tc adalet bakanlığı eğitim dairesi başkanlığı yargı mevzuatı bülteni
Transkript
tc adalet bakanlığı eğitim dairesi başkanlığı yargı mevzuatı bülteni
T.C. ADALET BAKANLIĞI EĞİTİM DAİRESİ BAŞKANLIĞI YARGI MEVZUATI BÜLTENİ Bültenin Kapsadığı Tarihler 05-27 Kasım 2011 Yayımlandığı Tarih 28 Kasım 2011 Sayı 499 İÇİNDEKİLER - - - - - Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin Beyan ile Onaylanması Hakkında Karar (R.G. 17 Kasım 2011 – 28115) Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar (R.G. 17 Kasım 2011 – 28115) Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esasların Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar (R.G. 27 Kasım 2011 – 28125) Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilatını Oluşturan Birimlerin Nitelik, Kurulduğu Şehir ve Ülke, Görev Alanı, Akredite Edildiği Ülkeler ve Bağlı Bulunduğu Misyonlar Hakkındaki 13/4/1999 Tarihli ve 99/12770 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar (R.G. 27 Kasım 2011 – 28125) Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilatını Oluşturan Birimlerin Nitelik, Kurulduğu Şehir ve Ülke, Görev Alanı, Akredite Edildiği Ülkeler ve Bağlı Bulunduğu Misyonlar Hakkındaki 13/4/1999 Tarihli ve 99/12770 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar (R.G. 27 Kasım 2011 – 28125) Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilatını Oluşturan Birimlerin Nitelik, Kurulduğu Şehir ve Ülke, Görev Alanı, Akredite Edildiği Ülkeler ve Bağlı Bulunduğu Misyonlar Hakkındaki 13/4/1999 Tarihli ve 99/12770 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar (R.G. 27 Kasım 2011 – 28125) 2011/2465 Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Taşra Teşkilatında, Ekli Listede Belirtilen İl Müdürlüklerinin Kurulması Hakkında Karar (R.G. 26 Kasım 2011 – 28124) Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Karar (R.G. 27 Kasım 2011 – 28125) Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurtdışı Teşkilatını Oluşturan Birimlerin Nitelik, Kurulduğu Şehir Ve Ülke, Görev Alanı, Akredite Edildiği Ülkeler - - - - - Ve Bağlı Bulunduğu Misyonlar Hakkındaki 13/4/1999 Tarihli Ve 99/12770 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Ekli Kararın Yürürlüğe Konulmasına Dair 2011/2357 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (R.G. 05 Kasım 2011 – 28106) Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 05 Kasım 2011 – 28106) 2011/2368 Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Karar (R.G. 10 Kasım 2011 – 28108 Mükerrer) 2011/2033 Ham Petrol Ve Jet Yakıtının Türkiye Üzerinden Karayolu Veya Demiryolu ile Taşınmasına İlişkin Kararın Yürürlüğe Konulmasına Dair 2011/2033 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (R.G. 11 Kasım 2011 – 28109) Adalet Bakanlığından Bir Adet Atama Kararı (R.G. 07 Kasım 2011 – 28107) Adalet Bakanlığından Bir Adet Atama Kararı (R.G. 26 Kasım 2011 – 28124) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulundan Adli ve İdari Yargı Hakimlerinin 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu Gereğince Anayasa Mahkemesi Raportörlüğüne Atanmalarına İlişkin Kararname (R.G. 24 Kasım 2011 – 28122) Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 26 Kasım 2011 – 28124) Ecza Depoları ve Ecza Depolarında Bulundurulan Ürünler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 17 Kasım 2011 – 28115) Yurtdışında Sürekli Görevlendirilecek Personel Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 17 Kasım 2011 – 28115) Ev ve Süs Hayvanlarının Üretim, Satış, Barınma ve Eğitim Yerleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 16 Kasım 2011 – 28114) Ev ve Süs Hayvanları Satış, Barınma ve Eğitim Yerlerinin Kuruluş, Açılış, Ruhsat, Çalışma ve Denetlenme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 16 Kasım 2011 – 28114) Tütün Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Birimleri Hakkında Yönetmelik (R.G. 23 Kasım 2011 – 28121) İki Veya Üç Tekerlekli Motorlu Araçların Frenleri ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliğinde (93/14/At) Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 19 Kasım 2011 – 28117) Tarım Veya Orman Traktörlerini Tahrik Etmek Üzere Tasarlanan Motorlardan Çıkan Gaz Emisyonları Ve Parçacık Kirleticilere Karşı Alınacak Tedbirlerle İlgili Tip Onayı Yönetmeliğinde (2000/25/At) Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 19 Kasım 2011 – 28117) Bitkisel Gıda ve Yemin İhracatında Sağlık Sertifikası Düzenlenmesi ve İhracattan Geri Dönen Ürünler İçin Uygulama Yönetmeliği (R.G. 25 Kasım 2011 – 28123) - - Bitkisel Üretimde Kullanılan Bitki Koruma Ürünlerinin Kayıtlarının Tutulması ve İzlenmesi Hakkında Yönetmelik (R.G. 25 Kasım 2011 – 28123) Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik (R.G. 27 Kasım 2011 – 28125) Elektronik Ürün Senedi Yönetmeliği (R.G. 12 Kasım 2011 – 28110) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulundan Birinci Dereceye Yükselmiş Olup 31/08/2011 Tarihi İtibariyle Birinci Sınıfa Ayrılma İncelemesine Tabi Tutulacak Olan Adli Yargı Hakim, Cumhuriyet Başsavcı Ve Savcıları ile İdari Yargı Hakiminin Adlarini Belirtir Liste (R.G. 05 Kasım 2011 – 28106) Anayasa Mahkemesinin E: 2010/75, K: 2011/42 (Yürürlüğün Durdurma) Sayılı Kararı (R.G. 15 Kasım 2011 – 28113) Danıştay Üçüncü Dairesinden 3 Adet Karar (R.G. 26 Kasım 2011 – 28124) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı ( Arıcı ve Diğerleri Türkiye Davası) (R.G. 17 Kasım 2011 – 28115) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı ( Ataş ve Seven/ Türkiye Davası) (R.G. 17 Kasım 2011 – 28115) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı (Bozcaada Kimisis Teodoku Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı/Türkiye Davası) (R.G. 17 Kasım 2011 – 28115) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı (Veli Özdemir/Türkiye Davası) (R.G. 17 Kasım 2011 – 28115) Maliye Bakanlığından Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 410) (R.G. 17 Kasım 2011 – 28115) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından İşkolu Tespit Kararı (R.G. 24 Kasım 2011 – 28122) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından İşkolu Tespit Kararı (R.G. 20 Kasım 2011 – 28118) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından İşkolu Tespit Kararı (R.G. 20 Kasım 2011 – 28118) Kültür ve Turizm Bakanlığından İlke Kararı (R.G. 22 Kasım 2011 – 28120) İçişleri Bakanlığından 2 Adet İdari Bağlılığın Değiştirilmesi Kararı (R.G. 27 Kasım 2011 – 28125) Kuruluşların Bağlı ve İlgili Oldukları Bakanlıkların Değiştirilmesi ile İlgili İşlem (R.G. 26 Kasım 2011 – 28124) Türkiye Barolar Birliğinden Duyuru (R.G. 05 Kasım 2011 – 28106) Adalet Bakanlığından 2 Adet İlân (R.G. 12 Kasım 2011 – 28110) Adalet Bakanlığından Münhal Noterlik İlânı (R.G. 17 Kasım 2011 – 28115) Adalet Bakanlığından 2 Adet İlân (R.G. 23 Kasım 2011 – 28121) Adalet Bakanlığından Münhal Noterlikler İlânları (R.G. 26 Kasım 2011 – 28124) - - - - - - Adalet Bakanlığından 7 Adet İlân (R.G. 26 Kasım 2011 – 28124) Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (R.G. 05 Kasım 2011 – 28106) Bilim ve Sanayi Teknoloji Bakanlığından Türk Standartları Enstitüsünün Otomatik Olmayan Tartı Aletleri Yönetmeliği (2009/23/At-Eski 90/384/At) Kapsamında Onaylanmış Kuruluş Olarak Görevlendirilmesine Dair Tebliğ (Tebliğ No: Msg-2011/18) (R.G. 13 Kasım 2011 – 28111) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan İletim Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (R.G. 19 Kasım 2011 – 28117) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan İletim Sistemi İşletim Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (R.G. 19 Kasım 2011 – 28117) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan Piyasa İşletim Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (R.G. 19 Kasım 2011 – 28117) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair 25/10/2011 Tarih ve 6242 Sayılı Kanun (R.G. 12 Kasım 2011 – 28110) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 25/10/2011 Tarih ve 6244 Sayılı Kanun (R.G. 12 Kasım 2011 – 28110) Çok Taraflı Yatırım Garanti Kuruluşu Sözleşmesinin Maddelerinde Yapılan Değişikliklerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair 3/11/2011 Tarih ve 6248 Sayılı Kanun (R.G. 12 Kasım 2011 – 28110) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından İşkolu Tespit Kararı (R.G. 15 Kasım 2011 – 28113) Anayasa Mahkemesinin E: 2009/11, K: 2011/93 Sayılı Kararı (R.G. 16 Kasım 2011 – 28114) Devlet Muhasebesi Standardı Kurulundan 22 (Dms 22) Genel Yönetime İlişkin Mali Bilgilerin Açıklanması Hakkında Kurul Kararı (R.G. 24 Kasım 2011 – 28122) Danıştay Onikinci Dairesinden E:2011/6015, K:2011/4347 Sayılı Kararı, yer darlığı nedeniyle Bülten’e alınmamış olup, www.edbs.adalet.gov.tr internet adresindeki e-bülten nüshasında yayımlanmıştır. (R.G. 25 Kasım 2011 – 28123) İçişleri Bakanlığından 2011/849 Sayılı Sınır Tespiti Kararı (R.G. 07 Kasım 2011 – 28107) Yayın İşleri Dairesi Başkanlığından “Adalet Dergisi” Konulu Duyuru MİLLETLERARASI SÖZLEŞME Karar Sayısı : 2011/2365 Türkiye Cumhuriyeti tarafından 15 Temmuz 2003 tarihinde Strazburg’da imzalanan ve 9/11/2010 tarihli ve 6066 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli “Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi”nin ilişik beyan ile onaylanması; Dışişleri Bakanlığının 6/9/2011 tarihli ve HUMŞ/6855756 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 14/10/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ B. ATALAY B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V. Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi Teknoloji Bakanı ve F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ Kalkınma Bakanı E. GÜNAY Kültür ve Turizm Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım M. ŞİMŞEK Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. N. ŞAHİN V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma Bakanı V.Orman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ Sağlık Bakanı B. YILDIRIM Ulaştırma Bakan ve [R.G.17 Kasım 2011 – 28115] —— • —— BAKANLAR KURULU KARARLARI Karar Sayısı : 2011/2382 Ekli “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar”ın yürürlüğe konulması; Başbakan Yardımcılığının 25/10/2011 tarihli ve 43085 sayılı yazısı üzerine, 20/2/1930 tarihli ve 1567 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 14/11/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi Teknoloji Bakanı ve F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım C. YILMAZ F. ÇELİK M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı ve [R.G.17 Kasım 2011 – 28115] —— • —— Karar Sayısı : 2011/2400 6/6/1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Kararnameye ektir. Ekli “Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar”ın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 17/10/2011 tarihli ve 13431 sayılı yazısı üzerine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre, Bakanlar Kurulu'nca 14/11/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi Teknoloji Bakanı ve F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım ve C. YILMAZ F. ÇELİK M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı SÖZLEŞMELİ PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA İLİŞKİN ESASLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR ESASLAR MADDE 1 – 6/6/1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların eki (4) sayılı cetvelin, “ASÖZLEŞMELİ PERSONEL POZİSYON UNVANLARI İLE ASGARİ NİTELİKLERİ GÖSTERİR CETVEL”inde yer alan “İMAM/HATİP” ve “MÜEZZİN KAYYIM” satırları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. " İMAM/HATİP MÜEZZİN KAYYIM İlahiyat fakültesi, ilahiyat meslek yüksekokulu, ilahiyat önlisans veya imam hatip lisesi mezunu olmak. İlahiyat fakültesi, ilahiyat meslek yüksekokulu, ilahiyat önlisans veya imam hatip lisesi veya lise mezunu olup hafızlık belgesine sahip olmak. " Yürürlük MADDE 2 – Bu Esaslar yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 3 – Bu Esasları Bakanlar Kurulu yürütür. [R.G.27 Kasım 2011 – 28125] —— • —— Karar Sayısı : 2011/2402 Kamu kurum ve kuruluşlarının yurtdışı teşkilatını oluşturan birimlerin nitelik, kurulduğu şehir ve ülke, görev alanı, akredite edildiği ülkeler ve bağlı bulunduğu misyonlar hakkındaki 13/4/1999 tarihli ve 99/12770 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında değişiklik yapılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Başbakan Yardımcılığının 11/10/2011 tarihli ve 8870 sayılı yazısı üzerine, 189 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü ve 6 ncı maddelerine göre, Bakanlar Kurulu’nca 14/11/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi Teknoloji Bakanı ve F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN C. YILMAZ F. ÇELİK H. YAZICI Gıda, Tarım M. ŞİMŞEK ve İçişleri Bakanı Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı [R.G.27 Kasım 2011 – 28125] —— • —— Karar Sayısı : 2011/2403 Kamu kurum ve kuruluşlarının yurtdışı teşkilatını oluşturan birimlerin nitelik, kurulduğu şehir ve ülke, görev alanı, akredite edildiği ülkeler ve bağlı bulunduğu misyonlar hakkındaki 13/4/1999 tarihli ve 99/12770 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında değişiklik yapılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Başbakan Yardımcılığının 19/10/2011 tarihli ve 6025 sayılı yazısı üzerine, 189 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü ve 6 ncı maddelerine göre, Bakanlar Kurulu’nca 14/11/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY Başbakan YardımcısıBaşbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi Teknoloji Bakanı ve F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı M. M. EKER H. YAZICI Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık C. YILMAZ F. ÇELİK M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı [R.G.27 Kasım 2011 – 28125] —— • —— Karar Sayısı : 2011/2430 Kamu kurum ve kuruluşlarının yurtdışı teşkilatını oluşturan birimlerin nitelik, kurulduğu şehir ve ülke, görev alanı, akredite edildiği ülkeler ve bağlı bulunduğu misyonlar hakkındaki 13/4/1999 tarihli ve 99/12770 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında değişiklik yapılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Dışişleri Bakanlığının 18/10/2011 tarihli ve 3420 sayılı yazısı üzerine, 189 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü ve 6 ncı maddelerine göre, Bakanlar Kurulu’nca 31/10/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ C. YILMAZ B. ATALAY N. ERGÜN Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V. S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi Teknoloji Bakanı ve F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ E. GÜNAY Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım M. ŞİMŞEK Maliye Bakanı Ö. DİNÇER H. YAZICI V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma Bakanı V.Orman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ Sağlık Bakanı B. YILDIRIM Ulaştırma Bakanı ve [R.G.27 Kasım 2011 – 28125] —— • —— Karar Sayısı : 2011/2465 Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü taşra teşkilatında, ekli listede belirtilen il müdürlüklerinin kurulması; Başbakan Yardımcılığının 11/10/2011 tarihli ve 8871 sayılı yazısı üzerine, 27/9/1984 tarihli ve 3046 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendine göre, Bakanlar Kurulu’nca 14/11/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi Teknoloji Bakanı ve F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım C. YILMAZ F. ÇELİK M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı ve [R.G.26 Kasım 2011 – 28125] —— • —— Karar Sayısı : 2011/2466 Ekli “Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Karar”ın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 24/10/2011 tarihli ve 99674 sayılı yazısı üzerine, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 28 inci maddesine göre, Bakanlar Kurulu'nca 14/11/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY Başbakan YardımcısıBaşbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı M. M. EKER H. YAZICI Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık C. YILMAZ F. ÇELİK M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı MAL VE HİZMETLERE UYGULANACAK KATMA DEĞER VERGİSİ ORANLARININ TESPİTİNE İLİŞKİN KARARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KARAR MADDE 1 – 24/12/2007 tarihli ve 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararın eki (I) Sayılı Listenin 3 üncü sırasına; a) “Buğday,” ibaresinden sonra gelmek üzere “bulgur,” ibaresi, b) “küçük ve büyükbaş hayvanlar (arılar dahil),” ibaresinden sonra gelmek üzere “20/12/2010 tarihli ve 2010/1180 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan İstatistik Pozisyonlarına Bölünmüş Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 01.05 pozisyonunda yer alan hayvanlar ile 2 no.lu faslında yer alan mallar,” ibaresi, eklenmiştir. MADDE 2 – Aynı Kararın eki (II) Sayılı Listenin "A) GIDA MADDELERİ" bölümünün 1 inci sırasının (a) bendinde yer alan ", 01.05" ibaresi ile aynı sıranın (b) bendi yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 3 – Bu Karar, yayımını izleyen gün yürürlüğe girer. MADDE 4 – Bu Karar hükümlerini Maliye Bakanı yürütür. Bakanlar Kurulu Kararının Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 30/12/2007 26742 Bakanlar Kurulu Kararının Değişiklik Yapan Düzenlemelerin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 8/2/2008 26781 6/4/2008 26839 19/7/2008 26941 20/9/2008 27003 29/3/2009 27184 28/4/2011 27918 [R.G.27 Kasım 2011 – 28125] —— • —— Karar Sayısı : 2011/2357 Kamu kurum ve kuruluşlarının yurtdışı teşkilatını oluşturan birimlerin nitelik, kurulduğu şehir ve ülke, görev alanı, akredite edildiği ülkeler ve bağlı bulunduğu misyonlar hakkındaki 13/4/1999 tarihli ve 99/12770 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında değişiklik yapılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Dışişleri Bakanlığının 3/11/2011 tarihli ve 3556 sayılı yazısı üzerine, 189 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü ve 6 ncı maddelerine göre, Bakanlar Kurulu’nca 3/11/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Bülent ARINÇ Başbakan V. B. ARINÇ C. YILMAZ B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı Ö. DİNÇER F. ŞAHİN M. M. EKER N. ERGÜN Adalet Bakanı V.Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik BakanıDışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı Gıda, Tarım Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN C. YILMAZ E. BAYRAKTAR F. ÇELİK İçişleri Bakanı Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V.Maliye Bakanı V. Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı ve 3/11/2011 TARİHLİ VE 2011/2357 SAYILI KARARNAMENİN EKİ KARAR MADDE 1 – 13/4/1999 tarihli ve 99/12770 sayılı Kararnamenin eki Dışişleri Bakanlığına ait (3) ve (4) sayılı cetvellerde, ekli cetvelde yer alan ek, iptal ve değişiklikler yapılmıştır. MADDE 2 – Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Karar hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. [R.G.05 Kasım 2011 – 28106 ] —— • —— Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından: Birinci dereceye yükselmiş olup 31/8/2011 tarihi itibariyle birinci sınıfa ayrılma incelemesine tâbi tutulacak olan adlî yargı hâkim, Cumhuriyet başsavcı ve savcıları ile idari yargı hâkiminin adlarını belirtir liste aşağıda gösterilmiştir. Ağustos 2011 döneminde birinci dereceye yükselme incelemesine girecek olanlar listeye dahil edilmemiştir. Birinci dereceye yükseldikleri ve sürelerini bitirdikleri hâlde bu listede adlarını göremeyenler yayım tarihinden itibaren 1 ay içinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna yazılı başvurmak sureti ile durumlarının incelenmesini isteyebilirler. [R.G.05 Kasım 2011 – 28106 ] —— • —— Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından: ASANSÖR BAKIM VE İŞLETME YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 ‒ 18/11/2008 tarihli ve 27058 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliğinin 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, insanların ve/veya yüklerin taşınmasında kullanılan asansörlerin hizmete alındıktan sonra çevrenin, insanların ve canlıların sağlık ve güvenliğini tehdit etmeyecek şekilde kullanımlarını sağlamak üzere; işletilmesi, bakımı, yıllık kontrolü, bakım ve servis hizmetinin denetimi ile garanti ve satış sonrası hizmetleri için uyulması gereken kuralları belirlemektir.” MADDE 2 ‒ Aynı Yönetmeliğin 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 3/6/2011 tarihli ve 635 sayılı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci ve 7 nci maddelerine, 23/2/1995 tarihli ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 19 uncu maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.” MADDE 3 ‒ Aynı Yönetmeliğin 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 4 ‒ (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Asansör: Belirli seviyelerde hizmet veren, esnek olmayan ve yatay düzlemle 15°’den fazla bir açı oluşturan kılavuzlar boyunca hareket eden bir taşıyıcıya sahip olan ve 1) İnsanların, 2) İnsanların ve yüklerin, 3) Bir kişi zorlanmadan taşıyıcıya girebiliyorsa ve taşıyıcı içine ya da taşıyıcı içindeki bir kişinin kolayca ulaşabileceği şekilde yerleştirilmiş kontrollerle teçhiz edilmiş ise sadece yüklerin, taşınmasına yönelik bir tertibatı, b) Asansör monte eden: Asansörlerin tasarım, imalat, montaj ve piyasaya arzından sorumlu olan, asansöre CE uygunluk işaretini iliştiren ve AT uygunluk beyanı düzenleyen gerçek veya tüzel kişiyi, c) Asansörün piyasaya arzı: Asansör monte edenin, asansörü kullanıcıya ilk olarak hazır hale getirmesini, ç) A tipi muayene kuruluşu: Asansörlerde periyodik kontrol ve muayene konularını içerecek şekilde, TS EN ISO/IEC 17020 standardı kapsamında akredite olan muayene kuruluşunu, d) AT uygunluk beyanı: Asansör monte edenin piyasaya arz ettiği asansörün Asansör Yönetmeliği (95/16/AT) hükümlerine uygunluğunu beyan ettiği belgeyi, e) Bakanlık: Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını, f) Bakım: Asansörün hizmete alınmasından sonra tasarlandığı biçimde, kullanım ömrü boyunca kendisinin ve bileşenlerinin, fonksiyonlarını ve güvenlik gereklerinin devamlılığını sağlamaya yönelik asansör monte eden veya onun yetkili servisi tarafından yürütülen bütün işlemleri, g) Bina sorumlusu: Asansörün, güvenli bir şekilde çalışmasını sağlamak amacıyla düzenli olarak bakımını, onarımını ve yıllık kontrolünü yaptırmaktan sorumlu olan, binanın maliki veya kat maliki/malikleri veya bunların yetki verdiği gerçek veya tüzel kişiyi, ğ) Hizmet denetimi: Asansörlerde aylık bakım ve servis hizmeti veren asansör monte eden veya onun yetkili servisinin, bu Yönetmelikte belirtilen şartlara uygunluğunun Bakanlık tarafından denetimini, h) İlgili idare: Belediyeleri veya belediye sınırları dışında kalan alanlardaki yapılar için valilikleri veya ilgili kanunlar çerçevesinde yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi verme yetkisine sahip diğer kurum ve kuruluşları, ı) Kurtarma çalışması: Asansör içerisinde insanın veya insanların mahsur kaldığına dair bilginin alınmasıyla başlayan, asansörün teknik dosyasında yer alan kurtarma talimatına uygun olarak yapılan ve insanın veya insanların serbest kalmasıyla sonuçlanan çalışmayı, i) Yetkili mühendis: Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine bağlı Elektrik Mühendisleri Odası ve Makine Mühendisleri Odasınca asansörlere yönelik olarak proje, montaj, bakım, tadilat, standartlar ve mevzuat üzerine mesleki yeterliliği belgelendirilen Elektrik/Elektronik ve Makine Mühendislerini, j) Yetkili servis: Asansör monte edenin, TSE Hizmet Yeterlilik Belgesine sahip olacak şekilde kendi adına kurduğu servis istasyonunu veya asansörlerde aylık bakım ve servis hizmetinin yürütülebilmesi için sorumluluğu kendinde olmak üzere noter huzurunda yapılan ve iki yılda bir yenilenen sözleşme ile yetki verdiği TSE Hizmet Yeterlilik Belgesine sahip gerçek veya tüzel kişiyi, k) Yıllık kontrol: Asansörün, güvenli ve işletme yönünden uygun şekilde çalıştığının tespiti için, piyasaya arz edildiği tarih itibarıyla ilk yılın sonunda, devamında ise yılda en az bir kere bina sorumlusu tarafından yaptırılacak periyodik kontrolü, ifade eder.” MADDE 4 ‒ Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 5 ‒ (1) Asansörün monte edildiği yapıya uygunluğu ile ilgili işlemler, ilgili idare tarafından 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili diğer kanunlar ve bu kanunlar kapsamında yürürlükte bulunan mevzuata göre yürütülür. (2) Asansör Yönetmeliğine (95/16/AT) uygun olarak piyasaya arz edilen ve kullanıcının hizmetine sunulmak üzere işletmeye alınacak olan her asansör, asansör monte eden tarafından ilgili idareye tescil ettirilir. Asansör monte eden, asansörün AT uygunluk beyanı ile birlikte ilgili idareye başvurur ve EK I’de yer alan içeriğe uygun olacak şekilde düzenlenmiş olan onaylı tescil belgesini alır. (3) İlgili idarece yapılan tescillerin bildirimi, altı aylık dönemler itibariyle, asansörün bulunduğu ildeki bilim, sanayi ve teknoloji il müdürlüğüne EK II’de yer alan bildirim cetveline uygun olacak şekilde yapılır.” MADDE 5 ‒ Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 9 ‒ (1) Bina sorumlusu; asansörün bu Yönetmelik kurallarına uygun olarak güvenli bir şekilde çalışmasını sağlamak amacıyla ayda en az bir defa düzenli olarak bakımını yaptırmaktan ve kullanıcıların can ve mal güvenliğinin tam olarak sağlanması amacı ile gerek kullanım hatalarından, gerekse harici müdahalelerden meydana gelebilecek tehlikelerin önlenmesi için ilk yıllık kontrolünü, asansörün piyasaya arz edildiği tarih itibarıyla ilk yılın sonunda, devamında ise yılda en az bir kere yaptırmaktan sorumludur.” MADDE 6 ‒ Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 10 ‒ (1) Asansörün piyasaya arz edildiği tarih itibarıyla ilk yılın sonunda, devamında ise yılda en az bir kere olmak üzere, her asansörün yıllık kontrolü yapının bağlı bulunduğu ilgili idare tarafından, A tipi muayene kuruluşuna yaptırılır. (2) Yıllık kontrol faaliyetlerinin yürütülmesine yönelik A tipi muayene kuruluşunun belirlenmesi aşamasında, yapının bağlı bulunduğu ilgili idarece gerekli duyurular yapılır ve başvurular alınır. (3) İlgili idarece alınacak başvurular neticesinde A tipi muayene kuruluşunun yeterliliği; sahip olduğu akreditasyonun kapsamı, periyodik kontrol ve muayene konularını kapsayacak şekilde düzenlenmiş olan mesleki sorumluluk sigortasının uygunluğu, bünyesinde tam zamanlı olarak çalıştırdığı muayene şefi ve muayene personeli sayısı, periyodik kontrol ücreti ve periyodik kontrolde kullanılmak üzere hazır halde tutulan teçhizatın genel durumu gibi kriterler dikkate alınarak incelenir. (4) Yapılan incelemeler neticesinde belirlenen A tipi muayene kuruluşu ve ilgili idare arasında imzalanacak görevlendirme sözleşmesi ile A tipi muayene kuruluşuna asansörlerde yıllık kontrol işi için yetki verilir ve kamuoyuna gerekli duyurular yapılır. (5) A tipi muayene kuruluşu ile ilgili idare arasında imzalanacak olan protokolde öngörülen sözleşme süresi boyunca, A tipi muayene kuruluşunun akreditasyonunun ve mesleki sorumluluk sigortasının sürekliliği sağlanır. (6) Mesleki sorumluluk sigortasının sürdürülmemesi, akreditasyonun askıya alınması veya iptal edilmesi durumlarında, ilgili idare tarafından A tipi muayene kuruluşunun yetkisine son verilir ve gerekli duyurular yapılır. (7) Yıllık kontrol raporunun tanzim ettirilmesinin takibine ve yıllık kontrol ücretinin karşılanmasına dair sorumluluk, asansörün bulunduğu yapıdaki bina sorumlusuna aittir. (8) Yıllık kontrol faaliyetleri kapsamında bina sorumlusundan talep edilecek yıllık kontrol ücreti, ilgili idare tarafından tespit ve ilan edilir. (9) Yıllık kontrol, asansörün bakımını üstlenen asansör monte eden veya onun yetkili servisi nezaretinde gerçekleştirilir. (10) Yıllık kontrol aşamasında asansörde oluşabilecek hasarların tazmini, A tipi muayene kuruluşunun mesleki sorumluluk sigortasından karşılanır. (11) A tipi muayene kuruluşunca verilecek olan muayene raporu üç nüsha olarak tanzim edilir ve ilgili idarede, bakım yapan firmada ve bina sorumlusunda birer nüshası muhafaza edilir. (12) Bina sorumlusunca yıllık kontrolüne izin verilmeyen asansör, A tipi muayene kuruluşu tarafından yapının bağlı bulunduğu ilgili idareye bildirilir ve yıllık kontrolü yaptırılıncaya kadar hizmet dışı bırakılması sağlanır. (13) Yıllık kontrol neticesinde, asansörün çalışmasında can ve mal güvenliği açısından bir tehlike söz konusu ise, asansörün çalışmasına can ve mal güvenliği sağlanıncaya kadar izin verilmez. Buna rağmen, asansörün çalıştırılmasından bina sorumlusu sorumludur. (14) Yıllık kontrolün yaptırılıp yaptırılmadığının denetiminden ilgili idare sorumludur. (15) Asansörde meydana gelebilecek bir kaza sonrasında, yıllık kontrol tekrarlanır. (16) Yıllık kontrol faaliyetine ilişkin istatistiki bilgiler ilgili idarece kayıt altına alınır ve Bakanlığa açık tutulur.” MADDE 7 ‒ Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki Ek 1 inci madde eklenmiştir. “Hizmet denetimi EK MADDE 1 ‒ (1) Asansörlerde aylık bakım ve servis hizmeti veren asansör monte eden veya onun yetkili servisinin, bu Yönetmelikte belirtilen asgari şartlara uygun hizmet sunup sunmadığına dair denetim, Bakanlık tarafından yapılır.” MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki Ek 2 nci madde eklenmiştir. “Satış sonrası hizmetler EK MADDE 2 ‒ (1) 14/6/2003 tarihli ve 25138 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sanayi Mallarının Satış Sonrası Hizmetleri Hakkında Yönetmelik gereği, onaylı Satış Sonrası Hizmetleri Yeterlilik Belgesi için asansör monte eden tarafından Gümrük ve Ticaret Bakanlığına başvuru yapılır. (2) Piyasaya arz edilen asansörlere yönelik satış sonrası hizmetlerin yerine getirilebilmesi amacıyla, bu Yönetmelikte Bakanlık tarafından belirlenmiş olan asgari kriterler çerçevesinde ve Türk Standardları Enstitüsü tarafından tespit edilen standardlarda belirtilen özellikleri taşıyacak nitelikte en az bir servis istasyonu, asansör monte eden tarafından kurulur. (3) Asansör monte eden, monte ettiği her asansör için 10 yıllık kullanım ömrü süresince, yeterli teknik personel ve yedek parça stoku bulundurmak suretiyle, bakım ve servis hizmetini sunmak zorundadır.” MADDE 9 ‒ Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki Ek 3 üncü madde eklenmiştir. “Garanti belgesi EK MADDE 3 ‒ (1) Asansör monte eden tarafından Asansör Yönetmeliğine (95/16/AT) uygun olarak piyasaya arz edilen ve kullanıcının hizmetine açılan her asansör, piyasaya arz edildiği tarih itibarıyla iki yıl süre ile garanti edilir. (2) 14/6/2003 tarihli ve 25138 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik gereği, onaylı garanti belgesi için asansör monte eden tarafından Gümrük ve Ticaret Bakanlığına başvuru yapılır. (3) Aylık bakım neticesinde, asansör monte eden veya onun yetkili servisi tarafından asansörde değiştirilecek olan herhangi bir aksam veya parça bir yıldan az olmamak üzere garanti edilir.” MADDE 10 ‒ Aynı Yönetmeliğin 11 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 11 ‒ (1) Bu Yönetmeliğin hizmete ilişkin hususlarına aykırı hareket edenler hakkında; Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, tarafların bu Kanun kapsamı dışında kaldığı durumlarda ise genel hükümler geçerlidir. (2) Yıllık kontrol faaliyetleri kapsamında, bina sorumlusunca kontrolüne izin verilmeyen veya asansör monte eden veya onun yetkili servisinin nezaret etmekten imtina etmesi nedeniyle kontrolü yapılamayan veya kontrol neticesinde can ve mal güvenliği açısından tespit edilen uygunsuzluklara yönelik gerekli düzeltme faaliyetleri gerçekleştirilmeyen asansör, yıllık kontrolü yapılıncaya kadar veya gerekli düzeltme faaliyetleri tamamlanıncaya kadar, yapının bağlı bulunduğu ilgili idare tarafından hizmet dışı bırakılır.” MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. “Geçiş hükmü GEÇİCİ MADDE 1 ‒ (1) 1/1/2012 tarihine kadar asansörün piyasaya arz edildiği tarih itibarıyla ilk yılın sonunda, devamında ise yılda en az bir kere olmak üzere, her asansörün yıllık kontrolü yapının bağlı bulunduğu ilgili idarece yapılır. Ancak kadrosunda yeterli sayıda Elektrik/Elektronik ve Makine Mühendisi bulunmayan ilgili idare, yıllık kontrol işini, o asansörün yapımında görev almamış yetkili mühendislere yaptırabilirler. Bu mühendisler tarafından can ve mal güvenliği yönünden tesisin işletilmesine engel bulunup bulunmadığına dair en az üç nüsha halinde bir rapor düzenlenir. Hazırlanan raporun birer nüshası ilgili idarede, bakım yapan firmada ve bina sorumlusunda muhafaza edilir.” MADDE 12 ‒ Aynı Yönetmeliğe ekte yer alan EK I ve EK II eklenmiştir. MADDE 13 ‒ Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 14 ‒ Bu Yönetmelik hükümlerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür. TESCİL NUMARASI TESCİL TARİHİ ASANSÖR MONTE EDENE DAİR BİLGİLER ASANSÖR MONTE EDENİN ADI ASANSÖR MONTE EDENİN ADRESİ ASANSÖR MONTE EDENİN TELEFON NUMARASI ASANSÖRE DAİR BİLGİLER ASANSÖRÜN MONTAJ ADRESİ ASANSÖRÜN MARKASI ASANSÖRÜN SERİ NUMARASI ASANSÖRÜN İMAL YILI ASANSÖRÜN TAHRİK TÜRÜ ASANSÖRÜN HIZI ASANSÖRÜN KAPASİTESİ (BEYAN YÜKÜ) ASANSÖRÜN DURAK SAYISI ASANSÖRÜN UYDUĞU HÜKÜMLERE DAİR BİLGİLER YÖNETMELİK ADI MODÜL VE EK STANDARD VEYA STANDARDLAR AT UYGUNLUK BEYANINA DAİR BİLGİLER BEYAN TARİHİ İMZA SAHİBİNİN ADI VE SOYADI ONAYLANMIŞ KURULUŞA DAİR BİLGİLER ONAYLANMIŞ KURULUŞUN ADI ONAYLANMIŞ KURULUŞUN KİMLİK NUMARASI ………………………………….. adresinde monte edilerek……………….. tarihinde kullanıma açılmış olan asansörün tescili, 18/11/2008 tarihli ve 27058 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliğinin 5 inci maddesine göre yapılmıştır. İLGİLİ İDARE ONAYI TESCİL BİLDİRİM CETVELİ SIRA ASANSÖRÜ MONTE TESCİL İŞLEMİ ASANSÖR UYDUĞU NO EDEN KAYIT TARİH ADI ADRESİ TELEFON MONTAJ TAHRİK MARKA SERİ İMAL YÖNETMELİK MO NO ADRESİ TÜRÜ NO YILI [R.G.05 Kasım 2011 – 28106 ] —— • —— Karar Sayısı : 2011/2368 Ekli “Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Karar”ın yürürlüğe konulması; Sağlık Bakanlığının 11/10/2011 tarihli ve 80621 sayılı yazısı üzerine, Bakanlar Kurulu’nca 13/10/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ B. ATALAY B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU F. ŞAHİN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı V. E. BAĞIŞ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı V. Gençlik ve Spor BakanıGıda, Tarım ve Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN M. ŞİMŞEK F. ÇELİK M. ŞİMŞEK İçişleri Bakanı Kalkınma Bakanı V.Kültür ve Turizm Bakanı V.Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. N. ŞAHİN V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma Bakanı V.Orman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık Bakanı Ulaştırma Bakanı BEŞERİ İLAÇLARIN FİYATLANDIRILMASINA DAİR KARARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KARAR MADDE 1 – 12/6/2007 tarihli ve 2007/12325 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Kararın 2 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(2) Halen piyasada satışta olan, Sağlık Bakanlığınca onaylanmış fiyatı bulunan veya ilk defa fiyat müracaatı yapılan ürünlerden; orijinal ürünlerin “depocuya satış fiyatı” jenerikleri ADI VE piyasaya çıkıncaya kadar referans fiyatı geçemez; jeneriği piyasaya verilen orijinal ürünün “depocuya satış fiyatı” Sağlık Bakanlığı veri tabanında kayıtlı referans fiyatın en fazla % 60’ıdır; orijinali ülkemizde bulunmayan ürünlerin depocuya satış fiyatı Sağlık Bakanlığı veri tabanında kayıtlı referans fiyatının % 60’ıdır; ilk jenerikten itibaren tüm jenerik ürünlere de orijinal ürüne ait referans fiyatın en fazla % 60’ı kadar “depocuya satış fiyatı” verilebilir. İlk jenerik ile birlikte Sağlık Bakanlığınca belirlenen fiyat sonrası oluşacak referans fiyat düşmeleri % 60’lık sınırın altına ininceye kadar “depocuya satış fiyatı”na yansıtılmaz. Referans fiyat % 60 sınırının altına indiğinde ise yeni referans fiyatın % 100’üne kadar “depocuya satış fiyatı” alınabilir; bu usul jenerik ürünler için de aynı şekilde uygulanır. Jenerik ürünlerin depocuya satış fiyatı orijinal ürünlerin referans olarak tespit edilen depocuya satış fiyatından yüksek olamaz. Depocuya satış fiyatı 6,79 TL’nin üzerinde olan 20 yıllık orijinal ürünlerin fiyatları referans fiyatın en fazla % 80’i kadar olabilir; bu ürünlerin jeneriklerinin fiyatı orijinal ürünün referans olarak tespit edilen depocuya satış fiyatını geçemez. Ürünlerin depocuya satış fiyatlarının belirlenmesinde İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü fiyat listesinde kayıtlı güncel referans fiyatlar kullanılır. Söz konusu fiyat listesinde depocuya satış fiyatı 6,79 TL’nin üzerinde olan 20 yıllık ürünlerin referans fiyatları bulunmadığı takdirde mevcut depocuya satış fiyatları referans fiyat olarak kullanılır. “Hastane ambalajlı ürünler” için, ürünün perakende satışta olan diğer ambalajlarından, birim fiyatı en ucuz olanın en az % 10 altında birim fiyatı olacak şekilde perakende satış fiyatı belirlenir.” “(4) Birinci fıkraya istinaden yeni referans ülkelerin belirlenmesi durumunda, piyasada mevcut olan ya da onaylanmış fiyatı bulunan bütün ürünler için yeniden beyanname verilir. Referans fiyatları bu ülkelerden etkilenen ürünlerin depocuya satış fiyatlarının referans fiyatın en fazla % 60’ı dikkate alınarak yeniden belirlenmesinde Fiyat Değerlendirme Komisyonu yetkilidir. Fiyatı orijinal ürünlerin referans fiyatına göre veya orijinal ürün ülkemizde bulunmadığı için referans sistemine göre belirlenen jenerik ürünler için de aynı uygulama geçerlidir.” MADDE 2 – Aynı Kararın 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(3) İlaçların fiyatlarında ancak Fiyat Değerlendirme Komisyonunca belirlenecek oranlarda artış yapılabilir. Fiyat listesinde yapılacak değişiklikler, yayımlandığı tarihten 5 iş günü sonra uygulanmaya başlanır. Ancak, fiyat listesine ilave edilen yeni ürünler için bu süre beklenilmez. Depocuya satış fiyatı belirlenirken referans fiyata uygulanan oranların düşüşü nedeniyle eczane stoklarında meydana gelebilecek stok zararları, firmalar tarafından ecza depolarına, depolar tarafından da eczanelere ödenir. Bu kapsamda yapılacak işlemlerde, eczacılar tarafından İlaç Takip Sistemine yapılan bildirimler esas alınır. Fiyat Değerlendirme Komisyonu kararı sonucu yapılan fiyat artışları söz konusu olduğunda, firmaların talebi halinde firmanın kendi ilaçlarına ait eczane stok bilgileri İlaç Takip Sistemi aracılığı ile ilgili firmayla paylaşılır. Firmaların kendi istekleriyle yapılan fiyat düşüşlerinde ise, eczane stoklarında oluşacak kayıpların telafi edileceğinin ilgili firma tarafından taahhüt edilmesi kaydıyla bu süre beklenilmeyebilir. Komisyonun sekretarya hizmetleri Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülür.” MADDE 3 – Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 4 – Bu Karar hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. Bakanlar Kurulu Kararının Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 30/6/2007 26568 Bakanlar Kurulu Kararında Değişiklik Yapan Düzenlemelerin Yayımlandığı Resmî Gazetelerin Tarihi Sayısı 1 2 3 17/1/2009 18/9/2009 3/12/2009 27113 27353 27421 (Mükerrer) [R.G.10 Kasım 2011 – 28108 Mükerrer] —— • —— ATAMA KARARLARI Adalet Bakanlığından: Karar Sayısı : 2011/860 1 ‒ Açık bulunan birinci derece kadrolu ve + 8000 ek göstergeli Bakan Yardımcılığına Veysi KAYNAK'ın atanması, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 59 ve 60 ıncı maddeleri ile 2451 sayılı Kanunun 2 nci maddesi gereğince uygun görülmüştür. 2 ‒ Bu Kararı Adalet Bakanı yürütür. 5/11/2011 Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Sadullah ERGİN Başbakan Adalet Bakanı —— • —— [R.G.07 Kasım 2011 – 28107] —— • —— Adalet Bakanlığından: Karar Sayısı : 2011/881 1 – Açık bulunan Müsteşarlığa, Ankara Bölge İdare Mahkemesi Üyesi (32677) Birol ERDEM’in atanması, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 5435 sayılı Kanunla değişik 37 nci maddesi gereğince uygun görülmüştür. 2 – Bu Kararı Adalet Bakanı yürütür. 25/11/2011 Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Sadullah ERGİN Başbakan Adalet Bakanı [R.G.26 Kasım 2011 – 28124] —— • —— ATAMA KARARLARI Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından: Adlî ve İdarî yargı hâkimlerinin 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu gereğince Anayasa Mahkemesi Raportörlüğüne atanmalarına ilişkin kararname aşağıda gösterilmiştir. BİRİNCİ DAİRE KARARI: 3.11.2011/2252 Anayasa Mahkemesi Raportörlüğüne, Akyurt Hâkimi olup Adalet Bakanlığı Tetkik Hâkimliğinde Yetkili 42697 Yunus HEPER, Anayasa Mahkemesi Raportörlüğüne, Danıştay Tetkik Hâkimi 94900 Ayhan KILIÇ, Anayasa Mahkemesi Raportörlüğüne, Türkoğlu Hâkimi 101454 Şebnem NEBİOĞLU ÖNER, Naklen atanmışlardır. —— • —— Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından: Mesleğe kabüllerine karar verilen adlî yargı hâkim ve Cumhuriyet savcısının 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu gereğince atanmalarına ilişkin kararname aşağıda gösterilmiştir. BİRİNCİ DAİRE KARARI: 3.11.2011/2253 1- 1 inci derecenin 4 üncü kademesi olan 1500+6400 gösterge karşılığı aylıkla, Alaşehir Hâkimliğine, Seydişehir eski Hâkimi 37945 Arzu ÖZPINAR, 2- 7 nci derecenin 1 inci kademesi olan 705+1500 gösterge karşılığı aylıkla, Çiftlik Cumhuriyet Savcılığına, Eruh Cumhuriyet eski Savcısı 36874 Mehmet ÖNCÜ, Mesleğe kabul edilmeleri nedeniyle açıktan, Atanmışlardır. —— • —— Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından: Adlî yargı hâkim ve Cumhuriyet savcılarının 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu gereğince Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına atanmalarına ilişkin kararname aşağıda gösterilmiştir. BİRİNCİ DAİRE KARARI: 3.11.2011/2254 Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Antalya Cumhuriyet Savcısı 33833 Rahmi ALTUNTOP, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Tetkik Hâkimi 33891 Asiye KARABABA, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Sincan Cumhuriyet Savcısı 34331 Murat KÜÇÜK, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Bakırköy Cumhuriyet Savcısı 34480 Muammer ÇALIK, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Ankara Hâkimi 34485 Ömer ERDOĞMUŞ, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Ankara Hâkimi 34913 Aykut Hüseyin KOCA, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Adalet Bakanlığı Tetkik Hâkimi 36044 Oya KOÇER, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Bolu Cumhuriyet Savcısı 37685 Kenan ZEYBEK, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Yargıtay Tetkik Hâkimi 37940 Cüneyt BÖLÜKBAŞI, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı 38689 Rasim İsa BİLGEN, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Müfettişi 39581 Namık Kemal VAROL, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Yozgat Cumhuriyet Savcısı 40310 Muhammet Tayıp ÖZDEMİR, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Adalet Bakanlığı Tetkik Hâkimi 40312 Mehmet EROL, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Yargıtay Tetkik Hâkimi 40832 Ramazan AKYILDIZ, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, İnegöl Hâkimi 40974 Ali Rıza MUTLU, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Yargıtay Tetkik Hâkimi 41071 Zülfikar ALTINYÜZÜK, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Sivas Cumhuriyet Savcısı 41112 Mehmet Tufan YAĞCI, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Yargıtay Tetkik Hâkimi 41132 Mahmut ÇEKİÇ, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Rize Hâkimi 41871 Aydın AKSU, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Ünye Cumhuriyet Savcısı 41927 Ali SANDIKÇI, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Kazan Cumhuriyet Savcısı 42006 Uğur Selma UZUN BAYRAK, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığına, Kazan Cumhuriyet Savcısı 98012 Fahrettin ÇİÇEK, Naklen atanmışlardır. —— • —— Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından: İdarî yargı hâkiminin 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu gereğince atanmasına ilişkin kararname aşağıda gösterilmiştir. BİRİNCİ DAİRE KARARI: 3.11.2011/2257 Çanakkale İdare Mahkemesi Başkanlığına, Ordu İdare Mahkemesi Üyesi 94892 Orhan ÇILDIROĞLU, Naklen atanmıştır. [R.G.24 Kasım 2011 – 28122] —— • —— YÖNETMELİKLER Çevre ve Şehircilik Bakanlığından: PLANLI ALANLAR TİP İMAR YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 – 2/11/1985 tarihli ve 18916 sayılı mükerrer Resmî Gazete’de yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 2 nci maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “16/6/2005 tarihli ve 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun ve 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 73 üncü maddesi kapsamında Bakanlar Kurulunca yetkilendirilen ve belirlenen alanlarda yapılacak dönüşüm ve iyileştirme uygulamaları ile, 2/3/1984 tarihli ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu, 20/7/1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu Kanunu, 29/6/2011 tarihli ve 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında yapılacak iyileştirme, yenileme ve dönüşüm proje ve uygulamaları, finans merkezleri ve benzeri özel proje alanları, merkezî idarenin yetkisi içindeki kamu yatırımları ve özel yapım gerektiren yapılaşmalara ilişkin uygulamalarda bunlara ilişkin imar planı hükümleri, bu planlarda hüküm bulunmayan hususlarda bu Yönetmeliğin ilgili hükümleri uygulanır.” MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür. [R.G.26 Kasım 2011 – 28124] —— • —— Sağlık Bakanlığından: ECZA DEPOLARI VE ECZA DEPOLARINDA BULUNDURULAN ÜRÜNLER HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 – 20/10/1999 tarihli ve 23852 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ecza Depoları ve Ecza Depolarında Bulundurulan Ürünler Hakkında Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (j) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı fıkraya (m) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (n) bendi eklenmiştir. “j) Yurtdışındaki alıcılara,” “n) Eczacı bir mesul müdür istihdam etmek şartıyla ilaç ihraç etme yetkisi olanlara,” MADDE 2 – Bu Yönetmelik 1/1/2012 tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Sağlık Bakanı yürütür. [R.G.17 Kasım 2011 – 28115] —— • —— Karar Sayısı : 2011/2373 Ekli “Yurtdışında Sürekli Görevlendirilecek Personel Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in yürürlüğe konulması; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve 189 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre, Bakanlar Kurulu’nca 14/11/2011 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi Teknoloji Bakanı ve F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım ve C. YILMAZ F. ÇELİK M. ŞİMŞEK Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER Milli Eğitim Bakanı İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı YURTDIŞINDA SÜREKLİ GÖREVLENDİRİLECEK PERSONEL HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 – 28/7/2006 tarihli ve 2006/11534 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Yurtdışında Sürekli Görevlendirilecek Personel Hakkında Yönetmeliğin 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “ve Emniyet Genel Müdürlüğü” ibaresi “, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi, 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (n) bendi ile aynı Yönetmeliğe ekli (1) sayılı cetvelin BasınYayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğüne ait (11) numaralı bölümü ve (2) sayılı cetvelin Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğüne ait (11) numaralı bölümü yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 3 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 4 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. [R.G.17 Kasım 2011 – 28115] —— • —— Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: EV VE SÜS HAYVANLARININ ÜRETİM, SATIŞ, BARINMA VE EĞİTİM YERLERİ HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 – 8/10/2011 tarihli ve 28078 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ev ve Süs Hayvanlarının Üretim, Satış, Barınma ve Eğitim Yerleri Hakkında Yönetmeliğin 15 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasında yer alan “hayvan sağlık şube” ibaresi “hayvan sağlığı, yetiştiriciliği ve su ürünleri şubesi” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin geçici 1 inci maddesinde yer alan “veya ruhsatsız” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 3 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 4 – Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür. Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 8/10/2011 28078 [R.G.16 Kasım 2011 – 28114] —— • —— Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: EV VE SÜS HAYVANLARI SATIŞ, BARINMA VE EĞİTİM YERLERİNİN KURULUŞ, AÇILIŞ, RUHSAT, ÇALIŞMA VE DENETLENME USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİĞİN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 – 28/4/2000 tarihli ve 24033 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ev ve Süs Hayvanları Satış, Barınma ve Eğitim Yerlerinin Kuruluş, Açılış, Ruhsat, Çalışma ve Denetlenme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 2 – Bu Yönetmelik 8/10/2011 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür. [R.G.16 Kasım 2011 – 28114] —— • —— Sağlık Bakanlığından: TÜTÜN BAĞIMLILIĞI TEDAVİ VE EĞİTİM BİRİMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; sağlık, sosyal ve ekonomik açıdan zararlı olan tütün ve tütün ürünleri hakkında halkın bilinçlendirildiği, tütün bağımlılarının modern tıbbın bir gereği olarak tedavi ve eğitimlerinin yapıldığı tütün bağımlılığı tedavi ve eğitim birimlerinin tesis, hizmet, personel kıstas ve standartlarının tespit edilmesine, bunların açılmalarına, faaliyetlerine ve denetlenmelerine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; tütün bağımlılarına yönelik tedavi ve eğitim usullerini uygulamak üzere birim açan kamu ve özel tüm sağlık kurum ve kuruluşlarını ve buralarda görev alacak personeli kapsar. