TRAINING BOOKLET, Inclusion and Acceptance
Transkript
TRAINING BOOKLET, Inclusion and Acceptance
Modül 3 EĞİTİM KİTAPÇIĞI Bütünleştirme ve Kabul Editör Miguel Santos Yazarlar Stefano Cobello Roberto Grison Maria Rosa Aldrighetti Düzenleyen Seda YAZAR KIRAÇ İTALYA Bu proje, Hayatboyu Öğrenme Programı Grundtvig Çok Taraflı Projeler faaliyeti çerçevesinde Avrupa Komisyonundan alınan hibe ile yürütülmektedir. Bu projenin içeriği ve sonuçları hiçbir şekilde Avrupa Komisyonunun görüşlerini yansıtmadığı gibi proje ve sonuçları ile ilgili tüm sorumluluk proje sahiplerine aittir. 48 Bölüm 1 Ruh Halinin Üstesinden Gelebilme (şok, inkâr…) Kazanımlar Eğitimin sonunda katılımcılar, kriz yaşadığı süre boyunca bir kişinin yaşadığı tipik tepkiler ve aşamaları öğrenecektir. Katılımcılar, anne babalar arasında ortaya çıkabilecek zorluklar karşısında nasıl bir müdahalede bulunulması gerektiği hakkında bilinçlenecektir. Katılımcılar, tanıya ilişkin gerçekleri çocuğun durumunu anlamada yardımcı olmak üzere akrabalara bildirmenin önemini anlayacaktır. Katılımcılar, büyükanne-büyükbaba gibi yakın akraba ve arkadaşların kriz anında ve süresince kendilerine yardımcı olmalarının önemini anlayacaklardır. Katılımcılar, herkesin menfaatine ve aile ile akrabalar arasında “iyi işbirliği”ne yardımcı olacak araçları bilecektir. Katılımcılar, SP’li çocukların yaşadığı acı ve kriz aşamaları hakkında bilgi sahibi olacak ve bu aşamaların üstesinden gelebilmek için araçlar belirleyecektir. Giriş Aile Tepkilerinin Aşamaları Çocuğunun Serebral Palsi (SP) veya başka bir yetersizlik ya da hastalığı olduğunu öğrenmek her zaman zordur. Yetersizlikten etkilenmiş bir çocuğa sahip olmak, anne babaların kendileri için seçtiği bir rol değildir. Bazı anne babalar hemen doğum anında, bazıları ise çocuğun gelişimi esnasında normal kalıpları takip etmemesi sonucu kaygı ve endişe döneminden geçerek durumu anlayacaktır. Bazı anne babalar, bir tanı konulduğunda ne ile baş başa olduklarını anlayarak rahatlarken, çoğu ise üzüntü ve kriz tecrübe edecektir. Çocuğun SP gibi bir yetersizliğinin ortaya çıkması, onu kaybetme hissi yaratabilir. Gelişmesi ve gittikçe daha bağımsız olması beklenen çocuğun kaybı, hemen hemen hamilelik esnasında beklenen bir çocuğun kaybedilmesi gibidir. Normalden farklı bir çocuğa sahip olmak, anne babaları birbirlerinden farklı şekillerde etkileyebilir. Anne babaların tepkileri, tepkilerin çeşitlerinden çok derecelerinde 49 farklılaşmaktadır. anne babalar tepkilerinin anlaşılır ve normal, duygularının evrensel olduğunu anlamak gereksinimindedir. Krizler şok, inkâr, kabul ve yeniden uyum sağlama gibi farklı aşamalardan meydana gelir. anne babalar, değişen sıralarla, her evrede farklı zaman ve enerji harcayarak, birçok defa farklı aşamalardan geçebilir. Bu aşamaların nasıl ortaya çıkacağı ise çiftten çifte, bir anne babadan diğerine değişiklik gösterir. (bazı anne babalar ise yetersizliği olan bir çocukları olduğunu asla kabullenmezler.) Sıklıkla bu duygusal bir kargaşanın tam ortasında kalmak gibi bir his yaratır – hatta bu kargaşa çocuğun anne ve babasının duruma gösterdikleri tepki aynı olmadığında daha da zor bir hal alır. Yardım almak ve ailenin diğer fertleri, arkadaşlar ve profesyoneller ile konu hakkında konuşmak oldukça önemlidir. Anne babalara karmaşık duygularından kurtulma konusunda yardımcı olabilecek bir psikolog veya diğer terapistlerle görüşmek de iyi bir fikir olabilir. Anne babaların, durumu kabullenme ve Serebral Palsi’si olan bir çocuk için üzerlerine düşenlerin tümünü yerine getirmek niyetinde olması çok önemlidir. Özellikle de ailede başka kardeşler bulunuyorsa, onlara da annelik babalık yapmak için oldukça önemlidir. Bu kardeşler sıklıkla dikkate alınmadıklarını ve kendilerine gösterilmesi gereken ilginin gösterilmediğini düşünecektir. Bazı endişelerden dolayı Serebral Palsi’li kardeşe daha fazla dikkat edilecek ve tüm işler onun içinde bulunduğu duruma göre ayarlanacaktır. Serebral Palsi’li çocuğun durumu ve geleceğine yönelik endişeler, anne babaların çift olduklarını unutması ve kendilerini aile ve arkadaş ortamından izole etmesi ile sonuçlanır. Bunun olmaması konusunda dikkatli olunmalıdır. Anne babalar, kardeşler, büyükanne ve büyükbabalar ve elbette ailenin geri kalanı üzülür ve onlarla da ilgilenilmesine ihtiyaçları vardır. Büyükanne ve büyükbabalar, genellikle SP’li çocuğu olan bir ailenin günlük hayatında çok önemli bir destek oluşturur. Bununla birlikte durumu daha da iyi anlayabilmeleri ve yetersizliği olan bir çocuğu bulunan aileye daha da iyi bir destek sağlayabilmeleri ile sonuçlanacak olan acılarını yenip üzerlerine düşenleri yerine getirmeleri için tanı hakkında ilgili bilgiler sağlanarak desteklenmelidirler. Değerlendirme Soruları 1. Kriz döneminde olan bir aileye yardımcı olmanın en iyi yolu ne olabilir? 