İlkokul 5. Sınıf Öğrencilerinin Saldırganlık Düzeylerinin Bazı Sosyo
Transkript
İlkokul 5. Sınıf Öğrencilerinin Saldırganlık Düzeylerinin Bazı Sosyo
858 International Conference on New Trends in Education and Their Implications 11-13 November, 2010 Antalya-Turkey ISBN: 978 605 364 104 9 İlkokul 5. Sınıf Öğrencilerinin Saldırganlık Düzeylerinin Bazı Sosyo Demografik Özellikler Açısından incelenmesi (Kuzey Kıbrıs Örneklemi) Serkan MUTLUOĞLU Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Doktora Programı Öğrencisi Lefkoşa-KKTC mutluoglu@superposta.com Doç. Dr. Nergüz BULUT SERİN Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Lefkoşa-KKTC nserin@ciu.edu.tr Özet Bu araştırmanın amacı, ilkokul 5.öğrencilerinin saldırganlık düzeylerinin, bazı sosyo demografik özelliklerine göre anlamlı farklılıklar olup olmadığını araştırmaktır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, Girne ilindeki ilkokullar araştırmanın çalışma evreni olarak seçilmiştir. 2009-2010 Eğitim Öğretim yılında, aynı evrenden, seçkisiz ve tabakalı örnekleme yöntemi seçilen ilkokul 5. sınıf öğrencileri örnekleme dahil edilmiştir. Örneklem %45,3’ü (n=68) kız ve %54,7’si (n=82) erkek olmak üzere toplam 150 öğrenciden oluşmaktadır.Veri toplama aracı olarak Şahin (2001) tarafından geliştirilen ve Cronbach alpha güvenirlik katsayısı 0,77 olan “Saldırganlık Ölçeği”(SÖ) ve araştırmacılar tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Verilerin analizinde araştırmanın amaçları doğrultusunda aritmetik ortalama, t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) test teknikleri kullanılmıştır. Bu araştırmada önem düzeyi 0,05 olarak alınmıştır. Araştırmanın sonucunda, ilkokul 5. sınıf öğrencilerinin saldırganlık düzeylerinin cinsiyete ve kolej sınavına hazırlanıp hazırlanmamaya göre anlamlı farklılık gösterdiği, ailesinin gelir düzeyine ve akademik başarısına göre ise anlamlı farklılık göstermediği saptanmıştır.Ayrıca öğrencilerin genel olarak saldırganlık düzeylerinin orta düzeyde olduğu belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Saldırganlık, İlkokul, 5. Sınıf Öğrencileri. An Analysis of Aggresiveness Levels of Fifth Grade Primary School Students’ In Terms of Some Socio-demographic Traits (TRNC Sample) Abstract The purpose of this research is to identify whether there are significant differences aggresiveness levels of fifth grade primary school students’ in terms of some sociodemographic traits or not. Primary schools in Kyrenia, in Turkish Republic of Northern Cyprus (TRNC), were selected as the sample of this study. In 2009-2010 aacdemic year, from the same sample, fifth grade primary school students who were selected by using random stratified sampling, were included into the sample. The population of the study consists of 150 students, (n=68) of whom are females %45,3 and (n=82) of whom are males %54,7. “Agression Scale”, which is developed by Şahin (2001), Cronbach’s coefficient alpha is 0,77 and personal information form which is designed by the researchers were used to collect data. In the analysis of the data, arithmetical mean, t-Test, one-way ANOVA techniques were used in terms of the purposes of the study. In this study, the significance level is 0,05. The findings of the study indicate that there is a significant difference aggresiveness levels of fifth grade primary school students’ according to their gender and whether preparing for the college exam or not whereas there