮ ِاﻫﻴﻢ ِ ِ ، ﺎﻋﻴﻞ ﻮل ُ ُاﺳﺘَﺎﻧْـﺒ ْ ، ﻟَْﻨ َﺪ ُن، َرْﻣﺴﻴﺲ، ﻴﻞ ْ ُ َإﲰ ُ َْ ُ إﺳ َﺮاﻓ ِ ﺑﺎ ِر ِ ُوروﺑﱢـﻴﱠ ِﺔ اﻟ ُﻜ ْﺒـ َﺮى ُ ﻳﺲ ﻣ ْﻦ أ ْﻛ َِﱪ اﻟ ُْﻤ ُﺪن اﻷ ُ َ Paris, Avrupa’nın en büyük metropollerinden biridir. ِ اﷲ ِ ﺑـﲎ َﺧﻠﻴﻞ .ﻷﻣ ِﺮ َرﺑﱢِﻪ َ َﻴﻢ اﻟ َﻜ ْﻌﺒَﺔَ اﳌُ َﺸ ﱠﺮﻓَﺔَ ﻃ ْ ًﺎﻋﺔ ََ ُ إﺑﺮاﻫ َ ُ Hz. İbrahim, rabbinin emrine itaat için Kabeyi Müşerrefe’yi inşa etti. ِ ِ ُ اﺑـﺘَـﻠَﻊ اﳊ ٍ ِﺴﻼَم( ِﰲ ﻟ َْﻴ ٍﻞ ﺣﺎﻟ ﻚ ُ ﺲ ) َﻋﻠَﻴﻪ اﻟ ﱠ َ ُ َ ْ َ ُﻮت اﻟﻌ ْﻤﻼَ ُق ﻳُﻮﻧ Dev balina Hz. Yunus’u karanlık bir gecede yuttu. 133 ِ َﻓ 2. Alem ve müennes olanlar: ، ُ ُﻣ َﻌﺎ ِوﻳَﺔ، ُ ﲪَْ َﺰة، ُْﺤﺔ ُ ُﺳ َﻌ، ُ َﻣ ْﺮَﱘ، ُﺎﻃ َﻤﺔ َ ﻃَﻠ، ُ َﻣ ﱠﻜﺔ، ﺐ ُ َ َزﻳْـﻨ، ﺎد ُ ﻋُ ْﺮَوة، ُﻋُ ْﻘﺒَﺔ Bu gruba, müenneslik alâmeti olsun, olmasın müennes varlıklara (insan, hayvan, şehir, ülke) verilen özel isimlerle sonunda müenneslik alâmeti bulunan erkek isimleri girerler. Aşağıdaki cümlelerde geçen bu tür gayr-ı munsarif kelimeleri inceleyiniz. ِ َِﻛﺎ َن ﲪَْ َﺰةُ ﺑْ ُﻦ َﻋ ْﺒ ِﺪ اﳌُﻄﱠﻠ .(ﱠﱯ )ﺻﻠﱠﻰ اﷲُ َﻋﻠَْﻴ ِﻪ َو َﺳﻠﱠ َﻢ ﺐ ﻋ ﱠﻢ اﻟﻨِ ﱢ Hamza b. Abdülmuttalib Hz. Peyhamber’in amcasıydı. .ي اﻋﺔٌ ﳑُْﺘَ َﺎزةٌ ِﰲ اﻟﻔ ﱢﻦ اﳌِ ْﻌ َﻤﺎ ِر ﱢ َ ﺎﻋﺔَ ﺑَـ َﺮ َ َﻟِ ِﺮﻓ Rifâa’nın mimarlık sahasında mükemmel bir yeteneği var. ِ ْ َﻛﺎﻓَﺄ ٍ ﺎﺟﺤ ِ ٍ ِ َ َﺎت ﺛَﻼ ِ ﺎدةُ ُﻛﻠﱢﻴﱠ ِﺔ ا ِﻹﻟﻴ ِﻬﻴﱠ .َوﺧ ِﺪﳚَﺔَ َوَﻣ ْﺮَﱘ َ ُز َﺣ َﻞ:ﺎت َ َت ﻋ َﻤ َ َث ﻃَﺎﻟﺒَﺎت ﻧ İlahiyat fakültesi dekanlığı üç başarılı öğrenciyi, Zuhal, Hatice ve Meryem’i ödüllendirdi. ِ ﺖ ٍ ﺖ َو ْﻫ .-ﱠﱯ –ﻋﻠﻴﻪ اﻟﺴﻼم ْ ََﻛﺎﻧ ُ آﻣﻨَﺔُ ﺑِْﻨ ﺐ ًّأﻣﺎ ﻟﻠﻨِ ﱢ Amine kızı Vehb, Hz. Peygamber’in annesiydi. 3. Alem ve sonunda –انeki bulunanlar: َﻣ ْﺮَوا ُن، ﻀﺎ ُن َ َرَﻣ، َﺳﻠ َْﻤﺎ ُن، َﺷ ْﻌﺒَﺎ ُن، (ﻋُﺜْ َﻤﺎن )ﻋُﺜْﻢ – ا ُن Aşağıdaki cümlelerde geçen bu tür gayr-ı munsarif kelimeleri inceleyiniz. ت ﺑِ َﺸ ْﻌﺒَﺎ َن ُ َﻣ َﺮْر/ ﺖ َﺷ ْﻌﺒَﺎ َن ُ ْ َرأَﻳ/ َﻫ َﺬا َﺷ ْﻌﺒَﺎ ُن ِ َﻛﺎ َن اﳋَﻠِﻴ َﻔﺔُ ﻋُﺜْﻤﺎ ُن ﺑﻦ َﻋ ﱠﻔﺎ َن .-ﺴﻼَ ُم ﱠﱯ – َﻋﻠَْﻴ ِﻪ اﻟ ﱠ ﺻ ْﻬ ًﺮا ﻟﻠﻨِ ﱢ ُ َ Halife Hz. Osman, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in damadıydı. ِ ٍ َث ﺑـﻨ .ﺎت َ ُ َ ﻷﺧﻲ َﻋ ْﺪﻧَﺎ َن ﺛَﻼKardeşim Adnan’ın üç kızı var. 4. Alem ve fiil vezninde olanlar. Meselâ أﲪَ ُﺪ ْ kelimesi أ ْد ُﺧ ُﻞve ج ُ أ ْﺧ ُﺮgibi fiil ِ ﴰ mâzî vezninde, ﺪ ﻳ ﺰ ﻳ muzârî vezninde bir alem vezninde bir isimdir. Yine َﱠﺮ ُ َ ُ olduğu için gayr-ı munsariftirler. Aşağıdaki cümlelerde geçen bu tür gayr-ı munsarif kelimeleri inceleyiniz. ﻳَ ِﺰﻳ َﺪ/ َﱠﺮ ُ َﺳﻠﱠ ْﻤ، ﻳَ ِﺰﻳ َﺪ/ َﱠﺮ ُ ْ َرأَﻳ، ﻳَ ِﺰﻳ ُﺪ/ َﱠﺮ َ َﺟ َ ﺖ َﻋﻠَﻰ ﴰ َﺖ ﴰ ُ ﺎء ﴰ َِ ٌﻳـ ْﻨﺒﻊ ﻣ ِﺪﻳﻨَﺔ .َﲪَ ِﺮ ْ ﲨﻴﻠَﺔٌ ﺗَـ َﻘ ُﻊ َﻋﻠَﻰ اﻟْﺒَ ْﺤ ِﺮ اﻷ َ ُُ َ Yenbu, Kızıldeniz’de bulunan güzel bir kenttir. ِ َﻮع ِﻣ ْﻦ ﻗَـ ْﺒﻞ َﻣ ﱠﺮﺗ .ﲔ ِ ﺿ ُ ﺖ َﻣ َﻊ أَ ْﻛ َﺮَم ِﰲ َﻫ َﺬا اﻟ َْﻤ ْﻮ ُ َْﲢَ ﱠﺪﺛ ُ Ekrem’le bu konuda daha önce iki kez konuştum. 134 5. Alem ve adl/udûl (asıl sıyglarından başka bir vezne dönüştürme yoluyla kazanılan vezindeki isimler). Meselâ ﻋُ َﻤﺮkelimesinin aslının َﻋ ِﺎﻣﺮolduğu ve ondan dönüştüğü kabul edilir. Meselâ: ح ُ ُدﻟ، ُﲨَ ُﻊ، ُﻫﺒَ ُﻞ، ﺛُـ َﻌ ُﻞ، ُزﻓَـ ُﺮ، ُز َﺣ ُﻞ ُ ﻗُـ َﺰ، َﻒ ﺖ َﻋﻠَﻰ ﻋُ َﻤ َﺮ ُ َﺳﻠﱠ ْﻤ، ﺖ ﻋُ َﻤ َﺮ ُ ْ َرأَﻳ، ﺎءِﱐ ﻋُ َﻤ ُﺮ َ َﺟ Not: ’أُ ْﺧ َﺮىnın cemî kipi olan ُﺧﺮ َ أve te’kîd lafızlarından bulunan ُﲨَﻊ, kelimeleri de alem olmadıkları halde gayr-ı munsariftirler. Örnek: ُﻛﺘَﻊve ﺼﻊ َ ُﺑ [ 184 ،ُﺧ َﺮ﴾ ] ﺳﻮرة اﻟﺒﻘﺮة َ ﴿ﻓَ ِﻌ ﱠﺪةٌ ِﻣ ْﻦ أﻳﱠ ٍﺎم أ “Sizden kim (oruç gğnlerinde) hasta veya seferde ise o (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde oruç tutar”. ..ُﺧ َﺮ َأ ِ ت ﺑِﺎﳍِْﻨ َﺪ ات َوﻧِ َﺴ ٍﺎء ُ َﻣ َﺮْرHindlere ve başka kadınlara uğradım 6. Sonunda memdûd ( )ـ ـ اءolsun maksûr ( ) ـ ـ ىolsun elif bulunanlar: Çöl: ﺻ ْﺤ َﺮاء َ Hatıra: ِذ ْﻛ َﺮى Çölde: اء َ ِﰲ َ ﺻ ْﺤ َﺮ Muştu, müjde: ﺸ َﺮى ْ ُﺑ ٍ َِﰲ ﻟَْﻴـﻠَﺔ ﻇَﻠ َْﻤﺎء Çok karanlık bir gecede Yeşil: ﻀ َﺮاء ْ َﺧ Gebe: ُﺣ ْﺒـﻠَﻰ Mavi: َزْرﻗَﺎء en düşük: ُﺳ ْﻔﻠَﻰ 7. Alem ve ﺠﺎ ِزي َ ﺐ اﻟ َْﻤ ُ ( اﳌﺮﱠﻛkaynaşmış bileşik isim) kalıbında olan isimler: ﺑَـ ْﻌﻠَﺒَ ﱠ، َﻣ ْﻌ ِﺪﻳ َﻜ ِﺮب ﻮر َﺳ ِﻌﻴ ُﺪ ْ َﺣ، ﻚ ْ ُ ﺑ، ﻀ َﺮَﻣ ْﻮت Aşağıdaki cümlelerde gayr-i munsarifleri tesbit ediniz ve ne sebeple gayr-ı munsarif olduklarını söyleyiniz. .ﺖ اﺑْـﻨَﺔُ َﺧ ِﺎﱄ َﺧ ِﺪﳚَﺔَ ِﻣ ْﻦ اﺑْ ِﻦ َﺟﺎ ِرَﻫﺎ َﻋ ْﺪﻧَﺎ َن ْ ﺗَـ َﺰﱠو َﺟ.1 ِ ﺳﺎﻓَـﺮ ﻣ ِﺪﻳﺮ اﻟ ﱠ.2 ِ .ﻳﺲ ُ ُ َ َ َ ﺸ ِﺮَﻛﺔ َإﱃ ﺑَﺎر ِ ﺗَ ْﺪرس َﻋﺎﺋِ َﺸﺔُ ِﰲ ُﻛﻠﱢﻴﱠ ِﺔ ا ِﻹﳍِﻴﱠ.3 .ﺎت ِﲜَ ِﺎﻣ َﻌ ِﺔ َﻣ ْﺮَﻣ َﺮة ُُ ِ ِ . ب ﻗَـ ْﺒ َﻞ ا ْﳍِ ْﺠ َﺮِة اﻟﻨﱠﺒَ ِﻮﻳﱠِﺔ َ َﻛﺎﻧَﺖ اﻟ َْﻤﺪﻳﻨَﺔُ اﻟ ُْﻤﻨَـ ﱠﻮَرةُ ﺗُ ْﺪ َﻋﻰ ﺑِﻴَﺜْ ِﺮ.4 B. Sıfat Olan Gayr-ı Munsarifler Yapı itibariyle sıfat mânâsı taşıyan kelimelerden bu özelliklerinin yanısıra, elif-nun eklenenler, fiil vezinlerinde olanlar ve yukarıda açıklandığı üzere “udûl” niteliği taşıyanlar da gayr-ı munsariftirler. Şimdi bunları da örneklendirelim: 1. Vezinlerinde asıl vezinden dönüşme (udûl/adl) bulunan sıfat mânâlı kelimeler. Bunlara örnek üleştirme sayılarıdır. 135 Birer: َﻣ ْﻮ َﺣ َﺪ/ ﺎد َ َﺛُﻼ َ َ َﻣﺜْـﻠ/ ث َ ُﺣ َ أ, İkişer : َﻣﺜْـ َﲎ/ ﺛُـﻨَﺎء, Üçer: ﺚ Dörder: َﻣ ْﺮﺑَ َﻊ/ ﺎع َ َ ُرﺑ, Beşer: ﺲ َ َ ُﲬAltışar: س َ َﻣ ْﺴ َﺪ/ اس َ ُﺳ َﺪ َ ﳐَْ َﻤ/ ﺎس Yedişer: ﺴﺒَ َﻊ َ َ ُﺳﺒ, Sekizer: َﻣﺜْ َﻤ َﻦ/ ﲦَُﺎ َنDokuzar: َﻣ ْﺘ َﺴ َﻊ/ ُﺗُ َﺴﺎع ْ َﻣ/ ﺎع Onar: ﺸ َﺮ َ َﻣ ْﻌ/ ﻋُ َﺸ َﺎر ِ وşeklindeki aslın أُﺣﺎدşekline dönüşmesi Bunlardaki dönüşme (udûl), اﺣﺪ َ َ tarzındadır. Diğerleri de aynı şekilde açıklanmaktadır. Aşağıdaki cümlelerde geçen bu tür gayr-ı munsarif kelimeleri inceleyiniz. ِ ِ .ﺎد َ ُﺣ َ َ ﺻﺎﻓَﺢ اﻟ ُْﻤ َﻮﻇﱠُﻔﻮ َن اﳌُﺪ َﻳﺮ اﳉَﺪﻳ َﺪ أ Memurlar, yeni müdürle tek tek tokalaştılar. 2. Müennesi ﻓَـ ْﻌﻠَﻰvezninde olan ﻓَـ ْﻌﻼَنveznindeki sıfatlar: Susuz: ﺸﺎن َ ْ َﻋﻄmüennesi َﻋﻄْ َﺸﻰşeklindedir. Aç Kadın: اِ ْﻣ َﺮأَةٌ َﺟ ْﻮ َﻋﻰ Aç adam: ﻞ َﺟ ْﻮ َﻋﺎن ٌ َر ُﺟ Aşağıdaki cümlelerde geçen bu tür gayr-ı munsarif kelimeleri inceleyiniz. .ﺎر َك َﺟ ْﻮ َﻋﺎ ُن ْ ِﻻَ ﺗَﺒ ُ ﺖ َﺷ ْﺒـ َﻌﺎ َن َو َﺟ Komşun açken tok yatma! ِ ِ ٍ ُِﻛ ﱡﻞ ﻃَﺎﻟ .ْﻤ ِﺔ َواﻟ َْﻤ ْﻌ ِﺮﻓَ ِﺔ َ ﺐ ِﰲ ُﻛﻠﱢﻴﱠﺘﻨَﺎ ﻇَ ْﻤﺂ ُن َإﱃ ا ْﳊﻜ Fakültemizdeki her öğrenci hikmete ve bilgiye susamıştır. ِ .اﻟﻌ ِﺎﻣ َﻞ ﻟِ َﻜ ْﻮﻧِِﻪ َﻛ ْﺴﻼَ َن َ ِﺐ اﻟ ُْﻤ َﻘﺎ ِو ُل ذﻟ َ ﻚ ُ َﻛﺜ ًﲑا َﻣﺎ ﻳُـ َﺆﻧﱢ Mütahit, tembel oluşu nedeniyle o işçiyi sıksık azarlıyor. Ancak bu vezinde olanlardan müennesine tâ-i marbûta bitişenler gayr-ı munsarif olmazlar. Mesela: ( َﺳ ْﻴـ َﻔﺎنuzun boylu erkek) kelimesi gibi müennes sıygasına tâ-i merbûta bitişenler ٌ( َﺳ ْﻴـ َﻔﺎﻧَﺔuzun boylu kadın) gayr-i munsarif değil, munasrif olurlar. ٍ ﻣﺮرُْﰎ ﺑِﺮﺟ ٍﻞ ﺳ ْﻴـ َﻔ، ﺖ رﺟﻼَ ﺳ ْﻴـ َﻔﺎﻧًﺎ ﺎن َ ُ َ ْ ََ َ ُ َ ُ ْ َرأَﻳ، َﻫ َﺬا َر ُﺟ ٌﻞ َﺳ ْﻴـ َﻔﺎ ٌن Pişman: ﻧَ ْﺪ َﻣﺎن müennesi ﻧَ ْﺪ َﻣﺎﻧَﺔ Ahmak, kalbi ölmüş: َﻣ ْﻮﺗَﺎن müennesi َﻣ ْﻮﺗَﺎﻧَﺔ Karnı zayıf: ﺼ َﻤﺎن ْ َﺧ müennesi ﺼ َﻤﺎﻧَﺔ ْ َﺧ Çıplak: ﻋُ ْﺮﻳَﺎنmüennesi: ﻋُ ْﺮﻳَﺎﻧَﺔ 136 3. Müzekkerleri ﻞ َ أَﻓـvezninde olan sıfat anlamlı kelimeler. Örnekleri: ُ ْﻌ Müzekkeri: Müennesi: أﲪَ ُﺮ ْ ﲪَْ َﺮاء َﺻ َﻔ ُﺮ ْأ ﺻ ْﻔ َﺮاء َ ﺾ ُ َأَﺑْـﻴ ﻀﺎء َ ﺑَـ ْﻴ أَ ْزَر ُق َزْرﻗَﺎء َﺳ َﻮ ُد ْأ َﺳ ْﻮ َداء ِ ْ َ"ﻻَ ﻓ ِ (َﺳ َﻮ َد إﻻﱠ ﺑِﺎﻟﺘﱠـ ْﻘ َﻮى" )ﺣﺪﻳﺚ ﺷﺮﻳﻒ ْ ﺾ َﻋﻠَﻰ أ َ َﻀ َﻞ ﻟ َﻌ َﺮِ ﱟﰊ َﻋﻠَﻰ أَ ْﻋ َﺠ ِﻤ ﱟﻲ َوﻻ ﻷَﺑْـﻴ “Bir Arabın Arap olmayana ve bir beyazın siyaha takvâdan (Allah’ın emirlerine göre yaşamaktan) başka hiçbir üstünlüğü yoktur”. ِ ﻀﺮ ِ ِ ﺎف اﻟ ﱠ َﺧ َﺬ اﻟْ َﻜ ﱠ .َﺳ َﻮ َد ُ ﺸ َأ ْ اء َوﻣ ْﻨﻈَ ًﺎرا أ َ َ ْ ﺼﻐﲑُ َﻣ َﻌﻪُ ﻗ ْﺮﺑَﺔً َﺧ Küçük izci yanına yeşil bir matara ve siyah bir dürbün aldı. ْﻌ ُﻞ َ أَﻓـveznindeki ism-i tafdîller de gayr-ı munsariftir. Daha küçük: َﲨَﻞ Daha büyük: أَ ْﻛ َﱪ ْأ Daha çirkin: أَﻗـْﺒَﺢ Daha güzel: َﲨَﻞ ْأ ِ ﺖ ﺑِﺄ ِ ﺎت و ِ ِ ِ .اﻟﻔ ْﻴﺰﻳَ ِﺎء ْ ُ َﺴ ْﻟ َ َﺳﺒَ َﻖ ﻣ ْﻦ ُزَﻣﻼَﺋﻲ ِﰲ اﻟ ﱢﺮﻳَﺎﺿﻴﱠ Matematik ve Fizik konusunda arkadaşlarımdan önde değilim. ِِ ِ ﺎل واﻟﻴ ِ َﺳﻮ .اق ُ َو َﺟ ْﺪ ُ ُ َ َ ت اﻟﺒُـ ْﺮﺗُـ َﻘ َ ﻮﺳﻔ ﱠﻲ أ َْر َﺧ َ ْ ﺺ اﻟ َﻔ َﻮاﻛﻪ ِﰲ اﻷ Portakal ve mandalini, çarşıdaki meyvelerin en ucuzu olarak gördüm. ِ ﻗَـﻮkelimelerinin gayr-ı munsarif oluş sebeplerini açıklayıp َزْﻫ َﺮاء, َﻣ َﻜﺎﺗِﺐve اﻋﺪ َ örnek cümlelerde kullanınız. C. Sıygatu Müntehe’l-Cumû‘ (Son Çoğul kipi) Yapısında Olan Cemiler Bu çoğul isimler, çoğul (cemi) yapılırken getirilen elif harfinden sonra 2 veya ِ ﻣ َﻔve ﺎﻋﻴﻞ ِ ﻣ َﻔvezinlerinde bulunurlar. 3 harf ihtivâ ederler. Çoğunlukla ﺎﻋﻞ َ َ Mescidlerde namaz kılarız. ِ ﻧُﺼﻠﱢﻲ ِﰲ ﻣﺴ ﺎﺟ َﺪ َ ََ ﱠ س َ ﻧَـﺘَـ َﻌﻠ ُﻢ ِﰲ َﻣ َﺪا ِر ِ ِاِ ْﺷﺘَـﺮﻳْـﻨَﺎ ﻣ َﻔﺎﺗ Biz çok anahtar satın aldık. ﲑًة َ َ َ َ ﻴﺢ َﻛﺜ Okullarda öğreniriz. Diğer örnekler: Müfred Mabed Lamba َﻣ ْﻌﺒَ ٌﺪ ِ ﺎح ْ ﻣ ٌ َﺼﺒ 137 Cemi َﻣ َﻌﺎﺑِ ُﺪ ِ َ َﻣ ﻴﺢ ُ ﺼﺎ ﺑ Dirhem Dinar Meclis Anahtar Serçe Dakika ِد ْرَﻫ ٌﻢ ِ ﺎر ٌ َدﻳﻨ ِ ﺲ ٌ َْﳎﻠ ِﻣ ْﻔﺘَﺎح ﻮر ْ ُﻋ ٌ ﺼ ُﻔ َدﻗِﻴ َﻘﺔ Kural ِ َﻗ ﺎﻋ َﺪة Kâfile ﻗَﺎﻓِﻠَﺔ ِ ﻴﻢ ُ َد َراﻫ ِ ﲑ ُ َدﻧَﺎﻧ ِ ﺲ ُ َﳎَﺎﻟ َﻣ َﻔﺎﺗِﻴﺢ ﺼﺎﻓِﲑ َ َﻋ َدﻗَﺎﺋِﻖ ِ ﻗَـﻮ اﻋﺪ َ ﻗَـ َﻮاﻓِﻞ Aşağıdaki cümlelerde geçen bu tür gayr-ı munsarif kelimeleri inceleyiniz. ِ اِﺟﺘَﻤﻌﻨَﺎ ﻣﻊ أ َُدﺑﺎء و ِ ﻳﻦ أ َْﻣ .ﺲ َ ﺻﺤﻔﻴﱢ َ َ َ َ ََ َْ ْ َ ﲔ َﻣ ْﺸ ُﻬﻮِر Dün meşhur doktor ve gazetecilerle bir araya geldik. Gayr-i Munsarif İsimlerin Özel Durumları Gayr-ı munsarif isimler de diğer isimler gibi cümlenin herhangi bir ögesi olabilir. Bunları diğer isimlerden ayıran en başta gelen özellik, bir ismin gayr-ı munsarif olması için özel kalıplarda olması gereklidir. Bunları yukarıda örnekleriyle zikretmiştik. Gayr-ı munsarif isimleri ötekilerden ayıran bir özellikleri de i‘râb alâmetini alışlarındadır. Bu da üç şekilde belirginleşir: 1. Gayr-ı munsarif kelimeler sonlarına kesra ve tenvin kabul etmezler. 2. Gayr-ı munsarif isimler cer hallerinde kesra değil fetha alırlar. 3. Gayr-ı munsarif kelime şu iki durumda kesra alır: ِ ِﰲ اﻟْﻤﺴ a. Başında harf-i ta‘rîf bulunduğunda ﺎﺟ ِﺪ ََ b. Muzâf durumunda olduğunda َﲪَ ِﺪﻧَﺎ ْ ْﺖ ﻷ ُ ﻗُـﻠ Aşağıdaki cümlelerde geçen bu tür gayr-ı munsarif kelimeleri inceleyiniz. ِِ ِ ِﱢﻬﺎﻳَِﺔ اِﻧْﺘِ َﻬ ْﻴـﻨَﺎ ِﻣ ْﻦ ﺗَ ْﺪﻗ .ﲔ َ ِﰲ اﻟﻨـ َ ﻴﻖ ﺗَـ َﻘﺎ ِرﻳ ِﺮ اﻟ ُْﻤ َﻬ ْﻨﺪﺳ Sonunda mühendislerin raporlarını incelemeyi bitirdik. ِ .َﺳﺎﺗِ َﺬةُ ِﰲ َﻣﺒَ ِﺎﱐ اﳉَ ِﺎﻣ َﻌ ِﺔ َ ﻳَ ْﺴ ُﻜ ُﻦ َﻫ ُﺆﻻَء اﻷ Bu profesörler, üniversitenin lojmanlarında oturuyorlar. 138 Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapçaya çeviriniz. 1. Allah’ın dostu İbrahim, oğlu İsmail ile birlikte Kabe’yi yaptı. 2. Mühendis Rıdvan’la yolda tanıştım. 3. Bu sorulara yazılı cevap ver. 4. Züleyha, Yusuf’a iftira etti. 5. Arkadaşım Yeşkürle müzeleri ziyaret ettik. 6. Askerler ikişer ikişer yürüdüler. 7. Okulda başka kızlar gördüm. 8. Arkadaşım Süleyman’la Yemen’deki Hadramut şehrine gideceğiz. 9. Uçakla, üçer dörder uçtu. 10. Öfkeli iken hüküm verme. I. Aşağıdaki cümlelerin en yakın Türkçe çevirisini bulunuz. ِ ﻀﺎء ِﰲ اﻷَرﻳ ِ ٍ ِ ِﺎف ِﲟَﺼﺎﺑ ِ . ﺿ ُﻊ ْ اﻟﻮ َْ َ َ َ ﻴﺢ َزﻳْﺘﻴﱠﺔ ﻗَﺪﳝًﺎ واﻵ َن ﺗَـﻐَﻴﱠـ َﺮ ُ َ َُﻛﺎﻧَﺖ اﻟ َْﻤﻨَﺎ ِز ُل ﺗ a. Eskiden köylerde evler gaz lambası vardı, şimdi ise durum değişmiştir. b. Eskiden köylerde evler gaz lambasıyla aydınlatılıyordu, şimdi ise durum değişmiştir. c. Eskiden köydeki evimizde gaz lambasıyla aydınlatılıyordu, şimdi ise durum değişmiştir. d. Eskiden köylerde evler gaz lambalarıyla aydınlatılıyordu, şimdi ise durum değişmiştir. e. Eskiden köydeki evimizde gaz lambasıyla aydınlatılıyordu, şimdi her yerde elektrik var. ِ اﻟﻨ II. .ﱠﺎس ِ ِِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﺐ أﻧْﻈَ َﺎر ْ ﻮﺟ ُﺪ ِﰲ َ ُﺗ ُ َوﻓﻴ ِﻬ َﻤﺎ َﻣﻨَﺎﻇ ُﺮ ﻃَﺒﻴﻌﻴﱠﺔٌ َﲡْﻠ، ٌاﺳﻄَْﻨ ُﺒﻮ َل وأدرﻧَﻪ أ ََﻣﺎﻛ ُﻦ ﺗَﺎ ِرﳜﻴﱠﺔٌ ﺳﻴَﺎﺣﻴﱠﺔٌ َﻛﺜ َﲑة a. İstanbul ve Edirne’de tarihi ve turistik mekanlardır. Her ikisinde de insanların dikkatini çeken doğal manzalar vardır. b. İstanbul ve Edirne’de pek çok tarihi ve turistik mekan bulunmaktadır. Her ikisinde de insanların dikkatini çeker. c. İstanbul ve Edirne tarihi ve turistik mekanların çok olduğu şehirlerdir. Her ikisinde de insanların dikkatini çeken doğal manzalar vardır. d. İstanbul ve Edirne’de pek çok tarihi ve turistik mekan bulunmaktadır. Her ikisinde de insanların dikkatini çeken doğal manzalar vardır. e. İstanbul ve Edirne’de pek çok tarihi ve turistik mekan bulunmaktadır, doğal manzalarıyla insanların ilgilerini çekerler. 139 ALIŞTIRMALAR 1. Aşağıdaki cümlelerde geçen gayr-ı munsarifleri tespit ediniz. .1ﺗَـ َﻮﱠﱃ َﻋﻠِ ﱡﻲ ﺑْ ُﻦ ِأﰊ ﻃَﺎﻟِ ٍ ﺐ اﳋِﻼَﻓَﺔَ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ﻋُﺜْ َﻤﺎ َن ﺑْ ِﻦ َﻋ ﱠﻔﺎ َن. ﺎم إﱃ ﺻ ْﻨـﻌﺎء ﺻﺒﺎح اﻟﻴـﻮِم اﻟﺜﱠﺎﻟِ ِ ﺚ. ﺻ َﻞ ُﺣ َﺴ ٌ َ .2و َ َ َ َ ََ َ َ ْ وت ِﰲ ﻟُْﺒـﻨَﺎ َن. ﻮﺟ ُﺪ َﻣ ِﺪﻳﻨَﺔً ﺑَـ ْﻴـ ُﺮ َ .3ﺗُ َ ﺎن أُر ُدﻧِﻴﱠ ِ ِ ِ ﺎن. وﻣ ْﺮَوا ُن ُﻣ َﻬ ْﻨﺪ َﺳ ْ ِ .4زﻳَﺎ ٌد َ ِ ِ ﻮرةُ َﻣ ْﺮَﱘَ َوﻟُْﻘ َﻤﺎ َن. .5ﻣ ْﻦ ُﺳ َﻮِر اﻟ ُﻘ ْﺮآن اﻟْ َﻜ ِﺮ ِﱘ ُﺳ َ ﻗﺎل ﺗَﻌﺎََﱃ ﴿ :وأَوﺣﻴـﻨﺎ إِ َﱃ إِﺑـﺮ ِاﻫ ِ ِ ﻮب ﴾... َ .6 َ ْ ََْ ﻴﻞ َوإِ ْﺳ َﺤﺎ َق َوﻳَـ ْﻌ ُﻘ َ َْ َ ﻴﻢ َوإ ْﲰَﺎﻋ َ ِ ِ ب َ .7ﻛﺎﻧَﺖ اﻟ َْﻤﺪﻳﻨَﺔُ اﻟ ُْﻤﻨَـ ﱠﻮَرةُ ﺗُ َﺴ ﱠﻤﻰ ﻳَـﺜْ ِﺮ َ ِ ِ ﻮرِة ِﰲ آﻟ َْﻤﺎﻧﻴَﺎ. َ .8ﻫ ْﺎﻣﺒُﻮرغُ ﻣ َﻦ اﳌُ ُﺪن اﳌَ ْﺸ ُﻬ َ 2. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere parantez içindeki, gayr-ı munsarif isimleri yazınız. .1اﳋَﻠِﻴ َﻔﺔُ ِ .......ﻣﻦ ْ ِ ِ ِ ﻳﻦ. اﳋُﻠَ َﻔﺎء اﻟ ﱠﺮاﺷﺪ َ َ ِ ﺐ ِِ ﺴﺎن ،ﺛَﺎﺑِﺖ( ﺎح اﻟﻴَـ ْﻮم) .ﳏ ﱠﻤﺪ َ ،ﺣ ﱠ .2ﻗَﺎﺑَـﻠ ُ ْﺖ ِ .......ﲟَﻜْﺘَ ِ َ اﻟﱪﻳﺪ َ ﺻﺒَ َ )اﻟ ﱢﺮﻳَﺎض ،اﳌَ ِﺪﻳﻨَﺔ ،ﺑَـ ْﺮﻟﲔ( اﺳ ِﺔ. ﱢر َ ﺐ َﺣ َﺴ ٌﻦ َإﱃ ......ﻟﻠﺪ َ َ .3ذ َﻫ َ ِ ِِ ﻮعَ ) .ﻣ ْﺮَوان َ ،ﺳ ِﻌﻴﺪُ ،ﺣ َﺴﺎم( ُﺳﺒُ ٍ ﺻ َﻞ .........ﻣ َﻦ اﻟ َﻘﺎﻫ َﺮة ُﻣ ْﻨ ُﺬ أ ْ َ .4و َ ) َﻋﻠِ ﱞﻲ ،أﺑُﻮ ﺑَ ْﻜ ٍﺮ ،ﻋُ َﻤ ُﺮ( ﻮع. ﺿ ِ ﺖ َﻣ َﻊ ِ ......ﰲ َﻫ َﺬا اﻟ َْﻤ ْﻮ ُ َ .5ﲢَ ﱠﺪﺛْ ُ ........ .6ﻃَﺒِﻴﺒَﺔٌ ِﲟُﺴﺘَ ْﺸ َﻔﻰ اﻷَﻃْ َﻔ ِ ﺎل. ْ َ .7ر َﺟ َﻊ ِ ......ﻣ َﻦ اﻟ ﱠ ﺸ ِﺮَﻛ ِﺔ ﻗَـ ْﺒ َﻞ ﻗَﻠِ ٍ ﻴﻞ. ) َﺣ َﺴﻦ ،أَ ْﻛ َﺮم َ ،ﺣﺎﰎ( )اﻷ ﱡم ،اﳌَْﺮأةُ َ ،زﻳْـﻨَﺐ( ﻮﺳﻒ ،اﳌُ ِﺪﻳﺮ( )ﻃَﺎﻫﺮ ،ﻳُ ُ ﺎدمِ ) . ﺸ ْﻬﺮ اﻟ َﻘ ِ َْ .8ﳚﺘَ ِﻤ ُﻊ ُز َﻋ َﻤﺎءُ َ ِ اﻟﻘﺎﻫ َﺮة ِ ،د َﻣ ْﺸﻖ ،اﻟ ﱢﺮﻳَﺎض( اﻟﻌ َﺮب ﰲ ......اﻟ ﱠ َ ِ ﻳﺜﺮب( .9ﻗَـ ْﺒ َﻞ اﳍِ ْﺠ َﺮِة َﻛﺎﻧَ ْ ﺖ اﻟ َْﻤﺪﻳﻨَﺔ اﻟ ُْﻤﻨَـ ﱠﻮَرةُ ﺗُ َﺴ ﱠﻤﻰ ) ......ﺗَـﺒُﻮك ،ﻣ ﱠﻜﺔ َ ، ِ ِ ﻮرِة ِﰲ ﺗُـ ْﺮﻛِﻴﺎ. ...... .10ﻣ َﻦ اﳌُ ُﺪن اﻟ َْﻤ ْﺸ ُﻬ َ )ﺑـﺮوﺳﺔ ،ﺣﻠﺐِ ، اﳌﻮﺻﻞ( َ ُُ 3. Aşağıdaki cümlelerde sıfat olan gayr-i munsariflerin altını çizin ve gayr-i munsarif olma sebebini ve i‘râb alma durumlarını açıklayın. َﺣ َﺴ ِﻦ ﺗَـ ْﻘ ِﻮ ٍﱘ﴾. َ .1 ﻗﺎل ﺗَﻌﺎََﱃ ﴿ :ﻟََﻘ ْﺪ َﺧﻠَ ْﻘﻨَﺎ ا ِﻹﻧْ َﺴﺎ َن ِﰲ أ ْ ِ ِ .2ﻣﻦ أَﻓْ َ ِ ِ ﻘﻞ. ﻀ ِﻞ ﻧ َﻌ ِﻢ اﷲ َﻋﻠَﻰ ا ِﻹﻧْ َﺴﺎن َ ْ اﻟﻌ ُ ﺾ ﻟِ ِﻄ ْﻔﻠِﻲ. .3ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳْ ُ ﻴﺼﺎ أَﺑْـﻴَ َ ﺖ ﻗَ ِﻤ ً .4ﺑَ َﻜﻰ اﻟﻄﱢْﻔ ُﻞ ﻷﻧﱠﻪُ َﺟ ْﻮ َﻋﺎ ُن. 140 ﺴ ِ ﻮق. ﺺ اﻟﻔﺎَﻛِ َﻬ ِﺔ ِﰲ اﻟ ﱡ َ .5و َﺟ ْﺪ ُ ت اﻟ َْﻤ ْﻮَز أ َْر َﺧ َ ﺖ ﻟَْﻴـﻠَﺔَ أ َْﻣ ِ ﺲ َﺳ ْﻬ َﺮا َن. .6ﻗَ َ ﻀ ْﻴ ُ ِ ْﺖ ﰲ أَﻗـْﺮ ِ ب ﻓُـ ْﻨ ُﺪ ٍق ِﻣ َﻦ اﻟ َْﻤﻄَﺎ ِر. َ .7ﺳﺎﻓَـ ْﺮ ُ ﺲ َوﻧَـ َﺰﻟ ُ َ ت َإﱃ ﺗُﻮﻧ َ ﺎع. ب َإﱃ اﳌَﻜْﺘَﺒَ ِﺔ ﺛُﻼَ َ ث َوُرﺑَ َ َﺳ َﺮ َ .8أ ْ ع اﻟﻄﱡﻼﱠ ُ .9اِ ْﺷﺘَـ َﺮﻳْـﻨَﺎ ﻗَـ ْﺒﻞ ﻳَـ ْﻮَﻣ ْ ِ َﺳ َﻮ َد. ﲔ ﺛَـ ْﻮﺑًﺎ أ ْ َ اﻷﲪَﺮ. اﻟﻮرد ْ ﺎﻫ ْﺪ ُْﰎ ِﰲ ا ْﳊَ ِﺪﻳ َﻘ ِﺔ َ َ .10ﻫ ْﻞ َﺷ َ 4. Aşağıdaki cümlelerde bırakılan boşlukları gayr-ı munsariflerle doldurunuz ve neden gayr-ı munsarif olduklarını açıklayınız. .1ﺗَـ َﺰﱠو َج َز ِاﻫ ٌﺪ ِﻣ ْﻦ . ........ ِ ﺎح اﻟﻴَـ ْﻮِم. َ .2ﺳﺎﻓَـ َﺮ أَﺧﻲ َإﱃ َ ......... ﺻﺒَ َ ب اﳌُ ِﺪ َﻳﺮ اﳉَ ِﺪﻳ َﺪ . ..... َ .3 ﺻﺎﻓَ َﺢ اﻟﻄّﻼﱠ ُ ﺎد ِ ......ﻣ ْﻦ أُ ْﺧﺘِ َﻬﺎ ﺑُِﺮﺑْ ِﻊ ِﻣ ٍْﱰ. ُ .4ﺳ َﻌ ُ ﺖ اﻟ ُﻜ ْﺒـ َﺮى ﻟـ . ....... ﺐ ِﻫﻲ اﻷ ْﺧ ُ َ .5زﻳْـﻨَ ُ ﺼ ْﻮِم اﳌُﺒَ َﺎر ُك. َ .6ﺷ ْﻬ ُﺮ َ ........ﺷ ْﻬ ُﺮ اﻟ ﱠ .7ﻳـﻌﺘَﺒـﺮ اﳋَﻠِﻴ َﻔﺔُ َ .....ﺧ ِﺎﻣﺲ ْ ِ ِ ِ ﻳﻦ. اﳋُﻠَ َﻔﺎء اﻟ ﱠﺮاﺷﺪ َ ُْ َُ َ ِِ ﱡﻮرﻳْ ِﻦ. ﺐ .......ﺑﺬي اﻟﻨ َ .8ﻟُﱢﻘ َ ت اﻟْﻤ ِﺪﻳﺮةُ ِ ......ﻻﺟﺘِﻬ ِ ِ ﺎد َﻫﺎ. َْ َ .9ﺷ َﻜ َﺮ ُ َ ﺎﻃﻤﺔَ َوﻟَ ٌﺪ اِ ْﲰُﻪُ . ....... .10ﻷﺧﱵ ﻓَ َ 5. Aşağıdaki cümlelerde gayr-ı munsarifleri belirleyin ve gayr-ı munsarif olma sebeplerini açıklayınız. ﴿و َﺟ َﻌﻠْﻨَﺎ اﺑْ َﻦ َﻣ ْﺮَﱘَ َوأ ﱠﻣﻪُ آﻳَﺔً﴾. َ .1 ﻗﺎل ﺗَـ َﻌ َﺎﱃَ : ﺴ ِﻔﻴﻨَﺔُ ﻓَ َﻜﺎﻧَ ْ ِ ِ ﲔ ﻳَـ ْﻌ َﻤﻠُﻮ َن ِﰲ اﻟﺒَ ْﺤ ِﺮ﴾. َ .2 ﻗﺎل ﺗَـ َﻌ َﺎﱃ﴿ :أ ﱠﻣﺎ اﻟ ﱠ ﺖ ﻟ َﻤ َﺴﺎﻛ َ ﻗﺎل ﺗَـﻌ َﺎﱃ﴿ :وﻟِﺴﻠَْﻴﻤﺎ َن اﻟ ﱢﺮﻳﺢ َﻋ ِ ﺎﺻ َﻔﺔً َﲡْ ِﺮي ﺑِﺄ َْﻣ ِﺮِﻩ﴾. َ َ .3 َ َ ُ َ ﺻﺎﺑٌِﺮ ِﻣ ْﻦ ﻟَْﻨ َﺪ َن. ﺻ َﻞ أَ ْﺷ َﺮ ُ ف َوأ ُ َﺧﻮﻩُ َ َ .4و َ ﻮع. ﺿ ِ َ .5ﲢَ ﱠﺪﺛَ ْ ﺖ َﺧ ِﺪﳚَﺔُ َﻣ َﻊ ُﺳ ْﻌ َﺪى َﻫﺎﺗِِﻔﻴًّﺎ ِﰲ َﻫ َﺬا اﻟ َْﻤ ْﻮ ُ ِ ِ ِ ِ ِ ﺼ َﺮ. .6ﻳُـ َﻌ ﱡﺪ أَ ْﻛ َﺮُم اﺑْ ُﻦ أﺧﻲ ﻣ ْﻦ ﻛِﺒَﺎ ِر اﻷَﻃﺒﱠﺎء ِﰲ ﻣ ْ اﻻ ْﻣﺘِﺤ ِ ِ ﺖ اﻟْﻤﻌﻠﱢﻤﺔُ ﺳ ْﻌ َﺪى َﻫ ِﺪﻳﱠﺔً ﻟِﺘَـ َﻔ ﱡﻮﻗِ ِﻪ ِﰲ ِ ﺎن. َ .7أَ ْﻋﻄَ ُ َ َ ُ .8اﻟﻌﻠَﻤﺎء ﻣ َﺸ ِ ﺎﻋ ُﻞ َﻋﻠَﻰ ﻃَ ِﺮ ِﻳﻖ اﻟﺘﱠـ َﻘﺪِﱡم. َُ َُ 141 ﺖ اﻟ ﱠﺮ ُﺳ ِ ﻮل )ﺻﻠﻰ اﷲُ َﻋﻠَْﻴ ِﻪ َو َﺳﻠﱠ َﻢ( ِﻣ ْﻦ ﻋُﺜْ َﻤﺎ َن ﺑْ ِﻦ َﻋ ﱠﻔﺎ َن. .9ﺗَـ َﺰﱠو َﺟ ْ ﺖ ُرﻗِﻴﱠﺔُ ﺑِْﻨ ُ َ .10د َﺧﻠَ ِ ﺖ ِﻣ ْﻨﻪُ َﺷ ْﺒـ َﻌﻰ. ﺖ ْاﻣﺮأَةٌ َﺟ ْﻮ َﻋﻰ اﳌَﻄ َْﻌ َﻢ َو َﺧ َﺮ َﺟ ْ 6. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin harekelerinin sebebini söyleyiniz. ح اﻟ ﱡ ﺎم ِﲜَﻼَﺋِ ِﻞ اﻟ َْﻤ َﺪاﺋِ ِﺢ. ﺸ َﻌ َﺮاءُ اﳊُ ﱠﻜ َ .1ﳝَْ َﺪ ُ ﻮك َﻣ ِﺪﻳﻨَﺔٌ ﻗَ ِﺪﳝَﺔٌ ِﰲ ِﴰَ ِ ﺎل اﻟ َْﻤ ْﻤﻠَ َﻜ ِﺔ. .2ﺗَـﺒُ ُ ﺖ أ َْﻣ ِ ِ ﺎء ِﻣ ْﻦ ُﺳﻮِرﻳَﺎ. .3اﻟْﺘَـ َﻘ ْﻴ ُ ﺲ ﺑﻌُﻠَ َﻤ َ ِ ﺼﺮ ِﰲ َﻋ ْﻬ ِﺪ ﻋُ َﻤﺮ ﺑْ ِﻦ اﳋَﻄﱠ ِ ﺎب. َ .4ﻓَـﺘَ َﺢ ُﻣ َﻌﺎ ِوﻳَﺔُ ﺑْ ُﻦ ِأﰊ ُﺳ ْﻔﻴَﺎ َن ﻣ ْ َ ِ ﺎب َﻋ ْﺒـ َﻘ ِﺮﻳﱠﺔُ ﻋُﻤﺮ ِﻣﻦ ﺗَﺄْﻟِ ِ اﻟﻌ ﱠﻘﺎد. ﻴﻒ َﻋﺒﱠﺎس َ .5ﻛﺘَ ُ ََ ْ ِ ِ ِ ﻀﻞ ِﰲ ِﺣ ْﻔ ِﻆ اﳊ ِﺪ ِ ﺸ ِﺮ ِ ﻳﺚ اﻟ ﱠ ﻳﻒ َوِرَواﻳَﺘِ ِﻪ. َ .6ﻟ َﻌﺎﺋ َﺸﺔَ – َرﺿ َﻲ اﷲُ َﻋ ْﻨـ َﻬﺎ -ﻓَ ْ ٌ ﺚ ْ ِ ِِ ﻳﻦ. .7ﻋُﺜْ َﻤﺎ ُن ﺑْ ُﻦ َﻋ ﱠﻔﺎن ﺛَﺎﻟِ ُ اﳋُﻠَ َﻔﺎء اﻟ ﱠﺮاﺷﺪ َ ﻴﺖ َﺷ ْﺒـ َﻌﺎ َن َو َﺟﺎ ِري َﺟ ْﻮ َﻋﺎ َن. .8ﻻَ أَﺑِ ُ .9اﻟْﻤ َ ِ ال اﻟْﻴَـ ْﻮِم. ﺎءةٌ ﻃََﻮ َ ﻴﺢ ُﻣ َ ﺼﺎ ﺑ ُ َ ﻀَ ِ ِ َ .10ﲨَ َﻊ ﻋُ َﻤﺮ ﺑْ ُﻦ اﳋَﻄﱠ ِ ﺎﺳﺘِ ِﻪ ﻟﻠ ﱠﺮ ِﻋﻴﱠ ِﺔ. ﺎب ﺑَـ َْ ﲔ َ اﻟﻌ ْﺪ ِل َواﻟ ﱠﺮ ْﲪَﺔ ِﰲ ﺳﻴَ َ ُ 7. Aşağıdaki parçada geçen gayr-ı munsarifleri cümlede hangi konumda olduklarını belirtiniz. ِ اﻟﻘﺎﻧﻮﱐ ﺳ ْﻠﻄَﺎ ُن اﻷﺗﺮ ِ اد .ﺗَـ َﻘﺪﱠﻣ ْ ِ ﲔ أﻧﱠﻪُ َﻛﺎ َن ُﺳﻠَْﻴ َﻤﺎ ُن اك َذ ِاﻫﺒًﺎ ﻟِﻐَ ْﺰ ِو ﺑَـﻠ ِْﻐ َﺮ َ ﺾ اﻟ ُْﻤ َﺆﱢرﺧ َ َز َﻋ َﻢ ﺑَـ ْﻌ ُ َ ِ ُ ﺖ إِﻟ َْﻴﻪ َﻋ ُﺠﻮٌز َﴰْﻄَﺎءُ َ ِ ﻮدا ﺳﺮﻗُﻮا َﳍﺎ أَﺛْـﻨَﺎء ﻧَـﻮِﻣﻬﺎ ﻣﻮ ِ ﺖ ﺗُـ َﺆﻟﱢ ُ ِ ﻀٍ ﺄﺟﺎﺑَـ َﻬﺎ اﺷ َﻲ َﻛﺎﻧَ ْ َو َﺷ َﻜ ْ ﺖ إﻟ َْﻴ ِﻪ ِﰲ َﺣﻨَ ٍﻖ َوﻏَ َ ﻴﻊ ﺛَـ ْﺮَو َﺎ ،ﻓَ َ ﻒ َﲨ َ ﺐ أ ﱠن ُﺟﻨُ ً َ َ َ َ ْ َ َ َ ﺿِ ﻮز :ﻧَـﻌﻢ و ِ ِ ﻚ ُﻛ ْﻨ ِ ﺎﺣ ًﻜﺎ :ﻳﻈ َْﻬﺮ أﻧﱠ ِ ﺖ ﺗَـﻐُ ﱡ ﲔ ِﰲ ﻧَـ ْﻮٍم َﻋ ِﻤ ٍ ﻷﱐ ﻂ ِﰲ ﻧَـ ْﻮٍم أَ ْﻋ َﻤ َﻖ .ﱢ ﻟﻜﻨ َ َ ﱠﻚ ُﻛ ْﻨ َ ﺖ ﺗُﻐﻄﱢ َ ﻴﻖ ،ﻓ َﻘﺎﻟَﺖ َ اﻟﻌ ُﺠ ُ َ ْ َ َ ُ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ٍ ِح ﺎدا َﻋﻠَﻰ َﺳ َﻬ ِﺮ اﻟ ﱡ اﻟﻌﺎ ﱢم ،ﻓَـ َﻘﺒ َﻞ اﻟ ﱡ إ ﱠﳕﺎ ﳕْ ُ ﺖ أﻧَﺎ َوأ َْﻣﺜَ ِﺎﱄ ﺑ َﺴﻼَم ا ْﻋﺘ َﻤ ً ﺴ ْﻠﻄَﺎ ُن َﻫ َﺬا اﻻﻧْﺘ َﻘ َ ﺴ ْﻠﻄَﺎن ﻋﻠﻰ اﻷ َْﻣ ِﻦ َ ﺎد اﳉَﺎر َ ٍ ف ﺑِ ِﻪ ِﻣﻦ ﺳﻄْﻮٍة وﺟﺒـ ﱡﺮ ٍ ﻮز ِﻣ ْﻦ َﺧ َﺴﺎﺋَِﺮ. ﺑِ ْﺎرﺗِﻴَ ٍ ﺎح َر ْﻏ َﻢ َﻣﺎ ﻋُ ِﺮ َ اﻟﻌ ُﺠ َ وتَ ،وأ ََﻣ َﺮ َوِز َﻳﺮﻩُ أ ْن ﻳُـ َﻌ ﱢﻮ َ ﺎب َ ض ﺑِ َﺴ َﺨﺎء َﻣﺎ َ أﺻ َ ْ َ َ َ ََ 8. Aşağıdaki metni okuyunuz. Bilmediğiniz sözlükten bulunuz. Metinde geçen gayr-ı munsariflerin kullanımlarını öğrendiğiniz bilgilerle karşılaştırnız. وﺳﻠ ِْﻤﻬﺎ ،واﻟﻌﻠﻤﺎء ﻫﻢ اﻟﱠ ِﺬﻳﻦ ﻳﺄﺧ ُﺬو َن ِ اﻟﻌﻠﻢ ﻫﻮ ﺳﻼح اﻷُﻣ ِﻢ ِﰲ ﺣﺮِ ﺎ ِ ِ ﺑﺄﻳﺪي ُﺷﻌُﻮِ ﻢ وﻳﺒﺪﱢدون ﻋﻦ أوﻃﺎَِِ ْﻢ َ َ ُ َ ُ ُُ ُ ﻇﻠﻤﺔَ ا ْﳉَ ْﻬ ِﻞ ،وﳜَْﻄُﻮن َﺎ إﱃ اﻷ َﻣ ِﺎم. ِ ﻧﻌﻴﺶ ﰲ َﻋﺼ ِﺮ ِ اﻟﻌﻠﻢ اﻟﱠ ِﺬي ﻏﻴﱠـ َﺮ ﺣﻴﺎ َة اﻷﻓﺮ ِاد واﻟﺸﻌﻮب ،وأﺣﻠﱠﻬﺎ ﻣﻜﺎﻧﺔً ﱂ ﺗَ ُﻜ ْﻦ ُﲢْﻠَ ُﻢ ﺎ ِﻣ ْﻦ ﳓﻦ اﻵ َن ُ وﻫﺎَ ُ ﻛﺎﻧﺖ ﺗُـﻌﺎﻧِﻴﻬﺎ ِﰲ ﲨﻴ ِﻊ ﻧَ ِ ﻮاﺣﻲ اﳊﻴﺎةِ. ﱠ ِ ﱠ وﺧﻔ َ ﺒﻞَ ، ﻣﻦ اﻵﻻم اﻟ ِﱵ ْ َ َ ﻒ َ ﻛﺜﲑا َ ﻋﻨﻬﺎ ً ﻗَ ُ ِ ِ ِ اﳊﺪﻳﺜﺔ ِﻣﻦ ﻣﻮ ِاﻗ َﺪ وﻣ َﺪ ِاﻓﺊ وﺛَﻼﱠﺟ ٍ ِ ﺎت وآﻻت اﻟﻄﱡ َﻬﻰ ﺑﺎﻵﻻت ﺗﺰﺧ ُﺮ ﻓﻔﻲ ﺣﻴَﺎﺗﻨَﺎ اﳌﻨـ ِﺰﻟﻴﱠﺔ َﻧﺮى ﺑﻴﻮﺗَـﻨَﺎ اﻵ َن َ َ َ َ َ ْ ََ ﻣﺎء ﻧﻘﻲ ﻳـﻐْﻨِﻴ ِﻬﻢ ﻋ ِﻦ ِ ﻳﻒ اﻵ َن ِﻣﻦ ٍ وأﺟ ِﻬﺰِة اﻟ ﱠﺮادﻳﻮ واﻟﺘﻠﻔﺰ ِ اﳌﺎء اﳌُﻠَ ﱠﻮ ِ ﻳﻮن ،وﻫﺬا َإﱃ ﻣﺎ ﻳﺴﺘَ ْﻤﺘِﻊ ﺑﻪ ﺳ ﱠﻜﺎ ُن اﻟ ﱢﺮ ِ ث ﱟُ ْ َ َ ْ َ َْ ُ 142 ﺑﺎﳉﺮ ِ ﱠ ِ ﺖ َﻋ ْﻨـ ُﻬﻢ وﻳْﻼَ ِ ﺜﲑا ﻣﻦ اﻷﻣﺮ ِ ت أﻧﺎر ْ وﻣﻨَـ َﻌ ْ ت ﺑُـﻴُﻮﺗَـ ُﻬ ْﻢ َ ، ْ َ ﺎء َ اض ،وﻣﻦ ﻛﻬ ِﺮﺑَ َ اﺛﻴﻢ ،اﻟﺬي ﻛﺎن ﻳﺴﺒﱢ ُ ﺐ ﳍﻢ َﻛ ً ََ ِ واﳊﻄﺐ. ﺎﺑﻴﺢ اﻟﻐَﺎ ِز وﻣﻮاﻗِ ِﺪ اﻟ َﻔ ْﺤ ِﻢ ﺼ ِ َﻣ َ أ ﱠﻣﺎ وﺳﺎﺋﻞ اﳌﻮاﺻﻼَ ِ ب ِ اﳌﺜﻞ ﰲ اﳌ َﺸ ﱠﻘ ِﺔ واﻟﻌﻨَ ِﺎء ، أﺻﺒﺤﺖ ﺿﺮﺑًﺎ ﻣﻦ اﻟﺘﱠﺴﻠﻴَ ِﺔ ،ووﺳﻴﻠﺔً ت ﻓﺒﻌ َﺪ أن ْ ْ ﻛﺎﻧﺖ َﻣﻀ ِﺮ َ ُ ِ ِ ِ ات ﳏ ﱠﻞ ﺣﻴﻮ ِ ِ ﱠ ِ ِ ِ اﻧﺎت ِ ﺮ واﻟﻄﺎﺋ ر ﺎ ﻄ اﻟﻘ ﺎ ﻬ اﺧﺘﻼﻓ ﻋﻠﻰ ات ر ﺎ ﻴ اﻟﺴ ﺖ ﻠ وﺣ ﺎم واﻻﺳﺘﺠﻤ اﺣﺔ ﺮ اﻟ وﺳﺎﺋﻞ ﻣﻦ اﻟﻨﻘﻞ اﻟﱠِﱵ َ ﱠ ﱠ ُ ُ َ َ ََ ِ ﺐ واﻟﻮ ِ ﻳﻼت. ﻃَﺎﳌَﺎ َ اﻹﻧﺴﺎ ُن َ ﻛﺜﲑا ﻣﻦ اﳌﺘﺎﻋ ِ َ ﻣﻨﻬﺎ ً ﻋﺎﱏ َ ﻀِ ِ ْﺤ َﻖ ﺑﺮْﻛ ِ ِ ﺐ ﺻﺎﺣﺐ اﻟﻌﻠﻢ ﻫﻮ ﻒ ﻋﻨَﺎﻳَـﺘَﻨﺎ ﺑِ ِﻪ ،ﱠ ﺎﻋ َ ﻓﻌﻠَﻴﻨَﺎ أ ْن ﻧ َ اﻟﻔﻀﻞ ِﰲ ﻛ ﱢﻞ َﻣﺎ ﺗَـ ْﻨـﻌُ ُﻢ ﺑِﻪ اﻟﺒَ َﺸ ِﺮﻳﱠﺔ اﻵ َن َ ، ُ ُ ﺣﱴ ﻧَـﻠ َ َ ِ اﻟﻌﻠﻢ وﺗَﻄْﺒِﻴ َﻘﺎﺗِﻪِ. ِ ﻀﺔ ِﰲ ﳎَ ِ ِ ﺎل ِ ﱠﺎﻫ ﻨ اﻟ ﱡول اﻟﺪ َ Kelimeler ve Deyimler أِ ﻒ Üzgün : َﺳ ٌ ْ أﴰَﻂ )ج( َﴰْﻄَﺎءSaçları birbirine karışmış olan kimse : ِ ِ ِ ﺎﻣﺎDinlenmek : ْ اﺳﺘَ َﺠ ﱠﻢ ﻳَ ْﺴﺘَﺠ ﱡﻢ ا ْﺳﺘ ْﺠ َﻤ ً أﺿﺎء ﻳ ِ ﺎء ًة Işıklandırmak : ﻀﻲءُ إِ َ ََُ ﺿَ ﻂ ﻳُـ ْﻘ ِﺴ ُ ِ ْﺴﺎﻃًﺎAdaletli davranmak : ْﺴ َ ﻂ إﻗ َ أَﻗ َ ﻴﺖ ﺑَـ ْﻴﺘُﻮﺗَﺔً Gecelemek : ﺑَ َ ﺎت ﻳَﺒِ ُ ﱠد ﻳـﺒﺪ ُ ِ ﱡ ﻠﻢ( (Karanlığı) dağıtmak, kötülüğü ortadan kaldırmak : ﺑَﺪ َ َُ ﱢد ﺗَـ ْﺒﺪﻳ ًﺪا )اﻟﻈ َ ج ﺗَـ َﺰﱡو ًﺟﺎ ِﻣ ْﻦ Evlenmek : ﺗَـ َﺰﱠو َج ﻳَـﺘَـ َﺰﱠو ُ ُﺟ ْﺮﺛُﻮم )ج( َﺟ َﺮاﺛِﻴﻢ Mikrop : ُﲪﱠﻰ Humma (ateşli hastalık) : ِ ﻴﺼﺎAyırmak, tahsis etmek : َﺧ ﱠ ﺺ ُﳜَ ﱢ ﺺ َﲣْﺼ ً ﺼ ُ ﺼ َ َﺧﻄَﻰ ﳜَْﻄُﻮ َﺧﻄ َْﻮًة ﺑ ـ (Bir şeyi) ilerletmek : ﺐ Konvoy : َرْﻛ ٌ َر ﱠن ﻳَـ ُﺮ ﱡن َرﻧِﻴﻨًﺎ (Zil vb. ) Çalmak : ﻳﺢ )ج( ِرﻳَﺎح Rüzgar : ِر ٌ َز ِﻋﻴﻢ )ج( ُز َﻋ َﻤﺎء Lider : ﺎس ـُ ِﺳﻴَﺎﺳﺔYönetmek : َﺳ ُ ﺴﻠِﻴَﺔًEğlendirmek : َﺳﻠﱠﻰ ﻳُ َﺴﻠﱢﻲ ﺗَ ْ ﺻﻠَﺔ )ج( ِ ِ ﺻﻼَت Bağ, İlgi : ﻀِ ﺎﻋ َﻔﺔً İki katına çıkarmak, katlamak : ﺎﻋ ُ ﺎﻋ َ ﻒ ُﻣ َ ﻒ ﻳُ َ َ ﻀَ ﺿَ ﺎﺻ َﻔﺔ )ج( َﻋﻮ ِ َﻋ ِ اﺻﻒFırtına : َ َﻋ ْﺒـ َﻘ ِﺮﻳﱠﺔ Dehâ : 143 Zorluk :اﻟﻌﻨَﺎء َ Yakınlık, akrabalık : ﻗُـ ْﺮَﰉ Gök kuşağı :ح َ س ﻗُـ َﺰ ُ ﻗَـ ْﻮ Konum, yer :ًﻣﻜﺎﻧﺔ Ocak : اﳌَْﻮﻗِ ْﺪ )ج( اﳌََﻮاﻗِﺪ Soba :اﳌِ ْﺪﻓَﺄَةُ )ج( اﳌَ َﺪاﻓِ ُﺊ ِ İlerleyen, Kalkınan :ﺾ ُ اﻟﻨﱠﺎﻫ ِ َوﺳﺎﺋﻞ اﳌﻮاﺻﻼ Ulaşım araçları :ت ُ ِ ﻳ، اﻟﻴﻮﺳ ِﻔ ﱡﻲ Mandalina :ﻮﺳﻒ أَﻓَـ ْﻨ ِﺪي ُ ُ ُ Özet Munsarif ve gayr-ı munsarif terimlerinin tanımını yapabilmek Munsarif, cümle içindeki kullanımlarında kesra ve tenvîn alabilen رﺟﻞ، أﻣﺮأة gibi kelimelerdir. اﻟﻮَر ُق ِﻣ َﻦ اﻟ ﱠ Ağaç yapraktan düştü: ﺠ َﺮِة َ َﺳ َﻘ َﺸ َ ﻂ ِ ﺎل ا ِﻹﻧْﺴ ِ َأﲰ .ﺎن ُ ﺸ َﻬﺎ ا ِﻹﻧْ َﺴﺎ ُن ِﰲ َﻫ ِﺬ ِﻩ ا ْﳊَﻴَ ِﺎة ِﻫ َﻲ َر ُ ﺎم اﻟﱠِﱵ ﻳَ ِﻌﻴ ُ اﻷَﻳﱠ َ İnsanın bu hayatta yaşadığı günler onun sermâyesidir. Gayr-i munsarif ise, cümle içindeki kullanımlarında kesra ve tenvini kabul etmeyen kelimelerdir. Örnek: ِ ِ ﺼ َﺮ ْ ﺎء اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ ﻣ ْﻦ ﻣ َ َﺟ Süleyman’dan defterler aldım. ْت َدﻓَﺎﺗَِﺮ ِﻣ ْﻦ ُﺳﻠَْﻴ َﻤﺎ َن ُ أﺧﺬ َ Adam, Mısır’dan geldi. Görüldüğü gibi bu cümlelerin sonlarında bulunan gayr-i munsarif kelimelerin başlarında ِﻣ ْﻦcer harfi bulunduğu halde kesra ile değil fetha ile harekelenmişlerdir. Bunlar ise tenvin almamışlardır. Gayr-ı munsarif isimler, ﺼ ْﺮف اﳌَ ْﻤﻨُﻮعُ ِﻣ َﻦ اﻟ ﱠdiye de anılırlar. Gayr-ı munsariflerin i‘râb alâmetlerini tanıyabilmek Gayr-ı munsarif kelimeler, cümlelerde merfû durumda bulunduklarında ُـ zamme, mansûb durumda bulunduklarında َ ـfetha, mecrûr durumda bulunduklarında yine fetha (َ ) ـalırlar. ِ ِ ﻴﻢ ُ َﺳﻠﱠ ْﻤ َ ﺖ َﻋﻠَﻰ إﺑْـ َﺮاﻫ ِ ِ ُ رأَﻳ ﻴﻢ َْ َ ﺖ إﺑْـ َﺮاﻫ ِ ِ ﺟ ﻴﻢ ََ ُ ﺎء إﺑْـ َﺮاﻫ Gayr-ı munsarif olma sebeplerini açıklayabilmek Bir kelimenin gayr-ı munsarif olması için aşağıdaki dokuz özellikten ikisinin veya ikisinin yerine geçen bir tanesinin bulunması gerekli görülmüştür. 144 1. Sıyganın (kipin/yapının) değişmesi. 2. Vasıf olmak. 3. Müennes olmak. 4. Marife olmak. 5. Yabancı bir dilden Arapçaya geçmiş olmak (ucme) 6. Cemi (çoğul) sıygasında olmak. 7. Mürekkep (bileşik isim) olmak. 8. Elif ve nûn ( )آنharfleri eklenmiş olmak. 9. Fiil vezninde bulunmak. Gayr-ı munsariflere ait özel durumları açıklayabilmek. Gayr-ı munsarifleri öteki kelimelerden ayıran belli başlı özellikler şunlardır: 1. Gayr-i munsarifler sonlarına kesra ve tenvin kabul etmez. 2. Gayr-i munsarifler cer hallerinde kesra değil onun yerine fetha alırlar. 3. Gayr-i munsarifler şu iki halde kesralı okunurlar. a. Başlarında harf-i ta‘rîf bulunduklarında. b. Muzâf durumunda olduklarında: ِ ِ ﲔ ِﰲ اﻟْﻤﺴ Müslümanlar camilerde namaz kılarlar. ﺎﺟ ِﺪ َ ﺼﻠﱢﻲ اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠ ِﻤ َ ُﻳ ََ ِ ب ِﲟَ َﺪا ِر Öğrenciler, ülkenin okullarında okuyorlar: .