Hakemli Makale - Eğitim Bilim Toplum

Transkript

Hakemli Makale - Eğitim Bilim Toplum
Hakemli Makale
KAPİTALİST KENT OLGUSU VE KENTSEL SİYASET
ÜZERİNE YAKLAŞIMLAR
Approaches on The Capitalist City and Urban Politics
Taylan Koç*
Öz
Bu çalümada ilk olarak kapitalist kent olgusunun ve burjuva snfnn nasl ortaya çktùna çok
ksa bir biçimde deùinilmiü ve günümüzde anlaüldù haliyle kentin ne olduùu tanmlanmaya
çalülmütr. Kent toplumunun ve kentin kendine özgü özellikleri ksaca açklanmütr. Daha
sonra ise, 20. Yüzyl’’n en önemli olgularndan biri olan kentin, Chicago Okulu tarafndan
ele alnü biçimi ve kent yaüam araütrmalarna Chicago Okulu’’nun yaklaüm üzerinde
durulmuütur. Chicago Okulu’’nun kent araütrmalarnda kapitalizmi bir olgu veya sebep olarak
ele almayüna deùinilmiütir. Ardndan Marksizmin kent mekânna olan ilgisi ele alnmütr.
Özellikle 19. Yüzyl’’la birlikte, kentsel mekânn yeniden yaratlmasnn ardndan ortaya çkan
sanayi kenti ve kentsel sorunlar, Marksizmin kent mekân ile olan tarihsel iliükisi baùlamnda
ve özellikle üç önemli düüünürün yaklaümlar çerçevesinde incelenmeye çalülmütr. Bu
çerçevede, Henri Lefebvre, Manuel Castells ve David Harvey’’in kente iliükin çözümlemeleri
üzerinde durulmuü ve günümüzde, kentsel siyasetin eksenini belirleyen kapitalizme karü neler
yaplabileceùine iliükin deùerlendirmelerde bulunulmuütur.
39
Anahtar Sözcükler: Kent, Kapitalizm, Kentsel Çalümalar, Kentsel Siyaset, Kent Mekân.
Abstract
This article, starts with discussing the phenomena of capitalist city and bourgeois class by
dening the city as it is understood today. It explains the distinctive characteristics of urban
society and the city briey. Then, the article focuses on the way the Chicago School examines
the issue of the city, one of the most important phenomena of twentieth century, by pointing
to the lack of attention to capitalism in the study of urban politics by Chicago School. The
article, then, analyzes the Marxist perspective on the urban space. The industrial city and urban
problems which emerged as a result of the reconstruction of the urban space, especially in
the nineteenth century are investigated within the context of Marxism’’s historical relation
with urban space, and within the framework of the approaches developed by three important
scholars. Particularly, Henri Lefebvre, Manuel Castells and David Harvey’’s analysis concerning
the city are examined and possible policies against capitalism, which determines the axis of
urban politics, are evaluated.
* Çukurova Üniversitesi, ú.ú.B.F., Dr.
Eùitim Bilim Toplum Dergisi / Cilt:8 Say:29 Kü: 2009 / 2010 Sayfa: 39-52
Education Science Society Journal / Volume:8 Issue:29 Winter: 2009 / 2010 Page:39-52
EBT_29.indd 39
10/19/11 3:42 PM
Kapitalist Kent Olgusu ve Kentsel Siyaset Üzerine Yaklaümlar
Keywords: City, Capitalism, Urban Studies, Urban Politics, Urban Space.
Giriü
Milattan sonra 476 ylnda Roma úmparatorluùu yklnca, kentin krsal alanlar ve
üretim üzerindeki hakimiyeti bir anlamda sona ermiü, kent yaüamnn yerini kr
yaüam almütr. Roma’’da ticaretin yaygn olmas ve buna baùl olarak da etkileüim
düzeylerinin yüksek olmasna karün, feodal dönemde ticaret ve etkileüim azalmü
ve kilisenin etkinliùi artmütr. Kilise kendi tekeline aldù bilginin yaygnlaümasn
önlemek için ticareti yasaklamütr. Ancak bir süre sonra sistem daùlmaya
baülaynca, ticaret serbest braklmasa da buna karü çklmamaya baülanmütr. Ticaret
yaygnlaümaya baüladktan sonra oluüan hareketlilik ortamnda ise yeni tip tüccarlar
ortaya çkmütr. Bu tüccarlarn ticaret faaliyetlerini yaygnlaütrabilmeleri için feodal
beylerden, sürekli olarak oturabilecekleri ve ayn zamanda da çalüabilecekleri bir alan,
bir pazar istemeleri ve bu taleplerinin feodal beyler tarafndan olumlu karülanmas ile
kapitalist kent olgusunun temelleri atlmütr.
40
Feodal beyler ile tüccarlarn vardklar anlaümaya göre, feodal beyler tüccarlar
koruma ve himaye etme görevini üstlenmiülerdir. Tüccarlar ise gelirlerinden feodal
beylere pay vermeyi ve savaülarda feodal beylere yardm etmeyi üstlenmiülerdir.
Roma’’nn, ““ülkede barü, pazarda barü”” üeklinde ifade edilen temel ilkesi yeniden
geçerli olmaya baülamütr. Varlan anlaüma sonucunda oluüturulan bu yeni yerleüim
birimleri (pazarlar), Franszca’’da ““bourg””, Almanca’’da ““burg”” ve úngilizce’’de ise
““borrouhe”” olarak adlandrlmü, bu yerlerde oturanlara ise ““bourgeois””, ““burger””
gibi isimler verilmiütir. úüte burjuva snf bu üekilde doùmuü ve tarih sahnesindeki
yerini almütr.
Kentler her türlü üretim ve tüketim faaliyetinin, snf mücadelesinin v.b. yürütüldüùü
temel mekân olmas bakmndan her yönüyle ele alnmas gereken bir yaüam
alandr. Kapitalist toplumlarda kent, sanayinin yoùunlaütù, art-deùerin üretildiùi
ve ticaretin en geniü üekilde hüküm sürdüùü rant alanlar olmas bakmndan da
büyük öneme sahiptir. Sanayi Devrimi ile birlikte ortaya çkan fabrikalarn, kentsel
alanlara yùlmaya baülamasyla birlikte, kentlerde büyük bir yapsal deùiüim
meydana gelmiütir.1 Kapitalizm ve kent arasndaki karülkl belirlenimin bir sonucu
olarak, kenti belirleyen kapitalizm olmakla birlikte, kentler oluütuktan sonra, kentin
kendisi kapitalizmi belirleyen ve ona yön veren konumuna yükselmiütir. Deùiüen
üretim iliükilerine paralel olarak bir yandan kentler sanayileümeye uyumlaümaya
çalürken, diùer yandan da kapitalizm yeni endüstriyel kentler doùurmuütur. Buhar
gücünün kullanlmaya baülanmasyla birlikte endüstri daha çok kömür havzalarna
doùru kaymü ve ksa sürede küçük yerleüim birimleri devasa kentlere dönüümüütür.
