Perspektif Sayı 44
Transkript
Perspektif Sayı 44
EDİTÖRDEN Yıl: 8 Sayı: 44 Ocak 2013 DOSABSİAD adına sahibi Selim Yedikardeş Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Öztürk DOSAB Yönetim Kurulu Başkan Ferudun Kahraman Başkan Yardımcısı İlhan Sarı Üyeler Burhan Çakır, Mustafa Oran, Ersan Özsoy DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkan Selim Yedikardeş Başkan Vekili Orhan Tezyaparlar Başkan Yardımcıları Vedat Kantar, İbrahim Öztürk Genel Sekreter Ayhan Yılmaz Genel Sayman Recep Solakoğulları Üyeler Hasan Moral, Fatih Pehlivan, Raşit Ceylan, Adnan Şarmen, Özer Boyalıklı, Adnan Kar, Emre Engin, İbrahim Erdemir, Erkan Çeçener Dergi iletişim Mustafa Karaer Cd. No: 18 Demirtaş / Bursa Tel. : 0.224 261 00 40 Faks : 0.224 261 00 43 www.dosab.org.tr - www.dosabsiad.org.tr Yayına Hazırlayan Divit Basın Yayıncılık Ltd. Şti. Tel. : 0.224 247 1990 Faks : 0.224 247 1330 FSM Bulvarı Tuna Cad. Esra Sitesi No: 89 K: 1 D: 3 Nilüfer / BURSA info@divityayincilik.com Genel Müdür Celil İnce Kurumsal İletişim ve Pazarlama Ersoy Tuna Görsel Yönetmen Ümit İnce Muhabir Sevcan Özgür Baskı Furkan Ofset / Bursa (Aralık 2012) 0.224.211 04 04 2013 yılıyla birlikte DOSAB Perspektif Dergisi de 8. yaşını kutluyor. 2005 yılında çıkılan yolculuktan bu yana 44 sayı geride kaldı ve dergimiz her iki ayda bir iş dünyasına ulaşmaya devam etti. Geçen 8 yıl içinde, çok şükür dergimizin sayısında ileri gittik, her yönüyle kendimizi geliştirdik. Başta DOSAB Ailesi ve siz okuyucularımızın desteği ile bu gelişim süreci devam edecek. Yeni yılın ilk sayısında yine dolu bir içerik ve prestijli reklam sayfalarımızla sizlerle birlikteyiz. 2012 yılı, global ekonomiye baktığımızda Türkiye açısından daha olumlu geçti. Peki ama 2013 neler getirecek? Bu sorunun ipuçlarını DOSAB ve DOSABSİAD’ın Türk Ekonomi Bankası ile düzenlediği seminerde, TEB Baş Ekonomisti Selim Çakır verdi. Kısa ve öz biçimde, ABD, Avrupa, Türkiye ve Bursa ekonomisine ilişkin 2013 beklentilerini biz de sayfalarımıza taşıdık. Geride bıraktığımız yıl DOSAB için de verimliydi. Bölgedeki istihdamın yüzde 10 dolayında artışı, enerji tüketimlerindeki yükselmeler bunu gösteriyor. Bölge Müdürlüğü de katılımcılarına fayda yaratacak yeni yatırımlarına devam ediyor. İÇİNDEKİLER 08 EKONOMİDE NE OLDU? 2012 yılının son aylarında Türkiye ve dünyada yaşanan ekonomik gelişme ve göstergeler. 44 DOSABSİAD DOSAB Sanayici ve İşadamları Derneği, yoğun bir faaliyet dönemi geçiriyor. 14 KAPAK KONUSU DOSAB Buhar ve Enerji Santrali yatırımı için yönetim, sanayicilerle projeyi paylaştı. 50 GENÇ PATRONLAR Yazı dizisinin üçüncüsünün konukları Baran Çelik ve Aykut Bursalı. 22 YATIRIMLAR DOSAB İtfaiye Merkezi temeli atıldı, OSGB hizmete giriyor, kalite belgesinde sona doğru. 58 LOJİSTİK VE TAŞIMACILIK Dosya konusunda lojistik ve taşımacılık sektörü mercek altında... 38 ESKİ BAŞKANLAR Yeni röportaj dizisinin ilk konuğu DOSAB Eski Başkanlarından Ali Yedikardeş... 92 DOSAB RESTAURANT Sosyal Tesisler bünyesindeki DOSAB Restaurant, iş yemeklerinin vazgeçilmez mekanı oldu. Yayın Türü Yerel Süreli ISSN 1307-2005 Dergide yayınlanan yazı ve makaleler kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. Makalelerin sorumluluğu yazarına, reklamların sorumluluğu reklam veren firmalara aittir. Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi ve Sanayici İşadamları Derneği yayın organıdır. İki ayda bir yayımlanır. En önemli gelişmelerden birisi de Buhar ve Elektrik Üretim Santrali konusunda artık eylem zamanının gelmiş olması. Bir çok yatırım ve etkinlik var. Dolayısıyla bu sayımızda DOSAB ve DOSABSİAD etkinlerimize her zaman olduğundan daha fazla sayfa ayırmak zorunda kaldık! Genç Patronlar söyleşi dizimizin bu sayımızda Baran Çelik ve Aykut Bursalı ile devam ediyor. Bu sayımızdan itibaren başladığımız bir yenilik de ‘Eski Başkanlarımız’ başlığı altındaki sayfalarımız. Bu sayfalarda bundan böyle DOSAB eski başkanlarını tanıyıp, zamanlarında bölgenin durumu, bugün ve yarına dair görüşlerini aktarıp, nereden nereye gelindiğini tarihe bir kez daha not düşmek niyetindeyiz. Geçtiğimiz sayıda Sanayi Yapıları başlığı altında özel dosya çalışmamız olmuştu, bu sayımızda da lojistik ve taşımacılık sektörünü mercek altına aldık. Perspektifi hazırlarken temel amacımız, fayda üretmek. Bunu başarabildiğimiz inancıyla, 2013’ün sağlık, mutluluk ve başarı getirmesini, hepimiz için iyi bir ekonomi yılı olmasını diliyorum. DEMİRTAŞ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ İLETİŞİM BİLGİLERİ DOSAB Bölge Müdürlüğü DOSAB Gül Sokak No: 11 Osmangazi / Bursa Tel: 0224 261 00 40 (3 Hat) Faks: 0224 261 00 43 DOSABSİAD Mustafa Karaer Cad. No: 18 Osmangazi / Bursa Tel: 0224 261 20 10 Faks: 0224 261 20 09 DOSAB Sosyal Tesisleri Çiğdem Sokak No: 5 DOSAB Osmangazi / Bursa Tel: 0224 261 29 57 Atık Su Arıtma Tesisi Yeni Yalova Yolu Terminal arkası Bursa Tel: 0224 261 28 94 (3 Hat) Faks: 0224 261 28 97 Bursa Tasarım Teknoloji Geliştirme Merkezi - BUTGEM Mustafa Karaer Cad. Çiğdem 2 Sk. Bursa Tel: 0224 261 12 11 1 DOSAB’DAN Ferudun Kahraman DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı yonetim@dosab.org.tr DOSAB’ın En Büyük Yatırımı Buhar ve Elektrik Üretim Santrali yatırımımız, hem bölgemizin geleceğini garanti altına alacak hem de katılımcılarımıza daha uygun fiyatlı buhar ve elektrik sağlama imkanı yaratacak. 2 Değerli Sanayici Dostlarım; 2012 yılını geride bırakıp, yeni bir yıla başladık. Geçtiğimiz yıl, ABD ve Avrupa başta dünya ekonomisinde parlak bir yıl olmadı. Ancak Türkiye, dinamik yapısıyla durgunluktan ayrıştı.Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi olarak 2012’yi biz de başarıyla geçirdik. Bölgemizde, yılın ilk 11 ayında son 5 yılın en yüksek elektrik tüketimi gerçekleşti. Kasım ayındaki 87 milyon kWh elektrik tüketimi son 60 ayın rekoru oldu. Atık su deşarjlarımız ve proses su tüketiminde de 5 yılın en yüksek değerine ulaştık. Bu veriler gösteriyor ki, bölgemiz firmaları geçtiğimiz yıllara oranla daha fazla çalıştı, üretti, istihdam sağladı, katma değer yarattı. Avrupa’daki daralma nedeniyle otomotiv sektörü hariç, yılın son çeyreğindeki toparlanmanın gelecek yıl da devam edeceğini düşünüyorum. DOSAB olarak, geçen yıl önemli projelerimizi hayata geçirdik. SCADA Sistemimizin geçici kabulünü yapıp devreye aldık. Ortak Güvenlik Sağlık Birimimizin yapımına başladık. Büyükşehir Belediyemizle ortaklaşa yaptığımız proje ile DOSAB İtfaiye Merkezi’nin temelini attık. İnşaatına bu ay başladığımız DOSAB Fen Lisemizin de temel atma törenini Ocak ayında yapmayı planlıyoruz. Önem verdiğimiz bir başka projemiz de DOSAB Buhar ve Elektrik Üretim Santrali… Söz verdiğimiz gibi fizibilite çalışmalarını tamamlayıp, sanayicimizle projemizi tartıştık. Ayrıntıları ve teknik detayları, dergimizin 16.sayfasından itibaren okuyabilirsiniz. Burada kısa olarak birkaç noktaya değinmek istiyorum. Böyle bir projeye DOSAB ve bölge sanayicimizin ihtiyacı var. Çünkü, OSB’lerin yatırım yapması, fabrikalarına çağdaş hizmetler götürmesi için eski gelirlere sahip değiller. Bu projemiz DOSAB’ın 20-25 yılını bu anlamda garanti altına alacak bir projedir. Bir başka konu; bölge sanayicimizin ihtiyacı olan buharın tamamı, bugünkü maliyetlerinin yüzde 20’ye yakın altında sağlanacak. Elektrikte de bölge tüketimimizin üçte biri kadarını daha ucuza mal edip bölge şebekemize verecek ve önemli bir indirim sağlayacağız. DOSAB’ın bugüne kadarki en büyük yatırımı olacak bu projemiz, finansmanını da kendi yaratacak, sanayicimizin cebinden bir kuruş çıkmayacak. Yaptığımız görüşmelere göre iki yıl ödemesiz 5-7 yıl gibi kredi olanağı mevcut ve santral kendi ödemesini kendisi yapacak. Dolayısıyla, sanayicimiz buhar ve elektriğe şu an ödediği faturadan daha az ödeyecek ve bir enerji santrali kazanmış olacak. Bildiğiniz gibi, ekonomide en büyük sıkıntımız cari açık. Açığın temelinde de enerji ithalatımız var. Biz, yerli kaynak kullanımı nedeniyle santral projemiz ile cari açığa da bir katkı koyacağız. DOSAB sanayicisi, ülkemizin en çağdaş OSB’si olan DOSAB’ı birlik ve beraberlik içinde, ortak akılla yöneterek yarattı. Bizim sihirli formülümüz bu. Yine bu formülle, inşallah enerji santralimizi de bölgemize kazandıracağız. Bu duygu ve düşüncelerle, yeni yılınızı kutluyor, sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum. DOSABSİAD’DAN Selim Yedikardeş DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı dosabsiad@dosabsiad.org.tr 2013’ten Umutluyuz... 2013 yılının bazı göstergelerle birlikte daha başarılı bir yıl olacağı inancını taşımaktayım. 4 Acısıyla tatlısıyla, sevinciyle üzüntüsüyle bir yılı daha geride bıraktık. 2012’de yaşananlar da artık tarih sayfalarına geçti. Mevlana’nın “dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım...” dediği gibi biz de artık 2013 yılına ve önümüzdeki yıllara bakmalıyız. Bu arada elbette geçmişi değerlendirmeliyiz ki, geleceğe daha iyi yön verebilelim. Geride bıraktığımız 2012 yılını bir kelime ile ifade etmem istenirse “sıkıntılı” diyebilirim. Dünyadaki küresel ekonomik problemler, Avrupa ülkelerindeki finansal kriz belki onlar için daha çok sorun yaratmış olsa da, bizi de ister istemez etkiledi. 2012’nin ilk aylarından itibaren tekstilden otomotive kadar yurtdışına yönelik satışlarda önemli sipariş iptalleri yaşandı. Buna iç piyasadaki talep yetersizliği de eklendiğinde firmalarımız yeni arayışlara ve pazarlara yöneldiler. Bunda kısmen başarıya ulaşılmış olması memnuniyet verici bir durum. 2012 ile ilgili bir değerlendirmem de finansal konularda olacaktır. Çeklerle ilgili yapılan düzenleme maalesef 2012’de piyasaları adeta kilitlemiş durumdadır. Uygulama öncesinde yaptığımız bütün uyarı ve ikazların dikkate alınmamış olması neticesinde korkulan olmuş ve karşılıksız çek sayısı 900 bini, protestolu senet sayısı 1 milyon geçmiştir. 180 binin üzerindeki KOBİ statüsündeki firma bankalardan kullandığı kredileri ödeyemez durumdadır. 2013 yılı, bir başka ifadeyle Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına 10 kala, daha çok çalışmamız, üretmemiz, birlik ve beraberlik içerisinde olmamız gereken bir yıldır. Bu inançla 2013 yılının bazı göstergelerle birlikte daha başarılı bir yıl olacağı inancını taşımaktayım. DOSABSİAD ile ilgili çalışmalara gelecek olursak; 2012 de yurtiçi ve yurtdışı temasları, üye bilgilendirme toplantıları, sosyal faaliyetler ve diğer etkinliklerle yine yoğun bir yıl olarak geçti. Ayrıca, geçtiğimiz günlerde; Bursa Büyükşehir Beledeyise tarafından Bölgemizde temeli atılan itfaiye binası, ocak ayında muhtemelen temeli atılacak DOSAB Fen Lisesi, DOSAB Burtez OSGB, DOSAB Karakol Binası, DOSAB ve Osmangazi Belediyesi işbirliği ile polikliniğin Demirtaş içinde yakın bir yere taşınması, DOSAB camimizin depreme dayanıklı hale getirilmesi gibi çalışmalar da önümüzde süreçte gündemdeki konular olacak. Doluluk açısında yüzde 70’leri aşan, 41 binin üzerinde istihdamın sağlandığı bölgemizde bunları planlayan ve gerçekleştirilmesi konusunda yoğun çalışmalarla teknik tüm konularda başarılara imza atan DOSAB Yönetimine de huzurlarınızda teşekkürü borç bilirim. Bu duygu ve düşüncelerle yeni yılınızı tebrik ederken, sağlık, mutluluk ve esenlik dolu günlerde işlerinizde başarılar dilerim. BİLGİ DEMİRTAŞ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ TÜKETİMLER VE FİYATLAR SON 4 YIL ELEKTRİK TÜKETİMLERİ kWh 95 ELEKTRİK Milyon kWh 90 929.946.936 852.653.153 2011 2008 736.202.480 80 2009 842.800.609 2011 60 45 292.825.578 m3 13.158.985 2011 2008 NİSAN MAYIS HAZ. SON 4 YIL PROSES SU TÜKETİMLERİ m3 4.514.897 2011 KASIM ARALIK 27.9 10 1.500 OCAK ŞUBAT 20.4 19.7 MART 13.4 13.1 NİSAN MAYIS 24.9 HAZ. TEM. EYLÜL EKİM KASIM 1.348 1.348 1.236 1.230 1.222 1.167 900 ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZ. TEM. AĞUS. EYLÜL 1.075 EKİM 503.3 461.1 KASIM ARALIK PROSES SU Bin m3 450 436.4 1.255 1.203 1.044 500 ARALIK ATIK SU 1.300 550 AĞUS. 1.394 1.373 OCAK 25.1 21.4 Bin m3 1.400 800 24.3 26.2 527.1 500.6 486.3 519.1 438.9 465.6 458.7 399.9 380.9 300 2010 3.903.788 250 200 OCAK ŞUBAT MART HİZMET TÜRÜ Elektrik (Gündüz) Elektrik (Puant) Elektrik (Gece) Elektrik İletim Bedeli Elektrik Dağıtım Bedeli Y.G. Elektrik Dağıtım Bedeli A.G. KDV dahil değildir. DOĞALGAZ FİYAT BİRİM 0,06746081TL/kWh 0,00275032 TL/kWh 0,00216165 TL/kWh 0,07237278 TL/kWh Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi güncel tüketim bilgileri ve hizmet fiyatlarını resmi internet sitemizden takip edebilirsiniz. 6 EKİM 28.3 29.9 400 KASIM 2012 HİZMET FİYATLARI www.dosab.org.tr EYLÜL DOĞALGAZ NİSAN MAYIS HAZ. TEM. Krş./kWh ELEKTRİK Doğalgaz Taşıma Bedeli ÖTV Toplam Doğalgaz AĞUS. Milyon sm3 350 2009 HİZMET TÜRÜ TEM. 1.000 11.763.422 2008 MART 15 1.200 2010 3.853.375 ŞUBAT 35 1.100 2009 64.9 OCAK 20 2010 12.115.539 83.0 75.8 40 25 2009 85.5 83.7 65 30 SON 4 YIL ATIK SU TÜKETİMLERİ 2.839.386 sm3 299.496.604 2008 80.3 79.5 86.9 83.9 83.9 70 2010 353.272.733 10.953.723 85.1 80.0 75 SON 4 YIL DOĞALGAZ TÜKETİMLERİ 301.150.221 85 FİYAT (Yüksek Gerilim) 19,0712 33,6577 8,5515 0,5000 0,4900 - FİYAT (Alçak Gerilim) 19,2312 33,8177 8,7115 0,5000 0,6500 SU HİZMET TÜRÜ FİYAT BİRİM Proses Suyu 0,35 TL/m³ Proses Suyu Sistem Bedeli 0,15 TL/m³ İçme Suyu 1. Kademe (0 - 1000m3) 1,25TL/m³ İçme Suyu 2. Kademe (1001m3 - 3000m3)1,00 TL/m³ İçme Suyu 3. Kademe (3001m3 ve üstü)0,75 TL/m³ Arıtma Tesisi İşletme Masrafı 0,21 TL/m³ AĞUS. EYLÜL EKİM KASIM ARALIK Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ndeki firmaların, 2012 yılı 11 ayındaki elektrik, doğalgaz ve su tüketimlerine bakıldığında; - Elektrik tüketimi bu yılın 11 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,24 oranında artış göstermiştir. Bu yılın Kasım ayında ise Ekim ayına göre tüketim yüzde 14,66 oranında artmıştır. - Doğalgaz tüketimi aynı dönemde bir önceki yıla göre yüzde 7 oranında düşüş göstermiştir. Entek Enerji Üretim AŞ’nin de faaliyet gösterdiği bölgede aylık bazda bakıldığında ise Kasım ayında bir önceki aya göre doğalgaz tüketiminde yüzde 13,61 oranında bir artış gözlenmiştir. - Firmaların Atıksu Arıtma Tesisi’ne deşarjları bu yılın 11 ayında 2011’e göre yüzde 13,93 oranında artış göstermiştir. - Proses su kullanımları ise yılın 11 ayında 9 ayında yüzde 23,91 oranında artış göstermiştir. MAKRO EKONOMİDE NE OLDU / TÜRKİYE TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK İKİNCİ ÖZELLEŞTİRMESİ T TÜRKİYE YATIRIM YAPILABİLİR SEVİYEDE U luslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, 6 Kasım tarihinde Türkiye’nin uzun dönem yabancı para cinsinden kredi notunu BB ‘dan BBB-’ye yükseltti, görünümü “durağan” olarak belirledi. Ülke tavanını ise BBB-’den BBB’ye yükseltti. Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltmesiyle ilgili Fitch açıklamasında, ülke ekonomisinin yumuşak inişe doğru ilerlemesi, yakın dönem makro finansal risklerdeki iyileşme, kamu borcundaki azalış ve güçlü bankacılık sistemi artış nedenleri sayıldı. Bu gelişmeyi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Yerinde ama gecikmiş bir karar” şeklinde değerlendirdi. oplam uzunluğu 1975 kilometre olan Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri ile sekiz otoyolu kapsayan özelleştirme ihalesini 8 milyar 720 milyon dolarla Koç-Ülker-UEM ortaklığı kazandı. Konsorsiyumda Koç ve UEM Grubu’nun yüzde 40’ar, Ülker’e ait Gözde Girişim’in ise yüzde 20 payı bulunuyor. Köprü ve otoyolların özelleştirme ihalesi, Türk Telekom’a verilen 6.55 milyar doların ardından Türkiye tarihinin en yüksek özelleştirmesi oldu. 2012 yılı 11 aylık dönemde köprü ve otoyollardan geçen 331,1 milyon araçtan 411,4 milyon dolar gelir sağlandı. Özelleştirmenin ardından köprü ve otoyolların bakım ve onarımı dahil bütün maliyetler özel sektör tarafından yapılacak. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Karayolları Genel Müdürlüğü bu faaliyetleri denetleyecek. Ücret artışları da kamu denetiminde otoyol ve köprü geçiş ücretleri esas alınarak belirlenecek. SANAYİ ÜRETİMİ SON ÇEYREKTE TOPARLANDI S anayi üretim endeksi Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %6,2 ile Kasım 2011’den bu yana en hızlı artışını kaydetti. Endeksteki yükseliş, Türkiye ekonomisinde yılın üçüncü çeyreğindeki ivme kaybının tahmin edilenden daha az olabileceğine işaret etti. Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde ise, imalat sanayini oluşturan toplam 24 sektörün 19’unda üretimin artış kaydettiği dikkat çekti. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış endeks de bir önceki aya göre %3,9 oranında arttı. 8 BEDAŞ İÇİN 1,9 MİLYAR DOLAR B oğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ’nin (BEDAŞ) TEDAŞ’a ait yüzde 100 oranındaki hissenin özelleştirme ihalesi nihai pazarlık görüşmesinde, en yüksek teklifi 1 milyar 960 milyon dolar ile Cengiz-KolinLimak Ortak Girişim Grubu verdi. BEDAŞ için Ağustos 2010’da yapılan ilk ihalede 2 milyar 990 milyon dolar ile rekor bir fiyat oluşmuştu ancak ödemelerin yapılmaması nedeniyle ihale iptal edilmiş. Yeni ihalede fiyat 1 milyar dolar kadar düştü. İHRACATTA AB’NİN PAYI YÜZDE 38’E GERİLEDİ B u yılın ilk on ayında en fazla ithalat yapılan ülke 21,9 milyar dolar ile Rusya, en fazla ihracat yapılan ülke ise 10,9 milyar dolar ile Almanya oldu. Bu dönemde, Avrupa Birliği ülkelerine gerçekleştirilen ihracatın toplam ihracattaki payı bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla 9 puan gerileyerek %38’e düşerken, Yakın ve Ortadoğu ülkelerine gerçekleştirilen ihracatın toplam ihracattaki payı 8 puan artarak %28’e yükseldi. Altın ihracatı hariç tutulduğunda ise, AB ülkelerinin ihracattaki payının bir önceki yılın aynı dönemine göre 5 puan düşüşle %42 düzeyinde gerçekleştiği görüldü. Altın ihracatı 1,2 milyar dolar ile Ekim ayında da yüksek bir düzeyde gerçekleşti. DIŞ TİCARET AÇIĞI 17 AYIN EN DÜŞÜĞÜNDE D ış ticaret açığı Kasım 2011’den bu yana sürdürdüğü daralma eğilimine Ekim ayında da devam etti ve bir önceki yılın aynı ayına göre %31,2 oranında azalarak 5,5 milyar dolara geriledi. Böylece, dış ticaret açığı Mayıs 2010’dan bu yana en düşük seviyesinde gerçekleşti. Ekim ayında ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre %11,6 artarken ithalat %5,6 oranında azaldı. İhracatın ithalatı karşılama oranı da %70,7 ile son üç yılın en yüksek düzeyinde gerçekleşti. MAKRO TÜRKİYE EKONOMİK GÖSTERGELERİ ENERJİ DIŞI CARİ DENGE ARTIDA C ari işlemler açığı Eylül ayında 2,7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Yılın ilk 9 aylık döneminde cari açık, dış ticaret açığındaki daralmaya bağlı olarak bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %35 azalarak 39,3 milyar dolara geriledi. Eylül ayı itibarıyla 12 aylık kümülatif cari açık da 55,8 milyar dolar ile son 18 ayın en düşük seviyesinde oldu. Enerji ithalatı hariç tutulduğunda ise 12 aylık kümülatif cari dengenin 3,3 milyar dolar ile iki yılın ardından ilk defa fazla verdiği görüldü. 2012 yılında iç ve dış talepteki dengelenme, dış ticaret açığının ve dolayısıyla cari açığın gerilemesinde etkili oldu. Ayrıca, son dönemde altın ihracatındaki artışın da etkisiyle cari açık önemli ölçüde geriledi. Ancak, söz konusu altın ihracatının mevcut seviyesinin uzun vadede sürdürülebilir olmamasına ve önümüzdeki dönemde not artırımının ardından piyasa koşullarının iyileşeceğine yönelik beklentilerin güçlenmesine bağlı olarak 2013 yılında cari açıktaki iyileşmenin yavaşlayacağı tahmin ediliyor. KREDİ HACMİ ARTIYOR T CMB’nin Haziran ayından bu yana para politikasını ekonomik aktiviteyi destekleyecek yönde şekillendirmesi ve son dönemde faiz koridorunun üst bandında yaptığı kademeli indirimler, TCMB’nin ağırlıklı fonlama maliyetinin belirgin bir şekilde gerilemesine olanak verdi. Fonlama maliyetindeki bu düşüş son dönemde kredi faizlerine de yansıdı. Öte yandan kredi hacmi mevduat hac- 10 BÜYÜME 20102011 2012 Büyüme Oranı % 9,2 8,5 1,6/3.Çeyrek GSYH (milyar $) 732 774 566 / 9 Aylık REEL EKONOMİ 2010 2011 2012 Sanayi Üretimi yıllık ortalama % 13,1 8,9 2,31 / Ağustos İmalat Sanayi Kapasite Kullanımı % 75,9 / Kasım 76,9 / Kasım 74,0 / Kasım İşsizlik Oranı % 11,9 9,8 9,1 / Eylül Tüketici Güven Endeksi % 59,1 / Ekim 89,7 / Ekim 85,7 / Ekim ENFLASYON 20102011 2012 ÜFE (Yıllık) 8,87 13,33 3,60 / Kasım TÜFE (Yıllık) 6,4 10,45 6,37 / Kasım DÖVİZ KURLARI 2010 2011 2012 $/TL 1,54 1,91 1,7797 / Kasım Euro/TL 2,05 2,46 2,3108 / Kasım Euro/$ 1,33 1,29 1,2984 / Kasım ÖDEMELER DENGESİ (KÜMÜLATİF) 2010 2011 2012 Toplam Mal İhracatı (milyar $) 121 143 120 / Eylül Toplam Mal İthalatı (milyar $) 177 233 171 / Eylül Dış Ticaret Dengesi (milyar $) -56 -89 -50,7 / Eylül Cari İşlemler Dengesi (milyar $) -47 -77 -39,3 / Eylül İhracat (TİM verileri-milyar $) 114 135 139,5 / İlk 11 ay BÜTÇE (KÜMÜLATİF MERKEZİ YÖNETİM) 2010 2011 2012 Harcamalar (milyar TL) 294 314 289,79 / Ekim Faiz Harcamaları (milyar TL) 48 42 43,26 / Ekim Faiz Dışı Harcamalar (milyar TL) 246 271 246,55 / Ekim Gelirler (milyar TL) 254 296 271,04 / Ekim Vergi Gelirleri (milyar TL) 210 254 226,17 / Ekim Diğer Gelirler (milyar TL) 44 42 44,86 / Ekim MERKEZİ YÖNETİM BORÇ STOKU 2010 2011 2012 İç Borç (milyar $) 228 195 218,3 / Ekim Dış Borç (milyar $) 78 79 81,1 / Ekim BANKACILIK SEKTÖRÜ 2010 2011 2012 Toplam Mevduat (milyar TL) 645 731 793,21 / Kasım Kredi Hacmi (milyar TL) 535 693 778,83 / Kasım YABANCI SERMAYE 2010 2011 2012 Doğrudan Yatırım (milyar $) 9 15,9 10,1 / Ocak-Eylül TÜRKİYE KREDİ NOTU Moody’s BA1/Pozitif Fitch BBB-/Durağan S&PBB/Durağan minden daha hızlı artmaya devam etti. 23 Kasım 2012 itibarıyla toplam kredi hacmi yılsonuna göre %12,3 artarak 779 milyar liraya ulaştı. 23 Kasım 2012 itibarıyla toplam mevduat hacmi ise yılsonuna göre %8,5 artışla 793 milyar lira düzeyinde gerçekleşerek, son yılların en düşük oranlı artışını kaydetti. VERGİ ARTIŞLARI BÜTÇEYİ OLUMLU ETKİLEDİ M erkezi Yönetim Bütçesi Ekim ayında 4,4 milyar lira açık verdi. Yılın ilk on ayında bütçe açığı 18,8 milyar liraya ulaşırken, faiz dışı fazla ise 24,5 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Ekim ayında uygulamaya konulan vergi düzenlemelerinin ardından, vergi gelirleri bir önceki yılın aynı ayına göre %22,7 arttı. Bu gelişmede, Dahilde Alınan KDV ile Özel Tüketim Vergisi gelirlerinin sırasıyla %43 ile %32 artış kaydetmesi etkili oldu. Vergi gelirleri, Ekim ayındaki hızlı artışa karşılık yılın ilk on aylık döneminde iç talebin zayıf seyrine bağlı olarak bir önceki yılın aynı dönemine göre %8,7’lik bir artış kaydetti. Söz konusu dönemde toplam bütçe gelirlerindeki artış ise %11,2 düzeyinde oldu. Yılın ilk on aylık döneminde bütçe harcamaları bir önceki yılın aynı dönemine göre %18,1’lik artış kaydetti. Söz konusu dönemde cari transferleri %22,2 personel giderleri %18,9’luk artış gösterdi. MAKRO EKONOMİDE NE OLDU / DÜNYA ÇİN’DE TOPARLANMA İŞARETLERİ BAŞLADI S on dönemde açıklanan veriler, dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip Çin’de ihracat artışı ve iç talepteki ivme kaybına bağlı olarak 2012 yılı genelinde yavaşlayan ekonomik aktivitenin yeniden toparlanma eğilimine girdiğine işaret ediyor. Nitekim, Ekim ayında sanayi üretimi artışı bir önceki yılın aynı ayına göre %9,6 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşirken, perakende satışlar da öngörüleri aştı. Ayrıca, HSBC imalat sanayi PMI verisi 50,5 ile eşik değerinin üzerine çıkarak son 13 ayın en yüksek seviyesinde gerçekleşti, üretimin yeniden ivmelenmeye başladığını teyit etti. Bu dönemde Çin’in ihracat artışı da son 5 ayın en yüksek seviyesine ulaştı. tüketici güveni de kriz öncesi seviyelere ulaştı. Ancak, Ekim ayında işsizlik oranı 0,1 puanlık artış ile %7,9’a yükseldi, konut piyasası baskı altında kalmaya devam etti. Öte yandan, Fed Başkanı Ben Bernanke de 21 Kasım’da New York Ekonomi Kulübü’nde yaptığı konuşmada, politikacıların mali uçurumun önüne geçmek için hızlı çözüm sağlamaları halinde 2013’te ekonomik görünümün olumlu olacağını belirtti. AVRUPA’DA BÜYÜME TAHMİNLERİ DE DÜŞÜYOR A vrupa Komisyonu 7 Kasım’da yayımladığı Avrupa Ekonomik Öngörü raporunda finansal krizin etkilerinin Euro Alanı’nda iktisadi faaliyet üzerinde baskılayıcı bir unsur olmaya devam ettiğini belirtti. Raporda, Euro Alanı’nın yanı sıra küresel ölçekte de büyümenin yavaşladığı belirtilirken, önümüzdeki döneme ilişkin büyüme tahminleri aşağı yönlü revize edildi. Euro Alanı’nın 2012 yılında %0,4 oranında daralacağı öngörüldü. 2013 yılında ise bölgenin ancak %0,1’lik bir büyüme kaydedeceği tahmin edildi. dış borcunun 40 milyar euro civarında azalması, bu yılsonunda %180’e yükselmesi beklenen kamu borç stoku/GSYH oranının 2020 yılına kadar %124, 2022 yılında ise %110’un altına çekilmesi hedeflendi. Yunanistan’ın borçlarını azaltma yönünde alınan yeni kararlar şöyle: 34,4 milyarlık euroluk kredi diliminin Aralık ayında serbest bırakılması, 2013 yılının ilk çeyreğinde ek 9,3 milyar euro finansal destek sağlanması, ilk kurtarma paketi kapsamındaki ikili kredi anlaşmalarında 100 baz puanlık faiz indirimine gidilmesi, kredilerin vadesinin 15 yıl uzatılarak 30 yıla çıkarılması, %4,6’lık faiz dışı fazla hedefine ulaşılması için ek 2 yıl süre tanınması, Yunanistan devlet tahvillerinin geri alımının finanse edileceğine dair güvence verilmesi. EURO BÖLGESİNDE OLUMSUZ GÖRÜNÜM DEVAM EDİYOR 2 012 yılının ikinci çeyreğinde %0,2 küçülen Euro Alanı ekonomisi üçüncü çeyrekte de %0,1 oranında küçülerek üç yıl aradan sonra yeniden resesyona girdi. Sanayi üretimi Eylül ayında bir önceki aya göre %2,5 daralırken, öncü göstergeler Euro Alanı’nda iktisadi faaliyetin yılın geri kalan bölümünde de zayıf seyrini sürdüreceğin gösteriyor. Ayrıca, işsizlik oranı Ekim ayında %11,7’ye yükseldi ve işgücü piyasalarının toparlanmadan uzak olduğunu teyit etti. Enflasyon ise yavaşlayan ekonomik aktivitenin de etkisiyle Kasım ayında bir miktar gerileyerek %2,2 düzeyinde gerçekleşti. PETROL FİYATLARI YATAY DÜZEYDE ABD’DE ILIMLI EKONOMİK TOPARLANMA YUNANİSTAN’A DÖNÜK YENİ KARARLAR A E BD’de açıklanan veriler iktisadi faaliyetin son dönemde bir miktar ivme kazandığına işaret ediyor. ABD ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde %2,7 ile beklentiler paralelinde büyüme kaydederken, 12 uro Alanı maliye bakanları ve IMF Yunanistan’ın borç yükünün azaltılması için 26 Kasım’da yeni kararlar alındı. Bu çerçevede, ülkenin gerekli koşulları sağlaması halinde 300 milyar euro olan K asım ayında yatay bir seyir izleyen Brent türü ham petrolün varil fiyatı 30 Kasım itibarıyla 111 dolar/varil düzeyinde gerçekleşti. Gelişmiş ekonomiler kaynaklı küresel ekonomik belirsizlik ortamı Kasım ayı genelinde altın fiyatlarının yükseliş eğilimi sergilemesine neden oldu. Kasım ayının son haftasında ise, altın fiyatları gerilemiş ve 30 Kasım itibarıyla 1.714 dolar/ons seviyesinde gerçekleşti. DOSAB TEB Baş Ekonomisti Selim Çakır: Türkiye’nin 2013 Büyümesi Yüzde 4,5-5 Arasında Olur TEB Özel Konuşmaları’nın ilki Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde yapıldı. TEB Baş Ekonomisti Selim Çakır ‘2012 Makro Bakış ve 2013 Beklentileri’ başlıklı sunumunda, Hükümetin yüzde 4 tahmini yanında ekonominin 2013’te 4,5-5 aralığında büyümesinin olası olduğunu söyledi. T EB Özel Bankacılık, ‘TEB Özel Konuşmaları’ başlığı altında düzenleyeceği seminerlerin ilkini, 12 Aralık Çarşamba günü Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde gerçekleştirdi. TEB Özel Bankacılık Grup Direktörü Banu Taşkın’ın ev sahipliğinde DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman ile DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş’in de katılımıyla gerçekleşen seminerde, Türkiye ve dünya ekonomisindeki gelişmeler masaya yatırıldı. CNBC-e Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Dr. Artunç Kocabalkan’ın moderatörlüğünde; TEB Yatırım Genel Müdürü Baturalp Candemir “Global piyasaların yarattığı fırsatlar ve yeni TTK, SPK ve borçlar kanunu çerçevesinde şirketlerin finansmanı ve kişisel birikimlerin yönetimi”, TEB Baş Ekonomisti Selim Çakır “2012 Makro Bakış ve 2013 Beklentileri”, TEB Dış Ticaret Merkezleri Müdürü Selen Özhisarcıklı ise yurtdışı alacakların garanti altına alınması konusunda görüşlerini paylaştı. 14 da birçok etkinliğe destek vererek TEB Özel müşterilerine çeşitli ayrıcalıklar sunuyor. “TEB Özel Konuşmaları”nı 2013 yılında farklı bölge ve illerde devam ettireceğiz” dedi. Selim Çakır BAŞLANGIÇ DOSAB’DA YAPILDI Türkiye’de Özel Bankacılık hizmetini 1989 yılında ilk başlatan banka olduklarını belirten TEB Özel Bankacılık Grup Direktörü Banu Taşkın, açılış konuşmasında “2013 yılı için uzmanlarımızla planladığımız TEB Özel Konuşmaların startını Bursa ve DOSAB’dan veriyoruz. 