2. Akrabalar ve arkadaşlardan gelen tepkilere cevap vermenin en iyi yolu ne olabilir? 3. Kardeşlerden gelen tepkilere cevap vermenin en iyi yolu ne olabilir? 50 Önerilen Okumalar • • • Emily Pearl Kingsley: ‘Holland’ - a poem about getting a child with a disability: http://www.our-kids.org/Archives/Holland.html About Emily Pearl Kingsley: http://en.wikipedia.org/wiki/Emily_Kingsley Ariel - a case story (go to page 34): http://www.livingwithcerebralpalsy.com/pdfs/cpuk.pdf Kaynak: Aile Eğitimi, Prof. Dr. Nihal Varol; Kök yayıncılık, Ankara 51 Bölüm 2 Bütünleştirme, Bütünleştirmedeki Görev ve Sorumluluklar (okul içi, destek hizmetleri vb.) Kazanımlar Katılımcılar, SP’li çocuklarını farklı durumlarda bütünleştirme ve kabul çabalarında kendilerine yardımcı olabilecek okul, sınıf, spor faaliyetleri, sosyal organizasyonlar gibi araçları ve çocuk ile ilgili bilgileri iletmenin en iyi yolunu belirleyecektir. Giriş Bütünleştirme, insanlara ve topluma bir bakma yoludur; bir yöntem veya kavram değildir. Bütünleşmek, ilişkiler kurmak ve katıldıkları ilişkilere katkıda bulunmak veya faydalanmak tüm çocukların hakkıdır. Yetersizliği olan bireylerin bireysel gelişimlerini ve toplumla bütünleşmelerini en üst düzeyde sağlamak üzere benimsenen ilke, bu bireylerin akranlarıyla aynı eğitim ortamlarında eğitim alması anlamına gelen kaynaştırma eğitimidir. Kaynaştırma yoluyla eğitim uygulaması ise herhangi bir yetersizlik nedeniyle özel gereksinimleri olan öğrencilerin genel eğitim okullarında akranlarıyla birlikte eğitim almalarını tanımlar. Bu yaklaşım ilk yıllarda kaynaştırma (mainstreaming/integration) olarak adlandırılırken, günümüzde “bütünleştirme” (inclusion) terimi daha çok kullanılmaktadır. Kaynaştırma tanımlarının ortak yönlerine bakıldığında, kaynaştırma uygulamalarının, özel gereksinimli öğrencilerin tam ya da yarı zamanlı olarak akranlarıyla birlikte genel eğitim sınıflarında, öğretmene ve öğrencilere destek hizmetlerinin sağlanması yoluyla eğitim almaları anlamına geldiği görülür. Kaynaştırma yoluyla eğitimle, özel gereksinimli öğrencilerin engelli olmayan akranlarıyla etkileşime girerek sosyal becerilerinin ve sosyal kabullerinin artırılması amaçlanmaktadır. Bütünleştirmenin tek başına okulun görevi olmadığı, Serebral Palsi’li çocuğu/ genci destekleyen tüm kuruluşların yerine getirmeleri gereken bir görev olduğu unutulmamalıdır. Eğitim hizmetleri, rehabilitasyon ve yardım sadece bireylerin (anne babalar, öğretmenler, rehabilitasyon görevlileri, eğitmenler) ellerine bırakılamaz; bunun mantıklı bir sisteme oturtulması gereklidir. Okul ve aile destek hizmetleri arasındaki 52 paylaşılan sorumluluk anlamındaki işbirliği, Serebral Palsi’li çocuğun hayat projesindeki başarının temelidir. İşbirliği ve paylaşılan sorumluluk, tüm katılımcıların ortak plan ve eğitim programı geliştirmeye ve bunun uygun, etkin şekilde yerine getirilmesinde karşılaşılacak her şeyi göğüsleme aşamasına katılmaya istekli olmaları anlamına gelir. Her bir bireyin özel görevleri ve kişisel sorumlulukları ortak bir sosyalleşme, öğrenme ve rehabilitasyon projesinden, öğrencinin küresel büyümesini destekleyen hiçbir konudan ayrı tutulamaz. Kısmen ICF (Uluslar arası İşlevsellik, Yetersizlik ve Sağlık Sınıflandırması, 2001 – Dünya Sağlık Örgütü) tarafından yeniden formüle edilen yetersizliğin sosyal modeli, sadece biyolojik durumlarından kaynaklanan yetersizliklerden dolayı karşılaşılan zorluklarla değil, aynı zamanda insanın dahil olduğu her duruma odaklanma imkanı sağlamıştır. Okullarda ve destek hizmetlerinde kurulan model bütünleştirici eğitim ve kültür fikrini önermektedir. Okul ve hizmetlerin görevleri aşağıdakiler ile ilgilenmektir: • • • • • • İlişki kurma sistemi, Kişiselleştirilmiş ve bireyselleştirilmiş iş yapma yöntemleri, Mekân ve çalışma zamanlarının organize edilmesi, İşbirlikçi öğrenme, Akranlar arasındaki diyalog, Bünyesindeki çalışanların sürekli olarak kendilerini güncellemesi ve profesyonel anlamda geliştirmesi ve Serebral Palsi’li çocuğa bütünleştirici yaklaşımlar için uygun şartların yaratılması, • Öğrencilere her şeyin ötesinde, her öğrencinin potansiyelini açık bir biçimde ifade edebileceği, ihtiyaçlarına doğru cevaplar