13263 KB - imo ana sayfa - TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası

Transkript

13263 KB - imo ana sayfa - TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
TMMOB
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
DİYARBAKIR ŞUBESİ
Ağustos-Eylül-Ekim-Kasım 2013
Yıl: 6 Sayı: 10
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi adına
SAHİBİ
Turan KAPAN
YAYIN KURULU
Ahmet KAŞAN
Barış ÇETİNKAYA
İdris BEDİRHANOĞLU
Şahin KAYA
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Ahmet KAŞAN
YAYINA HAZIRLAYAN
A.Vahap TAŞ
2
Başkandan
3
Bilirkişilik Yetki Belgesi Yenileme Eğitimi
3
4
İLETİŞİM ADRESİ
Ali Emiri 5. Sok. Yılmaz 2000
Apartmanı No: 5
Yenişehir / DİYARBAKIR
Tel
: 0 (412) 223 97 82
Faks
: 0 (412) 223 96 43
E-Posta : imodiyarbakir@imo.org.tr
Web
: http://diyarbakir.imo.org.tr
12
GRAFİK TASARIM
Naturel Basın
Tel : (0412) 251 61 98-99
24
BASIMEVİ
Gün Matbaası
Beşyol Mah. Akasya Sok. N: 23
Küçükçekmece-İSTANBUL
Tel : 0212 580 63 81
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi yayın organıdır.
Dört ayda bir ücretsiz
olarak yayınlanır.
Dergide yayınlanan yazılardaki
görüş ve önerilerden yazarları
sorumludur.
14
15
16
17
19
22
Diyarbakır’da ideCAD Statik eğitim semineri
3. Yapı Denetimi Sempozyumu’nu GERÇEKLEŞTİRDİK
Çalışmalarda KATILIMCILIK çok önemli
TMMOB’yi ve odalarını size yedirmeyeceğiz
Ölümün ve unutuşun kolay ülkesi olmayalım
Tutuklu seçilmişler serbest bırakılsın
Teknik öğretmenlere mühendislik yolu açılıyor
Yapıların güvenirliği mühendislik hizmetiyle mümkündür
Lice’nin sonu Roboski gibi olmasın!
23
Üniversitelerdeki işbirliğinden kaygı duyuyoruz
27
ARAŞTIRMA: Beton kalitesinin yapı denetimi kapsamında denetlenmesi
39
Prof. Dr. Metin Sözen: HER KOŞULDA KORUMA
36
41
46
52
Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ndeki değişiklikler ‘SORUNLU’
Prof. Dr. Ruşen Keleş: YEREL YÖNETİMLER: Neden, Nasıl?
Diyarbakır ulaşımına raylı çözüm
ETKİNLİKLERİMİZ
Ankara’da binlerce mühendis, mimar ve şehir plancısı yürüdü
Emekçiler 1 Mayıs’ta alanlara çıktı
Fasikül 2 çıktı, sırada teknik terimler sözlüğü var
54
Kürtçe Teknik Terimler
61
TEMSİLCİLİKLERİMİZ
56
GENÇ-İMO
Mühendislik mesleğini icra etmek imkansız hale geldi
65
Aramıza Yeni Katılanlar
71
Basında İMO
69
Kitap: Sizin İçin Seçtiklerimiz
BAŞKANDAN
Turan KAPAN
Merhaba,
TMMOB İMO Diyarbakır Şube Başkanı
Kentler, insan olarak baktığımızda, hayatın değdiği yerlerdir.
Yaşayan insanın rengidir, ama aynı zamanda kurulu düzenin,
sistemin aynasıdır. Sistem, nasıl işliyorsa, yerel yönetimlerde o şekilde işletilmeye çalışılır. Alternatif bir yönetim
modeliniz, söyleyecek sözünüz yoksa değişimin gücü olamazsınız, kentlerinizi değiştirip dönüştüremezsiniz.
ve yıkımlar yaşanmaktadır. Uyarılarımıza rağmen kentsel dönüşüm çalışmaları “rant odaklı” genişletilip sürdürülmektedir.
Neden kentler dönüştürülemiyor? Niçin bütün kentler, tarihi
değerleri dışında, birbirine benziyor?
***
Hiç düşündünüz mü; eskiden doğrudan demokrasinin beşiği olan
yerel yönetimler bugün neden değişimin gücü olamıyor?
Aslında bu durum nasıl yaşamak istediğimiz ve neyi tercih ettiğimizle ilgilidir. Nasıl yaşamak istiyorsak, neyi tercih ediyorsak,
kentlerimizin de ona dönüştüğü gerçeğini unutmamalıyız.
Bakın, yerel yönetimler sürekli “kentlerin yeniden inşa edilmesinden” bahseder. Oysa kentler yeniden inşa edilmez.
Kentler; sosyal-ekonomik politikalara göre, değişir ve dönüşür. Sizin politikanızın, yaşama biçiminizin, düşünüş sisteminizin, ideolojinizin, kültürünüzün aynısıdır kentler.
Çevrenize bir bakın, tüm kentlerde harıl harıl inşaatlar,
AVM’ler yükseliyor, evler yıkılıyor, yerine çok katlı lüks binalar dikiliyor. Semtlerde zengin fakir ayrımı keskinleşiyor.
Tüm bunlar yapılırken mevcut yapıların denetimi ile yeni yapılan yapıların denetimi ihmal ediliyor, gözden kaçırılıyor,
önemsenmiyor.
Odamız, bu duygu ve düşüncelerle yapı denetiminin önemine dikkat çekmek amacıyla bir yıldır hazırlıklarını sürdürdüğü önemli bir çalışmaya imza attı ve 3. Yapı Denetimi
Sempozyumu’na ev sahipliği yaparak, tüm bu konuları enine
boyuna tartıştı.
Eksik yapı denetim sistemiyle sağlıklı ve güvenli yapılar üretmek elbette mümkün değil; bunun hepimiz farkındayız. Ama
böyle diyerek de tüm sorumluluğu üzerimizden atmamız da
yanlıştır. Bizlerin, belediyelerin, diğer tüm kamu kurumlarının yani hepimizin topluma karşı sorumluluğu var. Bunu elbirliğiyle yerine getirirsek; depremin değil mühendislik
hizmeti almamış, denetimi yapılmamış yapıların öldürdüğünü bilince çıkarıp ona göre yerelde hizmet yürütülmesini
sağlarsak, acı tablonun oluşmasını engelleyebiliriz.
***
Yine Türkiye’nin her noktasında “kentsel dönüşüm”, “yenileme”
Dozerler, kentin tüketemeyenlerini kentin dışına sürüp, üst
gelir gruplarına göre kenti dizayn etmektedir. Yoksullar ise
yeniden kentin çeperlerinde yaşamaya mahkum edilmektedir.
Çok ciddi mağduriyetlerin ve ihlallerin yaşandığı bu uygulamaya karşı kentsel dönüşümün değil, yerinde dönüşümün
doğru olduğunu düşünüyor ve savunuyoruz.
Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, İstanbul
Gezi Parkı eylemlerine destek veren Odamızı hedef alarak,
Koç Grubu’na yaptığı gibi, odaya ait gelir, gider kayıtlarını,
fatura, senet, bordro ve makbuzları istemiştir. Bu durum her
ne kadar “rutin inceleme” olarak belirtilse de, Gezi ile ilintili olduğu ortadadır.
Hepinizin de bildiği gibi Hükümetin öfkesi bununla da dinmemiş ve gece yarısı geçirilen Torba Yasa’yla TMMOB’ye
bağlı odaların proje gelirlerini kesilmiştir. Böylece Birliğimizin mali kaynaklarına el konulmaya çalışılmıştır. Yine birçok üniversitede alt yapısı olmadan mühendislik bölümleri
açılarak, mesleğe zarar verilmiş, teknik öğretmenlere mühendislik ve mimarlık unvanı verilmesi sağlanarak, hem
meslek itibarsızlaştırılmaya çalışılmış hem de TMMOB’nin
genetiğiyle oynanmaya çalışılmıştır.
***
Sayın Abdullah Öcalan’ın 21 Mart’ta çağrısıyla başlayan
çözüm süreci ağır aksak ilerlemektedir. Tabii dünyadaki örneklerine baktığımızda da çözüm süreçlerinin son derece
sancılı, gergin geçtiği, on yılları aldığı bilinmektedir. Bu nedenle PKK’nin alıkoyduğu askerleri serbest bırakmasıyla
başlayan, silahlı güçlerini sınır dışına çekmesiyle devam
eden sürecin, Hükümetten karşılığını bulmadığı, “Demokratikleşme Paketi”yle de ortaya çıkmıştır.
Hepimiz için büyük bir hayal kırıklığı yaratan sürecin nereye
evrileceğini eminim ki süreçte rol almış siyasetçiler de öngörememektedir.
Hükümetin Kürt sorununun çözümü konusunda somut adımlar atmasının zamanı gelmiş ve geçmektedir.
Bu düşüncelerle; yeni yılın hepimize güzel ve mutlu yarınlar getirmesi dileğiyle…
ideCAD Statik
eğitim semineri
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
DİYARBAKIR Şubemiz, betonarme
analiz programı için kullanılan ideCAD
Statik 7 yazılımına ilişkin 3 gün süren
eğitim semineri düzenledi.
İ
nşaat Mühendisleri Odası (İMO) Diyarbakır
Şubesi, proje çizimleri ve statik hesaplamalar
için kullanılan ideCAD Statik 7 yazılımına ilişkin 3 günlük eğitim semineri düzenledi. Şube
Konferans Salonu’nda 21 Mayıs’ta İnşaat Mühendisi Emrah Yıldız tarafından verilen seminere, Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr.
S. Özgür Değertekin, İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim görevlileri Yrd. Doç. Dr. İdris Bedirhanoğlu ve Doç. Dr. Taha Taşkıran ile çok
sayıda inşaat mühendisi katıldı. Yıldız, inşaat
mühendislerinin betonarme yapılar için kul-
landığı statik analiz programlarından biri olan
ideCAD Statik 7 yazılımı konusunda bilgiler
verdi. İdeCAD’ın betonarme üst yapıların statik hesapları ve çizimlerin hazırlanmasını içeren betonarme analiz programı olduğunu
hatırlatan Yıldız, ideCAD’ın rapor düzenlemesini de kendisinin yaptığını kaydetti. Amaçlarının Diyarbakır’da ideCAD kullanıcılarına ve
ideCAD’ı kullanmak isteyenlere, ideCAD’ın çıkarmış olduğu versiyon hakkında olanakları ve
bilgileri aktarmak olduğunu kaydeden Yıldız,
eğitim seminerlerini sürdüreceklerini söyledi.
Eğitim semineri, 23 Mayıs’ta sona erdi.
Bilirkişilik Yenileme Eğitimi
Yetki Belgesi
O
damızın, 2007 ve 2008 yıllarında Bilirkişi Yetki Belgesi alan üyelerimizin belgelerini yenileyebilmeleri amacıyla
düzenlediği Bilirkişi Yetki Belgesi Bölgesel Yenileme Eğitimi’nin altıncısı Diyarbakır’da gerçekleştirildi. 13 Nisan’da
Şubemiz Konferans Salonu’nda yapılan
ve İMO Bilirkişilik Kurulu Sekreteryasından Özge Gürses’in de hazır bulunduğu
eğitime, Diyarbakır, Batman, Şanlıurfa,
İstanbul, Şırnak, Elazığ, Ağrı ve Malatya’dan 29 üye katıldı. İMO Diyarbakır
Şubesi’nin organizasyonuyla düzenlenen eğitimi veren Hakim Mehmet Şenol,
programda bulunan konu başlıklarına
ilişkin üyelere bilgi verdi. Altı saatlik eğitimin ardından üyeler, sınava tabi tutuldu. Sınavda başarılı olan üyeler için
Bilirkişilik Yetki Belgesi düzenlendi.
Odamızın bilirkişilik
yetki belgesini yenilemek isteyen üyelerimiz için bölgesel
düzeyde gerçekleştirdiği Bilirkişilik Yetki
Belgesi Bölgesel Yenileme Eğitimi Diyarbakır’da düzenlendi.
3
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
3
.
Yapı Denetimi
Sempozyumu’nu
GERÇEKLEŞTİRDİK
İMO Diyarbakır ve Ankara şubelerinin
düzenlediği 3. Yapı Denetimi Sempozyumu, 5-6 Ekim
2013’te Diyarbakır’da gerçekleştirildi.
Ağustos-Kasım 2013
4
SEMPOZYUMDA konuşan Şube Başkanımız Turan Kapan, yıllarca eğri cetvelle doğru çizginin çizilmeye çalışıldığını belirtirken,
İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç ise, bütün dünyada
olduğu gibi yapı denetiminin bir kamu hizmeti olduğunu söyledi.
İ
nşaat Mühendisleri Odası (İMO) Diyarbakır
ve Ankara şubelerinin, düzenlediği 3. Yapı
Denetimi Sempozyumu, 5-6 Ekim 2013’te
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirildi. Sempozyuma, İMO
Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç ve yönetim kurulu üyeleri, İMO Diyarbakır ve Ankara şube başkanları ve yönetim kurulu
üyeleri, BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan,
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı
Osman Baydemir, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü Kasım Kayıhan,
Yenişehir Belediye Başkanı Selim Kurbanoğlu, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Mustafa
Temel ile çok sayıda akademisyen, bilim insanı ve inşaat mühendisi katıldı. Web adresimizde canlı yayınlanan sempozyum, açılış
konuşmalarıyla başladı.
Şube Başkanımız Turan Kapan, konuklara ve katılımcılara teşekkür ederek konuşmasına başladı. Yapı denetimi öneminin
ülkede maalesef her depremden sonra yaşanan can ve mal kayıplarından sonra anlaşıldığına dikkat çeken Kapan, “Can ve mal
kaybına yol açan bu acı tablo; yıllarca yerelden merkezi hükümete, merkezi hükümetten yerele kadar yapı denetim sürecinde
etkili ve yetkili olan kurumların üzerlerine
düşen sorumluluğu, bizce kamu hizmetini
yerine getirmemesi nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bugün burada iki gün sürecek
sempozyuma ev sahipliği yaparken istedik
ki; yapı üretiminde proje aşamasından mühendislik hizmetlerine, yapı malzemeleri
üretiminin denetiminden yapı denetim hizmetin verenlerin bağımsız olmasına, yönetmeliklerden uygulamalara kadar; bu sürecin
sıkıntı ve sorun oluşturan tüm ayaklarını
masaya yatıralım ve hep birlikte tartışalım.
Türkiye’nin dört bir yanından katılan çok sayıda bilim insanımızın 4 oturumda sunacakları tebliğlerin, sağlıklı kentler ve yapılar
oluşturulması için yıllarca emek veren meslektaşlarımızın forumda yürütecekleri tartışmaların; kentimiz, bölgemiz, ülkemiz için
yapı denetimde, yapı üretiminde uygulana-
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
cak yöntemler konusunda zihniyet değişikliği yaratmasını umuyoruz” dedi.
Eğri cetvelle doğru çizgi çizilmeye çalışıldı
Yıllarca eğri cetvelle doğru çizginin çizilmeye çalışıldığını kaydeden Kapan, konuşmasına şöyle devam etti: “Ancak eğri
cetvelle doğru çizgi çizmek mümkün değildir. Eksik yapı denetim sistemiyle sağlıklı ve
güvenli yapılar üretmek elbette mümkün
değil; hepimiz bunun farkındayız. Ama böyle
diyerek de tüm sorumluluğu üzerimizden atmamız da yanlıştır. Hepimiz topluma karşı,
mesleğimize karşı görevlerimizi elbirliğiyle
yerine getirirsek; depremin değil mühendislik hizmeti almamış, denetimi yapılmamış
yapıların öldürdüğünü bilince çıkarıp ona
göre yerelde hizmet yürütülmesini sağlarsak,
acı tablonun oluşmasını engelleyebiliriz.”
5
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Selim Tulumtaş
Taner Yüzgeç
İMO Ankara Şube Başkanı Selim Tulumtaş
ise, yapı denetim sistemini oluşturan asli unsurların mühendis ve mimarlar olduğundan hiç şüphelerinin olmadığını kaydederek, TMMOB ve
bağlı odaların yetkilerinin daraltılmasının sağlıklı
bir yapı denetimi sisteminin kurulması üzerinde
geliştirilen çalışmalarla çeliştiğini ifade etti.
Toplumsal ve insani bir sorumluluktur
İnşaat Mühendisleri
Odası’nın Diyarbakır’da düzenlediği 3.
Yapı Denetimi Sempozyumu’nda konunun
tüm tarafları bir araya
geldi ve yapı denetimde yaşanan sorunları tartışarak çözüm
önerileri ortaya koydu.
Ağustos-Kasım 2013
6
İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç,
konuşmasına Diyarbakır ve Ankara şube yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederek başladı.
Yapı Denetimi Sempozyumu’nun üçüncüsünü
düzenlediklerini belirten Yüzgeç, yapı denetimi
sorununun on yıllardır odalarının ilgi alanında
olduğunu hatırlattı. Bilimin ışığı ve bilim insanlarının öncülüğünün İnşaat Mühendisleri
Odası’nın rehberi olduğuna işaret eden Yüzgeç,
1975 yılında Lice’de meydana gelen deprem
ile Hicret apartmanının her hangi bir yer sarsıntısı olmadan yıkılmasının yapı denetiminin
önemini kendiliğinde ortaya çıkarmakta olduğunu vurguladı. Yüzgeç, “Yapı denetimi üzerinde hassasiyetle durmak, bir kez daha Lice,
bir kez daha Hicret apartmanı faciası yaşanmaması için elzemdir; ertelenemez, gözardı
edilemez toplumsal ve insani bir sorumluluktur. İMO kuruluşundan bu yana yapı denetim
tartışmalarının asli unsuru olmuş, konunun taşıdığı önemin yitirilmemesi için yoğun çaba
harcamış, yapı üretim sürecinin tüm aşamala-
Kasım Kayıhan
rının kesintisiz ve etkin olarak denetlenmesi
gerektiğini ısrarla savunmuştur” dedi.
Yapı denetimi kamu hizmetidir
Ülkenin asli sorunları arasında kaçak ve sağlıksız yapılaşma ve çarpıp kentleşmenin doğurduğu sonuçların yer aldığını ifade eden Yüzgeç,
bütün dünyada olduğu gibi yapı denetiminin bir
kamu hizmeti olduğunu söyledi. Yüzgeç, “Bu
kamu hizmetinin illa bir kamu kuruluşu veya kamu
görevlileri aracılığı ile yapılması gerekmeyebilir.
Fakat bu hizmet asla ve asla piyasa dengelerine,
vahşi rekabetçi serbest piyasa koşullarına terk edilemez. Bizdeki yapı denetimi sisteminin temel sorunu budur. Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı
Denetimi Kanunu’na yönelik değişiklik taslakları,
bu sorunu gidermekten ziyade derinleştirmeye
sebep olacaktır” diye konuştu.
Türkiye hızlı kentleşmektedir
Çevre ve şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel
Müdürü Kasım Kayıhan ise, toplumun gelişmişlik düzeyinin kentleşme olduğunu belirterek, bakanlık olarak amaçlarının şehirlerinin yaşam
kalitesini yükseltmek olduğunu söyledi. Kayıhan,
"Türkiye hızlı kentleşmektedir. Kentleşme oluşumunda hava kirliliği ve çarpık kentleşme gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır. İnşaat sektörünü
denetim altına alma amacımız 1999'daki depremlerdir" şeklinde konuştu.
Yapı denetimi TMMOB’a bağlanmalıdır
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı
Osman Baydemir, 30 yıllık çatışma ortamından
kaynaklı çok ciddi bir kentsel yaralar sözkonusu
olduğuna işaret ederek, kentin 30 yıllık gelişim
aksının planlandığını söyledi. Yapı denetimlerinin tamamının TMMOB'a bağlanmasını isteyen Baydemir, konuşmasına şöyle devam etti:
“Örneğin avukatlık son derece prestijli bir meslektir. Ama her bir müvekkil avukatın patronudur. dolayısıyla yapı denetiminde her bir
müteahhit firma ilgili denetim firmasının patronudur. Çalışanın patronu denetlediği bir sistemi henüz görmedim. Dolayısıyla bu sistemin
arzulanan anlamda etkin bir sonuç doğurmasını beklemek eşyanın tabiatına ve kapitalizmin
ruhuna da aykırıdır. Kentin ve ülkenin geleceği
açısından tartışmaya açılmalıdır. Burada kimin
kimi denetleyeceği çok açıktır. O halde bu sistemi tartışmaya açmak gerek. Ne yapmak
gerek. Bana göre yapı denetimlerinin tamamı
ilgili TMMOB'a bağlanmalıdır. TMMOB kamu
adına o denetimi yapmalıdır. Tıpkı CMUK gibi
sıralamayla, havuz sistemiyle olmalıdır. Müteahhit firmayla denetim firması ticari ilişkide el
sıkışmamalıdır. O işlem yasayla, birim fiyatla
belirlenmeli, kaynağın tamamı TMMOB'un havuzunda toplanmalıdır. Buradan ilgili denetim
firmalarına aktarılmalı.”
BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan da,
en önemli sorunun üniversite, devlet, hükümet
ve yerel yönetimler arasındaki koordinasyon
eksikliği olduğuna dikkat çekti.
Sempozyumda Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Karaesmen ile Yüksek İnşaat Mühendisi Altok
Kurşun, yapı denetimi konusunda sunum yaptı.
Temel, Bağlar Belediye Başkan Yardımcısı
Nimet Taş ve yapı denetim kuruluşları adına
İnşaat Mühendisi Recep Karahan, Yapı Denetimi Kanunu ve yapı denetimde yaşanan
sorunlar ve bunların çözümleri hakkında konuşmalar yaptı.
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Sempozyum oturumları
Sempozyumun birinci oturumuna, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Canan Taşdemir, ikinci oturuma
İMO Onur Kurulu Üyesi Mustafa Selmanpakoğlu, üçüncü oturuma Dicle Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr.
Özgür Değertekin, dördüncü oturuma ise
Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç.
Dr. A. Halim Karaşin başkanlık yaptı. Oturumlarda, bilim insanları, akademisyenler ve
inşaat mühendisleri, “Çelik yapılarda kalite
kontrol ve denetim (çağrılı bildiri)”, “Davranış düzensizliğinin Van depremindeki yansımaları ve güçlendirmede yapı davranışının
düzeltilmesi”, “Yapı denetim sürecine yönelik sistematik yaklaşım önerileri”, “Bakanlıkbelediye-müteahhit üçgeninde yapı denetim
sorunsalı”, “Yapı laboratuar uygulamaları
(çağrılı bildiri)”, “Yapı denetim kanununda
meslek etiği ihlalleri”, “Yapı denetim kuruluşlarının işçi sağlığı ve iş güvenliği aşısından sorumlulukları”, “Türkiye’de yapı
denetimin denetimi”, “Normal ve lifli beton
karışımlarının performansa dayalı tasarımı
Altan Tan
Osman Baydemir
Sempozyum paneli
Sempozyumda “Yapı denetim sürecine
yönelik sistematik yaklaşım önerileri” konulu panel gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü
Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Başkanı Hüseyin Kaya’nın yaptığı panele konuşmacı
olarak katılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Yapı İşleri Genel Müdür Yardımcısı Murat
Akın Bingöl, İnşaat Mühendisi Hukukçu Ali
Rıza Yücel, İMO Yönetim Kurulu 2. Başkanı
Şükrü Erdem, TMMOB Yapı Denetim Komisyonu Başkanı Mustafa Baygeldi, Diyarbakır Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Mustafa
Prof. Dr. Erhan Karaesmen
7
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
AKADEMİSYENLER, bilim insanları, inşaat mühendisleri ve bakanlık yetkililerinin katıldığı sempozyumda,
dördü çağrılı 19 bildiri sunumu yapıldı.
(çağrılı bildiri)”, “Yapı denetim kuruluşlarının istihdama katkısı”, “Prefabrike betonarme yapılarda denetim ve TSEK 118 yaklaşımının
değerlendirilmesi”, “Yapı denetiminde betonun
yeri”, “Beton kalitesinin yapı denetimi kapsamında denetlenmesi”, “Kentsel dönüşüm kapsamında binaların bölgesel risk dağılımının
belirlenmesi: Pera yöntemi (çağrılı bildiri)”,
“Kentsel dönüşüm sürecinde riskli yapı stoğunun yenilenmesi ve yapı denetimin bu süreçteki
önemi: Aksaray örneği”, “Ankara’da kentsel dönüşüm uygulamaları”, “İstanbul Üniversitesi
Çapa Yeleşkesi hızlı durum tespit çalışması”,
“Kamuya ait taşınmazlarda; tarihi yapıların restorasyonu ve yeni yapı uygulamalarında yapı denetim sistemi üzerine bir değerlendirme”, “Yapı
denetim kuruluşlarının çalışmalarının istatiksel
değerlendirilmesi” başlıkları altında sunumlar
gerçekleştirdi. Dördü çağrılı olmak üzere toplam
19 bildiri sunumunun yapıldığı sempozyumda,
panel ve oturum başkanları ile çağrılı bildiri
sunan akademisyenlere plaket, panelde konuşanlar ile oturumlarda sunum yapanlara da “Katılım belgesi” verildi.
Değerlendirme forumu
Sempozyumda ikinci günün sonunda “Forum
değerlendirme” düzenlendi. Forumun modaratörlüğünü İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner
Yüzgeç yaparken, Diyarbakır Şube Başkanımız
Turan Kapan, İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal
Gökçe, İMO Ankara Şube Başkanı Selim Tulumtaş, ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Karaesmen, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.
Dr. Baki Öztürk ve Dicle Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim
Ağustos-Kasım 2013
8
Üyesi Yrd. Doç. Dr. İdris Bedirhanoğlu ise foruma
konuşmacı olarak katıldı. Forumun ilk konuşmacısı İMO Ankara Şube Başkanı Selim Tulumtaş,
yapı denetimlerinin bir yönetim şekli ve işlevinin olduğunu belirterek, yapı denetiminin tek bir
boyutlu olarak düşünülemeyeceğini ifade etti.
Tulumtaş, yapı denetiminin hukuksal, toplumsal,
hem sosyal hem de teknik bir şekilde yürütülmesi gerektiğini kaydederek, sempozyumun yapı
denetim sisteminin tüm boyutlarının tartışabileceği bir platform haline dönüştüğünü vurguladı.
Yrd. Doç. Dr. İdris Bedirhanoğlu ise, Diyarbakır’da kötü bir yapılaşma olduğunu belirterek,
“Malzeme kalitesi denetimi çok yetersiz. Bildiğiniz gibi yapı denetimi yasası ne için çıktı, 1999
depreminden sonra binlerce insan yaşamını yitirdi ve bundan sonra yapı denetimi ortaya çıktı.
Bizim yoğunluğumuzu binanın sağlamlığına
ayırmamız gerekiyor” dedi.
Yöneticiler mühendislerin arkasında yürürler
İMO İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, İstanbul’da yaşadığı bir olayı anlatarak konuşmasına başladı. Bu ülkede mühendisliğin olmadığına
dikkat çeken Gökçe, “Sayın Mustafa Temel (Diyarbakır Çevre ve Şehircilik İl Müdürü), o kadar
çok şey söyledi, artık yapı denetimini yapmaya
gerek yok. Proje yönetiminden denetime kadar
hiçbir şeyin olmadığını söyledi. Denetim konusu
bir ülkeyi planlamak, şehrin planlamasıdır. Siz
kent planlamalarını doğru yapmazsanız, yapı denetiminizi de yapamazsınız. Eğer bir ülkenin yöneticileri helikoptere binerek hangi yapının nereye
yapılacağına karar veriyorsa, o ülkede sağlıklı bir
mühendislikten sağlıklı bir denetimden bahsedemezsiniz. Çünkü dünyada gelişmiş ülkelerde ida-
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
reciler, kent yöneticileri, meslek insanlarının
arkasından giderler, mühendislerin arkasından giderler. Mühendisler kent yöneticilerinin
arkasından gitmezler. Çünkü onlar bilgedir ve
bilirler” diye konuştu. Bu ülkede yapılarla ilgili her şeyin müteahhitlerin elinde olduğunu
ifade eden Gökçe, yaşanılan bir çevrede yapıların güvenlikli olsa da çocuklara oynayacak
parklar kalmıyorsa o ülkedeki bütün yapı denetimlerinin kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Hacettepe Üniversitesi Öğrenim Görevlisi
Baki Öztürk de, sempozyumda tartışılan konular ile çözüm noktasında daha dikkatli olabileceklerini belirtti.
Kapan: Yeni sistem ile geçmişi arar olduk
Şube Başkanımız Turan Kapan, yapı denetim sisteminin artısı ve eksiğiyle Diyarbakır’da
tartışmak için sempozyum düzenlediklerini belirterek, sempozyumda tarafların bir araya gelerek, sorunlarını tartışarak, herkesin kendi
payına düşen sorumlulukları almasını hedeflediklerini söyledi. 1999 yılından bu yana
İMO Diyarbakır Şubesi’nde bir üye, bir aktivist ve bir yönetici olarak yer aldığını hatırlatan Kapan, Diyarbakır şube olarak yaptıkları
çalışmaları, yetkili kurumlarla paylaştıklarını
ve ardından 2000’den sonra elle betonun yasaklandığını kaydetti. Kentte belediyelerin
meslek odalarını önemsediğini ifade eden
Kapan, 2011’de yapı denetim sisteminin
başlamasıyla birlikte geçmişteki sistemi arar
bir noktaya geldiklerini söyledi. Yapı denetim sisteminin işlemediğinin bu iki günde
yapılan tartışmalarda da ortaya konulduğunu
belirten Kapan, inşaat mühendisleri olarak
artık depremlerle anılmak istediklerini kaydetti. Kapan, tarafların bir araya gelmesi ve
doğru kararlar almasıyla yapı denetim sistemindeki sorunların da çözüleceğini düşündüğünü söyledi.