Kapitalizmin yarattù bu kalabalk kentler, kr-kent çeliükisine yeni boyutlar
kazandrmütr. Üretimin krsal alandan kentlere kaymas, tüm ziksel çevreyi
ve toplumsal koüullar sil baütan örgütlemiütir. Mekânlar sermayenin birikimini
artracak üekilde düzenleyen kapitalizm, özellikle 18. Yüzyl’’da kr-kent çeliükisini
gözle görülür biçimde derinleütirmiütir.
EBT_29.indd 40
10/19/11 3:42 PM
Taylan Koç
Sosyologlar genellikle kent denilen toplumsal grubu köy topluluùunun karüt olarak
görmüüler ve bu çerçevede tanmlamülardr. Bu yaklaümn temelleri Ferdinand
Toennies’’in kavramsallaütrmalarna dayanmaktadr. Toennies’’in kavramsallaütrdù
cemaat ve cemiyet ayrm bu noktada belirleyici olmuütur. Toennies’’e göre cemaatler;
rk, etnik köken ve kültür bakmndan farkllaümamü bireylerden meydana gelen ve
bireyler arasndaki kiüisel, scak, samimi ve yakn baùlantlar üzerine kurulmuü küçük
ve homojen topluluklardr. Cemiyetler ise; rk, etnik köken, sosyo-ekonomik konum
ve kültür sistemleri bakmndan farkllaümü, geniü ve heterojen topluluklardr. Bu
kavramlaütrmada cemaatin hayat alan köy/krsal yerleüimler, cemiyetinkiyse kenttir.
Kentlerin oluüumunda etkili olan snf iliükileri, üretim iliükileri gibi dinamikler göz
önüne alnmadan kentle ilgili kapsaml ve saùlam temellere dayanan açklamalar
yapmak mümkün deùildir. 20. Yüzyl’’n en önemli olgularndan olan kent, bir
üretim biçiminin kendisine uygun gelen bir sosyal formasyonla birlikte oluüturduùu
bir mekândr. Bir altyap sonucu oluümuütur. Bu altyap kapitalin oluümas ve diùer
üretim iliükileridir. Art deùer ekonomik sistemin deùiümesindeki temel faktör
olduùundan, kentlerin oluüumunda da çok etkilidir. Eùer bu dinamikler göz önüne
alnmadan konuya yaklaülrsa, kent Ebenezer Howard’’n yaptù gibi nötr bir sistem
olarak idealize edilmiü olur.2
Bir yerleüim birimi olarak kent, bir yandan yaüam çerçevesini, diùer yandan ise
sürekli akü içinde bulunan bir toplumsal pratiùi ifade etmektedir (Doùan, 2000: 1).
Kent mekânn, verili bir toplumsal formasyondaki birikim ve mücadele süreçlerinin
maddi bir ürünü olarak görmek gerekmektedir. úçinde her türlü deùiüik olguyu
barndrabilecek bir niteliùe sahip olmas dolaysyla da bir anlamda ““microcosmos””
olarak nitelendirilebilecek bir yapdr. Kapitalist toplumlarda gerek emeùin gerekse
de sermayenin yeniden üretimi salt ekonomik deùil, siyasal ve ideolojik boyutlar da
olan bir süreç olduùu için kent denildiùinde, salt ziksel bir doku deùil ekonomik,
siyasal ve ideolojik düzlemlerden oluüan bir bütüne iüaret edilmektedir (Doùan, 2000:
2). Bu noktada, kenti ve kent çevresindeki insan davranülarn incelerken, bir bütün
olarak kentin yaplanmasna ve insann maddi yaüam koüullarnn yeniden üretimi
çerçevesinde oynadù role iliükin bir sorgulama faaliyetine giriümeyen Chicago
Okulu’’na deùinmek yararl olacaktr.
41
Chicago Okulu’’nun Kente Yaklaüm
Kent yaüam araütrmalar, 1892 ylnda sosyoloji kürsüsünün kurulduùu Chicago
Okulu ile baülamütr. Almanya’’dan ABD’’ye gelen George Simmel, Chicago
Okulu’’nda ilk olarak klasik Alman sosyolojisinden kalan cemaat-cemiyet ayrmnda,
cemiyeti yani ‘‘kent’’i incelemiütir. Simmel’’in ardndan Robert Park ““üehir sosyolojisi””
denilebilecek bir alan baülatmü ve kentsel çevrede insan davranülarn incelemiütir.
Chicago Okulu’’nun konumuz açsndan temelleri, Robert Park’’n Birinci Dünya
Savaü’’nn ardndan Ernest Burgess ve Louis Wirth ile birlikte baülattù çalümalarla
atlmütr. Modern anlamda ilk kentbilim okuluna ev sahipliùi yapan Chicago
EBT_29.indd 41
10/19/11 3:42 PM
Kapitalist Kent Olgusu ve Kentsel Siyaset Üzerine Yaklaümlar
Üniversitesi’’nde yürütülen çalümalarn, 20. Yüzyl’’n baülarndan yakn dönemlere
deùin kent çalümalar üzerinde önemli etkileri olmuütur. Çevrebilimsel (ekolojik)
yaklaüm olarak da anlan bu bakü açsna göre, canllarn birbirleriyle olan
iliükilerinin yaüam çevrelerini düzenlemesine benzer biçimde, kentte yaüayanlarn
yaüamlarn sürdürebilmek için iliükiye girmeleri, iübirliùinde bulunmalar ya da tam
tersine çatüma içinde olmalar, kent biçimini büyük ölçüde belirler. Böylece, kent,
bir bakma doùal bir biçimde, iüyeri, eùlenme, dinlenme, sanayi, oturma, iülevlerini
görebilecek bölgelere ayrlr (Duru ve Alkan, 2002: 11).
Robert Park’’a göre kent, bütün olarak nüfusun içinde özel bir bölge veya özel bir
ortamda yaüamaya en iyi uyan bireyleri yanlmadan seçen, büyük bir ayklanma
mekanizmasdr. Kentler rekabet, istila ve yerine geçme süreçleri boyunca doùal
alanlar içinde düzenlenirler. Böyle bir süreçte kent, tarihsel olarak, rklar, halklar,
kültürleri eritme potas iülevini görmekte, yeni biyolojik ve kültürel kaynaümalar için
çok uygun bir geliüme alan oluüturmaktadr (Wirth, 2002: 87).