bulabileceği ve topluluk hayatına katılabileceği ortamın uygun hale getirilmesi konusunda bütünleştirici fırsatlar sağlamalıdır. Okulların ve hizmetlerin, kişilerin ihtiyaçlarına teknik ve ekonomik kaynaklar ile uzmanlaşmış personel bakımından tek başına cevap verebilmesi mümkün değildir. Onların konuyu “normal” olmak, okul başarısı ve performans araştırması olarak görmesi de ayrıca önemlidir. Güçlü bir sorumluluk ve dürüstlük hissiyatı ile “eğitim, öğretim ve sosyalleşme”nin anlamlarını sorgulamak da oldukça önemlidir. “Yetersizlik” ve “özel ihtiyaçlar” dendiğinde “sisteme müdahale”den ziyade toplumda süregelen normal süreçlerin sürekli ve geniş kapsamlı değişkenleri akla gelmelidir. 53 Değerlendirme Soruları 1. Öğretmenler ve anne babalar olarak tecrübelerinize dayanarak bütünleştirme eyleminin etkin hale getirilmesinde okul ile hizmetlerin görev ve sorumluluklarının neler olduğuna inanıyorsunuz? 2. Farklı kişiler ile nasıl bir ilişki kurma sistemi yaşadınız? Önerilen Okumalar http://www.milieu.it http://www2.unescobkk.org/elib/publications/243_244/Teaching_children.pdf http://books.google.it http://books.google.it www.aare.edu.au/08pap/spa08682.pdf http://www.tohumotizm.org.tr/pdf/Egitimin_Durumu.pdf 54 Bölüm 3 Sosyal Kabulün Artırılması Kazanımlar Katılımcılar, toplumdaki (okulda, evde, sosyal ve sağlık hizmetleri ile temasta) hangi mekanizmaların sosyal kabul önünde engel teşkil edebileceğini bilecek ve bilincine varacak, bunun olmasını önleyecek araçları bilecektir. Katılımcılar, çevreden dışlama ve kabul edilmeme tavırları ile karşılaştıklarında SP’li çocukta hangi mekanizmaların ve duyguların ortaya çıkabileceğini bilecek ve bunun olmasını önleyecek araçlar hakkında bilgi sahibi olacaktır. Giriş Yetersizliği olan kişiler büyük ölçüde dayanışma, iradeye hayranlık, değişeceklerine kararlılık ve faydalı olma hissiyatı gibi olumlu duygular gösterir. Genellikle kişiler normale yakın düşünülen durumlarla karşı karşıya kaldıklarında daha sakindir. Bununla birlikte yaygın şekilde utanç ve karşıt rahatsızlık hisleri de görülür. Hatta bazı kişiler aynı acıyı tecrübe etme olasılığından bile korkar. Yaptığımız veya söylediğimiz bir şey ile istemeyerek de olsa yetersizliği olan bir kişiyi incitme veya gücendirme konusunda da çok güçlü bir çekince vardır. Çok az kişi bu konuya ilgisizdir ve bunun kendilerini ilgilendirmediğini düşünmektedir. Bununla birlikte tam anlamıyla sosyal bütünleşme halen kısıtlıdır. Üretken olarak düşünülmeyen, topluma etkin bir katkı sağlayamayan kişilere karşı güçlü bir önyargı vardır ve bu kişiler daha az kıymetli görülür. Dış görünüş açısından mükemmeliyet imajı ve estetik güzellik ile medya tarafından belirlenen tüm şartları taşımak o kadar önemlidir ki bazı kişiler yanında yetersizliği olan kimselerle toplum içerisinde birlikte görünmekten utanır. Bu kişilerin diğerleri gibi kabul edilmesini sağlamak için uygulanması gereken temel eylemler nelerdir? Sosyal politika seviyesinde izlenecek bazı öneriler şöyledir: BİLGİ EKSİKLİĞİNİN ORTADAN KALDIRILMASI: Yetersizliğin gerçek anlamda sosyal kabulünün sağlanmasında atılacak ilk adım yanlış anlamaların ve eski kalıplara takılı kalmanın bilgi yolu ile ortadan kaldırılmasıdır. Bunun için de yetersizlik, anlamı, türleri, problemler ve yetersizliği eğitime dahil etme üzerine konuşmak gereklidir. YETERSİZLİĞİN HERKESİN BİR PARÇASI OLDUĞU VE OLABİLECEĞİNİN FARKINA VARILMASI: Eğer bir kimse yetersizliğin insanın içinde bulunduğu şartlara ait bir özellik olduğu fikrinden yola çıkarsa, bu herkesin hayatında bulabileceği ve yaşayabileceği 55 bir tecrübe halini alır ve bu şekilde normal olarak kabul edilir. Acı ve sıkıntı çekmek hayatın bir parçasıdır. Burada vurgulanan konu incinmemiz veya yetersizliğin bizim de günün birinde bir parçamız olacağı korkusuyla yapılan bir tehdit değildir. Acıyı abartmamak ancak acının var olduğunun, yetersizlik gibi herhangi bir kişide olabileceğinin bilincinde olmak önemlidir. Sıklıkla yetersizlik fiziki olduğunda anlaşılır. YETERSİZLİĞİ OLAN BİR KİŞİYİ KABUL ETMEK, YETERSİZLİĞİ OLAN KİŞİYİ TANIMAK: Yetersizliği olan bir kişiyi etkileyen gerçek haksızlık, onlara yönelik yetersizlik, engel veya başka sözcüklerin kullanımı değil, haklarını alabilmek yolunda onların geriye kalan enerjisini de sarf etmektir. YETERSİZLİĞİ OLAN KİŞİYİ BİRİNCİL KABİLİYETİNE GÖRE YERLEŞTİRME: İş kişinin topluma kabul olduğunu, dünya için faydalı olduğunu hissettiği kilit bir unsurdur. YASAYI UYGULAMASI GEREKENLERE GEREKLİ BECERİ VE BİLGİ: Böylelikle