Maya Hoca eşeği suyun kenarındaki gölgeye çekmiş, kendisi de
Transkript
Maya Hoca eşeği suyun kenarındaki gölgeye çekmiş, kendisi de
Maya Yönetici tarafından yazıldı Pazar, 26 Nisan 2009 16:37 - Son Güncelleme Pazar, 26 Nisan 2009 17:07 Maya Hoca eşeği suyun kenarındaki gölgeye çekmiş, kendisi de kenara oturmuş, sigarasını sarmış kafayı buluyor. Etrafta kimsecikler yok... D erken bir gürültü... Bir bakmış ki, çoban koyunları göle sulamaya getiriyor... -"Bre aman.. Çoban sigarayı görürse felaket... Doğru zaptiyeye gider, bu herif!.." Etrafa bakmış, eşeğin yanına asılı bir bakraç yoğurt... Atmış sigarayı suya... Almış eline bakracı... Kaşık kaşık atmaya başlamış yoğurdu göle... Çoban yanaşmış hocaya; - Hayrola hocam, göl kenarında tek başına ne yapıyorsun bu saatte böyle bakalım? — Görmüyor musun? Göle maya çalıyorum!.. - Atma hocam!.. Göle maya tutar mı?.. - Ya tutarsa!.. - Haaa!.. demiş çoban.. Almış sürüsünü gitmiş.. Hocayı da almış bir düşünce; -Bu geveze şimdi bunu önüne gelene anlatır!.. Niçin Cimri ve de boşboğazın biri hocaya: 1/7 Maya Yönetici tarafından yazıldı Pazar, 26 Nisan 2009 16:37 - Son Güncelleme Pazar, 26 Nisan 2009 17:07 -“Ya Nasrettin Hoca... Demek parayı çok seviyorsun. Acaba neden?” Hoca cevabını yapıştırmış; -“Senin gibilere muhtaç olmamak için!..” Kaftan Nasrettin Hoca bir dükkâna girer, kendisine uygun kaftan bakmaktadır. Pahalılardan birini gözüne kestirir... Giyer, fiyatını sorar. Satıcı "10 akçe hocam" der. Nasrettin Hoca -"Pahalıymış... Daha ucuzu yok mu bunların?" der ve giydiği kaftanı çıkarır. Satıcı Nasrettin Hoca’ya 5 akçelik bir kaftan çıkarır, Nasrettin Hoca kaftanı giyer ve dükkândan çıkar. Satıcı arkasından bağırır: " -Hocam aldığın kaftanın parasını vermeyi unuttun?" Nasrettin Hoca: -"Pahalısını bıraktım, onun yerine ucuzunu aldım ya!" der. 2/7 Maya Yönetici tarafından yazıldı Pazar, 26 Nisan 2009 16:37 - Son Güncelleme Pazar, 26 Nisan 2009 17:07 Satıcı: -"Hocam pahalı olanın parasını vermemiştin ki!" deyince Hoca; -"Be hey adam!.. Almadığım şeyin parasını niye vereyim?" der ve uzaklaşır. Paylaşım Bir gün dört çocuk ellerinde iki kestane ile Nasrettin Hoca’ya gelirler, ondan adil bir paylaştırma yapmasını isterler, Hoca sorar: -"Tanrının paylaşımını mı tercih edersiniz, kulunkini mi?" Çocuklar; -“Tabii ki tanrınınki!..” diye cevap verirler. Bunun üzerine Nasrettin Hoca bir çocuğa iki tokat, diğerine bir tokat atar, kestaneleri birine verir, öbürüne de hiçbir şey vermez... 3/7 Maya Yönetici tarafından yazıldı Pazar, 26 Nisan 2009 16:37 - Son Güncelleme Pazar, 26 Nisan 2009 17:07 Şaşıran çocuklar -"Bu ne biçim bir dağıtım?" diye sorarlar. Hoca da der ki: -"Bu tanrının paylaşımı. Bazen bazılarına çok, bazılarına hiç, bazılarına da az verir... Eğer kulunkini isteseydiniz bunu hepinize eşit bölerdim!.." Saz Hoca Nasrettin bir gün eline bir saz almış, tıngırdatıp duruyormuş. Hanımı sormuş; - Ne yapıyorsun hoca? — Saz çalıyorum ya! — Yahu o çalanlar