31 Ocak 2006 - Hacibektaslilar
Transkript
31 Ocak 2006 - Hacibektaslilar
Farklý fikirleri zenginlik olarak gören gazetemiz, her konuda görüþlerinize, eleþtirilerinize, yazýlarýnýza açýk... Gönderin yayýnlayalým!.. 20 YKR YIL: 1 SAYI: 34 31 OCAK 2006 SALI Selmanpakoðlu “Lozan kimlik kaðýdýmýz” Hacýbektaþ Belediye Baþkaný Ali Rýza Selmanpakoðlu “Atatürk Cumhuriyeti kurmasaydý, Yavuz Sultan ve Kuyucu Murat gibi Alevileri yok ederlerdi. Aleviler azýnlýk deðildir, Cumhuriyetin kurucularýdýr. Bizlerin dünden daha fazla birlik ve beraberliðe ihtiyacýmýz var”dedi. ABONE BEDELLERÝ (aylýk) Hacýbektaþ için: 5 YTL Þehir dýþý: 20 YTL (kdv dahil) Þehir dýþý abone ödemeleri Posta Çeki Köksal Kaya - 5079911 ÖZEL HABER 3. SAYFADA Lisede tadilat Baþbakanlýk Sosyal Yardýmlaþma ve Dayanýþma Genel Müdürlüðü tarafýndan, Türkiye genelinde Güzel Okulum Projesi kapsamýnda Hacýbektaþ'a 13 bin YTL yardým verildiði bildirildi. Matbaa Mutfaðý Ali Kaim Zorunlu Din Dersleri, 12 Eylül ve Siyasal Ýslam yazýsýnýn 2. bölümü 3. sayfada Diþ Hekimi HABERÝ 2. SAYFADA Ýbrahim Þahinli Kýþ sert geçiyor Hayat pahalýlýðý, iþsizlik, zam paketleri derken halký bir de soðuk hava ve kar yaðýþý vurdu. Seralarýn zarar görmesi, birçok ilde don olaylarýnýn yaþanmasý sebze ve meyve fiyatlarýný ikiye katladý. HABERÝ 2. SAYFADA Doðaya yem býrakýldý Yoðun kar yaðýþý nedeniyle aç kalma tehlikesi ile karþý karþýya olan kanatlý hayvanlar için Nevþehir’in çeþitli merkezlerine bu güne kadar l.5 ton yem býrakýldý. HABERÝ 2. SAYFADA Hacýbektaþ’ta bulunan tarihsel ve kültürel mekanlar ve kiþilerle ilgili bir arþiv çalýþmasý yapýyoruz. Elinde bilgi, belge ve fotoðraf olanlarýn gazete ile iletiþim kurmalarý iþimizi kolaylaþtýracaktýr. Tel: 0384 441 39 47 e-mail: sulucakarahoyuk@gmail.com GAZETEMÝZE ABONE OLMAK ÝÇÝN Tel: 441 29 16 KUÞ GRÝBÝ yazýsý 6. sayfada Gazetemizin baskýsý bitmiþ. Çalýþan Hacýbektaþlýlar yorulmuþlar. Gece yarýsýný epey geçe yemek yiyorlar. Yemeklerini de kendileri yapmýþlar. Birlik ve beraberlik içindeler. Yeni bir þey yaratmýþ olmanýn mutluluðu ve keyfini çýkarýyorlar. Bodur Kiraz semineri HACIBEKTAÞ “Bodur Kiraz ve Yetiþtiriciliði Semineri” yapýlacak. Hacýbektaþ Tarým Kredi Kooperatifi tarafýndan “Bodur Kiraz ve Yetiþtiriciliði Semineri” düzenlenecek. Yarýn (Çarþamba) Atatürk Ýlköðretim Okulu Salonu’nda saat 13.30’da baþlayacak olan seminere tül çiftçiler davet edildi. Konuyla ilgili olarak gazetemize bilgi veren Tarým Kredi Koop. Müdürü Taner Ödemiþ þunlarý söyledi: “Ýlçemizde Bodur Kiraz ve Yetiþtiricilði hakkýnda tanýtým semineri yapacaðýz. Amacýmýz, Bodur Kiraz Yetiþtiriciliði ve avantajlarý Sokaklarda Bebek Chavez nutuk atýyor Þehrin en iþlek caddesi trafiðe kapatýlmýþ, Forumcular memnun, Caracas'lýlar deðil. Ekonomi iyiye gidiyor, hýrsýzlýk da... Suç oraný yüksek... 20. katlara bile parmaklýklar takýlmýþ. yazýsý 8. sayfada hakkýnda üreticilerimizi bilgilendirmektir. Bu seminere üreticilerin katýlým önemlidir. Seminere katýlacak olan üreticilerimizin Bodur Kiraz hakkýnda soracaklarý tüm sorular cevaplanacaktýr.” NÖBETÇÝ ECZANE BEKTAÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 31 39 Ev Tel: 441 30 39 2 HABER 31 Ocak 2006 Salý Lisede tadilat HACIBEKTAÞ - Baþbakanlýk Sosyal Yardýmlaþma ve Dayanýþma Genel Müdürlüðü tarafýndan, Türkiye genelinde Güzel Okulum Projesi kapsamýnda Hacýbektaþ'a 13 bin YTL yardým verildiði bildirildi. Güzel Okulum Projesi kapsamýnda Hacýbektaþ Çok Programlý Lisesinde tamirat, tadilat iþlerine baþlandý. Hacýbektaþ Çok Programlý Lisesinde eksikliklerin giderilmesi için çalýþmalar baþladý. Eksik olan idari odalarýn laminant parke ile döþenmesi, kapýlarýn ve dersliklerdeki yazý tahtalarýnýn yenileneceði bildirildi. Ýþlerin yapýmý için ihalenin açýldýðý ve uygun fiyatý veren bir firmaya ihalenin verildiði öðrenildi. Kýþ sert geçiyor KIRÞEHÝR - Hayat pahalýlýðý, iþsizlik, zam paketleri derken halký bir de soðuk hava ve kar yaðýþý vurdu. Seralarýn zarar görmesi, birçok ilde don olaylarýnýn yaþanmasý sebze ve meyve fiyatlarýný ikiye katladý. Pazarcýlar satýþ yapamamaktan þikâyet ederken, alýþveriþe çýkan halk fiyatlardaki artýþlardan sebze ve meyveye bakýp geçtiklerini söylüyor. Kýrþehir daimi halk pazarýndaki esnaflar, hem fiyatlarýn yüksekliðinden hem de soðuk havadan kimsenin alýþveriþe çýkamadýðýndan yakýnýyor. Mersin ve Antalya'daki yaðýþlardan dolayý seralarýn zarar gördüðünü belirten pazarcý Ahmet Demir, “Ýþler kötü, dondan dolayý kimse dýþarý çýkmýyor. Seralarýn zarar görmesinden dolayý sebze ve meyve fiyatlarýnda %20 %25’lik artýþ gerçekleþti” diye konuþtu. Demir, “Bu yaðýþlardan sonra en fazla zam sivri bibere geldi. Yaðýþlardan önce 2.5 YTL þimdi 3,5-4YTL oldu” dedi. Karlý ve soðuk havanýn özellikle sivri biber ve patlýcaný etkilediðini söyleyen; pazarcý Þefik Çolak, KAYIP ÝLANI Nüfuz Cüzdanýmý Kaybettim. Hükümsüzdür. AYHAN YAÐIZ kývýrcýk, soðan, maydonoz gibi yeþillikleri de stoktan sattýklarýný belirtiyor. Çolak, “Ben geçen perþembe günü aldýðým yeþillikleri satýyorum hâlâ. Stoklar bitince artýþ kaçýnýlmaz olacak” dedi. Yaptýklarý kârýn masraflarý karþýlamadýðýný belirten Çolak, “100 YTL ciro yapýyorsak þimdi 40-50 YTL ancak yapýyoruz” diye konuþtu. Kar yaðýþýndan sonra müþterilerde ciddi bir azalma olduðunu belirten pazarcý Yýlmaz Çapar, halkýn alým gücünün düþtüðünü belirtiyor. Ýlk zamlarýn haldeki mallara geldiðini belirten Bektaþlar Ýtimat Sebze ve Meyve Komisyoncusu Bektaþ Oluk; Haldan aldýklarý fiyata sattýklarýný