2015 yılına kadar Özel Bankacılık denildiğinde akla gelen ilk kurum olma hedefiyle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. TEB Özel Bankacılık, finansın yanı sıra sanat ve spor alanında EKONOMİK AKTİVİTEYİ DESTEKLEYEN PARA POLİTİKİLARI DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş de reel sektörün yüksek ciro ancak az karla çalıştığını vurguladı. Bu şartların sanayiciyi verimlilik konusunda daha çok kafa yormaya ittiğini belirten Yedikardeş, finans sektörü ile işbirliğinin önemine değindi. DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun kahraman da katılımcılara hitaben yaptığı konuşmada genel ekonomik değerlendirmelerde bulundu ve DOSAB’la ilgili bilgiler verdi. Kahraman, global ekonomiye ilişkin risklerin her geçen gün arttığını, son olarak IMF’nin, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda bu artışa dikkat çekip global ekonomi büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize ettiğini DOSAB vurguladı. Kahraman, “Başta Avrupa, dünya ekonomisindeki zayıf görünüme bağlı olarak küresel ölçekte uygulanan para politikaları, ekonomik aktiviteyi destekleyici nitelikte kurgulanıyor ve uygulanıyor. Bu sürecin önümüzdeki dönemde de devam edeceği görülüyor. DOSAB 2012’Yİ BÜYÜMEYLE GEÇİRDİ Ülkemizde de son açıklanan ekonomik büyüme rakamları, 2012 yılında büyümenin yüzde 3-4 aralığında olacağını gösteriyor. Öte yandan cari açık ve enflasyona ilişkin risklerin azalmasıyla birlikte Merkez Bankamız ekonomik aktiviteyi desteklemeyi amaçlayan politika uygulamalarını ön plana çıkarıyor. Bu genel fotoğraf içinde DOSAB ise 2012 yılını başarılı şekilde geride bırakıyor. Bölgemizde istihdam geçen yıla göre yüzde 10 arttı. Elektrik, doğalgaz, proses su tüketimleri, atık su deşarjları yılın ilk 11 ayında önemli oranda yükseldi. Bölgemiz, 2012 yılını büyümeyle geçirdi. Tüm bu veriler, bölgemizde sanayinin çalıştığını, başta tekstil olmak üzere üretim ve ihracatta başaralı bir yılın geride kaldığını gösteriyor. DOSAB olarak bizler, daha da ileriye gitmek için projeler üretmeye, yatırım yapmaya devam ediyoruz” dedi. EURO BÖLGESİ 2013’TE DE KÜÇÜLÜR Açılış konuşmalarının ardından, TEB Baş Ekonomisti Selim Çakır, Bursalı işadamlarına özel olarak ekonomi ve finans piyasalarını değerlendirerek 2013 yılına dair öngörülerini paylaştı. Dünya ekonomilerindeki daralmayı hatırlatan Çakır, Türkiye’nin Brezilya ile birlikte bir büyüme sürecine girdiğini PMI (Purchasing Managers’ Index-Satın Alma Endeksi) şirketlerin satın alma yöneticilerinin mal ve hizmet satın alma eğilimlerini gösteren endeksin de buna işaret ettiğini vurguladı. Çakır, şöyle konuştu: “Bursa için kötü haber şu olabilir, Euro Bölgesi halen kötü. Bursa’nın üretim ve ihracatında bu bölge önemli bir yer tutuyor. ABD’de ise PMI endeksi yüzde 50’nin altında. 2012 için Euro Bölgesinde gözüken, yüzde 0,5’lik bir küçülme. Burada 2013 yılında da küçülme bekliyoruz. BÜYÜME KRİZİNİN ÖNÜNE GEÇMEK KOLAY DEĞİL Euro Bölgesine iyi tarafından bakacak olursak, dağılması konuşulan bölge dağılmıyor, artık bunu net görüyoruz. Yunanistan gibi ekonomileri kötü olan ülkelere yardım yapılarak zaman kazanıldı. ABD veya Avrupa’da finansal krizin önüne geçilmiş gözüküyor. Ama büyüme krizinin önüne geçmek bu kadar kolay değil. ABD Ekonomisi Avrupa’ya göre biraz daha iyi görünümde. Onların da kendi krizlerine çözümleri kaba tabirle para basmak... İşsizlikte kalıcı gerileme için FED parasal genişlemeye gitmeye devam ediyor. Öte yandan euro’nun dolar karşısında 2013 yılında değer kazanma trendinde olacağını düşünüyorum.” İKİNCİ KURULUŞ DA NOTUMUZU ARTTIRMALI TEB Baş Ekonomiste Selim Çakır, ABD ve Avrupa merkezli değerlendirmelerinin ardından Türkiye’de makro ölçekte 2012 yılı ve 2013 beklentileri konusunda da özetle şunları söyledi: “Fitch’in kredi notumuzu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltmesi önemli. Ancak bu tek başına yeterli değil. Uluslar arası fonlar, ikinci bir kuruluşun daha bu seviyeye gelmesi ile daha da hareketlenecektir. Bizim beklentimiz, örneğin Moody’s gibi bir kurumun da 2013 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’yi yatırım yapılabilir seviyeye çekmesi. En azından ilk 6 ay içinde bu olmalı. 2013 BÜYÜMEMİZ YÜZDE 4,5-5 OLUR Bunun dışında tüketim ve yatırım anlamında Türkiye iyi bir 2012 yılı geçirmedi. Faizler düşme trendinde, sanayi üretimi son çeyrekte toparlanacak. Ekim düşük geldi ama burada tatil etkisi var. Ben bu toparlanmanın 2013 yılının ilk çeyreğinde daha belirgin olarak süreceğini düşünüyorum. İşaretler bu yönde. Bu yılın Türkiye ekonomisi açısından büyüme oranını yüzde 2,8-3 arasında bekliyorum. 2013 yılında hükümetin tahmini yüzde 4 büyüme. Ancak biz yüzde 4,5-5 aralığında bir büyümeyi olası görüyoruz. İhracatımız anlamında Kuzey Irak bu hızla giderse, Almanya’yı geçip en büyük ihraç pazarımız olur.” KREDİ FAİZLERİ GERİLEYECEK Çakır, faizler ve enflasyon cephesi ile ilgili olarak da “Merkez Bankası geçen yıl faizleri arttırdı ve iç talebi daralttı, cari açık da kritik seviyeden geri döndü. İyi bir düzeltme hareketi ile ekonomimizi çok resesyona sokmadan bu dönüş sağlandı. Ancak cari açık halen yüksek ve önümüzdeki yıl da 53 milyar dolardan 66 seviyesine çıkması olası gözüküyor. Enflasyon tarafından ise büyük bir baskı ve sorun görmüyorum. Kredi faizlerinin daha da geri gelmesi söz konu olacak. Bankalar için fonlamada Merkez Bankası ve mevduat faizi önemli. İki ayak var. Merkez Bankası fonlaması geçen yılın yarısına indi 5,75’e geldi. Mevduat tarafına da bakarak bankalar kredi faizlerini daha da geri çekebilir. Bunun 2013 yılının ilk çeyreğinden itibaren belirgin şekilde mümkün olabileceğini söyleyebilirim. Kredi almak için orayı beklemek iyi olur” şeklinde konuştu. 15 KAPAK KONUSU DOSAB 120 Milyon Dolarlık Buhar ve Elektrik Üretim Santrali İçin Düğmeye Bastı Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ndeki buhar ihtiyacının tamamı ile elektrik ihtiyacının üçte birini karşılayacak, 120 milyon dolar dolayında yatırım bedeli olan DOSAB Buhar ve Elektrik Üretim Santrali Projesi’nde son aşamaya gelindi. D OSAB Buhar ve Elektrik Üretim Santrali, 2011 yılı Mart ayında yapılan Olağan Genel Kurulda gündeme gelmiş ve yönetime bu konuda yetki verilmişti. Bölge Müdürlüğünün bir buçuk yıldan bu yana yaptığı çalışmalar neticesinde, 17 Aralık 2012 tarihinde DOSAB Konferans Salonu’nda teknik bilgilendirme toplantısı yapıldı. genel kurulda, bölgemizle ilgili üç önemli proje sözünü vermiştik. Akaryakıt kullanımı konusunu kısa sürede çözdük. SCADA sistemimizde geçici kabulü yaptık, üçüncü projemiz de enerji santraliydi. Enerji santrali konusunu önemsiyoruz, çünkü iki temel gerekçemiz var; Birincisi enerjide gelecekteki arz güvenliğini bölge sanayimize sağlamak istiyoruz. İkincisi de gelirleri giderek düşen organize sanayi bölgelerinin yatırım yapıp çağdaş hizmetler üretmesi için DOSAB’ın geleceğini garanti altına alıyoruz. BİLGİLENDİRME TOPLANTISI YAPILDI Bilgilendirme toplantısına, DOSAB’dan 73 sanayici ve işadamı katıldı. DOSAB Başkanı UCUZ BUHAR VE ELEKTRİK SAĞLANACAK Ferudun Kahraman, Başkan Yardımcısı İlhan Sarı, Yönetim Kurulu Üyesi ve Enerji Komisyonu Bildiğiniz gibi bölgemizde faal firmaların Başkanı Ersan Özsoy, Yönetim Kurulu Üyesi yüzde 68’e yakını tekstil sektöründe, buhar Mustafa Oran da toplantıda hazır bulundu. ihtiyacımız fazla. Firmalarımızın rekabet edebiBaşkan Kahraman’ın konuşması ve Bölge Mülir şekilde çalışıp ayakta kalması ve gelişmesi dürü Serhat Şengül’ün sunumunun ardından için uygun maliyetli ve kaliteli enerji girdisinin Ferudun Kahraman soru-cevaplarla santral konusu 2,5 saate yakın garantisi bu santral olacaktır. Özellikle enerjide tartışıldı. Sonuçta, DOSAB sınırları içinde 32 dönüm alanda arz güvenliği ve maliyet gelecekte ayakta kalmanın formüve yaklaşık 120 milyon dolara mal olacak yatırımın yapılmalüdür. Bu santral hem buhar hem de bölgemizin tüketiminin sı konusunda görüş birliğine varıldı. üçte biri oranında elektrik enerjisi üreterek, maliyetlerimizde bizleri önemli ölçüde rahatlatacaktır. Yaptığımız hesapKAHRAMAN: SANTRAL İÇİN İKİ TEMEL GEREKÇEMİZ VAR lamalara göre, bugünkü fiyatlar üzerinden, buharda ve DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman elektrikte yüzde 20’lere varan oranda indirimler söz konusu yaptığı konuşmada şunları söyledi: “2011 yılında yaptığımız olacaktır. 16 KAPAK KONUSU GELECEĞİMİZ İÇİN HAYATİ ÖNEMDE Yine organize sanayi bölgelerinin elektrik, doğalgaz gibi hizmetlerinden elde ettikleri gelirler son yıllarda her geçen gün azaldı. OSB’ler değişen gelirler karşısında bütçe yapmakta, bütçelerini tutturmakta büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Oysa bölgelerin, yatırım yapabilmesi, katılımcılarına çağdaş hizmetler sunabilmesi için öngörülebilir kalıcı gelirlere ihtiyacı var. Bu açıdan, buhar ve elektrik santralimiz DOSAB’ın 25-30 yıllık geleceğini garanti altına alacak bir projedir. Santral gerekliliği konusunda, bu sebeplere daha birçoğu eklenebilir, ancak yukarıda bahsettiğim iki konu, hem bölgemiz hem de fabrikalarımızın geleceği için hayati önemdedir. KÖMÜR TEMİNİ VE FİNANSMAN Genel kurulumuzun ardından iki yıla yakın bir süre geçti. Bu sürenin fazla olduğunu düşünebilirsiniz, ancak değildir. Çünkü, santralin bölgemiz içinde ve yerli kaynaklı kömür santrali olarak kurulacak olması, sağlıklı bir fizibilite çalışmasını gerektiriyordu. Kömürün uzun süreli ve sıkıntısız bir biçimde tedariğini sağlamak amaçlı çalışmalarımız titizlikle sürdürüldü. Bu arada birçok alternatif konu da araştırıldı. Bugün sanayicilerimizin karşısındayız, çünkü attığımız sağlam adımların ardından kömür ve müşavirlik konusunda anlaşmaları yapacak noktaya gelmiş durumdayız. Santralimizin finansmanı konusunda da geçen sürede ülkemizin büyük bankaları ile görüşüp bir ön hazırlık yaptık. Bu projemize büyük bankaların hepsinin ilgi gösterdiğini de belirtmek isterim. DOSAB’IN SİHİRLİ FORMÜLÜ Benim her ortamda söylediğim bir söz var; bizler ülkemizin en çağdaş organize sanayi bölgesi olan DOSAB’ı birlik ve beraberliğimiz sayesinde, ortak akılla yöneterek oluşturduk. DOSAB’daki sihirli formül, bölge sanayicisinin bu kenetlenmesidir. Enerji santrali yatırımı, bölgemizin bugüne kadar TAMAMEN ÇEVRE DOSTU BİR TESİS OLACAK D OSAB Bölge Müdürlüğü’nün yaklaşık iki yıl süren fizibilite çalışmaları neticesinde, kurulması planlanan DOSAB Buhar ve Elektrik Santrali ile ilgili teknik detaylar da toplantıda katılımcılarla paylaşıldı. Bölge Müdürü Serhat Şengül, bu verilerde kesin fizibilitede küçük değişiklikler olabileceğini söyledi. Şengül, “Biz, bölgemizdeki firmaların elektrik, doğalgaz, buhar vb. tüketimlerinin seyrini uzun süredir izliyor, sektörel gelişmeleri takip ediyoruz. Günümüzde ise SCADA sistemimiz ile anlık tüketimleri de görüyoruz. Tüketimin ne zaman hangi yoğunlukta olduğu, bugün ve gelecek ihtiyacı çerçevesinde çeşitli senaryolar üzerinde projemizi çalıştırdık ve ihtiyacımız olan santral verilerine ulaştık. Ayrıca çevre etkileri açısından da kapalı stok sahası, gelişen filtre teknolojileri ile tamamen çevre dostu bir tesis olacak” şeklinde konuştu. TEKNİK VERİLER Buhar Kapasitesi.................................................................................................................... : 300 ton/h Elektrik Kapasitesi.................................................................................................: 49 MW (max.) Kazan Tipi.................................................................................................. : Akışkan Yataklı Kazan Kazan Kapasitesi....................................................................................................... : 2 x 150 ton/h Yakıt Tipi........................................................................................ : Yerli Düşük Kalorili Kömür Yakıt Kalorifik Değeri........................................................................: 3.000 kcal (± 100) Yakıt Boyutu.......................................................................: 0-6 mm (Bunker’de Teslim) Yakıt Sarfiyatı.................................................: 500.000 ton/yıl (1.200 ton/gün) Santralin Su İhtiyacı...................................................................................... : 10.000 m³/gün Santral Alanı................................................................................................................................ : 32.000 m² Kapalı Stok Sahası (20 gün).. : 20.000 m² (Santral Sahasında) 17 KAPAK KONUSU yaptığı yatırımların toplamı büyüklükte bir yatırım bedeline sahiptir. Dolayısıyla, sanayici dostlarımızla tartışarak, yine birlik içinde hareket ederek bu yatırımı bölgemize kazandıracağız.” ŞENGÜL: ENERJİ TEDARİĞİNDE SIKINTILI SÜREÇ VAR DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül, sunumuna enerji üretim santrali kurmaya neden ihtiyaç doğduğuna değinerek başladı. Şengül, bölge sanayicilerinin uzun yıllar enerji arz güvenliğini garantiye almak gerektiğine işaret ederek, “DOSAB’daki firmalar 2012 yılı verilerine göre yılda 1 milyar kWh elektrik, 300 milyon Sm³ doğalgaz tüketmektedir. Son günlerde EPDK’nın ve BOTAŞ’ın almış olduğu kararlar sonucunda büyük tüketicilerin piyasadan elektrik ve doğalgaz temininde riskler ortaya çıkmıştır. Bu durumun gelecekte de devam etmesi düşünülmektedir. Kurulacak santral ile Bölgemizin elektrik enerjisi ihtiyacının 1/3’ü, buhar ihtiyacının da tamamı karşılanarak, doğalgaz tüketiminde yüzde 30 oranında azalma sağlanarak elektrik ve doğalgaz ihtiyacımızın orta büyüklükteki tedarikçilerden sağlanma imkanı doğacaktır” dedi. SANTRAL VERİMİ YÜKSEK OLACAK Bir başka önemli sebebin, Bölge sanayicisine rekabet avantajı sağlayacak daha ucuz enerji tedarik etmek olduğunu belirten Şengül bu konuda da şunları söyledi; “Doğalgaz ve elektrik fiyatları her yıl yüksek oranlarda artmaktadır. Yıllık bazda 2012 yılı içinde elektrik fiyatları yaklaşık yüzde 15, doğalgaz fiyatları ise yüzde 37 oranında artmıştır. Teknik ekibimizin yaptığı inceleme ve çalışmalar sonucunda, kömür ile elektrik üretimi için kurulan santrallerin verimlerinin yüzde 38-42 civarında olduğu, buhar üretiminin de olmasıyla santral verimlerinin neredeyse iki kata yakın arttığı görülmüştür. Sonuç olarak, kurulacak santralin yakıtının kömür olarak seçilmesi, elektrik ve buharın birlikte üretilmesi ile santral verimin yüzde 85 mertebelerine ulaşması mümkün- ELEKTRİĞİN YÜZDE 18’İ YERLİ KÖMÜRDEN T ürkiye’nin yerli kaynak kömür potansiyelinin 12,4 milyar tonunu linyit, 1,33 milyar tonunu taşkömürü oluşturuyor. Linyit, ısıl değeri düşük, barındırdığı kül ve nem miktarı fazla olduğu için genellikle termik santrallerde yakıt olarak kullanılan bir kömür çeşidi. Buna rağmen yerkabuğunda bolca bulunduğu için sıklıkla kullanılan bir enerji hammaddesi. Taşkömürü ise yüksek kalorili kömürler grubunda. TKİ ve EÜAŞ verilerine göre ülkemizde, kömür genelde sanayide ve elektrik üretiminde kullanılıyor. Taş kömürünün yüzde 30’u elektriğe, yüzde 40’ı sanayiye, yüzde 29’u ısınmaya gidiyor. Linyit’in yüzde 76’sını termik santraller, yüzde 10’unu sanayi kullanıyor. Isınmaya yüzde 10’u gidiyor. Ülkemizde elektrik üretiminin yüzde 18-19’u yerli kömür, yüzde 9’u da ithal kömürden yapılıyor. TÜRKİYE-EÜAŞ KURULU GÜCÜ (MW) 20052011 TÜRKİYE EÜAŞTÜRKİYE EÜAŞ HİDROLİK 12.906 11.10917.08111.639 DOĞAL GAZ 12.275 3.903 17.735 4.118 KÖMÜR 9.117 6.68112.491 7.761 DİĞER 4.523 8916.105 681 TOPLAM 38.820 22.58453.05124.200 KÖMÜR SANTRALLERİ ARTIK ÇEVRECİ Çanakkale 18 Mart Çan Termik Santrali, EÜAŞ’ın bünyesinde 800 dönümlük arazi üzerinde akışkan yatak teknolojili bir tesis. Düşünülenin aksine, santralin ne bacasından duman ve partikül çıkıyor ne de çevre siyahlar içinde. Her yer yemyeşil. Santral teknolojik üstünlüğü ve verimi ile Türkiye’nin örnek termik santral projelerinden birisi olarak gösteriliyor. DOSAB Yönetimi ve teknik personeli, 2011 yılında bu santrale bir inceleme gezisi yapmıştı. 18 455 1 . 4 - 495 hektar alan - 348 sanayi parseli - 427 faal firma (Ağustos 2012) - 41 bin 455 istihdam (Ağustos 2012) - 3,5 milyar dolar/yıl ihracat (2011) - 930 milyon kWh/yıl elektrik tüketimi (2011) - 299,5 milyon sm3/yıl doğalgaz tüketimi (2011) - 13,2 milyon m3/yıl atıksu arıtma (2011) - 150.000 m2 yeşil alan ve sosyal tesisleri ile çağdaş sanayi bölgesi... DOSAB’da n i ç i e y i k r Tü .. üretiyor. 2013 yılının sağlık, mutluluk ve başarı getirmesini dileriz... www.dosabsiad.org.tr www.dosab.org.tr KAPAK KONUSU dür. Üretilen elektriğin paçal fiyatı ile buharın birim fiyatı piyasa koşullarına göre en uygun şartlarda Bölge sanayicimize sağlanacaktır.” BUHAR ŞEBEKESİ TESİS EDİLECEK Yaptıkları fizibiliteler neticesinde ortaya çıkan santral teknik verilerini de katılımcılarla paylaşan Şengül, onayın ardından proje kapsamında izlenecek yol haritasını da şöyle açıkladı; “Uluslar arası bir ihale için danışman firma seçimi ve kömür tedariği öncelikli konular. Biz Bölge Müdürlüğü olarak danışman firma seçimi konusunda, yurtiçi ve yurtdışı referansları olan, konusunda tecrübeli ve Türkiye’de ofisi bulunan danışman firmaları belirleyip bu firmalar ile görüşmeler yaptık ve son aşamaya geldik. Kömür tedariğinde de Türkiye Kömür İşletmeleri ve özel sektörle görüştük. DOSAB için, bölgemiz merkezli 200 kilometre yarıçaplı bir alanda özel sektörden tedariğin daha uygun olacağı sonucuna vardık ve istediğimiz şartlara uygun kömürü bulduk. Şartlarımızı sağlayan özel kömür işletmeleri ile kömür tedarik sözleşmesi imzalama aşamasına da geldik. Son olarak, buhar şebekesinin bölge içinde tesis edilmesi gerekiyor. Tofaş’ın sıcak su kullanımı, boyahanelerin ve boyahane dışı katılımcıların buhar kullanımı için Bölgemiz içinde havai buhar şebekesi tesis edilecektir. Hali hazırda 85 dolayında buhar ve sıcak su kullanıcımız mevcuttur. Bölge sanayicimizin ihtiyacı olan buharın tamamı, kesintisiz ve sürekli olarak kızgın buhar fazında ve en az 12 bar basınçta katılımcılarımızın parselin teslim edilecektir. Her bir buhar kullanan katılımcımızın parselinde basınç düşürme ve ölçüm istasyonları buhar şebekesinin bir elemanı olarak DOSAB tarafından yaptırılacaktır.” TERMİK SANTRAL NASIL ÇALIŞIR? T ermik santraller; katı, sıvı ve buhar halindeki yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı enerjisine, ısı enerjisini hareket enerjisine, hareket enerjisini de elektrik enerjisine dönüştüren tesislerdir. Doğalgaz, taş kömürü, linyit, fuel-oil gibi yakıtla çalışırlar. Bir yakıtın kimyasal enerjisinin ısı enerjisi şeklinde açığa çıkması için gereken yanma kazanda olur. Kazanda açığa çıkan enerji, kazanın içerisindeki borularda dolaşan suya verilir ve su buhar fazına geçer. Enerji yüklü bu buhar, buhar türbini rotoruna verilir ve harekete geçirerek buhardaki ısı enerjisi hareket (kinetik) enerjisine dönüştürülür. Nihayet hareket enerjisi de senkron jeneratöründe elektrik enerjisine dönüşür. AKIŞKAN YATAKLI KAZAN TEKNOLOJİSİ B u sistemde, yatak tabanında bulunan nozzle’larla verilen primer hava vasıtasıyla oluşturulan hava basıncı etkisiyle havada yüzer hale getirilmiş kül ve kömür karışımı ızgarasız olarak ve bir hava yastığı üzerinde yüksek verimle yakılır. Bu işlemde kömürün yanma odasında daha uzun süre kalması sağlanarak yanma işleminin daha düşük sıcaklıkta (850) olması mümkün oluyor. Bu durum çevre için zararlı olan (NOx) miktarını minimum seviyeye indiriyor. Kullanılan kömürde bulunan yüksek miktardaki zararlı gazların (SO2) yanma sırasında kazana verilen kireçle birlikte yüksek ısıda reaksiyona sokulması ile çevreye zarar vermesi engelleniyor Akışkan yatak avantajları YOL HARİTASI... DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül, danışman firma sözleşmesini imzaladıktan sonar uluslar arası ihale şartlarına hazır hale gelmelerinin 6 ay süreceğini, ihale ardından santral yapım süresinin 24-30 ay arasında olacağını söyledi. Şengül, “Bu durumda organize sanayi bölgemizin 25.kuruluş yılı olan 2015 yılında DOSAB Buhar ve Elektrik Üretim Santralimizi devreye alabiliriz” şeklinde konuştu. Şengül’ün konuşmasının ardından sanayiciler, proje ile ilgili görüşlerini paylaştılar ve yönetim kurulu ve teknik ekibe soru yönelttiler. Yaklaşık 2,5 saat süren toplantı sonucunda santralin kurulması konusunda 2011 yılındaki genel kurulda yönetimin yetki aldığı, geçen sürede yapılan çalışmaların yerinde olduğu, DOSAB’ın doğru bir yatırım yolunda olduğu sonucuna varıldı ve toplantı katılımcıların santralin kurulması yönünde görüş birliğine varmasıyla sona erdi. 20 1. Kazan boyutlarında küçülme sağlanır. 2. 850 0C’deki yanma sıcaklığı; kömürün yanmasını kolaylaştırır, NOx oluşumunu önler, zararlı kalıntıların birikimini minimize eder. 3. Yüksek türbülans, yanmayı kolay başlatma ve sonlandırma olanağı sunar. 4. Tam otomatik başlatma ve işletme mümkündür. 5. Izgaralı kazanlarda görülen yanmamış/eksik yanmış kömür kalmaz. 6. Izgara sistemi olmadığından aralıklardan düşen kömür kaybı yoktur. 7. Hareketli parçalar olmadığı için bakım gerektirmez. 8. Motorlar otomatik olarak kontrol edilir, elektrik tüketimi optimum olur. 9. Ani buhar çekişlerine çabuk cevap verilebilir. 10. Baca gazı emisyon sınır değerleri rahatlıkla sağlanır. 11. Yanma odası kireçtaşı beslenmesiyle SOx’in yanma odasında tutulması ile yüksek desülfürizasyon verimi ve düşük SO2 emisyonu (%90-95 tutma) sağlanmaktadır. DOSAB DOSAB’a Modern İtfaiye Merkezi Kuruluyor DOSAB’ın tahsis ettiği 3 bin metrekarelik alanda Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan DOSAB İtfaiye Merkezi temeli atıldı. Merkez, önümüzdeki yıldan itibaren modern donanımlı 6 araçla hizmet vermeye başlayacak. D emirtaş Organize Sanayi Bölgesi ve çevresi için büyük önem taşıyan itfaiye binasının 11 Aralık’ta yapılan temel atma törenine Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Gemlik Belediyesi Başkanvekili Refik Yılmaz, Büyükorhan Belediye Başkanı Selami Selçuk Türkmen, Karıncalı Belde Belediye Başkanı Halil İbrahim Karagöz, Yeni Sölöz Belde Belediye Başkanı Güngör Özhan, AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın, DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman, DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş ile çok sayıda sanayici ve davetli katıldı. 6 ARAÇ BULUNACAK DOSAB İtfaiye Merkezi, 3 bin metrekarelik alanda 700 metrekare kapalı alanda inşa ediliyor. Merkezde tam donanımlı, başta bölgedeki endüstriyel yangınlara müdahale edecek kapasitede 6 araç bulunacak. DOSAB, 2010 yılında Belediyeye bir adet tam donanımlı itfaiye aracı ve bir adet arama kurtarma aracı teslim etmişti. Yeni merkezin yapılmasıyla DOSAB, son teknoloji donanımlı bir itfaiye aracı daha alıp Bursa Büyükşehir Belediye İtfaiye Daire Başkanlığına tahsis edecek. DOSAB BÜYÜK YATIRIMLAR YAPTI DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman törende yaptığı konuşmada, organize sanayi bölgelerinin üretim, ihracat ve istihdamın merkezleri olduğunu hatırlatarak şunları söyledi; “Ancak OSB’lerin her türlü alt yapısını tamamlaması, sanayicisine en uygun şartlarda, en çağdaş 22 hizmeti vermesi zor süreçlerden geçmeyi ve büyük yatırımları yapmayı gerektiriyor. Çok şükür ki, DOSAB’da bizler birlik ve beraberlik içinde hareket ederek, bölgemizde her türlü alt ve üst yapı yatırımını bitirdik. Sanayicilerimizin katkısı ve desteğiyle, bugün örnek alınan bir organize sanayi bölgesi haline geldik. SOSYAL SORUMLULUKTA DA ÖNCÜYÜZ OSB’ler asli işleri olan bölge yatırımlarını gerçekleştirdikçe, sosyal sorumluluk projelerine de yönelmeli. Sevinçle söylemeliyim ki, DOSAB’da bizler bu süreci yaşıyoruz. Eğitim alanında, bölgemiz içindeki mesleki teknik eğitim merkezi BUTGEM’i 2005 yılında Bursa’ya kazandırdık. Her yıl 275 öğrencimize burs veriyoruz. İnşallah eğitimde büyük bir adım DOSAB daha atıyoruz ve önümüzdeki yıl Bursa’ya ikinci fen lisesi kazandırıyoruz. Özlüce’de, 16 derslikli, 384 öğrenci kapasiteli, 280 kişilik kız-erkek öğrenci yurdu ve spor salonunu kapsayan dosab fen lisesi inşaatına geçen ay başladık. Önümüzdeki günlerde orada da bir temel atma töreni gerçekleştireceğiz. DOSAB’DAN YENİ ARAÇ SÖZÜ DOSAB Bölge Müdürlüğü ve DOSAB Sanayicisi, sadece eğitim alanında değil topluma karşı birçok konuda sorumluluklarını yerine getiriyor. İşte bugün temelini attığımız itfaiye binamızın alanı da DOSAB tarafından büyükşehir belediyemize tahsis edildi. Burada önümüzdeki yıldan itibaren itfaiyemiz hem DOSAB’a hem de Bursa’mıza hizmet üretecek. Bizler dosab olarak, 2010 yılında Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığımıza bir itfaiye bir de arama kurtarma aracı tahsis etmiştik. 2 Eylül 2010 tarihinde yaptığımız törende, DOSAB’da oluşabilecek endüstriyel yangınlara da müdahale edecek ve kurtarma amacıyla son teknoloji donanımlı iki aracın kullanım hakkını bursa büyükşehir belediyemize vermiştik. DOSAB ve sanayicisi, çağdaş donanımlara 24 sahip bir itfaiye aracını daha belediyemizin itfaiye birimine önümüzdeki yıl teslim edecek. Bunun sözünü tüm sanayici arkadaşlarım adına burada sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. İtfaiye Merkezimizin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.” ALTEPE’DEN DOSAB’A ÖVGÜ Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe de itfaiye teşkilatını ekip ve ekipman yönünden sürekli güçlendirdiklerini söyledi. Altepe, “Beşevler Küçük Sanayi, Mudanya ve Kestel itfaiye binalarının ardından bir itfaiye merkezi de Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ne kazandırıyoruz. Bu projemiz, DOSAB’la ortaklaşa hayata geçiyor. Binayı biz yaptırıyoruz, personeli biz temin edeceğiz, yer ve içindeki donanım da DOSAB’dan olacak. Zaten DOSAB, hem organize sanayi bölgesi olarak hem de sanayicileri anlamında her alanda bizim gururumuz. Örnek bir bölge yaratıldığı gibi, Bursa ve ülkemize karşı sorumluluklarını da yerlerine getiriyorlar. Huzurunuzda yönetim ve sanayicilerine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum” dedi. CAN VE MAL GÜVENLİĞİ ÖNEMLİ Temeli atılan merkez sayesinde hem DOSAB içindeki endüstriyel yangınlara hem de çevredeki olaylara anında müdahale edilebileceğini belirten Altepe şöyle konuştu, “Halkımızın can ve mal güvenliğini en iyi şekilde korumak, olası yangınları en az zararlarla atlatmak bizim için çok önemli. Bu nedenle itfaiye teşkilatımızı gün geçtikçe daha da güçlendiriyoruz. Personel sayımızı 272’ye çıkardık ve yüzde 25’lerde olan norm kadromuz yüzde 70’ler seviyesine çıktı.” Konuşmaların ardından 700 metrekare taban alanına sahip idari bina ve garaj kısmında oluşan itfaiye binasının temeli, Başkan Altepe ve protokolün butona basması ile atıldı. DOSAB DOSAB OSGB’de 7/24 Hizmet 2013 Yılında Başlıyor BÖLGE FİRMALARINA FAYDA SAĞLAYACAK DOSAB Bölge Müdürlüğü ve Bursa Tez Medikal, 28 Kasım tarihinde OSGB ile ilgili bölge firmalarını bilgilendirme toplantısı yaptı. DOSAB Konferans 26 Dr. İbrahim Kurt ULUSAL DENEYİM DOSAB’DA Tez Medikal Sağlık Hizmetleri, 8 yıldır İstanbul Atatürk Havalimanı’nda, 57 bin personel ve yaklaşık 100 milyon yolcuyu ilgilendiren komple sağlık çözümü sistemi ile hizmet veriyor. PortClinic markası altında 2011 sonu itibariyle toplam 37 ilde, 42 havalimanında faaliyet gösteriyor. Tez Medikal markası altındaki işyeri hekimliği ve iş güvenliği hizmetleri ise 2011 yılı içerisinde işyerlerine yönelik Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri (OSGB) bünyesinde toplandı. Bursa Tez Medikal OSBG de bu kapsamda kuruldu. Salonu’nda yapılan ve firma temsilcilerinin yoğun katılımının gerçekleştiği toplantıda, verilecek hizmetler anlatıldı, firma temsilcilerinin soruları yanıtlandı. Toplantının açılışında DOSABSİAD Başkanvekili Orhan Tezyaparlar ve DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül birer konuşma yaptılar. Orhan Tezyaparlar, bölge firmalarına fayda sağlayacak bir projenin daha hayata geçirilmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. TÜRKİYE’DE YİNE İLKE İMZA ATTIK DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül ise Haziran ayındaki yasal düzenleme sonrası zaman kaybetmeden başladıkları OSGB çalışması neticesinde, Türkiye’de bir ilke imza atarak, bölge firmalarına kapsamlı ve uygun fiyatlı hizmeti getirdiklerini söyledi. Şengül, “7/24 hizmet alınacak bir yapı oluşturuluyor. Firmalarımız, Bursa Tez ile yapacakları anlaşma neticesinde ambulans, poliklinik, kan ve radyolojik tahliller gibi ekstra bir çok hizmetler için ayrıca ücret ödemeyecek. Bölge katılımcılarımızın kaliteli hizmeti uygun fiyatla alacağı böylesi entegre bir yapı OSB’ler arasında ilk oldu” şeklinde konuştu. Serhat Şengül R esmi Gazete’nin 30 Haziran 2012 tarih ve 28339 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu ile organize sanayi bölgelerine ‘Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi Kurma ve İşletme Yetkisi’ verildi. Bu kapsamda DOSAB’da yapılan çalışmalar neticesinde bölge sınırları içerisinde jandarma binası olarak kullanılan binanın boşaltılması sonucu, ikinci katında 2.700 metrekarelik alanda OSGB oluşturulmasına karar verildi. DOSAB Bölge Müdürlüğü’nün firmalarla görüşmeleri neticesinde, Bursa Tez Medikal Firması’nın OSGB hizmetini vermesi için anlaşmaya varıldı. Söz konusu binada yapılan tadilat çalışmalarının tamamlanmasının ardından OSGB hizmeti yeni yılla birlikte verilmeye başlanacak. Orhan Tezyaparlar 2013 yılı başıyla birlikte Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi faaliyete geçiyor. DOSAB Bölge Müdürlüğü ve anlaşmalı Bursa Tez Medikal OSBG, bölge firmalarına verilecek hizmetlerle ilgili tanıtım toplantısı yaptı. REFERANS BİR UYGULAMA OLACAK Tez Medikal Yönetim Kurulu Başkanı Dr.