ÖDEV HAZIRLAMA KILAVUZU Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü`nde
Transkript
ÖDEV HAZIRLAMA KILAVUZU Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü`nde
ÖDEV HAZIRLAMA KILAVUZU Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde hazırlanan ödevlerin içerik ve biçim açısından aşağıda belirtilen kurallara uyması beklenmektedir. Sayfanın bütün kenarlarında 2,5 cm’lik boşluk bırakılmalı, metnin tamamı bu sınırlar içinde kalmalıdır. Metin, Times New Roman ya da Arial ile 12 punto olarak yazılmalıdır. İlk sayfanın sol üst köşesinde yazarın adı ve soyadı, ödevin teslim edileceği öğretim üyesinin kısa unvanı ve soyadı, dersin kodu ve teslim edildiği günün tarihi alt alta tek aralıklı olarak yazılmalıdır. Tüm sayfaların sağ üst köşesinde yazarın soyadı ve sayfa numarası “header” kısmında görünmelidir. Konu başlığı sayfanın ortasında bulunmalı, başlık ve alt başlıklar için koyu yazı seçeneği kullanılmalıdır. Metnin sağ tarafı hizalanmamalıdır. Asıl metnin tümü ve kaynaklar çift aralıklı olarak yazılmalıdır. “Kaynaklar”, bu başlık ile belirtilmeli, bu bölüm bir sayfaya yakın ya da daha fazlaysa yeni bir sayfadan başlamalıdır. Metin Aktarmaları Bilimsel bir çalışmada yazarın ele aldığı konu ile ilgili başka çalışmalara göndermede bulunması, yazarın görüşünün netlik kazanması ve konu ile ilgili katkıları ortaya koyması açısından gerekli bir durumdur. Ancak yazar, çalışmasında yaptığı alıntılar konusunda ölçülü olmalıdır. Her şeyden önce araştırma amacına uygun nitelikteki kaynaklar tercih edilmelidir. Aynı zamanda çalışmada yazarın görüşleri, yaptığı katkılardan daha fazla yer almalıdır, unutulmamalı ki katkılarla zenginleşse de ortaya çıkan eser, hazırlayana ait özgün bir çalışma olmak durumundadır. Sık sık alıntı yapmak ve birbirinin benzeri ifadelere yer vermek, yazının akıcılığını ve sürekliliğini bozacaktır. Dolayısıyla makaleye katkı sağlayacağının düşünüldüğü fikirlerin alıntılanması daha uygundur. Yazar, metin aktarımını doğrudan ve dolaylı olarak nitelenebilecek iki yolla yapar. Doğrudan aktarımda yazar, konusuyla ilgili herhangi bir cümleyi/ paragrafı/fikri kaynakta yer aldığı şekliyle hiçbir müdahalede bulunmadan tırnak içinde alıntılar. Alıntı dört satırdan daha az ise metinde özel bir aralık bırakılmadan tırnak işareti ile belirtilmelidir. Dört satırı geçen uzun alıntılarda ise hem alıntı olduğunun anlaşılması hem de kolaylıkla okunabilmesi için alıntıyı sol köşeden iki paragraf boşluğu oluşturacak şekilde içeriden yazmak gerekir. Bu durumda tırnak işareti kullanmaya gerek olmaz. Konunun anlaşılmasını güçleştireceği düşüncesiyle çok uzun aktarımlardan her durumda kaçınmak gerekir. Dolaylı aktarımda ise yazar, metinde yer vereceği kaynakta okuduğu bilgileri kendi anlatımı ile ifade eder. Ancak yine de mutlaka alıntı yapılan kaynağın belirtilmesi gereklidir. Orijinal Metin: Cahid’in romanlarındaki en mühim özellik, şüphesiz, dil ve üslubundaki sadelik ve açıklıktır. Arapça ve Farsça kelimeler ve tamlamalar az olduğu gibi, üslubu süslemek için bir çaba sarf ettiği de görülmez.Genel bir