türkiye ve dünya`da organik tarımın ekonomik boyutu
Transkript
türkiye ve dünya`da organik tarımın ekonomik boyutu
TÜRKİYE VE DÜNYA’DA ORGANİK TARIMIN EKONOMİK BOYUTU: ORGANİK TARIMIN ADANA İLİ EKONOMİSİNDEKİ YERİ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) Dursun HATUNOĞLU DURMAZ Eskişehir – 2010 i TÜRKĠYE VE DÜNYA’DA ORGANĠK TARIMIN EKONOMĠK BOYUTU: ORGANĠK TARIMIN ADANA ĠLĠ EKONOMĠSĠNDEKĠ YERĠ Dursun HATUNOĞLU DURMAZ YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Ġktisat Ana Bilim Dalı DanıĢman: Doç. Dr. Bülent AÇMA EskiĢehir Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 2010 ii YÜKSEK LĠSANS TEZ ÖZÜ TÜRKĠYE VE DÜNYA’DA ORGANĠK TARIMIN EKONOMĠK BOYUTU: ORGANĠK TARIMIN ADANA ĠLĠ EKONOMĠSĠNDEKĠ YERĠ Dursun HATUNOĞLU DURMAZ Ġktisat Ana Bilim Dalı Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ocak 2010 DanıĢman: Doç. Dr. Bülent AÇMA Gıda, su ve hava gibi insan yaĢamının en önemli unsurlarından biridir. Giderek artan nüfusun bu büyük ihtiyacını karĢılamak için sürekli bir çalıĢma faaliyeti yürütülmektedir. Bu da kendi içerisinde bazı sorun ve uygulama hatalarını da beraberinde getirmiĢtir. Organik tarım iĢte bu noktada ortaya çıkmıĢ ve ekolojik olana yöneliĢi sağlamıĢtır. Çünkü konvansiyonel tarımda üretimi artırmak için uygulanan hormon vb. durumlar insan yaĢamını olumsuz yönde etkilemektedir. Organik tarımla birlikte doğal olana yönelinmiĢ ve yaĢamımızdaki olumsuzluklar önlenmeye çalıĢılmıĢtır. Bu kapsamda baĢta BirleĢmiĢ Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO olmak üzere çeĢitli uluslar arası kuruluĢlar insan hayatına zararı olmayan doğal ürünlere destek vermektedirler. Bu konuda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çeĢitli çalıĢmalar yürütülmektedir. 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu, Türkiye’de organik tarım faaliyetlerinin gerçekleĢtirilmesinde bir çerçeve oluĢturmaktadır. Konunun birince maddesi organik tarımın amacını ortaya koymaktadır: “Tüketiciye güvenilir, kaliteli ürünler sunmak üzere organik ürün ve girdilerin üretiminin geliĢtirilmesini sağlamak için gerekli tedbirlerin alınmasına iliĢkin usul ve esaslar belirtilmektedir.” Denilmektedir. Türkiye’de organik tarım faaliyetleri bu kanun çerçevesinde yönlendirilmektedir. iii MASTER THESIS ABSTRACT DIMENSION OF ORGANIC AGRICULTURE IN TURKEY AND THE WORLD: ORGANIC AGRICULTURE IN ADANA ECONOMY Dursun HATUNOĞLU DURMAZ Department of Economy Anadolu University, Graduate School of Social Sciences, January 2010 Advisor: Ass. Prof. Dr. Bülent AÇMA Food is one of the most important element of human life, such as water and air. To meet the growing needs of the population, a great activity for the ongoing work is being carried out. This raises some problems and application errors in itself. Organic agriculture has emerged at this point and provided orientation until ecologically. Hormones, etc. applied to increase production in conventional agriculture adversely affect human life. Organic agriculture has been addressed with the vendor naturally and has tried to prevent negatives in our lives. In this context, various international organizations particularly the United Nations Food and Agriculture Organization FAO gives support to the natural products that are not harmful to human life. In this regard various studies are being carried out in Turkey as all over the world. Organic Agriculture Act No. 5262 in Turkey constitutes a framework for the realization of organic agriculture. Subject of an article reveals the aim of organic farming. It is said that “to ensure the development of the production of organic products and input in order to offer reliable and quality products to consumer, procedures and fundamental principles as necessary measures to be taken are defined”. Organic agriculture is directed within the framework of these laws in Turkey. iv JÜRĠ VE ENSTĠTÜ ONAYI Dursun Hatunoğlu Durmaz’ın “Türkiye ve Dünya’da Organik Tarımın Ekonomik Boyutu: Organik Tarımın Adana Ġli Ekonomisindeki Yeri” baĢlıklı tezi ……………. 2010 tarihinde, aĢağıdaki jüri tarafından Lisans Üstü Eğitim ve Sınav Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri uyarınca, Ġktisat Anabilim Dalı’nda yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiĢtir. Ġmza Üye (Tez DanıĢmanı) : Doç. Dr. Bülent AÇMA …………… Üye : ……………………………. …………… Üye : ……………………………. …………… Prof. Dr. Ramazan Geylan Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü v ÖZGEÇMĠġ Dursun HATUNOĞLU DURMAZ Ġktisat Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Eğitim Lisans 1993 Anadolu Üniversitesi, Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi Lise 1985 Adana Ayas Koleji ĠĢ 1996-1998 Adana/Abdioğlu Kazime Özler ĠÖO 1998-1999 BranĢa geçiĢ yaptı. Adana Fatih Ticaret Meslek Lisesi Muhasebe Finansman Öğretmeni 2001-2008 Adana MYO sözleĢmeli olarak çalıĢtı 2009-2010 Adana Çobanoğlu Ticaret Meslek Lisesi Muhasebe Grubu Öğretmeni Aynı zamanda Ġlk Kariyer Etüt Eğitim Merkezi ĠĢletmeciliği KiĢisel Bilgiler Doğum Yeri ve Yılı: Ceyhan-1966 Cinsiyeti: Bayan Yabancı Dili: Ġngilizce vi ĠÇĠNDEKĠLER ÖZ……………………………………………………………..………….……....……... ii ABSTRACT……………………………………………………………….……..…...... iii JÜRĠ VE ENSTĠTÜ ONAYI……………………………………………........................ iv ÖZGEÇMĠġ……………………………………………………………………………. v TABLOLAR LĠSTESĠ.…………………………………………………………..…… ix ġEKĠLLER LĠSTESĠ..………………………………………………...……...……...... x KISALTMALAR LĠSTESĠ...…………………………….………………...….....……. xi GĠRĠġ ………………………………………………………………………..…………..1 BĠRĠNCĠ BÖLÜM ORGANĠK TARIM VE TEMEL ĠLKELER 1. ORGANĠK TARIM…………..……………………………………………………….3 1.1. Organik Ürün……...……………………………………………………………..4 1.2. Organik Tarım Kavramı…………………...…………………..….……………...4 1.3. Organik Tarımın Amacı…………………...………………….……………….....4 1.4. Organik Tarım’ın Uygulanma Nedenleri………...…………………………..…..5 1.5. Organik Tarım'ın Avantajları……………………….........….…….……………..6 1.6. Organik Tarım'ın Dezavantajları…………………………..…………………….6 1.7. Organik Bitkisel Üretimin Genel Kurallarından Bazıları………………………..7 2. ORGANĠK TARIMIN GELĠġĠM SÜRECĠ……………………………..…………... 9 2.1.Organik Tarımın Üretim Boyutu...........................................................................10 2.2.Organik Tarımın Tüketim Boyutu……………………………………….……....12 3. TARIM ÇEVRE ĠLĠġKĠLERĠ VE ORGANĠK TARIM……………………………12 4. SÜRDÜRÜLEBĠLĠR KALKINMA ĠÇĠN ORGANĠK TARIM…………………….13 5. ĠSTĠHDAMDA ORGANĠK TARIMIN PAYI……………………………………....14 ĠKĠNCĠ BÖLÜM DÜNYA VE TÜRKĠYE’DE ORGANĠK ÜRÜNLERĠN ÜRETĠMĠ VE TÜKETĠMĠ vii 1. DÜNYADA ORGANĠK TARIM ÜRÜNLERĠ. ………..……………….....……….16 1.1. Dünyada Organik Ürünlere Yönelik Tüketici Tercihleri………………..…….18 1.2. Dünya’da Organik Tarımsal Ürünlerin Üretimi ve Ticareti……………...……21 1.2.1. Kıtalar ve Organik Tarımdaki Yerleri……………………………………….22 1.2.1.1. Avrupa……………………………………………………………………..22 1.2.1.2. Asya……………………………………………………………………..…23 1.2.1.3. Latin Amerika……………………………………………………………...23 1.2.1.4. Kuzey Amerika………………………………………………………….....24 1.2.1.5. Avustralya / Okyanusya………………………………………………...….24 1.2.1.6. Afrika………………………………………………………………………25 1.2.2. AB Ülkelerinde Organik Tarımın GeliĢimi………………………………….25 2. TÜRKĠYE’DE ORGANĠK ÜRÜNLER……………………………………………..26 2.1. Organik Ürünlerin Pazarlama Kanalları……………………………………….28 2.2. Organik Ürünlerin Maliyet Unsurları………………………………………….29 2.3. Türkiye’de Organik Ürün Ġç Pazarının Yapısı ve GeliĢtirme Ġmkânları………31 2.4. Türkiye’de Organik Ürünlere Yönelik Tüketici Tercihleri……………………33 2.5. Türkiye’de Organik Tarımsal Ürünlerin Üretim Standartları………………….34 2.6. Türkiye’de Organik Tarım Uygulaması……………………………………….35 2.6.1. Organik Tarıma BaĢlama Kararının Alınması…………………………….....35 2.6.2. Organik Ürünlerde Kontrol ve Sertifikasyon……………………………….37 2.6.3. Organik Ürün Sertifikası Uygulaması……………………………………...38 2.6.4. Organik Ürün Kontrol ve Sertifikasyon KuruluĢları…………………….….39 2.7. Türkiye’de Organik Ürünler Üretimi ve Pazarlanması……………………….42 2.7.1. Pazarlama Stratejileri……………………………………………………..….45 2.7.2. Ürün Stratejisi………………………………………………………………..45 2.8. Türkiye’de Organik Tarım Ürünlerine Yönelik Politikalar……………………46 2.8.1. Mevzuat…………………………………………………………………...…47 2.8.2. Kurumsal Yapı…………………………………………………………….…47 2.8.3. Eğitim ve ĠletiĢim……………………………………………………………48 2.8.4. Üretim………………………………………………………………………..49 2.8.5. AraĢtırma………………………………………………………………...…..50 2.8.6. Pazarlama…………………………………………………………………….51 viii 2.8.7. Destekleme……………………………………………………………..……52 2.9. Türkiye’de Organik Tarımsal Ürün Ticareti…………………………….……53 3. ORGANĠK ÜRÜNLERDE FĠYAT OLUġUMU…………………………...……….55 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ORGANĠK TARIMIN TÜRKĠYE VE ADANA EKONOMĠSĠNDEKĠ YERĠ 1. ORGANĠK TARIMIN TÜRKĠYE EKONOMĠSĠNDEKĠ YERĠ…………..….…...59 1.1. Türkiye’de Organik Tarım Üretimi ve Ġhracatı………………………………..60 1.2. Türkiye’de Organik Tarımda SözleĢmeli Üretim………………………..…….62 1.3. Türkiye’de Organik Tarımda Pazarlama………………………………………62 1.4. Türkiye’de Ġller Ġtibarı Ġle Üretim – Tüketim ve Ġhracat………………………63 2. ORGANĠK TARIMIN ADANA EKONOMĠSĠNDEKĠ YERĠ……………….……..65 2.1. Adana Tarımında Organik Tarımın Yeri………………………………..……..66 2.2. Adana’da Organik Tarımın Ġstatistikî Durumu…………………………….….67 SONUÇ…………………………………………………………...………………..69 EKLER……………………………………………………………………………..72 EK – 1………………………………………………………………………………72 EK – 2………………………………………………………………………...…….74 KAYNAKLAR………………………………………………………………….….82 ix TABLOLAR LĠSTESĠ Tablo 1: AB ülkelerinde toplam gıda tüketimi içinde organik bitkisel gıda tüketiminin payı (%) (2000)………………………………………………………..………17 Tablo 2: Toplam gıda tüketimi içinde organik hayvansal gıda tüketiminin payı (%) (2000)………………………………………………………………......……..18 Tablo 3: AB ülkelerinde SatıĢ Yerlerine Göre Organik Ürün Alımının Dağılımı (%) (2000)………………………………………………………………………....18 Tablo 4:AB ülkelerinde organik tarım alanlarının geliĢimi (1993-2000)……………….22 Tablo 5: Bazı AB ülkelerinde ürün ve ürün grupları itibariyle organik üretimin toplam üretimdeki payı (%)……………………………………………………………………...26 Tablo 6: Organik Tarım MüteĢebbis Sertifikası Örneği………………………………...40 Tablo 7 Organik Tarım Ürün Sertifikası Örneği…………………………...……………41 Tablo 8: Organik Tarım Alanlarının Toplam Tarım Alanı Ġçerisinde Oranı (%)………50 Tablo 9: Türkiye’de Yıllar Ġtibariyle Tarımsal Ürünler Ġhracatı (Ton - 1000$)………..53 Tablo 10: Organik Ürünler Ġtibariyle En Çok Ġhracat Yapılan Ülkeler…………………54 Tablo 11: Bazı ürünlerde konvansiyonel ve organik ürünlerin satıĢ fiyatları…………..57 Tablo 12 Türkiye’nin Yıllar Ġtibarı ile Organik Tarım Üretim Verileri…………………61 Tablo 13 Türkiye’nin Yıllar Ġtibarı ile Organik Tarım Ġhracat Verileri…………………62 Tablo 14: 2006 Yılı Organik Tüketim Verileri (Ġç Pazar Durumuna Göre Sıralama)....64 x ġEKĠLLER LĠSTESĠ ġekil 1: Türkiye Cumhuriyeti Organik Tarım Logosu ………………………………..42 ġekil 2: 1998-2006 Yılları Arasında Ġhracatı En Çok Yapılan 5 Önemli Ürün….... ...65 ġekil 3: Organik tarımın illere göre dağılım yüzdesi………………………………….67 xi KISALTMALAR LĠSTESĠ FAO BirleĢmiĢ Milletler Gıda ve Tarım Örgütü AB Avrupa Birliği IFAOM Uluslararası Ekolojik Tarım Hareketleri Federasyonu Ha Hektar 1 GĠRĠġ Gıda, su ve hava gibi insan yaĢamının en önemli unsurlarından biridir. Dünya nüfusunun artması, daha fazla yiyecek üretimini gerektirmektedir. Bu durum, yiyecek üretiminde verimliliği artırmak için araĢtırma ve geliĢtirme faaliyetleri sonucunda yeni tekniklerin geliĢtirilerek üretime dahil edilmesini zorunlu kılmaktadır. Çünkü nüfusla birlikte sürekli artan gıda ihtiyacına karĢın dünya kaynakları sınırlıdır. Özellikle tarıma elveriĢli toprakların miktarının oldukça sınırlı olması, tarımda verimlilik artırıcı faaliyetlerin önemini daha da artırmaktadır. Bu faaliyetler, tarımda makineleĢme, genetik uygulamalar, kimyasal gübreleme, ilaçlama, hormon uygulamaları gibi uygulamaları içermektedir. Bu durum verimliliği ve dolayısıyla elde edilen ürün miktarını arttırmakla birlikte, baĢka sorunlarında ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Kullanılan bir takım teknikler ve uygulamalar öncelikle, gıda ihtiyacını gideren insanlığın, çeĢitli sağlık problemleri ile karĢılaĢmasına neden olmaktadır. Bunun yanı sıra bir takım çevresel sorunların ortaya çıkmasında da, yukarıda sıralanan uygulamaların etkinliği üst düzeydedir. Özellikle, ilaçlama ve gübreleme de yanlıĢ uygulamalar toprak kirlenmesine neden olurken, su kaynaklarının da bundan zarar görmesine neden olmaktadır. Bu durum, çevredeki bitki ve hayvanlarla birlikte insan hayatını da tehdit etmektedir. Günümüzde özellikle kanser vakalarında sürekli bir artıĢ söz konusudur. Bunda da insan sağlığını direkt etkileyecek gıda tüketimi etken olmaktadır. Özellikle geliĢmekte olan ülkelerde uygulanan yanlıĢ teknikler ve uygulamalar sağlık sorunlarını üst düzeye çıkarmıĢtır. Bu durum dünya çapında dikkat çekmiĢ ve uluslararası düzeyde bir takım aktiviteler gerçekleĢtirilmiĢtir ve gerçekleĢtirilmektedir. Bu kapsamda baĢta BirleĢmiĢ Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO olmak üzere çeĢitli uluslararası kuruluĢlar baĢta insan olmak üzere canlı hayatını tehdit eden uygulamaların son bulması ve canlı yaĢamının devamlılığı için uygun tekniklerin geliĢtirilmesini teĢvik edici faaliyetler gerçekleĢtirmektedirler. BirleĢmiĢ Milletler Kalkınma Programı, Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu, Uluslararası Ekolojik Tarım Hareketleri Federasyonu, Ekolojik Çiftlikler Gönüllüler Örgütü gibi uluslararası kuruluĢlar insan sağlığına uygun, çevreye zarar vermeyen ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen sağlamaktadırlar. uygulamaların geliĢtirilmesinde önemli katkılar 2 Bu kapsamda teĢvik edilen ve yaygınlaĢtırılmasına çalıĢılan organik tarım uygulaması dünya tarımında önemli aktivite olarak yerini almıĢtır. Hiçbir Ģekilde kimyasal gübre, hormon ve ilaç kullanılmayan organik tarım, sulamada, gübrelemede, hasatta ve ürünün iĢlenmesinde ürünün doğallığını bozmayan modern araç – gereç ve tekniklerin kullanılması ile güvenli gıdanın üretilmesinde önemli bir uygulama olarak görülmektedir. Bu konuda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye‟de de çeĢitli çalıĢmalar gerçekleĢtirilmektedir. 5262 Sayılı Organik Tarım Kanunu, Türkiye‟deki organik tarım faaliyetlerinin gerçekleĢtirilmesinde bir çerçeve oluĢturmaktadır. Kanunun 1. Maddesinde amacı; “tüketiciye güvenilir, kaliteli ürünler sunmak üzere organik ürün ve girdilerin üretiminin geliĢtirilmesini sağlamak için gerekli tedbirlerin alınmasına iliĢkin usul ve esasları belirlemektir.” Ģeklinde belirtilmiĢtir. Türkiye‟de organik tarım faaliyetleri bu kanun çerçevesinden yönlendirilmektedir. Bu çalıĢmada öncelikle, organik tarımın önemi ön plana çıkarılırken, dünya ve Türkiye ekonomisindeki yeri belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. Birinci bölümde, organik tarım ve temel ilkeleri ile ilgili bilgiler verilmiĢ, ikinci bölümde, organik tarımın dünya ekonomisindeki yeri belirlenmeye çalıĢılmıĢ, üçüncü bölümde ise organik tarımın Türkiye Ekonomisi‟ndeki yeri incelenmiĢtir. 3 BĠRĠNCĠ BÖLÜM ORGANĠK TARIM VE TEMEL ĠLKELER Günümüzde geliĢmiĢ ülkeler baĢta olmak üzere, dünyadaki birçok ülkede çevreye duyarlılık ve sağlıklı gıdaya olan talep giderek artmaktadır. Bu kapsamda ön plana çıkan organik tarım, neredeyse dünyadaki tüm ülkelerde uygulanırken, üretim alanı ve üretici sayısı da giderek artmaktadır. Ayrıca dünya organik ürün pazarı da giderek büyümekte ve neredeyse tamamını ABD ve AB ülkeleri oluĢturmaktadır. Ancak bu ülkelerde yetiĢmeyen veya yeteri kadar temin edilemeyen organik ürünlerin çoğu, geliĢmekte olan ülkelerden ithal edilmekte ve hızla geliĢen dünya organik ürün ve gıda pazarından pay alabilmek için çabalamaktadırlar.1 Bu çerçevede sürdürülebilir tarımın da temel hareket noktalarından olan organik tarım üretimin her aĢamasında göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Özellikle çevre ve sağlığın neredeyse çoğu sektörün üretimlerinde göz ardı edemediği bir ortamda, insan yaĢamı için temel ihtiyaçlardan olan gıda üretiminde çevrenin ve sağlığın göz ardı edilmesi mümkün değildir. 1. ORGANĠK TARIM “Ekolojik Tarım” ve “Biyolojik Tarım” olarak da isimlendirilen “Organik Tarım”; ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içeren, kimyasal tarım ilaçları, hormonlar ve kimyasal gübrelerin kullanımının yasaklanmasının yanında, organik ve doğal gübreleme, toprağın muhafazası ve ıslahı, bitkinin direncini artırma, doğal düĢmanlardan yararlanmayı ve bütün bu olanakların kapalı bir sistemde oluĢturulmasını öneren, üretimin kantitesinin yanı sıra kalitesinin de arttırılmasını amaçlayan bir üretim Ģeklidir.2 Özellikle 1980'li yıllardan sonra tüketicilerin artan talebiyle aile tarımı konumundan çıkıp ticari bir boyut kazanan organik tarım, baĢta ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere birçok ülkede uygulanmaya baĢlamıĢtır.3 1 KürĢat Demiryürek (2004), “Dünya ve Türkiye’de Organik Tarım”, Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, Sayı: 8 (3/4), ġanlıurfa, s.63 2 Bülent Köse, Ferhat OdabaĢı (2005), “Bağcılıkta Organik Tarım”, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, Sayı: 20 (3), Samsun, s. 96 3 ġule Turhan (2005), “Tarımda Sürdürülebilirlik ve Organik Tarım”, Tarım ve Ekonomi Dergisi, Tarım Ekonomisi Derneği, Sayı:11/1, Aydın, s.18 4 1.1. Organik Ürün Organik Ürün; sözleĢmeli çiftçi uygulamasıyla ve üretimden tüketime kadar her aĢamada kontrollü olarak yetiĢtirilmiĢ ve sertifikalandırılmıĢ ürünlerdir. Organik tarımın esaslarına uyularak kontrol edilip sertifikalandırılarak üretilmiĢ, hasat edilmiĢ, iĢlenmiĢ, depolanmıĢ, ambalajlanmıĢ ve nakledilmiĢ ürünler yani sağlık için güvenli ürünlerdir.4 1.2. Organik Tarım Kavramı Tarımsal üretimde kullanılan kimyasalların (ilaç, gübre gibi) olumsuz etkileri insan ve toplum sağlığı üzerindeki zararları artarak kendini hissettirmeye baĢladı. Tüm bu olumsuz etkilerin ortadan kaldırılması amacıyla kimyasal gübre ve tarımsal savaĢ ilaçlarının hiç ya da mümkün olduğu kadar az kullanılması, bunların yerini aynı görevi yapan organik gübre ve biyolojik savaĢ yöntemlerinin alması temeline dayanan “Ekolojik tarım sistemi” geliĢtirildi. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (Food and Agriculture Organisation, FAO) ve AB tarafından konvansiyonel tarıma5 alternatif olarak da kabul edilen bu üretim Ģekli değiĢik ülkelerde farklı isimlerle anılıyor. Almanca ve Kuzey Avrupa dillerinde “Ekolojik tarım”, Fransızca, Ġtalyanca ve Ġspanyolcada “Biyolojik tarım”, Ġngilizcede “Organik tarım” , Türkiye‟de ise "Ekolojik veya organik tarım" eĢ anlamlı olarak kullanılıyor.6 1.3. Organik Tarımın Amacı Ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içermekte olup, esas olarak sentetik kimyasal tarım ilaçları, hormonlar ve mineral gübrelerin kullanımını yasaklaması yanında, organik ve yeĢil gübreleme, münavebe, toprağın muhafazası, bitkinin direncini artırma, doğal düĢmanlardan faydalanmayı tavsiye eden, bütün bu olanakların kapalı bir sistemde oluĢturulmasını öneren, üretimde sadece miktar artıĢının değil aynı zamanda ürün kalitesinin de yükselmesini amaçlayan alternatif bir üretim Ģeklidir. 4 5 6 Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı (2005), Organik Tarım Kanunu ve Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına ĠliĢkin Yönetmelik, ANAKARA, s.3 Konvansiyonel Tarım Metodu: Organik tarım metodu dıĢındaki tüm geleneksel metotlardır. Adem Atasay, Nurgül TüremiĢ, (2007), Organik Çilek YetiĢtiriciliği Üzerine AraĢtırmalar, Ege Tarımsal AraĢtırma Enstitüsü Müdürlüğü, TAYEK, 2007 Yılı Bahçe Bitkileri Grubu Bilgi AlıĢveriĢ Toplantısı Bildirileri, Yayın No: 129, Ġzmir. Sayfa 6 5 Son yıllarda gerek tarımsal ilaçların, gerekse gübrelerin bilinçsizce kullanımı bitkisel üretimde artıĢın yanında kalitesiz ve insan sağlığını tehdit edecek ürünlerin ortaya çıkmasına neden olmuĢtur. Toprağın derinlerine sızan fosfor ve nitrat, tatlı su kaynaklarına ulaĢmakta bu da insan, evcil hayvan ve yaban hayatı açısından ciddi problemlere yol açmaktadır. Ayrıca kimyasal tarım ilaçları toprakta birikmekte, bitki sağlığını olumsuz yönde etkileyerek ekolojik dengeyi bozmaktadır. Bu olumsuz koĢullar karĢısında gelir düzeyi yüksek olan ülkeler baĢta olmak üzere birçok ülkede bilinçlenerek örgütlenen üretici ve tüketiciler, doğayı tahrip etmeyen yöntemlerle insanlarda zehirli etki yapmayan tarımsal ürünleri üretmeyi ve tüketmeyi tercih etmiĢler. Bu amaçla yeni bir üretim tarzı olarak Ekolojik veya Organik Tarım ortaya çıkmıĢtır. Tanımdan da anlaĢıldığı gibi ekolojik tarım bir ürünün ekim veya dikiminden sonra hiçbir uygulama yapılmadan kendi haline terk edilmesi veya eskimiĢ bir iĢletmecilik Ģekline dönüĢ değildir. Aksine geleceğin ihtiyaçlarına yönelik görüĢlere dayanan, dikkat, bilgi ve özveri gerektiren bir tarım Ģeklidir.7 1.4. Organik Tarım’ın Uygulanma Nedenleri Giderek artan nüfusa orantılı olarak yaĢadığımız çevre ve yediğimiz ürünlere dikkat etmek gerektiği gibi hassas konular tartıĢılmaya baĢladı Türkiye‟de. Örneğin organik tarım ile ilk önce yediklerimizin önlemini almalıyız. Neden olarak; 1. Gelecek nesilleri korumak, 2. Kimyasalların insanlar, çevre ve hayvanlar üzerindeki olumsuz etkilerinden korunmak, 3. Toprak verimliliğini ekolojik koĢulları göz önüne alarak doğal yollarla uzun dönem için sağlamak, 4. Toprak ve genetik kaynak erozyonunu önlemek,8 5. Su miktarı ve kalitesini korumak, 7 8 http://www.ankara-tarim.gov.tr/diger/organik/organik.htm, Siteye Son EriĢim Tarihi: 25.08.2009 Ġbrahim Ak (2002), Ekolojik Tarım ve Hayvancılık, Gıda ve Yem Bilimi-Teknolojisi, Bursa Gıda Kontrol ve Merkez AraĢtırma Enstitüsü, Yıl:1, Sayı:2, 2002/2, s. 491 6 6. Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak ve enerji tasarrufu yapmak, 7. Üretici ve tarımsal iĢletmelerde çalıĢan insanların sağlığını korumak, 8. Küçük çiftçilerin güvenliğini üretim döngüsü veya gelir düzeylerini arttırarak sağlamak, 9. Ekonomiyi desteklemek, 10. Sağlıklı ve besin kalitesi yüksek ürün elde etmek.9 1.5. Organik Tarım'ın Avantajları Organik tarımın uygulanması ile birlikte elde edilecek çok sayıda avantaj vardır. Bunlardan bazıları Ģu Ģekilde sıralanabilir:10 1. Dünya genelinde, organik tarımda sentetik kimyasallar çiftçiler tarafından ya çok az kullanılmakta, ya da hiç kullanılmamaktadır. Bu nedenle ekolojik tarıma geçiĢin kolay olması beklenebilir. 2. Üretici geliri ürüne bağlı olarak artma imkânı bulacaktır. 3. Fiyatı hızla artan kimyasal gübre, pestisit ve enerji girdilerinden tasarruf edilebilmektedir. 4. SözleĢmeli tarımla üreticinin tüm ürününün alınması garanti edilebilmektedir. 5. Ekolojik ürünlerin ihraç fiyatı diğer ürünlerden % 10-20 oranında daha yüksektir ki bu da üreticilerin gelir ve karlarına etki edebilecektir. 6. Ekolojik Ürünlerin ihracatı ile tarım ürünlerinin üretiminde ilave bir kapasite yaratılmaktadır. Dolayısıyla ihraç edilen her ton daha önce ulaĢılamayan tüketici kitlesine gidebilecektir. 7. Özel bilgi isteyen ekolojik tarım modeli ziraat alanında uzman personel için yeni istihdam sahaları yaratacaktır. 1.6. Organik Tarım'ın Dezavantajları Organik tarımın yukarıda sayılan avantajlarının yanı sıra az da olsa bir takım dezavantajların ortaya çıkması mümkün olabilmektedir. Bu dezavantajlar Ģu Ģekilde sıralanabilir: 11 9 10 Alkan DEMĠR, Umut Gül (2004), Organik Tarım, Tarımsal Ekonomi AraĢtırma Enstitüsü Dergisi Sayı 5, Nüsha 3, Nisan 2004, s. 1 Alkan DEMĠR, Umut Gül (2004), Organik Tarım, Tarımsal Ekonomi AraĢtırma Enstitüsü Dergisi Sayı 5, Nüsha 3, Nisan 2004, s. 1 7 1. Tarımsal ürün arzında önemli dalgalanmalar görülebilmektedir. Nüfusun miktarında ve bileĢimindeki değiĢmeler, tüketim düzeyinin ve çeĢitliliğinin sürekli artması ve dünya ülkelerinin hemen hepsinin tarımsal ürün talep eden özellikleri sebebiyle organik tarımın (verimde meydana gelebilecek azalma nedeniyle) kısa vadede geliĢmesi zaman ve yüksek çaba gerekebilecektir. 2. Ekolojik tarım metoduyla bitkisel üretimde ortaya çıkan bir sorun, arazilerin çok küçük, parçalı ve birbirine yakın olmasıdır. Bu durum ekolojik üretim yapan bir iĢletmeyi, çevrede üretim yapan diğer klasik iĢletmelerde kullanılan kimyasallardan dolayı olumsuz yönde etkileyebilmektedir. 3. Özellikle iç piyasa için yeni ve belirsizlik arz etmesi ekolojik tarım sisteminde yetiĢtirilen ürünlerin pazarlanmasında zorluklar yaratabilmektedir. 4. Konunun yeni olması nedeniyle yeterli tarımsal bilgilendirme çalıĢmaları ve yetiĢmiĢ iĢgücü bulunmaması ekolojik tarımın bir baĢka olumsuz yanı olarak ortaya çıkmaktadır. 1.7. Organik Bitkisel Üretimin Genel Kurallarından Bazıları Ekolojik tarımda değiĢik bitkisel ve hayvansal ürünler için farklı üretim yöntemleri mevcuttur. “Bununla birlikte bunların ortak ilkeleri ise Ģu Ģekilde sıralanabilir: 1. Ekolojik üretim yapan tarım iĢletmelerinde doğal kökenli hammaddeler kullanılarak üretim yapılmalıdır. 2. Ham maddelerin ve diğer iĢletme girdilerinin çevreyi tehdit eden her türlü etkisi azaltılmalı veya bunlardan tamamen kaçınılmalıdır. Mesela organik tarımda kullanılacak fide-tohum, fidan vs. ilaçsız olmalıdır. 3. Toprağın iĢletilmesi ve içindeki canlı faaliyetin devamı için nöbetleĢe ekim ve organik gübreleme yapılmalıdır. Bunun için çiftlik gübresi ve organik atıklardan oluĢan kompost12 ve yeĢil gübre kullanılmalıdır. Ayrıca uygun toprak iĢleme aletleri kullanılmalı, gereğinden fazla sayıda toprak iĢlemeden kaçınılmalıdır. 11 Alkan DEMĠR, Umut Gül (2004), Organik Tarım, Tarımsal Ekonomi AraĢtırma Enstitüsü Dergisi Sayı 5, Nüsha 3, Nisan 2004, s. 2 12 Kompost: Biyokimyasal olarak ayrıĢabilir çok çeĢitli organik maddelerin organizmalar tarafından stabilize edilmiĢ, mineralize olmuĢ ürünlerdir. 8 4. Ekolojik ortama uygun dengeli karıĢımlar yapılarak nöbetleĢe ekimde baklagillere ağırlık verilmelidir. 5. Zararlılarla mücadelede biyolojik yöntemlere baĢvurulmalıdır. 6. Hayvansal üretimde ise ağıl ve ahırların usulüne uygun olması, beslenme ihtiyacının mümkün olduğu ölçüde iĢletmeden karĢılanması, yemlere kimyasal maddeler (antibiyotikler, kilo artırıcı katkı maddeleri vs.) katılmaması gerekir. 7. YetiĢtiricilikte yem ihtiyacının karĢılanmasında 1 ha alan için 1 büyükbaĢ hayvan düĢünülmelidir. 8. Ekolojik tarımda yeter miktarda ve yüksek kalitede gıda üretmek, maksimum verimden önce gelmelidir. 9. Enerji kaynağı olarak güneĢ enerjisi ve rüzgâr enerjisi gibi doğal enerji kaynakları olabildiğince tercih edilmelidir. 10. Ekolojik tarım iĢletmelerinin kazançları, imkânları üreticiyi ve çalıĢanlarını tatmin etmelidir. 11. Sentetik kimyasal gübreler ve sentetik ilaçlar, depoda kuruyuculuğu artıran ve hasattan sonra olgunlaĢmayı teĢvik eden sentetik kimyasal maddeler, bitki ve hayvan yetiĢtirmede kullanılan hormonlar ve büyüme düzenleyici maddelerin ekolojik tarımda kullanımı yasaktır. 12. Ekolojik tarım sentetik ve kimyasalların kullanımını yasakladığından çiftlik gübresi, kanatlı gübresi, çiftlik ve sıvı atıkları, saman, torf, mantar üretim artığı, organik ev artıkları kompostu, hayvansal atıkların iĢlenmiĢ ürünleri, deniz yosunları ve yosun ürünleri, talaĢ, ağaç kabuğu, odun artıkları, tabii fosfat kayaları gübre olarak kullanılabilir. Bitki koruma açısından ise izin verilen birtakım ilaçların yanında kükürt, bordo bulamacı, Arap sabunu kullanılabilir. 13. Toprak, bitki, hayvan ve insan arasındaki döngü doğal kökenli hammaddeler kullanılarak sağlanmalı. Doğal çevreyle uyumlu bir üretim yapılmalıdır. 14. Toprağın iyileĢtirilmesi ve beslenmesi sağlanmalı. Bunu yaparken de münavebe, organik gübreleme ve uygun toprak iĢleme yöntemleri kullanılmalıdır. 15. Üretim sırasında kullandığımız tüm materyallerin sağlıklı ve mümkün olduğunca hastalık ve zararlılara dayanıklı olmasına dikkat edilmelidir. 16. Bitki ve tür çeĢitlerinin seçiminde üretim yapılacak yerin ekolojik koĢulları çok iyi bilinmeli ve bu koĢullarda hastalık ve zararlı yoğunluğu dikkate alınmalıdır. 9 17. Bitkisel ve hayvansal üretimi mümkün olduğunca birlikte yaparak, birbirlerinin girdilerini kullanmak suretiyle karĢılıklı desteklemesi sağlanmalıdır. a) Bitkisel üretim; bir kontrol ve/veya sertifikasyon kuruluĢu ile sözleĢme yapılarak onun kontrol ve denetiminde yapılır. b) Organik bitkisel ürün yetiĢtiriciliği yapacak müteĢebbis geçiĢ sürecine alınır. Kontrol ve/veya sertifikasyon kuruluĢu geçiĢ sürecini Organik Tarım Komitesinin onayını alarak uzatabilir veya kısaltabilir. c) GeçiĢ süreci; tek yıllıklı bitkilerde 2 yıl. Çok yıllık bitkilerde 3 yıldır. Tek yıllık kültürlerde ekim tarihi. Çok yıllık kültürlerde hasat tarihi göz önüne alınır. d) Kontrol ve/veya sertifikasyon kuruluĢu, Ģüpheli durumlarda, organik bitkisel üretim yapılacak toprağın, kullanılacak gübre ve ilacın, ekim ve dikimden önce analizinin yaptırılmasını müteĢebbisten ister.”13 2. ORGANĠK TARIMIN GELĠġĠM SÜRECĠ Avrupa'da 1910'larda bireysel çabalarla baĢlayan ekolojik üretimin yaygınlaĢması 1930'ları buldu. 1972'de Almanya'da Uluslararası Ekolojik Tarım Hareketleri Federasyonu (IFAOM) kuruldu. Dünya çapındaki bu federasyonla ekolojik tarım yapanlar bir çatı altında örgütlenerek bu konuda sağlıklı adımlar atılması, gerekli standartların oluĢturulması, yerleĢmesi için çalıĢmalar baĢladı. Her yıl yaklaĢık %2030'luk bir oranda büyüme kaydedildi. Avrupa Birliği'nin sadece bitkisel ürünleri kapsayan ilk organik ürün yönetmeliği 1991'de, hayvansal üretimi de içine alan 'Organik Tarım Yönetmeliği' ise 2000'de yayınlandı. Bugün dünyada en çok organik üretim sırasıyla Avustralya (7,7 milyon ha), Arjantin (2,8 milyon ha) ve Ġtalya'da (1 milyon ha) yapılmaktadır.14 Türkiye'de ise 1970'lerde küçük adımlarla baĢlayan organik tarımın ticari bir önem kazanmaya baĢlaması 1990'ları bulmuĢtur. 1992'de “Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO)' kuruldu. 1994'de “Bitkisel ve Hayvansal Tarım 13 http://www.cicekansiklopedisi.com/cicek/1076-Organik-Tarimin-Temel-Ilkeleri.html, Son EriĢim Tarihi: 25.08.2009 14 Seçil Adalet Gök (2008), GeniĢleyen AB Pazarında Türkiye’nin Organik Ürünleri Ticareti Açısından Değerlendirilmesi, AB Uzmanlık Tezi, Ankara, s. 30-33 10 Ürünlerinin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine ĠliĢkin Yönetmelik”, 2002'de ise “Organik Tarımın Esasları ve Uygulamasına ĠliĢkin Yönetmelik” yürürlüğe girmiĢtir. 2004'te organik tarım kanunu kabul edilmiĢ ve böylece organik üretimin kuralları belirginleĢtirilmiĢ ve kontrol mekanizması kurulmuĢtur. Türkiye'de en çok organik üretim Ege bölgesinde yapılmaktadır (% 39). Ġkinci sırada Akdeniz (% 24), üçüncü sırada Ġç Anadolu (% 11) bölgesi gelmektedir.15 Organik tarımla ilgili çalıĢmalar muhakkak ki üretim ve üretimdeki niceliğe bağlı olarak tüketime de yansımaktadır. Özellikle geliĢmiĢ ülkelerin olanakları itibarı ile geliĢtirmiĢ oldukları tarımsal teknik ve yöntemler, organik tarımda diğer ülkelere göre ileride olmalarına neden olmaktadır. Çünkü araĢtırma – geliĢtirme süreci finansal kaynakların geniĢliğine bağlı bir aktivitedir. AraĢtırma – geliĢtirme faaliyetlerine ayrılacak pay ile ülkelerin geliĢmiĢlik düzeyleri yakın iliĢki içindedir. Organik tarım sürecinde de bu durum etkisini göstermektedir. Özellikle geliĢmiĢ ülkeler, geliĢmekte olan ülkelere göre bu açıdan öndedirler. Üretimde yaĢanan hem niceliksel ve hem de niteliksel geliĢme, tüketime de yansımaktadır. 2.1. Organik Tarımın Üretim Boyutu Organik üretimde özellikle Avustralya önemli bir paya sahiptir. Bunda en önemli etken olarak ülkenin 1980‟li yıllarda organik tarıma baĢlamasıdır. Ülke bazında yıllık üretim diğer ülkelere göre yüksek seviyededir. Ülkede NASAA certified organic, sürekli tarım için 1986 yılında kurulmuĢ olup Avustralya‟nın milli bir derneğidir ve organik sertifikasyonun temel otoritesidir. 2004'te ekolojik ürünler piyasasının küresel hacmi 28 milyar dolara ulaĢtı. En büyük pazarlar Avrupa ve Kuzey Amerika. Ekolojik tarım alanı bir yılda yüzde 25 arttı, 31 milyon hektara ulaĢtı. En büyük organik tarım alanı 12,1 milyon hektarla Avustralya'da. Bir yılda organik tarım alanını altı kat geniĢleten Çin 3,5 milyon hektarla ikinci, Arjantin 15 Ġbrahim Ak (2002), Ekolojik Tarım ve Hayvancılık, Gıda ve Yem Bilimi-Teknolojisi, Bursa Gıda Kontrol ve Merkez AraĢtırma Enstitüsü, Yıl:1, Sayı:2, 2002/2, s. 491 11 2,8 milyon hektarla üçüncü. Ġsviçre'de organik tarım yapılan alanın toplam tarımsal alana oranı yüzde 10, Türkiye'de bu oran binde 26.16 Avrupa, ABD ve Japonya‟da organik ürünlere olan talebin artması, Dünya‟daki çeĢitli ülkelerde organik tarımın doğuĢuna neden olmuĢtur. 2002 ġubat ayındaki SOEL araĢtırma sonuçlarına göre, dünya üzerinde organik tarımın yapıldığı toplam alan 17 milyon hektardır. Bu miktarın çoğunluğunu teĢkil eden ülkeler Avustralya (7,7 mil.ha), Arjantin (2,8 mil.ha) Ġtalya (1 mil.ha.dan fazla) olarak sıralanırken; organik tarımın uygulandığı kıtalar arasında yapılan değerlendirmede ise ilk üç sıra Okyanusya (% 45), Avrupa (% 25), Latin Amerika (% 22) olarak belirlenmiĢtir.1972 yılında Toprak Derneği ( Soil Association/Ġngiltere), Doğa ve GeliĢme (Nature et Progrés/Fransa), Ġsveç Biyodinamik Derneği, Güney Afrika Toprak Derneği ve Rhodale Press (ABD)‟in bir çatı altında toplandıkları Uluslar arası Organik Tarım Hareketleri Fedarasyonu (International Organic Agriculture Movement / IFOAM)‟nun kurulması ile organik tarım çalıĢmaları güçlü bir ivme kazanmıĢtır. Bundan sonra Avrupa ülkelerinde ekstansif üretimi desteklemek amacı ile politikalar yürütülmüĢtür. 1991 yılında ise Avrupa Birliği‟nin hayvansal üretimine iliĢkin yönetmelik ve Codex Alimentarius yayınlanmıĢtır. Organik ürün üretimini, geliĢmiĢ ülkelerde (ABD, Kanada, Avustralya, Japonya, AB vd.) iç pazar talebi, geliĢmekte olan ülkelerde ise ihracat talep artıĢı yönlendirmiĢtir. Avrupa‟da organik ürün üretiminde; Danimarka, Ġngiltere ve Ġsviçre öncülük etmiĢlerdir. Türkiye de dıĢ satımının büyük çoğunlukla AB ve ABD‟ne yapmakta ve diğer geliĢmekte olan ülkelerle rekabetçi konumda bulunmaktadır. Günümüzde, dünya genelinde yaklaĢık 130 ülkede ticari kalitede organik ürün üretimi yapılmaktadır. Bunlardan en az 90‟ı geliĢmekte olan ülke olup, büyük çoğunluğu Asya ve Afrika‟da bulunmaktadır. Öte yandan organik ürün sertifikasyon iĢlemleri ise çoğunlukla Avrupalı Ģirketlerce yapılmaktadır. 17 16 17 http://tech.groups.yahoo.com/group/organiktarim/message/573, Siteye Son EriĢim Tarihi: 07.09.2009 http://www.varbak.com/organik-tarim-tarihi-vegelisimit32733.html?s=08fa38fb53661256b116e3f9360f362e& Son EriĢim Tarihi: 01.09.2009 12 2.2. Organik Tarımın Tüketim Boyutu Üretimde ön sıralarda olan Avustralya ve ABD tüketimde de ön sıralardadır ve yıllık %17 – 20 oranında organik tüketim artmaktadır. Bu ihtiyacın büyük bir kısmı iç üretimden sağlanmaktadır. Genelde geliĢmekte olan ülkeler, üretimi artırma ve dıĢ satıma sunma çabası içerisindeyken geliĢmiĢ ülkeler, bir yandan dıĢ alım ve bir yandan da iç üretimleriyle iç pazar talebini karĢılama eğilimi içerisindedirler. Dolayısıyla geliĢmekte olan ülkeler dıĢ satım açısından birbirlerine rakip ülkeler iken, geliĢmiĢ ülkeler hedef pazar konumundadırlar. Dünyada en önemli organik ürün dıĢ alımcısı konumunda olan AB‟ye organik ürün ihraç edebilecek ülkeler listesinde Türkiye, Ġsrail, Avustralya, Macaristan, Ġsviçre ve Arjantin avantajlı ülkeler olarak görülmektedirler. Dünya ticaretine konu olan organik ürün sayısı oldukça fazla olup genelde; bitkisel, hayvansal ürünler ile çeĢitli iĢlenmiĢ gıdalar ve içeceklerden oluĢmaktadır. Bunlardan iĢlenmiĢ gıda ürünlerine yönelik ticaret hacmi giderek geniĢlemektedir. 3. TARIM ÇEVRE ĠLĠġKĠLERĠ VE ORGANĠK TARIM Tarım çevre iliĢkileri, organik tarım ve sürdürülebilir tarım çevreye ve insana zarar verme noktasına gelen tarımsal üretim yeni kavramları ortaya çıkarmıĢtır. Tarımda yoğun girdi kullanımını azaltan, toprak, su ve diğer kaynakların korunmasını sağlayan bir üretim sistemi olarak tanımlanan organik tarım, özellikle geliĢmiĢ ülkelerin gündemine girmiĢ bulunmaktadır. Yoğun girdi kullanılan tarım metotları sadece maliyetleri yükseltmemiĢ, su ve toprak kirliliği, gıdalarda tarım ilacı kalıntıları, bitki hastalık ve zararlıların kimyasallara karĢı dayanıklılık kazanması gibi sonuçları beraberinde getirmiĢtir. Tarımsal üretimde agronomik18, çevresel, sosyal ve ekonomik boyutları dengelemeyi hedefleyen yeni bir yaklaĢım olarak ortaya çıkan sürdürülebilir tarımın amaçları, bir yandan tarımda verimliliği korurken, diğer yandan da çevreye verdiği 18 Agronomik: Çiftçilikle ilgili bilgilerin araĢtırıldığı bilim dalı. 13 zararı azaltmak, kısa ve uzun vadede ekonomiyi canlı tutmak ve tarımla uğraĢanların yaĢam standardını yükseltmek Ģeklinde ifade edilebilir. Tarımsal kalkınmanın sağlanabilmesi ve ekonomideki gıda talebinin en uygun Ģekilde karĢılanabilmesi için kullanılan modern girdi kombinasyonunun çevreye olumsuz etkilerinin engellenmesi gerekir. Bunun için, tarıma elveriĢli olmayan arazilerin erozyondan korunması ve çölleĢmenin engellenmesi için ağaçlandırılması, tarım arazilerinin amaç dıĢı kullanımının engellenmesi, doğal zenginliklerin korunması, tarımda arazilerin amaç dıĢı kullanımının uygun düzeye getirilmesi için çiftçilere yönelik eğitim programlarına ağırlık verilmesi, hormon kullanımının kontrol altına alınması, tarımsal teknolojide meydana gelen geliĢmelerin çevre bilinci içerisinde değerlendirilmesi gerekir.19 Tüm bunları sağlamak amacıyla ortaya çıkan organik tarım, ülkemiz Ģartlarında, ekonomik getirisinin de yüksek olması nedeniyle gün geçtikçe artmakta ve yaygınlık kazanmaktadır. Türkiye Ģartlarında çiftçilerimiz yüksek verim, az gelir yerine sağlıklı verim ve yüksek geliri tercih etmekte bu da organik tarımı daha cazip hale getirmektedir. 4. SÜRDÜRÜLEBĠLĠR KALKINMA ĠÇĠN ORGANĠK TARIM “Her ne kadar, eĢitlikler, demokrasi, ekonomideki iyileĢtirmeler gibi pek çok konunun arasında kaybolup gitmiĢ gibi görünse de AB sürecinde zorlanacağımız konulardan biri de tarım. Çünkü Türk tarımının verileriyle, AB ve geliĢmiĢ dünyanın tarım verileri arasında çok belirgin farklar bulunuyor. Galatasaray Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Açık Radyo Programcılarından Dr. Cengiz Aktar'ın konuyla ilgili çok ciddi tespitleri ve paylaĢımları var. Aktar, bu konunun altını çizerken, organik tarımın herkesin kazançlı çıkacağı bir tarım ve yaĢama biçimi olduğunu vurguluyor. Organik tarım; tarımsal üretim sırasında kimyasal maddelerin kullanılmaması, ürünü koruyan ilaçların ve verimi artıran katkı maddelerine dek tüm üretimin doğaya bağlı kalınarak gerçekleĢtirilmesi tabanlı bir yöntem. 19 http://www.ekodialog.com/Konular/tarim_eko/tarim_cevre_organik_tarim.html, EriĢim Tarihi: 29.08.2009 Siteye Son 14 Verimliliği artırmak amacıyla küçük iĢletmelerin ortadan kalkması ve üretimin mekanize olması gerektiği tezini savunanların; bu dönüĢüm sonucunda atıl olacak, milyonlarla telaffuz edilen vasıfsız iĢgücünün nasıl iĢ bulacağını ve hayatını nasıl idame ettireceğini hiç hesaba katmadıklarına dikkat çekiyor. Sanayi iĢçisi olmaları, onları istihdam edecek artık öyle bir sanayi kalmadığından mümkün görünmeyen ve tek çareleri göç etmek olan bu kitleler, göç ettikleri yerlere yabancı, kendilerine belki de çok aykırı bir yaĢam sürme zorunda kalıyorlar. Ancak bu yaĢam, ne kendileri, ne de çevreleri için mutlu bir gelecek vaat ediyormuĢ gibi de görünmüyor. Burada ortaya çıkan ciddi orandaki iĢsizliğe karĢın, diğer bir taraftan da Dünya Bankası tahminlerine göre 2010'da 14 milyon yeni iĢ yaratmıĢ olmamızın gerekliliği belimizi bükecek görünüyor. Cengiz Aktar'a göre, bu olumsuz tablodan kurtulmak için ideal çözüm; organik tarım ve dolayısıyla kırsal kalkınma, ilgi ve dikkat isteyen organik tarım yoğun emek isteyen bir uğraĢı biçimidir.”20 5. ĠSTĠHDAMDA ORGANĠK TARIMIN PAYI “Konvansiyonel tarımdaki 100 iĢçinin istihdamına karĢılık, organik tarım 180 iĢçinin istihdamı söz konusu oluyor.21 Bu tarım biçiminin artı değeri konvansiyonel tarımınkinden kıyaslanamayacak kadar yüksek olduğuna dikkat çeken Aktar; "Gerçekten de bu beslenme biçimine geliĢmiĢ ülkelerden talep olağanüstü. Diğer taraftan organik tarım yaygınlaĢtıkça, çığ gibi büyüyen çevre sorunlarımıza da çare oluĢturacak, yerli tüketicinin de vasıflı ürün tüketmesini sağlayacak" diyor ve Ģöyle devam ediyor: "Türkiye, insan gücü, toprak kalitesi, 11.000'den fazla endemik türle zengin biyolojik çeĢitliliği, iklimi ve asırlık bilgi birikimine rağmen organik tarımda son derece 20 http://www.datassist.com.tr/yenilikler/surdurulebilir-kalkinma-icin-organik-tarim.html, Siteye Son EriĢim Tarihi: 29.08.2009 21 http://www.datassist.com.tr/yenilikler/surdurulebilir-kalkinma-icin-organik-tarim.html, Siteye Son EriĢim Tarihi: 29.08.2009 15 zayıf bir konumda. Ancak elimizdeki olanaklar ve AB hazırlık dönemi bu konumdan hızla kurtulmamızı sağlayabilecek fırsatlar. Nitekim Türkiye elindeki olanakları iyi değerlendirerek bir nevi organik ürün ambarı haline gelebilir." Sektörün geliĢmeye açık olması, insan yaĢamı ve doğal denge için hayatı bir öneme sahip olması; bu alana daha çok zaman harcanmasını ve yatırım yapılmasını kaçınılmaz kılmakta. Çok yeni olmamakla birlikte, henüz geliĢim potansiyelinin çok küçük bir kısmını kullanmıĢ olan organik tarım sektörü; gerek yaĢama duyulması gereken saygı, gerekse kazançlı bir yatırım aracı bağlamında ilgi çekici gözükmekte.”22 Cengiz Aktar‟ın da bu düĢüncelerinden hareketle; organik tarımın gerek konvansiyonel tarıma göre istihdamı gerekse ekonomik olarak yüksek getiri sağlaması açısından Türkiye Ģartlarında gelecek vaat eden bir sektör olarak göze çarpmaktadır. 22 http://www.datassist.com.tr/yenilikler/surdurulebilir-kalkinma-icin-organik-tarim.html, Siteye Son EriĢim Tarihi: 29.08.2009 16 ĠKĠNCĠ BÖLÜM DÜNYA VE TÜRKĠYE’DE ORGANĠK ÜRÜNLERĠN ÜRETĠMĠ VE TÜKETĠMĠ Organik tarımın dünya ve Türkiye‟deki arz ve talep dengesi incelendiğinde ülkeler arasında farklılıklar göze çarpmaktadır. Özellikle geliĢmekte olan ülkelerde organik tarım bilinci ve tarım sektörüne uygulanması, geliĢmiĢ ülkelerdeki durumla karĢılaĢtırıldığında yetersiz düzeyde olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu durum hem organik ürün üretimi, hem de organik ürün tüketimi açısından da incelendiğinde aynı sonuca ulaĢtırmaktadır. 