س اﻟﺒِﻼَ ِد ُ س اﻟﻄﱡﻼﱠ ُ ﻳَ ْﺪ ُر Kendimizi Sınayalım ٍ ﺎرو َن أَﻧَﺎ َو ُﺳﻠَْﻴ َﻤﺎ ُن ﺑْ ُﻦ َو ْﻫ ِ ”) ُﻛﻨﱠﺎ ِﰲ َﺣ ْﺒcümlesindeki gayr-i munsarifler, 1. “(ﺐ ُ ﺲ َﻫ aşağıdakilerden hangisine uyar? a. Alem ve udûl b. Sıfat ve elif-i maksûre c. Alem ve ucme d. Sıfat ve elif-i memdûde e. Sıygatu müntehe’l-cumû ِ ِِ ِ ِ ِ اﳋَﻄﱠ ْ ”ﻋُ َﻤ ُﺮ ﺑْ ُﻦcümlesindeki boş bırakılan 2. “ﻳﻦ َ اﳋُﻠَ َﻔﺎء اﻟ ﱠﺮاﺷﺪ...... ﺎب ) َرﺿ َﻲ اﷲُ َﻋ ْﻨﻪُ( ﻣ ْﻦ yere aşağıdakilerden hangisi en uygun şekilde tamamlar? a. ﻀﻞ َ ْأَﻓ b. أَ ْﻋﻠَﻢ 145 c. أَ ْﻋ َﺪل d. أَ ْﻋﻠَﻰ e. أﻛﺮم َ 3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde gayr-ı munsarif vardır? ِ ﺖ َﻣ َﻊ اﻟ ُْﻤ َﻬ ْﻨ ِﺪ a. س ِﰲ َﻣ ْﻜﺘَﺒِ ِﻪ ُ َْﲢَ ﱠﺪﺛ b. ﺎرةُ ِﰲ ﺑَـﻠَ ِﺪﻧَﺎ ﺼﻨَ ُﻊ َﻫ ِﺬ ِﻩ اﻟ ﱠ ْ ُﺗ َ ﺴﻴﱠ c. ﺐ َ ﻳَ ِﺄﰐ َﺷ ْﻬ ُﺮ َرَﻣ َ ﻀﺎ َن ﺑَـ ْﻌ َﺪ َﺷ ْﻬ ِﺮ َر َﺟ ِ ِ ِ ْ َوﺻﻠ d. ﻮع ٍ ُُﺳﺒ ْ ﺖ َﻫﺬﻩ اﻟ ﱢﺮ َﺳﺎﻟَﺔُ ﻣ ْﻦ اﺑْ ِﻦ َﻋ ﱢﻤﻲ ﻗَـ ْﺒ َﻞ أ َ َ ِ e. إﱃ ﺑِﻼَ ٍد ﺑَ ِﻌﻴ َﺪ ٍة َ ﺎر ُ َﺳﺎﻓَـ َﺮ اﳌ ْﻌ َﻤ ِ ”ﻳcümlesinde altı çizili kelimenin yerine 4. “ ﺎس َ َﺼ ُﻞ اﳌَ ْﺪﻋُ ﱡﻮ إِ َﱃ ا ْﳊَْﻔ ِﻞ ُرﺑ َ َ َﺎع َو ُﲬ aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? a. ِر َﺟﺎل b. أَﻃْ َﻔﺎل c. ﻋُﻠَ َﻤﺎء d. َﺧ ِﺎﻣﺲ e. ﺛُﻼَث ٍ ِ 5. “ﺴ َﻦ ِﻣ ْﻨـ َﻬﺎ ْ ”وإِذَا ُﺣﻴﱢﻴﺘُ ْﻢ ﺑِﺘَﺤﻴﱠﺔ ﻓَ َﺤﻴﱡﻮا ﺑِﺄ َ cümlesinin َ َﺣ aşağıdakilerden hangisidir? Türkçe doğru karşılığı a. Size selam verilmese dahi siz selam verin. b. Size selam verildiğinde siz de selam (karşılık) verin. c. Size selam verildiğinde siz ondan daha güzeli ile selam (karşılık) verin. d. Size selam verildiğinde siz ondan daha güzeli ile selam vermeniz gerekmektedir. e. Size selam verilirse siz de o selama daha güzel karşılık verirsiniz. Kendimizi Sınayalım Cevap Anahtarı 1. c Cevabınız doğru değilse “Gayr-i munsarif” konusunu yeniden okuyunuz. 2. c Cevabınız doğru değilse “Gayr-i munsarif” konusunu yeniden okuyunuz. 3. c Cevabınız doğru değilse “Gayr-i munsarif” konusunu yeniden okuyunuz. 4. e Cevabınız doğru değilse “Gayr-i munsarif” konusunu yeniden okuyunuz. 5. c Cevabınız doğru değilse “Gayr-i munsarif” konusunu yeniden okuyunuz. 146 Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 ِ ِ ﱢﺮا َر َﺟ َﻊ ﻋُﺜْ َﻤﺎ ُن إ َﱃ اﻟْﺒَـ ْﻴﺖ ُﻣﺘَﺄَﺧ ً Merfû durumda (fâil): ﺲ ِﰲ اﻟﻄﱠ ِﺮ ِ ﺖ ﻋُﺜْ َﻤﺎ َن أ َْﻣ ِ ﻳﻖ Mansûb durumda (mef‘ûlün bih): َرأَﻳْ ُ ﺗَـﻌ ﱠﺮﻓْﺖ ﻋﻠَﻰ أَﺻ ِﺪﻗَ ِ ﺎء ﻋُﺜْ َﻤﺎ َن Mecrûr durumda (muzâfun ileyh): َ ُ َ ْ Sıra Sizde 2 َ Alem (özel isim) ve müennes olma sebebi var.ﺧ ِﺪﳚﺔ 1. ) ilaveli gelmiştir.ان( َ Alem (özel isim) ve sonunaﻋ ْﺪﻧَﺎن 2. ﺸﺔ 3. َ Alem (özel isim) ve müennes olması sebebiyleﻋﺎﺋ َ Alem (özel isim) ve muzâri fiil vezninde olması sebebiyleﻳَـﺜْ ِﺮب 4. Sıra Sizde 3 ت َزْﻫﺮاء ِﻣﻦ ﺑـﻠَ ٍﺪ ﺑ ِﻌ ٍ ﻴﺪ َ Elif-i memdûde ile biten isimlerdendir.زْﻫ َﺮاء ﺎء ْ َ ُ ْ َ َ َﺟ َ ِ ِ ﺐ َ ) vezninde müntehe’l-cumû sıygasında bir cem’ (çoğul) isimdir.ﻣ َﻔﺎﻋ ُﻞ( َ ,ﻣ َﻜﺎﺗ ُ ِِ ِ ِ ِ ﺐ ﳐُْﺘَﻠِ َﻔﺔٌ ِﰲ َﻫﺬﻩ اﻟﻌ َﻤ َﺎرة َﻣ َﻜﺎﺗ ُ ِ ﺎﻋﻞ( ,ﻗَـﻮ ِ اﻋﺪ َ َ ) vezninde müntehe’l-cumû sıygasında bir cemî (çoğul) isimdir.ﻣ َﻔ ُ ِ ِ ِ ِِ اﻟﻌ َﺮﺑِﻴﱠ ِﺔ ﺗَـ َﻌﻠﱠ ْﻤﻨَﺎ ِﰲ اﻟ َْﻤ ْﺪ َر َﺳﺔ َﻛﺜ ًﲑا ﻣ ْﻦ ﻗَـ َﻮاﻋﺪ َ Sıra Sizde 4 ِِ ِ ِ .1ﺑـﲎ َﺧﻠِ ِ ِ ﻴﻞ اﻟ َﻜ ْﻌﺒَﺔَ. ََ ﻴﻞ اﷲ إﺑْـ َﺮاﻫ ُ ﻴﻢ َﻣ َﻊ اﺑْﻨﻪ ا ْﲰَﺎﻋ َ ُ ِ س ِﰲ اﻟﻄﱠ ِﺮ ِﻳﻖ. ﺖ ﺑِ ِﺮ ْ .2اﻟْﺘَـ َﻘ ْﻴ ُ ﺿ َﻮا َن اﻟ ُْﻤ َﻬ ْﻨﺪ َ أﺟﺐ َﻋ ِﻦ ﻫ ِﺬ ِﻩ اﻷ ِ ِ ِ إﺟﺎﺑَﺔً َﲢْ ِﺮﻳ ِﺮﻳﱠﺔً َ ْ َﺳﺌﻠَﺔ َ ْ .3 ﻒ. .4اِﻓْـﺘَـ َﺮ ْ ﻮﺳ َ ت ُزﻟ َْﻴ َﺨﺎ ﻳُ ُ ُ .5زرﻧَﺎ ﻣﻊ ﺻ ِﺪ ِﻳﻘﻲ ﻳ ْﺸ ُﻜﺮ اﳌَﺘ ِ ﻒ. ﺎﺣ َ َ َ َ ْ ََ َ ﻮد َﻣﺜْـ َﲎ. َ .6ﻣ َﺸﻰ اﳉُﻨُ ُ ُﺧ َﺮ. ﺎﻫ ْﺪ ُ ت ِﰲ اﻟ َْﻤ ْﺪ َر َﺳ ِﺔ ﺑَـﻨَﺎﺗًﺎ أ َ َ .7ﺷ َ ِ ت ِﰲ اﻟْﻴَ َﻤ ِﻦ. ﺻ ِﺪ ِﻳﻘﻲ ُﺳﻠَْﻴ َﻤﺎ َن َإﱃ َﻣ ِﺪﻳﻨَ ِﺔ َﺣ ْ ﻀ َﺮَﻣ ْﻮ َ َ .8ﺳﻨُ َﺴﺎﻓ ُﺮ َﻣ َﻊ َ .9ﺣﻠﱠ َﻘ ِ ﺎع. ات ﺛَﻼَ َ ﺖ اﻟﻄﱠﺎﺋَِﺮ ُ ث َوُرﺑَ َ َ ﻀﺒَﺎ ُن. ﺖ ﻏَ ْ .10ﻻَ َﲢْ ُﻜ ْﻢ َوأَﻧْ َ 147 Sıra Sizde 5 I. ِ ﻀﺎء ِﰲ اﻷَرﻳ ِ ٍ ِ ِﺎف ِﲟَﺼﺎﺑ ِ . ﺿ ُﻊ ْ اﻟﻮ َْ َ َ َ ﻴﺢ َزﻳْﺘﻴﱠﺔ ﻗَﺪﳝًﺎ واﻵ َن ﺗَـﻐَﻴﱠـ َﺮ ُ َ َُﻛﺎﻧَﺖ اﻟ َْﻤﻨَﺎ ِز ُل ﺗ b. Eskiden köylerde evler gaz lambasıyla aydınlatılıyordu, şimdi ise durum değişmiştir. II. ِ ِِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﺐ أﻧْﻈَ َﺎر اﻟﻨ .ﱠﺎس ْ ﻮﺟ ُﺪ ِﰲ َ ُﺗ ُ َوﻓﻴ ِﻬ َﻤﺎ َﻣﻨَﺎﻇ ُﺮ ﻃَﺒﻴﻌﻴﱠﺔٌ َﲡْﻠ، ٌاﺳﻄَْﻨ ُﺒﻮ َل وأدرﻧَﻪ أ ََﻣﺎﻛ ُﻦ ﺗَﺎ ِرﳜﻴﱠﺔٌ ﺳﻴَﺎﺣﻴﱠﺔٌ َﻛﺜ َﲑة d. İstanbul ve Edirne’de pek çok tarihi ve turistik mekan bulunmaktadır. Her ikisinde de insanların dikkatini çeken doğal manzalar vardır. Yararlanılan Kaynaklar Çörtü, M. Meral (2001). Arapça Dilbilgisi Nahiv, İstanbul. Galâyinî, Mustafa (1966). Câmi‘u’d-durûsi’l-‘arabiyye, Beyrut. Güler, İsmail; Günday, Hüseyin; Şahin, Şener (2001). Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), İstanbul. Maksudoğlu, Mehmet (2003). Arapça Dilbilgisi, İstanbul. Sînî, Muhammed İsmâil vd., (ts.). el-Kavâidu’l-‘arabiyyetu’l-müyessera, (tarihsiz), Cantaş yayınevi, İstanbul. eş-Şidyâk, Ahmed Fâris (1332). Gunyetu’t-tâlib ve munyetu’r-râgıb, İstanbul. Uralgiray, Yusuf (1986). İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad. 148 149 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; • Te’kîdi tanımlayabilecek, • Te’kîdin kısımlarını ayırt edebilecek, • Te’kîdin i‘râbını açıklayabilecek, • Te’kîdin cümledeki yerini değerlendirebileceksiniz. Anahtar Kavramlar • Pekiştirme • Te’kîd • Müekkid • Müekked • Te’kîd-i lafzî • Te’kîd-i ma‘nevî Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; • Bir Türkçe dilbilgisi kitabından pekiştirme ifâde eden konuları ve Mehmet Maksudoğlu’nun Arapça Dilbilgisi, M. Meral Çörtü’nün Arapça Dilbilgisi Nahiv veya İsmail Güler-Hüseyin Günday-Şener Şahin’in Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi) kitaplarından te’kîd konusunu okuyunuz. 150 Te’kîd اﻟﺘﱠﺄْﻛِﻴ ُﺪ GİRİŞ Karşımızdaki kişilere duygu ve düşüncelerimizi kelime ve cümlelerle anlatırız. Muhataplarımız bizim sözlerimize her zaman aynı derecede inanmayabilir. Bunun da çeşitli sebepleri olabilir. Bazen karşımızdaki kişi bizi iyi tanımıyor olabilir. Bazen söylediğimiz söz kesinlik ifâde etmeyebilir. Bu gibi durumlarda muhatabımızı iknâ etme yollarına başvururuz. Mesela karşımızdakini inandırmak için yemin ederiz. Kimi zaman söylediğimiz bir harfi, bir ismi hatta bir fiil veya isim cümlesi bile olsa olduğu gibi tekrar ederiz. Özetle, karşımızdakinin sözümüzün doğruluğuna, düşündüğümüz gibi ifâde ettiğimize ve sözümüzün başka bir anlam taşıma ihtimali bulunmadığına inandırmak için o sözü tekrar ederek pekiştiririz. İşte bu üsluba Arapça’da te’kîd denir. Arapçadaki te’kîd (sözü pekiştirme, muhâtabı sözümüze inandırma) üslubu lafzî ve ma‘nevî olmak üzere iki kısımda ele alınır. Lafzî te’kîd yapılırken bir isim, bir fiil, bir harf veya bir cümle tekrarlanır. Ali geldi, geldi. ﺎء َﻋﻠِ ﱞﻲ َ ﺎء َﺟ َ َﺟ. Ali geldi, Ali. ﺎء َﻋﻠِ ﱞﻲ َﻋﻠِ ﱞﻲ َ َﺟ. Ma‘nevî tekîd ise pekiştirmek istenilen isimden sonra bazı kelimelerin getirilmesine tarzında olur. Misal olarak إﱃ اﻟ َﻘ َﻤ ِﺮ َ َﺣ ُﺪ اﻟْﻌُﻠَ َﻤ ِﺎء َ “ َوBilginlerden َ ﺻ َﻞ أ biri aya ulaştı” dediğimiz zaman, burada bu sözü duyan kimsenin aklına çeşitli ihtimaller gelir. O bilgin ayın üzerine mi indi, onun yörüngesine mi oturdu veya ilmî bakımdan onun sırlarına mı vâkıf oldu? Bunlardan herhangi birinin kastedilmiş olması muhtemeldir. Ancak إﱃ اﻟ َﻘ َﻤ ِﺮ ﻧَـ ْﻔ ِﺴ ِﻪ َ َﺣ ُﺪ اﻟْﻌُﻠَ َﻤ ِﺎء َ َو َ ﺻ َﻞ أ “Bilginlerden biri ayın bizzat kendisine ulaştı” dediğimiz zaman bütün bu muhtemel yan mânâlar ortadan kalkar. Karşımızdaki kişi bizim sözümüzün gerçek mânâsını anlamış olur. Bu cümlemizdeki ﻧﻔﺴﻪsözümüz te’kîd-i ma‘nevî unsurudur. Arapçada te’kîd terimi bazı kitaplarda tevkîd şeklinde de anılır. Cümlede önce geçen ve gerçek mânâsı vurgulanmak istenene müekkked, müekkedin mânâsını muhâtabın zihnine yerleştirmek maksadıyla tekrarlanan isim, fiil, harf veya cümleye ise müekkid denir. 151 Arapçada te’kîd konusu için www.onlinearabic.net ve www.schoolarabia.com adreslerine başvurabilirsiniz. OKUMA PARÇASI ِ ِ اﷲ ﺑﻦ اﳌَُﻘ ﱠﻔ ِﻊ ﺳﻨَﺔَ 106ﻫـ ِﰲ اﻟﺒ ِ ِ ﺻ ٍﻞ ﻓَﺎ ِر ِﺳ ﱟﻲ َوَﻛﺎ َن ﰱ َﺳﻨَﺔَ 142ﻫـ َ -و ُﻫ َﻮ ﻣ ْﻦ أَ ْ َْ َ ُوﻟ َﺪ َﻋ ْﺒ ُﺪ ْ ُ ﺼ َﺮة َوﺗُـ ُﻮ ﱢَ ِ ﺎج اﻟﺜﱠـ َﻘ ِﻔ ﱠﻲ ﻧَـ ْﻔ َﺴﻪُ َﻋﺎﻗَـﺒَﻪُ َﻋﻠَﻰ ْ اﲰُﻪ ُروْزﺑﺔ ﻓَـﻠَ ﱠﻤﺎ ْ أﺳﻠَ َﻢ ُﲰﱢﻰ ﻋُ ْﺒ َﺪ اﷲ وﻟُﱢﻘﺐ أﺑُﻮﻩُ ﺑِﺎﳌُﻘ ﱠﻔﻊ ؛ ﻷن اﳊَ ﱠﺠ َ ِ ِ ِ ِ ﺑَـ ْﻌ ِ ﺎﳘَﺎ أَ ْي ﺗَـ َﻮﱠرَﻣﺘَﺎ َوﻗَ ْﺪ ﻧَ َﺸﺄَ اﺑْ ُﻦ اﻟْ ُﻤ َﻘ ﱠﻔ ِﻊ ِﰲ ﻇ ﱢﻞ ﺑَِﲏ ﻀ َﺮﺑَﻪُ َﻋﻠَﻰ ﻳَ َﺪﻳْﻪ َﺣ ﱠﱴ ﺗَـ َﻘ ﱠﻔ َﻌﺘَﺎ َﻛﻠْﺘَ ُ ﺾ ُﳐَﺎﻟََﻔﺎﺗﻪ ﻓَ َ ِ ِ ِ اﻷﻫﺘَ ِﻢ وَﻛﺎﻧُﻮا ﻣ ْﺸﻬﻮِرﻳﻦ ﺑِﺎﻟ َﻔﺼ ِ ِِ وﺣ ْﺴ ِﻦ اﻷَ ْﺧﻼَ ِق ﺎﺣﺔ َواﻟﺒَﻼَﻏَﺔ ﻓَـﺘَﺄَﺛﱠـ َﺮ ْﻢ َ -وا ْﺷﺘُ ِﻬ َﺮ ﺑِﺎﻟ ﱠﺬ َﻛﺎء َواﻟ َﻜ َﺮم ُ َ َ َ ُ َ ْ َ ِ ﻮك ِﻓ َﻴﻬﺎ؟ ﺎدﻩُ ﺑِﺎﻟ ﱠﺰﻧْ َﺪﻗَ ِﺔ )اﻟﻜﻔﺮ( َ ،و ِﻫ َﻲ ﺗُـ ْﻬ َﻤﺔٌ َﻣ ْﺸ ُﻜ ٌ َو ُﺣ ﱢ اﻷﺻ ِﺪﻗَﺎء َ -وﻗَ ِﺪ اﺗﱠـ َﻬ َﻤﻪُ ُﺣ ﱠ ﺴُ ﺐ ْ ِ ِ وآﺛَﺎرﻩُ َ ِب اﻟ َﻜﺒِﲑُ( ب ) َﻛﻠِﻴﻠَﺔُ َوِد ْﻣﻨَﺔُ( اﻟﱠ ِﺬي َﻋ ﱠﺮﺑَﻪُ ﻣﻦَ اﻟ َﻔﺎ ِر ِﺳﻴﱠ ِﺔ و) َ اﻷد ُ اﻷدﺑِﻴﱠﺔُ َﻛﺜ َﲑةٌ ُ◌ ﻣ ْﻨـ َﻬﺎ :ﻛﺘﺎ ُ ُ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﱠ ِ وران َﺣ ْﻮ َل اﻟ ﱡﺪ ُر ِ ﺐﰲ ب اﻟ ﱠ َو)اﻷَ َد ُ ﺼﻐﲑُ( َواﻟْﻜﺘَﺎﺑَﺎن ﻛﻼَ ُﳘَﺎ ﻳَ ُﺪ َ وس اﻷَ ْﺧﻼَﻗﻴﱠﺔ َواﻻ ْﺟﺘ َﻤﺎﻋﻴﱠﺔ اﻟ ِﱵ ﺗُﺮﻏﱢ ُ ِ ِ ِ اﻟﻮﻻَ ِة. اﻟﻌ ْﻠ ِﻢ َو ُﺣ ْﺴ ِﻦ اﳌَُﻌ َﺎﻣﻠَﺔ َو َ ﺻﻼَ ِح اﳌُﻠُﻮك َو ُ ِ ﺖ ﻚ؟ ﻓَـ َﻘ َ ﻴﻞ ﻻﺑ ِﻦ اﳌَُﻘ ﱠﻔ ِﻊَ :ﻣ ْﻦ أَ ﱠدﺑَ َ ﺖ ِﻣ ْﻦ ﻏَ ِْﲑي َﺣ َﺴﻨﺎً أَﺗَـ ْﻴﺘُﻪُ َوإِ ْن َرأَﻳْ ُ ﺎل :ﻧَـ ْﻔ ِﺴﻲ إِ َذا َرأَﻳْ ُ ﻳُ َ ﺮوى أﻧﱠﻪُ ﻗ َ ﻴﺤﺎ أَﺑَـ ْﻴﺘُﻪُ ﻗَﺒِ ً ْأﻣﺜِﻠَﺔٌ ﻣﻦ ﻧُﺼ ِ ﻮﺻ ِﻪ: ُ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﺎت اﻹﻧْ َﺴﺎ ُن ﻣ َﻦ اﻟ ﱢ ﻀﻴﻖ ، ﻮد اﻟ ﱠ اﻟ ﱠ ﺼﺪﻳﻖ ﻟَ َﻤ َ ﺼ َﺪاﻗَﺔُ ﻧَـﻐْ َﻤﺔٌ َﲨﻴﻠَﺔٌ ﺗَـﺘَـ َﺮ ﱠددُ ﰲ َﺣﻴَﺎة اﻹﻧْ َﺴﺎن ،ﻓَـﻠَ ْﻮﻻَ ُو ُﺟ ُ ِ ِ ِ ِ ِ ﻳﻖ ﻟَﻪُ َ ..واﺑْ ُﻦ اﻟْ ُﻤ َﻘ ﱠﻔ ِﻊ ِﰲ َﻫ َﺬا اﻟﻨﱠ ﱢ ﺻﺪ َ اءﻩُ ﺺ ﻳَـ ْﻌ ِﺮ ُ َواﻟ َﻔﻘﲑُ اﳊَﻘﻴﻘ ﱡﻲ ِﰲ َﻫﺬﻩ اﻟ ﱡﺪﻧْـﻴَﺎ َﻣ ْﻦ ﻻَ َ ض – ﻟَﻨَﺎ َ - آر َ ﺼ ِﺪ ِﻳﻖ و ِ ِ ﺻ َﻔﺎﺗِِﻪ ﻟِﻴﺴﺘَ ِﺤ ﱠﻖ َﻫ َﺬا ِ ﺺ ِﻣ ْﻦ ﻛِﺘَﺎﺑِ ِﻪ ) :اﻷدب اﻻ ْﺳ َﻢ اﳌَﺄْ ُﺧﻮذَ ِﻣ َﻦ اﻟ ﱢ ﺼ ْﺪ ِق َواﻟﻨﱠ ﱡ َْ ِﰲ ا ْﺧﺘﻴَﺎ ِر اﻟ ﱠ َ اﻟﻜﺒﲑ( ِ ِ ِ ِ ﲔ ِ ِ ﻮاﺻﻞ َ ،و ﺗَﻮﻃ ِ ﻧﻔﺴﻚ ﺣﻘﻮ ُق اﻟ ﱠ ﺼ َﺪاﻗَ ِﺔ :ا ْﺟ َﻌ ْﻞ ﻏﺎﻳَﺔَ ﺗﺸﺒﱡﺜِ َ ﻚ ِﰲ ُﻣﺆاﺧﺎة َﻣ ْﻦ ﺗُﺆاﺧﻲ ُ ، وﻣﻮاﺻﻠﺔ ﻣﻦ ﺗُ ُ ِ ِ ﻗﻄﻴﻌﺔ إﺧﻮاﻧِ َ ِ ِ ﻇﻬﺮ َ ِ ﻛﺎﳌﻤﻠﻮك ﺗُـ ْﻌﺘِ ُﻘﻪ ﻟﻴﺲ ﺳﺒﻴﻞ إﱃ َ ﻚ َﲨﻴﻌ ِﻬ ْﻢ وإن َ َ ﻋﻠﻰ أﻧﱠﻪُ ﻻَ َ ﻟﻚ ﻣﻨﻪ ﻣﺎ ﺗﻜْﺮﻩُ ﻓﺈﻧﻪ َ وءةُ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ِﻞ إﺧﻮاﻧُﻪ ﺖ َ ،وﻟَ ِﻜﻨﱠﻪُ ِﻋ ْﺮ ُ ﻣﱴ ِﺷﺌﺖ ،أو ﻛﺎﳌﺮ ِأة اﻟﱵ ﺗﻄﻠﱢ ُﻘﻬﺎ إذا ِﺷ ْﺌ َ ﺿﻚ وﻣﺮوءﺗُﻚ ،ﻓﺈ ﱠﳕﺎ ُﻣ ُﺮ َ وأﺧﺪاﻧُﻪ أ ْ ِ ﺖ ُﻣﻌ َﺬراً َﻧﺰل ذﻟﻚ ﲔ ،ﻓﺈ ْن ﻋﺜَـ َﺮ اﻟﻨﺎس ﻋﻠﻰ أﻧﱠ َ ﺖ َرﺟﻼً ﻣﻦ إﺧﻮاﻧِﻚ وإ ْن ﻛ ْﻨ َ ﻗﻄﻌ َ ﻚ ْ َﲨَﻌ َ ُ ِ ِ ِ ت ﻋﻠﻰ ﻣﻘﺎ ﱠرﺗِﻪ ﻋﻠﻰ ﻏ ِﲑ ﻟﻺﺧﺎء اﳋﻴﺎﻧﺔ ِﻋ ْﻨ َﺪ أﻛﺜ ِﺮﻫﻢ ﲟﻨـﺰ ِﻟﺔ ﺼﺒﱠـ ْﺮ َ أﻧﺖ َﻣ َﻊ َ واﳌﻼل ﻓﻴﻪ ،وإ ْن َ ذﻟﻚ ﺗَ َ اﻟﻌﻴﺐ واﻟﻨﻘﻴ ِ ﺎد ذﻟﻚ إﱃ ِ ﺼﺔ. اﻟ ﱢﺮ َ ﺿﺎ َﻋ َ ْ Metni Kavrama Alıştırmaları 1. Aşağıdaki soruları parçaya göre cevaplayınız. .1ﻣ َﱴ وﻟِ َﺪ َﻋ ْﺒ ُﺪ ِ اﷲ اﺑْ ُﻦ اﳌَُﻘ ﱠﻔﻊ؟ َ ُ .2ﻣ َﱴ ﺗُـﻮ ﱢﰲ َﻋ ْﺒ ُﺪ ِ اﷲ اﺑْ ُﻦ اﳌَُﻘ ﱠﻔﻊ؟ َ َُ ِ اﻷﺻﻠِ ﱡﻲ؟ َﺻﻠُﻪُ َوَﻣﺎ ُﻫ َﻮ ا ْﲰُﻪُ ْ َ .3ﻣﺎ أ ْ َ .4ﻣ ْﻦ ﻟَﱠﻘﺒَﻪُ ﺑـ"اﺑْ ِﻦ اﳌَُﻘ ﱠﻔ ِﻊ"؟ ِ ﺎج ؟ .5ﻟ َﻤﺎ َذا َﻋﺎﻗَـﺒَﻪُ اﳊَ ﱠﺠ ُ 152 ِ .6ﰲ ِﻇ ﱢﻞ أ ﱢ ِ ٍ اﺑﻦ اﻟ ُْﻤ َﻘ ﱠﻔ ِﻊ؟ ي ﻗَﺒﻴﻠَﺔ ﻧَ َﺸﺄَ ُ ﺼ ٍ .7ﺑِﺄَ ﱢ ِ اﺑﻦ اﻟ ُْﻤ َﻘ ﱠﻔ ِﻊ؟ ي َﺧ َ ﻴﺼﺔ اُ ْﺷﺘُ ِﻬ َﺮ ُ ِ ﺎر اﻷدﺑِﻴﱠﺔُ ﻻﺑْ ِﻦ اﳌَُﻘ ﱠﻔ ِﻊ ؟ .8ﻣﺎَ ﻫ َﻲ اﻵﺛَ ُ َ .9ﻣ ْﻦ ُﻫ َﻮ اﻟ َﻔ ِﻘﲑُ اﳊَِﻘ ِﻴﻘ ﱡﻲ ِﰲ َﻫ ِﺬ ِﻩ اﳊَﻴَ ِﺎة؟ .10ﻣﺎ ِﻫﻲ ﻣﺮوءةُ اﻹﻧْﺴ ِ ﺎن ؟ َ َ ُُ َ َ 2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz. ِ ﱢﻊ / )ﻓَـ َﺮ َ ض ُﻋ ُﻘﻮﺑﺔً َﻋﻠﻰ َ / ...ﻣ ْﻌ ُﺮوف /ﺗُ َﺸ ﱢﺠ ُﻊ /ﲨﻴﻼً /ﺗَـ ْﺮ َﺟ َﻢ /اﻟﻀ ْ ﱠﺠﺮ َ /ﻋﺪﻳ َﺪة /ﺗَـ َﻮﱠرَم /ﻗَـﻨ ْ َﻋ ْﻴﺶ( ﺎج اﻟﺜﱠـ َﻘ ِﻔ ﱠﻲ َﻋﺎﻗَـﺒَﻪُ َﻋﻠَﻰ ﺑَـ ْﻌ ِ ﺾ ُﳐَﺎﻟََﻔﺎﺗِِﻪ .1ﻷن اﳊَ ﱠﺠ َ ﺎﳘَﺎ ﻀ َﺮﺑَﻪُ َﻋﻠَﻰ ﻳَ َﺪﻳْ ِﻪ َﺣ ﱠﱴ ﺗَـ َﻘ ﱠﻔ َﻌﺘَﺎ َﻛﻠْﺘَ ُ .2ﻓَ َ اﻷدﺑِﻴﱠﺔُ َﻛﺜِ َﲑةٌ ِﻣ ْﻨـ َﻬﺎ. ﺎرﻩُ َ .3وآﺛَ ُ ﺎﺣ ِﺔ َواﻟﺒَﻼَﻏَ ِﺔ. ﻳﻦ ﺑِﺎﻟ َﻔ َ ﺼ َ َ .4وَﻛﺎﻧُﻮا َﻣ ْﺸ ُﻬﻮِر َ ِ ﺼ ِﻐﲑُ(. ب اﻟ ﱠ ب ) َﻛﻠِﻴﻠَﺔُ َوِد ْﻣﻨَﺔُ( اﻟﱠ ِﺬي َﻋ ﱠﺮﺑَﻪُ ﻣﻦَ اﻟ َﻔﺎ ِر ِﺳﻴﱠ ِﺔ و) َ ب اﻟ َﻜﺒِﲑُ( َو)اﻷَ َد ُ اﻷد ُ .5ﻛﺘﺎ ُ اﻻﺟﺘِﻤ ِ ِ ﺎﻋﻴﱠ ِﺔ اﻟﱠِﱵ ﺗُﺮﻏﱢﺐ ِﰲ ِ ﺎن ﻛِﻼَ ُﳘَﺎ ﻳ ُﺪور ِ ْﻜﺘَﺎﺑ ِ ِِ ِ ان َﺣ ْﻮ َل اﻟ ﱡﺪ ُر ِ اﻟﻌ ْﻠ ِﻢ . َ .6واﻟ َ َ َ وس اﻷَ ْﺧﻼَﻗﻴﱠﺔ َو ْ َ ُ ﺖ ِﻣ ْﻦ ﻏَ ِْﲑي َﺣ َﺴﻨﺎً أَﺗَـ ْﻴﺘُﻪُ. .7إِ َذا َرأَﻳْ ُ ﻀِ ﺎت ا ِﻹﻧْ َﺴﺎ ُن ِﻣ َﻦ اﻟ ﱢ ﻴﻖ. ﻮد اﻟ ﱠ ﺼ ِﺪ ِﻳﻖ ﻟَ َﻤ َ .8ﻓَـﻠَ ْﻮﻻَ ُو ُﺟ ُ ﲨﻴﻠَﺔٌ ﺗَـﺘَـﺮ ﱠددُ ِﰲ ﺣﻴ ِﺎة ا ِﻹﻧْﺴ ِ ﺼ َﺪاﻗَﺔُ ﻧَـﻐْﻤﺔٌ َِ ﺎن. .9اﻟ ﱠ ََ َ َ َ ِ ﻚ َِ ﱢ ﲨ ِﻴﻌ ِﻬ ْﻢ. ﺳﺒﻴﻞ إﱃ ﻗﻄﻴﻌﺔ أﺧ َﻮاﻧِ َ َ .10وﻃ ْﻦ َ ﻧﻔﺴﻚ ﻋﻠﻰ أﻧﱠﻪُ ﻻَ َ 3. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimelerden seçiniz. اﻟﻌ َﺪ َاوةُ َ ،ﺧ ِﻔ َﻲ ،ﻗﻠﻴﻠﺔٌ ُ ،ﻣ َﺆﱠﻛ ٌﺪ( ﻴﺤﺎ ،ﺗُـﻨَـ ﱢﻔ ُﺮ ُ ،ﻣ َﻘﺎﻃَ َﻌﺔ ،أَ ْﺷ َﺮ َك ،اﻟﺮاﺣﺔ َ ، ) َﻛﺎﻓَﺄَ ،ﻗَﺒِ ً ﺎج اﻟﺜﱠـ َﻘ ِﻔ ﱠﻲ َﻋﺎﻗَـﺒَﻪُ َﻋﻠَﻰ ﺑَـ ْﻌ ِ ﺾ ُﳐَﺎﻟََﻔﺎﺗِِﻪ . .1ﻷن اﳊَ ﱠﺠ َ .2اﻵﺛﺎر َ ِ ﻛﺜﲑةٌ. ُ اﻷدﺑﻴﱠﺔُ ﻻﺑ ِﻦ اﳌﻘ ﱠﻔ ِﻊ َ ِ ﺴﻪُ ﺑِﺎﳌُﻘ ﱠﻔﻊ. .3ﻓَـﻠَ ﱠﻤﺎ ْ أﺳﻠَ َﻢ ُﲰﱢﻰ ُﻋ ْﺒ َﺪ اﷲ وﻟُﱢﻘﺐ أﺑُﻮﻩُ ﻧَـ ْﻔ ُ ﲨﻴﻠَﺔٌ ﺗَـﺘَـﺮ ﱠددُ ِﰲ ﺣﻴ ِﺎة ا ِﻹﻧْﺴ ِ ﺼ َﺪاﻗَﺔُ ﻧَـ ْﻐﻤﺔٌ َِ ﺎن . .4اﻟ ﱠ ََ َ َ َ ﻮك ﻓِ َﻴﻬﺎ. َ .5و ِﻫ َﻲ ﺗُـ ْﻬ َﻤﺔٌ َﻣ ْﺸ ُﻜ ٌ ﻴﺤﺎ أَﺑَـ ْﻴﺘُﻪُ . ﺖ ِﻣ ْﻦ ﻏَ ِْﲑي َﺣ َﺴﻨﺎً أَﺗَـ ْﻴﺘُﻪُ َوإِ ْن َرأَﻳْ ُ .6إِ َذا َرأَﻳْ ُ ﺖ ﻗَﺒِ ً اﻻﺟﺘِﻤ ِ ِ ﺎﻋﻴﱠ ِﺔ اﻟﱠِﱵ ﺗُﺮﻏﱢﺐ ِﰲ ِ ﺎن ِﻛﻼَ ُﳘَﺎ ﻳ ُﺪور ِ ْﻜﺘَﺎﺑ ِ ِِ ِ ان َﺣ ْﻮ َل اﻟ ﱡﺪ ُر ِ اﻟﻌ ْﻠ ِﻢ . َ .7واﻟ َ َ َ وس اﻷَ ْﺧﻼَﻗﻴﱠﺔ َو ْ َ ُ 153 ﻀِ ﺎت ا ِﻹﻧْ َﺴﺎ ُن ِﻣ َﻦ اﻟ ﱢ ﻴﻖ . ﻮد اﻟ ﱠ ﺼ ِﺪ ِﻳﻖ ﻟَ َﻤ َ .8ﻓَـﻠَ ْﻮﻻَ ُو ُﺟ ُ ِ ﻣﺆاﺧﺎة ﻣﻦ ﺗُ ِ ِ ﺆاﺧﻲ ،وﻣﻮاﺻﻠﺔُ ﻣﻦ ﺗُ ِ ﻮاﺻ ُﻞ. ﻚ ِﰲ .9ا ْﺟ َﻌ ْﻞ ﻏﺎﻳَﺔَ ﺗﺸﺒﱡﺜِ َ ُ َْ ِ ﻚ َِ ِ ﻟﻚ ﻣﻨِﻪ ﻣﺎ ﺗﻜْﺮﻩُ. ﺳﺒﻴﻞ إﱃ ﻇﻬ َﺮ َ ﻗﻄﻴﻌﺔ إﺧ َﻮاﻧِ َ ﲨﻴﻌ ِﻬ ْﻢ -وإن َ .10ﻻَ َ 4. Altı çizili kelimelerin müfredlerini (tekillerini) bulunuz. ﺎج اﻟﺜﱠـ َﻘ ِﻔ ﱠﻲ َﻋﺎﻗَـﺒَﻪُ َﻋﻠَﻰ ﺑَـ ْﻌ ِ ﺾ ُﳐَﺎﻟََﻔﺎﺗِِﻪ. .1ﻷن اﳊَ ﱠﺠ َ اﻷﻫﺘَ ِﻢ. َ .2وﻗَ ْﺪ ﻧَ َﺸﺄَ اﺑْ ُﻦ اﻟْ ُﻤ َﻘ ﱠﻔ ِﻊ ِﰲ ِﻇ ﱢﻞ ﺑَِﲏ ْ ﺎﺣ ِﺔ َواﻟﺒَﻼَﻏَ ِﺔ. ﻳﻦ ﺑِﺎﻟ َﻔ َ ﺼ َ َ .3وَﻛﺎﻧُﻮا َﻣ ْﺸ ُﻬﻮِر َ ِ ِ اﻷﺻ ِﺪﻗَ ِﺎء . وﺣ ْﺴ ِﻦ اﻷَ ْﺧﻼَ ِق َو ُﺣ ﱢ ﺐ ْ َ .4وا ْﺷﺘُ ِﻬ َﺮ ﺑِﺎﻟ ﱠﺬ َﻛﺎء َواﻟ َﻜ َﺮم ُ ﺎدﻩُ ﺑِﺎﻟ ﱠﺰﻧْ َﺪﻗَ ِﺔ . َ .5وﻗَ ِﺪ اﺗﱠـ َﻬ َﻤﻪُ ُﺣ ﱠ ﺴُ ِ ِ ب ) َﻛﻠِﻴﻠَﺔُ َوِد ْﻣﻨَﺔُ(. ﺎرﻩُ َ اﻷدﺑِﻴﱠﺔُ َﻛﺜ َﲑةٌ ﻣ ْﻨـ َﻬﺎ :ﻛﺘﺎ ُ .6وآﺛَ ُ ِ ﺼ ِ ﻮص اﺑْ ِﻦ اﻟ ُْﻤ َﻘ ﱠﻔ ِﻊ. .7ﻗَ ْﺪ َﻛﺘَْﺒـﻨَﺎ ْأﻣﺜﻠَﺔً ﻣﻦ ﻧُ ُ ﺼ ِﺪ ِﻳﻖ و ِ ِ ﺻ َﻔﺎﺗِِﻪ . .8ﻳَـ ْﻌ ِﺮ ُ ض ﻟَﻨَﺎ َ اءﻩُ ِﰲ ا ْﺧﺘﻴَﺎ ِر اﻟ ﱠ َ آر َ ِ ﻚ َِ ﱢ ﲨ ِﻴﻌ ِﻬ ْﻢ, ﺳﺒﻴﻞ إﱃ ﻗﻄﻴﻌﺔ إﺧ َﻮاﻧِ َ َ .9وﻃ ْﻦ َ ﻧﻔﺴﻚ ﻋﻠﻰ أﻧﱠﻪُ ﻻَ َ ِ اﳋﻴﺎﻧﺔ. ﺖ َرﺟﻼً ﻣﻦ إﺧﻮاﻧِﻚ َﻧﺰل ذﻟﻚ ِﻋ ْﻨ َﺪ أﻛﺜ ِﺮﻫﻢ ﲟﻨﺰ ِﻟﺔ اﻟﻨﺎس ﻋﻠﻰ أﻧﱠ َ ﻗﻄﻌ َ ﻚ ْ ، .10ﻓﺈ ْن ﻋﺜَـ َﺮ ُ 5. Altı çizili kelimelerin cemîlerini (çoğullarını) bulunuz. ﺖ ﻣﺮَﻛﺰا ﰲ ِ ﻀ َﺎرِة. ﺼ َﺮِة َو ِﻫﻲ آﻧَ َﺬ َ اﻟﻌﻠ ِْﻢ واﳊَ َ .1ﻗَ َ ﻀﻰ اﺑْ ُﻦ اﻟ ُْﻤ َﻘ ﱠﻔ ِﻊ َﺣﻴَﺎﺗَﻪُ ِﰲ اﻟﺒَ ْ اك َﻛﺎﻧَ ْ َ ْ ً ِ اﲰُﻪ ُروْزﺑﺔ . ﺻ ٍﻞ ﻓَﺎ ِر ِﺳ ﱟﻲ َوَﻛﺎ َن ْ َ .2و ُﻫ َﻮ ﻣ ْﻦ أَ ْ أﺳﻠَﻢ ُﲰﱢﻰ ُﻋ ْﺒ ُﺪ ِ اﷲ وﻟُﱢﻘﺐ أﺑُﻮﻩُ ﺑِﺎﳌُﻘ ﱠﻔﻊ. .3ﻓَـﻠَ ﱠﻤﺎ ْ َ ﺎﳘَﺎ أَ ْي ﺗَـ َﻮﱠرَﻣﺘَﺎ. ﻀ َﺮﺑَﻪُ َﻋﻠَﻰ ﻳَ َﺪﻳْ ِﻪ َﺣ ﱠﱴ ﺗَـ َﻘ ﱠﻔ َﻌﺘَﺎ َﻛﻠْﺘَ ُ .4ﻓَ َ ﻮك ﻓِ َﻴﻬﺎ. َ .5و ِﻫ َﻲ ﺗُـ ْﻬ َﻤﺔٌ َﻣ ْﺸ ُﻜ ٌ ﲨﻴﻠَﺔٌ ﺗَـﺘَـﺮ ﱠددُ ِﰲ ﺣﻴ ِﺎة ا ِﻹﻧْﺴ ِ ﺼ َﺪاﻗَﺔُ ﻧَـﻐْﻤﺔٌ َِ ﺎن. .6اﻟ ﱠ ََ َ َ َ ﻀِ ﺎت ا ِﻹﻧْ َﺴﺎ ُن ِﻣ َﻦ اﻟ ﱢ ﻴﻖ . ﻮد اﻟ ﱠ ﺼ ِﺪ ِﻳﻖ ﻟَ َﻤ َ .7ﻓَـﻠَ ْﻮﻻَ ُو ُﺟ ُ ﺼ ِﺪ ِﻳﻖ . اءﻩُ ِﰲ ا ْﺧﺘِﻴَﺎ ِر اﻟ ﱠ َ .8واﺑْ ُﻦ اﻟْ ُﻤ َﻘ ﱠﻔ ِﻊ ِﰲ َﻫ َﺬا اﻟﻨﱠ ﱢ ﺺ ﻳَـ ْﻌ ِﺮ ُ ض – ﻟَﻨَﺎ َ - آر َ ِ ﻛﺎﳌﻤﻠﻮك ﺗُـ ْﻌﺘِ ُﻘﻪ ﻣﱴ ِﺷﺌﺖ . ﻟﻴﺲ .9ﻓﺈﻧﻪ َ اﻟﻌﻴﺐ واﻟﻨﻘﻴ ِ ﺎد ذﻟﻚ إﱃ ِ ﺼﺔ َ .10ﻋ َ ْ 154 6. Aşağıda verilen Arapça cümlenin en yakın Türkçe karşılıklığını seçiniz. I. ِ ﲨﻴﻠَﺔٌ ﺗَـﺘَـﺮ ﱠددُ ِﰲ ﺣﻴ ِﺎة ا ِﻹﻧْﺴ َِ ٌﺼ َﺪاﻗَﺔُ ﻧَـ ْﻐﻤﺔ ِﻀ ﺎت ا ِﻹﻧْ َﺴﺎ ُن ِﻣ َﻦ اﻟ ﱢ ﻴﻖ ﻮد اﻟ ﱠ اﻟ ﱠ َ ﺼ ِﺪ ِﻳﻖ ﻟَ َﻤ ُ ﻓَـﻠَ ْﻮﻻَ ُو ُﺟ، ﺎن ََ َ َ َ a. Dostluk insanın yaşamında sürekli tekrarlanan güzel bir nağme gibidir. Dost olmasaydı hayat çekilmezdi. b. Dostluk, Allah’ın bir nimetidir. Dost olmasaydı hayatta yaşanmazdı. c. Dostluk, insan hayatında tekrarlanıp duran güzel bir nağmedir. Dostun varlığı olmasaydı insan sıkıntıdan ölürdü. d. Dostluk sürekli duyulan güzel bir nağmedir. Dost olmasaydı insan sıkıntıdan patlardı. e. Dostluk, insan hayatında tekrarlanıp duran güzel bir nağmedir. Dostun varlığı olmasaydı insan sıkılıp dururdu. II. ِ ﺖ َ ﻚ؟ ﻓَـ َﻘ َ َ َﻣ ْﻦ أَ ﱠدﺑ:ﻴﻞ ﻻﺑ ِﻦ اﳌَُﻘ ﱠﻔ ِﻊ ُ ْﺖ ِﻣ ْﻦ ﻏَ ِْﲑي َﺣ َﺴﻨﺎً أَﺗَـ ْﻴﺘُﻪُ َوإِ ْن َرأَﻳ ُ ْ إِ َذا َرأَﻳ، ﻧَـ ْﻔ ِﺴﻲ: ﺎل َ ُﻳ َ ﺮوى أﻧﱠﻪُ ﻗ . ُﻴﺤﺎ أَﺑَـ ْﻴﺘُﻪ ً ِﻗَﺒ a. Rivayete göre İbnu’l-Mukaffa’a şöyle denildi: “Seni kim edeplendirdi?” İbnu’l-Mukaffa‘ (bu soruya cevaben) “Başkasında güzel bir şey görünce onu aldım, kötü bir şey görünce onu bıraktım ve böylece edep kazandım” dedi. b. İbnu’l-Mukaffa’a şöyle sordular: “Seni kim edeplendirdi?” İbnu’lMukaffa‘ (bu soruya cevaben) “Hiç kimse. Başkasında güzel bir şey görünce onu aldım, kötü bir şey görünce onu bıraktım”. c. Rivayet edildiğine göre İbnu’l-Mukaffa’a şöyle soruldu: “Seni kim edeplendirdi?” İbnu’l-Mukaffa‘ (bu soruya cevaben) “Kendim. Başkalarında gördüğüm güzel ve çirkin şeyleri değerlendirdim” dedi. d. Rivayet edildiğine göre İbnu’l-Mukaffa’a şöyle soruldu: “Seni kim edeplendirdi?” İbnu’l-Mukaffa‘ (bu soruya cevaben) “Kendim. Başkasında güzel bir şey görünce onu aldım, kötü bir şey görünce onu bıraktım” dedi. e. Rivayet edildiğine göre İbnu’l-Mukaffa‘ (bir soruya cevaben) “Kendim. Başkasında güzel bir şey görünce onu aldım, kötü bir şey görünce onu bıraktım” demiştir. Altı çizili kısımlar daha önce okuduğunuz ünitelerden size neler hatırlatıyor? Başka bir ifâdeyle altı çizili bu kısımlar cümlenin hangi ögesi durumundadır? َﻣﺎ أَ ْو َد َﻋﻪُ اﷲُ ُﺳ ْﺒ َﺤﺎﻧَﻪُ َوﺗَـ َﻌ َﺎﱃ ِ وﻣﺎ أَو َد َﻋﻪ اﷲ ِﰲ ﻫ ِﺬﻩ، اﷲ ِ َ ُ ُ ْ ََ ِ ِ ﺼ ِﺮَﻫﺎ ِﲟَﺎ ﻳَِﻘ َﻴﻬﺎ َ َﻣ َﻦ اﳌَْﻌ ِﺮﻓَﺔ َوﺑ ِ ﻳـﺘـﻌ ﱠﺮض اﳉ ﻆ ِﰲ ِﻛﺘَﺎﺑِ ِﻪ اﻟ ﱠ ﺸ ِﻬ ِﲑ ) اﳊَﻴَـ َﻮان ( َإﱃ ُ ﺎﺣ َ ُ َ ََ ِ ِ ِ ِﻣﻦ ِ ِ ِ ِ اﻟﻌ َِﱪ ِﰲ َﺧ ْﻠ ِﻖ اﳊَﻴَـ َﻮاﻧَﺎت ﳑﱠﺎ ﻳَ ْﺪﻋُﻮ إ َﱃ اﻟﺘﱠـ ْﻔﻜﲑ ﰲ َ ِ ان ِﻣﻦ اﳊِ ْﻜﻤ ِﺔ اﻟﻨﱠ ِﺠﻴﺒ ِ ِ ِ ِﺎس اﻟ ﱠﺮﻗ ِ ﺴ َوَﻣﺎ أَ ْﳍََﻤ َﻬﺎ، ﻴﻖ ﺣ ﻹ وا ﺔ ﻮ ـ ﻴ َ َ َ َ ََاﳊ َْ ِ ﺑَـ ْﻌ ﺾ َﺧ ْﻠ ِﻖ 155 ِ ِ ِ ِ ﻚ ﺳﺒﺒﺎ ﻟِ ْﻠﺤ َﺬ ِر اﻟﱠ ِﺬي ﻳـ َﺆ ﱢدي إِ َﱃ اﻟ ﱠ : ﺎل ﻓَـ َﻘﺎﻟُﻮا َ َﻀ ِﺮﺑُﻮ َن َِﺎ اﻷَ ْﻣﺜ ْ َﺎس ﻳ َ َو، ﺴﻼَ َﻣﺔ َ ًَ َ َ ﻟﻴَ ُﻜﻮ َن َذﻟ، ﻣ ْﻦ َﻋ ُﺪ ﱢو َﻫﺎ ُ ُ ﺻ َﺎر اﻟﻨﱠ ِ َ َوأَ ْرَوغُ ِﻣ َﻦ اﻟﺜﱠـ ْﻌﻠ، س ٍ َوأَ ْﲰَ ُﻊ ِﻣ ْﻦ ﻓَـ َﺮ، أَ ْﺣ َﺬ ُر ِﻣ ْﻦ ﻋُ َﻘﺎب .ﺐ DİL BİLGİSİ TE’KÎD Te’kîd, söylenen sözü hitâbedilenin zihninde yerleştirmek ve pekiştirmek demektir. Günlük konuşmalarımızda maksadımızı karşımızdaki kişiye anlatabilmek için bazen bir ismi, bir fiili, bir harfi ve bir cümleyi hatta onların mürâdifini (eş anlamlısını) tekrarlarız. İşte tekrarladığımız bu söze Arapçada te’kîd denir. Bazı kitaplarda mü’ekkid (te’kîd edici, pekiştirici söz) de denilmektedir. İlk olarak söylediğimiz söze mü’ekked (kuvvetlendirilen, pekiştirilen) denilir. İ‘râb bakımından müekkid/te’kîd (tekrarlanan söz) müekked’e (birinci söze) tâbîdir, uyar. Başka bir ifâdeyle te’kîd tevâbidendir. İ‘râb bakımından kendisinden öncekine tâbi olan sıfat, bedel, atıf, te’kîd ve atf-ı beyândan biridir. Te’kîd iki kısma ayrılır: A. Lafzî Te’kîd ()اﻟﺘﺄْﻛِﻴ ُﺪ اﻟﻠﱠ ْﻔ ِﻈ ﱡﻲ B. Ma‘nevî Te’kîd (ي )اﻟﺘﺄﻛِﻴ ُﺪ اﻟ َْﻤ ْﻌﻨَ ِﻮ ﱡ A. Lafzî Te’kîd: Lafzî te’kîd, muhatabımız tarafından sözümüzün yanlış anlaşılmaması, yanlış olduğu zannedilmemesi, dikkatle dinlenmesi, önem verilmesi gibi sebeplerle söylediğimiz bir sözü aynen veya mürâdifiyle (eş anlamlısıyla) tekrarlamaktır. Bu anlattıklarımızı hemen şu örneklerde gösterelim: a. İsmin tekrarlanması: O’dur, o. . ُﻫ َﻮ َﻫ َﻮ Zeyd geldi, Zeyd: ﺎء َزﻳْ ٌﺪ َزﻳْ ٌﺪ َ َﺟ Arslan geliyor, arslan: (isim tekrarlanmış) َﺳ ُﺪ َ َﺳ ُﺪ اﻷ َ ﻳَﺄِْﰐ اﻷ b. Fiilin tekrarlanması Ömer kalktı, kalktı. (fiil tekrarlanmış) ﺎم ﻋُ َﻤ ُﺮ َ َﺎم ﻗ َ َﻗ c. Harfin tekrarlanması Evet, Evet. (Cevap harfi olan ﻧَـ َﻌ ْﻢtekrarlanmış) ﻧَـ َﻌ ْﻢ، ﻧَـ َﻌ ْﻢ 156 Aşağıdaki örneklerde de mürâdifler (eş anlamlılar) tekrar edilmiştir. Ali oturdu, oturdu. ﺲ ﻗَـ َﻌ َﺪ َﻋﻠِ ﱞﻲ َ ََﺟﻠ Bu, aslandır, aslan. َﺳ ٌﺪ ٌ َﻫ َﺬا ﻟ َْﻴ َﺚأ ﻧَـ َﻌ ْﻢ َﺟ ِْﲑ Evet, Evet. Aşağıdaki âyet ve hadislerde altı çizili kelimeler lafzî örnekleridir. Dikkatle inceleyelim: te’kîd ِ ﴿ َﻛﻼﱠ إِ َذا ُد ﱠﻛ [22-21 ﺻ ًّﻔﺎ﴾ ]ﺳﻮرة اﻟﻔﺠﺮ ُ َﻚ َواﻟ َْﻤﻠ َ ﺎء َرﺑﱡ ُ ﺖ اﻷ َْر َ ﺻ ًّﻔﺎ َ ﻚ َ ض َد ًّﻛﺎ َد ًّﻛﺎ * َو َﺟ “Hayır, yeryüzü (kıyamet sarsıntısıyla) parça parça olup dağıldığı, Rabbinin buyruğu ve saf saf dizilmiş olarak melekler geldiği zaman..” [5-4 :ف ﺗَـ ْﻌﻠَ ُﻤﻮن﴾ ]ﺳﻮرة اﻟﺘﻜﺎﺛﺮ َ ف ﺗَـ ْﻌﻠَ ُﻤﻮن * ﰒُﱠ َﻛﻼﱠ َﺳ ْﻮ َ ﴿ َﻛﻼﱠ َﺳ ْﻮ “Hayır, ileride bileceksiniz. Yine hayır, ileride elbetteki bileceksiniz” [20-19 :﴾ ]ﺳﻮرة اﳌ ﱠﺪﺛﱢﺮ.... ﱠر َ ﱠر ﰒُﱠ ﻗُﺘِ َﻞ َﻛ ْﻴ َ ﻓَـ ُﻘﺘِ َﻞ َﻛ ْﻴ...﴿ َ ﻒ ﻗَﺪ َ ﻒ ﻗَﺪ “Canı çıkasıca nasıl da ölçtü biçti! Yine canı çıkasıca nasıl da ölçtü biçti”. ِ ، اﷲ ﻷَ ْﻏﺰو ﱠن ﻗُـﺮﻳْ ًﺸﺎ ِ و، واﷲ ﻷَ ْﻏﺰو ﱠن ﻗُـﺮﻳْ ًﺸﺎ ِ " (واﷲ ﻷَ ْﻏ ُﺰَو ﱠن ﻗُـ َﺮﻳْ ًﺸﺎ" )اﳊﺪﻳﺚ َ َ َُ َ َُ “Allah’a yemin olsun ki Kureyş’le savaşacağım! Allah’a yemin olsun ki Kureyş’le savaşacağım! Allah’a yemin olsun ki Kureyş’le savaşacağım!” "! اﻟﻠﻬ ﱠﻢ ا ْﺷ َﻬ ْﺪ ُ ! اﻟﻠﻬ ﱠﻢ ا ْﺷ َﻬ ْﺪ ُ ! اﻟﻠﻬ ﱠﻢ ا ْﺷ َﻬ ْﺪ ُ " “Şâhit ol Yâ Rab! Şâhit ol Yâ Rab! Şâhit ol Yâ Rab!” Not: Te’kîd bulunan bir cümlenin tahlili Mektubu yolladı, gönderdi ِ َ ﺑـﻌ ُﺎب ْأر َﺳﻠَﻪ ََ َ َﺚ اﻟْﻜﺘ Cümlesinin tahlili (öğelerine ayrılması, analizi) diğerleri için de bir örnektir. ِ : Mef‘ûlün bih’tir. ﺚ َ ﺑَـ َﻌ: Mâzî fiildir, fâili ُﻫ َﻮzamiridir. اﻟﻜﺘَﺎب أ َْر َﺳ َﻞ: Yine mâzî fiildir. Birinci fiil olan ﺚ َ ’ﺑَـ َﻌnin anlamca mürâdifi/müterâdifi (eş anlamlısı) ve müekkidi/te’kîdidir. Bunun da fâili müstetir ُﻫ َﻮzamiridir. Sondaki َﻫﺎءzamiri ise mef‘ûlün bih’tir. Bulunduğu yer itibariyle (mahallen) mansûbtur. B. Ma‘nevî Te’kîd Ma‘nevî te’kîd de yukarıda söylediğimiz sebeplerden dolayı bazı kelimeler kullanılarak yapılır. Bu kelimelerin başlıcaları şunlardır: 157 َِ ، ﲔ . ﲨَْ َﻌﺎء، َﲨَ ُﻊ ْ أ، ﻛِﻠْﺘَﺎ، َ ﻛِﻼ، ُﻛﻞﱞ، ﻴﻊ ٌ ،ﲔ ُُ اﻷَ ْﻋ، ذات ُْ اﻟ َْﻌ، ﺲ ٌﲨ ُ اﻷَﻧْـ ُﻔ، ﺲ ُ اﻟﻨﱠـ ْﻔ ُﺴﻪ َ اﻟﻮﻟَ َﺪ َ أ َْﻫ َﺪى ُ اﻟﻮ ِاﱄ ﻧَـ ْﻔ Çocuğa vali bizzat/kendisi hediye verdi. Böyle bir cümleye ُﺴﻪ ُ ﻧَـ ْﻔkelimesini zikretmeden duyan kimse, hediyeyi valinin koruması, görevlisi veya hizmetçisinin verdiğini anlayabilir, öyle düşünebilir. İşte böyle bir anlama ihtimalini ortadan kaldırmak için ُﺴﻪ ُ ﻧَـ ْﻔ “onun bizzat kendisi” ifadesini söyleriz. Böylece sözümüzü pekiştirmiş yani te’kîd etmiş oluruz. Şimdi kolayca anlaşılmasını sağlamak amacıyla ma‘nevî te’kîd için kullanılan kelimeleri gruplandırarak açıklayalım: 1. ﻧَـ ْﻔﺲve َﻋ ْﲔkelimeleri ile te’kîd Yukarıda zikredildiği gibi ma‘nevî te’kîd için kullanılan kelimelerden ﻧَـ ْﻔﺲve َﻋ ْﲔkelimelerinin müfred bir kelimeyi te’kîd için kullanıldığında müfred olarak, birden fazla varlığı gösteren kelimeleri te’kîd için kullanıldığında ise أَﻓـْﻌُﻞvezninde olan cemilerini (çoğullarını) ﲔ ٌُ أَ ْﻋve ﺲ ٌ أَﻧْـ ُﻔkullanırız. Aşağıdaki örneklerde görüldüğü gibi bu iki kelime birer zamire bitişir ve bu zamir, müfred, tensiye, cemi, müzekker ve müennes olma yönünden kendisinden önceki isimle uyum halinde olur. Hükümdar kendisi geldi. Fatma kendisi reddetti. . ُ َﻋ ْﻴـﻨُﻪ/ ُﺴﻪ ﻗَ ِﺪ َم اﻟ ﱡ ُ ﺴ ْﻠﻄَﺎ ُن ﻧَـ ْﻔ ِ ْ ﻀ . َﻋ ْﻴـﻨُـ َﻬﺎ/ ﺴ َﻬﺎ َ ََرﻓ ُ ﺖ ﻓَﺎﻃ َﻤﺔُ ﻧَـ ْﻔ ِ ِ İki bakanın kendileri geldiler .أَ ْﻋﻴُـﻨُـ ُﻬ َﻤﺎ/ ﺴ ُﻬ َﻤﺎ ُ ﻗَﺪ َم اﻟ َْﻮِز َﻳﺮان أَﻧْـ ُﻔ ِ ِ İki prensesin kendileri bizi ziyaret ettiler. . أﻋﻴُـﻨُـ ُﻬ َﻤﺎ/ ﺴ ُﻬ َﻤﺎ ُ َز َارﺗْـﻨَﺎ اﻷَﻣ َﲑﺗَﺎن أَﻧْـ ُﻔ ِ أَ ْﻋﻴُـﻨُـ ُﻬ ْﻢ/ ﺴ ُﻬ ْﻢ ُ ﻗَﺪ َم اﻟ ُْﻮَزَراءُ أَﻧْـ ُﻔ. ِ ﺟﺎء . أَ ْﻋﻴُـﻨُـ ُﻬ ﱠﻦ/ ﺴ ُﻬ ﱠﻦ ُ ت اﻟ َْﻤﻠِ َﻜ ََ ُ ﺎت أَﻧْـ ُﻔ Bakanların kendileri geldi. Kraliçeler kendileri geldi. َِ kelimeleriyle te’kîd 2. ُﻛﻞﱞve ﲨﻴﻊ Bu tür te’kidler ma‘rifeyi te’kîd ederler ve ihâta (içerme) anlamı taşıdıkları için parçaları bulunan bir bütünü ifâde eden müfred kelimeleri veya cemileri (çoğulları) te’kîd ederler. َِ ض ِ ﴿ﻫ َﻮ اﻟﱠ ِﺬي َﺧﻠَ َﻖ ﻟَ ُﻜ ْﻢ َﻣﺎ ِﰲ اﻷ َْر [29 :ﲨ ًﻴﻌﺎ﴾ ]ﺳﻮرة اﻟﺒﻘﺮة ُ “O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı”. ِ ﺴﻤﻮ ِ ِ ات َواﻷ َْر [123 "ض َوإِﻟ َْﻴ ِﻪ ﻳُـ ْﺮ َﺟ ُﻊ اﻷ َْﻣ ُﺮ ُﻛﻠﱡﻪُ ﻓَﺎ ْﻋﺒُ ْﺪﻩُ َوﺗَـ َﻮﱠﻛ ْﻞ َﻋﻠَْﻴ ِﻪ﴾ ]ﻫﻮد َ َ َ ﺐ اﻟ ﱠ ُ ﴿وﷲ ﻏَْﻴ “Göklerin ve yerin gaybı (sırrı) yalnız Allah'a aittir. Her iş O'na döndürülür.Öyleyse O’na kulluk et ve O’na dayan.” 158 ِ َاﻻ ْﻣﺘِﺤﺎﻧ ِ ﲨﻴﻌ ُﻬﻢ ِﰲ ِ ِ İmtihanlarda öğrencilerin hepsi başarılı oldu: ﺎت َ ْ ُ َ َﳒَ َﺢ اﻟﺘﱠﻼَﻣﻴ ُﺬ ِ ِ ﺸ ْﻬ ِﺮ اﻟْﻤ Geçen ay bu kitabın hepsini okudum: ﺎﺿﻲ ُ ﻗَـ َﺮ َ َأت َﻫ َﺬا اﻟْﻜﺘ َ ﺎب ُﻛﻠﱠﻪُ ِﰲ اﻟ ﱠ Ma‘nevî te’kîd esâsen ma‘rifeye mahsustur. Nekre te’kîd olunmaz. Yalnızca أﺳﺒُﻮع، ve َﺳﻨَﺔgibi sınırları belli bir zaman zarfı ise tekîd edilir. Seni bütün ay boyunca bekledim. ﻳَـ ْﻮم ِ َ ُاﻧْـﺘَﻈَ ْﺮﺗ ُﻚ َﺷ ْﻬ ًﺮا ُﻛﻠﱠﻪ 3. Müsennâ isimlerin te’kîdi, َ ﻛِﻼve ﻛِﻠْﺘَﺎkelimeleriyle te’kîd Bunlardan َ ﻛِﻼmüzekker, ﻛِﻠْﺘَﺎise müennes isimleri te’kîd ederler. Bu durumda her ikisi de müsennâ zamîrine muzâf olurlar. Bu ki kelimenin i‘râbları müsennâ isimlerdeki gibi merfû halleri elif ( ) ا, mansûb ve mecrûr durumlarında ise ( )يharfi iledir. Örnekler: Merfû Olarak Kullanımları İki adam bizzat geldiler. ﺎء اﻟ ﱠﺮ ُﺟﻼَ ِن ﻛِﻼَ ُﳘَﺎ َ َﺟ İki kadın bizzat geldiler. ِ َت اﻟْﻤﺮأﺗ ِ ﺟ ﺎﳘَﺎ ُ َﺎن ﻛِﻠْﺘ ْ َ ﺎء ََ Mansûb Olarak Kullanımları İki adamın ikisini de gördüm. ِ ْ َﺖ اﻟ ﱠﺮ ُﺟﻠ ﲔ ﻛِﻠَْﻴ ِﻬ َﻤﺎ ُ َْرأَﻳ İki kadının ikisini de gördüm. ِ ْ ﺖ اﻟ َْﻤ ْﺮأَﺗَـ ﲔ ﻛِ ْﻠﺘَـ ْﻴ ِﻬ َﻤﺎ ُ َْرأَﻳ Mecrûr Olarak Kullanımları İki çocuğa da selam verdim. ﺖ َﻋﻠَﻰ اﻟ َْﻮﻟَ َﺪﻳْ ِﻦ ﻛِﻠَْﻴ ِﻬ َﻤﺎ ُ َﺳﻠﱠ ْﻤ İki kıza da selam verdim. ِ ْ ﺖ َﻋﻠَﻰ اﻟْﺒِْﻨﺘَـ ﲔ ﻛِ ْﻠﺘَـ ْﻴ ِﻬ َﻤﺎ ُ َﺳﻠﱠ ْﻤ Not: َ ﻛِﻼve ﻛِﻠْﺘَﺎkelimeleri zâhir (açık) isme muzâf olurlarsa i‘râb alâmeti, takdîrî harekedir, bu iki kelimenin şekli değişmez. Bu durumda َ ﻛِﻼve ﻛِﻠْﺘَﺎ içinde cümlede bulundukları yere göre i‘râb alırlar. Ancak “her ikisi de” ُﻛﻞﱞ ِﻣ ْﻨـ ُﻬ َﻤﺎ “o ikisinden her biri” anlamındadırlar, dolayısıyla lafzan içinde bulundukları yere göre cümlenin unsuru olan ve i‘râb alan َ ﻛِﻼve ﻛِﻠْﺘَﺎte’kîd anlamını ifâde ederler. Adamların ikisi de bana geldi ِ ْ َﺎءِﱐ ﻛِﻼَ اﻟ ﱠﺮ ُﺟﻠ ﲔ َ َﺟ Merfû Kitapların ikisini de okudum. ِ ْت ﻛِﻼَ اﻟ ِ ْ ْﻜﺘَﺎﺑَـ ﲔ ُ ﻗَـ َﺮأ Mansûb 159 Otomobillerin ikisini de elde ettim. ِ ْ ﺴﻴﱠ َﺎرﺗَـ ﲔ ْﺖ َﻋﻠَﻰ ﻛِﻠْﺘَﺎ اﻟ ﱠ ُ ﺼﻠ َ َﺣ Mecrûr ِ ْ ﴿ﻛِﻠْﺘَﺎ ا ْﳉَﻨﱠﺘَـ [33 ﺖ أُ ُﻛﻠَ َﻬﺎ﴾ ]ﺳﻮرة اﻟﻜﻬﻒ ْ َﲔ آﺗ “Bu her iki bağ da, (her sene devamlı surette) ürününü verdi”. َﺣ ُﺪ ُﳘَﺎ أ َْو ﻛِﻼَ ُﳘَﺎ ﻓَﻼَ ﺗَـ ُﻘ ْﻞ َﳍَُﻤﺎ أ ﱟ [23 :ُف﴾ ]ﺳﻮرة اﻹﺳﺮاء َ ﴿إ ﱠﻣﺎ ﻳَـ ْﺒـﻠُﻐَ ﱠﻦ أ “Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine "of!" bile deme” Aşağıdaki parçada boşlukları uygun te’kîd kelimeleriyle doldurunuz. ِ ِ َﻛﺎ َن ﻋُﻤﺮ أ ﻓ َﻜﺎ َن ِﻣ َﻦ اﻟ ُْﻤ ْﻨﺘَﻈَ ِﺮ أ ْن ﻳُـﻐَﻴﱢـ َﺮ......... َﺻﺒَ َﺢ اﻟْﻴَـ ْﻮَم َو ِﺟ ًﻴﻬﺎ ِﰲ اﻟ َﻘ ْﺮﻳَِﺔ ْ َﺟ ًﲑا ﻳَـ ْﺮ َﻋﻰ اﳌَﺎﻋ َﺰ ِﰲ اﳉَﺒَ ِﻞ َوأ َُ ِ ِﰲ ُْﲝﺒﻮﺣﺔ......... ُ وﻋﺎش اﻷب واﺑﻨَﻪ......... ْﻚ اﻟ َﻘﺮﻳ ِﺔ ِ ِ ِ ِ َ ُﺳﻠُﻮَﻛﻪُ ﺳﻴﱠ َﻤﺎ وﻗَ ْﺪ ُ َ َ َ ُ َ ْ َ َﺣﺎﻛ ًﻤﺎ ﺑﺘﻠ...... ُﺻ َﺎر اﺑْـﻨُﻪ ِ ِ َﻀ ِ ٍ َوَرﻏَ ِﺪ َﻋ ْﻴ اﻟﻌ َﻤ َﻞ ﺑﻞ ﻇ ﱠﻞ َذاﻛِ ًﺮا َ اﻟﺴﻨﲔ اﻟﻄﱢَﻮ َ َال اﻟ ِّﱵ ﻗ َ َ ﺎﻫﺎ َﻛﺎد ًﺣﺎ ﻳُـﺒَﺎﺷ ُﺮ ُ َوَﱂْ ﻳَـﺘَـﻨَ ﱠﻜ ِﺮ.