itinasızlığın doğurduğu bazı aksaklıklara rağmen, anlaşılır ve tabii olmak bakımından, bu dil ve üslubun Mehmet Rauf’un dil ve üslubundan üstün bulunduğu muhakkaktır. Örnek: Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri adlı kitabında Kenan Akyüz, Cahid’in romanlarındaki en mühim özelliğin, şüphesiz, dil ve üslubundaki sadelik ve açıklık olduğunu söyler (2000:121). veya Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri adlı çalışmada, Cahid’in romanlarındaki en mühim özelliğin, şüphesiz, dil ve üslubundaki sadelik ve açıklık olduğu belirtilmektedir (Akyüz 2000: 121). Bilimsel yazı, hangi düşüncenin kime ait olduğu açıklık ve kesinlikle belli olacak şekilde yazılır. Çalıntı, suçtur. Doğrudan çalıntı olmasa bile öyleymiş gibi algılanabilecek bütün yazış şekillerinden titizlikle kaçınılmalıdır. Akademik yazıda yalnızca doğrudan çalıntılara değil, belirsizliklere de müsamaha edilmez; belirsizlikler yazarın lehine değil, aleyhine değerlendirilir. Bazen (ya da sık sık), kötü niyetten olmasa da, özensizlikten kaynaklanan ciddî kusurlar görülmektedir. Sık rastlanan durumlardan bazıları şunlardır: Yazar, yazısındaki bir düşünce için kaynak göstermekte, fakat aynı kaynaktan aldığı bir başka düşünce için kaynağa gönderme yapmamaktadır. Oysa, başkalarına ait bütün düşünceler kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirtilmelidir. Yazar, uzunca bir paragrafın sonunda kaynak göstermekte, fakat paragrafın son cümlesinin mi, yoksa bütün paragraftaki düşüncelerin mi verilen kaynağa dayandığı açıkça anlaşılmamaktadır. Yazar, kaynağını, düşüncenin öne sürüldüğü ilk paragrafın başından itibaren belirtmeli ve bunu “…’a göre” şeklinde ifadelerle sık sık vurgulamalıdır. Metinde kaynağı konusunda kuşku uyanan hiçbir cümle yer almamalıdır. Metnin yazarı, yorum, özet, aktarma ve alıntı cümleleri arasında geçişler yaparken başkasına ait düşüncelerle kendisine ait olanları karıştırmakta, başkalarının düşünceleri metin yazarınınmış gibi anlaşılabilmektedir. Oysa her bir cümlede düşüncenin sahibi net olarak bilinebilmelidir. Yazar, kullandığı kaynağı belirtmeden önce oradan aldığı görüşlere yer vermekte, daha sonra da kaynağı belirtmektedir. Ya da yazar, kullandığı kaynağı yalnızca bir kez belirtmekte, daha sonra o kaynaktan uzun alıntılara, aktarmalara yer vermektedir. Her iki yöntem de hakkaniyet ölçüleriyle bağdaşmaz. Yazarın alıntı ya da aktarma yapmak gereği görmediği bazı kaynaklardan esinlendiği anlaşılmaktadır. Oysa, alıntı ya da aktarma yapmak gerekmese de, esinlenilen kaynak, hem metinde belirtilmeli, hem de “Seçilmiş Bibliyografya”da yer almalıdır. Yazar kaynak göstermekte fakat kaynak bilgilerini özensizce aktarmakta, örneğin, adları, başlıkları yanlış kaydetmekte, dolayısıyla, kaynak göstermeyi mekanik bir zorunluluk saydığı izlenimini uyandırmaktadır. Oysa kaynak bilgileri konusunda özen, mekanik bir zorunluluk değil, ahlâkî bir yükümlülüktür. Aşırmacılık Örnekleri: Orijinal Metin: “Cahid’in romanlarındaki en mühim özellik, şüphesiz, dil ve üslubundaki sadelik ve açıklıktır. Arapça ve Farsça kelimeler ve