İbrahim Kurt da yaptığı konuşmada, “DOSAB yönetimi ve bölge müdürlüğüne, vizyoner bir projeye imza attıkları için teşekkür ediyorum. Ticari olarak teşekkür edemeyeceğim çünkü vereceğimiz hizmet normal fiyatların üçte biri kadar fiyatta tutuldu. kalitemizi anlatamayız!... Anlatamayız çünkü bu sayfaya sığmaz... Dokumadan boyaya; üretimin her aşamasında kalite için çalışır ve uygularız. Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi 1. Çiğdem Sk. No:5 Demirtaş / BURSA Tel: +90 224 261 15 25 Faks: +90 224 261 18 50 www.sykteks.com info@sykteks.com / www.yekpa.com info@yekpa.com DOSAB İnsan Kaynakları ve İstihdam Buluşması B Biz yine de bu işe sıcak baktık çünkü, OSB’ler için bir prestij projesi olarak görüyoruz. Sonuçta, bizim açımızdan referans, DOSAB ve firmaları açısından da kaliteli hizmetin en uygun fiyata alınacağı bir hizmet olması nedeniyle çok iyi bir iş çıkartıldığını düşünüyorum. İş sağlığı ve güvenliği konusunu ciddiye almalıyız. Çünkü eskiye göre yaptırımları arttı. Sıkıntı yaşamadan önce çözümü üretmeliyiz” dedi. Dr. Yavuz Karazağ HİZMET KAPSAMI GENİŞ Kurt ayrıca, DOSAB’la birlikte geliştirdikleri bu entegre projeye bölge firmalarının sahip çıkacağını belirterek, “Çünkü bir çok hizmet elinizin altında olacak. Ayrıca biz firma olarak bu konuda oldukça deneyim sahibi ve iddialıyız” dedi. Toplantıda, Bursa Tez Medikal OSGB Koordinatörü Dr.Yavuz Karazağ bir sunum yaptı. Karazağ, DOSAB katılımcılarının, Bursa Tez Medikal Firması ile iş yeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı için anlaşması durumunda alabileceği hizmetleri anlattı ve “Anlaşmalı firmalarımız, geniş kapsamlı bir hizmeti almış olacaklar” dedi. Ardından iş güvenliği uzmanı Erdinç Güven’in sunumu ve soru-cevap bölümüyle toplantı sona erdi. OSGB KAPSAMINDA FİRMALARA VERİLECEK HİZMETLER DOSAB katılımcılarının, Bursa Tez Medikal Firması ile iş yeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı için anlaşması durumunda alabileceği hizmetler: İŞYERİ HEKİMLİĞİ VE RAPORLAMA HİZMETİ - İşe giriş muayenesi - Ağır ve tehlikeli işlerde çalışabilir raporu - Periyodik muayene - Reçete yazma - Yüksekte çalışabilir raporu POLİKLİNİK HİZMETLERİ (İşyeri hekimliği ücretine dahil, 24 saat hizmet verilecek) - Muayene hizmeti - Tansiyon Ölçümü - Enjeksiyon - Pansuman - Küçük cerrahi müdahale - Acil yardım uygulamaları (Muayene sonrası hekimin gerek gördüğü hallerde yapılacak olar ücretsiz hizmetler) - Tam kan tahlili - Biyokimya tahlili - İdrar tahlili - Radyolojik tahliller İŞGÜVENLİĞİ UZMANLIĞI HİZMETLERİ - Anlaşmalı işyerlerine haftanın belirlenmiş günlerinde sertifikalı iş güvenliği uzmanlarıyla gidilerek, yerinde iş güvenliği uzmanlığı hizmeti verilecek. AMBULANS HİZMETİ - 24 saat acil kurtarma ve acil nakil hizmeti, anlaşmalı işyerlerine ücretsiz olarak verilecek. AVANTAJLI FİYATLARLA HİZMETLER - Solunum fonksiyon testi - Odiyo (İşitme testi) - Portör analiz testleri - Tetanoz aşılaması 28 ursa İnsan Kaynakları ve İstihdam Buluşması Kasım ayında yapıldı. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’deki BİİB buluşmasına, toplam 147 firma katıldı. İşçi ile işverenin buluşturulduğu, 3 gün süren organizasyonun açılışına; Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Bursa Vali Yardımcısı Hüseyin Eren, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş de katıldı. BİİB’de DOSAB ve DOSABSİAD da stand açtı. BUTGEM, Nilüfer İş Birliği N ilüfer Belediyesi ve BUTGEM, DOSAB Eğitim Binasında, mesleki eğitimin yaygınlaşması amacıyla işbirliği protokolü imzaladı. Buna göre taraflar, BUTGEM’de verilen ve Nilüfer Belediyesi’nin de uygun gördüğü eğitimlere yönelik talep toplama, tanıtım ve kursiyer yönlendirmede işbirliği yapacak. Kadın Sığınma Evi’nde kalan kadınlar doğrudan eğitime alınacak. DOSAB SGK Başkanı Fatih Acar’ın DOSAB ziyaretinde, DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman, Başkanvekili İlhan Sarı ve DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş ev sahipliği yaptı. Toplantıya SGK Bursa İl Müdürü Mükremin İspirli, BTSO Meclis Başkanı İlhan Parseker, Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Burkay, Bursa OSB Başkanı Ali Uğur, Nilüfer OSB Başkanı Levent N.Bezmez, İnegöl OSB Başkanı Erdoğan Şeremet ve bölge sanayicileri katıldı. 2008 Reformu İle Sosyal Güvenlik Açıkları Risk Olmaktan Çıktı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Fatih Acar, Bursalı iş adamlarıyla buluştu ve “Eğer reform yapılmasaydı açıklar artarak GSMH’nın yüzde 7’sine doğru gidecekti. Ancak açıklar uzun vadede ülkemiz açısından risk olmaktan çıkmıştır” dedi. 2 003 yılında Bursa Defterdarı olarak Bursa’da görev yapan, 2011 yılından bu yana ise SGK başkanlığını yürüten Fatih Acar, Kasım ayının sonunda Bursa iş dünyası ile buluştu. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) Kasım ayı meclis toplantısına katılan Acar, daha sonra Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ni ziyaret ederek, kendisi için düzenlenen akşam yemeğine katıldı, sosyal güvenlik kurumu çalışmalarını anlattı ve soruları yanıtladı. SİGORTALI SAYISI 18,5 MİLYON KİŞİ SGK olarak merkezi yönetim bütçesinin yüzde 44.8’ini yönettiklerini söyleyen Acar, yapılan yeniliklerle ülkenin büyük kurumları arasına girdiklerini belirtti. Acar, yeni sistem ile birlikte reform sürecinde gelirlerini nominal yüzde 118, reel yüzde 58.84 artırırken, giderlerin nominal yüzde 71, reel yüzde 24.67 arttığını belirtti. Acar, aktif sigortalı sayısında da artış görüldüğünü, sigortalı sayısının 3.5 milyon artış ile 18 milyon 514 bin 947’ye ulaştığını dile getir- 30 RAKAMLARLA SGK 124,5 Milyar TL SGK’nın 2011 yılı toplam gelirleri. 140,7 Milyar TL SGK’nın 2011 yılı toplam giderleri. 89,5 Milyar TL Devlet katkısı hariç 2011 prim gelirleri. 91,6 Milyar TL 10,4 milyon emekliye 2011 yılı toplam emekli aylığı ödemeleri. 36,5 Milyar TL 2011 yılı sağlık ödemeleri. di. 2008 yılında belki son 30 yılın en önemli reformlarından birini hayata geçirdiklerini söyleyen Acar sözlerini şöyle sürdü: “Geçmişin popülist politikaları bir kenara atılarak, tek bir emeklilik sigorta sistemi kurduk. Genel sağlık sigortası sistemini getirdik. Eğer reform yapılmasaydı sosyal güvenlik açıkları artarak devam edecekti. GSMH’nın yüzde 5’ine çıkarak yüzde 7’lere doğru gidecekti. Sosyal güvenlik açıkları artık uzun vadede ülkemiz açısından risk olmaktan çıktı.” SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARI AZALIYOR Sosyal güvenlik açıklarının GSMH içerisindeki oranının her geçen gün azalarak devam ettiğini vurgulayan Acar, “Bugün kabul edilebilir oran olan yüzde 3’ün altına indik, 2,9 seviyesindeyiz. Sosyal güvenlik açıkları tedrici olarak 2030’lu yıllarda eğer önümüzdeki dönemde aldığımız kararları değiştirecek uygulamalar gelmezse GSMH’nın yüzde birlerin altına iniyor demektir. Bunun aşağıya iniyor olması demek Türkiye’nin daha fazla yatırım yapıyor, üretim yapıyor olması demek. Bunun içinde kısa vadede kayıt dışı ile mücadele etmemiz gerekiyor. KAYIT DIŞI İSTİHDAMDA YÜZDE 37’YE İNİLDİ 2007 yılında kayıt dışı istihdam oranı ülkemizde yüzde 45,44 idi. 2008 reform sürecinden sonra bu oran önce yüzde 43,20’ye, 2011 yılında yüzde 42’ye ve bugün geldiğimiz noktada da yüzde 37,50’ye indi. Üstelik global ekonomik kriz sürecinde biz bu rakamlara ulaştık. Kayıt dışı istihdamda hedefimiz yüzde 25 olan tarımdaki kayıt dışılığı 2023 yılında yüzde 15’lere çekmek. Her yüzde 1 puanlık kayıt dışılığın prim karşılığı 650 milyon lira. Kayıt dışılıkta 10 puanlık azalış yılda 6,5 milyar lira prim geliri sağlayacak. Ayrıca Asgari ücret verilmediği halde asgari ücretten gelir beyanlarını bitirmemiz gerekiyor ve kayıt altına alınmaları arttırmalıyız. Bunun için 2013 yılında ciddi bir çalışma içinde olacağız” şeklinde konuştu. SGK’NIN YENİ YÜZÜ Reformda emeklilik yaşının hayati olduğunu vurgulayan Fatih Acar, “65 yaş emeklilik sistemi getirildi. Ama ne zaman 2036’dan başlayarak 65 yaşında emekli olacağız. Şu anda Avrupa’nın birçok ülkesinde 67 yaş tartışılıyor” dedi. SGK’da tüm arşivin dijital ortama alınacağını, Ankara’da çağdaş bir teknoloji üssü kurduklarını, hizmet binalarını yenileyip modern hale getirdiklerini vurgulayan Acar, “Sadece hizmet binalarını değiştirmekle kalmadık aynı zamanda kafaları da değiştirdik. Devlet bürokrasisindeki ‘bugün git yarın gel’ gibi yaklaşımları en aza indirdik. Bu anlamda 25 bin personelimizi toplam kalite eğitimine aldık” şeklinde konuştu. Sanayici ve iş adamlarının sorularını da yanıtlayan Acar, 5 puanlık prim indiriminin dışında şu aşamada indirimin söz konusu olamayacağını, ancak yakın gelecekte bunun tartışılabileceğini söyledi. Denetimlerde, işverenlere potansiyel suçlu muamelesi yapıldığı yönündeki soruya da “Bundan böyle daha esnek ve cezai müeyyide değil yol gösterici bir denetim üslubu olacak” dedi. DOSAB’daki yemekli toplantıda, Başkan Ferudun Kahraman bölge hakkında bilgi verdi. BTSO Meclisi’ndeki sunumundan sonra BTSO Başkanı Celal Sönmez ve Meclis Başkanı İlhan Parseker, SGK Başkanı Fatih Acar’a teşekkür etti. RÖPORTAJ DİDEM ESEN DOSAB Daha Kurumsal Bir Yapıya Kavuşuyor Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde; Kurumsal Analiz, Süreç Yönetimi ve Süreçlerin Otomasyona Alınması ile ISO 14001 Çevre ve OHSAS 18001 İş Sağlığı Güvenliği Sistemlerinin Yapıya Entegre Edilmesi çalışmalarında sona gelindi. 2 012 yılının ilk çeyreğinde başlatılan proje kapsamında, DOSAB’ın iş süreçlerinin hem katılımcılara mükemmel hizmet verecek, hem çalışanların sağlık ve güvenliğini koruyacak, çevreye duyarlı hem de düşük maliyetle hizmetini gerçekleştirebilecek şekilde iyileştirilmesi hedefleniyor. NMT Danışmanlık ve Eğitim Merkezi ile yapılan çalışmanın ayrıntılarını Genel Müdür ve DOSAB’ın Yönetim Danışmanı Didem Esen’le konuştuk. - DOSAB’la yaklaşık sekiz ay önce başlayan süreçten söz eder misiniz? - Rekabetin zorlaşması ve yönetim sürecinde ortaya çıkan hızlı gelişmeler Türkiye’de üretim ve hizmet sektöründeki dengeleri tümüyle değiştirmiştir. Bu süreçte kurumların varlığını devam ettirebilmesi ve başarılı olması için doğru şekilde yapılanmaları ve çağdaş yönetim tekniklerinden yararlanmaları zorunlu hale gelmiştir. Yapmış olduğumuz ilk görüşmede DOSAB’ın bu değişim rüzgârlarında gerekli uygulamaya yönelik danışmanlık destek ihtiyacını üst yönetimin de desteği ile doğru ve zamanında tespit edebildiğini memnuniyet ile gördük. DOSAB’ın bu projeden beklentisi; iş süreçlerinin hem katılımcılara mükemmel hizmet verecek, hem çalışanların sağlık ve güvenliğini koruyacak, çevreye duyarlı hem de düşük maliyetle hizmetini gerçekleştirebilecek şekilde iyileştirilmesiydi. NMT olarak DOSAB yönetimi ile 32 tanıştığımızda özellikle aradığımız, vizyon sahibi, ihtiyaçlarının farkında olan, değişime inanmış ve zor kararlar almaya hazır bir yönetim ekibi ile karşılaştığımızı görmek bizi de bu projeyi gerçekleştirmek adına heyecanlandırdı. - DOSAB’daki faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz? - Kurumsal Performansın önündeki engeller dört nedende gruplanabilir. Bunlar; - Kurumsal Sorunlar (Yönetsel, Stratejik, Organizasyonla ilgili sorunlar gibi ) - Proses Sorunları (Süreçlerin birbiriyle etkileşirken verimli çalışmaması) - İnsana Dair Sorunlar (Motivasyon, İş Tanımları, Yetkinlik düzeyleri gibi) - Sistemsel Sorunlar (Örneğin birbirinin aynı ama yetersiz ara yüze sahip birçok sistemin varlığı) Bu nedenle DOSAB bünyesinde yürütülmesi planlanan proje tüm bu alanları kapsayacak şekilde üç aşamada projelendirildi. I.Aşama: Kurumsal Analiz II.Aşama: Süreç Yönetimi ve Süreçlerin Otomasyona Alınması III.Aşama: ISO 14001 Çevre ve OHSAS 18001 İş Sağlığı Güvenliği Sistemlerinin Yapıya Entegre Edilmesi İyileştirme, yeniden yapılanma süreçlerinin başarısı; hedefler, verimlilik, performans, organizasyonel teknolojiler gibi faktörlerden öte kurumun sosyal, kültürel, politik ortamından “gerektiğinden fazla” etkilenerek oluşmaktadır. Bunun sonucunda değişmesi gereken tarz, iş yapış biçimi aynen devam etmekte, tasarlanmış yapılar kâğıt üzerinde kalmaktadır. Bu nedenle Kurumsal Analiz kısmında ilk olarak DOSAB’ın strateji ve hedeflerine hizmet edecek şekilde mevcut yapıyı, iş yapış yöntemlerini, kurum kültürünü inceleyerek çalışmaya başladık. Bu aşamada Süreç Denetimi ve Görev Analiz Anketleri gibi teknikler kullandık. Görev Analiz Anketlerini DOSAB’da çalışan her bir çalışana doldurtarak, kurum ile ilgili algılarını, görevlerini, DOSAB içi bilgi akış sistemini ortaya çıkardık. Bu çalışmanın sonucunda mevcut organizasyonel yapı, roller ve sorumluluklar, süreçler, bilgi ve veri yönetimi, fiziksel alanlar, tüm çalışanların potansiyel ve ortak kültürü, motivasyon düzeyi, yetkinlik gibi ana konularda veriler oluşmuş oldu. Bu aşamada bilgi toplamanın ötesinde bütünsel bir yaklaşım ile potansiyel problemler belirlenerek, problemlerin kaynaklarına ait hipotezler üretilerek, hipotezlerin doğrulama RÖPORTAJ çalışmaları yapılarak çözüm yöntemleri de geliştirilmeye başlanmış oldu. Kısaca bu aşamada Yönetsel, Operasyonel, Fiziksel ve Psikolojik alanlardaki gelişmeye Açık Alanları saptamış, yol haritamızı hazırlamış ve yönetimle yapmış olduğumuz uzlaşım toplantısıyla çalışmaya başlamış olduk. Ayrıca ortaya koyduğumuz gelişim planları, sistemin yeniden yapılandırılması sırasında organizasyon içerisinde sahiplenme ve sorumluluk alma seviyesini en üst düzeye çıkarmayı hedefleyecek şekilde oluşturuldu. Böylece yeniden yapılanma faaliyetlerinin, sadece yönetim ve danışman arasında sınırlı kalmayarak organizasyonun DOSAB’ın vizyonuna uygun olarak iş süreçleri yeniden yapılandırıldı ve bölge müdürlüğünün organizasyonel yapısı süreçlere uygun hale getirildi. tüm kaynaklarının dâhil edilmesi, çalışanların katılımıyla gerçekleşmesi de sağlanmış oldu. DOSAB’da yürüttüğümüz bu projede şu an ikinci aşamanın sonuna yani süreçlerin otomasyona alınması kısmına gelmiş ve bu aşamaya paralel yürüttüğümüz III. Aşamayı yani ISO 14001 ve OHSAS 18001 Entegre Yönetim Sistemi projemizi de yarılamış durumdayız. Aslında II. Aşama dediğimiz Süreç Yönetimi, projenin en meşakkatli kısmıydı. Çünkü tüm yürütülen işlemlerin, iş yapış yöntemlerinin kişilerin hafızasından kurumsal hafızaya geçirilmesi, iş yapış yöntemlerinin iyileştirilmesi, katma değer yaratmayan işlemlerin temizlenmesi ve süreçlerin birbirleriyle ilişkisinin kurularak klasik yaklaşımdaki departman, bölüm, şeflik kavramlarına aykırı olarak tüm çalışanların yeni bir gözle işlemlere bakışını sağlamak gerekiyordu. Süreç Yönetimi kısmında, I. Aşamada yönetime sunduğumuz önerilerimizle ilgili yönetim onayının alınmasını takiben Süreçlerin Yapılandırılması çalışmasına başladık. Bu aşamada ilk yaptığımız DOSAB çalışanlarına Süreç Yönetimi, Kalite Yönetim Sistemi ve Entegre Yönetim Sistemi konusunda eğitimler vermek oldu. Daha sonra süreç 34 yapılandırmasında BPR metodolojisi kullanılarak, DOSAB’a ait operasyonel ve destek süreçleri temel alacak şekilde WBS’ini hazırlayarak proje ekipleriyle beraber süreçleri oluşturduk. Oluşturulan her bir süreç için süreç performans göstergeleri belirleyerek süreçlerin gelişimlerini izleme yöntemlerimizi belirledik. DOSAB’ın vizyonuna uygun olarak iş süreçlerinin yeniden yapılandırılması sonucunda organizasyonel yapımızı süreçlerimize uygun hale getirdik. Süreçlerimizin uygulamaya alınmasıyla beraber organizasyonel yapımız da uygulamaya geçirilmiş olacaktır. Projemizin III. Aşamasında ise süreçlerimizin içerisine ISO 14001 Çevre ve OHSAS 18001 İş Sağlığı Güvenliği standart gereklerini entegre ediyoruz. Bazı kurum ve kuruluşlar bu sistemleri farklı yapılarda ve farklı bakış açılarında ayrı ayrı kurmayı tercih etmektedir.Tek tek uygulanan yönetim sistemleri, kuruluşun süreçlerinde tek bir amaca odaklanmasını ve sürecini bu amaca ulaşacak şekilde tasarlaması, kontrol altına almasını sağlar. Bu amaç ISO 9001 için hataların kaynağında önlenmesi iken, çevre için çevre etkilerinin, OHSAS için ise İSG risklerinin kaynağında azaltılmasıdır. Oysa bütün bu amaçların her bir süreç/proses için ayrı ayrı değil birlikte gerçekleştirilmesi kuruluşları tekrarlardan, zaman ve maliyet kaybından koruyacaktır. DOSAB bünyesinde süreçlerimizi bütünsel bir yaklaşımla ele almamız optimal çözümlere ulaşmamızı sağlayacaktır. - Bu süreçte DOSAB’ın yaşadığı değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz? - Herhangi bir değişim projesinde yükselen trendi bulmak için daha çok erken. Nasıl iyi bir anayasaya sahip olmamız iyi yönetileceğimiz anlamına gelmiyorsa, tek başına organizasyonel yapı ve hazırlanan süreçlerle sonuç almamız mümkün olmuyor. Bugüne kadar DOSAB’ın iş süreçlerinin katılımcılarına beklentisinin üstünde hizmet verecek şekilde yapılandırılması çalışmasını tamamlamaya çalıştık. İş süreçlerini oluştururken aynı zamanda DOSAB’ın hizmetlerinin çevreye verdiği olumsuz etkileri, çalışanları üzerinde iş sağlığı ve güvenliği açısından oluşturabileceği tehlikeleri de dikkate alarak çalışma yöntemlerini oluşturduk. YÖNETİM DANIŞMANLIĞI BÜYÜK FAYDA SAĞLAR - NMT ve faaliyet alanlarından bahseder misiniz? - 1996 yılında Danışmanlık, Eğitim ve İnsan Kaynakları konularında faaliyete başlayan NMT, 2002 yılından itibaren, NMT Danışmanlık ve Eğitim Merkezi ile NMT İnsan Kaynakları olmak üzere iki ayrı firma olarak hizmet vermektedir. Faaliyetlerimiz kısaca fayda yaratma ve iş kolaylaştırma üzerine yoğunlaşmaktadır. Uzmanlık alanlarımız ise Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma, Stratejik Organizasyonel Yapılanma, Süreç Yönetimi, İnsan Kaynakları ve Yönetim Sistemleridir. - Yönetim danışmanlığı, şirketlere ve özellikle KOBİ’lere ne gibi faydalar sağlar? - Şirketlerde aslında iki tip ana sorunla karşı karşıya kalırız. Bunlardan ilki herhangi bir işletmeyi başarısızlığa uğratabilecek; pazardan kopmak, müşteriye hitap edememek, yeni ürünler veya hizmetler yaratamamak, sermaye yetersizliği, maliyetleri kontrol altına alamamak, kötü yönetim gibi sorunlardır. İkinci tip sorunlar ise; aile ile iş ilişkilerinin birbirine girmesi, iş gereklerinin aile gereksinimleri ile çakışması, varis planlamasının yapılmaması, iş ile aile ilişkilerinin birbirinden ayrılamaması gibi tamamen aile şirketlerine özgü yapısal sorunlardır. Bizden yardım isteyen girişimciler belli başlı konularda hep aynı şeyleri vurguluyorlar. - Karlı ve başarılı büyümek - Başarının devamlılığını sağlamak - Nitelikli yöneticileri firmada tutmak - Üzerlerindeki iş yükünü dağıtabilmek, onlar olmadan da şirketin devamlılığını sağlayabilmek - Şirketi verimli hale getirmek Tüm bu beklentiler aslında kurumsallaşmanın tanımıdır. Çalışanların; girişimcinin itmesi, söylemesi, yap demesiyle değil de kendi gayretleriyle hareket etmeleri ve işe değer katmalarıdır. Girişimcinin, şirket belli bir büyüklüğe gelinceye kadar, işleri hem yapması hem de yönetmesi kolaydır. Ancak şirket belli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra geçmiş başarı, tecrübe ve bilgileri şirket için yeterli olmayabilir. Hatta geçmiş tecrübeleri yeni fırsatları görmeyi zorlaştırabilir. Doğduğu günden beri tüm bir yaşamını şirketine vakfetmiş bir yönetici beklenin tersine dünyaya dürbünden bakar gibidir. Belli bir yöndeki bilgisi ve deneyimi inanılmaz gelişmiştir. Ama diğer açılarda tam bir kör gibidir. Elinize bir dürbün alın ve gözlerinizden ayırmadan 10 adım atmayı deneyin. Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. BAŞKANLARIMIZ ALİ YEDİKARDEŞ / 1996-1997 15 Yıl Önce, Bugünkü DOSAB’ı Hayal Bile Edemezdik 1996-1997 dönemi Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yedikardeş, bölgenin eski günlerdeki halini, bugününü ve geleceğe dönük beklentilerini anlattı. D OSAB Perspektif Dergisi’nde, ‘Eski Başkanlarımız’ başlığı altında başladığımız söyleşi bölümümüzün ilk konuğu 1996-1997 yıllarında DOSAB Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan, 2000’li yıllarda da yönetici olarak hizmet üreten Ali Yedikardeş oldu. Yedikardeş Tekstil AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yedikardeş, çöplerin bile toplanmadığı, yolların çamur olduğu, elektriğin zorla alındığı sıkıntılı günleri hatırladıkça tebessüm ediyor, “Bugünün DOSAB’ını o yıllarda hayal bile edemiyorduk. Hayal ötesi bir şeydi bizim için. Ama 2000’li yıllarla birlikte ülkenin en modern bölgesini yarattık” dedi. Yedikardeş’in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle. - Sizin DOSAB’la tanışmanız nasıl oldu? - Ben 1989 yılında Demirtaş Sanayi Bölgesi’ne geldim. Onun için 1987’de kurulan Demirtaş Sanayiciler Derneği kuruluş ve çalışmalarında bulunamadım. 1994 yılında yöneticilik hayatım, dönemin DOSAB Başkanı Adnan Şentürk ile beraber başladı. 1996-97 yıllarında da DOSAB Başkanlığı yaptım. Müteşebbis heyetle yönetiliyorduk ve vali heyet başkanıydı. Tabii, o zamanlar başkanlık veya yöneticilik yapmak çok zordu. - O zorluklar nelerdi? - Bölgede sanıyorum 80-90 fabrika vardı. Bölgenin geliri yoktu. Sadece sanayiciden alt yapı katılım bedeli topluyor ve bununla bir şeyler yapmaya çalışıyorduk. Bölge müdürlüğü için 1992’de sanırım bir prefabrik bina yapılmış oradan hizmet verilmeye çalışılıyordu. Alt yapı yoktu. Her sanayici kendi bacağından asılıyordu. Örneğin elektriği sanayici kendisi getiriyordu. TEDAŞ’a parasını veriyor elektrik alıyordu. Direkleri sanayici kendisi getiriyordu. Lodos olduğunda birkaç gün fabrikalar kapatılıyordu. Çöpümüz toplanmıyordu. Fazla çöpü olan sanayiciler kamyon tutarak çöplerini gönderiyordu. Bazılarımız bahçelere gömüyorduk. İmkanlar çok kısıtlıydı. Yollarımız yoktu, çamurdu. 50 lira alt yapı bedeli topluyorsak 500 liralık iş yapmamız gerekiyordu. Köy Hizmetleri, DSİ, Karayolları, Belediye gibi kurumlara gidip deyim yerindeyse yalvarıyor, makine istiyorduk. İşçilerin yevmiyelerini veya mazotu biz veriyor, araçlarını kullanıyorduk. Yollara çakıl yayılıyordu. DOSAB böyle günlerden doğdu. - Bugün geldiği noktaya baktığınızda ne düşünüyorsunuz? - O günleri hatırlayıp bugüne baktıkça, hayretler içinde kalıyorum. O zamanlar bugünkü DOSAB’ı hayal bile edemiyorduk. Çamurun içinden çıkıp, bugün her tarafı asfalt, alt yapısı bitmiş, elektriği yer altından gelen, kesintisiz suyu, doğalgazı, 36 BAŞKANLARIMIZ arıtma tesisi, modern çevresi ile bir bölge olacak. Gerçekten kısa sürede çok yol kat ettik, nereden nereye geldik. Kanalizasyonun, çöp toplamanın, soğuk asfaltın lüks olduğu 15 yıl öncesinden bugünü görmek çok zordu. Çok zor şartlarda sanayiciye hizmet etmeye çalışıldı. Tüm yönetimlerde görev yapan arkadaşlarım bir şeyler kattı. Hepsine teşekkür ediyorum. - DOSAB’ın bu gelişiminde önemli dönüm noktaları nelerdi sizce? - Tabii 2000 yılında 4562 sayılı OSB Yasasının çıkması ile birlikte DOSAB kurumsal bir kimlik kazandı ve gelir etme şansını yakaladı. Ben başkanlıktan sonra 2000 yılların başında Mustafa Taşdelen başkanlığında yine yönetimde görev aldım. Bölge Müdürümüz Nezih Beyle (Ertunga) ile birlikte çalıştık. Nezih Bey, tecrübesi ve çalışkanlığı ile bölgemize çok şey kazandırdı. Hizmetleri çoktur ve öngörüleri ile çok şey kazandırmıştır. Elbette yasa çıktı ama ilk zamanlarda insanları ona uydurmak zordu. İyi-kötü bir düzen kurulmuştu. Ama öbür taraftan yasanın verdiği yetki ve gücü kullanmak istiyorduk. Elektrik, doğalgaz alıp-satmak, su işini çözmek ve alıp satmak istiyorduk. Ben o dönem su komisyonu başkanlığı yaptım. Demirtaş Belediyesi’nden suyu alıp sanayiye vermeye başladık. Yüzde yüz karla, ayda 15 milyon liralık su satıyoruz, Belediye bize 35 milyon lira fatura kesiyor, zarar ediyoruz. Birkaç ay böyle gitti. Sonradan mahkeme kararı ile ortaya çıktı ki, belediye kaynaklı bir teknik konu nedeniyle biz kullanılandan fazla su parası ödeyip zarar ediyoruz. Bir yandan da belediye su yetersiz olduğu zaman sanayi suyunu kesiyordu. Sonuçta Nezib Bey, o dönem BUSKİ ile görüşüp, suyu oradan almamızı sağladı. Sonradan sudan kar etmeye başladık. Benim DOSAB’da yöneticilik görevim 2007 yılına kadar devam etti. Ertuğrul Kaplan başkanlığında da birlikte çalıştık. Yasa ve yönetmeliklerin ardından, 2002 yılından itibaren DOSAB yatırım yapıp gelir elde etmeye başladı. Elektrik, doğalgaz, su gibi gelirler o dönem yüksekti, şimdi değil. Dolayısıyla bizim için de şans oldu gerçekten örnek olan yatırımlar yaptık. Sanayici rahatladı, bugünkü modern DOSAB ortaya çıktı. Bugün bu bölgede olmaktan ben de diğer tüm sanayicilerimiz de gurur duyuyor. DOSAB’ın bundan sonra ivedi olarak yapması gereken yatırım ileri arıtma tesisini devreye almak olmalı. - Peki alt ve üst yapısını bitirmiş, SCADA Merkezi gibi modern yatırımlarını yapmış bir bölge, bundan sonra neler yapmalı? Bugün ve bundan sonrası için beklentileriniz ne? - Ben artık DOSAB’ın en önemli işinin uzun süredir görüştüğümüz ileri arıtma yatırımını yapmak olduğunu düşünüyorum. Çünkü burası tekstil ağırlıklı bir bölge ve 45’e yakın 38 boyahane bu işin kalbi. 2012’de de işler çok iyi gitti. Bu boyahanelerin çalışması ve en önemlisi çevre için bizim bu yatırımı yapmamız gerekiyor. Bugün 70 bin ton/gün kapasiteli atık su arıtma tesisimiz var. Buradan çıkan suyun 50 bin tonunu ileri arıtma ile geri kazanıp tekrar proseste kullanmalıyız. Buna mecburuz. Hem çevre açısından, -çünkü yeraltı suları azalıyor- hem de geleceğimiz açısından… Yakın gelecekte Trakya’da olduğu gibi bizde de ciddi çevre yaptırımları gelecektir. Bu gelmeden biz bu işi DOSAB olarak yapmalıyız. 8-10 milyon euroluk bu yatırım bugüne kadar gündemimizdeydi, ancak sadece boyahanelerin finansmanını karşılamasını isteyenler, DOSAB genel bütçesinden yapılmasını isteyenler oldu. Tartışmalar arasında yapamadık. Benim fikrim, genel bütçeden bunun yapılması. Çünkü zaten boyahaneler DOSAB’a bugüne kadar çok katkı sağladı. Bölge sanayicisi yokluk günlerinde kenetlenmişti. Bu kenetlenme sayesinde DOSAB bugünkü çağdaş haline kavuştu. 