söylüyor. Yüksel Ayhan; Domatesi halden 1.5 YTL’ye alýyoruz. Burada da 1.5 YTL’ye satýyoruz. Fiyatlarý artýramýyoruz. Çünkü: “Ýnsanlar alamýyor. Domates almasak bu sefer müþteriler domates soruyor. Biberi 1.5 YTL’ye satýyorduk, 3,5 - 4 YTL oldu. Bir kasa aldýk, iþte o da aynen duruyor. Fasulye 4 YTL olmuþ. Fasulye alýp kaça satabiliriz ki, o yüzden almýyoruz” diye konuþtu. Ýþlerindeki durgunluðu kar yaðýþýndan dolayý Kýrþehir'e mal gelmemesine baðlayan Hikmet Sevim, birkaç gün içinde fiyatlarýn beklenenden daha da fazla artacaðýný vurguluyor. Sevim, “haldan mal alýyoruz ama aldýðýmýz fiyata satýyoruz. Amacýmýz sadece tezgâhýn açýk kalmasý, yoksa para kazanamýyoruz” dedi. Þeffaf mutfak KIRÞEHÝR - Kýrþehir'de bir lokanta tarafýndan baþlatýlan uygulamayla, yemek piþirilen mutfak kamera aracýlýðý ile canlý yayýnda müþteriye izlettiriliyor. Terme Caddesi üzerinde faaliyet gösteren, Aspava isimli lokantada, yemek piþirilen mutfak ve aþçýlarýn çalýþma ortamlarý canlý yayýnda müþterilerine izletiliyor. Uygulamayla ilgili bilgi veren lokanta sahibi Celal Kaya, müþterilerine verdikleri deðerin sözde kalmadýðýný ifade etti. Kaya, "Aspava lokantasý olarak yýllardýr Kýrþehir halkýna hizmet vermenin gururunu yaþýyoruz. Vatandaþlar, bugüne kadar bizi asla yalnýz býrakmadý ve lokanta tercihlerinde biz hep ön planda olduk. Bu sebeple halkýmýzýn bize verdiði desteðin yansýmasý olarak vefa borcumuzu da saðlýklý yemek ikram ederek ödemek istiyoruz. Bunun için de lokantamýzýn mutfak kýsmýna kamera yerleþtirdik ve gerek hazýrladýðýmýz ortamýn düzenini hem de aþçýlarýmýzýn çalýþma ortamlarýný ve hijyene ne kadar önem verdiðimizi izletiyoruz" dedi. Müþterilerin kendileri için çok kýymetli olduðunu vurgulayan Kaya, "Ayný sistemle önümüzdeki günlerde internet üzerinden yayýn yaparak, halkýmýza mutfaðýmýzý ve çalýþma ortamýmýzý izleteceðiz. Ülkemizde tüm lokantalarýn ayný uygulamaya geçmesini temenni ediyor ve uygulamanýn Avrupa Birliði yolunda önemli bir adým olduðunu belirtmek istiyorum" diye konuþtu. (Kýrþehirin Sesi Radyosu) Doðaya yem býrakýldý NEVÞEHÝR - Yoðun kar yaðýþý nedeniyle aç kalma tehlikesi ile karþý karþýya olan kanatlý hayvanlar için Nevþehir’in çeþitli merkezlerine bu güne kadar l.5 ton yem býrakýldý. Nevþehir Çevre ve Orman Müdürlüðü ekipleri tarafýndan yoðun kar yaðýþýnýn devam etmesiyle birlikte doðada yem bulamadýðý için aç kalma tehlikesi ile karþý karþýya kalan kanatlý yaban hayvanlarý için, Nevþehir’deki çeþitli yem fabrikalarýndan toplam 7.7 ton yem alýmý yapýldý. Yetkililer tarafýndan bugüne kadar kanatlý yaban hayvanlarýnýn yoðunlukla bulunabileceði Kýzýlýrmak, Tuzköy, Tatlarin, Yalýntaþ gibi sulak alanlarýn yaný sýra kuþlarýn yem bulabilmek için karayoluna inmelerini önlemek için karayollarý kenarlarý ile Oylu Daðý civarýna l.5 ton yem býrakýldý. Bu arada, kar yaðmasý ile birlikte aç kalma tehlikesi yaþayan yýrtýcý hayvanlar ve memeli hayvanlarýn ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasý amacýyla sakatat ve kasap artýklarýnýn alýmýnýn yapýlarak,söz konusu yýrtýcý hayvanlar ve memeli hayvanlarýn bulunacaðý doðal alanlara önümüzdeki günlerde býrakýlacaðý belirtildi. 3 Selmanpakoðlu “Lozan kimlik kaðýdýmýz” HABER 31 Ocak 2006 Salý Ali Kaim Zorunlu Din Dersleri, 12 Eylül ve Siyasal Ýslam II Karþý devrim sürecinde yapýlanlar: 1946 Demokrat parti kuruldu .CHP içerisinde siyasi kaygýlar baþladý. 1946 yýlýnda Köy Enstitülerinin programý deðiþtirildi. 25 Mayýs 1948 Ýslam Ýlahiyat Fakültesi kurulmasý kararlaþtýrýldý. 1 Þubat 948 Ýlkokullarda ihtiyari olarak din dersi okutulmasýna karar verildi . (MEB 70/2426 sayýlý genelgesi) 2 Haziran 1950 Ankara’da Ýlahiyat fakültesinin kurulmasýný saðlayan (5239-5424) sayýlý kanun kabul edildi . 16 Haziran 1950 Ezan yeniden Arapça okunmaya baþlandý. 8 Aðustos 1951 Halkevleri kapatýldý . 4 Kasým 1951 Ýlkokullarda Din dersleri programa alýndý . 1951 – 1952 Döneminde 7 Yýllýk Ýmam Hatip Okullarý açýldý . 27 Ocak 1954 Köy Enstitüleri kapatýldý. 13 Aðustos 1956 orta okullarda din öðretimi yapýlmasýna karar verildi . 10 Temmuz 1961 Milli Eðitim Bakanlýðý Din Öðretimi Genel Müdürlüðü kuruldu . 1971 de Orta okul bölümleri kapatýlan Ýmam hatip Liselerinin 1974 te ortaokul bölümleri yeniden açýlarak kýz öðrencilerde bu okullara gitmeye baþladýlar . 12 Eylül 1980 Atatürkçülük adýna 12 Eylül darbesi yapýldý. 9 Haziran 1981 Darbecilerin hazýrlamýþ olduðu 1981 Anayasasýnýn 24. Maddesi din derslerini zorunlu hale getirdi. 28 Mart 1987 Cumhur Baþkaný Kenan EVREN Askeri Yönetim Döneminde “Din görevlilerine rabýta tarafýndan maaþ verilmesini bilerek imzaladýðýný’’ söyledi. Askeri yönetim döneminde Türk Dil Kurumu , Türk Tarih Kurumu, Halkevleri kapatýldý. Ülkenin aydýnlarý, gençleri tutuklandý, iþkenceden geçirildi, halka kuran ayetleri okunarak nutuklar verildi … 1980’den günümüze; imam hatip liseleri, yasadýþý kuran kurslarý pýtrak gibi bitmeye baþladý. Buralarda okuyan öðrenci sayýsý en yüksek düzeylere ulaþtý. Bunlarýn yaný sýra ayný dönemde topluma popüler kültür, çýlgýn tüketim kültürü empoze edildi. Türk Ýslam Sentezi her alanda öne çýkartýldý. Yýllardýr alevi çocuklarýna Sünni Ýslam anlayýþý zorunlu olarak öðretildi. Asimilasyoncu bir anlayýþla tek tip insan yaratýlmaya çalýþýldý. Farklýlýklar zenginlik olarak görülmedi, aksine kaþýnarak ülkenin zenginliði olarak görülmesi gereken belli kesimleri potansiyel suçlu ilan edildi. Sistemin yetiþtirdiði ýrkçý gerici anlayýþ Sivas ta ülkenin