AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler
Transkript
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI İçindekiler TÜRKİYE GÜNDEMİ ..................................................................................................................... 3 Milli denizaltı müjdesi ............................................................................................................. 3 "Paralel yapı" operasyonunda 11 polis serbest ...................................................................... 3 Ermenek'te mahkemeye sevk edilen 5 kişi tutuklandı ........................................................... 3 Öcalan'ın örsüyle Kandil'in çekici arasında kalmayın ............................................................. 4 28 Şubat'ın medya aktörleri için yeni dava geliyor! – Cem Küçük, Yeni Şafak ....................... 4 Dersimiz 'Dersim'dir canlar! – Mehmet Metiner, Yeni Şafak ................................................. 6 AFRİKA GÜNDEMİ ....................................................................................................................... 9 Yemen'de ölü sayısı 34'e yükseldi .......................................................................................... 9 Kenya'da Müslüman alim öldürüldü, sokaklar karıştı ............................................................ 9 AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ............................................................................................. 10 Kürtler Irak’tan Ayrılmayı Göze Alamaz ................................................................................ 10 Bush, Irak işgaline yönelik pişmanlığını açıkladı ................................................................... 10 Obama ve Putin görüştü ....................................................................................................... 10 İngiltere'de İşçi Partisi'ne destek azaldı ................................................................................ 10 Cameron'ın AB açıklaması .................................................................................................... 11 İran'ın Irak'taki etkisi............................................................................................................. 11 Suriye Ulusal Koalisyonu lideri: Koalisyon Esad'a gözlerini kapıyor- Ian Black, Guardian .... 12 IŞİD komutanlarından Cemal'in portresi -Ruth Shelock, Daily Telegraph ............................ 12 Suriye'de tahrip edilen Ermeni kilisesinin özel önemi - Robert Fisk, Independent .............. 13 AVRUPA GÜNDEMİ ................................................................................................................... 13 Doğu Almanya topraklarında “yönetici” yetişmiyor ............................................................. 13 İtalya Cumhurbaşkanı yılsonunda görevi bırakıyor .............................................................. 14 L’Aquila depremi hükümlüleri için tahliye kararı.................................................................. 14 Fransa’da Devlet Krizi ........................................................................................................... 14 Portekiz’de lejyoner salgını ................................................................................................... 15 Malmström: AB-Kanada serbest ticaret anlaşmasında 'küçük değişiklikler' yapılabilir ....... 15 1 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Arnavut liderin 'tarihi' Sırbistan ziyaretine Kosova tartışması damga vurdu ....................... 15 ASYA – PASİFİK GÜNDEMİ ........................................................................................................ 16 APEC Yençi Gölü'nde başladı ................................................................................................ 16 Obama: "Çin'i zapt etmiyoruz" ............................................................................................. 17 Sewol feribot faciasında mürettebata ceza yağdı ................................................................ 17 Tayland, 259 Arakanlıyı ölüme gönderiyor ........................................................................... 17 CNN Rusya'yı terk ediyor ...................................................................................................... 18 Rusya'dan ruble devrimi ....................................................................................................... 18 Çin Asya'ya gözünü dikti… .................................................................................................... 18 ORTADOĞU GÜNDEMİ ............................................................................................................. 19 Petrol kuyuları bombalandı .................................................................................................. 19 IŞİD’İ “RPAS sistemi” ile vurdu .............................................................................................. 20 Kanada doğumlu İsrailli YPG'ye katıldı ................................................................................. 20 Netanyahu'dan saldırganların evlerini yıkın emri ................................................................. 20 Üçlü nükleer görüşmelerde anlaşma sağlanamadı............................................................... 21 Esed, Halep Ateşkes Planı'nı inceleyecek ............................................................................. 21 İran'ın Ortadoğu'daki kılıcı: Kâsım Süleymâni- R.Serdar Ataş, Al Jazeera ............................ 21 2 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI TÜRKİYE GÜNDEMİ Milli denizaltı müjdesi Trt Haber Güney Ege'deki uluslararası sularda devam eden Mavi Balina- 14 Fiili Deniz Davet Tatbikatı'na katılan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Recep Bülent Bostanoğlu, Türk mühendis ve işçisinin eseri olan firkateynlerimizden sonra şimdi de milli denizaltı yapılması için proje çalışmalarının 2018 yılına kadar yetiştirilmeye çalışıldığı belirtti. "Paralel yapı" operasyonunda 11 polis serbest Anadolu Ajans Kocaeli merkezli 8 ilde, ''paralel yapı'' iddialarına yönelik operasyonun ardından tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilen 11 polis, serbest bırakıldı. Alınan bilgiye göre, aralarında 1. Sınıf Emniyet Müdürü Ali Öztürk ve Edirne Emniyet Müdürlüğü eski İstihbarat Şube Müdürü Özgür Nikbay'ın da bulunduğu 11 kişi, tutuklama talebiyle sevk edildikleri nöbetçi mahkeme tarafından serbest bırakıldı. İşlemlerin ardından Kocaeli Adliyesi'nden ayrılan 11 polisi, aileleri ve yakınları karşıladı. Mahkemenin ardından gazetecilere açıklama yapan avukat Hüseyin Bacacı, gözaltı işlemleriyle başlayan sürecin son bulma şeklinin, 11 polis hakkında yeterli somut delil olmaması nedeniyle serbest bırakılması şeklinde olduğunu söyledi. Ermenek'te mahkemeye sevk edilen 5 kişi tutuklandı Anadolu Ajans Ermenek ilçesindeki kömür ocağında işçilerin mahsur kalmasıyla ilgili adliyeye sevk edilen 8 kişiden aralarında maden ocağı işletmecisi Saffet Uyar'ın da bulunduğu 5 kişi tutuklandı. Diğer 3 kişi ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Ermenek Adliyesine sevk edilen, maden ocağı işletmecisi Saffet Uyar, maden sahasının ruhsat sahibi Abdullah Özbey, madenin İşletme Müdürü Yavuz Özsoy, maden mühendisleri Cemile Karaca ve Nuray Yetiş,maden sahasının ruhsat sahibi şirketin işletme müdürü Mehmet Zeybek, maden mühendisi Ali Kurt ve İş Güvenlik Uzmanı Engin Yeti'nin savcılıkça ifadeleri alındıktan sonra tutuklanmaları talebiyle "Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan" mahkemeye sevk edildi. Zanlılardan, Saffet Uyar, Abdullah Özbey, Yavuz Özsoy, Mehmet Zeybek ve Ali Kurt tutuklandı. Karaca, Yetiş ile Yeti ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. 