6102 sayılı türk ticaret kanunu
Transkript
6102 sayılı türk ticaret kanunu
6102 SAYILI kla rı sa k lıd ır. TÜRK TİCARET KANUNU m ha 1 © Tü Dinamikler – İlkeler – Zorunlu Hedefler – TÜ RM OB Ticari İşletme – Sermaye Şirketleri ISBN : 978-9944-737-10-4 GİRİŞ I. Yeni Bir Ticaret Kanunu’nu Gerekli Kılan Sebepler ve Dinamikler 1 Ocak 1957 tarihinde yürürlüğe giren 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (kısaca “Mevcut TTK” olarak anılacaktır), yasalaştığı zamanın gereklerine uygun modern bir kanundu. İsviçre Borçlar Kanunu’nun, Alman Ticaret Kanunu’nun ve Alman Paylı Ortaklıklar Kanunu’nun etkilerini yansıtan mevcut TTK, kaynak hukuk sistemlerindeki mevzuat değişikliklerine rağmen yenilenmeyince, çağdaş hukuk uygulamalarına yabancılaştı ve lıd ır. uygulamada ortaya çıkan hukuki sorunların çözümünde yetersiz kaldı. sa k Yeni bir Ticaret Kanunu’nun hazırlanmasında birçok düşüncenin etkili olduğunu kla rı kaydetmek gerekir. Bu düşünceler içinde ön plana çıkanları, şu şekilde sıralayabiliriz: ha 1. Uygulamada Çözümsüz Kalan Hukuki Sorunlara Çözüm Getirmek Tü m Ticari yargı, ülkemizde birçok şehirde örgütlenmiştir. Ticari uyuşmazlıkların sayısı da © her geçen gün artmaktadır. Birçok hukuki müessesenin Ticaret Hukuku mevzuatında hiç OB düzenlenmediği (şirketler topluluğu, bölünme, tek kişilik ortaklık, elektronik işlemler vb. ) veya oldukça yetersiz düzenlemelere konu olduğu (şirket birleşmeleri, şirketin kendi paylarını RM edinimi vb.) bilinen bir gerçektir. Yargı örgütü içinde ticari yargıya yer verilmesinin temel TÜ nedeni hatırlanacak olursa, ekonomi düzeninin güven, sürat ve belirlilik gerektirdiği açıktır. Bu durumda, ticari uygulamalar, olabildiğince açık ve istikrarlı düzenlemelere kavuşturulmalıdır. Yeni TTK, ayrıntılı düzenlemeleriyle ve kapsamlı gerekçesiyle bu düşünceye verilen önemi yansıtmaktadır. 2. Çağdaşlaşmayı ve Evrenselleşmeyi Sağlamak Küreselleşmenin ekonomik cephesi, hukuk sistemlerini büyük ölçüde birbirine yakınlaştırmakta; hukuki düzenlemeler anlamında ortak paydanın geliştirilmesini ön plana 2 çıkarmaktadır. Yeni TTK, bu çerçevede, teknolojik yeniliklerin gerektirdiği düzenlemeleri yapmakta, bilgi toplumu hizmetlerine geniş anlamda yer vermektedir. Ticari işletmenin ve sermaye şirketlerinin hesaplarının Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na (UFRS) uyumlu olarak düzenlenmesi ve sermaye ortaklıklarının Uluslararası Denetim Standartlarına uyumlu bir şekilde bağımsız denetime tabi kılınması, Ticaret Hukuku alanında evrensel hukuk dilinin yerleştirilmesi anlamında önemli adımlardır. 3. Modern Hukuki Kurumların (Şirketler Topluluğu, Tek Kişilik Ortaklık vb.) Hukuki Altyapısını Oluşturmak lıd ır. Hukukta her kurumun kanunla düzenlenmesi zorunlu değildir. Hakim, mevcut sa k kuralları kıyasen uygulayarak veya hukuk yaratarak da hukuki sorunlara çözüm getirebilir. Ancak yaygın uygulanan ve bariz hukuki sorunlar barındıran hukuki kurumların kanunla kla rı düzenlenmesinde yarar vardır. Bu bağlamda, TTK’da sınırlı düzenlemelere konu olan şirket ha birleşmeleri, şirketlerin kendi paylarını edinmeleri gibi konular; maddî hukuk cephesi kanunlarda düzenlenmeyen şirketler topluluğu, şirket bölünmeleri gibi kurumlar, kapsamlı Tü m hükümlere konu olmasına rağmen doyurucu hukuki çözümlere zemin oluşturmayan haksız © rekabet, acentelik, azlık hakları, esas sözleşme değişikliği gibi alanlar, özellikle Kıta Avrupası OB Hukuku’ndaki modern gelişmeler ışığında yeniden düzenlenmiştir. TÜ RM 4. Ticaret Hukuku Sistemini Avrupa Birliği Hukuku’na Uyumlu Hale Getirmek Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa Birliği aday ülkesi olarak hukuk sistemini Avrupa Birliği Hukuku’na uyumlu hale getirme yükümlülüğünü üstlenmiştir. Ticari işletmeler ve şirketler, Avrupa ekonomik düzeninin merkezinde yer alan kurumlardır. Yeni TTK, temel kaynak olarak İsviçre Hukuku’nu benimsemekle birlikte, Avrupa Birliği Hukuku’nun geliştirdiği kuralları almıştır. Kurumsal yönetim, UFRS, bağımsız denetim, şirketler topluluğu, tek kişilik ortaklıklar gibi AB Hukuku’nda otuz yılı aşkın süredir tartışılan ve bir ölçüde istikrar kazanan düzenlemeler, Yeni TTK’da da yer bulmuştur. Yeni TTK’nın, AB’yle bütünleşme sürecinin ticari işletmelere, ticaret şirketlerine, taşıma, sigorta ve deniz ticaretine ilişkin cephesine özgü uyumlaştırma sürecini başarıyla tamamladığı savunulabilir. 3 5. Ticaret ve Ekonomi Hukuku’nun Temel Prensiplerini Düzenlemek Türk Ekonomi Hukuku’nda, 1990’lardan bu yana Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un, Markaların, Patentlerin, Endüstriyel Tasarımların, Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’lerin yürürlüğe girmesi, Sermaye Piyasası Kanunu’nda ve Bankacılık Kanunu’nda yapılan çeşitli değişiklikler, Ticaret Hukuku’nun temel ilkelerinin geniş ve yenilikçi bir bakış açısıyla ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Nitekim Yeni TTK, Ticaret Hukuku’nun çeşitli kesitlerine zemin oluşturacak nitelikteki ilkeler üzerinde inşa edilmiştir. Bu ilkeler üzerinde aşağıda duracağız. lıd ır. Yeni TTK’nın Hazırlık Süreci sa k II. Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı, 08/12/1999 tarihinde Ticaret Kanunu kla rı Komisyonu’nu kurmuş; Komisyon ilk toplantısını 10/02/2000 tarihinde gerçekleştirmiştir. TTK ha Tasarısı, 17.02.2005 tarihinde Adalet Bakanlığı tarafından kamuoyuna duyurulmuştur. Tü m Ticaret Kanunu Komisyonu’nun başkanlığını, İstanbul Hukuk Fakültesi öğretim üyesi © Prof. Dr. Ünal Tekinalp; başkan yardımcılığını ise Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanı Coşkun OB Koçak üstlenmiştir. Akademisyenler, yargıçlar, avukatlar, bürokratlar ve uzmanlardan oluşan Komisyon; Ticari İşletme Hukuku, Şirketler Hukuku, Kıymetli Evrak Hukuku, Taşıma İşleri, RM Deniz Ticaret Hukuku ve Sigorta Hukuku alt komisyonlarını oluşturmuştur. Ticaret Kanunu TÜ Komisyonu beş yıl içinde 516 oturum yapmış, alt komisyonlar da kendi içlerinde gerçekleştirdikleri oturumlarda oluşturdukları taslakları Komisyon’un değerlendirmesine sunmuşlardır. 2005 yılının Şubat ayında TTK Tasarısı’nın kamuoyuna açıklanmasının ardından, çeşitli kurumlardan görüş alınmış; bu görüşler dikkate alınmakla birlikte Tasarı metni, büyük ölçüde kamuoyuna açıklandığı haliyle 2006 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmuştur. TBMM Adalet Komisyonu’nun üzerinde çalışıp 2008 yılında nihai haline getirdiği Tasarı metni, 2008 yılında TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanmış; 2008 yılında ilk 76 maddesi bazı değişikliklerle kabul edilmiştir. 4 Bu sürecin ardından, TTK Tasarısı’nın görüşülmesine bir süre ara verilmiş; bu dönemde Türk Borçlar Kanunu Tasarısı’nın öne alınması ve TTK’dan daha önce yasalaştırılması fikri ağırlık kazanmıştır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yasalaşması üzerine, TTK Tasarısı 2011 yılının Ocak ayında yeniden ele alınmıştır. TTK Tasarısı, 13 Ocak 2011 tarihinde TBMM’de kabul edilmiş; 14 Şubat 2011 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yasalaşmıştır. III. Yürürlük Tarihi Yeni TTK, esas itibariyle 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu yürürlük sa k lıd ır. kuralının bir çok istisnası arasında, öne çıkan beş istisnası mevcuttur (TTK. m. 1534) : 1. Geçici 2. madde, kanunun yayımlanmasıyla (14.02.2011 tarihinde) yürürlüğe girmiştir. kla rı “Geçici 2. Madde : Kamu tüzel kişiliğini haiz Türkiye Denetim Standartları Kurulu kuruluncaya kadar, 397 nci maddede belirtilen Türkiye Denetim Standartları; Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ha ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) ile ilişkili bir Kurul tarafından uluslararası denetim m standartlarıyla uyumlu olarak belirlenir. Kurulun, hangi kurum ve kuruluşların temsilcilerinden Tü oluşacağı ile çalışma usul ve esasları, TÜRMOB tarafından hazırlanacak ve Maliye Bakanlığının uygun OB © görüşü üzerine yayımlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.” Buna karşın, 02.11.2011 tarih ve 28103 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 660 sayılı RM “Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri TÜ Hakkında” KHK uyarınca denetim standartlarını belirlemek görevi anılan KHK ile kurulan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu kurulmuştur (660 saylı KHK m.1, 9). Böylece, Geçici 2. Madde zımnen yürürlükten kalkmıştır. 2. Geçici 3. madde, kanunun yayımlanmasıyla (14.02.2011 tarihinde) yürürlüğe girmiştir. “Geçici 3. Madde : Kamu adına denetleyici tüzel kişiliği haiz bir üst kurum kurulup faaliyete geçinceye kadar 400 üncü maddede öngörülen denetçilerin, denetlemelerini bu Kanun hükümleriyle standartlara ve amaca uygun olarak yapmalarını sağlamak için, denetçiler yerinden ve internette, denetleme belgelerine erişim suretiyle ve ayrıca gerekli bilgileri de alarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından denetlenir. Bu üst denetimin usul ve esasları 400 üncü madde uyarınca çıkarılacak yönetmelikte belirlenir.” 5 Maddede belirtilen “kamu adına denetleyici tüzel kişiliği haiz üst kurum”, 660 sayılı KHK ile kurulmuş ve KHK’nın 9/d maddesi uyarınca “bağımsız denetçiler ve bağımsız denetim kuruluşlarının faaliyetleri ile denetim çalışmalarının, Kurumca yayımlanan standart ve düzenlemelere uyumunu gözetlemek ve denetlemek” görevi, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’na verilmiştir. Geçici 2. Madde gibi, Geçici 3. Madde de, zımnen yürürlükten kalkmıştır. 3. TTK. m. 1524 hükmü uyarınca internet sitesi oluşturma, internet sitesine TTK’nın öngördüğü içeriği yükleme ve bu içeriği sürekli olarak güncelleme yükümlülüğü, lıd ır. 01/07/2013 tarihinden itibaren başlayacaktır. sa k 4. Türkiye Muhasebe Standartları (TMS), 01/01/2013 tarihinden itibaren uygulama alanı kla rı bulacaktır. ha 5. Bağımsız denetim, 01/01/2013 tarihinden itibaren uygulanacaktır. Kurumsal Yönetim OB 1. © Tü m IV. TTK’ya Egemen Olan İlkeler RM Halka açık anonim ortaklıklara yönelik olarak geliştirilen kurumsal yönetim ilkeleri, TÜ Yeni TTK’da anonim ortaklıkların tüm türlerine ve atıf hükümleriyle kısmen limited ortaklıklara da uygulanacak şekilde yürürlüğe konulmuştur. Kuşkusuz ki, Sermaye Piyasası Hukuku’nda, Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi olacak şirketler açısından daha kapsamlı kurumsal yönetim kuralları öngörülecektir. Bununla birlikte, bu ilkelerin Yeni TTK’da geniş bir anlamda yansıma bulduğu vurgulanmalıdır. Örneğin, anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olma zorunluluklarının kaldırılması ve bu suretle profesyonel yöneticilerin şirket yönetimine girmelerinin önünün açılması, bu ilkenin bir yansımasıdır. Kurumsal yönetim ilkeleri, dört temel değer üzerine inşa edilmektedir : 6 Adalet (Hakkaniyet); Anonim ortaklığın yönetiminde, çeşitli menfaat çatışmaları gündeme gelmektedir. Bu olgu, “menfaat sahipleri” kavramını ortaya çıkarmış; şirketin pay sahiplerinin, alacaklılarının, pay sahibi veya alacaklı konumunda bulunan küçük yatırımcıların, hatta şirketin sağlayıcılarının, bayilerinin ve nihayet şirketin kendisinin birbirinden bağımsız olan ve birbiriyle çatışan menfaat sahiplerini oluşturduğu fikri ağırlık kazanmıştır. Bu itibarla, şirketin karar organları olan yönetim kurulu ve genel kurul kritik bir soruyla yüzleşmektedir: Karar alınırken, hangi menfaat gözetilecektir? Bu soruya verilen yanıtlarda giderek ağırlık kazanan görüş, “şirket menfaatinin” gözetilmesi yönünde ortaya çıkmaktadır. Ancak uygulama her zaman bu yönde gelişmemektedir. Bu gerekçelerle, adalet (hakkaniyet) ilkesi, özellikle yönetim kurulunun karar alırken ve bu kararları uygularken, pay sahipleri arasında sa k lıd ır. eşitlik ve hakların sakınılarak kullanılması kurallarını ön plana çıkarmasını gerekli kılmaktadır. Şeffaflık; Anonim ortaklığın “dürüst resim verme” ilkesine uygun bir biçimde, kla rı yönetsel ve mali anlamda denetlenebilir ve izlenebilir bir biçimde örgütlenmesini ve ha yönetilmesini gerekli kılmaktadır. Yeni TTK, UFRS’yi, bağımsız denetimi ve bilgi toplumu hizmetlerini kapsamlı bir biçimde düzenleyerek, şeffaflık doğrultusunda önemli adımlar Tü m atmıştır. Bu anlamda vergi için muhasebe anlayışı yerine şeffaflık için muhasebe anlayışı OB © egemen kılınmıştır. Hesap Verebilirlik; İç sorumluluk olarak da adlandırılan bu ilke, çok genel anlamıyla RM şirket yetkililerinin yaptıkları her işlem ve her eylemden dolayı şirkete karşı da sorumlu TÜ olması anlamına gelmektedir. Yöneticiler ve sorumlular, yaptıkları her işlemden dolayı sorumlu oldukları olgusunun altını çizmekte; şirket içindeki dikey hiyerarşik ilişkilere ve yöneticilerin şirkete karşı sorumlu olduğu gerçeğine vurgu yapmaktadır. Hesap verebilirliğin uygulanmasında temel ölçülerden biri, teşkilat yönergesidir (iç yönergedir). Sorumluluk; Sorumluluk mekanizmaları sağlam hukuki dayanaklar üzerinde inşa edilmediği ve akılcı bir biçimde ele alınmadığı müddetçe, verimli sonuçları beraberinde getirmez. Kurumsal yönetimin sorumluluk değeri, iç sorumluluğu (şirkete karşı) ön plana çıkaran hesap verebilirliğe nazaran, dış ilişkideki hak sahiplerine karşı sorumluluğu ifade eder. Yeni TTK, yetki ve sorumluluk arasında güçlü bir bağ kurmakta, hiç kimsenin kontrolü dışında kalan zararlardan sorumlu tutulmamasını öngörmektedir (YTTK. m. 553/3). 7 2. Kamuyu Aydınlatma Kamuyu aydınlatma ilkesi, aleniyet ilkesinin yerine geçen, menfaat sahiplerini ilgilendiren bilgilerin etkili araçlarla menfaat sahiplerine ulaştırılmasına hizmet eden bir ilkedir. Sermaye Piyasası Hukuku’nda geniş bir uygulama alanı bulan ve esasen yatırımcının sağlıklı karar verebilmesi için sermaye piyasası aracının değerini etkileyen olguların kamuya açıklanmasını öngören ilke, kapalı anonim ortaklıklarda da bilgi toplumu hizmetleriyle hayata geçirilmektedir. Her sermaye şirketinin bir internet sayfası olması ve bu internet sayfasında yayınlanacak bilgilerin kapsamlı bir şekilde düzenlenmesi (YTTK.m. 1524), kamuyu lıd ır. aydınlatma ilkesinin görünüm biçimlerinden birini oluşturmaktadır sa k 3. Bağımsız Denetim hesap denetiminin bağımsız denetçi tarafından gerçekleştirilmesini ha topluluğunun kla rı Yeni TTK, ölçekleri ne olursa olsun anonim ve limited şirketler ile şirketler düzenlemektedir. Hesap denetiminin şirketten bağımsız olan bir uzman tarafından Tü m gerçekleştirilmesi ve kıstas olarak Türkiye Muhasebe Standartları’nın ve gerçeğe uygunluğun © alınması, şirketlerin kurumsallaşması yönünde önemli bir adımdır. Bağımsız denetim, şirketle OB ilgili çarpıcı hukuki etkiler doğurmaktadır. TÜ RM 4. Malvarlığının Korunması Şirketin malvarlığının korunması, Yeni TTK’da bir çok hükümle güvence altına alınmıştır. Şirketin kuruluşu da dahil olmak üzere birçok özellikli işlemde işlem denetiminin zorunlu tutulması, nakdi sermaye taahhütlerinde bankalara, ayni sermaye taahhütlerinde mahkemelere etkin görevler yüklenmesi, pay sahibinin ve yöneticinin şirkete borçlanmasının yasaklanması, malvarlığının korunmasına yönelik etkili yöntemlerdir. 5. Pay Sahibinin Korunması Yeni TTK’nın temel yönelimlerinden birisi de, sermaye ortaklıklarında pay sahibinin ve ortağın korunmasıdır. Sermaye ortaklıklarında kişi unsurunun geri plana itilmesi ve şirketin 8 kurumsal karakterinin ön plana çıkarılması, pay sahipliği değerinin artırılması açısından kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Madem ki yeni TTK, özellikle anonim ortaklıklarda ve finansal tablolar ve bağımsız denetim bakımından aynı koşullara tabi olan limited ortaklıklarda sermaye ortaklığı özelliğine ağırlık vermektedir ve kişisel özellikler yerine kurumsal yapıyı ön plana çıkarmaktadır; öyleyse pay sahipliği hakları iyileştirilmeli ve pay sahipliği değeri güçlendirilmelidir. Yeni TTK, bu amaca yönelik olarak azlık haklarını güçlendirmekte, murakıplık kurumunu kaldırmakla birlikte pay sahipliği haklarının korunması anlamında mahkemelere daha etkin görevler yüklemektedir. lıd ır. 6. İşlem Güvenliği sa k Yeni TTK’da, ayrı bölümlerde düzenleme alanı bulan farklı hukuki alanlarda (örn. Ticari İşletme Hukuku, Şirketler Hukuku, Taşıma Hukuku vb.) bir çok hukuki işlem kla rı düzenlenmektedir. Ticaret hayatının beraberinde getirdiği güven ve sürat ihtiyacı, işlem ha güvenliğinin artırılmasına, birçok işlemde, uzman denetiminin devreye sokulmasına yol açmıştır (örneğin işlem denetimi). İşlem güvenliğinin artırılması, yapılan hukuki işlemlerin Tü m hem geçerliliği hem de hükümleri açısından hukuki işlemin tarafları ve üçüncü kişiler OB © yönünden ciddi anlamda belirlilik sağlamaktadır. RM V. Yeni TTK’nın Öngördüğü Zorunlu Hedefler TÜ 1. Birinci zorunlu hedef, “Türk işletmelerinin uluslararası ticaret, endüstri, hizmet, sermaye ve finans piyasalarının, sürdürülebilir rekabet gücünü haiz güvenilir aktörler olmalarıdır. …” Bu hedef açısından, ticari işletmelerle sermaye şirketlerinde kökten değişikliğe gidilerek, teknik bir kavram olan finansal raporlama esas alınmaktadır. Bu hedef doğrultusunda ayrıca, anonim ve limited şirketlerde şirketin bir organı olan ve haklarında herhangi bir eğitim şartı aranmamış bulunan denetçiler yerlerini artık bağımsız ve uzman denetçilere bırakmaktadır (bkz. m. 400, 635). Aynı denetim anlayışı sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde de geçerlidir. 9 2. İkinci zorunlu hedef, şeffaflıktır. Bu kavram “bilgi toplumu” içinde, bilgi almak isteyenin, bilgiye bulunduğu yerden kolayca ulaşabilmesini sağlayan, bilgiyi devamlı olarak önünde bulan; geçmiş ve geleceğe bakılmasını sağlayan, dili açık bir bilgi verme anlayışını ifade etmektedir. Bunu sağlamak amacıyla da sermaye şirketlerinin birer internet sitesi sahibi olması ve sitesinin belli bir bölümünü bilgi toplumu hizmetlerine ayırması zorunlu kılınmaktadır (bkz. m.1524). 3. Üçüncü zorunlu hedef, “sürdürülebilir pay sahipleri demokrasisi”nin sağlanması açısından şirketlerdeki güç boşluğunu önleyecek tedbirlerin alınmasıdır. Bu açıdan, lıd ır. yönetim kuruluyla genel kurula on-line katılma ve oy kullanma imkanı getirilmekte sa k (m.1527); ayrıca, kurumsal yönetim ilkelerine yer verilmektedir. kla rı 4. Dördüncü zorunlu hedef, AB müktesebatı (acquis communautaire) ile uyum ha sağlanmasıdır. m 5. Beşinci zorunlu hedef, Türkiye’nin uluslararası toplumun kurallarına uyan ve onun Tü dilini konuşan bir parçası haline gelmesidir. Bu hedef doğrultusunda, deniz hukuku © başta olmak üzere, Kanun, kapsamına giren milletlerarası sözleşmelere uygun RM OB hükümleri ve mekanizmaları içeren bir yapıdadır. TÜ VI. Yeni TTK’ya Uyum Süreci Yeni TTK’nın kapsamlı düzenlemeleri ve özellikle kurumsal yönetime geniş bir alan tanıması, TTK’nın yürürlüğe girmesine değin ticari işletmeleri ve şirketleri ciddi bir uyum süreci ile karşı karşıya bırakmaktadır. Bu dönüşümü, tüm yönleriyle bu çalışmada ele alacağız. Bu aşamada genel bir bakış açısı sunmak gerekirse, uyum süreci, şu unsurlardan oluşmaktadır : 1. Ticari işletmeler ve şirketler, şeffaflaşmaya hazırlanmalıdır. Bu hazırlık, özellikle evrak ve kayıt düzeninin ve ticari defterlerin denetime elverişli bir biçimde saklanmasını ve gerektiğinde ibrazını ilgilendirmektedir. 10 2. Ticari muhasebe altyapısı tamamen değişmelidir. Yeni dönemde hesaplar, UFRS’ye uyumlu TMS esas alınarak tutulacaktır. Bu amaçla çok genel olarak, muhasebe altyapısının değiştirilmesinin zorunlu olduğu ve muhasebe kadrolarının eğitimden geçirilmesi gerektiği belirtilebilir. 3. Bilgi toplumu hizmetleri, eksiksiz olarak yerine getirilmelidir. Şirketin internet sitesinin oluşturulması, bu internet sitesinin bir bölümünün bilgi toplumu hizmetlerine özgülenmesi zorunludur. Bilgi toplumu hizmetlerinin yerine getirilmesi, şirket ve işletme içi süreçlerde sağlıklı ve doğru bilgi akışını zorunlu kılmaktadır. 4. Şirketler ve ticari işletmeler haksız rekabete ilişkin kurallar konusunda bilinç geliştirmelidir. lıd ır. 5. Sermaye şirketlerinde, pay sahibinin ve ortağın haklarının korunması ve hayata sa k geçirilmesi için gereken önlemler alınmalıdır. 6. Sermaye şirketleri, Yeni TTK’nın getirdiği zorunlulukları ve fırsatları gözeterek ha kla rı anasözleşmelerini ve ortaklık sözleşmelerini yenilemelidir. VII. Yeni TTK’da (Gümrük ve Ticaret Bakanlığı sorumluluğunda 1) İkincil Düzenleme © Tü m Yapılacak Alanlar OB -Tüzükler RM 1- Denetleme Tüzüğü 2 (m.210) TÜ 2- Ticaret Sicili Tüzüğü (m.26) 3- Elektronik Ortamda Genel Kurul Tüzüğü (m.1527) -Yönetmelikler Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın yeni Türk Ticaret Kanununa ilişkin yetkilerinin, 6.4.2011 tarihli ve 6223 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlıkların yapılarında değişiklikler öngören, 3.6.2011 tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılmış bulunan 640 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede (KHK) (RG. 8/6/2011, S. 27958 Mükerrer) kuruluşu öngörülen “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı”na geçmiş olduğu ilgili KHK’den anlaşılmaktadır. 