42
Chicago Okulu’’nun kentsel çalümalar etkilediùi bir baüka konu da kentsel yaüam
olmuütur. Louis Wirth’’ün ““Bir Yaüam Biçimi Olarak Kentlileüme”” adl makalesinde
de görülebileceùi gibi (Wirth, 2002), günümüzde kent yaüam üzerinde yürütülen
tartümalarda öne sürülen düüüncelerin büyük bir bölümünün kaynaùn Chicago
Okulu’’nda bulabilmek olanakldr. Kentlerdeki nüfusun büyüklüùü, yoùunluùu,
heterojenliùi, ikincil derecedeki anlk iliükilerin basknlù, yardmlaüma duygusundan
ve kendini ifade edebilme yeteneùinden yoksun olma gibi kent yaüamna özgü
nitelikler ilk kez Chicago Okulu’’nda incelenmiütir (Duru ve Alkan, 2002: 11).
Wirth’’e göre (2002: 77); insanlk, doùasndan, hiçbir yerde, büyük kentlerin yaüam
koüullar altnda olduùundan daha fazla uzaklaümamütr. Ona göre kentleüme; hayat
tarznda, dünya görüüü ve üahsiyette meydana gelen deùiüiklikle ilgilidir. Wirth,
bu deùiüiklikleri; büyüklük veya geniülik, yoùunluk ve heterojenlik gibi unsurlara
baùlamaktadr. ûehrin, çok sayda kiüiden meydana gelmiü büyük bir topluluk
olmas fertler arasndaki münasebetleri geniü ölçüde etkilemiütir. Fertlerin says
arttkça, aralarndaki farkllaüma da artmü, ekonomik ve sosyal statüye, zevklere
ve deùerlere göre birbirinden ayrlmü olan gruplar ortaya çkmütr. Diùer yandan,
say bakmndan artü sosyal iliükilerin karakterini deùiütirmiütir. Dolaysyla, bir köy
topluluùundaki birinci dereceden temaslarn yerini, ikinci dereceden temaslar almü,
fertler arasndaki iliükiler giderek gayri üahsi, yüzeysel, geçici, ksa süreli ve parçal
olmaya baülamütr. Ayrca, kentin kalabalk topluluùu içinde yaüama hali, ferdin
bir yandan aile, komüuluk gruplar, köy cemaati gibi birinci dereceden gruplarn
bask ve kontrolünden kurtulmasn, böylece ferdiliùini ve üahsiyetini kazanmasn
saùlarken; diùer yandan kararszlk hali içinde kalmasna neden olmuütur. ûehrin
heterojenlik unsuru, yani üehrin parçal ve tabakal bir sosyal yapya sahip olmas
ise fertlerin çeüitli sosyal ve kültürel gruplara, iü, meslek, eùlence, kir ve sosyal
yardm gruplarna ayn zamanda katlmas gibi bir sonuç doùurmuütur. Fert artk
bütün üahsiyetiyle, aile veya köy cemaati gibi bir tek gruba ait olmaktan çkmütr.
EBT_29.indd 42
10/19/11 3:42 PM
Taylan Koç
Farkl gruplara katlmak zorunluluùu fertte, parçal bir üahsiyet yapsnn geliümesine
sebep olmuütur (Yörükan, 1968: 57-58).
Chicago Okulu’’nda yaplan araütrmalarda kentlerin ““krsal topluluklardan farkl,
kendine özgü bir örgütlenme ve yaüam biçimine sahip olduùu”” ön kabulünden yola
çklmü, kentin krsal topluluklarda olduùu gibi, ekonomisi ve iüleyiüi içinde özel
iülevleri bulunan doùal bölgelerden oluütuùu düüünülmüütür. Bu bölgelerin yine
kendine özgü kiüiliùi, kurumlar ve gruplar bulunmaktadr (Duru ve Alkan, 2002:
12). Kent geliüimi, doùal bir süreç olarak nitelendirilmiütir. Çeüitli deùerler sisteminin
ve kurallarn hakim olduùu bir toplumsal iliükiler çerçevesinin varlù saptanrken,
bütün bu öùeler, sanki belli koüullar altnda kendiliùinden ortaya çkan, veya ““doùal
çevre”” tarafndan üretilen faktörler olarak ele alnmütr. Ksacas Chicago Okulu,
kenti ve kent çevresindeki insan davranülarn incelerken, bir bütün olarak kentin
yaplanmasna ve insann maddi yaüam koüullarnn yeniden üretimi çerçevesinde
oynadù role iliükin bir sorgulama faaliyetine giriümemiütir. Kentin, insanlùn
geliüimindeki belli bir döneminin ürünü olduùu ve onun niteliklerini sergileyen
bir yaüam çevresinin bulunduùu gerçeùi gözden kaçrlmütr. Kapitalist bir toplum
modelinin ““doùal yaüam alan”” olarak kentler incelenmiü, ancak kapitalizmin
kendisi, bir olgu veya sebep olarak incelenmemiütir. Chicago Okulu yalnzca durum
saptamütr.
Kent Mekân ve Marksizm
Buhar makinesinin üretimde kullanlmasyla birlikte, 18. Yüzyl’’n sonunda,
manifaktür üretim aüamasndan, büyük sanayi üretimine geçilmesi, 19. Yüzyl’’la
birlikte, yeni bir kentsel mekân yaratmaya baülamütr. Yeni yeni ortaya çkan, hzla
geliüen ve saylar artan bu yerleüim, sanayi kentidir. Söz konusu dönemde, ilk sanayi
kentlerinin úngiltere’’de kurulmaya baülandù görülmektedir. Sanayi kenti gerek
meta üretiminin yapldù, gerekse de geliüen sanayi üretimi için emek gücünün
iskân edildiùi mekân iülevini görürken, ayn zamanda üretilmiü metalar için bir pazar
konumuna gelmiütir. Kapitalist üretim tarznn gereksinim duyduùu emek gücü ise,
yeni bir toplumsal snfn doùmas sonucunu doùurmuütur. Kapitalizm geliütikçe
sanayi kentinin sakinlerinden modern iüçi snf üyelerinin sayca artmas, Bat
Avrupa’’dan baülayarak dünyann diùer coùrafyalarna yaylan büyük bir demograk
deùiüime neden olmuü, kapitalizmin önemli bir eùilimi olarak, artan oranda insann
kentte yaüamas anlamna gelmiütir.
