Ukrayna Cumhuriyeti - Dr. Abdurrahman KORKMAZ

Transkript

Ukrayna Cumhuriyeti - Dr. Abdurrahman KORKMAZ
UKRAYNA CUMHURİYETİ
Öğr.Gör. Abdurrahman KORKMAZ
Karadeniz Teknik Üniversitesi
Vakfıkebir MYO
akorkmaz@ktu.edu.tr
1. Genel Bilgiler
Ukrayna’nın tarihi, Kiev Rusları’nın 9.yy’da kurdukları kent devletine kadar
uzanmaktadır. Bu devlet, 13.yy’da Tatarlar, daha sonra da Polonya ve Litvanya tarafından
işgal edilmiş; 1654 yılında Ruslarla yaptıkları Pereyaslav Anlaşması sonucunda ise
tamamen Rus İmparatorluğu’nun kontrolüne girmiştir. Bu arada sık sık cephe değiştiren
Ukrayna Kozakları, 1648-1654 ve 1670’ler civarında kısa sürelerle Osmanlı himayesi altına
da girmişlerdir. Ukrayna, 1922’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)’ne dahil
olmuş; 24 Ağustos 1991 tarihinde SSCB’nin dağılması ile birlikte bağımsızlığını ilan
etmiştir (Haytaoğlu, 2005:3). Ülkenin SSCB’den ayrıldığı 24 Ağustos tarihi, en önemli
ulusal bayram olan Bağımsızlık Günü olarak kutlanmaktadır. Ukrayna, 603.500 km2
yüzölçümü ve 46.5 milyonluk nüfusu ile Avrupa’nın büyük ülkelerinden biridir. Nüfusunun
%71’i Ukraynalı, %24’ü Rus’tur. Nüfusun geri kalan %5’i ise Tatarlar, Yahudiler,
Bulgarlar, Macarlar, Moldovalılar ve Romenler gibi oldukça çeşitli unsurlardan
oluşmaktadır. Polonya, Slovakya, Macaristan, Romanya, Moldova, Rusya Federasyonu ve
Belarus; Ukrayna’ya komşu ülkelerdir.
Ukrayna 28 Haziran 1996 tarihinde kabul edilen anayasa ile birlikte cumhuriyet
statüsüne kavuşmuştur. Yönetim tarzı itibariyle 24 bölge, bir özerk cumhuriyet (Kırım) ve
bölge statüsündeki iki şehir idaresinden (Kiev ve Sivastopol) oluşmaktadır. Ukrayna’nın
başkenti 2.635.000 nüfuslu Kiev’dir. Devletin başı, beş yılda bir yapılan genel seçimler
sonucunda iş başına gelen ve en çok iki dönem için seçilebilen Cumhurbaşkanıdır. Tek
kademeli yasama organı ise Verkhovna Rada adı verilen parlamentodur. Cumhurbaşkanı,
parlamentonun onayını almak koşuluyla Başbakanın, Başbakanın görüşleri doğrultusunda
da kabinenin ve diğer üst düzey yöneticilerin atamalarını yapmaktadır. Ülkedeki siyasal
sistem, yarı başkanlık sistemidir. Ülkede yapılan son parlamento seçimleri, Mart 2006’da
gerçekleştirilmiş ve Cumhurbaşkanlığına Viktor Yuşçenko seçilmiştir. 125 siyasi partinin
bulunduğu ülkenin şu anki Başbakanı ise Viktor Yanukoviç’dir.
2. Makro Ekonomik Göstergeler: Geçiş Öncesi ve Sonrası
Tüm diğer eski Doğu Bloku ülkelerinin olduğu gibi, Ukrayna’nın da SSCB dönemine
ilişkin verilerine ulaşabilmek oldukça güçtür. Geçiş öncesi dönem ile ilgili olarak
ulaşılabilen tek veri tabanı, Dünya Bankası-Dünya Kalkınmışlık Göstergeleri (World BankWorld Development Indicators; WB-WDI) veri tabanıdır. Oldukça kısıtlı olan bu veri
tabanı, yine de geçiş öncesi döneme ilişkin olarak referans alınabilecek tek kaynak
görünümündedir. Geçiş sonrası döneme ilişkin olarak ise WB-WDI veri tabanı yanında;
Uluslararası Para Fonu-Uluslararası Finansal İstatistikler (International Monetary FundInternational Financial Statistics; IMF-IFS) ve Ukrayna Devlet İstatistik Komitesi (State
1
Statistics Committee of Ukraine; SSCOU) veri tabanlarına da erişilebilmektedir. Makro
ekonomik göstergelere ilişkin değerlendirmeler, bu veri tabanlarından elde edilen
istatistikler yardımı ile geçiş öncesi ve sonrası olmak üzere iki kısımda yapılacaktır.
2.1. Geçiş Öncesi
24 Ağustos 1991’de SSCB’den ayrılarak bağımsızlığına kavuşan Ukrayna’nın bu
geçiş öncesindeki makro ekonomik performansı, veri ulaşılabilirliğine bağlı olarak aşağıda
yer alan alt başlıklar dâhilinde ele alınacaktır:
2.1.1. Üretim ve Büyüme
Geçiş öncesi döneme ilişkin üretim istatistiklerine, en erken 1987 yılına kadar
ulaşılabilmiştir. Dolayısıyla büyüme istatistikleri de, yalnızca 1988-1991 dönemine ilişkin
olarak hesaplanabilmiştir.
Tablo: 1
Geçiş Öncesi Üretim ve Büyüme
Veri
1987
1988
GSYİHa 72.112.790 73.963.540
2.57
Büyümeb
1405.9
1435.60
GSYİHc
2.11
Büyümed
a
: bin $ (2000 yılı fiyatları ile)
b
: %∆ (GSYİH’da)
c
: Kişi Başı
d
: %∆ (Kişi Başına Düşen Gelirde)
Kaynak: WB-WDI.
1989
76.828.220
3.87
1483.94
3.37
1990
71.953.290
-6.35
1386.60
-6.56
1991
65.901.560
-8.41
1267.33
-8.60
Tablo: 1’de sunulan veriler, geçiş öncesi son dönemlerde Ukrayna GSYİH’sının 2000
yılı fiyatları ile yaklaşık 74 milyar Amerikan doları ($) seviyesinde olduğunu
göstermektedir. Yine aynı dönemde kişi başına düşen gelirin ise, 2000 yılı fiyatlarıyla
yaklaşık 1430$ dolar seviyesinde olduğu anlaşılmaktadır. GSYİH’nın 1990 yılından
itibaren dikkate değer bir biçimde düşmesi, geçiş sancılarının söz konusu yıldan itibaren
yaşanmaya başladığının en önemli göstergelerinden biridir.
2.1.2. Gelir Dağılımı
Geçiş öncesi döneme ait gelir dağılımı ile ilgili istatistikler; 1988 yılına ait Gini
endeksi ile söz konusu yılda yaratılan katma değerin nüfusun %20’lik dilimlerince nasıl
paylaşıldığıdır. WB-WDI veri tabanına göre; Ukrayna ekonomisinin 1988 yılına ait Gini
endeksi, 23.31’dir. Gini endeksi; 0 ile 1 arasında bir değer almakta ve hesaplandığı
ekonomideki gelir dağılımının adil olup olmadığı yönünde bir gösterge olarak
kullanılmaktadır. Bir ekonomi için hesaplanan Gini endeksi ne kadar sıfıra yakınsa; söz
konusu ekonomideki gelir dağılımı o kadar adil, aksine ne kadar bire yakınsa; gelir
dağılımının da o kadar adaletsiz olduğu şeklinde yorumlanmaktadır. Ukrayna ekonomisi
için 1988 yılında 23.31 olarak hesaplanan Gini indeksine göre; geçiş öncesinde nispeten
2
dengeli bir gelir dağılımı olduğu söylenebilir. Ancak bu yargı, merkezi planlama ile
yönetilen bir ekonomi olan 1998 Ukrayna’sı için elbette tartışmaya açıktır. Bu konu ile
ilgili olarak daha aydınlatıcı bilgilere, 1988 yılında yaratılan katma değerin nüfusun
%20’lik dilimlerince nasıl paylaşıldığını gösteren aşağıdaki şekil yardımıyla ulaşılabilir:
40%
30%
20%
10%
0%
En Düşük %20
Dördüncü %20
İkinci %20
En Yükse k %20
Üçüncü %20
Kaynak: WB-WDI’dan derlenmiştir.
