Dergi özetini görmek için tıklayınız.
Transkript
Dergi özetini görmek için tıklayınız.
ISSN: 1303-9210 LEGAL Hukuk Dergisi LEGAL JOURNAL OF LAW Cilt: 14/Sayı: 1611 Volume: 14/Issue: 161 16 Yıl/Year: 2016 YARGITAY, DANIŞTAY VE DİĞER DİĞ YÜKSEK MAHKEME KARARLARI, HUKUK HABERLERİ, HUKUKÎ MAKALELER, GÜNCEL MEVZUAT, RESMÎ GAZETE ÖZETLERİ, ÖNEMLİ ÖNEML BİLGİLER DECISION OF THE COURT OF CASSATION, ON, THE COUNCIL COUNC OF STATE, AND OTHER COURTS OF APPEALS' DECISIONS, DEC LEGAL NEWS, LEGAL ARTICLES, CURRENT LEGISLAT SLATION, ABSTRACTS OF THE OFFICIAL GAZETTE, MAJOR INFORMATION TR Dizin Hukuk Veri Tabanında Dizinlenmektedir Legal Hukuk Dergisi Legal Journal of Law “Hakemli Dergidir”/“Peer reviewed Journal” Cilt: 14/Sayı: 161 Volume: 14/Issue: 161 Yıl/Year: 2016 Yayın Sahibi/Publisher: Legal Yayıncılık A. Ş. adına Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni/On Behalf of Legal Yayıncılık INC. Publisher and Executive Editor Av./Aal. Lütfürrahman BAŞÖZ (Sertifika No./Certificate No.27563) Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Responsible Manager: Av./Atty. Ramazan ÇAKMAKCI Yayımcının Adı/Name of Publishing Legal Yayıncılık A.Ş. Company: (Sertifika No./Certificate No. 27563) Tel.: 0 216 449 04 86 Basım ve Cilt/Printing and Volume: Mimoza Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş. (Sertifika No./Certificate No.: 33198) Tel.: 0212 482 99 10 Faks/Fax: 0212 482 99 78 Basıldığı Yer/Place of Publication: Davutpaşa Cad. No: 123, Kat:1-3 Topkapı/İstanbul Basıldığı Tarih/Publication Date: Mayıs/May 2016 Yönetim Yeri/Place of Management: Bahariye Cad. No: 63/5 Kadıköy/İstanbul Tel.0216 449 04 86 Faks/Fax: 0216 449 04 87 E-posta/E-mail: legal@legal.com.tr URL: www.legal.com.tr Yayın Dili/Published on Language: Türkçe/İngilizce Yayın Türü/Type of Publication: Uluslararası, Süreli, Aylık Hukuk Dergisi/This journal is a peer reviewed international law journal published per month Yurt Dışı Temsilciliği Legal Publishing Albania Shpk Rruga Sami Frasheri, pallati 14, hyrja 11, ap. 8 ne Tirane/Albania www.legalalbania.com info@legalalbania.com ISSN: 1303-9210 Dergiye yapılan atıflarda “LHD” kısaltması kullanılmalıdır. For citations please use the abbreviation: “LHD” Katkıda bulunmak isteyenler için iletişim bilgileri/ All correspondence concerning articles and other submissions should be addressed to: E-mail: akademi@legal. com. tr Telefon/Phone: 0 216 449 04 85 Faks/Fax: 0 216 449 04 87 Posta Adresi/Postal Address: Bahariye Cad. Çam Apt. No: 63 D.5 Kadıköy – İstanbul Bu dergide yayımlanan yazılarda ileri sürülen görüşler yazarlara aittir. Articles published in this journal represent only the views of the contributors. Copyright © 2016 Bu derginin tüm yayın hakları LEGAL YAYINCILIK A. Ş. ’ye aittir. Yayınevinin izni alınmadan eğitim ve tanıtım amaçlı kısmi alıntılar hariç olmak üzere hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. All rights reserved. No part of this publication may be copied, reproduced, stored in a retrieval system, or transmitted, in any form or by means, without the prior expressed permission in writing of the LEGAL YAYINCILIK A. S. LEGAL HUKUK DERGİSİ Bahariye Cad. Çam Apt. No: 63 D.5 Kadıköy – İstanbul Tel: (216) 449 04 85 – 449 04 86 Faks: (216) 449 04 87 İnternet adresi: www. legal. com. tr E-mail: legal@legal. com. tr EDİTÖRLER KURULU/EDITORIAL BOARD Prof. Dr. Ali Cem BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Muharrem KILIÇ Akdeniz Üniversitesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Saba ÖZMEN Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Prof. Dr. Hasan PULAŞLI Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Sultan ÜZELTÜRK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Ahmet Caner YENİDÜNYA Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Doç. Dr. Özlem YENERER ÇAKMUT Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Doç. Dr. Ebru CEYLAN İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi TEMSİLCİ/REPRESENTATIVE Mersin Temsilcisi/ Mersin Representative Av. H. Hulki ÖZEL YAYIN ve DANIŞMA KURULU EDITORIAL and ADVISORY BOARD Prof. Dr. Faruk ACAR Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Prof. Dr. Pınar AKAN Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Murat ALIŞKAN Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Gökhan ANTALYA Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Prof. Dr. Abdülkadir ARPACI Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Emin ARTUK Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı (Eski) Prof. Dr. Oğuz ATALAY Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflâs Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Cevdet ATAY Prof. Dr. Mehmet BAHTİYAR Yeditepe Üniv. Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süheyl BATUM Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Prof. Dr. Ali Cem BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Erdoğan BÜLBÜL Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Osman CAN Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Özlem YENERER ÇAKMUT Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Mustafa ÇEKER Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Gürsel ÇETİN İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adlî Tıp Anabilim Dalı Prof. Dr. Osman DOĞRU Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Genel Kamu Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer EKMEKÇİ İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Nuray EKŞİ Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Nüvit GEREK Eskişehir Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tevfik GÜLSOY Gaziantep Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Alper GÜMÜŞ İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anabilim Dalı Prof. Dr. Pelin GÜVEN Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sibel İNCEOĞLU Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Turgut KALPSÜZ Prof. Dr. Eser KARAKAŞ Bahçeşehir Üniversitesi AB İlişkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Işıl KARAKAŞ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Üyesi - Devletler Umumi Hukuku Prof. Dr. Mahmut KOCA İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Prof. Dr. Mustafa KOÇAK Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı – Anayasa Hukuku Prof. Dr. Muharrem KILIÇ Akdeniz Üniversitesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serap Keskin KİZİROĞLU Okan Üniversitesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tekin MEMİŞ İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Ali Necip ORTAN İstanbul Kültür Üniversitesi Fikri Haklar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hayrettin ÖKÇESİZ Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Prof. Dr. Ayhan ÖNDER Ceza ve Ceza Usul Hukuku Prof. Dr. Selçuk ÖZTEK Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer ÖZKAN İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Saba ÖZMEN Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Prof. Dr. Bahri ÖZTÜRK İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hasan PULAŞLI İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Adem SÖZÜER İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cumhur ŞAHİN Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükran ŞIPKA İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kürşat Turanboy Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Güzin ÜÇIŞIK Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Samim ÜNAN Galatasaray Üniversitesi Ticaret Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Hakan ÜZELTÜRK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Vergi Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Sultan ÜZELTÜRK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Serap YAZICI Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Ahmet Caner YENİDÜNYA Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Hamdi YILMAZ Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Prof. Dr. Sevtap YOKUŞ Kocaeli Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Müslüm AKINCI Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çetin ARSLAN Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Doç. Dr. Mustafa Erdem CAN Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ebru CEYLAN İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet ERDEM Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Doç. Dr. Şafak NARBAY Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlhan YILMAZ Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Anabilim Dalı Yard. Doç. Dr. Taner AYANOĞLU İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Yard. Doç. Dr. Sinan BAYINDIR Doğuş Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Sevi BAKIM Okan Üniversitesi Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Fatma KARAKAŞ DOĞAN Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Nuri ERDEM TC. İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı, Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Muzaffer EROĞLU Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Yard. Doç. Dr. Birgül SOPACI Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Yard. Doç. Dr. Varol KARAASLAN Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra İflasHukuku Anabilim Dalı Yard. Doç. Dr. Nur KAMAN Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Yard. Doç. Dr. A. Kürşat TANGÜN Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Deniz Ticareti Hukuku Anabilim Dalı Dr. İsmet Nezih ABANOZ Uludağ Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Cengiz APAYDIN İstanbul Anadolu Adliyesi Cumhuriyet Savcısı Haşmet Sırrı AKŞENER İstanbul 10. Ticaret Mahkemesi E. Başkanı Hasan ÖZKAN Em. İstanbul Hukuk Hâkimi İzzet DOĞAN Em. İstanbul Hukuk Hâkimi Araş. Gör. Mustafa ÜNLÜTEPE Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Av. Atilla COŞKUN, Av. Süleyman ÇETİN, Av. İbrahim Murat HAZNEDAR, Av. Recep KAHRAMAN, Av. Dr. Filiz KESKİN, Av. Fikret İLKİZ, Av. Hasan KÖROĞLU, Av. Mehmet UÇUM, Av. Talih UYAR HAKEMLER/REFEREES Prof. Dr. Ali Cem BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Seyithan DELİDUMAN Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Ömer EKMEKÇİ İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Nuray EKŞİ Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Mahmut KOCA İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Prof. Dr. Muharrem KILIÇ Akdeniz Üniversitesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Saba ÖZMEN Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Prof. Dr. Hasan PULAŞLI Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Kürşat TURANBOY Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Güzin ÜÇIŞIK Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sultan ÜZELTÜRK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Ahmet Caner YENİDÜNYA Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Doç. Dr. Müslüm AKINCI Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem YENERER ÇAKMUT Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Doç. Dr. Ebru CEYLAN İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şafak NARBAY Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Sinan BAYINDIR İstanbul Aydın Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Sevi BAKIM Okan Üniversitesi Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Muzaffer EROĞLU Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Dr. Cengiz APAYDIN İstanbul Anadolu Adliyesi Cumhuriyet Savcısı LEGAL HUKUK DERGİSİ YAYIN İLKELERİ PUBLICATION AND SUBMISSION REQUIREMENTS OF LEGAL JOURNAL OF LAW 1. Legal Hukuk Dergisi (LHD), ayda bir yayımlanan hakemli bir dergidir. Legal Journal of Law is a peer reviewed journal published per month. 2. Dergi’de yayımlanabilecek yazılar, hukuk alanını ilgilendiren içerikte her türlü makale, karar incelemesi ve kitap incelemesi ile çevirilerdir. Yazıların dili, Türkçe veya diğer Avrupa dilleridir. This is a journal of law focusing on legal issues concerning law. Articles, case notes and comments, discussions of legislative development, book reviews and other similar type of papers which are written in Turkish and in other European languages are welcome. 3. Dergi’de yayımlanmak üzere gönderilen yazılar başka bir yerde yayımlanmamış ya da yayımlanmak üzere gönderilmemiş olmalıdır. Articles that will be sent to the editor should not be published elsewhere, nor be submitted to other journals simultaneously. 4. Yazılar Microsoft Word (Microsoft Office 98 ve üzeri versiyonlar) formatında (. doc veya. docx dosya uzantılı olarak) yazılmış olmalıdır. Ayrıca yazılar, aşağıdaki şekil şartlarına uygun olarak kaleme alınmış olmalıdır: Kağıt boyutu: A4 Üst: 2, 5 cm; Alt: 2, 5 cm; Sol: 2 cm; Sağ: 2 cm Metin: Times New Roman, 12 punto, 1.5 satır aralığı, iki yana yaslı Dipnotlar: Sayfa altında, Times New Roman, 10 punto, 1 satır aralığı, iki yana yaslı Articles should be submitted as Microsoft Word (either with. doc or. docx file extensions) documents (Microsoft Office 1998 or higher versions). Articles should be written according to the following style guidelines: Paper size: A4 Top: 2.5 cm; Bottom: 2.5 cm; Left: 2 cm; Right: 2 cm Text body: Times New Roman, 12 points, at 1.5 line spacing, justified Footnotes: Times New Roman, 10 points, at 1 line spacing, justified 5. Her yazı, kaydedildiği bir CD ile ya da elektronik posta yolu ile Microsoft Word formatında editöre teslim edilmelidir. Yazının basılı olarak teslimi gerekmemektedir. Softcopy of the article either on a CD or as an attached Microsoft Word Document via e-mail should be submitted to the editor. There is no need to submit any hardcopy of the article. 6. Yazıyla birlikte yazarın (veya yazarların) adına, unvanına, çalıştığı kuruma, açık adresine, kolay ulaşım sağlanabilecek telefon numaralarına ve elektronik posta adreslerine ilişkin bilgiler de editöre ulaştırılmalıdır. The name (s), formal position (s), institutional affiliation (s) and contact details (especially e-mail (s)) of the author (s) must be clearly included with the submission to the editor. 7. Dergi’ye gönderilen makaleler Türkçe ve İngilizce başlık ile hem İngilizce hem de Türkçe özet kısmı içermelidir. Each submission should contain a Turkish and an English Title, as well as an Abstract part in Turkish and English. 8. Dergi’ye gönderilen makalelerde, ilgili makaledeki konuyu tanımlayan Türkçe ve İngilizce uygun anahtar kelimeler bulunmalıdır. All articles should be accompanied by a sufficient number of keywords in Turkish and English that reflect the content of the article. 9. Dergi’ye gönderilen makalelerde kullanılan kaynaklar, makale sonunda kaynakça olarak alfabetik sırada verilmiş olmalı ve kullanılan kaynaklar dipnotunda veya metin içerisinde kısa olarak yer almalıdır. All references cited in the text should be numbered in the order of mention in the text and should be given in abbreviated form in footnotes. They should be listed in full form at the end of the article in an alphabetically arranged bibliography as well. 10. Dergi’ye gönderilen makalelerin yazım bakımından son denetimlerinin yapılmış olduğu ve basılmaya hazır olarak verildiği kabul edilir. All submissions are regarded as ready to publish and already proofread by the author himself. 11. Yayım Kurulu’nda ilk değerlendirilmesi yapılan makaleler, anonim olarak hakeme gönderilecek, hakemden gelen rapor doğrultusunda makalenin yayımlanmasına, hakemden gelen rapor çerçevesinde düzeltme istenmesine ya da yayımlanmamasına karar verilecek ve yazar durumdan en kısa zamanda ve genellikle e-posta yolu ile haberdar edilecektir. Tamamlanmış veya düzeltilmiş yazı, Yayım Kurulu’nca, tekrar hakeme gönderilebilir. Initial assessment of the articles will be done by the editorial board. After the assessment is completed, the articles will be sent to an anonymous peer reviewer. In accordance with reviewer’s report, amendments may be done or the article may be decided not to be published. After the amendments are completed, the article may be sent to peer reviewer again, by the editorial board. 12. Dergi, hakemin yazarı bilmemesi esasına (kör hakemlik) dayanır. Hakeme gönderilecek makalelerde de yazarın kimliğine ilişkin bilgilerin gizliliği sağlanır. All articles submitted are subject to a blind peer review. The identity of the author (s) and reviewer (s) will not be revealed to the other party. 13. Tüm Hakem Raporları, ULAKBİM (Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi) Hukuk Veri Tabanı Komitesi tarafından denetlenmesine olanak verecek şekilde 5 yıl saklanır. All reviewers’ evaluation reports will be kept for at least five years after publication and copies of these reports will be sent to the ULAKBİM (Turkish Akademic Network and Information Center) Law Database Committee whenever required. 14. Dergi’ye ait yeni sayı yayımlandıkça, bu sayı tek bir PDF kopyası şeklinde ULAKBİM Online Dergi Takip Sistemine (ODİS) yüklenir. Ayrıca Dergi’nin 2 adet basılı kopyası da ULAKBİM’e kargo ile ulaştırılır. Each Publisher issue of the Journal will be uplouded as a PDF file to the Online Journal Watch System of ULAKBİM (ODİS). Also two copies of the published issue will be delivered to ULAKBİM by cargo. 