elini aşağı yukarı götürüp getiriyorlar da! Sen orayı tutmuş, hiç bırakmıyorsun! — Onlar benim tuttuğum yeri arıyorlar. Dam Hoca bir gün dama çıkmış işiyormuş. Tam o sırada aşağıda biri görünmüş, Hoca işemeyi kesmiş. Adam seslenmiş: “Hocam n’oldu? Niye yarıda kestin?” Hoca; “Yok yaa!..” demiş, "... devam edeyimde de tutuna tutuna dama çık öyle mi?" İnecekmiş Nasrettin Hoca bir gün eşeğine binmiş. Alımlı, çalımlı dolaşıyormuş. Tam bir köylüsünün yanından geçiyormuş ki, dengesini kaybedip düşmüş. Bunu gören adam başlamış gülmeye. Çalımı bozulan Hoca fena öfkelenmiş. 4/7 Maya Yönetici tarafından yazıldı Pazar, 26 Nisan 2009 16:37 - Son Güncelleme Pazar, 26 Nisan 2009 17:07 -“Ne gülersin be adam!..” diye bağırmış, “... düşmesem de inecektim zaten!..” Neresinden Bir gün Nasrettin Hoca kahvede vaaz veriyormuş. Dinleyenlerden biri; - Hocam tabut omuzdayken tabutun önünden mi, arkasından mı, sağından mı, solundan mı gidilir? - Tabutun içinde gitme de, neresinden gidersen git!.. Kör döğüşü Nasreddin Hoca, gençliğinde dilenen bazı insanlar görür. Epey bir zaman adamları inceler. Dilenciler kör oldukları için çevredeki insanlar onlara pek çok yardım verirler. Fakat dilenciler bir türlü doymak bilmezler. Hoca, dilencilerin yanlarına yaklaşır. Cebinden para kesesini çıkartıp şakırdatır. Sonra dilencilere: -“Alın bu paraları da aranızda bölüşün” diyerek yanlarından uzaklaşır. Adamları tekrar gözlemeye başlar. Kör dilenciler, para kesesinin içlerinden birine verildiğini sanarak parayı kapmak için birbirlerine girerler: -“Kese sende!”, -“Bende yok sende! Çabuk benim payımı verin, yoksa ben size yapacağımı bilirim!” gibi sözlerle açgözlü dilenciler, birbirlerine vurmaya, küfretmeye başlarlar ama keseyi de bir türlü ele geçiremezler. Hoca bunları gözlerken: 5/7 Maya Yönetici tarafından yazıldı Pazar, 26 Nisan 2009 16:37 - Son Güncelleme Pazar, 26 Nisan 2009 17:07 -“Hey gidi açgözlü iki dünya körleri hey!” diye söylenirken biri: -“Ne oluyor Hoca?” diye soru sorar. Hoca: -“Ne olacak, kör döğüşü nedir bilmiyorsan öğren” der. Yemesi kolay olsun Timur'un defterdarı hesapta bir yanlışlık yapar. Bunun üzerine Timur o defterdara kağıtları yedirir ve işten kovar. Yerine Nasrettin Hoca'yı alır. Hoca hesapları yufka üzerinde yapmaya başlar. Timur bunu görür ve sebebini sorar. Hoca aynen şu cevabı verir: - “Yemesi kolay olsun diye.” Tazı Ava meraklı çok cimri bir subaşı Nasreddin Hoca'ya: 6/7 Maya Yönetici tarafından yazıldı Pazar, 26 Nisan 2009 16:37 - Son Güncelleme Pazar, 26 Nisan 2009 17:07 -“Hoca Efendi, bana tavşan kulaklı, geyik bacaklı karınca belli, şöyle sicim gibi zayıf bir tazı buluver!” der. Bir süre sonra Hoca, bir sokak köpeğinin boynuna ip takıp subaşıya götürür. Subaşı: -“Aman Hoca Efendi, ben senden incecik bir tazı istemiştim. Sen ise bana koca bir sokak köpeği getirmişsin!” deyince, Hoca lafı gediğine koyar: -“Merak etmeyin efendim. Sizin yanınızda bu köpek bir aya varmaz, tazıya döner!..” 7/7