2 Bu düzenlemeyi yürürlüğe koyma yetkisi, 02.10.2011 tarihli ve 28103 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 660 Sayılı Kamu Gözetimi,Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK m. 9 bent (h) uyarınca Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’na tanınmıştır. 1 11 1- Elektronik Ortamda Genel Kurul ve Yönetim Kurulu Yönetmeliği (m.1527) 2- Bağımsız Denetleme Yönetmeliği (m.400) 3- Denetçinin Gözetimi Yönetmeliği 3 (Geçici m.3) 4-Genel Kurullarda Bulunacak Bakanlık Temsilcisi Yönetmeliği (m.407) 5- Tevdi Eden Temsilcisi Yönetmeliği (m.429) 6- KOBİ Tanımı Yönetmeliği (m.1522)4 7-İnternet Sitesi Yönetmeliği (m.1524) 8- Ticaret Sicili Müdürlüklerinde Aranan Şartlar ve Odalar Arası İşbirliği Yönetmeliği (m.24) lıd ır. 9- Faaliyet Raporu Yönetmeliği (m.516) sa k -Tebliğler kla rı 1- Kâr Payı Avansı Tebliği (m.509) ha 2- İzin Alacak Anonim Şirketler Tebliği (m.333) 3- Kayıtlı Sermaye Tebliği (m.332, 210) Tü m 4-Eski Türe Dönüş Tebliği (Geçici m.4, 210,) © 5-Şirketler Topluluğu Tebliğleri (m.210) OB 6- Birikimli Oy Tebliği (m.434) 7-Defterlerin Onayına İlişkin Tebliğ (m.64) (Yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter RM defteri dışında tutulacak defterlere ilişkin TMSK Tebliği – m.64) TÜ 8- Finansal Tabloların İlanı Tebliği (m.524, 210) 9- Uygulama Tebliğleri (m.210) 10- Kaçınma Görüşü Esasları Tebliği (m.403) Bu düzenlemeyi yürürlüğe koyma yetkisi, 02.10.2011 tarihli ve 28103 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 660 Sayılı Kamu Gözetimi,Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK m. 9 bent (h) uyarınca Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’na tanınmıştır. 4 08.06.2011 tarih ve 27958 Mük. Resmi Gazetede yayımlanan 635 sayılı “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Kurulması ve Teşkilatı Hakkında” KHK’nın 28. maddesi uyarınca KOBİ’lerin tanımlanmasına ve niteliklerine ilişkin esaslar Bakanlıkça hazırlanacak ve Bakanları Kurulu tarafından yürürlüğe konulacak bir yönetmelikle belirlenecektir. Böylece, YTTK’nın 1522. maddesi uygulanamaz duruma gelmiştir. 635 sayılı KHK’nın 28. maddesi aşağıdaki gibidir: “Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler kısaca "KOBİ" olarak adlandırılır. KOBİ'lerin tanımlanmasına, niteliklerine, 3 sınıflandırılmasına ve uygulamalarına ilişkin esaslar; net satış hasılatları, malî bilanço tutarları ve çalışan sayıları dikkate alınarak Bakanlıkça hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir. Kurum ve kuruluşların KOBİ'lere ilişkin uygulamalarında bu yönetmelik hükümleri esas alınır”. 12 11- Unvanda İltibas Tebliği (m. 210) 12- Anonim Şirketlerde Toplantı Başkanlığı İç Yönerge Esaslarının Belirlenmesi Hakkında Tebliğ (m.419) TÜ RM OB © Tü m ha kla rı sa k lıd ır. 13- Ticaret Şirketleri İçin İlgili Siciller Uyum Tebliği (Tatbikat Kanunu m.17) 13 TİCARİ İŞLETME KİTABI I. Tacir ve Tacir Olmaya Bağlanan Sonuçlar 1. Yeni TTK’da Ticari İşletme Kavramı Yeni TTK, mevcut TTK’da olduğu gibi ticari işletme kavramını eksen almış ve şu hukuki denklem üzerine kurulmuştur: Ortada bir ticari işletme varsa (YTTK. m. 11), - Ticari işletmeyle ilgili işler ticari iştir (YTTK. m. 3); sa k - Tacirin borçlarının ticari olması esastır (YTTK. m. 19); lıd ır. - Bu ticari işletmeyi işleten kişi, tacirdir (YTTK. m. 12/1); - Ticari işlere ticari hükümler uygulanır (YTTK. m. 1) kla rı - Her iki taraf açısından ticari iş niteliğinde olan işlere ve ticari mevzuatta düzenlenen ha müesseselere ilişkin uyuşmazlıklar, ticari dava kapsamında çözüme ulaştırılır. (YTTK. m. Tü m 5). © Görüldüğü üzere, Yeni TTK’nın da temel ekseni, ticari işletmedir. Kanun ticari işletmeyi; OB esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin RM devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme şeklinde tanımlamaktadır (YTTK. m. 11/1). TÜ Kanun, ticari işletmelerin devrini düzenlemektedir (YTTK. m. 11/3). Ticari işletmenin devri, hem Yeni BK’da (m. 202) hem de Yeni TTK. m. 11/3 hükmünde düzenlenmektedir. Her iki hüküm bir arada değerlendirildiğinde, devir sözleşmesi yazılı yapılmalı; Ticaret Sicili’ne tescil ve ilan edilmelidir. Devir sözleşmesinde devrin kapsamı taraflarca kararlaştırılmamışsa, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği varsayılır. Ayrıca, kiracılık hakkı da, mal sahibinin izni olmaksızın ticari işletmeyi devralan tarafa geçmektedir. Böylece 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanunun 12. maddesinde ve 6098 sayılı Yeni Borçlar Kanunu’nun 322/2 hükmünde yer alan kiralayanın izni olmadıkça kiracı tarafından kiralananın bir başkasına kiralanamayacağına ilişkin kurala ticari işletmeler açısından bir istisna getirmiştir. 14 2. Tacir a. Tacir Sıfatı Tacir sıfatı açısından temel bir değişiklik söz konusu değildir: Ticari işletmeyi kısmen veya tamamen kendisi lehine işleten kişi tacirdir (YTTK. m. 12/1). Tacir sıfatını kazanma, tacir sayılma (YTTK. m. 12/2), tacir gibi sorumlu olma (YTTK. m. 12/3), küçük ve kısıtlıların tacir sıfatı (YTTK. m. 13) ve ticaret yapmaktan men edilenlere ilişkin kural (YTTK. m. 14), muhafaza edilmiştir. Bununla birlikte, tüzel kişilerin tacir sıfatına ilişkin kuralda bir değişiklik yapılmıştır (YTTK.m. 16). Bu hüküm uyarınca, bir ticari işletmeyi işletseler dahi, Devlet, il özel idaresi, lıd ır. belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişileri, kamuya yararlı dernekler ve gelirinin yarısından sa k fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, tacir sıfatını kazanamaz. kla rı TTK.m. 195/5 tacir sıfatının kazanılmasına ilişkin istisnalara bir yenisini eklemiştir. ha Şirketler topluluğunun hakimi bir hakim teşebbüs ise, bu hakim teşebbüs de tacir OB © b. Tacir Olmanın Genel Sonuçları Tü m sayılacaktır. Tacirin ticaret unvanı kullanma zorunluluğu ve iflasa tabi olması, ticari işletmesini RM Ticaret Sicili’ne tescil ettirme ve ticari defter tutma yükümlülüğü (YTTK. m. 18/1) ve basiretli TÜ bir tacir gibi davranma yükümlülüğü (YTTK. m. 18/2), Yeni TTK’da da öngörülmektedir. Tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshetmeye ve sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarların, klasik yöntemler olan noter, taahhütlü mektup ve telgraf yoluyla yapılabileceği gibi, KEP (kayıtlı elektronik posta sistemi) üzerinden güvenli elektronik imza marifetiyle de yapabilecektir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na 6099 sayılı Kanun’la eklenen 7/a hükmü uyarınca, anonim ve limited şirketlere yapılacak resmî tebligatın 19.01.2013 tarihinden itibaren elektronik yoldan yapılması zorunlu tutulmaktadır. Bunun sonucu olarak, anonim ve limited şirketler açsıından güvenli elektronik imza edinmek ve KEP üzerinden yapılacak tebligatlara muhatap olmak zorunlu hale gelmektedir. Bu zorunluluk, YTTK.m. 18/3 hükmünün 15 uygulanmasına da işlerlik kazandıracaktır. Buna karşılık, YTTK.m. 1525/1 hükmünde sayılan diğer tebligatın KEP üzerinden yapılması, tarafların anlaşmasına bağlıdır. KEP sisteminin işleyişine ilişkin ayrıntılar, 25.08.2011 tarihli ve 28036 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. c. Tacirler Arasında Satımlar YTTK’nın getirdiği iki temel yenilikten söz edilmelidir (YTTK. m. 23) : İlk olarak, satılanın kısmen tesliminin kararlaştırıldığı veya alıcının kısmen teslimi çekincesiz kabul ettiği lıd ır. durumlarda, alıcının haklarının satılanın teslim edilmeyen kısmını kapsayacağı vurgulanmış, sa k bununla birlikte somut durumdan kalan borcun layıkıyla yerine getirilemeyeceğinin anlaşıldığı veya kalan kısmın teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmeden beklenen yararın elde kla rı edilmesi olanağı zayıfladığı hallerde, alıcıya sözleşmeyi feshetme hakkı tanınmıştır. İkinci ha önemli değişiklik, ayıptan doğan sorumlulukta zamanaşımının 6 aydan 2 yıla yükseltilmesidir. Satım sözleşmesinin uygulama alanı geniş olduğundan, söz konusu yenilik, Tü m ayıplı malların satışından dolayı alıcı tacirin uğradığı mağduriyetin giderilmesinde önemli bir OB © adımdır. RM II. Faiz TÜ Ticari iş niteliğini taşımayan işlerde, faiz oranının belirlenmesinde Borçlar Kanunu, faiz oranını sınırlandırmaktadır. BK.m. 88/2 uyarınca sözleşmesel faiz, azami olarak yasal faizin % 50 fazlası olarak belirlenebilirken; temerrüt faizi, BK.m. 120/2 uyarınca azami olarak yasal faizin iki katı olarak belirlenebilir. Yeni TTK m. 8 ila 10 hükümleri ise, ticari faizi düzenlemektedir. Buna göre, ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirlenmesi söz konusu olup, yeni TTK’nın faiz konusunda getirdiği yenilik, bileşik faize ilişkindir. Bileşik faiz istisnai olup, istisnalarda (cari hesap sözleşmesi ve ticari ödünçler) bir değişiklik bulunmamakla birlikte, bileşik faizin ancak her iki tarafın tacir olduğu durumlarda uygulanabileceği düzenlenmiştir (YTTK. m. 8/2). Ayrıca 16 kanunda, bileşik faize ve tüketicinin korunmasına dair hükümlerin ihlalinin yaptırımı da yokluk olarak belirlenmiştir (YTTK. m. 8/3). Bunun yanısıra aşağıda ayrıca belirtileceği üzere, ticari işletmeler arasındaki mal ve hizmet tedariki sözleşmelerine özgü olarak YTTK. m. 1530, temerrüt faizine ilişkin ayrık bir düzenleme getirmiştir. III. Ticaret Sicili Ticaret sicili, YTTK. m. 24-40 hükümlerinde, prensip olarak mevcut TTK’ya paralel bir lıd ır. biçimde düzenlenmiştir. Yenilikler, şu şekilde sıralanabilir: 1. Ticaret sicili kayıtlarının elektronik ortamda tutulmasına ilişkin usul ve esaslar tüzükle sa k gösterilir. Bu kayıtlar ile tescil ve ilan edilmesi gereken içeriklerin düzenli olarak depolandığı ve elektronik ortamda sunulabilen merkezi ortak veri tabanı, Gümrük ve kla rı Ticaret Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde oluşturulacaktır (YTTK. m ha m. 24/2). Tü 2. Ticaret sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet ve ilgili oda OB © müteselsilen sorumlu tutulmuştur (YTTK. m. 25/2). TÜ m. 33). RM 3. Tescil yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi, daha etkin cezalara bağlanmıştır (YTTK. 4. Görünüşe güven ilkesi daha da güçlendirilmiştir: Tescil kaydı ile ilan edilen durum arasında aykırılık bulunması hâlinde, tescil edilmiş olan gerçek durumu bildikleri ispat edilmediği sürece, üçüncü kişilerin ilan edilen duruma güvenleri korunur (YTTK. m. 37). IV. Ticaret Unvanı Şeffaflık ilkesi, ticaret unvanına yönelik kapsamlı değişiklikleri beraberinde getirmiştir: 17 1. Tacirin işletmesiyle ilgili olarak kullandığı her türlü kâğıt ve belgede, tacirin sicil numarası, ticaret unvanı, işletmesinin merkezi, tacir sermaye şirketi ise taahhüt edilen ve ödenen sermaye, internet sitesinin adresi ve numarası gösterilir. Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde, sırasıyla yönetim kurulu başkan ve üyelerinin; müdürlerin ve yöneticilerin adları ile soyadları gösterilir. Tüm bu bilgiler şirketin internet sitesinde de yayımlanır (YTTK. m. 39/2). Bu hükme aykırılığın yaptırımı, 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır (YTTK m. 51/2 yollaması ile m. 38). 2. Gerçek kişi tacirlerin ticaret unvanları, artık sadece ilgili sicil bölgesinde değil, tüm Unvanın tek başına devredilemeyeceği, ticari işletmenin devrinin aksi sa k 3. lıd ır. Türkiye çapında korunacaktır. kararlaştırılmadıkça unvanın devrini de beraberinde getireceği ilkesi korunmuş; kla rı ticari işletmeyi devralanın unvanı kullanma hakkına sahip olacağı, açıkça ha düzenlenmiştir (YTTK. m. 49). 4. Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması Tü m hâlinde hak sahibi, aşağıdaki yollara başvurabilecektir: © -Hukuka aykırı kullanımın tespiti, OB - Hukuka aykırı kullanımın yasaklanması, -Haksız yere tescil edilen ticaret unvanının kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesi RM veya silinmesi, TÜ - Mahkeme kararının ilanı, - Tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması, -Gereğinde araçların ve ilgili malların imhası, -Maddi ve manevi tazminat. V. Ticari Defterler Mevcut sistemde “ticari muhasebe - vergi muhasebesi” ayrımı, önemli sakıncalar yaratmaktadır. Yeni TTK, ticari işletmelerin muhasebe sistemine Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’nı (UFRS) egemen kılmaktadır. Şöyle ki, her tacir ticari defterlerini UFRS’ye uyarlanmış Türkiye Muhasebe Standartları’na (TMS) uygun biçimde tutmakla 18 yükümlüdür. Yeni düzenlemenin hedefi, ayrı bir vergi muhasebesi tutulmasına ilişkin uygulamayı sona erdirmek; ticari işletmelerin şeffaflaştırılmasını temin etmek, tacirin aldığı mali kararların sağlam bir dayanağa kavuşmasını temin etmektir. Standartları yürürlüğe koymakla görevli olan Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu, değişik ölçütteki işletmeler ve farklı sektörler için UFRS’nin izin verdiği hallerde özel ve istisnai düzenlemeler getirebilir (YTTK. m. 88/3). Buna karşılık yukarıda da belirtildiği üzere, 660 sayılı KHK ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu kurulmuş ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu lağvedilmiştir. KHK’nın 9/b maddesi uyarınca “Türkiye Muhasebe Standartlarının lıd ır. uygulamasına yönelik ikincil düzenlemeleri yapmak ve gerekli kararları almak, bu konuda sa k kendi alanları itibarıyla düzenleme yetkisi bulunan kurum ve kuruluşların yapacakları düzenlemeler hakkında onay vermek” yetkisi Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim ha kla rı Standartları Kurumu’na verilmiştir. Yeni TTK, finansal tabloların bilanço ve gelir tablosundan oluşacağını ortaya koymakta Tü m (YTTK. m. 68/son); finansal tablolara ve yıllık faaliyet raporuna yönelik ayrıntılı kuralları, © YTTK. m. 514-518 hükümlerinde sevk edilmektedir. Bağımsız denetime ilişkin bölümde ele OB alındığı üzere, YTTK, bir yandan yönetsel, bir yandan mali şeffaflığa önem vermektedir. Bu anlamda finansal tablolar ve yıllık faaliyet raporundaki finansal bilgiler uluslararası denetim RM standartları ışığında bağımsız denetime konu olacak; denetime konu olan bu veriler TMS geçirilecektir. TÜ ekseninde hazırlanacağı için, kanunda ilk kez yer bulan dürüst resim ilkesi hayata TMS’yi ölçü olarak kabul eden Yeni TTK, düzenleme ilkelerine (YTTK. m. 69), kalemlere ilişkin ilkelere (YTTK. m. 72 vd.) ve değerleme ilkelerine (YTTK. m. 78 vd.) yer vermektedir. Yeni sistemde, ticari defterlerin sadece elektronik ortamda tutulmasına da izin verilmektedir. Gerçekten de, her tacir, açılış ve ara bilançoları, finansal tablolar ve topluluk finansal tabloları hariç olmak üzere ticari defterlerini, sadece elektronik ortamda saklayabilecektir (YTTK. m. 82/3). Bu yöntemi tercih eden tacir söz konusu belgelerin okunabilmesi için gereken yardımcı teknik araçları da saklamakla yükümlüdür (YTTK. m. 86). 19 Yeni TTK’da, ticari defterlerin ispat işlevine yönelik kurallara yer verilmemiş ise de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, bu hususu 222. maddesinde düzenlemiştir. VI. Haksız Rekabet İlk olarak haksız rekabet tanımına göz atmak gerekirse, YTTK. m. 54, bir davranışın haksız rekabet oluşturması içinbu davranışın; -Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri olumsuz biçimde etkilemesi, sa k lıd ır. -Aldatıcı nitelikte olması veya dürüstlük kuralına herhangi bir surette aykırı düşmesi, koşullarından hareket etmektedir. Haksız rekabete ilişkin kuralların gayesi, kanunda “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” kla rı olarak 20 ha belirlenmektedir. Tü m Haksız rekabete ilişkin yeni düzenleme, TTK’daki “haksız rekabet hükümleri” ile OB © Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un hükümlerini birbirine yaklaştırmaktadır. Katılanlar rakiplerden ibaret değildir; rekabet düzeninin tüm unsurlarını RM kapsamaktadır. Rakip olarak adlandırılan ticari işletmeler/tacirler/teşebbüsler merkez TÜ alındığında, bu unsurlar sağlayıcıdan tüketiciye değin uzanan zinciri kapsamakta; hatta bu zincirin dışında kalan kuruluşlara (örneğin sanayi ve ticaret odaları, sivil toplum kuruluşları) ve ekonomik menfaati zedelenen herkese dava açma hakkı tanımaktadır (YTTK. m. 56). Haksız Rekabet Oluşturan Durumlar (YTTK m. 55), haksız rekabet hallerini, altı kategori altında toplamaktadır: - Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar, - Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek, - Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak, - Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek, - İş şartlarına uymamak, -Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak. YTTK. m. 56, haksız rekabete ilişkin etkin hukuki mekanizmalar getirmektedir. Bu hukuki mekanizmalar, mevcut TTK. m. 58 hükmüne paraleldir: -Haksız rekabetin tespiti, lıd ır. -Maddi ve manevi tazminat istemleri, -Haksız rekabetin önlenmesi veya yasaklanması, sa k -Haksız rekabete yönelik araçların imhası, rı -İthalat yoluyla haksız rekabetin önlenmesine özgü ihtiyati tedbir ve davalar, ha kla -Hükmün ilanı. Tü m VII. Acente Acentenin güçlenen konumunu temellendiren başlıca üç konu; acentenin ücret alma © hakkının güvence altına alınması (YTTK.m. 113-116), acenteye denkleştirme akçesi talep OB etme hakkının tanınması (YTTK.m. 122) ve rekabet yasağı sözleşmesine getirilen TÜ RM sınırlamalardır (YTTK.m. 123). Acentelik sözleşmesinde acentenin temel beklentisi, müvekkilinin imal ettiği ürün ve hizmetlerin sürümünü artırmak ve iyi bir kazanç elde etmektir. Bu amaçla, acentenin hak edeceği ücretin kapsamı, acentenin kendi katkısı olmadan kurulan sözleşmelerden doğan hakkı, acentelik sözleşmesi sona erdikten sonra hak kazanılacak ücret, kanunda kapsamlı olarak düzenlenmiş (YTTK.m. 113); acentenin ücrete hak kazanacağı ânın, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, müşterinin edimini yerine getirdiği an olduğunu ve acentenin bu edim yerine getirildiği ölçüde ücrete hak kazanacağını net bir biçimde belirlemiştir (YTTK.m. 114). Diğer ylandan, acentenin ücretin hesaplanmasına esas oluşturan bilgileri edinmesi güvence altına alınmış; acentenin müvekkilinden bu bilgileri kapsayan defter suretlerini isteyebileceğini öngörmüştür (YTTK.m. 116/2). Acentenin ücreti, ücret isteme hakkının 21 doğduğu tarihten itibaren en geç üç ay içinde ve her durumda en geç acentelik sözleşmesinin bittiği tarihte ödenmelidir (YTTK.m. 116/1). Denkleştirme akçesi (portföy tazminatı), mevcut TTK’da bulunmamakla birlikte Yargıtay tarafından kabul edilen, Yeni TTK’da ise bir çok hukuki yönüyle düzenlenen modern bir kurumdur. Piyasaya bizzat girmek yerine piyasaya girişin maliyetini acenteye yükleyen müvekkil, acentenin başarı sağlaması ve belirli bir pazar payını sağlaması üzerine çoğu zaman kendi dağıtım kanalını kurarak acenteyi devre dışı bırakmaktadır. Tüm ticari faaliyetini başka bir tacir yardımcılığına (acentelik faaliyetine) özgüleyen acente açısından, bu lıd ır. hakkaniyete aykırı bir sonuç doğurmaktadır. Acentenin uğradığı mağduriyet, tam olarak zarar kavramıyla açıklanamaz : Acente, sözleşme süresince yararlandığı müşteri kitlesini, sa k acentelik sözleşmesinin sona ermesiyle olduğu gibi müvekkiline terk etmektedir. Bu rı durumun hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurduğunu gözeten Kanunkoyucu, YTTK.m. 122 kla hükmünde denkleştirme akçesini düzenlemiştir. Acentenin bu akçeye hak kazanabilmesi ha için, acentelik sözleşmesinin sona ermesinde kusurunun bulunmaması, acentenin müvekkili m için bir müşteri kitlesi yaratmış olması ve hakkaniyetin bu tür bir denkleştirme akçesinin Tü ödenmesini haklı kılması koşulları aranmaktadır. Denkleştirme akçesi, acentenin, son beş yıl © (acentelik sözleşmesi daha kısa sürmüş ise sözleşme süresinin) boyunca elde edilen kazancın OB azami bir yıllık kısmıdır. Denkleştirme akçesi, tek yetkili satıcılık gibi acenteliğe benzeyen ve TÜ RM tekel hakkı bahşeden diğer sözleşmelere de uygulanabilecektir. Acenteye sözleşmenin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin olarak rekabet yasağının getirilmesine ilişkin sözleşme (rekabet yasağı anlaşması) süre açısından en çok 2 yıllık bir süreyi kapsayabilecektir. Bu anlaşmanın geçerlilik kazanması için yazılı yapılması, anlaşmanın bir suretinin acenteye verilmesi, münhasıran acentelik ilişkisinin kapsadığı bölgeye ve müşteri çevresine ilişkin olması ve konu bakımından da sadece acenteliğin kapsamına giren konularda yasak getirmesi gerekir. Müvekkilin böyle bir rekabet yasağı koyabilmesi için, acenteye, makul bir tazminat ödemesi de zorunludur. Acenteliğe ilişkin hükümlerde, müvekkilin haklarının korunduğu bir alana dikkat çekmek gerekir : TTK.m. 