43
Sanayi kentinin olgunlaümaya baüladù 1800’’lerin ilk yarsnda hzl bir kentleüme
yaüanmütr. 19. Yüzyl’’n ortalarna gelindiùinde, büyük kentlerin kapkara, kasvetli
mahallerinde yaüayanlar kent meydanlarn devrim çaùrlaryla doldurunca, emek ve
sermaye arasndaki çeliükinin yol açtù eüitsizlik ve adaletsizlikler kentsel sorunlar
ad altnda gündeme getirilmeye, alternatif kent projeleri üretilmeye (Doùan, 2000: 3)
ve kente ekonomi politik bir perspektiften baklmaya baülanmütr. Marksizmin kent
mekân ile olan tarihsel iliükisi de buradan hareketle baülamütr.
EBT_29.indd 43
10/19/11 3:42 PM
Kapitalist Kent Olgusu ve Kentsel Siyaset Üzerine Yaklaümlar
Marksizmin kent mekân ile olan tarihsel iliükisi oldukça karmaük ve sorunludur.
Marx’’n çalümalarnda kent mekânnn snf bilinci açsndan önemine yer yer
atar yaplmaktaysa da, çalümalarnn bütünü gözden geçirildiùinde, sistematik
bir deùerlendirme ya da kuramsallaütrmaya rastlanamaz (ûengül, 2001: 9). Fakat
Engels’’in, úngiltere’’de Emekçi Snfn Durumu baülkl çalümas, kapitalist kent
konusunda önemli bilgiler vermektedir.
Engels, úngiltere’’nin Manchester kenti üzerinde yaptù gözlemler sonucunda,
kapitalist sanayileümenin bir kenti nasl etkilediùi konusunda bir takm net sonuçlara
ulaümütr. Engels’’e göre (Engels, 1997), kapitalizmin kent ortam üzerine temel
olarak üç yönde etkisi bulunmaktadr. Engels, kapitalizmin ““ikiz bir toplama eùilimi””
olduùunu belirtmektedir. Kapitalizm sayesinde kentler, hem para ve yatrm araçlarn,
hem de iügücünü, yani insan nüfusunu bir araya getirmektedir. Engels, Manchester’’in
büyümesine paralel olarak, sanayi yatrmclarnn kent merkezinden uzaklaütùn ve
kendilerine yeni merkezler kurduklarn gözlemlemiütir. Çok merkezlilik, kapitalizmin
kentler üzerinde yarattù ikinci etkidir. Engels, kapitalizmin, farkl snarn yaüam
alanlar arasnda ayrmc bir dinamik yarattùn söylemektedir. Kapitalizmin kentleri,
farkl snarn farkl özellikteki mekânlara yerleüme üansna sahip olduùu mekânlar
görünümündedirler.
44
Marx ve Engels’’in çalümalarnda kent olgusu ikili ve ilk baküta da çeliükili bir
konuma sahiptir. Kent, bir yandan içinde taüdù olumluluklar ve potansiyeller
nedeniyle kutsanrken, diùer yandan yol açtù sorunlar ve sefalet nedeniyle
eleütirilmektedir. Ancak ûengül’’e göre (2001: 10), bu deùerlendirmeler bir çeliüki
taümaz. Çünkü her toplumsal iliüki ve süreç gibi kent mekân da diyalektik bir nitelik
arzetmektedir. úçinde ayn anda hem gerici hem de ilerici unsurlar barndrmaktadr.
Gerici unsurlar taüdù ve bunlara arac olduùu ölçüde bir engel teükil eden kent
mekân, yeni ve deùiüim potansiyeli olan güçlerle iç içe geçtiùinde devrimci bir
potansiyeli taümaktadr.
Marksist analizde, ilkel komünal toplumdan köleci topluma, köleci toplumdan
feodal topluma, feodal toplumdan da kapitalist topluma geçiüte belirleyici olan üey
üretim tarzdr. Dolaysyla, kent ve kapitalizm arasndaki iliüki snf mücadelesi
çerçevesinde ele alnrken üretim tarz konusu büyük önem taümaktadr. Marx’’a göre,
Ortaçaù’’a kadar insanlk tarihi krn tarihidir, çünkü antik çaùda kent, üretim tarznn
odaù deùildir. Kent devletlerinin krla olan iliükisi tamamen siyasaldr. Kentler, krsal
üretim üzerinde kontrol saùlayan idari birimler olmann ötesine gidememiülerdir.
Bu nedenle, Ortaçaù’’a kadar gelen dönem büyük ölçüde kentin krsallaümas ile
temsil edilir. Kentin kendisinin üretim iliükileri çerçevesinde tanmlanamamas, snf
mücadelesinin merkezinde yer almamasnn da nedenidir. Bu nedenle, kent ile kr
arasndaki iliüki koptuùunda, yeni bir üretim tarznn oluümas da mümkün olmaz.
Roma’’nn yklü bireysel tarma dönüüle sonuçlanmü, özgün bir üretim tarznn
doùmas ise ancak Ortaçaù ile mümkün olmuütur. Ortaçaù’’dan itibaren, kr-kent
karütlù farkl bir nitelikte yeniden inüa edilmiütir. Baüka bir ifadeyle, antik çaùdaki
EBT_29.indd 44
10/19/11 3:42 PM
Taylan Koç
kentin krlaümas tersine dönmüü ve aüamal bir biçimde krn kentleümesi süreci
baülamütr (ûengül, 2001: 11).
Marx ve Engels’’in ardndan, 1960’’l yllara kadar, Marksistler kent mekânna duyarsz
kalmülardr. Marksist kuram ve stratejiler açsndan önemli olumsuz sonuçlar bulunan
bu ihmal, 1960’’l yllarn sonlarndan itibaren farkl bakü açlarndan Marksist
geleneùi izleyen araütrmaclar tarafndan iüaret edilmiü ve bu eksikliùin giderilmesine
yönelik önemli çalümalar yaplmütr. Bu çalümalar içerisinde Lefebvre, Castells ve
Harvey’’e ait olanlar özellikle dikkate deùerdir (ûengül, 2001: 9). Henri Lefebvre,
Manuel Castells ve David Harvey kentliliùin özerk bir süreç olmadù ve baülca
politik ve ekonomik deùiüikliklerle iliüki içinde çözümlenmesi gerektiùi anlayündan
hareket etmiülerdir.
Fransz Marksisti Lefebvre, mekân ile iktidar arasndaki iliüki üzerinde durmuütur.