tamlamalar az olduğu gibi, üslubu süslemek için bir çaba sarf ettiği de görülmez.Genel bir itinasızlığın doğurduğu bazı aksaklıklara rağmen, anlaşılır ve tabii olmak bakımından, bu dil ve üslubun Mehmet Rauf’un dil ve üslubundan üstün bulunduğu muhakkaktır.” (Akyüz 2000:121) Aşırılmış hali-1Cahid’in romanlarındaki en mühim özellik, şüphesiz, dil ve üslubundaki sadelik ve açıklıktır. Arapça ve Farsça kelimeler ve tamlamalar az olduğu gibi, üslubu süslemek için bir çaba sarf ettiği de görülmez. Genel bir itinasızlığın doğurduğu bazı aksaklıklara rağmen, anlaşılır ve tabii olmak bakımından, bu dil ve üslubun Mehmet Rauf’un dil ve üslubundan üstün bulunduğu muhakkaktır. Aşırılmış hali-2Dil ve üsluptaki sadelik, hiç şüphesiz, Cahid’in romanlarındaki en mühim özelliktir. Cahid’in romanlarında, Arapça ve Farsça kelimeler ve tamlamalar az olduğu gibi, üslubu süslemek için bir çaba sarf ettiği de görülmez. Cahid’in dil ve üslubunun Mehmet Rauf’un dil ve üslubundan üstün bulunduğu söylenebilir. Kabul edilebilir hali-1Akyüz’e göre, “Cahid’in romanlarındaki en mühim özellik, şüphesiz, dil ve üslubundaki sadelik ve açıklıktır. Arapça ve Farsça kelimeler ve tamlamalar az olduğu gibi, üslubu süslemek için bir çaba sarf ettiği de görülmez.” (2000:121). Yazara göre, genel bir itinasızlığın doğurduğu bazı aksaklıklara rağmen, anlaşılır ve tabii olmak bakımından, bu dil ve üslubun Mehmet Rauf’un dil ve üslubundan üstün bulunduğu muhakkaktır (121). Kabul edilebilir hali-2Dil ve üsluptaki sadelik, hiç şüphesiz, Cahid’in romanlarındaki en mühim özelliktir. Cahid’in romanlarında, Arapça ve Farsça kelimeler ve tamlamalar az olduğu gibi, üslubu süslemek için bir çaba sarf ettiği de görülmez. Cahid’in dil ve üslubunun Mehmet Rauf’un dil ve üslubundan üstün bulunduğu söylenebilir (Akyüz 2000:121). Metin İçinde Kaynak Nasıl Gösterilir? Kaynak gösterme, dipnot ya da paragraf içi kaynak gösterme şeklinde ikiye ayrılır. Kitap ya da makale gibi basılı kaynaklarda her iki yöntem de kullanılır. Dipnotlu metot geleneksel yöntemdir, kitap veya benzer nitelikli hacimli çalışmalarda bu sistem daha yaygın olarak kullanılır. Buna karşılık, paragraf içi kaynak gösterme yöntemi kısa araştırmalar ve bilimsel makaleler için daha çok tercih edilir. Dipnotlu kaynak gösterme yöntemi Dipnotlu kaynak gösterme yöntemi, geleneksel bir yöntemdir. Bu yöntemde her sayfada başvurulan kaynak, numara sırasına göre o sayfanın altında bir çizgi çekilerek sırayla açıklanır. Dipnotu göstermek için kullanılan rakamlar, metinde ilgili kelimenin üzerine yazılır. Ancak bilgisayarla yazımda dipnotun yazımı ve yerleştirilmesi otomatik biçimde yapılır. Dipnotlar, çalışma boyunca baştan sona sürecek biçimde numaralandırılır, birden fazla dipnot numarası yan yana konulmamalıdır. Kitap Bir kitabı dipnotta ilk kez tanıtırken verilecek ilk bilgi yazar adıdır. Yazarın önce adı sonra soyadı yazılır ki bu bibliyografyada kaynak göstermeden farklıdır. İsimlerin yalnızca baş harfleri büyük olmalıdır, unvan belirtmeye gerek yoktur. Dipnotta kitap başlığı hiç değiştirilmeden, kaynağın başlık sayfasında