122, acentenin yetkisiz olarak veya yetkisini aşarak yaptığı sözleşmelerde, 22 müvekkil sözleşmeyle bağlı olmadığını derhal bildirmedikçe, sözleşmeden bizzat sorumlu oluyordu. Bu hükmün müvekkil aleyhine yarattığı adaletsizlik, YTTK.m. 108 hükmünde giderilmiş; bu tür hukuki işlemlerde müvekkilin sözleşmeden haberdar olduğu takdirde derhal icazet vermediği hallerde, acente sözleşmeden sorumlu olacaktır. VIII. Ölçeklerine Göre İşletmeler YTTK. m. 1522 uyarınca, küçük ve orta büyüklükteki işletmeleri tanımlayan ölçütler, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu’nun görüşleri lıd ır. alınarak, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yönetmelikle düzenlenir. sa k Ancak, yukarıda da belirtildiği üzere, KOBİ’leri tanıma ve niteliklerini belirleme yetkisi 635 sayılı KHK’nın 28. maddesi ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na verilmiş ve böylece kla rı YTTK. m. 1522 uygulanamaz duruma gelmiştir. Adı geçen Bakanlık tarafından hazırlanacak m ha olan yönetmelik Bakanlar Kurulu tarafından yayımlanacaktır. Tü Yönetmelikle belirlenecek olan ölçütler, bu Kanunun ticari defterler ile finansal © tablolara ve raporlamaya ilişkin olanlar başta olmak üzere, ilgili tüm hükümlerine uygulanır. OB YTTK, bazı hukuki kurumlara ilişkin kurallarda farklı ölçeklere sahip işletmeler açısından farklı RM düzenlemeler getirmiştir. TÜ IX. Ticari İşletmeler Arasında Mal ve Hizmet Tedariki Sözleşmelerinde Borçlunun Temerrüdü (m. 1530) Yeni TTK. m 1530, Borçlar Hukuku’nun temel hukuki kurumlarından biri olan “temerrüt” konusunda istisnai kurallar getirmektedir. Hükümde, tacirler arasında yapılan mal ve hizmet tedarikinde, vadenin belirlenmiş olup olmamasına göre temerrüdün oluşacağı durumlar belirlenmekte, bu çerçevede faturanın tebliğine ve tebligattan belirli bir süre geçmiş olmasına rağmen borcun ödenmemesine bazı sonuçlar bağlamaktadır. Alacaklının KOBİ olduğu veya büyük işletme olmasına rağmen tarım veya hayvan mamulleri ürettiği veya borçlunun büyük ölçekli ticari işletme niteliğini taşıdığı durumlarda, tarafların vadeyi bir sözleşmeyle düzenleyip düzenlemediklerine göre hareket edilecektir. Taraflar sözleşmede 23 vadeyi kararlaştırmamışlarsa, malın veya hizmetin tesliminden itibaren 30 gün içinde bedelin ödenmesi gerekmektedir. Taraflar vadeyi sözleşmede kararlaştırmayı tercih ederlerse, azami olarak 60 günlük süre tayin edebilirler.Bu iki süreye, gözden geçirme ve kabul usulünün uygulandığı hallerde, azami 30 günlük süre uygulanabilir. Ödeme süresinin sonunda satım/hizmet bedeli ödenmezse, ihtara luzum kalmaksızın temerrüt gerçekleşecektir. Sözkonusu süreler, hakkaniyet aksini gerekli kılmıyorsa, uzatılabilir. Şu kadar ki, alacaklının KOBİ, tarım veya hayvan mamülleri üreticisi veya borçlunun büyük işlmetme olduğu durumlarda bu süre uzatılamaz. lıd ır. TTK.m. 1530/8, bu sürelerin, ilk taksidin ödenmesinde uygulanacağını öngörmektedir. sa k Açık bir ifadeyle, 30 ila 60 günlük süreler veya gözden geçirme usulünün uygulandığı durumlarda 60 veya 90 günlük süreler, ilk taksidin uygulanması için geçerlidir. Şu kadar ki, kla rı alacaklının KOBİ, tarım veya hayvan mamülleri üreticisi ve borçlunun büyük işletme olduğu ha durumlarda taksitlendirme sözleşmesi yapılamaz. Tü m Hükümde öngörülen vadeler zarfında ödeme gerçekleşmez ve temerrüt oluşursa, © uygulanacak olan temerrüt faizi de, 3095 Sayılı Kanun uyarınca uygulanan ticari faiz OB oranından en az yüzde sekiz daha yüksek olacaktır (YTTK. m. 1530/7).Bu faiz oranını Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası açıklayacaktır. Son olarak, yukarıda belirtilen taraflar arasında TÜ (YTTK. m. 1530/8). RM yapılan sözleşmelerde, satım/hizmet bedelinin taksitle ödeneceği kararlaştırılamayacaktır 24 ŞİRKETLER HUKUKU KİTABI I. Genel Hükümler Yeni TTK, mevcut TTK’daki sistemi korumuş ve her şirket türüne ait özel hükümler saklı kalmak şartıyla tüm ticaret şirketlerine uygulanacak olan ortak kurallara, “Genel Hükümler” başlığı altında ayrı bir kısımda yer vermiştir. Bu bağlamda, ticaret şirketlerinin türleri, ehliyetleri, sermaye koyma borcu ve bunun ifa edilmemesinin sonuçları, ticaret şirketlerinin birleşmesi, bölünmesi ve tür değiştirmesi, şirketler topluluğuna ilişkin kurallar lıd ır. düzenlenmiştir. sa k 1. Ticaret Şirketlerinin Türleri, Ehliyeti ve Ticaret Şirketlerine Uygulanacak Hükümler kla rı Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ha ibarettir. Kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş m komandit şirket sermaye şirketi sayılır (m. 124). Tüm ticaret şirketleri tüzel kişiliği haizdir (m. © Tü 125/1). OB Yeni TTK, mevcut TTK’nın şirketlerinin hak ehliyetlerini esas sözleşmelerinde yazılı RM olan işletme konusu ile sınırlayan ve hukuk terminolojisinde ultra vires yasağı olarak anılan TÜ 137. maddesini bünyesine katmayarak bu kuralı kaldırmıştır. Böylece Medeni Kanunun tüzel kişilerin hak ehliyetlerine ilişkin düzenlemesi ile uyumlu bir yapı oluşturulmuştur. Bunun sonucu olarak ticaret şirketlerinin işletme konuları dışında yapmış oldukları hukuki işlemler kendileri açısından bağlayıcı hale gelmiştir. Gerçekten yeni TTK m. 125/2 uyarınca, “Ticaret şirketleri, Türk Medenî Kanununun 48 inci maddesi çerçevesinde bütün haklardan yararlanabilir ve borçları üstlenebilirler. Bu husustaki kanuni istisnalar saklıdır”. Fıkrada belirtilen kanuni istisnalar arasında yeni TTK 371/2 sayılabilir. Her şirket türüne özgü hükümler saklı kalmak şartıyla, Türk Medenî Kanununun tüzel kişilere ilişkin genel hükümleri ile bu Kısımda hüküm bulunmayan hususlarda Türk Borçlar 25 Kanununun adi şirkete dair hükümleri her şirket türünün niteliğine uygun olduğu oranda, ticaret şirketleri hakkında da uygulanır (m. 126). 2. Sermaye Koyma Borcu ve Sonuçları: Yeni TTK, teknolojik gelişmeleri de dikkate alarak, sermaye olarak konulabilecek unsurları genişletmiştir. Buna göre ticaret şirketlerine sermaye olarak konulabilecek unsurlar, her şirket türüne ilişkin özel hükümler saklı kalmak şartıyla, m. 127’de şu şekilde sayılmıştır: Para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar, • Fikrî mülkiyet hakları, • Taşınırlar ve her çeşit taşınmaz, • Taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları, • Kişisel emek, • Ticari itibar, • Ticari işletmeler, • Haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler © Tü m ha kla rı sa k lıd ır. • OB gibi değerler, Maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar, • Devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer. TÜ RM • Yeni TTK, aynî sermayenin konulabilmesini şu şekilde bir ön şarta bağlamıştır: “Şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer alan taşınmazlar tapuya şerh verildiği, fikrî mülkiyet hakları ile diğer değerler, varsa özel sicillerine, bu hüküm uyarınca kaydedildikleri ve taşınırlar güvenilir bir kişiye tevdi edildikleri takdirde ayni sermaye kabul olunur. Özel sicile yapılan kayıt iyiniyeti kaldırır” (m.128/2). Yeni TTK’ya göre, mülkiyet ve diğer ayni hakların tapu siciline tescili istemi ile diğer sicillere yapılacak tescillerle ilgili bildirimler, ticaret sicili müdürü tarafından, ilgili sicile resen ve hemen yapılır. Şirketin tek taraflı istemde bulunabilme hakkı saklıdır (m. 128/6). Bu 26 hüküm yeni olup, sermayenin korunması ilkesine hizmet etmektedir. Sermaye taahhüdünde bulunan kişinin, taahhütte bulunduğu tescil edilmiş sermaye değerini başkasına devretmek veya şirket adına tescilini talep etmemek suretiyle şirkete olan sermaye taahhüdünü yerine getirmemesinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Şirket, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi, yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebilir. Tazminat istemi için ihtar şarttır. Şahıs şirketlerinde bu davayı ortaklar da açabilir (m. 128/7). lıd ır. Sermaye taahhüdü bir miktar paraya ilişkin ise, aksine şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede hüküm yoksa, şirketin tescili anından itibaren temerrüt faizi de ödenir (m. rı sa k 128/8). kla Yeni TTK m. 130, sermaye olarak bir alacak hakkının taahhüt edilmesi durumunda ha uygulanacak kuralları düzenlemektedir. Buna göre, (1) Sermaye olarak şirkete alacaklarını m devretmiş olan bir ortak, alacaklar şirketçe tahsil edilmiş olmadıkça sermaye koyma Tü borcundan kurtulmaz. Alacak, vadesi gelmemiş ise aksi kararlaştırılmış olmadıkça, vade © gününden, muaccel ise şirket sözleşmesi veya esas sözleşme tarihinden itibaren bir ay içinde OB şirketçe tahsil edilmelidir. Her ne sebeple olursa olsun, bu süre içinde tahsil edilemediği RM takdirde, gecikmeden dolayı şirketin tazminat hakkına halel gelmemek şartıyla, ortak, TÜ sürenin bitiminden itibaren geçecek günlerin temerrüt faizini de öder. Alacak kısmen tahsil edilmişse, tahsil edilmemiş olan kısım hakkında da bu hükümler geçerlidir. Sermaye şirketine ortak olan kimselerin kişisel alacakları, alacaklarını o ortağa düşen kâr ve tasfiye paylarından alabilirler. Bunun yanı sıra, ortağın kişisel alacaklılarına borçlu ortağın senede bağlanmış veya bağlanmamış paylarını, İcra ve İflas Kanununun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczettirmek ve paraya çevrilmesini talep etmek olanağı da sağlanmıştır. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir (m. 133/2). 27 3. Birleşme: Son yıllarda sıklıkla uygulama alanı bulan ve pratik hayatta “şirket evlenmesi” olarak adlandırılan şirket birleşmeleri yeni TTK’da oldukça radikal değişikliklerle düzenlenmiş, buna karşın birleşmeye egemen olan bazı temel ilkeler de muhafaza edilmiştir. Mevcut TTK’da olduğu gibi, birleşme “devralma yoluyla” ve “yeni kuruluş şeklinde” olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilebilir. Bir şirketin diğerini devralması “devralma şeklinde birleşme”, yeni bir şirket içinde bir araya gelmeleri, “yeni kuruluş şeklinde birleşme” olarak sa k lıd ır. adlandırılmıştır (m. 136). Birleşme, devrolunan şirketin malvarlığı karşılığında, bir değişim oranına göre kla rı devralan şirketin paylarının, devrolunan şirketin ortaklarınca kendiliğinden iktisap edilmesiyle gerçekleşir. Birleşmeyle, devralan şirket devrolunan şirketin malvarlığını bir ha bütün hâlinde devralır. Birleşmeyle devrolunan şirket sona erer ve ticaret sicilinden silinir. Tü m Böylece, Yeni TTK, birleşmeye egemen olan “külli halefiyet” ve “tasfiyesiz infisah” ilkelerini OB © muhafaza etmiştir (m. 136). RM Mevcut TTK’da, aynı tür şirketlerin birleşebileceklerini düzenleyen sınırlayıcı kural kısmen kaldırılmıştır. Yeni düzenlemeye göre, sermaye şirketleri, sermaye şirketleri ve TÜ kooperatiflerle; şahıs şirketleri şahıs şirketleriyle birleşebilir. Şahıs şirketleri, devrolunan şirket olmaları şartıyla, sermaye şirketleri ve kooperatiflerle birleşebilecektir (m. 137). Bunun yanı sıra, yeni TTK, uygulamada şüpheyle yaklaşılan tasfiye halindeki bir şirketin birleşmeye katılması ile sermayesini kaybetmiş veya borca batık durumda bulunan bir şirketin birleşmeye katılmasını iki ayrı maddede düzenleyerek bu durumdaki şirketlerin birleşme işlemine katılımlarına olanak vermiştir. Buna göre: “Tasfiye hâlindeki bir şirket, malvarlığının dağıtılmasına başlanmamışsa ve devrolunan şirket olması şartıyla, birleşmeye katılabilir. Birinci fıkradaki şartların varlığı, bir işlem 28 denetçisinin, bu hususu doğrulayan raporunun, devralan şirketin merkezinin bulunduğu yerin ticaret sicili müdürlüğüne sunulmasıyla ispatlanır” (m. 138). “Sermayesiyle kanuni yedek akçeleri toplamının yarısı zararlarla kaybolan veya borca batık durumda bulunan bir şirket, kaybolan sermayeyi veya gerekiyorsa borca batıklık durumunu karşılayabilecek tutarda serbestçe, tasarruf edilebilen özvarlığa sahip bulunan bir şirket ile birleşebilir. Birinci fıkradaki şartın gerçekleşmiş olduğunu ispatlayan bir işlem denetçisi tarafından hazırlanan raporun, devralan şirketin merkezinin bulunduğu yerin ticaret sicili müdürlüğüne sunulması şarttır” (m.139). lıd ır. Mevcut TTK uyarınca, devrolunan şirketin ortaklarının birleşmeye karar veren genel kurulda olumsuz oy kullansalar dahi, devralan şirketin ortağı olmayı reddederek paylarının sa k değerini talep edip şirketten ayrılma olanakları bulunmamaktadır. Yeni TTK, birleşmeye rı katılan şirketlerin, birleşme sözleşmesinde, ortaklara, devralan şirkette, pay ve ortaklık kla haklarının iktisabı ile iktisap olunacak şirket paylarının gerçek değerine denk gelen bir ayrılma ha akçesi arasında seçim yapma hakkı tanıyabilecekleri gibi, sadece ayrılma akçesinin verilmesini Tü m de öngörebileceklerini bir yenilik olarak düzenlemiştir (m. 141). © Yeni TTK’da, birleşme sözleşmesinin şekli, yapılması, içeriği ve genel kurul tarafından ayrıca birleşmenin RM TTK’da, OB onaylanması, hazırlanacak birleşme raporu ayrıntısıyla düzenlenmiştir (145, 146, 147). Yeni bir uzman işlem denetçisi tarafından denetlenmesi TÜ öngörülmüştür. Buna göre: “(1)Birleşmeye katılan şirketlerin; birleşme sözleşmesini, birleşme raporunu ve birleşmeye esas oluşturan bilançoyu, bu konuda uzman olan bir işlem denetçisine denetlettirmeleri şarttır. (2)Birleşmeye katılan şirketler, birleşmeyi denetleyecek işlem denetçisine amaca yardımcı olacak her türlü bilgi ve belgeyi vermek zorundadır. (3)İşlem denetçisi denetleme raporunda; a) Devralan şirket tarafından yapılması öngörülen sermaye artırımının, devrolunan şirketin ortaklarının haklarını korumaya yeterli bulunup bulunmadığı, b) Değişim oranının ve ayrılma akçesinin adil olup olmadığı, 29 c) Değişim oranının hangi yönteme göre hesaplandığı; en az üç farklı genel kabul gören yöntem ile karşılaştırma yapılarak, uygulanan yöntemin adil olduğu, d) Diğer genel kabul gören yöntemlere göre hangi değerlerin ortaya çıkabileceği, e) Denkleştirme varsa, bunun uygun olup olmadığı, f) Değişim oranının hesaplanması yönünden payların değerlendirilmesinde dikkate alınan özellikler, hususunda inceleme yapıp görüş açıklamakla yükümlüdür. (4)Tüm ortakların onaylaması hâlinde, küçük ölçekli şirketler denetlemeden lıd ır. vazgeçebilirler” (m. 148). sa k Yeni TTK. m. 193/2 uyarınca “Birleşmeyi, bölünmeyi veya tür değiştirmeyi denetlemiş kişiler şirketlere, münferit ortaklara ve alacaklılara karşı kusurları ile verdikleri zararlardan kla rı sorumludurlar”. Böylece, işlem denetçisinin birleşmedeki sorumluluğu bir kusur sorumluluğu 30 m ha olarak Kanunda düzenlenmiştir. Tü Yeni TTK, ayrıntılı olarak düzenlenen birleşmeye ilişkin bazı işlemlerin ihmal edilmesi © yoluyla kolaylaştırılmış birleşmeye de olanak tanımaktadır. Devralan sermaye şirketi OB devrolunan sermaye şirketinin oy hakkı veren bütün paylarına veya bir şirket ya da bir gerçek RM kişi veya kanun yahut sözleşme dolayısıyla bağlı bulunan kişi grupları, birleşmeye katılan sermaye şirketlerinin oy hakkı veren tüm paylarına sahiplerse sermaye şirketleri TÜ kolaylaştırılmış düzene göre birleşebilirler. Ayrıca, devralan sermaye şirketi, devrolunan sermaye şirketinin tüm paylarına değil de oy hakkı veren paylarının en az yüzde doksanına sahipse, azınlıkta kalan pay sahipleri için; devralan şirkette bu payların denk karşılığı olan paylar verilmesi şirket payları yanında, 141. maddeye göre, şirket paylarının gerçek değerinin tam dengi olan nakdî bir karşılık verilmesinin önerilmiş olması ve birleşme dolayısıyla ek ödeme borcunun veya herhangi bir kişisel edim yükümlülüğünün yahut kişisel sorumluluğun doğmaması hâlinde, birleşme kolaylaştırılmış usulde gerçekleşebilir (m. 155). Bu şartları taşıyan şirketler birleşmedeki gerçekleştirmeyebilirler. bazı, TTK. m. 156’da belirtilen işlemleri Birleşmeye katılan şirketlerin alacaklarının ve çalışanların korunması m. 157 ve 158’de ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. 4. Bölünme: Türk Hukukunda, vergi mevzuatında düzenlenen bölünme, özel hukuk mevzuatında ilk defa olarak yeni TTK’da düzenleme altına alınmıştır. Bölünme tam veya kısmi olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilebilir. Tam bölünmede, şirketin tüm malvarlığı bölümlere ayrılır ve diğer şirketlere devrolunur. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve haklarını iktisap sa k lıd ır. ederler. Tam bölünüp devrolunan şirket sona erer ve unvanı ticaret sicilinden silinir. Kısmi bölünmede, bir şirketin malvarlığının bir veya birden fazla bölümü diğer kla rı şirketlere devrolunur. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve haklarını ha iktisap ederler veya bölünen şirket, devredilen malvarlığı bölümlerinin karşılığında devralan Tü m şirketlerdeki payları ve hakları elde ederek yavru şirketini oluşturur (m. 159). RM OB kooperatiflere bölünebilirler. © Yeni TTK’ya göre, sadece sermaye şirketleri ve kooperatifler, sermaye şirketlerine ve TÜ Kanun, ortakların haklarının korunmasına yönelik olarak birleşmeye ilişkin 140. maddeye yollamada bulunmuştur. Devreden şirketin ortaklarına; bölünmeye katılan tüm şirketlerde, mevcut payları oranında şirket payları (oranların korunduğu bölünme) veya bölünmeye katılan bazı veya tüm şirketlerde, mevcut paylarının oranına göre değişik oranda şirket payları (oranların korunmadığı bölünme) tahsis edilebilir (m. 161). Yeni TTK’da, bölünme sözleşmesinin şekli, yapılması, içeriği sermayenin arttırılması ve azaltılması ve genel kurul tarafından onaylanması içeriği, hazırlanacak birleşme raporu ayrıntısıyla düzenlenmiştir (m. 163, 164, 165, 166, 167 vd.). Birleşmede olduğu gibi, bölünme işlemi de bir işlem denetçisi tarafından denetlenir. Denetlemede, birleşmenin denetlenmesine ilişkin 148. madde kıyas yoluyla uygulanır (m. 170). 31 Kanun, birleşmede olduğu gibi alacaklarının ve çalışanların korunmasını ayrıca düzenlemiştir (m. 174, 175, 178). 5. Tür Değiştirme: Yeni TTK, ticaret şirketlerinin tür değiştirmesini de mevcut TTK’dan çok daha ayrıntılı düzenlemeye tabi tutmuştur. Ticaret şirketi hukuki şeklini değiştirerek tür değiştirebilir. Yeni türe dönüştürülen şirket eskisinin devamı niteliğindedir (m. 180). lıd ır. Sermaye şirketleri ancak bir başka sermaye şirketine ve kooperatife dönüştürülürken, sa k kişi (şahıs) şirketleri her türe çevrilebilir. Kooperatif ise sadece bir sermaye şirketine kla rı dönüştürülebilir. Buna göre, sermaye şirketleri kişi şirketlerine dönüştürülemez (m. 181). ha Birleşme ve bölünmede olduğu gibi, ortakların şirket payları ve hakları koruma altına m alınmıştır (m. 183). Tür değiştirmede, dönüştürülecek türün kuruluşuna ilişkin hükümler Tü uygulama alanı bulur (m. 184). Kanun, tür değiştirme planına, tür değiştirme raporuna ilişkin © düzenlemeleri m. 185 ve 186’da düzenlemiştir. İşlem denetimine tabi olan tür değiştirmede, OB işlem denetçisi, tür değiştirmeye ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediğini, bilançonun RM gerçeğe uygun olup olmadığını ve tür değiştirmeden sonra ortakların hukuki durumlarının korunup korunmadığını incelemek ve değerlendirmek zorundadır. Tüm ortakların onaylaması TÜ hâlinde küçük ölçekli şirketler denetlemeden vazgeçebilirler (m. 187). 189. maddede belirtilen nisaplarla genel kurulun tür değiştirmeyi onaylamasını takiben Yönetim organı tür değiştirmeyi ve yeni şirketin sözleşmesini tescil ettirir. Tür değiştirme tescil ile hukuki geçerlilik kazanır. Tür değiştirme kararı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir (m. 189). 32 6. Birleşme, Bölünme ve Tür Değiştirmeye Uygulanacak Ortak Hükümler: Yeni TTK 191, 192 ve 193. maddelerinde şirketlerin yeniden yapılanma süreçlerinde başvurdukları birleşme, bölünme ve tür değiştirmeye ilişkin uygulanacak ortak hükümleri düzenlemiştir. 191. maddede ortaklık paylarının ve haklarının korunması hüküm altına alınırken 192. madde her üç işlemin iptaline ve eksikliklerin giderilmesine ilişkin kuralları düzenlemiştir. Buna göre, birleşme, bölünme ve tür değiştirme kararına olumlu oy vermemiş ve bunu lıd ır. tutanağa geçirmiş bulunan birleşmeye, bölünmeye veya tür değiştirmeye katılan şirketlerin ortakları; bu kararın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilanından itibaren iki ay içinde iptal kla rı sa k davası açabilirler. İlanın gerekmediği hâllerde süre tescil tarihinden başlar. Birleşme, bölünme ve tür değiştirmeye katılan tüm kişiler kusurları verdikleri zarardan ha şirkete, alacaklılara ve ortaklara karşı sorumludur. İşlem denetçileri de kusurları ile vermiş © Tü m oldukları zarardan ortaklara ve alacaklılara karşı sorumludur (m. 193). OB 7. Ticari İşletmenin Ticaret Şirketiyle Birleşmesi Ve Ticaret Şirketinin Ticari İşletmeye RM Dönüştürülmesi: TÜ Şirketlerin yeniden yapılanması kapsamında ve yeni düzene uyum sağlamaları kapsamında Yeni TTK., ilk kez ticari işletmenin bir ticaret şirketiyle birleşmesini ve ticaret şirketinin ticari işletmeye dönüştürülmesini düzenlemiştir (m. 194). Bir ticari işletme, bir ticaret şirketiyle, onun tarafından devralınmak suretiyle birleşebilir. Bu hâlde devralan ticaret şirketinin türüne göre 138 ilâ 140, 142 ilâ 158 ve ortak hükümlere ilişkin 191 ilâ 193 üncü madde hükümleri kıyas yoluyla uygulanır. Bir ticari işletmenin bir ticaret şirketine dönüşmesi hâlinde 182 ilâ 193 üncü maddeler kıyas yoluyla uygulanabilir. 