PAKSOY, H. Mustafa (2013). "İç Savaştan Kaçarak Kilis`te Yaşamını
Transkript
PAKSOY, H. Mustafa (2013). "İç Savaştan Kaçarak Kilis`te Yaşamını
ÖNSÖZ Dünyanın, ortalama 4,5 milyar yaşında olduğu ve günümüze kadar birçok değişik evrelerden geçerek geldiği bilim adamlarınca açıklanmaya çalışılan konulardan biridir. Jeolojik zamanlar ismi verilen bu evrelerin her birinde, değişik canlı türü ve iklim koşulları görüldüğü belirtilmektedir. Dünyanın yapısını incelemekte olan jeoloji bilimi, jeolojik zamanların belirlenme aşamasında fosillerden ve tortul tabakaların özelliklerinden yararlanarak ilkel (Paleozoik) zaman (günümüzden yaklaşık 600 milyon yıl önce sona erdiği varsayılır), birinci zaman (günümüzden yaklaşık 225 milyon yıl önce sona erdiği varsayılır), ikinci (Mezozoik) zaman (günümüzden yaklaşık 65 milyon yıl önce sona erdiği varsayılır), üçüncü (Neozoik) zaman (günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce sona erdiği varsayılır) ve dördüncü (Kuaterner) zaman (günümüzden 2 milyon yıl önce başladığı ve hala sürdüğü varsayılır) şeklinde beş jeolojik zaman periyodu belirlemiştir ve insanın ortaya çıkışının, dördüncü zamanda olduğu varsayılmaktadır*. Dünyanın yaşı ne kadar fazla olursa olsun, geçmişi hangi süreç veya zaman dilimini kapsarsa kapsasın, insanoğlu farklı amaçlar doğrultusunda sürekli bir mücadelenin ve anlaşmazlığın içinde olmuştur. Bu mücadelenin galipleri, hemen her dönemde mağlupları itaate zorlamışlar veya onları ortak yaşam alanlarından uzaklaştırmaya çalışmışlardır. İslam Tarihi’nde, Peygamber Efendimizin (as) Mekke’den Medine’ye Hicreti, bunun bilinen en belirgin örneklerinden biridir. Günümüz modern dünyasında, ekonomik, teknolojik ve sosyopolitik bütün gelişmelere rağmen anlayış pek değişmemiş, belki yöntemler ve uygulamalar değişmiştir. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) Cenevre'de açıkladığı mülteciler raporunda, 2012 yılı sonunda dünya genelindeki toplam mülteci sayısının 45,2 milyon olarak kaydedildiği, ve sadece 2012 yılında 7,6 milyon insanın ülkesini terk ettiği, terk etme gerekçelerinin başında ise savaşlar geldiği ifade edilmektedir. Mültecilerin yüzde 55'ini Afganistan, Somali, Irak, Suriye ve Sudan gibi iç savaş ve çatışma yaşanan beş ülkeden kaçanlardan oluşmaktadır. Ayrıca raporda, Suriye'den komşu ülkelere sığınanların sayısının 1,6 milyon olduğu yer alırken, iç savaş nedeniyle 2013 yılında da milyonlarca insanın ülkesini terk edeceği tahmininde bulunmuştur.** Bu durum, uluslararası toplumun dünyada “geçici olarak koruma altına alınan”1, “geçici sığınmacı”2, “sığınmacı”3, “mülteci”4 ve “göçmen”5 sorunun ekonomik ve politik boyutlarıyla çok daha ciddi bir biçimde ele alması ve çözümler üretmesi gerektiğini ortaya çıkarmaktadır. Bağımsız, bağlantısız ve uluslararası toplumun kurallarıyla işleyen bir mülteciler ülkesi oluşturulması, bu çözüm içerisinde yer alabilecek bir öneri olabilir mi? * http://www.forumdas.net/genel-turk-tarihi/dunya-zaman-kuruldu-dunyanin-kurulus-tarihi-99645/, 29.07.2013. http://www.dw.de/m%C3%BClteci-say%C4%B1s%C4%B1nda-yine-rekor/a-16893757, 29.07.2013. Geçici olarak koruma altına alınanlar, Birleşmiş Milletlerin belirlediği kritere göre “geçici olarak koruma altına alınma”, (1)açık sınır politikasını, (2)gelenlerin güvenliği ve temel ihtiyaçlarının sağlanmasını ve (3)gönüllü olmadıkça geri gönderme yasağını içermektedir. 2 Geçici sığınmacı, Türkiye’nin yasaları gereği, Avrupa dışından bir ülkeden gelip “mültecilik” iddiasında bulunan kişilerin, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne yaptıkları başvuru sonuçlanana kadar geçici olarak Türkiye'de kalabilmek için Türkiye’ye bir “geçici sığınma” başvurusu yapmaları gerekir. Bu yükümlülük Türkiye'ye yasal yollardan (geçerli bir seyahat belgesi ile) ya da yasal olmayan yollardan girmiş, ve “mülteci” statüsü almak için BMMYK'ya başvuran tüm sığınmacılar için geçerlidir. Türkiye devleti “geçici sığınmacı” durumundaki kişilerin yaşamak için yönlendirildiği 28 il (uydu kent) belirlemiştir: Afyon, Ağrı, Aksaray, Amasya, Bilecik, Burdur, Çankırı, Çorum, Eskişehir, Hakkari, Isparta, Karaman, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Kütahya, Nevşehir, Niğde, Silopi, Sivas, Tokat, Van ve Yozgat. 3 Sığınmacı, ülkesinde ırk, din, sosyal konum, siyasal düşünce ya da ulusal kimliği nedeniyle kendisini baskı altında hissederek kendi devletine olan güvenini kaybeden, kendi devletinin ona tarafsız davranmayacağını düşüncesi ile ülkesini terk eden ve henüz sığınma talebi, kaçtığı ülkenin yetkilileri tarafından 'soruşturma' safhasında olan kişidir. 4 Mülteci, ülkesinde ırk, din, sosyal konum, siyasal düşünce ya da ulusal kimliği nedeniyle kendisini baskı altında hissederek kendi devletine olan güvenini kaybeden, kendi devletinin ona tarafsız davranmayacağını düşüncesi ile ülkesini terkedip, başka bir ülkeye sığınma talebinde bulunan ve bu talebi o ülke tarafından 'kabul' edilen kişidir. 5 Göçmen, mülteci tanımında bulunan nedenlerin dışında, çoğu zaman ekonomik gerekçelerle, ülkesini gönüllü olarak terkederek başka bir ülkeye, o ülke yetkililerinin bilgi ve izni ile yerleşen kişidir. ** 1 -I- İÇİNDEKİLER Sayfa 1 1. GİRİŞ……………………………………………………………………………... 2 2. SOSYO-EKONOMİK GÖSTERGELERLE SURİYE………………………... 7 3. ARAP BAHARI’NDA SURİYE…………………………………………………. 3.1.Arap Baharı’nın Ortaya Çıkış Süreci………………………………………… 7 3.2.Olayların Başlaması ve Yayılması………………………………………….. 7 3.2.1.Tunus (Yasemin Devrimi)……………………………………………… 7 3.2.2.Mısır (2011 Mısır Devrimi)……………………………………………. 8 3.2.3.Libya (Libya İç Savaşı)………………………………………………… 8 3.2.4.Suriye (2011-2012 Suriye Çatışmaları, İç Savaş)……………………… 8 3.2.5.Yemen (2011-2012 Yemen Ayaklanması)…………………………….. 9 3.2.6.Bahreyn (2011-2012 Bahreyn Ayaklanması)…………………………... 9 3.3.Arap Baharını Ortaya Çıkaran Nedenler…………………………………. 9 3.4.Arap Baharının Sosyal Etkileri: Suriye’den Türkiye’ye Yansımalar….. 11 3.5.Arap Baharının Ekonomik Etkileri: Türkiye-Suriye Karşılaştırması…… 14 4. İÇ SAVAŞTAN KAÇARAK KİLİS’TE YAŞAYAN SURİYELİLERİN 19 SOSYO-EKONOMİK SORUNLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA……… 4.1. Araştırmanın Amacı………………………………………………………… 19 4.2. Araştırmanın Kapsamı ve Sınırları…………………………………………. 19 4.3. Araştırmanın Varsayımları…………………………………………………. 19 4.4. Araştırmanın Hipotezi ve Değişkenleri…………………………………….. 19 4.5. Araştırmanın Yöntemi………………………………………………………. 20 4.6. Araştırmanın Kısıtlayıcıları…………………………………………………. 20 4.7. Araştırma Verileri, Değerlendirilmesi ve Analizi…………………………... 20 4.7.1. Araştırma Verileri ve Değerlendirilmesi…………………………….. 20 4.7.1.1. Suriyelilerin Cinsiyet Dağılımı………………………………. 20 4.7.1.2. Suriyelilerin Yaş Dağılımı………………………………….. 21 4.7.1.3. Suriyelilerin Eğitim Düzeyi………………………………… 21 4.7.1.4. Suriyelilerin Suriye’den Geldikleri İl/Bölge……………….. 22 4.7.1.5. Suriyelilerin Medeni Durumu………………………………. 22 4.7.1.6. Suriyeli Evli Erkeklerin Eş Sayısı…………………………… 23 4.7.1.7. Evli Suriyelilerin Çocuk Sayısı……………………………… 23 4.7.1.8. Suriyelilerin Meslekleri……………………………………… 24 4.7.1.9. Suriyelilerin Suriye’deki Gelir Düzeyi……………………… 25 4.7.1.10. Suriyelilerin Kilis’te Barındığı (Kaldığı) Yerler…………… 26 4.7.1.11. Kilis’te Kirada Kalan Suriyelilerin Ödediği Kira Tutarı….. 26 4.7.1.12. Suriyelilerin Aynı Evde Birlikte Kaldığı Kişi Sayısı………. 27 4.7.1.13. Suriyelilerin Kaldığı Evin Oda Sayısı……………………… 29 4.7.1.14. Suriyelilerin Kaldığı Evde Banyo Bulunma Durumu……… 30 4.7.1.15. Suriyelilerin Kaldığı Evde Yatak Odası Bulunma Durumu... 31 4.7.1.16. Suriyelilerin Kaldığı Evde Mutfak Bulunma Durumu……. 32 4.7.1.17. Suriyelilerin Herhangi Bir Hastalığı Olma Durumu……… 32 4.7.1.18. Suriyelilerin Tedavi Olduğu Yerler………………………… 33 4.7.1.19. Suriyelilerin İlaç Temin Ettiği Yerler……………………… 35 4.7.1.20. Suriyelilerin Kilis’te Nasıl Geçindiklerine İlişkin Durum…. 36 4.7.1.21. Suriyelilerin Kilis’te Kalmayı Tercih Etme Nedenleri……. 38 -II- 4.7.1.22. Suriyelilerin İç Savaş Sonrası Tekrar Suriye’ye Dönme Düşünceleri………………………………………………... 4.7.1.23. Suriyelilerin Türkçe Bilme Durumları…………………….. 4.7.1.24. Suriyelilerin Türkçe Öğrenme İsteklerine İlişkin Durum…. 4.7.1.25. Suriyelilerin Karşılaştıkları Sosyo-Ekonomik Sorunlar……. 4.7.2. Araştırma Verilerinin Analizi………………………………….. 4.7.2.1. Suriyelilerin Sosyo-Ekonomik Sorunlarının Analizi………… 4.7.2.2. Sosyo-Ekonomik Sorunlara İlişkin Verilerin Güvenirlik (Reliability) Analizi…………………………………………. 5. SONUÇ……………………………………………………………………………. 5.1. Mevcut Durum……………………………………………………………….. 5.2.Öneriler………………………………………………………………………... KAYNAKLAR………………………………………………………………………. 39 41 41 42 43 43 50 52 52 54 56 -1- 1. GİRİŞ 21. Yüzyılda meydana gelen teknolojik (Dünyadaki değişimi, en çok tetikleyen teknolojik gelişmeler olmaktadır. Özellikle bilgisayar ve iletişim alanındaki her teknolojik gelişmediğer alanlardaki gelişmelere göre değişime daha çok ivme kazandırmaktadır.), ekonomik ve politik alanlarındaki hızlı gelişmeler, ülkelerin siyasal, sosyal ve ekonomik yapılarını da derin bir şekilde etkilemektedir. Bu süreç, sadece geri kalmış ülkeleri etkilememekte, hiç kuşkusuz gelişmekte olan ve gelişmiş ülkeleri de etkilemektedir. Ancak gelişmiş bir ülkenin etkilenmesi, geri kalmış bir ülkeye göre daha düşük düzeyde seyredebilir. Çünkü, değişimin öncüleri çoğunlukla gelişmiş ülkeler olmaktadır. Özellikle Arap ülkelerinde yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar iktidarların dönüşümüne neden olmuş ve toplumsal bilinç halkın ortak hareket etmesini sağlamış ve Arap Baharı’nı ortaya çıkarmıştır. 18 Aralık 2010’da Tunus’ta başlayan iktidar karşıtı kitlesel gösterilerin, 2011 yılı içerisinde Mısır, Libya, Suriye başta olmak üzere Cezayir, Bahreyn, Ürdün, Yemen ve Lübnan gibi Arap dünyasının başlıca ülkelerinde yol açtığı halk ayaklanmalarına siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler literatüründe Arab Spring (Arap Baharı) adı verilmiştir. Arap Baharı; Arap halklarının demokrasi, özgürlük ve insan hakları taleplerinden ortaya çıkmış; bölgesel ve toplumsal bir harekettir. Arap Baharında, protestolar, mitingler, gösteriler ve iç çatışmalar yaşanmış ve yaşanmaktadır.Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün ve Yemen'de büyük çapta; Moritanya, Suudi Arabistan, Umman, Irak, Lübnan ve Fas'ta küçük çapta olmak üzere tüm Arap Dünyasındamitingler, protestolar, halk ayaklanmaları ve silahlı çatışmalar olmuş ve olmaktadır. Suriye, Arap Baharı’nın başladığı, ancak henüz sürecin tamamlanmadığı, çatışmaların iç savaşa dönüştüğü, iktidar değişiminin de aslında ne zaman olacağının çok tahmin edilemediği bir ülke haline gelmiştir. Suriye’de Arap Baharı ile başlayan protesto süreci, daha sonra iç savaşa dönüşmüştür. Suriye’de çatışmalar iki yılı aşan bir süredir de devam etmektedir. Bu süreç, iki milyona yaklaşan Suriye vatandaşının başka ülkelere sığınmasına neden olmuştur. -2- 2. SOSYO-EKONOMİK GÖSTERGELERLE SURİYE Akdeniz’in kuzeydoğusunda yer alan Suriye, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının kesiştiği bir bölgede bulunmaktadır. Coğrafi konumun da etkisiyle Suriye’de beş farklı iklim bölgesi bulunmaktadır. Ülkenin kuzeyindeki Akdeniz’e açılan kıyı düzlüklerinde yağışlı ve ılıman kışlar ile sıcak ve nemli yazlar yaşanmaktadır. Daha içteki kısımlar ise Halep’ten Homs’a kadar çorak düzlüklerden oluşmaktadır. Doğudaki alanlar ve Türkiye ile sınır bölgeleri Türkiye’nin yüksek kesimlerinden yağış almakta olup, bu bölgelerde buğday üretimi yaygındır. Güneyde sert yazların ve kuru kışların yaşandığı çöllere rastlanmakta; Şam ve çevresinde ise Lübnan sınırı boyunca uzanan dağlar ve Golan yükseklikleri bulunmaktadır. Bu alanlarda kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar ise kuru ve sıcak geçmektedir. Fırat Nehri Türkiye’den doğmakta, Suriye’nin ortasından geçmekte ve daha sonra Kuzey Irak’a doğru akmaktadır. Orta Doğu’da yer alan ve Akdeniz’e kıyısı olan Suriye; Türkiye (822 km), Irak (605 km), Ürdün (375 km), Lübnan (375 km) ve İsrail (76 km) ile sınıra sahiptir. Yarı kurak arazilere ve çöllerle kaplı düzlüklerden oluşan Suriye topraklarının % 24,8’i ekilebilir araziler, % 4,47’si düzenli hasat sağlanan alanlardır (Kuyumcu, 2011, s.3). Suriye nüfusu son 25 yılda ikiye katlanmış; yarım milyon Filistinlinin ve 1–1,4 milyon Iraklının daSuriye’ye sığınmasıyla nüfus daha da artmıştır. Nüfus artış hızının son 5 yılda yıllık ortalama % 2,7düzeyinde seyretmiş olması, ülkenin altyapısı ve kaynakları üzerinde devamlı bir baskıoluşturmaktadır. Nitekim 2006 yılı itibarıyla ülke nüfusunun % 11,9’unun yoksulluk sınırının altındayaşadığı tahmin edilmektedir. 2008 yılı resmi verilerine göre 22,3 milyon nüfusa sahip olan Suriye’nin toplam nüfusunun 2011 yılında 23,1 milyona ulaşması öngörülmüştür. 2009 yılı için nüfus artış hızı % 2,13 olarak tahmin edilmekte olup, yaş ortalaması 21,7’dir. Nüfusun % 35,9’u 0–14 yaş arasında, % 60,8’i 15–64 yaş arasında ve % 3,4’ü 65 yaş ve üstüdür. 2004 yılında yapılan nüfus sayımına göre okur-yazarlık oranı % 79,6’dır. (Kuyumcu, 2011, s.3). Beşar Esad, Mayıs 2007’de yapılan seçimler sonucunda yeniden yedi yıllık bir dönem için devletbaşkanı seçilmiştir. Ülkede halk tarafından seçilmiş bir parlamento ve devlet başkanı tarafından atanan bir hükümet görev yapmaktadır. Baas partisi ülkedeki baskın politik gücü oluşturmaktadır.Suriye idari bakımdan 14 bölgeye (muhafazat) ayrılmıştır: Haseki, Lazkiye, Al Qunaytirah, Ar Raqqah, As Suwayda', Dar'a, Dayr az Zawr, Dimashq, Halep, Hama, Homs, İdlib, Şam ve Tartus. Sermaye birikimi daha çok Şam’da yoğunlaşırken; fonlar buradan 14 eyalete, bu eyaletlerden de belediyelere dağıtılmaktadır. Ülkenin en gelişmiş altı -3- önemli şehri olan Şam, Halep, Lazkiye, Homs, Hama ve Tartus özerkliğe sahiptir ve yerel kalkınma ihtiyaçları için yerel fonlar yaratabilmektedir (Kuyumcu, 2011, s.3). Tablo2.1: Suriye’nin Temel Sosyal Göstergeleri Yüzölçümü Nüfusu Başkenti Başlıca Şehirleri Yönetim Şekli Resmi Dili Dini Yapı Etnik Yapı 2 185.180 km 23,027,000 Şam Şam, Halep, Homs, Hama, Haseki, İdlip Sosyalist Demokratik Halk Cumhuriyeti Arapça yaygın olmakla birlikte Fransızca ve İngilizce de konuşulmaktadır % 74 Sünni, % 12 Nusayri, % 10 Hıristiyan, % 3 Dürzî* % 77-83 Arap % 7-8 Kürt % 5-6 Türk % 2 Ermeni % 1 Çerkez % 1 Diğer (Ayrıca Suriye topraklarında Filistinli mülteciler debulunmaktadır) Kaynak: 1-Kuyumcu, 2011, s.2 (Orijinal kaynak:Syria Central Bureau of Statisticswww.cbssyr.org ve Economist IntelligenceUnitSyria Main Country Report, Ekim 2009). 