aydýnlarýný, sanatçýlarýný diri diri yakarken kimsenin kýlý kýpýrdamadý. Onlarca faili meçhul cinayet iþlendi bu cinayetlerle en deðerli insanlarýmýzý kaybettik, hiç birisi aydýnlatýlamadý. Ýnsanlar cezaevlerinde yakýldýlar, ölüme terk edildiler kimsenin sesi çýkmadý . Projenin ekonomik ayaðýnda Ülke ekonomisi Dünya Bankasý, IMF gibi emperyalizmin finans kurumlarý tarafýndan yönetilmeye baþlandý. Toplumun malý olan KÝT’ler Uluslar arasý sermayeye peþkeþ çekildi. Toplumda gelir daðýlýmý uçurumlarý yaratýldý. Hiçbir dönemde olmadýðý kadar din siyasete alet edildi …. Tepkisiz, duyarsýz, a politik, a sosyal, bir toplum yaratýldý. Ülkemiz Emperyalistler, vahþi kapitalistler ve uluslar arasý sermaye açýsýndan adeta dikensiz bir gül bahçesine dönüþtürüldü . Bütün bunlar bilinirken bu gün ülkenin bir çok aydýný, bürokratý , özellikle ülkeyi irticaya ve bölücülüðe karþý savunma görevleri olduðunu söyleyenler, irtica tehlikesinden ve ülkenin bu duruma gelmesinden þikayet ederken her ne hikmetse 12 Eylüle toz kondurmuyorlar. Atatürkçülük adýna darbe yaparak Atatürk’ün kurduðu kurumlarý yerle bir eden, siyasal Ýslam’ýn palazlanmasýna en büyük katkýyý sunan, zorunlu din dersleri ile öðrenim birliði yasasýný ve laik eðitimi ortadan kaldýran cunta yönetimi hala el üstünde tutulmaya devam ediliyor. Bu karanlýk dönem aydýnlatýlamadýðý, derinlikler yer yüzüne çýkarýlmadýðý sürece. Türkiye’de gerçek demokrasiyi kurmamýz hayaldir. Hacýbektaþ Belediye Baþkaný Ali Rýza Selmanpakoðlu “Atatürk Cumhuriyeti kurmasaydý, Yavuz Sultan ve Kuyucu Murat gibi Alevileri yok ederlerdi. Aleviler azýnlýk deðildir, Cumhuriyetin kurucularýdýr. Bizlerin dünden daha fazla birlik ve beraberliðe ihtiyacýmýz var”dedi. Suluca Karahöyük GELSENKIRCHEN - Hacýbektaþ kentinin kardeþ þehri Velbert Belediyesi’nin davetlisi olarak Almanya’da bulunan Hacýbektaþ Belediye Baþkaný Ali Rýza Selmanpakoðlu Hacýbektaþlý hemþerileri ile bir araya gelerek bilgilendirme toplantýsý düzenledi. Açýlýþ konuþmasýný Halil Turan’ýn yaptýðý, Belediye Baþkaný Ali Rýza Selmanpakoðlu Selmanpakoðlu’nun yaný sýra, Belediye Baþkanýnýn eþi ve Hacýbektaþ Kadýnlar Dayanýþma Derneði Baþkaný Ýsmican Selmanpakoðlu, Belediye Meclisi Üyesi Cemil Zengin ve eþi Gülþen Zengin’in de hazýr bulunduðu toplantý, Atatürk ve devrim þehitleri için bir dakikalýk saygý duruþu ile baþladý. Hacýbektaþ Belediye Baþkaný Ali Rýza Selmanpakoðlu “ Aleviler Atatürk’e çok þey borçlu. Atatürk Cumhuriyeti kurmasaydý, Yavuz Sultan ve Kuyucu Murat gibi Alevileri yok ederlerdi. Aleviler azýnlýk deðildir, Cumhuriyetin kurucularýdýr. Lozan antlaþmasý varlýðýmýzýn kimlik kâðýdýdýr. Bizlerin dünden daha fazla birlik ve beraberliðe ihtiyacýmýz var. “ dedi. Hacýbektaþ Üniversite kenti olmalý Kendisinin oy kaybetme kaygýsý olmadýðýný, baðýmsýz bir belediye baþkaný olarak hiçbir partiyle baðýnýn bulunmadýðý, Ýþçi Partili olan belediye meclisi üyelerinin söylediklerinin arkasýnda olduðunu ve Kemalizmi savunan her partiyi desteklediðini ifade eden Selmanpakoðlu, Hacýbektaþ Belediyesi’nin çalýþmalarý hakkýnda ise özetle þöyle konuþtu: Hacýbektaþ köylülükten kurtulup bir üniversite ve turizm kenti olmalý. Belediye’nin emlak ve su gelirinin dýþýnda geliri yok. Elimizdeki kaynak yeterli deðil, Devletin Hacýbektaþ Veli Anma Kültür sanat Etkinliklerine ayýrdýðý 150 milyarýn 50 milyarýyla Çilehane’nin etrafýna tel çektirdik. Dedebað’ýn etrafýna tel çektirdik, þimdi sýra Beþtaþlar’da. ‘Bir damla su, bir soluk da sen ver’ sloganýyla itfaiye aracý için bir kampanya baþlattýk. Bugüne kadar 18 milyar baðýþ yapýldý. Hacýbektaþ’a gönül veren insanlarý harekete geçirmeliyiz. Kadýnlar Dayanýþma Derneði Baþkaný Ýsmican Selmanpakoðlu da kýsa bir konuþma yaparak, eðitimin önemine deðindi ve 35 gence eðitim bursu verdiklerini söyledi. Öte yandan Belediye Baþkaný Selmanpakoðlu tarafýndan, Müslüm Erdoðdu ve Yurdagül Kaya’ya çalýþmalarýndan dolayý baþarý ödülü verildi. Toplantý öncesi saygý duruþu yapýldý Müslüm Erdoðdu’ya ödül Yurdagül Kaya’ya ödül 4 ARAÞTIRMA 31 Ocak 2006 Salý 2 “99 bin Türkistan pirinin ulusu Ahmedi Yesevi, (Hazreti Ali’nin oðlu) Muhammed Hanefi soyundandýr ve seyyiddir. Sekizinci Ýmâm Aliyy-ibni Musâ-i-Rýza’dan icazet almýþtý. Türkistan ülkesine gidip orada, Yesu þehrinde yerleþmiþti. Doksandokuz bin halifesi vardý. Bu yüzden, kendi-sine doksandokuzbin Türkistan pirinin ulusu derlerdi. Bilgin bir zattý ve kimse karþýsýna çýkýp onunla bahse giriþmezdi. Bâtýn bilgisinde de ileriydi. O kadar zâhitti ki bir an bile ibâdetten geri kalmazdý. Nezir (adak) olarak ne gelirse fukara mutfaðýnda piþirilirdi, gelen giden yer içerdi. Kendisi de kaþýk ve keþkül yapardý. Bir öküzü vardý, onun sýrtýna heybeyi koyup pazara yollardý. Bunlarýn deðerini herkes bilirdi. Kendisine lâzým olaný alan, parasýný heybeye koyardý. Bir þey alýp parasýný vermeyen olursa öküz, bu adamýn peþini býrakmazdý. Bunu görenler, adamýn aldýðýna karþýlýk para vermediðini anlarlar, adamdan deðerini alýp heybeye korlardý. Öküz Tekkeye dönünce Þeyh parayý alýr, onunla ne lâzýmsa aldýrýrdý. Kerametleri pek çoktur, anlatmakla bitmez, yazmakla tükenmez. (...) Ahmed-i Yesevi’nin baþýnda bir zirâ uzunluðunda bir elifi taç vardý. Bu tâç, hýrka, çerað, sofra, âlem ve seccade’yle Tanrý’dan Muhammed Peygambere gelmiþti. O da onlarý erkânla Murtaza Ali’ye vermiþti. Ýmam Ali onlarý oðlu Ýmam Hüseyin’e; Ýmam Hüseyin, oðlu Ýmam Zeynel Abidin’ e; Ýmam Zeynel Abidin, oðlu Ýmam Muhammed Bakýr’a; Ýmam Muhammed Bakýr, oðlu