is no significant difference aggresiveness levels of fifth grade primary school students’ according to their parent’s socio-economic level and academic 859 International Conference on New Trends in Education and Their Implications 11-13 November, 2010 Antalya-Turkey ISBN: 978 605 364 104 9 achievement. Besides, the results of the study state that in general, aggresiveness levels of the students’ is moderate. Key words: Aggresiveness, Primary School, Fifth Grade Students GİRİŞ Saldırganlık ve şiddet çeşitli sebeplerden dolayı dünyayı saran en önemli sorunlardan biri haline gemiştir. Son yıllarda okullarda görülen saldırganlık ve şiddet olaylarının artması öğretmenleri ve aileleri kaygılandırmaktadır (Gini ve diğ, 2007). Saldırganlık teriminin, hem bilimsel literatürde hem de günlük dilde pek çok anlamı vardır ve davranışın yaygın kullanımını çevrelemede kullanılır. Yakın dönem psikoloji literatürüne bakıldığında, fiziksel şiddetten hakkını savunmaya kadar pek çok durumu içeren saldırganlık tanımları tartışmalara neden olmaktadır (Harvey, 2004). Saldırganlık, başkalarına fiziksel ya da psikolojik zarar verme niyeti taşıyan davranışlardır. Niyet saldırganlığın temel öğesidir (Özbey, 2006). Saldırganlık özellikle tehdit, hiddet, öfke ve hayal kırıklığı sonucu oluşur. Saldırgan çocuk, vurur, ısırır, hasar verir (Yavuzer, 2000). Sevgi yoksunluğu, baskıcı disiplin yöntemleri, değişen değer yargıları, hızlı ve düzensiz kentleşme, iç ve dış göçler, ekonomik nedenler, travmatik yaşantılara tanık olma, istismar ve ailedeki suçlu birey örnekleri çocukları şiddet ve saldırgan davranışta bulunma eğilimine itmektedir (Dizman ve Gürsoy, 2004). Saldırgan çocuğun, temelde güvensiz olduğuna yönelik inanışlar vardır. Çevresinden iyi bir davranış beklemediği için ilk tepkisi saldırmak olabilir. Aşırı saldırgan olan çocuğun sevilmediğine ve istenilmediğine inanması söz konusudur ve bunun sonucu olarak benlik saygısının düşük olduğu düşünülmektedir (Erdoğdu ve Oto, 1999:14). Çocuk, gelişiminde meydana gelen karmaşık ailesel etkileşim süreçlerinin sonucu olarak saldırgan eğilimler geliştirir (Berkowitz, 1993). Saldırganlığa maruz kalan çocuklar hem bedensel hem de psikolojik olarak zarar görmektedir. Saldırganlık gösteren çocuklar ise bazı olumsuz koşullarla birlikte suça yatkınlık kazanabilmektedir (Yörükoğlu, 2004). Okulda şiddet ve saldırganlık eğitim çabalarını olumsuz yönde etkilemesinin yanı sura öğrencilerin karşılanması gereken temel gereksinmelerinden biri olan güvenlik gereksinimini de tehdit etmektedir (Öğülmüş, 1995). Saldırganlık, şiddet ve zorbalık birbiriyle ilişkilidir. Saldırganlık ve zorbalık, şiddet içermekte ve zorbalık, saldırganlığın bir formu olarak değerlendirilmektedir (Olweus, 1995). Pek çok araştırmacı, saldırganlığın grup içinde bir hiyerarşinin kurulması, grup içindeki bireylerin statülerinin belirlenmesi ve böylece grup içindeki çatışmaların önlenmesi sürecinde benimsenen yöntemlerden biri olduğunu öne sürmektedir (Durkin, 1995). Akran grubu içinde bir kez hiyerarşi oluştuktan sonra saldırgan davranışlar azalmakta, grupta işbirliği ve dayanışma ön plana çıkmaktadır (Pellegrini ve Long, 2002). Saldırganlık, genel olarak zarar verici davranışa işaret etmekle birlikte, araştırmacılarca çeşitli alt tiplerine göre sınıflandırılarak tanımlanmıştır. Saldırganlığın yaygın olarak ele alınan bir sınıflandırma şekli, ilişkisel saldırganlığa karşı açık saldırganlık ayrımıdır. İlişkisel