ÝMO
Yapı denetimi uygarlık meselesi
ODTÜ Öğrenim Görevlisi Prof. Dr. Erhan
Karaesmen de, Diyarbakır’ın toplumsal hafızasının iyi olduğunu belirtti. Diyarbakır’ı
uzaktan görenlerin Diyarbakır için “vurdu
kırdı” fikrine kapabildiğini, ancak bunun
böyle olmadığını dile getiren Karaesmen, Diyarbakır’ın yapı denetimi konusunda ise kendine göre bir yol çizdiğini ifade etti. Meslek
odalarına sahip çıkılması gerektiğini aktaran
Karaesmen, yapı denetiminin uygarlık meselesi olduğuna dikkat çekti. Karaesmen, “İki
gün boyuncu çok güzel şeyler konuşuldu,
sempozyum amacına ulaşmıştır. İnşaat Mühendisleri Odası bu toplumda aklı kullanmaya en yatkın camiadır, hatta belki de bir
numaradır. İMO Türkiye’de bir olaydır. İnşaat
mühendisleri Odası Türkiye’de toplumsal bir
olayın sonucu vardır. Birkaç ülkeyi gezdim
ama Türkiye’deki teknik meslek odalarının bir
benzerinin dünyanın başka yerinde olduğunu
hiç sanmıyorum. Teknik meslek odaları bir
ihtiyacı karşılıyorlar bu ülkede. Politize ol-
9
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
muşlar, bir miktar bazı gerçeklerin yanından geçerler, politik düşünceyi işin eksenine oturturlar,
yapılabilen yapılmış, hala devam eden suçlamalar dahil olmak üzere, 50 yıllık geçmişi olan teknik meslek odaları, toplumunun ihtiyaçlarını
yansıttığı gibi buna karşılık gelmiştir. İnşaat Mühendisleri Odası’nın mümtaz bir yeri vardır.
İMO’nun seçkin insanları, seçkin topluluğu, bu
alanda bir takım çareler ve formüller önermese
hiç önerilemez” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından katılımcılar ve dinleyiciler de görüş ve önerilerini açıkladı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel
Ağustos-Kasım 2013
10
Müdürü Kasım Kayıhan, iki günlük sempozyumdaki konuşmalarda aldıkları notları üstlerine bildireceklerini söyledi.
İMO Yönetimi Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç ise,
hazırlanan Yapı Denetim Kanunu taslağını yetersiz
bulduklarını belirterek, bakanlık yetkilerine kanun
taslağını tartışmak ve doğru yöntemleri bulmak için
bir araya gelme önerisinde bulundu.
Sempozyum Şube Başkanınız Turan Kapan,
İMO Ankara Şube Başkanı Selim Tulumtaş ile
sempozyum sponsorları ve sempozyumu destekleyen kuruluşların yetkililerine plaket verilmesiyle sona erdi.
ve
şa misy
nla
e
yum
poz
r il nler,
m
e
eo
Ş
es
turu ube B
taş il
m
u
l
u
a
T
mla
şkan
ı Selim
ınız Tur a
rda
n Kapan, İMO Ankara Şube Başkan
sunu
m yap
di.
anlara da
“Katılım belgesi” veril
ı
rlar
o
s
n
sp o
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
de
a
ak
n
u
na
su
on
k
iri
de
il d
l
b
e
ı
an
rıl
t, p
çağ
ke
ile
pla
ları
e
n
a
n
ri
a şk
ilile
mb
k
t
u
r
e
u
y
ot
n
e
şları
nel v
u
a
l
p
u
,
r
a
ku
yumd
eyen
Sempoz
estekl
umu d
sempozy
11
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
ŞUBE Başkanımız Turan Kapan ve yönetim kurulu üyeleri, ziyaret
ettikleri Diyarbakır Valisi M. Cahit Kıraç, DTSO Başkanı Ahmet
Sayar ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Mustafa Temel’e başarılar diledi ve çalışmalarda katılımcılığın önemine dikkat çekti.
Çalışmalarda
Ş
KATILIMCILIK çok önemli
ube Başkanımız Turan Kapan ve yönetim kurulu
üyeleri, Diyarbakır Valisi Mustafa Cahit Kıraç, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanlığı’na seçilen Ahmet Sayar ile Çevre ve Şehircilik
İl Müdürü Mustafa Temel’i ziyaret etti.
Şube Başkanımız Turan Kapan, yönetim kurulu
üyelerimiz Şahin Kaya, Sinan Tarı, Yusuf Yeşil, Ferhat Demir ile Şube Sekreterimiz Barış Çetinkaya, 8
Temmuz’da yeni seçilen Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Sayar ile yönetim kurulu üyelerini ziyaret etti. DTSO binasındaki
ziyarette Şube Başkanımız Kapan, Sayan’a yeni
görevinde başarılar diledi. DTSO seçimlerde Diyarbakır için iyi bir tablonun ortaya çıktığını, hem
yönetim hem de meclis açısından böyle değerlendirdiklerini belirten Kapan, “Demokratik bir seçim
süreciyle oluşan bu tablo, halkın iradesinin bir parçasıdır. Genç ve dinamik bir kadro şanstır. Diyarbakır ekonomisine bir ivme kazandıracağınıza
inanıyoruz. Diyarbakır’ın bir özgünlüğü var, bu yönetim de bir fırsattır” şeklinde konuştu. Sanayinin
ve kenttin toplumsal yönünün düşünülmesi gerek-
Ağustos-Kasım 2013
12
tiğini belirten Kapan, ellerinden gelen katkıyı kentte
ve DTSO’ya sunacaklarını söyledi. DTSO’nun yeni
yönetiminin Diyarbakır ekonomisine katkı sunacağından ve geliştireceğinden umutlu olduklarını
kaydeden Kapan, çalışmalarda katılımcılığın önemine dikkat çekti. Meslek örgütleri ve sivil toplum
örgütleriyle danışılarak ve paylaşılarak birlikte hareket edilmesi gerektiğine işaret eden Kapan, barış
süreciyle birlikte ekonomik kalkınmanın da önem
arz ettiğini ifade etti.
Sayan ise, kurtuluşlarının birlik ve birliktelikten
geçtiğini vurgulayarak, kolektif çalışma tarzını esas
aldıklarını ve kalkınmayı böyle sağlayabileceklerini
söyledi. Sayan, “Biz kapıları çalacağız” dedi.
Mesleğimize zarar veriliyor
Yönetim kurulu üyelerimiz 9 Temmuz’da ise,
Diyarbakır Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Mustafa Temel’i makamında ziyaret ederek yeni görevinde başarılar diledi. Ziyarette konuşan Şube Başkanımız
Kapan, “kurumlarla nasıl çalışabiliriz, nasıl daha iyi
sonuçlar alabiliriz”in çabası içinde olduklarını ifade
ederek, meslek birikimlerini deprem zararlarını en
aza indirmek için kullanmak istediklerini söyledi.
Birçok üniversitede alt yapısı olmadan açılan mühendislik bölümlerinin mesleklerine zarar verdiğini
kaydeden Kapan, yapı denetimin Türkiye için Diyarbakır’ın bir uygulama alanı olduğuna işaret etti.
Kapan, “Yapı denetim alanında sorunlar yaşanıyor.
Bu sorunların çözümü için çaba sarf edeceğiz. Biz
sizinle ve üniversiteyle depremle ilgili bir çalışma
yürütmek istiyoruz. Kentteki yapı stokunu belirlemek istiyoruz” dedi. Kentsel dönüşüm konusunda
yerinde dönüşümlerden yana olduklarını vurgulayan Kapan, yurttaşların mağdur edilmemesi ve yeni
sınıfların yaratılmaması gerektiğine dikkat çekti.
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Kentsel dönüşüm Bağlar ve Sur için çok önemli
Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Mustafa Temel ise, Diyarbakır’da Sur ve Bağlar için
kentsel dönüşümün çok önemli olduğunu belirterek, “İnsan hayatıyla ilgili bir iş yapıyoruz. Bundan daha önemli bir iş olamaz” dedi. Temel, Sur ilçesindeki kentsel dönüşümle
tarihi mekanları kurtarmak ve bölgeyi turizme açmak istediklerini kaydetti.
Diyarbakır
Valisi Kıraç’ı
ziyaret ettik
Yönetim kurulu üyelerimiz 17 Temmuz’da da, İzmir
Valiliği’nden Diyarbakır Valiliği’ne atanan Mustafa Cahit
Kıraç’ı makamında ziyaret etti. Şube Başkanımız Turan
Kapan, Vali Kıraç’a yeni görevinde başarılar diledi.
TMMOB ve bağlı odaların yetki ve gelirlerinin kesilmesine ilişkin bir maddenin Meclis’te görüşülen Torba
Yasa’ya eklenmesi ve bunun kabul edilmesinin gündeme
geldiği ziyarette, meslek odalarının denetim safhasındaki
önemine dikkat çekildi. Kentteki beton santralleri ve laboratuvarların denetiminin ne kadar önemli olduğu vurgulanan görüşmede, kentsel dönüşüm safhasına meslek
odalarının dahil edilmesi ve yapı envanteri ortaya çıkarmak
için yapılan çalışmalarında odaların bilgi birikiminden faydalanması talepleri dile getirildi.
13
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
TMMOB’yi ve odalarını
D
Ağustos-Kasım 2013
ŞUBE Başkanımız Kapan, AKP Hükümeti’nin korsanvari
bir şekilde torba yasanın içine koyduğu ve geçirdiği bir
maddeyle, TMMOB’ye bağlı meslek odalarının vize ve
plan yetkilerini gasp ettiğini söyledi.
14
size yedirmeyeceğiz
iyarbakır Şubemiz, Meclis’te “Torba Yasa Teklifi” görüşülürken TMMOB’nin yetki ve gelirlerinin Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı’na devrini öngören önergeye ilişkin Şube Konferans Salonu’nda basın toplantısı düzenledi. TMMOB bileşeni odaların yöneticileri ile
inşaat mühendislerinin katıldığı basın toplantısında
konuşan Şube Başkanımız Turan Kapan, TMMOB’yi
bölmeye, parçalamaya, etkisizleştirmeye yönelik
yasa değişikliği üzerinde uzun süredir çalışan AKP
Hükümeti’nin, tepki üzerine TMMOB’ye bağlı meslek odalarının çalışma esaslarını değiştirmeyi göze
alamadığını, ancak dün gece korsanvari bir şekilde
torba yasanın içine koyduğu ve geçirdiği bir maddeyle, TMMOB’ye bağlı meslek odalarının vize ve
plan yetkilerinin gasp edildiğini söyledi. Kapan,
“TMMOB’nin kamu adına denetleme yetkisini ve gelirlerini müsadereyi andıran bir biçimde el konulması, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı bir
müdürlüğe devredilmesiyle, aslında TMMOB’nin,
özellikle de kendi meşruiyetinin toplum gözünden
sarsılmasına neden olan, Gezi Parkı’ndaki muhalefetinden intikam alınmaya çalışılmaktadır” dedi.
Kamu yararına olan yetkilerimize el konulmuştur
HES’lere, barajlara, doğanın tahrip edilmesine
ya da tarihi değerlerin sular altında kalmaması için
karşı çıkan, yargıya taşıyan, durdurma kararları aldıran TMMOB ve bağlı odalar olduğunu hatırlatan
Kapan, konuşmasına şöyle devam etti: “Hükümetin ülkeyi koca bir inşaat şantiyesine çevirmesine,
ülkenin sahibinin müteahhitlermiş gibi davranmasına, halkın kullanımına, tarihi değerine bakmaksızın her yeri AVM’lere, rezidanslara, Arap şeyhlerine
peşkeş çekmesine, müteahhitler yararına işlem
yapmasına karşı TMMOB’nin ve bağlı odalarının
muhalefetini ev basarak, odalarda arama yaparak,
üyelerini gözaltına alarak durdurmaya çalışmış, bu
olmayınca yasayı korsanca çıkarak kamu yararına
olan yetkilerimize ve gelirlerimize el koymuştur.”
Sıra TMMOB’ye gelmiştir
Hükümetin, aslında uzun süredir TMMOB’yi
ve bağlı odalarını cezalandırmak, susturmak, örgütlülüğünü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde bir müdürlüğe bağlayarak dağıtmak
istediğini hatırlatan Kapan, “Hükümetin, kendi
kararlarına muhalefet eden, onu durdurmaya çalışan kamuya ait tüm yetkileri kullanmak, her istediğini yapabilmek amacıyla; aslından tüm
kurum ve kuruluşların yapısını değiştirmeyi uzun
süredir önüne hedef olarak koymuştur. Sıra
TMMOB’ye gelmiştir. Hükümetin bu tutumuna
karşı mücadele etmek hem topluma hem de tarihimize karşı boynumuzun borcudur. Yüzde
51’lik çoğunluğu sahip olmasından dolayı her istediğimi yaparım anlayışına sahip olan AKP Hükümeti’ne son sözümüz şudur: Aldığınız kararı
tanımıyoruz. TMMOB’yi ve odalarını size yedirmeyeceğiz, teslim etmeyeceğiz” diye konuştu.
Ölümün
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
ve
unutusun
kolay ülkesi olmayalım
İ
nşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi, 17
Ağustos 1999’da meydana gelen Marmara depreminin yıldönümüne ilişkin Şube Konferans Salonu’nda basın toplantısı düzenledi. Şube
Konferans Salonu’nda deprem ve doğal afetlerin
zararını en aza indirmek için yapılması gerekenlere ilişkin fotoğraf sergisi de açıldı.
Şube yönetim kurulu üyelerimiz ile inşaat
mühendislerinin katıldığı basın toplantısında
konuşan Şube Sekreter Üyemiz Ahmet Kaşan,
17 Ağustos 1999 Marmara depreminin üzerinden 14 yıl geçtiğini belirterek, 14 yıl önce başta
Gölcük olmak üzere neredeyse tüm Marmara
bölgesinin depremin yıkıcı etkisini yaşadığını,
binlerce insanın hayatını kaybettiğini, binlercesinin yaralandığı, ülke ekonomisinin ağır darbe
aldığını hatırlattı. Türkiye’nin bir deprem ülkesi
olduğuna dikkat çeken Kaşan, yapı denetiminin
önemine işaret etti. Kaşan, Marmara depreminin
yol açtığı toplumsal travmanın, ne yazık ki Van
depremiyle kalıcı hale geldiğini belirterek, “Ölümün ve unutuşun kolay ülkesi olmaya devam
edecek miyiz?” diye sordu. Ülkenin asli sorununun kaçak ve sağlıksız yapılaşma, mühendislik hizmeti almadan yapı üretilmesi ve yapı
denetiminin sağlanmaması olduğunu açığa çıkardığını kaydeden Kaşan, şu konulara dikkat
çekti: “Van depremi, 17 Ağustos’tan ders alınmadığını gösterdi, Van depreminden ders alınmadığını korkarız ki yeni bir depremle
anlaşılacak. İmar mevzuatında gerçekleştirilen
değişiklikler Türkiye’nin bir deprem ülkesi ol-
duğu gerçeğini göz ardı etmektedir. Mevzuat
değişiklikleri sonucunda sahte veya ‘imzacı’
mühendisler çoğalmış, süreç denetimsizliğe
mahkûm edilmiştir.
Kentsel dönüşüm projelerinin asıl amacı
nedir? Mevcut yapı stokunu iyileştirmek mi, sermaye gruplarına rant sağlamak mı? Kamu binalarının; yurtların, okulların, kreşlerin durumu
nedir? Örneğin 2011 ile 2013 yılları arasında
Odamıza ulaşan yapı ruhsatı bilgileri ile Oda kayıtlarının karşılaştırmalı incelenmesinde şu
sonuç açığa çıkmıştır: 1226 yapı ruhsatından,
352’sinin incelenmesi tamamlanmış, 265’inin
proje müellifinin hiç İşyeri Tescil Belgesi (İTB)
sahibi olmadan ya da İşyeri Tescil Belgesi geçersizken proje ve ruhsata imza attığı anlaşılmıştır. Bu veriler, İdarelerin Mühendis ve
mimarların yaptıkları işlemlere ilişkin bilgileri her
ayın ilk haftası içinde ilgili Meslek Odasına bildirme uygulamasına bile son verilmesinin, proje
müelliflerinin ve fenni mesullerin büro tescillerini her yıl yenileme zorunluluğunun ortadan kaldırılmasının, meslek odaları ile mühendisler
arasındaki bağın kesilmesinin kaçınılmaz sonucudur. Yapı üretim süreci başıboşluğa, denetimsizliğe sürüklenmekte, mal sahiplerinin
güvenli yapı beklentisi karşılıksız kalmakta,
hak sahibi vatandaşlar ise mağdur edilmektedir. İnşaat Mühendisleri Odası, ‘unutuşun
ve ölümün kolay ülkesi’ olmaktan hızla uzaklaşıp, yaşamın ve insanın savunulduğu bir
ülke yaratılması çağrısında bulunmaktadır.”
Ahmet Kaşan,
Türkiye’nin devrem
bölgesi olduğunu belirterek, “unutuşun ve
ölümün kolay ülkesi”
olmaktan hızla uzaklaşıp, yaşamın ve insan
hayatının savunulduğu
bir ülke yaratılması
çağrısında bulundu.
15
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
K
ODAMIZ, tutuklu bulunan belediye başkanları ve siyasetçilerin serbest bırakılması gerektiğini belirterek, “Biz istiyoruz ki Kara Perşembe ak perşembe olsun” dedi.
Tutuklu seçilmişler
serbest bırakılsın
ayapınar Belediyesi çalışanları, tutuklu bulunun
Belediye Başkanı Zülküf Karatekin, Başkan Yardımcısı Sabahattin Dinç ve diğer tutuklu siyasetçiler
için yaptıkları “Kara Perşembe” eyleminin 169’uncusunu gerçekleştirdi. Belediye hizmet binası
önündeki eyleme, Odamız Merkez Yönetim Kurulu
Üyesi Tansel Önal, Şube Başkanımız Turan ve yönetim kurulu üyeleri ile Kayapınar Belediye Başkan
Yardımcıları Aynur Yılmaz ve İhsan Avcı ve belediye çalışanları katıldı. Burada açıklama yapan
Şube Başkanımız Turan Kapan, 14 Nisan 2009 yılında birçok kente KCK adı altında yapılan operasyonlar sonucu çok sayıda avukat, insan hakları
savunucusu ve siyasi parti temsilcisinin gözaltına
alınarak tutuklandığı, birçoğunun bugün hala tutuklu bulunduğunu hatırlatarak, “24 Aralık 2009’da
ise eski şube başkanımız ve belediye başkanı Zülküf Karatekin ile yine üyemiz Milletvekili Hatip Dic-
le’nin bulunduğu siyasetçiler gözaltına alındı ve tutuklandı. Bu arkadaşlarımız adliyeye çıkarılırken elleri kelepçeli görüntüleri, esir kaplarına benzer
görüntüler bilinçli olarak basına servis edildi. Bu
görüntüler kamuoyunda ve toplumda büyük bir kırılma yarattı. Bu da yetmediği gibi mahkeme sürecinde özellikle anadilde savunma krizi
yaşanmasıyla baskı süreci devam etti. Bu arkadaşlarımız haksız bir şekilde dört yıldır ifadeleri bile
alınmadan halen tutuklu bulunmaktalar. Kara Perşembe eylemi 169 haftadır kesintisiz bir şekilde
devam etmektedir. Buradan yargı mensuplarına
sesleniyoruz. Bu hafta son olsun. Kara Perşembe
artık ak perşembe olsun. Bu arkadaşlarımızın tek
suçları haklı bir davanın savunucuları olmalarıdır.
Seçilmişlerin tek suçları ise demokratik, katılımcı,
halkın taleplerini karşılayan doğru kentsel politikalar izlemeleriydi. Kürt dilinin yaşamın her alanında
kullanılması ve Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözümünü Kürt hareketi 93’ten
beri savundu ve tek taraflı adımlar da attı. Bu adımları atmasına rağmen sorun askeri yöntemlerle çözülmeye çalışıldı. Büyük bedeller ödendi. 21 Mart
tarihindeki Newroz kutlamasında Sayın Abdullah
Öcalan tarafından Kürt ve Türk halkına yapılan
çağrı kabul gördü. Silahlar sustu, ölümler durdu.
Eğer demokratik sürecin ivme kazanmasını istiyorsak hükümetin demokratikleşme yolunda gerekli adımları atması gerekiyor” dedi.
Odamızın Yönetim Kurulu Üyesi Tansel Önal
ise, barış süreciyle birlikte siyasi tutsakların, siyasi
rehinelerin serbest bırakılması gerektiğini belirterek, “İnşaat Mühendisleri Odası eski başkanımız
Zülküf Karatekin ve üyemiz Hatip Dicle nezdinde
tüm tutuklularla dayanışma amacıyla buradayız. İsteğimiz bu arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmalarıdır” diye konuştu.
Grup, beş dakikalık oturma eylemi yaptı.
Ağustos-Kasım 2013
16
İMO Yönetim Kurulu, Teknik Eğitim Fakültelerine mühendislik
yolunun açıklamasına tepki göstererek, “Bütün bilimsel ve teknik veriler Teknik Eğitim Fakültelerinde uygulanan programın
mühendislik için yeterli olmadığını ortaya koymaktadır” dedi.
Mühendislik yolu açılıyor
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Teknik öğretmenlere
İ
nşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu,
Teknik Eğitim Fakültelerine mühendislik
hakkı verilmesiyle ilgili olarak 26 Nisan
2013’te yazılı açıklama yaptı. Odamızın açıklaması şöyle:
19 Nisan 2013 tarihinde toplanan Üniversitelerarası Kurul’dan, Teknik Eğitim Fakültesi
mezunlarının mühendis unvanı almasını sağlayacak düzenlemenin uygulanması doğrultusunda görüş çıktı. Konuyla ilgili olarak
Üniversitelerarası Kurul’dan çıkan görüş
YÖK’te değerlendirilecek ve Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarının mühendis olabilmek için
hangi fark derslerini alacağı ve tamamlama
programlarının ayrıntıları netleşecek. Konu,
YÖK Genel Kurulu’na gidecek, uygulamaya
ilişkin usul ve esaslar belli olacak.
Şu an YÖK’ten resmi bir açıklama yapılmasa da, 13 Mart 2013’te Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarıyla "Başkanla yüz yüze"
toplantısında bir araya gelen YÖK Başkanı
Gökhan Çetinsaya, "Teknik Öğretmenler için
Mühendislik Tamamlama" konusuyla ilgili
katılımcıları bilgilendirdi. YÖK Başkanı Çetinsaya toplantıda, konu ile ilgili komisyon
çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu, 19 Nisan’da gerçekleştirilecek olan
Üniversitelerarası Kurul toplantısından çıkacak görüş doğrultusunda çalışmaların nihayete erdirileceğini ifade etti.
Hatırlanacağı üzere; 29 Nisan 1992 tarihinde kabul edilen 3795 sayılı "Bazı Lise,
Okul ve Fakülte Mezunlarına Unvan Verilmesi
Hakkında Kanun"un 3. madde, 1. fıkra, e bendinde, "Teknik öğretmen unvanını kazananlar
için ilgili teknik eğitim fakültelerince düzenlenecek en fazla iki yarı yıl süreli tamamlama
programlarını başarıyla bitirenlere dallarında
‘mühendis’ unvanı verilir." denilerek, Teknik
Eğitim Fakültesi mezunlarına mühendislik
yolu açıldı, 7 Ağustos 2003 tarihinde de,
"Teknik Öğretmenler İçin Düzenlenecek Mühendislik Programlarının Uygulama Esas ve
Usulleri Yönetmeliği" yayımlanarak mevzuat
tamamlandı. Ancak bu zaman zarfında uygulamaya alınmayan Kanun hükümlerinin,
bugün uygulanmasını manidar bulduğumuzu
belirtmek isteriz.
Okullarda fiziki ve teknik altyapı
eksikliği bulunmaktadır
İnşaat Mühendisleri Odası, 1992 yılında
3795 sayılı Yasa’nın kabul edilmesiyle başlayan, 2010 yılında Teknoloji Fakültelerinin
açılmasıyla devam eden ve bugün Teknik
Eğitim Fakültesi mezunlarına mühendislik
unvanı verilmesi uygulamasıyla görünür hale
geçen sürecin bir bütün olarak, inşaat mühendisliği mesleğinin itibarsızlaştırılması,
öneminin azaltılması, niteliğini tartışılır hale
getirilmesi niyetinin bir başka tezahürü olduğunu düşünmekte ve karşı çıkmaktadır.
İnşaat mühendisliği eğitiminin içinde
bulunduğu sorunlar kamuoyunun
malumudur. Popülist bir yaklaşımla
her ile bir üniversite açıldığı ve
hemen her üniversitede mühendislik eğitimi verildiği bilinmektedir. Okullarda fiziki ve
teknik altyapı eksikliği bulunmaktadır, birkaç fakülte hariç, eğitim
liseden bozma binalarda verilmektedir. Bir öğretim üyesine düşen
öğrenci sayısı eğitimin niteliğini düşürecek
oranda çoktur. Okulların pek çoğunda labora17
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
tuar bulunmamaktadır. Uygulamalı eğitim ve
araştırmalar için yetince kaynak ayrılmamaktadır. Mevcut eğitim müfredatı ve uygulaması mühendislik biliminin gerekleriyle, farklı mesleki
disiplinlerle etkileşiminin teorik çerçevesiyle,
gelişmiş teknolojiyle uyumlu değildir. Ülkemizin gerçek ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. Bu
şartlarda mezun olan genç mühendislerin mesleki yeterlilikleri ve gelişmişliklerinin tartışmalı
olacağı açıktır ki, meslek içi eğitim ağırlıkla
ancak Meslek Odalarının olanakları çerçevesinde
uygulanabilmektedir.
Mesleki etik ve yetkinlik sorunları
İstihdam olanakları ile mühendislik fakültelerinin kapasitesi arasında inanılmaz bir uçurum
bulunmaktadır. Bunun ne anlama geldiği ise
açıktır: Mühendisler arasında işsizlik oranı, dallar arasında farklılıklar arz etse de, ortalama
yüzde 25 civarındadır. İşsizlik, düşük ücretler,
sağlıksız çalışma koşulları ve güvencesizlik mühendisliğin adeta "kaderi" olmuştur. Mesleki etik
ve yetkinlik temel sorunlar arasındadır.
Mühendislik eğitimi ve istihdam olanakları
Ağustos-Kasım 2013
18
bağlamında gerçek bu iken, mühendislik eğitimi
veren fakülteleri çoğaltmak, plansız-programsız
bir şekilde mühendis sayısını artırmak, zaten sorunlu olan Teknik Eğitim Fakültelerinden mezun
olanları, iki yarı yıl gibi "hızlandırılmış" eğitime
tabi tutarak mühendis ilan etmek mesleki niteliği daha da aşağılara çekecektir.
Yeni sorunlar açığa çıkacak
Bütün bilimsel ve teknik veriler Teknik Eğitim
Fakültelerinde uygulanan programın mühendislik için yeterli olmadığını ortaya koymaktadır.
Mühendislik eğitiminin ve mühendislik mesleğinin sorunlarının, teknik öğretmenleri "mühendisleştirerek", mühendislerin sayısını artırarak
çözülmesi mümkün değildir. Bu yolla sorun çözülmeyecek, yeni sorunlar açığa çıkacaktır.
Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarının sorunları olduğu bilinmektedir. Ancak bu sorunlar,
onları mühendis ilan ederek değil, üretim sürecini yeniden düzenleyerek, ara eleman ya da
teknik elemanları hukuki statüye kavuşturarak,
üretim sürecindeki önemlerini görünür kılarak
aşılabilir.
İnşaat Mühendisleri Odası, YÖK’ü, mühendislik mesleğinin önemini, kendine has özelliklerini ve mesleki-bilimsel esasları gözeten bir
yerden, bir kez daha düşünmeye, konu ile ilgili
Meslek Odalarının görüş ve yaklaşımlarını almaya, ülke gerçeklerini görmeye çağırmaktadır.
ŞUBE Başkanımız Turan Kapan, yasaların ve yönetmeliklerin uygulanmamasının nedeninin, ekonomik ve siyasi rant
odaklı kentleşme politikaları olduğunu kaydetti.
YAPILARIN
GÜVENİRLİĞİ
M
ardin’in Nusaybin ilçesinde düzenlenen
"Kentsel Politikalar Konferansı"nda konuşan
Şube Başkanımız Turan Kapan, ülkede güvenirliği olmayan önemli bir yapı stoku bulunduğunu belirterek, yapıların güvenirliğinin,
gerek projelendirme gerekse yapım aşamasında mühendislik hizmet almalarıyla mümkün olduğunu söyledi.
