070 lüxor ve çevresi - Atlantis
Transkript
070 lüxor ve çevresi - Atlantis
LÜKSOR VE ÇEVRESİ Yazan: Haydar Aksakal Kahire’nin 676 km. güneyinde, Homeros’un söylediği “Yüz Kapılı Thebai” yöresi bulunur. Batı Thebes yöresinde Abydos, Dendera, Ramesseum, Habu Tapınakları, Memnon Anıtları, Krallar ve Kraliçeler vadisi yer alıyor. Yörenin doğusunda bulunan görkemli Karnak ve Lüksor Tapınakları, Lüksor Kenti’nde inşa edilmiş. Nil Nehri’nin kıyısında yer alan kentin nüfusu 150.000. Lüksor’un ana gelir kaynağı turizm. Kent özel kanunlar ile yönetiliyor. Çarşıları, büyük mağazaları ve sokaklarını dolaştım, Ümmü Gülsüm Kahvesinde, çevreyi ve iş yerlerini izledim. Akşama doğru faytonla Lüksor müzesine gittim. Lüksor çevresinde, kazılardan çıkarılan eserler çağdaş ve komple bir yapı olan bu müzede teşhir ediliyor. İÖ. 1070’de istila edilen eski Waset kenti, gittikçe zayıfladı. İÖ. 665’de Mezopotamyalılar tarafından yakıldı, harabeye döndü. Geriye Karnak ve Lüksor Tapınakları kaldı. Yeni kent, Lüksor ve Karnak kasabalarından oluşuyor. Araplar, Mısır’a geldiklerinde, görkemli tapınakların etkisinde kaldı, buraya Al-Uksor (saraylar-kasırlar-mücevher) ismini verdiler. Lüksor ismi böyle doğdu, dünyanın en ünlü açık hava müzesi. Tapınaklar, anıtlar, heykeller ve resim sanatını gösteren sayısız eser Lüksor çevresinde bulunuyor. Bu tapınakları yapan mimarlar, eserleri ile ölümsüzleşti. Lüksor’un Eski Krallık dönemine dayanan 4500 yıllık bir tarihi var. Lüksor, Orta Krallık, Mentohotep zamanında Mısır’ın en önemli kenti haline geldi. Doğuluların istilasına direnen tek kent oldu. Waset Prensi Ahmos, Doğuluların hâkimiyetine son verdi, Waset’i başkent yaptı. Tanrı Amon’un kenti Waset, en güçlü zamanlarını Yeni Krallık (İÖ.1549–1069) döneminde yaşadı. Lüksor veya Thebes, bu dönemde Mısır’ın başkenti idi. Tapınaklar ve Krallar Vadisi’ndeki mezarlar da bu döneme ait. Nil’in doğu kıyısında, Lüksor Kenti’nde Karnak ve Lüksor Tapınakları yer alıyor. Tapınaklar inşa edilirken, Karnak ile Lüksor arasında 3km uzunluğunda sfenksli bir yol düzenlenmiş. Günümüzde sadece bu yolun başlangıcı görülüyor. Lüksor Tapınağı, Karnak Amon Tapınağına çok yakındır. Görkemli Eski Mısır mimarlığının zarif örneklerinden birisi. Firavun III. Amenhotep tarafından, Tanrı Amon Ra adına İÖ. VIV. yy da yapıldı. Tapınağa, Tutahkamon, II. Ramses, Büyük İskender, Roma ve Araplar tarafından çeşitli eklemeler yapıldı. Tapınağa 24m yüksekliğindeki büyük kapıdan girilir, tasvir ve yazıtlarla süslü cephede 6 adet Ramses heykeli bulunuyor. 25m yükseklikteki pembe granitten yapılan dikili taşın benzeri 1833’de Paris’e götürülmüş, 1864 yılında Concorde Meydanına dikilmiş. İlk büyük avlu, kapalı lotus başlıklı sütunlar ve Tanrı Osiris’in heykelleri ile çevrilidir. Avludan sonra, papirüs başlıklı 52m yüksekliğinde, 14 devasa sütun, çift sıra halinde uzanır. III. Amenhotep’e ait avlunun üç yanı kapalı lotus başlıklı sütunlarla çevrilmiştir. Büyük İskender’e ait kutsal mekân duvarında, onu tanrı olarak tasvir eden çizimler ve hiyeroglifler var. Tapınağın bir kısmı, Hıristiyanlık döneminde kilise olarak kullanıldı. Avlu girişinin sağında XIII. yy da inşa edilen Abu al-Haggah Camii yer alır. Tapınak, kilise ve cami ile birleşen Lüksor Tapınağı ilginç bir yapı halini aldı. Lüksor Kenti’nin kuzey doğusunda, Karnak da bulunan görkemli Amon Tapınağı, Amon Ra’ya adanmıştır. Yapımına, XI. Hanedan döneminde başlandı, XVIII ve XX Hanedan döneminde, İÖ. 1300’lü yıllarda tamamlandı. Dünyanın en büyük tapınağı olduğu söyleniyor. 300 dönümlük bir alana yayılmış. Güneyinde yüzeysel araştırmalar ve kazı çalışmaları devam etmektedir. Amon Tapınağına koçbaşlı sfenkslerin bulunduğu caddeden girilir. Tapınak kapısında kule kapı denilen yapılar, sağlı sollu dev heykeller ve duvarlardaki rölyefler sizi tarih öncesi yolculuğa çıkarır. III. Ramses’in Tapınağı bu bölümdedir (113x50m). İkinci büyük kapıdan sonra büyük hipostil hole girilir, 6 dönümlük bir alana yayılmıştır. Burada 24m yükseklikte açık lotus başlıklı 134 adet dev sütun gökyüzüne doğru uzanır. Orta koridorda II. Ramses’e ait Hipostil holde bulunan lotus başlıklı dev sütunlar, üzerindeki rölyefli hiyeroglif betimlemeler Mısır mimarlığının zarif örneklerindendir. 28 metre yüksekliğinde ve 143 ton ağırlığındaki I.Tutmosis dikili taşı tüm ihtişamı ile bu bölümde en çok ilgi çeken anıtlardan birisidir. Daha sonra Mısır armalı kolonlar ve kutsal oda görülür. Bitki ve hayvan rölyeflerinin bulunduğu botanik bahçesi bu bölümün sonundadır. Amon Tapınağı asırlar boyunca ilgi odağı oldu, yönetime gelenler tarafından eserlere eser katıldı. Yapılan eserlerin bir kısmı da Tanrı Amon’un karısı Mut’a ve oğulları Honsu’ya adandı. Karnak tapınağı aynı zamanda üniversite olarak da hizmet görmüş. Tapınağın duvarlarında Kadeş Savaşını ve antlaşmayı gösteren hiyeroglifler var. Gördüğümüz sanat eserlerinin karşısında büyüleniyoruz, zaman çabuk geçiyor. Hava kararınca, Karnak Amon Tapınağındaki ışık ve ses gösterisini izledik. Arkeolog Champollion’un söylediği gibi: “Gizemin tek bir adı vardır o da Mısır’dır.”