15. Dergi basıldıktan sonra ilgili sayının yazarlarına ve bu sayıda hakemlik yapmış olanlara ücretsiz olarak gönderilir. Free copies of the published issue will be sent both to the author (s) and to the reviewer (s). Dergimiz Hakkında/About Our Journal Legal Hukuk Dergisi (LHD), ayda bir yayımlanan hakemli bir dergidir.2003 yılından beri yayın hayatını sürdürmekte olan dergide hakem denetiminden geçmiş makaleler, karar tahlilleri, içtihat ve mevzuat kronikleri ile eser incelemelerine yer verilmektedir. Her sayıda Türk ve yabancı akademisyenler ve hukuk uygulamacıları tarafından kaleme alınan, hukuk ile ilgili değerli eserler yayımlanmaktadır. Okuyucularımızın göndereceği hukuk alanına ilişkin makaleler ve diğer türdeki eserlerle (karar tahlilleri, eser incelemeleri vb.), dergimizin daha da zenginleşeceğine inanıyoruz. Legal Journal of Law (LHD) is a peer reviewed journal published per month, concentrating on issues of law and considers for publication articles, case notes and comments, discussions of legislative developments and book reviews. It has been in publication since 2003. Each issue contains scholarly works concerning law bulletin/journal, authored by scholars and practitioners around the globe. We welcome your contributions in the form of articles, notes, comments or reviews on topics reflecting a broad range of perspectives on law; with your contributions and support our journal will progress. EDİTÖRDEN…/FROM THE EDITOR… Değerli abonelerimiz, 2016 yılının beşinci sayısıyla sizlerle birlikte olmanın mutluluğu içindeyiz. Dergimizin makaleler kısmında Yard. Doç. Dr. Kadir Berk KAPANCI’nın “Art Arda Teslimli Satış Sözleşmelerinde Satıcının (Borçlu) Temerrüdüne Bağlı Olarak Doğabilecek Sonuçlar”, Yard. Doç. Dr. Mustafa ÜNLÜTEPE’nin “Temel ve Ortaöğretim Kurumlarında Hukuk Eğitimi Üzerine”, Dr. Ahmet Burak BİLGİN’in “Hukuk Dallarının Anayasallaşması Bağlamında Bireysel Başvurunun Diğer Hukuk Dallarına Potansiyel Etkileri: Üç Yıllık Uygulamadan Çıkarımlar”, Araş. Gör. Ececan ÇORBACIOĞLU’nun “Anonim Şirketlerde Elektronik Genel Kurul”, Araş. Gör. Rezzan İTİŞGEN’in “Ceza ve Ceza Muhakemesine İlişkin Normların Anayasada Varlığı ve Gerekliliği Hakkında Bir Değerlendirme” ve Av. Esra UYSAL’ın “İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu’nun Düzenlendiği TTK m.454’de Kimin Hakları Korunuyor?” isimli makaleleri yer almaktadır. Dergimizin uzman görüşleri kısmında Prof. Dr. M. Zafer ÜSKÜL’ün “Bildirileriyle “Menemen Olayları” Üzerine İlan Edilen Sıkıyönetim”, Av. Talih UYAR’ın “Borçlunun Bir İrade Beyanında Bulunmasına Mahkûm Edildiği İlam Yalnız Borçlu Tarafından Yapılabilecek Bir İş (Şey) Sayılarak, Bu İşi (Şeyi) Yerine Getirmekten Kaçınan Borçlunun Fiili, İİK m.343’e Göre Suç Teşkil Eder mi?”, Av. Selma SARICI’nın “Dava Değerinin Islahında, Yargının Anayasa Mahkemesi Kararları ile Uyumsuzluğu” ve Yavuz AKBULAK’ın “Türk Hukukunda Şirket Birleşmeleri” isimli yazıları yer almaktadır. Dergilerimizin 2016 yılı abonelik yenileme dönemi devam etmektedir. Her biri alanında uzman hukukçulardan oluşan yayın ve danışma kurullarının hukuka katkı amacıyla gönüllü olarak çalıştığı zengin içeriğe sahip hukuk dergilerimiz sadece sizlerin abonelikleri ile yayın hayatına devam etmektedir. Dergilerimize abone olarak verdiğiniz destek ile hukukun gelişmesine ve yaygınlaşmasına yapmış olduğunuz katkıların bu yıl da devam etmesini beklemekteyiz. Legalbank elektronik hukuk programımız sizlerin değerli desteği ile güçlenerek ve abone sayısını hızla arttırarak yoluna devam etmektedir. Legalbank sitemizden ücretsiz 3 günlük tam kullanım imkanı devam etmektedir. Programımızı denememiş abonelerimizin www. legalbank.net internet adresinden sitemizi ziyaret etmelerini beklemekteyiz. Legal Yayıncılık tarafından hazırlanan online kitap, online dergi, e-dergi ve e-kitaplar satışa sunulmuştur. Online Kitap/Dergi aboneliği ile hukuk kitap ve dergilerine, internetin olduğu her yerden anında erişebilme imkanı sağlanmıştır. Online kitap ve dergilerle online kütüphanenizi oluşturabilir, kütüphaneniz içinde yer alan tüm dökümanlar içinde istediğiniz konularda kolay ve hızlı arama yapma imkanına sahip olabilirsiniz. Ayrıca e-kitap ve e-dergilere elektronik cihazlarınıza indirerek her an ulaşma imkanı sağlanmıştır. Online ve elektronik dergi ve kitaplara www.legal.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz. Editör/Editor LEGAL HUKUK DERGİSİ Cilt: 14/Sayı: 161 Yıl: 2016 İÇİNDEKİLER Yüksek Mahkeme Kararları Kısa Özetleri .......................................................... 2349 Hukukî Makaleler ................................................................................................... 2361 Art Arda Teslimli Satış Sözleşmelerinde Satıcının (Borçlu) Temerrüdüne Bağlı Olarak Doğabilecek Sonuçlar Yard. Doç. Dr. Kadir Berk KAPANCI .......................................................... 2363 Temel ve Ortaöğretim Kurumlarında Hukuk Eğitimi Üzerine Yard. Doç. Dr. Mustafa ÜNLÜTEPE ............................................................ 2393 Hukuk Dallarının Anayasallaşması Bağlamında Bireysel Başvurunun Diğer Hukuk Dallarına Potansiyel Etkileri: Üç Yıllık Uygulamadan Çıkarımlar Dr. Ahmet Burak BİLGİN ............................................................................. 2409 Anonim Şirketlerde Elektronik Genel Kurul Araş. Gör. Ececan ÇORBACIOĞLU ............................................................. 2437 Ceza ve Ceza Muhakemesine İlişkin Normların Anayasada Varlığı ve Gerekliliği Hakkında Bir Değerlendirme Araş. Gör. Rezzan İTİŞGEN .......................................................................... 2475 İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu’nun Düzenlendiği TTK m.454’de Kimin Hakları Korunuyor? Av. Esra UYSAL ........................................................................................... 2509 Uzman Görüşleri ..................................................................................................... 2521 Bildirileriyle “Menemen Olayları” Üzerine İlan Edilen Sıkıyönetim Prof. Dr. M. Zafer ÜSKÜL ............................................................................ 2523 Borçlunun Bir İrade Beyanında Bulunmasına Mahkûm Edildiği İlam “Yalnız Borçlu Tarafından Yapılabilecek Bir İş (Şey)” Sayılarak, Bu İşi (Şeyi) Yerine Getirmekten Kaçınan Borçlunun Fiili, İİK m.343’e Göre Suç Teşkil Eder mi? Av. Talih UYAR ............................................................................................ 2543 Dava Değerinin Islahında, Yargının Anayasa Mahkemesi Kararları ile Uyumsuzluğu Av. Selma SARICI ......................................................................................... 2553 Türk Hukukunda Şirket Birleşmeleri Yavuz AKBULAK (SPK Başuzmanı) ........................................................... 2565 Türk Ticaret Kanunu Tasarısının Getirecekleri .................................................. 2631 TTK Tasarısı .................................................................................................. 2633 Hukuk Haberleri ..................................................................................................... 2653 2346 Yargıtay Hukuk Kararları ..................................................................................... 2685 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları ........................................................ 2687 Yargıtay Hukuk Daire Kararları..................................................................... 2696 Yargıtay Ceza Kararları ........................................................................................ 2765 Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararı ............................................................... 2767 Yargıtay Ceza Daire Kararları........................................................................ 2776 Danıştay Kararları.................................................................................................. 2807 Danıştay Daire Kararları ................................................................................ 2809 Anayasa Mahkemesi Kararları ............................................................................. 2815 Güncel Mevzuat ...................................................................................................... 2821 Kanunlar ......................................................................................................... 2823 Resmî Gazete Özetleri.................................................................................... 2869 Önemli Bilgiler ........................................................................................................ 2879 Yüksek Mahkeme Kararları Arama Dizinleri ..................................................... 2935 Kavramlara Göre Arama Dizini..................................................................... 2937 Kanun Maddelerine Göre Arama Dizini ........................................................ 2943 LEGAL YAYINCILIK TÜM YILLAR DERGİ FİYAT LİSTESİ (BASILI, ONLINE SÜRELİ-SÜRESİZ VE E-DERGİ) ............................................... 2947 LEGAL HUKUK DERGİLERİ SİPARİŞ FORMU ...................................... 2951 LEGALBANK ABONELİK FORMU .......................................................... 2952 LEGAL JOURNAL OF LAW Volume: 14/Issue: 161 Year: 2016 CONTENTS Plot Summary of Supreme Court Decisions ......................................................... 2349 Legal Articles .......................................................................................................... 2361 Consequences of Seller’s Default in Instalment Sales Asst. Prof. Dr. Kadir Berk KAPANCI........................................................... 2363 About Law Education in Primary and Secondary Education Asst. Prof. Dr. Mustafa ÜNLÜTEPE ............................................................ 2393 The Potential Influence of the Constitutional Complaint Mechanism on other Branches of Law Within the Context of Constitutionalisation of Other Branches: Conclusions from Three Years’ Practise Dr. Ahmet Burak BİLGİN ............................................................................. 2409 The Electronic General Assembly System in Corporations Res. Asst. Ececan ÇORBACIOĞLU ............................................................. 2437 An Assessment about Presence and Necessity of Criminal and Criminal Procedural Norms in Constitution Res. Asst. Rezzan İTİŞGEN .......................................................................... 2475 Who do We Protect by Art.454 Regulating the General Assembly of Privileged Shareholders? Atty. Esra UYSAL......................................................................................... 2509 Expert Opinions ...................................................................................................... 2521 The Martial Published for "Menemen Incident" and Its Communiqués Prof. Dr. M. Zafer ÜSKÜL............................................................................ 2523 Would It be a Crime Under Article 343 of the Code Of Execution and Bankruptcy, When an Obligor is Sentenced To Declare His Intention, and It is Presumed That It Could Only be Performed by the Obligor, But He Evades to do So? Atty. Talih UYAR ......................................................................................... 2543 Incompatibility Between the Judiciary and the Decisions of the Court of Cassation on Amending the Value of the Claim Atty. Selma SARICI ...................................................................................... 2553 Mergers in the Turkish Law Yavuz AKBULAK (Chief Expert of Capital Markets Board of Turkey) ...... 2565 What the Bill for the Turkish Commercial Code Would Bring.......................... 2631 Turkish Commercial Code Bill...................................................................... 2633 Legal News............................................................................................................... 2653 2348 Court of Cassation Civil Chamber Decisions ....................................................... 2685 Court of Cassation Assembly of Civil Chambers Decisions ......................... 2687 Court of Cassation Civil Chambers Decisions .............................................. 2696 Court of Cassation Criminal Chamber Decisions ................................................ 2765 Court of Appeal Assembly of Criminal Chambers Decision ......................... 2767 Court of Appeal Criminal Chamber Decisions .............................................. 2776 Council of State Decisions ...................................................................................... 2807 Council of State Chamber Decisions ............................................................. 2809 Turkish Constitutional Court Decisions ............................................................... 2815 Turkish Constitutional Court Decisions ........................................................ 2817 Current Legislation................................................................................................. 2821 Law Codes ..................................................................................................... 2823 Abstracts of Official Gazette ......................................................................... 2869 Major Informations ................................................................................................ 2879 Index of Supreme Court Decisions ........................................................................ 2935 Index of Related Legal Terms ....................................................................... 2937 Index of Related Law Code Articles ............................................................. 2943 LEGAL PUBLISHING'S PRICE LIST COVERING ALL THE YEARS (PRINTED-ON LINE-PERIODIC- NON-PERIODIC, AND E-JOURNAL 2947 ORDERING FORM FOR THE LEGAL LAW JOURNALS ....................... 2951 SUBSCRIPTION FORM FOR THE LEGALBANK LEGAL DATABASE 2952 YÜKSEK MAHKEME KARARLARI KISA ÖZETLERİ PLOT SUMMARY OF SUPREME COURT DECISIONS ALACAK DAVASI Kredinin Kullanımı Sırasında Haksız Yere Yapılan Kesintilerin İadesiDavacının tüketici hakem heyetine başvuru dilekçesinde asgari bir miktarı belirtmemesi nedeniyle tüketici hakem heyeti kararının iptaline yönelik istemin reddine karar verilmesi doğru ise de, davacının yapılan kesintilerin tespit edilerek davalıdan tahsiline yönelik istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken alacak istemine yönelik olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır........................................................................................................... 2739 BORÇLAR HUKUKU Eser Sözleşmesi Uyarınca Dava Dışı Belediyeye Verilen Zarar- Olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 99. maddesi hükmünce sorumsuzluk anlaşması niteliğinde olup yüklenici zararın meydana gelmesinde davalının ağır kusuru bulunduğunu kanıtlayamadığından zararın tamamından sorumludur. Ancak bilirkişilerce gerçek zarar 57.772,80 TL hesaplandığına göre bu miktardan ödenen 136.000,00 TL'den mahsubuyla 83.067,20 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekir ............................................... 2743 Haksız Fiil Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat İstemi- Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya arasında.. tarafından düzenlenen fatura ile,.. ait röntgen, muayene, tahlil vs. yazar kasa fişleri bulunmaktadır. Mahkemece alınan aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda tüm belgeler davaya esas yaralanmadan kaynaklı gider gibi hesap yapılmıştır. Oysa, sunulan belgelerin davacının yaralanması ile uyumlu olup olmadığı konusunda doktor bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir ................................................................ 2705 Bütün kararlar bu şekilde özetli olarak dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz HUKUKÎ MAKALELER LEGAL ARTICLES * Art Arda Teslimli Satış Sözleşmelerinde Satıcının (Borçlu) Temerrüdüne Bağlı Olarak Doğabilecek Sonuçlar Consequences of Seller’s Default in Instalment Sales Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Kadir Berk KAPANCI * Temel ve Ortaöğretim Kurumlarında Hukuk Eğitimi Üzerine About Law Education in Primary and Secondary Education Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Mustafa ÜNLÜTEPE * Hukuk Dallarının Anayasallaşması Bağlamında Bireysel Başvurunun Diğer Hukuk Dallarına Potansiyel Etkileri: Üç Yıllık Uygulamadan Çıkarımlar The Potential Influence of the Constitutional Complaint Mechanism on other Branches of Law Within the Context of Constitutionalisation of Other Branches: Conclusions from Three Years’ Practise Dr. Ahmet Burak BİLGİN * Anonim Şirketlerde Elektronik Genel Kurul The Electronic General Assembly System in Corporations Araş. Gör./Res. Asst. Ececan ÇORBACIOĞLU * Ceza ve Ceza Muhakemesine İlişkin Normların Anayasada Varlığı ve Gerekliliği Hakkında Bir Değerlendirme An Assessment about Presence and Necessity of Criminal and Criminal Procedural Norms in Constitution Araş. Gör./Res. Asst. Rezzan İTİŞGEN * İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu’nun Düzenlendiği TTK m.454’de Kimin Hakları Korunuyor? Who do We Protect by Art.454 Regulating the General Assembly of Privileged Shareholders? Av./Atty. Esra UYSAL H ART ARDA TESLİMLİ SATIŞ SÖZLEŞMELERİNDE SATICININ (BORÇLU) TEMERRÜDÜNE BAĞLI OLARAK DOĞABİLECEK SONUÇLAR* (CONSEQUENCES OF SELLER’S DEFAULT IN INSTALMENT SALES) Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Kadir Berk KAPANCI** ÖZ Art arda teslimli satış sözleşmesi, satıcının satış konusu mala ilişkin borcunu birden fazla defada ve birbirini izleyen farklı ifa zamanlarında olmak üzere ayrı ayrı gerçekleşecek teslimatlar dairesinde ifa etmesini öngörür. Bu sözleşme duruma göre dönemli veya sürekli mahiyette olabilir. İlgili sözleşme yapıları dahilinde satıcının bir veya birden fazla teslim borcunda temerrüde düşmesi halinde nasıl bir uygulama yapılacağı aydınlatılmalıdır. Duruma göre farklı olasılıklar söz konusu olabilecektir, her bir somut durum ayrı ayrı ele alınmalıdır. İşbu çalışma, farklı yapılarda ortaya çıkabilecek art arda satış sözleşmelerinde satıcının temerrüdüne bağlı sonuçları ayrıntılarıyla ele almayı hedeflemektedir. Anahtar Kelimeler: Art arda teslimli satış sözleşmesi, satıcının temerrüdü, dönemli edimli borç ilişkisi, sürekli edimli borç ilişkisi, sözleşmeden kısmi dönme, CISG (Viyana Satış Sözleşmesi). ABSTRACT In instalment sales, seller undertakes on his part to fulfil his delivery duty with regard the sold goods in separate instalments, that H Hakem denetiminden geçmiştir. Bu makale 06.04.2016 tarihinde Yayınevimize ulaşmış olup, 22.04.2016 tarihinde hakem onayından geçmiştir. ** MEF Üni. Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı, berk.kapanci@mef.edu.tr. * 2354 Art Arda Teslimli Satış Sözleşmelerinde Satıcının (Borçlu) Temerrüdüne Bağlı Olarak Doğabilecek Sonuçlar will be due on different dates subsequently to each other. This contracts may be periodical or continuous in their legal nature. Under these said contracts, the consequences of seller’s default in one or more instalments should amount to different consequences. Hence there may be different eventualities that should be treated separately, considering the conditions of the case at hand. This article’s aim is to find out in detail the consequences of seller’s default in instalment contracts of different types. Keywords: Instalment sales contracts, seller’s default, periodical contracts, continuous contracts, partial avoidance, CISG (Vienna Sales Convention). *** ... Çalışmamızda varılan sonuçlar aşağıdaki şekilde özetlenebilir: Art arda teslimli satış sözleşmelerinde satıcının borcunun konusunu oluşturan edim, duruma göre ya dönemli ya da sürekli bir edimdir. Dolayısıyla art arda satış sözleşmesi duruma göre iki farklı türde söz konusu olabilir. Somut durumda hangi sözleşme türünün söz konusu olduğuna göre, satıcının borçlu temerrüdü bakımından oluşacak sonuçlar da farklılık arz edecektir. TBK kapsamındaki art arda teslimli satışlar bu bağlamda iki gruba ayrılabilir. İlk tür olan dönemli edimli art arda satış sözleşmesinde ifa edilecek edim başlangıçtan bellidir, edimler belirli bir zaman dilimi içine “kısım kısım” ifa edilmektedir. Yalnız burada her bir edimin bir diğerinde ayrı özellik taşıdığı, bu anlamda ortada TBK m. 84 anlamında tek bir borcun devam eden kısmi ifalarının bulunmadığı vurgulanmalıdır. Anılan türde bir art arda teslimli satış sözleşmesinde satıcının borçlu temerrüdü söz konusu olduğunda, temerrüt bağlamındaki seçimlik hakların kullanılması, özellikle de sözleşmeden dönülebilmesi noktasında karşımıza üç farklı durum çıkabilir. İlk durum kuraldır, ikinci ve üçüncü durumlar ise istisnaları oluşturmaktadır, hatta istisnaların kendi aralarında bir derecelendirme yapılacak olursa şu da söylenebilir: İkinci durumdaki istisna daha olağan kabul edilebilirken üçüncü durumdaki istisna iyiden iyiye sıra dışıdır. Makalenin devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 H TEMEL VE ORTAÖĞRETİM KURUMLARINDA HUKUK EĞİTİMİ ÜZERİNE* (ABOUT LAW EDUCATION IN PRIMARY AND SECONDARY EDUCATION) Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Mustafa ÜNLÜTEPE** ÖZ Bu çalışmanın amacı, temel (ilkokul) ve ortaöğretim (ortaokul ve lise) kurumlarında hukuk eğitimi verilmesi gerekliliği ve buna ilişkin sebeplerin ve çözüm önerilerinin sunulmasıdır. T.C. Sakarya Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından desteklenen, Sakarya ilinde hukuk üzerine faaliyet yürütmekte olan kişiler (avukat, stajyer avukat, hakim, Cumhuriyet savcısı ve hukukçu akademisyen) esas alınmak suretiyle, araştırma soruları çerçevesinde hazırlanan, "Sakarya'da Hukuk Algısı ve Hukuk Çevirileri" başlıklı araştırma projesi kapsamında, katılımcılardan liselerde hukuk eğitimine ilişkin görüşleri sorulmuş; katılımcıların büyük çoğunluğunun, lise öğrencilerine hukuk dersi okutulmasının yerinde olacağı düşüncesini paylaştığı görülmüştür. Diğer yandan, Türkiye'de temel öğretim kurumlarında, 5. ve 6. sınıflara yönelik, seçimlik ders statüsünde olmak üzere, "hukuk ve adalet" isimli ders verilmektedir. Bu çerçevede, toplum içerisinde yaşayan bireylerin, hukuka uygun davranmalarının sağlanması ve birbirleri ile arasında uyuşmazlığa kaynaklık edebilecek; diğer bir ifade ile başkalarının haklarını ihlal edecek davranışlardan kaçınmaları bakımından, temel ve ortaöğretim kuH Hakem denetiminden geçmiştir. Bu makale 24.03.2016 tarihinde Yayınevimize ulaşmış olup, 07.04.2016 tarihinde hakem onayından geçmiştir. Bu çalışma, 8th World Conference on Educational Sciences kapsamında 5.2.2016 tarihinde Madrid İspanya'da sunulmuş bulunan özet bildirinin, genişletilmek suretiyle makale olarak hazırlanmış halidir. ** T.C. Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. * 2356 Temel ve Ortaöğretim Kurumlarında Hukuk Eğitimi Üzerine rumlarında verilecek olan hukuk derslerinin önemli bir katkı sağlaması mümkündür. Nitekim hukuk bilincinin bireylerde genç yaşlarda temellendirilmesi gereği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu anlamda, temel öğretim kurumlarında seçimlik olarak hukuk dersi verilmesi oldukça yerindedir; ancak kanaatimizce yeterli değildir. Ayrıca, ortaöğretim kurumlarında da zorunlu ders olarak okutulması gereklidir. Diğer yandan, hukuk derslerinin temel amacı, öğrencilerde hukuka uygun davranma ve adaletli olma bilincinin oluşturularak geliştirilmesi ve yargı kurumlarına güven duygusunun sağlanması olmalıdır. Bu şekilde, söz konusu bilinçle yetiştirilen kişiler arasında hukuki uyuşmazlıkların asgari düzeyde tutulmasını mümkün kılan bir yapının sağlanması mümkün olur ve aynı yönde, huzurlu bir toplum yapısı oluşturulabilir. Anahtar Kelimeler: Hukuk, adalet, hukuk dersi, hukuk eğitimi, temel öğretim, ortaöğretim, hukuka uygun davranma bilinci, uzlaşma. ABSTRACT The aim of this study is to present the necessity that law education should be trained in primary education and secondary education; to present reasons and solution offers related to this subject. The participants were asked for their opinion about law education in high school within the investigation project titled “ Perception of Law and Law Translation in Sakarya”, supported by T.R. Sakarya University Scientific Research Projects Coordination Unit, (thereby the people like lawyer, law apprentice, judge, public prosecutor and jurist academician, who are active in law, are being as a basis for this investigation); a great majority of the participants delivered an opinion that teaching law in high schools would be suitable. On the other hand, a subject named “Law and Justice” is being taught as an elective subject for 5. and 6. grades in Turkey. In this context, it is possible that law subjects, which can be taught in primary and secondary education, can make significant contribution, in the sense that these subjects provides communityresiding persons to keep on the right side of the law; to avoid behaviour violating other’s right. As a matter of fact, it should be taken into consideration that law consciousness should be grounded at early ages. In this sense, teaching law subjects as elective is highly suitable; but it is not enough as for us. Besides, law subjects must be taught as compulsory subject in secondary education. On the other hand; keeping LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 Yard. Doç. Dr. Mustafa ÜNLÜTEPE 2357 the students on the right side of law, establishing and developing consciousness of being fair and ensuring sense of security towards judicial institution should be the main aim of law subjects. Thus, it is possible to provide a structure that holds legal disputes between the persons grown up with the aforesaid consciousness at a minimum and a peaceful society structure can be established. Keywords: Law, justice, law subject, law education, primary education, secondary education, consciousness of keeping on the right side of the law, compromise. *** Toplum içerisindeki kişilerin hukuka uygun nitelikte davranmalarının sağlanması; diğer bir ifade ile hukuka aykırı tutum ve davranışlarda bulunmalarının önüne geçilmesi, toplumsal yaşamın huzurlu bir biçimde sürdürülebilmesi bakımından önemli bir rol üstlenir. Hukuka uygun davranış modeli kapsamında, sadece kişilerin suç teşkil eden davranışlarda bulunmaması değil; aynı zamanda özel hukuk alanında üstlendiği borçların ya da kanunun kişilerden yerine getirilmesini istediği edim ya da yükümlülüklere aykırı davranmaktan kaçınılması da yer alır. Hukuk kuralları, kişilerin, gerçekleştirdiği davranış ya da ilişkiler içerisindeki tutumları bakımından belirli yaptırımları öngörmek suretiyle sosyal düzeni sağlamaya çalışır. Ancak söz konusu kuralların tayin ettiği yaptırımların etkili ya da yetersiz olması sorununun dışında; kişilerin hukuka uygun davranış modelini seçmemiş olması ve kişilerin hukuka aykırı davranışta bulunmalarının önüne geçilmesinin sağlanması yönüyle de değerlendirme yapılması zorunludur. Kişileri hukuka aykırı davranmalarında pek çok sebebin etkili olması mümkündür. Söz konusu edilebilecek çeşitli sebeplerin bertaraf edilebilmesinde ve böylece hukuka uygun davranış modelinin kişiler üzerinde yaygınlaştırılması ve hukuka uygun davranma bilincinin oluşturularak geliştirilmesinde ise ön lisans ve lisans eğitiminden önce hukuka ilişkin olarak öğrencilere sunulacak eğitimin sağlayacağı katkı önemli bir rol üstlenir. .. Makalenin devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 H HUKUK DALLARININ ANAYASALLAŞMASI BAĞLAMINDA BİREYSEL BAŞVURUNUN DİĞER HUKUK DALLARINA POTANSİYEL ETKİLERİ: ÜÇ YILLIK UYGULAMADAN ÇIKARIMLAR* (THE POTENTIAL INFLUENCE OF THE CONSTITUTIONAL COMPLAINT MECHANISM ON OTHER BRANCHES OF LAW WITHIN THE CONTEXT OF CONSTITUTIONALISATION OF OTHER BRANCHES: CONCLUSIONS FROM THREE YEARS’ PRACTISE) Dr. Ahmet Burak BİLGİN ÖZ Anayasa Mahkemesinin iptal ve itiraz davaları üzerinden diğer hukuk dallarını şekillendirdiği ve etkilediği malumdur. Gerek bu davalar neticesinde verdiği iptal kararları ile bir normun bir hukuk dalından silinmesine yol açarak; gerekse – bazı Yüksek Mahkemelerce tam olarak kabul edilmese de – kanunların Anayasa’ya uygun surette nasıl yorumlanıp uygulanması gerektiği konusunda yorumlar yaparak, Anayasa Mahkemesi, diğer hukuk dallarını etkilemekte ve şekillendirmektedir. Buna, diğer hukuk dallarının anayasallaşması da denebilir. Birkaç yıldır benzer bir etki, bireysel başvuru mekanizması üzerinden de gerçekleşmektedir. Anayasa Mahkemesinin 3 yıllık bireysel başvuru uygulamasında verdiği ve vermediği ihlal kararlarında, başta yasalar olmak üzere mevzuat hükümlerine dair yaptığı yorumlar, ceza hukuku, medeni hukuk gibi diğer hukuk dallarındaki uygulamayı da değiştirme eğilimi taşımaktadır. Bu çalışmada, bu minvaldeki kararlar ve yaklaşımlar ortaya konulacaktır. Anahtar Kelimeler: Bireysel Başvuru, Diğer Hukuk Dallarına Etki, Diğer Hukuk Dallarının Anayasallaşması H * Hakem denetiminden geçmiştir. Bu makale 13.04.2016 tarihinde Yayınevimize ulaşmış olup, 27.04.2016 tarihinde hakem onayından geçmiştir. Dr. Ahmet Burak BİLGİN 2359 ABSTRACT It is known that the Constitutional Court of Turkey has shaped and influenced other fields of law within the context of constitutional review for a long time. Striking down the legislative rules brought before itself by constitutional actions, and delivering interpretations on how other judicial bodies should comprehend and apply rules in conformity with the Constitution (though having met resistance from some High Courts), the Constitutional Court has always formed and affected other fields of the legal system. We may call it as the constitutionalisation of other legal disciplines. A similar influence can be observed via the recentlyintroduced constitutional complaint mechanism. The decisions of the Constitutional Court which it has delivered through that mechanism as well as some approaches and principles it has adopted for three years bear the potential to change some practises applied in some fields of law such as criminal and civil law. This paper deals with the decisions and approaches playing such role. Keywords: Constitutional Complaint, The Influence on Other Branches of Law, The Constitutionalisation of Other Branches of Law *** ... Anayasa Mahkemesinin 3 yılı aşkın bireysel başvuru uygulaması, başta Ceza ve Medeni Hukuk olmak üzere birçok hukuk dalında uygulamanın değiştirilmesine yönelik potansiyel karar ve yaklaşımlar içermektedir. Kimi zaman doğrudan açık bir mevzuat hükmünden kimi zaman da bir normun adli ve idari makamlarca müstakar yorum ve uygulamasından kaynaklanan pek çok uygulama, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurular neticesinde verdiği karar ve ortaya koyduğu yaklaşım ve ilkeler doğrultusunda değişmiş; en azından değişmesi gerektiği anayasal olarak ortaya çıkmıştır. Makalenin devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 H ANONİM ŞİRKETLERDE ELEKTRONİK GENEL KURUL* (THE ELECTRONIC GENERAL ASSEMBLY SYSTEM IN CORPORATIONS) Araş. Gör./Res. Asst. Ececan ÇORBACIOĞLU** ÖZ Anonim ortaklıklarda zorunlu organlar, genel kurul ve yönetim kuruludur. Genel kurul, anonim ortaklığın karar organıdır. Ortakların, ortaklıktan doğan haklarını kullanabilecekleri tek yer, genel kuruldur. Bu sebeple, ortakların genel kurula katılmaları son derece önemlidir. Ortaklıktan doğan hakların kullanımının yanında, şirketin işleyişi ile ilgili kararların alımı da, genel kurul toplantılarına bağlıdır. Ne var ki, anonim ortaklık pay sahipleri, bu toplantılara gerekli ilgiyi göstermemektedirler. Bu sebeple, 6102 sayılı TTK, elektronik genel kurul sistemini getirmiştir. Artık, anonim ortaklık genel kurul toplantılarının elektronik ortamda yapılması, elektronik ortamda oy kullanılması ve görüş bildirilmesi mümkündür. Elektronik genel kurul uygulaması sayesinde, ortakların genel kurul katılma oranları artacaktır. Bunun yanında, toplantı ve karar yeter sayılarının sağlanması kolaylaşacak ve toplantının maliyeti düşecektir. Anahtar Kelimeler: Anonim şirket, zorunlu organlar, genel kurul, karar organı, şirket yönetimi, karar yeter sayıları, elektronik genel kurul. ABSTRACT The Board of Directors and the General Assembly are mandatory organs in corporations. The general assembly is the decision-making H Hakem denetiminden geçmiştir. Bu makale 16.04.2016 tarihinde Yayınevimize ulaşmış olup, 26.04.2016 tarihinde hakem onayından geçmiştir. ** ececancorbacioglu@gmail.com * Araş. Gör. Ececan ÇORBACIOĞLU 2361 organ of corporations. The company general assembly is the only place where partners will be able to use their rights arising from their partnerships. Consequently, it is of extreme importance for partners to participate in the general assembly. Besides the use of rights arising from the partnership, the decisions related to the operation of the company are also connected to the general assembly meetings. However, the corporation shareholders do not show the necessary interest in the meetings. Because of this, the Turkish Commercial Code No. 6102 has adopted the electronic general assembly institution. From now on, it is possible for the general assembly meetings of corporations to be held in an electronic environment, for votes to be used in an electronic environment and to make views known in an electronic environment. The ratios of participation by partners in the general assemblies will increase, thanks to the implementation of the electronic general assembly. Besides this, it will facilitate providing a quorum for the meetings and decisions and will reduce the costs of meetings. Keywords: Corporation, mandatory organs, general assembly, decision organ, company management, decision quorum, electronic general assembly. *** ... Teknolojinin gelişmesi ve internet kullanımının yaygınlaşması pek çok sektör bakımından internet kullanımı büyük önem kazanmıştır. Bu anlamda, şirketler hukuku da teknolojinin gelişiminden etkilenen alanlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. 6102 sayılı TTK ile modern teknoloji anonim şirketler hukukunda da yerini almıştır. Anonim şirketlerde, karar mekanizması ve paydaşların pay sahipliğinden doğan haklarını kullandıkları mecra genel kuruldur. Bu sebeple, ortakların genel kurula katılımı, şirketin geleceği bakımından oldukça önemlidir. Pay sahipleri şirket genel kuruluna katılmazlarsa ve bu süregelen bir durum halini alırsa, anonim ortaklıkta güç boşluğu sorunu söz konusu olur. Bu sebeple, ortakların genel kurula gelmelerin önünde bulunan engeller mümkün olduğunca bertaraf edilmelidir. Makalenin devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 H CEZA VE CEZA MUHAKEMESİNE İLİŞKİN NORMLARIN ANAYASADA VARLIĞI VE GEREKLİLİĞİ HAKKINDA BİR DEĞERLENDİRME* (AN ASSESSMENT ABOUT PRESENCE AND NECESSITY OF CRIMINAL AND CRIMINAL PROCEDURAL NORMS IN CONSTITUTION) Araş. Gör./Res. Asst. Rezzan İTİŞGEN** ÖZ Ceza ve ceza muhakemesi hukukuna dair normlar, ilk Anayasacılık faaliyetleriyle birlikte Anayasa koyucular için gündemde olan bir konu olmuştur. Hemen hemen her Anayasada az ya da çok değinilen bu alana dair hükümlerin ne ölçüde Anayasada yer alması gerektiği hususu hala tartışmalıdır. Çalışmamız kapsamında karşılaştırmalı hukuk dikkate alınarak, anayasalarda bu alana yönelik hangi hükümlere yer verildiği incelenecek ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında hangi ölçüde bu normlara yer verilmesi hususuna yanıt aranacaktır. Anahtar Kelimeler: ceza hukuku, ceza muhakemesi hukuku, anayasa. ABSTRACT Norms about Criminal and Criminal Procedural Law have been a hot topic for Constitution-makers with the first constitutional activities. It has been still controversial of which extent should be included provisions in the Constitution about this field which almost every constitution more or less mention. As a part of our work, taking into H Hakem denetiminden geçmiştir. Bu makale 13.04.2016 tarihinde Yayınevimize ulaşmış olup, 29.04.2016 tarihinde hakem onayından geçmiştir. ** İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi * Araş. Gör. Rezzan İTİŞGEN 2363 consideration the comparative study of law, it will be examined which provisions about this area be in constitutions and be searched for an answer which extent these provisions should be in the Constitution of the Republic of Turkey. Keywords: criminal law, criminal procedural law, constitution *** ... Anayasalarda ceza ve ceza muhakemesine dair normların varlığı ve gerekliliğine dair çalışmamız kapsamında ilk olarak karşılaştırmalı hukuktan 10 ülkenin Anayasasını inceledik. Burada temel amaç, bu alandaki normlara Anayasada değinilmesi hususunda devletler arasında uygulamada bir birliğin ya da geleneğin bulunup bulunmadığını saptamaktı. Ardından söz konusu ülkelerdeki ceza ve ceza muhakemesi kanunlarının genişliği ve AİHM’den o ülkeler hakkında yapılan başvuru ve ihlal kararlarına değindik. Böylece belirli ilkeler dışında her devletin Anayasasının bu alanda kendine özgü olduğu, ceza ve ceza muhakemesine dair temel kanunlarının uzun ya da kısalığının Anayasadaki bu normlara doğrudan bir etkisi olmadığı sonucuna ulaştık. Yine AİHM istatistikleri ışığında, anayasalardaki bu normların genişliğinin AİHM ihlallerini engellemede de doğrudan bir başarısının olmadığını tespit etmiş olmaktayız. Makalenin devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 H İMTİYAZLI PAY SAHİPLERİ ÖZEL KURULU’NUN DÜZENLENDİĞİ TTK M.454’DE KİMİN HAKLARI KORUNUYOR? * (WHO DO WE PROTECT BY ART.454 REGULATİNG THE GENERAL ASSEMBLY OF PRİVİLEGED SHAREHOLDERS?) Av./Atty. Esra UYSAL** ÖZ 6102 sayılı TTK’da imtiyazlı paylar ve imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu 6762 sayılı TTK’ya nazaran daha kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir. Kanun koyucu bir yandan çoğunluk tarafından imtiyazlı pay sahiplerinin haklarının keyfi, veya aşırı bir şekilde ihlal edilmesinin önlenmesini amaçlarken, diğer yandan ise ortaklığın genel menfaati için gereken değişiklik ve yeniliklerin yapılmasını sağlamayı amaçlamıştır. Ancak kanun koyucu her ne kadar imtiyazlı pay sahipleri ile ortaklık arasındaki menfaat dengesini kurmaya çalışmışsa da TTK m.478 ve m.454 incelendiğinde;ortaklık ile imtiyazlı paylar arasındaki menfaat dengesinin korunmasından ziyade, çoğunluğun imtiyazlı paylara karşı korunmasını sağladığı anlaşılmaktadır. Özellikle imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun düzenlendiği TTK m.454 hükmü incelendiğinde, imtiyazlı payların korunmasında büyük zafiyetlerin meydana geldiği görülmektedir. Oysa ki; imtiyazların ve imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun kanunda yer almasının temel amacı; imtiyazların suistimale imkan vermeyen, şeffaf, anlaşılabilir ve kolay uygulanabilir bir şekilde tanınması ve bu şekilde tanınan imtiyazların özel olarak korunmasıdır. Bu nedenle çalışmada, imtiyazlı paylar ve imtiyazların korunması ile 6102 sayılı TTK’da yer alan düzenlemeler yeniden değerlendirilerek hem imtiyazlı H * ** Hakem denetiminden geçmiştir. Bu makale 28.04.2016tarihinde Yayınevimize ulaşmış olup, 04.05.2016 tarihinde hakem onayından geçmiştir. av.esrauysal@gmail.com Av. Esra UYSAL 2365 payların hem de ortaklığın menfaatlerini dengede tutacak değişikliklerin yapılması, ayrıca imtiyazlarla ilgili yoruma açık düzenlemelerin ise imtiyazların kanun sistemi içinde yer alması ve özel korumadan yararlandırılması amacına uygun bir şekilde yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler: İmtiyaz, imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu, ihlal, menfaat dengesi. ABSTRACT In the newly legislated Turkish Commercial Act numbered 6102, regulations on privileged shares and privileged shareholders are set forth more thoroughly then in abrogated act. It is aimed to prevent from any arbitrary and excessive infringement of the privileged shareholders’ rights by the majority of shares as well as to make the necessary adjustments for the interest of the company. Despite of this aim, art.478 and art.454 protects the majority from the shareholders of privileged shares. Especially art.454 gives rise to many inanition in protecting privileged shares. However, the main reason to legislate privileged shares in Law is to clarify and protect the privileges. Thus in this study, all the related regulations regarding privileged shares are examined and the regulations are interpreted in a sense that interest of privileged shares and the company shall be in harmony. Keywords: Privilege, Privileged shareholders assembly, infringement, harmony in interests *** ... 