dayanışma durumunda verilmiş olanları almak için insanüstü çabalar gerekmez. Çok az kişi, yetersizliği olan kişinin “normal olanlar” gibi olmak için harcadığı çabayı bilir. Dayanışma prensibi, bizi koruyan yasalar sayesinde büyük gelişmeleri beraberinde getirmiştir; buna rağmen yasa ile bize tanınanları elde etmek için her daim bir savaş vermek gerekir. MİMARİ ENGELLER: Bu engellerin ortadan kaldırılmasını destekleyen kurallar nasıldır? Bu engelleri ortadan kaldırmak için çalışanların kültürü hâlâ istenen düzeyde değildir. Yetersizliği olan kişi için daha fazla bağımsızlık desteklenmektedir ancak onlar her zaman birinin refakatinde görülmektedir. Önerilen Okumalar Erving Goffman, Stigma: Notes on the Management of Spoiled Identity, 1963. (Ed. it. by Roberto Giammanco. Stigma. Identity denied. Ombre Corte, Verona, ed. 2003). • Giampiero Griffo Emilio Aristide, “Le parole sono pietre’’, 2005. In www. superando.it. • Schianchi Matthew, La terza nazione del mondo. I disabili tra pregiudizi e realtà, Feltrinelli, Milan, 2009. • http://www.education.com/reference/article/social-acceptance-rejectionchildren-disabilties/ • http://icarefumane.jimdo.com/ • http://www.un.org/disabilities/default.asp?id=150 56 Bölüm 4 Eğitsel Bütünleştirme, Eğitsel Bütünleştirme Uygulamaları ve Eğitsel Bütünleştirme Türleri Kazanımlar Katılımcılar, tüm çocuklar/öğrenciler için – gerek yetersizliği gerek tipik gelişimi olsun – bireysel olarak karşılaşılan zorluklara ve bireysel farklılıklara karşılıklı saygının gösterildiği bir ortamda, eşit sınıf ve mekâna sahip okullar inşa edilmesi için gerekli araçları bilecek ve bunlardan faydalanma konusunda da bilgi sahibi olacaktır. Katılımcılar, alternatif iletişim olasılıkları hakkında bilgi edinecek ve SP’li çocukların okulda bütünleştirilmesinde kullanılan diğer araçları birbirlerinden öğrenecektir. Giriş Bütünleştirme eğitiminin ardındaki prensip, tüm öğrencilerin güçlükler ve farklılar dikkate alınmaksızın birlikte öğrenmesidir. Güçlükler ve farklılıklar da Serebral Palsi gibi aynı türdür. Her çocuğun kendi hikâyesi, benzersiz özellikleri, kendi güçlük çektiği yönler ve potansiyeli vardır. “Yetersizlik, bir toplumdaki azınlıkların problemi olmaktan ziyade herkesin hayatı süresince yaşayabileceği bir durumdur” ve her çocuğun fiziksel, psikolojik, ilişkisel ve sosyal durumuna bakılmaksızın ihtiyaçlarının doğru şekilde karşılanması hakkı vardır. SP’li çocukların eğitim, rehabilitasyon ve bakımına yönelik yaklaşım, çocuk ve ortam üzerinde doğrudan müdahaleleri (aile ve okul) de içeren küresel bir çerçevede oluşturulmalıdır. SP’li çocuğu destekleyenlerin görevi, (öğretmenler, pediatrik nörolog, psikiyatr, fizik tedavi uzmanı, konuşma terapisti, sosyal hizmet uzman) gerek eğitiminin gerekse rehabilitasyonunun, hem büyümesi esnasında eşlik edecek olan anne babaları, hem de çocuğu/genci duygusal-ilişkisel açıdan destekleyecek şekilde organize edilmesidir. Bu da öğrencinin, kendi gelişiminin yazarı ve başrol oyuncusu olmasını sağlayacaktır. Sosyal bütünleştirme ve eğitimin amacı bir önceliktir ve başarısı belirli tedavi öncesinde belirlenmiş olan amaçlara ulaşılması ile değerlendirilmemelidir. Tüm diğer çocuklar gibi SP’li çocuğun da ortamdaki olası tüm fırsatları anlamaya ihtiyacı vardır. İyi tasarlanmış ve hazırlanmış ortam, (okul) uygulanan tedavinin nihai başarısında büyük rol oynar. 57 Bütünleştirme, Eğitim Okul Planı’ndaki kilit unsurlardan biri olmalıdır ve kaliteyi artıran bir değer olarak düşünülmelidir. Bütünleştirme ortamının özellikleri: • “Normal özel” fikrine açık olma, • Doğru işleyen meslektaş dayanışması, • Disiplinler arası ve koordineli çalışma, • İnsan ve maddi kaynakların kullanılabilirliği, • Yoğun eğitim programları ve kalifiye eğitim personeli, • Teknolojiden ve kişiye özel araçlardan faydalanma, Özellikle okulda: • Eğitim almış kalifiye profesyoneller (öğretmenler...), • Yetki devri ilkesine göre (eğitimin ilk unsuru olan aileler yetkilendirilir ve olağan eğitimsel faaliyetlerinde okulla işbirliği yapmaya çağrılır) ailelerin yetkilerinin artırılması, • Okullarda ve sosyal bütünleştirmede görev alan herkesin işbirliği yapması, • Okul müdürünün katılımı, • Meslektaşlar arası dayanışmanın iyileştirilmesi ve ortak bakım, (başkalarını görevlendirmemek, sorumluluktan kaçmamak, vb.) • Akran grubunun kabulü (reddetmeme, dışlamama, vb.), • Yöntemsel birleştirme (bireysel, eşleşerek, küçük gruplar halinde, sınıf faaliyetleri) • Yazılım ve eğitim teknolojilerinin kullanımı • Okulda mimari engellerin kaldırılması Okullarda SP’li çocuğun kabulünü sağlamak için bilgilendirme yapabileceğimiz gibi kendimizi özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin yerine koyma çalışmaları da yapabiliriz. Örneğin: 1. Kullandığınız elinizi hiç kullanmadan hareket kısıtlılığı durumunu oynamayı deneyin (bireysel /grup oyunları, eğitimsel/didaktik faaliyetler) 2. Elinize büyük gelen bir eldiven veya hareketinizi kısıtlayan başka bir şeyle şekil çizip boyamayı deneyin. 