1. DÜNYADA ORGANĠK TARIM ÜRÜNLERĠ Dünya‟da son 8-10 yılda organik tarım yapılan alanlarda 5 kat artıĢ gözlenmiĢtir. Ancak dünyada, organik üretim alanı ve organik tarım yapan iĢletme sayısı dıĢında, özellikle üretim, tüketim, ithalat ve ihracat konularında sağlıklı istatistik bilgi bulmakta zorluk çekilmekte ve bu nedenle üreticiler, iĢleyiciler veya tüccarlar pazardaki talep açıklarını veya fazla ürün arzını belirlemede güçlük çekmektedir. Özellikle tarım sektöründe, üreticiler tüketici tercihlerini karĢılamada zorluk çekmektedirler. Bu zorluk tarımın hava koĢulları, uzun üretim dönemi, fiyat belirsizlikleri gibi kendi yapısal özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Ancak organik üretim yapan çiftçiler için bu durum biraz daha zordur denilebilmektedir. Ayrıca daha önce de bahsedildiği gibi güvenilir istatistik bilginin olmaması da tüketici tercihlerini tahmin etmede güçlükleri de beraberinde getirmektedir. Avrupa Birliği (AB) Ülkelerinde Organik Tarımsal Ürün Tüketimi; 2000 yılı verilerine göre AB ülkelerinde, 923.211 ton tahıl, 269.835 ton patates, 534.907 ton sebze, 354.055 ton meyve organik olarak tüketilmiĢtir. Aynı yıl verilerine göre AB ülkelerinde, 986.566 ton süt, 45.866 ton sığır eti, 5.032 ton koyun-keçi eti, 17 28.533 ton domuz eti, 10.908 ton kümes hayvanları eti, 920 milyon adet yumurta organik olarak tüketilmiĢtir.23 AB ülkelerinde toplam gıda tüketimi içinde organik gıda tüketiminin payına bakıldığında çarpıcı rakamlar karĢımıza çıkmaktadır. Tablo 1‟de de görüldüğü gibi, örneğin; Avusturya‟da organik tahıl tüketimini toplam tahıl tüketimi içindeki payı %6,8, Danimarka‟da 12,1, Ġsveç‟te %5,8‟dir. Yine organik sebze tüketiminin toplam sebze tüketimindeki payı Danimarka‟da %7,7, Finlandiya‟da %3,8, Avusturya‟da ise %3,4‟dür. AB ülkelerinde ise tahıl ve sebzede organik tüketimin toplam tüketimdeki payı ise sırasıyla %2,2 ve%1,1‟dir. Tablo 1: AB ülkelerinde toplam gıda tüketimi içinde organik bitkisel gıda tüketiminin payı (%) (2000) Meyveler (kuru meyve ġarap dahil) 6,8 0,8 3,6 3,4 2,7 0,6 Avusturya 2,6 0,2 1,5 2,1 1,2 1,1 Almanya 12,1 2,1 7,4 7,3 2,0 0,2 Danimarka 3,5 Veri yok 1,2 3,8 0,8 0,0 Finlandiya 1,3 Veri yok 1,2 Veri yok Veri yok 0,3 Fransa 3,4 Veri yok 0,2 0,2 1,5 0,6 Ġtalya 5,8 Veri yok 2,8 2,4 0,7 0,1 Ġsveç 1,1 Veri yok 0,7 2,9 1,2 Veri yok U.K 2,2 Veri yok 1,3 1,1 1,1 Veri yok AB Kaynak: www.Ġst-world.org, Organic Marketing Initiatives And Rural Development (OMIARD) Ülkeler Tahıllar Yağlı tohumlar Patates Sebzeler Toplam hayvansal gıda tüketimi içerisinde organik tüketimin % payını gösteren Tablo 2‟de ise; söz konusu bu paylar; süt tüketiminde Danimarka‟da %10,6, Avusturya‟da %6,4, Almanya‟da %0,9, sığır eti tüketiminde; Danimarka‟da %5,5, Avusturya‟da %3,0, Almanya‟da ise %2,3‟dür. Organik ürün pazarlamasında en önemli unsurlardan biri de ürünün satıĢ yeri olmaktadır. AB ülkelerinde organik ürünlerin satıĢ yerleri itibariyle dağılımı incelendiğinde; süper ve hiper marketlerin önemli rol oynadıkları görülmektedir. 23 Organik Tarım Analizi ve AB Pazarı Fırsatı, (2006),Ġstanbul Ticaret Odası Yayınları, Yayın No: 2006-12, Ġstanbul, s. 22-27 18 Tablo 2: Toplam gıda tüketimi içinde organik hayvansal gıda tüketiminin payı (% -2000) Koyun-keçi Kümes Domuz eti Yumurta eti Hay. 6,4 2,3 3,0 0,3 0,3 2,2 Avusturya 0,9 2,3 1,5 0,4 0,3 1,3 Almanya 10,6 5,5 2,3 0,9 0,4 8,1 Danimarka 0,4 0,8 5,5 0,7 0,0 1,1 Finlandiya 0,6 0,3 0,2 0,0 0,2 1,6 Fransa 0,4 0,0 Veri yok 0,0 0,1 0,4 Ġtalya 1,4 0,8 1,4 0,3 0,0 1,3 Ġsveç 0,8 0,2 0,2 0,2 0,1 1,2 U.K 1,0 0,7 0,5 0,2 0,1 1,2 AB Kaynak: www.Ġst-world.org, Organic Marketing Initiatives And Rural Development (OMIARD) Ülkeler Süt Sığır eti Tablo 3‟ten de anlaĢılacağı üzere, Danimarka‟da tüketiciler organik ürün alımlarının %86‟sını süper ya da hiper marketlerden yapmaktadır. Danimarka‟yı %79 oranla Ġngiltere izlemektedir. Organik ürün satan dükkânların da alım yapılan yerler içerisinde marketlerin ardından ikinci sırada yer aldığı gözlenmektedir. Pazarlardan organik ürün alımının oranı ise ortalama olarak % 12 civarındadır. ABD‟de ise tüketiciler organik ürünlerini %53 oranında süper ve hiper marketlerden almaktadır.24 Tablo 3: AB ülkelerinde SatıĢ Yerlerine Göre Organik Ürün Alımının Dağılımı (%-2000) Ülkeler Süper/Hiper Marketler FırınlarKasaplar Organik Ürün Dük. Pazarlar ve Doğrudan Sat. Restoranlar Diğer 72 2 8 15 3 Avusturya 33 7 38 17 1 Almanya 86 1 4 7 2 Danimarka 78 10 10 2 Finlandiya 42 2 39 11 4 Fransa 43 2 39 11 4 Ġtalya 73 13 0 5 8 Ġsveç 79 11 9 1 U.K Kaynak: www.Ġst-world.org, Organic Marketing Initiatives And Rural Development (OMIARD) 4 1 1 0 - 1.1. Dünyada Organik Ürünlere Yönelik Tüketici Tercihleri Son yıllarda özellikle AB ülkeleri, ABD ve diğer geliĢmiĢ ülkelerde çevre ve sağlık bilincinin artması organik ürünlere olan talebi de artırmıĢtır. 24 Hüseyin Gazi Kaya, (2003), Dünya’da Ve Türkiye’de Organik Tarımsal Ürün Ticareti Ve Tüketici Reaksiyonları, Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı AraĢtırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu BaĢkanlığı (YayımlanmamıĢ rapor),, Ankara, 2003, s.15-27 19 ABD‟de toplam gıda üretiminin %2‟si organik gıda olmasına rağmen, bu ülkedeki tüketicilerin %40‟ının bir yıl içerisinde organik gıda satın aldıkları ortaya çıkmıĢtır. Ġngiltere‟de ise tüketicilerin %33‟ü organik gıda satın almaktadır. “Avrupa Komisyonunca finanse edilen bir proje çalışmasında (“Organic Marketing Initiatives and Rural Development”-“Analysis of the European Market for Organic Food”) AB ülkeleri ve diğer bazı ülkelerin de yer aldığı 19 ülkede yapılan çalışmada; organik tarımla ilgili olarak; üretim miktarı, alanı, işletme büyüklüğü, tüketim miktarı ve alışkanlıkları ve dış ticaret bilgileri ve içeren bir survey yapılmış ve sonuçları yayınlanmıştır.” ÇalıĢmada öncelikle, araĢtırma yapılan ülkelerde organik tarım konusunda sağlıklı istatistik bilginin bulunmasının zorluğundan ve bu bilgi eksikliğinin arz zinciri yönetimi ile ilgili aksaklıkları belirlemede ve organik ürünlere yönelik tüketici tercihlerini tahmin etmede zorluklar oluĢturduğundan bahsedilmektedir. ÇalıĢma kapsamında yapılan anket sonuçları oldukça çarpıcı olarak kabul edilebilmektedir. AB ülkelerinden Danimarka ve Avusturya‟da organik ürün pazarının diğer ülkelere kıyasla daha yaygın olduğu söylenebilmektedir. Danimarka‟da tüketicilerin organik ürünlere daha fazla fiyat ödemelerinin nedenleri arasında önem derecesine göre; gıda güvenliği, çevreyi koruma ve lezzet unsurları sıralanmaktadır. “ABD’de yapılan bir araştırmada (Hartman Grubu tarafından hazırlanan Sağlıklı Yaşam Raporu-2001), tüketicilerin hangi nedenlerde dolayı organik ürünleri tercih ettiği araştırılmış ve tercihlerin % olarak dağılımı incelenmiştir, buna göre; Tüketicilerin %66’sının organik ürünleri sağlıklı ve daha besleyici olduğu için, %38’inin tadının daha iyi olduğunu düşündüğü için, 30’u gıda güvenliği (ilaç kalıntısız, hormonsuz ürün) sağlaması bakımından, %26’sı çevreye olumlu etkileri olduğu yönündeki düşüncelerinden dolayı organik ürünleri tercih ettiklerini belirtmişlerdir.” 20 Avrupa ülkelerinde, konvansiyonel ürünlerle organik ürünler arasındaki fiyat faklılığı (2000 yılı verileri ile) %31 (kırmızı Ģarap) ile %113 (tavuk eti) arasında değiĢmektedir. AraĢtırma yapılan ülkelerde süper ve hiper marketlerin pazarlama alt yapısında önemli rol oynadıkları ve fiyatlarının diğer organik ürünlerin satıĢının yapıldığı yerlere göre daha uygun olduğu tespit edilmiĢtir. Örneğin; organik ürünlerin pazar paylarının en yüksek olduğu üç ülkede (Danimarka, Avusturya, Ġsviçre) organik ürünlerin AB geneline oranla yaklaĢık %20 daha ucuz olduğu ortaya çıkmıĢtır. Bunun en önemli nedeni ise; söz konusu bu üç ülkede süper ve hiper marketlerin organik ürün pazarlamasını büyük ölçekli ve fonksiyonel olarak (büyük depolar, etkin iletiĢim vs.) gerçekleĢtirmesidir. Yine bu ülkelerde organik ürün etiketinin tüketiciler tarafından büyük ölçüde tanınmasının (%95) Pazar geniĢlemesini artırıcı bir rol oynadığı ifade edilmektedir. ÇalıĢmalarda özellikle araĢtırma yapılan ülkelerde istenilen düzeyde fiyat Ģeffaflığı olmadığı, organik ürünlerin sahip olduğu kendine has özellik ve kalite kriterlerinin fiyat değiĢimlerinde etkili olduğu belirtilmiĢtir. Daha önceden de bahsedildiği gibi özellikle AB ülkelerinde organik ürünlerin üretici fiyatlarının konvansiyonel ürünlere göre ülkeden ülkeye değiĢim gösterdiği ve bu değiĢimin oldukça yüksek seviyelerde gerçekleĢtiği bildirilmektedir. Örneğin, AB ülkelerinde organik olarak üretilen tahılların fiyatı konvansiyonel olarak üretilen tahıllara göre ortalama %102 daha pahalı iken, bu oran Yunanistan‟da %30, Lüksemburg‟da %281‟dir. Yine AB ülkelerinde organik Ģarabın fiyatı konvansiyonel olarak üretilen Ģaraba göre %30-40 daha pahalı iken bu oran Fransa‟da %20‟dir. Bunun yanında AB‟de birbirine komĢu ülkelerde bile aynı organik üründe kg baĢına 0,8 Euro ile 1,1 Euro arasında fiyat farkı bulunmaktadır. 1999 yılında yayınlanan organik ürünlere (domates ve elma) olan tüketici talebinin belirlenmesi ile ilgili bir proje raporunda (Ġstanbul Ankara ve Ġzmir Ġllerinde 21 Tüketicilerin Çevre Dostu Tarım Ürünlerine Yönelik Potansiyel Talebinin BelirlenmesiAnkara), 1005 adet hane ile anket çalıĢması yapılmıĢtır. ÇalıĢmada, tüketicilerin organik ürün ve üretiminden haberdar olup olmadıklarının belirlenmesi, tüketicilerin tarım ürünlerinin taĢıdığı sağlık risklerine duyarlılıklarının belirlenmesi, organik ürünleri tüketecek potansiyele sahip hedef tüketicilerin profillerinin çıkarılması amaçlanmıĢtır. 1.2. Dünya’da Organik Tarımsal Ürünlerin Üretimi ve Ticareti Dünya üzerinde organik tarım üretimini belirleyen önemli etkenlerin baĢında, bu amaçla yapılan yatırımlar gelmektedir. Özellikle organik tarımın geliĢtirilmesine yönelik araĢtırma – geliĢtirme faaliyetleri belirleyici konumdadır. Bu durumda tüketimde olduğu gibi üretimde de belirleyici geliĢmiĢlik düzeyi yani gelir düzeyi olmaktadır. AnlaĢılmaktadır ki araĢtırma – geliĢtirme amaçlı gerçekleĢtirilen harcamalar üretimin nicelik ve niteliksel durumunda etken olmaktadır. Tüm dünyada hızla artan organik tarımda genellikle ülkelerin geleneksel ürünleri örneğin Hindistan'da çay, Danimarka'da süt ve süt ürünleri, Arjantin'de et ve et ürünleri, orta Amerika ve Afrika ülkelerinde muz, Tunus'ta hurma, zeytin yağı, Türkiye'de kurutulmuĢ ve sert kabuklu meyveler ekolojik olarak üretilen ilk ürünlerdir. Mevcut bilgi ve yüksek adaptasyon ekolojik tarıma daha kolay geçiĢi sağlamaktadır. GeliĢen teknoloji ve iletiĢim imkânları organik tarımın daha fazla üretici ve tüketici kitlesi tarafından tanınmasını ve dolayısıyla yaygınlaĢmasını mümkün kılmaktadır. Günümüzde, Dünya‟da 130‟dan fazla ülkede organik tarım yapılmaktadır. Bu ülkelerden 90‟ı geliĢmekte olan ülkeler, 15‟i ise az geliĢmiĢ ülkelerdir. Dünya‟da organik tarım alanlarının geniĢliği 16 milyon ha civarındadır. Okyanusya ülkeleri dünya üzerinde organik tarım alanı bakımından önemli paya sahiptir (7,6 milyon ha). AB ülkeleri ise 3,8 milyon ha ile organik tarım yapılan alan bakımından ikinci önemli ülke grubunu oluĢturmaktadır (Güney Amerika 3,2 milyon ha, Kuzey Amerika 1,1 milyon ha, Asya 0,05 milyon ha). Organik tarım yapılan alanlar Avrupa ülkelerindeki toplam tarım alanlarının %2-3‟ü dolayındadır. Geçtiğimiz yıllar itibariyle, Batı Avrupa ülkelerinde organik gıda üretimi hızla artmaktadır. Tablo – 4‟te 1993-2000 22 yılları arasında AB ülkelerinde ve AB‟ne aday bazı ülkelerde organik tarım alanlarının geliĢimi gösterilmektedir.25 Tablo 4: AB ülkelerinde organik tarım alanlarının geliĢimi (1993-2000) Ülke Organik Tarım Alanı (ha) ArtıĢ Danimarka 20.090 165.258 823 Ġspanya 11.675 380.920 3263 Yunanistan 591 24.800 4196 Ġtalya 88.437 1.040.377 1176 Portekiz 3.060 50.002 1634 Almanya 244.461 546.023 222 Fransa 87.829 371.000 422 Ġngiltere 30.992 527.323 1701 701.370 3.778.226 AB Kaynak: OMIaRD (volume-1). Proje Raporundan derlenmiĢtir. 539 2000 yılı itibariyle, organik gıda satıĢları Amerika‟da 8 milyar $, Japonya‟da 2.5 milyar $, Kanada‟da 825 milyon $ ve Avustralya‟da 150 milyon $ gibi önemli rakamlara ulaĢmıĢtır. ABD‟de yapılan bir araĢtırmada, bu ülkede 2001 yılında organik gıda satıĢlarının 2001 yılında 9 milyar $‟ın üzerinde, 2002 yılında 11 milyar $ olduğu, 2005 yılı itibariyle bu rakamın 20 milyar $‟a çıkacağı tahmin edilmektedir. Günümüzde dünya organik ürün pazarı içerisinde Batı Avrupa ülkeleri en büyük payı almaktadır. Bu dönem içinde kaydedilen söz konusu ülkelerde perakende organik gıda satıĢları 9.6 milyar $‟dır. 1.2.1. Kıtalar ve Organik Tarımdaki Yerleri Organik ürünlerin dünyada kıtalar üzerindeki dağılımları değiĢmektedir. Bunda sosyo-ekonomik yapı ve iklim Ģartları da etkilidir. 1.2.1.1. Avrupa “1990'ların baĢından itibaren hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde ekolojik tarım hızlı bir geliĢme göstermiĢtir. 2005 yılı verilerine göre 6.9 milyon hektar'dan fazla alanda ekolojik tarım yapılmaktadır ve toplam tarımsal arazideki oranı %3.92'ye 25 http://www.bahce.biz/organik/organik_ticareti.htm, Son EriĢim Tarihi: 01.09.2009 23 ulaĢmıĢtır. Ülkeler bazında bakıldığında Avusturya'nın toplam tarımsal arazisinin yaklaĢık %14'ü, Finlandiya, Ġtalya ve Ġsveç'in %7'si ekolojik olarak yönetilmektedir. En fazla üretim alanı Ġtalya'dadır. 2005 yılında Avrupa ekolojik pazarının %15 oranında arttığı tahmin edilmektedir. En yüksek artıĢ Çek Cumhuriyeti (%33), Ġngiltere (%29) ve Ġspanya'da (%20) görülmüĢtür. Avrupa'daki en büyük pazar payına sahip Almanya'da özellikle ekolojik süt ve ürünleri ile sebze ve meyve pazarında artıĢ görülmüĢtür. Ġtalya'da yaklaĢık 20 milyon kiĢi ekolojik ürün satın almaktadır. Okullarda ekolojik ürün içeren menülerin sunulmasında ve ekolojik ürünler piĢiren restoranların sayısında artıĢ söz konusudur. Ġngiltere iç pazarının %66'sını kendisi karĢılarken özellikle ekolojik tahıllar açısından üretimi yetersizdir. Danimarka Avrupa'nın en büyük ekolojik süt ve et tedarikçisidir. Meyve, sebze, tahıl, çay, kahve ve tropikal meyve gibi ürünleri ise ithal etmektedir.” 1.2.1.2. Asya Asya'da toplam 2.9 milyon hektar alanda ekolojik üretim yapılmaktadır. Ekolojik tarım sektöründeki yıllık artıĢ %30-40 arasındadır. Endonezya, Vietnam ve Filipinler gibi ülkelerin sertifikalı ürünlerinin yaklaĢık %90'ı özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika'ya ihraç edilmektedir. Özellikle Çin iç piyasasındaki geliĢmeler dikkat çekici boyutlardadır. Bu ülkedeki ekolojik üretim artarken iĢlenmiĢ ürünler ithal edilmektedir. 400 milyon dolarlık ekolojik ürün pazarına sahip olan Japonya Asya'daki en büyük pazar olup meyve, sebze, pirinç ve yeĢil çayı kendileri üretirken diğer ürünleri ithal etmektedir. 1.2.1.3. Latin Amerika Toplam 5,8 milyon hektar arazide ekolojik tarım yapılmaktadır. Uruguay, Meksika ve Arjantin en fazla ekolojik alana sahip ülkelerdir. Ekolojik ürünlerin büyük bir bölümü ihraç edilirken en büyük dıĢ pazar Avrupa ve ABD'dir. 24 Meksika dünyanın en büyük ekolojik kahve üreticisidir. Paraguay, Brezilya, Ekvator ve Arjantin ekolojik Ģeker üretimi açısından önemli ülkelerdir. Dominik Cumhuriyetinde muz üretiminin %70'i ekolojiktir. Arjantin bölgedeki en büyük et ihracatçısıdır. Ayrıca, bu ülke ekolojik et açısından güçlü bir iç pazara sahiptir. 1.2.1.4. Kuzey Amerika Kuzey Amerika'da 2.2 milyon hektar alanda ekolojik tarım yapılmaktadır. Diğer kıtalarla kıyaslandığında ekolojik arazi miktarındaki artıĢ en fazla bu kıtadadır. 2005 yılında 14.9 milyar dolarlık ekolojik pazar payına sahip Kuzey Amerika'da kiĢisel bakım ürünleri, besin destekleri, tekstil ürünleri, ev temizlik ürünleri gibi gıda dıĢı ekolojik ürünlerin bu pazardaki payı ABD için 744 milyon dolar olarak belirlenmiĢtir. ABD'de yapılan bir araĢtırmada tüketicilerin %56'sının ekolojik ürünleri kullandığı tespit edilmiĢtir. Kanada'da tarım sektöründe en büyük geliĢme ekolojik gıda alanındadır. Kanada bu ürünlerin %90'ını ithal ederken kendi üretiminin %90'ınını ihraç etmektedir. 1.2.1.5. Avustralya / Okyanusya Toplam 11.8 milyon hektarın üzerinde alanda ekolojik tarım yapılmaktadır. Tahıllar, meyve ve sebzeler, Ģarap, süt ürünleri ve et Avustralya'da üretilen baĢlıca ekolojik ürünlerdir. Yeni Zelanda'nın baĢlıca ekolojik ürünleri kivi, elma, taze ve iĢlenmiĢ sebzeler, bağcılık ve su ürünleridir. 2000'lerin baĢında Avustralya ekolojik sektöründe en önemli ihracat pazarı Avrupa idi ve ekolojik ürünlerinin %702'ini Avrupa'ya ihraç ediyorlardı. Japonya, ABD, Singapur ve Hong Kong yeni ihracat pazarı olarak önem kazanmaya baĢlamıĢtır. Özellikle et ihracatında ABD önemli pazar olmaya baĢlamıĢtır. Bu kıtada pamuk ve kiĢisel bakım ürünleri gibi gıda dıĢı ekolojik ürünlerin ithalatı artmaktadır. 25 1.2.1.6. Afrika Afrika'da yaklaĢık 900 bin hektar alanda ekolojik tarım yapılmaktadır. Mısır ve Güney Afrika dıĢındaki ülkelerde ekolojik pazar hala düĢük seviyelerde olmasına rağmen sürdürülebilirlik ve gıda güvenliği gibi nedenlerle özellikle sivil kuruluĢların (STK'lar) ekolojik tarıma ilgileri güçlenmektedir. ġu anda sadece Tunus'un ekolojik tarımla ilgili kendi yönetmeliği mevcuttur. Son yıllarda Uganda, Tanzanya, Etiyopya, Kenya ve Zambiya'daki sertifikalı ekolojik üretim önemli artıĢ göstermiĢtir. Kenya'da meyve, sebze ve kahve üretilirken, Uganda'da taze ve kuru meyve, pamuk, susam ve kahve üretimi yapılmaktadır. Ekolojik ürünler büyük ihracat firmaları tarafından pazarlanmakta ve özellikle Avrupa en büyük alıcılarıdır.”26 1.2.2. AB Ülkelerinde Organik Tarımın GeliĢimi AB ülkeleri organik tarım ürünlerinin üretim ve tüketiminde sürekli yükselen bir ivme çizmektedirler. Bu ivme AB ülkelerinin organik tarımın önemini ve gerekliliğini anladığını göstermektedir. Bu sebepten organik tarım AB ülkelerinde üretimde ve tüketimde sürekli yükselmektedir. Organik tarım alanlarının artmasıyla birlikte AB‟de organik üretim de hızla artmaya baĢlamıĢtır. AB ülkelerinin organik üretimine bakıldığında çarpıcı rakamlar ortaya çıkmaktadır. Tabloda bazı ürün ve ürün grupları itibariyle AB ülkelerinde organik üretimin toplam üretimindeki % payı verilmektedir. AB ülkelerinde ekolojik tarım yapan iĢletme sayısının 120.000‟den fazla olduğu bildirilmektedir. AB ülkelerinde organik gıda üretimi hızla yaygınlaĢmaktadır (ortalama %25-30 büyüme/yıl). Dünya‟da organik tarım ticaretinin parasal boyutu da hızla büyümekte olup, organik gıda satıĢlarının günümüz rakamı olan 25 milyar ABD dolarından 10 yıl içerisinde 100 milyar ABD doları seviyelerine çıkması tahmin edilmektedir. 26 Kaynak: The World of Organic Agriculture, Statistics & Emerging Trends 2007, IFOAM & FiBL http://www.eto.org.tr/duneko.asp, Son EriĢim Tarihi: 01.09.2009 26 Tablo 5: Bazı AB ülkelerinde ürün ve ürün grupları itibariyle organik üretimin toplam üretimdeki payı (%) Ülkeler Danimarka Ġsveç Hollanda Ġngiltere AB Sebzeler 16,0 6,5 2,2 1,9 1,8 Ülkeler Avusturya Danimarka Ġsveç Almanya AB Kaynak: OMIaRD Ülkeler Finlandiya Ġtalya Danimarka Ġsveç AB Meyveler 8,3 5,1 3,5 2,1 1,0 Ülkeler Finlandiya Portekiz Ġsveç Avusturya AB Tahıllar 3,5 2,9 2,4 2,0 0,8 Süt Ülkeler Sığır eti Ülkeler Koyun-keçi eti 14,1 Avusturya 4,5 Avusturya 18,3 9,4 Almanya 2,9 Finlandiya 12,8 3,0 Danimarka 2,9 Danimarka 12,5 1,3 Ġsveç 2,0 Lüksemburg 6,3 1,5 AB 0,9 AB *0,8 (volume-1). Proje Raporundan derlenmiĢtir. * Yunanistan, Ġtalya, Portekiz hariç 2. TÜRKĠYE’DE ORGANĠK ÜRÜNLER Türkiye‟de organik ürünlerin pazarlaması ve bu ürünlerin tüketim potansiyeli konusundaki çalıĢmalar yetersiz olup, konuya ilgi gösteren potansiyel üretici, iĢleyici ve tüketiciler bu konuda yeter dokümana ulaĢamamakta ve mevcut yapının sağlıklı olarak incelenmesi zorlaĢmaktadır. Türkiye‟de tüketicilerin büyük bölümü, organik ürünler ve bunların önemi konusunda yeterli bilgi ve bilince sahip olmayıp, konunun farkında olan az bir tüketici kitlesi ise bu ürünleri nerelerden temin edilebileceğini bilmemektedirler. EKODER‟in bu konuya yaklaĢımı ise mevcut bilgileri toplayıp, bir envanter çalıĢması yaptıktan sonra üreticiler ile bunların ürünlerini pazarlayıcı kiĢi ya da kurumları buluĢturmak, tüketicilere ise organik ürünlerin avantajlarını anlatarak üretici ya da pazarlayıcılara ulaĢmalarını sağlamaktır. Genel olarak organik ürünlerin tüketiciler gözündeki en önde gelen avantajı, sahip olduğuna inandıkları “Gıda Güvenliği”dir. Bunların besin değerlerinin yüksekliği, katkı maddeleri taĢımamaları, üretimleri sırasında herhangi bir kimyasal madde kullanılmamıĢ olması, tüketici gözünde değer bulan diğer avantajlardır. 27 Türkiye‟de, tüketicilerin organik ürünlere verdiği tepkiler konusunda yapılmıĢ olan anket çalıĢmaları sonuçlarını Ģöyle özetleyebiliriz;27 1. “Organik ürünlere olan tüketici talebi, eğitim ve gelir düzeyi yüksek olanlarda daha fazladır. 2. Gıda ve beslenmeyle ilgili sağlık problemlerinin artıĢı, tüketicileri organik ürünlere yönlendirmektedir. 3. Tüketiciler, organik ürünlerin fiyatlarının olması gerekenden daha fazla olması nedeniyle tepki göstermektedirler. 4. Tüketim talep yapısı, ülkedeki mevcut gelir dağılımı bozukluğu nedeniyle, olumsuz etkilenmektedir. 5. Tüketiciler, organik ürünlerde yerli üretimleri tercih etmektedirler. 6. Organik ürünlerin, konvansiyonel ürünlerle aynı pazarda bulunmaları, aynı mekânlarda satılmaları, gerek fiyat gerekse görünüm itibariyle kıyaslama imkânı yaratmasından dolayı kısa dönemde caydırıcı bir etken gibi gözükmektedir. Ayrıca sübvanse edilen konvansiyel ürünler, organik ürünler göre fiyat yönünden çok daha avantajlı bir konuma girebilmektedirler. 