Burjuvazinin kent mekânn büyük bir baüar ile kullandùn ve bunun da kapitalizmin
ayakta kalmasn saùladùn belirtmiütir. Lefebvre’’ye göre, günümüzde üretim analizi
göstermiütir ki, üeylerin (metalarn) mekânda üretiminden mekânn kendisinin meta
olarak üretimine geçilmiütir (ûengül, 2001: 15). Lefebvre mekânn kullanm deùerinin
yerini, deùiüim deùerinin aldùn belirtmiü; sermaye birikimi, kâr, kira, ücretler, snf
sömürüsü ve dengesiz geliüme gibi kavramlarn kent analizlerinde etkin bir biçimde
kullanlabileceùini ortaya koymuütur. Lefebvre’’ye göre, kentlerin oluüumu, diùer pek
çok üey gibi, kapitalizmin geliüiminin bir sonucudur. Lefebvre 20. yüzyln ikinci
yarsnda sanayi toplumunun kentsel topluma dönüütüùünü ileri sürmüütür.
45
Lefebvre, kent ile kapitalizm arasndaki iliükiyi açklamak için ““sermaye dolaüm””
kavramna baüvurmuü ve ““birincil sermaye dolaüm”” ile ““ikincil sermaye dolaüm””
ayrmn yapmütr. Bu ayrma göre; birincil sermaye dolaüm, herhangi bir mal
üretiminde olduùu gibi, sermaye, fabrika, iüçi, tüccar ve tüketici zincirinden oluüan
klasik üemay anlatmaktadr. úkincil sermaye dolaüm ise, gayrimenkul yatrmlarndan
oluümaktadr. Yani kapitalizm, mekân da bir meta haline dönüütürmüütür ve
artk kapitalizmle mekân arasndaki iliükilerden bahsetmek yerine, kapitalizmin
metalaütrdù, coùra bir alan olmaktan çkarp iülevsellik kazandrdù bir mekân
tasavvurundan söz etmek gerekmektedir.
Kuükusuz, uzun bir suskunluktan sonra Lefebvre’’nin, mekânn sosyalist bir
strateji açsndan önemini bir kez daha gündeme getirmesi ve bunu yaparkenki
kapsaml deùerlendirmesi Marksizm açsndan önemli bir kazanmdr. Lefebvre
bir yandan kapitalist birikim süreçlerinin mekânsallùn ve kapitalizmin mekân
içselleütirip, soyut hale getirerek kullanmasn vurgularken, diùer yandan da bu
tür bir mekânsallùn sadece üretim ve dolaüm için deùil, ayn zamanda yeniden
üretim süreçleri için de geçerli olduùunun altn çizmektedir. Bu, çalüan snarn
stratejileri açsndan yeni açlmlar saùlayan bir formülasyondur. Mücadelenin
üretim alannda skütrlmayp, yeniden üretim alanna ve günlük yaüama yönelik
olarak geniületilmesi sosyalist bir toplumun ve mekânn kuruluüunun da ön üartdr
EBT_29.indd 45
10/19/11 3:42 PM
Kapitalist Kent Olgusu ve Kentsel Siyaset Üzerine Yaklaümlar
(ûengül, 2001: 16). Bu noktada Lefebvre’’ye yöneltilen eleütiri ise; sosyalist mekânn
farkllklarn mekân olacaùn söyleyen Lefebvre’’nin, nasl olup da bir dizi farkllùn
kapitalizmin ortadan kaldrlmasna yönelik bir projede bir araya getirilebileceùini
söylememesine dayanmaktadr (ûengül, 2001: 16-17). Gerçekten de farkllklarn bir
araya getirilerek, mekânda snf mücadelesine dönüütürülmesi konusunda Lefebvre
ayrntl bir deùerlendirmede bulunmamütr.
Lefebvre, kentsel sorunlar üzerine yaptù 1973 öncesindeki ilk çalümalarnda,
kentleümenin günümüz geç kapitalizminin toplumsal oluüumunda tarihin itici gücü
olduùunu söylemektedir. Bu güç öylesine bir itici güçtür ki, sanayileümenin de, snf
mücadelesinin de önüne geçmektedir. Mark Gottdiener bu yaklaüm doùru bulmamakta
ve Casstells’’in de ayn biçimde bu yaklaüma karü çktùn belirtmektedir. Nitekim
Lefebvre, daha sonraki çalümalarnda kentin, üretim iliükilerinde ve yeniden üretim
iliükilerinde bir tür diyalektik rol oynadùn belirtmiütir (Gottdiener, 2001: 256).
46
1970’’li yllarda Lefebvre’’nin çalümalarndan eleütirel bir biçimde etkilenmiü olan
Manuel Castells, kent sorununa yapsalc Marksist bir perspektiften yaklaümütr.
Castells’’in kent sorununa olan ilgisinin odaùnda, emek gücünün yeniden üretimi
vardr.Castells’’in Marksist kentsel çalümalar alanna en önemli katks yeniden
üretim süreçlerinin yarattù çeliükileri kentsel düzeyde sistematik ve ayrntl biçimde
kavramsallaütrmasdr. Althusserci bir çerçeveden hareket eden Castells, toplumsal
oluüumlar, ekonomi, siyaset ve ideoloji olarak üç temel uùrak çerçevesinde incelemiü
ve her uùraùn mekânda ifade bulduùunu vurgulamütr. Castells’’e göre (1997), kent
mekânnn planl yaps siyasal kontrolün bir aracyken, antsal yaplar, meydanlar ve
antlar ideolojik yapnn taüyclùn yapmaktadrlar. Ancak kapitalist toplumlarda
kent mekânnn özgünlüùü ekonomik kertedeki iülevlerinde yatmaktadr. Üretim ve
dolaüm kent üstü ölçeklerde örgütlenirken, tüketim (kolektif tüketim) kentsel alana
özgünlük saùlamaktadr (ûengül, 2001: 17).
Castells’’e göre, kent sorunu esas olarak bütün toplumsal gruplarn günlük yaüamnn
temelinde yer alan konut, eùitim, saùlk, kültür, ticaret, ulaüm gibi ortak tüketim
araçlarnn örgütlenmesi ile iliükidir. Geliümiü kapitalizmde bu, bir yandan (sermayenin
ve üretim araçlarnn yoùunlaümas sonucunda) tüketimin artan toplumsallaümas,
diùer yandan da tüketim araçlarnn üretimi ve daùtmndaki kapitalist mantk
arasnda oluüan temel çeliükiyi ifade etmektedir (Castells, 1997: 14).