Mardin’in Nusaybin ilçesinde “Kentsel Politikalar Konferansı”, 5-6-7 Temmuz’da Nusaybin Belediyesi Mitanni Kültür Merkezi Apê
Musa Konferans Salonu'nda düzenlendi. Konferansa Şube Başkanımız Turan Kapan, milletvekilleri, belediye başkanları ile çok sayıda
davetli katıldı. Kapan, konferansta “Yapılarda
güvenli taşıma gücünün sağlanması için önerilen yaklaşımlar” başlıklı bir sunum yaptı. Plansız ve denetimsiz kentleşmenin doğayı ve
geleceği tehdit ettiğini kaydeden Kapan, “Normalde son derece doğal bir olay olan depremin, plansız kentleşme, kontrolsüz-denetimsiz
yapılaşma yüzünden yıkıcı, ekonomik ve sosyal sonuçları olan bir felakete nasıl dönüştüğünü, bir anda hayatların nasıl sıfırlanabildiğini
en son Van Depreminde yaşadık” dedi.
mühendislik
hizmetiyle
mümkündür
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
lerine göre; Türkiye’deki konutların yüzde 40’ı
kaçak ya da ruhsatsızdır. Yapı kullanım belgesi
baz alınırsa bu oran; yüzde 67’ye çıkmaktadır.
15 milyon civarında olan bina stokunun yüzde
10’unun yenilenmesi, yüzde 30’unun onarılması
gerekmektedir. Bu rakamlar konutların yüzde
40’ının oturulabilir olmadığını göstermektedir.
Kentlerin bir yapı envanterinin acilen çıkarılması,
bu envanterin içerdiği veriler ışığında mevcut
yapı stokuna ilişkin güçlendirme ya da yıkıp yeniden yapma seçenekleri değerlendirilmelidir.”
Sağlıklı bir yapı denetimi sistemi olmalıdır
Türkiye coğrafyasının yaklaşık yüzde
93’ünün aktif deprem kuşağı üzerinde bulunduğunu vurgulayan Kapan, “Nüfusun yüzde 98’i
ise deprem riski yüksek olan yerleşim birimlerinde yaşamaktadır. Türkiye yıllar boyunca yaşamış olduğu depremler nedeniyle önemli can
ve mal kayıpları yaşamıştır. Buna karşın deprem
zararlarını azaltacak önlemlere ilişkin etkili ve
sistemli bir çalışma yapılmamıştır.
Türkiye’deki konutların yüzde
40’ı kaçak ya da ruhsatsızdır
Ülkede güvenirliği olmayan önemli bir yapı
stoku bulunduğuna dikkat çeken Kapan, şu bilgileri verdi: “Deprem riskinin azaltılması çerçevesinde yapı stokunun belirlenmesi ve yapı
envanterinin çıkartılması, sağlıksız, güvensiz
yapıların yenilenmesi veya güçlendirilmesi,
mevcut yapı stokumuzun depreme dayanıklı
hale getirilmesi, yurttaşlarımızın can güvenliği
açısından hayati önem taşımaktadır. TÜİK veri19
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Bugüne kadar yapılan çalışmalar, en genel anlamda, yara sarma noktasında olmasına karşın
olağan önlemler bile alınmamıştır. Deprem sonrasında ortaya çıkan acı tablo gösteriyor ki; Türkiye’de yapı üretim süreci proje aşamasından
başlayarak, bir bütün olarak sorunlu ve sıkıntılıdır.
Yapı üretim süreçlerinde mühendislik ve mimarlık
hizmetleri yetersizdir. Yapı malzemeleri üretimi,
denetim dışıdır. Yapı denetimi sorunlu ve sıkıntılıdır. Depremlerde yaşananlar göstermiştir ki, yıkımların en temel nedeni yönetmeliklere uygun
yapılaşmanın sağlan(a)mamasıdır. Yasaların ve
yönetmeliklerin uygulanmamasının nedeni, ekonomik ve siyasi rant odaklı kentleşme politikalarıdır. Bir doğa olayı olan depremin doğal afete
dönüşmesini önlemenin yolu sağlıklı bir yapı denetimi sisteminden geçmektedir” diye konuştu.
ŞUBE Başkanımız Turan Kapan, yeni yapılaşma süreçlerinin sağlıklı bir şekilde işletilmesi için doğru bir planlamaya ve mühendislik
hizmetine gereksinim olduğunu söyledi.
Yapı Denetim Yasası yeniden düzenlenmelidir
Yapıların güvenirliğinin, gerek projelendirme
gerekse yapım aşamasında mühendislik hizmet almalarıyla mümkün olduğunu ifade eden Kapan,
“Deprem güvenliği olan yapıların üretilebilmesi için;
inşaatın yapılacağı yerin doğru seçilmesinden başlayarak bir takım koşulların sağlanması gerekmektedir. Bunlar doğru tasarım yapmak, mühendislik
hesaplarında hata yapmamak, işçiliği sağlam yapmak, uygun ve yeterli malzeme kullanmaktır. Yani
bir yapının kalitesini, güvenliğini belirleyen üç temel
öğe; proje, malzeme ve işçiliktir. Bu üç öğenin sağlanmasının yolu, her üç öğe üzerinde yaygın ve etkin
denetim uygulanmasından geçer. Bunu yapabilmek
için yerel yönetimlerde yeterli sayıda bu işleri denetleyecek teknik personel olmalıdır. Yapı denetimi;
kamu adına ve kamu yararı gözetilerek yapılması gereken bir hizmettir. Bu nedenle de icra edenlerin bağımsız hareket etmesi gerekir. Sağlıklı, dayanıklı,
güvenilir yapılar üretebilmek; ancak bağımsız ve
etkin bir yapı denetim sistemiyle mümkün olabilir.
Mevcut Yapı Denetim Kanunu, yapı üretim sürecinin denetlenmesinin özel yapı denetimi kuruluşları
tarafından, ticari bir anlayışla ve yapı sahibinin belirlediği bir yapı denetim kuruluşu tarafından yapılmasını öngörmektedir. Yürürlükteki yapı denetim
mevzuatında, bağımsız ve etkin bir denetimin izle-
Ağustos-Kasım 2013
20
rine rastlamak mümkün değildir. Denetlenen ile denetleyen arasındaki ticari ilişki ortadan kaldırılmalıdır. Kamu adına yapılan denetimin amacı, vatandaşın
can ve mal güvenliğini temin etmektir. Bu görev bir
kamu görevidir ve bağımsız atanması gerekmektedir.
Yoksa şimdi olduğu gibi müteahhidin, kendi yapı denetim kuruluşunu seçmemesi gerekir. Müteahhit,
denetimi yapacak kuruluşu kendisi belirlediği sürece, kaliteli ve etkin bir denetim beklenemez. Yapı
denetim hizmeti, sadece bir ticari faaliyet olarak görülüp, serbest rekabet ortamına terk edilemez. Proje
üretimi ve denetimi sürecinde, mühendislik alanındaki hizmet üretiminin daha kaliteli olması ve kurumlaşmanın sağlanabilmesi için belediyelerin
meslek örgütleriyle işbirliği yapmaları gerekir. Meslek örgütlerinin sürece etkin katılımını sağlayacak
yeni bir planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci
modeli benimsenmelidir. Mevcut yapı denetim yasası yeniden düzenlenmelidir. Yeni yapılaşma süreçlerinin sağlıklı bir şekilde işletilmesi için doğru
bir planlamaya ve mühendislik hizmetine gereksinim vardır” şeklinde konuştu.
Yüksek kat yönetmeliğine uygun
proje tasarımı yapılmalıdır
Nazım ve uygulama planlarının yapılmasında
meslek örgütlerinin biriminden yararlanılması gerektiğini belirten Kapan, sağlıklı bir yapı üretiminin
ve yapılaşmanın temel öğesinin, sağlıklı bir planlama ve imar uygulamaları olduğuna işaret etti.
Kapan, “Belediyelerin planları hazırlama ve kentin
gelişmesini de bu planlara göre değerlendirmesi ve
denetlemesi gerekir. Belediyeler, planların yapılma
sürecinde, başta kentte yaşayanları, meslek odalarını
ve sivil toplum örgütlerini planlama süreçlerine katmalıdır. Planlama sürecinde, TMMOB ve İMO’nun
birikimlerinden yararlanılmalıdır. Burada yalnızca
planların yapılması yeterli değildir. Bu planların
doğru bilgilerde ve gerçekçi rakamlarla yapılması
gerekir. Planların çalışmalarında jeolojik etütler mutlaka yapılmalı, yapılaşma, özellikle de çok katlı yapılaşmaya açılacak alanlarda deprem duyarlılıkları
ölçülmelidir. Yüksek kat yönetmeliğine uygun proje
tasarımı yapılmalıdır” dedi.
Kentsel rantın tüm kenttekilere ait
olması gerekiyor
Kentsel rantın tüm kenttekilere ait olması gerektiğine dikkat çeken Kapan, “Kentte yapılan her yeni
planlama sonuçta bir kent rantını da doğurmaktadır.
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Toprağın planlama öncesinde bir fiyatı vardır.
Planlama sonrasında bir fiyat, planlamada o yere
verilen görevle birlikte genelde artar. Arazi üzerinde planlamayla yapılan bu değişiklik, planlamayla yaratılmış bir rantı ortaya çıkarmaktadır.
Planlamayla birlikte yaratılan değer artışı, kent
toplumuna ait olup, kentsel yaşamın yeniden
üretiminde kullanılmalıdır. Kentsel mekânda
oluşan değer artışı bu yanıyla topluma ait olduğu gibi, bu değer artışının haksız bir kazanç
olarak da mülk sahibi yerine topluma geri dönmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Kamu arazileri kentlerin geleceğidir
Kent alanı içindeki arazilerin kamu mülkiyetinde olmasının genel bir strateji olması gerektiğini kaydeden Kapan, konuşmasına şöyle
devam etti: “Tüm uygar dünya kentlerinde,
kent topraklarının kamusal örgütlerin elinde
olması yönünde stratejiler geliştirilirken, ülkemizde kamu elinde var olan toprakların özelleştirme, rant alanları oluşturma vb. yağmaya
dayalı amaçlarla elden çıkarılması kaygı vericidir. Kamu arazileri kentlerin geleceğidir, her
geçen gün artan kentsel ortak kullanımların
sağlanabilmesi için kamu mülklerinin tümüyle
kamusal tesisler için kullanılmalı, sosyal donatı ve teknik altyapı hizmetleri için ayrılmalı-
dır. TOKİ’nin ilan ettiği toplu konut alanları içerisindeki kamu arazilerinin büyük kısmını satması ve satışa çıkarması da kaygı vericidir. Bu
arazilerin satışının durdurulması yönünde çalışmaların derhal yapılması gerekir.”
Konut sorununa kooperatifli çözüm
Belediyelerin arsa üretmesi, konut sorununu kooperatifler aracılığıyla çözmesi ve
bunun tüm aşamasını denetlemesi gerektiğini
vurgulayan Kapan, “Belediyelerin, kente gelecek insanlarla ilgili olarak arsa üretmesi ve
bunu daha insanlar gelmeden hizmete sunması gerekir. Hazine’ye ait arsaların belediyeye devrinden elde edilen bölgelerden
mutlaka konut için ayrılması koşulu bulunmalıdır. Üretilen arsalar üzerinde planlama yapılması, bu arsalarda imar çalışmalarının
bitirilmesi, bu alanların kooperatiflere verilmesi ve bu çalışmaların belediyelerce denetlenmesi gerekir. Aslında kentleşme, planlama,
tarihi çevre ve tarihi yapı koruma sorunu, aynı
zamanda bir kültürel örgütlenme, bilinçlenme
ve kamuoyu oluşturma sorunudur. Bu sorunun
üstesinden gelmek halkın bilinçlenmesiyle
mümkündür. Batı ülkeleri halkın katılımı ile korumanın gerçekleştirilmesine yasalarında yer
vermiş ve çözüme bu şekilde ulaşmıştır” dedi.
TOKİ’nin ilan ettiği
toplu konut alanları
içerisindeki kamu arazilerinin büyük kısmını
satması ve satışa çıkarması da kaygı vericidir
21
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ODAMIZ, Lice’de 1 kişinin yaşamını yitirmesi, 9 kişinin ise
yaralandığı olayla ilgili yaptığı açıklamada, Roboski’de 34
yurttaşa ilişkin başlatılan soruşturmaya dikkat çekerek, “Sorumluların görevlerinden alınmasını talep ediyoruz” dedi.
ÝMO
İ
Ağustos-Kasım 2013
22
Lice’nin sonu
Roboski gibi olmasın!
nşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, Diyarbakır’ın Lice ilçesindeki olaya ilişkin 2 Temmuz’da
yazılı açıklama yaptı. Lice ilçesine bağlı Kayacık
Köyü’nde karakol yapılmasını protesto etmek için
28 Haziran 2013’te köy sakinlerince gösteri yapıldığı, karakol önünde yapılan protesto gösterisine
askerlerce ateş açılması sonucunda Medeni Yıldırım adlı yurttaşın yaşamını yitirdiği, dokuz yurttaşın da vücutlarının çeşitli yerlerine isabet eden
kurşunlarla yaralandığı hatırlatılan açıklamada,
“Her ne kadar göstericilerin ‘Molotof kokteyli attığı’ ve ‘karakola ateş açıldığı’ iddia edilse de, bu
iddianın gerçeği yansıtmadığı kısa sürede açığa
çıkmıştır. Görgü tanıklarının anlatımına göre, demokratik ve barışçıl bir şekilde protesto gösterisi
yapan vatandaşlar, basın açıklaması yapmış ve ardından oturma eylemi gerçekleştirmiş, bunun üzerine bölgeye askerler gelmiş, köy sakinleriyle
askerler arasında bir görüşme gerçekleşmiş ve
sonrasında hiçbir ikaz yapılmadan havaya bir el
ateş açılmış, ardında kalabalık hedeflenmiştir. Gezi
Parkı ile başlayan polis şiddetinin bir benzeri Lice’de yaşanmıştır. İddialar ne olursa olsun, hiçbir
gerekçe askerlerin sivil yurttaşların üzerine ateş açmasını haklı çıkarmaz. Gezi Parkı eylemlerinde de
görüldüğü üzere demokratik tepkilerin şiddet kullanılarak ve keyfi olarak engellenmesi ne insani ne
de demokratik hiçbir kriterle bağdaşmaz” denildi.
Ölçüsüz, orantısız ve keyfi şiddeti reddediyoruz
“İnşaat Mühendisleri Odası olarak, demokratik
gösterilere yönelik olarak uygulanan ölçüsüz, orantısız ve keyfi şiddeti reddediyor ve kınıyoruz. Herkesin toplantı, yürüyüş ve gösteri hakkını
engellenmeden ve şiddetle karşılaşmadan kullanmasının demokrasinin bir gereği olduğuna inanıyoruz” denilen açıklamada, şunlar yer aldı: “Bu
yüzden Lice’de bir kişinin ölümü, dokuz kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayın, Şırnak’ın Uludere
ilçesine bağlı Roboski (Ortasu) Köyü’nde 28 Aralık 2011 tarihinde F 16 tipi savaş uçaklarının bombardımanı sonucu çoğu çocuk 34 vatandaşımızın
katledilmesi olayında olduğu gibi soruşturmanın
sürüncemede bırakılmaması gerektiğini ısrarla belirtiyoruz. Yine Gezi Parkı olaylarında Ankara’da
polis kurşunuyla öldürülen Ethem Sarısülük’ün katilinin serbest bırakılması gibi bir sonucun çıkmaması için, daha dikkatli davranılması, Cumhuriyet
savcıları ve idari yetkililerin tarafsız ve hızlı bir soruşturma açması ve yürütmesini bekliyoruz. Silah
kullananların, silah kullanma talimatı verenlerin
zaman geçirmeksizin görevlerinden alınmasını
talep ediyoruz. Soruşturmada ‘oyalama ve unutturma’ gibi bir yaklaşımın sergilenmemesi için, İnşaat Mühendisleri Odası’nın hukuki süreci
yakından takip edeceğini ifade ediyoruz.
ODAMIZ, Dicle, İstanbul, Ankara, Sivas ve 19 Mayıs üniversitelerinde meydana gelen olaylarda saldırganların polis
tarafından korunduğunu ve yaşananlardan yana kaygılı olduklarını açıklarken, Diyarbakır’daki 13 sivil toplum örgütü
ise, herkesi olaylara karşı duyarlı olmaya çağırdı.
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Üniversitelerdeki
İ
DUYUYORUZ
işbirliğinden
KAYGI
nşaat Mühendisleri Odası (İMO) Yönetim Kurulu, üniversitelerde yaşanan olaylara ilişkin 17
Nisan’da yazılı açıklama yaptı. Üniversitelerdeki
olaylarda yaşananların hatırlatıldığı açıklamada,
“Üniversite öğrencilerine dönük saldırılar bununla sınırlı kalmamış, saldırıları önlemekle sorumlu olan polis, ne yazık ki, mağdurlara,
saldırıları protesto eden öğrencilere şiddet uygulamış, onlarca öğrenci gözaltına alınmıştır.
Dicle Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Sivas
Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, 19 Mayıs Üniversitesi’nde yaşanan olaylarda polisin saldırganları adeta koruyan, kollayan bir pozisyonda
bulunduğu görülmüştür” denildi.
Diyarbakır'da duyarlılık çağrısı
TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu, Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Sanayi ve
Ticaret Odası (DTSO), Güneydoğu Sanayici ve
İş Adamları Derneği (GÜNSİAD), Diyarbakır
Borsası, Diyarbakır Tabip Odası, Diyarbakır
Sanayici ve İş Adamları Derneği (DİSİAD), Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı
(DESOB), KESK Diyarbakır Şubeler Platformu,
İHD Diyarbakır Şubesi, Türk-İş 7. Bölge Temsilciliği ve DİSK Diyarbakır Temsilciliği, Dicle
Üniversitesi'ndeki olaylara ilişkin Diyarbakır
Barosu'nda basın toplantısı düzenledi. Ortak
açıklamayı okuyan Diyarbakır Baro Başkanı
Tahir Elçi, olayların kamuoyuna "karşıt görüşlü
öğrencilerin kavgası" şeklinde yansıtılması ve
akabinde üzerinden başlatılan tartışmaları manidar bulduklarını belirterek, 90'lı yılların ilk
yarısında yaşanan ve kamuoyunca bilinen
olaylar dışında üniversitede ve Diyarbakır'da
bu nitelikte olayların yaşanmadığını söyledi.
Üniversitede yaşanan olaylara karşı herkesi
duyarlı olmaya çağıran Elçi, "Oluşturulan
gerginlik bütün toplumun benimsediği ve
destek verdiği çözüm sürecine zarar verici ve
aynı zamanda bu süreci baltama çabası
içinde olabilecek odaklara da fırsat sunmaktadır. Bu tür olayların zamanında önünün
alınmaması durumunda, şiddetin sokağa ve
günlük yaşama sirayet ederek, yıkıcı ve telafisi imkânsız sonuçlara yol açabileceği herkes tarafından görülmelidir" dedi.
23
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
İNŞAAT Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu’nun, Planlı Tip
İmar Yönetmeliği’nde yapılan değişikliklerle ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Yönetmelikte yapılan değişikliklerle,
mesleki denetimde yeni sorunlar açığa çıkacaktır” denildi.
ÝMO
Planlı Alanlar Tip İmar
Yönetmeliği’ndeki değişiklikler
İ
nşaat Mühendisleri Odası’nın 21 Haziran 2013’te
yaptığı yazılı açıklama şöyle: Son bir yılda yapı
üretim süreciyle ilgili mevzuatta gerçekleştirilen
köklü değişiklikler nedeniyle mesleki denetim sistemi neredeyse tamamen çöktü. Bu değişiklikler,
sahte mühendis sayısında adeta bir patlama yarattı; yapı üretim süreci denetimsizliğe, karmaşaya, keşmekeşe mahkûm edildi.
Yapılan bir dizi değişiklik nedeniyle sahte, yasaklı ya da mesleki faaliyette bulunmaya haiz olmayan mühendisler proje hazırlamaya, şantiye
sorumluluğu üstlenmeye, yapı üretmeye, sürecin bir
parçası olmaya devam ediyor. Zaten sorunlu bir konu
olan güvenli ve nitelikli yapı üretimi, denetim sisteminin kilitlenmesi nedeniyle, içinden çıkılmaz bir
noktaya doğru sürükleniyor. Türkiye nitelikli mesleki
faaliyet ve nitelikli yapı üretiminden, her mevzuat değişikliğinden sonra biraz daha uzaklaşıyor.
Ağustos-Kasım 2013
24
Bu uzaklaşmanın son örneğini, 1 Haziran
2013 tarihinde Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nde yapılan yeni bir değişiklikler oluşturmuştur. Bu değişikliklerle, mesleki denetimde
yeni sorunlar açığa çıkacaktır.
Meslek Odasına bildirme
uygulamasına son verilmiştir
Örneğin, Yönetmeliğin 57. maddesinin 14. fıkrası ve 58. maddesinin 7. fıkrasında yapılan değişikliklerle, idarelerin mühendis ve mimarların
yaptıkları işlemlere ilişkin bilgileri her ayın ilk haftası içinde ilgili Meslek Odasına bildirme uygulamasına son verilmiştir. Böylelikle yapı üretim
sürecinde denetimsizlik, başıboşluk ve hukuka aykırılık belirleyici hale gelmiş ve bu olumsuzlukların kamuoyundan gizlenmesinin önü açılmıştır.
Yine aynı Yönetmeliğin 57. maddesi 14.
fıkrasında yapılan değişiklikle, proje müelliflerinin ve fenni mesullerin büro tescillerini
her yıl yenileme zorunluluğu ortadan kaldırılmıştır. Bu değişikliğin hedefi şudur:
Proje müellifi ve fenni mesul Meslek Odasına bir kez başvuracak, gerekli ve yeterli şartlara sahip olduğunu bir kez için kanıtlayacak,
sonrasında denetim dışına çıkacaktır. Zaman
içerisinde gerekli ve yeterli şartları kaybetse
bile mesleğini yapmaya devam edecektir.
Deprem gerçeği unutulmaktadır
Yönetmeliğin 58. maddesinin 8. fıkrası
değiştirilerek, bir fenni mesulün (Teknik Uygulama Sorumlusu), fenni mesuliyete ilişkin
yapı inşaat alanı sınırlamasının denetimi İnşaat Mühendisleri Odası`ndan alınarak Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüklerine verilmiştir ki bu değişiklik, bir mühendisin
mesleki gerekliliği aşan bir sorumluluk altına
girmesinin yolunu açacaktır. Planlı Tip İmar
Yönetmeliği`nde yapılan yeni düzenlemeler,
mesleki esaslara, mesleki-bilimsel gerekliliklere aykırıdır; sonucu ancak depremle görünür hale gelecek zararlara yol açacaktır.
Türkiye’nin bir deprem ülkesi
olduğu gerçeği unutulmaktadır
Son dönemlerde yapı üretim mevzuatıyla ilgili değişikliklerin açığa çıkardığı
olumsuzluğun gizlenemeyecek derecede
açık ve net olduğunu vurgulamak ve son bir
yılda gerçekleştirilen değişiklikleri kısaca
hatırlatmak isteriz.
Hükümet, 636 ve 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Meslek Odalarının
görev ve sorumluluğu altında bulunan işlerin
tamamını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde kurulan Mesleki Hizmetler Genel
Müdürlüğü’ne devretti.
Aynı şekilde, 3 Nisan 2012 ve 14 Nisan
2012 tarihlerinde, Planlı Tip İmar Yönetmeliği ile Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği`nde gerçekleştirilen değişikliklerle,
Meslek Odalarının mesleki denetim yapması
engellendi; meslektaşların Meslek Odalarından Sicil Durum Belgesi alma zorunluluğu
ortadan kaldırıldı.
Bu değişikliklerin, üye-Meslek Odası bağının kopması dışında, kamu hayatında telafi
edilemez olumsuz sonuçlara yol açacaktır.
Çünkü Meslek Odaları; toplumsal sorumluluğu gereği mesleki uygulamaların niteliğini
yükseltmek amacıyla üyelerinin sicilini tutmakta, üyeler tarafından gerçekleştirilen mesleki faaliyetleri kayıt altında bulundurmakta,
bir mühendisin iş yapabilme kapasitesinden
çok daha fazla iş almasına izin vermemekte,
yapı üretim sürecinin kanayan yarası olarak
kabul edilen "imzacılığın" önüne geçmekte,
üyelerinin ayıplı, kusurlu iş yapmasını önlemekte, bu üyeleri soruşturmakta, yaptırım uygulamakta, yargı kararı ile meslekten men
cezası alan üyelerin mesleki faaliyette bulunmasını engellemekte, sahte mühendisliğin
önüne geçmek amacıyla üniversiteler ve YÖK
ile kurumsal ilişki kurmakta, elinde bulundurduğu bilgileri kamu idaresi ve talep durumunda iş sahipleri ile paylaşmaktadır.
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Sahte mühendisler çoğalmıştır
Peş peşe çıkartılan Kanun Hükmünde
Kararnameler ve Yönetmelik değişiklikleri ile
mesleki denetim sürecinden Meslek Odaları
uzaklaştırılmış, denetim sürecinde Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı ile İl Müdürlükleri yetkilendirilmiştir. Ancak ne yazık ki bu zaman
zarfında yetkilendirilen kurumlar denetimi layıkıyla sağlayamamış, Meslek Odalarıyla
bilgi alışverişi zamanında ve sağlıklı yapılamamış, denetim sistemi bir bütün olarak zafiyete düşmüş, neticesinde de sahte
mühendisler, değişik nedenlerle mesleki faaliyette bulunmaya haiz olmayan mühendisler çoğalmıştır.
Örneğin; 1 Ocak 2011 ile 1 Nisan 2013
tarihleri arasında Odamız tarafından yapılan
araştırma ve incelemelerde; İşyeri Tescil Belgesi olmadan/yıllık onaylarını yaptırmadan,
yani Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği`nde
var olan yükümlülüğü yerine getirmeden,
yeni yapı ruhsatına statik proje müellifi olarak imza atan üye sayımız 1873’tür. Bu
durum nitelikli yapı üretim sürecinde ciddi
bir zafiyet olduğunu göstermektedir.
Bir başka çarpıcı örnek şudur: 3 Nisan
2012 ve 14 Nisan 2012 tarihlerinde, Planlı
Tip İmar Yönetmeliği ile Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği`nde gerçekleştirilen
Proje müellifi ve fenni
mesul Meslek Odasına
bir kez başvuracak,
gerekli ve yeterli şartlara sahip olduğunu
bir kez için kanıtlayacak, sonrasında denetim dışına çıkacaktır.
25
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
değişikliklerle, yapım sürecinde yer alan inşaat
mühendislerinin Odamızdan Sicil Durum Belgesi
alma zorunluluğu kaldırılarak, yerine idareye yasaklı olmadığına dair taahhütte bulunma zorunluluğu getirilmiştir.
Türkiye`de 3232 Belediye, 81 İl Özel İdaresi
ve 255 Organize Sanayi Bölgesi`nden oluşan
toplam 3568 idare bulunmaktadır. Yönetmelik
değişikliklerine göre bu idareler, takip eden ayın
ilk haftası içerisinde yapı sürecinde yer alan ve
yasaklı olmadığını taahhüt eden inşaat mühendislerinin yaptıkları işlere ilişkin bilgileri İnşaat
Mühendisler Odası’na bildirmekle yükümlüdür.
Hal böyleyken, 2012 yılının Mayıs, Haziran,
Temmuz ve Ağustos aylarında 3568 idareden ancak
yüzde 9’u Odamıza bildirimde bulunmuştur.
İşin ilginç tarafı, bu yüzde 9`u oluşturan
10545 "yeni" yapı ruhsatında; Oda kaydı olmayan
proje müellifi sayısının 4, Oda kaydı olmayan
fenni mesul sayısının 3, Oda kaydı olmayan şantiye şefi sayısının 34, İşyeri Tescil Belgesi olmayan ya da belgesini yenilemeyen proje
müellifi sayısının 125, İşyeri Tescil Belgesi olmayan proje müellifleri tarafından üretilen proje
sayısının 218, İşyeri Tescil Belgesi olmaksızın
fenni mesuliyet üstenilen ruhsat sayısının 82,
Yapı Denetim Kuruluşu çalışanı ya da ortağı olan
proje müellifi sayısının 21, Yapı Denetim Kuruluşu çalışanı ya da ortağı olan proje müellifleri
tarafından üretilen proje sayısının 57, Yapı Denetim Kuruluşu çalışanı ya da ortağı olan fenni
mesul sayısının 12, Yapı Denetim Kuruluşu ça-
Ağustos-Kasım 2013
26
lışanı ya da ortağı olan şantiye şefi sayısının 14
olduğu tespit edilmiştir.
Bu veriler, meslek odaları ile mühendisler arasındaki bağın kesilmesinin kaçınılmaz sonuçlarıdır.
Meslek odalarını etkisizleştirmek topluma
hiçbir şey kazandırmayacak
Hükümetin meslek odalarıyla ilgili yaklaşımı
kamuoyunun malumudur; meslek odalarından
duyulan rahatsızlık yeni değildir. Ancak, meslek
odalarının güçsüzleştirilmesi pahasına "güçsüz"
yapıların ortaya çıkmasına neden olmanın da anlaşılabilir, kabul edilebilir bir tarafını bulmak
mümkün değil. Meslek odalarını sürecin dışına
itmenin, mesleki faaliyetlerin ve yapı üretim sürecinin denetiminde zafiyete yol açacak yanlış
kararlara imza atmanın bedelini ne yazık ki ülkemiz, toplumumuz ödeyecek. Anlaşılan o ki siyasi
erk, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu
unutmakta, deprem önlemlerinin başında da işlevsel, uygulanabilir bir denetim mekanizması
geldiği gerçeğini yok saymaktadır.