2-Buçukcu, 2012, s.4 (Orijinal kaynak: Dünya Bankası ve *https://www.cia.gov/library/publications/the-worldfactbook/geos/sy.html). Suriye’de Dinî Grupların Coğrafî Dağılımı Haritası Suriye Siyasî Haritası -4- Tablo2.2: Suriye’nin Temel Ekonomik Göstergeleri Temel Ekonomik Göstergeler Nominal GSYİH (Milyon $) Reel GSYİH Artışı (%) Kişi Başı GSYİH (ABD $, Satın Alma Gücü Paritesi ile) Tüketici Fiyat Enflasyonu (Ort. %) Bütçe Dengesi (GSYİH’nin %’si) Mal İhracatı, fob (Milyar $) Mal İthalatı, fob (Milyar $) Cari Hesap Dengesi (Milyar $) Cari Hesap Dengesi (GSYİH’nin %’si) Dış Borç (Yıl sonu, Milyar $) Döviz Kuru SL:ABD$ (Ort.) Döviz Kuru SL:€ (Ort.) 2008a 50 777 5,1 4 556 15,7 -1,9 14,0 16,0 -0,8 -1,6 7,2 46,58c 68,48c 2009a 52 319 1,9 4 555 3,8 -7,9 10,1 13,1 -1,5 -2,9 7,6 46,86 63,86 2010b 60 107 3,7 4 673 7,9 -5,0 11,0 14,1 -1,5 -2,5 8,2 45,90 63,68 2011b 67 330 4,5 4 811 6,2 -3,8 11,3 14,4 -1,3 -1,9 8,9 45,44 64,29 Not: a EIU tahmini, b EIU öngörüsü, c Gerçekleşen Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.2 (Orijinal kaynak: Economist Intelligence Unit Syria Main Country Report, Ekim 2009). Tablo2.3: Suriye’nin Ekonomik Büyüme Göstergeleri Reel Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla(% değişim) Mal ve hizmet ithalatı(% değişim) Mal ve hizmet ihracatı(% değişim) Nominal Gayri Safi YurtiçiHâsıla (US $ Bil.) Nominal Kişi Başı MillîGelir (US $) 2008 4.5 -2.3 2.5 52.5 2473 2009 6.0 -19.0 -10.5 53.9 2460 2010 3.2 14.4 9.9 57.7 2563 2011 -3.6 -6.1 -3.0 57.3 2490 2012 1.5 3.0 2.6 60.2 2569 2013 3.8 9.0 10.0 66.6 2798 2014 4.7 3.4 5.8 74.5 3085 2015 4.5 2.9 3.8 84.1 3433 Not 1: Gri hücreler tahmin.Not 2:Tarihî veriler ulusal ve uluslararası kaynaklar kullanılarak oluşturulmuş; tahminler IHS Global Insight’tan alınmıştır. Kaynak: Buçukcu, 2012, s.9. Merkezi planlı bir ekonomik sisteme göre yönetilen ve 2000 yılından itibaren serbest piyasaekonomisine geçiş sürecine giren Suriye’nin temel gelir kaynakları petrol, dış yardımlar, yurt dışında çalışan Suriyeli işçilerin döviz gelirleri ve tarımdır. Petrol ihracatı, toplam ihracat gelirlerinin üçte ikisini ve bütçe gelirlerinin yarısını oluşturmaktadır. Petrol dışı sanayi üretimi kimyasallar, kauçuk, plastik, tekstil, deri sanayi ve gıda üretimi alanlarında yoğunlaşmaktadır. Hizmetler sektörü içinde özellikle turizm, hızlı bir gelişim sergilemektedir. Ülkedeki büyük sanayi şirketlerinin çoğu devlet tarafından işletilmektedir. Yıllara göre sektörlerin ekonomideki gelişimine bakıldığında genellikle stabil olduğu söylenebilir. Ancak, 2008 yılı için hizmet sektöründe büyüme, tarım sektöründe ise küçülme beklenmiştir. Bu da, turizm sektöründeki gelişme ile açıklanabilir. Tablo2.4: Suriye’de GSYİH'nin Sektörlere Göre Dağılımı Sektörler Tarım Sanayi Hizmetler 2003 25,0 28,3 46,7 2004 22,7 30,2 47,1 2005 23,4 29,1 47,5 2006 24,5 28,1 47,3 2007 24,0 27,9 48,2 * CIA Tahmini Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.4 (Orijinal kaynak: EIU Syria Main Country Profile, 2008, CIA The World Factbook). 2008* 18,5 26,9 54,6 -5- Tüketici fiyatlarındaki değişim yıllar itibarıyla incelendiğinde 1990’ların sonunda enflasyonist eğilimlerin azaldığı, 2000’li yıllarda ise yeniden arttığı görülmektedir. 2008 yılında enflasyon oranı 1994 yılından itibaren en yüksek düzey olan % 15,7’ye yükselmiştir. Küresel kriz nedeniyle emtia fiyatlarındaki ve gıda, yakıt ve kira gibi harcama kalemlerindeki düşüşün etkisiyle 2009 yılında enflasyon oranının %3,8’e gerileyeceği, ancak yakıt sübvansiyonlarının azaltılması ve KDV uygulamasına geçilmesi sonucunda 2010 yılından itibaren yeniden % 6–7 seviyelerine yükseleceği tahmin edilmektedir. Tablo2.5: Suriye’de Enflasyon Oranları Tüketici Fiyatları (Ort.%) 2003 5,8 2004 4,4 2005 7,2 2006 10,0 2007a 12,2 2008a 15,7 2009a 3,8 2010b 7,9 2011b 6,2 Not: a EIU tahmini, b EIU öngörüsü Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.5 (Orijinal kaynak: EIU Suriye Ülke Profili, 2008, EIU Suriye Ülke Raporu, Ekim 2009). Tablo2.6: Suriye’de İşsizlik Oranları Kayıtlı İşsizlik Oranı (Ort.%) 2005a 8,0 2006a 8,3 2007a 8,4 2008b 8,6 2009b 9,2 2010c 9,7 2011c 9,4 Not: a Gerçekleşen, b EIU tahmini, c EIU öngörüsü Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.5 (Orijinal kaynak: EIU Syria Main Country Report, Ekim 2009). Suriye, son yıllarda ihracat ve yatırımlar açısından Orta Doğu’nun en dinamik pazarlarından biri haline gelmiştir. Serbest piyasa ekonomisine geçiş yolunda atılan adımlar ve artan petrol gelirleri, Suriye ekonomisinin hızla büyümesine katkıda bulunmuş, böylece Suriye pazarında yabancı firmalar için pek çok iş imkanı doğmuştur. Gelişen petrol ve doğal gaz sanayi, altyapı projeleri ve tüketim mallarına yönelik talep artışı; yabancı firmaların Suriye’yi cazip bir pazar olarak görmelerini sağlamıştır. Türkiye, bu pazarda coğrafi yakınlığından dolayı başta nakliye ücretleri olmak üzere pek çok alanda doğal bir rekabet avantajına sahiptir. 2007 yılında yürürlüğe giren 8 sayılı Yatırım Kanunu ve aynı yıl kurulan Yatırım Kurulu, Suriye’ye doğrudan yabancı sermaye girişini hızlandıran önemli adımlardır. Resmi verilere göre 2002 yılında 120 Milyon Dolar civarındaki doğrudan yabancı yatırımlar 2008 yılında 1,1 Milyar Dolar’a ulaşmıştır. Suriye’deki yatırımların büyük bir kısmı Katar ve diğer Körfez ülkeleri kaynaklı olup; emlak, finans ve turizm, Körfez sermayesinin tercih ettiği başlıca yatırım alanlarıdır. AB kaynaklı yabancı sermayenin ise büyük kısmı İtalya ve Almanya’nın yatırımlarından oluşmaktadır. 8 Sayılı Yeni Yatırım Kanunu, Ülkeye yabancı yatırımları çekmek ve yatırım mevzuatını kolaylaştırmak amacıyla 1991 yılında yürürlüğe koyulan 10 sayılı Yatırım Kanunu, 1 Ocak 2007 tarihinde yürürlüğe giren 8 sayılı Yeni Yatırım Kanunu ile birlikte yürürlükten kalkmıştır (Kuyumcu, 2011, s.9). -6- Tablo 2.7: Suriye’ye Yıllara Göre Net Yabancı Sermaye Girişi (Milyon $) Net YDD Girişi 2000 270 2001 110 2002 115 2003 160 2004 275 2005 500 2006 600 2007* 750 * Tahmini veri. Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.9 (Orijinal kaynak: Syria Investment Agency) Suriye’nin ihracatında genel olarak ham petrol, madenler, işlenmiş petrol ürünleri, meyve-sebze,pamuk ipliği, tekstil, giyim, et ve canlı hayvanlar ile buğday göze çarpmaktadır. 2008 yılı ihracatının da % 60,8’ini ham petrol oluşturmuştur. Suriye’nin ithalatında genel olarak makine ve taşıt araçları, elektrikli makineler, gıda, metal ve metal ürünleri, kimyasallar, plastik, iplik ve kağıt ağırlıktadır. 2008 yılında işlenmiş petrol ürünleri ithalatı toplam ithalat içindeki % 12,5 pay ile ilk sırada, binek araçları % 4,3 pay ile ikinci sırada yer almıştır. Suriye’nin aynı yıl ithal ettiği diğer ürünler ise sırayla mısır, arpa, demir, demir-çelik mamulleri, şeker ve eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlardır (Kuyumcu, 2011, s.12-13). Tablo2.8: Suriye’nin Dış Ticaret Göstergeleri (Milyon $) Yıl İhracat İthalat Denge Hacim 2005 6 450 7 898 -1 448 14 348 2006 10 919 11 488 -569 22 408 2007 11 546 14 655 -3 109 26 201 2008 14 380 18 105 -3 725 32 485 2009 5 776 14 509 -8 815 20 367 Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.11-12 (Orijinal kaynak: ITC Trademap). -7- 3. ARAP BAHARI’NDA SURİYE 3.1.Arap Baharı’nın Ortaya Çıkış Süreci Arap Baharı’nın ortaya çıkış süreci, adlandırma, olayların başlaması ve yayılması ile büyük çapta olayların ortaya çıkışı şeklinde ele alınmıştır. Birçok ülke, kuruluş ve alanda uzman kimseler, hareketlerin farklılığı ve sürekli sancılı, çalkantılı değişimi bahar olarak benimsemişlerdir ve bu halk hareketine Arap Baharı demişlerdir. Gelişmeler aşağıda özetle aktarılmıştır (http://tr.wikipedia.org/wiki/ Arap_Bahar%C4%B1, 10.09.2012). 3.2.Olayların Başlaması ve Yayılması Protestolar, Arap Dünyası'nda başta gelen işsizlik, gıda enflasyonu, siyasi yozlaşma, ifade özgürlüğü, usulsüzlükler ve kötü yaşam koşulları gibi pek çok sorun sonucunda önce Tunus'ta Muhammed Buazizi'nin kendini yakmasıyla başlamıştır. Ardından benzer sorunlar yaşayan ülkelerde domino etkisi göstererek yayılmıştır. Protestolar, ilk olarak 18 Aralık2010 tarihinde Tunus'da başlamış daha sonra Mısır, Yemen, Cezayir ve Ürdün'e sıçramıştır. Bu ayaklanmalar Tunus ve Mısır'da başarı göstermiş olup, 23 yıldır yönetimde olan Zeynel Abidin Bin Ali ile 30 yıllık yönetici Hüsnü Mübarek'in görevlerini bırakmasıyla sonuçlanmıştır. Büyük çapta olaylar öncelikle Arap Baharı’nın başladığı Tunus’ta ortaya çıkmış ve sırasıyla Mısır, Libya, Suriye, Yemen ve Bahreyen ile devam etmiştir. Suriye’de ise olaylar iç savaşa dönüşmüştür. 3.2.1.Tunus (Yasemin Devrimi) Yasemin Devrimi Tunus'un birçok şehrinde gerçekleşen protestolardır. Protestocuların hedef aldığı başlıca konular işsizlik, gıda enflasyonu, siyasi yozlaşma (12 Şubat 2011 tarihli İngilizce Vikipedinin 2010–2011 Arab world protests adlı maddesi), ifade özgürlüğü (Spencer, 2011) ve kötü yaşam koşulları olmakla beraber, 23 yıldır ülkeyi yöneten Zeynel Abidin Bin Alinin başkanlığı bırakıp 14 Ocak 2011'de ülkeden kaçmasıyla sonuçlanan olaylar bütünüdür (Ryan, 2011). Kasım 2010'da, meyve sebze satıcısı olan işsiz bir üniversite mezununun, satış arabasına polisin el koymasından sonra kendini ateşe vermesi ile başlayan protestolar (Wyre, 2010) Tunus'ta son 30 yıldır yaşanan sosyal ve siyasal olayların en dramatik dalgalarından biriydi (BBC, 2011; http://mideast.foreignpolicy.com/..., 2011) ve yaralanmalar ve hayat kayıpları ile sonuçlanmıştır. -8- 3.2.2.Mısır (2011 Mısır Devrimi) 2010-2011 Yasemin Devrimi'nin öncülüğünde, 25 Ocak 2011'den beri Mısır'da devam eden, halkı mevcut yönetime karşı seferber olmaya çağıran sokak gösterileri, protestolar ve sivil itaatsizliklerin bütünüdür. Gösteriler ve isyanlarınpolis şiddeti, olağanüstü hâl, işsizlik, asgari ücretleri azaltma isteği, barınma eksikliği, yiyecek sıkıntısı , yolsuzluklar, ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve kötü hayat koşulları üzerine başladığı rapor edildi (Borger, 2010). 11 Şubat 2011 tarihinde Mısır cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek gösteriler nedeniyle istifa etmiştir. 3.2.3.Libya (Libya İç Savaşı) Bir Kuzey Afrika ülkesi olan Libya'da hükümet ve Muammer Kaddafi karşıtı gösterilerle başlamış ve daha sonrasında gerçek anlamıyla bir iç savaşa dönüşmüş ayaklanmalar bütünüdür. Protestolar 15 Şubat 2011 tarihinde başlamış, iç savaş Sirte'nin düşmesi ve Muammer Kaddafi'nin öldürülmesiyle 20 Ekim 2011 tarihinde sona ermiştir. Medyaya göre olaylar halkın 2010-2011 yılı boyunca Arap dünyasını saran protestoların bir ayağı olan 2011 Mısır Devrimi'nden esinlenmesi sonucu başlamıştır (Jailan, 2011). 18 Şubat 2011 tarihinde göstericiler Libya’nın ikinci büyük şehri Bingazi'nin kontrolünü bazı polis ve askerlerin de desteğiyle ele geçirmişlerdir. Bunun üzerine hükümet Bingazi'de yaşayan ve rejimin destekçisi seçilmiş askeri birlikleri yollamıştır (http://www.nytimes.com..., 2011). Ülke, Ulusal Geçici Konsey (UGK) ve Libya Sosyalist Halk Cemahiriyesi olarak ikiye ayrılmıştır. 20-28 Ağustos tarihlerinde Trablus Muharebesi sonucu başkent Trablus UGK kontrolüne geçmiş, UGK yüzden fazla ülke tarafından tanınmıştır. 20 Ekim 2011 günü Muammer Kaddafi'nin memleketi Sirte'nin düşmesiyle Muammer Kaddafi öldürülmüş, iç savaş kesin UGK zaferiyle sona ermiştir. 3.2.4.Suriye (2011-2012 Suriye Çatışmaları, İç Savaş) Suriye'de olaylar, ilk olarak Dera'da, 15 Mart2011 tarihinde başlamıştır. Arap Baharı'nın etkisiyle devrilen diktatörlerin ülkelerinden ilham alan Beşar Esad karşıtı muhalifler silahlanarak topyekün çatışmaya girmiştir. Olayların 15 Mart2011 tarihinde başladığı kabul edilir. Suriye muhalefeti, devlet başkanı Beşar Esad rejimini devirmek ve kendi ifadeleriyle Özgür Suriye devletini kurmak için silahlı isyana başlamışlardır. Her iki taraf da dışarıdan askeri ve ekonomik destek almaktadır. Çatışmaların sürmesinin yanında, ülkede kontrolün şehir merkezi dışında muhalefetin, şehir merkezlerinde ise önemli ölçüde Beşar Esad'ın elinde olduğu söylenebilir. -9- 3.2.5.Yemen (2011-2012 Yemen Ayaklanması) Ayaklanmada yüzbinlerce insan sokaklara dökülmüştür. Ülke genelindeki silahlı gruplar iç savaşı andırırcasına hükümet güçleri ile çatışmaktadır. Halk Mısır Devrimi ve Tunus'ta gerçekleşen Yasemin Devrimi'nden esinlenerek yaptığı isyanda bazı adımlar ve ilerlemeler atılmıştır. Ülke genelindeki aşiretlerin oluşturduğu Yemen Aşiretleri İttifakı'na bağlı militanlar bazı kasaba ve semtleri kontrolü altına almıştır. Şii ve Sünni gerilimi, Güney Yemen Hareketi'nin bu ayaklanmadan fırsat sağlayarak saldırılar yapması ülkeyi kaosa sürüklemiştir. 3.2.6.Bahreyn (2011-2012 Bahreyn Ayaklanması) 14 Şubat 2011'de Arap Baharı'nın etkisiyle patlak veren halk isyanıdır. Halk, özgürlük ve eşitlik talebiyle sokaklarda protestolara başlamıştır. Hükümet güçleri olaylara müdahale etmiştir. Körfez İşbirliği Konseyi'de Bahreyn'e Yarımada Kalkan Gücü adlı güvenlik kuvvetinden göndermiştir. Bazı çevreler, protestoların daha çok Şii-Sünni çatışmalarına döndüğünü belirtmiştir. Ülkede İran-Suudi Arabistan, nüfuz çekişmesi yaşamaktadır. 3.3.Arap Baharını Ortaya Çıkaran Nedenler Demokrasinin yayılma ve gelişim göstermesi sürecinde Arap Ortadoğu’su epeyce geç kalmıştır. Bunun temel nedeni, bölgenin genel olarak uzun sayılabilecek bir süre sömürge yönetimi altında kalmasının yanı sıra; aile, klan, mezhep bağlarının Arap toplumlarında çok güçlü olmasıdır. Bu durum otoriter yönetimlere zemin yaratmış ve değişime olan direnci artırmıştır (Orhan, 2011, s.22-23). Bunun dışında Arap ülkelerinin dışa kapalı ekonomileri, sanayileşmeleri, çok fazla petrol kaynaklarına sahip olmalarına rağmen hala tarıma dayalı bir altyapının bulunması, bireyciliğin ağır basması demokrasiyi geciktiren ve Arap Baharı’nı başlatan önemli etkenler olmuştur. Bu nedenlerin dışında, ekonomik durumun çok iyi olmaması, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik, işsizlik gibi nedenlerde Arap Baharı’nı tetikleyen nedenler arasında gösterilebilir (Öztoprak, 2012, s.9). Arap baharının ortaya çıkmasındaki ana nedenler, şu şekilde sıralanabilir: -Ekonomik Nedenler: İşsizlik, enflasyon, zor yaşam koşulları, gıda sıkıntısı. -Siyasal Nedenler: Demokratik olmayan diktatörlük yönetimlerinin varlığı, bireysel özgürlüklerin kısıtlı olması, kötü, baskıcı, usulsüz ve yozlaşmış yönetimlere karşı halk nezdinde gelişen tepki. -10- -Kültürel Nedenler: Küreselleşen dünyada artan iletişim ve ulaşım imkanlarının sonucu olarak halkın, özellikle de Arap gençlerinin sosyal medya üzerinden görüp, haberdar oldukları daha demokratik ülkelere ve toplumlara özenmeleri ve sisteme karşı isyan etmeleri. -Uluslararası Nedenler: Başta ABD olmak üzere Batı dünyasının aktif siyasal desteği, NATO’nun Libya’daki muhalif kuvvetlere Kaddafi güçlerini bombalayarak yaptığı stratejik askeri yardım. Arap Baharı’nı meydana getiren pek çok neden vardır ancak temel neden Arap rejimlerinin ekonomik iflasıdır. O nedenle seküler, dindar, Müslüman, Hıristiyan pek çok siyasi grup birlikte, omuz omuza Arap siyasetini sarsmıştır. Bu farklı grupları bir araya getiren ortak dinamik şudur: Ekonomik başarısızlık. Bu açıdan Arap Baharı, 1979 İran Devrimi gibi dinsel yahut Nasır olayında olduğu gibi ideolojik bir olay değildir. Arap Baharı, sıradan insanların temel meselesi olan yüksek fiyatlar, konut sorunu gibi dinamiklerin temel olarak ortaya çıkardığı bir süreçtir (Bacık, 2011, s.17). Arap ekonomilerini ekonomik büyüme, işsizlik ve enflasyon açısından ele alınırsa tablonun hiç parlak olmadığını hemen görülür. Ancak burada başka bir konunun altını çizmek gerekir. Kalkınmakta olan ülkelerde yüksek faiz-düşük kur uygulamaları nedeniyle enflasyonist baskı olabilir. Nitekim kalkınmakta olan ülkelerde bu siyasetin doğal bir sonucu olarak belirli dönemlerde enflasyon kaçınılmaz olmaktadır. Ancak Arap ülkelerinde görülen enflasyon böyle bir yansıma ile açıklanamaz. Dolayısıyla Arap ekonomileri analiz ederken salt enflasyon ve işsizlik sorunu ile karşı karşıya değiliz. Bu göstergelerin dışında pek çok sorun daha etkili olmaktadır. Kamu kaynaklarının yeterli kullanılması, yolsuzluk gibi pek çok farklı etken daha denklemin içinde bulunmaktadır. Tablo 3.1: Arap Ülkelerinde Temel Göstergeler Ülkeler Cezayir Mısır Ürdün Libya Fas Suriye Tunus Yemen Yıllar 2009 2010 2009 2010 2009 2010 2009 2010 2009 2010 2009 2010 2009 2010 2009 2010 GSYH (Milyon$) 138,119.9 161,979.4 188,984.1 218,894.3 23,820.0 26,425.4 62,360,4 65,740,4 23,820.0 26,425.4 53,934.5 59,147.0 43,522.0 44,238.2 25,130.1 31,042.7 Nüfus (Milyon) 35.0 35.5 79.7 81.1 5,9 6,1 6,3 6,4 5,9 6 20 20,4 10,4 10,5 23,3 24,1 Kaynak: 1-www.indexmundi.com,16.08.2012. Büyüme (%) 2,4 3,3 4,7 5,1 5,5 2,3 2,1 3 5,5 2,3 6 3,2 3,1 3 3,9 7,7 İşsizlik Oranı (%) 10,2 11,4 9,4 9,4 12,9 12,6 14,6 30 9,1 9,1 8,1 8,4 