1996-97 yıllarında DOSAB Başkanlığı yapan Ali Yedikardeş, daha sonraki süreçte de yönetim kurullarında da görev aldı. (Ayakta sol başta) - Enerji santrali yatırımı ile sıcak su, buhar ve elektrik üretimi yatırımı da gündemde. Buna bakışınız nasıl? - Bence ileri arıtmadan sonra önceliğe sahip olan bir proje bu. Elbette olmalı; buharın, suyun rantabl şekilde taşınması mümkünse, fayda sağlayacaksa olmalı. Ama önce su konusunu çözmeliyiz. Ardından doğalgazdan değil yerli yakıt olan kömürden bu yatırım yapılabilir. Zaten mevcut yönetim de kömür konusunda çalışıyor. - Son olarak iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı? - DOSAB’ın ilk yıllarında, bizim başkanlık yaptığımız zamanlarda sanayiciler arasında dayanışma daha fazlaydı. Birlik beraberlik içinde hareket eder, her ay düzenli yemeklerle her şeyi konuşur tartışır ve yapardık. Bugün bu özelliğimizi kaybettik. O yemeklerde bölgeye yeni gelen arkadaşlar herkesle tanıştırılırdı. Bugün bir araya geldiğimizde çoğunu tanımıyoruz. Modern yaşamdan mı, varlıktan mı bilemiyorum, yokluk dönemlerinde birlik ve beraberliğimiz daha fazlaydı, sıcak ilişkiler vardı. Şimdi bolluk bereket var. Bölgenin sıkıntıları bitti, ancak kimse kimseyi tanımıyor. DOSAB Moğolistan Heyeti, otomotiv yan sanayinin güçlü aktörlerinden birisi olan BPO B Plas’ın DOSAB Fabrikasını ziyaret etti. Hayvancılık ve Bakır Zengini Moğolistan İki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek amacıyla Bursa’da düzenlenen 6.Dünya Moğolistanlılar Kongresi kapsamında, 80 kişilik heyet Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ni ziyaret etti. 1 2-14 Aralık 2012 tarihleri arasında Bursa’da gerçekleştirilen 6.Dünya Moğolistanlılar Kongresi, Moğolistan ve Türkiye arasındaki kültürel, ekonomik ve iş ilişkilerinin arttırılması amacıyla yapıldı ve kongreye tüm dünyadan Moğol kamu görevlileri, sivil toplum örgütleri temsilcileri, akademisyenler, işadamları, sanatçılar ve basın mensupları katıldı. BTSO’da Moğolistan ile ticari faaliyetlere katkı sağlamak amacıyla “Türkiye-Moğolistan Ekonomik Forumu” da düzenlendi. Moğolistan Heyeti 14 Aralık 2012 Cuma günü de DOSAB’ı ziyaret etti. TARİHİ BAĞLARIMIZ VAR Moğolistan Heyeti için verilen öğle yemeğinde konuşan DOSAB Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Oran, Moğolistan ile çok köklü tarihi, kültürel, sosyal, ekonomik bağlarımız olduğunu hatırlattı. Oran, “Umarım bu ziyaretler ile ekonomik bağlarımızı daha da kuvvetlendiririz. Dünyanın maden bakımından en zengin ülkelerinden ve hayvancılıkta etkin bir konumda olan Moğolistan ile ticaretimiz gelişir” dedi. 20 ÖĞRENCİ BURSA’DA OKUYOR Kurucu Cumhurbaşkanı Punsalmaa Ochirbat da yaptığı konuşmada, Moğolistan ve Türkiye arasında DOSAB’DA FABRİKA ZİYARETLERİ ekonomik anlamda çok fazla DOSAB ziyaretinde, Moğolistan’ın işbirliği yapma imkanı olduğunu kurucu Cumhurbaşkanı Punsalmaa söyledi. Ochirbat, “İki ülke arasında, Ochirbat, Moğolistan Meclis Başkanı hayvancılık ve ulaşım alanında da Agipar Bakeı, Moğolistan Dışişleri işbirliği yapmak mümkündür. EğiEski Başkanı TS. Gombosuren ve tim sektöründe de başarılı adımlar beraberlerindeki 80 kişilik heyete atılmıştır. Bursa’da 20 civarında Bursa Vali Yardımcısı Mehmet Vedat Moğolistan Heyeti, DOSAB gezisinin ardından bölge üniversitede okuyan öğrencimiz var. ile Bilim Sanayi Teknoloji İl Müdürü ile ilgili bilgiler aldı ve DOSAB Sosyal Tesislerinde Moğolistan’da da Türk okulları buLatif Deniz de eşlik etti. heyete yemek verildi. Yemekte, DOSAB Yönetim lunuyor. İki ülke arasında ilişkileri DOSAB Yönetim Kurulu Üyesi Kurulu Üyesi Mustafa Oran, Moğolistan Kurucu Cumhurbaşkanı Punsalmaa Ochirbat’a ziyaretlerinin ilerletmek amacıyla Bursa’da Fahri Mustafa Oran, Ersan Özsoy ve Abanısına plaket verdi. Konsolosluk açtık” dedi. Moğolistan dullah Bilaçlı, DOSABSİAD Yüksek Meclis Başkanı Agipar Bakeı de İstişare Kurulu Başkanı Yalçın Buruk, “Ülkemizde bir söz vardır. ‘Bin kere Üye Sabahattin Öztürk, DOSABSİdinlemek yerine, bir kere gör’ Bunun için Bursa’ya geldik ve AD Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Kar ile bölge sanayici ve gördüklerimizden etkilendik” dedi. Bursa Vali Yardımcısı işadamlarının ağırladığı heyet, bölgede üç fabrikada da Mehmet Vedat Müftüoğlu da “Aynı soydan gelen iki milletin incelemelerde bulundu. DOSAB ile ilgili bilgilerin verildiği birbirini daha yakından tanıması adına 3 gün boyunca güzel ziyarette, Moğolistan Heyeti BPO B Plas, Nurel Grup ve Kapiş birlikleri doğdu” dedi. lanlar Soğutma Fabrikaları ziyaret etti. 40 DOSAB BAKIRDA ASYA’NIN EN ZENGİNİ Moğolistan Cumhurbaşkanı ve heyeti 6. Moğol Kongresi sebebiyle Bursa Valiliği yanı sıra çeşitli kurum ve kuruluşları da ziyaret etti. Tekstil, makine ve medikal sektöründe faaliyet gösteren Nurel Şirketler Grubu ziyaretinde, Yönetim Kurulu Başkanı Şefik Kar, Moğal heyete üretim süreçleri ve ürünleri anlattı. M oğolistan, Doğu ve Orta Asya’da bulunan denize kıyısı olmayan bir ülkedir. Moğol İmparatorluğu 1206 yılında Cengiz Han tarafından kurulmuştur. 1911’de bağımsızlığını ilan etmiş, 1945 yılına kadar uluslararası tanınmayı kazanmakla uğraşmıştır. 1990 yılında demokratik devrim gerçekleşmiş ve çok partili sistem başlamış, 1992’de yeni anayasayla serbest piyasa ekonomisine geçilmiştir. Moğolistan, en büyük yüzölçüme sahip dokuzuncu ülke ve en seyrek nüfuslu ülkedir. Türkiye’nin iki katından büyük olan ülkede ekilebilir toprak azdır. Güneyde Gobi Çölü vardır. Gobi hâriç, büyük bölümü hayvancılığa imkan veren çimenlik ve çayırdır. En büyük geçim kaynağı hayvancılık, maden kömürü, bakır, altın, kalaydır. Ülkede 45 milyon baş hayvan bulunduğu belirtiliyor. Bakır bakımından Asya’da birinci, dünyada ilk on sırada yer alır. BİR BAKIŞTA MOĞOLİSTAN Ticari soğutucu ve buzdolabı üretimi yapan Kaplanlar Soğutma ziyaretinde, Moğol heyeti Yönetim Kurulu Üyeleri Faik ve Faruk Kaplan ile Genel Müdür Duygu Kaplan ağırladı. Nüfus : 2.955.000 (2010) Yüzölçümü : 1.566.500 km2 Dil : Moğolca (%90), Türkçe, Rusça Din : Budist %50, Müslüman %4, Şamanist ve Hristiyan %6, Diğer %40. Başkent : Ulan Bator (947.000 kişi) GSYİH : 6,6 milyar dolar (2011) Büyüme Oranı : %17,3 (2011) İhracat : 4,3 milyar dolar (2011) İthalat : 6,4 milyar dolar (2011) Türkiye’nin ihracatı : 43,4 milyon dolar (2011) Türkiye’nin ithalatı : 3 milyon dolar (2011) Vize : Hususi, hizmet ve diplomatik pasaport hamilleri 1 aya kadar vizeden muaf. İhracatta Başlıca Ürünleri: Bakır konsantresi (%42), Altın ve Altın ürünleri (%18), kaşmir (%9) İthalatta Başlıca Ürünler: Mineral ve petrol ürünleri (%33), Makine ve elektrikli eşya (%20) İhracatta Başlıca Ülkeler: Çin (%65), Kanada (%7), İngiltere (%6,5) İthalatta Başlıca Ülkeler: Rusya (%39), Çin (%28), Japonya (%8) 41 MAKALE Av. AYŞİN ALKAN ERAYBAT / aysin@aeraybat.av.tr M&A B aşlık M&A. Bir şekerleme olan M&M ile karıştırmayın, rica ederim. Ancak temin ederim ki, siz sanayiciler için şekerlemeden de tatlı kelimelerin kısaltması, İngilizce “merger and acquisition” kelimelerinin… Yani birleşme ve satın almanın artık her dilde kullanılır hale gelmiş olan kısaltmaları... (Bu arada size kendimi tanıtmak isterim. Eylül ayından bu yana diğer müvekkillerimin yanında Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nin de vekilliğini ve hukuk danışmanlığını üstlenmiş bulunmaktayım. Bundan böyle, Perspektif Dergisi sayfalarında sizlerle buluşacağım.) Bildiğiniz üzere, büyümek ve yeni pazarlara girebilmek tüm sanayicilerin başlıca gündem maddelerinden biri. Hatta Perspektif’in bir önceki sayısının iki kapak konuğu, Nilüfer Çevikel ve Hasan Moral, yeni pazarlardan ve pazar arayışlarından bahsetmişler. BİRLEŞME VE SATIN ALMADA TÜRKİYE BİRİNCİ Büyümenin ve yeni pazarlara girmenin bir yöntemi de şirket birleşme ve satın almaları. Türkiye’miz, geçtiğimiz yıl, Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Macaristan, Polonya, Romanya, Sırbistan, Slovakya ve Slovenya’nın da aralarında bulunduğu 11 Orta ve Güneydoğu Avrupa ülkesi arasında, birleşme ve satın alma işlemleriyle 1. oldu. İşlem hacmi bakımından Türkiye, 11,8 milyar dolar ile liderken, 2. sırada yer alan Polonya’nın işlem hacmi sadece 3,4 milyar dolar. Dikkatinizi çekerim, aradaki fark 8,4 milyar dolar. Bu birinciliği, tüm olumsuzluklara rağmen yakaladığımız, ülkemizdeki siyasi ve ekonomik istikrar neticesindeki yüksek ekonomik büyüme potansiyeli ve genç nüfusumuza borçluyuz. EN ÇOK İŞLEM ÜRETİM SEKTÖRÜNDE Meşhur işlemler arasında; Mey İçki’nin İngiliz Diageo, Acıbadem’in Malezyalılar, Denizbank’ın Ruslar (3,5 milyar dolar), TAV’ın Fransızlarla (874 milyon dolar) birleşme ve satın alma işlemleri ve son olarak da Anadolu Efes Grubu’nun 42 SAB Miller Rusya ve Ukrayna ile birleşmesini (1,9 milyar dolar) hepimiz basından takip ettik. Bu rakamlara rağmen, sıralamanın yer aldığı rapora göre değeri en yüksek işlemler yiyecek-içecek, bankacılık ve enerji sektörlerinde gerçekleştirilmekle birlikte, sayı bakımından en çok işlem gerçekleştirilen sektör üretim sektörü oldu. Türkiye, en çok işlemi üretim sektöründe gerçekleştiren ülkeler arasında. NEDEN BİRLEŞME VE SATIN ALMA? Öncelik sıralaması yatırımcıya göre değişse bile başlıca birleşme ve satın alma nedenlerini şu şekilde sayabiliriz: - Her anlamda büyümek, genişlemek, - Yeni pazarlara girmek, - Rekabetteki gücünü arttırmak, - Pazar payını arttırmak, - Vergi avantajları, - Daha maliyetli ve zahmetli olan iç yatırım yapmak yerine dışarı yönelerek yatırım maliyetlerini azaltmak, - Önemi gittikçe artan knowhow ve ar-geye ulaşmak, - Ürün çeşitliliğini arttırmak, - Sektör çeşitlenmesini sağlayarak riski yaymak, - Kar payı dağıtmak yerine yatırıma yönelmek. Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi, 427 işletme ve 41.000’in üzerinde çalışan ile Türkiye’mizin en büyük organize sanayi bölgelerinden biri. 2013’te siz sanayicilerimiz arasından, ses getirecek birleşme veya satın almalara imza atacak girişimcilerin çıkması hiç şaşırtıcı olmayacaktır. Bu sayıda nedenlere değindim. Bir sonraki Perspektif’te birleşme ve satın alma yöntemleri, müzakere süreci, finansman, ödeme şekilleri ve en önemlisi böyle bir ticari işlemin eşiğinde olanların dikkat etmesi gereken hususlara değineceğim. Bunun bir monologdan ziyade diyalog hatta multilogue olmasını arzu ederim. Sorularınızı, yorumlarınızı bekliyorum. Hepinize 2013’te başta sağlık, beraberinde başarı ve mutluluklar dilerim. En içten saygılarımla, DOSABSİAD BURSA OSB SİAD’LARI PLATFORMU KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SANAYİ BOYUTUNU TARTIŞTI Bursa OSB SİAD’ları Platformu’nun Kasım ayı toplantısı Kestel OSB ve Kestel Sanayici ve İşadamları Derneği’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. A Selim Yedikardeş Adil Gökçadır 44 dalet ve Kalkınma Partisi Bursa Milletvekilleri Hüseyin Şahin, Önder Matlı ve Bedrettin Yıldırım ile Bursa’daki OSB SİAD’ları Platformu üyelerinin katıldığı toplantıda, kentsel dönüşümün sanayi bölgeleri boyutu ele alındı. Kestel Kaymakamı Cemil Aksak ve Kestel Belediye Başkanı Yener Acar’ın yanı sıra Ak Parti, CHP ve MHP’nin Bursa İl Başkanlığı yetkililerinin de iştirak ettikleri toplantının açılışında konuşan Bursa OSB SİAD’ları Platformu Başkanı Selim Yedikardeş, “Kentsel dönüşüm sürecinde akıllara sadece konutlar gelmemeli. OSB’ler konusunun yanı sıra, verimli tarım arazilerine kurulmuş irili ufaklı sanayi tesisleri de kentsel dönüşüm sürecinde göz ardı edilmemelidir” diye konuştu. SADECE KONUT AKLA GELMEMELİ Ekonomik değerlendirmelerde bulunan AK Parti Milletvekili Bedrettin Yıldırım, dış ticaret açığını kapatmanın kendi yer altı kaynaklarımızın kullanımı ile olacağını belirtti. Önder Matlı ise “Kentsel dönüşüm yasası yürürlüğe girdi. Burada sabır ve kararlılıkla ilerlemek gerekiyor. OSB’ler başta olmak üzere bütün sanayi yapılarının da gerekiyorsa dönüşüme ayak uydurması gereklidir” şeklinde konuştu. Hüseyin Şahin de konuşmasında Yenişehir’de kurulacak Otomotiv Test Merkezi ve meslek liselerinin OSB’ler içinde kurulması konularına değindi. DEPREM BÜYÜK ZARAR VERİR Toplantıda ‘Kentsel Dönüşümün Sanayi Bölgeleri Boyutu’ hakkında bir sunum yapan İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İşadamları Derneği (İMSİAD) Başkanı Adil Gökçadır, Bursa’nın depremselliği ve geçmiş depremler ile verdiği hasarlar hakkında bilgiler aktardı. Gökçadır, “Bursa’da olası 7-8 büyüklüğünde bir deprem 650 bin konutun yüzde 30’unu yıkacak, yüzde 60’ında ise orta hasar meydana getirecektir. Ayrıca sanayi ve ihracat kenti olan Bursa’da 30 milyar TL yük getirecek, yangın, patlama gibi kayıplar eklendiğinde 80 milyar TL’ye kadar ulaşacaktır. Can kayıpları bu tabloya dahil değildir. Yıkıntıların kaldırılması ise 3 yıl sürecektir” diye konuştu. ÖNCE TEŞHİS KONULMALI Bursa’nın önemli bir sanayi kenti olduğunu, olası bir depremin sonuçlarında Bursa sanayisi ve dolayısıyla Bursa ekonomisinin büyük yara alacağını belirten Gökçadır, “Kentimizde yaklaşık 3.500 sanayi tesisi üretim yapmakta, yaklaşık 400 bin kişiyi istihdam etmektedir. 2001 ve 2007’den önce yapılan fabrika binaları büyük bir tehlike içerisindedir. Bunun haricinde prefabrik fabrika binalarının yapımı ve imalatı denetlenmemektedir” dedi. Gökçadır, “Sanayi tesislerinin depreme dayanıklılığının belirlenmesi gereklidir. Teşhisin konarak bir an önce güçlendirme çalışmalarının yapılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı. DOSABSİAD İtalya’da Türk Şirketleri İçin Önemli Fırsatlar Var D emirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu, Aralık ayında İtalya Milano gezisi düzenledi. DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş, Başkan Vekili Orhan Tezyaparlar, Başkan Yardımcıları İbrahim Öztürk, Vedat Kantar, Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Şarmen ve toplam 17 dernek üyesi ile 36 kişilik bir grup iki günlük ziyarette ekonomik işbirliğine dönük temaslarda bulundu. İTALYA’DA ZOR SÜREÇ YAŞANIYOR DOSABSİAD Heyeti İtalya gezisi kapsamında Milano Başkonsolomuz Aylin Sekizkök ve Ticaret Ateşesi Semine Uygun ile de görüştü. İtalya-Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve İtalya’daki fırsatların görüşüldüğü toplantıda, DOSAB ve Bursa ekonomisi ilgili bilgiler de aktarıldı. Başkonsolos Sekizkök, İtalya’da Türk şirketleri için önemli fırsatlar olduğunu belirterek şunları söyledi: “Çoğunlukla şirketlerimiz buradan makine teçhizatı alıyorlar, İtalyan markalarına fason üretim yapıyorlar. Bu yapıyı değiştirmenin zamanı geldi. Daha stratejik daha vizyoner bir yaklaşımla İtalya pazarı ve özel sektörüne bakmamız gerekiyor. İtalya ekonomik krizde ve bu zorlu dönemi atlatabilmek için İtalyan şirketlerinin uluslar arası alanda daha çok var olma, alternatif pazarlara açılmaları gerekiyor. Bu açılım için yanlarına iyi partnerler arıyorlar. Böyle bir arayış içinde Türkiye ve Türkiye’deki şirketler büyük önem kazanıyor. MARKA SATIN ALINABİLİR Bizim temel mesajımız hangi sektörde olursa olsun ortak bir şemsiye altında, bu organize sanayi bölgeleri olabilir, İtalya’ya gelip muhatapları ile görüşsünler. Buradaki mevcut ortamı anlasınlar ve fırsata çevirmeye yönelik yaklaşımlar geliştirsinler. Son dönemde finans sıkıntısı içinde olan İtalyan şirketleri satışa çıkmış durumda. Bunlardan istifade edilebilir, marka satın alınabilir.” Seközkök ayrıca, THY Genel Müdürü Temel Kotil’in kendilerini ziyaretlerinde, Türkiye’den iş adamlarının İtalya’ya gelip ilişkilerin geliştirilmesi konusunu görüştüklerini belirterek, “THY’nin görüşü ihracat ve yeni pazarlar için ilgili yerlere özel uçak kaldırılması yönünde. Sayın kotil, Bursa Yenişehir’den böyle bir organizsayon yapılabileceğini de belirtti” şeklinde konuştu. BİZDE MARKA, SİZDE ÜRETİM GÜCÜ VAR Milano Ticaret Odası Stratejiler Daire Başkanı Frederico Bega’yı ziyaret eden DOSABSİAD Heyeti, buradan da olumlu izlenimler ile ayrıldı. Bega, görüşmede “Sizlerin AVrupa’ya açılmak için bizlerin de Ortadoğu ve Yakın Doğun Pazarına gidebilmek için stratejik ortaklıklar geliştirmemiz lazım. Bizim İtalya olarak markalarımız, sizlerin de Türkiye olarak büyük ve önemli bir üretim gücünüz var. Bunları değerlendirmeliyiz” dedi. DOSABSİAD, Şubat ayında yeni bir İtalya ziyareti ile bu temasları somut sonuçlara çevirmeye çalışmayı planlıyor. FERRARİ MÜZESİ İtalya gezisi kapsamında heyet süper spor otombillerin mabedi olarak bilinen Modena’daki Ferrari Müzesini de gezdi. En güzel, en başarılı ve en ünlü Ferrari modellerinin sergilendiği, 18 milyon Euroya mal olan müze,Ferrari'nin kurucusu Enzo Ferrari'nin 1898 yılında doğduğu ev ve etrafına inşa edilmiş. Bina bir arabanın kaputu gibi görünen parlak sarı alüminyum çatı ile tasarlanmış. Milano Başkonsolomuz Aylin Sekizkök Ticaret Ateşesi Semine Uygun Milano Ticaret Odası Stratejiler Daire Başkanı Frederico Bega 45 DOSABSİAD D Gençlerin Çılgın Fikirlerine Türkiye’nin İhtiyacı Var OSAB Konferans Salonu’ndaki ‘Kariyer Günleri’ kapsamında Uludağ Üniversitesi ve Faruk Saraç Tasarım Meslek Yüksekokulu öğrencileri ile buluşan DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yedikardeş, öğrencilerle turizmden inşaata, tekstilden DOSABSİAD başkanlığına kadar uzanan hikayesini paylaştı. Kent Meydanı’nda bulunan ve Bursa’nın ilk otellerinden biri olan Kardeş Otel ile çalışma hayatına başladığını vurgulayan Yedikardeş, “Askerlik sonrası inşaat işine girdim. Dönemin şartlarından dolayı birçok genç üniversite okuyamadı. Şimdiki çok daha özgür ve refah içinde bir ülke haline geldik. Bu açıdan gençler daha şanslı” dedi. ÇALIŞMAKTAN ÇEKİNMEYİN! Türkiye’nin kat ettiği yolun iyi irdelenmesi gerektiğini belirten Yedikardeş, 1994 ekonomik krizinin, 1999 depreminin ve 2001 finans krizinin ülkeye çok ciddi zararlar verdiğini vurgulayarak, “Eğer 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi bu ülkede yakalanacaksa - biz buna inanıyoruz- o Türkiye’nin yöneticileri, idari personelleri ve çalışanları sizler olacaksınız. Kendinize güvenin. 100 proje üretseniz sadece 2’si bile kabul görse bununla başarılı olacağını unut- Kariyer Günleri buluşmasının ardından, öğrenciler DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş ve Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Şarmen’e çiçek takdim ettiler. B DOSABSİAD’ın Gökçen Ziyareti D emirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği Yönetimi, üye ve firma ziyaretlerini sürdürüyor. Bu kapsamda DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş, Başkan Vekili Orhan Tezyaparlar, Başkan Yardımcısı İbrahim Öztürk ve Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Şarmen, B Plas AŞ’de Yönetim Kurulu Başkanı M.Celal Gökçen’i ziyaret etti. Ziyarette, otomotiv sektörü ve derneğin faaliyetleri hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. 46 mayın. Hayatınızda iddialı olmaktan prensipli yaşamaktan vazgeçmeyiniz. Sizin ‘çılgın projelerinize’ Türkiye’nin ihtiyacı var” dedi. Öğrencilerle tecrübelerini paylaşan diğer isim olan DOSABSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Şarmen ise yeni nesilde çalışma isteğinin fazla olmadığını düşündüğünü söyleyerek, “Tavsiyem çalışma konusunda daha istekli olmanızdır” dedi. Bursa’dan Cezayir Çıkartması ursa Valisi Şahabettin Harput, Cezayir’in Tlemcen Valisi Abdelwahap Nouri’nin resmi daveti üzerine Cezayir’in Tlemcen iline 0811 Ekim 2012 günlerinde bir ziyaret gerçekleştirdi. Vali Harput, Bursa ile Tlemcen şehirleri arasında önemli ilişkilerin başladığını söyledi. Cezayir’in doğalgaz ve petrol bakımından zengin bir ülke olduğunu söyleyen Harput, “Ülke çok zengin. Devlet zengin ancak halk gerek ekonomik bakımından gerek teknolojik bakımından gerek diğer hizmet kalite ve standartları bakımından çok gerideler. Bu insanların bizimle işbirliği için çok ciddi bir arzuları var. Orada ciddi bir potansiyel, ciddi bir imkan biz de ise ciddi bir birikim, ciddi bir vizyon ve ciddi bir avantaj var. Bunları işbirliği ile müşterek projelerle hayata geçirmek mümkün olabilir” dedi. Harput, Tlemcen Üniversitesi’nin Uludağ Üniversitesi ile işbirliği talebi olduğunu da belirtti. Cezayir ziyaretinde DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş ve sanayici işadamları oda bulundu. DOSABSİAD Tavla Turnuvası’nın Galibi Sabri Öztürk D emirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği (DOSABSİAD) geleneksel tavla turnuvasının ikincisinde Sabri Öztürk birinci oldu oldu. 18 tavla meraklısının katıldığı ve DOSAB Sosyal Tesisleri’nde 2 hafta süren turnuvanın finalinde Sabri Öztürk, DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman’ı yendi. Turnuvanın üçüncüsü Gürcan Gültekin olurken, en centilmen oyuncu da Lütfü Barutçu seçildi. Dereceye girenlere turnuva anısına plaketler verildi. DOSAB- SAĞLIK KURULUŞLARI DEPREME DAYANIKLI OLACAK SİAD Başkanı Selim Yedikardeş, bölgedeki sosyal aktivitelerle birlik ve dayanışmanın geliştirildiğini söyledi. Bowlingde Kazanan Tofaş Free Mount D OSABSİAD tarafından bölgede faaliyetlerini sürdüren sanayi tesislerine yönelik düzenlenen turnuvalara bir yenisi daha eklendi. Geçtiğimiz yıllarda başlayan ve geleneksel hale dönüşen futbol, voleybol ve tavla turnuvaların yanına bowling turnuvası da eklendi. Bu yıl ilki gerçekleştirilen “DOSABSİAD Bowling Turnuvası” Anatolium Rainbowl Bowling’te yapıldı. Yaklaşık bir ay süren ve 23 takım mücadele ettiği turnuvanın 48 şampiyonu Tofaş Free Mount oldu. İkincisi Teknokast, üçüncü Tofaş Linea olurken, en centilmen takım ödülüne de Bürosit layık görüldü. Dereceye giren firmalara DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş kupa ve ödüller verdi. D DOSAB ve DOSABSİAD Yönetim Kurulu üyeleri, Kamu Hastaneler Birliği Bursa Genel Sekreteri Op. Dr. Yavuz Baştuğ’u ziyaret ederek yeni görevinde başarı dilediler. Kamu Hastaneler Birliği Bursa Genel Sekreterliği Tıbbi Hizmetler Başkanı Op. Dr. Çetin Bakır’ın da hazır bulunduğu ziyarete DOSAB Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Orhan, DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş, Başkan Yardımcısı Vedat Kantar ve DOSAB Müdürü Serhat Şengül katıldı. Op. Dr. Yavuz Baştuğ, hizmet üretmek amacıyla Bursa’da göreve başladığını belirterek Bursa genelinde mevcut durumu hızla incelediklerini ve yerinde tespitlerle yapılacak çalışmalar için planlama hazırlığı içerisinde olduklarını söyledi. Baştuğ, “İş dünyası ve sanayicilerimiz kent için gayret içindeler. Biz de öncelikle depreme dayanıklı ayakta kalabilecek ve ulaşılabilir sağlık kuruluşları hedefliyoruz’’ dedi. SAĞLIK SEMİNERİ D OSABSİAD ve Özel Medicabil Hastanesi’nin ortaklaşa düzenlediği bilgilendirme seminerinde “Vücudumuzdaki Eklemler” konusu ele alındı. Medicabil Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği (TOTBİD) Çankaya (Artroplasti) Şubesi Başkanı Prof. Dr. Ömer Faruk Bilgen, insanların en değerli varlıklarının vücutları olduğunu söyledi. Bilgen “Sağlıklı bir insan eklemleri aracılığıyla yılda 5 milyon kez hareket ediyor. Bu aktif olamayan insanlarda ise yılda 1 milyon’a düşüyor. İyi bakılması halinde eklemlerimiz bizi 100-130 yıl kadar taşıyabilir” dedi. GENÇ PATRONLAR AYKUT BURSALI Genç Kuşak Olarak Yeni Bir Güç ve Enerji ile Geliyoruz Havlu ve bornoz üretiminde sektörün önemli aktörlerinden birisi olan Bursalı Havlu’nun genç kuşak yöneticisi Aykut Bursalı, inşaat ve turizm alanında yatırımları olduğunu, 2013’te iplik fabrika tesisi kurmayı planladıklarını söyledi. Aykut Bursalı’ya göre, genç kuşak yeniliğe açık ve yeni alanlara yatırım konusunda istekli. 50 GENÇ PATRONLAR - Sizden önceki yönetimi nasıl anlatırsınız? O kuşakla sizin aranızda ne gibi farklar var? Yönetime ve iş süreçlerine bakışta neler değişti? - Şirketlerimizin kurucuları ve yöneticileri, deyim yerindeyse ‘tırnaklarıyla kazıyarak’ zor şartlarda büyük gayret göstererek bir başarı sağlamışlar. Günümüzde üretim ve ticaretin şartları elbette çok değişti. Teknolojik yenilikler, üretimde yeni süreçler, satış-pazarlamada yoğun rekabet bizim kuşak için zorlu şartlar ortaya koyuyor. Nitelikli insan gücü günümüzde eskiye göre daha üst düzeyde diyebilirim. Bizler de daha eğitimli olarak şirketlerde görev alıyoruz. Bu ortamda bizim, kurucuların kurup bugünlere getirdiği yapıları daha ileriye götürmek, çıtayı daha yukarıya taşımak zorunluluğumuz var. - Eski ve yeni dönemin yönetimsel ve genel avantaj-dezavantajları sizce neler? - Bizim jenerasyonumuz, dünyadaki her türlü gelişimi daha yakından takip etmeli, bu şansı da var. Yönetim, üretim, yenilik, pazarlama ve satış konularında başarılı olmalıyız. Gelişmeleri daha sıkı takip edip sektörümüzde daha başarılı olabilecek unsurları oluşturmalıyız. Genel olarak günümüzdeki imkanlar, iyi takip edilip yönetildiğinde bizim kuşak için büyük avantaj. Eski dönem- de bu avantajlar yoktu. Bu dönemde de yoğun bir rekabet var. Hataya eskisi kadar yer yok. - Şirket yönetiminde eski kuşakla çatışmalar yaşıyor musunuz? - Bizim böyle bir çatışmamız olmuyor, aksine onların tecrübelerinden faydalanıyoruz. Bu bizim için büyük şans. - Aile şirketi olmanın zorluk ve kolaylıkları neler? - Aile şirketlerinin en güçlü yönleri hızlı karar verebilme ve büyüme yetenekleridir. Çünkü paylaşılan ortak geçmiş, değer yargıları, karşılıklı güven ve etkin iletişim karar almada süratli olmayı sağlıyor. Şirketlerin nesiller boyu gelişmesini sağlayan ailelerin ortak özellikleri var. Aile ortaklık ve işin yönetimi ile ilgili konuları birbirinden ayırabilmeli ve bunlardan her birinin çözümü için ayrı ayrı mekanizmalar oluşturmalı. Ailenin işle ilgili konuları ele almasını sağlamak için bağımsız üyelerin çoğunlukta olduğu etkin bir yönetim kurulu oluşturulması şirketin kurumsallaşmasını sağlıyor. - Kendinizi nasıl bir yönetici olarak tanımlıyorsunuz? - Azimli ve çalışmayı seven, başarı ve yeniliklere açık biri olarak tanımlayabilirim. Bursa’da ve Türkiye’de başarılarıyla tanınan bir işadamı olmak en büyük hedefim. - Babanızla aranızdaki yönetim, iş yapma vb. benzerlik ve farklılıklar neler? - Ben de Babam gibi iplik ithalatı ve satışı konusunda çalışıyorum. Babamdan farklı olarak dünyada en iyi kalite ve en ucuz üretim yapan firmaları bulmak, onlarla internet aracılığıyla veya o ülkelere giderek yerinde firmaları ve üretimlerini görerek daha sağlıklı iş yapmayı hedefliyorum. - Şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız? - Şirketimizi ileride Bursa’da ilk on BURSALI HAVLU Üretim alanı: Ev tekstili, iplik, boya Grup şirketleri: Bursalı Havlu, Funiteks, Kütahya Termal AŞ, Burcev İnşaat. Ürünler: Düz, jakarlı, bukle, kadife havlu, plaj havlusu, bornoz. 400 kişi İstihdam 85 Milyon TL Bursalı Havlu 2010 Cirosu 27 Milyon Dolar Bursalı Havlu 2010 İhracatı 113 Milyon TL Bursalı Havlu 2011 Cirosu 35 Milyon Dolar Bursalı Havlu 2011 İhracatı AYKUT BURSALI Doğum Tarihi: 30.10.1981 Şirket ve görevi: Bursalı Havlu İplik Boya San. Tic.AŞ.- İplik ithalat ve satışı. Kuruluş yılı ve kurucu: 1980-Baba Aldığı eğitim: Uluslararası ilişkiler, lisans. Çocuklukta mesleki hayali: Babamın mesleği. İş hayatına giriş-ilk görevi: 2006-İplik ithalatı ve pazarlaması. Yabancı dil: İngilizce Hobiler: Araba kullanmak, spor. Yaptığı Sporlar: Fitness, Tenis, Futbol. Üye olduğu/görev aldığı STK’lar:DOSABSİAD 51 GENÇ PATRONLAR şirket, Türkiye’de de ilk yüz sanayi şirketi içerisinde görmek ilk hedefim. - Bu aralar en çok hangi projeler üzerine yoğunlaşıyorsunuz? - İleriye dönük projelerimiz arasında iplik üretim tesisi ve inşaat projelerimiz yer alıyor. Bu projeler bizim kendimizi geliştirmemiz, yatırım ve iş süreçlerini görmemiz açısından da önemli fırsat sunuyor. Genç kuşak olarak birçok yeniliğe ve girişime daha açık olduğumuzu söyleyebilirim. - Uzun vadede planlarınız neler? - Daha çok istihdam sağlayan, sosyal sorumluluk bilinci içerisinde eğitim ve sağlık konusunda yatırımlar yapmak. Yönetici olarak hedeflerim, firmamızı dünya markası haline getirmek, daha iyi yerlere taşımaktır. - Genç kuşak yöneticiler olarak şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz? - Yeni bir güç ve yeni bir enerji getirdiğimizi düşünüyorum. Bizlerin işe bakış ve ilgisi, eski kuşağın da daha verimli olmasını sağlıyor. - Sektörünüzde önümüzdeki 5-10 yıllık süreçte fırsat ve riskler neler? - Fırsatlar, gelişen pazarlarda büyüme hedeflerimizi gerçekleştirmemizi gerektiriyor. Riskler her zaman olacak- tır. Bunlara karşı kalite ve ürünlerdeki rekabet edici fiyatları oluşturmamız önemli. Bunları yaptıktan sonra büyüme ve gelişme trendimiz sürecektir. - 2012 yılı firmanız açısından ciro, istihdam, ihracat verileri anlamında nasıl geçti? 2013’ten beklentileriniz neler? - 2012 yılında hedeflerimize ulaştık. 2013 yılında da hedeflerimiz ciro ve ihracat anlamında daha yukarılarda olmak. - Yeni ürün ve yeni yatırımlarınız hakkında da bilgi verir misiniz? - Grup şirketlerimizde; inşaat ve turizm alanında yatırımlarımız devam ediyor. Bursalı Havlu’da ise 2012’de yenileme yatırımlarını bitirdik. 2013 yılında iplik fabrika tesisi kurmayı düşünüyoruz. BURSALI AİLESİ’NDEN EĞİTİME KATKI B ursa’nın Nilüfer ilçesinde yapımı tamamlanan NesrinFuat Bursalı İlköğretim Okulu hizmete girdi. 7 Aralık’ta yapılan açılışa Bursa Valisi Şahabettin Harput, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve DOSAB’lı sanayiciler ile öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Hayırsever işadamlarının sosyal sorumluluk projelerine 52 olan desteklerinin, eğitime katkılarının kendisini duygulandırdığını söyleyen Vali Harput, Fuat ve Nesrin Bursalı çiftçiğini kutladı. Vali Harput sözlerini şöyle sürdü: “Bursa’da bu şekilde hayırsever insanları görünce gururlanıyorum. İnançlarımız diyor ki; ‘Verdiğin senindir, aldığın değil’. Dünyadaki bütün kavgalar almaktan çıkar. ‘Sen alacaksın ben alacağım’ diye. Ama ‘Sen vereceksin, ben vereceğim’ diye kavga çıkmaz. Ben veren el olan hayırsever insanlara teşekkür ediyorum. Bursa’nın eğitim konusunda hala desteğe ihtiyacı var. Ben bu konuda yeni hayırsever isimlerin de çıkmasını bekliyorum.” Fuat Bursalı, eğitme destek vermenin ailesi için önemine değinirken, Bursalı Ailesi adına konuşan Nesrin Bursalı, 23 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra emekli olduğunu söyledi. Bir öğretmen olarak çocuklarından ayrı tutmadığı öğrencileri için bir şeyler yapmak istediğini vurgulayan Nesrin Bursalı, “Emeklilikten sonra öğrencilerimden hiç ayrılmamak üzere emekli ikramiyeme eşim de destek vererek bu okulu yaptırdık. Kendisine huzurunuzda teşekkür ediyorum” dedi. GENÇ PATRONLAR BARAN ÇELİK Faik Çelik Holding’in Otomotiv ve Enerjide Büyüme Stratejileri Hazır Faik Çelik Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO Baran Çelik, bundan sonraki büyüme stratejilerinde otomotiv ve enerjinin önemli yer tuttuğunu söyledi. Bu yılı otomotivde yüzde 30 büyümeyle geçiren Beyçelik Gestamp, Türkiye’nin 2023 vizyonu ile örtüşen yatırım planları için çalışmaya başladı. Baran Çelik, “Türkiye ve çevre ülkelerde yatırımlarımız olacak. Yenilenebilir enerjide de çalışan 24 megavatlık gücü 117’ye çıkartacağız” dedi. BARAN ÇELİK Doğum Tarihi: Ağustos 1977 Şirket ve görevi: Faik Çelik Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO. Kuruluş yılı ve kurucu: 1976. Faik Çelik - Baba Aldığı eğitim: Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği, Uludağ Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Makine Mühendisliği, Yüksek Lisans. Çocuklukta mesleki hayali: Mühendislik. İş hayatına giriş-ilk görevi: 2000, Çalı Fabrikası’nda kalıp bölümünde mühendis olarak Yabancı dil: İngilizce-İtalyanca. Hobiler: Balık tutmak. Yaptığı Sporlar: Salon sporları ve eski bir profesyonel bilardo oyuncusu. Üye olduğu/görev aldığı STK’lar: Türkiye Genç İşadamları Derneği Bursa Şube Başkanı, Bursa OSB Yönetim Kurulu Üyesi, Uludağ İhracatılar Birliği Otomotiv Endüstrisi Yönetim Kurulu Üyesi. 