İnşaat Mühendisleri Odası olarak, yapı denetiminin gerekliliğine, mesleki denetimin kaçınılmazlığına inanıyor, mesleki çalışma
esaslarının, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olması
gerçeğinden hareketle tanzim edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Meslek Odalarını etkisizleştirmek, Meslek Odalarının üyeleriyle bağını kesmek
toplumumuza hiçbir şey kazandırmayacak, aksine mühendislik mesleğine, mesleğin evrensel
kabullerine, toplumsal yaşama zarar verecektir.
n
n
o
i
t
n
Be itesi
l
i
a
m
i
t
K
e
n
e
D
ı
Yap mında
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
r
hazı
,
r
e
l
ve
hit
teah tralleri)
ü
m
n
a
yla
kır'd aları (sa uvarları a
b
r
t
Diya ton firm labora apı dene
be
etim üne ve y önerilen
e
d
l
Yapı n kontro laşım ve ırmada
t
.
beto şkin yak an araş
çıktı
a
i
l
l
ı
y
i
p
a
time işkin ya çlar ort
l
u
i
n
rine emli so
ön
a
s
ap
i
s
e
m
n
e
l
t
e
n
e
D
K
Bu çalışmada yapı denetimi kapsamında betonun denetlenmesinin
yeterliliği Diyarbakır özelinde incelenmiştir. Bu amaçla Dicle Üniversitesi ve İMO Diyarbakır Şubesi malzeme laboratuvarlarında
beton üzerine gerçekleştirilen basınç deneyleri incelenmiştir. İlave olarak bu çalışma için birkaç yerden beton dökümü sırasında numune
alınarak test edilmiştir. Numune alınan yerlerden ayrıca karot numuneleri de alınmıştır. Aynı zamanda çalışma kapsamında Diyarbakır’a yapı denetiminin gelmesi ile birlikte, Diyarbakır’da yapı
denetim uygulamasının etkilerini görmek amacı ile müteahhit firmaları, yapı denetim laboratuvarları ve beton santralleri ile bir seri anket
çalışmaları yapılmıştır. Deney sonuçlarının incelenmesi sonucunda
binaların kendi içinde beton dayanımlarının üniform olmadığı, dolayısı ile standart sapmaların çok yüksek olduğu görülmüştür. Anket
çalışmaları sonucunda ise yapıların beton dayanımlarının yeterliliği,
denetim kuruluşlarının etik davranması ve uygulamacı firma sahiplerinin iş bilinci ile ilgili ciddi sorunlar olduğu görülmüştür.
Anahtar sözcükler:
Beton dayanımı, etik,
müteahhit, beton santralleri, yapı denetimi, yapı
denetim laboratuvarı.
27
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Giriş
Kompozit bir malzeme olan beton, ekonomik
oluşu, ağır çevre koşullarına ve yangına karşı dirençli olması, kolay şekil alabilmesi ve kolay temin edilebilmesi özelliklerinden dolayı inşaat sektöründe
sıklıkla tercih edilen malzemelerin başında gelmektedir. Son yıllarda beton teknolojisindeki ilerlemeler
doğrultusunda yüksek dayanıma sahip özel betonların üretilmesine olanak sağlanmıştır. Bunun yanı sıra
santralde üretilen hazır beton taşınması, yerleştirilmesi ve kür (bakım) yapılması safhalarında iç ve dış
etkilerden dolayı fiziksel ve mekanik olarak değişime
uğrayabilmektedir. Bu değişim betonun dayanımını
ciddi bir şekilde düşürmekle beraber betonarme yapıyı da etkilemektedir. Beton dayanımının yeterliliği
konusunda beton üretim firmaları, yapı müteahhitleri ve/veya sahipleri, yapı denetim ve laboratuvar
firmalarına ciddi sorumluluklar düşmektedir. Hazır
beton tüm safhalarında özen gösterilmesi gereken
bir yapı malzemesidir.
Topçu ve diğ. [1] yaptıkları anket çalışmasında
beton firmalarının hepsinin kimyasal katkı maddesi
kullandığını ağırlıklı olarak da akışkanlaştırıcılar olduğunu ve bilinçsizce katkı kullanılması durumunda betonun özelikleri olumsuz yönde
etkilendiğini belirtmektedirler. Öztoprak ve diğ. [2]
yaptıkları çalışmada, Tokat ilindeki hazır beton tesislerinin sahip oldukları bilgi ve teknolojiyle istenilen özelliklerde üretim yapmasına karşın,
personel durumlarının nitelik ve nicelik yönünden
geliştirilmesi gerektiği sonuçlarına varmışlardır.
Yine Yıldırım ve diğ. [3] yaptıkları çalışmada,
Düzce ilinde hazır beton tesisleri ile yaptıkları anket
çalışmasında Beton Birliği (THBB) ve Kalite Güvence Sistemi’ne (KGS) üyelik hakkında üreticilerin daha çok bilgilendirilmesi ve daha çok diyaloğa
geçilmesi gerektiği sonuçlarına varmışlardır.
Bu çalışmada Diyarbakır'da yapı denetimi kapsamında betonun denetlenmesinin yeterliliği incelenmiştir. Toplam 483 adet küp ve karot numuneleri
üzerinde yapılan değerlendirme ile beton kalitesi ile
ilgili veriler elde edilmiştir. Bilindiği üzere yapı denetimi yasası, malzeme kaliteleri yüksek, sağlam ve
ekonomik yapı elde edebilmek amacı ile yapıların,
ilgili idare ve yapı müteahhidinden bağımsız olarak
proje ve inşaat aşamalarında mevcut yapı yönetmeliklerine ve ilgili standartlara uygun olarak yapılmasının sağlanması sürecidir [4]. Yapı müteahhitleri
ve/veya sahipleri ile yapılan anket çalışması ile betonun mastarlanması, vibrasyonu ve kürüne dair veriler istatiksel olarak değerlendirilmekle birlikte
Diyarbakır için yeni bir denetim mekanizması olan
yapı denetime bakış açıları, denetimin yeterliliğine
ve sorumluluklarının farkındalığına dair sonuçlar elde
edilmiştir. Bunun yanı sıra beton laboratuvarlarıyla
Toplam 483 adet
küp ve karot numuneleri üzerinde yapılan değerlendirme
ile beton kalitesi ile
ilgili veriler elde
edilmiştir.
Ağustos-Kasım 2013
28
ve beton firmalarıyla yapılan araştırma çalışması sonucunda betonun slump kontrolü, şantiye giriş çıkış
saatleri, proje mukavemetini sağlayıp sağlamadığına
v.s dair veriler istatiksel olarak değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak, küp ve karot numuneleri ile beton dayanımının değerlendirilmesi, uygulamada yaşanan
sorunlar, yüklenici firmaların yapı denetimine dair
görüş ve önerileri, belediyeden beklentileri yine yüklenici firmalarının yaptıkları işe olan hakimiyetleri,
beton firmalarının çalışma prensipleri, beton/yapı laboratuvarlarının görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi dair sonuçlar elde edilmiştir.
Deneysel Çalışma
Deneysel çalışmalar toplamda üç ana bölümden oluşmaktadır;
1- İMO Diyarbakır Şube laboratuvarı tarafından 30 ayrı yerden alınan toplam 280 adet ve
Dicle Üniversitesi tarafından 14 ayrı yerden 196
adet karot numunelerinin basınç dayanımlarının
değerlendirilmesi,
2- Beş ayrı yapıdan toplam 15 adet alınan
taze betonun 28 günlük basınç dayanımlarının
değerlendirilmesi,
3- 24 Derslikli İlköğretim okulundan alınan taze
betonun 7 ve 28 günlük basınç dayanımlarının değerlendirilmesi, [5]. Buna ilave olarak aynı şantiyede
100-100-50 cm'lik betonarme kütlesi üretilerek 28
gün sonunda karot numuneleri alınmış (Şekil 2) ve
basınç testine maruz bırakılmıştır (Şekil 3). Söz konusu beton kütle okul yapısı ile aynı ortam ve kür koşullarında muhafaza edilmiştir (Şekil 2).
Bu çalışmada alınan karot numunelerin yükseklikleri ve numune çapları ortalama 65-65, 75-75 ve
100-100 mm olarak değişmektedir. İMO verileri
Tablo 1’de görüldüğü gibi 30 ayrı yerden olmak üzere
toplam 280 adet karot numunesini içermektedir. Aynı
şekilde Tablo 2’de görüldüğü gibi Dicle Üniversitesi
verileri 14 ayrı yerden alınan toplam 182 adet numuneden oluşmaktadır. Yapıların isimleri A1-A1aA20 olarak isimlendirilmiştir (Tablo 1, 2). Tabloda
yer alan A yapıyı ve 1-2...20 her bir yapıyı temsil etmektedir. Örneğin A1 75 m yol üzerinde yer alan bir
yapıyı temsil ederken, A15 Urfa yolu üzerinde yer
alan bir yapıyı temsil etmektedir. Yine tablolarda yer
alan a-b c harfleri ise aynı inşaatın farklı bloklarından
alınan karot numunelerini temsil etmektedir. Tablolarda her bir yapıdan alınan numunelerin min-max
ve ortalama değerleri verilmiştir. Yine her bir yapının
karot numunelerinin standart sapma; OrtalamaStd.sapma [6] ve Ortalama-Std.sapma/Ort. ve
max/min değerleri hesaplanmıştır.
İsim
Adres
A1a
75 m yol
A1c
75 m yol
A1b
A1d
Veri
sayısı
min.
değer
14
14.5
75 m yol
75 m yol
10
18
18
diclekent
A4a
Ofis
10
A4c
Ofis
6
A3
A4b
A5
DSİ
Ofis
15
3
6
Gaziler
19
A7
metropol
5
A9
Gaziler
12
A11
tesisler
3
A13
kayapınar
A15
urfa yolu
A6
A8
A10
A12
A14
A16a
A16b
A16c
A16d
yenihal
metropol
Gaziler
bağlar
Arşt.hast.
A18
dağkapı
A17b
tekel yanı
20.4
19.5
7.0
9.3
4.4
8.6
14.7
5.4
4.3
41.7
34.8
30.3
17.9
17.9
10.8
27.8
28.2
26.5
12.7
13.5
7.3
37.6
24.0
30.3
24.2
31.9
16.5
23.3
8.6
24.9
12.4
14.7
6.5
15
10.3
35.5
19.2
5
17.2
28.7
20.9
2
3
13
10
10
10
3
12
A20
urfa yolu
6
Toplam numune = 280
11.2
10.9
urfa yolu
urfa yolu
29.2
12.6
A19a
A19b
46.4
9.3
12
tekel yanı
12.6
7.7
urfa yolu
A17a
29.2
6
12
urfa yolu
25.9
41.5
18.8
urfa yolu
urfa yolu
40.5
(MPa)
16.7
8
2
Ort.dayanım
12
7.1
33.4
17.6
20.5
18.8
19.6
22.5
7.8
34.1
31.7
31.7
32.5
32.4
30
18.4
34.5
17.8
36.5
11.5
17.4
16
18.4
45.2
27.4
7.5
33.7
25.3
25.2
25.9
24.9
25.4
27.1
15.2
25.6
31.6
19.8
Std.
sapma.
OrtOrt.std.sap
Std.sapma ma /Ort.
7.4
21.8
0.75
9.3
19.9
0.68
8.5
7.4
4.8
6.1
3.1
17.4
20.4
23.4
20.4
9.7
3.1
10.4
7.2
16.9
6.1
18.1
2.6
4.7
3.6
5.2
3.0
1.7
0.5
4.7
20.2
8.8
9.5
3.5
9.3
7.0
6.1
13.1
4.6
16.3
0.3
4.2
3.4
4.7
4.2
2.5
5.2
3.5
6.3
8.9
4.2
33.4
21.1
21.8
21.2
20.7
23.0
21.9
11.7
19.3
22.7
15.6
Ortalama dayanım : 21.5 MPa
0.67
0.73
0.83
0.77
0.76
0.77
0.64
0.70
0.81
0.75
0.71
0.65
0.53
0.85
0.93
0.68
0.99
0.78
0.83
0.86
0.82
0.83
0.90
0.81
0.77
0.76
0.72
0.79
max/min
değer
2.5
2.8
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
3.7
3.7
1.7
1.6
2.6
1.9
2.5
4.4
1.7
2.1
2.1
Tablo 1. IMO Karot Verileri
A2
max.
değer
ÝMO
4.3
2.0
1.4
1.1
3.4
1.0
1.7
1.8
1.5
1.7
1.7
1.3
1.9
1.6
2.1
2.6
1.7
Ort : 2.2
29
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
İsim
ÝMO
A1
A2
Vilayet
Kayapınar
A3c
Kayapınar
A4a
A4b
A4c
A5a
A5b
A6
Veri
sayısı
65
6
93
Kayapınar
Kayapınar
Yenihal
A9
Yenişehir
Bağlar
15.6
13.0
14
12
9
9
74
16
96
6
4
93
21
65
6
93
Toplam numune = 182
22.5
12
74
Sur
9.8
8.2
74
74
Kayapınar
Ort.dayanım
17.1
74
Kayapınar
max.
değer
14
74
Kayapınar
23
min.
değer
74
74
Kayapınar
A7
A8
Çapı
(mm)
Yenişehir
A3a
A3b
Tablo 2 . D.Ü. Karot Verileri
Adres
30
21.1
20.1
11.5
20.0
19.7
15.6
13.1
21.4
6.6
17.1
(MPa)
32.4
15.9
30.5
24.7
36.1
31.9
39.0
35.6
31.0
35.3
28.7
18.1
27.8
13.8
26.1
Std.
sapma.
Std.sapma
4.2
11.4
26.9
22.7
29.6
24.8
24.6
27.7
22.8
15.3
28.3
9.53
21.9
Ort-
Ort.std.sap
ma /Ort.
4.9
11.0
0.69
3.7
21.0
0.85
5.0
21.9
5.5
17.2
5.7
23.9
7.1
17.7
5.0
19.6
23.0
4.7
6.1
16.7
3.9
24.4
13.3
2.0
7.7
1.8
3.8
Ortalama dayanım : 22.1 MPa
18.1
0.73
0.81
0.76
0.81
0.71
0.80
0.83
0.73
0.87
0.86
0.81
0.83
max/min
değer
4.0
2.3
1.8
1.7
2.5
1.9
3.1
1.6
1.8
1.8
1.4
1.3
2.1
1.5
Ort : 2.1
Tablo 3 ve 4’teki numuneler birlikte değerlendirildiğinde binaların yaklaşık %10’nunda beton
dayanımı 10 MPa’ın altında. %27’sinde beton dayanımı 10-20 MPa arasında. yaklaşık %64’ünde
beton dayanımı 20-30 MPa arasında olduğu görülmüştür. Toplam 462 adet karot numunelerinin
deneysel değerlendirilmesi yapılmıştır (Tablo 3).
Tablo 3. Deneysel Verilerin Değerlendirilmesi
Toplam
Numune Sayısı
462
Min
Dayanım (MPa)
4.3
Max.
Dayanım (MPa)
46.4
Ortalama
Dayanım (MPa)
21.7
Ortalama
Std.Sapma
4.7
Ortalama
Max//Min Değer
2.2
Çalışmanın 2. kısmında farklı günlerde 5 yapıdan, her dökümde üçer adet (her biri farklı mikserlerden) 150 mm × 150 mm boyutlarında küp numune olmak üzere toplam 15 adet taze beton
numunesi alınmıştır (Şekil 1). Genel olarak numuneler 28 gün ılık kür havuzunda (~20°) bekletilmiştir. Alınan numunelerin ortalama basınç değeri 33,2 MPa olduğu görülmektedir Tablo 4’de
her bir yapıya ait 3’er numunenin ve bütün numunelere ait ortalama basınç değerleri beton, proje
ve sevk irsaliyesi mukavemetleri yer almaktadır.
Ağustos-Kasım 2013
30
A2*
Numune no 2
Numuneno 3
Numune no 1
A3
Numune no 2
Numuneno 3
Numune no 1
A4
Numune no 2
Numuneno 3
Numune no 1
A5
Numune no 2
Numuneno 3
Kırılma
yükü (ton)
Basınç
Dayanımı
(Mpa)
Ort. Küp
Dayanımı
(MPa)
Ort. Silindir
Dayanımı
(MPa)
Proje
Mukav.
(MPa)
Sevk İrsaliye
Mukav.
(MPa)
68.8
30.6
31.1
24.9
20
20
42.4
33.9
25
30
27.6
22.1
25
30
34.6
27.7
25
30
30.0
24.0
25
30
72.5
69.0
97.8
91.0
97.2
66.0
61.5
59.0
76.3
72.5
85.1
32.2
30.7
43.5
40.4
43.2
29.3
27.3
26.2
33.9
32.2
37.8
68.0
30.2
67.5
30.0
67.0
29.8
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
Tablo 4 . Taze Beton Numunelerinin
28 günlük Basınç Dayanımları
Numune no 1
09.05.2013
Numuneno 3
20.05.2013
Numune no 2
15.07.2013
Numune no 1
Alınış
tarihi
18.07.2013
A1*
Numune
no
20.07.2013
Numune
ismi
ÝMO
Ortalama Silindir Dayanımı : 26.5 MPa
A1*: 7 günlük basınç dayanımı ve beton kütlesinden karot alınan okul numuneleri
A2*: Tarafımızca numune alınıp faklı laboratuvarda kırılan yapı numuneleri
Deneysel çalışmanın son bölümünde Tablo 5’te yer alan A1 (24 Derslikli ilköğretim okulu)
yapısına ait 09.05.2013 tarihinde alınan toplam 6 adet 150 mm × 150 mm numuneler 7 ve 28
günlük kürden sonra kırılmıştır (Şekil 1).
Tablo 5. 24 Derslikli Ilköğretim Okulu
7 ve 28 Günlük Basınç Dayanımları
Numune no
Boyut (mm)
1
150*150
3
150*150
2
Kırılma yükü(ton)
7 günlük
150*150
Ortalama Dayanım :
58.15
59.5
60.5
Basınç Dayanımı
(Mpa) 7 Günlük
25.84
26.44
26.88
26.38
Basınç Dayanımı
Kırılma yükü
(ton) 28 Günlük (Mpa) 28 günlük
72.50
32.22
69.00
30.66
68.75
30.55
31.14
31
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Şekil 1. 150 mm × 150 mm Küp Numune
Alınması ve Kırımı [7,5].
Aynı yapının şantiyesinde 100-100-50cm'lik
betonarme kütlesi yapılmış olup mevcut yapı ile
birlikte günlük sulanarak aynı koşullara maruz bırakılmıştır (Şekil 2).
Daha sonra denek betonarme kütlesinden alınan
4 adet karot numunesi laboratuvarda kırılarak (Şekil
3) basınç dayanımları karşılaştırılmıştır (Tablo 6).
Tablo 5 ve 6’da görüldüğü üzere yapıya ait 7
günlük 28 günlük ve aynı betondan aynı şantiye
koşullarında üretilen betonarme kütlesinden alınan karotun basınç dayanımları değişkenlik göstermektedir. Karot dayanımı 28 günlük taze beton
basınç dayanımına göre yaklaşık % 40 daha
düşük olduğu görülmüştür.
Şekil 2. 100-100-50cm'lik Betonarme Kütlesi ve Karot Alımı [8].
Ağustos-Kasım 2013
32
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Şekil 3. Karot numune Kırımı
Tablo 6. 24 Derslikli Ilköğretim Okulundan Alınan Karot Sonuçları
Karot
Numune no
Boyut (mm)
(çap/boy)
1
2
3
4
94/98
94/97
94/97
94/90
Anket Çalışması
Bu çalışma kapsamında Diyarbakır yöresini
kapsayan 3 adet anket çalışması yapılmıştır. Sırasıyla Firmaların /Beton Laboratuvarlarının ve
Beton Santrallerinin beton kontrolüne ve yapı de-
Kırılma yükü
(ton)
Basınç Dayanımı
(Mpa)
19.5
21.1
15.5
17.0
15.8
17.3
17.2
20.3
Ortalama dayanım: 18,9
netime ilişkin yaklaşımı ve önerilerine yönelik bir
araştırma çalışmasıdır.
•Müteahhitler ile yapılan anket:
İlk anket çalışmamızda katılımcılara Tablo7’de
görüldüğü gibi çeşitli sorular sorulmuştur.
Tablo 7. Müteaahhit Firmalarıyla Yapılan Anket Çalışması Soruları
1-Kaç yıllık müteahhitsiniz?(Kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz)
2-Eğitim durumunuz
3-İnşaatınızda paspayı kullanıyor musunuz.
4-Beton kürünü(bakımını) nasıl yapıyorsunuz.
5-Betonu günde kaç defa suluyorsunuz.
6-Betonu hangi saatlerde suluyorsunuz.
7-Betonu dökümünde vibratör kullanıyor musunuz.
8-Beton dökümünde soğuk-sıcak hava koşullarına dikkat ediyor musunuz. Ne tür tedbirler alıyorsunuz.
9-Şantiyenize gelen betonun santralden çıkış saatini kontrol ediyor musunuz.
10-Şantiyenize gelen betonun slumpını kontrol ediyor musunuz.
11-Beton firması ile aranızda bir sözleşme yaptınız mı.
12-Beton sözleşmesini hangi sebeplerden dolayı yaptınız. a)Belediye istediği için, b) yapı denetim isteği için
13-Yapı denetimin gelmesinden memnun musunuz? Sizce Diyarbakır da yapı denetimin gelmesi ile yapı kalitesinde artış oldu mu?
33
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Katılımcıların % 25’i yeni müteahhitlerden oluşmakla beraber eğitim seviyelerinin genel olarak ortaokul-lise düzeyinde olduğu görülmüştür. Yine bu
çalışma kapsamında Diyarbakır’da genel olarak pas
payı kullanıldığı, beton kürünün günde 2-4 defa sulanarak yapıldığı, vibratör kullanıldığı, yazın sabah
erken saatlerde ve öğleden sonra geç saatlerde
beton dökümü yapıldığı gibi sonuçlar elde edilmişBu çalışmada dikkatimizi çeken farklı cevaplar
da olmuştur bunlardan bazıları:
- ‘Yapı denetimi işini hakkıyla yaparsa çok iyi
olurdu .’
- ‘Yapı denetim firmalarında çalışan teknik
personel yetersiz’(genellikle yeni mezunların istihdam edilmesi)
- ‘Bayındırlık, Belediye ve Odaların kontrolü de
gerekli.’
Şekil 4. Yapı Denetiminin
Denetiminden Memnuniyet
-‘Belediye kontrolü elden bırakmamalı
(azalttı), belediyenin kontrolü daha iyiydi.’
- ‘Evet yapı denetimi iyi oldu ama kendi paramızla
kendimizi denetletmek zoruma gidiyor’
tir. Genel olarak beton firmalarıyla aralarında sözleşme yapıldığı ve şantiyeye gelen betonun santralden çıkış saatini kontrol ettiklerini ifade
etmektedirler. Bu çalışmada Yapı denetiminin gelmesinden memnun musunuz? “Sizce Diyarbakır’da yapı denetiminin gelmesi ile yapı kalitesinde
artış oldu mu?” sorusuna iyi, kötü, fark etmedi, eksiklikler var gibi cevaplar verilmiştir (Şekil 4).
• Yapı Denetim Laboratuvarları ile
yapılan Anket çalışması:
Çalışmamızın ikinci kısmı Diyarbakır ve ilçelerinde fiilen çalışan yapı kontrol laboratuvarları ile yapılmıştır. Bu çalışmada laboratuvarların
büyük bir kısmının yapı denetim yasasının gelmesi ile birlikte açıldığının, teknik personel sayılarının 3-4 arası olduğunun, beton
numunelerinin ağırlıklı bahar ve yaz aylarında
alındığının ve cihaz kalibrasyonlarını her yıl yaptıkları sonuçlarına varılmıştır. Yine katılımcılara
sorulan 2 soruda ilgimizi çeken farklı cevaplar
alınmıştır (Tablo 8) Diyarbakırdaki yeni yapıların
ortalama %71’nin beton dayanımı proje mukavemetlerini sağladığını ve Laboratuvar firmaları
beton deney sonuçlarını raporlarken %76’sının
etik davrandığı anlaşılmıştır.
Tablo 8. Beton Dayanımı ve Etik davranış
•Sizce Diyarbakırdaki yeni yapıların % kaçı (yapı denetimine maruz ) beton dayanımı proje mukavemetlerini sağlıyor?
Katılımcıların %40,
%90’ı sağlıyor,
Katılımcıların %40,
%75’ı sağlıyor
Katılımcıların %20,
%25’ı sağlıyor
Ort = ~ %71
sağlıyor
•Laboratuvar firmaları beton deney sonuçlarını raporlarken ne kadarı etik davranıyor?
Katılımcıların %40
Katılımcıların %40,
Katılımcıların %20,
Yapı denetim laboratuvarlarıyla yapılan anket
çalışmasında sorulan sorulardan da anlaşıldığı
gibi beton dayanımı proje mukavemetini sağlamayan yapılar mevcuttur. Aynı şekilde verilen
cevaplar doğrultusunda etik olarak çeşitli sıkıntılar yaşandığı anlaşılmaktadır.
Katılımcıların % 25’i
yeni müteahhitlerden
oluşmakla beraber
eğitim seviyelerinin
genel olarak ortaokul-lise düzeyinde
olduğu görülmüştür.
Ağustos-Kasım 2013
• Hazır beton firmaları ile yapılan anket çalışması:
Son olarak hazır beton firmaları (santralleri)
34
%90 ve üstü etik
%75’i etik
% 50’si etik
Ortalama = ~76 etik
ile yapılan çalışmada firmalara çeşitli sorular yöneltilmiş bu sorular neticesinde aşağıdaki veriler elde edilmiştir.
o Genel olarak teknik personel sayısının yetersiz olduğu. 100 personelden 5’inin teknik personel
olduğu (% 5)
o Genel olarak laboratuvarda dahil olmak üzere
santralde çalışan personelin katkı maddelerinin içeriği ile ilgili bilgi sahibi olmadıkları.
o Katılımcıların % 63’ünün yapı denetiminin
gelmesinden memnun olduklarını
o Genel olarak Türkiye Hazır Beton Birliğine (THBB) üye olmadıkları sonuçları ortaya çıkmıştır.
Bunun dışında yine son çalışma kapsamında dikkat edilmesi gereken ilginç sonuçlarda ortaya çıkmıştır. Beton Santrallerinde
çalışan personelin ya da yetkililerin karşılaştıkları dikkat çekici durumlarda sorulmuştur.
Bunlardan bazıları;
• ‘Bazı firmaların beton santrallerinden
gerçekte var olandan daha yüksek dayanımlı
irsaliye talep ettikleri’
• ‘Beton kontrolüne jeoloji, elektrik v.b
müh. gönderen yapı denetim firmalarının var
olduğunu’
Sonuçlar:
Bu çalışmadan elde edilen sonuçlardan
ön plana çıkanlar burada özet olarak verilmeye çalışılmıştır:
Yeni Deprem Yönetmeliği (DBYBHY 2007)
ile birlikte Diyarbakır’da beton basınç dayanımlarında genelde ciddi artışlar sağlanmakla beraber yeterli olmadığı düşünülmektedir.
Binalardan alınan karot numunelerin basınç
dayanım değerlerine ait standart sapmaların 9
değerine kadar çıktıkları görülmüştür. Bu durum
beton dayanımlarının bina içinde çok büyük değişkenlik gösterdiğini ortaya koymaktadır.
Yine yapılardan alınan karotların min. ve
maks. değerleri arasında 4 kata kadar fark olduğu (max/min değerlerinin ortalamasının 2’nin
üstünde) görülmüştür.
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Anket çalışması sonucunda ise:
Yapı Denetimi Firmalarında ve Uygulamalarında ciddi sıkıntılar olduğu ve Müteahhitlerin
Yapı denetim firmalarına işçi/işveren mantığıyla
yaklaştığı düşünülmektedir.
Yapı denetim Laboratuvarlarında ve Beton
Santrallerinde etik anlamda sıkıntılar yaşandığı
düşünülmektedir.
Diyarbakır’daki yapıların proje mukavemetinin beton dayanımını sağlaması noktasında sıkıntılar yaşandığı görülmüştür.
Beton santrallerinde teknik personel sıkıntısının olduğu, laboratuvar sorumlularının dahi
katkı maddelerinin içeriği hakkında bilgi sahibi
olmadıkları görülmüştür.
Yapı Denetimin uygulamasının gelmesinden genel olarak memnuniyetin %50-60 arasında olduğu sonuçlarına varılmıştır.