14,2 5 14,6 35 2-www.worldbank.org,16.08.2012. Enflasyon Oranı (%) -11,3 16,2 11,2 10,2 2,8 8,4 -32,8 -34,8 1,5 0,6 -2,8 6,3 3,1 4,6 -8,7 24,2 -11- 3.4.Arap Baharının Sosyal Etkileri: Suriye’den Türkiye’ye Yansımalar Türkiye’ye komşu ülkeler Bulgaristan, Yunanistan, İran, Irak, Gürcistan, Ermenistan ve Suriye olup, bu ülkelerden Suriye 877 km'lik bir kara sınırı ile en uzun kara sınırlarına sahip olduğumuz bir ülkedir. Bu sınırın uzunluğu yanında Türkiye ile Suriye arasında tarihi, kültürel ve sosyal bağlar bulunmaktadır. Bu açılardan da Suriye, Türkiye açısından önemli bir yere sahiptir. Çünkü, tarihsel süreç içerisinde Türkiye-Suriye arasında siyasi, terör, toprak (sınır) vb. sorunlar yaşanmıştır ve bu sorunların başında, toprak (sınır) sorunu gelmektedir. Bağımsızlığını 1946’da kazanan Suriye ile Türkiye ilişkilerinin Soğuk Savaş’a kadarki ilk dönemini Türkiye-Fransa ilişkileri olarak isimlendirmek ve bu çerçevede ele almak daha doğrudur. Bu dönemde iki taraf (Türkiye ve Fransa) arasındaki en önemli sorun “Sancak Sorunu” olarak bilinen ve Hatay ilinin hangi tarafa ait olduğu konusundaki tartışmalardan kaynaklanan “toprak” problemidir (http://suriye.ihh.org.tr, 2013). İki ülke arasındaki sınırın oluşumu, Birinci Dünya savaşı ve sonrası gelişmelerin çerçevesinde şekillenmiştir (Armaoğlu, 2009, s.397). Birinci Dünya savaşı sonrasında Türkiye- Suriye sınırının şekillenmesi, Türkiye Millet Meclisi hükümetinin Fransa yönetimiyle masaya oturduğu Ankara anlaşması ve sonrasındaki müteakip anlaşmalarla devam etmiştir (Soysal, 1989, s.281). Lozan anlaşması sürecinde de Suriye sınırı meselesi Ankara anlaşmasına atıfta bulunularak onaylanmış ve Ankara anlaşmasına göre sınırın oluşumundaki detaylar bir ay içinde kurulacak olan komisyon üzerinden yürütülmüştür. Fransa, Türkiye’de sahip olduğu mali, ekonomik ve kültürel ayrıcalığı koruma karlığında Suriye sınırını geriye çekme vaktinin geldiğini düşünmeye başlanmış (Yerasimos, 2009, s.183), ancak bu süreçle meydana gelen Türk-Fransız gerginliğinden (İki ülke arasındaki gerginliğin sebebi ise Lozan Antlaşması sürecindeki Osmanlı Borçlarının tasfiye şekli ile var olan imtiyazların devamlılığı konusundadır) dolayı detayların belirlenmesi akamete uğramıştır (Soysal, 1989, s.281). Sınır komisyonun oluşturulması ancak 30 Mayıs 1930’da Halep’te yapılan bir protokolle uygulama safhasına gelmiştir (Umar, 2003, s.291). Türkiye 1927 senesine kadar, Türkiye sınırlarındaki Suriyeli vatandaşlara ait taşınmazlar üzerine herhangi bir yaptırım uygulamamıştır. Ancak Suriye’nin Türk vatandaşlarının taşınmazları üzerine haklarına kısıtlamalar getirmesi ile 1927 senesinden itibaren Türkiye’de bir takım kısıtlayıcı tedbirler koymuştur. Suriye’nin Türkiye’den hukuken ayrıldığı 1921 yılından itibaren suni sınır nedeniyle Türklerin mülkiyetinde bulunan bir kısım emlak ve arazi Suriye’de, Suriyelilere ait olan bir kısım emlak ve arazi de Türkiye’de kalmıştır. Suriyelilerin Türklerin mallarına koymuş oldukları eritme politikalarına karşı, Türkiye’de 1928 yılından itibaren -12- Suriyelilerin Türkiye’deki taşınmaz mallarındaki haklarını kısıtlayıcı tedbirler almak zorunda kalmıştır. Türkiye ile Suriye arasında iyi komşuluk ilişkilerini geliştirmek amacıyla karşılıklı olarak ülke vatandaşlarının her iki ülke sınırları içerisindeki taşınmazlarındaki hakları ve menfaatleri arasındaki dengeyi sağlamak üzere devamlı ve adil bir sözleşme akdine 1968’de karar verilmiştir. Suriye tarafından da olumlu karşılık verilmesi üzerine iki ülke Cumhurbaşkanları tam yetkili temsilciler tayin etmişlerdir (BCA, 146/ 5/ 1178, Sene: 1971). Arazi ile ilgili taleplerde, Kilis Sanayi ve Ticaret Odası’nın talepleri, en kapsamlı ve somut talepler olarak 1968’de öne çıkmaktadır. Kilis’te Suriye’de arazisi olanların sayısı yaklaşık 5000’dir. Kilis’in en verimli ve bereketli topraklarına sahip nahiyelerinden oluşan 400 kadar köyün sınır ötesinde kalması sonucu bağ, zeytinlik ve bahçe arazilerinin 2/3’ü Suriye’de kalmıştır (Günver, 2003, s.104). Yıllarca Türkiye-Suriye ilişkilerinin perde gerisindeki en önemli pürüzlerinden birini oluşturan Hatay’a ilişkin en köklü politika değişikliği mesajı, 2003 yılı Temmuz ayında Suriye Başbakanı’nın Türkiye’ye yaptığı ziyaretten birkaç gün önce Türk medyasına yaptığı açıklama ile gelmiştir. Mesajında iyi komşuluk ilişkilerine vurgu yapan Suriye Başbakanı Mustafa Miro, “Biz şu anda var olan ilişkilerimizin çerçevesi içinde karşılıklı sınırlarımıza saygılı olduğumuzu, Suriye'nin toprak bütünlüğüne ne kadar saygılı olduğumuzu söylüyorsak aynı şekilde Türkiye'nin de toprak bütünlüğüne, sınır güvenliğine ve üniter yapısına saygılıyız” sözleri ile bu değişikliği dile getirmiştir (http://suriye.ihh.org.tr, 2013). Arap Baharı ile ortaya çıkan toplumsal başkaldırı, hem ülkedeki siyasal yapıya ve hem de ekonomik yapıya çok büyük etki etmiştir. Bu başkaldırının sosyal etkilerini özellikle Suriye’deki savaş ortamından kaçarak daha güvenli bir yaşam alanı oluşturmak için kendi ülkelerinden komşu ülkelere sığınanların oluşturduğu mülteci gurubu ile açıklamak mümkündür. Mültecilerin doğal olarak yüz yüze kaldığı sorunlar; yeme-içme, barınma ve temizlik sorunları, aynı aileden bir taraftan ülkede muhalefete destek amaçlı kalan kişiler ile iltica eden ailelerin bölünmesi ile oluşan sorunlar, çatışmaların doğal sonucu olarak dul, yetim ve öksüz bir kesimin oluşması ile ortaya çıkan dramatik sorunlar, gerek kargaşa içindeki ülkede ve gerekse mültecilerin sığındığı ülkelerde ortaya çıkan sağlık sorunları, kargaşa içindeki ülkedeki şehirlerde çatışma ve bombalama sonucu tarihi, kültürel değerlerin zarar görmesi ve insan kayıpları (kentkırımın) sonucu oluşan sorunlar, belki de en önemlisi çatışma ortamındaki ülkede eğitimin durması ile oluşan sorunlar vb. sorunlar sıralanabilir (Paksoy, vd., 2012, s.51). -13- Suriye güvenlik güçleriyle silahlı gruplar arasında yaşanan silahlı çatışma, komşu ülkelere mülteci akınını başlattı. Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Irak, Suriyeli mültecilerin sığındığı ülkeler arasında yer aldı (http://www.ydh.com.tr/HD10253_1--yilinda-turkiyedekisuriyeli-multeci-gercegi.html, 20.09.2012). Türkiye’de, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nca organize edilen çalışmalar kapsamında, Suriye'den gelenler için kurulan 14 çadırkent, 1 geçici kabul merkezi ve 6 adet konteynerkent bulunmaktadır. Bu geçici yerleşim yerleri; Hatay'da 4, Şanlıurfa'da 2, Gaziantep'te 3, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman, Mardin ve Adana'da 1'er olmak üzere toplam 14 çadırkent ile Kilis'te 2, Şanlıurfa, Malatya, Hatay ve Gaziantep'te 1'er olmak üzere toplam 6 adet konteynerkent şeklinde hizmet vermektedir ve bu yerlerde 201 bin 67 Suriye vatandaşı yaşamını sürdürmektedir. Ayrıca, kampların dışında çeşitli illerde bulunan yaklaşık 300 bin Suriye vatandaşının günlük insani ihtiyaçları ve sağlık hizmetleri karşılanmaktadır. Yürütülen eğitim ve sağlık hizmetleri kapsamında 526 derslikte toplam 27 bin 640 çocuğa ve gence eğitim verilmiş, kamplardaki sahra hastanelerinde ve mobil sağlık ünitelerinde, 4 bin 736 poliklinik hizmeti ve 4 bin 984 doğum gerçekleştirilmiştir. Toplam gerçekleşen poliklinik hizmet sayısının 1.2 milyonunu aşmıştır. Öte yandan, Türkiye’ye toplam 345 bin 352 Suriye vatandaşı giriş yapmıştır. Toplam 144 bin 285 Suriye vatandaşı ise ülkesine geri dönmüştür. 397 hasta ve yaralı, 130 refakatçi hastanede bulunmaktadır. Hastanedekilerle birlikte barınma merkezlerinde toplam 201 bin 67 Suriye vatandaşı bulunmaktadır. Bunların (http://www.haberx.com, 2013); -Hatay'da 15 bin 371’i, -Gaziantep'te 32 bin 370’i (9 bin 42'si İslahiye, 7 bin 461'i Karkamış, 15 bin 867'si Nizip barınma merkezlerinde), -Kilis'te 22 bin 839’u (13 bin 570'i Öncüpınar, 9 bin 269'u Elbeyli Beşiriye Konteynerkentlerinde), -Şanlıurfa'da 79 bin 176’sı (36 bin 521'i Ceylanpınar, 29 bin 293'ü Akçakale çadırkentlerinde, 13 bin 362'si Harran Kökenli konteynerkentinde), -Kahramanmaraş'ta 15 bin 160’ı, -Osmaniye'de 8 bin 37’si, -Adıyaman'da 9 bin 933’ü, -Adana'da 10 bin 142’si, -Mardin'de bin 808’i ve -Malatya'da 5 bin 704’ü barındırılmaktadır. -14- Türkiye ve başka ülkelerde yaşamlarını sürdüren Suriyeli mültecilerin sayısı son iki yılda 2 milyona yaklaşmıştır. Sınırı geçemeyen yaklaşık dört milyon Suriyeli de kendi ülkelerinde mülteci durumuna düşmüştür. İngiliz Guardian Gazetesi’nin, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri, Antonio Guterres ile yaptığı röportajda, Guteress’in, bölge ülkeleri artık mülteci akınıyla başa çıkmakta zorlandığı için, İngiltere ve diğer Batılı ülkelerden de onbinlerce mülteciyi kabul etmelerinin istenebileceği uyarısında bulunduğunu belirtmiştir. Birleşmiş Milletler ve yardım örgütlerinin, son iki yılda sayıları iki milyona yaklaşan Suriyeli mültecilerin, artık 1948 ve 1967'deki Filistinli göçü gibi, kalıcı bir nüfus hareketine dönüşme işaretleri verdiği yönündegörüşleri aktarmıştır. Lübnan'da her altı kişiden birinin Suriyeli mülteci olduğu, Ürdün'deki en büyük Suriyeli mülteci kampı Zaatari'nin artık ülkenin dördüncü en büyük kentine dönüştüğü belirtilmiştir. Ayrıca, sınırı geçemeyen dört milyon Suriyelinin de kendi ülkelerinde mülteci durumuna düştüğüne inanıldığı ve bunun her dört Suriyeliden birinin evini terk ettiği anlamına geldiği ifade edilmiştir. Guterres ayrıca, 'Türkiye ve Ürdün'de durum artık zorlaştığı ve silahlı kişilerin sızmasıyla güvenlik açısından kaygı veren sonuçlar ortaya çıktığı için sınırın kontrol edilmeye başlandığını belirtmiştir (http://www.bbc.co.uk/, 2013). Guardian, Türkiye ve Ürdün'de yaşayan Suriyeli mültecilerin ifadelerine de yer verdiği haberinde, Kilis'te yaşayan 46 yaşındaki Suriyeli mülteci Sena'nın da yaşadıklarını aktarmıştır: Yaklaşık bir buçuk yıl önce Hama'dan Türkiye'ye gelen Sena önce Reyhanlı'da kalmış, sonra ailesiyle Kilis'teki kampa gönderilmişler. Sena, Türkiye'ye kocası ve beş çocuğuyla göç etmiş. Ama göç yollarında çok hasta olan altı yaşındaki kız çocuğu hayatını kaybetmiş. Elinde kızının fotoğraflarıyla gözyaşı döken Sena'nın beş yaşındaki oğlu Ömer de hastalanmış. Sıcak havaya rağmen Kilis'teki konteynırlarda yaşamaktan memnun olduğunu belirten Sena, günlerin geçmek bilmediğinden yakınıyor. Gazete, kamptaki birçok erkek gibi Sena'nın da 20 ve 24 yaşlarındaki iki oğlunun Özgür Suriye Ordusu ile birlikte Suriye'de savaştığını aktarıyor. Kocası ise hasta oğullarına bakmak için Sena'nın yanında kalıyor.Sena, oğulları için endişelense de, "Bizim ülkemiz, özgürlüğümüz için savaşıyorlar, bu bizim endişelenmemizden daha önemli" diyor (http://www.bbc.co.uk/, 2013). 3.5.Arap Baharının Ekonomik Etkileri: Türkiye-Suriye Karşılaştırması Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde yönetim değişikliklerine yol açan Arap Baharı, siyasi bir akım gözükse de ekonomik değişim açısından da büyük bir önemi bulunuyor. Uzmanlara göre rejimlerle birlikte ülkelerin ekonomik işleyişleri de değişecek. Sokaktaki -15- halkların demokratik beklentilerinin yanında ekonomik beklentilerinin de olduğunu vurgulayan uzmanlara göre iş dünyasında yeni grupların da yer alacak olması, iş dünyasının çalışma şeklini de ciddi biçimde etkileyecektir. Demokratikleşme Arap dünyasında sadece iç siyasal denklemleri değil aynı zamanda halihazırdaki bölgesel güç dengesini de derinden etkileyecek bir süreci başlatmışgörünüyor. Bu sebeplerden dolayı ve özellikle küresel ekonominin bu bölgeden sağlanan petrol ve gaza bağımlılığı, yatırımlara ihtiyacı ve global ticaretyolları üzerindeki stratejik coğrafi konumu sebebiyle ABD ve Rusya gibi global siyasi aktörlerin Arap Baharı’nı dikkatlice izledikleri ve Arap ülkeleri içerisindeki siyasal süreçleri yönlendirmeyeçalıştıkları görülüyor. Bu bağlamda, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki İran, Suudi Arabistangibi bölgesel güçlerin ise kendilerini de etkilenebileceğini gördükleri için bu süreçteki siyasal istikrarsızlığın yayılmasını engellemek ve siyasaldönüşüm sürecini kontrol etmek için özellikle çaba gösterdikleri anlaşılıyor (Ulusoy, 2012, s.94). Tablo 3.2: Türkiye’nin Arap Baharının Yaşandığı Başlıca Ülkelere Mal İhracı (000 $) Yıllar Toplam İhracat Bahreyn Libya Mısır Suriye Tunus 1996 23.224.465 9.566 243.891 316.228 307.778 94.547 1997 26.261.072 13.409 186.714 304.460 268.753 119.950 1998 26.973.952 10.562 95.195 474.229 309.044 351.036 1999 26.587.225 10.783 139.621 467.413 232.210 238.434 2000 27.774.906 26.565 95.547 375.707 184.267 162.272 2001 31.334.216 11.159 67.473 421.469 281.141 140.593 2002 36.059.089 16.936 165.112 326.389 266.772 121.142 2003 47.252.836 28.856 254.741 345.779 410.755 220.015 2004 63.167.153 54.416 337.204 473.145 394.783 256.162 2005 73.476.408 41.915 384.167 687.299 551.627 294.785 2006 85.534.676 35.303 487.261 709.353 609.417 324.893 2007 107.271.750 76.651 643.150 902.703 797.766 530.277 2008 132.027.196 308.223 1.074.288 1.426.450 1.115.013 778.098 2009 102.142.613 113.628 1.795.117 2.599.030 1.421.637 645.767 2010 113.883.219 172.024 1.932.370 2.250.577 1.844.605 713.632 2011 134.906.869 160.418 747.629 2.759.311 1.609.861 802.302 Kaynak: TÜİK (http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=12, Erişim: 16.09.2012). Yemen 72.305 86.311 62.100 88.986 69.104 100.362 119.362 156.069 203.945 197.193 197.869 274.289 353.605 379.263 330.392 272.733 Tablo 3.2’de, Türkiye’nin 1996-2011 yıllarında Arap Baharının yaşandığı başlıca ülkelere yapmış olduğu ihracatın dolar cinsinden değerleri verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Toplam ihracattaki artışlara paralel olarak, söz konusu ülkelere yapılan ihracatta da genel anlamda artışlar söz konusudur. Fakat bu artışların düzenli olmadığı gözlenmektedir. Ayrıca, 2000’li yılların ortalarından sonra bu ülkelere yapılan ihracatın toplam ihracat içindeki payının arttığı görülmektedir (2004 yılında ele alınan altı ülkeye yapılan ihracat toplamının, Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payı %2.72 iken, bu oran 2008’de %3.82, 2009’da -16- %6.80, 2010’da da %6.36’dır). Arap Baharı sürecinin yaşanması ile birlikte, bu ülkelere yapılan ihracatta da genel anlamda azalma söz konusudur. 2011 yılı rakamlarına baktığımızda bir önceki yıla göre Mısır ve Tunus hariç, ülkelerin tamamına yapılan ihracatta azalma gerçekleşmiştir. Altı ülkeye yapılan ihracat toplamının genel ihracat içindeki payı, bir önceki yıla göre %1.66 civarında azalmıştır (Bu oran 2010’da %6.36 iken 2011’de %4’70’dir). Suriye’ye yapılan ihracat, 2000-2010 yıllarında (2005 ve 2006 yılları hariç) düzenli olarak artmıştır. 2004 yılında Suriye’ye yapılan ihracatın toplam ihracat içindeki payı %0.62 iken, bu oran 2008’de %0.84’e, 2009’da %1.39’a, 2010 ise %1.65’e yükselmiştir. Türkiye’nin Suriye’ye yapmış olduğu ihracat, Arap Baharı sürecinden olumsuz olarak etkilenmiş ve 2010’da 1.844.605.000 dolardan 2011’de 1.609.861.000 dolara düşmüştür. Bir başka deyişle 2010’da Suriye’ye yapılan ihracatın genel ihracat içindeki payı %1.65 iken, 2011’de bu oran %1.19’a gerilemiştir. Tablo 3.3: Türkiye’nin Arap Baharının Yaşandığı Başlıca Ülkelerden Mal İthali (000 $) Yıllar 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Toplam İthalat 43.626.642 48.558.721 45.921.392 40.671.272 54.502.821 41.399.083 51.553.797 69.339.692 97.539.766 116.774.151 139.576.174 170.062.715 201.963.574 140.928.421 185.544.332 240.841.676 Bahreyn 5.375 184.488 36.367 12.438 31.291 14.614 18.987 15.173 18.101 18.929 44.852 119.423 95.516 24.289 71.682 111.454 Libya 476.346 533.089 342.863 502.060 786.160 847.847 41.800 68.356 82.629 194.537 241.430 260.386 336.325 357.417 425.652 139.763 Mısır 272.394 398.897 392.959 108.977 140.720 91.720 118.173 189.397 255.242 267.246 392.524 652.988 886.237 641.552 926.476 1.382.216 Suriye 311.459 456.282 308.002 307.001 545.240 463.476 314.770 261.193 247.551 142.585 187.250 259.282 323.697 221.454 452.493 336.646 Tunus 49.968 59.914 63.088 66.574 64.843 72.936 71.801 98.140 100.410 117.372 150.094 229.788 365.381 234.980 280.720 249.790 Yemen 1.940 342 167 159 758 21 341 130 1.226 3.085 439 458 703 310 1.044 464 Kaynak: TÜİK (http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=12, Erişim: 16.09.2012). Tablo 3.3’te, Türkiye’nin 1996-2011 yıllarında Arap Baharının yaşandığı başlıca ülkelerden yapmış olduğu ithalatın dolar cinsinden değerleri verilmiştir. Tabloda görüldüğü gibi, ülkelerden yapılan ithalatta toplam ithalattaki artışa paralel bir artış yoktur. Ayrıca ithalat rakamlarında yıllara göre bir düzensizlik söz konusudur. Son yıllarda bu ülkelerden yapılan ithalatta genel anlamda bir artış gözlenmektedir. 