7. Üzerinde her “Doğal” ya da “Organik” yazan gıda etiketin, onun “Sertifikalı organik ürün” olması demek olmadığını tüketici ayırt edememektedir. Zira “Sertifikalı organik ürün” bilinci tüketicilerde tam olarak yerleĢmemiĢtir. 8. Tüketicilerin gelir düzeylerinin artıĢı, onlara “Organik ürün” satın alabilme imkânı yaratmaktadır. Yani organik ürünlere olan talep, gelir düzeyi ile doğru orantılıdır. 9. Organik ürünlerin konvansiyonel ürünlere göre satıĢ fiyatları Ģu anda abartılı bir orandadır. Normalde %20-40 arasında bir fiyat farkının normal karĢılanabileceği organik ürün fiyatları maalesef çok daha fazladır. 10. Organik ürünler Ģu anda çoğunlukla süper marketlerde pazarlanmakta olup “Organik” ya da “Doğal ürün marketleri” sayısında artıĢlar gözlenmektedir. 11. Ġç pazarda satılan organik ürünlerin baĢında kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı ve fındık gelmekte olup, bu grubu zeytinyağı, bal, marmelat ve reçeller ile tahıl ürünleri ve baklagiller takip etmektedir. Organik taze sebze ve meyve 27 TC Tarım ve Köy iĢleri Bakanlığı, Tarımsal Üretim ve GeliĢtirme Müdürlüğü, (2006), Organik Tarım Strateji Belgesi (Taslak), Tarım ve Köy iĢleri Bakanlığı, Ankara 28 satıĢları daha alt sıralarda yer almakta, iĢlenmiĢ ve özellikle dondurulmuĢ organik sebze ve meyvelerin pazara arzı Ģu anda mevcut değildir. 12. Tüketici talepleri, organik et, süt, yumurta vesaire hayvansal ürünlerde de gündeme gelmekte fakat bunların sertifikalı üretimleri ülkemizde Ģu anda mevcut değildir. 13. Tahminlere göre Türkiye‟de organik ürün satan perakendeci market sayısı 100‟e yakındır. Bunlara ilave olarak bazı süpermarketlerin organik ürün reyonları da mevcuttur. Tüketici bilinci ve talebinin artıĢıyla bunların sayısı daha da artacaktır. 14. Bazı turizm yörelerimizde otel, motel ve restoranlarda doğal ve organik ürünlerden yapılan organik yemek mönüleri artıĢ eğilimi göstermektedir. 15. Organik ürünler tüketim ve pazar yapısı, tüketiciye yönelik olarak yapılacak bilinçlendirme ve eğitim çalıĢmaları ile geliĢtirilebilecektir. Organik iç pazar Ģu anda çok küçük olup Türkiye‟nin, iç pazar talebinin çok üzerinde bir organik ürün üretme kapasitesi ve Türk gıda sanayinin bu konuda yeter donanım, bilgi ve tecrübesi vardır.” Bu anket sonuçları değerlendirildiğinde; a) Organik ürün tanıtımı yapılmalı ve tüketici bilinçlendirilmeli, b) Organik ürün mağazaları ve reyonları yaygınlaĢtırılmalı, c) Konvansiyonel ürün ile organik ürün arasındaki fiyat farkı makul düzeye indirilmelidir, sonuçları ortaya çıkmaktadır. 2.1. Organik Ürünlerin Pazarlama Kanalları Türkiye‟nin organik tarım ile ilgilenmeye baĢlaması ve organik ürün üretimi, yurtdıĢından gelen ürün talepleri sayesinde olmuĢtur. Dolayısıyla 1980‟li yıllardan beri Türkiye‟de organik tarım ürünleri, ihracata yönelik olarak üretilmekte ve pazarlanmaktadır. ÇeĢitli nedenlerle iç tüketim taleplerinin doğması ve tüketici bilincinin artıĢı ile iç pazar da dıĢ pazar kadar hızlı olmasa da, artıĢ eğilimi göstermektedir. 29 Organik ürünlerin iç pazarda değerlendirilmesi, doğrudan üreticiden-tüketiciye veya belirli bir pazarlama ağı ile üreticiden süper marketler vasıtasıyla tüketiciye olmaktadır.28 Bununla birlikte ciddi miktardaki organik ürün, üreticiden gıda sanayine yönlenmekte, gıda sanayinin iĢlediği ürünlerin büyük kısmı yurt dıĢına gönderilmekte, küçük bir bölümü de organik marketler veya süpermarketlerin organik ürün reyonlarında tüketiciye sunulmaktadır. Ġhracat firmalarının bir kısmı yabancı ya da yabancı ortaklı, bir kısmı da yerli firmalardır. Ġhracatın yapıldığı Avrupa ülkelerinde ve ABD „de kalite ve güvenirlilik ön planda olduğu için ihraç edilecek ürünlerin çok iyi denetlenen üreticilerden sertifikalı olarak temin edilmesi yasal bir zorunluluktur. Kontrolün iyi yapılmadığı üretici veya üretim alanlarından temin edilen ve iĢlenip ihraç edilen ürünlerde, herhangi bir kimyasal kalıntı bulunması halinde, birinci derecede ihracat Ģirketi, bilahare kontrol ve sertifikasyon Ģirketi sorumlu tutulmakta ve savunma istenmektedir. Dolayısıyla ihraç edilen organik ürünlerdeki problem direkt olarak Türkiye‟nin prestijini sarsmaktadır. Bu nedenle, kontrol ve sertifikasyon Ģirketlerinin güvenirliliği yanı sıra ihracat Ģirketinin de kendi kontrol mekanizmasını, izlenebilirliğin sağlanması doğrultusunda iyi çalıĢtırması zorunludur. Türkiye‟deki organik ihracat firmaları, bazı istisnalar dıĢında, hem üretici hem de ihracatçı konumundadırlar.29 2.2. Organik Ürünlerin Maliyet Unsurları Organik Tarımsal Üretim, konvansiyonel üretime göre daha az girdi kullanılan bir üretim Ģekli olduğu halde, çeĢitli kültürel iĢlemlerin insan emeğine ihtiyaç göstermesi nedeniyle iĢçilik maliyetleri daha yüksektir. Konvansiyonel üretimde kullanılan ticari gübrelerin yerine hayvansal ve yeĢil gübreler veya organik maddelerin kullanımı, sentetik kimyasallar yerine organik preperatlar veya biyolojik mücadele elemanlarının kullanılması, her iki tarım Ģeklinin 28 Mehmet Marangoz, (2008), Organik Ürünlerin Pazarlanması, Ekin Yayınevi, Bursa, s. 193 Arca Atay, Ertegün Sarı (2005), Organik Tarıma BaĢlarken, Bursa Ticaret Odası Yayınları, Bursa, s.40 29 30 birbirine göre maliyet unsurunu bazı üretimlerde arttırmakta bazı ürünlerde ise azaltmaktadır.30 Organik tarıma ilk baĢlayan üretici ya da firmaların, organik tarım kurallarına göre beklemeleri gereken “GeçiĢ döneminde” de belirli bir kayıpları vardır. Bunun nedeni, organik kurallara göre üretilmiĢ olsa bile, ürünlerin ilk 3 yıl organik olarak değerlendirilmeyiĢidir. Dolayısıyla ilk 3 yıl karĢılaĢılabilecek ürün azlığı önemli bir gelir kaybına yol açabilir. Fakat bazı araĢtırmalarımızdaki gözlemlerimiz, ilk defa tarımsal üretim yapılan arazilerde herhangi bir ürün kaybının olmadığı Ģeklindedir. Ürün kaybına, genelde yoğun tarım yapılmıĢ arazilerde organik tarım kurallarına göre üretim yapmaya baĢlandığında rastlanmaktadır. Zira topraklar yoğun tarım nedeniyle yorulmuĢ, fiziksel ve kimyasal yapısı bozulmuĢtur. Toprağın ihtiyacı olan besin maddelerinin aksatılmadan organik maddelerle verildiği, mikro ya da makro biyolojik unsurların korunup çoğaltıldığı yani ekolojik dengenin sağlandığı bir tarımsal üretimde, verim kaybının olmayacağı bir gerçektir. Üreticiye ürettiği organik ürünler için konvansiyonel ürünlerden daha fazla para verilmesinin nedeni, hem yukarıda bahsedilen olumsuz koĢullar nedeniyle daha az ürün elde etmesi, hem de bu iĢe devam etmesi için bir çiftçiye motivasyon unsuru yaratmaktır. Üretim sırasında çiftçiye nakdi ve ayni yardımlarda bulunulması Ģart olmamakla birlikte, özellikle organik tarım girdilerinin bir kısmını teminde karĢılaĢacağı zorluklar dikkate alınırsa çiftçiye yardımda bulunmak gerekmektedir. Bu da gıda üretim ve ihracat firmasının üretim maliyetine etki eden baĢka bir faktördür. Kontrol ve sertifika firmasına her üretim alanı ve her bir ürün için, gerek üretim esnasında gerekse ihracat sırasında bir bedel ödenmektedir. Çiftçilerin bireysel olarak kontrol ve ürünlerini sertifikalandırmaları kendileri için yüksek bedelli bir maliyettir. Bu nedenle önerilen sistem, çiftçilerin bağımsız projeler yerine, birlik ya da kooperatif 30 Organik Tarım Analizi ve AB Pazarı Fırsatı, (2006), Ġstanbul Ticaret Odası Yayınları, Yayın No: 2006-12, Ġstanbul, s.43 31 oluĢturarak arazilerini toptan olarak kontrol ve ürünlerini toptan olarak sertifikalandırılması Ģeklindedir. Organik gıda iĢini yapan büyük firmalar, üretim miktarlarına göre sertifikasyon firmalarına yılda 5.000-20.000 Euro arasında bir bedel ödemektedirler. Organik tarımın desteklenmesi için Tarım Bakanlığından “destek” (teĢvik) talebinde bulunan üretici ve firmalar, kontrol ve sertifikasyon Ģirketlerine ödenen bu meblağın hepsi ya da bir kısmının devlet tarafından karĢılanmasını istemektedirler. Zira Avrupa‟da birçok devlet, organik tarımın desteklenmesi ve vatandaĢlarının sağlıklı gıdalar yiyebilmesini sağlamak üzere çeĢitli sübvansiyonlar uygulamaktadır. Bu tür sübvansiyonlar, ihracat Ģirketlerinin daha fazla ürün ihraç etmesine imkân vereceği gibi organik ürünlerin iç piyasaya arzı konusunda da tetikleyici bir faktör olabilir.31 2.3. Türkiye’de Organik Ürün Ġç Pazarının Yapısı ve GeliĢtirme Ġmkânları Ülkemizde büyük bir potansiyeli olan organik tarımın daha fazla geliĢmesi ve yaygınlaĢması için iç piyasanın göz ardı edilmemesi gerektiği ortadadır. 5. Bölümde bahsedilecek olan iç piyasaya yönelik olarak yapılan bazı araĢtırma sonuçlarına göre, Türk tüketici eğilimlerinin önemli bir iç piyasa potansiyelinin var olduğuna iĢaret ettiği ortaya çıkmaktadır. BaĢlangıçta dıĢ talebe yönelik olarak yapılan organik tarımsal üretimin zaman içerisinde önemli aĢama kaydettiği bilinmektedir. Ancak, ülkemizde halihazırda organik ürünlere yönelik kayda değer bir iç piyasa mekanizması bulunmamaktadır. Bu olumsuzluğun nedenleri araĢtırıldığında; gelir düzeyi, eksik veya yanlıĢ bilgi, aĢırı pahalı ürün fiyatları, tüketici bilinci, pazarlama alt yapısındaki eksiklikler gibi olumsuzluklar karĢımıza çıkmaktadır. Bu ise, organik ürünlerin tüketiminin geniĢ kitlelere ulaĢmasını engellemektedir. Halbuki organik ürün ihracatımızda rakip olarak nitelendirilebilecek ülkelerde, örneğin; Arjantin‟de organik üretimin yaklaĢık %15‟i, Ġtalya‟da yaklaĢık %57‟si iç piyasada tüketilmektedir. Ġhracatta karĢılaĢılan sorunlar ve rakip ülkelerin bazı önemlerde avantajlı duruma gelmeleri ve ülkemizde organik ürünlere yönelik potansiyel talep iç pazarın 31 Arca Atay ve Ertegün Sarı (2005), Organik Tarıma BaĢlarken, Bursa Ticaret Odası Yayınları, Bursa, s. 41 – 42 32 geliĢimi için baĢlıca nedenler olarak sıralanabilmektedir. Ancak, bugüne kadar istenilen seviyede bir iç pazarın oluĢmamasında talep eksikliğinin rolü büyük olmaktadır. Aslında 5. Bölümde bahsedilen yurt içi talebe yönelik bazı çalıĢmalarda ülkemizde önemli bir organik ürün iç pazar potansiyelinin var olduğundan söz edilebilmektedir. Ġç pazardaki mevcut potansiyeli değerlendirilebilmesi için tanıtım ve bilinçlendirme çalıĢmaları mutlak öneme sahiptir. Çünkü yapılan araĢtırma çalıĢmalarında, gelir düzeyi yüksek ve orta yaĢ grubu tüketicilerin talep yaratmada önemli bir potansiyel olduğu vurgulanmaktadır. Organik üretimin iç piyasada değerlendirilebilmesi için satıĢ aĢamasında en önemli rolü süper/hiper marketlerin oynayacağı tahmin edilmektedir. Ancak, söz konusu marketlerin organik ürünler için ayrı bir stand tahsis etmesi konusunda maddi bakımdan sorunlar bulunduğu bildirilmektedir. Sebze-meyve pazarları da organik ürün satıĢının yapılabileceği önemli yerler olarak görülmektedir. Yapılan araĢtırma çalıĢmalarında, ülkemizdeki tüketicilerin yaklaĢık %80‟inin meyve ve sebze alıĢveriĢlerini pazarlardan yaptıkları görülmektedir. Yine yapılan araĢtırmalarda, tüketicilerin %55‟i organik ürünleri satın almak istedikleri yer olarak sebze-meyve pazarlarını tercih edeceklerini bildirmiĢlerdir. Organik ürünlerin iç piyasada satılabileceği bir diğer satıĢ yeri ise organik ürün satıĢ dükkânlarıdır. Ülkemizde büyük Ģehirlerde tüketicilerin organik ürünleri temin edebilecekleri bu tür satıĢ yerleri az sayıda mevcuttur. Hâlbuki AB ülkelerinde tüketicilerin önemli bir kısmı organik ürünleri satın alırken bu tür dükkânları tercih etmektedir. Örneğin; Ġtalya‟da tüketicilerin %39‟u, Almanya‟da %38‟i, Fransa‟da %28‟i organik ürün alıĢveriĢlerini organik ürün dükkânlarından almaktadır. Genellikle bu iĢyerleri ile yapılan ikili görüĢmelerde; iĢyeri sahipleri kiraların yüksek olmasından, ürün çeĢitliliğinin azlığından ve tanıtım kampanyaları eksikliğinden dolayı yeterli satıĢ yapamadıklarından, ürünlerin raf ömrünün konvansiyonel ürünlere göre daha kısa olduğu için daha fazla risk aldıklarından yakınmaktadır. 33 Sonuçta; iç piyasada istikrarlı, yaygın ve iĢlevsel bir pazarın geliĢtirilebilmesi için, ülke genelinde organik üretim ile ilgili kurum ve kuruluĢların bir araya gelerek yukarıda bahsedilen sorunların çözümü yönünde çalıĢmalar yapması gerekmektedir.32 2.4. Türkiye’de Organik Ürünlere Yönelik Tüketici Tercihleri Ülkemizde baĢlangıçta özellikle AB ülkelerinden gelen talebi karĢılamak amacıyla çalıĢmalar yapılmıĢtır. AB ülkelerinde de bu konuda oldukça fazla çalıĢma gerek proje formatında gerekse bilimsel çalıĢmalar Ģeklinde yürütülmüĢtür. ÇalıĢmalar, Türkiye‟de organik olarak üretilen ürünlere yönelik bir iç piyasanın yaratılma olanakları ve bu bağlamda tüketici eğilimleri araĢtırılmıĢtır. ÇalıĢma bulgularına göre, ankete konu olan hanelerin büyük bir kısmı organik ürün olarak nitelendirilen ürünleri hiç duymamıĢ olmalarına rağmen (%91,3) tüketicilerin gıda alıĢveriĢlerinde ürünlerin besin değeri, katkı maddeleri ve ilaç kalıntısı bulundurmamaları gibi konularda duyarlı olmaları organik ürünlere yönelik bir iç Pazar potansiyelinin var olduğu konusunda önemli iĢaretler vermektedir. Tüketiciler açısından taze meyve ve sebzeyi tüketirken öncelikle göz önünde bulundurulan özelliğin, meyve ve sebzenin taĢıdığı besin değeri olduğu araĢtırma sonucunda ortaya çıkmıĢtır. Daha sonra ürünün katkı maddesi ve ilaç kalıntısı bulundurmaması arzulanan diğer özellikler olarak sıralanmıĢtır. Lezzet ve fiyat gibi diğer özellikler de üçüncü ve dördüncü arzulanan özellikler olarak sıralanmaktadır. Özellikle gelir düzeyi yüksek, orta yaĢın üstünde ve sağlık riskleri konusunda duyarlı tüketicilerin önemli bir talep potansiyeli oluĢturmaları çarpıcı araĢtırma bulguları arasında görülmektedir. Özellikle bu gruba giren tüketicilerin organik ürünler için %2 oranında bir fiyat primi (konvansiyonel ürünlere göre %2 daha fazla fiyat farkı) ödemeyi kabul ettikleri ortaya çıkmıĢtır. Bu oranın düĢük olarak değerlendirilmesi 32 Hüseyin Gazi Kaya, (2003), Dünya’da Ve Türkiye’de Organik Tarımsal Ürün Ticareti Ve Tüketici Reaksiyonları, Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı AraĢtırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu BaĢkanlığı (YayımlanmamıĢ rapor), Ankara, 2003, s.12-14 34 ankete katılan hanelerin büyük bir kısmının organik tarımdan haberdar olmamasından kaynaklanmaktadır. 2001 yılında ülkemizde yapılan bir organik ürün talep araĢtırması çalıĢmasında (Türkiye‟de Organik Ürün Talep AraĢtırması-Ankara), seçilmiĢ dört üründe (domates, hıyar, tavuk eti, yumurta) çeĢitli fiyat farkı düzeylerinde talep potansiyeli araĢtırılmıĢtır. ÇalıĢmada, Ankara kent merkezindeki organik ürünlere olan potansiyel talebi belirlemek amacıyla bahsi geçen ürünlerde 400 hane halkını kapsayan anket çalıĢmaları gerçekleĢtirilmiĢtir. Anket yapılan hane halkının %33,4‟ü organik (doğal ve ekolojik) ürünün ne olduğunu doğru bilmiĢtir. AraĢtırma sonuçlarına göre; ankete konu olan ürünlerde (domates, hıyar, tavuk eti, yumurta), ürünün organik olması durumunda fazla fiyat farkı ödemeye gönüllü bir tüketici kesiminin olduğu ortaya çıkmıĢtır. Nitekim tüketimini azaltmadan %50 ve %100 fiyat farkı ödemeye gönüllü tüketicilerin toplam hane halkı içindeki oranı domates için %24,2, hıyar için %16, tavuk eti için %12 ve yumurta için %12 olarak bulunmuĢtur.33 Her iki araĢtırmada da; tüketicilerin bilgilendirilmesi durumunda organik ürünlere olan talep potansiyelinin artacağı yönünde sonuçlar ortaya çıkmıĢtır. Bu açılardan bakıldığında eğitim ve gelir düzeyi de dikkate alınarak bir genelleme yapılabilir. Ġnsanlarımız sağlıklı yani organik ürünleri abartılı fiyat farkı olmamak kaydı ile tercih etmektedirler. Bu durum adana ili içinde böyledir. 2.5. Türkiye’de Organik Tarımsal Ürünlerin Üretim Standartları Temmuz 2002 tarih ve 24812 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Yönetmelikte belirtilen kurallara uymak kaydıyla tüm ülke sathında organik tarım metodu uygulanabilir. Bu konuda aĢağıdaki koĢullara uyulur:34 33 Hüseyin Gazi Kaya, (2003), Dünya’da Ve Türkiye’de Organik Tarımsal Ürün Ticareti Ve Tüketici Reaksiyonları, Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı AraĢtırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu BaĢkanlığı (YayımlanmamıĢ rapor),, Ankara, 2003, s.25-26 34 Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı, Organik Tarım Kanunu, www.tarim.gov.tr 35 1. Karayolları Genel Müdürlüğü ağındaki ana yollara, 1 Km. mesafedeki tarım arazilerinde organik bitkisel üretim yapılamaz. 2. Ağır sanayi tesisleri, reaktör, hidrolik ve termik enerji santrallerine, maden iĢletmelerine, kentsel atıkların toplu olarak bırakıldıkları alanlara 3 Km. mesafedeki tarım arazilerinde organik tarım yapılamaz. 3. Burada bahsedilen hususlar dıĢında, çevre kirliliğinden Ģüphe duyulan alanlarda organik tarım yapılıp yapılmayacağına, konu uzmanlarının raporu istenerek kontrol ve /veya sertifikasyon kuruluĢu tarafından karar verilir. Organik tarım, sözleĢmeli tarım esasına dayanır. SözleĢme; Bakanlığın, 1.8.1998 tarihli ve 23420 sayılı Resmi Gazete „de yayımlanan, SözleĢmeli Tarımsal Ürün YetiĢtiriciliği ile ilgili Usul ve Esaslar Hakkındaki Tebliğ hükümetlerine göre sözleĢmeli müteĢebbise yaptırılır. Bu Ģartların yerine getirilmesi bir sertifikasyon kuruluĢu tarafından denetlenir. 2.6. Türkiye’de Organik Tarım Uygulaması Organik tarımın uygulanması uyulması gereken bir takım ilkeler ve süreçleri içermektedir. Özellikle araĢtırma – geliĢtirme çalıĢmalarının yön verdiği organik tarım uygulamasının hayata geçirilmesinde, üretim kararı alınmasından ürünün tüketiciye ulaĢtırılmasına kadar geçen süreçte, üretimin baĢlaması ve geliĢtirilmesi ile ilgili yol, yöntem ve denetim süreçleri önem kazanmaktadır. Bunları da belirleyen ulusal ve uluslararası bir takım kurallardır. Ülkelerde bu süreç teknik ve prosedür olarak kanun ve yönetmeliklerle belirlenmektedir. 2.6.1. Organik Tarıma BaĢlama Kararının Alınması “Organik tarım kanunu ve yönetmeliği incelenerek organik tarımın esasları öğrenilmelidir. Organik tarımın kurallarına uyularak yapılacak olan kontrollü ve sözleĢmeli üretimde kayıt ve kalitenin esas olduğu kabul edilmelidir. Organik tarım yapılacak araziler; geleneksel üretim yapılarak ilaçlanan tarlalar, yol, fabrika ve benzeri kirletici yapıların yakınında bulunmamalıdır. Mesafelerin tespiti için bir kontrol ve sertifikasyon firmasının yardımından faydalanılabilir. 36 Organik tarım yapmaya karar verilen arazide; sebzeler gibi tek yıllık bitkilerde 2 yıl, meyve ağaçları gibi çok yıllık bitkilerde 3 yıl süreyle geçiĢ dönemi uygulamasıyla organik tarım esaslarına göre üretim yapılacağı fakat "GeçiĢ dönemi ürünü" elde edileceği ve böyle pazarlanacağı bilinmelidir. Aynı tarlada her yıl aynı ürünün üretimi yerine bölgeye göre uygun ekim nöbeti (münavebe/rotasyon) uygulaması yapılacağı kabul edilmelidir. Kontrol ve sertifikasyon firmalarından birisi ile sözleĢme yapılarak, belirli bir masraf karĢılığı, üretimin her aĢamasında kayıt tutulması ve yapılacak kontroller sonucu sertifika alınması gerektiği bilinmelidir.”35 “Organik tarıma baĢlama kararı alınmasından sonra göz önünde bulundurulması ve uyulması önem arz eden konular ise Ģu Ģekilde sıralanabilir: 1. Yurt içi ve yurt dıĢında uygulanan ilgili kanun ve yönetmeliklerin incelenmesi 2. Ekolojik ve ekonomik analizin yapılması 3. Alınabilecek danıĢmanlık hizmetlerinin araĢtırılması 4. Organik ürün deseninin belirlenmesi ve üretim bilgilerinin derlenmesi 5. Ön dokümantasyon hazırlığının yapılması a. Üretici bilgilerini içeren organik üretici kartlarının hazırlanması b. Son üç yıllık üretim bilgilerini kapsayan organik üretici arazi envanterinin hazırlanması c. Organik tarım parsellerin krokilerinin hazırlanması d. Organik tarım yönetim planının hazırlanması 6. Kontrol ve sertifikasyon hizmetleri için teklif alınması ve tekliflerin değerlendirilmesi 7. Kontrol ve sertifikasyon firması ile sözleĢme imzalanması ve kontrol/sertifikasyon sürecinin baĢlatılması 35 a. Kontrolör tarafından proje sahibinin hazırladığı dokümanların incelenmesi b. Kontrol faaliyetinin baĢlaması http://www.orguder.org.tr/tarim.html, Son EriĢim Tarihi: 29.08.2009 37 c. Üreticiler veya iĢleyici firmalar ile görüĢmelerin yapılması d. Arazi/iĢletme incelemelerinin yapılması e. Numune alımı ve analiz kararlarının alınması (Analizler ancak bu iĢle ilgili akredite olmuĢ laboratuarlar tarafından yapılabilir.) 8. Organik tarım esaslarına göre rapor yazılması “Kontrol edilen her bir projenin raporu yazılmak zorundadır. Raporun içeriği talep edilen sertifika standardının sorularına yanıt vermelidir. Sertifikasyon işlemi yetkili bir başkası tarafından bu rapor ve bu raporun ekleri incelenerek yapılmaktadır.” 9. Sertifikasyon Sürecinin baĢlaması 10. SatıĢ Sertifikasının düzenlenmesi Satın alma, iĢleme, paketleme, satıĢ vb. faaliyetlere iliĢkin sürecin kontrolü belgeleme ve bilgilendirme düzeyinde devam eder. Kontrol ve sertifika masrafları ise, kontrolörün firma merkezi ile proje bölgesi arasında ulaĢım için harcanan zaman, arazi uygulamasında harcanan zaman, rapor ve benzeri ofis çalıĢmaları için harcanan zamanın ücretlendirilmesidir.” 