Kaynaklar
[1]. TOPÇU İ.B., CANBAZ M., KARAKURT C. Politeknik Dergisi Journal of Polytechnic Cilt: 9 Sayı: 1 s. 59-63, 2006
Vol: 9 No: 1 pp. 59-63, 2006 - Beton Üretiminde Kimyasal Katkı Kullanımı
[2]. ÖZTOPRAK B., ESMERAY A., KARAMAN S.,- KSÜ Mühendislik Bilimleri Dergisi, 12(2), 2009- Tokat Yöresinde
Hazır Beton Üretimi ve Sorunlar
[3]. YILDIRIM S.T, TOPÇU İ.B., ÖNER A., EKİNCİ C.E.,Deprem sempozyumu Kocaeli 2005-Düzce Hazır Beton Üreticileri
Hakkında Yapılmış Olan Bir Araştırma
[4]. Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği., Resmi Gazete Tarihi ,05.02.2008 Sayısı: 26778
[5]. TS EN 12390-2- 29.04.2010, Beton – ‘Sertleşmiş beton deneyleri - Bölüm 2: Dayanım deneylerinde kullanılacak
Deney numunelerinin hazırlanması ve küre tabi tutulması’
[6]. T. C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Araştırma Dairesi, http://www.deprem.gov.tr,
2007, Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik
[7]. TS EN 12350-1; Temmuz 2010, Beton - Taze beton deneyleri - Bölüm 1: Numune alma
[8]. TS EN 12504-1; Ocak 2011, Beton-Yapıda Beton Deneyleri-Bölüm 1: Karot
Numuneler – Karot Alma, Muayene ve Basınç Dayanımının Tayini
İ. Bedirhanoğlu, S. Erdemli Günaslan
Dicle Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Müh. Böl., Diyarbakır
E-Posta: idrisbed@gmail.com, sultanerdemli@gmail.com
Yapı Denetimi Firmalarında ve Uygulamalarında ciddi sıkıntılar
olduğu ve Müteahhitlerin Yapı denetim firmalarına işçi/işveren
mantığıyla yaklaştığı
düşünülmektedir.
35
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
K
Ağustos-Kasım 2013
36
YEREL YÖNETİMLER:
N
eden
asıl
AVRUPA Konseyi ve Avrupa Birliği, yerel yönetimlerin özerkliğine ilişkin olarak yerellik ilkesine saygıyı şart koşmanın ötesinde, kendi karar organlarına danışma hizmeti sunmak üzere,
yerel yönetimlerin ve varsa bölge yönetimlerinin seçilmiş temsilcilerinden oluşan danışma organları da oluşturmuşlardır.
amu Yönetiminin ve Siyaset Biliminin en önemli
kavramlarından biri olan Yerel Yönetim, ülkemiz
için de, bir buçuk yüzyıla yakın bir süredir, güncelliğini her zaman korumuş olan bir kavramdır.
Kamu hizmetleri, niteliklerine bağlı olarak ya
merkezi yönetim kuruluşlarınca, ya da yerel yönetimlerce yerine getirilir. Her iki yöntemin de kendilerine özgü üstün
ve sakıncalı yönleri vardır. Hizmetlerin halka yakın olan yerel
yönetimlerce yerine getirilmesi teknik olduğu kadar
sosyo-kültürel ve siyasal nedenlere de dayanır. Yerel yönetimlerce üretilip sunulan
hizmetlere halkın katılımı, halkın özgüvenini artırır,
kendisine
değer verildiği kanısını güçlendirir, toplumsal
bütünleşmeye ve demokratikleşmeye güç katar.
Bu yüzdendir ki, uluslararası kuruluşların da
öncülüğüyle, bütün dünyada, birer yerinden yönetim (desantralizasyon) kuruluşu olan yerel yönetimlerin kamu hizmetlerinin daha büyük bir
payını üstlenmeleri eğilimi giderek güçlenmektedir. Görüldüğü gibi, yerinden yönetim bir yönetim biçimi, yerel yönetimler ise bu yönetim
biçimiyle halka hizmet sunan kamu tüzel kişilikleridir. Ama hiç kuşku yok ki, yerinden yönetimin güçlü olması, bir ülkede demokrasinin de
güçlü olduğunu otomatik olarak anlatmaya yetmez. Yerinden yönetim ve merkezden yönetim,
demokratik kurallar içinde birbirlerini bütünlemeleri, birbirlerinin eksiklerini giderme durumunda olan yönetim yaklaşımlarıdır. Her ikisinin
de başarısı, ülkede demokrasinin tüm kurallarıyla yerleşmiş olmasına, hem yurttaşların, hem
de yöneticilerin yurttaşlık ve demokrasi kültürünün gelişmiş olmasına bağlıdır.
Gerek Avrupa Konseyi, gerekse Avrupa Birliği üyesi olan devletlere, yönetsel yapılarını yerellik (subsidiarity) adı verilen bir kurala göre
yeniden düzenlemeyi salık vermektedirler. Bu
kurala göre, kamu hizmetleri halka en yakın olan
yönetim basamaklarınca, yani yerel yönetimlerce
AVRUPA Yerel Yönetimler Özerklik Şartı adını taşıyan
uluslararası Sözleşme’de, yerellik ilkesi, yerel yönetimlerin
özerkliğinin temel ilkelerinden biri olarak algılanmaktadır.
yerine getirilmelidir. Bu kuralın istisnası, söz
konusu hizmetlerin, nitelikleri itibariyle, yerel
yönetimlerce yerine getirilmesi olanaksız
hizmetler olmaması ya da ancak merkezi yönetimin, yani devletin bu hizmetleri yapacak
mali güce sahip olduğunun görülmesidir. Bu
nedenle de, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı adını taşıyan uluslararası Sözleşme’de, yerellik ilkesi, yerel yönetimlerin
özerkliğinin temel ilkelerinden biri olarak algılanmaktadır. Yasalar yasaklamadığı ya da
başka yönetim basamaklarına bırakmış olmadığı takdirde, yerel nitelikli her türlü hizmeti yerel yönetimlerin görmesi esastır.
Kuşkusuz, görev ve yetki paylaşımı işin
bir yönüdür. Bu görevleri yerine getirmeye
yeterli, onlarla orantılı akçal kaynaklara sahip
olmak da, yerel özerkliğin ön koşullarındandır. Yerel yönetimler üzerindeki devlet gözetim ve denetiminin yalnızca hukuka uygunluk
denetiminden ibaret olması, yerindelik denetimine izin verilmemesi ve özellikle devlet
denetiminin yerel yönetimin siyasal hareket
özgürlüğünü sınırlandıracak ölçülerde uygulanması, çağdaş gelişmelere ve ülkemizin
taraf olduğu antlaşmaların kurallarına uymaz.
Hele de, 6360 sayılı yasayla geçen yıl
(2012) yapıldığı gibi, halka danışmaksızın
çok sayıda il, belediye ve köy gibi kamu tüzel
kişiliğinin varlığına yasalar çıkararak son verilmiş olması kolay savunulamaz.
Az önce sözünü ettiğim Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na göre, yerel yönetimler, görev alanlarına giren konularda, ülke
içinde ve dışındaki başka yerel yönetimlerle
özgürce işbirliği yapabilmeli, birlikler ve dernekler kurabilmeli ve kendi hak ve özgürlüklerini koruyabilmek üzere yargı organlarının
hakemliğinden yararlanabilmelidirler. Avrupa
Konseyi ve Avrupa Birliği, yerel yönetimlerin
özerkliğine ilişkin olarak yerellik ilkesine saygıyı şart koşmanın ötesinde, kendi karar organlarına danışma hizmeti sunmak üzere,
yerel yönetimlerin ve varsa bölge yönetimlerinin seçilmiş temsilcilerinden oluşan danışma organları da oluşturmuşlardır.
Türkiye’de, yerel yönetim kurumunun bir
buçuk yüzyıla yakın bir geçmişi var. İstanbul’da Beyoğlu’nda ilk belediyenin kuruluş
tarihi 1855’tir. Cumhuriyet’in kuruluşuna
kadar, Tanzimat ve Islahat Fermanı dönemlerinde belirli düzenlemelere konu yapılan
yerel yönetimler, vücuda dışarıdan takılan bir
yapay organ gibi, vücut tarafından itilmiş olmasa da, tam anlamıyla özümsenememiştir.
Bu durum Cumhuriyet’in kurulduğu tarihlere
değin süregelmiştir. Bugün de henüz çözülememiş pek çok sorunla karşı karşıyadır yerinden yönetim dizgemiz. 1924, 1961 ve
1982 Anayasalarının hepsinde, yerel yönetimler yer almıştır. İl Özel Yönetimleri, Belediyeler ve Köyler üç temel yerel yönetim
türüdür. Fransa’da olduğu gibi, bölge çapında yerel yönetim birimimiz yoktur. 6360
sayılı yasayla sayıları 30’a yükseltilmiş olan
anakent belediyeleri, yalnızca, alanlarının büyüklüğü yönünden birer bölge belediyesi sayılabilir. Anayasa yukarıda sayılanlar dışında,
bölge çapında belediye oluşturulmasına elverişli değildir. Var olanların her birinin karar
organları halk tarafından seçilerek oluşturulmaktadır. Yürütme organları olan valiler, belediye başkanları ve muhtarlar için seçimle
görev gelme zorunluluğu yoktur. Seçimle işbaşına gelmenin pek çok üstünlükleri olmakla birlikte, bunun seçim yöntem, gelenek
ve uygulamalarına yakından bağlı olduğu
unutulmamalıdır. Seçimlerin biçimsel olarak
yapıldığı, liderlerin ve parti örgütlerinin keyfi
ölçütlerine terk edildiği yerlerde, ne demokrasiden, ne de yerel demokrasiden söz edilebilir. Yerel demokrasi, İnsan Hakları
Evrensel Bildirisi’nde, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’nde ve benzeri belgelerde yer
alan demokratik yaşam kurallarının geniş
halk kitlelerince içselleştirilmiş olmasıyla işlerlik kazanabilir.
1960’lı yılların başından bu yana, yerel
yönetimlerimizi yeniden düzenleme çalışmaları gündemdedir. 2000’li yılların ortalarında gerçekleştirilen yasal düzenlemelerin,
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Türkiye’de, yerel yönetim kurumunun bir
buçuk yüzyıla yakın
bir geçmişi var. İstanbul’da Beyoğlu’nda ilk
belediyenin kuruluş tarihi 1855’tir.
37
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
ülkeyi kimi ilkeler açısından Avrupa ölçünlerine
yaklaştırmış olmasına karşın, hem ülke çapında
bir kamu yönetimi düzeltiminden kopuk olması,
hem gelir ve köy yönetimi boyutlarının gözardı
edilmiş bulunması, hem de, yönetici kadroların
merkeziyetçilikten uzaklaşmayı başaramamış
olmak gibi nedenlerle, yerel yönetimlerde Avrupalı olmaktan henüz çok uzaklardayız.
Türkiye’de yerel yönetimler, her zaman
yönetsel yerinden
yönetim birimi olmuşlardır.
Ağustos-Kasım 2013
YEREL demokrasi, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ve benzeri belgelerde
yer alan demokratik yaşam kurallarının geniş halk kitlelerince içselleştirilmiş olmasıyla işlerlik kazanabilir.
38
Değinilmesi gereken önemli bir nokta da
şudur: Yerinden yönetim, ya yönetsel yerinden
yönetim olarak benimsenir ve uygulanır, ya da,
devletin yapısal özelliklerine göre, siyasal yerinden yönetim adını alır. Tekçi (üniter) devlet
dizgesi içinde, Türkiye’de yerel yönetimler, her
zaman yönetsel yerinden yönetim birimi olmuşlardır. Bu kuralın bir sonucu olarak, görev
alanları kamu hizmetlerinin görülmesiyle sınırlıdır. Bir başka deyişle, egemenlikten aldıkları
pay, federal devletlerde olduğu gibi yasama ve
yargı erklerini değil, yürütmeyi ilgilendirmektedir. Bir başka deyişle, yerel yönetimlerimiz
yasa yapma gücüne sahip değildirler. Kuşkusuz, bu durumun değişmesi, yeni anayasa hazırlıklarının yapıldığı bir dönemde tartışma
gündemine getirilebilir. Nitekim, kimi sivil toplum örgütlerinin, meslek kuruluşlarının ve siyasal partilerin bu doğrultuda önerileri vardır.
Bu tür öneriler gerçekleşme şansı bulursa, yerel
yönetimlerimiz, birer siyasal yerinden yönetim
kurumu olma yönünde adım atmış olurlar. Bu
vesileyle hemen belirtmek gerekir ki, son yıllarda, ülkemizde, Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’na hükümetçe konmuş olan çekincelerin
kaldırılması, bu bağlamda, sanki devlet dizgesinde bir değişikliğe yol açacakmış gibisinden
yorumlar yapılmaktadır. Bu beklenti tümden dayanaksızdır. Şart, bölgesel demokrasi ya da
bölgesel özerklik Şart değil, Yerel Yönetimler
Özerklik Şartı olduğuna göre, çekincelerin kaldırılmasından yalnızca yönetsel yerinden yönetim kuruluşu olarak yerel yönetimler
yararlanabileceklerdir. Bu çekincelerin kaldırılması doğrultusundaki çalışmalar son aşama-
sına gelmiştir ve gerçekten de, çoğunun kaldırılmasıyla, yerel demokrasi bir kayba uğramak
bir yana, kazançlı çıkabilecektir.
Dil, din, kültür, etnik köken ve benzeri nedenler yüzünden var olan sosyo-kültürel dışlanmışlık duygularının giderilmesi amacıyla kimi
ülkelerde, bölgesel demokrasiyi geliştirme ve
güçlendirme eğilim ve çalışmalarına tanık olmaktayız. Yukarıda sözü edilen uluslararası kuruluşların da katkılarıyla, Avrupa yerel Yönetimler
Özerklik Şartı’na koşut ilkeler içeren Bölgesel
Demokrasi Şartı taslakları hazırlıkları son aşamasına varmış değildir. Avrupa ülkeleri, henüz
bu tür metinler üzerinde oydaşma sağlayabilecek bir duruma gelmiş değillerdir. Bölge yönetimleri de, yerel yönetim türü olarak
adlandırılmaları olanaksız da olsa, birer ulusaltı
(sub-national) ya da mekansal (territorial, spatial) örgütlenme türleridir. Devlet yapısı içinde,
bu tüzel yapılarda değişiklik yapabilmek akşamdan sabaha gerçekleştirilemeyeceği gibi, ilgili
ülkelerin tarihsel ve siyasal gelişim süreçlerinden ve özelliklerinden bağımsız olarak gerçekleştirilmeleri de olanaksızdır.
Üstyapı kurumlarına verilecek biçimi belirleyici etmenlerin başında üretim ilişkileri ve
güçleri yer alır. Olaya bu yönden bakıldığında,
sermaye karşısında emeğin, güçlü yanında
güçsüzün, toprak ağası yanında topraksızın,
erkek karşısında kadının, varlıklı karşısında varlıksızın göreceli durumu köktenci bir anlayışla
değişmedikçe, tüzel ve siyasal yapılardaki öze
inmeyen değişikliklerin insanların mutluluğuna
büyük katkı yapmalarını beklemek gerçekçi olmayacaktır. Uzun erimde toplum yararına değişiklikler yaratmanın, tüm sorunları çözmenin
asıl anahtarı, 21.yüzyılda gençliği dinsel dogmalarla koşullandırmakta direnmeyen, Atatürk’ün gösterdiği yolda, bilime ve çağdaş
değerlere ağırlık veren bir eğitim politikasının
oluşturulmasında ve uygulanmasındadır.
Prof. Dr. Ruşen KELEŞ
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
SİYASAL dalgalanmalardan uzak, bölgesel ölçekten köy ölçeğine uzanan “kültür öncelikli yol haritası”, neyi, nerede, kimlerle yapacağımıza ışık tutacak nitelikte hazırlanırsa, kalıcı barış
yolu açılmış, uygulamalarla doğrular içselleşmiş olur. Zedelenen doğa-kültür-insan ilişkileri yeni yaşam hakkına kavuşur.
Her Koşulda Koruma
B
ilimsel-teknolojik alanda hızla geliştiğini,
hızla yeniden büyük atılımlara tanık olduğunu
düşünen dünyamız, acaba yine hızla nelerini
yitiriyor? Sık sık bu ve benzeri sorulara verilen cevaplar, yitirilen “köklü değerler” göz
önüne alındığında inandırıcı olmuyor. Üstelik küreselleşme olgusunun bedelinin daha
çok gelişmekte olan ülkelerin üzerine yüklenmesi, yerel zenginliklerin yok olmasını
hızlandırmakta, sonuçta dünyamız kendi varlık nedenini kendi elleriyle yok etmektedir.
Bu genel yok oluş sürecinde, bölgesel
çatışmalar, huzur ortamının zedelenmesi, yerelin kendi özgün değerlerinin, toplumsal
ilişkilerinin, kendileri tarafından büyük bir aymazlıkla gözden çıkarılmasına neden olmaktadır. Peki bu süreç farklı nitelikler taşısa da,
yıllardır sorunların yaşandığı ülkemizde
hangi büyüklükler ertelenmek zorunda kaldı?
Cevap çok açık: önce doğayı, sonra “büyük
uygarlık izlerini”, toplumsal ilişkilerin zenginliğini… Kısacası somut-soyut köklü varlıklarının, üretilmesi çok zor doğal-kültürel
değerlerini…
Uzağa gitmeye gerek yok, Diyarbakır
bunun en somut örneği… 1950’li yıllardan
beri köylerine kadar bildiğim bu kent tüm
Anadolu kentlerinde gördüğüm sağlıksız büyümeye bir oranda tanık olsa da, bir dizi konuda atılımlar yapacak niteliklerini
koruyabildi. Çünkü özel bir konumu vardı.
Gene de yoğun göç, “önceliklerin değişmesi”, bugün yaşama geçecek konuların ertelenmesine neden oldu. Bu bir anlamda
gündem değişikliğini, gözle görülür kültürel
varlıkların yıpranmasını getirdi.
Şunu da açıklamamız gerekir ki; bu zor
Uzağa gitmeye gerek
yok, Diyarbakır bunun
en somut örneği…
39
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
koşullara rağmen ağır da olsa yine de başarılı bir
süreç yaşamaktayız. Çünkü Diyarbakır gibi büyük
özellikler taşıyan bir kent, koşullar ne olursa
olsun “ertelenemez başlıklar” taşımaktadır.
Yoğun göçle birlikte sağlıksız yapıların çoğaldığı
ortamda, Diyarbakır Kalesi, İçkale, cami, medrese, kilise, kent müzesi olarak düzenlenecek
Cemil Paşa Konağı’nın ve diğerlerinin yaşama
geçmeye başlaması, sürecin kesintiye uğramadığının işaretleriydi. Demek ki her koşulda gözardı edilemeyecek noktalar vardı ve varlık
nedenimiz ortak kültürümüz her şeyin önünde
gündem oluşturmalıydı.
Bu çizilen tabloda düşünülecek en önemli
özellik, hep değindiğimiz “kamu-yerel-sivil-özel
birlikteliğin” daha güçlü olması gereken bir bölgede, yeterli yoğunluğa ve hıza ulaşamaması söz
konusuydu. Gene biliyoruz ki, toplumsal barış
sağlandığında, insanlar dönüp geçmişe baktıklarında, kendi ellerindeki değerlere yaptıkları
yanlışları daha kolay görebilmektedirler. İki
dünya savaşı sonrasında dünyada yaşananlar
bunun somut kanıtıdır.
Bütün bölgeyi köylerden kentlere kadar araştırmış bir kimlik olarak bu süreçte sürekli söylediğim bir söz var. “Bu duman kalktığında neyi
yitirdiğimizi gördüğümüz zaman ortamı onaracak
yine bizleriz.” Şu anda Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır’a kadar uzanan gelişmeler izlenirse,
barış ortamı güçlendiğinde herkesin, her kentin
kültür varlıklarına sağladıkları öncelikler nedeniyle
büyük bir değişime öncülük ettiklerini görürüz. Değindiğim gibi yanlışlarımız, zaman zaman doğruları bulmamıza kolaylık sağlamaktadır.
Burada unutulmaması gereken bir diğer
nokta, artık kentler arası dayanışma, deneyim
paylaşımının dünden güçlü olduğunun görülmesidir. Bu da yaraları sarmayı kolaylaştırmaktadır. Güven duygusu arttığında köylere dönüş
bile hızlanmakta, bu ister istemez kentlerdeki yo-
Ağustos-Kasım 2013
40
ğunlaşmayı azaltmakta ve Mardin bunun ilk örneklerini vermektedir. Ancak doğal dokunun iyileştirilmesi, üretim ilişkilerinin normalleşmesi
belirli bir zaman dilimine ihtiyaç göstermektedir. Bu da gelip “yol haritasına” dayanmaktadır.
Yıllar önce yaptığımız Mardin Yol Haritası’nın
bu güç koşullara rağmen bugün tümüyle yaşama
geçmiş olması, artık sıranın “kırsal ortamlara”
geldiğinin işaretidir. Hep geriye dönüp bakarsak
önümüzü göremeyiz. Dünün yanlışlarından ders
alıp günümüzü ve geleceği tasarlamamız gerekir.
Çünkü bu bölgenin insanlık tarihinin merkezi olduğunu unutmayalım. Sorumluluğumuz büyük,
tarihin derinliği kadar büyük.
Burada coğrafyası tarihine parçacı yaklaşmaya olanak vermiyor. Her başlıkta, her ölçekte
bir tasarımın gerekliliğini vurguluyor. Siyasal
dalgalanmalardan uzak, bölgesel ölçekten köy
ölçeğine uzanan “kültür öncelikli yol haritası”,
neyi, nerede, kimlerle yapacağımıza ışık tutacak
nitelikte hazırlanırsa, kalıcı barış yolu açılmış,
uygulamalarla doğrular içselleşmiş olur. Zedelenen doğa-kültür-insan ilişkileri yeni yaşam
hakkına kavuşur.
Bütün bu genel düşünceler, düş kurma anlamına gelmiyor. Havza-bölge ölçeğinde kültür
öncelikli yol haritalarını ülke gündemine sunmayı, bir yandan da uygulamalara hız vermeyi
sağladığımızı düşünürsek, düşlerimizin “gerçeklik payı” artar. Diyarbakır, köylerine kadar düş
kurmaya olanak veren bir kenttir. Bu düşün gerçekleşmesi için her türlü olanak vardır. Son yıllarda Diyarbakır’da yapılan yayınlardan yüzlerce
toplumsal-kültürel-sanatsal başlık çıkarılabilir.
Barış araştırmayla başlar, köklü değerlere sarılmakla güç kazanır, yaşama geçen ortamlarla
da paylaşılır.
Prof. Dr. Metin Sözen
ÇEKÜL Vakfı Başkanı
Diyarbakır
ulaşımına
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
raylı
cözüm
Büyükşehir Belediyesi Ulaşım
Daire Başkanı İbrahim Altun, Ulaşım
Ana Planı hazırladıklarını ve bunun
içinde raylı sistem projesi de yer aldığını belirterek, “Birinci etap Dağkapı’dan Eğitim ve
Araştırma Hastanesi’ne kadar olan 15 km’lik
alanı, ikinci etap ise, Tesisler Kavşağı’ndan 500 Evler
istikametine giden yaklaşık 10 km’yi kapsıyor” dedi.
D
iyarbakır’da 1990’lı yıllarda köylerin boşaltılmasıyla nüfus ikiye katlandı, çarpık kentleşme şehri “esir” aldı, ulaşım için alt yapı
oluşturulmadı. Çarpık kentleşmenin en
büyük engel teşkil ettiği kent ulaşımı için
bugün yeni bir pencere açılmak isteniyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire
Başkanı İbrahim Altun, 1990’lı yıllarla başlayan çarpık kentleşmenin bugün ulaşımda
çok ciddi sorunlara neden olduğunu belirterek, hazırladıkları “Ulaşım Ana Planı” ile
kenttin ulaşım sorunlarını çözeceklerini söyledi. Kent ulaşımını rahatlatacak raylı sistemi,
otopark, yayalaşma ve kentin ulaşım sorunları ile çözüm yöntemlerini Ulaşım Daire
Başkanı İbrahim Altun’a sorduk.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Ulaşım
Daire Başkanlığı, kentin ulaşım sorunlarını
çözmek için “Ulaşım Ana Planı” hazırladı.
1990’lı yıllardan bu yana yoğun göç alan ve
nüfusu katlanan Diyarbakır’da ulaşım sorunu
her geçen gün kendini daha çok hissettiri-
yor. 2000’den önceki çarpık kentleşme
bugün kent ulaşımını nasıl etkiliyor?
Diyarbakır binlerce yıllık bir geçmişi olan
bir kentimiz. Ancak 1990’lı yıllarda bölgemizde
yaşanan düşük yoğunluklu savaş nedeniyle
kentimizde orantısız ciddi bir güç sözkonusu
oldu. Tabi bu beraberinde çarpık bir kentleşmeyi, ulaşım ve alt yapı sorunlarını getirdi.
Özellikle 1999 yılına kadar belli bir ulaşım alt
yapısı gözetilmeden kentleşmeye gidildi. Süreç
içerisinde oluşan yerleşim alanlarında yolların
genişliğinde, kaldırımların oluşmasında, otoparkların, yaya geçitleri, kavşaklar ve toplu ulaşım güzergahlarının düzenlenmesine yönelik
herhangi bir planlama yapılmadığı için ciddi
sorunlar oluştu. 1999 yılından itibaren ise, yeni
bir belediyecilik anlayışı başladı. Daha planlı
ve düzenli çalışma öngörüldü. Yeni yerleşim
alanlarında ulaşım da gözetilerek çalışmalar
yapılıyor. Yollar ve kavşaklar planlanırken, toplu
ulaşım aksları düzenlenirken, artık bir plan dahilinde yapılıyor. Ancak bu da bizim istediğimiz ölçekte değil. Bunun bir uzman görüşü ve
Ulaşım Ana Planı doğrultusunda yapılması ge-
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, ulaşım sorunlarını raylı
sistemi hayata geçirerek çözmek istiyor.
41
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
1990’dan bu ya biriken sorunları çözmek için çalışmalarının
devam ettiğini kaydeden Altun, “Ulaşım Ana Planı kapsamında bazı yolların yayalaştırılması, bazı yolların toplu ulaşım aksı olarak belirlenerek sadece raylı sisteme hizmet
edecek şekilde düzenlenmesi baz alındı” dedi.
rekiyor. İmar planları ile ulaşım ana planları birbirleriyle bütünleşik bir şekilde eşbaşlı olarak devam
etmesi gerekiyor ki, sağlıklı bir ulaşım hizmeti verilebilsin. Bu da 2011 yılı sonunda ihaleye çıktığımız Ulaşım Ana Planı ile mümkün olabildi. Şu an
1990’dan bu yana biriken sorunların çözümü için
çalışmalarımız devam ediyor.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin kentin
ulaşım sorunlarını çözmek için hazırladığı
“Ulaşım Ana Planı” ne içeriyor?
5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu, Ulaşım Ana Planları yetkisini büyükşehir belediyelerine veriyor. Dolayısıyla büyükşehir belediyeleri de
kendi sorumluluk alanlarında ulaşımla ilgili planlarını yapmak zorunda. Bu planları 5 yılda bir revize
etmek ve en az 15 yıllık projeksiyonla hazırlamak
gerekiyor. Ulaşım Ana Planı çalışmasının temel
amacı; kentin nazım imar planı kararlarının önerdiği
kentsel gelişme stratejileri doğrultusunda, hedef
yılı itibariyle oluşması beklenen yolculuk talepleri
göz önüne alınarak, toplu taşıma ağırlıklı olmak
üzere gerekli ulaşım yatırımları ve önceliklerinin
belirlenerek, Diyarbakır kentinde gelecekte oluşması beklenen ulaşım ve trafik sistemi için temel
planlama kararlarının oluşturulmasıdır. Bu amaçla,
Ulaşım Ana Planı ile Diyarbakır halkının ulaşımdaki konfor seviyesini yükseltmek ve kent içi hareketliliğin çevresel tehdit yaratmadan makro ve
mikro ölçekteki sorunlara çözümlerin üretilmesi,
kaynakların verimli kullanılarak toplumun tüm kesimlerine hitap edebilen sürdürülebilir çözümlerin
oluşturulması hedeflenmektedir.
Ulaşım ana planları içerisinde öncelik bir
durum analizi yapılıyor. Mevcut veriler üzerinden sayımlarla hane halkı, yol, otopark ve kavşak bilgileri toplanıyor. Daha sonra bunlarda bir
kalibrasyon sürecinden geçtikten sonra kentte
uygun yeni bir plan hazırlanıyor. Bu plan dahilinde her şey gözetilmek zorunda. Yayalar, araçlar, yolların durumu, yolların gabarisi, toplu
ulaşım aksları ve modları incelemek gerekiyor.
Oluşturulacak ulaşım ana planları, bir kenttin,
büyükşehir belediyesinin anayasası durumuna
geliyor. Büyükşehirler de, bütün çalışmalarını
bu planlar doğrultusunda yapıyorlar.
Ana planımız 15 yıl, projeksiyon olarak da
2040 yılı ele alındı. Ulaşım ana planları 5 yılda
bir revize edilmesi gerekiyor. Çünkü kentler dinamik olduğu için ihtiyaçlar değişiyor.
Kentte her geçen gün araç sayısı hızla artıyor,
çarpık kentleşmenin bulunduğu alanlardaki ulaşım sorunu hangi yöntemlerle çözülecek?
İbrahim Altun
Ağustos-Kasım 2013
42
Bu, Ulaşım Ana Planı kapsamında üzerinde
durduğumuz en önemli konulardan biridir. Araçların kent merkezine girmemesi için bazı çalışmalar öngörüldü. Bazı yolların yayalaştırılması,
bazı yolların tek yön olarak düzenlenmesi, bazı
ALTUN: Raylı sistem için İller Bankası Genel Müdürlüğü’ne
kredi talebinde bulunduk. Talebimiz kabul edilirse ve ihaleye
çıkarsak sistemin inşası 2013-2014-2015 yıllarında gerçekleştirilecek ve 2015 yılı içerisinde hizmet vermeye başlayacak.