2007 yılında bu altı ülkeden yapılan ithalatın toplam ithalat içindeki payı %0.89, 2008’de %0.99, 2009’da %1.01, 2010’da %1.16’dır. 2012 -17- yılında ise bu oran %0.92’ye gerilemiştir. Bu da ithalatın Arap Baharı sürecinden olumsuz etkilendiğinin bir kanıtıdır. Suriye’den yapılan ithalatın bu süreçten nasıl etkilendiğine bakıldığında, genel eğilime paralel gelişmeler gözlemlenmektedir. 2007 yılında Suriye’den yapılan ithalat, toplam ithalatın %0.15’ini oluştururken, bu oran 2008’ %0.16, 2009’da %0.15, 2010’da %0.24 olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılında Türkiye’nin Suriye’den yapmış olduğu ithalat 336.646.000 dolardır. Bir önceki yılın rakamı ile karşılaştırdığımızda (452.493.000 dolar) ithalattaki azalışı rahatlıkla gözlemlemek mümkündür. Bir başka anlatımla 2011 yılında bir önceki yıla göre toplam ithalat içindeki pay %0.13’e gerilemiş, yani %0.11 azalmıştır. Bu da Arap Baharının Suriye’den yapılan ithalatı olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir. Tablo 3.4: 2012 Yılı Ocak-Temmuz Döneminde Türkiye’nin Arap Baharının Yaşandığı Başlıca Ülkelere Mal İhracı (000 $) Ülkeler Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Toplam Bahreyn 6.790 17.654 16.429 23.612 10.548 24.915 8.708 108.656 Libya 115.881 232.690 176.949 179.710 152.212 187.344 163.494 1.208.280 Mısır 271.352 289.124 359.072 297.826 377.200 318.451 286.953 2.199.978 Suriye 68.110 62.808 41.640 47.486 43.939 38.074 31.325 333.382 Tunus 46.633 94.508 66.919 65.147 74.621 68.102 56.356 472.286 Yemen 51.109 30.960 61.005 36.860 47.115 34.091 20.043 281.183 Türkiye’nin 10.351.531 11.750.565 13.213.119 12.637.081 13.140.814 13.253.161 12.865.835 87.212.106 Toplam İhracatı Kaynak: TÜİK (http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=12, Erişim: 16.09.2012). Tablo 3.4’te, 2012 yılının ilk yarısında Türkiye’nin altı ülkeye yaptığı ihracatın dolar bazında değerleri verilmiştir. Tabloya göre, Ocak ayında Türkiye’nin Suriye’ye yaptığı ihracat 68.110.000 dolar iken, bu rakam Temmuz ayında 31.325.000 dolara gerilemiştir. Tablo 3.5: 2012 Yılı Ocak-Temmuz Döneminde Türkiye’nin Arap Baharının Yaşandığı Başlıca Ülkelerden Mal İthali (000 $) Ülkeler Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Toplam Bahreyn 4.110 7.405 10.189 13.557 18.744 15.845 14.587 84.437 Libya 6.124 26.009 15.313 13.920 28.213 13.052 64.396 167.027 Mısır 126.781 85.794 132.813 96.541 118.110 98.284 99.485 757.808 Suriye 8.001 6.103 7.563 6.825 8.426 4.756 6.668 48.342 Tunus 10.420 8.339 15.846 13.382 14.312 21.693 16.542 100.534 Yemen 31 11 91 23 60 2 0 218 Türkiye’nin 17.376.036 17.719.874 20.600.432 19.273.553 21.749.742 20.437.151 20.755.019 137.911.807 Toplam İthalatı Kaynak: TÜİK (http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=12, Erişim: 16.09.2012). -18- Tablo 3.5’te, 2012 yılının ilk yarısında Türkiye’nin altı ülkeden yapmış olduğu ithalatın dolar olarak değerleri verilmiştir. Tabloya göre, dönem başında Suriye’den 8.001.000 dolar değerinde mal ithal edilirken, dönem sonunda bu rakam 6.668.000 dolara gerilemiştir. Bu da göstermektedir ki, Arap Baharı süreci Türkiye’nin Suriye’den yaptığı ithalatı olumsuz yönde etkilemektedir. Arap Baharının gelip dayandığı Suriye , küresel güç mücadelesinin yeni çekişme alanı haline geldi. Suriye’nin uzun süren bir çatışma sonucu kontrollü bir şekilde kendisini tüketmesi, yaşanır bir ülke olmaktan çıkması ve yavaş yavaş çökmesi, bu küresel jeopolitiğin bir parçası olarak önem kazanmıştır. Suriye’de iç savaşın uzamasının bazı nedenleri var. Bunların bir kısmı Suriye’nin iç yapısından kaynaklanmaktadır. Örneğin, içinde Sünnilerin de yer aldığı Suriye burjuvazisi ve ordusu, beklendiği ölçüde çözülmedi. Nusayri, Hıristiyan ve Dürziler koalisyonu rejime yönelik desteğin çekirdeğini oluştururken, Kürtler ayaklanma dışında kaldı, Türkmenler de ayaklanma içinde yer almadı. Rejimin Suriye toplumuna derinlemesine nüfuz etmesi, sıkı bir denetim toplumu meydana getirilmiş olması gibi nitelikleri yeterince anlaşılamamıştır (http://www.radikal.com.tr/, 2012). -19- 4. İÇ SAVAŞTAN KAÇARAK KİLİS’TE YAŞAYAN SURİYELİLERİN SOSYOEKONOMİK SORUNLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA 4.1. Araştırmanın Amacı Ortadoğu’da Arap dünyasında özellikle işsizlik, gıda enflasyonu, ifade özgürlüğü, usulsüzlükler ve kötü yaşam koşulları gibi pek çok sosyo-ekonomik soruna bağlı olarak ilk olarak 18 Aralık 2010 tarihinde Tunus’ta başlayan protestoların “Arap Baharı” adıyla genişleyerek Mısır, Libya, Yemen, Bahreyn ve Suriye’de devam etmesi sonucu pek çok insan ülkesini terk ederek geçici olarak koruma altında, geçici sığınmacı, mülteci ve göçmen konumunda komşu ülkelerde yaşamaya başlamıştır. Aynı şekilde Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’de yaşamını sürdüren 200 binden fazla Suriyeli bulunmaktadır ve bunların önemli bir kısmı sınıra yakın olması ve konteynırkent bulunması nedeniyle Kilis’te yaşamaktadırlar. Araştırma ile, iki yılı aşan ve hale devam eden Suriye’deki iç savaştan kaçarak Kilis’te yaşamlarını sürdüren Suriyelilerin sosyo-ekonomik sorunlarını ortaya koymak amaçlanmıştır. 4.2. Araştırmanın Kapsamı ve Sınırları Araştırma, Suriye’deki iç savaştan kaçarak Kilis’te yaşamlarını sürdüren Suriyelileri kapsamaktadır. Araştırma bu kapsamda, yaşı 18 ve üzeri olan Suriyelilerle sınırlandırılmıştır. 4.3. Araştırmanın Varsayımları -Kilis’te yaşayan Suriyelilerin anket sorularını doğru algıladıkları (anket soruları Türkçe ve Arapça olarak hazırlanmıştır) ve doğru cevapladıkları varsayılmıştır. -Kilis’te yaşayan Suriyelilerin, Kilis’te kaldıkları yere göre sosyo-ekonomik sorunlarla karşılaşma oralarında farklılıklar olduğu varsayılmıştır. 4.4. Araştırmanın Hipotezi ve Değişkenleri Araştırmada, Kilis’te yaşayan Suriyelilerin, Kilis’te kaldıkları yere göre sosyoekonomik sorunlarla karşılaşma oranlarında farklılıklar olduğu varsayımından (hipotez) hareketle Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yer (bağımsız değişken) ile bazı sosyo-ekonomik sorunlar (bağımlı değişken) arasındaki farklılıklar SPSS Crosstab kullanılarak analiz edilmiştir. -20- 4.5. Araştırmanın Yöntemi Araştırmanın yöntemi; örnek kütlenin seçimi, veri toplama yöntemi ve verileri değerlendirme yöntemlerinden oluşmaktadır. Araştırmanın ana kütlesini, Suriye’deki iç savaştan kaçan ve Kilis’te yaşayan Suriyeliler oluşturmaktadır. Örnek kütle, ana kütleden “Basit Tesadüfi Örnekleme” yöntemi kullanılarak seçilen ve Kilis’te yaşayan Suriyelilerden oluşmaktadır. Veri toplama yöntemi olarak “anket” metodu seçilmiştir. Anketler yüz yüze görüşülerek yapılmıştır. Anket yoluyla elde edilen veriler, SPSS kullanılarak frekans ve yüzde dağılımlarından oluşan tablolar hazırlanarak değerlendirilmiş; bağımsız ve bağımlı değişkenler arasındaki ilişki ise “SPSS Crosstab” Yöntemi ile analiz edilmiştir. 4.6. Araştırmanın Kısıtlayıcıları -İç savaştan kaçan Suriyelilerin çoğunluğunun Türkçe konuşup-yazıyor olmamaları, yüz yüze anket yapmayı kısıtlamıştır. Bu kısıt, anket formu Türkçe ve Arapça hazırlanarak aşılmaya çalışılmıştır. -İç savaştan kaçan Suriyelilerin anketleri cevaplama konusunda yeterince istekli olmamaları. Bu sorun, yine iç savaştan kaçan ve Türkçe bilen Suriyelilerden yardım alınarak aşılmaya çalışılmıştır. -İç savaştan kaçarak Kilis’te yaşayan Suriyelilerle anketler, Ocak-Haziran 2013 döneminde yapılmıştır. 4.7. Araştırma Verileri, Değerlendirilmesi ve Analizi Araştırma bulguları, Suriye’deki iç savaştan kaçarak Kilis’te yaşayan 566 Suriyeli ile anket yapılarak elde edilmiştir. Elde edilen veriler, bilgisayar ortamında SPSS kullanılarak frekans ve yüzde dağılımlarından oluşan tablolar hazırlanarak değerlendirilmiş; bağımsız ve bağımlı değişkenler arasındaki ilişki ise “SPSS Crosstab” Yöntemi ile analiz edilmiştir. 4.7.1. Araştırma Verileri ve Değerlendirilmesi 4.7.1.1. Suriyelilerin Cinsiyet Dağılımı Tablo 4.1’de, ankete katılan Suriyelilerin cinsiyete ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %66,5’i erkek ve %31,3’ü kadın iken, %2,2’si cinsiyetle ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. -21- Tablo 4.1: Suriyelilerin Cinsiyet Dağılımı Cinsiyet Kadın Frekans % Cevaplı % 174 31,3 32,0 Erkek 370 66,5 68,0 Toplam 544 97,8 100,0 Cevapsız 12 2,2 - 556 100,0 - Genel Toplam Şekil 1: Suriyelilerin Cinsiyet Dağılımı 4.7.1.2. Suriyelilerin Yaş Dağılımı Tablo 4.2’de, ankete katılan Suriyelilerin yaşa ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %23,9’u 18-25 yaş aralığında, %22,8’i 31-40 yaş aralığında, %22,5’i 41-50 yaş aralığında, %14,7’si 26-30 yaş aralığında ve %14,0’ı 51 + yaş aralığında iken, %2.0’ı yaş grubu ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Tablo 4.2: Suriyelilerin Yaş Dağılımı Yaş Aralığı Frekans % Cevaplı % 18-25 yaş 133 23,9 24,4 26-30 yaş 82 14,7 15,0 31-40 yaş 127 22,8 23,3 41-50 yaş 125 22,5 22,9 78 14,0 14,3 Toplam 545 98,0 100,0 Cevapsız Genel Toplam 11 2,0 556 100,0 - 51 ve + yaş Şekil 2: Suriyelilerin Yaş Dağılımı 4.7.1.3. Suriyelilerin Eğitim Düzeyi Tablo 4.3’te, ankete katılan Suriyelilerin eğitim düzeyine ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %28,4’ü lise, %27,5’i üniversite, %20,9’u ilköğretim mezunu iken, %3,6’sı lisansüstü eğitim görmüştür. Ayrıca, ankete katılanların %12,8’ise sadece okur-yazar kişilerden oluşurken, %6,8’i ise, eğitim düzeyi ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. -22- Tablo 4.3: Suriyelilerin Eğitim Düzeyi Eğitim Düzeyi Frekans % Cevaplı % Okur-yazar 71 12,8 13,7 İlköğretim 116 20,9 22,4 Lise 158 28,4 30,5 Üniversite 153 27,5 29,5 Lisansüstü 20 3,6 3,9 Toplam 518 93,2 100,0 Cevapsız 38 6,8 - 556 100,0 - Genel Toplam Şekil 3: Suriyelilerin Eğitim Düzeyi 4.7.1.4. Suriyelilerin Suriye’den Geldikleri İl/Bölge Tablo 4.4’te, ankete katılan Suriyelilerin Suriye’den geldikleri il/bölgelere ilişkin frekans ve % dağılımlarıverilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin büyük bir çoğunluğu (%67,6) Halep’ten gelmiştir. Bu sonuç, Halep’in Kilis’e en yakın yer olması ile ilişkilendirilebilir. Ayrıca, değişik oranlarda Hama, Humus, İdlib gibi illerden gelenler bulunmaktadır. Ankete katılan mültecilerin %26,1’i ise, hangi il/bölgeden geldiğini belirtmemiştir. Gelinen il/bölgenin bu oranda belirtilmemiş olması, mültecilerin Suriye istihbaratından çekinmiş olabilecekleri ile açıklanabilir. Tablo 4.4: Suriye’den Gelinen İl/Bölge Gelinen İl/Bölge Frekans % Cevaplı % Halep 376 67,6 91,5 Hama 1 ,2 ,2 Humus 1 ,2 ,2 Suriye 4 ,7 1,0 29 5,2 7,1 Toplam 411 73,9 100,0 Cevapsız 145 26,1 - Genel Toplam 556 100,0 - İdlib Şekil 4: Suriye’den Gelinen Bölge/İl 4.7.1.5. Suriyelilerin Medeni Durumu Tablo 4.5’te, ankete katılan Suriyelilerin medeni durumlarına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %69,8’i evli, %26,3’ü bekar ve %1,4’ü ise dulken, %2,5’i ise, medeni durumları ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. -23Tablo 4.5: Suriyelilerin Medeni Durumu Medeni Durum Frekans % Cevaplı % Evli 388 69,8 71,6 Bekar 146 26,3 26,9 8 1,4 1,5 Toplam 542 97,5 Cevapsız 14 2,5 100,0 - 556 100,0 - Dul Genel Toplam Şekil 5: Suriyelilerin Medeni Durumu 4.7.1.6. Suriyeli Evli Erkeklerin Eş Sayısı Tablo 4.6’da, ankete katılan Suriyeli evli erkeklerin eş sayıları/evli bayanların eşlerinin eş sayılarına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %67,1’i tek eşli, %4,3’ü iki eşli, %0,5’i üç eşli ve %0,5’i de dört eşli iken, %27,5’i ise, eş sayısı ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Soruyu cevaplandırmayanlarının oranının yüksekliği, katılımcıların %26,3’ünün bekar (bakınız, Tablo 5) olmasıyla açıklanabilir. Tablo 4.6: Suriyelilerin (Erkek) Eş Sayısı Eş Sayısı Frekans % Cevaplı % 1 eş 373 67,1 92,6 2 eş 24 4,3 6,0 3 eş 3 ,5 ,7 4 eş 3 ,5 ,7 Toplam 403 72,5 Cevapsız 153 27,5 100,0 - Genel Toplam 556 100,0 - Şekil 6: Suriyelilerin (Erkek) Eş Sayısı 4.7.1.7. Evli Suriyelilerin Çocuk Sayısı Tablo 4.7’de, ankete katılan evli Suriyelilerin çocuk sayılarına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %15,6’sı dört çocuklu, %14,0’ı üç çocuklu, %10,8’i beş çocuklu, %9,5’i sekiz + çocuklu, %7,7’si iki çocuklu, %6,7’si tek çocuklu, %5,8’i yedi çocuklu ve %5,0’ı altı çocuklu iken, %24,8’i ise, çocuk sayısı ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Soruyu cevaplandırmayanlarının oranının katılımcıların %26,3’ünün bekar (bakınız, Tablo 5) olmasıyla açıklanabilir. yüksekliği, -24- Tablo 4.7: Evli Suriyelilerin Çocuk Sayısı Çocuk Sayısı 1 çocuk 2 çocuk 3 çocuk 4 çocuk 5 çocuk 6 çocuk 7 çocuk 8 + çocuk Toplam Cevapsız Genel Toplam Frekans 37 43 78 87 60 28 32 53 418 138 556 % 6,7 7,7 14,0 15,6 10,8 5,0 5,8 9,5 75,2 24,8 100,0 Cevaplı % 8,9 10,3 18,7 20,8 14,4 6,7 7,7 12,7 100,0 - Şekil 7: Evli Suriyelilerin Çocuk Sayısı 4.7.1.8. Suriyelilerin Meslekleri Tablo 4.8’de, ankete katılan Suriyelilerin mesleklerine ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %19,6’sı işçi, %17,8’i öğrenci, %12,4’ü eğitimci, %11,9’u memur, %11,3’ü esnaf, %9,2’si ev hanımı ve %9,0’ı diğer meslek grubunda iken, %3,6’sı ise, meslek grubu ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Anketten elde edilen verilerde, ankete katılan Suriyelilerin meslek gruplarına dağılımının büyük oranlarda bir veya iki meslek grubunda toplanmaması ve farklı meslek gruplarının belli oranlarda yer alması, ankette belirtilen görüş ve düşüncelerin anlamlılığı açısından önemli bir durum olarak değerlendirilebilir. Tablo 4.8: Suriyelilerin Meslek Dağılımı Meslekler İşçi Frekans % Cevaplı % 109 19,6 20,3 Esnaf 63 11,3 11,8 Memur 66 11,9 12,3 İşadamı 18 3,2 3,4 Eğitimci 69 12,4 12,9 Emekli 11 2,0 2,1 Ev hanımı 51 9,2 9,5 Öğrenci 99 17,8 18,5 Diğer 50 9,0 9,3 Toplam 536 96,4 100,0 Cevapsız 20 3,6 556 100,0 Genel Toplam Şekil 8: Suriyelilerin Meslek Dağılımı -25- 4.7.1.9. Suriyelilerin Suriye’deki Gelir Düzeyi Tablo 4.9’da, ankete katılan Suriyelilerin Suriye’deki gelir düzeyine ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %55,2’si 1-500 TL düzeyinde, %16,7’si 501-1000 TL düzeyinde, %8,5’i 1001-1500 TL düzeyinde, %2,3’ü 1501-2000 TL düzeyinde, %2,2’si 2001-2500 TL düzeyinde ve %2,0’ı 2501 + TL gelir grubunda iken, %13,1’i ise, gelir düzeyi ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Bu oranlar, Kilis’te bulunan Suriyelilerin yarıdan fazlasının çok düşük gelir grubunda olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, resmi ve sivil toplum kuruluşların Suriye’deki iç savaştan kaçanlara yardım yaparken, Kilis’te yaşayanlara öncelik vermeleri gerektiği söylenebilir. Tablo 4.9: Suriyelilerin Suriye’deki Gelir Düzeyi Aylık Gelir Düzeyi 1-500 TL Frekans % Cevaplı % 307 55,2 63,6 501-1000 TL 93 16,7 19,3 1001-1500 TL 47 8,5 9,7 1501-2000 TL 13 2,3 2,7 2001-2500 TL 12 2,2 2,5 2501 + TL 11 2,0 2,3 Toplam 483 86,9 100,0 Cevapsız 73 13,1 - 556 100,0 - Genel Toplam Şekil 9: Suriyelilerin Suriye’deki Gelir Düzeyi Tablo 4.10’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, gelir düzeylerine ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, konteynır kentte kalanların %61,3’ü, akrabalarının yanında kalanların %68,8’i, ev kiralayanların %63,0’ı ve ev satın alanların %40,0’ı 1-500 TL gelir düzeyinde olduğunu belirtmiştir. Bu oranlar, Kilis’te kalan Suriyelilerin büyük oranda gelir düzeyi düşük kişilerden oluştuğunu göstermektedir. -26- Tablo 4.10: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Gelir Düzeyi Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satınaldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam Suriye’deki Aylık Gelir düzeyiniz ne kadardı? 