36 2.6.2. Organik Ürünlerde Kontrol ve Sertifikasyon Organik tarım, yönetmelikte belirtilen kurallara uymak kaydıyla tüm ülke sathında uygulanabilir. Ancak; üretimin ana koĢulu sözleĢmedir ve bu çerçevede kontrol ve sertifikasyona tabidir. Organik tarım sözleĢmeli tarım esasına dayanır. SözleĢme; Bakanlığın, 30 Haziran 1996 gün ve 22682 sayılı, SözleĢmeli Tarımsal Ürün YetiĢtiriciliği Ġle Ġlgili Usul ve Esaslar Hakkındaki Bakanlık Tebliği hükümlerine göre yapılır. Her kontrol ve/veya sertifikasyon kuruluĢu bir sözleĢme örneği hazırlamak, bu örneği ve sözleĢme yaptığı müteĢebbislerin listesini bilgi için komiteye bildirmek zorundadır.37 Organik tarım metoduyla üretim yapmak isteyen herhangi bir müteĢebbis, bireysel ya da bir proje dâhilinde faaliyette bulunabilir, ancak; iki halde de bir kontrol ve/veya sertifikasyon kuruluĢu ile sözleĢme yapması zorunludur. ġayet müteĢebbis 36 http://www.orguder.org.tr/tarim.html, Son EriĢim Tarihi: 28.08.2009 Adem Atasay, Nurgül TüremiĢ, (2007), (Doktora tezi) Eğridir (Isparta) KoĢullarında Organik Çilek YetiĢtiriliciliğinin Uygulanabilirliği Üzerine Bir AraĢtırma, Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı, Adana, s. 23 37 38 orman alanlarından ürün toplayacaksa; ürün toplamadan önce Orman Bakanlığından, doğal alanlardan ürün toplayacaksa; ürün toplamadan önce, bu alanların mülkiyetinin ait olduğu makamlardan izin almak zorundadır. Organik tarım belli tekniklerle donanmıĢ bir üretim disiplinidir. Organik üretimin özelliği, her aĢamasının kontrollü olması ve ürünün sertifikalandırılmasıdır. Ürünün sertifikalandırılmasının anlamı, üretimde organik ürün yönetmelik hükümlerine tam olarak uyulmasının güvence altına alınmasıdır. Bu güvence ve kontroller organik tarımda dünya standartlarının yakalanması ve kaliteli ürün elde edilmesi için önemlidir. Kontrol ve sertifikasyon iĢlemi aynı kuruluĢ tarafından yapılabileceği gibi ayrı ayrı kuruluĢlar tarafından da yapılabilir. Kontrol; organik tarımın sözleĢmeli tarım Ģekli olması itibariyle üretimin baĢından sonuna kadar muntazaman kayıtlar tutma, üretim sürecini gözlem altına alma, gözlem sonuçlarını rapor etme, ürünün organik niteliğini laboratuar analizleri ile test etme ve denetlemedir. Sertifikasyon ise; bütün kontrol yöntemlerini uygulayarak elde edilen organik ürünün geldiği aĢamanın belgelenmesidir. Kontrol yetkisi verilen kuruluĢlar veya kontrolörler yetkilerini bir baĢka kurum ve/veya kuruluĢa veya baĢka kiĢiye devredemez.38 2.6.3. Organik Ürün Sertifikası Uygulaması Çevre ile uyumlu bir üretim Ģekli olan organik üretim, çiftlik ve yerel kaynakların kullanımına dayanan kendine yeterli kapalı bir sistemin oluĢturulması ve nihai ürün yerine tüm üretim sürecinin kontrol edilip sertifikalandığı üretim sistemidir. SözleĢmeli çiftçiler, bahçelerinde ve tarlalarında hiçbir Ģekilde sentetik kimyasal ilaç, 38 http://www.tarim.gov.tr/Mevzuat,Yonetmelikler.html?LanguageID=1 39 hormon ve gübre kullanmamayı imzaladıkları sözleĢmelerle taahhüt ederler. Bu Ģartlara uygun olarak üretimi yapılan organik ürünlerin her birine, Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı tarafından denetleme yetkisi verilen uluslararası bağımsız denetleme firmaları, ürünlerin organik ürün olarak kontrollü yetiĢtirildiğini belgeleyen, "Organik Ürün Sertifikası" verirler. Kontrol ve Sertifikasyon firmaları, Organik Tarım kanunu ve Yönetmeliğinde belirlenen görevlendirme esaslarına göre kontrol ve sertifikasyonu yaparlar. Bu kanun ve yönetmelikte aynı zamanda kontrol organlarının kimler olabileceğini, hangi hususları yerine getirmeleri gerektiğini de belirlerler. Ülkemizde kontrol ve/veya sertifikasyon faaliyetinde bulunmak isteyen yerli veya yabancı özel veya resmi kuruluĢlar Bakanlık bünyesinde bulunan Organik Tarım Komitesine baĢvurur. Komite tarafından gerekli incelemeler yapıldıktan sonra uygun bulunan kuruluĢlara 3 ay içinde kontrol ve /veya sertifikasyon izni verilir. Organik olarak üretilen tarımsal ürünler ihraç edilirken 06 Ocak 1996 tarih ve 225 15 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Ġhracat Rejim Kararı “ve buna bağlı “Ġhracat yönetmeliğine” göre her ihraç edilen parti için kontrol organından bir ihracat sertifikası alınmakta ve bunu Ġhracatçı Birliklerine ibraz ettikten sonra ürünün ihracatına izin verilmektedir.39 2.6.4. Organik Ürün Kontrol ve Sertifikasyon KuruluĢları Organik ürün kontrol ve sertifikasyon kuruluĢları Türkiye‟deki organik ürün üreticilerin kontrol ve sertifikasyon iĢlerini Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı adına denetlemektedir. Bu denetleme sürecinde organik ürün üretim Ģartlarının sağlanıp sağlanmadığını bu firmalar kontrol etmektedir. Bu kuruluĢlar yerli ve yabancı kökenli firmalar olarak faaliyetlerini devam ettirmektedirler. Bu kuruluĢlar direk olarak Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığına bağlıdır (Bu kuruluĢlar EK 1‟de sunulmuĢtur). 40 39 http://www.orguder.org.tr/tarim.html, Son EriĢim Tarihi: 25.08.2009 Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı, http://www.tarim.gov.tr, 5262 sayılı kanun, kabul tarihi 1/12/2004, Yayımlandığı R.Gazete: Tarih: 3/12/2004 Sayı: 25659 Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5 Cilt: 44 40 40 Organik ürün sertifikaları, ürünlerin yetiĢtiği arazinin toprak analizlerinden baĢlayarak hasat, iĢleme, ambalajlama ve depolama zincirindeki her safhasında gerekli Ģartlara uyulduğunu belgelemektedir. Sertifikalama sisteminin 3 ayağı bulunmaktadır. Bunlar, üreticiler, satıcılar ve bağımsız kontrol ve sertifikasyon firmalarıdır. Organik tarımın kontrol ve sertifikasyonu, Tarım ve Köy iĢleri Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiĢ firmalar tarafından yapılmaktadır. Tablo – 6 Organik Tarım MüteĢebbis Sertifikası Örneği 41 Kontrol ve Sertifikasyon KuruluĢunun Adı : Kod Numarası : Adresi : Sertifika Numarası : MüteĢebbisin Adı Adresi : Ürün Adı ve Özelliği : Sertifikalanma Statüsü : SözleĢme Numarası : Faaliyet ġekli : Sertifikanın Sona EriĢ Tarihi : Sertifika Onay Tarihi ve Yeri : 42 Bu belgeyle; yukarıda belirtilen ürünlerin, 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu ve …………….…Yönetmelik kapsamında üretildiği onaylanmaktadır. Ġç pazarda dükkânlarda, marketlerde ve hipermarketlerde satılan organik ürünlerin ambalajların üzerinde, Tarım ve Köy iĢleri Bakanlığının logosu ve yanında kontrol ve sertifikasyon firmasının logosu bulunması ve organik ürünün ambalajında kontrol ve sertifika firması tarafından kontrol edilip sertifikalandırıldığının yazı ile belirtilmesi gerekmektedir. Ancak bu tanımlara uygun ambalajlarda satılan ürünler kontrol edilmiĢ ve sertifikalandırılmıĢ ve organik olan ürünledir. Tablo – 6 ve Tablo – 7‟da bu sertifikaların birer örneği yer almaktadır. 41 Organik Tarım Kanunu ve Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına ĠliĢkin Yönetmelik; Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı Tarımsal Üretim ve GeliĢtirme Genel Müdürlüğü, ANAKARA, 2005 Sf 66 42 Ürünün Adı ve Özelliği: Ürün veya ürün grupları yazılır. 41 Tablo – 7 Organik Tarım Ürün Sertifikası Örneği43 Kontrol ve Sertifikasyon KuruluĢunun Adı : Kod Numarası : Adresi : 44 Sertifika Numarası : Ürün Adı ve Özelliği : Sertifikalanma Statüsü : Ürün Miktarı : 45 Hasat Yılı : Üretim Yılı : Ürünün Kaynağı47 : SözleĢme Numarası : 46 Fatura Numarası ve Tarihi Sevk ve Ġrsaliye Numarası ve Tarihi : 48 : Ambalaj Tipi ve Adedi : Parti Numarası ve Kalibresi : G.T. Ġ.P : Alıcı Ülke : Alıcı MüteĢebbis Adı ve Adresi : Gönderen Ülke : Gönderen MüteĢebbis Adı ve Adresi : Sertifika Onay Tarihi : Bu belgeyle; yukarıda belirtilen ürün, 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu ve ………Yönetmelik kapsamında üretildiği ……………….KuruluĢunca kontrol edilerek sertifikalandırılmıĢtır. 43 Organik Tarım Kanunu ve Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına ĠliĢkin Yönetmelik; Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı Tarımsal Üretim ve GeliĢtirme Genel Müdürlüğü, ANAKARA, 2005 Sf 67 44 Sertifika Numarası: Organik Tarım Komitesince verilen Kontrol ve Sertifikasyon KuruluĢu kodu ile baĢlamak zorundadır. 45 Hasat Yılı: Bitkisel üretim için yazılacak. Üretim Yılı: Hayvansal üretimde yazılacak. 47 Ürünün Kaynağı: Üretici kod numaraları veya bir önceki sertifika numaraları. 48 Sevk ve Ġrsaliye Numarası ve Tarihi: Fatura yok ise yazılmak zorundadır. 46 42 TC 24851/2005 yönetmeliğine göre sertifikalandırılmıĢ ürünlerin etiketlerinde kullanılması zorunlu olan Organik Tarım Logosu ġekil 1‟de yer almaktadır. ġekil – 1 Türkiye Cumhuriyeti Organik Tarım Logosu Tüm bu yükümlülüklerin yer aldığı ve açıklandığı yasa olan Organik Tarım Kanunu çalıĢmanın sonunda EK – 2‟de yer almaktadır. 2.7. Türkiye’de Organik Ürünler Üretimi ve Pazarlanması Sürdürülebilir tarım yöntemi olarak da tanımlanan “Organik tarım”, gerek dünyada gerekse Türkiye‟de hızla yaygınlaĢmaktadır. Türkiye‟nin organik tarım ürünleri üretimi açısından çeĢitli avantajları mevcuttur. Bu avantajlara rağmen; Türkiye, dünya organik tarım pazarından potansiyeli ölçüsünde pay alamamaktadır. Bu durum çoğunlukla, organik tarım ürünleri pazarlamasında izlenen hatalı pazarlama stratejilerinden kaynaklanmaktadır. Organik Tarım; ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içeren, kimyasal ilaç ve gübreleri kullanmaksızın izin verilen girdilerle yapılan, organik ve yeĢil gübreleme, münavebe, toprağın muhafazası, bitkinin direncini artırma, doğal düĢmanlardan faydalanmayı tavsiye eden, bütün bu olanakların kapalı bir sistemde 43 oluĢturulmasını öneren, üretimde sadece miktar artıĢının değil aynı zamanda ürün kalitesinin de yükselmesini amaçlayan alternatif bir üretim sistemidir.49 Bu üretim sisteminde her aĢama kontrol altında olup, elde edilen ürün de sertifikalandırılmakta ve bu yöntemle de ürünlerin güvenilirliği kanıtlanmıĢ olmaktadır. Türkiye‟de 5262 Sayılı Organik Tarım Kanunu 3.12.2004 tarih ve 25659 Sayılı Resmi Gazetede, yönetmeliği ise 10.06.2005 tarih ve 25841 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıĢtır. Türkiye‟de sözleĢmeli yetiĢtiricilik sistemi ile baĢlayan organik tarım ürünleri üretimi, konvansiyonel ürünlerde olduğu gibi talep yaratma çabalarının yoğunluk kazanması sonucu bağımsız projelerle gerçekleĢtirilen üretim Ģekliyle de desteklenmeye baĢlamıĢtır. DıĢ pazarlarca talep edilen çeĢitlerin talep edilen miktarlarda üretilmesi ile 1985 yılında baĢlayan organik tarım ürünleri üretimi, 2000‟li yıllara gelindiğinde yeni bir boyut kazanmıĢtır. Kuru incir, kuru üzüm ve kuru kayısı ile baĢlayan organik tarım ürünleri üretimi; bitkisel ürünler, iĢlenmiĢ gıda ürünleri, diğer tarım ve gıda ürünleri olarak sınıflandırabileceğimiz sektörel yelpazeye ulaĢmıĢtır. Ġlk yıllarda sadece birkaç ürün organik olarak üretilirken, 2006 yılında üretilen ürün çeĢidi 210‟a ulaĢmıĢ, 8854 üretici 162.131 hektar alanda 309.522 ton ürün elde etmiĢtir. Ancak, bu çeĢitliliğe karĢın üretim miktarlarının iç ve dıĢ pazarlar için yeterli olduğu söylenemez. Organik tarım ürünleri üretimi ile ilgili 2007 verileri incelendiğinde, toplam üretimin %78‟inin 13 il tarafından gerçekleĢtirildiği görülmektedir. 2007 yılında, Türkiye‟nin organik tarım ürünleri üretiminde en büyük paya % 17 ile ġanlıurfa ili sahiptir. Daha sonra, Samsun, Manisa, Aydın ve Konya illeri gelmektedir. Bursa ilinin Türkiye organik tarım ürünleri üretimindeki payı ise %2 civarındadır.50 49 Filiz Pezikoğlu, (2004), Organik (Ekolojik, Biyolojik) Tarımda Arz, Talep ve Pazarlama, Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez AraĢtırma Enstitüsü, Yalova, s. 11 50 Hasan Vural (1990), BaĢlıca Tarım Ürünleri Maliyetleri, Toprak Mahsulleri Ofisi Yayını, Ankara, s. 15 44 Türkiye‟nin organik tarım ürünlerini pazarlamasında karĢılaĢtığı bazı temel sorunlar ve bunlara yönelik çözüm önerileri aĢağıdaki gibi özetlenebilir: 1. Üretimin önemli bir bölümü belli baĢlı ürünlerden oluĢmaktadır. Ürün çeĢitliliği azdır. Ticaret ve Sanayi Odalarının da desteğinde yapılacak dıĢ pazar araĢtırmaları ile hedef tüketicilerin ihtiyaçları ve istekleri tespit edilmelidir. Hedef pazarların arzularına göre “Ürün çeĢitlendirme stratejisi” izlenmelidir. 2. Genelde üretilen katma değeri düĢük organik tarım ürünleri yerine katma değeri daha yüksek ürünlerin üretilmesi tercih edilmelidir. Ürün yaĢam döngüsünde olgunluk ya da gerileme dönemine giren mevcut ürünler için “Pazar geliĢtirme stratejisi” izlenmelidir. 3. Yapılan ihracatlar genelde dıĢ pazardan gelen isteklere göre gerçekleĢtirilmekte olup, belirli bir pazar bölümü ya da bölümleri önceden hedef olarak seçilmemektedir. Yapılacak olan dıĢ pazar araĢtırmaları sonunda, iĢletme kaynaklarına uygun “Hedef pazar seçimi” stratejisi ya da stratejileri benimsenmelidir. Böylece belli bir ya da birden fazla pazar bölümüne odaklanma söz konusu olacağından, iĢletme kaynaklarının daha verimli kullanması sağlanmıĢ olacaktır. 4. Türkiye‟nin bu alandaki rakiplerinin izledikleri pazarlama stratejileri hakkında bilimsel bir araĢtırma ile karĢılaĢılmamıĢtır. Ticaret ve Sanayi Odalarının ya da Ġhracatı GeliĢtirme Merkezi‟nin desteğinde, rekabet analizleri yapılmalı ve elde edilen sonuçlara göre iĢletmeler fiyat ve dağıtım stratejileri belirlemelidir. 5. Türkiye‟de organik tarım ile ilgili eksiksiz ve güvenilir bir veri tabanı yoktur. Yapılacak çeĢitli pazar araĢtırmalarının sonuçlarının ve diğer yurt içinden toplanan ilgili verilerin (ihracat rakamı, ihracat miktarı, üretim miktarı vb.) aktarılacağı bir veri ambarı kurulmalıdır. 6. Kaliteli ve katma değeri yüksek ürünler ile yüksek gelir gruplarının oluĢturduğu pazar bölümleri hedef seçilmelidir. Böylece “Yüksek fiyat” stratejisi izleme olasılığı artacaktır. 45 7. Türkiye‟nin organik tarım pazarında tanıtımı yok denecek kadar az yapılmaktadır. Dolayısıyla, tutundurma faaliyetlerine önem verilmelidir. Özellikle, organik tarım ile ilgili yurt dıĢı fuarlarına düzenli ve etkin olarak iĢtirak edilmelidir. 8. Yurt dıĢı pazarlara ulaĢabilmek için, yerli iĢletmeler ile iĢbirliğine/güç birliğine gidilmelidir. 9. Ġç pazarda yetersiz olan talebin canlandırılması için, öncelikle tüketici eğitimi ve bilinçlendirme çalıĢmalarına önem verilmelidir. Bunun için, iĢletmeler aktif olarak çeĢitli sosyal projelerde yer almalıdırlar. 10. En önemlisi gerek ulusal gerekse de uluslararası pazarlarda aranan bir marka (örneğin Bursa‟da faaliyet gösteren ALARA Firması gibi) haline gelinmelidir.51 2.7.1. Pazarlama Stratejileri Organik ürünlerin pazarlanmasında izlenen çeĢitli yollar ve yöntemler vardır. Bunlar ürünlerin tüketici ile doğrudan buluĢturulması veya dolaylı ve en kısa yoldan tüketiciye ulaĢtırılmasıdır. Her iki yolla da ürünler sağlıklı ve güvenli olarak tüketicinin kullanımına sunulur. Özellikle yaygınlaĢan organik ürün dükkânları ve stantları tüketicinin organik ürünlere daha kolay ve kısa yoldan ulaĢmasını sağlamaktadır. Organik ürünlerin dıĢ piyasaya sunulmasında ise çeĢitli firmalar ve kuruluĢlar rol oynamaktadır.52 2.7.2. Ürün Stratejisi Yapılan pazar araĢtırmalarında da açıkça kendini gösterdiği gibi pazarda var olan kuru bakliyat, zeytinyağı, kuru incir, kuru kayısı, kuru elma, bal ve birkaç çeĢit reçelden oluĢan ürün gamı, bir ailenin ortalama mutfak ihtiyacını karĢılamaya yetmemektedir. Tüketilen organik ürünler içinde kuru bakliyatlar toplam ürünlerin hemen hemen yarısına yakınını oluĢturmaktadır. Hedef Pazar olarak seçilen tüketici gruplarının bu tür gıdaları tüketme oranı, normal bir aileye göre daha düĢük düzeydedir. 51 Hasan Vural (1990), BaĢlıca Tarım Ürünleri Maliyetleri, Toprak Mahsulleri Ofisi Yayını, Ankara, s. 19 52 Seçil Adalet Gök (2008), GeniĢleyen AB Pazarında Türkiye’nin Organik Ürünleri Ticareti Açısından Değerlendirilmesi (AB Uzmanlık Tezi), Ankara, s. 53 46 Tüm bunlar göz önünde tutulduğunda pazara; hedef kitlenin daha sıklıkla tükettiği süt ve süt ürünleri, yaĢ meyve ve sebze, et ve unlu mamuller gibi organik ürünler sunulmalıdır. Böylelikle ürün çeĢitliliği çoğaltılıp; ürün gamı, bir ailenin mutfak ihtiyaçlarının belli bir bölümüne hitap edecek seviyeye getirilmesi öncelikli hedef olmalıdır. Bu yolla organik tarımsal ürünlerin, hedef kitlenin toplam gıda harcamaları içindeki payı arttırılmalıdır. Bu amaçla, pazarın yeni ürünlere olan tepkileri yakından takip edilmeli ve ürünler bu bilgiler çerçevesinde geliĢtirilmelidir. Gerekli görüldüğü takdirde bu aĢamada ürünlerin paket boyutlarında, ambalaj Ģekil ve renklerinde ve/veya ürünlerin içeriklerinde (kekikli domates salçası, ballı fındık v.b.) değiĢiklikler yapılarak tüketicinin ürünleri benimsemesi sağlanmalıdır. Doğru ürün içeriğini yakalamak için baĢlangıçta fazla miktarda üretilecek ürün çeĢidinin tüketicinin aklını karıĢtırılabileceği ve bu nedenle normal tarımsal ürünleri tercih edebilecekleri de göz önünde tutulmalıdır. Böyle bir durumun ortaya çıkamaması için ürünlerin olabildiğince hızlı bir süreç içerisinde son hallerinin belirlenmesi gerekmektedir. Ürüne son hali verildikten sonra daha önceden denenmiĢ olan, ürün ve paket boyutları pazardan çekilmelidir. Böylelikle pazara yeni sunulmuĢ olan ürün pazarda güçlü bir yer edinecektir. Kazanılan bu yer sonucunda üretim devamlılığı ve tüketimde seçicilik ortaya çıkacaktır. Tüketici aldığı ürünün kalitesini anlayacak tercihini bu yönde sürdürecektir.53 2.8. Türkiye’de Organik Tarım Ürünlerine Yönelik Politikalar Organik tarım ürünlerine yönelik politikalar incelenirken değiĢik açılardan konuya yaklaĢmak gerekmektedir. Bu yaklaĢımlar dünyada ve Türkiye‟de organik tarımın geliĢiminde önemlilik arz etmektedir. Politikaların belirlenmesinde ülkelerin özellikle sürdürülebilir politikaları göz önünde bulundurarak hareket etmeleri gerekmektedir. Bu durum da öncelikle ülkelerin geleceği açısından, daha sonra ise dünyanın geleceği açısından önemlidir. 53 http://orguder.org.tr/organiktarimpazarlama.html, Son EriĢim Tarihi: 01.09.2009 47 2.8.1. Mevzuat Organik tarım sektörünün yapılanmasında karĢılaĢılan engellerin tanımlanması ve çözümlerin geliĢtirilmesi, organik tarımla ilgili bütün uluslar arası komitelerin ve kurumların rollerinin ve sorumluluklarının tanımlanması, uygulama, izleme ve değerlendirme konularında Türkiye‟yi güçlü bir konuma getirecek tedbirlerin baĢında gelmektedir. Avrupa Birliği"ne uyum sürecinde Avrupa Birliği organik tarım politikalarını gözeten yapılanmaları ve uygulamaları dikkate alınmalı ve dünyada organik tarım konusundaki yeni yaklaĢımlara uyum sağlama ve bunlara özgü politikalar geliĢtirilmelidir. Bu açıdan AB dıĢındaki ülkelerin organik tarım ile ilgili mevzuatlarının dıĢ ticarete yönelik yakından takip edilmesi önemlidir.54 AB‟de organik tarımsal üretimi doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendiren çeĢitli yasal düzenlemeler bulunmaktadır. Bunlardan dolaylı düzenlemeler, tarımdaki diğer düzenlemeler yanında organik tarımsal üretimi de yönlendiren maddeleri kapsamaktayken doğrudan düzenlemeler sadece organik üretimi konu almaktadır (Sayın, 2002)55 2.8.2. Kurumsal Yapı Organik tarımla ilgili kurumsal yapının geliĢtirilerek güçlendirilmesinde; 1. Organik tarımla ilgili daha geniĢ ve etkin bir kurumsal yapılanmanın sağlanması, 2. Organik tarımla ilgili çalıĢan teknik elemanların uzmanlık vasıflarının geliĢtirilmesinin sağlanması, 3. Kırsal Kalkınma Planlarının hazırlanması, organik ve tarımsal – çevre programlarının birleĢtirilmesi, 4. Güncel veri toplama ve paylaĢmanın sağlanması, tüm üretim-tüketim zincirinde aksaklıkların belirlenerek önlenmesine yönelik çözümler geliĢtirilmesi ve uygulanması 54 Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı, Organik Tarımda Strateji Belgesi, Tarımsal Üretim ve GeliĢtirme Genel Müdürlüğü (Taslak) (2006) http://www.tarim.gov.tr/uretim/Organik_Tarim,organiktarim_taslak_strateji.html 55 Cengiz Sayın, Avrupa Birliği’nde Organik Tarıma Yönelik Politikalar, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, Cilt:15, Sayı: 2, ISSN: 1301-2215, Antalya, (2002), s.2 48 5. Tüm süreçte izlenebilirliği sağlanması, ileride olabilecek aksaklıkları erken teĢhis ve telafi sistemi kurulması, 6. TaĢra ve merkezdeki yapılanmanın güçlendirilerek idari yapının geliĢtirilmesi önem arz etmektedir.56 2.8.3. Eğitim ve ĠletiĢim Organik tarımla ilgili olarak geliĢtirilecek politikalarda yetiĢmiĢ eleman ve iletiĢim ağının da önemi yüksektir. Bunun için; 1. Avrupa Birliği ve diğer ülkeler tarafından yürütülen organik tarımla ilgili eğitim programlarına etkin bir Ģekilde katılım sağlanması, 2. Üreticilerin pazarlama, üretim ve iĢleme konularında bilgiye kolayca eriĢebilmeleri için örgütlenmelerini teĢvik etmek amacıyla eğitimler düzenlenmesi, 3. Ġlgili Bakanlık, Kurum/KuruluĢ ve Sivil Toplum Örgütleri ile birlikte organik tarım ve organik ürünlerin tanıtımı ile ilgili eğitim programları, konferanslar ve seminerler düzenleyerek, üretici ve tüketicilerin bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi, 4. Hizmet içi eğitim programlarında, organik tarımın temel ilkeleri, çiftlik planlaması, farklı ürün gruplarında yetiĢtirme tekniği, hasat sonrası iĢlemler, iĢleme, pazara hazırlama ve pazarlama, veri tabanı, kontrol ve sertifikasyon gibi farklı konulara da yer verilmesi, 5. Avrupa Birliği hibe fonlarından yararlanmak üzere eğitim projelerinin yapılması, 6. Sonuçlanan organik tarım araĢtırma proje çıktılarının uygulamaya aktarmak üzere yazılı ve görsel eğitim araçlarının hazırlanarak, dokümantasyon ve yayım faaliyetleri yapılması, 7. Ülkemizde var olan geleneksel bilginin değerlendirilmesi ve onaylanması, kayıt altına alınması ve yaygın olarak kullanıma kazandırılmasıyla organik tarımda maliyeti yükselten girdiler için alternatif, daha ucuz ve ülke ekolojisine uygun seçenekler ortaya