3 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Öcalan'ın örsüyle Kandil'in çekici arasında kalmayın Anadolu Ajans Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "HDP'li dostlarıma söyleyeceğim tek şey şudur; Siz Öcalan'ın örsüyle Kandil'in çekici arasında kalmayın. Siz, bir siyasi partisiniz özgür olun. Kararınızı kendiniz verin. Burada üstleneceğiniz rolü, cesaretle üstlenin" dedi. Arınç, Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu'nun ardından açıklamalarda bulunup, gazetecilerin sorularını yanıtladı. "HDP'nin Adalet Bakanlığı'na İmralı'ya gitmek için başvurusu vardı. 1 Hafta oldu, hala yanıt gelmedi. Bu hafta içerisinde bir yanıt verilecek mi?" sorusuna, Arınç, "Arkadaşlar, 7 gün olmuş, 15 gün olmuş siz demek bunların hesabını yapıyorsunuz. Doğrusu ben yapmıyorum, bunlar sorulacaksa Adalet Bakanımıza sorulmalıdır çünkü kimlerin gideceğini veya ne zaman gideceğini, izin konusunu Adalet Bakanımız çok daha iyi bilir" yanıtını verdi. 28 Şubat'ın medya aktörleri için yeni dava geliyor! – Cem Küçük, Yeni Şafak Ben bu köşede 2012 yılının Haziran ayından itibaren yazmaya başladım ve Türkiye Cumhuriyeti için en acil, açık ve yakın tehlikenin paralel suç örgütü olduğunu ısrarla belirttim. Bu bağlamda bu paralel çete üzerinde çalışan çok değerli bir devlet kurumuna işaret ettim. O kurumun adı Başbakanlık Teftiş Kurulu'dur. Türk devletinin birkaç istisna hariç nerdeyse bütün kurumları bu cemaat çetesi tarafından zaptedilmek üzereyken Başbakanlık Teftiş Kurulu bu bağlamda direnen kaleydi. Nitekim söylediklerim çıktı ve BTK raporları bu çetenin deşifre edilmesi ve göçertilmesi için temel zemin oluşturdu. Şu an BTK'nın yanında Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu da bu çetenin detaylı deşifre edilmesi üzerine çalışmalar yapıyor ve raporlar hazırlıyor. Hem BTK hem de DDK'nın raporları paralel örgütle mücadele bağlamında yürütme ve yargı için temel kaynak teşkil ediyor. Bu raporların tüm içeriği 2015 Temmuz ayından itibaren milletle de sansürsüz paylaşılacak ve herkes şok olacak. Şu an paralel örgütün ekmeğine yağ sürmemesi için belli bilgiler sadece yürütme ve yargının kozmik noktalarında paylaşılıyor. Bir gazeteci olarak Başbakanlık Teftiş Kurulu bağlamında verdiğim tüm bilgiler doğru çıktı. Bu konuda gazeteci olarak öğrendiklerimi aktardığımda medyanın çoğu gülüyordu. Şimdiyse yakında neler olacak diye beni arıyorlar. Burada ifade edeyim, yakında patlayacak konu 28 Şubatçı darbecilerle paralel darbeciler arası korkunç ilişkilerdir. 28 Şubat cuntası ile Pensilvanya cuntası ittifak içindedir. Hem de sadece 1997'de değil, 2012-14 döneminde de böyleydi bu. Hem BTK hem de DDK bu konuda rapor hazırlıyor şu an. Konu 2012 Nisan ayında başlayan 28 Şubat soruşturması ile ilgili... Aslında iki gün önce Gülen cemaatinin 30 sene boyunca mensubu olmuş Hüseyin Gülerce Beyaz TV'deki programında açık açık itiraf etti. Gülerce paralel yargı organlarının 28 Şubat 4 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI medyasının darbeci aktörleriyle Gezi ve 17 Aralık'ta ittifak ettiğini ve bu şekilde 28 Şubat'ta sivil darbecilerin yargılanamadığını söyledi. Başbakanlık Teftiş Kurulu ve Devlet Denetleme Kurulu'nun elindeki kanıtlara göre de paralel yapı 28 Şubat medyası ile tutuklanmamaları üzerine anlaşmış ve böylece Gezi ve 17-25 Aralık ittifakı kurulmuştu. Yani 28 Şubatçı cuntacılarla 17-25 Aralıkçı cuntacılar seçilmiş AK Parti hükümetini yasadışı yollardan alaşağı etmek üzere anlaşmıştı. BTK ve DDK müfettişleri çeşitli devlet kurumlarıyla ortak çalışarak bu konudaki anlaşmaların bir kısmını tespit etti. 28 Şubat'ın siyaset, medya ve sermaye ayağındaki başlıca isimlerle Pensilvanya'nın işbirliği zemini böyle hazırlandı. BTK ve DDK kanıtları çok net. 28 Şubat'la hiç ilgisi olmamış tonla askerin de haksız yere yargılandığı bir dava şu an 28 Şubat. Paralel örgüt 28 Şubat davası gibi çok önemli bir davayı da paralel subayların terfi yollarını açmak için ahlaksızca kullandı. 28 Şubat davası paralel yapının TSK'yı tasfiyesi amacına hizmet etti. İşte şimdi yeni bir soruşturma ile 28 Şubat davası olması gereken biçimine sokulacak. Şu anki iddianamede haksız yere yargılananlara itibarları iade edilecek. Ve en önemlisi... Artık kaçış yok. 28 Şubat darbesinin medya ve sermaye ayakları muhakkak yargılanacak ve suç işleyenler gereken cezayı alacak. BTK ve DDK raporlarındaki kirli ilişkiler de bu süreçte ortaya çıkacak ve onlar da soruşturma konusu olacak. Merak etmeyin bağımsız ve tarafsız Türk yargısı paralel örgüt gibi değildir. Önüne geleni tutuklama yöntemi ile olmayacak 28 Şubat›ın sivil ayağının yargılanma süreci. O yöntem paralel yapının yöntemidir. Sulh Ceza Hakimliği müessesesi bu konudaki hassasiyetini ispatlamıştır. Zaten 28 Şubat darbesinin kukla Başbakanı Mesut Yılmaz ve diğer darbe işbirlikçisi bakanlar siyaset adamları Yüce Divan'da yargılanacaktır... Elbette dönemin en önemli medya aktörü Aydın Doğan 28 Şubat'ı araştıran gerçek savcılara ifade verecek ve yargılanacaktır. 28 Şubat'ın gerçek üssü Aydın Doğan medyasıydı. Doğan o soruşturma sürecinde paralel örgütle anlaştığı için rahat ve huzurluydu.17-25 Aralık'ta da Pensilvanya darbecileriyle kol kolaydı. Şimdi biraz huzuru kaçacaktır. Aynı şekilde Doğan medya bünyesinde 28 Şubat darbecileriyle ortak çalışmış Ertuğrul Özkök ve Fatih Altaylı başta olmak üzere dönemin darbeci medya aktörleri de yargılanacaktır. Tuhaf biçimde 28 Şubat'ta darbeci generallerle kanka olan Altaylı'nın şimdi de Ali Fuat Yılmazer gibi isimlerle kanka olduğu BTK raporlarında gözüküyor. Şimdi biten Dinç Bilgin ve tüm darbeci medya ekibi de yargılanacaktır. Aynı şey sorumlulukları oranında Erol Aksoy ve Cem Uzan medyasının sahibi ve aktörleri için de geçerlidir. Hatta darbecilerin talimatıyla muhafazakar bir TV kanalının tepesine çöken Ali Baransel gibi isimlerin de savcılar kapısını çalacaktır. Öte yandan 28 Şubat'ın TV ayağını oluşturan başta Uğur Dündar olmak üzere Ali Kırca ve Reha Muhtar gibi aktörler de yargılanacaktır. Darbeci generaller kadar bu sivil darbecilerin de yargılanması evrensel hukuk standartlarına da uygundur. Paralel yargının İlker Başbuğ ya da Nedim Şener gibi isimlere yaptığı zulümler bu dönem olmayacaktır. Bir yandan paralel darbeciler, bir yandan 28 Şubat darbecilerinin yargılanacağı adil bir döneme giriyoruz... 5 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Dersimiz 'Dersim'dir canlar! – Mehmet Metiner, Yeni Şafak Evet, dersimiz Dersim'dir, Dersim'deki o utanç verici katliamdır canlar! Dersim'den ders almayanların, Dersim'in üstünü örtmeye çalışanların insanlığından kuşku duyulur elbet! Hem Alevi olacaksınız, hem Kerbela'yı anma toplantısı düzenleyeceksiniz, hem de dersimiz Dersim olunca yüz geri edeceksiniz, Dersim'in adını duymak istemeyeceksiniz, bir yanda Kerbela edebiyatı yaparken öte yandan, 'Dersim'i boş verin!' diyeceksiniz, el insaf yani! Dersim, yüzyılımızın Kerbelasıdır dostlar! Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'nun dediği gibi, 'modern kerbela'dır Dersim... Nahak yere darağacına çıkartılırken yiğitçe, 'Evlad-ı Kerbelayız!' diye bağıran Seyyit Rıza'yı unutmadık biz! Ve dahi unutturmayacağız! Seyyit Rıza'nın yaşının nasıl küçültülerek, oğlu Rezik'in yaşının da nasıl büyültülerek idam edildiğini zinhar unutmayacağız! Dersim halkının üzerine yağdırılan o ölüm kusan bombaları unutmayacağız! Mağaralara sığınmış masum halkın bir fare gibi görülerek nasıl alçakça öldürüldüğünü asla unutmayacağız! Munzur'un günlerce nasıl kıpkırmızı aktığını, gencecik kızların kendilerini sarp dağlardan uçurumlara nasıl attıklarını, Dersim'in çocuk yaştaki kızlarının besleme olarak nasıl ülkenin dört bir yanına dağıtıldıklarını unutmayacağız! Hangi zulmü sayalım ki... O kadar çok ki... Dersim coğrafyasında yaşanan zulümler Kerbela'da Hz. Hüseyin efendimizin ve ehl-i beytin yaşadıklarının bin misli kadardır. Yezidlerin adları değişmiştir sadece. Kim ki Kerbelaları unutursa ve unutturursa insanlığından utanmalıdır. Kim ki Yezidlerin karşısında Hüseynî bir duruş sergilemezse insan değildir dostlar! Zulüm yapanın ne dinine bakılır, ne mezhebine... Mazlumun da ne dini sorulur, ne de mezhebi... Hz. Hüseyin bizimdir, ama Yezid bizden değildir... Biz Hüseyinlerin safındayız, Yezidleri kahretsin Rabbimiz... Kim ki safını Yezidlerden yana yaparsa insanlığından kendini soyutlamış olur... Kerbela bir metafordur... Hüseyin efendimiz bir semboldür... Zulme ve zalime başkaldırının sembolü... Yezid ise zulmün sembolüdür... Bizim yolumuz Hz. Hüseyin'in ve ehl-i beytin yoludur çok şükür, Yezidlerin değil... Hüseyinler her çağda bulunur. Yezidler de.... Hz. Hüseyin efendimizi katleden Yezid'e bin lanet okurken, günümüz Yezidlerinin safında duranların Alevilik iddiası da, ehl-i beyt sevgisi de tartışılır dostlar... AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu yüreğinden gelen samimiyetle Hacı Bektaş efendimizin huzurunda konuşurken yüzyılımızın Kerbelası olan Dersim'e değiniyor. Çelişkiye bakınız ki Hacı Bektaş ilçesinin Alevi kökenli CHP'li Belediye Başkanı rahatsızlık duyuyor. 6 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Başbakanın sözlerinden duyduğu rahatsızlığı açığa vurmaktan da kaçınmıyor. 'Dersim'i bir kenara bırakalım' diyor. ' Yıllar geçmiş üzerinden Sayın Başbakan, boşverin.' CHP'nin eski general olan Belediye Başkanı aynen böyle diyor... Sormak lazım: Muharrem orucunu niye tutuyorsun peki? Üzerinden bin yıllar geçmiş olmasına rağmen Kerbela'yı niye anıyorsun peki? Demek ki her şey siyasi istismar için. Yazıklar olsun! 'Alisiz Alevilik' isteyenler, Dersim'in nasıl bir Kerbela olduğunu unutturmak istiyorlar. Oysa Dersim günümüzün Yezidlerinin utanç verici zulümlerinden biridir sadece. O Yezidlerin safındaysanız Hüseynîlik iddianız da, matem adına döktüğünüz gözyaşı da nafile! Başbakan Davutoğlu'nun verdiği derse tüm Dersimliler ve Aleviler kulak vermeli diyorum. 'Dersim'i unutamayız' diyen Davutoğlu'nun gür sesine Dersimliler kendi seslerini katmalıdırlar diyorum! Nerdesiniz ey Dersimliler, niçin susuyorsunuz? 'Dersim katliamı' diyen bir Başbakan bugün Cumhurbaşkanı. O cumhurbaşkanının davasını bugün yiğitçe savunan Davutoğlu AK Parti'nin başında ve Başbakan sıfatıyla sizin acılarınıza sahip çıkıyor. Ses vermeyecekmisiniz ey Dersim'in yiğit evlatları? AK Parti 'Sünni', CHP 'Alevi' öyle mi? AK Parti'nin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı Dersim katliamından ötürü özür diliyor, Alevilerin sadece acılarına değil haklarına da sahip çıkıyor, CHP'nin Alevi Belediye Başkanı bundan rahatsızlık duyuyor? Soruyorum: Alevilik ne yana düşer, Sünnilik ne yana düşer? O birilerinin şöyle diyeceğini biliyorum: Bunları niye şimdi söylüyorsunuz? Bunları biz hiç kimsenin konuşmaya cesaret edemediği dönemlerde de söyledik. Merak edenler, büyük üstadımız Necip Fazıl Kısakürek'in 'Son Devrin Din Mazlumları' kitabına baksınlar da öyle konuşsunlar. Diyelim ki bugün konuşuyor olmuş olalım. Peki Alevilerin hak ve hukukuna güya sahip çıktığını söyleyen CHP, hem de CHP'nin Dersim katliamının mağduru olan bir aileden gelen Alevi Genel Başkanından niye benzer bir açıklama gelmez? Niçin CHP'li Alevi Belediye Başkanı Dersim eleştirisinden rahatsızlık duyar? Başbakan Davutoğlu'nun sadece Dersim için söyledikleri değil, Alevi meselesinde söyledikleri de devrimsel nitelikte yeni bir açılımın habercisidir. 'Alevi meselesi' de tıpkı 'Kürt meselesi' gibi AK Parti iktidarı döneminde tarihe uğurlanacaktır. 'Alevi meselesi'ni var eden o CHP mamulü devlet paradigması da bir kenara koyulacaktır. Başbakan Davutoğlu'nun hem Osmanlıda, hem ulus-devletin inşa sürecinde, yani Cumhuriyetin o tek partili yıllarında Alevilere yönelik inkara, dışlamaya ve baskıya yönelik devlet siyasetini eleştirinin merkezine oturtan yaklaşımı AK Parti'nin yeni dönemde atacağı adımların da sinyalini veriyor. 7 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Sahiden Hüseynî olan ve ehl-i beytin o pak yolunda yürüyen tüm Sünni ve Alevilerin kendileri üzerinde oynanan kirli oyunu bozarak kardeşçe birbirlerine sarılacakları o günler pek uzakta değil. 'KÜRT HALKI PKK'YA AİT DEĞİLDİR' Bu sözler, Pazar günü Adıyaman'da katıldığım AK Parti Kahta ilçe kongresinde söylendi. Bu gerçekliği artık ülkenin batısına da duyuracak yürekli bir kampanyaya ihtiyaç var diye düşünüyorum. 8 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI AFRİKA GÜNDEMİ Yemen'de ölü sayısı 34'e yükseldi Dünya Bülteni Yemen'de Husi Ensarullah Hareketi militanlarıyla, silahlı aşiret mensupları arasında çıkan çatışmada ölü sayısının 34'e yükseldiği bildirildi. Yerel kaynaklar, Husilerin Beyda vilayetinde, Kıyfe aşiretinin yaşadığı Hubze köyüne düzenlediği saldırı sonucu çıkan çatışmada, daha önce açıklanan aşiret mensubu 4 kişinin yanı sıra Husilerden de 30 kişinin öldüğünü açıkladı. Görgü tanıkları da Husilerin köye attığı top mermilerinden birinin cemaatle namaz kılındığı esnada bir camiye düştüğünü, bu olayda ölen ve yaralananların olduğunu, ancak sayısına ilişkin bilgi alınamadığını iddia etti. Kenya'da Müslüman alim öldürüldü, sokaklar karıştı Dünya Bülteni Kenya'nın Mombasa kentinde, Müslümanların protestoları sırasında meydana gelen olaylarda bir kişi öldü. Geçtiğimiz cumartesi günü Hasan Guti isimli bir Müslüman alime, eşi ve yeğeniyle birlikte arabasında seyahat ettiği sırada silahlu saldırı düzenlenmiş ve Guti olay yerinde hayatını kaybetmişti. Bu suikastin üzerine Kenya'daki Müslüman gençler sokaklara çıktı ve cinayeti protesto eden gösterilere başladı. Hasan Guti'nin dün cenazesinin kaldırılmasının ardından başlayan olaylarda, güvenlik güçleri ile gösterici gençler arasında çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalar sırasında bir kişi hayatını kaybetti. 9 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ Kürtler Irak’tan Ayrılmayı Göze Alamaz The New York Times Irak’ın Kürt bölgesini yöneten iki aile için -Barzaniler ve Talabaniler- geçen yaz İslam Devletinin Irak’taki saldırıları eşi benzeri görülmemiş bir fırsat sundu. Irak ordusunun bütünüyle dağılmasından istifade eden Kürtler, Kerkük civarındaki petrol zengini bölgeyi 11 Haziran’da ele geçirdi. Kerkük’ü ele geçirdikten kısa bir süre sonra Kürt Bölgesel Yönetimi (KBY) Başkanı Mesut Barzani, bağımsızlık referandumu çağrısı yaptı ve Bağdat’ı devre dışı bırakarak Kürt petrolünü Türkiye’nin yardımıyla doğrudan uluslararası pazarlara satmayı savundu. . Bütün bu fırsatçılıklar Irak’ın geri kalanında da etki etti. Kürtler, ocak ayında eski Başbakan Nuri el Maliki'nin bütçelerini kesmesiyle anayasal olarak ülkenin petrol gelirinden alacakları yüzde 17’lik paydan mahrum bırakıldılar. Bu doğrultuda bağımsız olarak Kürt petrolünün ihracını artırmak elzem oldu. Bush, Irak işgaline yönelik pişmanlığını açıkladı USA Sabah ABD'nin eski Başkanı George W. Bush, Irak işgaliyle ilgili tek pişmanlığını açıkladı."2003'teki askeri operasyon kararı kesinlikle doğruydu, ancak tek pişmanlığım var. İşgalden sonra IŞİD türü aşırı gruplar yükselişe geçti" diyen Bush, IŞİD'in mağlup edilmesi gerektiğini söyledi. Bush ayrıca Irak'ın eski Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in işgal tehditlerini ciddiye almadığını da belirtti. Obama ve Putin görüştü TRT Haber Liderler Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Teşkilatı zirvesine katıldı. Kremlin Basın Sözcüsü Dmitriy Peskov, basına yaptığı açıklamada, Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (APEC) zirvesi için Çin'de bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Barack Obama'nın program arasında birkaç kez "kısaca" görüşme fırsatı yakaladığı söyledi. Peskov, görüşmelerde Ukrayna, Suriye ve İran konularının yanı sıra ikili ilişkilerin değerlendirildiğini ifade etti. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Danışman Yardımcısı Ben Rhodes da Obama'nın, Vladimir Putin ile geniş çaplı bir görüşmesinin henüz gerçekleşmediğini, ikilinin "ayak üstü kısa temasları" olduğunu kaydetti. İngiltere'de İşçi Partisi'ne destek azaldı Guardian 10 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Guardiave ICM adlı araştırma şirketinin ortaklaşa yaptığı kamuoyu anketine göre partiye olan destek geçen ay yüzde 3 gerileyerek yüzde 32 seviyesine inmiş durumda. Buna göre sosyal demokratlar, Muhafazakâr Parti'nin sadece yüzde 1 puan önünde. Liberal Demokratlar yüzde 11, yükselişteki Yeşiller ise yüzde 6 oy oranına sahip görünüyor. Sonuçlar Ed Miliband'ın İşçi Partisi liderliğine desteğin azalışını da ortaya koyuyor. Buna göre ankete katılanların yüzde 63'ü Miliband'ın performansı hakkında olumsuz görüş bildirirken sadece yüzde 21'i bunu olumlu bulduğunu belirtmiş. Ed Miliband'ın parti liderliği İngiltere kamuoyunda büyük bir tartışma konusu. İşçi Partisi içinde Miliband'ın liderliğine karşı olan kesimler, eski İçişleri Bakanı Alan Johnson'ı alternatif olarak görüyordu. Ancak bugünkü Guardian için bir yazı kaleme alan Johnson İşçi Partisi liderliği hedefinin olmadığını net olarak belirtiyor. Cameron'ın AB açıklaması Times Gazete, İngiltere Başbakanı David Cameron'ın Pazartesi günü Avrupa Birliği ile ilgili yaptığı açıklamalara geniş yer ayırıyor. Cameron açıklamasında şunları söyledi: "Basitçe burada durmak ve sadece şunu söylemek; 'Avrupa'da kalacağım, neye sahip olursak olalım, ne olursa olsun bırakmayacağım'. Bu bir strateji değil ve işlemeyecek." Cameron bu açıklamayı İngiliz Sanayiciler Konfederasyonu'nun (CBI) yıllık konferansında yaptı. Times bu kritik açıklamanın, Cameron'a Londra Belediye Başkanı Boris Johnson ve diğer Muhafazakâr yöneticiler tarafından AB'yle ilgili tavrını sıkılaştırması yönünde yaptığı baskılardan birkaç ay sonra yapmasına dikkat çekiyor. Konferansta CBI liderleri ise Cameron'ın bu tavrına karşı çıkmış. Habere göre CBI Başkanı Michael Rake, CBI üyelerinin yüzde 80'inin İngiltere'nin AB'de kalması yönünde oy kullanacağını çünkü bu üyeliğin İngilitere'nin ulusal çıkarlarına uygun olduğunu belirtmiş. İran'ın Irak'taki etkisi Financial Times İran'ın siyasi kriz içindeki Irak'la ilgili politikalarını ele alan tam sayfalık bir analiz dikkat çekiyor. Analizde, IŞİD'in yazın Musul'u ele geçirmesiyle başlayan saldırı sürecinde İran'ın çok hızlı davranarak Irak'taki sürece müdahil olmasına vurgu yapılıyor. FT'ye göre İran bununla Irak üzerindeki etkinliğini artırmış durumda. Ayrıca bu durumun, İran ve Batı arasındaki nükleer görüşmelerine de etkisi olabilir. Gazeteye konuşan siyaset bilim profesörü ve Irak'ın önde gelen Sünni politikacılarının danışmanı Nabil Yunus Muhammed şunları söylemiş: "IŞİD Musul'u işgal ederken ABD, Irak'a yardım etmek için yeteri kadar hızlı davranmadı ve diğer ülkelerin kendi etkilerini oluşturmalarına geçit verdi." 11 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Analizde İran'ın Irak'taki etkinliğini koordine eden en önemli isim olarak General Kasım Süleymani gösteriliyor. FT, Süleymani'nin hem Irak'ın birçok operasyonunu yönetmede aktif rol aldığını hem de Şii milislerin eğitimini de organize ettiğini belirtiyor. Analizde İran'ın bu süreçte Iraklı Kürtlerle kurduğu iletişime de dikkat çekiliyor. Gazetenin sözlerine yer verdiği, Irak parlamentosundaki Kürt milletvekillerinden Muthana Amin şöyle konuşmuş: "Barzani her zaman Batı'ya ve ABD'ye yakındı. Ancak Batı onu, krizin başlangıcında terk etti. Tabii ki o İran'a doğru yaklaştı." Suriye Ulusal Koalisyonu lideri: Koalisyon Esad'a gözlerini kapıyor- Ian Black, Guardian Gazetenin Orta Doğu editörü Black, Suriye Ulusal Koalisyonu lideri Hadi el-Bahra'yla Londra'da bir röportaj yapmış. Bahra, IŞİD karşıtı koalisyonu, "Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad tarafından işlenen suçlara gözlerini kapamakla" suçluyor. Bahra IŞİD'in Suriye'deki asıl sorun değil, sorunun bir sonucu olduğunu belirtiyor: "Hava saldırıları aşırıcılığa karşı savaşı kazanamaya yetmeyecek. IŞİD'i yerde yenmeniz gerekiyor. Ve aşırıcılık sorununun gerçek nedeni ve kaynağının üstesinden gelmeniz gerekiyor ki bu da rejimin kendisidir." Suriye lideri Esad Pazartesi günü, Birleşmiş Milletler tarafından sunulan Halep ateşkes planını inceleyeceğini söylemişti. BM'nin Suriye özel temsilcisi Staffan de Mistura tarafından sunulan planda insani yardım amacıyla, çatışmaların bölge bölge dondurulması çağrısı var. Bahra ise "yerel ateşkeslerden, 2000,000 Suriyelinin hayatına mal olan çatışmaları sonlandıracak, kapsamlı ve müzakere edilmiş bir politik çözümün parçası olmamaları durumunda rejimin faydalanacağını" belirtiyor. IŞİD komutanlarından Cemal'in portresi -Ruth Shelock, Daily Telegraph Gazetde IŞİD'in Suriye'deki komutanlarından birinin korumalığını yaptıktan sonra bu görevinden kaçarak ayrılan Abu Abdullah adlı kişiyle yapılmış bir röportaj dikkat çekiyor. Shelock, bu haberini Gaziantep'ten yazmış. Abdullah röportajda, bir dönem yanında bulunduğu, IŞİD'in Suriye'deki komutanlarından Saddam Cemal'le ilgili bilgiler veriyor. Abdullah'a göre "Cemal eskiden bir uyuşturucu satıcısıydı. Daha sonra Özgür Suriye Ordusu'na katıldı. Son olarak da IŞİD içinde yer alarak birçok sivili katletti". Haberde, Abdullah'ın anlattıklarına dayandırılarak Cemal'le ilgili özetle şu bilgiler veriliyor: "Şu an IŞİD'in Suriye'nin doğusundaki askeri işlerinden sorumlu komutan muavini olan Cemal geçen yıla kadar, CIA desteğiyle Batılı müttefiklerden para ve silah alan isyancı grupları koordine eden Yüksek Askeri Konsey'in lideriydi. Ancak liderliğini yaptığı Liwa Allah Akbar grubu, geçen yıl IŞİD'den ayrılan, Batı destekli Ahfad el-Resul örgütünün bir koluydu. IŞİD bu örgütün Irak sınırındaki Deir el-Zor'da bulunan karargâhını bastı ve grubu dağıttı. IŞİD Cemal'in evini havaya uçurdu, kardeşlerinden birini öldürdü. Başka bir kardeşini de önce esir alıp sonra 12 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI öldürdü. Bundan sonra Cemal ortadan kayboldu. Geçen Kasım ayında ise Cemal bir videoda yeniden ortaya çıktı. Videoda Cemal IŞİD'e biat ettiğini bildirdi. El - Bukamal'a yönelik IŞİD saldırısına liderlik etti. Bunu takip eden dönemde bu alanda gücünü artırdı. Şaitat adlı bir yerel aşiret IŞİD'e karşı ayaklanınca buna karşılık bu aşiretten 700 adam ve çocuğu öldürdü." Abdullah, Cemal'in bir anne ile babanın gözü önünde çocuklarının başını kestiğini ve başları sonra da bir kapıya astığını söylüyor. Abdullah gördüklerinin İslam'ı yaymak adına doru bir yol olmadığını düşünerek örgütten kaçtığını belirtiyor. Ayrıca Abdullah, Cemal'in İslam'ın yayılmasını umursamadığını sadece kendi iktidarını düşündüğünü ve IŞİD'de onun gibi birçok insan olduğunu söylemiş. Suriye'de tahrip edilen Ermeni kilisesinin özel önemi - Robert Fisk, Independent Gazetenin deneyimli Orta Doğu muhabiri, Suriye'nin Irak sınırında bulunan Deir el-Zor bölgesinde yer alan ve İslamcı militanlar tarafından tahrip edilen bir kilisenin hikâyesini yazmış. Fisk, bu kilisenin Osmanlı imparatorluğu sınırılarında gerçekleşen 1915 olaylarında ölen Ermeniler'e ithaf edilerek yapıldığını hatırlatıyor ve bu yüzden bu olayın Suriyeli Hıristiyanlar arasında büyük bir öfkeye neden olacağını söylüyor. Fisk özetle şunları belirtiyor: "Ermeni holokostu üzerine binlerce dökümanı da içeren ve tarihleri 1841'e kadar uzanan tüm kilise arşivleri yakılarak kül edildi. 