6102 sayılı TTK’da imtiyazlı pay sahipleri ile ilgili getirilen düzenlemeler bir bütün olarak ele alındığında, imtiyazları korumaktan daha ziyade çoğunluğun imtiyazlı pay sahiplerine karşı korunmasına hizmet etmekte olduğu anlaşılmaktadır... Makalenin devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 UZMAN GÖRÜŞLERİ EXPERT OPINIONS * Bildirileriyle “Menemen Olayları” Üzerine İlan Edilen Sıkıyönetim The Martial Published for "Menemen Incident" and Its Communiqués Prof. Dr. M. Zafer ÜSKÜL * Borçlunun Bir İrade Beyanında Bulunmasına Mahkûm Edildiği İlam “Yalnız Borçlu Tarafından Yapılabilecek Bir İş (Şey)” Sayılarak, Bu İşi (Şeyi) Yerine Getirmekten Kaçınan Borçlunun Fiili, İİK m.343’e Göre Suç Teşkil Eder mi? Would It be a Crime Under Article 343 of the Code of Execution and Bankruptcy, When an Obligor is Sentenced to Declare His Intention, and It is Presumed That It Could Only be Performed by the Obligor, But He Evades to do So? Av./Atty. Talih UYAR * Dava Değerinin Islahında, Yargının Anayasa Mahkemesi Kararları ile Uyumsuzluğu Incompatibility Between the Judiciary and the Decisions of the Court of Cassation on Amending the Value of the Claim Av./Atty. Selma SARICI * Türk Hukukunda Şirket Birleşmeleri Mergers in the Turkish Law Yavuz AKBULAK (SPK Başuzmanı/Chief Expert of Capital Markets Board of Turkey) BİLDİRİLERİYLE “MENEMEN OLAYLARI” ÜZERİNE İLAN EDİLEN SIKIYÖNETİM (THE MARTIAL PUBLISHED FOR "MENEMEN INCIDENT" AND ITS COMMUNIQUÉS) Prof. Dr. M. Zafer ÜSKÜL Sıkıyönetim, olağan yönetim usulleri ve yetkileriyle üstesinden gelinemeyecek sorunlarla karşılaşıldığında başvurulan hukuki yönetim biçimlerinden birisidir. Olağanüstü bir durumun ortaya çıkması halinde, yönetim, olağan dönemde sahip olduğu yetkiler ve araçlarla bu olağanüstü durumu ortadan kaldırıp durumu olağana dönüştürme olanağına sahip olamamaktadır. Olağanüstü durumlarda, yönetimin, hızlı hareket edebileceği, temel hak ve özgürlükleri olağan dönemde olduğundan daha fazla sınırlayabileceği, özel mülkiyet konusu mallara geçici olarak el koyabileceği yetki ve araçlara ihtiyaç duyması söz konusu olabilmektedir. Bu nedenledir ki, Anayasalar, olağanüstü durumlarda uygulanacak yönetim biçimlerinin çerçevesini kurarlar, olağanüstü yönetim biçimlerine ilişkin usul kuralları öngörürler ve olağanüstü yönetimin yetkilerinin sınırlarını belirlerler. Elbette, olağanüstü yönetimin eylem ve işlemlerinin yargısal denetimini de düzenlerler. Kısacası, olağanüstü yönetim hukuk dışı bir yönetim değildir. ... Bütün bu görüşmelerden, irticanın devrim için hala büyük bir tehdit oluşturduğu, Serbest Cumhuriyet Fırkası muhalefetinin irticaya destek verdiği, bu nedenlerle Menemen’de sınırlı bir soruşturma ve yargılamanın bu tehditleri ortadan kaldırmaya yetmeyeceği değerlendirmesinin yapıldığı görülmektedir. Operasyon daha geniş bir alanda ve daha sert, daha uyarıcı bir biçimde yapılmalıydı. Bu ise ancak sıkıyönetim uygulaması ile mümkün olabilirdi. Yazının devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz BORÇLUNUN BİR İRADE BEYANINDA BULUNMASINA MAHKÛM EDİLDİĞİ İLAM “YALNIZ BORÇLU TARAFINDAN YAPILABİLECEK BİR İŞ (ŞEY)” SAYILARAK, BU İŞİ (ŞEYİ) YERİNE GETİRMEKTEN KAÇINAN BORÇLUNUN FİİLİ, İİK M.343’E GÖRE S U Ç TEŞKİL EDER Mİ? (WOULD IT BE A CRIME UNDER ARTICLE 343 OF THE CODE OF EXECUTION AND BANKRUPTCY, WHEN AN OBLIGOR IS SENTENCED TO DECLARE HIS INTENTION, AND IT IS PRESUMED THAT IT COULD ONLY BE PERFORMED BY THE OBLIGOR, BUT HE EVADES TO DO SO?) Av./Atty. Talih UYAR* ... III- Yargılama usulü: a) Davanın açılma usulü: Dava, alacaklının icra ceza mahkemesine şikayette bulunması ile açılır. Bu suç bakımından 5271 s. CMK.’nun 231. maddesinde düzenlenmiş bulunan- “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” -suç karşılığında maddede öngörülmüş olan tazyik hapsi nedeniyle- mümkün olmadığı gibi -5271 s. CMK.’nun 253. maddesinde düzenlenmiş olan“uzlaşma” hükümlerinin de -İİK.’nun 354. maddesi nedeniyle, şikayetçinin feragati halinde davanın (cezanın) düşürülmesine karar verileceğinden- uygulanması mümkün değildir...1 .... Yazının devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz * İzmir Barosu Avukatlarından. (9 Eylül Ünv. Huk. Fak. E. Öğr. Görv.) Bu yazı, bir dava dosyasına hukuki mütalâa (uzman görüşü) “HMK m.293” olarak sunulmuştur. 1 KÜRTÜL, M. age. s:462 - GÜNAY, M. age. s:192 DAVA DEĞERİNİN ISLAHINDA, YARGININ ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI İLE UYUMSUZLUĞU (INCOMPATIBILITY BETWEEN THE JUDICIARY AND THE DECISIONS OF THE COURT OF CASSATION ON AMENDING THE VALUE OF THE CLAIM) Av./Atty. Selma SARICI* Bu başlık, Anayasa Mahkemesi kararı sebebiyle; mahkemelerde binlerce ıslah işleminin fiilen yapıldığını, görmediğimizi düşündürmesin. Gerek işçi alacaklarında gerekse de tazminat ve alacak davalarında ıslah işlemi yapılıyor. Ancak Türk hukuk sisteminin bu işlem bolluğu sebebiyle; Anayasa Mahkemesi kararını içine sindirdiği ve bu gerekçeyi yorumlayarak hukuku geliştirdiği söylenemez. Açıklayalım: 1. Bilindiği gibi; dava açılırken davanın değerini belirleme zorunluluğu vardır. ... 22. Diğer yandan; Davanın değerinin yükseltilmesi talebi ile istem sonucu değişmeyip, yalnızca miktar artırıldığı dikkate alınarak mahkemenin gerçek zarar tutarına göre hüküm verilmesi talebine cevap vermesi; Borçlar Kanunu 42.(yeni TBK 50) maddesindeki yargıcın zararı ve kapsamını, araştırma yükümlülüğüne uygun çözüm ve adil yargılama kurallarıyla birleştirmek anlamına gelecektir. 23. Ulusal ve uluslararası binlerce yazılı akdin yapıldığı, aynı oranda trafik ve iş kazası yaşanan ülkemizde, sorumluluk esasına uygun davranacak süjelerle modern yaşamın yolunda yürümesi için, hukuka düşen rol, kusurlu ve sorumluluk gerektiren eylemleri ve akde aykırılıkları hızla önlemeye, sorumluluk hukuku esaslarına uygun eşit ve adil muhakeme yaparak, zarar görenin tazmin edilmesini sağlamaktır. Yazının devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz * ssarici@yahoo.com TÜRK HUKUKUNDA ŞİRKET BİRLEŞMELERİ∗ (MERGERS IN THE TURKISH LAW) Yavuz AKBULAK (SPK Başuzmanı/Chief Expert of Capital Markets Board of Turkey) ... Yazımızda birleşme işlemlerine ilişkin genel düzenleme esaslarına değinilmiş olup, TTK’nın birleşme konusunda getirdiği yenilikler kısaca; birleşmeye ayni sermaye hükümlerinin uygulanmaması (yani mülga 6762 sayılı TTK m. 404’de yer alan ayın karşılığı olan hisse senetlerinin şirketin tescilinden itibaren 2 yıl geçmeden başkalarına devredilememesi sorunu ile mahkeme bilirkişi değerlemesi aşaması ortadan kalkmıştır), birleşen şirketlerin aynı türde olması koşulunun kalkması, birleşmenin yapılandırılmasında yenilikler, birleşmenin hukuki sürecine ilişkin yenilikler, pay sahipliği haklarına daha güçlü koruma sağlanması ve alacaklıların korunmasına ilişkin yenilikler biçiminde sıralanabilir.... Yazının devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz ∗ Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait olup çalıştığı kurumu bağlamaz, yazarın çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Yazıdaki tüm hatalar, noksanlıklar ve eksiklikler yazarına aittir. Yazıya yaptığı katkılar için Sevinç AKBULAK’a teşekkür ederiz. İşbu yazı, 18.03.2016 tarihi itibariyle geçerli mevzuat hükümleri dikkate alınarak hazırlanmıştır. TÜRK TİCARET KANUNU TASARISININ GETİRECEKLERİ WHAT THE BILL FOR THE TURKISH COMMERCIAL CODE WOULD BRING TTK TASARISI (TURKISH COMMERCIAL CODE BILL) Hazırlayan/Prepared for publication by: Yavuz AKBULAK (SPK Başuzmanı/Chief Expert of Capital Markets Board of Turkey) TÜRK TİCARET KANUNU TASARISININ GETİRECEKLERİ Eski Madde Metni Yeni Madde Metni “(3) (Değişik: 26/6/2012-6335/8 1 I - Defter tutma yükümlülüğü md.) Fiziki ortamda tutulan MADDE 64“(3) (Değişik: 26/6/2012-6335/8 yevmiye defteri, defteri kebir ve md.) Fiziki ortamda tutulan envanter defteri ile dördüncü yevmiye defteri, defteri kebir ve fıkrada sayılan defterlerin açılış envanter defteri ile dördüncü onayları, kuruluş sırasında ve fıkrada sayılan defterlerin açılış kullanılmaya başlanmadan önce onayları, kuruluş sırasında ve noter tarafından yapılır. Bu defkullanılmaya başlanmadan önce terlerin izleyen faaliyet dönemnoter tarafından yapılır. Bu def- lerindeki açılış onayları, defterterlerin izleyen faaliyet dönemle- lerin kullanılacağı faaliyet dörindeki açılış onayları, defterle- neminin ilk ayından önceki ayın rin kullanılacağı faaliyet döne- sonuna kadar notere yaptırılır. minin ilk ayından önceki ayın Pay defteri ile genel kurul topsonuna kadar notere yaptırılır. lantı ve müzakere defteri yeterli Pay defteri ile genel kurul top- yaprakları bulunmak kaydıyla lantı ve müzakere defteri yeterli izleyen faaliyet dönemlerinde de yaprakları bulunmak kaydıyla açılış onayı yaptırılmaksızın izleyen faaliyet dönemlerinde de kullanılmaya devam edilebilir. açılış onayı yaptırılmaksızın Yevmiye defterinin kapanış kullanılmaya devam edilebilir. onayı, izleyen faaliyet dönemiYevmiye defterinin kapanış nin altıncı ayının sonuna kadar, onayı, izleyen faaliyet dönemi- yönetim kurulu karar defterinin nin altıncı ayının sonuna kadar, kapanış onayı ise izleyen faaliyönetim kurulu karar defterinin yet döneminin birinci ayının kapanış onayı ise izleyen faaliyet sonuna kadar notere yaptırılır. döneminin birinci ayının sonuna Ticaret şirketlerinin ticaret sicikadar notere yaptırılır. Ticaret line tescili sırasında defterlerin şirketlerinin ticaret siciline tes- açılışı ticaret sicili müdürlükleri cili sırasında defterlerin açılışı tarafından da onaylanabilir. Turkish Commercial Code Bill ticaret sicili müdürlükleri tarafından da onaylanabilir. Açılış onayının noter tarafından yapıldığı hâllerde noter, ticaret sicili tasdiknamesini aramak zorundadır. Ticari defterlerin elektronik ortamda tutulması hâlinde bu defterlerin açılışlarında ve yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin kapanışında noter onayı aranmaz. Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğle belirlenir.” 2375 Açılış onayının noter tarafından yapıldığı hâllerde noter, ticaret sicili tasdiknamesini aramak zorundadır. Ticari defterlerin elektronik ortamda tutulması hâlinde bu defterlerin açılışlarında ve yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defterinin kapanışında noter onayı aranmaz. Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıt zamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarının şekli ve esasları Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğle belirlenir. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, pay defterinin ve genel kurul toplantı ve müzakere defterinin elektronik ortamda tutulmasını zorunlu kılabilir. Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri saklıdır.” Tasarının devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 HUKUK HABERLERİ LEGAL NEWS * Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Yayınlandı * Uluslararası Hidrografi Örgütü Hakkında Sözleşmeye Değişiklikler Protokolüne Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı * Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Gürcistan Hükümeti Arasında Enerji Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı * Geçici Koruma Yönetmeliği Değiştirildi * Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Değiştirildi * Şanlıurfa’ya İstiklal Madalyası Verilmesi Hakkında Kanun Yayınlandı * 6306 Sayılı Kanun Kapsamında Riskli Yapıyı Malik, Kiracı veya Sınırlı Ayni Hak Sahibi Olmaksızın Kullananlara Yardım Yapılmasına Dair Karar Yayınlandı * Tehlikeli Maddeler İçin Yaptırılacak Zorunlu Sorumluluk Sigortalarına İlişkin Tarife ve Talimat Değiştirildi * Bazı Alacakların 6552 Sayılı Kanun Kapsamında Yeniden Yapılandırılmasına Dair Genel Tebliğ (Seri No: 4) Yayınlandı * Mali Tatil Uygulaması Hakkında Genel Tebliğ (Sıra No: 1) Değiştirildi * Karayolları Trafik Yönetmeliği Değiştirildi * Adlî Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliği Değiştirildi * Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Yayınlandı * Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İzinsiz İkamet Eden Şahısların Geri Kabulüne Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı * Taşınır Mal Yönetmeliği Değiştirildi * Askerî Yargı Hâkim Adayları ile Avukat ve Noter Adaylarının Türkiye Adalet Akademisindeki Meslek Öncesi Eğitimleri Hakkında Yönetmelik Yayınlandı * 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnameler Değiştirildi * Korumalı İşyerlerinde Çalışan Engellilerin Ücretlerine Karşılık İşverene Yapılacak Ödeme Hakkında Yönetmelik Yayınlandı Hukuk haberlerinin tamamına Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz YARGITAY HUKUK KARARLARI COURT OF CASSATION CIVIL CHAMBER DECISIONS * Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları Court of Cassation Assembly of Civil Chambers Decisions * Yargıtay Hukuk Daire Kararları Court of Cassation Civil Chambers Decisions YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARLARI COURT OF CASSATION ASSEMBLY OF CIVIL CHAMBERS DECISIONS YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2014/1009 Karar No. 2016/147 Tarihi: 10.02.2016 İlgili Kanun/Madde 4721 s. TMK/166/1. • BOŞANMA DAVASINDA EŞİT KUSUR • EŞİT KUSUR • SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNE AYKIRILIK • SÜREKLİ ŞİDDET UYGULANMASI ÖZETİ: Davalı-davacı kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışına karşılık davacı-davalı kocanın da eşine sürekli şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu halde tarafların eşit kusurlu sayılmasını gerektiren açıklanan davranışları sonucu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylar karşısında davalı-davacı kadın da dava açmakta haklıdır. Davalı-davacı kadının davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. O halde, boşanmaya davalı-davacı kadının boşanma davası da kabul edilmek suretiyle karar verilmesi gerekir. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2014/701 Karar No. 2016/141 Tarihi: 10.02.2016 İlgili Kanun/Madde 2004 s. İİK/85, 97 • İSTİHKAK DAVASI ÖZETİ: Somut olaya konu teminat mektubu icra dosyasındaki borç için değil, üçüncü kişi tarafından istihkak davası nedeniyle muhtemel alacaklı zararlarının tazmini için verilmiştir. İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/144 E., 2013/159 K. sayılı ilamında ise davalı yanın tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş olup, ilgili kararda İİK’nun 97. maddesi koşullarının oluşmadığı belirtilmiştir. Bu itibarla, istihkak davası sonucuna kadar haczin durması için üçüncü kişi tarafından verilen teminat mektubunun icra dosyasına konu borcun tahsili için paraya çevrilmesi mümkün değildir. Court of Cassation Civil Chamber Decisions YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2015/247 Karar No. 2015/2323 Tarihi: 21.10.2015 2381 İlgili Kanun/Madde 4721 s. TMK/194, 1023 • BANKA LEHİNE İPOTEK TESİSİ İŞLEMİ SIRASINDA DAVALI BANKA TARAFINDAN DAVACI EŞİN AÇIK RIZASININ ALINMAMASI ÖZETİ: Dava konusu taşınmazın tapu kaydında ipotek tesis edildiği tarihte aile konutu şerhi bulunmadığı açıktır. Davalı eş dava konusu aile konutu üzerinde diğer davalı banka lehine ipotek tesis etmiş, bu işlem sırasında davalı banka tarafından davacı eşin açık rızası alınmamıştır. Bu durumda, TMK'nın 194/1 maddesi eşin açık rızasını aradığından, yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmek imkansızdır. Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi ve bu kararda direnilmesi usul ve yasaya uygun olup; direnme kararının onanması gerekir. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2014/159 Karar No. 2015/2227 Tarihi: 30.09.2015 İlgili Kanun/Madde 6100 s. HMK/76, 77 • ALACAK DAVASI • EKSİKLİĞİN GİDERİLMESİ GEREĞİ ÖZETİ: Davacı vekili ilk olarak Beyoğlu 37. Noterliğinin 05.02.2007 gün ve 3369 yevmiye sayılı 31.05.2008 günü mesai saati sonuna kadar geçerli vekâletnameyi, daha sonra da aynı noterlikçe verilmiş 06.11.2007 gün ve 30357 yevmiye sayılı 31.12.2009 günü mesai saati sonuna kadar geçerli vekaletnameyi sunmuştur. Bilahare verilen 19.10.2009 tarihli “yetki belgesi”nde aynı noterliğin 07.05.2008 gün ve 12247 sayılı vekâletnamesinden söz edilmişse de bu vekâletnameye dosyada rastlanılamamıştır. Bu durumda davacı vekilinin yargılamanın sonraki aşamalarına ve direnmeye ilişkin vekâletnamesi ya da usulünce düzenlenmiş yetki belgesinin dosya arasında bulunmadığı sonucuna varılmakta olup, Mahkemece anılan eksikliğin giderilmesi, giderilemediği takdirde bu durumun tutanağa bağlanmasından sonra dosyanın Yargıtay’a gönderilmek üzere mahkemesine geri çevrilmesi gerekir. Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 YARGITAY HUKUK DAİRE KARARLARI COURT OF CASSATION CIVIL CHAMBERS DECISIONS YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/13122 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/15324 6100 s. HMK/Gç3 Tarihi: 30.12.2015 • ECRİMİSİL DAVASI • HÜKMÜ KALMAYAN SÖZLEŞME MADDESİ GÖZETİLEREK % 30 İNDİRİM YAPILMASI DOĞRU DEĞİLDİR ÖZETİ: Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir. Katılma yoluyla kararı temyiz eden davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, Ş. Belediyesi ile davalı şirket arasında 13.06.1996 tarihinde yapılan sözleşmenin 13. maddesine dayanılarak belirlenen ecrimisilden %30 indirim yapılsa da bunun doğru olduğu söylenemez. Şöyle ki, sözleşmedeki bu madde inşaatın bitiminden sonraki 5 yıllık süre için geçerli olup, inşaat 01.05.2001 tarihinde işletilmeye başlandığına göre bu süre 01.05.2006 tarihinde bitmiştir. Sözleşmedeki bu maddenin daha sonraki dönemler için uygulanamayacağı açıktır. Hâl böyle olunca, bilirkişilerce belirlenen ecrimisile hükmedilmesi gerekirken hükmü kalmayan sözleşme maddesi gözetilerek % 30 indirim yapılmak suretiyle ecrimisilin karar altında alınması doğru değildir. YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/8888 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/15293 4721 s. TMK/1007 Tarihi: 30.12.2015 • TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI • DAVACININ MİRASBIRAKANI İLE KAYIT MALİKİNİN AYNI KİŞİ OLUP OLMADIĞININ AÇIKLIĞA KAVUŞTURULMASI • PAYIN TÜM MİRASÇILARI ADINA MİRAS PAYLARI ORANINDA TESCİLİ Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2383 ÖZETİ: Dava, tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Tapu kaydının tüm tedavülleri ve diğer tüm dayanak belge suretlerinin merciinden temini ile gerektiğinde kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle davacının mirasbırakanı... ile kayıt malikinin aynı kişi olup olmadığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde nüfus kayıtları da denetlenmek suretiyle açıklığa kavuşturulması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken anılan hususların gözardı edilmiş olması doğru değildir.Öte yandan kabule göre de,... Sulh Hukuk Mahkemesinin 04.05.2010 tarihli ve 2009/514 Esas, 2010/494 Karar sayılı veraset ilamı ile mirasçıları saptanan... tüm mirasçılarının davada yer almış olduğu gözetilerek... adına kayıtlı 3/6 payın tüm mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmesi gerekirken davacı... adına tesciline karar verilmiş olması da isabetsizdir. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/21903 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/2479 4721 s. TMK/193, 194 Tarihi: 15.02.2016 • AİLE KONUTU ŞERHİ • EŞİN AÇIK RIZASI • AİLE KONUTUNUN DEVRİ VEYA AİLE KONUTU ÜZERİNDEKİ HAKLARIN SINIRLANMASI ÖZETİ: Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin açık olması gerekir. Her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötüniyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin açık rızası şarttır. Yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin Hukuk Genel Kurulunca da açıkça ifade edildiği üzere geçerli olduğunu kabul etmek imkansızdır. Eş söyleyişle eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçersiz olduğunu kabul etmek zorunludur. Hal böyle olunca, mahkemece Hukuk Genel Kurulunca benimsenen yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkelere uygun değerlendirme yapılarak aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır. LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 2384 Yargıtay Hukuk Kararları YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11851 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/2268 4721 s. TMK/174 Tarihi: 12.02.2016 • MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ • BOŞANMADA TAM KUSURLU OLUNMASI • DAVACININ MEVCUT VEYA BEKLENEN MENFAATLERİ BOŞANMA YÜZÜNDEN ZEDELENMESİ ÖZETİ: Ön inceleme duruşması yapılmadan ön inceleme aşamasının tamamlandığından bahsedilemez. Somut olayda davacı kadın, dava dilekçesinde tazminatlardan bahsetmemiş ise de, 22.12.2014 tarihli ön inceleme duruşmasından önce 27.08.2014 havale tarihli dilekçesiyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin süresinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalı erkeğin de tam kusurlu olduğu belirlendiğine göre, davacının mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelendiği, ayrıca davalının kusurlu davranışlarının kişilik haklarına saldırı niteliğinde de olduğu, böylelikle Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddeleri koşullarının davacı yararına oluştuğu da dikkate alınarak, kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmolunacak yerde, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/201 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/2007 4077 s. TüketiciK/2, 3, 11, 23 Tarihi: 17.02.2016 • İCRA TAKİBİNE İTİRAZ • TÜKETİCİ MAHKEMESİNİN GÖREVİ OLMASI • MAL VE HİZMET SATIŞINA İLİŞKİN HUKUKİ İŞLEMLER LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2385 ÖZETİ: Somut olayda davalının mesken abonesi olduğu anlaşılmaktadır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta; davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasanın değişik 11/A maddesi kapsamında sözleşme ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz 4077 sayılı yasanın 2. ve 3.maddeleri gereği somut olaya 4077 sayılı yasanın uygulanması gerekmektedir. Aynı yasanın 23.maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu halde genel mahkeme tarafından yazılı şekilde işin esasına girilip hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, doğru görülmemiştir. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/14870 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/601 6098 s. TBK/56 Tarihi: 19.01.2016 • HAKSIZ FİİL NEDENİYLE MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ • BELGELERİN DAVACININ YARALANMASI İLE UYUMLU OLUP OLMADIĞI ÖZETİ: Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece; davalının sanık olarak yargılanıp davacıyı yaralamak suçundan mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ceza dosyası içeriği ve sunulan tedavi giderleri nazara alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya arasında.. tarafından düzenlenen fatura ile,.. ait röntgen, muayene, tahlil vs. yazar kasa fişleri bulunmaktadır. Mahkemece alınan aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda tüm belgeler davaya esas yaralanmadan kaynaklı gider gibi hesap yapılmıştır. Oysa, sunulan belgelerin davacının yaralanması ile uyumlu olup olmadığı konusunda doktor bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 2386 Yargıtay Hukuk Kararları YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/737 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/551 6098 s. TBK/56 Tarihi: 18.01.2016 • MANEVİ TAZMİNAT • TAZMİNAT SINIRININ BELİRLENMESİ • KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ • TAKSİRLE ÖLÜME SEBEBİYET NEDENİYLE UĞRANILAN MANEVİ ZARARIN ÖDETİLMESİ ÖZETİ: Dava, taksirle ölüme sebebiyet nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. T.. K..’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Y..K.. gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut olaya gelince, maktulün davacıya yakınlığı, olayın oluş şekli, olay tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına takdir olunan manevi tazminat tutarı azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/26795 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/5384 2942 s. KamulaştırmaK/Gç6 Tarihi: 16.03.2016 • KAMULAŞTIRMASIZ ELATILAN TAŞINMAZ BEDELİNİN TAHSİLİ DAVASI LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2387 ÖZETİ: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapıldıktan sonra dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi olduklarının ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden sorulup, vergi değerleri de karşılaştırılmak suretiyle değer belirleyen, bilirkişi raporu nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, doğru görülmemiştir. YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/7672 Karar No. 2016/900 Tarihi: 15.02.2016 İlgili Kanun/Madde 6098 s. TBK/299, 345 6100 s. HMK/4 • MENFİ TESPİT İSTEMİ • ARAÇ KİRALAMA SÖZLEŞMESİ • GÖREVLİ MAHKEME ÖZETİ: Dava, araç kiralama sözleşmesi uyarınca teminat senedi olarak alınan senedin borçlusu olmadığının tesbiti istemine ilişkindir. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisine dayandığının kabulü gerekir. Davanın, 6100 Sayılı HMK.nun yürürlüğe girmesinden sonra 06/09/2013 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı anlaşılmıştır. Görev kamu düzenine ilişkin olup bu hususun yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir. Mahkemece dava dilekçesi görev yönünden reddedilerek görevsizlik kararı ile dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 2388 Yargıtay Hukuk Kararları YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/5259 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/1229 6100 s. HMK/4 Tarihi: 23.02.2016 • KİRACILIĞIN TESPİTİ VE MUARAZANIN GİDERİLMESİ • KİRA İLİŞKİSİNDEN DOĞAN ALACAKLAR ÖZETİ: Dava, kiracı tarafından açılan kiracılığın tespiti ve muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-a maddesine göre Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine, ya da re'sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda, davacı kiracı kiracılığın tespiti ve muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava 08.05.2013 tarihinde 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, Asliye Mahkemesince yazılı şekilde işin esası incelenerek davanın esastan sonuçlandırılması doğru değildir. YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/8957 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/680 6098 s. TBK/347 Tarihi: 08.02.2016 6101 s. TBKYürk/Gç2 • ON YILLIK UZAMA SÜRESİNİN DOLMASI NEDENİYLE TAHLİYE İSTEMİ ÖZETİ: Dava, TBK 347. maddesine dayalı on yıllık uzama süresinin dolması nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Kiralanana ait kira sözleşmesi 01.12.1999 başlangıç tarihli ve bir yıl sürelidir. Kiracı bir yıl olan sözleşme süresinin bitiminden yani 01.12.2000 tarihinden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadığından yıldan yıla yenilenerek yasada belirtilen on yıllık uzama süresi 01.12.2010 tarihinde dolmuştur. Son uzama yılı davanın açıldığı tarihe nazaran 01.12.2014 tarihinde sona ermiş olup, üç ay önceden 25.07.2014 tarihinde bildirim yapılmıştır. Açıklanan bu nedenlerle 25.07.2014 tarihinde tebliğ edilen bildirim süresinde olduğundan kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekir. LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2389 YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/34705 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/3452 4857 s. İşK/18, 19, 20 Tarihi: 17.02.2016 • KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI • FESHİN GEÇERSİZLİĞİ • OTUZ İŞÇİ SAYISI ŞARTI • İŞE İADE DAVASI ÖZETİ: Somut olayda, davalı şirketin uluslararası alanda faaliyet gösteren ve Türkiye'de şubesi bulunan bir şirket olduğu, Türkiye’de 7, dünya genelinde ise binlerce çalışanı olduğu hususları taraflar arasında ihtilaflı olmayıp ihtilaf, yurt dışındaki şubelerde çalışan işçilerin de işçi sayısı ve iş güvencesi hükümleri bakımından dikkate alınıp alınmayacağı noktasındadır. Yukanda belirtilen ilkeler ve benzer olaylarda Dairemiz ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararlar gözetildiğinde, davalı işyeri bakımından fesih tarihinde 30 işçi şartının oluştuğunun kabulü ile esasa girildiğinde davacıya kıdem ve ihbar tazminatının ödenerek iş akdinin feshedildiğinin tartışmasız olduğu ancak feshin İş kanunu 19. maddesine göre yazılı olmadığı ve sebepleri açık ve kesin bildirilmediğinden fesih konusunda yasadaki usule uyulmadığı anlasıldığından, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile 30 işçinin belirlenmesinde salt Türkiye’de çalışan işçi sayısının nazara alınmasının gerektiği gerekçesiyle davanın reddi isabetli olmamıştır. YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/18519 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/26278 4857 s. İşK/2, 5 Tarihi: 23.12.2015 6098 s. TBK/18 • ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN İLİŞKİSİNDE MUVAZAA • EMSAL İŞÇİNİN TESPİTİ DURUMUNDA BU İŞÇİNİN ÜCRETLERİ DİKKATE ALINMALI LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 2390 Yargıtay Hukuk Kararları ÖZETİ: Davalı ile hizmet alımı yapılan şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı konusunda net bir tespit yaparak, asıl – alt işveren ilişkisinin varlığının kabul edilmesi durumunda alt işverence bildirilen ücretlere göre alacakları hesaplamaktır. Muvazaanın varlığını tespit hususunda ise daha detaylı bir araştırma yapılmalı ve özellikle hizmet alımının sadece işçi teminine yönelik olup olmadığı, personel seçiminin ve sorumluluğunun, vardiyalarının düzenlenmesinin yükleniciye ait olup olmadığı, alt işverenin hukuki ve ekonomik olarak bağımsız bir organizasyona sahip olup olmadığı, davacının işini yaptığı yerde davacı ile aynı işi yapan asıl işverenin kadrolu işçilerinin olup olmadığı belirlenerek muvazaa konusunda bir karar verilmelidir. Muvazaanın varlığının tespiti durumunda, davacıyla aynı işi yapan emsal işçi olup olmadığı araştırılmalı, farklı işlerde çalışmış ise her dönem için ayrı emsal işçinin varlığı belirlenmeli, emsal işçinin tespiti durumunda bu işçinin ücretleri dikkate alınmalı, ancak birebir aynı işi yapan işçi yoksa diğer işçilerin emsal işçi sayılması mümkün olmadığından ücretinin emsal ücret olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle bu dönem için davacının alt işveren üzerinden gösterildiği ücret seviyesinden alacakların hesaplanması gerektiği gözönünde tutulmalıdır. Asıl işveren işçilerinin davacı gibi alt işveren işçilerine verdikleri talimatın muvazaanın varlığını göstermediği, işin yürütümünün gözetimi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği hususuna da dikkat edilmelidir. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/539 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/1751 4721 s. TMK/227, 229, 235 Tarihi: 02.02.2016 6100 s. HMK/33 • MAL REJİMİNİN SONA ERDİĞİ SIRADA MEVCUT OLAN EDİNİLMİŞ MALLARIN TASFİYESİ • BOŞANMA DAVASI • EVLİLİK BİRLİĞİ İÇERİSİNDE SAHİP OLUNAN ARAÇ ÜZERİNDEN BELİRLENECEK TASFİYE ALACAĞI LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2391 ÖZETİ: Somut olayda dava konusu... plakalı araç, 25.08.2010 tarihinde satın alınarak davalı adına tescil edilmiş, 18.07.2011 tarihinde dava dışı...... devredilmiştir. Boşanma davası ise, davalı kayıt maliki H.. H.. tarafından 16.09.2011 tarihinde açılmıştır. Dava konusu aracın boşanma davasının açıldığı tarihten 2 ay kadar önce elden çıkarılması, davacının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağını karşılıksız bırakmaya yönelik olduğunun kabulü gerekir. Aksi düşünce hayatın olağan akışına uygun değildir. Nitekim, 08.11.1991 tarih 4/3 sayılı YİBK ile, iyi ve kötü niyeti belirmiş olan bir kişinin kötü niyetli bulunduğunun ayrıca ispatlanmasının gerekmediği, vakıa ve karinelerden olayda kanunen iyiniyet iddiasında bulunmayacak durumu belirmiş olan kimsenin kötü niyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesine sebep ve vecih kalmayacağından dava hakkının doğumunu sağlayan ve bertaraf iyi veya kötü niyetinin bu durumda mahkemece resen nazara alınacağını belirtmiştir. O halde, taraf delilleri toplanarak yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde elde edilen sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, soyut tanık beyanlarına değer verilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/19652 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/715 4721 s. TMK/227 Tarihi: 21.01.2016 • MAL REJİMİNİN TASFİYESİ • KADININ ZİYNET EŞYALARI İLE DAVA KONUSU MALA KATKIDA BULUNMASI ÖZETİ: Dava konusu taşınmaz eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde, davalı eş adına satın alınmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Davacı kadın ziynet eşyaları ile dava konusu mala katkıda bulunduğunu ileri sürmüştür. Davacının dava konusu taşınmazın alımında ziynetlerinin bozdurularak 8.000TL'sı katkıda bulunduğu, dosya arasında yer alan 21.3.2008 tarihli belge ve duruşmada dinlenen tanık beyanları ile kanıtlanmıştır. Şu halde mahkemece, davacının kişisel malları niteliğindeki ziynet eşyaları ile yaptığı katkısının değer artış payı alacağı olarak hesaplanması bakımından dosyanın evvelce rapor alınan bilirkişilere tevdi ile bu alacak bakımından da ek rapor düzenletilmesi, gerçekleşen sonuç itibariyle talep miktarı da göz önünde bulundurularak daha evvel hükmedilen katılma alacağı ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekir. LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 2392 Yargıtay Hukuk Kararları YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/31581 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/4721 2004 s. İİK/166, 194, 219 Tarihi: 03.03.2016 • HAKLI NEDENLE FESİH • İŞÇİNİN İŞÇİLİK HAKLARINDAN DOĞAN ALACAĞINI İFLAS İDARESİNE BİLDİRMESİ • ALACAĞIN İFLAS MASASINA KAYDEDİLMEMESİ HALİ • TARAF TEŞKİLİ ÖZETİ: İş mahkemesinde görülmekte olan, işçi alacaklarına yönelik dava sırasında, işverenin iflası halinde dahi, İİK'nun 194. maddesi uyarınca, davaya iş mahkemesinde devam edileceği, işverenin işçi alacaklarına ilişkin dava açılmadan önce İflası halinde ise, yukarıda belirtilen şekilde hareket ile, alacağın iflas masasına kaydedilmemesi halinde, Asliye Ticaret mahkemesinde kayıt kabul davası olarak açılması gerekir.