olduğu gibi verilmelidir. Eser adı italik yazılır. Bağlaçlar dışında kitap başlığındaki kelimelerin yalnızca baş harfleri büyük harfle yazılmalıdır. Kitabın baskı sayısının, özellikle de gözden geçirilmiş baskıların mutlaka belirtilmesi gerekir. Kitap başlığından sonra yayım bilgilerine yer verilir. Yayım bilgileri basım yeri, yayınevi ve yayım tarihinden oluşur. Basım yeri bilinmeyen kaynaklar için bazen{y.y} kısaltması kullanılır. Yayın tarihi için yalnızca yılı yazmak yeterlidir. Eğer yayın tarihi yoksa köşeli ayraç içinde tarih yok anlamında {t.y}yazılabilir. Kaynağı tanıtıcı bilgilerden sonra sayfa numarası yazılır. Birden fazla sayfaya işaret edilecek ise, bilgilerin geçtiği ilk ve son sayfaların numaraları aralarına çizgi konarak gösterilir. Örnek Özdemir İnce, Yazmasam Olmazdı, İstanbul: Doğan Yayınları, 2004, s.45. Ahmet Yıldırım, Bilginin Serüveni, Geliştirilmiş 9. baskı, İstanbul: İrtem Yayınevi, 2007, s.35-42. Dergi makaleleri Bir dergi içinde yayımlanan ilk makale ilk kez söz edilirken yazarın adı ve soyadı, tırnak içinde makalenin adı, derginin adı, makalenin hangi ciltte ve derginin hangi sayısında yer aldığı ve sayfa aralığı numaraları sırasıyla verilmelidir. Örnek Yavuz Kartallıoğlu, “Tanzimat Gramerlerinde Bazı Eklerin İmlası ve Dudak Uyumu ile İlgili Uyarılar”, Bilig, 43 (Güz 2007) , s. 85-106. Aynı Kaynağa İkinci ve Sonraki Başvurular İlk kez dipnotta geçen bir kaynağa yeniden başvuru yapıldığında, o kaynak hakkındaki tüm bilgiler yinelenmez. İkinci ve daha sonraki başvurularda, yalnızca yazarın soyadı ile sayfa numarasını göstermek yeterlidir. Bir yazarın birden fazla çalışması kaynak gösteriliyorsa, karışıklık olmaması açısından, yazar soyadından sonra çalışmanın başlığı da kısaca yazılabilir. Aynı soyadı taşıyan iki ayrı yazardan söz ediliyorsa, yine karışıklığı önlemesi açısından, ikinci başvuruda yazarların ilk adları da yazılabilir. Yazar, kaynağını dipnotta gösterdiği bir yayına, arada yeni bir kaynak göstermediği durumda, tekrar gönderme yaparsa bu durumda adı geçen eser ya da adı geçen makale karşılığında “a.g.e.” ve “a.g.m.” ya da “a.g.y” gibi kısaltmalar kullanarak sayfa numarası belirtebilir. Örnek Niyazi Karasar, Araştırmalarda Rapor Hazırlama, 12. basım, Ankara: Nobel Yayınları, 2004, s.48 (Niyazi Karasar’ın kitabına ilk kez başvuru yapılıyor) Karasar, s. 55. ya da a.g.e., s.55 (Niyazi Karasar’ın kitabına yeniden başvuruluyor.) Bazen de Latince kısaltılmış sözcükler de kullanılır: “ibidem”in kısaltılması olan ibid, “aynı yerde” anlamına gelir. Yukarıda ifade edilen adı geçen eser/ makale/ yayın düzeni ibid için de tekrarlanır. Yazar, bir kaynağa başvuru yaptıktan sonra, araya başka bir dipnotu girmeden o esere yeniden başvurursa “ibid.”ifadesinden sonra sayfa numarası vermesi yeterlidir. “opere citation” ifadesinin kısaltılması olan Op. Cit.