33 Bir ticaret şirketinin bir ticari işletmeye dönüştürülebilmesi için, söz konusu ticaret şirketinin paylarının tümü, ticari işletmeyi işletecek kişi veya kişiler tarafından devralınmalı ve ticari işletme bu kişi veya kişiler adına ticaret siciline tescil ve ilan edilmelidir. Bu hâlde, ticari işletmeye dönüştürülen ticaret şirketi, bir kollektif veya komandit şirket ise mezkûr ticaret şirketinin borçlarından, ticari işletmeyi işletecek kişi ve kişiler ile ticaret şirketinin eski ortakları da 264 üncü maddedeki zamanaşımı süresince sıfatlarına göre müteselsilen sorumlu olurlar. Dönüştürmeye bu Kanunun 264 ilâ 266 ncı maddeleri de uygulanır. lıd ır. 8. Şirketler Topluluğu sa k Yeni TTK’da ilk defa düzenlenen konulardan birisi de şirketler topluluğudur. Bu rı düzenlemenin amacı, hakim konumdaki şirketin yavru şirket veya şirketlerine vermiş olduğu kla talimatlarla yavru şirketleri zarara uğratması sonucunda sorumluluğunu düzenlemek, ha böylece yavru şirketi ve pay sahiplerini korumaktadır. Böylelikle, yeni düzenlemeyle, şirketler m topluluğuna dahil olan ve hakim şirketin talimatıyla hareket eden yavru şirketlerin ve hakim Tü şirketin, birbirlerinden hukuken bağımsız tüzel kişilikler olması sebebiyle, hakim şirketin OB ortadan kaldırılmış olmaktadır. © yavru şirketlerin uygulamalarından sorumlu olmadığı yönündeki paradoks ve yapaylık RM İlk olarak, hangi durumlarda şirketler topluluğunun oluşacağı, TTK.m. 195 hükmünde TÜ düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca, Bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketinin, doğrudan veya dolaylı olarak; 1. Oy haklarının çoğunluğuna sahipse veya 2. Şirket sözleşmesi uyarınca, yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabilmek hakkını haizse veya 3. Kendi oy hakları yanında, bir sözleşmeye dayanarak, tek başına veya diğer pay sahipleri ya da ortaklarla birlikte, oy haklarının çoğunluğunu oluşturuyorsa, b) Bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketini, bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla hâkimiyeti altında tutabiliyorsa, birinci şirket hâkim, diğeri bağlı şirkettir. Bu şirketlerden en az birinin merkezi Türkiye’de ise, bu Kanundaki şirketler topluluğuna ilişkin hükümler uygulanır. 34 (2) Birinci fıkrada öngörülen hâller dışında, bir ticaret şirketinin başka bir ticaret şirketinin paylarının çoğunluğuna veya onu yönetebilecek kararları alabilecek miktarda paylarına sahip bulunması, birinci şirketin hâkimiyetinin varlığına karinedir. Sayın durumlar, “hakimiyet (kontrol) araçlarını” ortaya koymakta, bu araçlardan birinin varlığı halinde şirketler topluluğıunun oluşacağını belirlemektedir. Bir şirketler topluluğunda hakim şirket, yavru şirketler üzerindeki hakimiyetini hukuka aykırı olarak kullanmamalıdır (TTK.m. 202). Hakimiyetin hukuka aykırı kullanılması, hakim şirketin, yavru şirkete yönelttiği talimatlarla yavru şirketin kendini kayba uğratan hukuki işlemleri ve lıd ır. eylemleri gerçekleştirmesi olarak tarif edilebilir. Hakimiyetin hukuka aykırı kullanılmasına sa k ilişkin örnekler, TTK.m. 202 hükmünde sayılmaktadır. kla rı Hakim şirket hakimiyetini hukuka aykırı kullanırsa, bunu aynı mali yıl içinde telafi etmelidir. Aksi takdirde, kayba uğrayan yavru şirketin ortakları ve alacaklıları, hakim şirkete ve onun ha yönetim kurulu üyelerine yöneltecekleri davayla, meydana gelen kaybın telafi edilmesini OB © satılmasını da karara bağlayabilir. Tü m talep edebilirler. Hakim, hakkaniyet gerektiriyorsa, davacı ortağın paylarının hakim şirkete RM Yeni TTK, hakimiyetin hukuka aykırı kullanılmasından doğan sorumluluğun yanısıra güvene dayalı sorumluluğu da düzenlemektedir. Buna göre, hakim şirket, toplumda belirli düzeye TÜ ulaşmış olan itibarını yavru şirkete kullandırdığı takdirde , üçüncü kişiler nezdinde oluşturulan bu güvenin boşa çıkmasından doğan zarardan sorumludur. Bu sorumluluğun tipik görünüm biçimi, hakim şirketin, belirli bir hukuki ilişkide, somut bir himaye beyanıyla üçüncü kişiyi yavru şirketle sözleşme yapmaya yöneltmesi durumudur. Son olarak, Yeni TTK, yavru şirkette % 10 veya daha az payı bulunan bir ortağın, belirli koşulların varlığı halinde bir dava marifetiyle şirketten çıkarılmasını düzenlemektedir (TTK.m. 208). “Squeeze out” olarak adlandırılan bu hukuki sürecin koşulları, şu şekilde belirlenmektedir: - Ortağın şirketin çalışmasını engellemesi, 35 - dürüstlük kuralına aykırı davranması, - fark edilir sıkıntı yaratması veya - pervasızca hareket etmesi Bu dava, ancak hakim şirketin doğrudan veya dolaylı olarak yavru şirketin paylarının en az % 90’ına sahip olduğu durumlarda açılabilir. Şirketler topluluğunda yer alan şirketlerin her biri tekil olarak, şirketler topluluğu ise lıd ır. konsolide olarak bağımsız denetime tabidir (YTTK.m. 397 vd.), sa k 9. Sermaye Şirketlerinin İnternet Sitesi Kurma Yükümlülüğü (m. 1524) TÜ RM OB © Tü m ha kla rı “(1) Her sermaye şirketi, bir internet sitesi açmak, şirketin internet sitesi zaten mevcutsa bu sitenin belli bir bölümünü aşağıdaki hususların yayımlanmasına özgülemek zorundadır. Yayımlanacak içeriklerin başlıcaları şunlardır: a) Şirketçe kanunen yapılması gereken ilanlar. b) Pay sahipleri ile ortakların menfaatlerini koruyabilmeleri ve haklarını bilinçli kullanabilmeleri için görmelerinin ve bilmelerinin yararlı olduğu belgeler, bilgiler, açıklamalar. c) Yönetim ve müdürler kurulu tarafından alınan; rüçhan, değiştime, alım, önerilme, değişim oranı, ayrılma karşılığı gibi haklara ilişkin kararlar; bunlarla ilgili bedellerin nasıl belirlendiğini gösteren hesapların dökümü. d) Değerleme raporları, kurucular beyanı, payların halka arz edilmesine dair taahhütler, bunlara ait teminatlar ve garantiler; iflasın ertelenmesine veya benzeri konulara ilişkin karar metinleri; şirketin kendi paylarını iktisap etmesi hakkındaki genel kurul ve yönetim kurulu kararları, bu işlemlerle ilgili açıklamalar, bilgiler, belgeler. e) Ticaret şirketlerinin birleşmesi, bölünmesi, tür değiştirmesi hâlinde, ortakların ve menfaat sahiplerinin incelemesine sunulan bilgiler, tablolar, belgeler; sermaye arttırımı, azaltılması dâhil, esas sözleşme değişikliklerine ait belgeler, kararlar; imtiyazlı pay sahipleri genel kurulu kararları, menkul kıymet çıkarılması gibi işlemler dolayısıyla hazırlanan raporlar. f) Genel kurullara ait olanlar dâhil her türlü çağrılara ait belgeler, raporlar, yönetim kurulu açıklamaları. g) Şeffaflık ilkesi ve bilgi toplumu açısından açıklanması zorunlu bilgiler. h) Bilgi alma kapsamında sorulan sorular, bunlara verilen cevaplar, diğer kanunlarda pay sahiplerinin veya ortakların aydınlatılması için öngörülen hususlar. ı) Finansal tablolar, kanunen açıklanması gerekli ara tablolar, özel amaçlarla çıkarılan bilançolar ve diğer finansal tablolar, pay ve menfaat sahipleri bakımından bilinmesi gerekli finansal raporlamalar, bunların dipnotları ve ekleri. i) Yönetim kurulunun yıllık raporu, kurumsal yönetim ilkelerine ne ölçüde uyulduğuna ilişkin yıllık değerlendirme açıklaması; yönetim kurulu başkan ve üyeleriyle yöneticilere 36 OB © Tü m ha kla rı sa k lıd ır. ödenen her türlü paralar, temsil ve seyahat giderleri, tazminatlar, sigortalar ve benzeri ödemeler. j) Denetçi, özel denetçi, işlem denetçisi raporları. k) Yetkili kurul ve bakanlıkların konulmasını istedikleri, pay sahiplerini ve sermaye piyasasını ilgilendiren konulara ilişkin bilgiler. (2) Birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklere uyulmaması, ilgili kararların iptal edilmesinin sebebini oluşturur; Kanuna aykırılığın tüm sonuçlarının doğmasına yol açar ve kusuru bulunan yöneticiler ile yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna neden olur. Ceza hükümleri saklıdır. (3) İnternet sitesinin bilgi toplumu hizmetlerine ayrılmış bölümü herkesin erişimine açıktır. Erişim hakkının kullanılması, ilgili olmak veya menfaati bulunmak gibi kayıtlarla sınırlandırılamayacağı gibi herhangi bir şarta da bağlanamaz. Bu ilkenin ihlali hâlinde herkes engelin kaldırılması davasını açabilir. (4) İnternet sitesinin bu maddenin amaçlarına özgülenmiş kısmında yayımlanan içeriğin başına tarih ve parantez içinde “yönlendirilmiş mesaj” ibaresi konulur. Bu ibareli mesaj ancak Kanuna ve ikinci fıkrada anılan yönetmeliğe uyulmak suretiyle değiştirilebilir. Özgülenen kısımda yer alan bir mesajın yönlendirildiği karinedir. Sitenin, bir numara altında tescili ve ilgili diğer husular Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından bir yönetmelikle düzenlenir. (5) Bu Kanun ve ilgili diğer kanunlarda veya idari düzenlemelerde daha uzun bir süre öngörülmedikçe, şirketin internet sitesine konulan bir içerik, üzerinde bulunan tarihten itibaren en az altı ay süreyle internet sitesinde kalır; aksi hâlde konulmamış sayılır. Finansal tablolar için bu süre beş yıldır. (6) Yönlendirilmiş mesajların basılı şekilleri 82 nci madde uyarınca saklanır. İnternet sitesinde yer alacak bilgiler metin hâline getirilip şirket yönetimi tarafından tarih ve saati gösterilerek noterlikçe onaylı bir deftere sıra numarası altında yazılır veya yapıştırılır. Daha sonra sitede yayımlanan bilgilerde bir değişiklik yapılırsa, değişikliğe ilişkin olarak yukarıdaki işlem tekrarlanır” TÜ RM İnternet sitesi kurma, internet sitesinin bir bölümünü bilgi toplumu hizmetlerine ayırma ve burada yer alacak bilgileri güncelleme yükümlülüğünün ihlali ise, TTK.m. 562/12 hükmünde, şu şekilde düzenlenmiştir: Bu Kanunun 1524 üncü maddesinde öngörülen internet sitesini bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde oluşturmayan veya internet sitesi mevcut ise aynı süre içinde internet sitesinin bir bölümünü bilgi toplumu hizmetlerine özgülemeyen anonim şirket yönetim kurulu üyeleri, limited şirket müdürleri ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirkette yönetici olan komandite ortaklar altı aya kadar hapis ve yüz günden üçyüz güne kadar adli para cezasıyla ve aynı madde uyarınca internet sitesine konulması gereken içeriği usulüne uygun bir şekilde koymayan bu bentte sayılan failler üç aya kadar hapis ve yüz güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılırlar. 37 ANONİM ŞİRKET I. Tanım, Unsurlar ve Kuruluş 1. Tanım Yeni TTK.m. 329, anonim şirketi, mevcut TTK. m. 269 hükmüne koşut olarak “Anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir” şeklinde tanımlamakta; pay sahiplerinin sadece şirkete taahhüt ettikleri sermayeyle sorumlu bulunduklarını ortaya koymaktadır (YTTK. m. 329/2, 480/1). Yeni TTK, anonim ortaklığın tüm alt türleri (aile ortaklıkları, tek kişilik ortaklıklar, hakla açık lıd ır. anonim ortaklıklar vb.) için geçerli olacak düzenlemeler getirmektedir. Halka açık anonim sa k ortaklıklar hakkında ayrıca, Sermaye Piyasası Kanunu uygulama alanı bulacaktır. ha kla rı 2. Ortak Sayısı ve Tek Kişilik Ortaklıklar Yeni TTK.m. 338 uyarınca, anonim ortaklık en az bir ortakla kurulabilecek, çok sayıda Tü m pay sahibi bulunan anonim ortaklık, tek ortaklı anonim ortaklığa dönüştürülebilecektir. Artık © pay sahibi sayısının azalması ve beşin altına düşmesi, bir sona erme sebebi olmaktan OB çıkmıştır. RM Bir anonim ortaklığın tek ortaklı olması, başlı başına tescile tabi bir husustur (YTTK. m. TÜ 338/2). Ayrıca YTTK. m. 371/6 uyarınca, tek ortaklı anonim ortaklıklarda, ortak ile şirket arasındaki sözleşmeler, yazılı geçerlilik şartına bağlanmıştır. 3. Sermaye ve Sermaye Sistemleri Kapalı anonim şirketler de, esas sermaye sisteminin yanı sıra kayıtlı sermaye sistemini seçebilirler (YTTK. m. 332). Esas sermaye sisteminde, asgari sermaye 50.000 TL iken, kayıtlı sermaye sisteminde başlangıç sermayesi 100.000 TL’dir. Kanundan kayıtlı sermaye sistemine girişte serbestliğin esas olduğu anlaşılmaktadır. Zira Kanun kayıtlı sermaye sistemine girişte Gümrük ve Ticaret Bakanlığının iznine yer vermemiştir. Ancak, kapalı anonim şirketler gerekli şartları artık haiz olmadıkları takdirde, Gümrük ve Ticaret Bakanlığından izin alarak kayıtlı 38 sermaye sisteminden çıkabilecekler; bu sisteme alınırken aranan nitelikleri kaybettiklerinde de, istemleri bulunmasa bile aynı Bakanlık tarafından sistemden çıkartılacaklardır. (YTTK. m. 332/3). Kayıtlı sermaye sisteminde, genel kurul tavan sermayeyi belirler; bu karar bir esas sözleşme değişikliği olmakla birlikte bir sermaye artırımı değildir. Sermaye artırımını, kayıtlı sermaye sisteminde yönetim kurulu karara bağlar (YTTK. m. 456/2). Kayıtlı sermaye sisteminde sermaye artırımı (YTTK. m. 460) aşağıda sermaye artırımına dair hükümlerde ele alınacaktır. lıd ır. 4. Kuruluş İşlemleri sa k Şirketin daha kuruluş aşamasından itibaren sağlıklı ve kurumsal bir biçimde yapılandırılması ve malvarlığının korunması ilkesinin etkin bir şekilde hayata geçirilmesinin kla rı sağlanması için kuruluş işlemleri üzerinde Kanunda önemle durulmaktadır. Aşamalar ve ha yenilikler, şu şekilde sıralanabilir: Tü m a. Anasözleşme, kanunun hükümlerinden, ancak kanunda açıkça izin verilmişse sapabilir © (YTTK. m. 340). OB b. Esas sermayeyi oluşturan payların tamamının, kurucular tarafından esas sözleşmede 341). RM taahhüt olunduğu, esas sözleşmenin altında yer alan bir noter şerhi ile onaylanır (YTTK. m. TÜ c. Ayni sermayenin konulmasında, sicile tabi hakların ve malvarlığı unsurlarıyla ilgili olarak sicile şerh düşülmesi (YTTK. m. 128) ve değerlemeye ilişkin yeni kurallar (YTTK. m. 342-343) hükümlerinde düzenlenmiştir. d. Pay bedellerinin ödenmesinde bankaya özel görevler yüklenmektedir (YTTK. m. 344). e. Kuruluş belgeleri, kanunda ayrıntılı olarak düzenlenmiştir (YTTK. m. 336). f. Kuruluşta, kurucuların “kurucu beyanı” adı verilen irade açıklamasında bulunmaları öngörülmüştür (YTTK. m. 349). h. Kuruluşta işlem denetimi öngörülmüştür (YTTK. m. 351). h. Kuruluşta halka arza imkan tanınmıştır (YTTK. m. 350). 39 5. Ön Şirket ve Anonim Şirketin Tüzel Kişilik Kazanması Yeni TTK. m. 335 uyarınca şirket, kurucuların, kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunan, sermayenin tamamını ödemeyi, şartsız taahhüt ettikleri, imzalarının noterce onaylandığı esas sözleşmede, anonim şirket kurma iradelerini açıklamalarıyla kurulur. Kuruluşa ilişkin sorumluluk, bu aşamada başlar. Tüzel kişilik ise, YTTK. m. 355 uyarınca ticaret siciline tescille kazanılır. 6. Fesih Davası lıd ır. Anonim şirketin butlanına veya yokluğuna karar verilemez. Ancak, şirketin sa k kurulmasında kanun hükümlerine aykırı hareket edilmek suretiyle, alacaklıların, pay sahiplerinin veya kamunun menfaatleri önemli bir şekilde tehlikeye düşürülmüş veya ihlal kla rı edilmiş olursa, yönetim kurulunun, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının, ilgili alacaklının veya pay ha sahibinin istemi üzerine şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince şirketin feshine karar verilir (YTTK. m. 353/1). Bu dava, şirketin tescil ve ilanından itibaren üç Tü m aylık hak düşürücü süre içinde açılır (YTTK. m. 353/4). Eksikliklerin giderilebilmesi, esas sözleşmeye veya kanuna aykırı hususların düzeltilebilmesi için mahkeme süre verebilir TÜ RM 7. Kanuna Karşı Hile OB © (YTTK.m. 353/2). Şirketin tescilinden itibaren iki yıl içinde bir işletme veya aynın, sermayenin onda birini aşan bir bedel karşılığında devralınmasına veya kiralanmasına ilişkin sözleşmeler, genel kurulca onaylanıp ticaret siciline tescil edilmedikçe geçerli olmaz. Yeni TTK, satın almalar açısından geçerli olan bu kuralı, kiralamalar açısından da uygulamaktadır. Bu sözleşmelerin onaylanmasından ve tescilinden önce, bunların ifası amacıyla yapılmış olan ödemeler dâhil, her türlü tasarruf geçersizdir (YTTK. m. 356/1). YTTK. m. 356/5 hükmünde, şirketin işletme konusunu oluşturan veya cebrî icra yoluyla iktisap edilen ayın ve işletmeler hakkında bu madde hükmünün uygulanmayacağı düzenlenerek, hükmün uygulama alanı açıklığa kavuşturulmuştur. 40 II. Yönetim Kurulu 1. Üye Sayısı Yeni TTK m. 359 uyarınca, yönetim kurulu en az bir üyeden oluşur. Yeni TTK sisteminde de, mevcut sistemde olduğu gibi, yönetim kurulunun asgari sayının üzerinde üyeden oluşmasına ve yönetim kurulunun değişen sayıda üyeden oluşmasına ilişkin kurallar getirilmesi mümkündür. lıd ır. 2. Üyelerin Nitelikleri sa k Yeni TTK’da, yönetim kurulu üyesinin pay sahibi olması zorunlu değildir. kla rı Yönetim kurulu üyeleri, gerçek kişi veya tüzel kişi olabilir (YTTK. m. 359/1). Yönetim ha kurulu üyelerinin ve tüzel kişi adına tescil edilecek gerçek kişinin tam ehliyetli olmaları şarttır. Yönetim kurulu üyelerinin en az dörtte birinin yüksek öğrenim görmüş olması zorunludur. Tü m Tek üyeli yönetim kurulunda bu zorunluluk aranmaz (YTTK. m. 359/3). Üyeliği sona erdiren OB © sebepler (YTTK. m. 363/2) seçilmeye de engeldir (YTTK. m. 359/4). Bir tüzel kişi yönetim kuruluna üye seçildiği takdirde, tüzel kişiyle birlikte, tüzel kişi RM adına, tüzel kişi tarafından belirlenen, sadece bir gerçek kişi de tescil ve ilan olunur; ayrıca, TÜ tescil ve ilanın yapılmış olduğu, şirketin internet sitesinde hemen açıklanır. Tüzel kişi adına sadece, bu tescil edilmiş kişi toplantılara katılıp oy kullanabilir (YTTK. m. 359/2). Yeni TTK’da bağımsız üyelik zorunlu tutulmamaktadır. Ancak Gerekçe incelendiğinde, bağımsız üyeliğin teşvik edildiği anlaşılmaktadır. Anasözleşmede öngörülmek kaydıyla, belirli pay veya pay sahibi gruplarının yahut azlığın yönetim kurulunda temsili (yönetime katılmada imtiyaz) kanunda açıkça düzenlenmiştir (YTTK. m. 360). 41 3. Üyeliğin Kazanılması ve Kaybedilmesi Yönetim kurulu üyeleri en çok üç yıl süreyle görev yapmak üzere seçilir. Esas sözleşmede aksine hüküm yoksa, aynı kişi yeniden seçilebilir (YTTK. m. 362). Yönetim kurulu, kuruluşta şirketin tüzel kişilik kazanmasıyla (YTTK. m. 355), sonrasında ise genel kurul (YTTK.m. 408) veya istisnaen yönetim kurulu (YTTK. m. 363/1) tarafından seçimle kazanılır. Dış ilişkide, yönetim kurulu üyeliği, bu kararın tesciliyle kazanılır. Yeni dönemde, yönetim kurulu üyeliği sıfatının kazanılması için, pay sahibi sıfatı lıd ır. aranmamaktadır. sa k Yönetim kurulu üyelerinden birinin iflasına karar verilir veya ehliyeti kısıtlanır ya da bir üye üyelik için gerekli kanuni şartları yahut esas sözleşmede öngörülen nitelikleri kla rı kaybederse, bu kişinin üyeliği, herhangi bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden sona erer ha (YTTK. m. 363/2). Bir diğer sona erme sebebi, genel kurul tarafından alınan azil kararıdır OB © 4. Yönetim Kurulu Toplantıları Tü m (YTTK. m. 408). Yönetim kurulunda toplantı yetersayısı hafifletilmiş, şirketin kolayca karar alması RM sağlanmıştır. Buna göre anasözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, TÜ yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Bu kural, yönetim kurulunun elektronik ortamda yapılması hâlinde de uygulanır (YTTK. m. 390/1). Üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları, yönetim kurulu üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması, bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Onayların aynı kâğıtta bulunması şart değildir; ancak onay imzalarının bulunduğu kâğıtların tümünün yönetim kurulu karar defterine yapıştırılması veya kabul edenlerin imzalarını içeren bir karara dönüştürülüp karar defterine geçirilmesi kararın 42 geçerliliği için gereklidir (YTTK. m. 390/4). Zira, kararların geçerliliği yazılıp imza edilmiş olmalarına bağlıdır (YTTK. m. 390/5). Yönetim kurulunun hangi kararlarının kesin hükümsüz olacağı, yeni TTK. m. 391 hükmünde belirlenmektedir : “Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle; a) Eşit işlem ilkesine aykırı olan, b) Anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini lıd ır. gözetmeyen, sa k c) Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren, kla rı d) Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin, Tü © 5. Yönetim Kurulunun Görevleri m ha kararlar.” OB Yönetim kurulu, şirketi idare ve temsil eder (YTTK. m. 365). Yönetim kurulu içinde RM görev dağılımı öngörülmesi (YTTK.m. 366) ve yönetim yetkilerinin üye olmayan kimselere devri Kanunda açıkça düzenlenmiştir (YTTK.m. 367). Yönetim kurulunun devredilemez ve TÜ vazgeçilemez görev ve yetkileri, YTTK. m. 375 hükmünde, şu şekilde sayılmıştır: “a) Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi. b) Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi. c) Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal planlama için gerekli düzenin kurulması. d) Müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları. e) Yönetimle görevli kişilerin, özellikle kanunlara, esas sözleşmeye, iç yönergelere ve yönetim kurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edip etmediklerinin üst gözetimi. 