İflas eden şirketin, bütün hak ve borçları yasa gereği olarak iflas masasına intikal ettiğinden ve müflisin bu hak ve borçları üzerinde tasarruf ehliyeti kalkacağından husumetin iflas masasına yönetilmesi gerekecektir Davalı Şirket hakkında kesinleşmiş bir iflas kararı bulunup bulunmadığı; bulunuyor ise eldeki davanın, iflas kararı verildikten sonra açılıp açılmadığı araştırılmalı ve mahkemenin görevli olup olmadığı somut bir biçimde belirlenmelidir. Mahkemece, iflas kararı bulunduğu ve davalı Şirketin iflasına dava açıldıktan sonra karar verildiğinin tespiti halinde ise; dava dilekçesinin iflas idaresine tebliği ile davanın iflas idaresine yöneltilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerekirmektedir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/3871 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/4697 4857 s. İşK/18, 20, 21 Tarihi: 03.03.2016 • İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATI • İŞE İADE DAVASI • FESHİN GEÇERSİZLİĞİ • SENDİKAL NEDENLE İŞE BAŞLATMAMA LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2393 ÖZETİ: Davacı işçinin davalıya ait işyerinde 5 yıldan fazla çalıştığı, işverence gerçekleştirilen feshin geçerli nedene dayanmadığı anlaşıldığından feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi isabetlidir. Ancak davacı işçinin kıdemine ve fesih nedenine göre mahkemece işe başlatmama tazminatının davacının 4 aylık ücreti tutarında belirlenmesi doğru bulunmamıştır. Bu tazminatın davacının 5 aylık ücreti oranında belirlenmesi dosya içeriğine uygun düşecektir. YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/848 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/2359 6100 s. HMK/297 Tarihi: 18.02.2016 • İTİBARİ HİZMET SÜRESİNDEN YARARLANDIRILMASI ÖZETİ: Mahkemece, davalı işveren tarafından, davacının, davalı işyerinde işe giriş tarihinden, 31.12.1999 tarihine kadar, yine 01.01.2004 tarihinden dava tarihi olan 07.01.2005 tarihine kadar sigorta primi ödenmiş bildirimleri, davalı SGK Başkanlığından sorulup, hizmet cetveli celbedildikten sonra, davacının, davalı işverence sigorta primi ödenmiş bildirimleri dikkate alınarak belirlenecek çalışılan gün sayısının %50'sinin 0.25 ile çarpımı sonucu hesaplanacak itibari hizmet süresi tespit edilip, HMK.'nun 297/2 fıkrası uyarınca infaza elverişli olacak şekilde, belirlenen itibari hizmet süresinin sigortalılık süresine itibari hizmet süresi olarak eklenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmelidir. Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/19111 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/1811 5510 s. SSGSSK/21 Tarihi: 15.02.2016 • RÜCUEN TAZMİNAT İSTEMİ • GERÇEK ÜCRETİN İŞÇİNİN İMZASININ BULUNDUĞU ÜCRET TEDİYE BORDROLARINDAN SAPTANMASI • ZARAR HESAP RAPORU LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 2394 Yargıtay Hukuk Kararları ÖZETİ: Dava rücuen tazminat istemine ilişkindir. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerekir. Sigorta primine esas kazanca göre hesap yapılamaz. Anılan kazancın asgari ücretin üzerinde olması durumunda, bu fazlalık oranı sonradan yürürlüğe giren asgari ücretlere de yansıtılmalıdır. Brüt değil, net ücret hesaplamada esas alınmalıdır. Aktif dönemi için gerçek ücret, pasif dönem için ise asgari ücret esas alınarak zarar hesabı yapılmalıdır. Eldeki dosyada ise gerçek zarar hesap raporunda; aktif döneme ilişkin olarak sigortalının elden aldığı iddia edilen ücrette dâhil edilerek hesap yapılması isabetsiz bulunmuştur. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/21396 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/1647 1479 s. Bağ-KurK/42, 45 Tarihi: 08.02.2016 • ÖLÜM AYLIĞI ÖZETİ: Dava, davacının eksik hesaplanan ölüm aylığı miktarının tespiti ve aylık farklarının faiziyle tahsili istemine ilişkindir. Sigortalının aylık tutarının, basamak satın almayan ve sigortalının basamak satın alma sonucu intibak ettirilerek elde ettiği basamaklarda fiilen bulunan sigortalılara bağlanacak aylık tutarını geçemeyeceği gözetilerek, Kurumdan, fiilen davacının murisi ile aynı basamaklarda bulunan sigortalılara bağlanması gereken aylık tutarı sorularak, Kurumca bu yönde bilgi verilememesi halinde, davacının murisinin basamak satın alma sonucu satın alma tarihi de gözetilerek yapılan intibak ile 1999 basamağının 12, 01.10.2000 basamağının 13, 01.10.2002 basamağının 14, 01.10.2004 basamağının 15 olduğu ve buna göre basamakta bekleme süreleri gözetilerek belirlenecek aylık tutarına göre belirlenecek ölüm aylığı miktarı sorularak, bu durumda da bir sonuca varılamaması halinde, alanında uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden, aylık miktarı yönünden yukarıda belirtilen ilkelere göre düzenlenecek rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2395 YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/14587 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/63 2004 s. İİK/258 Tarihi: 11.01.2016 • ÇEKE DAYALI İHTİYATİ HACİZ İSTEMİ ÖZETİ: Dava, çeke dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Alacaklı hamili olduğu çeki mahkemeye ibraz etmiştir. Mahkemece, dosyaya sunulmayan, bu nedenle kapsamı ve niteliği anlaşılamayan tedbir kararına istinaden hüküm kurulması doğru görülmediğinden, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/34470 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/6609 2004 s. İİK/168 Tarihi: 08.03.2016 6102 s. TTK/780, 790, 794, 798 • ÇEKTE DÜZENLEME YERİNİN GÖSTERİLMESİ • ÇEKTE İBRAZ SÜRESİ • ÇEKTE KISALTILMIŞ OLARAK YAZILAN KEŞİDE YERİ • ÇEKTE GEÇERLİ BİR DÜZENLEME YERİNİN BULUNMAMASI ÖZETİ: Alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlattığı takipte dayanak çek adı altındaki belgede, keşide yerinin D.bakır olarak yazılı olduğu görülmüştür. Düzenleme yerinin gösterilmesi çekin şekil koşulu olup, ibraz süresi çekin düzenlendiği yere göre belli edileceğinden, düzenleme yerinin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir. İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere, kısaltılmış olarak yazılan keşide yerinin kanunda yazılı ilkeye uygun bulunmaması halinde takip dayanağı belgenin çek niteliğinde kabulü söz konusu olamaz. Bu durumda takip dayanağı belgede geçerli bir düzenleme yeri bulunmadığından çek vasfında olmayıp, mahkemece takibin bu nedenle iptali gerekirken alacaklının yetkili hamil olmadığı gerekçesi ile iptali isabetsiz ise de karar sonucu itibari ile doğrudur. LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 2396 Yargıtay Hukuk Kararları YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/37350 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/35355 6100 s. HMK/107, 297 Tarihi: 03.12.2015 • KREDİNİN KULLANIMI SIRASINDA HAKSIZ YERE YAPILAN KESİNTİLERİN İADESİ • BELİRSİZ ALACAK DAVASI ÖZETİ: Mahkemece, alacak miktarının 3.227,52 TL olduğu, bu nedenle tüketici hakem heyetinin görevli olmadığı, tüketici hakem heyeti kararının sonucu itibariyle doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı tüketici hakem heyeti kararının iptali ile birlikte alacağın tespiti ile alacak miktarı belirlendiğinde artırılmak üzere 1 TL'nin tahsilini de istemiştir. Davacının tüketici hakem heyetine başvuru dilekçesinde asgari bir miktarı belirtmemesi nedeniyle tüketici hakem heyeti kararının iptaline yönelik istemin reddine karar verilmesi doğru ise de, davacının yapılan kesintilerin tespit edilerek davalıdan tahsiline yönelik istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken alacak istemine yönelik olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanar nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekmiştir. YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11794 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/11826 4077 s. TüketiciK/3, 73 Tarihi: 21.12.2015 • ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ • BAĞIMSIZ BÖLÜMÜN TEMLİKİ • KONUT SATIŞ SÖZLEŞMELERİ • TÜKETİCİ MAHKEMELERİ • TÜKETİCİ YÜKLENİCİNİN TEMLİKİNE DAYALI OLARAK TAPU İPTALİ VE TESCİL İSTEĞİ LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2397 ÖZETİ: Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenici hissesine düşen bağımsız bölümün temlik alınmasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir. Somut olayda da; davacı tüketici yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re'sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/4076 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/6084 818 s. BK/99 Tarihi: 30.11.2015 • ESER SÖZLEŞMESİ UYARINCA DAVA DIŞI BELEDİYEYE VERİLEN ZARAR • HAKSIZ TAHSİL EDİLEN ALACAĞIN İSTİRDADI • AĞIR KUSURUN KANITLANAMAMASI ÖZETİ: Dava, eser sözleşmesi uyarınca dava dışı Belediye'ye verilen zarar nedeniyle ödenen 136.000,00 TL'nin haksız tahsil edildiğinden bahisle istirdadına karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde belediyenin iddia ettiği 1.360 metrekare alandaki zararın olay tarihi itibariyle giderilme bedeli 57.772,80 TL hesaplanmıştır. Değinilen şartname hükmü olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 99. maddesi hükmünce sorumsuzluk anlaşması niteliğinde olup yüklenici zararın meydana gelmesinde davalının ağır kusuru bulunduğunu kanıtlayamadığından zararın tamamından sorumludur. Ancak bilirkişilerce gerçek zarar 57.772,80 TL hesaplandığına göre bu miktardan ödenen 136.000,00 TL'den mahsubuyla 83.067,20 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken fazlaya hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 2398 Yargıtay Hukuk Kararları YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/18399 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/658 4721 s. TMK/713 Tarihi: 03.02.2016 • KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ • TEREKE ADINA DAVA AÇMA HAKKI ÖZETİ: Mahkemece taşınmazın adlarına tescil kararı verilen..'ün miras bırakanları..'ten irsen intikal ettiği bildirmiş ise de dosya kapsamında adı geçenlerin.. mirasçısı olduklarına dair veraset ilamı veya nüfus kaydı bulunmadığı gibi mahkemece taşınmazın.. mirasçıları tarafından paylaşıldığı kabul edildiğine göre.. mirasçıları arasında iştirak halinin varlığından söz edilemeyeceğinden davacıların bu aşamada.. terekesi adına dava açma hakları da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölüm yönünden.. mirasçılarının dava açmadığı ve açılan davaya da usulünce katılmadıkları gözetilerek söz konusu bölümün tespit gibi tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulmasına karar verildi. YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/10124 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/16265 1086 s. HUMK/427 Tarihi: 28.12.2015 • DAVANIN REDDİ HALİNDE MAKTU KARAR VE İLAM HARCINA HÜKMEDİLMESİ ÖZETİ: Davacı A. İ. Ç.'nın açtığı tespite itiraz davasının ispat edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, karar tebliği ile kesinleştirilmiştir. Mahkemece kesinleşen hükümde dava konusu taşınmazların kadastro tutanağında yazılı harca esas değeri üzerinden harç hesap edilerek davacı tarafa 45.013.58 TL nispi harca yükletilmiştir. Oysa 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun ekindeki 1 sayılı tarifenin Karar ve İlam Harçları bölümünün maktu harçları düzenleyen 2. maddesi uyarınca davanın reddi halinde maktu harç alınması öngörülmüştür. Davanın reddi halinde maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken nispi harç yükletilmesi usul ve kanuna aykırı bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulüne, Pülümür Kadastro Mahkemesi'nin 27.06.2014 tarih 2012/2062014/96 sayılı hükmünün sonuca etkili olmamak ve hükmünün hukuki sonuçlan saklı kalmak üzere kanun yararına bozulması gerekir. LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2399 YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/365 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/877 6098 s. TBK/49 Tarihi: 25.01.2016 • ÖLÜMLÜ TRAFİK KAZASI NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ ÖZETİ: Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalılar......,... vekili tarafından manevi tazminata ilişkin olarak davacılar vekiline 30.000,00 TL ödeme yapıldığı belirtilmekle, bu ödemeye ilişkin olarak, davalılar......,... vekili tarafından 24.02.2014 hakim havaleli dilekçe ile Elazığ 3.noterliğine ait 292797 nolu ihtarname örneği ve Elazığ PTT Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen 18.11.2013 tarihli 20.000,00 ve 10.000,00 TL'lik davacılar vekiline yapılan ödemeyi gösteren belge dosya içine sunulmuş olmasına rağmen mahkemece manevi tazminata hükmedilirken yapılan ödemenin kararda değerlendirilmemesi doğru görülmemiştir. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/267 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/503 2918 s. KTK/98, 99 Tarihi: 18.01.2016 • TRAFİK SİGORTA ŞİRKETİNDEN DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI İSTEMİ • ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTA POLİÇESİ • SİGORTA ŞİRKETİNİN TEMERRÜDE DÜŞMESİ ÖZETİ: Davalı sigorta şirketi kazaya neden olan aracın trafik sigortacısıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 98/1, 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2. maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Somut uyuşmazlıkta, davalı kazanın 10.08.2012 tarihinde ihbar edildiği anlaşıldığından davalı sigorta şirketinin ihbar tarihinden 8 iş günü sonrası olan 23.08.2012 tarihinde temerrüde düştüğünün kabul edilmesi gerekirken ihbarın ulaştığı tarihten itibaren faizle sorumlu tutulması doğru olmayıp, bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 2400 Yargıtay Hukuk Kararları YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/19653 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/19060 2942 s. KamulaştırmaK/10, 11 Tarihi: 23.12.2015 • KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA • KIYMET TAKDİRİ ÖZETİ: Dava taşınmazın kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsiline ilişkindir. Dava konusu taşınmazın yer aldığı ilçede emsal olabilecek özel amacı olmayan arsa satışlarının bulunmadığının düşünülemeyeceği ve değerlendirmeye esas alınan bilirkişi kurulu raporunun yukarıda açıklanan esaslara uygun düşmediği gözetilmeden, gerekli araştırma ve yeterli incelemeyi içermeyen rapora itibarla hüküm kurulması, dava konusu taşınmazda el atılan kısım dışında kalan 112,20 metrekarelik kısmın inşaat yapılması için yeterli olup olmadığının belediyeden sorulup alınacak cevaptan sonra değerlendirme yapılması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/5459 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/15943 6098 s. TBK/500, 592 Tarihi: 02.12.2015 • GENEL KREDİ SÖZLEŞMESİNE KEFALETTEN DOLAYI KEFALETİN KALDIRILMASI VE İCRA TAKİBİNİN İPTALİ İSTEMİ • İPOTEĞİN KALDIRILMASI ÖZETİ: Dava, genel kredi sözleşmesine kefaletten dolayı kefaletin kaldırılması ve icra takibinin iptali istemine ilişkindir.Genel Kredi Sözleşmesi gereğince davacı kefil dışında dava dışı 3.kişinin taşınmazının ipotek edilerek kredi sözleşmesinin güvence altına alındığı ancak kredi kullandırıldıktan sonra ipotek veren tarafından ipoteğin kaldırılması amacıyla açılan davada yapılan yargılama sonucunda Karabük Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 08/12/2011 günlü 2010/367 Esas, 2011/10055 Karar sayılı ilamı ile ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.Her ne kadar mahkemece ipoteğin kaldırılmasında davalı bankanın kusurlu olduğu belirtilmiş ise de ipoteğin kaldırılmasının mahkeme karan nedeniyle olduğu, davalı bankanın ipoteği kendi iradesi ile kaldırmadığı, bu nedenle bir kusur izafe edilemeyeceği düşünülmeksizin, ayrıca 6098 sayılı TBK'nın 592.maddesinin olayımızda uygulanma imkanı bulunmadığı da gözetilerek, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2401 YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/766 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/1565 6100 s. HMK/2, 22 Tarihi: 23.02.2016 4077 s. TüketiciK/3, 73 • KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ • MAHKEMELERİN GÖREVİ ÖZETİ: Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesine aykırılık nedeni ile sözleşmenin sona erdiğinin tespiti ve maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekilinin, taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, davacının inşaat yapılması amacıyla taşınmazı teslim ettiği ancak davalının sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği ve sözleşmenin feshine neden olduğu iddiasıyla, sözleşmenin sona erdiğinin tespiti ile uğranılan zararların tazmini istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır. Eldeki davada uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığı, davalı şirket tacir ise de, davacının gerçek kişi olup, tacir olmadığı, anlaşılmakla, davanın HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Her ne kadar, görev uyuşmazlığı, tüketici mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesi arasında ise de, görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözönünde bulundurulması gerekmektedir. Dosyada, asliye hukuk mahkemesi tarafından verilen bir görevsizlik kararı yok ise de, tüketici ve asliye ticaret mahkemelerinin, verilen görevsizlik kararları ile davadan çekildikleri ve 6100 sayılı HMK'nın 22/2. maddesi uyarınca da Yargıtayca yargı yeri belirlenmesi gerektiğinden, Adana Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi yargı yeri olarak tayin edilmiştir. YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/20406 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/1841 506 s. SSK/2, 108 Tarihi: 12.02.2016 5510 s. SSGSSK/4, 7 • SİGORTA HİZMETİNİN BAŞLANGICININ TESPİTİ LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 2402 Yargıtay Hukuk Kararları ÖZETİ: Dava, davacının sigortalılık başlangıcının 01/01/1987 tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Yapılacak iş, işyeri 01/08/1986 tarihinde kapsamdan çıktığından öncelikle işyerinin faal olup olmadığını belirlemek için vergi, oda, belediye işyerinin o dönemdeki elektrik, su aboneliği araştırılıp ortaya konmalıdır, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin davacının talep ettiği tarihte çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek tanık olarak beyanlarına başvurmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/6073 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/1403 506 s. SSK/80 Tarihi: 08.02.2016 6098 s. TBK/125, 128, 132 • SOSYAL GUVENLIK DESTEK PRIMI BORÇLARI • PRİM VE GECİKME ZAMLARI • 10 YILLIK ZAMANAŞIMI SÜRESİ • PRİM BORÇLARINDA ZAMANAŞIMI ÖZETİ: Dava, Kurum tarafından 1.10.1999-1.10.2008 tarihleri arasında davacının SGDP borçlarından dolayı düzenlenen 5.466,34 TL'nin tahsiline dair 15.05.2013 tarihli işlemin iptaline, ihtirazi kayıt altında yatırılan destekleme primlerinin istirdadına ilişkindir. Somut olayda, davaya konu Kurum işlemine ilişkin borcun 01.10.1999-01.10.2008 tarihleri arası SGDP borçlarına ilişkin olduğu, 5198 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 06.07.2004 tarihi ve bundan sonraya ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden Borçlar Kanunu madde 125'de öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu, bu nedenle 2004/6 ve devam eden dönemlere ilişkin prim borçlarının zamanaşımına uğramayacağı açıktır. Yapılacak iş, 506 sayılı Yasa'nın 5198 sayılı Kanun ile değişik 80/5 maddesi uyarınca değerlendirme yapmak sureti ile sonucuna göre karar vermekten ibarettir. LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2403 YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2016/1082 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/3491 506 s. SSK/79 Tarihi: 11.02.2016 5510 s. SSGSSK/86 • GEÇİCİ İŞÇİLİKTE GEÇEN SÜRELERİN DAİMİ KADROYA GEÇİŞTE DİKKATE ALINMASI ÖZETİ: Geçici işçilikte geçen sürenin sürekli işçi kadrosuna geçildikten sonraki dönemdeki kademe ve dereceye esas alınmaması anılan protokole uygun olduğundan bahisle mahkemenin önceki kabul kararı Dairemiz tarafından bozulmuş olmakla birlikte; Hukuk Genel Kurulunun 11.11.2015 tarihli, 2015/7-1115 esas ve 2015/2541 sayılı kararında geçici işçilikte geçen sürelerin daimi kadroya geçişte kademe ve derece intibakında dikkate alınması gerektiği kabul edildiğinden, uygulama birliği, hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri uyarınca davanın kabulü ile davacının derece ve kademesinin yeniden belirlenerek varsa fark alacaklarının hüküm altına alınması için kararın bozulması gerekmiştir. Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir. YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/5567 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/7712 6098 s. TBK/470 Tarihi: 30.11.2015 • ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ ÖZETİ: Tapu kaydı incelendiğinde, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, arsa sahipleri ile yapılan sözleşmelerden ilkinin 31.12.1998 tarihli olanın arsa paydaşı C.. T.. ile davalılardan A.. Yapı Ltd. Şti. arasında, en son yapılanın ise, H.. B.. ile davalılardan A.. Yapı Ltd. Şti. arasında 16.11.2007 tarihli olduğu, arsa paydaşlarından N.. Belediyesinin 26.07.2006 tarihinde payını dava dışı olan ve davalılardan A.. Yapı Ltd. Şti.'nin ortaklarından olan E.. Y..'a devrettiği, E.. Y.. ile davalı yüklenici arasında sözleşme bulunmadığı, önemli tasarruf niteliğinde olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine en başından itibaren tüm paydaşlar katılmadığı gibi, en son paydaş olduğu düşünülen H.. B..'la 16.11.2007 tarihinde sözleşme yapıldığı, davacılardan R.. D.. ile davalılardan A.. Yapı Ltd. Şti. arasındaki 23.11.2000 tarihli sözleşmenin 8. maddesine göre, daireler 36 ayda tamamlanarak ve bu süreden itibaren üç ay içinde fenni muayene raporu alınmış olarak iskana hazır durumda teslim edilecektir dendiği, bu dava tarihinin ise 12.06.2008 olduğu anlaşılmış olmakla, erken açıldığı anlaşılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 YARGITAY CEZA KARARLARI COURT OF CASSATION CRIMINAL CHAMBER DECISIONS * Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararı Court of Appeal Assembly of Criminal Chambers Decision * Yargıtay Ceza Daire Kararları Court of Appeal Criminal Chamber Decisions YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARI COURT OF APPEAL ASSEMBLY OF CRIMINAL CHAMBERS DECISION YARGITAY CEZA GENEL KURULU Esas No. 2014/14-35 Karar No. 2016/49 Tarihi: 09.02.2016 İlgili Kanun/Madde 5237 s. TCK/28, 43, 52, 62, 63, 103 5271 s. CMK/216 5320 s. CMKYürK/8 • ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARI SUÇU • SAVUNMA HAKKININ SINIRLANMASI ÖZETİ: Bozmadan sonra yapılan yargılamada Cumhuriyet savcısının bozma ilamına ilişkin görüşünü açıklamasından sonra yargılamanın bitirilerek hükmün tefhim edildiği göz önüne alındığında, hazır bulunan sanıklara son sözlerinin verilmemesi 5271 sayılı CMK'nun 216/3. maddesine aykırılık oluşturduğundan, savunma hakkının sınırlanması sonucunu doğuran bu usule aykırılık nedeniyle yerel mahkeme direnme kararında isabet bulunmamaktadır. Diğer taraftan yerel mahkemece, bozulmakla ortadan kalkan eski hükümde direnilmesine karar verildikten sonra, bozma kararına niçin uyulmadığı açıklanmadan kesinleşen suçları da kapsayacak biçimde ilk hükümde gösterilenler ile tamamen aynı gerekçeyle direnme kararı verilmesi de usul ve kanuna aykırıdır. Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz YARGITAY CEZA DAİRE KARARLARI COURT OF APPEAL CRIMINAL CHAMBER DECISIONS YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas No. 2015/2931 Karar No. 2016/993 Tarihi: 10.03.2016 İlgili Kanun/Madde 2709 s. AY/141 5237 s. TCK/29 5271 s. CMK/34, 230, 232 • KASTEN ÖLDÜRME VE ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS SUÇLARI • RUHSATSIZ TABANCA İLE KASTEN YARALAMA ÖZETİ: Olay yeri inceleme raporu ve krokisi uzman bilirkişi marifetiyle uygulanmak suretiyle, savunma, mağdur ve tanık anlatımlarının denetimine olanak verecek biçimde temsili ve tatbiki keşif yapılması, keşifte tarafların ve tanıkların bulundukları konuma göre, her iki tarafta bulunan, olaya katılan ve ateş eden kişi ya da kişileri görüp göremeyeceklerinin, tanıyıp tanımayacaklarının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi, maktul ve mağdurların bulundukları konuma göre asıl hedefteki kişi ya da kişilere doğru ateş edildiği sırada asıl hedefteki kişi yanında mutlak ve kaçınılmaz olarak üçüncü kişi ya da kişilerinde isabet almalarının ve buna bağlı olarak ölüm ya da yaralanma neticesinin meydana gelip gelmeyeceğinin kesin olarak belirlenmesi ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin edilmesi gerektiği düşünülmeksizin, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, mağdur sanık... sol omuz bölgesinden çıkartılan ve 23.07.2011 tarihli tutanakla teslim alınan mermi çekirdeğinin, olayla ilgili olarak ele geçirilen ve emanete alınan tabancalardan atılıp atılmadığı konusunda rapor aldırılması gerektiğinin düşünülmemesi, yasaya aykırı ve sanık müdafiinin temyiz dilekçesi ve duruşmalı incelemedeki temyiz itirazları ile sanık... müdafiinin ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, sanıklar ve... hakkında kurulan hükümlerin sair yönleri incelenmeksizin tebliğnamedeki düşünceden farklı gerekçeyle bozulmasına, 07/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2409 YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas No. 2015/16761 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/21181 5237 s. TCK/53, 142, 151 Tarihi: 19.11.2015 5271 s. CMK/309 • HAK YOKSUNLUĞU • KOŞULLU SALIVERME • HIRSIZLIK VE MALA ZARAR VERME SUÇLARI ÖZETİ: Sanık isminin... yerine sehven... olarak yazıldığı belirlenerek yapılan incelemede; velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin, sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri yönünden koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden, hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerde, kişiler yönünden ayrım yapılmaksızın, c bendinde öngörülen yoksunluğun koşullu salıvermeye kadar uygulanmasına karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, kesinleşen kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle; sanığın, hırsızlık ve mala zara verme suçlarından hapis cezasına mahkumiyetinin yasal sonucu olarak TCK'nın 53/1. maddesinin a,b,c,d,e bentlerinde sayılan haklardan, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar (c) bendinde belirtilen velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca kendi alt soyu üzerindeki yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanmasına, hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına karar verildi. YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ Esas No. 2014/37006 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/12935 5237 s. TCK/50, 58, 86 Tarihi: 13.04.2015 • ELEKTRİK ENERJİSİ HAKKINDA HIRSIZLIK SUÇU • SEÇENEK YAPTIRIMLAR LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 2410 Yargıtay Hukuk Kararları ÖZETİ: Sanığın tekerrüre esas alınan elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan önceki mahkûmiyetine ilişkin ceza hükmü ile ilgili olarak, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun Geçici 2/2. maddesi ile "abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar hükmünün getirilmesi karşısında, mahkemesinden sorularak sonucuna göre tekerrür hususunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, kabule göre; sanık hakkında TCK'nın 86/2. maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan doğrudan adli para cezasının tercihi mümkün olduğu halde, tekerrüre esas olmayan ilam gerekçe gösterilerek TCK'nın 58/3. maddesi yollaması ile TCK'nın 86/2. maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan hapis cezasının seçilmesi, sonrasında TCK'nın 50/2. maddesine aykırı şekilde tekrar adli para cezasına çevrilmesi, bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas No. 2013/15250 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/18030 5237 s. TCK/52, 53 Tarihi: 30.12.2015 • TEFECİLİK SUÇU • ADLİ PARA CEZASININ BELİRLENMESİ • HAK YOKSUNLUĞU ÖZETİ: Adli para cezasının belirlenmesinde bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktara, adli para cezasının taksitlendirilmesine ve kısa süreli hapis cezasının seçenek adli para cezasına çevrilmesine ilişkin uygulama maddeleri olan TCK'nın 52/2-3. ve 50/1-a maddelerinin karar yerinde gösterilmemesi, sanık hakkında hükmedilen hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olarak uygulanması gereken TCK'nın 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğuna hükümde yer verilmemesi, 53/1-e maddesindeki hak yoksunluğunun ise takdiren uygulanmaması Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir. LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2411 YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ Esas No. 2015/2984 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/953 5237 s. TCK/53 Tarihi: 18.02.2016 • SEÇME, SEÇİLME VE DİĞER SİYASİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA ÖZETİ: Sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK'nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak, TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildikleri takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK'nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluğunun sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan ibaresinin iptal edilmiş olması, bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 7. CEZA DAİRESİ Esas No. 2014/13303 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/1557 5237 s. TCK/43 Tarihi: 10.02.2016 • DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ • ZİNCİRLEME SUÇ ÖZETİ: UYAP sisteminden yapılan sorgulamaya göre sanık hakkında 29.03.2011 tarihli eylem nedeniyle aynı suçtan dolayı açılan davanın yargılamasının, aynı Mahkemenin 2011/3 Esas numaralı dava dosyası üzerinden birleşen diğer eylemler nedeniyle açılan davalarla birlikte devam ettiği anlaşılmakla; Sanık hakkında yargılaması devam eden anılan dosyanın bu dosya ile gerektiğinde birleştirilip varsa benzer dosyalar da araştırılarak tespit edildikten sonra sanığın bu eylemleri bir suç işleme kararının icrası kapsamında işleyip işlemediği ve hakkında 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususu tartışılarak bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırıdır. LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 2412 Yargıtay Hukuk Kararları YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas No. 2015/4484 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/1075 1072 s. OyunaletleriK/1 Tarihi: 03.02.2016 5320 s. CMKYürK/Gç6 • TOMBALA MAKİNALARININ BAHT VE TALİHE BAĞLI OYUN ALET VE MAKİNESİ OLUP OLMADIĞI • KANUNA MUHALEFET SUÇU • GÖREVSİZLİK KARARI ÖZETİ: Her iki olayda da ele geçen tombala makinalarının, 1072 sayılı Rulet, Tilt, ve Benzeri Oyun Alet ve Makineleri Hakkında Kanunun 1. maddesinde sayılan baht ve talihe bağlı oyun alet ve makinesi olup olmadığı ve buna göre eylemin anılan kanuna muhalefet suçunu oluşturup oluşturmadığının tayin ve takdiri ile buna ilişkin davaya bakma, kanıtları değerlendirme ve suç niteliğinin tayini görevinin üst dereceli asliye ceza mahkemesine ait olduğu nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla hüküm kurulmuş ise de; 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6545 sayılı Kanunun 84. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen Geçici 6. madde ile sulh ceza mahkemelerinin kaldırıldığı gözetilerek asliye ceza mahkemesince değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması yasaya aykırıdır. YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ Esas No. 2015/11336 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/371 5237 s. TCK/58, 191 Tarihi: 25.01.2016 5271 s. CMK/223 • KULLANMAK İÇİN UYUŞTURUCU MADDE BULUNDURMA SUÇU • SANIK HAKKINDA AYNI SUÇTAN AÇILMIŞ BAŞKA DAVA BULUNMAMASI • SUÇUN TEDAVİ VE/VEYA DENETİMLİ SERBESTLİK TEDBİRİNİN İNFAZI SIRASINDA İŞLENMESİ • ERTELEME SÜRESİ LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2413 ÖZETİ: Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kurulan hükme ilişkin, Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davaların kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca davanın düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas No. 2014/2343 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/33103 5237 s. TCK/43 Tarihi: 30.11.2015 • UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ YAPMA SUÇU • ZİNCİRLEME SUÇ ÖZETİ: Aynı suçtan hakkındaki mahkûmiyet hükümleri temyiz edilmeksizin kesinleşen diğer sanıklar İ.. ve S.. ile birlikte eylemleri gerçekleştiren sanığın TCK'nın 37. maddesi anlamında “fail“ olduğu gözetilmeden, "yardım eden" sıfatıyla cezasından TCK’nın 39. maddesi uyarınca indirim yapılması, Sanığın, 05.09.2012 tarihli olay günü diğer sanık S.. ile birlikte olduğu sırada, sivil giyimli iki kolluk görevlisinin esrar almak istemesi üzerine, diğer sanık İ..'i çağırarak görevlilere 1 gram esrarın satışına iştirak ettiği, aynı görevlilerin 06.09.2012 tarihinde sanığın kullandığı telefonu arayıp tekrar buluşma sağlayarak 0,4 gram daha esrar aldıkları; alıcı görevlilerin değişik tarihlerdeki satın alma işlemlerinin suç delillerini elde etmeye yönelik çalışmalar olduğu, dolayısıyla alıcı görevlilere yapılan uyuşturucu madde satışının zincirleme suç kapsamında değerlendirilemeyeceği, sanığın hareketlerinin bütünüyle “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, iki kez uyuşturucu madde sattığı kabul edilerek sanık hakkında zincirleme suçla ilgili TCK'nın 43. maddesinin uygulanması yasaya aykırıdır. LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 2414 Yargıtay Hukuk Kararları YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas No. 2014/15313 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/975 5237 s. TCK/156 Tarihi: 11.02.2016 • SANIĞIN SUÇ KASTININ MEVCUT OLUP OLMADIĞININ BELİRLENMESİ • KOŞULLU SALIVERİLME ÖZETİ: İade edilen biçerdöver tablasının icra marifetiyle haczedilmek suretiyle alınmış olması karşısında, gerçeğin ve suç kastının kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için, biçerdöverin müştekilerin kullanımında kaldığı süre ve bu süre zarfında tahakkuk eden kira alacağının, biçerdöver tablasının suç tarihindeki değerinin ve sanık tarafından yapıldığı tespit edilebilecek diğer giderlerin bilirkişi marifetiyle somut olarak belirlenerek, elde edilecek miktarın senet bedeline kıyaslanmak suretiyle, sanığın suç kastının mevcut olup olmadığının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de TCK'nun 156. maddesinde yer alan bedelsiz kalmış senedi tahsile koyma suçu için hapis cezası yanında para cezasının da öngörüldüğü gözetilmeden, yalnızca hapis cezası uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini, Yasaya aykırıdır. YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ Esas No. 2015/1985 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/1545 5237 s. TCK/54 Tarihi: 08.02.2016 • TAKSİRLE ADAM ÖLDÜRME SUÇU • BİLİNÇLİ TAKSİR ÖZETİ: Sanığın elinin tetiğe değmesi sonucunda yakın atış mesafesinden ölenin, saçma tanelerinin sağ göğüs bölgesine isabeti sonucunda olay yerinde öldüğü olayda, sanığın av tüfeğini dolu, emniyeti açık ve eli av tüfeği tetik mekanizmasının altında iken taşıyan sanığın, istemediği ölüm sonucunu öngörebileceği durumda olması ve eyleminde bilinçli taksirin koşullarının oluştuğunun gözetilmemesi, TCK'nın 54. maddesi uyarınca taksirli suçta kullanılan Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığı Adli Emanetinin 2014/65 sırasında kayıtlı sanığa ait ruhsatlı 1 adet 12 kalibre S 90145 seri nolu sarsılmaz marka Süperpoze Kırma Av Tüfeğinin müsaderesinin mümkün bulunmadığının gözetilmemesi, Kanuna aykırıdır. LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2415 YARGITAY 13. CEZA DAİRESİ Esas No. 2015/1685 Karar No. 2016/5335 Tarihi: 28.03.2016 İlgili Kanun/Madde 5237 s. TCK/53 5271 s. CMK/324 6183 s. AATUHK/106 • SEÇME VE SEÇİLME EHLİYETİNDEN VE DİĞER SİYASİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA ÖZETİ: Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi Bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ Esas No. 2014/1656 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/12301 5237 s. TCK/7, 53, 103 Tarihi: 30.12.2015 • LEHE KANUN UYGULANMASI • DEVAMI BULUNMAYAN KESİK BİÇİMDE GERÇEKLEŞTİRLEN EYLEM • SARKINTILIK DÜZEYİNDE KALAN BASİT CİNSEL İSTİSMAR SUÇU LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 2416 Yargıtay Hukuk Kararları ÖZETİ: Sanığın motorsikletiyle okula gitmekte olan mağdurenin yanına gelip bacağına dokunduktan sonra hızla olay yerinden ayrılması şeklindeki ani nitelikte, devamı bulunmayan, kesik biçimde gerçekleştirdiği eyleminin hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı TCK'nın 103/1. maddesinin ikinci cümlesindeki sarkıntılık düzeyinde kalan basit cinsel istismar suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK'nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi, her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi ve Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan hususlar nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ Esas No. 2013/21767 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/830 5237 s. TCK/52, 158 Tarihi: 25.01.2016 5320 s. CMKYürK/8 • ADLİ PARA CEZASININ MENFAATİN İKİ KATINDAN AZ OLAMAYACAĞI ÖZETİ: TCK’nın 158/son fıkrası uyarınca adli para cezasının menfaatin iki katından az olamayacağı nazara alınmadan, gün para cezasının önce 1650 gün olarak hükmolunup, sonrasında TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca gerekçe gösterilmeksizin bir gün karşılığı üst sınır olan 100 TL belirlenip, ardından gün para cezasının