“yukarıda değinilen çalışma” anlamına gelir. Araya başka kaynaklar girdikten sonra, önceki bir kaynağın değişik sayfasına başvuru yapıldığında kullanılır. Yazar soyadından sonra yazılır ve sayfa no onu izler. Loc. Cit., Latince “loco citato” dan gelir ve “yukarıda belirtilen yer” anlamındadır. Araya başka kaynaklar girdikten sonra bir çalışmaya yeniden başvuru yapıldığı durumlarda tercih edilir. Fakat başvuru bir önceki ile aynı sayfaya olmaktadır. Op.cit.te ikinci kez değişik bir sayfaya başvurulmakta ancak loc. Cit.kısaltması yazar soyadından sonra yazılır ve sayfa numarasının belirtilmesi gerekmez. Bu tür Latince kısaltmalar, sosyal bilimler alanındaki kullanımlarda tercih edilmemekle birlikte, daha çok fen bilimleri alanında kullanılmaktadır. Örnek Aydın Türkbal, Bilimsel Araştırma Yöntemleri ve Yazma Teknikleri, Ankara: Aktif Yayınları, 2003, s.52 (Aydın Türkbal’ın kitabına ilk kez başvuru yapılıyor) Ibid. (Araya başka kaynak girmeden Türkbal’in kitabının aynı sayfasına yeniden başvuru yapılıyor.) Ibid., s. 62. (Araya başka kaynak girmeden Türkbal’in kitabının değişik bir sayfasına yeniden başvuru yapılıyor.) Niyazi Karasar, Araştırmalarda Rapor Hazırlama, 12. basım, Ankara: Nobel Yayınları, 2004, s.48 Türkbal, op.cit., s.85. (Araya başka kaynak girdikten sonra değişik bir sayfaya başvuru) Ahmet Yıldırım, Bilginin Serüveni, Geliştirilmiş 9. baskı, İstanbul: İrtem Yayınevi, 2007, s.35. Karasar, loc.cit. (Karasar’ın önceki eserinin aynı sayfasına, araya başka kaynak girdikten sonra yeniden başvuru) Dipnotla kaynak gösterme yönteminin okuyucu ve yazar açısından bazı sakıncalarının olduğu söylenebilir. Konu ile ilgili kaynak için sayfanın altına bakılıp tekrar metne dönülmesi ve her seferinde bunun tekrarlanması, okuyucunun metne hakimiyetini zayıflatacaktır. Ayrıca bu yöntemde kaynaklar, araştırmanın sonunda yer alan bibliyografyada da tekrar edileceğinden araştırmada iki kez sunulmuş olmaktadır. Yazarın, bazen metinde geçen bir konu hakkında ayrıntılı bilgi vermek istediği durumlar olabilir, bunlar metinde verilirse akıcılığı bozabilecek ancak konunun daha iyi anlaşılması için gerekli olan bilgiler olabilir. Yazarın bazen dipnotlara bu sebeple gereğinden fazla yer vermesi, yazarı konunun amacından uzaklaştırarak, bütünlük ve sürekliliği bozabilir. Bu sebeplerden dolayı yazarın dipnot sistemini, kaynak göstermek yerine, bütünlüğü bozmayacağını düşündüğü ek bilgiler ve özel açıklamalar yapmak için tercih etmesi daha doğru görünmektedir. Örneğin yazar, Türk dünyasında atasözlerini değerlendirdiği bir yazısında, karşılaştırmalı atasözleri araştırmalarının binlerce yıllık geçmişe dayandığını söylemekte ve bir dipnot numarası vermektedir. Dipnotta ise, bu konu ile ilgili açıklayıcı bilgi vermektedir: 1.karşılaştırmalı atasözleri araştırmalarının bilinen en eski örneği milattan önce 1000 yıllarında Mezopotamya’da kil tabletler üzerine mukayeseli olarak yazılmış olan Sümer-Akad ve Hitit-Akad aasözleridir. Bu konuda daha fazla bilgi için bkz. (Lambert 1960). Paragraf İçinde Kaynak Gösterme Son yıllardaki yayınlarda dipnotlu kaynak gösterme sisteminden daha yaygın olarak kullanımı tercih edilen bir yöntem de paragraf içinde kaynak gösterme yöntemidir. Bu sistemde kaynakların tam künyesi sadece metnin sonundaki bibliyografya bölümünde gösterilir, dipnotlu