99 yıl önceki katliamlarda ölenlerin anısına kilisenin mahzen mezarında bulunan yüzlerce kişiye ait kemikler sokağa, yıkıntıların yanına atıldı. Bu kutsal şeylere yapılan saygısızlık eylemi, dünyanın bir ucundan bir ucuna yayılmış Ermeniler arasında çok büyük acıya neden olacak. Bu sefer suçlu, Nusra Cephesi isyancıları gibi görünüyor. Ancak birçok Suriyeli, grubun Türkiye'den silah aldığına inanıyor." Fisk, bu yüzden birçok Ermeni'nin olayı 99 yıl önce yaşananlarla bağlantılandırarak ele alacağını ve o dönem yaşananların başka bir aşaması olarak göreceğini yazıyor. AVRUPA GÜNDEMİ Doğu Almanya topraklarında “yönetici” yetişmiyor WSJ 13 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Doğu Almanya’nın yankı uyandıran yenilgisinden bir kuşak sonra, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauckbir gibi bir zamanlar “Doğu Alman” olan vatandaşlar, politika alanında en iyi yerlere gelmeyi başardı. Ancak Almanya’nın büyük işletmelerine bakıldığında, eski Doğu Almanya’nın övünecek hiçbir başarısının olmadığı görülüyor. Almanya’nın en büyük otuz şirketindeki yönetim ve denetleme kurullarının 600’den fazla üyesine bakıldığında, bu üyelerden çok azının Berlin Duvarı’nın yıkıldığı 9 Kasım 1989 günü Almanya Demokratik Cumhuriyeti’nde yaşadığı tespit edildi. O dönemde Doğu Almanya’da yaşayanların çoğunun ise şu anda yönetici olarak değil, politikacı veya işçi sendikası yetkilisi olarak çalıştığı belirtildi. İtalya Cumhurbaşkanı yılsonunda görevi bırakıyor Hürriyet Cumhurbaşkanlığı Sarayı, 8 yıldır bu görevde olan ülkenin ilk komünist kökenli cumhurbaşkanının muhtemel istifasını yalanlamazken, makamın yeni sahibi için isimler ortaya atılmaya başlandı. Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano, kısa süre önce verdiği bir röportajda, İtalya’nın Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığının biteceği Aralık ayı sonunda görevini bırakabileceği sinyalini vermişti. L’Aquila depremi hükümlüleri için tahliye kararı Euronews İtalya’da bir mahkeme, L’Aquila kentinde 2009 depremindeki ölümlerde sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle hapsedilen yedi jeologdan altısı hakkında beraat kararı verdi. Bir diğerinin ise cezasında dört yıl indirime gitti. L’Aquila’daki yerel mahkemenin 2012’de bilimadamları hakkında verdiği altı yıl mahkumiyet kararını bozan üst mahkeme eleştiri oklarının hedefi oldu. Hükümlülerin iki yıl önceki karara itirazlarının görüşüldüğü dünkü nihai duruşmayı izleyen afetzedeler ve kurban yakınları mahkeme önünde protesto eylemi yaptı. Öfkeli vatandaşlar, karara imza atan üç yargıç aleyhinde sloganlar attı. Fransa’da Devlet Krizi Amerika’nın Sesi 14 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Ekonomik ve siyasi krizle sarsılan Fransa’da şimdi de ciddi bir devlet krizi patlak verdi. Fransa’nın 2 ünlü araştırmacı gazetecisi Le Monde muhabirleri Gerard Davet ve Fabrice Lhomme’un “Sarko s’est Tuer/ Sarko kendini öldürdü” adlı kitabı Fransız politikasında şiddetli bir deprem yarattı. Elysee Sarayı Genel Sekreteri Jean Pierre Jouyet’nin, eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy hakkındaki yolsuzluk dosyaları ile ilgili Sarkozy’nin 5 yıl boyunca Başbakanlığını yürüten François Fillon ile görüştüğünü yazdı. Haberi önce yalanlayan Elysee Sarayı Genel Sekreteri Jouyet, gazetecilerin “elimizde görüşme kayıtları var” açıklaması üzerine iddiaları kabul etti. Portekiz’de lejyoner salgını Euronews Portekiz’de geçtiğimiz hafta ortaya çıkan lejyoner salgını hızla yayılıyor. Başkent Lizbon’da hastalığa yenik düşüp hayatını kaybedenleri sayısı beşe yükseldi. Portekiz Sağlık Bakanlığı, kaynağı henüz tespit edilemeyen salgında 233 kişiye lejyoner teşhisi konduğunu duyurdu. Bunlardan 38’inin yoğun bakımda tedavisinin sürdüğünü bildirdi. Malmström: AB-Kanada serbest ticaret anlaşmasında 'küçük değişiklikler' yapılabilir Euractive Almanya Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Malmström, AB-Kanada serbest ticaret anlaşmasında 'bazı küçük düzeltmelerde' bulunulabileceğini söyledi. Gabriel de AB-Kanada Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması'ndaki (CETA) yatırımcıların korunması maddesinin 'tamamen değiştirilemeyeceğini' belirtti. Gabriel daha önce, bu maddenin anlaşmadan çıkarılmaması halinde anlaşmayı imzalamayacaklarını açıklamıştı. Arnavut liderin 'tarihi' Sırbistan ziyaretine Kosova tartışması damga vurdu Euractive 68 yıldır bir Arnavutluk başbakanının Sırbistan'a gerçekleştireceği ilk resmi ziyaret olma niteliği taşıyan buluşma uzun süredir merakla bekleniyordu. Ancak ziyarete, AB'ye aday iki 15 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Balkan ülkesinin liderleri arasındaki 'Kosova' tartışması damga vurdu. Sırbistan, 2008 yılında bağımsızlığını ilan eden Kosova'nın, yasal olarak halen kendilerinin bir parçası olduğunu öne sürüyor. Arnavutluk ve Sırbistan arasındaki ilişkiler, nüfusun büyük bölümünü Arnavutların oluşturduğu Kosova sebebiyle gergin. Rama, Sırp mevkidaşı Aleksandar Vuçiç ile düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamalarda 'Kosova konusunda tamamen farklı iki yaklaşımımız var. Ancak gerçek tektir ve değiştirilemez. Bağımsız Kosova reddedilemez bir bölgesel ve Avrupa gerçeğidir ve buna saygı duyulması gerekir' dedi. ASYA – PASİFİK GÜNDEMİ APEC Yençi Gölü'nde başladı Trt Haber Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (APEC) Ekonomi Liderleri Zirvesi, Çin'in başkenti Pekin'de başladı. Liderlerin birçoğu, Yençi Gölü'ne, Çin'in tahsis ettiği yerli üretim "Hong Çi 16 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI (Kızıl Bayrak) araçlarıyla geldi. Zirvenin yapıldığı alanda liderleri, kırmızı halı üzerinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping karşıladı. 21 ülkenin liderlerine, ev sahipliklerinde düzenlenen Ekonomi Liderleri Zirvesi'ne katılımlarından ötürü teşekkür eden Şi, APEC'in, kurulduğu 25 yıldan bu yana Asya-Pasifik'te kalkınma ve refahın teminatı olduğunu ifade etti. Şi, ekonominin küresel bazda birçok zorluk ve çalkantı ile yüzleştiğine işaret ederek, Asya-Pasifik bölgesinin, bu zorlukların barındırdığı fırsatları iyi değerlendirmesi gerektiğine dikkati çekti. Obama: "Çin'i zapt etmiyoruz" Sabah Asya - Pasifik Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (APEC) Liderler Zirvesi'ne katılmak için Pekin'de bulunan Obama, Çin'in resmi haber ajansı Şinhua'ya verdiği mülakatta, ikili ilişkiler, bazı bölgesel ve uluslararası meselelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüşmesinin iki ülkenin farklı alanlardaki yeni işbirliği fırsatlarının önünü açacağını kaydeden Obama, "İstikrarlı ve müreffeh bir Çin'in, tüm dünyanın güvenliği ve refahı için önemli olduğunu" vurguladı. Sewol feribot faciasında mürettebata ceza yağdı Euronews Güney Kore’de 300’den fazla kişinin yaşamanı yitirmesine neden feribot faciasında ihmali tespit edilen 15 mürettebata ceza yağdı. Seul’de görülen davada ülke tarihine geçen feribot faciası hakkında karar verildi. Mahkeme, idamı istenen gemi kaptanının ihmal nedeniyle 36 yıl hapsine karar verdi. Yaralı iki mürettebata yardım etmediği belirlenen başmühendis ise 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Feribotta görev alan diğer 13 çalışana da 5 ile 20 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Tayland, 259 Arakanlıyı ölüme gönderiyor Dünya Bülteni Tayland'ın güney sahili açıklarında 200'den fazla Arakan Müslümanı Tayland askerleri tarafından yakalandı. Tayland polisi bu kişilerin tekrardan denize gönderileceğini açıkladı. İnsan hakları kuruluşları ise, Arakanlı göçmenleri ölüme göndermek anlamına gelen bu kararın uygulanmaması için çalışıyor. Tayland, güney sahilinin 3 kilometre (1,86 mil) açıklarında, 259 Arakan Müslümanı'nın ülkeye yasadışı yollarlar giriş yapmaya çalışırken 17 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI tutuklandığını açıkladı. Bu kişilerin Myanmar'da son aylarda giderek artmaya başlayan baskılardan ve çaresizlikten dolayı Bangladeş'e geçebilmek için Tayland'a doğru yolar çıktıkları belirtiliyor. CNN Rusya'yı terk ediyor Dünya