1-500 TL 501-1000 TL 1001-1500 TL 1501-2000 TL 2001-2500 TL 46 18 8 3 0 61,3% 24,0% 10,7% 4,0% 0,0% 33 9 1 1 3 68,8% 18,8% 2,1% 2,1% 6,2% 216 65 36 9 8 63,0% 19,0% 10,5% 2,6% 2,3% 2 0 1 0 1 40,0% 0,0% 20,0% 0,0% 20,0% 1 0 0 0 0 100,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 5 0 0 0 0 100,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 303 92 46 13 12 63,5% 19,3% 9,6% 2,7% 2,5% Toplam 2501 + TL 0 0,0% 1 2,1% 9 2,6% 1 20,0% 0 0,0% 0 0,0% 11 2,3% 75 100,0% 48 100,0% 343 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 5 100,0% 477 100,0% 4.7.1.10. Suriyelilerin Kilis’te Barındığı (Kaldığı) Yerler Tablo 4.11’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te barındığı (kaldığı) yere ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %69,1’i Kilis’te ev kiraladığını, %15,6’sı konteynır kentte kaldığını, %10,4’ü akrabalarının yanında kaldığını, %1,4’ü kalacak yeri olmadığını, %1,1’i Kilis’te ev satın aldığını ve %0,2’si de parkta kaldığını belirtirken, %2,2’si ise, barındığı (kaldığı) yerele ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Ev kiralayanların yaklaşık %70 gibi bir oranda olması, Kilis’te ev kiralarında yaşanan artışın bir nedeni olarak gösterilebilir. Tablo 4.11: Suriyelilerin Kilis’te Barındığı (Kaldığı) Yerler Barınılan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satınaldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam Cevapsız Genel Toplam Frekans % Cevaplı % 16,0 87 15,6 58 10,4 10,7 384 69,1 70,6 6 1,1 1,1 1 8 544 12 556 ,2 1,4 97,8 2,2 100,0 ,2 1,5 100,0 - Şekil 10: Suriyelilerin Kilis’te Barındığı (Kaldığı) Yerler 4.7.1.11. Kilis’te Kirada Kalan Suriyelilerin Ödediği Kira Tutarı Tablo 4.12’de, ankete katılan Suriyelilerden kirada kalanların ödediği kira tutarına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Kira ödemelerine ilişkin soru açık uçlu sorulmuş olup, tabloda yer alan tutarlar katılımcıların tek tek belirttiği rakamlardır. Tabloda da görüldüğü gibi, %7,7’si 250 TL, %7,7’si 500 TL, %7,6’sı 300 TL, %5,9’u 200 TL, %5,2’si -27- 400 TL, %4,7’si 350 TL, %2,9’u 100 TL, %2,5’i 600 TL, %2,3’ü 150 TL, %1,8’i 450 TL kira ödediğini belirtirken, ödenen diğer kira tutarları %1’in altında bulunmaktadır. Toplamda bakıldığında %48,0’ı 50 TL-500 TL aralığında ve %6,3’ü 550 TL-1500 TL aralığında kira öderken, %45,7’si ise, ödediği kira tutarı ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Bunun nedeni, konteynır kentte, akrabalarının yanında ve parkta kalanlar ile ev satın alan, kalacak yeri olmayan ve kalacak yere ilişkin soruya cevap vermeyen toplam %30,9 oranındaki (bakınız, Tablo 4.11) Suriyeli sayısı ile, diğer yaklaşık %15’lik oran ise, ödediği kira tutarını belirtmemiş olmaları ile açıklanabilir. Ayrıca, Suriyelilerin yaklaşık yarısının düşük kira ödemesi, Kilis’te bulunan Suriyelilerin düşük gelir düzeyinde kişiler olması (bakınız, Tablo 4.9; %55,2’si 1-500 TL gelir grubunda) ile de açıklanabilir. Tablo 4.12: Suriyelilerin Kilis’te Ödediği Kira Tutarı (TL) Ödenen Kira Tutarı (TL) 50 TL 80 TL 100 TL 150 TL 180 TL 200 TL 220 TL 230 TL 250 TL 270 TL 275 TL 280 TL 300 TL 330 TL 350 TL 360 TL 375 TL 400 TL 450 TL 475 TL 500 TL 550 TL 600 TL 650 TL 700 TL 750 TL 800 TL 1000 TL 1025 TL 1100 TL 1200 TL 1500 TL Toplam Cevapsız Genel Toplam Frekans 1 1 16 13 1 33 1 1 43 1 1 1 42 1 26 1 1 29 10 1 43 3 14 1 4 1 4 4 1 1 1 1 302 254 556 % ,2 ,2 2,9 2,3 ,2 5,9 ,2 ,2 7,7 ,2 ,2 ,2 7,6 ,2 4,7 ,2 ,2 5,2 1,8 ,2 7,7 ,5 2,5 ,2 ,7 ,2 ,7 ,7 ,2 ,2 ,2 ,2 54,3 45,7 100,0 Cevaplı % ,3 ,3 5,3 4,3 ,3 10,9 ,3 ,3 14,2 ,3 ,3 ,3 13,9 ,3 8,6 ,3 ,3 9,6 3,3 ,3 14,2 1,0 4,6 ,3 1,3 ,3 1,3 1,3 ,3 ,3 ,3 ,3 100,0 - Şekil 11: Suriyelilerin Ödediği Kira Tutarı (TL) 4.7.1.12. Suriyelilerin Aynı Evde Birlikte Kaldığı Kişi Sayısı Tablo 4.13’te, ankete katılan Suriyelilerin aynı evde kaldığı kişi sayısına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %40,5’i 7-10 kişi, %30,0’ı 46 kişi, %14,9’u 11-15 kişi, %10,3’ü 16 + kişi ve %3,1’i 1-3 kişi ile birlikte aynı evde kaldığını belirtirken, %1,3’ü ise, aynı evde kaldıkları kişi sayısı ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Anketten ortaya çıkan bu oranlar, Suriyelilerin çocuk sayıları (bakınız, Tablo 4.7) ile -28- ilişkilendirilebilir. Çünkü, Suriyelilerin evli olanlarının %30’dan fazlası 5 ve daha fazla çocuk sahibidir. Ayrıca, akraba olanların birlikte kalıyor olmaları da söz konusudur. Aynı evde bu kadar fazla kişinin bir arada kalması temizlik ve sağlık sorunlarını ortaya çıkarabilir. Tablo 4.13: Suriyelilerin Aynı Evde Kaldığı Kişi Sayısı Kaldığı Kişi Sayısı Frekans % Cevaplı % 1-3 kişi 17 3,1 3,1 4-6 kişi 167 30,0 30,4 7-10 kişi 225 40,5 41,0 11-15 kişi 83 14,9 15,1 16 + kişi 57 10,3 10,4 Toplam 549 98,7 100,0 7 1,3 556 100,0 Cevapsız Genel Toplam - Şekil 12: Aynı Evde Kalınan Kişi Sayısı Tablo 4.14’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, aynı evde birlikte kaldığı kişi sayısına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, konteynırkentte kalanların %54,1’i, akrabalarının yanında kalanların %84,5’i, ev kiralayanların %66,8’i ve ev satın alanların %66,7’si yedi ve daha fazla kişi ile birlikte kalıyor. Bu oranlar, , birlikte kalınan kişi sayısı açısından konteynırkentte kalanların daha iyi durumda olduğunu göstermektedir. Tablo 4.14: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Birlikte Kaldıkları Kişi Sayısı Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satınaldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam Barındığınız (kaldınız) yerde kaç kişi ile kalıyorsunuz (kendiniz dahil)? 1-3 kişi 4-6 kişi 7-10 kişi 11-15 kişi 16 + kişi 3 36 39 7 0 3,5% 42,4% 45,9% 8,2% 0,0% 2 7 25 13 11 3,4% 12,1% 43,1% 22,4% 19,0% 10 117 152 60 43 2,6% 30,6% 39,8% 15,7% 11,3% 0 2 3 1 0 0,0% 33,3% 50,0% 16,7% 0,0% 0 1 0 0 0 0,0% 100,0% 0,0% 0,0% 0,0% 1 1 3 1 0 16,7% 16,7% 50,0% 16,7% 0,0% 16 164 222 82 54 3,0% 30,5% 41,3% 15,2% 10,0% Toplam 85 100,0% 58 100,0% 382 100,0% 6 100,0% 1 100,0% 6 100,0% 538 100,0% -29- 4.7.1.13. Suriyelilerin Kaldığı Evin Oda Sayısı Tablo 4.15’te, ankete katılan Suriyelilerin kaldığı evin oda sayısına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %34,7’si üç odalı, %31,3’ü 2 odalı, %16,7’si tek odalı, %13,1’, dört odalı, %1,3’ü beş odalı ve %0,5’i 6 + odalı evde kalırken, %2,3’ü ise, kaldığı evin oda sayısı ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Bu oranlar, Suriyelilerin yaklaşık yarısının (%48) tek ve iki odalı evde kaldığını göstermektedir. Bu durum, Suriyelilerin gelir düzeyinin düşüklüğü (bakınız, Tablo 4.9) ile açıklanabilir. Oda sayısın az olması ve aynı ortamda bir arada birden çok insanın birlikte kalması, insani ihtiyaçlarını karşılamasını zorlaştıracaktır. Bu da bir takım sosyal sorunlar oluşturabilir. Tablo 4.15: Suriyelilerin Kaldığı Evin Oda Sayısı Oda Sayısı Tek odalı 2 odalı 3 odalı 4 odalı 5 odalı 6 + odalı Toplam Cevapsız Genel Toplam Frekans 93 174 193 73 7 3 543 13 556 % 16,7 31,3 34,7 13,1 1,3 ,5 97,7 2,3 100,0 Cevaplı % 17,1 32,0 35,5 13,4 1,3 ,6 100,0 - Şekil 13: Suriyelilerin Kaldığı Evin Oda Sayısı Tablo 4.16’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, kaldıkları evin oda sayısına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, konteynır kentte kalanların %92,9’u, akrabalarının yanında kalanların %50,0’ı, ev kiralayanların %39,3’ü ve ev satın alanların %33,3’ü bir ve iki odalı evde kalıyor. Bu oranlar, kaldığı evin oda sayısı bakımından konteynırkentte kalanların diğer yerlerde kalanlara göre daha az odalı evlerde kaldıklarını göstermektedir. Tablo 4.16: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kaldıkları Evin Oda Sayısı Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satınaldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam Tek odalı 42 50,0% 8 14,3% 35 9,2% 0 0,0% 0 0,0% 4 66,7% 89 16,7% Barındığınız (kaldınız) yerin kaç odası var? 2 odalı 3 odalı 4 odalı 5 odalı 6 + odalı 36 0 6 0 0 42,9% 0,0% 7,1% 0,0% 0,0% 20 18 10 0 0 35,7% 32,1% 17,9% 0,0% 0,0% 114 169 53 5 3 30,1% 44,6% 14,0% 1,3% 0,8% 2 1 1 2 0 33,3% 16,7% 16,7% 33,3% 0,0% 1 0 0 0 0 100,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 1 1 0 0 0 16,7% 16,7% 0,0% 0,0% 0,0% 174 189 70 7 3 32,7% 35,5% 13,2% 1,3% 0,6% Toplam 84 100,0% 56 100,0% 379 100,0% 6 100,0% 1 100,0% 6 100,0% 532 100,0% -30- 4.7.1.14. Suriyelilerin Kaldığı Evde Banyo Bulunma Durumu Tablo 4.17’de, ankete katılan Suriyelilerin kaldığı evde banyo bulunmasına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, kalınan evlerin %82,6’sında banyo bulunurken, %14,4’ünde banyo bulunmamaktadır. Suriyelilerin %3,1’i ise, evde banyo bulunması ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Tablo 4.17: Kalınan Evde Banyo Bulunma Durumu Banyo Bulunma Durumu Evet Hayır Toplam Cevapsız Genel Toplam Frekans 459 80 539 17 556 % 82,6 14,4 96,9 3,1 100,0 Cevaplı % 85,2 14,8 100,0 - Şekil 14: Kalınan Evde Banyo Bulunma Durumu Tablo 4.18’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, kaldıkları evin banyosunun olmasına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, konteynırkentte kalanların tamamına yakınında (%94,2) ve ev satın alanların tamamında banyo bulunurken, akrabalarının yanında kalanlar ile ev kiralayanların yaklaşık %16’sında banyo bulunmamaktadır. Tablo 4.18: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kaldıkları Evde Banyo Bulunma Durumu Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satınaldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam Kaldığınız evde banyo var mı? Evet Hayır 81 94,2% 48 84,2% 314 84,0% 6 100,0% 1 100,0% 2 40,0% 452 85,4% Toplam 5 5,8% 9 15,8% 60 16,0% 0 0,0% 0 0,0% 3 60,0% 77 14,6% 86 100,0% 57 100,0% 374 100,0% 6 100,0% 1 100,0% 5 100,0% 529 100,0% -31- 4.7.1.15. Suriyelilerin Kaldığı Evde Yatak Odası Bulunma Durumu Tablo 4.19’da, ankete katılan mültecilerin kaldığı evde yatak odası bulunmasına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, mültecilerin kaldığı evlerin %32,4’ünde yatak odası bulunurken, %64,7’sinde yatak odası bulunmamaktadır. Mültecilerin %2,9’u ise, evde yatak odası bulunması ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Tablo 4.19: Suriyelilerin Kaldığı Evde Yatak Odası Bulunma Durumu Yatak Odası Bulunma Durumu Frekans % Cevaplı % Evet 180 32,4 33,3 Hayır 360 64,7 66,7 Toplam 540 97,1 Cevapsız 16 2,9 100,0 - 556 100,0 - Genel Toplam Şekil 15: Suriyelilerin Kaldığı Evde Yatak Odası Bulunma Durumu Tablo 4.20’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, kaldıkları evin yatak odası bulunmasına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, konteynırkentte kalanların %80,2’si, akrabalarının yanında kalanların %63,2’si, ev kiralayanların %65,6’sı ve ev satın alanların %16,7’si kaldıkları evde yatak odası bulunmadığını belirtmiştir. Yatak odası bulunmaması, en yüksek oranda konteynırkentte kalanlarda ortaya çıkmıştır. Tablo 4.20: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kaldıkları Evde Yatak Odası Bulunma Durumu Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satınaldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam Kaldığınız evde yatak odası var mı? Evet Hayır 17 69 80,2% 19,8% 21 36 63,2% 36,8% 129 246 65,6% 34,4% 5 1 83,3% 16,7% 0 1 0,0% 100,0% 2 3 40,0% 60,0% 174 356 32,8% 67,2% Toplam 86 100,0% 57 100,0% 375 100,0% 6 100,0% 1 100,0% 5 100,0% 530 100,0% -32- 4.7.1.16. Suriyelilerin Kaldığı Evde Mutfak Bulunma Durumu Tablo 4.21’de, ankete katılan Suriyelilerin kaldığı evde mutfak bulunmasına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, kalınan evlerin %87,4’ünde mutfak bulunurken, %10,6’sında mutfak bulunmamaktadır. Suriyelilerin %2,0’ı ise, evde mutfak bulunması ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Tablo 4.21: Suriyelilerin Kaldığı Evde Mutfak Bulunma Durumu Mutfak Bulunma Durumu Frekans % Cevaplı % Evet 486 87,4 89,2 Hayır 59 10,6 10,8 545 98,0 100,0 11 2,0 556 100,0 Toplam Cevapsız Genel Toplam - Şekil 16: Suriyelilerin Kaldığı Evde Mutfak Bulunma Durumu Tablo 4.22’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, kaldıkları evde mutfak olmasına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, konteynırkentte kalanların %88,4’ü, akrabalarının yanında kalanların %89,5’i, ev kiralayanların %90,6’sı ve ev satın alanların %83,3’ü kaldıkları evde mutfak bulunduğunu belirtmiştir. Bu oranlar, Suriyelilerin kaldığı bütün yerler açısından yüksek düzeyde ve birbirine yakındır. Tablo 4.22: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kaldıkları Evde Mutfak Bulunma Durumu Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satınaldım Kalacak yerim yok Toplam Kaldığınız evde mutfak var mı? Evet Hayır 76 88,4% 51 89,5% 345 90,6% 5 83,3% 2 40,0% 479 89,5% Toplam 10 11,6% 6 10,5% 36 9,4% 1 16,7% 3 60,0% 56 10,5% 86 100,0% 57 100,0% 381 100,0% 6 100,0% 5 100,0% 535 100,0% 4.7.1.17. Suriyelilerin Herhangi Bir Hastalığı Olma Durumu Tablo 4.23’te, ankete katılan Suriyelilerin herhangi bir hastalığı bulunmasına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %62,9’u herhangi bir -33- hastalığı bulunmadığını, %35,1’i ise, hastalığı bulunduğunu belirtirken, %2,0’ı ise herhangi bir hastalığı bulunup bulunmadığı ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Tablo 4.23: Suriyelilerin Herhangi Bir Hastalığı Olma Durumu Hastalık Durumu Evet Hayır Toplam Cevapsız Genel Toplam Frekans % 195 350 545 11 556 35,1 62,9 98,0 2,0 100,0 Cevaplı % 35,8 64,2 100,0 - Şekil 17: Suriyelilerin Herhangi Bir Hastalığı Olma Durumu Tablo 4.24’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, herhangi bir hastalığı olmasına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, konteynırkentte kalanların %76,5’i, akrabalarının yanında kalanların %60,3’ü, ev kiralayanların %61,7’si ve ev satın alanların %83,3’ü herhangi bir hastalığı olmadığını belirtmiştir. Tablo 4.24: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Herhangi Bir Hastalığı Olma Durumu Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satınaldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam Şu anda her hangi bir hastalığınız var mı? Evet Hayır 20 65 76,5% 23,5% 23 35 60,3% 39,7% 145 234 61,7% 38,3% 1 5 83,3% 16,7% 0 1 0,0% 100,0% 5 2 71,4% 28,6% 194 342 36,2% 63,8% Toplam 85 100,0% 58 100,0% 379 100,0% 6 100,0% 1 100,0% 7 100,0% 536 100,0% 4.7.1.18. Suriyelilerin Tedavi Olduğu Yerler Tablo 4.25’te, ankete katılan Suriyelilerin tedavi olduğu yerlere ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %36,9’u Kilis Devlet Hastanesi’nde, %6,5’i özel hastanede, %8,1’i bitki ve baharatları kullanarak tedavi olduğunu belirtirken, %23,7’si tedavi olamadığını belirtmiştir. Suriyelilerin %24,8’i ise, tedavi oldukları yerlerle ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Soruyu cevaplandırmayanların önemli