Şekil: 1
Geçiş Öncesi Gelir Dağılımı
Şekil: 1, gelirin nüfusun %20’lik ikinci, üçüncü ve dördüncü dilimleri tarafından
paylaşımının, en azından birbirlerine oranla çok da adaletsiz olmadığını ima etmektedir.
Ancak yaratılan katma değerden en yüksek payı alan %20’lik dilimin gelirinin, katma
değerden en düşük payı alan %20’lik dilimin gelirinden üç kat daha fazla olduğu
görülmektedir. Gelir dağılımı ile ilgili göstergeler, geçiş öncesi dönemde Ukrayna’nın
sınıfsız bir toplum idealine çok da yakın olmadığını göstermektedir
2.1.3. Sektörel Piyasalar
Geçiş öncesi dönemde tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerince yaratılan katma
değerler, 1990 ve 1991 yılları için 2000 yılı $ fiyatlarıyla şu şekilde gerçekleşmiştir:
Tablo: 2
Geçiş Öncesi Üretimin Yapısı
Sektör
1990
7.867.369
Tarım
32.019.490
Sanayi
Hizmetler 23.609.340
63.496.199
Toplam
Kaynak: WB-WDI.
1991
6.500.212
28.811.850
23.688.330
59.000.392
Tablo: 2’den, Ukrayna’nın geçiş öncesinde sanayi yoğun bir ekonomi olduğu
anlaşılmaktadır. Tarımsal üretimin toplam üretim içerisindeki payı, oldukça düşük bir
düzeydedir. Hizmetler sektörü üretiminin görece yüksekliği de, sanayileşme sürecindeki
ilerlemenin bir başka göstergesidir. Tarım, sanayi ve hizmetler sektörleri tarafından
3
yaratılan katma değerlerin; toplam katma değer içerisindeki oransal payları ise şu
şekildedir:
100%
80%
60%
40%
20%
0%
1990
Tarım
1991
Sanayi
Hiz me tle r
Kaynak: WB-WDI’dan derlenmiştir.
Şekil: 2
Geçiş Öncesi Üretimin Sektörel Dağılımı
Geçiş öncesinde yaratılan fiziki çıktı, her ne kadar sanayi yoğun olsa da; verimli
toprakları ve uygun iklim koşulları ile Ukrayna, tarımsal anlamda SSCB’nin en önemli
ekonomilerinden biridir. En verimli toprak tipi olarak kabul edilen kara toprak rezervlerinin
dünyadaki %60’ı, Ukrayna’da bulunmaktadır. Dünya Bankası verilerine göre; geçiş öncesi
dönemde Ukrayna topraklarının yaklaşık %59.8’i (34.690.400 hektar) ekilebilir tarım
arazisidir. Bu arazilerde kullanılan tarımsal makine sayısı (traktör, biçerdöver vb.) ise 1988
yılı itibariyle 515.931’dir. Ukrayna ekonomisi, SSCB dönemindeki toplam tahıl üretiminin
%24’ünü, şeker pancarı üretiminin %58’ini, et ve süt üretiminin ise %25’ini tek başına
karşılamaktadır (Çalış, 2005:5). Bunların yanında; ayçiçeği ve bitkisel yağ, patates ve soya
fasulyesi de en önemli tarım ürünleri arasında sıralanabilir. Et ve süt ürünleri ile bahçe
tarımına odaklı kolektif çiftlikler, tarımsal üretimin en önemli merkezleri arasındadır.
Ağır sanayi ve savunma sanayi ile birlikte kimya sanayi, SSCB dönemi Ukrayna
ekonomisinin en önemli sanayi kollarıdır. Ukrayna’nın başta kömür olmak üzere, demir
cevheri ve kireç gibi doğal kaynaklar yanında titanyum, cıva ve sülfat gibi madenlerden
oluşan zengin yeraltı kaynakları; başta demir-çelik olmak üzere metal üretiminin, sanayinin
en önemli kolu haline gelmesinin temel nedenidir. Ukrayna, dünyanın en büyük kömür ve
demir cevheri üreticileri arasındadır. Örneğin; 1976 yılında yaklaşık 218 milyon ton kömür
üretimi gerçekleştirilmiştir. SSCB kömür rezervlerinin %60’ı, Ukrayna’nın Donbass kömür
yatağında bulunmaktadır (Çalış, 2005:7). Ancak Ukrayna sanayi sektörü, diğer Sovyet
ekonomilerine önemli ölçüde bağımlıdır. Bu bağımlılık, diğer cumhuriyetlerin hem üretim
için gerekli bir kısım girdileri sağlamasından hem de çıktılar için bir pazar
oluşturmalarından kaynaklanmaktadır. SSCB’nin dağılmasını takiben özellikle ağır sanayi
mallarına karşı olan dış talebin azalması ile girdi teminindeki güçlükler, Ukrayna sanayi
sektörünün yeni durum karşısında dramatik bir şekilde küçülmesini tetikleyecek olan
ortamı hazırlamıştır.
4
Makro ekonomik göstergelerden anlaşıldığı üzere; Ukrayna SSCB’nin en önemli
ekonomilerinden biri konumundadır. Ancak tüm diğer geçiş ekonomilerinde olduğu gibi
Ukrayna’da da, geçiş süreci oldukça sancılı bir şekilde ilerlemektedir.
2.2. Geçiş Sonrası
Ukrayna ekonomisi, 24 Ağustos 1991’de SSCB’den ayrılıp bağımsızlığına
kavuştuktan sonra müthiş bir küçülme sürecine girmiştir. Daha 1990 yılında başlayan
küçülme süreci, ancak 2000 yılında durdurulabilmiştir. Ukrayna ekonomisinin geçiş sonrası
makro ekonomik performansı, aşağıda sıralanan alt başlıklar dâhilinde ele alınacaktır:
2.2.1. Üretim ve Büyüme
Milyarlar
Ukrayna GSYİH’sı, 1991-1999 döneminde her yıl ortalama %9.5 oranında
küçülmüştür. Ukrayna ekonomisi 2000 yılından itibaren girdiği büyüme sürecini ise
kesintisiz olarak sürdürmektedir. GSYİH ve büyüme rakamları, geçiş sonrası dönemde şu
şekilde bir eğilim göstermiştir:
7,E+01
0,15%
6,E+01
0,10%
5,E+01
0,05%
0,00%
4,E+01
-0,05%
3,E+01
-0,10%
2,E+01
-0,15%
1,E+01
-0,20%
0,E+00
-0,25%
1991 1993 1995 1997 1999 2001 2003 2005
GSYİH
Büyüme
Kaynak: WB-WDI’dan derlenmiştir.
Şekil:3
Geçiş Öncesi Büyüme ve İstihdam
Şekil: 3’de sunulan GSYİH rakamları, 2000 yılı $ fiyatlarıdır. Ukrayna’da üretimin
1989 yılındaki 76.8 milyar $’lık değerinden, oldukça çarpıcı bir şekilde 1999 yılında 29.8
milyar $’a kadar gerilediği görülmektedir. GSYİH’da görülen bu keskin azalış eğiliminin
dinamikleri 2.2.3. Sektörel Piyasalar bölümünde detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
2.2.2. İstihdam
Ukrayna, geçiş sonrası oldukça yüksek oranda dış göç vermiştir. Verilen dış göç, bir
yandan işsizlik oranının üretimde görülen azalışa nazaran düşük bir düzeyde kalmasını
sağlamış; diğer yandan kişi başına düşen gelirin olması gerekenden daha düşük bir
miktarda azalmasına neden olmuştur. Yine de Ukrayna’daki işsizlik oranının verilen dış
5
Milyonlar
göçe rağmen önemli ölçüde arttığı görülmektedir. Ukrayna’nın geçiş sonrası döneme ilişkin
istihdam, işsizlik ve nüfus istatistikleri; şu şekilde bir gelişim göstermiştir:
60
14%
50
12%
10%
40
8%
30
6%
20
4%
10
2%
0
0%
1995
1997
Nüfus
1999
2001
İstihdam Hacmi
2003
2005
İşsiz lik O ranı
Kaynak: IMF-IFS ve SSCOU’dan derlenmiştir.