Castells’’e göre (1997), üretim-daùtm-tüketim üçlemesine dayanan yaklaüm,
kentlerdeki toplumsal oluüumlar açklamakta yetersiz kalmaktadr. Ona göre; geliümiü
kapitalist ülkelerde kentler, üretim mekân olmaktan çkmü durumdadr. Üretim süreci,
bölgesel, ulusal ve hatta uluslararas düzeye kaymü bulunmaktadr. Ayn üekilde, bir
mal oluüturan farkl parçalarn birden fazla ve çok farkl yerlerde üretilmesine paralel
olarak, daùtm iülevi de farkl merkezler arasnda gerçekleümektedir. Dolaysyla
kentler, daùtm iüleviyle de açklanamazlar. Castells’’e göre kentlerin temel iülevi,
tüketimden yola çklarak açklanabilir (1997). Castells bu noktada tüketim ile günlük
EBT_29.indd 46
10/19/11 3:42 PM
Taylan Koç
yaüamdaki bireysel tüketimleri deùil kolektif tüketimi kastetmektedir. Zaten Marksist
analizde tüketim, yalnzca tüketim olmayp, ayn zamanda dolaysz bir üretimdir de.
Örneùin insan, beslenme faaliyeti srasnda bir besini tüketirken, ayn zamanda bir
üretim arac olarak kendi vücudunu yeniden üretmektedir. Tüketim, tek tek bireyler
için olduùu kadar, bir bütün olarak emeùin yeniden üretimi için de gerekli bir faktördür.
Castells, buna kolektif tüketim adn vermektedir. O’’na göre kentler, emeùin yeniden
üretimi için gerekli olan kolektif tüketimin elde edildiùi mekânlar olarak anlam
kazanmaktadr. Burada Castells’’in kolektif tüketim kavram ile anlatmak istediùi
temel üey; kapitalist üretimin devam edebilmesi için gereken sayda insann, asgari
bir düzeyde yaüamalarn saùlayacak yaüam koüullarnn oluüturulmas ve onlarn
tüketimine sunulmas iülevidir.
Castells’’e göre, kapitalist sistemin geliüimi ile birlikte, kent ile tüketim arasndaki
iliüki derinleümiütir. Kentler süreç içinde, deùiüen tüketim alükanlklar ve sanayi
sermayesi ile belirli bir çerçevede birliktelik saùlamü ve birikimi hzlandran
etmenlerden biri olmuütur (Eraydn, 1988: 136). Üretim araçlarnn toplumsallaümas
tüketim araçlarnn artan toplumsallaümasyla birleüince; diùer bir deyiüle, ortak
hizmetler günlük yaüamn yapsnda ve ritminde stratejik bir rol oynamaya baülaynca
kentsel sorunlar giderek siyasi bir mesele haline gelmiütir (Castells, 1997: 123). Kent
her üeyin yeniden üretildiùi yerdir. Dolaysyla emeùin de yeniden üretildiùi yerdir.
Kentte yürütülen snf mücadelesi artk klasik üekilde (18. Yüzyl’’da olduùu gibi)
olmayacaktr. Kentte yürütülen snf mücadelesi artk biçim deùiütirmiü ve ““kentsel
toplumsal hareketler”” haline gelmiütir. Kente egemen snar her olanaùa sahipken,
olanaklardan yararlanamayacaklar da olacaktr. Dolaysyla snf mücadelesi de
sürecektir. Ancak kente özgü bir biçimde, kentsel toplumsal hareketler üeklinde
sürecektir.
47
Castells, kentsel toplumsal hareketlerin snf temelli hareketlerle olan iliükisine
büyük önem vermektedir. Ancak bu hareketlerin, snfsal hareketlerin bir alt kümesi
olarak deùerlendirilmemesi gerektiùini belirtmektedir. Althusserci yaklaümn önemli
kavramlarndan olan ““göreli özerklik”” durumu kentsel toplumsal hareketler için de
geçerlidir. Snf temelli hareketler ile kentsel toplumsal hareketler arasndaki iliüki
görece özerklik taümaktadr. Fakat Castells için kentsel toplumsal hareketlerin
radikal deùiüikliklere yol açabilmeleri, snf temelli hareketlere eklemlenebilmeleri
ile mümkündür. Aksi durumda, bu tür hareketler radikal bir deùiüimden çok, reforma
yol açacak ve hakim yaplara kolayca eklemlenecektir (ûengül, 2001: 18).
Castells’’in pek üzerinde durmadù, Lefebvre’’nin, kapitalist sermaye birikim
süreçlerinin geçtiùimiz yüzyl içinde girdiùi krizleri mekân kullanarak çözdüùü
önermesi, David Harvey’’in çalümalarnn baülangç noktasn oluüturmuütur.
Harvey’’in temel ilgi alan, kapitalist birikim süreçlerinde kentsel yapl çevrenin rolüdür
(ûengül, 2001: 17). Harvey’’e göre, kapitalist toplumlarda kentleüme dinamikleri
sermaye birikim süreçlerinden baùmsz anlaülamaz. Sermayenin içine düütüùü
EBT_29.indd 47
10/19/11 3:42 PM
Kapitalist Kent Olgusu ve Kentsel Siyaset Üzerine Yaklaümlar
kriz, yatrmlarn kente yönlendirilmesiyle çözülmüütür. Kente aktarlan kaynaklar
sayesinde aür birikim sorunu çözülürken, ayn zamanda bilincin kentleümesi süreci
de yeniden yaplandrlmaktadr. Yani Harvey’’e göre kentleüen yalnzca sermaye
deùildir. Ayn zamanda bilinç de kentleümektedir.
Harvey’’e göre, kentleüme süreci bilinç açsndan ortaya çok daha karmaük bir yaplanma
çkarmaktadr. Bu karmaük yaplanma birçok durumda, çalüan snarn kentsel
olgular, snfsal çerçeve dündaki bir dizi bilinç odaùna referansla kavramamalarna
neden olmaktadr. Harvey, snf dünda dört ayr bilinç odaù tanmlamaktadr. Bu
bilinç odaklar birey, topluluk, aile ve devlettir. Harvey için kapitalist toplumlardaki
asli bilinç odaù snftr. Ancak kentleüme süreci yerel topluluk örneùinde olduùu gibi,
bu birincilliùi gölgeleyen yeni bilinç odaklar yaratmaktadr (ûengül, 2001: 21).
Kapitalizm giderek artan biçimde kent mekânna kendi mantùn empoze etmektedir.