3. Çizgiler ve karelerden taşmayacak şekilde hareket engelleriyle dar alanlarda yazı yazmaya çalışın. 4. Eldivenler giyerek veya parmak hareketlerinizi kısıtlayarak cetvel ve pergeli kullanıp çizim yapın, hesap makinesini kullanın. 5. Ayağınızla çizim yapın. 6. Tekerlekli sandalye ile okulda bir tur atın ve basketbol oynayın. 58 Tüm bu empati etkinliklerinin ardından mutlaka edinilen tecrübeleri tartışmalı ve yetersizliği olan bireylerle benzerliklerimiz üzerine konuşmalıyız. Önerilen Okumalar • http://comforty.com/inclusionseries/webresources.htm • http://www.learningrx.com/making-special-education-inclusion-work-faq.htm • www.eenet.org.uk/resources/docs/Index%20Italian.pdf 59 Bölüm 5 Kaynaştırmanın Mantığı Kazanımlar Katılımcılar, kaynaştırma eğitiminin başarılı olması için, iyi işleyen bir bütünleştirme stratejisi ve planının önemini anlayacaktır. Katılımcılar, öğretmenlerin bütünleştirme konusunda eğitim almış olmalarını sağlayan bilinçli stratejinin önemini anlayacaktır ve anne babalar ile okul arasındaki işbirliğinin önemini kavrayacaktır. Katılımcılar, değişik çocuklar ve farklı güçlükleri olan akranlarına katılabilmek için çocuklara yardımcı olunması ve onlara bazı şeyler öğretilmesinin değerini bilecektir. Katılımcılar, toplumun her kademesinden ve kesiminden tüm vatandaşlar için bütünleştirici ve demokratik bir toplumu garanti etmenin yolu olarak bütünleştiren bir kaynaştırma okul sisteminin değerini bilecektir. Giriş Bütünleştirme, sosyal ve profesyonel ilişkilerin diğer tüm çocuklar arasında var olma, birliktelik duygusu, aktif katılım ve yüksek derecede öğrenmeyi artıran dinamik ve devam eden bir süreçtir. Yetersizliği olan çocuğun sesini duyurmaya ve bilgilenmeye hakkı vardır. Burada ana görev tüm çocukların iyi hissettiklerini görmek, katıldıkları ve birbirleriyle iyi ilişkiler kurdukları sosyal ve profesyonel ilişkileri geliştirmeleri için fırsatlar oluşturmaktır. Mümkün olduğu kadar fazla sayıda çocuk toplumda var olan ortak hizmetlerin içinde kalmak ve söz konusu birliğin bir parçası olmak için kaynaştırma eğitimine katılmalıdır. Bu ancak yetersizliği olan çocuğa göre ayarlanmış olan çeşitlendirilmiş pedagojik stratejiler ve öğretim ile farklı meslekler arasındaki işbirliğinin çocuk için olası en iyi stratejiyi destekleyecek olması ile başarılı olabilir. Bütünleştirilmiş bir pedagoji, çocukların birbirlerinde var olan farklılıkları – örneğin Serebral Palsi gibi bir yetersizliğin sonuçlarını – öğrenmelerini gerektirir. Bu da öğretmenlerden beklenen özel talepler anlamına gelir. Okuldaki günlük hayatta kendi üzerlerine düşen görevlerin bilincinde olmaları gerekir. 60 Salamanca Bildirisi, bütünleştirici okulun, toplumun her kesiminden ve her seviyesinden gelen tüm vatandaşlar için bütünleşmiş ve demokratik bir toplumun gelişmesinin temeli olduğuna işaret eder. Öyleyse iyi bir bütünleştirme; okulda, kurumlarda ve boş zaman faaliyetlerinde çocuklar arasında bütünleşmiş bir birlik oluşturulmasının, yerel, ulusal ve küresel olarak bütünleşmiş ve demokratik bir toplum tesis edilebilmesinin temeli olarak düşünülmelidir. Birlikler, kişilerin birbirlerine teslim oldukları dinamik ilişkilerdir ve tüm çocuklar için dinamik ve gelişen birliklerin oluşturulması için farklılıklara güç ve iyi bir şey olarak bakılmalıdır. Önerilen Okumalar Do Special schools lead to discrimination? – a video http://www.youtube.com/watch?v=P38tJ1w-dRA 61 Bölüm 6 Farklı Eğitim Seviyelerinde Bütünleştirme Uygulamaları Kazanımlar Katılımcılar okulda kabul üzerinde çalışırken çocukluk döneminde hangi konuları dikkate almaları gerektiği hakkında bilgi sahibi olacaktır. Bunlardan hangilerinin birincil, hangilerinin ikincil önem taşıdığını bileceklerdir. Giriş Farklı Eğitim Seviyelerinde Bütünleştirme Çocukluk İşlevsel ve aynı zamanda aktarıcı yöntemlerin kullanımının kolaylaştırılması, Psiko-motor çalışmalara önem verme, Tüm dillerde ifadeyi destekleme, Barış içinde birlikte yaşamayla karakterize edilmiş bir sosyal hayatı destekleme, Her tür farklılık