sayılacak yüksek bir -34- oranda çıkması, Suriyelilerin herhangi bir hastalığı bulunmadığını belirtenlerin oranı (bakınız, Tablo 4.18; hastalığı bulunmayan %62,9) ile açıklanabilir. Tablo 4.25: Suriyelilerin Tedavi Olduğu Yerler Tedavi Olunan Yerler Kilis Devlet Hastanesinde Özel hastanede Tedavi olamıyorum Bitki ve baharatları kullanarak Toplam Cevapsız Genel Toplam Tablo Frekans 4.26’da, % Cevaplı % 205 36,9 49,0 36 132 6,5 23,7 8,6 31,6 45 8,1 10,8 418 138 556 75,2 24,8 100,0 ankete katılan 100,0 - Şekil 18: Suriyelilerin Tedavi Olduğu Yerler Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, hastalandıklarında tedavi oldukları yere ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, konteynırkentte kalanların %91,7’si, akrabalarının yanında kalanların %27,5’i, ev kiralayanların %40,7’si ve ev satın alanların %60,0’ı Kilis Devlet Hastanesi’nde tedavi olduğunu belirtmiştir. Bu oranlar, özellikle konteynırkentte kalanlara Türkiye’nin sağlık açısından gerekli desteği sağladığını ortaya koymaktadır. Diğer yerlerde kalarak yaşamını sürdüren Suriyelilerin yaklaşık ortalama yarıya yakını devletten sağlık desteğini almaktadır. Tablo 4.26: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Hastalandıklarında Tedavi Oldukları Yerler Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satınaldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam Hastalandığınızda nerede tedavi oluyorsunuz? Kilis Devlet Özel Tedavi Bitki ve baharatları Hastanesinde hastanede olamıyorum kullanarak 77 2 4 1 91,7% 2,4% 4,8% 1,2% 14 4 27 6 27,5% 7,8% 52,9% 11,8% 109 27 94 38 40,7% 10,1% 35,1% 14,2% 3 2 0 0 60,0% 40,0% 0,0% 0,0% 0 1 0 0 0,0% 100,0% 0,0% 0,0% 1 0 6 0 14,3% 0,0% 85,7% 0,0% 204 36 131 45 49,0% 8,7% 31,5% 10,8% Toplam 84 100,0% 51 100,0% 268 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 7 100,0% 416 100,0% -35- 4.7.1.19. Suriyelilerin İlaç Temin Ettiği Yerler Tablo 4.27’de, ankete katılan Suriyelilerin ilaç temin ettiği yerlere ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %38,7’si diğer şekilde, %26,8’i devletten ve %5,9’u Türk vatandaşlarından ilaç temin ettiğini belirtirken, %18,0’ı kullanmak için ilaç bulamadığını belirtirken, %10,6’sı ise, ilaç temin ettiği yerlerle ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Suriyelilerin %38,7 oranında, kullandıkları ilaçları diğer şekilde temin ettiklerini belirtmiş olmaları, bu ilaçların nasıl temin edildiğinin ayrıca araştırılması gereken bir durum olduğunu gösterebilir. Tablo 4.27: Suriyelilerin İlaç Temin Ettiği Yerler İlaç Temin Edilen Yerler Devlet veriyor Türk vatandaşları veriyor Kullanmak için ilaç bulamıyorum Diğer Toplam Cevapsız Genel Toplam Frekans % Cevaplı % 30,0 149 26,8 33 5,9 6,6 100 18,0 20,1 215 497 59 556 38,7 89,4 10,6 100,0 43,3 100,0 - Şekil 19: Suriyelilerin İlaç Temin Ettiği Yerler Tablo 4.28’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, hastalandıklarında ilaç temin ettikleri yere ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, konteynırkentte kalanların %95,3’ü, akrabalarının yanında kalanların %21,4’ü, ev kiralayanların %16,1’i ilacı devletin verdiğini, ev satın alanların %75,0’ı ise “diğer” şekilde ilaç temin ettiklerini belirtmiştir. Bu oranlar, özellikle konteynır kentte kalanlara Türkiye’nin sağlık ve ilaç açısından gerekli desteği sağladığını ortaya koymaktadır. -36- Tablo 4.28: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Hastalandıklarında İlaç Temin Ettikleri Yerler Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satınaldım Kalacak yerim yok Toplam Hastalandığınızda ilacı nerden temin ediyorsunuz? Devlet Türk vatandaşları Kullanmak için ilaç Diğer veriyor veriyor bulamıyorum 81 2 2 0 95,3% 2,4% 2,4% 0,0% 12 11 18 15 21,4% 19,6% 32,1% 26,8% 55 17 76 193 16,1% 5,0% 22,3% 56,6% 0 1 0 3 75,0% 0,0% 25,0% 0,0% 0 1 4 2 0,0% 14,3% 57,1% 28,6% 148 32 100 213 30,0% 6,5% 20,3% 43,2% Toplam 85 100,0% 56 100,0% 341 100,0% 4 100,0% 7 100,0% 493 100,0% 4.7.1.20. Suriyelilerin Kilis’te Nasıl Geçindiklerine İlişkin Durum Tablo 4.29’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te nasıl geçindiklerine ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %43,2’si Suriye’deki birikimlerini harcadığını, %17,3’ü devletin yaptığı yardımlarla geçindiğini, %16,9’u işsiz olduğunu ve geçinmekte zorlandığını, %8,3’ü Kilis’te bir iş yerinde ücretli olarak çalışarak geçindiğini, %6,8’i Türk vatandaşlarının yaptığı yardımlarla geçindiğini, %2,0’ı bir işte çalışabilecek durumda olmadığını ve yardımların yetersiz olduğunu, %1,4’ü Suriye’den çay-sigara vb. getirip satarak geçindiğini, %0,9’u Kilis’te bir iş yerine ortak olduğunu ve %0,5’i Kilis’te iş yeri açtığını belirtirken, %2,7’si ise, Kilis’te nasıl geçindiği ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Katılımcıların yaklaşık %17’sinin işsiz olduğunu ve geçinmekte zorlandığını belirtmesi, anket katılan Suriyelilerin meslekleri ile ilgili soruya %9,0 oranında “diğer” (bakınız, Tablo 4.8) şeklinde belirtmiş olmaları ile ilişkilendirilebilir. Ayrıca, ankete katılanların yaklaşık yarısının (%42,2) Suriye’deki birikimlerini harcayarak geçiniyor olmaları, Suriye’deki iç savaşın uzun sürmesi ve ülkede huzur ortamının uzun vadede gerçekleşme ihtimalinin söz konusu olması durumunda, iç savaştan kaçanlar için çok ciddi ekonomik sorunlarla karşılaşma sonucunu oluşturabilir. -37Tablo 4.29: Suriyelilerin Kilis’te Nasıl Geçindiklerine İlişkin Durum Geçinme Durumu Suriye'deki birikimlerimi harcıyorum Devletin yaptığı yardımlarla Türk vatandaşlarının yaptığı yardımlarla Suriye'den çaysigara vb. getirip satarak geçiniyorum Kilis'te bir iş yerine ortak oldum Kilis'te iş yeri açtım İşsizim, geçinmekte zorlanıyorum Kilis'te bir iş yerinde ücretli olarak çalışıyorum Bir işte çalışabilecek durumda değilim, yardımlar yetersiz Toplam Cevapsız Genel Toplam Frekans % Cevaplı % 240 43,2 44,4 96 17,3 17,7 38 6,8 7,0 8 1,4 1,5 5 ,9 ,9 3 ,5 ,6 94 16,9 17,4 46 8,3 8,5 11 2,0 2,0 541 15 556 97,3 2,7 100,0 100,0 Şekil 20: Suriyelilerin Kilis’te Nasıl Geçindiklerine İlişkin Durum - Tablo 4.30’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, Kilis’te nasıl geçindiklerine ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, konteynırkentte kalanların %69,4’ü, akrabalarının yanında kalanların %17,2’si, ev kiralayanların %6,1’i ve ev satın alanların %16,7’si devletin yaptığı yardımlarla geçindiğini belirtmiştir. Ayrıca, ev kiralayanların %55,1’i ve ev satın alanların %50,0’ı Suriye’deki birikimlerini harcayarak geçindiğini belirtmiştir. Bu oranlar, özellikle konteynırkentte kalanlara Türkiye’nin geçinebilmeleri açısından yeterli sayılabilecek düzeyde destek sağladığını ortaya koymaktadır. -38- Tablo 4.30: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kilis’te Nasıl Geçindiklerine İlişkin Durumları Kilis’te nasıl geçiniyorsunuz? Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Suriye'deki Türk Türk Suriye'den çay- Kilis'te bir Kilis'te İşsizim, Kilis'te bir iş Bir işte birikimlerimi Devleti'nin vatandaşlarının sigara vb. getirip iş yerine iş yeri geçinmekte yerinde ücretli çalışabilecek harcıyorum yaptığı yaptığı satarak ortak açtım zorlanıyorum olarak durumda değilim, yardımlarla yardımlarla geçiniyorum oldum çalışıyorum Toplam yardımlar yetersiz 7 59 9 1 0 0 6 1 2 85 8,2% 69,4% 10,6% 1,2% 0,0% 0,0% 7,1% 1,2% 2,4% 100,0% 18 10 8 2 0 1 14 3 2 58 31,0% 17,2% 13,8% 3,4% 0,0% 1,7% 24,1% 5,2% 3,4% 100,0% Kilis'te ev 206 23 18 4 5 1 69 42 6 374 kiraladım 55,1% 6,1% 4,8% 1,1% 1,3% 0,3% 18,4% 11,2% 1,6% 100,0% Kilis'te ev satınaldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam 3 1 1 0 0 1 0 0 0 6 50,0% 16,7% 16,7% 0,0% 0,0% 16,7% 0,0% 0,0% 0,0% 100,0% 0 1 0 0 0 0 0 0 0 1 0,0% 100,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 100,0% 1 1 1 1 0 0 3 0 1 8 12,5% 12,5% 12,5% 12,5% 0,0% 0,0% 37,5% 0,0% 12,5% 100,0% 235 95 37 8 5 3 92 46 11 532 44,2% 17,9% 7,0% 1,5% 0,9% 0,6% 17,3% 8,6% 2,1% 100,0% 4.7.1.21. Suriyelilerin Kilis’te Kalmayı Tercih Etme Nedenleri Tablo 4.31’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kalmayı tercih etme nedenlerine ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %52,2’si Suriye’de kaldığı yere yakın olduğu, %20,1’i Kilis’in daha güvenli olduğunu düşündüğü, %10,4’ü Kilis’te yaşam şartlarının daha kolay olduğunu düşündüğü , %8,3’ü Kilis’te akrabaları olduğu, %4,0’ı diğer nedenlerle ve %2,3’ü Türkiye’nin zorunlu tuttuğu için Kilis’te kaldıklarını belirtirken, %2,7’si ise, Kilis’te kalmayı tercih etmeleri ile ilgili soruyu cevaplandırmamışlardır. Ankete katılanların yarıdan fazlasının (%52,2) Suriye’de kaldıkları yere yakın olduğu için Kilis’te kalmayı tercih ettiklerini belirtmiş olmaları, katılımcıların %67,6’sının Suriye’nin Halep kentinden gelmiş olmaları ve Halep’in Türkiye’de en yakın olduğu ilin Kilis olması ile açıklanabilir. -39Tablo 4.31: Suriyelilerin Kilis’te Kalmayı Tercih Etme Nedenleri Kilis’te Kalma Nedeni Türk Devleti zorunlu tuttu Kilis'te yaşam şartları daha kolay Kilis daha güvenli Kilis'te akrabalarım olduğu için Suriye'de kaldığım yere yakın olduğu için Diğer Toplam Cevapsız Genel Toplam Frekans % Cevaplı % 13 2,3 2,4 58 10,4 10,7 12 20,1 20,7 46 8,3 8,5 290 52,2 53,6 22 541 15 556 4,0 97,3 2,7 100,0 4,1 100,0 - Şekil 21: Suriyelilerin Kilis’te Kalmayı Tercih Etme Nedenleri 4.7.1.22. Suriyelilerin İç Savaş Sonrası Tekrar Suriye’ye Dönme Düşünceleri Tablo 4.32’de, ankete katılan Suriyelilerin iç savaş sonrası tekrar Suriye’ye dönme düşüncelerine ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %52,9’u hemen dönmek istediklerini, %20,3’ü Türkiye’den vatandaşlık hakkı verilmesini, ancak iç savaş sonrası tekrar Suriye’ye dönmek istediklerini, %12,1’i iç savaş bittikten sonra hemen Suriye’ye dönmek istemediklerini, %8,8’i Türkiye vatandaşlık hakkı verirse Suriye’ye geri dönmek istemediklerini, %3,4’ü Türkiye vatandaşlığı hakkı vermese de kesinlikle geri Suriye’ye dönmek istemediklerini belirtirken, %04’ü “diğer” şeklinde cevap vermiştir. Suriyelilerin %2,2’si ise, iç savaş sonrası tekrar Suriye’ye dönme düşüncesi ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Bu oranlar, Suriyelilerin iç savaş sonrası büyük oranda (%73,2) tekrar Suriye’ye dönmek istediklerini ortaya koymaktadır. -40Tablo 4.32: Suriyelilerin İç Savaş Sonrası Tekrar Suriye’ye Dönme Düşünceleri Suriye’ye Dönme Düşüncesi Evet, hemen dönmek istiyorum İç savaş sonrası hemen dönmek istemiyorum Türkiye, vatandaşlık hakkı verirse dönmek istemiyorum Türkiye’nin vatandaşlık hakkı vermesini istiyorum, ancak iç savaş sonrası tekrar Suriye'ye dönmek istiyorum Türkiye, vatandaşlık hakkı vermese de kesinlikle geri dönmek istemiyorum Diğer Toplam Cevapsız Genel Toplam Frekans % Cevaplı % 294 52,9 54,0 67 12,1 12,3 49 8,8 9,0 113 20,3 20,8 19 3,4 3,5 2 544 12 556 ,4 97,8 2,2 100,0 ,4 100,0 - Şekil 22: Suriyelilerin İç Savaş Sonrası Tekrar Suriye’ye Dönme Düşünceleri Tablo 4.33’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, iç savaş sonrası tekrar Suriye’ye geri dönme düşüncelerine ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, konteynırkentte kalanların %61,4’ü, akrabalarının yanında kalanların %41,4’ü, ev kiralayanların %54,9’u ve ev satın alanların %33,3’ü iç savaş sonrası hemen geri dönmeyi düşünmektedir. Ayrıca, konteynırkentte kalanların %28,9’u Türkiye’nin vatandaşlık hakkı vermesini istiyor, ancak iç savaş sonrası tekrar Suriye’ye geri dönmeyi düşünüyor. Öte yandan, akrabalarının yanında kalanların %29,3’ü iç savaş sonrası hemen Suriye’ye geri dönmek istemiyor. Bu oranlar, mültecilerin önemli ölçüde, iç savaş sonrası tekrar Suriye’ye dönmek isteğini ortaya çıkarmaktadır. Bu istek, iç savaş sonrası hemen dönmek isteyenler açısından diğer yerlerde kalanlara göre konteynırkentte kalanlarda daha fazladır. Tablo 4.33: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre İç Savaş Sonrası Tekrar Suriye’ye Geri Dönme Düşünceleri Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satınaldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam İç savaş sorası (iç savaş bittikten sonra) “tekrar Suriye’ye dönmek” konusundaki düşüncenizi belirtiniz? Toplam Evet, İç savaş sonrası Türkiye, Türkiye’nin vatandaşlık hakkı Türkiye, vatandaşlık Diğer hemen hemen dönmek vatandaşlık hakkı vermesini istiyorum, ancak iç hakkı vermese de dönmek istemiyorum verirse dönmek savaş sonrası tekrar kesinlikle geri istiyorum istemiyorum Suriye'ye dönmek istiyorum dönmek istemiyorum 51 6 1 24 1 0 83 61,4% 7,2% 1,2% 28,9% 1,2% 0,0% 100,0% 24 17 3 13 0 1 58 41,4% 29,3% 5,2% 22,4% 0,0% 1,7% 100,0% 209 42 42 71 16 1 381 54,9% 11,0% 11,0% 18,6% 4,2% 0,3% 100,0% 2 0 2 1 1 0 6 33,3% 0,0% 33,3% 16,7% 16,7% 0,0% 100,0% 0 1 0 0 0 0 1 0,0% 100,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 100,0% 5 1 1 0 0 0 7 71,4% 14,3% 14,3% 0,0% 0,0% 0,0% 100,0% 291 67 49 109 18 2 536 54,3% 12,5% 9,1% 20,3% 3,4% 0,4% 100,0% -41- 4.7.1.23. Suriyelilerin Türkçe Bilme Durumları Tablo 4.34’te, ankete katılan Suriyelilerin Türkçe bilmelerine ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %34,0’ı çok az bildiğini, %30,4’ü biraz bildiğini, %29,5’i hiç bilmediğini ve %3,2’si çok iyi bildiğini belirtirken, %2,9’u ise, Türkçe bilmelerine ilişkin soruyu cevaplandırmamıştır. Bu sorudan elde edilen oranlar, Suriyelilerin az ya da çok yarıdan fazlasının (%67,6) Türkçe bildiğini ortaya çıkarmıştır. Bunun nedeni, Kilis’te yaşayan Suriyelilerin çoğunluğunun (bakınız, Tablo 4; Halep’ten gelenler %67,6) Halep’ten gelmiş olması ile açıklanabilir. Çünkü, Halep Suriye’nin Kilis’e en yakın olan ilidir ve Kilis-Halep arasında iç savaş öncesi çok fazla turizm, ticari vb. nedenlerle gidiş-gelişlerin olduğu bilinmektedir. Tablo 4.34: Suriyelilerin Türkçe Bilme Durumları Türkçe Bilme Evet, çok iyi biliyorum Biraz biliyorum Çok az biliyorum Hayır, hiç bilmiyorum Toplam Cevapsız Genel Toplam Frekans % Cevaplı % 18 3,2 3,3 169 189 30,4 34,0 31,3 35,0 164 29,5 30,4 540 16 556 97,1 2,9 100,0 100,0 - Şekil 23: Suriyelilerin Türkçe Bilme Durumları 4.7.1.24. Suriyelilerin Türkçe Öğrenme İsteklerine İlişkin Durum Tablo 4.35’te, ankete katılan Suriyelilerin Türkçe öğrenme isteğine ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %69,1’i evet öğrenmek isterim, %11,5’i duyduklarımı öğrenmeye çalışıyorum, %7,4’ü fark etmez ve %6,3’ü hayır şeklinde cevaplarken, %5,8’i ise, Türkçe öğrenme isteği ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Tablo 4.35: Suriyelilerin Türkçe Öğrenme İsteği Türkçe Öğrenme Evet Hayır Fark etmez Duyduklarımı öğrenmeye çalışıyorum Toplam Cevapsız Genel Toplam Frekans % Cevaplı % 73,3 6,7 7,8 384 35 41 69,1 6,3 7,4 64 11,5 12,2 524 32 556 94,2 5,8 100,0 100,0 - Şekil 24: Suriyelilerin Türkçe Öğrenme İsteği -42- 4.7.1.25. Suriyelilerin Karşılaştıkları Sosyo-Ekonomik Sorunlar Tablo 4.36’da, ankete katılan Suriyelilerin karşılaştıkları bazı sosyo-ekonomik sorunlara ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin sorunlarla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında; -kalacak yer sorunu olanlar %54,1, -banyo (duş) sorunu olanlar %44,2, -kaldığı yer barınmak için çok küçük ve yetersiz olanlar %57,2, -Türkçe bilmediği için iletişim sorunu yaşayan ve sorunlarını anlatamayanlar %79,3, -yerli halkın kendilerini dışladığını ve küçük gördüğünü belirtenler %37,4, -yerli halkın yardımsever davranmadığını belirtenler %45,0, -karşılaştıkları sorunları çözemediğini belirtenler %57,5 (Sorun, Türkiye’deki yasal düzenlemelerle ilgili olabilir), -sağlıklı bir şekilde beslenemediğini belirtenler %64,6, -ihtiyaçlarını karşılayabilmek için maddi (parasal) sorunu olduğunu belirtenler %85,4, -alış-veriş yaparken fazla para istendiğini düşünenler %65,1 (Sorun, özellikle kira konusunda olabilir) oranında bulunmuştur. Tablo 4.36: Suriyelilerin Karşılaştıkları Sosyo-Ekonomik Sorunlar Karşılaşılan Sorunlar Barınma (Kalacak Yer) Sorunu Banyo (duş) Sorunu Kalınan Yerin Barınmak İçin Çok Küçük ve Yetersiz Olması Türkçe Bilmedikleri İçin İletişim (dil) Sorunu Yaşanması ve Sorunlarını Yeterince Anlatamama Yerli Halkın Dışlaması ve Küçük Görmesi Yerli Halkın Yardımsever Davranmaması Karşılaştıkları Sorunları Çözememe Sağlıklı Bir Şekilde Beslenememe Sorunu İhtiyaçlarını Karşılayabilmek İçin Maddi (parasal) Sorun Yaşama Alış-Veriş Yaparken Kandırılma (fazla para istenmesi) Evet F 197 147 217 % 35,4 26,4 39,0 Kısmen Evet F 104 99 101 Hayır Toplam Cevapsız % 18,7 17,8 18,2 F 211 247 181 % 37,9 44,4 32,6 F 512 493 499 % 92,1 88,7 89,7 F 44 63 57 % 7,9 11,3 10,3 Genel Toplam F % 556 100,0 556 100,0 556 100,0 289 52,0 152 27,3 81 14,6 522 93,9 34 6,1 556 100,0 94 105 189 199 376 16,9 18,9 32,9 35,8 67,6 114 145 137 160 99 20,5 26,1 24,6 28,8 17,8 293 239 146 144 56 52,7 43,0 26,3 25,9 10,1 501 489 466 503 531 90,1 87,9 83,8 90,5 95,5 55 67 90 53 25 9,9 12,1 16,2 9,5 4,5 556 556 556 556 556 100,0 100,0 100,0 100,0 100,0 244 43,9 118 21,2 147 26,4 509 91,5 47 8,5 556 100,0 -43- 4.7.2. Araştırma Verilerinin Analizi Araştırma verileri iki şekilde analiz edilmiştir. Önce, sosyo-ekonomik sorunlara yönelik sorularla elde edilen veriler, Suriyelilerin Kilis’te barındığı (kaldığı) yere göre SPSS kullanılarak Crosstab yoluyla tablolaştırılmış ve oluşan farklılıklar yorumlanmıştır. Sonra, yine sosyo-ekonomik sorunlara ilişkin veriler güvenirlik analizine tabi tutulmuştur. 