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
yolların toplu ulaşım aksı olarak belirlenerek
sadece raylı sisteme hizmet edecek şekilde
düzenlenmesi baz alındı. Dolayısıyla kent
merkezini yayalara, bisiklete ve toplu taşımaya bırakan bir yapı öngörüldü. Artık bu
yapı üzerinden önümüzdeki süreçte kent
merkezinde daha çok yayalara ve toplu taşımaya hizmet edilecek. Araçları da kent merkezinin dışında tutmak istiyoruz.
Gündemde raylı sistem çözümü var
mıdır? Varsa projenin çalışmaları ne
zaman başlatılacak?
Büyükşehirlerde raylı sistem yapılırken
öncelikle bir Ulaşım Ana Planı yapmak gerekiyor. Ulaşım Ana Planı çıktıları doğrultusunda raylı sistem yapılıyor. Çünkü bu ulaşım
ana planlarındaki raylı sistem güzergahları,
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımızın onayına bağlıdır. Ulaşım Ana Planı
sürecinde raylı sistem de değerlendirildi. İki
güzergah raylı sistem aksı olarak çıktı. Raylı
sistemin birinci etabı Dağkapı’dan başlayarak Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kadar
olan 15 kilometrelik mesafeyi kat ediyor.
Dağkapı, Elazığ Bulvarı Kışla Caddesi, Ofis
Ekinciler Caddesi, Turgut Özal Bulvarı, Diclekent Bulvarı ve Diyarbakır Eğitim ve Araştırma
Hastanesi’ni kapsayan raylı sistem projesinde
18 istasyon (durak) yer almaktadır. Bununla
ilgili ön fizibilite çalışması yaptık, Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan gerekli onayları aldık, uygulama projeleri hazırladık. Şimdi yaklaşık bir maliyet için
müşavirlik firmalarından teklifleri alıyoruz. Bu
proje için İller Bankası Genel Müdürlüğü’ne
kredi talebinde bulunduk. Talebimiz onaylanırsa yapım için ihaleye çıkacağız. Hedefimiz
Eylül-Ekim gibi raylı sistemin birinci etabı
için ihaleye çakmaktır. Eğer ihaleye çıkarsak
sistemin inşası 2013-2014-2015 yıllarında
gerçekleştirilecek ve 2015 yılı içerisinde hizmet vermeye başlayacak.
Raylı sistemin ikinci etabı ise, Tesisler
Kavşağı’ndan 500 Evler istikametine giden
yaklaşık 10 kilometreyi kapsıyor.
Raylı sistem çalışmaları için Kışla Caddesi’nde tek yön, Ekinciler Caddesi’nde ise
yayalaştırma uygulamaları yapılıyor. Ekinciler
Caddesi tamamen yayalaştırılacak. Ulaşım
Ana Planı’nda alternatif yollar da belirlendi.
Turgut Özal ve Diclekent bulvarlarında yolun
gabarisine göre uygulamalar yapılıyor. Yani
yaya, araç ve toplu taşıma trafiğini gözetleyerek planlama yapılmış durumda. Dolayısıyla
kimseyi mağdur etmeyecek şekilde trafiği rahatlatan, daha fazla toplu ulaşıma hizmet edecek akslar belirlendi. Yayalaştırma ve tek yön
uygulamalarıyla daha ekolojik, çevreci ve ekonomik bir yapı öngörüldü.
Karayolları tarafından Şanlıurfa Caddesi
üzerinde yapılan köprülü kavşak düzenlemesi, ulaşım sorununa çözüm olabilecek
mi? Çevre yolları neden tercih edilmiyor?
Gelişmiş ülkelerin hiçbirinde kent merkezlerinde köprülü kavşaklar görmek mümkün değil.
Dolayısıyla bu çalışmalar yerine çevre yollarına
öncelik verilseydi ve ağır tonajlı araçlar baypas
Gelişmiş ülkelerin hiçbirinde kent merkezlerinde köprülü
kavşaklar görmek
mümkün değil.
43
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
DİYARBAKIR’da otopark kültürünün
oluşmadığını kaydeden Altun, Büyükşehir Belediyesi’nin yanındaki açık
alan ile eski Doğum Hastanesi’ni otopark yapacaklarını ifade etti.
edilseydi, bu yollar daha rahat işlev görürdü. Maalesef, bazı siyasi
kaygılardan dolayı bu tercih yapıldı. Kent merkezinde geçen bu
çevre yolları Karayolları denetimindedir. Normalde Şanlıurfa Karayolu üzerindeki katlı kavşak çalışmaları 2012’de bitirilmesi gerekiyordu, ancak hala devam ediyor. Katlı kavşaklar trafiği hızlandırdığı
için ölümlü kazaları artırdı ve birçok kişi yaşamını yitirdi. Kent içinde
karayolundaki bu çalışmalar için projeler hazırlanırken mutlaka yaya
hareketleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Kenttin otopark ve yayalaşma sorunu var mıdır? Varsa nasıl
çözülecek?
Kentte otopark kullanımı konusunda ciddi bir sıkıntı var. Otopark kullanım alışkanlığımız yok. Sur içinde yaptığı bir çalışma
var. Sur içindeki otoparkların kullanım kapasitesi yüzde 50’nin altında. Ofis semtindeki 400 araçlık iki katlı otoparkımız yüzde 30
kapasite ile hizmet veriyor. Bu bizi zorluyor. Kentte otopark kültürü
oluşmamış. Bunu aşmak için çalışıyoruz. Yeni otopark alanları
açmak için de çalışmalarımız var. Bunları yaparken kent merkezi
değil, kent merkezi dışında ve çevresinde otopark yapmayı düşünüyoruz. Ulaşım Ana Planı da bize bunu gösteriyor. Kent merkezine ne kadar az araç sokarsak, araçları kenttin çeperinde ne kadar
depolarsak o kadar kenti rahatlatmış olacağız.
Buna yönelik 2013 yılı içinde iki tane katlı kavşak yapacağız.
Bunlardan birisinin yer tespitini ve ihalesini yaptık. Birincisi Büyükşehir Belediyesi yanındaki açık otoparkı iki katlı olarak düzenleyeceğiz. 200 araçlık bu otoparkın üstünü de sosyal yaşam alanı
olarak yani Büyükşehir Belediyesi ve Adliye Sarayı’na gelen yurttaşlara dinlenme olanağı bulacağı alana dönüştüreceğiz. İkincisi
ise, Yusuf Azizoğlu Caddesi üzerinde bulunan eski Doğum Hastanesi’ni bin araçlık katlı kavşak olarak düzenleyeceğiz. İmar düzenlemesi için çalışmalar devam ediyor. Gerekli imar kararları
çıktıktan sonra bunun da ihalesine çıkacağız.
Kentteki çalışmalarda önceliğimiz yayalar, bisiklet ve toplu
taşıma üzerinedir. Gelişmiş ülkelerde de bunlar önceliklidir.
Bizim çalışmalarımızda yayalar önceliklidir. Şu anda Ekinciler
Caddesi ve Rıdvanağa-Ekinciler caddeleri arasında kalan bölgenin yayalaştırılması öngörülüyor.
Diyarbakır’ın tarihi mekanı olan Sur içinin trafiğe kapatılması söz konusu mu?
Sur içi ile ilgili şu an Koruma Amaçlı İmar Planı mevcuttur.
Ağustos-Kasım 2013
44
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
ÇARPIK kentleşme alanları ile Diyarbakır’ın tarihi Sur içine
araçların girişini azaltacaklarını kaydeden Altun, “Kent merkezini yayalara, bisiklete ve toplu taşımaya bırakacağız” dedi.
Ulaşım Ana Planı da buna uygun bir şekilde
düzenlendi. Raylı sistem aksı, Hem Sur, Yenişehir ve Bağlar içindeki hem de Kayapınar’daki vatandaşların en iyi şekilde
yararlanması için hazırlandı. Önümüzdeki
dönemde Sur içinde trafik alanları giderek
azaltılacak, yayalaştırma alanları artırılacak.
Dağkapı Meydanı ile Nebi Camisi’ne
kadar olan kısım komple meydan olarak düzenlenecek. Sur’un iç kısmında bir ring oluşturulacak. Ulaşım ve erişim hizmetleri bu
ring üzerinde sağlanacak.
Sur’un merkezinde ise, küçük toplu taşıma araçlarıyla hizmet verilecek şekilde bir
planlama yapılıyor. Yani Sur içinde daha çok
yaya, bisiklet ve toplu taşıma ile hizmet verecek bir çalışma ön görülüyor.
Kent giderek yapılaşma bakımında büyüyor, toplu ulaşım güzergahlarında ne tür
değişiklikler yapılacak?
Bizim hedefimiz kentte sağlıklı bir toplu
ulaşım hizmeti vermektir. Bunu kamu yararı
gözeterek yapacağız. Ulaşım Ana Planı’ndaki
iki raylı sistemi tamamladıktan sonra bu güzergahları besleyecek şekilde “besleme hatları” oluşturmamız gerekiyor. Bizim araçların
bir kısmı, “besleme hatları”nda çalışacak.
Kent merkezine daha çok tramvay hattı ve bunları besleyecek kollar oluşturulacak. Vatandaşlar tek biletle belli bir süre için hem
tramvayı hem de otobüsleri kullanabilecekler.
Kent merkezinde daha çevreci ve konforlu
toplu ulaşım hizmeti bizim önceliğimiz arasında bulunuyor.
45
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
ETKİNLİKLERİMİZ
Ankara’da binlerce mühendis,
mimar ve şehir plancısı yürüdü
AKP’nin bir gece yarısı operasyonuyla
TMMOB’nin yetkilerini kısıtladığı yasaya
karşı binlerce mühendis, mimar ve şehir
plancısı 13 Temmuz 2013 tarihinde Ankara’da buluştu.
AKP’nin bir gece yarısı operasyonuyla TMMOB’nin
yetkilerini kısıtladığı yasaya
karşı binlerce mühendis,
mimar ve şehir plancısı,
Ankara’da yürüdü.
Ağustos-Kasım 2013
46
TMMOB’a bağlı odaların şube yöneticilerinin
de katıldığı yürüyüş, TMMOB binası önünde
start aldı. "TMMOB torbaya sığmaz" pankartının taşındığı yürüyüşte, "Bu daha başlangıç mücadeleye devam", "AKP örgüt
arama örgüt burada" gibi sloganlar atıldı.
Yürüyüşte güzergah ile ilgili polis ve
TMMOB yetkilileri arasında yapılan görüşmeler sonucunda kitlenin Güven Park'a
cadde üzerinden gitmesi yerine metro altından geçilmesi kararına varıldı.
Güven Park’ta konuşan TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, bir gece yarısı operasyonu ile
"torba yasanın" içine alelacele bir ek yapıldığını belirterek, "Torbacı bir AKP'nin her
zaman yaptığı gibi bir komplodur. Bu şekilde
çıkarılmış bir yasanın ahlaki değeri olduğuna
inanmıyoruz. AKP her zamanki o darbeci anlayışıyla yasayı çıkardı" dedi. Soğancı,
AKP'nin torbacı olduğunu ve onların torbasına TMMOB'un sığmayacağını söyledi.
AKP'nin saldırdığını ifade eden Soğancı,
"Evet AKP saldırıyor. Biz bu saldırıyı hak ediyoruz. Çünkü biz AKP'nin rant ve yağma politikalarını teşhir ettik. Çünkü biz onların bu
planlarının gerçekleşmesine izin vermedik.
Çünkü biz bu politikalara karşı direndik" dedi.
Emekçiler
1 Mayıs’ta alanlara çıktı
TMMOB, KESK, DİSK, TTB, TÜRK-İŞ, sivil
toplum örgütleri ve siyasi partilerin İstasyon Meydanı’nda düzenlediği 1 Mayıs
mitingine binlerce emekçi, işsizliğe, sendikasızlaştırmaya, taşeronlaşmaya ve iş
cinayetlerine dikkat çekti. Mitingde yapılan konuşmalarda, Kürt sorununun çözümüne ilişkin mesajlar verildi.
nı’na giriş yaptı. “İşsizliğe, sendikasızlaştırmaya, taşeronlaşmaya, iş cinayetlerine ve
kötü çalışma koşullarına” dikkat çeken
emekçiler, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler için bir dakikalık
saygı duruşunda bulundu.
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Diyarbakır'da 1 Mayıs İşçi Bayramı nedeniyle
TMMOB ve TÜRK-İŞ üyeleri Prestij Otel’in
önünden, KESK üyeleri Urfa Kapı'dan, siyasi
parti üyeleri Bağlar Viyadük üzerinden,
DİSK'e bağlı sendika üyeleri ise Şehitlik yolu
girişinden İstasyon Meydanı'na doğru yürümeye başladı. Prestij Oteli önünden yürüyüşe geçen TMMOB bileşeni Odaların
yöneticileri ve üyeleri, TMMOB bayrakları ve
"Bijî yek Gulan, yaşasın 1 Mayıs" yazılı pankart ile sloganlar eşliğinde İstasyon Meyda-
Gezi Parkı’ndaki şiddet
Diyarbakır’da protesto edildi
TMMOB, KESK, DİSK ve TTB'nin aldığı
karar üzerine kamu emekçileri 17 Haziran’da Diyarbakır’da greve gitti. Kamu
emekçileri 17 Haziran günü akşam saatlerinde de bir yürüyüş organize etti.
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, KESK
Diyarbakır Şubeler Platformu, DİSK ve
TTB öncülüğünde bir araya gelen yüzlerce kişi, AZC Plaza önünden Koşuyolu
Parkı İnsan Hakları Anıtı önüne kadar yürüdü. Yürüyüşte, "Polis terörü; ekonomik
ve demokratik haklarımızı engelleyemez"
pankartı açılırken, sık sık "Her yer direniş
her yer Taksim" ve "AKP'ye boğun eğmeyeceğiz" sloganları atıldı. Yürüyüş ardından basın açıklamasını okuyan KESK
Diyarbakır Şubeler Platformu Dönem
Sözcüsü Mehmet Karaaslan, Gezi Parkı'nın ranta kurban edilmesine karşı gelişen yurttaş duyarlılığının AKP iktidarı
tarafından polis terörü ile bastırılmaya
çalışıldığını kaydetti. İktidarın medyayı
ablukasının altına alarak, Türkiye halkının
özgürlükçü muhalefeti hakkında çarpıtma
ve karalama kampanyası başlattığını dile
getiren Karaaslan, "Türkiye'nin özgürlüğe
sevdalı insanları AKP iktidarının bu oyununa gelmedi. Halkın hak ve özgürlüklerinden vazgeçmeyen ısrarlı direnişi
karşısında AKP iktidarı halka karşı, tüm
dünyanın gözleri önünde akıl almaz ve
vahşi bir saldırı kampanyası başlattı" şeklinde konuştu.
TMMOB, KESK, DİSK
ve TTB’nin 17 Haziran
günü için aldığı bir günlük grev kararı üzerine
Diyarbakır’da düzenlenen yürüyüşte, Gezi Parkı’ndaki polis şiddeti
protesto edildi.
47
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
TMMOB’a bağlı Diyarbakır’daki Odalar, denetimsizlikten
dolayı yapımı tamamlanmadan yıkılan spor kompleksi
önünde “yapı denetiminin önemine” dikkat çekti.
Yıkılan spor kompleksi önünde
‘yapı denetimi’ uyarısı
TMMOB’a bağlı Diyarbakır’daki Odaların yöneticileri ve üyeleri, TMMOB’nin yetki ve gelirlerinin
kısıtlanmak istenmesine karşı, Yenişehir ilçesi Şehitlik Semti'nde 84 bin metrekare alan üzerinde
kurulan ve denetimsizlikten dolayı yapımı tamamlanmadan yıkılan spor kompleksi önünde yaptığı
basın açıklamasıyla “yapı denetiminin özel sektörün
insafına terk edilmemesi gerektiği”nin mesajını
verdi. Spor kompleksi önünde toplanan ve aralarında
Şube Başkanımız Turan Kapan ve yönetim kurulu
üyelerinin de bulunduğu TMMOB’a bağlı odaların
temsilcileri ve üyeleri, “TMMOB Torbaya Sığmaz”
yazılı pankart ile TMMOB bayrakları açtı. Burada
basın açıklamasını okuyan TMMOB Diyarbakır İl
Koordinasyon Kurulu Sekreteri Necati Pirinççioğlu,
Türkiye’de, kentlerin sermayenin istekleri doğrultusunda şekillendirilmesi, doğanın katledilmesi ve
talan edilmesi süreçleri olanca hızı ve pervasızlığıyla işletilmekte olduğunu hatırlattı. 9 Temmuz
günü bir gece yarısı operasyonuyla, imar kanununu 8. maddesinde yapılan değişiklikle
TMMOB’ye bağlı birimlerin mesleki denetim yapması yetkisi ellerinden alındığı, mimari projeler
fikir ve sanat eserleri kapsamından çıkarıldığı, yerinden yönetim kurumları olan belediyelerin ve
TMMOB’nin anayasal hak, yetki ve görevlerinin
Mühendis, mimar ve
şehir plancıları,
TMMOB’un yetkilerinin kısıtlanmak istenmesine tepki gösterdi.
Ağustos-Kasım 2013
48
gasp edildiğine dikkat çeken Pirinççioğlu, bunun
intikamcı bir mantığın eseri olduğunu vurguladı.
Pirinççioğlu, bu kanunla yapılmak istenen, birçok
rant ve talan projesinin hayata geçmesini önleyen
ve buna muhalefet eden TMMOB’nin kamusal
alandan tasfiye edilmesi olduğunu kaydetti.
‘Mesleki denetimi yapmaya devam edeceğiz’
Bugün gerçekleştirilen yasal değişikliklerle
TMMOB’nin ve bağlı odalarının kolunu kanadını kırarak gerçekleri söylemekten ve mücadelesinden
geri düşüreceklerini sananların yanıldığını ifade eden
Pirinççioğlu, “Bizler her şart altında kamusal mücadelemizi, halklarımızın haklarının ve yaşam alanlarımızın korunması temelinde sürdüreceğiz. Mesleki
denetimi de yapmaya devam edeceğiz, kamusal denetimi de yapmaya devam edeceğiz. Kentlerimizin
sermayeye peşkeş çekilmesine de karşı çıkacağız,
doğamızın talan edilmesinin de önünde duracağız.
Bilinmelidir ki, Türkiye’nin ve halklarımızın
TMMOB’ye ve bağlı odalarına ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç devam ettiği sürece hiçbir güç bizi mücadelemizden alı koyamayacaktır. Buradan iktidar partisine
ve onun yandaşlarına sesleniyoruz. TMMOB’den
elini çek. TMMOB’ye dokunma” dedi.
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Diyarbakır’da Kadın Çalıştayı:
Kürt kadınları örnek model oluşturdu
TMMOB 3. Kadın Kurultayı Diyarbakır Yerel
Çalıştayı, "Kadınlar örgütlenmeye, mücadeleye"
sloganı ile 29 Haziran Cumartesi günü Sümerpark
Resepsiyon Salonu'nda gerçekleştirildi. Çalıştaya
TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu (İKK)
üyeleri ile Adana, Ankara ve İstanbul’dan gelen
TMMOB üyesi kadınlar katıldı. Çalıştaya, Avukat
Reyhan Yalçındağ konuşmacı olarak katılırken, çalıştayın açılış konuşmasını TMMOB Diyarbakır İKK
Kadın Komisyonu üyesi Elif Güven yaptı. Güven,
hükümetin bir taraftan müzakere masasına oturduğunu, diğer yandan karakol yapımlarına hız kazandırarak, sınır ötesi operasyonları sürdürdüğünü
vurguladı. Hükümetin, seçim barajı, anadilde eğitim, uzun tutukluluk süreleri gibi birçok demokratik reformdan kaçtığını kaydeden Güven,
hükümetin değişim ve dönüşüm taleplerini yok
saymasının toplumsal barış ve huzurun önünü tıkadığını ifade etti. Güven, çalıştayın TMMOB 3.
Kadın Kurultayı'nın ön hazırlığı olduğunu belirtti.
Güven, temel hedeflerinin daha etkin, demokratik, işlevsel bir TMMOB kadın örgütlülüğü
yaratmak olduğunu ifade ederek, "Kadın örgütlülüğü yaratma sürecinde kadın mücadelesinin değişim ve dönüşüm olduğu bilinci ile toplumun
diğer örgütlü kadın hareketleri ve deneyimleri ile
ortak çalışma yürütülmesi, bugün gelinen nok-
tada vazgeçilmez olmuştur" dedi. Güven, iktidarın yaratmaya çalıştığı kadının, toplumun dışına
itilmiş, eve hapsolmuş, bedeni namus ve ahlak
sembolü haline getirilmiş, eğitim ve yaşamdan
koparılmış bir kadın modeli olduğuna da değindi.
Çıkarılan 4+4+4 eğitim sistemi ile kız çocuklarının eğitimine engel olunduğunu söyleyen
Güven, "esnek çalışma" ve "evde çalışma" adı altında kadının çalışma hayatından uzaklaştırıldığını belirtti. 30 yılı aşkın bir süredir yaşanan
savaşta toplumsal ve fiziksel tahribattan en çok
kadınların etkilendiğini dile getiren Güven, "Kürt
kadınları geçmişte yapılan tüm kadın mücadelesi
mirasına sahip çıkmış, kendi özgür geleceğini
kendisi inşa etmek konusunda direnişi ve onurlu
duruşu ile diğer kadın mücadeleleri için örnek
model olmuştur" diye konuştu.
TMMOB Yönetim Kurulu üyesi Ayşe Işık Ezer
de, Türkiye'de cinsiyet ayrımcılığın aile içi ilişkilerden başlayarak toplumsal hayatın her düzeyinde yaşanmaya devam ettiğini söyledi.
Çalıştayda, "Türkiye'de kadın politikaları,
gericilik ve piyasacılık sarmalında kadınlar",
“Tarihsel Gelişim Sürecinde Kadın Hakları” ile
"Kadın örgütlenme ve mücadele olanakları" konuları tartışıldı.
TMMOB 3. Kadın
Kurultayı Diyarbakır
Yerel Çalıştayı’nda,
“Kürt kadınları direnişi
ve onurlu duruşu ile
diğer kadın mücadeleleri için örnek model
olmuştur” denildi.
49
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
778
STK'dan
ÝMO
çözüm sürecine
destek deklarasyonu
Barış sürecine ilişkin görüşlerini açıklamak
için bir araya gelen ve aralarında Şubemiz ile
TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu (İKK),
KESK, İHD ve Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın da bulunduğu bölgedeki 778 sivil toplum
kuruluşu, bir basın açıklaması yaptı.
Diyarbakır’daki bazı
sivil toplum örgütlerinin çağrısı üzerine
bir araya gelen bölgedeki 778 sivil toplum
kuruluşu, bir deklarasyon yayınladı.
Ağustos-Kasım 2013
50
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Lokali'nde
yapılan açıklamaya, çok sayıda sivil toplum örgütü
temsilcisi katıldı. Deklarasyona imza atan 778 STK
adına açıklamayı okuyan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Türkiye'nin tarihi bir süreçten geçtiğini belirterek, "Özgürlükçü ve eşitlikçi fikirlerin
ve insan haklarına dayanan demokratik siyasetin
egemen olduğu bir yaşamı inşa etmenin bugünün
en önemli işi olduğu inancındayız. Türkiye'nin tarihsel sorununda böylesi bir demokrasi eksikliği ve
onun yarattığı olumsuz sonuçlar olduğunu düşünüyoruz" dedi. Devlet ile PKK arasında yürütülen
görüşmeler sonrası gündeme gelen barış sürecinin başta bölgede olmak üzere Türkiye genelinde
önemli bir rahatlama ve sorunların çözümüne
dönük büyük bir umut yarattığını vurgulayan Bilici, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın silahlı güçleri
sınır dışına çekme çağrısının, bu sürecin somut
en önemli adımı olduğunu kaydetti. Bu nedenle
bölgedeki sivil toplum örgütleri olarak, insan
ölümlerine son veren, barış umutlarını artıran,
daha refah ve geleceğe umutla bakan bir ortamın
yaratılmasına vesile olacak bu süreci başından
beri desteklediklerini kaydeden Bilici, "Ancak, bu
sürecin sorunsuz ilerleyebilmesi ve kalıcı barışın
sağlanabilmesi için Kürt toplumunun taleplerini
karşılayacak yeni bir Anayasa veya Anayasal değişikliklerin yapılması artık kaçınılmaz bir hal almıştır. Ayrıca son dönemlerde yaşanan gerilimler
karşısında hükümetin toplumun farklı kesimlerinin sesine kulak veren çoğulcu bir yaklaşımla tahammül göstermesini bekliyoruz. Hükümetin ve
parlamentonun gerek yeni bir Anayasa ve gerekse
bu süreçte toplumun farklı kesimlerinin beklentilerine karşılık veren bir demokratik yaklaşıma
davet ediyoruz" diye konuştu.
Van’da sorunlar çözülmedi
TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu
(İKK), Van depreminin ikinci yıldönümüne ilişkin
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Diyarbakır Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına, İMO Genel Merkez Yöneticisi Tansel Önal,
Şube Başkanımız Turan Kapan, Maden Mühendisleri Odası Şube Başkanı Mustafa Doğu, Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Jihat Şengal, Harita
ve Kadastro Mühendisleri Odası Şube Başkanı Hüseyin Kırşan ile TMMOB bileşeni odaların yöneticileri katıldı. Basın toplantısında TMMOB Diyarbakır
İKK adına açıklama yapan Şube Başkanımız Turan
Kapan, Van’da 23 Ekim ve 9 Kasım’da gerçekleşen
depremlerde 644 kişiyi kaybettiklerini hatırlatarak,
TMMOB olarak, dayanışma duygularını paylaşmak
için depremin ilk gününden bu güne kadar halkın
yanında yer aldıklarını vurguladı. TMMOB’nin, ilk
depremin ardından Van Valiliği’ne başvurarak, ön
hasar tespit çalışmalarının hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesi için mühendis ve mimarların gönüllü olarak görev alabileceğini ilettiğini,
ancak olumlu yanıt alamadığını hatırlatan Kapan,
en yetkili ağızların hiçbir bilimsel veriye dayanmaksızın "oturulabilir" ilan ettiği yapıların ne yazık ki
9 Kasım’daki ikinci depremde yıkıldığını ve yeni can
kayıplarının yaşandığını ifade etti.
Ağır hasarlı konutlar yıkılmayı bekliyor
162.459 binada inceleme yapıldığı, 147.675
binanın değerlendirmeye tabi tutulduğu, Van genelinde (Van Merkez, Erciş, Edremit ve Bostaniçi)
72.242 bina, konut, işyeri ve ahırın yıkık ve ağır hasarlı olarak tespit edildiğini hatırlatan Kapan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bunun 28.532’si
bina, 33.016’sı konut, 8.254’ü ahır, 2.440’ı işyeri
olarak tespit edilmiştir. Bugüne kadar yıkılan konut
sayısı yaklaşık 21.200 civarında büyük bir kısmını
vatandaş kendi imkanları ile yıkmıştır, halen Van'da
7.400 civarında ağır hasarlı konut yıkılmayı bekliyor. Van kentinde 11.317 orta hasarlı ve güçlendirilmesi gereken binaların yaklaşık yüzde 50'si hala
güçlendirilmedi, güçlendirilmemenin en büyük nedeni bu yapıların yüzde 70'inin kaçak yapı olmasından kaynaklıdır. Bakanlık bu durumda bulunan
yapılara yönelik bir çalışma başlatılmalıdır.”
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Van’da TOKİ’nin depremlerin hemen ardından
başladığı inşaatları hızla bitirmekle övündüğünü belirten Kapan, “Oysa Van’ın jeolojik etütleri geçtiğimiz Temmuz ayında tamamlanmıştır. Devlet Van
depreminde sosyal devlet görevini bir tarafa bırakarak, TOKİ konutları maliyetinin çok üzerinde Vanlı
depremzedelere satıldı. Yani bir evin maliyeti yaklaşık olarak 49.000 TL iken TOKİ deprem konutlarını % 60 civarında karla vatandaşa 75.000 TL'ye
satmıştır” şeklinde konuştu.
Yoksullar kent dışına çıkarılıyor
“Van depremlerinin öncesinde ve sonrasında
sınıfta kalmış olan bir siyasi iktidarın mevcut yetersizliğini örtmek için ortaya attığı "kentsel dönüşüm
yasası" ile açıkça yepyeni bir maceraya sürüklenmekteyiz” diyen Kapan, “Hak sahipliğinden yerel
yönetimlere, kent yoksullarından mühendislik mesleğine kadar geniş bir yelpazeyi etkileyecek olan bu
kentsel dönüşüm sürecinin öz itibariyle yoksulları
kent merkezlerinin dışına çıkartmayı ve bu merkezlerin sermayeye açılmasının hedeflendiği bilinmektedir. Üst birliğimiz TMMOB, büyük şovlarla
kamuoyuna sunulan uygulamaların sadece maskesini düşürmek için değil, aynı zamanda yaşanan sorunlara bilimin önderliğinde çözümler üretilmesini
sağlamak için de bugün buradadır” diye konuştu.
51
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
İKİ YIL süren hummalı bir çalışmada birçok ülkede dil bilimciler, akademisyenler ve uzmanlarla görüşerek Fasikül 2’yi
yayımlayan TMMOB Diyarbakır İKK, 2014 Mayıs’ında da
Kürtçe teknik terimler sözlüğünü tamamlamayı hedefliyor.