43 f) Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim açıklamasının düzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi. g) Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması.” Nasıl bir yetki dağılımı yapılırsa yapılsın, yönetim kurulunun ve onun her bir üyesinin, yukarıda sayılan görevleri devredilemez. Yönetim kurulunda görev ve yetki dağılımları, teşkilat yönergesi olarak da adlandırılan iç yönergede (YTTK. m. 367) düzenlenecektir. Söz konusu yönerge, tescil ve ilan edilecektir. Teşkilat yönergesinde, yönetim ve icra yetkilerinin lıd ır. kimlere ait olduğu, görev ve yetki mevkileri tanımlanarak belirtilecektir. Teşkilat yönergesi, kimlerin yönetim yetkilerine sahip olduğu ve kimlerin sorumluluk altında bulunacağı rı sa k konusunda önemli bir ölçü teşkil etmektedir. kla 6. Temsil ha 44 m Anonim şirketi kimlerin temsil edeceği, anasözleşme ve iç yönergeden hareketle, Tü genel kurul tarafından seçilen yönetim kurulu üyelerinin yönetim ve temsil yetkilerinin © dağılımı konusunda aldığı karara ve bu karara istinaden düzenlenen imza sirkülerine göre OB belirlenir. Temsil yetkisinin verildiği kişiler arasında mutlaka en az bir yönetim kurulu üyesi RM bulunmalı; bu üye, Türk vatandaşı olmalı ve Türkiye’de ikamet etmelidir (YTTK. m. 359/1). TÜ İşletme konusu dışında işlem yapma yasağı kaldırılmış ise de, anonim ortaklıklarda temsile yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaptığı işlemler de şirketi bağlar (YTTK.m.125/2); meğerki, üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu dışında bulunduğunu bildiği veya durumun gereğinden, bilebilecek durumda bulunduğu ispat edilsin. Şirket esas sözleşmesinin ilan edilmiş olması, bu hususun ispatı açısından, tek başına yeterli delil değildir (YTTK. m. 371/2). Görüldüğü üzere, anonim ortaklıklarda, bir hukuki işlemin işletme konusu dışında kalması, Yeni TTK uyarınca ilke olarak geçersiz olmayacak, bununla birlikte, hukuki işlemin yapıldığı sırada üçüncü kişinin müspet hukuki vukufu, istisnanın uygulanmasına ve hukuki işlemin geçersiz sayılmasına yol açacaktır. 7. Yönetim Kurulu Üyelerinin Hak ve Borçları Yönetim kurulu üyelerinin özen ve bağlılık yükümlülükleri, YTTK. m. 369/1 hükmünde şu şekilde tanımlanmaktadır : “Yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar”. Yönetim kurulu üyeleri, şirket dışı menfaatlerini ilgilendiren kararların tartışıldığı yönetim kurulu toplantılarına katılmaktan yasaklıdır (YTTK. m. 393). Yasak, yönetim kurulu lıd ır. üyesi, kendisinin şirket dışı kişisel menfaatiyle veya alt ve üst soyundan birinin ya da eşinin yahut üçüncü derece dâhil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarından birinin, kişisel sa k ve şirket dışı menfaatiyle şirketin menfaatinin çatıştığı konulara ilişkin olarak getirilmektedir. kla rı Yasağın, “şirket dışı menfaatleri” ilgilendirdiği, gözden kaçırılmamalıdır. ha Menfaat uyuşmazlığı yönetim kurulu tarafından bilinmiyor olsa bile, ilgili üye bunu m açıklamak ve yasağa uymak zorundadır. Bu hükümlere aykırı hareket eden yönetim kurulu Tü üyesi ve menfaat çatışması nesnel olarak varken ve biliniyorken ilgili üyenin toplantıya © katılmasına itiraz etmeyen üyeler ve söz konusu üyenin toplantıya katılması yönünde karar RM TÜ (YTTK. m. 393/2). OB alan yönetim kurulu üyeleri, bu sebeple şirketin uğradığı zararı tazminle yükümlüdürler Yönetim kurulu üyelerinin şirketle işlem yapmaları (YTTK. m. 395/1) ve şirketle rekabet etmeleri (YTTK. m. 396) yasaktır ve ancak şirket anasözleşmesinde buna izin verilmesi veya genel kurulun bu yönde karar alması halinde mümkündür. Yeni TTK, yöneticiler açısından bir yasağa daha yer vermekte; yönetim kurulu üyesinin, onun 393 üncü maddede sayılan yakınlarının, kendisinin ve söz konusu yakınlarının ortağı oldukları şahıs şirketlerinin ve en az yüzde yirmisine katıldıkları sermaye şirketlerinin, şirketten ödünç almasını ve şirketin bu kişiler lehine teminat yükümlülükleri altına girmesini yasaklamaktadır (YTTK. m. 395/2). Ödünç alma yasağı, Yeni TTK. m. 358 ile pay sahiplerine de getirilmiştir. Yasağın ihlali halinde, YTTK. m. 562 uyarınca adli para cezası uygulanacak, bağımsız denetimden olumlu rapor alınması tehlikeye girecektir. Diğer yandan, yönetim kurulu üyesi 45 ve ilgili kişiler (YTTK. m. 395) açısından, yasağın ihlali, şirket alacaklılarının alacakları oranında bu kişileri doğrudan takip etmesine yol açar. Yasağı ihlal eden ortaklar açısından ise bu yaptırım, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 24/3 hükmünde belirtildiği şekilde uygulanır. 8. Yönetim Kurulunun Borca Batıklık Halinde Görevleri YTTK.m. 376, mali durumun bozulması ve borca batıklık hallerini, ölçü aldığı mali kıstas dışında mevcut TTK. m. 324 hükmüne paralel olarak düzenlemektedir. TTK.m. 324, lıd ır. sermayenin azalmasını esas alırken, YTTK.m. 376, sermayenin ve kanuni yedek akçeler toplamının azalmasını hükme bağlamaktadır. Buna göre, sermayenin yarısının ve 2/3’ünün sa k karşılıksız kalması, genel kurulun toplantıya çağrılmasını ve duruma göre önlem alınmasını rı zorunlu kılmaktadır. Şirketin borca batık hale gelmesi olasılığında ise, yönetim kurulu kla üyelerinin şirketin doğrudan doğruya iflasını isteme yükümlülüğü devam etmektedir (YTTK. m ha m. 376/3). Tü YTTK.m. 376 hükmünün mevcut TTK’dan farkı, mali durumun bozulmasında ve borca © batıklıkta sermaye yerine sermaye ve kanuni yedek akçeler toplamının esas alınmasıdır. İkinci OB fark ise, borca batıklık durumunda keyfiyetin bağımsız denetçiye bildirilmesi, bağımsız RM denetçinin 7 gün içinde durumu değerlendiren ve önerilerini içeren bir raporu şirkete TÜ sunmasıdır (TTK.m. 376/3). Yeni TTK, malvarlığının korunması amacıyla etkin düzenlemeler getirmiş; kuruluşta ve sermaye artırımında sermaye unsurlarının eksiksiz olarak şirkete dahil edilmesini, ortakların ve yöneticilerin ödünç almalarının yasaklanmasını, Türkiye muhasebe standartlarının ve bağımsız denetim standartlarının getirilmesini, yöneticilerin mali haklarının bir yandan güvence altına alınmasını, diğer yandan şirketin özvarlığıyla dengeli bir biçimde belirlenmesini ve internet sitesinde kamuya duyurulmasını öngörmüştür. Şirketin mali durumunun bozulmasına ilişkin kurallar da, bu anlayışın yansımasıdır. Kanun, borsa şirketleri ve denetçinin öngöreceği şirketler açısından risklerin erken teşhisi ve yönetimi komitesinin 46 kurulmasını zorunlu tutmuştur (TTK.m. 378). Komitenin her iki ayda bir yönetim kurulu için düzenleyeceği raporlar, denetçiyle de paylaşılır (TTK.m. 378/2). 9. Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu Yeni TTK’da, mevcut TTK. m. 336 vd. hükümlerindeki temel anlayış korunmakla birlikte, oldukça çarpıcı bir yeniliğe yer verilmiştir. Yeni TTK.m. 553/3 uyarınca hiç kimse kontrolü dışında meydana gelen zararlardan sorumlu tutulamayacağı için, hakime, meydana gelen zararda kimin kusurlu olduğunu saptama görevi yüklenmiştir. Böylelikle yönetim kurulu olduğu gibi istisnasız ve mutlak olarak zincirleme sorumluluk altında olmayacak; yetki lıd ır. devirleri (YTTK. m. 367) ve somut olayın özellikleri dikkate alınarak hakim gerçek sorumluları sa k ve bunların kusur oranlarını (farklılaştırılmış müteselsil sorumluluk) tayin edecektir (YTTK. m. yöneticilerin kusursuzluklarını kanıtlama yükümlülüğü (YTTK. m. ha Bunun dışında, kla rı 557). 553/1) hususunda bir değişiklik yoktur. İbra ise, hükümleri itibariyle düzenlenmiş (YTTK. m. © Tü m 558/2, 559); ibra kararının genel kurul kararıyla kaldırılamayacağı hükme bağlanmıştır. OB Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunda, hukuka aykırılık, kusur, zarar ve nedensellik bağı unsurları söz konusudur. Kanun, yukarıda açıklanan kusur sorumluluğunun RM yanında, kusursuz sorumluluk doğuran belgelerin ve beyanların kanuna aykırı olması (YTTK. TÜ m. 549); sermaye hakkında yanlış beyanlar ve ödeme yetersizliğinin bilinmesi (YTTK. m. 550), değer biçilmesinde yolsuzluk (YTTK. m. 551) ve halktan para toplamayı (YTTK. m. 552) da saymıştır. Sorumluluk davasının, zararın ve sorumlunun öğrenilmesinden itibaren 2 yıl, herhalde zararın doğmasından itibaren 5 yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı açıkça düzenlenmiştir (YTTK. m. 560). Alacaklılar ancak doğrudan uğradıkları zararları dava edebilirler. Şirketin uğradığı zararı, şirket veya ortaklar dava edebilir. Alacaklılar dolaylı sorumluluk davasını ancak iflas halinde açabilir (YTTK. m. 555-556). 47 III.. Denetim 1. Giriş Yürürlükteki 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketlerin denetlenmesine ilişkin hükümleri, bu hükümlerle amaçlanan etkin bir denetlemeyi gerçekleştirmeye elverişli değildir. Zira, bu hükümlerde denetçiler bir organ olarak düzenlendiğinden, anonim şirketlere egemen olan çoğunluk ilkesi uyarınca denetçiler, şirketin çoğunluğunu oluşturan pay sahipleri tarafından seçilip azledilebilmekte ve bunun sonucunda da bağımsız ve tarafsız bir denetim söz konusu olamamaktadır. Bunun yanı sıra, TTK’da denetçilik için Türk lıd ır. Vatandaşlığı dışında eğitim, tecrübe, uzmanlık gibi hiçbir kriterin aranmamış olması da, etkin sa k bir denetimin ortaya çıkmamasında etkili olmaktadır. kla rı Uygulamaya baktığımızda da, denetçilerin genellikle şirketin çalışanları veya ha müstahdemleri arasından çoğunluğun oylarıyla seçildiği görülmektedir. Bu denetçiler, TTK. m. 353 vd.’nda kendilerine yükletilen görevlerin hemen hemen hiçbirisini yerine hazırlanan birkaç paragraflık denetim raporunu imzalamaktan öteye © tarafından Tü m getirmemekte, faaliyetleri, her olağan genel kurul öncesinde genellikle yönetim kurulu OB gitmemektedir. Bütün bu hususlar bir araya geldiğinde, denetçiler sadece Kanun’da zorunlu organları şeklen TÜ RM tamamlamak üzere seçilen ve hiçbir işlevi olmayan kişiler olarak karşımıza çıkmaktadır. Sermayenin yerellikten çıkarak globalleştiği, sınırları aşarak artık her ülkede serbestçe dolaştığı ve yatırımlar gerçekleştirdiği, şirket yönetimlerinde kurumsallığın teşvik edildiği ve ön plana çıktığı bu çağda, Türkiye’nin böyle bir denetim, daha doğrusu “denetimsizlik” sistemiyle yabancı sermayeyi kendisine çekmesi mümkün değildir. Zira, ortaklık yoluyla yerel sermayeyle iş yapmak niyetinde olan yabancı sermaye, yaptığı yatırımın karşılığını alacağına inanmak ister. Bu ise, evrensel kurallara ve kriterlere göre hazırlanmış finansal tablolarla ve ayrıca, yine evrensel kriterlere uygun olarak ve şirket ortaklarının etkisinde kalmadan hazırlanmış bağımsız bir denetim raporlarıyla mümkün olabilecektir. 48 Tüm bu hususlar dikkate alındığında dünyanın 16 büyük ekonomisi içinde değerlendirilen Türkiye’nin dünyayla ekonomik entegrasyonunu daha etkin bir şekilde sağlayabilmesi için, sermaye şirketlerinin finansal yapılarının evrensel ilkelere uygun hale getirilmesine şiddetle ihtiyaç vardır. Bunun yapılabilmesi ise, ancak tüm dünyanın denetim alanında kullandığı ortak dil olan uluslararası denetim standartlarına uygun, etkin ve bağımsız yeni bir denetim sistemiyle mümkün olabilecektir. İşte yeni Türk Ticaret Kanununda denetleme konusu bu bakış açısıyla ele alınmış ve düzenlenmiştir. Gerçekten YTTK’nın denetlemeye ilişkin hükümleri, Türk hukukunda mevcut ve hiçbir işlevi kalmayan iç denetim sistemini kaldırarak tamamen bağımsız denetim esası lıd ır. üzerine inşa edilmiştir. Bunun sonucunda da denetçiler bir organ olmaktan çıkarılmıştır. sa k Bunun yanı sıra YTTK’nın anonim şirketlerin denetimine ilişkin hükümleri (m. 397-406) kla rı limited şirketler hakkında da uygulama alanı bulacaktır (m. 635). ha Aşağıdaki açıklamalarımızda da belirteceğimiz üzere, YTTK’nın getirmiş olduğu bu yeni sistemde işlem denetimi, özel denetim ve finansal tabloların denetimi olmak üzere üç tür Tü m denetim öngörülmektedir. Önce işlem denetimi ve özel denetim hakkında çok kısa bir bilgi © verdikten sonra, Yeni TTK’nın 397 - 406. maddelerinde düzenlenen finansal tabloların OB denetimine ilişkin yapılan düzenlemeyi genel hatlarıyla açıklamaya çalışacağız. TÜ RM 2. Yeni TTK’da Düzenlenen Denetim Türleri YTTK’da üç denetim türü öngörülmüştür. Bunlar işlem denetimi, özel denetim ve finansal tabloların denetimidir. a. İşlem Denetimi Yeni TTK, anonim şirket için önem taşıyan bazı işlemlerin denetçi tarafından ayrıca denetlenmesini öngörmüştür. Bu işlemler, birleşme (m.148), bölünme (m. 170), tür değiştirme (m. 187), şirketin kuruluşu (m. 351), sermaye artırımı (m.458), azaltılması (m. 473/2) ve menkul kıymet ihracıdır (m. 505). Denetçinin bu işlemlere ilişkin yapacağı denetim faaliyeti, bu işlemleri düzenleyen maddelerde ayrı ayrı belirtilmiştir. İşlem denetçisi raporu 49 olmadan, ilgili işlem ticaret sicilinde tescil ve ilan edilemez, böylelikle sözkonusu hukuki işlem geçerlilik kazanamaz. b. Özel Denetim Yeni TTK’nın 438-444. maddeleri pay sahibinin ve azınlığın özel denetçi tayinini mevcut kurallardan daha etkin bir şekilde düzenlemiştir. Her pay sahibi (tek bir paya sahip olsa bile), pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilecektir. Bunun yanı sıra lıd ır. Yeni TTK’nın 406. maddesi şirketler topluluğu için de özel denetçi tayini öngörmüştür. Buna sa k göre, herhangi bir pay sahibi iki halden birinin gerçekleşmesi halinde şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesinden şirketin hakim şirketle veya hakim şirkete bağlı kla rı şirketlerden biriyle ilişkisini incelemek üzere özel denetçi atanmasını isteyebilir. Özel denetçi ha atanması için gerçekleşmesi gereken bu iki hal şunlardır: (i) Denetçinin şirketin hakim şirketle veya topluluk şirketleriyle ilişkileriyle ilgili olarak sınırlı olumlu görüş veya kaçınma yazısı Tü m yazmış olması, veya (ii) Yönetim kurulunun, şirketin topluluk tarafından bazı hukuki işlemler OB yapılmadığını açıklamış olması. © veya uygulanan önlemler dolayısıyla kayba uğratıldığını ve bunlar dolayısıyla denkleştirme TÜ RM c. Anonim Şirketin ve Şirketler Topluluğunun Finansal Tablolarının Denetimi Anonim şirketin ve şirketler topluluğunun finansal tablolarının denetlenmesi yeni TTK’nın 397 ila 406. maddeleri arasında düzenlenmiştir. 3. Finansal Tabloların Denetimine İlişkin Yeni TTK Hükümleri a. Denetimin Amacı Yeni TTK’nın gerekçesinde de belirtildiği üzere, yıl sonu finansal tabloların denetimi ile kurumsal yönetimi ve dürüst resim ilkeleri bağlamında tam bir denetimin sonuçlarının, açık, 50 anlaşılabilir ve kamuya aydınlatma ilkeleri uyarınca düzenlenmiş bir raporla pay sahipleri başta olmak üzere ilgililere sunulması amaçlanmaktadır. Bu amaç çerçevesinde hedeflenen, Türkiye Muhasebe Standartları ile uyumlu bir denetimin yapılması ve içerik ve amaç yönünden, denetim sonucunda ortaya çıkacak olumlu veya olumsuz finansal sonuçlara güvenin sağlanmasıdır. Bu denetime, küçük, orta ve büyük, halka açık olan veya olmayan, hisseleri borsada işlem gören veya görmeyen tüm anonim şirketler dahildir. b. Denetimin Konusu ve Kapsamı Denetimin hangi hususlara yönelik olduğu ve neleri kapsayacağını düzenleyen 398. lıd ır. madde, 397. madde ile birlikte ele alındığında denetimin konusu ve kapsamına nelerin dahil sa k olduğu şu şekilde sayılabilir: kla rı Öncelikle şirketin ve topluluğun finansal tabloları, yönetim kurulunun yıllık faaliyet ha raporları, envanterler, yeni TTK’nın 378. maddesinde düzenlenen riskin erken teşhisi ve yönetimi komitesi raporları denetimin başlıca konularını oluştururlar. Şirketin ve topluluğun Tü m finansal tablolarının ve yönetim kurulu faaliyet raporlarının denetimi Türkiye Muhasebe © Standartlarına uygunluğu ile kanuna ve esas sözleşmeye uygunluğunu da kapsar. Finansal OB tablolar ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun denetçinin denetiminden geçmemiş RM olmasının yaptırımı bunların düzenlenmemiş hükmünde sayılmasıdır (m. 397/2). TÜ Burada şu hususun belirtilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Denetim ancak finansal konularda söz konusu olabilir; finansal tablolara yansıtılan ve buradaki bilgi ve açıklamalara temel olan hukuki işlemlerin yerindeliğinin ve geçerliğinin hukuken denetlenmesi söz konusu değildir. Denetçi ancak bu hukuki işlemlerinin, olumlu veya olumsuz olsun, finansal sonuçlarının finansal tablolara Türkiye Muhasebe Standartlarına, kanunun ve esas sözleşmenin denetime ilişkin hükümlerine uygun bir şekilde yansıtılıp yansıtılmadığını denetleyebilir. Denetleme Türkiye Denetim Standartları’na uygun olarak özenle yapılır. Denetleme, şirketin veya topluluğun, durumunun dürüst resim ilkesine uygun olarak yansıtılıp yansıtılmadığını; yansıtılmamışsa bunun sebeplerini; aykırılık ve yanlışlıkları açıkça ortaya 51 koyacak şekilde yapılır ve gerçeği dürüstçe yansıtır. Denetçi, yönetim kurulu tarafından, riskleri erken belirlemeye uygun bir sistemin kurulup kurulmadığını, kurulmuşsa bu sistemin yapısını ve uygulamalarını açıkça ortaya koyan bir rapor düzenleyerek denetim raporuyla birlikte yönetim kuruluna sunar. Şirketin ve topluluğun finansal tabloları ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporunun sunulmasından sonra değiştirilmişse ve değişiklik denetleme raporlarını etkileyebilecek nitelikteyse, finansal tablolar ile, birinci fıkra çerçevesinde yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu yeniden denetlenir (m. 397/3). Yeniden denetleme ve bunun sonucu, raporda özel olarak açıklanır. Denetçi görüşünde de, yeniden denetlemeyi sa k lıd ır. yansıtan uygun eklere yer verilir. kla rı c. Denetçi Olabilecekler ha Yeni TTK’nın 400/1. maddesi kimlerin denetçi olabileceğini düzenlemiştir. Bu düzenleme uyarınca denetçi, ancak ortakları yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci Tü m mali müşavir unvanını taşıyan bir bağımsız denetleme kuruluşu olabilir. Orta ve küçük ölçekli © anonim şirketler, bir bağımsız denetim kuruluşunu denetçi olarak seçebilecekleri gibi, onun OB yerine bir veya birden fazla yeminli mali müşaviri ya da serbest muhasebeci mali müşaviri RM denetçi olarak seçebilirler. TÜ Hemen belirtelim ki, denetçi olabilecekleri ve olamayacakları düzenleyen yeni TTK’nın 400. maddesi, işlem denetçileri açısından da uygulanır. Bir diğer ifadeyle, işlem denetçisi olabilecek veya olamayacakların tespitinde bu maddede düzenlenen esaslar göz önünde bulundurulur (m. 400/4). Bu düzenleme uyarınca kural, denetçinin ancak bağımsız bir denetleme kuruluşu olmasıdır. Bu kural, büyük anonim şirketler için mutlaktır. Buna karşılık Yeni TTK, küçük ve orta ölçekli anonim şirketler için bir olanak tanımakta ve bunların, bir veya birden fazla yeminli mali müşavir veya serbest denetlenebileceğini öngörmektedir. muhasebeci mali müşavir tarafından da 52 Hangi şirketlerin küçük, orta ve büyük ölçekli anonim şirket olduğu ise Yeni TTK’nın 1523. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, 1522. maddesine istinaden belirlenen küçük ve orta ölçekli işletme ölçütleri, sermaye şirketleri için de geçerlidir. Yeni TTK. m. 1522 uyarınca “Küçük ve orta büyüklükteki işletmeleri tanımlayan ölçütler, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun görüşleri alınarak, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yönetmelikle düzenlenir”. Bu ölçütlerin üzerindeki sermaye şirketleri ise büyük sermaye şirketi sayılır. Buna karşılık, ölçütleri ne olursa olsun, borçlanma araçları veya özkaynağa dayalı finansal araçları kamuya açık bir piyasada (yerel ve bölgesel piyasalar da dâhil olmak üzere, yerli veya yabancı bir sermaye piyasasında veya tezgâh üstü piyasada) işlem gören veya bu tür bir piyasada işlem görmek üzere söz konusu araçları ihraç lıd ır. edilme aşamasında bulunan sermaye şirketleri ile esas faaliyet konularından biri, varlıkları sa k güvenilir kişi sıfatıyla geniş bir kitle adına muhafaza etmek olan bankalar, yatırım bankaları, kla rı sigorta şirketleri, emeklilik şirketleri ve benzerleri, büyük sermaye şirketi sayılırlar (m. 1523). TÜ RM OB © Tü m ha Yeni TTK’nın 400. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, bağımsız denetleme kuruluşlarının kuruluş ve çalışma esasları ile denetleme elamanlarının nitelikleri Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulacak bir yönetmelikle düzenlenecektir. Ancak hemen ve önemle belirtmek gerekir ki, 660 sayılı Kanun’un 9. maddesinin (ç), (d), (e) ve (f) bentlerine göre, “bağımsız denetçiler ve bağımsız denetim kuruluşlarının kuruluş şartlarını ve çalışma esaslarını belirlemek, bu şartları taşıyan kuruluşları ve bağımsız denetim yapacak meslek mensuplarını yetkilendirerek listeler halinde ilan etmek ve bunları oluşturacağı resmi sicile kaydederek Kurumun internet sitesinde kamuoyunun erişimine sürekli olarak açık tutmak; bağımsız denetçiler ve bağımsız denetim kuruluşlarının faaliyetleri ile denetim çalışmalarının, Kurumca yayımlanan standart ve düzenlemelere uyumunu gözetlemek ve denetlemek. inceleme ve denetimler sonucunda aykırılıkları saptanan bağımsız denetçiler ve bağımsız denetim kuruluşlarının faaliyet izinlerini askıya almak veya iptal etmek, bağımsız denetim yapacak meslek mensuplarına yönelik sınav, yetkilendirme ve tescil yapmak, disiplin ve soruşturma işlemlerini yürütmek, sürekli eğitim standartları ile mesleki etik kurallarını belirlemek, bunlara yönelik olarak kalite güvence sistemini oluşturmak ve bu alanlardaki eksikliklerin düzeltilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak” yetkileri Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’na verilmiştir. Dolayısıyla YTTK m. 400/1’in Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmeliğe ilişkin düzenlemesi uygulanamaz duruma gelmiştir. 53 d. Denetçi olamayacak kişiler Yeni TTK’nın 400. maddesinde kimlerin denetçi olamayacakları da çok ayrıntılı bir şekilde düzenleme altına alınmıştır. Zira, denetçi olamayacakların bu denli ayrıntılı şekilde düzenlenmiş olmasının sebebi, tam bağımsız bir denetimin mümkün olan en etkin bir şekilde sağlanmasıdır. Buna göre, yeminli mali müşavir, serbest muhasebeci mali müşavir, bağımsız denetleme kuruluşu ve bunun ortaklarından biri ve bunların ortaklarının yanında çalışan veya bu cümlede anılan kişilerin mesleği birlikte yaptıkları kişi veya kişiler, maddede sekiz bent Gerçekten bu hükme göre yukarıda sayılanlardan biri; sa k “a) Denetlenecek şirkette pay sahibiyse, lıd ır. halinde sayılan hallerde ilgili şirkette denetçi olmazlar. b) Denetlenecek şirketin yöneticisi veya çalışanıysa veya denetçi olarak atanmasından kla rı önceki üç yıl içinde bu sıfatı taşımışsa, ha c) Denetlenecek şirketle bağlantısı bulunan bir tüzel kişinin, bir ticaret şirketinin veya bir ticari işletmenin kanuni temsilcisi veya temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, yöneticisi veya Tü m sahibiyse ya da bunlarda yüzde yirmiden fazla paya sahipse yahut denetlenecek şirketin © yönetim kurulu üyesinin veya bir yöneticisinin alt veya üst soyundan biri, eşi veya üçüncü OB derece dâhil, üçüncü dereceye kadar kan veya kayın hısmıysa, d) Denetlenecek şirketle bağlantı hâlinde bulunan veya böyle bir şirkette yüzde RM yirmiden fazla paya sahip olan bir işletmede çalışıyorsa veya denetçisi olacağı şirkette yüzde TÜ yirmiden fazla paya sahip bir gerçek kişinin yanında herhangi bir şekilde hizmet veriyorsa, e) Denetlenecek şirketin defterlerinin tutulmasında veya finansal tablolarının düzenlenmesinde denetleme dışında faaliyette veya katkıda bulunmuşsa, f) Denetlenecek şirketin defterlerinin tutulmasında veya finansal tablolarının çıkarılmasında denetleme dışında faaliyette veya katkıda bulunduğu için (e) bendine göre denetçi olamayacak gerçek veya tüzel kişinin veya onun ortaklarından birinin kanuni temsilcisi, temsilcisi, çalışanı, yönetim kurulu üyesi, ortağı, sahibi ya da gerçek kişi olarak bizzat kendisi ise, g) (a) ilâ (f) bentlerinde yer alan şartları taşıdığı için denetçi olamayan bir denetçinin nezdinde çalışıyorsa, 54 h) Son beş yıl içinde denetçiliğe ilişkin meslekî faaliyetinden kaynaklanan gelirinin tamamının yüzde otuzundan fazlasını denetlenecek şirkete veya ona yüzde yirmiden fazla pay ile iştirak etmiş bulunan şirketlere verilen denetleme ve danışmanlık faaliyetinden elde etmişse ve bunu cari yılda da elde etmesi bekleniyorsa, denetçi olamaz; ancak, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği, katlanılması güç bir durum ortaya çıkacaksa (h) bendindeki yasağın kaldırılması için belli bir süreyle sınırlı olarak onay verebilir.” Bu sekiz bent incelendiğinde, yeni TTK’nın, denetlenecek şirketin pay sahibi, yöneticisi, çalışanı, şirketle doğrudan veya dolaylı bağlantısı bulunan bir tüzel kişinin veya lıd ır. ticaret şirketinin ya da işletmenin yönetim kurulu üyesi olma vb. gibi, denetlenecek şirketle sa k doğrudan veya dolaylı, fiili veya hukuki bir ilişki içinde olan kişilerin denetçi olmalarının önüne geçilmesi ve bu suretle tam bir bağımsız denetimin sağlanmasını amaçladığı ha kla rı anlaşılmaktadır. . Söz konusu madde, yeminli mali müşavir, serbest muhasebeci mali müşavir, bağımsız Tü m denetleme kuruluşu ve bunun ortaklarından biri ve bunların ortaklarının yanında çalışan veya © bu cümlede anılan kişilerin mesleği birlikte yaptıkları kişi veya kişilerin bağımsızlıklarını OB ortadan kaldıracak halleri açık kapı bırakmayacak şekilde düzenlemiştir. Kanaatimizce, her ne kadar maddenin düzenleniş tarzı göz önüne alındığında bu hallerin sınırlı sayıda (numerus RM clausus) olduğu izlenimi doğuyorsa da, maddede sayılan hallerin dışında ortaya çıkan ve TÜ denetçinin bağımsızlığını ortadan kaldıracak her durumu da bu madde kapsamında değerlendirmek gerekmektedir. Buna göre maddede sayılı hallerin dışında ve fakat denetçinin, denetlenecek şirketle bağımsızlığını ortadan kaldıran nitelikte doğrudan veya dolaylı herhangi bir ilişkinin bulunması halinde bu kişi denetçi olarak seçilemeyecektir. Tüm bu hususların yanı sıra denetçi, denetim yaptığı şirkete vergi danışmanlığı ve vergi denetimi dışında, danışmanlık veya sair bir hizmet veremez, bunu bir yavru şirketi aracılığıyla yapamaz. 55 e. Rotasyon Yeni TTK’nın 400. maddesinin 2. fıkrası rotasyon hükmünü düzenlemiştir. Buna göre bir bağımsız denetleme kuruluşunun, bir şirketin denetlenmesi için görevlendirdiği denetçi, yedi yıl arka arkaya o şirket için denetleme raporu vermişse, o denetçi en az iki yıl için değiştirilir. Rotasyona ilişkin bu hükümde açıkça bağımsız denetleme kuruluşundan bahsedildiği için küçük ve orta ölçekli şirketleri denetleyecek yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir hakkında bu hüküm uygulama alanı bulamayacaktır. lıd ır. f. Denetçinin Seçimi (Yeni TTK m. 399) sa k Denetçi, şirket genel kurulunca, topluluk denetçisi ise, ana şirketin genel kurulunca seçilir. Denetçinin, her faaliyet dönemi için ve her hâlde görevini yerine getireceği faaliyet kla rı dönemi bitmeden seçilmesi gerekir. Seçimden sonra, yönetim kurulu, gecikmeksizin ha denetleme görevini hangi denetçiye verdiğini ticaret siciline tescil ettirir ve Türkiye Ticaret Tü m Sicili Gazetesi ile internet sitesinde ilân eder ( m. 399/1). © Faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar denetçi seçilememişse, denetçi yönetim OB kurulunun, her yönetim kurulu üyesinin veya herhangi bir pay sahibinin istemi üzerine, Şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından atanır ( m. RM 399/6). Aynı hüküm, seçilen denetçinin görevi reddetmesi veya feshetmesi, görevlendirme TÜ kararının iptali veya butlanı veya denetçinin kanuni sebeplerle veya diğer herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi veya görevini yapmaktan engellenmesi hallerinde de uygulanır ( m. 399/6). Burada bir hususu belirtmek de gerekmektedir. 399. maddenin birinci fıkrasında denetçinin, “her faaliyet dönemi için ve her hâlde görevini yerine getireceği faaliyet dönemi bitmeden seçilmesi gerekir” denildikten sonra, aynı maddenin 6. fıkrasında “denetçinin faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar denetçi seçilememişse, denetçi yönetim kurulunun, her yönetim kurulu üyesinin veya herhangi bir pay sahibinin istemi üzerine, Şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından atanır” ibaresi, genel kurulun 4 ay içinde denetçi seçmesi zorunluluğunda olduğu ve her iki fıkra düzenlemesi 56 arasında bir çelişki olduğu izlemini uyandırmaktadır. Ancak, bu iki düzenlemeyi birlikte şu şekilde yorumlamak gerekir: Genel kurul 4 ay içinde denetçi seçimini gerçekleştirmezse, 4 aydan sonra da bu seçimi yapabilir. Ancak bu durumda, artık yönetim kurulunun, her yönetim kurulu üyesinin veya herhangi bir pay sahibinin denetçi atanması için mahkemeye başvurma hakkı da doğacaktır. g. Denetçinin Görevden Alınması (m. 399/4) Yeni TTK’nın getirmiş olduğu sistemde denetçinin görevden alınması ancak mahkeme kararı ile mümkün olmaktadır. Buna göre, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye lıd ır. ticaret mahkemesi, sa k a) Yönetim kurulunun, b) Sermayenin yüzde onunu, halka açık şirketlerde esas veya çıkarılmış sermayenin kla rı yüzde beşini oluşturan pay sahiplerinin, istemi üzerine, ilgilileri ve seçilmiş denetçiyi ha dinleyerek, seçilmiş denetçinin şahsına ilişkin haklı bir sebebin gerektirmesi, özellikle de onun taraflı davrandığı yönünde bir kuşkunun varlığı hâlinde, başka bir denetçi atayabilir. Bu dava, Tü m denetçinin seçiminin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilânından itibaren üç hafta içinde OB © açılır. RM h. Denetçinin Sözleşmeyi Feshetmesi (m. 399/8). TÜ Denetçi, denetleme sözleşmesini sadece haklı bir sebebin varlığında veya görevden alınma davası açılmışsa feshedebilir. Fıkrada, nelerin haklı sebep sayılmayacağı özellikle belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasındaki, görüş yazısına ilişkin fikir ayrılıkları, görüş yazısına ilişkin sınırlama veya kaçınma, haklı sebep sayılamaz. Denetçinin fesih bildiriminin yazılı ve gerekçeli olması gerekir. Denetçi fesih tarihine kadar elde ettiği sonuçları genel kurula sunmakla yükümlü olup, bu sonuçlar bir rapor halinde genel kurula verilir. Denetçi fesih ihbarında bulunduğu takdirde yönetim kurulu hemen bir denetçi seçer ve fesih ihbarını genel kurulun bilgisine, seçtiği denetçiyi de aynı genel kurulun bilgisine sunar (m. 399/9). 57 i. Denetim Raporu YTTK’nın 402. maddesinde denetçinin, denetim faaliyetinin sonucunu bir raporda açıklaması düzenlenmiştir. Bu denetim raporunda hangi hususların yer alacağı maddede ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Genel itibarıyla bakılacak olursa, denetçi raporunun, yapılan denetimin türü, kapsamı, niteliği ve sonuçları hakkında, gereken açıklıkta, anlaşılır, basit bir dille yazılmış ve geçmiş yılla karşılaştırmalı olarak hazırlanmış, finansal tabloları konu alacak şekilde düzenlenmiş olması gerekir. Denetçi, değerlendirme yaparken şirketin, denetliyorsa ana şirketin ve topluluğun, finansal tablolarını esas alır. Şirketin ve topluluğun varlığını sürdürebilmesinin şartları ile gelişmesi hakkında yönetim kurulunun yaptığı irdelemeleri lıd ır. Türkiye Denetim Standartlarında öngörülmüş bulunan ilgili çalışma ve raporlama sa k standartlarının gösterdiği çerçevede değerlendirir ve maddede düzenlenen diğer hususlara kla rı raporunda yer verir. ha j. Görüş Yazıları Tü m Yeni TTK, 403. maddesinde denetçinin denetim sonucunu bir görüş yazısıyla © belirtmesini öngörmüştür. Bu yazı, denetimin konusu, türü, niteliği ve kapsamı yanında, OB denetçinin, denetimin sonucuna ilişkin değerlendirmesini de içerir. Maddede denetçinin üç tür görüş belirtebileceği veya kaçınma yazısı düzenleyebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu TÜ göstermektedir. RM görüş yazılarının hukuken önemi, şirket yönetimine etki edebilecek olmasında kendini Denetçi denetim faaliyeti sonucunda olumlu görüş, sınırlandırılmış olumlu görüş veya olumsuz görüş yazılarından birini düzenlemelidir . Bunlara alternatif olarak denetçi, görüş bildirmekten de kaçınabilir (YTTK. m. 403/4-5). Olumlu görüş yazısında denetçi, denetimde herhangi bir aykırılık belirlemediğini, şirketin veya topluluğun finansal tablolarının standartlara uygun ve doğru olduğunu şirketin ve topluluğun malvarlığıyla finansal durumuna ve kârlılığa ilişkin resmin gerçeğe uygun bulunduğunu ve gerçeği dürüst bir şekilde yansıttığını açıklar. Görüş yazısında ayrıca, 58 yönetim kurulunun sorumluluğunu gerektirecek bir durumun mevcut olmadığına, varsa sorunlara da işaret edilir. Sınırlandırılmış olumlu görüş ise, finansal tabloların yetkili kurullarca düzeltilebileceği durumlarda ve finansal tablolarda açıklanmış bulunan sonuca etkisi sınırlı olan aykırılıkların varlığında verilir. Sınırlamanın konusu, kapsamı ve düzeltmenin nasıl yapılabileceği yazıda açıkça gösterilmelidir. Denetçi, denetim faaliyeti sonunda çekinceleri varsa olumsuz görüş verebilir. lıd ır. Denetçi, denetlemenin bu Kanunun denetlemeye ilişkin hükümlerine uygun olarak sa k yapılmasına ve sonuçlara varılmasına imkân vermeyen ölçüde belirsizliklerin bulunması veya şirket tarafından denetlemede önemli kısıtlamaların yapılmış olması durumunda, delillerini ha Kaçınma, olumsuz görüşün sonuçlarını doğurur. kla rı göstermek zorunda olmaksızın, ancak gerekçelerini açıklayarak görüş vermekten kaçınabilir. Tü m Olumsuz görüş yazılan veya görüş verilmesinden kaçınılan durumlarda, genel kurul, © söz konusu finansal tabloları esas alarak, açıklanan kâr veya zarar ile doğrudan veya dolaylı OB olarak ilgili bulunan herhangi bir karar alamaz. Örneğin, kârın dağıtılmasına ilişkin bir karar alması mümkün değildir. Bu hâllerde yönetim kurulu, görüş tarihinden itibaren dört iş günü RM içinde, genel kurulu toplantıya çağırır ve toplantı tarihinde geçerlilik kazanacak şekilde istifa TÜ eder. Genel kurul yeni bir yönetim kurulu seçer. Bu kurul altı ay içinde, kanuna, esas sözleşmeye ve standartlara uygun finansal tablolar hazırlatır ve denetleme raporu ile birlikte genel kurula sunar. Bu düzenlemeye aykırı hareket edilmesi hakkında bir cezai yaptırım Yeni TTK’da öngörülmemiştir. Bunun amacı, (bu hükmün anonim şirketler gibi limited şirketlerde de uygulanacağı dikkate alınarak) en kısa sürede şirketlerin denetim sonucunda olumlu rapor alabilecek şekilde yeni denetim hükümlerini benimseyip uygulamalarını sağlamaktır. k. Denetçinin Sorumluluğu Denetçinin sorumluluğu YTTK’da iki ayrı yerde düzenlenmiştir. Bunlardan biri Kanunun 404. maddesinde düzenlenen denetçinin sır saklama yükümünü ihlalden doğan 59 sorumluğu, diğeri de anonim şirketlerde sorumluluk rejimini “Hukuki Sorumluluk” başlığı altında düzenleyen Onbirinci Bölümdeki 554. maddede hükme bağlanan genel sorumluluk halidir. 1. Denetçinin Sır Saklama Yükümünü İhlal Etmesinden Doğan Sorumluluğu (m. 404) Denetçi, işlem denetçisi ve özel denetçi, bunların yardımcıları ve bağımsız denetleme kuruluşunun denetleme yapmasına yardımcı olan temsilcileri, denetimi dürüst ve tarafsız bir şekilde yapmak ve sır saklamakla yükümlüdürler. Faaliyetleri sırasında öğrendikleri, denetleme ile ilgili olan iş ve işletme sırlarını izinsiz olarak kullanamazlar. Kasten veya ihmal ile (kusurlu bir şekilde) yükümlerini ihlal edenler şirkete ve zarar verdikleri takdirde bağlı sa k lıd ır. şirketlere karşı sorumludurlar. Zarar veren kişi birden fazla ise sorumluluk müteselsildir. Maddenin bu ifadesinde, iş ve işletme sırrından ne anlaşılması gerektiği, hangi kla rı unsurların varlığı halinde denetleme faaliyeti sırasında öğrenilen bilgilerin sır niteliğinde ha olduğu açıklanmamıştır. Bu muğlâklığın giderilmesi açısından en azından bir bilginin sır olarak nitelendirilmesi için gerekli genel nitelikte kriterlerin maddede düzenlenmesi gerektiği © Tü m kanaatini taşımaktayız. OB Sır saklama yükümünün ihlali halinde uygulanacak yaptırım aynı maddenin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre, sır saklama yükümünün yerine getirilmesinde ihmâli RM bulunan kişiler hakkında, verdikleri zarar sebebiyle, her bir denetim için yüzbin Türk Lirasına, TÜ pay senetleri borsada işlem gören anonim şirketlerde ise üçyüzbin Türk Lirasına kadar tazminata hükmedilebilir (SINIRLANDIRILMIŞ TAZMİNAT). Burada önemle vurgulanması gereken husus, maddede düzenlenen sınırlandırılmış tazminatın ancak sır saklama yükümünün ihmal suretiyle ihlal edilmesi halinde uygulanacağıdır. Eğer sır saklama yükümü kasten ihlal edildi ise, bu takdirde uğranılan zararın tamamı sorumluluk kapsamındadır. Maddede düzenlenen bu sorumluluk hükümlerinin sözleşmeyle kaldırılması ve daraltılması mümkün değildir; ancak genişletilmesi mümkündür. Denetçinin sır saklamadan doğan sorumluğu için maddede, beş yıllık bir zamanaşımı süresi öngörülmüştür. 60 Sır saklama yükümü bağımsız denetleme kurumunun YK üyelerini ve çalışanlarını da kapsar. m. Denetçinin Genel Olarak Sorumluluğu (m. 554) Şirketin ve şirketler topluluğunun yıl sonu ve konsolide finansal tablolarını, raporlarını, hesaplarını denetleyen denetçi; şirketin kuruluşunu, sermaye artırımını, azaltılmasını, birleşmeyi, bölünmeyi, tür değiştirmeyi, menkul kıymet ihracını veya herhangi bir diğer şirket işlem ve kararını denetleyen işlem denetçisi ve özel denetçiler; kanunî görevlerinin yerine getirilmesinde kusurlu hareket ettikleri takdirde, hem şirkete hem de pay lıd ır. sahipleri ile şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarar dolayısıyla sorumludur. Sır saklama sa k yükümlülüğünün ihmal yoluyla ihlalinin aksine, genel olarak sorumlulukta, denetçinin sorumluluğu sınırlandırılmamıştır. Ayrıca denetçinin genel sorumluluğunda, yönetim kurulu ha kla rı üyelerinin sorumluluğundan farklı olarak, kusuru, iddia eden ispatlayacaktır (YTTK.m. 554). Tü m IV. Genel Kurul Genel Kurulun Toplanması: Genel kurulun toplantıya daveti konusunda, mevcut © davet araçlarına, şirketin internet sitesinde yapılacak duyuru da eklenmiştir. Genel kurul OB toplantısı öncesinde pay sahiplerinin inceleme hakları, genel kurul toplantısına komiserin RM katılımı, gündeme bağlılık ilkesi ve çağrısız toplantıya ilişkin kurallar ilke olarak mevcut TTK’ya TÜ paralel olarak düzenlenmektedir. Yeni TTK, genel kurula ilişkin belgelerin internet sitesinde yayımlanmasını öngörerek ve bağımsız denetimi zorunlu tutarak, inceleme ve bilgi alma haklarını önemli ölçüde güçlendirmiş; genel kurula katılım konusu üzerinde ayrıntılı olarak durmuştur. Hazır bulunanlar listesi, pay sahiplerinin temsili, yetersayılar ve pay sahipliği haklarının içeriği, yenilenen konuları oluşturmaktadır. Ayrıca Kanun, elektronik ortamda genel kurul toplanmasına olanak tanımaktadır (YTTK. m. 1525). Organların Katılımı: Murahhas üyelerle en az bir yönetim kurulu üyesinin genel kurul toplantısında hazır bulunmaları şarttır (YTTK.m. 407/2). Diğer yönetim kurulu üyeleri genel kurul toplantısına katılabilirler. Denetçi ve kendilerini ilgilendiren konularda işlem denetçisi genel kurulda hazır bulunur. Üyeler ve denetçiler görüş bildirebilirler. Pay sahipleri, 61 yöneticilerden şirketin yönetimi, denetçilerden ise denetim sırasında gözlemledikleri hususlar (denetimin sonuçları) konusunda bilgi alabilecektir. Genel Kurulun Münhasır Yetkileri: Mevcut sistemde olduğu gibi yeni TTK’da da yönetim kurulu üyelerinin seçimi, ibra edilmesi ve azli, finansal tabloların onanması, şirketin feshine karar verilmesi v.b. hususlar yine genel kurulun münhasır yetkilerindendir. Yeni TTK, bu münhasır yetkilere önemli miktarda şirket varlığının toptan satışını da eklemiştir. Bu konuda yönetim kurulu tek başına hareket edemeyecek, genel kurulun onayını almak lıd ır. zorunda kalacaktır (YTTK. m. 408). Yetersayılar: Yeni sistemde olağan yetersayılarda bir değişiklik öngörülmemekte, bazı sa k özellikli konulara (rüçhan hakkının kısıtlanması) ve esas sözleşme değişikliklerine ilişkin kararlardaki yetersayılar ise değiştirilmektedir (YTTK. m. 421, 461/2). Buna göre işletme kla rı konusunun değiştirilmesi sonradan pay devrinin sınırlandırılması ve sonradan imtiyaz ha yaratılmasında % 75 oranında karar yetersayısı aranacak (YTTK. m. 421); borsa şirketlerinin m sermayenin artırılması ve kayıtlı sermaye tavanının yükseltilmesine ilişkin esas sözleşme Tü değişiklikleri ile birleşmeye, bölünmeye ve tür değiştirmeye ilişkin kararlar, olağan © yetersayılarla alınacaktır. Diğer yandan, pay sahiplerinin rüçhan haklarının kısıtlanması, ancak OB haklı sebeplerin varlığı halinde ve sermayenin % 60’ının olumlu oyuyla mümkün olacaktır RM (YTTK. m. 461/2). TÜ Elektronik Genel Kurul: Yeni TTK, genel kurulun elektronik ortamda toplanmasına zemin oluşturacak bir düzenlemeye yer vermiştir (YTTK. m. 1527). Bu husustaki ayrıntıları, Bakanlık düzenleyecektir. V. Pay sahipliği Hakları Genel Kurula Katılma Hakkı: Diğer pay sahipliği haklarının kullanılmasına zemin oluşturan temel haktır. Yeni TTK, toplantıya davet mekanizmalarında bilgi toplumunu devreye sokarak ve temsil mekanizmalarını zenginleştirerek bu hakka işlerlik kazandırmaktadır. Diğer yandan, Yeni TTK, genel kurulda pay sahibinin temsili meselesini çok 62 geniş olarak düzenlemiştir. Pay sahibi, genel kurula bizzat katılabileceği gibi, vekalet sözleşmesi hükümlerine göre atayacağı bir temsilciye, hisse senetlerini saklattığı tevdi temsilcisine, şirketin