Ýmam Cafer-i Sadýk’a; Ýmam Cafer-i Sadýk, oðlu Ýmam Musa Kâzým’a; Ýmam Musa Kâzým da oðlu Ýmam Ali Rýza’ya tap-þýrmýþtý (teslim etmiþti). Ýmam Rýza da onlarý doksandokuzbin Türkistan pirinin ulusu Hâce Ahmed-i Yesevi’ye sunmuþtu. Hepsi de Þeyh’in Tekkesinde dururdu. Ahmed Yesevi onlarý halifelerinden hiç kimseye vermemiþti. Soran olursa, sahibi vardýr, Ali Duran Gülçiçek gelir derdi. Birisi gelip Þeyh’ten kisve giymek isterse, ne varsa onu giydirirdi. Hatta bir talip, kurban getirecek olursa, onun postundan bir külâh yaparlardý, onu verirdi. (...) Derken bir de baktýlar ki birisi, selâm verip “sabahýnýz aþk olsun” deyip geldi, oturanlarý aralayýp bir yere oturdu. Bu gelen er Hünkâr Hacý Bektaþ Veli’ydi. Halifelerin, o dört alâmeti, o dört fahri, Hâce’den istedikleri, kendisine malum olmuþtu. Bir an içinde Horasan’dan kalkmýþ, Türkistan’a, Hâce’nin tekkesine gelmiþti. Hâce, Hünkâr’ýn selâmýný ayaða kalkýp aldý. Onun kalktýðýný gören halifeler de ayaða kalktýlar. Hâce, Hünkâr’ý yanýna aldý ve halifelere dönüp, “iþte emanetlerin sahibi geldi” dedi. (...) Hâce, erkâna uygun olarak Hünkâr’ý týraþ etti, emanetleri verdi, icazetini teslim etti: “Ya Bektaþ, tam olarak nasibin aldýn. Müjde olsun ki kutb-ül-aktâblýk (kutuplarýn kutpu; ermiþlilik makamý) senindir; kýrk yýl hükmün vardýr. Þimdiye dek bizimdi, bundan sonra senindir. Biz, bu yokluk yurdunda çok eðlenmeyiz, âhirete gideriz. Var seni Rum’a (Anadolu’ya) saldýk, Sulucakara(h)öyük’ü sana yurt verdik, Rum Abdallarýna seni baþ yaptýk. Rum’da gerçekler, budalalar (erenler, tarikat sahipleri, evliyalar) çoktur; artýk hiç bir yerde eðlenme, var git!” dedi. Hacý Bektaþ-ý Veli, ertesi gün, gün doðarken Hâce Ahmed-i Yesevi’den izin alýp yola düþtü. Orada bulunan erenlerden biri, ortada yanan ateþten bir odun alýp Rum ülkesine doðru attý, “Rum’daki erenler ve gerçeklerden biri bu odunu tutsun, Türkistan erenlerinin Rum’a er gönderdikleri erenlere malum olsun” dedi. O odun dut aðacýydý; Konya’da Emir Cem Sultan’ýn halifesi Hak Ahmed Sultan bu dut aðacýný tuttu ve Hacý Bektaþ Tekkesinin önüne dikti. O aðaç hâlâ durur, yukarý ucu yanýktýr...(5) Hacý Bektaþ Veli Türkistan’dan ayrýldýktan sonra Necef’te Hz. Ali’ nin, Kerbela’da Hz. Hüseyin’in; Mekke ve Medine’de diðer Alevi ulularýnýn türbelerini ziyaret etti, erbain çýkardý (40 gün çile doldurdu) ve daha sonra Anadolu’ya geçti (1220-1230). Hacý Bektaþ Veli’nin Anadolu’ya yaklaþtýðýný duyan Horasan erenleri: “(...) Erenler, ne yapmalý ki, O er Rum ülkesine girmesin” dediler. “Rum ülkesine gelirse ülkeyi o er alýr, halký kendisine muhib eder, artýk Rum’da bize yer kalmaz. Birþey yapalým da Rum ülkesine sokmayalým.” Bazýsý, “kanat kanata girelim, arþ altýnda Sidre’ye (yedinci kat göðe) dek yolu keselim, Rum’a girmesin!” dedi. Hepsi, bu tedbiri uygun buldu, vilâyet kanatlarýný birbirine çattýlar, yol baðladýlar. (...) Hünkâr ordan bir güvercin þekline girdi, uçarak doðruca Sulucakara-höyük’e indi, bir taþýn üstüne kondu. Mübarek ayaklarý, hamura gömülür gibi taþa gömüldü. Rum erenlerine bir heybettir düþtü. O erin ülkeye girdiðini anladýlar, “yolunu baðlayamadýk” dediler. Karaca Ahmed’e, “sen Rum ülkesinin gözcüsüsün; bir bak bakalým o er ülkeye girmiþ mi?” dediler. Karaca Ahmed bir müddet murakabeye vardý (düþünceye daldý) sonra baþýný kaldýrdý, “Rum ülkesini baþtan baþa gözden geçirdim, her mahluk eþiyle oturmada, yalnýz Sulucakarahöyük’de güvercin þekline girmiþ bir er var, yalnýz oturuyor. Onu görünce içime bir dehþet düþtü; olsa olsa odur” dedi. Rum erenleri, “birisi doðan þekline girse de gidip onu avlasaydý” dediler. Ýçlerinde Bayezid Bistâmi’nin halifelerinden Hacý Doðrul adýnda birisi vardý; Irak’dan Rum ülkesine gelmiþti. Ayaða kalkýp, “izninizle, ben gideyim!”edi. Hacý Doðrul, hemen doðan þekline girip uçtu. Gördü ki Sulucakarahöyük'de bir taþ üstünde bir güvercin var; olanca heybetiyle süzülüp üstüne inerken, Hacý Bektaþ insan þekline girdi, elini uzattý, doðaný tutup öylesine sýktý ki, Hacý Doðrul’un aklý baþýndan gitti. Hünkâr, onu elinden býrakýnca, yerde bir zaman yattý; aklý baþýna gelince kalktý, gördü ki Hünkârýn yanýnda. Hemen ayaða kalkýp peymançeye durdu (saygý duruþuna geçti), özür diledi. Sonra Hünkârýn eline ayaðýna düþtü, “kem bizden, kerem sizden!” dedi. Hünkâr, “ey Doðrul!” dedi, “Er, erin üstüne böyle gelmez! Siz bize zalim kýlýðýnda geldiniz, biz size mazlum kýlýðýnda. Eðer güvercinden daha mazlum bir mahluk bulsaydýk, onun þeklinde gelirdik!”(...) Evet, güvercin donunda, mazlum kýlýðýnda Anadolu’ya gelen ve mazlumun, yoksul Anadolu halkýnýn safýnda yerini alan Hacý Bektaþ Veli’nin Anadolu’daki ilk duraðý Sivas oldu. Burdan Amasya’ya geçti. Amasya’da Babai tarikatýnýn kurucusu Horasanlý Baba Ýlyas ve derviþi Baba Ýshak’ý yanýna vardý. Bir süre bu Dergâhta hizmet verdi. (SÜRECEK) GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ. Sos. Yar. ve Day. Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkaný Milli Eðitim Müd. Halk Eðitim Müd. Askerlik Þubesi Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. Tapu Sicil C.Savcýlýðý Adliye Adliye Kütüphane Müze Turizm Danýþma Emniyet Amirliði Karakol Amirliði Jandarma Ýlçe Tarým Lise Kýz Meslek Lisesi Mal Müdürlüðü Kadastro Karaburna Belediye Kýzýlaðýl Belediye PTT. T.M.O. Ziraat Bankasý Þoförler Cemiyeti Esnaf Odasý Tarým Kredi Koop. 441 30 09 441 34 10 441 39 77 441 31 01 441 31 02 441 36 51 441 30 15 441 30 48 441 30 10 441 35 20 441 30 15 441 36 32 441 32 49 441 30 18 441 35 38 441 30 18 441 30 19 441 30 22 441 36 87 441 26 97 441 36 66 441 30 52 441 30 20 441 37 74 441 31 08 441 30 56 441 35 37 453 51 30 455 61 29 441 35 55 441 31 42 441 33 26 441 30 74 441 37 42 441 32 76 5 KÜLTÜR - SANAT 31 Ocak 2006 Salý Þiirle güzellenecek bir dünya Ebuzer Saray Pek çok þiir (sever) okurunun belki de ismini dahi duymadýðý, antolojilerde de pek ismi geçmeyen bir þairdi Mustafa Irgat. Yine kendisi gibi þair Cahit Irgat ile yazar Mina Urgan'ýn oðludur. Mustafa Irgat 1971 yýlýnda Yeni Dergi'de ilk þiirini yayýnlýyor. Daha önceden, henüz þiirlerini yayýnlamaya baþlamadan evvel sinema üzerine yazýlar da yayýnlýyor. Hatta bu yazýlarýný Duhuldeki Deney isimli kitabýnda bir araya getiriyor. Þiirlerini ise Enis Batur'un zorlamasýyla kitaplaþtýrýyor. Bu kitabý onun ölümüne deðin tek þiir kitabý oluyor. Aitsiz Kimlik Kitabý 1993 YKY Her iki kitabý da yeni baskýlarý olmadýðý için ulaþýlmasý pek mümkün görünmüyor. Ama yine de bu iki kitabý bulabilmiþ sayýlý okur onun þiiri ile sinema üzerine düþüncelerini anlamak adýna kendilerini þanslý sayabilirler. Sinema üzerine düþünmüþ ve yazmýþ olmasý onun þiirini de derinliðine etkilemiþ olduðu gerçeðini ortaya koyar. Sinemanýn ve hatta bazý özel yönetmenlerin kullandýðý dili fonetik þiir dili olarak kullandýðýný dahi söyleyebiliriz. Sinemadaki kimi baðlantýsýzlýklar, kunt yapý onun yazý ve þiirlerinde de gözlemlenmektedir. Ece Ayhan þiirine bir akraba bakýþ geliþtirmiþtir. Bu bakýþtan yola çýkarak kendi þiirinde dilsel kýrýlganlýðýn seyrini anlam ve anlam artlamalarý ile yansýttýðýný söylemek mümkün. Belki Ece Ayhan þiirinde tarihsel arkaplan aðýr basabilir ama Ece Ayhan ile Mustafa Irgat þiiri, dilin hem fenomen hem kýlgýsal anlamda kendi baþýnalýðýný metaforik özelliklerle önümüze ve belleðimize serer. Bu gün Ece Ayhan þiirini Mustafa Irgat'ýn kendi içine dönük aþkýn þiiriyle okumak mümkün. Ya da Ece Ayhan þiirinin bir üst okuma sözlüðüdür Mutafa Irgat þiiri. Mustafa Irgat hakkýnda; Konya'da yayýnýný sürdüren - sanýrým artýk çýkmýyor - Ücra isimli fanzin dergiyi çýkartan Murat Üstübal ile Bülent Keçeli'nin dergilerinin atölye dikteleri incelenerek de bilgi edinilebilir. Yine ayrýca sevgili Seyhan Erözçelik'in çýkartýðý Þiir Atý dergisinin 2004 Yaz kitabýnýn dosya konusu Mustafa Irgat olduðu için onunla ilgili yazar arkadaþlarýnýn görüþ ve anýlarý yer almýþ, bu sayý edinilerek te Mustafa Irgat hakkýnda bilgi edinilebilir. Bugün hala þiire umarla yaklaþmayý deneyen bakýþ açýlarý, þiirin tanýma gelmez yapýsýndan ötürü; kendi içine açýlan ve þiirin bir anlatý ve anlam kurgusu beklentisi içinde olanlar için Ece Ayhan ve Mustafa Irgat þiiri zor bir þiir olarak algýlanacaktýr. Bu konuda halen yaþayan en büyük þairlerden þiirimizin uç beyi Ýlhan Berk’in yazýlarýný okumalarý gerekmektedir Þiirin bir yazýn türü olarak anlatý sanatý olmadýðýný, anlatýlmak istenilenin baþka yazýn türleriyle Soldan Saða: 1) Antropoloji. 2) (tersi) Oltaya konan yem – Ucu bucaðý görünmeyecek katar geniþ. 3) Strosiyumun simgesi – Beyaz – ABD'de bir eyalet. 4) Deniz yosunlarýndan çýkarýlan jelatin. 5) Evlilik sözleþmesi – Peygamber. 6) Bir peygamber – Avuç içi – En kýsa zaman. 7) Bilgi ve veri bankasý – Vilayet. 8) Acýnma, yerinme – Kuzu sesi – Kamer. 9) Bir parçasýndan hareketle bütün hakkýnda genel bilgiye ulaþma ya da istikra. 10) Eski dilde alay komutaný. 11) Mecnun - ......... Acýyý Bal Eyledik (Hasan Hüseyin'in ünlü þiiri) 12) (tersi) Sýtma ilacý – Söz, laf. Yukarýdan Aþaðýya 1 1 2 3 4 5 6 1) Ýnsancý davranýþ. 2) Bir çiçek - Büro çalýþma masasý araçlarýndan. 3) Antimon'un simgesi – Üniversite öðrencisi. 7 4) Mesafe – Bravo 5) Hastalýk sonrasý dinlenme dönemi – (tersi) Yabanýl hayvan yakalama. 8 6) (tersi) Niyobyum'un simgesi – Yaka olarak kullanýlmak üzere 9 ayrýlan. 7) Hint kertenkelesi – Bir erkek adý. 8) Sývý ölçüsü birimi – 10 (tersi) Yalý. 9) (tersi) Birdenbire – Azerilerin çocuklarýna 11 söyledikleri söz – Aktinyum elementinin simgesi. 10) Ýhanet 12 eden – Baký. 2 3 anlatýlabileceðini, þiirin sezgiyle, çaðrýþýmla, ses-dil ve yapýsal semantizm ile ilgililiði bunun saðlamasýný ortaya koyacaktýr. Þiirin duraðan bir þey olmadýðýný bilebilecek yeni þiir okurlarýna ihtiyaç vardýr. Günümüz þiir okuru yazanla sýnýrlý kalmamalýdýr. Þiir pratiðinin teslimiyetçilikten uzak olmasý onun muhalif tavrýný da ortaya koyuyor. Ama þiir yazanýn kendinden önceki yapýya bir eklemlenme sýkýntýsý yaþamamasý, genç þiir yazar-okurunun kültürel donanýmý onu sýnýrlarýn da ötesine geçirecektir. Ýtirazý olmayan nerde durduðu belli olmayan þiir ve dili onu tekdüzeliðe kaydýrabilir. Þair dilini kurduðu þiir yapýsýný geliþtirmekle yükümlüdür. Þiir bir serüven iþidir hayatý hayata açýmlarken uðradýðý güzergâhlar unun duraðan ya da süreðenliðinin belirleyicisidir. Nedense her yýl yayýnevleri kitap satýþ grafiklerini çýkarttýklarý zaman þiir kitaplarýnýn satýþýnýn diðer kitaplara oranla daha düþük olduðunu ortaya koyarlar. Þiir kitaplarý satýlmýyor endiþesi yinelenir durur. Ama þiir, okurunu her nasýlsa bulacaktýr. Yetkin olan ya da olmayan her türlü þiir kitaplarý kitabevlerinde okurunu beklemektedir. Bu sefer de þair Mustafa Irgat’ý konu alan bir yazý oldu belki merak eden olur diye söyleyeyim Ece Ayhan’ýn bütün þiirleri ölümünden sonra YKY dan Bütün Yort Savular adý altýnda yayýnlandý. Mustafa Irgat’ýn kitabýný ise yukarýda bahsettiðim gibi yeni baskýsý olmadýðý için belki yakýn zamanda ulaþýlmasý zor gibi görünüyor. Þiirle güzellenecek bir dünya için… 4 5 6 7 8 9 10 TARÝHTE BUGÜN - 31 OcaK 1729. Matbaa Türkiye'ye girdi. "Vankulî Lûgatý" basýldý.Türkiye'de matbaanýn yerleþmesi, Katip Çelebi ve Macar asýllý Ýbrahim Müteferrika'nýn çabalarýyla gerçekleþti. 