Şekil: 4
Geçiş Sonrası İstihdam ve Nüfus
İşsizlik oranında geçişin hemen sonrasında gözlenen yüksek oranlı artışın, istihdam
hacminde son dönemlerde görülmeye başlanan artışa paralel olarak azalma eğilimi içerisine
girdiği görülmektedir. Ukrayna’nın 1992 yılında yaklaşık 51.977 milyon olan nüfusu,
sosyal şartların kötüleşmesini takiben verilen dış göç nedeniyle 2005 yılında 46.481
milyona düşmüştür. Ukrayna nüfusunun %99’u okur yazar olup; üniversite mezunlarının
oranı %13.9’dur (Çalış: 2005:3). Diğer yandan Davis ve Haltiwanger (1999, 1992) ile
Baldwin ve diğerleri (1998); ABD ve Kanada’da her yıl her on meslekten birisi ortadan
kalkarken her yıl yeni bir mesleğin de ortaya çıktığını öne sürmektedirler. Bu bağlamda;
emeğin sektörel hareketliliği geçiş ekonomileri için önemli bir olgu olarak ortaya
çıkmaktadır. Blanchard (1997), emeğin yeniden yapılandırılmamış veya özelleştirilmemiş
vasat işletmelerden yeniden yapılandırılmış veya özelleştirilmiş etkin işletmelere
transferinin; emek verimliliğini arttırarak geçiş sürecindeki etkinlik derecesini yükselttiğini
vurgulamıştır. Bu durumun nedeni; merkezi planlama döneminde tamamıyla devlet
tekelinde olan ekonominin dünya piyasalarından izole olmasıdır. Geçiş sürecinde ise devlet
tekeli kırılarak ticaret liberalize edilir. Sonuç olarak ticaret yeniden yapılanır (Christev ve
diğerleri, 2005:3). Bu yeniden yapılandırma sürecinde emeğin sektörel hareketliliğinin
sağlanması, daha önce değinildiği gibi verimliliği arttırmak suretiyle ekonomik etkinliği
yükseltici yönde sonuçlar doğurmaktadır. Dolayısıyla geçiş sürecinde istihdamın sektörel
dağılımının değişim göstermiş olması oldukça muhtemeldir.
İstihdamın sektörel dağılımı, geçiş sonrası süreçte Ukrayna’da da değişim
göstermiştir. Özellikle 2002 yılı sonrasında hizmetler sektöründeki istihdamın, sanayi
sektörü aleyhine genişlediği; diğer bir değişle, sanayi sektöründen hizmetler sektörüne
geçişler yaşandığı gözlenmektedir. Bu durum, Şekil: 5 yardımı ile görsel olarak şu şekilde
gösterilebilir:
6
100%
90%
80%
70%
60%
50%
40%
30%
20%
10%
0%
1999
2000
2001
2002
Hiz me tle r
2003
Sanayi
2004
2005
Tarım
Kaynak: WB-WDI’dan derlenmiştir.
Şekil: 5
Geçiş Sonrası İstihdamın Sektörel Dağılımı
2002 yılında sanayi kesimindeki istihdam, toplam istihdamın %30.8’ini
oluştururken; bu oran, 2005 yılı itibariyle %24.2’ye gerilemiştir. Hizmetler sektöründeki
istihdamın 2002 yılındaki %49.3’lük payı da, 2005 yılında %56.4’e kadar yükselmiştir.
Tarım kesiminin toplam istihdam içerisindeki payı ise söz konusu dönemde %19’lar
seviyesinde istikrarlı bir seyir izlemiştir. Aylık ortalama reel ücretler de ekonominin
büyümesini takiben son yıllarda artış eğilimi içerisine girmiştir. SSCOU tarafından
hesaplanan ortalama reel ücret endeksi, 2000 yılındaki 99.1’lik değerinden 2005 yılında
120.3 değerine kadar yükselmiştir. Diğer bir değişle; reel ücretler beş yıllık bir süre
zarfında yaklaşık %20 oranında yükselmiştir. Christev ve diğerleri (2005), 1990’lı yılların
sonunda oligarkların gücünü kıracak bir dizi yapısal reforma girişilmesi ile dış ticaretin
Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT)’ndan batı ekonomilerine doğru gelişiminin emek
verimliliğini artıran en önemli etkenler olduğunu öne sürmektedirler. Bu bağlamda; reel
ücret artışlarının verimlilik seviyesindeki yükselişlerle uyumlu olduğu anlaşılmaktadır.
2.2.3. Enflasyon
Ukrayna ekonomisi, geçiş sonrasında hiper enflasyon sürecine girmiştir. Örneğin;
1993, 1994 ve 1995 yıllarında üretici ve tüketici fiyatları cinsinden enflasyon oranları;
sırasıyla %4619.25-%4734.91, %1143.8-%891.19 ve %487.94-%376.75 düzeylerinde
gerçekleşmiştir. Yaşanan bu hiper enflasyon süreci, aynı dönemlerde GSYİH’da görülen
keskin azalışlar ve yükselen işsizlik oranları ile bir arada yorumlandığında; geçiş
sonrasında Ukrayna ekonomisinin oldukça ağır bir bunalıma girdiği sonucuna
varılmaktadır. Enflasyon oranı 1996 yılına kadar oldukça yüksek düzeylerde seyrettikten
sonra, söz konusu yılda ilk kez iki haneli rakamlara düşmüştür. 2002 yılında tüketici
fiyatları bakımından %0.75’e düşürülen enflasyon oranı, 2006 yılında %9.08 düzeyinde
gerçekleşmiştir. Büyüme, işsizlik oranı ve enflasyon verilerinin bir arada değerlendirilmesi;
geçiş sonrası yaşanan ağır ekonomik bunalımın, 1996 yılı sonrasında kademeli olarak
atlatıldığını göstermektedir. Ukrayna ekonomisi enflasyon oranları, geçiş sonrasında şu
şekilde bir gelişim göstermiştir:
7
90%
80%
70%
60%
50%
40%
30%
20%
10%
0%
1996
1998
2000
Üre tici Fiyat Ende ksi
2002
2004
2006
Tüke tici Fiyat Ende ksi
Kaynak: IMF-IFS’den derlenmiştir.
Şekil: 6
Geçiş Sonrası Enflasyon
2.2.4. Gelir Dağılımı
Ukrayna ekonomisinin geçiş sonrası döneme ilişkin Gini endeksleri, 1992, 1996,
1999 ve 2003 yılları için WB-WDI veri tabanında mevcuttur. Söz konusu yıllara ait Gini
endeksleri, sırasıyla 25.71; 35.12; 28.96 ve 28.06’dır. 1988 yılı için 23.31 olarak
hesaplanan Gini endeksi referans olarak alındığında; Ukrayna’daki gelir dağılımının geçiş
sonrasında öncesine nazaran başlangıçta bozulduğu, ancak daha sonra tekrar eski
seviyesine yakınsadığı anlaşılmaktadır. Daha ileri seviyede bir bilgi edinebilmek için;
toplam gelirin nüfusun %20’lik dilimlerince nasıl paylaşıldığının belirlenmesi
gerekmektedir. Bu gereklilik, aşağıdaki şekil yardımı ile yerine getirilebilir:
50%
40%
30%
20%
10%
0%
1992
1996
1999
En Düşük %20
Dördüncü %20
İkinci %20
En Yükse k %20
2003
Üçüncü %20
Kaynak: WB-WDI’dan derlenmiştir.
Şekil: 7
Geçiş Sonrası Gelir Dağılımı
Geçiş sonrasında gelir dağılımının, başlangıçta özellikle en zengin %20 lehine ve en
fakir %20 aleyhine olmak üzere bozulduğu görülmektedir. 1996 yılı için hesaplanan
8
istatistikler; milli gelirin %42.51’inin nüfusun gelirden en çok pay alan %20’si,
%7.16’sının ise en az payı alan %20’si tarafından paylaşıldığını göstermektedir. Diğer bir
değişle; piramidin en altı ile en üstü arasındaki fark, geçiş sonrası beş yıl içinde altı kata
kadar çıkmıştır. 1988 yılı için yayımlanan istatistiklere göre ise bu iki dilim arasındaki fark,
yaklaşık üç kattır. Ancak daha sonraki dönemlerde gelir dağılımında önemli ölçüde
iyileşmeler sağlanmıştır. 2003 yılı için yayımlanan istatistiklere göre Ukrayna’daki gelir
dağılımı; neredeyse 1988 yılındaki seviyesine kadar yakınsamıştır.