Söz konusu bu süreç bir yandan kentin metalaümasna yol açp kapitalizmin büyümesine
olanak saùlarken, diùer yandan kapitalizmin üretim sürecindeki çeliükilerine benzer
çeliükilerin kendisini kent mekânnda da göstermesine yol açmütr. Ancak Harvey’’in
de iüaret ettiùi gibi, bu tür bir süreç, kendi mantùna uygun bir bilinç biçimini de
ortaya çkarmakta, karmaüklaüan ve farkllaüan iliükiler içinde snf temelli bir bilinç
oluüum sürecinin örgütlenmesi zorlaümaktadr (ûengül, 2001: 26-27).
48
Sonuç ve Deùerlendirme
20. Yüzyl’’n ilk yarsna gelinceye kadar Chicago Okulu’’nun etkisiyle, kentsel
araütrmalar konusunda, daha çok kentin yabanclaütrc etkisinden kaynaklanan
konular üzerinde durulmuütur. Sonraki çalümalarda ise aùr basan yaklaüm, örnek
olay incelemesine dayanlarak araütrmalarn sürdürülmesi ve böylece kentte yaüayan
bireylerin güçlü toplumsal baùllk duygusuna sahip olduklarnn ortaya konulmas
olmuütur. 1970’’lere doùru ise, artk kentin snf savaümnn yaüandù bir yer
olarak alglanmaya baülandù görülmektedir. Buna göre, kent üzerinde evrensel
çözümlemeler yapmak yerine, uluslararas kapitalizmin yerele, yani kentlere hangi
yönde etkide bulunduùunu incelemek önemli hale gelmiütir. 1980’’lerde ise yaüanan
sosyo-ekonomik deùiüimlerin etkisiyle kent çalümalar daha da çeüitlenerek, gençlik,
toplumsal cinsiyet, çevre sorular, gündelik hayat pratikleriyle örülü biçimde yeni
toplumsal hareketler, sermayenin küreselleümesinin kentler üzerindeki etkileri,
metropolleüme gibi olgular üzerinde yoùunlaümütr (Duru ve Alkan, 2002: 8-9).
Daha önce de belirtildiùi üzere, Marx ve Engels’’in ardndan, 1960’’l yllara kadar,
Marksistler kent mekânna duyarsz kalmülardr. 1960’’larn sonlarndan itibaren ise
Marksist düüünürler, sermaye birikim süreci ile kent arasndaki iliükiyi incelemiülerdir.
Bu çerçevede kapitalin itici gücü ve bu gücün mekâna yansmas incelenmiütir.
1960’’larn sonlarna kadar Marksist çevrelerce ihmal edilen kent mekân konusunda
özellikle Lefebvre, Castells ve Harvey sergiledikleri yaklaümlar ile önemli açlmlar
saùlamülardr. Ancak, gerek Lefebvre’’nin çalümalarnda dile getirilenler, gerek
Castells’’in söyledikleri ve gerekse de Harvey’’in önermeleri çok önemli sonuçlar
EBT_29.indd 48
10/19/11 3:42 PM
Taylan Koç
doùurmakla beraber günümüzün kentsel çeliükilerini çözebilmek ve snf mücadelesine
ivme kazandrabilmek için yeterince somut fayda yaratamamülardr. Bu isimler,
kentsel mücadelelerin kapitalizmi dönüütürme yolunda, nasl bir strateji çerçevesinde
snf mücadelesine eklemleneceùine iliükin somut önerilerde bulunmamülardr.
Günümüzde, kentsel siyasetin ekonomik ekseni ön plana çkarlarak, toplumsal eksen
geri plana itilmektedir. Kent mekân, sermaye birikiminin bir arac olarak kullanlmakta
ve baüta ücretli çalüan kesimler olmak üzere, kentte yaüayanlarn kolektif tüketim
hizmetlerinin ve iü gücünün yeniden üretimine yönelik hizmetlerin karülanmasn
öne çkaran toplumsal eksen geriletilmektedir. Neo-liberal süreçler kentsel siyasetin
toplumsal eksenini, yalnzca sosyal riskin kontrol altnda tutulmas ve kamusal
mekânlarn görsel olarak estetize edilmesi gibi dar bir çerçevede ele almaktadr.
Özellikle inüaat sektöründe faaliyet gösteren sermaye çevrelerinin spekülatif
taleplerini karülamay hedeeyen ve bu yolla büyük sermayenin kentselleümesine
hizmet eden, personel giderlerini ve kolektif tüketim hizmetlerini mümkün olduùunca
budayan, iügücünün yeniden üretimine yönelik hizmetlerden çok sermaye birikimine
hizmet eden, belediyeleri kamu kurumu olmaktan çkarp birer hizmet üirketi haline
dönüütüren bu anlayü, kentleri giriüimciler için ““cazibe merkezi”” haline getirmekte,
bu anlayüa uygun yatrm ve hizmetlere öncelik vermekte, ““yarüan yerellikler””
yaratarak yerellikler üzerinden kalknma anlayün hakim klmakta ve özelleütirme ve
taüeronlaütrmayla taçlandrlan bir kentsel siyaset pratiùi sergilemektedir. Bu anlayün
hakim hale gelmesiyle birlikte kentler giderek metalaütrlmakta, kapitalizmin eüitsiz
ve dengesiz biçimde büyümesine hizmet etmektedir.
49
Tarih boyunca kentler hem sömüren-sömürülen, yöneten-yönetilen ayrmnn, hem
de snf mücadelelerinin en yoùun yaüandù yerler olagelmiülerdir. Bu nedenle, 21.
Yüzyl’’n yeni koüullar altnda hem tek tek ülkesel dinamikleri, hem de uluslararas
dinamikleri göz önüne alarak yeni çözümlemelerin yaplmas, emek-sermaye
çeliükisinin net bir biçimde kitlelere aktarlmas ve kentsel toplumsal gruplarn
bilinçli bir biçimde snf mücadelesi için harekete geçirilmesi gerekmektedir. Yaüanan
sürecin snf bilincini hzla yok etmesi veya snf bilinciyle hareket eden çevrelerin
örgütlenmesini engellemesi sonucunda, neredeyse rakipsiz hale gelen kapitalizmin
prensi özel sektörün kentler üzerindeki egemenliùinin krlmas için, kapitalizmin
geliütirdiùi metot ve mekanizmalar kadar somut mekanizmalar geliütirmek suretiyle
neo-liberal saldrlara set çekmek yaüamsal düzeyde önemlidir.