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik; 7/11/1996 tarihli ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanunun 4 üncü maddesi ile 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3 üncü maddesi ve 9 uncu maddesinin (c) bendine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Bakanlık: Sağlık Bakanlığını, b) Birim: Tütün bağımlılarına yönelik ilaçla, ilaçsız veya her iki usulle de yapılan, bilimsel kanıta dayalı ve Bakanlık tarafından kabul edilen tedavi ve eğitim usullerinin uygulandığı kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşları bünyesinde faaliyet gösteren birimleri, c) Genel Müdürlük: Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünü, ç) Katılımcı belgesi: Tütün bağımlılığı tedavisi eğitimi programı sonunda Bakanlıkça verilen katılımcı belgesini veya meslek örgütleri, kamu veya özel kurum ve kuruluşlarınca bu Yönetmeliğin yayım tarihinden önce verilmiş ve Bakanlıkça onaylanmış katılımcı belgesini, d) Komisyon: Tütün Bağımlılığı Tedavi Usulleri Bilim Komisyonunu, e) Müdürlük: İl Sağlık Müdürlüğünü, ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM Tütün Bağımlılığı Tedavi Usulleri Bilim Komisyonu Komisyonun teşkili MADDE 5 – (1) Bu Yönetmelik kapsamındaki tütün bağımlılığı tedavisi ve eğitimindeki uygulamalara yönelik bilimsel nitelikli tavsiye kararları almak üzere Bakanlıkça Tütün Bağımlılığı Tedavi Usulleri Bilim Komisyonu teşkil edilir. (2) Komisyon, Bakanlık Müsteşarı veya görevlendireceği bir müsteşar yardımcısının başkanlığında; a) Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü, Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü, İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü ve Kanserle Savaş Dairesi Başkanı veya görevlendirecekleri bir yardımcıları, b) Tıp Fakültelerinin Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyelerinden veya Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlardan iki halk sağlığı uzmanı, c) Tıp Fakültelerinin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyelerinden veya Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlardan iki ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı, ç) Tıp Fakültelerinin Farmakoloji Anabilim Dalı öğretim üyelerinden veya Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlardan iki farmakoloji uzmanı, d) Tıp Fakültelerinin Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyelerinden veya Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlardan iki göğüs hastalıkları uzmanı, e) Tıp Fakültelerinin Aile Hekimliği Anabilim Dalı öğretim üyelerinden veya Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlardan iki aile hekimliği uzmanı, olmak üzere toplam on beş kişiden oluşur. (3) Komisyonun, ikinci fıkranın (a) bendi dışındaki bentlerinde yer alan üyeleri, Genel Müdürün teklif ettiği aynı nitelikteki kişiler arasından Bakan tarafından seçilir. Komisyonun seçilmiş üyeleri iki yıl süre ile görev yaparlar. Seçilmiş üyelerden kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın iki defa üst üste toplantılara katılmayan üyenin üyeliği düşer. Yerine bir ay içerisinde Bakanlıkça aynı nitelikleri taşıyan yeni bir üye seçilir. Üyeliğe tekrar seçilmek mümkündür. Komisyonun çalışma usul ve esasları MADDE 6 – (1) Komisyon; Bakanlığın daveti üzerine, komisyon başkanı tarafından önceden belirlenmiş toplantı gündemine göre yılda en az iki defa toplanır. Toplantı daveti; toplantı tarihi, yeri ve gündemi ile birlikte en az on beş gün önce üyelere yazılı olarak bildirilir. (2) Komisyon, en az on üyenin katılımı ile toplanır ve toplantı katılımcı sayısının salt çoğunluğu ile karar alır. Oylarda eşitlik olması hâlinde, komisyon başkanının taraf olduğu görüş kararlaştırılmış sayılır. (3) Komisyon kararları, karar defterine yazılır ve toplantıya katılan üyelerce imzalanır. Karara muhalif olanlar, şerh koymak suretiyle kararları imza ederler. (4) Komisyon, gerektiğinde ulusal veya uluslararası alanda tütün bağımlılığı tedavisinde uzman olan kişileri veya uzmanlık kuruluşlarının temsilcilerini, bilimsel görüşlerini almak üzere komisyona davet edebilir veya bunlardan yazılı görüş isteyebilir. Komisyon, gerektiğinde yerinde inceleme ve değerlendirme yapmak üzere alt komisyonlar oluşturabilir. (5) Komisyonun sekretarya hizmetlerini Genel Müdürlük yürütür. Komisyonun görevleri MADDE 7 – (1) Komisyon, aşağıda belirtilen görevleri yerine getirir. a) Ülke genelinde tütün bağımlılığı tedavisinin gelişimini izleyerek, alınacak tedbirler ve belirlenecek ulusal stratejiler konusunda Bakanlığa görüş bildirmek. b) Bakanlığın talebi üzerine birimleri yerinde incelemek ve değerlendirmek. c) Tütün bağımlılığı tedavi usulleri ile ilgili tanı ve tedavi protokollerinin hazırlanmasına ve gerektiğinde güncellenmesine katkıda bulunmak. ç) Bu Yönetmelik kapsamında Bakanlıkça belirlenecek konularda görüş bildirmek. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Tütün Bağımlılığı Tedavisi Usulleri ve Birimlerin Açılması Tütün bağımlılığı tedavisi usulleri MADDE 8 – (1) Tütün bağımlılarına yönelik uygulanan ilaçla, ilaçsız veya her iki usul ile yapılan tedavi uygulama sınıfları şunlardır. a) Psikososyal tedaviler: 1) Uygulamalı danışmanlık hizmetleri (problem çözme, beceri geliştirme eğitimleri). 2) Tedavinin bir parçası olarak sosyal destek. 3) Tedavi dışında sosyal destek. 4) Motivasyonel görüşme. 5) Bilişsel-davranışçı terapi. 6) Diğer davranışsal tedaviler. b) Farmakolojik tedaviler: 1) Nikotin replasman tedavileri; nikotin sakızı, nikotin bandı, nikotin inhaler, nikotin nasal sprey, nikotin pastili. 2) Vareniklin. 3) Bupropion hidroklorür. (2) Yeni tedavi usulleri uygulamak ve bu usullerde kullanılabilecek yeni ürünler ile ilgili görüş bildirmek isteyenler; her türlü bilimsel doküman, bilgi ve belgeleriyle ilgili mevzuat çerçevesinde müracaatlarını Bakanlığa yaparlar. Bakanlık, ihtiyaç duyulması hâlinde müracaatları Komisyona yönlendirebilir. Müracaatlar Komisyonda değerlendirilir. Komisyon gerektiğinde üniversitelerden, ilgili kamu kurum ve kuruluş, dernek, vakıf ve meslek kuruluşlarından yazılı görüş talep edebilir. Komisyon, değerlendirme neticesinde yeni tedavi usulünün uygulanıp uygulanamayacağı hususunda Bakanlığa görüş sunar. Belirtilen tedavi uygulamalarıyla ilgili protokoller, Komisyonun kararı üzerine belirlenir ve Bakanlıkça yayımlanır. Birimlerin kurulması MADDE 9 – (1) Birimler, ilgili mevzuata göre ruhsatlandırılmış özel veya kamuya ait sağlık kurum veya kuruluşları bünyesinde, gerekli asgari standart donanım ve personel ile kurulur. Başvuru ve ön izin MADDE 10 – (1) Birim açmak için dilekçe ile birimin açılacağı yerdeki Müdürlüğe başvurulur. Dilekçeye ekli başvuru dosyasında bulunması gereken bilgi ve belgeler şunlardır. a) Birimde kullanılacak olan tıbbi araç ve gereçlerin, resmî sağlık kurum ve kuruluşlarında kurum amirince, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında ise mesul müdür tarafından onaylanmış envanteri. b) Birimde görev yapacak personelin bu Yönetmelik uyarınca istenilen katılımcı belgeleri ile diplomalarının ve varsa uzmanlık belgelerinin müdürlük tasdikli örnekleri, resmî sağlık kurum ve kuruluşlarından yapılan başvurularda ise kurum amirince onaylı örnekleri. c) Özel sağlık kurum ve kuruluşları bünyesindeki birimlerde görev yapacak personelin sözleşmelerinin Müdürlük tasdikli örnekleri, ruhsata esas proje veya beraberinde tadilat gerekmesi hâlinde tadilat projesi. (2) Bakanlıkça tadilat projeleri uygun bulunan ve planlamaya uygun olarak personel istihdamına izin verilen özel sağlık kurum ve kuruluşlarına birim açma ön izni verilir. Başvurunun değerlendirilmesi MADDE 11 – (1) Birim açma ön izni alan ve 10 uncu maddeye göre yapılan başvuruyu değerlendirmek üzere Müdürlük nezdinde bir il değerlendirme komisyonu oluşturulur. İl değerlendirme komisyonu, il sağlık müdürü veya görevlendireceği bir müdür yardımcısının başkanlığında, Tıp Meslekleri Şube Müdürlüğü ve Tütün ve Madde Bağımlılığı İşleri Şube Müdürlüğü/Biriminden birer teknik personel olmak üzere en az üç üyeden oluşur. İhtiyaç duyulması hâlinde il değerlendirme komisyonuna ayrıca inşaat mühendisi gibi teknik personel ilave edilebilir. (2) Başvuru, il değerlendirme komisyonu tarafından öncelikle dosya bazında incelenir ve noksanlıklar varsa, Müdürlükçe birim talebinde bulunanlara bildirilir. Başvuru dosyasında noksanlık yoksa, il değerlendirme komisyonu tarafından personel, bina, tıbbi donanım ve araç-gereçler ile bu Yönetmeliğin öngördüğü diğer hususlara uygunluk yönünden yerinde inceleme yapılarak, sonuçları bir rapor hâlinde düzenlenir. (3) Başvuru belgeleri noksan olan veya durumu ilgili mevzuata uygun bulunmayan başvuru dosyası ret gerekçeleriyle birlikte başvuru sahibine iade edilir. Müdürlüğe yapılan başvuru işlemleri, başvuru tarihinden itibaren en geç on beş işgünü içerisinde sonuçlandırılır. Açılma izni MADDE 12 – (1) Başvuru dosyasının uygun bulunması hâlinde valilikçe açılma izni belgesi düzenlenir. (2) Başvuru sahibi, düzenlenen izin belgesi ile faaliyete başlar ve faaliyet/uygunluk belgesine eklenmesi için en geç on işgünü içinde müdürlüğe müracaat eder. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Birimlerin Asgari Personel ve Fiziki Standartları Personel standardı MADDE 13 – (1) Birimlerde bulunması gereken asgari personel şunlardır: a) Birim yönetimi ile tütün bağımlılığı tedavisi ve eğitiminden sorumlu olacak, bu Yönetmelikte öngörülen eğitimleri ve katılımcı belgesi almış bir tabip bulunması mecburidir. Birimde birden fazla tabip bulunması durumunda sorumlu bir tabip belirlenir. b) Asgari bir adet hemşire bulundurulur. İhtiyaca göre çalışan hekim sayısı kadar hemşire bulundurulabilir. Hemşirenin bu Yönetmelikte öngörülmüş eğitim ve katılımcı belgesi almış olması tercih sebebidir. c) Hastaların ilk kayıtlarından ve dosyalarından sorumlu olacak asgari bir tıbbi sekreter bulunur. ç) Katılımcı belgesine sahip bir psikolog bulunur. Ancak ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı bulunan sağlık kurum ve kuruluşlarında ayrıca psikolog istihdamı şartı aranmaz. (2) Birimlerde çalıştırılmaya başlanılan birinci fıkranın (a), (b) ve (ç) bentlerindeki personelin kimlik bilgileri, eğitim programına dâhil edilmeleri amacıyla en geç iki ay içinde Müdürlük tarafından Genel Müdürlüğe bildirilir. Bulunması gereken bölümler, araç ve gereçler MADDE 14 – (1) Birimde bulunması gereken bölüm, araç ve gereçler şunlardır: a) Hasta kayıt bölümü, birime müracaat eden tütün bağımlılarının randevularının verildiği, dosyalarının açıldığı, bilgisayara kayıtlarının yapıldığı ilk müracaat noktasıdır. b) Bekleme salonu, yeterli güç ve büyüklükte havalandırma, ısıtma ve aydınlatma sistemlerine sahip, duvarlarında tütün ve ürünlerinin zararlarını gösterir afiş ve panoların asılı olduğu, broşür-video gibi görsel yayınlarla tütün ve ürünlerinin zararlarının anlatıldığı, hastaların randevu saatlerini bekleyebileceği ve yeterli büyüklükte alana sahip kapısı ile ana giriş ve koridordan ayrılmış olan kısımdır. c) Poliklinik muayene odaları iki bölümden oluşur. Bu bölümlerden birinde EK-1’in (A) bölümünde poliklinikler için belirlenen araç ve gereçler bulunur. Diğer bölüm ise, hasta ile görüşme odası olarak düzenlenir ve EK-1’in (B) bölümündeki malzemeleri ihtiva eder. ç) Hemşire istasyonu; koridor, bekleme salonu ve muayene odalarına hâkim bir konumda ve koridorun genişliğini etkilemeyecek şekilde, banko veya masa ve sandalyeden oluşmuş hemşirelerin boş zamanlarında oturabileceği kısmı ifade eder. d) Numune alma odası, tabip tarafından istenilen tetkik ve tahliller için hastadan kan veya idrar alınmasına uygun, poliklinik ve laboratuvarlara yakın, hijyen şartlarına sahip lavabosu olan kısmı ifade eder. Bu bölüm sağlık kurum ve kuruluşlarında mevcut bulunması hâlinde ayrıca istenmez. Kurulu laboratuvarı bulunmayan birimler hizmet alımı ile başka bir laboratuvardan karşılayabilirler. BEŞİNCİ BÖLÜM Birimlerin Çalışma Usul ve Esasları, Birim Personelinin Görevleri ile Tütün Bağımlılığı Tedavisi Eğitimi Birimlerin çalışma usul ve esasları MADDE 15 – (1) Birimler, EK-2’de yer alan iş akış şemasına uygun olarak hasta kabul, muayene ve takiplerini; EK-3’teki iş akış şemasına göre de tedavilerini düzenlerler. Birim personelinin görevleri MADDE 16 – (1) Sorumlu tabip, birimle ilgili yönetim işlerinden sorumludur. (2) Tabip, bilimsel geçerliliği olan tedavi protokollerine göre hastalara tedavi uygulamak, hastaları tıbbi yönden izlemek, tedavi seansları ile ilgili hastanın dosyasına gözlem notunu kaydetmek, bu Yönetmeliğe uygun idari ve tıbbi tedbir ve şartları gözetmek, akut komplikasyonlarda ilk müdahaleyi yapmak ile sorumlu tabip tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmekle yükümlüdür. Sorumlu tabip de aynı zamanda bu hizmetlere katılır. (3) Hemşire, hastanın her türlü tıbbi bakımını sorumlu tabibin direktiflerine göre yapmak, tabibin talimatları doğrultusunda hastalara eğitim vermek, rutin hasta takiplerini yapmak, tedavilere ilişkin kayıtları tutmak ve ilgili mevzuat ile kendilerine verilen diğer görevleri yerine getirmekle yükümlüdür. (4) Tıbbi sekreter, hastaların birim ilk kayıtlarını yaparak dosyalarını açmak, kontrol randevularını verip takiplerini yaparak randevu verilmiş hasta dosyalarını, muayene veya kontrol tarihinden en az bir gün önce hastadan sorumlu olan tabip veya hemşireye teslim etmek ve muayene sonrasında dosyanın muhafazasını sağlamak ile sorumlu tabip tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmek ile yükümlüdür. (5) Psikolog, tabibin gözetim ve denetimi altında mesleki yöntem ve teknikleri uygulayarak hastaların psikolojik sorunlarının çözümlenmesine yardım eder, birimlerde hastaların tabiple iletişim ve işbirliği kurmasında yardımcı olur, hastadan alınan bilgiler ve hastanın birim bünyesinde iken gözlemlenen yaşayış ve davranışlarını izler, bulguları ilgili tabibe bildirir. Eğitime başvuru MADDE 17 – (1) Kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan tabip, hemşire ve psikolog unvanını haiz sağlık personeli, görev yaptıkları özel veya resmî kurumlar aracılığı ile tütün bağımlılığı tedavisi eğitimi programına müracaat edebilir. Herhangi bir kurumda görev yapmayanlar şahsen müracaat edebilirler. Başvuru dilekçeleri ve ilgili kurumun uygunluk yazıları Müdürlükçe Bakanlığa gönderilir. Bakanlıkça değerlendirme yapılır ve talebin uygun bulunması hâlinde aday, Bakanlıkça belirlenen eğitim grup ve tarihlerinde tütün bağımlılığı tedavisi eğitimi programına başlatılır. Eğitim ve katılımcı belgesi MADDE 18 – (1) Tütün bağımlılığı tedavisi eğitimi programı başlangıç ve bitiş tarihleri Bakanlıkça belirlenir ve Müdürlük tarafından ilan edilir. Eğitim programı uzaktan ve yerinde eğitim olacak şekilde iki aşamadan oluşur. Yerinde eğitim Bakanlıkça belirlenmiş eğiticiler tarafından, hasta başı eğitimi ve teorik ders şeklinde, uzaktan eğitim ise, ilan edilen internet adresine uzaktan eğitim merkezince katılımcılara gönderilen kullanıcı isim ve parolası kullanılarak giriş yapılması suretiyle verilir. (2) Eğitim programına katılan kursiyerin başarılı sayılması için, uzaktan eğitim merkezince yapılacak teorik sınavda yüz üzerinden en az yetmiş puan alması gerekir. (3) Yerinde eğitim programı toplam süresinin, saat olarak %5’inden fazla devamsızlık yapmış olanlar başarısız kabul edilirler. (4) Tütün bağımlılığı tedavisi eğitimi programında başarılı olanlara Bakanlıkça düzenlenmiş katılımcı belgesi verilir. (5) Tütün bağımlılığı tedavisi eğitimleri 21/8/2010 tarihli ve 27679 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Bakanlığı Sertifikalı Eğitim Yönetmeliği çerçevesinde verilir. ALTINCI BÖLÜM Çeşitli ve Son Hükümler Denetim MADDE 19 – (1) Birim, Müdürlük ekipleri tarafından, şikâyet ve soruşturma ile Bakanlığın Komisyona yaptırdığı veya Bakanlıkça yapılan olağandışı denetimler hariç olmak üzere, en az yılda bir defa yerinde denetlenir. (2) Denetleme ekibi; Tıp Meslekleri Şube Müdürlüğü ve Tütün ve Madde Bağımlılığı İşleri Şube Müdürlüğü/Biriminde görevli en az iki personelden oluşur. Denetleme ekibince denetim sonucunda düzenlenen denetim raporu Bakanlığa gönderilir. (3) Birimlerin teknik, idari ve tıbbi verileri ile periyodik denetleme formlarındaki hususlar, gerektiğinde Komisyonun görüşü de alınarak, Bakanlıkça değerlendirilir. Kısıtlamalar MADDE 20 – (1) Birimler ile birim personeli aşağıdaki hususlara uymak zorundadır: a) Birimler uygunluk belgesi almadan faaliyette bulunamaz. b) Müdürlükçe adlarına personel çalışma belgesi düzenlenmemiş personel, her ne surette olursa olsun, birimlerde çalıştırılamaz. c) Hasta ile ilgili sonuçlar, hastanın yakınları, rızayı verenler; teftiş ve mahkeme istekleri hariç olmak üzere hiçbir şekilde üçüncü kişilere bildirilemez. İdari yaptırımlar MADDE 21 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerine aykırı faaliyette bulunulduğunun tespiti hâlinde bu yerler valilikçe kapatılır. (2) Bu Yönetmelik kapsamındaki birimlerin denetimi sonucunda ortaya çıkan ve denetim formuna kaydedilen eksiklik ve usulsüzlüklerle alakalı olarak öncelikle sağlık kurum veya kuruluşunun tabi olduğu mevzuattaki idari yaptırım tatbik edilir. (3) Tespit edilen eksiklikle alakalı olarak ilgili mevzuatta açıkça bir yaptırım öngörülmemiş olması hâlinde eksikliğin giderilmesi için bir haftadan az olmamak üzere süre verilir. Sürenin sonunda yerinde denetim yapılır. Denetimde, eksikliğin devam ettiğine karar verilen birimin faaliyeti durdurulur. En fazla üç ay ilave süre verilmesine rağmen süre sonunda eksikliğin giderilmemesi hâlinde açılma izni valilikçe iptal edilir. Mevcut birimlerin uyumu GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce; a) Tütün bağımlılığı tedavisi ve eğitimi yapmakta olan sağlık kurum ve kuruluşları, bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden itibaren en geç üç ay içerisinde bu Yönetmelikle belirlenen şartlara uygunluklarını sağlarlar. Üç ayın sonunda durumlarını bu Yönetmeliğe uygun hâle getirmeyen sağlık kurum ve kuruluşlarının tütün bağımlılığı ve eğitimine ilişkin faaliyetleri uygunluk sağlanıncaya kadar valilikçe durdurulur. b) Tütün bağımlılığı tedavisi eğitimleri sonunda verilmiş katılımcı belgelerinin geçerli olabilmesi için bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç üç ay içinde Genel Müdürlükçe onaylanması gerekir. Üç ay içinde onaylanmayan sertifika veya katılımcı belgeleri Genel Müdürlükten onay alınmadan kullanılamaz. Bakanlık birimlerinin uyumu GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Bakanlık ve bağlı kuruluşlarının teşkilat ve kadrolarının 11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye uygun hâle getirilmesinden sonra bu Yönetmelikte geçen; a) Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görevleri, Türkiye Halk Sağlığı Kurumunca, b) Tedavi Hizmetleri Genel Müdürünün görevleri, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürünce, c) İlaç ve Eczacılık Genel Müdürünün görevleri, Türkiye İlaç ve Tıbbî Cihaz Kurumu Başkanınca, ç) Kanserle Savaş Dairesi Başkanının görevleri, Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun ilgili daire başkanınca, d) Tıp Meslekleri Şube Müdürlüğünün görevleri, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün ilgili birimince, e) Tütün ve Madde Bağımlılığı İşleri Şube Müdürlüğü/Biriminin görevleri, Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun ilgili birimince, yerine getirilir. Yürürlük MADDE 22 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 23 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Sağlık Bakanı yürütür. EK–1 Polikliniklerde ve Görüşme Odalarında Bulundurulması Gereken Araç ve Gereçlerin Tür ve Miktarları A) POLİKLİNİK TÜRÜ 1. Muayene masası 2. Paravan 3. Büro masası MİKTARI 1 adet 1 adet 1 adet 4. Sandalye 5. Eskabo (Basamak) 6. Malzeme dolabı 7. Elbise dolabı 8. Tansiyon aleti 9. Steteskop 10. Tartı-boy ölçer 11. CO ölçüm cihazı Yeteri kadar 1 adet 1 adet 1 adet 1 adet 1 adet 1 adet 1 adet B) GÖRÜŞME ODASI TÜRÜ 1. Büro masası 2. Büro tipi makam koltuğu 3. Büro tipi sandalye 4. Bilgisayar monitör ve yazıcı 5. Uygun büyüklükte split klima 6. Malzeme dolabı 7. Elbise Askılığı 8 Otomatik tuşlu telefon MİKTARI 1 adet 1 adet 2 adet 1 adet 1 adet 1 adet 1 adet 1 adet [R.G.23 Kasım 2011 – 28121] —— • —— Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından: İKİ VEYA ÜÇ TEKERLEKLİ MOTORLU ARAÇLARIN FRENLERİ İLE İLGİLİ TİP ONAYI YÖNETMELİĞİNDE (93/14/AT) DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 – 22/11/2002 tarihli ve 24944 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İki veya Üç Tekerlekli Motorlu Araçların Frenleri ile İlgili Tip Onayı Yönetmeliğinin (93/14/AT) “EK I İLAVE 1” başlıklı bölümün 1.4.3.2, 1.4.3.2.1 ve 1.4.3.2.2 numaralı paragrafları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “1.4.3.2- Bu artık performans: 1.4.3.2.1- Bir yavaşlama olarak belirtilmişse, Tip - O deneyi esnasında elde edilen yavaşlama değerinin % 60’ından daha az olmamalı veya, 1.4.3.2.2- Bir duruş mesafesi olarak belirtilmişse, aşağıdaki formüle uygun olarak hesaplanan duruş mesafesi değerinden daha fazla olmamalıdır. S2 ≤ 1,67 S1 - 0,67 aV Bu formülde: S1 : Tip - O deneyinde elde edilen duruş mesafesini, S2 : Artık performans deneyinde kaydedildiği gibi duruş mesafesini, a : 0,1’i V : Bu İlavenin madde 2.1.1 veya madde 2.2.2’de belirtildiği üzere frenleme başlangıcındaki ilk hızı, gösterir.” MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür. [R.G.19 Kasım 2011 – 28117] —— • —— Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından: TARIM VEYA ORMAN TRAKTÖRLERİNİ TAHRİK ETMEK ÜZERE TASARLANAN MOTORLARDAN ÇIKAN GAZ EMİSYONLARI VE PARÇACIK KİRLETİCİLERE KARŞI ALINACAK TEDBİRLERLE İLGİLİ TİP ONAYI YÖNETMELİĞİNDE (2000/25/AT) DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 – 20/7/2007 tarihli ve 26588 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tarım veya Orman Traktörlerini Tahrik Etmek Üzere Tasarlanan Motorlardan Çıkan Gaz Emisyonları ve Parçacık Kirleticilere Karşı Alınacak Tedbirlerle İlgili Tip Onayı Yönetmeliğinin (2000/25/AT) 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin (2) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “2) P kategorisindeki motorlar için 1/10/2013 tarihine kadar isteğe bağlı olarak tip onayı verilir.” MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür. Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 20/7/2007 26588 Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 131/12/2009 27449 (5. Mükerrer) 24/2/2011 27836 [R.G.19 Kasım 2011 – 28117] —— • —— Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: BİTKİSEL GIDA VE YEMİN İHRACATINDA SAĞLIK SERTİFİKASI DÜZENLENMESİ VE İHRACATTAN GERİ DÖNEN ÜRÜNLER İÇİN UYGULAMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; bitkisel gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemeler ile bitkisel yem ve yemlik maddelerin ihracat ve çıkış aşamalarında gıda ve yem güvenilirliğine yönelik, sağlık sertifikası düzenlenmesi, onaylanması ve ihracattan geri dönen ürünlerin yurtiçine girişinde uyulacak ve uygulanacak usul ve esasları belirlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; bitkisel gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemeler ile bitkisel yem ve yemlik maddelerin ihracat ve çıkış aşamalarında gıda ve yem güvenilirliğine yönelik, gerekli kontrollerin yapılarak sağlık sertifikası düzenlenmesi, onaylanması ve ihracattan geri dönen ürünlerin yurt içine girişinde uygulanacak usul ve esasları kapsar. (2) Alıcı ülke taleplerine göre özel mevzuatı yayımlanarak sertifika formatı ve içeriği ayrıca belirlenen bitkisel gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemeler ile bitkisel yem ve yemlik maddelerin ihracatında ve çıkışında; kendi özel mevzuatında yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Yönetmelik hükümleri uygulanır. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 3/6/2011 tarihli ve 639 sayılı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 31, 32 ve 34 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen, a) Analiz için numune alma: Üründen, varsa alıcı ülke kriterlerine veya Türk gıda veya yem mevzuatına uygunluğunu kontrol etmek amacıyla örnek alınmasını, b) Bakanlık: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını, c) Beyanname: Üretici/İhracatçı veya temsilcisi tarafından düzenlenen, ürün ve/veya ürünler ile firma bilgilerinin ve taleplerinin yer aldığı ve ek-1’de yer alan Sağlık Sertifikası İhracatçı Beyannamesini, ç) Ekli Liste: Üretici/İhracatçı veya temsilcisi tarafından düzenlenen, ürün ve ihracat bilgilerini içeren ek-2’de yer alan belgeyi, d) Genel Müdürlük: Bakanlık Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğünü, e) GGBS: Gıda Güvenliği Bilgi Sistemini, f) İl/İlçe müdürlüğü: Yetkili il/ilçe gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğünü, g) Kanun: 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununu, ğ) Muayene ve analiz raporu: Resmi prosedür ile gönderilen numunelerin laboratuvarca yapılan analizleri sonucunda düzenlenen, analiz sonuçlarını gösteren raporu, h) Resmi kontrol: Kanun kapsamındaki faaliyetlerin Kanun hükümlerine uygunluğunun doğrulanması için kontrol görevlilerinin, verilen yetki çerçevesinde gerçekleştirdikleri izleme, gözetim, denetim, muayene, karantina, numune alma, analiz ve benzeri kontrolleri, ı) Sertifika: Gıda güvenilirliğine yönelik düzenlenen ve ek-3’te yer alan Sağlık Sertifikasını, i) Uygunsuzluk: İhraç edilmek istenen ve/veya ihracattan geri dönen ürünün alıcı ülke ve/veya Türk gıda veya yem mevzuatına uyumsuz olma durumunu, j) Ürün: Bitkisel gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemeler ile bitkisel yem ve yemlik maddeleri, ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler ve İhracat Başvurusu Genel hükümler MADDE 5 – (1) Bitkisel gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemeler ile bitkisel yem ve yemlik maddelerin ihracatı aşamasındaki kontrol işlemleri ve sertifika düzenlenmesine ilişkin uyulması gereken genel hükümler aşağıdaki gibidir: a) Serbest bölgelerde faaliyet gösteren firmalar hariç olmak üzere, ihraç edilmek istenen ürünleri üreten firmanın Kanun gereği kayıt veya onay belgesine sahip olması zorunludur. b) İhracatta öncelikli olarak alıcı ülke talepleri dikkate alınır. Sağlık için tehlike oluşturanlar hariç, ihracata konu edilecek ürünlerin Türk gıda veya yem mevzuatına uygun olmadığının ve bahse konu ürünlerin alıcı ülke tarafından kabul edileceğinin üretici/ihracatçı firma veya temsilcisi tarafından beyan edilmesi durumunda ürünler ihraç edilebilir. c) Ürünün alıcı ülke kriterlerine uygunluğunun tespiti amacıyla il/ilçe müdürlüğü tarafından numune alınarak muayene ve analiz sonucuna göre ihracat işlemleri gerçekleştirilir. ç) Alıcı ülkenin herhangi bir talebinin olmadığının üretici/ihracatçı veya temsilcisi tarafından beyan edilmesi durumunda; insan, hayvan ve bitki sağlığı açısından tehlike oluşturacağı düşünülen veya şüpheli haller dışında, üründen numune alınmadan sertifika düzenlenebilir. İhracat başvurusu MADDE 6 – (1) İhracat işlemleri, ihracatçı firma ve ihraç edilecek ürünlere ait bilgilerin üretici/ihracatçı veya temsilcisi tarafından GGBS’ye kaydının yapılmasıyla başlar. (2) GGBS’ye kaydı yapılan ihracat işlemlerine ilişkin başvuru, kaydın yapıldığı tarihten itibaren en geç yedi gün içerisinde üretici/ihracatçı veya temsilcisi tarafından aşağıdaki belgelerle birlikte sertifika talep edilecek il/ilçe müdürlüğüne yapılır. a) Ek-1’de yer alan Beyanname, b) Ek-2’de yer alan Ekli Liste, c) İthal edilmiş ürünün hiçbir değişikliğe uğramadan ihraç edilmek istenmesi durumunda fiili ithalat aşamasında düzenlenen ithalat uygunluk yazısı ve ithalata ilişkin gümrük beyannamesi. (3) İl/İlçe müdürlüğü tarafından ihracat başvurusuna ait belgeler ve GGBS kaydı incelenerek, 5 inci maddenin (c) ve (ç) bentlerine göre işlemler gerçekleştirilir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Numune Alma, Analiz Sonucunun Değerlendirilmesi ve Sertifika Düzenlenmesi Numune alma ve analiz sonucunun değerlendirilmesi MADDE 7 – (1) Numune alma ve itiraz hakkı konusunda ilgili mevzuat hükümleri geçerlidir. (2) Analiz sonucunun alıcı ülke kriterleri ve/veya Türk gıda veya yem mevzuatına uygun olmaması durumunda ürünler yediemine alınır. Yediemine alınan ürünlerin raf ömrü süresi içerisinde, analiz sonucu tespit edilen kriterlerin uygun olduğu üçüncü bir ülkeye ihracatı söz konusu olduğunda; ihracata ilişkin gümrük beyannamesi ile fatura bilgilerinin kontrol edilmesinin ardından yediemin kaldırılır ve ürünün ihracatına izin verilir. Ayrıca; a) Ürünün ilk analiz sonucu göz önünde bulundurularak, tespit edilen değerler için kabul kriterleri uygun olan ülkelere ihraç edilmesi kaydıyla; ambalaj değişikliği yapılmasına ya da özel işleme tabi tutulmasına izin verilebilir. b) Ürünlerin gönderileceği alıcı ülke kriterlerinin karşılanmaması ancak başka bir firma tarafından aynı ürünlerin gönderilebileceği başka bir alıcı ülkenin kriterlerinin karşılanması kaydıyla; diğer ihracatçı firmaya “ihraç kaydı” ile ürünler devredilebilir ve bu ürünlerin ihracatına izin verilebilir. (3) Laboratuvar analiz ve kargo ücretleri üretici/ihracatçı tarafından karşılanır. Sağlık sertifikası düzenlenmesi ve onaylanması MADDE 8 – (1) Aynı üretici tarafından üretilen, birden fazla ürünün aynı firma tarafından ihraç edilmek istenmesi durumunda; firma tarafından Ekli Liste düzenlenir. Ekli Liste, ihtiyaca göre aynı formatta kalmak şartıyla birden fazla sayfadan oluşabilir. İl/İlçe müdürlüğü tarafından verilen referans numarası ve tarihi, Sertifika ve Ekli Listenin ilgili bölümüne yazılır. Ekli Liste, “Kontrol Edilmiştir” kaşesi basılarak il/ilçe müdürlüğü mührü ile onaylanır. (2) İhraç edilmek istenen ürünlerin, birden fazla üretici tarafından üretilmiş olması ya da aynı üreticiye ait farklı illerde veya aynı ilde farklı adreslerde üretilmesi durumunda ihraç edilecek ürünler için ayrı Sertifika düzenlenir. (3) Ek-3’te yer alan Sağlık Sertifikası iki nüsha halinde düzenlenir. (4) Sertifikanın geçerlilik süresi dört aydır. Raf ömrü dört aydan kısa olan ürünler için geçerlilik süresi, ürünün raf ömrü ile sınırlıdır. (5) Firma tarafından alıcı ülkenin Ekli Listede yer alan ifadelere ek bir bilgi talebinde bulunması durumunda; mevzuat hükümlerine aykırı olmamak şartıyla Ekli Listeye bilgi ilave edilebilir. (6) Sertifika, Türkçe/İngilizce dillerinde düzenlenir. Sertifikanın ihracatçı ya da alıcı ülke tarafından farklı bir dilde düzenlenmesinin talep edilmesi durumunda; düzenlenen mevcut Sertifikanın istenen dilde noter onaylı yeminli tercümesi üretici/ihracatçı firma veya temsilcisi tarafından yaptırılır. (7) Alıcı ülke tarafından talep edilmesi durumunda; laboratuvar tarafından düzenlenen muayene ve analiz raporunun aslı veya onaylı kopyası Sertifikaya eklenebilir. (8) Sertifikanın zayi olması durumunda, ülke genelinde yayım yapan gazetelerden birine zayi ilanı verilmek suretiyle Sertifikanın geçersizliği ilan edildikten sonra gazete ilanı bir dilekçeye eklenerek, il/ilçe müdürlüğüne başvurulur. İl/İlçe müdürlüğü tarafından söz konusu sertifikadaki bilgiler esas alınarak Sertifika yeniden düzenlenir. (9) Sertifikanın okunamayacak şekilde tahrip olması durumunda, tahrip olmuş belgenin aslı bir dilekçeye eklenerek, il/ilçe müdürlüğüne başvurulur. Söz konusu Sertifikadaki bilgiler esas alınarak Sertifika yeniden düzenlenir. Daha önce düzenlenen Sertifika nüshaları iptal edilerek il/ilçe müdürlüğünde muhafaza edilir. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM İhracattan Geri Dönen Ürünler İhracattan geri dönen ürünler MADDE 9 – (1) İhraç edilen ürünlerin çeşitli nedenlerle geri dönmesi durumunda: a) İlgili gümrük müdürlüğünden il müdürlüğüne hitaben yazılmış uygunluk talep yazısı, b) İhracata ilişkin gümrük beyannamesi, c) Varsa, ihracat aşamasında Bakanlığımızdan alınmış sertifika veya sertifikalar, ç) Ürüne ait çıkış faturası, d) İthal edilen ürünün ihraç edildikten sonra geri dönmesi halinde gümrüğe yazılan ithalat uygunluk yazısı, talep edilir. (2) Belgelerin tamamlanmasının ardından ihracattan geri dönen ürünün, geri dönme nedeni de dikkate alınarak ihraç edilen ürünle aynı olduğuna dair tespit yapıldıktan sonra ürün resmi kontrole tabi tutulur. İnsan, hayvan ve bitki sağlığı açısından tehlike oluşturacağı düşünülen veya şüpheli hallerde üründen numune alınır. (3) Resmi kontrol sonucunda Türk gıda veya yem mevzuatına uygun olan ürünlerin piyasaya arz edilmek üzere yurda girişine izin verilir. Sadece etiket bilgilerinden kaynaklanan bir uygunsuzluk tespit edilmesi durumunda ise ek-4’te yer alan Etiket Taahhütnamesi alınarak ürünlerin yurda girişine izin verilir. Bu ürünler etiket bilgileri Türk gıda veya yem mevzuatına uygun hale getirildikten sonra piyasaya arz edilebilir. (4) Resmi kontrol sonucunda Türk gıda veya yem mevzuatına uygun olmadığı tespit edilen ürünler hakkında firma bilgilendirilir. Firmanın yazılı talebi doğrultusunda aşağıdaki tedbirlerden bir veya birkaçı uygulanır: a) Sağlık için tehlike oluşturanlar hariç, kanun hükümlerine uygun olmayan ürünler; alıcı ülke mevzuatına uygun olması ya da alıcı ülkeye ürünle ilgili açıklamalar yapılması ve alıcı ülkenin kabul etmesi durumunda yeniden ihraç edilebilir. b) İhracattan geri dönen ürün özel işleme tabi tutulacaksa yurda girişine izin verilebilir. Yurda girişine izin verilen ürün özel mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Türk gıda veya yem mevzuatı veya gönderileceği ülkenin şartları ile uyumlu hale getirilmesi için seyreltme hariç, uygun olması durumunda dekontaminasyon dahil, bir kereye mahsus işlenir veya işleme tabi tutulabilir. Bakanlık, üreticiye/ihracatçıya veya ürünü işleyecek fiziki, asgari teknik ve hijyenik şartları uygun başka bir firmaya ait işletmede gerçekleştirilen özel işleme tabi tutma işleminin kendi kontrolü altında ve ulusal kurallara uygun olarak gerçekleştirilmesini sağlar. İş ve işlemler tamamlandıktan sonra ürünün Türk gıda veya yem mevzuatına uygunluğu kontrol edilir. Uygun olan ürünlerin piyasaya arzına izin verilir. Uygun olmayan ürünlerin ilk kullanım amacı dahilinde piyasaya arzına izin verilmez. c) İlgili mevzuatında belirtilen şartları karşılaması halinde, ürün özelliği ve kullanım amacı dikkate alınarak ürünün ilk kullanım amacı dışında başka bir kullanım amaçlı yurda girişine izin verilebilir. Bu durumda ihraç edilen gıdanın tekrar gıda, yemin ise tekrar yem veya yemin gıda olarak kullanım amaçlı yurda girişine izin verilmez. ç) Bu maddenin (a), (b) ve (c) bentlerine göre değerlendirilmesi mümkün olmayan ürünler, Bakanlık gözetiminde işletmeci tarafından imha edilir. BEŞİNCİ BÖLÜM Çeşitli ve Son Hükümler Diğer hükümler MADDE 10 – (1) Alıcı ülke talebi doğrultusunda ürüne ait son tüketim tarihi ürünün olması gereken raf ömründen daha kısa bir süre olarak belirlenmişse veya son tüketim tarihi belirtilmemişse; bu durum üretici/ihracatçı firma veya temsilcisi tarafından il/ilçe müdürlüklerine ihracat aşamasında beyan edilir. Ürünün ihracattan geri dönmesi durumunda; ürünün olması gereken son tüketim tarihi ile ilgili ihracatçı/üretici firma veya temsilcisinin bu beyanı esas alınır. (2) Bakanlık, ihraç edilen ve ihracattan geri dönen ürünlerin giriş-çıkış gümrük kapılarını Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile birlikte belirler. (3) Bilimsel çalışma amacıyla ve/veya analiz numunesi olarak ülke dışına gönderilecek ürünlerin insan tüketiminde kullanılmayacağı Ekli Listede belirtilmek kaydıyla; ihracatçı firmanın beyanı esas alınarak Sertifika düzenlenir. Kayıt veya onay ile ilgili bilgilerin Beyanname ve Sertifikada yer almasına gerek yoktur. Bu kapsamdaki ürünler 25 kg ya da 25 lt’den fazla olamaz. (4) Spor ve diğer faaliyetlerle, yurtdışında ülkemizi temsil edecek kişi ve grupların kendi tüketimleri amacıyla götürecekleri, birden fazla üretici firma tarafından üretilen gıda maddeleri için tek bir Sertifika düzenlenir. (5) Temsil ve fuar gibi yurt dışı organizasyonlarda ülkemizi temsilen teşhir edilmek/sergilenmek üzere gönderilecek, birden fazla üretici firma tarafından üretilen en fazla 500 kg ya da 500 litre ürün için tek bir Sertifika düzenlenir. Saklı haklar GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Çalışma izni ve gıda sicili belgesine sahip işyerlerinin, Kanun ile kendilerine tanınan yasal süre içerisinde kayıt veya onay işlemleri tamamlanana kadar hakları saklıdır. Yürürlük MADDE 11 – (1) Bu Yönetmelik 13/12/ 2011 tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 12 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür. Ek–1 SAĞLIK SERTİFİKASI İHRACATÇI BEYANNAMESİ …….........................…….. İL/İLÇE GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜNE . Aşağıda beyan edilen ürüne ait Sağlık Sertifikası düzenlenmesi hususunu emir ve müsaadelerinize arz ederim. ……………………………………….................. Üretici /İhracatçı Firma Temsilcisinin Adı, Soyadı, İmzası, Kaşe ve Tarih EKLER: [Başvuru esnasında talep edilen belgeler yazılır] Üreticinin Adı : Üreticinin Adresi : İhracatçının Adı : İhracatçının Adresi İthalatçının Adı(*) : : İthalatçının Adresi(*) Ürünün Adı ve Markası : : Kayıt/Onay Tarih ve No’su (**) : Son Tüketim Tarihi (***) : Menşe Ülke : Gönderileceği Ülke : Parti No : Net Toplam Ağırlığı : Brüt Toplam Ağırlığı : Ürün Dış Ambalaj Adedi : Ambalaj Tipi : Çıkış Gümrüğü : (*) İthal edilen ürün ihraç edilmek istendiği durumlarda bu bilgiler gereklidir. (**) Gıda İşyeri Çalışma İzni ve Gıda Sicili’ne sahip işletmeler için bu belgenin tarih ve numarası yazılır. (***) Alıcı ülke talebi doğrultusunda ürüne ait son tüketim tarihi ürünün olması gereken raf ömründen daha kısa bir süre olarak belirlenmişse veya son tüketim tarihi belirtilmemişse; bu durum ihracat aşamasında beyan edilir. Ek–2 EKLİ LİSTE (ATTACHED LIST) Başvuruyu yapan Üretici veya İhracatçı Firma Antedi (Adı, adresi, telefon ve faks numaraları, eposta) Referans Numarası : (Genel Evrak Giriş Numarası) Sağlık Sertifika No: Reference No Healt Certificate No Tarih : (Genel Evrak Giriş Tarihi) Date Ürün adı Name of the Product Birim Net Ağırlığı (kg-lt/adet) Unit Net Weight (kg-lt/number) Net Miktar Dış Ambalaj Adedi Outer Packaging Quantity: (kg-lt/adet) Net Weight (kg-lt/number) Toplam Adet Toplam Ağırlık Parti Numarası Lot No Son Tüketim Tarihi Expiration Date (Bu bölümde beyan edilen bilgilerden sonra alt bölüm kapatılır.) Kayıt/Onay tarih ve no Approval/Registration Date and No Depolama ve Nakil Sıcaklığı (ºC) Storage and Transport Temperature Nakil Aracı The Means of Transport Çıkış Gümrüğü Customs Office for Departure Gideceği Ülke ve Yer : : : : : Place and Country of Destination Alıcının Adı ve Adresi Name and Address of Consignee : Yukarıda belirtilen ürünlerin hâlihazırda geçerli olan İyi Üretim Uygulamaları ve yasal mevzuata ve/veya alıcı ülke kriterlerine uygun şekilde üretildiğini ve insan tüketimine uygun olduğunu bu belge ile deklare ederiz. We hereby declare that the above mentioned products were produced in accordance with the current Good Manufacturing Practices, current legislation and/or the buyer country criteria and that they are fit for human consumption. ……………………………………….................. Üretici /İhracatçı Firma Temsilcisinin Adı, Soyadı, İmzası, Kaşe ve Tarih Manufacturer’s/Exporter’s Name, Surname, Signature, Stamp and Date İl/İlçe Müdürlüğü Mührü TÜRKİYE CUMHURİYETİ GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI GIDA VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK SERTİFİKASI REPUBLIC OF TURKEY MINISTRY OF FOOD, AGRICULTURE AND LIVESTOCK GENERAL DIRECTORATE OF FOOD AND CONTROL HEALTH CERTIFICATE 1.Üretici Firma Adı ve Adresi: Name and Address of the Producer: 2.Sağlık Sertifika No : Healt Certificate No : 3.İhracatçı Firma Adı ve Adresi: Name and Address of the Exporter: 4.Kayıt/Onay Tarih ve No: Approval/Registration Date and No: 5.Gideceği Ülke ve Yer : Place and Country of Destination : 6.Alıcının Adı ve Adresi : Name and Address of Consignee: 7.Ürün Adı: Name of the Product: 8.Parti no: Lot No: 10.Birim Net Ağırlığı: (kg-lt/adet) Unit Net Weight: (kg-lt/number) 13.Nakil Aracı : The Means of Transport: 11.Dış Ambalaj 12.Net Miktar : Adedi: (kg-lt) Outer Packaging Net Weight : Quantity: (kg-lt) 14.Depolama ve Nakil Sıcaklığı (°C) : Storage and Transport Temperature: 9.Son Tüketim Tarihi : Expiration Date: 15.Çıkış Gümrüğü : Customs Office for Departure : 16.Ürünün İthal Edildiği Ülke (İthal Ürünler İçin): Country of the Imported Product (for imported products): İhracatçı firma tarafından ihraç edilmek istenen ürünü üreten/ithal eden firma, asgari teknik ve hijyenik gerekliliklere ve mevzuata uygunluk açısından Bakanlığımız kontrol görevlileri tarafından düzenli olarak denetlenmekte, üretilen ürünlerden gerektiğinde numune alınarak Bakanlığımız veya Bakanlığımızca yetkilendirilen laboratuvarlarda analiz edilmektedir. The producer/importer company of the product, which is intended to be exported by the exporter company, has been undergoing regular inspections of the Food Inspectors of Ministry of Food, Agriculture and Livestock in terms of minimum technical and hygienic requirements and related legislation and when necessary samples are taken from the products and analyzed by Authorized State Laboratories or Authorized Private Food Control Laboratories. Bu sertifika ........................ tarihinde….................. İl/İlçe Müdürlüğünce düzenlenmiş ve ........................... tarihine kadar geçerlidir. This certificate is issued by ...................................... Provincial/District Directorate, on .............................. this certificate is valid until ..…………............... ....……................. tarih ve ……..……...................... referans no'lu firma beyanı tarafımızca onaylanmaktadır. We hereby confirm the company statement dating..........................., with reference no: ………………..………… ...……….………. İl/İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Kontrol Görevlisi İmza Mühür ……………………….. Provincial/District Directorate of Food, Agriculture and Livestock Signature of Food Inspector Stamp İmza Sahibinin Adı Soyadı ve Unvanı Name and Title of the Signatory Ek-4 ETİKET TAAHHÜTNAMESİ İhracattan geri dönen ve aşağıda bilgileri yazılı olan ürünümüzü; yem mevzuatı hükümlerine uygun olarak etiketledikten sonra iç Türk gıda veya piyasaya arz edeceğimizi / ürünün yeniden ihraç edileceği ülke veya alıcı firma taleplerine uygun hale getirerek ihraç edeceğimizi, aksi takdirde doğacak her türlü hukuki sorumluluğun tarafımıza ait olacağını bu belge ile kabul, beyan ve taahhüt ederiz. ……/…../20… ……………………………………….................. İhracatçı Firma Temsilcisinin Adı, Soyadı, İmzası, Kaşe ve Tarih Ürüne ait bilgiler: Adı : Markası : Miktarı (Net/Brüt) : Ambalaj Tipi (Adet / koli) : Üretim Tarihi : Son Tüketim Tarihi : Parti No : Üretici Firma Adı ve Adresi : İhracatçı Firma Adı ve Adresi : İade Eden Firma Adı ve Adresi : [R.G.25 Kasım 2011 – 28123] —— • —— Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: BİTKİSEL ÜRETİMDE KULLANILAN BİTKİ KORUMA ÜRÜNLERİNİN KAYITLARININ TUTULMASI VE İZLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; bitkisel ürünlerin üretiminden pazarlama aşamasına kadar geçen süreçte kullanılan bitki koruma ürünlerinin zirai mücadele teknik talimatlarına ve teknik tavsiyelerine uygun olarak kullanılması ile tüketici sağlığı ve çevrenin korunmasına yönelik olarak üründe kullanılan bitki koruma ürünlerinin izlenebilirliğinin sağlanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; bitkisel üretimde kullanılan bitki koruma ürünlerinin kullanımına yönelik sorunların önlenmesi amacıyla üreticiler, ürünü toptan alan alıcı, ihracatçı kişi, kurum ve kuruluşların görev ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları kapsar. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik; 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar ve kısaltmalar MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Bakanlık: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını, b) Bitki: Canlı bitkiler ile bunların derin dondurulmamış meyve ve sebzeleri, yumrular, soğansılar, soğanlar ve rizomlar, kesme çiçekler, yapraklı dallar, budama artığı yapraklar, yapraklar, bitki doku kültürleri, canlı polen, göz, kalem ve çelik gibi canlılığını koruyan belirli parçaları ile dikim amaçlı olan botanik tohumlarını, c) Bitki koruma ürünü (BKÜ): Kullanıcıya farklı formlarda sunulan, bitki ve bitkisel ürünleri zararlı organizmalara karşı koruyan veya bu organizmaların etkilerini önleyen, bitki besleme amaçlı olanlar dışında bitki gelişimini etkileyen, koruyuculara ilişkin özel bir düzenleme kapsamında bulunmayan ancak bitkisel ürünleri koruyucu olarak kullanılan, bitki ve bitki kısımlarının istenmeyen gelişmelerini kontrol eden veya önleyen, istenmeyen bitkileri yok eden, bir veya daha fazla aktif maddeyi veya aktif madde, sinerji yaratan veya güvenilirliği artıran maddeler gibi bileşenleri içeren preparatları, ç) Bitkisel ürün: Bitkisel orijinli, işlem görmemiş veya basit bir işlemden geçmiş, bitki tanımına girmeyen ürünleri, d) BKÜ kalıntısı: Bitki veya bitkisel kökenli ürünlerde BKÜ’nün kullanımı sonucu ortaya çıkan, metabolitler ile degradasyon veya reaksiyon sonucunda oluşan dönüşüm ürünleri de dâhil olmak üzere bir veya birden fazla maddeyi, e) Entegre mücadele (EM): Kültür bitkilerinde zararlı türlerin popülasyon dinamikleri ve çevre ile ilişkilerini dikkate alarak, uygun olan bütün mücadele metotlarını ve tekniklerini uyumlu bir şekilde kullanarak, bunların popülasyonlarını ekonomik zarar seviyesinin altında tutan bir zararlı yönetimi sistemini, f) İşleme, depolama yeri: Bitkisel ürünlerin temizleme, ayıklama, fenni temizleme, tasnif, paketleme, ambalajlama işlemlerinin yapıldığı ve muhafaza edildiği yerleri, g) Müdürlük: Gıda, Tarım ve Hayvancılık il ve ilçe müdürlüklerini, ğ) Serbest danışman: Bakanlıkça veya Bakanlık tarafından danışmanlık eğitimi vermek üzere yetkilendirilmiş olan; üniversite, meslek kuruluşları ve dernekler tarafından verilen yetkilendirme eğitimine katılmış, bitki koruma, tarla ve bahçe bitkileri bölümü mezunu ziraat mühendisleri ile kamu kurum ve kuruluşlarında veya özel kuruluşlarda zirai mücadele hizmetlerinde en az üç yıl çalışmış diğer bölüm mezunu ziraat mühendisleri, teknisyen ve teknikerlerden eğitim sonunda yapılan sınavda başarılı olanlara verilen unvanı, h) Üretici: Bitkisel üretim faaliyetlerinde bulunan gerçek ve tüzel kişileri, ı) Üretici kayıt defteri: Üreticisinin kimlik, üretim yeri ve üretim aşamasında kullandıkları BKÜ’lerinin kayıtlarının bulunduğu belgeyi (Ek-1), i) Üretici örgütü: Üretici ve yetiştiricilerin gönüllülük esasına dayalı olarak tarımsal alanda üretimden pazara kadar ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla çeşitli kanunlara dayanarak kurdukları organizasyonları, j) Üretim yeri: Bitkisel ürün üretiminin yapıldığı alanları, k) Yetkilendirilmiş laboratuvar: BKÜ kalıntı analizlerini yapmak üzere yetkilendirilen laboratuvarları, l) Zararlı organizma: Bitki veya bitkisel ürünlere zarar veren bitki, hayvan veya patojenik ajanların tür, streyn veya biyotiplerini, m) Zirai mücadele: Bitki ve bitkisel ürünlerde ürün kayıplarına neden olan zararlı organizmaların zararını önlemek amacıyla yapılan her türlü faaliyeti, n) Zirai mücadele alet ve makineleri: Bitki koruma ürünlerinin uygulanmasında kullanılan her türlü alet, makine, donanım ve bunların parçalarını, o) Zirai mücadele teknik talimatı: Zararlı organizmalarla mücadelede kullanılan Bakanlıkça yayımlanmış talimatları, ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM Görev ve Sorumluluklar Bakanlığın görev ve sorumlulukları MADDE 5 – (1) Bakanlık; a) Bitkisel üretimde kullanılan bitki koruma ürünlerinin tavsiyelerine uygun kullanımının denetimini yapar ve kalıntıyı izler. b) Sağlıklı üretim için eğitim ve yayım gibi her türlü tedbiri alır. c) Kayıt sistemine katılan üreticileri destekleme esaslarını belirler. Müdürlüğün görev ve sorumlulukları MADDE 6 – (1) Müdürlük; a) Bitkisel üretimde kullanılan bitki koruma ürünlerinin tavsiyelerine uygun kullanımının denetimini yapar. b) BKÜ kayıtlarını tutarak müdürlüğe ibraz eden üreticilerin; kimlik, üretim yeri, üretim parseli, üretim deseni ve işletmeye ilişkin diğer bilgilerin kayıtlarını tutar. c) Üreticinin zirai mücadele uygulamalarını teknik tavsiyelere uygun yürütmesi, kalıntısız ve sağlıklı üretim yapılması amacıyla eğitim ve yayım gibi her türlü tedbiri alır. ç) BKÜ uygulamalarının denetimi amacıyla bitkisel ürün numunesi alır ve Bakanlıkça yetkilendirilmiş laboratuvara gönderir. d) BKÜ’lerin kayıt işlemlerine ilişkin eğitim, yayım ve kontrol hizmetlerini yürütür. e) İl bazında etkin tanıtım ve katılım kampanyaları ve bilinçlendirme çalışmaları yapar. f) Toptancı, ihracatçı ve üretici örgütleri ile eğitim çalışmaları yapar. Üreticilerin görev ve sorumlulukları MADDE 7 – (1) Üreticiler; a) Bitki koruma ürünlerini, Bakanlıkça belirlenen tavsiyelere göre; uygun zamanda, uygun dozda ve uygun zirai mücadele aletleri ile uygular, uygulamaların kayıtlarını tutar veya serbest danışman veya bünyesinde serbest danışman çalıştıran kurum ve kuruluşlara tutturur. b) Üretim aşamasında kullandığı bitki koruma ürünü faturalarını ve uygulama kayıtlarını bir sonraki üretim sezonuna kadar muhafaza eder. c) Talep edildiğinde üretim ile ilgili bilgiler ve bitki koruma ürünü uygulama bilgilerini Bakanlık görevlilerine, ürün almak isteyen kişi, kurum ve kuruluşlara verir. ç) Entegre mücadele, iyi tarım ve sözleşmeli tarım uygulamalarından herhangi birini yapıyorsa bu konularda belirlenmiş ilke ve kurallara uyar. d) Bakanlıkça denetim amacıyla istenen ürün numunelerinin alınmasına yardımcı olur ve analiz sonucu uygun çıkmayan ürünlerin imhasını temin eder. (2) Üretici kayıt defterinde yer alan bilgilerin tümünün doğruluğu hususunda üreticinin beyanı esas kabul edilir. Serbest danışmanlık hizmeti veren kişi, kurum ve kuruluşların görev ve sorumlulukları MADDE 8 – (1) Üreticinin danışmanlık hizmeti alması durumunda, serbest danışman veya bünyesinde serbest danışman çalıştıran kurum ve kuruluşlar; a) Sözleşme yaptıkları üreticinin görev ve sorumluluklarını üstlenerek, üreticilere ait kayıtları tutar. b) Bitki koruma ürünü kullanılmış olan bitkisel ürüne ait; üretim yeri, üretim parseli, üretim deseni ve üretici kimlik bilgileri ile işletmeye ilişkin diğer bilgileri talep edildiğinde müdürlüğe bildirir. c) Bitki koruma ürünü kullanılmış olan bitkisel ürüne ait bitki koruma ürünü faturalarını ve uygulama kayıtlarını bir sonraki üretim sezonuna kadar muhafaza eder. ç) Entegre mücadele, iyi tarım, sözleşmeli tarım uygulamalarından herhangi birini yapıyorsa bu konularda belirlenmiş ilke ve kurallara uyar. d) Talep edildiğinde bitki koruma ürünü uygulama bilgilerini Bakanlık görevlilerine, ürün almak isteyen kişi, kurum ve kuruluşlara verir. e) Denetim amacı ile istenen ürün numunelerini verir. f) Analiz sonucu uygun çıkmayan ürünün imhasını temin eder. Bitkisel ürün alıcılarının görev ve sorumlulukları MADDE 9 – (1) Bitkisel ürünü, toptancı, hal tedarikçisi, ihracatçı, kabzımal gibi toptan alanlar; a) Üretim aşamasında kullanılmış olan bitki koruma ürünü uygulama kayıtları tutulmuş olan, ürün kimliği bulunan bitkisel ürünleri alır. b) Farklı üreticilerden almış olduğu bitkisel ürünlerin üreticisine ulaşılabilecek bilgileri içeren, üretici bazında ürün kayıt sistemini oluşturur. c) İşleme, tasnif veya paketleme yerlerinde barkot veya kimlik sistemini oluşturup bu sistemi ürün ambalajına işler. ç) Bakanlık ve müdürlük görevlilerinin denetim amaçlı numune almasını sağlar, işleme, tasnif, paketleme ve depolama aşamasında bitkisel ürünlerde kullanılan bitki koruma ürünü uygulamalarının kayıtlarını tutar ve bunları kimlik sistemine işler. Bitki koruma ürünü satıcılarının sorumlulukları MADDE 10 – (1) Bitki koruma ürünü satanlar; a) Ürün çeşidi, zararlı organizma ve hasat zamanını da dikkate alarak, zirai mücadele teknik talimatları doğrultusunda bitki koruma ürünü satışında bulunur. b) Satışlarına ait kayıtları güncel olarak tutar ve Bakanlık veya müdürlüğün talebi hâlinde bu kayıtları ibraz eder. c) 21/4/2011 tarihli ve 27912 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bitki Koruma Ürünlerinin Reçeteli Satış Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin ilgili hükümlerine uygun olarak faaliyette bulunur. Laboratuvarların sorumlulukları MADDE 11 – (1) Yetkilendirilmiş laboratuvarlar, Bakanlıkça gönderilen numunenin en kısa sürede analizini yaparak sonucunu bildirirler. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Çeşitli ve Son Hükümler İdari yaptırımlar MADDE 12 – (1) Bu Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara aykırı davrananlar hakkında 5996 sayılı Kanunun 38 inci ve 39 uncu maddesinin ilgili hükümlerine göre işlem yapılır. Yürürlükten kaldırılan yönetmelik MADDE 13 – (1) 4/11/2008 tarihli ve 27044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bitkisel Üretimde Kullanılan Kimyasalların Kayıt Altına Alınması ve İzlenmesi Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlük MADDE 14 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür. EK-1 ÜRETİCİ KAYIT DEFTERİ Cilt No Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ……………… İl-İlçe Müdürlüğü Üreticinin T.C. Kimlik No. Adı/Soyadı Ürün Adı İkametgâh Adresi Üretim Alanı (Dekar) Tahmini Üretim Üretim Yeri (Tarla, Miktarı Parsel, Mevkii) ….. Hasat ve Ürün Miktarı(ton) Kullanılan Bitki Koruma Ürünleri Ticari İsmi Etkili Maddesi Hangi Zararlıya Karşı Kullanıldığı Kullanılan Doz Uygulama Tarihi Sayfa No Hasat Tarihi Yukarıdaki bilgilerin doğruluğunu ve başka kimyasal kullanmadığımı, meydana gelebilecek her türlü yasal sorumluluğu kabul ve taahhüt ederim. …./…./…. Üretici İmza Danışman (varsa) İmza [R.G.25 Kasım 2011 – 28123] —— • —— İçişleri Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (Devlet Personel Başkanlığı)’ndan: BELEDİYE VE BAĞLI KURULUŞLARI İLE MAHALLİ İDARE BİRLİKLERİ NORM KADRO İLKE VE STANDARTLARINA DAİR YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN YÖNETMELİK MADDE 1 – 22/2/2007 tarihli ve 26442 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “2009” ibaresi “2010” olarak değiştirilmiş ve aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-1’deki Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Tasnif Cetvelleri ekteki şekilde değiştirilmiştir. MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 12 nci maddesine aşağıdaki ikinci ve üçüncü fıkralar eklenmiştir. “(2) Bu Yönetmelik kapsamında teftiş kurulu başkanlığı ve/veya müdürlüğü bulunan mahalli idareler mevzuata uygun olarak hazırladıkları teftiş kurulu yönetmeliklerini İçişleri Bakanlığından alınacak uygun görüşten sonra yürürlüğe koyarlar. Söz konusu yönetmelik için uygun görüş alınmadan müfettiş ve müfettiş yardımcılığı kadrolarına atama yapılamaz. (3) Mali hizmetler uzmanı ve mali hizmetler uzman yardımcısı kadrolarına atanma ile ilgili hususlar 25/8/2007 tarihli ve 26624 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Malî Hizmetler Uzmanlığı Yönetmeliğinde belirlenen usul ve esaslara göre yapılır.” MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 19 uncu maddesinin birinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 22 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(1) Kapsama dahil kurum ve kuruluşlar 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 53 üncü maddesi ve 22/8/2011 tarihli ve 2011/2192 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Özürlülerin Devlet Memurluğuna Alınma Şartları ile Yapılacak Merkezi Sınav ve Kura Usulü Hakkında Yönetmelik ile 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 30 uncu maddesi ile 25/4/2009 tarihli ve 27210 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik ile 24/5/1983 tarihli ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu ile 10/2/1995 tarihli ve 95/6542 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Korunmaya Muhtaç Çocukların İşe Yerleştirilmesine İlişkin Tüzük hükümlerinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla kendileri için tespit edilen norm içerisinde yeterli sayıda boş kadroyu tahsis ederler.” MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 26 ncı maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin geçici 5 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-2’deki (A) Grubu: Büyükşehir Belediyeleri Norm Kadro Standartları Cetveli aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Not : Yer Darlığı Nedeniyle Yayınlamamıştır. Ulaşabilinmektedir. www.resmigazete.gov.tr Adresinden [R.G.27 Kasım 2011 – 28125] —— • —— Gümrük ve Ticaret Bakanlığından: ELEKTRONİK ÜRÜN SENEDİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; basılı ürün senedi hükmünde olmak üzere depolamak amacıyla teslim ve kabul edilen ürünler için lisanslı depo işletmelerince bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak elektronik ortamda oluşturulan elektronik ürün senetlerinin kayden izlenmesi, devredilmesi, değiştirilmesi, iptali ve güvenliğine, bu hizmetleri yürütecek kuruluşun lisans alması, faaliyeti ile denetimine ve elektronik ürün senedine yönelik diğer işlemlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, depolanan ürünlerin mülkiyetini temsil ve rehnini temin eden, teminat olarak verilebilen kıymetli evrak hükmündeki elektronik ürün senetlerine ilişkin usul ve esasları kapsar. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 10/2/2005 tarihli ve 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanununun 15 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Aracılar: Bakanlıkça uygun görülen hususlar ile elektronik ürün senedinin borsada alım satımının yapılmasına aracılık eden ve bu faaliyetlerde bulunmak üzere Bakanlıktan aracılık yetki belgesi almış kişileri, b) Bakanlık: Gümrük ve Ticaret Bakanlığını, c) Borsa: Basılı veya elektronik ürün senetlerinin kote ettirildiği, alım satımının yapıldığı ve hareketlerinin kontrol ve takip edildiği ürün ihtisas borsasını veya Bakanlıktan ürün senedi alım satımı konusunda izin alan ticaret borsasını, ç) Elektronik Kayıt Kuralları: Elektronik ürün senetlerinin oluşturulmasına, bu senetlere bağlı tüm hak ve yükümlülükler ile işlemlerin ilgili taraflar itibariyle kayden izlenmesine ilişkin EKK'nın önerisi üzerine Bakanlıkça belirlenen usul ve esasları, d) Elektronik kayıt kuruluşu-EKK: Bu Yönetmelik hükümleri çerçevesinde elektronik ürün senetlerinin Sistem üzerinden oluşturulmasını sağlamak, bu senetlere bağlı tüm hak ve yükümlülükler ile işlemleri ilgili taraflar itibariyle kayden izlemek amacıyla Bakanlıktan lisans almış anonim şirketi, e) Elektronik ürün senedi: Lisanslı depo işletmesince, Elektronik Kayıt Kurallarına uygun olarak Sistem üzerinde oluşturulan elektronik kaydı, f) İlgili birim: Bakanlık İç Ticaret Genel Müdürlüğünü, g) İlgili taraflar: Mudi, borsa, Tazmin Fonu, lisanslı depo işletmesi, yetkili sınıflandırıcı, aracılar ve elektronik ürün senedi karşılığında kredi veren bankalar ile Bakanlıkça belirlenen kişi veya kuruluşları, ğ) Kanun: 10/2/2005 tarihli ve 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanununu, h) KPDS: Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavını, ı) Lisanslı depo işletmesi veya lisanslı depo işleticisi: Tarım ürünlerinin depolanmasıyla iştigal eden ve Kanun kapsamında geçerli bir lisans belgesine sahip anonim şirketi, i) Mudi: Depolama hizmetleri için ürününü lisanslı depo işletmesine teslim eden veya lisanslı depo işletmesince düzenlenen basılı veya elektronik ürün senedini mevzuata uygun olarak elinde bulunduran gerçek veya tüzel kişiyi, j) Sistem: Elektronik ürün senetlerine ilişkin işlemlerin elektronik ortamda yapılmasını sağlamak üzere elektronik kayıt kuruluşu tarafından kurulan ve işletilen veri tabanını, k) Tazmin Fonu: Lisanslı Depoculuk Tazmin Fonunu, l) Ürün senedi: Lisanslı depolara teslim edilen tarım ürünleri karşılığında nama veya emre düzenlenen, ürünlerin mülkiyetini temsil ve rehnini temin eden, teminat olarak verilebilen, ciro edilebilen veya edilemeyen ve Kanunda hüküm bulunmayan durumlarda Türk Ticaret Kanununda düzenlenen makbuz senedi hükümlerine tabi olan matbu kıymetli evrakı, m) Yetkili sınıflandırıcı: Kanun kapsamında lisans almış olan ve tarım ürünlerini analiz eden, ürünün nitelik ve özelliklerini belirleyen, standartlara uygun olarak sınıflandıran ve bu durumu belgelendiren laboratuvarları işleten gerçek ve tüzel kişileri, ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM Elektronik Ürün Senedinin Düzenlenmesi ve İptali Elektronik ürün senedinin düzenlenmesi ve iptali MADDE 5 – (1) Elektronik ürün senetleri, sistem üzerinden, depolamak amacıyla teslim ve kabul edilen ürünler için lisanslı depo işletmesince oluşturulur. Depolamak amacıyla yapılan bu işlem, satış değil vediadır. (2) Elektronik ürün senetleri, basılı ürün senedi hükmünde olup, bu ürün senediyle aynı hak ve yükümlülükleri doğurur. Elektronik ürün senedi veya dokuzuncu fıkrada belirtilen belge, aksi mevzuatta belirtilmedikçe, ürünün aynı miktar, cins, sınıf ve kalitede mudiye geri verilmesini garanti eder. (3) Lisanslı depo işletmeleri, elektronik ürün senetlerine ilişkin işlemleri yürütmek üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunca yetkilendirilmiş bir elektronik sertifika hizmet sağlayıcısından ilgili personeli için nitelikli elektronik sertifika alır. (4) Aynı ürünü temsilen hem basılı hem de elektronik ürün senedi düzenlenemez. Bu maddeye göre düzenlenmiş ve iptal edilmemiş elektronik ürün senedinin temsil ettiği ürününün tümü veya bir bölümü için başka bir elektronik ürün senedi düzenlenemez. (5) Elektronik ürün senedi kayıt ve işlemlerinde gizlilik esastır. Elektronik kayıt kuruluşu ve ilgili taraflar, Elektronik Kayıt Kuralları çerçevesinde elektronik ürün senedine ilişkin kayıt ve bilgilere erişebilir, işlem yapabilir ve kamuya açabilir. Ancak Bakanlık veya diğer yetkili mercilerin talebi halinde, gizlide olsa bu kayıt ve bilgilerin yetkililere verilmesi zorunludur. (6) Lisanslı depo işletmesi, aksi mevzuatta belirtilmedikçe, düzenlenen elektronik ürün senedini değiştiremez, devir veya iptal edemez. Devir yetkisi, elektronik ürün senedi mudisine ya da yetki verdiği aracılara aittir. Ancak, borsada yapılan işlemlerle ilgili emirler aracılar tarafından yerine getirilir. Bakanlık, elektronik ürün senetlerinin alım satımının yalnızca borsada yapılmasını zorunlu kılabilir. Bu takdirde, devir yetkisi mudinin yetki verdiği aracılara aittir. (7) Elektronik ürün senedi, 28/7/1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca düzenlenen vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri gibi değerlendirilmez. (8) Ürünlerin haczi, yetkili mercilerin talebi üzerine bu ürünleri temsil eden elektronik ürün senetlerinin haczi suretiyle olur. Bu işlemin, nasıl yapılacağı Elektronik Kayıt Kurallarında belirtilir. (9) Talep üzerine, düzenlenen elektronik ürün senedinin temsil ettiği ürüne ilişkin bilgileri içeren matbu bir belge, sistem üzerinden lisanslı depo işletmesi tarafından mudiye verilir. Bu belge, delil niteliğini haiz olup, ürün senedi özelliğini taşımaz ve bu senet gibi işlem görmez. (10) Lisanslı depo işletmesi, Bakanlıkça onaylı ücret tarifesi çerçevesinde verdiği hizmetlerden doğan alacakları karşılığında depoda bulunan ürünler üzerinde hapis hakkına sahiptir. Bu hakkın ne şekilde kullanılacağı Elektronik Kayıt Kurallarında belirtilir. (11) Ürünün son depolama tarihine kadar geri alınması gerektiği, aksi takdirde bu ürünü temsil eden elektronik ürün senetlerinin lisanslı depo işletmesince satılabileceği hususu, mudiye veya yetkili temsilcisine lisanslı depo işletmesi tarafından yazılı olarak azami depolama süresinden kırk beş gün önce bildirilir. Mudinin önceden onayının alınması durumunda, bu bildirim işlemi, sistem üzerinden mudinin kayıtlı elektronik adresine yapılır. (12) Azami depolama süresinin sonunda geri alınmayan ürünleri temsil eden elektronik ürün senetleri, lisanslı depo işletmesince satılabilir. Bu durumda, ücret ve masraflar satış bedelinden düşülerek geri kalan tutar yedi iş günü içinde ilgiliye ödenir. Satış işleminin ne şekilde yapılacağı Elektronik Kayıt Kurallarında belirtilir. (13) Depodan teslim edilen ürünü temsil eden elektronik ürün senedi, sistem üzerinden lisanslı depo işletmesince iptal edilir. (14) Elektronik ürün senetleri ile bu senetlerle ilgili her türlü işlemlere yönelik kayıtlar elektronik kayıt kuruluşu tarafından on yıl müddetle saklanır. (15) Lisanslı depoya teslim edilmeyen ürün için veya teslim edilen ürün miktarının üzerinde veya altında elektronik ürün senedi düzenleyen, elektronik ürün senedini iptal etmeden bu senedin temsil ettiği ürünün depodan çıkışına izin veren veya mudinin izni olmaksızın söz konusu ürünü depodan çıkarma, satma, rehnetme gibi tasarruflarda bulunanlar hakkında Kanunda öngörülen idari, hukuki ve cezai yaptırımlar uygulanır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Elektronik Kayıt Kuruluşunun Lisans Alması, Görev ve Yetkileri ile Mali Sorumluluk Sigortası Elektronik kayıt kuruluşu lisansı MADDE 6 – (1) Elektronik kayıt kuruluşu lisansı almak için şirketin aşağıda belirtilen şartları haiz olması gerekir: a) Anonim şirket şeklinde kurulması, b) Hisse senetlerinin tamamının nama yazılı olması, c) Ödenmiş sermayesinin bir milyon Türk Lirasından az olmamak üzere Bakanlıkça belirlenen miktarda ya da üzerinde olması, ç) Esas sözleşmesinin Kanun ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun olması, d) Kurucuların, ortakların, yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerin Kanunun 7 nci maddesinde aranılan şartlara sahip olması ve bu kişiler ile şirketin mali ve ticari itibar bakımından engel bir durumunun bulunmaması, e) Ekonomik ihtiyaç ve etkinlik şartlarının uygun olması, f) Yeterli teknik donanım ve altyapıya sahip olması. (2) Lisans almak için bir dilekçe ile Bakanlığa başvurulur. Dilekçeye aşağıdaki belgeler eklenir: a) Şirketin ve sorumlu yöneticilerinin isim ve iletişim bilgileri ile Bakanlıkça gerekli görülecek diğer bilgilerin yer aldığı başvuru formu, b) 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu ve bu Kanun uyarınca 6/1/2005 tarihli ve 25692 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Elektronik İmza Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde yetkili bir elektronik sertifika sağlayıcısından ilgili personeli için nitelikli elektronik sertifika aldığını gösterir belge, c) Ekonomik ihtiyaç ve etkinlik şartlarının uygun olduğuna ilişkin gerekçeli rapor, ç) Esas sözleşmesi ve kayıtlı vergi dairesi adı ve vergi kimlik numarası beyanı, d) Bina ve tesislerin mülk sahibi veya kiracısı olunduğuna ilişkin yazılı beyan, e) Kurucuların, ortakların, yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerin Kanunun 7 nci maddesinde aranılan şartlara sahip olduğuna ve bu kişiler ile şirketin mali ve ticari itibar bakımından engel bir durumunun bulunmadığına ilişkin noter tasdikli beyanname, f) Şirketin son bir yıla ait yeminli mali müşavirce onaylı bilanço, gelir tablosu ve varsa ek mali tabloları, g) 8 inci maddede öngörülen sigorta veya teminat yükümlülüğünün yerine getirildiğine ilişkin sigorta poliçesi ya da Tazmin Fonunca düzenlenmiş belge, ğ) Bakanlıkça belirlenen uluslararası geçerliliği haiz bilgi güvenliği sertifikası sureti, h) Birinci fıkrada belirtilen sermayenin ödendiğine dair yeminli mali müşavir raporu, ı) Bakanlıkça belirlenen lisans bedelinin ödendiğini gösterir belge, i) Bakanlıkça gerekli görülen diğer belgeler. (3) Yapılan inceleme sonucunda birinci fıkrada öngörülen şartları taşıdığı anlaşılan şirketlere lisans verilir. Lisans iki yılda bir yenilenir. (4) Bakanlık, lisans başvurusunda bulunanın, bu Yönetmelikte belirtilen görevleri yerine getirebilecek yeterli teknik donanım ve altyapıya sahip olup olmadığını oluşturacağı teknik bir heyete inceletebilir. Bu inceleme, uygun görülecek başka bir kuruluşa da yaptırılabilir. (5) Bakanlık, bu maddede öngörülen şartların ve/veya belgelerin bir kısmını veya tamamını aramadan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 10/A maddesi uyarınca kurulmuş olan kuruluşa lisans verebilir. Elektronik kayıt kuruluşunun görev ve yetkileri MADDE 7 – (1) Elektronik kayıt kuruluşunun görev ve yetkileri şunlardır: a) Kanun ve bu Yönetmelik hükümleri çerçevesinde elektronik ürün senetlerinin sistem üzerinden oluşturulmasını sağlamak, bu senetlere bağlı tüm hak ve yükümlülükler ile işlemleri ilgili taraflar itibariyle kayden izlemek, b) Kayıtların üyeler itibarıyla tutarlılığını izlemek, tutarsızlık veya Elektronik Kayıt Kurallarına aykırılık tespiti halinde üyeler nezdinde gerekli düzeltmelerin yapılmasını istemek ve durumu derhal Bakanlığa bildirmek, c) Elektronik ürün senetlerini güvenli bir şekilde oluşturacak sistemi kurmak ve işletmek, sistemin güvenli bir şekilde çalışmasını sağlayacak önlemleri almak ve uygulamak, ç) Hizmetleri karşılığında, Bakanlıkça onaylı ücret tarifesi çerçevesinde üyelerden ücret talep etmek, d) Kayıtların ilgili mevzuatta öngörülen çerçevede gizliliğini sağlamak, e) Elektronik ürün senetlerine bağlı tüm hak ve yükümlülükler ile işlemlere ilişkin kayıtları on yıl süre ile saklamak, talep edildiğinde bunları Bakanlığa ve diğer yetkili mercilere sunmak, f) Sistem tarafından tutulan kayıt ve işlemlerin olağanüstü haller ve afetler için güvenli bir şekilde yedeklemesini yapmak, g) Elektronik Kayıt Kurallarında öngörülen yetki çerçevesinde, ilgili tarafların sisteme güvenli bir şekilde erişmelerini ve işlem yapmalarını sağlamak, ğ) Elektronik ürün senetlerine yönelik kayıt ve işlemleri, ilgili birimin erişimine ve incelemesine açık tutmak, talep edilecek bilgileri vermek ve raporları üretmek, h) Kanun kapsamında faaliyet gösteren ilgili taraflarca verilen hizmetlere ilişkin ücretlerin, Elektronik Kayıt Kuralları ve Bakanlıkça onaylı ücret tarifeleri çerçevesinde, düzenli olarak tahsil edilerek bunların hesabına aktarılmasını sağlamak, ı) Mevzuatla verilen diğer görevler ile Bakanlık tarafından Kanun ve ilgili mevzuat çerçevesinde verilen görevleri yapmak. Elektronik kayıt kuruluşunun yükümlülüğü ve bakanlık temsilcisi MADDE 8 – (1) EKK; Kanun, bu Yönetmelik ve Elektronik Kayıt Kurallarından kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi veya eksik olarak yerine getirmesi sonucu doğacak zararların karşılanması amacıyla, mali sorumluluk sigortası yaptırmakla yükümlüdür. Bakanlıkça belirlenen şekil ve tutardaki teminat, Tazmin Fonu nam ve hesabına yatırılmışsa sigorta yükümlülüğü aranmaz. (2) Elektronik kayıt kuruluşunun faaliyetine başlayabilmesi için, yönetim kurulunun bir üyeliği için ilgili birim personeli arasından Bakanlıkça atama yapılması ve bu hususa ilişkin düzenlemenin esas sözleşmede yer alması zorunludur. Bakanlıkça atanan yönetim kurulu üyesinin görev süresi iki yıl olup, süre bitiminde yeniden atanabilir. (3) Bakanlık tarafından atanan yönetim kurulu üyesinin en az dört yıllık örgün öğretim veren üniversitelerin iktisadi ve idari bilimler, siyasal bilgiler ve hukuk fakülteleri mezunu olması, ürün piyasaları hakkında bilgi sahibi ve bu alanda kamuda veya özel sektörde en az beş yıllık mesleki tecrübeye sahip bulunması, son beş yıl içinde KPDS'den en az (C) düzeyinde veya bu sınavlara denkliği kabul edilmiş bir sınavdan eşdeğer puan almış olması gerekir. Ayrıca, atanacaklardan en az iki yıllık yöneticilik deneyimine sahip olanlara öncelik verilir. Mali sorumluluk sigortasının kapsamı MADDE 9 – (1) Mali sorumluluk sigortası, EKK’nın güvenli ürün ve sistemleri kullanma, hizmeti güvenilir bir biçimde yürütme ve ürün senetlerinin her türlü sahteciliği ile taklit ve tahrif edilmesini önlemekle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmemesi dolayısıyla zarar görecek olanlara karşı doğacak hukuki sorumlulukların teminat altına alınmasını kapsar. (2) Sigorta poliçesinde, poliçenin, ancak Bakanlığa yazılı olarak bildirildiği tarihten 30 gün sonra iptal edilebileceğine dair bir hüküm bulunur. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Çeşitli ve Son Hükümler Sır saklama yükümlülüğü MADDE 10 – (1) Bakanlık personeli, EKK’nın yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile personeli, görevlerinden ayrılmış olsalar bile, sıfat ve görevleri dolayısıyla ilgili taraflara ve üçüncü kişilere ait öğrendikleri bilgileri mevzuatla izin verilen haller dışında herhangi bir surette açıklayamazlar, doğrudan veya dolaylı olarak kendilerine veya üçüncü kişilere menfaat sağlama veya zarar verme amacıyla kullanamazlar. Bu yükümlülük görevden ayrılmalarından sonra da devam eder. Borsaların ve lisanslı depo işletmelerinin ortaklığı MADDE 11 – (1) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, borsalar, lisanslı depo işletmeleri, yetkili sınıflandırıcılar, bankalar ve diğer kamu tüzelkişileri ile gerçek ve tüzel kişiler ilgili mevzuatta öngörülen koşulları taşımak kaydıyla kurulmuş veya kurulacak EKK anonim şirketine ortak olabilir veya aralarındaki sözleşme uyarınca bunlarla birlikte çalışabilir. Elektronik kayıt kuralları ve hüküm bulunmayan haller MADDE 12 – (1) Bakanlık, EKK'nın önerisi üzerine, elektronik ürün senetlerinin şekline, içeriğine, oluşturulmasına, alım satımına, devrine, iptaline, haczine, hapis hakkının kullanımına, ilgi tarafların kayıt ve bilgilere erişimine ve işlem yapmasına, kayıt ve işlemlerin saklanmasına, EKK üyeliğine ve ücret tarifesine, Kanun ve bu Yönetmelik kapsamında faaliyet gösteren tarafların onaylı ücret tarifeleri çerçevesinde ücretlerin tahsil edilmesine ve bu Yönetmelikte öngörülen diğer hususlara ilişkin olarak Elektronik Kayıt Kurallarını çıkarmaya yetkilidir. (2) Elektronik ürün senetlerine ilişkin bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde, basılı ürün senetlerine ilişkin Kanun ve ilgili yönetmelik hükümleri uygulanır. Yürürlükten kaldırılan yönetmelik MADDE 13 – (1) 8/10/2005 tarihli ve 25960 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektronik Ürün Senedi Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır. Geçiş hükümleri GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Elektronik ürün senedi oluşturmak üzere gerekli olan sistem, Elektronik Kayıt Kuruluşu tarafından kurulana kadar, depolanmak amacıyla teslim ve kabul edilen ürünler için lisanslı depo işletmelerince basılı ürün senedi düzenlenebilir. Düzenlenen bu ürün senetlerinin elektronik ortama aktarılması ile matbu olarak basılıp kullanılmayan ürün senetlerinin imhasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir. Yürürlük MADDE 14 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür. [R.G.12 Kasım 2011 – 28110] —— • —— Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından: Birinci dereceye yükselmiş olup 31/8/2011 tarihi itibariyle birinci sınıfa ayrılma incelemesine tâbi tutulacak olan adlî yargı hâkim, Cumhuriyet başsavcı ve savcıları ile idari yargı hâkiminin adlarını belirtir liste aşağıda gösterilmiştir. Ağustos 2011 döneminde birinci dereceye yükselme incelemesine girecek olanlar listeye dahil edilmemiştir. Birinci dereceye yükseldikleri ve sürelerini bitirdikleri hâlde bu listede adlarını göremeyenler yayım tarihinden itibaren 1 ay içinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna yazılı başvurmak sureti ile durumlarının incelenmesini isteyebilirler. [R.G.05 Kasım 2011 – 28106 ] —— • —— Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas Sayısı: 2010/75 Karar Sayısı : 2011/42 (Yürürlüğü Durdurma) Karar Günü : 3/11/2011 YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİNDE BULUNAN: Danıştay Altıncı Dairesi YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN KONUSU: 29/6/2001 günlü, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un 1. maddesinin ikinci fıkrasına, 30/6/2004 günlü, 5205 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle eklenen “… ile tek parselde, bodrum katı dışında en çok iki katlı ve toplam ikiyüz metrekareyi geçmeyen müstakil yapılar…” ibaresinin, Anayasa’nın 2., 5., 10. ve 56. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline ve yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi istemidir. YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİNİN İNCELENMESİ Yürürlüğün durdurulması istemini de içeren başvuru kararı ve ekleri, bu konudaki yürürlüğü durdurma ve esas inceleme raporu ile ekleri, iptali istenilen kural, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile öteki yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: 29/6/2001 günlü, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un 1. maddesinin ikinci fıkrasına, 30/6/2004 günlü, 5205 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle eklenen “… ile tek parselde, bodrum katı dışında en çok iki katlı ve toplam ikiyüz metrekareyi geçmeyen müstakil yapılar …” ibaresi, 3/11/2011 günlü, E. 2010/75, K. 2011/150 sayılı kararla iptal edildiğinden, bu ibarenin, uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmî Gazete’de yayımlanacağı güne kadar YÜRÜRLÜĞÜNÜN DURDURULMASINA, 3/11/2011 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi. Başkan Haşim KILIÇ Başkanvekili Serruh KALELİ Başkanvekili Alparslan ALTAN Üye Fulya KANTARCIOĞLU Üye Fettah OTO Üye Serdar ÖZGÜLDÜR Üye Osman Alifeyyaz PAKSÜT Üye Recep KÖMÜRCÜ Üye Burhan ÜSTÜN Üye Engin YILDIRIM Üye Nuri NECİPOĞLU Üye Hicabi DURSUN Üye Celal Mümtaz AKINCI Üye Erdal TERCAN [R.G.15 Kasım 2011 – 28113] —— • —— Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından: Esas No : 2011/1575 Karar No : 2011/5104 Kanun Yararına Temyiz Eden : DANIŞTAY BAŞSAVCISI Davacı : Ali KOVA Vekili : Av. Akın Gencer ŞENTÜRK-Cumhuriyet Bulvarı No:127 K:8 Çiftçi Apt. Alsancak-İZMİR Karşı Taraf : Karşıyaka Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR İstemin Özeti : Ortağı olduğu Simge Petrol Gazları İnşaat Turizm Ticaret Limited Şirketinin vergi borçları nedeniyle davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptaline karar veren ve itiraz edilmeyerek kesinleşen İzmir 3. Vergi Mahkemesinin 28.12.2009 gün ve E:2009/1231, K:2009/1941 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun ‘Kararlarda Bulunacak Hususlar’ başlığını taşıyan 24’üncü maddesinin (f) fıkrasında; kararlarda yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği, aynı Kanunun 31’inci maddesinin göndermede bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 423’üncü maddesinin 6’ncı fıkrasında vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı, 416 ve 417’nci maddelerinde ise; yargılama giderlerinin davada haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkana verilmesine karar verileceğine ilişkin hükümlere yer verildiği, dava konusu olayda ise, avukat tarafından temsil edilmiş olmasına karşın davanın kabulü yolundaki Mahkeme kararında, davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmediği görüldüğünden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinden Mahkemece bu hususta hüküm verilmemesinde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına bozulması istenmiştir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilen İzmir 3. Vergi Mahkemesinin 28.12.2009 gün ve E:2009/1231, K:2009/1941 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi Ebru Göç’ün açıklamaları dinlenildikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51’inci maddesinde, Bölge İdare Mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştay’ca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği kurala bağlanmıştır. Öte yandan, aynı Kanunun 31’inci maddesinin göndermede bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 423’üncü maddesinin 6’ncı bendinde, vekalet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış, aynı Kanunun 417’nci maddesinde de yargılama giderlerinin davada haksız çıkan tarafa yükletileceği hükmüne yer verilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 423’üncü maddesinde yargılama giderleri arasında sayılan avukatlık ücretinin takdirinde dayanılacak kuralları içeren 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 168’inci maddesi ve aynı Yasa uyarınca yürürlüğe konularak, bu davada uygulanması gereken 24.12.2009 günlü ve 27442 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 1’inci maddesinde; avukatlık ücretinin kanun gereği karşı tarafa yükletilmesi gereken durumlarda, Avukatlık Kanunu ve bu Tarife hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür. Bu durumda, ortağı olduğu Simge Petrol Gazları İnşaat Turizm Ticaret Limited Şirketinin vergi borçları nedeniyle davacı adına düzenlenen ödeme emrini iptal eden vergi mahkemesince, davacıyı temsil eden avukat için vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşıldığından, sözkonusu vergi mahkemesi kararının kanun yararına bozulması gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile yürürlükteki hukuka aykırı bir sonuç ifade eden İzmir 3. Vergi Mahkemesinin 28.12.2009 gün ve E:2009/1231, K:2009/1941 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununun 51’inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına 23.9.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi. —— • —— Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından: Esas No : 2011/1576 Karar No : 2011/5105 Kanun Yararına Temyiz Eden : DANIŞTAY BAŞSAVCISI Davacı : Ali KOVA Vekili : Av.Akın Gencer ŞENTÜRK-Cumhuriyet Bulvarı No:127 K:8 Çiftçi Apt. Alsancak-İZMİR Karşı Taraf : Karşıyaka Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR İstemin Özeti : Ortağı olduğu Simge Petrol Gazları İnşaat Turizm Ticaret Limited Şirketinin vergi borçları nedeniyle davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptaline karar veren ve itiraz edilmeyerek kesinleşen İzmir 3. Vergi Mahkemesinin 28.12.2009 gün ve E:2009/1232, K:2009/1942 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun ‘Kararlarda Bulunacak Hususlar’ başlığını taşıyan 24’üncü maddesinin (f) fıkrasında; kararlarda yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği, aynı Kanunun 31’inci maddesinin göndermede bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 423’üncü maddesinin 6’ncı fıkrasında vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı, 416 ve 417’nci maddelerinde ise; yargılama giderlerinin davada haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkana verilmesine karar verileceğine ilişkin hükümlere yer verildiği, dava konusu olayda ise, avukat tarafından temsil edilmiş olmasına karşın davanın kabulü yolundaki Mahkeme kararında, davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmediği görüldüğünden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinden Mahkemece bu hususta hüküm verilmemesinde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına bozulması istenmiştir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilen İzmir 3. Vergi Mahkemesinin 28.12.2009 gün ve E:2009/1232, K:2009/1942 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi Ebru Göç’ün açıklamaları dinlenildikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51’inci maddesinde, Bölge İdare Mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştay’ca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği kurala bağlanmıştır. Öte yandan, aynı Kanunun 31’inci maddesinin göndermede bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 423’üncü maddesinin 6’ncı bendinde, vekalet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış, aynı Kanunun 417’nci maddesinde de yargılama giderlerinin davada haksız çıkan tarafa yükletileceği hükmüne yer verilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 423’üncü maddesinde yargılama giderleri arasında sayılan avukatlık ücretinin takdirinde dayanılacak kuralları içeren 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 168’inci maddesi ve aynı Yasa uyarınca yürürlüğe konularak, bu davada uygulanması gereken 24.12.2009 günlü ve 27442 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 1’inci maddesinde; avukatlık ücretinin kanun gereği karşı tarafa yükletilmesi gereken durumlarda, Avukatlık Kanunu ve bu Tarife hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür. Bu durumda, ortağı olduğu Simge Petrol Gazları İnşaat Turizm Ticaret Limited Şirketinin vergi borçları nedeniyle davacı adına düzenlenen ödeme emrini iptal eden vergi mahkemesince, davacıyı temsil eden avukat için vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşıldığından, sözkonusu vergi mahkemesi kararının kanun yararına bozulması gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile yürürlükteki hukuka aykırı bir sonuç ifade eden İzmir 3. Vergi Mahkemesinin 28.12.2009 gün ve E:2009/1232, K:2009/1942 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununun 51’inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına 23.9.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi. —— • —— Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığından: Esas No : 2011/1610 Karar No : 2011/5355 Kanun Yararına Temyiz Eden : Danıştay Başsavcısı Davacı : Barış Petrol Madeni Yağlar Otomotiv Tekstil Turizm İnşaat Nakliye İmalat Taahhüt Pazarlama İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Vekili : Av. Hülya CEYLAN-Reşatbey Mah. 9.Sokak Sevilir Apt. (Müze Karşısı) K:4 D:15-Seyhan-ADANA Karşı Taraf : Vergi Dairesi Başkanlığı-ADANA İstemin Özeti : Davacı şirketin 2008 yılına ait envanter defteri ve defteri kebiri incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Mükerrer 355’inci maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasını; yasal defterlerin incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi, usulüne uygun olarak tasdik ettirilip tutulan defterlerin varlığı halinde mümkün olup, 2008 yılında envanter defteri ve defteri kebir tuttuğuna dair hakkında bir tespit bulunmayan davacı şirket adına defter tutmama eylemi için birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesi gerekirken, özel usulsüzlük cezası kesilmesinde yasaya uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle kaldıran Adana 2. Vergi Mahkemesinin 19.1.2010 gün ve E:2009/1190, K:2010/56 sayılı kararına karşı davalı idare tarafından yapılan itirazı kısmen kabul ederek, muhafaza süresi içinde olmak üzere inceleme elemanınca yapılan tebligata rağmen yasal defter ve belgelerin mazeretsiz olarak ibraz edilmemesi halinde özel usulsüzlük cezası kesilebileceği, vergi mahkemesinin ibraz edilmeyen defterlerin hiç tutulmamış olması halinde usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği yolundaki yargısı, defterlerini tutan mükelleflerin aynı eylem nedeniyle daha ağır ceza ile karşı karşıya kalmasına yol açacağından, hakkaniyete uygun düşmediği, bu durumda ibraz yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde özel usulsüzlük cezası kesileceğinin duyurulduğu yazılı bildirime karşın verilen sürede ilgili defterlerini incelemeye ibraz etmeyen davacı adına özel usulsüzlük cezası kesilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı ancak, cezanın 5904 sayılı Yasa ile belirlenen 1.000 TL ceza miktarını aşan kısmın kaldırılmasının hukuka uygun düşeceği gerekçesiyle cezanın 1.000 TL’ ya isabet eden kısmını kaldıran, bu miktarı aşan kısmı yönünden itirazı reddeden Adana Bölge İdare Mahkemesinin 28.4.2010 gün ve E:2010/1667, K:2010/1941 sayılı kararının; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Defter Tutma” başlıklı İkinci Kısmında yer alan 171’inci maddesinde mükelleflerin, bu Kanuna göre tutacakları defterleri, vergi uygulaması bakımından, maddede sayılan maksatları sağlayacak şekilde tutacaklarının hükme bağlandığı, aynı Kanunun 253’üncü maddesi ile de tutulan defterlerin muhafaza edilmesi mecburiyeti getirildiği, 213 sayılı Kanunun 86, 148, 149, 150, 256 ve 257 nci maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257 nci madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayan 1’inci sınıf tüccarlar hakkında maddede belirtilen tutarda özel usulsüzlük cezası kesileceğinin belirtildiği, atıf yapılan 256’ncı maddede de, mükelleflerin, muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve sayılan diğer kayıtların muhafaza süresi içerisinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz etme zorunluluğunun getirildiği, dava konusu olayda, davacı şirketin 2008 yılı defter ve belgelerinin incelenmek üzere istenmesine rağmen envanter ve defter-i kebirin ibraz edilmemesi üzerine özel usulsüzlük cezası kesildiği, ancak defter ve belge ibraz etmeme nedeniyle özel usulsüzlük cezasına dayanak oluşturan ibraz zorunluluğunun yerine getirilmesi için defter tutma ve muhafaza etme koşullarının gerçekleşmiş olması yani, “defter ve belge ibraz etmeme” fiilinin gerçekleşmesi için öncelikle, defter tutma ve bu defterleri muhafaza etme halinin gerçekleşmesi gerektiği, nitekim Vergi Usul Kanununun 359’uncu maddesinin (a) fıkrasının son paragrafında; “varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, bu fıkra hükmünün uygulanmasında gizleme olarak kabul edilir” denilmek suretiyle usulüne uygun olarak tutulan ve defter ve belgelerin ibraz edilmeme halinin kaçakçılık suçunu oluşturduğu kabul edilmiş olmakla, defter ve belgelerin hiç tutulmaması halinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 352’nci maddesi uyarınca I’inci derece usulsüzlük cezasını gerektirmesi karşısında; hiç tutulmayan defterlerin ibraz edilmemesi nedeniyle özel usulsüzlük cezası kesilmesinde mevzuata uygunluk görülmediği ileri sürülerek Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına bozulması istenmiştir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilen Adana Bölge İdare Mahkemesinin 28.4.2010 gün ve E:2010/1667, K:2010/1941 sayılı kararı incelendikten ve Tetkik Hakimi Pelin Akça’nın açıklamaları dinlendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172’nci maddesinde, bu Kanun esaslarına göre defter tutmaya mecbur olan gerçek ve tüzel kişiler; 182’nci maddesinde de bilanço esasında tutulması gereken defterler sayılmış, bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerden herhangi birinin tutulmamış olmasının, usulsüzlük fiili olduğu ve birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesini gerektirdiği Yasanın 351’inci maddesinde hükme bağlanmıştır. 213 sayılı Yasanın 253’üncü maddesinde, bu Kanuna göre defter tutmak mecburiyetinde olanların, tuttukları defterleri ilgili bulundukları yılı takibeden takvim yılı başından itibaren beş yıl süre ile muhafaza etmeye mecbur oldukları, aynı Kanunun 256’ncı maddesinde de, mükelleflerin muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve sayılan diğer kayıtların muhafaza süresi içinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz ve incelemeye sunmak zorunda bulundukları kurala bağlanmış, Yasanın Mükerrer 355’inci maddesinde, 256’ncı maddede yer alan zorunluluklara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilmesi öngörülmüştür. Defterlerin ibraz yükümlülüğünün yerine getirilebilmesi, defter tutma ve muhafaza etme koşullarının varlığına bağlı olup, bu koşullar bulunmadıkça özel usulsüzlük cezası kesilmesini gerektiren ibraz etmeme eyleminin işlenip tamamlanmasından söz edilemez. Nitekim yasa koyucu defterlerin hiç tutulmaması eyleminin yaptırımını 213 sayılı Yasanın 351’inci maddesinde ayrıca düzenlemiştir. Davalı idarenin 25.3.2009 günlü yazısıyla 2008 yılına ilişkin defter ve belgelerinin ibrazının istenmesi üzerine, noter tarafından tasdikli yevmiye defteri ile alış ve satış faturalarını incelemeye sunan davacının envanter defteri ve defteri kebiri ibraz etmemesi nedeniyle 213 sayılı Yasanın Mükerrer 355’inci maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Bilanço esasında tutulması zorunlu olan ve tasdikine ilişkin tarh dosyasında bilgi bulunmayan bu defterlerin tutulmadığı taraflar arasında tartışmasız olup, tutulmayan envanter defterinin ve defteri kebirin ibraz yükümlülüğünü yerine getiremeyeceği açık olan davacının işlediği fiilin 213 sayılı Yasanın 352’nci maddesi uyarınca birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesini gerektirmesi karşısında, söz konusu defterlerin ibraz edilmediğinden bahisle kesilen özel usulsüzlük cezasında yasaya uygunluk görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle Danıştay Başsavcısının temyiz isteminin kabulü ile Adana Bölge İdare Mahkemesinin 28.4.2010 gün ve E:2010/1667, K:2010/1941 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51’inci maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına, 30.9.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi. [R.G.26 Kasım 2011 – 28124] —— • —— AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARLARI ARICI VE DİĞERLERİ/Türkiye Davası* Başvuru No: 35528/03 Strazburg 28 Nisan 2009 İKİNCİ DAİRE USUL T.C. vatandaşları Kemal Arıcı, Bilal Karaköse, Ahmet Konur, Ahmet Gök, Hacı Kütük, İbrahim Özel, Şevket Cingöz, Niyazi Karaağaç, Adem Okuducu, Yaşar Kul, Amir Kansu, İsmet Şimşek, Yücel Ağca, Kazım Gülbahar, Battal Sarı ve Atilla Altıkardeş (başvuranlar) tarafından Türkiye Cumhuriyeti aleyhine, 28 Ağustos 2003 tarihinde, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin Sözleşme’nin (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - AİHS) 34. maddesi uyarınca yapılan 35528/03 numaralı başvuru sonucu bu dava görülmektedir. Başvuranlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde Adana barosu avukatlarından F. Adamhasan ve Ş. Adamhasan tarafından temsil edilmektedir. OLAYLAR I. DAVANIN KOŞULLARI Başvuranlar sırasıyla 1959, 1957, 1961, 1978, 1955, 1970, 1968, 1966, 1974, 1963, 1975, 1953, 1966, 1971, 1972 ve 1966 doğumlu olup Adana’da ikamet etmektedir. Adana Sofulu Belediyesi’nde ücretli olarak çalışan başvuranlar 28 Eylül 2001 tarihinde işten çıkarılmıştır. Başvuranlar yasa ile öngörüldüğü şekliyle belediyeyi iş sonu tazminatı ödemeye mahkum etmek amacıyla Adana İş Mahkemesi’nde dava açmıştır. Bilirkişi raporlarının değerlendiren mahkeme başvuranları kısmi olarak haklı bulmuştur. Her başvuranın dahil olduğu yargı sürecine ilişkin ayrıtılar aşağıda tabloda yer almaktadır: * Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasî İşler Genel Müdürlüğü tarafından Türkçe’ye çevrilmiş olup, gayrıresmî tercümedir. Başvuranların adları Adana İş Mahkemesine başvuru tarihi Karar tarihleri Kemal Arıcı 30.10.2001 23.10.2002 Bilal Karaköse 30.10.2001 21.10.2002 Ahmet Konur 03.10.2001 23.10.2002 Ahmet Gök 30.10.2001 21.10.2002 Hacı Kütük 30.10.2001 21.10.2002 İbrahim Özel 30.10.2001 23.10.2002 Şevket Cingöz 30.10.2001 23.10.2002 Niyazi Karaağaç 30.10.2001 23.10.2002 Adem Okuducu 06.02.2002 Yaşar Kul 30.10.2001 06.06.2003 20.09.2004 (Yargıtay) 21.10.2002 Amir Kansu 30.10.2001 23.10.2002 Toplam tazminat miktarı (değişen yasal faiz oranları ile birlikte (TL) olarak) 20.482.063.653 TL (12.657 Euro) 25.884.936.131 TL (16.048 Euro) 20.355.946.750 TL (12.579 Euro) 6.224.888.915 TL (3.859 Euro) 15.900.068.816 TL (9.858 Euro) 20.219.192.903 TL (12.495 Euro) 19.452.877.943 TL (12.021 Euro) 19.395.734.953 TL (11.986 Euro) 13.825.993.285 TL (8.211 Euro) 8.008.485.666 TL (4.965 Euro) 8.649.184.456 TL (5.345 Euro) İsmet Şimşek 30.10.2001 04.02.2003 21.10.2002 01.05.2003 Yücel Ağca 30.10.2001 23.10.2002 Kazım Gülbahar 30.10.2001 24.05.2002 Battal Sarı 30.10.2001 21.02.2003 24.10.2003 30.06.2003 Atilla Altıkardeş 30.10.2001 21.10.2002 488.370.000 TL (302 Euro) 16.385.601.449 TL (9.469 Euro) 19.346.834.953 TL (11.955 Euro) 25.720.586.051 TL (16.481 Euro) 504.380.000 TL (283 Euro) 17.739.874.743 TL (11.022 Euro) 18.046.029.788 TL (11.188 Euro) A. Okuducu hariç, diğerleri açısından ilk derece mahkemesinin kararları nihai hale gelmiştir. Yalnızca A. Okuducu temyize başvurmuş ve Yargıtay’ın kararı iç hukuktaki nihai kararı oluşturmuştur (tarihler konusunda yukarıdaki tabloya bakınız). Kararlar nihai ve icra edilebilir olmasına rağmen belediye tarafından başvuranlara herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Başvuranlar tarafından başlatılan icra süreci sonuçsuz kalmıştır. Başvuranlar 9 Nisan 2003 tarihinde Yüreğir Kaymakamlığı’na giderek Sofulu Belediyesi görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmuşlardır. Sofulu Belediyesi ile varılan mutabakat uyarınca 27 Temmuz, 15 Ağustos, 21 Ekim ve 16 Aralık 2004, 1 Şubat, 31 Mart, 5 Nisan, 4 Mayıs ve 12 Mayıs 2005, 1 ve 16 Şubat 2006 ve 28 Haziran 2007 tarihlerinde başvuranlar Gök, Karaağaç, Arıcı, Özel, Karaköse, Kütük, Altıkardeş, Konur, Okuducu, Şimşek, Sarı ve Kul, Sofulu Belediyesi’nin her biri için belirlenmiş olan tazminat miktarlarını tespit edilen süre içinde ödemeleri karşılığında alacaklarının bir kısmından ve olabilecek diğer taleplerden vazgeçmişlerdir. On iki başvuranın Ağustos 2007’de imzaladıkları belgelere göre başvuranlara bu meblağlar ödenmiş ve ihtilaf sona ermiştir. Sulhname imzalamayan dört başvuran Kansu, Cingöz, Gülbahar ve Ağca için Adana İş Mahkemesi tarafından alınan kararlar ulusal yetkililer tarafından şu ana kadar ifa edilmemiştir. HUKUK I. AİHS’NİN 6/1 MADDESİ’NİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA Başvuranlar Adana İş Mahkemesi’nin kendi lehlerinde vermiş olduğu kararların ifa edilmediğinden şikayetçi olmakta, AİHS’nin 5., 6., ve 14. maddesine atıfta bulunmaktadırlar. Başvuranlar tarafından yapıldığı şekliyle AİHM bu şikayeti AİHS’nin 6. maddesi çerçevesinde irdeleyecektir. A. Başvuranlar Gök, Karaağaç, Arıcı, Özel, Karaköse, Kütük, Altıkardeş, Konur, Okuducu, Şimşek, Sarı ve Kul hakkında Kabuledilebilirliğe dair Hükümet bu iddiaya karşı çıkmakta, yukarıda adları yer alan başvuranların idare ile dostane çözüm anlaşmasına vardıklarını ve protokol imzaladıklarını ifade etmektedir. Hükümet AİHM’yi taraflar arasında yapılan bu anlaşmaları dikkate almaya ve mağdur sıfatının bulunmaması nedeniyle başvuruları kabuledilemez ilan etmeye davet etmektedir. Başvuranlar şikayetlerini yinelemekte ve sözkonusu kararların ifa edilmemesinden dolayı maddi olduğu kadar manevi açıdan da zarara uğradıklarını öne sürmektedir. AİHM, Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesi uyarınca yapılan maddi tazminat taleplerini incelediği benzer başvurularda başvuranların imzaladığı gibi protokollerin olması durumunda mağdur statülerinin bulunmadığını tespit ettiğini hatırlatır. AİHM’ye göre, bu başvuruda olduğu gibi imzalanan protokoller başvuranların ihtilafa son verme arzularının bir göstergesidir. Başvuranların alacaklı oldukları meblağı ve ödeme şeklini kabul etmeleri Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesi çerçevesinde öne sürmüş oldukları taleplerini büyük ölçüde karşılamıştır (Bkz. Guerrera ve Fusco- İtalya no: 40601/98, 3 Nisan 2003; Folcheri-İtalya no: 61839/00, 3 Haziran 2004; Ortiz Ortiz vd.-İspanya no: 50146/99, 15 Mart 2001; Calvelli ve Ciglio-İtalya no: 32967/96, Yıldırım ve Durman-Türkiye no: 49507/99, 3 Mayıs 2005; Hüseyin Sarı-Türkiye no: 14798/03, 29 Eylül 2005; Kırten ve Üveyik-Türkiye no: 9016/03, 13 Mart 2007; Mustafa Tokatlı vd-Türkiye no: 9588/03, 28 Haziran 2007). AİHM mevcut başvuruda başvurunun yalnızca yargı kararlarının ifa edilmemesine ilişkin olduğunu ve sadece AİHS’nin 6/1 maddesini ilgilendirdiğini not eder. Bununla birlikte AİHM’nin benzer durumlarda daha önce dile getirdiği üzere, belediye ve başvuranlar arasında varılan uzlaşma sadece maddi tazminata değin şikayetleri sonlandırmamakta, aynı zamanda manevi tazminatla ilgili her türlü talepten vazgeçildiği anlamına da gelmektedir. Yapılan anlaşma dikkate alındığında, başvuranlar lehlerine alınan yargı kararlarının ifasının gecikmesi sonucu manevi zarara uğradıklarını ve mağdur olduklarını ileri süremezler (Bkz. Gürleşen vd.