ﺶ َ اﻷب ْ ﻟﻠﻤﺎﺿﻲ ِ وُﳚﺎﺑِﻪ ﻣ......... . .............. ﺐ اﳊَﻴَ ِﺎة َ َُ ََ َ ﺼﺎﻋ 4. أﲨَ ُﻊ ْ ve ﲨَْ َﻌﺎءkelimeleriyle te’kîd أﲨَﻊ ْ da ُﻛ ّﻞkelimesi gibi müsennâdan başka kelimeleri te’kîd eder ise de bunun sıygası (kipi) müekkede (te’kîd edilene) göre değişir. Müfred, müzekkerin te’kîdinde أﲨَﻊ ْ , müennesin te’kîdinde ise ﲨَْ َﻌﺎء, müzekker cemin te’kîdinde ِ َﲨَﻌُﻮ َن أ / ﲔ ﻌ أﲨ , ْ َ ْ müennes cem ‘in te’kîdinde ise ُﲨَﻊile te’kîd edilir. Misaller: Ordunun hepsi geldi. َﲨَ ُﻊ ْﺶأ ُ ﺎء ا ْﳉَْﻴ َ َﺟ ِ ِ َُذ َﻫﺒَﺖ اﻟْ َﻜﺘﻴﺒَﺔُ ﲨَْ َﻌﺎء Bölüğün hepsi gitti. Öğrencilerin hepsi geldi ve ben onların hepsini gördüm. ِ ْ أﲨَﻌﻮ َن ورأَﻳـﺘُـﻬﻢ أ ﲔ َ َﲨَﻌ ُ ﺎء اﻟﻄﱡﻼﱠ ْ ُ ْ ََ ُ ْ ب َ َﺟ Kadınların hepsi çalıştılar. ِ ِ ﱢﺴﺎءُ ُﲨَ ُﻊ َ َﻋﻤﻠَﺖ اﻟﻨ ِ ِ ُ ﴿ﻓَ ُﻜﺒ ِﻜﺒﻮا ﻓِﻴﻬﺎ ﻫﻢ واﻟْﻐَﺎوو َن وﺟﻨ [94-93 :َﲨَﻌُﻮ َن﴾ ]اﻟﺸﻌﺮاء ْ ﻴﺲ أ ُُ َ ُ َ ْ ُ َ ُ ْ َ ﻮد إﺑْﻠ “Artık hem onlar, hem azgınlar ve İblis’in ordusu oraya (cehenneme) tepetaklak atılırlar”. Bunlardan başka أﲨﻊ َ ْأﺑ ُ ’nun tâbiîlerinden olmak üzere أَ ْﻛﺘَ ُﻊ، أَﺑْـﺘَ ُﻊ، ﺼ ُﻊ lafızları vardır. Bunlarla te’kîd yapılırken yalnız başlarına kullanılmayıp أﲨﻊ ُ ’dan sonra zikrolunurlar. Ordunun bütün hepsi geldi. ﺼ ُﻊ ْﺶأ َ ْ أَﺑ/ أﺑْـﺘَ ُﻊ/ َﲨَ ُﻊ أَ ْﻛﺘَ ُﻊ ُ ﺎء اﳉَْﻴ َ َﺟ Ordunun bütün hepsi geldi. ﺼﻌُﻮ َن ْبأ َ ْ أَﺑ/ أﺑْـﺘَـﻌُﻮ َن/ َﲨَﻌُﻮ َن أ ْﻛﺘَـﻌُﻮ َن ُ ﺎء اﻟﻄﱡﻼﱠ َ َﺟ Ordunun bütün hepsi geldi. 160 ِ َرﺣﻠ ْ َ ﺑ/ ُ ﺑَـ ْﺘـ َﻌﺎء/ ُﺖ اﻟْ َﻘﺒِﻴﻠَﺔُ ﲨَْ َﻌﺎءُ َﻛ ْﺘـ َﻌﺎء ََ ُﺼ َﻌﺎء Ordunun bütün hepsi geldi. ِ ﺼ ُﻊ َ ُ ﺑ/ ﺑُـﺘَ ُﻊ/ ﱢﺴﺎءُ ُﲨَ ُﻊ ُﻛﺘَ ُﻊ َ َﺟﺎﺋَﺖ اﻟﻨ Yukarıdaki örnek cümlelerde olduğu gibi bunların ayrıca mânâları olmayıp ﲨَْ َﻌﺎء/ ’أﲨَ ُﻊdan sonra daha fazla te’kîd ifâde etmek için kullanılırlar. 5. ُﻛﻞﱞve َﲨَﻊ ْ أkelimeleriyle zamirler de te’kîd olunurlar. Hepiniz gidiniz اِ ْذ َﻫﺒُﻮا ُﻛﻠﱡ ُﻜ ْﻢ Merfû Onların hepsini gördünüz. َِ / رأَﻳْـﺘُـ ُﻬﻢ ُﻛﻠﱠ ُﻬﻢ ﲨ َﻴﻌ ُﻬ ْﻢ ْ ْ َ Mansûb Onların hepsine uğradım. َِ / ت ِِﻢ ُﻛﻠﱢ ِﻬﻢ ﲨ ِﻴﻌ ْﻢ ْ ْ ُ َﻣ َﺮْر Mecrûr ﻧَﻔﺲve َﻋ ْﲔkelimeleriyle muttasıl merfû zamirin te’kîd edilebilmesi için önce merfû zamirle te’kîd edilir, sonra bu kelimeler getirilir. ِ ﺴ ُﻜ ْﻢ ُ ا ْذ َﻫﺒُﻮا أَﻧْـﺘُ ْﻢ أَﻧْـ ُﻔ Siz kendiniz gidiniz. Kendiniz kalkın. Okula bizzat uğradım. ﺴ ُﻜ ْﻢ ُ ُﻗ ُ ﻮﻣﻮا أﻧْـﺘُ ْﻢ أَﻧْـ ُﻔ ت أَﻧَﺎ ﻧَـ ْﻔ ِﺴﻲ َإﱃ اﻟ َْﻤ ْﺪ َر َﺳ ِﺔ ُ َﻣ َﺮْر Sen kendin söyledin. ﻚ َﺴ َ ْْﺖ أَﻧ َ ﻗُـﻠ ُ ﺖ ﻧَـ ْﻔ O bizzat kendi gitti. ُﺴﻪ َ َذ َﻫ ُ ﺐ ُﻫ َﻮ ﻧَـ ْﻔ Topluluk kendileri geldiler. ﺴ ُﻬ ْﻢ َ اﻟ َﻘ ْﻮ ُم َﺣ ُ ﻀ ُﺮوا ُﻫ ْﻢ أَﻧْـ ُﻔ ِ ﺟ Kadınlar kendileri geldiler. ﺴ ُﻬ ﱠﻦ ََ ُ ﱢﺴﺎءُ أَﻧْـ ُﻔ َ ﺎءت اﻟﻨ Ancak nasb ve cer hâlinde bulunan zamirleri te’kîd ederken bu munfasıl zamirler gerekli değildir. ْ kelimelerinin her ikisiyle birlikte ﻛﻞ ﻛﻞﱞve أﲨَﻊ ّ kelimesi önce söylenmek şartıyla te’kîd edilendir: Ordunun hepsi geldi. َﲨَ ُﻊ ْ ﺶ ُﻛﻠﱡﻪُ أ ُ َﺟﺎء اﳉَْﻴ Merfû Bölüğün hepsini gördüm. .َﺖ اﻟ َﻜﺘِﻴﺒَﺔَ ُﻛﻠﱠ َﻬﺎ ﲨَْ َﻌﺎء ُ َْرأَﻳ Mansûb Öğretmenlerin selam verdim. ِ ْ ﺖ َﻋﻠَﻰ اﻟْﻤﻌﻠﱢ ِﻤﲔ ُﻛﻠﱢ ِﻬﻢ أ ﲔ ُ َﺳﻠﱠ ْﻤ. َ َﲨَﻌ ْ َ َُ Mecrûr hepsine Not: ﻧَﻔﺲve َﻋﲔkelimeleri zâid ﺑﺎءharfiyle cer olunduğu da olur. O halde metbûlarına (te’kîd ettikleri kelimelere) göre i‘râbları mahallî olur. َﺟﺎءَ َزﻳْ ٌﺪ ﺑِﻨَـ ْﻔ ِﺴ ِﻪ Zeyd bizzat geldi. 161 Ref Hâli ﺎك ﺑِﻨَـ ْﻔ ِﺴ ِﻪ َ َﺖ أَﺑ ُ َْرأَﻳ Nasb Hâli ﻴﻚ ﺑِﻨَـ ْﻔ ِﺴ ِﻪ َ ِﺖ َﻋﻠَﻰ أﺑ ُ َﺳﻠﱠ ْﻤ Cer Hâli Babanın kendisini gördüm. Babanın verdim. kendisine selam Aşağıdaki cümleleri Türkçeye çeviriniz ve cümlelerdeki tekîdleri gösteriniz. ِ ﻮل )ص( َﻋ ْﻴـﻨُﻪُ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ِﻫ ْﺠ َﺮِة ﺑَـ ْﻌ .َﺻ َﺤﺎﺑِ ِﻪ َإﱃ اﻟ َْﻤ ِﺪﻳﻨَ ِﺔ ُ ﺎﺟ َﺮ اﻟ ﱠﺮ ُﺳ ْ ﺾأ َ َﻫ.1 ِ .ﺖ ِﰲ َو ْﺳ ِﻂ اﻟ َْﻤ ِﺪﻳﻨَ ِﺔ ْ َﺴﻨَﺎ ِﺣﻴﻨَ َﻤﺎ َِﲰ ْﻌﻨَﺎ أ ﱠن اﻟﻄﱠﺎﺋَِﺮَة َﺳ َﻘﻄ ُ ُدﻫ ْﺸﻨَﺎ َْﳓ ُﻦ أَﻧْـ ُﻔ.2 ِ ِ ِ ﺲ أَوﻟِﻴﺎَء اﻟﻄﱠﻠَﺒ ِﺔ أَ ْﻋﻴـﻨَـ ُﻬﻢ إِ َﱃ .اﻻ ْﺟﺘِ َﻤ ِﺎع ْ ُ َ َ ْ ِ َد َﻋﺎ ُﻣﺪ ُﻳﺮ اﻟ َْﻤ ْﺪ َر َﺳﺔ أ َْﻣ.3 ٍ ِ ٍ اﷲ" ﻣ ﱠﺮ ِ "ﺳ ْﺒﺤﺎ َن، "اﷲ ِ ﱢد َﻛﻼَﻣﻪُ "ﺳ ْﺒﺤﺎ َن .ات َ ِﺣﻴﻨَ َﻤﺎ ﻳَـ ْﻐ.4 َ َ ُ َ ُ َ ُ ﺐ أَﺑُﻮﻧَﺎ ﻣ ْﻦ َﺷ ْﻲء َﻣﺎ ﻳُـ َﺮد ُ ﻀ ِ ِ ﺎﳘَﺎ ﻛِﻠَﻴ ِﻬﻤﺎ ِﰲ ِﻋ .ﺿ َﺤﻰ ْ َﻴﺪ اﻷ ٌ َﻛﺎ َن ﻟَﻨَﺎ َﻛ ْﺒ.5 َ ْ ُ َ َذ َْﲝﻨ، ﺶ َوَﻣﺎﻋ ٌﺰ ِ ﺴﻤ .ظ أ ْن ﻳَـ ْﻨ ُﺠ َﻮ ِﻣ َﻦ اﻟْﻐَ َﺮ ِق ُ ﻚ اﻟ َْﻤ ْﺤﻈُﻮ ُ ﺻﻴﱠ َ َاﺳﺘَﻄ ْ .6 َ ﺎع َ ﺎد اﻟ ﱠ ِ ﻗَ ْﺪ ﺳﺎﻓَـﺮ ا ْﳊ ﱠﺠﺎج َإﱃ ِﺟ ﱠﺪ َة َﻋﻠَﻰ اﻟﻄﱠﺎﺋِﺮ.7 .ات ﻧَـ ْﻔ ِﺴ َﻬﺎ ُ ُ َ َ َ ِِ ِ ﺖﻣ ِ ِ .ﱠﻣ ِﺔ َ َ ُ اﺟ ْﻌ َ ﺼﺎد َر اﻟﺒَ ْﺤﺚ ُﻛﻠﱠ َﻬﺎ ﻟﻠﺘﱠﺄَ ﱡﻛﺪ ﻣ َﻦ اﻟ َْﻤ ْﻌﻠُﻮﻣﺎت اﻟ ُْﻤ َﻘﺪ َ َر.8 ِ ِ ِ ِ ﺐ ﺗَﺼ ﱡﺮﻓَﺎ ِِﻤﺎ اﻟْﻤﻐَﺎﻳِﺮِة ﻟِﻤﺒ .ﺎد ِئ اﻷ ْﺧﻼَ ِق َ َ َ ُ َ َ ِ َﺐ اﻟﻄﱠﺎﻟﺒَﺎن ﻛﻼَ ُﳘَﺎ ﺑِ َﺴﺒ ُ َ َﺳﻴُـ َﻌﺎﻗ.9 ِ ِ ﺑ َﺪا اﻟﻄﱢْﻔﻞ اﻟ ﱠ.10 .ﺺ ﺖ أَﻧَﺎ ﺑِﻠِ ﱟ ﺖ أَﻧَﺎ ﺑِﻠِ ﱟ ُ َﺴ ُ َﺴ َ ﺼﻐﲑُ ﻳَـ ْﺒﻜﻲ َ ْﻟ،ﺺ ْ ﻟ: ﺻﺎ ِر ًﺧﺎ ُ Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapçaya çeviriniz. 1. Hak ortaya çıktı, hak ortaya çıktı. 2. Zeyd’in kendisi geldi. 3. İnsanların hepsi bayram dolayısıyla sevindiler. 4. Okulun tamamı tören için süslendi. 5. Her iki kız öğrenci sınavda başarılı oldular. 6. Annem tüm insanların en değerlisidir. 7. Çocuk, her iki elini de yıkadı. 8. Hepinize saygı duyuyorum. 9. Bakan bizzat okulu ziyaret etti. 10. Aynı filmi daha önce de seyretmiştik. Şimdiye kadar öğrendiğiniz bilgiler ışığında aşağıdaki beyti tahlil ediniz (ögelerine ayırınız). ِ إ ﱠن اﻟْﻤﻌﻠﱢﻢ واﻟﻄﱠﺒِﻴﺐ ﻛِﻠَْﻴ ِﻬﻤﺎ * ﻻَ ﻳـ ْﻨﺼﺤ ﺎن إِ َذا ُﳘَﺎ َﱂْ ﻳُﻜ َْﺮَﻣﺎ ََ َ َ َ َ َُ َ Şüphe yok ki, öğretmen ve doktorun her ikisi de kendilerine saygı gösterilmediği zaman samîmî davranamazlar. 162 ALIŞTIRMALAR 1. Aşağıdaki kelimelerde bulunan tekîdleri belirleyiniz. ﻮﻫﻢ ﺣ ﱠﱴ ﻻَ ﺗَ ُﻜﻮ َن ﻓِ ْﺘـﻨَﺔً وﻳ ُﻜﻮ َن اﻟﺪﱢﻳﻦ ُﻛﻠﱡﻪُ ِ ِ ﷲ﴾ .1ﻗَ َ ﴿وﻗَﺎﺗﻠُ ُ ْ َ ََ ﺎل ﺗَـ َﻌ َﺎﱃ َ : ُ ت َﻋﻠَﻰ ِ اﻟﻘﻄَﺎ ِر ﻧَـ ْﻔ ِﺴ ِﻪ ِﰲ اﻟﻌ ِﺎم اﻟْﻤ ِ ﺎﺿﻲ . َ .2ﺳﺎﻓَـ ْﺮ ُ َ َ ﻀﺮ اﻟﺘﱠﻼَِﻣﻴ ُﺬ َِ ﲨﻴﻌُ ُﻬ ْﻢ ِﰲ اﳊَْﻔﻠَ ِﺔ. َ .3ﺣ َ َ ﻮك. َﺧ َ َﺧ َ ﻮك أ ُ َ .4ﺟﺎء أ ُ ﻀﺮوا ِ ﱡ ﺎع. اﻻ ْﺟﺘِ َﻤ َ ُ .5 اﻟﻮَزَراءُ ُﻛﻠ ُﻬ ْﻢ َﺣ َ ُ ْﺖ ﺻﺤ ِﻔﻴﱠـ ْ ِ ِ ﺻﺎﻟ َِﺔ اﻟ َْﻤﻄَﺎ ِر. ﲔ ﻛﻠَْﻴ ِﻬ َﻤﺎ ِﰲ َ .6ﻗَﺎﺑَـﻠ ُ َ َ اﻟﻮﻟَ َﺪ َﻋ ْﻴـﻨَﻪُ ِﻣ َﻦ اﻟْﻐَ َﺮ ِق ﻗَـ ْﺒ َﻞ أ َْرﺑَـ َﻌ ِﺔ أﻳﱠ ٍﺎم. .7أَﻧْـ َﻘﺬ ُ ْت َ .8اﳉ ِﺎﻣﻌﺘَ ِ ﺎﳘَﺎ َواﻓَـ َﻘﺘَﺎ َﻋﻠَﻰ إﻗَ َﺎﻣ ِﺔ ﺗَـ َﻌ ُﺎو ٍن ِﻋﻠ ِْﻤ ﱟﻲ ﺑَـ ْﻴـﻨَـ ُﻬ َﻤﺎ . ﺎن ﻛِﻠْﺘَ ُ َ َ ﻀﺮ اﻟﺘﱠﻼَِﻣﻴ ُﺬ َِ ﲨﻴﻌُ ُﻬ ْﻢ اﳊَْﻔ َﻞ. َ .9ﺣ َ َ ﺎل :ﻧَـ َﻌ ْﻢ ،ﻧَـ َﻌ ْﻢ . .10أ ﱠﻛ َﺪ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ ﻗَـ ْﻮﻟَﻪُ َوﻗَ َ 2. Aşağıdaki boşluklara uygun olan te’kîdleri parantez içinden seçiniz. ) ُﻛﻠﱡﻪ ُ ،ﻛﻠﱢ ِﻪ ُ ،ﻛﻠﱠﻪُ ( اﺳﺘﻔﺎد اﻟﻨﱠﺎس .......ﻣﻦ اﳌَ ْﺸﺮ َ ِ .1 ﻮﻣﺔُ وﻋﺎت اﻟﱠِﱵ ﻧَـ ﱠﻔ َﺬﺗْـ َﻬﺎ اﳊُ ُﻜ َ َ ُ َ ُ .2ﻓَ َﺎز اﳌﺮ ﱠﺷﺢ ﺑِﺄﺻﻮ ِ ِ ﲨﻴﻌ ُﻬﻢ َِ ، ِ ِ ﲨ ِﻴﻌ ِﻬ ْﻢ ( ات اﻟﻨﱠﺎﺧﺒِ َ ﲔ َ ) ........ﲨﻴﻌُ ُﻬ ْﻢ ْ َ َ ، َ ُ َْ ﺼﺤ ِﻔ ﱡﻲ اﻷ ْﺧﺒﺎر .......إﱃ اﻟﻮَﻛﺎﻻَ ِ ت اﻷ ْﺟﻨَﺒِﻴﱠ ِﺔُ ) .ﻛﻠﱡ َﻬﺎ ُ ،ﻛﻠﱠ َﻬﺎ ُ ،ﻛﻠﱢ َﻬﺎ ( .3ﻧَـ َﻘ َﻞ اﻟ ﱠ َ ََ َ ﲔ ِ ......ﻋ ْﻨ َﺪ ﻣ ْﺪ َﺧ ِﻞ اﻟﺒـ ْﻨ ِ ﺼِْ .4ا ْﻋﺘَـ َﻘ َﻞ اﻟ ﱡ ﻚ ) .ﻛِﻼَ ُﳘَﺎ ،ﻛِﻠَْﻴ ِﻬ َﻤﺎ ( ﺸ ْﺮ ِﻃ ﱡﻲ اﻟﻠﱢ ﱠ َ َ ِ ﲨﻴﻌ ُﻬﻢ َِ ِ ِ ِ ،ﲨ َﻴﻌﻪُ ( ﻀ ْﺮ ُ أﺣ َ ْ .5 ﺐ .......ﻣ َﻦ اﳌَﻜْﺘَﺒَﺔ ) َﲨ َﻴﻌ َﻬﺎ ْ َ َ ، ت اﻟ ُﻜﺘُ َ .6اﻟﻨﱢﺴﺎء .........ﻃَﺎﻟ ِ ِ أﻧﻔﺴ ُﻬ ﱠﻦ ،أﻧْـ ُﻔ ِﺴ ِﻬ ﱠﻦ ( َْ ُ ﺴ ُﻬ ﱠﻦ َ ، َﱭ ﲝُ ُﻘﻮﻗ ِﻬ ﱠﻦ ) .أﻧْـ ُﻔ ُ ِ ِ ِ ِ ِ ﺴ َﻬﺎ ،ﻧَـ ْﻔ ِﺴ َﻬﺎ ،ﻧَـ ْﻔ َﺴ َﻬﺎ ( اﳌﺼﺎﻧِ ُﻊ .......ﻹﻧْـﺘَ ِ ﻴﻤ ْ ﺖ َ ﺎج اﳌََﻮا ﱢد اﻟﻐ َﺬاﺋﻴﱠﺔ ِﰲ اﻟﺒِﻼَد َ .7أﻗ َ اﻟﻌ َﺮﺑِﻴﱠﺔ ) .ﻧَـ ْﻔ ُ ِ ِ اﻷﺳ َﻮِد ) ﻛِﻠﺘﺎﳘﺎ ،ﻛﻠﺘَـ ْﻴ ِﻬ َﻤﺎ ( .8اﻟ َﻘ ْﺮﻳَـﺘَﺎن ........ﺗَـ َﻘ َﻌﺎن َﻋﻠَﻰ اﻟﺒَ ْﺤ ِﺮ ْ ﻮع َ ) .......ﻋ ْﻴـﻨُﻪُ َ ،ﻋ ْﻴـﻨَﻪُ َ ،ﻋ ْﻴﻨِ ِﻪ( اﳌﻮﺿ ِ أﺳﺘَﺎ ًذا ِﰲ ُ ﺖ اﻟﺘﱠﺎ ِر َ َ .9د َر َﺳ ُ ﻳﺦ ﻷُﺻﺒِ َﺢ ْ ﲨﻴﻌ ُﻬﻢ َِ ، ِ ِ اك .........ﻳَ ْﺸ َﺮﺑُﻮ َن اﻟ ﱠ ﲨ ِﻴﻌ ِﻬ ْﻢ (. اﻷﺗﺮ ُ ﺸﺎيَ ) .ﲨﻴﻌُ ُﻬ ْﻢ ْ َ َ ، َ .10 3. Aşağıdaki boşluklara uygun olan te’kîdleri parantez içinden seçiniz. ﺎد ِة اﻟ ﱠﺮَواﺗِ ِ ﺴ ُﻬ ْﻢ ( .1اﳌَُﻮﻇﱠُﻔﻮ َن .......ﻃَﻠَﺒُﻮا ﺑِ ِﺰﻳَ َ ﺴ ُﻬﻢ ،أَﻧْـ ُﻔ ُ ﺴ َﻬﺎ ،ﻧَـ ْﻔ ُ ﺐ ) .ﻧَـ ْﻔ ُ ِ ِ ِِ اﺳ ِﺔ َﺣﺎﻟ َِﺔ اﳌَِﺮ ِ ﻳﺾ ) ُﻛﻠﱡ ُﻬ ﱠﻦ ُ ،ﻛﻠﱡﻪُ ُ ،ﻛﻠﱡ ُﻬ ْﻢ ( .2ا ْﺟﺘَ َﻤ َﻊ اﻷَﻃﺒﱠﺎءُ ......ﻟﺪ َر َ َ .3ﺧ َﺮ َج اﻟ َﻘﺎﺋِ ُﺪ ........ﻟَﺘَـ ْﻮِدﻳ ِﻊ اﳉَْﻴ ِ ﺴ ُﻬ ْﻢ ( ﺴﻪُ ،أﻧْـ ُﻔ ُ ﺴ َﻬﺎ ،ﻧَـ ْﻔ ُ ﺶ ) .ﻧَـ ْﻔ ُ ِ ِ ِ ﲨﻴﻌ ُﻬﻢ َِ ، ِ ِ ِ ﲨﻴﻌُﻪُ ( ْ .4 اﺟﺘَ َﻤ َﻊ َ اﻷﺳﺎﺗ َﺬةُ .....ﻟ ُﻤﻨَﺎﻗَ َﺸﺔ اﻟ ﱢﺮ َﺳﺎﻟَﺔَ ) .ﲨﻴﻌُ ُﻬ ْﻢ ْ َ َ ، .5ﻋﻤﺮ ﺑﻦ ﻋﺒ ِﺪ اﻟﻌ ِﺰﻳ ِﺰ أَ ْﻋ َﺪ ُل ْ ِ ﲔ ُ ) ......ﻛﻠﱢ ِﻬ ْﻢ ُ ،ﻛﻠﱢ َﻬﺎ ُ ،ﻛﻠﱡ ُﻬ ﱠﻦ( اﳋُﻠَ َﻔﺎء اﻷ َُﻣ ِﻮﻳﱢ َ ُ َ ُ ْ ُ َْ َ اﻟﻮﻟَ ُﺪ اﳌَْﻮَز ُ ) ......ﻛﻠﱡﻪُ ُ ،ﻛﻠﱠﻪُ ُ ،ﻛﻠﱠ َﻬﺎ ( .6أ َﻛ َﻞ َ 163 ﺖ اﻟْﻤ َﺆ ﱠﺳﺴﺘَ ِ ِ ﺎن َ .....إﱃ َﲣِْﻔ ِ ﺎﳘَﺎ ،ﻛِﻼَ ُﳘَﺎ ،ﻛِﻠَْﻴ ِﻬ َﻤﺎ( ﻀﺎﺋِ ِﻊ اﻟ ُْﻤ ْﺴﺘَـ ْﻮَر َد ِة )ﻛِﻠْﺘَ ُ ﻴﺾ اﳉُ ْﻤ ُﺮ ِك َﻋﻠَﻰ اﻟﺒَ َ َ .7د َﻋ ُ َ أت ِ ﺸ ْﻬ ِﺮ اﻟْﻤ ِ ﺎﺿﻲ َ ) .ﻋ ْﻴـﻨَـ َﻬﺎ َ ،ﻋ ْﻴـﻨُـ َﻬﺎ َ ،ﻋ ْﻴـﻨُﻪُ ( اﻟﻘ ﱠ .8ﻗَـ َﺮ ُ ﺼﺔَ ِ .......ﰲ اﻟ ﱠ َ ﺸ ِﺮَﻛ ِﺔ َﻋﻠَﻰ ِ ِ ِ ﲨﻴﻌ ُﻬﻢ َِ ، ِ ِ .9أَﺛْـ َﲎ ُﻣ ِﺪ ُﻳﺮ اﻟ ﱠ ﲨ ِﻴﻌ ِﻬ ْﻢ ( اﻟﻌﺎﻣﻠ َ ﲔ ِ ......ﻹ ْﺧﻼَﺻ ِﻬ ْﻢ ِﰲ َ َ اﻟﻌ َﻤ ِﻞ َ ) .ﲨ َﻴﻌﻪُ ْ َ َ ، ِ اﺣ ْ ِ ﲔ ) . ........ﻛِﻠَْﻴ ِﻬ َﻤﺎ ،ﻛِﻼَ ُﳘَﺎ ،ﻛِ ْﻠﺘَـ ْﻴ ِﻬ َﻤﺎ (. َ .10واﻓَ َﻖ اﻷ ْﻋ َ ﻀﺎءُ َﻋﻠَﻰ ُﻣﻨَﺎﻗَ َﺸﺔ اﻻﻗِْ َﱰ َ 4. Aşağıdaki cümleleri parantez içindeki kelimeleri kullanarak örnekte olduğu gibi yeniden yazınız. ض اﻟْﻤﻄَﺎ ِر )ﻧَـ ْﻔﺲ( ← َﻫﺒﻄَ ْ ﱠ ِ ِ ِ ﺴ َﻬﺎ ِﰲ ْأر ِ ض اﻟ َْﻤﻄَﺎ ِر. َ َﻫﺒَﻄَﺖ اﻟﻄﱠﺎﺋ َﺮةُ ِﰲ ْأر ِ َ ﺖ اﻟﻄﺎﺋ َﺮةُ ﻧَـ ْﻔ ُ ﺖ َﻋﻠَﻰ اﻟﻀﱡﻴﻮف ) َِ ﲨﻴﻊ ( َ .1ﺳﻠﱠ ْﻤ ُ ُ ← ﻀﺎﺋ ِﻊ ُ ) .ﻛﻞ ( ← أﺳ َﻌ َﺎر اﻟﺒَ َ ﺎر ْ َ .2رﻓَ َﻊ اﻟﺘﱡ ﱠﺠ ُ ِ ٍ ﺎت اﻟ ﱠ ِ ﺖ اﻟﻠﱡﻐَ ِ َﺟﻨَﺒِﻴﱠ ٍﺔ ) ُﻛ ّﻞ ( ← َ .3د َر ْﺳ ُ ﺸ ْﺮﻗﻴﱠﺔَ ِﰲ َﺟﺎﻣ َﻌﺔ أ ْ ﺎل ِﰲ َﺣ ْﻔﻠَ ِﺔ اﻟﻌُ ْﺮ ِ س ) ﻧ ْﻔﺲ ( ← ت اﻟ ﱢﺮ َﺟ َ ﺎﻫ ْﺪ ُ َ .4ﺷ َ ﲔ ِﰲ ﻳـﻮٍم و ِ ِ اﺣ ٍﺪ ) .ﻛِﻠْﺘَﺎ ( ← ﻣﻦ اﻟ َﻔﺘَﺎﺗَـ ْ ِ َ ْ َ .5ﺗَـ َﺰَو َج اﻟ ﱠﺮ ُﺟﻼَن َ ﻴﺪ ِ ﱠﻬﻨِﺌَ ِﺔ ﺑِ ِﻌ ِ ﻀﺮ اﳉﺎر ِ اﻟﻔﻄْ ِﺮ ) .ﻛﻼَ( ← ان ﻟﻠﺘـ ْ َ .6ﺣ َ َ َ َ ض اﳌَْﻔﺮو َﺷ ِ َ .7و َﺟ ْﺪ ُ ﱠ ﺎت َ ) .ﻋ ْﲔ ( ← ت اﻟﻄﺎ ِوﻟَﺔَ ِﰲ َﻣ ْﻌ ِﺮ ِ ُ ِ ِ ﺎب َﺧﺎﻟِ ٍﺪ ﻟِﻴَ ُﻜ َﻮ َن َرﺋِﻴ ًﺴﺎ ﻟِ َﻤ ْﺠﻠِ ِ ﺲ ا ِﻹ َد َارِة ) .ﻧَﻔﺲ ( ← .8أُﻋﻴ َﺪ اﻧْﺘ َﺨ ُ ات ِﰲ ﻣﻮ ِ اﻋ ِ ﺼﻠﻮ ِ ﻴﺪ َﻫﺎ ) ﻛﻞ( ← ََ .9ﻳُـ َﺆدﱢي ُﳏَ ﱠﻤ ٌﺪ اﻟ ﱠ َ اﻻ ْﻣﺘِﺤ ِ َ .10ﳒَﺢ اﻟﻄﺎﻟﺒ ِ ﺎن ﰲ ِ ﺎن ) ﻛِﻼَ ( ← َ َ َ 5. Aşağıdaki cümleleri örnekteki cümlelerde olduğu gibi gerekli değişiklikleri yaparak yeniden yazınız. ﺖ اﻟﻄﱡﻼّب َِ َ◌ﻳْ ُ ِ ﻴﻊ اﻟﻄﱡﻼﱠ ِ ﲨ َﻴﻌ ُﻬ ْﻢ ِﰲ َﺣ ِﺪﻳ َﻘ ِﺔ اﻟ ُﻜﻠﱢﻴﱠ ِﺔ. ب ِﰲ َﺣ ِﺪﻳ َﻘ ِﺔ اﻟ ُﻜﻠﱢﻴﱠ ِﺔ َ -رأَﻳْ ُ َرأ ْ َ ﺖ َﲨ َ اﳊﺮ ِ اﻟﻌ ُﺪ ﱡو ﻛِﻠْﺘَﺎ اﳌَ ِﺪﻳﻨَﺘَـ ْ ِ ﺴﺎﺑَِﻘ ِﺔ. ب اﻟ ﱠ ْ .1 اﺣﺘَ ﱠﻞ َ ﲔ ِﰲ ْ ﲨﻴﻊ اﳌﺴ ُﺆوﻟِﲔ َإﱃ ﺣﺴ ِﻦ ﺗَـ ْﻨ ِﻔ ِ ِ ﻴﺬ ُﺧﻄﱠِﺔ اﻟﺘﱠـ ْﻨ ِﻤﻴَ ِﺔ. اﻃﻤﺄ ﱠن َ ُ ْ َ ُ ْ َ .2 َ .3ﺣ ﱠﻘ َﻖ اﳌﺆﲤََُﺮ ُﻛ ﱠﻞ أ َْﻫ َﺪاﻓِ ِﻪ. .4ﻳَـ ْﻨـ َﻘ ِﻄ ُﻊ ُﻛ ﱡﻞ اﻟْﻌُ ﱠﻤ ِ اﻟﻌ َﻤ ِﻞ ﻳَـ ْﻮَم اﳉُ ُﻤ َﻌ ِﺔ. ﺎل َﻋ ِﻦ َ .5ﻗَﺎﺑـﻠ ُ ِ ﻴﻊ اﻟﻄﱡﻼﱠ ِ ﺎم ﻏُ ْﺮﻓَ ِﺔ اﻟ ُْﻤ ِﺪﻳ ِﺮ. ب أ ََﻣ َ ْﺖ َﲨ َ َ ﺎﻟﺒﺘﲔ َﻋﻦ ﺳﻌ َ ِِ .6أﻇْﻬﺮ ْ ِ ﺎح. ﱠﺠ ِ ت ﻛﻠْﺘَﺎ اﻟﻄﱠ ْ ِ ْ َ َ ﺎد َﻤﺎ ﺑِﺎﻟﻨ َ ََ ﺖ َإﱃ ﻛِﻼَ اﳊ ِﺪﻳﺜَـ ِ ِ اﻋ ِﺔ. .7اﺳﺘَ َﻤ ْﻌ ُ ﲔ ﻣ َﻦ ا ِﻹ َذ َ َ ْ ﺴﺎﺋِ ِﻖ ﻟَِﻘﻮ ِ .8ا ْﻋﺘَـﺮض ِﻛﻼَ ِ اﻟﺮاﻛﺒَـ ْ ِ اﻋ ِﺪ اﻟ ُْﻤ ُﺮوِر. ﲔ َﻋﻠَﻰ ُﳐَﺎﻟََﻔ ِﺔ اﻟ ﱠ َ َ َ ٍ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﻴﻊ اﻟﻨ ِ ﱠﺎس ِﰲ َﻫﺬﻩ اﻟﺒَـﻠْﺪة ِﰲ ْأﻣ ٍﻦ َو ُﻫ ُﺪوء. .9ﻳَﻌ ُ ﻴﺶ َﲨ ُ ﺖ ﻛِﻼَ ِ ﲔ ﻗَـ ْﺒﻞ ﻳَـ ْﻮَﻣ ْ ِ ﲔ. َ .10ﻛﺘَْﺒ ُ َ اﻟﻮاﺟﺒَـ َْ َ 164 6. Aşağıdaki kelimeleri anlamlı bir cümle oluşturacak şekilde sıralayınız. .1اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒَـ ْ ِ ﲔ /ﻛِﻼَ ِ /ﰲ /ا ْﺷﺘَـ َﺮَﻛﺎ /اﻟﺘﱠـ ْﻘ ِﺮﻳ ِﺮ /ﻛِﺘَﺎﺑَِﺔ. ﺼﱢ ِ ِ ب /اﻻﻣﺘِ َﺤﺎن. .2اﻟ ﱠ ﻒ /ﻧَﺎﺟ ُﺤﻮ َن َ /ﲨﻴﻌُﻬﻢ /ﰲ /ﻃُﻼﱠ ُ ﻮع ْ /ﺑﻌ َﺪ. أﺳﺒُ ٍ ْ .3 اﳌﺆﲤََﺮ َْ /ﳛ ُ اﻷﺳﺎﺗِ َﺬة ُ /ﻛﻠﱡ ُﻬ ْﻢ ْ / ﻀ ُﺮو َن َ / ِ ﻳﻦ ُ /ﻛ ﱢﻞ ِ /ﰲ /اﳊَْﻔ ِﻞ. َ .4ﻋﻠَﻰ /ﺳﻠﱠ ُ ﻤﺖ /اﳊَﺎﺿ ِﺮ َ ت .5اﻟﺒِﻼد ُ /ﻛﻠﱠ َﻬﺎ /اﻟﻌﺮﺑِﻴﱠﺔ ُ /زْر ُ ﺴﻪُ َ /ﻣ ْﻨ ِﺰﻟِﻨَﺎ. َ .6إﱃ /اﻟﻀﱠﻴﻒ َ /و َ ﺻ َﻞ /ﻧ ْﻔ ُ ﲔ. ﺎد َر ْ أرض /اﻟﻄﺎﺋﺮﺗَ ْ .7ﻛِﻠْﺘَﺎ /ﻏَ َ ت /اﳌَﻄَﺎر َ / .8ﻟِﺮ ِ ﻳﺴﻬ ْﺮ َن /أﺑْـﻨَِﺎ ِﻫ ْﻢ /اﻷُﱠﻣ َﻬﺎت ُ /ﻛ ّﻞ. اﺣﺔ َ / َ َ ِ ﺖ /ﻧَـ ْﻔ َﺴ َﻬﺎ /اﳌُ ْﺸﻜﻠَﺔ ِ / أﻣﺲ . واﺟ ْﻬ ُ َ .9 .10إ ﱠن /ﳐُْﻠِﺼ ِ ﺎن /ﻛِﻼَ /اﻟﻀﱠﺎﺑِﻄَ ْ ِ ﲔ /ﻟَِﻮﻃَﻨِ ِﻬ َﻤﺎ. َ 7. Aşağıdaki parçada geçen te’kîdleri bulunuz. ِ ِ ِ ِ ﺖ اﻟﺪﱢراﺳ ُ ِ َدﻟﱠ ِ ﺐ َد ْوًرا ض اﻟ ﱢ ﲔ ﻳُـ َﻌ ﱢﺮ ُ ﺎت اﳊَﺪﻳﺜَﺔُ ُﻛﻠﱡ َﻬﺎ َﻋﻠَﻰ أ ﱠن اﻟﺘﱠ ْﺪﺧ َ ََ ﺼ ﱠﺤ َﺔ ﻧَـ ْﻔ َﺴ َﻬﺎ ﻟ َﻜﺜ ٍﲑ ﻣ َﻦ اﻷَ ْﺧﻄَﺎ ِر َ ،وأﻧﱠﻪُ ﻳَـﻠ َْﻌ ُ َﻛﺒِﲑا ِﰲ ا ِﻹﺻﺎﺑ ِﺔ ﺑِ َﻜﺜِ ٍﲑ ِﻣﻦ اﻷَﻣﺮ ِ ِ ْﺐ واﻟ ﱢﺮﺋَـﺘَـ ْ ِ اض اﻟْ َﻘﻠ ِ ﺾ أ َْﻣ َﺮ ِ ﲔ ِﻛ ْﻠﺘَـ ْﻴ ِﻬ َﻤﺎ. اضَ ،وﻣ ْﻦ أَﳘ َ َﱢﻬﺎ ﺑَـ ْﻌ ُ ََ ً َ َْ ٍ ِ ٍ ِ وﻗَﺎﻣ ْ ِ ﺎت ﻟِﻤ َﻘﺎرﻧَِﺔ ﺣﺎﻻَ ٍ ﲔ ِﰲ ُﻛ ﱢﻞ ِﻣ ْﻦ ْأﻣﺮﻳ َﻜﺎ ت َﻛﺜِ َﲑة ﻣ َﻦ اﻟ ُْﻤ َﺪﺧﱢﻨِ َ ﲔ ﺑِﺄُ ْﺧ َﺮى ﳑَُﺎﺛِﻠَﺔ ﻣ ْﻦ ﻏَ ِْﲑ اﻟ ُْﻤ َﺪﺧﱢﻨِ َ ﺖ د َرا َﺳ ٌ ُ َ َ َ َ ِ ِ ٍ وﺑ ِﺮﻳﻄَﺎﻧﻴﺎ ،وﻗَ ْﺪ أ ﱠﻛ َﺪ ْ ِ ِ ﲔ وا ْزِدﻳ ِ ﺎت َِ ﺎد ﻧِ ْﺴﺒَ ِﺔ اﺳ ُ ﲨﻴﻌُ َﻬﺎ ِﰲ اﻟﺒﻠَ َﺪﻳْ ِﻦ ﻛِﻠَْﻴ ِﻬ َﻤﺎ ُو ُﺟ َ ﻮد ْارﺗﺒَﺎط ﺑَـ َْ َ ﲔ اﻟﺘﱠ ْﺪﺧ ِ َ ﱢر َ ت َﻫﺬﻩ اﻟﺪ َ ٍ ِ ِ ﻴﺠﺔً ﻷ َْﻣ َﺮ ٍ اض ُﻣ َﻌﻴﱠـﻨَﺔ. اﻟﻮﻓَـﻴَﺎت ﻧَﺘ َ َ ِ ِ ِ ِ اﻟﻌ َﻤ ِﻞ اﻟﻴَـ ْﻮِﻣ ﱢﻲ ﺑِ َﺴﺒَ ِ ﺐ ﺴ ُﻬ ْﻢ ﻳَـ ْﺒ ُﺬﻟُﻮ َن ُﺟ ْﻬ ًﺪا أَﻗّﻞ َﻣ ْﻦ ُﺟ ْﻬﺪ ﻏَ ِْﲑ اﳌَُﺪﺧﱢﻨِ َ اﻟﻌﺎ ﱠﻣﺔ َوِﰲ َ ﲔ ِﰲ اﳋ ْﺪ َﻣﺔ َ واﻟ ُْﻤ َﺪﺧﱢﻨُﻮ َن أَﻧْـ ُﻔ ُ ِ ﺐ َﻋﻴﻨِ ِﻪ َإﱃ ِ اﻟﻐﻴَ ِ ﺻﺎﺑَﺘِ ِﻬ ْﻢ ﺑِﺎﻷَ ْﻣ َﺮ ِ اﻟﻌ َﻤ ِﻞ. ﺿ ِﻄ َﺮا ِرِﻫ ْﻢ ﻟِﻠ ﱠ اض َوا ْ ﺴﺒَ ِ ْ ﺎب َﻋ ِﻦ َ َﻛﺜْـ َﺮة إِ َ Kelime ve Deyimler ﺎء Yüz çevirmek, bırakmak : َأﰉ ﻳَ َﺄﰉ إﺑَ ً أَﺗَﻰ ﻳَ ِﺄﰐ أَﺗْـﻴًﺎ وإِﺗْـﻴَﺎﻧًﺎ Almak, yapmak : ا ْﺷﺘَـ َﻬ َﺮ ﺑِـ(Bir şeyle) meşhur olmak : أ ْﻋﺘَ َﻖ(köle) azat etmek : ِ ارا Mazeret sahibi olmak, mazereti olmak : أ ْﻋ َﺬ َر ﻳُـ ْﻌﺬ ُر إِ ْﻋ َﺬ ً ِ اﻟﻌ َﻤﻞ İşi bırakmak : اﻧْـ َﻘﻄَ َﻊ َﻋ ِﻦ َ ﺗﺄَﺛﱠـ َﺮEtkilenmek : ﱡدا Tekrarlanmak : ﱠد ﺗَـ َﺮد ً ﱠد ﻳَـﺘَـ َﺮد ُ ﺗَـ َﺮد َ 165 Girişmek :ﺸﺒﱡﺜًﺎ ُ ﺚ ﻳَـﺘَ َﺸﺒﱠ َ ﺗَ َﺸﺒﱠ َ َﺚ ﺗ Sabretmek, katlanmak : ﺼﺒﱠـ َﺮ َ َﺗ Şişmek :ﺗَـ َﻘ ﱠﻔﻊ Şişmek : َﺗَـ َﻮﱠرم ﻳَـﺘَـ َﻮﱠرُم ﺗَـ َﻮﱡرًﻣﺎ Vefat etmek : ﰱ ََ◌ﺗُـ ُﻮ ﱢ Karşılaşmak : ََﺟﺎﺑَﻪ Gümrük :ﲨُْ ُﺮك )ج( َﲨَﺎ ِرك ِْ َﺟ Evet : ﲑ ِﺣ Haset eden kişi :ﺴﺎد ﺎﺳﺪ )ج( ُﺣ ﱠ َ Yakın arkadaş : ِﺧ ْﺪ ٌن )ج( أَ ْﺧ َﺪان Görüş : آراء ٌر َ (أي )ج ِ Vazgeçmek, istememek : ... ﺐ ـَ َر ْﻏﺒَﺔً َﻋ ْﻦ َ َرﻏ Teşvik etmek : ﺐ ِﰲ َ َرﻏﱠ Maaş : َراﺗِﺐ )ج( َرَواﺗِﺐ Kurnazlık etmek : غ ﻳَـ ُﺮوغُ َرْوﻏًﺎ َ َرا Zındıklık :ٌاﻟ ﱠﺰﻧْ َﺪﻗَﺔ Gazeteci : ﺤ ِﻔ ﱞﻲ َ َﺻ Sıkılmak : ﱠﺠ ُﺮ ْ اﻟﻀ Örnek vermek : ًب َﻣﺜَﻼ َ َ ﺿ َﺮ Gölge :ِﻇﻞﱞ )ج( ِﻇﻼَ ٌل Farketmek, bulmak : َﻋﺜَـ َﺮ َﻋﻠَﻰ Kartal : ِﻋ ْﻘﺒًﺎن، ﺎب )ج( أَ ْﻋ ُﻘﺐ ُ ﻋُ َﻘ Bıkmak, usanmak : ﻞ َﻣﻼَ ٌل َﻣ ﱠﻞ ﳝََ ﱡ Beraber kalmak : ُاﳌ َﻘﺎ ﱠرة ِ Seçmen : ﺐ ٌ ﻧَﺎﺧ Vali : ُاﻟﻮﻻَة ُ (اﻟﻮ ِاﱄ )ج َ Korumak : ًَوﻗَﻰ ﻳَِﻘﻲ ِوﻗَﺎﻳَﺔ ِ وَﻛﺎﻟَﺔُ اﻷَﻧْـﺒ Haber ajansı : ﺎء َ َ 166 Özet Te’kîdi tanımlayabilmek Te’kîd, söylenen sözü hitâbedilenin zihninde yerleştirmek ve pekiştirmek demektir. Günlük konuşmalarımızda maksadımızı karşımızdaki kişiye anlatabilmek için bazen bir ismi, bir fiili, bir harfi ve bir cümleyi hatta onların mürâdifini (eş anlamlısını) tekrarlarız. İşte tekrarladığımız bu söze Arapçada te’kîd denir. Bazı kitaplarda mü’ekkid (te’kîd edici, pekiştirici söz) de denilmektedir. İlk olarak söylediğimiz söze mü’ekked (kuvvetlendirilen, pekiştirilen) denilir. Te’kîdin kısımlarını ayırt edebilmek Te’kîd iki kısma ayrılır: a. Lafzî Te’kîd ()اﻟﺘﺄْﻛِﻴ ُﺪ اﻟﻠﱠ ْﻔ ِﻈ ﱡﻲ b. Ma‘nevî Te’kîd (ي )اﻟﺘﺄﻛِﻴ ُﺪ اﻟ َْﻤ ْﻌﻨَ ِﻮ ﱡ Lafzî te’kîd, muhatabımız tarafından sözümüzün yanlış anlaşılmaması, yanlış olduğu zannedilmemesi, dikkatle dinlenmesi, önem verilmesi gibi sebeplerle söylediğimiz bir sözü aynen veya mürâdifiyle (eş anlamlısıyla) tekrarlamaktır. ﺎء َزﻳْ ٌﺪ َزﻳْ ٌﺪ َ َﺟ Zeyd geldi, Zeyd: Arslan geliyor, arslan: (isim tekrarlanmış) Ömer kalktı, kalktı. (fiil tekrarlanmış) َﺳ ُﺪ َ َﺳ ُﺪ اﻷ َ ﻳَﺄِْﰐ اﻷ ﺎم ﻋُ َﻤ ُﺮ َ َﺎم ﻗ َ َﻗ Evet, Evet. (Cevap harfi olan ﻧَـ َﻌ ْﻢtekrarlanmış) ﻧَـ َﻌ ْﻢ، ﻧَـ َﻌ ْﻢ Aşağıdaki örneklerde de mürâdifler (eş anlamlılar) tekrar edilmiştir. Bu, aslandır, aslan. Evet, evet. َﺳ ٌﺪ ٌ َﻫ َﺬا ﻟ َْﻴ َﺚأ ﻧَـ ْﻌﻢ َﺟ ِْﲑ Ma‘nevî te’kîd ise bazı kelimeler kullanılarak yapılır. Bu kelimelerin başlıcaları şunlardır: َِ ، ﲔ . ﲨَْ َﻌﺎء، َﲨَ ُﻊ ْ أ، ﻛِﻠْﺘَﺎ، َ ﻛِﻼ، ُﻛﻞﱞ، ﻴﻊ ٌ ،ﲔ ُُ اﻷَ ْﻋ، ذات ُْ اﻟ َْﻌ، ﺲ ٌﲨ ُ اﻷَﻧْـ ُﻔ، ﺲ ُ اﻟﻨﱠـ ْﻔ Çocuğa vali bizzat/kendisi hediye verdi .ُﺴﻪ َ اﻟﻮﻟَ َﺪ َ أ َْﻫ َﺪى ُ اﻟﻮ ِاﱄ ﻧَـ ْﻔ Te’kîdin i‘râbını açıklayabilmek İ‘râb bakımından müekkid/te’kîd (tekrarlanan söz) müekked’e (birinci söze) tâbîdir, uyar. Başka bir ifâdeyle te’kîd tevâbidendir. İ‘râb bakımından kendisinden öncekine tâbi olan sıfat, bedel, atıf, te’kîd ve atf-ı beyândan biridir. Bakan bizzat geldi. ُﺴﻪ َ ﺎء َ َﺟ ُ اﻟﻮِز ُﻳﺮ ﻧَـ ْﻔ 167 Te’kîdin cümledeki yerini değerlendirebilmek, Te’kîd olan kelime müekked’den sonra yer alır. Lafzî te’kîdler, tekit edilen lafzın aynen ya da eş anlamlısının tekrarlanmasıyla yapılır. Ma ‘nevî te’kîd için kullanılan lafızlar ise müekkede uygun bir zamire muzâf olarak yine müekkedden sonra bulunur. Ramazan geldi, Ramazan Aynı adama selam verdim. ﻀﺎ ُن َ ﻀﺎ ُن َرَﻣ َ ﺟﺎء َرَﻣ َ ﺖ َﻋﻠَﻰ اﻟ ﱢﺮ ُﺟ ِﻞ ﻧَـ ْﻔ ِﺴ ِﻪ ُ َﺳﻠﱠ ْﻤ Kendimizi Sınayalım 1. “ وت َ َإﱃ ﺑَـ ْﻴـ ُﺮ...... َﺻ ِﺪﻗَﺎﺋِﻲ ْ ” َﺳﺎﻓَـ َﺮ أcümlesindeki boşluğu aşağıdaki te’kîdlerden hangisi en uygun şekilde tamamlar? a. ُﻛﻠﱡ َﻬﺎ َِ b. ﲨﻴﻌُﻨَﺎ c. ُﻛﻠﱡ ُﻬ ْﻢ d. ُﻛﻞﱞ ِْأ e. ﲔ َ َﲨَﻌ 2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde lafzî te’kîd vardır? ِ ْ ﺖ ِﻣ َﻦ اﳌْ َﻜ ْﺘﺒَ ِﺔ ﻛِﺘَﺎﺑَـ a. ﲔ ُ ْا ْﺷﺘَـ َﺮﻳ ِ َﻤﺖ َﻋﻠَﻰ اﻷﺳﺘ b. ﺎذ َﺧﺎﻟِ ٍﺪ َﻋ ْﻴﻨِ ِﻪ ُ َﺳﻠﱠ ْ c. ﻼم؟ َ ْْﺖ أَﻧ َ َﻫ ْﻞ ﻗُـﻠ َ ﺖ َﻫ َﺬا اﻟ َﻜ d. ﺴ َﻔ ِﺮ ﻛﻠﱡﻨﺎ ﺗﻌﺒﻨَﺎ ﺑﻌ َﺪ اﻟ ﱠ ِ َﻛﻢ َدﻗِﻴﻘﺔَ ﻳﺴﺘِﻐْ ِﺮ ُق اﻟ ﱠﺬ َﻫﺎب ِﻣﻦ اﻟ ُﻜﻠﱢﻴﱠ ِﺔ َإﱃ اﻟﺒـ ْﻴ e. ﺖ َ ْ َْ َ ُ 3. Aşağıdakilerden hangisi manevî te’kîd için kullanılan kelimelerden biri değildir? a. ﻛﻞﱞ َِ b. ﲨﻴﻊ c. ﲔ ٌ َﻋ d. ذات ٌ e. ﻣﺜﻞ ٌ 4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde te’kîdin kullanımı doğrudur? ِ ﺎﺣ ِﺔ اﳌَﻠ َْﻌ a.ﺐ َ ﺎء اﻷ َْوﻻَ ُد ُﻛﻠﱡﻪُ َإﱃ َﺳ َ َﺟ ِ ْ ﺖ ﻛِﻼَ اﻟﺒِْﻨﺘَـ b. ﲔ ِﰲ اﳊَ ِﺪﻳ َﻘ ِﺔ ُ َْرأَﻳ ِ ْت ِرواﻳ ٍ ﺎت ِِﳒ c. ﳏﻔﻮظ ُﻛﻠﱠ َﻬﺎ َْ ﻴﺐ َ َ ُ ﻗَـ َﺮأ d. ي ﻛِﻼَ ُﳘَﺎ ﻗَـ ْﺒ َﻞ اﻷ ْﻛﻞ ْﺖ ﻳَ َﺪ ﱠ ُ ﻏَ َﺴﻠ ِ اﺟﺒ ِ ﺖ e. ﺎت ُﻛﻠﱠ ُﻬﻢ َ اﻟﻮ َ ُ َﻛﺘَْﺒ 168 ” َﻋ َ ﱢcümlesinin Türkçe doğru karşılığı 5. “ ﺴ ُﻬ ْﻢ إِ َﱃ اﻟْ َﻤ ْﻌ َﻬ ِﺪ ِﰲ َﻫ َﺬا اﻟْ َﻌ ِﺎم ُ ﺎد اﳌَُﻌﻠ ُﻤﻮ َن أَﻧْـ ُﻔ aşağıdakilerden hangisidir? a. Öğretmenler bu sene enstitüye döndüler. b. Aynı öğretmenler bu sene enstitüye döndüler. c. Öğretmenler enstitüye bu sene yine döndüler. d. Öğretmenler bu sene enstitüye döndüler. e. Öğretmenler kendileri bu sene enstitüye döndüler. Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. c Cevabınız doğru değilse “Te’kîd” konusunu tekrar okuyunuz. 2. c Cevabınız doğru değilse “Te’kîd” konusunu tekrar okuyunuz. 3. e Cevabınız doğru değilse “Te’kîd” konusunu tekrar okuyunuz. 4. c Cevabınız doğru değilse “Te’kîd” konusunu tekrar okuyunuz. 5. e Cevabınız doğru değilse “Te’kîd” konusunu tekrar okuyunuz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 ض ُ ﻳَـﺘَـ َﻌ ﱠﺮ: Tefa‘ul bâbından muzâri fiildir. ِ َإﱃ ﺑَـ ْﻌ: َﻣﺎmüşterek ism-i mevsûllerdendir. Cümlede kendisinden önceki ﺾ َﻣﺎ ﺑﻌﺾkelimesinin muzâfun ileyhi olduğu için mahallen mecrûrdur. ِ ِﰲ َﺧﻠ ِْﻖ: Mef‘ûlün fîh’tir. اﷲ ِ واﻹﺣﺴﺎس : Atıf harflerinden واوile kendisinden önce mecrûr bulunan kelimeye atfedilmiştir. Ma‘tûfun aleyhin i‘râbına tâbi olduğu için bu kelime de mecrûr olmuştur. ﻚ َﺳﺒَﺒًﺎ َ ِ ﻟِﻴَ ُﻜﻮ َن َذﻟ: Burada ذﻟﻚ َ , kâne’nin ismidir. İsm-i işârettir. İsm-i işâretler mebnî olduğu için mahallen merfûdur. ﺳﺒَﺒًﺎise kâne’nin haberidir. Lafzan mansûbtur. ﻼﻣ ِﺔ ﻳُـ َﺆدﱢي َإﱃ اﻟ ﱠcümlesi ise ’اﻟﺬيnin sılası olduğu için i‘râbtan mahalli yoktur. َ ﺴ Sıra Sizde 2 ِ ِ َﻛﺎ َن ﻋُﻤﺮ أ َﺻﺒَ َﺢ اﻟْﻴَـ ْﻮَم َو ِﺟ ًﻴﻬﺎ ِﰲ اﻟ َﻘ ْﺮﻳَِﺔ ﻧَـ ْﻔ ِﺴ َﻬﺎ ﻓ َﻜﺎ َن ِﻣ َﻦ اﻟ ُْﻤ ْﻨﺘَﻈَ ِﺮ أ ْن ﻳُـﻐَﻴﱢـ َﺮ ْ َﺟ ًﲑا ﻳَـ ْﺮ َﻋﻰ اﳌَﺎﻋ َﺰ ِﰲ اﳉَﺒَ ِﻞ َوأ َُ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ٍ ﻮﺣﺔ َوَرﻏَﺪ َﻋ ْﻴ .ﺶ َ ﺻ َﺎر اﺑْـﻨُﻪُ َﻋ ْﻴـﻨُﻪُ َﺣﺎﻛ ًﻤﺎ ﺑﺘﻠ َ ُﺳﻠُﻮَﻛﻪُ ﺳﻴﱠ َﻤﺎ وﻗَ ْﺪ َ ْﻚ اﻟ َﻘ ْﺮﻳَﺔ َذا َﺎ َو ُ ﻋﺎش َ ُاﻷب واﺑﻨَﻪُ ﻛﻼَ ُﳘَﺎ ِﰲ ُْﲝﺒ ِ ﺎﺷﺮ اﻟﻌﻤﻞ ﻧَـ ْﻔﺴﻪ وُﳚﺎﺑِﻪ ﻣ ِ ِ َﻀ ِ ﺑﻞ ﻇ ﱠﻞ َذاﻛِ ًﺮا ﺐ َ اﻟﺴﻨﲔ اﻟﻄﱢَﻮ َ َال اﻟ ِّﱵ ﻗ َ َ َ ُ َ َ ُ َ َ َ َ ُ َﺎﻫﺎ َﻛﺎد ًﺣﺎ ﻳُـﺒ ُ َوَﱂْ ﻳَـﺘَـﻨَ ﱠﻜ ِﺮ َ اﻷب َ ﺼﺎﻋ ْ ﻟﻠﻤﺎﺿﻲ اﳊَﻴَ ِﺎة َﻋ ْﻴـﻨَـ َﻬﺎ 169 Sıra Sizde 3 ِ ﻮل )ص( َﻋ ْﻴـﻨُﻪُ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ِﻫ ْﺠ َﺮِة ﺑَـ ْﻌ .َﺻ َﺤﺎﺑِ ِﻪ َإﱃ اﻟ َْﻤ ِﺪﻳﻨَ ِﺔ ُ ﺎﺟ َﺮ اﻟ ﱠﺮ ُﺳ ْ ﺾأ َ َﻫ Ashaptan bir kısmının Medîne’ye hicretinden sonra Hz. Peygamber de hicret etti. ِ .ﺖ ِﰲ َو َﺳ ِﻂ اﻟ َْﻤ ِﺪﻳﻨَ ِﺔ ْ َﺴﻨَﺎ ِﺣﻴﻨَ َﻤﺎ َِﲰ ْﻌﻨَﺎ أ ﱠن اﻟﻄﱠﺎﺋَِﺮَة َﺳ َﻘﻄ ُ ُدﻫ ْﺸﻨَﺎ َْﳓ ُﻦ أَﻧْـ ُﻔ Uçağın şehir merkezine düştüğünü duyunca bizzat biz dehşete kapıldık. ِ ِ ِ ﺲ أَوﻟِﻴﺎَء اﻟﻄﱠﻠَﺒ ِﺔ أَ ْﻋﻴـﻨَـ ُﻬﻢ إِ َﱃ .اﻻ ْﺟﺘِ َﻤ ِﺎع ْ ُ َ َ ْ ِ َد َﻋﺎ ُﻣﺪ ُﻳﺮ اﻟ َْﻤ ْﺪ َر َﺳﺔ أ َْﻣ Okul müdürü, dün, öğrenci velilerinin bizzat kendilerini toplantıya çağırdı. ٍ ِ ٍ اﷲ" ﻣ ﱠﺮ ِ "ﺳ ْﺒﺤﺎ َن، "اﷲ ِ ﱢد َﻛﻼَﻣﻪُ "ﺳ ْﺒﺤﺎ َن .ات َ ِﺣﻴﻨَ َﻤﺎ ﻳَـ ْﻐ َ َ ُ َ ُ َ ُ ﺐ أَﺑُﻮﻧَﺎ ﻣ ْﻦ َﺷ ْﻲء َﻣﺎ ﻳُـ َﺮد ُ ﻀ Babam her hangi bir şeye kızdığında “Sübhanallah, Sübhanallah” sözünü defalarca tekrarlardı. ِ ِ ﺎﳘَﺎ ﻛِﻠَﻴ ِﻬﻤﺎ ِﰲ ِﻋ .ﺿ َﺤﻰ ْ َﻴﺪ اﻷ ٌ َﻛﺎ َن ﻟَﻨَﺎ َﻛ ْﺒ َ ْ ُ َ َذ َْﲝﻨ، ﺶ َوَﻣﺎﻋ ٌﺰ Bir koçumuz ve bir keçimiz vardı, Kurban Bayramı’nda her ikisini de kestik. ِ ﺴﻤ .ظ أ ْن ﻳَـ ْﻨ ُﺠ َﻮ ِﻣ َﻦ اﻟْﻐَ َﺮ ِق ُ ﻚ اﻟ َْﻤ ْﺤﻈُﻮ ُ ﺻﻴﱠ َ َاﺳﺘَﻄ ْ َ ﺎع َ ﺎد اﻟ ﱠ Talihli balıkçı, kendi kendine boğulmaktan kurtuldu. ِ ﻗَ ْﺪ ﺳﺎﻓَـﺮ ا ْﳊ ﱠﺠﺎج َإﱃ ِﺟ ﱠﺪ َة َﻋﻠَﻰ اﻟﻄﱠﺎﺋِﺮ .ات ﻧَـ ْﻔ ِﺴ َﻬﺎ ُ ُ َ َ َ Hacılar geçen yıl da aynı uçaklarla Cidde’ye gitmişlerdi. ِِ ِ ﺖﻣ ِ ِ .ﱠﻣ ِﺔ َ َ ُ اﺟ ْﻌ َ ﺼﺎد َر اﻟﺒَ ْﺤﺚ ُﻛﻠﱠ َﻬﺎ ﻟﻠﺘﱠﺄَ ﱡﻛﺪ ﻣ َﻦ اﻟ َْﻤ ْﻌﻠُﻮﻣﺎت اﻟ ُْﻤ َﻘﺪ َ َر Verilen bilgilerden emin olmak için bütün kaynaklara müracaat ettim. ِ ِ ِ ِ ﺐ ﺗَﺼ ﱡﺮﻓَﺎ ِِﻤﺎ اﻟْﻤﻐَﺎﻳِﺮِة ﻟِﻤﺒ .ﺎد ِئ اﻷ ْﺧﻼَ ِق َ َ َ ُ َ َ ِ َﺐ اﻟﻄﱠﺎﻟﺒَﺎن ﻛﻼَ ُﳘَﺎ ﺑِ َﺴﺒ ُ ََﺳﻴُـ َﻌﺎﻗ Her iki öğrenci de, ahlak ilkelerine aykırı davranışları yüzünden cezalandırılacak. ِ ِ ﺑ َﺪأ اﻟﻄﱢْﻔﻞ اﻟ ﱠ .ﺼﺎ ًّ ِﺖ أَﻧَﺎ ﻟ ًّ ِﺖ أَﻧَﺎ ﻟ ُ َﺴ ُ َﺴ َ ﺼﻐﲑُ ﻳَـ ْﺒﻜﻲ َ ْ ﻟ، ﺼﺎ ْ ﻟ: ﺻﺎ ِر ًﺧﺎ ُ Küçük çocuk, “Ben hırsız değilim, ben hırsız değilim!” diye bağırarak ağlamaya başladı. Sıra Sizde 4 1. Hak ortaya çıktı, hak ortaya çıktı. 2. Zeyd’in kendisi geldi . ُﺴﻪ َ َﺟ ُ ﺎء َزﻳْ ٌﺪ ﻧَـ ْﻔ ﻇَ َﻬ َﺮ اﳊَ ﱡﻖ ﻇَ َﻬ َﺮ اﳊَ ﱡﻖ 3. İnsanların hepsi bayram dolayısıyla sevindiler. 4. Okulun tamamı tören için süslendi. ِ ﺎﻟﻌ ِ ِﲨﻴﻌﻬﻢ ﺑ ِ ﻓَﺮِح اﻟﻨ ﻴﺪ ْ ُ ُ َ ﱠﺎس ُ َ ِ َﺗَـ َﺰﻳﱠـﻨ ِ ِﻟﻼﺣﺘ ﻔﺎل ْ ﺖ اﳌَ ْﺪ َر َﺳﺔُ ُﻛﻠﱡ َﻬﺎ 5. Her iki kız öğrenci sınavda başarılı oldular. ِ اﻻﻣﺘِﺤ ِ َﺖ اﻟﺘﱢـﻠ ِْﻤﻴ َﺬﺗ ِ َﳒَﺤ ﺎن ُ َﺎن ﻛِﻠْﺘ َ ْ ﺎﳘَﺎ ِﰲ َ 6. Annem tüm insanların en değerlisidir. 170 َِ ﱠﺎس ِ أ ﱢﻣﻲ أَ ْﻏﻠَﻰ اﻟﻨ .ﲨ ِﻴﻌ ِﻬ ْﻢ 7. Çocuk, her iki elini de yıkadı. 8. Hepinize saygı duyuyorum. اﻟﻮﻟَ ُﺪ ﻳَ َﺪﻳْ ِﻪ ﻛِﻠَْﻴ ِﻬ َﻤﺎ َ ﻏَ َﺴ َﻞ ِ ْ أﺣﺘَـﺮﻣ ُﻜﻢ أ ﲔ َ َﲨَﻌ ْ ُُ ْ َﺴﻪُ اﳌَ ْﺪ َر َﺳﺔ َ َز َار ُ اﻟﻮِز ُﻳﺮ ﻧَـ ْﻔ ِ ِ 10. Aynı filmi daha önce de seyretmiştik. ﻞ َ ﻗَ ْﺪ َﺷ َ ﺎﻫ ْﺪﻧَﺎ َﻫ َﺬا اﻟﻔ ُ ﻴﻠﻢ ﻧَـ ْﻔ َﺴﻪُ ﻣ ْﻦ ﻗَـ ْﺒ 9. Bakan bizzat okulu ziyaret etti. Sıra Sizde 5 ِ إ ﱠن اﻟْﻤﻌﻠﱢﻢ واﻟﻄﱠﺒِﻴﺐ ﻛِﻠَْﻴ ِﻬﻤﺎ * ﻻَ ﻳـ ْﻨﺼﺤ ﺎن إِ َذا ُﳘَﺎ َﱂْ ﻳُﻜ َْﺮَﻣﺎ ََ َ َ َ َ َُ َ إ ﱠن: Fiile benzetilen harflerdendir. اﳌﻌﻠﱢ َﻢ َ : ’إ ﱠنnin ismidir, lafzan mansûbtur. ِﱠ ﻴﺐ , اﳌﻌﻠﻢ kelimesi üzerine atfedilmiştir. Lafzan َ َواﻟﻄﺒ: وatıf harfidir. اﻟﻄﺒﻴﺐ َ َ mansûbtur. ﻛِﻠَْﻴ ِﻬ َﻤﺎ: Te’kîddir. Müsennâ gibi i‘râb alanlardan olduğu için يharfi ile nasb edilmiştir.