konulması, 56 Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı, Organik Tarımda Strateji Belgesi, Tarımsal Üretim ve GeliĢtirme Genel Müdürlüğü (Taslak) (2006) http://www.tarim.gov.tr/uretim/Organik_Tarim,organiktarim_taslak_strateji.html 49 8. Organik tarımın ve organik gıda ürünlerinin tanıtımı ve tüketici bilincinin artırılmasına yönelik olarak görsel medya baĢta olmak üzere medya araçlarının etkin bir Ģekilde kullanılması, 9. Bilinçlendirme amaçlı içerik açısından zengin, yaratıcı ve etkili tanıtım spotlarının hazırlanması, sektör temsilcilerinden oluĢan bir tanıtım grubunun oluĢturulması ve bu konuda halkla iliĢkiler ve reklâm Ģirketlerinden profesyonel destek alınması, gibi tedbirlerin ve uygulamaların hayata geçirilmesi yerinde olacaktır.57 2.8.4. Üretim Organik tarımla ilgili olarak geliĢtirilecek politikalarda üretime dair geliĢtirilecek plan, program, proje çalıĢmaları da yine organik tarımın baĢarılı uygulaması için önemlidir. Bu yönde Ģu noktalar göz önünde bulundurulmalıdır: 1. Ülkemizde küçük ve parçalı tarım iĢletmelerinin yaygın olduğu göz önüne alındığında organik tarımda üretici örgütlenmesinin teĢvik edilmesi, 2. Organik tarımda üretim planlamasının yapılması, 3. Türkiye‟nin avantajlı olduğu organik tohum, Ģeker, fosfat kayaçları, zeolit gibi ürünlerde üretim imkânlarının artırılarak, girdilerde yerel kaynakların kullanımının ön plana çıkarılması, 4. Diğer organik girdiler konusunda yapılacak ihtiyaç analizleri sonucunda, sektörün ihtiyaç duyduğu girdilerin üretiminin geliĢtirilmesi ve yaygınlaĢtırılması, 5. Organik tarımın temel felsefesine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimin kapalı sistemde yapılmasının geliĢtirilmesi ve organik tarımsal sanayi ile entegrasyonu için müteĢebbislerin teĢvik edilmesi, 6. Kontrol ve sertifikasyon maliyetlerinin düĢürülmesi amacıyla üreticilerin bir araya gelerek büyük ölçekli projelere yönelmelerinin teĢvik edilmesi, 7. Doğa koruma alanları ile çevresel açıdan hassas bölgelerde uygun üretim tavsiyelerinin özendirici bir Ģekilde yapılarak organik tarımın bölge halkı için sürdürülebilir bir geçim kaynağı olarak yaygınlaĢtırılması, 57 Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı, Organik Tarımda Strateji Belgesi, Tarımsal Üretim ve GeliĢtirme Genel Müdürlüğü (Taslak) (2006) http://www.tarim.gov.tr/uretim/Organik_Tarim,organiktarim_taslak_strateji.html 50 2010 yılında iĢlenen tarım alanlarının %3 ü, 2020 de ise %8 i gibi hedeflerin öngörülmesi ve bu hedeflere ulaĢmak için yapılması gerekenlere yer verilmesi gerekir.58 Türkiye‟de mevcut durum göz önüne alındığında açıklanmıĢ kayıtlı rakamlar ve organik tarımdaki geliĢmelere paralel olarak 9. Plan için 2007 – 2013 yıllarını kapsayan (7yıllık bir dönem) dönem için Tablo – 8‟deki projeksiyon öngörülmektedir. Tablo 8: Organik Tarım Alanlarının Toplam Tarım Alanı Ġçerisinde Oranı (%) Kriter 2000 2005 2006(Tahmin) 2013(Hedef) Organik Tarım Alanlarının Toplam Tarım Alanı Ġçerisinde Oranı (%) 0,1 0,8 1 3 2.8.5. AraĢtırma Organik tarımla ilgili olarak geliĢtirilecek politikalarda araĢtırma – geliĢtirme aktivitelerinde de gerekli hassasiyet gösterilmelidir ki, yeni tekniklerin ve metotların bulunması ve hayata geçirilmesi organik tarımın baĢarısını artıracak ve ülkeyi de dıĢa bağımlı olmaktan kurtaracaktır. Bu yönde göz önünde bulundurulması ve dikkat edilmesi gereken hususlar Ģu Ģekilde sıralanabilir: 1. Organik tarımsal üretimin yaygınlaĢtırılması ve üretimin artırılması için araĢtırmaların konu ve ürün bazında yapılması, 2. Organik tarım araĢtırma projelerinin, geniĢ katılımlı, çoklu disiplinli, sorunları giderici ve uygulanabilir olması, 3. Organik bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretimine uygun lokal tür ve çeĢitlerin ıslahına yönelik çalıĢmalara öncelik verilmesi, 4. Organik ürünler ile konvansiyonel ürünlerin karĢılaĢtırmalı ekonomik analizleri yapılarak araĢtırma sonuçlarının etüt edilmesi, 5. DıĢ pazar araĢtırmaları yanında iç pazarda organik tarım ürünlerine yönelik potansiyel talebin belirlenmesi için araĢtırmaların yapılması, 6. AraĢtırma sonuçlarının eğitimle uygulamaya aktarılması ve program öngörüsünün araĢtırma projesinde yer almasının sağlanması, 58 Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı, Organik Tarımda Strateji Belgesi, Tarımsal Üretim ve GeliĢtirme Genel Müdürlüğü (Taslak) (2006) http://www.tarim.gov.tr/uretim/Organik_Tarim,organiktarim_taslak_strateji.html 51 7. Avrupa Birliği hibe fonlarından yararlanmak üzere araĢtırma projelerinin yapılması, 8. Eko-sistemin korunmasına yönelik çevre dostu alternatif mücadele ve bitki besleme yöntemlerinin belirlenmesi için araĢtırma çalıĢmalarına öncelik verilmesi, 9. AraĢtırma programları çerçevesinde teknolojinin geliĢtirilmesi ve mevcut sorunlara çözüm aranması yönünde çalıĢmaları yürütülmesi.59 2.8.6. Pazarlama Organik tarımla ilgili olarak geliĢtirilecek politikalarda önemli konulardan biri de üretilen ürünlerin pazarlanması ve bunun da en etkin bir Ģekilde yapılmasıdır. Bunu yaparken de özellikle ülkeni içinde bulunduğu rekabet ortamının iyi analiz edilmesi ve buna göre stratejiler geliĢtirilmesi gereklidir. Bu kapsamda dikkate alınması gerekli olan konular Ģu Ģekilde sıralanabilir: 1. Organik tarım ürünlerinde ve organik girdilerde marka yaratılarak iç ve dıĢ pazardaki talebin artırılması, 2. Organik ürün çeĢitliliğinin ve iĢlenmiĢ ürün sayısının artırılması, 3. Türkiye‟de iç pazarın geliĢtirilmesi için tüketici ihtiyaçlarının araĢtırılarak, okullar, hastaneler ve resmi kurumlarda organik ürün tüketiminin teĢvik edilmesi, 4. Bebekler, çocuklar, yaĢlı insanlar, hastalar gibi hassas tüketici gruplarına yönelik spesifik promosyon kampanyalarının geliĢtirilmesinin sağlanması, 5. Organik tarımın tekstil, kozmetik, agro-eko turizm gibi diğer sektörlerle entegrasyonunun sağlanması, 6. Potansiyel üreticilerle nihai pazarın buluĢturulmasının sağlanması, 7. DıĢ pazara yönelik tanıtım fonu ve grubunun oluĢturulması, 8. DıĢ ticaret verilerinde organik tarım ürünlerinin ayrı bir kalem olarak görülmesini sağlayacak bir istatistik toplama sisteminin kurulması, 9. Ġhracatta iĢletmelerin rekabet gücünü artırıcı bilgilendirme ve danıĢmanlık hizmetlerinin sağlanması.60 59 Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı, Organik Tarımda Strateji Belgesi, Tarımsal Üretim ve GeliĢtirme Genel Müdürlüğü (Taslak) (2006) http://www.tarim.gov.tr/uretim/Organik_Tarim,organiktarim_taslak_strateji.html 52 2.8.7. Destekleme Organik tarımın geliĢmesi için; 1. Ürüne ve üretime yönelik destekler, konvansiyonel tarımdan organik tarıma geçiĢ desteği, pazarlamaya yönelik desteklerin sağlanması ve ülkemizde ekonomik geliĢmede dezavantajlı bölgelerin belirlenerek organik üretim yapan üreticilere alan ya da üretim miktarına göre bir destekleme verilmesi. 2. Organik tarımın çevreye sağladığı olumlu katkılarının çevre programları içerisinde ilaveten desteklenmesi, 3. Organik tarım yapan üreticilerin, kontrol ve sertifikasyon ücretleri ile analiz ücretlerinin desteklenmesi, 4. Üretim-tüketim zincirinde depolama, paketleme, iĢleme ve nakliye gibi hasat sonrası iĢlemlerin geliĢtirilmesi için teĢvik ve kredilerin verilmesi, 5. Avrupa Birliğinde olduğu gibi ülkemizde de organik ürünlerin pazarlanması, üreticilerin eğitimi ve danıĢmanlık hizmetleri üretici birlikleri tarafından yapılmalı ve üretici birliğine bağlı üreticilerin desteklerden daha fazla yararlanması sağlanmalıdır. Organik tarım ve gıda pazarının geliĢtirilmesine yönelik olarak mevcut desteklerin mali düzenlemeler ile pekiĢtirilmesi gerekmektedir.61 AB‟de organik tarımsal faaliyetlere yönelik desteklemeler OTP ve çevre politikaları kapsamında yürütülmektedir. Sadece, destekleme konusunu içeren farklı programlar uygulanmaktadır. Bu desteklemelerin Ģekli büyük çoğunlukla; a) Doğrudan üreticiye birim alana veya hayvan baĢına göre teĢvik sübvansiyonu62 verilmesi, b) Ayrıca pazarlamaya yönelik çeĢitli desteklemelerin uygulanması yönündedir. Bunlardan üreticiye teĢvik sübvansiyonu verilmesinde; a) Bölgenin özelliği, ürün çeĢidi ve iĢlenen alanın özelliğine baĢlı olarak desteklemelerde %20-40 oranında farklılık oluĢması, 60 Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı, Organik Tarımda Strateji Belgesi, Tarımsal Üretim ve GeliĢtirme Genel Müdürlüğü (Taslak) (2006) http://www.tarim.gov.tr/uretim/Organik_Tarim,organiktarim_taslak_strateji.html 61 Cengiz Sayın, Avrupa Birliği’nde Organik Tarıma Yönelik Politikalar, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, Cilt:15, Sayı: 2, ISSN: 1301-2215, Antalya, (2002), s. 5 62 Sübvansiyon ya da destekleme, devletin kiĢi ya da kurumlara mal, para veya hizmet biçiminde yaptığı karĢılıksız yardımlar 53 b) Destekleme kapsamına alınmada, sertifikalı ürün veya alan olup olmama koĢulu getirilmesi ve c) Uygulanan ortak politika çeĢidine (çevre, tarım vd.) göre yeni Ģekillenmelerin ortaya çıkması söz konusu olabilmektedir. Öte yandan, pazarlamaya yönelik desteklemelerdeki ana amaçların ise büyük çoğunlukla; a) Birliğe üye her ülkede “Pazarlamayı GeliĢtirme Düzenlemesi” geliĢtirilmesi, b) Üreticilerin bir pazarlama organizasyonuna bağlı olarak faaliyette bulunması, c) Organik ürünlere iliĢkin pazarlama kavramının geliĢtirilmesi, d) Organik ürünlerin iĢlenmesinin sağlanması olduğu görülmektedir.63 2.9. Türkiye’de Organik Tarımsal Ürün Ticareti Türkiye‟de yapılan organik tarımsal ürün ihracatı hızlı bir geliĢme göstermektedir. 1998 yılında toplam organik tarımsal ürün ihracat değeri yaklaĢık 18 milyon ABD doları iken, bu rakam 2002 yılında 28 milyon ABD dolarına yaklaĢmıĢtır (Yeni Zelanda‟nı yıllık organik tarımsal ürün ihracatı yaklaĢık 60 milyon ABD dolarıdır). Ġhracat edilen ürünler dikkate alındığında; geleneksel Türkiye‟nin ihraç ürünlerinin organik ürün ihracatında da önemli ihracat miktar ve değerlerine sahip olduğu görülebilmektedir (Tablo – 9). Tablo 9: Türkiye‟de Yıllar Ġtibariyle Tarımsal Ürünler Ġhracatı (Ton - 1000$) 1998 1999 2000 2001 2002 Yıllar Ürünler Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer Kuru üzüm 2.839 3.855 3.289 4.150 4.028 4.610 5.412 4.887 5.352 4.959 Kuru kayısı 953 2.724 1.045 3.033 1.050 2.344 1.934 2.805 1.599 3.260 Kuru incir 1.469 3.580 1.580 3.556 3.556 1.733 2.227 7.764 1.764 4.867 Kuru erik 20 20 116 175 213 253 351 459 95,5 145,5 Fındık 742 3.948 879 4.036 1.039 4.009 1.605 5.591 1.536 4.722 Mercimek 335 359 616 575 897 788 1.098 842 829 576 Nohut 590 535 934 818 679 598 1.035 828 1.155 934 Zeytinyağı Toplam (+ diğerleri) 21 50 381 872 15 48 16 42 24,4 64,8 8.029 17.849 11.679 23.562 12.047 20.837 17.742 27.639 17.036 27.436 Kaynak: Ege Ġhracatçı Birlikleri 63 Cengiz Sayın, Avrupa Birliği’nde Organik Tarıma Yönelik Politikalar, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, Cilt:15, Sayı: 2, ISSN: 1301-2215, Antalya, (2002), s.6 54 Türkiye‟nin organik ürün ihracatı yaptığı ülkeler arasında AB ülkeleri önemli bir yere sahiptir. Özellikle Almanya, Ġngiltere, Ġsviçre, Avusturya, Hollanda, Fransa ve Danimarka Türkiye‟nin organik tarım ürün ihracatında baĢlıca alıcı ülkelerdir. ABD, Kanada, Avustralya ve Japonya da potansiyel pazarı oluĢturan diğer ülkelerdir. Tablo10‟da ürünler ve alıcı ülkeler itibariyle Türkiye‟nin organik ürün ihracatı durumu belirtilmektedir. Tablo 10: Organik Ürünler Ġtibariyle En Çok Ġhracat Yapılan Ülkeler. Ürünler Kuru üzüm Kuru kayısı Kuru incir Ülkeler Almanya, Hollanda, Ġngiltere, Avusturya, Fransa Almanya, ABD, Ġngiltere, Ġsviçre, Avusturya Almanya, Ġsviçre, Avusturya, ABD, Ġtalya Fındık Almanya, Belçika, Ġspanya, Ġsviçre, Fransa Nohut Almanya, Ġtalya, Hollanda, Fransa Kuru erik Almanya, Avusturya, Fransa Kuru elma Almanya, Ġtalya, Yeni Zelanda Zeytinyağı ABD Almanya, Belçika, Ġtalya, Fransa Mercimek Kaynak: Ege Ġhracatçı Birlikleri kayıtlarından derlenmiĢtir. Ġhracat rakamlarına bakıldığında yapılan ihracatın yüzde 61'i Almanya'ya yüzde 15'i ABD'ye gerçekleĢtirilmektedir. Türkiye‟nin tarım ürünleri ihracatındaki en büyük pazarı konumunda olan AB, tarım ürünleri ithalatını tarife dıĢı engellerle engellemeye çalıĢmakta ise de, organik ürünlere yönelik olarak yoğun bir engelleme mekanizmasının olmadığı söylenebilmektedir. Organik tarım sektöründe faaliyet gösteren kuruluĢlarla yapılan görüĢmelerde organik ürünlerin katma değer sağlamasında da önemli bir artısı söz konusu olduğu ve Türkiye'de üretilen organik ürünleri ham olarak ihraç etmek yerine iĢlenmiĢ olarak ihraç edilmesi durumunda bugünkü döviz girdisini bir kaç kat artırma olanağı yaratılabileceği vurgulanmaktadır. Türkiye‟de baĢlangıçta 8 tarımsal ürün organik olarak üretilirken, 1999 yılında bu rakam 92‟ye, günümüzde ise 95-100‟e ulaĢmıĢtır. Ancak, tüketici talepleri doğrultusunda iĢlenmiĢ organik ürün sayısı hızla artmakta ve bu rakamın 140-145 ürün kalemi civarında olduğu tahmin edilmektedir. 55 Türkiye‟nin ihracat yaptığı diğer organik ürünler arasında; Anason, rezene, kiĢniĢ, kimyon tohumları, Bademler, Buğday ve mahlût, Bulgur ve irmik, Cevizler, Çam fıstığı, Konserveler, Fasulye, Kesme çiçek, Reçel, jöle, marmelat, Baharatlar, Tabii bal, Salamura zeytin, DondurulmuĢ meyve ve sebzeler, ÇeĢitli meyve suları, Diğer ürünler yer almaktadır. 3. ORGANĠK ÜRÜNLERDE FĠYAT OLUġUMU Tarım sektörünün kendine has özellikleri tarımsal ürün fiyatlarının oluĢumunda büyük rol oynamaktadır. Öncelikle, tarımsal üretim büyük oranda doğal koĢulların etkisi altındadır. Organik tarımsal ürünlerde ise bu etki daha fazla olmaktadır. Bunun en önemli nedeni, organik üretim yapan çiftçinin kimyasal ve sentetik girdi kullanamaması nedeniyle hastalık ve zararlılara karĢı çözüm bulmada zorluk çekmesidir. Ayrıca, organik üretimde birim alandan alınan verim konvansiyonel üretime göre nispeten düĢük olmaktadır. Ancak organik üretime baĢlanmasından itibaren birkaç üretim dönemi sonrasında verim artıĢı sağlandığı bildirilmektedir. Ayrıca, üretici organik üretim faaliyeti için daha fazla zaman ayırmaktadır. GeçiĢ döneminde elde edilen ürünler büyük masraflarla elde edilmelerine rağmen organik olarak nitelendirilmemekte ve yapılan tüm masraflar, projenin büyüklüğüne göre ürün fiyatı üzerinde %3-7 oranında bir etkiye sahip bulunmaktadır. Kontrol ve sertifikasyon kuruluĢları tarafından üretimin her aĢamasında denetlenmesinin üretim maliyetine etkisi ise %1-5 civarındadır. Ayrıca, organik ürünlerin depolanma maliyeti de konvansiyonel ürünlere göre daha yüksektir. Sonuç olarak üreticiye bir üretim primi ödenmesi gerekmekte (konvansiyonel ürün ile organik ürün arasındaki üretici fiyatı farkı) ve genelde çiftçilere ödenen organik üretim primi kilogram baĢına ürün fiyatının %5-25‟i arasında değiĢmektedir. Bu ödemeler nispeten de olsa organik ürün fiyatlarının aĢırı yükselmesini önlemektedir. Diğer yandan, organik ürün üretimine baĢlayan üretici konvansiyonel üretim yapan üreticiye göre daha fazla risk almıĢ bulunmaktadır. Çünkü hâlihazırda ülkemizde 56 yapılan organik üretimde üreticiler özellikle en uygun bitki besin elementlerinin kullanılması hususunda arayıĢ içerisindedir. Organik tarımda yaygın olarak kullanılan kompost en önemli bitki besin maddesi olduğu halde; farklı bölgelere göre farklı bileĢimlerle önerilecek olan kompostların besin değerlerinin belirlenmesine yönelik çalıĢmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu durumda, söz konusu bu ve benzeri çalıĢmaların eksikliği çiftçilerin organik üretim yapmakla aldığı riski artırmaktadır. Organik üretim yapan üreticinin en az konvansiyonel üründen elde ettiği kazancı elde etmesi gerekmektedir. Bunun sağlanması iki Ģekilde olabilir; 1. En az konvansiyonel üretime eĢit seviyede bir verim sağlamak koĢuluyla, 2. Organik üretime geçildiğinde verim azalıyorsa (aynı zamanda birim üretim maliyeti de azalıyor olabilir), ürününü daha yüksek fiyattan satmak koĢulu ile. (Örneğin AB ülkelerinde üreticinin eline geçen organik ürün fiyatları ülkeden ülkeye değiĢmekle birlikte konvansiyonel ürünlere göre oldukça pahalıdır.) (AB ülkelerinde süt ortalama %22, koyun eti %43, domuz %69, kümes hayvanları eti, yumurta %167 daha pahalı). Ancak bahsedilen bu hususlardan da öte, organik ürün pazarının talep cephesi önem kazanmaktadır. Çünkü organik ürünlerin fiyat oluĢumunda, tüketicilerin ödemeye razı oldukları fiyat primleri (bunlar gelir ve eğitim seviyesi, tüketim alıĢkanlıkları pazarlama alt yapısı vb.) faktörlerin etkisiyle oluĢmaktadır). Yukarıda bahsedilen hususlar bir arada değerlendirildiğinde, organik ürünlerin konvansiyonel ürünlere kıyasla %24-65 arasında daha pahalı olarak satılabilmekte, hatta bazı ürünler için bu fark daha da fazla olabilmektedir (%50-100). Ülkemizde ise sağlıklı ve iyi iĢleyen bir organik ürün iç piyasası mevcut olmamakla birlikte; bazı büyük alıĢveriĢ merkezlerinde stant veya reyonlar Ģeklinde organik ürün satıĢı yapılmaktadır. Ayrıca, özellikle Ġstanbul, Ankara ve Ġzmir gibi büyük Ģehirlerde organik ürün satıĢı yapan dükkânlar da bulunmaktadır. Adana ilinde ise organik ürün satıĢı yapan üç dükkân bulunmaktadır. Ayrıca marketlerde kurulmuĢ stantlarda organik ürünler alıcılara sunulmaktadır. 57 Genellikle yurt içi piyasada faaliyet gösteren bu tip organik satıĢ yerlerinin müĢteri profili; yüksek eğitimli, gelir seviyesi yüksek, orta yaĢ ve üzeri tüketicilerden oluĢmaktadır. Tüketicilerin özellikle bu satıĢ yerlerinden bekledikleri hizmet unsurları; güven, daha makul fiyatlar, daha fazla ürün çeĢidi ve arz da devamlılık olarak sıralanabilmektedir. Ülkemizdeki perakende organik ürün fiyatları oldukça yüksektir. Bunun en önemli nedenleri arasında; a) Organik ürünlere olan talebin darlığı, b) Organik ürünlerin satıĢ yerlerinin kiralarının oldukça yüksek olması, c) Organik ürünlerin ambalajlama maliyetlerinin yüksekliği, d) Tanıtım ve reklam eksiklikleri, e) Pazarlama marjlarının yüksek olması gibi olumsuzluklar sayılabilmektedir.64 Tablo – 11‟de Ankara ilinde faaliyet gösteren iki organik ürün dükkânından alınan organik ürün fiyatları ile konvansiyonel ürün fiyatları karĢılaĢtırılmaktadır. Tablo 11: Bazı ürünlerde konvansiyonel ve organik ürünlerin satıĢ fiyatları Ürünler Kuru fasulye (500gr) Konvansiyonel Ürün Fiyatı (1000 TL) 850 Organik Ürün Dükkânı (A) Fiyatı (1000 TL) Organik Ürün Dükkânı (B) Fiyatı (1000 TL) 3.300 3.500 600 2.400 2.500 1.150 2.750 2.750 525 2.400 2.500 Salça (700 gr) 1.850 6.500 7.000 Zeytinyağı (500 gr) 3.900 9.000 9.500 Çiçek Balı (450 gr) 5.200 10.000 11.500 Kuru kayısı (500 gr) 4.100 7.000 7.250 K. Mercimek (500 gr) Pirinç (500 gr) Makarna (500 gr) 2.125 4.500 4.500 Ġç fındık (250 gr) Kaynak: Ankara Ģehir merkezindeki süper marketlerden ve iki ayrı organik ürün satıĢ dükkânından derlenmiĢtir. (16.06.2003 tarihindeki fiyatlardır.) 64 Hüseyin Gazi Kaya, (2003), Dünya’da Ve Türkiye’de Organik Tarımsal Ürün Ticareti Ve Tüketici Reaksiyonları, Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı AraĢtırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu BaĢkanlığı (YayımlanmamıĢ rapor), Ankara, 2003, s.15-27 58 Tablo – 11‟de görüldüğü gibi, ülkemizde organik ürün perakende satıĢ fiyatları konvansiyonel fiyatlara göre oldukça yüksektir. Organik olarak yetiĢtirilen kuru fasulye konvansiyonel olarak yetiĢtirilen kuru fasulyeye oranla %388-411, pirinç ise %239 daha pahalı olarak satılmaktadır. Geleneksel ürünlerimizde bile bu oranlar %170-211 arasındadır (kuru kayısı da%170-176, iç fındıkta %211). Ġlk bakıĢta organik ürün fiyatları konvansiyonel ürün fiyatlarına göre AB ülkelerinde de yüksekmiĢ gibi gözükse de, ülkemizde bir yıl içerisinde kiĢi baĢına düĢen milli gelir dikkate alındığında bu oranların oldukça yüksek olduğu anlaĢılmaktadır. 59 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ORGANĠK TARIMIN TÜRKĠYE VE ADANA EKONOMĠSĠNDEKĠ YERĠ Dünya ticareti 1970'li yıllarda baĢlamıĢ olan ekolojik tarımdaki geliĢmelere uygun olarak, Avrupa orijinli firmalar Türkiye'deki firmalardan ekolojik ürün talebinde bulunmuĢ ve böylece 1984-1985 yıllarında ülkemizde ekolojik tarım baĢlamıĢtır. Bu yıllarda Türkiye 'nin geleneksel ihraç ürünlerinden kuru Ġncir ve kuru Üzüm ile Ege bölgesinde gerçekleĢtirilmiĢtir.65 Daha sonra bu ürünlere kuru Kayısı, Fındık gibi ürünler de katılarak farklı bölgelerimize yayılmıĢtır. 1. ORGANĠK TARIMIN TÜRKĠYE EKONOMĠSĠNDEKĠ YERĠ Ġlk yıllarda Avrupa kökenli bazı firmalar kendi ihtiyaçları olan ürünleri anlaĢmalı çiftçilerle yetiĢtirmek ve elde edilen ürünleri Türk ihracatçıları vasıtasıyla ülkelerine ithal edebilmek için Türkiye'de ekolojik üretim projeleri tesis etmiĢlerdir. Ġlk yıllardaki bu ekolojik üretim faaliyetlerinin danıĢmanlık, teftiĢ ve sertifikasyon gibi vazgeçilmez esasları tamamıyla yabancı kiĢi ve kuruluĢlarca yerine getirilmiĢtir. 