saldırganlık, bir çocuğun arkadaş ilişkileri ve bir gruba dahil olmayla ilişkili duygularına zarar vermeyi amaçlayan davranışlara işaret ederken, açık saldırganlık, fiziksel saldırganlık, sözel tehditler ve gözdağı verme aracılığıyla zarar vermeye yönelik davranışları içermektedir (Crick ve Grotpeter, 1995). Saldırganlıkla ilgili bir diğer yaygın sınıflandırma, reaktif saldırganlığa karşı proaktif saldırganlıktır (Deptula ve Cohen, 2004). Reaktif saldırganlık, genellikle aniden ve yanlış algılanan bir tehdite karşılık verilen otomatik ve savunucu bir tepki olarak tanımlanmaktadır (McAdams ve Lambie, 2003). Proaktif saldırganlık ise, herhangi bir tehdite yönelik bir tepki olmayıp, istenilen bir şeyi elde etme ya da bir akrana zorbalık etme gibi bir amaca hizmet eden davranışları içermektedir (Deptula ve Cohen, 2004). 860 International Conference on New Trends in Education and Their Implications 11-13 November, 2010 Antalya-Turkey ISBN: 978 605 364 104 9 Son yıllarda, Türkiye’de saldırgan davranışların azaltılmasına ilişkin öfke yönetimi programlarının etkililiğini ele alan alan çalışmalar yapılmıştır. Şahin (2006), yaptığı araştırmada 10-11 yaşlarında ilköğretim birinci kademeye devam eden öğrencilerin, saldırgan davranışlarını azaltmaya yönelik öfke denetimi programının etkililiğini ortaya koymayı amaçlamıştır. Sütçü (2006), çalışmasında ergenlerde öfke ve saldırganlığı azaltmada bilişsel-davranışçı bir müdahale programının etkililiğini değerlendirmeyi amaçlamıştır. Erdoğdu (2005), yaptığı çalışmada, suça yönlendirilmiş ve suça yönlendirilmemiş çocukların aile ilişkileri ve saldırganlık davranışlarını karşılaştırmayı amaçlamıştır. Özellikle son yıllarda sürekli öfke ve saldırganlığı azaltmaya yönelik uygulamalı çalışmaların ve konuya ilginin arttığı söylenebilir. KKTC’de son yıllarda okullardaki şiddet eğilimlerinin artması ve bu olayların giderek daha küçük yaşlara inmesi sonucu, ilköğretimin ilk yıllarında alınacak önlemlerin belirlenmesinde, bu çalışmanın sonuçları ön veriler olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda ilkokullarda öğrenim gören çocukların saldırganlık düzeylerini etkilediği düşünülen faktörlerin ortaya konmasına ilişkin çalışmalara gereksinim duyulmaktadır. Bu araştırmanın sonuçlarının, Kuzey Kıbrıs’ta öğrenim görmekte olan, ilkokul öğrencilerinin saldırganlık düzeyini ve sosyo demografik özelliklerine göre farkılıklarının belirlenmesini amaçlayan bu çalışma verilerinin alanda yapılacak yeni çalışmalara da kaynaklık edeceği düşünülmektedir. Araştırmanın Amacı Bu araştırmanın amacı, ilkokul 5.sınıf öğrencilerinin sosyo-demografik özelliklerine göre saldırganlık düzeylerini belirlemektir. Araştırmanın Problem Cümlesi Araştırmanın problem cümlesi “İlkokul 5. sınıf öğrencilerinin saldırganlık düzeyleri sosyodemografik özelliklerine göre anlamlı farklılık göstermekte midir?” şeklinde ifade edilmiştir. Bu temel doğrultusunda aşağıdaki alt problemlere cevaplar aranmıştır: İlkokul 5. sınıf öğrencilerinin saldırganlık düzeyleri; 1. cinsiyete göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermekte midir? 2. kolej sınavına hazırlanıp hazırlanmamasına göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermekte midir? 3. akademik başarıya göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermekte midir? 4. ailelerinin ekonomik durumuna göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermekte midir? 