sistemdeki gibi metinde iki sefer tekrarlanmaz. Metinde yapılan alıntının ya da dolaylı olarak alınan bilginin hemen devamına parantez içinde bibliyografyadaki kaynağı tanıtacak kaynakla ilgili kısa bilgiler konulur. Bu yöntemin tercihe göre değişen uygulamaları vardır. Kimi yazar ya da kurumlar/ dergiler, metin içinde gösterilen kaynakçaya yazarın soyadı, yayım tarihini dahil ederken (APA bu sistemi tercih etmektedir), bazıları da MLA’nın önerdiği bir sistem olan yazarın soyadı ve sayfa numarası sıralamasını dikkate almaktadırlar. Tek yazar Yararlanılan kaynak tek yazarlı ise, parantez içinde yazarın soyadı, eserin yayım tarihi ve alıntının yapıldığı sayfa numarası verilir. Örnek “Cahid’in romanlarındaki en mühim özellik, şüphesiz, dil ve üslubundaki sadelik ve açıklıktır. Genel bir itinasızlığın doğurduğu bazı aksaklıklara rağmen, anlaşılır ve tabii olmak bakımından, bu dil ve üslubun Mehmet Rauf’un dil ve üslubundan üstün bulunduğu muhakkaktır.” (Akyüz 2000:121) Yazar ismine metin içinde göndermede bulunuluyorsa, parantez içinde soyadını tekrarlamaya gerek olmaz. Akyüz’e göre, “Cahid’in romanlarındaki en mühim özellik, şüphesiz, dil ve üslubundaki sadelik ve açıklıktır. Arapça ve Farsça kelimeler ve tamlamalar az olduğu gibi, üslubu süslemek için bir çaba sarf ettiği de görülmez.” (2000:121). Yararlanılan bir alıntının sonuna metin içinde yazarın soyadı, eserin yayım tarihi ve alıntının sayfa numarasını vermek yeterlidir, kaynağın uzun ve açık hali kaynakçada verilecektir. Kaynakçada verileceği için metinde yazara işaret etmeye gerek olmadığı düşüncesi kesinlikle yanlıştır. İki ve ikiden fazla yazar Kitabın iki yazarlı olması durumunda her iki yazarın soyadına yer verilir; ikiden fazla yazar olması durumunda ise sadece kitapta ismi ilk sırada yer alan yazarın soyadı yazılır ve yanına ve diğerleri anlamına gelen “vd.” kısaltması konulur. Örnek Tolman hayvan davranışları, Lewin insan davranışları üzerinde yaptıkları çalışmalarla, organizmaların çevre ile etkileşim kurarken geleceğe ilişkin bilinçli kararlar aldıkları vargısında mutabık kalmışlardır (Steers ve Porter 1987: 12). Bütün Sibirya Türkleri gibi Sahalar arasında da ateşi doyurmak, ona yiyecek sunmak oldukça önemlidir. Onlara göre yeni bir yere geldiklerinde veya iyi bir yemeğe başlamadan önce uot iççi adı verilen ateş iyesine yiyecek verilmelidir (Grigoriyev vd. 1974: 102) Yukarıda sözü edilen farklı paragraf içinde kaynak gösterme yöntemlerinin hepsinin kullanımında, metin içinde kısa bilgilerle tanıtılan kaynağın çalışmanın sonunda kaynakça listesi adı altında tam künyesi verilmelidir. Bibliyografyalar, yazar soyadına göre alfabetik olarak sıralanır ve okuyucu metin içinde yazarın soyadı, tarih ve sayfa numarası verilen kaynağın, tam ismi, yayım yeri, baskı sayısı gibi bilgileri buradan öğrenebilir. Metnin sonunda kaynak gösterimi yukarıda ifade edilen sistemlere göre değişiklik göstermektedir. Yazar-tarih yönteminde yazarın soyadı ve adının belirtilmesinden sonra parantez içinde eserin yayım tarihi verilirken, yazar-sayfa numarası sisteminde ise, basım