1906. Ývan Vasilyeviç Babuþkin kurþuna dizildi. Babuþkin Rus Sosyal Demokrat Ýþçi Partisi (Bolþevikler)kurucularýndandý. 1927. Müttefiklerin Almanya üzerindeki denetimi sona erdi; bundan sonra Almanya'nýn yeniden silahlanmasýný Milletler Cemiyeti denetleyecek. 1931. Yarýn gazetesi baþyazarý Arif Oruç ve sorumlu müdürü Ýzmit'te birer yýldan fazla hapse mahkum oldular. 1934. Nazým Hikmet, Nail Vahtedi, Tosun Ömer ve Yonga Ömer beþ yýl hapis cezasýna mahkûm edildi. 1942. Öðrencilere sigara içme ve niþan yüzüðü takma yasaðý getirildi. 1943. Almanlar Stalingrad'da yenildi. 1952. Kelkit'ten bir grup yurttaþ, cumhurbaþkaný, baþbakan ve Gümüþhane milletvekillerine þu telgrafý çektiler: “Vilayeti:Gümüþhane; Kazasý: Kelkit; Kaymakam: Yok; Doktor: Yok;Askerlik þubesi baþkaný: Yok; Yargýç: Yok; Mal müdürü: Yok; Özel idare müdürü: Yok; Tapu sicil müdürü: Yok; Ortaokul müdürü: Yok; PTT müdürü: Yok. Ýþte biz böyle bir kazada Devleti Ali'nin yurttaþlarý olarak huzur ve güven içinde yaþýyoruz!..” 1961. Ahmet Emin Yalman Vatan gazetesinden ayrýldý. Ayný gün Ýsrail Baþbakaný Ben Gurion istifa etti. 1964. 15 Ocak günü Kýbrýs sorununu görüþmek üzere toplanan III. Londra Konferansý 19 günlük çalýþmanýn ardýndan bir sonuç alýnamadan daðýldý. 1965. Saðlýk Bakanlýðý bir açýklama yaptý; Türkiye'de ortalama insan ömrü 33 yýl. 1966. Paþabahçe Þiþe ve Cam Fabrikasý'nda 2400 iþçi greve baþladý. 1968. Vietkong büyük bir saldýrýya geçti; Saygon'daki Amerikan elçiliði 6 saat iþgal edildi. Ayný gün Ankara Televizyonu deneme yayýnýna baþladý. 1973. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kurulmasýna iliþkin kanun kabul edildi. Ayný gün Çetin Altan'ýn 4,5 yýl hapsi istendi; karikatürist Turhan Selçuk'u döven 3 polis hapse mahkûm edildi. 1974. Seyfi Demirsoy'un ölümüyle boþalan Türk-Ýþ genel baþkanlýðýna Halil Tunç seçildi. 1976. Ankara'da "Evlat acýsýna son" mitingi yapýldý. 1978. Zonguldak'ta ikramiyesi ödenmeyen 20 bin maden iþçisi direniþe geçti. 1980. Tariþ'te direniþ bitti, iþçiler iþbaþý yaptýlar. 22 Ocak'ta güvenlik güçleri arama yapma gerekçesiyle Tariþ iþletmelerine girmek istemiþ, 600 iþçi gözaltýna alýnmýþtý. 1986. Ýþkence konusunda itiraflarda bulunan polis memuru Sedat Caner, Ankara Cumhuriyet Savcýlýðý'na teslim oldu. Ayný gün, Sosyaldemokrat Halkçý Parti (SHP) Ýçel Milletvekili Fikri Saðlar, Türkiye'de 5 yýlda 800'den fazla insanýn "kayýp" olduðunu söyledi. 1990. Atatürkçü Düþünce Derneði ve Türk Hukuk Kurumu Baþkaný Prof. Muammer Aksoy, evinin önünde kurþunlanarak öldürüldü. Bugün Doðanlar: 1923. Amerikalý romancý Norman Mailer. 1935. Eserlerinde Ýkinci Dünya Savaþý sonrasý kuþaðýn hayal kýrýklýðý ve isyanýný dile getiren 1994 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Noe Kenzaburo. Bugün Ölenler: 1946. Ýslam felsefesi tarihçisi Ýsmail Hakký Ýzmirli. 1948. Besteci Artaki Candan. 1982. Eleþtirmen ve oyun yazarý Melih Vassaf. 1999. Pop þarkýcýsý, besteci ve þarký sözü yazarý Barýþ Manço. 6 31 Ocak 2006 Salý Diþ Hekimi Ýbrahim Þahinli KUÞ GRÝBÝ Kuþ gribi virüs dediðimiz küçük mikroorganizmalarýn neden olduðu bulaþýcý bir hastalýktýr.Hastalýða neden olan virüs gribe neden olan virüsle ayný aileden olmasý nedeni ile virüsün neden olduðu hastalýða kuþ gribi denilmektedir.Bilhassa kümes hayvanlarýnýn yaþadýðý ortamda yaþamalarý nedeni ile salgýn oluþturma tehlikesi çok yüksek olan kuþ gribi virüsünün 15 ayrý çeþidi vardýr. Kümes hayvanlarýnda tüylerinde kýrýþýklýk ve yumurtlamada azalma olarak kendini gösteren kuþ gribi virüsü. H5 ve h7 türünde ise oldukça tehlikelidir ve bu virüsün bulaþtýðý kuþlar ilk gün ölürler. Kuþ Gribi bir kanatlýdan diðerine göçmen kuþlarýn ve arka bahçede serbest dolaþan kaz, ördek gibi kanatlýlarýn dýþkýlarý ile bulaþabilir. Virüs 20°C’de yaklaþýk 4 gün yaþayabilir. Kuþ Gribi insana hava yolu ile bulaþýr. Kuþ Gribi ile enfekte bir kanatlý sürüsü içerisinde bulunan kiþinin üzerinde koruyucu giysileri yoksa, bu kiþiye soluduðu hava yoluyla virüs bulaþabilir. Aðýz maskesi, göz koruyucusu ve bir kullanýmlýk giysiler insaný enfeksiyondan korur Dünya Saðlýk Örgütü’nün (WHO) verilerine göre Kuþ Gribi’nin insandan insana bulaþarak öldürmesine dünyada rastlanmamýþtýr. Hastalýk, hasta veya hastalýktan ölmüþ hayvanlara çýplak elle dokunulmasý, bu hayvanlarýn gözyaþý, burun akýntýsý, boðaz akýntýsý veya dýþkýlarýyla ya da bu hayvanlara ait çýkarýlarla kirlenmiþ yüzeylere temas edilmesiyle insana da bulaþabiliyor. Kuþ gribi insanlara, hastalýk etkeninin karýþtýðý havanýn solunmasýyla da bulaþabiliyor Kuþ Gribi Et Ýle Bulaþýr mý ? Bugüne kadar Kuþ Gribi’nin et ile bulaþtýðý tespit edilmemiþtir. Fakat virüs normal piþirme þartlarýnda, yani 70°C’de zaten yok olduðu için, güvenlik açýsýndan mutfakta her zaman normal piþirme yöntemlerine uyulmasý en doðrusudur. Ýnsanda Kuþ Gribi Belirtileri Nelerdir? Kuþ Gribi’nin insanlarda normal gribe benzer belirtileri vardýr. Bu belirtiler insandan insana deðiþmekle beraber öksürük, boðaz iltihabý, kas aðrýlarý, göz enfeksiyonu, akut solunum sorunu gibi durumlar hastalýk belirtilerinin biri veya birkaçý olabilir. Bunun yaný sýra normal gripten farklý olarak karýn aðrýsý ve ishal de görülebiliyor. Kuþ Gribine Karþý Korunma ve Tedavi Yollarý