Fasikül 2 çıktı
T
sırada teknik terimler
sözlüğü var
MMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu (İKK)
Kürtçe Teknik Çalışmalar Komisyonu, iki yıldır sürdürdüğü çalışmalar sonucu üç dilli ve 2 bin teknik
terimin yer aldığı Fasikül 2’yi tamamladı. TMMOB
Kürtçe Teknik Çalışmalar Komisyonu Başkanı
Hasan Güneyli, teknik terimler sözlüğü hazırlamak
için çalışmalarını sürdüreceklerini söyledi.
TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu, TZP Kurdî'nin desteği ile
bir yıldan bu yana yürüttüğü Teknik Terimler Çalıştayı sonucunda, mimarlık
ve mühendislik alanlarındaki teknik terimlerle ilgili ikinci fasikülü de tamamladı. Kürtçe, Türkçe ve İngilizce
olmak üzere 2 bin teknik terimin yer
aldığı fasikülün tanıtımı için Cegerxwîn Kültür Merkezi'nde 11 Mayıs’ta
verilen resepsiyona, Şubemizin yönetim kurulu üyeleri, TMMOB İKK bileşeni odalar, KURDİ-DER, KESK ve DTK
yöneticileri katıldı. Resepsiyonda konuşan TMMOB Kürtçe Teknik Çalışmalar Komisyonu Başkanı Hasan
Güneyli, yaklaşık 3 yıl önce bu projenin ortaya atıldığını ve o günden bu
yana TZP Kurdî ile birlikte büyük özveri ile çalışma yürüttüklerini söyledi.
Projenin başındayken böyle bir sonuç
alacaklarını tahmin etmediklerini dile
getiren Güneyli, "Sizin de bildiğiniz
Ağustos-Kasım 2013
52
gibi 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı olarak kutlanıyor.
81 yıl önce 15 Mayıs 1932 yılında Hawar Dergisi
Şam da yayın hayatına başladı. Bu dergi Celalet
Eli Bedirxan tarafından çıkartılıyordu. Bundan dolayı her yıl 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı olarak kutlanıyor. İki buçuk yıldır TMMOB ve TZP-Kurdî
ortak bir çalışma yürütüyor. Kürtçe teknik terimlerin standartta kavuşturulması ve bir temel oluşturulması amacı ile Teknik Terimler Sözlüğü
çalışmamızı sürdürüyoruz. Çalışmaya başlarken
yöntem üzerinde çok durduk. Yaklaşık iki ay boyunca nasıl bir yöntem izleyeceğimizi tartıştık.
7-8 ayın sonunda yaklaşık bin 200 kelime toplandı ve bu kelimelerin sadeleştirilmesi çalışmasını yürüttük. Biz bu kelimeleri Kürtçe, Türkçe
ve İngilizce yazdık. Biz kelimelerin oluşturulmasına karar verirken, dilbilimci, sözlük yazarları,
akademisyen ve değişik çevrelerden kişilerin de
bu çalışmaya katılmasını istedik. TZP Kurdî yardımı ile bir çok uzmanla ilişki geliştirdik. Bu çerçeve de bir komisyonumuz Federal Kürdistan
Bölgesi’ne gitti ve bir dizi görüşmede bulundu.
Duhok, Hewlêr ve Suleymaniye’de birçok kişi ile
bir araya geldik. Geçen yıl birinci çalıştayımızı
Sümerpark’ta gerçekleştirdik. Duhok, Hewlêr,
Suleymaniye, Qezwîn, İstanbul ve Avrupa’dan
birçok uzman bu çalıştaya katıldı. 11-15 Mayıs
2012 tarihleri arasında gerçekleştirilen bu çalıştay sonucunda 358 kelime belirlendi. Birinci fasikül bu kelimelerden oluşturuldu. Birinci fasikül
basıldıktan sonra çalışmamızı durdurmadan ara-
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
lıksız sürdürdük. 3 bin 600 kelimelik bir liste
üzerinde toplantılar gerçekleştirdik. Kurulun
değerlendirmeleri dışında bu listeyi iki defa
danışma kurulumuza da sunduk. Önce kelimelerin Kürtçelerini yazdık. Birinci defa danışma kurulunun önerilerini aldıktan sonra
yeniden bir değerlendirmeye tabi tuttuk ve
böylece karar verdik. Ancak bu seferde kelimelerin tanımlarını da artırdık. Sözlük baskıya girmeden önce birkaç defa daha
arkadaşlarımızdan fikirlerini alarak yeniden
değerlendirme yapıp son kararımızı verdik.
Biz uzun erimli bir çalışma öngörüyoruz. Bu
konuda kendimize de güvenimiz tamdır. Bu
çalışmanın sonucunda Büyük Teknik Terimler
Sözlüğü’nü oluşturacağız. Bu sözlük oluştuktan sonra kendi alanında çok önemli bir
kaynak özelliği kazanacak” dedi.
Harun Yalçınkaya
'Teknik terimler sözlüğü' hazırlanacak
TMMOB İKK adına konuşan Jeoloji Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Başkanı
Harun Yalçınkaya ise, çalışmalarını 15 Mayıs
Kürt Dil Bayramı'na adadıklarını belirtti. Geçtiğimiz yıl dil bayramında ilk fasiküllerini tamamladıklarını, bu yıl ikinci çalışmalarını
tamamladıklarını, önümüzdeki yıl ise yine
"teknik terimler sözlüğünü" tamamlamayı hedeflediklerini ifade eden Yalçınkaya, anadillerine katkı sunmak için ellerinden gelen tüm
gayretti sarf edeceklerin ifade etti.
KURDÎ-DER Genel Başkanı Selahattin
Gültekin de, çalışmanın son derece ağır ve
zor bir çalışma olduğunu belirterek, bir kelime için bile komisyonun günlerce tartışıp
kararlar aldığını dile getirdi.
Hasan Güneyli
53
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Kurdî
Nehevyek :: Heterojen
Nelihevkirî :: Hevnegir
Nêrer :: Pêlweşên :: Dezgayê nardinê
Nîgar :: Nexş
Nîşaneya Erdhejê (Bûmelerzeyê)
Niştî
Niştînasî
Nûketin
Pale :: Êlxat :: Werzvan :: Sepan ::
Karker :: Karkerên çandiniyê
Parabol :: Birgey hewta
Parastina lêjî
Paş
Paşdahiştî :: Derenghiştî :: Vehiştî
Paşerokên radyoaktîf :: Avêtiyên radyoaktîf
Paşlerze
Pêkhata şeşpalûya girtî
Pêkhateya kevirî :: Pêkhateya berdî
Perde
Pestîn :: Pestîner
Pêş
Petkirin :: Puxtekirin :: Paqijkirina xamî ::
Zengînkirina cewher
Pêvekirin :: Pêwenan
Piledar :: Pilepile
Pirjandin :: Pijiqandin
Pîsav :: Arav
Pişkinîna bîrê
Pişkinîna xwecih
Piştre
Pompe
Pompeya xîzê
Qada elektrîkî (Karebayî) :: Biyavî karebayî
(elektrîkî) ::Biwara karebayî
Qada Mugnatîzî :: Biyavî Mugnatîzî ::
Biwarî Mugnatîzî
Qebare
Qeliştek :: Xane :: Kel :: Kert
Ramalîna baranê
Ramalîna kersaxê :: Daxurana kersaxê
Rêbaza teqandinê
Rêbaza veguhastinê
Rehend
Rêjeya herikînê :: Dêbî
Rêjeya pêçewaneyî :: Rêjavajî
Ağustos-Kasım 2013
54
Tirkî
Îngilîzî
Irgat
Parabol
Şev korunması
Geri
Geciktirilmiş göçertme yöntemi
Nükleer atık
Artçı sarsıntı
Sıkıdolmuş altıgensel yapı
Kayaç yapısı
Ekran
Pres :: Baskı
İleri
Atık (cevher zenginleştirme)
Laborer
Parabola
Slope protection
Back
Retarded
Radioactivewaste
Aftershock
Close packed hexagonal structure
Rock structure
Screen
Press
Forward
Refuse (ore dressing)
Magnetik alanı
Magnetic field
Heterojen
Uyumsuz
Verici
Desen
Deprem habercisi
Çökel
Sedimantoloji
Yapıştır
Basamaklı :: aşamalı
Çizgi kaynaklı yağmurlama
Atık su
Kuyu testi
Yerinde deney
Sonraki
Pompa
Çakıl pompası
Elektrik alanı
Hacim
Yiv
Yağmur erozyonu
Kıyı erozyonu
Patlatma yöntemi
Nakliye yöntemi
Boyut
Debi
Ters orantı
Heterogeneous
Discordant
Transmitter
Pattern
Earthquake precursor
Sediment
Sedimentology
Sign up
Paste
Gradual
Line sprinkler irrigation
Waste water
Well test
In-situ test
Next
Pump
Sand pump
Electric field
Volume
Groove
Pluvial erosion
Beach erosion
Blasting method
Transportion method
Dimension
Flow rate
İnverse ratio
Kurdî
Rejû :: Xelûz :: Komira kevirîn
Reqî :: Reqatî
Rezerva jêrerd
Rûder :: Rûkar :: Rûdês :: Peşî
Rûpel
Rûxara Xilîsok :: Rûxara şemetok
Serad :: Bêjing
Serban
Serçaviyên Avê :: Serçimeyê Awe
Serdan
Serdankirî
Sewax :: Seyandin
Sifir
Sîlîsdar
Sing
Stûne (-ser)
Stûnî
Stûnî :: Tîkane :: tîkî
Şaft
Şembelîlk :: Zengilîlk :: Çilûrey berdîn
Şikêner
Şîşbend :: Taq
Şiyana qelewkirinê
Têketin
Têketin
Teqemenî :: Teqok
Teşenasî :: Şêwenasî :: Morfolojî
Tewle
Tîre :: Eşkêl
Vantîlator :: Bajen :: Bagork
Veguhastin
Veguhastina Asoyî
Veguhastina rêhesinî
Venûkirin
Vetezekirin
Waşer :: Orîng:: Derzbend:: Dirzbend ::Sîl
Wergir :: Pêlgîr
Wijewij :: Dengedeng :: Noyîz :: Berden
Wize :: Enerjî
Xalî Hevsengî :: Xala Hevsengiyê
Xîç :: çew :: xurde
Xîç :: xurde :: zîveber :: xirkeberd
Xorak :: Xurek
Xul :: Çerx :: Zivirîn
Xuyanek :: Monîtor
Yekav :: Serav
Yekeya Arîtmetîk :: Yekeya jimêreyî
Yekeyî
zimane ::
Zincîr
Zûres
Tirkî
Kömür
Sertlik
Yer altı deposu
Cephe
Sayfa
Kaygan yüzey
Çamur eleği
Çatı
Su kaynakları
Ziyaret
Ziyaret edilmiş
Sıva
Bakır
Silisli
Ankraj
Dikme
Dik :: dikey
Dikey :: düşey
Şaft
Sarkıt
Kırıcı
Mazgal
Besi kabiliyeti
Giriş
Giriş
Patlayıcı
Biçim bilimi
Manej
Çap
Vantilatör
Transport
Yatay nakliyat
Raylı nakliyat
Güncelleme
Yenilemek
Conta :: Tüm açıkları kapatmak için
Alıcı
Gürültü
Enerji
Denge konumu :: Denge pozisyonu
Çakıl
Çakıl taşı
Gıda
Çevrim :: döngü
Gözlemek
Can suyu
Aritmetik birim
Birimsel
Klape
Zincir
Erkenci
Îngilîzî
Coal
Hardness :: toughness
İnşaat Mühendisleri Odası
Underground reservoir
Diyarbakır Şubesi
Facade
Page
Gliding surface
Mudscreen :: Shale shaker
Roof
Water sources
Visit
Visited
Stucco :: Stucco work
Copper
Siliceous
Anchor
Perpendicular(to)
Perpendicular
Vertical
Shaft
Stalactite
Breaker
Loophole
Fattening capability
Sign in
Login
Explosive
Morphology
Manege :: Manége
Diameter
ventilator
Transport
Horizontal haulage
Track haulage
Update
Refresh
Seal
Receiver
Noise
Energy
Equilibrium position
Gravel
Coarse gravel
Food
Cycle
Monitor
Lifeline
Aritmetic unit
Unitary
Clack
Chain
Early riser
ÝMO
55
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
Genç-İMO 5. Yaz Eğitim Kampı, ülkenin dört bir yanından gelen inşaat mühendisleri adaylarına ev sahipliği
yaptı ve gençlerin Oda yöneticileri ile bir araya gelmesine
ve meslek odalarını yakından tanımasına imkân sağladı.
ÝMO
Genç-İMO 5. Yaz
İ
Eğitim Kampı
zmir Foça’da düzenlenen genç-İMO 5. Yaz Eğitim Kampı, ülkenin dört bir yanından gelen inşaat mühendisleri adaylarına ev sahipliği yaptı.
5. Yaz Eğitim Kampı 21 Ağustos 2013 tarihinde
başladı ve 29 Ağustos’ta son buldu. Kampa yaklaşık 100 genç-İMO üyesi katıldı.
Mühendislik eğitiminin felsefesi
Kampın ilk gününde
kayıtlar alındı ve mini
bir açılış konseri
gerçekleştirildi.
Ağustos-Kasım 2013
56
Kampın ilk günü kayıtların alınması, çadırların kurulması, tanışma toplantısı ve atölye tanıtımlarının yapılmasının ardından mini bir
açılış konseri gerçekleştirildi. İkinci gün ise
"Mühendislik Eğitiminin Felsefesi" başlığı altıda gerçekleştirilen sabah semineri ile başladı.
Prof. Dr. Beno Kuryel’in konuşmacı olarak katıldığı oturumda, mühendislik, matematik ve
felsefe disiplinlerinin işleyişi arasındaki farklara dikkat çekildi, söz konusu disiplinlerin
temel kabullerine ve sorunlarına vurgu yapıldı.
İnşaat mühendisi adaylarının sorularına ve Kuryel’in yanıtlarına da yer verilen oturum öğle saatlerine kadar sürdü. Aynı günün akşam
söyleşisi ise CHP Hatay Milletvekili Hasan Akgöl’ün katılımıyla gerçekleştirildi. "Suriye Politikaları" başlıklı oturumda AKP hükümetinin
Suriye politikaları ve söz konusu politikaların
yol açtığı tahribata değinildi. Moderatörlüğünü
İMO Yönetim Kurulu üyesi Cihat Mazmanoğlu’nun gerçekleştirdiği söyleşiye, CHP İzmir
Milletvekili Hülya Güven de katıldı. Söyleşi inşaat mühendisliği öğrencilerinin soruları ve
katkılarıyla son buldu.
23 Ağustos’ta "Ulaşım Politikaları" başlığı altında gerçekleştirilen seminerde konuşmacı ola-
rak Mimar ve Şehir Plancısı Erhan Öncü yer aldı.
Ülkemizde uygulanan ulaşım politikalarına değinen Öncü, kentsel ulaşım planlarında dikkate
alınması gereken hususlara ve karar alma süreçlerine de vurgu yaptı. Soru ve cevapların ardından son bulan seminerin akşamında ise "Gezi
Direnişi ve Taksim Dayanışması" konulu bir söyleşi gerçekleştirildi. Direniş boyunca hayatını
kaybedenlerin anılması ile başlayan söyleşide
aynı zamanda Taksim Dayanışması üyesi olan
Avukat Can Atalay konuşmacı olarak yer aldı.
Gezi Parkı direnişindeki deneyimlerini gençlerle
paylaşan Atalay, yaşanan hak ihlallerinin altını
çizdi. Öğrencilerin soru ve cevapları ile devam
eden söyleşi geç saatlere kadar sürdü.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği semineri
genç-İMO 5. Yaz Eğitim Kampı’nın dördüncü günü "İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği" konulu sabah semineri ile başladı. İş Güvenliği
Uzmanı Beste Ardıç ve İş cinayetlerinde hayatlarını kaybedenlerin yakınlarının avukatı
Erbay Yucak’ın konuşmacı olarak katıldığı
oturumda, mühendislerin sorumluluklarına
ve çalışma koşullarının vahametine vurgu yapıldı. Mühendis adaylarının soru ve cevapları ile son bulan oturumun ardından atölye
çalışmalarına geçildi.
25 Ağustos`taki sabah seminerinde
TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Şehir Plancısı
Ayşe Işık Ezer ve Hacettepe Üniversitesi İletişim
Fakültesi öğretim üyesi Gülsüm Depeli’nin konuşmacı olarak katıldığı "Mühendislikte Kadın"
başlıklı oturum gerçekleştirildi. Gülsüm Depeli’nin kadının medyadaki sunuluş biçimine ilişkin sunumuyla başlayan oturumda ikinci olarak
söz alan Ayşe Işık, toplumsal cinsiyet bakımından kadın mühendislerin sorunlarına ve TMMOB
içerisindeki kadın örgütlenmesine değindi.
Genç-İMO üyelerinin yoğun ilgisiyle karşılanan
oturum soru cevap bölümüyle son buldu. Aynı
günün akşamı "Persepolis" filminin gösterildiği
kamp programı 26 Ağustos sabahı "TMMOB ve
Oda Politikaları" başlıklı oturum ile devam etti.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve İMO Yönetim Kurulu Başkanı
Taner Yüzgeç’in konuşmacı olarak katıldığı
oturumda meslek odalarının tarihinden, toplumcu mühendisliğin öneminden ve son dönemde gittikçe artan ve meslek odalarını
etkisizleştirmeyi amaçlayan politikalardan söz
edildi. genç-İMO üyelerinin soruları ile
devam eden oturum öğle saatlerine kadar
sürdü. Aynı günün akşamı "Redhack Belgeseli" gösteriminin ardından "Alternatif Bilişim
Derneği Başkanı" Ali Rıza Keleş’in katıldığı ve
sosyal medyadan hacker’lığa kadar birçok konunun ele alındığı bir söyleşi gerçekleştirildi.
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Kentsel dönüşüm tartışıldı
Kampın yedinci günü sabah oturumunda
inşaat mühendisliği mesleğini ve tüm toplumumuzu yakından ilgilendiren kentsel dönüşüm konusunun da masaya yatırıldığı "Kent
Dönüşürken Muhalefet" başlıklı seminer gerçekleştirildi. Prof. Dr. Tarık Şengül’ün ve aktivist ve yazar Metin Yeğin’in konuşmacı
olarak katıldığı seminerde kentsel dönüşüm
adı altında gerçekleştirilen politikalardan söz
konusu politikaların amaçlarına, muhalefet
imkânlarının geliştirilmesinden ve bu yöndeki dünya deneyimlerine kadar birçok konu
ele alındı. Moderatörlüğünü İMO Yönetim
Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç’in gerçekleştirdiği oturum mühendis adaylarının sorularına
verilen yanıtların ardından son buldu.
57
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Aynı günün akşamı yine yakıcı sorunlardan
biri olan "Toplumsal Barış", Prof. Dr. Aziz Konukman’ın ve BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul
Kürkçü’nün konuşmacı olarak katıldığı bir söyleşi ile masaya yatırıldı. Barış süreci, gezi direnişi ve toplumsal barışı tahsis etmenin yolları ve
yöntemleri konularının yanı sıra Suriye ve Ortadoğu’da yaşananların da ele alındığı söyleşi
gece geç saatlere kadar sürdü.
28 Ağustos Çarşamba günü ise "Su Yapılarında Çevresel Duyarlılık" başlıklı sabah semineri
ile başladı. ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü
Öğretim Üyesi Profesör Şahnaz Tiğrek ve yine aynı
bölümden Doç Dr. Elçin Kentel’in katıldığı oturumda çeşitli örnekler ışığında su yapılarının inşasında dikkat edilmesi gereken çevresel
faktörlere değinildi. Öğrencilerin soru ve cevaplarına da yer verilen seminerin ardından kampa katılan öğrenciler, atölye çalışmalarını sunacakları
Kapanış Gecesi için hazırlıklarını tamamladılar.
Kampın son akşamı Fotoğraf, Sinema, Tiyatro,
Ritim, Felsefe, Kamp Gazetesi ve Örgütlenme gibi
atölye faaliyetlerinin sunumlarının gerçekleştirildiği, merkez ve şube yöneticilerinin atölye yürütücülerine plaketlerini takdim ettiği ve tüm
öğrencilere katılım belgelerinin verildiği kapanış
gecesi gerçekleştirildi. Gecede söz alan İMO Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, İnşaat Mühendisleri Odası’nın geleceğini inşa eden
genç-İMO örgütlülüğünün en önemli faaliyetlerinden biri olan Yaz Eğitim Kampı’nda emeği
geçen herkese teşekkür etti.
Odamızın savunduğu değerlerin yaygınlaştırılmasında ve genç kuşaklara aktarılarak geliştirilmesinde önemli bir yere sahip olan genç-İMO
örgütlülüğünün gücüne güç katan Yaz Eğitim
Kampı 29 Ağustos’ta son buldu.
Ağustos-Kasım 2013
58
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
tünelleri
yerinde inceledi
Şubemizin Elazığ Temsilciliği gençİMO üyeleri, Elazığ-Maden karayolunda
yapılan tünel inşaatlarına teknik gezi düzenledi.
İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır
Şubesi Elazığ Temsilciliği genç-İMO üyeleri, teknik gezi düzenledi. Karayolları 8.
Bölge Müdürlüğü tarafından yaptırılan
Elazığ-Maden karayolu ve tünel inşaatlarına düzenlenen teknik geziye, Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat
Mühendisliği Bölümünden Yrd. Doç. Dr.
Taner Alataş, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Yılmaz, Araştırma Görevlileri Ertuğrul Çeloğlu ve Özge Erdoğan ile 3. ve 4. sınıftaki
inşaat mühendisi adayı 109 öğrenci katıldı. Karayolundaki yapım çalışmaları ve
tünelleri yerinde inceleyen öğrencilere
Yrd. Doç. Dr. Alataş, Yrd. Doç. Dr. Yılmaz,
Araştırma Görevlileri Çeloğlu ve Erdoğan
tarafından teknik bilgiler verildi.
Şırnak’ta
Öğrenciler
kitap
kampanyası
Şubat 2013’te yapılan gençİMO 6 Dönem Öğrenci Konseyi toplantısında alınan karar gereği,
Şırnak-Cizre Temsilciğimiz gençİMO üyeleri, kitap kampanyası başlattı. Şırnak Üniversitesi’nde bu yıl
açılan İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde okuyan öğrencilerin kitap
bulmada sorunlar yaşadığını belirten genç-İMO’nun üniversite temsilcisi Mehmet Emin Yardımcı,
“Ankara’da yaptığımız genç-İMO
toplantısına birçok üniversiteden katılan öğrenciler kampanyaya destek
vereceklerini söyledi. Kentte ders kitaplarını bulabileceğimiz bir kitap
evi yok, onun için de sıkıntılar yaşıyoruz. Kimi öğrenciler kitap fotokopileriyle ilk yıllarını tamamlarken,
kimi öğrenciler de fotokopileri ortak
kullanarak okumaya çalıştı. Şimdilik bize Sakarya Üniversitesi’nden
birkaç koli kitap gönderildi. Bu kitapları İMO Temsilciliği kütüphanesinde öğrencilerin yaralanacağı
şekilde bulunduracağız. Diğer üniversitelerden de Şırnak’a kitap gönderilmesini bekliyoruz” dedi.
59
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Fırat Üniversitesi’nde
tanışma toplantısı
Elazığ Temsilciliğimiz ile genç-İMO öncülüğünde Fırat Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde tanışma toplantıları düzenlendi.
Fırat Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’ne yeni kayıt yapan öğrencilerin katıldığı
tanışma toplantıları düzenlendi. Elazığ Temsilciliğimiz ile genç-İMO öncülüğünde 7 Ekim’de
İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde yapılan toplantılara, İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Necati Kuloğlu, Elazığ Temsilciliğimiz
yönetim kurulu üyeleri Caner Özkan, Hasan Çalışkan ve Hıdır Keşkek, genç-İMO temsilcileri
ile mühendislik bölümüne bu yıl adım atan 140
öğrenci katıldı.
Genç-İMO üyeleri
futbol turnuvası düzenledi
Diyarbakır Şubemiz gençİMO üyeleri, 3. Geleneksel Futbol
Turnuvası düzenledi.
Diyarbakır’da genç-İMO üyeleri, 2009 yılında bir gösteride polisin açtığı ateş sonucu yaşamını
yitiren Dicle Üniversitesi öğrencisi
Aydın Erdem anısına 3. Geleneksel Futbol Turnuvası düzenledi.
Mezopotamya Gençlik Araştırma
Merkezi
Derneği’ne
(MEGAM-DER) ait sahada düzenlenen turnuvaya, öğrenciler arasında oluşturulan 9 takım katıldı.
Eleme usulüyle yapılan turnuvanın
birincisi İnşaat Mühendisliği 3.
sınıf 2. öğretim öğrencilerinin oluşturduğu takım oldu. Genç-İMO
üyeleri, bu tür aktiviteleri genç-İMO
örgütlülüğünün güçlenmesi için
düzenlediklerini ve düzenlemeye
devam edeceklerini söyledi.
Ağustos-Kasım 2013
60
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Mühendislik mesleğini
icra etmek imkansız
hale geldi
Şubemiz Siirt Temsilcisi Mithat Sönmez, inşaat mühendisleri arasındaki örgütsüzlüğün olumsuz bir
tablo yarattığını söyledi. Sönmez’e, “inşaat mühendisleri”, “Yapı denetimleri”, “Kaçak yapılaşma”
sorunları ile “Afet riski altındaki bölgeleri” sorduk.
İnşaat mühendisleri kentinizde ne tür sorun ve
sıkıntılar yaşıyor?
Devletin trilyonluk yatırımlarını yöneten mühendislerin komik ücretlerle çalışması çok
trajiktir. İlimizde mühendislerin durumu
içler acısıdır. İlimizin teknik gelişimi de
bunu açıkça ortaya koymaktadır. Gerçek manada mühendislik yapmak ülkemizde ve dolayısıyla ilimizde imkânsız hale gelmiştir. Bu
olumsuz tablo mühendislerin uzmanlaşmasını da zorlaştırmaktadır. Üzülerek belirtmek
isterim ki ilimizde maalesef meslektaşları-
mız arasında dayanışma ve örgütlülük yok
denecek düzeydedir.
Kentte yapı denetimleri nasıl yapılıyor ve denetimler sırasında mühendisler ne tür sorunlarla karşılaşıyor?
Bilindiği gibi müteahhitler hiçbir gerekçe göstermeden yapı denetim şirketlerini değiştirebilmektedirler. Yapı denetim şirketleri
ciddi olarak inşaatlarda kontrollük ve denetim işlerini yaptıklarında, bu durum bazı mü-
Gerçek manada mühendislik yapmak ülkemizde ve dolayısıyla
ilimizde imkânsız
hale gelmiştir.
61
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
İMO Siirt Temsilcisi Mithat Sönmez, kentteki mühendislerin
komik ücretlerle çalıştırıldığını belirterek, gerçek anlamda mühendislik mesleğini icra etmenin imkansız hale geldiğini söyledi.
teahhitlerce istenmemekte ve yapı denetim
şirket sahiplerini sözleşmeyi fes etme tehdidi ile kontrollük yapılması engellenmektedir. Bu korkuyladır ki yapı denetim
şirketleri, iş vereni olan müteahhit ile ters
düşmemek için mühendis ve yardımcı mühendislerine gerekli denetim ve kontrollük
işlerini yaptırmamaktadır.
Bilindiği gibi yapı denetim şirketleri kamu adına
denetim ve kontrollük hizmeti yapmaktadır.
Ancak bu önemli görevi, bazı yapı denetim şirketleri, usul ve esaslara uygun yaparken, bazı
yapı denetim şirketleri de, daha çok menfaatlerini ön planda tutarak denetim ve kontrollük
hizmetlerini gerektiği şekilde yapmamaktadır.
Ne yazık ki çoğunlukta olan bu düşünce inşaatların düzgün kontrol edilememe riskini taşımaktadır. Bazı yapı denetim şirketleri ise,
mevcut kanun ve yönetmeliklerin açıklarından
da faydalanarak inşaatların denetçi mühendislerce kontrol edilmesini engellemekte, dolayısıyla da haksız kazanç elde etmektedirler.
Kentin inşaat gelişimi yeterli bir düzeyde mi
yoksa olması gerekenin çok altında mı?
İlimizde son 2 yıl içerisinde inşaat sektöründe
kayda değer bir artış görmekteyiz. Ancak bu
artış halen istenilen düzeyde olmayıp şehrimizin ihtiyacını karşılamaktan uzaktır.
Kentteki ulaşım sorunu ve kaçak yapılaşma konusunda biraz bilgi verebilir misin?
Üzülerek belirtmek isterim ki, ilimizdeki mevcut
yol genişlikleri standartların altında olması ve
otoparkların olmayışı ciddi anlamda sıkıntılara
yol açmaktadır. Ancak imara yeni açılan bölgeler de bu sorunlar öngörülmüş ve ihtiyaca
uygun ulaşım yolları hazırlanmaktadır.
Ağustos-Kasım 2013
62
İlimizde Türkiye’nin her bölgesinde olduğu gibi
kaçak yapılaşmalar mevcuttur. Ancak Belediyemiz İmar Müdürlüğü’nün yapmış olduğu
çalışmalar sonucunda kaçak yapılaşma oranı
ilimiz merkezinde giderek azalmaktadır.