tarihi, yazarın soyadı, adı, kitabın adı, baskı sayısı, basım yeri ve yayınevi bilgilerinden sonra sıralanır. Her iki durumda da yazarın unvanı belirtilmez. Kaynakça Listesi Oluşturma Gerek dipnotlu kaynak gösterme gerekse de paragraf içi kaynak gösterme yöntemlerinde, çalışmanın sonunda gönderme yapılan kaynakların tam künyelerinin yer aldığı bir kaynakça listesi sunulmalıdır. Metnin içinde kısaltma ifadelerle eksik yer alan bilgilerin tamamı, ayrıntılı olarak bu bölümde verilir. Metinde gönderme yapılan her eserin künyesinin mutlaka kaynakça bölümünde yer alması gerekir. Kaynaklar yazar soyadına göre ayrıntılı olarak sıralanır. Her maddenin ilk satırı sayfanın soluna bitişmelidir, ikinci ya da daha sonraki satırlar da bir paragraf girintisi kadar içeriden yazılmalıdır. Bunun sebebi kaynağın bulunmasını kolaylaştırmaktır. (a) bir yazar: Tek yazara ait yapıtların künyesi şu şekilde gösterilir: Berk, İlhan (1997). Poetika. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. (b) iki (ya da üç) yazar: İki (ya da üç) yazara ait yapıtların künyesi şu şekilde gösterilir: Taner, Refika ve Asım Bezirci (1981). Edebiyatımızda Seçme Hikâyeler. Başvuru Kitapları. İstanbul: Gözlem Yayınları. Örnekte ikinci yazarın soyadının öne alınmadığına dikkat edilmelidir; künye bilgilerinin alfabetik sıralanmasında ilk yazardan sonrakilerin soyadlarının öne alınmasının işlevi yoktur. (c) üçten fazla yazar: Üçten fazla yazara ait bir kitabın künyesinde ya bütün yazar adları kitaptaki sırasıyla verilir ya da ilk yazar adından sonra ve diğer. ifadesi kullanılır. Aksoy, Nazan ve diğer. (1996). Şiir ve Şiir Kuramı Üstüne Söylemler. İstanbul: Düzlem Yayınları. (ç) özel yazar adları: Türkiye’de bazı yazarların soyadları kullanılmamakta, yaygın olarak ilk iki adları kullanılmaktadır. Böyle durumlarda, künye yazılırken ikinci ad başa getirilmemeli, alfabetik sıralamada ilk ad esas alınmalıdır. Yazarların yerleşik adlarına öncelik verilmeli, gerekirse parantez içinde ek bilgi sağlanmalıdır. Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı) (1999). Aganta Burina Burinata. Ankara: Bilgi Yayınevi. Nâzım Hikmet (Ran) (1985). “Hapiste Yatacak Olana Bazı Öğütler”. Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi. Der. Memet Fuat. İstanbul: Adam Yayınları. 108-09. Derleyen, Çeviren, Yayıma Hazırlayanın Adı: Bir yapıtın derleyeni, çevireni, yayıma hazırlayanı ve / ya da editörü varsa künyede der., çev., haz. ve ed. kısaltmaları kullanılır. Örnek: Ahmet Haşim (1999). Bütün Şiirleri. Haz. İnci Enginün ve Zeynep Kerman. İstanbul: Dergâh Yayınları. Memet Fuat, der. (1997). Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi. İstanbul: Adam Yayınları. Yayım yılı Eserin yayım yılı, başka baskıları da olabileceği dikkate alınarak yapılan alıntının güvenilirliği açısından mutlaka belirtilmelidir. Eserde tarih belirtilmiyorsa, tarih yok anlamına gelen ty. ibaresi kullanılabilir. Eser adı Eser adı, yazarın adı, soyadı ve eserin tarih bilgisinden sonra gelmelidir. Eser, bir kitap ya da dergi ise italik yazılmalıdır, makaleler tırnak içinde belirtilir. Dergi