5. İlkokul 5. sınıf öğrencilerinin saldırganlıkları hangi düzeydedir? YÖNTEM Araştırmanın Modeli Bu araştırma tarama modelle gerçekleştirilmiş betimsel bir çalışmadır. Tarama modelleri, geçmişten ya da şu anda halen mevcut olan bir durumu var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımlarıdır. Araştırmaya konu olan durum, olay, birey ya da nesne, kendi koşulları içerisinde ve olduğu gibi tanımlanmaya çalışılır (Karasar, 2005). Evren ve Örneklem KKTC’de Girne’de bulunan ilkokullar araştırmanın çalışma evreni olarak seçilmiştir. Seçkisiz ve tabakalı örnekleme yöntemi ile belirlenen ilkokul 5. sınıf öğrencileri örnekleme dahil edilmiştir. Örneklem %45,3’ü (n=68) kız ve %54,7’si (n=54,7) erkek olmak üzere toplam 150 ilkokul öğrencisinden oluşmuştur. 861 International Conference on New Trends in Education and Their Implications 11-13 November, 2010 Antalya-Turkey ISBN: 978 605 364 104 9 Veri Toplama Aracı Veri toplama aracı olarak Şahin (2005) tarafından geliştirilen ve Cronbach Alpha Güvenirlik katsayısı .77 olan “Saldırganlık Ölçeği” (SÖ) kullanılmıştır. Ölçek 18 maddeden oluşmakta ve 10-11 yaşlarındaki ilköğretim birinci kademe öğrencilerinin saldırganlık düzeyini belirlemeyi amaçlamaktadır. Ölçek üçlü dereceleme ölçeği şeklinde düzenlenmiştir. Seçeneklerden hep yaparım’a 3 puan, arasıra yaparım’a 2 puan, hiç yapmam’a 1 puan verilerek, toplam puan hesaplanmaktadır. Ölçekten toplam “saldırganlık” puanı elde edilmektedir. Ölçekten alınabilecek en yüksek toplam puan 39, en düşük toplam puan 13’dür. Saldırganlık puan ortalamasına göre yüksek ( ve düşük ( =30,4-39), orta ( =21,7-30.3) =13-21,6) şeklinde puan aralıkları belirlenmiştir. Verilerin Analizi Verilerin analizinde araştırmanın amaçları doğrultusunda aritmetik ortalama, t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) hesaplanmıştır. Bu araştırmada önem düzeyi.05 olarak alınmıştır BULGULAR Araştırmanın birinci alt problemi “İlkokul 5. sınıf öğrencilerinin saldırganlık düzeyleri cinsiyete göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermekte midir?” şeklinde ifade edilmiştir. Cinsiyete göre saldırganlık düzeyleri arasında anlamlı bir farklılığın olup olmadığını belirleyebilmek amacıyla t-testi uygulanmıştır. Tablo 1’de görüldüğü gibi yapılan t-testi sonucunda öğrencilerin saldırganlık düzeyleri cinsiyete göre anlamlı olarak farklılaştığı saptanmıştır [t(148)= 3,209 p<0,05]. Erkek öğrencilerin saldırganlık düzeyinin bulunmuştur. ( =26,658) kız öğrencilerden ( =25,264) daha yüksek olduğu Tablo 1: İlkokul Öğrencilerinin Problem Saldırganlık Düzeylerinin Cinsiyete ve Kolej Sınavına Hazırlanıp Hazırlanmamasına Göre t-Testi Sonuçları Demografik Özellikler n ss Kız 68 25,264 2,250 Erkek 82 26,658 3,059 Evet 112 25,741 2,567 Hayır 38 26,868 3,297 Cinsiyet Kolej sınavına hazırlanıp hazırlanmaması sd t p 148 3,209 0,002* 148 2,170 0,032* *P< 0,05 anlamlılık düzeyi Araştırmanın ikinci alt problemi “İlkokul 5. sınıf öğrencilerinin saldırganlık düzeyleri kolej sınavına hazırlanıp hazırlanmamasına göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermekte midir?” şeklinde ifade edilmiştir. Kolej sınavına hazırlanıp hazırlanmamaya göre saldırganlık düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir değişimin olup-olmadığını belirleyebilmek amacıyla t-testi uygulanmıştır. Tablo 1’de görüldüğü gibi yapılan t-testi sonucunda öğrencilerin saldırganlık düzeyleri kolej sınavına hazırlanıp hazırlanmamasına göre anlamlı olarak farklılaştığı saptanmıştır [t(148)= 2,170 p<0,05]. Kolej sınavına hazırlanmayan öğrencilerin saldırganlık düzeyi ( öğrencilerin saldırganlık düzeyinden ( =26,868) kolej sınavına hazırlanan =25,741) daha yüksek olduğu saptanmıştır. Araştırmanın üçüncü alt problemine göre “İlkokul 5. sınıf öğrencilerinin saldırganlık düzeyleri akademik başarıya göre istatistiksel olarak anlamlı göstermekte midir?” şeklinde ifade edilmiştir. Öğrencilerin akademik başarılarına göre saldırganlık düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir değişimin olup-olmadığını belirleyebilmek amacıyla tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. Tablo 2’de görüldüğü gibi yapılan (ANOVA) testi sonucunda öğrencilerin saldırganlık düzeylerinin akademik başarıya göre anlamlı farklılık göstermediği belirlenmiştir. 862 International Conference on New Trends in Education and Their Implications 11-13 November, 2010 Antalya-Turkey ISBN: 978 605 364 104 9 Tablo 2: Öğrencilerinin Saldırganlık Düzeylerinin Akademik Başarı ve Ailenin Ekonomik Durumuna Göre F-testi Sonucu Başarı ve ekonomik Farkın n ss sd F p durum Kaynağı Akademik Başarı Ailenin ekonomik durumu Pekiyi (a) 65 25,707 2,7710 İyi (b) 52 26,173 2,7775 Orta (c) 26 26,000 2,4166 Zayıf (d) 7 28,000 4,1633 Üst (a) 42 25,595 2,5476 Orta (b) 78 26,051 2,7769 Alt (c) 30 26,566 3,1805 3 146 149 1,501 0,217 - 2 147 149 1,059 0,350 - *P< 0,05 anlamlılık düzeyi Araştırmanın dördüncü alt problemi “İlkokul 5. sınıf öğrencilerinin saldırganlık düzeyleri ailelerinin ekonomik durumuna göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık göstermekte midir?” şeklinde ifade edilmiştir. Öğrencilerin ekonomik durumlarına göre saldırganlı düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir değişimin olup-olmadığını belirleyebilmek amacıyla tek yönlü varyans analizi (ANOVA) uygulanmıştır. Tablo 2’de görüldüğü gibi yapılan (ANOVA) testi sonucunda öğrencilerin saldırganlık düzeyleri ailelerinin ekonomik durumuna göre anlamlı farklılık göstermemektedir. Araştırmanın 5. alt problemi “İlkokul öğrencilerinin saldırganlıkları hangi düzeydedir?” şeklinde ifade edilmiştir”. Öğrencilerin saldırganlık düzeyini belirlemek için aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri hesaplanmıştır. Tablo 3: Öğrencilerin Saldırganlık Düzeyi ss n 150 26,026 2,802 Tablo 3’te görüldüğü gibi 150 ilkokul öğrencisinin saldırganlık ağırlıklı puan ortalaması 26,026 bulunmuştur. Bu değere göre ilkokul 5. sınıf öğrencilerinin saldırganlıklarının genel olarak orta düzeyde olduğu söylenebilir. SONUÇ / TARTIŞMA Araştırmanın sonucunda ilkokul 5. sınıf öğrencilerinin saldırganlık düzeylerinin cinsiyete göre anlamlı farklılık gösterdiği saptanmıştır. Erkek öğrencilerin saldırganlık düzeyi kız öğrencilerin saldırganlık düzeyinden daha yüksek bulunmuştur. Kılıçarslan (2009) tarafından ilköğretim 7. ve 8. sınıf 955 öğrenci ile yapılan araştırmada da erkeklerin saldırganlık düzeyinin kızlara göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Efilti (2006) tarafından orta öğretim öğrencileri ile yapılan araştırmada erkek öğrencilerinin saldırganlık puanının kız öğrencilerin saldırganlık puanından anlamlı düzeyde yüksek olduğu bulunmuştur. Yaşankul (2007) ve Öz (2007) tarafından ilköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencileri ile yapılan çalışmalarda saldırganlığın erkek öğrenciler lehine anlamlı olarak farklılaştığı saptanmıştır. Ağlamaz (2006) tarafından 1223 orta öğretim öğrencisi ile yapılan çalışmada ise saldırganlığın cinsiyete göre farklılaşmadığı saptanmıştır. Karataş (2005) saldırgan davranış açısından erkekle kızlar arasında önemli farklılıklar olmadığı bulgusuna ulaşmıştır. Bu araştırmanın sonucu saldırganlığın cinsiyete göre anlamlı farklılık gösterdiğini saptayan araştırmaları desteklemektedir. 