54 GENÇ PATRONLAR - Sizden önceki yönetimi nasıl anlatırsınız? O kuşakla sizin aranızda ne gibi farklar var? Yönetim ve iş süreçlerine bakışta neler değişti? - Bugünkü Faik Çelik Holding’in temelleri 1976 yılında babam Faik Çelik tarafından atılmış. Bugün, otomotiv yan sanayide ülkemizin en önemli aktörlerinden birisiyiz. Çelikpan ile uluslararası normlarda panel radyatör ve havlupan üretiyoruz. Enerjide GESBEY Rüzgar Kuleleri üretimi, FC Enerji ile elektrik üretimi, Bursa Çelik FAİK ÇELİK HOLDİNG Üretim alanı: Otomotiv, Isı, Enerji, Turizm, Sigorta. Grup şirketleri: Beyçelik Gestamp, EmarcÇelik Oto Yan Sanayi, Çelikpan, Bursa Çelik Turizm, GESBEY Rüzgar Kuleleri Üretim, FC Enerji, Bursa Çelik Sigorta Ürünler: Kalıp imalatı, sac şekillendirme ve montaj (Beyçelik Gestamp), dayanımlı sac ile birlikte boru ve alüminyum şekillendirme (Emarc-Çelik Oto Yan Sanayi), panel radyatör ve havlupan (Çelikpan), Rüzgar Kuleleri Üretim (GESBEY), Aydın’ın Çine ilçesinde 24 Megawatt’lık rüzgar santralinde 12 türibinle, yılda 75 milyon kWh elektrik üretimi (FC Enerji), 5 ve 3 yıldızlı otel (Bursa Çelik Turizm) Sosyal Sorumluluk Projeleri: Faik Çelik Kız Meslek Lisesi (2006), UÜ Dr. Faik Çelik Otomotiv Mühendisliği Bölümü (2012), Bulduk Çelik Huzurevi(2011), Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (Temel 2012) 2.600 kişi İstihdam 670 Milyon TL Faik Çelik Holding 2011 Cirosu 100 Milyon Dolar Faik Çelik Holding 2011 İhracatı Turizm ile turizm sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Babamın ve bizden önceki yönetimin birçok artı yönü var. Genel olarak da ben her konunun artı yönüne odaklanırım. Eksi yönleri de kendi aramızda görüşerek ve birbirimizi destekleyerek yok ediyoruz. En önemli fark bence karar verme konusunda. Bu özellik, bizden daha yüksek… İşi kuran ve başlayan olarak, kendilerine olan güvenleri daha da gelişmiş. Risk alma kabiliyetleri, yeni kuşaktan kat kat fazla. Elbette, şu anki dünyada karşılaşılan riskler eşit değil ama halen bu özellikleri devam ediyor. Daha girişimci ve pratikler. Eğer yanında çalışan profesyoneller, Onun girişimini matematiksel halde fizibiliteye döküyorlarsa büyük avantaj yakalayabilirler. Biz şirketlerimizde bu avantajı yakalıyoruz. Kendi aramızda çok iyi bir denge kurduğumuzu söyleyebilirim. - Eski ve yeni dönemin yönetimsel ve genel avantaj-dezavantajları sizce neler? - Yönetimsel anlamda yeni kuşak daha şanslı durumda, çünkü eski kuşağın bilgiye ulaşımı daha zordu. Bugün şirketleri yönetmek daha kolay ancak şirketlerin devrilmesi de çok daha kolay. Günümüzdeki rekabet daha şiddetli ve yoğun… Bir kere, eskiye göre çok daha düşük marjlarla çalışıyoruz. Hata yapma durumunda sizi destekleyecek kar marjına sahip değiliz. Küçük bir hatada yıllarınızı kaybedebilirsiniz. - Babanızla şirket yönetiminde, üretim, pazarlama, insan kaynakları vb. çatışmalar yaşıyor musunuz? - Elle tuttur bir sorun ya da büyük farklılıklar olduğunu söyleyemem. Aile olarak yeniliklere kendimizi çok çabuk adapte edebiliyoruz. Bu bizim en büyük şansımız. Karar verme noktasında ise biz genelde daha matematiksel fizibiliteler yapıyoruz. Yeni kuşak kağıt üstüne dökmek istiyoruz. Ancak birinci kuşak, onu kafasında oluşturuyor. Biz fizibilite ile belki ikna olmuyoruz ama o kafasında oluşturduğu için ikna oluyor. Bizim temkinli halimiz eski kuşak yöneticileri o noktada bazen rahatsız edebiliyor. Daha hızlı hareket etmek istiyor, biz frenliyoruz. Üretim metotları konusunda elbette çok şey değişti. Şirket kurucuları, ana kolumuz otomotiv endüstrisindeki kalıpçılık konusunda, bazen öyle yerlerde öyle kritik tespitler yapıyorlar ki, şirkete çok şey kazandırıyorlar. Pazarlama konusunda, turizm hariç (orada da management modelini benimsedik) diğer sektörlerde makro pazarlama istiyor. Otomotiv endüstrisinde ürünü nihai tüketiciye vermiyoruz. Enerjide durum öyle, ısı sektöründe de toptancılar üzerinden gidiyoruz. - Aile şirketi olmanın zorluk ve kolaylıkları neler? - Aile şirketi bir şey değil. Eğer aile bireyleri sisteme pozitif katkı sağlıyorsa, bu iyi bir şey. Önemli işi layıkıyla yapabilecek, liyakat sahibi kadroların oluşturulması. Bizler, o noktaya gelene kadar süreçlerin lokomotif kısmında kendimizi tutuyoruz. Aile şirketlerinde genelde üçüncü kuşakta ve sonrasında sorun yaşanıyor. Holdingler için en büyük tehlike, şirketlerin bütün halinde hareket etmeyi bırakmaları ve farklı görüşlerle hareket edip dağılmaları. Hazırlıklı olunursa aile şirketlerinde üçüncü nesilde yaşanan parçalanmalar önlenebilir. Şu an geldiğimiz noktada o tür sorunlar bilimsel metotlarla çözüme kavuşturuluyor. 55 GENÇ PATRONLAR Kurumsallaşma aile şirketlerinde sorun olarak görünüyor ama bu doğru bir yaklaşım değil. Kurumsallaşma ve ya profesyonelleşme demek, şirket sahiplerinin şirketin işleyişi içinde yer almaması demek değil. Kurumsallaşma, işi bilen kişilerin, şirketi doğru yönetiyor olmasıdır. İşi kim daha iyi biliyorsa, kim bu konuda sorumluluk almak istiyor ve işi devam ettirmek istiyorsa o devam ettirmelidir. Eğer girişimi sağlayan kurucu yapı, belirli bir süre sonra şirketin önünü tıkayan ürkeklik ile gelecek vizyonu taşıyamıyorsa, ikinci bir kişiye, bir profesyonele yetki vererek bu sorun aşılabilir. Biz, 2007 yılında İspanyol Gestamp firması ile ortaklık gerçekleştirdik. Bu şirket de aile şirketi, köklerinde bu var. Bir yönetim kurulumuz ve şirket yöneticilerinin olduğu bir icra kurulu var. Yönetim kurulunda Çelik Ailesi ile ortağımızın ailesi var. Ben de yönetim kurulu üyesiyim. Yönetime raporlama yapıyorum, kendi aileme ve İspanyol tarafına yapıyorum. Özetle, bu birleşme bizim var olan kurumsal yapımızı daha da geliştirdi. - Kendinizi nasıl bir yönetici olarak tanımlıyorsunuz? - Yönetici olarak çok hızlı hareket ediyorum. Kişilik olarak da ‘tez canlı’ denilen bir yapıya sahibim. En büyük özelliğimin bu olduğunu düşünüyorum ve babamdan geçmiş; hızlı karar verebiliyorum. İkincisi, yaptığımız işe çok odaklanıyoruz. İş sonlanıncaya kadar onu yaşıyoruz, takip ediyoruz. O zaman geri beslemesini de alıyoruz. Yanımızda çalışan insanları dinamik tutabiliyoruz. Böylece sürekli olarak sistemi canlı tuttuğumu düşünüyorum. En büyük şansım; aldığım eğitim yaptığımız işle örtüşüyor. Ailenin bir üyesi olmama rağmen profesyonellerden farkım yok. Ekibim beni aile üyesi olarak değil, profesyonel yönetici olarak görüyor. - Genç kuşak yöneticiler olarak şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz? 56 - Bizim dönemizde dış dünyaya açılmak daha kolay bir hale geldi. Yeni kuşaklar, dış dünyaya açılma konusunda şirketlere büyük katkılar sağlıyor. - Yönetici olarak hedefleriniz neler? - Şirketlerimizin her zaman ilk sırlara oynaması için çalışıyorum. Grup olarak da her zaman yaptığımız iş kolumda ulaşılabilecek en yukarıyı hedefleriz; bu doğrultuda plan ve projelerimizi yaparız. Hedefimde daha da büyümeyi sağlamak var. Geçtiğimiz yıllarda da büyük krizler yaşanmasına rağmen hedeflerimizi gerçekleştirdik. Bundan sonraki süreçte de temkinli olmayı bırakmadan, hedeflerimize ulaşmaya devam edeceğiz. - Bu yıl daha çok hangi proje ve çalışmalarla geçti? - Aktif olarak otomotiv ve enerji grubuyla ilgileniyorum. Holding bünyesinde sadece turizm grubunda çok aktif değilim. Turizm grubu bizim daha az vaktimizi alacak bir sistemle çalışıyor, management modelini kullanıyoruz. Bu modeli Bursa’da ilk kullanan firmayız. Enerji kısmında bire bir aktifim, çünkü orada da otomotivdeki ortaklarımızla beraberiz. En çok otomotivde yaptığımız projeler üzerinde çalışıyorum. Otomotivde Gebze TAYSAD Organize Sanayi Bölgesi’nde aldığımız bir tesisi, ilave yatırımlarla büyüttük. Orada daha çok şasi üzerinde çalışıyoruz. Bursa Organize Sanayi Bölgesi, DOSAB ve TAYSAD yatırımları yanında, enerji konusuna da çok önem veriyorum. - Şirketlerinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız? - Biz otomotiv endüstrisi yan sanayi kolunda şu anda Türkiye’deki en önemli aktörlerden birisi konumundayız. Türkiye’nin 2023 vizyonu çerçevesinde üretimin 3,5-4 kat artması hedefleniyor. Sektörün hedeflere ulaşma yolunda gittiği yolda biz de holding olarak var olacağız. Türkiye ve çevre ülkelerinde İspanyol ortaklarımızla yatırım planlarımız var. Bu konudaki çalışmalarımızı da başlatıyoruz. Amacımız, kendi sektörümüzde liderliği korumak ve büyümeye adapte olmak. Bu planlarımızla ilgili fizibilite çalışmaları yapılıyor, projelendirip hayata geçireceğiz. Otomotiv dışında yine enerji konusunda, özellikle yenilebilir enerjide proje sayımızı artırmak üzerine çalışıyoruz. Şuanda Aydın Çine’de 25 megavat çalışan rüzgar santralimiz var. İki lisansımız daha var rüzgarda. Bunları da devreye sokarak, 5 yıllık projeksiyonda kendimize hedefler koyduk. Türkiye’deki yenilenebilir enerji üretimi konusunun önemli aktörlerinden biri olmak istiyoruz. 93 megavatlık iki lisansımızla ve hali hazırda çalışan 24 megavatlık yatırımımız ile 117 megavatlık bir güce ulaşacağız. Yine yenilenebilir enerjide, örneğin güneşte de var olmak istiyoruz. - 2012 yılı nasıl geçti, 2013’ten beklentileriniz neler? - Faik Çelik Holding olarak grup şirketlerimizde 2 bin 600 kişilik bir istihdama ulaştık. Grup ciromuz 670 milyon, ihracatımız ise 100 milyon dolar civarında. Otomotiv bu yıl üretim, ihracat ve iç Pazar açısından iyi geçmedi. Çünkü Avrupa ve Türkiye pazarında daralma var. Bizim için ise 2012 büyüme ile geçti. Bu büyümenin nedeni yeni projelerin devreye girmesi oldu. Otomotiv kolunda, yüzde 30 civarında bir büyüme gerçekleştirdik. 2013 yılı için öngörümüz 2012’den daha kötü olmayacağı yönünde, büyük bir iyileşme beklemiyoruz. Fakat 2013’ten sonra sektör için öngörümüz daha iyi. Bunu nedeni, Avrupa pazarının açılacak olması. Avrupa uzun süre durdu çünkü, boştaki kapasitelerin çoğu kapandı. Rekabet biraz azaldı. 2014 sonrası Avrupa pazarında bir açılma söz konusu olacaktır. DOSYA LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK Türkiye Lojistikte Gaza Basıyor Lojistik, rekabet üstünlüğü sağlamada giderek önem kazanırken, eşya ticaretinin her geçen gün artması 12 trilyon dolarlık bir sektörü doğurdu. Önemli bir coğrafi konumda olan Türkiye, sektörde hangi konumda… Beklentiler ve fırsatlar neler, sektör temsilcilerinin görüş ve yorumları, firmalardan gelişmeler lojistik ve taşımacılık dosyamızda… G lobal dünyada lojistik, rekabet üstünlüğü sağlamada giderek artan bir önem kazanıyor. Dünya Ticaret Örgütü raporuna göre hizmetler içinde ulaştırma hizmetlerinin değeri son 10 yılda yüzde 30’u geçti. Bu oranın yükselmesi, eşya ticaretinin dünyada her geçen gün arttığını gösteriyor. Dünya’da lojistik, 2009 yılında 6 trilyon dolarlık bir pazar oluştururken, 2015’te bu pazarın 1012 trilyon dolarlık bir hacme çıkacağı hesaplanıyor. Hacim bu kadar artarken, küresel ölçekte ticari mal ihracatının ağırlıklı olarak Asya ve gelişmekte olan ülkelere kayacağı gözüküyor. LOJİSTİKTE ÜLKELER SIRALAMASI Dünya Bankası tarafından, altı ölçüte dayanarak hazırlanan Küresel Lojistik Performans Endeksi; gümrük ve sınır kapısı işlemleri, lojistik altyapı, uluslar arası taşıma olanakları, lojistik operasyonların kalitesi, ürünlerin izlenebilirliği ve zamanında teslimat ölçütlerine göre ülkelerin performanslarını değerlendiriyor. Bu açıdan bakıldığında 2010 yılında Almanya (4,11), Singapur (4,09), İsveç (4,08), Hollanda (4,07), Lüksemburg (3,98) ve İsviçre (3,97) en etkin ilk on ülke arasında yer alırken Türkiye (3,22), 155 ülke arasından 39. sırada bulunuyor. DÜNYA EŞYA ve TİCARİ HİZMETLER İHRACATI (Milyar Dolar) 58 (Milyar Dolar) %55 %55 İHRACAT (2011 Toplamı 134.5 Milyar Dolar) İTHALAT (2011 Toplamı 204.8 Milyar Dolar) Toplam içindeki payı %37 3.664 15.238 %18 %16 DENİZ YOLU KARAYOLU HAVA YOLU DEMİR YOLU 38.185 %1 1.252 %1 3.185 %1 1.243 21.515 8.583 %6 DİĞER Kaynak: TÜİK 936 44.513 Turizm/seyahat 783 50.285 Ulaştırma 133.436 %9 73.608 1.945 TÜRKİYE’NİN DIŞ TİCARETİNİN DAĞILIMI 2011 Ticari Hizmetler Eşya Ticareti Diğer Tic. Hizm. SEKTÖRÜN TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YERİ Avrupa ve Asya arasında önemli bir coğrafi konumuna sahip Türkiye’de ulaştırma sektörü büyümesini sürdürüyor. Yolcu ve yük taşıma değerlerinin ulaşım modlarına göre dağılımına bakıldığında, yolcu taşımacılığı yurtdışında havayolu, yurtiçinde ise yoğunlukla karayollarında gerçekleştiriliyor. Yurtdışı yük taşımacılığı ise büyük bir oranda denizyolu ile yapılıyor. Ülkemizde ihracatın büyük bir kısmı deniz taşımacılığı odaklı ve 2008 yılından bu yana payı giderek artıyor. TÜİK verilerine göre 2010 yılında toplam ihracatın yüzde 50,74’ü deniz yolu ile taşınmışken 2011 yılında 134,9 milyar ABD doları olan toplam ihracatımızın yüzde 54,5’i olan 73,6 milyar ABD dolarlık kısmı denizyolu ile taşındı. Yurtiçi taşımacılıkta ise karayollarının ağırlığı var. 2010 yılında karayolu ile yolcu taşımacılığı ve yük taşımacılığının toplam içindeki oranı sırasıyla yüzde 95 ve yüzde 91,5 olarak gerçekleşti. LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK Rakamlarla Lojistik ve Taşımacılık 3.000 400.000 80.000.000 Türkiye lojistik sektöründeki firma sayısı. Sektörde istihdam edilen kişi sayısı. 2011 yılı Türkiye’de itibariyle sektörün TL olarak büyüklüğü. %15 2011 Türkiye GSYH içindeki sektör payı. %18 2012 yılında sektörün gerçekleşmesi beklenen büyüme oranı. Bilgi Lojistik Müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere; her türlü ürünün, servis hizmetinin ve bilgi akışının, başlangıç noktasından tüketildiği son noktaya kadar tedarik zinciri içindeki hareketinin etkili ve verimli bir şekilde planlanması, uygulanması, taşınması, depolanması ve kontrol altında tutulması… LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK DIŞA AÇILAN KAPILAR Ülkemizde halen 8’i ro-ro limanı olmak üzere toplam 23 karayolu sınır kapısı ve gümrük idaresi bulunuyor. Bunlar arasında en yoğun ihracat çıkışı yapılanlar Batıda Kapıkule, doğuda Sarp ve Gürbulak, güneyde Habur ve Karadeniz’de Zonguldak Limanı. Yine doğuda Kapıköy, kuzeyde Samsun Limanı ve güneyde Nusaybin ihracat çıkışı potansiyeli gösteriyor. Karayoluyla, ülkemizden 3 kıtada toplam 75 ülkeye, her yıl ortalama olarak toplam 1.3 milyon ihracat seferi ve 450 bin ithalat seferi gerçekleştiriliyor. İhraç taşımalarda Türk plakalı araçların payı %82, yabancı plakalı araçlarınsa %18 iken, ithalat taşımalarında %65 Türk aracı payına karşılık %35’lik yabancı araç payı söz konusu. 2011 yılında Türk araçlarıyla toplam 1.5 milyon ihraç seferi, 500 bin ithalat seferi gerçekleştirildi. İHRAÇ TAŞIMALARINDA TÜRK YABANCI PAZAR PAYLAŞIMI Taşıt Ülkesi Türkiye Toplam Yab. Genel Toplam 2008 2009 2010 2011 2012 Pay 812.695 859.696 929.278 1.132.8081.191.879 82% 167.868 179.508 176.758 217.139 257.77318% 980.563 1.039.204 1.106.036 1.349.947 1.449.652100% YILLIK DÖVİZ GELİRİ 6 MİLYAR DOLAR İhracatımızın (2011, değer olarak) % 37’si karayoluyla taşınıyor. Sektörün filo dahil toplam yatırımı 5 milyar dolar, sağladığı istihdam 400 bin kişi. Ülke ekonomisine yıllık olarak sağlanan döviz geliri 6 milyar doları geçmiş durumda. İhracatta öne çıkan ülkeler olarak Avrupa’da Almanya, Romanya, İtalya ve Fransa, Ortadoğu’da Irak, İran, Suriye, Ürdün ve Suudi Arabistan ve BDT bölgesinde Azerbaycan, Gürcistan ve Türkmenistan ilk sıralarda yer alıyor. Irak taşımalarının tüm ihracat taşımalarındaki payı neredeyse % 50. HAVA VE DENİZ YOLU KAPASİTESİ Türkiye, havayolu taşımacılığı ile yılda 2,3 milyon ton kargo taşıması yapıyor. Sektörde 15 havayolu şirketi 341 uçaklık filo ile hizmet veriyor. Türk Hava Yolları 6 kargo uçağı, MNG Hava Yolları 7 kargo uçağı, ACT Hava Yolları 8 kargo uçağı ve ULS Hava Yolları 6 kargo uçağına sahip. Denizyolu taşımacılığında ise 2011 yılında ihracatta 30,1 bin, ithalatta 28,5 bin, transit 9 bin ve kabotaj 2,9 bin ton konteyner elleçlemesi yapıldı. Denizyolu ile 2011’de toplam 70,4 milyon ton kontenyer taşımacılığı gerçekleşti. 60 Türkiye’de ihracatın büyük bir kısmı deniz taşımacılığı odaklı. 2011 yılında 134,9 milyar ABD doları olan toplam ihracatımızın yüzde 54,5’i olan 73,6 milyar ABD dolarlık kısmı denizyolu ile taşındı. Yurtiçi taşımacılıkta ise karayollarının ağırlığı var. Türkiye’de hava ve demiryolunun eşya ticareti ve yolcu taşımacılığı içindeki payının az olması ise en büyük eleştiri konusu. Özellikle demiryolları konusunda son yıllardaki yatırım atağı ise gelecek için umut vaad ediyor. Sektörün 8 önemli beklentisi 1 Taşıma türlerinin dış ticarette dengeli dağılması, 2 İhtisas limanları ve limanlara demiryolu bağlantıları kurulması, 3 İntermodal taşımacılığın yaygınlaştırılması, 4 Mevzuatın ihtiyaçlar ile uyumlu olması, 5 Demiryolu serbestleştirilme yasasının çıkarılması, 6 Lojistik merkezlerin geliştirilmesi, 7 Sektöre yönelik çağdaş bir eğitim-öğretim müfredatı, 8 Gümrük uygulamalarındaki modernizasyonun tamamlanması. LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK KARAYOLUNDA 55 BİN ARAÇLIK FİLO Karayolu’nda Türkiye, 55 bin araçlık bir filoya sahip. Karayolu ile ihracatta taşıma adedi bakımından 2011’de ilk sırada Irak ardından Almanya ve Suriye geliyor. Demiryolunda ise 11,9 bin kilometrelik toplam demiryolu uzunluğu ile 24,8 milyon ton yük hacmi mevcut. Bunun yüzde 10’u yurt dışı geri kalanı yurt içi taşımalardan oluşuyor. SEKTÖRÜN FIRSATLARI… Türkiye, sektör açısından birçok fırsat ve tehdidi beraberinde getiriyor. Fırsatlar açısından bakıldığında, Dünya ticaretinin % 40’ının Asya içi, Ortadoğu-Afrika-Asya ve Latin Amerika-Asya üçgeni gibi bölgelerde gerçekleşmesi, Türkiye dış ticaretinin her yıl bir önceki yıla göre %20 oranında artması (Önümüzdeki birkaç yıl içinde, 250 milyar dolarlık dış ticaret hedefinin 1 trilyon dolara çıkacağı öngörülüyor.) Yeniden canlanan İpek Yolu, AB’nin, Trans-Avrupa Ulaşım Ağlarını (TEN-T) Akdeniz, Ortadoğu ve Orta Asya’ya açılmak için yeniden kurgulaması, AB’ye uyum gelişmeleri doğrultusunda demiryolu sektörünün, etkin hizmet sunmasını sağlayacak biçimde, yapısal dönüşüm süreci içine girmiş olması ve yatırım, işletme konularında iyileştirmelerin başlatılmış olması, Türkiye’de mevcut kargo pazarının henüz % 30’luk kısmının kargo firmaları tarafından kullanılıyor olması da sektör için önemli fırsatlar arasında yer alıyor. Ayrıca hızla büyüyen e-ticaret potansiyeli, Marmaray projesi ile İstanbul kentsel ulaştırma ve Avrupa-Asya ulaştırmasında kesintisiz demiryolu bağlantılarının sağlanacak olması, demiryolu sektörünün de yer aldığı lojistik sektörünün gelişmesiyle birlikte kombine taşımacılığın öneminin artması, devletin, ulaştırma türleri arasında dengenin oluşması için denizyolu, demiryolu ve havayoluna destek verme yönünde somut uygulamalarının başlaması da büyük avantaj. GÜÇLÜ YANLAR - Ekonomimiz AB’ye göre hızlı büyüyor, - 55 bin çekiciden oluşan modern karayolu taşımacılığı araç filosuna sahip, - Avrupa-Asya arasında çok noktalı hizmet veren bir ağa sahip, - Demiryolu sektörü, etkin hizmet için yapısal dönüşüm içinde, - Firmalar tedarik zinciri oluşturma kabiliyetine sahip, - İşgücüne bağlı maliyet düşük, - Firmalar lojistik eğitimi almış eleman çalıştırıyor, - Genç konteyner gemilerinde sayı ve tonaj artıyor, - Ro-Ro filosu hızlı güçleniyor, - Limanlar bölgesel konumu itibariyle önemli ve transit taşımacılığa uygun, - Uluslararası taşıma koridorlarındaki alan coğrafi konum talebi büyütüyor, - Liman sahaları içindeki serbest bölgelerin avantajları var. KAMU YATIRIMLARINDA PAY YÜKSELİYOR 2012’de kamu yatırımlarının yüzde 32’si ulaştırma ve haberleşme sektörüne yapılıyor. Lojistik sektörüne yapılan kamu yatırımlarının tutarı 2011 yılında 8,6 milyar lirayken, 2012 yılında bu rakam 10,9 milyar liraya yükseldi. Taşıma türüne göre bakıldığında ise demiryolu 2012’de 7,1 milyar lira ile ilk sırada. Ardından 3,3 milyar lira ile karayolu, 558 milyon lira ile havayolu ve 387 milyon lira ile denizyolu geliyor. YENİ TEŞVİK SİSTEMİNDE SEKTÖR ÖNCELİKLİ Yeni teşvik sisteminde, demiryolu ve denizyolu ile yük veya yolcu taşımacılığına yönelik yatırımlar öncelikli yatırımlar arasına alındı. Demiryolu ve tramvay lokomotifleri ve/veya vagon imalatı, transit boru hattıyla taşımacılık hizmetleri, liman ve liman hizmetleri yatırımları da büyük ölçekli yatırımlar kapsamında. Teknoloji ve Ar- Ge kapasitesini artıracak ve uluslararası alanda rekabet üstünlüğü sağlayacak büyük ölçekli yatırımlara verilecek teşvikler arasında, KDV İstisnası, Gümrük Vergisi Muafiyeti, Vergi İndirimi, Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği ve Yatırım Yeri Tahsisi gibi kalemler bulunuyor. 62 ZAYIF YANLAR - Taşıma türlerinin birbirlerini tamamlayıcı olmasını sağlayacak Ulusal Ulaştırma Ana Planı yok, - Karayolu taşımasında mevzuat denetimleri yapılmıyor, - AB’ye yönelik taşımalarda gümrük (sınır) geçişlerinde karmaşık, zaman alıcı ve maliyetli formaliteler, - Demiryolunda eksik altyapı ve posta sektöründe de serbestleşme ve rekabetçi bir piyasa olmaması, - Fiyat odaklı rekabetin, kargo-kurye dağıtım sektörü firmalarını olumsuz etkilemesi, - Çevre dostu taşımacılık sistemlerinin kullanımının az olması, - Lojistik üs oluşturmak için firmalar arası işbirliği olmaması, - İthalat/ihracat yüklerimizin yaklaşık %75’inin yabancı bayraklı gemiler tarafından taşınması. LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK Bursa’da Lojistik Köy için çalışmalar başladı Bursa’da bir “Lojistik Köyü” kurulması konusunda fizibilite çalışması Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı’nın (BEBKA) “Doğrudan Faaliyet Desteği Programı” kapsamında başlatıldı. B ursa Sanayici ve İşadamları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu tarafından, endüstriyel çeşitliliği ile Türkiye ihracatının en önemli merkezlerinden biri olan Bursa’da, her geçen gün gereksinimi artan bir ‘lojistik köy’ kurulması konusunda, 5 Temmuz 2012 tarihinde BUSİAD Evinde Bursa Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Uludağ Üniversitesinden akademisyenlerin de hazır bulunduğu bir çalıştay yapıldı. ÇALIŞTAYDA ANA ESASLAR TARTIŞILDI Çalıştayın amacı, önemli bir sanayi şehri olan Bursa’da kurulması düşünülen lojistik köyünün nerede ve nasıl kurulacağı konularında ortak bir yaklaşım ortaya koymak idi. Katılımcılar; kamu teşviki ve kurumsal yapı, uygun arazi seçimi, ulaşım bağlantısı, arazi yerleşim planı, fizibilite konularında oluşturulan çalışma gruplarında fikirlerini tartıştılar. kuruluşlar konuları da çalıştayda tartışılan konulardandı. Sonuç olarak, tespit edilen konular çerçevesinde aksiyon planları ve sorumlu mercileri belirlendi. Çalıştay, fizibilite çalışması yapılması kararı ile sonuçlandı. BEBKA DESTEĞİ SAĞLANDI Ağustos ayında BUSİAD Yönetim Kurulu, Bursa Valiliği ve Büyük Şehir Belediyesi ile birlikte fizibilite hazırlanması konusunu BEBKA’ya taşıdı ve BEBKA’nın 2012 yılı doğrudan faaliyet destek programına başvurdu. 15 Ekim 2012 günü BUSİAD Yönetim Kurulu ve BEBKA arasında projenin sözleşmesi imzalandı. Böylece BEBKA’nın da projeyi destekleme kararıyla projenin başlangıcı sayılan fizibilite raporunun hazırlanması süreci başlamış oldu. BURSA’YA ARTI DEĞER KATACAK Konuyla ilgili olarak Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Dış Ticaret Program YER SEÇİMİ KRİTERLERİ Başkanı Öğretim Görevlisi Yeşim Kaygusuz, Türkiye Grup çalışmalarında öne çıkan ortak koYeşim Kaygusuz sanayisinde önemli bir konuma sahip olan Bursa nuların başında; Bursa lojistik haritasının ve için lojistik köy projesinin öncelikli konulardan biri olması ihtiyacının çıkarılması yer aldı. Yer seçimi konusunda, Lojisgerektiğini söyledi. Projenin içinde olan isimlerden birisi tik Köyün tüm taşıma modlarının ortak noktası olabilecek, olan Kaygusuz, “Teknik ve bürokratik işlemlerin muhatap genişleme potansiyeline sahip, tarım arazilerine zarar verkurumların işbirliği ile neticeye ulaştırılması ve projenin en meyecek, çevresel etkilerin dikkate alındığı, şehir merkezine başından doğru planlanıp hızla harekete geçirilmesi önemli. uzak ancak OSB’lere yakın bir yer olarak belirlenmesi ortak İstihdam potansiyeli, sanayiye ve ekonomiye katacakları açıfikri ortaya konuldu. Kamu-özel sektör ile STK koordinasyosından kurulacak lojistik köy Bursa’ya artı bir değer katacak” nu ve işbirliğinin önemi, alt yapı ve bilgi sistemlerinin iyi dedi. planlanması, lojistik köy içinde yer alması gereken kurum ve 64 LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK TÜRKİYE’DE 20 LOJİSTİK KÖY PROJESİ VAR L ojistikte kümelenmenin ilk aşaması olan yığınlaşmaların ülkemizde ilk örnekleri ortaya çıkıyor. Türkiye’de lojistik sektöründe kümelenmeye ilişkin planlı çalışmalar çok az ve yapılanlar da Kalkınma Ajansları desteği ile yürüyor. Bu konuda en önemli örneklerden biri Samsun’daki kümelenme çalışması. TCDD tarafından ise lojistik köyler öncelikle organize sanayi bölgeleriyle bağlantılı olarak, yük taşıma potansiyelinin yoğun olduğu bölgelerde yapılandırılıyor. Hem ulusal hem de uluslar arası tüm nakliye, lojistik ve eşya dağıtımının çeşitli işleticiler tarafından yürütüldüğü alanlar kabul edilen lojistik köyler; Eskişehir (Hasanbey), İzmit (Köseköy), Kayseri (Boğazköprü), Mersin (Yenice), İstanbul (Halkalı/Ispartakule), Samsun (Gelemen), Balıkesir (Gökköy), Uşak, Konya (Kayacık), Erzurum (Palandöken), Kaklık (Denizli), Bilecik (Bozüyük), Kahramanmaraş (Türkoğlu) Mardin, Kars ve Sivas Lojistik Merkezleri. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de Hadımköy ve Tuzla’ya lojistik köy oluşturuyor. Bunlar dışında kamu ve özel sektörün ortaklaşa yürüttüğü iki lojistik köy projesi daha bulunuyor. Bunlar Tekirdağ/Çorlu Lojistik Köyü ve Manisa (MOSBAR) Lojistik Köyü. Yine Ankara Lojistik Üssü Projesi de önemli adımlardan kabul ediliyor. Kümelenmeler Rekabet Avantajı Sağlıyor Ü retim maliyetlerinin birbirine yakın olduğu çoğu piyasada, sanayi sektörü ile arasındaki güçlü ilişkiden dolayı lojistik sektörü, ekonomik büyüme açısından itici bir güce sahip. Hatta lojistik sektörünün etkinliği, ekonomik büyümenin sağlanabilmesinde ve rekabet gücü elde etmede stratejik bir zorunluluk olarak görülüyor. Uludağ Üniversitesi Dış Ticaret Bölümü öğretim üyeleri Sema Ay, Hilal Yıldırır Keser ve Yeşim Kaygusuz’un ‘Kalkınmada Lojistik Sektörünün Önemi ve Lojistikte Kümelenmeler’ başlıklı çalışmasında, kümelenme politikalarının, rekabet gücünü arttıracak bir politika olarak ortaya çıktığı, lojistikte kümelenmenin kalkınmada büyük bir itici güç olacağı vurgulanıyor. Aynı çalışmada, lojistikte kümelenme; taşıma modlarının (karayolu, havayolu, demiryolu, denizyolu, çoklu taşımacılık) tümünün yapılabildiği, gümrükleme işlemlerinin gerçekleştirildiği gümrüklü sahaların bulunduğu, serbest bölgeye yakın konumda bulunan ve lojistik hizmetlerinin tümünün gerçekleştirilmesine yönelik ilgili ve destekleyici firmaların ve resmi kurumların (gümrük idaresi, ticaret odaları, ihracatçı birlikleri) bulunduğu bölgeler şeklinde tarif ediliyor. Kalkınma Ajanslarının kümelenmede önemli rol oynadığı, son yıllarda lojistik sektörü için kümelenmeye yönelik çalışmaların yapıldığı hatırlatılıyor. ALMANYA, 20 YILDA 33 LOJİSTİK MERKEZ AÇTI Ö zellikle büyük şehirlerde kurulan, ülke ve bölge ekonomileri için ciddi birer gelir ve istihdam kaynağı olan “Lojistik Merkezler” ticaretin ve ekonomik kalkınmanın kalbi durumunda. Halen Avrupa’da 8 ülkede toplam 100’den fazla organize lojistik bölgesi ya da yaygın tabirle “Lojistik Köy” kurulmuş durumda. Sadece Almanya’da son 20 yılda 33 adet lojistik köy faaliyete geçti. Lojistik İhtisas OSB’lerin Önü Açık S ektör kuruluşlarının talepleri ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı nezdinde yapılan girişimler sonucunda Organize Sanayi Bölgeleri kapsamında kurulması öngörülen “Lojistik İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri’ ile ilgili kanun değişikliği 10 Kasım 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre OSB tanımı; gerekli küçük imalat ve tamirat, sağlık, eğitim, lojistik, çağrı merkezleri ve benzerleri dahil ticaret alanları ile sanayi işletmelerini kapsayacak şekilde genişletildi. Değişikliğin gerekçesi planlı bir şekilde yürütülen OSB’lerde faaliyet gösteren firmaların ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla ticaret, sağlık, eğitim, lojistik ve benzeri faaliyetlerin birlikte planlanması. Söz konusu kanun değişikliği sayesinde “Organize Sanayi Bölge- lerinde lojistiğe bağlı süreçlerin tekrarları önlenerek, verimlilik artışının sağlanabilmesinin; nakliye, depolama gibi lojistik maliyetlerin önemli oranda düşürülmesinin; denizyolu, demiryolu, karayolu bağlantılarının doğrudan konuşlanacağı bölgeler olmasından dolayı “intermodal” lojistik faaliyetlerin kolaylıkla gerçekleşmesinin” sağlanmasının yolu açıldı. 