2.2.5. Yabancı Sermaye
Milyarlar
Ukrayna, 46.5 milyonluk nüfusu, son yıllarda yükselen ekonomik performansı ve
sahip olduğu doğal kaynak zenginliği ile doğrudan yabancı sermaye yatırımları için
oldukça çekici bir ülke konumundadır. Ancak Ukrayna’nın çekmiş olduğu doğrudan
yabancı sermaye yatırımları, 2005 yılına kadar düşük düzeylerde seyretmiştir. 2005 yılında
ülkenin en büyük çelik üreticisi olan Kryvorizhstal’in dünyanın en büyük çelik
üreticilerinden Mittal Steel’e satılarak özelleştirilmesi, geçiş sonrası ülkeye giren kümülatif
doğrudan yabancı sermaye yatırımı rakamlarının da geçiş ekonomileri ortalamasına
erişmesini sağlamıştır (Dragon Capital, 2006:3). Geçiş sonrası yıllarda Ukrayna’ya giriş
yapan doğrudan yabancı sermaye yatırımları, $ bazında şu şekilde bir seyir izlemektedir:
9
8
7
6
5
4
3
2
1
0
1994
1996
1998
2000
2002
2004
2006
Doğrudan Yabancı Se rmaye Yatırımları
Kaynak: WB-WDI ve SSCOU’dan derlenmiştir.
Şekil: 8
Geçiş Sonrası Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları
Yabancı sermaye, 19 Mart 1995 tarihinde kabul edilen Yabancı Sermaye Kanunu
uyarınca düzenlenmektedir. Yabancı Sermaye Kanunu’na göre; bir yatırımın yabancı
sermayeli girişim olarak kabul edilebilmesi için kayıtlı sermayenin en az %10’unun
yabancılara ait olması gerekmektedir. Herhangi bir mevzuat değişikliği halinde yabancı
yatırımcılar, yatırımın yapıldığı tarihte geçerli olan uygulama ve garantilerden 10 yıl
boyunca faydalanabilmektedir. Yatırımların kamulaştırılması ise kanunla engellenmiştir.
Yeni mevzuata göre; yabancı yatırımcılar, elde ettikleri gelirin tamamını %15 vergi
ödeyerek yurt dışına transfer edebilmekte, ayrıca her tür ihracat ve ithalatları vergi ve lisans
uygulamalarından muaf tutulmaktadır (Ukrayna Cumhuriyeti Ülke Raporu, 2005:6).
9
2.2.6. Sektörel Piyasalar
Milyarlar
Tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerinin 2000 yılından bu yana sürekli büyüyen
Ukrayna ekonomisi içerisindeki payları; 2000 yılı $ fiyatlarıyla geçiş sonrası süreçte şu
şekilde bir gelişim sergilemiştir:
4,E+01
3,E+01
3,E+01
2,E+01
2,E+01
1,E+01
5,E+00
0,E+00
1991
1993
1995
1997
Tarım
1999
2001
Sanayi
2003
2005
Hiz me tle r
Kaynak: WB-WDI’dan derlenmiştir.
Şekil: 9
Geçiş Sonrası Sektörel Gelişim
Geçiş sonrası süreçte, sanayi ve hizmetler sektörlerinde gözlenen azalış eğiliminin;
tarım sektörüne kıyasla oldukça yüksek düzeylerde olduğu gözlenmektedir. Sonuç olarak
toplam üretim içerisindeki sektör payları da oldukça değişmiştir:
100%
90%
80%
70%
60%
50%
40%
30%
20%
10%
0%
1991
1993
Tarım
1995
1997
1999
Sanayi
2001
2003
2005
Hiz me tle r
Kaynak: WB-WDI’dan derlenmiştir.
Şekil: 10
Geçiş Sonrası Üretimin Sektörel Dağılımı
Geçiş öncesinde ekonominin en büyük sektörü olan sanayi sektörü, geçiş sonrasında
tarım ve özellikle de hizmetler sektörüne oranla daha fazla küçülmesinin bir sonucu olarak;
en büyük sektör olma özelliğini hizmetler sektörüne kaptırmıştır. İstihdamın sanayiden
10
hizmetler sektörü lehine kayması ile de uyumlu olan bu durum, sanayi sektöründe işini
kaybeden kesimin en azından bir bölümünün, hizmetler sektöründe istihdam edildiğini
ortaya koymaktadır. Ukrayna ekonomisinin tarım, sanayi ve hizmetler sektörleri
bağlamında incelenmesi, aşağıda yer alan alt bölümlerde gerçekleştirilmiştir.
2.2.6.1. Tarım
Geçiş süreci ekonomisi tarıma dayalı olan kırsal kesim üzerine önemli maliyetler
yüklemiştir. Ukrayna tarımı, SSCB döneminde sağlanan üretim ve dağıtım ağlarının
erimesinin ortaya çıkardığı etkilerden dolayı oldukça sıkıntılı günler geçirmektedir. Geçiş
sonrası dönemde girdi miktarı ve kalitesinde ortaya çıkan azalış ile kötü geçen iklim
koşulları, tarımsal girdilerin tarımsal çıktılar cinsinden nispi fiyatının yükselmesine yol
açmıştır. Kamunun tarım sektörüne yaptığı transferlerin azalması ise tarım sektöründeki
bunalımı daha da ağırlaştırmıştır (World Bank, 2006:34).
1991-1995 dönemi tarımsal arazilerin devletten kolektif mülkiyete transfer edilme
süreci olarak tanımlanabilir. 1992 yılında toprak reformunun uygulama ve denetimi için bir
komite kurulmuştur (State Committee of Ukraine on Land Resources). Toprak reformunun
amacı, özel mülkiyet kurmak değil; ülke topraklarının ülke vatandaşlarına ve kolektif tarım
girişimlerine sürekli kullanım hakkı altında dağıtımını sağlamaktır. Sürekli kullanım hakkı,
aynı zamanda veraset yolu ile geçiş hakkı sağlanarak da güçlendirilmiştir. 1995-2000
dönemi ise arazilerin kolektif mülkiyetten özel mülkiyete geçiş süreci ile nitelenebilir.
Ancak bu dönemde tarım girişimleri üzerindeki kolektif yapı halen baskındır. 1999’da
toprak reformunda yeni bir dönem başlamıştır. Bu dönemde, kolektif çiftlik sistemi, resmi
olarak kaldırılarak tüm kolektif tarım girişimleri özel girişime çevrilmeye başlanmıştır. Bu
dönemde bir kararname ile kolektif yapıdan çıkma hakkı ve bu hakkın koşulsuz olarak
kullanımı da sağlanmıştır. 1999 kararnamesinin ardından neredeyse tüm devlet girişimleri,
kooperatifler, tarımsal şirketler ve özel girişimlere dönüştürülmüştür. En az talep edilen
yeniden yapılandırma biçimi olan kooperatifler, kolektif nitelikli tarım girişimleridir.
Yönetim, mülkiyet ve emek, kooperatiflerde ayrılmamıştır. Kooperatiflerin üyeleri, aynı
zamanda girişimin çalışanlarıdır. Tarımsal şirketler ise yasalarla saptanmış sermayeleri
kuruluş anlaşması ile belirlenerek ortaklarca paylaşılan örgütlenmelerdir. Kurucu sayısı 2
ila 100 arasındadır. Son olarak özel girişimler, genellikle kolektif bir girişimin önceki
yöneticisi tarafından kurulmuştur. Özel girişimlerin sahipleri, tüm kararları tek yönlü olarak
alırlar (World Bank, 2006:35-36) .