bu kez 3300 gün üzerinden paraya çevrilerek sonuç ceza doğru olmakla birlikte hükümde çelişkiye neden olunması kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün bozulmasına, 25/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2417 YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ Esas No. 2015/261 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/399 5237 s. TCK/142, 143, 168 Tarihi: 07.04.2015 • SUÇUN GECE VAKTİ İŞLENMESİ • ETKİN PİŞMANLIK • HIRSIZLIK SUÇU ÖZETİ: Yargılama gideri olarak hesaplanan 7,00 TL'nin, CMK'nın 324/4 maddesine 6352 sayılı Kanunun 100. maddesiyle eklenen değişiklik gözetilerek, terkin edilecek miktar olan 20 TL'nin altında kaldığının anlaşılması karşısında, hazineye yükletilmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ Esas No. 2015/7584 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/12250 5271 s. CMK/150, 324, 325 Tarihi: 30.11.2015 • AKIL HASTALIĞI ŞÜPHESİ OLAN SANIK İÇİN ATANAN MÜDAFİİN ÜCRETİ • SANIĞIN KENDİ KUSURUNDAN KAYNAKLANAN GİDERLER ARASINDA SAYILIP SAYILMADIĞI ÖZETİ: Sanık için akıl hastalığı şüphesi nedeniyle müdafi atanmasından oluşacak giderlerin, sanığın kendi kusurundan kaynaklanan giderler arasında sayılmasına olanak bulunmadığı gibi, sanığın ceza ehliyetini ortadan kaldıracak biçimde akıl hastası olduğunun tıbben kanıtlanması karşısında, sanığa yargılama sırasında devlet tarafından sağlanan müdafiin ücretinin yargılama giderleri arasında sayılması ve şartlar değişmediği halde yargılama sonunda bu kişiden tahsil edilmesi, genel anlamda adil yargılanma hakkıyla bağdaşmaz ve hakkaniyete uygun görülemez. Bu itibarla, akıl hastalığı şüphesi olan sanık için CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca atanan müdafiin ücretinin, hakkında kamu davasının düşürülmesine ve ceza verilmesine yer olmadığına hükmedilen sanıktan tahsiline karar verilmesi Kanuna aykırıdır. LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 2418 Yargıtay Hukuk Kararları YARGITAY 19. CEZA DAİRESİ Esas No. 2015/21134 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/9704 213 s. VUK/230 Tarihi: 30.12.2015 • VERGİ İNCELEME RAPORUNA GÖRE MÜKELLEFİYETİN SANIĞIN KENDİSİNE AİT OLMASI • DEFTER VE BELGE İSTEME YAZISININ BİZZAT SANIĞA TEBLİĞİ ÖZETİ: Sanık hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuna göre; mükellefiyetin sanığın kendisine ait olduğu ve defter ve belge isteme yazısının bizzat sanığa 28.09.2010 günü tebliğ edildiğinin belirtilmesi ve buna ilişkin tebligat parçasının dosya içinde olması, sanığın kollukta alınan beyanında işyerinin kendisine ait olduğunu belirtmesi, mahkeme huzurundaki savunmasında ise; önceki beyanından dönerek, yargılama aşamasında vefat eden eşi F. A.'a vekaletname verdiğini ve işlerle ilgisinin bulunmadığını savunmasına karşın dosya içinde herhangi bir vekaletnamenin bulunmaması karşısında; yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin kabulü ile mahkumiyeti yerine hatalı gerekçe ile beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, hükmün bozulmasına karar verilmiştir. YARGITAY 19. CEZA DAİRESİ Esas No. 2015/15271 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/9666 213 s. VUK/227 Tarihi: 30.12.2015 • SAHTE FATURA DÜZENLEME VEYA KULLANMA SUÇU • FATURALARI DÜZENLEYENLERİN YETERLİ MAL GİRİŞİ VEYA ÜRETİMİ OLUP OLMADIĞI • TİCARİ DEFTER VE BELGELERİ ÜZERİNDE BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPTIRILMASI LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 2419 ÖZETİ: Sanığın yetkilisi olduğu şirketin 2005-2006 takvim yıllarında sahte fatura kullandığının kabul edildiği olayda; sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen U.. Ltd Şirketi hakkında dava açıldığı; H. K. ve K...Tekstil Ltd Şirketleri hakkında ise vergi tekniği raporu düzenlendiği görülmekle, açılmış dava dosyası ile diğer şirketler hakkında düzenlenen vergi tekniği raporları ve eklerinin onaylı örnekleri getirtilerek, diğer şirket yetkilileri hakkında da dava açılmış olup olmadığının ilgili vergi dairesinden araştırılması, açıldığının tespiti halinde mümkünse birleştirilmesi mümkün olmadığı takdirde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları düzenleyenlerin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları düzenleyen şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yetinilerek karar verilmesi, Suça konu faturaların 2005 ve 2006 yılına ilişkin katma değer vergisi bildiriminde kullanılması karşısında son fatura tarihlerine göre suç tarihinin takip eden ayın 21. günü olduğu gözetilmeden suç tarihlerinin 21.11.2005 ve 21.03.2006 yerine gerekçeli karar başlığında 2010 olarak gösterilmesi, Kanuna aykırıdır. YARGITAY 20. CEZA DAİRESİ Esas No. 2015/1378 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/397 5237 s. TCK/43, 188 Tarihi: 04.05.2015 • TİCARET AMACIYLA UYUŞTURUCU MADDE BULUNDURMA SUÇU • ZİNCİRLEME SUÇ ÖZETİ: Sanığın, aracında ve Ballıca'daki işyerinde ele geçirilen uyuşturucu maddelerin miktarı ve çeşitliliği ile tanıkların beyanları dikkate alınarak, sabit olan eyleminin ticaret amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu ancak, sanığın daha önce sattığı iddia olunan uyuşturucu maddelerin ele geçirilememiş olması karşısında TCK'nın 188. maddesi kapsamında uyuşturucu madde olup olmadığının belirlenememesi nedeniyle TCK'nın 43. maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeden cezasının artırılması, hükmolunan adli para cezalarının 5083 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu'nun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunması kanuna aykırıdır. LHD - Volume: 14/Issue: 161/Year: 2016 Yargıtay Hukuk Kararları 2420 YARGITAY 21. CEZA DAİRESİ Esas No. 2015/5236 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/1075 5237 s. TCK/53 Tarihi: 10.02.2016 • ÇEKİN SAHTE OLARAK DÜZENLENDİĞİNİ BİLEREK BAŞKASINA VERME • RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SUÇUNU • SUÇA KONU ÇEK ÜZERİNDE YER ALAN İMZA VE YAZILARIN AİDİYETİ HUSUSUNDA BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ ÖZETİ: Suça konu çek üzerinde yer alan imza ve yazıların aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan ve..... tarafından davaya konu çek ile gönderildiği ve ödendiği iddia edilen davaya konu çekin seri numarasını takip eden..... keşide tarihli çekin de kim tarafından düzenlendiği hususu da yöntemince araştırıldıktan sonra, toplanan deliler bir bütün halinde değerlendirilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi, Kabul ve uygulamaya göre de;T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 22. CEZA DAİRESİ Esas No. 2015/7408 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/8092 5237 s. TCK/66, 116, 142 Tarihi: 30.11.2015 • HIRSIZLIK VE KONUT DOKUNULMAZLIĞINI BOZMA SUÇU ÖZETİ: Suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b ve 116/1. maddelerinde düzenlenen hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçları için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre aynı Kanun'un 66/1-e ve 66/2 ve maddeleri uyarınca hesaplanan 5 yıl 4 aylık dava zamanaşımı süresinin karar tarihi olan 15/04/2010 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, bozmayı gerektirmiş, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan açılan kamu davalarının 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince düşürülmesi gerekmiştir. Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 DANIŞTAY KARARLARI COUNCIL OF STATE DECISIONS * Danıştay Daire Kararları Council of State Chamber Decisions DANIŞTAY DAİRE KARARLARI COUNCIL OF STATE CHAMBER DECISIONS DANIŞTAY 4. DAİRE Esas No. 2014/6443 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/73 2577 s. İYUK/5, 15 Tarihi: 19.01.2016 • TASFİYE MEMURUNA TEBLİĞ EDİLEN VERGİ CEZA İHBARNAMELERİ • ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARININ KALDIRILMASI • TASFİYE MEMURU ÖZETİ: Dava konusu vergi ceza ihbarnamelerinin Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu.... Konut Yapı Kooperatifi adına düzenlendiği ve söz konusu ihbarnamelere karşı açılan davada Ankara 6.Vergi Mahkemesince dava dilekçesinin, davanın tasfiye memuru tarafından Kooperatif adına açılması gerekirken kendi adına açıldığı" gerekçesi ile 2577 sayılı yasanın 15'inci maddesinin 1/(d) bendine göre kararın bildirim tarihinden itibaren otuz (30) gün içinde belirtilen noksanlıklar tamamlanarak yeniden dava açılmak üzere reddine karar verildiği, bu karar üzerine dava dilekçesinin yenilendiği, ancak yenilenen dava dilekçesinde de aynı yanlışlığın tekrarlandığı gerekçesi ile bu kez 2577 sayılı Yasanın 15'inci maddesinin 5'inci bendi uyarınca davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Dava konusu olayda, her ne kadar davanın tasfiye memuru tarafından Kooperatif adına açılmak yerine kendi adına açıldığı gerekçesi ile önce dilekçe ret ve sonrasında aynı yanlışlığın tekrarlandığından bahisle dava ret kararı verilmiş ise de, hem ilk dava dilekçesinin hem de yenileme dilekçesinin içeriğinden ve son sayfalarının S.S.... Yapı Kooperatifi Tasfiye Memuru kaydıyla imzalanmış olmasından, tasfiye memuru'ın muradının Yapı Kooperatifi adına dava açmak olduğu açıkça anlaşılmakta olup Vergi Mahkemesince aksi görüş ile verilen dilekçe ret ve sonrasında verilen dava ret kararlarında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. DANIŞTAY 11. DAİRE Esas No. 2016/223 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2016/583 2709 s. AY/153 Tarihi: 17.02.2016 5510 s. SSGSSK/Gç4 • 30 FİİLİ HİZMET YILINDAN FAZLA SÜRELER İÇİN EMEKLİ İKRAMİYESİ ÖDENMESİ Yargıtay Hukuk Kararları 2424 ÖZETİ: Anayasa'nın 153. maddesinde yer alan, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan, doğumu anında hukuka uygun olarak tamamlanmış ve böylece kişiye özgü, lehe sonuçlar doğurmuş, daha sonra mevzuat değişikliği veya işlemin geri alınması gibi nedenlere rağmen, hukuk düzenince korunması gereken haklara yönelik olup, Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiş bir düzenlemeyle ilgili uyuşmazlıkların, Anayasaya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmeleri Anayasa'nın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine aykırılık teşkil edecektir. Bu bağlamda; 30fiili hizmet yılından fazla süreler için emekli ikramiyesi ödenmesine engel olan yasal düzenlemenin, Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle oluşan yeni hukuki duruma göre, davacıya 30 yılın üzerinde bulunan hizmet süresi için emekli ikramiyesi ödenmesi gerektiği açıktır. Bu durumda, dava konusu işlemin iptali ile 30 fiili hizmet yılından fazla süreler için emekli aylığının bağlandığı tarihte yürürlükte bulunan aylık bağlamaya esas tutar dikkate alınarak hesaplanacak emekli ikramiyesi tutarının başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Cilt: 14/Sayı: 161/Yıl: 2016 ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI TURKISH CONSTITUTIONAL COURT DECISIONS ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI TURKISH CONSTITUTIONAL COURT DECISIONS Resmi Gazete Tarihi: 08.04.2016 Resmi Gazete Sayısı: 29678 Esas Numarası: 2015/104 Karar Numarası: 2016/20 Karar Tarihi: 16.03.2016 İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesi İTİRAZIN KONUSU: 1- 12.1.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 350. ve 367. maddelerinin (2) numaralı fıkralarında yer alan “Kişiler hukuku, aile hukuku...”, “...ile ilgili..." ve "...haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez. ” ibarelerinin, 2- 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun; a- 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle yeniden düzenlenen 433. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Kişiler ve aile hukukuna,...” ve “...ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez." ibarelerinin, b- 443. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “...aile ve şahsın hukukuna mütedair hükümler katiyet kesbetmedikçe icra olunamaz. ” ibaresinin, Anayasa’nın 41. maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi talebidir. IV-HÜKÜM 18.6,1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun, 26,9,2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle yeniden düzenlenen 433. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "... ve aile...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 16.3.2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi. Anayasa Mahkemesi kararlarının tam metinlerine dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz GÜNCEL MEVZUAT CURRENT LEGISLATION * Kanunlar Law Codes * Resmî Gazete Özetleri Abstracts of Official Gazette KANUNLAR LAW CODES KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU ULUSLARARASI HİDROGRAFİ ÖRGÜTÜ HAKKINDA SÖZLEŞMEYE DEĞİŞİKLİKLER PROTOKOLÜNE KATILMAMIZIN UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE GÜRCİSTAN HÜKÜMETİ ARASINDA ENERJİ ALANINDA İŞBİRLİĞİNE DAİR ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN ŞANLIURFA’YA İSTİKLAL MADALYASI VERİLMESİ HAKKINDA KANUN TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURUMU KANUNU TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE PAKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA İZİNSİZ İKAMET EDEN ŞAHISLARIN GERİ KABULÜNE DAİR ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN 65 YAŞINI DOLDURMUŞ MUHTAÇ, GÜÇSÜZ VE KİMSESİZ TÜRK VATANDAŞLARINA AYLIK BAĞLANMASI HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN Kanunların tamamına dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz RESMÎ GAZETE ÖZETLERİ ABSTRACTS OF OFFICIAL GAZETTE KANUNLAR No Adı 6698 Kişisel Verilerin Korunması Kanunu 6699 6702 Uluslararası Hidrografi Örgütü Hakkında Sözleşmeye Değişiklikler Protokolüne Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Gürcistan Hükümeti Arasında Enerji Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Şanlıurfa’ya İstiklal Madalyası Verilmesi Hakkında Kanun 6701 Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu 6703 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İzinsiz İkamet Eden Şahısların Geri Kabulüne Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 6700 6704 R.G. Tarih - Sayı 07.04.2016 29677 07.04.2016 29677 07.04.2016 29677 08.04.2016 29678 20.04.2016 29690 20.04.2016 29690 26.04.2016 29695 MİLLETLERARASI ANTLAŞMALAR Karar No. Adı 2016/8533 Türkiye-Sırbistan Uluslararası Kara Ulaştırması Karma Komisyon Toplantısı Protokolünün Onaylanması Hakkında Karar Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Çevre Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanması Hakkında Karar Türkiye Cumhuriyeti Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Çin Halk Cumhuriyeti Kalite Kontrolü, Denetim ve Karantina Genel İdaresi Arasında Türkiye’den Çin’e İhraç Edilecek Süt Ürünlerinin Veteriner ve Sağlık Şartları Konusunda Protokolün Onaylanması Hakkında Karar 2016/8583 2016/8536 R.G. Tarih - Sayı 07.04.2016 29677 07.04.2016 29677 08.04.2016 29678 Resmî Gazete Özetlerin devamına dergimizin Nisan 2016 tarihli 160. sayısından ulaşabilirsiniz ÖNEMLİ BİLGİLER MAJOR INFORMATIONS KIDEM TAZMİNATI TAVANI ASGARİ ÜCRET YILLIK ÜCRETLİ İZİN SÜRELERİ İHBAR TAZMİNATI (AKDİN FESHİNDE BİLDİRİM SÜRELERİ) İŞSİZLİK SİGORTASI PRİMİ 2016 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ 2015 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ 2014 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ 2013 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ 2012 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ 2011 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ 2010 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ 2009 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ KURUMLAR VERGİSİ ORANI GEÇİCİ VERGİ ORANLARI KATMA DEĞER VERGİSİ ORANLARI YENİDEN DEĞERLEME ORANI DEĞERLİ KÂĞITLAR (2016) YASAL FAİZLER VE YÜRÜRLÜK SÜRELERİ TİCARİ TEMERRÜT (AVANS) FAİZ ORANLARI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN’A GÖRE GECİKME ZAMMI ORANLARI DAMGA VERGİSİ (2016) HARÇ TARİFESİ (2016) Yargı Harçları (2016) Noter Harçları (2016) Vergi Yargısı Harçları (2016) Tapu ve Kadastro Harçları (2016) KİRA ARTIŞINA YARGITAY’CA UYGULANAN ENDEKSLER ENFLASYON ORANLARI (%) (TUİK Verilerine Göre) AVUKATLIK ASGARÎ ÜCRET TARİFESİ HMK BİLİRKİŞİ ÜCRET TARİFESİ HMK GİDER AVANSI TARİFESİ HMK HAKEM ÜCRET TARİFESİ HMK TANIK ÜCRET TARİFESİ PARASAL SINIRLAR (2005 - 2014) TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI DÖVİZ KURLARI Önemli Bilgilerin tamamına dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz YÜKSEK MAHKEME KARARLARI ARAMA DİZİNLERİ INDEX OF SUPREME COURT DECISIONS * Kavramlara Göre Arama Dizini Index of Related Legal Terms * Kanun Maddelerine Göre Arama Dizini Index of Related Law Code Articles KAVRAMLARA GÖRE ARAMA DİZİNİ INDEX OF RELATED LEGAL TERMS 10 Yıllık Zamanaşımı Süresi ........................................................................ 2759 30 Fiili Hizmet Yılından Fazla Süreler İçin Emekli İkramiyesi Ödenmesi ...................................................................................................... 2811 A Adli Para Cezasının Belirlenmesi ................................................................. 2782 Adli Para Cezasının Menfaatin İki Katından Az Olamayacağı .................... 2796 Ağır Kusurun Kanıtlanamaması ................................................................... 2743 Aile Konutu Şerhi ......................................................................................... 2700 Aile Konutunun Devri veya Aile Konutu Üzerindeki Hakların Sınırlanması .................................................................................................. 2700 Akıl Hastalığı Şüphesi Olan Sanık İçin Atanan Müdafiin Ücreti................. 2798 Yüksek Mahkeme Kararları arama dizinlerini tamamına dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz KANUN MADDELERİNE GÖRE ARAMA DİZİNİ INDEX OF RELATED LAW CODE ARTICLES Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun (6183) Madde Sayfa 106.................................................... 2793 Borçlar Kanunu (818) Madde Sayfa 99 ......................................................2743 Yüksek Mahkeme Kararları arama dizinlerini tamamına dergimizin Mayıs 2016 tarihli 161. sayısından ulaşabilirsiniz LEGAL YAYINCILIK TÜM YILLAR DERGİ FİYAT LİSTESİ (BASILI, ONLINE SÜRELİ-SÜRESİZ VE E-DERGİ) LEGAL PUBLISHING'S PRICE LIST COVERING ALL THE YEARS (PRINTED-ON LINE-PERIODIC- NON-PERIODIC, AND E-JOURNAL LEGAL HUKUK DERGİLERİ SİPARİŞ FORMU ORDERING FORM FOR THE LEGAL LAW JOURNALS LEGALBANK ABONELİK FORMU SUBSCRIPTION FORM FOR THE LEGALBANK LEGAL DATABASE