makaleleri, kaynak gösterilirken, yazarın soyadı, adı ve parantez içinde tarih belirtilmesinin ardından tırnak içinde makalenin tam ismi, makalenin yer aldığı derginin ismi, cilt numarası ve makalenin dergideki sayfa aralığı yazılır. Timurtaş, F. Kadri (2002). “Fatih Devri Şairlerinden Cemâlî ve Eserleri”. İÜ Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi IV (3): 189-213. Yazar, kaynak olarak basılmamış yüksek lisans veya doktora tezlerinden yararlanıyorsa, aşağıdaki şekilde kaynak göstermelidir. İsen, Tuba Işınsu (2002). Divan Şiirinde Fahriye. Yüksek lisans tezi. Ankara: Bilkent Üniversitesi. Aynı yazara ait birden fazla yapıt kaynakçada gösterilecekse bu durumda, ilk esere yer verildikten sonra aynı yazarın diğer eserleri için ad ve soyadı düzenini yinelemek gerekmez, bunun yerine ad ve soyadı bilgisi yerine bir uzun çizgi konabilir. Aynı yazara ait birden fazla eserin kaynakçadaki sıralaması, soyadı alfabetik bir ayarlamaya müsait olmadığı için, eserlerin alfabetik sırasına göre yapılır. Develi, Hayati (2002). Evliya Çelebi Seyahatnamesine Göre 17. Yüzyıl Osmanlı Türkçesinde Ses Benzeşmesi ve Uyumlar. Ankara: TDK Yayınları. _______ (2003). XVIII. Yüzyıl İstanbul Hayatına Dair Risâle-i Garîbe. İstanbul: Kitabevi. Baskı sayısı Eserin kapağında geliştirilmiş ya da düzenlenmiş yeni baskı ifadesi yer alıyorsa, kaynak gösterirken mutlaka baskı sayısına da yer vermek gereklidir. Çünkü bu ifadeler, esere yeni katkıların olduğu anlamına gelir, dolayısıyla verilen sayfa numarasında da daha önceki baskılara göre farklılık oluşabilir. İsen, Mustafa ve diğer (2001). Eski Türk Edebiyatı El Kitabı. Genişletilmiş 3. baskı. Ankara: Grafiker Yayınları. Yayım yeri Kullanılan kaynakta eserin yayım yeri belirtiliyorsa yazılmalıdır, belirtilmiyorsa yyy. İbaresi konabilir ki bu yayım yeri yok ifadesinin kısaltmasıdır. Benzer şekilde yayımcı ya da yayınevinin ismi de kullanılan kaynakta yer alıyorsa belirtilmelidir. Yer almıyorsa, yy (yayımcı/yayınevi yok) ibaresi konabilir. Yılmaz, Ahmet (ty). İletişimsizlik. Ankara: yy. Sayfa numaraları Kaynakça listesinde kitap yayınını gösterirken sayfa numarası belirtmek gerekmez, ancak makale yayınını kaynak gösterirken makalenin yer aldığı sayfa aralığının mutlaka belirtilmesi gereklidir. İnternet malzemesini gösterme: Yazarın soyadı, Yazarın adı. “Mesajın başlığı”. İnternet adresi. (Erişim Tarihi). Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası. ”Geçinme Endeksi (Ücretliler)” Elektronik Veri Dağıtım Sistemi. http://evds.tcmb.gov.tr/ (Erişim Tarihi: 04.02.2009). Henüz yayınlanmamış ama yayınlanmak üzere kabul edilmiş makale atıfları için şu örneğe bakılabilir: Atılım, Murat ve Ekin Tokat (2008). ”Forecasting Oil Price Movements with Crack Spread Futures”. Energy Economics. Baskıda (doi:10.1016/ j.eneco.2008.07.008). Bir ansiklopedi maddesine atıf yapmak için şu örneğe bakılabilir: Akün, Ömer Faruk (1985). “Divan Edebiyatı”. İslam Ansiklopedisi. C.8. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları. 152-188. Örnek bir bilimsel çalışma için tıklayınız: Örnek makale