1990'lı yılların baĢında bu konularda az sayıda da olsa Türk uzmanlar yetiĢmiĢler ve yabancı firmaların ülkemizdeki temsilciliğini yapmaya baĢlamıĢlardır. Ekolojik Tarım hareketini sağlıklı bir Ģekilde gerçekleĢtirmek amacıyla 1992 yılında Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) kurulmuĢtur. Aynı yıl içinde Ġzmir'de yapılan "2. Akdeniz Ülkelerinde Ekolojik Tarım Konferansı", ETO tarafından organize edilmiĢtir. Bu Ģekilde ekolojik tarım alanında ülkemizde yeni bir süreç baĢlamıĢ olup, Ġzmir bu hareketin merkezi durumuna gelmiĢtir. Ekolojik Tarım faaliyetlerinin ülkemizde ilk olarak Ege bölgesinde Ġzmir'de baĢlamıĢ olması, ürün iĢleme tesislerinin büyük kısmının Ġzmir'de olması ve üretilen ürünlerin büyük kısmının Ġzmir limanından ihraç edilmesi nedeniyle, organizasyon kuruluĢları, kontrol ve sertifikasyon firmaları gibi ekolojik tarım sektörünün hemen tüm kuruluĢlarının merkez büroları Ġzmir'de yer almaktadır. ETO'nun da katkılarıyla "Bitkisel ve Hayvansal Tarım Ürünlerinin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine ĠliĢkin Yönetmelik", Tarım ve Köy iĢleri Bakanlığı tarafından 18 Aralık 1994 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiĢtir. Bu yönetmelik AB 65 http://www.organiktarimda.biz/Turkiyede_Organik_Tarim.asp Siteye Son EriĢim Tarihi: 14.09.2009 60 normlarına uygun olarak hazırlanmıĢtır. Organik ürünlerin dıĢ satımını düzenlemek üzere çalıĢmalar da devam etmektedir. Günümüzde yaklaĢık 92 değiĢik üründe, 46.523 bin hektarlık arazi üzerinde 12.275 kadar üretici 168.306 ton ekolojik üretim yapmaktadır. Gümrük mevzuatındaki bazı problemler nedeniyle ekolojik tarım sektörünün dıĢsatım yoluyla ekonomiye katkısı net olarak bilinmemekle birlikte yıllık 150 milyon dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir.66 Türkiye‟nin organik tarımında önemli tarihler ve önemli dönüm noktaları vardır. Bu tarih ve dönüm noktaları Ģu Ģekilde sıralanabilir:67 24 Aralık 1994, Ġlk Yönetmelik. 29 Haziran 1995, Yönetmelik değiĢikliği. 11 Temmuz 2002, Yönetmeliğin yeniden düzenlenmesi. 22 Temmuz 2003, ATÜT‟ün kuruluĢu. 3 Aralık 2004, Organik Tarım Kanunu'nun çıkarılması. 10 Haziran 2005, yeni Yönetmeliğin çıkarılması. 1.1. Türkiye’de Organik Tarım Üretimi ve Ġhracatı Tablo – 12‟de yıllar itibarı ile Türkiye‟nin organik tarım alanında yaĢamıĢ olduğu geliĢme hakkında genel olarak bilgiler yer almaktadır. Tabloya bakıldığında ürün sayısının 2002 yılından 2008 yılına 150 üründen 247 ürüne çıktığı görülmektedir ki bu yaklaĢık iki kat bir artıĢı ifade etmektedir. Çiftçi sayısı incelendiğinde ise iniĢli çıkıĢlı seyir gözlenmektedir. 2002‟de 12 bin civarında olan çiftçi sayısı 2007‟de 16 bine kadar çıkmıĢ ancak, 2008‟de tekrar düĢerek yaklaĢık 15 bin seviyesine gelmiĢtir. Üretim alanları incelendiğinde ise dönem itibarı ile iniĢli çıkıĢlı bir seyir gözlenmiĢtir. 2002 yılında yetiĢtiricilik yapılan alan yaklaĢık 57 bin hektarken, 2008‟de iki kat artarak 110 düzeyine yaklaĢmıĢtır. Doğal toplama alanı incelendiğinde 2002‟de yaklaĢık 32,5 bin hektar olan alan 2005‟de 110 bine yükselmiĢ ancak daha sonra düĢerek 2008 yılında 58 bin düzeyine yaklaĢmıĢtır. Toplam üretim alanı itibarı ile dönem incelendiğinde 2002 yılında yaklaĢık 90 bin hektar olan alan, 2004‟te 209 bin düzeyine ulaĢmasına rağmen, 66 67 Adana Ġl Tarım Master Planı ,1973 Adana Ġl Yıllığı, www.adana.gov.tr. http://www.izmirtarim.gov.tr/organik/orgtardon.asp Siteye Son EriĢim Tarihi: 02.09.2009 61 ilerleyen dönemde düĢerek 2008‟de 166,8 bin hektar düzeyine gerilemiĢtir. Üretim miktarı değerlendirildiğinde ise dönem içerisinde sürekli bir artıĢ ortaya çıkmıĢtır. 2002 yılında 310,1 bin ton olan üretim miktarı 2008 yılında 530,2 bin tona ulaĢmıĢtır ve üretime dahil edilen alanlar ile elde edilen ürün miktarları karĢılaĢtırıldığında dönemler itibarı ile verimlilikte bir artıĢın olduğu gözlemlenmektedir. Tablo 12 Türkiye‟nin Yıllar Ġtibarı ile Organik Tarım Üretim Verileri 2002 Ürün Sayısı 150 2003 179 14.798 73.368 40.253 113.621 323.981 2004 174 12.806 108.598 100.975 209.573 378.803 2005 205 14.401 93.134 110.677 203.811 421.934 2006 203 14.256 100.275 92.514 192.789 458.095 2007 201 16.276 124.263 50.020 174.283 568.128 109.387 57.496 166.883 530.225 Yıllar Çiftçi YetiĢtiricilik Doğal Toplama Toplam Üretim Üretim Sayısı Yapılan Alan (ha) Alanı (ha) Alanı (ha) Miktarı (ton) 12.428 57.365 32.462 89.827 310.125 2008 247 14.926 Kaynak: T.C. Tarım Bakanlığı Türkiye‟nin organik tarım ihracatında yılları itibarı ile geliĢmeler olmuĢtur. Bu geliĢme Tablo – 13‟de 1998 – 2008 dönemi itibarı ile gösterilmektedir. Tablo incelendiğinde ihracat miktarı iniĢli çıkıĢlı bir seyir izlemiĢtir. 1998 yılında 8,6 bin ton‟luk bir ihracat gerçekleĢtirmiĢken, bu miktar sürekli artarak 2003 yılında 21 bin tona kadar çıkmıĢtır. Daha sonra ise bir düĢüĢ trendi yaĢanmıĢ ve 2008 yılında yine 8,6 bin ton ile 1998 yılı değerine geri dönülmüĢtür. Ġhracat değerleri incelendiğinde ise benzer durum burada da görülecektir. 1998‟de 19,3 milyon dolar olan ihracat tutarı 2003 yılında 36,9 milyon dolara kadar çıkmıĢ ve daha sonra ise düĢüĢ trendine girmiĢtir. Bu dönem sonunda 2008 yılında 27,2 milyon dolar değerine ulaĢılmıĢtır. Hem üretim ve hem de ihracat değerleri göstermektedir ki, Türkiye‟de organik tarım gerekli ilgiyi görmemektedir. Ancak bir gerçektir ki, gıda güvenliği ve sağlıklı bir ülke ve dünya geleceği için organik tarımın önemi büyüktür. Bu nedenle alınacak tedbirler ve uygulanacak politikalarla bu durumun iyileĢtirilmesi ve sürdürülebilir bir tarım politikasının ülke tarım hayatına adapte edilmesi gereklidir. 62 Tablo 13 Türkiye‟nin Yıllar Ġtibarı ile Organik Tarım Ġhracat Verileri YIL MĠKTAR(KG) 1998 8.616.687 19.370.599 1999 12.049.949 24.563.892 2000 13.128.934 22.756.297 2001 17.556.280 27.242.407 2002 19.182.859 30.877.140 2003 21.083.351 36.932.995 2004 16.093.189 33.076.319 9.319.328 2005 10.374.493 2006 9.346.677 2007 8.628.790 2008 Kaynak: Ege Ġhracatçı Birlikleri 26.230.259 28.236.617 29.359.321 27.260.473 TUTAR($) 1.2. Türkiye’de Organik Tarımda SözleĢmeli Üretim Türkiye‟de ekolojik ürünler büyük ölçüde ihraç edildiğinden ekolojik ürün üretim miktarı ve çeĢitliliği yurt dıĢından gelen talepler doğrultusunda Ģekillenmektedir. Ġhracat organizasyonunun gerekliliğinden dolayı üretimler organizasyon kuruluĢları tarafından sözleĢmeli olarak çiftçilere yaptırılmaktadır. SözleĢmeli tarım üreticilere fiyat ve satıĢ garantisi getirerek avantaj sağlamaktadır. Yapılan sözleĢmede taraflar üretim ile ilgili koĢulları, fiyat ve varsa prim miktarını açıklayarak mahkemeye baĢvurma hakkı saklı olmak koĢulu ili kanuni güvence altına alınmaktadır. Ekolojik üretimde belirli yasakların olması ve 2-3 yıllık bir geçiĢ sürecinden sonra ekolojik üretime geçilebilmesi, uzun dönem üretim planlamasını zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle yapılan araĢtırmaların yasal geçerliliğinin olması ve taraftarların uyması ekolojik tarımın baĢarısı için Ģarttır.68 1.3. Türkiye’de Organik Tarımda Pazarlama “Ekolojik ürünlerin çok büyük kısmı dıĢ pazara sunulmakta ve bu ürünlerin bir kısmı doğrudan tüketilmekte, bir kısmı ise normal mamul ürünlerin karıĢımlarında yer almaktadır. Ekolojik üretim projeleri ve pazarlaması farklı yöntemlerle gerçekleĢir: 68 Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı, www.tarim.gov.tr, Son eriĢim tarihi: 22.08.2009 63 1. Üretim projesi ülkede yerleĢik bir firma tarafından gerçekleĢtirilir ve ürünler bu firma tarafından iĢlenir, paketlenir ve ihraç edilir. 2. Üretim projesi yurt dıĢından yabancı bir kuruluĢ tarafından kurulur, elde edilen ürünler anlaĢmalı yerel firma tarafından fason olarak iĢlenir ve ürünler proje sahibi firmaya ya iĢleyici kuruluĢ yada ihracat firması tarafından ihraç edilir. 3. Üretim projesi yurt dıĢından yabancı bir kuruluĢ tarafından kurulur, elde edilen ürünler yabancı firmanın Türkiye'de tek baĢına veya ortak olarak kurduğu tesislerde iĢlenir veya iĢleyici kuruluĢ veya ihracatçı firma tarafından proje sahibi firmaya ihraç edilir. Az sayıdaki uygulamalarda da üreticiler kontrol ve sertifikasyon firması ile doğrudan temas ederek ürünlerini sertifikalandırır ve serbest pazarda satıĢa sunar. Kontrol ve sertifikasyon ücretlerinin küçük çiftçiler tarafından üstlenebilecek düzeyde olmaması, teknik bilgi eksikliği ve danıĢmanlık hizmetlerinin yetersizliği üreticilerin doğrudan sisteme ürün sağlamalarını kısıtlamaktadır.”69 1.4. Türkiye’de Ġller Ġtibarı Ġle Üretim – Tüketim ve Ġhracat Türkiye‟de Ģartlarında organik tarım faaliyetleri günümüz Ģartlarında epey bir hız kazanmıĢ ve bu hız sonrasında da önemli bir gelir kaynağı olmuĢtur. Bu gelir kaynağı Türkiye Ģartlarında hemen her yörede bölgeye uygun ürünlerin organik olarak üretilmesi ve bu ürünlerin iç pazar ve dünya pazarına satıĢı gün geçtikçe artmaktadır. Ġller bazında ele alındığında ilk üç sırada ġanlıurfa, Manisa ve Konya bulunmaktadır (Tablo – 14). ġekil – 2‟de ise 1998 – 2006 döneminde en çok ihraç edilen 5 ürünün ihracat değerleri ve organik tarımı yapılan ürünler içindeki ihracat payları yer almaktadır. Bu Ģekle göre en çok ihracatı yapılan ürün %27‟lik payla iç fındık olurken, bu ürünün ihraç değeri söz konusu dönem için 44,1 milyon dolar olarak gerçekleĢmiĢtir. Bu ürünü 69 Bahattin Çetin (2008), Tarımsal Finansman, Nobel Yayın ve Dağıtım, Ankara, s.34 64 %25‟lik payla ve 41,1 milyon dolarlık ihraç değeri ile Kuru Üzüm ve %23‟lük pay ve 37,3 milyon dolarlık ihraç değeri ile Kuru Ġncir takip etmiĢtir. Tablo 14: 2006 Yılı Organik Tüketim Verileri (Ġç Pazar Durumuna Göre Sıralama)70 Tüketim Durumu (Ton) Sıra Ġller 1 ġanlıurfa 2 Ġç Pazar Tüketim Durumu (Ton) Sıra Ġhracat Ġller Ġç Pazar Ġhracat 13302,39 5011,34 31 Trabzon 102,9 245,28 Manisa 7796,21 5732,84 32 K.MaraĢ 91,11 147,83 3 Konya 7196,37 3251,12 33 EskiĢehir 84,07 30,01 4 Erzurum 6321,95 55 34 Ordu 61,97 620,18 5 Gaziantep 4288,77 983,04 35 Sivas 59,78 0 6 Afyon 3314,74 917,72 36 Niğde 51,65 1398,12 7 Isparta 3084,36 458,42 37 Ardahan 41,31 0 8 Mersin 2665,26 243,6 38 Yalova 13,8 0 9 Adıyaman 2529,83 680,17 39 Antalya 9,88 483,32 10 Malatya 2364,97 4000,68 40 Balıkesir 5,02 0 11 Çankırı 2319,05 754,41 41 Burdur 4,84 201,02 12 Aydın 2039,8 4885,14 42 NevĢehir 2,72 0 13 Ankara 1018,3 480,72 43 Ġstanbul 2,21 36,83 14 Ġzmir 999,87 2424,84 44 Kayseri 0,96 3 15 Bursa 930,13 1536,21 45 Van 0,03 63,69 16 Çanakkale 876,01 23,65 46 Rize 0,03 0 17 Kars 764,08 0 47 Amasya 0 0 18 Erzincan 639,83 0 48 Artvin 0 0 19 Hatay 528,35 235,85 49 Bilecik 0 0 20 Iğdır 466,2 0 50 Diyarbakır 0 0 21 Muğla 368,12 9,11 51 Giresun 0 5 22 Ağrı 339,88 0 52 GümüĢhane 0 7,25 23 Adana 281,06 814,72 53 Karaman 0 3,3 24 Denizli 258,07 32,72 54 Kastamonu 0 20 25 Bayburt 247,09 0 55 Kocaeli 0 0 26 Bolu 197,55 13,75 56 Mardin 0 0 27 Kütahya 163,45 1836,98 57 MuĢ 0 0 28 Zonguldak 159,94 156,8 58 Sakarya 0 5 29 Düzce 139,65 421,88 59 Tekirdağ 0 0 30 Samsun 132,42 94,62 60 Tokat 0 0 TOPLAM 66265,99 38325,14 Kaynak: Ġzmir Tarım, http://www.izmirtarim.gov.tr/organik/orgist.asp, Son EriĢim:10.11.2009 70 www.izmirtarim.gov.tr/organik/.../2006%20yılı%20Tüketim%20durumuna%20göre%20sıralama.xls Siteye son eriĢim tarihi: 22.08.2009 65 İHRACAT PAYI YÜKSEK EN ÖNEMLİ 5 ORGANİK ÜRÜN ---(Dolar) ġekil – 2 1998-2006 Yılları Arasında Ġhracatı En Çok Yapılan 5 Önemli Ürün ÇAMFISTIĞI 8.020.820 5% İÇ FINDIK; 44.139.684; 27% KURU KAYISI 33.042.400 20% ÇEKİRDEKSİZ KURU ÜZÜM 41.105.365 25% İÇ FINDIK KURU İNCİR 37.398.439 23% KURU İNCİR ÇEKİRDEKSİZ KURU ÜZÜM KURU KAYISI ÇAMFISTIĞI Kaynak: Ege Ġhracatçılar Birliği, www.egebirlik.org. tr, Son eriĢim tarihi: 29.10.2009 2. ORGANĠK TARIMIN ADANA EKONOMĠSĠNDEKĠ YERĠ Adana ili yüzey Ģekillerinin birçoğunu bünyesinde toplamıĢ yörelerdendir. Ġçinde farklı bölgeleri barındırması itibarıyla uygulanan tarım sistemlerinin de farklı olmasına neden olmaktadır. Ova kesiminde iklim uygunluğu nedeniyle yoğun tarım sistemlerinin uygulanması, yılda 2-3 kez ürün alınması, dağlık kesimde tek ürün, bazı bölgelerde nadas sisteminin uygulanması da Adana‟nın il olarak tarımsal yapı farklılığını ortaya koymaktadır. Bölgedeki sulu tarım alanlarının fazlalığı yılda 2-3 kez ürün alınması, ikliminin uygunluğu yoğun tarım girdilerinin kullanılmasına sebep olmaktadır. Özellikle insan sağlığı ve çevre açısından en tehlikeli girdilerin baĢında olan pestisit ve suni gübrelerin kullanımı bu bölgede çok yoğundur. Bu durum bölgede ekolojik tarım yapmayı kısıtlayabilecek en önemli faktörlerin baĢında gelmektedir. 66 2.1. Adana Tarımında Organik Tarımın Yeri Adana, Türkiye‟nin en geliĢmiĢ tarım bölgelerinden biri olduğu gibi, modern tarım ağaçlarının en çok kullanıldığı ildir. Yüzölçümünün % 39‟u tarıma elveriĢli ve çok bereketlidir. Adana‟nın verimli ovalarından; traktör, diğer modern tarım araçları, sulama, gübreleme, ıslah edilmiĢ tohum ve ilaçlama ile senede bir kaç defa ürün alınmaktadır. Sulanan araziler her sene artmaktadır. 250 bin tona yaklaĢan pamuk üretimi ile Türkiye üretiminin dörtte biri buradan sağlanır. Pamuğun Akala ve Cocker türleri yetiĢir. Adana, pamuk ambarı olduğu gibi; tahıl, susam, kavun, karpuz, turfanda sebze, arpa, yulaf, baklagiller, Ģeker kamıĢı, üzüm, incir, tütün, pirinç, yer fıstığı ve turunçgiller üretiminde de önemli bir yer tutar. Ġlin sahip olduğu tarım alanları ülkenin % 2.24‟ünü oluĢturmaktadır. Ġl ikliminin sebze ve meyve yetiĢtiriciliğine uygun oluĢu ve organik tarıma uygun alanların varlığı sebzecilik ve meyvecilik yapılan tarım alanı miktarının ağırlıkta olduğu bilinmektedir. Adana için tarımın ayrı bir önemi vardır. Ġklimin tarım için uygun olması ve bir dönem içerisinde birkaç ürün alınabilmesi, entansif tarım uygulamalarının yaygınlığı, ihracata yönelik tarımsal ürün çeĢitliliği, girdi kullanıma bağlı verimliliğin Türkiye ortalamasının üzerinde olması, sulama olanakları Adana tarımının güçlü yanlarıdır. Tarımsal üretim planlamasının yapılmaması, arazilerin miras ve devir yoluyla küçülmesi, tarım arazilerinin yapılaĢmaya açılması, kırsal alandaki alt yapı eksikleri ve su kaynaklarının korunamaması ilin tarım kapsamındaki zayıf yönüdür. Bölgede kısmen zararlı popülasyonunun az ve zirai ilaçlamanın yapılmadığı, suni gübrenin kullanılmadığı kuru pamuk alanlarının ileride ekolojik tarım için düĢünülebilir. Adana ilinde Ģu an; zararlı yoğunluğunun en az ve sulu alan darlığı olmasından dolayı zirai mücadelenin diğer tarımsal ürünlerde de asgari seviyede yapıldığı Karaisalı, Kozan ve Ġmamoğlu ilçelerinin dağlık bölgeye yakın etek kısımlarındaki kuru pamuk alanları ekolojik tarıma uygundur. Organik tarımın baĢarıya ulaĢabilmesi için ayrıca pazarlama mekanizmasının çok iyi kurulması ve ulaĢım probleminin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Organik 67 tarım yetiĢtirilme tekniklerinin ve esaslarının çiftçilere öğretilmesi ve benimsenmesi için yayım çalıĢmalarının hızlandırılarak pilot bölgelerde uygulamaya baĢlanması gerekmektedir. 2.2. Adana’da Organik Tarımın Ġstatistikî Durumu 2004 yılı kasım ayı itibariyle Adana iline bağlı Kozan, Seyhan, Karaisalı ve Aladağ ilçesinde farklı ürünlerde gerek üretici adına gerek firma adına sözleĢmeli üretim yapılmaktadır. Kozan‟da 960 dekar turunçgil, Seyhan‟da 15 dekar çilek, 5 dekar böğürtlen, 10 dekar kayısı, Karaisalı‟da 25 dekar üzüm, 20 dekar Kayısı, 13 dekar nar, 18 dekar Ģeftali, 60 dekar zeytin, 1 dekar badem, Aladağ‟da ise 40 dekar sebze olmak üzere sözleĢmeli üretim yapılmaktadır. 71 ġekil – 3 Organik tarımın illere göre dağılım yüzdesi Kaynak: http://www.sektorler.web.tr/tarim/organik/adana, Son eriĢim tarihi: 20.10.2009 71 Adana Ġl Tarım Master Planı, 1973 Adana Ġl Yıllığı, www.adana.gov.tr 68 ġekil – 3‟te organik tarımın illere göre dağılımı görülmektedir. Bu pasta grafik ve açıklamasından da anlaĢıldığı üzere Adana organik tarım yapılan iller içerisinde 3. sıradadır. 69 SONUÇ Tarımda kullanılan bir takım yanlıĢ teknikler ve uygulamalar öncelikle, gıda ihtiyacını gidermeye çabalayan insanlığın, çeĢitli sağlık problemleri ile karĢılaĢmasına neden olurken, toprak, hava ve su gibi çevresel olguların bundan zarar görmesine neden olmaktadır. Bu durum, çevredeki bitki ve hayvanlarla birlikte insan hayatını da tehdit etmektedir. Günümüzde özellikle kanser vakalarındaki artıĢta ve özellikle çocuk geliĢimini dolayısıyla insan sağlığını olumsuz etkileyen sorunların ortaya çıkmasın da çevresel faktörler ve sağlıksız gıda tüketimi etken olmaktadır. Özellikle geliĢmekte olan ülkelerde uygulanan yanlıĢ teknikler ve uygulamalar çevresel bozulmayı hızlandırırken canlı yaĢamı ile ilgili sorunları üst düzeye çıkarmaktadır. Önemli çevresel sorunlardan olan küresel ısınma ve dolayısıyla iklim değiĢikliğinin endiĢe verici boyutlara ulaĢmasında, tarımdaki yanlıĢ uygulamaların da etkisi (yanlıĢ ve aĢırı ilaçlama, gübreleme, sulama, genetik tabanlı çalıĢmalar gibi…) önemli düzeylerdedir. Bu durumlar doğadaki yaĢamı tehdit etmektedir. BaĢta küresel ısınma olmak üzere çeĢitli çevresel sorunlar üzerine, dünyada çok sayıda toplantı gerçekleĢtirilmekte ve bu sorunların çözülmesi için uluslararası iĢbirliğinin sağlanması ve geliĢtirilmesine çabalanmaktadır. Çünkü dünya, canlıların ortak yaĢam alanıdır ve alınacak tedbirlerin küresel düzeyde olması gerekmektedir. Bu aktiviteler kapsamında, gıda üretimi ve güvenliği de önemli baĢlıklar arasında yer almaktadır. Dünya üzerinde özellikle BirleĢmiĢ Milletler çatısı altında baĢlayan çözüm aramaları ve politika üretme faaliyetleri çeĢitli ulusal ve uluslararası aktivitelerle desteklenmektedir ve bu destek artırılmalıdır. Bu aĢamada baĢta hükümetler olmak üzere, kamu, özel ve sivil toplum kuruluĢları sorumluluk alarak, konunun önemine dikkat çekmeli ve aktiviteleri ile bunları göstermelidirler. Son zamanlarda özellikle Türkiye gündemini de oldukça meĢgul eden “Genetiği DeğiĢtirilmiĢ Organizmalar – GDO” sorunu organik diğer bir değiĢle ekolojik tarımın geliĢtirilmesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koymuĢtur. 70 ÇalıĢma içerisinde de vurgulandığı gibi gerek dünyada ve gerekse Türkiye‟de organik tarım uygulamaları olması gereken yerde değildir. Türkiye‟de tarım bilinçsiz bir Ģekilde ve çoğunlukla “babadan kalma” diye tabir edilen eski yöntemlerle sürdürülmektedir. Özellikle de doğu ve güneydoğudaki tarımsal faaliyetler bu Ģekilde tarım yapmaktadır. Bu durumun değiĢtirilmesinde Tarım Bakanlığının yapmıĢ olduğu çalıĢmalar ya yetersiz kalmakta ya da gerektiği gibi tarım sektörüne duyurulamamaktadır. Önemli problemlerin baĢında bu gelmektedir. Türk çiftçisinin ekolojik tarıma yönlendirilmesi ve bunu gerçekleĢtirirken de karar vericilerin bu yönlendirmeyi destekleyici plan, proje ve politikaları geliĢtirmesi ve bu uygulamaları sürekli analiz ederek gerekli güncellemeleri yapması büyük önem arz etmektedir. Organik tarım geçen dönem içinde oldukça pahalı ve karmaĢık bir üretim süreci olarak görüldüğünden gereken ilgiyi görmemiĢ ve üretilen organik ürünler de genellikle ihraç amaçlı olarak üretilmiĢlerdir. Bu durum Türk çiftçisinin baĢta finansal destek olmak üzere danıĢmanlık hizmetine gereksinimi olduğunu göstermektedir. Devlet teĢviklerinin içeriği ve sınırları belirlenirken, gelecekte önemli sorunların baĢında yer alacak gıda üretim düzeyi ve güvenliği muhakkak göz önünde bulundurulmalıdır. Türk çiftçisinin organik tarımla ilgili bilgilendirilmesi ve geliĢmelerle ilgili de sürekli haberdar edilmeleri, onların etkin üretim tekniklerini faaliyetlerine yansıtmalarında fayda sağlayacaktır. Türk çiftçisinin desteklenmesinde dıĢ ticaret politikalarının da gözden geçirilmesi ve gerekirse taban fiyat uygulamalarına baĢvurulması ve destekleme alımlarının organik tarımı teĢvik edici Ģekilde uygulamaya konması, organik tarım faaliyetlerinin artması ve yaygınlaĢtırılmasında etkili olabilecektir. Ġthal gıdaya yönelik denetim kriterlerinin daha etkin hale getirilerek, hem insan sağlığı açısından zararlı olanların ülke içine girmesi engellenirken, hem de bu ithal ürünlerin yurt içi üretiminin artırılması sağlanabilecektir. Ülke içinde ekonomisi tarıma dayalı bölgelerde bölgenin sosyo-ekonomik yapısı da göz önünde bulundurularak mülki amirlikler nezdinde, ulusal plan ve programlarla da uyumlu bir Ģekilde yerel eylem planları hazırlanarak, ekolojik tarımın desteklenerek üretimin artması sağlanmalıdır. Tarım kooperatifleri baĢta olmak üzere yerel sivil toplum kuruluĢlarının (odalar, borsalar, diğer kooperatif oluĢumlar gibi…) bu aĢamada 71 sürece dahil olarak etkin görev almaları zorunludur. Bunun sağlanması, çiftçi faaliyetlerinin hem danıĢmanlık ve hem de finansal olarak desteklenmesinde büyük katkı sağlayacaktır. GeçmiĢ zamanlarda yeri geldiğinde sürekli bahsedilen “Türkiye kendi kendine yetebilen bir ülkedir” söylemi, günümüzde yavaĢ yavaĢ doğruluğunu kaybetmektedir. Türk tarımının birçok teknik ve ekonomik sorunları vardır. Zaman ilerledikçe dünya tarımının gerisinde kalmaktadır. Özellikle kullanılan teknikler, elde edilen ürünün kalitesi, iĢlenmesi, pazara sürülmesi ve karĢılığının alınmasında önemli problemler vardır. Bunun sonucunda Türk tarımı diğer bir değiĢle Türk çiftçisi, ulusal piyasalarda bile sıkıntılar yaĢamaktadır. Dünya ülkelerinde tarımsal ticarete getirilen standartlar, Türk çiftçisini uluslararası rekabette arka sıralara itmektedir. Bunun durdurulması ve Türk tarımının rekabette daha üstün bir konuma gelebilmesi için merkezi hükümete ve taĢra teĢkilatlarına büyük görev düĢmektedir. Planlar, projeler ve programlarla oluĢturulacak politikalar bu amacın gerçekleĢtirilmesine katkı sağlayacak uygulamaları teĢvik ederek ekolojik tarımsal üretimin artmasını sağlamalıdır. Bu durum tarımsal üretimde verimliliği artırırken, maliyetlerin düĢmesine neden olarak çiftiçiye rekabet avantajı yaratacak ve böylece çiftçinin daha fazla gelir elde etmesine katkı sağlayacaktır. Çiftçi kazanabildiği ölçüde kendini kullandığı teknik ve standartlara uyarlayabilecektir. AnlaĢıldığı üzere çiftçinin organik tarımı, tarımsal üretimin her alanına dahil edebilmesinde en önemli sorunu, finansmandır. Bu sorunun çözülmesi, rekabet gücü elde edecek olan çiftçinin gelirinin artması, yeni üretim tekniklerinin üretime dahil edilmesiyle tarımsal üretimin artması ve uluslararası standartlara uygun üretimin sağlanmasıyla da sonuçta gıdayı tüketecek olan insanların daha sağlıklı ürünler tüketebilmesinin sağlanması anlamına gelmektedir. 