4.7.2.1. Suriyelilerin Sosyo-Ekonomik Sorunlarının Analizi Tablo 4.37’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, barınma (kalacak yer) sorunlarına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların %53,8’i, akrabalarının yanında kalanların %90,9’u, ev kiralayanların %54,7’si ve ev satın alanların %20,0’ı barınma (kalacak yer) sorunu olduğunu belirtmiştir. Konteynırkentte kalanların yarıdan fazlasının barınma (kalacak yer) sorunu olduğunu belirtmesi, konteynırkentte yer alan evlerin fiziki mekan büyüklüğünün yetersizliği ve konteynır kentin oda sayısının azlığı ile ilişkilendirilebilir. Tablo 4.37: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Karşılaştıkları Barınma Sorunu Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satınaldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam Barınma (kalacak yer) sorunum var Evet Kısmen evet Hayır 33 9 36 42,3% 11,5% 46,2% 33 17 5 60,0% 30,9% 9,1% 120 76 162 33,5% 21,2% 45,3% 1 0 4 20,0% 0,0% 80,0% 0 1 0 0,0% 100,0% 0,0% 6 0 1 85,7% 0,0% 14,3% 193 103 208 38,3% 20,4% 41,3% Toplam 78 100,0% 55 100,0% 358 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 7 100,0% 504 100,0% Tablo 4.38’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, temizlik (banyo, duş) sorunlarına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet” -44- ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalan mültecilerin %35,5’i, akrabalarının yanında kalanların %63,5’i, ev kiralayanların %50,0’ı temizlik (banyo, duş) sorunu olduğunu belirtirken, ev satın alanların hiç birinde bu soruna rastlanmamıştır. Konteynırkentte kalanların temizlik (banyo, duş) sorunu ile karşılaşma oranı (yaklaşık 1/3’ü), ev satın alanlar hariç, diğer yerlerde kalanlara göre daha düşüktür. Tablo 4.38: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Karşılaştıkları Temizlik (banyo, duş) Sorunu Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satın aldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam Temizlik (banyo, duş) sorunum var Evet Kısmen evet Hayır 21 6 49 27,6% 7,9% 64,5% 11 22 19 21,2% 42,3% 36,5% 108 65 173 31,2% 18,8% 50,0% 0 0 5 0,0% 0,0% 100,0% 0 1 0 0,0% 100,0% 0,0% 5 2 0 71,4% 28,6% 0,0% 145 96 246 29,8% 19,7% 50,5% Toplam 76 100,0% 52 100,0% 346 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 7 100,0% 487 100,0% Tablo 4.39’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, kaldıkları evin çok küçük ve yetersiz olmasına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalan mültecilerin %76,6’sı, akrabalarının yanında kalanların %72,5’i, ev kiralayanların %58,8’i ve ev satın alanların %20,0’ı kaldıkları evin çok küçük ve yetersiz olduğunu belirtmiştir. Konteynırkentte kalanların, kaldıkları evin çok küçük ve yetersiz olması ile ilgili sorunları, diğer yerlerde kalanlara göre daha yüksek bir orana sahiptir. Bu durum, konteynırkentte yer alan evlerin fiziki mekan büyüklüğü ve oda sayısı bakımından az olması (bakınız, Tablo 16; %92,9’u tek ve iki odalı) ile ilişkilendirilebilir. -45- Tablo 4.39: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kaldıkları Evin Çok Küçük ve Yetersiz Olması Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satın aldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam Kaldığım yer barınmak için çok küçük ve yetersiz Evet Kısmen evet Hayır 41 18 18 53,2% 23,4% 23,4% 27 10 14 52,9% 19,6% 27,5% 137 69 144 39,1% 19,7% 41,1% 1 0 4 20,0% 0,0% 80,0% 0 1 0 0,0% 100,0% 0,0% 7 0 0 100,0% 0,0% 0,0% 213 98 180 43,4% 20,0% 36,7% Toplam 77 100,0% 51 100,0% 350 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 7 100,0% 491 100,0% Tablo 4.40’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, Türkçe bilmediği için iletişim sorunu yaşamalarına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların %82,9’u, akrabalarının yanında kalanların %82,5’i, ev kiralayanların %84,8’i ve ev satın alanların %80,9’ı Türkçe bilmedikleri için iletişim sorunu yaşadıklarını belirtmiştir. İletişim sorunu ile karşılaşanların oranı oldukça yüksek olup, kalınan yerler bakımımdan birbirine çok yakın oranlardan oluşmaktadır. Bu durum, resmi kurumların, sivil toplum kuruluşlarının ve yerli halkın yardımları etkin ve etkili bir biçimde yapmasını da olumsuz etkileyebilir. Sorunun çözümü açısından, sadece Suriyeli öğrenciler için eğitim faaliyetleri düzenlenmemeli (ki bu araştırma 18 + yaş grubuna uygulanmıştır), aynı zamanda tüm yaş gruplarına da Türkçe konuşma ve bazı sosyal içerikli eğitimler verilmesi önerilebilir. Tablo 4.40: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Türkçe Bilmediği İçin İletişim Sorunu Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satın aldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam Türkçe bilmediğim için iletişim (dil) sorunum var, sorunlarımı yeterince anlatamıyorum Evet Kısmen evet Hayır 53 15 14 64,6% 18,3% 17,1% 27 20 10 47,4% 35,1% 17,5% 196 111 55 54,1% 30,7% 15,2% 3 1 1 60,0% 20,0% 20,0% 1 0 0 100,0% 0,0% 0,0% 7 1 0 87,5% 12,5% 0,0% 287 148 80 55,7% 28,7% 15,5% Toplam 82 100,0% 57 100,0% 362 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 8 100,0% 515 100,0% -46- Tablo 4.41’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, yerli halk tarafından dışlanması ve küçük görülmesine ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların %44,2’si, akrabalarının yanında kalanların %46,2’si, ev kiralayanların %38,6’sı ve ev satın alanların %80,0’ı yerli halk tarafından dışlandığını ve küçük görüldüğünü belirtmiştir. Konteynırkentte ve akrabalarının yanında kalanlar ile ev kiralayanların söz konusu sorunla karşılaşma oranları birbirine yakındır. Bu durum, konteynırkentte yaşayanların da yine Suriyeli olduğu ve Arapça bildikleri için Arapça bilen görevliler yoluyla iletişim kurumaları, akrabalarının yanında kalanların akrabalık ilişkileri ve ev kiralayanların da daha çok mültecilerin oldukları yerde ev kiralıyor olmaları ve burada kendileri için sosyal ortam oluşturmaları ile açıklanabilir. Kilis’te ev satın alarak yaşayan mültecilerin %80 oranında yerli halk tarafından dışlandığını ve küçük görüldüğünü düşünmesi dikkate alınması gereken sosyolojik bir durum olarak değerlendirilebilir. Tablo 4.41: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Yerli Halk Tarafından Dışlanması ve Küçük Görülmesi Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satın aldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam Yerli halk bizi dışlıyor ve küçük görüyor Evet Kısmen evet Hayır 16 18 43 20,8% 23,4% 55,8% 11 13 28 21,2% 25,0% 53,8% 58 77 215 16,6% 22,0% 61,4% 3 1 1 60,0% 20,0% 20,0% 1 0 0 100,0% 0,0% 0,0% 2 4 2 25,0% 50,0% 25,0% 91 113 289 18,5% 22,9% 58,6% Toplam 77 100,0% 52 100,0% 350 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 8 100,0% 493 100,0% Tablo 4.42’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, yerli halkın yardımsever davranmamasına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların %48,7’si, akrabalarının yanında kalanların %51,9’u, ev kiralayanların %50,7’si ve ev satın alanların -47- %80,0’ı yerli halkın yardımsever davranmadığını belirtmiştir. Konteynırkentte ve akrabalarının yanında kalanlar ile ev kiralayanların söz konusu sorunla karşılaşma oranları birbirine yakındır. Bu durum, konteynırkentte yaşayanların büyük oranda Türkiye tarafından barındırılması, akrabalarının yanında kalanların akrabalık ilişkileri bilindiğinden dolayı diğer yerli halk tarafından desteklenmesi gereksiniminin olmadığının düşünülmesi ile ev kiralayanların ve ev satın alanların durumunun yerli halk tarafından iyi olduğunun sanılması düşünülmesi ile açıklanabilir. Tablo 4.42: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Yerli Halkın Yardımsever Davranmaması Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satın aldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam Yerli halk yardımsever davranmıyor Evet Kısmen evet Hayır 13 22 37 18,1% 30,6% 51,4% 10 17 25 19,2% 32,7% 48,1% 77 97 169 22,4% 28,3% 49,3% 1 3 1 20,0% 60,0% 20,0% 0 1 0 0,0% 100,0% 0,0% 1 3 3 14,3% 42,9% 42,9% 102 143 235 21,2% 29,8% 49,0% Toplam 72 100,0% 52 100,0% 343 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 7 100,0% 480 100,0% Tablo 4.43’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, karşılaştıkları sorunları çözememesine ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların %66,6’sı, akrabalarının yanında kalanların %82,4’ü, ev kiralayanların %66,7’si ve ev satın alanların %60,0’ı karşılaştıkları sorunlarını çözemediğini belirtmiştir. Konteynırkentte kalanlar ile ev kiralayanlar ve ev satın alanların resmi kurumların sorunlarına çözüm üretmediğine ilişkin kanatları benzer oranlara sahiptir. Akrabalarının yanında kalanların oranı ise oldukça yüksektir. Bu durum, önemli ölçüde Türk Devleti’nin anayasa, yasa, kanun ve yönetmeliklerinde yer alan hükümlerin işleyişinden ve mültecilerin Türkçe bilmemelerinden veya çok yetersiz düzeyde Türkçe biliyor olmalarından dolayı oluşmuş olabilir. -48- Tablo 4.43: Kilis’te Yaşayan Suriyeli Mültecilerin Kaldıkları Yere Göre Karşılaştıkları Sorunları Çözememesi Kalınan Yer Karşılaştıkları Sorunları Çözemiyorlar Kısmen evet Hayır 31 21 39,7% 26,9% 23 19 45,1% 37,3% 122 91 38,2% 28,5% 1 2 20,0% 40,0% 0 1 0,0% 100,0% 3 2 50,0% 33,3% 180 136 39,1% 29,6% Toplam Evet Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satınaldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam 26 33,3% 9 17,6% 106 33,2% 2 40,0% 0 0,0% 1 16,7% 144 31,3% 78 100,0% 51 100,0% 319 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 6 100,0% 460 100,0% Tablo 4.44’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, sağlıklı bir şekilde beslenememelerine ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların %67,6’sı, akrabalarının yanında kalanların %87,0’ı, ev kiralayanların %69,5’i ve ev satın alanların %40,0’ı sağlıklı bir şekilde beslenemediğini belirtmiştir. Konteynırkentte kalanlar ile ev kiralayanların sağlıklı bir şekilde beslenememe sorunu benzer oranlara sahipken, akrabalarının yanında kalanların oranı oldukça yüksek ve ev satın alanların oranı ise daha düşüktür. Bu durum, Uluslararası kuruluşların, Türkiye’nin, sivil toplum kuruluşlarının ve yerli halkın sağladığı yardımlarla ilişkilendirilebilir. Ayrıca, akrabalarının yanında kalan Suriyelilerin yerli halktan daha az yardım alması (bakınız, Tablo 42) ve yanında kaldıkları akrabalarının maddi imkanlarının yetersizliği, ev kiralayanların ve ev satın alanların maddi durumlarının yerli halk tarafından daha iyi olacağının düşünülmüş olması da, beslenme yetersizliğine etki eden unsurlar olabilir. -49- Tablo 4.44: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Sağlıklı Bir Şekilde Beslenememeleri Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satınaldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam Sağlıklı bir şekilde beslenemiyorum Evet Kısmen evet Hayır 38 14 25 49,4% 18,2% 32,5% 24 23 7 44,4% 42,6% 13,0% 127 117 107 36,2% 33,3% 30,5% 1 1 3 20,0% 20,0% 60,0% 0 1 0 0,0% 100,0% 0,0% 5 1 2 62,5% 12,5% 25,0% 195 157 144 39,3% 31,7% 29,0% Toplam 77 100,0% 54 100,0% 351 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 8 100,0% 496 100,0% Tablo 4.45’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, ihtiyaçlarını karşılamak için parasal sorunla karşılaşmalarına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların %86,3’ü, akrabalarının yanında kalanların %91,4’ü, ev kiralayanların %89,8’i ve ev satın alanların %80,0’ı ihtiyaçlarını karşılamak için parasal sorunla karşılaştığını belirtmiştir. Kalınan yer açısından, parasal sorunla karşılaşma oranları çok yüksek ve benzer düzeydedir. Bu durum, Uluslararası kuruluşların, Türkiye’nin, sivil toplum kuruluşlarının ve yerli halkın sağladığı yardımlarla ilişkilendirilebilir. Suriye’de iç savaşın daha da uzaması halinde parasal sorun sadece Kilis’te bulunan mülteciler için değil, Türkiye’nin değişik il ve ilçelerinde yaşamlarını sürdüren tüm Suriyeliler ile Türkiye dışında başka devletlerde bulunan iç savaştan kaçan Suriyeliler için de çok ciddi sorunlar oluşturabilecek bir olgudur. Tablo 4.45: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre İhtiyaçlarını Karşılamak İçin Parasal Sorunla Karşılaşmaları Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satın aldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam İhtiyaçlarımı karşılayabilmek için maddi (parasal) sorunum var Evet Kısmen evet Hayır 55 14 11 68,8% 17,5% 13,8% 40 13 5 69,0% 22,4% 8,6% 264 68 38 71,4% 18,4% 10,3% 2 2 1 40,0% 40,0% 20,0% 0 0 1 0,0% 0,0% 100,0% 8 0 0 100,0% 0,0% 0,0% 369 97 56 70,7% 18,6% 10,7% Toplam 80 100,0% 58 100,0% 370 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 8 100,0% 522 100,0% -50- Tablo 4.46’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, alış-veriş yaparken fazla para istendiği kanaatine ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların %82,7’si, akrabalarının yanında kalanların %73,1’i, ev kiralayanların %66,7’si ve ev satın alanların %100’ü (%100’ü “evet”) alış-veriş yaparken fazla para istendiği kanaatindedir. Bu durum, yerli halk ile Suriyeliler arasındaki güven duygusuna bağlı olarak açıklanabilir. Akraba yanında kalan ve ev kiralayan Suriyelilerde oranın diğerlerine göre daha düşük olması, özellikle akrabalık ilişkisinin sağladığı güven duygusu ile ifade edilebilir. Ayrıca bu algı, Suriye’nin para biriminin uluslararası alanda değerinin düşük olması ve değer kaybediyor olmasından dolayı daha fazla ödeme yapıyor oldukları kanaatinden ve Türkiye’ye göre, Suriye’de gelir düzeyinin düşüklüğü, mal ve hizmetlerin daha düşük fiyatta piyasaya arzından kaynaklanıyor olabilir. Tablo 4.46: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Alış-Veriş Yaparken Fazla Para İsteniyor Olması Kalınan Yer Konteynır kent Akrabalarımın yanında kalıyorum Kilis'te ev kiraladım Kilis'te ev satın aldım Parkta kalıyorum Kalacak yerim yok Toplam Alış-veriş yaparken kandırılıyorum (fazla para isteniyor) Evet Kısmen evet Hayır 49 18 14 60,5% 22,2% 17,3% 