َ ﳘﺎzamiri َ’ﻛِﻼnın muzâfun ileyhi’dir. ِ ﻻَ ﻳـ ْﻨﺼﺤ: Olumsuz muzârî fiildir. Lafzan merfûdur. Ref‘ alâmeti -ef‘âl-i ﺎن ََ َ hamse/beş fiil’den olduğu için- sondaki nun harfinin var olmasıdır. Bu fiilin ِ ﻻ ﻳـ ْﻨﺼﺤcümlesi baştaki ’إ ﱠنnin haberi olmak üzere fâili elif zamiridir. ﺎن ََ َ mahallen merfûdur. إ َذا: Zaman zarfıdır. ُﳘَﺎ: zamiri ﱂ ﻳُﻜ َْﺮَﻣﺎfiiliyle tefsir edilen/açıklanan mahzuf bir fiilin nâibu’l-fâili olmak üzere merfûdur. َﱂْ ﻳُﻜ َْﺮَﻣﺎ: Meczûm muzâri fiildir. Cezm alâmeti sonundaki nûnun hazfedilmesidir. Yararlanılan Kaynaklar Çörtü, M. Meral (2001). Arapça Dilbilgisi Nahiv, İstanbul. Güler, İsmail; Günday, Hüseyin; Şahin, Şener (2001). Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), İstanbul. Hanbelîzâde, Muhammed Şakir (1329). Temrînli ve İ‘râblı Lisân-ı Arabî (Nahiv), İstanbul. (nşr. Hüseyin Elmalı 2010 İzmir). Maksudoğlu, Mehmet (2003). Arapça Dilbilgisi, İstanbul. Muhammed Muhyiddin Abdülhamid (1967). Tenkîhu’l-ezheriyye, Kahire. Sînî, Muhammed İsmâil vd., (ts.). el-Kavâidu’l-‘arabiyyetu’l-müyessera, (tarihsiz), Cantaş yayınevi, İstanbul. Uralgiray, Yusuf (1986). İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad. 171 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; • Bedel kavramını tanıyacak, • Mübdelün minh ve bedeli tespit edebilecek, • Bedel çeşitlerini birbirinden ayırt edebilecek, • Bedel ile manevî tekit arasındaki farkı görebileceksiniz. Anahtar Kavramlar • Bedel • Mübdelün minh • Bedel-i kül • Bedel-i iştimâl • Bedel-i ba‘z • Bedel-i mübâyin • Bedel-i galat Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; • Metin içerisinde geçen manasını bilmediğiniz kelimeler için bir ArapçaTürkçe sözlüğe başvurunuz. • İsmail Güler, Hüseyin Günday ve Şener Şahin’in Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi) isimli kitabından Bedel konusunu okuyunuz. 172 Bedel اﻟﺒَ َﺪل GİRİŞ Arapçada bir kelime veya ifadenin ardından, bazen onun aynı olan, bazen bir kısmını, bazen de ona ait bir özelliği açıklayan başka bir kelime veya ifade ِ ُ ( "ﻗَـﺮأKitabı daha kullanılır. Buna Arapçada bedel denir. Meselâ "ﺘﺎب َ ْت اﻟْﻜ َ okudum) deriz. Bu ifadeden genel manada kitabın okunduğu anlaşılmaktadır. Ancak ne kadarının okunup okunmadığı konusundaki tereddütü ortadan ِ ْ اﻟlafzının peşine ُﺼ َﻔﻪ kaldırmamaktadır. Burada ﻜﺘﺎب ْ ِ ﻧkelimesini getirerek ِ ِ "ُﺼ َﻔﻪ ُ ( "ﻗَـ َﺮأKitabın yarısını okudum) dediğimizde eklediğimiz bu ْ ﺘﺎب ﻧ َ ْت اﻟْﻜ kelime manaya daha da açıklık getirmekte, diğer ihtimalleri ortadan kaldırmaktadır. İşte bu eklenen kelimeye Arapçada bedel denmektedir. Türkçede buna benzer ifadeler için açıklayıcı, açıklama cümlesi vb. terimler kullanılmaktadır. Yine Türkçedeki ünvan gruplarından sonra gelen isimler de Arapçadaki bedel konusunun bir kısmına karşılık olmaktadır. ِ )اﻟﻄﺒﻴﺐ أﲪ ُﺪ ﻃَﺒِﻴﺐ ﻣ Doktor Ahmet usta bir doktordur. (ﺎﻫ ٌﺮ َ ٌ ُ ِ Şoför Hasan güvenilir bir şofördür. ( ﲔ )اﻟ ﱠ ٌ ﺴﺎﺋِ ُﻖ َﺣ َﺴ ٌﻦ َﺳﺎﺋِ ٌﻖ أَﻣ Örneklerde de görüldüğü gibi ünvânlardan sonra gelen isimler kelimenin manasına açıklık getirmektedirler ve iki kelime tam olarak birbirinin yerini tutmaktadır. Türkçede kullanılan ünvan grupları için Tahsin Banguoğlu’nun Türkçe’nin Grameri isimli kitabından Yanaşma Takımları bölümünü ve Zeynep Korkmaz’ın Gramer Terimleri Sözlüğü’nden Açıklayıcı ve Açıklama Cümlesi maddelerini okuyabilirsiniz. OKUMA PARÇASI (َﻋ ْﺪ ُل ُﻋ َﻤ َﺮ )ض ِ أُﻃْﻠِ َﻖ َﻋﻠَﻴ ِﻬﻢ اﳋُﻠَ َﻔﺎء اﻟ ﱠﺮ،اﳋِﻼَﻓَ َﺔ ِﻣﻦ ﺑـﻌ ِﺪ ِﻩ أَرﺑـﻌﺔُ ُﺧﻠَ َﻔﺎء ْ ﻮل اﷲ )ص( ﺗَـ َﻮﱠﱃ ،اﺷ ُﺪون ُ ﰲ َر ُﺳ ْ َ َْ ْ َ ْ ُ َ َﻟَ ﱠﻤﺎ ﺗُـ ُﻮ ﱢ ِ َ وﻋﺜْﻤﺎ ُن ﺑﻦ َﻋ ﱠﻔﺎ َن ٍ وﻛﺎن ُﻛ ﱡﻞ.ﺐ ِ ﺑﻦ اﳋَﻄﱠ ٍ ِﺑﻦ أَِﰊ ﻃَﺎﻟ واﺣﺪ أَﺑُﻮ ﺑَ ْﻜ ٍﺮ اﻟ ﱢ: وﻫ ْﻢ ُ ﺼﺪ ُ ﱢﻳﻖ ُ ُ وﻋﻠ ﱡﻲ ُ َ ُ ﺎب ُ وﻋ َﻤ ُﺮ ِﻫﺆﻻَ ِء اﻟ ﱢﺮ َﺟﺎل ُ ِﻣ ْﻦ 173 ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﺸ ِ وأﻣ َﺎم اﻟ ﱡ ﺖ وﻟﻴ َﺴ ْ ﻌﻮبْ ، ﻣﺜَﺎﻻً ﻃَﻴﱢﺒًﺎ ﻟﻠﺤﺎﻛ ِﻢ اﻟﺼﺎ ِﱀ اﻟﺬي ﻳَـ ْﻌﺘَِﱪُ اﳋﻼَﻓَﺔَ َﻣ ْﺴﺆوﻟﻴﱠﺔً ﻛﺒﲑًة أ ََﻣ َﺎم اﷲ َ ﺳﺒﻴﻼً إﱃ اﳌُﻠ ِ ﺴ ْﻠﻄَ ِﺔ وﲨَْ ِﻊ اﻟْﻤ ِ ﺎل. ْﻚ واﻟ ﱡ َ َ ِ ِ اﺷ ِﺪﻳﻦ – َﻛﺎ َن ﺻﻮرًة ﺣﻴﱠﺔً ﻟِﻤﺒ ِ ِ ﺑﻦ اﳋَﻄﱠ ِ اﻹﺳﻼم، ﺎد ِئ ُ َ ََ ﺎب )ض( – ﺛَ ِﺎﱐ اﳋُﻠَﻔﺎء اﻟ ﱠﺮ َ واﳋﻠﻴﻔﺔُ ُﻋ َﻤ ُﺮ ُ ِ ِ ِ ﺐﰲ ت ﰲ َﻋ ْﻬ ِﺪﻩ ِر َﺳﺎﻟﺔُ اﻟﻌ ْﺪ ِل واﳌُ َﺴ َﺎو ِاة واﳊُ ﱢ ﺎد ْ اﻧْـﺘَ َﺸ َﺮ ْ وﺳ َ ت َد ْوﻟَﺔُ َ ِج اﳉَ ِﺰ َﻳﺮة اﻟﻌﺮﺑﻴﱠﺔَ ، اﻹﺳﻼم َﺧﺎر َ واﻳﺎت َﻛﺜِﲑًة ﺗُـ َﺆﱢﻛ ُﺪ اﻷﺧﻼ َق اﻟ ﱠ ِ ﻆ اﻟﺘﱠﺎ ِرﻳ ُﺦ ﻟَﻨﺎ ِر ٍ اﻷوﻃَ ِ ﱠﻊ ِ ﺎ ﺎن اﻹﺳﻼﻣﻴﱠ ِﺔ .وﻗ ْﺪ َﺣ ِﻔ َ ﺴﺎﻣﻴَﺔَ اﻟﱵ ﻛﺎ َن ﻳَـﺘَ َﻤﺘ ُ ْ َ ذﻟﻚ اﳋﻠﻴﻔﺔُ. ﻓﻘ ْﺪ رأَى ﻣ ﱠﺮًة ﻳـﻬ ِ ِ ﻚ ﻋﻠﻰ اﳌَ ْﺴﺄَﻟ َِﺔ ؟ ﻮدﻳًّﺎ ﻳَ ْﺴﺄ ُ ﻓﺴﺄَﻟَﻪُ َ :ﻣﺎ َﲪَﻠَ َ َ َ َُ َل َ اﻟﻨﺎس إ ْﺣ َﺴﺎﻧًﺎ َ ِ ض ﻟﻪ ُﻋﻤﺮ ِﻣﻦ ﺑـ ْﻴ ِ ﺖ ﱠﻣ ْ ﺲ ﱄ َﻣ ْﻦ ﻳُـ ْﻨﻔ ُﻖ َﻋﻠَ ﱠﻲ .ﻓَـ َﻔ َﺮ َ ﻓَﻘﺎل :إِﻧﱠِﲏ َر ُﺟ ٌﻞ ﻗ ْﺪ ﺗَـ َﻘﺪ َ َُ ْ َ ﺖ ِﰊ اﻟ ﱢﺴ ﱡﻦ ،وﻟ َْﻴ َ ِ ﻣﺎل اﳌﺴﻠﻤﲔ َﻣﺎ ﻳَﻜ ِْﻔﻴﻪ. س أ َْر َﺳﻞ َﻣ ﱠﺮًة َر ُﺳﻮﻻً َْﳛ ِﻤﻞ ِر َﺳﺎﻟﺔً إﱃ أ َِﻣ ِﲑ اﳌُْﺆﻣﻨﲔ َﻋ َﻤﺮ ﺑ ِﻦ اﳋَﻄﱠ ِ ﻚ اﻟْ ُﻔ ْﺮ ِ ﺎب. ي أ ﱠن ﻛِ ْﺴ َﺮى َﻣﻠِ َ ُ ور ِو َ َ ُ َ ِ ﺼ ِﺮ أ َِﻣ ِﲑ اﳌﺆﻣﻨﲔ ،ﻓ َﺪﻟﱠﻪُ رﺟﻞ ﻋﻠﻰ ﺑـ ْﻴ ِ ﺐ ﺻ َﻞ اﳌَ ِﺪﻳﻨﺔَ أَ َﺧ َﺬ ﻳَـ ْﺒ َﺤ ُ ﺚ َﻋ ْﻦ ﻗَ ْ ﺖ َ ﻓَـﻠَ ﱠﻤﺎ َو َ َ ﺻﻐ ٍﲑَ .ﻋﺠ َ ٌ ِ ِ ِ ِ رﺳ ُ ِ ِ ِ ش ِﻣﺜْ ُﻞ َﻋ ْﺮ ِ ش ِﻛ ْﺴ َﺮى، وﻟﻴﺲ ﻓﻴﻪ َﻋ ْﺮ ٌ َُ ﻮل ﻛ ْﺴ َﺮى ﻟﺒَـ ْﻴﺖ اﳋﻠﻴﻔﺔ اﻟﺬي َﳜْﻠُﻮ ﻣﻦ ُﻛ ﱢﻞ َﻣﻈَﺎﻫ ِﺮ اﻟ َﻔ َﺨﺎﻣﺔ َ ٍ ِ ِ ِ ِ ِ ِ َ ﻒ ﻗ ﻓﻮ . م ﺪ ﺧ وﻻ ﺪ ﻨ ﺟ َﻪ ﻟ ﻮ ﺣ ﺪ ﻮﺟ ﻳ وﻻ ﻪ ﺘ ﻴ ـ ﺑ ر ﻮا ﲜ ة ﺮ ﺠ ﺷ ﻞ ﻇ ﰲ ﺎم ﻧ ﺪ ﻗ ﻩ ﺪ ﺟ ﻓﻮ ﻋﻨﻪ ﺚ ﺤ ﺒ ـ ﻳ ﺬ ﺧ أ َ َ ﰒُﱠ َ َ َ ْ َ ُ ُ َ ُ َ ْ ُْ ٌ َ ٌَ َ َ َْ َََ ْ ََ ﱢ َ ََ ِ ﺖ ﻳَﺎ ُﻋ َﻤ ُﺮ. أﻣﺎم ﺖ ﻓَﻨِ ْﻤ َ ْﺖ ﻓﺄ َِﻣ ْﻨ َ اﳋﻠﻴﻔﺔ وﻗﺎل َ :ﻋ َﺪﻟ َ اﻟﺮﺟﻞ َ ُ ِ ِ ِ ِ ِ ﺼﺮ أَﺗَﻰ ُﻋ َﻤﺮ َ ﱠ ِ أﻣﲑ اﳌﺆﻣﻨﲔ ! ﺑﻦ اﳋﻄﺎب ﻓﻘﺎل :ﻳَﺎ َ َ وﻣ َﻦ اﻷﻣﺜﻠﺔ ﻋﻠﻰ َﻋ ْﺪﻟﻪ أ ﱠن رﺟﻼً ﻣ ْﻦ أ َْﻫ ِﻞ ﻣ ْ َ ِ ﻓﺠﻌﻞ ﻓﺴﺒَـ ْﻘﺘُﻪ، ﺖ اﺑْ َﻦ َﻋ ْﻤ ِﺮو ﺑ ِﻦ َﳉَﺄ ُ ْت ﻟﻚ ِﻣ َﻦ اﻟﻈﱡﻠ ِْﻢ ! ﻗﺎل :ﻗُ ْﻞ َﻣ ْﺴﺄَﻟَﺘَﻚ ! ﻗﺎل َ :ﺳﺎﺑَـ ْﻘ ُ اﻟﻌﺎص َ َ ِ ﻀ ِﺮﺑﲏ ﺑِﺎﻟ ﱠ ِ ِ وﻣ َﻌﻪ ﻋﻤﺮ إﱃ َﻋ ْﻤ ٍﺮو ﻳَﺄ ُْﻣ ُﺮﻩ ﺑِﺎﳊُ ُ اﺑﻦ اﻷَ ْﻛ َﺮﻣ َ ﻀﻮِر إﱃ اﳌﺪﻳﻨﺔ َ ﻳَ ْ ُ ﺴ ْﻮط وﻳﻘﻮل :أَﻧَﺎ ُ ﲔ .ﻓَ َﻜﺘَ َ ﺐ ُ ﺴﻮطِ ِ ِ ِ ﻗﺎل ﻋﻤﺮ ﻟ ِ ﺼ ِﺮ ﱢ ي ُ :ﺧﺬ اﻟ ﱠ ﺑﻚ .ﻓَ َﺠ َﻌ َﻞ ﻳَ ْ ﺴ ْﻮ َط َوا ْ ﺿ َﺮ َ ب َﻛﻤﺎ َ ﻠﻤ ْ ﺿ ِﺮ ْ ﻀ ِﺮﺑُﻪ ﺑِﺎﻟ ﱠ ْ اﺑْـﻨُﻪَ .وﻟَ ﱠﻤﺎ ﻗَﺪ َﻣﺎ َ ُ َﺣ َﺮ ًارا ؟ ﱠﺎس وﻗ ْﺪ َوﻟَ َﺪ ْ ﻢ أُﱠﻣ َﻬﺎ ُﻢ أ ْ وﻋﻤﺮ ﻳﻘﻮل :ﻳَﺎ َﻋ ْﻤ ُﺮو ! َﻣ َﱴ ْ اﺳﺘَـ ْﻌﺒَ ْﺪ ُﰎُ اﻟﻨ َ ُ ﱠﺎس ْ ِ أَ ﱠﻣﺎ ﻋﻦ َﻋﻄ ِ ْﻒ ُﻋ َﻤﺮ ﺑ ِﻦ اﳋَﻄﱠ ِ ور ْﲪَ ِﺘﻪ ﺑِﺎﻟﻨ ِ ﺑﻦ ﺎب )ض( َ ﻋﻤﺮ ُ ﻓﺎﻷﻣﺜﻠَﺔُ ﻋﻠﻰ ذﻟﻚ ﻛﺜﲑةٌَ .ﻛﺎ َن ُ َ ِ اﳋَﻄﱠ ِ أﺣﻮال ِ اﻟﻨﺎس. ف ﺎب َﳜُْﺮج ِﻣﻦ ﺑَـ ْﻴﺘِﻪ ﻟﻴﻼً وﳝَْ ِﺸﻲ ﰲ َﺷﻮارِع َ اﳌﺪﻳﻨﺔ ﻟِﻴَـ ْﻌ ِﺮ َ ِ ﺎب )ض( ﰲ ٍ ﺼﺤ ِ ﺖ ﻣﻊ ﻋﻤﺮ ﺑ ِﻦ اﳋﻄﱠ ِ ﺷﺪﻳﺪة اﻟﺒَـ ْﺮِد .وﰲ ﻟﻴﻠﺔ ﺎﺑﺔ ﻗﺎل َ :ﺧ َﺮ ْﺟ ُ َﺣ ُﺪ اﻟ ﱠ َ َﺣ َﻜﻰ أ َ َ ِ َﺳ َﺮ ْﻋﻨَﺎ َْﳓ َﻮﻫﺎ ،ﻓﺈ َذا ْاﻣ َﺮأَةٌ ﻣﻌﻬﺎ ٌ ﻓﺴﺄَل اﻟﻄﺮﻳﻖ َﺷ َ أﻃﻔﺎل ﻳَ ْ ﺎﻫ ْﺪﻧَﺎ ﻧَ ًﺎرا ،ﻓَﺄ ْ ﺼ ُﺮ ُﺧﻮن َ وأﻣﺎﻣﻬﺎ ﻗ ْﺪ ٌر ﻋﻠﻰ اﻟﻨﺎ ِرَ . ِ اﻷﻃﻔﺎل ؟ ﺼ ُﺮخ ُ ﻋﻤﺮ :ﻟﻤﺎذا ﻳَ ْ ُ أَﺟﺎﺑ ِ ﻮع. ﺖ اﳌﺮأةُ ِ :ﻣ َﻦ اﳉُ ِ ََ ي َﺷﻲ ٍء ﰲ ﻫﺬﻩ ِ اﻟﻘ ْﺪ ِر ؟ ﻗﺎل ُ ﻋﻤﺮ َ :وأَ ﱡ ْ ِ ِ ﲔ ﻋُ َﻤ َﺮ. ﻗﺎﻟﺖ اﳌﺮأةُ َ :ﻣﺎءٌ ﻟﻴَ ْﺴ ُﻜﺘُﻮا ﺑِﻪ َﺣ ﱠﱴ ﻳَـﻨَ ُﺎﻣﻮا .اﷲُ ﺑَـ ْﻴـﻨَـﻨَﺎ وﺑَـ َْ ِ ِ ﻋﻤﺮ ﺑِ ُﻜ ْﻢ ؟ ﻓﻘﺎل ﻋﻤﺮُ َ :رﲪَﻚ اﷲُ ! َوَﻣﺎ ﻳُ ْﺪ ِري َ ِ ﻮرﻧﺎ وﻳَـ ْﻨ َﺴﺎﻧَﺎ. ﻗﺎﻟﺖ اﳌﺮأةُ :ﻳَـﺘَـ َﻮﱠﱃ أ ُُﻣ َ ﻓَ َﺨﺮﺟﻨﺎ ﻣﻌﺎ ﺑِ ٍ ﺻﻠْﻨَﺎ َد َار اﻟﺪ ِ ﻀ َﺮ اﳋﻠﻴﻔﺔُ دﻗﻴ ًﻘﺎ وﲰَْﻨًﺎ وﻗﺎل ﱄ : َﺣ َ ﱠﻗﻴﻖ ،ﻓﺄ ْ ﺴ ْﺮﻋﺔ َﺣ ﱠﱴ َو َ َْ ً ُ أ ِْ َﲪﻠْﻪُ َﻋﻠَ ﱠﻲ. 174 ﻗﻠﺖ :أﻧﺎ أ ِْ َﲪﻠُﻪُ ﻋﻨﻚ. ُ ﻳﻮم اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ؟ ﻓﻘﺎل :أﻧﺖ َﲢْ ِﻤ ُﻞ َﻋ ﱢﲏ َذﻧِْﱯ َ ﺴﻤﻦ ﻋﻨﺪﻫﺎ .وأ َﺧ َﺬ ﻳﺴ ِ ِ ِ ﺎﻋ ُﺪﻫﺎ ﰲ ِ اﻟﻄﻌﺎم، ﻋﻤﻞ ﻋﻤﺮ ﻓﻮ َ َ اﻟﺪﻗﻴﻖ واﻟ ﱠ ْ َ ورﺟﻌﻨﺎ إﱃ اﳌﺮأة ﺛَﺎﻧﻴﺔًَ . ﺿ َﻊ ُ َُ اﻷﻃﻔﺎل ﻗ ْﺪ أَ َﻛﻠُﻮا ﰒُﱠ ﻧَ ُﺎﻣﻮا. ف إﻻﱠ ْﺑﻌ َﺪ أَ ْن َرأَى َ ﺼ ِﺮ ْ وَﱂْ ﻳَـ ْﻨ َ ﺑﺘﺼﺮف ﻣﻦ :اﻟﻘﺮاءة اﳌﻴﺴﺮة ج 3ص ( 32-31 ) ّ Metni Kavrama Alıştırmaları 1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız. .1ﻣﻦ ﺗَـﻮﱠﱃ اﳋِﻼﻓَﺔَ ﺑـﻌ َﺪ و ِ ﻓﺎة ِ رﺳﻮل اﷲ )ص( ؟ َْ َ َْ َ .2أ ُﻛ ﱡﻞ َو ِﺣ ٍﺪ ِﻣﻦ اﳋﻠﻔﺎء اﻟﺮاﺷﺪﻳﻦ ِﻣ ٌ ﺐ ﻟِﻠﺤﺎﻛِﻢ اﻟﺼﺎﻟِ ِﺢ ؟ ﺜﺎل ﻃﻴﱢ ُ ِ اﻹﺳﻼم ﰲ َﻋ ْﻬ ِﺪ ُﻋ َﻤ َﺮ )ض( ؟ ﺸﺮت رﺳﺎﻟﺔُ .3أﻳﻦ اﻧْـﺘَ ْ واﳊﺐ ﰲ ِ ﻋﻬﺪ ُﻋﻤﺮ ﰲ اﻷوﻃَ ِ ﺎن اﻹﺳﻼﻣﻴّﺔ ؟ ت دوﻟﺔُ اﻟﻌﺪل واﳌﺴﺎواة ﱢ ﺎد ْ .4ﻫﻞ َﺳ َ ْ ي؟ ﻋﻤﺮ )ض( ﺑﺎﻟﺮﺟﻞ اﻟﻴﻬﻮد ﱢ َ .5ﻣﺎ َذا ﻓَـ َﻌﻞ ُ ﻋﻤﺮ ؟ َ .6ﻣ ْﻦ َ أرﺳ َﻞ َر ُﺳﻮﻟَﻪ إﱃ َ ِ ِ ِ ﻮل ﻛِﺴﺮى ﻟِﺒـ ْﻴ ِ اﳋﻠﻴﻔﺔ ؟ ﺖ ﺐ َر ُﺳ ُ ْ َ َ .7ﻟ َﻤﺎذا َﻋﺠ َ ﻋﻤﺮ ؟ .8أﻳﻦ وﺟ َﺪ ُ اﻟﺮﺳﻮل َ ِ ِ اﻟﻌﺎص ؟ ﺑﻦ ﻋﻤﺮ َﻋ ْﻤ َﺮ َ .9ﲟَﺎ َذا أ ََﻣ َﺮ ُ ِ واﻷﻃﻔﺎل ؟ ﻋﻤﺮ ِﻣ ْﻦ ِﻋ ْﻨ ِﺪ اﳌﺮ ِأة َ .10ﻣ َﱴ اﻧﺼﺮف ُ 2. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz. ﺖَ ،ﺣﺴﻨًﺎَ ،ﻋ ٍ اﻟﻌﻈَ َﻤﺔ ،ﻳُ َﺴﺎ ِرﻋﻮنَ ،ﺟ َﺮى ،ﻗُـ ْﺮب ( ) َو َ ﺎل ،ﺑَ َﺪأَ ،دﻓَ َﻊ ،ﻳَـ ُﻌﺪﱡَ ، ﺿ َﻌ ْ َ .1اﻟﻨﺎس ﰲ ِ ﺑﻼدﻧﺎ ﻳﺴﺎﺑِ ُﻘﻮ َن ﰲ اﳋﲑ ِ ات. ُ َُ َﺣ َﺮ ًارا. َ .2وﻟَ َﺪ ْ ﻢ أ ُّﻣﻬﺎ ُﻢ أ ْ ع اﻟ ﱠ ﺎب إﱃ اﳌﺴﺠﺪ ِﺣﻴﻨَﻤﺎ َِﲰﻊ اﻷذا َن. ﺸ ﱡ َﺳ َﺮ َ .3أ ْ ﻋﻤﺮ ِﻣﺜَﺎﻻً ﻃَﻴﱢﺒًﺎ ﻟِﻠﺤﺎﻛﻢ اﻟﺼﺎ ِﱀ. َ .4ﻛﺎ َن ُ ِ ِ وأﻣﺎم اﻟﺸﻌﺐ. أﻣﺎم اﷲ َ ﻋﻤﺮ اﳋﻼﻓَﺔَ َﻣ ْﺴ ُﺆوﻟﻴﱠﺔً ﻛﺒﲑًة َ .5ﻳَـ ْﻌﺘَِﱪُ ُ ﻋﻤﺮ ذا ُﺧﻠُ ٍﻖ َﺳ ٍﺎم. َ .6ﻛﺎ َن ُ ي َ :ﻣﺎ َﲪَﻠﻚ ﻋﻠﻰ اﳌَ ْﺴﺄَﻟﺔ ؟ َ .7 ﻋﻤﺮ ﻟﻠﺮﺟﻞ اﻟﻴﻬﻮد ﱢ ﻗﺎل ُ ﺚ ﻋﻦ ﻗﺼ ِﺮ اﳋﻠﻴﻔﺔ. وﺻﻞ ُ رﺳﻮل ﻛِ ْﺴ َﺮى إﱃ اﳌﺪﻳﻨﺔ أَ َﺧﺬ ﻳَـ ْﺒ َﺤ ُ .8ﻟَ ﱠﻤﺎ َ 175 ﺒﻴﺖ اﳋﻠﻴﻔﺔ اﻟﺬي َﳜْﻠﻮ ِﻣﻦ ُﻛ ﱢﻞ ﻣﻈَ ِ ِ ﻮل ﻛِﺴﺮى ﻟِ ِ ﺎﻫ ِﺮ اﻟ َﻔﺨﺎﻣﺔ. ْ َ ﺐ ُ َ .9ﻋﺠ َ رﺳ ُ ْ َ ٍ ﺷﺠﺮة ِ ِﲜﻮا ِر ﺑﻴﺘِﻪ. ﻧﺎم ﰲ ِﻇ ﱢﻞ َ .10و َﺟ َﺪ ﻋﻤﺮ ﻗ ْﺪ َ اﻟﺮﺟﻞ َ ُ 3. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz. ﺖ ،اﳊﺮارة ،د ِ اﺧ َﻞ ،اﻟ ﱠ ﺸ ْﺒﻊ ( ) َﻣ ْﻴﺘَﺔَ ،ﻋﺒِﻴﺪ ،اﻟﻈﱡﻠْﻢ ،ﳝَْﺘَﻠِﺊ ،ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻴ ِﻘﻆَ ،ﺧﻠ َ ْﻒ ،ﻇَﻠَ ْﻤ َ َ ِ اﻹﺳﻼم. ﺻﻮرًة َﺣﻴﱠﺔً ﻟِ َﻤﺒَﺎدئ ﻋﻤﺮ ُ َ .1ﻛﺎ َن ُ ﺮت ﰲ ﻋﻬﺪ ﻋﻤﺮ رﺳﺎﻟﺔُ اﻹﺳﻼم ﺧﺎرِج اﳉﺰ ِ ﻳﺮة اﻟﻌﺮﺑﻴﺔ. .2اﻧْـﺘَ َﺸ ْ َ َ ِ ت دوﻟﺔُ ِ اﻷوﻃﺎن اﻹﺳﻼﻣﻴﺔ. اﻟﻌﺪل واﳌﺴﺎواة واﳊﺐ ﰲ ﺎد ْ َ .3ﺳ َ اﳋﻠﻴﻔﺔ َﳜْﻠُﻮ ِﻣﻦ ﻛ ﱢﻞ ﻣ ِ ِ ﻈﺎﻫ ِﺮ اﻟﻔﺨﺎﻣﺔ. ﺑﻴﺖ .4ﻛﺎن ُ َ اﻷﻃﻔﺎل ُﻛ ﱠﻞ ٍ ﻟﻴﻠﺔ ﰲ اﻟﺴﺎﻋﺔ اﻟﺘﺎﺳﻌﺔ. ﺎم ُ .5ﻳَـﻨَ ُ ﺖ ﻳﺎ ﻋﻤﺮ. ﺎل ُ .6ﻗَ َ ﺖ ﻓَﻨِ ْﻤ َ ْﺖ ﻓﺄ َِﻣ ْﻨ َ رﺳﻮل ﻛﺴﺮى َ :ﻋ َﺪﻟ َ ِ َﺣ َﺮ ًارا. اﻟﻨﺎس وﻗ ْﺪ َوﻟَﺪ ْ ﻢ أُﱠﻣﻬﺎ ُﻢ أ ْ .7ﻗﺎل ﻋﻤﺮ ﻟﻌﻤﺮو ﺑﻦ اﻟﻌﺎص َ :ﻣ َﱴ ْ اﺳﺘَـ ْﻌﺒَ ْﺪ ُﰎ َ َ .8ﺧﺮج ﻋﻤﺮ ﻣﻊ ِ ﻟﻴﻠﺔ َﺷ ِ ﺻﺎﺣﺒِﻪ ﰲ ٍ ﺪﻳﺪة اﻟﺒَـ ْﺮِد. ََ ُ رﺳﻮل ﻛِ ْﺴ َﺮى أ ََﻣ َﺎم اﳋﻠﻴﻔﺔ. ﻒ ُ َ .9وﻗَ َ ﻮع. َ .10ﻛﺎ َن ُ ﺼ ُﺮ ُﺧﻮ َن ِﻣ َﻦ اﳉُ ِ اﻷﻃﻔﺎل ﻳَ ْ 4. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin çoğullarını tespit ediniz. رﺳﻮل اﷲ َﻋﻠَﻰ ُﺧﻠُ ٍﻖ ٍ ﻋﻈﻴﻢ. َ .1ﻛﺎ َن ُ ﱢﻳﻖ أَ ﱠو ُل اﳋُﻠَ َﻔ ِﺎء اﻟﺮاﺷﺪﻳﻦ. .2أَﺑُﻮ ﺑَ ْﻜ ٍﺮ اﻟ ﱢ ﺼﺪ ُ ﺐ ﻟِﻠﻄﱡﻼﱠ ِ .3أﲪ ُﺪ ِﻣ ٌ ب. ﺜﺎل ﻃَﻴﱢ ٌ .4ﻟﻴﺲ اﳊﻜْﻢ ﺳﺒﻴﻼً إﱃ اﳌُﻠ ِ ﺴ ْﻠﻄَ ِﺔ وﲨَْ ِﻊ ِ اﳌﺎل. ْﻚ واﻟ ﱡ ُ ُ ﺴ ْﻮ ِط. َ .5ﺟ َﻌ َﻞ ﻀ ِﺮﺑُﻪ ﺑﺎﻟ ﱠ اﻟﺮﺟﻞ ﻳَ ْ ُ ﻋﻤﺮ. .6ﻛﺎن ُ رﺳﻮل ﻛﺴﺮى ﳛﻤﻞ رﺳﺎﻟﺔً إﱃ َ ﻋﺮش ِﻣﺜْ ُﻞ ِ ﻋﺮش ﻛﺴﺮى. .7ﻟﻴﺲ ﰲ ﺑﻴﺖ ﻋﻤﺮ ٌ ﻮﺟﺪ ﺣﻮل ﻋﻤﺮ ﺟﻨ ٌﺪ وﻻ َﺧ َﺪ ٌم. .8ﻻ ﻳُ َ ِ ِ ﺼ َﺮ. .9 اﻟﺮﺟﻞ اﻟﺬي أَﺗَﻰ ﻋُ َﻤ َﺮ َﻛﺎ َن ﻣﻦ أﻫﻞ ﻣ ْ ُ .10ﻗﺎل ﻋﻤﺮ ﻟِ ِ أﻧﺖ ﲢﻤﻞ َﻋ ﱢﲏ َذﻧِْﱯ ﻳﻮم اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ ؟ ﺼﺎﺣﺒﻪ َ : 176 5. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin tekillerini tespit ediniz. وأﻣﺎم اﻟﺸﻌﻮب. أﻣﺎم اﷲ َ ْﻢ ﻣﺴﺆوﻟﻴﱠﺔٌ ﻛﺒﲑةٌ َ .1اﳊُﻜ ُ ِ ﻋﻤﺮ. َ .2رَوى أﺣ ُﺪ اﻟﺼﺤﺎﺑﺔ ﺣﻜﺎﻳﺔَ َ ِ اﻹﺳﻼم. ﻋﻤﺮ ِﻣﺜَﺎﻻً َﺣ َﺴﻨًﺎ ﻟِ َﻤﺒَﺎدئ .3ﻛﺎ َن ُ َﺣ َﺮ ٌار. اﻟﻨﺎس ُﻛﻠﱡﻬﻢ أ ْ ُ .4 ﻋﻤﺮ. اﻟﺮواﻳﺎت ﺗُـ َﺆﱢﻛ ُﺪ .5 َ اﻷﺧﻼق اﻟ ﱠ ُ ﺴﺎﻣﻴﺔَ اﻟﱵ ﻛﺎن ﻳﺘﻤﺘﱠﻊ ﻳﻬﺎ ُ 6. Aşağıdaki cümlelerden doğru olanların sonuna ( ), yanlış olanların sonuna da () işaretini koyunuz. اﻟﻨﱯ )ص( أَﺻﺒﺢ ﻋﻤﺮ أَ ﱠو َل َﺧﻠِ ٍ ﻴﻔﺔ. .1ﻟَ ﱠﻤﺎ ﺗَـ ُﻮ ﱢﰲ ﱡ َْ َ ُ ) ( ..... .2ﻛﺎن اﳋﻠﻔﺎء اﻟﺮاﺷﺪون ﻳَـ ْﻌﺘَِﱪُون اﳋﻼﻓﺔَ َﻣ ْﺴ ُﺆوﻟﻴّﺔ ﻛﺒﲑة. ) ( ..... ﻋﻬﺪ ﻋﻤﺮ ِ داﺧﻞ اﳉﺰ ِ ﺮت رﺳﺎﻟﺔُ اﻹﺳﻼم ﰲ ِ ﻳﺮة اﻟﻌﺮﺑﻴﺔ. .3اﻧْـﺘَ َﺸ ْ َ َ ) ( ..... ٍ ﺷﺠﺮة ِﲜﻮا ِر اﳌﺴﺠﺪ. ﻋﻤﺮ ﰲ ﻇ ﱢﻞ .4وﺟﺪ اﻟﺮﺟﻞ َ ُ ) ( ..... ِ ﻋﻤﺮ اﳌﺮأ َة ﰲ ِ اﻷﻃﻔﺎل. وﻧﺎم اﻟﻄﻌﺎم ﻋﻤﻞ ُ َ .5ﺳ َ وذﻫﺐ ﺑﻌﺪﻣﺎ أﻛﻞ َ َ ﺎﻋ َﺪ ُ ) ( ..... 7. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun harfi cerlerle doldurunuz. اﻟﻴﻮم ِ .... اﻟﺸﻬﺮ. ﻳﺦ ﻃُﺒِ َﻊ ﻫﺬا ﻛﺘﺎب ﺗَﺎ ِر ٍ َ .1ﲝَﺜْ ُ ﺖ َ َ ِ ﺐ ﻋﻠﻴﻨَﺎ أ ْن ﻧُـ ْﻨ ِﻔ َﻖ ....اﻟﻔﻘﺮاء. َ .2ﳚ ُ ي ِر َﺳﺎﻟَﺔً ....أَﺑَﻮﻳْﻪ. .3أ َْر َﺳ َﻞ اﳉُْﻨ ِﺪ ﱡ ِ اﻟﺮﺟﻞ .....اﻟﺴﻮط. ب اﺑﻦ َﻋ ْﻤ ِﺮو ﺑ ِﻦ اﻟﻌﺎص َ ﺿ َﺮ َ .4ﻛﺎ َن ُ َ ﻮل ﻛﺴﺮى ِ ..... رﺟﻞ ِﻣﻦ ِ ﺑﻴﺖ ﻋﻤﺮ. أﻫﻞ اﳌﺪﻳﻨﺔ َد ﱠل َر ُﺳ َ .5ﻛﺎن ٌ 8. Aşağıdaki cümlelerdeki altı çizili isimleri, örnekte olduğu gibi, zamirli hâle dönüştürünüz. ﺷﻮارع اﳌﺪﻳﻨﺔ. ﻋﻤﺮ ﳝَْ ِﺸﻲ ﰲ ِ اﳌﺜﺎل :ﻛﺎ َن ُ .1رﺟﻊ ﻋﻤﺮ ﻣﻊ ِ ﺻﺎﺣﺒﻪ إﱃ اﳌﺮ ِأة ﺛَﺎﻧﻴﺔً. ََ َ ُ اﻷﻃﻔﺎل ﻗﺪ أﻛﻠﻮا. ﻋﻤﺮ ﺑﻌ َﺪ أ ْن َرأَى َ ﺼ َﺮ َ .2اﻧْ َ ف ُ .3ﺧﺮج اﻟﺼﺤﺎ ﱡﰊ ﻣﻊ ﻋﻤﺮ ﰲ ٍ ﻟﻴﻠﺔ ﺷﺪﻳﺪة اﻟﱪد. َ ِ ﺷﻮارﻋﻬﺎ. ﻋﻤﺮ ﳝَْ ِﺸﻲ ﰲ ﻛﺎ َن ُ .............................. .............................. .............................. اﻷﻃﻔﺎل ﻳﺼﺮﺧﻮن ﻷ ﱠن اﻟﻄﻌﺎم ﻛﺎ َن ﻏَﻴـﺮ ﺟ ِ ﺎﻫ ٍﺰ.............................. . .4ﻛﺎ َن َ َْ َ ُ َ ُْ ِ اﻟﻨﺎس؟ ﻋﻤﺮ ﻟﻌﻤ ٍﺮو :ﻣﱴ ْ اﺳﺘَـ ْﻌﺒَ ْﺪ ُﰎُ َ .5ﻗَﺎل ُ .............................. 177 9. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içindeki kelimelerden uygun olanı ile doldurunuz. ِ ِ ٍ َﺑﻦ أَﻧ ( أﺑﻮ ُﻫ َﺮﻳْـ َﺮة، أﺑﻮ ﺑﻜ ٍﺮ،ﻠﻲ َﻋ ﱞ،ﺑﻦ َﻋ ﱠﻔﺎ َن ُ ﻋﺜﻤﺎن، ُﳏَ ﱠﻤﺪ اﻟﻔﺎﺗﺢ،ﺲ ُ َﻣﺎﻟﻚ،ﻋﻤﺮ ﺑﻦ اﳋﻄﺎب ُ ) .ﺑﺎﻟﻌ ْﺪ ِل َ ا ْﺷﺘَـ َﻬ َﺮ......... ُ اﳋﻠﻴﻔﺔ.1 ﱠ .ﻋﻤﺮ َ ﺗَـ َﻮﱃ اﳋﻼﻓﺔَ ﺑﻌ َﺪ.......... ُ اﳋﻠﻴﻔﺔ.2 ِ .اﻟﻘﺮآن اﻟﻜﺮ ِﱘ ِﲜَ ْﻤ ِﻊ......... ُ أ ََﻣ َﺮ اﳋﻠﻴﻔﺔ.3 ِ َ ﻫﻮ آﺧﺮ اﳋُﻠ......... أ َِﻣﲑ اﳌُْﺆِﻣﻨِﲔ.4 .ﻔﺎء اﻟﺮاﺷﺪﻳﻦ َ ُ ُ ِ .اﳊﺪﻳﺚ َﻛﺎ َن ِﻣ ْﻦ ُرَو ِاة......... اﻟﺼﺤﺎ ﱡﰊ.5 ِ أَﺣ ُﺪ أَﺋِ ﱠﻤ ِﺔ......... اﻹﻣﺎم.6 ِ ﺐ اﻷر ِ اﳌﺬاﻫ .ﺑﻌﺔ ُ َ .َ ﻫﻮ اﻟﺬي ﻓَـﺘَ َﺢ اﻟ ُﻘ ْﺴﻄَْﻨ ِﻄﻴﻨِﻴﱠﺔ........ اﻟﺴﻠﻄﺎ ُن.7 DİL BİLGİSİ Bedel Arapçada bedel tevâbi‘ konusu içerisinde yer almaktadır. Tevâbi‘ sıfat, tekit, atıf ve bedelden oluşmakta olup, bir ismin peşinden gelerek onun i‘râbına tâbi olan kelimeleri ifade etmektedir. Bunlar i‘râb yönünden bağımsız değillerdir. Önceki isim merfû ise tevâbi‘den olan kelime de merfû, mansûbsa mansûb ve mecrûrsa mecrûr olur. Önceki isme metbû‘, peşinden gelen isme de tâbi‘ adı verilir. “Tâbi olanlar” manasına gelen tevâbi‘den birisi de bedeldir. Bedel, öncesinde geçen kelimenin i‘râbına tâbi olan lafızdır. Bedeldeki amaç, öncesindeki kelimenin manasını açıklamak ve onu pekiştirmektir. Buna bedel denmesinin sebebi ise adından da anlaşılacağı üzere, öncesindeki kelimenin yerini tam olarak doldurabileceğinden dolayıdır. Bir cümlede öncesindeki kelimeyi kaldırarak onun yerine bedelini koyduğumuzda manada herhangi bir noksanlık meydana gelmez. Bedelli bir ifadede asıl maksat bedel olan kelime olup, öncesindeki kelime ise ona bir hazırlık olarak zikredilmektedir. Bedelin Ögeleri Bedelin iki temel ögesi bulunmaktadır: Mübdelün minh ( ُ ) ُﻣ ْﺒ َﺪ ٌل ِﻣ ْﻨﻪve bedel ()ﺑَ َﺪ ٌل. ْت اﻟ َْﻤ َﻘﺎﻟَﺔَ ُﲬُ َﺴ َﻬﺎ ُ ﻗَـ َﺮأMakalenin beşte birini okudum. 1. Mübdelün minh: Bedelden önce gelen isim olup, bedel bu isme tâbi olur. Mübdelün minh fâil, mef’ûl ya da benzeri bir öge olur. 2. Bedel: Mübdelün minhden sonra gelip ona tâbi olan lafızdır. 178 Bedelin Çeşitleri Bedel ile mübdelün minh arasındaki bütün-parça ilişkisi dikkate alınarak bedel dörde ayrılmıştır. ِ ِ 1. Bedelü’l-kül mine’l-kül (bedel-i mutâbık). (ﺑﻖ ُ )ﺑَ َﺪ ُل اﻟ ُﻜ ﱢﻞ ﻣ َﻦ اﻟ ُﻜ ﱢﻞ – اﻟﺒَ َﺪ ُل اﻟ ُْﻤﻄَﺎ ِ )ﺑَ َﺪ ُل اﻟﺒَـ ْﻌ 2. Bedelü’l-ba‘z mine’l-kül.( ﻞ ﺾ ِﻣ َﻦ اﻟ ُﻜ ﱢ ِ )ﺑ َﺪ ُل ِ اﻻ ْﺷﺘِﻤ 3. Bedelü’l-iştimâl. (ﺎل َ َ 4. Bedel-i mübâyin. (ْﻤﺒَﺎﻳِ ُﻦ ُ ) ُ اﻟﺒﺪل اﻟ 1. Bedelü’l-kül mine’l-kül (bedel-i mutâbık) Bedel ile mübdelün minh’in aynı şey ise bu tür bedele bedel-i kül veya bedel-i mutâbık denir. .ﻚ َﺣ َﺴ ٌﻦ َ ﺻ ِﺪﻳ ُﻘ َ َﺣArkadaşın Hasan geldi. َ ﻀ َﺮ .ﻚ َﺣ َﺴﻨًﺎ َ ﺻ ِﺪﻳ َﻘ ُ ْ َرأَﻳArkadaşın Hasan’ı gördüm. َ ﺖ .ﻚ َﺣ َﺴ ٍﻦ َ ﺻ ِﺪ ِﻳﻘ ُ َﺳﻠﱠ ْﻤArkadaşın Hasan’a selam verdim. َ ﺖ َﻋﻠَﻰ Yukarıdaki üç örnekte de ﻚ َ ﺻ ِﺪﻳ ُﻘ َ kelimesi mübdelün minh, َﺣ َﺴ ٌﻦkelimesi de bedeldir. Bedel, mübdelün minhin aynısı olduğu için buna bedel-i kül denir. İ‘râb yönünden de ﺴ ٌﻦ َ ﺻ ِﺪﻳ ُﻘ َ lafzına uymuş, birincide her ikisi َ َﺣlafzı, ﻚ de merfû, ikincide mansûb, üçüncüde de her ikisi de mecrûr olarak gelmiştir. Mübdelün minh ilk cümlede fâil iken, ikinci ve üçüncülerde ise mef’ûlün bih olarak gelmiştir. .ﲔ َ َﺧ ُ ﺎء أ ٌْ ﻮك ُﺣ َﺴ َ َﺟKardeşin Hüseyin geldi. .ﺎك ُﺣ َﺴ ْﻴـﻨًﺎ َ َﺧ ُ ﺼ ْﺮ َتأ َ َ ﻧKardeşin Hüseyin’e yardım ettim. ِ ِ ُ ﻣﺮرKardeşin Hüseyin’e uğradım. ٍ ْ ﻴﻚ ُﺣﺴ .ﲔ ْ ََ َ َ ت ﺑﺄَﺧ Yukarıdaki üç örnekte ise َخ ُ أkelimesi i‘râbını harf ile aldığı için ref hâli vâ ile, nasb hâli elif ile ve cer hâli de yâ ile gelmiş, bedel olan ﲔ ٌْ ُﺣ َﺴlafzı da i‘râb yönünden ona uymuştur. Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen boşlukları uygun bir bedel-i kül ile doldurunuz. ِ َﺖ ....... ﻚ ْ َﺳﺄَﻟArkadaşın ….. seni sordu َ ُﻋﻨﻚ ﺻﺪﻳﻘﺘ ....... ت أُ ﱡم ﺧﺎﻟِ ٍﺪ ْ ﺎء َ َﺟHalit’in annesi ……… geldi. ...... ت ِﲜَﺎ ِر َك ُ َﻣ َﺮْرKomşun ……. ‘e uğradım. ِ .اﺷﺪﻳﻦ ُ ِ ﺛَﺎﻟ..... ُ اﳋﻠﻴﻔﺔHalife …….. râşid halifelerin üçüncüsüdür. َ ﺚ اﳋُﻠَ َﻔﺎء اﻟﺮ 179 ِ )ﺑَ َﺪ ُل اﻟﺒَـ ْﻌ 2. Bedelü’l-ba‘z mine’l-kül (ﺾ ِﻣ َﻦ اﻟ ُﻜ ﱢﻞ Bedel, eğer mübdelün minhin bir parçası ise buna bedel-i ba‘z denir. ِ ُ ﻗَـﺮأKitabın yarısını okudum. .ﺼ َﻔﻪ ْ ِﺎب ﻧ َ َْت اﻟﻜﺘ َ .ﻀ ﻪ َ ْﺖ اﻟ ﱠﺮ ِﻏ َ ﻴﻒ ﺑَـ ْﻌ ُ أَ َﻛﻠEkmeğin bir kısmını yedim. .ْﺖ اﻟﻘﺮآ َن ﺛُـﻠُﺜَﻪ ُ َﺣ ِﻔﻈKur’an’ın üçte birini ezberledim. Yukarıdaki üç örnekte de bedel, mübdelün minhin bir parçasıdır ve i‘râb yönünden ona uymuş, her üçü de nasb konumunda fetha ile gelmiştir. Bedel-i ba‘z ile tekidin birbirine karıştırılmaması gerekmektedir. Çünkü bedel, mübdelün minhe açıklık getirmekte te’kîd ise müekkedi anlamca pekiştirmektedir. Şu örnekleri inceleyelim. .ُْت اﻟﻘﺮآ َن ُﻛﻠﱠﻪ ُ ﻗَـ َﺮأKur’ân’ın tamamını okudum. َِ ْت اﻟﻘﺮآ َن .ﲨ َﻴﻌﻪ ُ ﻗَـ َﺮأKur’ân’ın tamamını okudum. .ُﺼ َﻔﻪ ُ ﻗَـ َﺮأKur’ân’ın yarısını okudum. ْ ِْت اﻟﻘﺮآ َن ﻧ .ُْت اﻟﻘﺮآ َن أَ ْﻛﺜَـ َﺮﻩ ُ ﻗَـ َﺮأKur’ân’ın çoğunu okudum. Yukarıdaki örneklerden ilk ikisinde altı çizili olan kelimeler tekit, son ikisinde ise bedel-i ba‘zdır. Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen boşlukları uygun bir bedel-i ba‘z ile doldurunuz. ....... ﻳﻖ ُ َﻣ َﺸ ْﻴYolun yarısını yürüdüm. َ ﺖ اﻟﻄﺮ ِ ....... اﳌﺴﺠﺪ ﺖﰲ ُ ﺻﻠﱠْﻴ َ Caminin avlusunda namaz kıldım. ...... ﻇَ َﻬ َﺮ اﻟ َﻘ َﻤ ُﺮAyın çoğu göründü. ...... ُ أَ ْﻋ َﺠﺒَْﺘ ِﲏ اﻟﻐﺮﻓﺔOdanın eşyası hoşuma gitti. ِ )ﺑ َﺪ ُل 3. Bedel-i iştimâl (اﻻ ْﺷﺘِ َﻤﺎل َ Bedel, mübdelün minhin bir parçası değil de ona ait bir özellik ise buna da bedel-i iştimâl denir. .اﻟﻄﺎﻟﺐ أ ََدﺑُﻪ أَ ْﻋ َﺠﺒَ ِﲏÖğrencinin terbiyesi hoşuma gitti. ُ ِ .ُْﻤﻪ ُ َﺳ ﱠﺮِﱐ ﳏﻤﻮ ٌد ﻋﻠMahmud’un ilmi hoşuma giti .ﺖ ﺑَِﺰﻳْ ٍﺪ ُﺧﻠُ ِﻘ ِﻪ ُ أُ ْﻋ ِﺠ ْﺒZeyd’in ahlakı hoşuma gitti. Yukarıdaki üç örnekteki bedel, mübdelün minhin bir parçası değil, ona ait birer özellik olup, i‘râb yönünden ona uymuştur. 180 Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen boşlukları uygun bir bedel-i iştimâl ile doldurunuz. .......ﻮك َ َﺧ ُ أَ ْﻋ َﺠﺒَِﲏ أKardeşinin okuyuşunu beğendim. .......اﻟﻄﻔﻞ أَ ْز َﻋ َﺠ ُﻬ ُﻢÇocuğun ağlaması onları rahatsız etti. ُ ......ُ أَ ْﻋ َﺠﺒَِﲏ اﻷﺳﺘﺎذHocanın elbisesini beğendim. ...... اﻟﺸﺎب أَ ْﻋ َﺠﺒَ ِﲏGencin kültürü hoşuma gitti. ﱡ Hem bedel-i ba‘z hem de bedel-i iştimâlde mübdelün minhe ait bir zamir bulunmalıdır. Bu zamir, mübdelün minh olan ismin yerini tuttuğu için ona müzekkerlik-müenneslik ve teklik-çokluk yönünden uyar. .ﺼ َﻔﻪ ُ ﻗَـ َﺮأKur’ân’ın yarısını okudum. ْ ِْت اﻟﻘﺮآ َن ﻧ .ﺼ َﻔﻬﺎ ُ ﻗَـ َﺮأSûrenin yarısını okudum. ْ ِْت اﻟﺴﻮرَة ﻧ .ب أَ ْﻛﺜَـ َﺮﻫﻢ ُ ْ( َرأَﻳErkek) öğrencilerin çoğunu gördüm. َ ﺖ اﻟﻄﱡﻼﱠ ِ .اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت أَ ْﻛﺜَـ َﺮُﻫ ﱠﻦ ﺖ ُ ْ( رأﻳKız) öğrencilerin çoğunu gördüm. ِ .ْﻤﻬﺎ ُ أَ ْﻋ َﺠﺒَْﺘ ِﲏ اﻟﻄﺎﻟﺒﺔُ ﻋﻠÖğrencinin bilgisi hoşuma gitti. Yukarıdaki dört örnek de bedel-i ba‘za aittir. Bunlara bakıldığında birincide mübdelün minh müfred müzekker olduğu için bedelde ona ait olan zamir de müfret müzekker; ikincide mübdelün minh müfred müennes olduğu için ona dönen zamir de müfred müennes gelmiştir. Üçüncü örnekte mübdelün minh cemi müzekker, dördüncüde de cemi müennes olarak gelmiş, bedelde onlara dönen zamir de uygun bir şekilde gelmiştir. Aynı durum bedel-i iştimâl için de geçerlidir. Ayrıca bedel-i ba‘z ve bedel-i iştimâl Türkçe’ye sanki bedel muzâf, mübdelün minh de muzâfun ileyhmiş gibi tercüme edilirler. .اﻟﻄﺎﻟﺐ أ ََدﺑُﻪ أَ ْﻋ َﺠﺒَِﲏÖğrencinin terbiyesi hoşuma gitti. ُ .ﻴﺼﻪ أَ ْﻋ َﺠﺒَِﲏÖğrencinin gömleği hoşuma gitti. ُ اﻟﻄﺎﻟﺐ ﻗَ ِﻤ ُ .ﺼ َﻔ َﻬﺎ ُ َﺣ ِﻔﻈFetih sûresinin yarısını ezberledim. ْ َﻮرَة اﻟ َﻔ ْﺘ ِﺢ ﻧ َ ْﺖ ُﺳ 4. Bedel-i Mübâyin. ()اﻟﺒَ َﺪ ُل اﻟ ُْﻤﺒَﺎﻳِ ُﻦ Bir sözde unutma, hata vb. bir sebepten dolayı bir kelimenin peşinden asıl kastedilen kelimenin kullanıldığı bedel türüdür. Yazı dilinde değil de konuşma dilinde görülür. Ancak dikkatli ve fasih konuşmalarda rastlanmaz. ِ .ﺐ ْ َ َﺟﺎءHoca geldi, hoca demişim öğrenci. ُ اﻷﺳﺘَﺎذُ اﻟﻄﺎﻟ .ْﺖ ُﺧ ْﺒـ ًﺰا َﳊْ ًﻤﺎ ُ أَ َﻛﻠEkmek yedim, ekmek demişim et. .ْت ﻛِﺘَﺎﺑًﺎ ﻗَـﻠَ ًﻤﺎ ُ َﺧﺬ َ أKitap aldım, kitap demişim kalem. 181 Yukarıdaki üç örnekte ise bedel, mübdelün minhin ne tamamı, ne onun bir parçası ne de ona ait bir özelliktir. Sadece yapılan yanlışı düzeltmek amacıyla zikredilmiştir. bağlacı getirilerek yanlış düzeltilir.ﺑَ ْﻞ Fasih konuşanların dilinde ise araya اﻟﻄﺒﻴﺐ. اﳌﻬﻨﺪس ﺑَ ِﻞ ﻀ َﺮ َ Mühendis geldi, yok, doktor (geldi).ﺣ َ ُ ُ Bedelle ilgili daha ayrıntılı bilgi için M. Meral Çörtü’nün Arapça Dilbilgisi Nahiv isimli kitabına bakınız. ve Bedelle ilgili olarak ayrıca http://www.onlinearabic.net www.schoolarabia.net adreslerine başvurabilirsiniz. ALIŞTIRMALAR 1. Aşağıdaki metinde geçen bedel ve mübdelün minhleri tespit ediniz. ﺴﻴﱢ َﺪةُ ﻋﺎﺋِ َﺸﺔُ رﺿﻲ اﷲ ﻋﻨﻬﺎ اﻟ ﱠ اﻟﺴﻨﺔ اﻟﺮ ِ ِ واﻟﺪﻫﺎ أَِﰊ ﺑ ْﻜ ٍﺮ )ض( ،ﰲ ﻣ ﱠﻜﺔَ اﳌ َﻜ ﱠﺮ ِ ﺑﻴﺖ ِ وﻟِ َﺪ ِ ت اﻟﺴﻴﺪةُ ﻋﺎﺋﺸﺔُ ﰲ ِ اﺑﻌﺔ ِﻣ َﻦ اﻟﻨﱡﺒُـ ﱠﻮِة، ﻣﺔ ﰲ َ ُ ﺗﺎن .ﻓﻜﺎﻧَـﺘﺎ ِ ِ ِ اﺋﻞ .وﻛﺎ َن ﻟِﻨَ ْﺸﺄ ِ ﺎ ﰲ ِ ِ ُ أﺛﺮ ﻛﺒﲑٌ ﰲ َﺑﻴﻬﺎ أ ﺑﻴﺖ ﻦ ﻣ َو ﻷ ا اﳌﺴﻠﻤﲔ ﲑ ﺻﻐ وﳘﺎ ﺎء َﲰ أ ﻬﺎ ﺘ ﺧ أ ﻣﻊ ﺖ ﻤ ْ ْ َﺳﻠَ َ ْ وأ ْ ٌ َ َ َ ََ ٍ َت ﻓﺼﻴﺤﺔَ اﻟﻠﱢﺴ ِ ت ﻋﻨﻪ ﻛﺜﲑا ِﳑﱠﺎ ا ْﺷﺘُ ِﻬﺮ ﺑﻪ ِﻣﻦ ِﻋﻠ ٍْﻢ ِ ﺎن .وﻗ ْﺪ أَ ْﻛ َﺴﺒَْﺘﻬﺎ وﺻ ْﺪ ٍق وذَﻛﺎء ،ﻓﻨَ َﺸﺄ ْ َﺧ َﺬ ْ ﺣﻴﺎ ﺎ ،ﻓﻘ ْﺪ أ َ ْ ً َ َ ِ ِ ﺻﻔﺎت اﻟ َﻜ َﺮِم. اﻟﺒﺎدﻳﺔ ﻣﻦ ﺣﻴﺎةُ اﳌﻨﻮ ِ ِ ﺖ ت إﱃ ﺗَـ َﺰﱠو َﺟﻬﺎ ُ اﳌﺪﻳﻨﺔ ﱠ ﺎﺟ َﺮ ْ رة ﻣﻊ أﻫﻠِﻬﺎ ،و َﺣ ِﻔﻈَ ْ رﺳﻮل اﷲ ﳏﻤ ٌﺪ )ص( ﰲ ﻣﻜﺔ اﳌﻜ ﱠﺮﻣﺔ ،ﰒ َﻫ َ ِ أَﺣ ِ أﺛﺮ ﻓَـ ﱠﻌ ٌ ﺎز ﺑِ َﻜﺜْـ َﺮِة ﺎد َ ﺼ ِﺮﻫﺎ .و ْ اﻟﻨﱯ )ص( ﺑَـ ْﻌ َ ﻛﺎﻧﺖ ﻋﺎﺋﺸﺔُ ﲤَْﺘَ ُ ﻳﺚ ﱢ ﺎل ﰲ اﳊﻴﺎة اﻟﻌﻠﻤﻴﱠﺔ ﰲ َﻋ ْ َ ﻀﻬﺎ ،ﻓﻜﺎ َن ﳍﺎ ٌ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﱠ ﺚ ﱢﺴﺎء ﰲ ﻫﺬا اﳌَ َﺠﺎلَ ،ﺣ ْﻴ ُ ﻴﻞ ﳍﺎ ﺑﲔ اﻟﻨ َ اﳊ ْﻔﻆ ودﻗﺔ اﻟﺮواﻳﺔ ،وﺗُـ ْﻌﺘَﺒَـ ُﺮ ﻣﻦ أَﺋ ﱠﻤﺔ اﻟ ﱡﺮَواة ﻟﻠﺤﺪﻳﺚ اﻟﺸﺮﻳﻒ ،ﻓﻼ َﻣﺜ َ ِ ِ إ ﱠن ﻣﺎ ر ِوي ﻋﻨﻬﺎ ﻳـ ْﺒـﻠُ ُﻎ أَ ْﻛﺜَـﺮ ِﻣﻦ أَﻟْ َﻔﻲ ﺣ ِﺪ ٍ ِ ﲔ. ﻳﺚ ،وﻗﺪ َرَوى ﻋﻨﻬﺎ أَ ْﻛﺜَـ ُﺮ اﻟ ﱠ ﺼﺤﺎﺑَﺔ واﻟﺘﱠﺎﺑﻌ َ َ ْ ْ َ َ ُ َ )ﺑﺘﺼﺮف ﻣﻦ اﻟﻘﻮاﻋﺪ اﳌﻴﺴﺮة ج 3ص (229 2. Aşağıdaki metinde geçen boşlukları, parantez içindeki bedellerden uygun olanını seçerek doldurunuz. ِ ﻀ ِﻞ ( ﻀ ُﻬﻢ ،أُ ﱡم اﻟ َﻔ ْ ﺼ ُﻔﻪ ،ﺑَـ ْﻌ ُ ،اﻟﻌﺒﱠﺎس ،ﻧِ ْ ) أَﻧﻴﻨَﻪ َ ِ اﻟﺮﺳﻮل )ص( َﻋ ْﺪ ُل ِ أﺧ َﺬﻩ اﳌﺴﻠﻤﻮن ِ ﺎم ِ َﺳ َﺮى َوﻗَ َ رﺳﻮل اﷲ )ص( وأَ ْﺧﺒَـ َﺮﻩُ أ ﱠن َﻋ ﱠﻤﻪ ) ......ض( َ ﺿ ْﻤ َﻦ أ ْ ﻒ أﺣ ُﺪ اﻟﺼﺤﺎﺑﺔ أ ََﻣ َ ِ ِ ِ ﺎس أَ ْﺧ َﻔﻰ إ ْﺳﻼََﻣﻪ وﺑَﻘ َﻲ ﰲ ﺎس وزوﺟﺘُﻪ .....ﻗ ْﺪ أ ْ اﳌُ ْﺸ ِﺮ َ َﺳﻠَ َﻤﺎ ْﻗﺒ َﻞ ﺑَ ْﺪ ٍر ،ﻟﻜ ﱠﻦ اﻟﻌﺒﱠ َ ﻛﲔ ﰲ ﻏَ ْﺰَوة ﺑَ ْﺪ ٍر ،وﻛﺎن اﻟﻌﺒﱠ ُ ِ ِ َﻣ ﱠﻜﺔَ ﺑِﺄ َْﻣ ٍﺮ ﻣ َﻦ اﻟﺮﺳﻮل )ص( ﻟﻴَـ ْﻨـ ُﻘ َﻞ إﱃ اﳌﺴﻠﻤﲔ أَ ْﺧﺒَ َﺎر اﳌﺸﺮﻛﲔ. 182 رﺳﻮل َﺳ ِﻬ َﺮ اﻟﻠﺒﻞ ، .....ﻓﻘﺎل ﻟﻪ اﻟﺼﺤﺎﺑﺔُ َ :ﻣﺎ ﻟﻚ ﻳَﺎ َ ُ اﻟﺮﺳﻮل )ص( ﰲ ﺑَ ْﺪ ٍر وَﱂْ ﻳَﺄْﺗِﻪ ﻧَـ ْﻮٌم وﻗ ْﺪ َﻣ َ ﻀﻰ ُ ِ ِ ﺼﺤﺎﺑﺔُ ......ﻓ َﺨ ﱠﻔ ُﻔﻮا ِﻣﻦ َوﺛَﺎﻗِﻪ .وﻟَ ﱠﻤﺎ ﺎم اﻟ ﱠ ﺎم ؟ ﻓﻘﺎل )ص( َِ :ﲰ ْﻌ ُ ﺎس .....ﰲ َوﺛَﺎﻗﻪ ،ﻓ َﻘ َ اﷲ ﻻ ﺗَـﻨَ ُ ﺖ اﻟﻌﺒﱠ َ ﺎﻷﺳ َﺮى ُﻛﻠﱢﻬﻢ. َﻋﻠِ َﻢ ُ اﻟﺮﺳﻮل )ص( أ ََﻣ َﺮُﻫ ْﻢ أ ْن ﻳَـ ْﻔ َﻌﻠﻮا ذﻟﻚ ﺑِ ْ )ﺑﺘﺼﺮف ﻣﻦ اﻟﻘﻮاﻋﺪ اﳌﻴﺴﺮة ج 3ص (199 3. Aşağıdaki cümlelerde bedel ve mübdelün minhleri örnekte olduğu gibi tespit ederek boşluklara yazınız. اﳌﺒﺪل ﻣﻨﻪ َﺣ ُﺪ أَﺋِ ﱠﻤ ِﺔ اﻟ َْﻤ َﺬ ِاﻫ ِ اﻷرﺑَـ َﻌ ِﺔ. اﳌﺜﺎل : ُ ﺐ ْ اﻹﻣﺎم أَﺑُﻮ ﺣﻨﻴﻔﺔَ أ َ ﺖ أُ ﱡم اﳌُْﺆِﻣﻨِﲔ ﻋﺎﺋﺸﺔُ ﺣ ﱠﺠﺔً ﰲ ِرو ِ اﻳﺔ اﳊﺪﻳﺚ. َ .1ﻛﺎﻧَ ْ َ ُ َ اﻹﻣﺎم ُ أَﺑُﻮ ﺣﻨﻴﻔﺔَ .......... .......... .......... .......... .......... .......... .......... .......... .......... .......... ﱠ ﻗﺒﻞ َﻋ ْﺸ ِﺮ َدﻗَﺎﺋِﻖ. ﻋﻠﻲ دﺧﻞ اﻷﺳﺘﺎذُ ﱞ اﻟﺼﻒ َ َ .6 .......... .......... َﲪَﺪ أ َْﻣ ِ ﺲ اﻟﻠﻴﻠﺔَ. ﺟﺎرﻧﺎ أ ْ .7زارﱐ ُ .......... .......... ﻧﺼﻮم ﰲ اﻟﺸﻬ ِﺮ اﻟﻜﺮ ِﱘ رﻣﻀﺎ َن. .8ﻛﻠﱡﻨﺎ ُ .......... .......... ﻀﻮﱄ. َ .9ﺣ ِﻔﻈْﻨَﺎ ﻗﺼﻴﺪةً ﻟﻠﺸﺎﻋ ِﺮ ﻓُ ُ .......... .......... َﻚ ﺣﺴﻴﻨًﺎ ﰲ اﳌﺴﺠﺪ. رأﻳﺖ َﺧﺎﻟ َ ُ .10 .......... .......... ﺴ ْﻠﻄَﺎ ُن ﳏﻤ ٌﺪ اﻟﻔﺎﺗِﺢ ُِﳛ ﱡ ِ ْﻢ واﻟﻌﻠﻤﺎء. َ .2ﻛﺎ َن اﻟ ﱞ ُ َ ﺐ اﻟﻌﻠ َ اﻹﻣﺎم ﺗِﻼَ َوﺗُﻪ. .3أﻋﺠﺒﲏ ُ أﺧﺎف ِﻣ َﻦ اﻟﻈﱡﻠ ِْﻢ ﻋﺎﻗِﺒَﺘِﻪ. .4 ُ .5أﻓﺎدﺗﲏ اﳌﻜﺘﺒﺔُ ﻣﺮ ِ اﺟﻌُﻬﺎ. ََ اﻟﺒﺪل 4. Aşağıdaki cümlelerdeki bedelleri ve çeşidini örnekte olduğu gibi boşluklara yazınız. اﻟﺒﺪل اﱄ ِﻣ ْﻦ أَ ْﻛ َِﱪ اﻟﻌﻠﻤﺎء ﰲ اﻟﻘﺮن اﳋﺎﻣﺲ. اﳌﺜﺎل َ :ﻛﺎ َن أﺑﻮ َﺣ ِﺎﻣ ٍﺪ اﻟﻐَ َﺰ ِ ﱡ اﱄ اﻟﻐَ َﺰ ِ ﱡ ﱠم اﳌُ ْﺴﺘَ ْﺸ َﻔﻰ َﺣﺎﺋِﻄُﻪ. .1ﺗَـ َﻬﺪ َ .......... .......... اﻟﻄﻼب أَ ْﻛﺜَـ ُﺮﻫﻢ ﰲ اﻟ ﱢﺮ ْﺣﻠَﺔ. .2ا ْﺷﺘَـ َﺮ َك ُ .......... .......... ﺎرﻫﺎ ﱠِ اﻟﱰﳜﻴّﺔُ. .3أﻋﺠﺒ ْﺘـﻨَﺎ اﳌﺪﻳﻨﺔُ آﺛَ ُ .......... .......... اﻟﺪواء ﻧﺼ َﻔﻪُ. ﻳﺾ ﺷﺮب اﳌﺮ ُ َ .4 َ .......... .......... اﻟﺜﻮب أَ ْﻛ َﻤ ُﺎﻣﻪ. .5ﲤ ﱠﺰ َق ُ .......... .......... .6أﻋﺠﺒﲏ اﻟﺒُـ ْﻠﺒُ ُﻞ ﺗَـﻐْ ِﺮﻳ ُﺪﻩ. .......... .......... ﻧﻮﻋﻪ ﺑَ َﺪ ُل اﻟ ُﻜ ﱢﻞ 183 ﱠك َﻛ ِﺎﻣﻼً. ت َﺟﺪ َ ﺎﻋ ْﺪ ُ َ .7ﺳ َ .......... .......... اﳊﻘﻞ ﺛُـﻠُﺜَﻪ. .8ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳْ ُ ﺖ َ .......... .......... .9أَ ْﻋ َﺠﺒَ ِﲏ أﲪ ُﺪ ﻧَﻈَﺎﻓَـﺘُﻪ. .......... .......... ﻃﻲ َﻛ ٍ ﺖ ﻋﻠﻰ اﻟ ﱡ ﻤﺎل. َ .10ﺳﻠﱠ ْﻤ ُ ﺸ ْﺮ ﱢ .......... .......... 