65 MAKALE RUHİ ENGİN ÖZMEN / UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI / info@und.org.tr L Lojistik Sektörü Sıkıntılı Süreçten Geçiyor ojistik sektörü halen küresel çapta sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Akaryakıt maliyetleri, kapasite fazlası, güzergahlarda yaşanan sorunlar derken, küresel taşıma rakamlarında 2007 seviyeleri hala yakalanamıyor. Freightex verilerine göre, bu yılın Mayıs’ına kadar 2010 seviyelerinden daha iyi konumda olan Avrupa karayolu eşya taşımacılığı navlun endeksi son 5 ayda % 7 düştü. YOL VERGİLERİ MALİYET ARTTIRIYOR Bu durum, küresel kriz sonrasında giderek artan korumacılığı da tetikliyor. Bu araçlardan biri olan ve tüm Avrupa ülkelerinde yaygınlaşmakta olan “yol vergileri” birbiri ardına maliyet kalemlerimize ekleniyor. Örneğin; son yıllarda yabancı araçların, kendi taşımacılık pazarında hakimiyet kurduğu İngiltere de Avrupa çapında karayolu taşımalarını vergilendiren ülkeler kervanına katılıyor. İngiliz parlamentosundan geçen yeni uygulama ile İngiltere’ye taşıma yapacak 12 ton ve üzeri tüm yabancı plakalı araçlardan yılda azami 1245 EUR veya günlük 12.45 EUR’ya tekabül eden bir yol vergisi almaya hazırlanılıyor. Aynı şekilde Macaristan’da da 2013 yılı için benzer hazırlıklar var. YÜK PAZARIMIZDAN PAY İSTİYORLAR Oysa, karayoluyla uluslararası taşıma pazarımızın mevcut gidişatı olumlu bir resim vermiyor. TOBB verilerine göre; 2012 yılının Ekim ayında, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla verilen geçiş belgesi sayısında yüzde 11,38’lik, TIR Karnesi sayısında ise yüzde 3,52’lik bir azalma yaşandı. 2012 yılının ilk 10 ayında verilen toplam geçiş belgesi sayısında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2,12’lik, TIR Karnesi sayısında yüzde 2,13’lük bir azalma oldu. Avrupa pazarında ciddi kâr marjı daralmalarıyla mücadele eden nakliyecilerimiz için artık siyasi riskler nedeniyle Ortadoğu pazarı bir kurtuluş olmaktan uzak. Öte yandan, en son Kazakistan ile yaşanan geçiş belgesi krizinde de gördüğümüz gibi, ülkemizin yük pazarından pay almayı planlayan ülkeler de hızla artıyor. Rus, Yunan nakliyeciler derken; geçiş belgesi arttırma karşılığında yük pazarımızdan pay talep eden ülkeler kervanına Kazakistan da katıldı. Bu durum nakliyecilerimizi ciddi iş kaybı riskiyle karşı karşıya bırakacaktır. 66 YABANCI ARAÇLARIN PAYI ARTIYOR Yabancı plakalı araçlar konusu özellikle son birkaç senedir gündemimizde üst sıralarda. UND olarak, yabancı plakalı araçların pazar paylarındaki artışları sürekli izliyoruz. Gümrüklerden aldığımız istatistiklere göre; Eylül sonu itibarıyla ülkemizin tüm sınır kapılarından gerçekleştirilen ihraç taşımalarında Türk araçlarının payı önceki yıla göre % 83’ten % 81’e inerken; yabancı araçların ihraç pazarımızdaki payı % 2 artarak % 17’ye çıkmış bulunuyor. Yani, toplam 1,4 milyon ihraç taşımanın 273 bini yabancı araçlarca gerçekleştiriliyor. Sadece Batı sınır kapılarımızı aldığımızda, bu kapılardan gerçekleştirdiğimiz ihraç taşımalarda yabancı araçların payı son 5 yılda % 23’ten % 35’e çıkarken; bizim araçların payı % 77’den % 65’e kadar inmiş. Hatta duruma “sadece kara sınır kapılarından” baktığımızda, durumun daha çarpıcı olduğu görülecektir. Zira yerli-yabancı ihracat pazar paylaşımında ülkemiz araçlarının payının son beş yılda % 73’ten % 57’ye indiğini, yabancıların ise % 16 pay arttırdıklarını görüyoruz. YASAL TEDBİRLER YOLDA Kota, vize, artan maliyet sorunlarının somut göstergesi olan bu duruma, ro-ro hatlarıyla çare arayan nakliyecilerimiz karadaki kaybı denizden telafi etmeye çalışıyor. Doğu kapılarında da, Habur çıkışlarını hariç tuttuğumuz zaman, son 5 yılda yabancı araçlar payını % 11’den % 23’e çıkarmış durumdalar. Ülkemize yük almak üzere boş giren yabancı araçlar ise 3 yılda % 18 artmış. Bu konuda üyelerimizden gelen şikayetleri de değerlendirerek, ilgili resmi merciler nezdinde girişimlerimizi arttırdık. Kota sorununun çözümü konusundaki temaslarımızın yanında, yabancı araçlara Türkiye’deki taşımalarındaki ihlalleri ile ilgili ceza uygulamalarında karşılaşılan sorunların çözümü konusunda somut öneri ve destek verdiğimiz çalışmaların Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız bünyesinde son aylarda hızlandırıldığını biliyoruz. Umuyoruz ki çok yakında, yabancı plakalı araçlara tıpkı bizim araçlarımıza yurtdışında uygulandığı gibi, her türlü ihlal karşılığında uygulanacak bağlayıcı bir mevzuat yürürlüğe girerek, haksız uygulamaları ortadan kaldıracaktır. MAKALE Prof.Dr. MEHMET TANYAŞ / MALTEPE ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI TİCARET VE LOJİSTİK YÖNETİMİ BÖLÜM BAŞKANI / LOJİSTİK DERNEĞİ (LODER) BAŞKANI / mehmettanyas@gmail.com Lojistik Alt Yapının Doğru Planlanması ve Uygulama Gerek Ü lkemizde lojistik sektörünü oluşturan 3PL (üçüncü taraf lojistik) şirketler, 2000 yılından itibaren kurulmuş ve zamanla büyüme hızını artırmıştır. Daha önce taşımacılık ve gümrük ağırlıklı yapılan dış kaynak kullanımı söz konusu yıldan itibaren lojistik bazlı yapılmaya başlanmıştır. Lojistik, taşımacılığın yanı sıra depolama, gümrükleme, sigortalama, paketleme ve katma değerli hizmetler, sipariş ve stok yönetimi, muayene/gözetim faaliyetlerinin eşgüdümlü yapılmasını gerektirmektedir. Son birkaç yılda sektörde hizmet çeşitliliği ve kalitesi artmış, karma taşımacılık (multimodal, intermodal ve kombine) kapsamında çözümler önem kazanmış, çağdaş depo yatırımları gerçekleştirilmiştir. Lojistik sektörünün büyümesi tümüyle sanayi ve ticaret sektörlerinin büyümesine bağlıdır. Diğer taraftan lojistik Türkiye’nin büyüme hızından fazla oranda büyümektedir. Bunun başlıca nedeni dış kaynak kullanımının artmasıdır. ORTA DOĞU VE ASYA İÇİN YENİ PROJELER 2008 krizi Türkiye’yi 2009 yılında özellikle uluslararası taşımacılıkta derinden etkilemiş, 2010 ve 2011 yılları toparlanma çabalarıyla geçirilmiştir. Kriz ile birlikte Avrupa’ya olan taşımalar düşerken Orta Doğu ve Orta Asya taşımaları artmıştır. Söz konusu bölgeler lojistik açısından daha zorlu bölgelerdir. Dolayısıyla lojistik sektörü bu bölgeler için yeni lojistik projeler geliştirmek durumundadır. konulan 500 milyar dolarlık (350 milyon ton) ihracat hedefine uygun bir lojistik altyapı halen yoktur. Bu çerçevede ülkemizde sektörü büyütecek esas faktör lojistik alt yapının doğru bir şekilde planlanması ve gerçekleştirilmesidir. Ekonomik kriz beklentisi lojistik sektörünün 2012 yılına temkinli girmesine yol açmış, dolayısıyla yatırım ve istihdam artışlarına yönelmemelerine neden olmuştur. 2012 yılına gerek kamu ve gerekse özel sektör açısından fazla zarar görmeden yılı nasıl geçiririz düşüncesi hakim olmuştur. Maliyetleri azaltma, giderleri kısma ve verimliği artırma çalışmaları hızlanmıştır. Yurtdışı pazarlara yönelik yeni intermodal taşımacılık güzergahları oluşturulmuştur. 2013 YILI BEKLENTİLERİM 2013 yılında özellikle geliri yüksek doğu, kuzey ve güney tarafı ülkeler bazında çalışmalar gerçekleştirilecektir. Bu noktada kamu kesimine büyük rol düşmektedir. Söz konusu ülkelerde ticari gelişme neredeyse tümüyle siyasi gelişmelere bağlıdır. 2013 yılında Türkiye genelinde ihracat performansında sınırlı bir iyileşme gerçekleşeceğini ve toplamda 2008 yılının ekonomik rakamlarına tekrar ulaşılacağını öngörmekteyim. Avrupa pazarlarından Ortadoğu, Orta Asya, Kafkasya ve Amerika pazarlarına yöneliş olacaktır. BU YILIN SORUNU KARLILIK 2012 yılında en büyük sorun karlılık oranlarının düşüklüğüdür. Bunun ana nedenlerinden biri lojistik altyapısındaki yetersizliklerdir. Maalesef liman, demiryolu ve denizyolu altyapısı etkin ve eşgüdümlü bir şekilde kullanılamamakta, lojistik köyler/merkezler konusundaki karmaşa devam etmektedir. Diğer taraftan şirketler yeterli ölçüde kurumsallaşamamakta, gümrüklerde beklemeler oluşmakta, eğitime fazla önem verilmemekte, fiyat odaklı bir rekabet politikası izlenmektedir. KAYIT DIŞI VE HAKSIZ REKABET Dünya Bankası tarafından altı farklı lojistik kriter kullanılarak ülkeler bazında Lojistik Performans Endeksi (Logistics Performance Index- LPI) ölçüm sistemi geliştirilmiş olup Türkiye 2012 raporuna göre 5 üzerinden 3,51 puanla 155 ülke arasında 27.sıradadır. Lojistik sektörümüz uluslararası pazarlarda yeterince etkin olduğu söylenemez. Kayıt dışı ekonomi ve haksız rekabet sektörün önünü tıkamaya devam etmektedir. Yetki belgesi, standart dışı araç, 10 numara yağın yakıt olarak kullanımı vb konularda haksız rekabet vardır. Denetimler artmasına rağmen istenen düzeyde etkinlik sağlanamamaktadır. STRATEJİK MASTER PLAN ÇABALARI 2012 yılı için olumlu gelişmelerden biri ise stratejik master plan oluşturma çalışmalarının önem kazanmasıdır. Bazı sektörler 2023 yılını baz alan stratejik master planlarını açıklamıştır. Lojistik açısından ise TİM bünyesinde Türkiye Lojistik Master Planı için Strateji Belgesi hazırlanmıştır. 2023 için LOJİSTİK ÜST KURUL GEREKLİ Lojistik konusunda bakanlıklar arası koordinasyon eksikliği vardır, bu nedenle bir lojistik üst kurula gereksinim vardır. Nihai çözüm sektörün önünü açacak, öncelikle yatırımların ve düzenlemelerin belirleneceği Türkiye Lojistik Master Planının sektörel uzlaşım için de hazırlanmasıdır. 68 MAKALE Dr. HİLAL YILDIRIR KESER ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER MYO LOJİSTİK PROGRAM BAŞKANI / hilalyildirir@uludag.edu.tr H Bursa ve Lojistik Sektörü er geçen gün daha fazla gelişme gösteren lojistik sektörü Bursa ili için de büyük öneme sahip. Lojistik sektörünün gelişimi pek çok ekonomik etkileri de beraberinde getiriyor. Üretimde verimliliğin artması, yabancı yatırımların yapılması ve istihdam imkanı sağlaması bunların başında geliyor. Ayrıca lojistik sektörünün gelişimi dış ticaret faaliyetlerinin de daha etkin bir şekilde gerçekleşmesini sağlıyor. Bu olumlu etkilerin görülebilmesi sektörün gelişmişlik düzeyine bağlı. POTANSİYEL VAR ANCAK… Bursa ili özeline baktığımızda, lojistik sektörünün güçlü bir potansiyeli olduğunu ancak bunu tam anlamıyla kullanamadığını görüyoruz. Lojistik, ticaretin olduğu yerde gelişir. Bursa, tarih boyunca ticaret ve sanayinin yoğun yapıldığı illerden biri durumunda… İpek yolu ve baharat yolu ile başlayan ticaret ve sanayileşmedeki gelişmeler bugün pek çok sanayi bölgesinde yapılan üretim ile devam ediyor. Bununla birlikte, coğrafi açıdan baktığımızda, stratejik öneme sahip bir il durumunda. Ana arterlerin kesişim noktasında bulunması ve pek çok il ile olan bağlantısı Bursa’yı karayolu taşımacılığında ön plana çıkarıyor. Ayrıca Gemlik bölgesinde bulunan limanlar denizyolu taşımacılığının kullanılmasını sağlıyor. ALT YAPI EKSİKLİKLERİ Ancak sektörün gelişimi ve potansiyelini kullanabilmesi için bunların çok yeterli olmadığı bir gerçek. Öncelikle Bursa’da sektöre ilişkin altyapı eksiklikleri bulunuyor. Altyapı aslında çok geniş bir konu. Öncelikle en önemli konu olan hukuki altyapıyı değerlendirirsek, sektörün gelişimine yönelik kurulacak özellikle “Lojistik Merkez”, “Lojistik Köy” olarak adlandırılan ve dünyada pek çok ülkede var olan Lojistik Bölgelerin kuruluşu ve işleyişi ile ilgili mevzuat henüz hazırlanmış değil. ÖZEL BİR KANUN GEREKİR Son olarak 2008 yılında Sanayi Bakanlığı tarafından 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile yapılan 70 değişiklik ile İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (OSB), “Aynı sektör grubunda ve bu sektör grubuna dahil alt sektörlerde faaliyet gösteren tesislerin yer aldığı OSB ile lojistik amacıyla kurulan OSB” şeklinde tanımlandı. Ancak bunun dışında mevzuatta lojistik bölgeler için özel bir kanun bulunmuyor. Bu durum yapılan girişimlere ilişkin sürecin işlemesini zorlaştırıyor. Sanayi Bakanlığı dışında, Ekonomi Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı’nın da görüş ve uygulamalarının yer alacağı özel bir kanun düzenlemesi sektörün gelişiminde önemli rol oynayabilir. DEMİRYOLU VE HAVALİMANI EKSİK Bir diğer altyapı konusu fiziksel altyapı... Bursa ili, lojistik süreçlerde önemli yere sahip olan gümrük işlemlerinde güçlü bir altyapıya sahip. Ancak bazı taşıma modlarına ilişkin eksikleri bulunuyor. Özellikle demiryolu bağlantısının bulunmaması ve havalimanının etkin kullanılamaması bunların başında geliyor. Bir bölgenin lojistik açıdan gelişebilmesi, aynı anda tüm taşıma modlarına ilişkin alt yapı yeterliliğinin olmasını gerektiriyor. Ayrıca kurulan Lojistik Merkezler şeklindeki yapılanmalarla da, daha etkin ve verimli dağıtım, depolama, gümrükleme, bankacılık, ambalajlama gibi lojistik hizmetlerin yürütülmesi önem arz ediyor. MASTER PLAN Eğitim altyapısı açısından bakıldığında son yıllarda yaşanan gelişmeler umut verici. Uludağ Üniversitesi SBMYO bünyesinde açılan Lojistik Programı bu yıl ön lisans öğrencilerini almaya başladı. Bunun dışında Faruk Saraç Tasarım MYO bünyesinde de ön lisans eğitimi veren Lojistik Programı bulunuyor. Ancak dört yıl lisans eğitimi veren bir fakülte veya yüksekokul henüz bulunmuyor. Türkiye’de ve Bursa ilinde sektörün gelişimi için kamu kesiminin desteği oldukça önemli. Bu destek ile Master Plan hazırlanarak mevcut durumun ve ihtiyaçların belirlenmesi, özel sektör, STK ve üniversiteler ile ortak çalışmaların yapılması sektörün gelişimini daha da güçlendirecektir. BUSİAD tarafından başlatılan Bursa Lojistik Köyü çalışması, bu kapsamda Bursa ili için oldukça önemli bir adım. LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK Lojistikte Nitelikli İş Gücüne İhtiyaç Var Lojistik sektörü, emek yoğun yönünün bulunması sebebiyle rekabet gücü elde etmede istihdamı önemli kılıyor. Ancak Türkiye’de eğitim alt yapısı ve uzmanlaşma sektörün beklediği seviyede değil. N itelikli ve uzmanlaşmış insan kaynağı, ülkelerin gelişiminde her geçen gün daha fazla rol oynuyor. Türk Lojistik Sektörü, istihdam yapısı açısından değerlendirildiğinde, sektöre yönelik eğitim altyapısının tamamlanmadığı, nitelikli işgücünün ve uzmanlaşmanın istenilen seviyede olmadığı belirtiliyor. Beykoz Lojistik Meslek Yüksek Okulu Dış Ticaret Programından Yrd.Doç.Dr.Emine Koban ile Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Lojistik Programından Öğr.Gör.Dr.Hilal Yıldırır Keser’in geçtiğimiz yıl yaptığı ‘Lojistik Sektörünün İstihdam Yapısının Analizi ve İstihdama Yönelik Devlet Destekleri’ çalışmasında, ‘Son yıllarda sektöre verilen önemin artması ve istihdamın güçlendirilmesine yönelik devlet desteklerinin uygulanması nitelikli işgücünü arttırıyor’ tespiti yapılıyor. LİSANS VE DOKTORA Lisans düzeyinde lojistik eğitimi ise daha çok vakıf üniversitelerinde… 2011 yılı itibari ile ikisi devlet olmak üzere toplam 17 üniversitede lojistik ile ilgili bölümler bulunuyor. Devlet üniversitelerinden sadece İstanbul ve Gaziantep Üniversitelerinde lojistik ile ilgili eğitim veriliyor. Türkiye’de lojistik ile ilgili lisansüstü eğitim ele alındığında ise, yüksek lisans eğitiminin toplam 11 üniversitede verildiği, bunlardan üçünün devlet, diğerlerinin ise özel üniversite olduğu görülüyor. Doktora eğitimi ise sadece bir özel üniversitede verilmektedir. Lojistik sektörü açısından büyük potansiyele sahip olan Türkiye’de lisans düzeyinde lojistik eğitiminin arttırılması istihdam edilecek nitelikli işgücünü ve sektörün verimliliğini arttırma yoluyla rekabet gücü kazandırmakta hayati önemde. Uludağ Üniversitesi’nin Bursa-Yalova Yolu üzerindeki SBMYO Dış Ticaret Bölümü bünyesinde bu yıl Lojistik Programı açıldı ve 30 öğrenci alındı. UÜ SBMYO Müdürü Prof. Dr. Mustafa Sevüktekin, Dış Ticaret Bölüm Başkanı Sema Ay (soldan ikinci), Dış Ticaret Program Başkanı Yeşim Kaygusuz (sol başta), Lojistik Program Başkanı Hilal Yıldırır Keser (sağda ikinci) ve Lojistik Programı Öğretim Görevlisi Gözde Arcan Yılmaz (sağda). 62 MYO’DA ÖN LİSANS EĞİTİMİ VAR Türkiye’de eğitim altyapısı üniversite düzeyinde değerlendirildiğinde ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeyde eğitimler veriliyor. Bunlar arasında yoğunluk ön lisans düzeyinde verilen eğitimlerde. Ön lisans düzeyinde 2011 yılında 3.750 devlet, 1.684 vakıf üniversitelerinde olmak üzere toplam 5.434 öğrencilik kontenjan bulunuyor. Lojistik konusunda ön lisans eğitimi, devlet üniversitesi statüsündeki 31 üniversitenin 43 meslek yüksekokulunda ve vakıf üniversitesi statüsündeki 19 meslek yüksekokulunda veriliyor. Bursa’da Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu bünyesindeki Lojistik Programı ise bu yıl açıldı ve ilk olarak 30 öğrenci alındı. ÇALIŞANLARIN EĞİTİM DURUMU İstihdam yönüyle değerlendirildiğinde, lojistik sektörü Türkiye ekonomisinde en fazla istihdam yaratan hizmet sektörlerinden birisi. TÜİK’in temel göstergeleri içinde lojistik sektörünü niteleyen ulaştırma, depolama ve haberleşme hizmetleri değerlendirildiğinde; Sektörde 2003 yılında 667.593 olan çalışan sayısı 2011 yılında 1.052.250 kişiye yükseldi. Çalışanlarının eğitim durumuna bakıldığında, %40’ının ilköğretim, %35’inin lise, %21’inin üniversite ve %4’ünün lisansüstü eğitim aldığı görülüyor. İSTİHDAMIN TEŞVİKİ Yine Koban ve Keser’in çalışmasında lojistik sektöründe yararlanılabilecek desteklerin, kanunlar kapsamında sağlanan teşvikler ile devlet kurumlarına uyguladığı destek programlarından oluştuğu vurgulanıyor. İstihdam teşvik tedbirleri kapsamında verilen teşviklerden başlıcaları; Kalkınmada öncelikli yörelerde istihdam teşviki, İşveren sigorta prim indirimi desteği, Genç ve kadın istihdamını arttırma desteği, İlave istihdam teşviki, İşsizlik ödeneği alanların istihdamının teşviki, AR-GE teşviki, İŞKUR Kaynaklı Destekler (Aktif istihdam politikaları), Kalkınma Ajansları Kaynaklı Destekler ve Kamu Kurumları ve Üniversite İşbirliğine Dayalı Destekler. 71 LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK Ekol Lojistik, 2012’de Avrupa Yatırımlarıyla Güçlendi Son bir yılda Avrupa’da 10 milyon Euro yatırım yapan Ekol, 7 ülkede 80 bin metrekare depolama alanına ulaştı. 2013’te salt Avrupa yatırımlarından 75 milyon Euro ciro bekliyor. 1 990 yılında faaliyetlerine başlayan Ekol, uluslararası taşımacılıkta yük organizasyonu ile başlanılan noktadan, bugün üçüncü parti entegre lojistik hizmetleri sunan bütünleşik bir yapıya ulaştı. Türkiye ve Avrupa’da en yeni teknoloji ile donatılmış dağıtım merkezleri, araç filosu ile taşımacılık, depo yönetimi, dış ticaret ve tedarik zinciri yönetimi çözümlerini müşterilerine sunuyor. 2012 yılının sonuna yaklaşırken Ekol’ün hedef cirosunun yaklaşık 300 milyon euro olduğunu vurgulayan Ekol Lojistik Bursa Bölge Müdürü Tülay Gül, büyüme ve 2012 yatırımları açısından şunları söyledi: “Her yıl ortalama yüzde 30 civarında büyüme kaydediyoruz. 2012 yılında da daha önceki yıllarda olduğu gibi büyüme hızımız ve karlılığımızı paralel tutacağız. Ekol olarak yakaladığımız karlılık artışını yine şirketimizin uzun vadeli başarıları için kullanarak çeşitli alanlarda yatırım yapmak üzere değerlendiriyoruz. 2011 yılında otomotiv, sağlık, kimya ve e-ticaret sektörlerinde ciddi bir büyüme trendi yakalamıştık. Bu büyümeyi içinde bulunduğumuz yıl içinde de sürdürerek ilave olarak e-ticaret alanında da yine en çok tercih edilen firma olmak üzere çalışmalarımıza devam ediyoruz. AVRUPA’DA 10 MİLYON EURO YATIRIM YAPTI 2012 yılı içerisinde çok önemli yatırımlara imza attık. Avrupa ağırlıklı bu yatırımlarımız için son bir yıl içerisinde toplam 10 milyon euro harcadık. Romanya, Almanya, İtalya, Fransa, Bosna, Yunanistan ve Ukrayna’da yatırımlar yaparak bu ülkelerde kendi depo, ofis ve çalışan kadromuzla bizzat 72 Ekol Lojistik Bursa Bölge Müdürü Tülay Gül, Uludağ Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Dış Ticaret Bölümü bünyesindeki Lojistik Programı’nda eğitmenlik yapıyor. Bu yıl açılan ve Ekol’ün de katkı koyduğu programda 30 öğrenci eğitim görüyor. (Fotoğraf: Sevcan Özgür) RAKAMLARLA EKOL LOJİSTİK 222.117.000 2011 yılı satışlar toplamı (Euro). 139.451.000 Son 5 yıldaki yatırım tutarı (Euro). 5.400 4.200’ü aşkın Türk, 1.200 Avrupalı çalışan. 480.000 Türkiye’de ve Avrupa’daki toplam depolama alanı (metkerake). 2.000 Araçlık çevreci filo. var olduk. Bu sayede Avrupa’da 80 bin metrekare depolama alanına ulaşarak toplam kapalı depolama alanımızı 480 bin metrekareye yükselttik. Avrupa’daki tesis yatırımlarımızın yanı sıra; 2012 yılı başında 100 adet çekici alımı gerçekleştirerek tamamı Euro 5 standartlardaki filomuzun araç sayısını 2000’e yükselttik. YENİ HİZMET SPEEDY Yine içinde bulunduğumuz yıl içerisinde müşterilerimize “Speedy” ismini verdiğimiz hava taşımacılığına alternatif olarak tercih edilen hizmetimizi sunmaya başladık. Az hacimli ve acil sevkiyatları olan müşterilerimize sunduğumuz bu hizmet sayesinde müşterilerimizin kapıdan kapıya daha ucuz ve izlenebilir hizmet almasını ve zamandan tasarruf etmesini sağladık. Proje sayesinde Türkiye-Almanya arası LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK teslimat süresi varış yerine göre değişiklik gösterirken ortalama 36 saat olarak gerçekleşiyor. Hizmet birimlerimize bir yenisini daha ekleyerek Ekol Proje Taşımacılığı Departmanı’nı da yine 2012 yılı içerisinde kurduk. Bu deneyimli ve konusunda uzman ekip ile birlikte artık müşterimize özel çözümler planlanıyor ve her gabari dışı taşımanın dinamiklerine uygun proje planı geliştiriyoruz.” BÖLGESEL BİR MARKA 2013 yılında da daha önceki yıllarda elde edilen büyümelerin elde edileceğine inandıklarını belirten Gül, “Geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdiğimiz salt Avrupa yatırımlarımızdan önümüzdeki yıl 75 milyon euro ciro beklentimiz var. Avrupa’nın stratejik noktalarında gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla tüm Avrupa’yı kapsama alanımıza alarak bölgesel bir marka olma yolunda hızla ilerliyoruz” şeklinde konuştu. BURSA LOJİSTİK MERKEZ OLUR Bursa sanayisi ve ihracatının temelinde tekstil ve otomotiv olduğunu belirten Tülay Gül, “Bursa aynı zamanda konumu itibari ile Türkiye’deki lojistik üs olabilecek özelliklere sahip bir şehrimiz. Bildiğiniz üzere son dönemde bu konuda somut çalışmalar bulunuyor. Hayata geçirilmesi planlanan “Lojistik Köy” için eksik kalan noktaların hızla bitirilmesini ve Bursa’nın lojistik üs olması noktasına bir an önce gelmesini diliyoruz” dedi. Ekol Lojistik’in Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ndeki bölge merkezi. OSB’lerin İşlevi Büyük E kol Lojistik Bursa Bölge Müdürü Tülay Gül, sektörle ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu: Uzman ve sektörel odaklı Organize Sanayi Bölgeleri kurularak ihracatçı üreticilerin buralara yerleşmesi teşviklerle desteklenmeli, bu bölgelerin yakınlarına kurulacak lojistik üsler ve parklarla lojistik hizmetlerin konsolide bir şekilde verilebilmesi desteklenmelidir. Sınır kapılarında yapılan çıkış işlemlerinin daha hızlı yapılabilmesi için kapasitelerin artırılarak, ihracat gümrük işlemlerinin teknolojik olanaklarla birlikte basitleştirilmesi faydalı olacaktır. Bunlar yapıldığı takdirde, jeopolitik konumu itibarıyla oldukça büyük önem taşıyan ülkemizin dünya çapında bir ticaret merkezi ve lojistik üssü olmak konusundaki mevcut şansı daha da artacaktır. Gümrük Prosedürleri Daha Basit Olmalı VERİMLİLİK VE KARLILIK ÖNEM KAZANIYOR Sektörel değerlendirmelerde de bulunan Ekol Lojistik Bursa Bölge Müdürü Tülay Gül, Türkiye’nin büyüme performansı ve dış ticaretinin artmasında lojistik sektörünün en büyük destekçi olduğunu belirterek şunları söyledi; “2012’de ekonomimiz %3.5-4.5 bandında büyüyecekken bu pazarda %18’lik bir büyüme olacağı öngörülüyor.1.2 trilyon dolarlık 2023 dış ticaret hedefleri düşünüldüğünde lojistik sektörünün taşıyıcı sektör olarak önemi göze çarpıyor. 45 milyar USD hacmi olan Türkiye Lojistik Pazarı’nda 2000’den fazla irili ufaklı firma faaliyet gösteriyor. Verimlilik/karlılık ve işletme sermayesi konularının bundan sonra önem büyümeden daha önde olacağını düşünüyoruz. Şu anda sektör büyüklüğü açısından istediğimiz noktaya gelmemiş olsak da, özel sektör ve devletin iş birliği içinde çalışmasıyla umduğumuzdan da iyi bir seviyeye gelebileceğimize olan inancımız tam. Türkiye’nin karayolu, demiryolu ağına daha fazla yatırım yapılması gerekmektedir. Denizyolunda da özellikle önemli ihracat çıkış merkezlerimiz olan İstanbul, İzmir ve Mersin’deki limanlarımızın büyütülmesi, bu limanlara Anadolu’da üretilen ihraç ürünlerinin de daha hızlı ve az maliyetlerle ulaşabilmesi sağlanmalıdır.” G ümrük mevzuatlarında yeni düzenlemeler ışığında araçlarımız gümrüklerde 1 gün kadar bekliyorlar. Almanya gibi gelişmiş ülkelerde ihracatı desteklemek için basitleştirilmiş gümrük prosedürleri bulunuyor. Beyan usulü, sonradan yapılan denetimlerle araçlar fiziksel muayeneye tabi tutulmadan yola çıkabiliyor. Bizde fiziksel muayene için şehir içinde kalan Halkalı ve Erenköy gümrüklerine ulaşım, trafik yoğunlukları ve gecikmeler, gümrüklü sahadaki araç yerlerinin yetersizliği, kuyruk ve sıralar, bu işlemlerden ötürü araçların yaktığı akaryakıt ve bunlarla ilgili dolaylı giderler lojistik şirketlerini maliyetler açısından zorlamaktadır. ATR ve Menşei belgeleri için gümrük lokasyonları yakınında odaların irtibat ofisleri kurulmalıdır. Artan ihracat kapasitesi ile birlikte hem şirketler hem de devlet kurum ve kuruluşları nezdinde artan bir personel ihtiyacı bulunmaktadır. Bu personel yabancı dili kuvvetli; sektör deneyimi olan ve teknolojiyi efektif kullanabilen insan gücünden oluşmalıdır. Bu ihtiyaca cevap verebilmek için son dönemlerde lojistik yüksekokulları, fakülteler ve eğitimlerine ağırlık verilse de mevcut durumda ihtiyaca cevap vermek için yeterli değildir. 73 LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK Borusan, Balnak’ı Satın Aldı Lojistik sektörü, sektörün dinamiklerini değiştiren çok önemli bir satın almaya sahne oldu. B orusan Lojistik, Türkiye’nin önde gelen lojistik şirketlerinden Balnak’ın hisselerinin tamamını satın almak için Kasım ayında anlaşma imzaladı. Satın alma Rekabet Kurumu tarafından onaylandıktan sonra Borusan Lojistik, satış gelirleri açısından Türkiye lojistik sektörünün lider kuruluşu olacak. rilmesinde önemli bir adımdır” dedi. Borusan Lojistik Genel Müdürü Kaan Gürgenç ise “Biz, hızlı büyüyen, sektöre şekil veren lider bir şirket yaratma hedefi ile yola çıktık. Bu satın alma stratejik büyümemizi güçlendirecek, bölgesinin önde gelen küresel oyuncularından biri olma yönünde önemli mesafe kat edecek” dedi. İKİ ŞİRKETİN CİROSU 600 MİLYON DOLAR 1986 yılında kurulan Balnak Lojistik kara, hava, denizyolu ve demiryolu taşımacılığı ile antrepo hizmetleri veriyor. Hızlı tüketim, perakende, tekstil, otomotiv, kimya ve petrokimya gibi Türkiye’nin birçok lokomotif sektörüne hizmet sunan Balnak, 2011 yılında 200 milyon doların üzerinde ciro elde etti. Borusan Lojistik ve Balnak Lojistik'in toplam gelirleri 2012 itibarı ile 600 milyon ABD doları seviyesine erişmiş olacak, 4 binin üzerinde kişiye istihdam sağlayacak ve 10 binin üzerinde müşteri ile sektöre yön verecek. KÜRESEL OYUNCU OLACAĞIZ Borusan Holding CEO’su Agah Uğur, “Borusan Grubu faaliyet gösterdiği bütün iş dallarında bir adım önde olma vizyonu ile liderliği hedefliyor. Borusan Lojistik'in Balnak’ı satın alması lojistik işimiz için bu stratejimizin hayata geçi- O Otomotiv Lojistiğinde 35 Yıllık Deneyim; Me-Par tomobil fabrikalarına oto taşıma, depolama ve yedek parça lojistiği hizmeti veren Me-Par Nakliyat, 2011 yılında 225 bin aracı alıcısıyla buluşturdu. ME-PAR Nakliyat A.