Bülteni ABD’den yayın yapan uluslararası televizyon kanalı CNN, Rusya’dan çekilme kararı aldı. CNN’in bağlı olduğu Turner Broadcasting System(TBS)'den yapılan açıklamada, yabancıların medyadaki ortaklığını düzenleyen yeni yasa gerekçe gösterildi. Ticari ve siyasi sebeplerin bu kararda ortak rol oynadığı belirtiliyor. Karar öncesi kablolu yayın vasıtasıyla birçok noktadan izlenebilen kanalın Moskova bürosu çalışmaya devam edecek, fakat sızan haberler büronun da her ihtimale karşı hazırlık yaptığı yönünde. Rusya'dan ruble devrimi Dünya Bülteni Rusya Merkez Bankası, rublenin işlem gördüğü dalgalı koridor uygulamasını iptal ederek, rublenin serbest kur rejimi çerçevesinde işlem görmesine izin verdi. Yapılan açıklamada finansal istikrara tehdit oluşturması halinde döviz piyasasına müdahale edileceği belirtildi. Açıklama öncesinde dolar karşısında yüzde 2'ye yakın değer kazanmış olan rublede açıklama sonrasında belirgin bir değişiklik olmadı. Çin Asya'ya gözünü dikti… Dünya Bülteni Çin'den doğu ve batıyı birbirine bağlayan tarihi İpek Yolu'nu yeniden canlandırmak için dev yatırım bütçesi. Çin, İpek Yolu güzergahı üzerine yapılacak kara ve demiryolları için 40 milyar dolarlık bir yatırım bütçesini gözden çıkardığını açıkladı. Çin'in bu proje için ayırmayı planladığı bütçenin 16 milyar dolar civarında olması tahmin ediliyordu. 18 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Çin'in yatırım yapacağı bölgelerin büyük bölümü Orta Asya ülkelerinin toprakları içerisinde bulunuyor. Çin'in bu hamlesiyle birlikte, Asya ve Orta Asya üzerindeki etkinliğini giderek artırmaya başladığı belirtiliyor. Özellikle de Rusya'nın Asya'da giderek etkinliğini kaybettiği bir dönemde Çin'in Asya ve Orta Asya ülkelerinde kalıcı olmaya yönelik attığı bu adım dikkat çekti. Çin'in yeni bir İpek Yolu inşa etmek istediği bölge Orta Asya ülkeleri üzerinden geçerek İran'a, oradan da Türkiye'ye uzanıyor ve nihayetinde Avrupa'ya bağlanıyor. ORTADOĞU GÜNDEMİ Petrol kuyuları bombalandı Trt Haber ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerine ait savaş uçaklarının Haseke kentine bağlı Kebbiye köyü ve çevresindeki IŞİD'in kontrolünde yer alan petrol kuyularını bombaladığı bildirildi. Suriye Genel Devrim Konseyinden (SRGC) yapılan açıklamada, koalisyon güçlerine ait savaş 19 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI uçaklarının Haseke kentinin Şedade bölgesindeki terör örgütü IŞİD'in kontrolündeki Kebbiye köyünü ve çevresindeki petrol kuyularını bombaladığı kaydedildi. IŞİD’İ “RPAS sistemi” ile vurdu Trt Haber Savunma Bakanlığı'ndan İngiltere'nin Irak'ta IŞİD'e karşı yürüttüğü hava operasyonuna ilişkin yapılan açıklamada, Kraliyet Hava Kuvvetleri'nin (RAF), insansız hava aracı "Reaper" ile geçen hafta sonu ilk kez Uzaktan Pilotlu Hava Sistemi (RPAS) kullanarak, Irak ordusuna IŞİD ile mücadelesinde destek verdiği bildirildi. Açıklamada, başkent Bağdat'ın kuzeyinde IŞİD'in patlayıcı el yapımı patlayıcı cihazları yerleştirdiği bir alanın, insansız hava aracıyla "Hellfire" füzesi kullanılarak başarılı şekilde vurulduğu kaydedildi. Kanada doğumlu İsrailli YPG'ye katıldı Dünya Bülteni Kanada doğumlu 31 yaşındaki bir kadın, bir dönem ordusunda askerlik de yaptığı İsrail'den Suriye'ye geçerek YPG saflarında savaşmaya başladı. CNNTürk'ün haberine göre İsrail 'in Tel Aviv şehrinde yaşayan ve adı açıklanmayan kadın , internetten Kürt savaşçılara ulaştığını söylerken, "Onlar bizim kardeşlerimiz ve iyi insanlar. Hayatı seviyorlar ve bize benziyorlar" ifadelerini kullandı. Suriye 'nin kuzeyinde çatışacağını anlatan ismi açıklanmayan kadın, İsrail ordusunda görev yapmasının Kürt savaşçılara avantaj kazandıracağını ümit ettiğini söylüyor. Netanyahu'dan saldırganların evlerini yıkın emri Dünya Bülteni İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, "vatandaşlarına saldırı düzenleyen" Filistinlilerin evlerinin yıkılması talimatını verdi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs'teki ofisinde Savunma Bakanı Moşe Yalon, Kamu Güvenliği Bakanı İzak Aharonoviç ve diğer yetkililerle "güvenlik toplantısı" yaptı. Netanyahu, burada yaptığı konuşmada, sahadaki asker ve polis sayısını arttırılmasının yanı sıra, "İsraillilere saldırı düzenleyen" kişilerin evlerinin yıkılması talimatını verdi. 20 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Üçlü nükleer görüşmelerde anlaşma sağlanamadı Dünya Bülteni Nükleer müzakereler için belirlenen son tarih 24 Kasım'a günler kala İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'un, Umman'ın başkenti Maskat'ta, 2 gün boyunca kapalı kapılar ardında gerçekleştirdiği üçlü nükleer görüşmeler sona erdi. Görüşmeler sonrası resmi bir açıklama yapılmazken, İran'ın Tesnim Haber Ajansına göre, İran'ın nükleer müzakere ekibinden üst düzey bir diplomat, görüşmelerin zorlu geçtiğini belirterek, "biraz" ilerleme sağlanabildiğini ancak taraflar arasında görüş ayrılığının devam ettiğini söyledi. Esed, Halep Ateşkes Planı'nı inceleyecek Anadolu Ajans Suriye resmi ajansı SANA'nın haberine göre, BM'nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın, Esed'le bir araya gelerek ülkedeki olayları ele alarak baş başa görüştü. De Mistura'nın Uluslararası Güvenlik Konseyi'nde Suriye’deki durumlara ilişkin Beşşar Esed'e bir sunum takdim ettiği haberde, BM temsilcisi Halep kentindeki çatışmaların dondurulması hakkında Esed’e bilgi aktardığı da kaydedildi. Haberde, Esed'in Halep'te güvenliğin sağlanmasına ilişkin planın "dikkate alınıp incelemeye değer" olduğu ifade edildi. İran'ın Ortadoğu'daki kılıcı: Kâsım Süleymâni- R.Serdar Ataş, Al Jazeera “Benim adım Kasım Süleymani. Şunu bilmelisin ki İran’ın Irak, Lübnan, Gazze ve Afganistan politikalarını ben kontrol ederim.”Irak’taki ABD işgal güçlerinin komutanı General David Petraeus, 2008 baharında, bir toplantı esnasında Irak eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin uzattığı cep telefonundaki bu tuhaf mesajı okuduğunda fazla şaşırmadı. Çünkü mesajın sahibini gayet iyi tanıyordu: İlkokul mezunu eski bir inşaat işçisi olan ve Irak’ta kendilerine yıllardır kök söktüren Kudüs Gücü’nün başındaki Kasım Süleymani. Mesajın sahibi, gerçekte var olmayan bir yetkiyi kendisine atfediyor değildi. Kudüs Gücü, 1979’daki İran devriminden sonra devrimi İran dışına ihraç etmek amacıyla kurulan Devrim Muhafızları’nın bünyesindeki en seçkin birimdi. 21 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği’nin belgelerine göre ise Süleymani, İran’ın Irak’taki her türlü politikasını formüle eden ve hayata geçiren kişiydi. Kasım Süleymani arada hiçbir kişi ya da birim olmadan, doğrudan doğruya İran devlet örgütlenmesinin en tepesinde bulunan dini lider Hamaney’e bağlıydı. İnşaat işçiliğinden zirveye Süleymani 11 Mart 1957’de İran’ın güneydoğu eyaleti Kirman’ın Afganistan sınırına yakın dağlık bir bölgesinde, aşiret yapılarının hâkim olduğu Rabord köyünde doğdu. Daha çocuk yaşta, çiftçi olan babasının devlete olan 9 bin Riyal borcunu ödeyebilmek için Kirman’da inşaatlarda çalışmaya başladı. İlkokulu bitirdiğinde 13 yaşındaydı; aynı yıl köyünü terk etti. Devrim Muhafızları’na katıldıktan sonra aldığı 45 günlük askeri eğitim sayılmazsa, bütün eğitimi bu 5 yıllık ilkokul tecrübesiyle sınırlı kaldı. On sekiz yaşındayken, işçi olarak Kirman Su İşleri’ne girdi. Bir yıl sonra, şimdiki dini lider Hamaney’in öğrencilerinden biri tarafından verilen sohbetlere katılmaya başladı; Süleymani için “devrimci çalışmalar” dönemi açılmıştı, İran İslam Devrimi’ne daha üç yıl vardı. Bu yıllarda Kirman eyaletinin Ciroft bölgesine sürgüne gönderilmiş bulunan Hamaney ile bağlantı kurdu. O andan itibaren de Hamaney’i içerde ve dışarıda giriştiği her türlü iktidar mücadelesinde destekledi. 