-Türkiye kararı, no: 15573/03, 29 Nisan 2008). Bu durumda sözleşmeye imza atan on iki başvuran tarafından yapılan şikayetin dayanaktan yoksun bulunması nedeniyle AİHS’nin 35. maddesinin 3. ve 4. paragraflarına uygun olarak reddedilmesi gerekir. B. Başvuranlar Kansu, Cingöz, Gülbahar ve Ağca hakkında 1. Kabuledilebilirliğe dair AİHS’nin 35. maddesinin 3. paragrafı çerçevesinde başvurunun dayanaktan yoksun olmadığını kaydeden AİHM, ayrıca başka açılardan bakıldığında da kabuledilemezlik unsuru bulunmadığını tespit eder. Bu nedenle başvurular kabuledilebilir niteliktedir. 2. Esas hakkında Hükümet bahse konu başvuranlarla ilgili olarak Sofulu Belediyesi’nin dostane çözüm yoluyla uzlaşma sağlanması çabalarının halen devam ettiği bilgisini vermektedir. 27 Ağustos 2007 tarihli müfettiş raporuna göre dört başvuran belediyenin mali gücünün çok üzerinde miktarlar talep etmişlerdir. AİHM daha önce benzer bu başvuruya benzer başvurular incelediğini ve bunların sözü edilen hükümlerin ihlali ile sonuçlandığı hususunu yineler (Bkz. örneğin Burdov-Rusya kararı, no: 59498/00 ve Ramachov-Ukrayna no: 67534/01, 27 Temmuz 2004). AİHM, özellikle devletin bir kurumunun yargı kararıyla kesinleşmiş borcunu ödememek için kaynak yetersizliği bahanesini öne süremeyeceğini ve bu yargı kararının ifasındaki hatırı sayılır gecikmenin AİHS ile Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesi hükümleri ile güvence altına alınan hakların ihlali anlamına geldiğini hatırlatmaktadır (Bkz. sözü edilen Burdov kararı). AİHM başvuranlar lehine alınan yargı kararlarının altı yıldan fazla bir süreden bu yana ifa edilemediğini hatırlatmaktadır. Böylelikle bu başvuruya konu davada kesinleşmiş yargı kararına uygun olarak uzun yıllar boyunca gerekli önlemleri almaktan kaçınan yetkililer, AİHS’nin 6/1 maddesinin faydasını kısmen ortadan kaldırmışlardır. AİHM ayrıca daha önce incelediği benzer davalarda vardığından farklı bir neticeye ulaşılmasını sağlayacak herhangi bir delilin veya argümanın yer almadığını hatırlatır. AİHM, AİHS’nin 6/1 maddesinin ihlal edildiği sonucuna varır (Bkz. diğerleri arasında Çoban vd. kararı, 24 Ocak 2008) II. AİHS’NİN 41. MADDESİ’NİN UYGULANMASI A. Tazminat Başvuranlar Kansu, Cingöz, Gülbahar ve Ağca’nın her biri 50.000 Euro maddi tazminat ve 50.000 Euro manevi tazminat talep etmektedir. Başvuranlar özellikle işten çıkarıldıklarından bu yana gelir kaybına uğradıklarını ve psikolojilerinin bozulduğunu ileri sürmektedir. Başvuranlar bu taleplerini kanıtlayıcı herhangi bir belge sunmamıştır. Hükümet bu talepleri aşırı ve ispat edilmemiş olarak nitelendirmektedir. AİHM tespit edilen ihlal kararı ile öne sürülen maddi tazminat talebi arasında herhangi bir illiyet bağı kuramamakta ve bu talebi reddetmektedir. AİHM bu başvuruda başvuranlar lehine kesinleşmiş nihai yargı kararlarının ifa edilmemesi nedeniyle AİHS’nin 6/1 maddesinin ihlal edildiğini hatırlatır. AİHM sonuç olarak Savunmacı Devletin idarenin yargı kararlarının ifasını sağlaması adına gerekli önlemleri alması gerektiği kanısındadır. AİHM manevi tazminat ile ilgili olarak hakkaniyete uygun olarak başvuranlar Kansu, Cingöz, Gülbahar ve Ağca’nın her birine 3.000 Euro manevi tazminat ödenmesini uygun görmektedir. B. Yargılama masraf ve giderleri Başvuranlar herhangi bir rakam belirtmeksizin ve bu taleplerini ispat edici belge sunmaksızın yargılama masraf ve giderlerinin karşılanmasını talep etmektedir. AİHM başvuranlara bu başlık altında bir ödeme yapılmasını gerekli görmemektedir. C. Gecikme faizi Gecikme faizi Avrupa Merkez Bankası’nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı orana üç puanlık bir artış eklenerek belirlenecektir. BU GEREKÇELERE DAYALI OLARAK, AİHM, OYBİRLİĞİYLE, 1. Başvuranlar Kansu, Cingöz, Gülbahar ve Ağca’nın şikayetlerinin kabuledilebilir, diğer başvuranların şikayetlerinin kabuledilemez olduğuna; 2. Başvuranlar Kansu, Cingöz, Gülbahar ve Ağca açısından AİHS’nin 6/1 maddesinin ihlal edildiğine; 3. a) AİHS’nin 44 / 2 maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde, Savunmacı Hükümet tarafından Adana İş Mahkemesi’nin almış olduğu ve bu dava konusunu teşkil eden nihai yargı kararlarının ifasını sağlayacak gerekli önlemlerin alınmasının sağlanmasına; b) Savunmacı Hükümet tarafından aynı üç aylık dönemde ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden TL.’ ye çevrilmek ve her türlü vergiden muaf tutulmak üzere başvuranlar Kansu, Cingöz, Gülbahar ve Ağca’nın her birine manevi tazminat olarak 3.000 (üç bin) Euro ödenmesine; c) Sözkonusu sürenin bittiği tarihten itibaren ve ödemenin yapılmasına kadar, bu meblağlara Avrupa Merkez Bankasının o dönem için geçerli faizinin üç puan fazlasına eşit oranda basit faizin uygulanmasına; 4. Adil tatmine ilişkin diğer taleplerin reddine; KARAR VERMİŞTİR. İşbu karar Fransızca olarak hazırlanmış ve AİHM’nin iç tüzüğünün 77. maddesinin 2. ve 3. paragraflarına uygun olarak 28 Nisan 2009 tarihinde yazıyla bildirilmiştir —— • —— ATAŞ VE SEVEN/Türkiye Davası Başvuru No: 26893/02 Strazburg 16 Aralık 2008 İKİNCİ DAİRE USUL Davanın nedeni, T.C. vatandaşları Mukadder Ataş ile Süheyla Seven’in (“başvuranlar”) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne, 14 Mart 2002 tarihinde, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına Dair Sözleşme’nin (“AİHS”) 34. maddesi uyarınca, Türkiye aleyhine yaptıkları 26893/02 sayılı başvurudur. Başvuranlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde İstanbul Barosu avukatlarından F. Karakaş Doğan ve Eren Keskin tarafından temsil edilmektedir. OLAYLAR I. DAVANIN KOŞULLARI A. Başvuranların yakalanması ve gözaltına alınması Başvuranlar, sırasıyla 1977 ve 1978 doğumlu olup Batman’da ikamet etmektedirler. Başvuranlar, 15 Eylül 1998’de, Diyarbakır kırsal alanında bulunan bir kontrol noktasında, PKK terör örgütüne üye oldukları şüphesiyle jandarma tarafından yakalanmışlardır. Yakalanmalarının ardından her iki başvuran da Çınar Merkez Sağlık Ocağı’na götürülmüş ve tıbbi muayeneden geçmiştir. Doktor raporuna göre, başvuranların vücudunda herhangi bir kötü muamele izine rastlanmamıştır. Doktor, başvuranların cinsel ilişkiye girdiklerine dair herhangi bir belirti bulunmadığını kaydetmiştir. Başvuranlar, daha sonra Diyarbakır’daki Çınar Jandarma Karakolu’na götürülerek gözaltına alınmışlardır. Başvuranlar, jandarma karakolundaki gözaltı sırasında gözlerinin bağlandığını, tehdit edildiklerini, hakarete uğradıklarını, çırılçıplak soyulduklarını, kendilerine elektrik şoku verildiğini, dövüldüklerini ve kollarından asıldıklarını iddia etmişlerdir. Jandarmalar, anal ve vajinal bölgelerine cop sokarak başvuranlara tecavüz etmişlerdir. 18 Eylül 1998’de, başvuranlar jandarma tarafından sorgulanmıştır. Başvuranlar, PKK’ya katılmak üzere olduklarını belirtmiş ve örgütle olan bağlantılarına ilişkin ayrıntılı bilgi vermişlerdir. * Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasî İşler Genel Müdürlüğü tarafından Türkçe’ye çevrilmiş olup, gayrıresmî tercümedir. 19 Eylül 1998’de, başvuranlar, bir adli tıp uzmanı tarafından yeniden muayene edilmiş ve vücutlarında herhangi bir kötü muamele izine rastlanmamıştır. Doktor raporunda, başvuranların cinsel ilişkiye girmedikleri kaydedilmiştir. 21 Eylül 1998’de, başvuranlar yeniden Çınar Merkez Sağlık Ocağı’na götürülmüş ve bir adli tıp uzmanı tarafından muayene edilmiştir. Doktor, birinci başvuran Mukadder Ataş’ın vücudunda kötü muameleye maruz kaldığı veya cinsel ilişkiye girdiğine dair herhangi bir belirtiye rastlamamıştır. Doktor raporunda, ikinci başvuran Süheyla Seven ile ilgili olarak, yapılan vajinal ve anal muayene sonrasında, başvuranın vücudunda herhangi bir kötü muamele izine rastlanmadığı ve söz konusu kişinin cinsel ilişkiye girmediği kaydedilmiştir. 21 Eylül 1998’de, başvuranlar sırasıyla Çınar Cumhuriyet Savcısı ile Çınar Sulh Hukuk Mahkemesi hakimi huzuruna çıkartılmışlardır. Başvuranlar, Cumhuriyet Savcısı önünde, PKK ile olan bağlantılarıyla ilgili olarak daha önce jandarmaya detaylı bilgi verdiklerini ifade etmişlerdir. Başvuranlar, jandarmaya vermiş oldukları ifadelerin doğru olduğunu ve herhangi bir kötü muamele veya baskıya maruz kalmadıklarını kaydetmişlerdir. Ancak, aynı gün hakim tarafından yapılan sorgulama sırasında, başvuranlar, aleyhlerindeki suçlamaları reddetmiş, jandarmaların kendilerine işkence yaptıklarını ve okumadıkları bazı ifadeleri imzalamaya zorlandıklarını iddia etmişlerdir. Başvuranlar, Cumhuriyet Savcısı huzurunda vermiş oldukları ifadeler kendilerine okunduğunda, söz konusu ifadelerin doğruluğunu kabul etmişlerdir. Bunun üzerine, hakim başvuranların tutuklanmasına karar vermiştir. B. Sanık jandarmalar aleyhinde yapılan kovuşturma 12 Şubat 1999’da, başvuranların avukatı Eren Keskin, başvuranların Çınar Jandarma Karakolu’ndaki gözaltı sırasında çeşitli işkencelere maruz bırakıldıklarını iddia ederek, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulmak üzere, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştur. Eren Keskin, başvuranların dövüldüğünü, elektrik şokuna maruz bırakıldıklarını, çırılçıplak soyulduklarını, vajinal ve anal bölgelerine cop sokularak tecavüze uğradıklarını iddia etmiştir. Avukat, adli makamlardan başvuranlar ile başvuranları sorgulayan memur ve amirlerin ifadelerinin alınmasını talep etmiştir. Avukat, ayrıca, başvuranların ilk olarak fiziksel muayene için Batman Devlet Hastanesi’ne, daha sonra ise tecavüz iddiasının kanıtlanmasına yardımcı olması için işkencenin psikolojik etkilerinin belirlenmesi amacıyla İstanbul Çapa Tıp Fakültesi’ndeki psikolojik travma merkezine götürülmelerini talep etmiştir. Avukat, son olarak, başvuranlara işkence yapan kişiler aleyhinde savcılık tarafından cezai kovuşturma başlatılmasını talep etmiştir. 25 Mart 1999’da, Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı, kamu görevlilerinin ve/veya memurların Memurların Yargılanması Hakkındaki Kanun uyarınca kovuşturulduklarını hatırlatarak yetkisinin bulunmadığını belirtmiş ve başvuranlara işkence yaptığı iddia edilen jandarmaları kovuşturmak için izin talep etmek üzere dava dosyasını Diyarbakır Valiliği İl İdare Kurulu’na göndermiştir. 19 Ağustos 1999’da, vali yardımcısı ile diğer altı memurdan oluşan Diyarbakır Valiliği İl İdare Kurulu, jandarmalar aleyhinde cezai kovuşturma başlatmak için yeterli delil bulunmadığına karar vermiş ve sonuç olarak sanıkların “men-i muhakemelerine” karar vermiştir. Karar, incelenmek üzere Danıştay’a gönderilmiştir. 21 Aralık 2000’de, şartlı salıverilmeye ilişkin 4616 sayılı Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanun, 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen ve verilen cezanın azami on yılı aşmadığı suçlardan dolayı şartla salıverilmeye, dava ve cezaların ertelenmesine hükmetmektedir. 4616 sayılı Kanun’un 5 (a) maddesinde, diğer hususlar meyanında, eski Ceza Kanunu’nun 243. maddesinde yer alan suçlara verilen cezaların ertelenemeyeceği belirtilmiştir. 18 Ekim 2001’de, Danıştay, jandarmalar tarafından işlendiği iddia edilen suçların Ceza Kanunu’nun 245. maddesi kapsamına girdiği sonucuna varmıştır. Bu nedenle, Danıştay, 4616 sayılı kanunun 1/4 maddesi uyarınca, jandarmalar aleyhindeki cezai kovuşturmanın ertelenmesine ve beş yıllık süre içerisinde sanıklar tarafından aynı veya daha ciddi nitelikte bir suçun işlenmemesi halinde kovuşturmanın sonlandırılmasına karar vermiştir. C. Başvuranlar aleyhindeki cezai kovuşturma 6 Ekim 1998’de, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı, Ceza Kanunu’nun 168/2 maddesi uyarınca PKK’ya üye oldukları gerekçesiyle başvuranlar aleyhinde dava açmıştır. 20 Mayıs 1999 tarihli duruşmada, her iki başvuran da aleyhlerindeki suçlamaları reddetmiş ve jandarma gözetiminde bulundukları sırada işkenceye maruz bırakıldıklarını iddia etmişlerdir. İkinci başvuran, ayrıca, jandarmalar tarafından tecavüze uğradığını iddia etmiştir. Jandarma karakolunda ve Cumhuriyet Savcısı huzurunda vermiş oldukları ifadeler kendilerine sorulduğunda, başvuranlar, jandarmaların işkencesinden kaçmak için aleyhlerindeki bütün suçlamaları kabul ettiklerini, jandarma karakolunda vermiş oldukları ifadeleri reddederlerse işkence göreceklerine dair jandarmaların kendilerini tehdit ettiklerini, bu yüzden de Cumhuriyet Savcısı’nın huzurunda özgürce konuşamadıklarını ifade etmişlerdir. Mahkeme, başvuranların serbest bırakılmasına karar vermiştir. 9 Eylül 1999’da, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi, başvuranların PKK’ya katılmadan önce yakalandıklarını ve örgütün eylemlerine karıştıklarına dair herhangi bir kanıt bulunmadığını tespit etmiş ve beraatlarına karar vermiştir. Herhangi bir itirazda bulunulmadığı için, bu karar 22 Aralık 1999’da kesinleşmiştir. HUKUK I. AİHS’NİN 3. VE 13. MADDELERİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI Başvuranlar, jandarma gözetiminde bulundukları sırada tecavüz dahil çeşitli işkencelere maruz bırakıldıkları ve suçluların cezalarını çekmeleri için yerel makamlar tarafından etkili bir soruşturma yapılmadığı konusunda şikayetçi olmuşlar ve bu şikayetlerini AİHS’nin 3. ve 13. maddelerine dayandırmışlardır. AİHM, bu şikayetlerin yalnızca AİHS’nin 3. maddesi bakımından incelenmesi gerektiği kanaatindedir. A. Kabuledilebilirlik Hükümet, AİHS’nin 35/1 maddesi uyarınca, başvuranların mevcut iç hukuk yollarını tüketmediklerini iddia etmiştir. Hükümet, bu bağlamda, başvuranların iddia ettikleri zararı telafi edebilecek medeni ve idari hukuk yollarından yararlanmadıklarını ileri sürmüştür. AİHM, daha önceki benzer davalarda Hükümet’in ön itirazlarını inceleyip reddettiğini hatırlatır (Karayiğit / Türkiye, no. 63181/00). AİHM, söz konusu davada, yukarıda bahsedilen davadaki tespitlerinden ayrılmasını gerektirecek herhangi bir özel koşul bulunmadığı kanaatindedir. Bu nedenle, AİHM, Hükümet’in ön itirazını reddeder. AİHS’nin 35/3 maddesi uyarınca bu şikayetin dayanaktan yoksun olmadığını kaydeden AİHM, ayrıca başka açılardan bakıldığında da kabuledilemezlik unsuru bulunmadığını tespit eder. Bu nedenle şikayet kabuledilebilir niteliktedir. A. Esas 1. Tarafların ifadeleri Başvuranlar, PKK ile olan bağlantılarını itiraf etmeleri için Çınar Jandarma Karakolu’nda görevli jandarmalar tarafından tecavüz dahil çeşitli işkencelere maruz bırakıldıklarını iddia etmişlerdir. Başvuranlar, jandarmalar tarafından okumalarına izin verilmeyen itiraf cümlelerini imzalamaya zorlanmışlardır. Ayrıca, üç kere tıbbi muayeneden geçmelerine rağmen, bütün raporlarda, cinsel ilişkiye girmedikleri ve vücutlarında herhangi bir kötü muamele izine rastlanmadığı belirtilmiştir. Bu raporlar, jandarma açısından cezai mesuliyeti engellemek amacıyla uygun bir biçimde yazılmış ve tuhaf olarak raporların hiçbiri muayeneyi yapan doktorun adını belirtmemiştir. Son olarak, ulusal makamlar, etkili bir soruşturma yürütmeyerek işkence iddialarını görmezden gelmişler ve jandarmanın adaletten kaçmasına göz yummuşlardır. Hükümet, başvuranların iddialarının asılsız olduğunu belirtmiştir. Başvuranların üç sağlık muayenesinden geçtiğini ve raporlarda kötü muamele veya cinsel birleşme belirtisi olmadığının kaydedildiğini ifade etmiştir. Buna göre, başvuranların iddialarını destekler nitelikte delillerin olmaması nedeniyle soruşturma makamlarının jandarma hakkındaki takibata son vermesi anlaşılabilirdir. Hükümet, ayrıca, başvuranların, güvenlik güçleri tarafından işkenceye maruz kaldıklarını kanıtlar nitelikte somut deliller gösteremediklerini ileri sürmüştür. 2. Genel İlkeler AİHM, 3. maddenin, AİHS’nin istisnaya izin verilmeyen en temel hükümlerinden biri olduğunu yinelemiştir. Ayrıca, bu madde, Avrupa Konseyi’ni oluşturan demokratik toplumların temel değerlerinden birini muhafaza etmektedir. Bireylerin korunması için bir araç olarak AİHS’nin amaç ve hedefi, 2. maddenin, sağladığı güvenceleri, uygulanabilir ve etkili kılmak amacıyla yorumlanmasını ve uygulanmasını da gerektirir (bkz., Avşar – Türkiye, no. 25657/94). Mahkeme, sağlık durumu iyi bir şekilde gözaltına alınan bir bireyin serbest bırakıldığında çeşitli darp ve cebir izleri taşıması durumunda, Devletin bu izlerin nedenine ilişkin makul bir açıklama getirmek ve mağdurların iddialarını -hele bir de bu iddialar tıbbi raporlarla desteklenmişse- çürüten kanıtlar ileri sürmek yükümlülüğü taşıdığını tekrarlar (bkz., Çolak ve Filizer – Türkiye, no. 32578/96 ve no. 32579/96, 8 Ocak 2004; SelmouniFransa [BD], no.25803/94; 18 Aralık 1996 tarihli Aksoy-Türkiye kararı; 4 Aralık 1995 tarihli Ribitsch-Avusturya kararı). Mahkeme, görevinin ikincil niteliklerine karşı duyarlıdır ve belli bir davanın koşullarında kaçınılmaz olmadığı durumlarda olayın birinci derece mercii rolünü üstlenmede dikkatli olması gerektiğini kabul eder (bkz., diğer kararların yanı sıra, McKerr – İngiltere, no. 28883/95, 4 Nisan 2000). AİHS’nin 3. Maddesi kapsamında öne sürülen iddialar için, AİHM’nin özellikle etraflı bir inceleme yapması gereklidir (bkz. Ülkü Ekinci – Türkiye, no. 27602/95) ve AİHM bunu tarafların sunduğu tüm bilgi ve belgeleri temel alarak gerçekleştirecektir. AİHM, delilleri değerlendirmek maksadıyla ‘her türlü makul şüpheden uzak’ delil ölçütüne başvurmaktadır (bkz., Orhan – Türkiye, no. 25656/94, 18 Haziran 2002; yukarıda anılan Avşar). Bununla birlikte, böyle bir delil, yeterli derecede kuvvetli, belirli ve tutarlı bir göstergeler demetinden yahut çürütülemeyen karineler demetinden de doğabilmektedir (bkz., yukarıda anılan Ülkü Ekinci). Ayrıca, gözaltında bulunan kişilerin durumunda olduğu gibi, söz konusu olayların, tamamen veya büyük ölçüde yetkililerin bilgisi dahilinde olması halinde, tutukluluk sırasında oluşan yaralanmalara ilişkin olarak kuvvetli fiili karineler ortaya çıkacaktır. Tatmin ve ikna edici bir açıklama getirme yönündeki ispat yükümlülüğü Hükümete aittir (bkz., Salman – Türkiye [BD], no. 21986/93). Bu bağlamda, AİHM, bir kişinin 3. maddeye aykırı olarak polis veya benzer devlet görevlileri tarafından ciddi bir kötü muameleye tâbi tutulduğu yönünde savunulabilir bir iddia ortaya attığı durumlarda, söz konusu hükmün, AİHS’nin 1. maddesinde yer alan devletin “kendi yetki alanı içinde bulunan herkese AİHS’de yer alan hak ve özgürlükleri tanıması” genel yükümlülüğüyle birlikte okunduğunda, etkili bir resmi soruşturma yapılması gerekliliğini içerdiğini hatırlatır. Soruşturma, sorumluların belirlenmesi ve cezalandırılmasını sağlar nitelikte olmalıdır. Aksi durumda, temel önemine rağmen, işkence ve insanlık dışı ve onur kırıcı muamele ve cezaya ilişkin genel kanuni yasak, uygulamada etkisiz olur ve bazı durumlarda Devlet görevlilerinin fiili masuniyet yoluyla kontrolü altındaki kişilerin haklarını istismar etmeleri mümkün olurdu (bkz., Assenov ve Diğerleri – Bulgaristan, 28 Ekim 1998 tarihli karar). 3. Yukarıda belirtilen ilkelerin somut dava olaylarına uygulanması a) Başvuranların maruz kaldığı iddia edilen kötü muamele Somut davada, AİHM, başvuranların, ikisi gözaltından sonra olmak üzere, 15 Eylül 1998, 19 Eylül 1998 ve 21 Eylül 1998 tarihlerinde üç sağlık muayenesinden geçtiklerini kaydetmiştir. Sağlık raporlarında, başvuranların bedenlerinde kötü muamele belirtisi olmadığı ve cinsel ilişki yaşadıklarına dair bir gösterge olmadığı ifade edilmiştir. Başvuranlar, bu raporların güvenlik güçleri tarafından düzenlendiğini ve dolayısıyla gerçeği yansıtmadığını iddia etmelerine rağmen raporda yer alan bulgulara itiraz etmek için herhangi bir girişimde bulunmamışlardır. Başvuranların yasal temsilcisi Eren Keskin’in, iddia konusu işkencenin ve bilhassa cinsel tecavüzün fiziksel ve psikolojik etkilerinin belirlenmesi amacıyla yetkililerden başvuranları ek sağlık muayenesi için hastaneye göndermeleri talebinde bulunmuş olduğu doğrudur. Ancak, yetkililer tarafından sergilenen atalet karşısında, başvuranların avukatı, başvuranların serbest kalmasını müteakip onların bir sağlık kliniği veya bir hastaneden başka bir sağlık raporu temin etmelerine yardımcı olabilirdi (bkz., örnek olarak, yukarıda anılan Aksoy). Cinsel tecavüzün mağdur üzerinde diğer fiziksel ve ruhsal şiddet türlerinde olduğu kadar çabuk sürede iyileşmeyen derin psikolojik yaralar bırakması göz önüne alındığında, bahse konu rapor AİHM önünde görülen yargılama zarfında dahi temin edilip mahkemeye sunulabilirdi (bkz., Aydın – Türkiye, 25 Eylül 1997). Ek olarak, başvuranlar veya temsilcileri, iddialarını desteklemek amacıyla bağımsız tanık ifadesi sunmamışlardır. Tarafların söz konusu olaylara ilişkin çelişkili ifadeleri ışığında ve bilhassa başvuranların gördüğü iddia edilen kötü muameleye ilişkin olarak herhangi bir belirti olmaması dikkate alınarak, AİHM, başvuranların, kötü muamele iddialarını kanıtlamak için yeterli delil göstermediklerini değerlendirmiştir. AİHM, dolayısıyla, başvuranların gördükleri iddia edilen muamele sonucu AİHS’nin 3. maddesinin esas yönünden ihlal edildiği kararını gerekli ispat ölçütü uyarınca vermesi için dava dosyasındaki delillerin yeterli olmadığı kararını vermiştir. b) Etkili bir soruşturma yürütülmediği iddiası AİHM, başvuranların güvenlik güçleri tarafından işkence ve cinsel tecavüze maruz kaldıkları yönündeki şikayetlerini müteakip, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yetkisizlik kararı verdiğini ve başvuranlara işkence yaptığı iddia edilen jandarmaları yargılama izni almak için dava dosyasını Diyarbakır İl İdare Kurulu’na gönderdiğini kaydetmiştir. Diyarbakır İl İdare Kurulu, jandarmalar hakkında cezai kovuşturma başlatmak için yeterli delilin olmadığını tespit etmiş ve sonuç olarak “takipsizlik” kararı vermiştir. Bu bağlamda, AİHM, güvenlik güçlerine yöneltilen benzer iddialara ilişkin soruşturmalardan sorumlu İl İdare Kurulu gibi kuruluşların, hiyerarşik olarak, soruşturma altında olan güvenlik güçleriyle ilişkili idareci konumundaki valiye bağlı devlet memurlarından oluşması nedeniyle bağımsız olarak kabul edilemeyeceği şeklindeki Türkiye aleyhindeki geçmiş davardaki görüşünü yinelemiştir (bkz., diğer kararların yanı sıra, İpek – Türkiye, no. 25764/94, 17 Şubat 2004). AİHM, somut dava koşullarında, söz konusu kurumun, Çınar Jandarma Karakolu’nda başvuranları sorguya çekmiş olan jandarmaları sorgulamayarak güvenlik güçlerine ilişkin kabul edilemez derecede bir ihmal sergilemesinin ve jandarmalar tarafından işlenen korkunç bir suç iddiasına rağmen anlamlı bir soruşturma yürütmeden bir sonuca varmasının, geçmiş kararlarını doğruladığını değerlendirmiştir. Ayrıca, görüş için davanın doğrudan Danıştay’a iletilmesini müteakip, söz konusu kurum 4616 sayılı Kanun’a dayanarak jandarmalar hakkındaki cezai kovuşturmayı durdurmuştur. Söz konusu kanuna uygun olarak, kovuşturmaya, beş yıllık süre içerisinde sanıklar tarafından aynı veya daha ciddi nitelikte bir suçun işlenmemesi halinde son verilecektir. AİHM, AİHS’de ortaya konan hakların teorik ve aldatıcı değil; uygulanabilir ve etkili olduğunu yineler. Dolayısıyla, bu davadakine benzer soruşturmalar, bir cinayetin işlendiği durumlarda, olayların tespitini ve sorumluların teşhisi ve cezalandırılmalarını sağlamalıdır. Ancak, somut davada, söz konusu yargılama, jandarmalar tarafından işlendiği iddia edilen suçun Ceza Kanunu’nun 245. maddesi kapsamı dahilinde kötü muamele olarak sınıflandırılması ve 4616 sayılı Kanun uyarınca haklarındaki cezai kovuşturmanın ertelenmesi nedeniyle somut bir sonuç vermemiştir. Dolayısıyla, söz konusu kanunun somut davaya uygulanması, şiddet eylemlerinin sözde failleri açısından, aleyhlerindeki delillere bakılmaksızın, fiili masuniyet yaratmıştır (üzerinde gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra, Batı ve Diğerleri – Türkiye, no. 33097/96 ve 57834/00; yukarıda anılan Abdülsamet Yaman). Sonuç olarak, AİHM, başvuranların davasında uygulandığı gibi, ceza hukuk sisteminin, katı olmaktan çok uzak olduğunun ve başvuranların şikayet konusuna benzer yasadışı eylemlerin etkili biçimde önlenmesini güvence altına alabilecek caydırıcı etkisi olmadığının ortaya konduğunu değerlendirmiştir (bkz., üzerinde gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra, Okkalı – Türkiye, no. 52067/99). Yukarıda belirtilen hususların ışığında ve yetkililerin jandarmalar hakkında onların sorumluluğunun tespitini ve mahkumiyet halinde muhtemelen cezalandırılmalarını sağlayacak cezai kovuşturmayı takip etmemeleri karşısında, AİHM, yukarıda sözü geçen yargılamanın, AİHS’nin 3. maddesinin usule ilişkin gereklerini karşılayacak ölçüde kapsamlı ve etkili olarak tanımlanamayacağı görüşündedir. II. İDDİA EDİLEN DİĞER AİHS İHLALLERİ Son olarak, başvuranlar, AİHS’nin 6. ve 14. maddelerinin ihlal edildiği konusunda şikayetçi olmuşlardır. Bu bağlamda, şikayetlerine yönelik soruşturma yürüten yetkililerin bağımsız ve tarafsız olmadıklarını ve etnik kökenlerine dayalı olarak ayrımcılık yaptıklarını iddia etmişlerdir. Hükümet bu iddialara karşı çıkmıştır. AİHM tarafından kendisine sunulan delillere ilişkin yürütülen inceleme söz konusu hükümlerin ihlalini ortaya koymamaktadır. AİHM, AİHS’nin 35. maddesinin 3. ve 4. paragrafları uyarınca başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olduğu ve kabuledilemez ilan edilmesi gerektiği kararını vermiştir. III. AİHS’NİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI AİHS’nin 41. maddesi şöyledir: “Mahkeme işbu Sözleşme ve protokollerinin ihlal edildiğine karar verirse ve ilgili Yüksek Sözleşmeci Tarafın iç hukuku bu ihlali ancak kısmen telafi edebiliyorsa, Mahkeme, gerektiği takdirde, hakkaniyete uygun bir surette, zarar gören tarafın tatminine hükmeder.” A. Tazminat Başvuranlar 5.000 Euro maddi tazminat ve 20.000 Euro manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır. Hükümet, talep edilen miktarların aşırı olduğunu ve bu başlık altında hükmedilecek tazminatın haksız iktisaba yol açacağını ileri sürmüştür. AİHM, talep edilen maddi tazminat ile tespit edilen ihlal arasında illiyet bağı görmemiş ve bu nedenle bu talebi reddetmiştir. Ancak, ihlal tespitini göz önünde bulundurarak ve hakkaniyet temelinde karar vererek başvuranların her birine 5.000 Euro manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir. B. Yargılama masraf ve giderleri Başvuranlar, ayrıca, AİHM’de yapılan yargılama masraf ve giderlerine karşılık (avukatlık ücreti karşılığı 3.800 Euro ve çeviri, posta ve kırtasiye masrafları karşılığı 2.000 Euro olmak üzere) 5.800 Euro talep etmişlerdir. Bu bağlamda, yasal temsilcileriyle imzalanmış ve başvurularının AİHM önünde sunulması karşılığı 6.100 Yeni Türk Lirası (yaklaşık 3.800 Euro) öngören bir sözleşme ve posta makbuzlarının fotokopilerini sunmuşlardır. AİHM, talep edilen miktarın gerekçeli olmadığını veya zorunlu olarak ve gerçekten yapılmadığını ileri sürmüştür. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadına göre, başvuran, ancak mahkeme masraflarının zorunlu olarak ve gerçekten yapıldığı ve miktarının makul olduğu kanıtlandığı durumda mahkeme masraflarının ödenmesi hakkına sahiptir. Bu davada, sahip olduğu bilgileri ve yukarıda belirtilen kriterleri göz önünde tutan Mahkeme, AİHM’de yapılan yargılama masraf ve giderlerine karşılık 3.000 Euro tazminat ödenmesine karar vermiştir. C. Gecikme faizi Gecikme faizi Avrupa Merkez Bankası’nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı orana üç puanlık bir artış eklenerek belirlenecektir. BU GEREKÇELERE DAYANARAK, AİHM OYBİRLİĞİ İLE 1. AİHS’nin 3. maddesi uyarınca olan şikayetin kabuledilebilir; başvurunun kalanının kabuledilemez olduğuna; 2. AİHS’nin 3. maddesinin esas yönünden ihlal edilmediğine; 3. AİHS’nin 3. maddesinin usul yönünden ihlal edildiğine; 4. a) AİHS’nin 44. maddesinin 2. paragrafı gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde, ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden Türk Lirası’na çevrilmek üzere Savunmacı Hükümet tarafından başvuranlara aşağıdaki tazminat miktarlarının ödenmesine; (i) manevi tazminat olarak başvuranların her birine 5.000 Euro (beş bin Euro) ile birlikte bu miktara tabi olabilecek her türlü vergi; (ii) yargılama masraf ve giderlerine karşılık başvuranlara 3.000 Euro (üç bin Euro) ile birlikte bu miktara tabi olabilecek her türlü vergi; b) Söz konusu sürenin bittiği tarihten itibaren ödemenin yapılmasına kadar, Avrupa Merkez Bankası’nın o dönem marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı faiz oranının üç puan fazlasına eşit oranda faiz uygulanmasına; 5. Adil tatmine ilişkin diğer taleplerin reddine KARAR VERMİŞTİR. —— • —— BOZCAADA KİMİSİS TEODOKU RUM ORTODOKS KİLİSESİ VAKFI/Türkiye Davası* Başvuru No: 37639/03, 37655/03, 26736/04 et 42670/04 Strazburg 3 Mart 2009 İKİNCİ DAİRE USUL Türkiye Cumhuriyeti aleyhine açılan (37639/03, 37655/03, 26736/04 ve 42670/04) numaralı başvurunun nedeni Bozcaada Kimisis Teodoku Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı’nın (Başvuran) 20 Kasım 2003 tarihinde (37639/03 ve 37655/03), 19 Temmuz 2004 tarihinde (26736/04) ve 3 Kasım 2004 tarihinde (42670/04) Temel İnsan Hakları ve Özgürlüklerini güvence altına alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 34. maddesi uyarınca yapmış olduğu başvurulardır. Başvuran Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde İstanbul barosu avukatlarından A. Sakmar tarafından temsil edilmektedir. OLAYLAR I. DAVANIN KOŞULLARI Başvuran, Türk yasalarına uygun olarak kurulmuş, Çanakkale’de yerleşik bir vakıftır. Vakfın iç tüzüğü Lozan Antlaşması’nın dini azınlık vakıflarıyla ilgili hükümlerine uygundur. Vakıf, yüzölçümleri 3 792,54 m2 (dava dilekçesi no 37639/03, parsel no 177-5), 2 251,72 m2 (no 37655/03, parsel no 136-5), ve 2 219,69 m2 (no 26736/04, parsel no 135-13) olan üç arazi ile şapel olarak kullanılan ve yüzölçümü 37,82 m2 olan bir gayrimenkulü (no 42670/04, parsel no 541-55) bağış ve miras yoluyla edindiklerini ileri sürmektedir. Bununla birlikte, çok uzun zamandır sahibi olmalarına rağmen söz konusu taşınmazlar tapu sicilinde adına kaydedilmemiştir. Mayıs 1991’de, bölgede gerçekleştirilen kadastro çalışmaları sonrasında ihtilaflı araziler parsellere bölünmüş ve bu parsellerin her birine yeni bir numara verilmiştir. Bununla birlikte, başvuran 2762 sayılı Vakıflar Yasası’nda öngörüldüğü şekilde süresi içinde vakfın mal varlığını beyan etmediği için tapu kayıt defterlerinde mülk sahiplerinin adlarının yazıldığı bölüm boş bırakılmıştır. Söz konusu mülklere ait kadastro tutanaklarında, her ne kadar bilirkişi ve tanıklar ilgili vakfın gerçekten bu taşınmazların sahibi olduğunu doğrulasa da, ihtilaflı gayrimenkullerle ilgili başvuran adına kayıtlı hiçbir tapu senedinin bulunmadığı belirtilmiştir. * Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasî İşler Genel Müdürlüğü tarafından Türkçe’ye çevrilmiş olup, gayrıresmî tercümedir. Başvuran, otuz günlük yasal süre içerisinde itiraz etmediği için, kadastro planları yayınlanmış ve kesinleşmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü, 27 Kasım 2000 tarihli yazısında başvurana, söz konusu gayrimenkullerin tapu siciline kaydedilmesi için yetkili mahkemelerde dava açmasını tavsiye etmiştir. 2001 ve 2002 yıllarında başvuran, her bir gayrimenkulün ayrı ayrı tapu siciline kaydedilmesi talebiyle Bozcaada Kadastro Mahkemesi’nde (« Mahkeme ») dava açmıştır. Mahkeme, kendisine verilen yargılama görevi çerçevesinde zirai bilirkişi raporu isteyerek, yerel ve teknik bilirkişiler ile diğer tanıkları dinlemiştir. Mahkeme, kadastro planlarını ve söz konusu mülklere ait kadastro ve vergi kayıtlarını toplamıştır. Mahkeme, 8 Ekim 2001 (dava dilekçesi no 37639/03) ve 14 Ocak 2002 (diğer üç dava dilekçesi) tarihlerinde verdiği kararlarla, başvuranın talebini haklı bulmuş ve 3402 sayı ve 3 Temmuz 1987 tarihli Kadastro Yasası’nın 14. maddesi uyarınca söz konusu mülklerin başvuran adına tapu siciline kaydedilmesine hükmetmiştir. Mahkeme ilk önce, tüzel kişiliği olan vakfın gayrimenkul edinme yeteneğini haiz olduğunu tespit etmiştir. Daha sonra mahkeme, yerel bilirkişilerin de doğruladığı gibi, iddia edilen mülkiyet hakkının somut belgelere dayandığını ve ayrıca ilgili vakfın elinde söz konusu mülklere ait vergi ödeme makbuzları bulunduğunu gözlemlemiştir. Mahkeme, arazilerle ilgili olarak sunulan belgelere dayanarak, vakfın mülkiyet hakkını kullanarak arazileri üçüncü şahıslara kiraya verdiğini tespit etmiştir. Ayrıca, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen belgelere göre, vakıf, 1964 yılından itibaren söz konusu mülkleri kendi mal varlığı içerisinde beyan etmiştir. Aynı şekilde, 1971 yılında Arazi Dağıtım Komisyonu tarafından düzenlenen tutanak yine söz konusu iyeliği kanıtlamaktadır. Mahkeme, vakıfların aynı gerçek kişiler gibi kazandırıcı zamanaşımı yoluyla gayrimenkul edinebileceğini bildirmiştir. Hazine’nin kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay, 29 Nisan 2002 (no 37639/03, 37655/03 ve 26736/03) ve 18 Nisan 2002 (no 42670/04) tarihli kararlarıyla ilk derece mahkemesinin kararlarını bozmuştur. Yargıtay, başvuranın, mal varlığı beyanını 2762 sayılı yasada öngörüldüğü gibi yapmadığını ve gerçek kişilerin aksine vakıfların kazandırıcı zamanaşımı yoluyla gayrimenkul edinemeyeceğini bildirmiştir. Başvuran tarafından yapılan karar düzeltme talepleri Yargıtay tarafından reddedilmiştir. 9 Ağustos 2002 tarihinde 2762 sayılı yasaya değişiklik getiren 4771 sayılı yasa yürürlüğe girmiştir. Bu yeni yasa vakıflara, hangi şekilde olursa olsun, mülkiyetleri kendilerine ait olduğu kanıtlanmış gayrimenkullerin tapu siciline kaydedilmesini talep etme imkânı vermiştir. Yeniden görülen davada kadastro mahkemesi 16 Eylül 2003 (n o 37639/03 ve 37655/03) ve 9 Haziran 2003 (no 26736/03 ve 42670/04) tarihinde Yargıtay’ın kararına uyarak başvuranın taleplerini reddetmiş ve ihtilaflı mülklerin Devlet Hazinesi adına tapu siciline kaydedilmesine karar vermiştir. Mahkeme, karar gerekçesi olarak ilk önce Yargıtay Genel Kurulu’nun kazandırıcı zamanaşımı ile edinme için temel koşulun malik sıfatıyla zilyetlik olduğu yönünde verdiği 8 Mayıs 2002 tarihli kararı göstermiştir. Oysa, daha önceki 8 Mayıs 1974 tarihli kararında Yargıtay, azınlık vakıfları tarafından 1936 yılında yapılan mal beyanlarının vakıf tüzüğüne eşdeğer vakıfname olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde karar vermiştir. Beyannamede açıkça belirtilmemişse bu vakıflar söz konusu belgede belirtilen gayrimenkullerden başka taşınmaz mülk edinemezler. Dolayısıyla, bu tür vakıflar malik sıfatıyla zilyetliği ileri süremezler. Başvuranın beyannamesini, bu konuyu düzenleyen yasada öngörülen şekil ve süreye uygun olarak sunduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmadığından, mahkeme, vakfın söz konusu mülklerin sahibi olamayacağına hükmetmiştir. Ayrıca mahkeme, 135-13 ve 541-55 nolu parsellerle (n o 26736/03 ve 42670/04) ilgili olarak, yapılan yasa değişikliğinin devam eden yargılamada uygulanamayacağına karar vermiş ve ihtilaflı mülklerin Devlet Hazinesi adına tapu siciline kaydedilmesine hükmetmiştir. 2003 yılının 6 Şubat (no 37639/03 ve 37655/03) 29 Eylül (no 26736/04) ve 21 Aralık (no 42670/04) tarihlerinde aldığı kararlarla Yargıtay, başvuran tarafından yapılan itirazları reddetmiş ve böylece ilk derece mahkemesinin kararlarını onamıştır. Yargıtay, 12 Mayıs 2003 tarihli (başvurana 30 Mayıs 2003 tarihinde tebliğ edilen 37639/03 ve 37665/03 nolu), 9 Şubat 2004 tarihli (aynı gün tebliğ edilen 26736/04 nolu) ve 5 Nisan 2004 tarihli (13 Mayıs 2004 tarihinde tebliğ edilen 42670/04 nolu) kararlarıyla, başvuranın kararı düzeltme itirazını reddetmiştir. Buna paralel olarak başvuran, 13 Ocak 2003 tarihinde, 4771 sayılı yasanın 4. maddesine dayanarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne söz konusu gayrimenkullerin kendi adına tapu siciline kaydedilmesini talep etmiştir. Başvuranın bu talebi, taşınmazların tapu sicilinde Hazine veya üçüncü şahıslar adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle 26 Mart 2003 tarihinde reddedilmiştir. Ankara İdare Mahkemesi, başvuran tarafından 26 Mart 2003 tarihinde yapılan kararın iptali başvurusunu 6 Mayıs 2004 tarihli kararıyla reddetmiştir. Mahkeme özellikle ihtilaflı mülklerin tapu sicilinde üçüncü şahıslar veya Hazine adına kayıtlı olmaları durumunda veya bir tapu senedi hakkında ortaya çıkan anlaşmazlığın ulusal mahkemelerde hâlâ görüşülüyor olması halinde, idari makamların söz konusu gayrimenkulleri sözde sahipleri adına kaydedemeyeceğine hükmetmiştir. 30 Mayıs 2007 tarihinde Danıştay, ilk derece mahkemesinin kararını onamıştır. Başvuran, 8 Kasım 2007 tarihinde 30 Mayıs 2007 tarihli kararın düzeltilmesi için itiraz başvurusu yapmıştır. Bu yargılama halen Danıştay’da görülmektedir. HUKUK I. DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ Başvuruların olaylar ve esas itibariyle benzer olmaları dolayısıyla AİHM, davaların birleştirilmesine ve tek bir karara bağlanmasına karar vermiştir. II. KABULEDİLEBİLİRLİĞE İLİŞKİN Hükümet, başvuranın 4771 ve 4778 sayılı yasaların kabulünden sonra Danıştay’a yaptığı iptal başvurusunun hala derdest olması muvacehesinde AİHS’nin 35. maddesinin 1. fıkrasında öngörülen iç hukuk yollarının tamamen tüketilmesi şartının yerine gelmediğini ileri sürmektedir. Başvuran, hükümetin bu savına itiraz etmekte ve 4771 ve 4778 sayılı yasalar ile açılan başvuru yolunun, AİHS’nin 35. maddesinin 1. fıkrası anlamında bir hukuk yolu olmadığını çünkü söz konusu gayrimenkullerin tapusunu edinmeye değil, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün verdiği kararın iptal edilmesine yönelik olduğunu ileri sürmektedir. Diğer taraftan başvuran, özellikle 135-13 ve 541-55 nolu parsellerle (dava dilekçesi n o 26736/03 ve 42670/04) ilgili olarak ulusal mahkemelerin, 2762 sayılı yasada yapılan değişikliğin devam eden davaya uygulanamayacağına hükmettiğini, ki bu başvurunun konusunun da o kapsama girdiğini hatırlatmaktadır. AİHM, yerleşik içtihadına göre, eğer bir kimse ihtilaflı durumun – dolaylı yollardan değil– doğrudan çözülmesine yönelik bir hukuk yoluna başvurmuş ise, kendisine sunulan, ancak etkililiği muğlak olan diğer hukuk yollarına başvurmak zorunda olmadığını hatırlatmaktadır (bakınız, diğerleri arasından, Yunanistan aleyhine Manoussakis ve diğerleri davası, 26 Eylül 1996, prg. 33, Karar ve hükümlerin derlemesi 1996-IV). Mevcut davada AİHM, Hükümet tarafından ileri sürülen başvuru yolunun ihtilaflı durumun doğrudan çözülmesine yönelik olmadığı kanaatindedir. Bu bakımdan, AİHM, 4771 ve 4778 sayılı yasaların yürürlüğe girmesinden sonra başvuranın, söz konusu taşınmazların kendi adına tapu siciline kaydedilmesi talebini reddeden Vakıflar Genel Müdürlüğü kararının iptal edilmesi için idare mahkemelerinde dava açtığını gözlemlemektedir. Oysa, idare mahkemesi 6 Mayıs 2004 tarihli kararla taşınmazların tapu sicilinde üçüncü şahıslar veya Hazine adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle bu talebi reddetmiştir. Diğer taraftan Danıştay, yukarıda belirtilen kararı onamıştır. AİHM’nin kanaatine göre, ulusal mahkemelerin daha önce 4771 ve 4778 sayılı yasaların bahsi geçen 26736/03 ve 42670/04 sayılı davalarda uygulanamayacağına hükmettiği de göz önüne alınırsa, karar düzeltme başvurusunun halen Danıştay’da derdest olması başvuranın durumunu değiştirmemektedir. Buraya kadar elde edilen bulgular ışığında AİHM, başvuranın Türk hukukunun kendisine tanıdığı normal hukuk yollarını kullandığı kanaatindedir. Bu itibarla, Hükümet’in iddiasını reddetmek uygun olacaktır. Diğer taraftan AİHM, dava dilekçelerinin AİHS’nin 35. maddesinin 3. fıkrası anlamında açıkça dayanaktan yoksun olmadığını ve aynı zamanda bu şikâyetlerin başka bir kabuledilemezlik gerekçesi bulunmadığını tespit etmektedir. Bu itibarla, kabuledilebilir ilan edilmeleri uygun olacaktır. III. 1 NOLU EK PROTOKOLÜN 1. MADDESİNİN İHLÂL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA Başvuran, ulusal mahkemelerin taşınmazların kendi adına tapu siciline kaydedilmesini reddetmek suretiyle, 1 Nolu Ek Protokol’ün 1. maddesi anlamında mülkiyetin korunması hakkını ihlâl ettiklerini ileri sürmektedir. A. Tarafların savları Başvuran, söz konusu mülklerin kendi adına tapu siciline kaydedilmesi için gerekli tüm yasal şartları yerine getirdiğini ileri sürmektedir. Başvurana göre, ulusal mahkemeler bu mülklerin yirmi yıldan fazla süredir aralıksız olarak vakfın zilyetliğinde bulunduğunu kabul ettiklerine göre, kadastro yasasının 14. maddesi gereğince mülkiyet hakkını kendilerine vermeleri gerekirdi. Mahkemeler, Yargıtay’ın 2762 sayılı yasayla ilgili 1974 yılında yaptığı yoruma dayanarak başvuranın bu talebini reddetmişlerdir, oysa ki, o tarihten bu güne vakıfların mülk edinme haklarına ilişkin yasalarda köklü değişiklikler yapılmıştır. Hükümet, başvuranın 1 Nolu Ek Protokol’ün 1. maddesi anlamında «mülk» sahibi olmadığını ileri sürmektedir. Hükümet, davacı olma sıfatıyla başvuranın, kanıt getirme yükümlülüğünü yerine getiremediğini ve mülkiyet hakkını ispatlayamadığını iddia etmektedir. Hükümetin kanaatine göre, başvuran tarafından sunulan kanıt belgeleri bir zilyetlik veya mülkiyet hakkı oluşturmak için yeterli değildir. Hükümet, AİHM’nin içtihadına atıfta bulunarak, ilgili vakfın herhangi «mevcut malı» olduğu ileri sürülemeyeceğinden başvuranın şikâyetlerinin açıkça dayanaktan yoksun olduğunu savunmaktadır. Hükümet ayrıca, davaların kendi lehine sonuçlanacağı yönünde başvuranın « meşru bir beklentisi » olamayacağını ileri sürmektedir. Hükümetin kanaatine göre, başvuranın iddiaları yasaların öngördüğü koşulları yerine getirmediği ve 1 Nolu Ek Protokol’ün 1. maddesi de bir mülk edinme teminatı olmadığı için, ilgili vakfın 1 Nolu Ek Protokolün 1. maddesi anlamında bir « mülk »ü bulunmamakta, dolayısıyla mülkiyet hakkına müdahale bulunmamaktadır.. Hükümetin kanaatine göre kadastro mahkemesinin başvuranın lehine karar vermiş olması, sözkonusu karar bilahare Yargıtay tarafından bozulduğu ve hiçbir zaman kesin bir yargı kararı haline gelmediği cihetle konuyla alakalı değildir. B. AİHM’nin değerlendirmesi AİHM, başvuranın 1 Nolu Ek Protokolün 1. maddesi tarafından koruma altına alınan bir ‘mülk’ün sahibi olup olmadığı hakkında tarafların farklı görüşleri olduğunu tespit etmektedir. Dolayısıyla, AİHM’in başvuranın içerisinde bulunduğu hukuki durumun 1 Nolu Ek Protokolün 1. maddesinin uygulama alanına girip girmediğini belirlemesi gerekmektedir. AİHM, « mülk» kavramının özerk yapısına ilişkin konuyla ilgili yerleşik içtihadına atıfta bulunmaktadır (Yunanistan aleyhine Iatridis davası [GC], nº 31107/96, prg. 54, CEDH 1999II, ve İtalya aleyhine Beyeler davası [GC], nº 33202/96, prg. 100, CEDH-2000-I). Bu bakımdan AİHM’in görevi, kendisine incelenmek üzere sunulan her davada, ele alınan şartların, bütün olarak değerlendirildiklerinde başvurana 1 Nolu Ek Protokolün 1. maddesi tarafından koruma altına alınan bir maddi menfaat sağlayıp sağlamadığını belirlemektir. Bu bağlamda AİHM, aşağıdaki hukuki unsur ve olguları dikkate alacaktır. Türk hukukunda, ilke olarak mülkiyet hakkını kuran yegâne yasal belge tapu sicili kayıtlarıdır. Öte yandan, kadastro yasasının 14. maddesine göre, « tapu siciline kayıtlı olmayan bir gayrimenkulün mülkiyeti (...) bu gayrimenkulü yirmi yılı aşkın bir süredir aralıksız olarak elinde bulundurduğunu belgelerle, bilirkişi raporlarıyla veya tanıkların beyanlarıyla kanıtlayan kimsenin adına kaydedilir (...) ». Mevcut davada, hiç kimse başvuranın ihtilaflı mülklerin tapu senetlerine haiz olmadığına itiraz etmemektedir. Kadastro mahkemesi, birinci derece mahkemesi olarak 8 Ekim 2001 ve 14 Ocak 2002 tarihli kararlarında, zilyetlik yoluyla mülk edinme koşullarının yerine getirildiğine hükmetmiştir. Bu konuda kadastro mahkemesi, kesintisiz zilyetliğin olup olmadığını belirlerken, zirai bilirkişi raporları ile tanıkların ve yerel ve teknik bilirkişilerin beyanları, tarafların sunduğu veya resen elde edilen belgeler ve aralarında söz konusu mülklere ait kadastro planları, vergi ve kadastro kayıtlarının da yer aldığı diğer belgeler gibi birçok unsuru dikkate almıştır. Diğer taraftan, Hükümet bu unsurlara itiraz etmemiştir. Yargıtay ise, 18 ve 29 Nisan 2002 tarihlerinde verdiği kararlarda, başvuranın zilyetliğine ilişkin olguları tartışmadan hukuki olgulara ilişkin farklı bir yorum geliştirerek ilk derece mahkemesinin kararlarını bozmuştur. Yargıtay, başvuranın tüzel kişi olarak,2762 sayılı yasanın öngördüğü şekilde beyanname sunmaması nedeniyle iktisabi zamanaşımı yoluyla bir gayrimenkulün mülkiyet hakkını elde edemeyeceğine hükmetmiştir. Daha sonra, kadastro mahkemesi 16 Eylül ve 9 Haziran 2003 tarihlerinde verdiği kararlarda, Yargıtay’ın kararına uymuş ve 8 Mayıs 2002 tarihli Yargıtay içtihadında yer alan, adı geçen vakfın 2762 sayılı yasaya uygun olarak beyannamesini sunması şartının yerine gelmemiş olması nedeniyle malik sıfatıyla sözkonusu taşınmazları zilyetliğinde bulunduramayacağına karar vermiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf başvuranın malik sıfatıyla zilyetlikten yararlanıp yararlanamayacağı konusundadır. Başvuranın malik sıfatıyla zilyetlikten yararlanabilmesi halinde hak kazandırıcı zamanaşımı yoluyla bu taşınmazların tapu siciline kendi adına kaydedilmesi mümkün olacaktır. Bu konuda AİHM, ulusal mahkemelerin, bir başkasını değil de bu hukuki çözümü benimsemelerine neden olan malik sıfatıyla zilyetlik kavramının doktrinal analizini yapmayı yararlı ve hatta gerekli görmemektedir. Diğer taraftan, müteaddit kereler belirttiği gibi AİHM, iç hukuku yorumlama ve uygulama yetkisinin birinci derecede ait olduğu ulusal mahkemelerin yaptığı iddia edilen hukuki ve olgusal hataları ancak sınırlı şekilde tespit edebilir (İspanya aleyhine García Ruiz davası [GC], no 30544/96, prg. 28, CEDH 1999-I ; yine Birleşik Krallık aleyhine J.A. Pye (Oxford) Ltd ve J.A. Pye (Oxford) Land Ltd davası [GC], no 44302/02, prg. 74, CEDH 2007-... ile karşılaştırınız). Bununla birlikte AİHM’nin görevi, incelemek üzere kendisine sunulan davada ulusal mahkemelerin yaptığı yorum ve uygulamanın AİHS’ne uygun olup olmadığını denetlemektir (bakınız, mutatis mutandis, Türkiye aleyhine Nacaryan ve Deryan davası, no 19558/02 ve 27904/02, prg. 48, 8 Ocak 2008). AİHM, dini azınlık vakıflarının mülk edinme haklarını daha önce Fener Rum Erkek Lisesi Vakfı kararı çerçevesinde incelediğini gözlemlemektedir. Özellikle, mal beyanının 2762 sayılı yasada öngörüldüğü şekilde yapılmamış olması hakkında AİHM, dini azınlık vakıflarının 1936 yılında sundukları beyannamelerin bu kurumların « vakıfnamesi » yerine geçtiğini kabul eden 1974 tarihli içtihadın uygulanmasının, «öngörülebilirlik» gereğini karşılamadığına hükmetmişti (yukarıda belirtilen karar, prg. 57). Nitekim, Yargıtay’ın 8 Mayıs 2002 tarihli ilke kararında altını çizdiği gibi, dini azınlık vakıflarının 1936 yılında yaptıkları beyannamede gösterdiklerinden başka mülk edinmelerini engelleyen bu içtihattır. Bu nedenle, Yargıtay’ın yürürlükteki mevzuatı, 1936 yılında verilen beyannamelerin vakıfname yerine geçtiği şeklinde yorumlamasaydı, söz konusu mülkleri aralıksız ve gerçek bir şekilde zilyetliğinde bulunduran başvuranın iktisabi zamanaşımı yoluyla bu ihtilaflı taşınmazların mülkiyet hakkını elde edebileceği sonucuna varmak mümkündür. Ayrıca AİHM’in gözlemlerine göre, 9 Ağustos 2002 tarihinde yürürlüğe giren ve « dini azınlık vakıfları, iç tüzüğü olsun ya da olmasın, taşınmaz varlık edinebilir veya sahip olabilirler (...) » şeklinde bir hüküm getiren 4771 sayılı yasanın 4. maddesi ile Yargıtay’ın bu içtihadı tartışmalı hale gelmiştir. Özellikle bu düzenleme, vakıflara, hangi yolla olursa olsun sahip oldukları kanıtlanmış taşınmazların tapu siciline kendi adlarına kaydedilmesini talep etme imkânı sunmaktadır. Bununla birlikte, dava dosyasına bakıldığında, başvuranın bu imkandan yararlanamadığı görülmektedir. Bu nedenle AİHM, başvuranın meşru olarak, çok uzun süredir zilyetliğinde bulunan gayrimenkullerin sahibi olabilmek için gerekli şartları yerine getirdiğini düşünebileceği kanaatindedir. Ayrıca AİHM, başvuranın taşınmazlara ilişkin çıkarının, 1 Nolu Ek Protokolün 1. maddesinin ilk cümlesinde belirtilen anlamda bir « mülk » sayılacak derecede, önemli bir menfaat oluşturduğu ve dolayısıyla şikâyetin bu bölümünün incelenmesi gerektiği kanaatindedir. Bu itibarla taşınmazların tapu siciline başvuran adına kaydedilmesi reddedilerek Devlet Hazinesi adına kaydedilmesiyle başvuranın mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin, 1 Nolu Ek Protokolün 1. maddesinin gereklerine uygun olup olmadığı araştırmalıdır. Bu konuda, 1 Nolu Ek Protokolün 1. maddesine göre, herşeyden önce ve özellikle yetkili merciler tarafından mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin yasal olması gerekmektedir (Iatridis, ilgili bölüm, prg. 58). AİHM’nin gözünde, yürürlükteki mevcut yasalar bu konuda yeteri kadar açıktır. Kadastro yasasının 14. maddesinde iktisabi zamanaşımı yoluyla mülk edinme şartları sıralanmıştır. Diğer taraftan, 2762 sayılı Vakıflar Yasası, 2002 yılında yapılan değişikliklerden sonra, dini azınlık vakıflarının zilyetlikle mülk edinme hakkına sahip olabileceklerini kabul etmektedir. Bu nedenle ve yukarıda belirtilen değerlendirmelerin ışığında AİHM’in edindiği kanaate göre, söz konusu gayrimenkulleri kadastro yasasının 14. maddesi anlamında yirmi yıldan fazla bir süredir aralıksız olarak zilyetliğinde bulundurmasına rağmen, ulusal mahkemelerin bu taşınmazların tapu siciline kendi adına kaydedilmesini reddedeceği, başvuran tarafından önceden tahmin edilemezdi. Dolayısıyla AİHM, ihtilaflı müdahalenin yasallık ilkesiyle bağdaşmadığı ve 1 Nolu Ek Protokolün 1. maddesinin getirdiği zorunlukları karşılamadığı sonucuna varmaktadır. Bu itibarla, söz konusu hüküm ihlâl edilmiştir. IV. İDDİA EDİLEN DİĞER MADDE İHLÂLLERİ HAKKINDA Başvuran, AİHS’nin 9. maddesine atıfta bulunarak, ibadet hakkının çiğnendiğini ve davasının ulusal mahkemeler tarafından adil olarak görülmediğini iddia etmektedir. Başvuran ayrıca, iç hukukta 13. madde anlamında etkili bir itiraz yolundan yararlanamadığını ileri sürmektedir. Son olarak başvuran, 1 Nolu Ek Protokol’ün 1. maddesiyle bağlantılı olarak AİHS’nin 14. maddesini ileri sürmekte ve taleplerinin reddedilmesi suretiyle diğer vakıflara kıyasla bir ayrımcılığa maruz bırakıldıklarını iddia etmektedir. AİHM, 1 Nolu Ek Protokol’ün 1.maddesiyle ilgili tespitlerini dikkate alarak, bu şikâyetlerin kabuledilebilir olduğu, buna karşın ileri sürülen hükümlerin ihlâl edilip edilmediğinin incelenmesine gerek olmadığı kanaatindedir (bakınız, mutatis mutandis, Fener Rum Erkek Lisesi Vakfı, ilgili bölüm, prg. 62). V. AİHS’NİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI A. Tazminat Başvuran esas olarak mağduriyetinin telafi edilmesi için en uygun yöntemin ihtilaf konusu taşınmazların tamamının Hükümet tarafından kendisine geri verilmesi olacağını savunmaktadır. Hükümetin bunu gerçekleştirmemesi halinde başvuran hakkaniyete uygun 120.634,625 Euro tazminat talep etmektedir. Bu meblağın 100.372,15 Eurosu adli bilirkişilerce sözkonusu taşınmazların satış değerleri için belirlenen rakam olup 20.262,475 Euro kullanım kaybından kaynaklanan zarara karşılık gelmektedir. Başvuran ayrıca 1 Euro manevi tazminat talep etmektedir. Hükümet bu taleplere karşı çıkmaktadır. AİHM, ihlali tespit eden bir karar uyarınca savunmacı devletin ihlali sona erdirmesi ve ortaya çıkan sonuçları mümkün olduğunca ihlalden önceki duruma geri döndürecek biçimde telafi etmesi gerektiğini anımsatmaktadır (Bkz. Iatridis-Yunanistan kararı (adil tatmin) no: 31107/96). Yapılan bu tespitler ışığında, AİHM taşınmazların tapu sicilinde başvuran adına mümkün olan en kısa zamanda tescil edilmesinin başvuranı Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesinin ihlal edilmediği önceki duruma eşdeğer bir konuma getireceğine itibar etmektedir. Mevcut kararın verildiği tarihten itibaren üç ay içinde tescilin yapılmaması durumunda AİHM, Hükümetin başvurana, başvuranın malına el konmasından itibaren geçerli tazminat ve kullanım kaybına karşılık olarak taşınmazın güncel değerini ödemesine karar vermiştir. AİHM tazminat miktarını saptarken başvuran tarafından sunulan adli bilirkişi incelemeleri sonuçlarının dayanak olarak alınmasını gerekli görmektedir. AİHM, İlgili dönemdeki ve halihazırdaki döviz kurlarını dikkate almak suretiyle, sözkonusu tescilin yapılmaması halinde Hükümetin başvurana uğradığı tüm zararın karşılığında 100.000 Euro ödemesini uygun görmektedir. B. Yargılama masraf ve giderleri Başvuran ulusal mahkemeler ve AİHM nezdinde yapmış olduğu yargılama masraf ve giderleri için 49.435,79 Euro talep etmektedir. Başvuran bu bağlamda yirmi dörtten fazla taşınmazın birçok yargılama konusunu teşkil etmesine ilişkin çok sayıda kanıtlayıcı belgeyi sunmaktadır. Hükümet bu meblağlara karşı çıkmaktadır. AİHM bu başvurunun başvuranın açmış olduğu davaların tamamını kapsamadığını gözlemlemektedir. AİHM sonuç olarak başvurana yargılama masraf ve giderleri için 5.000 Euro ödenmesine itibar etmektedir. C. Gecikme Faizi AİHM, Avrupa Merkez Bankası’nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı faiz oranına üç puanlık bir artışın ekleneceğini belirtmektedir. BU GEREKÇELERE DAYALI OLARAK AİHM, OYBİRLİĞİYLE, 1. Başvuruların birleştirilmesine; 2. Başvuruların kabuledilebilir olduğuna ; 3. Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesinin ihlal edildiğine; 4. AİHS’nin 6. ve 9., maddesi ile 14. maddesiyle bağlantılı Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddesi hakkındaki şikayetlerin ayrıca incelenmesine gerek olmadığına; 5. a) AİHS’nin 44/2 maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde Savunmacı Hükümet tarafından ihtilaf konusu taşınmazların tapu sicilde başvuran adına tescil edilmesine; b) bu yönde bir tescilin yapılmaması durumunda, aynı üç aylık sürede, miktara yansıtılabilecek her türlü vergi ve masraflarla birlikte ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden TL’ye çevrilmek üzere, Savunmacı Hükümet tarafından başvurana 100.000 (yüz bin) Euro maddi tazminat ödenmesine; c) aynı üç aylık sürede, miktara yansıtılabilecek her türlü vergi ve masraflarla birlikte ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden TL’ye çevrilmek üzere, Savunmacı Hükümet tarafından yargılama masraf ve giderleri için başvurana 5.000 (beş bin) Euro ödenmesine; d) sözkonusu sürenin bittiği tarihten itibaren ödemenin yapıldığı tarihe kadar Hükümet tarafından, Avrupa Merkez Bankası’nın o dönem için geçerli olan faiz oranının üç puan fazlasına eşit oranda faiz uygulanmasına; 4. Adil tatmine ilişkin diğer taleplerin reddine; KARAR VERMİŞTİR. İşbu karar Fransızca olarak hazırlanmış ve AİHM’nin iç tüzüğünün 77. maddesinin 2. ve 3. paragraflarına uygun olarak 3 Mart 2009 tarihinde yazılı olarak bildirilmiştir. —— • —— VELİ ÖZDEMİR/Türkiye Davası* Başvuru No: 43824/07 Strazburg 23 Haziran 2009 İKİNCİ DAİRE USUL T.C. vatandaşı Veli Özdemir (başvuran) tarafından Türkiye Cumhuriyeti aleyhine, 22 Ağustos 2007 tarihinde İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin Sözleşme’nin (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - AİHS) 34. maddesi uyarınca yapılan 43824/07 numaralı başvuru sonucu bu dava görülmektedir Başvuran Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde İstanbul Barosu avukatlarından E. Kanar tarafından temsil edilmektedir. OLAYLAR Başvuran 1978 doğumlu olup halen Tekirdağ cezaevinde tutuklu bulunmaktadır. Yasadışı bir örgütün mensubu olmakla suçlanan başvuran yakalanarak 17 Ocak 2003 tarihinde gözaltına alınmıştır. Başvuran dört gün sonra tutuklanmıştır. Türk Anayasal düzenini zor kullanarak yıkma girişiminde bulunmak suçundan başvuran hakkında 10 Nisan 2007 tarihinde kamu davası açılmıştır. O tarihten bu yana birçok duruşma yapılmıştır. Hakimler neredeyse bir birinin aynısı gerekçelerle düzenli olarak başvuranın tutukluluk halinin devamına karar vermiştir. Tutukluluk haline karşı yapılan itirazların hepsi reddedilmiştir. Dosyada yer alan unsurlara göre dava İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi önünde derdesttir ve başvuran mevcut bu kararın alındığı tarihte halen tutukludur. HUKUK I. AİHS’NİN 5. MADDESİNİN 3. VE 4. PARAGRAFLARININ İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA AİHS’nin 5/3 maddesine atıfta bulunan başvuran tutukluluk süresinin uzunluğundan şikayetçi olmaktadır. Başvuran tutukluluk süresinin uzunluğuna karşı başvurabileceği etkili bir başvuru yolunun bulunmadığını ileri sürerek AİHS’nin 6. ve 13. maddelerini ileri sürmektedir. Başvuran bu bağlamda ulusal yargının bilhassa duruşma yapmaksızın, kendisinin veya avukatının yokluğunda sadece dosyada yer alan kanıt unsurlarına dayalı olarak tutukluluk halinin devamına karar verdiğini iddia etmektedir. AİHM bu şikayetin AİHS’nin 5/4 maddesi çerçevesinde inceleneceğini ifade etmektedir. * Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasî İşler Genel Müdürlüğü tarafından Türkçe’ye çevrilmiş olup, gayrıresmî tercümedir. AİHS’nin 35. maddesinin 3. paragrafı çerçevesinde şikayetlerin dayanaktan yoksun olmadığını kaydeden AİHM, ayrıca başka açılardan bakıldığında da kabuledilemezlik unsuru bulunmadığını tespit eder. Bu nedenle şikayetler kabuledilebilir niteliktedir. Esas ile ilgili olarak, Hükümet bilhassa başvuranın işlediğinden şüphelenilen suçun niteliğine oranla ve işlemesi muhtemel ciddi suçlar dikkate alındığında tutukluluk süresinin uzunluğunun makul olduğunu savunmaktadır. Başvuran Hükümetin bu iddiasına karşı çıkmaktadır. AİHM başvuranın 17 Ocak 2003 tarihinden bu yana yani altı yıl dört aydan fazla bir süredir tutuklu olduğunu saptamaktadır. AİHM şikayet konusu buna benzer başvuruları daha önce de incelediğini ve AİHS’nin 5/3 maddesinin ihlal edildiği sonucuna vardığını hatırlatır (Bkz. diğer birçokları arasında Dereci-Türkiye no: 77845/01, 24 Mayıs 2005 ve Taciroğlu-Türkiye kararı no: 25324/02, 2 Şubat 2006). AİHM Hükümetin bu davada farklı bir sonuca ulaşmasını sağlayacak ikna edici hiçbir tespit ve delil sunmadığına itibar ederek AİHS’nin 5/3 maddesinin bu bakımdan ihlal edildiği sonucuna varmaktadır. AİHS’nin 5/4 maddesine ilişkin şikayet ile ilgili Hükümet görüş bildirmemiştir, AİHM buna benzer bir şikayetin daha önce de incelendiğini ve sözü edilen bu hükmün ihlal edildiğini anımsatır (Bkz. Bağrıyanık-Türkiye kararı, no: 43256/04, 5 Haziran 2007). AİHM bu başvuruda da farklı bir sonucun alınmasını gerektirecek herhangi bir durumun olmadığı ve aynı gerekçelerle AİHS’nin 5/4 maddesinin ihlal edildiği sonucuna varmaktadır. II. AİHS’NİN 6/1 MADDESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA AİHS’nin 6/1 maddesine atıfta bulunan başvuran davasının makul bir sürede görülmesi hakkının ihlal edildiğini iddia etmektedir. Hükümet davanın iç hukuktaki mahkemeler nezdinde halen sürüyor olması dolayısıyla iç hukuk yollarının tüketilmediği itirazında bulunmaktadır. AİHM bu bağlamda Gülbahar ve Tut-Türkiye kararında (no: 24468/03, 24 Şubat 2009) buna benzer bir itirazı reddettiğini hatırlatmaktadır. Daha önce varmış olduğu bu sonuçtan ayrılmasını gerektirecek herhangi bir özel durumun bulunmayışında AİHM, Hükümetin itirazını reddetmektedir. AİHS’nin 35. maddesi bakımından herhangi bir kabuledilemezlik unsuru bulunmamaktadır. AİHM bu nedenle şikayeti kabuledilebilir nitelendirmektedir. Esasa gelince, AİHM davanın halen devam ettiğini, yalnızca tek dereceli mahkeme önünde geçen bu sürenin altı yıl dört aydan fazla olduğunu, dosyada yer alan unsurlardan şu ana dek herhangi bir karara varılmadığının anlaşıldığını hatırlatır. AİHM daha önce de birçok davada bu başvurudakine benzer sorunların dile getirildiğini, mahkemenin bu konudaki yerleşik içtihadından ileri gelen kıstaslar ışığında «makul süre» ilkesinin ihlal edildiği sonucuna varıldığını hatırlatır (Bkz. birçokları arasında FrydlenderFransa kararı no: 30979/96). Mevcut bu başvuruda dava dosyasında farklı bir sonucun çıkmasına elverişli herhangi bir delil unsurunun yokluğunda, örgütlü işlenen suçların karmaşıklığı dikkate alınmakla birlikte, AİHM, AİHS’nin 6/1 maddesinin ihlal edildiği sonucuna varmaktadır. III. AİHS’NİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI HAKKINDA Başvuran 55.000 TL. (yaklaşık 25.300 Euro) maddi tazminat ve 50.000 TL. (yaklaşık 23.000 Euro) manevi tazminat talep etmektedir. Başvuran ayrıca avukatlık temsil gideri için 18.650 TL. (yaklaşık 8.580 Euro), iç hukuktaki ve AİHM önünde yapmış olduğu yargılama giderlerinin karşılığı olarak ise 4.540 TL. (yaklaşık 2.100 Euro) talep etmektedir. Başvuranın avukatı ispat edici belge mahiyetinde İstanbul Barosu’nun avukatlık ücret tarifesini ve yapılan çeşitli giderlere ilişkin bilgilerin (posta, telefon, kırtasiye giderleri, tercüme masrafı, başvuranın hükümlü bulunduğu sıradaki ulaşım giderleri vs.) ayrıntılı bir örneğini ve bu başvurunun hazırlanması için gereken çalışma süresini sunmaktadır. Hükümet AİHM’yi bu talepleri reddetmeye davet etmektedir. AİHM tespit edilen ihlal ile öne sürülen maddi tazminat arasında hiçbir illiyet bağı kuramamakta ve bu talebi reddetmektedir. Buna karşın, başvurana manevi tazminat olarak 8.000 Euro ödenmesini uygun görmektedir. Avukatlık giderleri ve yargılama masrafları ile ilgili olarak AİHM sunulan tüm delilleri dikkate alarak ve hakkaniyete uygun başvurana bütün yargılama masraf ve giderleri için 750 Euro ödenmesini kararlaştırmaktadır. AİHM Avrupa Merkez Bankası’nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı faiz oranına üç puanlık bir artışın ekleneceğini belirtmektedir. Dava iç hukuktaki mahkemeler önünde altı yıldan fazla bir süredir halen sürmektedir ve başvuranın halen hükümlü bulunmaktadır. AİHM, tespit edilen ihlale son vermek için uygun yolun adaletin tecellisinin gereklerini yerine getirmek için davanın bir an önce sonuçlandırılması veya AİHS’nin 5/3 maddesinde öngörüldüğü gibi başvuranın bu süreçte tahliye edilmesi olduğunun altını çizer (Bkz. Yakışan-Türkiye kararı no: 11339/03, 6 Mart 2007). BU GEREKÇELERE DAYALI OLARAK, AİHM, OYBİRLİĞİYLE, 1. Başvurunun kalan kısmının kabuledilebilir olduğuna; 2. AİHS’nin 5. maddesinin 3. ve 4. paragraflarının ihlal edildiğine; 3. AİHS’nin 6/1 maddesinin ihlal edildiğine; 4. a) AİHS’nin 44/2 maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde, miktara yansıtılabilecek her türlü vergiden muaf tutularak ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden TL’ ye çevrilmek üzere, Savunmacı Devlet tarafından başvurana manevi tazminat olarak 8.000 (sekiz bin) Euro ve yargılama masraf ve giderleri için 750 (yedi yüz elli) Euro ödenmesine; b) sözkonusu sürenin bittiği tarihten itibaren ödemenin yapılmasına kadar Hükümet tarafından, Avrupa Merkez Bankası’nın o dönem için geçerli olan faiz oranının üç puan fazlasına eşit oranda basit faiz uygulanmasına; 5. Adil tatmine ilişkin diğer tüm taleplerin reddine; KARAR VERMİŞTİR. İşbu karar Fransızca olarak hazırlanmış ve AİHM’nin iç tüzüğünün 77. maddesinin 2. ve 3. paragraflarına uygun olarak 23 Haziran 2009 tarihinde yazılı olarak bildirilmiştir. —— • —— Maliye Bakanlığından: VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 410) Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (B) fıkrasında “Yeniden değerleme oranı, yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayında (Ekim ayı dahil) bir önceki yılın aynı dönemine göre Türkiye İstatistik Kurumunun Üretici Fiyatları Genel Endeksinde meydana gelen ortalama fiyat artış oranıdır. Bu oran Maliye Bakanlığınca Resmî Gazete ile ilan edilir.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca yeniden değerleme oranı 2011 yılı için % 10,26 (on virgül yirmi altı) olarak tespit edilmiştir. Bu oran, aynı zamanda 2011 yılına ait son geçici vergi dönemi için de uygulanacaktır. Öte yandan, bu konuda daha önce yayımlanmış olan tebliğler de yürürlükte bulunmaktadır. Tebliğ olunur. [R.G.17 Kasım 2011 – 28115] —— • —— Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: İŞKOLU TESPİT KARARI Karar No : 2011/124 İşyeri : Mispak Temizlik Turizm ve Gıda San. Paz. Tic. Ltd. Şti. Atatürk Mh. Gülay Sk. Mavi Plaza No: 7/2 Ataşehir/İSTANBUL (merkez) Tespiti İsteyen : Genel-İş Sendikası İnceleme : Mispak Temizlik Turizm ve Gıda San. Paz. Tic. Ltd. Şti.’nde Bakanlığımızca yapılan incelemede; şirketin merkez adresinde hizmet alım sözleşmesi ile iş görülen yerlerdeki personelin idaresi ve özlük işlemlerinin yürütüldüğü, ayrıca şirket tarafından hizmet alım sözleşmesi ile Nortel Networks Netaş Telekomünikasyon A.Ş.’nin temizlik, taşıma, bahçe bakımı ve düzeltilmesi, Sarıyer Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğünde başıboş sokak hayvanlarının rehabilite edilmesi ve kapalı alanların ilaçlanması, Beşiktaş Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürlüğünde yükleme, boşaltma ve tahliye, Sarıyer Belediyesi Zabıta Müdürlüğünde Zabıta Müdürlüğü ekip araçlarının kullanımı, seyyar ekibi ve yıkım ekibi oluşturulması, Ulaştırma Bakanlığı DLH İnşaatı Genel Müdürlüğünde malzemeli temizlik hizmeti, Esenler Belediyesi Destek Hizmetlerinde genel temizlik hizmeti, İstanbul Üniversitesi Sosyal Tesislerinde personel hizmeti alımı, Ataşehir Belediyesi Destek Hizmetlerinde Fen İşleri Atölye ve Yol Bakım Onarım Bürosu bünyesinde personel çalıştırılması işlerinin yapılması nedeniyle işyerlerinde yapılan işin İşkolları Tüzüğü’nün 28 sıra numaralı “Genel işler” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir. Karar: Mispak Temizlik Turizm ve Gıda San. Paz. Tic. Ltd. Şti. işyerlerinde yürütülen işlerin niteliği itibariyle İşkolları Tüzüğü’nün 28 sıra numaralı “Genel işler” işkoluna girdiğine ve yapılan bu tespitin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 4’üncü maddesi gereğince karar verilmiştir. [R.G.24 Kasım 2011 – 28122] —— • —— Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: İŞKOLU TESPİT KARARI Karar No : 2011/122 İşyeri : Envitec Çevre Teknolojileri İşl. İnş. İth. İhr. Nak. Mak. İmalat. ve Tic. San. Ltd. Şti. Atatürk Bulvarı No: 154/13 Çankaya/ANKARA (merkez) Tespiti İsteyen : Genel-İş Sendikası İnceleme : Envitec Çevre Teknolojileri İşl. İnş. İth. İhr. Nak. Mak. İmalat. ve Tic. San. Ltd. Şti. işyerlerinde Bakanlığımızca yapılan incelemede; Şirket merkezinde yapılan işlerin büro işi olması nedeniyle İşkolları Tüzüğü’nün 17 sıra numaralı “Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkolunda, İskenderun Belediyesi sınırları içerisinde İskenderun çevresi ve beldelerinin sokaklarının süpürülmesi, katı atıkların toplanması ve bu katı atıkların ayrıştırılması işinin Numune Mah. Dr. Ahmet Sadık Cd. No:8 Belediye Garajı Yanı İskenderun/HATAY adresinde yapıldığı, ayrıca Hatay iline bağlı Belen, Dörtyol ve Payas Belediyesi işyerlerinde; çöpün toplanması, cadde ve sokakların süpürülmesi, katı atıkların toplanması ve ayrıştırma merkezine çöp toplama araçları ile nakledilmesi işlerinin yapıldığı ve İşkolları Tüzüğü’nün 28 sıra numaralı “Genel işler” işkolunda, yer aldıkları tespit edilmiştir. Karar: Yapılan bu tespitlerin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 4’üncü maddesi gereğince karar verilmiştir. [R.G.20 Kasım 2011 – 28118] —— • —— İLKE KARARI Kültür ve Turizm Bakanlığından: Toplantı No. ve Tarihi : 1 1/11/2011 Toplantı Yeri Karar No. ve Tarihi : 2 1/11/2011 ANKARA KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA YÜKSEK KURULU İLKE KARARI Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun “1/5000 veya 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı İmar Planlarının veya Geçiş Dönemi Koruma Esasları ve Kullanma Şartlarının İdari Yargı Kararlarıyla İptal Edilmesi Halinde Sit Alanlarında Yapılacak Uygulamaların Koruma Bölge Kurullarında Değerlendirilmesi” başlıklı 19/1/2010 tarih ve 761 sayılı İlke Kararının Danıştay 14 üncü Dairesinin 20/7/2011 tarihli kararı ile yürütmesinin durdurulması nedeniyle konunun 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28 inci maddesi uyarınca değerlendirilmesi sonucunda: Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 19/1/2010 tarih ve 761 sayılı İlke Kararının iptaline, Sit alanlarına ilişkin tüm ölçeklerde yapılmış; koruma bölge kurullarının uygun görüşü alınarak yürürlüğe giren planların yargı kararları ile uygulamasının durdurulması veya iptal edilmesi halinde uygulamaların “Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname”nin 42 nci maddesi ile değişik 2863 sayılı Kanunun 17 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesine, karar verildi. [R.G.22 Kasım 2011 – 28120] —— • —— İçişleri Bakanlığından: Karar Sayısı : 2011/875 1 – Sakarya İli Adapazarı İlçe Belediyesi bağlı Alancuma Mahallesinin, aynı İlin Erenler İlçe Belediyesine bağlanması; 5393 sayılı Belediye Kanununun 8 inci maddesi ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 2 nci maddesinin (B) ve (D) bentlerine göre uygun görülmüştür. 2 – Bu Kararı İçişleri Bakanı yürütür. 26/11/2011 Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN İdris Naim ŞAHİN Başbakan İçişleri Bakanı [R.G.27 Kasım 2011 – 28125] —— • —— KURULUŞLARIN BAĞLI VE İLGİLİ OLDUKLARI BAKANLIKLARIN DEĞİŞTİRİLMESİ İLE İLGİLİ İŞLEM T.C. BAŞBAKANLIK 22 Kasım 2011 B.02.0.PPG.0.12-300-02/11349 CUMHURBAŞKANLIĞI YÜCE KATINA 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmuş bulunan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun Maliye Bakanlığı ile ilgilendirilmesini, 27/9/1984 tarihli ve 3046 sayılı Kanuna 3/6/2011 tarihli ve 643 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen 19/A maddesi uyarınca takdir ve tensiplerinize arz ederim. Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan ————— T.C. CUMHURBAŞKANLIĞI B.01.0.KKB.01-08/D-2-781 25 Kasım 2011 BAŞBAKANLIĞA İLGİ : 22/11/2011 tarihli ve B.02.0.PPG.0.12-300-02/11349 sayılı yazınız. 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulmuş bulunan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nun Maliye Bakanlığı ile ilgilendirilmesi, 27/9/1984 tarihli ve 3046 sayılı Kanunun 19/A maddesi uyarınca uygun görülmüştür. Bilgilerini rica ederim. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI [R.G.26 Kasım 2011 – 28124] —— • —— Türkiye Barolar Birliği Başkanlığından İstanbul Barosu Başkanlığı'ndan alınan 20.09.2011 gün ve 34434 sayılı yazıda; Tahir ve Hadiçe Oğlu, 1960 doğumlu, Gaziantep İli, Merkez İlçesi; Karşıyaka Köyü; Cilt No:068/05, Aile Kütük No:20; Sıra No:368/7'de kayıtlı Salih TAHİROĞLU'nun, Baro Yönetim Kurulu'nun 23.06.2011 gün ve 24/32 sayılı kararıyla; Avukatlık Yasası'nın 74.maddesi gereğince, adının bir daha yazılmamak üzere Baro Levhasından silinerek RUHSATNAMESİNİN İPTALİNE karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği bildirilmiştir. Adı geçenin avukatlık yapma hakkının söz konusu kararla kaldırıldığı ve bundan sonra avukatlara ait hak ve yetkileri kullanamayacağı hususu, Avukatlık Kanunu Yönetmeliği'nin 27. maddesinin son fıkrası uyarınca duyurulur. 8713/1-1 [R.G.05 Kasım 2011 – 28106 ] —— • —— İLANLAR Adalet Bakanlığından İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/587 Esas (İstanbul 33. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/27 Esas dosyasına devredilen) dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelan Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur. 8794/1-1 ————— Isparta 2. İcra Müdürlüğünün 1998/3568 sayılı dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelan Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur. 8795/1-1 [R.G.12 Kasım 2011 – 28110] —— • —— Adalet Bakanlığından: MÜNHAL NOTERLİKLER Aşağıda 2010 yılı gayri safı gelirleri ve isimleri yazılı olan birinci sınıf Yenimahalle Dördüncü Noterliği 23 Aralık 2011, Üsküdar Onaltıncı Noterliği 25 Aralık 2011, Gebze Beşinci Noterliği 27 Aralık 2011, Beyoğlu Yirmiyedinci Noterliği ve Gaziosmanpaşa Beşinci Noterliği 1 Ocak 2012, Beşiktaş Sekizinci Noterliği, Gaziosmanpaşa Sekizinci Noterliği ve Denizli Beşinci Noterliği 10 Ocak 2012 tarihlerinde yaş tahdidi nedeniyle boşalacaktır. 1512 sayılı Noterlik Kanununun 22 ve müteakip maddeleri gereğince BİRİNCİ SINIF NOTERLERDEN bu noterliklere atanmaya istekli olanların ilan tarihinden itibaren bir ay içinde Bakanlığımıza veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurmaları gerekmektedir. Posta ile doğrudan doğruya Bakanlığa gönderilmiş olan dilekçeler başvurma süresi içinde Bakanlığa gelmediği takdirde atama işleminde nazara alınmaz. Noterlik Kanununun 22 nci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca ilan olunur. SIRA NO: NOTERLİĞİN ADI :2010 YILI GAYRİ SAFİ GELİRLERİ 1 - BEŞİKTAŞ SEKİZİNCİ NOTERLİĞİ 1.294.842,77.-TL. 2 - BEYOĞLU YİRMİYEDİNCİ NOTERLİĞİ2.066.345,64.-TL. 3 - DENİZLİ BEŞİNCİ NOTERLİĞİ 680.805,30.-TL. 4 - GAZİOSMANPAŞA BEŞİNCİ NOTERLİĞİ859.023,92.-TL. 5 - GAZİOSMANPAŞA SEKİZİNCİ NOTERLİĞİ833.787,12.-TL. 6 - GEBZE BEŞİNCİ NOTERLİĞİ 1.181.871,38.-TL. 7 – ÜSKÜDAR ONALTINCI NOTERLİĞİ1.458.788,99.-TL. 8 – YENİMAHALLE DÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ805.405,13.-TL. 8880/1-1 [R.G.15 Kasım 2011 – 28113] —— • —— Adalet Bakanlığından MÜNHAL NOTERLİK 2010 yılı gayri safi geliri 121.009,49.TL. olan üçüncü sınıf Sürmene Noterliği 4 Ocak 2012 tarihinde yaş tahdidi nedeniyle boşalacaktır. 1512 sayılı Noterlik Kanununun 22 ve müteakip maddeleri gereğince BİRİNCİ SINIF, İKİNCİ SINIF, ÜÇÜNCÜ SINIF NOTERLERDEN VE NOTERLİK BELGESİ SAHİPLERİNDEN bu noterliğe atanmaya istekli olanların ilan tarihinden itibaren bir ay içinde Bakanlığımıza veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurmaları gerekmektedir. Başvuruda bulunan ve belge numarası 8000’in altında olan belge sahiplerinin başvuru dilekçelerine 1512 sayılı Noterlik Kanununun 23 üncü maddesi gereğince sabıka kaydı, sağlık raporu, mal bildirimi, kayıtlı olunan barodan hakkında soruşturma ya da disiplin cezası olup, olmadığına ilişkin belge, vukuatlı nüfus kayıt örneği ve Cumhuriyet Başsavcılıklarından temin edilebilecek beyannameyi eklemeleri gerekmektedir. Eksik belgelerin ilan tarihinden itibaren bir ay içinde tamamlamayan kişilerin istemi dikkate alınmaz. Posta ile doğrudan doğruya Bakanlığa gönderilmiş olan dilekçeler ve ekleri başvurma süresi içinde Bakanlığa gelmediği takdirde atama işleminde dikkate alınmaz. Aynı kanunun değişik 30 uncu maddesi uyarınca atanma emrinin tebellüğünden sonra vazgeçme halinde noterlik belgesi sahipleri de noterler gibi istifa etmiş sayılacaktır. İlan olunur. 8909/1-1 [R.G.17 Kasım 2011 – 28115] —— • —— Adalet Bakanlığından: Ilgın Sulh Hukuk Mahkemesinin 1984/152 Esas, 1984/281 Karar Sayılı dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun Hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilan olunur. 9098/1-1 [R.G.23 Kasım 2011 – 28121] —— • —— Adalet Bakanlığından: Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1964/604 esas, 1969/15 karar sayılı dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun Hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilan olunur. [R.G.23 Kasım 2011 – 28121] —— • —— Adalet Bakanlığından : MÜNHAL NOTERLİKLER Aşağıda 2010 yılı gayrisafi gelirleri ve isimleri yazılı olan İKİNCİ SINIF noterlikler münhaldir. 1512 sayılı Noterlik Kanununun 22 ve müteakip maddeleri gereğince BİRİNCİ SINIF VE İKİNCİ SINIF noterlerden bu noterliklere atanmaya istekli olanların ilan tarihinden itibaren bir ay içinde Bakanlığımıza veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurmaları gerekmektedir. Posta ile doğrudan doğruya Bakanlığa gönderilmiş olan dilekçeler başvuru süresi içinde Bakanlığa gelmediği takdirde atama işleminde nazara alınmaz. İlan olunur. SIRA NO NOTERLİĞİN ADI GAYRİSAFİ GELİRİ 1AFYONKARAHİSAR BİRİNCİ NOTERLİĞİ622.602,40.-TL. 2AMASYA BİRİNCİ NOTERLİĞİ 505.105,09.-TL. 3BANDIRMA DÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ 213.059,38.-TL. 4ÇANAKKALE DÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ132.143,37.-TL. 5ÇANKIRI İKİNCİ NOTERLİĞİ 285.461,79.-TL. 6ÇİVRİL NOTERLİĞİ 275.977,06.-TL. 7DİNAR NOTERLİĞİ 321.676,60.-TL. 8DÜZCE BİRİNCİ NOTERLİĞİ 352.590,19.-TL. 9EDİRNE DÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ 216.601,89.-TL. 2010 YILI 10111213141516171819202122232425- EREĞLİ (KONYA) İKİNCİ NOTERLİĞİ477.420,08.-TL. GİRESUN İKİNCİ NOTERLİĞİ 264.216,49.-TL. GÖLCÜK ÜÇÜNCÜ NOTERLİĞİ 297.084,58.-TL. KAHRAMANMARAŞ ALTINCI NOTERLİĞİ250.245,40.-TL. KAHRAMANMARAŞ YEDİNCİ NOTERLİĞİ280.321,54.-TL. KIZILTEPE BİRİNCİ NOTERLİĞİ 475.953,69.-TL. MUĞLA DÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ 311.379,77.-TL. NURDAĞI NOTERLİĞİ 341.321,62.-TL. OF NOTERLİĞİ 289.523,29.-TL. ORDU BİRİNCİ NOTERLİĞİ 287.140,51.-TL. SULUOVA NOTERLİĞİ 187.856,26.-TL. TARSUS DÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ 293.521,21.-TL. TİRE BİRİNCİ NOTERLİĞİ 219.577,85.-TL. TURHAL BİRİNCİ NOTERLİĞİ 207.207,07.-TL. YOZGAT İKİNCİ NOTERLİĞİ 304.428,31.-TL. YÜKSEKOVA NOTERLİĞİ 367.655,17.-TL. 9172/1-1 [R.G.26 Kasım 2011 – 28124] —— • —— Adalet Bakanlığından : MÜNHAL NOTERLİKLER Aşağıda 2010 yılı gayrisafi gelirleri ve isimleri yazılı olan BİRİNCİ SINIF NOTERLİKLER münhaldir. 1512 sayılı Noterlik Kanununun 22 ve müteakip maddeleri gereğince BİRİNCİ SINIF NOTERLERDEN BU NOTERLİKLERE atanmaya istekli olanların ilan tarihinden itibaren bir ay içinde Bakanlığımıza veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurmaları gerekmektedir. Posta ile doğrudan doğruya Bakanlığa gönderilmiş olan dilekçeler başvuru süresi içinde Bakanlığa gelmediği takdirde atama işleminde nazara alınmaz. İlan olunur. SIRA NO NOTERLİĞİN ADI GAYRİSAFİ GELİRİ 1BAKIRKÖY OTUZBİRİNCİ NOTERLİĞİ998.971,81.-TL. 2BÜYÜKÇEKMECE DÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ1.517.517,17.-TL. 3EYÜP BİRİNCİ NOTERLİĞİ 981.800,99.-TL. 4İZMİR DÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ 446.624,45.-TL. 5MERSİN BEŞİNCİ NOTERLİĞİ 761.830,21.-TL. 6ÜSKÜDAR ONDÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ704.321,44.-TL 2010 YILI 9173/1-1 [R.G.26 Kasım 2011 – 28124] —— • —— Adalet Bakanlığından : İLANLAR İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 1999/679 Esas sayılı dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilan olunur. 9165/1-1 ————— Beykoz İcra Müdürlüğünün 2007/447 sayılı takip dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur. 9166/1-1 ————— İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün (Kapatılan Şişli 4. İcra Müdürlüğü) 2010/1993 sayılı takip dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına; karar verildiği ilân olunur. 9167/1-1 ————— İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün (Kapatılan Şişli 4. İcra Müdürlüğü) 2010/1260 sayılı dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur. 9168/1-1 ————— İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün (Kapatılan Şişli 4. İcra Müdürlüğü) 2010/25188 sayılı dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle Mahkeme vc Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur. ————— İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün (Kapatılan Şişli 4. İcra Müdürlüğü) 2010/29942 sayılı takip dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur. 9170/1-1 ————— İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün (Kapatılan Şişli 4. İcra Müdürlüğü) 2010/28714 sayılı takip dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilan olunur. 9171/1-1 [R.G.26 Kasım 2011 – 28124] —— • —— TEBLİĞLER Sosyal Güvenlik Kurumundan: SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ MADDE 1- 25/3/2010 tarihli ve 27532 sayılı 1. Mükerrer Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği” nin "Ayakta Tedavide Hekim ve Diş Hekimi Muayenesi Katılım Payı” başlıklı 3.2.1 numaralı maddesinde aşağıda belirtilen düzenlemeler yapılmıştır. a) Altıncı fıkrasında yer alan “ve 3.1.3.C numaralı maddelerinde” ibaresi “numaralı maddesinde” olarak değiştirilmiştir. b) Sekizinci fıkra olarak aşağıdaki düzenleme eklenmiştir. “(8) Bu maddede yer alan genel hükümler saklı kalmak kaydıyla; birinci basamak sağlık kuruluşları muayeneleri, Kurumca belirlenen kronik hastalıklar ve acil haller hariç olmak üzere 10 gün içerisinde aynı branşta farklı sağlık hizmet sunucusuna yapılan başvurularda bu maddede belirtilen ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi katılım payı tutarları 5 (Beş) TL artırılarak tahsil edilir. Artırılan 5 TL’ lik tutar; Kurumdan gelir ve aylık alanlar ile bakmakla yükümlü oldukları kişiler için gelir ve aylıklarından, diğer kişiler için ise, eczanelere müracaat aşamasında eczanelerce kişilerden tahsil edilir.” MADDE 2- “Yurtdışı tedavi sağlık kurulu raporu” başlıklı 4.4.3.A-1 numaralı maddesinin üçüncü fıkrasına son cümle olarak aşağıdaki düzenleme ilave edilmiştir. “Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı tıp fakültesi hastaneleri tarafından kendi mevzuatına uygun düzenlenen yurt dışı tedaviye ilişkin sağlık kurulu raporlarının Sağlık Bakanlığınca onaylanmış olması yeterli sayılacaktır.” MADDE 3- SUT’un “Yardımcı üreme yöntemi tedavileri” başlıklı 4.5.4.K numaralı maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “4.5.4.K- Yardımcı üreme yöntemi tedavileri (1) İnvitro fertilizasyon işlemleri (IVF), 5510 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde tanımlanan “yardımcı üreme yöntemi” olarak kabul edilir. Ovulasyon indüksiyonu (OI) ve intrauterin inseminasyonu (IUI) işlemi bu kapsamda değerlendirilmez. 4.5.4.K.1- İnvitro Fertilizasyon (IVF) (1) Evli olmakla birlikte eşlerden herhangi birinin evlat edinilmiş çocukları hariç soy bağı kurulmuş sağ çocuğunun olmaması koşuluyla; genel sağlık sigortalısı kadın ise kendisine, erkek ise bakmakla yükümlü olduğu karısına, en fazla iki deneme (siklus) ile sınırlı olmak üzere uygulanan IVF tedavilerine ilişkin giderler, aşağıda belirtilen şartların birlikte gerçekleşmesi halinde Kurumca karşılanır. a) Yapılan tıbbî tedavileri sonrasında normal tıbbî yöntemlerle çocuk sahibi olamadığının ve ancak yardımcı üreme yöntemi ile çocuk sahibi olabileceğine dair sağlık kurulu raporu düzenlenmiş olması, b) 23 yaşını doldurmuş, 40 yaşından gün almamış olması, c) Uygulamanın yapıldığı merkezin Kurum ile sözleşmeli olması, ç)En az beş yıldır genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olunan kişi olup, 900 gün genel sağlık sigortası prim gün sayısının olması veya halen genel sağlık sigortalısı olan kadının bu bentteki koşulları taşımaması halinde eşinin gerekli koşulları sağlaması, d) Son üç yıl içinde diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alınamamış olduğunun Kurumla sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusu sağlık kurulları tarafından belgelenmesi. (2) IVF tedavisine başlanan kadının IVF uygulama tarihinde (Embriyo transferinin yapıldığı tarih) 40 yaşından gün almış olması durumunda, IVF tedavisine ait bedeller, tedaviye daha önce başlanmış olsa dahi Kurumca karşılanmaz. Örnek; 08 Mart 1985 doğumlu kadının, IVF tedavisi giderlerinin karşılanabilmesi için; 08 Mart 2008 tarihinden sonra, 08 Mart 2024 tarihinden önce IVF uygulamasının yapılmış olması gerekir. (3) Kuruma devredilen sosyal güvenlik kurumlarınca daha önce ödenen tüp bebek tedavileri, işlem adetlerinin hesaplanmalarında dikkate alınır. (4) IVF bedellerinin ödenebilmesi için IVF uygulanacak kadında gebeliğin sürdürülmesine engel olabilecek sistemik hastalığın bulunmadığının IVF tedavisi için gerekli sağlık kurulu raporunda belirtilmesi yeterlidir. 4.5.4.K.1.1- IVF endikasyonları a)Erkek faktörü: Üro-androlojik tedaviye rağmen, en az 15 gün aralarla yapılan üç ayrı spermiyogramın hepsinde total progresif motil sperm sayısının 5 milyondan az olduğu oligoastenospermi olguları ile azoospermi olguları. b) Kadın faktörü: 1-Tubal faktör: Primer silier diskinezi - Kartegener Sendromu varlığı, laparoskopi ile onaylanmış bilateral tam tubal tıkanıklık saptanan (ağır distal tubal hastalık, bilateral organik proksimal tubal tıkanıklık, bilateral tubal tıkanıklık veya tüp yokluğu olan) olgular, ağır pelvik yapışıklık belirlenen veya tubal cerrahi (laparoskopi veya açık cerrahi ile ) sonrasında gebe kalamayan olgular. 2-Endometriozis: Hafif ve orta derece endometriozis, ileri evre (evre 3-4) endometriozis. 3-Hormonal - ovulatuar bozukluklar: DSÖ Grup I-II hastalarda anovulasyonda standart tedaviye yanıtsız olgular. c) Açıklanamayan infertilite: Hem erkek, hem de kadının tetkiklerinin normal olmasına ve gonadotropinlerle en az iki deneme OI + IUI uygulanmasına rağmen evlilik tarihinden itibaren 3 yıl veya daha uzun süreli gebe kalamama hali. ç) Diğer endikasyonlar: Kötü ovaryan yanıtlı veya düşük ovaryan rezervli olgular. 4.5.4.K.1.2- Sağlık Kurulu Raporu (1) IVF tedavisi için gerekli sağlık kurulu raporu; bünyesinde kadın hastalıkları ve doğum kliniği ile üroloji kliniği (bünyesinde üroloji kliniği bulunmayan ancak üroloji uzman hekiminin konsültan olarak görev yaptığı, eğitim verilen kadın-doğum hastaneleri dâhil) bulunan üçüncü basamak sağlık kurumlarında iki kadın hastalıkları ve doğum uzman hekimi ve bir üroloji uzman hekiminin katılımı ile oluşturulan sağlık kurulları tarafından düzenlenecektir. (2) Sağlık kurulu raporlarında; hasta yaşı, kimlik bilgileri, tanı, endikasyon, uygulanacak tedavi belirtilecek, ayrıca kullanılacak ilaçların günlük ve maksimum dozları da SUT’un 6.2.42.B maddesinde yer alan hükümler göz önünde bulundurularak sağlık kurulu raporlarında yer alacaktır. (3) Sağlık kurulu raporunda ; a) Erkek faktörü için; Oligoastenozoospermide total progresif motil sperm sayısı 5 milyondan yüksek olan olgularda iki deneme gonadotropin verilerek uygulanmış “OI + IUI” tedavisinin yapılmış olmasına rağmen gebe kalınamadığının (5 milyondan az olan oligoastenozoospermi olguları ile azoospermi olgularında bu şart aranmaz), b) İleri evre (evre 3-4) endometriozis olgularında; Endometriozis cerrahisi tedavisinden sonra bir yıl gebeliğin sağlanamadığının veya cerrahi tedavi sonrası iki deneme gonadotropin verilerek uygulanmış “OI + IUI” tedavisi sonrası gebelik elde edilemediğinin, c) Hafif ve orta derece endometriozis olgularında; En az iki deneme gonadotropinlerle “OI + IUI” tedavisi sonrası gebelik elde edilemediğinin, ç) Açıklanamayan infertilite olgularında; En az iki deneme gonadotropinlerle “OI + IUI” tedavisi sonrası gebelik elde edilemediğinin, belirtilmiş olması gereklidir. Ancak; a) Primer silier diskinezi-Kartegener Sendromu varlığında, b) Laparoskopi ile onaylanmış bilateral tam tubal tıkanıklık saptanan (ağır distal tubal hastalık, bilateral organik proksimal tubal tıkanıklık, bilateral tubal tıkanıklık veya tüp yokluğu olan) olgularda, c) Ağır pelvik yapışıklık belirlenen veya tubal cerrahi (laparoskopi veya açık cerrahi ile) sonrasında bir yıl içinde gebe kalamayan olgularda, ç) DSÖ Grup I-II hastalarda anovulasyonda standart tedaviye yanıtsız olgularda, tanıya dayanak teşkil eden klinik ve laboratuar bulgularının sağlık kurulu raporunda belirtilmesi koşuluyla, IVF öncesinde “OI ve/veya OI+IUI” tedavisi yapılma şartı aranmaz. (4) Sağlık kurulu raporunun düzenlendiği tarihten itibaren 6 (altı) ay içinde IVF uygulamasının yapılmaması halinde yeniden sağlık kurulu raporu düzenlenmesi gereklidir. Ancak bu süre içerisinde ilaçlar temin edilmiş ise temin edilen ilaçlar maksimum doz hesabında dikkate alınır. (5) İkinci IVF tedavisi için de yeniden sağlık kurulu raporu düzenlenmesi gereklidir. 4.5.4.K.1.3. IVF Tedavi Bedellerinin Ödenmesi (1) IVF tedavisi, SUT eki EK-9 Listesinde belirtilen bedel esas alınarak faturalandırılır. Bu bedele; IVF tedavisi kapsamında yapılan ovulasyon takibi, oosit aspirasyonu, sperm-oosit hazırlanması ve inkübasyonu, ICSI (mikro enjeksiyon), invaziv sperm elde etme yöntemleri, işlem öncesi kadın ve erkeğe yapılan tetkik ve tahlil bedelleri, kullanılan her türlü sarf malzemesi ile embriyo transferi dahildir. (2) Embriyo freezing bedeli, sadece birinci denemeden sonra SUT eki EK-8 Listesinde yer alan bedel üzerinden faturalandırılabilir. (3) Hastaya IVF uygulamasının yapılamaması durumunda; bu süreye kadar yapılan işlemler SUT eki EK-8 Listesi üzerinden %10 indirim yapılarak faturalandırılır. Bu durumda söz konusu işlemler deneme sayısına dahil edilmeyecektir. Ancak kullanılan ilaçlar maksimum doz hesabında dikkate alınır. (4) IVF tedavisinin, freezing işlemi uygulanan embriyonun transferi ile yapılması durumunda işlemler, SUT eki EK-9 Listesinde yer alan “Freezing işlemi uygulanan embriyonun transferi” işlemi üzerinden faturalandırılacaktır. Bu durumda söz konusu işlem, deneme sayısına dahil edilecektir. (5) Yaş faktörü, embriyo kalitesi ve benzeri tıbbî zorunluluk hallerinin uygulamayı yapan hekim tarafından gerekçesinin belgelendirildiği durumlar hariç olmak üzere birden fazla embriyo transfer edilmesi nedeniyle birden fazla gerçekleşen doğumlarda, bebeklere ait taburcu edilinceye kadar ortaya çıkacak sağlık hizmeti bedelleri Kurumca ödenmez. Sözkonusu bebeklerin tedavilerinin embriyo transfer işlemini gerçekleştiren sağlık hizmeti sunucusu dışındaki sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusunda yapılması halinde söz konusu giderler Kurumca karşılanır ancak ödenen bedeller embriyo transfer işlemini yapan merkezden mahsup edilir. 4.5.4.K.1.4. Kayıtların Tutulması (1) Kurumla sözleşmeli üremeye yardımcı tedavi merkezlerinde, IVF kapsamında yapılan her türlü tıbbi işlemin kaydının tutulması ve tutulan kayıtların denetim esnasında ibrazı zorunludur. Bu kayıtların doğru ve sağlıklı bir şekilde tutulması ve muhafazasında, merkez sorumlusu ve ruhsat (uygunluk belgesi) sahibi kişiler, müşterek ve müteselsilen yükümlüdür. (2) Evli çiftlerin çocuklarının olup olmadığı ile eşler için vukuatlı nüfus kayıt örneği, merkezde tutulan hasta dosyasında saklanacaktır. 4.5.4.K.2 Kök Hücre Vericisi Kardeş Doğmasına Yönelik IVF Tedavisi (1) Hasta çocuk sahibi olup, tedavisinin başka tıbbî bir yöntemle mümkün olmaması ve tıbben zorunlu görülmesi halinde bu çocuğun tedavisi amaçlı preimplantasyon genetik tarama yapılarak uygun kök hücre vericisi kardeş doğmasına yönelik olarak, bünyesinde kemik iliği transplantasyon merkezi bulunan üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucuları sağlık kurulları tarafından hasta çocuk adına düzenlenen bu durumların belirtildiği genetik uzmanının yer aldığı sağlık kurulu raporuna dayanılarak yapılan IVF tedavilerine ilişkin giderler, SUT’un 4.5.4.K.1 numaralı maddesinde yer alan hükümler uygulanmaksızın Kurumca karşılanır. Bu durum dışında preimplantasyon genetik tarama ve bu işlem ile birlikte yapılan IVF bedelleri Kurumca karşılanmaz. (2) Aileler, söz konusu sağlık kurulu raporuna istinaden Kurumla sözleşmeli üremeye yardımcı tedavi merkezlerinden (tüp bebek merkezi) birine başvurabilirler. (3) Sağlık kurulu raporu ile belirlenen ilaç dozları için SUT’un 6.2.42.C maddesinde yer alan hükümler geçerlidir.” MADDE 4- SUT’un “Yol, Gündelik, Refakatçi, Ambulans Giderleri” başlıklı 5 numaralı maddesinin madde başlığı “Yol ve Gündelik Giderleri” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 5- SUT’un “Refakatçi Yemek ve Yatak Gideri” başlıklı 5.1 numaralı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “…SUT eki EK-8 listesinde yer alan “Refakat” puanı esas alınarak” ibaresinden sonra gelmek üzere “sağlık hizmeti sunucusunca fatura edilmesi halinde” ibaresi eklenmiştir. MADDE 6- SUT’un “Yol Gideri ve Gündelik” başlıklı 5.2 numaralı maddesinde aşağıda belirtilen düzenlemeler yapılmıştır. a) Birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “Sevkin, SUT eki “Hasta sevk formu” (EK-4/A) ile veya bu formda istenilen bilgilerin yer aldığı belge tanzim edilerek yapılmış olması gerekmekte olup sevk belgesinde hekim imza ve kaşesinin dışında ayrıca başhekim onayı aranmayacaktır. EK-4/A formunun elektronik ortamda alınmaya başlanılması durumunda ayrıca basılı olarak istenilip istenilmeyeceği, onay süreci ve diğer gönderilme usulleri Kurumca belirlenecektir.” b) İkinci fıkrasının (a) bendine son cümle olarak aşağıdaki cümle ilave edilmiştir. “Organ naklinin gerçekleştirilememiş olması ilgili giderlerinin ödenmesine engel teşkil etmez.” c) İkinci fıkrasına (d) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki düzenleme ilave edilmiştir. “e) İkinci veya üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucusu bulunmayan ilçelerde, birinci basamak resmi sağlık kuruluşu tarafından yapılan sevklere ilişkin yol gideri, en yakın ikinci basamak sağlık hizmeti sunucusunun bulunduğu yerleşim yeri esas alınarak karşılanır.” MADDE 7- SUT’un “Yol gideri” başlıklı 5.2.1 numaralı maddesinin üçüncü fıkrasına (d) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki düzenleme ilave edilmiştir. “e) Meslek hastalığı tedavisi ve/veya kontrolü nedeniyle meslek hastalığı hastanesine yapılan sevkler.” MADDE 8- SUT’un “Mutat taşıt dışı araç ile nakile ilişkin yol giderlerinin ödenmesi” başlıklı 5.2.1.A numaralı maddesinde aşağıda belirtilen düzenlemeler yapılmıştır. a) Birinci fıkrasına son cümle olarak aşağıdaki ibare ilave edilmiştir. “Sağlık kurulu raporlarının elektronik ortamda alınmaya başlanılması durumunda ayrıca basılı olarak istenilip istenilmeyeceği, onay süreci ve diğer gönderilme usulleri Kurumca belirlenecektir.” b) İkinci fıkrasının son cümlesinde yer alan “Ancak” ifadesi “Bu tedaviler için düzenlenen ” olarak değiştirilmiştir. MADDE 9- SUT’un “Gündelik ücreti” başlıklı 5.2.2 numaralı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “Yatarak tedavilerde hasta ve refakatçisine yalnızca gidiş ve dönüş tarihi için gündelik ödenecek olup, yatarak tedavi gördüğü diğer günlerde ayrıca gündelik ödenmez. Hasta ve refakatçisinin yemek ve yatak giderleri SUT’un 5.1.(1) maddesi doğrultusunda Kurumca ayrıca karşılanacaktır.” MADDE 10- SUT’un “Reçete ve Sağlık Raporlarının Düzenlenmesi” başlıklı 6.1.1 numaralı maddesinde aşağıda yer alan düzenlemeler yapılmıştır. a) “Sağlık raporlarının düzenlenmesi” başlıklı 6.1.1.C numaralı alt maddesinin (1), (6) ve (10) numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “(1) Sağlık rapor formatları ile bu raporların tasdik, mühür ve diğer uygulamalarında Sağlık Bakanlığı mevzuatı ve Medula sistemindeki düzenlemelere uyulacaktır. (6) Hasta kimlik bilgileri veya ilaç adına ilişkin yazım hataları ile SUT hükümlerine göre eksikliği bulunan (ilacın kullanım dozu, etken madde, kullanım süresi, ilgili hekim onayı veya tedavi şeması, ICD-10 kodu) sağlık raporları, bu düzeltmelerin aslına sadık kalmak kaydıyla; uzman hekim raporlarında, raporun çıktığı hastanede raporu düzenleyen hekim tarafından (bu hekimin bulunmaması halinde aynı branştan hekim), sağlık kurulu raporlarında ise raporda yer alan hekimlerden biri tarafından yapılması, raporlar elektronik ortamda düzenlenmiş ise; bu düzeltmelerin başhekimlik tarafından elektronik ortamda onaylanması koşuluyla, düzeltmeye esas reçete tarihinden itibaren süresinin sonuna kadar geçerlidir. (10) Elektronik rapor uygulamasında; SUT’ta geçen uzman hekim ve sağlık kurulu raporu ifadeleri “E-Rapor”, ıslak imza ve başhekimlik mührü ifadeleri de “elektronik imza” veya elektronik imza çalışmaları tamamlanıncaya kadar “Başhekimlik tarafından elektronik ortamda onaylama” olarak değerlendirilecektir.” b) “Reçetelere yazılabilecek ilaç miktarı” başlıklı 6.1.1.Ç numaralı alt maddesine aşağıdaki düzenleme (7) numaralı fıkra olarak ilave edilmiştir. “(7) Tebliğdeki “1 aylık doz”; 28, 29 ve 30 günlük kullanım sürelerini ifade eder.” MADDE 11- SUT’un “Hasta Katılım Payından Muaf İlaçlar (EK-2)” başlıklı 6.1.2 numaralı maddesine aşağıda yer alan düzenleme (6) numaralı fıkra olarak ilave edilmiştir. “(6) Kurumca katılım payından muaf tutulan hastalıklar, hastalıkları tanımlayan ICD10 kodları ve bu hastalıklarda kullanılacak ilaçlar, Kurumun resmi internet sitesinde (www.sgk.gov.tr) yayımlanan “Hasta Katılım Payından Muaf İlaçlar Listesi” nde belirtilmiştir.” MADDE 12- SUT’un “Subkutan/İntramuskular Metotreksat, Leflunomid, Altın Preparatları, Anti-TNF İlaçlar ve Rituksimab (Romatoid Artritte) Kullanım İlkeleri” başlıklı 6.2.1 numaralı maddesinde aşağıda yer alan düzenlemeler yapılmıştır. a)“Subkutan/İntramuskular Metotreksat, Leflunomid, Altın Preparatları, Anti-TNF İlaçlar ve Rituksimab (Romatoid Artritte) Kullanım İlkeleri” başlıklı 6.2.1 numaralı maddenin başlığı aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “6.2.1. Leflunomid, Altın Preparatları, Anti-TNF İlaçlar ve Rituksimab (Romatoid Artritte) Kullanım İlkeleri” b) “Subkutan/intramuskular metotreksat” başlıklı 6.2.1.A alt maddesi çıkarılmıştır. c) “Leflunomid” başlıklı 6.2.1.B alt madde numarası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “6.2.1.A- Leflunomid” ç) “Altın preparatları” başlıklı 6.2.1.C alt madde numarası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “6.2.1.B- Altın preparatları” d) “Biyolojik ajanlardan Anti TNF ilaçlar, rituksimab ve abatasept kullanım ilkeleri” başlıklı 6.2.1.Ç numaralı alt maddenin ve 6.2.1.Ç-1, 6.2.1.Ç-2, 6.2.1.Ç-3 numaralı alt maddelerin madde numaraları aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “6.2.1.C-Biyolojik ajanlardan Anti TNF ilaçlar, rituksimab ve abatasept kullanım ilkeleri 6.2.1.C-1- Anti TNF (Tümor Nekrözis Faktör) ilaçlar 6.2.1.C-2- Rituksimab 6.2.1.C-3-Abatasept” MADDE 13- SUT’un “Enteral beslenme ürünleri” başlıklı 6.2.8.A numaralı maddesinin (1) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(1) Yatan hastalar dışında, normal çocuk beslenmesinde kullanılanlar hariç olmak üzere malnütrisyonu olanlar ve/veya malabsorpsiyonlu olanlar veya oral beslenemeyen ancak enteral beslenmesi gereken hastalar ile doğuştan metabolik hastalığı olanlar ve/veya kistik fibrozisi olanlara sağlık kurulu raporuna dayanılarak uzman hekimlerce reçete edilmesi halinde bedeli ödenir. Bu Tebliğ’in yürürlük tarihinden önce düzenlenen uzman hekim raporları süresi sonuna kadar geçerlidir.” MADDE 14- SUT’un “Cinacalcet kullanım ilkeleri” başlıklı 6.2.9.D numaralı maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “(3) Yukarıdaki hasta gruplarında PTH düzeyi 400 pg/ml nin altına düşen hastalarda cinacalcet tedavisi kesilir. (4) Hemodiyaliz veya periton diyaliz tedavisi altındaki hastalarda, başlangıç değerleri nefroloji uzmanınca düzenlenen raporda belirtilmek kaydıyla, nefroloji uzmanları veya diyaliz sertifikalı uzman hekimler tarafından en fazla 3 ay öncesine ait Ca ve PTH değerleri reçete üzerinde belirtilir. Reçete tekrarında yeni tetkik sonuçlarının reçete üzerinde belirtilmesi gerekmektedir.” MADDE 15- SUT’un “Lizozomal Hastalıklar İçin Tedavi İlkeleri” başlıklı 6.2.10 numaralı maddesinde aşağıda yer alan düzenlemeler yapılmıştır. a) “Rapor ve reçeteleme koşulları” başlıklı 6.2.10.B.2 alt maddesinin (1) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “(1) Hasta adına, gastroenteroloji, çocuk metabolizma veya endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzman hekimlerinden en az birinin yer aldığı sağlık kurulu raporu düzenlenir. Raporda; teşhis, başlangıç ve devam kriter/ kriterleri ile ilgili tüm bilgiler yer alır. Rapor süresi 6 aydır. Bu rapora dayanılarak yine bu hekimler ve nefroloji uzman hekimince, bu hekimlerin bulunmadığı yerlerde ise çocuk sağlığı ve hastalıkları veya iç hastalıkları uzman hekimlerince reçete düzenlenir. b) “Enzim Tedavisine Başlama ve Sonlandırma Kriterleri” başlıklı 6.2.10.C.1 numaralı alt maddesinin (f) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “f) Tip I Mukopolisakkaridozda; Kemik iliği replasman tedavisinin başarısız olduğu hastalarda, enzim tedavisine devam kararı hastayı takip eden hekim tarafından yukarıda belirlenen kriterlere göre verilecektir.” c) “Rapor ve reçeteleme koşulları” başlıklı 6.2.10.C.2 numaralı alt maddesinin (1) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “(1) Hasta adına, gastroenteroloji, çocuk metabolizma veya endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzman hekimlerinden en az birinin yer aldığı sağlık kurulu raporu düzenlenir. Raporda; teşhis, başlangıç ve devam kriter/kriterleri ile ilgili tüm bilgiler yer alır. Rapor süresi 6 aydır. Bu rapora dayanılarak yine bu hekimlerce, bu hekimlerin bulunmadığı yerlerde ise çocuk sağlığı ve hastalıkları veya iç hastalıkları uzman hekimlerince reçete düzenlenir. ç) “Rapor ve reçeteleme koşulları” başlıklı 6.2.10.