Devletin sahip olduğu tarım girişimlerinin yeniden yapılandırıldığı 1998-2003
döneminde yaklaşık bir milyon işsiz ortaya çıkmıştır. Ancak aile işletmelerinde istihdam
edilen çalışan sayısı ise yaklaşık yedi yüz bin yükselmiştir. Toplam faktör verimliliği ile
ölçülen verimlilik, 1996-2002 arası dönemde %6.6 oranında yükselmiştir. Devlet ve
kolektif girişimlerin özel girişimlere çevrilmesi, ekonomik etkinlik ve teknik değişim
yönünden dikkate değer gelişmeler doğurmuştur. Tarım kesimindeki etkinlik ve verimlilik
artışları, daha yüksek ücretlere neden olmuş ve kırsal fakirlik 2001’deki %38’lik
seviyesinden 2003 yılında %28’e kadar gerilemiştir. Ancak tarımsal ücretler, halen
ortalama ücretlerin oldukça altında seyretmektedir (World Bank, 2006:39-40) .
11
Ukrayna’nın en önemli tarım ürünleri; tahıl, patates, şeker pancarı, ayçiçeği, soya
fasulyesi ile sebze ve meyve olarak sıralanabilir. Başta ayçiçeği olmak üzere; bitkisel
yağların üretiminde BDT ülkeleri arasında birinci sıradadır.
2.2.6.2. Sanayi
Geçiş sonrası 8 yıl boyunca (1991-1998) yılda ortalama %17.2 oranında küçülen
Ukrayna sanayi sektörü, 1999-2005 döneminde yılda ortalama %7 oranında büyüme
kaydetmiştir. Ancak Dünya Bankası tarafından hesaplanan istatistiklere göre; 2005 yılı
sanayi üretiminin değeri; halen 1990 yılı sanayi üretimi değerinin neredeyse yarısı kadardır.
Doğal kaynaklarının zengin oluşu ve Sovyet planlaması, Ukrayna’yı sanayi sektöründe her
ne kadar eski ve enerji yoğun teknolojiye sahip de olsa belirli bir gelişmişlik düzeyine
getirmiştir. Bağımsızlığın kazanılması ile birlikte merkezi otorite dağılmış ve piyasa
mekanizmasının geliştirilmesinde güçlüklerle karşılaşılmıştır.
Ukrayna sanayi sektöründe 1993’ten itibaren bir takım yapısal dönüşümler
yaşanmaya başlamıştır. Temel sanayi olarak adlandırılan enerji sektörü ve çelik sanayi
üretiminin, genel sanayi üretimi içindeki payı artarken; imalat sanayi olarak adlandırılan
makine yapımı ve hafif sanayi üretiminin payı azalmıştır. Günümüzde Ukrayna sanayisi
içindeki en önemli sektörler; makine, gıda, demir-çelik, metalürji, kimya ile uçak ve gemi
imalatıdır. Üretimdeki teknolojinin eskimiş olması nedeniyle ithal mallarla rekabet
edememe durumu, temel sorunlar arasında yer almaktadır (Haytaoğlu, 2005:8-9). Sovyetler
Birliği’nin çöküşünden sonra bölgedeki savunma harcamalarının azalmasıyla birlikte bu
çöküşten en olumsuz yönde etkilenen sektör, savunma sanayi olmuştur. Yine de Ukrayna
savunma sanayi, tüm üretimin %25’ini oluşturmaktadır. Yeni bir şirketin savunma
sanayinde dış ülkelerle yaptığı ihracat anlaşmaları sayesinde, bu oranın daha da artacağı
düşünülmektedir. Anılan sektörün daha da büyümesi, teknolojisinin eskimesiyle ve satış
sonrası servis ve eğitim eksiklikleri nedeniyle engellenmektedir. Toplam endüstri ürünleri
içinde makine imalatının oranı 1992’de bulunduğu %28.6’dan 2005 yılında %5’e düşerken;
çelik üretiminin payı 1992 yılında bulunduğu %15 civarından 2004 yılında’ %26
dolaylarına kadar yükselmiştir. Ayrıca tüketici ürünleri imalatı da, ithal ürünlerle aradaki
kalite farkının açılması nedeniyle büyük oranda düşüş göstermiştir. (Çalış, 2005:6).
2.2.6.3. Hizmetler
Ukrayna hizmetler sektörü, aşağıda yer alan alt başlıklar dâhilinde ele alınacaktır.
2.2.6.3.1. Ulaştırma
Ukrayna, yaklaşık 1/3’ü (8.600 km) elektrikli olan 23.350 km’lik demiryolu ağına,
274.300 km’lik karayolu ağına ve 3000 km uçak pistiyle 14 havalimanına sahiptir. Ülkede
ayrıca 7 adet ticari liman bulunmaktadır. Toplam ulaştırmanın %14’ünü oluşturan
demiryolu ulaşımı, modernizasyona ihtiyaç duymaktadır. Ukrayna’nın toplam 274.300
km’lik karayolunun 169.964 km’lik kısmı otoyoldur. Ülkede her bin kişiye 110 otomobil
düşmektedir. Pist uzunluğu 3047 metreden uzun 14 havalimanı bulunan Ukrayna’nın
uluslararası hava yolu şirketi, yurtdışında 150 şehirle bağlantılı olarak hizmet vermektedir.
12
Hava araçları ile 2002 yılında 1.7 milyon yolcu taşınmış olup; bu rakam, 2001 yılına
kıyasla %37.9 artış anlamına gelmektedir. Demiryolu ile 313.1 milyon ton yük taşınmış ve
taşıma hacmi %5.8 oranında artmıştır (Ukrayna Cumhuriyeti Ülke Raporu, 2006:8).
2.2.6.3.2. Bankacılık
1991 yılında kabul edilen Bankalar Kanunu ile Ukrayna Merkez Bankası ve diğer
ticari bankalardan oluşan iki kademeli bir bankacılık sistemi oluşturulmuştur. 1998 yılından
bu yana uluslararası muhasebe sistemine geçilmiştir. 2002 yılı sonu itibariyle 182 kayıtlı
banka bulunmaktadır. Bunlardan Prominvest Bank, Privatbank, Bank Ukraina, Aval,
Ukreximbank, Ukrsotsbank, ve Oshchadbank Ukrayna’nın en büyük bankaları olup;
aktifleri 1 milyar doların üzerindedir (Ukrayna Cumhuriyeti, 2004:8). Bankacılık sektörüne
ilişkin bazı göstergeler, şu şekilde özetlenebilir:
Tablo:3
Geçiş Sonrası Bankacılık Sektörü
1993
Sermaye/Varlık
Likit Rezervler/Varlıklar 31.08
148.6
Mevduat Faiz Oranı
-91.72
Reel Faiz Oranı
Kaynak: WB-WDI ve IMF-IFS
1999
14.21
20.70
21.63
2000
16.2
17.89
13.72
14.96
2001
15.6
10.54
10.99
20.31
2002
14.7
8.90
7.93
19.2
2003
12.3
8.77
6.98
8.94
2004
13.1
10.75
7.80
2.04
2005
11.5
13.49
8.57
-3.23
2006
11.5
7.57
-
Ukrayna ekonomisinde geçerli olan nominal ve reel faiz oranlarının, son yıllarda
dünya konjonktüründe gözlenen likidite koşulları ve küresel risk iştahına bağlı olarak
oldukça düşük seviyelerde seyrettiği görülmektedir. Gelişen bu şartlara bağlı olarak,
yatırım harcamalarında da artış beklenmektedir. Artması beklenen yatırım harcamaları ise
en temel problemlerden biri olan işsizlik oranının düşmesine neden olacaktır. Bu nedenle
bankacılık sektörü, Ukrayna ekonomisi için oldukça önemlilik arz etmektedir.
2.2.6.3.3. İnşaat
Bilhassa 1998 yılında girilen ekonomik resesyon nedeniyle kamu sektörünün
projelerini yavaşlatması, inşaat sektörünü derinden etkilemiştir. 1999 ve 2000 yılları
beraberinde sağlanan ekonomik canlanma ile birlikte özellikle inşaat alanında bir sıçrama
meydana geldiği gözlemlenmektedir. Kiev Genel Kent Planı’na göre; 2002 –2012 arası
dönemde toplam 11 milyon m²’ lik bir konut projesi inşa edilmesi hedeflenmektedir (Çalış,
2005:8-9). Ayrıca, yine 2002 yılından sonra enerji sektöründe yeni inşaat projeleri ile
demiryolu taşımacılığı sistemlerinde önemli yatırımlar da yapılmıştır. Konut, boru hattı,
nükleer reaktör, petrol terminali inşaatı ve tren istasyonları inşaatları da yeni projeler
arasında yer almaktadır (Haytaoğlu, 2005: 13).