5. Aşağıdaki cümlelerde geçen boşlukları, örnekte olduğu gibi, parantez içinden hareke yönünden uygun olan bedeli seçerek doldurunuz. ﺖ اﻟﻐُ ْﺮﻓَﺔَ ........ اﳌﺜﺎل :أَ ْﻏﻠَ ْﻘ ُ ) ﺑَﺎ ُ ﺎ – ﺑَﺎ َ ﺎ – ﺑَﺎ ِ ﺎ ( ) ِﻋﻠْﻤﻪ – ﻋﻠﻤﻪ – ِ ﻋﻠﻤﻪ ( َ ُ ﺎدِﱐ اﻷﺳﺘﺎذُ .......... .1أَﻓَ َ ْﺖ اﻟﺘﱡـ ﱠﻔﺎﺣﺔَ .......... .2أَ َﻛﻠ ُ ﺼ ُﻔﻬﺎ – ﻧِﺼ َﻔﻬﺎ – ِ ﻧﺼﻔﻬﺎ ( ) ﻧِ ْ اﻟﺒﺤﺮ .......... .3أَ ْﻋ َﺠﺒَـﻨَﺎ ُ ﻣﻨﻈﺮﻩ – ﻣﻨﻈ ِﺮﻩ ( ) َﻣ ْﻨﻈَُﺮﻩ – َ ﺮرت ﺑِ ِ ﺎﻷﻃﺒﱠ ِﺎء .......... َ .4ﻣ ُ أﻛﺜﺮﻫﻢ – أﻛﺜ ِﺮﻫﻢ ( ) أَ ْﻛﺜَـ ُﺮﻫﻢ – َ ِ اﻟﺮﺳﻮل )ص( ........ ُ .5دﻓِ َﻦ ُﻣ َﺆذﱢ ُن ﺑﻼل – ﺑﻼﻻً – ِ .ﰲ ِد َﻣ ْﺸ َﻖٌ ) . ﺑﻼل ( اﳌﺼﺒﺎح .......... ﻒ ﺿﻌُ َ َ .6 ُ ﻧﻮرﻩ – ﻧﻮِرﻩ ( ﻧﻮرﻩ – َ ) ُ .7اﻟﺼﺤﺎ ﱡﰊ ....... أ ﱠو ُل َﻣ ْﻦ ﺑِﺎﻟﺮﺳﻮل ِﻣﻦ اﻟﺮﺟﺎل ) .أﺑﻮ ﺑﻜﺮ – أﺑﺎ ﺑﻜﺮ – أﰊ ﺑﻜﺮ ( ﺖ اﻟﺸﺠﺮَة .......... .8ﻗَﻄَ ْﻔ ُ ﲦﺮﻫﺎ – ﲦ ِﺮﻫﺎ ( ََﺮﻫﺎ – َ ) ﲦُ 6. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları örnekte olduğu gibi parantez içinden uygun bir bedel ile doldurunuz. ﺼﻔﻬﺎ ،ﺑﻄْﻨَﻪ ،ﻋﻤﺮ ِ ،ﻋﻠْﻤﻪ ،ﻋُﺜْﻤﺎ ُن ُ ،ﺧﻠُ ِﻘﻪ ِ ،ﺷ َﺮاﻋﻬﺎ ُ ،ﺟ ْﺰُؤﻩ اﻷ ﱠول َ ،ﺷ َﺠﺎﻋﺘِﻪ ( ) ﻧِ ْ َ َ ُ ُ ﺐ اﳋﻠﻴﻔﺔُ ..........ﺑِﺬي اﻟﻨﻮرﻳْﻦ. اﳌﺜﺎل :ﻟُﱢﻘ َ ﻣﺸﻬﻮر ﺑِ ْﻌﺪﻟِﻪ. .1اﳋﻠﻴﻔﺔُ .......... ٌ ﺖ ِﲟ ٍ ﺤﻤﻮد .......... .2أُ ْﻋ ِﺠ ْﺒ ُ ﻳﺾ ........ .3ﻋﺎ َﰿَ اﻟﻄﺒﻴﺐ اﳌﺮ َ ُ ﺴ َﻤ َﻜﺔَ .......... .4 أﻛﻠﺖ اﻟ ﱠ ُ ﺎب .......... .5ﻃُﺒِ َﻊ اﻟﻜﺘَ ُ ﺴ ِﻔﻴﻨَﺔَ .......... ﺖ اﻟ ﱠ َ .6رأَﻳْ ُ .7ﻧَـ َﻔ َﻌﻨﺎ اﻷﺳﺘﺎذُ .......... ﺖ ِﻣ ْﻦ َﺧﺎﻟِ ٍﺪ .......... َ .8ﻋ ِﺠ ْﺒ ُ 184 7. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları örnekte olduğu gibi parantez içinden uygun bir mübdelün minh ile doldurunuz. ) اﻟﺸﺎﻋﺮ ،اﻟﺴﻠﻄﺎن ،اﻟﻘﻤﺮ ،اﳊﺪﻳﻘﺔُ ،اﳌﺪﻳﻨﺔُ ،اﻟﺒﺤ ِﺮ ،اﻹﻣﺎم ،اﻷﺳﺘﺎذ ،ﺻﺪﻳﻘﻲ ( ﺚ ﻋﻦ ﻃﺎﻟِ ٍ ﺐ. ﺖ َﺣ ْﻮﻟَﻪ وﻳَـ ْﺒ َﺤ ُ اﳌﺜﺎل :ﺑﺪأ .......ﺳﻌﻴ ٌﺪ ﻳَـﻠْﺘَ ِﻔ ُ .1ا ْﺷﺘَـﻬﺮ .........ﺳﻠَﻴﻤﺎ ُن اﻟﻘﺎﻧﻮﱐﱡ ﺑﺎ ِ ﻟﺒﻄﻮﻟﺔ واﻟﻌﺪل. ُ َْ ََ اﻟﻮﻃﲏ وﻻ ِﺳﻴﱠﻤﺎ ﺑِﻨَ ِ ﺸﻴﺪ اﻻﺳﺘﻘﻼل. ﻮي ﺑِ ِﺸ ْﻌﺮﻩ ﱢ .2ﻟ ََﻤ َﻊ .......ﳏﻤﺪ ﻋﺎﻛﻒ أ َْر ُ ﺻ ْ َ ِ اﳉﻤﻌﺔ. ﻳﻮم َﺻﻐَْﻴ ُ ﺖ إﱃ ُﺧﻄْﺒَ ِﺔ ُ .......ﻣ ْ .3أ ْ ﺼﻄََﻔﻰ َ ت إﱃ ِد َﻣ ْﺸ َﻖ ﻣﻊ ........ﻋُﺜْ َﻤﺎ َن. ﺎﻓﺮ ُ َ .4ﺳ ْ ت إﱃ ..........أ َْﻣﻮ ِ اﺟﻪ. .5ﻧَﻈَ ْﺮ ُ َ .6أَ ْﻋ َﺠﺒَْﺘ ِﲏ َ .........ﺷ َﻮا ِرﻋُﻬﺎ. ﻮرﻩ. َ .7ﺳﻄَ َﻊ ..........ﻧُ ُ ﺎرﻫﺎ. .8أَ ْﻋ َﺠﺒَْﺘ ِﲏ .........أَ ْزَﻫ ُ 8. Aşağıda parantez içinde verilen kelimeleri düzenleyerek, örnekte olduğu gibi, içinde bedel olacak şekilde birer cümle oluşturunuz. اﳌِﺜَﺎل َ ) :ﻣﺎﻟِﻚ – ﻓَِﻘﻴﻪ ،اﻹﻣﺎم – اﳌﺪﻳﻨﺔ ( ﻀﻰ ( ) .1 اﻟﺸﻬﺮ – ﻧﺼﻔﻪ – َﻣ َ ُ ) .2ﺗُـﺮﻛِﻴﱠﺎ َ -ﻋ ِ ت – أَﻧْـ َﻘ َﺮة ( ﺎﺻ َﻤﺔ ُ -زْر ُ ْ ِ اﳌﺪﻳﻨﺔ. اﻹﻣﺎم ٌ ﻣﺎﻟﻚ ﻓﻘﻴﻪُ ُ ......................... ......................... ) .3ﺑِْﻨﺘُﻚ – َﻋﻠَﻰ َ -زﻳْـﻨَﺐ – اﻟﺼﻼة – ُﲢَﺎﻓِﻆ ( ......................... ﺖ – َﺟﻨَﺎﺣﻬﺎ – اﻟﻄﺎﺋﺮة ( ) .4ﺗَـ َﻌﻄﱠﻠَ ْ ......................... ﺎج -رﺟﻊ ُ -ﻣ ْﻌﻈَ ُﻤﻬﻢ ( ) .5اﳊُ ﱠﺠ ُ ......................... ) .6أَ ْﻋ َﺠﺒَْﺘ ِﲏ -اﻟﺮﺟﻞ – ﻟ َْﻮ ُﺎ – ﺳﻴﱠﺎرة ( ......................... ﱠﻣﺖ – َﻋﺎﺋِﺸﺔ -اﻟﺪواء – ﻟِـ -اﳌَُﻤ ﱢﺮﺿﺔ ( ......................... ) .7اﳌﺮﻳﺾ -ﻗَﺪ ْ ﺼﺎ ُﺎ – أَ ْﻋ َﺠﺒَْﺘ ِﲏ – اﻟﺸﺠﺮة ( ) .8أَ ْﻏ َ ......................... 9. Aşağıdaki cümleleri, örnekte olduğu gibi gerekli değişiklikleri yaparak, bedelli cümleye dönüştürünüz. ﺼ ُﻔﻮِر. ﺻ ْﻮ َ اﳌِﺜَﺎل َِ :ﲰ ْﻌ ُ ت اﻟﻌُ ْ ﺖ َ ﻮب اﻟﻜﺎﺗِﺐ. .1أَ ْﻋ َﺠﺒَ ِﲏ أ ْ ُﺳﻠُ ُ ﺻ ْﻮﺗَﻪُ. َِ ﲰ ْﻌ ُ ﺖ اﻟﻌُ ْ ﻔﻮر َ ﺼ َ ......................... ﺖ ﺑِ ِﻌﻠ ِْﻢ ِ اﻟﺮﺟﻞ. .2أُ ْﻋ ِﺠ ْﺒ ُ ......................... ﻒ ِ ﺼﺔ. اﻟﻘ ﱠ ﺼ َ . 3ﻗﺮ ُ أت ﻧَ ْ ......................... 185 ﺚ َرَﻣﻀﺎ َن. ﺻ ْﻤﻨَﺎ ﺛُـﻠُ َ ُ .4 ﺻﻠﱠْﻴـﻨَﺎ اﳉُ ُﻤ َﻌﺔَ ﰲ ﻓِﻨَ ِﺎء اﳌﺴﺠﺪ. َ .5 ﻳﺾ ِﻣﻦ ﺑ ِﻌ ٍ ﻴﺪ. َِ .6ﲰ ْﻌﻨَﺎ أَﻧِ َ ﲔ اﳌ ِﺮ ِ ْ َ اﻷﺻﺪ ِ ِ ﻗﺎء ﰲ اﻟﻜﻠﱢﻴﱠﺔ. َﺣ َﺪ .7ﻗَﺎﺑَـﻠ ُ ْﺖ أ َ .8أَ ْز َﻋﺠﻬﻢ ﺻ ِﻬﻴﻞ اﳊِﺼ ِ ﺎن. َ َ ُ َ ......................... ......................... ......................... ......................... ......................... 10. Aşağıdaki cümleleri, örnekte olduğu gibi gerekli değişiklikleri yaparak, bedelsiz cümleye dönüştürünüz. ﺖ اﻟﻠﻴﻞ رﺑـﻌﻪ ﰲ ﻗﺮ ِ اءة اﻟﻘﺮآن. اﳌِﺜَﺎل :أ َْﻣ َ ﻀ ْﻴ ُ َ ُْ َ ِ ِ اﳋﻄﺎب َﻋ ْﺪﻟُﻪ. ﻋﻤﺮ ﺑﻦ .1ﻳُـ ْﻌﺠﺒُِﲏ ُ .2اﺗﱠﺴﻌ ِ ﺖ اﳌﺪﻳﻨﺔُ ﻃُُﺮﻗُﻬﺎ. ََ ﺖ اﳊﺪﻳﻘﺔَ أَ ْﺷ َﺠ َﺎرﻫﺎ. .3ﻏَ َﺮ ْﺳ ُ ِ .4ﺣ ِ ْﻤﻬﺎ. ﺴﻨَﺖ اﳌﺪ ﱢرﺳﺔُ ﻋﻠ ُ َُ .5ﻃَﺎﺑ ِ ﺖ اﻟﻘﺮﻳﺔُ ﻫﻮا ُؤﻫﺎ. َ اﻟﻠﻴﻞ ﰲ ﻗﺮ ِ ﺖ ُرﺑْ َﻊ ِ اءة اﻟﻘﺮآن. أ َْﻣ َ ﻀ ْﻴ ُ ......................... ......................... ......................... ......................... ......................... َ .6ﺳ ﱠﺮﱐ اﻟﻮﻟ ُﺪ ﺣﺪﻳﺜُﻪ. ......................... أﻳﺖ اﻟﻜﻠﻴﱠﺔَ َﻣﻜْﺘَﺒَﺘَﻬﺎ. .7ر ُ ......................... َ .8ﺧ َﺮ َج اﳌَُﻮﻇﱠُﻔﻮ َن أَ ْﻛﺜَـ ُﺮﻫﻢ. ......................... 11. Aşağıdaki âyet-i kerîmelerde geçen bedel ve mübdelün minhleri tespit ediniz. ﺎذﺑ ٍﺔ َﺧ ِ ِِ ِ ٍِ ِ ِ ﺎﻃﺌَ ٍﺔ ﴾ )اﻟﻌﻠﻖ (16-15 َ ﴿ .1ﻛﻼﱠ ﻟَﺌ ْﻦ َﱂْ ﻳَـ ْﻨﺘَﻪ ﻟَﻨَ ْﺴ َﻔ ًﻌﺎ ﺑِﺎﻟﻨﱠﺎﺻﻴَﺔ ،ﻧَﺎﺻﻴَﺔ َﻛ َ ﺻﺮ ِ ﴿ .2وإِﻧﱠ َ ِ ِ ِ ٍ ِ ِ اط اﻟﻠﱠ ِﻪ ) ﴾ ...اﻟﺸﻮرى (53 َ ﻚ ﻟَﺘَـ ْﻬﺪي إ َﱃ ﺻ َﺮاط ُﻣ ْﺴﺘَﻘ ٍﻴﻢ َ ، ﱠﺎس ِﺣ ﱡﺞ اﻟْﺒـ ْﻴ ِ َ ﴿ .3وﻟِﻠﱠ ِﻪ َﻋﻠَﻰ اﻟﻨ ِ ﺎع إِﻟ َْﻴ ِﻪ َﺳﺒِﻴﻼً ﴾ )آل ﻋﻤﺮان (97 اﺳﺘَﻄَ َ ﺖ َﻣ ِﻦ ْ َ ﺎرو َن ﴾ )اﻷﻋﺮاف (122-121 ﲔ َ ،ر ﱢ آﻣﻨﱠﺎ ﺑَِﺮ ﱢ ب اﻟ َْﻌﺎﻟ َِﻤ َ ﴿ .4ﻗَﺎﻟُﻮا َ ب ُﻣ َ ﻮﺳﻰ َو َﻫ ُ ﻮل ِ ﴿ .5ﻟََﻘ ْﺪ َﻛﺎ َن ﻟَ ُﻜﻢ ِﰲ ر ُﺳ ِ ُﺳ َﻮةٌ َﺣ َﺴﻨَﺔٌ ﻟِ َﻤ ْﻦ َﻛﺎ َن ﻳَـ ْﺮ ُﺟﻮ اﷲَ ) ﴾...اﻷﺣﺰاب (21 اﷲ أ ْ ْ َ ﺐ َو َﻋ َﺬ ٍ ﺼٍ ﲏ اﻟ ﱠ اب ﴾ )ص (41 ﺎدى َرﺑﱠﻪُ أ ﱢ َﱐ َﻣ ﱠ ﻮب إِ ْذ ﻧَ َ ﺸ ْﻴﻄَﺎ ُن ﺑِﻨُ ْ َ ﴿ .6واذْ ُﻛ ْﺮ َﻋ ْﺒ َﺪﻧَﺎ أَﻳﱡ َ ﺴِ َ ِ ِ آﻣ َﻦ ِﻣ ْﻨـ ُﻬ ْﻢ ﺑِﺎﻟﻠﱠ ِﻪ َواﻟْﻴَـ ْﻮِم ْاﻵ ِﺧ ِﺮ ﴾ )اﻟﺒﻘﺮة (126 َ ﴿ .7و ْارُز ْق أ َْﻫﻠَﻪُ ﻣ َﻦ اﻟﺜ َﱠﻤ َﺮات َﻣ ْﻦ َ ﱠِ ِ ِ ﺖ َﻋﻠَْﻴ ِﻬ ْﻢ ﴾ )اﻟﻔﺎﲢﺔ (7-6 ﺼ َﺮا َ ْ ﴿ .8اﻫ ِﺪﻧَﺎ اﻟ ﱢ ﻳﻦ أَﻧْـ َﻌ ْﻤ َ ﻴﻢ ،ﺻ َﺮا َط اﻟﺬ َ ط اﻟ ُْﻤ ْﺴﺘَﻘ َ 12. Aşağıdaki ayet-i kerimelerde geçen bedelleri tespit ederek, örnekte olduğu gibi, çeşidini boşluklara yazınız. اﻟﺒﺪل ﺸ ْﻬ ِﺮ ا ْﳊَﺮ ِام ﻗِﺘَ ٍ ﻚ َﻋ ِﻦ اﻟ ﱠ ﺎل ﻓِ ِﻴﻪ ﴾ )اﻟﺒﻘﺮة (217 اﳌﺜﺎل ﴿ :ﻳَ ْﺴﺄَﻟُﻮﻧَ َ َ 186 ﻗِﺘَ ٍ ﺎل ﻧﻮﻋﻪ ﺑﺪل اﺷﺘﻤﺎل ﱠﺨ ُﺬ أَﺻﻨَﺎﻣﺎ ِ آزر أَﺗَـﺘ ِ ﺎل إِﺑـﺮ ِاﻫ ِ ِ ِ ِ آﳍَﺔً ﴾ )اﻷﻧﻌﺎم (74 ْ ً ﻴﻢ ﻷَﺑﻴﻪ َ َ َ ﴿ .1وإ ْذ ﻗَ َ ْ َ ُ ........ ........... ﻮح أَﻻَ ﺗَـﺘﱠـ ُﻘﻮ َن ﴾ )اﻟﺸﻌﺮاء (106 ﴿ .2إِ ْذ ﻗَ َ ﺎل َﳍُ ْﻢ أ ُ َﺧ ُ ﻮﻫ ْﻢ ﻧُ ٌ ........ .......... ........ .......... ........ ........... ﺖ ا ْﳊََﺮ َام ﻗِﻴَ ًﺎﻣﺎ ﻟِﻠﻨ ِ ﱠﺎس ﴾ )اﳌﺎﺋﺪة (97 َ ﴿ .3ﺟ َﻌ َﻞ اﻟﻠﱠﻪُ اﻟْ َﻜ ْﻌﺒَﺔَ اﻟْﺒَـ ْﻴ َ ﴿ .4إِ ﱠن ﻟِﻠ ِ ﲔ َﻣ َﻔ ًﺎزا َ ،ﺣ َﺪاﺋِ َﻖ َوأَ ْﻋﻨَﺎﺑًﺎ ﴾ )اﻟﻨﺒﺄ (32-31 ْﻤﺘﱠﻘ َ ُ ِ ﺺ ِﻣ ْﻨﻪُ ﻗَﻠِﻴﻼً ﴾ )اﳌُﱠﺰﱢﻣﻞ ........ (3-2 ﴿ .5ﻗُ ْﻢ اﻟﻠﱠْﻴ َﻞ إِﻻﱠ ﻗَﻠﻴﻼً ،ﻧِ ْ ﺼ َﻔﻪُ أ َْو اﻧْـ ُﻘ ْ ........... ........ ........... ........ ........... ........ ........... َ ﴿ .6وأَﻧﱠﻪُ َﺧﻠَ َﻖ اﻟﺰْﱠو َﺟ ْ ِ ﲔ اﻟ ﱠﺬَﻛ َﺮ َو ْاﻷُﻧْـﺜَﻰ ﴾ )اﻟﻨﺠﻢ (45 ﺎرو َن ﻧَﺒِﻴًّﺎ ﴾ )ﻣﺮﱘ (53 َ ﴿ .7وَو َﻫ ْﺒـﻨَﺎ ﻟَﻪُ ِﻣ ْﻦ َر ْﲪَﺘِﻨَﺎ أ َ َﺧﺎﻩُ َﻫ ُ ات اﻟْﻮﻗُ ِ َﺻﺤﺎب ْاﻷُ ْﺧ ُﺪ ِ ود ،اﻟﻨﱠﺎ ِر َذ ِ ِ ﻮد ﴾ )اﻟﱪوج (5-4 ﴿ .8ﻗُﺘ َﻞ أ ْ َ ُ َ ?13. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bedel vardır .Aأَ ْﻋ َﺠﺒَِﲏ ُﺧﻠُ ُﻖ اﻟ ﱠ ﺎب. ﺸ ﱢ ﻚ َِ ﲨ ِﻴﻌﻬﻢ. .Bاِ ْﻋ ِﻄ ْ ﻒ َﻋﻠَﻰ إِ ْﺧ َﻮﺗِ َ .Cﻳـﺜِْﲏ اﻟﻨﺎس ُﻛﻠﱡﻬﻢ ﻋﻠﻰ ِ اﻟﻌﺎﻣ ِﻞ اﳌُ ِﺠ ﱢﺪ. ُ ُ ﺎب أَ ْﻛﺜَـ َﺮﻩ. .Dﻗَـ َﺮ ُ أت اﻟﻜﺘَ َ ﺖ إﱃ اﻟﻮزﻳ ِﺮ ﻧَـ ْﻔ ِﺴﻪ. َ .Eﻛﺘَْﺒ ُ ?14. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bedel yoktur ِ ِ اﻟﺪار أَﺛَﺎﺛُﻬﺎ. .Aا ْﺣﺘَـ َﺮﻗَﺖ ُ اﳌﺘﺤﻒ. أﻛﺜﺮﻫﻢ .B دﺧﻞ اﻟ ﱡ َ ﺴﻴﱠ ُ ﺎح ُ َ ﻀﺖ ﺧﺪﳚﺔُ َﻋ ْﻴـﻨُﻬﺎ. َ .Cرﻓَ ْ .Dأَ ْﻋ َﺠﺒَ ِﲏ اﳌﺴﺘﺸﻔﻰ ﻧَﻈَﺎﻓَـﺘُﻪ. ﺎل اﳌﺪﻳﻨﺔَ َﺷ َﻮا ِر َﻋﻬﺎ. ﻒ اﻟﻌُ ﱠﻤ ُ .Eﻧَﻈﱠ َ 15. Aşağıdaki Arapça cümlenin en uygun Türkçe karşılığını tespit ediniz. "“Müminlerin emiri Ali (ra) ilmi, cesareti ve fesâhatiyle meşhur olmuştur. ِ ِ واﻟﺸﺠﺎﻋﺔ واﻟﻔﺼﺎﺣﺔ. ﻋﻠﻲ )ض( ﺑﺎﻟﻌﻠﻢ .Aا ْﺷﺘَﻬﺮ ﱞ ِ واﻟﺸﺠﺎﻋﺔ واﻟﻔﺼﺎﺣﺔ. .Bاِ ْﺷﺘَﻬﺮ أﻣﲑُ اﳌﺆﻣﻨﲔ ﻋﻤﺮ ﺑﺎﻟﻌﻠﻢ ِ واﻟﺸﺠﺎﻋﺔ ﻓﻘﻂ. ﻋﻠﻲ اِ ْﺷﺘَﻬﺮ ﺑﺎﻟﻌﻠﻢ .Cأﻣﲑُ اﳌﺆﻣﻨﲔ ﱞ ِ ِ واﻟﺸﺠﺎﻋﺔ واﻟﻔﺼﺎﺣﺔ. ﻋﻠﻲ ﺑﺎﻟﻌﻠﻢ .Dا ْﺷﺘَﻬﺮ أﻣﲑُ اﳌﺆﻣﻨﲔ ﱞ ِ ِ واﻟﺸﺠﺎﻋﺔ واﻟﻔﺼﺎﺣﺔ. ﺑﺎﻟﺜﻘﺎﻓﺔ ﻣﺸﻬﻮرا ﻋﻠﻲ ﻛﺎن .Eأﻣﲑُ اﳌﺆﻣﻨﲔ ﱞ ً 187 16. Aşağıdaki Arapça cümlenin en uygun Türkçe karşılığını tespit ediniz. ِ ﻃﺎﻟﺐ ﺑﻌ َﺪ ِ وﻓﺎة ﺟﺪﱢﻩ ِ اﻟﻨﱯ ﰲ ِ ِﻋﺒﺪ اﳌُﻄﱠﻠ ٍ ﺑﻴﺖ َﻋ ﱢﻤﻪ أﰊ .ﺐ ﺎش ﱡ َ َﻋ َ a. Hz. Peygamber (sav), dedesi Abdulmuttalib’in vefatından sonra amcası Ebû Tâlib’in evinde yaşadı. b. Hz. Peygamber (sav), dedesi Abdulmuttalib’in vefatından sonra amcası Ebû Tâlib’in yanında çalıştı. c. Peygamber Muhammed (sav) dedesinin vefatından sonra amcası Ebû Tâlib’in evinde yaşadı. d. Hz. Muhammed (sav) dedesi Abdulmuttalib’in vefatından sonra amcasının evinde yaşadı. e. Hz. Peygamber (sav), dedesi Abdulmuttalib’in vefatından sonra amcası Ebû Tâlib’in evinde yaşamayı sevdi. 17. Aşağıdaki cümleleri içinde bedel olacak şekilde Arapçaya çeviriniz. 1. Öğretmenin nasihati bana faydalı oldu. 2. Ağacın meyvelerini sattım. 3. Öğrencilerin yarısı gelmedi. 4. Yolun çoğunu yürüdüm. 5. Odanın kapısını açtım. 6. Kardeşin Ali’yi gördüm. 7. Çocuğun doğruluğu hoşuma gitti. 8. İstanbul’un müzelerini ziyaret ettim. 9. Şehrin kütüphaneleri hoşuma gitti. 10. Bakara sûresinin bir kısmını okudum. Kelimeler ve Deyimler ِ ِ Asil insanların oğlu : ﲔ َ اﺑْ ُﻦ اﻷَ ْﻛ َﺮﻣ Ev eşyası, mobilya : ﺚ ٌ َأَﺛ ٌ ُﺎث )ج( أُﺛ Övdü, methü senâ etti : أَﺛْـ َﲎ – ﻳُـﺜِْﲏ – إِﺛْـﻨَﺎءً ﻋﻠﻰ ِ ْ - اِ ْﺣﺘَـﺮ َق – َْﳛ َِﱰ ُق Yandı : ﱰاﻗًﺎ َ اﺣ َ ِ Sırtlamasına yardım etti, sırtına yükledi : ﻞ – إِ ْﲪَﻼً ﻋﻠﻰ ْأ ُ َﲪَ َﻞ – ُْﳛﻤ ِ َﺧ Hendek : ﺎدﻳ ُﺪ َ أُ ْﺧ ُﺪو ٌد )ج( أ ِ Köleleştirdi : ﺎدا ً َ ا ْﺳﺘِ ْﻌﺒ- اﺳﺘَـ ْﻌﺒَ َﺪ – ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻌﺒِ ُﺪ ْ 188 ِ Müslüman oldu : إﺳﻼَ ًﻣﺎ ْ - َﺳﻠَ َﻢ – ﻳُ ْﺴﻠ ُﻢ ْأ ِ Meşhur oldu : ﻬﺎرا ﺑِـ ً ا ْﺷﺘَـ َﻬ َﺮ ) اُ ْﺷﺘُ ِﻬ َﺮ ( – ﻳَ ْﺸﺘَ ِﻬ ُﺮ – ا ْﺷﺘ (Birini) isimlendirdi, (birine) … ismini verdi : أَﻃْﻠَ َﻖ – ﻳُﻄْﻠِ ُﻖ – إِﻃْﻼَﻗًﺎ ﻋﻠﻰ Yöneldi, döndü : اﻟْﺘِ َﻔﺎﺗًﺎ- ﺖ ُ ﺖ – ﻳَـﻠْﺘَ ِﻔ َ اﻟْﺘَـ َﻔ ِ ِ Ayırt edildi, üstün oldu : ﺎزا ﺑِـ ُ َا ْﻣﺘَ َﺎز – ﳝَْﺘ ً َﺎز – ا ْﻣﺘِﻴ ِ ُْﻀﻰ – ﳝ (Vakit) geçirdi, imzaladı, uyguladı : ﺎءا َ أ َْﻣ َ إِ ْﻣ- ﻀﻲ ًﻀ İnledi : أَﻧِﻴﻨًﺎ- أَ ﱠن – ﻳَﺌِ ﱡﻦ ﱠ ﱠ (Motor) durdu, bozuldu : ًﻞ – ﺗَـ َﻌﻄﱡﻼ ُ ﺗَـ َﻌﻄ َﻞ – ﻳَـﺘَـ َﻌﻄ Yaşım ilerledi : ﺴ ﱡﻦ ﺖ ِ َﰊ اﻟ ﱢ ْ ﱠﻣ َ ﺗَـ َﻘﺪ (Bir şeyden) faydalandı, tadına vardı : ﱡﻌﺎ ﺑِـ ً ﱠﻊ – ﲤََﺘـ ُ ﱠﻊ – ﻳَـﺘَ َﻤﺘ َ ﲤََﺘ Parçalandı : ﲤََﱡﺰﻗًﺎ- ﲤََﱠﺰ َق – ﻳَـﺘَ َﻤ ﱠﺰ ُق Yıkıldı, çöktü : ﱡﻣﺎ ُ ﱠم – ﻳَـﺘَـ َﻬﺪ َ ﺗَـ َﻬﺪ ً ﺗَـ َﻬﺪ- ﱠم Vefat etti : ﰱ َﺗُـ ُﻮ ﱢ (Bir mevkiyi, makamı) üstlendi : ﺗَـ َﻮﱠﱃ – ﻳَـﺘَـ َﻮﱠﱃ – ﺗَـ َﻮﻟﱢﻴًﺎ Arap yarımadası : اﳉﺰﻳﺮة اﻟﻌﺮﺑﻴﺔ ِ Sevketti, yaptırdı : ﻞ – ﲪَْﻼً ﻋﻠﻰ ُ َﲪَ َﻞ – َْﳛﻤ Hizmet verenler, hizmetçiler : َﺧ َﺪ ٌم Yoksun oldu, boş oldu : ُﺧﻠُ ًّﻮا- َﺧﻼَ – ﳜَْﻠُﻮ ِ ِدﻗﱠﺔُ اﻟ ﱢﺮ Rivâyetteki titizlik, hassaslık : واﻳﺔ ِ Un anbarı, deposu : اﻟﺪﻗﻴﻖ َد ُار İslam mesajı, daveti : ِر َﺳﺎﻟﺔ اﻹﺳﻼم Geçti, önüne geçti : َﺳ ْﺒـ ًﻘﺎ- ﺴﺒِ ُﻖ ْ ََﺳﺒَ َﻖ – ﻳ Parladı, ışıldadı : ﻮﻋﺎ ً ُ ُﺳﻄ،َﺳﻄَ َﻊ – ﻳَ ْﺴﻄَ ُﻊ – َﺳﻄ ًْﻌﺎ (Alnından) şiddetle tutup çekti : َﺳ ْﻔ ًﻌﺎ- ﺴ َﻔ ُﻊ ْ ََﺳ َﻔ َﻊ – ﻳ Gemi : َﺳ ِﻔﻴﻨَﺔٌ )ج( ُﺳ ُﻔ ٌﻦ Güç, kuvvet, otorite : ُﺴ ْﻠﻄَﺔ اﻟ ﱡ Eritilmiş yağ : ﲰَْ ٌﻦ )ج( ُﲰُﻮ ٌن Geceyi uykusuz geçirdi, uyuyamadı : َﺳ َﻬ ًﺮا- ﺴ َﻬ ُﺮ ْ ََﺳ ِﻬ َﺮ – ﻳ ِ ِ Yarıştı : ًﺴﺎﺑَـ َﻘﺔ َ ُﻣ،َﺳﺎﺑَ َﻖ – ﻳُ َﺴﺎﺑ ُﻖ – ﺳﺒَﺎﻗًﺎ Hüküm sürdü : ﺎد ًة َ َ ِﺳﻴ،ﻮد – ُﺳ ْﺆ َد ًدا ُ ﺴ َ َﺳ ُ َﺎد – ﻳ Kırbaç : ط ٌ ِﺳﻴَﺎ، ط ٌ َﺳ َﻮا ٌ َﺳ ْﻮ ْ ط ) ج( أ Yüksek, yüce, ulu : ٌَﺳ ٍﺎم )ج( ُﲰَﺎة 189 Yelken : أَ ْﺷ ِﺮ َﻋﺔ،ٌِﺷ َﺮاعٌ )ج( ُﺷ ُﺮع Çığlık attı, bağırdı : ﺻ ِﺮﳜًﺎ ً ﺻ َﺮ ُ ﺼ ُﺮ ْ َﺻ َﺮ َخ – ﻳ َ ،اﺧﺎ ُ –خ َ ِ Değerli vasıflar, üstün özellikler : ﻔﺎت اﻟ َﻜ َﺮِم ُ ﺻ ِ ﺻ ِﻬﻴﻞ اﳊِﺼ At kişnemesi : ﺎن َ ُ َ ِ Müşrik esirler içerisinde : ﻛﲔ َ َﺳ َﺮى اﳌﺸﺮ ْ ﺿ ْﻤ َﻦ أ ِ Hoş oldu, memnun edici oldu : ِﻃﻴﺒَﺔ،ﻴﺐ – ِﻃﻴﺒًﺎ َ َﻃ ُ ﺎب – ﻳَﻄ Taht : وش ٌ ش )ج( ﻋُ ُﺮ ٌ َﻋ ْﺮ (Ağaç vb.ni) dikti : ﻏَ ْﺮ َﺳﺎ- س ُ س – ﻳَـﻐْ ِﺮ َ ﻏَ َﺮ İhtişam, haşmetli görünüş : ٌﺎﻣﺔ َ ﻓَ َﺨ Tahsis etti, ayırdı : ﺿﺎ ﻟِـ ً ض – ﻓَـ ْﺮ ُ ض – ﻳَـ ْﻔ ِﺮ َ ﻓَـ َﺮ Saray : ﻮر ْ َﻗ ُ ُﺼ ٌﺮ )ج( ﻗ ٌﺼ (Meyve) kopardı, topladı : ﻗُﻄُﻮﻓًﺎ،ﻒ – ﻗَﻄْ ًﻔﺎ ُ ﻒ – ﻳَـ ْﻘ ِﻄ َ َﻗَﻄ Elbise yeni : ﺎم ٌ ُﻛ ﱞﻢ )ج( أَ ْﻛ َﻤ Parladı, ışıldadı : َﻤ َﻌﺎﻧًﺎ َ ﻟ،ﻟ ََﻤ َﻊ – ﻳَـﻠ َْﻤ ُﻊ – ﻟ َْﻤ ًﻌﺎ ِ ﻣﺒ َﺪأُ )ج( ﻣﺒ Prensip, ilke : ئ ُ ﺎد َْ ََ ِ ﻣﺮِﺟﻊ )ج( ﻣﺮ (Bilimsel) kaynak : اﺟ ُﻊ ٌ َْ ََ ِ َﻣﻈْﻬﺮ )ج( ﻣﻈ Görüntü, dış görünüş : ﺎﻫ ُﺮ َ ٌَ َ Hemşire : ﺎت ٌ ﺿ َ ﺿﺔٌ )ج( ﳑَُﱢﺮ َ ﳑَُﱢﺮ Ömer sizi nereden bilecek? :َﻣﺎ ﻳُ ْﺪ ِري ﻋُ َﻤ َﺮ ﺑِ ُﻜ ْﻢ ِ َﻧ ٍ ﺎﺻﻴَﺔٌ )ج( ﻧَـ َﻮ Alın, perçem : اص İp vb. bağ : اﻟﻮﺛَﺎ ُق َ Özet Bedel kavramını tanımak. Bedel, öncesinde geçen kelimenin irâbına tâbi olan lafızdır. Önceki isim merfû ise bedel olan kelime de merfû, mansûbsa mansûb ve mecrûrsa mecrûr olur Bedeldeki amaç, öncesindeki kelimenin manasını açıklamak ve onu pekiştirmektir. Bedelli bir ifadede asıl maksat bedel olan kelime olup, öncesindeki kelime ona bir hazırlık olarak gelmiştir. Mübdelün minh ve bedeli tespit edebilmek. Bedelin iki temel ögesi bulunmaktadır: Mübdelün minh ve bedel. 1. Mübdelün minh: Bedelden önce gelen isim olup, bedel bu isme tâbi olur. 2. Bedel: Mübdelün minhden sonra gelen ve ona tâbi olan lafızdır. 190 ِ ﻮك ﻋﺒ ُﺪ .اﷲ إﱃ اﳌﺴﺠﺪ َ َﺧ ُﺐأ َ َذ َﻫKardeşin Abdullah camiye gitti. ِ ﻋﺒ ُﺪlafzı da onun bedelidir. Yukarıdaki cümlede ﻮك َ َﺧ ُ أlafzı mübdelün minh, اﷲ Bedel, dâima mübdelün minhden sonra gelir. Bedel çeşitlerini birbirinden ayırt edebilmek. Bedel ile mübdelün minh arasındaki bütün-parça ilişkisi dikkate alınarak bedel dörde ayrılmıştır. 1. Bedelü’l-kül mine’l-kül (bedel-i mutâbık) Bedel ile mübdelün minhin aynı şey ise bu tür bedele bedel-i kül veya bedeli mutâbık denir. ِ .اﻟﻔﺎﲢﺔ َﺟﺎر َك أﲪ ُﺪ ُﺳﻮرة ُ َ ﻗَـ َﺮأKomşun Ahmet Fâtiha sûresini okudu. Bu örnekte komşu ile Ahmet aynı kişi olduğu için burada bedel-i kül vardır. 2. Bedelü’l-ba‘z mine’l-kül Bedel, eğer mübdelün minhin bir parçası ise buna bedel-i ba‘z denir. .ﺼ َﻔﻬﺎ ُ َﻛﺘَْﺒMektubun yarısını yazdım. ْ ِﺖ اﻟﺮﺳﺎﻟﺔَ ﻧ Bu örnekte ise bedel olan ﺼ َﻔﻪ ْ ِ ﻧlafzı, َ اﻟﺮﺳﺎﻟﺔkelimesinin bir parçasını oluşturduğu için burada bedel-i ba‘z bulunmaktadır. 3. Bedelü’l-iştimâl Bedel, mübdelün minhin bir parçası değil de ona ait bir özellik ise buna da bedel-i iştimâl denir. .اﻹﻣﺎم ﺗِﻼَ َوﺗُﻪ أَ ْﻋ َﺠﺒَِﲏİmamın tilâveti (okuyuşu) hoşuma gitti. ُ Burada ise bedel, mübdelün minhe ait birer özellik olup, onun bir parçası değildir. Bu sebeple burada bedel-i iştimâl bulunmaktadır. 4. Bedel-i mübâyin. Bir sözde unutma, hata vb. bir sebepten dolayı bir kelimenin peşinden asıl kastedilen kelimenin kullanıldığı bedel türüdür. Yazı dilinde değil de konuşma dilinde görülür. .اﻟﻄﺒﻴﺐ اﳌﻬﻨﺪس ﻀ َﺮ َ َﺣMühendis geldi, mühendis demişim doktor. ُ ُ Yukarıdaki üç örnekte ise bedel, mübdelün minhin ne tamamı, ne onun bir parçası ne de ona ait bir özelliktir. Sadece yapılan yanlışı düzeltmek amacıyla gelmiştir. Bedel ile manevî tekit arasındaki farkı görebilmek. Bedel-i ba‘z ile bedel-i iştimâlde matbûuna ait bir zamir bulunduğu gibi, manevî tekitte de matbûuna ait bir zamir bulunur. Aradaki fark ise şudur : Bedelde, bedel olan kelime asıldır ve bizzat maksattır. Tekitte ise tekit edatı asıl maksat değil, matbûunun manasını pekiştimek amacıyla gelmektedir. 191 ) Kitabın tamamını okudum. ( Tekitﻗَـﺮأ ُ ِ ﺎب ُﻛﻠﱠﻪُ. ْت اﻟﻜﺘَ َ َ ) Kitabın çoğunu okudum. ( Bedelﻗَـﺮأ ُ ِ ﺎب أَ ْﻛﺜَـ َﺮﻩُ. ْت اﻟﻜﺘَ َ َ ) Kitabın yarısını okudum. ( Bedelﻗَـﺮأ ُ ِ ﺼ َﻔﻪ. ﺎب ﻧِ ْ ْت اﻟﻜﺘَ َ َ Kendimizi Sınayalım ?1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bedel- kül vardır ِ ِ ﺑﻦ أﰊ ﻃﺎ ٍ اﺷﺪﻳﻦa. . اﳋﻠﻴﻔﺔُ ﱡ ﻟﺐ ﻫﻮ آﺧ ُﺮ اﳋﻠﻔﺎء اﻟﺮ َ ﻋﻠﻲ ُ ِ ِ اﳌﺪﻳﻨﺔ ْﺖ ﰲ ﺷﻮارﻋﻬﺎ وأﺳﻮاﻗِﻬﺎb. . َﲡَﱠﻮﻟ ُ اﳉﺎر أﻣﺎﻧﺘُﻪc. . أﻋﺠﺒﲏ ُ اﻟﻠﻴﻞ ُﻣ ْﻌﻈَ َﻤﻬﺎd. . َﺳ ِﻬ ْﺮ ُ ت َ أت اﻟﺮواﻳﺔَ ﺛُـﻠُﺜَﻬﺎ ﰲ ٍ ﻟﻴﻠﺔe. . ﻗﺮ ُ َ ?2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bedel-i ba‘z vardır َﺳ ﱠﺮِﱐ اﻟﺸﺎرعُ ﻧﻈﺎﻓﺘُﻪa. . ِ ُ ِ ِ ﻆ ﺻﺒﺎحb. . ﲔ ُﻛ ﱠﻞ ٍ ﻳُﻮﻗِ ُ ﻴﻊ اﻟ َﻔﻼﱠﺣ َ اﻟﺪﻳﻚ ﺻﻴَ ُ ﺎﺣﻪ َﲨ َ ﻒ ِ ﺻ ْﺪﻗُﻪ وأﻣﺎﻧﺘُﻪc. . ﻳُـ ْﻌ ِﺠﺒُﲏ ﻫﺬا اﳌﻮﻇﱠ ُ أول َﻣﻦ آﻣﻦ ﺑِﺎﻟﺮﺳﻮل ِﻣ َﻦ اﻟﺮﺟﺎلd. . ﻛﺎن اﻟﺼﺤﺎﰊ أﺑﻮ ﺑﻜ ٍﺮ ُ وﻫ َﻮا ُؤﻫﺎe. . أَ ْﻋ َﺠﺒَْﺘ ِﲏ اﻟﻐﺎﺑﺔُ أﺷﺠﺎرﻫﺎ َ ُ ?3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bedel-i iştimâl vardır ُﻫ ِﺪ َم اﻟﺒﻨَﺎءُ ﻧﺼ ُﻔﻬﺎa. . ﻚ أﲪ ُﺪb. . ﳒﺢ اﺑﻨُ َ َد ُ ﺎc. . أَ ْﻋ َﺠﺒَْﺘ ِﲏ اﻟﻄﺎﻟﺒﺔُ أ َ ﺎف ﺧﺎﻟ ٌﺪ ﺻﺪﻳ َﻘﻪ َﲨَﺎﻻًd. . أَ َﺧ َ ﺎع اﳊﻘﻞ ﺛُـﻠُﺜَﻬﺎe. . ﺑَ َ اﻟﺮﺟﻞ َ ُ ?4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bedel-i mübâyin yoktur ﺣﻀﺮ اﳌﺪرس اﻟﺘﻠﻤﻴ ُﺬa. . ُ اﻟﻘﻠﻢ اﻟﻜﺘﺎبb. . ُ َ أﺧﺬت َ ﺿﻰc. . اﻟﻄﺒﻴﺐ أﲪ ُﺪ اﳌَْﺮ َ ﻋﺎ َﰿَ ُ اﳌﺎءd. . ﺑﺖ ﺷﺮ ُ اﻟﺸﺎي َ َ ﺴ ْﻴـﻨًﺎe. . أﻳﺖ ر ُ ً ﳏﻤﻮدا ُﺣ َ ?5. Aşağıda cümlelerin hangisinde bedel yoktur ﺑﺎﻟﻮْر َدةِ رأﺋﺤﺘِﻬﺎa. . أُ ْﻋ ِﺠ ْﺒ ُ ﺖ َ ﱠ ﺴﻬﻢ ﻋﻠﻰ اﳌﻮاﻃﻨﲔb. . َﺳﻠ َﻢ اﻟﻮزراءُ أﻧ ُﻔ ُ ﺖ ﺑِ ِ ﺎﻟﻜﺘﺎب ِﻏﻼَﻓِﻪc. . أُ ْﻋ ِﺠ ْﺒ ُ 192 d. .اﳌﺎل أَ ْﻛﺜَـ َﺮﻩ َ ْﺖ ُ ﺻ َﺮﻓ َ ِ e. .ﻋﻠﻲ ﱠﺤ ِﻮ ﻫﻮ اﻹﻣﺎم ﱞ ْ واﺿ ُﻊ اﻟﻨ ُ Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. a Yanıtınız doğru değilse, “Bedel-i Kül” okuyunuz. konusunu yeniden 2. e Yanıtınız doğru değilse, “Bedel-i Ba‘z” okuyunuz. konusunu yeniden 3. c Yanıtınız doğru değilse, “Bedel-i İştimâl” okuyunuz. konusunu yeniden 4. c Yanıtınız farklıysa “Bedel-i Mübâyin” okuyunuz. konusunu yeniden 5. b Yanıtınız doğru değilse “Bedel” konusunu yeniden okuyunuz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 ِ َﺖ .ُﻚ ﻓﺎﻃﻤﺔ ْ َﺳﺄَﻟArkadaşın Fatma seni sordu َ ُﻋﻨﻚ ﺻﺪﻳﻘﺘ .ُت أُ ﱡم ﺧﺎﻟِ ٍﺪ ُﲰَﻴﱠﺔ ْ ﺎء َ َﺟHalit’in annesi Sümeyye geldi. .ت ِﲜَﺎ ِر َك ﻛﺮ ٍﱘ ُ َﻣ َﺮْرKomşun Kerim‘e uğradım. ِ .اﺷﺪﻳﻦ ُ ِاﳋﻠﻴﻔﺔُ ﻋﺜﻤﺎ ُن ﺛَﺎﻟ Halife Osman (ra) râşid halifelerin َ ﺚ اﳋُﻠَ َﻔﺎء اﻟﺮ üçüncüsüdür. Sıra Sizde 2 .ﺼ َﻔﻪ ُ َﻣ َﺸ ْﻴYolun yarısını yürüdüm. َ ﺖ اﻟﻄﺮ ْ ِﻳﻖ ﻧ ِ .اﳌﺴﺠﺪ ﻓِﻨَﺎﺋِﻪ ﺖﰲ ُ ﺻﻠﱠْﻴ َ Caminin avlusunda namaz kıldım. . ﻇَ َﻬ َﺮ اﻟ َﻘ َﻤ ُﺮ ُﻣ ْﻌﻈَ ُﻤﻪAyın çoğu göründü. . أَ ْﻋ َﺠﺒَْﺘ ِﲏ اﻟﻐﺮﻓﺔُ أَﺛَﺎﺛُﻬﺎOdanın eşyası hoşuma gitti. Sıra Sizde 3 .ﻮك ﻗِ َﺮاءﺗُﻪ َ َﺧ ُ أَ ْﻋ َﺠﺒَ ِﲏ أKardeşinin okuyuşunu beğendim. .اﻟﻄﻔﻞ ﺑُ َﻜﺎ ُؤﻩ أَ ْز َﻋ َﺠﻬﻢÇocuğun ağlaması onları rahatsız etti. ُ . أَ ْﻋ َﺠﺒَ ِﲏ اﻷﺳﺘﺎذُ ﺛَـ ْﻮﺑُﻪHocanın elbisesini beğendim. .اﻟﺸﺎب ﺛَـ َﻘﺎﻓَـﺘُﻪ أَ ْﻋ َﺠﺒَ ِﲏGencin kültürü hoşuma gitti. ﱡ 193 Yararlanılan Kaynaklar Abdüllatîf, M. Hamâse – Ömer, Ahmed Muhtâr – Zehrân, Mustafa enNehhâs (1997). En-Nahvü’l-Esâsî, Kahire. Çörtü, M. Meral (1998). Arapça Dilbilgisi Nahiv, İstanbul. Güler İ. - Günday, H. Şahin, Ş., (2001). Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), İstanbul. Korkmaz, Zeynep (1992). Gramer Terimleri Sözlüğü, Ankara. Er-Râcihî, Abduh (1992). Fi’t-Tatbîki’n-Nahvî ve’s-Sarfî, İskenderiye. Sînî, Mahmud İsmail, es-Seyyid, İbrahim Yusuf, eş-Şeyh, Muhammed erRifai (ts.). el-Kavâidü’l-Arabiyyetü’l-Müyessera, İstanbul. Uralgirary, Yusuf (1986). İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad. 194 195 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; • Taaccüp üslubunu tanımlayabilecek, • Doğrudan taaccüp kalıplarını tanıyıp unsurlarını tespit edebilecek, • Dolaylı taaccüp kalıplarını ve unsurlarını tespit edebilecek, • Taaccüp anlamı yüklenen deyimsel ifadeleri tanımlayabileceksiniz. Anahtar Kavramlar • Taaccüp • Doğrudan taaccüp • Dolaylı taaccüp • Müteaccebün minh • Mutasarrıf fiil • Tâm fiil Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; • Metni öncelikle üç defa okuyun, anlamadığınız kelimeleri tespit edin ve ‘kelimeler ve deyimler’ kısmına başvurunuz. Yine de anlamını bilmediğiniz kelimeler olursa bir Arapça-Türkçe sözlüğe müracaat ediniz. • İsmail Güler, Hüseyin Günday, Şener Şahin, Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), adlı kitaptan ‘Taaccüp’ konusunu okuyunuz. 196 Taaccüp Üslûbu أُﺳـﻠُﻮب اﻟـﺘﱠ َـﻌـ ﱡﺠـﺐ GİRİŞ Her dilde ses ve anlam arasında bir ilişkiden söz edilebileceği gibi, sesin bir uzantısı hükmünde olan ve ona eşlik eden beden dili ile anlam arasında da önemli bir ilişkiden bahsedilebilir. Zira insan aktarmak istediği anlamı hem ses hem de beden dili ile desteklemeye çalışır. Mutlu ve sevinçli bir insanın dışarıya yansıyan ses ve beden dilinde gözlemlediğimiz durum bunun açık kanıtlarından biridir. Sözlü anlatımı yazılı anlatımdan etkili kılan şey de budur zaten. İnsanoğlu, herhangi bir şeye karşı beğeni ya da takdir, hayret ya da şaşkınlık gibi durumları ortaya koyarken de ses tonu ve yüz ifadeleri çok belirgin bir şekilde içinde bulunduğu hali yansıtır. Beklenmedik bir durum karşısında ortaya koyulan bir tepki sadedinde gerçekleşen beğeni ya da takdir, hayret ya da şaşkınlık ifadeleri, genellikle kısa kalıplar halinde dile getirilir. Türkçe’de “Aman Allahım! Bu ne! Ne kadar güzel! Ne harika! Ne de hoş! İşte bee! Ne çirkin! Ne rezalet!” gibi kısa ve daha çok beden diline dayanan vurgulu cümlelerle aktarılan bu tür ifadelerin Arapça’da da benzer şekilde ortaya konduğu görülür. Dil öğretiminde bu tür kalıpsal ifadelerin tanınması, gramatik hükümlerinin bilinip doğru bir şekilde okunması ve pratiğe aktarılması önemli bir husustur. İşte bu ünitede Arapça’da önemli kalıp ifadelerini bünyesinde barındıran taaccüp (beğeni, takdir, hayret, şaşkınlık… ifadeleri) konusu işlenecektir. ِ ِ Konu temelde, iki kalıp çerçevesinde ele alınacaktır: ُْﻌﻠَﻪ َ ﻣﺎ أَﻓـve أَﻓْﻌﻞ ﺑِﻪ. Bu iki kalıp, Arapça’da kurallı/kıyâsi yolla elde edilir. Bunların yanında hayret ve şaşkınlığı ifade etmek üzere Arapça’da yaygın kullanılan daha başka kalıplar da vardır. Konuya ilişkin ayrıntılı uygulamalar öncelikle okuma parçasında, daha sonra onu takip eden alıştırmalarla dilbilgisine yönelik anlatımda verilecektir. Konu ile ilgili ön bilgi almak için www.schoolarabia.net adreslerine de başvurabilirsiniz. 197 OKUMA PARÇASI ِ وﺳﺎﺋِﻞ اﻟﻨﱠـ ْﻘﻞ ِ وﺣ ِﺪﻳﺜﺎً واﻻﺗ َ ﱢﺼﺎل ﻗَﺪﻳـﻤﺎً َ َ ُ َﺣ َﺴ َﻦ أ ْن ﻣﺎ ْ ﱢﻌ َﻢ اﻟﱵ أﻧْـ َﻌﻤﻬﺎ اﷲُ َﻋﻠَﻴﻨﺎ! ُﰒّ ﻣﺎ أ ْ ﱠﺮﻩُ اﷲُ ﻟﻨﺎ! وﻣﺎ أَﻛﺜَـ َﺮ اﻟﻨـ َ أﲨَ َﻞ اﻟﻌﺎ َﱂَ اﻟﺬي َﺳﺨ َ ِ ِ ﱢﻌﻢ! ﻳَﺴﺘَﻔﻴ َﺪ اﻹﻧﺴﺎ ُن ﻣﻦ ُﻛ ّﻞ ﻫﺬﻩ اﻟﻨـ َ اﷲ ﻻ ُﲢْﺼﻰ وﻻ ﺗُـﻌ ﱡﺪ! ِ وﻣﻦ أَ ْﻛ ِﱪ اﻟﻨـﱢﻌﻢ ،أ ْن أﺻﺒﺢ ُﻛ ﱠﻞ◌ﻧﺎ -اﻟﻴﻮم -ﻳ ِ ﺣﻘﺎًّ ،إ ﱠن ﻧِﻌﻢ ِ ﺴﺘﻄﻴﻊ َ َ َ َ َ َ َ ُ ََ ِ ِ ِ اﻟﻮاﺳ ُﻊ اﻟﺬي ﻳَﺒﻠُﻎ َﻋ َﺪ ُد ﺻ َ ﻜﻞ ُﺳ ُﻬﻮﻟَﺔ .ﻷ ّن اﻟﻌﺎ َﱂ أﺻﺒَﺢ ،ﻗَﺮﻳﺔً َ اﻟﻮ ُ ﺻﻐﲑة .ﻧَـ َﻌﻢَ ،ﻋﺎﻟ ُ َﻤﻨﺎ َ ُ ﻮل إﻟﻴﻬﺎ ﺑ ّ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ٍ ِ ﱠ ﲑة اﻟﺼﻐ ﻳﺔ ﺮ اﻟﻘ ﻛﺤﻴﺎة ة ﻴﺎ ﺣ ﺎز أﺻﺒَﺢ ﻠﻔ ﺘ ﺎﻟ ﻓ . ﻴﺶ ﻌ ﻳ ﺢ أﺻﺒ ، ﺴﺎن ﻧ إ ات ر ْﻴﺎ ﻠ ﻣ ﱠﺔ ﺘ ﺳ ﻦ ﻣ ﺮ ـ ﺜ ﻛ أ ﺎﻧﻪ ﻜ ُﺳ ﱢ َ ً ْ ُ َ َ ْ ََ ﻮل اﻟ ُﻜﺮة اﻷر ِ ﺖ ُوﻗُﻮﻋﻪ .اﻟﻌﺎﺋﻠﺔ اﻟﱵ َﲡﻠِﺲ ﰲ ﺼﻮت واﻟ ﱡ ﺿﻴّﺔ ﺑِﺎﻟ ﱠ ﺼﻮرة َوﻗْ َ ﻳَﻨ ُﻘﻞ ﻟﻨﺎ ُﻛ ﱠﻞ ﻣﺎ َﳚ ِﺮي َﺣ َ َ ْ ﺑﻴﺘِﻬﺎ ﰲ إﺳﺘﺎﻧﺒﻮل ﻣﺜَﻼً ،ﺗﺴﺘﻄﻴﻊ أن ﺗُ ِ ﺸﺎﻫﺪ اﺣﺘِﻔﺎﻻً وﻃَﻨِﻴّﺎً ﰲ ﺑﺎَ ِرﻳﺲ ﰲ ﻧَـ ْﻔﺲ اﻟﻮ ِ ﻗﺖ اﻟﺬي َْﳚ ِﺮي ﻓﻴﻪ َ َ َ َ َ ِ ِ ِ ِ ِ ِ اﻻﺣﺘ ُ ُﺧﺮى ﻓَـﺘَـ ْﻘﻀﻲ َﻋ َﻤﻼً ُﻣ ِﻬﻤﺎًّ ُﰒّ ﻔﺎل .ﻛﺬﻟﻚ ﺗَﺴﺘَﻄﻴﻊ ﺑﺎﻟﻄﺎﺋﺮة أ ْن َﲣ ُﺮج ﻣﻦ ﺑﻴﺘﻚ ﺻﺒﺎﺣﺎً إﱃ ﻗﺎ ﱠرة أ َ ِ ِ ﺴﺎء أو ﰲ اﻟﻴﻮم اﻟﺘ ِ ﱠﺎﱄ .ﻳﺎ ﳍَﺎ ِﻣﻦ ﻧِ ْﻌ َﻤﺔ! وأَ ْﻋ ِﻈ ْﻢ ﺑِ ِﻪ ِﻣﻦ إِﻣﻜﺎن! ﺗَﺮﺟﻊ إﱃ ﺑَﻴﺘﻚ َﻣ ً ﻛﻴﻒ ﺻﺎر ذﻟﻚ؟! ُﻫﻨﺎك ﺳﺒ ِ وﺳﺎﺋﻞ اﻟﻨ ِ ﱠﻘﻞ اﳊَ ِﺪﻳﺜﺔ ،وﺛﺎﻧِﻴ ِﻬﻤﺎ َوﺳﺎﺋِ ُﻞ اﻻﺗﱢﺼﺎل ﺒﺎن ،أ ﱠوﳍُﻤﺎ ََ ُ اﳊَ ِﺪﻳﺜﺔ. ِ ِ ِ ﺎﺋﻞ اﻟﻨ ِ اﻟﻨﺎس ﻳُﺴﺎﻓِﺮون َﻣ ْﺸﻴﺎً ﻋﻠﻰ اﻷَﻗْﺪام، اﻟﻌ ُ ﱠﻘﻞ ﰲ ُ ﺼﻮر اﻟ َﻘﺪﳝﺔ ﺑَﻄﻴﺌَﺔً ﺟ ّﺪاً ،وﻛﺎن ُ ﻛﺎﻧﺖ َو َﺳ ُ ِ ﺴﺘﻌﻤﻠﻮن اﳊﻴ ِ ﺣﺎﻣﻠِﲔ ﺣﺎﺟﺎ ِ ﻢ ﻋﻠﻰ ﻇُ ُﻬﻮرﻫﻢ أو رؤوﺳﻬﻢ .ﰒ ﺑﺪأ اﻟﻨﺎس ﻳ ِ ﻮاﻧﺎت ،ﻛﺎﳉِﻤﺎل واﻟﺒِﻐﺎل ََ ُ َ ُ ٍ ﺑﺎت ِ ﺻﻐﲑًة ،ﳍﺎ أرﺑﻊ َﻋﺠ ٍ ﱠة ،ﺻﻨَﻊ اﻹﻧﺴﺎ ُن َﻋﺮ ٍ ﻼت ،ﺗَ ِﺴﲑ ُدو َن واﳊَﻤﲑ ﰲ ﻧَـ ْﻘﻞ ﺣﺎﺟﺎ ﻢ .ﺑَـ ْﻌ َﺪ ُﻣﺪ َ ُ َ َ ﺸﺮ ِ ِ ُﳏَ ﱢﺮكُ .ﰒ ِ ﺐ اﻟ ﱢ اﻋﻴﱠﺔ اﻟﱵ ﺗَ ِﺴﲑ ﻋﻠﻰ اﳌﺎء ﰲ اﻟﺒَ ْﺤﺮ واﻟﻨَـ ْﻬﺮ . ُ ﺻﻨ َﻌﺖ ﺑَﻌ َﺪ ذﻟﻚ اﳌَﺮاﻛ ُ ﺻﻨَﻊ اﻹﻧﺴﺎ ُن ﰲ اﻟﻌﺼﺮ اﳊ ِﺪﻳﺚ ﻣﺮَﻛ ٍ ت َﻛﺜِﲑٌ ِﻣﻦ َوﺳﺎﺋِﻞ ﺒﺎت ﺗَـ ْﻌ َﻤﻞ ﺑﺎﻟ ُـﻤ َﺤ ﱢﺮﻛﺎت .ﺑَـ ْﻌ َﺪ ذﻟﻚ ﻇَ َﻬ َﺮ ْ َ َ َ َْ ِ ِ ِ ِ ِ اﻟﻮﺳﺎﺋ ُﻞ اﻟﻌﺎ َﱂَ ﻗَﺮﻳَﺔً ﺴﻴﱠﺎرات واﻟﻘﻄﺎرات واﻟ ﱡ ﺜﻞ اﻟ ﱠ ﺴ ُﻔﻦ واﻟﻄﺎﺋﺮاتَ .ﺟ َﻌﻠَﺖ ﻫﺬﻩ َ اﻟﻨﱠـ ْﻘﻞ اﳊﺪﻳﺜﺔ ،ﻣ ُ ﺻﻐﲑة .إذ أَﺻﺒَﺢ 198 اﻹﻧﺴﺎ ُن ﻳـ ْﻨﺘ ِﻘﻞ ِﻣﻦ ﺑـﻠَﺪ إﱃ ﺑـﻠَﺪ آ َﺧﺮ ِ ، ٍ وﻣﻦ ﻗﺎَ ﱠرٍة إﱃ ﻗﺎ ﱠرة أُ ْﺧ َﺮى ﰲ ﺳﺎﻋﺎت ُﻣ ْﻌ ُﺪ َ ََ َ َ ودة .ﻫﺬا َﺷ ْﻲءٌ ِ ِ ِ ٍ ﱠ ﱂ ﻳَ ُﻜﻦ ﰲ اﳌﺎﺿﻲ ،ﺣﻴﺚ ﻛﺎن اﻹﻧﺴﺎ ُن َﳛﺘﺎج إﱃ أَﻳﺎم و ُﺷ ُﻬﻮر ﻟﻴ ْﻨﺘَﻘ َﻞ ﻣﻦ َﻣﺪﻳﻨﺔ إﱃ أﺧﺮى. ﺼ ُﺤ ِ ﻒ ﺻﻐﲑة ،ﻓﻬﻮ ﻣﺜﻞ اﻟ ﱡ أﻣﺎّ اﻟﺴﺒﺐ اﻟﺜّ ِﺎﱐ اﻟﺬي َﺟ َﻌﻞ اﻟﻌﺎ َﱂَ ﻗَﺮﻳﺔً َ ُ وﺳﺎﺋﻞ اﻻﺗﱢﺼﺎل اﳊﺪﻳﺜﺔُ ، ُ واﳍﺎَﺗِﻒ واﻹذاﻋﺔ واﻟﺘﱢـﻠْﻔﺎز واﳊﺎَ ُﺳﻮب واﻟ ﱠ ﺖ( اﻟﱴ ﺟﻌﻠَﺖ اﻹﻧﺴﺎ َن ﻳَﻌ ِﺮف ُﻛ ﱠﻞ ﱠوﻟِﻴﱠﺔ )ا ِﻹﻧْـﺘَـ ْﺮﻧِ ْ ﺸﺒَ َﻜﺔ اﻟﺪ ْ ﻣﺎ َﳛ ُﺪث ﰲ ﲨﻴﻊ ﺑِﻼد اﻟﻌﺎﱂ ،ﱠأوﻻً ﺑِﺄ َّول ،ﺑﻴﻨَﻤﺎ ﻛﺎﻧﺖ وﺳﺎﺋﻞ اﻻﺗ ِ ﺼﻮر اﻟ َﻘ ِﺪﳝﺔ ﺑَ ِﻄﻴﺌَﺔً ِﺟﺪاً. ﱢﺼﺎل ﰲ اﻟﻌُ ُ ُ ِ ِ ﺼﻮت ،أو ﻋﻦ ﻃﺮﻳﻖ اﳊﻤﺎم اﻟ ﱠﺰ ِ اﺟ ِﻞ ،أو ﻋﻦ ﺒﺎر واﳌﻌﻠﻮﻣﺎت ﻋﻦ ﻃﺮﻳﻖ اﻟ ﱠ إذ ﻛﺎن اﻹﻧْﺴﺎ ُن ﻳُﺮﺳﻞ اﻷَ ْﺧ َ ََ ِ ﺼﻞ إﱃ أَﻫﻠِﻬﺎ ﺑﻌ َﺪ ﻣ ّﺪ ٍة ﻃَ ِﻮﻳﻠَﺔ ،وﻗﺪ ﻻ ﺗَ ِ ﻃﺮ ٍﻳﻖ آ َﺧﺮ .