Ç.2 numaralı alt maddesinin (1) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “(1) Hasta adına, gastroenteroloji, çocuk metabolizma veya nöroloji uzman hekimlerinden en az birinin yer aldığı sağlık kurulu raporu düzenlenir. Raporda; teşhis, başlangıç ve devam kriter/ kriterleri ile ilgili tüm bilgiler yer alır. Rapor süresi 1 yıldır. Bu rapora dayanılarak yine bu hekimlerce, bu hekimlerin bulunmadığı yerlerde ise çocuk sağlığı ve hastalıkları veya iç hastalıkları uzman hekimlerince reçete düzenlenir.” d) “Enzim Tedavi Kriterleri” başlıklı 6.2.10.D.1 numaralı alt maddesinin başlığı aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “6.2.10.D.1- Tedavi Kriterleri” e) “Rapor ve reçeteleme koşulları” başlıklı 6.2.10.D.2 numaralı alt maddesinin (1) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “(1) Hasta adına, gastroenteroloji, çocuk metabolizma veya nöroloji uzman hekimlerinden en az birinin yer aldığı sağlık kurulu raporu düzenlenir. Raporda; teşhis, başlangıç ve devam kriter/ kriterleri ile ilgili tüm bilgiler yer alır. Rapor süresi 6 aydır. Bu rapora dayanılarak yine bu hekimlerce, bu hekimlerin bulunmadığı yerlerde ise çocuk sağlığı ve hastalıkları veya iç hastalıkları uzman hekimlerince reçete düzenlenir.” MADDE 16- SUT’un “Spesifik olmayan/gamma/polivalan immünglobulin (IVIg) ler” başlıklı 6.2.12.B numaralı maddesinin (2) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(2) Sağlık Bakanlığınca onaylı diğer endikasyonlar için; hematoloji, tıbbi onkoloji, enfeksiyon hastalıkları, immünoloji veya romatoloji, üniversite ile eğitim ve araştırma hastanelerinde ise bu hekimlere ilave olarak iç hastalıkları veya çocuk sağlığı ve hastalıkları uzman hekimlerinden biri tarafından düzenlenen uzman hekim raporuna dayanılarak uzman hekimler tarafından reçete edilir. (Birdshot retinokoroidopati endikasyonu ödenmez)” MADDE 17- SUT’un “Hepatit Tedavisi” başlıklı 6.2.13 numaralı maddesinde aşağıda yer alan düzenlemeler yapılmıştır. a) “Kronik Hepatit B tedavisi” başlıklı 6.2.13.A numaralı alt maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “a) Erişkin Hastalarda; Karaciğer biyopsisinde HAI≥6 veya fibrozis≥2,” b) “Kronik Hepatit B tedavisi” başlıklı 6.2.13.A numaralı alt maddesinin (3) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “(3) Erişkin hastalarda İnterferonlar ve pegile interferonlar ALT değeri normalin üst sınırının 2 katını geçen, HBeAg negatif olan ve HBV DNA ≤ 10 7 kopya/ml olan hastalar ile HBeAg pozitif olan ve HBV DNA ≤ 109 olan hastalarda kullanılabilir. İnterferonlar ve pegile interferonlar kronik hepatit B hastalarında en fazla 48 hafta süreyle kullanılabilir.” c) “Kronik Hepatit B tedavisi” başlıklı 6.2.13.A numaralı alt maddesinin (5) numaralı fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “a) HBV DNA ≤ 107 kopya/ml (2.000.000 IU/ml) ise günde 100 mg lamivudin veya 600 mg telbivudin ile başlanır. Tedavinin 24 üncü haftasında HBV DNA 50 IU/ml (300 kopya/ml) ve üzerinde olan hastalarda diğer oral antiviraller kullanılabilir.” ç) “Kronik Hepatit B tedavisi” başlıklı 6.2.13.A numaralı alt maddesinin (6) numaralı fıkrasının (a) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “a) Oral antiviral tedavisi alan hastalarda negatif olan HBV DNA’nın pozitifleşmesi veya HBV DNA’nın 10 kat yükselmesi ile başka bir oral antiviral ajana geçilebilir veya almakta oldukları tedaviye ikinci bir oral antiviral eklenebilir. Başka bir antiviralden lamivudine geçişte ve entekavir veya adefovir tedavisinden tenofovir tedavisine geçişte bu koşullar aranmaz. Lamivudin veya telbivudin tedavisinin 24 üncü haftasında HBV DNA 50 IU/ml (300 kopya/ml) ve üzerinde olan hastalarda diğer oral antiviraller kullanılabilir. Ancak bu tedavilerin 24 üncü haftasında HBV DNA 50 IU/ml (300 kopya/ml) altında ise başka bir oral antiviral ajana geçilemez veya eklenemez.” d) “Kronik Hepatit B tedavisi” başlıklı 6.2.13.A numaralı alt maddesinin (7) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “(7) Oral antiviral tedavinin sonlandırılması a)Her yenilenen raporda tek başına HBsAg pozitifliği veya HBsAg negatifliği ile birlikte Anti-HBs negatifliği raporda belirtilmelidir. b) Oral antiviral tedavi, HBsAg negatif hastalarda Anti- HBs pozitifleştikten sonra en fazla 12 ay daha sürdürülür.” e) “Kronik Hepatit C tedavisi” başlıklı 6.2.13.E-2 numaralı alt maddesinin (1) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “(1) HCV RNA’sı pozitif hastalarda genotip tayini ile tedaviye başlanabilir.” MADDE 18- SUT’un “Kanser Tedavisinde İlaç Kullanım İlkeleri” başlıklı 6.2.14 numaralı maddesinde aşağıda yer alan düzenlemeler yapılmıştır. a) “Özel düzenleme yapılan ilaçlar” başlıklı 6.2.14.C numaralı alt maddesinin (1) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “(1) Bevacizumab, fotemustin, gefinitib, İnterleukin-2, octreotid, lanreotid, setuksimab, streptozosin; Tıbbi onkoloji uzman hekiminin yer aldığı sağlık kurulu raporu ile bu hekimlerce veya bu sağlık kurulu raporuna dayanılarak 2 nci ve 3 üncü basamak sağlık tesislerinde tüm uzman hekimlerce reçete edilir.” b) “Özel düzenleme yapılan ilaçlar” başlıklı 6.2.14.C numaralı alt maddesinin (3) numaralı fıkrasının (a) bendinin başlığı aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “a) Trastuzumab; HER- 2 immünhistokimya ile +3 veya FISH/CISH/SISH (+) olan hastalarda;” c) “Özel düzenleme yapılan ilaçlar” başlıklı 6.2.14.C numaralı alt maddesinin (3) numaralı fıkrasının (a) bendinin 2 numaralı alt maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “2- Erken evre meme kanseri endikasyonunda, tedavi süresi 9 haftadır. Tedavinin 52 haftaya tamamlanması düşünülen durumlarda; 9 haftalık tedaviden sonra “Trastuzumab Kullanımı İçin Bilgilendirilmiş Hasta Olur Formu”nun tedaviyi yürüten hekim tarafından düzenlenerek bir örneğinin Sağlık Bakanlığı’na gönderilmesi ve reçete üzerinde formun düzenlendiğinin belirtilmesi gerekmektedir. En az bir tıbbi onkoloji uzman hekiminin bulunduğu 3 ay süreli sağlık kurulu raporu ile bu hekimlerce reçete edilir. Toplam tedavi süresi 52 haftayı geçemez.” ç) “Özel düzenleme yapılan ilaçlar” başlıklı 6.2.14.C numaralı alt maddesinin (3) numaralı fıkrasının (n) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “n) Lenalidomid; en az 2 kür standart multiple myelom tedavisi (VAD, MP veya diğer standart antimiyelom rejimler) kullanım sonrası hastalık progresyonu gelişmiş hastalardan aşağıda belirtilen durumlardan birinin olması halinde; hematoloji ve/veya onkoloji uzmanının yer aldığı 3 ay süreli sağlık kurulu raporuna dayanılarak yine bu hekimler tarafından reçete edilir. 3. ay sonunda en az minör yanıt yoksa tedavi sonlandırılır. 3. ay sonunda en az minör yanıt, 6. ay sonunda en az kısmi yanıt var ise tedavi bir yıla tamamlanabilir. 1-Yeterli doz ve sürede talidomid veya bortezomib kürlerine dirençli veya EMG ile kanıtlanmış nöropati nedeni ile bu ajanların kullanılamadığı durumlarda, 2-Transplantasyon sonrasında dirençli hastalığı olan multiple myelom (MM) hastalarının tedavisinde” d) “Özel düzenleme yapılan ilaçlar” başlıklı 6.2.14.C numaralı alt maddesinin (3) numaralı fıkrasına aşağıdaki düzenleme (ö) bendi olarak ilave edilmiştir. “ö) Raltitreksed; 1-Kolorektal kanser hastalarına tıbbi onkoloji uzman hekiminin yer aldığı sağlık kurulu raporu ile bu hekimlerce veya bu sağlık kurulu raporuna dayanılarak 2 nci ve 3 üncü basamak sağlık tesislerinde tüm uzman hekimlerce reçete edilir. 2-Malign plevral mezotelyomada; üç uzman hekim tarafından düzenlenen ve tedavi protokolünü gösterir sağlık kurulu raporuna dayanılarak uzman hekimlerce reçete edilir.” e) “Özel düzenleme yapılan ilaçlar” başlıklı 6.2.14.C numaralı alt maddesinin (3) numaralı fıkrasına aşağıdaki düzenleme (p) bendi olarak ilave edilmiştir. “p) Everolimus; Daha önce sunitinib veya sorafenib kullanmış ve direnç göstermiş olan metastatik renal hücreli hastalarda en az bir tıbbi onkoloji uzmanının bulunduğu tedavi protokolünü de gösterir 6 ay süreli sağlık kurulu raporuna dayanılarak tıbbi onkologlar tarafından reçetelenir.” MADDE 19-SUT’un “Klopidogrel” başlıklı 6.2.15.A numaralı alt maddesinin (1), (2) ve (4) numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “(1) Koroner artere stent uygulanacak hastalarda; kardiyoloji veya kalp damar cerrahisi uzman hekimleri tarafından rapor aranmaksızın 24 saat öncesinden başlanabilir. Stent takılan hastalarda hastanın taburcu olmasından itibaren rapor aranmaksızın 4 haftalık doz bu hekimler tarafından reçete edilebilir. (2) Akut koroner sendrom tanısıyla hastaneye yatırılan veya müşahedeye alınan hastalarda EKG değişikliği veya troponin pozitif olan ST yükselmesiz miyokard enfarktüsü veya anstabil anginalı hastalar ile ST yükselmeli miyokard enfarktüsü hastalarında; kardiyoloji, kalp damar cerrahisi, iç hastalıkları veya acil tıp uzman hekimleri tarafından rapor aranmaksızın reçete edilebilir. Bu durumlarda hasta taburcu olduktan sonra 4 haftayı geçmemek üzere bu hekimlerden biri tarafından raporsuz veya bu uzman hekimlerce düzenlenen ve 12 ayı geçmemek üzere kullanım süresinin belirtildiği uzman hekim raporu ile diğer hekimler tarafından da reçete edilebilir. (4) Girişimsel periferik veya serebral işlemler sonucu, intrakraniyal de dahil olmak üzere tüm intravasküler (intraarteriyel veya intravenöz) stent, stentgraft, kaplı stent veya tüm intravasküler cihaz (koil, trispan, onyx veya benzeri) yerleştirilen hastalarda; kardiyoloji, iç hastalıkları, nöroloji, kalp damar cerrahisi uzman hekimleri veya girişimsel radyoloji işlemini yapan radyoloji uzman hekimi tarafından rapor aranmaksızın 24 saat öncesinden başlanabilir. Bu işlemler ile stent takılan hastanın taburcu olmasından itibaren rapor aranmaksızın 4 haftalık doz bu hekimler tarafından reçete edilebilir.” MADDE 20- SUT’un “Osteoporoz” başlıklı 6.2.17.A numaralı alt maddesinin (5) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “(5) Bifosfanat grubu ilaçlar; iç hastalıkları, FTR, ortopedi ve travmatoloji, romatoloji, tıbbi ekoloji ve hidroklimatoloji, kadın hastalıkları ve doğum, endokrinoloji uzmanları tarafından düzenlenen uzman hekim raporu ile tüm uzman hekimlerce reçete edilebilir.” MADDE 21- SUT’un “Amfoterisin-B, Kaspofungin, Anidilofungin, Vorikonazol, Posakonazol, Itrakonazol (İnfüzyon ve Solüsyon) Kullanım İlkeleri” başlıklı 6.2.23 maddesinin (3) numaralı fıkrasının (b) alt bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “b) Hematolojik malignitesi olan veya kemik iliği transplantasyonu yapılan ve nötropeni geliştirmesi beklenen (<500 hücre/ml) hastalardaki derin fungal (mantar) enfeksiyonlarının profilaksisinde kullanılır.” MADDE 22- SUT’un “Solunum Sistemi Hastalıkları İlaçları Kullanım İlkeleri” başlıklı 6.2.24 numaralı maddesinde aşağıda yer alan düzenlemeler yapılmıştır. a) “Mevsimsel alerjik rinit tedavisinde” başlıklı 6.2.24.C numaralı alt maddesinin başlığı aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “6.2.24.C- Alerjik rinit (mevsimsel, yıl boyu devam eden (pereniyal), birlikte seyreden astım dahil) tedavisinde;” b) “Mevsimsel alerjik rinit tedavisinde” başlıklı 6.2.24.C numaralı alt maddesinin (1) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “(1) Montelukast ve antihistaminik kombinasyonları, kulak burun boğaz uzman hekimleri, iç hastalıkları, çocuk sağlığı ve hastalıkları, göğüs hastalıkları, alerji uzman hekimlerince veya bu uzman hekimlerden biri tarafından düzenlenen uzman hekim raporuna dayanılarak diğer hekimlerce de reçete edilebilir.” c) “Alerjik rinit ile birlikte seyreden astım tedavisinde” başlıklı 6.2.24.D numaralı alt maddesi çıkarılmıştır. MADDE 23- SUT’un “Faktör ve Diğer Kan Ürünlerinin Reçete Edilme İlkeleri” başlıklı 6.2.27 numaralı maddesinde aşağıda yer alan düzenlemeler yapılmıştır. a) “Hemofili hastalarının bildirim zorunluluğu” başlıklı 6.2.27.D numaralı alt maddesinin madde numarası “6.2.27.E” olarak değiştirilmiştir. “6.2.27.E -Hemofili hastalarının bildirim zorunluluğu” b) Aşağıda yer alan düzenleme “Eltrombopag Kullanım İlkeleri” başlıklı 6.2.27.D numaralı alt madde olarak ilave edilmiştir. “6.2.27.D- Eltrombopag Kullanım İlkeleri (1)Tedaviye başlama kriterleri: Splenektomi kontrendikasyonu olan veya splenoktemi sonrası nüks eden olgularda; kortikosteroid ve en az bir immunsupresif tedavi almış olup, yanıtsız olan ve trombosit sayısı 30.000 in altında olan kanamalı hastalarda tedaviye başlanır. Hematoloji uzman hekimi tarafından düzenlenen 6 ay süreli uzman hekim raporuna dayanılarak bu uzman hekimlerce reçete edilir. Raporda kullanılacak ilaç/ilaçların kullanım dozu, uygulama planı ve süresi yer alır. Yenilenen her raporda hastanın bir önceki raporunda yer alan trombosit değerleri de belirtilir. (2)Günlük tedavi dozu 50 mg dır. 2 haftalık tedaviye rağmen trombosit sayısının 50.000 in altında olması durumunda doz 75 mg a çıkarılabilir. Trombosit sayısının 200.000 i aşması durumunda günlük tedavi dozu 25 mg a düşürülür. Her doz değişikliğinde trombosit sayısı raporun açıklama bölümünde belirtilir. (3) Sonlandırma Kriterleri:Trombosit sayısının 400.000 in üzerine çıkması veya günlük 75 mg lık tedavi dozuna rağmen 4 haftalık tedavi sonrası trombosit sayısının 30.000 in altında kalması durumunda; tedavi sonlandırılır. (4) Tedaviye yeniden başlama kriteri: Trombosit sayısı 400.000 i aştığı için tedavisi kesilen vakalarda trombosit sayısı 150.000 in altına düştüğünde 25 mg lık günlük doz ile tedaviye başlanır. Bu grup hastaların sağlık raporlarında ayrıca tedaviye başlangıç kriterleri ve başlangıç tarihi belirtilir. (5) Sağlık raporlarında hastanın TÜFAM' a kaydının yapıldığının belirtilmesi gerekmektedir.” MADDE 24- SUT’un “Statinler ve statin dışındaki lipit düşürücü ilaçlar” başlıklı 6.2.28.A numaralı alt maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “b) Bu ilaçlar uzman hekim raporuna dayanılarak tüm hekimlerce reçete edilir. Rapor süresi boyunca tetkik sonuçları değerlendirmeye alınmaz. Tedaviye başlamaya esas olan ilk uzman hekim raporunda, bu rapor öncesi son 6 ay içinde yapılmış kan lipid düzeylerinin yüksek olduğunu gösteren tetkik sonuçları belirtilir.” MADDE 25- SUT’un “Makula Dejenerasyonunda Kullanılan İlaçların Kullanım İlkeleri” başlıklı 6.2.33 numaralı maddesinin başlığı aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “6.2.33. Yaş Tip Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonunda Kullanılan İlaçların Kullanım İlkeleri” MADDE 26- SUT’un “Nöropatik Ağrıda İlaç Kullanım İlkeleri” başlıklı 6.2.35 numaralı maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “(1) Gabapentin; nöroloji, beyin cerrahisi, fiziksel tıp ve rehabilitasyon, anestezi ve reanimasyon, immünoloji, cilt hastalıkları, romatoloji veya endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzman hekimi tarafından veya bu uzman hekimlerden birinin düzenlediği uzman hekim raporuna dayanılarak tüm hekimlerce reçete edilebilir. (2) Pregabalin; üçüncü basamak sağlık kurumlarında romatoloji, anestezi ve reanimasyon, immünoloji, cilt hastalıkları, endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları, nöroloji, fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzman hekimleri tarafından veya bu uzman hekimlerden birinin düzenlediği uzman hekim raporuna dayanılarak tüm hekimlerce reçete edilebilir.” MADDE 27- SUT’un “Bazı Özel Hastalıklara ve İlaç Kullanımına İlişkin Düzenlemeler” başlıklı 6.2 numaralı maddesine aşağıdaki düzenlemeler 6.2.41 ve 6.2.42 numaralı maddeler olarak ilave edilmiştir. “6.2.41. Parenteral Demir Preparatları Kullanım İlkeleri: (1) Parenteral demir preparatları aşağıda yer alan durumlarda bu durumların belirtildiği uzman hekim raporuna dayanılarak tüm hekimlerce reçete edilir. 1- İntestinal malabsorbsiyon sendromları 2- Kronik inflamatuvar bağırsak hastalıkları 3- Aktif GIS kanaması olan hastalar 4- Hemodiyaliz hastaları 5- Total ve subtotal gastrektomili hastalar 6- Atrofik gastritli hastalar 7- Oral demir alımını tolere edemeyen hamileler 6.2.42. İnvitro Fertilizasyon (IVF), Ovulasyon İndüksiyonu (OI) ve İntrauterin İnseminasyonu (IUI) İşlemlerinde İlaç Kullanım İlkeleri: 6.2.42.A.OI ve/veya IUI işlemi (1)Evli olmakla birlikte eşlerden herhangi birinin evlat edinilmiş çocukları hariç soybağı kurulmuş sağ çocuğunun olmaması koşuluyla; genel sağlık sigortalısı kadın ise kendisine, erkek ise bakmakla yükümlü olduğu karısına uygulanan “OI ve/veya IUI” tedavilerine ilişkin giderlerin Kurumca ödenebilmesi için; a) Kadın hastalıkları ve doğum uzman hekiminin yer aldığı sağlık kurulu raporu düzenlenmiş olması, b) Uygulamanın yapıldığı merkezin Kurum ile sözleşmeli olması, şartlarının birlikte sağlanmış olması gerekmektedir. (2) Sağlık kurulu raporlarında, hasta yaşı, kimlik bilgileri, tanı, endikasyon, uygulanacak tedavi, kaçıncı deneme olduğu, kullanılacak ilaçların günlük ve maksimum dozları da belirtilecektir. (3) Sağlık kurulu raporunun düzenlendiği tarihten itibaren 6 (altı) ay içinde tedaviye başlanmaması halinde yeniden sağlık kurulu raporu düzenlenmesi gereklidir. (4) Birinci uygulamadan sonraki “OI ve/veya IUI” tedavisi için de yeniden sağlık kurulu raporu düzenlenmesi gereklidir. (5) İlaçlar, düzenlenen rapora istinaden tedavinin yapıldığı sağlık hizmeti sunucusu kadın hastalıkları uzman hekimlerince reçete edilecektir. (6) İlaçların kullanım dozları aşağıda belirtilmiştir. a) Standart hasta grubunda (Açıklanamayan infertilite veya erkek infertilitesi veya endometriyozis olgularında) uygulama (siklus) başına toplam 1000 IU, toplam 3 siklus (3000 IU) gonadotropin ödenir. b) Kadın infertilitesinde anovulasyonla birlikte seyreden aşağıdaki durumlar, OI ve/veya IUI işleminde istisnai haller olarak kabul edilir. 1) Polikistik Over Sendromu (PCOS): En az 3, en fazla 6 siklus klomifen sitrat tedavisine yanıt alınamayan (ovulasyon sağlanamayan veya gebelik elde edilemeyen) hastalarda toplam 6 uygulama, toplam 10000 IU gonadotropin ödenir. 2) Hipogonadotropik hipogonadizm : Hastalarda toplam 6 uygulama, toplam 10000 IU gonadotropin ödenir. 6.2.42.B. IVF işlemi (1) IVF işleminde; SUT’un 4.5.4.K.1 maddesine uygun olan hastalarda ilaç kullanım esasları aşağıda belirtilmiştir. a) SUT’un 4.5.4.K.1.2 maddesinde belirtilen IVF tedavisi kurallarına göre düzenlenmiş raporlarda ayrıca hastanın kullanacağı ilaç ile ilgili aşağıda belirtilen durumlar hakkındaki bilgiler de yer alacaktır. 1) Normal ovaryan yanıtlı hasta grubunda en fazla 2 uygulama, toplam 6000 IU gonadotropin ödenir. Bu grup hastalarda; IVF tedavisi öncesi IUI işlemi yapılmış olması şartı aranır. 2) Kötü ovaryan yanıtlı veya düşük ovaryan rezervli hasta grubunda; en fazla 2 uygulama, siklus başı 4500 IU ye kadar toplam 9000 IU gonadotropin ödenir. Ayrıca bu grup hastalarda; IVF tedavisi öncesi IUI işlemi yapılmış olması şartı aranmaz. b) SUT eki ilaç listelerinde yer almak kaydıyla IVF tedavisi için düzenlenen sağlık kurulu raporunda belirtilen ilaçlar, tedavinin yapıldığı üremeye yardımcı tedavi merkezi kadın hastalıkları ve doğum uzman hekimlerince reçete edilecektir. 6.2.42.C.Kök hücre vericisi kardeş doğmasına yönelik IVF tedavisinde kullanılacak ilaçlar (1)Kök hücre vericisi kardeş doğmasına yönelik IVF tedavisinde kullanılacak ilaçlar; SUT’un 4.5.4.K.2 maddesi koşullarına uyan ve söz konusu maddede belirtilen sağlık kurulu raporuna istinaden IVF tedavisinin yapıldığı üremeye yardımcı tedavi merkezinde kadın hastalıkları ve doğum uzman hekimlerince reçeteye yazılabilecektir. Her bir IVF denemesine ilişkin olarak kullanılacak gonadotropin dozu en fazla 3000 IU olacak ve raporda belirtilecektir. 6.2.42.D. IVF, OI ve IUI işlemleri (1) IVF, OI ve IUI işlemlerinde; Ovülasyon tetiklemesi için kullanılan hCG (human korionik gonadotropin) maksimum dozun dışında olup 10000 üniteyi geçemez. IVF, OI ve IUI işlemlerinde kullanılan ilaçlar katılım payından muaf değildir.” MADDE 28 - SUT’un “ Uygulanacak İndirim Oranları” başlıklı 6.4.1. numaralı maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “6.4.1. Uygulanacak İndirim Oranları (1) İlaçlara kamu kurum iskontosu olarak % 4 ve % 11 baz iskonto uygulanır. (2) Depocuya satış fiyatı 3,56 TL’nin altında olan ilaçlar için baz iskonto % 4 oranında uygulanır. (3) Aşağıdaki fıkralarda konu edilen ilave iskonto uygulamalarında ilaçların, orijinal, jenerik, yirmi yıllık gibi durumlarının belirlenmesinde Sağlık Bakanlığı tarafından 3/12/2010 tarihine kadar yapılmış olan düzenlemeler esas alınacaktır. Bu tarihten sonra oluşabilecek grup değişikliklerine ilişkin iskonto uygulamaları Kurum tarafından değerlendirilir. (4) 20 yıllık olarak belirlenmiş ilaçlardan depocuya satış fiyatı 6,79 TL’nin üzerinde olan ilaçlara referans fiyat alana kadar % 40 (baz iskonto %11+ %29 ilave iskonto ), referans fiyat aldıktan sonra %28 (baz iskonto %11+ %17 ilave iskonto ) iskonto uygulanacaktır. (5 ) Jeneriği olmayan orijinal ilaçlar için iskonto %41 (baz iskonto %11+ %30 ilave iskonto), jeneriği olan orijinal ilaçlar için iskonto %28 (baz iskonto %11+ %17 ilave iskonto) olarak uygulanacaktır. (6 ) Jenerik ilaçlar için %28 (baz iskonto %11+%17 ilave iskonto ) iskonto uygulanacaktır. (7) Referansın altında fiyat almış jeneriği olmayan orijinal ilaçlar ile orijinali olmayan jenerik ilaçlar için yapılacak mahsuplaşma işleminde yukarıdaki fıkralarda tanımlanan ilave iskontolar da dikkate alınacaktır. (8) Mevcut iskontosu baz iskonto+ilave iskontonun üzerinde olan ilaçlardan jeneriği olmayan orijinal ilaçlara mevcut iskontosuna ek olarak %8,5, diğer ilaçlara ise %7,5 oranında iskonto uygulanır. (İlave iskonto uygulaması kapsamında olmayan ilaçlar hariç.) (9) 20 yıldan eski ilaç statüsü kazanmış ve depocuya satış fiyatı 6,79 TL’nin altında olan ilaçlar, depocuya satış fiyatı 3,56 TL’nin altında olan bütün ilaçlar, reçetesiz ilaçlar, kan ürünleri, tıbbi mamalar, radyofarmasötik ürünler, enteral beslenme ürünleri ile Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun belirlediği ve Kurumun resmi internet sitesinde (www.sgk.gov.tr) yayımlanan SUT eki EK-2/D Listesinde ayrıca belirtilen ilaçlar için bu maddenin (4), (5), (6) ve (7) numaralı fıkraları uygulanmaz. (10) Piyasaya verilecek mevcut “Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesi” nde bulunmayan yeni moleküller ile tedaviye yenilik getirecek ürünün “Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesi” ne kabulü halinde, giriş iskontosu, listeye girdiği tarihten itibaren 1 yıl süre ile bütçe disiplini açısından uygulanacak orta vadeli mali programın kapsamındaki ilave iskontolardan muaf tutulur. Molekülün ilave ıskontodan muafiyeti açısından 1 yıllık süresi, tüm farmasötik formları için listeye ilk giren forma uygulanan süre bitiminde sona erer. (11) Hastaneler, yatarak tedavilerde kullandıkları ve kendi eczanelerinden temin ettikleri ilaçlara da yukarıda belirtilen esaslara göre imalatçı/ithalatçı indirimi ile % 3,5 oranında eczacı indirimi uygulayarak fatura edeceklerdir. Serbest eczane satışı olmayan ve Sağlık Bakanlığı tarafından “depocu fiyatlı ilaçlar” şeklinde tanımlanan ürünlere, depocu satış fiyatı üzerinden “Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesi” nde gösterilen imalatçı/ ithalatçı indirimi uygulanır, ayrıca eczacı indirimi uygulanmaz. (12) Ayrıca tüm ilaçlara indirimli bedel üzerinden eczacı indirimi yapılır.” MADDE 29 - SUT’ un “Eşdeğer İlaç Uygulaması” başlıklı 6.4.2 numaralı maddesinde aşağıda belirtilen düzenlemeler yapılmıştır. a) İkinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(2) Eşdeğer ilaç bedellerinin ödenmesinde, aynı endikasyon için kullanılabilecek aynı etken maddeyi içeren en ucuz ilaç bedelinin % 10 fazlasına kadarı dikkate alınacaktır. Fiyatları en ucuz olarak referans alınacak ürünlerin eczacılar tarafından ulaşılabilir olması gerekir. Bu amaçla, tavana esas en ucuz ilaç olarak belirlenen ilacın en az 5 ay piyasada bulunma ve ilgili eşdeğer ilaç grubuna dâhil olan ilaçlar arasından en az %1 pazar payına sahip olması gözetilir. Söz konusu süre ve pazar payının her bir eşdeğer ilaç grubundaki ilaç sayısı dikkate alınarak yeniden belirlenmesine ve bunlara ilişkin tereddütlerin giderilmesinde “Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu” yetkilidir.” b) Üçüncü fıkrasının (ç) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “ç) Bulunan en ucuz fiyata % 10 ilave edilerek o gruptaki ilaçlar için ödenebilecek azami birim bedel bulunur.” MADDE 30- SUT’ un “Reçetelerin Geçerli Olduğu Süre” başlıklı 6.5.2 numaralı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(2) Sağlık raporuna dayanılarak yazılan reçetelerde, SUT eki EK-2 Listesinde bulunan veya bulunmayan (kür ve tedavi planı olan ilaçlar hariç) ilaçlar, ilaç bitim tarihinden 15 gün öncesinde verilebilir.” MADDE 31- SUT’un “Tıbbi Malzeme Temin Esasları” başlıklı 7.1 numaralı maddesinin on sekizinci fıkrasında yer alan “Chondrotissue Bioabsorbabale” ifadesi çıkartılmıştır. MADDE 32- SUT’un “Yara bakım ürünleri” başlıklı 7.3.4. numaralı maddesinde aşağıda belirtilen düzenlemeler yapılmıştır. a) İkinci fıkrasının (b) bendine ikinci cümle olarak aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Ancak “epidermolysis bullosa” hastalığında kullanılması gerekli görülen yara bakım ürünleri için, üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde (eğitim verme yetkisi olan klinik) dermatoloji, plastik ve rekonstrüktif cerrahi veya genel cerrahi uzman hekimlerince sağlık kurulu raporu düzenlenecektir.” b) Altıncı fıkrasına ikinci cümle olarak aşağıdaki cümle eklenmiştir. “Ancak “epidermolysis bullosa” hastalığında kullanılması gerekli görülen yara bakım ürünleri için, resmi sağlık tesislerinde görev yapmakta olan dermatoloji veya plastik ve rekonstrüktif cerrahi veya genel cerrahi uzman hekimlerince reçete düzenlenmesi gerekmektedir.” c) Dokuzuncu fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(9) Ayaktan tedavide sadece, tedavi edici etkisini hydrocolloid, köpük ve fiber içermesinden dolayı gösteren yara bakım ürünleri ile “epidermolysis bullosa” hastalığında kullanılması şartıyla gazlı bez ve çeşitleri, sargı bezi ve çeşitleri, petrolatum/ parafin emdirilmiş leno bez dokuma, yapışmayan köpük örtüler, yapışmayan film örtüler, yapışmayan prokolloidler grubu yara bakım ürünleri Kurumca karşılanır.” MADDE 33- SUT’un 7.3.8 numaralı maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “7.3.8. Görmeye yardımcı tıbbi malzemeler 7.3.8.A- Gözlük cam ve çerçevesi (1) Göz hastalıkları uzman hekimleri tarafından düzenlenen reçeteye dayanılarak alınacak gözlük camları ile çerçevenin temininde aşağıdaki açıklamalar doğrultusunda işlem yapılacaktır. (2) Gözlük cam ve çerçeveleri, 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun hükümlerine uygun olarak faaliyetlerini sürdüren ve Kurumla optik sözleşmesi imzalayan sözleşmeli optisyenlik müesseselerinden temin edilecektir. (3) Gözlük camlarının temininde, SUT eki “Görmeye Yardımcı Tıbbi Malzemeler Listesi” (EK–6) esas alınacak ve ödemeler buna göre yapılacaktır. Cam bedelleri, çerçeve bedeli ile birlikte sözleşmeli optisyenlik müesseseleri tarafından Kuruma fatura edilecektir. (4) Teleskopik gözlük, Kontakt lens ve yakın okuma kepleri nitelikli görmeye yardımcı tıbbi malzeme olarak değerlendirilir. Prizmatik gözlük camları nitelikli görmeye yardımcı tıbbi malzeme olarak değerlendirilmez. (5) Göz hastalıkları uzman hekimi tarafından düzenlenen sağlık raporuyla zorunlu görülmesi şartıyla bu fıkrada belirtilen nitelikli görmeye yardımcı tıbbi malzeme bedelleri, SUT eki “Görmeye Yardımcı Tıbbi Malzemeler Listesi” nde (EK–6) yer alan fiyatları aşmamak üzere ödenir. (6) Hasta tarafından SUT eki “Görmeye Yardımcı Tıbbi Malzemeler Listesi” ndeki (EK–6) camlar dışında ayrı çap, cins, marka ve fiyatta cam istenmesi halinde alınan reçeteye göre bu listedeki normal camların tutarı kadarı karşılanır. (7) Gözlük camı ve çerçeve 3(üç) yılı geçmeden yenilenmez. Ancak görmede 0.5 diyoptrilik değişiklik olması halinde süresinden önce gözlük camı yenilenebilir. (8) Büyüme ve gelişme çağındaki çocuklara kullanılması gerekli görülen gözlük cam ve çerçevelerinin çocuğun büyüme ve gelişmesi nedeni ile kullanılamadığı ve yenilenmesi gerektiğinin sağlık kurulu raporu ile belgelenmesi koşuluyla süresinden önce yenilenir. 7.3.8.B-Teleskopik gözlük (1) Doğuştan var olan bozukluklar, kalıtsal hastalıklar, yaralanmalar, şeker hastalığı, glokom, katarakt ve yaşlanmaya bağlı az gören (iyi gören gözde düzeltilmiş uzak görme keskinliği 3/10 ve altında) hastalarda kullanılan materyallerden biri olup üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucularınca düzenlenen en az bir göz hastalıkları uzmanının yer aldığı sağlık kurulu raporu ile göz hastalıkları uzmanı tarafından tanzim edilen reçetelere istinaden teleskopik gözlük bedelleri Kurumca karşılanır. (2) Sağlık kurulu raporunda zeminde yatan göz hastalığı ve bu hastalığa bağlı olarak görme işlevlerindeki bozulma, reçetede uzak, yakın, uzak-yakın ifadesi olması, büyütme gücü (x olarak), fiks foküs veya fokusable (foküslenebilme) olma durumu belirtilmelidir. (3) Teleskopik gözlükler sağlık raporuyla gerekli görülmesi halinde 3 (üç) yılda bir yenilenebilir. Çocuklarda bu süre sağlık raporuyla gerekli görülmesi halinde 1 yıldır. (4) Gerekli hallerde yakın için kapak (cap) tek veya iki göz için yazılabilir, bu gibi durumlarda ayrıca yakın teleskopik gözlük ödenmez. 7.3.8.C- Kontakt Lensler (1) Kontakt lens bedelleri sadece; a) Konjenital katarakt nedeniyle opere olmuş afak olgularda, b) Keratakonusu olan göze gözlük uygulanmış ve gözlükle görme keskinlikleri 10/10 a kadar (tama) artmayan olgularda, bu durumlarının üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucularınca düzenlenen en az bir göz hastalıkları uzman hekiminin yer aldığı sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi, göz hastalıkları uzman hekimince reçetelendirilmesi ve Kurumla sözleşmeli optisyenlik müesseselerinden temin edilmesi şartıyla SUT eki “Görmeye Yardımcı Tıbbi Malzemeler Listesi” nde (EK-6) yer alan bedeller üzerinden Kurumca karşılanır. (2) Lenslerin yenilenme süresi 2 (iki) yıldır. Ancak, konjenital katarakt nedeniyle opere olmuş 6 yaşına kadar olan çocuk olgularda 6 (altı) ayda bir yenilenmesi halinde de bedelleri Kurumca karşılanır. Ayrıca 6 yaşından sonra afakı devam etmesi halinde bu durumun sağlık kurulu raporu ile belgelenmesi şartıyla aylık sık replasmanlı kontakt lenslerin bedeli Kurumca karşılanır. İlk verilen afakı raporu 2 yıl geçerlidir. (3) Konjenital katarakt nedeniyle opere olmuş afak olgular hariç kontakt lens kullanan hastalara ayrıca gözlük cam ve çerçeve bedeli ödenmez. (4) Kontakt lens solüsyonlarının bedelleri Kurumca karşılanmaz.” MADDE 34- Aşağıdaki düzenleme SUT’un “Bazı Tıbbi Malzemelerin Temin Edilme Esasları” başlıklı 7.3 numaralı maddesine 7.3.29 numaralı madde olarak ilave edilmiştir. “7.3.29. Göz Protezleri (1) Göz protezleri hareketli bir malzeme olmayıp, göz protezinin hareketi, hastanın daha önce geçirdiği cerrahi müdahale ile ilgilidir. (2) Üçüncü basamak sağlık hizmeti sunucularınca düzenlenen, en az bir göz hastalıkları uzman hekiminin yer aldığı sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi, göz hastalıkları uzman hekimince reçetelendirilmesi halinde göz protez bedelleri Kurumca karşılanır. (3) 5 (beş) yaşına kadar olan hak sahiplerine (çocuklarda 5 (beş) yaşına kadar orbita gelişimi tamamlandığından) sağlık kurulu raporu ile öngörülmesi halinde yılda bir, 5 (beş) yaşından büyük hak sahiplerine ise sağlık kurulu raporu ile öngörülmesi halinde üç yılda bir göz protezinin bedeli Kurumca karşılanır. Ancak her iki halde de sağlık kurulu raporunda protezin değiştirilme gerekçesi belirtilmelidir.” MADDE 35 – SUT eki “Hasta Katılım Payından Muaf İlaçlar Listesi” nde (EK-2) aşağıda belirtilen düzenlemeler yapılmıştır. a) “Kanser” başlıklı (2) numaralı maddesinin 2.6 numaralı alt maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “2.6. Enteral beslenme ürünleri” b)“Kronik böbrek hastalıkları, organ ve doku nakli” başlıklı (3) numaralı maddesinin 3.17 numaralı alt maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “3.17. Enteral ve parenteral beslenme solüsyonları” c) 3 numaralı maddesine 3.19. maddesi aşağıdaki şekilde ilave edilmiştir. “3.19. Chlorthalidone*” ç) “Doğuştan kalp hastalıkları” başlıklı (4.6) numaralı maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “4.6.1. Antiagreganlar 4.6.2. Antikoagülanlar 4.6.3. Beta blokerler 4.6.4. Diüretikler 4.6.5. Digoxin 4.6.6. Angiotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri ve reseptör blokerleri” d) “Pulmoner hipertansiyon” başlıklı (4.10) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme 4.10.7 maddesi olarak ilave edilmiştir. “4.10.7. Kalsiyum kanal blokerleri” e) “Raynaud hastalığı” başlıklı (4.11) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme 4.11.3 maddesi olarak ilave edilmiştir. “4.11.3. Pentoksifilin” f) “Uzun süreli kalp ve damar hastalıkları” başlıklı (4) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme 4.13 maddesi olarak ilave edilmiştir. “4.13. Kronik romatizmal kalp hastalığı 4.13.1. Antiagreganlar 4.13.2. Asetil salisilik asit (pediatrik yaş grubunda efervesan formları dahil) 4.13.3. Kortikosteroidler 4.13.4. Antikoagülanlar 4.13.5. Antiaritmikler 4.13.6. Digoxin 4.13.7. Beta blokerler 4.13.8. Angiotensin reseptör blokerleri ve kombinasyonları 4.13.9. ACE inhibitörleri ve kombinasyonları 4.13.10. Benzatin penisilin 4.13.11. Diüretikler” g) “İnflamatuar barsak hastalıkları” başlıklı (6.3) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme 6.3.10 maddesi olarak ilave edilmiştir. “6.3.10. Enteral beslenme ürünleri (sadece malnütrisyon gelişmiş hastalarda muafiyet kapsamındadır)” ğ) “Kronik karaciğer hastalıkları” başlıklı (6.4) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme 6.4.5 maddesi olarak ilave edilmiştir. “6.4.5. Enteral beslenme ürünleri (sadece K74 ve alt kodlarında malnütrisyon gelişmiş hastalarda muafiyet kapsamındadır)” h) “Koroziv gastrointestinal yanıklar” başlıklı (6.5) numaralı maddesinin 6.5.1 numaralı alt maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “6.5.1. Beslenme ürünleri” ı) “Ekzokrin pankreas bozuklukları” başlıklı (6.7) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme (6.7.3) maddesi olarak ilave edilmiştir. “6.7.3. Enteral beslenme ürünleri (sadece K86.1 kodunda malnütrisyon gelişmiş hastalarda muafiyet kapsamındadır)” i) “Hiperparatiroidi” başlıklı (7.3.2) numaralı maddesinin (7.3.2.2) ve (7.3.2.3) numaralı alt maddeleri aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “7.3.2.2. Cinacalcet * “7.3.2.3. Parikalsitol * ” j) “Kemik hastalıkları” başlıklı (7.5) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme (7.5.3) alt maddesi olarak ilave edilmiştir. “7.5.3. İdiyopatik masif osteoliz (Gorham Hastalığı) 7.5.3.1 Bevacızumab *” k) “Yalnızca bu hastalıkların tedavisine yönelik kullanılan ilaçlar” başlıklı (8.2) numaralı maddesinin (8.2.13) numaralı alt maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “8.2.13. Enteral beslenme ürünleri” l) “Yalnızca bu hastalıkların tedavisine yönelik kullanılan ilaçlar” başlıklı (8.2) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme (8.2.16) alt maddesi olarak ilave edilmiştir. “8.2.16. Eltrombopag *” m) “Bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar” başlıklı (9.2) numaralı maddesine aşağıdaki düzenlemeler (9.2.21), (9.2.22) ve (9.2.23) alt maddesi olarak ilave edilmiştir. “9.2.21. Non-steroid yapılı antiinflamatuvarlar 9.2.22. Tocilizumab (sadece romatoid artrit hastalığında muafiyet kapsamındadır.) 9.2.23. Abatasept (sadece romatoid artrit hastalığında muafiyet kapsamındadır.)” n) 10.4. numaralı maddesine 10.4.23. maddesi aşağıdaki şekilde ilave edilmiştir. “10.4.23. Sodiumoxybate*” o) “Demans” başlıklı (10.7) numaralı maddesinin (10.7.3) numaralı alt maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “10.7.3. Antipsikotikler (G30 ve alt kodlarında endikasyon uyumu aranacaktır.)” ö) “Psikiyatrik hastalıklar” başlıklı (11) numaralı maddenin (11.1.1), (11.1.3), (11.2.3), (11.3.1), (11.3.3), (11.4.1) ve (11.4.3) numaralı alt maddeleri aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “11.1.1. Antidepresanlar 11.1.3. Antipsikotikler 11.2.3. Antipsikotikler 11.3.1. Antidepresanlar 11.3.3. Antipsikotikler 11.4.1. Antidepresanlar 11.4.3. Antipsikotikler ” p) “Kuru göz sendromu (Schimer testi 5 mm. ve altında olacak)” başlıklı (12.3) maddesinin alt madde numaraları aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “12. 3.1. Suni Gözyaşları 12. 3.2. Siklosporin topikal preparatları” r) 13.1. numaralı maddesine 13.1.8. maddesi aşağıdaki şekilde ilave edilmiştir. “13.1.8. Tazarotene* s) 13.1. numaralı maddesine 13.1.8. maddesi aşağıdaki şekilde ilave edilmiştir. 13.1.9. Kolşisin” ş) “Pyoderma gangronosum” başlıklı (13.8) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme (13.8.2) alt maddesi olarak ilave edilmiştir. “13.8.2. Kortikosteroidler” t) 15.1. numaralı maddesine 15.1.4. maddesi aşağıdaki şekilde ilave edilmiştir. “15.1.4. Tafamidis Meglumine*” u) “Behçet hastalığı” başlıklı (15.2) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme (15.2.6) alt maddesi olarak ilave edilmiştir. “15.2.6. Anti-TNF *” ü) “Sarkoidosis” başlıklı (15.3) numaralı maddesine aşağıdaki düzenlemeler (15.3.2), (15.3.3) ve (15.3.4) alt maddeleri olarak ilave edilmiştir. “15.3.2. Anti-TNF * 15.3.3. Immunsupresifler * 15.3.4. Bronkodilatörler * ” v) 15.4.1. numaralı maddesine 15.4.1.4. maddesi aşağıdaki şekilde ilave edilmiştir. “15.4.1.4. İyonik Magnezyum*” y) “Barsak operasyonundan dolayı oluşan malabsorbsiyonlar ve malnütrisyonlar. İlk iki yaşta inek sütü alerjisi. Doğuştan metabolik ve kalıtsal hastalıklar. MNGIE (Mitokondriyal Nörogastrointestinal Ensefalomiyelopati)” başlıklı (15.4) numaralı maddesine aşağıdaki düzenlemeler (15.4.3) alt madde olarak ilave edilmiştir. “15.4.3. Herediter anjioödem Tip 3 15.4.3.1. Danazol * 15.4.3.2. Traneksamik asit * 15.4.3.3. İcatibant * ” z) “Kistik fibrozis (Mukovizidozis)” başlıklı (15.5) numaralı maddesine aşağıdaki düzenlemeler (15.5.4) ve (15.5.5) alt maddeler olarak ilave edilmiştir. “15.5.4. Enteral beslenme ürünleri (sadece malnütrisyon gelişmiş hastalarda muafiyet kapsamındadır) 15.5.5. Makrolid grubu antibiyotikler” aa) “Alerjik hastalıklar” başlıklı (15.6) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme (15.6.2) alt madde olarak ilave edilmiştir. “15.6.2. Adrenalin otoenjektör” bb) “Nörojenik mesane” başlıklı (15.11) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme (15.11.6) alt madde olarak ilave edilmiştir. “15.11.6. Solifenasin” cc) “Ailesel (herediter) oto inflamatuar hastalıklar (FMF ve muckle wells sendromu)” başlıklı (15.13) numaralı maddesine aşağıdaki düzenleme (15.13.2) alt madde olarak ilave edilmiştir. “15.13.2. Tocilizumab *” dd) “Pierre Robin sendromu” başlıklı (15.14) numaralı maddesinin (15.14.1) numaralı alt maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “15.14.1. Enteral beslenme ürünleri” ee) “Diğer hastalılar” başlıklı (15) numaralı maddesine aşağıdaki düzenlemeler (15.15) ve (15.16) alt maddeler olarak ilave edilmiştir. “15.15 Gastrostomi durumu 15.15.1 Enteral beslenme ürünleri 15.16 Periyodik Ateş 15.16.1 Canakimumab *” MADDE 36- SUT eki “Sistemik Antimikrobik Ve Diğer İlaçların Reçeteleme Kuralları Listesi”nde (Ek-2/A) aşağıda yer alan düzenlemeler yapılmıştır. a) “Sefalosporinler” başlıklı (3. Kuşak Sefalosporinler ) işaretli maddenin (10) numaralı alt maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. UH-P (600 mg lık formu günlük 10 Sefdinir maksimum kullanım dozu 1 x 1) b) “Diğerleri” başlıklı (13) numaralı maddenin (10) numaralı alt maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. Cilt hastalıkları uzmanı (Sadece 10 Sadece üre içeren preparatlar ihtiyozis veya kseroderma endikasyonlarında ödenir) c) “Diğerleri” başlıklı (13) numaralı maddenin (8) numaralı alt maddesi uygulamadan kaldırılarak aşağıda yer alan düzenleme aynı madde numarası olarak yeniden düzenlenmiştir. 8 Allantoin+ heparin+extractum cepae içeren Plastik cerrahi uzman hekimlerince kombine preparatlar reçetelenir. ç) “Diğerleri” başlıklı (13) numaralı maddenin (16) numaralı alt maddesi uygulamadan kaldırılmıştır. 16 Mülga Mülga d) “Diğerleri” başlıklı (13) numaralı maddenin (20) numaralı alt maddesi uygulamadan kaldırılarak aşağıda yer alan düzenleme aynı madde numarası olarak yeniden düzenlenmiştir. Göz hastalıkları uzman hekimlerince Siklopentolat HCL, Tropikamid, Fenilefrinreçetelenir. (Sağlık Bakanlığınca 20 HCL içeren göz damlaları belirlenen diğer kurallara uyulacaktır.) MADDE 37- SUT eki “Sadece Yatan Hastalarda Kullanımı Halinde Bedelleri Ödenecek İlaçlar Listesi”nde (Ek-2/B) aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır. a)50 numaralı maddeye aşağıdaki düzenleme (50.3) numaralı alt madde olarak ilave edilmiştir. “50.3. Adenozin 250 mg/50 ml: Yalnızca diğer farmakolojik stres ajanlarının uygulanamadığı olgularda, miyokardiyal radyoizotop taraması (talyum yada teknesyum) yada ekokardiyografi ile birlikte kalp iskemisinin farmakolojik olarak provokasyonunda bu durumun tabelada belirtilmesi koşuluyla; test başına en fazla 1 flakon kullanılabilecektir.” b)Aşağıda yer alan düzenleme (53) numaralı madde olarak ilave edilmiştir. “53. Alprostadil 500 mcg/ml (Uzman hekimlerce)” MADDE 38- SUT eki “Ayakta Tedavide Sağlık Raporu (Uzman Hekim Raporu/Sağlık Kurulu Raporu) İle Verilebilecek İlaçlar Listesi”nde (Ek-2/C) aşağıdaki düzenlenmeler yapılmıştır. a)10 numaralı madde aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “10.Gonadotropinler (FSH, LH, HCG kombinasyonları) ve Gonadotropinleri etkileyen ilaçlar (Ganireliks, Setroreliks) (IVF, IUI, OI tedavilerinde 6.2.42 maddesi esasları geçerlidir.) (Çocuk cerrahisi uzmanı hekimlerince de reçete edilebilir)” b)22 numaralı madde aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “22- Mesalazin” c)37 numaralı madde aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “37.İloprost trometamol (İntravenöz formları), Alprostadil 20 mcg/ml; (Üniversite, eğitim ve araştırma hastanelerinde tanıyı doğrulayan resmi kurumca onaylanmış görüntüleme tetkik raporları eklenmiş; kardiyoloji, kardiyovasküler cerrahi, göğüs hastalıkları, pediyatrik kardiyoloji uzman hekimlerinden birinin düzenlediği uzman hekim raporu ile yalnızca bu uzman hekimlerce)” ç) 51 numaralı madde aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. “51.Anjiotensin reseptör blokerleri (İrbesartan, Kandesartan, Losartan, Telmisartan,Valsartan, Rilmeniden, Moksonidin, Olmesartan, Eprosartan Mesilat, kombinasyonları dahil): uzman hekim raporuna dayanılarak tüm hekimlerce reçete edilebilir. (Raporda, ayrıca ilaç/ilaçların kullanım dozu, uygulama planı ve süresinin belirtilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.)” MADDE 39 - SUT eki “Yurt Dışı İlaç Fiyat Listesi” nde (EK-2/G) aşağıda belirtilen düzenlemeler yapılmıştır. a) “1111111100719” barkod numaralı “Prezista 600 Mg 120 Tb.” isimli ilaç listeden çıkartılmıştır. b) Fiyatları güncellenen ve listeye eklenen ilaçlar ile fiyatları, bu Tebliğ eki (1) numaralı listede belirtilmiştir. MADDE 40- SUT eki “Hasta Sevk Formu (EK-4/A)” bu Tebliğ eki (2) numaralı listede yer aldığı şekilde yeniden düzenlenmiştir. MADDE 41- SUT eki “Kurumca Bedeli Karşılanacak Ortopedi Ve Travmatoloji Branşında Yer Alan Artroplasti Alanı Tıbbi Malzeme Listesi” (EK-5/F) ‘ nde yapılan düzenlemeler aşağıda belirtilmiştir. a) Listede “100.112” kodu ile yer alan ASETABULAR CUP (vida yeri tıkacı dahil) isimli malzemenin “Materyal” bölümünde yer alan ibare “COCR/TITANYUM” şeklinde değiştirilmiştir. b) Listede “Materyal” bölümünde sadece “COCR” veya sadece “TITANYUM” olarak yer alan ibareler “COCR/TITANYUM” şeklinde değiştirilmiştir. c) Listede “100.854”, “100.855” ve “100.856” kodları ile yer alan tıbbi malzemelerin “Ürün Tanımları” bölümleri “Radius başı komponenti (radius başı ve stem)” şeklinde değiştirilmiştir. ç) Listede “100.106, 100.107, 100.151, 100.152, 100.405, 100.406, 100.552, 100.553, 100.613, 100.615, 100.665, 100.707, 100.708, 100.807” kodları ile yer alan tıbbi malzemelerin “Materyal” bölümlerinde yer alan mevcut ibarelerden sonra gelmek üzere, “, SEQUENTİAL HİGHLY CROSS LİNKED POLİETİLEN vb.” ibareleri eklenmiştir. d) Listede “100.800, 100.801, 100.802, 100.803, 100.806, 100.807, 100.808, 100.809” kodları ile yer alan tıbbi malzemelerin “Tasarım Özellik” bölümlerindeki “/ TERS PROTEZ DAHİL” dahil ibareleri çıkarılmıştır. e) Listede “100.350” kodu ile yer alan tıbbi malzemenin “Tasarım Özellik” bölümündeki “150-200 MM” ibaresi “150 MM ve üzeri” şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 42- SUT eki “Görmeye Yardımcı Tıbbi Malzemeler Listesi” nde (EK-6) yapılan düzenlemeler aşağıda belirtilmiştir. a) Listede “GZ.11070” SUT kodu ile yer alan malzemenin ismi “Prizmatik tek” şeklinde, “GZ.11080” SUT kodu ile yer alan malzemenin ismi ise “Prizmatik çift” şeklinde değiştirilmiştir. b) Listeye eklenen görmeye yardımcı tıbbi malzemeler bu Tebliğ eki (3) numaralı listede belirtilmiştir. MADDE 43- Bu Tebliğin; a) 1 inci maddesinin (a) bendi 02/5/2011 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, b) 5 inci maddesi 01/3/2011 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, c) 11 inci maddesi bu Tebliğin yayım tarihinden 30 gün sonra, ç) 10, 12 ila 30, 35 inci maddesinin (c), (n), (r), (t) ve (v) bentleri hariç diğer bentleri, 36 ila 38 numaralı maddeleri bu Tebliğin yayım tarihinden 5 iş günü sonra, d) 35 inci maddesinin (c), (n), (r), (t) ve (v) bentleri, 39 uncu maddesinin (b) bendinde belirtilen bu Tebliğ eki (1) numaralı listede 1, 2, 24 ve 28 sıra numarası ile yapılan düzenlemeler hariç olmak üzere 39 uncu maddesi ile 42 nci maddesinin (b) bendi, 04/10/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, e) 39 uncu maddesinin (b) bendinde belirtilen bu Tebliğ eki (1) numaralı listede 1 sıra numarası ile yapılan düzenleme 04/04/2011 tarihinden, 2 sıra numarası ile yapılan düzenleme 30/03/2011 tarihinden, 24 sıra numarası ile yapılan düzenleme 31/05/2011 tarihinden, 28 sıra numarası ile yapılan düzenleme 06/06/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, f) Diğer maddeleri yayımı tarihinde, yürürlüğe girer. MADDE 44- Bu Tebliğ hükümlerini Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı yürütür. Liste – 1 YURT DIŞI İLAÇ FİYAT LİSTESİ (EK-2/G) BARKODU İLAÇ ADI ETKEN MADDE EŞDEĞER FİYATI GRUBU 1 2 3 4 YONDELIS 1 MG.1 1111111100716 FLK. MULTAQ 400 MG. 60 1111111100799 TB. KRYSTEXXA 8 1111111100867 MG/ML 1x1 AMP. WICK HUSTEN SIRUP 20 MG. 180 1111111100868 ML. 5 1111111100869 6 1111111100870 7 1111111100871 8 1111111100872 9 1111111100873 10 1111111100027 11 1111111100874 12 1111111100875 13 1111111100876 14 1111111100877 15 1111111100878 16 1111111100879 17 1111111100880 18 1111111100881 19 1111111100882 20 1111111100883 HUMULIN R U-500 IU 2,5 MG/ML 20 ML FLK. ARGININE VEYRON 5 ML 1X20 AMP. (ORAL) CUVPOSA 1 MG/5 ML ORAL SOLUSYON 1X473 ML. TAFAMIDIS MEGLUMINE 20 MG. 30 CAPS. Trabectedin 1 mg. Flk. Dronedarone 400 mg. Tb. Pegloticase 8 mg/ml amp. Dextromethorphan 20 mg. Şurup Concentrated human regular insuline 2,5 mg/ml flk L-Arginine chlorhydrate 5 ml. Amp.(Oral) Glycopyrrolate 1 mg/5 ml sol. Tafamidis Meglumine 20 mg. Caps. Protein-C CEPROTIN 500 IU 1 concentrate 500 AMP. IU amp. PENTAGASTRIN 500 Pentagastrin 500 MCG/2 ML 5 AMP. mcg/2 ml amp NEULASTIM 6 Pegfilgrastim 6 MG/0,6 ML. 1 VIAL mg/0,6 ml amp. SAMSCA 30 MG 10 Tolvaptan 30 mg TB. tb. GILENYA 0,5 MG 28 Fingolimod 0,5 CAPS. mg. Caps. ARZERRA 100 MG. Ofatumumab 100 3X5 ML. FLK. mg. Flk. ARZERRA 100 MG. Ofatumumab 100 10X5 ML. FLK. mg. Flk. ANANDRON 150 MG Nilutamide 150 30 TB. mg. Tb. MEPACT 4 MG POWDER FOR Mifamurtide 4 mg INFUSION 1 VIAL infüzyon için toz ZORAC GEL %0,1 60 Tazarotene %0,1 G. 60 g. jel FOLOTYN 20 MG/ML Pralatrexate 20 VIAL mg/ml amp. PHENYLADE Large Neutral I298A I342A 2.370,00 € I386A 106,55 € 2.277,00 € I055B 11,40 € I374A 345,00 € I014D 3,60 € I079B 388,00 € I379A 11.250,00 € I381A 1.031,10 € I129A 431,80 € I389A 445,00 € I341B 910,00 € 1.995,00 € I390A I391A I391A 874,70 € 2.835,40 € I392A 120,00 € I393A 2.917,00 € I394A I395A I235A 36,90 € 2.319,04 € 280,00 € PHEBLOC 750 MG 1X550 TB. PROLIA 60 MG INJ. SOLUTION 1X1 21 1111111100884 SYRINGE HYGROTON 25 MG. 22 1111111100885 100 TB. INVIRASE 500 MG 23 1111111100886 120 TB. INVIRASE 200 MG 24 1111111100142 270 TB. XYREM 500 MG/ML ORAL SOLUTION 25 1111111100887 1X180 ML ELMIRON 100 MG 26 1111111100265 100 TB. IRESSA 250 MG 30 27 1111111100150 CAPSUL PROGLICEM 25 MG 28 1111111100097 100 TB. FUZEON 90 MG/ML 29 1111111100691 60 AMP LIQUID MAGNESIUM 1X16 30 1111111100888 OZ. SODIUM DICHLOROACETATE 31 1111111100889 50 G. POWDER L-ISOLEUCINE 25 G. 32 1111111100890 POWDER VALIN 25 G. 33 1111111100891 POWDER ANCOTIL 2,5 G. 5X250 ML SOLUTION FOR INFUSION 34 1111111100892 BOTTLE 35 1111111100893 36 1111111100894 37 1111111100220 38 1111111100234 Aminoacids 750 mg tb. Denosumab 60 mg. Sol. Chlorthalidone 25 mg. Tb. Saquinavir Mesylate 500 mg tb. Saquinavir Mesylate 200 mg tb. Sodium oxybate 500 mg/ml oral sol. Pentosan Polysulfate Sodyum 100 mg tb Gefitinib 250 mg cap Diazoxide 25 mg tb Enfuvirtide 90 mg/ ml ampul Iyonik magnezyum sol. Sodıum dichloroacetat 50 g. Toz L-isoleucin 25 g. Toz Valin 25 g. Toz Flucytosine 2,5 g sol. Potassium REKAWAN 1000 MG chloride 1000 mg. 50 FİLM TB. Tb. MAGNESIO Magnesium CLORURO 110 MG. chloride 110 mg. 230 CAPS. Caps. DANTRIUM 20 MG. Dantrolen Sodium 12 AMP. 20 mg amp DANTROLEN 20 MG. Dantrolen Sodium 12 FLK. 20 mg flk. I396A 285,00 € I397A 5,90 € I148B 418,80 € I148A 322,00 € I398A 894,59 € I131C 159,50 € 2.401,80 € I075A I056A I285A 22,10 € 2.090,00 € I399A 39,50 € I318B 253,00 € I387B 10,50 € I337B 19,50 € I070B 273,30 € I400A 5,30 € I401A 15,70 € I051A 857,00 € I051A 850,00 € VOTRIENT 400 MG. 39 1111111100895 60 TB. TREOSULFAN 5 G. 5 40 1111111100896 VIAL COLCHICUM COMP. DROPS 1X100 ML(0,5 41 1111111100897 MG/ML) 42 1111111100898 43 1111111100899 44 1111111100824 45 1111111100823 CLIPPER 5 MG. 30 TB. ROACTEMRA 200 MG. 10 ML. 1 AMP. ACTEMRA 400 MG 20 ML 1 AMP. ACTEMRA 80 MG 4 ML 1 AMP. AMYTAL SODIUM 46 1111111100777 500 MG.1 ENJ. Pazopanib 400 mg. Tb. Treosulfan 5 g. Amp. Colchicine 0,5 mg/ml sol. Beclametasone dipropionate 5 mg. Tb. Tocilizumab 200 mg amp. Tocilizumab 400 mg.amp. Tocilizumab 80 mg.amp. Amobarbital sodyum 500 mg enj. I306A 3.630,80 € 1.586,69 € I045D 13,65 € I403A 103,95 € I359 C I359B 565,00 € 1.110,00 € I359A 230,00 € I331A 704,14 $ I402A Liste -2 HASTA SEVK FORMU EK-4/A FORMU DÜZENLEYEN SAĞLIK HİZMETİ SUNUCUSU: ………………………………………………… Sevk Tarihi:......../......./20…. Sevki yapan birim: ....................................................................................................... Genel sağlık sigortalısının Adı Soyadı : ............................................. T.C.Kimlik No..................................... Hastanın Adı Soyadı : ............................................... T.C.Kimlik No..................................... Hastanın Doğum Yeri / Tarihi :.......................................................................................... Dosya No : ................................................. Protokol No :............................ Tanı :..................................................................................................................................... ... Sevk gerekçesi (*) : ………………………………………………………………………… Sevk Edildiği Branş : ……………………………………………………………………… Gideceği Şehir : ……………………………………………………………………… Sevk Vasıtası : ……………………………………………………………………… Refakatçi gerekçesi (**): ………………………………………………………………….. Sevk Eden Hekim Kaşe (****) İmza MÜRACAAT EDİLEN ……………………………………. SAĞLIK HİZMETİ : SUNUCUSU: Sevk nedeniyle müracaat edilen sağlık kurum/kuruluşuna başvuru tarihi :......../......./20… Müracaat edilen sağlık kurum/kuruluşundan ayrılış tarihi :......../......./20… ……/……/20….- ……/……/20…. tarihleri arasında ayaktan tedavi görmüştür. ……/……/20….- ……/……/20…. tarihleri arasında yatarak tedavi görmüştür. Refakatçi durumu (***): …………………………………………………………. Düzenleyen hekim : Kaşe (****) İmza (*) Gerekli teşhis ve tedavi cihazlarının veya ilgili branş uzman hekiminin bulunmaması vb. tıbbi nedenlerin belirtilmesi gerekmektedir. (**) Refakatin tıbben gerekli olduğunun gerekçesi ile birlikte belirtilmesi gerekmektedir. (***) Refakatli olarak gelindiğinin/kalındığının hekim tarafından belirtilmesi gerekmektedir. (****) Kaşede yer alması gereken diğer bilgiler yanında hekimin çalıştığı sağlık hizmeti sunucusunun adının da yer alması (yoksa hekim tarafından elle yazılmış olması) gerekir. SEVK FORMUNUN ASLI MÜRACAAT EDİLEN SAĞLIK KURUM/KURULUŞUNDAN AYRILIŞ AŞAMASINDA HASTAYA VERİLECEKTİR. Liste-3 GÖRMEYE YARDIMCI TIBBİ MALZEMELER LİSTESİ SUT Sıra No ÇİFT OLARAK (KDV HARİÇ) KODU 114 GZ.10215 SPH 8-10 Bifokal-Progresif Beyaz 65 mm 115 GZ.10216 SPH 8-10 Bifokal-Progresif Kolormatik 65 mm 116 GZ.10245 SPH 10-13 Bifokal-Progresif Beyaz 65 mm 117 GZ.10246 SPH 10-13 Bifokal-Progresif Kolormatik 65 mm 118 GZ.10265 SPH 13-16 Kolormatik 65 mm FİYAT (TL) 71,18 76,27 71,18 76,27 52,88 119 120 121 122 GZ.10285 GZ.10305 GZ.10495 GZ.10525 123 124 125 126 127 128 129 GZ.10526 GZ.10545 GZ.10565 GZ.10585 GZ.10605 GZ.10825 GZ.10826 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 GZ.10827 GZ.10845 GZ.10865 GZ.10885 GZ.10905 GZ.10996 GZ.10925 GZ.10926 GZ.10955 GZ.10956 GZ.10971 GZ.10981 GZ.10982 GZ.10991 GZ.10992 145 GZ.11091 146 GZ.11101 SPH 16-20 Kolormatik 65 mm SPH 21 ve daha fazla Kolormatik 65 mm SPH/CYL 8-2 Bifokal-Progresif Kolormatik 65 mm SPH/CYL 10-2 Bifokal-Progresif Beyaz 65 mm SPH/CYL 10-2 Bifokal-Progresif Kolormatik 65 mm SPH/CYL 13-2 Kolormatik 65 mm SPH/CYL 16-2 Kolormatik 65 mm SPH/CYL 20-2 Kolormatik 65 mm SPH/CYL 21 ve daha fazla Kolormatik 65 mm SPH/CYL 10-4 Kolormatik 65 mm SPH/CYL 10-4 Bifokal-Progresif Beyaz 65 mm SPH/CYL 10-4 Bifokal-Progresif Kolormatik 65 mm SPH/CYL 13-4 Kolormatik 65 SPH/CYL 16-4 Kolormatik 65 mm SPH/CYL 20-4 Kolormatik 65 mm SPH/CYL 21 ve daha fazla Kolormatik 65 mm SPH/CYL 21 ve daha fazla Organik 65 mm SPH/CYL 2-6 Bifokal-Progresif Beyaz 65 mm SPH/CYL 2-6 Bifokal-Progresif Kolormatik 65 mm SPH/CYL 4-6 Bifokal-Progresif Beyaz 65 mm SPH/CYL 4-6 Bifokal-Progresif Kolormatik 65 mm SPH/CYL 6-6 Kolormatik 65 mm SPH/CYL 8-6 Beyaz 60 mm SPH/CYL 8-6 Kolormatik 65 SPH/CYL 10-6 Beyaz 60 mm SPH/CYL 10-6 Kolormatik 65 mm Kontakt Lens Aylık Sık Replasmanlı* (1 Kutu 6 adet) Kontakt Lens Aylık Sık Replasmanlı* (2 Kutu 12 adet) 52,88 52,88 76,27 71,18 76,27 61,02 61,02 61,02 61,02 52,88 71,18 76,27 52,88 52,88 52,88 52,88 76,27 71,18 76,27 71,18 76,27 52,88 61,02 52,88 61,02 52,88 50,00 100,00 9173/1-1 [R.G.05 Kasım 2011 – 28106] —— • —— Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından: TÜRK STANDARTLARI ENSTİTÜSÜNÜN OTOMATİK OLMAYAN TARTI ALETLERİ YÖNETMELİĞİ (2009/23/AT-eski 90/384/AT) KAPSAMINDA ONAYLANMIŞ KURULUŞ OLARAK GÖREVLENDİRİLMESİNE DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: MSG-2011/18) MADDE 1 – Avrupa Komisyonu tarafından 1783 kimlik kayıt numarası tahsis edilmiş olan Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Necatibey Cad. No:112 Bakanlıklar/ANKARA, “Otomatik Olmayan Tartı Aletleri Yönetmeliği (2009/23/AT-eski 90/384/AT)” kapsamında; AT tip incelemesi (B) ve AT tipe uygunluk beyanı (üretim kalite güvencesi) (D) modüllerinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Onaylanmış Kuruluş olarak görevlendirilmiştir. MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür. [R.G.13 Kasım 2011 – 28111] —— • —— Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan: İLETİM SİSTEMİ GELİRİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ MADDE 1 – 11/8/2002 tarihli ve 24843 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İletim Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğe aşağıdaki geçici 1 inci madde eklenmiştir. “GEÇİCİ MADDE 1 – 24/1/2003 tarihli ve 25003 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasasında Gelir ve Tarife Düzenlemesi Kapsamında Düzenlemeye Tabi Unsurlar ve Raporlamaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğin ek 5 inci maddesindeki düzenleme yürürlüğe girinceye kadar Elektrik Piyasası Endeksi olarak, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi kullanılır.” MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Başkanı yürütür. [R.G.19 Kasım 2011 – 28117] —— • —— Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan: İLETİM SİSTEMİ İŞLETİM GELİRİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ MADDE 1 – 11/8/2002 tarihli ve 24843 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İletim Sistemi İşletim Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğe aşağıdaki geçici 1 inci madde eklenmiştir. “GEÇİCİ MADDE 1 – 24/1/2003 tarihli ve 25003 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasasında Gelir ve Tarife Düzenlemesi Kapsamında Düzenlemeye Tabi Unsurlar ve Raporlamaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğin ek 5 inci maddesindeki düzenleme yürürlüğe girinceye kadar Elektrik Piyasası Endeksi olarak, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi kullanılır.” MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Başkanı yürütür. [R.G.19 Kasım 2011 – 28117] —— • —— Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan: PİYASA İŞLETİM GELİRİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA TEBLİĞDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ MADDE 1 – 7/9/2005 tarihli ve 25929 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Piyasa İşletim Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğe aşağıdaki geçici 2 nci madde eklenmiştir. “GEÇİCİ MADDE 2 – 24/1/2003 tarihli ve 25003 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasasında Gelir ve Tarife Düzenlemesi Kapsamında Düzenlemeye Tabi Unsurlar ve Raporlamaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğin ek 5 inci maddesindeki düzenleme yürürlüğe girinceye kadar Elektrik Piyasası Endeksi olarak, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi kullanılır.” MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Başkanı yürütür. [R.G.19 Kasım 2011 – 28117] —— • —— KANUNLAR TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BREZİLYA FEDERATİF CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA GÜMRÜK KONULARINDA KARŞILIKLI İDARİ YARDIM ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN Kanun No. 6242 Kabul Tarihi: 25/10/2011 MADDE 1 – (1) 27 Mayıs 2010 tarihinde Brasilia’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında Karşılıklı İdari Yardım Anlaşması”nın onaylanması uygun bulunmuştur. MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 11/11/2011 [R.G.12 Kasım 2011 – 28110] —— • —— TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BREZİLYA FEDERATİF CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASI VE EKİ PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN Kanun No. 6244 Kabul Tarihi: 25/10/2011 MADDE 1 – (1) 16 Aralık 2010 tarihinde Foz do Iguaçu’da imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Brezilya Federatif Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” ve eki “Protokol”ün onaylanması uygun bulunmuştur. MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 11/11/2011 [R.G.12 Kasım 2011 – 28110] —— • —— ÇOK TARAFLI YATIRIM GARANTİ KURULUŞU SÖZLEŞMESİNİN MADDELERİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN Kanun No. 6248 Kabul Tarihi: 3/11/2011 MADDE 1 – (1) “Çok Taraflı Yatırım Garanti Kuruluşu (MIGA) Sözleşmesinin Maddelerinde Yapılan Değişiklikler”in onaylanması uygun bulunmuştur. MADDE 2 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 11/11/2011 [R.G.12 Kasım 2011 – 28110] —— • —— KARARLAR Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: İŞKOLU TESPİT KARARI Karar No : 2011/121 İşyeri : İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı Deniz Hizmetleri Şube Müdürlüğü Bahariye Cd. Haliç Tekke Parkı İçi Eyüp Devlet Hastanesi Karşısı Eyüp/İSTANBUL Tespiti İsteyen : T. Denizciler Sendikası İnceleme : İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı Deniz Hizmetleri Şube Müdürlüğünde Bakanlığımızca yapılan incelemede; Bahariye Cd. Haliç Tekke Parkı İçi Eyüp Devlet Hastanesi Karşısı Eyüp/İSTANBUL adresinde yönetim binasının ve Azapkapı Atatürk Köprüsü Altı Fatih/İSTANBUL adresinde kara ve deniz ekipleri bulunan işyerlerinde, genel olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetki sınırları içerisinde deniz ve kıyıların korunması ve temizlenmesine yönelik faaliyetlerde bulunulması nedeni ile yapılan işlerin İşkolları Tüzüğü’nün 28 sıra numaralı “Genel işler” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir. Karar: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı Deniz Hizmetleri Şube Müdürlüğünde yürütülen işlerin niteliği itibariyle İşkolları Tüzüğü’nün 28 sıra numaralı “Genel işler” işkoluna girdiğine ve yapılan bu tespitin Resmî Gazete’de yayımlanmasına 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 4’üncü maddesi gereğince karar verilmiştir. [R.G.15 Kasım 2011 – 28113] —— • —— Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas Sayısı : 2009/11 Karar Sayısı : 2011/93 Karar Günü : 9.6.2011 İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Ankara 14. İdare Mahkemesi İTİRAZIN KONUSU : 3.6.2007 günlü, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesinin (14) numaralı fıkrasının “Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velayeti altındaki çocukları için de geçerlidir.” biçimindeki son cümlesinin, Anayasa’nın 2., 13. ve 48. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir. I- OLAY Bir süre (A) sınıfı sigorta eksperi olarak görev yaptıktan sonra ara verdiği mesleğini yeniden aktif olarak icra etme yönündeki talebi eşinin bir sigorta şirketinde yönetici olduğu gerekçesiyle Hazine Müsteşarlığı tarafından reddedilen davacının, bu işlemin iptali istemiyle açtığı davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırılığı savını ciddi bulan Mahkeme, iptali için başvurmuştur II- İTİRAZIN GEREKÇESİ Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir: “Davacı (…) vekili (…) tarafından (01/11/2004 gün ve 04/142 sayılı belge ile (A) sınıfı Sigorta Eksperi olarak görev yapmakta iken mesleğine bir süre ara veren davacının, yeniden aktif Sigorta Eksperliği görevine dönmek amacıyla yaptığı başvurunun reddine dair davalı idarenin 21/10/2008 gün ve 45949 sayılı işleminin iptali ve yürütmenin durdurulma istemiyle) Hazine Müsteşarlığına karşı açılan davada; davacı tarafından ileri sürülen Anayasa’ya aykırılık itirazı ciddî bulunarak işin gereği görüşüldü: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 11’inci maddesinin ikinci fıkrasında kanunların Anayasa’ya aykırı olamayacağı belirtilmiş; 152’nci maddesinde de “Bir davaya bakmakla olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır. Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddi görmezse bu iddia, temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır. Anayasa Mahkemesi’nin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazete’de yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Anayasa’nın 152’nci madde hükmüne göre, bir davaya bakmakta olan mahkemenin itiraz yoluyla bir kanun hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için, iptali istenen kuralın davada uygulanacak nitelikte bir kural olması gerekir. Davacının faal Sigorta Eksperi olarak çalışmasını engelleyen 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22’nci maddesinin (14) no.lu fıkrasının son tümcesinin ise bakılan davada uygulanacak bir kural niteliğinde olduğu açıktır. Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, 01/11/2004 gün ve 04/142 sayılı belge ile (A) sınıfı Sigorta Eksperi olarak görev yapmakta iken mesleğine bir süre ara verdiği sırada 14/06/2007 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 5684 sayılı yeni Sigortacılık Kanunu’nun yürürlüğe girdiği, anılan Kanun’un geçici 6’ncı maddesi uyarınca süresi içerisinde ruhsatını değiştirme şartını yerine getirdiği, ancak aynı Kanun’un 22/(14) maddesinde yer verilen Sigorta şirketlerinin, sigorta acentelerinin ve brokerlerin ortakları, yönetim ve denetiminde bulunan kişiler ve bunlar adına imza atmaya yetkili olanlar ile mesleki faaliyette bulunan şirket çalışanları sigorta eksperliği yapamaz; tüzel kişi sigorta eksperlerinin yönetim ve denetim kurullarında görev alamaz, imzaya yetkili olarak çalışamaz, bunlara ortak olamaz ve bunlardan ücret karşılığı herhangi bir iş kabul edemez. Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velayeti altındaki çocukları için de Sgeçerlidir.” hükmü gerekçe gösterilerek, (hâlen eşi … Sigorta A.Ş. Ege Bölge Müdürlüğü’nde Bölge Müdür Yardımcısı olarak görev yapan) davacının yeniden aktif Sigorta Eksperliği görevine döndürülmesi ve bu doğrultuda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde tutulan (aktif olarak görev yapan Sigorta Eksperlerini gösteren) Levha’ya kaydolunması isteğiyle yaptığı başvurunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı; 5684 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce sigorta eksperliği yapmaya hak kazandığını eski yasal düzenlemede eşinin sigorta şirketinde imza yetkilisi olarak çalışmasının kendisinin sigorta eksperliği yapmasına engel teşkil ettiğine dair bir hüküm bulunmadığı, çıkarılan yeni Yasa’nın kendisinin müktesep hak niteliğindeki mesleğini yapmaya engel teşkil etmesinin kanunların geriye yürümezlik ilkesine ve çalışma hürriyetine aykırı olduğunu ileri sürerek, 5684 sayılı Kanun’un 22’nci maddesinin (14) no.lu fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğu itirazında bulunmuştur. Sigorta eksperlerinin çalışma usûl ve esaslarını düzenleyen mülga 7397 sayılı Sigorta Murakebe Kanunu’nun 38’inci maddesinin birinci fıkrasında “Sigorta hasar eksperi”, “Sigorta edilen rizikoların gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarını, nedenlerini ve niteliklerini tespit ile mutabakatlı kıymet, ön ekspertiz ve gözetim gibi işlemleri mutad meslek hâlinde yapan kişiler” olarak tanımlanmış, ikinci fıkrasında sigorta hasar eksperliği yapabilecek kişilerin nitelikleri, çalışma usûl ve esasları ile sigorta hasar eksperliği mesleğinin düzenlenmesine ilişkin diğer hususların yönetmelikle tespit edileceği belirtilmiş, dördüncü fıkrasında ise sigorta hasar eksperlerinin, taraflardan birisi ile arasında tarafsızlığını şüpheye düşürecek önemli nedenler veya taraflardan biri ile Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 245’inci maddesinin 1, 2 ve 3 numaralı bentlerinde yazılı derecelerde akrabalığı veya bir iş ortaklığı varsa, eksperlik görevini kabul edemeyecekleri hükme bağlanmıştır. Mülga 7397 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkarılan ve Resmî Gazete’nin 11/05/1992 gün ve 21225 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe konulan mülga Sigorta Eksperleri Yönetmeliği ile sigorta eksperlerinin nitelikleri, çalışma şekilleri ve şartları ile tâbi olacakları denetim esasları belirlenmiştir (md. 1). Anılan Yönetmeliğin 2/g maddesinde Hazine Müsteşarlığı nezdinde bir Sigorta Eksperleri Sicili tutulması öngörülmüş; 3’üncü maddesinin birinci fıkrası ile 20’nci maddesinde de ancak bu sicile kaydolunan gerçek ve tüzel kişilerin sigorta eksperliği yapabilecekleri, Sigorta Eksperleri Siciline kayıtlı olmayan kişilerin sigorta eksperliği yapamayacakları ifade edilmiştir. Eşleri sigorta şirketlerinin yönetim ve denetiminde bulunan kişiler ve bunlar adına imza atmaya yetkili olanların sigorta eksperliği yapamayacağına ilişkin herhangi bir düzenleme içermeyen 7397 sayılı Sigorta Murakebe Kanunu, 03/06/2007 tarihinde kabul edilen ve 14/06/2007 gün ve 26552 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile yürürlükten kaldırılmış ve bu Kanun’a dayanılarak da yeni bir Sigorta Eksperleri Yönetmeliği (RG., 22/06/2008-26914) yürürlüğe konulmuştur. 5684 sayılı Kanun’un 2/(l)-ğ maddesinde Kanun’da geçen “Levha” deyiminin “Sigorta eksperleri ve sigorta acenteleri için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından ayrı ayrı düzenlenecek faal olarak çalışanlara ilişkin kayıtları gösterir levha”yı ifade ettiği belirtilmiş, aynı maddenin (m) bendinde “Sigorta Eksperi”, “Sigorta konusu risklerin gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarını, nedenlerini ve niteliklerini belirleyen ve mutabakatlı kıymet tespiti, ön ekspertiz ve hasar gözetimi gibi işleri mutat meslek olarak yapan tarafsız ve bağımsız kişi” olarak tanımlanmış; 22/(2) maddesinde sigorta eksperliği yapmak isteyen kişilerin Müsteşarlıktan sigorta eksperlik ruhsatı alması ve Levha’ya yazılı olması gerektiği hükme bağlanmış, aynı maddenin (4) no.lu fıkrasında “Sigorta eksperi unvanı, sigorta eksperliği ruhsatnamesinin alınmasından sonra kazanılır. Sigorta eksperliği yapacaklar, ruhsatnamelerini aldıktan sonra Levha’ya kayıt olmak için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine başvurur.” hükmüne yer verilmiş, (5) no.lu fıkrasının (ç) bendinde sigorta eksperlerinin kaydının, Sigorta Eksperliğinden ayrılmışsa Levha’dan silineceği kurala bağlanmış, (7) no.lu fıkrasında Levha’dan silinmeyi gerektiren hâllerinin sona erdiğini ispat eden sigorta eksperinin, Levha’ya yeniden yazılma hakkını kazanacağı, ancak hakkında meslekten çıkarma kararı verilmiş olan kişinin bir daha Levha’ya yazılmasının mümkün olmadığı, Levha’ya yeniden yazılan sigorta eksperinden kayıt ücreti alınmayacağı belirtilmiş, (8) no.lu fıkrasında Levha’ya yeniden yazılma talebinde bulunanların, Levha’ya yazılma şartlarının varlığının devam ettiğini ispatla zorunlu tutulabileceği kuralı yer almış, (13) no.lu fıkrasında “Sigorta eksperi tarafsız olmak zorundadır. Sigorta eksperleri taraflardan birisi ile arasında tarafsızlığını şüpheye düşürecek önemli nedenler veya taraflardan birisi ile 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 245 inci maddesinin (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı derecelerde akrabalığı veya bir iş ortaklığı varsa, sigorta eksperliği görevini kabul edemez. Bu hüküm, tüzel kişi sigorta eksperlerinin yanında çalıştırdıkları sigorta eksperleri için de geçerlidir. Bu hükme aykırı olarak düzenlenen raporlar geçersizdir.” hükmüne; Anayasa’ya aykırılık itirazının konusu olan (14) no.lu fıkrasında ise “Sigorta şirketlerinin, sigorta acentelerinin ve brokerlerin ortakları, yönetim ve denetiminde bulunan kişiler ve bunlar adına imza atmaya yetkili olanlar ile mesleki faaliyette bulunan şirket çalışanları sigorta eksperliği yapamaz; tüzel kişi sigorta eksperlerinin yönetim ve denetim kurullarında görev alamaz, imzaya yetkili olarak çalışamaz, bunlara ortak olamaz ve bunlardan ücret karşılığı herhangi bir iş kabul edemez. Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velayeti altındaki çocukları için de geçerlidir.” hükmüne yer verildikten sonra geçici 6’ncı maddesinde bu Kanun’un yayımı tarihinden önce düzenlenmiş olan eksperlik ve brokerlik ruhsatlarının, Müsteşarlık tarafından değiştirilinceye kadar geçerli olduğu, söz konusu değiştirme işlemini, bu Kanun’un yürürlüğe girmesinden itibaren bir yıl içinde yaptırmayanların meslekî faaliyette bulunamayacağı ve sigorta eksperlerinin eksperlik faaliyetine devam edebilmesi için bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde Levha’ya kaydını yaptırması gerektiği belirtilmiştir. Görüldüğü üzere; sigorta eksperlerinin tarafsız ve bağımsızlığını sağlamak amacıyla, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22/(14) maddesi ile eşi veya velayeti altındaki çocuğu sigorta şirketlerinin yönetim ve denetiminde bulunan ve bunlar adına imza atmaya yetkili olan kimselerin Sigorta Eksperliği yapamayacağı yönünde bir düzenleme getirmiştir. Anılan Kanun hükmünün Anayasa’ya aykırı olup olmadığının saptanması bakımından iki yönlü bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bu değerlendirmenin bir yönü, eski yasal düzenlemede bulunmayan bu sınırlandırmanın, yeni Yasa’da herhangi bir geçici düzenlemeye yer verilmeyerek ve hatta “Levhaya yeniden yazılma talebinde bulunanlar, Levhaya yazılma şartlarının varlığının devam ettiğini ispatla zorunlu tutulabilir.” denilerek (md. 22/(8) eski Yasa döneminde faal sigorta eksperi olma hakkını kazanan ve Hazine Müsteşarlığı nezdinde tutulan sicile kaydolarak faal sigorta eksperliği yapmakta iken mesleğe bir süre ara veren kişiler hakkında da uygulanmasına yol açılması ve bu suretle davacının eski Yasa döneminde elde ettiği “faal sigorta eksperliği yapma hakkı” şeklindeki kazanılmış hakkının ortadan kaldırılması iken; Anayasa’ya aykırılık değerlendirmesinin bir diğer yönü ise, eşi veya velâyeti altındaki çocuğu sigorta şirketlerinin yönetim ve denetiminde bulunan ve bunlar adına imza atmaya yetkili olan kimselerin sigorta eksperliği yapamayacağı yönündeki düzenlemenin, Anayasa’nın 48’inci maddesi ile teminat altına alınan çalışma hürriyetini ölçülülük ilkesine aykırı surette sınırladığıdır. Aşağıda sıralanan Anayasa’ya aykırılık gerekçeleri, bu iki yönlü değerlendirme esas alınarak yapılacaktır. Anayasa’mızın 2’nci maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti ilkesi, en kısa tanımıyla vatandaşların hukukî güvenlik içinde bulundukları, devletin eylem ve işlemlerinde hukuk kurallarına bağlı olduğu bir sistemi anlatır. Şüphesiz ki, vatandaşların kendilerini hukukî güvenlik içinde hissetmelerinin birinci koşulu, yürürlükteki mevzuata uygun olarak ve bütün sonuçlarıyla fiilen elde edilmiş hak ve hürriyetlerin, sonradan çıkarılan yasal ve idarî düzenlemeler ile ortadan kaldırılamaması anlamına gelen kazanılmış haklara saygı ilkesine riayet edilmesidir. Kazanılmış haklara saygı ilkesi, Anayasa’mızda açıkça belirtilmemiş ve düzenlenmemiş olmakla birlikte, uygar milletlerce kabul edilmiş genel hukuk kaidelerinden biri olan bu ilke, Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihadında (Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesi kapsamında) Anayasa’ya uygunluk denetiminde esas aldığı ölçü normlar (anayasallık bloku) arasında bulunmaktadır. Buna göre; genel hukuk ilkelerinden biri olan kazanılmış haklara saygı ilkesine riayet etmeyen bir devletin hukuk devleti olduğu ileri sürülemeyecek, böyle bir devlet düzeninde vatandaşların hukukî güvenlik içinde bulundukları ya da böyle bir düzenden devletin eylem ve işlemlerinde hukuk kurallarına bağlı olduğu bir sistem olarak bahsedilemeyecektir. Dava konusu olayda; davacı, 7397 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu dönemde aldığı belge ile sigorta eksperi olarak çalışmaya başlamış, mesleğine bir süre ara vermiş olmakla birlikte sigorta eksperi unvanını koruduğundan 5684 sayılı yeni Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra tekrar sigorta eksperi olarak fiilen çalışmak istediğinde yeni Yasa ile getirilen kural gerekçe gösterilerek, sigorta eksperi olarak çalışması için gerekli olan Levha’ya kaydedilme isteği reddedilmiştir. Yeni Yasa davacının, eski Yasa döneminde aldığı sigorta eksperlik ruhsatının geçersizliği ve bundan böyle hiçbir şekilde bu görevi yapamaması sonucunu doğurmamakla birlikte; eski Yasa döneminde fiilen yapmasına engel bulunmayan faal eksperlik görevinde bulunması, yeni Yasa’da getirilen hükümle önlenmiştir. Davacı, eski Yasa tarafından düzenlenen Sigorta Eksperliği statüsüne bireysel bir işlemle girerek çalışmaya başlamış; ancak yeni Yasa’nın yürürlüğe girmesinden sonra faal Sigorta Eksperliği görevine yeniden başlaması engellenmiştir. Her ne kadar davacı, eski Yasa döneminde elde ettiği sigorta eksperi olarak çalışma hakkını kullanmaya yine eski Yasa döneminde ara vermiş ise de, ara verirken de her zaman mevcut koşulları ile faal eksperlik görevine geri dönebileceği inancı ve güveniyle hareket etmiş olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Bu durumda; davacının, eski Yasa döneminde elde ettiği faal sigorta eksperi olarak çalışma hakkını, eşinin imza atmaya yetkili sigorta şirketi yöneticiliğinden ayrılıncaya kadar askıya alan ve bu süreyle sınırlı olarak da olsa bu hakkını sona erdiren, en azından Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte sigorta eksperi unvanını haiz kişiler bakımından bu sonuçların ortaya çıkmasını engelleyici bir geçiş hükmüne de yer vermeyen 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22’nci maddesinin (14) nolu fıkrasında yer alan “Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velayeti altındaki çocukları için de geçerlidir.” tümcesi Anayasa’nın 2’nci maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Diğer yandan; Anayasa’mızın 48’inci maddesinin birinci fıkrasında “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir.” hükmüne yer verilerek, çalışma ve sözleşme hürriyeti temel hak ve özgürlükler arasında sayılmış; anılan maddede söz konusu hürriyetin özel bir sınırlandırılma sebebine yer verilmemiş; yine Anayasa’nın (03/10/2001 gün ve 4709 sayılı Kanun’un 2’nci maddesi ile değişik) 13’üncü maddesinde yer verilen “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” hükmü ile de temel hak ve hürriyetlerin yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak sınırlanabileceği ve bu sınırlamanın ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir. Anayasa’nın çalışma ve sözleşme hürriyetini düzenleyen 48’inci maddesinde özel bir sınırlandırma sebebi sayılmadığı gibi, 5684 sayılı Kanun’un 22/(14) maddesinde yer verilen hüküm, davacının faal sigorta eksperi olarak çalışma hakkını ölçülülük ilkesine aykırı surette sınırlandırmaktadır. Şöyle ki; bağımsız ve tarafsızlığını korumak amacıyla sigorta eksperlerinin çalışma koşullarına ilişkin bazı yasal sınırlandırmaların yapılması makûl ve ölçülülük ilkesine uygun olsa da, yapılan sınırlandırmanın ilgilinin çalışma hayatını (bir süre) tamamen askıya almasının ölçülülük ilkesi yönünden değerlendirilmesini gerektirmektedir. Bilindiği üzere; “sınırlamanın sınırları” olarak anılan Anayasal ilkelerden biri olan ölçülülük ilkesi, sınırlamada başvurulan aracın, sınırlama amacını gerçekleştirmeye elverişli olmasını bu aracın sınırlama amacı açısından gerekli olmasını ve araçla amacın ölçüsüz bir oran içinde bulunmamasını ifade etmektedir. Buna göre; bir temel hak ve hürriyetin (örneğin çalışma ve sözleşme hürriyetinin) Sınırlandırılması ile ulaşılmak istenen amaca (örneğin sigorta eksperlerinin bağımsız ve tarafsızlığını sağlama amacına), daha makûl ve kabul edilebilir bir sınırlandırma aracı ile ulaşılabiliyor ise, bu makûl ve kabul edilebilir düzeyi aşan sınırlandırmaların ölçülülük ilkesine ve dolayısıyla Anayasa’ya aykırı olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun muhtelif maddelerinde, sigorta eksperi olarak çalışan kimselerin taraflar (sigortacı ile sigorta ettiren) arasında bağımsız ve yansızlığını sağlama amacına yönelik düzenlemeler bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri, “Gerçek kişi sigorta eksperleri, sigorta eksperliğini mutat meslek hâlinde yapmak zorundadır. Gerçek kişi sigorta eksperleri, bu faaliyetlerine devam ettikleri sürede esnaf veya tacir sıfatıyla mesleğin niteliği ile bağdaşması mümkün olmayan başka bir işle uğraşamaz, sigorta acenteliği ve brokerlik faaliyetinde bulunamaz.” hükmünü amir olan 22’nci maddenin (10)’uncu fıkrası; “Sigorta eksperi tarafsız olmak zorundadır. Sigorta eksperleri, taraflardan birisi ile arasında tarafsızlığını şüpheye düşürecek önemli nedenler veya taraflardan birisi ile 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 245 inci maddesinin (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı derecelerde akrabalığı veya bir iş ortaklığı varsa, sigorta eksperliği görevini kabul edemez. Bu hüküm, tüzel kişi sigorta eksperlerinin yanında çalıştırdıkları sigorta eksperleri için de geçerlidir. Bu hükme aykırı olarak düzenlenen raporlar geçersizdir.” hükmünü amir olan aynı maddenin (13)’üncü fıkrası ile “Sigorta şirketlerinin, sigorta acentelerinin ve brokerlerin ortakları, yönetim ve denetiminde bulunan kişiler ve bunlar adına imza atmaya yetkili olanlar ile meselâ faaliyette bulunan şirket çalışanları sigorta eksperliği yapamaz; tüzel kişi sigorta eksperlerinin yönetim ve denetim kurullarında görev alamaz, imzaya yetkili olarak çalışamaz, bunlara ortak olamaz ve bunlardan ücret karşılığı herhangi bir iş kabul edemez.” hükmünü amir olan (14) no.lu fıkranın ilk tümcesidir. Bu durumda; sigorta eksperi olarak çalışan kişilerin bağımsız ve tarafsızlığını sağlamaya yönelik olarak; 5684 sayılı Kanun’un 22’nci maddesinin (10) ve (13) fıkraları ile (14) no.lu fıkrasının ilk tümcesinde bazı sınırlandırmalar getirilmiş iken, bir de (14)’üncü fıkranın son tümcesinde yer verilen hüküm ile aynı fıkranın birinci tümcesinde yer alan sınırlandırmanın bunların eş ve velâyetleri altındaki çocuklarına da teşmil edilmesinin ölçülülük ilkesine aykırı olduğu kanaatine varılmaktadır. Zira; dava konusu somut olay bakımından düşünülecek olursa, … Sigorta A.Ş. Ege Bölge Müdürlüğünde imza yetkisine sahip yönetici olarak çalışan kişinin sigorta eksperi olarak çalışmasının önlenmesi ile bu şahsın eşinin, … Sigorta A.Ş.’nin taraf olduğu bir uyuşmazlıkta eksperlik görevi ifa etmesinin engellenmesinin makûl ve kabul edilebilir bir sınırlama olduğu söylenebilir ise de; … Sigorta A.Ş.’nin taraf olmadığı uyuşmazlıklarda bile davacının sigorta eksperliği yapmasına getirilen itiraz konusu sınırlandırmanın ölçülülük ilkesine aykırı olduğu açıktır. Başka bir ifadeyle; … Sigorta A.Ş.’de yöneticilik görevinde bulunan şahsın bizatihi kendisinin sigorta eksperliği yapmasına engel olan (14) no.lu fıkranın birinci tümcesi ve davacının, eşinin yöneticilik yaptığı şirketin taraf olduğu uyuşmazlıklarda sigorta eksperliği görevi ifa etmesini engelleyen (13) no.lu fıkra bulunmakta iken, (14) no.lu fıkranın ikinci tümcesi ile bir de davacının tüm sigorta uyuşmazlıklarında eksperlik yapmasına sınırlama getirilmesinde “sınırlamada başvurulan aracın, sınırlama ile elde edilmek istenen amacın gerçekleşmesi için gerekli olması ve araç ile amaç arasında makûl ve kabul edilebilir bir oran bulunması” anlamında ölçülülük ilkesine uygunluk bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; Anayasa’nın 152’nci maddesi uyarınca bakılmakta olan davada uygulanacak olan 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22’nci maddesinin (14) nolu fıkrasında yer alan “... Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velâyeti altındaki çocukları için de geçerlidir.” tümcesinin Anayasa’nın 2, 13 ve 48’inci maddelerine aykırı olduğu kanaatiyle, anılan tümcenin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına, Anayasa Mahkemesinin konu hakkında vereceği karara kadar davanın geri bırakılmasına, beş ay içinde bir karar verilmezse davanın yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırılmasına, kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, işbu kararla birlikte dava dosyası ve içeriği evrakın çıkarılacak birer onaylı örneğinin Anayasa Mahkemesine gönderilmesine, 21/01/2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” III- YASA METİNLERİ A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı 3.6.2007 günlü, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun “Sigorta eksperleri” başlıklı 22. maddesinin itiraz konusu cümleyi de içeren (14) numaralı fıkrası şöyledir: “(14) Sigorta şirketlerinin, sigorta acentelerinin ve brokerlerin ortakları, yönetim ve denetiminde bulunan kişiler ve bunlar adına imza atmaya yetkili olanlar ile meslekî faaliyette bulunan şirket çalışanları sigorta eksperliği yapamaz; tüzel kişi sigorta eksperlerinin yönetim ve denetim kurullarında görev alamaz, imzaya yetkili olarak çalışamaz, bunlara ortak olamaz ve bunlardan ücret karşılığı herhangi bir iş kabul edemez. Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velayeti altındaki çocukları için de geçerlidir. ” B- Dayanılan Anayasa Kuralları Başvuru kararında, Anayasa’nın 2., 13. ve 48. maddelerine dayanılmıştır. IV- İLK İNCELEME Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi gereğince Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve Zehra Ayla PERKTAŞ’ın katılımlarıyla yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, 26.2.2009 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir. V- SINIRLAMA SORUNU Anayasa’nın 152. ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesine göre, Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla yapılacak başvurular itiraz yoluna başvuran mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulayacağı yasa kuralı ile sınırlıdır. İtiraz yoluna başvuran Mahkemece, 3.6.2007 günlü, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesinin (14) numaralı fıkrasının “Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velayeti altındaki çocukları için de geçerlidir.” biçimindeki son cümlesinin Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülerek iptali istenilmiştir. Somut olayda davanın konusunu davacının aktif olarak sigorta eksperliği mesleğini icra etmek amacıyla TOBB nezdinde tutulan levhaya kayıt talebinin eşinin bir sigorta şirketinde yönetici olması nedeniyle reddedilmesi oluşturmaktadır. İptali istenen cümlede velayet altındaki çocuklar bakımından da aynı sınırlama yer almaktadır. Evlilik ve velayet ilişkilerinin kişilere yüklediği hak ve mükellefiyetler birbirlerinden farklı olduğundan esasa ilişkin incelemenin “… eş ve…” sözcükleri ile sınırlı olarak yapılması gerekmektedir. Bu nedenlerle, 3.6.2007 günlü, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesinin (14) numaralı fıkrasının “Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velayeti altındaki çocukları için de geçerlidir.” biçimindeki son cümlesine ilişkin esas incelemenin, cümlede yer alan “… eş ve…” sözcükleri ile sınırlı olarak yapılmasına, 9.6.2011 gününde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. VI- ESASIN İNCELENMESİ Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kural, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Başvuru kararında, eşleri sigorta şirketlerinin yönetim ya da denetiminde bulunan ve bunlar adına imza atmaya yetkili kimselerin sigorta eksperliği yapamayacağı yönündeki kuralın Anayasa’nın 48. maddesinde düzenlenen çalışma ve sözleşme hürriyetini ölçülülük ilkesine aykırı olarak sınırlandırdığı; ayrıca eşleri bu durumda olup 5684 sayılı Kanun’dan önceki dönemde sigorta eksperi olma hakkını kazanan ve dilediği takdirde faal eksperlik görevine dönebileceği inanç ve güveni ile mesleğine ara vermiş kişilerin bu haklarının Kanun’da korunmamasının Anayasa’nın 2., 13. ve 48. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmektedir. İptali istenilen kuralda, sigorta şirketlerinin, sigorta acentelerinin ve brokerlerinin ortaklarının, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ve bunlar adına imza atmaya yetkili olanlar ile bu kuruluşlarda mesleki faaliyette bulunan şirket çalışanlarının eşlerinin sigorta eksperliği yapmaları ya da tüzel kişi sigorta eksperlerinin yönetim ve denetim kurullarında görev almaları, imzaya yetkili olarak çalışmaları, bunlara ortak olmaları ya da bunlardan ücret karşılığında herhangi bir iş kabul etmeleri yasaklanmıştır. Kuralın gerekçesinde ise sigorta eksperliğinin temel ilkesi olan bağımsızlık ve tarafsızlığın sağlanabilmesini teminen sigorta şirketlerinin, acentelerinin ve brokerlerinin ortakları yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile bu şirketlerde doğrudan sigortacılıkla ilgili faaliyette bulunan çalışanların eksperlik yapamayacaklarına ve tüzel kişi eksperlere ortak ya da yönetici olamayacağına ilişkin düzenleme yapıldığı vurgulanmıştır. Anayasa’nın 2. maddesinde Cumhuriyetin temel nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti, insan haklarına saygı gösteren ve bu hakları koruyucu adaletli bir hukuk düzeni kurup sürdürmekle kendisini yükümlü sayan, bütün etkinliklerinde hukuka ve Anayasa’ya uyan, işlem ve eylemleri yargı denetimine bağlı olan devlettir. Böyle bir düzenin kurulması, yasama, yürütme ve yargı alanına giren tüm işlem ve eylemlerin hukuk kuralları içinde kalması, temel hak ve özgürlüklerin anayasal güvenceye bağlanmasıyla olanaklıdır. Anayasa’nın 13. maddesinde, “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” denilmektedir. Anayasa’nın “Çalışma ve sözleşme hürriyeti” kenar başlıklı 48. maddesinde “Herkes dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir. Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürütülmesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır.” kuralı yer almaktadır. Maddenin gerekçesinde ise, “Hürriyet temeline dayalı bir toplumda irade serbestliği çerçevesinde ferdin sözleşme yapma, meslek seçme ve çalışma hürriyetlerinin garanti altına alınması tabiîdir. Ancak, bu hürriyetler, kamu yararı amacı ile ve kanunla sınırlanabilir. (…) Devlet, kamu yararı olan hallerde ve mili ekonominin gerekleri ve sosyal amaçlarla özel teşebbüs özgürlüğüne sınırlamalar getirebilir. (…)” denilmektedir. Sosyal ve ekonomik yaşamda ortaya çıkan çeşitli risklerin teminat altına alınmasını sağlaması ve ekonomik gelişmeye uzun vadeli fon yaratması nedeniyle yaygın bir kitleyi ilgilendiren sigortacılık faaliyetlerine yönelik düzenlemelerin, bu hukuksal kurumun gerektirdiği güveni sağlayacak nitelikte olması zorunludur. Bu nedenle sigortalanan değer ve ortaya çıkan hasarın tespitine yönelik sigorta eksperlerince hazırlanan raporların objektif ve yansız olması gerekir. Eksperlerin uzmanlıklarının gerektirdiği mesleki bilgi ve niteliğe sahip olmalarının yanında bağımsızlıklarının ve tarafsızlıklarının sağlanması, sigorta ettiren ve sigortacı açısından olduğu kadar sigortacılık kurumunun istikrar ve güvenliği bakımından da büyük önem taşımaktadır. Sigorta eksperliği mesleğinin gerekleri ile tarafların karşılıklı hak ve yükümlülükleri göz önünde tutularak, mesleğin icrasında dürüstlüğü ve güveni egemen kılmak için diğer sigorta unsurlarıyla aralarındaki ilişkileri ve faaliyet alanını da değerlendirmek suretiyle, ortaya çıkabilecek çıkar çatışmalarını ya da etik değerleri zedeleyebilecek durumları engellemek amacıyla, yasakoyucunun gerekli önlemleri almasının kamu yararının bir gereği olduğu kuşkusuzdur. Sigorta eksperlerinin bağımsızlık ve tarafsızlığını sağlamaya yönelik olarak 5684 sayılı Kanun’un 22. maddesinin (10) numaralı fıkrasında sigorta eksperliğinin mutad meslek olarak yapılmasının gerektiği, bu faaliyetlerin devamı süresince esnaf veya tacir sıfatıyla mesleğin niteliği ile bağdaşması mümkün olmayan başka bir işle uğraşılamayacağı, sigorta acenteliği ve brokerlik faaliyetinde bulunulamayacağı belirtilmektedir. (13) numaralı fıkraya göre ise sigorta eksperi tarafsız olmak zorundadır. Sigorta eksperlerinin, taraflardan birisi ile aralarında tarafsızlığı şüpheye düşürecek önemli nedenler ya da 18.6.1927 günlü, 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 245. maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı derecelerde akrabalık veya bir iş ortaklığı varsa, bu görevi kabul edemeyecekleri, bu yasağın, tüzel kişi sigorta eksperlerinin yanında çalıştırdıkları sigorta eksperleri için de geçerli olduğu, buna aykırı olarak düzenlenen raporların hüküm ifade etmeyeceği belirtilmektedir. Yasakoyucu, çalışma hürriyeti ile ilgili bir konuyu düzenlerken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını ve “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Ölçülülük ilkesi nedeniyle devlet, sınırlamadan beklenen kamu yararı ile bireyin hak ve özgürlükleri arasında adil bir dengeyi sağlamakla yükümlüdür. 5684 sayılı Kanun’un 22. maddesinin (10) ve (13) numaralı fıkralarındaki düzenlemeler karşısında sigorta eksperlerinin eş ve yakın akrabalarının ortağı ya da yöneticisi bulunduğu sigorta şirketinin taraf olduğu uyuşmazlıklarda eksperlik görevi icra etmelerine zaten imkân bulunmamakta olup bu kişilerin sigorta eksperliği mesleğini icra etmelerinin tümüyle yasaklanması, ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli ve orantılı bir tedbir olarak görülemez. İtiraz konusu kural, kamu yararı ile bireyin hak ve özgürlükleri arasında adil bir denge oluşturmadığından ölçülülük ilkesine aykırılık içermektedir. Açıklanan nedenle kural, Anayasa’nın 2., 13. ve 48. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir. Alparslan ALTAN bu görüşe katılmamıştır. VII- SONUÇ 3.6.2007 günlü, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesinin (14) numaralı fıkrasının son cümlesinde yer alan “ … eş ve …” sözcüklerinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Alparslan ALTAN’ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA, 9.6.2011 gününde karar verildi. Başkan Haşim KILIÇ Üye Fulya KANTARCIOĞLU Başkanvekili Osman Alifeyyaz PAKSÜT Üye Ahmet AKYALÇIN Başkanvekili Serruh KALELİ Üye Mehmet ERTEN Üye Serdar ÖZGÜLDÜR Üye Zehra Ayla PERKTAŞ Üye Recep KÖMÜRCÜ Üye Alparslan ALTAN Üye Burhan ÜSTÜN Üye Engin YILDIRIM Üye Nuri NECİPOĞLU Üye Celal Mümtaz AKINCI Üye Hicabi DURSUN Üye Erdal TERCAN KARŞIOY GEREKÇESİ 3.6.2007 günlü, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesinin (14) numaralı fıkrasının, “Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velayeti altındaki çocukları için de geçerlidir.” biçimindeki son tümcesinde yer alan “eş ve” sözcükleri Anayasa’nın 2., 13. ve 48. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesinin (14) numaralı fıkrasının ilk tümcesinde, sigorta şirketlerinin, sigorta acentelerinin ve brokerlerin ortakları, yönetim ve denetiminde bulunan kişiler ve bunlar adına imza atmaya yetkili olanlar ile mesleki faaliyette bulunan şirket çalışanlarının sigorta eksperliği yapamayacakları, tüzel kişi sigorta eksperlerinin yönetim ve denetim kurullarında görev alamayacakları, imzaya yetkili olarak çalışamayacakları, bunlara ortak olamayacakları ve bunlardan ücret karşılığı herhangi bir iş kabul edemeyecekleri kuralına yer verilmiştir. İptali istenen son tümcede ise söz konusu sınırlamaların bu kişilerin eş ve velayetleri altındaki çocukları bakımından da geçerli olduğu ifade edilmektedir. Sigortacılık faaliyetlerinde bulunan kişi ve kuruluşların bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlanması ve korunması, başta sigortalılar ve sigorta şirketleri olmak üzere sigortacılık alanında faaliyette bulunan malî kuruluşlar ve ülke ekonomisi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu durum sözkonusu meslek grubunun çalışma ilkelerinin bağımsızlık ve tarafsızlık güvencesini sağlayacak biçimde oluşturulmasını zorunlu kılmaktadır. Bağımsızlık ve tarafsızlığın amacı, her türlü etki baskı, yönlendirme ve kuşkudan uzak kalınarak görevin yapılacağı konusundaki güven ve inancı yerleştirmektir. Sigorta eksperinin eşi ya da velayeti altındaki çocuğunun sigorta şirketleri ya da sigorta acentelerinin ortağı veya idarecisi olması yahut brokerlik yapması sigorta ilişkisinin taraflarında bu görevin ifasında yakınlarının menfaatlerinin gözetilip kollanıldığı konusunda bir kanının oluşmasına neden olabilecektir. Bu durum, yalnızca sigorta sözleşmesinin taraflarına değil, aynı zamanda azami hüsnüniyet ve güven ilkelerine dayalı olan sigortacılık kurumunun tümüne yönelik kuşkular oluşmasına, sektörün zarara uğramasına yol açabilecektir. Yasa koyucu, hâkimlik, tanıklık, bilirkişilik ve bunlara benzer özellikler taşıyan mesleki faaliyetler açısından bu hususu göz önünde tutarak eşler arasındaki ilişkinin neden olabileceği sakıncaların önüne geçmek ve kişiler üzerindeki olumsuz algıya neden olmamak amacıyla özel düzenlemeler getirmiştir. Sigortacılık Kanunu ile itiraz konusu kuralda olduğu gibi sigorta faaliyetleri yürüten kişi ve kurumların bu faaliyetlerinin devamı süresince mesleğin temel ilkesi olan bağımsızlık ve tarafsızlıkla bağdaşması mümkün olmayan başka işlerle iştigalini yasaklayan çeşitli düzenlemeler getirilmiştir: Sigortacılık Kanunu’nun 21. maddesine göre, sigorta şirketlerinin, sigorta acentelerinin ve sigorta eksperlerinin ortakları, yönetim ve denetiminde bulunan kişiler ve bunlar adına imza atmaya yetkili olanlar ile meslekî faaliyette bulunan şirket çalışanları; brokerlik yapamaz, tüzel kişi brokerin yönetim ve denetim kurullarında görev alamaz, imzaya yetkili olarak çalışamaz, bunlara ortak olamaz ve bunlardan ücret karşılığı herhangi bir iş kabul edemez. Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velayeti altındaki çocukları için de geçerlidir. Sigortacılık Kanunu’nun 23. maddesine göre, sigorta şirketlerinin, sigorta sözleşmeleri için brokerlik yapanların ve sigorta eksperlerinin yönetim ve denetiminde bulunan kişiler ile bunlar adına imza atmaya yetkili olanlar sigorta acentelerinin yönetim ve denetim kurullarında görev alamaz; imzaya yetkili olarak çalışamaz; bu şirketlere ortak olamaz ve bunlardan ücret karşılığı herhangi bir iş kabul edemez. Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve velayeti altındaki çocukları için de geçerlidir. Ancak, sigorta şirketlerinin yönetiminde, denetiminde bulunan kişiler ile bunlar adına imza atmaya yetkili olanların eş ve velayeti altındaki çocukları için sınırlandırma bu kişilerin faaliyette bulunduğu şirketin sigorta acenteliği içindir. Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesine göre, sigorta hakemleri ve raportörler tarafsız olmak zorundadır. Sigorta şirketlerinin, reasürans şirketlerinin, sigortacılık yapan diğer kuruluşların, sigorta eksperlerinin, sigorta acentelerinin ve brokerlerin ortakları, yönetim ve denetiminde bulunan kişiler ve bunlar adına imza atmaya yetkili olanlar ile tüm bu kuruluşlarda meslekî faaliyette bulunanlar ve sigorta eksperleri, sigorta acenteleri ve brokerler sigorta hakemliği yapamaz. Bu sınırlandırmalar söz konusu kimselerin eş ve çocukları için de geçerlidir. Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 28. maddesi sigorta hakemleri hakkında da uygulanır. Benzer düzenlemeler başka kanunlarda da yeralmaktadır. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 11. maddesinde, ihaleyi yapan idarenin ihale yetkilisi kişileri ile bu yetkiye sahip kurullarda görevli kişiler ile ihaleyi yapan idarenin ihale konusu işle ilgili her türlü ihale işlemlerini hazırlamak, yürütmek, sonuçlandırmak ve onaylamakla görevli olanların eşleri ve üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye kadar kayın hısımları ile evlatlıkları ve evlat edinenlerinin doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere katılamayacakları belirtilmiştir. Yine 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun; - 50. maddesinde bankaların, yönetim kurulu üyelerine, genel müdüre, genel müdür yardımcılarına ve kredi açmaya yetkili mensuplarına; bunların eş ve velâyet altındaki çocuklarına; tek başlarına ya da birlikte sermayesinin yüzde yirmibeş veya fazlasına sahip oldukları ortaklıklara ve bunlar dışında kalan mensupları ile bunların eş ve velâyeti altındaki çocuklarına her ne şekil ve surette olursa olsun nakdî ve gayrinakdî kredi veremeyecekleri, tahvil ya da benzeri menkul kıymetlerini satın alamayacakları, - 51. maddesinde, kredi açma yetkisini haiz olanların, kendileri ile eş ve velâyeti altındaki çocuklarının veya bunlarla risk grubu oluşturan diğer gerçek ve tüzel kişilerin taraf olduğu kredi işlemlerine ilişkin değerlendirme ve karar verme aşamalarında yer alamayacakları ve bu hususu yazılı olarak yetkililere bildirecekleri, - 86. maddesinde, Kurul Başkan ve üyelerinin; 115. maddesinde ise Fon Kurulu Başkan ve üyelerinin göreve başlamadan önce kendilerinin veya eş ve velâyeti altındaki çocuklarının sahibi bulunduğu menkul kıymetlerden Hazine tarafından çıkarılan borçlanmaya ilişkin olanlar hariç Kurumun düzenlemek ve denetlemekle sorumlu olduğu kuruluşların her türlü sermaye piyasası araçlarını eş, evlatlık, üçüncü dereceye kadar kan ve ikinci dereceye kadar kayın hısımları dışındakilere otuz gün içinde satmak suretiyle elden çıkarmak zorunda oldukları, Kurul üyeliklerine atanmalarından itibaren otuz gün içinde bu fıkraya uygun hareket etmeyen üyelerin, üyelikten çekilmiş sayılacakları, hükme bağlanmıştır. Anayasa yargısında yasa kuralının diğer yasa kurallarıyla karşılaştırılması ile anayasaya aykırılık değerlendirmesi yapılamamakla birlikte, bu tür düzenlemelerin özellikleri konusunda fikir vermesi açısından belirtilen bu kurallarda ilgili meslek alanının gerektirdiği güven ve tarafsızlığın sağlanması ve korunmasının amaçlandığı görülmektedir. Çoğunluk kararında itiraz konusu düzenlemenin Anayasa’da düzenlenen çalışma ve sözleşme özgürlüğünü Anayasa’nın 2., 13. ve 48. maddelerine aykırı olarak sınırlandırdığı belirtilmektedir. Anayasa’nın 13. maddesinde temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği belirtilmiştir. Bu durumda özel maddesinde bir sınırlama nedeni öngörülmemiş olan temel hak ve özgürlükler yönünden konuya salt pozitivist açıdan yaklaşıldığında, anayasa koyucunun, özel maddesinde sınırlama nedeni öngörmediği temel haklar ve özgürlükleri sınırlayamayacağını kabul etmek gerekecektir. Ancak günümüzde doğal hukuka dayalı sınırsız bir özgürlük anlayışı terkedilmiştir. Çağdaş gelişmelere uygun olarak, Anayasamızda da sınırsız ve içeriksiz özgürlük anlayışından uzaklaşılarak bir yandan siyasi iktidarı sınırlandıran bir yandan da toplumsal içeriğe ve konuma sahip olan pozitif bir özgürlük anlayışı benimsenmiştir. İlgili maddelerinde hak ve özgürlüklere hiçbir sınırlama getirilmemiş olsa bile, bunların niteliklerinden ve eşyanın tabiatından kaynaklanan doğal sınırlarının bünyelerinde mündemiç bulunduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle, yasa koyucunun, hakkında hiçbir sınırlandırma nedenine yer verilmemiş olan temel hak ve özgürlüklerin koruma alanları dışında kalan kullanım alanlarına belli kayıtlar ve sınırlar getirebileceği kabul edilmelidir. Belirli bir mesleğin icra edilebilmesi bakımından, bu meslek ile çıkar çelişkisi göz önünde tutularak bu meslekleri icra eden kişilerle belirli düzeyde akrabalık ilişkisinin bulunmasının, bu mesleği icra etmeye engel olarak düzenlenmesi, bu mesleği icra için gerekli vasıflardan birisi olarak değerlendirilmelidir. Sözkonusu düzenlemelerle, Anayasa’nın çalışma hak ve özgürlüğü ile ilgili güvence altına aldığı özgürlüğün norm alanı daraltılmamakta, koruma alanının sınırları belirlenmektedir. Zira, Anayasa’da çalışma özgürlüğünün güvence altına alınmış olduğu olgusuna dayalı olarak, itiraz konusu kuralla düzenlenen sigorta eksperliği mesleğinin, her isteyen tarafından icra edilmesine olanak sağlanması gerektiği şeklinde bir sonuca ulaşmak anayasal denetimle bağdaşmaz. Bu nedenle, sigorta eksperliği mesleğinin gerektirdiği nitelik ve yeterlilikleri belirleme konusunda yasakoyucunun takdir yetkisinin bulunduğunun kabulü gerekir. Sigorta eksperliği mesleğinin faaliyet alanı, diğer sigorta unsurlarıyla aralarındaki ilişkiler, meslekî ilkeleri, hak ve yükümlülükleri değerlendirmek suretiyle, ortaya çıkabilecek çıkar çatışmalarını ya da etik değerleri zedeleyebilecek durumları engellemek amacıyla kişilerin kendileri, eşleri ya da velayetleri altındaki çocuklarının icra ettikleri belirli meslekleri ya da belirli alandaki faaliyetlerin, bu kişilerin aralarındaki hukuki ve sosyal ilişkinin boyutları göz önünde tutularak aktif sigorta eksperliği yapmaya engel olarak düzenlenmesi yasa koyucunun takdirindedir. Bu bağlamda sigorta eksperliği mesleği ya da görevinin gereklerinin göz önünde tutularak bunları icra edenlerin birbirleriyle ve toplumla ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni egemen kılmak için gerekli düzenlemelerin yapılması olağandır. Hukuk devletinde yasa koyucunun kazanılmış hakları ihlal etmemek koşuluyla geleceğe yönelik olarak statü hukukunda değişiklik yapmasına ya da yeni kurallar koymasına, kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin koşulları belirlemesine engel bulunmamaktadır. Bu nedenlerle kuralın Anayasa’nın 2., 13. ve 48. maddelerine aykırı yönünün bulunmadığı ve iptal isteminin reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmadım. Üye Alparslan ALTAN [R.G.16 Kasım 2011 – 28114] —— • —— Devlet Muhasebesi Standartları Kurulundan: DEVLET MUHASEBESİ STANDARDI 22 (DMS 22) GENEL YÖNETİME İLİŞKİN MALİ BİLGİLERİN AÇIKLANMASI Amaç 1. Bu Standardın amacı, genel yönetime ilişkin mali bilgilerin açıklanmasını düzenlemektir. Genel yönetime ilişkin mali bilgilerin açıklanması mali raporların şeffaflığını güçlendirir. Bu bilgilerin sunulması, idarenin piyasa faaliyetleri ile piyasa dışı faaliyetleri arasındaki ilişkinin ve mali tablolar ile mali raporlamanın istatistiksel esasları arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılmasını sağlar. Kapsam 2. Konsolide mali tablolarını tahakkuk esaslı muhasebe çerçevesinde hazırlayan, sunan ve genel yönetimle ilgili mali bilgileri açıklayacak idarelerin açıklamayı bu standartta öngörülen usul ve esaslara göre yapması gerekir. 3. Kamu hizmetleri vergilerden, transferlerden, piyasa ve piyasa dışı faaliyetlerden elde edilen gelirlerle finanse edilir. Kamu hizmetleri çeşitli kamu idareleri vasıtasıyla vatandaşlara sunulur. Kamu idarelerinin faaliyetleri esas olarak ödenek veya tahsislere dayanır. Ancak, bu idareler bazı durumlarda ticari faaliyetler dâhil olmak üzere, ek gelir getirici faaliyetler de icra edebilir. 4. Devlet Muhasebesi Standartları uyarınca hazırlanan mali tablolar, idare tarafından kontrol edilen varlıkların ve üstlenilen yükümlülüklerin, sunulan hizmetlerin maliyetinin, vergilerin ve diğer gelirlerin genel bir değerlendirmesini sağlar. Faaliyetlerini finanse etmek için devlet bütçesine bağımlı olup olmadığına bakılmaksızın, kontrol edilen kuruluşları vasıtasıyla hizmetler sunan kamu idarelerinin mali tabloları, konsolide mali tablo niteliği taşır. 5. İdarelerin mali tabloları ve bütçeleri de mali raporlamanın istatistiksel temelleri uyarınca yayınlanabilir. Bu temeller Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar tarafından hazırlanmış olan Ulusal Hesaplar Sistemi'nden (SNA 93) alınmıştır. Ulusal Hesaplar Sistemine dayanan mali raporlamanın istatistiksel temelleri genel yönetime ilişkin mali bilgilerin sağlanması üzerinde odaklanır. Genel yönetim; piyasa dışı faaliyetler icra eden, kâr amacı gütmeyen kuruluşlardan oluşur ve hizmet sunum faaliyetlerini ödenek ve tahsislerle finanse eder. Mali raporlamanın istatistiksel temelleri, piyasa faaliyetleri icra eden kamu şirketlerini de kapsayacak şekilde kamu sektörünün tamamı hakkında bilgi sağlar. 6. Mali tablolar, sadece kontrol edilen kuruluşları konsolide eder. Bu sınırlama mali raporlamanın istatistiksel temelleri için geçerli değildir. Bu standart konsolide mali tabloları bölümlere ayırır, bu nedenle konsolide edilmiş durumda olmayan herhangi bir kuruluş, genel yönetimin bir parçası olarak sunulmaz. Bölümlere Göre Raporlama 7. Bölümlere göre raporlamayla ilgili standart, idarelerin hizmet sunum faaliyetleri ve bu faaliyetlerin desteklenmesi amacıyla tahsis edilmiş olan kaynaklara ilişkin bazı bilgilerin hesap verebilirlik ve karar verme süreçleri için açıklanmasını gerektirir. İlgili standart, mali raporlamanın istatistiksel temelleri kapsamında raporlanan sektörlerden farklı olarak, piyasa faaliyetleri ve piyasa dışı faaliyetler arasındaki ayrımı esas almaz. 8. Genel yönetime ilişkin bilgilerin açıklanması bölümlere göre raporlama standardı uyarınca bölümlere göre açıklama yapma ihtiyacını ortadan kaldırmaz. Çünkü genel yönetim hakkında verilen bilgiler (idarelerin amaçlarına genel yönetim dışındaki idareler sayesinde ulaşıldığı durumlarda) kullanıcıların kuruluşun temel hizmet sunum amaçlarına ulaşma yönündeki geçmiş başarısını değerlendirebilmesi için yeterince ayrıntılı bilgi sunmaz. Örneğin, genel yönetimin bir bölüm olarak tanımlanması durumunda; telekomünikasyon, sağlık veya eğitim hizmetlerinin kamu şirketleri veya şirket benzeri (quasi-corporations) niteliğindeki kurumsal birimler tarafından sağlanması, bu alanlardaki hedeflerin gerçekleşmesinde sergilenen performans hakkında bilgi sağlamaz. Genel yönetim esasen yönetimin sadece bir alt bölümünü teşkil ettiği için, konsolide mali tablolarda bölümlere göre raporlama yapılmazsa, önemli bilgiler sunulmamış olur. Mali Raporlamanın İstatistiksel Temelleri 9. Devlet Muhasebesi Standartları uyarınca hazırlanan mali tabloların amaçları ile mali raporlamanın istatistiksel temellerine göre hazırlanan mali tabloların amaçları bazı açılardan birbiriyle farklılık gösterir. Standartlar uyarınca hazırlanan mali tablolar karar verme süreçlerinde kullanılmak ve kuruluşların kendisine tahsis edilen ve kontrolü altında bulunan kaynaklar için hesap verebilirliğini kanıtlamak amacıyla faydalı bilgiler sunmayı amaçlar. Mali raporlamanın istatistiksel temelleri uyarınca hazırlanan mali tabloların amacı ise, genel yönetimin ve daha genel bağlamda kamu sektörünün performansının analiz edilmesi ve değerlendirilmesi için uygun olan bilgilerin sağlanmasıdır. Bununla beraber, mali raporlamanın istatistiksel temelleri muhasebe terimleri ile tanımlanabilse de, bunlar devlet finansmanının istatistiksel temellerinin kaynağını oluşturan muhasebe sisteminden bazı açılardan farklı olabilir. Ancak, standartlar ve mali raporlamanın istatistiksel temelleri işlemlerin ve olayların ele alınışında benzerlik gösterir. Her ikisi de tahakkuk esaslı muhasebeyi benimser, benzer işlem ve olayları ele alır ve bazı açılardan benzer bir raporlama yapısının kullanılmasını gerektirir. 10. Mali tablolarda genel yönetime ilişkin bilgilerin açıklanması kullanıcıların karar verme süreçlerini destekler ve hesap verebilirliği artırır. Mali tabloların bu açıklamalarla artırılan şeffaflığı, kullanıcıların aşağıdakiler gibi hususları daha iyi anlamalarına olanak verir: 1) Genel yönetim tarafından icra edilen faaliyetler ve bu faaliyetlerin sunulmasında gösterilen mali performansın desteklenmesi amacıyla tahsis edilmiş olan kaynaklar, 2) Genel yönetim ve kamu şirketleri arasındaki ilişki ve bunların her birinin devletin genel mali performansı üzerindeki etkisi. 11. Genel yönetime ilişkin bilgilerin mali tablolarda açıklanması, standartlar uyarınca hazırlanan mali tablolar ile mali raporlamanın istatistiksel temelleri uyarınca hazırlanan tablolar arasında faydalı bir bağlantı oluşturur. Bu bağlantı kullanıcıların mali tablolarda sunulan bilgiler ile istatistiksel raporlarda sunulan bilgileri uyumlu hale getirmesine yardım eder. Muhasebe Politikaları 12. Genel yönetime ilişkin bilgilerin açıklanması zorunlu değildir. Mali tablolarda genel yönetim hakkında hangi bilgilerin açıklanacağına yetkili idare karar verir. 13. Genel yönetime ilişkin açıklamaların yapıldığı durumlarda, açıklamaların bu Standart içinde öngörülen esaslara uygun bir şekilde yapılması gerekir. Böylece genel yönetimin mali tablolarda uygun bir şekilde sunulması ve genel yönetime ilişkin açıklamaların anlaşılabilirlik, ilgililik, güvenilirlik ve kıyaslanabilirlik dâhil olmak üzere, mali bilgilerin nitel özelliklerini karşılaması sağlanır. 14. Devlet Muhasebesi Standartları genel yönetim alanındaki tüm kurum ve kuruluşlar ile bunların kontrolündeki kuruluşlar için uygulanır ve tahakkuk esaslı muhasebe çerçevesinde konsolide mali tablo hazırlayan kapsamdaki bu kuruluşlar için uygulanması gereken usul ve esasları ortaya koyar. Tanımlar 15. Bu Standartta geçen kavramlar aşağıdaki anlamları ile kullanılır. Genel Yönetim: Genel Yönetim, mali raporlamanın istatistiksel temelleri (ESA 95) içinde tanımlandığı şekliyle, genel yönetim kapsamındaki tüm kurumsal birimleri içerir. Kamu İktisadi Teşebbüsü: Kamu iktisadi teşebbüsü aşağıda belirtilen tüm özelliklere sahip bir kuruluş anlamına gelir: 1) Kendi adına sözleşme imzalama yetkisine sahiptir, 2) Faaliyetlerini icra etmesi için mali ve operasyonel yetki verilmiştir, 3) Normal faaliyetlerinin bir parçası olarak mal ve hizmet satar, 4) Sürekli olarak devlet finansmanına bağlı değildir, 5) Bir kamu idaresi tarafından kontrol edilir. Kamu iktisadi teşebbüsleri elektrik, su, doğal gaz, vb. temel hizmetler veren şirketler gibi ticari işletmeler ile finans kuruluşları gibi mali teşebbüsleri içerir. Kamu iktisadi teşebbüsleri esasında özel sektörde benzer faaliyetleri icra eden işletmelerden farklı değildir, genellikle kâr sağlamak için faaliyet göstermesine rağmen bazılarının kamu hizmeti yükümlülüğü bulunmaktadır ve bu kapsamda toplum içerisindeki bazı bireylere veya kuruluşlara ücretsiz olarak veya düşük ücret karşılığında mal veya hizmet sunabilir. Kamu Sektörü 16. Mali raporlamanın istatistiksel temelleri çerçevesinde kamu sektörü; genel yönetim alanındaki idareler, kamu mali şirketleri ve mali olmayan şirketlerinden oluşur. Genel Yönetim 17. Genel yönetim; tüm merkezi ve yerel idare birimlerini, sosyal güvenlik kuruluşlarını, piyasa dışı kâr amacı gütmeyen faaliyetler icra eden ve kamu idareleri tarafından kontrol edilen kuruluşları kapsar. Mali raporlamanın istatistiksel temelleri çerçevesinde genel yönetim, kamu mali şirketleri ile kamu mali olmayan şirketleri kapsamaz. Kamu Mali Şirketleri 18. Kamu mali şirketleri; ülke içinde yerleşik kamu idareleri tarafından kontrol edilen mali şirketler, şirket benzeri kuruluşlar ve esasen mali aracılık ve piyasa için finans hizmetlerinin sunulmasına yönelik faaliyetler icra eden ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlardan oluşur. Merkez Bankası ve piyasa temelinde çalışan diğer kamu mali kuruluşları dâhil olmak üzere kamu idareleri tarafından kontrol edilen bankalar da bu kapsamda yer alır. Kamu Mali Olmayan Şirketler 19. Kamu mali olmayan şirketleri; ülke içinde yerleşik kamu idareleri tarafından kontrol edilen mali olmayan şirketleri, şirket benzeri kuruluşları, piyasa için mal veya mali olmayan hizmetler üreten kâr amacı gütmeyen kuruluşları kapsar. Mal ve hizmet ticareti yapan kamuya ait birimler de bu kapsamdadır. 20. Mali raporlamanın istatistiksel temelleri çerçevesinde, 1) Şirketler; piyasaya mal ve hizmet üretmek amacıyla kurulmuş yasal kuruluşlar, 2) Şirket benzeri kuruluşlar; şirket statüsünde olmayan veya başka bir hukuki statü ile kurulmuş olan, ama şirket gibi faaliyet gösteren kuruluşlar, 3) Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar; mal ve hizmet üreten veya dağıtan, ama kontrol eden kuruluşlar için mali kazanç üretmeyen tüzel veya diğer statüdeki kuruluşlar olarak tanımlanır. 21. Bu standartta tanımlanan kamu iktisadi teşebbüsleri, mali raporlamanın istatistiksel temelleri çerçevesinde tanımlanan kamu şirketleri veya şirket benzeri kuruluşlar ile benzer özellikleri taşır. Ancak kamu iktisadi teşebbüsleri, kamu mali ve mali olmayan şirketleriyle birebir aynı özellikleri göstermeyebilir. Muhasebe Politikaları 22. Genel yönetime ilişkin mali bilgiler, konsolide mali tabloların hazırlanması ve sunulmasında uygulanan muhasebe politikaları ile uyum içinde olmalıdır. 23. Genel yönetime ilişkin mali bilgiler sunulurken, kamu mali ve mali olmayan şirketler kapsamındaki kuruluşlar için konsolide ve bireysel mali tablolar hakkındaki standart hükümleri uygulanmaz. 24. Genel yönetim kapsamındaki kurum veya kuruluşlar, kamu mali ve mali olmayan şirketlerdeki yatırımlarını bir varlık olarak kabul eder ve bu yatırımlardaki net varlıkların defter değeri ölçüsünde bu varlıklar için açıklama yapar. 25. Bu standart, genel yönetimin kamu sektörüne ilişkin raporlamanın bir parçası olarak sunulabilmesi için, genel yönetime ilişkin bilgileri açıklayan bir idarenin konsolide finansal tablolarının bölümlere ayrılması gerektiği görüşünü yansıtır. Bu görüşle tutarlı olmak üzere, bu Standart, bir istisnayla, konsolide mali tablolar hazırlanırken uygulanan tanımların ve muhasebeleştirme, ölçüm, sunum esaslarının genel yönetime ilişkin açıklamalar için de kullanılmasını gerektirir. Bu istisna konsolide ve bireysel mali tablolara ilişkin standart esaslarının genel yönetimin kamu mali ve mali olmayan şirketlerle arasındaki ilişki için uygulanmamasıdır. 26. Konsolide ve bireysel mali tablolar hakkındaki standartta öngörülen esaslar uyarınca, mali raporlamanın istatistiksel temellerinde kamu mali ve mali olmayan şirketler olarak tanımlanan ve idarenin kontrol edilen kuruluşu olarak hizmet veren birimler, idarenin mali tablolarında konsolide edilir. 27. Mali raporlamanın istatistiksel temellerine göre hazırlanan mali tablolar, genel yönetimin kamu sektörü üzerindeki etkisini ve SNA 93 bağlamında ulusal ekonomi üzerindeki etkisini gösterir. 28. Konsolide ve bireysel mali tablolar hakkındaki standardın öngördüğü esasların genel yönetim mali tablolarının konsolidasyonu için kullanılması, mali raporlamanın istatistiksel temelleri çerçevesinde genel yönetimin mali tablolarından ziyade, konsolide mali tablolarının yeniden sunumuyla sonuçlanacaktır. 29. Bu nedenle, konsolide ve bireysel mali tablolar hakkındaki standart hükümlerine göre genel yönetim hakkındaki mali bilgiler açıklanırken, kapsama dahil kurum veya kuruluşlar arasındaki bakiyeler ve işlemler elimine edilir. Ancak genel yönetim içindeki kuruluşlar ile diğer sektörlerdeki kuruluşlar arasındaki bakiye ve işlemler elimine edilmez. 30. Bu standarda göre genel yönetimin, kamu mali ve mali olmayan şirketler içindeki yatırımları için bu kuruluşların net varlıklarının defter değeri esas alınır. Genel yönetime ait mali tabloların kamu sektörüne ait konsolide mali tabloların bir bölümü olması nedeniyle, bu kuruluşların net varlıklarının defter değerlerindeki değişiklikler konsolide mali tablolarda gösterilir. 31. Mali raporlamanın istatistiksel temelleri tüm varlıkların ve yükümlülüklerin (borçlar hariç olmak üzere) her bir raporlama tarihinde piyasa değerleri esas alınarak yeniden değerlendirilmesini gerektirir. Devlet muhasebesi standartları ölçüme ilişkin farklı hükümler içerebilir ve bazı varlık ve yükümlülük sınıfları için maliyetin veya piyasa değerinin esas alınmasını gerektirebilir. Bu nedenle, mali raporlamanın istatistiksel temelleri çerçevesinde sunulan mali tablolardaki varlıkların ve yükümlülüklerin ölçümünde kullanılan esaslar farklı olabilir. İlave Alt Bölümlere Ayırma 32. Bazı durumlarda merkezi yönetim, yerel yönetimleri kontrol edebilir ve bunun sonucunda merkezi yönetimin mali tabloları farklı yönetim düzeylerini konsolide edebilir. Bu durumda, her yönetim düzeyinde genel yönetime ilişkin açıklamaların ayrı ayrı yapılmasına imkan sağlayacak şekilde bu Standarda göre konsolide mali tablolar ilave alt bölümlere ayrılabilir. 33. Bu Standart mali tablolara ilave alt bölümler eklenmesini gerektirmez. Ancak, konsolide edilen her bir yönetim düzeyinin genel yönetim faaliyetleri arasındaki ilişkinin ve raporlamanın istatistiksel çerçevesi ile mali tablolar arasındaki ilişkinin kullanıcılar tarafından daha iyi anlaşılabilmesi için mali tablolar ilave alt bölümlere ayrılabilir. Açıklamalar 34. Genel yönetime ilişkin olarak yapılan açıklamalar aşağıdakilerden en az birini içerir: 1) Diğer sektörlerdeki yatırımları ayrı ayrı göstermek suretiyle, ana sınıflara göre varlıklar, 2) Ana sınıflara göre yükümlülükler, 3) Net varlıklar/özkaynak, 4) Artış ve azalışların yeniden değerlendirilmesi ve net varlıklar/özkaynak içinde doğrudan muhasebeleştirilen diğer gelir ve gider kalemleri, 5) Ana sınıflara göre gelirler, 6) Ana sınıflara göre giderler, 7) Fazla veya açık, 8) Ana sınıflara göre esas faaliyetlerinden nakit akışları, 9) Yatırım faaliyetlerinden nakit akışı, 10) Finansman faaliyetlerinden nakit akışı. Genel yönetime ilişkin olarak yapılan açıklamaların sunum tarzı, devlet muhasebesi standartları uyarınca hazırlanan mali tabloların önüne geçmemelidir. 35. Mali tabloların sunumu konulu standart; bilânço, faaliyet sonuçları tablosu, varlıklar/yükümlülükler değişim tabloları, nakit akış tablosu, muhasebe politikaları ve mali tablolardaki açıklamalar olarak eksiksiz bir mali tablo seti tanımlar (tahakkuk esasına göre). 36. Bu Standart genel yönetime ilişkin açıklamaların yapılma şeklini belirlemez ve mali tablolarda yansıtılan varlık, yükümlülük, gelir, gider ve nakit akışlarının ana sınıflarının açıklanmasını gerektirir. Genel yönetime ilişkin açıklama yapan yönetimler bu tür açıklamaları kendi mevzuatlarına uygun olan başka bir usül mevcut olmadığı sürece; not şeklinde açıklama veya ana mali tablolarda ayrı sütunlar şeklinde açıklama biçiminde yapabilir. Ancak, genel yönetime ilişkin olarak yapılan açıklamaların sunum tarzı, devlet muhasebesi standartları uyarınca hazırlanan konsolide mali tabloların önüne geçmemelidir. 37. Kullanıcıların genel yönetime ilişkin sunulan mali bilgiler ile yönetim faaliyetleri arasındaki ilişkiyi daha iyi anlayabilmesi için, toplam harcamaların bölümlere ayrılması ve ekonomik veya fonksiyonel (COFOG) niteliğine göre sınıflandırılması gerekir. Bu Standart genel yönetim bilgilerini açıklayan kuruluşların ekonomik niteliğine göre veya fonksiyonel sınıflandırma esasına göre bölümlenmiş genel yönetim bilgisi açıklamasını gerektirmez veya böyle bir açıklamanın yapılmasını engellemez. 38. Sunulan bilgilerin niteliğinin daha iyi anlaşılması için ek açıklamalar da yapılır. 39. Genel yönetime ilişkin açıklama yapan kuruluşlar, kapsama dâhil olan kontrol edilen önemli kuruluşları, bu kuruluşlarda bir önceki döneme göre gerçekleşen değişiklikleri ve varsa daha önce kapsam içinde yer alan bir kuruluşun neden kapsama dâhil edilmediğine yönelik açıklama yapar. 40. Genel yönetime ilişkin açıklama yapan kurum veya kuruluşlar, kapsama dâhil kontrol edilen önemli kuruluşlar listesini açıklar. Aynı şekilde konsolide ve bireysel mali tablolar konulu standart uyarınca konsolide mali tablo hazırlayan kuruluşlar da kontrol edilen önemli kuruluşların listesini açıklar. Konsolide ve bireysel mali tablolar konulu standart uyarınca konsolide mali tabloda yer alan hangi kuruluşların, mali raporlamanın istatistiksel temelleri çerçevesinde genel yönetime dahil edileceğinin açıklanması, kullanıcılar tarafından yönetime ilişkin bilgiler ile genel yönetime ilişkin bilgiler arasındaki ilişki ve genel yönetime ait bilgilerin daha iyi anlaşılmasını sağlar. 41. Genel yönetime dahil olan kontrol edilen kuruluşlardaki değişikliklerin açıklanması, kullanıcıların zaman içinde konsolide mali tablolar ile genel yönetime ilişkin bilgiler arasındaki ilişkiyi izlemesine olanak verir. Konsolide Mali Tabloların Uyumlaştırılması 42. Genel yönetime ilişkin açıklamalar, konsolide mali tabloların her bir eş değer kalemiyle uyumlu olmalıdır. 43. Genel yönetime ilişkin mali bilgiler sunulurken, kamu mali ve mali olmayan şirketler kapsamındaki kuruluşlara ilişkin olarak konsolide ve bireysel mali tablolara ilişkin standart hükümleri uygulanmaz. Genel yönetim kapsamındaki kurum veya kuruluşlar, kamu mali ve mali olmayan şirketlerdeki yatırımlarını bir varlık olarak kabul edecek ve yatırımlarının net varlıklarının defter değeri ölçüsünde bu varlıklar için açıklama yapacaktır. Bu açıklamalar hesap verme yükümlülüğünün daha iyi yerine getirilmesini sağlar. Mali Raporlamanın İstatistiksel Temelleri ile Uyumlaştırma 44. Mali raporlamanın istatistiksel temelleri ve devlet muhasebesi standartları bazı işlem ve olaylara benzer yaklaşım göstermekle birlikte bazı farklılıklar da mevcuttur. Mali raporlamanın istatistiksel temelleri hali hazırda konsolide mali tablolarda sunulmayan mali bilgilerin sunumu için işlemler ve diğer ekonomik akışlar arasında bir ayrım yapar ve net borç verme/ alma ve nakit fazlası/açığı gibi mali politikaların analizi için gereken özel tedbirler üzerinde odaklanır. 45. Bu Standart konsolide mali tablolardaki genel yönetime ilişkin açıklamaların mali raporlamanın istatistiksel temelleri çerçevesinde hazırlanan genel yönetime ilişkin açıklamalar ile uyumlu hale getirilmesini gerektirmez. Ancak, bu tür bir uyumlaştırmanın not açıklaması yoluyla yapılmasının önünde bir engel bulunmamaktadır. Yürürlük Tarihi 46. Bu Standart, Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu (IFAC) Kamu Sektörü Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yayınlanan ve 2011 yılının Kasım ayı itibarıyla yürürlükte olan genel yönetim sektörüne ilişkin mali bilgilerin açıklanması konulu standarttan (IPSAS 22) yararlanılarak hazırlanmıştır. 47. Bu Standart Devlet Muhasebesi Standartları Kurulunun izni ve onayı olmadan çoğaltılamaz, çevirisi yapılamaz, dağıtılamaz ve yayımlanamaz. Kaynak gösterilmeksizin alıntı yapılamaz. 48. Bu Standart, Maliye Bakanlığı ve ilgili kamu idarelerince uygulanmasına ilişkin düzenleme yapılmak üzere yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. [R.G.24 Kasım 2011 – 28122] —— • —— DANIŞTAY KARARI Danıştay Onikinci Daire Başkanlığından: Esas No : 2011/6015 Karar No : 2011/4347 Kanun Yararına Temyiz İsteminde Bulunan: Danıştay Başsavcılığı Davacı : Edip Duman Vekili : Av. Cemal Demir, İrfan Baştuğ Cad., Dimet İş Merkezi, K: 5/15 VAN Davalı : Hakkari Valiliği - HAKKARİ İstemin Özeti : Davacının kardeşi Mehmet Duman'ın 28.06.1994 tarihinde Hakkari İli Çukurca İlçesi Kaletepe mevkiinde Bölücü Terör Örgütü mensuplarıyla girişilen çatışmada yaşamını yitirmesi nedeniyle, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek-1'inci maddesi ve buna dayanılarak yayınlanan "Terör Eylemleri nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik" hükümleri uyarınca işe alınma istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Hakkari Valiliği'nin 22.10.2008 günlü ve 3742 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada; davacının başvurusunun Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmeliğin 2/a maddesi kapsamında kamu görevlisi olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle işlemin iptali yolunda Van 2. İdare Mahkemesince verilen 09.04.2009 günlü, E:2008/155, K:2009/186 sayılı kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine Danıştay Başsavcılığı tarafından Van 2. İdare Mahkemesince verilen 09.04.2009 günlü, E:2008/155, K:2009/186 sayılı kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmektedir. Danıştay Başsavcısı Turgut Candan'ın Düşüncesi: Davacı Edip Duman tarafından kardeşi Mehmet Duman’ın 28.6.1994 tarihinde Hakkari İli Çukurca İlçesi Kaletepe mevkiinde Bölücü Terör Örgütü mensuplarıyla girişilen çatışmada yaşamını yitirmesi nedeniyle, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek-1’inci maddesi ve buna dayanılarak çıkarılan “Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik” uyarınca işe alınma istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Hakkari Valiliği'nin 22.10.2008 tarih ve 3742 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada, Van İkinci İdare Mahkemesinin, işlemin iptali yolunda verilen ve temyiz edilmeyerek kesinleşen 9.4.2009 gün ve E: 2008/155, K:2009/186 sayılı kararının, yürürlükteki hukuka aykırı sonuç ifade ettiği ileri sürülerek kanun yararına bozulması istemiyle İçişleri Bakanlığı tarafından, Danıştay Başsavcılığına yapılan başvuru üzerine, konu incelendi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Kanun yararına bozma” başlıklı 51’inci maddesinin 3622 sayılı Kanunun 20’nci maddesiyle değişik 1’inci fıkrasında, “Bölge idare mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştayca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenler, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabilir.” hükmü; aynı maddenin 2’nci fıkrasında da, “Temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde karar, kanun yararına bozulur. Bu bozma kararı, daha önce kesinleşmiş olan mahkeme veya Danıştay kararının hukuki sonuçlarını kaldırmaz.” hükmü yer almıştır. Dosyanın incelenmesinden; Hakkari Valiliği tarafından, davacının 3713 sayılı Yasanın Ek-1’inci madde kapsamında işe alınma istemiyle yaptığı başvuru üzerine, durumun açıklığa kavuşturulması amacıyla konuyla ilgili olarak Çukurca İlçe Jandarma Komutanlığından alınan 27.9.2008 tarihli cevabi yazıda yer alan, “… şahsın annesi ve babasının 2330 sayılı Yasa çerçevesinde tazminat aldıkları ve maaş almaya da devam ettikleri; ancak, Mehmet Duman’ın durumunun, Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik’in 2’nci maddesi kapsamına girmediği ve bu Yönetmelik hükümlerinden yararlanması mümkün olmadığından durum belgesinin tanzim edilemediği; ayrıca, şahsın Geçici Köy Korucusu ve Gönüllü Köy Korucusu olmaması nedeniyle de göreve başlama ve göreve son yazısı da mevcut olmadığından gönderilmediği, …” biçimindeki bilginin değerlendirilmesi sonucunda, istemin reddedildiği; davacı Edip Duman tarafından ise, Hakkari Valiliğinin 22.10.2008 gün ve 3742 sayılı işleminin iptali istemiyle Van İkinci İdare Mahkemesinde, Hakkari Valiliği hasım gösterilerek dava açıldığı anlaşılmaktadır. Van İkinci İdare Mahkemesi tarafından, 4.3.2009 gün ve E: 2008/155 sayılı dosyada verilen ara kararı üzerine Çukurca Kaymakamlığının 23.3.2009 gün ve 262 sayılı üst yazı ile Çukurca İlçe Jandarma Komutanlığından konuya ilişkin olarak alınan ekli belgelerin incelenmesinden; “Edip Duman’ın pusu görevine ek kuvvet olarak İlçe Jandarma Komutanlığında görevli Jandarma Teğmen İsmail Öz tarafından görevlendirildiği, ancak hangi sıfatla görevlendirildiği hakkında herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığının anlaşıldığı, olayda, her ne kadar davacının kardeşi geçici ya da gönüllü köy korucusu olarak görevlendirilmemişse de, davacının kardeşinin İlçe Jandarma Komutanlığınca pusu görevine ek kuvvet olarak görevlendirildiği ve görevli olduğu sırada çıkan çatışma sonucu şehit düştüğünün açık olduğu, bu durumda, davacının Yönetmeliğin 2’nci maddesinin (a) bendi kapsamında kamu görevlisi olarak nitelendirilerek başvurusunun bu çerçevede değerlendirilmesi gerekirken, bu durum gözetilmeksizin tesis edilen işlemde isabet görülmediği” gerekçesiyle dava kabul edilerek işlemin iptaline karar verildiği; Hakkari Valiliğinin ise, kararı yasal süresinde temyiz etmemesi nedeniyle kararın kesinleştiği; İçişleri Bakanlığı tarafından da, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek-1’inci maddesi gereğince işe yerleştirme işlemleri İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünce yapıldığından, davanın yetkili Ankara İdare Mahkemelerinde açılması gerektiği yönündeki iddia ile Van İkinci İdare Mahkemesinin 9.4.2009 gün ve E:2008/155, K:2009/186 sayılı kararının 2577 sayılı Yasanın 51’inci maddesi çerçevesinde kanun yararına bozulması isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek-1’inci maddesi ve söz konusu maddeye dayanılarak çıkarılan “Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik’in ilgili maddelerinin, mevzuat kapsamındaki hak sahiplerinin istemlerinde iddia ettikleri durumun tespiti ile istemlerin sonuçlandırılmasında ilgili Valilik ve İçişleri Bakanlığının yetki ve görevlerinin kapsam ve sınırının değerlendirilmesine bağlıdır. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek-1’inci maddesinde, terör eylemleri nedeniyle şehit ve malul olanların yakınlarının ve çalışabilecek durumdaki malullerin kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamına ilişkin koşullara ve kurumların yükümlülüklerine ilişkin kurallara yer verildiği; madde hükmünde, İçişleri Bakanlığının konuya ilişkin görevinin de belirlendiği; buna göre, İçişleri Bakanlığının, belirtilen düzenleme kapsamına giren kişileri tespit etmek, bunlardan bir işe girmek için istekli olanların nitelikleri ile iş gereklerini gözönüne almak suretiyle, işe alınmaları veya atamalarının yapılması için, durumlarına uygun kadrosu mevcut olan kamu kurum ve kuruluşlarına bildirmekle görevli olduğunun belirtildiği; ayrıca, şehit yakınları ile çalışabilir durumda olan malullerin istihdamında takip edilecek usul ve esasların ise, Maliye, Milli Savunma, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları ile Devlet Personel Başkanlığı ve İş ve İşçi Bulma Kurumunun görüşleri alınmak suretiyle, İçişleri Bakanlığınca üç ay içerisinde çıkarılacak bir yönetmelikle belirleneceği, düzenlemelerine yer verilmiştir. Öte yandan; 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanuna, Terörle Mücadele Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması ve bu Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkındaki 13.11.1995 gün ve 4131 sayılı Kanunun 3’üncü maddesi ile eklenen EK-1’inci maddesinde belirtilen kişilerin istihdam usul ve esaslarını düzenlemek amacıyla hazırlanan 29.03.1996 gün ve 22595 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, “Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik”te konuyla ilgili prosedürün ayrıntıları belirlenmiş olup Yönetmeliğin 4’üncü maddesinde, Bakanlığın, İçişleri Bakanlığını ifade ettiği belirtildikten sonra; 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, bu Yönetmelik esaslarına göre istihdam edileceklerin, İllerde Valinin veya görevlendireceği Vali Yardımcısının başkanlığında, İl Jandarma Komutanı, İl Emniyet Müdürü veya temsilcileri ile varsa ilgili kamu kurum ve kuruluşunun il’deki en üst amirinden; İlçelerde, Kaymakamın Başkanlığında İlçe Jandarma Komutanı, İlçe Emniyet Müdürü veya Emniyet Amiri ile varsa ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının ilçedeki en üst amirinden oluşan komisyonca EK-1’deki durum belgesi formu ile tespit edileceği; 7’nci maddesinde, bu Yönetmelik hükümlerinden yararlanmak isteyen hak sahiplerinin, EK: 2’deki Başvuru formu ile ikamet ettikleri veya şehitlik ya da malullük olayının meydana geldiği yerin Valilik veya Kaymakamlığına başvuracakları, ikamet edilen yerin Valilik veya Kaymakamlığına yapılan başvuruların, ilgili Valilik veya Kaymakamlıklarca şehitlik ya da malullük olayının meydana geldiği yerin Valilik veya Kaymakamlığına gönderileceği; bu gibi hallerde, olayın meydana geldiği İl veya İlçede oluşturulan Hak Sahibi Tespit Komisyonu tarafından Durum Belgesi düzenleneceği ve Bakanlığa gönderileceği; 9’uncu maddesinde, valiliklerin, Kaymakamlıklara yapılan başvuruları da aldıktan sonra durum belgeleriyle birlikte EK:3’deki toplu talep formunu doldurarak Bakanlık Personel Genel Müdürlüğüne göndereceği; 10’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında, genel, katma ve özel bütçeli kurum ve kuruluşlarla, mahalli idareler ve sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan her nevi teşebbüs veya bağlı ortaklıkların mevcut kadroları … ile atama yapılabilecek boş memur ve işçi kadroları ile sözleşme pozisyonlarına ilişkin bilgilerin, Bakanlıkça, Devlet Personel Başkanlığı ile koordineli olarak kamu kurum ve kuruluşlarından yılda bir isteneceği; 11’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, başvuru dilekçesinde tercih edilen İller dikkate alınarak boş kadro ve pozisyonlar ile ataması yapılacakların niteliklerinin Bakanlık Personel Genel Müdürlüğünce karşılaştırılacağı ve atama yapılacak kadroların tespit edileceği, ataması yapılacakların, Bakanlıkça ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına bildirileceği; Yönetmelik’in 18’inci maddesinde ise, bu Yönetmelik hükümlerinin İçişleri Bakanınca yürütüleceği hükme bağlanmıştır. Sözü edilen 3713 sayılı Yasanın Ek-1’inci maddesi hükmü ile ilgili Yönetmeliğin belirtilen madde hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; valiliklerin görevlerinin Yasa kapsamına giren hak sahiplerinin talepleri üzerine İl veya İlçede oluşturulan “Hak Sahibi Tespit Komisyonu” tarafından düzenlenen “Durum Belgeleri”nin konuyla ilgili karar verme yetki ve görevine sahip İçişleri Bakanlığına iletilmekle sınırlı olduğu; başvuru hakkında olumlu ve olumsuz bir işlem tesisine yetkili olmadıkları; istem hakkında olumlu ya da olumsuz karar verme yetkisinin ise, durum belgelerinin iletildiği ve değerlendirileceği idari mercii olan İçişleri Bakanlığına ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda; İdare Mahkemesi tarafından, Hakkari Valiliğinin 22.10.2008 tarih ve 3742 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan ve anılan Valilik husumetiyle görüşülen davanın, davacının başvurusu üzerine 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun uygulanmasına ilişkin Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik’te öngörüldüğü şekilde vali veya vali yardımcısının başkanlığında oluşturulacak "Hak Sahibi Tespit Komisyonu" tarafından "Durum Belgesi" düzenlenerek başvurunun değerlendirilmesi amacıyla, İçişleri Bakanlığına gönderilmesi gerekirken; istihdam hakkında yetkisi olmayan davalı Valilikçe başvurunun doğrudan reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kabul edilerek işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, esastan karar verilmesinde açıklanan hukuksal duruma uyarlık bulunmamaktadır. Bu nedenle, Van İkinci İdare Mahkemesinin, yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden, anılan kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51’inci maddesi uyarınca, kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Danıştay Tetkik Hakimi : M.Önder Tekin Düşüncesi : Dava; davacının kardeşi Mehmet Duman'ın 28.06.1994 tarihinde Hakkari İli Çukurca İlçesi Kaletepe mevkiinde Bölücü Terör Örgütü mensuplarıyla girişilen çatışmada yaşamını yitirmesi nedeniyle, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek-1'inci maddesi ve buna dayanılarak yayınlanan "Terör Eylemleri nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik" hükümleri uyarınca işe alınma istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Van 2. İdare Mahkemesi'nin 04.03.2009 günlü ve E: 2008/155, K:2009/186 sayılı kararıyla; davacının başvurusunun Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik'in 2. maddesinin (a) bendi kapsamında kamu görevlisi olarak değerlendirilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir. Danıştay Başsavcılığı, temyiz edilmeksizin kesinleşen kararın kanun yararına bozulmasını istemektedir. İdare Mahkemesi'nce, davacının başvurusu üzerine 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun uygulanmasına ilişkin Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik’te öngörüldüğü şekilde vali veya vali yardımcısının başkanlığında oluşturulacak "Hak Sahibi Tespit Komisyonu" tarafından "Durum Belgesi" düzenlenerek başvurunun değerlendirilmesi amacıyla, İçişleri Bakanlığına gönderilmesi gerekirken; istihdam hakkında yetkisi olmayan davalı Hakkari Valiliği'nce başvurunun doğrudan reddedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, işlemin iptali yolunda esastan verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onikinci Dairesi'nce işin gereği düşünüldü: Davacının kardeşi Mehmet Duman'ın 28.06.1994 tarihinde Hakkari İli Çukurca İlçesi Kaletepe mevkiinde Bölücü Terör Örgütü mensuplarıyla girişilen çatışmada yaşamını yitirmesi nedeniyle, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek-1'inci maddesi ve buna dayanılarak yayınlanan "Terör Eylemleri nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik" hükümleri uyarınca işe alınma istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; işlemin iptali yolunda Van 2. İdare Mahkemesince verilen 09.04.2009 günlü, E:2008/155, K:2009/186 sayılı kararın kanun yararına bozulması istenilmektedir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kanun yararına bozma" başlıklı 51. maddesinde; bölge idare mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştay'ca ilk derece mahkemesi olarak verilip, temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği, temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde kararın kanun yararına bozulacağı, bu bozma kararının daha önce kesinleşmiş olan mahkeme veya Danıştay kararının hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmayacağı, bozma kararının bir örneğinin ilgili bakanlığa gönderileceği ve Resmî Gazete'de yayımlanacağı kuralı bulunmaktadır. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek-1’inci maddesinde, terör eylemleri nedeniyle şehit ve malul olanların yakınlarının ve çalışabilecek durumdaki malullerin kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamına ilişkin koşullara ve kurumların yükümlülüklerine ilişkin kurallara yer verildiği; madde hükmünde, İçişleri Bakanlığının konuya ilişkin görevinin de belirlendiği; buna göre, İçişleri Bakanlığının, belirtilen düzenleme kapsamına giren kişileri tespit etmek, bunlardan bir işe girmek için istekli olanların nitelikleri ile iş gereklerini gözönüne almak suretiyle, işe alınmaları veya atamalarının yapılması için, durumlarına uygun kadrosu mevcut olan kamu kurum ve kuruluşlarına bildirmekle görevli olduğunun belirtildiği; ayrıca, şehit yakınları ile çalışabilir durumda olan malullerin istihdamında takip edilecek usul ve esasların ise, Maliye, Milli Savunma, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıkları ile Devlet Personel Başkanlığı ve İş ve İşçi Bulma Kurumunun görüşleri alınmak suretiyle, İçişleri Bakanlığınca üç ay içerisinde çıkarılacak bir yönetmelikle belirleneceği, düzenlemelerine yer verilmiştir. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun EK-1’inci maddesinde belirtilen kişilerin istihdam usul ve esaslarını düzenlemek amacıyla hazırlanan ve 29.03.1996 gün ve 22595 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, “Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik”te konuyla ilgili prosedürün ayrıntıları belirlenmiş olup, Yönetmeliğin 4’üncü maddesinde, Bakanlığın, İçişleri Bakanlığını ifade ettiği belirtildikten sonra; 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, bu Yönetmelik esaslarına göre istihdam edileceklerin, İllerde Valinin veya görevlendireceği Vali Yardımcısının başkanlığında, İl Jandarma Komutanı, İl Emniyet Müdürü veya temsilcileri ile varsa ilgili kamu kurum ve kuruluşunun İl’deki en üst amirinden; İlçelerde, Kaymakamın Başkanlığında İlçe Jandarma Komutanı, İlçe Emniyet Müdürü veya Emniyet Amiri ile varsa ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının ilçedeki en üst amirinden oluşan komisyonca EK-1’deki durum belgesi formu ile tespit edileceği; 7’nci maddesinde, bu Yönetmelik hükümlerinden yararlanmak isteyen hak sahiplerinin, EK: 2’deki Başvuru formu ile ikamet ettikleri veya şehitlik ya da malullük olayının meydana geldiği yerin Valilik veya Kaymakamlığına başvuracakları, ikamet edilen yerin Valilik veya Kaymakamlığına yapılan başvuruların, ilgili Valilik veya Kaymakamlıklarca şehitlik ya da malullük olayının meydana geldiği yerin Valilik veya Kaymakamlığına gönderileceği; bu gibi hallerde, olayın meydana geldiği İl veya İlçede oluşturulan Hak Sahibi Tespit Komisyonu tarafından Durum Belgesi düzenleneceği ve Bakanlığa gönderileceği; 9’uncu maddesinde, valiliklerin, kaymakamlıklara yapılan başvuruları da aldıktan sonra durum belgeleriyle birlikte EK:3’deki toplu talep formunu doldurarak Bakanlık Personel Genel Müdürlüğüne göndereceği; 10’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında, genel, katma ve özel bütçeli kurum ve kuruluşlarla, mahalli idareler ve sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan her nevi teşebbüs veya bağlı ortaklıkların mevcut kadroları … ile atama yapılabilecek boş memur ve işçi kadroları ile sözleşme pozisyonlarına ilişkin bilgilerin, Bakanlıkça, Devlet Personel Başkanlığı ile koordineli olarak kamu kurum ve kuruluşlarından yılda bir isteneceği; 11’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, başvuru dilekçesinde tercih edilen İller dikkate alınarak boş kadro ve pozisyonlar ile ataması yapılacakların niteliklerinin Bakanlık Personel Genel Müdürlüğünce karşılaştırılacağı ve atama yapılacak kadroların tespit edileceği, ataması yapılacakların, Bakanlıkça ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına bildirileceği; Yönetmelik’in 18’inci maddesinde ise, bu Yönetmelik hükümlerinin İçişleri Bakanınca yürütüleceği hükme bağlanmıştır. Davacı Edip Duman, kardeşi Edip Duman'ın 28.06.1994 tarihinde Bölücü Terör Örgütü mensupları iler girişilen çatışmada yaşamını yitirmesi nedeniyle Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik hükümleri uyarınca işe yerleştirilmesi istemiyle 25.08.2008 tarihinde Van Valiliği'ne başvuruda bulunmuştur. Van Valiliği'nce Hak Sahibi Tespit Komisyonu tarafından "Durum Belgesi"nin düzenlenmesi için davacının dilekçesi Hakkari Valiliği'ne iletilmiştir. Şehitlik olayının meydana geldiği Çukurca Kaymakamlığı'nın 27.09.2008 günlü ve 1005 sayılı cevabi yazısında; şahsın annesi ve babasının 2330 sayılı Yasa çerçevesinde tazminat aldıkları ve maaş almaya da devam ettikleri; ancak, davacının kardeşi Mehmet Duman'ın geçici köy korucusu olmamasına karşın, 28.06.1994 tarihinde pusu görevine ek kuvvet olarak görevlendirildiği, ilgili Yönetmeliğin "kapsam" başlıklı 2. maddesi kapsamında olmadığı, Yönetmelik hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığından "Durum Belgesi"nin tanzim edilemediği, ayrıca, davacının Geçici Köy Korucusu ve Gönüllü Köy Korucusu olmaması nedeniyle de göreve başlama ve göreve son yazısı da mevcut olmadığından gönderilmediği bildirilmiştir. Çukurca Kaymakamlığı yazısı doğrultusunda davacıya duyuru yapılması istenilen Hakkari Valiliği'nin 22.10.2008 günlü ve 3742 sayılı işlemin iptali istemiyle ve Hakkari Valiliği hasım gösterilmek suretiyle Van 2. İdare Mahkemesi'nde dava açılmıştır. Van 2. İdare Mahkemesi'nin 09.04.2009 günlü, E: 2008/155, K:2009/186 sayılı kararıyla; davacının kardeşi geçici ya da gönüllü köy korucusu olarak görevlendirilmemiş ise de; Jandarma Komutanlığı'nca pusu görevine ek kuvvet olarak görevlendirildiği ve görevli olduğu sırada çıkan çatışma sonucu şehit düştüğünün açık olduğu, davacının başvurusunun Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik'in 2. maddesinin (a) bendi kapsamında kamu görevlisi olarak değerlendirilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir. Karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. 3713 sayılı Yasanın Ek-1’inci maddesi hükmü ile ilgili Yönetmeliğin belirtilen madde hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; valiliklerin görevlerinin Yasa kapsamına giren hak sahiplerinin talepleri üzerine İl veya İlçede oluşturulan “Hak Sahibi Tespit Komisyonu” tarafından düzenlenen “Durum Belgeleri”nin konuyla ilgili karar verme yetki ve görevine sahip İçişleri Bakanlığına iletilmekle sınırlı olduğu; başvuru hakkında olumlu ve olumsuz bir işlem tesisine yetkili olmadıkları; istem hakkında olumlu ya da olumsuz karar verme yetkisinin ise, durum belgelerinin iletildiği ve değerlendirileceği idari mercii olan İçişleri Bakanlığına ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda; İdare Mahkemesi'nce, davacının başvurusu üzerine 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun uygulanmasına ilişkin Terör Eylemleri Nedeniyle Şehit ve Malul Olanların Yakınlarının ve Çalışabilecek Durumdaki Malullerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdamı Hakkındaki Yönetmelik’te öngörüldüğü şekilde vali veya vali yardımcısının başkanlığında oluşturulacak "Hak Sahibi Tespit Komisyonu" tarafından "Durum Belgesi" düzenlenerek başvurunun değerlendirilmesi amacıyla, İçişleri Bakanlığına gönderilmesi gerekirken; istihdam hakkında yetkisi olmayan davalı Hakkari Valiliği'nce başvurunun doğrudan reddedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, esastan karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca Danıştay Başsavcılığı'nın kanun yararına temyiz isteminin kabulüne, Van 2. İdare mahkemesi'nin 09.04.2009 günlü, E:2008/155, K:2009/186 sayılı kararının kanun yararına ve hükmün sonuçlarına etkili olmamak koşulu ile bozulmasına, kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığı ve Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmesine, kararın Resmî Gazete'de yayınlanmasına, 26.09.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. [R.G.25 Kasım 2011 – 28123] —— • —— İçişleri Bakanlığından: Karar Sayısı : 2011/849 1 ‒ İstanbul İli Sancaktepe İlçesi ile Maltepe İlçesi arasında kalan iki ilçe arası sınırın özel krokisinde de gösterildiği üzere; "Sancaktepe ve Maltepe İlçe sınırı ile 6371 parsel nolu taşınmazın uzantısının kesiştiği S1 (Y=433472, X=4537152) noktasından başlayıp, parselin diğer köşesi S2 (Y=433432, X=4537173) nolu noktaya, buradan 6371 parsel nolu taşınmazın sınırını ve Maltepe Cezaevi duvarını takip ederek S3 (Y=433457, X=4537202), S4 (Y=433479, X=4537246), S5 (Y=433481, X=4537268), S6 (Y=433492, X=4537295), S7 (Y=433503, X=4537317), S8 (433528, X=4537363), S9 (Y=433529, X=4537372), S10 (Y=433531, X=4537383), S11 (Y=433538, X=4537400), S12 (Y=433543, X=4537409), S13 (Y=433553, X=4537431), S14 (Y=433556, X=4537436), S15 (Y=433614, X=4537517) ve S16 (Y=433628, X=4537533) nolu noktalara, buradan doğu yönünden tel örgü ile 6371 parselin kesişimi olan S17 (Y=433642, X=4537527) nolu noktaya, buradan kuzey yönünde Maltepe Cezaevine ait tel örgü üzerindeki S18 (Y=433654, X=4537530), S19 (Y=433662, X=4537536), S20 (Y=433691, X=4537567) ve S21 (Y=433712, X=4537617) nolu noktaları takip ederek S22 (Y=433738, X=4537722) nolu noktaya, buradan doğu yönüne gidilerek deredeki mevcut Sancaktepe ve Maltepe ilçe sınırının kesiştiği S23 (Y=433790, X=4537723) nolu noktada son bulan hat" olarak belirlenmesi, 5393 sayılı Belediye Kanununun 7 nci maddesi ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 2 nci maddesinin (B) ve (D) bentlerine göre uygun görülmüştür. 2 ‒ Tarafların karşı taraf sınırı içinde kalan genel ve özel hakları saklıdır. 3 ‒ Bu Kararı İçişleri Bakanı yürütür. 5/11/2011 Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN İdris Naim ŞAHİN Başbakan İçişleri Bakanı [R.G.07 Kasım 2011 – 28107] —— • —— Duyuru —— • ——