ve değişikliğin kabul edilmesini destekleme. Birincil İşlevsel ve aynı zamanda aktarıcı yöntemlerin kullanımını destekleme, Tüm öğrenciler tarafından istenen öğrenme eğrisini dikkate alma, Günlük hayatın tecrübeleri ve özelliklerinin hatırlanması, Her tür farklılık ve çeşitliliğin kabulünün desteklenmesi, Eş zamanlı olarak destekleyici, huzurlu ve sınıf üyeleri arasında olumlu ilişkileri teşvik eden bir ortamın sağlanması. İkincil İşbirlikçi öğrenmenin desteklenmesi, Teknoloji ve çoklu medyanın kullanımı, Yetersizliği olan öğrenciler, yabancılar ve sıkıntıda olanlara karşı akranların olumsuz algısının karşısında durulması, 62 Kişisel, eğitimsel ve deneyimsel bilgileri bir araya getiren sürece öğrencinin aktif olarak dâhil olması, Farklılıkların desteklenmesine yönelik organizasyonlar, Ulusal düzeyde ağlara erişimin sağlanması, Her tür farklılık ve çeşitliliğin kabulünün desteklenmesi. Değerlendirme Soruları 1. SP’li çocuk ile sınıf arkadaşları arasında nasıl bir ilişki vardır? 2. Çocuğun beceri kazanmasında en önemli rol oynayan müdahaleler nelerdir? 3. Çocuğunuzun veya öğrencinizin yaşını göz önüne alarak en önemli ihtiyaç ve arzularının neler olduğuna inanıyorsunuz? 4. Bütünleştirme sürecine devamlılık kazandırma adına şimdiye kadar yapılan çalışmalar nasıl gerçekleşti? Yatay süreklilik (farklı birimler arasında) ve dikey süreklilik (farklı okul sınıfları) nasıldı? 5. SP’li çocuk/öğrenci için ortak bir eğitimsel proje oluşturuldu mu veya ayrı bir program veya müdahale eşgüdümü söz konusu oldu mu? Önerilen Okumalar www.sinpia.eu/atom/allegato/152.pdf http://web.accaparlante.it/paralisi-cerebrali-infantili http://education.jhu.edu/newhorizons/Exceptional%20Learners/Inclusion/ General%20Information/inclusion_preschool.htm 63 Bölüm 7 Geçiş Becerileri Kazanımlar Eğitimin sonunda katılımcılar, geçiş planlamasının temel amaçlarını tartışabilecek, Programlar arası geçişin önemini tartışabilecek, Başarılı bir geçişin aşamalarını açıklayabilecektir. Giriş Geçişin Önemi Geçişler değişiklikleri kapsar ve değişiklikler insan hayatının önemli dönüm noktalarını oluşturur. Geçiş sürecinde yaşanan sorunların yoğunluğu, normal zamanlarda yaşananlardan daha büyüktür. Çocuklar ve aileler, hastaneden eve, evden okula, okuldan başka bir programa veya okula geçme sürecinde birçok değişiklikle karşı karşıya kalır. Bu geçişler esnasında hizmetler arasında devamlılığı sağlamak önemlidir. Diğer pek çok durumda olduğu gibi, anasınıfından ilköğretime, ilköğretimden lise, bir üst seviye eğitim gibi ilköğretim sonrası kurumlara geçiş, çoğu durumda tipik gelişme gösteren bir çocuk veya genç ile mukayese edildiğinde, SP’li bir çocuk veya genç söz konusu olduğunda daha fazla planlama gerektirir. Geçiş planları, Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları’nın bir parçasını oluşturur. Geçiş planlaması, kurumlar ve programlar arası koordinasyonu ve yeni düzenlemeleri gerektirir. Geçişi Etkileyen Faktörler Geçiş sürecini etkileyen faktörler; Aileler için destek, geçiş yaşı, ulaşım olanakları, okullar arası koordinasyon, iletişim, test uygulama ve yerleştirme ve ailenin özellikleri olarak sıralanabilir. Aileler İçin Destek: Ailelerin desteğe ihtiyacı olduğu kadar alacakları bu desteğin kim tarafından ve nasıl verildiğini bilmeye de ihtiyacı vardır. Okullar ve çocuğa hizmet sunan birimler, geçiş işlemleri sırasında aileye yardım edebilir. Geçiş Yaşı: Geçiş etkinliklerinin zamanlaması hem aileler, hem de hizmet sunanlar için önemlidir. Aileler eğitim hizmetleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları için çocuklarını eğitim hizmetlerinden uygun zamanda yararlandıramayabilir. Eğitim 64 sürecinin her aşamasında iyi planlanmış bir geçiş takvimi olmalıdır. Önceden geçişi planlamak ailelerin geçiş etkinliklerine tam katılımını sağlar. Ulaşım: Ulaşım olanaklarının yetersizliği, çocukların özel eğitim hizmetlerinden yararlanmalarını sınırlandırmaktadır. Ailelerin, geçiş yapılacak ortama hangi araçla ve nasıl gidileceğine ilişkin endişeleri bulunmaktadır. Okullar arası Koordinasyon: Çocuğu kabul eden okul, gönderen okuldan farklı bir yapıya sahipse uyum aşaması zorlaşmaktadır. Başarılı bir geçiş süreci için; öğrencinin devam edeceği programa göre hazırlıkları önceden yapılmalı, aileler karar verme sürecinin her aşamasına katılmalı, kişiler ve kurumlar arasındaki iletişim geçiş gerçekleştirildikten sonrada devam etmelidir. İletişim: Aileler ve hizmet verenler arasında olduğu kadar, kabul eden ve gönderen kurumlar arasında da