ﻟﺬﻟﻚ ﻛﺎﻧﺖ اﻷﺧﺒﺎر ﺗَ ِ َﺣﻴﺎَن. ﺼﻞ ﰲ َﻛﺜِ ٍﲑ ﻣﻦ اﻷ ْ َ ُ ُ َ ِ ِ ِ ِ ِ َﺻﺒَﺢ اﻹﻧﺴﺎ ُن أ . ﺳﺎﺋﻞ اﻟﻮ ﻫﺬﻩ ﻞ ﻀ ﻔ ﺑ ﲑة ﻐ ﺻ ﺔ ﻳ ﺮ ﻗ أﺻﺒﺢ ﱂ اﻟﻌﺎ ن إ ﱡم ﺪ ﻘ ـ ﺘ اﻟ ﺬا ﳍ ﺔ ﻴﺠ ﺘ ﻓﻨ ﱠ َ َ ﻧَـ َﻌﻢّ ، َ َ ً َ ْ ْ َ َ َ ﺼﻞ إﱃ ﻛﻞ ِﻣ ْﻨﻄََﻘﺔ ِﻣﻦ اﻟﻌﺎ َﱂ ﺑِﺴﻬﻮﻟَﺔِ . ﻳﺴﺘَ ِﻄﻴﻊ أ ْن ﻳ ِ ﻟﻜ ّﻦ ﻫﻨﺎك ﺷﻴﺌﺎً ﻏَ ِﺮﻳﺒﺎً ،وﻫﻮ ،أ ّن ﻫﺬﻩ اﻟﻘﺮﻳﺔَ َ ُُ َ َ ّ ٍ ِ ﱢﺼﻒ اﻵ َﺧﺮ ﰲ ﻓَﻘ ٍﺮ ِ ِ وﺿﻴﻖ .ﻟِﻤﺎذا ﻻ ﻨ اﻟ وﻳﻌﻴﺶ ، ﺧﺎء ور ﲎ ﻏ ﰲ ﺎ ﺎ ﻜ ﺳ ﺼﻒ ﻧ ﻳﻌﻴﺶ اﻟﺼﻐﲑة، ُ ُّ ُ ً َ ِ ِ ِ ﱢﻌ ِﻢ؟! أﻟَﻴﺲ اﻟﺒَ َﺸ ُﺮ َﻴﺲ ﻣﻦ ﺣ ﱢﻖ اﳉﻤﻴﻊ أ ْن ﻳَﺴﺘَﻔﻴﺪ ﻣﻦ ﻫﺬﻩ اﻟﻨـ َ ﻳﻌﻴﺶ ﲨﻴﻊ ُﺳﻜﺎن اﻟﻘﺮﻳﺔ ﰲ َرﺧﺎء؟! أﻟ َ ِ واﺣﺪ وأُ ﱟم واﺣﺪة ،ﳚﺐ أ ْن ﻳ ِ َب ٍ ُﻛﻠﱡ ُﻬﻢ ِﻣﻦ أ ٍ ﲔ ﻻ ﻳﻔ ﱢﻜﺮ إﻻّ ﺴﺎﻋﺪ ﺑﻌ ُ ﻀﻬﻢ ﺑﻌﻀﺎ .ﻣﺎ أﻇْﻠَ َﻢ اﻹﻧﺴﺎ َن ﺣ َ ُ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﺎﺟﻪُ ﺑِﻨَـ ْﻔﺴﻪ! وﻣﺎ أﻗـْﺒَ َﺢ أَﻻﱠ ﻳَﺴﺘَﻔﻴ َﺪ ﻣﻦ ﻧ َﻌ ِﻢ اﻷرض إﻻّ اﻷﻏﻨﻴﺎء واﻷﻗ ِﻮﻳﺎء! ﻳﺎ ﻟَﻪُ ﻣﻦ ﻋﺎٍَﱂ! ﻣﺎ أَ َﺷ ﱠﺪ اﺣﺘﻴَ َ إﱃ ﺣ ّﻜ ٍﺎم ﻣ ْﻨ ِ ﺼ ِﻔﲔ! ُ ُ Metni Kavrama Alıştırmaları 1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız. ﱠﺮ ﻟﻨﺎ ﻫﺬا اﻟﻌﺎﱂَ؟ َ .1ﻣﻦ ﺳﺨ َ ِ ﺑﻜﻞ ﺳﻬﻮﻟﺔ؟ ﺻﻮل إﱃ اﻟﻨـ َ اﻟﻮ ُ .2ﻟﻤﺎذا أﺻﺒﺢ اﻹﻧﺴﺎ ُن ﻳﺴﺘﻄﻴﻊ ُ ﱢﻌﻢ ّ ﺎز؟ .3ﻣﺎ َد ْور اﻟﺘﱢﻠﻔ ُ ﺴﺒﺒﺎن اﻟﻠﺬ ِ ان َﺟ َﻌﻼَ اﻟﻌﺎ َﱂ ﻗَﺮﻳﺔً ﺻﻐﲑة؟ .4ﻣﺎ ﳘﺎ اﻟ ﱠ ََ وﺳﺎﺋﻞ اﻻﺗﱢﺼﺎل اﻟ َﻘ ِﺪﳝﺔ؟ .5ﻣﺎ ِﻫﻲ ُ وﺳﺎﺋﻞ اﻟﻨ ِ ﺼﻮر اﻟ َﻘ ِﺪﳝﺔ؟ .6ﻛﻴﻒ ﻛﺎﻧَﺖ اﻟﻌ ُ ﱠﻘﻞ ﰲ ُ ُ وﺳﺎﺋﻞ اﻻﺗﱢﺼﺎل اﳊﺪﻳﺜﺔ؟ .7ﻣﺎ ﻫﻲ ُ ت َﻛﺜِﲑٌ ِﻣﻦ َوﺳﺎﺋِﻞ اﻟﻨﱠـ ْﻘﻞ اﳊﺪﻳﺜﺔ؟ .8ﻣﱴ ﻇَ َﻬ َﺮ ْ .9ﻛﻴﻒ ﻛﺎن اﻹﻧﺴﺎن ﻳ ِ ِ ﺼﻮر اﻟ َﻘ ِﺪﳝﺔ؟ ﺮﺳﻞ اﻟﻌ ُ اﻷﺧﺒﺎر واﳌﻌﻠﻮﻣﺎت ﰲ ُ ُ َ .10ﻣﺎ اﻟ ﱠ ﻳﺐ ﰲ اﻟﻌﺎ َﱂ اﻟﺬي ﻧَ ِﻌﻴﺶ ﻓِﻴﻪ؟ ﺸ ْﻲءُ اﻟﻐَ ِﺮ ُ 2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin arasından seçiniz. )ﻳﺴﺘَ ِ ﺨﺪم – ﻳ ِ ﺼﻞ – َْﳛ َﲕ – ﻳَـ ْﺒـ َﻌﺚ – َﺳ ْﲑاً – َْﳛ ُﺪث – ﻳَﻌﻠَﻢ – ﺻﺎر َ -ﻋ ِﺠﻴﺐ َ -ﲨﻴﻊ( َ َ ﱠ ﺖ اﻹﻧﺴﺎ َن ﻳﻌ ِﺮف ُﻛ ﱠﻞ ﻣﺎ َﳛ ُﺪث ﰲ اﻟﻌﺎ َﱂ. ﺪ اﻟ ﺔ ﻜ ﺒ ﺸ اﻟ . َ ﱠوﻟِﻴﱠﺔ َﺟ َﻌﻠَ ْ َ 1 ْ ُ .2ﰒ ﺣ َﺪث ﻫﻨﺎك ﱠﺷ ْﻲءٌ ﻏَ ِﺮﻳﺐ. 199 ِ ِ ﱢﻌﻢ! ﻛﻞ ﻫﺬﻩ اﻟﻨـ َ .3ﻣﺎ َ أﺣﺴ َﻦ أ ْن ﻳﺴﺘَﻔﻴ َﺪ اﻹﻧﺴﺎ ُن ﻣﻦ ّ ﺑﻜﻞ ُﺳﻬﻮﻟَﺔ. اﻟﻮ ُ ُ .4ﻛﻠﱡﻨﺎ أَﺻﺒَ َﺢ َ - اﻟﻴﻮم -ﻳﺴﺘﻄﻴﻊ ُ ﺻﻮل إﻟﻴﻬﺎ ّ .5ﻋﺎﻟَﻤﻨﺎ ِ اﻟﻮاﺳﻊ ﻳﺒﻠُﻎ َﻋ َﺪ ُد ﺳ ﱠﻜﺎﻧﻪ أ ْﻛﺜَـﺮ ِﻣﻦ ِﺳﺘ ِﱠﺔ ِﻣﻠْﻴﺎر ٍ ات. ُ ُ َ .6أﺻﺒﺢ اﻹﻧﺴﺎن ِﻳﻌﻴﺶ ﺣﻴﺎ ًة َﻛﺤ ِ ﻴﺎة اﻟﻘﺮ ِﻳﺔ ِ اﻟﺼﻐﲑة. َ َ َ ﻮل اﻟ ُﻜﺮة اﻷر ِ ﺿﻴّﺔ. .7اﻟﺘ ُ ﱢﻠﻔﺎز أﺻﺒَﺢ ﻳَﻨ ُﻘﻞ ﻟﻨﺎ ُﻛ ﱠﻞ ﻣﺎ َﳚ ِﺮي َﺣ َ َ ْ اﻟﻨﺎس ﻳُﺴﺎﻓِﺮون َﻣ ْﺸﻴﺎً ﻋﻠﻰ اﻷَﻗْﺪام. .8ﻛﺎن ُ ﻌﻤﻞ اﳊﻴ ِ .9ﰒ ﺑﺪأ اﻹﻧﺴﺎ ُن ﻳﺴﺘَ ِ ﻮاﻧﺎت ،ﻛﺎﳉِﻤﺎل واﻟﺒِﻐﺎل واﳊَﻤﲑ. ََ َ .10ﻛﺎن اﻹﻧﺴﺎن ﻳ ِ ِ ﺼ ْﻮت. اﻷﺧﺒﺎر ﺮﺳﻞ واﳌﻌﻠﻮﻣﺎت ﻋﻦ ﻃﺮﻳﻖ اﻟ ﱠ ُ َ 3. Altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin arasından seçiniz. ِ ِ َﺳ َﻮأ – أَﻗَ ّﻞ – َرﺧﺎء – ﻓَـ ْﻘﺮ( ﺻ ُﻌﻮﺑﺔ -أ ْ )اﺧﺘَـ َﻔﻰ َ -ﺳ ِﺮ َﻳﻌﺔ – اﳊﺎﺿﺮ– اﻟ َﻘﺪﳝَﺔ – َﻛﺒِﲑة – ُ ﱢﻌ َﻢ اﻟﱵ أﻧْـ َﻌﻤﻬﺎ اﷲُ َﻋﻠَﻴﻨﺎ! .1ﻣﺎ أﻛﺜَـ َﺮ اﻟﻨـ َ ِ ِ ﱢﻌﻢ ﰲ اﻷرض! ﻛﻞ اﻟﻨـ َ .2ﻣﺎ َ أﺣﺴ َﻦ أ ْن ﻳﺴﺘَﻔﻴ َﺪ اﻹﻧﺴﺎ ُن ﻣﻦ ّ ﺑﻜﻞ ُﺳﻬﻮﻟﺔ. اﻟﻮ ُ .3أﺻﺒﺢ اﻟﻜﻞ ﻳﺴﺘﻄﻴﻊ ُ ﺻﻮل إﻟﻴﻬﺎ ّ ﻀﻞ وﺳﺎﺋﻞ اﻟﻨﱠﻘﻞ واﻻﺗﱢﺼﺎل. ﺻ ِﻐﲑة ﺑَِﻔ ْ .4أﺻﺒﺢ اﻟﻌﺎ َﱂُ ﻗَﺮﻳﺔً َ أﻗﻞ أَﳘَﱢﻴﺔً ﻣﻦ وﺳﺎﺋﻞ اﻻﺗﺼﺎل. .5وﺳﺎﺋِﻞ اﻟﻨﱠﻘﻞ اﳊَ ِﺪﻳﺜﺔ ْ ﻟﻴﺴﺖ ّ .6أَ َﱂْ ﺗَ ُﻜ ْﻦ وﺳﺎﺋﻞ اﻟﻨ ِ ﺼﻮر اﻟ َﻘ ِﺪﳝﺔ ﺑَ ِﻄﻴﺌَﺔً ِﺟ ّﺪاً؟ اﻟﻌ ُ ﱠﻘﻞ ﰲ ُ ِ ِ ِ ي. .7ﺑَـ ْﻌ َﺪ ذﻟﻚ ﻇَ َﻬ َﺮ َﻛﺜﲑٌ ﻣﻦ اﳋَﻄَﺄ اﻟﻠﱡﻐَ ِﻮ ّ .8ﻫﺬا َﺷ ْﻲءٌ ﱂ ﻧَ ُﻜﻦ ﻧَﻌ ِﺮﻓﻪ ﰲ اﳌﺎﺿﻲ اﻟﻘﺮﻳﺐ. ِ ﲎ ورﺧﺎء. .9ﻫﺬﻩ اﻟﻘﺮﻳﺔ اﻟﺼﻐﲑة ،ﻳﻌﻴﺶ ﻧِ ُ ﺼﻒ ُﺳ ّﻜﺎ ﺎ ﰲ ﻏ ً ﱢﺼﻒ اﻵ َﺧﺮ ﰲ ﻓَﻘ ٍﺮ ِ وﺿﻴﻖ. .10وﻳﻌﻴﺶ اﻟﻨ ُ 4. Altı çizili cemi kelimelerin müfretlerini söyleyiniz. .1ﻣﺎ أَﻗﺒَ َﺢ أَﻻﱠ ﻳَﺴﺘَ ِﻔﻴ َﺪ ِﻣﻦ ﻧِ َﻌ ِﻢ اﻷرض إﻻّ اﻷﻏﻨِﻴﺎءُ واﻷﻗ ِﻮﻳﺎءُ. .2ﻟﺬﻟﻚ ﻛﺎﻧﺖ اﻷﺧﺒﺎر ﻻ ﺗَ ِ ﺼﻞ إﱃ أﺻﺤﺎ ﺎ ﰲ ﻛﺜﲑ ِﻣﻦ اﻷﺣﻴﺎن. ُ ف أ ﱠن َو َﺳﺎﺋِﻞ اﻟﻨ ِ ﺼﻮر اﻟ َﻘ ِﺪﳝﺔ ﺑَ ِﻄﻴﺌَﺔً. ﺖ أَ ْﻋ ِﺮ ُ .3ﻣﺎ ُﻛ ْﻨ ُ ﱠﻘﻞ ﰲ اﻟﻌُ ُ وﺷﻬﻮر ﻟِﻴﻨﺘَ ِﻘﻞ ِﻣﻦ َﻣﺪﻳﻨﺔ إﱃ أﺧﺮى. .4ﻛﺎن اﻹﻧﺴﺎن َﳛﺘﺎج إﱃ أﻳﺎﱠم ُ ات ِ ﺴﻴﱠﺎر ِ ﺴ ُﻔﻦ واﻟﻄﺎﺋﺮات. واﻟﻘﻄﺎرات واﻟ ﱡ َ .5وﺳﺎﺋِﻞ اﻟﻨﱠـ ْﻘﻞ اﳊﺪﻳﺜﺔ ﺗَـﺘَ َﻜ ّﻮن ِﻣﻦ اﻟ ﱠ .6ﺻﻨَﻊ اﻹﻧﺴﺎ ُن ﰲ اﻟﻌﺼﺮ اﳊﺪﻳﺚ ﻣﺮَﻛ ٍ ﺒﺎت ﺗَـ ْﻌ َﻤﻞ ﺑﺎﻟ ُـﻤ َﺤ ﱢﺮﻛﺎت. َ َ َْ 200 ﺴﺘﻌﻤﻠﻮن اﳊﻴ ِ .7ﺑﺪأ اﻟﻨﺎس ﻳ ِ ﻮاﻧﺎت ،ﻛﺎﳉِﻤﺎل واﻟﺒِﻐﺎل واﳊَﻤﲑ ﰲ ﻧَـ ْﻘﻞ ﺣﺎﺟﺎ ﻢ. ََ َُ ٍ ﺑﺎت ِ ﺻﻐﲑًة ،ﳍﺎ أرﺑﻊ َﻋﺠ ٍ ﱠة ﺻﻨَﻊ اﻹﻧﺴﺎ ُن َﻋﺮ ٍ ﻼت. .8ﺑَـ ْﻌ َﺪ ُﻣﺪ َ ُ َ َ .9ﻛﺎﻧﻮا َﳛ ِﻤﻠُﻮن ﺣﺎﺟﺎ ِ ﻢ ﻋﻠﻰ ﻇُ ُﻬﻮرﻫﻢ أو ُرؤوﺳﻬﻢ. .10وﻛﺎﻧﻮا ﻳُﺴﺎﻓِﺮون َﻣ ْﺸﻴﺎً ﻋﻠﻰ اﻷَﻗْﺪام. 5. Altı çizili müfret kelimelerin cemilerini söyleyiniz. ِ ِ ِ ِ ِ ﻣﺴﺎء. ُﺧﺮى ،وﺗﺮﺟﻊ ً .1ﺗَﺴﺘَﻄﻴﻊ ﺑﺎﻟﻄﺎﺋﺮة أ ْن َﲣ ُﺮج ﻣﻦ ﺑﻴﺘﻚ ﺻﺒﺎﺣﺎً إﱃ ﻗﺎ ﱠرة أ َ ﻮل اﻟ ُﻜﺮة ِ ﺼﻮرة ﻣﻌﺎ. ﺼﻮت واﻟ ﱡ اﻷرﺿﻴّﺔ ﺑِﺎﻟ ﱠ .2اﻟﺘ ُ ﱢﻠﻔﺎز أﺻﺒَﺢ ﻳَﻨ ُﻘﻞ ﻟﻨﺎ ﻛ ﱠﻞ ﻣﺎ َﳚ ِﺮي َﺣ َ َ ﺸﺮ ِ ِ ُ .3ﰒ ِ ﺐ اﻟ ﱢ اﻋﻴﱠﺔ اﻟﱵ ﺗَ ِﺴﲑ ﻋﻠﻰ اﳌﺎء ﰲ اﻟﺒَﺤﺮ واﻟﻨَﻬﺮ. ُ ﺻﻨ َﻌﺖ ﺑَﻌ َﺪ ذﻟﻚ اﳌَﺮاﻛ ُ ﺼﻨَﻊ ﰲ اﻟﻌﺼﺮ اﳊﺪﻳﺚ ﻣﺮَﻛ ٍ ﺒﺎت ﺗَـ ْﻌ َﻤﻞ ﺑﺎﻟ ُـﻤ َﺤ ﱢﺮﻛﺎت. .4ﻛﻴﻒ اﺳﺘﻄﺎع اﻹﻧﺴﺎ ُن أن ﻳَ ْ َ َْ اﻟﻮﺳﺎﺋِ ُﻞ اﻟﻌﺎ َﱂَ ﻗَﺮﻳَﺔ ﺻﻐﲑة. َ .5ﺟ َﻌﻠَﺖ ﻫﺬﻩ َ وﺷﻬﻮر ﻟِﻴﻨﺘَ ِﻘﻞ ِﻣﻦ َﻣﺪﻳﻨﺔ إﱃ أﺧﺮى. .6ﻛﺎن اﻹﻧﺴﺎن َﳛﺘﺎج إﱃ أﻳﺎﱠم ُ اﻟﺴﺒﺐ ِ وﺳﺎﺋﻞ اﻻﺗﱢﺼﺎل اﳊﺪﻳﺜﺔ. اﻟﺜﺎﱐ اﻟﺬي ﺟﻌﻞ اﻟﻌﺎ َﱂَ ﻗَﺮﻳﺔً ﺻﻐﲑة ،ﻓﻬﻮ .7أﻣﺎّ ُ ُ .8ﻛﺎن اﻹﻧﺴﺎن ﻳ ِ ِ ﺼ ْﻮت. اﻷﺧﺒﺎر وا ﺮﺳﻞ ﳌﻌﻠﻮﻣﺎت ﻋﻦ ﻃﺮﻳﻖ اﻟ ﱠ ُ َ ِ ِ .9أﻟ ِ ﱢﻌ ِﻢ؟! َﻴﺲ ﻣﻦ ﺣ ﱢﻖ اﳉﻤﻴﻊ أ ْن ﻳَﺴﺘَﻔﻴﺪ ﻣﻦ ﻫﺬﻩ اﻟﻨـ َ َ َب ٍ .10أﻟَﻴﺲ اﻟﺒَ َﺸﺮ ُﻛﻠﱡ ُﻬﻢ ِﻣﻦ أ ٍ واﺣﺪ وأُ ﱟم واﺣﺪة. ُ kalıplarından uygunﻳﺎ ﻟَﻪُ ِﻣﻦ – ﻳﺎ ﳍَﺎ ِﻣﻦ 6. Aşağıdaki cümlelerdeki soşlukları olanıyla doldurunuz. َ _________ .1ﻋﺎ َﱂ! َ _________ .2ﺳﻴﱠ َﺎرة! ُ _________ .3ﻛ َﺮة! َ _________ .4ﺳﺎﺋِﺢ! ﺪرﺳﺔ! َ _________ .5ﻣ َ ﻮس َِ ﻗﺎﻣ ٍ ﲨٍ ﻴﻞ! ُ _________ .6 ﺎب ُﻣ َﺆد ٍ ﱠب! َ _________ .7ﺷ ﱟ ﺎﻋﺔ ِ واﺳ َﻌﺔ! _________ .8ﻗَ َ َ _________ .9ﻣ ِﺪﻳﻨَﺔ َﻛﺒِ َﲑة! _________.10ﻃَﺎﻟِ ٍ ﺐ ذَﻛِ ّﻲ! 201 cerﻋﻠﻰِ ، ب ،إﱃِ ،ل ،ﰲ ،ﻋﻦِ ،ﻣﻦ 7. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları harflerinden uygun olanıyla doldurunuz. ﱠﺮﻩ اﷲُ ........ﻛﻞ اﳌﺨﻠﻮﻗﺎت! .1ﻣﺎ ْ أﲨَ َﻞ اﻟﻌﺎ َﱂَ اﻟﺬي َﺳﺨ َ ﱢﻌ َﻢ اﻟﱵ أﻧْـ َﻌﻤﻬﺎ اﷲُ ........اﻹﻧﺴﺎن! .2وﻣﺎ أﻛﺜَـ َﺮ اﻟﻨـ َ .3ﻳﺎ ﳍَﺎ ........ﻧِ ْﻌ َﻤﺔ! ِ ﱢﻌﻢ! ﻛﻞ ﻫﺬﻩ اﻟﻨـ َ .4ﻣﺎ َ أﺣﺴ َﻦ أ ْن ﻳﺴﺘَﻔﻴ َﺪ اﻹﻧﺴﺎ ُن ّ ........ اﻟﻨﺎس ﻳُﺴﺎﻓِﺮون َﻣ ْﺸﻴﺎً ........اﻷَﻗْﺪام. .5ﻛﺎن ُ .6ﻛﺎﻧﻮا َﳛ ِﻤﻠُﻮن ﺣﺎﺟﺎ ِ ﻢ ........ﻇُ ُﻬﻮرﻫﻢ أو ُرؤوﺳﻬﻢ. ﺸﺮ ِ ِ ُ .7ﰒ ِ ﺐ اﻟ ﱢ اﻋﻴﱠﺔ اﻟﱵ ﺗَ ِﺴﲑ ........اﳌﺎء ﰲ اﻟﺒَﺤﺮ واﻟﻨَﻬﺮ. ُ ﺻﻨ َﻌﺖ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ذﻟﻚ اﳌَﺮاﻛ ُ وﺷﻬﻮر ﻟِﻴﻨﺘَ ِﻘﻞ ِﻣﻦ َﻣﺪﻳﻨﺔ إﱃ ﻣﺪﻳﻨﺔ أﺧﺮى. .8ﻛﺎن اﻹﻧﺴﺎن َﳛﺘﺎج ........أﻳﺎﱠم ُ .9ﻛﺎن اﻹﻧﺴﺎن ﻳ ِ ِ ﺼ ْﻮت. اﻷﺧﺒﺎر ﺮﺳﻞ واﳌﻌﻠﻮﻣﺎت ........ﻃﺮﻳﻖ اﻟ ﱠ ُ َ ِ اﻟﻮﺳﺎﺋﻞ. ﻀﻞ ﻫﺬﻩ َ .10ﻧﻌﻢ ،إ ّن اﻟﻌﺎ َﱂ أﺻﺒﺢ ﻗﺮﻳﺔ ﺻﻐﲑة .......ﻓَ ْ 8. Aşağıdaki kelimeleri anlamlı bir cümle oluşturacak şekilde kurunuz. ﺼﻰ -ﻧِ َﻌ َﻢ .1إ ﱠن -اﷲ -ﻻ -وﻻ -ﺗُـ َﻌ ﱡﺪ ُ -ﲢْ َ ِ ِ .2ﻛﺎﻧﺖ -اﻟﻨ ِ ﺼﻮر ِ -ﺟ ّﺪاً اﻟﻌ ُ ﱠﻘﻞ -وﺳﺎﺋﻞ -ﰲ -اﻟ َﻘﺪﳝﺔ -ﺑَﻄﻴﺌَﺔً ُ - ﱠوﻟِﻴﱠﺔ -ﺟﻌﻠﺖ -اﻟ ﱠ ﺸﺒَ َﻜﺔ -ﻳَﻌ ِﺮف -اﻹﻧﺴﺎن ُ -ﻛ ﱠﻞ -ﳛ ُﺪث -ﻣﺎ .3اﻟﺪ ْ .4ﻻ -ﲨﻴﻊ -اﻟ َﻘﺮﻳﺔ -ﻳﻌﻴﺶ -ﺳ ّﻜ ِ ﺎن -ﰲ -ﻟِﻤﺎذا َ -رﺧﺎء ؟ ُ َ ِ ﲔ -أﻇْﻠَ َﻢ -ﻻ -ﺑِﻨَـ ْﻔ ِﺴﻪ -ﻳﻔ ﱢﻜﺮ -إﻻّ! .5ﻣﺎ -اﻹﻧﺴﺎ َن -ﺣ َ 9. Aşağıdaki cümleleri örnekte gösterildiği şekilde taaccüp kalıbına çeviriniz. ِ ﻴﺢ ← اﻟ َﻜﺬ ُ ب ﻗَﺒِ ٌ ﻣﺎ .1اﳌَﺪﻳﻨﺔُ ﺑَ ِﻌﻴ َﺪة ← !................. .............. ..... ي ← .2اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ ﻗَ ِﻮ ﱡ ﺖ َﺳ ِﺮﻳﻌﺔ ← .3اﻟﺒِْﻨ ُ .4اﻟ َﻘﻠَﻢ َِ ﲨﻴﻞ ← ُ ِ ْﻢ ﻧَﺎﻓِ ٌﻊ ← .5اﻟﻌﻠ ُ ِ ﻴﺢ ← اﻟ َﻜﺬ ُ ب ﻗَﺒِ ٌ ِ ْﻢ ﻧﺎﻓِ ٌﻊ .1اﻟﻌﻠ ُ ← أَﻗـْﺒَ َﺢ ِ ب!Örnek 1: اﻟ َﻜﺬ َ !................. .............. ..... !................. .............. ..... !................. .............. ..... !................. .............. ..... أَﻗْﺒِ ْﺢ ﺑِﺎﻟ َﻜ ِﺬ ِ ب!Örnek 2: !.................. .............. 202 ﺴﺆال َﺳ ْﻬ ٌﻞ ← .2اﻟ ﱡ ﻳﻞ ← .3اﻟﻄﱠ ِﺮ ُ ﻳﻖ ﻃَ ِﻮ ٌ ﺎر َﻛﺜِ َﲑةٌ ← .4اﻷَ ْﺷ َﺠ ُ !.................. .............. !.................. .............. !.................. .............. !.................. .............. ﺻ ْﻌﺒَﺔٌ ← .5اﳌَﻘﺎﻟَﺔُ َ ِ ﲑﻩُ! ﻣﺎ أ ْ َﺣ َﺴ َﻦ أ ْن َْﳛ َِﱰَم اﻹﻧْﺴﺎ ُن َﻛﺒ َ Örnek 3: ِ اﻟﻮﻟَﺪ( )ﻳُﻜﺎَﻓ ُﺊ َ / َﺣ َﺴ َﻦ أ ْن ﻳُﻜﺎَﻓِ َﺊ اﻹﻧْﺴﺎ ُن َوﻟَ َﺪﻩُ! ﻣﺎ أ ْ ) .1ﻳَـ ْﻌﺒُ ُﺪ /اﳋَﺎﻟِﻖ( ................................................ِ اﻟﻌ َﻤﻞ( ) .2ﻳُـ ْﺘﻘ ُﻦ َ / ................................................) .3ﻳﺴ ِ ﺎﻋ ُﺪ /اﻷَﻗﺎ ِرب( َُ ................................................ - ِ اﻟﻌ ْﻘﻞ( ) .4ﻳَ ْﺴﺘَ ْﺨﺪ ُم َ / ................................................) .5ﻳَـﺘَـ َﻌﻠﱠ ُﻢ /اﻟﻠﱡﻐَﺔ( ................................................ِ ِ ﺟﺎرﻩُ! أﺣﺴ َﻦ أَﻻﱠ ﻳَﻈْﻠ َﻢ اﻟ ُـﻤ ْﺴﻠ ُﻢ َ ﻣﺎ َ Örnek 4: ِ اﻟﻮﻟَﺪ( ) َْﳛﻘ ُﺮ /أ ٌ َبَ / ِ َب َوﻟَ َﺪﻩُ! ﻣﺎ أ َْﺣ َﺴ َﻦ أَﻻﱠ َْﳛﻘ َﺮ اﻷ ُ ) .1ﻳُـ ْﻨ ِﻜ ُﺮ َ /ﻋ ْﺒ ٌﺪ /اﳋَﺎﻟِﻖ( ................................................ - ) .2ﺗُـ ْﻬ ِﻤﻞ /ﻃﺎﻟِﺒﺔ /اﻟﻮ ِ اﺟﺐ( ُ َ َ ................................................ - ِ اﻟﺼﻼة( ) .3ﻳَـ ْﺘـ ُﺮ ُك ُ /ﻣ ْﺴﻠ ٌﻢ ّ / ................................................ - ِ ﺴﻼح( ﻮب /اﻟ ﱢ ) .4ﺗَ ْﺴﺘَ ْﺨﺪ ُم ُ /ﺷ ُﻌ ٌ ................................................ 203 (ﺼ ِﺪﻳﻖ اﻟ ﱠ/ ﺻ ِﺪﻳ ٌﻖ َ / ) ُْﳛ ِﺰ َن.5 ................................................ - !....... ِﻣ ْﻦ...... ﻳﺎ ﻟَـ Örnek 5: !ﻳـﺎ ﻟَـﻬﺎ ِﻣﻦ َﺣـﻴَـﺎة َﺳ ِـﻌﻴ َﺪة ( َﺣﻴﺎة َﺳ ِﻌﻴ َﺪة/ ) ِﻫﻲ ← !ـﻚ ِﻣﻦ َزوج ﻟَ ِـﻄﻴﻒ َ َﻳـﺎ ﻟ ِ َزوج ﻟ/ ﺖ (َﻄﻴﻒ َ ْ)أﻧ ← !......... ......... .... ...... ... ← ِ .... ...... ... !ﺻﺪﻳ َﻘﲔ ُﻣ َـﺆ ﱠدﺑَـ ْﲔ ِ ﻃﺎﻟِﺒﺔ/ أﻧﺖ ِ ) .1 (ﻧﺎﺟ َﺤﺔ ← ( ﺻﺪﻳﻘﺎن ُﻣ َﺆدﱠﺑَﺎن/ )أﻧﺘُﻤﺎ.2 !......... ......... .... ...... ... ← !......... ......... .... ...... ... ← !......... ......... .... ...... ... ← ِ ﻣﻬ ْﻨ ِﺪﺳﻮن/ )أﻧﺘﻢ.3 (ﻣﺎﻫ ُﺮون ُ َُ ُ ِ / )أﻧﱳ.4 (ﻋﺎﻣﻼت ﻧَ ِﺸﻴﻄﺎت ُّ ِ ِ (ﺼﻮن ُ ُﻣ ْﺴﻠ ُﻤﻮن ُﳐْﻠ/ ) ُﻫﻢ.5 Şimdi aşağıdaki boşlukları yukarıda verilen alıştırmalar ışığında yapmaya çalışalım: !ـﺴ ـ ٍﻦ َ َﺣـ !............... !ﻧَـ ِـﺸـﻴـﻂ ِﻣـﻦ ُﺧـﻠُ ٍـﻖ ُﻳـﺎ ﻟَـﻪ ِﻋـﻤـﺎَ َرة...... ....... ..... .1 .......... ...... ....... ..... .2 !............... ِ ْ ُﻣ َـﻌﻠﱢ َﻤﺘَـ...... ....... ..... .3 ﲔ !................ .......... ...... ﻟَـ ُﻜ ْﻢ..... .4 !............... ُﻣ َـﻤ ﱢﺮﺿﺎت...... ....... ..... .5 DİL BİLGİSİ TAACCÜP ÜSLÛBU Taaccüp üslubu aşırı beğeni, hayranlık ve takdir eksenli kullanıldığı gibi şaşırma, tiksinti ve hoşnutsuzluk durumlarını ifade etmek için de kullanılır. Mesela, !ﺴﻤﺎَ َء ْ ﻣﺎ/sema ne kadar da güzel! cümlesi beğeni durumu için; ﻣﺎ أﲨَ َﻞ اﻟ ﱠ ِ أﻗـْﺒﺢ اﻟ َﻜ/yalan !ب ﺬ ne kadar da kötü! cümlesi ise tiksinti ve hoşnutsuzluk َ ََ durumu için örnek verilebilir. Bu gibi durumları dile getirmek üzere Arapça’da çok farklı cümle kuruluşları ve kalıp ifadeler söz konusudur. Kiyasi/kurallı yolla elde edilen cümleleri ‘Taaccüp Fiilleri’, bunun dışında kalanları ise ‘Taaccüp Kalıpları’ başlıkları altında ele alacağız. 1. Taaccüp Fiilleri: Taaccüp fiilleri ile, sarf/kelime bilgisinde işlenen ve ِ ِ biri: ُْﻌﻠَﻪ َ ﻣﺎ أَﻓـdiğeri de أَﻓْﻌ ْﻞ ﺑِﻪşeklinde özetlenen kalıplar kastedilir. Fiiller doğrudan bu kalıplara sokularak taaccüp anlamı elde edildiği için bunlara ‘doğrudan taaccüp kalıpları’ diyebiliriz. Zira Arapça’da beğeni ve 204 hoşnutsuzluk anlamlarının doğrudan ifade tarzı bu iki kalıpla gerçekleşir. Dildeki en yaygın kullanım da budur. Bu kalıpların her ikisi de aynı anlamı ifade eder. Örnek üzerinde ifade edecek olursak; !ب ْ ﻣﺎ/edep ne kadar َ أﲨَ َﻞ اﻷَ َد ِْ /edep ne kadar da güzel! cümlesi arasında ِ أﲨﻞ ﺑِﺎﻷ ََد da güzel! cümlesi ile; !ب ْ anlamca hiçbir fark yoktur. Dikkat edilirse her iki kalıp üçer unsurdan oluşmaktadır. Birinci kalıp; taaccüp ‘ﻣﺎsı, ْﻌ َﻞ َ أَﻓـvezninde taaccüp fiili ve müteaccebün minh (beğenilen ya da hoşlanılmayan) denilen ve daima mansûb olan isimden oluşmaktadır. İkinci kalıp ise; أَﻓ ِْﻌ ْﻞvezninde taaccüp fiili ve aynı şekilde müteaacebün minh denilen ve başına ِ ﺑـcer harfi gelen bir isimden oluşmaktadır. Bir diğer önemli nokta şudur: Birincisinde fiil mâzî, ikincisinde ise emir şeklinde görülmektedir. Peki, bir kişi ya da nesne hakkındaki iyilik-kötülük, güzellik-çirkinlik, küçüklük-büyüklük, azlık-çokluk… gibi niteliklerin aşırılığına vurgu yapmada kullanılan kıyasî/kurallı ve kalıp cümleleri bütün fiillerle eşit şekilde kullanabilir miyiz? Bir başka ifadeyle, bütün fiilleri bu iki sîgadan birine aktarma imkanımız var mı? Hayır, nakledemeyiz, zira fiilleri bu iki kıyâsî kalıba dökmemizin bazı şartları vardır. Şimdi bunlara göz atalım: Bir fiilin bu iki kalıptan birine aktarılabilmesi için, söz konusu fiilin; a. Sülâsî mücerred bir fiil olması, b. Tâm fiil olması, yani nâkıs fiil kategorisinde olmaması, c. Müsbet/olumlu bir fiil olması, d. Ma‘lûm fiil olması (meçhûl olmaması), e. Mutasarrıf/çekimli fiil olması (mâzi, müzâri ve emrinin çekilebilir ِ ِ olması. Dolayısıyla ﺲ َ ﺑ ْﺌ، ﻧ ْﻌ َﻢ، َﻋ َﺴﻰ،ﺲ َ ﻟ َْﻴgibi câmid fiillerle taaccüp kullanımına başvurulamaz), f. Sıfat-ı müşebbehe halinin ﻀ َﺮاء ْ ﻀﺮ– َﺧ َ أَ ْﺧ، َﻋ ْﻮَراء- أَ ْﻋ َﻮرörneklerinde olduğu أَﻓ َـölçüsünde gelen bir fiil olmaması ve üstünlük ifade etmesi gibi ﻓَـ ْﻌﻼء-ْﻌ َﻞ gerekir. Bu şartlardan bir veya bir kaçını barındırmayan fiiller, doğrudan taaccüp kalıbına giremezler. Bu tür fiillerin taaccüp anlamını yüklenebilmesi için dolaylı taaccüp kalıplarına aktarılması gerekir. Dolaylı taaccüp kalıpları da şöyle elde edilir: Öncelikle taaccüb’e konu olan fiil; birinci kalıp için: ﻣﺎ،ﻞ ّ َ ﻣﺎ أَﻗ، ﻣﺎ أَ ْﻛﺜَـ َﺮ،ﻣﺎ أَ َﺷ ﱠﺪ ...،َﺿ ﱠﺮ َ ﻣﺎ أ، ﻣﺎ أَﻧْـ َﻔ َﻊ، ﻣﺎ أﺻﻐﺮ، ﻣﺎ أﻛﱪ، ﻣﺎ أﻗﺒﺢ، ﻣﺎ أﺣﺴﻦ، ﻣﺎ أﺿﻌﻒ، أﻗﻮىtüründen; ikinci kalıp için de: ... أَﻗْﻠِ ْﻞ ﺑِـ، أَ ْﻛﺜِ ْﺮ ﺑِـ، أَ ْﺷ ِﺪ ْد ﺑـgibi genel anlam ifade eden yardımcı fiil sonrasında kullanılarak elde edilir. Ancak yapılması gereken tek şey, yardımcı fiilden sonra taaccüp sîgasına aktarılacak olan fiilin mastarını veya başında أ ْنbulunan mâzi veya müzârisini (yani müevvel mastarını) getirmektir. 205 Örneklemeye çalışalım: Seyir halinde olduğumuz yolun çok kalabalık olmasına şaşırıyor ve bunu taaccüp kalıbına aktarmak istiyoruz. Bunun için kullanacağımız ازدﺣﺎم/izdihâm fiili, görüldüğü üzere doğrudan taaccüp kalıbına aktarılmaya müsait gözükmemektedir. Çünkü sülâsî mücerred bir fiil değildir, aksine hümâsi/beş’li bir fiildir. O zaman formülümüzü şu şekilde uyguluyoruz: a. Önce ﻣﺎ أَ َﺷ ﱠﺪyardımcı fiilini getiriyoruz, arkasından ِ ِِ b. Taaccüp fiilinin mastarını ﺎم ٌ ا ْز َد َﺣ َﻢ – ﻳَـ ْﺰ َدﺣ ُﻢ ← ا ْزد َﺣelde ediyoruz. ِِ Dolayısıyla cümleyi şu şekilde kurmaya başlıyoruz: ...... ﺎم َ ﻣﺎ أَ َﺷ ﱠﺪ ا ْزد َﺣ/… ne kadar da kalabalık! c. Son olarak taaccüb’e konu olan ismi, yani اﻟﻄﺮﻳﻖ/yol kelimesini ِِ ِ ﺎم اﻟﻄﺮ ekleyerek: ﻳﻖ َ ﻣﺎ أَ َﺷ ﱠﺪ ا ْزد َﺣ/yol ne kadar da kalabalık! nihâi cümlemizi elde etmiş oluyoruz. ِِ Görüldüğü üzere yerleştirdiğimiz mastarı fetha harekeledik, yani (ﺎم َ )ا ْزد َﺣ şeklinde seslendirdik. Çünkü söz konusu mastar taacüp kalıbında müteaccebün minh konumunda cümledeki yerini aldı. Bu kalıptaki müteaccebün minh de devamlı mansûb olduğundan onu fetha harekeledik. ِ اﻟﻄﺮismini ise kesre harekeleyip mecrûr yaptık. Hemen sonrasında yer alan ﻳﻖ Çünkü kelimemiz bir mastardan sonra gelmiş oldu. Arapça’da mastarlar her ِ اﻟﻄﺮkelimesi muzâfun ileyh konumunda mecrûr zaman muzâf olduğu için ﻳﻖ hükmünü aldı ve kesre ile harekelendi. ِ ِِ Bunun yanında sarîh mastar (ﺎم َ )ا ْزد َﺣyerine, fiilin أ ْنve müzâri ( )ﻳَـ ْﺰ َدﺣ ُﻢhalini ِ tercih edip cümleyi: ﻳﻖ ُ ﻣﺎ أَ َﺷ ﱠﺪ أ ْن ﻳَـ ْﺰ َدﺣ َﻢ اﻟﻄﺮ/yol ne kadar da kalabalık! şeklinde kurmak da mümkündür. Bu cümlede ise ﻳﻖ ُ اﻟﻄﺮkelimesi bir fiilden sonra geldiği için cümledeki yeri itibariyle fâil oldu, bundan dolayı da merfû oldu. Yukarıda kurduğumuz ve yardımcı fiil yoluyla ulaştığımız dolaylı taaccüp cümlesini, tamamen aynı anlamı ifade eden diğer sîga ile de kurmamız mümkündür: ِ ِ ﺎم اﻟﻄﺮ ِﻳﻖ َ أَ ْﺷﺪ ْد ﺑِﺎ ْزد َﺣ/yol ne kadar da kalabalık! ya da: ِ ﻳﻖ ُ أَ ْﺷ ِﺪ ْد ﺑِﺄ ْن ﻳَـ ْﺰ َدﺣ َﻢ اﻟﻄﺮ/yol ne kadar da kalabalık! Beş’li/humâsî bir fiil olması sebebiyle dolaylı taaccüp kalıbıyla ifade ettiğimiz bu cümle, yukarıda sayılan şartları içermeyen bütün fiiller için geçerlidir. Yani fiilimiz tâm değil nâkıs fiil kategorisinde ise, müsbet/olumlu değil menfî/olumsuz ise, ma‘lûm değil meçhûl ise, mutasarrıf/çekimli değil câmid/çekimsiz ise ve sıfat-ı müşebbehe hali ﻓَـ ْﻌﻼء-ﻞ َ أَﻓـölçüsünde ise, ُ ْﻌ taaccüp içerikli anlamı, yardımcı fiil formülü ile ifade edilir. Taaccüp fiilimiz eğer ma‘lûm değil meçhûl ve olumlu değil olumsuz ise, bu durumda yardımcı taaccüp sîgasından sonra sadece müevvel masdar + )أ ْن ( ﻣﻀﺎرِعformunu kullanabiliriz. ﻘﺎل اﳊ ﱡﻖ َ ُأﲨَ َﻞ أ ْن ﻳ ْ ﻣﺎ/doğrunun söylenmesi ne kadar güzel! cemlesini meçhûl; ق اﳌُﺴﻠِ ُﻢ ﻳ ( ﻻ َ ﺼ ُﺪ َ ﻣﺎ أ/Müslümanın doğru ْ َ +َﺿ ﱠﺮ أﻻﱠ )أ ْن söylememesi ne kadar zararlı! cümlesini de olumsuz cümleye örnek verebiliriz. 206 2. Taaccüp Kalıpları:Arapça’da kıyâsî yaygın olan taaccüp fiillerinin yanında, beğeni ya da hoşnutsuzluk anlamlarını ifade eden daha başka kalıplar da vardır. Bu kalıplar deyimsel ifade şeklinde kullanımlar olup doğrudan taaccüp kalıpları kadar yaygın değildir. Bunların en önemlileri ve anlamları şöyledir: a. ( )ﺿﻤﲑ( ِﻣﻦ )اﺳﻢ+ ﻳﺎَ ﻟَـ/ne muazzam/ne rezil ...! şeklinde karşımıza gelen bu kalıbın iki değişeni vardır. Birinci parantezde yer alacak olan zamir gâib ve muhâtap formlarında karşımıza çıkar ve ikinci parantezdeki ismin müzekkerlik-müennesilik, müfret-tesniye-cemi oluşuna bağlı olarak müzekker ya da müennes, müfret-tesniye ya da cemi olur. Mesela beğeni ve takdir ٍ ِ ﻳﺎَ ﻟَﻪُ ِﻣﻦ ﻃﺎﻟ/ne harika öğrenci! bağlamında bir öğrenciden bahsederken ﺐ cümlesi kurulabilir. Bu cümlede ’ ِﻣﻦden sonra gelen isim müfret ve müzekker olduğu ve gâib biri kastedildiği için ’ﻟَـden sonraki zamir müfret, müzekker ve gâib formda (ُ )ﻟَﻪgelmiştir. Bu cümle doğrudan öğrencinin kendisine ٍ ِﻚ ِﻣﻦ ﻃﺎﻟ söylenecek olsaydı bu defa muhatap zamirle: ﺐ َ َ ﻳﺎَ ﻟ/ne harika öğrencisin! şeklinde kurulması gerekirdi. Aynı cümleyi bayan bir öğrenci ِ َ ﻳﺎَ ﻟ/ne harika hakkında kullanmamız durumunda cümle: ﻚ ِﻣﻦ ﻃﺎﻟِﺒَ ٍﺔ öğrencisin! şeklinde kurulması gerekir. b. ( )اﺳﻢ+ ﻳﺎَ ﻟَـ/ne ...! şeklinde karşımıza gelen bu kalıbın değişeni sadece parantez içerisine yerleştireceğimiz isimdir. Bu isim de hep marife kullanılır ve cer harfi olan lâm (’)ﻟَـdan sonra geldiği için hep mecrûr'dur. Genel anlamda nâhoş ya da tiksinilen bir durumu ifade sadedinde başvurulan bu kalıba örnek olarak: !ﺠ ِﻞ َ ﻳﺎ ﻟَ ْﻠ َﺨ/ne ayıp!, ne utanç verici bir durum! cümlesi verilebilir. c. Taaccüp kalıpları arasında zikredilebilecek bir başka kullanım da +ﻟِﻠﱠ ِﻪ َد ﱡر (اﺳﻢ/ﺿﻤﲑ َ ) /ne ... ama! şeklinde karşımıza gelen kalıptır. َد ﱡرkelimesine izâfe edilen zamir ya da marife bir isimle kullanılır. Buna misal olarak: ﻟِﻠﱠ ِﻪ َد ﱡرﻩُ ﰲ ﺴﺒﺎق ﺳﺎﺣﺔ اﻟ ﱢ/yarış meydanında ne muhteşemdi ama! cümlesi verilebilir. ِ /şâir ne güzel Herhangi bir şâirden alıntı öncesinde kullanılan: ﷲ َد ﱡر اﻟﺸﺎﻋﺮ söylemiş! ifadesi bu bağlamda çok yaygındır. d. Bunun yanında adeta sözün bittiği yerde, insanın takdir ya da beğenisini ifade edecek bir kelime bulamayınca başvurduğu:!ﺳﺒﺤﺎ َن اﷲ /sübhânallâh, ne muazzam, ne muhteşem ifadesini de taaccüp eksenli kalıplar çerçevesinde değerlendirmek mümkündür. ALIŞTIRMALAR 1. Aşağıdaki cümlelerdeki taaccüp sîgasını belirleyiniz. .ﻚ ﻣﻊ ﻃُﻼﱠﺑِﻚ َ َﺻ ْﺤﺒَﺘ ْ ﻣﺎ أ.1 ُ َﺣ َﺴ َﻦ ِ ﻣﺎ أَﺣﺴﻦ إﺑﺮاﻫﻴﻢ إﱃ.2 .أﺻﺪﻗﺎﺋِِﻪ ََ ْ ُ .اﻟﻄﺎﻟﺐ ﺑِ ُﺪروﺳﻪ ﻣﺎ أَﻗـْﺒَ َﺢ أﻻﱠ ﻳَـ ْﻬﺘَ ﱠﻢ.3 ُ ﺼ ٍﺔ ﻗَﺮأْ َ ﺎ؟ َﲨَ ُﻞ ﻗِ ﱠ ْ ﻣﺎ أ.4 207 .اﻧﺘﺼﺎر اﳊ ﱢﻖ أﲨَ َﻞ ْ ﻣﺎ.5 َ ِ اﳌﺪﻳﻨﺔ. .6أ َْو ِﺳ ْﻊ ﺑِ َﺸﻮا ِرِع ﻳﻔﻮز ﻏﲑُ اﳌُ ِﺤ ﱢﻖ. َﺣ َﺴ َﻦ أﻻّ َ .7ﻣﺎ أ ْ ِ ﲔ إﻻﱠ ﺑﺎﷲ. أﺳ َﻌ َﺪ َﻣﻦ ﻻ ﻳﺴﺘَﻌ ُ .8ﻣﺎ ْ 2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin doğrudan taaccüp, hangsinin dolaylı taaccüp olduğunu belirleyiniz. ِ ِ واﻟﻜﻼم واﳌُﺰاَ ِح! واﻟﻄﻌﺎم .1ﻣﺎ أَﻗـْﺒَ َﺢ ا ِﻹﻓْﺮا َط ﰲ اﻟﻨّﻮم ﺐ اﳌُ ْﺠ ِﺮُم! .2ﻣﺎ أ ْ َﺳ َﻮأَ أَﻻﱠ ﻳُﻌﺎَﻗَ َ .3ﻣﺎ أَﺑْﻄَﺄَ اﻟﺴﻴّﺎرة اﻟﱵ ﺗﺮﻛﺒُﻮ َ ﺎ! .4ﻣﺎ أ ْﻋ َﺬ ِ ﻴﺎﻩ ﺗُﺮﻛِﻴﺎ! بﻣ َ َ ﺼﺒِ َﺢ ُﻣﻌﻠﱢﻤﺎً! أﺣ ِﺴ ْﻦ ﺑِﺄَ ْن ﺗُ ْ .5ﻳﺎ وﻟَﺪي! ْ .6ﻣﺎ أ َﺷ ﱠﺪ اﺳﺘِﺨﺪام اﻷَﺗْﺮ ِ ﺸ ِ ﺎي! اك ﻟِﻠ ّ َ ﻚ َﺷ ﱠﻮال! ﻚ ﻷُﺧﺘِ َ .7ﻳﺎ َﳛﲕ! ﻣﺎ أﻧْـ َﻔ َﻊ ﻧَﺼﺎﺋِ َﺤ َ .8ﻣﺎ أ ْﺷﻨَ َﻊ أ ْن ﻳُـ ْﻘﺘَ َﻞ اﻷَﺑْ ِﺮﻳﺎء! 3. Aşağıdaki cümleleri örnekte olduğu gibi doğrudan taaccüp sîgasına dönüştürünüz. ﻚ َِ ﲨﻴﻠﺔ ﻋﻠﻲ! ﻟ ُْﻌﺒَﺘُ َ ﻳﺎ ّ ﻚ! Örnek: أﲨﻞ ﻟ ُْﻌﺒَﺘَ َ ﻋﻠﻲ! ﻣﺎ َ ← ﻳﺎ ّ .1ﺳﻴﺎرة أﲪﺪ ﺳﺮﻳﻌﺔ ←................................... اﻟﻄﻌﺎم اﻟﺬي أﻛﻠﻨﺎﻩ ﻟﺬﻳﺬ .2 َ ←................................... .3أﺷﺠﺎر اﳊﺪﻳﻘﺔ ،ﻃﻮﻳﻠﺔ ←................................... .4أﻃﻔﺎل ِﺟﲑاﻧِﻨﺎُ ،ﺳ َﻌﺪاء ←................................... .5اﻟﻄﺒﻴﻌﺔ ﻛﺮﳝﺔ ←................................... ﺐ .6 اﻟﺮﺟﻞ اﻟﺬي ﻗﺎﺑَـﻠْﻨﺎﻩ ﻃﻴﱢ ٌ ُ ال ،ﻫﺬﻩ اﻟﻄﺎﺋﺮة ِ واﺳﻌﺔ .7ﻳﺎ َﺷ ﱠﻮ ُ ←.................................. ←................................... .8ﻳﺎ ﻋﺜﻤﺎن ،ﻋﺼﲑُك ﺑﺎرد ←.................................. 4. Aşağıdaki cümlelerde dolaylı taaccüp üslubuna başvurulmasının sebebini izah ediniz. ﺴﻰ ُﺣ ُﻘﻮ ُق اﻟ ُﻔ َﻘﺮاء! ← Örnek: Fiilin meçhûl olması ﻣﺎ أَﻗـْﺒَ َﺢ أ ْن ﺗُـ ْﻨ َ ﺼﺪﱢق اﻟﻜﺎذب! .1ﻣﺎ أﲨَ َﻞ أﻻّ ﺗُ َ ←........................... 208 ﻚ! أﺳ َﻮأَ أ ْن ﺗُـ ْﻬ ِﻤ َﻞ ُﺣﻘﻮ َق واﻟِ َﺪﻳْ َ .2ﻣﺎ ْ ←........................... َﺣ ِﺴ ْﻦ ﺑﺄ ْن ﺗَ ُﻜﻮ َن ُﻣﺪﻳﺮاً ﳌﺪرﺳﺘﻨﺎ! .3أ ْ ←........................... أﲨَﻞ أ ْن ﻳﺴﺘَ ِ ﻌﻤﻞ اﻹﻧﺴﺎ ُن ﻋﻘﻠَﻪ! .4ﻣﺎ ْ َ ←........................... ﻀﺮَة أَور ِ اق اﻷﺷﺠﺎر! .5ﻣﺎ أﺷ ﱠﺪ ُﺧ ْ َ ﺸﺎﻫ َﺪة اﻟﺘﱢـﻠْﻔﺎز ﻋﻦ ﻗُـ ْﺮ ٍ ب! .6أَ ْ ﺿ ِﺮْر ِﲟُ َ ←........................... ←........................... ﺺ إﱃ اﻟﻠﻐﺔ اﻟﻴﺎﺑﺎﻧِﻴﱠﺔ ←........................... ﺐ أ ْن ﻳُـﺘَـ ْﺮ َﺟ َﻢ اﻟﻨ ﱡ .7ﻣﺎ ْ أﺻ َﻌ َ ِ اﻹﻧﺴﺎ ُن واﻟِ َﺪﻳْ ِﻪ! .8ﻣﺎ أَﻟْﻄَ َ ﻒ أ ْن ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﺮﺿ َﻲ َ ←........................... 5. Aşağıdaki âyetlerde geçen taaccüp kullanımları bulunuz, türünü belirleyiniz ve anlamlandırmaya çalışınız. ﺼﺮ ﺑِ ِﻪ وأ ِْ ات واﻷَر ِ ِ .1ﻗُ ِﻞ اﻟﻠﱠﻪُ أَ ْﻋﻠَﻢ ِﲟَﺎ ﻟَﺒِﺜُﻮا ﻟَﻪُ ﻏَْﻴﺐ اﻟ ﱠ ِ َﲰ ْﻊ َﻣﺎ َﳍُﻢ ِﻣﻦ ُدوﻧِِﻪ ِﻣﻦ َوِ ﱟﱄ َوﻻ ﺴ َﻤ َﺎو َ ْ ض أَﺑْ ْ َ ُ ُ ِِ َﺣ ًﺪا. أ ﻳُ ْﺸ ِﺮ ُك ِﰲ ُﺣﻜْﻤﻪ َ ﺼﺮ ﻳـﻮم ﻳﺄْﺗُﻮﻧَـﻨَﺎ ﻟ ِ ِ .2أ ِْ ِِ ﺿﻼَ ٍل ُﻣﺒِ ٍ ﲔ. َﻜ ِﻦ اﻟﻈﱠﺎﻟِ ُﻤﻮ َن اﻟْﻴَـ ْﻮَم ِﰲ َ َﲰ ْﻊ ْﻢ َوأَﺑْ ْ َ ْ َ َ 6. Aşağıdaki serbest parçayı okuduktan sonra metinde geçen taaccüp kullanımları tespit ediniz ve anlamlandırmaya çalışınız. ﺼ ًّﺤﺔ اﻟﺘﱢﻠﻔﺰﻳﻮن واﻟ ﱢ ﻣﺎ أﺷ ﱠﺪ اﺣﺘﻴﺎج اﻟﻨﺎس إﱄ اﻟﺘﱢﻠﻔﺎز )اﻟﺘﱢﻠﻔﺰ ُﻳﻮن(! ﻟﺬﻟﻚ أﺻﺒﺢ ﰲ ﻋﺼﺮﻧﺎ اﳊﺎﺿﺮ ُﺟ ْﺰاً ُﻣ ِﻬ ًّﻤﺎ ِﻣﻦ ﺣﻴﺎﺗِﻨﺎ ﺷﻜﻞ ٍ ِ ِ ِ ِ ِ ﺼﻮت ﰲ ٍ ﻌﻤﺔ! ﺼﻮرة ﻣﻊ اﻟ ﱠ اﻟﻴَﻮﻣﻴّﺔ .ﻳﺎ ﻟَﻪُ ِﻣﻦ ِﺟﻬﺎز! إﻧﱠﻪ ﻳُـ َﻘﺪﱢم ﻟَﻨﺎَ اﻟ ﱡ ﲨﻴﻞ .أَﻋﻈﻢ ﺑﻪ ﻣﻦ ﻧ َ ﺪﺧﻞ ﻋﻠﻰ اﻟﺘﻠﻔﺰﻳﻮن ،ﺳﻮاء ﻣﻦ ِ ﻴﻨﺎت واﻟﺘ ِ وﻣﻊ ﻫﺬا اﻟﺘﻄَﱡﻮِر ِ ﻧﺎﺣﻴَ ِﺔ اﻟﻜﺒﲑ ،ﻣﺎز ْ ﱠﻌﺪ ُ ﱠﺤ ِﺴ ُ ﻳﻼت ﺗَ ُ اﻟﺖ اﻟﺘ ْ َ ٌ ﺚ ،ﻟِﺘَ ِ ِ ﻄﻮٍر ﺗَـ ﱠﻢ ﰲ وﺟ ٍﻪ .وأ ْﻋﻈَ ُﻢ ﺗَ ﱡ ﻨﺎﻋ ِﺘﻪ ْأم ِﻣﻦ ﻧﺎﺣﻴَ ِﺔ اﳉَْﻮ َدة ﰲ اﻟﺒَ ّ ﺻ َ اﻟﺼﻮت ﻋﻠﻰ أ ْﻛ َﻤ ِﻞ ْ اﻟﺼﻮرةُ ﻣﻊ ّ ﺼ َﻞ إﻟﻴﻨﺎ ّ ﺼ ِ ﺎل اﻟﺘ ِ ﻨﺎﻋ ﱢﻲ ﰲ اﻟ َﻔﻀﺎء .ﻳ ُﺪور ﻫﺬا اﻟ َﻘﻤﺮ ﺣﻮ َل اﻟ ُﻜﺮة اﻷَر ِ َﳎ ِ ﺼ َﻮَر ﺿﻴﱠﺔ َﻛ ْﻲ ﻳَﻨ ُﻘ َﻞ اﻟ ﱡ ﱢﻠﻔﺰﻳُﻮن ،ﻫﻮ إﻃْﻼ ُق اﻟ َﻘﻤ ِﺮ اﻟ ﱢ َ ْ َُ ْ َ ُ ْﺖ و ِ ِ ِ ِ ِ ِ ﻗﻮﻋﻬﺎ .ﻓﺎﻟﻌﺎﺋﻠﺔُ اﻟﱵ َﲡﻠِﺲ ﰲ واﳌﻌﻠﻮﻣﺎت ﻣﻦ ُﻛ ّﻞ ﻗُﻄْ ٍﺮ ﻣﻦ أَﻗْﻄﺎر اﻟﻌﺎِﱂ إﱃ اﻟﺘﻠﻔﺰﻳﻮن ﻟ َﲑاﻫﺎ اﳌُﺸﺎﻫ ُﺪ َوﻗ َ ُ ﺲ اﻟﻮﻗ ِ ْﺖ. ﺑﻴﺘﻬﺎ ﰲ أَﻧْـ َﻘ َﺮَة ﻣﺜﻼً ُ ﺗﺴﺘﻄﻴﻊ أ ْن ﺗُﺸﺎﻫ َﺪ ُﻣ َ ﺒﺎرا ًة ﰲ ُروﻣﺎ ﰲ ﻧَـ ْﻔ ِ َ ِ ﻀ ِﺎء وﻗ ِ ﻈﻢ اﻟﻨّ ِ ﺴﻴﻨَ َﻤﺎ ﺎس ﻳُﻔﻀﱢﻠﻮﻧﻪُ ﻋﻠﻰ اﻟ ﱢ ْﺖ اﻟ َﻔﺮاغ .وأ ْ ﻓﺎﻟﺘﻠﻔﺰﻳﻮن ﻳُـ َﻌ ﱡﺪ وﺳﻴﻠﺔً ﺿﺮورﻳﱠﺔً ﻟﻠﺜﱠﻘﺎﻓﺔ وﻗَ َ َ َﺻﺒَﺢ ُﻣ ْﻌ ُ ِ ٍ ٍ ِ ِ ِ ﻼح ﺑﻞ ﻟَﻪُ ﻧَ ٍ ﻮاح ﻏَْﻴـ ُﺮ ﻃﻴّﺒﺔ أﻳْﻀﺎً ،ﻧَـ ْﻔﺴﻴﱠﺎً َوﺟ ْﺴﻤﻴﱠﺎً؛ ﻓﻬﻮ ﺳ ٌ ﺲ ﻛﻠّﻪُ َﺣ َﺴﻨﺎَتْ ، واﳌَ ْﺴ َﺮح .وﻣﻊ ذﻟﻚ ﻓﺎﻟﺘﻠﻔﺰﻳﻮن ْﻟﻴ َ وﻳﻨﻔﻊ. ذُو َﺣﺪﱠﻳْﻦ ،ﻳ ُ ﻀ ﱡﺮ ُ ِ ِ وﻣﻦ أﻫ ﱢﻢ ﺳﻴﱢﺌَ ِ ﱠﻬ ُﻢ ﺎت اﻟﺘﻠﻔﺰﻳﻮن أﻧﱠﻪُ ﻳُـ َﺆﺛﱢـ ُﺮ ﻋﻠﻰ ﻧَـ ْﻔﺴﻴﱠ ِﺔ اﻟ ﱢ ورﱠﲟﺎ ﻳُـ َﻮ ﱢﺟ ُﻬﻬﻢ ﺗَـ ْﻮﺟﻴﻬﺎً ﻏَْﻴـ َﺮ َﺳﻠﻴﻢ .وﻳُـﺘـ َ ْ َ ﺼﻐﺎ ِرُ ، ﺣﺎﻟﺔ اﻟﺒـﻌﺪ واﻻ ْﺧﺘِﻼف ﺑﲔ ِ ﺴﺌﻮل ﻋﻦ ِ اﻟﺘ ِ ﺿ ِﻄﺮ ِ وﻣ ٌ ﱢﻠﻔﺰﻳُﻮ ُن اﻵ َن ﺑِﺄﻧّﻪ َﻣ ْﺴ ٌ اﻵﺑﺎء ﺌﻮل ﻋﻦ اﻻ ْ ُْ اب ﰲ اﻟ ُـﻤﺠﺘَ َﻤﻊ َ َ واﻷَﺑﻨﺎء ﰲ اﻟﻌﻮ ِ اﻃﻒ واﻷَﻓﻜﺎر. ْ ََ 209 اد اﻷُﺳﺮِة اﻟﻮاﺣﺪةِ ﺪﺧﻞ اﻟﺘ ِ ﺒﻞ أ ْن ﻳَ ُ واﻟﱠﺬﻳﻦ ﻳُـ َﻮ ﱢﺟﻬﻮن إﻟﻴﻪ ﻫﺬﻩ اﻟﺘـ ْ ﱢﻠﻔﺰﻳﻮن اﻟﺒُﻴﻮت ﻛﺎن أﻓﺮ ُ َ ﱡﻬﻤﺔَ ﻳَـ ُﻘﻮﻟﻮن :ﻗَ َ ِ ِ ﻀﺎء وﻗ ِ ْﺖ اﻟ َﻔﺮاغ ،ﻳَﺴﺘَ ِﻤﻌﻮن إﱃ ِ اﻷب أو اﻷ ُّم أو اﳉَ ّﺪ أو اﳉَﺪﱠة وﻫﻢ ﻳﺘﺤﺪﱠﺛﻮن إﻟﻴﻬﻢ ﰲ ﻛﺜ ٍﲑ َﳚﻠﺴﻮن َﻣﻌﺎً ﻟ َﻘ َ َ ي ﺑﲔ أﻓﺮاد اﻟﻌﺎﺋِﻠَﺔ ،وﻳﻌﻤﻞ ﻋﻠﻰ ﻧَـ ْﻘ ِﻞ آر ِاء ِ اﻻﺗ ِ ِ ﻣﻦ أُﻣﻮِر اﳊﻴﺎة .وﻫﺬا اﻷﻣﺮ َﳜﻠُ ُﻖ ﻧﻮﻋﺎً ِﻣﻦ ِ اﻟﻜﺒﺎ ِر ﱢﻔﺎق اﻟﻔﻜ ِﺮ ﱢ َ َ ُ ْ ََ ُ ﺼﻐﺎر. إﱃ اﻟ ﱢ ِ ِ ِ ﻤﻴﻊ ﱠور اﻟﻄﱠﺒِ ِﻴﻌ ﱠﻲ ﻟﻶﺑﺎءْ ، أﻣﺎ ﺑﻌ َﺪ ﻇُ ُﻬﻮر اﻟﺘﻠﻔﺰﻳﻮن وﻣﺎ ﻳُﻘ ّﺪﻣﻪ ﻣﻦ ﺑَـ َﺮاﻣﺞ ُﳐﺘَﻠﻔﺔ ،ﻓﺈﻧّﻪ أَﻟْﻐَﻰ اﻟﺪ ْ وأﺻﺒَﺢ اﳉَ ُ ﻧﺎﻣ ِﺞ اﻟﺘﱢـﻠ ِْﻔﺰﻳُﻮﻧِ ّـﻲ. ﻳَـ ْﻬﺘَ ﱡﻤﻮن ﺑِﺎﻟﺒَـ ْﺮ َ ِ ِ ْﺲ ِﻫﻴﻠِﻲ ﰲ ِﲝﺜِﻪ ﻋﻦ ﻫﺬا اﳌﻮﺿﻮع .وﰲ ﻫﺬا اﻟﺒَﺤﺚ ﻳَ ْﺪﻋُﻮ وﻫﺬﻩ اﻟﺘ َ ﱡﻬﻤﺔ َﻳﺆﻳﱢ ُﺪﻫﺎ اﻟﻜﺎﺗ ُ ﺐ اﻷَﻣ ِﺮﻳﻜ ﱡﻲ أَﻟَﻜ ْ ﻌﺎت اﻟﻐَﺮﺑِﻴﱠﺔَ – ِ ﺿﺮورة ِ إﳚﺎد ِ اﻟﻜﺎَﺗﺐ اﺠﻤﻟﺘﻤ ِ ﺻﻠَ ٍﺔ ﻗَ ِﻮﻳﱠﺔ ﺑﲔ أﻓﺮاد اﻟﻌﺎﺋﻠﺔ. ﻻﺳﻴﱠﻤﺎ -اﻷﻣﺮﻳﻜﻴّﲔ إﱃ َ ْ ُ َ ﻘﱰح أَﻟَﻜْﺲ ِﻫﻴﻠِﻲِ -ﻋﻼﺟﺎً ﳍﺬﻩ اﳌﺸﻜﻠﺔ -اﻟﻌﻤﻞ ﻋﻠﻰ َﻋﻮ ِ ِ وﻳَ َِ اﻟﻘﺪﳝﺔ ﻟِﻸُﺳﺮة ﻋﻨﺪﻣﺎ ﻛﺎﻧﺖ ﺼﻮرة دة اﻟ ﱡ ْ ْ ََ َ ﻳﺎت ِ ٍ وﺣ ٍ ﺼﻪُ ِﻣﻦ ِذ ْﻛﺮ ٍ ﻟﻄﻴﻔﺔ ﻜﺎﻳﺎت اﳉَ ّﺪةُ ﺗَـ ُﻘﻮم ﺑِ ُﺪور اﻟﺘﻠﻔﺰﻳﻮن ،ﻓﻴﺠﻠِﺲ ﺣﻮﳍَﺎ اﻷ ُ َﻃﻔﺎل ﻳَﺴﺘَ ِﻤﻌﻮن إﱃ ﻣﺎ ﺗَـ ُﻘ ﱡ ِ ﱠﺼﺎﺋِﺢ. َﻣﻠﻴﺌَﺔ ﺑﺎﻟ ُﺪ ُروس واﻟﻨ َ أﻣﺎ ِﻣﻦ ِ اﻟﺼﺤﻴﺢ .