2.2.6.3.4. Haberleşme
Ukrayna’da haberleşme altyapısı oldukça geri kalmış durumdadır. 2001 yılında sabit
hatlı telefon yoğunluğu %19’dur. 2002 yılı sonu itibariyle cep telefonu abone sayısı ise 3.6
13
milyona ulaşmış bulunmaktadır. Yabancı yatırımcılar için büyük fırsatlar mevcuttur
(Ukrayna Cumhuriyeti, 2004:8).
2.2.6.3.5. Turizm
Ukrayna’nın doğal ormanlar, mineral sular, tedavi çamuru, akarsular, göller ve deniz
kıyısının bulunduğu bütün bölgeleri, turizm için değişik imkânlar sunmaktadır. Zaporojye,
Donetsk, Nikolayev, Odesa, Herson ve Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin denize yakın
alanlarından oluşan güney bölgesi; Poltava Bölgesini kapsayan kırsal bölge turizm
imkânları bakımından en zengin bölgelerdir. Söz konusu bölgeler; turizm, dinlenme
tesisleri ve sağlık hizmetleri alanlarında yatırım yapmak isteyenler için dikkatle
incelenmesi gereken bölgelerdir. 2003 yılı itibariyle ülkenin doğusunda kimi “sanatoryum”
olarak adlandırılan ve sağlık turizmine yönelik tesisler faaliyete geçmiştir (Çalış, 2005: 10).
2.2.6.3.6. Perakendecilik ve Süpermarketler
Ukrayna perakendecilik sektörü, büyük bir potansiyele sahiptir. Son beş yılda bu
sektör, ortalama olarak yılda %20.8 (Kiev’de %27.8) büyümüştür ve bu büyümenin artarak
devam edeceği öngörülmektedir. Pazarın büyüklüğü 50-75 milyar dolar arasında tahmin
edilmektedir. Halen ülkedeki perakendecilik sektöründe küçük ve orta ölçekli marketlerin
ve açık hava pazarlarının ağırlığı söz konusuysa da; büyük süper market zincirleri piyasaya
girmeye başlamışlardır. Ocak 2005 itibariyle toplam alışveriş alanının yüzde 40’ı (600 bin
metrekare) bu zincirlere aittir. 2002 yılından itibaren yabancı süper market zincirleri de
Ukrayna pazarına girmeye başlamışlardır. İlk gelenler Avusturyalı BILLA ve Hollandalı
SPAR olmuş, 2003’de ise Alman METRO faaliyete geçmiştir. Bu zincirler Kiev dışına da
açılmaktadır. Pazardaki diğer yabancı firmalar; Fransa’dan Carrefour, Litvanya’dan VP
Market, Macaristan’dan CBA, Portekiz’den Jeronimo Martins ve Rusya’dan Patterson ile
Pyaterochka’dır. Yerel süper market zincirleri arasında ise Fozzy, Silpo, Fora, Fourchette,
Velyka Kyshenia, ATB ve Megamarket sayılabilir (Ukrayna Ülke Bülteni, 2007:11).
3. Geçişin Getirdiği Temel Sorunlar
Ukrayna ekonomisinin hem girdi hem de pazar yönünden diğer SSCB ekonomilerine
olan bağımlılığı, SSCB’nin dağılmasından sonra ekonominin dramatik bir şekilde
küçülmesine neden olmuştur. Bu dramatik çöküşten en çok etkilenen sektör ise sanayi
sektörü olmuştur. Tüketim malları ve hizmetler, geçiş öncesi dönemde büyük ölçekli
işletmelerde üretilmekte; nüfusun büyük kısmı da bu işletmelerde istihdam edilmekteydi.
Hükümet bu girişimlerin kapatılmasının yol açacağı kaosu göz önüne alarak söz konusu
işletmeleri finanse etmeye devam etmiştir. Ayrıca merkezi planlamadan piyasa
ekonomisine geçişte ortaya çıkan kurumsal ihtiyaçlar da, dış borç birikiminin artmasına
neden olmuştur. Diğer yandan, Sovyet döneminden kalma karsız ve etkin olmayan üretim
yapısının sürdürülememesi de, ekonominin küçülmesine ve işsizliğin patlamasına yol açan
temel nedenler arasındadır (Tarasova, 2004:9).
Ukrayna girişimlerinin özelleştirmesi süreci, ilk kez 1990’lı yılların başında
açıklanmıştır. Ancak söz konusu programın hedeflerine büyük ölçüde ulaşılamamıştır. Söz
14
konusu program, kamu teşebbüslerinin hızlı ve adil bir şekilde halka dağıtımını ve sermaye
piyasalarının derinleştirilmesini amaçlamaktadır. Vergi gelirlerinin arttırılması, başlangıçta
özelleştirmenin öncelikli hedefleri arasında sayılmamıştır. Ukrayna’da her vatandaşa
Özelleştirme Sertifikası adı verilen; ticareti yapılamayan ve bölünemeyen ücretsiz
sertifikalar dağıtılmıştır. Ukraynalılar bu sertifikaları kullanarak, satışa çıkarılan kamu
girişimlerine ortak olmuş veya kendi aralarında birleşerek kendi çalıştıkları işin sahibi
konumuna yükselmişlerdir.
1992-1994 döneminde 1.240 orta ve büyük ölçekli kamu teşebbüsü, kendi yönetici ve
çalışanlarına devredilmiştir. Ukrayna hükümeti, 1995-1998 döneminde ise seri bir
özelleştirme programına girişmiştir. Bu program vasıtasıyla, 9.240 orta ve büyük ölçekli
kamu teşebbüsü, Özelleştirme Sertifikası ile elden çıkarılmıştır. 2001 yılına kadar 60.000
küçük ölçekli işletme de, küçük işletmeler özelleştirme programı adı altında yapılan
müzayedeler sonucunda özelleştirilmiştir (Elborgh-Woytek ve Lewis, 2002:4). 1998 yılına
gelindiğinde hükümet, büyük ölçekli girişimlerin aşamalı özelleştirme sürecinde artık tüm
dikkatini kamu gelirlerini arttırmaya çevirmiştir. 1998 sonuna kadar 24 büyük ölçekli
girişim, satışa çıkarılmıştır. Diğer yandan, 1999’un başında tarım ve tarıma dayalı
endüstrilerin özelleştirme sürecinde de büyük ölçüde ilerleme sağlanmıştır. Özelleştirme
gelirleri, 2000 yılında ilk kez GSYİH’nın %1.3’üne erişmiş ve bu hız 2001 yılında da
sürmüştür. 2001 başlarında altı bölgesel enerji dağıtım şirketi, yabancı veya yabancı
ağırlıklı şirketlerin kontrolüne geçmiştir. Son yıllarda Devlet Emlak Fonu’nun (State
Property Fund-SPF) girişim yönetimi ve değerlendirme, bilgi dağıtım ve teklif yönetimi ile
ilgili kurumsal ve teknik imkânları geliştirilmiştir. 2000-2002 dönemini kapsayan 3 yıllık
bir özelleştirme programı ile SBF’nin özelleştirme sürecindeki sorumlulukları belirlenerek
bir özelleştirme çatısı oluşturulmuştur. Söz konusu program, özelleştirilen kuruluşların
yatırım programları ve personelle ilgili olarak izlemesi gereken yolu çizmektedir.
Özelleştirme süreci 2002 yılında iyice hızlandırılmıştır. Bu hızlanış, hem satış miktarı
hemde satış geliri ile ilgilidir. Daha beş yıl önce devletin kontrolünde olan; kimya, ağaç ve
inşaat sektörleri özel sektör kontrolüne geçmiştir (Elborgh-Woytek ve Lewis, 2002:5).
2005’de ülkenin en büyük çelik üreticisi olan Kryvorizhstal’in Mittal-Stell’e satılması,
Ukrayna’ya giren doğrudan yabancı sermaye miktarını zirvelemiştir. Bu satışla beraber,
geçiş sonrası Ukrayna’ya giriş yapan yabancı sermaye miktarı; geçiş ekonomileri
ortalamasına yakınsamıştır.
Bu kazanımlara rağmen prosedürle ilgili bazı sıkıntılar da devam etmektedir.