iletişim önemlidir. Bireyler ve kurumlar arasında ortak ilkelerin belirlenmesi ve uyulması, iletişimi etkili kılar. Test Uygulama ve Yerleştirme: Geçiş sürecinde çocukların gereksinimlerini belirlemek amacıyla test uygulanabilmektedir. Aileler bu konuda bilgilendirilmelidir. Ailenin Özellikleri: Anne-baba ayrı mı? Başka çocuk var mı? Ailede başka kimler var? Anne-babanın eğitim durumları, meslekleri ve kazançları nedir? Bu ve benzeri soruların cevaplarına göre geçiş planlamasında farklılıklara gidilmektedir. Geçiş Planlarının Geliştirilmesi Geçiş süreci çocuk, aile ve öğretmenler için sıkıntılı bir süreçtir. Bu süreçte sıkıntı yaşanmaması için dikkatli bir planlama yapılmalı ve işbirliği içinde çalışılmalıdır. Geçiş planının, Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı’nın bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Geçiş planlaması, çocuğun devam ettiği programın son öğretim yılının başında başlamalı, yeni programa yerleştirilmesinde ve ihtiyaç duyulduğu süre boyunca devam etmelidir. Geçiş sürecinde takip edilecek basamaklar aşağıda açıklanmıştır. Geçiş Planlama Ekibinin Oluşturulması Planlama ekibini oluşturmak geçiş sürecinde en önemli basamaklardan biridir. Anne, baba ve öğretmen, ekibin değişmeyen üyeleridir. Diğer üyeler ise çocuğun özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre farlılık gösterir. Geçiş planlarının hazırlanıp, uygulanabilmesi için bir geçiş koordinatörü gereklidir. Geçiş koordinatörü, programın yöneticisi, öğretmen ya da ekibin başka bir elemanı olabilir. Geçiş koordinatörü çocuğun ve ailenin ihtiyaçlarına göre değişebilir. Ekip üyeleri çocuğun becerilerini, gelişimle ilgili gereksinimlerini, devam ettiği ve edeceği program türünü ve seçebilme ölçütünü tartışmalıdır. Ayrıca, çocuk var olan programda ne kadar kalacak? Sunulan hizmetler ne zaman başlayıp, ne zaman bitecek? Ailenin gelecekteki hizmetler için öncelikleri neler olacak? Ailenin geçiş deneyimini paylaşabileceği başka bir aile var 65 mı? Değişiklikler ne zaman gerçekleşecek? Geçiş planlama ekibi gereksinimleri ve amaçları belirlemeden önce alternatif programları ziyaret etmeli, ekip üyeleri ile toplantılar düzenlemelidir. Olası Kurumları Ziyaret Etmek Geçiş koordinatörü ya da öğretmen, çocuğun katılabileceği kurumları ziyaret etmelidir. Ziyaret edilen ortamlarda uygulanan programlar, gerçekleştirilen etkinlikler hakkında bilgi edinilmelidir. Ayrıca gözlenen programlar arasında benzerlikler ve farklılıklar belirlenmelidir. Özellikle sınıfların fiziksel düzenlemesi, öğretmen ve yardımcı sayısı, günlük programlar, öğretmen ve çocukların birbirleriyle etkileşimleri, sağlanan öğrenme fırsatlarının neler olduğuna dikkat edilmelidir. Geçiş Ekibi Üyeleri Arasında Toplantılar Düzenleme Olası kurumlar gezildikten sonra bu bilgileri tartışmak üzere ekip üyeleri toplantı yaparak elde edilen bilgileri tartışmalıdır. Bu toplantılar ailenin geçiş hakkında bilgi edinmesini ve hazırlık yapmasını sağlar. Bu toplantılar çocuğun geçiş ile ilgili amaçlarını tanımlamak amacıyla BEP’ten önce yapılmalıdır. Daha sonra öğretmen çocuğun var olan performansını ve gelecek ile ilgili amaçları içeren özet bir rapor hazırlamalıdır. Sorunları Tanıma ve Amaçları Belirleme Ekip tarafından çocuğun var olan performansı belirlendikten sonra, amaçlar, olası sorunlar ve çözümler tanımlanmaya başlanmalıdır. Öğrencinin devam ettiği kurumun sorumluları, yeni ortamın isteklerini, çocuğun yeteneklerini, hizmetlerin sürekliliğini, çocuk ve ailenin programa uyumunu dikkate almalıdır. Çocuğun Devam Ettiği Kurumun ve Anne Babanın Rolü: Çocuğu Hazırlama Çocuğun gelecekte devam edeceği program şimdikinden oldukça farklıysa, öğretmen aileyi ve çocuğu bir sonraki öğretim ortamı için hazırlamalıdır. Çocuğu hazırlarken, genelde şu konularda öğretim etkinliklerine yer verilmelidir: Sınıf içi kurallara uyma, tuvalet ihtiyacını tek başına giderme, sıraya girme, sıra halinde hareket etme, öğretim sürecinde etkinliklerin süresini arttırmak, bağımsız çalışma ve oyun zamanlarını düzenli olarak arttırmak. Anne babanın rolü: Çocukların varsa yeni cihazlara uyumuna yardımcı olma, ulaşımlarını sağlama, çalışma saatlerinde düzenlemelere gitme ve gerekirse yeni uzman bulma. Yerleştirme Kararının Verilmesi Uygun bir yerleştirme kararı verebilmek için şu konular dikkate alınmalıdır: Yeni kurumda çocuğun özeliklerine uygun özel hizmetler, kurumlar arsındaki ulaşım hizmetleri, öğretmenleri öğrencilere oranı, öğretmenlerin uygunluğu, kayıt alma 66 ve ön koşulları, çocuğun