16 22 14 30,8% 42,3% 26,9% 163 74 118 45,9% 20,8% 33,2% 5 0 0 100,0% 0,0% 0,0% 0 0 1 0,0% 0,0% 100,0% 6 1 0 85,7% 14,3% 0,0% 239 115 147 47,7% 23,0% 29,3% Toplam 81 100,0% 52 100,0% 355 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 7 100,0% 501 100,0% 4.7.2.2. Sosyo-Ekonomik Sorunlara İlişkin Verilerin Güvenirlik (Reliability) Analizi Güvenirlik analizi, Kilis’te yaşamını sürdüren Suriyelilerden ankete katılanların ankette yer alan bağımsız (Kilis’te kalınan yer) ve bağımlı değişkenlere (soyo-ekonomik sorunlar) ilişkin sorulara verdikleri cevaplar arasındaki tutarlılığı ve Suriyelilerin sosyoekonomik sorunlarla karşılaşmalarını ölçmede homojenliği ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. -51- Test sonuçları, Tablo 4.47’de toplu olarak verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, ankette yer alan sosyo-ekonomik sorunlara ilişkin soruların tümünde, α değerleri 0,650’nin üzerinde ve ortalama 0,706 çıkmıştır. Bütün değerleri, 0,650≤ <1,000aralığındaolduğundan, ölçek güvenilir bir ölçektir. Tablo 4.47: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Karşılaştıkları Sosyo-Ekonomik Sorunlara İlişkin Güvenirlik (Reliability) Analizi Sonuçları Barınma (kalacak yer) sorunu Temizlik (banyo, duş) sorunu Kaldığım yer barınmak için çok küçük ve yetersiz Türkçe bilmediğim için iletişim (dil) sorunum var, sorunlarımı yeterince anlatamıyorum Yerli halk bizi dışlıyor ve küçük görüyor Yerli halk yardımsever davranmıyor Karşılaştığım Sorunları Çözemiyorum Sağlıklı bir şekilde beslenemiyorum İhtiyaçlarımı karşılayabilmek için maddi (parasal) sorunum var Alış-veriş yaparken kandırılıyorum (fazla para isteniyor) Item-Total Statistics ScaleMeanifItem ScaleVarianceifItem Deleted Deleted 17,66 14,031 17,47 14,648 CorrectedItem-Total Correlation ,506 ,426 Cronbach's Alpha ifItem Deleted ,656 ,672 17,75 15,105 ,337 ,689 18,06 15,710 ,324 ,690 17,33 17,43 17,77 17,82 15,594 16,101 15,159 15,195 ,325 ,242 ,368 ,380 ,690 ,703 ,683 ,681 18,26 15,176 ,472 ,668 17,87 15,610 ,277 ,699 ReliabilityStatistics Cronbach's Alpha N of Items ,706 10 -52- 5. SONUÇ 5.1. Mevcut Durum Dünyada yaşanan küreselleşme süreci ve bu sürecin ortaya çıkardığı gelişmeler, doğrudan veya dolaylı tüm ülkeleri etkilemiştir. Küreselleşmeyi besleyen ticaret, seyahat ve iletişim kaynakları bu etkinin temel nedenlerindendir. Özellikle iletişim ve iletişim teknolojisindeki gelişmelerin etkileri daha hızlı ve çarpıcı bir şekilde hissedilmektedir. Bu etkilerin sonuçlarına bağlı olarak Ortadoğu’da halkın hak ve özgürlük arayışı ile yaşanan halk hareketleri, ekonomik kaygılarla birleştiğinde domino etkisiyle Arap Baharı şeklinde tanımlanan süreci başlatmıştır. Bu süreç, 18 Aralık 2010’da Tunus’ta başlayarak iktidar karşıtı kitlesel gösterilerin, 2011 yılı içerisinde Mısır, Libya, Suriye başta olmak üzere Cezayir, Bahreyn, Ürdün, Yemen ve Lübnan gibi Arap dünyasında yer alan ülkeleri içine almıştır. Süreç, öncelikle siyasal sonuçlar doğurmakla birlikte demokrasiye geçiş anlamında beklenen ivmeye ulaşamamıştır. Sürecin siyasal sonuçları yanında, sosyo-ekonomik sonuçları da oluşmuştur. Ülkelerin uluslararası ekonomik ve ticari faaliyetleri ihracat, ithalat ve istihdam gibi makro ekonomik göstergeleriyle dalgalanmalar yaşamaktadır. Öte yandan, ülkelerindeki istikrarsızlık ve iç savaş ortamından kaçan milyonlarca kişi bir çoksosyo-ekonomik sorunla baş başa kalmıştır. Özellikle Suriye’deki sürecin beklendiği gibi gelişmemesi iki milyona yaklaşan Suriyelinin iç savaş ortamından kaçarak başka ülkelerde (Türkiye, Ürdün gibi) yaşamasına yol açmıştır. Ayrıca, sınırı geçemeyen yaklaşık dört milyon Suriyeli de kendi ülkesinde evini-yurdunu terk etmiş durumdadır. İç savaştan kaçarak Türkiye’de devletin oluşturduğu çadır kent, geçici kabul merkezi ve konteynırkentte kalan Suriyelilerin sayısı ise 200 bini aşmıştır. Bunlar, değişik il ve ilçelerde oluşturulan çadır kent, geçici kabul merkezi ve konteynırkentlerde yaşamaktadır. Hatay'da 15 bin 371, Gaziantep'te 32 bin 370, Şanlıurfa'da 79 bin 176, Kahramanmaraş'ta 15 bin 160, Osmaniye'de 8 bin 37, Adıyaman'da 9 bin 933, Adana'da 10 bin 142, Mardin'de bin 808, Malatya'da 5 bin 704 ve Kilis'te 22 bin 839 iç savaştan kaçan ve “geçici olarak koruma altına alınan” Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı barındırılmaktadır. Ayrıca, Suriyelilerin bir kısmı ise akrabalarının yanında, ev kiralayarak veya ev satın alarak yaşamaktadırlar. Kilis, Halep’e yakın olması nedeniyle konteynırkentte kalan Suriyelilerin dışında bir çok Suriyelinin akraba yanında kaldığı, ev kiraladığı veya ev satın aldığı bir il olmuştur. Bu nedenle, Kilis’te -53- yaşayan Suriyelilerin karşılaştıkları sosyo-ekonomik sorunların araştırılması önem arz etmiştir. Yapılan araştırma ile aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir: (1)Kilis’te bulunan ve anketi cevaplayan Suriyelilerin; -%32’si kadın ve %68’i erkek, -%39,5’ü 18-30 yaş aralığında, %60,5’i 31 + yaş aralığında, -%13.7’si okur-yazar, %22,4’ü ilköğretim, %30,5’i lise, %29,5’i üniversite mezunu iken, %3.9’u lisans üstü eğitim görmüş, -%91,5’i Halep’ten, %9.5’i ise Hama, Humus ve İdlib’te gelmiş, -%71,6’sı evli, %26,9’u bekar ve %1,5’i ise dul, -%92,6’sı tek eşli, %6’sı iki eşil, %07’si üç eşli ve %07’si ise dört eşli, -%37,9’u 1-3 çocuklu, %49,6’sı 4-7 çocuklu ve %12,7’si ise 8 + çocuklu, -%32,1’i işçi-esnaf, %25,2’si memur-eğitimci, %3,4’ü iş adamı, %2,1’i emekli, %9,5’i ev hanımı, %18,5’i öğrenci ve %9,3’ü ise diğer meslek grubundan, -%63,6’sı 1-500 TL gelire sahip, %19,3’ü 501-1000 TL gelire sahip, %12,4’ü 1001-2000 TL gelire sahip ve %4.8’i ise 2001 + TL gelire sahip, -%16,0’ı konteynırkentte, %10,7’si akrabalarının yanında, %70,6’sı ev kiralamış ve %1,1’i ev satın almış ile %1,7’si parkta kalan ve kalacak yeri olmayan kişilerden oluşmaktadır. (2)Ev kiralayarak kalan Suriyeliler, 50 TL’den 1500 TL’ye kadar kira ödemektedir. Ancak; 200 TL, 250 TL, 300 TL ve 500 TL kira ödeyenlerin oranları %10’dan fazladır. (3)Suriyelilerin %66,5’i aynı evde 7 ve daha fazla kişi ile birlikte kalmaktadır. (4)Suriyelilerin %17,1’i tek odalı, %32,0’ı iki odalı, %35,5’i üç odalı ve %15,3’ü ise 4 ve daha fazla odalı evde kalmaktadır. (5)Suriyelilerin kaldığı evin %85,2’sinde banyo, %33,3’ünde yatak odası ve %89,2’sinde mutfak bulunmaktadır. (6)Suriyelilerin %35,8’inde herhangi bir hastalık varken, %64,2’si sağlıklıdır. (7)Hasta olan Suriyelilerin %49,0’ı Kilis Devlet Hastanesi’nde, %8,6’sı özel hastanede ve %10,8’i ise bitki ve bahar kullanarak tedavi olurken, %31,6’sı tedavi olamamaktadır. (8)Suriyelilerin %30,0’ı ilaçları Türk Devleti’nde, %6,6’sı vatandaşlardan ve %43,3’ü diğer şekillerde ilaç temin ederken, %20,1’i kullanmak için ilaç bulamamaktadır. (9)Suriyelilerin %44,4’ü Suriye’deki birikimlerine harcayarak, %17,7’si Türkiye’nin yaptığı yardımlarla, %7,0’ı vatandaşlarının yaptığı yardımlarla, %1,5’i Suriye’den çay-sigara vb. getirip satarak, %1,5’i bir iş yerine ortak olarak-bir iş yeri açarak, %8,5’i bir iş yerinde -54- ücreti olarak çalışarak geçinirlerken, %19,4’ü ise bir işte çalışamayacak durumda ve geçinmekte zorlanmaktadır. (10)Suriyelilerin %53,6’sı Suriye’de kaldığı yere yakın olduğu için, %2,4’ü Türkiye zorunlu tuttuğu için, %10,7’si yaşam şartları daha kolay olduğu için, %20,0’ı daha güvenli olduğu için, %8,5’i akrabaları olduğu için ve %4,1’i diğer nedenlerle Kilis’te kalmaktadır. (11)Suriyelilerin %54,0’ı iç savaş sonrası hemen ve %20,8’i Türk vatandaşlığı istiyor, ancak iç savaş sonrası Suriye’ye geri dönmek istiyor. Suriyelilerin %12,3 iç savaş sonrası hemen dönmek istemiyor, %3,5’i ise kesinlikle Suriye’ye geri dönmek istemiyor. (12)Suriyelilerin %3,3’ü Türkçe’yi çok iyi ve %31,3’ü biraz bilmekte; %73,3’ü ise Türkçe öğrenmek istiyor. (13)Suriyeliler; farklı düzeylerde olmakla birlikte, %54,1 oranında kalacak yer, %44,2 oranında banyo (duş), %57,2 oranında kaldıkların yerin küçük ve yetersiz olması, %79,3 oranında dil (iletişim), %37,4 oranında yerli halk tarafından dışlanma ve küçük görülme, %45,0 oranında yerli halkın yardımsever davranmaması, %57,5 oranında karşılaştıkları sorunlara çözüm bulamama, %64,6 oranında sağlıklı beslenememe, %85,4 oranında maddi (parasal) ve %65,1 oranında alış-verişte fazla para istenme sorunu yaşamaktadır. (14)Türkiye, özellikle konteynırkentte kalan “geçici olarak koruma altına alınan” Suriyelilerin barınma, sağlık ve beslenme ihtiyaçlarını karşılamaktadır. İç savaştan kaçan diğer bazı Suriyeliler ise, sivil toplum kuruluşlarının ve yerli halkın sağladığı imkanlarla geçinirken, bazıları da kendi imkanlarıyla geçinmektedir. (15)Suriyelilerin kaldıkları yerler fiziki mekan genişliği olarak yetersiz ve aynı yerde fazla kişi (7 ve daha fazla) kalmaktadır. (16)Suriyelilerin, büyük çoğunluğu maddi (parasal) sorun yaşamaktadır. (17)Suriyelilerin, ciddi anlamda dil (iletişim) sorunu yaşamaktadır. (18)Suriyeliler, büyük oranda genel olarak karşılaştıkları sorunları çözememektedirler. 5.2.Öneriler (1)İç savaştan kaçan Suriyelilerin, yaşam şartları açısından kaldıkları yerin fiziki mekan genişliği, sağlıklı beslenme ve maddi (parasal) sorunları, sadece Türkiye’nin, sivil toplum kuruluşlarının ve yerli halkın çözebileceği bir sorun değildir. Dolayısıyla, uluslararası toplumun, uluslararası kuruluşların ve uluslararası sivil kuruluşlarının bu sorunlara daha duyarlı davranmaları sağlanmalıdır. toplum -55- (2)Suriyelilerin, karşılaştığı dil (iletişim) sorunu, yaşamlarını sürdürdükleri ülke, bölge ve illerde yerli halkla anlaşmaları ve kaynaşmalarını engellemektedir. Bu da, bazı sorun olmayabilecek durumların sorun olarak algılanmasına neden olabilmektedir. Dolayısıyla, Devletin Suriyeli öğrenciler için sunduğu eğitim hizmetleri ile birlikte, diğer Suriyelilere hiç olmazsa günlük hayatını sürdürebilecekleri pratik Türkçe öğretilmeli ve yerli halkla kaynaşmaları açısından, Suriyelilerin yerli halkla birlikte olabilecekleri bazı sosyal aktiviteler düzenlenmelidir. (3)Suriyelilerin genel olarak karşılaştıkları sorunlara çözüm bulamamaları sorunu, çoğunlukla anayasa, yasa, kanun, yönetmelik ve yasal uygulamalardan kaynaklanabilmektedir. Dolayısıyla, bu durumun Suriyelilerin insani ve kişilik değerlerine zarar vermeden anlatılması önem arz etmektedir. Ayrıca, Suriyelilerin yoğun olarak bulunduğu Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman, Adana, Mardin, Malatya ve Kilis illerinde valilikler bünyesinde, iç savaştan kaçan Suriyelilerin sorunlarını anlatabileceği, psikolog, sosyolog ve din adamlarının çalışacağı birimler oluşturulabilir. (4)Suriye’de iç savaşın devamı halinde (ülkede iç savaş sona erse de, düzen istikrar oluşana kadar) Suriyelilerin karşı karşıya kaldığı bu sorunlar ivme kazanarak devam edecektir. Bu durumda, Suriyelilerin yaşam şartlarının oluşturulması, belki yeni bir takım yasal düzenlemelere gidilerek, mültecilerin iş yerlerinde sigortalı olarak istihdamının, kendi işini kuracaklara bazı kolaylıkların, geçici vatandaşlık hakkının verilerek Türkiye’deki yasa ve kurallara uymalarının sağlanması göz önünde bulundurulabilir. (5)Suriye dışında iki milyona, Suriye içinde ise dört milyona yaklaşan (ülke dışına çıkmak isteyip çıkamayan) iç savaş mağduru Suriyelilerin yaşadığı ve yaşayacağı sorunların çözümünde, ülkelerinde uzlaşı sağlanmış siyasal yönetimlerin oluşturulması önem arz etmektedir ve çözümü kalıcı yapacaktır. -56- KAYNAKLAR ARMAOĞLU, Fahir (2009), 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Alkım Yayınevi, İstanbul. BACIK, G. (2011), “Arap Baharı’ndan Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın Geleceğine Bakmak” Müsiad Çerçeve Dergisi, 57, 16-22.<http://www.musiad.org.tr/detayArYay .aspx?id=352>, 13.08.2012. BBC (2011), ”TunisiasuicideprotesterMohammedBouazizidies”, January 5. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (1971), 146/ 5/ 1178. BORGER, Julian (2010). "Tunisian president vows to punish rioters after worst unrest in a decade". The Guardian. http://www.guardian.co.uk/world/2010/dec/29/tunisianpresident-vows-punish-rioters. Erişim tarihi: 29 December 2010. BUÇUKCU, Öner (2012), Suriye Krizinde Bölgesel ve Küresel Aktörler (Editör: Birol Akgün), Stratejik Düşünce Enstitüsü. GÜNVER, Kadriye (2003),Kilis’te Yaşayan Gayrimüslimler (1850-1925), Gaziantep Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Gaziantep. http://www.haberx.com/turkiyedeki_multeci _sayisi_201_bin(17,n,11371292,799).aspx, Erişim Tarihi: 28.07.2013. http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/07/130725_suriyeli_multeciler_guardian.shtml, Erişim tarihi: 28.07.2013. http://suriye.ihh.org.tr/turkiye/koloni/koloni.html, 02.08.2013. http://mideast.foreignpolicy.com/posts/2011/01/02/tunisia_s _protest_wave_ where_it_comes _from_and_what_it_means_for_ben_ali."Tunisia's Protest Wave:WhereItComes FromandWhatItMeansfor Ben Ali|TheMiddle East Channel", Erişim: 14.01.2011. http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1099664&Cate goryID=42&Rdkref=6, 14.09.2012. http://www.ydh.com.tr/HD10253_1--yilinda-turkiyedeki-suriyeli-multeci-gercegi.html, 20.09.2012). http://tr.wikipedia.org/wiki/ Arap_Bahar%C4%B1, 10.09.2012. http://www.nytimes.com/2011/02/19/world/africa/19libya.html KUYUMCU, Oguz (2011), Suriye Ülke Raporu, Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, Ankara. -57- PASKSOY, H. Mustafa vd. (2012), “Arap Baharı’nınSosyo-Ekonomik Etkileri: TürkiyeSuriye Karşılaştırması”, Bölgesel Sorunlar ve Türkiye Sempozyumu, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Kahramanmaraş. 12 Şubat 2011 tarihli İngilizce Vikipedinin 2010–2011 Arabworldprotests adlı maddesi. JAILAN, Zayan (2011), "AFP–Egypt braces for nationwide protests". AFP. http://www.google.com/hostednews/afp/article/ALeqM5hP30nA0bbEaHZKjlpUKhdH xoN8Cg?docId=CNG.95111380dfbe35f8a08d6124c5e915e8.71. Erişim tarihi: 25.01.2011. ORHAN, O. (2011), “Arap Baharı ve Türkiye” Müsiad Çerçeve Dergisi, 57, 2228.<http://www.musiad.org.tr/detayArYay.aspx?id=352>, 13.08.2012. ÖZTOPRAK, P. (2012) , “Ortadoğu’nun Demokratikleşme Süreci ve Türkiye”, Akademik Analiz, Yıl 1, sayı 4. 9-14. <http://akademikperspektif.com/2012/02/28/ akademikanaliz-dergisi-mart-2012-sayisi- arap-bahari-orta-dogu-ve-turkiye/>, 13.08.2012. RYAN, Yasmine, "Tunisia's bitter cyberwar". Al Jazeera English. http://english.aljazeera.net/indepth/features/2011/01/20111614145839362.html, Erişim tarihi: 14.01.2011. SOYSAL, İsmail (1989), Türkiye’nin Siyasal Antlaşmaları (1920-1945), TTK Yayınları, Ankara. SPENCER, Richard. "Tunisia riots: Reform or be overthrown, US tells Arab states amid fresh riots". Telegraph. http://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/africaandindianocean/ tunisia/8258077/Tunisia-riots-US-warns-Middle-East-to-reform-or-beoverthrown.html, Erişim tarihi: 14.01.2011. TÜİK (http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=12, Erişim: 16.09.2012). ULUSOY, K.(2012), “Milli İslam Üniversitesi Batı Asya Çalışmaları Merkezi “Arap Baharı: Bölge ve Hindistan”, Ortadoğu Analiz, Nisan 2012 - Cilt: 4 - Sayı: 40 <www.orsam.org.tr/tr/trUploads/Yazilar/.../2012411_konferans.pdf>14.08.2012. UMAR, Ömer Osman (2003), Türkiye-Suriye İlişkileri (1918-1940), Orta-Doğu Araştırmaları Yayınları, Elazığ. WYRE, Davies (15.12.2010). "BBC News - Tunisia: President Zine al-Abidine Ben Ali forced out". Bbc.co.uk. http://www.bbc.co.uk/news/world-africa-12195025, Erişim: 14.01.2011. www.indexmundi.com,16.08.2012. www.worldbank.org,16.08.2012. YERASİMOS, Stefanos (2009), Milliyetler ve Sınırlar (Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu), Çeviren; Şirin Tekeli, İletişim Yayınları, İstanbul.