Nelerdir? Piyasadaki Kuþ Gribi ilaçlarý hem koruyucu hem de tedavi amaçlý kullanýlabilmektedir. Virüs, Amantadine ve Rimantadine isimli eski ilaçlara dirençli gozükmektedir. Fakat Tamiflu ve Relenza isimli yeni ilaçlar Kuþ Gribi virüsüne karþý koruma ve tedavi yönlü etkin olarak çalýþmaktadýr. Kuþ Gribi’nin aþýsý henüz piyasada yoktur ancak ilaç firmalarý bu konuda yoðun olarak çalýþmaktadýrlar. Diðer taraftan insanlarýn normal grip aþýlarýný yaptýrmalarý çok önemli bir tavsiyedir. Normal gribe karþý dirençli insanlarda Kuþ Gribi’nden etkilenme ve diðer insanlara yayma etkisinin yok olacaðý düþünülmektedir. ETÝBANK ÖZELLEÞTÝRÝLECEK VE ALICISI AMERÝKA BOR ÝÞLETMELERÝ ETÝBANK BÜNYESÝNDE KONULAN FÝYAT ÝSE 40 MÝLYON $ !!!!!!!!!! Hakan Kýlýçaslan Borla çalýþan araba üretildi, Türkiye kýskaçta.Arabayý bor madeniyle çalýþtýracak patentli 600 proje olduðu ortaya çýktý Türkiye, dünya rezervinin yüzde 70`ine sahip ve uluslar arasý tröstler Türkiye uyanmadan bu kaynaðý ele geçirmeyi planlýyor. Amerikan Millenium Cell (MC) ve stratejik ortaðý Daimler-Chrysler (DC), seri üretime bile geçti.Ancak uluslararasý tröstler, bu geliþmeleri ülkemizdeki bor zenginliðine egemen olmak için Türkiye`den kaçýrýyor. TORYUM Toryum radyoaktif bir element ve doðal olarak nükleer enerji elde etmekte kullanýlýyor. Hem de alternatifleri içinde en temizi. Dünyada en çok Toryum rezervine sahip ülke hangisi bilin bakalým? Türkiye. Rezervi ne kadar -- 800.000 Ton. Sonra hangi ülke geliyor? --- Hindistan. Rezervi ne kadar? --- 300.000 Ton. Türkiye`nin , iç borcu --- 85 milyar $.Dýþ Borcu ---125 milyar $. Toplam ---220 milyar $.Peki sahip olduðumuz Toryum`un deðeri ne kadar? ---120 TRILYON $. Yani toplam borcumuzu 545 kere ödüyor.Önce Bor, þimdi de Toryum...Daha bilmediðimiz neler var kim bilir !... DÜÞÜNÜLEBÝLECEK EN TEMÝZ YAKIT baþlýðýnda verilen haberde, Kimyager Steven Amendola`nýn Ford Explorer model otomobili bor bileþiklerinden elde edilen yakýtla çalýþtýrýldýðýný anlatýyordu ABD`li kimyager Amendola`ya göre, sodyum bor hidritle çalýþan otomobilin hem menzili iki katýna çýkýyor, hem patlama ihtimali olmadýðý için tam güvenli oluyor, hem çevre kirliliði olmuyor, hem de yakýt kullanýldýktan sonra tekrar deðerlendirilebiliyor.Benzinle çalýþan otomobillerde yakýtý depolama sorunu olduðu için menzili düþüyor. Borla çalýþanlardaysa bu sorun ortadan kalkýyor sodyum bor Hidrit maddesi ile suyun oluþturduðu hidrojenin yakýt pillerine ulaþmasý ve açýða çýkan enerjinin mekanik enerjiye dönüþmesiyle yürüyor. Bor konusu özellikle son yýllarda Türkiye gündeminden hiç inmedi.Bilgisayardan silaha, nükleer teknolojiden akaryakýta kadar birçok alanda kullanýlan bor, ister istemez birçok çevrenin ilgi odaðý...Tartýþmalar, bazý kiþi ve güçlerin özelleþtirme furyasýný da arkalarýna alarak, bu cazip ve stratejik madeni “iç etmek” istediðinden, uluslar arasý tröstlerin Türkiye`yi bor konusunda baský altýna aldýðýna, bor`u devletin yeterli karlýlýk ve verimlilikte kullanamadýðýna kadar uzanýyor. - Devlet Denetim Elemanlarý Derneði (DENETDE) Baþkaný Atilay Ergüven TORYUM 1828 yýlýnda Jöns Jacob Berzelius tarafýndan keþfedilen ve periyodik tabloda aktinit serisinin ikinci üyesi olan toryum, yer kabuðunun %0,0007'lik kýsmýný oluþturmaktadýr. Toryum, uranyum gibi doðada serbest halde bulunmayýp 60 civarýnda mineralin yapýsý içinde yer almaktadýr. Bunlardan sadece monazit (Ce, La, Nd, Th, Y)PO4) ve torit ( (Th, U) SiO4) toryum üretiminde kullanýlmaktadýr. Bu mineraller de genellikle nadir toprak elementleri (NTE) ile birlikte bulunmaktadýr. Toryum; * Yüksek sýcaklýklarda magnezyumun direncini artýrmak amacýyla alaþýmlarda, * Elektronik cihazlarda ve aydýnlatmada tungsten filamanlarýn kaplanmasýnda, * Yüksek ýsýya dayanýklý potalarýn yapýmýnda, kaliteli kamera merceklerinde, * Nükleer teknolojide kullanýlmaktadýr. de bor gibi hayati önemi olan konulardaki geliþmelerin Türkiye'ye geç yansýmasýný “BATILILAR TÜRKÝYE`YE BOR TEKNOLOJISININ GELMESÝNÝ ÖNLEDÝKLERÝ GÝBÝ, O KONUDAKÝ ÖNLEMELERÝ DE DUYUP, BORUN ÖNEMÝNÝ KAVRAMAMIZI ÝSTEMÝYORLAR!” sözleriyle izah ediyor.Dünya bor rezervinin yüzde 70`i Türkiye'de. Bizi yüzde 13`le ABD izliyor. Rezervlerini yýllar önce kullanmaya baþlayan Amerika`nýn, kendi topraklarýndan çýkarabileceði miktar gittikçe azalýyor. Bor zengini Türkiye ise bu potansiyelini ancak ham borunu satarak deðerlendirebiliyor. Mamul bor ürünleri üretebilmek için gerekli teknoloji Türkiye'de yok. Çünkü Batýlý ülkeler bor teknolojisini bize vermeyi hep reddediyor. Ham cevher olarak adeta sudan ve kumdan ucuza sattýðýmýz bor, bize pahalý ithal ürünler olarak geri dönüyor. NEPTÜNYUM ELEMENTÝ 93 Atom Numaralý Neptünyum radyoaktif bir elementtir ve uranyum pillerinin üretiminde kullanýlýr. 1940'ta California Üniversitesi profesörlerinden Amerikalý Mc Millan ve Abelson tarafýndan keþfedilen bu radyoaktif elementten son yýllarda enerji üretiminde had safhada faydalanýlýyor. Üstelik de alternatifleri içinde en ucuza mal edilen bir ELEMENT... Peki bilin bakalým bu Neptünyum dünyada en çok nerede bulunuyor? BiLDiNiZ: Türkiye' de...Tahmin edilen rezerv ne kadar? 127.000 Ton... Sonra hangi ülke geliyor? Bulgaristan. Onun rezervi ne kadar? 