yeni kuruma katılacağı tarih ve fiziksel düzenlemeler. Tüm bunlar çocuğun devam edeceği kurum temsilcileri ile görüşülmelidir. Geçiş Yapacak Çocuğun Bilgilerinin ve Kayıtlarının Transferi Hizmetlerin sürekliliği ve kayıtların gizliliğini sağlamak için çocuğa ait bilgilerin uygun kişi ve kurumlara iletilmesi gerekmektedir. Yeni Kuruma ya da Okula Geçiş Gönderen ve kabul eden kurumlar arasında işbirliğinin kurulmaması ve sistematik planlamanın gerçekleştirilememesi halinde sorunlar yaşanabilir. Bu nedenle yeni kuruma uyum için aşağıdaki önlemler alınabilir. • • • • • • Yeni programa katılmadan önce çocukla ve aile ile toplantı yapmak Fiziksel engelleri belirlemek ve gidermek Yeni öğrenci hakkında sınıf arkadaşlarını ve onların ailelerini hazırlamak Çocuğa destek verecek personeli belirlemek İlk günlerde kısa bir süre yeni programa katılıp, ilerleyen günlerde süre uzatılabilir Anne, baba ya da gönderen öğretmen birkaç gün çocuğun yanında yer alabilir, çocuk yeni sınıfında kendini rahat hissettiğinde yetişkin desteği yavaş yavaş geri çekilebilir. Destek Hizmetlerin Verilmesi Çocuğun ilk haftalar ya da aylarda yeni kuruma uyum sağlayabilmesi için destek hizmetlere gereksinim duyabilir. Bu hizmetler öğretmene yönelik, aileye yönelik, araç gereç ya da doğrudan çocuğa özel eğitim öğretmeni yoluyla verilebilir. İzleme ve Değerlendirme Geçiş sürecinde son adım çocuğun ve ailenin yeni kuruma uyumunu izleme ve süreci değerlendirmedir. Geçişin zamanlaması, ekip üyeleri arasında iletişim, değerlendirme işlemleri, program konuları ve çocuğun yeni ortama uyumu ile ilgili soruları içermelidir. Örneğin; Çocuğun yeni programa uyumu nasıldır? Aile yeni program hakkında ne düşünüyor? Öğretmen ek bilgiye ve eğitime gereksinim duyuyor mu? Geçişin amaçları gerçekleşti mi? Bu değerlendirmelerden elde edilen bilgiler hem gönderen hem kabul eden okullar için önemlidir. Ailenin, çocukların ve öğretmenlerin memnuniyetini, endişelerini belirlemek ve onlara yeni fırsatlar vermek için yararlıdır. Olması gereken bu etkinliklerin yanında maalesef gerçek farklıdır. 67 Eğitimsel seviyeye gelindiğinde SP’li yetişkinlerin durumuna uygun istatistiki net materyal bulmak kolay değildir. Danimarka bu konuda bir fark yaratır. Danimarka’da SP tanısı konulan TÜM kişilerin kayıtlı olduğu bir Serebral Palsi sicili bulunur. Bu da istatistikî materyale dayalı araştırma yapma imkânı verir. Elbette Danimarka’da elde edilen sonuçların diğer Avrupa ülkelerininkilerle tamamen benzer olduğuna dair herhangi bir kanıt yoktur ancak Danimarka’nın diğer ortak Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında göreceli bir ortalamaya sahip olduğu düşünüldüğünde, Danimarka’da yapılan çalışmalar ilginçtir ve uygulama örneği olabilir. 1995’te Danimarka SP Sicili 1965-1978 yılları arasında doğmuş olan (18-30 yaş arası) TÜM kişiler için bir durum analizi gerçekleştirmiştir. Bu çalışma sadece %33 oranında ilkokul ötesi eğitime geçiş olduğunu, sadece %29’unun kendine bakabilecek durumda olduğunu ve %70’ininse düşük gelir grubuna ait olduğunu göstermiştir. Bunların hiçbiri motor seviyesinde yetersizliğe sahip kişiler değillerdir. Eğitimsel düzeye ilişkin aynı sicile dayanılarak yapılan bir başka model çalışma da 1748 yaşları arasında, ortalama yaşın 33,2 olduğu, 28 kadın ve erkekten, çalışmadaki katılımcıların %28,6’sının lise eğitiminde başarılı olmuş ve %32,1’inin ise ortaokul bitirme sınavında başarı göstermiş olmasına rağmen, katılımcıların %50’sinin eğitimlerine devam etmediğini göstermiştir. • Bu sonuçlar, Birleşmiş Milletler’in söylemlerinde dile getirilen iyi niyetlere rağmen bu niyetlerin gerçekleşebilmesi için önümüzde halen kat edilecek uzun bir yol olduğunu göstermektedir. • Bu eğitimin ana fikri, dünya toplumunun iyi niyetleri ile belli bir ülkedeki gerçek durum arasındaki farkları göstermektir: Hangi amaçlara henüz ulaşılmadığını göstermek ve kurs katılımcılarının henüz üstesinden gelinmemiş olan engelleri tartışmasını sağlamak, bütünleştirme ve kabulün SP’li çocuğa ortaokuldan liseye veya yüksek eğitime kadar eşlik edeceği bir durumun oluşturulması için hangi araç ve çabaların ortaya konması ve kullanılması gerektiğine işaret etmek. Değerlendirme Soruları 1. SP’li öğrencinin geçiş becerileri ne anlama gelir? Yönlendirme çalışmalarının en önemli unsurları nelerdir? 2. Öğrencilerin geçiş çalışmaları Bireyselleştirilmiş Eğitim programında oluşturulmalı mıdır? Bu programın kısa vadeli bir projeden hayat boyu bir projeye dönüştürülmesi mümkün müdür? 68