Ş. Genel Müdürü Vural İştay, sektör ve firmalarıyla ilgili bilgiler verdi. İştay, “Gürsoy Şirketler Grubu’nun en köklü kuruluşlarından biri olan ME-PAR Nakliyat 1976 yılında kuruldu. Sektörün en eski şirketlerinden biriyiz. Filomuzda 219 oto taşıma ve 90 civarında yedek parça taşıma aracımızla 300’ü aşkın bir filoya sahibiz” dedi. 225 BİN ARAÇ TAŞIDI İstanbul’daki genel müdürlük Vural İştay dışında, Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Oto Lojistik Merkezi ve Kocaeli Gölcük’te tesisleri bulunduğunu belirten Vural İştay, “Yıllık ciromuz 100 milyon lira ve her yıl yüzde 5-10 aralığında artışımız oluyor. Biz firma olarak her yıl 10-15 yeni aracı filomuza katıp, eski araçlarımızı değiştiriyoruz. Yüzde 65 oto lojistiği yapıyor, Tofaş ve Ford 74 1973 yılında kurulan Borusan Lojistik, 2000 yılından bu yana "entegre lojistik hizmet sağlayıcı" olarak Türkiye Lojistik Hizmetleri, Liman, Uluslararası Taşımacılık ve Yabancı Ülkeler Lojistik Hizmetleri olmak üzere dört stratejik alanda hizmet veriyor. Gemlik Borusan Limanı da 2012 yılında başlayan ve yatırımlar sonrasında 450 metrelik lineer rıhtımı 615 metreye uzatılacak. bayilerine yedek parça taşıyoruz. 2011 yılı içerisinde 225 bin aracı alıcısıyla buluşturduk” şeklinde konuştu. HER GEÇEN GÜN KARLILIK YİTİRİLİYOR Sektörle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Vural İştay, Türkiye’de taşımacılığın çağdaş ve kurumsal bir yapıya kavuşturulması ve disipline edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Sektörün her geçen gün karlılığını yitirdiğini vurgulayan İştay, “Akaryakıtta sürekli yaşanan artış ve personel maliyetleri, karlılığı azaltıyor. Müşterilerimizin fiyat indirimi isteğini yapan firmalar da var ve haksız rekabet oluşuyor. Sektörün büyük sorunlarından birisi de kalifiye eleman bulmanın her geçen gün zorlaşması” dedi. İştay, taşıma yapan araçlarının kasa yüksekliğinin 30 santim azaltıldığını ve 4 metreye çekildiğini belirterek, “Bu durum bizi, ihracatçı ve ithalatçıyı, çekicileri, TIR park alanlarının hepsini etkiliyor, ek maliyetler getiriyor^şeklinde konuştu. LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK Sektörün Yeni Aktörü SFR L Ceva, Bursa’da Entegre Tesis Yatırımı Yapıyor C eva Lojistik Inbound Operasyonları Yöneticisi Zafer Ahmetoğlu, 2012’yi durgun ekonomik koşullarla bitirdiklerini ancak 2013’ten umutlu olduklarını söyledi. Türkiye’nin lojistik çözüm anlamında Avrupa’dan çok ileride olduğunu belirten Ahmetoğlu, “Müşteri profiline bağlı özel çözüm üretmede çok esnek çalışmalar yapılabiliyor. Kanuni altyapı, lojistik tanımı gibi konularda gelişmeye devam etmeliyiz. Bence sektördeki önemli konular, araçlar ve taşıyıcılar ile ilgili kanuni kuralların oturmamış olması, yetişmiş personel ve lojistik kavramının (eskiye göre çok iyi olsa da) tam olarak oturmamış olması. Ancak mevzuat sıkıntıları ile ilgili olarak çalışmalar devam ediyor. Yetişmiş personel konusunda da ilerlemeler var, üniversitelerde bölümler açıldı, mezunlar veriliyor. Ancak, verilen eğitim ile sektörde gereken Zafer Ahmetoğlu bilgiler arasındaki fark henüz çok büyük” dedi. BURSA’DA POTANSİYEL BÜYÜK Bursa’nın lojistik sektörü için önemli rol oynadığını belirten Zafer Ahmetoğlu, “Ancak özellikle OSB’lerde lojistik faaliyet çalışma izinlerinin verilmemesi firmaları sıkıntıya sokuyor” dedi. Ceva Lojistik markasının 2011 yılsonu verilerine göre 640 milyon lira ciro ile Türkiye’nin en büyük lojistik firmalarından biri olduğunu vurgulayan Ahmetoğlu, “Ceva Lojistik adına yaklaşık 2.000 araç çalışıyor. 650 bin metrekare depo ile müşterilerimize hizmet veriyor, 6 bin kişi istihdam ediyoruz. 2013’te de son 10 yılda olduğu gibi büyüme ana stratejimiz. Bursa özelinde detayını şu anda açıklayamayacağım, Ceva dünyasında ilk kez Bursa’da yapılmakta olan bir proje üzerinde çalışmalarımız sona ermek üzere. 2013 yılının ilk çeyreğinde proje devreye alınacak. Bu proje ile hem Bursa hem de sanayiciler için çok önemli bir entegre lojistik çözümü hayata geçmiş olacak” dedi. 76 ojistik sektörünün yeni aktörlerinden birisi 2012 yılı Şubat ayında Bursa merkezli kurulan SFR Lojistik Firmasının Satış ve Pazarlama Sorumlusu Fırat Yıldız, firma ve sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Sektörde kalifiye elemana verilen önemin artması gerektiğini belirten Yıldız, “Nitelikli iş gücü en önemli sorun. Lojistiğin sadece taşımacılık olmadığını, firmaların dış ticaretini kolaylaştırmak ve Fırat Yıldız tamamlamak olduğunu kabul ederek onlara ulaşmak ve birlikte çalışmak; işi severek yapacak kalifiye personel ile kolayca ulaşılabilecek bir durumdur. Yeniliklere bu kadar açık bir sektörde, klasik yaklaşımlar ile sorunlar yumağı oluşturmak yersiz” dedi. Bursa’nın sektör olarak olumsuz etkilendiği bir durumu İstanbul’a yakın olması olarak gösteren Yıldız. “Biz SFR olarak problemleri aşma konusunda çalışmalar içerisinde bir firmayız. Özellikle Ro-Ro taşımacılığını hedef aldık ve bu yönde çalışmalarımızı geliştirmekteyiz. Deniz ve hava başta olmak üzere, forwarding seçenekleri sunuyoruz.Yeni yılda, konteyner taşımacılığında sunacağımız ekstra seçenekler ile bu yönde iş hacmimizi geliştirmek hedefimiz” dedi. Akaryakıt Zamları En Büyük Sorun B ursa-İstanbul arasında kargo taşımacılığı yapan Çalışkan Kargo, 2010 yılında Çalışkanlar Lojistik ile lojistik sektöründe de bir aktör oldu. Firma Yönetim Kurulu Başkanı Adem Çalışkan, lojistiğin önümüzdeki yıllarda da Türkiye'nin yıldızı parlayan sektörü olacağını belirterek, “Karayolu ile ilgili AB uyum yönetmeliği sektörü etkileyecek. Biz kuralları doğru buluyoruz, araçlarımızı Adem Çalışkan değiştiriyoruz. Ancak sektör olarak en büyük sıkıntımız akaryakıta yapılan ve sürekli hale gelen zamlar” dedi. Firma olarak büyümeye devam etiklerini söyleyen Çalışkan “2012’yi ciroda yüzde 20 artışla kapatıyoruz. 2013’te hedefimiz yüzde 35. 1200 metrekarelik alana ulaşıp depolama hizmeti de vermeye başladık. Bünyemize 2 tır, 3 kamyon, 9 adet kamyonet kazandırdık ve 24’ten 35 personele çıktık. Manuel yönetime son verip teknolojik programlara geçtik” şeklinde konuştu. LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK Barsan Global Lojistik Yeni Yatırımlarla Büyüyor Sektörün güçlü firmalarından birisi olarak lojistiğin tüm gereklerini yerine getiren Barsan Global Lojistik, 2012’de ticari açıdan önemli 50 lokasyondaki yatırımlarını tamamlıyor ve geleceğe umutlu bakıyor. 1 982 yılında kurulan 2000’den fazla çalışanı ve 600’ün üzerinde araç filosu ile Barsan Global Lojistik ve Gümrük Müşavirliği A.Ş. sektörün gelişmesine umutla bakıyor. Türkiye'nin toplam ticaretinin %10'luk bir kısmında pay sahibi olan BGL geldiği noktada, yurt dışında ticari açıdan önemli 50 lokasyonda devam eden yatırımlarını da 2012 senesi sonunda tamamlıyor. LOJİSTİĞİN GEREKLERİNİ YAPIYOR Barsan Global Lojistik Güney Marmara Direktörü Erkan Çelik, hizmetleri konusunda şunları söyledi: “Barsan olarak lojistiğin tüm gereklerini yerine getiriyoruz. Tek çatı altında ve hatta tek bir müşteri grubunda bunu sağlıyoruz. Kara-hava-deniz ve tren taşıması, kombine taşıma ve ağır proje taşımaları, gümrüklü/gümrüksüz depolama, stok yönetimi ve gümrük müşavirlik hizmetlerini sağlıyoruz. Müşteri portföyümüz içinde OEM’ler başta olmak üzere tüm otomotiv sanayi, tüm makine-yedek parça üreticileri, tekstil ve tarım-gıda sanayi önemli yer tutuyor” değerlendirmesini yaptı. BURSA’DA EKSİKLER VAR Barsan olarak Bursa’da yaklaşık 100 dönüm bir alan üzerinde Mudanya ve Bursa gümrüklerine bağlı antrepoları, gümrüksüz lojistik planlama alanı, ihracat deposu, geniş araç parkımız ile üç katlı idari binada hizmet ürettiklerini söyleyen Çelik, “Gümrük hizmetleri, Tüm Avrupa-Orta Doğu, Türk Cumhuriyetleri ve Rusya için kara taşımaları ve çok ciddi miktarda da deniz ve hava taşıma hizmetleri sağlıyoruz. Her şart altında koşulsuz bir müşteri memnuniyeti en önemli amacımız” şeklinde konuştu. Gerek sanayi üretim ve istihdamı gerekse ithalat/ihracat 78 dengesi açısından Bursa’nın sektör içinde oldukça büyük bir önem taşıdığına değinen Erkan Çelik, “Deniz taşıması konusunda çok büyük bir sorun olmamakla birlikte kara taşımasında İstanbul ile kıyaslandığında maliyet anlamında daha şanssızız. Bursa için özellikle tren yolunun bulunmaması da ayrı bir eksiklik oluşturuyor” dedi. BGL’NİN YENİ YATIRIMLARI Barsan’ın yatırımlarına da değinen Çelik, “Bursa Lojistik Merkezindeki ek yatırımlar dahil bu yıl içinde de çok sayıda yeni yatırım yaptık. Yurt içinde geçici depolama alanları ve antrepolar açtık. Yurt dışında da başta Almanya olmak üzere, Slovakya ve Güney Kore’de yatırımlarımız oldu. Araç filomuzu da sürekli yenilemeye devam ediyoruz. Bunun yanında Hindistan, Rusya, Brezilya ve Avrupa’da yeni yatırım planlarımız mevcut. ABD, Almanya, Çin, Hong Kong, Fransa, İspanya, İngiltere, Macaristan, İtalya, Slovakya, Güney Kore, Özbekistan Lojistik Merkezlerine yenilerini ekliyor, Bulgaristan, İsveç, Romanya. Belçika, Hollanda, Güney Afrika gibi ülkelerde olacağız” şeklinde konuştu. LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK BU YIL İŞ HACMİ ARTTI, KARLILIK AZALDI 2012’de iş kapasitesindeki artışların biraz karlılığın gölgesinde kaldığını ifade eden Erkan Çelik, “Sene sonu itibari ile % 15 civarında bir ciro artışı yakalanacak gibi görünüyor. 2013’ün daha olumlu bir yıl olmasını bekliyoruz. Özellikle Ortadoğu’da yaşanan sorunların bir nebze daha düzelmesi ve petrol fiyatlarının gerilemesi ile birlikte daha olumlu bir hava yaşanacaktır. Sektör açısından 2012’nin parlak bir yıl olduğunu söylemek fazla iyimserlik olur. Kısa vade içinde, ciro artışlarına rağmen karlılığın gerçekleşmemesi bir nebze tolere edilebilir. Fakat bunun uzun süre içinde bu şekilde devam etmesi yaşanan sıkıntıları daha da büyütecektir. Türkiye’de lojistiğin 2012 yılında da büyüme trendini sürdürdüğünü söyleyebiliriz. 2011’de öngörülen hedefleri ciro anlamında yakaladığımız görünüyor. Bunun karlılığa da aynı oranda etki etmesini bekliyoruz” değerlendirmesini yaptı. Petrol Fiyatları Büyük Sorun B arsan Global Lojistik Bursa Yöneticisi Erkan Çelik, sektörel değerlendirmesinde, yaşanan en büyük sorunları şöyle sıraladı: “Petrol fiyatlarındaki artış, karlılıktaki düşüş, mali açıdan firmaların teşviklerden yoksun olmaları lojistik sektörü firmalarının en önemli sorunlarıdır. Türkiye’de gerçekten ciddi bir potansiyel ve güçlü firmalar mevcut. Yaşanan sorunlarda daha fazla birlikte hareket etmelerinin faydalı olacağı kanaatindeyim. Özellikle başta yakıt maliyetlerindeki artışların fiyatlara mutlak surette yansıtılması gerekiyor. Aksi halde bir çok firma bu konuda destek alacağı, iş birliği içinde olacağı bir partner bulmak konusunda ciddi sıkıntılar yaşayacak. Maalesef hala ayakta kalmayı sadece fiyat kırmaya bağlayan şirketler var. Ayrıca lojistik firmalarının artık Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına ve ileri teknolojiye çok daha fazla önem vermesi gerekiyor. Coğrafi açıdan Türkiye iyi bir konumda ancak, son zamanda Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler sektörü olumsuz etkiledi.” PROJE TAŞIMACILIĞININ ÖNEMİ ARTIYOR D ünyada proje taşımacılığı giderek önem kazanıyor. TLS Lojistik ve Merkezi İngiltere’nin Manchester şehrinde bulunan global partnerleri Tuscor Lloyds proje taşımacılığının önemli aktörlerinden… TLS Lojistik ve Tuscor Lloyds yetkilileri, iki yıldır süren işbirliklerini güçlendirmek adına İngiltere’de bir araya geldi. TLS Lojistik’i Genel Müdür yardımcısı Aykut Yakalı “Acente hizmeti verdiğimiz partnerimiz Tuscor Lloyds’un İngiltere’deki genel merkezinde yaptığımız görüşmeler çok verimli geçti. Yeni işbirliği alanlarını ve fırsatları konuştuk. Yıllık 2 bin konteyner kapasiteli işbirliğimizi önümüzdeki yıl %50 artırmayı kararlaştırdık. Global ölçekte yeni işbirlikleriyle faaliyet alanımızı ve hizmet verdiğimiz müşteri sayısını artırmayı hedefliyoruz” dedi. İki şirket, dünyanın çeşitli ülkelerinde proje taşımacılığı yapıyor. Çalışmalarının odağında enerji sektörü yer alıyor. Örneğin, 100 tonluk rüzgâr güllerinin Çin’in Şangay şehrinden Mersin’e, tek parça hâlinde nakledilmesi işini birlikte gerçekleştiriyorlar. TLS ve Tuscor Lloyds’un özellikle Hong Kong’da verimli yürüyen bir işbirlikleri bulunuyor. Kuzey Amerika, İngiltere ve Meksika’da da partnerlik ilişkisi yürüyor. 2013’TE İLK DURAK BELGRAD Y urt içinde ve yurt dışında uçuş ağını genişletmeye devam eden Pegasus Hava Yolları’nın 2013 yılında uçuşlarına başlayacağı ilk destinasyonu Belgrad oldu. Pegasus Hava Yolları’nın uçuş ağına eklenen 26. ülkedeki 62. destinasyonu olan Belgrad uçuşları 1 Şubat 2013 tarihinden itibaren Salı, Perşembe, Cuma ve Pazar günleri Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan karşılıklı olarak gerçekleşecek. Belgrad uçuşlarının biletleri, 49.99 Euro’dan başlayan fiyatlarla satışa sunuluyor. 79 LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK Pamukkale Turizm’de Havayolu Fiyat Sistemi Pamukkale Turizm, 50.Yılında gerçekleştirdiği birçok kampanya ve yeniliğe dinamik fiyatlandırma dönemi ile basamaklandırılmış fiyat sistemini de ekledi. H Mustafa Özdalgıç, avayollarının fiyatlandırma sistemine benzer bir mantıkla çalışan dinamik fiyatlandırma sisteminde, otobüs biletini erken alan yolcular fiyat avantajından faydalanıyor. “Hemen Al” ve “FırSaat” olarak iki farklı şekilde sunulan kampanyanın Hemen Al seçeneğinde, her sefer ve her güzergahta bulunan otobüslerin ilk 12 koltuğu fiyat avantajlı olarak satışa sunuluyor. Basamaklı fiyatlandırma sistemi ile her otobüste koltuklar satıldıkça fiyat kademeli olarak artıyor. Satılan 12.koltuk sonrası tüm koltuklar normal satış fiyatına dönüyor. Havayollarına kıyasla en büyük fark ise, otobüsteki hiçbir koltuk normal fiyatın üzerine çıkmıyor. “FırSaat” kampanyasında ise, sefer saatlerinin özel olarak belirlenmiş olması ve fiyat avantajlı koltuk kontenjanının daha fazla olmasından dolayı, daha çok yolcuyu memnun ediyor. Hemen Al mantığıyla çalışan sistemde, FırSaat seferlerinde ilk 16 koltuk en uygun fiyatla satışa açılıyor. FırSaat seferlerini, online işlemler sırasında yolcular özel logosuyla rahatlıkla görebiliyor. ÖZDALGIÇ: YENİLİKLERİMİZ SÜRECEK Pamukkale Turizm Genel Müdürü Mustafa Özdalgıç, yeniliklere açık bir firma olarak dinamik fiyatlandırma dönemine geçtiklerini belirterek, “Yolcularımıza, erken seyahat planları sonucunda fiyat avantajı ile bilet alabilecekleri bir sistemi sunuyoruz. Ayrıca FırSaat ile günümüzde her sektörde görmeye alıştığımız fırsat ürünleri oluşturduk. İki sistemin en önemli ortak özelliği hiçbir koltuğumuz normal fiyatın üzerinde satışa çıkarılmaması. 50.yılımızda yeniliklere devam edeceğiz” dedi. Pamukkale ayrıca, sektöre Yanmaz Bilet ve Taksitli Satış gibi yeni uygulamalar getirdi. Yanmaz bilet ile otobüs kaçırmak sorun olmaktan çıkıyor. Bilet ücretine göre 1-3 lira fark alınarak, kaçırılan otobüsün bileti yanmıyor. 50 lira üzeri biletlerde çeşitli kredi kartlarına 5 taksit imkanı da sunuluyor. Özdağlı, 2012’de İki Kat Büyüdü 1 981 yılında kurulan Özdağlı Lojistik, 2012 yılını yatırım ve büyümeyle geçirdi. Genel Müdür İbrahim Doğan, büyüyen bir ekonomi olarak Türkiye’de geleceğin en önemli sektörünü lojistik olarak gördüğünü belirterek, “Lojistik anlamında Avrupa ve Japonya gibi ileri düzeydeki organizasyonları yakalayabiliriz. Bunun için devletin yatırımları ve desteğinin büyük önemi var. Güçlü yanımız karayolu taşımacılığımız çok gelişti. Her yere istediğimiz an kamyon-tır temin ediyoruz. Ancak, deniz, havayolu ve en önemlisi demiryolu başta olmak üzere bir sanayi merkeze olan Bursa çok zayıf. Bu eksiklerin giderilmesi gerek. O zaman lojistikte de marka kent olur” dedi. GİRDİ MALİYETLERİ ARTIYOR Sektörün geleceğine inanıp bu doğrultuda yatırımlar yaptıklarını vurgulayan İbrahim Doğan, “80 araçlık filomuz ile bu yıl beklediğimiz büyümeyi gerçekleştirdik. Yılı yatırımla geçirdik ve her ay filomuza yeni araçlar kattık. Bu yüzden bizim açımızdan 2012 yılında iki kat büyüme 80 oldu diyebilirim. Bursa tekstilin ve otomobilin başkenti. Bu yüzden tekstil ve otomotiv ağırlıklı büyüyoruz. Kapalı ve açık araç, komple veya parsiyel olarak sunuyoruz. Komple hizmette Türkiye’nin her yerine, parsiyelde ise İstanbul, Çorlu, Denizli, Kocaeli, Adapazarı, Düzce ve Yalova illerine karşılıklı ambar hizmeti sunuyoruz. Günümüzde sektörün en büyük sorunu ise motorin fiyatlarındaki yükselme başta girdi maliyetlerinin artışı” şeklinde konuştu. MAKALE KURTULUŞ AKDENİZ / MALİYE BAKANLIĞI, E.GELİRLER KONTROLÖRÜ, YMM / akdeniz@akdenizdenetim.com.tr Şirketler Ortaklarına Yıl İçinde Kâr Dağıtımı Yapabilir K âr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliği; 09.08.2012 tarih ve 28379 sayılı Resmi Gazete’de, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanmıştır. Hatırlanacağı üzere, 05.05.2012 tarihli Resmi Gazete’de ise Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan (6) Seri No.lı Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği ile avans kâr payı dağıtımı hakkında düzenlemeler yapılmıştı. 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketler ile ilgili hükümlerin düzenlendiği dördüncü kısımda yer alan 509. maddesinde avans kâr payı dağıtımına ilişkin düzenleme yapılmış bulunmaktadır. Söz konusu düzenlemenin detayları ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın tebliği ile açıklanmıştır. Aşağıda Avans Kâr Payı Dağıtımı hakkında bilinmesi gerekenler özet bir şekilde ele alınmıştır. AVANS KAR DAĞITIMI NEDİR? Avans kâr payı dağıtımı, işletmelerin geçici vergi dönemlerinde elde ettikleri net kârın dönem sonunda yapılacak kâr dağıtımına mahsuben önceden yapılan kâr dağıtım işlemidir. AVANS KAR DAĞITIMI NE ZAMAN YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR? Sermaye Piyasası Kanununa tabi olmayan şirketlerin dönem içinde avans kâr dağıtımına yönelik usul ve esasların belirlendiği yönetmelik Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca 9 Ağustos 2012 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. AVANS KAR DAĞITIMI İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR NELERDİR? Söz konusu yönetmeliğe göre gerekli şartlar şunlardır; - Şirketin 1. 2. ve 3. Geçici vergi dönemlerinde kâr etmiş olması - Şirket Genel Kurulunca avans kâr payı dağıtım kararı alınmış olması gereklidir. AVANS KAR PAYI TUTARININ BELİRLENMESİ Yönetmeliğe göre, dağıtılacak olan avans kâr payı tutarına ulaşmak için şirketin ilgili geçici vergi dönem kârından aşağıdaki unsurların indirilmesi gerekmektedir. 82 - Şirketin varsa geçmiş yıl zararlarının tamamı - Vergi fon ve mali karşılıklar - Kanun ve esas sözleşme uyarınca ayrılması gereken zorunlu yedek akçeler - Varsa imtiyazlı pay sahipleri için ayrılacak tutarlar - Varsa intifa senedi pay sahipleri için ayrılacak tutarlar - Varsa kâra katılan diğer kimseler için ayrılacak tutarlar AVANS KAR PAYI DAĞITIMINA YÖNELİK GENEL KURUL Avans kâr payı dağıtımına yönelik Genel Kurul ile ilgili aşağıdakilerin bilinmesi gerekmektedir; - Anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde sermayenin en az dörtte birini karşılayan pay sahiplerinin hazır olması gerekmektedir. Oyların çoğunluğunun kâr payı avansı dağıtılması yönünde kullanılması gerekmektedir. -Limited şirketlerde ise oyların salt çoğunluğunun kâr payı avansı dağıtılmasına yönelik kullanılması gerekmektedir. Yukarıdaki şartlara uymadan alınacak olan avans kâr payı dağıtımı kârarının hukuki bir geçerliliğinin bulunmayacağı tabiidir. Dolayısıyla, şirket genel kurulunca alınacak olan kâr payı dağıtım avansı ile ilgili kararda oy çoğunluğu ile bu kararların alınması gerekmektedir. Yönetim kurulu kararı ile avans kâr dağıtımı yapılamayacağını önemle hatırlatmak isteriz. KARARDA BELİRTİLECEK ZARURİ BİLGİLER Yönetmeliğe Göre Genel Kurul Kararında Belirtilmesi Gereken Zaruri Bilgiler Aşağıdaki Gibidir; - Dağıtılacak olan kâr payı avansını karşılayacak bir dönem net kârı oluşmadığı takdirde, net dönem kârını aşan kâr payı avanslarının varsa önceki yıla ait olan ve bilançoda kayıtlı bulunan serbest yedek akçelerden karşılanacağı, ancak buna rağmen serbest yedek akçelerinde dağıtılacak olan kâr payı avansını karşılamaması halinde fazladan ödenmiş olan kâr payı avanslarının yönetim kurulunun ihtarı üzerine ortaklar tarafından şirkete iade edileceği, b. Kâr payı avansının dağıtıldığı hesap döneminde zarar oluşması durumunda; - Varsa önceki yıla ait olan ve bilançoda kayıtlı bulunan ge- MAKALE KAR PAYI AVANSLARININ VERGİLENDİRİLMESİ Yıl içinde ortaklara dağıtılacak avans kâr payı dağıtımlarının nasıl vergilendirileceği ile ilgili olarak yayımlanan 6 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği İle 1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 15.6.6 Avans Kâr Payı başlıklı bölümü tekrar düzenlenmiştir. Gümrük ve Ticaret bakanlığı Tarafından 9 Ağustos 2012 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan “Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğ” çerçevesinde dağıtılacak olan kâr payı avansının vergilendirilmesi yukarıda da bahsetmiş olduğumuz üzere 1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 15.6.6. Avans Kâr Payı Dağıtımı başlıklı bölümünde yer alan düzenlemeler çerçevesinde yapılacaktır. Bilindiği üzere kâr payı dağıtımlarında elde edilen gelir şirket ortakları tarafından takip eden yılın Mart ayında Gelir Vergisi Beyannamesinde Menkul Sermaye İradı geliri olarak beyan edilmek suretiyle vergilendirilir. Elde edilen kâr payının yarısı gelir vergisinden istisnadır. Kalan yarısı ise G.V. Kanunu 103. maddedeki tarife uygulanmak suretiyle vergilendirilir. Kâr payı dağıtımı esnasında kesilen yüzde 15 stopaj, şirket ortağı tarafından Mart ayında verilecek olan beyannamede, hesaplanan vergiden mahsup edilir. Mahsup edilecek tutar hesaplanan vergiden yüksek ise vergi iadesi doğacaktır. Söz konusu iade ise bir dilekçe ile talep edilebilecektir. İlhan Parseker B İbrahim Burkay AVANS ÖDENMESİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR - Dağıtılacak kâr payı avansları ortaklara payları oranında ödenir - Dağıtılacak olan kâr payı avansı kârdan imtiyazlı paylara imtiyaz dikkate alınmadan ödenir - Ortakların ödenmemiş sermayesi dışında şirkete herhangi bir şekilde borçlu olmaları halinde söz konusu borç öncelikli olarak ortağa ödenecek avans kâr payı dağıtımından mahsup edilir. Bir Hesap Dönemi İçinde Kâr Payı Avansı Dağıtıp Sermaye Artırımı Gerçekleştiren Şirket Tekrar Aynı Hesap Döneminde Kâr Payı Avansı Dağıtmak İsterse Aşağıdaki Esaslara Uymak Zorunda - Sermaye artırılması gerçekleştikten sonra yapılacak olan ilk kâr payı avansı ödemelerinde şirkete yeni ortak olanlara öncelik verilir, - Bu öncelik ise, eski ve yeni ortakların dönem içerisinde her pay için aldıkları toplam kâr payı avans tutarları birbirlerine eşitleninceye kadar devam edecektir. - Bu eşitlik sağlandıktan sonra kalan kâr payı avans tutarı ortaklara mevcut payları oranında ödenir. BTSO’da Seçim Süreci İşliyor ursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) seçimleri için geriye sayım başladı. Nace kodlamaları için üyelere bildirimler yapıldı. Şubat veya mart ayında yapılması beklenen seçimle ilgili prosedür devam ederken, Bursa’da başkanlık için iki isim konuşuluyor. Henüz erken olmakla birlikte, başkanlık yarışında; halen BTSO Meclis Başkanı TOBB Sayman Üyesi İlhan Parseker ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı, TİM Denetim Kurulu Üyesi İbrahim Burkay’ın olacağı belirtiliyor. Otomotiv İhtisas OSB İçin Çalışma Başladı T ürkiye’de otomotiv sektörünün kalbinin attığı önemli bir merkez olan Bursa’da, Otomotiv İhtisas Organize Sanayi Bölgesi için çalışma başlatıldı. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) önderliğinde yürümesi planlanan proje için Bursa Valiliğine talep dosyası sunuldu. OİB Başkanı Orhan Sabuncu, sürecin henüz başında olduklarını ancak ulaşım imkanları, işgücünün götürülmesi gibi etkenler nedeniyle Karacabey civarında yeni otoyol, hızlı tren ve limanlara yakın bir lokasyon öngördüklerini söyledi. Bursa Valiliğinin, 290 hektar alan öngörülen dosyayı inceledikten sonra OİB ve sektör temsilcileri detaylar için masaya oturması bekleniyor. Bursa’da halen sicil almış üçü ihtisas 13 OSB bulunuyor. Orhan Sabuncu nel kanuni yedek akçeler ile serbest yedek akçelerin öncelikli olarak oluşan zararın mahsubunda kullanılacağı, ancak bunların oluşan zararı karşılayamaması halinde dönem içinde dağıtılan kâr payı avanslarının tamamının yönetim kurulunun uyarısı üzerine şirket ortakları tarafından iade edileceği, - Genel kanuni yedek akçeler ile serbest yedek akçelerin, oluşan dönem zararından mahsubu sonrasında bakiye serbest yedek akçe tutarının dağıtılan kâr payı avanslarından indirileceği, indirim işlemi sonucunda dönem içinde dağıtılan kâr payı avansı tutarının bakiye serbest yedek akçe tutarını aşması halinde ise aşan kısmının yönetim organının ihtarı üzerine ortaklar tarafından şirkete iade edileceği belirtilmelidir. Yönetmek Sanattır B ursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda iş dünyasını “Yönetmek Sanattır-Yaptıklarım Yapamadıklarım” temasıyla bir araya getiren Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN) 5. Yönetim Zirvesi’nde kapsamında yönetimdeki yanlışlar ve başarıya giden yolda yapılması gerekenler de ele alındı. Aralık ayındaki panelin ikinci bölümüne, Fistaş A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Sarı, Bursalı Havlu Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Bursalı, Özgümüş Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Mete Tetik katıldı. 83 STK BUGİAD Orhangazi Üniversitesi İle Dil Eğitimi B RUMELİSİAD Balkan Ekonomi Zirvesi Yapıldı B aşbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı’nın Balkan Savaşlarının 100. yılı etkinlikleri kapsamında Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle düzenlenen ‘RUMELİSİAD Uluslararası Balkan Ekonomi Zirvesi’, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın katılımıyla Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi yapıldı. Zirve ile 12 Balkan ülkesi arasındaki ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi amaçlanıyor. Zirveye, Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Makedonya, Romanya, Slovenya, Sırbistan, Kosova, Karadağ ve Yunanistan’ın ekonomiden sorumlu bakanlık temsilcileri katıldı. 2 MİLYON TÜRK YAŞIYOR Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye’nin Balkanlara yönelik politikasının ortak tarih ve müşterek vizyonla şekillendiğini söyledi. Türkiye’de 20 milyona yakın balkan kökenli insanın yaşadığını, yaklaşık 2 milyon kadar Türk’ün de Balkanlar’da yaşamını sürdürdüğünü kaydeden Arınç şunları söyledi: “Ticari ve ekonomik ilişkilerin gelişmesi Türkiye için sadece tarihten kaynaklanan eğilim ya da yeni pazarlardan yararlanmayı hedefleyen yaklaşım değil. BALKANLARDA EKONOMİK DURUM Bölgenin toplam nüfusu 70 milyon, 2011 yılında toplam gayri safi milli hasıla ise 762 milyon dolar. Bölgenin 2011 yılında toplam ihracatı 184 milyar dolar, ithalatı 265 milyar dolar. Ticaret hacmimiz her geçen gün gelişmekle birlikte Türkiye’nin dış ticaretinde Balkanların payı düşüktür. 2002 de 2 milyar dolar olan ihracatımız 2011’de 4,5 kat artışla 8,5 milyar dolara ulaştı” diye konuştu. Bursa Valisi Şahabettin Harput, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Celal Sönmez, RUMELİSİAD Başkanı Mustafa Kırcı da günün kardeşlik, birliktelik ve işbirliği günü olduğunu belirttiler. Balkanlardan gelen konuklar da ‘Bizi birleştiren noktalar ayıranlardan fazla’ değerlendirmesini yaptılar. 84 ursa Girişimci İşadamları Derneği (BUGİAD), üyelerinin gelişimine katkıda bulunmak için Orhangazi Üniversitesi ile ‘dil eğitimi’ protokolü imzaladı. BUGİAD Başkanı Ali Fuat Er ve Orhangazi Üniversitesi Rektörü Recep İleri’nin imzaladığı dil eğitimi protokolü imza töreninde BUGİAD’ın Üniversite-İş Dünyası Komitesi üyeleri ve Orhangazi Üniversitesi öğretim üyeleri de hazır bulundu. Özellikle İngilizce dil eğitiminin iş dünyası açısından çok önemli olduğunu dile getiren Er, “Aramızda imzalanan bu dil eğitimi protokolü; iş dünyasına yalnızca İngilizce eğitimi açısından değil, AR-GE yönüyle de kazanç sağlayacaktır” dedi. İş adamlarının dil eğitimi iki kurdan oluşacak ve iki ay sürecek. TÜGİAD TÜGİAD Bursa’dan Ankara Çıkartması T ürkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Bursa Şubesi, koordinasyon toplantısı için Ankara’ya gitti. TÜGİAD Bursa Şubesi Başkanı Baran Çelik ve dernek üyeleri Ankara Şubesi tarafından düzenlenen ve tüm şubelerin katıldığı koordinasyon toplantısına katıldı. Etkinliğin ilk bölümünde Anıtkabir ziyareti gerçekleştiren dernek üyeleri, Atatürk’ün huzurunda saygı duruşunda bulunarak çelenk bıraktı. Daha sonra TÜGİAD Toplantısına katılan Bursa üyeleri burada genel konular hakkında fikir alışverişinde bulundu. Toplantı, dünyanın en önemli ekonomistlerinden biri olarak kabul edilen Prof.Dr.