1979’daki İran devriminin ardından Devrim Muhafızları adına yürütülen çalışmalara katıldı. Kendisi o günleri “Hepimiz gençtik ve devrime bir şekilde hizmet etmek istiyorduk" diye anlatıyor. Sadakat testi: Kürt ayaklanması Devrimin gerçekleştiği 1979’da merkezi yönetimin zayıflamasından istifade etmek isteyen Mahabad Kürtleri ayaklandılar. Süleymani ve birçok yakın arkadaşı ayaklanmayı bastırmak için bölgeye gönderildi. Ayaklanma bastırıldığında henüz 22 yaşındaydı ama, gösterdiği performansla Tahran’ın gözüne girmiş, “devrime sadakat”ini ispatlamıştı. Mahabad’dan döndükten sonra Kirman’daki Devrim Muhafızları Kudüs Garnizonu'nun başına getirildi. Ardından çok geçmeden patlak veren İran-Irak savaşında birçok büyük askeri operasyona katıldı, cephe hattında savaştı. Süleymani’nin Irak savaşında kurduğu ilişkiler, bütün kariyeri boyunca onun en önemli dayanağı oldu. Çünkü savaşın ardından İran’daki güçlü siyasetçiler, istihbarat içindeki etkili kişiler, yargı ve devleti yöneten bütün hassas kurumların üst düzey yöneticileri İran-Irak savaşında sadakatlerini ispatlamış kişilerden oluşturulmaya başladı. Gelenek bugün de sürüyor: Hâlihazırda Devrim Muhafızları’ın bütün komutanları ve ordunun 12 generali İran22 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Irak savaşında cephe komutanlığı yapmış kişiler… Bu eski savaş arkadaşları birbirilerini sürekli kolladılar ve birlikte İran’ın iç ve dış siyasetinin belirlenmesinde etkin oldular. Kasım Süleymani İran-Irak Savaşı sırasında, cephede kaybettiği arkadaşlarının ardından konuşurken ağlamıştı. Disiplin testi Savaşın bitmesinden sonra Kirman’a dönen Süleymani, emrindeki 41. Sarallah Bölüğü ile İran’ın doğu sınırında büyük bir kargaşaya neden olan “eşkıyalar” ile mücadeleye başladı. Süleymani yüzlerce adamını Şii bir devlette Sünni bir bölge olan Sistan-Belucistan bölgesini uyuşturucu kartellerinden arındırmaya çalışırken kaybetti. Tahran’dan yayın yapan ve İran istihbaratı ile de sıkı ilişkileri olan Mashregh adlı haber sitesine göre, Kirman, Sistan ve Belucistan’da yaşayanlar, Kasım Süleymani’nin bölgede olduğu dönemi bugün dahi doğu ve güneydoğunun en disiplinli zamanları olarak görüyorlar. Kudüs Gücü komutanlığına atanması Kudüs Gücü’nün başına getirildiği 1997’de İran kritik zamanlardan geçiyordu. Afganistan’da büyük oranda Sünni Peştunlardan oluşan Taliban hareketi, zaten güvenliği pamuk ipliğine bağlı doğu sınırlarında İran için ciddi bir tehdit olmaya başlamıştı. Tahran yönetimi Taliban’ın yükselişini doğu sınırlarında Suudi Arabistan ve Pakistan’ın pençelerinin İran’a doğru açılması olarak görüyordu. İçte ise değişim isteyen reformcu hareket Muhammed Hatemi liderliğinde iktidara gelmişti. Hatemi, İran’da Devrim Muhafızları’nın etkisini kırmaya çalışırken, dini lider Hamaney, tam tersine onları güçlendirmeye gayret ediyordu. Irak savaşının en önemli cephe komutanlarından Kasım Süleymani, İran için böyle kritik bir zamanda ülkenin en kritik gücünün başına bizzat Hamaney tarafından atandı. Bunda, Afganistan’ı çok iyi tanımasının da rolü vardı. O tarihten itibaren Süleymani’ye desteğini hiç esirgemeyen Hamaney, kamuya açık alanlarda birçok kez onu “Cephede defalarca şehit olduğu halde hâlâ yaşayan bir devrim şehidi” diye övdü. Hamaney’in, İran-Irak savaşı sürerken cepheyi ziyaretinde çekilen ender fotoğraflarının birinde sağ tarafında Süleymani, sol tarafında Devrim Muhafızları Genel Komutanı Muhsin Rızai oturuyordu. ‘Ortadoğu’yu parmağında çeviren adam’ 23 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Farsça yayın yapan Aparat adlı sitede Süleymani’nin konuşmalarının toplandığı koleksiyonun en tepesinde “Khavermiyane roye engoşte in merd miçerkhed” ibaresi bulunuyor. Yani, “Ortadoğu bu adamın parmağında dönüyor!” Ortadoğu’nun bu önemli adamı rakiplerinin de tanımak, profilini çıkartmak için yoğun çaba harcadığı biri. Cevabı aranan sorulardan biri, dinle ilişkisine dair… 2007’den 2009’a kadar ABD’nin Bağdat Büyükelçisi olarak görev yapan Ryan Crocker, Süleymani ile görüşen Iraklı bazı yöneticilere onun “münhasıran dindar” olup olmadığını sorduğunda şu cevabı almıştı: “Düzenli olarak camiye gider ama onu harekete geçiren asıl şey dindarlığı değil, İran milliyetçiliğidir.” Süleymani sonrasında Kudüs Gücü Süleymani, 1997’de başına geçtikten sonra Kudüs Gücü’nü adım adım istihbarat, sabotaj, suikast ve özel operasyon gücüne dönüştürdü. Kudüs Gücü 1979’da İranlı öğrencilerce işgal edilip çalışanları tam 444 gün boyunca rehin tutulan ABD’nin Tahran Büyükelçiliği binasını merkez olarak kullanıyor. Kudüs Gücü’nün tam olarak kaç kişiden oluştuğu bilinmiyor, ancak üyelerin bir kısmı doğrudan saha savaşlarına katılmak, bir kısmı özel suikastlar yapmak, bir kısmı ise istihbarat sağlamak üzere Tahran ve Şiraz’da eğitiliyor. Buradaki eğitim tamamlandıktan sonra üyelerin büyük bir kısmı dini merkez olan Kum şehrinde ayrıca dini eğitimden geçiriliyor. Süleymani ve Kudüs Gücü’nün Lübnan’daki gücü Süleymani, Kudüs Gücü’nün başına geçtikten sonra Hizbullah üzerinden Lübnan siyasetinde de belirleyici bir rol oynamaya başladı. Lübnan’daki Dürzilerin lideri Velid Cumbulat’a göre Lübnan’da asıl karar verici merkez Hizbullah değil, doğrudan doğruya Ali Hamaney ve Kasım Süleymani. Bazı olgular, Süleymani’nin Lübnan’daki etkisine dair Cumbulat’ın yaptığı tespiti doğrular nitelikte… Mesela, Hizbullah’ın kurucularından, adı Lübnan’da 2005 yılında öldürülen Refik Hariri suikastına karışan Muğniye ile ilgili sözleri… Muğniye 2008’de bugün bile arkasında kimin bulunduğu bilinmeyen bir suikast sonucu Şam’da öldürüldü. Süleymani, Muğniye’nin taziyesinde ev sahipliği yaptı ve onu “şehit dostum” diye andı. Süleymani Kudüs Gücü’nün başına geçtikten üç yıl sonra İsrail, 16 yıldan beri işgal altında tuttuğu güney Lübnan’dan çekildi. 24 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI 2006’daki Hizbullah-İsrail savaşında da Hizbullah’ın operasyonlarının belirlendiği karargâhın kilit ismi Süleymani'ydi. 44 gün süren savaş boyunca, Irak’ta Şii milislerinin Amerikan hedeflerine yönelik saldırılarını büyük oranda azaltmış olması Amerikalıları şaşırtmıştı. Newyorker Dergisi’nden Dexter Filkins, Iraklı bir yetkilinin kendisine, savaş bittiğinde Kasım Süleymani’nin Bağdat’taki Amerikalı komutanlara bir mesaj gönderdiğini aktarmıştı. Mesajda şöyle deniyordu: “Umarım Bağdat’taki huzurun ve sakinliğin keyfini çıkarmışsınızdır. Ben Beyrut’ta biraz meşguldüm de!” ABD’nin Afganistan ve Irak’a saldırılarında Süleymani… ABD, 2001’in 11 Eylül’ünde Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan saldırıların sorumlusunun El Kaide olduğunu açıklayıp Afganistan’a saldıracağını ilan edince Afganistan’da güç kaybetmiş olan İran’a gün doğdu. Çünkü İranlılar’a göre Taliban, bölgedeki en büyük rakipleri Suudi Arabistan’ın uzantısıydı. Böylece ABD ile İran arasında üstü örtülü bir ittifak oluştu. Cenevre’de, İranlı ve Amerikalı yetkililer arasında Afganistan konulu bir dizi görüşme yapıldı. İran heyeti Amerikalıların önüne bir harita koydu. Harita’da Afganistan’da Taliban’a ve diğer Sünni silahlı gruplara ait bütün üs ve kampların ayrıntılı lokasyonları ve bilgileri mevcuttu. İran heyeti, Amerikan heyetine “İşte bizim öncelikli olarak vurulması gerektiğini düşündüğümüz hedefler" dediğinde ABD’li diplomat Ryan Crocker, İranlılara not alıp alamayacağını sordu. İranlılar “harita sizin olsun” dedi. Crocker, bütün bu görüşmeler sürerken İran heyetinin doğrudan Kasım Süleymani’den direktif aldığını söylemişti. ABD Afganistan’ı işgal ettikten sonra da iki ülke arasındaki işbirliği devam etti. Ta ki 2002’de ABD Başkanı George Bush’un İran’ı “şer ekseni”ndeki ülkelerden biri olarak tanımladığı konuşmasına kadar. Bu tarihten sonra İran, bir sonraki işgalin Irak’a yönelik olacağını tahmin ettiğinden Irak’ta Amerikan işgalini karşılamak için hazırlıklara başladı. Koordinatör, tabii ki yine Kasım Süleymani’ydi. Tahminler gerçeğe dönüp de ABD