Hükümet birçok işletmede karar mekanizmasını tıkayabilecek olan azınlık hisselerine
sahiptir. Teklif verenler arasında gizli anlaşmalar yapıldığı yolunda duyumlar
yükselmektedir. Pek çok durumda, özelleştirmeye çıkarılan şirketlerin yöneticileri, paravan
şirketleri kullanarak kamu kurum ve kuruluşlarını ele geçirmektedir. Özellikle 2000 yılında
yapılan borsa satışları, borsanın derin olmamasından dolayı azınlık hisselerinin ele
geçirilmesine neden olmuştur. Özelleştirmeyi ters etkileyen diğer faktörler; politik
müdahaleler, SBF’nin anlaşılmaz amaçları ve olumsuz iş iklimidir. Özellikle politik
kararlar veya karışıklıklar, devam eden özelleştirme işlemlerini olumsuz yönde
etkilemektedir. Bu durumda varlık fiyatlarının düşmesine neden olmaktadır. Bunların yanı
sıra, sanayi sektörünün oldukça küçük bir grup tarafından kontrol ediliyor olması da iş
iklimini olumsuz yönde etkilemektedir (Elborgh-Woytek ve Lewis, 2002:6).
15
4. Mali Reformlar
20 Mart 1991’de parlamentoda kabul edilen bir yasayla bağımsız bir bankacılık
sisteminin inşasına başlanmıştır. Ancak finansal alandaki en önemli sorunlardan biride; bu
yasaya göre faaliyetlerini yürüten Ukrayna Merkez Bankasının (UMB) parlamentoya olan
bağımlılığıdır. Bu bağımlılık, kamu bütçesindeki dengesizliğin finanse edilmesinde UMB
kaynaklarına başvurulmasına neden olarak para arzının genişlemesine neden olmuştur.
Genişleyen para arzı, 1992 yılında hükümetin fiyatları liberalize etmeye karar vermesi ile
birlikte hiper enflasyon sürecine girilmesine neden olmuştur. Yatırımlar önemli ölçüde
azalmış ve reel ücretler ile istihdam beklide tarihin en düşük seviyelerine inmiştir. Kamu
açıklarının monetarize edilmesi ise enflasyonu daha da ateşlemiştir.
Ukrayna 1992 yılında IMF’ye üye olmuş ve Karbovanez adı verilen yeni bir para
birimini ulusal para birimi olarak kabul etmiştir. Karbovanez 1994 yılına kadar Ruble ile
birlikte tedavül etmiştir. Bu dönemde yaşanan hiper enflasyon nedeniyle ulusal tasarruflar
da önemli ölçüde erimiştir. 1996 yılından itibaren ekonomideki küçülme eğilimi
yavaşlamaya başlamış ve enflasyon oranı ılımlı seviyelere yakınsamıştır. Bu gelişmelere
cevaben, 100.000 Karbovanez 1 Hryvnia olacak şekilde yeni bir ulusal para biriminin
kullanımına geçilmiştir. Ancak 1998 yılında patlayan Rusya krizi, dengeleri tekrar bozucu
yönde etkileyen bir faktör olarak ortaya çıkmıştır. Rusya ile yoğun ekonomik ilişkiler
içerisinde bulunan Ukrayna’da devalüasyon beklentileri artmıştır. UMB, bireylerin alım
satımını yapabileceği döviz miktarını sınırlandırmasına rağmen devalüasyona engel
olamamıştır. 1999 yılına gelindiğinde bağımsızlık sonrası ilk kez UMB tarafından
hükümete açılan net kredilerin büyümesi durdurularak kamunun finanse edilmesi
engellenmiştir.
1996-1999 döneminde IMF’den alınan krediler de, ekonomide çalkantıya neden olan
temel faktörlerden biridir. Ulusal borçların büyük kısmı, UMB tarafından yeniden
yapılandırılarak borç maliyetleri düzenlenmiştir. Bu dönemde, döviz piyasası dış borç
ödemelerini finanse eder şekilde çalışmıştır. UMB döviz piyasasına yaptığı müdahalelerle
biriktirdiği rezervlerini, IMF ve Dünya Bankasına olan borçlarını ödemek için kullanmıştır
(Barsegyan, 2006:1). 2000 yılında ise UMB açık piyasa işlemlerine ve özel kesime kredi
vermeye başlamıştır. Döviz kurlarındaki dalgalanmayı azaltma amacı ile döviz piyasasına
müdahalelerde bulunan UMB, döviz rezervlerini 2001 yılı sonuna kadar yaklaşık 3 milyar $
arttırmıştır (Tarasova, 2004:9-15).
2001 yılında parlamentoda kabul edilen bir yasayla mali sürdürülebilirliğe dayalı olan
orta vadeli bütçe planlaması (OVBP) uygulamasına geçilmiştir. Temel makro ekonomik
parametrelerin üç yıllık bir dönem için tahmini, Ukrayna parlamentosunda onaylanan 2003
bütçesinin temel bileşenlerinden birisi olarak kabul edilmiştir. Diğer yandan bütçenin
konsolide edilme sürecinde de önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bakanlıklar ile kamu
kurum ve kuruluşları tarafından dışarıda tutulmaya çalışılan bir dizi fon, özel fonlar adı
altında bütçe içerisine dâhil edilmiştir. Bu özel fonların evrimi, bazı sorunlara neden
olmasına rağmen; bütçeyi daha şeffaf hale getirerek çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarının
gelir ve harcamalarının konsolide edilmesinde anlamlı bir rol oynamıştır. Ukrayna, 2003
yılı içerisinde IMF’nin Özel Veri Dağıtım Standardı’nı (Special Data Dissemination
16
Standart) kabul eden elli ikinci ülke olmuştur. Böylelikle ulusal istatistik sistemi küresel
standartlara kavuşmuştur. Ulusal istatistik sisteminin standardize edilmesi, hükümetin
gelir, harcama ve transfer yetkilerinin açık bir şekilde belirlenebilmesinin önünü açmıştır.
Yerel hükümetler tarafından girilebilecek borç tutarındaki toplam limit tam olarak
belirlenmemesine rağmen; merkezi hükümet tarafından koyulan bazı gereklilikler, durumun
kontrol altında tutulabilmesi için yeterlidir (Figliuoli ve Shpak, 2003:1-4). OVBP’na göre;
genel bütçe açığının GSYİH’nın %3’ü düzeyinde kalması amaçlanmaktadır. Bu amaç 2004
yılında vergi gelirlerinin arttırılması yardımı ile başarılmıştır. Kamu yatırımları, seçim
döneminde yükselen sosyal harcamaların etkisi ve OVBP’na sadık kalınması amacıyla
önemli ölçüde azaltılmıştır. 2007 taslak bütçesi, sosyal harcamalarda daha ılımlı bir
yükseliş sağlayarak yatırımlar üzerine odaklanmaktadır. Yatırımların devlet bütçesi
içerisindeki payı, duyulan yüksek ihtiyaca ve düşük kamu borç stokuna rağmen oldukça
düşüktür. Üstelik kamu borç stokunun %86.7’si yurtdışı, %13.3’ü ise yurtiçi operasyonlarla
finanse edilmektedir. Bu durum, uygun finansal enstrümanların geliştirilmesi ile borç
stokunun yurtiçi yerleşikler tarafından daha yüksek oranda finanse edilebileceğini
göstermektedir. Ukrayna’da kamu borç yönetiminin ilkelerini düzenleyen bir taslak yasa,
2005 yılında parlamentoda kabul edilmiştir.
5. Genel Değerlendirme
SSCB’ni oluşturan en önemli ekonomilerden birisi konumundaki Ukrayna; ekonomik
yapısını, kademeli ancak oldukçada sancılı bir geçiş süreci neticesinde liberal bir çizgiye
taşıma mücadelesi vermektedir. Geçişin ilk yılları, diğer geçiş ekonomilerinde de tecrübe
edildiği gibi oldukça ağır bir şekilde atlatılmıştır. Sanayi üretimi başta olmak üzere üretim
yapısının, gerek hammadde gerekse de pazar açısından diğer SSCB ekonomilerine olan
bağımlılığı; üretimin ve dolayısıyla da milli gelirin çarpıcı bir şekilde azalmasına neden
olmuştur. Ukrayna GSYİH’sı, 1991-1999 arası dönemde her yıl ortalama %9.5 oranında
küçülmüştür. Ekonominin küçülmesinin özellikle geçişin ilk yıllarında ortaya çıkan hiper
enflasyon ile birleşmesi; ulusal tasarruf stokunun erimesine de yol açarak fakirliğe neden
olmuştur. Sosyal şartların ağırlaşmasını takiben, bir çok kişi Ukrayna’dan göç etmek
zorunda kalmıştır. Üstelik verilen göç, beyaz yakalı olarak tabir edilen nitelikli işgücünü de
içerisinde barındırmaktadır.