اﻟﺘﻠﻔﺰﻳﻮن ﺼ ﱢﺤﻴﺔ ،ﻓﺈ ّن ﻟِﻠﺘﱢﻠﻔﺰﻳﻮن أﻳْﻀﺎً آﺛﺎراً َﺳﻴﱢﺌَﺔً ،إذا ﱂ ﻧُﺮ ِاع َ اﻟﻨﺎﺣﻴﺔ اﻟ ﱢ اﻻﺳﺘﻌﻤﺎل ّ ّ ِ ِ ِ ﺒﺐ ﰲ آﻻم اﻟﺮأس ﺼﺒِﻴّﺎً ،وﻳﻜﻮن َﺳﺒَﺒﺎً ﻟﻘﻠﱠﺔَ اﳊََﺮَﻛﺔ ،وﻫﻮ اﻟ ﱠ َْﳛ ِﺮُﻣﻨﺎ ﻣﻦ اﻟﻨﻮم ،وﻳُـ ْﺆذي اﻟﻌﲔ ،وﳚﻌﻞ اﻹﻧﺴﺎ َن َﻋ َ ﺴ ُ واﻟﻈﱠ ْﻬ ِﺮ. وﻗَ ْﺪ ﺛَـﺒﺖ ِﻣﻦ اﻹﺣﺼﺎءات أ ﱠن ) %80ﲦﺎﻧِﲔ ﺑﺎﳌِﺌَﺔ( ِﻣﻦ اﻟﺬﻳﻦ ﻳ ِ ﺸﺎﻫﺪون اﻟﺘﱢﻠﻔﺰﻳﻮن َﳚﻠِﺴﻮن أﻣﺎم َ ُ ِ ِ ٍ اﻟﺘﻠﻔﺰﻳﻮن ﻳَﻮﻣﻴّﺎً ﺳﺎﻋﺘﲔ ﺗَﻘ ِﺮﻳﺒﺎً ،وﰲ ﻋﻄﻠﺔ اﻷُﺳﺒﻮع ﻣﻦ ﺛﻼث أﱃ ْأرﺑﻊ ﺳﺎﻋﺎت. ﻒ! ﻛ ﱡﻞ ﻫﺬﻩ اﳌﺸﺎﻛﻞ واﻟﺴﻴﱢﺌﺎت ُﳝﻜﻦ أ ْن ﺗَـﺘَﺨﻠﱠﺺ ﻫﺬﻩ أﻣﺜﻠﺔٌ ﻟِﺒَﻌﺾ َﻣﺸﺎﻛﻞ اﻟﺘﻠﻔﺰﻳﻮن ،وﻟﻜﻦ ﻻ َﲣ ْ ﻣﻨﻬﺎ .ﻋﻠﻴﻚ ﻓَـ َﻘ ْﻂ أ ْن ﺗَﻌ ِﺮف اﻟﺘﱠﻌﻠِﻴﻤﺎت واﻹرﺷﺎدات ﻟِﻼﺳﺘﻌﻤﺎل اﻟﺼﺤﻴﺢ ،وﺣﻴﻨﺌﺬ ُﳝ ِﻜﻨُﻚ أ ْن ﺗَـﺘَ َﻤﺘّﻊ ﺑﺎﻟ َﻔﻮاﺋِﺪ ٍ ِ ِ ِ اﳌﻴﺴﺮة(. َ اﻟﻌﻈﻴﻤﺔ اﻟﱵ ﻳُﺘ ُ ﻴﺤﻬﺎ ﻟﻚ اﻟﺘﱢﻠﻔﺰﻳﻮن ،دون ﺧﻮف ﻋﻠﻰ ﺻ ﱠﺤﺘﻚ) .ﺑﺘﺼﺮف ﻣﻦ :اﻟﻘﺮاءة ّ Kelimeler ve Deyimler أذاع– ﻳُ ِﺬﻳﻊ – إذاﻋﺔ: )Yaymak, duyurmak (Radyo, yayın evi اِ ْﺳﺘَﻌﻤﻞ – ﻳ ِ ﺴﺘﻌﻤﻞ -اِﺳﺘِﻌﻤﺎلKullanmak : َ َ اِﻧْـﺘَـ َﻘﻞ – ﻳَـ ْﻨﺘَ ِﻘ ُﻞ – اِﻧﺘِﻘﺎَل Göçmek, bir yerden bir yere geçmek : أ ﱠوﻻً ﺑِﺄ َّول Anında, ilk elden, hemen : ﺑَ ِﻄﻴﺊYavaş, ağır : ﺑَـﻐْﻞ )ج( ﺑِﻐﺎل Katır : ﻀﻞ sayesinde : ﺑَِﻔ ْ 210 Ulaşmak, varmak : ﻳﺒﻠُﻎ – ﺑُـﻠُﻮغ- ﺑﻠَﻎ Televizyon : اﻟﺘﱢـﻠ ِْﻔ ْﺰﻳﻮن/ﱢﻠﻔﺎز ُ اﻟﺘ Olmak, gerçekleşmek, cereyan etmek, akmak : َﳚ ِﺮي – َﺟ َﺮﻳﺎن- ﺟﺮى َ Deve (erkek) :َﲨَﻞ )ج( ِﲨﺎل Bilgisayar :ﺣﺎَ ُﺳﻮب َِ (ِﲪﺎر )ج Merkep, eşek :ﲪﲑ ِ اﳊﻤﺎم اﻟﺰ Posta güvercini :ﱠاﺟﻞ ََ ِ Zaman, vakit :َﺣﻴﺎَن ْ ﺣﲔ )ج( اﻷ Kafa :ْس )ج( ُرؤوﺳﻬﻢ ٌ َرأ Bolluk, rahatlık :َرﺧﺎء Gemi :ﺴ ُﻔﻦ ﺴ ِﻔﻴﻨﺔ )ج( اﻟ ﱡ اﻟ ﱠ اﻟ ﱠ İnternet :ﱠوﻟِﻴﱠﺔ ْ ﺸﺒَ َﻜﺔ اﻟﺪ ِ ِ ﺼﺤ Gazete :ﻒ َ ُ ﺻﺤﻴﻔﺔ )ج( اﻟ ﱡ Yapmak, imal etmek :ﺻ ْﻨﻊ ُ -ﺻﻨَﻊ – ﻳَﺼﻨَﻊ َ ِ -ﻳﻀﻴﻖ ِ – ﺿﺎق Sıkıntı, darlık :ﺿﻴﻖ Ortaya çıkmak, görünmek :ﻇُ ُﻬﻮر- ﻇَ َﻬ َﺮ – ﻳَﻈ َْﻬ ُﺮ Sırt, bel :ﻇَ ْﻬﺮ )ج( ﻇُ ُﻬﻮر Yaşamak :ﺸﺔ َ ِﻳﻌﻴﺶ – ِﻋﻴ-ﻋﺎش Tekerlek :َﻋ َﺠﻠَﺔ )ج( َﻋ َﺠﻼت Tuhaf, enteresan :ًﻏَ ِﺮﻳﺒﺎ Kıta ﻗﺎرات ّ (ﻗﺎ ﱠرة )ج Çirkin oldu, kötüleşti :ﻗﺒُ َﺢ – ﻳَﻘﺒُﺢ – ﻗُـ ْﺒﺢ Kuvvetli, Güçlü :ي )ج( اﻷﻗ ِﻮﻳﺎء ّ ﻗَ ِﻮ Sayılamayacak kadar çok :ﺼﻰ وﻻ ﺗُـ َﻌ ﱡﺪ َ ْﻻ ُﲢ Yürüyerek :ﺸﻴﺎً ﻋﻠﻰ اﻷَﻗْﺪام ْ َﻣ Nakletmek, başka yere götürmek :ﻧَـ َﻘﻞ – ﻳَـ ْﻨـ ُﻘﻞ– ﻧَـ ْﻘﻞ Telefon, (fısıldamak, sessizce konuşmak) :(ﻒ ٌ َﻫ ْﺘ-ﻒ ُ ِﻒ– ﻳَـ ْﻬﺘ َ َاﳍﺎَﺗِﻒ )ﻫﺘ Modern iletişim araçları :وﺳﺎﺋﻞ اﻻﺗﱢﺼﺎل اﳊﺪﻳﺜﺔ ُ 211 Modern ulaşım araçları :َوﺳﺎﺋِﻞ اﻟﻨﱠـ ْﻘﻞ اﳊﺪﻳﺜﺔ Milli :ﲏ ّ ََِوﻃ Olmak, gerçekleşmek, vuku bulmak :وﻗَﻊ– ﻳ َﻘﻊ– ﻗُﻮﻋﻪ Özet Taaccüp üslûbunun mahiyetini tanımlayabilmek. Taaccüp üslûbu aşırı beğeni, hayranlık, takdir durumlarla; şaşırma, tiksinti ve hoşnutsuzluk durumlarını ifade etmek için kullanılan kalıplardır. Doğrudan taaccüp kalıplarını tanımak ve unsurlarını tespit edebilmek. ِ ِ Taaccüp fiilleri dediğimiz doğrudan taaccüp kalıpları ُْﻌﻠَﻪ َ ﻣﺎ أَﻓـve أَﻓْﻌ ْﻞ ﺑِﻪ şeklinde gelen kalıplardır. Arapça’da beğeni ve hoşnutsuzluk anlamlarının doğrudan ifade tarzı bu iki kalıpta gerçekleşir ve her ikisi de aynı anlamı ِ ifade eder. Bu kitap ne kadar da faydalı! cümlesini hem: !ﺘﺎب ْ ﻣﺎ َ أﲨَ َﻞ ﻫﺬا اﻟﻜ ِ ِ ِ şeklinde, hem de: !ﺎب ْ şeklinde ifade etmek mümkündür ve iki ifade َ أﲨ ْﻞ ﺬا اﻟﻜﺘ şekli arasında anlamca hiçbir fark yoktur. Her iki kalıp üçer unsurdan oluşmaktadır. Birinci kalıp; cümle başına getirilen taaccüp ‘ ﻣﺎsı, ْﻌ َﻞ َ أَﻓـvezninde taaccüp fiili ve müteaacebün minh (beğenilen ya da hoşlanılmayan) denilen ve daima mansûb olan isimden oluşmaktadır. İkinci kalıp ise; başa getirilen ve أَﻓ ِْﻌ ْﻞvezninde olan taaccüp fiili, müteaacebün minh denilen ve başına ِ ﺑـcer harfi gelen bir isimden oluşmaktadır. Dolaylı taaccüp kalıplarını tanımak ve unsurlarını tespit edebilmek. Arapça’da bütün fiilleri doğrudan taaccüp sîgalarına aktarma imkânı yoktur. Fiillerin doğrudan taaccüp kalıplarından birine aktarılabilmesi için, söz konusu fiilin; a. Sülâsi mücerred olması, b. Tâm olması, c. Müsbet olması, d. Malûm olması, e. Mutasarrıf/çekimli bir fiil olması gerekir. Bu şartları hâiz olmayan fiillerin taaccüp ifadeleri dolaylı taaccüp kalıbıyla yapılır. Dolaylı taaccüp kalıpları da şöyle elde edilir: Öncelikle taaccüb’e konu olan fiilin; birinci kalıp için ...ﻞ ّ َ ﻣﺎ أَﻗ، ﻣﺎ أَ ْﻛﺜَـ َﺮ،; ﻣﺎ أَ َﺷ ﱠﺪ ikinci kalıp için de: ... أَﻗْﻠِ ْﻞ ﺑِـ، أَ ْﻛﺜِ ْﺮ ﺑِـ، أَ ْﺷ ِﺪ ْد ﺑـgibi genel anlam ifade eden yardımcı fiil sonrasında mastarını veya başında أ ْنbulunan mâzi veya müzârisi (müevvel mastarı) getirilerek yapılır. 212 Taaccüp anlamı yüklenen deyimsel ifadeleri tanımlayabilmek. Arapça’da yaygın olan taaccüp fiillerinin yanında beğeni ya da hoşnutsuzluk anlamlarını ifade eden deyimsel ifadeler vardır. Bu kalıpların en önemlileri ve anlamları şöyledir: a. ( )ﺿﻤﲑ( ِﻣﻦ )اﺳﻢ+ ﻳﺎَ ﻟَـ/ne muazzam/ne rezil ..!. şeklinde karşımıza gelir ve zamiri gâib ve muhâtap formlarında karşımıza çıkar. Söz konusu zamir ismin müzekkerlik-müennesilik, müfret-tesniye-cemi oluşuna bağlı olarak ٍ ِ ﻳﺎَ ﻟَﻪُ ِﻣﻦ ﻃﺎﻟ/ne harika (kız) öğrenci!, ﻳﺎَ َﳍﺎُ ِﻣﻦ ﻃﺎﻟِﺒَﺔ/ne değişiklik arzeder. ﺐ ٍ َِﻚ ِﻣﻦ ﻃﺎﻟ harika (erkek) öğrenci! cümleleri gaip; ﺐ َ ﻳﺎَ ﻟ/ne harika öğrencisin! ِ ِ ٍ ِ ve: ﻳﺎَ ﻟَﻚ ﻣﻦ ﻃﺎﻟﺒَﺔ/ne harika öğrencisin! cümleleri ise muhatap zamire misal verilebilir. b. Bir diğer kalıp: ( )اﺳﻢ+ ﻳﺎَ ﻟَـ/ne ...! şeklinde kullanılır. Bunu kullanırken yapılacak tek şey sadece parantez içerisine isim yerleştirmektir. Bu isim de hep marife kullanılır ve cer harfi olan lâm (’)ﻟَـdan sonra geldiği için hep mecrûrdur. !ﺠ ِﻞ َ ﻳﺎ ﻟَ ْﻠ َﺨ/ne ayıp!, ne utanç verici bir durum! gibi. c. Taaccüp kalıpları arasında zikredilebilecek bir başka kullanım da +ﻟِﻠﱠ ِﻪ َد ﱡر (اﺳﻢ/ﺿﻤﲑ َ ) /ne ... ama! şeklinde karşımıza gelen bu kalıptır. َد ﱡرkelimesine izâfe edilen zamir ya da marife bir isimle kullanılır. ﺴﺒﺎق ﻟِﻠﱠ ِﻪ َد ﱡرﻩُ ﰲ ﺳﺎﺣﺔ اﻟ ﱢ/yarış meydanında ne muhteşemdi ama! cümlesi gibi. Kendimizi Sınayalım 1. Aşağıdaki cümlelerin hangsinde taaccüp sîgası yoktur? ِ ﻳﻔﻮز ﻏﲑ a. اﳌُﺤ ﱢﻖ ْ ﻣﺎ أ ُ َ ّﺴ َﻦ أﻻ َ َﺣ ِ b. اﳌﺪﻳﻨﺔ ﺸﻮار ِِع َ ِأ َْو ِﺳ ْﻊ ﺑ c. اﻧﺘﺼﺎر اﳊ ﱢﻖ أﲨَ َﻞ ْ ﻣﺎ َ ِ ٍ d. َﲨَ ُﻞ ﻛﺘﺎب ﻗَﺮأْﺗَﻪ ْ ﻣﺎ أ ِ ﻣﺎ أَﻗـْﺒَ َﺢ أن ﻳَـ ْﻬﺘَ ﱠﻢ e. اﻟﻄﺎﻟﺐ ﺑﻐَﲑ دروﺳﻪ ُ 2. Aşağıdaki fiillerden hangisi doğrudan taaccüp sîgasına aktarılamaz? a. َﻛﺒُـ َﺮ b. َﻋ ِﻠﻢ c. ﻋُ ِﺮف d. ﻛِ ُﺮَم e. ﻧَـ َﻔﻊ ِ ”أَ َﱂْ ﺗَ ُﻜ ْﻦ وﺳﺎﺋﻞ اﻟﻨ cümlesinde altı çizili kelimenin zıt 3. “ ﺼﻮر اﻟ َﻘ ِﺪﳝﺔ ﺑَ ِﻄﻴﺌَﺔً ِﺟ ّﺪاً؟ ُ ُﱠﻘﻞ ﰲ اﻟﻌ anlamlısı aşağıdakilerden hangisidir? a. َﻋ َﺠﻠَﺔ b. ﻗَ ِﺮﻳﺒﺔ c. ﻗَ ِﻮﻳﱠﺔ 213 d. َﺳ ِﺮﻳﻌﺔ e. ﺻ ِﻐﲑة َ 4. “ ..... ﻳﺎَ ﻟَﻪُ ِﻣﻦ ”taaccüp kalıbı ile birlikte kullanıldığında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? ٍ ِﻳﺎَ ﻟَﻪُ ِﻣﻦ ﻃﺎﻟ a. !ﺐ b. !ﻳﺎَ َﳍُ ﱠﻦ ِﻣﻦ ُﻣﻌﻠﱢﻤﺎت ِ ِ c. !ﺻﺪﻳﻖ َ ﻳﺎَ ﻟَﻚ ﻣﻦ ِ ﻳﺎَ ﻟَﻪُ ِﻣﻦ d. !ﺗﺎﺟﺮ e. !ﻳﺎَ َﳍُ ْﻢ ِﻣﻦ أَ ْﻏﻨِﻴﺎء ِ ﺗﻄﻮٍر ﰎﱠ ﰲ اﻟﺘ 5. “ﻨﺎﻋﻲ ﰲ اﻟ َﻔﻀﺎء ﻫﻮ إﻃْﻼ ُق اﻟﻘﻤ ِﺮ اﻟ ﱢ،ﱢﻠﻔﺰﻳُﻮن ﻈﻢ ﱡ ﺼ ﱢ ُ ” ْﻋ cümlesinin Türkçe doğru karşılığı aşağıdakilerden hangisidir? a. Televizyon alanında gerçekleştirilecek olan en büyük kalkınma, uzaya uydunun fırlatılmasıdır. b. Televizyon alanında gerçekleşen en büyük ilerleme, uzaya uydunun fırlatılmasıdır. c. Televizyon alanında gerçekleşen büyük ilerlemelerden biri, uzaya uydunun fırlatılmasıdır. d. Televizyon hizmet alanında gerçekleştirilecek olan çok büyük ilerlemelerden birisi, uzaya uydunun fırlatılmasıdır. e. Televizyonun gerçekleştirdiği en büyük ilerleme, uzaya uydunun fırlatılmasıdır. Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. d Yanıtınız doğru değilse, “Taaccüp Fiilleri” konusunu yeniden okuyunuz. 2. c Yanıtınız doğru değilse, “Doğrudan Taaccüp” ile ilgili bilgileri yeniden gözden geçiriniz. 3. d Yanıtınız doğru değilse, “Okuma Parçasını” yeniden okuyunuz. 4. c Yanıtınız doğru değilse, “Taaccüp Kalıpları” konusunu yeniden gözden geçiriniz. 5. b Yanıtınız doğru değilse, “Serbest Okuma Parçasını” yeniden dikkatlice okuyunuz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Öncelikle örnek cümlemizi bir daha hatırlayalım: !ـﺴ ـ ٍﻦ َ َﺣـ ﻳـﺎ ﻟَـﻪُ ِﻣـﻦ ُﺧـﻠُ ٍـﻖ 214 1. (!............... ِﻋـﻤـﺎَ َرة...... ....... .....) cümlesinde kalıbımızın dördüncü olan isim hanesinde, müfret ve müennes bir kelime ( ) ِﻋـﻤـﺎَ َرةolduğuna göre ﻳـﺎ ... ﻟَـboşluğuna bu isme paralel bir zamir gelmesi gerekir. Dolayısıyla cümlenin ! ﻳـﺎ ﻟَـﻬﺎ ِﻣـﻦ ِﻋـﻤـﺎَ َرةşeklinde tamamlanması gerekir. En son yer alan boşluğa da ِﻋـﻤـﺎَ َرةkelimesine uygun herhangi bir sıfat yerleştirilmesi gerekir. Dolayısıyla cümle ! ﻳـﺎ ﻟَـﻬﺎ ِﻣـﻦ ِﻋـﻤـﺎَ َرة ﻇَ ِﺮﻳ َﻔﺔ/ne de zarif bir bina! şeklinde kurulabilir. ِ ﻧَـ 2. (!ـﺸـﻴـﻂ .......... ...... ....... .....) cümlesinde ise kalıbımızın beşinci olan isim hanesinin sadece sıfatı verilmiştir. Sıfat da müfret ve müzekker ( )ﻧَـ ِـﺸـﻴـﻂbir kelime olduğu için, mevsûfu ve kalıbın baş kısmında kullanılacak zamiri buna uygun bir zamir olması gerekir. Dolayısıyla cümleyi: ﻟﻚ ِﻣـﻦ َ /ﻳـﺎ ﻟَـﻪ ٍ ِ ﻃﺎﻟşeklinde tamamlamak gerekir. !ﺐ ﻧَـ ِـﺸـﻴـﻂ ِ ْ ُﻣ َـﻌﻠﱢ َﻤﺘَـ...... ....... .....) cümlesinde ise kalıbımızın 3. (!............... ﲔ ِ ْ ) ُﻣ َـﻌﻠﱢ َﻤﺘَـ dördüncü olan isim hanesinde, tesniye ve müennes bir kelime (ﲔ olduğuna göre ... ﻳـﺎ ﻟَـboşluğuna bu isme uygun bir zamir gelmesi gerekir. ِ ْ ﻳـﺎ ﻟَ ُـﻬﻤﺎ ِﻣـﻦ ُﻣ َـﻌﻠﱢ َﻤﺘَـşeklinde tamamlanması gerekir. En Dolayısıyla cümlenin !ﲔ ِ ْ ُﻣ َـﻌﻠﱢ َﻤﺘَـkelimesine uygun herhangi bir sıfat son yer alan boşluğa da ﲔ ِ ِ ْ ﻳـﺎ ﻟَ ُـﻬﻤﺎ ِﻣـﻦ ُﻣ َـﻌﻠﱢ َﻤﺘَـ/ne de uzman iki bayan hoca! yerleştirilerek cümle: !ﲔ ﻣﺎﻫﺮﺗَـ ْﲔ şeklinde kurulabilir. 4. (!................ .......... ...... ﻟَـ ُﻜ ْﻢ.....) cümlesinde tek belirleyici kelime müzekker ve çoğul olan ( ) ُﻛ ْﻢzamiridir. Dolayısıyla kalıbın dördüncü olan isim hanesine gelecek zamir buna uygun bir zamir olacağı için cümleyi: ﻳـﺎ ٍ ﻟَ ُﻜﻢ ِﻣـﻦ ﻋُ ﱠﻤ/ne de tembel işçilersiniz! şeklinde tamamlamak !ﺎل ُﻛ َﺴ َﺎﱃ mümkündür. 5. ( !............... ُﻣ َـﻤ ﱢﺮﺿﺎت...... ....... ..... ) cümlesinde ise kalıbın dördüncü olan isim hanesinde, cemi ve müennes bir kelime ( ) ُﻣ َـﻤ ﱢﺮﺿﺎتolduğuna göre ﻳـﺎ ... ﻟَـboşluğuna bu isme uygun bir zamir gelmelidir. Dolayısıyla cümlenin ! ﻳـﺎ ﻟَ ُـﻬ ّﻦ ِﻣـﻦ ُﻣ َـﻤ ﱢﺮﺿﺎتşeklinde tamamlanması gerekir. En son yer alan boşluğa da ُﻣ َـﻤ ﱢﺮﺿﺎتkelimesine uygun herhangi bir sıfat yerleştirilmesi durumunda cümle: ! ﻳـﺎ ﻟَ ُـﻬ ّﻦ ِﻣـﻦ ُﻣ َـﻤ ﱢﺮﺿﺎت ﻧَ ِﺸﻴﻄﺎت/ne de uzman iki bayan hoca! şeklinde kurulabilir. Yararlanılan Kaynaklar Sînî, Mahmud İsmail, es-Seyyid, İbrahim Yusuf, eş-Şeyh, Muhammed erRifai), el-Kavâidu’l-Arabiyyeti’l-Müyessere, İstanbul. Güler, İ., Günday, H., Şahin, Ş., Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), İstanbul. 215 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; • Nidâ üslûbunu ve unsurlarını tanımlayabilecek, • Nidâ edatlarını ve kullanım çerçevelerini belirleyebilecek, • Nidâ edatları ve münâdâ ile ilgili özel durumları tanıyabilecek, • Münâda’nın türleri edebileceksiniz. ve gramatik hükümlerini tayin ve tespit Anahtar Kavramlar • Nidâ • Münâda • Nekre-i maksûde • Nekre-i gayr-ı maksûde • Şebîh bi’l -muzâf Öneriler Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce; • Metni daha iyi bir şekilde kavramak için öncelikle üç defa okuyun, anlamadığınız kelimeleri tespit edin ve ‘kelimeler ve deyimler’ kısmına başvurunuz. Yine de anlamını bilmediğiniz kelimeler olursa bir ArapçaTürkçe sözlüğe müracaat ediniz. • İsmail Güler, Hüseyin Günday, Şener Şahin, Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), adlı kitaptan ‘Münâda’ konusunu okuyunuz. 216 Münâdâ ﺎدى َ َاﻟ ُـﻤـﻨ GİRİŞ Birçok dilde olduğu gibi Arapça’da da muhatabın dikkatini çekmek ya da ona seslenmek üzere ünlem anlamı taşıyan bazı giriş sözcükleri kullanılır. Bir anlamda bu edatlar uzun bir cümlenin kısaltılmış ve klişeleşmiş halinden ibarettir. “ ﻳﺎ أﺻﺪﻗﺎء/ey arkadaşlar!” dediğimiz zaman; aslında: “Karşımda olan arkadaşlar, size sesleniyorum, bana kulak verin!…” gibi uzun bir cümleyi iki kelimeye indirgemiş oluruz. Türkçe’de “Ey falancalar, bana kulak verin, size bir şey söyleyeceğim” anlamına gelen “Hey!, Ey!, Şişşşt…” sözcükleri gibi Arapça’da da bazı edatlar yoluyla yakın ve uzak için ayrı, eril ve dişiller için ayrı olmak üzere bir takım edatlar vardır. İşte bu ünitede Arapça’da ayrıntılı bir kullanım alanına sahip olan nidâ üslûbu işlenecektir. Nidâ edatları vasıtasıyla yapılan işleme, seslenme anlamına gelen ‘nidâ’, bu yolla kendisine seslenilen kimseye de kendisine seslenilen anlamına gelen ‘münâda’ terimi kullanılır. Konu temelde, iki başlık çerçevesinde ele alınacaktır: Birincisi nidâ edatları, ikincisi ise münâda’nın türleri, i‘râbı ve cümleye yüklediği anlamlar. Bunların yanında söz konusu edatların yaygın olanlarına işaret edilecek ve günlük dilde ve Kur’ân’da yer alan kullanımlarına yer verilecektir. Münâdâ üslûbu, gramer açısından fiil ve fâili hazfedilmiş/düşürülmüş kullanımlar çerçevesinde ele alındığı için mansûbât kategorisinde değerlendirilir. Onun için münâdâ öge genel kural olarak mansûbtur. Ancak bununla birlikte, anlatım kısmında işaret edileceği üzere, merfû okunduğu durumlar da söz konusudur. Bundan dolayı da bu durumlarda münâdâ öge mahallen mansûb kabul edilir. Konuya ilişkin ayrıntılı uygulamalar öncelikle okuma parçası ile onu takip eden alıştırmalar ve dil bilgisine yönelik anlatım kısmında verilecektir. Konu ile ilgili ön bilgi almak için www.schoolarabia.net adreslerine de başvurabilirsiniz. 217 OKUMA PARÇASI اﻟﻌﺎﻗِﻠَﺔ اﻟ ﱠﺰْو َﺟﺔ َ ِ ِ ّﻤﺖ ﻟﻪ زوﺟﺘﻪ ِﺧﻄﺎﺑﺎً وﻗﺎﻟﺖ ﻛﺐ ﻗِﻄﺎر اﻟﺼﺒﺎح ،ﺳﻠ ْ ﻜﻲ ﻳَﺮ َ ﻟَ ﱠﻤﺎ ﺑَ َﺪأ اﻟﺴﻴﱢ ُﺪ ﳏﻤﻮد ﻳُﻐﺎد ُر اﳌﻨـ ِﺰ َل ﻟ ْ ﻟﻪ :ﻳﺎ أﺑﺎ ٍ اﻟﱪﻳﺪ ،ﻋﻨﺪﻣﺎ ﺗَ ِ ِ ﺻﻨ ُﺪوق َِ ﺼﻞ اﱃ ﳏﻤﺪ! ِﻣﻦ ﻓَ ْ ﺲ أ ْن ﺗَ َ ﻀﻠِ َ ﻀﻊ ﻫﺬا اﳋﻄﺎب ﰲ ُ ﻚ ،ﻻ ﺗَـ ْﻨ َ َرﺟﻮك ﻳﺎ َزْو ِﺟﻲ ...ﻷﻧﻪ اﳌَ َﺤﻄﱠﺔ ،ﺣﱴ ﻳَـﺘَـﻠَ ّﻘﺎﻩُ َﻋ ﱢﻤﻲ وﻟﻜﻦ أ ُ ﻨﺴﻰ ﻛﺜﲑا! ْ َ ﺻﺒﺎح اﻟﻐَﺪ .أﻧﺎ أَﻋ ِﺮف أﻧّﻚ ﺗَ َ ُﻣ ِﻬ ّﻢ ﺟﺪاً. ﺧﺎرج ﻋﻠﻰ اﻟ ﱠﺮ ْﻏﻢ ِﻣﻦ ذﻟﻚ ،ﻓَـ َﻘﺪ ﻧَ ِﺴ َﻲ اﻟﺴﻴّ ُﺪ ﳏﻤﻮد اﳋﻄﺎب .وﻟ َّﻤﺎ ﻧﺰل ِﻣﻦ اﻟﻘﻄﺎر ،أﺳﺮع َ ِ ِ ِ ﻣﺪﻳﺮ اﻟ ﱠ ﻌﻤ ُﻞ ُﻣ َﻮﻇًّﻔﺎ ِ ﺎ، اﶈﻄﺔَ ،ﻛ ْﻲ ﻳَﺼﻞ إﱃ َﻣﻜﺘَﺒﻪ ﰲ َﻣﻮﻋﺪ َ ﺸ ِﺮَﻛﺔ اﻟﱵ ﻳَ َ اﻟﻌ َﻤﻞ ،ﺣﱴ ﻻ ﻳُـ َﺆاﺧ َﺬﻩ ُ ﺺ ﻏَ ِﺮﻳﺐ وﻧﺎداﻩُ: وﻛﺎﻧَ ْ ﺖ اﻟ ﱢﺮﺳﺎﻟﺔ ﻻ ﺗَﺰال ﰲ َﺟﻴﺒِﻪ .وﻟ َّﻤﺎ ﺗَـ َﻮ ﱠﺟﻪَ َْﳓ َﻮ َﻣ ْﻴﺪاَن اﻟ َـﻤ َﺤﻄﱠﺔ ،أَﻗﺒَﻞ ﻋﻠﻴﻪ َﺷ ْﺨ ٌ ِ ِ رﺟﻞِ ،ﻣﻦ أَﻳﻦ ﺗَﻌ ِﺮف ﺲ اﻟﺮﺳﺎﻟﺔ! ﻓَﺎﻟﺘَـ َﻔ َ ﺖ إﻟﻴﻪ اﻟﺴﻴّ ُﺪ ﳏﻤﻮد وﻗﺎل ﰲ ﻧﻔﺴﻪ :ﻳﺎ ُ أَﻣﺎﺷﻴﺎً ﺑﺴﺮﻋﺔ ،ﻻ ﺗَـ ْﻨ َ ِ ِ ٍ ِ ِ ﻄﺎب. َﺳﺮع إﱃ أَﻗـ َْﺮب ُ ﺻﻨﺪوق ﺑَ ِﺮﻳﺪ ﰲ اﶈﻄّﺔ ﻟﻴُﻠﻘﻲ ﻓﻴﻪ اﳋ َ أ ّن َﻣﻌﻲ رﺳﺎﻟﺔً! ﰒ أ َ ِ ِ ِ ِ ِ ﺿ ْﻌﻪُ ﰲ ﺲ اﳋﻄﺎب! َ َوأﺛْﻨﺎَ َء َﺳ ِْﲑﻩ َﲰﻊ ﺻﻮﺗﺎً ﻏَ ِﺮﻳﺒﺎً ﻣﻦ َوراﺋﻪ ﻳُﻨﺎدﻳﻪ وﻳﻘﻮل ﻟﻪ :أ ْ َي ﺳﻴ ُﺪ ،ﻻ ﺗَـ ْﻨ َ ﺻﻨ ُﺪ ِ وق َِ اﻟﻨﺎسَ ،ﻣﻦ أَ ْﺧﺒَـ َﺮُﻛﻢ أ ّن َﻣ ِﻌﻲ رﺳﺎﻟﺔ؟! ُ اﻟﱪﻳﺪ! ﺗَـ َﻌ ﱠﺠ َ ﺐ أﻳﻀﺎ اﻟﺴﻴّﺪ ﳏﻤﻮد وﻗﺎل ﰲ ﻧﻔﺴﻪ :أﻳﱡﻬﺎ ُ ﻳﺎ ﻟَﻪُ ِﻣﻦ أﻣ ٍﺮ َﻋ ِﺠﻴﺐ! ِِ ِ اﻟﻌ َﻤﻞَِ ،ﲰﻊ وﺑَﻌ َﺪ أ ْن َرَﻣﻰ اﳋﻄﺎب ﰲ ّ ﺴﺮﻋﺔ .وﺑَﻴﻨَﻤﺎ ﻫﻮ ﰲ ﻃَ ِﺮﻳﻘﻪ إﱃ َ َ اﻟﺼﻨﺪوق ،ﺗَـ َﺮ َك اﶈﻄﺔ ﺑ ُ ﻮت ﺳﻴ ٍ ِ ﺪة ﺗُ ِ ﺖ اﻣﺮأ ًة ﺗﻘﻮل ﻟﻪ :ﻫﻞ َر ْﻣﻴ َ ﻨﺎدﻳﻪ وﺗَﻘﻮل ﻟﻪ :أَﻳَﺎ ﺳﻴﱢ ُﺪ ،ﻟﻮ َﲰَ َ ﺻ َ َّ َ ﺤﺖ! ﻧَﻈَﺮ َور َ اءﻩُ ﻓَـ َﺮأَى َ ِ ِ ِ ِ ِ ُﺧﺮى ﻣﻦ ﻛﻼم اﻟﺴﻴﱢﺪة وﺻﺎح ﻗﺎﺋﻼ :ﻳﺎ إﳍﻲ! اﳋﻄﺎب ﰲ ﺻﻨﺪوق َ اﻟﱪﻳﺪ؟ ﺗَ ّ ﻌﺠ َ ﺐ اﻟﺴﻴﱢ ُﺪ ﳏﻤﻮ ٌد َﻣ ّﺮًة أ َ ِ ﺻ ِ ِ أي ﻋﺮف ﻛ ﱡﻞ ﻫﺆﻻء ﻨﺪوق َ اﻷﺷﺨﺎص أ ّن ﻣﻌﻲ رﺳﺎﻟﺔً ﳚﺐ َﻋﻠَ ّﻲ أ ْن أُﻟﻘﻴَﻬﺎ ﰲ ُ اﻟﱪﻳﺪ؟! ﻋﻠﻰ ّ ﻛﻴﻒ َ ﻴﺖ اﻟﺮﺳﺎﻟﺔ ﰲ اﻟﺼﻨﺪوق ﻣﻨ ُﺬ وﻗ ٍ ِ ﺴﻴﱢﺪة :ﻳﺎ ﺳﻴﱢ َﺪةُِ ،ﻣﻦ أﻳﻦ ْﺖ ﻃَ ِﻮﻳﻞ .ﰒ ﻗﺎل ﻟﻠ ﱠ اﻷﺣﻮال ،ﻟﻘﺪ أَﻟ َﻘ ُ ُ َ ي ﺧﻄﺎﺑﺎ ﳚﺐ أن أ ِ ﻋﺮ ِ ُﻟﻘﻴَﻪ ﰲ ﺻﻨﺪوق اﻟﱪﻳﺪ؟! ﻓﺖ أ ّن ﻟﺪ ﱠ َ ِ ﻚ ﺿ َﻌ ْﺘﻬﺎ زوﺟﺘُﻚ ﻋﻠﻰ ﻇَ ْﻬﺮك ...أ َْﻣ َﺴ َ اﻟﻮَرﻗﺔَ اﻟﱵ َو َ ﻓﻀﺤﻜﺖ اﻟﺴﻴﺪة وﻗﺎﻟﺖ ﻟﻪ :إِ َذ ْن َﺳﺂ ُﺧﺬ َ اﻟﺮﺟﻞ ﺑِﺎﻟﻮرﻗﺔ وﻗَﺮأ ﻣﺎ ُﻛﺘِﺐ ﻋﻠﻴﻬﺎ: َﺧﱪ ِ ِﻣﻦ ﻓﻀﻠِﻚ ،أ ِ اﳋﻄﺎب ﰲ ﺻﻨﺪوق اﻟﱪﻳﺪ! زوﺟﻲ ﺑِﺄ ْن ﻳَ ِﺮﻣﻲ َ 218 ﰒ أراد اﻟﺴﻴّﺪ ﳏﻤﻮد أ ْن ﻳـﺘَﻌﺮف ﻋﻠﻰ اﻟﺴﻴﺪة وﻳﺴﺄﳍﺎ َﻋﻦ ِﺳﺮ اﳋﻄﺎب ،ﻓﻘﺎل ﳍﺎ :ﻣﻦ ِ أﻧﺖ ﻳﺎ َ ّ َ ّ ﺳﻴﺪةُ ،وﻣﺎ ِﻣﻬﻨَﺘُﻚ؟ أﻧﺎ ﻓﺎﻃﻤﺔ ،ﻣﺪ ﱢرﺳﺔٌ ﰲ ِاﻻﺑﺘِﺪاﺋِﻴّﺔ ،أﻧﺎ أَﻳﻀﺎً ذاﻫﺒﺔ إﱃ َﻋ َﻤﻠﻲ. ﻗﺎل ﳍﺎ اﻟﺴﻴﺪ ﳏﻤﻮد :ﻳﺎ ﺳﻴﺪةُ ﻓﺎﻃﻤﺔُ ،زوﺟﱵ ﻣﻨ ُﺬ أُﺳﺒﻮع ﺗَﻄﻠُﺐ ِﻣﲏ أ ْن أ ِ َرﻣﻲ اﳋِﻄﺎب ﰲ اﻟﱪﻳﺪ ،وأﻧﺎ أَﻧﺴﻰ ﻛﻞ ٍ ﻳﻮم اﳋﻄﺎب ﰲ ُﺣﻘﻴﺒﱵ .وأ ِ ﺻﻨﺪوق َِ اﻟﻮَرﻗﺔ َ ﱠ َﺧﲑا ﻓ ﱠﻜ َﺮ ْ ُ َ ت أ ْن ﺗَﻜﺘُﺐ ﻫﺬﻩ َ َﻧﺴﻰ ،أَﻋﺘَ ِﺬر ﻟﻺ ْزﻋﺎج. ﺣﱴ ﻻ أ َ ﺄس ،ﻳﺎ أﺑﺎ ﳏﻤﺪ ،اﻹﻧﺴﺎ ُن َﻣﻌﻠُ ٌ ﻮل ﺑﺎﻟﻨﱢ ْﺴﻴﺎن. -ﻻ ﺑَ َ Metni Kavrama Alıştırmaları 1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız. .1ﻛﻴﻒ ﻳﺬﻫﺐ اﻟﺴﻴّﺪ ﳏﻤﻮد إﱃ َﻋ َﻤﻠﻪ؟ وﺟﺘُﻪ؟ .2ﻣﺎذا أَﻋﻄَْﺘﻪ َز َ ﻛﺘﺒﺖ اﻟﺮﺳﺎﻟﺔ؟ .3ﻟِ َﻤﻦ ْ وﺟﺔ ﻋﻦ زوﺟﻬﺎ؟ .4ﻣﺎذا ﺗَﻌ ِﺮف اﻟ ﱠﺰ َ ﺧﺎرج اﶈﻄﺔ؟ أﺳﺮع اﻟﺴﻴّﺪ ﳏﻤﻮد َ .5ﳌﺎذا َ ﻌﺠﺐ اﻟﺴﻴّﺪ ﳏﻤﻮد؟ .6ﳌﺎذا ﺗَ ّ ِ اﻟﻨﺎس ﺑﺄﻣ ِﺮ اﻟﺮﺳﺎﻟﺔ؟ .7ﻛﻴﻒ ﻋﻠﻢ ُ .8ﻣﺎذا ﻛﺎن ﻳَﻜﺘُﺐ ﻋﻠﻰ اﻟﻮرﻗﺔ؟ ﺿ َﻌﺖ اﻟﺰوﺟﺔ اﻟﻮرﻗﺔ؟ َﻳﻦ و َ .9أ َ ﻋﺮﻓﻪ ﻛ ﱡﻞ اﻷﺷﺨﺎص؟ .10ﻣﺎ اﻟﺬي َ 2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin arasından seçiniz. ِ ِ ِ ِ ﻏﺎد َر -أَ ْﻋﻠَ َﻢ( ﺳﺎﺣﺔ – ﻳﺄ ُﺧﺬ – أﻋﻄَﻰ – أ َْرﻣﻲَ - )ﻳﺒﻠُﻎ – َﺧﻠﻒ – اﳋﻄﺎب – ﻋﻨﺪي – َ .1ﻟ َّﻤﺎ ﺗَـ َﻮ ﱠﺟﻪَ َْﳓ َﻮ َﻣ ْﻴﺪاَن اﶈﻄﺔ ،أَﻗﺒَﻞ َﻋﻠَﻴﻪ َﺷ ْﺨﺺ ﻏَ ِﺮﻳﺐ. ِ ِ ﺲ اﻟﺮﺳﺎﻟﺔ! .2أَﻗﺒَﻞ ﻋﻠﻴﻪ َر ٌ ﺟﻞ وﻧﺎداﻩُ :ﻳﺎ ﻣﺎﺷﻴﺎً ﺑﺴﺮﻋﺔ ،ﻻ ﺗَـ ْﻨ َ رﺟﻞِ ،ﻣﻦ أﻳﻦ ﺗَﻌ ِﺮف أ ّن َﻣ ِﻌﻲ رﺳﺎﻟﺔً؟! .3اﻟﺘَـ َﻔ َ ﺖ إﻟﻴﻪ اﻟﺴﻴّ ُﺪ ﳏﻤﻮد وﻗﺎل ﰲ ﻧﻔﺴﻪ :ﻳﺎ ُ .4وأﺛْﻨﺎَء ﺳ ِْﲑِﻩ َِﲰﻊ ﺻﻮﺗﺎً ﻏﺮﻳﺒﺎً ِﻣﻦ وراﺋِﻪ ﻳ ِ ﻨﺎدﻳﻪ وﻳﻘﻮل ﻟﻪ. َ ُ َ َ َ ِ ِ اﻟﻌ َﻤﻞ. ﺧﺎرج اﶈﻄﺔَ ،ﻛ ْﻲ ﻳَﺼﻞ إﱃ َﻣﻜﺘَﺒﻪ ﰲ َﻣﻮﻋﺪ َ .5أﺳﺮع َ َ .6ﻣﻦ أَ ْﺧﺒَـ َﺮ ﻫﺆﻻء أ ّن َﻣ ِﻌﻲ رﺳﺎﻟﺔ! ِ ﺴﺮﻋﺔ. .7وﺑَﻌ َﺪ أ ْن َرَﻣﻰ اﳋﻄﺎب ﰲ ّ اﻟﺼﻨﺪوق ﺗَـ َﺮ َك اﶈﻄﺔ ﺑ ُ 219 اﻷﺷﺨﺎص أ ّن ﻣﻌﻲ رﺳﺎﻟﺔً ﳚﺐ َﻋﻠَﻲ أ ْن أ ِ ِ ُﻟﻘﻴَﻬﺎ. ﻋﺮف ﻛ ﱡﻞ ﻫﺆﻻء .8ﻛﻴﻒ َ ّ ِ ِ ّﻤﺖ ﻟﻪ زوﺟﺘﻪ. ﻛﺐ ﻗِﻄﺎر اﻟﺼﺒﺎح ،ﺳﻠ ْ ﻜﻲ ﻳَﺮ َ .9ﻟَ ﱠﻤﺎ ﺑَ َﺪأ اﻟﺴﻴّ ُﺪ ﳏﻤﻮد ﻳُﻐﺎد ُر اﳌﻨـ ِﺰ َل ﻟ ْ ﺻﺒﺎح اﻟﻐَﺪ. .10ﺣﱴ ﻳَـﺘَـﻠَ ّﻘﺎﻩ َﻋ ّﻤﻲ َ 3. Altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin arasından seçiniz. )أَﺑـﻌ َﺪ -رﻛِﺐ – ﺑ َﻜﻰ– ﺗَ َﺬ ﱠﻛﺮ – اﳌﺮأة – ُِﳚﻴﺐ -أ ِ ُﻋﻄﻲ – أﻣﺎم –أﺑﻄَﺄَ – ﻳَﻨﺘَ ِﻬﻲ( َْ َ .1ﻳـﺒ َﺪأ اﻟﺴﻴ ُﺪ ﳏﻤﻮد اﻟﻌﻤﻞ ﻣﺒ ﱢﻜﺮاً ،ﻓﻠﺬﻟﻚ ﻳ ِ ﻐﺎدر اﳌﻨـ ِﺰ َل ﰲ اﻟﺼﺒﺎح اﻟﺒﺎﻛِﺮ. َْ ّ ََ ُ ُ .2ﻋﻠﻰ اﻟ ﱠﺮ ْﻏﻢ ِﻣﻦ ذﻟﻚ ،ﻓَـ َﻘﺪ ﻧَ ِﺴ َﻲ اﻟﺴﻴّ ُﺪ ﳏﻤﻮد اﳋﻄﺎب. ﺧﺎرج اﶈﻄﺔ. .3وﻟ َّﻤﺎ ﻧﺰل ﻣﻦ اﻟﻘﻄﺎر ،أﺳﺮع َ ﻨﺪوق ﺑ ِﺮ ٍ ﺻ ِ اﳋﻄﺎب. ﻳﺪ ﰲ اﶈﻄّﺔ ﻟﻴُ ِﻠﻘﻲ ﻓﻴﻪ َﺳﺮع إﱃ أَﻗـ َْﺮب ُ َ َ .4ﰒ أ َ ِ ﺿ َﻌ ْﺘﻬﺎ زوﺟﺘُﻚ ﻋﻠﻰ ﻇَﻬ ِﺮك. اﻟﻮَرﻗﺔَ اﻟﱵ َو َ .5ﺿﺤﻜﺖ اﻟﺴﻴﺪة وﻗﺎﻟﺖ ﻟﻪ :إِ َذ ْن َﺳﺂ ُﺧﺬ َ ﻚ اﻟﺮﺟﻞ ﺑِﺎﻟﻮرﻗﺔ وﻗَﺮأ ﻣﺎ ُﻛﺘِﺐ ﻋﻠﻴﻬﺎ. َﻣﺴ َ .6أ َ ﻌﺮف ﻋﻠﻰ اﻟﺴﻴﺪة وﻳﺴﺄﳍﺎ َﻋﻦ ِﺳ ّﺮ اﳋﻄﺎب. .7ﰒ أراد اﻟﺴﻴّﺪ ﳏﻤﻮد أ ْن ﻳَـﺘَ ّ ﺿ َﻌ ْﺘﻬﺎ زوﺟﺘُﻚ ﻋﻠﻰ ﻇَﻬﺮك. اﻟﻮَرﻗﺔَ اﻟﱵ َو َ .8إِ َذ ْن آ ُﺧﺬ َ ﻴﺖ اﳋﻄﺎب ﰲ ﺻﻨﺪوق اﻟﱪﻳﺪ؟ اﻣﺮأ ًة ﺗﻘﻮل ﻟﻪ :ﻫﻞ َرﻣ َ .9ﻧَﻈَﺮ َور َ اءﻩُ ﻓَـ َﺮأَى َ ﺧﺎرج اﶈﻄﺔ. .10وﻟ َّﻤﺎ ﻧﺰل ﻣﻦ اﻟﻘﻄﺎر ،أﺳﺮع َ 4. Altı çizili müfred kelimelerin cemilerini söyleyiniz. ِ ِ ّﻤﺖ ﻟﻪ زوﺟﺘﻪ ِﺧﻄﺎﺑﺎً. ﻛﺐ ﻗِﻄﺎر اﻟﺼﺒﺎح ،ﺳﻠ ْ ﻜﻲ ﻳَﺮ َ .1ﻟَ ﱠﻤﺎ ﺑَ َﺪأ اﻟﺴﻴّ ُﺪ ﳏﻤﻮد ﻳُﻐﺎد ُر اﳌﻨـ ِﺰ َل ﻟ ْ ﺻﻨﺪوق َِ اﻟﱪﻳﺪ. ﺲ أ ْن ﺗَ َ ﻀﻊ ﻫﺬا اﳋﻄﺎب ﰲ ُ .2ﻻ ﺗَـ ْﻨ َ ﺻﺒﺎح اﻟﻐَﺪ. اﻟﻴﻮم ﺗُـﻠ ِْﻘﻲ َ .3 أﻧﺖ َ َ اﳋﻄﺎب ،وﻳَـﺘَـﻠَ ّﻘﺎﻩ َﻋ ّﻤﻲ َ َرﺟﻮك ﻳﺎ زوﺟﻲ ...ﻷﻧﻪ ُﻣ ِﻬ ّﻢ ﺟﺪاً.. وﻟﻜﻦ أ ُ ْ .4 ِ ِ اﻟﻌ َﻤﻞ. ﺧﺎرج اﶈﻄﺔَ ،ﻛ ْﻲ ﻳَﺼﻞ إﱃ َﻣﻜﺘَﺒﻪ ﰲ َﻣﻮﻋﺪ َ .5ﻟ َّﻤﺎ ﻧﺰل ﻣﻦ اﻟﻘﻄﺎر ،أﺳﺮع َ ِ ﻣﺪﻳﺮ اﻟ ﱠ ﻌﻤ ُﻞ ُﻣ َﻮﻇًّﻔﺎ ِ ﺎ. ﺸ ِﺮَﻛﺔ اﻟﱵ ﻳَ َ .6ﺣﱴ ﻻ ﻳُـ َﺆاﺧ َﺬﻩ ُ .7وﻛﺎﻧﺖ اﻟﺮﺳﺎﻟﺔ ﻻ ﺗَﺰال ﰲ َﺟﻴﺒِﻪ. ﺖ إﻟﻴﻪ اﻟﺴﻴّ ُﺪ ﳏﻤﻮد وﻗﺎل ﰲ ﻧﻔﺴﻪ. .8ﻓَﺎﻟﺘَـ َﻔ َ .9وأﺛْﻨﺎَء ﺳ ِْﲑِﻩ َِﲰﻊ ﺻﻮﺗﺎً ﻏﺮﻳﺒﺎً ِﻣﻦ وراﺋِﻪ ﻳ ِ ﻨﺎدﻳﻪ وﻳﻘﻮل ﻟﻪ. َ ُ َ َ َ ﻌﺮف ﻋﻠﻰ اﻟﺴﻴﺪة وﻳﺴﺄﳍﺎ َﻋﻦ ِﺳ ّﺮ اﳋﻄﺎب. .10ﰒ أراد اﻟﺴﻴّﺪ ﳏﻤﻮد أ ْن ﻳَـﺘَ ّ 220 5. Altı çizili cemi kelimelerin müfredlerini söyleyiniz. ﺖ ﻫﺬﻩ اﳉِﻤﺎل ﻟِ ُﻔﻘﺮاء اﳌﺪﻳﻨﺔ. ﻛﻞ ﻣﺎ َﲪَﻠَ ْ .1ﻓﻘﺎل ﻋﺜﻤﺎنَ :ﺟ َﻌﻠ ُ ْﺖ ّ .2ﻓﺄﺗَﻰ إﻟﻴﻪ اﻟﺘﱡ ﱠﺠﺎر ﻳُ ِﺮﻳ ُﺪو َن أ ْن ﻳَ ْﺸﺘَـ ُﺮوا اﻟﺒِﻀﺎﻋﺔ. َِ .3 وﲰﻊ ﺬا اﳋﱪ ُﻛ ّﻞ ُﺳ ﱠﻜﺎن اﳌﺪﻳﻨﺔ. ﱠﻣﻮا أَﻧ ُﻔﺴﻬﻢ وأ َْﻣﻮاﳍﻢ ﰲ َﺳﺒِﻴﻞ اﷲ. .4ﻗﺪ ُ ﺻ َﻮرا ﲨﻴﻠﺔ ﻟِﺒَﻌﺾ اﳌﺆﻣﻨﲔ. .5ﻟﻘﺪ ذﻛﺮ اﻟﺘﱠﺎ ِرﻳﺦ ُ اﳊﺐ واﻟ ﱠﺮﲪَﺔ ﰲ ﻗُﻠﻮب اﳌُْﺆﻣﻨﲔ. ﺟﻌﻞ ّ .6ﻋﻨﺪ ﻣﺎ ﺟﺎء اﻹﺳﻼمَ ، ِ ﺻ ِ ِ اﻟﱪﻳﺪ! ﻋﺮف ﻛ ﱡﻞ ﻫﺆﻻء ﻨﺪوق َ اﻷﺷﺨﺎص أ ّن ﻣﻌﻲ رﺳﺎﻟﺔً ﳚﺐ َﻋﻠَ ّﻲ أ ْن أُﻟﻘﻴَﻬﺎ ﰲ ُ .7ﻛﻴﻒ َ اﻟﻨﺎسَ ،ﻣﻦ أَ ْﺧﺒَـ َﺮُﻛﻢ أ ّن َﻣ ِﻌﻲ رﺳﺎﻟﺔ؟! .8أﻳﱡﻬﺎ ُ ِ ﻴﺖ اﻟﺮﺳﺎﻟﺔ ﰲ اﻟﺼﻨﺪوق. أي اﻷﺣﻮال ،ﻟﻘﺪ أَﻟ َﻘ ُ .9ﻋﻠﻰ ّ َ .10ﻛ ْﻢ ﺗَﺪﻓَﻌﻮ َن ﱄ ِﻣﻦ َدر ِاﳘﻜﻢ؟ 6. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları parantez içerisinde verilen uygun bir kelimeyle doldurunuz. ﻛﻨﺖ( ) ِﻃ ْﻔ ٍﻞ َ -ﻣ َﻌﻨﺎ -ﺗَ ْﺸ َِﱰي - ﺷﺎﻫ َﺪ َ -و َ ﺿ ْﻌﻨﺎ -ﻛِﺘﺎﺑﺎ -ﻻ ﻳَﺰال -ﻧَ ِﺴ َﻲ ُ - اﳌﻔﺘﺎح َ - َ ﺖ ،ﻳﺎ وﻟَﺪي ،أ ّن ﻣﻌﻲ _______ ﳚﺐ َﻋﻠَ ّﻲ أ ْن أﻗْﺮأﻩ. ﻋﺮﻓْ َ .1ﻛﻴﻒ َ ِ ِ ِ ﻜﺎء ﺷﺪﻳﺪا. ﺻ َ .2وﺑﻴﻨﻤﺎ ﻫﻲ ﰲ ﻃَ ِﺮﻳﻘﻬﺎ إﱃ اﳌﺪرﺳﺔَ ،ﲰﻌﺖ َ ﻮت _______ ﻳﺒﻜﻲ ﺑُ ً ﻤﺎﻃﻢ ِ .3وﺑﻌ َﺪ أ ْن _______ اﻟﻄﻌﺎم ﻋﻠﻰ اﳌﺎﺋﺪةَ ،ﻋ ِﻤﻠْﻨﺎ ﺻﻠَﻄَﺔ ﻃَ ِ وﺧﻴﺎر. َ َ َ .4وأﺛْﻨﺎَ َء َﺳ ِْﲑِﻩَ _______ ،ﺣﻴَﻮاﻧﺎً ﻏﺮﻳﺒﺎً ﳚ ِﺮي ِﻣﻦ َوراﺋِﻪ. ِ .5ﻣﻦ أﻳﻦ ﺗَﻌ ِﺮﻓﻮن أ ّن _______ َﺣ ِﻘﻴﺒﺔً َﻛﺒﲑة! اﻟﺸﺎي _______ ﰲ ﻳَ ِﺪﻩ. .6وﻛﺎن ُ ﻳﺸﺮﺑُﻮا اﻟﻘﻬﻮة ﰲ اﻟﻌﺼﺮ. .7ﻋﻠﻰ اﻟ ﱠﺮ ْﻏﻢ ِﻣﻦ ذﻟﻚ ،ﻓَـ َﻘﺪ _______ اﻟﻌُ ّﻤ ُ ﺎل أ ْن َ ﻨﺴﻰ ﻛﺜﲑا! .8ﻣﺎ _______ أﻋ ِﺮف أﻧّﻚ ﺗَ َ ﺲ أ ْن _______ ﻟﻨﺎ ُﺧ ْﺒﺰاً ﻃﺎ ِزﺟﺎً ِﻣﻦ اﻟ ُﻔ ْﺮن. .9ﻻ ﺗَـ ْﻨ َ ّﻤﻮا _______ ِﳉﺎرﻫﻢ. .10ﻟَ ﱠﻤﺎ َ ﻏﺎد ُروا اﳌﻨـ ِﺰ َل ،ﺳﻠ ُ kalıplarından uygunﻳﺎ أَﻳﱡﻬﺎ – ﻳﺎ أَﻳﱠـﺘُﻬﺎ 7. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları olanıyla doldurunuz. _________ .1اﳌُﺨﻠِﺺ ﰲ دﻳﻨﻪ! ِ ﺴﻮﻟَﺔ! _________ .2اﻟﻌﺎﻣﻠﺔ اﻟ َﻜ ُ ِ اﻷﻃﺒﺎء اﳌُ ِ ﺸﻔ ُﻘﻮن! ّ _________ .3 221 اﻷورﺑﱢـﻴﱡﻮن! _________ .4اﻟ ﱡ ﺴﻴﱠﺎح ُ اﳌﻬﻨﺪﺳﺎت اﻟﻨﺸﻴﻄﺎت! _________ .5 ُ ﺎدة ِ اﻟﻜﺮام! _________ .6اﻟ ﱠ ﺴَ _________ .7اﻟ َﻔﺘَـﻴَﺎت اﳌَُﺆدﱠﺑﺎت! _________ .8اﻷَﺗْﺮاك اﻷ ِ َﺣﺒﱠﺎء! ِ أﺳﺎس اﳌُﻠْﻚ! _________ .9اﻷَﺋ ﱠﻤﺔ واﱀُ َ◌ ّﻛﺎمَ ، اﻟﻌ ْﺪل َ ﻬﺎت اﻟ ﱠﺮِﺣﻴﻤﺎت! _________.10اﻷُﱠﻣ ُ cer harfﻋﻠﻰِ ،ب ،إﱃِ ،ل ،ﰲ ،ﻋﻦِ ،ﻣﻦ 8. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları lerinden uygun olanıyla doldurunuz. ِ ِ ّﻤﺖ .......ـُﻪ زوﺟﺘﻪ ِﺧﻄﺎﺑﺎً. ﻛﺐ ﻗِﻄﺎر اﻟﺼﺒﺎح ،ﺳﻠ ْ ﻜﻲ ﻳَﺮ َ .1ﻟَ ﱠﻤﺎ ﺑَ َﺪأ اﻟﺴﻴّ ُﺪ ﳏﻤﻮد ﻳُﻐﺎد ُر اﳌﻨـ ِﺰ َل ﻟ ْ اﻟﱪﻳﺪ ،ﻋﻨﺪﻣﺎ ﺗَ ِ ﺻﻨﺪوق َِ ﺼﻞ .......اﳌَ َﺤﻄّﺔ ،ﺣﱴ ﻳَ ْﺴﺘَﻠِ ُﻤﻪ ِ ﺻﺒﺎح اﻟﻐَﺪ. ﺲ أ ْن ﺗَ َ ﻀﻊ ﻫﺬا اﳋﻄﺎب ﰲ ُ ﺧﺎﱄ َ .2ﻻ ﺗَـ ْﻨ َ .3ﻋﻠﻰ اﻟ ﱠﺮ ْﻏﻢ .......ذﻟﻚ ،ﻓَـ َﻘﺪ ﻧَ ِﺴ َﻲ اﻟﺴﻴّ ُﺪ ﳏﻤﻮد اﳋﻄﺎب. ﻣﺪﻳﺮ اﻟ ﱠ ﻌﻤ ُﻞ ُﻣ َﻮﻇًّﻔﺎ .......ـﻬﺎ. ﺸ ِﺮَﻛﺔ اﻟﱵ ﻳَ َ .4ﻟﻘﺪ آ َﺧ َﺬﻩُ ُ ﺖ إﻟﻴﻪ اﻟﺴﻴّ ُﺪ ﳏﻤﻮد وﻗﺎل .......ﻧﻔﺴﻪ. .5ﻓَﺎﻟﺘَـ َﻔ َ ِ ِ ٍ ِ ﻄﺎب. َﺳﺮع .......أَﻗـ َْﺮب ُ ﺻﻨﺪوق ﺑَ ِﺮﻳﺪ ﰲ اﶈﻄّﺔ ﻟﻴُﻠﻘﻲ ﻓﻴﻪ اﳋ َ .6ﰒ أ َ ِ اﻟﱪﻳﺪ!. ﺿ ْﻌﻪُ ....... ﻨﺲ اﳋﻄﺎب! َ ﺻﻨﺪوق َ .7ﻳﺎ ﺳﻴ ُﺪ ،ﻻ ﺗَ َ ﻮت ﺳﻴ ٍ ِِ ﺪة ﺗُ ِ ِ ﻨﺎد ِﻳﻪ. ﺻ َ َّ اﻟﻌ َﻤﻞ َﲰﻊ َ .8وﺑﻴﻨﻤﺎ ﻫﻮ ﰲ ﻃَ ِﺮﻳﻘﻪ َ ....... ﺿ َﻌ ْﺘﻬﺎ زوﺟﺘُﻚ .......ﻇَﻬﺮك. اﻟﻮَرﻗﺔَ اﻟﱵ َو َ .9إِ َذ ْن َﺳﺂ ُﺧﺬ َ ﺐ اﻻﺳﺘﺎذُ ﳏﻤﻮ ٌد َﻣ ّﺮًة أُﺧﺮى ِ ....... ﻛﻼم اﻟﺴﻴﺪة وﺻﺎح ﻗﺎﺋﻼ. .10ﺗَ ّ ﻌﺠ َ َ 9. Aşağıdaki kelimeleri anlamlı bir cümle oluşturacak şekilde kurunuz. َﺧﱪ -ﻓﻀﻠِﻚ ِ - .1أ ِ اﳋﻄﺎب -ﻳَ ِﺮﻣﻲ زوﺟﻲ -ﺑِﺄ ْن ِ -ﻣﻦ - َ ِ ﻚ -وﻗَﺮأ ُ -ﻛﺘِﺐ -اﻟﺮﺟﻞ -ﻋﻠﻴﻬﺎ -ﻣﺎ َﻣﺴ َ .2ﺑﺎﻟﻮرﻗﺔ -أ َ ﻀﻊ َِ - ﺻﻨﺪوق -اﳋﻄﺎب -أ ْن -ﰲ -ﻻ ﺲ -ﺗَ َ اﻟﱪﻳﺪ ُ - .3ﺗَـ ْﻨ َ .4ﻻ -ﻛﺎﻧﺖ -ﺗَﺰال -ﰲ َ -ﺟﻴﺒِﻪ -اﻟﺮﺳﺎﻟﺔ ﻌﺮف -ﳏﻤﻮد – اﻟﺴﻴّﺪ -اﻟﺴﻴﺪة -أراد! .5ﻓﺎﻃﻤﺔ -أ ْن -ﻋﻠﻰ -ﻳَـﺘَ ّ 10.Aşağıda parantez içerisinde verilen kelimelerden örnekte gösterildiği şekilde cümle kurunuz. ﻧﺎس /أَﺧﺒَـ َﺮِ /رﺳﺎﻟﺔ( ) ُ Örnek 1: 222 اﻟﻨﺎسَ ،ﻣﻦ أَ ْﺧﺒَـ َﺮُﻛﻢ أ ّن َﻣ ِﻌﻲ رﺳﺎﻟﺔً! أﻳﱡﻬﺎ ُ Cümle: ) .1ﻃﻼب /أﻋﻠَ َﻢ ُ /ﻛ َﺮة ﻗَﺪم( .................. ...... ...... ............. ..... - ) .2أﺻﺪﻗﺎء /ﺣ ّﺪث /ﻧُﻘﻮد( .................. ...... ...... ............. .....) .3ﻋُ ﱠﻤﺎل /أ ََرى ُ /ﻛﺘُﺐ( .................. ...... ...... ............. ..... - أﺷﻌ َﺮ /ﺳﻼح( ) .4أَ ْﻋﺪاء َ / .................. ...... ...... ............. .....ُ ) .5ﺷ ْﺮ ِﻃ ّﻲ /أﺧﱪ /ﺳﺎ ِرق( .................. ...... ...... ............. .....ﻨﺴﻰ( )أﲪ ُﺪ /ﻳﻌ ِﺮف /ﻳَ َ Örnek 2: ﻨﺴﻰ ﻛﺜﲑا ﻳﺎ أﲪ ُﺪ ،أﻧﺎ أﻋ ِﺮف أﻧّﻚ ﺗَ َ Cümle: ﻳﻘﺮأ( ) ﻓﺎﻃﻤﺔ /ﻳﻈُ ّﻦ َ / ِ ﻘﺮﺋِﲔ ﻛﺜﲑا ﻳﺎ ﻓﺎﻃﻤﺔ ،أﻧﺎ أﻇُ ّﻦ أﻧﻚ ﺗَ َ ) .1ﻣﺴﻠﻤﻮن /ﳜ َﺸﻰ /ﻳ ِ ﻬﻤﻞ( ُ !......... ............. ...... .......... ..... ........... ..... ) .2ﳑَُﱢﺮﺿﺎت /ﻳ ِ ﻌﺘﻘﺪ /ﻳﻌﻤﻞ( َ !......... ............. ...... .......... ..... ........... ..... ) .3ﳛﲕ /ﻳ ِ ﻮﻗﻦ َ /ﳚﺘ ِﻬﺪ( ُ !......... ............. ...... .......... ..... ........... ..... ال َ /ﻳﺮى /ﳛﱰم( َ ) .4ﺷ ّﻮ ُ !......... ............. ...... .......... ..... ........... ..... ِ ﺮﺣﻢ( ) .5ﻣﻌﻠﱢﻤﺎن /ﻳُﻔ ﱢﻜﺮ /ﻳَ َ !......... ............. ...... .......... ..... ........... ..... Şimdi aşağıdaki boşlukları yukarıda verilen alıştırmalar ışığında doldurmaya çalışalım. ﻨﺴﻰ ﻛﺜﲑا! ﻳﺎ أﲪ ُﺪ ،أﻧﺎ أﻋ ِﺮف أﻧّﻚ ﺗَ َ ..... .1ﻣﻌـﻠﱢﻤ ِ ﺘﺎن !........ ............. ...... .......... ...... َ ......... ..... .2أَﻧﱠ ِ ـﻚ !........ ............. ...... .......... ...... .......... ...... ......... ..... .3ﺗَـ ْﻨﺴـَْﻮ َن !........ 223 DİL BİLGİSİ Nidâ Üslûbu Nidâ, birine seslenmek veya dikkatini çekmek gayesiyle ünlem anlamı taşıyan bir takım edatlar yoluyla gerçekleşen bir üsluptur. Bu edatlar vasıtasıyla yapılan işleme ‘seslenme’ anlamına gelen ‘nidâ’ terimi kullanılır. Bu yolla da kendisine seslenilen ya da dikkati çekilmek istenen kimseye de ‘kendisine seslenilen/ünlenen’ anlamına gelen ‘münâda’ terimi kullanılır. Dolayısıyla nidâ üslûbunda iki temel unsur bulunmaktadır: Nidâ edatı ve münâdâ. ! اﻧْـﺘَﺒِ ْﻪ إِﱃ اﻟ ّﺪرس، ﻳﺎ َﻋﺒ َﺪ اﻟﺮﲪ ِﻦ/Abdurrahman! Dersi dikkatli dinle! cümlesi üzerinde uygulayacak olursak: ﻳﺎnidâ edatı, َﻋﺒ َﺪ اﻟﺮﲪ ِﻦise kendisine seslenilen münâdâ’dır. Arapça’da yedi kadar nidâ edatı vardır, bunlar: . َﻫﻴَﺎ،َ أَﻳﺎ، ﻳﺎ، آي،أي ْ ، آ،َأ ِ !