inisiyatifiyle atanan organın temsilcisine veya bağımsız temsilciye ya da pay sahibi inisiyatifiyle ortaya çıkan kurumsal temsilciye de kendisini temsil ettirebilir (YTTK.m. 427-432). Oy Hakkı: Yeni TTK, oy hakkı konusunda kapsamlı yenilikler getirmektedir. İlk olarak oy hakkının payların itibari değeriyle orantılı olarak kullanılacağı açıkça belirtilmiştir (YTTK. m. 434/1). lıd ır. İkinci olarak mevcut sistemde geçerli olan “her paya en az bir oy” kuralı terk sa k edilmiştir. Şirketler, isteğe bağlı olarak bu sistemi muhafaza edebilecekleri gibi, pay sahibi kla rı başına en az bir oy sistemini de uygulamaya koyabileceklerdir. ha Üçüncü olarak, oy hakkının, sermaye taahhüdünde bulunulmasıyla değil, kanunen veya esas sözleşmeyle belirlenmiş en az tutarın ödenmesiyle doğacağı kuralı getirilmiştir © Tü m (YTTK. m. 435). OB Oyda İmtiyaz: Dördüncü olarak, oyda imtiyazın sadece aynı itibari değeri taşıyan paylara farklı oy hakkı tanıyarak yaratılabileceği öngörülmüştür. Başka bir yöntemle oyda RM imtiyaz yaratılmasının önüne geçilmiştir. Ayrıca oyda imtiyaz, pay başına onbeş oyla TÜ sınırlandırılmıştır (YTTK. m. 479). Kurumsallaşma veya başkaca haklı sebepler, mahkeme kararıyla bu sayının artırılmasına ve koşulları oluştuğunda yeniden onbeşe veya altına indirilmesine yol açabilir. Oyda imtiyaz, esas sözleşme değişikliklerinde, işlem denetçisinin seçiminde ve ibra ve sorumluluk davasının açılmasında etkisiz kalacaktır. İnceleme ve Bilgi Alma Hakkı: Yeni TTK’nın getirdiği en önemli yeniliklerden biri, pay sahibinin inceleme ve bilgi alma haklarına işlerlik kazandırılmasıdır (YTTK. m. 437). Her pay sahibi, genel kuruldan önce finansal tabloları, konsolide finansal tabloları, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunu, denetleme raporlarını ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisini inceleme hakkına sahiptir. Pay sahibi bilgi alma hakkını ise genel kurulda kullanacaktır. Bu hakkın sınırlarını şirketin ticari sırları ve ortaklık menfaati oluşturur. Bu sınırlar dahilinde pay 63 sahibinin bilgi alma hakkının engellenmesi halinde, mahkeme etkin bir biçimde devreye girecek ve bilgi akışını sağlayacaktır. Rüçhan Hakkı: Uygulamada kolaylıkla bertaraf edilmekte olan rüçhan hakkı, yeni sistemde oldukça güçlendirilmiştir. Rüçhan hakkı, ancak haklı sebeplerin varlığında ve esas sermayenin en az % 60’ının oyuyla kısıtlanabilecektir. Halka arz, işletmenin devralınması, işçilerin şirkete katılımı, haklı sebebe örnek olarak Kanunda sayılmıştır (YTTK. m. 461). Genel Kurul Kararının Geçersizliğine İlişkin Davalar: Genel kurul kararlarının geçersizliği, yokluk, kesin hükümsüzlük ve iptal edilebilirlik şeklinde ortaya çıkmaktadır. lıd ır. Kanun mevcut sistemdeki ilkeleri korumakta, kesin hükümsüz genel kurul kararlarını sayarak sa k kesin hükümsüzlük halleri ile iptal edilebilirlik hallerini ayrıştırma yoluna gitmektedir (YTTK. m. 447). Kanunda örnek olarak sayılan kesin hükümsüzlük halleri, şunlardır: OB © Tü m ha kla rı a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan kararlar. RM Kâr Payı Avansı Alma Hakkı: Finansal şeffaflaşmanın, ortakların ve yöneticilerin TÜ borçlanma yasağının, bağımsız denetimin ve dolaylı olarak haklı sebeple fesih davasının pay sahibinin daha çok kâr elde etmesine hizmet edeceği değerlendirilmektedir. Bunun ötesinde Kanunun getirdiği yeniliklerden biri de, kâr payı avansıdır (YTTK. m. 509/3). Şirketin kârlılığı öngörülüyorsa, ortaklara dağıtalacak kâr payı avansı, ortağın ödünç alma yasağının yaratacağı fiili sıkıntıları kısmen de olsa ortadan kaldıracaktır. Azlık Haklarına Bakış: Yeni TTK azlık haklarına özel bir önem izafe etmektedir. İlk olarak, finansal tabloların görüşülmesini erteletme hakkı, yeni TTK’da da yer bulmakta; ilk toplantıda ertelemeye yol açan hususlar ikinci toplantıda dürüst resim ilkesine uygun bir biçimde aydınlığa kavuşturulmazsa, ikinci kez erteleme gündeme gelmektedir (YTTK. m. 420). 64 Genel kurulu toplantıya çağırma ve gündeme madde ekletme hakları, belirli sürelere ve noter yoluyla bildirime bağlanmıştır (YTTK. m. 411). Azlık hakları açısından artık şirket denetçisinin (murakıbın) bulunmadığı dikkate alındığında, mahkemenin etkin bir biçimde devreye girmesi kaçınılmazdır. Bu davalarda, azlığın YTTK. m. 411 hükümlerinde öngörülen gereklerin yerine getirildiğini (süreler ve noterden bildirim) ve gerektirici sebepleri kanıtlaması gerekmektedir. Özel denetçi isteme hakkı, kanunda yeni bir bakış açısıyla düzenlenmiştir (YTTK. m. 438-444). Özel denetçi atanmasını genel kurulda tek bir paya sahip olan pay sahibi dahi talep edebilecektir. Ancak genel kurulun bu talebi reddetmesi halinde mahkemeye azlığın lıd ır. başvurması gerekmektedir. Özel denetçi atanması isteminin genel kurul tarafından kabul sa k edildiği durumlarda da, reddedildiği durumlarda da, özel denetçi mahkeme tarafından atanacaktır. Özel denetçinin bilgi alma hakkı, kanunla güvence altına alınmıştır (YTTK. m. kla rı 441). Özel denetçi, özel denetimin sonuçlarına ilişkin yönetim kurulunun görüşünü de alarak ha raporunu hazırlar ve mahkemeye sunar. Mahkemeye özel denetimde etkin görevler yüklenmektedir. Yeni sistemin özel denetime yüklediği işlevler, sorumluluk mekanizmalarının © Tü m sağlıklı bir biçimde işletilmesine hizmet edecektir. OB Yeni TTK, pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kuralları korumakta; hamiline yazılı pay senetlerinin pay bedellerinin ödenmesinden itibaren üç ay içinde bastırılmasını yönetim RM kuruluna bir görev olarak yüklemekte (TTK.m. 486/2) ve azlığa nama yazılı pay senetlerinin TÜ bastırılması isteminde bulunma hakkını aynı hükümde tanımaktadır. Ancak mevcut uygulamada olduğu gibi, Yeni TTK düzeninde de geçici ilmühaber çıkarılmasına imkan tanınmaktadır. Yeni TTK’nın getirdiği en etkin azlık haklarından biri de şirketin haklı sebeple feshini dava etme hakkıdır (YTTK.m. 531). Buna ilişkin bilgileri, anonim ortaklıkların sona ermesine ilişkin değerlendirmelerimizde sunacağız. 65 VI. Esas Sözleşme Değişiklikleri, Sermaye Artırımı ve Azaltılması Genel kurul, aksine esas sözleşmede hüküm bulunmadığı takdirde, kanunda öngörülen şartlara uyarak, esas sözleşmenin bütün hükümlerini değiştirebilir; müktesep ve vazgeçilmez haklar saklıdır (YTTK. m. 452/1). Yeni TTK, sermayenin önemsiz bir kısmı eksik kaldığında dahi dış kaynaklardan artırıma izin vermekte (YTTK. m. 456/1), sermaye artırımında dış kaynaklardan artırımı ve iç kaynaklardan artırımı daha kapsamlı bir biçimde düzenlemekte (YTTK. m. 459-462); kayıtlı sermaye sisteminde yönetim kurulunun sermaye artırımındaki yetkilerini ortaya koymakta (YTTK. m. 460) ve şarta bağlı sermaye artırımını lıd ır. geniş bir biçimde (YTTK. m. 463-472) düzenlemektedir. sa k Şarta bağlı sermaye artırımının, anasözleşmede dayanağının bulunması gerekir. Şirket bu dayanağa istinaden borçlanma senetleri çıkarır; bunları öncelikle ortaklarına teklif etmek kla rı kaydıyla, çalışanlarına ve alacaklılarına tahsis eder. Borçlanma senetlerini edinenler vadede ha seçimlik haklarını kullanarak bu borçlanma senetleri karşılığında para mı yoksa pay senedi mi © Tü kavuşur ve sermaye artırımı icra edilir. m alacaklarını şirkete bildirirler. Bu bildirimlere göre sermaye artırımının kapsamı açıklığa OB Yeni TTK, sermaye azaltımını da açık ve güvenilir kurallara bağlamaktadır (YTTK. m. 473-475). Gerek sermaye artırımı, gerek sermaye azaltımı, işlem denetimine tabidir. İşlem TÜ RM denetçisinin devreye girmesi, şirket malvarlığının korunmasını güvence altına almaktadır. VII.Pay- Payın Devri Çıplak payın devrinde alacağın temliki hükümlerinin geçerli olması, hamiline yazılı pay senetlerinin sermayenin tamamı ödenmeden çıkarılamaması, nama yazılı payların ciro ve teslimle, hamiline yazılı pay senetlerinin sadece teslimle geçmesi, nama yazılı paylarda, pay sahipliğinin şirkete karşı pay defterine kayıtla kazanılması kuralları, yeni TTK tahtında da geçerlidir (YTTK. m. 484-492). Yeni TTK ile hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılması zorunlu kılınmış; azlığın istemi halinde şirket, nama yazılı pay senetlerinin bastırılmasıyla yükümlü tutulmuştur (YTTK. m. 66 486). Şirketin pay senedi yerine ilmühaber düzenlemesi imkanı da muhafaza edilmiştir (YTTK. m. 486/2). Limited ortaklıkların aksine anonim ortaklıklarda payın devrinin yasaklanması mümkün değildir. Payın devrinin kısıtlanması ise, payın devredilebilirliğini zedelemektedir. Bu nedenle, YTTK.m. 493 vd. hükümleri, “pay devrinin kısıtlanmasını” kısıtlamıştır. Bu hükümler uyarınca; 1. Borsaya kote olan paylar ile borsaya kote olmayan paylarda pay devri kısıtlamaları lıd ır. farklı anlayışlarla düzenlenmiştir. sa k 2. Borsaya kote olmayan paylarda, yönetim kurulu, payın devrine, ancak önemli bir sebebin varlığında onay vermekten kaçınabilir. Önemli sebep, şirketin kla rı bağımsızlığını sürdürmesiyle veya işletme konusunu sürdürmesiyle ilintili olabilir. ha 3. Önemli sebebin bulunmadığı durumlarda, yönetim kurulu , payı devralandan payı m kendi adına ve hesabına alıp almadığını sorabilir Payı devralan payı kendi adına ve Tü hesabına aldığını lbeyan etmezse, yönetim kurulu yine onay vermekten OB © kaçınabilir. RM 4. Bu iki koşulun mevcut bulunmadığı durumlarda, şirkete bir ek imkan daha TÜ tanınmıştır: Şirket, devredene payların gerçek değerini ödeyerek, payları kendisi, bir ortağı veya bir üçüncü kişi hesabına satın alabilir. 5. Borsaya kote olan paylarda ise, yönetim kurulu, ancak sermayenin belirli bir yüzdesinin aşılmasına yol açan devralmalara onay vermekten kaçınabilir. VIII.. Finansal Tablolar, YK’nın Yıllık Faaliyet Raporu ve Yedek Akçeler Yönetim kurulu, geçmiş hesap dönemine ait, Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörülmüş bulunan finansal tablolarını, eklerini ve yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunu, bilanço gününü izleyen hesap döneminin ilk üç ayı içinde hazırlar ve genel kurula 67 sunar (YTTK. m. 514). Finansal tablolar, dürüst resim ilkesine uygun bir biçimde hazırlanacaktır (YTTK. m. 515). Küçük ölçekteki şirketler ile merkezleri yurt dışında bulunan şirketlerin Türkiye’deki şubelerinin yayımlayacakları özet finansal tablolarının içeriği Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından belirlenir. Yeni TTK, yıllık faaliyet raporu üzerinde önemle durmakta, yıllık faaliyet raporunun içerdiği finansal bilgilerin finansal tablolarla örtüşmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Yıllık lıd ır. faaliyet raporunun içeriğinde şu hususlar yer almalıdır (YTTK. m. 516): sa k 1. Şirketin, o yıla ait faaliyetlerinin akışı ile her yönüyle finansal durumunun, doğru, eksiksiz, dolambaçsız, gerçeğe uygun ve dürüst bir şekilde yansıtılması. muhtemel riskler, konulara ilişkin yönetim kurulunun m değerlendirmesi. bu ha karşılaşması kla rı 2. Finansal tablolara göre finansal durum değerlendirilir. Şirketin gelişmesine ve Tü 3. Faaliyet yılının sona ermesinden sonra şirkette meydana gelen ve özel önem © taşıyan olaylar. OB 4. Şirketin araştırma ve geliştirme çalışmaları. RM 5. Yönetim kurulu üyeleri ile üst düzey yöneticilere ödenen ücret, prim, ikramiye gibi TÜ mali menfaatler, ödenekler, yolculuk, konaklama ve temsil giderleri, ayni ve nakdî imkânlar, sigortalar ve benzeri teminatlar. Şirketin kanuni yedek akçeleri, genel kanuni yedek akçe ve özel yedek akçe (şirketin kendi paylarını edinmesi nedeniyle ayırmakla yükümlü olduğu yedek akçe ve yeniden değerleme fonu) olarak ayrıma tabi tutulmuştur (YTTK. m. 519-520). İsteğe bağlı yedek akçeler ve çalışanlar lehine ayrılan fonlar da açık hükümlerle Kanunda düzenlenmiştir (YTTK. m. 521- 522). Kâr ile yedek akçeler arasındaki ilişki, şu şekilde ortaya konulmuştur (YTTK. m. 523): 68 “1)Kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler ayrılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kâr payı belirlenemez. (2) Genel kurul; a) Aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekliyse, b) Bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alındığında, şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğince kararlı kâr payı dağıtımı yönünden haklı görülüyorsa, Kanunda ve esas sözleşmede öngörülenlerden başka yedek akçe ayrılmasına da karar verebilir. (3) Esas sözleşmede hüküm bulunmasa bile, genel kurul, şirketin işçileri için yardım lıd ır. sandıkları ve diğer yardım örgütleri kurulması veya bunların sürdürülebilmesi amacıyla veya diğer yardım ve hayır amaçlarına hizmet etmek üzere, bilanço kârından yedek akçe kla rı sa k ayırabilir.” ha IX. Kârın ve Tasfiye Payının Tespiti, Hesaplanması ve Dağıtımı Tü m Her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış net dönem kârına, payı oranında katılma hakkını haizdir. Şirketin sona ermesi © hâlinde her pay sahibi, esas sözleşmede sona eren şirketin malvarlığının kullanılmasına ilişkin OB başka bir hüküm bulunmadığı takdirde, tasfiye sonucunda kalan tutara payı oranında katılır TÜ RM (YTTK. m. 507/1). İmtiyazlar saklıdır (YTTK. m. 507/2). Esas sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kâr ve tasfiye payı pay sahibinin sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak hesap edilir (YTTK. m. 508/1). Kâr payı ancak net dönem kârından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabilir. Kâr payı avansı, Sermaye Piyasası Kanununa tabi olmayan şirketlerde, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının bir tebliği ile düzenlenecektir (YTTK. m. 509). Haksız yere ve kötü niyetle kâr payı veya hazırlık dönemi faizi alan pay sahipleri, bunları geri vermekle yükümlüdür. Yönetim kurulu üyelerinin kazanç payları hakkında da aynı 69 hüküm uygulanır. Geri alma hakkı, paranın alındığı tarihten itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar (YTTK. m. 512). Şirketin iflası hâlinde, yönetim kurulu üyeleri şirket alacaklılarına karşı, iflasın açılmasından önceki son üç yıl içinde kazanç payı veya başka bir ad altında hizmetlerine karşılık olarak aldıkları ve fakat uygun ücreti aşan ve bilanço uygun bir ücret miktarına göre tedbirli bir tarzda düzenlenmiş olsaydı ödenmemesi gereken paraları geri vermekle yükümlüdürler (YTTK. m. 513). lıd ır. X. Sona Erme ve Tasfiye sa k Ortak sayısının azalması, sona erme sebebi olmaktan çıkmıştır. Anonim şirketin sona m ha 1. YTTK. m. 529’da Öngörülen Sebepler kla rı erme sebepleri şunlardır : Tü a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle © gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesi, OB b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesi, RM c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesi, TÜ d) 421. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararı, e) İflasına karar verilmesi, f) Kanunlarda öngörülen diğer hâller. 2. Organsızlık (YTTK. m. 530) Organsızlık hususunda mevcut TTK. m. 435 uyarınca geçerli olan hükümler (organ olmaktan çıkarılan denetçi hariç), yeni Kanunda da muhafaza edilmektedir. 3. Haklı Sebeple Fesih (YTTK.m. 531) İlk kez Kanunda öngörülmektedir. Azlık açısından şirkette pay sahibi olarak kalmanın katlanılmaz hale geldiği durumlarda açılır. Hakim, haklı sebep mevcutsa, şirketi feshetmek yerine davacının payının şirkete devri veya kârın 70 dağıtımı gibi kararlar alarak taraflar arasındaki menfaat ihtilafını gidermeye yetkilidir. Bu tür telafi mekanizmaları uygulanamayacak durumda ise, hakim son çare olarak şirketin feshine karar verecektir. XI.. Cezai Hükümler Yeni TTK’da cezai hükümler, haksız rekabet açısından YTTK. m. 62-63 hükümlerinde, genel olarak da YTTK.m. 562-563 hükümlerinde düzenlenmiştir: lıd ır. “A) Suç ve Cezalar MADDE 562-(1)Bu Kanunun; sa k a) 64 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki defter tutma yükümünü yerine getirmeyenler, kla rı b) 64 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca belgelerin kopyasını sağlamayanlar, ha c) 64 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli onayları yaptırmayanlar, m d) 65 inci maddesine uygun olarak defterlerini tutmayanlar, Tü e) 66 ncı maddesine aykırı hileli envanter çıkaranlar, © f) 86 ncı maddesine göre belgeleri ibraz etmeyenler, OB ikiyüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılırlar. RM (2) Bu Kanunun 88 inci maddesine aykırı hareket edenler yüz günden üçyüz güne kadar TÜ adli para cezasıyla cezalandırılırlar. (3)Bu Kanunun 199 uncu maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarına aykırı hareket edenler iki yıla kadar hapis ve adli para cezasıyla cezalandırılırlar. (4) Bu Kanun hükümlerine göre tutulmakla veya muhafaza edilmekle yükümlü olunan defter, kayıt ve belgeler ile bunlara ilişkin bilgileri, denetime tabi tutulan gerçek veya tüzel kişiye ait olup olmadığına bakılmaksızın, 210 uncu maddenin birinci fıkrasına göre denetime yetkili olanlarca istenmesine rağmen vermeyenler veya eksik verenler ya da bu denetim elemanlarının görevlerini yapmalarını engelleyenler, fiilleri daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. (5) Bu Kanunun; a) 349 uncu maddesine aykırı beyanda bulunan kurucular, 71 b) 351 inci maddesine aykırı rapor veren kurum denetçisi, c) 358 inci maddesine aykırı olarak şirkete borçlananlar, d) 395 inci maddesine aykırı olarak şirkete borçlananlar, üçyüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılırlar. (6) Bu Kanunun 524 üncü maddesindeki ilanı yaptırmayanlar ikiyüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılırlar. (7) Bu Kanunun 527 nci maddesine aykırı hareket edenler, Türk Ceza Kanununun 239 uncu maddesi hükümlerine göre cezalandırılırlar. (8) Bu Kanunun 549 uncu maddesine aykırı hareket edenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis lıd ır. cezasıyla cezalandırılırlar. sa k (9) Bu Kanunun 550 nci maddesine aykırı hareket edenler üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılırlar. kla rı (10) Bu Kanunun 551 inci maddesine aykırı hareket edenler üç aydan iki yıla kadar hapis ha cezasıyla cezalandırılırlar. m (11) Bu Kanunun 552 nci maddesine aykırı hareket edenler altı aya kadar hapis cezasıyla Tü cezalandırılırlar. © (12) Bu Kanunun 1524 üncü maddesinde öngörülen internet sitesini bu Kanunun yürürlüğe OB girmesinden itibaren üç ay içinde oluşturmayan veya internet sitesi mevcut ise aynı süre RM içinde internet sitesinin bir bölümünü bilgi toplumu hizmetlerine özgülemeyen anonim şirket yönetim kurulu üyeleri, limited şirket müdürleri ve sermayesi paylara bölünmüş komandit TÜ şirkette yönetici olan komandite ortaklar altı aya kadar hapis ve yüz günden üçyüz güne kadar adli para cezasıyla ve aynı madde uyarınca internet sitesine konulması gereken içeriği usulüne uygun bir şekilde koymayan bu bentte sayılan failler üç aya kadar hapis ve yüz güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılırlar. (13) Birinci ilâ onbirinci fıkra kapsamındaki fiiller daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, birinci ilâ onbirinci fıkra hükümlerine göre cezalandırılırlar. B) Soruşturma ve kovuşturma usulü MADDE 563-(1) 562 nci maddede belirlenen suçlar resen takip olunur.” 72 LİMİTED ŞİRKETLER I. Giriş Türkiye’de en çok tercih edilen şirket türü olan limited şirket mevcut TTK’da her ne kadar sermaye şirketi olarak düzenlenmiş olsa da, aslında kişi şirketi ve sermaye şirketi unsurlarını bünyesinde eriten kârma bir tür niteliği taşımaktadır. Hatta mevcut TTK’nın bu düzenleme tarzında, limited şirketlerin kişi şirketlerine ilişkin unsurlarının daha ağır bastığı söylenebilir. Limited şirketin bu özelliği, ona adeta ortaklarının sorumluluğu sınırlandırılmış bir kollektif şirket izlenimi vermiştir. lıd ır. Yeni TTK’da şeffaflık, kurumsal yönetim ve ilkelerinin temel yapı taşı olmaları, limited sa k şirketlerin de bu ilkeler doğrultusunda yeniden düzenlenmesini zorunlu kılmıştır. Bu bağlamda, yeni TTK’da limited ortaklıklar hesaplarını Türkiye muhasebe standartlarına uygun kla rı tutacak; bağımsız denetime tabi olacaktır. Yeni Kanunda limited şirketlere ilişkin olarak ha sermaye şirketine özgü unsurlar çok daha baskın olarak düzenlenmiş; bu arada ortaklar arasında ilişkilerin düzenlenmesine yönelik hukuki yapılandırmalara da olanak sağlanmıştır. Tü m Yeni TTK’nın bu düzenleme tarzı, Kanunkoyucu’nun, bugün uygulamada sıklıkla rastladığımız © kapalı tipteki kurumsallaşmamış anonim şirketleri bundan sonra limited şirket çatısı altında OB yapılandırma hedefi taşıdığını göstermektedir. Böylece anonim şirketlerin olması gerektiği gibi, tam bir sermaye şirketi olması hedeflenmekte, buna karşın ortaklar arasındaki ilişkilerin RM daha serbestçe düzenlenebileceği bir ortaklık yapısı kurulmak isteniyorsa, bunun sermaye TÜ şirketi özelliğinden taviz vermeden limited şirket çatısı altında yapılanması amaçlanmaktadır. Aşağıda, Yeni TTK’nın limited şirkete ilişkin tüm düzenlemeleri yer almamakta, ancak muhasebe mesleği mensupları için önem arz eden konulara ve bunlara ilişkin düzenlemelere değinilmektedir. II. Kavram, Temel Unsurlar ve Özellikler Limited şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur (m. 573/1). 