Irak’ı 2003’te işgal ettiğinde İran, Irak’ta kendisi adına “vekâlet savaşı” yürütecek hatırı sayılır bir gücü örgütlemişti bile: Mehdi Ordusu, Hizbullah Tugayı, Bedir Tugayları ve Asaib Ehlel Hak adlı Şii silahlı gruplar, işgalin başında İran’ın bölgedeki en büyük düşmanlarından Saddam Hüseyin’i devirmek için Amerikalılarla işbirliği yaptı. Saddam Hüseyin’in devrilmesi sonrasında ise İran’ın denetimindeki bu örgütler silahlarını Amerikan güçlerine doğrulttular. ABD, 2004-2006 boyunca Vietnam savaşından sonraki en büyük kaybını Irak’ta verdi. Bu faaliyetlerin en tepesindeki isim yine Kasım Süleymani idi. 25 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI ‘Muhatabımız bir güvenlik aparatı’ Bir süre Irak’taki tüm birliklere komuta eden Amerikalı komutan David Petraeus 2010’daki bir konuşmasında Süleymani’nin konumu hakkında şunları söylüyordu: “Herhangi bir ülkeyle ilişkileri diplomasinin geleneksel muhatabı olan Dışişleri Bakanlığı ile yürütmüyorsanız, işiniz zor demektir. Bizim Irak’ta yaşadığımız sorun, muhatabımızın geleneksel bir muhatap olmamasıydı. Muhatabımız bir güvenlik aparatıydı”. Irak hükümeti Şam’da kuruluyor AFP’de 19 Temmuz 2010’da yayınlanan bir habere göre Şii lider Mukteda Sadr ve seçimden birinci parti olarak çıkan Irakiye Bloku’nun lideri İyad Allavi Irak’ta kapsayıcı bir hükümetin kurulması için Şam’da birkaç kez görüştüler. Haberde görüşlerine baş vurulan Iraklı Şii bir yetkili, Şam’daki bu görüşmeler serisine Kasım Süleymani’nin de bizzat katıldığını ve Türkiye, İran ve Hizbullah’tan gelen önemli yetkililerin bulunduğu bir toplantıda Süleymani’nin bütün katılımcıları Maliki’nin başbakan olarak atanması için zorladığını anlattı. Maliki’nin bütün kilit roldeki danışmanları da ayrıca İran’da Süleymani ile görüşmüş kişilerden seçilmişti. Irak'ın bir önceki Cumhurbaşkanı Talabani de Süleymani ile sık görüşen Iraklı liderlerden; bazen sınırda bazen doğrudan İran’da… Amerikalılar 2010’da İran’ın da desteklediği Nuri Maliki’yi 9 aylık zorlu müzakereler sonrasında başbakanlık koltuğuna oturttuklarında, Maliki’nin kendilerine “Irak’ta kalın” demesini umuyorlardı. Bu belki gerçekleşebilirdi, meğerki Süleymani devrede olmasın… Dexter Filkins’e göre Süleymani görüşmeler boyunca Iraklı yetkililere iki şart dayattı. İlki, İran ile uzun süredir iyi ilişkilere sahip Celal Talabani’nin cumhurbaşkanı olması, ikincisi ise Maliki ve koalisyon ortaklarının Amerika’nın Irak’tan tamamen çekilmesinde ısrarcı olmaları. Sonuçta Süleymani’nin dediği oldu. ‘Suriye’yi kaybedersek Tahran’ı elde tutamayız’ Mayıs 2011’de Kum’daki en güçlü dini birim olan Hakkani Medresesi’nde öğrencilere verdiği bir bir seminer, bu ilkokul mezunu istihbaratçının vizyonunun genişliğini ortaya koyacak özellikler sunuyordu. Süleymani konuşmasında Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki toplumsal hareketlerin “devrime en büyük imkânları sunduğu”nu söylüyor, öğrencilere sorumluluklarının farkında olmalarını öğütlüyordu. Bununla, aslında İran’ın Suriye’ye müdahalesini ve daha da özelde başında 26 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI bulunduğu Kudüs Gücü’nün Arap Baharı’nı Tahran’ın lehine kullanma niyetini ortaya koyuyordu: “Bugün, İran’ın zafer ya da yenilgisi artık Mihran veya Hürremşehr’de belirlenmiyor. Sınırlarımız genişledi. Mısır, Irak, Lübnan ve Suriye’de zafere şahitlik etmek zorundayız. Bütün bu gelişmeler İslam Devrimi’nin meyveleridir.” Süleymani Hizbullah’ı yardıma çağırıyor Suriye’de ayaklanmanın başladığı 2011 yılından 2013’ün Nisan ayına kadar muhalifler üstünlüğü ellerinde tuttular. Ancak 2013’ün 21 Nisan günü rejim için bir dönüm noktası oldu. O gün, rejim güçleri Lübnan sınırındaki stratejik Kusayr kasabasını kuşatma altına aldı. Kusayr çatışması, Lübnan Hizbullahı’nın Suriye’de alenen katıldığı ilk geniş çaplı operasyondu aynı zamanda. Hizbullah’ın Suriye’ye müdahalesinin arkasındaki isim ise yine Kasım Süleymani’ydi. Kusayr’ın alınması için Süleymani, daha önce de uzun yıllar Lübnan’da İran adına beraber operasyonlar yürüttüğü Hasan Nasrallah’tan, Suriye’ye 2 binden fazla asker göndermesini istedi. Hizbullah, Süleymani’nin emri ile Kusayr’ı kuşattı. Kuşatma’nın daraltılması süresince Hizbullah’tan onlarca üye öldü. Kayıtlara göre ölenlerden en az 8’i Süleymani’ye bağlı olarak çalışan ve operasyonu koordine eden İranlı yetkililerdi. Kusayr, uzun ve yoğun çatışmalardan sonra 5 Haziran günü muhaliflerden geri alındı ve o tarihten sonra muhalifler Suriye’de sahada gerilemeye devam etti. "Hem her yerdedir hem hiçbir yerde" En etkili olduğu gerilimlerde bile Süleymani’nin varlığını açıktan gözlemlemek zor. The Guardian’a konuşan kıdemli bir Amerikalı yetkili, Süleymani’yi tanımlarken“Acımasızlığı ve etkisi herkesi dehşete düşürür. O hem her yerdedir hem hiçbir yerde değildir” ifadelerini kullanıyor. 2004’ten 2009’a kadar Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapan Muvaffak Ruba,“O koşulsuz bir biçimde Irak’taki en güçlü adam. Ondan habersiz Irak’ta hiçbir şey olmaz” diye konuşuyor. Irak’ın önemli Sünni liderlerinden biri olan, fakat İran’a da uzak durmayan Salih Mutlak Süleymani’yi şöyle tanımlıyor: “Süleymani’nin gücü doğrudan Hamaney’den gelir. Herkesi, cumhurbaşkanı da dahil herkesi by-pass eder. İslam’da anne-babaya itaat kuralı vardır. İran ve İran dışındaki bütün Şiiler Hamaney’e, dolayısıyla doğrudan onun adına hareket eden Süleymani’ye anne-babalarına itaat ettikleri gibi itaat ederler. Irak’taki bütün önemli insanlar onu görmeye gider. İnsanlar onun tarafından büyülenmiş gibiler, onu bir melek gibi görürler.” 27 AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI Yeniden Irak’ta Süleymani’nin komutanı olduğu Kudüs Gücü’nün sadece İran’da değil, Ortadoğu’nun tamamında herhangi bir muadili yok. Ortadoğu’da neredeyse bütün Şii grupları kendi etrafında toplamış olan Kudüs Gücü ve onun başındaki Kasım Süleymani, merkezi hükümetin Sünni ve Kürt bölgelerinde denetimi tamamen kaybettiği Irak’ta, bugünlerde yine İran çıkarlarının peşinde koşuyor. Musul’un 10 Haziran’da IŞİD’in denetimine girmesinden iki gün sonra birçok Arap haber sitesine Süleymani’nin Irak’ta İran için en uygun hükümeti seçtirmek için Bağdat’ta pazarlıklara oturduğu haberleri düşüyordu. 8 yıl boyunca İran’ın desteğini alarak Irak’ın başbakanı olan Nuri Maliki, yeni pazarlıklarda kaderi en çok merak edilen kişiydi. Ancak Maliki’nin artık oldukça yıpranmış bir isim olduğunun farkında olan İran, eski müttefikinin darbe teşebbüsünü bertaraf ederek bir başka Şii siyasetçi olan Haydar İbadi’yi destekledi ve İbadi Kürtlerin ve Sünnilerin de parlamentoda verdiği oylarla Ağustos ayında Irak’ın yeni başbakanı oldu. Bütün bu pazarlıkların merkezinde yer alan Süleymani, bu tarihten sonra medyada daha çok görünür oldu. Kudüs Gücü’nün başına geçtiği tarihten beri ismi ve yaptıkları özenle medyadan saklanmaya çalışılan Süleymani, artık İran’ın Irak’taki gövde gösterisinin sembol ismi haline geldi. İran kaynaklı resmi ve yarı resmi haber kanalları ve siteleri neredeyse her gün Süleymani’nin Irak’ın farklı noktalarından, kimi zaman Irak ordusuyla, kimi zaman Şii milislerle, kimi zaman ise peşmerge ile cephede çekilmiş fotoğraflarını yayımlamaya başladı. İran-Irak savaşında 41’inci Sarallah Bölüğü’nün başında 20’li yaşlarda genç bir komutan olarak İran adına savaşan Süleymani, 30 yıllık aradan sonra ağarmış saçlarıyla yeniden Irak’ta, cephede. Associated Press’e konuşan Iraklı bir komutan, Bağdat ile Kerbela arasında stratejik bir noktada bulunan Curf El Sahr kasabasının 27 Ekim’de IŞİD’den geri alınmasının arkasındaki “Usta Akıl”ın Süleymani olduğuna ve aylarca planlama yaptığına işaret ediyordu. Aynı kaynak, bu operasyona Lübnan Hizbullah’ının da Süleymani’nin emrinde hareket etmek üzere 7 bin civarında savaşçı gönderdiğini söylüyor. 28