Merkezi planlama ile yönetilen bir ekonominin liberalleştirilmesi yolunda kat
edilmesi gereken en önemli mesafelerden biri olan özelleştirme süreci; Ukrayna’da
kademeli olarak geçekleştirilmiştir. Kamu girişimlerinin ülke vatandaşları arasında adil bir
biçimde paylaştırılması hedeflenmiş; ancak çok da başarılı olunamamıştır. Özellikle sanayi
kesiminin oligarklar olarak adlandırılan küçük bir grup tarafından kontrol altına
alınmasının pek önüne geçilememiştir. Ancak gelir dağılımı ile ilgili göstergeler, her şeye
rağmen son yıllarda olumlu bir gidişata işaret etmektedir.
Ukrayna’da yaşanan geçiş süreci, yalnızca ekonomik anlamda değil aynı zamanda
siyasal anlamda da oldukça sancılı olarak geçmiştir. 2004 yılında Rusya yanlısı Viktor
Yanukoviç ile batı yanlısı Viktor Yuşçenko arasında geçen ve Yanukoviç tarafından
kazanıldığı açıklanan Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında, büyük olaylar çıkmış ve söz
konusu seçimin tekrar edilmesine karar verilmiştir. Yenilenen seçimler sonucunda 10 Ocak
17
2005’de ABD, AB ve NATO ile ilişkilerin güçlendirilmesini savunan Viktor Yuşçenko’nun
Cumhurbaşkanı seçildiği Ukrayna Seçim Komisyonu tarafından ilan edilmiştir. Viktor
Yuşçenko’yu Cumhurbaşkanlığına götüren süreç, tüm dünyada Yuşçenko yandaşlarının
taktığı turuncu kaşkollere atfen Turuncu Devrim yada Portakal Devrimi olarak
adlandırılmıştır. Ancak siyasal dalgalanmalar sonraki dönemde de devam etmiştir.
Devrimin önemli isimlerinden Demir Leydi lakaplı Başbakan Yuliya Timoşenko,
Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko tarafından görevinden alınmış ve kabinesi feshedilmiştir.
Ukrayna’da 2007 yılı itibariyle yaklaşık 125 siyasi partinin bulunması, siyasal alanda
yaşanan fırtınanın halen dinmediğinin en önemli göstergesidir.
Ukrayna ekonomisi son yıllarda oldukça istikrarlı bir büyüme trendine girmiştir.
Ukrayna’da geçişin ilk yıllarında gözlenen hiper enflasyon, 1996 yılında iki haneli
rakamlara indirilerek kontrol altına alınmaya başlanmıştır. Ukrayna ekonomisinin küçülme
süreci ise ancak 2000 yılında durdurulabilmiştir. Ukrayna ekonomisi, 1989 yılı sonrası ilk
pozitif büyüme rakamına söz konusu yılda ulaşmıştır. Ancak ekonomi 2000 yılından bu
yana sürekli büyümektedir. Ekonominin büyümeye başlaması, son yıllarda yabancı
yatırımcılarında dikkatini çekmeye başlamıştır. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları,
özellikle 2003 yılından bu yana gözle görülür ölçüde artmaya devam etmektedir. Sonuç
olarak; makro ekonomik göstergelerin, son yıllarda Ukrayna açısından oldukça olumlu bir
seyir izlediği rahatlıkla vurgulanabilir.
Ukrayna, son dönemlerde Avrupa Birliği (AB) ile de yoğun ilişkiler içerisine
girmiştir. Ukrayna ve AB arasında imzalanarak 1998 yılında yürürlüğe giren Ortaklık ve
İşbirliği Anlaşması ile yoğunlaşmaya başlayan ilişkiler, 2005 yılında Avrupa Komşu
Politikası (European Neighbourhood Policy) kapsamında imzalanan Eylem Planı ile iyice
hız kazanmıştır. Üç yıllık eylem planı, ekonomik bütünleşme, yasal ve teknik mevzuatın
yakınlaştırılması ile sürdürülebilir bir reform ve kalkınma sürecinin geliştirilmesini
hedeflemektedir. Diğer yandan Ukrayna’nın Avrupa tek piyasasına katılımı ile bazı AB
projelerine katılımının desteklenmesi de söz konusu planın amaçları arasında yer
almaktadır. Tüm bu etkenler, ticari ilişkilerin BDT’ndan AB’ye doğru evrimini güçlendiren
faktörler arasındadır. Bu durum, Ukrayna ekonomisinin son yıllarda yakaladığı pozitif
trendin sürdürülebilirliği yolundaki umutları arttırmaktadır.
Bu çalışma, editörlüğünü İbrahim ÖRNEK, Seyhan TAŞ ve Metin YILDIRIM’ın
yaptığı “Geçiş Ekonomileri” isimli kitabın 237-260. Sayfaları arasında yer
almaktadır. Kitap 2008 yılında Ekin Yayınevi tarafından Bursa’da basılmıştır.
18
Kaynakça
Baldwin, J., Dunne, T. ve Haltiwanger, J. (1998). A comparison of job creation and
job destruction in Canada and United States. The Review of Economics and Statistics,
80(3):347-356.
Barsegyan, A. (2006). Exchange policy of Ukraine: features of macroeconomic
regulation. http://www.aea-eu.com/2006Athens/documents/diffusion/resume/Barsegyan.pdf
(20.06.2007).
Blanchard, O. (1997). The economics of post-communist transition. Claredon
Lectures in Economics. Oxford.
Christev, A., Kupets, O. ve Lehmann, H. (2005). Trade liberalization and
employment effects in Ukraine. The Institute for the Study of Labor Discussion Paper, No:
1826.
Çalış, A. (2005). Ukrayna ülke profili. http://kobi.mynet.com/pdf/Ukrayna.pdf,
(19.05.2007).
Davis, S. ve Haltiwanger, J. (1992). Gross job creation, gross job destruction and
employment reallocation. Quarterly Journal of Economics, 107(3):819-863.
Davis, S. ve Haltiwanger, J. (1999). Gross job flows. Handbook of Labor Economics,
3:2711-2805.
Elborgh-Woytek, K. ve Lewis, M. (2002). Privization in Ukraine: challenges of
assetment and coverage in fund conditionality”, IMF Policy Discussion Paper, No:
PDP/02/07.
Figliuoli, L. ve Shpak, I. (2003). Ukraine and fiscal transparency.
www.imf.org/external/country/UKR/rr/2003/pdf/060903.pdf, (15.07.2007)
Haytaoğlu, A. (2005). Ukrayna ekonomisi dış ticaret ve pazara giriş bilgileri.
http://abmankara.org.tr/ulkeler/Ukrayna%20Ulke%20Raporu.doc, (19.05.2007).
International Financial Statistics Database. International Monetary Fund.
State Statistics Committee of Ukraine Database. State Statistics Committee of
Ukraine.
Tarasova, K. (2004). Currency options for Ukraine. Canadian Economics Association
38th Annual Meetings, June 4-6, 2004, Ryerson University, Toronto.
Ukrayna Cumhuriyeti (2004). http://www.evkd.org/arsiv/BOLGE%20ULKELERI/
Ukrayna.doc (16.05.2007).
Ukrayna Cumhuriyeti Ülke Raporu. http://www.kto.org.tr/dosya/rapor/ukrayna.pdf,
(12.05.2007).
Ukrainian Economy. Dragon Capital. December 2006.
Ukrayna Ülke Bülteni. http://www.deik.org.tr/bultenler/200711818818ukraynabulten-ocak2007.pdf, (15.05.2007).
World Bank (2006). Rural poverty, land reform and productivity.
http://siteresources.worldbank.org/INTUKRAINE/Resources/3283351138375819937/Chap
ter3.pdf, (22.06.2007).
World Development Indicators Database. World Bank.
19