َﻋﺎد ُل ِ أ/Adil! Şu ِ ُ ﺳﺎﻋ ْﺪﱐ ﰲ رﻓْ ِﻊ ﻫﺬا Bunlar içerisinde َ أve أي ْ edatları: اﻟﺼﻨﺪوق َ ِ sandığı kaldırmada bana yardım et, cümlesi ile: ! ُر ﱠد َﻋﻠﻰ اﳍﺎﺗﻒ،ﺧﻠﻴﻞ أي ْ /Halil! ُ Telefona cevap ver, cümlesinden anlaşılacağı üzere yakın mesafede bulunan birilerine seslenmek için kullanılır. ِ ْ ﻳﺎ ﺻﻼَح اﻟﺪﱢﻳﻦ ﺗَـﻮﻗﱠ/ey Selâhaddin, azıcık dur, ِ ﻳﺎedatı ise !ﻚ َ ﺐ ﻧَـ ْﻔ َﺴ ْ ﻒ ﻗﻠﻴﻼً وﻻَ ﺗُـ ْﺘﻌ َ َ َ ِ َِ اِﻗـ،ﻳﺎ إِ ْﺧﻮا ُن ِ kendini yorma! cümlesi ile, اﻟﻴﻮم ب ﺮ ﻄ ﻀ ﻣ ﺮ ﺤ اﻟﺒ َ ْ َ ُ َ ،ْﱰﺑُﻮا ﻣﻨّﺎ ﺣﱴ ﻻ ﻳُ ْﺪ ِرَﻛ ُﻜﻢ اﻟﻐَ َﺮ ُق !ً ﻛﺜﲑا/ey kardeşler, bize yaklaşın ki boğulmayasınız, bugün deniz çok çalkantılı! cümlesinde olduğu gibi hem yakın hem uzak için kullanılan bir edattır. Nidâ edatları içerisinde kullanım alanı en yaygın olan bu edattır. أﻳﺎve َﻫﻴَﺎedatları ise: !ﻌﺎل َ َ ﺗ،اﻫﻴﻢ َ َ أﻳﻨ،ﺳﻠﻴﻢ ُ أَﻳﺎَ إﺑﺮ/ey İbrahim, gel!; ﻫﻞ،ﻚ اﻵ َن ُ ََﻫﻴﺎ ﺻ َﻞ اﻟ َﻜ ْﻬ َﺮﺑَ ِﺎء؟ و ﺖ ﻤ أﲤ /Selim, şu an neredesin, elektrik bağlantısını tamamladın ْ َ َ ْ َ ْ mı?! cümlelerinde olduğu gibi uzağa seslenmek üzere kulanılır. Münâdânın Türleri Münâdâ cümlede karşımıza beş ayrı şekilde çıkar. Bunların üçünde mu‘rab, ikisinde ise mebnî’dir. Hüküm itibariyle mu‘rab olduğu yerlerde lafzan mansûb iken, mebnî olan yerlerde mahallen mansûbtur. Çünkü münâdâ Arapça cümlede mansûbât kategorisindedir. 1. Mu‘rab olan Münâdâ: ِ رﺳﻮل a. Muzâf: ُﺧ ْﺬ ﺑِﻴَ ِﺪي،اﷲ َ ﻳﺎ/ya Rasulallah, elimden tut (meded eyle)!; ﻳﺎ ِ ! ﻋﺒ َﺪ اﻟﺮﲪ ِﻦ َﻫﻠُ ﱠﻢ/ey Abdurrahman, buraya gel!; ! اِﻧْـﺘَﺒِ ْﻪ،اﺟ ِﺔ َ ﺐ اﻟ ﱠﺪر َ ﻳﺎ راﻛ/ey bisiklete ِ ِ binen kişi, dikkatli ol!; ع ْ اﺑﻦ اﻟﻜﺮام ﻻ ﺗَـﺘَﺴ ﱠﺮ َ ﻳﺎ/ey soylu kişi, acele etme! cümlelerinde olduğu gibi izâfet halinde gelen kullanımlarda münâdâ her zaman lafzan mansûb kullanılır. b. Nekire-i gayr-ı maksûde: Muhatabın adının bilinmediği ya da ona genel bir şekilde seslenilmek istendiği, dolayısıyla belli bir kişi ya da topluluğun kastedilmediği münâdâ türüdür. Asansörde sıkışıp kalan birinin 224 ِ ﺳﺎﻣﻌﺎً ﺳ ِ َ أَﻳﺎ/beni duyan kişi, yardım et, diye yardım ve imdat istemek için: ! ﺎﻋ ْﺪِﱐ َ seslenmesi buna misal verilebelir. Zira muhatap burada sesini duyan ya da duyabilme imkânı olan herkesten yardım almayı amaçlamış ve genele hitap etmek durumunda kalmıştır. ِ Hüküm itibariyle nekire-i gayr-ı maksûde lafzan mansûbtur. َﺟ ُﺮ َك ْ أ،ًﻳﺎ ُﳏﺴﻨﺎ ! ﻋﻠﻰ اﷲ/ey ihsân sahibi, yaptığının karşılığını Allah versin! cümlesinde ِ lafzan mansûbtur. olduğu gibi münâdâ olan ًﳏﺴﻨﺎ c. Şebîh bi’l-muzâf (muzâf’a benzer): Münâdâ olan kelimenin şebîh bi’lmuzâf (muzâf’a benzer formda) geldiği durumlardır. Yani burada münâdâ tamlamaya benzer bir yapıda karşımıza gelmektedir. Bu kullanımda tamlamanın birinci ögesi olan muzâf ism-i fâil, ism-i mefûl, sıfat-ı müşebbehe, ism-i tafdîl ve mübâlağalı ism-i fâil türlerinden biri şeklinde ve nekre halde gelir. Ancak ikinci isim olan muzâfun ileyh anlamca muzâf ile ilintili ve ondan etkilenen bir unsurdur. Onun için bu tür tamlamalarda muzâf, fiil gibi (fiilimsi) amel eder, muzâfun iley de onun fâili, mefûlü ya da câr-mecrûru şeklinde karşımıza çıkar. Muzâfun ileyh’in şebîh bi’l-muzâf tamlamasında fâil gelişine misal olarak: ُ ﻳﺎ َﻛ ِﺮﳝﺎ ُﺧﻠُ ُﻘﻪ/ey ahlakı güzel! cümlesi verilebilir. Zira burada muzâf ﻓَ ِﻌﻴﻞ vezninde ( )ﻛﺮﳝﺎbir sıfatı müşebbehe olup arkasından gelen ﺧﻠُ ُﻘﻪonun fâilidir. Buradaki asıl tamlama ﻳﺎ ﻛﺮﱘَ اﳋُﻠُ ِﻖiken muzâf izâfetten kesilip nekre hale getirilmiş ve muzâfun ileyhinin âmili olmuştur. Muzâfun ileyh’in şebîh bi’l-muzâf tamlamasında mef‘ûl gelişine misal olarak ise: !ُﻘﻚ اﷲ َ َوﻓﱠ،ُ ﻳﺎ ُﻣ ْﺘ ِﻘﻨﺎً َﻋ َﻤﻠَﻪ/ey işini sağlam yapan kişi, Allah seni muvaffak eylesin! cümlesi zikredilebilir. Zira burada muzâf ism-i fâil (ً) ُﻣ ْﺘ ِﻘﻨﺎ bir kelime olup arkasından gelen ُ َﻋ َﻤﻠَﻪonun mef‘ûlü konumundadır. Buradaki asıl tamlama: ﻳﺎ ُﻣ ْﺘ ِﻘ َﻦ َﻋﻤﻠِ ِﻪiken muzâf izâfetten kesilip nekre hale getirilmiş ve muzâfun ileyhinin âmili olmuştur. Muzâfun ileyh’in şebîh bi’l-muzâf tamlamasında câr-mecrûr gelişine ِ misal olarak da: !ﺼﻮاب أﻧﺖ ﻋﻠﻰ اﻟ ﱠ َ ،اﻟﻮﻃَﻦ َ ﻳﺎ ُﻣﺪاﻓﻌﺎً ﻋﻦ/ey vatanını savunan kişi, sen doğru üzeresin! cümlesi zikredilebilir. Burada muzâf ism-i fâil (ً ) ُﻣﺪاﻓِﻌﺎbir kelime olup arkasından gelen اﻟﻮﻃَﻦ َ ﻋﻦonun car-mecrûru, yani mefûlün bih ِ gayr-i sarîhir. Buradaki asıl tamlama اﻟﻮﻃَ ِﻦ َ ﻳﺎ ُﻣﺪاﻓ َﻊiken muzâf izâfetten kesilip nekre hâle getirilmiş ve muzâfun ileyhinin âmili olmuştur. Yukarıdaki örneklerde görüldüğü üzere münâdâ şebîh bi’l-muzâf/muzâfa benzer yapıda karşımıza geldiğinde hüküm itibariyle lafzan mansûbtur. 2. Mebnî olan Münâdâ a. Müfred ‘Alem: Buradaki müfred ‘alem’den kasıt, muzâf ya da şebîh bi’l-muzâf olmayan özel isimlerdir, yoksa tekil anlamında müfred değildir. ﻳﺎ !ﻓﺎﻃﻤﺎت ﻳﺎ، ﻳﺎ ﺧﺎﻟ ُﺪ، ﻳﺎ ﳏﻤ ُﺪ،اﻫﻴﻢ ُ ُ إﺑﺮgibi hem müfred tekil, hem ikil, hem de çoğul ‘alem /özel isimlerdir. Hüküm itibariyle müfred ‘alem münâdâ örneklerde görüleceği üzere ِ ُ ﻳﺎ ﻓﺎﻃﻤﺔ/ey Fatma, merfû olduğu alâmet üzere mebnî olur. َأﻛﻤﻠِﻲ اﻟﺮﺳﺎﻟﺔ 225 mektubunu tamamla! cümlesinde olduğu gibi, münâdâ olan ُﻓﺎﻃﻤﺔ merfû olarak karşımıza çıkmıştır, ama mahallen mansûbtur. lafzan b. Nekire-i Maksûde: Bundan kasıt da, kendisiyle belli bir kişi ya da ِ topluluk kastedilen nekre isimlerdir. .ﻣﻬﻨﺪﺳﺎت ﻳﺎ، ﻳﺎ ﻋﺎﻣﻠﻮن،ﻃﺒﻴﺒﺎن ﻳﺎ،ﻃﺎﻟﺐ ُ ُ ﻳﺎgibi. Nekire-i maksûde olan münâdâ da hüküm itibariyle örneklerde görüleceği üzere merfû olduğu alâmet üzere mebnîdir. ﻣﺎذا ﺗﺒﻴﻊ؟،ﻏﻼم ﻳﺎ/ey çocuk ne ُ satıyorsun?! cümlesinde olduğu gibi münâdâ olan ﻏﻼم lafzan merfû, ama ُ mahallen mansûbtur. Nidâ ve Münâda’ya Yönelik Özel Durumlar Nidâ edatları, bir çok dilde olduğu gibi, eğer vurgu, siyâk-sibâk (cümle içindeki konumu) ve ses tonundan anlaşılıyorsa tamamen düşürülebilir. Sözlü dilde sözü kısa tutma (ihtisâr) gayesiyle çokça başvurulan bu durum, yazı dilinde ünlem (!) işareti ile telâfi edilmeye çalışılır. ض ﻋﻦ ﻫﺬا /Yusuf, ُ ْ ﻳﻮﺳﻒ أَﻋ ِﺮ bundan vazgeç! ayet-i kerimesi (Yusuf suresi, 29) buna misal verilebilir. Zira ayetin başında takdiren ( )ﻳﺎedatı vardır ve cümle: ض ﻋﻦ ﻫﺬا ﻳﺎ/ey ُ ْ ﻳﻮﺳﻒ أَﻋ ِﺮ Yusuf, bundan vazgeç! şeklindedir. ِ ِ َ اﻟﻠﱠﻬ ﱠﻢ Münâdâ lafzatullâh (ُ )اﻟﻠﱠﻪolduğunda, ﺒﺎدك َ ﺎﺣ َﻔﻈْﻨﺎ ِﲟﺎ َﲢ َﻔﻆ ﺑﻪ ﻋ ْ َأﻧﺖ َوﻟﻴﱡﻨﺎ ﻓ ُ ! اﻟﺼﺎﳊﲔ/Allahım! Sen bizim dostumuzsun, sâlih/iyi kullarını muhafaza ettiğin şeyle bizi de muhafaza eyle! cümlesinde görüldüğü üzere, nidâ edatı düşürülebilir. Ancak bu durumda düşürülen ( )ﻳﺎyerine lafzatullâh’ın sonuna şeddeli bir mim harfi ( )اﻟﻠﱠ ُﻬ ﱠﻢilâve edilir. Münâdâ ismin başında harf-i ta‘rif bulunması durumunda, nidâ harfi ile münâdâ arasına; müzekker isimlerde أﻳﱡﻬﺎ, müennes isimlerde ise أَﻳﱠـﺘُﻬﺎkelimesi getirilir. Bu durumda cümledeki nidâ görevi nidâ edilen isimden alınıp eklenen bu kelimeye nakledilir. أَﻳّـ َﻬﺎve أَﻳﱠـﺘُﻬﺎkelimelerindeki ﻫﺎeki ‘tenbih/uyarı’ edatı olduğu için, münâdanın nahvî hükmü, müzekker için ي أﱡ kısmındaki يharfine uygulanırken, müennes için ﺖ ُ أﻳﱠkısmında تharfi üzerinde tatbik edilir. Bu kullanımın yer aldığı söz konusu harf-i tarifli isimler ise أَﻳّـ َﻬﺎve أَﻳﱠـﺘُﻬﺎkelimelerinin sıfatları olarak görev yaparlar. ﻚ اﻟ َﻜﺮﱘ َ ﻳﺎ أﻳﱡﻬﺎ اﻹﻧﺴﺎ ُن ﻣﺎ ﻏَ ﱠﺮ َك ﺑَِﺮﺑﱢ/ey insanoğlu, seni Cömert Rabbine karşı aldatan nedir? ayet-i kerimesinde (İnfitar suresi, 6) أَﻳﱡـ َﻬﺎkelimesi münâdâ olup arkasından gelen اﻹﻧﺴﺎ ُنonun sıfatıdır. Aynı şekilde ْﻤﺌِﻨﱠﺔُ ْارِﺟ ِﻌﻲ إِ َﱃ َ ﺲ اﻟ ُْﻤﻄ ُ ﻳَﺎ أَﻳﱠـﺘُـ َﻬﺎ اﻟﻨﱠـ ْﻔ ِ اﺿﻴﺔً ﱠﻣﺮ ِ ﻚ ر ِ رﺑﱢ/ey itminana eren nefis! Râzı olmuş ve kendisinden râzı ًﺿﻴﱠﺔ ْ َ َ َ olunmuş halde Rabbine dön! ayetinde ise أَﻳﱠـﺘُﻬﺎkelimesi münâdâ olup arkasından gelen ﺲ ُ اﻟﻨﱠـ ْﻔonun sıfatıdır. أَﻳﱡـ َﻬﺎve أَﻳﱠـﺘُﻬﺎkelimelerinin yer aldığı cümlelerden nidâ edatı isteğe bağlı olarak atılabilir. Vedâ hutbesinin: إن رﺑﱠ ُﻜﻢ واﺣﺪ،اﻟﻨﺎس ُ أﻳﱡﻬﺎ/ey insanlar, Rabbiniz birdir, diye geçen bir cümlesinde olduğu gibi ﻳﺎnidâ edatı düşürülmştür. Münâdâ kelime mütekellim yâ’sına ( )يmuzâf olan أب ٌ ya da أُمﱞ ِ ﻳﺎ أُﱠﻣ kelimelerinden biri ise ﻳﺎ أُﱢﻣﻲveya ﻳﺎ ِأﰊşeklinde nidâ edilebileceği gibi, ﺖ ِ ve ﻳﺎ أَﺑَﺖdiye kullanmak da mümkündür. Kur’ân-ı Kerim’de çokça başvurulan ِ ﻳﺎ أَﺑ:ﻒ ﻷَﺑِ ِﻴﻪ َﺣ َﺪ َﻋ َﺸ َﺮ َﻛ ْﻮَﻛﺒًﺎ َواﻟ ﱠ bu kullanıma misal olarak ﺲ َ َإِ ْذ ﻗ ُ ﻮﺳ ُ ْﺖ إِ ﱢﱐ َرأَﻳ َﺖ أ َ َ ُ ُﺎل ﻳ َ ﺸ ْﻤ 226 ِِ ﻳﻦ َ /bir zamanlar Yusuf babasına şöyle demişti: Benواﻟْ َﻘ َﻤ َﺮ َرأَﻳْـﺘُـ ُﻬ ْﻢ ِﱄ َﺳﺎﺟﺪ َ (rüyamda) onbir yıldız gördüm, ayı da güneşi de bana secde eder halde gördüm, ayet-i kerimesi (Yûsuf sûresi, 4) zikredilebilir. ) muzâf olduğunda da yâي( Münâdâ kelime müfred mütekellim yâ’sına ) harfi düşürülür. Düşürülen bu mütekellim ya’sına bir işaret olmak üzereي( münâdâ konumundaki kelime kesre harekelenir. Örneklerine Kur’an-ı ب إِ ﱠن Kerim’de çokça başvurulan bu kullanıma da misal olarak: ﺎل اﻟ ﱠﺮ ُﺳ ُ َوﻗَ َ ﻮل ﻳَﺎ َر ﱢ /Elçi de: “Ya Rabbi, kavmim, bu Kur’an’ı terkﻗَـﻮِ ﱠ ﻮرا ﺠ ﻬ ﻣ ن آ ﺮ ﻘ ْ ﻟ ا ا ﺬ ﻫ وا ﺬ اﲣ ﻲ ﻣ َ ُ ُ َ َ َ ْ ْ َْ ُ ً edilmiş bıraktılar/ona iltifat etmediler” dedi, ayet-i kerimesi (Furkân sûresi, 30) misal verilebilir. ALIŞTIRMALAR 1. Aşağıdaki cümlelerdeki nidâ edatını ve münâdâ ismi belirleyiniz. ﻚ! ﺎم! ﻣﺎ أ ْ ﺻﻮﺗَ َ َﲨَ َﻞ َ َي ُﺣ َﺴ ُ .1أ ْ اﻷوﻻد ﻋﻠﻰ اﻹﳝﺎن! َﺣ َﺴ َﻦ أ ْن ﺗُـ َﺮﱢﰊ َ .2ﻳﺎ أﻳّـﺘُﻬﺎ اﻷُم! ﻣﺎ أ ْ ﺴﻤﺎو ِ ﻮل اﻟﻠ ِّﻪ إِﻟ َْﻴ ُﻜﻢ َِ ات َواﻷ َْر ِ ض! ﱠﺎس إِ ﱢﱐ َر ُﺳ ُ ﲨ ًﻴﻌﺎ اﻟﱠ ِﺬي ﻟَﻪُ ُﻣﻠ ُ ْ ْﻚ اﻟ ﱠ َ َ .3ﻗُ ْﻞ ﻳَﺎ أَﻳﱡـ َﻬﺎ اﻟﻨ ُ ﱳ َﻛﺄ ٍ ِ ﱢﺴﺎء إِ ِن اﺗﱠـ َﻘ ْﻴ ُﱠ ْﻦ ﻗَـ ْﻮﻻً ﱳ ﻓَﻼَ َﲣْ َ ﻀ ْﻌ َﻦ ﺑِﺎﻟْ َﻘ ْﻮ ِل ﻓَـﻴَﻄ َْﻤ َﻊ اﻟﱠ ِﺬي ِﰲ ﻗَـ ْﻠﺒِ ِﻪ َﻣ َﺮ ٌ .4ﻳَﺎ ﻧِ َﺴﺎءَ اﻟﻨِ ﱢ َﺴ ُﱠ َ ﱠﱯ ﻟ ْ ض َوﻗُـﻠ َ َﺣﺪ ﻣ َﻦ اﻟﻨ َ َﻣ ْﻌ ُﺮوﻓًﺎ! ِ ِ ﻚ وإِﻧﱠـﻬﻢ آﺗِﻴ ِﻬﻢ َﻋ َﺬاب ﻏَﻴـﺮ ﻣﺮ ُد ٍ ود. ﻴﻢ أَ ْﻋ ِﺮ ْ ٌ ْ ُ َْ ْ ض َﻋ ْﻦ َﻫ َﺬا إِﻧﱠﻪُ ﻗَ ْﺪ َﺟﺎء أ َْﻣ ُﺮ َرﺑﱢ َ َ ُ ْ .5ﻳَﺎ إﺑْـ َﺮاﻫ ُ .6ﻓَـﻌ َﻘﺮوا اﻟﻨﱠﺎﻗَﺔَ وﻋﺘـﻮا ﻋﻦ أَﻣ ِﺮ رﱢِﻢ وﻗَﺎﻟُﻮا ﻳﺎ ﺻﺎﻟِﺢ اﺋْﺘِﻨﺎ ِﲟَﺎ ﺗَ ِﻌ ُﺪﻧَﺎ إِن ُﻛ َ ِ ِ ﲔ. َ ََ ْ َ ْ ْ َ ْ َ َ َ ُ َ ﻨﺖ ﻣ َﻦ اﻟ ُْﻤ ْﺮ َﺳﻠ َ َُ ﻠﻌﺐ ﰲ اﻟﻄﺮﻳﻖ! .7أﻳﺎ ُﻣﺪ ِرﻛﺎً اﳋَﻄََﺮ ،ﻻ ﺗَ ْ ِ ﺐ إﻻّ ِﻣﻦ اﷲ ،وﻻ ﺗَ ْﺴﺘَ ِﻌ ْﻦ إﻻّ ﺑﺎﷲ! .8ﻳﺎ ﻣﺴﻠﻤﺎً ،ﻻ ﺗﻄﻠُ ْ ِ ِ ِ اﻟﻌ َﻤﻞ اﻟﺼﺎﱀ! ﻠﻢ ،إن اﻟﻌﻠﻢ ﻳُﻔﻴﺪ ﻣﻊ َ َ .9ﻫﻴﺎَ ﻃﺎﻟﺒﺎً اﻟﻌ َ .10أَي ﻣﻮﻇُّﻔﻮن ،ﻻ ِ ُﻤﻠﻮا أﻋﻤﺎﻟﻜﻢ! ْ 2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin nekire-i maksûde, hangsinin nekire-i gayr-i maksûde olduğunu belirleyiniz. ِ ﻋﺎﱂ ،اُﻧ ُ ِ ﻚ إﱃ اﻟﻨﺎس ،وﻻ ﺗَ ُﻜ ْﻦ َِﲞﻴﻼً! ﻠﻤ َ .1ﻳﺎ ُ ﺸﺮ ﻋ َ .2ﻳﺎ ِ ﺐ اﳌُ ْﺠ ِﺮُم! ﻗﺎﺿﻴﺎً ،ﻣﺎ أ ْ َﺳ َﻮأَ أَﻻﱠ ﻳُﻌﺎَﻗَ َ ِ ﺳﺎﺋﻘﺎن ،ﻣﺎ أَﺑْﻄَﺄَ اﻟﺴﻴّﺎرَة اﻟﱵ ﺗﺮﻛﺒُﻮ َ ﺎ! .3ﻳﺎ ِ واء ﻟﻪ! .4أ َُﻣﻬﻤﻼً درﺳﻪ ،إن اﻟ َﻜ َﺴﻞ َﻣ َﺮض ﻻ َد َ ﻌﺎﻣﻠَﺘَﻜﻢ ﻟِﻄُﻼّﺑِ ُﻜﻢ! َ .5ﻫﻴﺎَ ُﻣﺪ ﱢرﺳﻮن ،ﻣﺎ ْ أﺣ َﺴ َﻦ ُﻣ َ ِ ﻚ ﻳﻮم ِ ِ ِ اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ! .6ﻳﺎ ﻇﺎﻟﻤﺎً ،ﻣﺎ أ َﺷ ﱠﺪ ﻋﺎﻗﺒﺔَ ﻇُﻠﻤ َ َ 227 ِ ِ ﺎﺳﺐ! ﺐ ﻧَـ ْﻔ َﺴﻚ ﻗﺒﻞ أ ْن ُﲢ َ .7أَﻳﺎ ﻣﺆﻣﻨﺎً ،ﺣﺎﺳ ْ ﺖ ،ﺣ ﱢﺪﺛْﻨﺎ ﻋﻦ ِ ﻣﺸﻜﻠَﺘﻚ! .8أﻳَﺎ ﺳﺎﻛِ ُ 3. Aşağıdaki cümlelerde izâfet tamlaması halindeki münâdâyı şebîh bi’lmuzâf’a dönüştürüp harekeleyiniz. ِ اﻟﺴﺮﻋﺔ ﻫﻼك! اﻟﺴﻴﺎرة، ﺳﺎﺋﻖ .1ﻳﺎ َ َ اﳊﺎﺟﺎت ،وﻳﺎ ُِﳎﻴﺐ اﻟﺪ َ ِ ِ ِ ِ .2ﻳﺎ ِ ﺐ ُدﻋﺎءَﻧﺎ! ﻗﺎﺿ َﻲ ﱠﻋﻮات ،اﺳﺘﺠ ْ َ ِ َﺣ ِﺴ ْﻦ ﻣﻌﺎﻣﻠَﺘَﻚ ِﳉُﻨﻮدك! .3ﻳﺎ ﻗﺎﺋ َﺪ اﳉُﻨُﻮد ،أ ْ اﻟﻌ ِ .4ﻳﺎ رﺣﻴﻢ ِ ﺒﺎد ،اِرﺣﻢ ﻋﺒ َﺪ َك ِ اﻟﻌﺎﺟ َﺰ! َْ َ .5ﻳﺎَ ُﻣﺪ ﱢرﺳﻮ اﳊِ ِ ﻌﺎﻣﻠَﺘَﻜﻢ ﻟِﻄُﻼّﺑِ ُﻜﻢ! ﺴﺎب ،ﻣﺎ ْ أﺣ َﺴ َﻦ ُﻣ َ ﻚ ﻳﻮم ِ ِ ِِ ِ اﻟﻘﻴﺎﻣﺔ! .6ﻳﺎ ﻇﺎﱂَ اﻟ ﱠﺮﻋﻴﱠﺔ ،ﻣﺎ أ َﺷ ﱠﺪ ﻋﺎﻗﺒﺔَ ﻇُﻠﻤ َ َ .7أَﻳﺎ ﺣﺎﻛِﻢ اﻟﺪ ِ ِ ﺎﺳﺐ! َ ْ ﺐ ﻧَـ ْﻔ َﺴﻚ ﻗﺒﻞ أن ُﲢ َ ﱠوﻟَﺔ ،ﺣﺎﺳ ْ ﺸﻜْﻮى ،ﺣﺪﱢﺛﻨﺎ ﻋﻦ ﻣ ِ ِ ﺸﻜﻠَﺘﻚ! ُ .8أﻳَﺎ راﻓ َﻊ اﻟ ﱠ َ 4. Aşağıdaki cümlelerdeki münâdayı türüne uygun şekilde harekeleyin ve o şekilde harekelemenizin sebebini yazınız. .1رﺑﻨﺎ ﻻَ ﺗُـ َﺆ ِ اﺧ ْﺬﻧَﺎ إِن ﻧَ ِﺴﻴﻨَﺎ أ َْو أَ ْﺧﻄَﺄْﻧَﺎ! َ ﻨﺖ ِﻣﻦ اﻟ ﱠ ِ ِ ﲔ. ﺎدﻟْﺘَـﻨَﺎ ﻓَﺄَ ْﻛﺜَـ ْﺮ َ ت ِﺟ َﺪاﻟَﻨَﺎ ﻓَﺄْﺗَﻨِﺎ ِﲟَﺎ ﺗَ ِﻌ ُﺪﻧَﺎ إِ ْن ُﻛ َ .2ﻗَﺎﻟُﻮا ﻳَﺎ ﻧُﻮح ،ﻗَ ْﺪ َﺟ َ ﺼﺎدﻗ َ ْﺖ َﻫ َﺬا ﺑِ ِﺂﳍَﺘِﻨَﺎ ﻳَﺎ إِﺑْـ َﺮ ِاﻫﻴﻢ! َﻧﺖ ﻓَـ َﻌﻠ َ .3ﻗَﺎﻟُﻮا أَأ َ اﻟﻌ َﻤﻞ! .4أﻳَﺎ ﻃﺎﻟﺒﺎت ،ﻻ ﻃﺮ َ ﻳﻖ إﱃ اﻟﻨﺠﺎح ﻏﲑُ َ ِ ﻚ َﲤ ِﺸﻲ ﻋﻠﻰ َﻋ َﺠﻠَﺘَﲔ! ﺲ أَﻧﱠ َ .5ﻳﺎ راﻛﺒﺎ اﻟ ﱠﺪ ﱠراﺟﺔ ،ﻻ ﺗَـ ْﻨ َ .6ﻳﺎ أﻳّﺘﻬﺎ اﻷ ُّم ،إن اﳉﻨﱠﺔ ﲢﺖ ﻗَ َﺪ َﻣ ْﻴﻚ! َ .7ﻫﻴﺎَ ﻣﺆﻣﻨﺎً ،ﻟﻴﺲ ﻫﻨﺎك ﻧِ ْﻌ َﻤﺔ أﻛﱪُ ِﻣﻦ اﻹﳝﺎن! ﻣﻜﺎرم اﻷﺧﻼق! أﻧﺖ اﻟﺬي ﻋﻠ ّْﻤﺘﻨﺎ .8ﻳﺎ رﺳﻮل اﷲَ ، َ 5. Aşağıdaki cümlelerde münada’nın i‘râb hükmünü ve sebebini izah ediniz. Örnek: اﻟﺴﻼم! ﺸ ُﺮوا ﱡو ِل ،أَوﻗِ ُﻔﻮا اﳊﺮوب ،واﻧْ ُ َ ﻳﺎ ُرؤﺳﺎءَ اﻟﺪ َ Lafzen mansûbtur, çünkü izâfet halinde gelmiştir .1ﻳﺎ ِﳏﺒﱢﲔ اﳋﲑ ،ﻻ ﺗُ ِ ﺴﺎﻋﺪوا إﻻ َﻣﻦ ﻳﺴﺘَ ِﺤ ّﻖ! َ َ ............................................................ 228 ﺚ ِﺷ ْﺌﺘُ َﻤﺎ َوﻻَ ﺗَـ ْﻘ َﺮﺑَﺎ َﻫ ِـﺬ ِﻩ اﻟ ﱠ ﺸ َﺠ َﺮَة ﻓَـﺘَ ُﻜﻮﻧَﺎ ِﻣ َﻦ ﻚ ا ْﳉَﻨﱠﺔَ َوُﻛﻼَ ِﻣ ْﻨـ َﻬﺎ َرﻏَﺪاً َﺣ ْﻴ ُ َﻧﺖ َوَزْو ُﺟ َ اﺳ ُﻜ ْﻦ أ َ َ .2وﻗُـﻠْﻨَﺎ ﻳَﺎ َ آد ُم ْ ِ ﲔ! اﻟْﻈﱠﺎﻟ ِﻤ َ ............................................................ .3ﻳَﺎ أَﻳﱡـ َﻬﺎ اﻟ ُْﻤ ﱠﺰﱢﻣ ُﻞ .ﻗُ ِﻢ اﻟﻠﱠْﻴ َﻞ إِﻻﱠ ﻗَﻠِﻴﻼ! ............................................................ ﺼ ْﺪق واﻷَﺧﻼَق اﻟﻜﺮﳝﺔ! ﻚ ﺑﺎﻟ ﱢ أي ﻋﺒ َﺪ اﻟﺮﲪﻦ ،ﲤََ ﱠ ﺴْ ْ .4 ............................................................ ﺼﺪ َق ﻳ ِ ِ ﻬﺪي إﱃ اﳉَﻨﱠﺔ! .5ﻳﺎ ﺻﺎدﻗﺎً َو ْﻋ َﺪﻩُ ،إ ّن اﻟ ﱢ َ ............................................................ ِ ِ ﲔ اﺳﺘَـﻐْﻔ ْﺮ ﻟَﻨَﺎ ذُﻧُﻮﺑَـﻨَﺎ إِﻧﱠﺎ ُﻛﻨﱠﺎ َﺧﺎﻃﺌِ َ . 6ﻗﺎل ﺗﻌﺎﱃ :ﻗَﺎﻟُﻮا ﻳَﺎ أَﺑَﺎﻧَﺎ ْ ............................................................ .7أﻳﺎَ ﺣ َﻜﻢ اﻟـﻤﺒﺎَراةُ ،ﻛﻦ ِ ﻋﺎدﻻً! َ َ ُ ............................................................ ﺌﺖ ﺑﺎﻷَﻣﺮ اﳌُﻄﺎع! .8أﻳّﻬﺎ اﳌَ ُ ﺒﻌﻮث ﻓﻴﻨﺎِ ،ﺟ َ ............................................................ 6. Aşağıdaki âyetlerde geçen münâdâ kullanımları bulunuz, türünü belirleyiniz ve anlamlandırmaya çalışınız. .1إِ ْذ ﻗَ َ ِ ﺖ ِﱂ ﺗَـ ْﻌﺒ ُﺪ ﻣﺎ ﻻ ﻳﺴﻤﻊ وﻻ ﻳـ ْﺒ ِ ِ ﻨﻚ َﺷ ْﻴﺌًﺎ. ﺼ ُﺮ َوﻻ ﻳُـ ْﻐ ِﲏ َﻋ َ ﺎل ﻷَﺑِﻴﻪ ﻳَﺎ أَﺑَ َ ُ َ َ ْ َ ُ َ ُ ﻚ ﻓَﺎﺗﱠﺒِ ْﻌ ِﲏ أ َْﻫ ِﺪ َك ِ .2ﻳﺎ أَﺑ ِ ﺖ إِ ﱢﱐ ﻗَ ْﺪ َﺟ ِ ﺻ َﺮاﻃًﺎ َﺳ ِﻮﻳًّﺎ. ﺎءﱐ ِﻣ َﻦ اﻟ ِْﻌﻠ ِْﻢ َﻣﺎ َﱂْ ﻳَﺄْﺗِ َ َ َ ﺸ ْﻴﻄَﺎ َن َﻛﺎ َن ﻟِﻠ ﱠﺮ ْﲪَ ِﻦ َﻋ ِ .3ﻳﺎ أَﺑ ِ ﺸ ْﻴﻄَﺎ َن إِ ﱠن اﻟ ﱠ ﺖ ﻻ ﺗَـ ْﻌﺒُ ِﺪ اﻟ ﱠ ﺼﻴًّﺎ. َ َ ﺸ ْﻴﻄَ ِ .4ﻳﺎ أَﺑ ِ اب ﱢﻣ َﻦ اﻟ ﱠﺮ ْﲪَﻦ ﻓَـﺘَ ُﻜﻮ َن ﻟِﻠ ﱠ ﺎن َوﻟِﻴّﺎً. َﺧ ُ ﺎف أَن ﳝََ ﱠ ﺴَ ﺖ إِ ﱢﱐ أ َ ﻚ َﻋ َﺬ ٌ َ َ ﺎف أَن ﻳ َﻜ ﱢﺬﺑ ِ ﻮن. .5ﻗَ َ ﺎل َر ﱢ ب إِ ﱢﱐ أ َ َﺧ ُ ُ ُ ب إِ ﱠن ﻗَـﻮِﻣﻲ َﻛ ﱠﺬﺑ ِ ﻮن. .6ﻗَ َ ﺎل َر ﱢ ُ ْ ِ ِ ب إِ ﱢﱐ ﻇَﻠَﻤ ُ ِ ﻴﻢ. .7ﻗَ َ ﺎل َر ﱢ ْ ﺖ ﻧَـ ْﻔﺴﻲ ﻓَﺎ ْﻏﻔ ْﺮ ِﱄ ﻓَـﻐَ َﻔ َﺮ ﻟَﻪُ إِﻧﱠﻪُ ُﻫ َﻮ اﻟْﻐَ ُﻔ ُ ﻮر اﻟ ﱠﺮﺣ ُ .8ﻗُ ْﻞ ﻳَﺎ أَﻳﱡـ َﻬﺎ اﻟْ َﻜﺎﻓِ ُﺮو َن .ﻻ أَ ْﻋﺒُ ُﺪ َﻣﺎ ﺗَـ ْﻌﺒُ ُﺪو َن. 7. Aşağıdaki cümleleri Arapça’ya tercüme ediniz. 1. Ahmet yemek yemeye başlayınca, annesi ona sıcak ekmek verdi. ……………………………………………………………………… 2. Ey Hüseyin, ben senin çok çay içtiğini biliyorum. 229 ……………………………………………………………………… 3. Ey arkadaşlar! Yürüyüşüm esnasında, tuhaf bir ses işittim. ……………………………………………………………………… 4. Trenden indikten sonra, eve doğru koştu. ……………………………………………………………………… ?5. Ey İnsanlar! Bütün bu kişiler bende para olduğunu nereden bildiler ……………………………………………………………………… 8. Aşağıdaki cümleleri Türkçe’ye tercüme ediniz. ِ .1 ﺖ ﻃَﺒَﻘﺘﻪ. ﻋﺎﻣ ْﻞ اﻹﻧﺴﺎن ﻣﻌﺎﻣﻠﺔ ﺣﺴﻨﺔَ ،ﻣ ْﻬ َﻤﺎ ﻛﺎن دﻳﻨُﻪُ وﻣﻬﻤﺎ ﻛﺎﻧَ ْ .................................................................. .2ذ َﻛﺮ اﻟﺘﱠﺎ ِرﻳﺦ ﻟﻨﺎ ﺻﻮراً ﻟﻠﺪرس ِ واﻟﻌ ْﺒـ َﺮة ،وﻟﻜﻦ أﻳﻦ اﳌُﻌﺘﱪ؟! َُ .................................................................. ِ ﻋﺮﻓﺘﻢ أ ّن ﻟﺪﻳﻨﺎ أﺳﺮارا ﳚﺐ أن ُﳔﱪﻛﻢ ﻋﻨﻬﺎ؟! .3ﻳﺎ ُ أوﻻد ،ﻣﻦ أﻳﻦ َ .................................................................. ِ ﲔ ﻛﻴﺜﺮا ،ﻟﻜﻦ ﻟﻴﺲ ﺬا اﻟ َﻘ ْﺪر. .4ﻳﺎ ﳒﻼءُ ، ﻨﺴ َْ ﻛﻨﺖ أﻋ ِﺮف أﻧﻚ ﺗَ َ .................................................................. وﺻﻠﺖ إﱃ اﻟﺸﺮﻛﺔ ﰲ ِ ِ اﳌﻮﻋﺪ اﶈﺪد. اﻷﺣﻮال ،ﻟﻘﺪ أي ُ .5ﻋﻠﻰ ّ .................................................................. 9. Aşağıdaki serbest parçayı okuduktan sonra metinde geçen münâdâ kullanımları tespit ediniz ve parçayı anlamlandırmaya çalışınız. ﰲ َﺳﺒِ ِ ﻴﻞ اﷲ ﱠوﻟَﺔ ﻋﻨﺪﻣﺎ ﺟﺎء اﻹﺳﻼم َ ﺴﺎواة ﰲ اﻟﺪ ْ ﺟﻌ َﻞ اﳊُ ّ ﱠﻌﺎون واﳌُ َ ﺐ واﻟ ﱠﺮﲪَﺔ ﰲ ﻗُﻠﻮب اﳌُْﺆﻣﻨﲔ ﺑﻪ ،وﻧَ َﺸﺮ ُروح اﻟﺘ ُ ِ ٍ ٍ ﺖ ﻛﻞ ﺐ ﻛ ﱡﻞ إﻧﺴﺎن أﺧﺎﻩ اﻹﻧﺴﺎ َنَ ،ﻣ ْﻬ َﻤﺎ ﻛﺎن دﻳﻨُﻪُ وﻣﻬﻤﺎ ﻛﺎﻧَ ْ ﻣﺴﻠﻢ أﺧﺎﻩ اﳌﺴﻠﻢَ ، ْ اﻹﺳﻼﻣﻴﱠﺔ ،ﻓﺄ َ َﺣ ّ وﺳﺎﻋ َﺪ ّ ﻃَﺒَﻘﺘﻪ. ِ ِ ﱠﻣﻮا أَﻧ ُﻔﺴﻬﻢ وأ َْﻣﻮاﳍﻢ ﰲ ﺻ َﻮرا ﲨﻴﻠﺔ ﻟِﺒَـ ْﻌﺾ اﳌﺆﻣﻨﲔ وذﻛﺮ اﻟﺘﱠﺎ ِرﻳﺦ ُ أﺻﺤﺎب اﳌﺒﺎدئ اﻟﻌﻈﻴﻤﺔ اﻟﺬﻳﻦ ﻗﺪ ُ ﺼﺔ ﻟِﻮ ِ ِ ِ ﻫﺆﻻء: اﺣﺪ ِﻣﻦ ُ َﺳﺒﻴﻞ اﷲ .وﻫﺬﻩ ﻗ ﱠ َ ﺼﺪﱢﻳﻖِ ، ِ ﻠﻚ رﺿﻲ اﷲ ﻋﻨﻪ ،أَﺻﺎب ﰲ َﻋ ْﻬﺪ اﳋَِﻠﻴ َﻔﺔ أﰊ ﺑَ ْﻜ ٍﺮ اﻟ ﱢ ﺎﻋﺔ ﺷﺪﻳﺪة .ﰲ ﺗِ َ ﲔ ﰲ اﳌﺪﻳﻨﺔ َﳎ َ اﳌﺴﻠﻤ َ ﺎﻋﺔ ِﻣﻦ اﻟ ﱠ ﻀﺎﻋﺔ ﻟِﻌُﺜْﻤﺎ َن ﺑْ ِﻦ َﻋ ﱠﻔﺎن وﺻﻠﺖ ﻗﺎﻓِﻠَﺔ ﻛﺒﲑة ﻓِﻴﻬﺎ أ ُ ﺸﺎم .وﻛﺎﻧﺖ ﺗِ َ َﻟﻒ َﲨَﻞ َﲢ ِﻤﻞ ﺑِ َ ﻠﻚ اﻟﺒِ َ ﻀَ اﻟﺴﻨﺔ َ 230 ِ َذاع اﻟﻨﺎس اﳋَﱪَِ ، ِ وﲰﻊ ﺎ ُﻛ ّﻞ ُﺳ ﱠﻜﺎن اﳌﺪﻳﻨﺔ ،ﻓﺄﺗَﻰ إﻟﻴﻪ اﻟﺘﱡ ﱠﺠﺎر رﺿﻲ اﷲ ﻋﻨﻪ .ﻋﻨﺪﻣﺎ َوﻗَﻔﺖ اﻟﻘﺎﻓﻠَﺔ َ أﻣﺎم دا ِرﻩ أ َ ُ ِ ﺿﻮع. ودار ْ ﺎدﺛَﺔٌ ﰲ ﻫﺬا اﳌَْﻮ ُ ت ﺑﻴﻨﻬﻢ وﺑﲔ ﻋُﺜْﻤﺎَن ُﳏَ َ ﻳُ ِﺮﻳ ُﺪو َن أ ْن ﻳَ ْﺸﺘَـ ُﺮوا ﻣﻨﻪ اﻟﺒﻀﺎﻋﺔَ . ﻋﺜﻤﺎن :ﻳﺎ ﲡُﱠﺎر ِ ﻀﻠﻮا ،ﻣﺎذا ﺗُ ِﺮﻳ ُﺪون؟ اﳌﺪﻳﻨﺔ ،ﺗَـ َﻔ ّ َ إﻟﻴﻪ. ﺣﺎﺟﺔ اﻟﻨﺎس ْ اﻟﺘﺠﺎر :ﻳﺎ ﻋﺜﻤﺎ ُن ،إﻧﱠﻚ ﺗَـ ْﻌﻠَﻢ ﻣﺎ ﻧُﺮﻳﺪ .ﺑِ ْﻌﻨَﺎ ﻣﻦ ﻫﺬا اﻟﺬي ﺟﺎء ْ إﻟﻴﻚ ،ﻓﺈﻧﱠﻚ ﺗَـ ْﻌﻠَﻢ َ ﺎﻋﺔ؟ ﻋﺜﻤﺎنَ :ﻛ ْﻢ ﺗَﺪﻓَﻌﻮ َن ﱄ ﰲ ﻫﺬﻩ اﻟﺒِ َ ﻀَ ﻚ ﺑِ ِ رﳘَﲔ. ﺎﻟﺪ ْرَﻫ َﻢ ِد َ اﻟﺘﺠﺎر :ﻳﺎَ اﺑْﻦ ﻋ ﱠﻔﺎ َن ،ﻧﺪﻓَﻊ ﻟَ َ زﻳﺎد ًة ﻋﻠﻰ ﻫﺬا. ﺎر ،ﻟﻘﺪ أُ ْﻋ ِﻄ ُ ﻴﺖ َ ﻋﺜﻤﺎن :ﻳﺎ ﲡُﱠ ُ ِ ﱢرﻫﻢ أَرﺑَﻌﺔ. اﻟﺘﺠﺎر :ﻧُﻌﻄﻴﻚ اﻟﺪ َ ﻴﺖ أَﻛﺜَـ َﺮ ِﻣﻦ ذﻟﻚ. ﻋﺜﻤﺎن :ﻳﺎ ﻗَـ ْﻮ ُم ،ﻟﻘﺪ أُ ْﻋ ِﻄ ُ ِ ﺎك أَ ْﻛﺜَﺮ ِﳑّﺎ أَ ْﻋﻄَْﻴﻨﺎ؟ َﺣﺪ إﻟ َْﻴﻚ ،ﻓَ َﻤ ْﻦ أَ ْﻋﻄَ َ اﻟﺘﺠﺎر :ﻳﺎ اﺑﻦ ﻋﻔﺎن ،ﻣﺎ ﰲ اﳌﺪﻳﻨﺔ ﲡ ٌ ُﱠﺎر ﻏَْﻴـ ُﺮﻧﺎ ،وﻣﺎ َﺳﺒَـ َﻘﻨَﺎ أ َ اﻟﻨﺎس! إ ﱠن اﷲَ أَ ْﻋﻄﺎﱐ ﺑِ ُﻜ ّﻞ ِد ْرَﻫ ٍﻢ َﻋ ْﺸﺮًة ،ﻓَـ َﻬﻞ ِﻋ ْﻨ َﺪ ُﻛ ْﻢ ِزﻳﺎدة؟ ﻋﺜﻤﺎن :أﻳﻬﺎ ُ اﻟﺘﺠﺎر :ﻻ ﺖ ﻫﺬﻩ اﳉِﻤﺎل ﻟِ ُﻔﻘﺮاء اﳌﺪﻳﻨﺔ .ﰒ ﻧﺎدى أﻫﻞ اﳌﺪﻳﻨﺔ: ﻛﻞ ﻣﺎ َﲪَﻠَ ْ وﺟ َﻌﻠ ُ ﻋﺜﻤﺎن :ﻟََﻘ ْﺪ ﺑِ ْﻌ ُ ﺖ اﻟﺒِ َ ﻀﺎﻋﺔَ ﷲَ ، ْﺖ ّ ِ ِ اﳌﻴﺴﺮة( ﻌﺸﺮ اﳌﺴﻠﻤﲔ! ﻓﻠﻴﺄﺧﺬ ُﻛ ّﻞ ﻓَﻘ ٍﲑ ﻣﺎ ﻳَﻜﻔﻴﻪ وأﻫﻠَﻪ) .ﺑﺘﺼﺮف ﻣﻦ :اﻟﻘﺮاءة ّ ﻳﺎ َﻣ َ Kelimeler ve Deyimler آﺧ َﺬ -ﻳـ َﺆ ِ ﺆاﺧﺬةHesaba çekmek, sorgulamak : اﺧﺬ – ُﻣ َ َ ُ ذاﻋﺔYaymak, duyurmak: َذاع – ﻳُ ِﺬﻳﻊ -إِ َ أ َ أَﻟْ َﻘﻰ – ﻳ ِ ﻠﻘﻲ – إِﻟﻘﺎءAtmak, fırlatmak : ُ ﺑﺎع – ﻳَﺒِﻴﻊ -ﺑَـ ْﻴ ٌﻊSatmak : َ ﺎﻋﺔ )ج( ﺑَﻀﺎﺋِﻊ Ticari eşya/mal : ﺑِ َ ﻀَ ﻌﺎونYardımlaşmak, işbirliği yapmak : ﺘﻌﺎون – ﺗَ ُ ﻌﺎون – ﻳَ َ ﺗَ َ ﻌﺮف – ﺗَـ َﻌ ﱡﺮف )ﻋﻠﻰ(Tanışmak : ﺗَﻌ ﱠﺮف -ﻳَـﺘَ ّ ﺖ– ِ ﺖ – اﻟﺘِﻔﺎتDönüp bakmak : ﻳﻠﺘﻔ ُ اﻟﺘَـ َﻔ َ ﺗَـﻠَ ﱠﻘﻰ -ﻳَـﺘَـﻠَ ﱠﻘﻰ – ﺗَـﻠَ ﱟﻖAlmak, teslim almak : ﺟﺎع – َﳚﻮع – ُﺟﻮعAcıkmak : ﺎدﺛَﺔ ﺑﲔ Aralarında bir konuşma geçti : دا َر ْ ت ُﳏَ َ رﺟﺎ – ﻳَـ ْﺮﺟﻮ– َرﺟﺎءRica etmek, dilemek : 231 Eşit olmak, eşit davranmak :ﺴﺎواة َ ُﻣ- ﺳﺎوى – ﻳُﺴﺎ ِوي َ Öne geçmek, yenmek :ﺳﺒَ َﻖ – ﻳَﺴﺒِﻖ – َﺳ ْﺒﻖ Bay, Beyefendi :ٌﺳﻴﱢ ُﺪ )ج( ﺳﺎَ َدة Buna rağmen :ﻋﻠﻰ اﻟ ﱠﺮ ْﻏﻢ ِﻣﻦ ذﻟﻚ ِ Her halükarda, her ne olursa olsun :اﻷﺣﻮال أي ّ ﻋﻠﻰ ِ ﻏﺎدر – ﻳ Bir yerden ayrılmak :ﻐﺎد َرة َ ﻐﺎد ُر – ُﻣ ُ َ Hâlâ :ﻻ ﺗَﺰال Affedersiniz, bakar mısınız! :!ﺤﺖ َ َﻟﻮ َﲰ ِ ﻣﺒ َﺪأ )ج( ﻣ İlke, prensip :ﺒﺎدئ َْ َ Kıtlık, kriz :ﺎﻋﺔ َ َﳎ Dini ne olursa olsun :َُﻣ ْﻬ َﻤﺎ ﻛﺎن دﻳﻨُﻪ Memur :ُﻣ َﻮﻇّﻒ )ج( ُﻣ َﻮﻇُّﻔﻮن ِ َﻧﺎدى – ﻳـﻨ Seslenmek, çağırmak :ﺎدي – ﻧِﺪاء ُ ِ Unutmak : ﻧِﺴﻴﺎن/ﺴ ٌﻲ ْ َﻳﻨﺴﻰ– ﻧ َ – ﻧﺴﻲ Özet Nidâ üslûbunun mahiyetini ve unsurlarını tanımlayabilmek. Nidâ, seslenmek veya dikkat çekmek gayesiyle ünlem anlamı taşıyan bir takım edatlar yoluyla gerçekleşen üsluptur. Bu edatlar vasıtasıyla yapılan seslenme işlemine ‘nidâ’, dikkati çekilmek istenen kimseye de ‘münâda’ denir. Dolayısıyla nidâ üslûbunda iki temel unsur bulunmaktadır: Nidâ edatı ve münâda. Nidâ edatlarını tespit edebilmek ve kullanım çerçevelerini tayin edebilmek. Arapça’da yedi kadar nidâ edatı vardır, bunlar: َﻫﻴَﺎ،َ أَﻳﺎ، ﻳﺎ، آي،أي ْ ، آ،َ’أdır. Bunlar içerisinde َ أve أي ْ edatları yakın mesafede bulunananlara seslenmek için kullanılır. ﻳﺎedatı ise hem yakın hem uzak için kullanılan bir edattır. Nidâ edatları içerisinde kullanım alanı en yaygın edattır. أﻳﺎve َﻫﻴَﺎedatları ise uzağa seslenmek üzere kulanılır. Münâdâ’nın türleri ve gramatik hükümlerini tayin ve tespit etmek. Münâdâ cümlede beş ayrı şekilde gelir. Muzâf, nekire-i gayr-ı maksûde ve şebîh bi’l-muzâf olması durumunda lafzan mansûbtur. Müfred alem ve nekire-i maksûde olması durumunda ise merfû olduğu şey üzere mebnîdir. Hüküm itibariyle mu‘rab olduğu yerlerde hem lafzan ve hem de mahallen mansûb iken, mebnî olan yerlerde lafzan merfû, mahallen mansûbtur. 232 Nidâ edatları ve münâdâ ile ilgili özel durumlarını tanıyabilmek. a. Münâdâ lafzatullâh (ُ )اﻟﻠﱠﻪolduğunda, nida edatı kullanılmayabilir, ancak bu durumda atılan ( )ﻳﺎyerine lafzatullâh’ın sonuna şeddeli bir mim harfi ( )اﻟﻠﱠ ُﻬ ﱠﻢilâve edilir. b. Nidâ edatları, bir çok dilde olduğu gibi, eğer vurgu, siyâk-sibâk (bağlam) ve ses tonundan anlaşılıyorsa tamamen düşürülebilir. c. Münâdâ ismin başında harf-i tarif bulunması durumlarında, nidâ harfi ile münâdâ arasına; müzekker isimlerde أﻳﱡﻬﺎ, müennes isimlerde ise أَﻳﱠـﺘُﻬﺎkelimesi getirilir. d. Münâdâ olan kelime mütekellim yâ’sına ( )يmuzâf olan أب ٌ ya da أُمﱞ ِ ﻳﺎ أُﱠﻣ kelimelerinden biri ise ﻳﺎ أُﱢﻣﻲveya ﻳﺎ ِأﰊşeklinde nidâ edilebileceği gibi, ﺖ ِ ﻳﺎ أَﺑdiye kullanmak da mümkündür. ve ﺖ َ e. Münâdâ kelime müfred mütekellim yâ’sına ( )يmuzâf olduğunda yâ harfi atılır/hazfedilir ve bu atılan mütekellim yâ’sına bir işaret olmak üzere münâdâ konumundaki kelime kesre harekelenir. Kendimizi Sınayalım 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde münâdâ şebîh bi’l-muzâf türündendir? ِ a. ! اِﻧْـﺘَﺒِ ْﻪ،اﺟﺔ َ ﻳﺎ راﻛﺒﺎً اﻟ ﱠﺪر b. ! ُﺧ ْﺬ ﺑِﻴَ ِﺪي،رﺳﻮل اﷲ َ ﻳﺎ ِ ﺳﺎﻣﻌﺎً ﺳ ِ َأَﻳﺎ c. ! ﺎﻋ ْﺪِﱐ َ ِ اﺣﱰﻣﻲ ﻣﻌﻠﱢ ِﻤ َِ ،ﻳﺎ ﻃﺎﻟﺒَﺔ d. !ﻴﻚ e. !َﻣﺮك إﱃ اﷲ ْ ﻓَـ ﱢﻮ،اﻫﻴﻢ َ ضأ ُ ﻳﺎ إﺑﺮ ِ 2. ﻚ اﻟﺮﺟﻞ ﺑِﺎﻟﻮرﻗﺔ وﻗَﺮأ َﺴ َ اﻟﻮَرﻗﺔَ اﻟﱵ َو َ إِذَ ْن َﺳﺂ ُﺧﺬ:ﻓﻀﺤﻜﺖ اﻟﺴﻴﺪة وﻗﺎﻟﺖ ﻟﻪ َ أ َْﻣ....ﺿ َﻌ ْﺘﻬﺎ زوﺟﺘُﻚ ﻋﻠﻰ ﻇ َْﻬﺮك ِ ِﻣﻦ:ﻣﺎ ُﻛﺘِﺐ ﻋﻠﻴﻬﺎ ِ َﺧﱪ ِ أ،ﻓﻀﻠﻚ !اﳋﻄﺎب ﰲ ﺻﻨﺪوق اﻟﱪﻳﺪ زوﺟﻲ ﺑِﺄ ْن ﻳَ ِﺮﻣﻲ َ َﻣﻦ وﺿﻊ اﻟﻮرﻗﺔ ﻋﻠﻰ ﻇ َْﻬﺮ اﻟﺮﺟﻞ؟:اﻟﺴﺆال Yukarıdaki parçaya göre sorunun doğru cevabı aşağıdakilerden hangisidir? a. ﺻﻨﺪوق اﻟﱪﻳﺪ b. اﻟﺴﻴﺪة اﻟﱵ ﺿﺤﻜﺖ c. ُﻧﻔﺴﻪ ُ اﻟﺮﺟﻞ d. زوﺟﻲ e. زوﺟﺘﻪ 3. Aşağıdaki münâdâ unsurlardan hangisi ‘müfred ‘alem’ değildir? a. !َ أﻛﻤﻠﻲ اﻟﺮﺳﺎﻟﺔ،ُﻳﺎ ﻓﺎﻃﻤﺔ ِ أ،ﻳﺎ ﻃﺎﻟﺒﺎت b. !َﻟﻘﲔ اﳋﻄﺎب ﰲ ﺻﻨﺪوق اﻟﱪﻳﺪ c. ! أﻛﻤﻠﻮا اﻟﺮﺳﺎﻟﺔ،ﻳﺎ َﺧ ِﺪﳚَﺘﺎن 233 d. ! اُﻛﺘُﱭ اﻟﻮاﺟﺒﺎت،ﻳﺎ َزﻳﻨَﺒﺎت ِ ﻳﺎ َز ﺗَﻔ ﱠ،ﻳﺪان e. !ﻀﻼَ إﱃ اﻟ َﻘﻬﻮة 4. .إﻟﻴﻪ ْ ﺣﺎﺟﺔ اﻟﻨﺎس ْ ﺑِ ْﻌﻨَﺎ ﻣﻦ ﻫﺬا اﻟﺬي ﺟﺎء. إﻧﱠﻚ ﺗَـ ْﻌﻠَﻢ ﻣﺎ ﻧُﺮﻳﺪ، ﻳﺎ ﻋﺜﻤﺎنَ ﻓﺈﻧﱠﻚ ﺗَـ ْﻌﻠَﻢ،إﻟﻴﻚ ﺎﻋﺔ؟ َ ِ َﻛ ْﻢ ﺗَﺪﻓَﻌﻮ َن ﱄ ﰲ ﻫﺬﻩ اﻟﺒَﻀ ِ ِ ﻧﺪﻓﻊ ﺑ، ﻳﺎ اﺑﻦ ﻋ ﱠﻔﺎ َن.رﳘَﲔ َ ﺎﻟﺪ ْرَﻫ َﻢ ِد .ﻳﺎدةً ﻋﻠﻰ ﻫﺬا ُ ﻟﻘﺪ أُ ْﻋ، ﻳﺎ ﲡُﱠﺎرَ ﻄﻴﺖ ز Yukarıdaki diyalogda altı çizili iki münâda’nın i‘râb hükmü, aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir? a. ُﱠﺎر ُ ﻳﺎ ﲡ،اﺑﻦ ﻋ ﱠﻔﺎ َن ُ ﻳﺎ b. ُﱠﺎر َ ﻳﺎ ﲡ،ﻳﺎ اﺑ ِﻦ ﻋ ﱠﻔﺎ َن c. ﻳﺎ ﲡُﱠﺎر،اﺑﻦ ﻋ ﱠﻔﺎ َن َ ﻳﺎ d. ُﱠﺎر ُ ﻳﺎ ﲡ،اﺑﻦ ﻋ ﱠﻔﺎ َن َ ﻳﺎ e. ُﱠﺎر َ ﻳﺎ ﲡ،اﺑﻦ ﻋ ﱠﻔﺎ َن ُ ﻳﺎ 5. Yukarıdaki diyalogda altı çizili fiilin zıt anlamlısı ağıdakilerden hangisidir? a. دﻓَﻊ b. أَﻟْ َﻘﻰ c. اﺷﺘَـ َﺮى d. أﻋﻄَﻰ e. ﻳﻐﺎدر Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. a Yanıtınız doğru değilse, “Münâdâ Türleri” konusunu yeniden okuyunuz. 2. e Yanıtınız doğru değilse, “Okuma Parçasını” yeniden dikkatlice okuyunuz. 3. b Yanıtınız doğru değilse, “Müfred Alem” ile ilgili bilgileri yeniden gözden geçiriniz. 4. d Yanıtınız doğru değilse, “Münâdâ Türleri” yeniden okuyunuz. 5. c Yanıtınız doğru değilse, “Serbest Okuma Parçasını” yeniden dikkatlice okuyunuz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Öncelikle örnek cümlemizi hatırlayalım: !ﻨﺴﻰ ﻛﺜﲑا َ َ أﻧﺎ أﻋ ِﺮف أﻧّﻚ ﺗ،ﻳﺎ أﲪ ُﺪ 234 ِ ﻣﻌـﻠﱢﻤ..... ) cümlesinde kalıbımızın 1. (!........ ........ ...... ......... ...... ﺘﺎن َ ikinci isim hanesinde, merfû bir nekre-i maksûde münâdâ vardır. Münâdâ ِ )ﻣﻌـﻠﱢﻤbir isim olduğuna göre cümlenin devam eden tesniye ve müennes (ﺘﺎن َ ِ kısmının !ﻨﺴﻴﺎن ﻛﺜﲑا َ َ أﻧﺎ أﻋ ِﺮف أﻧّ ُﻜﻤﺎ ﺗşeklinde tamamlanması gerekir. ِ أَﻧﱠ....... ........) cümlesinde kalıbımızın 2. (!........ ........... ...... ........ ـﻚ üçünçü hanesinde, müfred-müennes-muhâtap bir zamir olduğuna göre, öncesinde ya müfred müennes bir alem ya da nekre-i maksûde bir münâdâ ِ vardır. Dolayısıyla cümlenin !ﲔ ﻛﺜﲑا ُ ﻳﺎ َﺷ ّﻮşeklinde devam َْ ﻨﺴ َ َ أﻧﺎ أﻋ ِﺮف أﻧّﻚ ﺗ،ُﻃﺎﻟﺒﺔ/ال etmesi gerekir. 3. (!...... ﺗَـ ْﻨﺴـَْﻮ َن...... ........ ...... ....... ..... ) cümlesinde kalıbımızın altıncı hanesinde, cemi müzekker sîgasında bir fiil olduğuna göre, kalıbın öncesinde aynı yapıda bir müfred alem ya da nekre-i maksûde bir münâdâ vardır. Dolayısıyla cümlenin ! أﻧﺎ أﻋ ِﺮف أﻧّ ُﻜﻢ ﺗَـ ْﻨﺴـَْﻮ َن ﻛﺜﲑا، ﻃُﻼّب/ ﻳﺎ ُﳏَ ﱠﻤﺪونşeklinde devam etmesi gerekir. Yararlanılan Kaynaklar Sînî, Mahmud İsmail, es-Seyyid, İbrahim Yusuf, eş-Şeyh, Muhammed erRifai (ts.). el-Kavâidu’l-Arabiyyeti’l-Müyessere, İstanbul. Güler, İ., Günday, H., Şahin, Ş.(2001). Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi), İstanbul. 235