İnşaat sektöründe kentte yaşanan
sorunlar nelerdir?
Özellikle ilimizde inşaat sektöründeki en
büyük sıkıntı kalifiye eleman eksikliği,
yapı malzemelerinin tedarikinde yaşanan
sıkıntılar ve özel sektörde çalışacak teknik eleman sayısının azlığıdır.
Kentsel alanlara göçün gittikçe artışı, sürdürülebilir inşaat mühendisliği uygulamalarının benimsenmemesi, inşaat
sektöründe kentimizde yaşanan sorunların başında gelmektedir.
Kentiniz için öngörülen inşaat politikaları
hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Üzülerek belirtmek isteriz ki ilimiz inşaat
politikalarıyla ilgili İnşaat Mühendisleri
İdeCAD
Elazığ Temsilciliğimiz
Şubemiz Elazığ Temsilciliği, inşaat mühendisleri ile genç-İMO üyelerine yönelik İdeCAD Statik 7
yazılımıyla ilgili kurs düzenledi.
Odası temsilciliği olmamıza rağmen pek
bir bilgiye sahip değiliz. Bu da inşaat
politikasını oluşturan kurum ve kuruluşların temsilciliğimizden görüş almamasından kaynaklanmaktadır.
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Kentsel Dönüşüm Projesi adı altında yapılan düzenlemeye ilişkin kentte ne tür çalışmalar yürütülüyor?
Kentimizde Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında sadece fizibilite çalışmaları yapılmış, bunun dışında kayda değer bir
çalışma yapılmamıştır. Ayrıca ilgili kurumlar bizimle bu konu hakkında herhangi
bir bilgi paylaşımında bulunmamıştır.
Kentte afet riski altında olan bölgeler var
mı? Var ise şimdiye kadar herhangi bir
çalışma yapıldı mı?
İlimiz 1. derece deprem bölgesinde olmakla beraber afet riski taşıyan bölgeler vardır. Ancak
bölgelere ilişkin yetkili kurumlar maalesef
henüz bir çalışma yapmamıştır.
kursu
düzenledi
Kaçak yapılaşmanın
kentte azaldığını kaydeden Sönmez, afet
riski altındaki bölgelerde ise yetkililerin
herhangi bir çalışma
yapmadığını belitti.
İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Elazığ Temsilciliği, İdeCAD Statik 7 yazılımına ilişkin 29
Nisan’da başlayan ve 1 Mayıs’ta sona
eren kurs düzenledi. Elazığ Temsilciliğimiz ve Fırat Üniversitesi İnşaat
Mühendisliği Bölümü’nde düzenlenen kursa, üyemiz çok sayıda inşaat
mühendisi ile genç-İMO üyeleri katıldı. Kursu veren İnşaat Mühendisi
Emrah Yıldız, İdeCAD Statik 7 yazılımıyla ilgili bilgi verdi.
63
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Şanlıurfa’da yapı denetimdeki
sorunlar masaya yatırıldı
Şubemizin Şanlıurfa Temsilciliği, “kentteki
yapı denetimi ve uygulamadaki sıkıntılar”ın giderilmesi için seminer düzenledi.
İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi
Şanlıurfa Temsilciliği, Yapı Denetim Sistemi konusunda temsilcilik binasında seminer düzenledi. Mimar Serdar Özdemir’in verdiği seminere,
Şanlıurfa Temsilcimiz Zeki Yıldırım ile yönetim
kurulu üyeleri, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü M.
Can Hallaç, Yapı Denetim Şube Müdürü İsmail
Işıkdağ, inşaat mühendisleri, kentte faaliyet gösteren çok sayıda yapı denetim firması ve laboratuvar temsilcileri katıldı.
Seminerde, “Yapı Denetim Kanunu, Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği, Şanlıurfa’da Yapı
denetimi ve uygulamadaki sıkıntılar, bürokratik
sıkıntılar ve çözüm önerileri” tartışıldı. Seminerde, uygulamadaki sıkıntılarla ilgili ortak
çözüm önerileri de belirlendi.
Şanlıurfa Temsilcimiz Zeki Yıldırım, sağlıklı bir
yapı denetiminin güvenli ve konforlu yarınlar inşa
etmek anlamına geldiğini, yapı denetiminin kamu
yararı gözetilerek yapılması gerektiğini ve yapı denetiminin teknik sorumluluğunun yanında ahlaki
sorumluluğunun da olduğunu vurguladı. Yıldırım,
yapı denetim sisteminin ayaklarını oluşturan tüm
bileşenlerin aynı sorumlulukla hareket etmesi gerektiğini ve sorumluluğunu tam olarak yerine getirmeyenlerin Yapı Denetim Kanunu’nda belirlenen
ağır cezai müeyyidelere maruz kalacağını hatırlattı.
Batman’da eğitim semineri verildi
Batman Temsilciliğimiz, inşaat mühendislerine yönelik ideCAD Statik 7 eğitim semineri düzenledi.
İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır
Şubesi Batman Temsilciliği ve ideYAPI
Ltd. Şti., 3 ve 4 Temmuz’da Batman Belediyesi Konferans Salonu’nda ideCAD Statik 7 eğitim semineri düzenledi. İnşaat
Mühendisi Emrah Yıldız’ın verdiği seminere, inşaat mühendisleri ve inşaat mühendisliği bölümü öğrencileri katıldı.
ideCAD Statik programının kullanımı
ve programın mühendislere sunduğu imkânları örnek bir proje üzerinde detaylı bir
şekilde anlatan Yıldız, seminerin ilk gününde, mühendislerin uygulamada karşılaşılabilecek farklı tipte bina modellerinin
programda nasıl oluşturulacağı konuları
üzerinde durdu. Yıldız, seminerin ikinci
gününde ise programda yönetmelik ve
analiz ayarlarının nasıl yapılacağı, modeli
oluşturulan yapının analizi ve analiz sonrası incelemelere değindi.
Ağustos-Kasım 2013
64
ARAMIZA YENİ KATILANLAR
S. NO
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
SİCİLNO
93779
93780
93781
93764
93765
93837
93839
93838
93893
93890
93892
93891
93922
93939
93938
93941
93940
93937
93965
93998
93997
93999
94001
93991
94000
94026
94027
94088
94076
94089
94153
94181
94182
94203
94202
94201
94200
94204
94231
94239
94253
94265
94264
94266
94282
94281
94318
94345
94440
94441
94451
94460
94488
ADI SOYADI
HAMDULLAH İPEK
KADİR SEZGİN
HASAN TURĞUT
ERCAN KIZAN
OSMAN POLAT
EVREN EVİN
CANER AKGÜL
İSHAK BUDAK
YUNUS ÖZGÜNLÜK
ZELİHA ALDOĞAN
MURAT ALPAY
CUMA AYDEMİR
ADNAN DEVEDURĞA
ALPEREN ÖBEK
ONUR POYRAZ
İBRAHİM HALİL KÜLLAHCI
RAGİP İNCE
YILMAZ AKELMA
HAVVA SEDA AYTEMUR
KADİR DEMİR
RECEP MEMİTANLI
SÜLEYMAN DOĞAN
MAHSUM ÇİYA KORKMAZ
FİRAR KÖRFECİ
ABDÜLVAHAP AKYOL
FERHAT ABAY
AYŞE BEGÜM ÇORTAY
DİLAN TÜZÜN
EYÜP BERBER
ERDİNÇ GÜRKAN ÜSTÜN
BURHAN KAYA
SABAHATTİN KAPLAN
YUNUS ŞEN
ORHAN ONUK
MUZAFFER TATAR
CİHAN YILDIRIM
MURAT SÜR
HASRET ALPKAN
BERİKA YILDIRIM
ERDAL ELİK
MURAT BİÇEN
DURSUN BAKIR
ONUR MAVİGÜL
KUDRET DURSUN
EYYÜP SABRİ İŞÇİ
MUHAMMED HANİFİ ARITÜRK
MUSTAFA İPEK
MAHİR ÖZÇELİK
MESUT AKTUĞ
HASAN KAPLAN
KAMİL SELÇUK
ENDER ATABAY
OSMAN BURAK BAĞLAM
ODA KAYIT TARİHİ
05.03.2013
05.03.2013
05.03.2013
05.03.2013
05.03.2013
08.03.2013
08.03.2013
08.03.2013
14.03.2013
14.03.2013
14.03.2013
14.03.2013
15.03.2013
19.03.2013
19.03.2013
19.03.2013
19.03.2013
19.03.2013
20.03.2013
22.03.2013
22.03.2013
22.03.2013
22.03.2013
22.03.2013
22.03.2013
26.03.2013
26.03.2013
01.04.2013
01.04.2013
01.04.2013
05.04.2013
10.04.2013
10.04.2013
12.04.2013
12.04.2013
12.04.2013
12.04.2013
12.04.2013
19.04.2013
19.04.2013
24.04.2013
25.04.2013
25.04.2013
25.04.2013
30.04.2013
30.04.2013
07.05.2013
13.05.2013
28.05.2013
28.05.2013
30.05.2013
30.05.2013
06.06.2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
65
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Ağustos-Kasım 2013
66
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
94489
94505
94541
94546
94573
94572
94649
94650
94645
94647
94648
94646
94748
94774
94775
94773
94772
94790
94793
94792
94791
94789
94820
94864
94872
94865
94862
94874
94866
94868
94867
94871
94869
94861
94863
94870
94873
94875
94925
94927
94926
94924
95004
95012
95008
95013
95011
95010
95009
95015
95007
95006
95005
95003
95014
95053
95179
95182
BURCU ELMAS
MEHMET ÜNGÜR
BAHATTİN YILMAZ
ABDULKADİR ÖZBEK
MAHMUT İŞLEK
SELVİ KALÇIK
EMRULLAH MEŞE
AHMET DÖLEK
REŞAT UÇAN
OKTAY SOL
CANER YILDIRIM
AHMET BEDİR
ALİ GÜNEY
MAHİR ESMER
HAMZA ASLAN
ENDER KAYA
BEDRİ POLAT
SALİH AKAGÜNDÜZ
ŞENOL UYANIK
EZGİN ÖNEMLİ
MAHMUT ÖNER
VEYSİ FİDANCAN
ABDULKADİR BOZKURT
REZAN AL
MEHMET EMİN ÇEKEN
NEVZAT AKÇARA
MİRAÇ GÜDER
OZAN DERVİŞ ÇİFTÇİ
SABRİ AYDIN
FERHAT ERSÖZ
SATUK BUĞRA DEMİRTAŞ
MERTHAN KARAHAN
MUTLU DEMİRHAN
ÖMER OYGEN
MUHARREM CİHAD ÇIRAĞ
MEHMET SUAT GÜNDEM
İBRAHİM HALİL ORAK
ESİN EREN
DİLAN ÇETİNDERE
FIRAT ASLAN
SÜLEYMAN TEMELLİ
DİLBER AKYOL
RECEP KUZU
MEHMET FATİH KIZILDEMİR
RIDVAN ÇOBAN
SERCAN BİRKAN
SERKAN OĞUZ
MEHMET KURT
İSMAİL AÇAR
OLCAY ARAL
ROHAT BARIŞ ŞİMŞEK
ALİ RIZA YALÇIN
FATİH YİĞİT
MERVE ŞAKİ
MUHAMMED BİÇİMLİ
SAVAŞ TÜT
ESRA GAYRETLİ
VELAT DUMAN
06.06.2013
06.06.2013
11.06.2013
13.06.2013
17.06.2013
17.06.2013
24.06.2013
24.06.2013
24.06.2013
24.06.2013
24.06.2013
24.06.2013
27.06.2013
28.06.2013
28.06.2013
28.06.2013
28.06.2013
01.07.2013
01.07.2013
01.07.2013
01.07.2013
01.07.2013
02.07.2013
03.07.2013
03.07.2013
03.07.2013
03.07.2013
03.07.2013
03.07.2013
03.07.2013
03.07.2013
03.07.2013
03.07.2013
03.07.2013
03.07.2013
03.07.2013
03.07.2013
03.07.2013
04.07.2013
04.07.2013
04.07.2013
04.07.2013
08.07.2013
08.07.2013
08.07.2013
08.07.2013
08.07.2013
08.07.2013
08.07.2013
08.07.2013
08.07.2013
08.07.2013
08.07.2013
08.07.2013
08.07.2013
09.07.2013
12.07.2013
12.07.2013
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
95180
95183
95181
95177
95178
95176
95246
95247
95245
95252
95249
95237
95242
95243
95239
95240
95241
95244
95236
95238
95248
95250
95348
95351
95350
95349
95346
95345
95453
95441
95451
95452
95449
95442
95443
95446
95447
95450
95448
95445
95444
95544
95622
95620
95621
95619
95618
95617
95654
95653
95652
95649
95648
95651
95750
95748
95749
95747
ERDİ KAYA
MAHSUM EBİNÇ
REZAN ACAR
HASAN ÜNSEVER
METİN KIRTEKE
BURHAN CAN
YUNUS EKMEN
ABDURRAHMAN KAÇMAZ
ALİ YILDIRIM
KEREM NUR KÖKSAL
GÜLŞEN CANTÜRK
ESMA GÜNEŞ
MEHMET EMİN KİYAN
FERHAT DEMİR
ERHAN ALTUNKAYNAK
AHMET ÖNEN
ADNAN İMAMOĞLU
HASAN SAFA
BÜŞRA PALANCI
ŞAHİN SAVAŞ ŞAN
SEBAHATTİN AYDIN
KAVA GÖN
SADIK KONCUK
FERHAT ÖNER
MEHMET YAŞAR
AYKUT EKİCİ
NİDA ÖRS
HATİP YILDIZ
BENSU AKIN
GÜL DÖNER
MAHMUT KARTAL
LEYLA DEMİRBİLEK
HALUK MISIRLIOĞLU
MERYEM VARIŞ
EMRE FATİH KARA
YUSUF ELÇİ
SABRİ KARAGEÇİLİ
MİKAİL ŞİMŞEK
KAHRAMAN KILIÇ
REŞİT MUSTAFA YERSEL
ALİ ERDİ DOĞAN
SİDAR AVCI
ÖMER İŞ
FETHİ ÖZTÜRK
ÜSAME TÜRKMEN
MUSTAFA ALPAY
HİLMİ KÜRŞAT TOPALOĞLU
ÜNAL BİÇAK
BAYRAM SÖNMEZ
HASAN AKYOL
TURAN UZUNBÖY
ENES DOĞAN
HALİS TÜZÜN
ÖNER ERTÜRK
MEVLÜT ARI
SERDAR İNCE
KADİR ALTUNTAŞ
HASAN DEMİRTAŞ
12.07.2013
12.07.2013
12.07.2013
12.07.2013
12.07.2013
12.07.2013
15.07.2013
15.07.2013
15.07.2013
15.07.2013
15.07.2013
15.07.2013
15.07.2013
15.07.2013
15.07.2013
15.07.2013
15.07.2013
15.07.2013
15.07.2013
15.07.2013
15.07.2013
15.07.2013
17.07.2013
17.07.2013
17.07.2013
17.07.2013
17.07.2013
17.07.2013
22.07.2013
22.07.2013
22.07.2013
22.07.2013
22.07.2013
22.07.2013
22.07.2013
22.07.2013
22.07.2013
22.07.2013
22.07.2013
22.07.2013
22.07.2013
24.07.2013
25.07.2013
25.07.2013
25.07.2013
25.07.2013
25.07.2013
25.07.2013
29.07.2013
29.07.2013
29.07.2013
29.07.2013
29.07.2013
29.07.2013
31.07.2013
31.07.2013
31.07.2013
31.07.2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
67
Ağustos-Kasım 2013
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
Ağustos-Kasım 2013
68
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
95751
95800
95801
95799
95797
95796
95798
95839
95840
95870
95864
95866
95867
95871
95869
95865
95916
95900
95901
95935
95930
95931
95932
95936
95937
95938
95929
95933
95934
96015
96014
96013
96060
96062
96070
96061
96067
96066
96069
96071
96064
96065
96059
96058
96055
96057
96056
96054
96068
96063
96142
96139
96140
96138
96141
96137
96182
96181
ŞABAN YAVUZ
ERGÜN GÖKÇE
CENGİZ ŞAHİN
MUSTAFA DOĞAN
YAŞAR ERTÜRK
TUBA DEMİR
MURAT POLAT
DENİZ TAŞ
MERVE ŞAHİN
İHSAN EMRE DEMİRHAN
AHMET GÜNEŞ
ZEYNEL YÜKSEKYAYLA
ŞENOL BAHÇECİ
ROHAT ONAT
SİNEM ÇETİNTAŞ
TEOMAN ÖZTÜRK
SÜLEYMAN ZORLU
İSMAİL VURAL
YAKUP ELMAS
EMRE ASLAN
DOĞAN GÜNEŞ
OĞUZ YILDIZ
EBUCİHAT YILDIRIM
AYSEL KİLİS
ONUR ŞAHİNTÜRK
NECAT ÇELİK
SELMAN YORULMAZ
KEMAL DERİN
FERİT KARABOĞA
İLHAN UÇAK
KEREM BAYHAN
ÖMER ALTAN
MEHMET ÖZCAN
MUZAFFER GÜRSEL
KÜBRA ÖNER
MEHMET SELİM GEYİKLİ
LOKMAN İŞSİZ
MEHMET ALİ BULUT
ERKAN BAYÇUMENDUR
LEYLA TUNÇ
İRFAN ŞEKERCİ
RIDVAN GÜNEŞ
AZİZ BAKIR
HABİB ÇAĞAN
GÖKHAN USLU
BERÇEM ÇELİK
LEYLA ÖNAL
MURAT URAL
MURAT CELBEK
FATMA ULUGERGER
KEMAL KAHVECİ
ALPER ÜNLÜ
HÜSEYİN ALPEREN ERDOĞAN
BEYTULLAH BAKIR
ŞAHİN ZEYNO
NURULLAH BALLI
MEHMET NEZİR YAVUZ
İSLAM ERCAN
31.07.2013
01.08.2013
01.08.2013
01.08.2013
01.08.2013
01.08.2013
01.08.2013
05.08.2013
05.08.2013
06.08.2013
06.08.2013
06.08.2013
06.08.2013
06.08.2013
06.08.2013
06.08.2013
12.08.2013
12.08.2013
12.08.2013
13.08.2013
13.08.2013
13.08.2013
13.08.2013
13.08.2013
13.08.2013
13.08.2013
13.08.2013
13.08.2013
13.08.2013
15.08.2013
15.08.2013
15.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
19.08.2013
21.08.2013
21.08.2013
21.08.2013
21.08.2013
21.08.2013
21.08.2013
22.08.2013
22.08.2013
2013 Yılı İnşaat Birim Fiyat Analizleri
Uzman İnşaat Mühendisi Ünal Akçalı’nın iki cilt halinde yayımlanan “2013 Yılı İnşaat Birim Fiyat
Analizleri I-II” adlı kitabı, 2013 yılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı genel fiyat analizlerinden 2013
yılı için aktarmasız olarak türetilen inşaat birim fiyatlarının hesaplanmış dökümlerini içeriyor. Kitap
yapım işleri birim fiyat analiz sistemi için bir hesaplama örneği sunarken, bununla ilişkili olarak
yapı işleri için örnek uygulamalar anlatılıyor.
olarak kurmaya başladı. Hal Foster, “yıldız mimarlar”ın çalışmaları ve sanatı yeni alanlara açan
sanatçıların eserleri üzerinden, “sanat-mimarlık
kompleksi” adını verdiği bu kaynaşmanın tarihini
ve günümüzdeki etkilerini inceliyor. Küresel gösteri kültürünün yarattığı sahte öznelliğe ve toplumsallığa direnmenin yollarını araştırıyor.
İnşaat Mühendisliği Hizmetinde
Odamızın hazırladığı “İnşaat Mühendisliği
Hizmetinde 40 Yıl” kitabı yayınlandı.
Dile kolay; 40 yıl boyunca, köprüler, yollar, konutlar, hastaneler, okullar inşa
edilmiş, şantiyelerin tozu solunmuş,
proje masalarında dirsek aşındırılmış;
sıla hasreti çekilmiş, dağlar delinmiş,
yollar açılmış, barajlar yapılmış,
bazen yoksunlukların yol açtığı çaresizlikle baş etmeye çalışılmış, bazen
de büyük organizasyonların sorumluluğu üstlenilmiş; İnşaat Mühendisleri
Odası, bütün bu üretimi, yaratımı ve
mesaiyi gerçekleştiren üyelerine "İnşaat Mühendisliği Hizmetinde 40 Yıl"
kitabıyla teşekkür ediyor.
ÝMO
2013 yılı yapım girdilerini, her imalat iş kaleminin içerisindeki malzeme, işçilik, makine
yüzdelerini, yapı işleri birim fiyatlarının bir
önceki yıla göre fiyat artış yüzdelerinin yer
aldığı kitapta, şantiyede yapılan hatalar da,
yanlış ve doğru şeklinde gösteriliyor. İki cildi
120 TL’ye satılan kitabı, üyelerimiz İnşaat
Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi’nden
temin edebilirler.
Sanat-Mimarlık Kompleksi
Geçtiğimiz yarım yüzyıl boyunca, sanatın mimarlık
ve tasarımla kaynaşmasına tanık olduk. Sanat
eserleri, alışıldık galeri ve müze mekânlarının sınırlarını aşıp eski sanayi yapılarına, gündelik hayatın mekânlarına ve doğaya açılırken, mimarlık
da yapısal, tarihsel ve toplumsal önceliklerini bir
kenara bırakarak kendini gitgide bir “görsel sanat”
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
Barbülün Taş Bülbülleri
Yazar Rojat Aksoy, “Barbülün Taş
Bülbülleri” kitabıyla Ezîdî köylerindeki yapılarda okumalar
yaparak, bu inancın sahip olduğu değerleri ortaya koymaya
çalışıyor. Yapıların rölövesi,
fotoğrafları ve teknik bilgiler
gibi birçok öğelerini de içine
alarak mümkün olduğunca
hem mimari hem de kültürel
bir çalışma olmasına özen
gösterilmiştir. Bu kapsamda
Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa
ve Batman illerinde toplam 35
köye gidilirken, kitapta Ezîdîlerin inşa ettiklerin yapıların mimarisi de irdeleniyor.
69
Ağustos-Kasım 2013
BA
SIN
SIN
BA
BA
SIN
BA
DA
BA
SIN
SIN
BA
BA
BA
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
ÝMO
82747 sicil numaralı Yönetim Kurulu Üyemiz Ferhat Demir ile Demet Denizhan
06.05.2013 tarihinde, 78880 sicil numaralı Yönetim Kurulu Üyemiz Yusuf Yeşil ile
Fatma Büyüktüş 01.06.2013 tarihinde, Elazığ Temsilciliği personelimiz Tülin Erdem ile
Kenan Kılıç 16.06.2013 tarihinde, 86749 sicil numaralı üyemiz
Semih Burçoğlu ile Çiğdem Bayoba, 15.09.2013 tarihinde evlendi.
mutluluklar dileriz.
İMO Diyarbakır Şubesi olarak evlenen çiftlere
Üyemiz Sabri Altıntaş’ın kardeşi vefat etti.
Şubemiz Batman Temsilciliği personeli Zeki İnanç’ın annesi vefat etti.
Şubemiz Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Akça’nın babası vefat etti.
Üyelerimiz Serhat Akay ve Sertaç Akay’ın dayısı vefat etti.
Şubemiz personeli Zafer Korkmaz ile üyemiz Zeynel Korkmaz’ın dedesi vefat etti.
Üyemiz Masuk Akduman’ın babası vefat etti.
Üyemiz Murat Aktaş’ın amcası vefat etti.
Üyemiz Erdem Tegi’nin babası vefat etti.
Üyemiz M. Hatip Dicle’nin annesi vefat etti.
Üyemiz İhsan Öner’in annesi vefat etti.
Üyemiz Uğur Erdoğan’ın kardeşi vefat etti.
Üyemiz Şeyhmus Zeren vefat etti.
Şubemiz eski yönetim kurulu üyesi M. Suat Ezber’in amcası vefat etti.
Şubemiz Mesleki Denetim Görevlisi Sevan Avcı’nın babaannesi vefat etti.
Üyemiz İdris Yaşar’ın amcası vefat etti.
Üyemiz Mehmet Emin Tuğrul’un abisi vefat etti.
Üyemiz Taner Yiğit’in ablası vefat etti.
Üyemiz Metin Palaoğlu’nun babası vefat etti.
Üyemiz Mehmet Şimşek’in dedesi vefat etti.
Üyemiz Vahit Altun’un amcası vefat etti.
Üyemiz Ruken Ecer Güzel’in babaannesi vefat etti.
Üyemiz Feyzi Durmaz vefat etti.
Şube olarak üyelerimiz ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Ağustos-Kasım 2013
70
BA
SIN
SIN
BA
SIN
SIN
BA
BA
BA
BA
DA
SIN
BA
BA
BA
SIN
DA
BA
BA
DA
SIN
BA
BA
BA
BA
BA
BA
DA
SIN
BA
SIN
SIN
BA
SIN
DA
BA
DA
SIN
BA
DA
BA
SIN
DA
BA
BA
DA
DA
BA
BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN B
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN B
BASINDA
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN B
BASINDAN BASINDAN BASINDAN
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BA- İnşaat Mühendisleri Odası
BASINDAN BASINDAN BASINDAN
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BADiyarbakır Şubesi
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN B
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN B
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN B
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN B
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
SINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASIN
BASINDAN BASINDAN
DAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN B
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN B
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASIN
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
DAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASIN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
DAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN B
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASIN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
DAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN B
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN B
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN B
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN B
BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASIN
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
DAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN B
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASIN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
DAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN B
BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASIN
SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
DAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDA
BASINDAN BASINDAN SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN SIN
DAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINDAN SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN BASINBASINDAN
71
Ağustos-Kasım 2013
BASINDAN BASINDAN SINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN SINDAN BASINDAN BASINDAN BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
ÝMO
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
DAN
BASINDAN
BASINDAN
DAN
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
BASINDAN
BASIN
BASINDAN
BASIN-
BASINDAN
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi
TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası
Diyarbakır Şubesi 20. Dönem
Yönetim ve Temsilcilik Kurulları
ÝMO
DİYARBAKIR
Başkan
: Turan KAPAN
Sekreter Üye : Ahmet KAŞAN
Sayman Üye : Şahin KAYA
Üye
: Sultan ERDEMLİ
Üye
: Sinan TARI
Üye
: Ferhat DEMİR
Üye
: Yusuf YEŞİL
Üye
: Çetin YILMAZ
Üye
: Yusuf AKKAYA
Üye
: İsmail AKCAN
Üye
: İbrahim ALTUN
Üye
: Ozan ÖZBEK
Üye
: M .Emin POLAT
TUNCELİ
ELAZIĞ
MALATYA
Temsilci : Hıdır KAYA
Temsilci : Bedir ÖZTEN
Üye
Üye
Üye
: M.Murat ATİK
Üye
: Caner ÖZKAN
Üye
Temsilci
: Hıdır KEŞKEK
: Hasan ÇALIŞKAN
ŞANLIURFA
Üye
: Erol ERDAL
Üye
Temsilci
: Didar KARAHAN
Üye
: Kemal YAZAR
Üye
: Gürkan BALTACI
Üye
: Vehbi ALUÇLU
: Zeki YILDIRIM
Üye
Üye
Üye
: Ruken OKYAY ÇİÇEK
MARDİN
: Cihan ERGÜL
Üye
Üye
Üye
: Selim BODUR
Üye
: Mehmet Emin ALTUN
SİİRT
: Murat EKİNCİ
Üye
Üye
: Kemaleddin ADAY
BATMAN
: Halid EKMEN
Temsilci
: Lokman YAŞAR
: Deniz ERGÜN
Üye
Temsilci : Dara YILDIRIM
Üye
: Alper YİĞİT
: Adnan TEKİN
: Nuray KAYA
BİNGÖL
: Ahmet ERDEM
Üye
: Ahmet HÜLAKÜ
Üye
: Mehmet CAV
Üye
: Cigerhun İNCE
: Yunus ALTAŞ
CİZRE-ŞIRNAK
Temsilci : Cafer Serhat ÇAKI
Temsilci : Mithat SÖNMEZ
Temsilci : Fahrettin AŞKIN
Üye
: Hüseyin SECGİN
Üye
: Gülçin KÖNEŞ
Üye
: Süleyman CAN
Üye
: Yılmaz BAL
Üye
: İlkay Cem ÖZ
Üye
: İrfan DÖNMEZ
Üye
Ağustos-Kasım 2013
72
Üye
Üye
: Mirza TAŞÇI
: Yekta BİLEK
Üye
: Selma ALABALIK
Üye
: Celal SAYGIDAR
Üye
: Serbest CİHANGİR
: Murat UĞUN

Benzer belgeler

13658 KB - TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası

13658 KB - TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası MESLEK ALANIMIZLA İLGİLİ AKTİVİTELER Van ve Marmara depremlerini unutmadık ‘Torba Yasa’ya karşı açıklama ŞUBEMİZİN GECESİ

Detaylı

8666 KB - imo ana sayfa

8666 KB - imo ana sayfa DİYARBAKIR ŞUBESİ Ağustos-Eylül-Ekim-Kasım 2013 Yıl: 6 Sayı: 10 İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi adına SAHİBİ Turan KAPAN YAYIN KURULU Ahmet KAŞAN Barış ÇETİNKAYA İdris BEDİRHANOĞLU Şahi...

Detaylı