Özgür Demirtaş’ın yaptığı ekonominin genel seyrine ilişkin sunum ile devam etti. HABER Tofaş’tan Tedarikçilerine Ödül! Tofaş, “Birlikte Başarıyoruz” vurgusu ile 22 tedarikçisine 3 farklı kategoride ödül verdi. T ofaş’ın iş ortaklarının gösterdikleri farklı yaklaşım ve katkıların değerlendirilmesiyle “Kalite ve Performans”, “İşbirliği Geliştirme” ve “Teknik Öneri” kategorilerindeki ödüller sahiplerini buldu. 2006 yılından bu yana aralıksız olarak gerçekleştirilen ödül töreni kapsamında, Tofaş’ın iş ortaklarının gösterdikleri farklı yaklaşım ve katkıların “Kalite ve Performans”, “Teknik Öneri” ve “İşbirliği Geliştirme” kategorilerinde değerlendirildi. “Kalite ve Performans Ödülü” kategorisinde, tedarikçilerin sistem, proses ve ürün kalitesi, teslimat ve yeni projelerdeki göstermiş oldukları performanslar dikkate alınarak direkt malzeme, endirekt malzeme, hizmet ve yedek parça tedarikçileri kendi kategorilerinde ödüllendirildi. Bununla birlikte “Teknik Öneri Ödülü” için yapılan değerlendirmede, tedarikçilerin teknik maliyet azaltma ve kalite iyileştirme alanlarında verdiği öneri performansları göz önünde bulundurularak, “İşbirliği Geliştirme Ödülü” kategorisi kapsamında gerek yeni projeler gerek mevcut üretimde Tofaş ile yakın işbirliği içinde bulunan tedarikçiler ödüllendirildi. Direkt Malzeme Kalite ve Performans Ödülü - Farba Otomotiv A.Ş - Farplas A.Ş - Matay A.Ş - Orven Kauçuk Ltd. Şti. - Şahinkul Makina A.Ş - Tekersan A.Ş - TI Otomotiv Ltd. Şti. - Zatel A.Ş Yedek Parça Performans Ödülü - Bosch Sanayi A.Ş - Valeo A.Ş Endirekt Malzeme ve Hizmet Performans Ödülü - Gürsoy Me-Par A.Ş - Omsan A.Ş Teknik Öneri Ödülü - Güngör Otomobil A.Ş - Pimsa Adler A.Ş - TKG Otomotiv A.Ş - Yazaki Ltd. Şti. İşbirliği Geliştirme Ödülü - Bayrak Plastik A.Ş - Canel Otomotiv A.Ş - CMS A.Ş - Ermetal A.Ş - Profil Sanayi A.Ş - Y.P.S A.Ş TÜRDER T 2013’te Sektörel Büyüme İçin Çalışacak ürkiye’deki elektrikli rezistans üreticilerini aynı çatı altında toplayan Türkiye Rezistans Üreticileri Derneği (TÜRDER), 2013 yılında sektörün gelişimi için etkin rol oynamak ve çalışmalar yapmak için yola çıktı. Geçen yıl kuruluş çalışmalarını tamamlayan derneğin, yönetim ve üyelerinin katılımıyla İstanbul Seminal Otel’de yaptığı Kasım ayı toplantısında yol haritası belirlendi. Özellikle elektrikli ev aletleri ve beyaz eşya üreticilerinde yoğun olarak aksam ve parça üretim ve tedariği yapan; elektrikli ısıtıcı rezistans üreticileri, satıcıları ve yan sanayilerini aynı çatı altında toplayan TÜRDER, sektörün gelişimi için çeşitli çalışmalar yapacak. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şahin, öncelikle Türkiye’de 100’e yakın sektör firmasının büyük çoğunluğunu TÜRDER çatısı altında toplayacaklarını belirtti. Şahin, “Amacımız, sektörün büyümesi ve gelişmesi için ortak fayda yaratmak. Türkiye, sektörümüzde uluslar arası bir üretim merkezi olabilir. Biz bu doğrultuda çalışmak için sektör temsilcileri olarak ilk kez bir araya geldik. Bir strateji belgesi oluşturacağız. İthalatta kota uygulamaları ve hammadde teminine yönelik yerli üretim gibi bazı projelerimizin startını verdik. Sektörümüzün birlikteliği ile sorunlarımıza çözüm üreteceğiz” dedi. TÜRDER toplantısında ayrıca Maliye Bakanlığı E. Gelirler Kontrolörü YMM Kurtuluş Akdeniz ve avukat Ezgi Sevimli, üyelere Yeni Türk Ticaret Kanunu ile ilgili bilgilendirme sunumu yaptı. 85 BUTGEM BUTGEM, Mesleki Eğitimde Avrupa Birliği’ne Akredite Oldu Bursa Tasarım ve Teknoloji Geliştirme Merkezi’nin (BUTGEM) verdiği eğitimlerin, dünyada teknik ve mesleki eğitimde lider olan Almanya standardında olduğu tescillendi ve Merkez Avrupa Birliği’ne akredite oldu. D OSAB’da kurulu BUTGEM sertifikasına Avrupa Birliği ülkelerinde geçerlilik kazandıran ve Merkez’in eğitimlerinin Avrupa kalitesinde olduğunu tescilleyen protokol, BUTGEM Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Parseker ile Aachen Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bert Wirtz arasında Aralık ayında imzalandı. Almanya’daki imza törenine BUTGEM Yönetim Kurulu Üyeleri Fahrettin Gülener, Ertuğrul Kaplan ve BUTGEM Koordinatörü Muammer Paşa ile Aachen Belediye Başkanı Marcel Philipp, Türkiye’nin Köln Başkonsolosu Mustafa Kemal Basa ve Alman-Türk Sanayi Ticaret Odası Bakanı Dr. Rainhardt Freiherr von Leoprechting ve sanayiciler katıldı. 4 KURS VE KURSİYER DEĞİŞİMİ İşbirliği protokolü; ilk etapta BUTGEM’de eğitim verilen argon kaynakçılığı, gaz altı kaynakçılığı, otomasyon sistemleri ve CNC operatörlüğü kurslarını kapsıyor ve aynı zamanda, kursiyer değişimine imkan sağlıyor. BUTGEM Başkanı İlhan Parseker, işbirliğinin Bursa için önemini “ilk kez geçen yaz Kosova’dan 20 kursiyer kabul ederek bölgesel bir aktör olma yoluna giren BUTGEM’in global nitelikli bir kurum olması yolunda atılmış önemli bir adım olacak” şeklinde yorumladı. AACHEN ÖRNEK KENT BUTGEM eğitimlerine uluslararası standart kazandıran Mesleki eğitim alanında dünyaya örnek olan Almanya’nın, Aachen Kenti ülkenin bilim, mühendislik, bilgi teknolojileri ve inovasyon merkezlerinden biri. Aachen’daki imza töreninde İlhan Parseker, Bert Wirtz, Fahrettin Gülener, Ertuğrul Kaplan, Muammer Paşa, Marcel Philipp, Mustafa Kemal Basa ve Rainhardt Freiherr von Leoprechting… 86 BUTGEM protokolün imza töreninde konuşan Parseker, Türkiye’nin bir numaralı ticaret ortağı Almanya’yla yılda 25 milyar doların üzerinde ticaret yapıldığını kaydederek, “Türkiye’de 4 bin 274 Alman sermayeli şirket faaliyet gösteriyor. Son 10 yılda ülkemize giren 100 milyar doları aşkın doğrudan yabancı sermaye yatırımında Almanya’nın payı yüzde 5’in üzerinde. 72 bin Türk girişimcinin Almanya’da yaptığı yatırım tutarı 8 milyar Euro civarında. Bu girişimcilerin bin kadarı Aachen’da iş yapıyor. Aachen da bir zamanlar Bursa gibi tekstil kentiyken bugün Almanya’nın bilim, mühendislik, bilgi teknolojileri ve inovasyon merkezlerinden biri durumunda. Bizim ilişkimizin kaldıracı tam da bu nokta” dedi. YILDA BİN KURSİYER MEZUN OLUYOR BİR KİŞİNİN YILLIK ÜRETİM DEĞERİ Bursa’nın ileri teknoloji, AR-GE ve inovasyonda Türkiye’nin sürükleyici gücü olma idealini taşıdığına işaret eden Parseker, “Bunun için kalifiye eğitim ve nitelikli işgücü çok önemli. Türkiye’de ortalama bir işçinin yarattığı yıllık üretim 32 bin 500 dolar civarındayken Almanya’da bu rakam 84 bin doların üzerinde. BUTGEM’de bugüne kadar beş bin civarında genç meslek edindi ve kalifiye işgücü ya da girişimci oldu. Aachen Ticaret Odası ile imzalayacağımız protokol, BUTGEM’de verilen eğitimin Almanya standartlarına uygunluğunu test edip sertifikalandırma imkanı verecek. Biz de Almanya gibi başarı hikayesi yazmaya çalışıyoruz” diye konuştu. B UTGEM’den yılda ortalama bin kursiyer mezun oluyor. 2012-2013 eğitim dönemine kadar geçen son 3 yılda merkezden 2 bin 73 kursiyer mezun oldu. Bu dönemde güz eğitimleri 15 kursla başladı. Eğitimlere, mesleğini geliştirmek, yeni teknoloji eğitimlerini almak isteyen; meslek lisesi, meslek yüksek okulu ve üniversite mezunları, mesleği olmayan ve meslek sahibi olmak isteyen gençler katılabiliyor. Amaç, sanayide yüksek vasıflı, aranılabilir iş gücü oluşturmak. Eğitimler Bursa sanayisinin ihtiyaçlarına göre devamlı revize ediliyor ve sertifikalar Milli Eğitim Bakanlığı onaylı. KAZAN-KAZAN DURUMU Aachen Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bert Wirtz de; imza törenini “ilişkilerimizin başlangıcı değil, istikrarlı bir ilerlemedir” şeklinde niteledi. Bursa’da yerleşik pek çok Alman sermayeli işletmenin kalifiye personel ihtiyacına işaret eden Wirtz, “Alman ikili Mesleki Eğitim sistemi özellikleri doğrultusunda yapılandırılmış bir hazırlık programı, sanayiye katılım sürecini önemli oranda başarılı kılıyor. Bizim de ilk kez imzalayacağımız protokol, hem nitelikli personellerin sanayiye hızı katılımını hem de kursiyer ve stajyer değişimini sağlayacak. Böylece, Türk katılımcılar teknik know-how edinecek, Almanlar ise sanayi ve ticaret işletmelerinde Türk kültürünü tanıyacaklardır. Yani klasik kazan-kazan durumu…” şeklinde konuştu. 2005’DE TEMELİ ATILDI B UTGEM’in temeli 2005 yılında DOSAB’da atıldı. DOSAB’ın tahsis ettiği 38 dönüm arazide ilk bloğun inşaatı o zamanki adıyla Demirtaş Sanayiciler Derneği (DOSABSİAD) tarafından yapıldı. Temel atma törenine dönemin TBMM Başkanı Bülent Arınç ve Sanayi Ticaret Bakanı Ali Coşkun katılmıştı. Üç katlı toplam 10 bin metrekare kapalı alanlı ilk blok inşaatının tamamlanmasının ardından mesleki eğitimler BEGEV tarafından verilmeye başlandı. Ardından BTSO tarafından iki eğitim bloğu daha yaptırıldı. Bloklardaki atölye ve sınıflardaki teknik donanım sanayici ve işadamları ile çeşitli kurum ve kuruluşlarca sağlandı. BUTGEM, 2009 yılından itibaren de BTSO ile DOSAB’ın kurduğu ortak vakıf tarafından yönetiliyor. 87 MAKALE ARZU KIRAYOĞLU / DOSABSIAD PROJE VE EVS KOORDİNATORÜ KURUMSAL PROJE DANIŞMANI / proje@dosabsiad.org.tr Tarım ve Kırsal Kalkınma Yatırımları İçin 2013’te Bursa Hibe Alacak T arım ve Kırsal Kalkınma Destekleme Kurumu (TKDK); Türkiye Cumhuriyeti adına Avrupa Birliği’nin katılım öncesi mali yardım aracı olan IPA’nın ‘Kırsal Kalkınma’ bileşeni kapsamında ‘Kırsal Kalkınmayı Destekleme Programı’ (IPARD – Instrument for Pre-accession Rural Development) kapsamında verilecek hibeleri kullandırılması amacı ile kurulmuştur. 42 İL PROJE KAPSAMINDA Bu hibelerin verileceği hedef il sayısı 42 olarak belirlenmiştir. 28.07.2010 tarihinde şartlı başvuru çağrı ilanları; Afyonkarahisar, Amasya, Balıkesir, Çorum, Diyarbakır, Erzurum, Hatay, Isparta, Mardin, Kars, Konya, Malatya, Ordu, Sivas, Samsun, Şanlıurfa, Tokat, Trabzon, Van, Yozgat olmak üzere toplam 20 ilde yayınlanmaya ve projeler kabul edilmeye başlanmıştır. Ocak 2011 tarihi itibariyle de kalan 22 ilin TKDK koordinatörlükleri kurulmaya başlanmış ve akredite olmak için bir sürece girilmiştir. Bu iller Ağrı, Aksaray, Ankara, Ardahan, Aydın, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Denizli, Elazığ, Erzurum, Giresun, Çankırı, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Giresun, Karaman, Kastamonu, Kütahya, Manisa, Mersin, Muş ve Uşak illeridir. Bu kapsamda, TKDK Bursa koordinatörlüğü de kurulmuştur. IPARD programı kapsamında artık 42 ilde yapılacak projelerde, yatırımcılara 15.000-3.000.000 Avro arasında hibe verilecektir. Hibe oranı % 50-65 olacaktır. 2013 yılının birinci yarısında, yatırımlar için Bursa da hibe almaya başlayacaktır. BURSA’DA VERİLECEK HİBELER Süt Üreten Tarımsal İşletmelere Yatırım: Ahır yapımı, ahır modernizasyonu, depo, süt toplama, garaj inşaatı, yem tesisi, yem hazırlama ve dağıtma makinesi-sağım odası, süt soğutma ve depolama makineleri gübre işleme ve depolama tesisi suluk, fırça, yatak, traktör vb-sürü yönetim programı hibe kapsamındadır. Hibe desteği, en az 15.000, en fazla 1.000.000 Avro’dur. Süt ve Süt Ürünlerinin İşlenmesi ve Pazarlanması: Süt işleme tesislerinin modernizasyonu ve/veya genişletilmesi, yeni süt işleme tesisi yapımı, makine alımı, laboratuar, paketleme ekipmanı, depolama ve soğutma sistemi, süt taşıma ekipmanı, hibe kapsamındadır. Hibe desteği en az 50.000 Avro ve en fazla 3.000.000 Avro’dur. Ayrıca Süt Toplayan Üretici Örgütleri için ise en az 25.000 Avro ve en fazla 1.000.000 Avro’dur. Et Üreten Tarımsal İşletmelere Yatırım: Ahır yapımı, ahır modernizasyonu, depo, garaj inşaatı, yem tesisi, yem hazırlama ve dağıtma makinesi-gübre işleme ve depolama 88 tesisi suluk, fırça, yatak, traktör vb-sürü yönetim programı hibe kapsamındadır. Hibe desteği en az 15.000 Avro, en fazla 1.000.000 Avro’dur. Ayrıca, kanatlı eti üreten tarımsal işletmeler için hibe tutarı en az 15.000 Avro, en fazla 500.000 Avro olmalıdır. Bu hibe, AB Standartlarında bir kanatlı eti üreten yeni bir tesisin kurulması ya da modernize edilmesi için verilecektir. Et ve Et Ürünlerinin İşlenmesi ve Pazarlanması: Et işleme tesislerinin modernizasyonu ve/veya genişletilmesi, yeni et işleme tesisi yapımı, makine alımı, laboratuar, paketleme ekipmanı, depolama ve soğutma sistemi gibi konular hibe kapsamındadır. Hibe 30.000 Avro’dan az, 3.000.000 Avro’dan fazla olamaz. Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Pazarlanması: Meyve ve sebzelerde temizleme, sınıflandırma, derecelendirme ve paketleme tesisleri, soğuk hava deposu, soğuk taşıma aracı, yazılım hibe kapsamındadır. Hibe miktarı 50.000 Avro’dan düşük, 1.250.000 Avro’dan yüksek olamaz. Su Ürünlerinin İşlenmesi ve Pazarlanması: Balıkçılık ve su ürünleri işleme tesislerinin modernizasyonu ve/veya genişletilmesi, yeni tesisi, soğutma, işleme, paketleme ekipmanı hibe kapsamındadır. Hibe miktarı 50.000 Avro’dan az ve 1.500.000 Avro’dan fazla olamaz. Kültür Balıkçılığının Geliştirilmesi: Balık Aquakültür çiftliklerinin yapımı, genişletilmesi veya modernizasyonu, iyileştirilmesi, yemleme besleme ekipmanları, soğuk depo vb.-arıtma hibe kapsamındadır. Hibe miktarı 15.000 Avro’dan düşük, 200.000 Avro’dan yüksek olamaz. Çiftlik Faaliyetlerinin Çeşitlendirilmesi ve Geliştirilmesi: Arıcılık, Süs Bitkileri, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler gibi farklı ürünler üzerine yapılacak yatırımları kapsamaktadır. Maksimum uygun harcama tutarı 400.000 Avro. Yerel Ürünler ve Mikro İşletmelerin Geliştirilmesi: Binalar, üretim tesislerinin inşası, modernizasyonu ve genişletilmesi, paketleme, tanıtım, satış mağazası, yazılım hibe kapsamındadır. Hibe miktarı 10.000 Avro’dan az, 250.000 Avro’dan fazla olamaz. Kırsal Turizm: Pansiyon, restoran, çiftlik tanıtım standı, at biniciliği, rafting, balık avcılığı, dağ bisikleti gezileri, tüm tesisler için ekipman, konaklama binalarının yapımı, yeme-içme tesisleri ya da çiftlik ürünleri için tanıtım standları kurulması hibe kapsamındadır. Hibe tutarı 15.000 Avro’dan düşük, 400.000 Avro’dan yüksek olamaz. HABER Mete Tetik Fuat Bursalı Cevdet Yüce İsmail Yavaş DOSAB’lı 4 Sanayiciden Kütahya’da 50 Milyon Dolarlık Turizm Yatırımı Fuat Bursalı, İsmail Yavaş, Mete Tetik ve Cevdet Yüce, Kütahya Yoncalı’da 50 milyon dolar ilk yatırımla Gülümser Hatun Termal Projesi’ne start verdi. D emirtaş ve Gürsu Organize Sanayi Bölgeleri’nde tekstil yatırımları olan Özgümüş Tekstil’in sahibi Mete Tetik, havlu ve bornoz konusunda ülkemizin önemli firmalarından birisi olan DOSAB’da kurulu Bursalı Havlu’nun sahibi Fuat Bursalı, DOSAB’lı tekstilcilerden İsmail Yavaş ve Çevre İnşaat sahibi Cevdet Yüce ortaklığında Kütahya Termal Otelcilik Özel Sağlık Hizmetleri ve Turizm A.Ş kuruldu. Kütahya Yoncalı’da inşaatına başlanan Gülümser Hatun Termal’in ilk etabı 2013 yılında bitirilecek. PROJELENDİRİLEN İLK TERMAL KENT Gülümser Hatun Termal, Kütahya Belediyesi’nin 6 bin dönüm üzerinde Türkiye’nin ilk projelendirilmiş Yoncalı Termal, Engelsiz, Çevre Dostu ve Dingin Kent Projesi kapsamında yer alıyor. 53 dönüm üzerinde kurulan Gülümser Hatun, 13 blok, iki idari ve bir sosyal tesisten oluşuyor. Projenin ilk etabı iki idari ve bir sosyal tesis yanında 8 blok inşaatını öngörüyor. Hisseli gayrimenkuller (Devre mülk) olarak satış pazarlamasına başlanılan projede ilk etap 2013 yılı, ikinci etap ise 2014 yılı sonunda bitirilecek. Engelli konukların konaklamaları süresince konforlu ve keyifli bir tatil geçirmelerini sağlamak amacıyla tüm dairelerin katlarına asansör ile ulaşım sağlanıyor. Tesis içi tüm yollarda engelli konuklar için eşiksiz yol sistemi kullanılıyor. ÖZEL BİR MİMARİ UYGULANIYOR Gülümser Hatun Projesi’nin 50 milyon dolarlık bir yatırım tutarı olduğunu söyleyen Mete Tetik, uzun vadede yeni projelerle 100 milyon dolarlık bir yatırım öngördüklerini söyledi. Tetik, Gülümser Hatun Termal’le ilgili şu bilgileri verdi: “Eski Kütahya evlerinden yola çıkarak ve yüksek binalardan 90 kaçınarak, ödüllü Yüksek Mimar Tevfik İlter ve Mimar Ömer Yılmazer’le ortaya çıkarttığımız mimari projeyi uyguluyoruz. 364 daire ve 12.740 devre mülk söz konusu. Gerek konutlarda gerekse idari ve sosyal tesislerde, deneyimli iç mimarlar tarafından dizayn edilen birinci sınıf malzemeler kullanıyoruz. 81 metrekare brüt alana sahip 2+1 ve 73 metrekare 1+1 daireler olacak. HABER TERMAL TURİZMDE ÇITAYI YÜKSELTİYORUZ Lokasyon olarak Bursa’ya 1,5 saatlik bir mesafede, Uludağ’ın güney yamaçlarında bir proje. Yoncalı suları, 1233 yılından bu yana şifa kaynağı olarak biliniyor. Termal suyun kaynak çıkış sıcaklığı 40-44 derece. Dolayısıyla, bu sıcaklıkta çıktığı gibi kullanılacak. Bir çok tedavi edici özelliği var. Hem yatırımımız hem bölgedeki termal yapı ile ayrıcalıklı bir proje ortaya çıkıyor. Birçok yanıyla ilkleri bünyesinde barındıran 5 yıldızlı bir tesis kuruyoruz. Hamamlar, yüzme havuzu, masaj odaları, buhar, sauna, özel aile banyoları, tuz odası, balıklı kaplıca suyu havuzu, doğal ürünler ve doğa gezileri, yürüyüş ve bisiklet parkurları gibi hizmetlerle termal turizmde çıtayı oldukça yükseltiyoruz. Kütahya’da sağlıklı yaşam ve Türk mimarisinin buluştuğu yeni bir adres yaratıyoruz.” Nurus, büyümeye devam ediyor D ünyanın en büyük fuarları arasında yer alan ve Almanya’nın Köln şehrinde düzenlenen “Orgatec 2012 Fuarı”na (Uluslararası Ofis Yönetim ve İç Tasarım Fuarı) katılan Nurus, Japonya’dan Kazakistan’a, Avustralya’dan Afrika’ya kadar yeni işbirliklerine imza attı. Ekim sonundaki fuara 620 metrekarelik standla katılan Nurus, en geniş alana sahip Türk markası oldu. Yaklaşık 100 ülkeden 1000’e yakın firmanın katıldığı ve binlerce yerli ve yabancı profesyonelin ilgi gösterdiği fuarda Nurus, geri dönüşümlü malzemeden yapılan ve iş hayatında motivasyon ve mutluluğun verimlilik sağlamaktaki önemini vurgulayan özel tasarım standıyla yer aldı. GÜLÜMSER HATUN KİMDİR? Anlatılan efsaneye göre: Her derde deva olan Yoncalı, yüzlerce yıl Kirazlı dağının eteğinde, yerden sıcak su kaynayan bir bataklık olarak bilinirmiş. Anadolu Selçuklu Devleti döneminde Sultan II.Alaaddin Keykubat’ın Gülümser Hatun adında hastalıklı bir kızı varmış. Genç yaşında hastalanmış ve derdine bir türlü deva bulunamamış. Uyuz bir tilkinin Yoncalı’daki bataklıkta iyileştiğini görenlerin teklifi üzerine Gülümser Hatun’u sıcak suda yıkamışlar. Gülümser Hatun, felçli olarak getirildiği Yoncalı’dan gerçekten gülümseyerek, sağlığına kavuşmuş olarak ayrılmış. Sultan II.Alaaddin Keykubat, başka insanların da şifa bulması için Yoncalı’da havuzlu büyük bir hamam ve bir camii yaptırmıştır. Kitabesinden bu yapıların 1233 yılında inşa edildiği anlaşılmaktadır. YURT DIŞI MAĞAZA SAYISI 14 OLUYOR Nurus Yönetim Kurulu Başkan Vekili Güran Gökyay, “Verimli bir fuardı. Geçtiğimiz yıllar içerisinde yurtdışında kendi markamız ile 11 mağaza açmıştık. Fuarda imzaladığımız Kırgızistan ve Kazakistan anlaşmaları sonrasında bu sayıya 3 yeni mağaza daha ekliyor olacağız. İngiltere, Fransa ve Almanya’daki dağıtım kanallarımızı güçlendirecek çok sayıda talep aldık. Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Hindistan’daki bayi yapımızla birçok verimli görüşme gerçekleştirdik. ABD, Güney Amerika ve Avustralya’dan firmalarla ürünlerimiz ve marka kullanımı/lisans hakları için birçok görüşme yapıldı. Bir kez daha gördük ki insanı merkeze alan tasarımları ile Nurus, bölgesel bir lider olma noktasında emin adımlarla ilerlemektedir” dedi. EVLİYA ÇELEBİ’DEN YONCALI Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Yoncalı ile ilgili şunları yazmış: Yoncalı ılıcası denen kaplıcanın ılıman sıcaklıkta latif suyu vardır. Bütün Kütahya halkı kiraz mevsiminde büyük ve küçük çadırlar kurarak, beşer onar gün burada kalıp eğlenirler ve bu kaplıca hamamına girip sağlam vücuda sahip olurlar. Yetmiş derde devadır. 91 DOSAB RESTAURANT İş Yemeklerinin Vazgeçilmez Mekanı DOSAB Restoran, açıldığı Haziran 2010’dan bu yana seçkin mekanı, modern atmosferi ve lezzetli yemekleriyle iş dünyasının müdavimi olduğu bir mekana dönüştü. D emirtaş Organize Sanayi Bölgesi, ilk olarak 2007 yılında Gül Sokak’taki merkezde Restoran ve sağlıklı yaşam merkezi oluşturdu. 2009 yılından itibaren Çiğdem Sokak’ta 1800 metrekare alanda üzerine kurulan sosyal tesisler bünyesine DOSAB Restoran da dahil edildi. Mimar Haluk Yalkı tarafından projelendirilen sosyal tesisler ve Restoran yeni yerinde farklı bir ambiyansa kavuştu. SANAYİ BÖLGESİ İÇİNDE DOĞAL BİR ORTAM Demirtaş Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü tarafından işletilen restaurant, modern atmosferi ve lezzetli yemekleriyle iş dünyasının buluşma noktası oldu. Pazar günleri hariç haftanın her günü kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri bulabileceğiniz DOSAB Restoran, bahçesiyle birlikte 150 kişiye hizmet verebilecek kapasitede. Mekanda dikkat çeken diğer bir unsur ise yeşil alandan oluşan güzel doku. Sanayi bölgesi içinde ancak yeşil alanı ve bahçesiyle doğayla baş başa hissi veriyor. 80 metrekarelik tam donanımlı bir mutfağa sahip olan DOSAB Restoran, Türk ve dünya mutfağından seçkin örnekler sunan bir mönüye sahip. 92 TAZE VE MEVSİMSEL ÜRÜNLER KULLANILIYOR DOSAB Restoran’ın Şefi Soner Yavuz, konusunda uzman bir isim ve uzun yılların deneyimine sahip. Soner usta, son derece profesyonel bir ekiple çalıştığını ve bir restoranda en önem verdiği konunun tüm ürünlerin günlük ve taze olarak hazırlanması olduğunu söylüyor. Mutfakta en büyük prensip ise sadece mevsimsel ve lokal ürünler kullanılıyor olması. Soner usta, dondurulmuş hiçbir ürünün kesinlikle kullanılmadığını söylüyor. DOSAB SOSYAL TESİSLER ŞEFİ - Gürhan Çetinkaya SERVİS EKİBİ - Yüksel Yıldırım-Restoran Şefi - Ali Osman Taşkıran-Garson - Mustafa Yılmaz-Garson - Veli Güngör-Barmen MUTFAK EKİBİ - Soner Yavuz-Mutfak Şefi - Tayfun Kostak-Aşçı - Raydin Ayyıldız-Yardımcı Aşçı - Rıdvan Kızılay-Yardımcı DOSAB RESTAURANT Penne Al Pesto İDDİALI DAMAK TADLARI Şef Soner Yavuz, DOSAB Restoran’ın, özel soslu etler, pizzalar, makarna çeşitleri ve tatlılar konusunda oldukça iddialı olduğunu belirtiyor. Konuklarını daima en iyi şekilde ağırlamaya çalıştıklarını ifade eden Yavuz, mönüde yer alan spesiyallerin dünya mutfağı ağırlıklı olduğunu söylüyor ve ekliyor, “Mönümüzü oluştururken çok çalıştık. Özelikle yemeklerimizin Türk damak tadına uygun olmasına dikkat ettik. Bu mutfakta pişirilen yemekler Avrupa kalite hizmetleri standartlarında pişirilip servis ediliyor.” ŞEFİN SEÇTİĞİ 5 YEMEK DOSAB Restoran Şefi Soner Yavuz, iddialı olduğu 5 özel yemeği, Perspektif Dergisi okurları için hazırladı. Fotoğraflarını yanda görebileceğiniz bu yemekler İtalyan Mutfağından; Penne Al Formanggi, Penne Al Pesto, Supremme, Robesspire ve Beef Steak Trioli… Ayrıca Soner Yavuz, Beef Steak Trioli’nin hazırlanışını da yazdı. Şef Soner Yavuz’dan Beef Steak Trioli tarifi Mantar, mozzarella peyniri, beyaz soğan ve domates ile doldurulmuş bonfile, Akdeniz yeşillikleri ile servis ediliyor. Tgld (Di) Manzo Robesspierre Hazırlanışı: Bonfile et, kağıt kıvamına gelecek kadar dövülüyor. Tereyağında mantar, domates, beyaz soğan ve iki diş sarımsak kavrulup pişiriliyor. Kavrulan malzemelerin içine mozzarella peyniri ilave ediliyor ve kağıt inceliğine getirdiğimiz etimizin içine sarılıyor. Daha sonra bu kızgın tereyağında kızartılıyor. Özel flenbe edip, Akdeniz yeşillikleri ile birlikte sıcak servis ediliyor. Penne Al Formanggi Supremme 93 BİLGİ TÜRKİYE FUAR TAKVİMİ OCAK - ŞUBAT No Tarih Fuarın Adı Konusu Başlıca Ürün ve Hizmet Grupları Türü Yer Şehir 1 9 - 12 Ocak Avrasya Tarım Fuarı 2013 7.Uluslararası Tarım ve Tarımsal Mekanizasyon Fuarı Tarım ve Tarımsal Mekanizasyon Tarım ve Tarımsal Mekanizasyon Uluslararası İhtisas Fuarı Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul 2 10-11 Ocak 4.Ulusal Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı Enerji Verimliliği, Yenilenebilir Enerji, Enerji Verimli Ürün Teknolojileri ve Çevre Verimli Enerji Üretimi ve Çevre Teknolojileri, Verimli Yalıtım, Motor, Ulaşım, Aydınlatma, Isıtma Soğutma Teknolojileri, Atık ve Yenilenebilir Enerji Teknolojileri İhtisas Fuarı WOW Kongre Merkezi Yeşilköy İstanbul 10-13 Ocak İstanbul Healt Expo Medikal Ürün, Ekipmanları ve Sağlık Turizmi Fuarı Medikal Ürünler, Laboratuar Ekipmanları ve Hastane Donanımları, Sağlık Turizmi Ameliyathane Cihazları, Aletleri Ve Donanımları, Acil Ve Yoğun Bakım Ekipmanları, Hasta Yatakları, Hastane Mobilyaları, Laboratuar Ekipmanları ve Sağlık Turizmi Uluslararası İhtisas F uarı İstanbul Fuar Merkezi Yeşilköy İstanbul 4 11-13 Ocak Evlilik Dünyası 2013 Evlilik Hazırlıkları Fuarı Evlenecek çiftlerin bulabileceği her şey, ev ve evlilik hazırlıkları Gelinlik, Damatlık, Ev Dekorasyonu, Davetiye, Nikah Şekeri, Balayı Acentelerı, Davet Organizasyon Şirketleri, İhtisas Fuarı Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı ile İstanbul Kongre Merkezi İstanbul 5 17-19 Ocak İDF 2013 İstanbul 7.Deri Fuarı Giysilik, Ham Deriler, Deri Konfeksiyon,Deri İşleme Makineleri, Finisaj, Kimyasallar Deri, Kürk Konfeksiyon, Giysilik Deriler, Kuzu Kürk, Ham Deriler, Kimyasallar, Saraciye,Çanta, Deri İşleme Makineleri, Finsaj Tesisleri, Aksesuar, Yan Sanayi Uluslararası İhtisas Fuarı Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul 6 17-20 Ocak 7.Uluslararası Kapı Fuarı Ahşap, Çelik, Endüstriyel ve Otomatik Kapı ve Kapı Yan Sanayi Ahşap, Çelik, Endüstriyel, Otomatik Kapı ve Kapı Yan Sanayi Uluslararası İhtisas Fuarı İstanbul Fuar Merkezi Yeşilköy İstanbul 7 17-20 Ocak 2.Kapak, Profil, Mobilya Aksesuarları ve Raydolap Fuarı Kapak, Profil ve Raydolap ve Mobilya Aksesuarları Kapak, Profil ve Raydolap ve Mobilya Aksesuarları İhtisas Fuarı İstanbul Fuar Merkezi Yeşilköy İstanbul 8 24-27 Ocak EMITT 2013 17.Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı Turizm Seyahat Acentelerı, Oteller, Rent A Car Şirketleri, Turizm Büroları, Turizm Bakanlıkları, Bölgesel Turizm Tanıtma Ofisleri Uluslararası İhtisas Fuarı Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul 9 29 Ocak 2 Şubat IMOB 2013 9.İstanbul Mobilya Fuarı Mobilya Ev Mobilyası, Oturma Grupları, Bebek, Çocuk, Genç Odaları, Yatak, Modüler Mobilya, Aksesuarlar, Sandalye, Mutfak Mobilyası, Araç ve Gereçler Uluslararası İhtisas Fuarı İstanbul Fuar Merkezi Yeşilköy İstanbul 10 29 Ocak 2 Şubat Officeexpo 2013- Ofis Mobilyaları Fuarı Ofis Mobilyaları Ofis Mobilyaları İhtisas Fuarı İstanbul Fuar Merkezi Yeşilköy İstanbul 11 13-14 Şubat İnsan Kaynakları Fuarı 2013 İnsan Kaynakları İnsan Kaynakları, Eğitim, Danışmanlık, Lojistik, Reklam, Tanıtım, Araştırma, Teknoloji, Yazılım, Yayıncılık İhtisas Fuarı Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı İstanbul 12 13-16 Şubat IF Wedding Fashion İzmir “Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı” Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Gelinlik, Damatlık, Abiye Giyim, Abiye ve Gelinlik Kumaş, Aksesuar İhtisas Fuarı Uluslararası İzmir Fuar Alanı İzmir 13 15-24 Şubat Avrasya Boat Show 2013 6.Deniz Araçları, Ekipmanları ve Aksesuarları Deniz Araçları, Ekipmanları ve Aksesuarları Tekne Aksesuarları ve Yapım Malzemeleri, Sürat Ve Gezi Tekneleri, Motor Yat Ve Güç Ekipmanları, Tekne Ve Yatlar, Marinalar Ve Su Sporları için Donanımlar ve Aksesuarlar Uluslararası İhtisas Fuarı İstanbul Fuar Merkezi Yeşilköy İstanbul 14 20-24 Şubat MODEKS 2013 Mobilya, Dekorasyon ve Aksesuarları Fuarı Ev Ofis Mobilyaları, Dekorasyon Üniteleri, Aydınlatma, Bölme, Sistemleri, Yer ve Zemin Döşemeleri, Aksesuarlar, İç Mimari Tasarım Ev Ofis Mobilyaları, Dekorasyon Üniteleri, Aydınlatma, Bölme, Sistemleri, Yer ve Zemin Döşemeleri, Aksesuarlar, İç Mimari Tasarım İhtisas Fuarı Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi Bursa No Tarih Fuarın Adı Konusu Yer Şehir 1 9-12 Ocak HEIMTEXTIL: Uluslararası Ev Tekstil Fuarı Ev Tekstili Messe Frankfurt Frankfurt 2 14-16 Ocak Texworld USA: Kumas Fuar Tekstil Messe Berlin Berlin 3 5-8 Şubat International Armoured Vehicles: Zırhlı Araçlar ve Yan Sanayi Fuari Otomotiv ve Yan Sanayii IQPC Londra 4 19-22 Şubat 40.Textillegprom Moscov: 40.Kumaş, İplik Konfeksiyon Yan Sanayi, Ev Tekstili ve Tekstil ve Konfeksiyon Makina Tekstil VDNHA Moskova 3 YURTDIŞI FUAR TAKVİMİ OCAK - ŞUBAT 94 Bundan sonra yapraklarınız dökülmesin... Yeni cilt teknolojimiz sayesinde bugüne kadar sorun olan yapraklar, bundan sonra yıllara meydan okuyacak. www.furkanofset.com.tr ”Bursa’dan Bir Marka”