72 EKLER EK – 1 Kontrol ve Sertifikasyon KuruluĢları Kontrol ve Adresi Sertifikasyon Telefon Faks Numarası Mail Adresi Numarası KuruluĢunun adı ANADOLU Süleymanbey Mahallesi Mimar 0 226 8122100 0 226 812 21 05 anadoluekolojik@gmail.com 0232 3390581 0232 3390591 bcsturkey@superonline.com 0232 247 20 22 0232-2477001 info@ceres-cert.com.tr Mansuroğlu Mah. 286 Sok. Ali 0232 3470704 0232-34706 93 turkey@controlunion.com Colakoglu Sitesi 0232 3470712 0232-3433959 office.turkey@ecocert.com 0324-3271944 info@eko-tar.com Sinan Cad. YeĢilhan No: 5/3 YALOVA BCS Kazım Dirik Mah. Gediz Cad. Kadri Dağüstü Apt. No:21 B Blok Daire :2 35040 Bornova /ĠZMĠR CERES Ġnönü Cad.No.705 Yunus Emre, Apt. Kat:1/1, PoligonĠZMĠR CU A1 Blok No: 16 Kat: 1 Daire: 3, 35040 Bornova /ĠZMĠR ECOCERT- 184.Sok.No:60 Kat:2 Daire:3 0232-3434360- SA 35040 Bornova/Ġzmir 3435550 EKO-TAR (MERKEZ)Adnan Menderes 0324-3254964 Bulvarı Denis Apt. 36/1 33110 0312-4405432 0312-4409557 MERSĠN(ġUBE) Ziraat Mühendisleri Sitesi 4.Blk.52/A Yıldız Çankaya/ANKARA ETKO 160.Sokak No:13/7 35040 0232-3397606 0232-3397607 info@etko.org 0232-3426068 0232-3428464 info@icea-tr.com Bornova/Ġzmir ICEA Mustafa Kemal Cad. Halil Bey Apt.B Blok No:166/2 Kat:7 Daire: 13 35040 BornovaĠZMĠR admin@icea-tr.com 73 IMC Ġzmir cad.3/17 0312-232 54 32 0312-2325000 imcturk@imcert.it 0232-3474705 0232-3474780 imotr@imo-control.org 0312-397 60 09 0312-3970058 nissert@nissert.com 0312 4381560 0312-438 15 59 or_ser@hotmail.com 0362 4356268 0362-432 62 50 orser06@ttnet.net.tr 0 324 3274191 0324-3274191 turkgap@turkgap.com Kızılay/ANKARA IMO 225.Sokak Dündar Apt. No:29 Kat:7 Daire:7 35040 Bornova Ġzmir NĠSSERT Anadolu Bulv. Gıda Toptancılar Sitesi Gimat 3.Blk No: 29 Macunköy Yenimahalle/ANKARA ORSER (MERKEZ) Simon Bolivar Caddesi, Cemal Nadir Sokak No:10 Kat:2 No: 5 06550Çankaya/ANKARA (ġUBE) Kale Mah. Namık Kemal Cad.Ankara ĠĢ Merkezi Kat:2 No:4 SAMSUN TURKGAP Palmiye Mahallesi 1216 Sokak S. Yılmaz Apt. No:2/A 33110 MERSĠN 74 EK – 2 ORGANĠK TARIM KANUNU Kanun Numarası : 5262 Kabul Tarihi : 1/12/2004 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 3/12/2004 Sayı: 25659 Yayımlandığı Düstur : Tertip: 5 Cilt: 44 Sayfa: BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar Amaç Madde 1- Bu Kanunun amacı; tüketiciye güvenilir, kaliteli ürünler sunmak üzere organik ürün ve girdilerin üretiminin geliĢtirilmesini sağlamak için gerekli tedbirlerin alınmasına iliĢkin usul ve esasları belirlemektir. Kapsam Madde 2- Bu Kanun, organik tarım faaliyetlerinin yürütülmesine iliĢkin kontrol ve sertifikasyon hizmetlerinin yerine getirilmesi ve Bakanlığın denetim usul ve esasları ile yetki, görev ve sorumluluklara dair hususları kapsar. Tanımlar Madde 3- Bu Kanunda geçen; a) Bakanlık: Tarım ve Köy iĢleri Bakanlığını, b) Organik tarım faaliyetleri: Toprak, su, bitki, hayvan ve doğal kaynaklar kullanılarak organik ürün veya girdi üretilmesi ya da yetiĢtirilmesi, doğal alan ve kaynaklardan ürün toplanması, hasat, kesim, iĢleme, tasnif, ambalajlama, etiketleme, muhafaza, depolama, taĢıma, pazarlama, ithalat, ihracat ile ürün veya girdinin tüketiciye ulaĢıncaya kadar olan diğer iĢlemlerini, c) Kontrol ve sertifikasyon kuruluĢu: Organik ürünün veya girdinin, üretiminden tüketiciye ulaĢıncaya kadar olan tüm aĢamalarını kontrol etmek ve sertifikalandırmak üzere Bakanlık tarafından yetki verilmiĢ gerçek veya tüzel kiĢileri, 75 d) Kontrol kuruluĢu: Organik ürünün veya girdinin, üretiminden tüketiciye ulaĢıncaya kadar olan tüm aĢamalarını kontrol etmek üzere Bakanlık tarafından yetki verilmiĢ gerçek veya tüzel kiĢileri, e) Sertifikasyon kuruluĢu: Tüm kontrolleri tamamlanmıĢ organik ürün veya girdiyi, kontrol kuruluĢunun yaptığı kontrol ve bu kontrole iliĢkin bilgi ve belgeler ile gerek duyulan hallerde yaptıracağı analizlere dayanarak sertifikalandırmak üzere Bakanlık tarafından yetki verilmiĢ gerçek veya tüzel kiĢileri, f) YetkilendirilmiĢ kuruluĢ: Kontrol ve sertifikasyon kuruluĢu, kontrol kuruluĢu veya sertifikasyon kuruluĢu olarak Bakanlık tarafından yetki verilmiĢ gerçek veya tüzel kiĢileri, g) Kontrol: Organik tarım faaliyetlerinin bu Kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, düzenli kayıtların tutulması, sonuçların rapor edilmesi, gerek görülmesi halinde ürünün organik niteliğinin laboratuar analizleri ile test edilmesini, h) Kontrolör: Kontrol ve sertifikasyon kuruluĢu adına veya kontrol kuruluĢu adına, organik tarım faaliyetlerinin her aĢamasının ilgili mevzuata göre uygulanmasını kontrol etmek üzere Bakanlık tarafından yetki verilmiĢ gerçek kiĢiyi, ı) Sertifiker: Kontrol ve sertifikasyon kuruluĢu adına veya sertifikasyon kuruluĢu adına, kontrolü tamamlanmıĢ ürünün veya girdinin organik olduğunu onaylamak üzere Bakanlık tarafından yetki verilmiĢ gerçek kiĢiyi, j) Denetim: Organik tarım faaliyetlerinin, bu Kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını tespit etmek amacıyla yetkilendirilmiĢ kuruluĢlar, iĢletmeler ve müteĢebbisler ile kontrolör ve sertifikerlerin, Bakanlık veya Bakanlık tarafından denetim yetkisi verilen kuruluĢlarca yapılan her türlü denetimini, k) ĠĢletme: YetkilendirilmiĢ kuruluĢun kontrolü altında, söz konusu kuruluĢlarla sözleĢme yapılmak suretiyle organik ürün üretilen, iĢlenen, depolanan ve pazarlanan yerleri, l) MüteĢebbis: Organik tarım faaliyeti yapan gerçek veya tüzel kiĢiyi, m) Sertifikasyon: Bütün kontrol yöntemlerinin uygulanması sonucu iĢletmenin, organik ürünün ve girdinin mevzuata uygun olarak belgelendirilmesini, n) Sertifika: Bütün kontrol yöntemlerinin uygulanması sonucu iĢletmenin, organik ürünün ve organik girdinin mevzuata uygun olduğunu gösteren belgeyi, 76 o) ÇalıĢma izni: Bu Kanuna göre çalıĢacak kontrolör, sertifikerler ile yetkilendirilmiĢ kuruluĢlara Bakanlık tarafından verilen izni, p) Organik ürün: Organik tarım faaliyetleri esaslarına uygun olarak üretilmiĢ ham, yarı mamul veya mamul haldeki sertifikalı ürünü, r) Organik girdi: Organik tarım faaliyetlerinde kullanılan materyali, s) Organik ürün etiketi: Organik ürün veya ambalajı üzerinde yer alan, ürünü tanıtan veya içindekini belirten herhangi bir kelime, detay, ticarî marka, tescilli marka, paket üzerinde yer alan resim, sembol, doküman, ilân, tabela veya tasma gibi her türlü yazılı ve basılı bilgi ve materyali, t) Organik ürün logosu (ġekil – 1): Nitelikleri ve kullanımı bu Kanun kapsamında çıkarılacak yönetmelikte tanımlanan basılı iĢareti, u) Akreditasyon: Yeterliği onaylanmıĢ kurum ve kuruluĢlar tarafından; kontrol ve sertifikasyon kuruluĢlarının, laboratuarların ulusal ve uluslararası kabul görmüĢ teknik kriterlere göre değerlendirilmesini, yeterliğinin onaylanmasını ve düzenli aralıklarla denetlenmesini, v) Organik: Bu Kanunda geçen organik kelimesi ekolojik ve biyolojik kelimeleriyle eĢdeğer anlamı, Ġfade eder. ĠKĠNCĠ BÖLÜM Komiteler, Yetkilendirilmiş Kuruluşlar ve Müteşebbis Komitelerin oluşumu, yetki, görev ve sorumlulukları Madde 4- Bu Kanunun uygulanmasında; organik tarımın geliĢtirilmesi yönünde çalıĢmalar yapmak ve Bakanlık içi koordinasyon ve değerlendirme hizmetleri ile yetkilendirilmiĢ kuruluĢların, iĢletmelerin, müteĢebbislerin, kontrolör ve sertifikerlerin faaliyetlerini izlemek üzere Bakanlık bünyesinde Organik Tarım Komitesi kurulur. Organik tarımın ticaretini, tanıtımını, araĢtırmalarını ve diğer organik tarım faaliyet stratejilerini belirlemek ve Bakanlık dıĢı kurum ve kuruluĢlarla koordinasyon ve izleme hizmetlerini yapmak üzere Organik Tarım Ulusal Yönlendirme Komitesi kurulur. Bu Komite; ilgili kamu kurum ve kuruluĢları, meslek kuruluĢları, sivil toplum 77 örgütleri, üniversiteler ve özel sektör temsilcilerinden olmak üzere en az on kiĢiden oluĢur. Bu komitelere bağlı olarak, yeter sayıda alt komite oluĢturulabilir. Organik Tarım Komitesi ve Organik Tarım Ulusal Yönlendirme Komitesinin oluĢumu ve çalıĢma Ģekli ile ilgili usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Yetkilendirilmiş kuruluşlar Madde 5- Bu Kanunun uygulanmasında; organik tarım faaliyetlerinin her türlü kontrol ve sertifikalandırma iĢlemleri, Bakanlıkça veya Bakanlıkça yetkilendirilmiĢ kuruluĢlarca yapılır. YetkilendirilmiĢ kuruluĢlar, yeterli ve tecrübeli personel ile teknik alt yapıya sahip olmak zorundadır. Kontrol ve sertifikasyon kuruluĢu veya sertifikasyon kuruluĢu tarafından sertifikalandırılmamıĢ ürünler, organik ürün veya organik girdi adı altında satılamaz. Kontrol ve sertifikasyon kuruluĢu veya sertifikasyon kuruluĢu organik olmayan tarımsal ürün ve girdilere, organik ürün veya organik girdi sertifikası veremez. YetkilendirilmiĢ kuruluĢlar ile kontrolör ve sertifikerler, Bakanlıktan çalıĢma izni almak zorundadır. YetkilendirilmiĢ kuruluĢların çalıĢma izni bittiğinde, Bakanlıktan süre uzatımı almadan tekrar faaliyette bulunamazlar. Bakanlık tarafından verilen çalıĢma izni devredilemez. Kontrol ve sertifikasyon kuruluĢu, kontrol ve sertifikasyon olmak üzere iki ayrı birimden oluĢur. Kontrol biriminde görev yapanlar sertifikasyon biriminde, sertifikasyon biriminde görev yapanlar da kontrol biriminde görev yapamazlar. YetkilendirilmiĢ kuruluĢlar, bu Kanuna uygun olarak çıkarılacak yönetmelikte belirlenen dönemlerde Bakanlığa rapor vermek, bilgi ve belgelerini Bakanlık yetkililerine göstermek zorundadırlar. YetkilendirilmiĢ kuruluĢlar ile kontrolör ve sertifikerlerin; çalıĢma izni, izin süresi, süre uzatımı, izinlerinin iptali, görev ve yetkileri, yetki kullanımı, kontrol ve sertifikasyon sistemi ile kontrolör ve sertifiker çalıĢtırmaya iliĢkin usul ve esaslar, Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir. Müteşebbis 78 Madde 6- MüteĢebbisler, yetkilendirilmiĢ kuruluĢ kontrolünde çalıĢmak zorunda olup, bu Kanun kapsamında Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelik hükümlerine aykırı faaliyette bulunamazlar. MüteĢebbisler, kontrol veya denetim amacı ile Bakanlık yetkilileri ile Bakanlık tarafından yetkilendirilmiĢ kuruluĢların yetkililerine; iĢletmeye giriĢ izni vermek ve muhasebe kayıtları ile diğer ilgili dokümanlarını göstermek zorundadırlar. YetkilendirilmiĢ kuruluĢlar, elde ettikleri bu bilgi ve belgeleri, Bakanlık dıĢında üçüncü Ģahıslara veremezler. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Uygulama Esasları Organik tarım faaliyetleri Madde 7- Organik tarım faaliyetlerine iliĢkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Orman sayılan yerlerde ürün toplanması ile ilgili usul ve esaslar, Çevre ve Orman Bakanlığının görüĢü alınarak, Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Hammaddesi tarımsal kaynaklı olan organik ürünlerden elde edilen nihai ürünlerin, imalat veya sanayi ürünü olması halinde, bu nihai ürünlerin üretilmesi ve tüketiciye ulaĢıncaya kadar olan aĢamalar ile ilgili usul ve esaslar Bakanlığın olumlu görüĢü alınarak, ilgili bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikle belirlenir. Organik ürünlerin satıĢı ve pazarlaması, 24.6.1995 tarihli ve 552 sayılı YaĢ Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tâbi değildir. Organik ürünlerin ve girdilerin reklam ve tanıtımı Madde 8- Organik ürün ve girdilerin etiket ve logoları yalnızca organik ürünler ve girdiler için kullanılır. Organik ürünlerin ve girdilerin etiketi ve logosu, reklam ve tanıtımı; sahte, yanıltıcı veya ürünün yapısına, özelliklerine, içeriğine, kalitesine, orijinine ve üretim tekniklerine göre hatalı bir izlenim yaratacak, ürünün sahip olmadığı etki ve özelliklere atıfta bulunacak biçimde olamaz ve tüketiciyi yanıltacak yazı, resim, Ģekil ve benzerlerini içeremez. 79 Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yayın yapan ulusal, bölgesel, yerel radyo ve televizyonların, üretici ve tüketicilerin bilinçlendirilmesi amacıyla organik tarımla ilgili ayda en az otuz dakika eğitici yayın yapmaları konusunda Radyo ve Televizyon Üst Kurulu gerekli tedbirleri alır. Organik ürünlerin ve girdilerin ihracatı Madde 9- Ġhracat sertifikası olmayan organik ürün veya girdiler, organik ürün veya organik girdi adı altında ihraç edilemez. Ġhraç edilen fakat alıcısı tarafından iade edilen ürün ve girdiler, mahrecine iade olarak kabul edilir. Söz konusu ürünler ve girdiler, ithalatta yapılan kontrol ve belgelerden muaf olup, gümrük idareleri tarafından sadece ayniyat tespiti yapılarak, ilgili mevzuat çerçevesinde yurda giriĢlerine izin verilir. Organik ürünlerin ve girdilerin ithalatı Madde 10- Ġhracat sertifikası olmayan organik ürün veya girdiler, organik ürün veya organik girdi adı altında ithal edilemez. Gümrükler dahil yapılan kontrollerde, organik olmadığı tespit edilen ürün ve girdilerin, yurt içine organik ürün veya girdi adı altında sokulması, dağıtılması ve satıĢının yapılmasına izin verilmez. Bu ürün ve girdiler, sorumlu müteĢebbise iade edilir ya da ilgili ulusal mevzuatına uygun olmaları halinde, yurt içinde organik olmayan ürün veya girdi olarak değerlendirilmesine izin verilir. Denetim Madde 11- Bu Kanunun uygulanmasında; yetkilendirilmiĢ kuruluĢlar, iĢletmeler ve müteĢebbisler ile kontrolör ve sertifikerlerin her türlü denetimi Bakanlık tarafından yapılır. Bakanlık gerekli gördüğü hallerde denetim yetkisini kısmen veya tamamen, akreditasyonu yapılmıĢ; kamu kurum ve kuruluĢlarına, özel sektör tüzel kiĢilerine ve üniversitelere devredebilir. Denetim hizmetlerinde çalıĢacak personelin yetki ve sorumlulukları ile hizmet içi eğitimine iliĢkin usul ve esaslar, Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. 80 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Ceza Hükümleri, Cezaların Tahsili ve İtiraz Ceza hükümleri Madde 12- (DeğiĢik: 23/1/2008 – 5728/560 md.) Bu Kanun hükümlerine uymayanlara uygulanacak cezaî hükümler aĢağıda belirtilmiĢtir: a) 5 inci maddenin ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere, onbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. b) 5 inci maddenin üçüncü fıkrasına aykırı hareket ettiği tespit edilenlere, ellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde, yetki ve izin belgeleri iptal edilir. BaĢka ad ve unvan altında olsa dahi, bu Kanun kapsamında çalıĢmalarına izin verilmez. c) 5 inci maddenin dördüncü fıkrasına aykırı hareket edenlere, onbeĢbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde, idarî para cezası iki katı olarak uygulanır ve kendilerine bir daha çalıĢma izni verilmez. d) 5 inci maddenin beĢinci fıkrasına aykırı hareket edenlere, yirmibin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde, çalıĢma izinleri iptal edilir. e) 5 inci maddenin altıncı fıkrasına aykırı hareket eden kuruluĢlara, onbeĢbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde, idarî para cezası iki katı olarak uygulanır ve çalıĢma izinleri iptal edilir. f) 5 inci maddenin yedinci fıkrasına aykırı hareket edenlere, yirmibin Türk Lirası idarî para cezası verilir. g) 6 ncı maddenin birinci fıkrasına aykırı hareket edenlere, onbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. h) 6 ncı maddenin ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere, yirmibin Türk Lirası idarî para cezası verilir. ı) 8 inci maddeye aykırı hareket edenlere, onbeĢbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Aykırılık etiket bilgilerinden kaynaklanıyorsa, etiket bilgileri düzeltilinceye kadar ürüne el konulur ve yukarıdaki para cezası uygulanıp ürün piyasadan toplattırılır. Toplatma masrafları müteĢebbisten tahsil edilir. 81 j) 9 uncu maddenin birinci fıkrası ile 10 uncu maddeye aykırı hareket edenlere, otuzbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. k) Bu Kanuna göre denetimleri engelleyen kiĢi ve kuruluĢlara, onbin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Cezaların tahsili ve itiraz Madde 13- (DeğiĢik: 23/1/2008 – 5728/561 md.) Bu Kanunda yazılı olan idarî para cezaları, Bakanlık veya mahallî mülkî amir tarafından verilir. BEġĠNCĠ BÖLÜM Geçici ve Son Hükümler Geçici Madde 1- Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili yönetmelikler, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde Bakanlıkça hazırlanarak yürürlüğe konulur. Bu yönetmelikler yürürlüğe konuluncaya kadar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan yönetmeliklerin, bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Yürürlük Madde 14- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme Madde 15- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 5262 SAYILI KANUNA EK VE DEĞĠġĠKLĠK GETĠREN MEVZUATIN YÜRÜRLÜĞE GĠRĠġ TARĠHĠNĠ GÖSTERĠR LĠSTE DeğiĢtiren Yürürlüğe Kanun 5728 5262 sayılı Kanunun değiĢen maddeleri 12, 13 giriĢ tarihi 8/2/2008 82 KAYNAKLAR Adana Ġl Tarım Master Planı (1973), Adana Ġl Yıllığı, www.adana.gov.tr AK, Ġbrahim (2002) Ekolojik Tarım ve Hayvancılık.. Gıda ve Yem BilimiTeknolojisi. Bursa Gıda Kontrol ve Merkez AraĢtırma Enstitüsü, Yıl:1, Sayı:2, Bursa AKSOY, U., TÜZEL, Y., ALTINDĠġLĠ, A., CAN, H.Z., ONOĞUR, E., ANAÇ, D., OKUR, B., ÇĠÇEKLĠ, M., ġAYAN, Y., KIRKPINAR, F., KENANOĞLU BEKTAġ, Z., ÇELĠK, S., ARIN, L., ER, C., ÖZKAN, C., ÖZENÇ, D.B., (2005), Organik (Ekolojik, Biyolojik) Tarım Uygulamaları, www.zmo.org.tr/etkinlikler/6tk05/016uygunaksoy ANIL, ġ., (2004), Türkiye‟de Organik Tarım AraĢtırmaları, Tarım ve Köy Dergisi Sayı:77, Ankara ATASAY, Adem; TÜREMĠġ, Nurgül, (2007), Organik Çilek YetiĢtiriciliği Üzerine AraĢtırmalar, Ege Tarımsal AraĢtırma Enstitüsü Müdürlüğü, TAYEK, 2007 Yılı Bahçe Bitkileri Grubu Bilgi AlıĢveriĢ Toplantısı Bildirileri, Yayın No: 129, Ġzmir. ATAY, Arca, SARI, Ertegün, (2005), Organik Tarıma BaĢlarken, Bursa Ticaret Odası Yayınları-Bursa ÇETĠN, Bahattin, (2008), Tarımsal Finansman, Nobel Yayın ve Dağıtım, Ankara DEMĠR, Alkan, GÜL, Umut, (Nisan 2004), Tarımsal Ekonomi AraĢtırma Enstitüsü Dergisi Sayı 5, Nüsha 3 DEMĠRYÜREK, K. (2004), Dünyada ve Türkiye‟de Organik Tarım, Harran Üniversitesi Ziraat Dergisi, 8 (3/4), ġanlıurfa GÖK, Seçil Adalet, (2008), GeniĢleyen AB Pazarında Türkiye‟nin Organik Ürünleri Ticareti Açısından Değerlendirilmesi (AB Uzmanlık Tezi), Ankara ĠLTER, E., ALTINDĠġLĠ, A., UĞUR, Ġ. (1996), Ekolojik Tarımın Tarihçesi, ETO Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği, Ġzmir Ġstanbul Ticaret Odası (2006), Organik Tarım Analizi ve AB Pazarı Fırsatı, Ġstanbul Ticaret Odası Yayınları, Ġstanbul 83 KAYA Hüseyin Gazi, (2003), Dünya‟da Ve Türkiye‟de Organik Tarımsal Ürün Ticareti ve Tüketici Reaksiyonları, Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı AraĢtırma Planlama ve Koordinasyon Kurulu BaĢkanlığı (YayımlanmamıĢ rapor), Ankara KÖSE, Bülent; ODABAġI, Ferhat (2005), Bağcılıkta Organik Tarım, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, Sayı: 20 (3), Samsun MARANGOZ, M. (2008), Organik Ürünlerin Pazarlanması, Ekin Yayınevi, Bursa Organik Tarım Kanunu ve Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına ĠliĢkin Yönetmelik; (2005), Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı Tarımsal Üretim ve GeliĢtirme Genel Müdürlüğü, Ankara PEZĠKOĞLU, F. (2004), Organik (Ekolojik, Biyolojik) Tarımda Arz, Talep ve Pazarlama, Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez AraĢtırma Enstitüsü, Yalova SAYIN Cengiz (2002), Avrupa Birliği‟nde Organik Tarıma Yönelik Politikalar, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, Cilt:15, Sayı: 2, ISSN: 1301-2215, Antalya Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı (2007), Organik Tarımda Sertifikasyon, Ankara Tarım ve Köy iĢleri Bakanlığı (2006), Tarımsal Üretim ve GeliĢtirme Müdürlüğü, Organik Tarım Strateji Belgesi (Taslak), Tarım ve Köy iĢleri Bakanlığı, Ankara TAġBAġLI, H., ZEYTĠN B. (2003), Organik Tarımın Genel Ġlkeleri, TC Tarım ve Köy iĢleri Bakanlığı, AraĢtırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu BaĢkanlığı, Ankara VURAL, Hasan, (1990), BaĢlıca Tarım Ürünleri Maliyetleri, Toprak Mahsulleri Ofisi Yayını, Ankara http://www.cicekansiklopedisi.com/cicek/1076-Organik-Tarimin-TemelIlkeleri.html http://www.ekodialog.com/Konular/tarim_eko/tarim_cevre_organik_tarim.html http://www.datassist.com.tr/yenilikler/surdurulebilir-kalkinma-icin-organiktarim.html http://tech.groups.yahoo.com/group/organiktarim/message/573 http://www.varbak.com/organik-tarim-tarihi-ve-gelisimit32733.html?s=08fa38fb53661256b116e3f9360f362e& http://www.orguder.org.tr/tarim.html 84 http://www.tarim.gov.tr/Mevzuat,Yonetmelikler.html?LanguageID=1 http://orguder.org.tr/organiktarimpazarlama.html www.tarim.gov.tr http://www.bahce.biz/organik/organik_ticareti.htm http://www.eto.org.tr/duneko.asp http://www.tarim.gov.tr/uretim/Organik_Tarim,organiktarim_taslak_strateji.html http://www.organiktarimda.biz/Turkiyede_Organik_Tarim.asp www.adana.gov.tr http://www.izmirtarim.gov.tr/organik/orgtardon.asp www.izmirtarim.gov.tr/organik/.../2006%20yılı%20Tüketim%20durumuna%20göre %20sıralama.xls http://www.sektorler.web.tr/tarim/organik/adana