863 International Conference on New Trends in Education and Their Implications 11-13 November, 2010 Antalya-Turkey ISBN: 978 605 364 104 9 Öğrencilerin saldırganlık düzeyi kolej sınavına hazırlanıp hazırlanmamasına göre anlamlı olarak farklılaştığı saptanmıştır. Kolej sınavına hazırlanmayan öğrencilerin saldırganlık düzeyi hazırlanan öğrencilerden daha yüksek olduğu görülmüştür. Öğrencilerin saldırganlık düzeyleri akademik başarılarına göre anlamlı farklılık göstermemektedir. Yaşankul (2007) öğrencilerin saldırganlık eğilimleri ile akademik başarı algıları arasında anlamlı bir farklılık olmadığını belirlemiştir. Öz (2007) ise öğrencilerin akademik başarısının artıkça saldırganlık düzeyinin düştüğünü saptamıştır. Bu durum öğrencilerin okullarda benzer ya da farklı imkanlara sahip olmasından kaynaklanmış olabilir. Öğrencilerin saldırganlık düzeyleri ailelerinin ekonomik durumlarına göre anlamlı farklılık göstermemektedir. Ailenin gelir düzeyi ve saldırganlık arasındaki ilişkiyi inceleyen Dizman ve Gürsoy (2005); Hatunoğlu (1994), gelir düzeyi düşük ailelerin çocuklarının saldırganlık düzeyinin orta ve yüksek gelir düzeyine sahip ailelerin çocuklarının saldırganlık düzeyinden daha yüksek olduğu bulgularını elde ederken; Kılıçarslan (2009) ve Öz (2007) öğrencilerin saldırganlığının ailelerin gelirine göre anlamlı farklılık göstermediğini bulmuştur. Bu araştırmanın bulguları, literatürde yer alan ailenin gelir düzeyinin öğrencilerin saldırganlık davranışlarında farklılığa sebep olduğu yönündeki bulguları desteklemezken; ailenin gelir düzeyinin saldırganlık davranışlarında farklılığa sebep olmadığı yönündeki bulgularla tutarlılık göstermektedir. İlkokul 5. sınıf öğrencilerinin saldırganlıkları genel olarak orta düzeyde olduğu saptanmıştır. Öneriler Erkek öğrencilerini saldırganlık düzeylerinin azalması ve daha yapıcı davranmaları için sosyal beceri programları hazırlanabilir. Kolej sınavına hazırlanmayan öğrencilerin saldırganlı düzeyinin yüksek çıkmasının nedenleriyle ilgili nitel bir araştırma yapılabilir. KKTC’de diğer ilçelerde de öğrencilerin saldırganlık düzeylerini karşılaştıran araştırmalar yapılabilir. Öğrencilerin saldırganlıkları ile yaş arasındaki ilişkiyi yordayan araştırmalar yapılabilir. Öğrencilerin saldırganlık düzeylerinde kardeş sayısının ve anne-babanın eğitim seviyesinin de etkili olup olmadığını belirleyen araştırmalar yapılabilir. KAYNAKLAR Ağlamaz, T. (2006). Lise öğrencilerinin saldırganlık puanlarının kendini açma davranışı, okul türü, cinsiyet, sınıf düzeyi, anne-baba öğrenim düzeyi ve ailenin gelir düzeyi açısından incelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun. Berkowitz, L. (1993). Aggression: Its causes, consequences and control. New York: Mc Graw- Hill. Crick, N.R., & Grotpeter, J.K. (1995). Relational aggression, gender, and social-psychological adjustment. Child Development, 66, 710-722 Deptula, D.P., & Cohen, R. (2004). Aggressive, rejected, and delinquent children and adolescents: a comparison of their friendships. Aggressive and Violent Behavior, 9, 75-104. Dizman, H. ve Gürsoy, F. (2004). Anne yoksunu olan çocukların saldırganlık eğilimlerinin incelenmesi. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. 2(27); 7-17. Dizman H. ve Gürsoy, F. (2005). İlköğretim dördüncü ve beşinci sınıfa devam eden anne yoksunu Dergisi. 13(2), 437-446. olan ve olmayan çocukların saldırganlık eğilimleri. Kastamonu Eğitim Durkin, K. (1995). Development social psychology. Blackwell Publishers, Oxford, 416-417. 864 International Conference on New Trends in Education and Their Implications 11-13 November, 2010 Antalya-Turkey ISBN: 978 605 364 104 9 Efilti, E. (2006). Orta öğretim kurumlarında okuyan öğrencilerin saldırganlık, denetim odağı ve kişilik özelliklerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi, Konya. Erdoğdu, M.Y. ve Oto, R. (1999). Sokakta Çalışan ve Çalışmayan Çocukların Atılganlık ve Saldırganlık Davranışları Açısından Karşılaştırılmaları. Kriz Dergisi. Sayı 12(3). Harvey, J. R. ( 2004). The design of an anger management program for elementary school students in a self- contained classroom. Doktora tezi. The State University of New Jersey. Gini, G., Albiero, P., Benelli, B., & Altoe, G. (2007). Does empathy predict adolescents’ bullying defending behavior, Aggressive Behavior, 33, 467-476. and Hatunoğlu, A. (1994). Anne baba tutumları ile saldırganlık arasındaki ilşkiler. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum. Karasar, N. (2006). Bilimsel araştırma yöntemi. Ankara: Nobel Yayım Dağıtım. Karataş, Z. B. (2005).Anne baba saldırganlığı ile lise öğrencilerinin saldırganlığı arasındaki ilişkinin incelenmesi. Çağdaş Eğitim Dergisi. 317, s.30-39. Kılıçarslan, S. (2009). İlköğretim 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin akılcı olmayan inançları ile saldırganlık düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi , Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı. McAdams, C.R. & Lambie, G.W. (2003). A Changing Profile of Aggression in Schools: Its impact and implications for school personel, Preventing School Failure, 47(3), 122-130 Olweus, D. (1995). Bullying or peer abuse at school : fact and ıntervention. Current Direction in Psychological Science , 4, 196-200. Öğülmüş, S. (1995). Okullarda (liselerde) şiddet ve saldırganlık. Yayınlanmamış araştırma Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi. raporu. Öz, S. E. (2007). İlköğretim 1. kademe 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin saldırganlık düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi, İzmir. Özbey, Ç. (2006). Çocuk gelişiminde yaşanan sorunlar. İnkılap Kitapevi: İstanbul Pellegrini, A.D. ve Long, J.D. (2002). A longitudinal study of bullying, dominance , and victimization during the transition from primary school through secondary school. British Journal of Developmental Psychology, 20, 259-280. Şahin, H. (2005). Öfke denetimi eğitiminin çocuklarda gözlenen saldırgan davranışlar üzerindeki etkisi. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi. Sayı: 26. Sütçü, S.T. (2006). Ergenlerde öfke ve saldırganlığı azaltmaya yönelik bilişsel-davranışçı bir müdahale programının etkililiğinin değerlendirilmesi. Doktora tezi. Ege Üniversitesi. Yaşankul, N. (2007). İlköğretim 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin saldırganlık eğilimleri ile eğitim algıları arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul. Yavuzer, H. (2000). Okul çağı çocuğu. İstanbul:Remzi Kitapevi A.Ş. Yörükoğlu, A. (2004). Çocuk ruh sağlığı. İstanbul: Özgür Yayınları.