2.500 Ton. Peki sahip olduðumuz Neptünyum'un deðeri ne kadar?... Çok þaþýracaksýnýz ama 9 Trilyon $ Türkiye'nin, iç borcu: 85 milyar $.DIS Borcu 125 milyar $.Toplam; 220 milyar $. Elimizdeki Neptünyum'un deðerini tekrar ediyorum 9 TRiLYON $ Yani toplam borcumuzun 40 kat fazlasý Önce Bor, sonra Toryum, þimdi de Neptünyum. Bilgilenmek ve bildirmek amacý ile lütfen sessiz kalmayýnýz...Pekiiii Adamlar ne diyor biliyor musunuz geçenlerde? “Türkiye Türklere býrakýlamayacak kadar zengin bir ülkedir” Kim iþletecek bu madenleri? Sahibi: Hacýbektaþlýlar A.Þ. adýna Naci Özçelik Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü: Aydýn Þimþek Genel Yayýn Yönetmeni: Osman Çoban Yönetim Yeri: Hacý Bektaþ Veli Sevgi Yolu, Karayalçýn Parký Giriþi, Sol Kapý Kat: 1 Hacýbektaþ/ Nevþehir Tel-Faks: 0384 441 39 47 E-mail:sulucakarahoyuk@gmail.com Þirket e-mail: hacibektaslilar@gmail.com E-groups: hacibektaslilar@googlegroups.com Web: www.hacibektaslilar.com Baský: Hacýbektaþlýlar A.Þ. Matbaasý Bala Mah. Bektaþ Efendi Sk. No: 38 Tel-Faks: 0384 441 29 16 Pazar günleri yayýnlanmaz. Yayýn Türü: Yerel Süreli Yayýn HAVA DURUMU Az Bulutlu En Yüksek 0C En Düþük 0C Rüzgar Hýzý Rüzgar Yönü Nem Çið Noktasý -1 -15 10,05 km/s D.-G.Batý 73 % - 4 0C Sokaklarda Bebek Chavez nutuk atýyor Þehrin en iþlek caddesi trafiðe kapatýlmýþ, Forumcular memnun, Caracas'lýlar deðil. BÝA Haber Merkezi - Çiðdem MATER (Caracas) - Forumun ana merkezi Caracas Hilton oteli ve Parque Centrale. Caracas Belediyesi bu iki merkez arasýnda kalan Caracas'ýn en iþlek caddelerinden- adýndan da belli - First Avenue'yu (Birinci Bulvar) trafiðe kapatmýþ. Cadde forumcular için yemek yeme, dans etme, dinlenme ve alýþveriþ etme alaný haline gelmiþ. Biz durumdan oldukça memnunuz elbette. Uçsuz bucaksýz bir bulvarda istediðimiz gibi hareket ediyoruz. Ancak sanýrým Caracaslýlar için ayný þeyi söylemek zor. Ýþlek caddesi trafiðe kapanýnca Caracas'ta trafik karmaþasý iyice büyüdü. Zaten pek çok yerde süregelen yol çalýþmalarýna bir de ana arterin kapanmasý eklenince hayat Caracas'lýlar için iyice çekilmez oldu besbelli. Form kartýna metro ücretsiz Caracas'taki forum benim þimdiye kadar gördüklerimin içinde þehre en yakýn olaný. Diðerleri (2003 Mumbai, 2003 Paris, 2004 Londra) hep þehre uzak ama tek mekan ya da bir kaç geniþ mekan seklinde cereyan etmiþ, þehir trafiðini de olabildiðince az meþgul etmiþti. Caracas'ta ise þehrin tam göbeðindeyiz. Aslýnda bunun kent ekonomisine ciddi katkýlarý var; normalde belki de hayatlarýnda asla buralara gelmeyecek 70 bin kadar insan forum için geldi. Takdir edersiniz ki bu insanlar yemek yiyorlar, otelde kalýyorlar, alýþveriþ yapýyorlar... Aslen Venezüella hükümeti ve Caracas belediyesi durumu gelenler için hayli kolaylaþtýrmýþ. Metro forum katýlýmcý kartýnýzý gösterdiðinizde ücretsiz, Forum alanýnýn çeþitli noktalarýnda gün boyunca su, sandviç, meyve suyu, meyve daðýtýlýyor. Ekonomi iyiye gidiyor, hýrsýzlýk da... Suç oraný yüksek... 20. katlara bile parmaklýklar takýlmýþ. Asýl kalabalýk Venezüellalý Ama yine de insan bir Latin Amerika ülkesine geldiðinde alýþveriþ yapmak istiyor. Zaten foruma gelenlerin Caracas ekonomisine asýl katkýsý da tam burada baþlýyor. Belediye tarafýndan trafiðe kapatýlan First Avenue'nun geniþçe bir kýsmý küçük tezgahlara ayrýlmýþ durumda. Tezgahlarýn bazýlarýnda dünyanýn dört bir yanýndan gelen kurumlarýn tiþörtleri, rozetleri, flamalarý satýlýyor. Latin Amerika ülkelerinin geleneksel kýyafetlerini, el iþlemelerini satanlarýn da sayýsý azýmsanacak gibi deðil. Ama alanda asýl kalabalýðý Venezüellalýlar oluþturuyor. Konuþan bebek Chavez En popüler hediyelik eþyalar üzerinde Chavez'le ilgili herhangi bir þey yazanlar, ki bu kapsama Chavez'in Barbie'nin sevgilisi Ken'i andýran bebeði de dahil. "Konuþan bebek" Chavez arkasýndaki düðmeye bastýðýnýzda seçimleri kazandýktan sonra yaptýðý zafer konuþmasýndan bir parçayý sunuyor size. bebeðin fiyatý beþ bin Bolivari, yani 2 dolar. En çok satýlan ise "Chavez'e 10 milyon oy" tiþörtü, sanýrým Venezüella nüfusunun 25 milyon olduðunu anýmsatmakta yarar var. Tiþörtlerin fiyatý da 4 dolar civarýnda. Kadýnlar takýlardan ayrýlamýyor Kadýn katýlýmcýlarýn baþýndan ayrýlmadýðý yerler ise Venezüella'nýn el iþi takýlarýnýn satýldýðý tezgahlar. Her yer þahane tahta boncuklardan yapýlmýþ olaðanüstü güzellikte kolyeler ve bileziklerle dolu, deniz kabuklarý ve köpekbalýðý diþleri de görmesek de okyanusa yakýn olduðumuzu anýmsatýyor. Takýlar çok güzel, almamak mümkün deðil. Bardak, çanta ve dans... Takýlar ancak rüyanýzda görebileceðiniz ucuzlukta olduðu için insan kendini tutamýyor, alýyor elbette. Venezüella ekonomisi son yýllarda petrolün adil daðýlýmý ile birlikte daha iyi bir yere doðru gitmeye baþlamýþ ancak Caracas, hâlâ suç oranlarýnýn, özellikle de hýrsýzlýðýn yükseklerde dolaþtýðý bir kent. Bardak ve çanta Kentteki 20 katlý binalarýn yirminci katýnda bile parmaklýklar var. Her binaya da iki koruma düþüyor. Buna raðmen hýrsýzlýðýn önü alýnamýyor. Ekonominin iyiye gitmesi okuma oranlarýný da yükseltmiþ. Forum alanýnda taký yapan ve satan Juanado (adýnýn böyle yazýldýðýný tahmin ediyorum) Caracas dýþýndan gelmiþ, Caracas'taki Venezüella Devlet Üniversitesi'nde okuyor, yurtta kalýyor, babasýndan aldýðý parayla da fena olmayan bir þekilde yaþýyor. Sevgilisiyle birlikte yaptýklarý takýlarý forum boyunca satýp kazandýklarý parayla tatile gitmeyi planlýyorlar. Anlaþýlan o ki satýþlar iyi gidiyor, Juanado benimle konuþurken sevgilisi tezgahta taký yapmaya devam ediyor. Forum alaný rengarenk görüntülerle, konserlerle ve alýþveriþle dolu anlayacaðýnýz. Herkes bir elinde bir bardak, adýný bile bilmediði meyvenin suyu, bir elinde aldýklarýný týktýðý çanta, dans ede ede dolaþýyor.