73 Bu düzenlemeyle, limited şirketin de anonim şirkete paralel olarak tek ortaklı kurulabileceği öngörülmüştür. Limited şirketin azami ortak sayısının 50 olabileceğine ilişkin mevcut TTK’nın düzenlemesi ise korunmuştur (m. 574/1). Ortak sayısının bire düşmesi halinde ise, durum, bu sonucu doğuran işlem tarihinden itibaren yedi gün içinde müdürlere yazıyla bildirilir. Müdürler, bildirimin alınması tarihinden başlayarak yedinci günün sonuna kadar, şirketin tek ortaklı olduğunu, bu ortağın adını, yerleşim yerini ve vatandaşlığını tescil ve ilan ettirirler, aksi hâlde doğacak zarardan sorumlu olurlar. Aynı yükümlülük, şirketin bir ortakla kurulduğu hâllerde de geçerlidir. Şirket, tek ortağının kendisinin olacağı bir şirkete lıd ır. dönüşeceği sonucunu doğuracak şekilde esas sermaye payını iktisap edemez (m. 574/2-3). sa k YTTK. m. 573/1’deki düzenlemeden çıkan bir diğer sonuç ise, esas sermayenin paylara rı bölünebileceğidir. Böylece mevcut TTK’nın “bir pay=bir pay sahibi” ilkesi terk edilerek, kla anonim şirketlerde olduğu gibi esas sermayenin paylara bölünebileceği düzenlenmiştir. ha Gerçekten, yeni TTK m. 583/3 bir pay sahibinin birden fazla paya sahip olmasına imkan m tanımakla birlikte, esas sermaye paylarının itibarî değerleri farklı olabileceğini ancak, esas Tü sermaye paylarının değerlerinin yirmibeş Türk Lirası veya bunun katları olmasının zorunlu © olduğunu düzenleme altına almıştır (m. 583/2). Bunun yanında, esas sermaye payının nama RM OB yazılı senede bağlanabilmesi de bir yenilik olarak göze çarpmaktadır (m. 593/2). TÜ Limited şirket, bir sermaye şirketi olması sebebiyle borç ve yükümlülüklerinden dolayı sadece malvarlığıyla sorumludur (m. 602); ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdür (m. 573/2). Mevcut TTK’da 5.000 TL. olan asgari sermaye, yeni TTK’da 10.000 TL. olarak belirlenmiştir (m. 580). Bu sermayenin nakit kısmı ödenmeden, kuruluş tamamlanmaz (TTK.m. 585). Ortaklar, taahhüt ettikleri esas sermaye payının bedelini şirket sözleşmesinde öngörüldüğü şekilde, nakit veya ayın olarak veya bir alacağın takası yoluyla yahut sermaye artırımında olduğu gibi, serbestçe kullanılabilecek özkaynakların esas sermayeye dönüştürülmesi yoluyla ödeyebilirler (m. 583/5). Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz veya 74 tedbir bulunmayan; nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar ve adlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz. 127 nci madde hükmü saklıdır (m. 581). Sermayenin nakit kısmının ise hemen ve tamamen tescilden önce ödenmiş olması gerekmektedir (m. 585). Bunun sonucu olarak mevcut TTK’daki ortağın temerrüdüne ve seleflerin sorumluluğuna ilişkin hükümlere yeni TTK’da yer verilmemiştir. Böylece, uygulamada sıklıkla rastlanılan sermayesi ödenmemiş limited şirketlerin önüne geçilmesi hedeflenmektedir. lıd ır. Yeni TTK’da, limited şirketlere ilişkin olarak getirilen temel değişikliklerden biri de yönetim hakkı ve görevini tüm ortaklara veren özden organ ilkesinin terk edilerek yerine, rı sa k seçilmiş organ tarafından yönetim düzeninin kabul edilmesidir (m. 616/1/b, 623). kla Yeni TTK. m. 635’in düzenlemesi ile limited şirketler de bağımsız denetime tabi ha tutulmuştur. Anılan madde uyarınca anonim şirketin denetçiye ve işlem denetçileriyle Tü m denetime ve özel denetime ilişkin hükümleri limited şirkete de uygulanır. RM OB © III. Kuruluş TÜ 1. Şirket Sözleşmesi Şirket Sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kurucuların imzalarının noterden onaylı olması gerekmektedir (m. 575). Şirket sözleşmesinde bulunması zorunlu kayıtlar 576’da sayılmıştır. Buna göre aşağıdaki kayıtların şirket sözleşmesinde yer alması zorunludur: • Şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunduğu yer. • Esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde, şirketin işletme konusu. • Esas sermayenin itibarî tutarı, esas sermaye paylarının sayısı, itibarî değerleri, varsa imtiyazlar, esas sermaye paylarının grupları. • Müdürlerin adları, soyadları, unvanları, vatandaşlıkları. • Şirket tarafından yapılacak ilanların şekli. 75 Yeni TTK, ortakların birbirleriyle veya şirketle olan ilişkilerini daha serbest bir şekilde düzenleme imkanı sunmaktadır. Bu bağlamda m. 577, şirket sözleşmesinde yer alması halinde bağlayıcı olacak kayıtları da saymıştır. Bu kayıtlar şunlardır: • Esas sermaye paylarının devrinin sınırlandırılmasına ilişkin kanuni hükümlerden ayrılan düzenlemeler. • Ortaklara veya şirkete, esas sermaye payları ile ilgili olarak önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları tanınması. Ek ödeme yükümlülüklerinin öngörülmesi, bunların şekli ve kapsamı. • Yan edim yükümlülüklerinin öngörülmesi, bunların şekli ve kapsamı. • Belirli veya belirlenebilir ortaklara veto hakkı veya bir genel kurul kararının lıd ır. • oylanması sonucunda oyların eşit çıkması hâlinde bazı ortaklara üstün oy hakkı Kanunda ya da şirket sözleşmesinde öngörülmüş bulunan yükümlülüklerin hiç ya rı • sa k tanıyan hükümler. kla da zamanında yerine getirilmemeleri hâlinde uygulanabilecek sözleşme cezası ha hükümleri. Kanuni düzenlemeden ayrılan rekabet yasağına ilişkin hükümler. • Genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin özel hak tanıyan hükümler. • Genel kurulda karar almaya, oy hakkına ve oy hakkının hesaplanmasına ilişkin © Tü m • OB kanuni düzenlemeden ayrılan hükümler. Şirket yönetiminin üçüncü bir kişiye bırakılmasına ilişkin yetki hükümleri. • Bilanço kârının kullanılması hakkında kanundan ayrılan hükümler. • Çıkma hakkının tanınması ile bunun kullanılmasının şartları, bu hâllerde ödenecek TÜ RM • olan ayrılma akçesinin türü ve tutarı. • Ortağın şirketten çıkarılmasına ilişkin özel sebepleri gösteren hükümler. • Kanunda belirtilenler dışında öngörülen sona erme sebeplerine dair hükümler. Şirket sözleşmesinde intifa senetlerinin çıkarılması öngörülebilir; bu konuda anonim şirketlere ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır (m. 584). Şirket sözleşmesi, bu Kanunun limited şirketlere ilişkin hükümlerinden ancak kanunda buna açıkça cevaz verilmişse sapabilir. Diğer kanunların öngörülmesine izin verdiği tamamlayıcı 76 nitelikteki şirket sözleşmesi hükümleri, o kanuna özgülenmiş olarak hüküm doğururlar (m. 579). 2. Limited Şirketin Kurulma Anı Yeni TTK, anonim şirkete paralel bir şekilde limited şirketin kurulma anı ile tüzel kişilik kazanma anını birbirinden ayırmıştır. Buna göre şirket, kanuna uygun olarak düzenlenen şirket sözleşmesinde, kurucuların limited şirket kurma iradelerini açıklayıp, sermayenin tamamını şartsız taahhüt etmeleri ve nakit kısmı hemen ve tamamen ödemeleriyle kurulur sa k lıd ır. (m. 585). kla rı 3. Tescil ve Tüzel Kişilik Kazanma: ha Tescil ile şirket tüzel kişilik kazanır (m. 588). Tescil başvurusu tüm müdürler tarafından m imzalandıktan sonra şirketin merkezinin bulunduğu ticaret siciline yapılır. Aşağıdaki Tü belgelerin tescil başvurusuna eklenmesi gerekir (m. 586): Şirket sözleşmesinin onaylanmış bir örneği. • Ekleri ile birlikte 349 uncu maddeye göre düzenlenmiş kurucular beyanı ve OB © • raporu. Yerleşim yerleri de gösterilerek şirketi temsile yetkili kişileri ve denetçinin TÜ • RM Bakanlıkça istenilmesi hâlinde 351 inci madde uyarınca hazırlanmış işlem denetçisi seçimini gösterir belge. Şirket sözleşmesinin tamamı, kurucuların imzalarının noterce onaylanmasını izleyen otuz gün içinde, şirketin merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan olunur (m.587). 77 IV.. Limited Şirket Payının Devri Uygulamada oldukça ciddi sorunlar çıkaran limited şirket payının devredilmesi yeni TTK’da oldukça sadeleştirilmiştir. Mevcut TTK’da olduğu gibi payın devri ve devir borcu doğuran sözleşmenin taraflar arasında geçerli olabilmesi için yazılı şekle ve imzaların noterden onaylanması şartına bağlı olması kuralı yeni TTK’da da korunmuştur (m. 595/1). Buna ek olarak, ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu hususun, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin lıd ır. koşulların da sözleşmede belirtilmesi gerekir. sa k Mevcut TTK’da, payın devrinin şirkete karşı hüküm doğurması için ortaklar kurulunun rı onayına tabi olması kuralı (kanuni bağlam) yeni TTK’da da yer almasına rağmen oldukça kla sadeleştirilmiştir. Öncellikle onay kararı genel kurulun ağırlaştırılmış değil, olağan ha yetersayısına bağlanmıştır. Devir bu onayla birlikte geçerli olur. Görüldüğü üzere, payın m devrinin şirkete karşı geçerli olması için pay defterine kaydedilmesi şartı yeni TTK’da Tü kaldırılmıştır. Bu düzenleme, devralanın pay defterine kaydedilmeyeceği anlamına gelmez, © sadece devrin geçerliliği için pay defterine kaydın aranmadığı anlamına gelir. Hatta, esas OB sözleşmeye konulacak bir hükümle payın devrinin şirkete karşı geçerli olabilmesi için genel RM kurulun onay şartı dahi kaldırılabilir (m. 595/2). Genel kurulun pay devrine onay vermesinin TÜ sürüncemede bırakılmaması için 3 aylık bir süre öngörülmüştür. Başvurudan itibaren bu süre içinde genel kurul devri reddetmezse onaya verilmiş sayılır (m. 595/7). Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir. Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devrinin yasaklanması da mümkündür (m. 595/3-4). Yeni TTK m. 597 uyarınca “1)Esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulur. (2)Başvurunun otuz gün içinde yapılmaması hâlinde, ayrılan ortak, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabilir. Bunun üzerine sicil müdürü, şirkete, iktisap edenin adının bildirilmesi için süre 78 verir. (3)Sicil kaydına güvenen iyiniyetli kişinin güveni korunur.” Bu hüküm devredenin ve üçüncü kişilerin korunması amacıyla konulmuştur. Bu konuda son olarak belirtelim ki, pay üzerinde intifa hakkı kurulmasına da payın devrine ilişkin kurallar aynen uygulanacaktır. Pay üzerinde rehin hakkı kurulması ise, esas sözleşme ile genel kurulun onayına tabi tutulabilir (m. 600). Yeni TTK’nın 593. maddesinin ikinci fıkrasına göre, limited şirketlerde esas sermaye için pay senetleri çıkarılması da söz konusudur. Esas sermaye pay senetleri ispat aracı lıd ır. şeklinde veya nama yazılı pay senedi (kıymetli evrak) olarak düzenlenir. Bu pay senetlerindeek ödeme ve yan edim yükümlülüklerinin, ağırlaştırılmış veya bütün ortakları sa k kapsayacak biçimde düzenlenmiş rekabet yasağının ve şirket sözleşmesinde öngörülmüş kla rı önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım haklarının, açıkça belirtilmesi gereklidir. Tü m ha V.. Finansal Tablolar, Yedek Akçeler ve Özkaynakların Yerini Tutan Ödünçler © Anonim şirketlerin finansal tabloları ve yedek akçelerini düzenleyen 514 ilâ 527. RM OB madde hükümleri limited şirketlere de uygulanır (m. 610). TTK. m. 615 uyarınca”(1) Ortaklar veya onlara yakın kişiler tarafından şirkete verilen TÜ ve özkaynakların yerini tutan nitelikteki ödünçler, bir sözleşme veya beyan dolayısıyla sırada en sonda yer alanlar da dâhil olmak üzere diğer tüm alacaklardan sonra gelir. (2)Aşağıdakiler, özkaynakların yerini tutan ödünç niteliğinde sayılır: a) Esas sermayenin ve kanuni yedek akçelerin, aktifler tarafından artık karşılanamadığı bir anda verilen ödünçler. b) Ortaklar veya onlara yakın kişiler tarafından, şirketin finansal durumu itibarıyla özkaynak koymalarının uygun olduğu bir anda, bunun yerine verilen ödünçler. (3)İflasın açılmasından önceki bir yıl içinde, özkaynakların yerini tutar nitelikteki ödünçlerin geriye ödenmesi amacıyla yapılan ödemeler, bu ödemelerin alıcısı tarafından geri verilir”. 79 VI.. Şirketin Organları: 1.. Genel Kurul: Mevcut TTK’nın limited şirketin ortak sayısının 20’nin üstünde olması halinde ortaklar kuruluna ilişkin kuralları anonim şirketin genel kuruluna ilişkin kurallara tabi tutan sistemi terk edilerek, ortak sayısı ne olursa olsun genel kurula ilişkin kurallarda bir yeknesaklık sağlanmıştır. lıd ır. Genel kurulun başka organ veya organlara devredilemez nitelikte olan yetkileri m. sa k 616/1’de şu şekilde sayılmıştır: Şirket sözleşmesinin değiştirilmesi. • Müdürlerin atanmaları ve görevden alınmaları. • Topluluk denetçisi ile işlem denetçileri de dâhil olmak üzere, denetçilerin ha kla rı • m atanmaları ve görevden alınmaları. Topluluk yılsonu finansal tabloları ile yıllık faaliyet raporunun onaylanması. • Yılsonu finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun onaylanması, kâr payı © Tü • OB hakkında karar verilmesi, kazanç paylarının belirlenmesi. Müdürlerin ücretlerinin belirlenmesi ve ibraları. • Esas sermaye paylarının devirlerinin onaylanması. • Bir ortağın şirketten çıkarılması için mahkemeden istemde bulunulması. • Müdürün, şirketin kendi paylarını iktisabı konusunda yetkilendirilmesi veya böyle TÜ RM • bir iktisabın onaylanması. • Şirketin feshi. • Genel kurulun kanun veya şirket sözleşmesi ile yetkilendirildiği ya da müdürlerin genel kurula sunduğu konularda karar verilmesi. Aşağıda sayılanlar, şirket sözleşmesinde öngörüldükleri takdirde genel kurulun devredilemez yetkileridir: • Şirket sözleşmesi uyarınca genel kurulun onayının arandığı hâller ile müdürlerin faaliyetlerinin onaylanması. 80 • Önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım haklarının kullanılması hakkında karar verilmesi. • Esas sermaye payları üzerinde rehin hakkı kurulmasına ilişkin onayın verilmesi. • Yan edim yükümlülükleri hakkında iç yönerge çıkarılması. • Şirket sözleşmesinin 613 üncü maddenin dördüncü fıkrası uyarınca ortakların onayını yeterli görmemesi hâlinde, müdürlerin ve ortakların şirkete karşı bağlılık yükümü veya rekabet yasağı ile bağdaşmayan faaliyetlerde bulunabilmelerinin onayı için gereken iznin verilmesi. • Bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebeplerden dolayı şirketten lıd ır. çıkarılması. sa k Tek ortaklı limited şirketlerde ise tek ortak, yazılı karar almak şartıyla genel kurulun rı tüm yetkilerine sahiptir. kla Yeni TTK m. 617 genel kurulun toplanmasına ilişkin kuralları düzenlemiştir. Kısaca ha belirtmek gerekirse toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız m genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin Tü hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanır (m. 617/3). © Herhangi bir ortak sözlü görüşme isteminde bulunmadıkça, genel kurul kararları, ortaklardan OB birinin gündem maddesi ile ilgili önerisine diğer ortakların yazılı onayları alınmak suretiyle de RM verilebilir. Aynı önerinin tüm ortakların onayına sunulması kararın geçerliliği için şarttır (m. TÜ 617/4). Yeni TTK. m. 620 ve 621, genel kurulda karar alınabilmesi için gerekli yetersayıları düzenlemiştir. Esas sözleşme değişikliklerindeki yeter sayılar ise m. 589’da ayrıca düzenlenmiştir. 2.. Müdürler Şirketin yönetimi müdürlere aittir. Yeni TTK, mevcut TTK’daki her ortağın esas sözleşmede aksine bir düzenleme yoksa müdür sıfatını haiz olacağını öngören özden organ sistemini kaldırarak, şirket yönetiminin şirket sözleşmesi ile veya genel kurul kararıyla müdür sıfatını taşıyan tüm veya bazı ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebileceğini; en azından bir ortağın yönetim ve temsil hakkının bulunması gerektiğini düzenlemiştir (m. 623/1). 81 Anonim şirketlere paralel olarak yeni TTK, tüzel kişilerin de müdür olarak atanabileceğini, bu durumda tüzel kişinin bu görevi tüzel kişi adına yerine getirecek bir gerçek kişiyi belirleyeceği hüküm altına alınmıştır (m. 623/2). Müdürler, kanunla veya şirket sözleşmesi ile genel kurula bırakılmamış bulunan yönetime ilişkin tüm konularda karar almaya ve bu kararları yürütmeye yetkilidirler. Bu bağlamda müdürlerin devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri şunlardır: Şirketin üst düzeyde yönetilmesi ve yönetimi ve gerekli talimatların verilmesi. • Kanun ve şirket sözleşmesi çerçevesinde şirket yönetim örgütünün belirlenmesi. • Şirketin yönetimi için gerekli olduğu takdirde, muhasebenin, finansal denetimin lıd ır. • ve finansal planlamanın oluşturulması. Şirket yönetiminin bazı bölümleri kendilerine devredilmiş bulunan kişilerin, sa k • rı kanunlara, şirket sözleşmesine, iç tüzüklere ve talimatlara uygun hareket edip Küçük limited şirketler hariç, risklerin erken teşhisi ve yönetimi komitesinin ha • kla etmediklerinin gözetimi. Şirket finansal tablolarının, yıllık faaliyet raporunun ve gerekli olduğu takdirde Tü • m kurulması. © topluluk finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun düzenlenmesi. Genel kurul toplantısının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi. • Şirketin borca batık olması hâlinde durumun mahkemeye bildirilmesi. TÜ RM OB • Bu görev ve yetkilerinin haricinde, şirket sözleşmesinde, müdürün veya müdürlerin; aldıkları belirli kararları ve münferit sorunları genel kurulun onayına sunmaları gereği öngörülebilir. Genel kurulun onayı müdürlerin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz, sınırlandırmaz (m. 625). Şirket müdürlerinden en az birinin yerleşim yerinin Türkiye’de bulunması ve bu müdürün şirketi tek başına temsile yetkili olması gerekir. Bu duruma bir aykırılık belirlendiğinde, ticaret sicili müdürü durumun kanuna uygun hâle getirilmesi için şirkete uygun bir süre verir. Bu süre içinde gereken yapılmadığı takdirde, ticaret sicili müdürü 82 şirketin feshini mahkemeden ister (m. 628). Bu hüküm özellikle yöneticilerin yabancı oldukları limited şirketlerde büyük bir önemi haizdir. Şirketin birden fazla müdürünün bulunması hâlinde, bunlardan biri, şirketin ortağı olup olmadığına bakılmaksızın, genel kurul tarafından müdürler kurulu başkanı olarak atanır. Birden fazla müdürün varlığı hâlinde, bunlar çoğunlukla karar alırlar. Eşitlik hâlinde başkanın oyu üstün sayılır. Şirket sözleşmesi, müdürlerin karar almaları konusunda değişik bir düzenleme öngörebilir (m. 624). lıd ır. Mevcut TTK’da, müdürlerin görevden alınmalarına ilişkin kollektif şirkete yollama yapan ve müdürün ortak olup olmamasına, esas sözleşme ile atanıp atanmamasına göre sa k farklı kurallar öngören sistem terk edilmiştir. Yeni TTK uyarınca, ortak olsun veya olmasın, rı genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini kla sınırlayabilir. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil ha yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Yöneticinin, özen m ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini Tü ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı © sebep olarak kabul olunur (m. 630). OB Müdürlerin, sermayenin kaybı veya borca batıklığı ile iflasın bildirilmesi hakkındaki TÜ RM yükümlülüklerine ilişkin olarak anonim şirket hükümleri uygulanır (m. 633-634). VII. Şirketten çıkma ve çıkarılma Şirket sözleşmesi ortaklara çıkma hakkı tanıyabileceği gibi, bu hakkın kullanılmasını şartlarını belirleyebilir. Şirket sözleşmesinde düzenlenmemiş olsa bile, her ortak haklı nedenle şirketten çıkmayı mahkemeden isteyebilir. Ortak, şirket sözleşmesi uyarınca çıkma talebinde bulunduğu veya haklı nedenle şirketten çıkma davası açtığı takdirde, diğer ortaklar çıkmaya veya çıkma davasına katılabilir (m. 638-639). 83 Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir. Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır (m. 640). Ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir. Şirket sözleşmesinde öngörülen ayrılma hakkı dolayısıyla, şirket sözleşmeleri ayrılma akçesini farklı bir şekilde düzenleyebilirler (m. 641). sa k lıd ır. VIII. Anonim Şirketlere İlişkin Hükümlerin Uygulanması Belgelerin ve beyanların kanuna aykırılığına ilişkin 549 uncu; sermaye hakkında yanlış m • ha kla hükümlerin uygulanacağını saymıştır. Buna göre; rı TTK. m. 644, diğer maddelerde belirtilenler dışında, anonim şirketlere ilişkin hangi Tü beyanlar ve ödeme yetersizliğinin bilinmesi hakkında 550 nci; değer biçilmesinde © yolsuzluğa dair 551 inci; kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve OB tasfiye memurlarının sorumluluğunu düzenleyen 553 üncü; denetçilerin ve işlem RM denetçilerinin sorumluluğuna ilişkin 554 ilâ 561 inci maddeler. Feshe ilişkin 353 üncü, şirkete karşı borçlanma yasağına dair 358 inci maddeler. • Yönetim kurulu kararlarının butlanı hakkındaki 391 inci ve müdürlerin bilgi alma TÜ • haklarına kıyas yolu ile uygulanmak üzere 392 nci madde. • Limited şirketlere de uygulanan 549 ilâ 551 inci maddelerine aykırı hareket edenler, 562 nci maddenin cezalandırılırlar. sekizinci ilâ onuncu fıkralarında öngörülen cezalarla 84