DúPNOTLAR
1 Sanayi öncesi kentler, varlklarn düardan aldklar gda mallarna ve
hammaddelere dayandrdklarndan ve el yapm maddelerin üretildiùi
yerler olmalar bakmndan birer pazar merkezi konumundaydlar. Ayrca
bu kentler önemli siyasal, dinsel ve eùitimsel iülevleri de yerine getirmekteydiler. Kimi kentler deùiüik konularda uzmanlaümüt; örneùin
Hindistan’’daki Benares ve Irak’’taki Kerbela kentleri daha çok dinsel bir
EBT_29.indd 49
10/19/11 3:42 PM
Kapitalist Kent Olgusu ve Kentsel Siyaset Üzerine Yaklaümlar
merkez konumundayken, Çin’’deki Pekin siyasal ve eùitimsel etkinliklerin
yoùun olarak gerçekleütirildiùi bir kentti (Sjoberg, 2002: 37).
2 Howard, krn ve kentin ideal (veya güzel) yönlerini birleütirip üçüncü bir
kutup oluüturmay düüünmüütür: Bahçekent. Bu kentte bozulmamü krsal
alann ortasnda, bir bütün olarak topluluùun mülkiyetinde kalacak olan
topraùn üzerinde, büyüklüùü 30 bin kiüiyle snrlandrlmü, saùlkl ve
güzel bir yaüam olacakt.
KAYNAKÇA
Aslanoùlu, R. (1998), Kent, Kimlik ve Küreselleüme, Bursa, Asa Yaynlar.
Bal, H. (1999), Kent Sosyolojisi, Ankara, Turhan Kitabevi.
Boratav, K. (1991), Türkiye’’de Sosyal Snar ve Bölüüüm, ústanbul, Gerçek
Yaynevi.
50
Bumin, K. (1990), Demokrasi Arayünda Kent, ústanbul, Ayrnt Yaynlar.
Castells, M. (1997), Kent, Snf, úktidar, (Çev: Asuman Erendil), Ankara,
Bilim ve Sanat Yaynlar.
Doùan, Ali E. (2000), ““Kolektif Tüketim ve Kentsel Siyasetteki Önemi””,
Bilim ve Siyaset, Say 2.
Duru, B. ve Alkan, A. (2002), ““20. Yüzylda Kent ve Kentsel Düüünce””,
Bülent Duru ve Ayten Alkan (Der. ve Çev.) 20. Yüzyl Kenti, Ankara, úmge
Kitabevi Yaynlar, s. 7-25.
Engels, F. (1997), úngiltere’’de Emekçi Snfn Durumu, ústanbul, Sol Yaynlar.
Eraydn, A. (1988), ““Sermaye Birikim Sürecinde Kentler””, Defter, Say 5.
Giddens, A. (1994), Modernliùin Sonuçlar, (Çev: Ersin Kuüdilli), ústanbul,
Ayrnt Yaynlar.
Gottdiener, M. (2001), ““Mekân Kuram Üzerine Tartüma: Kentsel Praksise
Doùru””, Praksis, Say 2, s.248-269.
EBT_29.indd 50
10/19/11 3:42 PM
Taylan Koç
Hacsalihoùlu, Y. (2000), Küreselleümenin Mekânsal Etkileri ve ústanbul,
ústanbul, Akademik Düzey Yaynlar.
Harvey, D. (2001), ““Snf úliükileri, Sosyal Adalet ve Farkllk Politikas””,
Praksis, Say 2, s. 173-203.
Harvey, D. (2003), Sosyal Adalet ve ûehir, (Çev: Mehmet Moral), ústanbul,
Metis Yaynlar.
Harvey, D. (2006), Postmodernliùin Durumu, (Çev: Sungur Savran), ústanbul,
Metis Yaynlar.
Kartal, K. (1992), Ekonomik ve Sosyal Yönleriyle Türkiye’’de Kentlileüme,
Ankara, Adm Yaynlar.
Kaygalak, S. (2001), ““Yeni Kentsel Yoksulluk, Göç ve Yoksulluùun Mekânsal
Yoùunlaümas: Mersin/Demirtaü Mahallesi Örneùi””, Praksis, Say 2, s.
124-172.
Keleü, R. (1993), Kent ve Siyaset Üzerine Yazlar, ústanbul, IULA-EMME.
51
Keleü, R. (1997), Kentleüme Politikas, Ankara, úmge Kitabevi Yaynlar.
Kray, Mübeccel B. (1982), ““Toplumsal Deùiüme ve Kentleüme””, Kentsel
Bütünleüme, Ankara, Türkiye Geliüme Araütrmalar Vakf Yaynlar. s. 5766.
Kray, Mübeccel B. (1998), Kentleüme Yazlar, Ankara, Baùlam Yaynlar.
Koç, T. (2010), Yönetiüim Sarmalnda Bir Kent: Adana. Yerel Demokrasi ve
Katlm Söylemiyle úktidarn Kullanm, Ankara, Yarg Yaynlar.
Lefebvre, H. (1996), Writings on Cities, Massachusetts, Blackwell Publishers.
Lefebvre, H. (2007), Modern Dünyada Gündelik Hayat, (Çev: Iün Gürbüz),
ústanbul, Metis Yaynlar.
Önür, N. (1991), Kentlileüme Sürecinde Bireylerin Kitle úletiüim Araçlarna
Yönelimine Aile Yapsnn Etkisi, Yaymlanmamü Doktora Tezi, úzmir, Ege
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
EBT_29.indd 51
10/19/11 3:42 PM
Kapitalist Kent Olgusu ve Kentsel Siyaset Üzerine Yaklaümlar
Sezal, ú. (1992), ûehirleüme, ústanbul, Alternatif Üniversite.
Sjoberg, G. (2002) , ““Sanayi Öncesi Kenti””, Bülent Duru ve Ayten Alkan
(Der. ve Çev.) 20. Yüzyl Kenti, Ankara, úmge Kitabevi Yaynlar, s. 37-54.
Smith, M. Peter (1988), City, State and Market, The Political Economy of
Urban Society, Massachusetts, Basil Blackwell.
ûengül, H. Tark (2001), ““Snf Mücadelesi ve Kent Mekân””, Praksis, Say
2, s. 9-31.
Tanilli, S. (1999), Uygarlk Tarihi, ústanbul, Adam Yaynlar.
Wirth, L. (2002), ““Bir Yaüam Biçimi Olarak Kentlileüme”” Bülent Duru ve
Ayten Alkan (Der. ve Çev.) 20. Yüzyl Kenti, Ankara, úmge Kitabevi
Yaynlar, s. 77-106.
52
EBT_29.indd 52
Yörükan, A. (1968), ûehir Sosyolojisinin Teorik Temelleri, Ankara, úmar ve
úskân Bakanlù Yaynlar.
10/19/11 3:42 PM